22 Aralık 1950
Cuma
SİYASÎ İKTİSADÎ MÜSTAKİL
Yıl 2 — Sayı 387 — 10 kurvş

i eni İstanbul'un KUPONU
TAHSİL K U PQ N U
Tesis eden: Hablb Edîb - TÖREHAN
1.000 Suat 1.000» Saat 1.OCİ0 sUat
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000 Saat 1.000 Saat 1.000 Saat
1.000 Saat 1.000 Saat 1.000 Saat
1.000 Saat 1.000 Saat 1 000 Saat
Beyoğlu - Müellif Caddemi 6.8. Telefon : 44756.44757 Santral
Posta Kutusu : 447 - İstanbul. Telgraf Adresi : ÎTetlo, İstanbul
Hicret
Alman ve Müttefik mütehassıslar arasında
KOREDE
İSLÂM tarihi hicretle başlar. ■Osmanlı tarihi Anadoluyu istilâ için değil orada bir yurt bulmak için gelmiş olan Türklerin kahramanlıkları ile açılır.
Türk Cumhuriyeti tarihinin en göze çarpan hâdiselerinden biri de memleketimize gelen büyük bir hicret kafilesidir. Şimdi dünyayı ikiye bölen gerginliğin büsbütün arttığı bir sırada gene muazzam bir hicretle karşılaşmış bulunuyoruz.
Almanyanın Atlantik
ordusuna katılması
Komünistler
gaz mermisi
kullanıyor
Son 30 senenin tarihini okumaya fazla ihtiyacımız yoktur. Çünkü bunu yaşlılarımız ve hattâ gençlerimiz hatırlıyor ve çocuklarımıza anlatıyorlar. Bu 30 sene içinde İnsanlar yığın yığın yurtlarından sökülmüşler ve sayısız ıstıraplarla güreşmişlerdir. Şimdi de Asyada ve Güney rupada bu hicretler yeniden nün dâvası haline gelmiştir, tün bu . hareketlerin sebebi
münizmin insan denilen mahlûka hiçbir hak tanımamasından ve onu hayvanla bir tutmasından 1-leri gelmektedir. Biz medeni filemin hak düşüncesine inanıyoruz.
Av-gü-Bü-ko-
Bulgaristandan birdenbire yığın yığın atılarak memleketimize gönderilen ırkdaşlanmız İçin bu sütunlarda birkaç aydan beri düşüncelerimizi anlatmaya çalışıyoruz. Öteden beri beceremediğimiz teşkilâtçılık imtihanını şimdi demokrasi devrimizde muvaffakiyetle vereceğimizi umuyoruz. Memleketimizin müşkül zamanlarında büyük işler yapmış olmamızdan kuvvet alarak bu işimizi de bu kere sağlam bir başarıya bağlamak imkânının mevcudiyetine inanıyoruz.
Medeniyet dünyasının ve Birleşmiş Milletlerin en kuvvetli bir parçası olduğunu Koredekj kahramanlıkları ile ispat eden Türk Milletinin şimdi bu büyük hicret dâvasında yardım görmesi lâzımdır. Birleşmiş Milletler Teşkilâtı, üye milletlerin kuvvetli olmasını elbette ister. Bu ise temelli bir dayanışma sayesinde temin olunabilir.
Biz memleketimize gelecek göçmenlerin bir yere gelişi güzel sığınmalarını ve orada müşküllerle çarpışmalarını beklemiyece-ğiz. Bizim istediğimiz şey yalnız Bul gar ıstandan değil muhtelif' yerlerden bize gelecek ırkdaşla-nn müstahsil olmalarını, istihsalimizi arttırmalarını ve memleketimizin iktisadiyatında âmil olmalarını sağlamaktır.
Bunun için yapılacak en mühim iş onlara bu imkânın verilmesidir. Zamanımızın hususiyet lerini düşünerek icabında kanun ve nizam çerçeveleri içinde her şeyi sımsıkı tutmak imkânı yoktur. Salâhiyet ve hakiki mesuliyet esasları altında çalışacak tek bir vekâlet veya müstakil bir dairenin bu işi üzerine alması ve ona göre çalışması lâzımdır.
Filistindeki büyük muhaceret Almanyada son zamanlarda 10 milyon İnsanın yerlerinden, yurtlarından ayrılarak başka yerlere yerleştirilmesi için sarfolunan gayretler bize güzel misaller verebilir.
Ağaç dikerken bile toprağın ▼asfı ve iklimi düşünülürken insanların yerleştirilmesi de bir çok esasların gözönünde tutulmasını zaruri kılar.
Çeşitli mesleklerle ilim ve fen şubelerinin burada görecekleri büyük vazifeler vardır. Onların tetkiklerini, tecrübelerini gözö nünde tutmak icap eder. Amerika gibi bugün demokrasinin bayraktan olan büyük millet zaten muhaceret İşlerinde en büyük tecrübeye sahiptir ve olması an lAzımdır. Çünkü: Amerika geniş bir muhacir memleketidir. Bugünün telâşlı, heyecanlı hallerine rağmen Amerikanın bize bu işde yardım etmemesi imkânı yoktu»* 1000 lerce insanı barındıracak barakaları, birkaç kişiden müte şekkil bir aileyi içine alabilecek takma evler, bir kaç saat içinu* vücuda getirmek kudretine malik olan bir memleketin, şimdi en sadık müttefikini yardımsız bırakmasına ihtimal veremiyoruz Bu yardım bir merhamet yardımı olmayacaktır. Zaten kibiriı bir millet olmamakla beraber hi zim de bir gururumuz vardır Haysiyet ve izzetinefsimiz de yüksektir Onun için kimseden merhamet istemek aklımızdan geçmez fakat, gurur ve şerefimizle iddia edebiliriz ki. bize yapılacak yardım çok ticari düşünmesini bilen bir bankanın iyi bir müşterisine yapacağı yardım gibidir. Zira müşteri kuvvetlenir ve artarsa banka da genişler. Sanayi memleketlerinin muhtaç oldukları ham maddelerin kızıl Asyadan gelmek ihtimali azaldıkça Türkiye ham madde veren büyük bir memleket olabilir v* onun bu fazla istihsali sanayi memleketlerinin makinelerinin durmamasına, İşçilerinin boş kalmamalarına yardım eder. Meselenin en mühim noktası bu dâvayı medeniyet âlemine iyi an-latehHmek ve İspat etmektir.
Habib Edib-TÖREHAN
müzakere ediliyor
General Eisenhower’in plânını dün Adenauer
ile Müttefik Yüksek Komiserleri görüştüler
Alman Başbakanı eşitlik istiyor
Bonn. 21 A A. (AFP) — Müttefik Yüksek Komiserlerin Başkan Adenauer ile yaptıkları görüşmeden sonra yayınlanan tebliğde bildirildiğine göre, yüksek komiserler kendisine Brüksel konferansı neticesini bildirmişlerdir.
Yüksek komiserler Avrupanm müdafaasına Almanyanın iştiraki meselesinde Alman Hükümetinin bir emri vaki karşısında bırakılmayacağım temin etmişlerdir.
Alman iştirakinin şümul ve mahiyetinin Alman ve Müttefik uzmanlar arasında yakında yapılacak görüşmelerde tetkik edilmesi hususunda anlaşmaya varılmıştır.
Bonn. 21 A.A. (United Press) — General Eisenho'ver’in Atlantik ordusuna Alman askerlerinin de ithalini tasarlayan plânın hazırlığını yapmak üzere 3 müttefik yüksek komiseri Batı Almanya Başbakanı Adenauer ile müzakerelere başlamıştır.
t
Adenauer’in onlara bunnn “fiyatlının Atlantik Milletleri muvacehesinde Almanyaya eşitlik veya hiç olmazsa içişlerinde daha fazla salâhiyet olduğunu bildirmesi beklenmektedir. Alman kotalarına âcil ihtiyacı ulan batının savunması için tedbirlerin tanzim edildiği Brüksel konferansında bulunduktan sonra Fransız Yüksek Komiseri Fran-çois Poncet, İngiliz Yüksek Komiseri Sir lvone Kirkpatrik ve Birleşik Amerika Yüksek Komiseri John McCloy Bonn'a müşlerdir.
Bonn. 21 (Husus!) — nauer» tanınmış Amerikalı tecl Kıngsbury Smith’e,
sızlar tararfından düşünülen Al man askeri yardımı hakkınds bir mülâkat vermiştir. Adenaueı demiştir ki:
"Almanlar, başkalarının ken dileri hesabına verdikleri kararı, gelişi güzel kabul etmiyecek-lerdir. Almanya ile Bâtıhllar a-rasında zaten askeri eşitlik yok tur. Atlantik ordusuna yüzde on nispetinde katılsak bile yine
dön-
Ade-gaze Fran

Dr. Konrad Aderınuer
Tokyo, 21 (YtRS) — Kuzeydoğu Kore cephesinde Hungnam civannda tutunmuş olan müttefik kuvvetleri bugün denize 5 mil mesafeye kadar çekilmişlerdir. Bu sırada müttefik donttn-masına mensup gemiler kızılların yaklaşmalarını önlemişlerdir. Yeni hatlarına çekilen müttefik kuvvetleri bugün Hungnam ile Yonpo uçak alanı arasındaki son köprüyü de dinamitle uçurmuşlardır. Böylece lar üstündeki tahrip edilmiş
Bildirildiğine
Kore cephesindeki Komünist Çin kuvvetleri gaz mermileri kullanmaya başlamışlardır. Tokyoda-ki askerî sözcünün de teyit ettiği bu haberde bunların duman ve göz yaşartıcı gaz mermileri oldukları açıklanmıştır. Diğer taraftan Washington'dakl Harp Dairesinden gelen haberlerde, Koredcki askerlere gaz mermileri verildiği bildirilmiştir.
şehre giden yol-bütün köprüler olmaktadır.
göre Kuzeydoğu
Tr umanın
demeci
Washington, 21 (YtRS) Başkaj-ı Truman bugün bir meç vererek demirperde dışında kalan devletlerin birlikte hareket etmelerini tavsiye etmiş ve bunun kendi emniyetleriyle ilgili olduğunu ilâve etmiştir. Başkan, Brüksel konferansından dönmüş olan Dışişleri Bakanı Acheson’la görüştükten sonra aşağıdaki demecini vermiştir:
••Kuzey Atlantik Paktı devletleri Brüksel Konferansında Avrupayı komünist istilâsına karşı korumak üzere. Genera’ Eisenhower*in kumandanlığında 1,000,000 kişilik bir ordu kurmaya karar vermişlerdir. Batı Avrupa ve Kuzey Atlantik dev-ynjratBeHk-* lan birlik gerek kendi ve gerekse bizim emniyetimiz bakımından önemi haizdir/*
de-
memnun oluruz. Fakat silâh v(» kumanda bakımından eşitlik lâ zımdır. Bizim ağır silâhlarımız olmazsa askerlerimiz de ikinci derecede bir asker derecesine düşmüş olmak ve yalnız har canmaya mahsus bir kıta duy grusu uyanabilir. Bundan bask ı bizim askerlerimiz, Fransamr. nasıl olup da bizden korktuğunu bir türlü anhyamaz. hele 150.001 Almanın Fransız ve Amerikan ordusiyle birlikte doğudan gelecek tehlikeyi önlemeye hazır landığı bir zamanda... Durum şimdi fevkalâde ciddidir Bu askeri anlaşma, Fransız Savunma Bakanı eşitlik prensipine şiddet le karşı gelmeseydi, geçen eylül ayında imzalanmış olabilir di.„
Atlantik Paktında
Türkiyenin rolü
3 savunma bölgesine Akdeniz müdafaasında
Londra. 21 A A. (Reutcr) — Güvenilir kaynaklardan öğrenildiğine göre, Atlantik Paktı Savunma Bakanlan ve askeri şefleri iskandlnavyadan Ortadoğu-
Amerika ve lngilterede senenin edebî hâdisesi
/K
PORTRAIT OfT
TURKISH
!>
h


ı
Bir Tiirk
Ailesinin
Yazan: İRFAN ORGA
Portresi
İRFAN ORGA
İrfan Organın “Bir Türk Ailesinin Portresi,, İsimli romanının İkinci bAsklfiı-nın kapağı
New-York, 22 (A.A.) - (Usis) —
Amerikanın en meşhur tâbilerinden Mac Millan Kumpanyası. İrfan Organın "Bir Türk Ailesinin Portresi” isimli eserini ^yayınlamıştır. Bu kitap bundan
Hâlen Amerikada bulunan bir Türk gencinin yazlığı ve Londrada iki tabı yaptıktan sonra Amerikada da basılan ve 1950 senesinin en ınınaffak eseri olıı-'•ak kabul edilen bu kitabı bir nefeste okumak ifitiye-eksiniz.
Geçen hafta “Amerikanın Sesi” Radyosunun sitayişle bahsettiği ve mevzuunu anlattığı bıı kitap, dünya matbuatına geçen ay sonunda şöyle tanıtılmıştı:
evvel lngilterede de basılmıştı. Tanınmış tenkidcilerden Louis Gannett, “He-rald Tribuna” de çıkan bir yazısında, bu kitabın 1950 senesinin en muvaffak edebî eseri olduğunu belirtmiştir.
Yarın başlıyoruz. Tafsilât iiçüncüde
Cumhurbaşkanı Milli Yardım Komitesine başkanlık ederken
Göçmen ve Muhacirlere Yardım
Birliği ilk toplantısını dün yaptı
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, verdiği nutukta devlet çiftliklerinin muhacirlere dağıtılacağım bildirdi
Radyoda bir beyanname yayınlayan Refik Koraltan, bütün dünya milletlerini yardıma davet etti
Ankara, 21 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Göçmen V2 Mültecilere Türkiye Yardım Birliğinin ilk toplantısı bu sabah 11.15 de Kızılay merkez bi naşı salonunda yapılmıştır. Top lantı esnasında söz alan Cumhurbaşkanımız Celâl Bayar ezcümle şunları söylemiştir:
“Bu toplantıda ben, sadece dinleyici vaziyetinde kalmak istiyordum. Siyasi münakaşalardan dolayı bu kabil müzakerele re iştirak hususunda cesaretim kırılmış bulunuyor. Fakat Ah rflfct Emirrîh işaret ettiği noktadan sonra şalisi kanaatimi açıklamayı faydalı gördüm. Geler. göçmenler her hangi hüsnü niyetli ve hukuki bir anlayışın neticesinde değil, fakat hiç bit dostluğa sığmıyan kötü bir siyasetin kurbanı olarak yurdu muza gelmektedirler. Bu hal. bu yüzden memleketimizi ilgilendir diği kadar bütün cihanı da alâkadar etmektedir. Göçmenlen yerleştirmek meselesi, Hükümeti ciddiyetle ilgilendirmekte ve( sıkışık bir duruma sokmaktadır Gelenlerin mensup oldukları
meslekler Dış Bakanlığında toplanmış olan bir komisyon tarafından tesbit edilmiştir. Bunla
Ceza Kanununun
tadili tasarısı
ayrılacak pakt içinde Türkiye de yer alacak ya kadar Uç ayrı müdafaa bölgesi ihdasım düşünmektedirler. General Eisenhosver, Başkomutan olarak Avrupaya gelinceye katlar kati plânlar yapılmayacaktır. Müdafaa bölgesi şu şekilde olacaktır:
1 — Orta Avrupa bölgesi. Burayı bizzat Eisenhower müdafaa edecektin
2 — Kuzey Bölgesi. İskandinavya ve Ballık limanları. Bu bölgeyi Eisenhr»wcr e vardım • cı bir komutan idûre edecektir
3 — Akdeniz Bölgesi. Bu bölgenin mesuliyetleri İngiliz milletler topluluğu, Ortadoğu memleketleri ve Atlantik Paktı devletleriyle işbirliği yapan Türkiye ve Yunanistan üzerinde kalmaktadır. Bu bölgeye muhtemelen bir Ingiliz Komutan tâyin edilecektir. Bu bölge için iki görüş mevcuttur. Bir kısım burasının müstakil sim ise idaresine tedir.
olmasını, diğer bir kı-Eisenhovvcr’ln merkezi bağlanmasını ıstemek-
Rusya ve peyklerinin harp malzemesi elde etmeleri önleniyor
Washington, 21 A.A ıReuter) — Birleşik Amerika, Rusya va peyki memleketlerinin harp mal-zemesi elde etmesini önlemek ü-zere yeni bir adım daha atmıştır.
Ticaret Bakanlığı Amerikan gemi ve uçaklarının Sovyet blo ku dahilindeki her hangi bir li mana harp malzemesine alt hiç bir malzeme boşaltmaması lüzumunu belirtmiştir.


50 okuyucumuza hediye edilecek Zenith saatlerini 3 üncüde görünüz.
Sâdabad
Paktının
yenilenmesi
Türkiye - Irak arasında görüşmelerden bahsediliy
Adana, 21 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Şam ve Bağ-dad menşeli mevsuk kaynaklardan aldığım malûmata göre Sâdabad Paktının tecdidi üzerinde Türkiye - Irak arasında görüşmeler olmaktadır.
Türkıve - Irak arasında SAdâ-bad Mısakından maada bir de Dostluk Misakı mevcut olduğundan teşebbüsün müspet netice vereceği umulmaktadır. 1
İran gazeteleri de Türkiye . Irak ve Iran arasında Üçlü bir dostluk anlaşmasının yakında akdedilmesi İhtimalinden de bahsetmektedirler. Ayrıca Irak ve Lübnan arasında İktisadî bir anlaşma vücuda getirmek gayesiyle Irak Maliye Nazırının başkanlığındaki heyet Lübnnıı Başbakanı Riad El Sulh Beyin riyaset ettiği Lübnan heyetiyle Bey-rutta temasa geçmiştir. Riad El Sulh Bey müzakerelerin iyi ve müsait bir hava içerisinde cereyan ettiğini beyan etmiştir.
or
Komisyon çalışmalarında profesörlerden müteşekkil bir heyet de bulunacak Ankara, 21 fANKA ) -r Türk Ceza Kanununun bazı maddelerinin tadilini derpiş eden tasarının Adalet Komisyonunda müzakeresine bugün de devam edilmiştir. Müzakereler yine, 141 inci maddenin birinci fıkrası üzerinde cereyan etmiş ve bu fıkranın şekli ve ihtiva ettiği esaslar üzerinde bir çok milletvekilleri söz almışlardır.
Milletvekillerinden sonra söz alan Başbakan yardımcısı Sa-met Ağaoğlu. bütün ihtilâfın e-sasını komünizmin tarifini yapamamanın teşkil ettiğini, kanun tasarısı şeklinin değiştirilmesini ve kabulünü komisyonun takdirine bıraktıklarını belirtmiş, bilhassa bu kanunun tatbiki için ihtisas mahkemelerinin kurulacağı hususunu tebarüz ettirmiştir.
Neticede profesörlerden müteşekkil ilim heyetinin komisyon çalışmalarında hazır bulunmasına, müzakere ve tetkikin yılbaşından sonraya bırakılmasına ittifakla karar verilmiştir.
••
Türkiye ve Yunanistanm Atlantik Paktı Savunma Konferansına iştiraki
Londra, 21 (BBC) — Fransız gazetelerinden birinin İstanbul muhabirinden aldığı bir haberde» gelecek a.v Pariste toplanması beklenen Kuzey Atlantik Paktı Savunma konferansına Türkiye ve Yunanistan hükümetlerinin davet edilmeyi bekledikleri bildirilmektedir.
Bakanlar Kurulunun dünkü toplantısı
Ankara. 21 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Bakanlar Kurulu bugün saat 17 den 23 e kadar devam eden uzun bir toplantı yapmıştır. Alâkalılar toplantıda günlük meselelerin görüşüldüğünü bildirmektedir. Fakat umumiyetle siyasi çevreler görüşmelerin daha mühim mevzu, larla alâkalı olduğu İddiasındadırlar. Bunlara göre Bakanlar Kurulu günlük işlerden a>*rı o-larak Menderes Kabinesinde a-çık bulunan bakanlıklara kim. lerin getirileceği meselesini de müzakere etmiştir.
nn ekserisi çiftçi, bağa orman* cı ve at yetiştiricidir. Hepsi de ileri bir iktisat elemanı olacaklardır. Göçmenlerin iskânım haı için yeni bir iskân kanunu tedvin olunacaktır. Eskiden gelmiş olanlar sığıntı halinde yerleştirilmiş, metrûk yerlere sevkedllmiş ve bunların üzerlerine bir de imar işi yükletilmfştir. Devletin elinde işletilmekte olan çiftlikler vardır. Bunların birkaçı hariç hepsi de bugün için zarar etmektedir. Bunlan parçalı yarak göçmenlere dağıtmak büyük faydalar sağlıyacaktır.
Bu arada bazı yabana devliden n de resmi muavenetine mazhar, olacağız. Otuz nıilyoa belki de altmış milyon gibi bizim için önemli meblâğlar elde edeceğiz. Biz, bedbaht mı, yölt* sa mesut bir n£sü miyiz? Belki de mesut bir nesiliz. Tarihî bir vazife yapıyoruz. Ayrıca, küçük bir devletin nüfusuna muadil bir miktar tutmakta olan göçmenler memleketin kalkınmasında rol oyıuyabtlirler.w
Yardım Birliğinin diğer müzakerelerine alt malûmatı 3 üncü sahi temizde bulacaksınız.
Bir damla
Fakirizm





YABANCI sanatkâr mı geldi? Biletler istenilen fiyata!.. Ama bizimkiler olunca: ‘*Yooo halkı ezdiromeyiz!,. Yabancı güreşçi mi? Ooo buyursun Tokatlıyan Oteli-ne!- Ama bizimkiler olunca: “Sirkeci nelerine yetmez!..
Yabancı mütehassıs? Aman gelsin, başımızın üstüne!. A-ma bizim ihtisas sahipler! o-lunca: “Ne yapalım, Barem Kanunu!.,,
Çivi üzerine yatıp, nefislerine eziyet eden fakirlerin bizde niçin türemediğini şimdi anladınız mı?
Biz. o nefse ezâ hünerinin topyokun içindeyiz!»
Bedii FAÎK




1
-
DELİ EDER İNSANI BU DÜNYA;
Rü GECE. BC YTLDIZLAR, BU KOKU... (Orhan Velfden)
W /
Yeni İstanbulun yılbaşı hediyesi?
s > • •___________________

w
YENİ İSTANBUL
Tetkikler
r
k.
22 Aralık HX>0


mâniLM ü-

esseselori de kitapçı dükkânla* mıın saydığımız nevilerine uygun şeklide Uç türlüdür: Med» reseler, yabancı okullar, Tanzimat mektepleri... Salı aflara» kitaptan medreselerde, Beyoğlu n un kitapları yabancı mekteplerde, BabıAJI Caddesinin kitaplım da Tanzimat mekteplerinde okutulur. Bu üç türlü
Bir genel sosyal muhite yarat hale getirecek, yani sonyai kanunları kullanabilecek vakıfa ı-n Bağlıyacak olan da “milli marifet,.! erdir. Bir memleket İn ahlâk, (111, tarih, hukuk, ekonomi ve güzel sanat nıüessesclcrino alt bilgileri o milletin milli marifetlerini teşkil eder. Bu marifetlere
Yazan: M. Emin Erişirgil
O zaman İJ5 görmüş
be* yıl
salılp olanlardır kİ "milli terbiye,, almı^ olurlar^.
Dencok ki nıedre itelerde, mekteplerde bunlar yok mu? 74> ı Gökalp hayır yok dİ yor. McarlA medresede okunan A-rap sarf ve nahvidir, yahut ts» lâm fıkhıdır. Orada no Türkün dini müeaaeAcıd, ne Türkün hu kuku gösterilir. Tanzimat mek teplerine gelince orada OsmanlI dili adı altında arepça veya farşça eom veya terkip kaide leri, edebiyat dersi altımla Far mu kaside ve gazel usulü, bu* kuk adı altında ya Arabın fık iıı. yahut Fransızların hukuk müesseseler! okutulur. V. a
Şehir köşesi
Müze.ermiz
Descartes’ın 300
üncü ölüm
İSTATİSTİK GENEL MÜDÜRÜNÜN
GAZETEMİZE VERDİMİ BEYANAT
Verem Haftası Münasebetiyle
Yalnız bunlar iş yapabil-
mekteplerdi verildiğine
veya ho-fl kirleri terbiye* sadece
Sat! Beyin kanaati bu Bey terbiyenin gayesi -çizer: “ D uygu He aklı, ile hürriyeti telif et*
mürMgefteden çıkanlardan banları milli çevremize uyamadık lan için ya kurnazlık, dalka vukluk yaparak yalamaya çn Ilgıyorlar, yahut tamamen milletimiz aleyhine kötü yol tutuyorlar. Aydınların bir kumunda gördüğümüz karakter eksikliği bundandır. Bereket versin kİ Namık Kemal gibi kendi kendini yetiştirenler, yahut nıed-rese veya mektepte okumuş ol-malarına rağmen kendilerini oraların terbiye Matemlerinden »ivıranlar var.
memlekete yamriı mislerdir.
Medreselerde ve kozmopolit terbiye
göre “mili! terbiye», den ve “ınllll terbiye veren müessese, den ne anlamalı? Ziya Gökalp bu soruya şöyle cevap verir : “Bir maarif müesaeseslnde çocuk veya genç tabiata ve soo-yal muhite İntibak etmek üzere hazırlanır. Bir genel tabiata İntibak ettiren, yani tabiat kanonlarını kullanacak hale getiren nıntemntik, fizik, blyololl va. gibi tabiata ait ilimlerdir. Genç, mekteplerde bu İlimlerin öğretimi sayesinde tabii muhite intibak kabiliyetini karanır
O halde milli terbiye İçin ne yapmalı? Yukarıda Kaydığım müesseseler hakkında Hini mc-todlarlyio vücuda getirilecek bildiler okııilanmıza girmelidir Bu bilgiler milletin gelişmesi yolunu ve gelecek hak kındaki İştiyakları da İçine atacağı için İkiyle müesseslerde yetişenle’-İdeal ve karakter sahibi olurlar.
Fransn sosyoloji okulunun takip etmeyi tavsiye eyledi Ar* metodun vnrluıi hak kındaki *-yimserllğl bir tarafa bırakmak partiyle Ziya Gökalpın milli terblyo hakkındaki anlayışı doğru idi, bugün de doğrudur
/Yarın, Topkapı Sarayı Müzesi, mevcutlara ilûvoten, es ki yazılar, cilt ve minyatürler, t ran ve Türk kumaşları dairelerini halka açıyor. Pek yakında da Hazine Dairesin* açacağım müjde l iyebilirim. Fakat—
Fakat, burada doğmuş. bil yilmüş olanlarımız dahil, Istan bulu ziyaret etmiş kaç vatandaşımız müzelerimizi gezer? Maalenof, pek az. Halbuki, müzelerimiz, tenevvü ve zenginlik bakımından bü tün dünyada meşhurdur. Eh uzak yerlerden buraya, üç beş gün kalmak için galenler, vakitlerinin büyük kısmını o-ralarda geçirdikleri halde biz, “Bugün gideriz, olmazsa yarın,, diye hep ihmal eder dururuz. ve nihayet unuturuz.
Haydi, diyelim, müzeleri gezmek ne de olsa bir merak vo kültür ihtiyacıdır. Fakat biz sadece gezmeyi bile beceremiyoruz. Ömründe Adalara. Çamhcaya veya YcçiLkö-ye gitmemiş, Galata veya Beyazıt Kulesine çıkmamış kaç îstanbullu tanırım. Hattâ, Aksarayda, Eyüpsultandn oturup da Köprüyü görmemiş olanlarımız da vardır. Gezme dedik mi, ilk aklımıza gelen şey sinema ve Beyoğlu Caddesi oluyor, öte tarafta, sırası geldiği zaman övündüğü müz hude yor.
müzeler, Abideler bey-ziyaretçi bekleyip duru-
BİR İSTANBULLU
iri
Savarona yatının durumu yakında belli olacak
yıldönümü
Bu münasebetle bugün saat 16 da Üniversitede tören yapılacak
Büyük mütefekkir Descartes’-ın 300 üncü Ölüm yıldönümünü anmak Uzero bugün saat 16 da İstanbul Üniversitesi tarafından, Fen Fakültesi konferans salonunda büyük bir tören hazırlanmıştır.
Bu münasebetle üniversite Rektörü Ord. Prof. Dr. Ömer Celâl Sarç toplantıyı açacak, Ord. Prof M. Şekip Tunç “Dea-cartes’in felsefi portresini anlatacak, Ord. Prof. Heimsoeth "Filozof Descartes” mevzuunda konuşacak, Ord. Prof. Kerim Erim "Matematikçi ve fizikçi Descartes”, Ord. Prof. Dr. Tev-fik Remzi K&zancıgU “Biyolojlst ve hekim Dcscartes”, Prof. Mi-chaud "Bugünün adamı cartes” mevzularında birer ferans vereceklerdir*
Türkçe konferansların
sızcam. yabana dildeki konferansların türkçesi, projeksiyonla gösterilecektir.
Des-kon-
fran-
Türkiye nüfusu günde
1000 kişi artmaktadır
Şefik Bilkur, istatistik Genel Müdürlüğünün çatışmaları hakkında İzahat verdi
Genel Müdür arkadaşımızla konuşurken
mllyon insan, veremden ö-
seneden beri verem ile sa-başlıca ülkülerinden biri e-
*|U|tLLİ terbiye* sözünün fc*-rihlnden bahsetmek istiyorum. Diyeceksiniz ki bunun ne faydası var: Milli tcrblyo. yahut milli eğitim deyince blr-şeyirr anlıyoruz. Evet ama herkesin bundan anladığı mâna bir değildir; *MiUi terbiye,, diye bağıran nice nice zatlar tanırım İd bu sözün zerinde bir d aklica bile düşünmemişler dir. Milli terbiye sözünün yakın tarihi m İzde ne mânalarda kullanıldığını yar-
makla bu tâbire vuzuh knrnn dımcnğınıı sanıyorum. Bu. ihmal edilecek bir fayda değildir. Rimblllr, belki bu yaw bazıla nııda meseleyi derinleştirmek merakını uyandırır, kendimi çok iyi bir addeceğim.
•1915n e yani otuz
veline kadar •‘milli terbiye^ sözünden çok zaman dini terbi ye anlatılırdı. Mebuslar Meclisinin zabıtlarını okumanız görürsünüz ki okullarda milli ter biye verilmediğinden şikâyet edenler ♦‘dini terbiye^ verllmi yor demek istiyorlardı. Bu devrin bazı yazarları (la millî terbiyenin gayesini ananelere göre hareket etmekten İbaret sa* myoriardı»
Asıl dikkate değer nokta, o zaman terbiye ilmiyle calığiyle uğraşanların idi. Onlara göre "milli diye bir şey yoktur,
“terbiye^ vardır. İstanbul Muallim Mektebini yeniden kuran meşhur idi. Sati nJ şöyle disiplin
mek, ferde saflık derecesine vamııyan samimilik, ilerisini görmiyecek hale getirmiyen müteşebbislik meziyetini kazandırmak, hülya sever halini almış ocak İdealistlik, menfaat düşkünlüğü şekline glrmlyecek tutumluluk şarlamak, ferdin bıısusi kabiliyetlerini kırmak n umumî kabiliyetlerini art-
tırmak. duygularım kurutmak-sızın muhakemelerinin poziti I olmasını temin etmek..Eski Muallim Mektebi Müdürüne göre “Hususi kabiliyetlerini kır-mainunn umumi kabiliyetlerini arttırmak^ sözlyie ifade edUen sosyal terbiyeden ayn *millı terbiye» diye bir şey olamaz.
Doğrusunu söylemek lâzım gelirse Fransız muallim mektepleri için yazılmış kitapların sathi o kornişiyle vücuda gelen bu düsturlar İlâçların miktar, yazılmamış reçeteye benziyor Böyle bir reçeteyi nasıl hiç bir eczacı yapamazsa Safi Beyin bu düsturlarından da hiç bir öğretmen faydalanamazdı.

Rahmetli Ziya Gökalp, şimdi Roma Elçimiz olan Hüseyin Ragıp Bay d urun çıkardığı “Muallim,, mecmuasında ilk defa •mlHî terbiye» den anladığı mânayı açıkladı. Ziya Gökalpa göre milli olmıyan terbiye var dır, bunun da adı kozmopolit terbiyedir id medreselerin, yabancı mekteplerin, Tanzimat mekteplerinin terbiye sistemi böyledlr. öğretim müeaseselerl mlzde kozmopolit terbiye verilmesinin sebebi milli maarifimizin olmamasıdır. Bunun delilini mi I itiyorsunuz? İstanbul da İd kitapçılara bakınız: Istan-bulda üç türlü kitapçı vardır. Birincisi Sahaflar, İkincisi Be yoğlu kitapçıları, üçüncüsü Ba-bıâll Caddesi (Ankara Caddesi) kitapçıları. Sahaflardaki kitaplar Arap ve Fars maarifine. Bey oğlun d a kJ kitaplar Avru pa maarifine aittir. Babıâli Cud değinde satılan kitaplar ise bu evvelkilerin perişan tercümele* rinden ve acemicesine taklidinden ibarettir. Maarifimizin mü
•••W
Holandalılar Savaronaya mukabil şehir hattı vapurları vermek istiyorlar
Topkapı Sarayında yeni daireler açılıyor
Yann saat 15.30 da Topkapı Sarayı Müzesinde yemden ku rulmuş olan daireler açılacaktır. Bunlar, Türk. İran lan, minyatürler, cilt yazılar daireleridir.
Cosmu! o’nun orkestra He konaeri
♦ Sanatkâr Cemal Reşit Rey İdaresinde Fllârmonl Demeği senfonik orkestrası Cassado’nun refakatinde dün bir konser vermiştir. Programda Mozart ve Lolo konçertoları yer almıştı.
Cay
♦ İrana gidecek olan öğrencilere. İran Yüksek Talebe Başmüfettişi tarafından verilmiştir.
Konferans
♦ Bugün saat 16.30 da Muallimler Birliğinde
dan yeni gelen Prof. Sabrl E-sat Slyavuşgil (İngiltere ve Fransada gördüklerim) mevzuunda bir konferans verecektir.
bir çay
îstanbul
Avrupa-
kumaş-ve eska
Savaronanm bütçeye yük olmaktan çıkarılması için bir yıldan beri yapılan teşebbüsler bugün hayli ilerlemiş bulunuyor. Turistik seferlere koymak, satmak, yolcu gemisi haline ifrağ etmek gibi başlıca üç muhtelif istikamette yapılan bu teşebbüslerden birincisi, geminin şimdiki haliyle ancak 40 kadar yolcu taşıyabileceği İçin ümitli neticeler vermemiştir. Gemiyi satın almak için muhtelif teklifler alan idare
YENİ İSTANBUL
SİYASÎ İKTİSADÎ MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi?
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal H. SAKLICA
Yazı işlerini fiilen idare eden mesul müdür: Sacld ÖOET
Neşredilmiyen yazılar iade edilmez.
Basıldığı yer: YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
Abone: Türkiye İçin seneliği 32 altı aylığı 17. üç aylığı Hariç memleketler Ud
9 ilrauir mislidir
İlânlar: 6 ncı resi 2 liradır.
mesuliyet
lantlnıet
sayfada İlânlardan hiç bh kabul edilmez.
ALBERT CAMUS
YABANCI
Çeviren :
REŞAD NURİ GÜNTEKİN
DÜNKÜ KISMIN HÜLÂSASI
Annemin öldüğüne dair. Marengo'da-ki İhtiyarlar Yurdundan bir telgraf aldım. Müdürden tein alarak yola çıktım. Otobüsü kaçırmamak telâşı ve daha birçok sebepler yüzünden otobüste bütün yol boyunca uyuyup kalmışım.
Yurdda, müdür: ^Kendinizi müdafaa etmenize lüzum yok, dedi. Sizin az aylığınız onun bakımını temine kâfi değildir,» Annemin bulunduğu yurdun morg kısınma giderken avluda grup grup ihtiyarlar bir-birleriyle konuşuyorlardı.
Tabutun yanında Arap bir hastabakıcı vardı. ^Ananızı görmeniz için vidalan açmalıyım,, dedi. İstemedim. Hareketimin «ebebini öğrenmek istiyor gibiydi. ^Bilmiyorum,, dedim. Sonra kapıcı ile konuşmaya daldık.
o o o
Pariste insan bir ölü yanında hazan üç, dört gün kalır. Burada insanın vakti yoktur.
6
bunların ekserisini çok düşük kıymet takdir etmiş olmaları sebebiyle muvafık görmemişti. En son bazı Holândalı firmalar Sa-varonayı şehir hattı gemileri ve liman vasıtaları vererek ayni mübadele yollyle almak istemişlerdir. İdare bu teklifi mukabil bir teklif ile karşılamıştır. Bu mukabil teklifi tetkik etmekte bulunan Holândalılar idare görüşüne yaklaşabilirlerse Savarona işi müspet bir neticeye ulaşabilecektir. Vaziyetin bir koç içinde tavazzuh edeceği maldadır.
Savaronanm asgarî 90.
140 yolcu taşıyabilecek bir yolcu ve turist gemisi haline getirilmesi için şimdiye kadar idareye muhtelLf teklifler gelmiştir. Bunlardan teknik olarak en müsait görüneni gemiyi vaktiyle İnşa e dc-n mütehassısların dahil bulunduğu bir Alman grupudur. Son günlerde gelmiş olan bu teklif 1-ılarece tetkik olunmaktadır. Tediye şartlan ve fiyat mevzularında müzakerelere Ihityaç göster-ren bu teklif üzerinde de müspet bir neticeye varmak ümitleri mevcuttur.
açıl mas.
Dairelerin ziyarete münasebetiyle yapılacak olan merasiminde, İstanbul Vali ve Belediye Reisi ile basın mumca silleri bulunacaklardır.
hafta umııl-
Azami
Malûl Gaziler Birliğinin yerinde bir hareketi
Malûl Gaziler Birliği, İstanbul Bölgesi, kendi çevresi dahilindeki, gazi, yetim ve şehit ailelerinin muayenelerini yaptırmak II-zere Tophanedeki Malûl Gaziler Yurdunda bir poliklinik tesis etmiştir.
25 aralıkta faaliyete geçecek olan poliklinikte hastaların muayenelerini yapmak üzere dpktor vazlfelendlrilmiştlr.
llti
yüzünden senelerce icap ederdi. Bundan taraftan modern ma-yardımı, diğer taraf-
İhtiyaç ve
/. G. Arcan ve I. Delideniz hâdisesini Belediye tetkik edecek
Şehir Tiyatrosunun, geçenler-de, L Galip Arcanta İbrahim Delideniz arasında vukua gelen münakaşayı, L Galip Arcanın şikâyeti üzerine Kurul tetkik etmiş, hâdiseye şahit olanları dinlemiştir. Fakat, şikâyet sahibinin kendi âzasından olduğu mü-lfthazasiylo, Şehir Tiyatrosu Kurulu. hâdisenin Belediye Teftiş Heyeti tarafından tetkikini muvafık görerek Belediye Reisliğine bu yolda bir müracaatta bulunmuştur. Riyaset makamı bunu muvafık görmüş ve evrakı müfettişliğe havale etmiştir.
Kasapların dilekleri
İstanbul kasapları namına bir heyet dün Vali ve Belediye Reisini ziyaret ederek pazar günleri öğleden sonraları dükkânlarının kapatılmasına müsaade edilmesi ricasında bulunmuştur. Vali de kendilerine mevsim dolayısiyle et pahalılığına meydan verilmemesini tenbih etmiş ve bu husustaki hareketlerinin kontrol edileceğini söylemiştir. Kasaplar şehir halkını, mümkün olduğu kadar ucuz et satmak suretiyle memnun e-dccckierinl ve bütün kuvvetle-rly'lo bunun için çalışacaklarını vadetmişlerdir.
a ■■
TEŞEKKÜR
Görülen lüzum üzerine ftcflen yatırıldığım Ayvansarayd&kl Or A. Hayim Hastahanesinde beni tedavi eden Başoperatör Dr. Sim Franko tarafından yapılan hazl~ kâne ameliyat ile Üreloğ Prof. Dr. Muammer Güvener tarafından yapılan llstadane ve mahl-rane müdahaleler He beni tamamen kurtarmaya muvaffak olmalarından dolayı kendilerine minnet ve şükranlarımın arzını bir borç bilirim.
Hastahanede bulunduğum müddetçe» sıhhi durumum ile fazla a-lâka göstermiş olan Müdür Dr. Abukrek ve Baştabip Prof. Dr. Abrevayaya ve candan tedavi e-den operatör asistanlarından Bayan Dr. Nalme Algulet ile Dr. Alkaher ve Barokas ile Kamhiya ve Radloloğ Dr. Leala teşekkürlerimi sunarını,
Hastahanede yattığım Üç buçuk ay zarfında ziyaretimde bulunan ve her daim hatırımı sormak iütûf ve nezaketinde bulu nan Demokrat Parti Fatih İlçesi Başkanı ile İdare Kurulu Heyetine ve bir çok partili arkadaşlar ile Fener Bucağı İdare Kurulu erkânına ve hakeza ziyaretime gelmek zahmetini İhtiyar buyuran ve mektup göndermek veya telefon İle sıhhi durumum ile alâkadar olmuş olan bilcümle dostlanma vefakâriıklanndan dolayı arzı teşekkür eder ve pek mütehassis kaldığımı Uâve eylerim. Gördüğüm İntizamdan ve şefkat eserlerinden dolayı hasta-hane idare heyeti erkânına, personeline ve hasta bakıcılar ile bunlardan ömere bilhassa beyanı teşekkür ederim.
Eski maliye müfettişlerinden Ferit Assoy
Birkaç günden beri şehrimizde bulunan. Üniversite Rektörü Ord Prof. Dr. Ömer Celâl Sarç ve İktisat Fakültesi profesörlerinden Dr. Ahmet Ali Özeken ile, önümüzdeki aylarda yapılacak olan sanayi sayımı üzerinde çalışan İstatistik Genel Müdürü Şefik Bllkur, bugün Gazeteciler Cemiyetinde bir basın toplantısı tertip ederek, hazırlıklar hakkında gerekli izahatı verecektir.
Biz d ün, istatistik teşkllâ 11 ve son nüfus sayımı hakkında kendisiyle konuştuk- Şefik Bil* kur ezcümle şunlan söyledi: Umum Müdürlüğümüz bilhassa bu sene İçerisinde üç sayımın yapılması
karan karşısında, • teşkilâtının kadrosunun iki misline çıkarmıştır. Bildiğiniz gibi nüfus sayımı ile ziraat sayımını yapmış bulunmaktayız. Şimdi bu sayımların dökümleri ve işlenmesiyle meşgulüz, sanayi ve işyerleri sayımım da, nisan ayı İçerisinde yapacağımızı tahmin etmekteyiz. Bunlardan ayn olarak, bilhassa devamlı istatistikler konusundaki çalışmalarımız da çok inkişaf etmiştir. Nitekim yeni mali istatistiklerin. yepyeni bir sistemle işlenmesi ve milli gelir hesaplarımızın süratle çıkarılması, memleket iktisadiyatı bakımından güvenilir malûmata dayanılması, imkânını verecektir
İşlerimizin daha rasyonel gö-röle bil meşini temin maksadlyle Marshail Yardımından faydalanılarak bir milyon liralık, 60-70 parçadan mürekkep istatistik makinelerinin mevcut olan makinelere İlâve edilmesi, 3 Amerikalı istatistik mütehassısının devamlı surette bu işlerde çalışması. her sene yüksek tahsilli 10 gencimizin Amerlkaya gönderilerek bu sahada ihtisas
ÖLÜM
Selânik eşrafından merhum Ahmet Kapancının oğlu, EmLne Kapancının zevci, Ahmet Kapanca Faize Dilgimen, Soliha Kapancının pederleri ve tanınmış bestekârlarımızdan *
FAİZ KAPANCI
Allahın rahmetine kavuşmuştur. Merhumun Cenazesi bugünkü 22. 12.1950 tarihinde saat 14.30 da Nişantaşı Şakalk sokak 41 numaralı (Teşvikiye Saglıkevi karşısında) apartmandan kaldırılarak ikindi namazının Teşvikiye Camii şerifinde kılınmasını müteakip Asri Mezarlığa defnoluna-c ak tır. Allah rahmet eylesin.
Tabutun arkasından koşmak lâzım geldiği fikrine alışılmamıştır. Karısı ona “Sus. Bunlar Mösyöye söylenecek şeyler değil.” dedi, ihtiyar kızardı ve Özür diledi. Ben araya girerek: “Yok canım, yok canım.“ dedim. Sözlerini doğru ve enteresan buluyordum.
r* Kapıcı, Yurda ihtiyacı sebebiyle girdiğini söyledi. Eli ayağı tutar halde olduğundan bu kapıcılığa talip olmuştu. Kendisine, burada bir pansiyoner sayılabileceğini söyledim. “Hayır” diye cevap verdi.
Onun pansiyonerlerden bahsederken “Onlar”, “Ötekiler” ve bir kısmı kendisinden daha yaşlı olmadıkları halde o daha seyrek olarak. “ihtiyarlar” deyişine dikkat etmiştim. Fakat ne de olsa aralarında fark vardı. Kendisi kapıcı İdi ve bir dereceye kadar onlar ü-zerlnde hakları vardE
O esnada hastabakıcı kadın tekrar içeri girdi. Birdenbire akşam olmuştu. Camekânm üstünde karanlık çabucak koyul aşmıştı. Kapıcı elektrik düğmesini çevirdi. Işığın birden bire etrafa saçılmaslyle gözlerim kamaştı. Akşam yemeği için beni yemekhaneye davet etti. Fakat karnım aç değildi. O vakit bana bir fincan eütlü kahve getirmeyi teklif etti. Sütlü kahveyi çok sevdiğim için kabul ettim ve biraz sonra bir tepsi He geldi. İçtim. O vakit canım sigara da İçmek istedi. Fakat tereddüt ettim. Çünkü annemin yanında sigara İçmek doğru olup olamayacağını bilmiyordum. Düşündüm. Bunun hiç ehemmiyeti yoktu. Kapıcıya bir BİgHia ikram ettim ve karşılıklı İçtik.
7
Bir ara o: ^Biliyor musunuz? Annenizin dostlan da onu beklemeğe gelecekler” dedi, burada âdettir. Ben gidip İskemlelerle kahve getirmeliyim.”
Lâmbalardan birini söndürmek mümkün olup olamayacağını sordum. Işığın beyaz duvarlardaki parlayışı beni yoruyordu. Mümkün olmadığını söyledi. Tesisat böyle yapılmıştı: Ya hep, ya hiç. Buna artık çok dikkat etmedim. Gitti, geldi ve bir takım sandalyeler dizdi. Bir tanesine de bir kahve güğümünün et. rafına, üstüste kahve flncanlan koydu. Sonra annemin öbür tarafında karşıma oturdu. Hastabakıcı da, arkası dönük olarak, orada idi. Yaptığını görmüyordum. Fakat kollarının hareketinden dikiş diktiği anlaşılıyordu. Havada bir tatlılık vardı. Kahve beni ısıt m işti. Açık kapıdan bir gece ve çiçek kokusu gcU-yordu. Sanırım kİ bir parça uyukladım.
Vücuduma bir şoy sürünüyor gibi bir duygu ile güzlerimi açtım. Gözlerimin bir zaman kapalı duruşu odanın beyazlığını bana daha parlak gösteriyordu, önümde hiç bir gölge yoktu ve her şey, her köşe ve bütün yu-varlak ve iğri çizgiler gözleri ısıran bir berraklıkla belirmekte İdi. Annemin dostlan İşte o zaman odaya girdiler. On kadar vardılar ve bu kamaştırıcı ışık içlndo sessiz sadasız kayıyorlardı. iskemlelerden hiç binni gıcırdatmadan oturdular. Onları gayet iyi görüyordum. Yüz ve elbiselerinin hiç bir noktası görümden kaçmıyordu. Bununla beraber seslerini işitmiyordum ve gerçekliklerine inanmakta âdeta güçlük çekiyordum. Hemen bütün kadınların bir önlükleri vardı. Bunların belini sıkan kuşak şişkin kanni&nnı daha ziyade meyda-
İ
sahibi olmalarının temini tüccar, sanayici, çiftçi, İlim adamı, talebe, basın mensuplan ve halkımızın, birim her türlü çalışmamız He sıkı işbirliği yapmalan. istatistik faaliyetimize geniş ölçüde hız vermiştir.
— Bu inkişafı müspet bir şekilde nasıl izah edebilirsiniz?
— Evvelce sayımlann neticesini almak İçin, maklne-perso-nel noksanlığı ve vatandaş alâkasızlığı beklemek böyle, bir kinelerin
tan en yeni İstatistik tekniğinin, ezcümle “Sondaj” usullerinin tatbiki suretiyle çok kısa zamanda netice alınmaktadır. Nitekim, son nüfus sayımının u-muml neticesini, sayımı takip eden hafta içinde Öğrenmek ve umumi efkâra İlân etmek kabil olmuştur. Bu ayın sonunda da, ilçeler ve şehirler itibariyle olan dağılışı yayınlamak mümkün olacak, iki aya kadar da genel nüfusumuzun; ok ur-yazarlık, evlenme-bekârlık durumu ve ana meslek gruplan itibariyle taksimini, halkımıza tebşir etmek imkânı sağlanacaktır.
•— Nüfusumuzun artış vo eksilişi hususunda sarih rakamlara istinat eden bilgi elde edilmiş midir?
— 21 milyon küsura varmış olan nüfusumuzun senede ortalama olarak binde 21 nispetinde arttığı tesbit edilmiştir, ölüm ve doğumlara istinaden yapılan sathi tetkiklere göre, memleketimizde günde 2000 kişinin doğduğu, 1000 kişinin öldüğü ve takriben günde 1000 kişilik bir artış olduğu anlaşılmıştır.
— Bazı bakanlıklardaki memurların teşkilâtınıza ğı yolunda çıkarılan aslı nedir?
— Genel Müdürlük mız ihtiyaçlara kâfi
ginden Hükümet, çeşitli bakanlıklarda, işi kısmen azalmış o-lan memurların 1, 1.5 sene müddetle İstatistik Umum Müdürlüğünde çalışmalarına karar vermiştir. Bunlar, Müdürlüğümüzdeki mütehassıs elemanların riyasetinde muhtelif ekipler halinde vazife göreceklerdir.
Genel Müdür Şefik Bllkur1 un bugün saat 1L30 da Gazeteciler Cemiyetinde yapacağı basın toplantısı, memleketimizde yepyeni bir saha olarak tanınan İstatistik çalışmalarının daha geniş ölçüde aydınlatılması bakımcıdan alâka ile beklenmektedir.
Dünyada verem yarım asır evvelkine nazaran aza'mıştır * Dünyada her sene aşağı yuka* n » lür,
50
vaşı
dinen medeniyet dünyası bu â-fete karşı büyük zaferler elde etmiştir. 1900 senesinde muhtelif Avrupa memleketlerinde veremden ölüm nispeti 100.000 de 180 İlâ 225 kişi iken, bugün 25 ilâ 148 kişidir. Danimarka gibi çok medeni bir memleket, senede yalnız 25 ölü ile verem savaşında muvaffak memleket sıfatlyle I
Türkiye ise her ı vatandaşını verem ban vermektedir.
rakamla memleketimiz DanL markaya göre 25, Franaaya göre 60 sene geride kalmıştır. Demek oluyor ki, veremle savaş, sosyal meselelerimiz ara» sında en âcil bir hal çaresi bek-Uyenlerden biridir.
Verem, bugün İyi edilmez bîr hastalık olmaktan çıkmıştır. Fakat veremi yenmek için, tıbbın olduğu kadar, devletin ve ayn ayn her ferdin çalışması lâzımdır.
Bugün memleketimiz ver âfetine karşı savaşabilmek için her zamandan fazla mücehhez bulunuyor. Dünya Sağlık Teşkilâtı, îstanbulu Ortadoğu Verem Savaş inin merkezi olarak seçmiş ve şehrimizde çalışmalarına bağlamıştır. Verem Savaş Demeğinin de muhtelif dispanserleri me» todlu bir savaşa girişmek üzere seferberdirler-
Verem Haftası, halkımızın da bu savaşa katılmasına İmkân verecektir. Verem nedir, kendimizi ondan nasıl koruyabiliriz? Bu meseleleri her vatandaşıma yakından bilmelidir. Halkın aydınlatılması verem savaşının en büyük silâhıdır.
Bu sebeple, büyük, küçük bütün okuyucularımıza bu hafta verem konusu He İlgilenmelerini temin maksadlyle tasının devam her gün verem mat
olmuş bir başta gelir, sene 40.000 âfetine kur. Bu kabarık
Lf? t *
Verem Haf-ettigl müddetçe hakkında malû-
bağlandı-haberlerin
Te ş kil âtı-gelmedi-
vereceglz.
Verem dun açıldı
Şehrimizde bugün baçlıyan Verem Haftası münasebetiyle muhtelif propaganda gösterileri yapılacaktır.
Bu meyanda dün ilk olarak Yenlcamide bir verem sergisi açılmıştır.
Muhtelif nakil vasıtalarına, halkın verem âfetinden ne şekilde korunabileceğini İzah eden levhalar asılacak, otomobillere yuvarlak karton halinde küçük afişler takılacaktır.
Bu arada, verem hakkında nasihatlan ihtiva eden ufak bayraklar ilkokullara dağıtılacak, radyoda muhtelif konuşmalar yapılacaktır.
Bundan başka, şehir üzerinde dolaşacak bir uçakla halka veren hakkında tavsiye ve nasL hatlan ihtiva eden bevAnnarn^. ler atılacaktır.
Gene bu arada, muhtelif semtlerde otomobillerle kon fAron>-lar verilecektir.
Haftası
KISA HABERLER
Şevket Evllyngil
★ Arabacılar Cemiyeti göçmenler İçin 700 lira bağışta bulunmuştur.
★ Ekmekçilerden mürekkep bir heyet Vali ve Belediye Reisini ziyaret ederek ekmek fiyatlarının arttırılması isteğinde bulunmuştur. Vali kendilerine hiç-bir şey vadedemlyeceğini, yalnız İnceden inceye tetkiklerde bulunacağını söylemiştir.
na çıkarıyordu, ihtiyar kadınlann ne kadar kocaman karınlan olduğunu o zamana kadar hiç farketmemlşdm. Erkeklerin hemen hep-si çok kuru İdiler ve ellerinde bastonları vardı. Çehrolerlnde bana hayret veren şey gözlerinin farkedilmemesl ve yalnız buruşuklarla dolu bir yuvanın ortasında parıltısız bir ı. şık gibi görünmesi idi.
Oturduklan zaman bir çoğu bana baktılar ve bir nevi sıkıntı ile başlarını salladılar. Dudaklan dişsiz ağızlarının İçine çökmüştü. Bana selâm mı verdiklerini, yoksa bu hareketlerinin elde olmayan bir sinir hareketi mi olduğunu anlayamadım. Fakat her halde bir selâm olması akta deha yakındı. Tam bu esnadadır kİ hepsinin karşıma dizilmiş olduklarını ve kapıcının etrafında başlannı indirip kaldırdıklarını farkettim ve bir müddet benim hakkımda bir fikir edinmek için böyle yaptıktan yolunda gülünç bir hisse kapıldım.
Biraz sonra kadınlardan biri ağlamağa başladı, ikinci sırada idi. Arkadaşlarından biri önüne siper olduğu için pek İyi göremiyor-dum. Muntazam fasılalı ufak ufak haykırışlarla ağlıyordu ve bana bu ağlayışın arkası kesilmiyecek gibi geliyordu, ötekiler onu işitmiyor gibi idiler. Durgun ve sessiz bir halde İskemlelerine çökmüşlerdi. Ya tabuta, ya bas-tonlnnna yahut rastgele bir yere bakıyor fakat göllerini ondan ayırmıyoılardı.
Kadın hâlâ ağlamakta İdi. Kendisini tanımadığım için buna çok hayret ediyordum. Keşke ağlamasaydı. Fakat bunu kendisine söyllyemlyordıım. Kapıcı ona eğildi, bir şey. ler söyledi O başını salladı; anlaşılmaz bir
9
şeyler mırıldandı fakat yine de aynı intizam ile ağlamağa devam etti. Kapıcı o zaman bana yaklaştı, yanıma oturdu; epeyce zaman sonra bana bakmadan izahat verdi: “Annenizle çok yakınlığı vardı Onun burada tek dostu olduğunu ve artık kimsesi kalmadığım söylüyor” dedL
Uzun zaman bu halde kaldık. Kadının İç çekişleri ve hıçkırıktan seyrekleşti. Arada bir burnunu çekiyordu. Nihayet sustu. Artık uykum yoktu. Fakat yorgundum. Böbreklerim ağrıyordu. Şimdi beni rahatsız eden şey bu İnsanların sükûtu idi. Ara sıra garip bir ses İşitiyor fakat bunun ne olduğunu ariaya-mıyordum. Sonra İhtiyarlardan bazılarının yanaklarının içini emdiklerini ve bu acolp sesi çıkardıklarım keşfettim. Kendileri o kadar düşüncelerine dalmışlardı kİ bunu farketml-yortardı. Hattâ aralarında yatan bu ölü bile kendilerine bir şey söylemiyor gibi geliyordu bana. Fakat şimdi zannediyorum ki bu bir yanlış htatir.
Kapıcının verdiği kahveyi hepimiz içtik. Sonrasını bilemiyorum. Gece geçti. Bir zaman sonra gözlerimi açtığımı» ihtiyarların birbirine yaslanıp uyumuş olduklarını gördüğümü hatırlıyorum. Yalnız bir teki, çenesi bastonuna sarılmış ellerinin sırtına dayalı, benim uyanmamı bekler gibi dik bir bakışla bana bakıyordu. Sonra tekrar daldım. Fakat böbreklerimdeki ağrının gitgide artması beni yeniden uyandırdı. Camekânm üstünde gün ağarmağa başlamıştı. Az sonra ihtiyarlardan
(Devamı var)
10
22 Aralık 1W>
Y E N î İSTANBUL
Sayfa 3
Turistler
Yazan: Haydar DERLER İSTANBUL, yıllardan beri, turist hasretiyle kavrulur. dn-1 rar. Nasıl kavrulmasın? Alışveriş, kıt. tş. az. Keseler hoş. Çöl yolcusu için yaJgın, hu aldatıcı ışık oyunu ne İse» turist de bizim İçin (k Bütün ümidimiz onda. O da nazlanmaya haşladı ve çelmez oldu. Bir taraftan son ümitlerimize ayrılık çekmiş sevgililer gibi candan sarılırken, öte taraftan heyecanla soruyoruz: “Neden gelmiyorlar acaba? Nemiz eksik ? Berelilerimiz mİ yok ? Zaman zaman çölleşen, sularında kazlar, ördekler yüzen sokaklarımız mı yok? En çılgın macera arayanları kat kat memnun edecek taksilerimiz mİ yok? Sokaklarımızı İnsan hayalinin düşünemediği naralarla, yaygaralarla dolduran sarhoşlarımız, satıcılarımız mı yok?H
İstanbul, her turisti blnblr kere çileden çıkaracak ve hayretten sıçratacak kadar pitoresktir, ama, gel de bnnu anlat, göster. Yıllardan beri haykırıyoruz: “Bize propaganda lâzım, barlar lâzım, yeşil sahalar lâzım, oteller lâzım. Bunlar yapılsın bir kere. Ondan sonra buraya İlkbahar yaf-murlarlyle göbeklenmiş ırmaklar gibi dolar akacaktır. Biz de o zaman bahtiyar gülümsemeler içinde, roaşrahalanmızı bn para kevseriyle doldurabiliriz!,, Ohhh. ne güzel bir «n bu. Emek harcamak yok. gelir bol, rahatımız yerinde. Biz turistten böyle bir mucize bekliyoruz! Çocukken duyduğumuz masalları un utmamışsın izdir belki.. Hani, şn kapağı açılınca içinden üç kıl çıkan tılısımlı kutu yok mu? Bir tanesini yakarsınız. Hemen bir zenci karşınıza çıkar ve: “Dile benden ne dilersin., der. Bütün dilekleriniz eksiksiz hemen yerine gelir, hem de çalışmadan, yorulmadan.. Ahhh, böyle bir kutucıık elime geçse.. İki kılını kendime ayırır. Ötekini de törenle tstanbnl şehrine hediye ederdim. Kılın bir tanesini vakit geçirmeden mangala atar ve zenciye ağız açtırmadan derdim: “Karaların ve kızılların kökleri kurusun. Dikkat.. İkinci kılı da tutuşturuyorum. Yanıyor İşte. Vicdan hürriyeti ve ondan doğan bir demokrasi İstiyorum!„
İstanbul şehrine hediye edeceğim kılın boy uzatmak işlerinde kullanılmamasını şart koşardım. Şehir bu tılısımlı kılı isterse gelir için, isterse turist için kullansın. Onun bileceği şey hu.. Fakat nerede bu kutu? Anlaşılıyor, tılısımlı kutuyu ele geçiremezsek, hem turistsiz kalacağız, hem de kimbilir daha neler göreceğiz!
Göçmen ve Muhacirlere Yardım Birliği dün ilk toplantısını yaptı
Ankara. 21 (ANKA) — Türkiye Göçmen ve Mültecilere Yardım Birliğinin ilk toplantısı bu sabah 11.15 te Kızılay merkez binası salonunda birliğin fahri Başkanı Celâl Bayar tarafından açılmıştır. Cumhurbaşkanının4 konuşması mahrem tutulmuş, gazeteciler ancak bu konuşma dan ve riyasete birliğin fiil Başkanı Refik Koraltan geçtik ten sonra salona alınmışlardır Koraltan delegelere başarılar dilemiş, toplantıya icabet edemi-yen bazı davetlilerin mazeret telgraflarını okumuştur.
Bundan sonra birliğin merkez heyeti icra komitesi, toplantının tasvibine sunulmuştur. Bu sırada söz alan Başbakan Adnan Menderes demiştir ki:
“Göçmen ve Mültecilere Yardım Birliğinin Kızılayın dışında müstakil bir hüviyete sahip olması icap eder. Ancak böyle u hınca da kendine mahsus bir hükmi şahsiyete sahip olması lâzımdır Fakat bizde hükmi şahsiyeti haiz cemiyetler o ka dar çoktur ki, âdeta bu iş müp tezel bir hale gelmiştir. Göçmenlere Yardım Birliğinin böyle her hangi bir cemiyet olmadığı* nı belirtmek, aynı zamanda da müstakil bir hüviyeti olduğunu kabul ettirmek için birliği Kızı lavın dışında, fakat Kızılayın hükmiydi şahsiyetinden faydalanacak yani ayrı bir hükmi şa his kurmaktan kurtulacak tozda meydana getirmeliyiz.,,
Menderesin konuşmasından sonra İstanbul Tüccar Demeği Başkanı İzzet Akosman, Burs.ı Milletvekili Selim P^agıp Eme, konuşmuşlar, birliğin teşekkülüne ve faaliyetine dair bazı mü talâalarda bulunmuşlardır.
Bundan sonra Vatan Başyazarı Ahmet Emin Yalman, birli, ğin, Kızılayın dışında kurulması icabettiğini, çünkü belki de ilerde Kızılayın prensipleri dışında ve dünya muvacehesinde siyasi ideoloji münakaşalarına girilebileceğini söylemiştir.
^Müteakiben söz alan Cumhurbaşkanımız Celâl Bayar birin-
Seyhan ve İçel D. P. yeni müfettişi
Adana. 21 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — DP. Seyhan ve İçel bölgeleri müfettişliğine tâyin edilen Muzaffer Kurban, oğlu Adanaya gelerek partililerle temasa geçmiştir.
50 okuyucumuzun kazanacağı Zenith markalı saat
Bu krononıetreli paslanmaz çelik saatlerin Tiır-kiyede dükkân satış fiyatı 165 liradır. Gazetemiz okuyucuları arasından 50 talihli hu Zenith marka saatlerden kazanacaktır.
ci sahifemizde metnini verdiğimiz konuşmasını yapmıştır.
Neticede Başkan Koraltan ön hazırlıkların sadece bir tasan olduğunu, heyetin bunlan istediği gibi değiştirmekte serbest olduğunu söyliyerek. ilân edilecek beyanname tasansı ile birlik statüsünü hazırlayacak dokuz kişilik bir komisyon seçilmesini teklif etmiş, bu komisyon seçilmiş ve oturum öğleden sonra saat 16 ya tehir edilmiştir.
öğleden sonra komisyon sözcüsü İzzet Akosman, Birliğin statüsünü Cemiyetler Kanununa göre, ayrı bir hükmi şahsiyet halinde hazırladıklarını söylemiştir. Balıkesir Milletvekili Enver Güreli ayrı bir hükmi şahsiyet kurmanın yem masraflara yol açacağını iddia etmiştir. Neticede, Birliğin ayn bir hükmî şahsiyet olmasına ve teşkilât kurarak para sarfetmesine lüzum olmadığı kanaatine varılmış ve Kızılay teşkilâtından faydalanmasına karar verilmiştir.
Bundan sonra. Birliğin ismi üzerinde müzakereye geçilmiş ve Kars Milletvekili Tezer Taş-kıran’ın teklif ettiği (Göçmen ve Mültecilere Yardım Birliği! İsmi kabul edilmiştir.
Aynı zamanda dokuz kişilik komisyon tarafından bir hayli değiştirilmiş olan eski beyanname oya konulmuş ve bunun bütün dünyaya ilân edilmesine kşı-rar verilmiştir Beyanname, saat 20 de Ankara Radyosunda (Göçmen ve Mültecilere Yardım Birliği) Başkanı ve^B. M. M. Reisi Refik Koraltan tarafından okunmuştur,
“Muhterem vatandaşlar, hür dünyanın hak koruyan muhterem İnsanları** hitabesiyle başlayan bu beyannamede yüz binlerce insanın asırlardır bağlı bıı. lunduğu toprak ve köklerden koptuğu, bütün mal' ve mülklerini terk ve göçetmek zorunda kaldığı bildirilmekte ve bu acıya en yakından Türk milletinin mâruz ve fakat aynı zamanda bu acının bütün insanlığa da a-it bulunduğu belirtilmekte ve şu cümle ile beyannameye nihayet verilmektedir:
“Birliğimiz, bütün Türklerl, Bulgaristandan gelen Türk göçmenlerinin imdadına koşmaya, bütün hür insanları bu vazife ve alâkayı paylaşmaya davet eder.”
Birlik çalışmalarına yann da devam edecektir.
üilnku kongrede hatır bulunanlardan bir grup
Üçüncü Türk
Ankara, 21 (T.H.A.) — Üçüncü Türk Kooperatifçilik Kongresi bugün saat 10 da Dü Tarih ve Coğrafya Fakültesi salonunda yurdun muhtelif yerlerinden gelen 300 kadar delegenin İştirakiyle ve Ticaret Bakanının bir nutku ile açılmıştır.
Bakan bu konuşmasında ezcümle şunlan söylemiştir:
“Kooperatifçilik yeni iktidarın birinci derecede ele aldığı mev-zulann başında gelmektedir. Ta-mamıyle demokratik esaslara dayanmasını istediğimiz bu müessese lerın içtimai ve iktisadi gelişmemizde haiz olacakları büyük ehemmiyeti hakkiyle takdir etmekteyiz. Bunun içindir ki bu üçüncü kongremizin gündeminde, Türk kooperatifçiliğinin istikbale ait mukadderatı ile yakından alâkalı mevzular bulacaksınız.*
Ticaret Bakanının konuşmasından sonra, Kongre riyaset divanı seçimi yapılmış. Başkanlığa Devlet Bakanı Fevzi Lûtti Kara-osmanoğlu, başkan vekilliğine de Sıtkı Yırca lı seçilmişlerdir.
Divan seçiminden sonra, Atatürk ve Kore şehitleri için bir ihtiram sükûtunda bulunulmuş ve müteakiben gündemin müzakeresine geçilmiştir.
Saat 13 te de delegeler topluca Atatürk’ün muvakkat kabrini ziyaret etmişlerdir.
öğleden sonraki oturumda komisyon seçimleri yapılmış ve komisyonlar çalışmalarına başlamıştır.
Kongre 5 gün devam edecek, tir.
Soğukkuyuda açılan çarşı
Ankara. 21 (A.A.) — Türki-
Marshall Plânı karşılık fonundan veni bir tahsis
İskenderun
Erzurum şosesi için
bir milyon 320 bin lira sarefedilecek
Ankara. 21 (THA.) — Devlet Bakanı Fevzi Lütfü Kara osmanoğlu ile,. İktisadi işbirliği İdaresi Özel Misyon Başkan ve kili Mr, McJunkins, lstanbulda bir soğukhava deposu tesisatının temini ve ayrıca da İskenderun Erzurum şosesinin inşaat mas raflarının takviyesi maksadıyla Marshall Plânı karşılık fonu paralarından takriben 2 milyon liralık bir meblâğın alâkadarlarcâ istimali hususunda mutabık kaldıklarını açıklamışlardır.
Mevzubahis şose için tahsis edilen miktar. 1.320.000 liradır. Bu para, Doğu Anadoludan Ak-denize kadar uzanan ana şose köprülerinin takviyesi ve yol yataklarının genişletilmesi için «atfedilecektir.
Mezkûr meblâğ, bugüne karini yol mevzuunda Türkiye Hükümeti emrine ayrılmış olan paralara munzam olarak tahsis edilmiş bulunmaktadır.
Yüksek Askerî Şûra toplandı
Toplantı 15 gün devam edecek
Ankara. 21 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) - Yüksek Askeri Şûra, hu sabah saat 10 da Genelkurmay Başkanlığında Başbakan Adnan Menderesin başkanlığında senelik mûtat toplantıla rina başlamış bulunmaktadır.
Milli Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı, Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri komutanları, Daimi Şûra üyeleri ve yüksek rütbeli generallerin iştirakiyle yapılmakta olan bu toplantılarda bazı mühim askeri meseleler müzakere edilerek karara bağlanacaktır. Toplantıların on beş gün kadar sürmesi muhtemeldir.
Kooperatifçilik Kongregi
ye Üçüncü Kooperatifçilik Kongresi münasebetiyle bugün saat 13 te Soğukkuyuda Esnaf Der-
Turizm Damşına Kurulu u zal&rııun Başbakan Adnan Menderes taraf ından kabulleri
Turizm çalışmaları
Ankara. 21 (T.H.A.) — Turizm Danışma Kurulu komisyonları dün gece ve bugün çalışmalarına devam etmişlerdir. Kanun tasarılarını inceleme komisyonu turizm endüstrisinin teşvik kanunu tasarısı üzerinde incelemeler yaparak bu tasarıda bazı tadiller teklif etmiştir. Yine aynı komisyonda yasak bölgeler kanunu tasarısı görüşülmüş, ilgili bakanlık mümessilinden izahat alınarak temenniler İzhar edilmiştir.
Turistik Yollar Kanunu tasan-
Soğuk hava deposu İçin ayrılmış bulunan 611.800 lira ise, ls-tanbulda “Soğuk Hava Depolan Kollektif Şirketi"nc ikraz edilecektir.
Şirket bu tahsisleri Amerika veya Avrupadan frigorifik teai aat ithal etmek için istimal ede-
çektir.
SPOR
Futbolda profesyonelliğin kabulüne doğru gidiliyor
Ankara, 21 (TH A.) — Yeni spor teşkilâtı kanun projesini hazırlamakta olan Üç kişilik heyet çalışmalarına devam etmektedir. Hazırlanacak proje, 20 kişilik bir ihtisas komisyonu tarafından da tetkik edildikten sonra Meclise sevkedilecektir. Üzerinde durulan en mühim mesele, sponımuzda profesyonelliğin resmen kabul edilmesidir. Böylelikle bugünklj gizli profesyonellik ortadan kalkacak, profesyonelliği kabul edecek kulüpler aralarında ayrı bir lik kuracaklardır.
Aynı zamanda hükümet de profesyonel kulüplerden vergi a-labilccek, gelir ve giderlerini kontrol edebilecektir. Bugün on binlerce lirayı nerelere sarfet-tiklorlni bildirmeye mecbur ol-mıyanlar da deftere tâbi tutulacaklardır. Sporumuzun bir düzene konması için profesyonelliğin kabulünden başka çare görülmemektedir.
Bundan başka müessese kulüplerinin vaziyetleri de tetkik edilmektedir. Bunlar da takımlarına almak istedikleri oyunculara İş namı altında para verdiklerinden,I tam amatör sayılmamaktadır. Müessese kulüplerinin de amatör teşekküllerden ayrı
nekleri Yapı Kooperatifi tarafından yaptırılan çarşının açılma töreni yapılmıştır.
sı üzerinde de müzakereler ya pılmıştır.
Komisyonların faaliyeti, yarı." öğleye kadar sona ermiş olacak tır.
işletmeler Bakanı Muhlis Etenin başkanı bulunduğu kooru -nasyon komisyonu yarın saat 14.30 da toplanarak üç komisyon tarafından hazırlanan raporları müzakere edecek ve umumi heyete sunacaktır.
Umumi heyet cumartesi günü snat 10 dn toplanacaktır.
Topçu pilot kursunu bitiren subaylar
Ankara, 21 (T.H.A.) — Bugün Etımesğuttakı Türk Hava Kurumu Lokalinde Topçu Pilot Kursunu bHircn subayların bröveleri dağıtılmıştır. Yapılan merasimde Ankara Valisi Necati îlter, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Kurmaybaşkanı Korgeneral Fevzi Uçaner, Kurum Baş. kanı Celâl Meral, davetliler ve basın mensupları bulunmuşlardır.
Bu münasebetle konuşan Hava Kurumu Başkanı, Dr Celâl Meral. Kurumun faaliyetlerini anlatmış, şimdiye kadar yetiştirdiği elemanları saymış, ve bröve alan gençlere hitaben “Yüreklerimize gurur ve mesutluk veren 25 kahraman uçucu subayımız, ordu ile kurum arasında kundan işbirliğinin güzel bir eseridir,” demiştir
bir topluluk haline getirilmeleri muhtemeldir.
Amerikalı güreşçiler yarın geliyorlar
Dün akşam şehrimize gelece-, olan Amerikalı güreşçiler, ha vanın muhalefeti yüzünden Amsterdamda kalmışlardır. îs vlçre Havayollarına mensup u çaklar bugün dc hareket ede mezse, Hollanda Havayollarından tutulacak hususi htr uçakl» güreşçilerin yarın sabah Istan-bula yetiştirilmelerine çalışılacaktır.
Güreş biletleri tamamen satıldı
Türk - Amerikan güreş müsa baka la rı için dün öğleden sonra Spor ve Sergi Sarayı gişelerinde satışa çıkarılan biletler bi: saat içinde tamamen satılmıştır.
Havanın yağmurlu olmasına rağmen halk saatlerce gişe ö-nünde sıraya girerek beklemiş tır.
Biletler satılırken de Emniyet Teşkilâtının sivil ve resmi memurları, biletlerin karaborsa ya geçmemesi için çalışmışlar dır.
Truman’m
Noel mesajı
Başkan, hür dünyanın
istiklâl arzusunun yeni yılda tahakkuk edeceğini söyledi
VVashington. 21 A.A. (United Press) — Başkan Truman, Noel Yortusu münasebetiyle denizaşırı Amerikan kıtalarına çarşamba günü hususî bir mesaj göndermiştir. Başkan. Savunma Bakanlığınca yayınlanan mesajında ezcümle şöyle demektedir.
“Hür dünyanın istiklâl ve hürriyet arzusunun yeni yılda tahakkuk edeceğini umuyorum.
Binlerce Amerikalı, Noel Yor tuşunu evlerinden uzak geçire çeklerdir.
Nerede olursanız olun, hür bir milletin temsilcileri sıfatiy* le vazifeniz yeryüzünde barışa ariyan bütün İnsanlara ilmi; vermek ve onları kuvvetlendir mektir.»
Silâhlı kuvvetler mensuplan na ve ailelerine en iyi temennilerini bildiren Savunma Bakanı George Marshall ise şöyle demektedir:
“Yeni yılda banşı tahakkuk ettireceğimizi ümit ediyorum Korede şiddetli kışta savaşan ve ölen askerlerimizi takdirle anı yor, ve bu huzursuz dünyada halledilmesi gereken bütün meselelere barışçı bir hal çaresi bulunması için dua ediyonım.,.
VVashington, 21 A.A. (United Press) — Başlıca Cumhuriyetçi Ayan üyeleri, batı yarım küresinin hava ve deniz müdafaasına Birleşik Amerikanın bilhassa e-hemmiyet vermesi yolunda eski başkan Hoover’in yaptığı teklifi çarşamba gecesi desteklemişler-• ıir.
Adının açıklanmasını İstemeden yüksek bir Amerikan siyasi şahsiyeti Birleşik Amerika Hooverin tavsiyesini yerine getirip Batı Avrupa kendi kendini müdafaa edebilecek vaziyete gelinceye kadar bu memleketlere asker ve dolar yardımını durdurduğu takdirde hu hareketin “Sovyet taarruzunu davet., mânasını taşıyacağını ifade etmiştir.
Ayan Meclisf Cumhuriyetçi Parti Grupu Lideri Kennetn \Vherry ise şöyle demiştir:
“Hoover verdiği beyanatla be nim hislerimi İfade etmiş bulunuyor. Saniyen, hükümet kongrenin fikrini almadan General Eisenhower’in komutasındaki ye-ni Batı Avrupa ordusuna asker göndermek salâhiyetini taşımadığını zaten söylemiş bulunuyordum.”
Ayandan Cumhuriyetçi Styles Brldgcs İse fikrini şöyle ifade etmiştir:
“Asker! kuvvetlerimizin memlekette kalması veya bir kısmının Balı A ıpaya gönderilmesi meselesinde kanaatimce kongre bir karar vermelidir. Memleket için en elverişli olan vazl-
Şahın dugunu tehir edildi
Tahran, 21 A A. (AFP) — İran Şahı Rıza Pehlcvinin nişan hsı Süreyya Bahtiyar! hastalandığından dolayı bugün Sarav Nazırlığınca yayınlanan tebliğde 27 aralıkta yapılacak olan dü günün daha Heri bir tarihe bırakıldığı bildirilmektedir.
/T™
Senenin edebî hâdisesi
1950 yılının en modern eseri
Yazan: İrfan ORGA
23 aralık cumartesi giinii, Türklyedo İlk olarak neşrine bavlıyacağımız, İrfan Organın (Bir Türk ailesinin portresi) adlı kitabı hakkında, V ıııerlknnııı Sesi Radyosu, bundan bir hafta önce Niıııiarı söylemiştir:
*• Modern e(h»blyat dünyası, son günlerde Bh Tiirk Kilesinin Portresi adı altında neşrolunan yepyeni ve orijinal bir enere kavuşmuş bıılıınu yor. Ilnlen Amerikada oturan genç bir Türk ya zarının ırzım emekler neticesinde meydana ge-t irdiği bıı eserde, mahalli hayatın, örf ve âdet İr bütün incelik ve güzellikleri, en şöhretli kalem sahiplerini imrendirecek bir şekilde tasvir edil* îmlştlr. Romanın ilk satırlarında, müellif ile Sul*
tanahmette buluşup. nahifeler İlerledikçe yine onunla birlikte, memleketin muhtelif yerlerini dolaşacak; Umumi Harp, Mütareke ve .Milli Mücadele yılları sırasında bir Türk ailesinin geçirdi ğl sıkıntıları, çektiği ıstırapları, yaşadığı İyi ve kötü günleri bütün teferruatlyle öğreneceksiniz., Amerikanın on tanınmış münokkhllerinln hakkında takdir edici makuleler yazdıkları ve en büyük kitapçılarının değişik baskılarını hazır lüdıkhırı “Bir Tiirk Ailesinin Portresi., adındaki 1950 yılının on modern eserini okuyucularına sun inakla YENİ İSTANBUL gazetesi, Türk sanat aleminde vazifesini yerine getirdiğine emin bu Ilınmaktadır.
1 a r ı n b a şlıy ar u z
Rus hücumuna karşı Avrupanın durumu
175 Sovyet tümenine karşı koyabilecek kudrette bir ordunun ihdası mühim bir mesele teşkil ediyor
Brüksel, 21 AA. (United Press) — General Eisenhovver çarşamba gllnü henüz mevcut olmayan milletlerarası bir ordunun başkomutanı tâyin edilmiştir. 175 Sovyet tümenine karşı koyabilecek kudrette bir Atlantik Ordusu ihdas etmek oldukça mühim bir mesele teşkil edecektir. Atlantik Ordusunun 75 tümen olacağı zannedilmektedir. Fakat Avrupa memleketlerinin elinde halihazırda mevcut kuvvetler gözden geçirildiği zaman vaziyetin şu merkezde olduğu anlaşılmaktadır:
1 — Şimdilik General Elsenho-werin emrine Almanyadakl işgal ordusundan biraz daha geniş bir ordu verilecektir.
2 — Altı ay içinde Atlantik ordusunun muhtemelen on tümeni bulunacaktır.
3 — Eisenhovver el emeğini Birleşik Amerika ve Almanya-dan temin etmek mecburiyetinde kalacaktır.
4 — Atlantik Paktı devletlerinin Avrupada sLlâb altında bulunan bütün ordulan derhal Eisen-howerin emrine verilse bu kuv-
Cumhuriyetçiler Hoover’in teklifini destekliyorlar
Başlıca Cumhuriyetçi Ayan üyeleri Batı Avrupa ordusuna asker yollamak İçin kongrenin fikrinin alınmasını istiyorlar
yeti kongre tâyin edecektir.”
Temsilciler Meclisinden Cumhuriyetçi James Wadswörth. Hoover’in beyanatını tenkid ederek şöyle demiştir:
“Hoover, derhal Avrupaya gidip komünist ordulariyle çarpışacakmışız gibi konuşuyor, halbuki halihazırda böyle bir vaziyet mevzuu bahis değildir. Filhakika tecavüz! değil de tedafüi bir siyaset takip etmekteyiz.”
Be?ç:kada fevkalâde hal
Meclis Başkanına hu hususta salâhiyet verilecek
Brüksel. 21 (YTRS) — İçişleri Bakam Maurice Brasseur Belçika Hükümetinin hazırla makta olduğu bir kanunu yakında meclise sunacağını bildir nıiştir. Bakan, bu kanun sayesinde, meclis başkanının sulh zamanında da fevkalâde hal ilân edebileceğini ilâve etmiştir Kanun aynı zamanda icra orga mnın salâhiyetlerini de tedricî surette arttıracaktır.
Pembrandt'ın yeni bir tablosu bulundu
Saragosse, 21 A.A. (AFP) -Güzel Sanatlar Müzesi Müdürü Alcjandro Canada. Rembrandt’a atfedilen bir tablo bulmuştur.
Canada, trun’da bir koleksiyoncuya ait bir tablo restore e-derken Rembrandt’ın imzasını tanımıştır.
Mütehassıslara göre, tablo 1630-1635 arasında yapılmıştır.
vetler ceman yekûn bir milyon 400 bin kişiyi bulur.
Halihazırda Birleşik Amerika-da 15 tümen halinde teşkilâtlandırılmış iki milyon 300 bin kişi silâh altındadır. Şayet Almanlar bunu kabul ederse yakında Al-manyada on tümen teşkilâtlandırılması mümkündür.
Bütün bu sebeplerden dolayı Birleşik Amerika her ne pahasına olursa olsun Almanyanın Atlantik camiasına dahil olmasını istemiştir. Almanya nesiller boyunca büyük bir askeri kudret teşkil etmiştir.
Yugoslavya Sovyetlerden ayrılıyor
Belgrad. 21 (YtRS) — Mareşal Tito, bir kaç aydan beri ilk defa olarak, bugün bütün kabine âzalariyle bir toplantı yaparak hükümetin bu seneki faaJi-yetinl gözden geçirmiş ve bu ay zarfında parlâmentoya sunulacak kanun tasarıları üzerinde görüşmüştür.
itimat edilir kaynaklara göre, bu mühim toplantıda görüşülen meseleler şunlardır:
1 — Yeni bir ekonomik nizam,
2 — Af Kanunu - Hükümet Parlâmentodan, yeni yılın babında, Batı ideolojisine temayül gösterip bu yüzden hapsedilen kimselerin ve bllûmum siyasi suçluların affını isteyecektir.
3 — Ceza kanunlarında tadi
lât - Bu hususta eski Sovyet sistemi terkedilecektir.
4 — Silâhlanma - Sovyet tecavüzü tehlikesi karşısında, Yugoslavya, batıdan lüzumlu silâh ve teçhizatı getirterek, kuvvetlerini otuz iki tümenden otuz dört
‘ ■» * •
tümene çıkartacaktır.
5 — Haricî münasebetler -Komşu Yunanistan ile münasebetler tekrar tesis edilecek, Se-lânik - Belgrat demiryolu yeniden açılacaktır.
6 — Ecnebi yardım.
Halepte nümayiş
Yabancı şirketlere verilen yeni imtiyazları protesto için yapılan nümayişte üç öğrenci yaralandı
Halep. 21 (Husus! muhabirimiz bildiriyor) — Halepte talebeler büyük bir nümayiş yapmışlardır. Buna sebep Elektrik İnhisarına ve yabancı şirketlere verilen yeni imtiyazları protestodur. Muazzam bir kalabalığın toplanmasına sebep olan bu nümayişi dağıtmak için polis müdahalede bulunmuşsa da talebelerden üçü ağır surette yaralanmıştır.
Henüz yatıştırılmamış bulunan nümayişlerde yeni hâdiseler beklenmektedir.
ECAf Türkiyeye 50 bin dolar tahsis etti
Washington, 21 (AP) — ECA iktisadi işbirliği Teşkilâtı, aşağıdaki tahsisleri yapmıştır:
Türkiye: Birleşik Amerikadan teknik hizmetler için 50000 do* lar.
Avusturya: Birleşik Amerika-dan makine almak için 5 bin dolar.

İzmir Zeytin Yağı Tarım Satış
Ziraat Bankasının
Tahvilleri satıldı
Kooperatifi Kongresi
Müteakiben yont İdare heyet.
hayet verildi.
Cenevre üalv&rsltotüjaln ıımıuni görünümü
‘♦W
KR
»• • •
Şiddetli münakaşalardan son-
ra idare heyeti bu isteği kabuı | seçimi yapılarak toplantıya ni-etmek mecburiyetinde kaldı.
Umum Müdür, temin edilen pfl-nptiH etroi kalkınmada nasıt kullanıla cağını izah etti.
Kooperatifin ziyan etmesindeki sebep, zeytin yağı ihracatının menedilmesidir
Adanada pamuk sahası
Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası tarafından İhraç olunan ikinci Tertip % 7 faizli 20 milyon liralık istikraz tahvillerinin kısa bir zamanda tamamen satılmış olması dolayısiyle kendilerinden ihtisaslarım rica eden gazetecilere Banka Genel Müdürü Mithat Dülge aşağıdaki izahatı vermiştir:
"Bankamızın A’üz yıla yaklaşan bir tarihi olduğu m&lûmduı. Bu uzun yıllar içinde memleketin zirai kredi ihtiyaçlarını en geniş ölçüde evvelâ kendi men-balarımızla, bunlara ilâveten bankacılık tekniğinin müsaadesi nispetinde diğer kaynaklarımızla karşılamaya çalışıyorduk. Bu sene uzun vadeli zira! ihtiyaçları daha geniş ölçüde tatmin edebilmek için yeni bir kaynaktan faydalanmaya başladık.
5389 No.hı kanuna müsteniden ilk defa bu sene şubat ayı ortasında % 7 faizli 10 milyon liralık birinci tertip tahvil çıkarmış ve bunlan vatandaşlarımızın bankamıza karşı gösterdikleri güvenin bir eseri olarak çok kıza bir samanda satmıştık. Sayın Cumhuriyet Hükümetimizin almakta olduğu iktisadi kalkınma tedbirleri arasında bankamıza düşvn vazifeleri daha hamleli bir şekilde başarabilmek azmiyle 5389 sayılı kanunun verdiği salâhiyete dayanarak yeniden 20 milyon liralık tahvil çıkarılmıştır.
Birinci tertiptekiler gibi her türlü vergi ve resimden muaf bulunan % 7 faizli bu ikinci tertip tahvillerimiz, on beş günltUc satış müddeti sona ermeden beş gün zarfında tamamen satılmış ve muhterem halkımızın gösterdiği büyük rağbet karşısında, vaki bazı taleplerin karşılanması mümkün olamamıştır.
Bugüne kadar münhasıran sanayi ve bayındırlık teşebbüslerine akan millî tasarruf. memleketimiz tarihinde hemen ük defa olarak bu kadar uzun vadeli yatırımlar için zira! plasman sahasına akmıştır.
Millî tasarrufla memleketimizin iktisadi balcımdan belkemiğini teşkil eden zira! İstihsal kalkınmamız arasında daha geniş ve sıkı bir İşbirliği ifade e-den bu alâka bizi çok sevindirmiş ve gayretlerimize hız vermeye teşvik etmiştir.
1 İzmir, 21 (Husıud) — İzmir I Zeytin Yağı Tanm Satış Koo-I peratifleri Birliği Kongresi bu-I gün yapıldı. Birlik son bir yıl-I ’ık faaliyetini 102,708 lira zarar-I .a kapamış vaziyette idi. ilk o-larak okunan rapor ana hatları itibariyle bu zarann sebeplerini izah ediyor. Hükümetin geçen yıl aeytln yağı ihracını menet-meşini, bu zararın başlıca âmili olarak gösteriyordu. Verilen izahata nazaran Hıracın men'i kararından sonra cldoiu yağların sadece İç pazarlara arzedü-mesi lüzumu hâsıl oLnıuş, bu suretle dahili satışlar geçen yılın bir mislinden fazla bir miktarı yani 1,099,315 kiloyu bulmuşsa I da diğer firmaların da stoklarını iç pazarlarda eritmek için rekabete başvurmaları neticesinde fiyatlarda mühim tenezzüller kaydedilmiştir.
Raporda buna rağmen satış vasatisinin 251 kuruş olduğu ve bu miktarın piyasa vasatisinden 7 kuruş yüksek bulunduğu tasrih edilmekte ayrıca 280 . 308 kuruş civarında istekli olan dış piyasalara zeytin yağı İhracının I bazı politik sebeplerle ve ânl o-Larak durdurulman şiddetle tenkld olunarak harp yıllarında l ve fevkalâde zamanlarda devlet tarafından aynî vergi cıbayetl, müdahale nıubayaası.tanzlm sa-. ti şiarı gibi başka işlerle de va- ı zifelendirilen birliğin mâruz kaldığı zararlardan vikayesi 1-çin de alâkalılar nezdlnde teşebbüslere geçildiği kaydolunmakta idL İdare heyeti zarann devlet tarafından ve mevcut fonlardan karşılanması mümkün olmadığı takdirde bunun (fevkalâde ihtiyattan) mahsubu yoluna gidilmesi hakkında da genel ku-1 ruia bir teklif yapıyordu. Ay-1 rica yağ rekoltesinin artmakta I olmasına rağmen birliğe bağlı I 13 kooperatiften ancak bir ka-1 çında fabrika bulunduğu İleri sürülerek diğerlerinde de hiç ol-1 mazsa küçük tesisler meydana I getirilmesi yapılan takrirler arasında İdL I
Rapor üzerindeki müzakereler zaman zaman şiddetli denecek I
bir hava içinde geçti. I
Delegeler bilhassa evvele? I
190-200 kuruş iken bilâhare 144 171 kuruşa indirilen baremin yi-1 ne eski seviyeye çıkarılmasın: istiyerek bu talep kabul edilme dikçe idare heyetini İbra etmi-yeccklerini bildirdiler.
îzmlrde, Tanm Satış Kooperatiflerinlii sendik toplantılarına baş lannı ıştır. Yukarıdaki resim, Üzüm Tanm Kooperatifinin toplan tısını göstermektedir.
Amerikalı bir mütehassıs Adanada tetkiklere başladı
Adana, 21 (Hususî) — Amerikan tarım mütehassıslarından M. Cilo, dün Adanaya gelmiştir. Mütehassıs çırçır fabrikalarının MarshaU Yardım Plânın, dan ne suretle istifade edeceğini tetkike başlamıştır. Amerikalı, alâkadarlara verdiği izahatta, Çukurova pamukçuluğunun diğer sahalara da intikal etmesi lâzım geldiğini, bu arada kaliteye do ehemmiyet verileceğini söylemiştir.
Yeşil kurtla mücadeleye gelince, önümüzdeki yıl, bu kurtla daha geniş ölçüdo mücadeleye girişileceği anlaşılmaktadır. Buna alt tertibat alınmıştır. Mücadele İçin ilâçların nasıl kullanılacağı hakkında zürraın bilgisi arttırılacaktır.
Amerikada mensucat işçileri ücretlerin arttırılmasını istiyor
Hamburg’da yapılan ticarî
Almanların harpten evvelkine nispetle tütün, geçen seneye nazaran da daha fazla fındık alamıyacağı anlaşıldı
I
5 t > rs Ât * îh te u T*'! ^1 ıH •a ■ L T(
& A Uf i 41 Ki
Isviçrede ünîverske geçnliğinin hayata

Talebeler ücretli iş temin ederek çalışırlar Bunların içinde çocuk bakanlar bile vardır
Aynca ru ciheti de memnuniyetle tebarüz ttirmk lâzımglir ki. milli tasarruf, gittikçe artan bir ölçü ile menkul kıymetlere yatmaktadır. Bu da sayın halkımızın iktisadi uyanıklık ve olgunluğunun yeni ve önemli bir ifadesidir.
Her zaman memleket hizmetinde, daha ziyade bir âmme ve çiftçi müessesesi şuuru İle çalışan bankamız, bu işde de gördüğü yakın alâkadan dolayı sayın halkımıza minnet ve şükranlarını sunmayı vazife bilir.
Tahvil satışlarından elde ettiğimiz paralar, çiftçilere % 3 faizle, maddi ve şahsi teminatın müsaadesi dahilinde olmak Üzere teşebbüsün mahiyetine, işletmeye sağlayacağı faydaya ve çiftçinin yıllık ödeme gücüne göre âyarlanarak on iki yıla kadar uzun vadelerle ikraz edilmektedir.
kuru-diln 350
Bu yeni kaynağımızla çiftçilerimiz, ziraî İşletmeleri dahilinde:
1 — Her türlü toprak Islâhları.
2 — Sulama, kurutma ve su İstilâsını önlme tesisleri,
3 — Çayır, tesis ve Islâhı,
4 — Meyva bahçelerini verim-lendirme,
5 — Bizzat işletme gayesiyle işletme ve arazi edindirme ve 8-razi genişletme,
6 — Büyük makine ve malzeme edindirme,
7 — İşletme hududu içinde zirai inşaat ve tesisleri,
8 — Meyva bahçeleri tesis ve ihyası
mevzularında biraz daha geniş kredilerle teçhiz edilebilecek ve bu suretle ziraatimlzln çeşitli mevzulardaki inkişafına daha geniş ölçüde hizmet edilmiş olu-caktır.„
İzmirde pamuk fiyatları
İzmir, 21 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Pamuk fiyatlarında bir kaç günden beri görülen kıpırdama şimdi muayyen bir istikamette ilerlemeğe başlamış ve hafta başında 427 kuruşa kadar inmiş olan fiyat devamlı sıçramalar neticesinde dün 440 şu bulmuştur. Bu fiyatla yapılan muamele miktarı
balya kadardır. Pamuk çekirdeği piyasası da iç ve dış alıcıların talepleri karşısında sağlamlaşmış vaziyettedir. Hattâ bu arada çırçır fabrikası bulunan mın-takâlarda yerinde teslim şar-tiyle 15,5 kuruş fiyat verenler olduğu öğrenilmiştir. Dün Bor-şada 17,5 kuruştan alıcı bulunduğu görülmüş fakat bu fiyata satıcı çıkmamıştır.
Hamburg, 21 (Husus! muhabirimiz bildiriyor) — Batı Al-manyadaki Türkiye Ticaret A-taşeliği Müşaviri Mahmut Sey da Hâmburg’da üç gün kalarak Almanyanın Yakındoğu ticaretiyle alâkalı tacirlerle görüşmeler yapmıştır. Bu görüşmeler sırasında Alman Ticaret Bakanlığı salâhiyetlî memurlarından Dr. Hüber dostluğa yakışır bir samimiyetle Türkijre - Almanya ara-sındakl mal mübadelesinde mevcut endişeleri açıklamıştır.
Türkiye, bilhassa, Almanyanın kendisinden tütün İthalâtının eskisine nispetle çok azalmış ol-masından endişe duymaktadır. Almanyanın Türkiveden tütün ithalâtını azaltmasının muhtelif sebepleri olup bunların başında Almanyadâkl vergi vaziyeti ve Alman tiryakilerinin zevklerinin değişmiş olmasıdır. Alman-yanın Yakmşark tütünlerinden yaptığı sigaraların kalitesi harp, ten önceki seviyeye çıkarıldığı takdirde Alman tiryakilerinin yeni İtiyatlarından vazgeçip derhal eskisi gibi Yakmşark tütünlerini tercih edecekleri muhakkaktır. Alman vergi sisteminin sebep olduğu müşkülâta gelince, bunun ne zaman değiştirileceğini maatteessüf şimdiden söylemeğe İmkân yoktur. Almanya ile Türkiye ticaretinin muvazeneli bir şekilde gelişmesi de ancak Almanyanın Türki-yeden fazla tütün almasına bağlıdır. Fakat bugün Almanyada yalnız 48 milyon müstehlik mevcut olduğu düşünülürse Al-manyanın tütün ithalâtının harpten önce 70-80 milyon müstehlik bulunduğu zamanki seviyeye çıkmasının mümkün olamıyacağı kolayca anlaşılır.
Almanyanın ithal ettiği kuru meyva ve yağlı tohumlar için TÜrkiycnin hiç bir itirazı mevcut değildir. Harpten beri İlk defa geçen sene Alman pl-
yasasına bol kuru üzüm, saireye Alman müstehliki büyük rağbet göstermişti. Bu maddelerin bu sene de geçen seneki gibi fazla müşteri bulmasına pek ihtimal verilemez. Fakat Tllrıc menşeli bu kabil malların Al-m an ya da döviz azlığı yüzünden geçen seneklnden daha az İthal edileceği hakkındakl fikirler de doğru değildir. Yalnız önümüzdeki yıl hayatî ehemmiyeti haiz olmayan maddelerin ithalâtı azalacaktır. Hükümetin bu hu susta ne gribi takyidat koyacağı henüz malûm değildir.
Alman ticareti liberal esaslara müstenit olmakla beraber ithalât, bir takım döviz müsaadelerine bağlı bulunduğundan dış ticarette liberalizmin mevcudiyeti mevzuu bahsolamaz.
Türk . Alman ticaretinde Al-manyanin duyduğu en büyük endişe de satın alınmış bulunan pamukların sevkedilmcmlş olmasıdır. Alman ithalâtçıları geçen yaz satınaldıklan 9 bin ton pamuğun teslimi hususunda mevcut anlaşmaların yerine getirilmesini bekliyorlar. Dünya piyasasında pamuk fiyatlarının bir. denbine yükselmesi sebebiyle Türk satıcıların bu pamukları teslim etmemeleri Alman pamuk lu sanayiine ağır zarar vermekle kalmıyacak, aynı zamanda İş hacmini fazlaca daraltacaktır.
Türk Ticaret Müşaviri Mahmut Seydanın Türkiye Hükû metinin hususî anlaşmalara müdahale etmesine imkân bulunmadığı hususundaki sözleri Alman tacirlerini İknaa kâfi gelmemiştir. Bu hususta diğer oazı yollar bulunmaya çalışılacaktır. Al man pamuklu sanayicileri di milletlerarası piyasada han madde fiyatlarında ki esaslı de ğiçikllğin tamamen İnkâr edile mlyeceğine kanaat getirecekler dir.
miktarda arzedilen fındık, portakal ve
Waahlngton, 21 (UP) —Men suca t İşçileri Birliği bugün, temsil ettiği 200.000 İşçi namına, ücretlerin arttırılmasın) ve çalışma şartlarının düzeltilmesini istemiştir.
Bu hususta beyanatta bulunan Birlik Başkanı Mr. E. Rieve, şunlan söylemiştir:
"Birliğimiz Amerikada hâlen fevkalâde ahvalin hüküm sürdüğünü nazan ltibare almaktadır. Fakat şuna da kanidir ki, bu fevkalâde ahvalin yarattığı yük, İşçilerin omuzuna yüklenmemelidir-,
Denizlide ekim durumu iyidir
Denizli, 21 (Hususi muhabirimizden) — Havaların çok müsait gitmesinden köylü memnundur. Çiftçi tohumunu tamamen ekmiş, bir çok bölgelerde erken atılan tohumlar çıkmıştır. Önümüzdeki mahsul yılının, geçen senelere nazaran daha bereketli ve istihsalin, fazla olacağı kuvvetle tahmin ediliyor. Yalnız, bugünlerde yağmur bekleniyor, hattâ yağacak olan bir karın, mahsulât İçin çok mesut ne. tireler çiftçiler
doğuracağını tecrübeli söylüyorlar.

Tarsus
Çimento Fabrikası
Adana, 21 (Hususî) — Hidro -elektrik santralı ile Tarausta kurulacak çimento fabrikasına ortak kaydına devam edilmektedir. Yerli sermayedarlar iki teşebbüse karşı büyük alâka göstermektedirler.
bu bir
Çukurova Harasından köylüye toprak verilecek
Adana, 21 (Hususi) — Yurdumuzun en büyük, modern şartlan ihtiva eden Çukurova Harasında tetkiklere başlanmıştır. Bundan başka Haraya ait arazinin bir kısmı da topraksız köylüye verilecektir.
21 (Hususî) — Tica-tarafından hayat pa. dair yapılan endeks-nüfuslu orta halli bir
Adanada geçim endeksi
Adana, ret Odası halılığma lerde beş
ailenin ayda 201 lira 92 kuruşla geçinebileceği tesbit edilmiştir.
Toptan kahve fiyatları ucuzluyor
Fakc? perakende piyasada çekilmiş kahve 1000 kuruştur
Dış piyasalarda kahve fiyatları yükseldiği halde, şehrimiz piyasasında kahve fiyatlarında bir durgunluk hüküm sürmektedir. Buna sebep olarak elde 20 bin çuvaldan ziyade kahve bulunmasıdır. Piyasada 3 numaralı Rio kahve-1 720 kuruştur.
Toptan kahve fiyatları düştüğü halde, perakende kahve fiyatları 1000 kuruştan aşağı de.
Cenevredc 'Mirasyedi" talebe tipi artık mevcut değildir. Bu tipten bir kaç nümune mevcut olsa bile bunlar da ortadan kaybolmak üzeredir, içtima! şartların ıslah edilmiş olması bugün eskisinden daha çok miktarda a-ile reislerine, oğullarına ve kızlarına yüksek bir tahsil temin etmek imkânını veriyor. Fakat umumiyetle aileler istikraza baş vurmadıkça büyük fedakârlıklara katlanmak mecburiyetinde kalıyorlar.
Talebelerin yaşama şârtîan şimdi çok değişmiştir. Üniversitelilerin büyük bir kısmı münferit odalar kiralamakta ve yemeklerini dışarıda yemektedir^ ler. Bir kısmı pansiyonlara yerleşmekte ve daha küçük bir kısmı aileler nezdlnde oturmaktadırlar. Cenevre hayatına karışmak bakımından bu şekil şüphesiz ki daha iyi. fakat daha pahalıdır. Bu usul bir kaç sene evvel Delavvare Üniversitesi tarafından kabul edilmişti. Genç Amerikalıların tahsilini bizim Alma Ma ter temin ediyordu. Bu tecrübe iyi neticeler verdL
Fiyatlar meselesi büyük bir rol oynuyor. Bir aralık oda kiralan çok yükselmişti. Fakat bir müddetten beri kiralar hafiflemiştir. Bunun sebebi üniversitenin, odalarını kiraya veren kimseler nezdlnde yaptığı teşebbüstür. Bununla beraber kışın ısıtılmayan bir odanın kirası 70 ile 90 frank arasındadır.
Masrafı azaltmak maksadlyle iki talebe aynı odada oturuyor. Günde iki frankla bir hafta yaşamak mecburiyetinde kalan talebelere arkadaşları yatak takınılan temin etmek suretiyle daha başkA şekillerde yardım e-diyorlar. mahrum olduğunu
Çalışan
Talebelerin gün çalışanlar ve bir operatif sayesinde kurslan takip edenler vardır. Bir lokantada günde sekiz saat tabaklan yıkamakla hayatım kazanan genç bir yabancı üniversiteli tanıyoruz. Başka bir genç bir dansing orkestrasında çalışıyor.
Bu gençlerin imtihanlara hazırlanmak için ne kadar büyük gayretler sörfe tm e I eri lâzım
geldiğini tahmin etmek güç değildir. Çok tan azdır, sekiz saat kendilerine
yiyecek temin eden veya tatiller
Yemekten kendilerini eden talebeler mevcut öğrendim.
talebeler
arasında
yan m nevi ko-
şükür bunların mik-Haftada yedi ilâ on çalışmak suretiyle yatacak bir yer ve

Zürich Üniversite sinin görünüşü esnasında bahçıvan çırağı olarak çalışan talebeler de vardır.
Yardım Ofisi
Senatosu, profesörleri, meclisleri, umumî talebe cemiyeti L le üniversite müdahale etmiyor mu, diyeceksiniz. Şüphesiz ki müdahale ediyor, hem bir kaç şekilde.
Profesör Briner ve Coflart tarafından idare edilen ve komitesinde A.GJB. nin ve Eski Talebeler Cemiyetinin murahhasları bulunan Yardım Ofisi, bilindiği gibi Cenevre illere ve isviçrelilere mahsus olan yardım sandığının salâhiyetleri dışında kalan bütün mallarda müdahalede bulunuyor.
Bu faaliyet iki cephelidir: taraftan talebeler altı aylık d atlarını ikiden dört franka karmak suretiyle munzam
gayret sarfetmeği kabul etmişlerdir. Diğer taraftan Yardım Ofisi tarafından yapılan teşebbüs neticesinde Maarif Nezareti, Ofisin tavsiye edeceği talebeleri ders ücretinden muaf tutmağâ karar vermiştir. Tabi! bu imtiyazlardan istifade edecek olan talebeler hakkında doçentler ve enstitü müdürleri tarafından tahkikat yapılmaktadır.
On beş sene evvel y dimin yegâne hedefi talebeleri ders ücretlerinden muaf tutmaktı. Harp yıllarında bu yardımın kâfi olmadığı anlaşıldı. Ofis o zaman geçinme bursları İhdas etti (ayda 125 frank). Burslardan tahsilleri ilerlemiş ve profesörlerinin takdirini kazanmış olan talebeler istifade ediyordu.
Yardım Ofisi ödünç para da
vermekte, fakat bunun ladesini hiç bir zaman istememektedir. Şerefli tahsilini
kazanmağa başladığı zaman bor* cunu kendi arzuaiyie ödeyecektir.
bir üniversiteli genç tamamlayıp hayatım
Bir ai-çı-bir
217X11/1950 Perşembe MEMLEKET ve DÜNY/ l BORSA ve PİYASALARI
KAMBİYO ve ESHAM
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
YABANCI BORSALAR
1
100
100
100
100
100
100
100
100
100
SterlIriR .... Dolar ■••••••«. Pr, Frangı tov^rc Fr. Be»c»l(n Fr tuveç Kr. ... Florin
Liret Drahmi
(£Bcoudoı w.
Açıiıe
7.8X50
280.30
0.80 64.03
5.60
54.12.50
73.68.40
0.44 128
0.01 876
9.73 00
KttpH
7 85.50
280.30
0.80
64.03
5.60
51.12.50
73.68 k)
0.44 128 0 01.876 9.73.90
%ö %6 %b
%4
TcÖ
':16
%6 %e %o
a>? %7
■ 7 %7
%7 ^7 %7 %7
vV33 organı ......w—
1938 îkramlyeli .....
Milli Müdafaa I .....
•941 Liemirvolı IV 194) Demiryolu V U2 1949 îkramlyeli ....
194) Demiryolu VI
Kalkınma 1 ••••>
Kalkınma U .m»
Kalkııımn (D .»••
101b istikrazı 1 .....
1948 istikrazı 11 ....
1949 LsUkrajn l .....
MHH Müd&laa IV
Sı vofi-Erzurum 1 u-vu
1
II LU l u LU
VI
dl34 1934 IV41 194) 104) uinn «un Adım m un
•t o
Demiryolu Demiryolu Demiryolu Müdafaa Müdafaa Müdafaa MÜda/aa
22.70
20.—
20.10 100.—
96.—
96.65
97.90
97.95
95.40
95.10
07 75
95.40
96,75
20.2C
21.05
20.10
20.20
20.85
20.05
20.35
20.80
21.15
19 90
Şirket Tahvilleri
r C (lraat BunK ^sı
Anadolu D.Y rerttp A/B. •' " ..................
Mümea Senet
21.-
110.30
59.-

Şirket Hisse Senetleri
F.C Merkez Banaası ....... LUrkiye iş KankA>> l'ürk Hcaret Bankası Ar«İRn j'nnntr ....
124.— 3L— ö.— 5.60
İstanbul Ticaret Borsası
Satışlar Kilosu Kuruş Kurut
Buğday eert D. W 32 16
„ yumuşak D. te 33 30
Kaplıca D. m 16
Alcdan D. w 18.10
Arptı D. w 22
Fiğ Çtt. «■ 23.10 2X20
Fasulye batta) çalı Çu. o «5 20
Mercimek yeşil Çu. w 35.20
,, kırmızı iç Çu. 50
SuHiım Çu. w 88 90
Keten tohumu Çu. OB 4&Î0 18.20
Ayçiçeği tohumu D. ee 36 37
Fındık iç tombul 330 szz
Un 79/81 ran d. 2083 3850
Razmol w 13 17
Kepek U 12
Pirinç mısır tohumu w 95
w Itamolina w 103 104
„ kırık M 65
Beyaz peynir tam yağb w 175 180
Beyaz peynir yağlı 09 160
Kaşar peyniri yağlı Kar» eo 220
„ poyniri yağlı Trakya w 290 330
Ayçiçeği yağı rafine çıp. w 139 ♦ 140
Ayçiçeği yağı çıplak w • 129 132
Kaşar peynir yağlı Anadolu 270 280
Zeytinyağı E.E.N. t enek eli r p- • • t 240
217.20
M eke. natürd tene keli » , v* 1
Krema koyun ■V eo 300
Yapağı yıkanmış oo «60
Koç İkili tabak w 140
Yapağı Anadolu tabak 90 355 400
,, Anadolu kırkım w 420 425
Koyun derlet tuzlu kuru 09 210
w derisi hava kurusu kasap 90 250 3?0
Keçi derisi tuzlu kuru kasan «• 229 210
İzmir Ticaret Borsası
New-York Borsası
BugUn
8Oö
Kapana
üûjo
kuı
üzüm çekirdeksiz No.v îneır A incir H Pamuk Pnm uk Pamuk Hamak Pamuk Pam ık
-JGHSJ No.* eertsi Na Akala Akala Akala, orl)
mğı (rafine; . *ok)rdeği ......
«•••>«
108
i .. n .. ııı..
73.75
7X6
410
408
435.—
385 —
340.— 140.—
17.5
353 — 140.—
17*6
Adana Ticaret Borsası
Birinci AJiiia ________
l kinci ,, .
Üçüncü Akala.
Birine AİolUi vadeli .. Hazır .................
!kinci Akala yağmur vemiz .................
Yerli ..........
KOfçe Veril Gr. Külçe Ückubhb.
Cumhuriyet .« ituşal ....—,
Ham İt r-rıı-iTTi Guiaeo
İncilli .....—
Franau kok — NapoJ6oo LU • tflvlçre

Altınlar
Buğun ün
4-76
4.78
XX 90
38.10
20 60 4X—
375. 335.
Kakı Kur
Lira
4 75
3X60 37.00
20.®
43.—
Bnfcdtıy (Buşeil=8ent) ........
Bert Kış mahsulü No. 2 Kırmızı Kış m&hsuiö No. î —
Pamuk Mlddllng 11 Jhrrsi = 8»ntı ArnJik ..............
Mart ................—....
Ma vıa
Tiftik (Llhrc«l=Scn€>
Tcksaa No. ) ..............
Fındık (Libremi“=S*mt)
Kabuklu yerli m .............
•• ’• "»rta ..........
Levant iç ’thai malı EKHira iri »ç ıthaj malı
Buru üzüm :U breni —Sen t) ....
Thompson çekirdekais seçme
Kntcn tohumu tBuscll —Dolarj Mlnneapoll9 ...........
Kalay (Llbro=Sent)
Lnvha-teneke *100 libre -’olnrl
• • •
IX—
42.62
150.-135.15
«X-
66.-
U 1/4
27a—
25L—
4X05 4X05 135.15 135.—
u v«
3.83
156.—
1.30

144.—
r 8i
Londra Borsası
Keten tuhumo iTuou—Stcrliıif)
Homb&y , 7X08 73.—
Kalk Uta 7X—
Yer ftntığv Hindistan — 79.-
Bradford Piyasası
Tiftik iyi anıl Ubrcıd^ğ’lyat) *
- eır® mab - ••
Yüa Anadolu * • —
•• Trakva * •* — —
İskenderiye Borsası
Pamuh ( Hanları=ToJları» ....... ABhmounı Kıea Ajyafiı F/G. -Kumun Hnın elvaflı P O.
150.— 147 —
144.—
143 —
Mül teriler
I Yardım Ofisinden istifade e* denlerin büyük bir kısmını mülteciler. bilhassa kız talebeler
I teşkü etmektedir. Memleketleri ile her türlü alâkalan kesilen bu Macaristanlı, PolonyalI, YugoslavyalI ve Çekoslovakyalı kır lann pasaport lan ellerinden a» lmmıştır. Hiç bir memleketin
I vatandaşa değildirler. Ailelerinden haber alamamakta ve meçhul bir istikbale doğru gitmektedirler. Ofis bunlara tahsille-rinl tamamlamak imk&niannı vermektedir. Sonra bunlar A. merikaya veya Avustralyaya gitmektedirler.
I Hastalık
Haftalık halinde talebeler al* ti ayda bir verdikleri bir ücret mukabilinde kendilerini sigorta ettirdikleri bir teşkilâttan yar. dım görmektedirler. Bununla beraber bu sigorta oldukça uzun süren tatiller esnasında muteber değildir. Umum! Talebeler Ce-miyetl sigortalann bütün sene muteber olmam İçin teşebbüs* lerde bulunmuştur. Bazı talebeler Levsin’deki üniversite muti s toryumunda tedavi edilmekte. dir.
Ücretli iş
Umumi Talebeler Cemiyeti bir ücretli iş servisi ihdas etmiştir. Bu servis iş verenler, tacirler, I Maarif Nezareti ve hususi şahıslar nezdlndeki teşebbüsleri sa* yeslnde kendisine müracaat eden talebelere ücretli iş temin etmektedir. Talebeler hususî dersler de vermektedirler, tçlerinde çocuklara nezaret edenler de vardır. .
Maarifin
Unibar 1,20 komple çay. vermektedir, ve bir küçük
dir. Fakat fij*atlar bir çok talebeler içtn yüksektir. Bu Evinin’ hâsılatı Yardım Ofisine terkedilm ek tedi r.
Müstakbel bir üniversite sk teslne doğru İlk merhaleyi teşkil eden ve yakında açılacak o-lan üniversite lokantam talebelerin yiyecek meselesini bir de. receye kadar halledecektir. Yemek bonoları dağıtılması düşünülmektedir.
Ücretli tş Serviisnde İsviçre-den ve yabancı memleketlerden müracaatler yapılmaktadır. Bir İsviçreli şöyle yazıyor: “Baba, mın işleri bozulduğu İçin tahsilime devam edemiyecek bir vaziyetteyim. Yedi erkek ve kız kardeşim var. Bunlardan bir kaçı İŞ Öğreniyorlar. Bana bir iş bulabilir misiniz?”
Bir Fransız üniversiteye devam etmek üzere Cenevreye gel. mek ve orada az kazançlı da olsa bir iş bulmak istediğini bil* diriyor.
Üniversite gençliğinin karşı, laştıgı güçlükleri burada anlat, mağa çalıştık. Gençlerin yalnız fekefe ile meşgul olmalan kâfi degidlr. Yaşamaları da lâzımdır. “Juıuual de Gcndve^dea
idaresinde bulunan frank mukabilinde kahve ve çikolata Bir kremli kahve ekmek 45 santim-

& Andık 1M0
RAKI
programı

hastahane
UER memleketin kendisine mahsus bir İçkisi vardır, fn-■■glllzJer vihklyi, Fransızlar şarabı, Alınanlar da birayı tercih ederler. Biz de ayran ve şerbet devrinden ayrıldıktan sonra rakıya düşkün bir millet hallııi aldık ve rakıya milli içkimiz adını verdik. Hattâ daha İleriye gittik, senclerdejı beri bunun ihracatı İle uğraştık ve binlerce hektolitre satılan memleketlerde bir kaç şişe rakımızın satıldığını gördüğümüz zaman övündük, kendi kendimize sevindik.
Yeşil ayın gayretlerine rağmen şerbet ve ayran ortadan kalkmaya başladı. Bira, şarap gibi hafif içkiler bir türlü rııkımn yerini atamadı ve rakı sarfiyatımız arttıkça arttı.
Biz İçkinin de lüzum görülürse bir ihtiyaç olduğunu kabııl ediyoruz. Fakat, bir çok İhtiyaçları İhmal ederek kendilerini yalnız rakı gibi ağır bir içkiye verenlerin cemiyet hayatında yolunu şaşırmış ve çok defa hasta mahlûklar olduğuna hükmediyoruz. Küçük kasabalarda ve hattâ köylerimizde İhtiyaç maddeleri bakımından blnblr mahrumiyet mevcut Ikon rak»tarm türlü türlüsü, kiril vitrinler arkasında görülüyor. Zabıta vakalarını yapanlar, cinayetleri İşleyenler tatlrni hep rakıdan alıyorlar. Biz gazetemizde bir İki defa çok actklı bir huklkatl ortaya koymuştuk. Biri Alman ve l>lrl de AvusturyalI İki meşhur dahiliye mütehassısı bir zamanlar memleketimize gelmişler. Onlara da rnkl ikrara olunmuş. Fakat, bu İki büyük İlim adamı memleketimizde veremin artmasını, insanların cılızlaşmasını ve daha bir c(>k »oğuzlaşma sebeplerini araştırmışlar ve neticede rakıda bulmuşlar. Rakı alkolü İtibariyle zararlı olmakla beraber ifrata gitmemek şartiyle o kadar korkulacak bir şey değilmiş. Anason da haddi zatında faydalı bir şeydir fakat, alkol anason İle karışırsa zehir oluyor, ciğerlerimizi parçalıyor ve bize en büyük zararı .yapıyormuş. Bu onların fen İle İspat etmeye çalıştıkları bir hakikat. Ne vozık ki, memleketimizde bunun üzerinde durulmamıştır. Biz ismine bir türlü alışamadığımız Tekelimizden biraz da umumi sıhhatimiz İçin bu İşlerle uğraşmasını bekliyoruz. Gelir temin etmek gayesine Uişcmemekllğimlz mukabili hiç olmazca şimdi bugün ve yarının temeli olan umumi sıhhatimiz İçin faydalı olursa bu da ayn bir kazanç sayılmaİAdır.
yeni İstanbul
nirleşik Amerikada yem has-® tahanelerin inşasını ve mevcut hastahanelerin ıslahını temin eden bir program yürürlüğe girmiştir. Bu programın esas gayesi büyük şehirlerdeki hastahanelerin usul ve tesisatım ka sabalardaki daha ufak hastaha-nelere tatbik etmektir.
Kongresi 75,000,000 dolara
tahsisatını
150,000,000
bu program için sarpa rayı bir misli art-Bu programa göre, işlerin malî yardımı
Birleşik Amerika senelik dolardan çıkararak fedilecek tırmıştır. yapılacak
için Hükümet, muhtelif eyaletler ve hususi müesseseler ile anlaşarak müşterek bir plân hazırlamıştır.
Hastahane inşaatı programının başlandığı 1946 dan beri 50 yeni hastahane İkmal edilmiş, 100 tane de inşa edilmektedir. Ekserisi ufak şehir ve kasabalarda yapılan 50 yataklı hasta-hanelerdir. Bu programı İdare eden Birleşik Amerika Sıhhat tdaresine nazaran bu inşaat neticesinde 37,000 yatak ilâve c-dilecektir.
Aynı programa göre büyük şehir hnstahaneleri ile ufak şe-hirlerdekiler arasında işbirliği tesis edilecektir. Büyük şehirlerin doktorları ufak hastahane-leri ziyaret edecek. knsabo dok. torlan kurs görecek, klinik konferanstan ve tesisat ile tıbbî malzeme büyük ve ufak hasta-haneler tarafından müştereken kullanılacaktır.
Bayta 6
Yazan: Süha Muammer ONAN
v.
Zenciler, filleri muhtelif işlerde kullanmak yolunu bulmuşlardır. Onlan ehlileştirdikten ■iraatte, yük tanımakta ta Uf ad e ederler.

V ■ ■■
?*/(***?



949/440
Rüya Görüyor musunuz? RÜYA TOHUMLARINI Kitapçılarda arayınız. Fi. 160
f
Hicrî
Rumî
İTFAİYE
22
Cuma
Kal
ECZANELER
/
TENİ SES
TİYATROSU
20.45 tö
Afrodit
R
Y
A
D
0
L
A
R
Borjlaların intikam*
Kadın Asta Unut
33.30 Kapanıp.
Öğrenmek ili ti yarında olduğumnz herşey
I
K.evvr
9
1366
Kahraman Fedai Borj lal arın İn tıka
Ankara 00 tamir 2222
K.köv 60872
SUNAR Kalbim
Haberler ve hava —- 8.25 Günün pro-(pl). — 0.00 Kapa-
60535 01 2251
Zürihe.—
12.40 İzmirc
Kıstı
• Sin^uadla Çingene
20 15 Radyo
20 36 Oporn
21.00 Türklvede Mar-
MUAMMER SARACA TİYATROSU TerUos Evlonlyar.
Aüker saati
Yaxan: TÜrkçonl: Cahit Irgat ve M. Tükman Teif.: 42157 ROM EDI KISMİ ÇİFTE KERAMET Yazan; T r ta tan Bernard Türkçoi; Roşat Nuri Güntoklh
metre üzerinden) Türk subay ve eriorinln kendi
Ur
Telefon: 10360
(16 m 83 - 1784C
• IH
Beyoğlu (4644 İstanbul 24222
Üsküdar 6OSHS Karşıyaka L5056
E M AL AR
(42562) Kahrıma*
Bir Ta
— Karadeniz Poataaı. Cbk I) dar
1 — Kırmızı Güller. 2-Senln.
ANKARA
ANKARA (23234) Jıındark. dCyCK (15132) Üç Silâhşorlar CEBECİ (12846) üç Silahşorlar
SIHHİ İMDAT
latanbul Beyoğlu
Anadolu yakanı Ankara İzmir
M. S. Ayan ve program. — 7.35 (pl). — 7.45 Şarkılar (pl).
Çeşitli müzik
PARK (11131) Yılmaz Reis SU8(14071) Bırakılan Çocuk. SÜMER Kara Canavar.
ULUS (22291) Doniz Kurtlan. YENİ (14040) Jandark.
GAK GAZİNUbU Eryaans Re vitaü.
ANKARA FALAR Paviyenz Viyana Atraksiyon Orkestrası, Ge-za Şeydi tdareslnda
SÜREYYA PAVIYONÜ tapanyoı Orkestram.
KÜÇÜK Melekler ve Şeytanlar BÜYÜK Hile ve Sevgi.
ÎEMÎB
ATLAS Sokak Kızı Kltty.
EL IIA M RA Üç Silûhşorlar.
LALE 1 — Momno Mıntaku 2 — Ormanlar Perisi.
MELEK 1 — Kanun Harici. 2 — Bu Gece Seninle.
TAN 1 — Memnu Mıntaka. 2 — Ormanlar Perisi.
TAYYARE Harman Sonu.
YENİ 1 — Tarzan Maymun A dam. 2 — BufaJoblI Şarkım.
TİYATROLAR
İSTANBUL BELtSDİY ESİ
Şehir Tiyatroları
Suare 20.80 da
DRAM Şafakta gelen kadn (4 perde)
Alejandrn Cusona
.. tki keman Piyano kon-
— 20 00 Jean Radyo Gııze Yıldırım). —
— 21.10 Tür
İst. Dördüncü Ticaret
Mahkemesinden:
Kumkapı Nişanca caddesi Kastamonu garajında 2675 plâka saydı 1938 modeli Bulck marka otomobil (saatiyle birlikte) ikinci arttırmaya konulmuştur. 25. 12.1950 pazartesi saat 11-12 arasında garajdaki memuruna müracaat edilmesi ilân olunur.
(17659)
Fili ehlileştirmek İçin yıllarca terbiye etmek lâzımdır. Her terbiye gibi bu da bozan çok acı olur. Dayak, al ne İr. her türlü cezaya başvurulur. İşte zincire vurulmuş bir fil.

4
tUov
12
1370
ARALIK
19 5 0
VAKİT VASATİ EZANI
Güneş 7.21 2.37
ÖRle 12.13 7.a*
ikindi 14.32 9.48
Akşam 16 44 12.00
Yatsı 18.23 L89
5 36 12 52
UÇAK . TREN - VAPUR
GELECEK OLAN UÇAKLAR
9 35 S. A. S. (İskandinav) — Lyddadan — 10.40 tamirden. —
11.50 Ankaradan. — 13 10 Balı*
kesirden. — 14 00 tamirden. «—
14.50 Adana, Ankaradan. — 14.50
(D.H Y.) Kıbrıs, Beyruttan. — 1540 B.E.A. (İngiliz) Londra Nta, Roma. Atlnndan. — 16.00
M.S. (Mısır) Kahire. Nlkosyadan
— 23 50 P. A. A. (Amerikan) Hongkong. Bangkok, Kallcüta Delhi. Karaşh Basra. Beyruttan
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8.00 A.n kara. Malatya Elâzığ. Dlyarbakıra. — 8.30 An kara, Adanaya. — 10.35 S.A.S (İskandinav) Münih, Kopenhag Stockholm*,
— 10.00 S. R. (İsviçre) Atina, Cenevre, 11.00 Balıkoslre. —
— 13 40 Ankaraya.
GELECEK OLAN VAPURLAR
6 00 Seyyar. Karabinadan.
6.30 Konya, Bandırmadan. — 11.00 Çorum. Karadenlzden. — 12.00 Buran Ayvalıktan. — 14.3f» Morakoz. Mudanyadnn. — 21.3( Bandırma. Bandırmadan.
GİDECEK Ol. AN VAPURLAR
5 00 Tırhan, îneboluya — 8 16 Bandırma. Bnndırınnya. — 10.00 Ordu. Karadenlze. — 17 00 Saadet. Ayvalığa. — 19.00 Seyyar
Knrn bU aya.
GELECEK OLAN TRENLER
6.25 Erzurum — 6 45 Toros 8 50 Anknra Ekspresi. — 9.20
Yatnlch.
GİDECEK OLAN TRENLER
18.20 Anknrn Ekspresi (Ya taksız). — 20 05 Yataklı
(Tarifelerin habcrnlz değişme lerlndcn ve gecikmelerden dolay mesuliyet kabul edilmez).
S İ N
ALKAZAR Fedai.
AR (44304) (Orijinal).
ATLAS «40835) Celse Açılıyor Ef.llA.MRA (42235) Borjialarır İntikamı (Orijinal).
OCltKI. ı - Bir Yctlmenln Ro manı (Türkçe) 2 — Geceni» Gözleri*
İNCİ (Ö15951 maz İPEK 144289) LÂLE (13595) mı (Türkçe)
MELEK (40868) Şahane Talan SARAT (41656) Yunan Opereti. SUATPARK 183143) 1
Nehir. 2

Yavru filin gelmesi ile hepimize düşen vazifeler
Sevgili İstanbul çocukları! Yarın, öbürgün sîzleri büyük bir sevinç bekliyor: Nehru amcanın size hediye ettiği yavru fil Mo-hini gelecek. Bugüne kadar yalnız sinemalarda gördüğünüz, o-yuncak olarak koynunuza alıp, o acayip hortumuna, yelpaze kulaklarına şaştığınız kocaman hayvanı diri diri vapurdan iner göreceksiniz.
görebilmeleri ve böylece bilgilerini arttırmaları uğruna demir kafeslere kapatılan bu hayvanları rahat ettirmek İçin insanlar bugüne kadar bir çok çareler düşünmüşler. usuller bulmuşlardır. Onlan bizim de çok İyi tatbik etmemiz lâzım gelmez mi?

“Doğan Kardeş,, dergisinin tertiplediği karikatür müsabakasını gezdim. Orada, elceğizleri-nize sağlık, çizdiğiniz yüzlerce resim, daha Mohlnlyl görmeden, onu canlandırmaya» onu sevmeye hazırlandığınızı gösteriyor. Mohini vapurdan nasıl inecek? İstiklâl Caddesini nasıl geçecek? Taksim Abidesine nasıl çelenk kovacak 7 Seyrüseferi nasıl idare •ek? Hortumlyle tozlu caddelerimizi nasıl sulayıp temizleyecek? îşte taze hayalinizde pırıl pırıl renklerle, bazan büyük bir hiciv kabiliyetiyle canlandırdığınız güzel sahneler! înşallaJı hakikat bu Hayalleriniz kadar güzel ve eğlenceli olur.
Kızı.
SÜMER (42851) Acı Pirinç. ŞARK (40380) Kahire Esrarı, •ışı. 3 — İçerideki Düşman. TAKSİM (43191) ZUlfikânn Göz desinde.
TAN (80740) Acı Pirinç.
ÜNAL (49306) 1 — Gönü'den Yo raiılor (Türkçe). 2 — Lüks Ha yat.
YEN? (84137) 1 — Tarzan Maymun Adam. 2 — Genç Kıs bt
YILDIZ (42847) Acı Pirinç. İSTANBUL ALEMDAR (23863) 1 — Kar
Tarzan. 2 — Onu Öldürdüm. AYSU (21917) 1 — Cani Kaçıy or 2 — Slngoalla Çingene Kızı. AZAK (23542) 1 — Yanlış Numa ra. 2 — Meksiko Haydutları. ÇEMBERLİTAS 22513) 1 — lvo jlma Yanıyor. 2 — Korkak Kahra man.
EMRE 1 — Aratanlar Dövüşü 2 — tkı Cingöz Hoilywood'da_ IIALK (21004) 1 — İki Açıkgöv. Tarzan Diyarında. 2 — B uf fal o-bilin İntikamı.
İSTANBUL (22367) 1 — Haydu» Aşkı. 2 — Ormanlar Kiralımı intikamı (Türkçe).
MARMARA (23860) 1 — îvojlmr* Yanıyor. 2 — Kurkak Kahraman MİLLİ (22962) 1 — Sihirli Bnh çe. 2 — Ali Baba Kızlar Panel von unda.
TU HAN 1 — Meksiko Haydutta n. 2 — Yanlış Numara.
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 — Ol düren Buse. 2 — Hint Esrarı.
KADIKÖY llALE (Kadıköy) (60112) I -Eğlenceler Pcrtal. 2 — Vata*» Kurtaran Kadın.
OPERA (68821) 1 — Son Şahit 2 — Tuna Ağlıyor.
SÜREYYA (008621 1 — Kanlı 81 gara 2 — Johny Belinde.
YEI.DEÛİRMENt 1
hancı. 2

S
ANKARA:
7.30 Açılış. Kuranı Kerim raporu. — 8.00 gramı. — 8.30 niş.
12.15-13.15
Kc/a T.A.V, kıan dalga pontaalylc beraber yayın). — 12.15 Memleketten aelAm. — 12.30 Sar kılar. — 13 00 Haberler. — 13.15 Melodiler (pl).
— 13.30 öğle Oaaeteal. — 13.45 Şen parçalar (pl).
— 14.00 Hava raporu, akşam programı vo kapanış.
17.58 Açılış ve program. — 18.00 M.S.Ayan
— 18.00 tncaaaz (Acem Kürdi faali). — 18 30
Konuşma. — 18 45 Piyano İle caz parçalan (pb
— 10.00 M S Ayan ve hoberter. — 10 15 Tarihten bir yaprak. — 19 20 Tarihi Türk mÜBİği — 20 00 Salon OrkeHraai çaiıvor. Gazeteni. — 20 30 Scrbeat atat, arya ve düetleri (pl),
ahnll Plânı. — 21.15 Dana parçalan (pl) — 22.00 Konuşma. — 22.15 Müılk. — 22.45 M. B. Ayarı ve haberler, — 23.00 Program ve kapanış.
•'AMERİKANIN 8ERt.« t
12.15 de kıaa dalga (19,67 • 24,60 • M53 • 41>66


Ama hayat yalnız eğlenceden ibaret değil kİ; üzerinde durup düşünülecek bir çok ciddi tarafları da var. Mohininin memleketimize gelmesi de böyle bazı ciddi meseleleri ortaya atmaktadır. Bir kardeşiniz doğacağı zaman, na&d ananıza babanıza vo siz kardeşlere bir çok vazifeler, mesuliyetler yüklenirse, bir yavru filin de aramıza katılması hepimize yeni yeni vazife ufukları açmaktadır.
Sevgili küçüklerim, bu mektubumla size birkaç tane de resim veriyorum. Bu resimlerde Kongo da fillerin nasıl terbiye edildiğini görüyorsunuz. Afrika filleri Hindistan fillerinden daha vahşidir. Ama fili ehlileştirmek, o-nu. sırtında yük ve insan taşımaya veya sirklerde numaralar yapmaya alıştırmak İçin yıllarca terbtye etmek lâzım. Her terbiya gibi bu da bazan çok 3cı olur. Dayak, zincir, her türlü cezaya başvurulur. Yavru filler sürü halinde avlandıktan sonra, zincire vurulur, tik zamanlan fü yanına insan yaklaştırmaz. Sonra zenciler Kongoda öteden beri kullanılan acayip bir usulle yan-lanna yaklaşmak yolunu bulurlar. Palmiye yapraklan sallıya-rak, yeknesak bir sesle şarkı mı-nidanırlar. Bu şarkılar filleri u-yuşturur. gözlerini kapayıp bir bacak üzerinde sallanmaya başlarlar. Böylece zenciler sırtlan-na tırmanır. Bu terbiye bir sene sürer, sonra fil yük taşımak, a-raba çekmek gibi işlere koşulur.
Tren yolunda amelelik e-derken sol koluna taş düşüp dirsekten aşağısını kaybettikten sonra, onun adı bütün civarda "Kolsuz Fehmi” kaldk
Kolsuz Fehmi, karısı E-mlne hanımı uyandırıp, cam yerine eski gazete kâğıdı yapıştırılan pencerenin aralığından dışarıya baktı. Şafak sökmüştU. Ovayı sulayanların henüz sönmemiş fenerleri kısık kısık parlıyordu. Onbeş günde bir gelen üç saatlik su nöbeti, bu sabah onlara geçecekti. Zaten topu, topu üçü kıraç, l-klsi sulu olmak üzere beş küçük tarlatan vardı. Geçimlerini daha ziyade onun bunun işinde çalışmakta temin ederlerdi.
Emine hanım yataktan doğrulup, yüzünü örten hafif kır saçlannı başının arkasına sıvazlıyarak, yer yer yamalı ve rengi farkedllmi-yecek kadar solmuş entarisini sırtına geçirdi. Kolsuz Fehmi de, akşamdan kalan yarım tencere bulgur pilâvını ısıtmak için, koca çam 'kütüğünden parçalar koparmaya çalışıyordu. Kolsuz Fehmi ile Emine hanım, sabah uykulanm mışıl mışıl uyuyan iki çocuklarını uyandırmamaya gayret ederek evlerinin kapısını örtüp, suyun yolunu tuttular. Bunların köyüne, tabiat hakikaten kısır davranmış, ancak üç dört saatlik mesafeden insan gövdesi kalınlığında bir su çıkartmış. Fakat bu suyun hepsi onların olmayıp, civardaki üç köy arasında bölünmüştür. İşte kadersiz üç köy bu suyu hem içiyor, hem de yettiği kadar arazilerini suluyorlar. Su meselesi yüzünden bu üç köy arasında sayılamıyacak derecede kavgalar olmuş, su başında ölen ve ağır yaralananların sayısı gün geçtikçe artmıştır. Anadolunun ekseri yerlerinde olduğu gibi, burada da kon dâvası denilen korkunç bir âdet hep bu yüzden devam etmektedir. üstelik buraların yağmurlan da çok kıttır. İlkbaharda havalar on. onbeş gün yağışlı gitse de, güzün tam tohumun toprağa atılacağı sıralarda sürekli kuraklıklar başlar. Arazilerinin bir kısmını su basan bazan hali vakti yerinde evler, buğdaylannın bir haylisini ekseler de. geriye kalan bütün köylüler ellerini havaya açarak dört gözle
aon yağmurlan beklerler. Üç köy, senede bir İki defa toplanıp yağmur duası yaparlar. Ahali dua pilâvını yerken. tepelerine bir iki siyah bulut dikilir. Halkın gözleri sevinçle parlar. Fakat aradan on onbeş dakika geçer geçmez o toplu yağmur bulutlan ne ümitlerle kendilerine bağlanan ve çoğu da trahomlu olan nemli gözlen peşlerinden sürükli-yerek uzaklarda eriyip giderler.
Hikâyemin kahramanlan olan Kolsuz Fehmi ile kan-sı Emine hanım su nöbetini almış, çatlayan toprağın suyu emdikçe çıkardığı gürültüleri dinllyerek buğday tarlalannı sulamaya devam ediyorlardı. Kolsuz Fehmi üç dört buğday başağını avucunda ovalayıp, henüz süt iken kurumuş cılız taneleri kanama gösterirken kime kahrettiğini kendisi de bil-miyerek derin derin içini çekip suyun arkını değiştirdi. Geçen akşam işimden dönmüş, yorgun ayakJanmı leğendeki soğuk suda dinlendirirken. bizim Kolsuz Fehmi çıkageldi. Yanımdaki hasır iskemleye oturdu. D^edan. bayırdan bir İki lâf ettik. Ben anamdan su testisini İsteyince konuşmamız gene susuzluk meselesi üzerine geldi. Kolsuz Fehmi kır düşmüş başını kaşıyarak, bana:
— Ah beyim, bu kuraklığın sonu nice olacak. Yürürken toprak sıcaklıktan insanın ayaklarına yapışıyor. E-klnler gömgökken kurudular. Yılboyu çalış çabala, neticesi boş. Gerinilmez böyle efendim, geçinilmez. Kapağı bir an evvel kasabaya at-maİL Diyeceksiniz ki şimdiye kadar bu köylerden gelip geçen İnsanlar yaşamışlar da, biz niçin yaşıyamıyoruz. Yok efendim yok. onlar körü körüne tabiatın gaddarlığına man
itaat etmişler. O soben ona:
Fehmi ağabey. bu top-değil bizim gibilerini
mk
milyonlan doyurur da artar bile. Fakat sana daha evvelce dediğim gibi, çalışmak ve teknik taler. Bu toprak bize ekmek vermek için, boşu boşuna tuzlu denizlere dökülen ırmaklardan su bekliyor. Bu toprak üzerinde ynşıyanlann bir damla su yerine, bir damla kan dökmemeleri için büyük Allahımızdan bol ve bereketli yağmurlar bekliyor^
EMİnAnF: Mehmet Kâzım (E minönü) — Hikmet Güney (KÜ-ÇÜkpasuLr) — Sırrı Ranlm (Alemdar) — Süreyya (Kurnkapı).
BEYOĞT.ü: Beyoğlu (Merkez)
— İHtiklıU (Merkez) — Ta kal m (Takelm) — Merkez (Galata) — Halk (Şişil) — Halıcıoğlu (Has-köy) — Merkez (Konımpoşa).
FATİH: înmall Hakkı (Şehza-debaşı) — Saiahnddln Gürgen (Cerrahpaşa) — Yodlkulo (Şa-matya) — Haseki (Şehremini)
— Ahmet Suat (Karagümrük)— Hnylm Berk (Foner).
EYÜP: Byüpaultan.
BEŞİKTAŞ: Vldln (Beşiktaş) — Ortaköy — Glyaaoddin Dlvanlı-oğlu (ArnavutkÖy) — Merkez (Bebek).
KADIKÖY: Söğütlüçoşme (Kadıköy) — Fcneryolu — Erenköy
— A, Cafer Çağatay (Bostancı)
— İttihat (ÜRkÜdur).
HEYBEV.tADA: Heybellada. BÜYÜKADAt M erke*.
ANKARA: Anafartnlar — Çankaya — Halk.
IZMtRt Halk (Basmahane) — Yardım (Ataanrak) — Birlik (Kemeraltı) — Cumhuriyet (Eş-refpnşa* — Karantina (Yalılar).
sesleriyle zllclorino hitapları yayınlanacak-(30 dakika).
İSTANBUL:
12.57 Açılış ve programlat. — 13.00 Habeıs
ler. — 13.15 Hafif Öğle konseri (pl). — 13.45 Şarkılar (Solma Köprülü). - 14.20 Konuşma. —
14.30 Şarkı ve türküler (pl). — 14.46 Programlar ve dans müziği (pl). — 15.00 Kapanış.
17.57 Açılış ve programlar, — 1800 Caz mü-tdğl (pl). — 1A20 Türk Milli Talebe Federasyonu adına konuşma. — 18.30 Fasıl heyeti konseri (Hüiftzum). İdare eden: Hakkı Derman — 10.00 Haberler. — 19 15 Kısa şehir haberleri. — 19.20 Radyo senfoni orkestrası konseri, idare eden: Cemal Reşit Rey. A. Vlvaldi konçertosu “la minör,,. F. LtazL, çertosu No. 1 • mİ bemol majör,,. Şablon dan şarkılar (pl). — 20.15 (esi. — 20 30 Şarkılar (Mefharet 21.00 Yeni buluşlar: Rıdvan Tczel
külor. — 21.30 Çamlı belde İlk düğün - Radyofo nik temsil. Yazan: Mümtaa Ener. — 22.15 bana müziği (pl). — 22.30 Piyano soloları (pl) — 22.45 Haberler. — 23.00 Programlar yo dan* müziği (PG.
Mohlnlyl sevmek İstiyorsunuz, değil mİ? Ama sevmek ne zor «eydir, onu hiç düşündünüz mü? Bir insanı veya bir hayvanı sevmek. onun rahatı, saadeti için e-limlzden geldiği kadar çalışmak demektir.
sene
Mohini İçin de öyle- Nehru amcanın Türk çocuklarına, filin nasıl bir yaratık olduğunu hor gün görebilmeleri için gönderdiği yavru fil memleketini, muhitini bırakıp tek başına bize geliyor. Onu beslemek, sıhhatine bakmak, rahatını sağlamak büyük küçük hepimize düşer.
Hatırlıyorsanız, geçen
Amerikan Cumhurbaşkanı Tru-man bize bir hindi yollamıştı. 16 kiloluk kocaman bir hindi güzo-11 lâ| bu. Geçenlerde hindinin öldüğünü gazetelerde okuduk. Neden ? Pok öğrenemedik, ama hor-halde hindi İyi bakılmadı da ondan.
%
Ankaraya gittinlzse, hayvanat bahçesindeki aslanı görmüşsü-nüzdür. O, senelerdir Ankarada yaşıyor, ama yan ölü yaşıyor. Yürekler acısı bir hali var. Besbelli ki» rahat değil, mesut de-ğlL
Afrikanm. Hindlstanın vahşi veya yan vahyi hayvanları bizim hayvanat bahçelerinin demir kafeslerinde zaten rahat olamaz diyeceksiniz. Doğru! Ama iyi bir gaye uğruna, dünya çocuklarının dünvadakl yaratıkların hepsini*
Görüyorsunuz kİ. hiçbir memlekette filin hayatı kolay değildir. Size terbiye edilerek gönderilen Mohininin hayatı da kolay olmıyacak. Gene de onun nispeten rahat yaşamasını sağhyabtliriz. Bu Işde hepimizin bir rolü olabilir: Yazı yazarız» büyüklerimizi ikaz ederiz re her hareketimizle hayvanlan korumaya, sevmeye gayret ederiz.
Mcktubırmu bitirmeden stze bir de Nosreddln Hoca hikâyesi anlatayım. Tinıurlenk günün birinde bir fil edinmiş. Fil köyü kasıp kavurduğu, bitki diye ne var ne yok hepsini yok ettiği 1-çin. halk şikâyetçi, hocaya başvurmuş. Gidip Timurlenk’e fili uzaklaştırması için rica etmesini istemişler. Hoca “Aman yapmayın, etmeyin, ben Timurlenk’in karcısına çıkmaktan korkarım,, demiş. Halk da; “Korkma, hepimiz arkandayız,, diye teminat vermişler. Eh, ne yapsın, hoca Timurlenk’in çadırına doğru yol almış, halk da arkasından geliyormuş. Fakat İçeriye girmeden hoca bir de dönsün, ne baksın kİ. arkadakiler çil yavrusu gibi kaçışıyor, kendisi yapayalnız kalmış, Bir de huzurura çıkınca, ne desin beğenirsiniz: “Padişahım, demiş. Ben halk namına geliyorum. filinizden çok memnunuz, ama tek başına canı sıkılır diye, ona bir eş almanızı rica edecektik^
Sakın siz de hoca gibi bizi ya-pa>'almz bırakmayın. Mohlnlyl kabul ettlnizso. onun yaşaması için bizimle elbirliği ediniz, genç arkadaşlarım.
Avne NÜR Ablanız
Yuvru filler, avlandıktan sonra İlk zamanlarda Inoantann yanına yııklaenıaz. Zenciler anların yanına yaklaşmalı İçin bir usul bul mumlardır; l>ahuiye yapraklan Kıllıyarak yvluıubuk bir burkı mini d anmak t
Prenses Morgaret son olarak Cenup Gol eyaletini ziy aret ederek, Ingllterrnln btı bölgesindeki endüstriyel İnkişafı yalcından görmüştür. Resmimiz, Prenses M ar gar e t *1 bir oyuncak fabrikasında yeni bir oyuncak modelini seyrederken göstermektedir
Nokta Kaynağı Makinesi Alınacaktır
P.T.T. Fabrikasından:
Üç safhalı yüz on voltluk şebekede kullanılmak üzere dört milimetre kalınlığında İki demir saçın kaynatılmasına elverişli tokatta ve an son tekemmülûtı haiz bir adet nokta kaynağı makinesi alınacaktır. Alâkadarların prospektüs itaslyle beraber evsaf. eb’at ve işletme hususiyetlerini bildiren tttrkçe izahnameleri aralık ayı sonuna kadar Sirkecide Salkım Söğütte Fabrika Müdürlüsünde bulundurmaları, başkaca malûmat isteyenlerin fabrika müdürlüğüne mürncaatlan İlân ve rica olunur. (17444)
30 Adet Çadır Satın Alınacaktır
t. E. T. T. işletmelerinden:
1 — Muhammen bodoli 7950.— lira olan 30 adet çadır 25.12. 1950 pazartesi günü saat 10 da pazarlığa konmuştur.
2 — Muvakkat teminat 596,25 liradır.
3 — Şartnameler levazımdan (Metrohan) edilir.
parasız tedarik (17137)
Açık Eksiltme İlânı
İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünden:
1 — Çatalca Cezaevi onanmı açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
Keşif bedeli 14656) lira (59) kuruştur.
Eksiltme 4 1.1051 tarihinde perşembe günü saat 16 da İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Bu İşe ait evrak şunlardır: Mukavele, eksiltme, bayındırlık İşleri genel, hususi ve fenni şartnameleri, proje keşif hulâsa-•iyle buna müteferrl diğer evrak dairesinde görülecektir.
Eksiltmeye iştirak etmek için taliplerin (349) Ura (25) kuruşluk muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz ibraz etmesi ve 1950 yılında ticaret odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi hamil olması, eksiltme gününden tatil günleri hariç 3 gün evvel vilâyet makamına müracaat ederek ehliyet vesikası alması ve yukarıda 2 nel maddede yazılan evrakı görüp eksiltme şartnamesinde yazılı kayda göre kabul ettiğine dalı* imzalaması garttır, (17457)
22 Aralık 1TC5D
TERLERİ
375
TÜRKİYE UMUMÎ MÜMESSİLLİĞİ
4
DEVLET DEMİRYOLLARI İLÂNLARI
Siyah Karbon Boyası Alınacak
DENİZYOLLARI
Aile ve
TABİP ALINACAK
I
maddesindeki şa rtlan
haiz
I
bulunanlar arasında 7 tabiblerin haklarından
T
B — Yaptırılacak sağlık kurulu muayenesinde sağlam bu* lunmak.
TELEFON: 42362, 40133, 44696
Gümrük
Yüzbaşı yedek istifa-
Satılık Akar
Acentelerden izahat isteyiniz
Kış Aylarında Cenup Sahillerimizi Ziyaret Ediniz
Akdenizin sihirli sahilleri ve portakal bahçeleri sizi
OMEGA dünyanın itimadını haizdir
V BUTUN YEDEK AKSAM!
ACENTAMİZVA MEVCUTTUK
Her 15 günde bir
Antalya, Mersin, İskenderun, Kıbrısı en kısa bir zaman ve en rahat şartlar içinde ziyaretinizi temin eden seferler ihdas etmiştir, gruplara tenzilât yapılacaktır.
168 BİRİNCİ MÜKAFAT* kazanan emsalsiz
, SAATL AKINI DAİMA TEKÇİN EDİNİZ
SATIŞ
DÎAMANTŞTEÎN
Yakup Dinmen istiklâl Caddesi No.
ÜÇ KARDEŞLER
Saat Mağazası
Bahçekapı
•yzIacTİ
LTjf A Jk ■ ;- •
M O V A D O Saat Marazası Kapalıçarşı Afra Sokak No. 58 ISTANBUI______________________Telefon: 22047
Devlet Demiryolları Haydarpaşa Satınalma Komisyonundan :
1 — 1000 kilo siyah karbon boyası açık eksiltme ile satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 5800 lira olup muvakkat teminatı 435 liradır.
3 — Buna ait şartname komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme 4 ocak 1951 perşembe günü saat 10.30 da Hay
darpaşa Gar binası dahilindeki Haydarpaşa Satın Alma Korniş yonunda yapılacağından arzu edenlerin vaktinde komisyonda ha zır bulunmaları. (17436)
OMEGA saatına itimat edebilirsiniz. Kapar hakkı sîzindir.... Mo-
dern hayatın ihtiyaç-
larını karşılamak için yapılmış olan Otomatik OMEGA bir asırlık bir tecrübeye dayanmaktadır. Saat kolunuzda iken kendiliğinden — otomatik olarak — kurulur. Herbır hareket neticesinde zemberek herhangi bir kırılmanın önüne geçecek hadde kadar gerilir. Bir bucuk gün kolunuza takılmadığı hal-
de İşleyecek kadar İhtiyat kuvveti vardır. Patentalı 17 taçlı bir hassas mekanizması vardır. Bütün saatlerin tabi oldukları anı hararet değişiklikleri yüzünden vaki olan tahavvüllerl otomatik olarak tashih eder. Buna ilâveten rmknatısiyettcn müteessir olmaz ve rakkası, arızi sademclcre karşı hususi suretle korunmuştur, işleyişindeki cok büyük intizam bütün
dünyada bu saati kullananlarla meslek sahiplerinin hayretini mucip olmuştur. Belki bu husus — gayet yassı kutusunun emsalsiz zerafetine ilâveten — bütün dünyada gördüğü rağbetin başlıca sebebidir. Otomatik OMEGA bugün herşeyden evvel hassasiyet, kalite ve güzelliği arayanların arzularını tat-mim etmektedir. İtimadınıza lâyıktır.
En ucuz, en rahat ve en cazip seyahat yapmak fırsatını kaçırmayınız.
_
12 g ü e f 5 a n diyarını da gezebilirsiniz
n d e eler
PROTEJİN DERMOJER
Frengi ve Belsoğnklağıınun teminatlı bir koruyucusudur. Yanık, ekzema vo cilt yaralarına fevkalâde İyi gelir •
Gümrük Muhafaza Genel
Komutanlığından
Hindistan cevizinden çıkarılmış
Hakikî VEJETALİN
Pilâv, kızartma, tatlı ve her nevi yemeklerde kullanılan bu saf yağ, mide ve karaciğer hastalıklarını önler Bakkallardan ısrarla isteyiniz.
S î B İ R Nebatî Yağlar Fabrikası Ld. Şti.
Telefon: 20280
Bu itimat olaylara dayanmaktadır.
OMEGA Keıo-Teddinaton rasathane* ; since tanınmış yegâne resmi hassas-’ Itk rekorunu 1933 yılından beri muhafaza etmektedir.
1948 de Neuchâtel rasathanesinin fevkalâde milletlerarası müsabakasında OMEGA saatinin kol saatlerinin en hassası olduğu anlastlmışltr.
Üç defa ûstilste 1932. 1936 ve 1948 de Olimpiyatların resmi kronometrafı için, eksperler. OMEGA’yı teçmişler-dlr
Kilis, Urfa, Akçakale, Şcnyurt, Urla, Bodrum Muhafaza Taburlarında açık bulunan Kıdemli Tabib kadrolarına aşağıdaki şartlan haiz formalı tabib alınacaktır. "Askeri de ettirileceklerdir.,,
A — Memurin Kanununun 4. olmak.

C — 41 yaşından yukan bulunmamak.
D — En geç 31/12/1950 tarihine kadar okul diplomaslylo birlikte Ankarada Gümrük Muhafaza Genel Komutanlığına başvurmaları. (17475).
F
BURHAN ALFONS

OMEGA Cenevre (İsviçre) de saatçilik endüstrisi İsviçre şirketinin mamulatı TİSSOT SATIŞ YERLERİ:
VAKSEVANOPULO BİRADERLER:
Sirkeci Hamidiye Cad. 53/59 Y. PANCÎRİS ve SAVAÎDİS :
Galata, Köprü Cad. No. 7
RUBÎ : Beyoğlu İstiklâl Cad. 398 BAROÇÇI: Sultanhamam Camii Şerif sokak No. 27
SUMERBANK







TASARRUF MEVDUATI
1951 Yılı İkramiyesi
4 Keşidede
100.000
tik Çekiliş 31 . Ocak .1951
ı
1
1
4
4
Adet Adet Adet Adet Adet
10.000.
2.000.
1.000.
500.
250.
• Lira
• Liralık Hereke halısı
• Lira
• Lira
• Lira
ve ayrıca 50 ve 100 liralık muhtelif
PARA İKRAMİYELERİ
bulunan bu keşideye katılmak için
31 ARALIK 1950 ye kadar
Bankamızda | QQ liralık bir hesap açtırmak kâfidir.
Her 1(M) liraya ayn bir kur’a numarası verilir. İkramiyelerin vergisi Bankamıza aittir.
Merkez: ANKARA
İstanbul Şubesi : Galata, Bankalar Caddesi No. 25 İstanbul Ajansı : Bahçekapı, Sümerhan
Ankara Valiliğinden:
1 — Ankara Arkeoloji Müzesinin Eti Eserleri salonunda yapılacak 10561 lira keşif bedelli elektrik tesisatı işi açık eksiltmeye konmuştur.
2 — Geçici güvenlik akçesi 792 Ura 8 kuruştur.
3 — Fennî ve özel şartnameler her gün iş saatleri dahilinde Ankara Arkeoloji Müzesinde görülebilir.
4 — 2490 sayılı kanun hükümlerine göre isteklilerin İşin özelliğinden ötürü Bayındırlık Bakanlığından bu iş için alacaklan yeterlik belgeleri 1950 yılı Ticaret Odası vesikaları ve teminat makbuzu ile 2.1.1951 sah günü saat 15 te Ankara Arkeoloji Müzesinde toplanacak komisyona başvurmaları ilân olunur. (17473)


Babıâli Caddesi Cağaloğlu Yokuşu 35, 37 ve 37/1 numaralı kârgir bina altında iki dükkânı ve ardiyesi ile birlikte yeni bir halde satılıktır. Taliplerin Eminönü Tekkollu Gişesi yanında Arpacılar Han kat 1, No. 6 ya. Telefon 20384 e müracaatları.
TUTUM
ANKA
TASARRUF HESAPLARI İÇİN ,
1951 YILI İKRAMİYE PLÂNININ İLK ÇEKİLİŞİ 31
1951DE »


1
iiı .mıı



£

I
T
T~“
~l SS2--1-1--»
- i
—ı __________d
7 - "1*raa^i -
S r rafir?



F
-*•


1
1
»


c

1 ■" A
JNA.

I
4
. ilit ı
I
1
II


J
at
f

z
r.

*
----
X *

r



ı

Ur
I
2
=3
BEBEK KOYUNDA. KORU İÇİNDE -
IPACTMAN DAİRESİ
AYRICA ÇEŞİTLİ PARA İKRAMİYELERİ
Merkez: Galata, Bankalar Caddesi 48. Telefon: 44668
İstanbul Ajansı: Postahane Meydanı, Muhzirbaşı Sok. No. 5. Telefon: 29702 İzmir Şubesi: Mimar Kemalettin Caddesi 28, Telefon: 5710
9

Comments (0)