Yann AKŞAM'da

AKŞAM
Bene 31 — No. 10933 — Fiatl: her yerde 10 kuruştur.
PAZARTESİ 21 Mart 1949
Sahibi: Neomeddln Sadak — Yazı işlerini fiilen İdare eden C. Bildik — Akşam Matbaası
Amerikanın Akdeniz
paktına karşı durumu
Fransada vilâyet seçimleri
Hükümet partileri kazanıyor, komünistler kaybediyor
Yunanistanda iç savaş
Feloponezde çetelerin temizlenmesi bitiyor
Başkan Truman raporunda Türklyeye yardım malzemesi teslimatının son derece arttırılacağını söylüyor
Washington 20 (AA.) — United
Press): Resmi Amerikan çevreleri gelecek ay Birleşmiş milletler genel kurulu toplantısında Türk heyetine başkanlık etmesi muhtemel bulunan Türkiye Dışişleri Bakanı Necmeddln ■adak Amerika’ya geldiği «aman washigton’u ziyarete davet edilmiş Olmamakla beraber böyle bir ziyaret fcrr.ırtınu gösterdiği takdirde kendisinin büyük bir memnuniyetle karşılanacağını bildirmektedirler. Bununla beraber, bu çevreler Amerika’nın Türkiye Dışişleri Bakaniylç Atlantik paktına benzer bir Akdeniz paktı İçin müzakerelerde bulunmak niyetlinle olduğu hakkında neşredilmiş ■oly haberleri yalanlamakta ve gerek Tlîrkier. gerekse Yunanlılar bir Akdeniz paktının lehinde olduklarını bildirmedikleri müddetçe Amerika'nın bu hususta her hangi bir durum bakınmıyacağını belirtmektedirler.
Resmi bir şahsiyet Amerikanın gimdllik bu hususta hiç bir şey düşünmediğini söylemiş ve ancak Ak deniz memleketleri bu konuda bir te-şetoüse giriştikleri zaman Amerika’nın bu hususta resmi bir durura ta-
Rusya, Atlântik paktına karşı ne tedbirler alabilecek?
İtalya; ordusunu artırmak için sulh andlaşmasının tadilini istiyecek
Atlantik paktı daimi konseyinin karargâhı olacağı söylenen Bruselles'den hir manzara
Manevralara sığınan çeteciler kükürt yakılmak s ur etile teslim olmağa icbar ediliyorlar
Atina 20 (AP) — Peleponezde geriye kalan son çateeller de günden güne temizlenmektedirler. Hâlen bu bölgede erişilmesi güç kayalıklarda ve eık ormanlar İçinde pek az çeteci kalmıştır. Çeteciler şimdi kaçmak ve daha müsait bir zamana kadar saklanmak siyasetini gütmektedirler. j
Erişilmesi güç yerlere gizlenen çe-l feciler de hususi surette yetiştirilmiş köpekler ve esir edilen diğer çetecilerin yardımlle bulunmaktadır. Ba-zan da dağlar arasındaki mağaralara gizlenen çeteciler, mağaraların ağzında yakılan kükürt dumanına ta-
kuracağını ilâve etmiştir. Tiirklya va Yunanistan, bu bölgede böyle bir teşebbüste bulunmak ve diğer memle-kptkrln. de bu pakta karılması için: büı- nüve teşkil etmek bakımından •n uygun durumda bulunan İki mem-leke'ltr. Bu vesile İla Türkiye ve Yunuulatan arasındaki münosebetle-rln son derece dostane olduğu hatırlat ıiniftkta ve son harisle Yunanistan'a İaşe bakımından yapılan yardım dol ayiniyle dün akşam Yunanistan büyük elçisi Dendramla’ln Türkiye büyük elçisi Feridun Cemal Irkin’e bir madalya vermesinin de bu münasebetlerdeki samimiliği arttırdığı İlâve edilmektedir.
Türkîyeye malzeme sevkıyatı arttırılacak
Washlngton 20 (AA.) — (Usls): Amerika'nın Türkiye'ye yardımı hakkında başkan Truman tarafından kongreye sunulan altıncı raporun sonunda birikmiş «ankombrans», taahhütler ve «dlsponibillte» hakkında malîım olan rakamlar zikredilmekte
ve rapor şöyle bitmektedir:
Londra 20 (AA.) —Atlantik paktına Rusyamn vereceği cevap bu sabah çıkan gazetelerden bamlarını düşündürmektedir. Gazeteler Kremlin’ln niyetini anlamağa çalışmaktadırlar.
Sunday Erpress diyor kİ:
«Sovyet hükümetinin geniş ölçüde bir manevraya baş vurmak süratiyle bu pakta kısa bir müddet sarfında cevap vereceğinden Dışişleri Bakanlığı emindir. Bu manevra şöyle olabiliri
1 — Batı devletlerine karşı yönetilecek bir diplomasi taarruau;
2 — Demir perde arkasında bulunan. bütün memleketleri birbirine bağlıyacak bir Doğu savunma, paktı- j nın yapılacağı haberli
3 — Bazı Batı devletlerine yeni yont müşkülât çıkarma gayreti;
4 — Bütün Sovyet diplomatlarının istişare oıaksadiyle î.fo^kovaya çağırılması*
Sunday Ohronicle ise Bualaıın Doğu Almanyada girişmekte olduklaM
(Arkası sahife 0| sütun 1 de)
İmzalayacak olan Kont Sforza
Eynlrt seçîra’erinl kazanan Fransız Başbakanı Quellle
Paris 21 (Radyo) — Fransada dün. yapılan eyalet seçimlerinin neticeleri gelmeğe devam ediyor, şimdiye kadar alınan haberlere göre hükümet partileri boşta gelmekte, de Gaulle. partisi arkadan gelmektedir Komünistler kaybetmektedir. Komünistler şimdiye kadar yalnız dört mevki kazanmışlardır. Seçimlere İştirak nispeti beklenildiği kapar fazla olmam-
Lübnan - İsrail mütarekesi
Anlaşmanın çarşambaya imzalanması bekleniyor
Tel&viv 20 — Alınan haberlere göre Liibnanla İsrail hükümetleri arasında mütareke akdi hususunda anlaşma olmuştur. Anlaşmanın çarşamba günü İmza, edilmesi ihtimal dahilinde dir. Suriye - İsrail hükümetleri ara-sındak i görüşmelerin Kodoştan ziyade Suriye ve İsrail hududuna yakın bir yerde yapılacağı tahmin edilmektedir. Bu yer de muhtemel olarak Galllee denizinin kuzeyinde ve hâlen Suriye kuvvetlerinin elinde bulunan Mlşmar Hayraden’dir.
Sipariş tarihiyle teslim tarihi arasında geçen zaman gözönünde tutularak, önümüzdeki aylar zarfında t edimin s yetki verilen malzeme miktarının son derece arttırılması derpiş olunmaktadır.
Atlantik paktını tamamlayacak anlaşmalar
Londra 20 (A.A.) — United Press1 ajaıuının diplomatik muhabiri, Atlantik paktının husule getirdiği duşum hakkında, şu yorumlan yapmak-’
Ingilterede komünist ajanlarına karşı savaş
Isveçte geniş bir Rus casus şebekesi meydana çıkarıldı
Sütlüce infilâkı kurbanlarının ailelerine yardım
Ankara 21 (Akşam) — Karabük demir ve çelik fabrikaları mensupları, Sütlücede vukua gelen İnfilâkta Ölenlerin ailelerine yardım olmak üzere aralarında 457S lira-65 kuruş toplamışlardır.
DİKKAT ER
hamın ili edememekte ve bu suretle^ teslim olmaktadırlar. “
En son gelen haberlere göre Pel*(\| ponezde son 24 saat zarfında 12 çe-M— feci öldürülmüş ve 34 çeteci de eairO edilmiştir. Bundan başka mühim miktarda silâh ve teçhizat mlllll kuv-.O vetlerln eline geçmiştir. Eplrde pu- (/) suya düşürülen bir çeteci grujpun- JjZ dan 20 kişi öldürülmüş ve 14 kişi esir edilmiştir. Çetecilerin tanınmış II- q derlerinden Papageoromlko ve siya- Q st komiser Dlrmatls ve diğer 8 çeteokt
>» Q
■o (D ra s? O
lider ölenler arasındadır.
Türkiye - Avusturya maçı tafsilâtı
Viyana maçını 1-0 nasıl kaybettik?
Afp ajansı, «Beraberlik Türklerin hakkı idî», Avusturya spikeri de «Viyana stadı Cihat gibi bir kaleci görmemiştir» diyorlar
tadır:
Dünya komünizmine karşı kesin surette variyet alan, ve fakat, coğrafi durumları dolayislylo Atlantik !laktı haricinde kalmış bulunan leınleketlerin ekserisi, bir antlaşma Hailesiyle Batı devletlerine İltihak etmek arzusundadırlar.
Btı gayeye, ya resmi bir İttifak akdi. .suretiyle, ve yahutr birbirlerine Dağlı olacak mevzii antlaşmalar ak-aiyie varılabilir.
Bu İki usulden, İkincisi, yani mevzii antlaşmalar »istemi daha fazla rağbet kazanacak gibi görülmektedir.
Şu ciheti belirtmek lâzımdır kİ, hail hazırda böyle bir cephenin kuru-IJujuna şahit olmaktayız, Atlantik gaktı haricinde kalmış bulunan Tür-fiye İle Yunanlsiana gelince, bir Akdeniz antlaşmasına doğru adımlar atılmış bulunmaktadır. Şunu da, kaydetmek lâzımdır ki. Ingiliz parH-mentasu muhafazakar üyelerinden Mlchart Buıler. Panf't paktını dik-Ut nazarına almakla beraber, «Türeye ve Yunanlstanı korumak için» bazı tcdblrlcc düşuanraslnl de hüaû-fifettea talep eylemiş Bulunmaktadır Dışişl-ri Bakanı Mr Bevin «Türkiye; Oe Yunam, nın lu.u’.ulnııyMasmı temin etml.Hr .
Londra 11 CNafan) — Atlantik paktı metninin açıklan maa üzerine İngiliz İçişleri Bakanlığının Rusya İle peyklerinin komünist ajanlarına karşı şiddetli bir savaşa girişeceği bildirilmektedir.
Bakanlık memurları bu gibi ajanların turist veya mülteci sıfatlyle memlekete girmemeleri İçin lüzumlu tedbirleri almaktadır. Avrupadak! İngiliz konsolosluklarına kati emirler gönderilmiş ve vize verilirken şahıslar üzerinde uzun tetkiklerde bulunulması İstenilmiştir,
Sunday1 Dispatsch gazetesi, resmi kanallarla tnglltereye girme yollan kapandıktan sonra Batı Avrupayı demir perde gerisinden gelen büyük miktarda siyasi mfiltecl kaplamış olduğunu kaydetmekle ve gayet dikkatli davranılmnsını tavsiye etmektedir. Gazetenin belirttiğine göre, daha şimdiden birçok Rus ajanları gizil bir surette İngiltereye girmiş bulunmakladırlar. Bundan sonra Avrupa-dalcl konsolosların elindeki vize verme hakkı da tahdit altına alınmış bulunmaktadır. Bu konsoloslar tngll-toreye gelmek Istlvcn Kümen, Bulgar, [M.orjr, Polonvalı. Estonyalı, Lltvın-yalı Kimselerin dosyalarını İngiliz
Dışişleri Bakanlığına arzetmek mecburiyetinde kalacaklardır. Bu dosyalar Londrada İncelenecek ve bundan sonra bir mahzur görülmediği takdirde bu kimselere vize verilebilecektir.
İsveç teki Sovyet casus şebekesi
Stokholm 21 (Nafen) — îaveçin güney sahillerinde faaliyet icra etmekte olan geniş bir Rus casus şebekesi ortaya çıkarılmıştır. Bu şebekenin, ts-veçln savunmaslyls lıglll plânlar ü-zerinde çalıştığı belirtilmektedir.
Öğrenildiğine göre, yabancıların girmesi yasak edil m ş bulunan Go-thenburg adaları bölgesinde Çekoslovakyalı bir vatandaşın askeri üslerin resmini çekerken İsveç polisi tarafından tevkif edilmiş olması, Rus casus şebekesinin mevcudiyetini ortaya koymuştur Bu Çekoslovakyalı hudut dışı edilmişi İr.
Diğer taraftan Rusya İçin İsveç şantiyelerinde inşa edilmekte olan balıkçı gemilerini görmek bahanesiyle bu bölgeler? girmiş olan bir Rus delegesinin savunma tesislerinin resimlerini çekerken yakalanmış olması vaziyeti büsbütün slddl bir hale sokmuştur.
Otomatik kontrol
Milliyetin esası, sayın Hamdullah Suphlnln de son devrede belirttiği gribi, kültür beraberliğidir. Aynı tnrihi birlikte yaşamamış o-lunca, insanlar velev Ergenekon’-dan gelseler bize aykırı diişüverl-yorlar. Aykırılık en hafif tâbir.
Son zamanlarda gazete sütunlarını İşgal -eden türlü netameli siyasî suçlan göz; önünde tutarsak, failler!, şu yabancı ülkeden sığınmış.* beriki İstilâ görmüş diyardan millî bir sıyaııet ve sahabetle getirilmiş sütii bozuülardır. Ekseriya bu böyle.
Türİc milleti, hariçteki mazlûm ırktaş ve dindaşları büyük bir samimiyetle bağrına basmakta elbet devam edecektir. Bu yeni vatan da şiarın içinde ana vatana dört elle sarılmış bulunan ekseriyet. kendi içlerine her nasılsa kurnazca süzülen netameliler il-zerinde, belki de emniyet teşkilâtından daha fazla basiretli dav-! ranmalıdu*.
«Bir kaçakçılık İzi üzerindeyken bir casus şebekesi yakalandı.- tarzında hu işi tesadüfün lûtfuna bırakmamalı.
Her zümrenin kendi kendini kontrol etmesi lâzım olduğu anlaşılıyor. Dünya öyle bir dünya.
Viyana 20 (Radyo) — Bugün Viya- çıktı- 10 uncu dakikada Türk tokı-nada Prater stadında 90 000 1 hayli minin Fikret vasıtaslyle yaptığı: bir aşan bir seyirci kitlesi Önünde Tür- »»«——•• mıfeorn..ı
klye - Avusturya mdlll takımları karşılaştılar. Her İki milli takım da sahaya seyircilerin şiddetli alkışlan arasında çıktılar. Avusturya Başvekili Fiegel sahaya çıkarak her iki milli takım oyuncularının ellerini sıkarak muvaffakiyetler dilemiştir. Müteakiben her iki milli takım da karşılıklı olarak sahada şöylece yer almışlardın
Türkiye: Cihat — Erdoğan. Ahmet — fialftha ıin, Galip, Hüseyin — K Fikret Erol, Bülent, Muzaffer. Şükrü.
Avusturya i Ze mann (Rapld) — Kowanz (Admira), Happel (Rapld) — Hanappl (Wackerı. Occvzirk (Aııs-trla), Joksch (Austria) (Kaptan» -Koerner I (Râptd), Decker (F. Wlen-na), Wagner (Wacker), Brlnek (Wacker), Autednlk (Austrla).
Hakem: Carpanl (İtalyan).
Oyun büyük bir heyecan İçinde Türk takımının hücumiyle başladı. Birinci ve ikinci dakikalarda Türk takımının yaptığı hücumlarda kazandıkları bir favul atışını Hüseyin dışarı attı. 3üncü dakikada AvusturyalIların bir friklklnl VZagner kaptı ve sert bir vuruşla avuta attı. Türk takımının mukabil hücumunda sağ taraftan bir korner kazandı. Flkretln çektiği kornerden bir netice çıkmadı. 7 nel ve 8 inci dakikada Brlnek’ln tlstllste çektiği iki sıkı şilt yine avuta
bucumu Avusturya naüdafileri güçlükle kurtarabildiler. 11 ve 12 nal dakikalarda Hüseyin ve Ahmet lid güzel kurtarış yaptılar. 13 üncü dakikada Koerner I’ln sıkı bir şütünü Türk takımı kalecisi Cihat şahane bir surette kurtardığından şiddetli bir surette alkışlandı. Bunu müteakip Türk takımının sağaçığı Fikret bir gol fırsatını kaçırdı İT nel dakikada Tilrk takımı soiaçığı Şükrünün müsait bir pasını üç orta muhncitn yerinde olmadığından istifade edemediler. Türk takımı bu dakikalarda hâkim oynuyor. Türk takımının sol cenahı Şükrü - Muzaffer kombinezonu seyircilerin alkışlarım topladı. Bundan sonra AvusturyalIların mu-kabil hücumlarından birinde Wag-ner, Decker, Koerner 1 fevkalâde paslaşarak rakip ceza sabası içice girdiler. Koerner I’ln 5 metreden savurduğu sıkı bir şütü Cihat mükemmel bir plonjonla kurtardığından müthiş surette alkışlandı Oyun iki, üç dakika müddetle ortalarda oynandıktan sonra 26 net dakikada Muzafferin 10 metreden savurduğu şüt direği yalayarak avuta çıktı. Hemen biraz sonra Muzaffer der İnleme verilen bir pasla Avusturya kalesine doğru akarken Zemann güçlükle tüpü çizgi üzerinde yakalıyarak muhakkak bir gole mâni oldu. 29 unca dakikada Türk takımı solaçığı Şükrü-(Arkası sahile 2; sütun 5 te)
Evi yp"ian muhtara verilen ev
Evi yanan tskenderpnşa muhtarına Ç. H. P. ve D. P. nln müştereken, hediye ettikleri ev
Geçenlerde evi yanmış olan tskenderpava muhtarına Fatih SankayA semti Cumhuriyet Halk Partisi ve Demokrat Parti ocakları mensuplanma yardımıyla yaptırifen ev. dün merasimle muhtara teslim edilmiştir.
zl Mart 1 19
bekime 3
fc. ■
SÜZÜN GELİŞİ
Galatasaray 1 - Fenerbahçe: 1
GÜNÜN MESELELE il
Gayret dayıya düşmüştür
Evkaf Umum Müdürü Hakkı Kâmil Beş», vakıfların durumunu gazetecilere açıkça bildirdi: Tiirklyedc 2907 hayrat vardır. Bunların hemen hepsi tamir» muhtaçtır. Pek çoğu tarihi vo mimarî değer taşıyan bu hayratı-tamamen tâmir etmek şöyle dursun, an yakın nesle ayakta tutunur bîr halde teslim edebilmek İçin tâınir masrafı olarak 200 nıllyon lira lâzımdır. Halbuki Evkaf bütçesinde tâmir masrafı diye ayrılabilen para 500 bin liradan ibarettir. Eğer bu dflva halka malcdilmez, iş! hayırsever vatandaş eline almazsa memleketimizin dört bucağına dağılmış pek kıymet 11 Türk îslfirn eserlerini yakın zamanda kaybetmek mukadderdir.
Hakkı Kâmil Beşe nin, gazetecilerle yaptığı kısa konuşmadan edindiğimiz iniibaa göre, Evkaf İdaresine yeni bir aUuılyet aşılamak Istîyen, ileri görüşlü bir umum müdürdür. Evkafın da zamanın şartlarına uyması, vatandaşla el birliği ederek canlı bir hayata girmesi lâzım geldiğine inanıyor. Evkafın elindeki Taşdelen, Karakulak sulan idarelerini yenileştirmek, zeytinyağı fabrikalarını modernleştirmek, hayır İşlerine sarfedilen talıslsatı vatandaşa ve İdareye daha faydalı hale getirmek. İmaret zihniyetini zamana uydurmak, eldeki nara He bir banka kurmak ve Evkafı müstakil bîr idareve kavuşturmak İçin yapılan çalışmaları anlattı ve muvaffakiyetin. halkın göstereceği alâkaya bağlı olduğunu söyledi.
Hayratın tâmırine yardım olmak üzere bazı camilere konan teberru kasalarına halk alâka göstermiştir. Bu alâka memleket ölçüsünü bulursa hayratın tâmlri için lâzım gelen 200 milyon lirayı 10 senede toplamak mümkün olacaktır.
Gayret dayıya düşmüştür; bu dâvada dayı hayırsever halk-gır ’ Şevket RA DO
İki taraf umumiyet Itibarile vasatın dûnunda bir oyun çıkardılar
Hastabakıcı
hemşireler
İşçilerin durumu
Millet Meclisine bir kanun tasarısı teklif edildi
Çalışma Bakanlığı bir program hazırlamağa başladı
Ankara 21 (Akşamı - Çorum Milletvekili Bayan Basene Bgaa, hastabakıcı hemşireler Hakkında Büyük Millet Meclisine bir konun teklifinde bulunmuştur. Bu teklife göre, aile kadını olup da hemşire olmak Istlyen-ler öç yıl yatısız tahsile tabi olacaklardır. Tah&lUcrlnl bitiren hemşireler baremde İlse mezunu sayılacaklardır. Türk ırk ve kültürüne mensup yabancı tabiiyetindeki kadınlardan, yabancı bir hemşire okulundan mezun olup da ana yurtta hemşirelik yapmak istlyelner altı aylık kurstan muvaffakiyetle mezun olduktan sonra hemşirelik unvanını alacaklardır.
Diploma alanlar, sağlık kurullarında. Halkevlerinde, okullarda doktorların nezareti altında mesleki dersler verebileceklerdir Mecburi hizmeti bitirmiş hemşireler, vl’ftyetlerde Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüklerine ve kazalarda hükümet tabiplerine müracaat ederek serbea çalışma müsaadesi alabileceklerdir.
Ebe olmak İst İyen hemşireler ayrıca Ebe okulunun hususi talimatnamesine göre staj «irerek imtihan vermek suretiyle bu hakkı kazanabileceklerdir.
Ankara 20 — Çalışma Bakanlığı işçilerimizin sosyal durumları İle aîfikaîl bir program hazırlamaca başlamıştır. Esaseları tesblt edilmekte olan bu programa göre, toplu işçi kütleleri çalıştırılan yerlerden ziyade dağınık ve mahdut İşçi kullanım, vs bozt mevsimlerde çalışan IjçUeri korumak gayesi güdülmektedir. Bunlara ucuz yemek, yatacak ve bakım yeri temin etmek İşine Ankara, İstanbul ve fzmtrden başlanacaktır.
Ağır cezalı mahkumlara höcre usulünün tatbiki
Ankara 20 — Adalet BakanLÇı, ceza ve tevkif evlerinin ıslahı yolundaki çalışmalara başlamaktadır. Ağır oe-adı mahkûmların höcre usulii ilk defa yakında inşası bitecek olan Kayseri cezaevinde uygulanacaktır.
îstanul ve Trrıkyadakl bölge cezaevlerinde esasen hücreler bulunmakta olduğundan, bu ceza us ı»lfı önümüzdeki aylarda tatbik edilecektir.
Bir günü iki giin saymak ıraretlyle uygulanmakta olan usul yeni cezaevlerinin gelişmesi üzerine yakında kaldırılacaktır ___________
Lise mezunu olup da üniversitede açılacak olan dört yılhk yüksek hemşirelik okulunu Dltlrelner veya bu o-kula muadil yabancı Wr okuldan me-«un olanlar bir sınık stajlarından •onra başhemşire olabileceklerdir.
Chung - King kruvazörü
Hükümet uçakları tarafından batınldı
Nankln 20 — Hükümet sözcüsü bugün beyanatta bulunarak Chung -Klng kruvazörünün Mançuryada komünistlere alt Huiutao limanında hükümet bomba uçakları tarafından batırıldığını beytin etmiştir.
Bu geminin ismi evvelce Aurora o-lup Çin'e geçen mayısta verilmişti Gemi Çin filosunun en kuvvetli birliğin i teşkil etmekte İdi.
Chung-Klng gemi d dört hafta kadar evvel OM kişllLk mürettebatlyle komünistlere İltihak etmişti,
Çalışma Bakanı geldi
Çalışma Bakanı Reşat Şemaeddln B'rer, bu sabahki ekspresle iatanbula gelmiştir.
Rusya ve Atlantik paktı
(Baş tarafı 1 İnci sabifede)
askeri harekâta büyük, ehemmiyet atfetmektedir. Gazete bu münasebetle diyor kİ:
(Kremlin tarafından alınan bu karara Avrupadakl hâdiselerin sebeb olduğu aşikârdır.»
İtalya, barış andlasmasının tadilini ietiyecek .Roma 20 (AF] — Güvenilir siyasi çevrelerin pazar günü belirttiğine göre, İtalya Atlantik müdur&a «istemi dahilinde savunma kudretini arttırmak için sulh anlaşmasının tâdilini istlyecektlr.
Diplomatların olidlrdJğlne göre, İtalya sulh anlaşmasının hükümlerini değiştirmek İçin Batı devletlerinin yardımını taleb edecektir. Sulh anlaşmasının hükümlerinden olarak 1-talyanin bütün askeri gücü 250,000 kişilik bir kara ordusu, 200 tank, 25 bin kişilik hava ordusu. 200 av tayyaresi, 25 bin bahriyeli, 2 barb gcnıls!, 4 kruvazör ve 4 destroyere İnhisar etmektedir. Birçok İtalyanların kanaatine göre, bu kadar az bir kuvvetle İtalya diğer Batj devletlerinin jhüej-Blr bir müttefikli değil, ancak onlara tabi bir delvet olabilir,
Demokrat Parti kongresi
Cumartesi günü açılan İstanbul Demokrat Parti kongresi ikinci toplantısını bugün Kristal gazinosunda yapmaktadır. Erken saatlerden itibaren delegeler salonda yerlerini almış ve toplantı saat onda açılmıştır.
Bugıln İdare kurulu raporu ve mail rapor tenkidini yapılacak, mali ra-
Paktı İtalya namına Kont Sforza imzalayacak «'Londra 21 (Ki — İtalyan Ayan Meclisi. bugiin İtalyanm Atlantik paktına katılmasını müzakereye başlıyacaktır. Kont Sforza. İtalya namına paktı İmzalamak İçin cumartesi günü Amerika ya hareket edecektir.
Daimî konseyin karargâhı Bruxelles olacak
Londra 20 (AA.) — (Afp): Atlan-, .ı-n. , J ■ ıtlfe Pakl5nı lmz» eden devletlerin
ponı tcikik e(m?k üzen ayrılan ko- daimi korneyl karargâhının Bruxeltes misyon letkikatnıiii neticesini bildhe-i de tesis edileceğine dtılr «Jbserver» ceJcilr. KflngrenJn, yarın d.ı devam gazetesi tarafından bu sabah verilen, edeceği, Celâl Bayan», dilekler faa-’haiıer hakkında DışLşJeri Batamhğuı-' Jmdan sonra yaruı tor konuşma ya- dn hiç bir malûmat bulunmadığı pac:i|ii u.hınin olunmaktadır. .bildirilmiştir.
Dün Fenerbahçe «tadında Galatasaray'la Fenerbahçe hucusl bir karşılaşma yapıûışlardır.
Havanın nispeten İyi oluşu Fener-bahçonln y«Dİ va büyük «tadındg on iblne yakın bir aeylrol kalabalığı toplamıştı.
İkl takım oyuna şu kadrolarla başladılar:
Galatasaray: Osman - Fâzıl, Adine n - Doğan, NecmJ, özcan - Muhtar. Gündüz, Reha. Koç!. Orhan.
Fenerbahçe; Erdal - Kâmil (tstan-bulspor), Hilmi - Banılın, Refet, Kâmil - NecmJ, Aydemir, Suphi, Milzdat. HasanS.
Oyuna Fenerbahçeliler başladılar. İlk anlarda karşılaşma vasattan aşağı bir kalite gösteriyordıı.
Yavaş yaşav Fenerbahçeliler maçta baskı kurmakta gecikmediler.
Galatasaray müdafaasının bocalamasından istifade eden Snniâclvertll-ler üst üste muhakkak gol fırsatları kaçırmakta blrblrlerlyle yarış ediyorlardı'. .
22 nel dakikada fini ve sağdan İnkişaf eden bir Fenerbahçe hücumunda Aydemirin ortaladığı topu, derinlemesine dalan Necmi, sol bir vuruşla Osmanın plonjonuna rağmen, Galatasaray ağlarına takmakta güçlük çekmedi.
Fenerbahçeliler galip duruma geçince yavaşladılar ve oyundaki hfikl-mJyetlerlnl kaybettiler.
Galatasaray hücum hattının inişleri de beceriksizlik yüzünden bir netice vermiyordu.
Devrenin bitmesine 8 dakika kala* sağa kaymış olan RehA'nın ortaladığı topu. Koçi ters bir vole ile Fenerbahçe kalesinin ağlarına nnhlndı. ve devre da böylece 1-1 berabere bitti.
İkinci devre
İkinci devreye Fenerbahçeliler aynı kadro ile. GalatasaraylIlar Orhanun yerine «olııçığa Halisi alarak çıktılar. Glatasarayhlar topu kaptıkları gibi, Fenerbahçe kalesine şarklılarsa da bir netice alamadılar ve Koçl sakatlanarak oyundan çıktı, yerine Dan on gtrcM.
Fenerliler gene oyunda bariz bir hâkimiyet kurmakta gecikmediler.
Maç kalitesi düşük bir manzara âr-zedlyor. her İki taraf oyuncuları da çok fena oynamakta blrblrlerlyle yanşıyorlardı.
Oyun bir Aralık sert bir şekil almağa yüz tutmuşken hakem Şa2İ Tezcfi-nın enerjik ve yerinde müdahaleleri bu sert hareketlere mâni oldu.
Galatasaray takımında Rehâ’nın, Fenerbahçe takımında da Suphlûln beklendiği gibi oynıyamamaları her iki takımın hücum randımanını ziyadesiyle düşürüyordu. Oyunun sonlarına doğru GalatasaraylIlar tekrarı hücum avantajını lehlerine çevirdiler.
30 uncu dakikada Galatasaray beki Fâzıl sakatlanarak 5 dakika kadar yerini Salime bıraktı.
Oyun da böylece l-l gibi normal bir netice İle sona erdi
Fenerbahçe takımında Samfm, Refet: Galatasaray takımında da Nec-nıl. Gündüz bilhassa temayüz eden o-yunculardı.
Fenerbahçede Erdal, tstanbulapor-lu Kâmil. Büyük Kâmil. Aydemir; Galatasarayda Osman, Adnan, Doğan. özcan ve Koç! vazifelerini başardılar.
Halûk SAN
Güreş takımımız
Eskihtuna’da yaptığı maçların neticeleri
Gençlerbirliği 2 Demir«por 2
Ankara 20 (AA.) — Lig maçlarına bugün çok güzel "bir havada ve 10 bine yakın bir «eytrcl kütlesi önünde devam edilmiştir.
Günün en önemli karşılaşması o-lan Demlrspor - Gençler Birliği maçına san 15.45 te hakem Ziya Ozandın İdaresinde başlanmıştır. Oyunun İlk dakikaları mütevazln geçmiş, ancak devre ortalarına doğru GençltT Birliği sollçl mükememl bir şülle takımına Hk golü kazandırmıştır. Bunun hemen akabinde Demlrspor «ağaçığı da yerinde bir sol şütle beraberlik golünü çıkarmıştır. Derre 1-1 bitmiştir.
İkinci devreye Gençler çok canlı başlamışlar ve daha ilk dakikada mühim bir fırsat kaçırmışlarsa da pek az sonra sağ içlerinin ayaliyle İkinci gollerini de kazanmışlardır. Fakat 20 n-cl dakikada Demlrspor sollçl takımının beraberlik golünü atmıştır. Ger! kalan dakikalar oldukça sert hareketler arasında geçmişse de netice değişmemi? ve maç 2-2 sona ermiştir.
Bundan evvel oynanan Emniyet -Hacettepe maçı 1-0 Emntyetlflerln galebesiyle neticelenmiştir.
Stockholm 20 (A^.> — Türk serbes güreş takımı bugün Btockholmda bulunan Eskılstuna şehrini ziyaretle oradaki F. S. T P. mahalli serbea güreş takımlyle karşılaşmalar yapmış ve aşağıdaki neticeleri almıştır:
62 kiloda:
AH Yücel - Joluıcon’u 13 dakika 10 saniyede tuşla yenmiştir.
62 lüloda:
Ondenberg, Nureddln Zaferi 3, 0 yenmiştir. İsveçli güreşçi çok lıâklnı gürvşml4 ve Nureddln tuşa gelmekten güçlükle kurtulmuştur.
73 kiloda:
Haydar Zafer, Berlin'i 3/0 yenmiştir.
79 Kiloda:
Yaşar Doğu, Ekstroem'i bacak oyunu He 7 dakika 5 saniyede tuşla yenmiştir.
87 kiloda:
Vong, Bektaş Çan'ı 14 dakikada tuuşla yenmiştir.
Ağır sıklet:
Mersinli Ahmet, Antoııson'u 2/1 yenmiştir.
Stockholm 20 (AA.) — (özci muhabirimizden): Eskilstunr.da bu gece devam edilen güreşlerde aşağıdaki ■ neticeler alınmıştır:
G2 kiloda:
Anderberg, Yuyluyu 21 yenmiştir
52 kiloda:
Halit Baiamir - Johansonu 2/1 yenmiştir.
57 kiloda:
NaSuh Akar - Perssonu 3,0 yenmiştir.
Greko Romen:
67 kiloda:
Idnt - ficrvet Meriç! 2/1 yenmiştir
73 kiloda:
Berlin - Ahmet Şenol'u 3/0 yenmiştir.
87 kiloda:
Vong - Adli candenılr'i 3/0 yenmiştir.
Ağır sıklet:
Antoııson - Mersinli Aluııed’i 3/0.bağırmışlar, kendilerini yakalamağa '"•n m Isrt.l F
Beşiktaş ikinci maçta berabere kaldı
İzmir 20 — Beşiktaş takınn. bugün İkinci maçanı Aitınordu İle yapmış, maç 0-0 beraberlikle bitmiştir, ikinci jdevrsde Aitınordu sonuna kadar hâkim oynamıştır.
Porsuk nehri kabardığından kıyıdaki evler boşaltıldı
Eskişehir 20 _ Civardaki karlar erimeğe banladığından Porsuk nehri I yükselmeğe ve İki kıyısındaki evleri I t'-hdlt etmeğe başlamıştır. Evlerden bazıları tahliye edilmiştir.
Yaşasın komünizm diye bağıran küstahlar
İzmir 20 — Dün gece Çeşmenin Alacalı bucağında bir koli ve do bazı kimseler, «Yaşasın komünizm» diye
yenmiştir.
ÖLÜM
JULES I.EVECQl!E
gelen jandarmalara küfürler eavur-muşlardır. Yakalanan 10 mütecaviz Çeşmeye göüirümüş ve adi İyeye teslim edilmiştir. Tahkikata devam ediliyor.
(Sabık Sen Benua Koleji 30 senelik müdürü)
20 mart 1MO tarlhlndo vefat etmiştir
Cenaze merasimi 22 mart sah günü, saat 10,30 da, Pangaltı SentEspıit kilisesinde İcra kılınacağını SenBenuu müdür vo öğretmenleri tecisilrlo bildirir.
Millet Partisinin Kızıl-toprak şubesi açıldı
Millet Partisinin Kızıltoprak bucak şubesi dün merasimle açılmış, bu münasebetle konuşan general Sadık Aldofinn. hükümetin zayii olduğunu Ve güven oyu alması lâzım geldiğini
4.,; ... . , . , söylemiştir. Bundan soma Sinop Mil-
Ifbu Uta hı»ı»ı a>»un ,ctwkil, Enver Kak konuînraç' lku.
kaimdir.
«FUNl'S» ©. L.
sadl devlet teşekküllerinin llisumaua I ve zararlı olduklarını söylemiştir.
Atlantik paktının akisleri
Günün en mühim siyasî mevzuu Atlantik paktıdır. Her tarafta bu pakt etrafında münakaşalar yapılıyor. Sovyet Rusya pakettin hiç memnun değildir. Bunu bîr tecavüz âleti addediyor. Peyk memleketler, hattâ, Komlnformdan çıkarılmış olmasına ra^meni, Yugoslavya da aynı fikirdedir. Sovyet Rusyanın paktın gercekleşi mele üzere olduğunu görmesi üzerine bazı tedbirler aldığındatl bahsediliyor. Bu tedbirler iki kısımdır: Asekrf ve sivasî. Askeri tedbirler Uzak Doğudan bazı tümenlerin Batıya nakli, Moskm ada büyük bir askerî toplantı yapılması gifrf şeylerdin'- AlmanyaıIakİ Rııs askerî valisi Mareşal Sokolovski bu toplantıda bulunmak tinere Berlİndcn Moskovaya gitmiştir.
Siyasî tedbirler Skandinav memleketleri ve İran iizerindo yapılan baskıdır. Rusya, Skandinav memleketlerine ve İrana notalar vererek bu memleketlerin takındıkları tavırdan şikâyet etmijj bu yolda devamın tehlikeli olacağını anlatmak istemiştir. Nö't.ılar hiçbir tarafta Sovyetlerin bekledikleri neticeyi vermemiştir. Bu vaziyet karşısında Rusyanın İran hududunda bazı askerî tedhırier aldığından, bunun İran’da endişe doğurduğundan bahsediliyor. Fakat Amerika, İran'a karşı her hangi bir taarruzun kendisini a-iâkasız bırakmıyacağınt açıkça bildirdiğinden. İran'ın siyasc'.inrf-L değıstirmiyeceği muhakkak sayılıyor. O
Pakt, Batı memleketlerinde ve Amerikada çok iyi karvdan-û-ııııştır. Londrada çıkan Times gazetesi paktı Amerikanın sağlaniCN bir garantisi sayıyor, tşçi partisinin gazetesi olan Daily Herald'tr diyoriti: «Bu vesika dünyaya sükûn ve İstikrar bahşetmektedir.^' Paktı imza eden devletlerden her hangi birine karşı girişilecek $1* C lâlılı bir tecavüzü önlemek için yapılmıştır.» Amerikan gazeteteı^O de paktı hararette tasvlb ediyor. Nere - York Times diyir ki; At- CO lantik paktı Batı Avrupayı müdafaa etmek için bir tedbir değildir.^ Pakt Birleşik Amerikanın korunması bakımından lüzumludur. > Bu sebeple Amerika, demokrasilerin silâh deposu olarak Eeıkn âr--. Iıkta bulunmalıdır.'. Fransa ve ttalyada. komünistlerin şid'letU propagandalarına rağmen, büyük bir çoğunluk paktın lehı'ndcdLr.^E
Netice olarak diyebiliriz ki Atlantik paktı gerçekleşmiştir.^ Pakta yeni yeni devletler katılmağa hazırlanıyorlar. Demokrat p devletler m alı filleri, paktın kuvvetinin bu suretle ar t m asının .
tamız ihtimalini ortadan kaldırarak dünya sulhunu kuvvetlendi-Şn receği kanaatindedir. — E. T.
- . ______ __»-j—p-——ro
Türkiye - Avusturya maçı ö
(Baş tarafa 1 İnci sahifeda) nün neticesi» kalan bir atanına mukabil AvusturyalIların yaptığı bir hücumu Cihat fevkalfi.de bir plonjon-la kurtardı. Bunu takibe den bir Türk hücumuda Türk muhacimleri kaleci Zemman‘ı da geçtikleri halde boş kaleye topu sokamıyarnk muhakkak bir golü kaçırdılar. Bundan sonra Türk takımında yorgunluk alâmetleri görülmeye başladı ve devre sonuna kadar AvusturyalIlar hâkim oynadılar 33 üncü dakikada Cihat tekrar Koeruer Tin sıkı bir şütünû kurtararak çok alkışlandı.
Bu arada Türk takınınım şart oynadığı görülüyordu. 42 nel dakikada Wagner de sakatlanarak sahayı terkettJ. Şimdi Avusturya 10 kişi oynuyor. 44 ve 45 İnci dakikalarda AvusturyalIlar üstilste Türk oeza çizgisi üzerinde dört frikik kazandılar. Hüseyin'in yaptığı dördüncü frikik! Dackner gole çevirdi ve devre böyle -ce 1 - 0 Avusturya milli takımının lehine bitti-
İkinci devre
İlk hücumu birinci devredeki gibi yine Türkler yaptı. AvusturyalIların yaptığı mukabil ilk hücumda Aured.-nlk'ln sıkı bir şütünil Cihat kurtardı. Şükrünün 30 metreden »tUğı frikikte top av uta çıktı. Bundan sonra oyun AvusturyalIların hâkimiyeti altında, devam etmeye başladı. Wag-ner'ln pek yakından savurduğu sıkı bir şütü Cihat kurtardı, yine Cihat, Decker İn bir frikik atışını kurtardı.: 8 inci dakikada Galip tek başına beş Avusturya durdurdu.
Jaspal rerken Erdoğan İkinci bir hareketle muhakkak bir gole mâni oldu. AvusturyalIlar çok sıkıştırıyorlar. AvusturyalIların yeniden kazandığı olr friklki Erdoğan fevkalade bir şekilde kurtardı. 14 üncü dakikada Decker in çektiği frlklkl Cihat uçarak yumrukladı, topu kapan Wagner’ln çektiği sıkı bir şüt avuta çıktı- 18 ncı dakikada Stojospal’ın sıkı bir sütünü yine Cihat kurtardı. 22 nel dakikada Wagner'ln sakatlanması saha ortasında bir hâdisenin doğmasına sebebiyet verdi. Hakem sahayı terkcttl. Hakem saha kenarında Avusturya Federasyon reisi ve Adnan Akın İle konuştuktan sonra oyunu tekrar başlattı. Wagner «abayı terketti.
26 ııcı dakikada Türk takımı Avusturya baskısından kurtuldu. Bu arada Erol, Bülent. Muzaffer sıra İle neticesiz birer akın yaptılar. 27 nel dakikada Fikret, Erol anlaşması neticesinde hazırlanan fırsatı Şükrü bomba gibi bir şiltle kaleye havale etti İsa de Zemann mükemmel bir şekilde konrenere çıkardı. 29 uncu dakikada AvusturyalIlar mühim bir fırsat kaçırdılar. Decker rahat bir pozisyonda topu yakından avuta alarak muhakkak bir golü kaçırdı. 33 iiııcii dakikada Bülent aynı şekilde bir fırsat kaçırdı. 35 İnci dakikada Bölendin müsait bir pozisyonda attığı ştltü Zemann kornere çıkardı. 37 nel dakikada Salfihaddlnin 40 metreden yaptığı ortayı Şükrü güze] bir kafa vuruşu İte kaleye havale etti
muhaciminin akınım
9 uncu düklkada Bto-
Erdoğam atlatıp kaleye gi-
be de top avuta çıktı. Her Ud tarafta da yorgunluk alâmetleri, görülü-. yordu. Yine aynı dakikada Şükründl 25 metreden attığı frikik avuta çıktL t Oyunun son daklftalan Avusttıry* I hfiklmlyetl altında devam ederken 44 üncü dakikada hakem,. Deck-'r'l» ' gayr! nizam! bir şekilde attığı ccTu kabul etmedi.
Oyunun en son atanında Türk muhacimler! müsait bir pozisyona gir» dilerse de Şükrünün ofsayt vaziyetinde olmasından dolayı hücum neticesiz kaldı ve maç böylece 1 - t Avusturya milli takımının gallblvetl i İle neticelendi.
Viyana radyosu spikeri ne diyor?
Avusturya sahaları uzun senelere!enberi Türk takımı kalecisi Cihat klâ-sında bir kaleciyi as görmüştür. Erdoğan, Galip, Muzaffer, K. Fikre^ Şükrü Türk takımının en muvaffak olan oyuncuları İdiler. Hüseyin v« Ahmet İse hırçın oynadılar. AvusturyalIlar bilhassa İlk 10 dakikada çok tehkiell İdiler. Takat Türkler tarafından iyi marke edilmeleri yüzünden bozuldular. Türkler emniyetli bir sistemle oynadılar, fakat gol atmayı unuttular. AvusturyalIların en büyük hatası topu havaya kaldırmaları idL Kafa oyununda Galip rakiplerine lüfi bir top bırakmada Avusturya forvetleri zayıftı. Buna mukabil Türk-lerin hücum hattı slstemsizdL Türk-lerln şüt atamamaları Avuaturyahlar İçin bir şana İdi. Biz AvusturyahlaT bundan sonraki milli maçlarımı^ korku İçinde bekliyoruz.
Avusturya ve Afp ajansının maç hakkında mütalâaları
Viyana 20 (AJLJ — Avusturya A-Jaosından: Bu sefer Avusturya lehin* neticelenen Türkiye - Avusturya maçı İyi bir spor gösterisi olmama tır. Her lk| ekip de sistemli oynamanut ve goller çıkaramamıştır. Türk ekibi daha süratli oynamış ve bilhassa Şilkrü AvusturyalIlar İçin tehhseli hücumlar yapmıştır. Avusturya ekt( binde İse mühaclm Zem an ve İki mtl« dafl Gerhart ile Kovanz en İyi oyuncular olmuşlardır. Türklerden Cliuık Erdoğan, şükrü ve Fikret ilk devreli güzel oynamışlardır.
tik devrede muhacim Brlnek, ikin-ol devrede muhacim Wagner.yaralan» nuşlar ve yerlerine Btojaspal v( Gernhardt İkame edilmiştir.
Diğer taraftan AFP ajansı Viyana-dan şu haberi vermiştir:
Türk ve Avusturya milli ekipler! M tasında yapılan ve Avusturyanın lee hine neticelenen maç şüphede Avudf turyftlıların oynadıkları en zayıf maj olmuştur. AvusturyalI oyuncular nıüM tat formlarının dununda bir oyun çfi katmışlardır. Yalnız Decker birinc| haftaymış son dakikasında oyunun biricik golünü yapmağa muvaffak olâ muştur. Türkler süratli oldukların! göstermişlerdir; sağ ve sol açıkları iyf oynamışlar; Türkler berabere kalma* ğa hak kazanmışlardır. Avusluryİ Başbakanı Flgl, MP.lt Eğitim Bakam, Türk Elçisi, yüksek Miıtleıık msk m-ları temsilcileri maçta hazır buhin-muşlardır.
21 Mart 1949
AKSAM
Sfthlte 3
V(.SA?*n \N AKŞAMA j
Blok binalar
Amerika bütün dünyaya model. Bize de bilhassa teknik işlerde model oluyor. Zaman geçtikçe, İİcıdc ne şekilde yaşamamız mukadder olacağını Amerikan romanlarını okurken, filmlerini sey- 1 rederken, mecmualarını karıştı-ruhen öğrenmiş bulunuyoruz. Gi-Jim Ae. ev tertibinde. Şehir ihtt-taçlarında lider milletler, eskiden ( Bviupa ki tasındaydı: şimdi Bir- : fesik Amerikada oldu. Bu realite- ı •i. biiylece kabul etmeli. Arabası-iia bindiriyor, düdüğü çalınacak. ,
Amerika'da pek çok okunan bir : roman serisini gazetemizde ter-Eüme ediyorum. Oradaki hayalın ir benzeri, başka Amerikan romanlarında da var. Şehirde yerleşmiş aileler (bunların içinde zenginleri ,orta hallileri ve fakirleri) blok binalarda oturuyorlar. Blok binaların civarında, bahçe Vazifesini gören ağaçlı caddeler, bulvarlar, parkları vardır. Blok binalar ise, öyle tasvir ediliyor kİ, umumiyetle bir köşe başından ö-biir köşe başına varıp adalar teşkil etmektedirler .İçleri dc otel gibi. Zemin kalında müşterek bir hole giriliyor, lokantası var, ban var. telefon bürosu var. Binanın miidürü, garsonları, asansörcüle-ri var. Aileler, böyle bir binanın bir dairesini işgal etmiş, oturuyorlar Dairede de, belki iki oda. bel ki iic oda ve bir küçük mutfakla bir banyo. İst i yen zile basıyor, garson tipinde müşterek bir hizmetkâr geliyor. Yahut yemek ısmarlanıyor. Yahut ütücü, yahut kolacı yahut başka ihtiyaç... Hayat böylece devanı ediyor.
Zenginlerin uzak yerlerde hususi bahçeli sayfiyeleri, orta hallilerin umumî garajda bir otonıo-ln kikleri saati elter ini tamamlıyor.
imdi, gelelim bize:
Acaba, bu asrı hayat icabı ras-yonalizasyona ne derece uymuşuz ve kendimizi ne derece uydurmaktayız? Şehrin içinde bu tiz bir blok semtini henüz kuvveden file çıkarmamışız. Bu hususta belediye gayrete gelmemiş, imar bankaları gayrete gelmemiş. Şirketler, hususî sermayeler, kooperatifler bir hareket gösteremiyorlar. Kanun vâzıı da, başka mcmlekelterde pekâlâ tatbik edilen kat mülkiyetini onaylamadı. Hâlbuki bu unsurlar yan yana ge-lebilseydi, elbette helva pişerdi.
Ve. orta halli kimselerin, merkezlerdeki koskoca bloklarda, konforlu kira evleri, konforlu mülkiyetli daireleri olabilirdi. Arsa müşterek, dam müşterek, hol müşterek... Bu küçücük dört du* varlarımız, bize bedavadan rubu, eksiğine gelirdi. Kaloriferlerimiz olurdu; telefonumuz olurdu; asan sörcünıüz olurdu. Aşağı katta lokantamız, berberimiz, günde bir saat uğrıyan hizmetçimiz, bir yere eiinderecek uşağımız, hep hep olurlardı. Eski konak hayatlarındaki rahat ve bollukla yeni Ame likan hayatındaki konforu imtizaç ettirirdik. İyi tertip bilsek bunu hâlâ da yaparız.
İstanbul şehrinin Anadolu yakasını Kavak’lardan Pendik’e kadar ele alalım. Burada, acaba yeni binalar için tahsis edilen saha hangi canipte? Yalnız üsküdann nüfusu, Antalya vilâyetinin nüfusu kadardır. Kadıköy'iin kil caba. Boğaz* ın ve Marmara kıyıla-nrımki caba. Bütün buraları, hattâ Istanbulun Rumeli yakası yeni bölgelerini umumiyetle «bahçeli evler» inşaatına münhasırmış gibi bir gaflete kapılmışız.
Şehrimizde bahçelerin çok ol masından kimsenin şikâyet ettiği yoktur. İnşaatın yalnız bunlara ve scfertası demode apartunanla-ra inhisarından şikâyetçiyiz. Blok binalar, şehrin topluluğunu vücuda getirecek belediyecilik mümkün olacak. Nakliyatın azalması temin edilecek. Çünkü, İnsanlar, merkezlere yakın oturacaklar. Bu mesken buhranında arsa, malzeme, teshinat, hizmetçi, hattâ telefon bakımından nice nice sıkıntılar, belki de sıkıntıların hepsi önlenecek.
Blok binalar mevzuunu, (moda JŞfii' tâbir kullanayım:) Amerikan ItUyüyetiyle ele alalım.
(Vâ - Nû)
Sabıkalı bir hırsız yakalandı
Bankalar caddesinden tramvayla İ(itmekte olan Hüseyin Cahit adında ilr şahsın pantolonu cebindeki 1300 Irasını aşırıp kaçan Ahmet Sarıka-ra adında bir sabıkalı az sonra zabıta InemuTİarı tarafından yakalanmış ye aralar tamamen İstirdat olunarak Rhfblne İade edilmiştir. Ahmet, ad-Uyeye verilmiş ve tevkif olunarak Cezaevine gönderilmiştir.
Şikâyet biiro su nelerle uğraşacak ?
Yalnız müracaatlara vaktinde cevap verilmesini temin edecek
Miss Belly Belz sakızlarından gümrük istenmesine kızmış!
Bu sebeple şehrimizde çok kalmıyarak hemen geri döndü. Fakat gazetelere yazdığı yazıda methediyor
İstanbul’u
Şehrin dışına çıkarılacak müesseseler
Bir mülkiye müfettişinin idaresi altında teşkil edilen Vilâyetteki şikâyet bürosu bir haftadanberl faaliyete başlamıştır, Bıı müddet İçinde büroya günde üç dört şikâyet yapılmaktadır. Şikâyetler Vilâyet makamından ziyade Belediyeyi alâkadar eden İşlere aittir. Bilhassa Belediyenin imar ve fen müdürlükleriyle tahsil ve tahakkuk şubelerine alt muamelelerden şikâyet ediliyor.
Büro, yalnız İş sahiplerinin alâkalı makam tarafından vaktinde İntaç edilmeyen işleriyle meşgul olacağından yapılan şikâyetler bu noktadan tetkik edilmekte, fişler yapılmakta ve iş aahlplerlne — vakit geçmeksizin — müsbet veya menfi cevap verilmesi temin olunmaktadır-
Halbuki bazı müracaatçılar, yaptıkları müracatın kendilerini tatmin et-miyecek karara tâbi tutulduğundan da şikâyet etmektedir. Alâkalı makamlardan verilen cevaplar iş sahibini memnun etmlyecek vaziyette ise bu gibi İşler lçlıı İtiraz mercileri kanunlarla tâyin, edildiğinden bu kabil müracaatlar şikâyet bürosunu alâkadar etmemektedir.
şikâyet bürosu, teşkilindeki maksat' ve gayeye göre, sadece müracaat sahiplerine müsbet veya menfi surette geciktir llmekslzln vaktinde cevap verilmesini temin etmektedir.
Geçen hafta şehrimize bir Amerikalı miss geldi: MİS Betty Betz. Birçok gazeteler kendisinden uzun uzun
RUs» Betlü Beli
Tütün depoları da bu müesseselerin arasında bulunuyor
Balat ekmek fabrikası
PolonyalI ekmekçi bir aile taksitle kendisine satılmasını istiyor
Aslen Karalı olan, fakat uzun za-mandanberl Polonyada yerlermiş bulunan ve orada 300 İşçinin çalıştığı ekmek fabrikasını İşleten bir alla şehrimize gelmişti. Bu aile, dün Valiliğe müracaat ederek Halattaki. Toprak ofise alt ekmek fabrikasının maliyet fiatinden ve taksitle kendisine satılmasını istemiş, buna mukabil bu fabrikada kısa bir müddet zarfında günde 100000 ekmek çıkarmağa başlayacağını, bli1 yıl sonra da bu miktarı günde 300,000 e yani bütün şehir ihtiyacını karşılayacak miktara yükselteceğini bildirmiştir. Halen Polon-yada bulunan oğullarının da bir ekmek fabrikasını İdare ettiğini ilâve etmiştir.
Bu ailenin İbraz ettiği vesikalara göre Polonyada uzun müddet bu işlerde başarı ile çalıştığı anlaşılmaktadır.
Ancak tasfiye halinde bulunan Toprak Mahsulleri ofisinin bu fırını taksitle satmağa imkân olmadığından miLracat 3ahlblne müspet cevap verilememiştir.
Kendisine, bu parayı kredi 1le temin etmesi tavsiye olunmuştur. Müracaat sahibine göre fabrikanın satın
bahsettiler. KlınLsl «Şehrimize bir Amerikalı moda kıraliçesi geldi» diye, kimisi de t Amerikan Îzcî teşkilâtı, başkanı İstanbul'da» diye yazılar yazdılar.
Dün sabah bir Pan Amerikan uça-ğıyle şehrimizden ayrılan bu mls3 İle evvelki gün Perapalasta konuştuk.
Buraya İki üç hafta kalmak maksadiyle gelmiş olduğunu söyliyen Miss Bctty Betz uçaktan lr.er inmez gümrük memurlarımız tarafından muayeneye tabi tutulunca fena halde sinirlenmiş ve derhal Tİirklyeyi terket-meğe karar vermiş. Bu ne saygısızlık (!) Hiç yabancı bir misafirin bavulları karıştırılır mı imiş? Üstelik bizim gümrükçüler mîss'ln bavullarında gördükleri paket paket, cins cins hediye ve oyuncaktan gümrük resmi istemeğe kalkmışlar. Bıı (Ja yetmiyormuş gibi, kendisini Yeşilköy hava meydanında saatlerce bekletmişler. Bunun üzerine bizim mlss’in âsabl bozulmuş:
c— Vay, benim bavullarım» mı karıştırıyorlar; öyleyse ben de küstüm. Artık Tükiyede kalamam.» deyip derhal geri dönmeğe karar vermiş.
Döner a!,,. Fakat mesele o değil, işin enteresan tarafı şu: Meğer Miss Betty Belz. Amerikada 50 gazetenin muhabiri imiş. Bu vaka üzerine derhal kalemi eline almış ve Türkiye hakkındaki intihalarını belirten bir makale döktürmüş.
İşte Miss Betty'yl Perapalasta ziyaret ettiğim zaman kendisi bu makar lenln son rötuşlarını yapmakta idi cInternational News Service» başlıklı bir kâğıda yazılmış olan bu makalenin aşağı yukarı hulâsası şu:
«Sevgili okuyucularım;
Si2e bu mektubu Turhan beyin ve Türk hamamlarının diyarından yazıyorum. Eskiden Türklerln mücevherlerle kaplı, urun etekli elbiselerle süslü saraylarda gezdikleri şehirdeyim. Burada her şey bana yabancı. Fakat r r ,
[Sabah gazeteleri ne diyor?)
arasıra Benny Goodman veya Tomy Dorsey'in sesleri kulağıma çalmıyor ve derhal bir yakınlık hissediyorum.
Size gümrükte başıma gelenlerden bahsedeyim. Ben meğer bir sakız kaçakçısı imlşlm. Türk çocuklarına dağıtmak üzere çiklet getirmiştim. Bunlar gümrükçülerin çok tuhaflarına gitti. Pala bıyıklı, şişman bir adam çantamı açtı. Beni polise götürdüler ve tam beş buçıık saat gümrükte bekletildim.
Bu da demokrasinin bir çeşidi diye düşünüyorum.
Sefarette çalışanlardan birinin kızı:
«— Benim de başıma böyle şeyler gelmişti.» dedi.
Fakat biltün bunlara rağmen İstanbul gayet güzel ve cezbedlcl bir şehirdir.»
Ya. işte böyle. Amerikalı Miss Bet-ty’nln İntibaları bunlar. Küçük hanımı fena halde gücendirmişiz. Su gümrükleri bir kaldırsak da misafirlerimizin rahatlarını kaçırmasak ne İyi olacak değil mi? _
Hıfzı TOPUZ
Vilâyet v? Belediyenin. paLlayıcı madde yapan ve salan fabrika ve müeseselerln şehir dışına çıkarılmasına karar verdiğin! yazmıştık. Bu kararın tatbikine başlanmıştır. Belediye zabıtası talimatnamesine göre, lutıışucu maddeler ' yapan ve salan fabrika ve müeseseler şehir dışında ve şehrin umumi yollarına nazaran eıı az üç kilometre uzakta bulunacaklardır.
Belediye, talimatnamenin bu maddesini tatbik etmek üzere şehir İçinde bulunan bütün bu gibi yerleri tes-bit etmeğe başlamıştır. Bu vaziyette bulunan resmi fabrika ve müessese-lerin şehir hududu dışına çıkarılması için Millî Savunma ve Ekonomi Bakanlıkları nezdinde teşebbüste bulunmuştur.
Hususi miiesseselertn de aynı karara tâbi tutulmaları maksadiyle kaymakamlar faaliyete geçmişlerdir. Belediyenin göstereceği şehir dışındaki mmtakalara kısa bir zamanda nakle-dilmedlklerl takdirde bunların faaliyetine nihayet verilecektir. Şehir dışına çıkarılacak müesseseler içinde tülün depoları da vaTdır
Bundan başka şehir içinde eski ahşap konaklarda bulunan leyli mektep ve talebe yurdlarmın vaziyetleri dikkati çekmiştir. Bundan bir kaç sene evvel ahşap binalarda bulunan leylî mekteplerle talebe yurdlarmın da yangın korunma tertibatı olan kagir binalara nakledilmeleri Şehir Meclisinde bahis mevzuu olmuştu. Fakat o zaman bu kabil miiesseselerl İçine alacak binaların ihtiyacı karşılayacak miktarda bulunmaması, bunlar hakkında bir karar verilmesine mâni teşkil etmişti. Son senelerde yeni inşaat doiayısiyle bina tedarikindeki güçlük kısmen azaldığından ahşap binalarda bulunan leyli mekteplerle talebe yurdlarmın da bu gibi binalarda kalmaları muvafık görülmemiştir.
Bu itibarla şehir içindeki tehlikeli fabrika ve müeseselerln şehir dışına çıkarılmalarını müteakip leyli mekteplerle talebe yurdlarmın da kagir binalara taşınmaları temin edilecek ve leyli mekteplerle talebe yurdları idarelerine tebligat yapılacaktır.
Din ve hukuk
Hukuk fakültesinin eski dekanı Ord. Pror. Hıfzı Velılet, CUMHURİYET* t e yazdığı bir makalede din ve hukuk kaidelerinin karşılıklı münasebetini incelemektedir.
Profesör, yazısının başında oSon aylarda yurdumuzda din meselesinin oldukça geniş ölçüde bahis mevzuu» olduğunu belirttikten sonra şöyle demektedir: :
! Son zamanlarda dinin ticarete ve , siyasete Met edilmesi gibi bir tehlike seziyorum. Bir gün gelip, bazı kimselerin kendi akidelerine uygun gel-ınlyen fikir sahiplerini, eski devirlerde olduğu gibi, küfürle 1i ham edecek ' derecede ileri eritmelerinden de kor-■ kuyorum. Şurada burada ve hattâ ı Meclis içinde duyulan Arapça ezanlar alınması ve İşletilmesi İçin bir milyon ı bana, başlamak üzere bulunan bir İkaya İhtiyaç vardır. Fırının noksan hastalığın İlk arazı geliyor.
haille flatl 630 bin Uradır. Ofisin tas-j Din bir devlet işi değil, bir vicdan fiye işi mayıs ayı sonuna kadar İkmal jşiçur. Nerede devlet ferdlerln dlıı Iş-ediiecekllr. heriyle nıeşgut olmuş ve bunu nlzarn-
AKİSLER
İktisadî devletçilik
Ticaret ve İktisat Bakanının on beş • giine sığdırdığı son seyahatinde ot-( dukça geniş b!r sahaya dağıh sanayi ‘ ve maatlln tesislerinde yaptığı tetkiklerin neticelerini gazetelerde çıkan ‘ beyanatından öğıcndlk.
I Bu beyanata göre kendileri, Sümer-bankın, Hereke, Def tartlar, Bakırköy, , Kayseri, Malatya, Nazilli ve İzmir ’ fabrikalarının İstanbul'da kurulu İplik ve Dokuma miiessese*ri tarafından tekelden İdare edilmesi şeklini
1 iktisadi prensiplere aykırı bulmuşlar 1 ve her fabrikanın kendi işinin hukuki ve iktisadi neticelerinden mesul olması, müspet veriminden faydolan-
1 ması icabettiği kanaatine varmışlar Ve bu kanaatlerini Sümer bank İdare Meclisine bildirmişler.
Biz fabrikaların gruplaşma suretllc toplu mu, yoksa müstakil idare siste-’ mine mi tâbi tutulmaları lâzım geldiğini münkışa edecek değiliz- Üze-, rinde durmak istediğimiz nokta, böyle , teferruata değil, daha ziyade esxsa taallûk eder.
Hepimiz hatırlarız ki bahis mevzuu fabrikalar evvelce doğrudan doğruya Sümerbanka karşı mesul müstakil bl-
rer idareye tâbi iken, günün birinde bu İdare tara mahzurlu görülerek gruplaştırma yoltına gidildi. Ve o zaman da bu değişikliğin ekonomik ve teknik icaplara uygun olduğu iddia edildi*
Şimdi ise bu tarzın iktisadi prensiplere uygun görülmediği vc fabrikaların müstakil İdare sistemine tâbi tutulacakları söyleniyor.
Bu iki wt İddianın, muhtelif zamanlarda aynı malıaın tarafından serdediimiş olmasını ve her ikisinin de kolaylıkla tatbik mevkiine konulabilir esiiıî biz hangi «iktisadi prensipler-. le telif edeceğimizi bilemiyoruz!
Eğer -şimdiki iddia doğru ise evvelki karar yanlıştı, yak o doğru İdi İse şimdiki iddia isabetsiz. oluyor demektir!
Bize öyle geliyor İd iktisadi devletçiliği lüzumlu ve faydalı görüyorsak, herşeyden evvel onu indi mülâhazaların ve fevri kararların zararlı sarsıntılarından korumak zorundayız!
lamağa kalkışmış ise, orada bir huzursuzluk başlamışı,ir. Çünkü öyle yerlerde, zamanla ,dln siyasete ve netice İtibariyle de şahsi menfaate âlet edilmiş, taassup hâkim olmuştur.,
Profesör bundan sonra, tatili bo-yunca hukukun dinden ayrılması ve tamamen müstakil bîr varlık kazanmasının uzun bir mücadele neticesi olduğunu belirterek bugün arlık bu iki varlığın ayrı ayrı sahaları olduğunu beyan etmekte ve memleketimizde de dinle hukukun tamamen ayrıldığını belirterek şöyle demektedir;
Hülâsa memleketimizde din kaideleri artık ferdler arasındaki hukuki münasebetleri nizamiayan kaideler mefhumu içinden çıkmıştır; bunlar sadece Alialıla ferd arasındaki münasebetleri nizamiayan mukaddes kaidelerdir. Medeni kanunun 26Ö ncİ maddesine göre, bugün Türklyede '■reşit (yatıl 18 yaşım dolduran kimse) dinini lntihabçla hürdür.» Buna vicdan hürriyeti derler. İnsanları dine kazanmanın yolu tehdit ve tevkif değil, tedris ve iknadır.
*
İyiye doğru
Alıınet Emin Yalman bugünkü makalesinde İstanbul D, P. kongresinin çok ümit verici bir hava İçinde başladığını belirterek şöyle demektedir:
İstanbul Demokrat kongresinin İlk ; günkil müzakereleri, derlenip toplanmak ve beliren yaraları daha zl-' vade açarak verde kanamak l-tflrinth.
TASHİH: Merhum doktor Aitti Mulıtar batkındaki yatımda «kadirnajınaalıls» kall-rn«l yanlıoUJsIa «kadlrftneaUk» olura !c d'ril-mijur, önir dileriz,
Bir cerrahımız İtalyan Cerrahî Birliği azalı gına seçildi
Türk Cerrahi cemiyeti başkanı operatör Dr. Feridun Evrensel İtalya cerrahi birliği raportör âzalığına seçilmiştir. Uzun senelerdir memleket içindeki İlmî çalışmalariyle kendisini milli hudutlar dışında da bu suretle tanıtmağa muvaffak olan değerli cerrahımızı tebrik ederiz.

Vedat örfi’nin 30 uncu sanat yıldönümü
Rejisör Vedat Örfi’nin 30 uncu sanat yıldönümünü kutlamak üzere tertiplenen büyük gala, bu akşam Ses Tiyatrosunda verilecektir. Maruf solistlerimiz ve bütün temsil gruplan programda yer almışlardır.
r

Şu tarihleri belleyiniz:
31 Mart 1949
akşamına kadar açdnuş olan en az 50 lira bakiyell ÇOCUK HESAPLARI

21 Nisan 1949
yade açacak yerde kapamak istidadı-I nı göstermektedir. Buna sevinmek' lâzımdır. Çünkü İstanbul gibi bir' merkezdeki Demokrat Parti teşkllâ-! tının, şahsi his ve ihtiraslar:; miişte-' rek gayelerin ve sıkı tesanüt ihtlya-1 cinin üstünde tutması, en ümitli biri zamanda dâvayı geriletmek ve parti, umumi kongresinde iptidadan bir huzursuzluk havası hazırlamak gibi bir tesir gösterebilirdi.

Hakikî kaza ve kader kurbanları
Selim Kagıb Emeç SON PüSTA'da-; kİ yazısında memlekette bir umumi af ilânına ihtiyaç olduğunu, son aylarda bu meselenin defalarca ele alınmasının ve basının da bu mevzuj üzerimle İsrarla durmasının umumiı af meselesinin İncelenmeğe değer bir dana getirdiği neticelerden Uımaınile mevzu olduğunu ispat etliğini belirt- kendilerini mesul sııyaraıyacağmuz tikten sonra şöyle demektedir: 'bir takım da affa müstahak İnsanlar
Bana göre, ortada, hiç olmazsa. vardır kİ asıl kaza ve kader kurbanlardı bir arfı zaruri kılan belli başlı lan bunlardır. Böylelerlnl ihmal et-bir sebep vardır ve bu sebebin mey-[meye hakkıma yoktur.
tarihindeki Çocuk Hesaplan özel ikramiye çekilişine katılacaklardır.
En nz 350 Ura bakiyeli tasarruf hesapları tein
1 Haziran 1949

tarihindeki İkramiye çekilişine hazırlanınız. Bu çekilişle büyük İkramiye; İstanbul'da müstesna bir EV
Türkiye îş Bankası

İSTANBUL HAYATI
Endeksin rakamları
Benzin fiatinin artması bahanesiyle taksi ücretlerine, şeker fiatinin yükseldiği ileri sürülerek çav, kahve fiatlerine zam yapıldı.
Tatlıcılar, berberler, hamamcılar. bilmem neciler de Belediyenin eşiklerini aşındırıyorlar, zam istiyorlar.
Birkaç gün evvel gazetelerde gördüm: berberler, üçüncü sınıl bir berberin senede altı bin lira masraf ettiğini, buna mukabil dört bin sekiz yüz üç lira kazandığım, bu suretle her sene hin üç yüz lira açık verdiğini iddia ediyorlarmış.
Bu ne fedakârlıktır, bu ne feragattir, a dostlar? Üçüncü sınıl berber, ayda yüz liradan da fazla bir zararı göze alıyor; «Aman, hemşerilerimi berbersiz bırakmayayım, tıraştan mahrum kalmasınlar» diyerek Allah rızası için çalışıyor. Berber dükkânı değil, hayır derneği!
Zararının sebebini sorarsanız cevabını bir nefeste okuyuverir:
«— Efendim, yiyecek pahalı* laştı, içecek pahalılaştı, giyecek pahalılaştı. cv kiraları yüksek, lıayat günden güne zorlaşıyor. Görmiiyir musunuz, devlet bile kendi sattığı şeylere zam yapıyor. Bizim ile kazancumz artmazsa nasıl geçineceğiz?»
Şu cevap karşısında akan sular duruyor. Hayat pahalılığı arttıkça esnaf da kazancının ar t m asım istiyecek tabi. İstiyor ve yaptırıyor. Dilekleri kabul edilmese de onlar kendi kendilerine istedikleri kadar zam yapıyorlar. Ariyan, soran, alâkadar olan yok. Bir hânı yağmadır gidiyir.
Hayat pahalılığı arttıkça tüccar ve esnafın kazancı da muvazi olarak mütemdiyen yükseliyor ve bu yükseliş, alâkalı makamlarca haklı görülüyor. Meselâ bina kiralan bahsinde; «Malzeme fiat-leri, işçi ücretleri yükselmiştir,, binaenaleyh yeni yapılan binaların kira bedelleri elbette yüksek olacaktır» deniliyor.
İşin bu tarafı mantığa uyuyor, fakat bunun mantığa da, akla da. iz ana da uymıyan bir tarafı dha var. Kazancını pahalılık seviyesine uydurabilen bir zümre, geçim darlığından katiyen müteessir olmuyor, umursamıyor, hattâ alâkadar olması icab eden makamların alâkasızlığını fırsat bilerek kazancını kat kat arttırıyor, umumi geçim seviyesini de kendi ardısıra sürükleyip götürüyor.
Fakat beri yanda orta halli memur vc sabit gelirli halk kütleleri pahalılık ejderinin pençesinde e-ziliyorlar, ıstırapları günden güne artıyor.
Geçenlerde İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası, 1938 ve 1948 seneleri arasında hayat pahalılığı farklarını rakamlarla gösteren on yıllık bir istatistik neşretti- Bu resmî istatistik, un sene zarfında hayat pahalılığının umumi olarak dört buçtık misli arttığını ve bu arada birçok maddelerin yükseliş seviyesi yüzde 558 nispetine vardığını bildiriyor.
Bir yandan bu yükseliş devana ederken, diğer taraftan paramızın satın alma kabiliyetinin dört buçk misli düştüğünü de gene bu resmî endeks yazıyor.
Şu rakamlar, orta halli memur ve orta sınıf halk kütlesinin çektiği geçim sıkıntısının derecesini gösteriyor.
Ya kazancı ortadan daha aşağı seviyede olanlar?
Yapılan hesaplara nazaran 1919 yılında hayat daha çok pa-hahlaşacakmış, malî ve iktisadi çevreler endişe ediyorlarmış.
Evet amma kuru endişe İle iş bilmiyor ki. Bu gidişin sonu nereye varacak?
Bu sürekli endişeleri önlemek için neler düşünülüyor?
Elccvap: Hiç?!...
Cemal Refik
Created by free version of 2PDF
Ergenekon bayramı
Tilrk Kültür Çalışmaları demeğinden bildirildiğine göre, demeğin Is-tanbnlda ikinci defa tertiplediği Er-genekon bayramı 21 mart pazartesi saat 20 de Eınlnönil Halkevinde Prof. Sadrl Maksudl tarafından açılacak ve zengin bir programla kutlanacaktır.
Karasularımızda gizli balık avlayan Yunan motörü yakalandı
Çeşme 20 — Liman ağzında ve kara sularımız dahilinde gizil balık avlayan bir Yunanlı motörü mürettebatı 11e gümrük motörümüz mürettebatı arasında bir saat müsademe cereyan etmiştir. Müsademeden sonra teslim olan Yunanlı motor, Çeşme limanına getirilmiştir. 7 kişiden ibaret olan mürettebatı hakkında kanuni takibata başlanmıştır.
21 Mart 1C'9
Sr.nıfe 4
AKSAM
= TİYATRO
Müellif düşünceleri
OLAN OLDU
Evet,, olan oldu!... Bu İsimli eserim, inşallah, çarşamba akşamından itibaren Şehir Tiyatrosu Komedi kısmında temsil edilecek! Yazdığım şu Iromed! İyi midir, fena mıdır, bilmiyorum. Beğenilir mİ, boğenllmea m!? Onu da kestiremiyorum!' Eser yasıldı, prova edildi, İki Uç glln sonra da oyna nacak! Demek oluyor kİ: Olan oldu!.. Acaba filânca meclisi uzatıp bir difterini kısaltmalı mıydım? Acaba filânca şahsa daha büyük ehemmiyet vermeli miydim?... Beyhude «ualIer. lüzumsuz endişeler! . Bunları vaktHe düşünmeliydim!.. Şimdi, olan oldu!.
Olan oldu, zira bu komedi benden çıkmıştır artık: benim defindir; onu temsil edecek olan sanatkArJanndır, Benim eserini, bir çok beynr. kâğıdın Özerine dizilmiş bir çok siyah satırdan ibaretti. Sanatkâr dostlarımın her biri bu satırlardan birer şahı» çıkardılar, kendilerine mal ettiler, onu canlandırdılar ve temenni ederim kl onları uzun «aman yaşatacaklardır. Onların sayesinde kâğıtta-kl İsimler elsim oldu. Bu cisimler yaşıyor, gülüyor, hiddetleniyor, ağlıyor, seviyor, darılıyor, barışıyor? Bir kaç güne kadar sahnede, halk tarafından görülecekleri... Dedim ya... Oton oldu!
Nasıl oldu?...
19+4 senesi sonbaharından beri Fransızca olarak Hûrrem Bültenin hayatımı yazmaktayım. Bon derece tevki! olmakla beraber uzun re yorucu bir işi... Bir aralık bira* dinlenmek, biraz İstirahat etmek ihtiyacını hissettim Saray intrikalann-dan, kanlı facialarından bir müddet ««aklaşmak İçin hatif bir komedi yazmağı dflfilndiim. Böyltce, yorgun-Itrftumu gidermek, hoş vakitler geçirmek ve bu hoş vakitleri tiyatro mtl-davlmlerile paylaşmak İçin ağır başta kalemimi bırakıp elime hafif meşrep kalemimI aldım. Böylece «Oton ®ldu> meydana geldi. Bu komedi, olgunluk çağımda bir teneffüsten başka bir şef değildir.
Günlük meşguliyetlerinden, düşüncelerinden tamamen sıynlabilmek için bir çoklan bilmeceler, bulmacalar hallederler, marangozluk, saatçilik gibi el işleri yaparlar, Ben bir komedi yazdan. Fakat bu komedinin beni ve seyircilerini İyice avutabilmesi İçin bir çok çark, dişli, zemberek, vida, yiv ve saireden müteşekkil bir makine gibi girift, f örün üş t e karışık olmasını arzu ettim. Böylece makineyi imal ettim, kurdum. Acaba IşUyecek mİ?... Bunu kimse bilemez!.. Tiyatro o kader actp bir mimardır MI...
Tlyatrol.. Tiyatro hflnmM. tiyatro aşkı!... Bunlara kapılan... Hatır-fcyorum. Bir gün dostum Behzat Bu taka bir daha tiyatro eseri yaznıı-yaçagımı söylemiştim. Zekâ dolu göalfrile bana İyice bakarak gülünı-■edl ve dedi ki: «Yemin ederim ki yazacaksın; tiyatro tedavisi mümkün otamyan bir illettir. Bir kere tutuldun mu bitti! Göreceksin!..» Beh-■adın hakkı varmış!...
On İH m neden beri Şehir Tiyatrosuna eser vermemiştim I şimdi yine tiyatro hummasına tutuldum; bu sebepten dolayı da âdeta gençleştim. 1949 da (Olan oldu) İçin 1932 de temsil edilen Hk eserimiz (Üç saat) de duyduğum heyecanı duymaktayım. Tiyatronun sihirli kuvveti!...
Bu notlan iki prova arasındaki bir kaç dakikalık istirahat zamanın-
da karalıyorum. Tiyatronun softuk loşluğu İçinde, nâçiz muhayyelemden doğmuş olBn şahısların, mümassiHe-rlmln sanatı sayesinde her gün biraz daha canlandığına şahit oluyorum. Ne saadeti...
Bu saadeti Muhsin Ertuğrula borçluyum. Bundan dolayı da kendisine karşı mlnnottaruh. Eserinin provalarında bulunmak bizde pek s« müellifin müyesser olduğu bir bahtiyarlıktır, Bana karşı dostluğu ve İtimadı Muhsin'i daha İleriye götürmüştür. (Olan oldu) yu sahneye koymak vazifesini bana tevdi eyledi. Böylece eserimin nasıl canlandığını yaklnen görebiliyorum.
Muhsin Erluftrul'un Iûtufk&r dostluğu bununla da kalmadı. Komedimde rol almalarını arzu ettiğim «anat-kftrlaruı hepsine — Dram kısmında kendilerine başka roller verilmiş olduğu halde — Komedi kısmına geçmelerine müsaade etti- Bu sayede HiHeyln Kemal Görmen Te Mahmut Moral gibi tiyatromuzun en büyük »anatkArlarmm eserimde rol aldıklarını görmek zevkini duymaktayım.
Dalma yorucu Te sinirleri yıpratıcı olan provalarda Hüseyin Kemalle Mahmud'un gösterdikler! sonsuz ha-tırşınaahftı, birader a ııe nezaket, yorulmak bilmeyen neşe içerisinde inkişaf eden sa’yil gayretleri beni kendilerine bir kat daha bağladığı gibi, sanatkâr kudretleri de hayranlığımı c nispette arttırmıştır.
Kemal. unutulmaz Cyranomuz, Kemal, lOlan oldu) da müthiş bir adam olarak görünecektir. Mahmut, emsalsiz Mahmut da »İlik. biçare bir İnsana bir can bahsetmektedir. Bir-blrile muazzam bir tezat teşkil eden, bu İki şahsın ne büyük bir sanatla yaşadıklarını görmek müellif İçin unutulmaz bir saadettir.
(Olan oldu) Şehir Tiyatrosunda temsil edilen eekirlncl telif eserimdir. Bunlara iki tercüme eser İlâve edersek. bu tiyatronun ilânlarında ismim on defa yazılmış olacaktır. Bu on e-terde de Bedla. bilhassa kendisi için yrmış olduğum roller! kabul etmek, ve onları hayranı olduğum sanatiyie kıymetlendirmek lûtfcnda bulunmuştur. Bu onuncu eserde Bedla... Hayır. Bedlanııı (Ola.) oldu) da naili görüneceğini löylcmlyeceğlm; rira henüz perde açılmadı.
Bütün bu provalar esnasında Şaziye Moral İle Perihan Yenal'ln neşeleri, gayretleri, tebessümleri, yılmak b İlmiyen gayretleri, müellifin en gizli niyetini bir anda anlamak kabiliyeti ve o anlayışı İfadedeki sanat kudretleri bende »Ulnmra hâtıralar bırakacaktır.
Kaderin garip cilvelerinin bir! de şimdiye kadar Mehmet Karaca ve Yaşar Özöoy gibi son derece kıymetli sanatkârlarla teşriki mesai etmek saadetinden mahrum ka İmamdır. Halbuki onlar bu hanın hancısı, ben de bu yolun yolcusu İkan buluşmamız lirim gelmez miydi? Bu saadete ancak (Olan oldu) İle erişebildim. En büyük arzum her İkisiyle daha sıkı bir İş birliği temin etmektir. Bu komedide İki fevkalâde mümessil. İki yeni dost e-dlnnılş oldum. Bütün kalbimle temenni ederini W... istikbali şimdilik düşünmlyellm!...
Genç ve glkcl Gülistan Denk! de İlk defa olarak bir eserimde göreceğim. (Olan oldu) nun saf. masum genç kızını ne mükemmel surette yaşatacak!... Saflıktan, masumluktan
r
KISKANÇLIK
Sazan: ALPlfONSl' OACDET * Türkçesl: MFBRCRE ALEVOE
- Tefrika No. 35
Rositıe Chuchln tarafından, «müntehim kocanın» tasavvurlarını, «onra fla kuzin hanınım teşrifini öğrenmiş, bu yilzden Rtçhard'uı ancak akşam •kspreslyle yola çıkacağını hesap-hyarak, daha atik davranıp, birkaç eaat evvel trene atlamak sayesinde, •firari sevdalılara i — iş işten geçmeden — vaziyeti bildirebileceğini ummuştu.
Nasıl davranacağım, yüzünü gözünü nasıl buruşturup ekşiteceğini, hil-KL$a yapacağı bütün numaraları tasarlayıp hazırlamıştı.
Prensi palaspandıras Mavi - Beyaz - Kırmızı'ya bindirmek, hanımı postu edip karadan sürümc-k, böylelikle de nihayet ayrı düşecek «evda-hların arasına fiti, yalanı sokup, yeniden birleşmelerini İmkânsız bir hale getirmek İçin, hep İlk dakikanın şaşkınlığından, telâsından istifade clm gi1 bakacaktı? _
Batı ve Kuzey
Atlantik ittifakları
Ingiliz milletler camiasının temayülü — Amerika’daki yeni cereyanlar
Tanınmış Ingiliz muharriri Donaid McLachlan yazıyor: Batı âleminde teşekkül eder gibi görünen müteaddit gruplaşmaların çokluğu birçok kimseleri şaşırtmakta ve müphem endişelere şevket m ektedir. Balı İttifakı. Atlantik ittifakı, Kuzsy Atlantik Paktı ve Brüksel Pnktı gibi İsimler duymaktayız; ayrıca nıaJıalU paktlar ve Ingiliz imparatorluğu cim lasına dair lınberler de duymaktayız. Birçoklarımızın zihninde şu sual canlanmaktadır: Bütün bu andtoşmaJar arasındaki münasebet nedir? Bu and i aşmalardan hangileri daha önemli ve hangileri nispeten daha önemsizdir?
Tereddütle düşenleri gayet İyi anlamaktayız, Avrupai) polltikacıları-muı arasında, rumuz ve İsimlerden müteşekkil yeni yeni kombinezonlar Icadetmek suretiyle herkesin hoşuna gitmeğe çalışmak hususunda bir cereyan mevcuttur. Bundan başka, be) kemiği, eti veya herhangi bir adalesi bulunmayan siyasi devler yaratmağa çalışmak hususunda da bir cereyan mevcuttur. Fakat, 1945 - 1947 nln korku ve gerginlik devresini hatırlı-yanlar İçin bu cereyanların hikmeti kolaylıkla kavranacak mahiyette ve tabiidir. O devirde görünürde Batı Avrupa birdenbire uyanmış ve karşısında. hayatını tehdit eden bir canavarın dikildiğini görmüştür. Harb-den sonra muhtaç olduğu istirahat lçlndo hâlâ yarı uykuda olan Batı Avrupa o «aman kendisini hem zayıf ve hem yardımcısız hissetmekte İdi. O zaman canavarı korkutup kaçırmağa çalışmak İçin dualar ve âyinlere başlamıştır. İşle blzlerl hâlâ endişeye düşürüp şaşırtan rumuz ve isimlerin bazıları o devirden kalmadır.
Fakat 1948 yılının sonlarına doğru artık bu şeyler hakkında tamimiyle açık konuşulabilir. Baıı Avrupa şimdi zihniyet itibariyle ve dostları bakımından kâfi derecede kudretli olup, henüz pek yakınlara kadar hem zayıf ve hem de korku İçinde bulunduğunu İtiraf edebilir. Bu İsimler ve gTupların da arkasında bir kudret ı mevcuttur. Bntı Birliğinin savunma ı ve ekonomik andırışmaları temelleri atılmıştır, korşıhklı valtler ve fedakârlıklar teatisi neticesinde ltlmnd kurulmuştur, şimdi idrak etmekteyiz kl. iki şey malûm olmadan bu gelişme İmkânsızdı.
'F1""".>»!‘,ıifl,‘»,iı’,ı’"UUvK’ğjiü‘.'»;!ı.'‘lı‘îr,".’?;if!'»
çok uzak olan Atom rolünde de Me-lâhat içli cidden fevkalâdedir.
Eserin hamsim Necdet Mahfl, Kadri ögelman, şaklr Arseven, Atıf AW, Orhan Boran, Mustafa Savaşkan. Hâmil Akınlı, Ertugrul Bllda, Halûk Sarıcı ve Mümtaz Ener ne büyük bir başarı ile yaratıyorlar! Her biri Hüseyin Kemalin kurmuş olduğu makinenin birer çarhıdır. Çorlun bLrl ışle-mlyecek olsa... Fakat mükemmelen işeyeceğinden kati surette eminim. Çünkü bu sanatkârların her biri, u-fak Tolîerdfc bile büyük kabiliyetler göstermektedirler.
Etrafımda hflmmlı bir faaliyet var. Ressamlar.* dekorcular, aksesuarcılar, elektrikçiler, clblsecller, koşuşuyorlar, âtlflör gene yerine oturdu. Herkes Çizerine aldığı vazifeyi başarmak için canla, başla çalışıy.ır. Artık eser onla-, Inn malı, çocuğu oldul... Müellifin siyah satırlarla odlu kâğıtları nerede kaldı?... Bir eser canlanmaktadır!... 'Ne yapalım!,.. Olan oldu!...
F.krmı Ke;it REY
1 — Birleşik Amerikanın, uzun bir devre İçin. Doğudan gelebilecek bir taarruz karşısında Batı Avrupanın güvenliğini garanti edip etmlyeceğ’;
2 — İngiltere İmparatorluğu camiasının, Büyük Britanya tarafından Avrupah komşulara verilen taahhüt-1 ter! destekleyip desteklemiycceğl;
1948 yılının son aylan zarfında bu konulardan her ikisi belirmiştir.
Demokrat Mr. Marshall ve Cumhuriyetçi Mr. Dulles, gayrı resmi olarak, kâğıt üstünde değil. fakat muhavere sırasında, Parlste, Birleşik Amerikanın hâlen iktisadi yardım yapmakta öldüğü İler! gelen memleketlerle, böyle bir arzuyu göstermeleri halinde, bir savunma İttifak andlaşmasnıa gireceğini açıklamışlardır. Ingiliz Dominyonları Başbakanları da geçenlerde Mr. Bevln’e siyasetini tasvlb etmekte olduklarını ve bu siyaseti des-tekliyeceklorinl beyan etmişlerdir.
Birleşik Amerika ve İngiliz Camiasını bu kararı almaca şevketi en nedir? Her halde, bunun da önemli bir rol oynamış olmasına rağmen. Mr. Slalln'ln Dışişleri Bakanlığının mütecaviz ve kısa görüşlü diplomasisi değil. Başlıca Amil, son harbdeıı edinilen tecrübeler neticesinde, milletlerarası münâsebetler ölçüsünün değiştiğinin İdrak edilmiş olmasıdır. Artık hükümetler siyasi, ekonomik ve savunma meselelerini sırf milli ölçülerle değil, mahalli bir esna üzerine mütalâa etmek zorundadırlar. Modern silâhlar, modem ulaştırma, modern Llcarefc ve piyasaların bünyesi devletleri. kendilerini daha büyük ünitelerin birer kısmı olarak görmeğe zorlamıştır. Bu birliklerin hayati menfaatleri müşterek olup böyle kalması muhtemeldir. Bu ’drak bilhassa, müşterek sosyal, entelleklüel, dini ve siyasi gelenekleri olan devletler arasında kuvvetli olmuştur; hattâ Fransa ve Almanya .yibl İki eski düşman arasında bUe gelişmiştir.
Bu bakımdan, çoğu aslen AvrupalI ulan Amerikalılar ve KanadalIlar için bu mahalli teşkilât fikrini kavramak ve bunu bir realite haline sokmağa çalışmaktan daha tabii bir gelişme olabilir mi? Kuzey Atlantik paktı fikri İlk defa olarak Belçika Başbakanı M. Henrl Spaak tarafından umumi bir toplantıda zikredilmiştir. Fakat bu fikir bllahara bir Fransız - KanadalI, M. St. Laurent tarafından İngilizce bir demeçle uzun uzadıya İşlenllınlş-tlr. O zaman M. St. Laurent, Kanada Dışişleri Bakanı bulunmakta İdi. Şimdi Kanatlanın Başbakanıdır
Bu demecinde M. St, Laurent, Kanatlanın esasen, tngiliz camiası do-layıslle Büyük Brltanyayo, ve 5 vıl süreli bir savunma paktı dolay isiyle Birleşik Amerikaya bağlı bulunduğunu belirtmiştir.
Bakan, bu Kuzey Amerika nüvesinin pek tabii bir şekilde denizi aşıp, Batı Avrupa He irtibat tesis etmesi lâzım geldiğini, B3hı Avrupa beka Te refahının gerek Kanada ve gerek Birleşik Amerika İçin hayat! bir önemi haiz olduğunu beyan etmiştir.
I I
Fikir yekten muazzam bir siyasi ve asker! önem İktisap etmiştir. Son lıarbde Kanada ve Amerika, Demokratik kuvvetlerin büyük İkmal üsleri ve silâh fabrikaları rolünü oynamışlardır. Bu İki memleketin, geçen mart
(Arkası 7 nel sablfcde)
| Evvel zaman içinde |
Fakirleri siyanet için
Kış yardımları — Küfe ile ekmek taşıyanlar — Abdülhamid’in endişesi ve iradeler — Ucuzluk tedbirleri
Her hakkı mahfuzdur.
Semih Mt’MTAZ S
Rtchard efendinin gürültülü patırtılı İstasyon avlısında, birdenbire gd-rünüvermesl, bütün kararlarını, alt üst etil.
Üçüncü mevki bekleme salonunun bir köşesine gizlendi, onun arabadan atladığını, — zShlr kendi bineceği trene girmek üzere — şimendifer yoluna doğru yürüdüğünü gördü... Ey-vahlar olsun, ne yapmalı şimdi? Görünmeden vagona nasıl blnmell? Ya yolda, hele ötede, oraya varınca?...
Rlchard ansızın tekrar ortaya çık-ü, dışarıda, arabada kalmış olan kadına, tâ uzaktan küçük kırmızı bir çantayı sevine sevine' sallayıp gösteriyordu- Tekrar arabaya biniyor, kadının elinden dizgini alıyor, «kühey-lânma» şöyle kırbacın ucuyla dokunmağa bile hacet kalmaksızın, çakd döşeli Vllleneuve «Caddelkebl-rinde», sabık Uşak efendinin casus güzlerinden «Nihan» oluyordu.
Şimdi gelin de işin İçinden çıkın bakalım. Rlchard sahiden glrtlçl miydi, yoksa kuzin hanımın gelmeslle fikrini mİ değiştirmişti? Doğrusu aranılırsa: mübarekte hiç de İntikam sayıklayan, azap İçinde kıvranan bir OteTlo hail yoktu... Gara giren Paris treni, peronu titretti. Kapılar gürültüyle açıldı, çarpıldı. Haydi bakalım Lyon. Marsilya, Nice yolcuları...» Alexnndre efendi bir an tereddüt geçirdi. Sonra bıyıksız dudağını kötü bir sırıtışla kıvırdı, büktü ve önüne raslayan ilk vagona atladı.
Bilse dönüşle, en uzun yoldan gitmek arzusunu göstermişti.
Fıkır fıkır gülerek şu kerametleri savurdu:
»Hani masaldaki «Kırmızı başlıklı kız-, gibiyim ben de... Dolaşık yollan severim; kanadlılar, güz kokulular avında, insana yolunu şaşırtan sapa yerlere dalmağı severim... Kurtlan korkmak mı? Ne münasebet... «Kırmızı başlıklı kızn akıllı davranmağı bildi mi, korkudan titremek, asıl kıırt efendiye düşer!»
Günlük güneşlik havanın, hızlı hıriı araba «Örmenin, elmasları bulmak -sevincinin sarhoşluğu içinde, sahiden de gözümüzde, nar çiçeği rcı.gi başlık, çıncın öten kahkaha-
Bundan evvelki yazımın birinde «1310» senesinde İdi galiba; İstanbul soğuktan dondu; kurtlar adamlar yedi demiştim. Halicin de donduğunu bilmem söylemiş miydim? Köprü taraf) arında üzerinden geçmişlerdi. Padişahın ve paşaların ve bilcümle memurların ve Istiyenlerin verdikleri İane 11e alınan odun, kömür. ekmek, peksimet gibi şeyleri fıkaraya dağıtmak İçin ne kadar da müşkülât, çekmişlerdi. Çekmişlerdi fakat üşenmemişlerdi. Karlar, tipiler altında tevzle memur olanlar hayatlarını İstihkar etmişlerdi. Ne İyi adamlardı onlar . yambbi!.. Lâleli tevzi grupunun nasıl çalıştığı bir türlü gözümün önünden gitmiyor. İçlerinde sırtlarında küfelerle ekmek taşıyalar vardı. Çukurçeşme muhtarı olup (şimdi İsmini unuttuğum) sarıklı efendi gibi. Bu adam yalnız mahalle muhtarı değil, bir dükkânın da sahibi İdi Ve yalnız Yeşil Emir dolma yapar, bahusus evlere konaklara satardı Tereyağlan Bursadan geliyor, kendisi de oralıdır, ne Müslüman, ne doğru adamdır» der dururlar hasbeten-lUlâh adamcağızın propagandasını yaparlardı.
Biz tstanbulun Lâlelisinde ve civarındaki bazı evlerde kiracı olarak otururken b!r aürtl komşumuz ve dostumuz vardı, babamla sık sık görüşürlerdi. Hattâ her birinin bir geçer.! vardı, evlerinde toplanılırdı, hasbıhaller yapılırdı. Kış şiddetli mi? Mahalle fıkarasınt düşünürlerdi. Aralarında par* toplarlardı. Odun, kömür, hattâ büsbütün kimsesizlere «ahire «lir dağıtırlardı. Meselâ m ahali ete rintle yangın oldu mu, harlkzedeler için meşgul olurlar evlerinde yer varsa sokaklarda kolonları bir müddet için olsun ibâte ederlerdi, yani evlerinde oturturlardı.
iradeler de gelirdi
Harlkzedeler için devrin Padişahı derhal bir komisyon teşkil etmek üzere Babilâliye ve dolayıslle Şehrema-netine (Belediye) emliler verir, kendisi başt* olmak üzere İaneler verdirirdi. ikinci Abdülhamldln dertlerinden biri de fakirlerdi. Onlar kömürsûz odunsuz, ekmeksiz, hülâsa gıdasız ve ocaksız kalacak diye ödü kopardı. Bazıları, bunu halkın ayaklanmasın-' dan korktuğu için böyle yapıyor; ba-' »Inn (ia bizim halkın ki mıldannıı ya-cağinı o da bilmiyor mu. derler İdlse de hangisi doğru olursa olsun bundan fakirler müstefit olurlardı, ianelerden hisselerine düşen para İle tnehmaernken işlerini düzeltirlerdi. Hünkârın bu mcrik ve endişesini bilen vükelâ Te Babılfl.11 ricali He bilcümle memurlar ve tüccarlar ve esnaf lar da bir nevi müsabakaya çıkarla* keseleri ceblerden çıkarırlardı. Bir de. İşin mânevi tarafı vardı; hayır dua almak; malın bir de bu tarikle zekâtını vermek, üstüne de bir rütbe veya nişan almak gibi!I Gazetelerde İsimlerinin derci ve neşri glbil Hatırımda
zel müdafaa; halkı teşçl ve te-svlh ederler ve dua üstüne dua yazılar yazarak Padişaha teşekkür ve lan» verenleri teşhir ederlerdi; şöhretlen-dlrlrlerdJ demek İstiyorum.
Ucuzluk için tedbirler
O zaman içinde hemen hemen yolsuz ve şlınendlferslz memleketle nakil kolaylıkları var almamasına rağmen kış gelince etsiz ve erzaksız kalmamak için han sıkı tedbirler İttihaz ve semeresi lktllâb edilirdi. Meselâ, şehirlere mevftşl getirilmesi; gıda maddeler! flatinln yükselmelerine meydan ve İmkân verilmemesi; vezinlere dikkat edilerek bir de turta hırsızlığına göz yumuîmaması gibi ki bu sayede şehirler ve kasabalar etsiz, pirlnçslz, yağsız hattâ hariçten gelmelerine rağmen şekersiz, kahvesi! kalmaz; hele sebze sıkıntısı namında bir muthlke (!) asla gözlere çarpmaz! hayretlerle müterafıl: heyecamar İçinde kalblerl çarptırmazdı. İşte bu dikkatlerle doğurdukları kolaylıklar ve bereketler suyu hürmetine 1(3» ki Dkarayı düşünüp himaye edebilmek keyfiyeti kolay; fakirin de kendini koruyabilmesi Işı daha az zahm-tslz oluyordu. Ralü vakti yerinde olanlarda fıkarayı korumak kaygısı, fıka-a-da da derdini anlatmak İçin baş vn-racagı İnsanlara karşı emniyet •- -. dı evvel zaman İçinde.
________________ S. M. S*
İsveç, ikinci Rus nota :u da reddetti
Btokholm 19 (A.A.) — (B.Y.U.M •: İsveç Dışişleri Bakanlığı, Sovyetler Birliğinin » mart tarihli notasına verdiği cevapta, İsveç polisinin, Ballık menşeli Sovyet tebaasına, memleketlerine dönmelerine mâni olmak İçin baskı İcra ettiği hnkkmdak! iddialarının hiç bir esasa dayanmadığını belirtmekte ve îsveçtekl Sovyet Büyükelçtilftinln bu hususta bu kadar fena malûmat edinmiş olmasına teessüf etmektedir-
ATLAS — -
Tiyatrosunda
Bu akşam 9 da Jenn Bertrand Takdim Eder
KOMEDİ FRANSEZ
Sosyeterlçrİ
MAR.İE VENTVRA
JEAN MARTİNEÜİ ve arkadaşları tarafından RAClNE’In şaheseri PHED^E
S ptrdt A serisi
yanlış kalmamışsa harlkzedeler İçin bir defa da pul bastırılmıştı. Tıpkı Giril muhacirleri Jçln yapıldığı gibi. Ahmet Cevdet bey İkdamında, Müı-ran efendi Sabahında, Ahmet Mithat efendinin biraderi ve birinci daire! belediye müdürü Cevdet bey Tercümanı Hakkatte İane dâvasını pek gü-
Istanbul Belediyesi Şehir Tiyat
Komedi kısmı
saat 20 de t* A T D O S
Created bv free version of 2PDF

rosu
Yazan: Cevad Fehmi Başkut
larla canlandırdığımız meşhur masal kahramanını: Kırmızı hotozlu küçük kızı! «Chaperon-Roug^u» hatırlatıyordu.
Yerfls boyundan, Watteau’nun fırça sıııa lâyık lâciverdim! renklere bürünmüş, gölgelene gölgelene uyuyan ırmak kıyısından; beyaz yolun kavurucu sıcaklığı İle hiç de uyuşnııyan serin, ferah yüzlü, yeşil bayırlar arasından gidiyorlardı. «Varda! Vardal» Köy yollarını, ağır aksak pazar gezintileri He tıkayan Parisli aileler, hızlı hızlı sürülen boghey'ln önünden telâşla kaçılıyorlardı.
Âdeta gülünç çeşitlere kaçan küçük kuleler, balkonlar takıp takıştırmış, çini veya nuga şekeri pembesinden çakıl süslere bulanmış mlni-mlnnacık köşklerin pencerelerinden, meraklı siluetler sarkıyordu. Arabanın tepesinden, onlara tebessümler saçan şu iç açıcı yosmanın geçişini seyrederken, can «ıkıntısı He, yorgunlukla donuklaşmış bütün bu yüzler», bir neşelenme ışıltısının,, bir sempati duygusunun yayıldığını Rlchard seziyor, larke diyordu.
Ya genç kadının yanı başında oturan; bacaklarına omuzuna sürtünen, canlı, oynak vücudun tatlı sıcaklığını, bıcır bıcır konuşurken nefesinin, çırpınıp uçuşurken, buklelerinin sal-
dığı çiçek kokusunu duyan erkek, bu tebessümün büyüleyici cazibesinden, nasıl kaçınabilir, kendini nasıl koruyabilirdi?
Her saniye: Gûya elinden kamçıyı, dizginleri almak içlh, çıplak kolunun yumuk, yumuşak tombullukları ile yanağını okşuyor: yahut da bir çimenliğin ortasındaki ulu manolya ağacını, kendilerini «uyun akıntısına vermiş filo halinde giden san sarı ördek yavrularını göstermek İçin eğiliyor... Erkeğin gözlerine dolgun, beyaz bir gerdanı saran elbisenin ne de açık bırakılmış yaka yerini yaklaştırıyor, iyice yaklaştırıyordu. Bu dişilik taşkınlıkları, — pek farkında olmadan — Rlchard'ı keyiflendiriyor, gergin sinirlerine, »anki ılık bir rahatlık veriyordu.
Büyük yolun uğrayıp geçtiği Yöres köyüne gidince, arabayı yavaşlatmak lâzım geldi. Daha uzaktan, lâterna. davul dümbelek, borazan «eşlerHe, kızartma kokularile kendini belli eden köy yortusu, yolun iki yanına barakaları, tahta atları [1J sıralanmıştı.
Araba, kalabalığa dalarak, — ilerlendikçe daha sıkış sıkış bir hal alan — insan »eli tarafından İtilip yiiTütülüyormuşcasına ağır ağır, pek fıstıki makam gidiyordu.
«Nasılsın bakalım Eugene ağa? Yeni evliler ne âlemde?»
Fenlgan’ın bu suali üstüne, bog-hey’ln yanı sıra yürüyen, omuz başı arabanın oturhıa yerine kadar varan, çam yarması Eugene, Santecoeur — namı diğer «Kızıl Derili Hintli > — kafasını çevirip, yuvarlak biçimli, kolcu çavuşu kasketinin altından, morumsu, üzgün, koca suratım gösterdi.
«Eyvallah mösyö Rlchard... eh İşte, fena değiliz, çocuklar da iyi. Sade bir zorumuz var... oğlan askerde... ne ise yakında dönüyor... gelinin bekçiliği gayri bütün bütün bana kaldı... her vakit de kolay olmuygr. Bugün yemekte, kocasının arkadaşları vardı. Bayram yerini göstereceğim diye tutturdu... Tövbelerolsuni Ben-» de de hal kalmamış, çöktük, İhtiyarladık artık...»
Kasketinin içinden renkli bir mendil çıkardı; ortasından, haşin sert m&nah derin bir çizginin, geçtiği, terli almnı sildi. Sonra da koca boyu He kalabalığın tepesinden, birdenbire etrafa bakmağa, aranmağa bşldı.
[11 üzerinden atlanarak Jlnıaa^ilk hüneri göstermeğe yarayan, dürt ayaklı, al taklidi, bir ıu'5no.
(Arkacı vat)
Karnaval bu sene pek sessiz sedasız geçti
Eski karnavallar, karnaval zamanı Beyoğlu caddesinin manzarası

Birlejik Amerikada plastik endüstrisi
Gazinolarda ince saz takımı — Kı, ortasında bahçelere rağbet edenler — Bir gazino halkına ikram eden maskeli hovarda bir kadın!
Birkaç sene evvelki karnavallarda sık sık görülen karnaval truplarından biri
Nice İn karnavalı bu sene çok parlat olmuş. Karnaval alayını seyretmek için şehre 50 bin kJ?i gelmiş Bu münasebetle çiçcır muharebeleri yapılmış, meydanlarda dansedllmlş... Fransa gazeteleri bu hususta tafsilât verirken gelecek sene daha büyük ölçüde şenlikler yapılacağını, bütün yaz hazırlıklara devanı edileceğini yazıyorlar.
Bıı haberleri okuyunca kendi kendime;
— Yaaa... Demek karnaval gelmiş gitmiş de haberimi». ohn*mışl... dedim.
Karnavalın bu senekl kadar «essiz sodasız gelip geçtiğin! hiç hatırlamıyorum. Karnaval yaklaşınca bir zamanlar derhal tertibat alınır, değil yalnız Galata da YûksekkaJ dır unda; Bcyoğlunda İstiklâl caddesinde bile birçok dükkânlarda maskeler, dominolar göze çarparda. Kadıköyünde, hattâ İstanbulini bazı semtlerinde maske satan dükkânlara Taşlanırdı.
Karnaval gelince sokaklarda nk sık maskelilerle karşılaşılırdı, tik iki hafta ekseriyetle cuma ve pazar günleri, son harta her gün. her akşam.., Bilhassa üçüBtü pazar günü Beyoğlu sokularında maskelilerden geçilmezdi. Karnavala veda edileceği İçin mümkün olduğu kadar çok eğlenmeğe gayret edilirdi Balolar, eğlence yerleri, ince saz çalan gazinolar sabaha kadar işler dururdu.
Ertesi gün Taiavla (Kurtuluş! panayırı vardı. Bütün gece uyumıyan maskeliler buraya giderler, akşama kadar eğlenirler, karnaval bu suretle »ona ererdi...
İnce sazlar
Beyoğlu caddesi, karnaval gelince baştan başa bir eğlence yeri halini alırdı Bütün gazinolar birer İnce saz tedarik ederlerdi. En ziyade rağbet bulan Taksimdeki Eptalofos gazinosu İdi Bu gazinonun Kapalı kısmı şimdikinden genişti. Dipte bir sahne, salisede kalabalık bir raz heyeti bulunurdu. Fakat sazın adamakıllı /asıl yapmasına İmkân yoktu. Dört bir taraftan gelen maskeliler, bir parça keyif olunca, saz heyetine meselâ:
— Ehil aşkın», sizde yok mu?
Derler, bir Mecidiye atarlardı. En kenarda oturan ve atılan paraları mahir bir avcı gibi yakalamak vazifesi olan çalgım Mecidiyeyi kapar kapmaz, saz derhal İstenilen şarkıyı çalmağa başlardı. Amma uşşak faslında iken birdenbire Kürdiye geçmek lâzımmış, buna kimse ehemmiyet vermezdi. Saz heyeti ir,ta esas Mecidiye, dini i.v enler için de lıer hangi bir şarkı veya oyun İra vasi İdil,..
Esasen o zaman sazlar şarkıdan ziyade oyun havası çalarlardı. Oyun havasını Istlyen Mecidiyeyi atar, saz çalarken yanındaki maskeli kadın kalkarak oynamağa başlardı. Oyuna bozan başka kadınlar da İştirak eder, saz heyetinin önündeki açıklık âdr'i bir tiyatro sahnesi halini alırdı. Bu oyunu herkes seyrederdi. Hâdise çıkması pek nadirdi. Kafaları dumar.la-nan|:ır bile uslu uslu oturmağı bilirlerdi.
Yalnız. Beyoğlu caddesindeki gazinolarda, balolarda değil, şehrin merkezinden uzak pahçelerde bile birer İnce saz takımı bulunurdu.
Odeon baloları
Sahnede bir orkestra çalar, seyirdi er localarda otururlar, parterde dans e-dllirdi. Fuayede daima en güzide sos heyetlerinden biri bulunurdu. Binada da, gazinolarda olduğu gibi, sık sık bir fasıldan diğerine geçilir, maskeli kadınlar kalkarak çifte telli oynarlardı Aşağıda Garp, yukarıda Şark dansı!.,.
Komlkl şehir Haşan Efendi karnavalın İptidalarında bar hafta bir İlci gece Odeon’da oyunlar verirdi. Bu oyunları balo taklb ederdi. Reklâmlarda* Hem tiyatro, hem balo, balo sabaha kadar devam edecektir» denirdi. Haşan Efendi oyunu bitirdikten sonra «ey i tellerin oturdukları »ıralar kaldırılarak aşağıya nakledilir, parter sulanır, süpürülür, bundan sonra balo başlardı. Silip lüpürme esnasında Içeridekılet bol bol toz yutarlardı, Ba-, lonun dühullyeal 10 kuruştu. Maskeliler bedava girerlerdi.
I Tiyatronun fuayesin!, Beyoğlu cad-deslndekl gazinoları fazla kalabalık ıbulanlar İçin gidecek başka yerler vardı: Şehrin dışındaki bahçeler...
■ Yazlık olmakta beraber bu bahçelerin hepsinde kapalı bir kısım t^uluuar, karnaval gelince bu kısımda bir «az heyeti çalardı. Bahçelerin en yakını ■llmdikl Belvü gazinosunun aşağısına isabet eden Yorgancı bahçesi idi.
Şahane endamlı meçhul kadın!
Karnavalın son haftasında bir gece sabaha kadar eğlenen bazı muharrirler o geceki eğlenceyi anlatırlarken bir kenarda sessizce dlnllyen «Sabah» in İdare memuru Aleksan efendi dayanamadı:
— Canım, bu da eğlence mi? dedi. Anlattıklarınız pek saçma şeyler. Eğlence bizim zamanımızda İdi.
İnsanların, bilhassa yaşlan ilerlemeğe başlayınca, geçmiş zamanı hasretle anarak hiçbir şeyi beğenmemeleri tabii bir şeydir. Biz de böyle zannettik. fakat gene merakla sorduk’
— Sizin zamanınızda nasıl eğlerıl-llrdi?
Aleksan Efendi anlatmağa başlıdı:
— Karnvahn son haftasında bir gece, şimdiki İngiltere sefarethanesinin karşısında, bir gazinoya gitmiştik. Burada mükemmel bir İnce saz takımı vardı, müşteriler hep ağır başlı I insanlardı. Henüz (lk kadeh içkilerimiz! biti reni emiştik kİ İçeriye bir kadın girdi. Uzun boylu, şahane endamlı maskeli bir kadın .. Yalnızdı; boş bir masaya geçti. Etrafı tetkik ettikten sonra garsona gazinonun sahibini çağırmasını söyledi. Gazinonun sahîoi gelince:
— Kapılan kapat, kepenkleri İndir, dedi, tçerfde kaç kişi rarsa benim mi-saflrlmdlr. istedikleri gibi yiyecekler, içecekler.
Gazino sahibi verilen emri yer ne ı getirdi, lçerldekiler meçhul kadının I şerefine kadeh ıtaldırarak içmeğe başladılar. 6az en rnûtena şarkıları i çalıyordu Bir aralık kadın bLr çitle telli istedi, çalgıcılara Mecidiye yerine 25 kuruşluk bir çeyrek Ura gönderdi, çifte telli başlayınca yerinden kalktı, oyuna başladı. Ne oyun, ne oyun1.. Gerdan kırmalar, omuz tltrtmcler, göbek atmalar cidden hârika... Peruklar, şamramlar eline su bile dökemezler. Güzel bir sanat eseri gibi oyunu seyrettik, bitkice hep birden alkışladık. Kadın yerin© gçllğl zaman
- kadehini kaldırdı:
' — Şerefinize, dedi. İçtik; sonra bir.
de kadeh kaldırdık... Eğlence bu suretle saatlerce sürdü. Herkes efendi efendi oturup eğlendi. Kadın hârikul-ftde oyunu ile hepimizi son derece ne-Sabaha karşı neşe «on'
Birleşik Amerikada ikinci Dünya savaşından sonra terakki etmeğe başlayan plâstik endüstrisi muazzam inkişaf programını İkmal etmiştir. Ne tekim, plâstik imal İtile İMİ yılında meşgul olan 8ûo fabrikatörün yekûnu bugün 5,393 olmuştur. 1048 yılında imal «dilen plâstiklerin değeri 1,000,000,000 dolar olarak hesaplanmaktadır.
Yaprak ve film halinde plâstik' istimali günden güne art m aktadır. Bu tipteki plâstikler masa örtüsü, perde, yatak örtüsü, şilte kılıfı, eşya kılıfı olarak kullanılmaktadır. Plâstik iplikler otomobil kanapelerindeld kılıflarda, endüstri filtrelerinde, yeni evlerde yapılan bölmelerde kullanılmaktadır. Birleşik Anıerlkarfa hâlen ucuza mal olan bölme blokları büyiik Ölçüde JsUmal edilmektedir. Plâstik bölmeleri Birleşik Amerikadakl pazarlardan kolayca sağlamak kabildir,
Birleşik Amerikada İmal edilen plâstiklerin çeşitleri aşırı derecededir. Bu vaziyet karşısında hakiki plâstik ölçülerini tâyin ve tesblt edebilmek için büyük ölçüde bir endiss-trl plânı hazırlanmak tadır. Plâstiklerin büyük bir kısmı çam ımlozından imal edilmektedir. Birleşik Amerikr.-da 1948 yılında «35,000,000 kilo tutarında çam sakızı İstihsal edilmiştir Halbuki bu istihsalftt 1947 yılında 585,000,000 ve 1938 yılında İse sadece 59.0ÖÖ.ÖM kilo İdi.
Amerikada gaz, benzin istihsalâtında yeni rekorlar
1948 yılında Birleşik Amerikanın benıln sanayii istihsal, sermaye istihlâki ve kazanç bakımından yeni rekorlar tesis etmiştir. Birleşik Amerikanın benzin istihlâki de yeni bir ■irve teşkil edecek bir durumdadır. Birleşik Amerika benıln ihtiyaçlarını karşılayabilmek için İlk defa 1920 senesinde benzin ithalâtına başlanmıştır. vasati olarak ithalât günde 159.000 hektolitre İhracatı aşmaktadır.
1940 yılında Amerikanın topyekûn benzin lstthsalâtı 9,400.000 hektolitredir. Bunun 8,780.000 hektolitresi ham ve 040,000 hektolitresi de saf benzinden ibarettir
Sava; sonunu teşkil eden i946 - 48 devresinde Amerikanın benzin endüstrisinin yeni fabrika ve teçhizat İçin sarfettlğl senelik dolar miktarı savaş senelerine nazaran İki kere ve savaştan hemen beş yıl önceki duruma göre üç kere daha fazladır. 1948 dan 1948 e kadar otan üç yıl zarfında topyekün sermaye sarfiyatı 5.500,000.000 dolardır.
Dünyanın en kısa boylu kadını
Londra 20 (Nafen) — Bayan Edith Barlmv dünyanın en kısa boylu kadını olmakla İftihar etmektedir, tddiası da bu rekorunun resmen kaydedilmesidir. Bayan Edith Barlorv'un boyu .59 buçuk santimetre, ağırlığı da 8 kilodur.
Tirebolu’da grip ve kızamık
Tirebolu 1» (AA.) — Grip ve kızamığın salgın halini alması üzerine İl sağlık müdürü şehrimize Kelmiş ve hastalıklara karşı gereken bütün sağlık tedbirleri alınmıştır.
Artistlerin yüzde doksanının burnu, bir kısmının da ağzı, gözü kusurludur
Sinema artistleri güzel midirler?... Sinema meraklılarının çoğu yıldızları dünyanın en güzel kadınları farza-der. Halbuki hiç de böyle değildir. Yıldızların büyük bir kısmına güzel denemez. Bir kısmının ağzı burnu, bir kısmının gözleri kusurludur. Bazısının elleri, bazısının ayakları büyüktür. Tam mânasiyle güzel olmak İçin çehrenin ve vücudun kusursuz olması lâzımdır.
Yıldızların büyük bir kısmı, cidden güzel olmamakla beraber, muhtelif maklyajlarla /İlimlerde güzel görünürler. Bazılarının kusurları bir derece tashih edilir, fakat bazı kusurlu vardır ki tashihi kabil değildir. Bu artistleri beğenenler kusurlarlyle severler. Hnttâ bu kusurları güzellik nişanesi sayarak taklld etmeğe kalkanlar bile vardır.
Yıldızların çoğu güzel değildir dedik. Hemen şunu lifi ve edelim ki güzel oiınıyan bu artistler de pek sevimlidirler. Esasen filim yıldızı olmak İçin güzellikten ziyade sevimlilik, hü-
susl bir tip sahibi olmak lâzımdır. Hususi tipi olmıyan kusursuz güzel artistler ekseriyetle fazla muvaffak olamıyorlar. Bunların sanat hayatı pek kısa »ürüyor.
Amerikada en çok beğenilen artistlerin başında Joan Cravford gelir. Jotuı Crawford’un gözleri, endamı çok güzeldir. Fakat ağzı büyüktür. Bu büyük ağız miılıİm bir kusurdu. Halbuki Amerikalılar bu kusurlu ağzı beğeniyorlar. Hattâ artist gibi kalın dudaklı. büyük ağızlı görünmeğe çalışanlar vardır f
Bugünün en büyük, trajedi artisti olan Bette Davls patlak gözlüdür. Fakat bu. artistin muvaffakiyetine mâni olmamıştır.
Karnaval zomanınd eğlencenin a ğırlık merkezi Odeon tiyatrosu İd Sonuncu hafta her gece, diğer Ikl hafta ekser geceler burada ualo vardı. Baloyu maskeli kadınlar, ve elbise mecburiyeti olmadığı kin, günlük el-
bise ne gelen gençler doldururlardı, «elendirdi.
haddini bulmuştu. Maskeli, şahane endamlı kadın tekrar gazinonun sahibini çağırdı, sordu:
— Buradaki iskemleler, şu tahta masalar kaç para eder?
Gazinonun sahibi kendince bir hesap yaptıktan sonra cevap verdi:
.— Doksan llraf
_ Kadın çantasını açu, içinden bir kese çıkararak yüz lira saydı:
— İşte sana yüz lira, dedi. İskemleleri, masaları karşıdaki boş arsaya yığacaksın, üzerine petrol dökerek ateş vereceksin. Biz bu ateşin üstünden at Uyacağız.
Paraları alan gazinocu takemleietl arsaya taşıtmağa naşladı. Meçhul katkın bu esnada yenilip İçilen şeyltrln hesabını gördü, İskemleler ateşlenin-! ce hepimiz dışarıya çıktık, önde hovarda kadın olmak üzere ateşin üzerinden atlamağa Başladık. Bu eğlence de bir saate yakın sürdü. Sonra meçhul İcadın, bir araba çağırttı, adres söylemeden «Çek» dedi, bize iyi temennilerde bulunarak ayrıldı...
Gördünüz mü, eğlence işte böyle o-iur,Kadın kimdi? . Bunu öğrenemedik. daha doğrum öğrenmek İçin fazla merak da etmedik. Çünkü o Zıl-manlar böyle hovarda kaftanlara sık sık Taşlanırdı. Eski kadınlar, şimdiki gibi, yalnız erkeklerden para çekmeğe çalışmazlardı!
Enis Tahsin TİL
Mrraa T.oy ve meşhur burnu
çoktur. Bunlar hemen dişçiye giderek dişlerini çektiriyor vs takma diş yaptırıyor lor. Fülmlerde görülen inci gibi dişlerin çoğu hakiki değildir.

Erkek artistlerden bahsederken, Jkkle Coogan'ın başından geçen bir vakayı anlatacağız. Şimdi 39 yaşında otan bu arttatlnbütıin «açlan dökülmüştür, başı bir bllflrdo bilyesi gibi mücellâAr. Jakfe. herkesin önüne bu kafa il* çıkmamak için parasına kıyarak 150 dolara kendisine bir peruka! yaptırmıştır. Çocukken kazandığı paralan annesi destiyle yeyip bitirdiği, şimdi güçlükta az para kazana-
Ciaudette Colbert Joan Cravford
Ağa Han'ın oğlu Ali Han'la evlenecek olan Rlta Hayworlh'un dudakları çirkindir. Artist bu çirkinliği rujla vs daima tebessüm ed-n görünmekle «belemeğe çalışır.
June Allyson İse hiç gülmemeğe gay ret eder. Çünkü gözleri pek küçüktür, güldüğü zaman gözleri büsbütün kaybolur.
Dünün en büyük yJ dul ar ın dan biri olan ve hâlâ çok beğenilen Mar-lene Dletrfch'ln elmacık kemikleri fazla çıkıktır. Fakat bunu klmue bir kusur diye telâkki etmiyor.
Artistlerin çoğunun burnu kusurludur. Bir sinema mecmuasının tetkikine göre, kusursuz burun yüzde onu geçmiyor. Diğer yıldızlardan kiminin bumu büyüktür, kiminin ucu havaya bakar, bazıları pat burundur Burnu kusurlu olan başlıca yıldızlar şunlardır: Ingrld Bergnıan. Oreer Garson, Betty Grable, Lana Turner, Çlaudett» Colbert, Myrna Loy, La üren Bacan.
Bunlardan İlk beşinin burunları büyüktür. Myrna Loy'un ucu havaya doğru, Claudettc Colbert'ln gayılmun tazamdır.
Erkekler© gelince, bunlardan en çok beğenilenler en kusurlu olanlardır. Başta Calark Oablc gelir. Amerikada en çok sevilen bu artistin kullaklan pek büyüktür; çehresi de fazla yuvarlak ve ablaktır.
Hemen Clark Gabi© kadar sevilen Cary Cooper'a gelince, hiçbir güzelliği yoktur. Gözleri küçük, çehresi fazla uzun, elmacık kemikleri çıkıktır. Fakat bu kusurlar, yaşlarının da hayli İlerlemiş olmasına rağmen hâlâ beğenilmelerine mâni olmuyor.
Kadın ve erkek artistler arasında dişleri muntazam olmıyanlar pek
bildiği İçin bu perukayı büyük itina Ue saklamaktadır.
Geçende bir gece artistin evine hırtız girmiş, diğer bazı eşya Ue bu perukayı da çalmıştır. Jakle perukası: sokağa çıka’mıyor. Yenisini yaptırmak üzere hazır parası d;ı olmadığından, çok giiç bir vaziyete düşmüştür.
Sinema haberleri
■* Ağa Han'ın sinemacılık işlerine girmeği hiç bir saman aklına getlr-
Gary Cooper
enediği buğun sekreteri tar&hndaa beyan edilmiştir .
Ağa Han'ın, Eagle - Lion sinemacılık flrmaslyle yaptığı bir anlaşma neticesinde bir filim tevzi ajanlığının başına geçeceğine dair haberlerin esası kendisinden sorulunca, Han'ın sekreteri gülmüş ve şu cevabı vermiş-tr: «Bu hikâyenin bir tek kelimesi bile doğru değildir. Anlaşılan herkes Ağa Han'ın İşlerini kendisinden lyf bilmek iddiasında.»
Sekreter, geçenlerde tâli ikj ameliyat geçiren Ağa Han'ın şimdi tedrice* iyileşmekte olduğunu. üçüncü bir
ameliyat daha olacağını, fakat yeni ameliyat tarihinin henüs kesin olarak kararlaştırılmadığını ilâve etmiştir.
â Sinema artisti Veronlca Lake biz kız çocuğu dünyaya getirmiştir Bu artistin 8 üncü çocuğudur. Veremle* Lake’in eşi rejisör And re de Toth'dur.
*• Sinema artisti Rlchard Diz bir kalb buhranı geçirmiştir. Karısı kocasının İyileşeceğini umduğunu bildirmiştir Dlır 53 yaşındadır.
it Polonya sokaklarınca yapılan komünist nümayişi sırasında nümayişe katılan kadın ve erkekler, o «ırada bir kahvenin taroça&ında yemek, yemekte olan sinema artlsl Dmıplae Falrbanks Junlor'un etrafını almış ve kafile tamamen dağılmıştır Herkes sinema yıldızının etrafını alarak alkışlamaya başlamışlardır.
A Bir musikişinasın oğlu olan ve Amerikaya giden İtalyan muhaciri*-rina tercümanlıkla İşe başladıktan sonra Nevr-York valiliğine kadar yük-seİm İş olan Florello Laguardia'nın hayata filme alınacaktır.
Bu filmin çevrilmesi imtiyazı. L*-guardla İle bir çok seneler berabeg çalışmış ve servetini idareye memur edilmiş olan Ncffbold- Morris taıatın-dan yine Laguardiyanın eski arkadaşlarından biri olan Fref Planoya verilmiştir.
Clark Gable
Created by free version of 2PDF
F Iıife 8
AKŞAM
21 Mart 1949
MAHKEME KORİDORLARINDA:
Cehennem kazası!
Yüzüne bakınca-
(— Vah vah! Şu zavallı masuma niçin kelepçe vurmuşlar?.»
Diyerek üzülürsünüz, hayıfla-jursımz. Zayıf, soluk benizli, kır-kjtu geçkin bir adam. Zabıta mesrurunun yanma büzülmüş, boynunu kısmış, başını eğmiş, endi* ğeli bakışları yere dikilmiş.
Yanma sokulduk:
— Senin suçun nedir, ahbap?
Silkinerek doğruldu, göğüs geçirerek boynunu büktü:
— Cenabı Hak kimseye dert verip derman aratmasın. Dert çekmek çok zor şey. Her derdin devası da bulunmuyor.
— Hasta mısın?
— Vücudumda bir şey yok amma gönlüm hasta, beyefendi kardeşim. Yüreğimdeki yaranın sızısı her tarafımı yakıyor- Gönül _yarası hiçbir şeye benzemez. Şuracıkta oturuyorum, sizinle yârenlik ediyorum amma içimden kan gidiyor.
Mütevekkilâne bir baş İşareti yaptı:
— Buna da bin şükür. Dünyada sıkıntı çeken insan ahire t te Cennete gidermiş. Demek kİ Cenabı Allah beni de Cennetlik kullarının arasına koymuş, onun için dünyada üç günlük ömrümü sıkıntılar içinde geçiriyorum. İnşallah ahirette bu acıların hepsini unuturum. Bu dünyanın ne kıymeti var ki? Asıl rahatlık öbür dünyadadır. Cenabı Hak sebepsiz hiçbir şey halketmez. Dıırııp dururken benim başımı şu dertlere sokmasında da elbet bir sebep vardır Rüyamda bile görsem inp.nnuyacağım şeyler başıma geldi. Şimdi düşünüyorum da kendi kendime: «Ulan, sen bir garip Çingenesin, neyine gümüşlü Burna?» diyorum.
Güzlerini belerterek boynunu uzattı:
— Bu lâflarıma bakıp da beni sahiden Çingene zannetmeyiniz, beyefendiler, Elhamdü İlllâh müslümanım. adım da Hurşlt. Benim asıl söylemek İstediğim başka şey. Yani kendi kendime; «Ulan, netameli Hurşlt! Şu dünyada senin talihin tersine dönmüş, kazadan kazaya, iftiradan iftiraya uğramışsın, alnına kara damga vurulmuş, kanadı kırık güvercinden farkın kalmamış. Nereye gitsen polisin, jandarmanın gözleri senin üzerinden ayrılmıyor. Sabıkalı diye mimlenmişsin bir defa. Su haline bakmadan ne diye kalktın da oralara gittin9 Öyle yerlerde senin ne İşin vardı, behey itoglu İt?» diyorum. Kaza böyledir işte, gelirken haber vermez, insanı gafil avlar. Hele benim gibi bir sersemi bulursa başından eksik olmaz. Ateşi görünce yüreğim sızladı, kendimi tutamadım, yardıma koştum. Ne yaparsın, İnsaniyetlik dünya yüzünden kalkmadı ya.
— Ne ateşi gördün?
Ciddi bir tavırla dikleşti:
— Cehennem ateşini bilir misin sen. bey kardeşim? Rahmetli büyük annem anlatırdı da dinlerken korkudan tir tir titrerdim. 6en olsan korkmaz mısın? Cehennemin ocağından kıpkızıl alevler savruluyor. Oranın ateşi bizim bildiğimiz ateşe de benzemezmiş ha Kurban olduğum Allah, Cehennemin ateşini yedi defa suya batırmış, soğutmuş da ondan sonra dünya yüzüne çıkarmış. Hele bir düşün! Bizim bildiğimiz ateşten yedi defa daha kız-
gın ateşler yanıyor Cehennemde,
— Sen şu Cehennemi bırak da bizim sualimize cevap ver. Ne ateşi gördün? Ne yaptın da yakaladılar seni?
Küskün küskün göz süzdü:
— Söylüyorum işte, bey birader. Cehennemin katran kazanlarını tarif etmeden benim İşi nasıl anlatayım? Kıpkızıl alevlerin üstünde katran kazanları fakır tukur kaynıyor. Zebaniler Cehennemlik kulları kulaklarından tuttukları gibi kazanın içine atıyorlar. Orada cayır cayır yanmağa insan dayanabil’r mi? Büyük annemden bunları dinlediğim günden beri ateşten gözüm yıl-ınıştLr benim. Evde soba, mangal bile yakarcam. Bu sefer de ateşin hışmına uğradım. Yangını görünce dayanamadım, koştum. Elektrikler sönmüş, her taraf karanlık. Tutuşan evin kapısına yaklaştığım zaman İçeriden eşya çıkarıyorlardı. Benim e-İlme de büyücek bir bohça verdiler; «Şunu götür» dediler. Bohçayı kaptığım gibi koşmağa başladım. O sırada önüme alevli bir kalas parçası düşmez mi! Gözlerimin irinde yıldırımlar parladı, kendimi kaybettim. Ateşin şakası olmaz. Dünyada kıldığımız namazlar, tuttuğumuz oruçlar hep Cehennem ateşinden kurtulmak İçin değil mi? Alevli k&lası görür görmez gözlerimin önüne Cehennemin katran kazanları geldi, beni İçine atacaklar sandım, tabanları kaldırıp kaçmağa başladım. Amma velâkin, ne yaptığımın farkında değilim ha. Bir de gözümü açtım kİ bizim evdeyim. Her tarafım kan terlere bulanmış. Koltuğumdaki bohçayı görünce yüreğim sızlamağa başladı. Adamcağızın eşyasını kurtardıktan sonra kendisine teslim edemedim diye öyle üzüldüm kİ.
— Sonradan bohçayı götürüp sahibine niçin vermedin?
— Anlıyorum kl ben konuşurken sen dalga geçiyorsun, efendi kardeşim. Ateşten korkanın diyorum, duymuyor musun? Alevli kalasın önüme düştüğünü gördükten sonra bir daha yangın yerine yaklaşabilir miyim ben? Elbet bîr gün sahibi çıkar da malım teslim ederim diyerek bohçayı eve bıraktım. Bir hafta bekledim, kimse gelmedi. Bohçanın sahibi gelirse geriye dönmesin diye bizim karıyı bir hafta sokağa çıkarmadım, evde beklettim. Herif gelmedi vesselâm. Sonradan polisler eşyayı elimde yakaladılar, suçu bana yüklediler. İşte buna Cehennem kazası derler, bey birader.
Mübaşiri görünce başını sallt-yarak kalktı.
1 — iş ARAYANLAR:
KERESTE VE ODUN MAÖMALM1IN-PK _ Satıı memurtutu İle yazıhanemin }■-ı( I,ferini knr.tr plâk MbrlkMind» Ölçü memurlusunu, onKand» tomruk, kererla '» odun İslerin*» c#ll8aW(rlm. lftaklltartn Ak-sam'd» M, O, rllmııtuna yatı İle mtlracanl-
TECRÖBELİ DİA DADI İŞ ARIYOR — Ulz de olabilir. Adres: Harbiye Cumhuriyet eacldeal No. 281 • müracMl. 99S
19 ARIYOR -» Ueuıt «neler bir (Irkatlıı muhaberat ve Milibara tında çalışmış. ayma mııhablrUk yapmış. sakarlık ila lli»IRi olmayan bir genç ıs aramakladır. Mektupla müracaat: Taşraya da gidebilir. Adrmili Akit ö?er-Klııd. Begkfeı Ihlamur cad. 4T. 131 — 1
BİR BAYAN - MUc*ac*Cd« V8K# avukat yanında İs arıyor Kakı Tılrkça bilir seri dak-IIlo kullanır. Müracaat: Samatj’a Koramııs-tatapaM cadde*’ No. m:i bilet kiscsina.
_______________________________B1 - 1
İNGİLİZCE. ALMANCA ra RUSÇA bilen karı koca iş aramaktadırlar. Sayan alnfranga akçılık va servis bilir. Ak*am'da Servis rumuzuna yazılması. 17 — J
AVHUPADA İKMALİ TAHSİL ETMİŞ — Her lOclft hayati kimya ve bakteriyoloji tahlUleıl yapan bir bakteriyolog resmi veya hususi Uboratuvar ve müesseseieıdc Is uremakladır. Taşraya da alder. Müracaat: Aksam'da «Rakicriyolot» remrine yazılması.
43 - l
1148 MODELİ Dört kapılı her konforu havi Pont!,iç otomobili satılıktır. Veli Alemdar han No. 18 Telefon: 41432, 909 — 2
BATİLİK KELEPİR MOTOSİKLET — Co-İifir vaziyette blrbuçıık beyylr kuvvetinde bir motosiklet 450 liraya Satılıktır. Müracaat Kadıköy Altıyol aB’mdn 191 M«eel Ahmet Tanrıverdl. (wı —
çirr DİrERANSİ YELLİ KAMYON — Fortlson marka az kullanılmış S tonluk acele satılıktır. Beşiktaş Yıldız Posta caddesi No. 43 3. .10 -1
SATILIK MEÇE DİRER, KALA9 — Kuitl Homunya malı 15X13 meşe direkler boy S M, doğra m alık 0X22 kalaslar. Turan alarmım yanında. 52 — 3
BATİLİK ROMANYA TAHTALARI — Kurıl döşemelik 3X17. kal iplik 23X28 boy 4 60 Şehzadbnsı Turan Slııcmnai yanındaki Konak enknr lalıj yerinde, 5! — 3
SATILIK YAT — Mazotla rnilb-liarrlk v# ytlkeBH satan yatak odalarını havi, ıı*ı cilven. Kayrlmenkulle de de£ijtlrlliyor. Denize mUtrbanıınli. Müracaat: Dojus m ursa esesi 43İ«9. 41 — 1
Nİ9ANTA31NDA KALORİFERLİ KİRALIK dökkAn — Mttricut: Kapalıçargı kuyumcularda A4" No: 98. j — s
SATILIK 1ULLMAN — C»k İyi vazlyclte. Hılmaıı tamir atölyesine mttrocaat. Şlgli Hanımeli sok. 49—1
Ce. Re.
RADYO]
ANKARA HADSOSU
KARI KOCA İÇİN TAKSİMDEN İtibaren kaloriferli apartıman dairesi. Kira İçin aranıyor, (Pasla kutusu 1109 N-K. — İstanbul) i - 8
SATILIK APARTIMAN — Kira »en ede 4.800 lira 3 katlı tam konforlu Aksaray Namık Kemal caddesi AbdüUâtlf ıtoka£ı No. tfl Ayni yere müracaat. lötrt — 3
KİRALIK APARTIMAN DAİRESİ — Dürt oda konforlu Talimhane »şehit muhtar caddesi. Müracaat: Galata Ttlnal caddesi No. 41
, »90 —
EVSİZLERE — Taksitle İki ayda teslim, sonlam İnşaat yapılır. Müracaat: Sağlam evler inşaat bürosu. Divanı olu İncili çavuş ankak No. 21 898 —
SATILIK APARTIMAN — Üç katlı. Dürt tarafı bahçe, Tam konfor. Daima H(ın»«U odalar. Üat kat bos- Maçka — Teşvikiye bayır sokak 83. »»7 — 1
SATILIK MAR.\NGOZ ATELYESİ - tkl dükkân mülkiyetiyle, seksenlik şerit taa-teresi, pulanya. kalınlık, freze daire teste-resl., matkaptan mürekkep kombine raakl-klnesi, teterrUatiyta aceta satılıktır. Müracaat: Eminönü Selâmet Han No. 8 Bahri tf* men Telefon: 23133______________________3fi — >
5AT1L1K HANE — Ccrrııhpaja. Kauıptuıpı sokak 13/1 ve 2 numaralı. 10 oda. do daire, elektrik, terkos va bahçesi bulunan av azimet dolayıalyle satılıktır. Müracaat: Galata Kredi Llyono (Yeni hani No, 19. 40 — J
SATILIK DÜKKAN — Hejlkt.11 tramvay caddesi. 98 numaralı üzerinde Odaları bulunan dükkânın nıatı ■aldıktır. Müracaat: Galata Kredi Llyone (Yeni han) No. 19.
_ _______________________________41-1
KİRALIK MUAYENEHANE — Şehzade Camii karsısında Muhtarpasa sokak 1 numarada caddeye nazır her türlü taıklllt. tcta-foıı va konforlu diççi muayenehanesi levazt-matlyle veya boj kiralıktır. Doktorlara, diğer meslek erbabına ds elverişlidir. İsteyenlerin yukarıkl adrese müracaattan. 43 —
KELEPİR MEMUR — I.İM mezunu, muharip Bfno bir b*y aylık 129 Ura net ücretle uat 13 den M ye kadar büroda, tıklpte. magııradı* çalışabilir Bontervüı, kefalet verir. Akşamda «Kelepir Memur* rDmuzuna milıarajl._______________________________27 — 2
HAUTE COUTUHE — Atölyelerine: Avrupacı tahsil jOrınüı v* her lürld atiliye İsterinde (moda kroasyonlAH. drapaj. blçldl tec-rUbell bir bayan büyük bir aiOlyed* maka»-Dirlik yapmak arzusundadır. (Aksama «C. H. C.» rumuzu ile yazılması. 29 — 1
4 — KtKALIK - SATILIK:
DİKKAT - tpn-Jik tateyenlero tavassut eder Emlâk, ararl ulun şahmı İle veklllet tilerini gûveneras yapan Suhulet Eml&k Zarif Özalp BcyoAla BOylIkparmakkapi kO-tcbaji No. 4. kat 3 Telefon: 423SM.
931—30
DEVREN KİRALIK BÜYÜK KAHVE -Bulvar Ürerinde Bulvar kahve») ve biıtrdo salonu Vokapanı J,'W e müracaat.
939
MAĞAZA DEVRİ — Yeml| civarında piyatanın iyi yerinde kantariye mağazası devredilecek. Ortak da kabul eder. 22718 telefona müracaat. Md
MODADA SATILIK EV — 8 odalı tam konfor bahçeli boj teslim. Mutavasııt kabul edilmez. Telefon: Cuma - Pazardan maada I| »aallerlnde 69109 e MİS
çahşikapi _ Kürkçüler »oluıJtı 8 numaralı 4 odalı ev satılıktır, aormeje içindekilere. BOrÜjmeye Bahçakapı Cermanya han M numaraya müracaat. 0B9
ÇACRSIKAPI CİVARINDA — KOglr bir av vo bir arsa satılıktır. Müracaat: Carsıkapı Kunduracılar kooperatifi Medrese sokak No. 1/1
KİRALIK - Silil Zindrllkuyu virajında bahçe, çiçek canuMnı. her saye civeciall büfe kiralıktır. İstanbul İj Bankası karşı anıda Malûl Cemal Glçeshıe müracaat.
986
SATILIK ARSALAR — Bostancı îçeren-kSy aıtaliı Çıuaraltı mevkiinde birer dönümlük mllfrcz arsalar satılıktır. Mür«caal Cnlata Ezkl Gümrük sokak Kredlllyone han (Yeni Hani No. 18. Tel. 43291. 087 - ■
2 - İŞÇİ ARAYANLAR:
TARİHİ ESERLERİ — ibadet yerlerini tamir, yenilerini yaptırma cemiyetinden: Bay. bayan memurlar* ihtiyaç vardır. Müracaat: BüyOk Pottaııe cad- Annnyadla han ».______________________»M
YAŞLICA BİR HANIMA — Bakmak İçin, e» lalertnl «Örmek üzere tamlı:. İl bUir. tecrübeli bir bayan* a esle İhtiyaç var. Osman-bey - şiyllda RumcU c*dd. 79 no in Afltap apartmanın J No.!u dairesine mllracaat, _____________________________4 — 4
BİR VEZNEDAR. İKt TEZGAHTAR BAYANA İHTİYAÇ VAR — Taliplerin Kara-l-.fl-y Bebek tramvay durağı yanında No: 60 SAMLI baklavacıya müracaatları. 43 — «
FOTO YANINDA ÇALIŞACAK — Bir bayan aranıyor. Nimet Abta Olfeal sırası Foto Sönmez. Eminönü. 4 S —
ACELE SATILIK — Pancaltı - Kurtuluş -TUrkbey Sok.. 144 No. İl bir katı Oç dl«er katlan İkişer B«nlş ve büyük olmak Ilrrre 4 katlı ve konforlu Ap. bahçesi de vardır. Bir kat boj teslim. Üst kattakUcre müracaat. 892—4
BOJ TESLİM tisoa LİRA — Atatürk bulvarının 50 metre yakınında piyasa merkezine yakın İşlek cadde üzorlndo kösebas> 10 odalı av satılıktır. Tedlyatta kolaylık gösterilir. Fatih Ittalya caddesi No. 41 daire S ye Afileyo kadar müracaat. 001 — 1
XtRALIK YAZIHANE - PlyBMIltn W*l' yerinde Eminönü meydanın* nazır handa her İfa elverişli yazıhana mvbla olarak devredilecektir. Tel: 40191 TarUtiajı cadde>1 M9/1. Mİ - i
ACELE SATILIK APARTIMaM - Galatasaray* Uç dakika meselede birinci sınıl İyilikle yapümıj iiç daireli boj tealim Müracaat: Bnhçokapı 4 üncü Vakıf han asma kat No. 14 telefon 21DB3. D83
YATALAK HASTAYA — Bakabilecek dinç, sabırlı bir bayan aranmaktadır. Nllfıı» ttzketealjia birlikte Kumkapıda Utaryon caddesinde Î2 No. lu depoya acele mUraçaat, 54 —
BAHÇIVAN ARANIYOR — CamekBn ve sUs çiçeklerinden anlayan bahçavan aranıyor. irllyanlerbı Altınbakkal Pangaltı Eca-uneılııe mUracaıttarL M — 2
YAYİNEV1MİZİN — AınbatiJ ve ayak lj-larlnde çalıştırılacak açıkgöz bir «sııg aranmaktadır, Hu hafta İçinde »ant 14-11 aralında Cogaloglu, Vatan matbaası karjtair-da lilmayai Kıtal sokanı No, 4 İskit Yayınevine müracaat. ' 31 —
BAYAN DAKTİLO AH ANI YOR -En 51 orta tahsilli, yatııı çabuk olmalıdır. Erki ııarfleri bilenler tercih edilir- Miiraca.it: HlrkaCİ Kafkas geçidi Ekonomi (arclrai rml-duritıgu M»t M — İT ye kadar. 33-3
Bu akşamki projrar»
1» M. 3. ayarı va Dam mttsltl (Pi l. 1» W Şarkılar. 18.43 TürkUl«r. 19 M S. ayan v* Haberle-. 19,19 GocmlS** bu(Un. 19» TartM Türk nUlzlŞI, 20 Sat eıeılerl. 20 1» Radyo (aıeteıl. »3ü Serbcı »alt. 20 53 Radyo acn-lonl orkeıtrMi. 21.13 Solo jarkılar (PLİ, 11,30 Konuşma' (Poıla kulUiul, 21 43 Varyela tnü-tlklcrl (PJ,). W1» Dan» müziği (P|2349 M 5. •ywı V» Habarler.
Yana ı«J»»l> va oğla programı
7.36 M. S. ayarı va Ketali parçalar (Fil. 7 43 Haberler. 8 Hafit melodiler (Pl.l. 815 Şarkılar (Pl.l. 8.30 Orkestra cMCrleıl (PLİ
ıs 30 il' s. ayan va Karışık melodiler (Pl l. 13 Habarler. I3J5 Şarkılar, 13.30 Ö^la (ur-teal, 13 43 Saz eserleri.
3 - ALÎM - SATIM (Eşya):
İPEKLER İÇİNDE
KtRALIK DAİRE ARANIYOR — Bir annesi olan bir bayan Tepcbaıı, Harbiye. Şişil. Kurtuluş senlilerinde küçük konforlu kat arıyor. Aksımda Daire ; Umurun a mektupla 10 — — 1
İJLEK OTEL bos veya maltartyle dllkkln ve dükkânın bir kırmını devretmek yalıut Ulrtı İğine aermıycll ortak istlyenlcr İstanbul Posta kutusu 149 adresine yazsınlar.
21 —
RUMELİHİ6 ARINDA — BUtiln nojs-a fevkalâde nezaretli dört büyüle aedll asfaltta 27 metre cepheli arsa ucuz flntla altılıktır Karaköy Palas kal 3 No. 3. Tl; 40971.
97i
SATILIK KÂRGİR APARTIMAN — Clba-İlde caddede. Kereste deposu olabilir. Bodrum. taraça. (iç katlı, tıçer odalı. Bir katı bos. Caddede 343 numarada kahveci Ham-dfy». 7 — 1
ACELE BATİLIK OTOMATİK ÇORAP FABRİKASI — iğler vaziyetin 12 adet makine ve yeri Ue beraber «atılıktır. Marpuççu-l*r Rarnatan han mıınata 13 müraraal.
» - 1
SUADİYE *a HAVALİSInde civar rayiç fi-yılından düfük bir kaç ana ila kelepir İki vllta Milliktir. Fiyat vc tafsilât için Müracaat: Suadlyo Gündüz Bakkaliyesi 18 —S
sona LİRAYA: Har türlü tip ve evsafla gayet modem, ev İnşaatı. 3 oda. hol. hamam... Her lürld kolaylık. TAKSİM Kı-rlstal gazinosu arkasında MIHI Emlâk İS 82777. M —
KİRALIK KAT — Dört tarafı bahçe. Tam konforlR Dalma günefll 9 oda. Ört kat. Maçka - Teşvikiye Bayır sokak 83.
99T — 1
BOÖAZİçl — Paşabahçeslnda Şekerpare sokaSmda 8 odalı talcionlu. denire nlzjj 9 numaralı lıöjk satılıktır. Telefon 30. 53
11 - 1
1$ SAHİPLERİNE XURÜLU DÜZEN Mer-kezl Yüksek kaldırımda Boyama va Emprime Atelyeıl Um teçhizatı Ue MtıLıklır, Müracaat: Kzpatıçarjı lerllkçüer cad. No. 31
14 — a
».OM LİRAYA BATİLIK — Beylerbeyinde yedi odnb dOrt halâ. ıkl roubak. iki bbiüklü. terkoi. havagazı, elektrik, bahçeli. Beylerbyl Küçldce Bayır sokak 10, İçindekilere müracaat. 33—3
KİRALIK EV — Mecidiye küyü İkinci Ta* ocağı caddesinde No. 61. Cembcrlitaı A t ikalı pala camit nıüctzLnl Mclımet Aliye müracaat. 34 — 1
R — MÜTEFERRİK: >»
----------------------------------n
ALMANCA — Ticari mektup tercüme «il-_— lir ve cevap yazılır. Hergün sual 17-29 attsıÇ* CaSalotlıı yokuju No. 9 da Şükrü Tarkrlll ye
959 çjj SERMAYE — Ticarethane, telefon mu em- JD men. Taksitle giyim eşyan Üzerine lj yap-* n mnk ve bir sane iartındn İtfa edilmek j.ır^/ tllc 3-6 bin lira İle ortak veya garanti İle aarmoy* verecekler posta kutusu 395 Utanında bildirmeleri. « — l
ORTAOKUL VE LİSE Ö t REN ÇİLERİN E-Bütün dersleri ehven flatle verebilirim. Ar rıı edenler Akjam'da «öğretmen» rümuruna mektupla müracaat etsinler. 990
INGİLIZCE DERSİ — Tecrübeli İngilizce Öğretmeni ortaokul, İlse, üniversite talebelerini imtihanlara hazırlar, konuşma öğretir. Dersler münferit veya müjterektlr. To-lefon 2D953. 092
PİYASANIN İŞLEK YERİNDE — Bir makarna veya bir blsltül fabrikası kurmafa elverişli binam He bir miktar sermayem vardır. Sermayesi bulunan. Ijtcn anlar dürüst bir ortakla işbirliği yapmak istiyorum. Arnı edenlerin Akyam'da »Makama» remzine mü-racMlı. 39 — 1
AY KOPECt — Bir'kaç aylık iyi cins erkek Setler (Tercican Lavrakl yavrusu aranıyor. Satmak Istlyenlerln Akysm ds (If$.K* riimurunn müracaatları. 43 — I
HAZIR ŞEKERLEME — J-r: staUıaheSlnS veya mevkili bakkaliyesine ortaklık veya devren aranmaktadır. Arzu edenlerin Ak-jam'da «Cemil» rümuzuna Mektupla müracaatları. 38 — 1
ACELE DEVREN SATILIK BAKKALİYE -En ljlek yerde çok catıçU dükkân laçraya gitmekten aatılıktır. Sultanahmet Ticaret mektebi yanı Cçler sokak 1.9 e. 33 — 3
Mektuplannrti aldırınız Oııelttnlı idarehanesini adres olarak psuermls olan kazUtrimkden ı Üstün — İngilizce Ders — A. B namlarına galan mektupları tduaban*-mlzden aldırmaları rica olunur.
SATILIK — Fransız Marsilya klrcmlU, MarlHya pres tuğlası. 13X7X23,9 kerpiç tuğlası, harç ve horaaan. 1,25X3.» demir par-Ulaklık, mermer. Şrhzadebap Turan sineması yanındaki Konik enkazı satıj yerine müracaat. M4
3» MODELİ KAP İTAN OPEL TAKSİ ARABASI — 1900 liraya satılıktır. Fatih Emniyet garajına müracaat. 971
TAKMA MOTOR İÇİN — Yeni tenenüh Sürat teknesi, mUhendia yapısı, pirinç vida bakır çivi Istım cgrUl. Oltacı Leonida Ftr-mcnecllor 87 GALATA. 13 - 1
BEYOÛLUNUN EH İYİ YERİNDE — ikişer »da birer lıol muıbak banyo boj teslim İki daireli epnrııman Milliktir. Taliplerin 42394 dan istediği İzahatı alırlar. 12 — a
4 KİRALIK DÜKKAN — Yüksek kaldırımda. Serdar Ekrem Sakatı 38. va HoCa Ali sokalı, 29 yepyeni, betone. beheri 39 M2 depo İçin ve her l;s elverljU. ALTMIŞ BEŞ Lira ayda. Peşinen kolaylık. Müracaat: sabahtan' 9-13. telefon: 60141. 10 — 1
SATILIK APARTIMAN ARSASI - Taksime be» dakika mesafede köıebajı. güneşe nazır bir arsa maktuan 9dffl0 liraya satılıktır, Begiktaı Yddu cad. No. 78/ Bmliracaat.
1 - ı
Toprak Mahsulleri Ofisi Afyon ve Malzeme işletmesinden
t — İstanbul bölge müdürlüyüm tise alt Jcep markalı 947 modeli Wil-lyj Ovcrland. tipi bir adet hizmet otosu açık arttırma sııretllo satılacaktır.
2 __ şartnamesi İşletmemi» Malzeme kısmında görülebilir.
3 — Arttırma 24/3/949 Perşembe günü saat 15 de Beşiktaş Afyon v«
Malzeme İşletmemizde kurulu komis-yon önünde yapJacağından istekliler in belirli gün ve saatte 750,— liralık temlnatlarlie birlikte mezkûr komisyona başvurmaları rica olunur. (3244)
oldu.» diye haber vermeğe gitti. Asansörün garsonu ihtiyatlı bir nazarla baktı. Ne olur, ne olmaz yardım için elini bile uzatmadı.
Dört Iclşllük grup, asansörde do, koridorda da hattâ Jake'in apartnna-ııı n a girdikten sonra beş dakika müddetle de hiç bir şey konuşmadı, Jake ve Maloııe, mllyonerzade Red-(lick'l divanın üstüne yatırdılar. Hc-lene de yaralının suratım ılık su ile temizledi. Bu İmş dakikalık müddet zarfında, Jake, pencereyo dayalı durdu. Parmaklarının ucundaki sigara içllmeksizln bitiyor.
Nihayet, Pan. oturdu. Hafifçe inildeyip yumuşak elltıl çenesin# götürdü. Sersem nazarlarla odanın bir yanma baktı.
Helöne, ona dostça sordui
— E. şimdi daha mı İyisiniz?
Pen Reddinck, başıyla bir tasdik işareti yaptı. Dudaklarının arasından da bir mırıltı çıktı:
— Eh, çok şükür, epeyce epoyco...
Jake, gene blrdenblro parladı:
— Namussug hergeleI Bent gebert-tirecekli bel
Malone, ona baktı:
— Bunca dâvalar gördilm, şimdiye kadar ç«ne parçalayan bir zâlimin,
AŞK VS MACERA ROMANI
Vatan ; Craig Rite Tercüme eden : Vâ-Nû
L Tofrika NO. 50 - - - .-------
Jake. hurdahaş ettiği adamın mecalsiz omuzlarını tuttu.
Pen Reddick, patlamış dudakları-
nın arasından:
— Mersi! Jake! — diyo harfleri ters ters telâffuz ederek gülmeğe ça-lıgtL
Malone:
— Hah işte, pekâlâ, pekâlâ:! — de-
di. — Hiç vakit kaybetmeyin, hemen asansöre.
HölĞne, gene hafifçe güldü:
— Aslını ararsanız bu kaba şakalardan da hiç hoşlanmam e... Sen de muhakkak bir fenalık yapmak t ste-miyordun değli mi, Jake?
— Hayır, hiç fenalık yapmak İstemiyordum. Sadece bu keralanın boynunu burmak nlyetlndeydlm.
Müdür, ötede, bir müşteri kadmın fevkalâde korkmuş olduğunu gördü, ona:
Duucr ^üpi'-U küçük ULr kxt4 paıçaLauru Wr uıuiUiD* M1/*
— Bu İşi ben kendim yaparım. Bir elimle ensesinin derisinden yakalayarak...
H61tn», alnlrll utnlrll yutkunup duran otel müdürüne:
— Görüyorsunuz ya, küçük şakacıyı? — dedi.
Malone, yere diz çökmüştü. Pen Reddlck'ln ahvalini kontrol ediyordu Sonra, içi rahatlayarak ayağa kalktı:
— Yardıma İhtiyaç olmaksızın 1'pııdlslıU nakledebilirsiniz. Pen! Davran bakalım, dostum...
Petı'in dllzlerl üstünda doğrulması için yardımda bulundu. Mendilini çıkardı; yüzündeki kanlan sildL Hallin öte tarafında, bir kadın, bu kanlı manzarayı görür görmez, bir çığlık kop&np bara daldı.
— Haydi, yeni bir gayret sarf at Peni jake’in koluna abana abana yürümeğe çalıştı.

dört
le İsnatlarda bulunduğunu görmedim.
Jake, dedi kl:
— Dinle, Malone, sen vaziyetin fai kında değilsin.
Bir İki sıçrayışta odanın öteki tarafına yürüdü. Pen’I bileğinden yakalayıp sarstı:
— Haydi bakayım, aç o kırılmış çeneni şimdi! Söyle, anlat!... Pen, yine bozuk bir telâffuzla:
— Şöyllyeceğim, şöyllyeceğlm. —diye mırıldandı. — Bir dlsün... Sey.. Kırıldı da... Şallanıyor.
Jake, teklif etti:
— Eğer sallanıyor da telâffuzunu bozuyorsa, aç ağzını çıkartayım... E. anlat bakayım, hergele! Beni kazlno-ya çektin. Bir kaç adım ötede ayrıl-dm. Sonra da o yere batasıca kutuyu almak üzere beni gönderdin. Pekinde de biri var, dediu-
Höidne. korku İçinde haykırdı:
— Jake, b!r yerine bir şey olmadı ya? îylsln ya?
— Turp gibiyim. Yalnız, onun bir dişi kırıldı, benim az daha kafam kırılıyordu. (Pen’o hiddetle oğüdlJBir dişini daha kırayım da çift olsun mu?
Pen, eliyle ağzını himaye etil:
— Ben şlz» fena bl sey yapmadım u»
' Malone, sakin sakin araya girdi:
— Kuzum, siz beni tımarhane ziyaretçisi yerine mİ koyuyorsunuz? (Susması için iielene'e göz etil.) Neymiş bakalım, anlat!
Jake, İzahat verdi:
— Aulatacağun bu lşto; Bu herif mahut kutuyu almak için, ben! kazl-noya sürükledi. Sotua yarı yolda yeşil paltolu adam martavalını kıvırdı. Beraber gitmememizin daha hayırlı olacağı fikrine beni inandırdı Kazhıoya yalnız girdim. O sırada da. bu herif pencereden girip beni benzetil.
Sonra, hikâyeyi daha tafsilâtlı anlattı ve dedi kl:
— Kenıllma geldiğim zaman bir de baktım yazıhanemin parkesinde yatıyorum- Beynim zonk zonk ötüyor. Bu keratanın kutusu da kaybolmuş Binanın İçinde kimse yok. Bir müddet, yan baygın öylece yattım Derken dirildim. Bu namussuzu kakır-datmak İçin buraya geldim. (Azıcık nefes aldı.) Karısının tenkld edici nazarlarıyla karşılaşıp) Affedersin güzelim. Bu kerata benim canıma kasdettl.
Pen, sallanan dişini baş parmağıyla nizamına koyarak nihayet tfl-1 lâf tuzunu tabiileştirdi:
— Ben. hiç bLr şey yapmadım. Bir fenalık yapmadım- Köşede ayrıldım. Doğruca buraya geldim, sizi bekleyip durdum.
Jake:
— Söylediklerinin doğru olduğunu İspat et. — dedi.
— Pekâlâ, edeyim. Hole girince tütün satan kısma doğru yürüdüm Bir paket elgara aidim. Sîzleri bek^ lerken holde bir çok seferler dolaştım. Satıcı kızlarla konuştum. Bunun böyle olduğuna şahadet edeceklerdir. Kızları yukarı çağırtıp sorunuz
— Doğru söylemlyorsundur.
Fen, ısrar etU:
— Çağırın., sorun.
Jake. yorgun bir sesle:
— Pekâlâ, sana inanıyorum. — dedi. — özür de diliyorum. Fakat, bu işlerin böyle olduğunu zannetmem İçin esaslı sebepler vardı. E, dişin nasıl bakalım?
— Ona üzülmeyin. İyi bir dişçi tertibine sokar. Kavga etlikçe de yumruğu hep aynı diş üzerine yerim. Dişçi hep düzeitlr-
Meclisteklleıe, kanlı bir tebessüm I savurdu.
Malone;
(Arkası var)
Sahlfe 7
21 Mart 1949
HER AKSAM BİR HİKÂYE
Öldüren şüphe j
Batı ve Kuzey Atlantik ittifakları
Demir Konstrüksiyon Fabrika Binası Yaptırılacak
Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü Genel Direktörlüğünden:
1 — 6 Lir t 11! dahilinde Batman demiryolu istasyonu civarında Enstitümüze alt sahada yaptırılacak demir konstrüksiyon fabrika binası kapalı zarf ve birim flatl usulü İta eksiltmeye konmuştur.
2 — İstekliler 2490 No. 11 Eksiltme ve Arttırma Kanununun özel mada daslne göre hazırlayacakları teklif zarflarını, en geç 4 Nisan 910 pazarlı:* sl günü saat 15 e kadar Ankarada Genel direktörlük binasında umum! kâtipliğe vereceklerdir.
3 — Teklif zarfları aynı gün saat 11 da Enstitü eksiltme ve arttırma komisyonunca açılacak, komisyonun tâyin ederek teklif sahiplerine bildireceği güne kadar incelenmesi bitirildikten sonra karar aynı günde teklif sahiplerine tebliğ edilecek ve komisyon kararı müdürler encümenince kabul ve tasdik edildikten sonra kesinleşecektir.
4 — İstekliler bu İşe alt eksiltme şartnamesi, sözleşme tasarısı, birim flat listen!, vaziyet plânı, bina plânı ve cephe resimlerinden müteşekkil eksiltme evrakını (15) on beş Ura mukabilinde Ankarada Enstitü muharebe müdürlüğünden, ve îstanbuldn Tophane tekele caddesi, No. 14/1 fl dakf irtibat memurluğu muzdan alabilirler.
5 — Eksiltmeye girebilmek İçin İsteklilerin
a) — Enstitü veznesine (10,000) on bLn liralık geçici teminat yatırmaları ve;
b) Bıı işin teknik öneminde ve en az • 20,000> lira tutarındaki bir demir konstrüksiyon işini taahhüt ve muvaffakiyetle İkmal etmiş ve kati kabulünü yaptırmış olduklarına dair resmi makamdan alınmış btr belgenin tasdikli suretini ekllyecekleri bir dilekçeyi eıı geç 1 Nisan 1949 Cuma günü saat 17 ye kadar Enstitü İnşaat müdürlüğüne vererek eksiltmeye girme belgesini almaları şarttır.
6 — Bu işe alt bilcümle Devlet ve Belediye resim ve vergileri İle Noter harç ve masrafları ve bunların zamları İşi alana aittir.
7 — Enstitü İhaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakla tamamen serbesttir. (3405)
_ (Baş tarafı 4 üncü sahitede) ta Brüksel ittifakını İmzalayan devletlerle bir bölge savunma andlaşma-eına girmeleri halinde, Batı Birliğinin daha sağlam ve geni? bir temele dayanacağı düşünülmüştür. Bir Atlantik paklı Avrupada emniyet hissini uyandıracaktır. Böyle bir emniyet hissinin yokluğunda İse, milletler İçin çok çalışmak veya âtı için cüretli plânlar haziTlamnk güçtür. Bu itibarla böyle bir paktın müzakere •dilmesine başlanması dahi Avrupacın zihniyeti üzerinde muazzam bir tesir husule getireceği belli olmuştur. Ve şimdi bu tahakkuk etmektedir. Şimdi geriye kalan İş şudur: Yeni Amerikan hükümeti. Birleşik Amerikanın Kuzey Atlantik sahili üzerindeki diğer devletlerle bir mahalli ittifak andlaşmn-sma bağlanmasını Kongreye teklif edecektir.
Fakat gelecekte de bazı güçlükler mevcuttur. Evvelâ bu andiaşma ne derece şümullü olacaktır? İskandinavya memleketleri İspanya ve Por-lekizc teşmil edilecek mldJr? Batı A1-manyaya teşmil edilip güvenliğini garanti edecek midir? Bariz olarak. İsveç'in tarafsızlığı, Norveç’in Rusya-ya yakınlığı, Ispanya'daki Franko rejimi, Atmanyanm geleceği hakkındakl kararsızlık birer engeldir.
Bundan başka bence tereddüdü mucip olan, diğer bir nokta da şudur: B>ı paktın daha da büyütülmesi lâzım mıdır? Yukarıda zikrettiğim memleketlerden hiç biri kudretli bir devlet değildir. Fakat dahi! olmaları haUn-de, Atlantik paktı hükümetlerinin kaynak ve stratejik plânlarının geniş bölgelere yaylanası icabedeeektir. Kuvveti yaymak se umumiyetle bir zaaf kaynağıdır. Bundan başka bu pakta dahil memleketlerden, her biri de, gelecekteki her hangi bir düşmanın kendi öz milli sınırlarında durdurulacağının garanti edilmesin! Is-ttyecektlr.
Fakat kanaati m ca bütün bunlar müstacel mahiyette meseleler değildir. Şimdiki halde elzem olan. Batı Birliğinin nüvesini teşkil eden Biıyük Britanya, Fransa ve Benelux memleketlerinin kuvvet ve birliğini sağlamaktır.
Bu kuvvet ve birlik Amerikalı vc KanadalIların kudretiyle desteklenmelidir. Bu cihet tahakkuk ettikten sonra gelecek İçin plânlar yapmak mümkündür. Amerikan ve İngiliz
kuvvetleri Almanyada bulundukları müddetçe, otomatik olarak kendilerini sürüklemlyecek olan Batı Avrupa-nın her hangi btr kısmına taarruz O-lanıaz. Bu itibarla İsveç, İspanya ve ltalyanın güvenlikleri şimdiden İlilen Almanyada korunmaktadır.
Atlantik Paktı fikriyle İlgili. umumiyet itibariyle gözden kaçırılmakta oİRn gayet Önemli diğer bir nokta mevcuttur. Ne İngiliz ne de Amerikan hükümetler! Birleşmiş Milletler Teşkilâtını dağıtmak arzusunda değillerdir. Her İki hükümet Teşkilât Anayasasın* uygun hareket arzusundadırlar. Mahalli savunmayı teşkilâtlandırmakla Yasanın cevaz verdiği ve hakikatte tavsiye ettiği bir şeyi yapmaktadırlar. Rııslar aynı şeyi ve hattâ çok daha fazlalım Doğu Avrupa-da yapmışlardır. Demokratik hükümetler arasında tertiplenen mahalli savunma andlaşmatarı mahiyet bakımından mütecaviz olamaz. Atlantik, hükümetleri, Ispanya vc Portekiz hariç. kelimenin blzlnı anladığımız mâ-naslyle, demokrattırlar.
Bıı İtibarla bu yıl tahakkuk etliği zaman, Atlantik paktı, kuvvetli ve daimi siyasî kuvvetler ve fikirlerin mahsuitt olacak denilebilir. Rus siyaseti son harbin sorundanberi savurmakta olduğu tehditlerle bu paktın kuruluşunu tâcii etmiştir. Kanaatimce bu pakt daimî bir mahiyet alacak ve askeri bir ihtiyat tedbiri nıaiıiyetini aşıp çok gelişecektir. Bununla beraber, savunma İçin kurulan bu teşekkül ıhı hakiki bir siyasi İttifak şeklini süratle nlabLleceğl bence şüphelidir. Mantıki olarak hareketin federal esasa dayanan bir bölge hükümetine doğru gelişmesi lâzımdır. Fakat Amerika İle Avrupa memleketlerinin buna hazır olduklarını zannetmiyorum. Bununla beraber ittifakın büyüyeceği muhakkaktır Şimdiden ticaret ve diğer ekonomik faaliyetlerde bölge İşbirliği büyümektedir.
1818 1 taklbeden 40 yıllık devreyi hatırınıza gelirin ve bunu 1945 ten-berl kaydedilen terakkiyle mukayese edin. Bu aylar zarfında Amerikan İn firatçıhğının sona erdiğine, tng'ita dış Siyasetinde bir İnkılâbın yer aldığına şahit olduk. Aynı devre zarfında İngiliz câmlası Batı Avrupa ile ortaklık tesis etmiş ve Batı Birliğinin temeli atılmıştır Kuzey Atlantik Paktı fikri bütün bu neticelerin sonu-cudtır.
rckelslt kalmış, dili tutulmuştu. Konuşurken sözleri anlaşılmıyordu. Fakat felâket bununla bitmemiş, Forenln delilik derecesine varan kıskançlığı zail olmamıştı. Görme kabiliyetini muhafaza eden tek gözünde *ynı şüp heler okunuyor, hfttınnı ve sıhhatini sormağa gelen erkeklerden hangisinin, karısının âşığı olduğunu bu gözle anlamağa çalışıyordu. Kıskançlık ve şüphe, zavallı mimarda sabit bir fikir haline gelmişti. Nihayet, hiç bir ziyaretçi kabul etmek Istemdcl vc kendisini çalışma odasına nakletmek mecburiydi hasıl oldu. Zavallı Fore,
■ bu odada, geniş bir divana uzanmış, tek başına sabahtan akşama kadar çile dolduruyordu.
Zlal kocasının bu feci Akıbetini göre göre sayıflamış, tanınmaz bir hale gelmiş, sıhhati sarsılmıştı. Ailenin İhtiyar doktoru, genç kadını sıhhatini İhmal ettiğinden dolayı, atı acı tenkit etti, kendisine bakması, her giln sokağa çıkarak arkadaşlarını görmesi ve oyalanması lâzım geldiğini İh-
■ tar etti. Genç kadın, meraret.le başını sallayarak cevap verdi;
— Yaşayıp da ne yapacağım?
FaJcat doktor, bu cevaptan ümltsla-liğe düşmlyerek yavaş yavaş onu bina etti. ZLri şimdi ara sıra sokağa çıkıyor eski tanıdıklarım "" biraz teselli buluyordu.
Oda hizmetçisi mimar Forenİz, oda kapısına vurduktan sonra İçeri girdi ve kendisine bir mektup ' İflnıar sordu:
— Mektup bana mı?
__ Hayır mösyö, mektup madama
•iti
Fore, boğuk bir seste hizmetçiye:
____ Ver bana o mektubu! Emrini verdikten sonra titreyen elini usata-rak aldı.
jrore. odada yalnız kalınca, zarfı yırtarak mektubu dikkatle okuduktan sonra hayal tarikliğini belirten bir sesle:
— Nafile! Nafile! Sözlerini mırıldandı ve odanın içinde sinirli sinirli gerinmeğe başladı, sonra kol rastlne bir göz atarak:
— Saat yedi buçuk öldüğü halde Ziri hâlâ eve dönmedi. Son günlerde! daha sık sokağa çıkıyor. O da benim gibi ızdırap çekiyor. Halbuki dört sene ne kadar mesut yaşadık. Ya beni üzen ve kalbimin huzur ve rahatını kaçıran şüphelerim asılsı» İse, o zaman delirdiğime hükmedeceğim. Diye eseflendi ve meyus, bitap bir koltuğa çökerek:
__ Aman Yarabbi, bana ne oldu?
diye İnledi.
Fore. vücudunda bir titreme, başında şiddetli bir ağrı hissetti. Gözleri yanıyordu. Korku İçinde hareketsiz kaldı.
O esnada odanın kapısı açılarak karısı içeriye girdi. Zizl. esnıer güzeli bir kadındı. Derhal kocasının yanına koştu:
— Affet ben! kocacığım! Seni çok beklettim. Paket iki üç mağazaya uğradım. Yolda Ellse de Tasladım. | Beni evine kadar götürdü, fakat ne zahmette çalışma masasına yaklaştı,
, --- „çekmeceyi açarak tabancayı eline al-
dı.
Biraz sonra 2ixl, odaya girip kocasını elinde tabanca ile gönlnee:
— Sevgili kocacığım ne yapıyorsun? otduitauu biliyorum. Vücudundan ta- ’diye çığlığı başta Mimar kolunu kalçan bu güıel koku ne? Bu Losyonu *’•'••** >««•>-«• -t—n «m. mı nerede buldun?
— Fakat bu koku, dalına kullandığım losyondur kocacığım, bana acı. Ben senin Zîzln değil miyim?
Fore, Yumruklarını «ıkarak mukabele etti:
— Yalan söylüyorsun!
— Kr müddetten beri benden, şüphelendiğini seriyorum. Bugüne kadar içim kan ağiıyarak bu şüphelerine tahammül ettim. Fakat artık daya-namıyacağım.
Mimar, hırsla tekrar etti:
— Yalan söylüyorsun!
Genç kadın, kocasının yanına koştu, başını iki dile tutarak yukarı kal -dırdı, ağzından beyaz köpükler çıktığını, gözlerinin ferslaleştldlğinl dehşetle gördü. Zavallıya felç gelmişti.

Fofe ölmedi ama yapılan bütün tedavilere ve kendisine gösterilen bütün ihtimamlara rağmen İyileşemedi, Hirk yaşında, kötürüm olmuştu. Bir kadar dinmedi, gözü görmüyordu. Tan vücudu ha-* Çeviren: A. HİLÂLİ
uzatö.
görüyor ve
oluyorsun «ekerim? Benim yiızümden ızdırap nu çekiyorsun diye sordu: Fakat tepesi atmış olu* mimar, tanzim nefretle İtti ve garip bir sesle:
— Yalan söylüyorsun. Ben nerede
'dırarak kansın* nişan aldı vel
— Yalan söylüyorsun diye batırdıktan sonra tetiği çekti.
Mimarın el! titrediği için kursun Ziziye İsabet etmedi. Fore, tetiği bir daha çekmek İçin kuvvet sar /ederken, arzından köpükler çıktı ve yeni bir k&lb kırlal neticesinde cansız yere yığıldı.
Genç kadın, hıçkırıklar içinde kocasının cesedine sarıldı ve:
— Aman Yârabbll Niçin beni öldürmedi diye inledi.
Zlri aylarca yattı.
mânâsa şüphelerle hem şahsına, hem kendisine ne büyük bir fenalık ettiğini düşünerek kalbi parçalanıyordu, O. kocasına dalma sadık kalmıştı. Zl-ri İyileşince, akrabaları kendisin! sayfiyede hava tebdiline götürdüler. Genç kadın az bir zaman sonra eski güzellik ve kuvvetini buldu. O yaşadı ama, kocasının feci Akıbetinden duyduğu elem ve ızdırap, son nefeslDe
Kocasının bu
Kıskanç bir koca
Karısını yaraladı, kendisi de bir kaza kurşuniyle öldü
Manila halat alınacak
Bayındırlık Bakanlığı Istabul S. A. K. Reisliğinden:
Dairesindeki listede teferruatı yazılı Manila halat 4725 Ur* muhammen bedel üzerinden açık eksiltme İle satın alınacaktır.
isteklilerin liste ve şartlaşmasını dairede görerek 354.17 liralık geçici teminat makbuzu v* 049 yılı Ticaret Odası belgesi İle, 8/4/M9 çarşamba tünü naat 11 de Karaköy Perçemli sokak, Omsa t. Hanı birinci katında S. A. komisyonuna gelmeleri. (31621

öksürenlere
KATRAN HAKKI EKREM
1 — Ankara Gençlik parkında ser binası İkmali v* kalorifer tesisatı İşleri 15 gün türe ve kapalı zarf usulü İle eksiltmeye konulmuştur,
2 — Muhammen bedeli «515M lir» 70» kuruştur.
3 — Teminatı «8118» üç bin yüz on altı lira «00» kuruştur
( — Teminat belediye verceelne yatırılacaktır.
8 — İdari ve fenni şartnameler! He keşif cetveli ve salr.evrak hergün belediye tutanak ve muamelât Müdürlüğü kaleminde görülebilir
8 — İhalesi 8.4.1949 çarşamba günü saat 18 da belediye dairesinde toplanan encümende yapılacaktır.
7 — Bu İşe girmek Istlyenlerin yüksek mühendis ve mimar ve mühendis veya mimar olmalan ve bu işin teknik öneminde bir İşi bilfiil yapmış İdare etmiş veya denetlemiş bulunmaları ve müteahhit bu evsafı haiz olmadığı takdirde bu şeraiti hala bir fen elemanı İle ortak olarak işe iştirak edip sözlegmsyl de beraber imzalamak ve talipler resmi dairelerden alınmış belgeleri!* «tatil günleri hariç» ihale gününden enaz üç gün evvel müracaatla ihaleye iştirak edebileceklerine dair ehliyet vesikası alarak teklif mektubuna eklemeleri şarttır.
I — iataklllerln »49ü layıh kanunun 82 ol maddesi sarahati veçhile hazırbyacakları taklit mektuplarını İhale günü ıaat 18 şe kadar encümen başkanlığına yermeleri lâzımdır. (8327)
İstanbul Jaııdarme Satınalma Komisyonundan
Mühürlü ntlmUncsl gibi «20000» metre ambajâj kanavlçesl 25 Mart 940 ___ Cuma günü saat H de Taksim Ayaapoşadakl komisyonumuzda kapalı aarf eksiltmesi İle İhale olunacaktır. Beher metresine «yüz beş» kuruş tahmin edilen bu kanaviçelerln ilk teminatı «1576» Uradır. Şart kâğıdı ve nümune komisyonumuzda görülebilir. İsteklilerin ilk teminat malsandıjı makbuzu veya banka kefalet mektubu ve şart kâğıdında yanlı diğer belgeleri havi teklif zarflarını eksiltme saatinden bir saat «vveline kadar g*. misyonumuzda bulundurmaları. (2720)
Ankara Numune Hastanesi Baştabipliğinden:
Muhammen Muvakkat
fi ati Tutan teminatı
Adet Lira Kr. Lira Kr Lira Kr. İhale günü HAWLEY sistemi 3 4160 00 124A0 0Ö 936 00 31-3/849 per-
Orthepcd!(ıue ameli- şembe günü
yat masası (Şartna- saat 14.
meşindeki yazılı te-ferrüaüle)
1 — Ankara Niimune hastanesi ihtiyacı için yukarıda yazılı uç adet ameliyat masası kapalı zarf usullyle eksiltmeye konulmuştur.
1 — Taliplerin kanun tarifatı dairesinde hazırlıyacaklan teklif mektuplarını muayyen olan saatten bir saat evvel komteyona vermeleri
3 — Şartnameler her gün hastanede ve İstanbul Sağlık Müdürlüğünde görülebilir. (309 lı
Cinsi
Created by free version of 2PDF
Deniz Okullar ve Kurslar Komutanlığından:
1 — Deniz «Hdlitll erliğe tetekU olanlar alınacaktır. Isıe*t ?rm yağıdaki şeraiti haiz olmaları lâzımdır
a — 18 yaşma basmış olmaları,
b __ Orta oku! mezunu bulun malan.
e — Tam sıhhatli olmadan
2 — Deniz Gedikli sınıfın* lsteKUlcr iki yıl sınıf okulu eğnimin) tamamladıktan sonra gedikli erbaşlığa yükselirler, ve ISO (>n* aylık alırlar Aynca beslenme ve giyinmeler! de Devlet tarafından yapılır
3 — Deniz gedjll! erbaşlarına subaylar gibi harcırah »e örsken hakkı verildiği gibi emekliye ayrılmakta ve emekliye ayrılırken İkramiye veril »ektedir.
4 — Kayıt ve cabul «e daha fazla tafsilat için ıstesLierUı Mart tu
•onuna kadar Ko’impaşudald Deniz gedikli Erbaş Or:a Okulu Müdürluftü-ne başvurmaları. - (18911
★ Sahibi bulunduğu »Atom» gazetesinde Mehmet İhsan Yurdoğlu tarafından yazılan ve hükümetin mânevi şahsiyetini tahkir mahiyetinde görülen bu yazıyı neşretmek suçlle hakkında tevkif karan verilmiş bulunan Talât Sümer dün savcılığa gelerek teslim olmuş ve Cezaevine gondeıllmlştlr.
Aynı işten dolayı hakkın la tevkif kararı verilmiş olan İhsan Yurdoğlu ise zabıtaca aranmaktadır.
it Hakikate uymıyım «eklide mal beyanında bulunmaktan sanık olarak Asliye ceza mahkemesinde yargılanmakta olan OTtaköy Nahiye müdürü Rüştü Çelüc'ln duruşması bitmiş ve ortada suç görülemediğinden, berae-tlne karar verilmiştir,
■it Antakya'da İşlenen bir cinayetten dolayı mahalli zabıtnsmca aranan Mac it teminde bir genç, şehrimizde Kn ra gümrükte yakalanmış ve mahfuzcu Antakya'ya gönderilmiştir.

Osmaniye —. İlçemizde bir aile tâci ası olmuş, bir kadın yaralanmış ve bir genç de ölmüştür. Hâdise şudur-
Kasabada nalbantlıkla iştigal eden ökkâş Ünal, 12 seneye yakm bir za-mandanbcrl Münevver dında bir kadınla evli ve üç çocuk babası bulunmaktadır. Karı koca arasında üç sene den beri kıskançlık yüzünden geçimsizlik baştatntç bu yüzden geçen yıl açılan bir dava neticesinde yek dİ-Serlerinden ayrılın flardır. Fakat karısına pek düşkün olan Ökkâş bu ayrılmaya uzun boylu tahammül ede-memlş, resmen ayrılmış olmalarına rağmen tekrar barışarak allı ay kadar önce birleşmişlerdir. Bıı gün öğle özeri evine giden ÖlskUş ünalın karısını tabanca kurşuniyle yaraladıjı ve kendisinin beyninden aldığı bir kurşun yarası neticesinde öldüğü öğrenilmiştir.
Alâkalıların hâdise mahallinde yar tığı tahkikata göre ökknş karısını vurduktan sonra tabancasını karıştırırken kazaen silâh patlamış vc çıkan kurşun beynine isabet ederek ölümüne sebebiyet vermiştir. Yaran Münevver, hastaneye kaldırılmıştır Zftbıta, bu aile fficinsı hakkında tahkikat yapmaktadır
I
»3
123454780 10
Şaldan 1 — Memleketi temsil «den
epor «kipi.

Devlet Orman işletmesi Giresun Müdürlüğünden:
1 — İşlet incinizin Dereli bölgesinin Gümüşlü ormanının kamyon j ulü istif yerinde mevcut 2881 adede denk «9538 M3 Ladin kalası 15.3 949 tarihinden »İbaren on be® gün müddetle açık artırma suret ile satışa konulmuştur.
2 __Açık artırma 4 Nisan 949 pazartesi günü saat 15 de Giresun işlet-
me müdürlüğü binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
3 — Artırmaya çıkarılan kalasların beher metreküpünün tahmini bedeli «seksen dört» lira «eli! «ekiz» kuruştur Geçici teminat % 1A hesabiyle «3168» lira «Si» kuruştur.
4 — Bu işe alt şartname Ankarada orman gene) müdürlüğünde, İstanbul, Trabzon. Ordu, Samsun, Sivas, § Karahisar işletme müdürlüklerinde ve İşletmemizde görülebilir.
5 — İsteklilerin belli gün ve saatle müsbit evrak ve ilk teminatlorlle
komriyona müracaatları. (3339)
Gaziantep Valiliğinden:
Adn Parsel Mahallesi____________Yüa ölçüsü Hududu
39 23,24,51 Akyol 928 M2 Sağı yol, solu: dehlla,
. önü: umum! yol ve arkası: Abdo oğlu Ka Ta ve Mustafa evleri
Okul yapılmak düşüncesiyle evvelce satışı durdurulmuş olan Atatürk Bulvarı üzerindeki özel idareye alt binanın okul olmayacağı anlaşıldığından kapalı zarf usulüyle tekrar satışa çıkarılmıştır.
Muhammen bedeli «sn.OOO» ilra. geçici teminatı «2500» Uradır.
İhale 15 Nisan 949 cuma günü saat 14 te Gaziantep İl Daimi komisyonunda yapılacaktır.
Zarflar arttırmayı açma saatinden bir saat evvele kadar alındı mukabilinde komisyon başkanlığına verilecek ve postada vâki olacak gecikmeler kabul edllmtyecektir. ••
isteklilerin yukarıda yazılı gün ve saatte teminatlariyle birlikte komisyon başkanlığına müracaattan. _________________3253^

— GÖk kuşajı. 3 — VilrOjüS,
— TrnnrjıtlanUrin bnoı - Ba»ır
liraa uyduı
Bağır

>B*

d t’âil. s —
«Hı
«e-
Bir hastalık, a -
gelirse damızlık BkOsddr - Bir
kadın İsmi. 1 — intikam br-i

ryt-n - Neferler,
— Bir çalgı - Temi geniştir • Üç. » — Ka-
jlıiyn benzeyen bir cins mtyvalar, 10 — .. .. .... _ Baguıo «P* gelirse tufeyli.
Hubııb»:
Yulcarıdsı

M«»ır«:

— Baharın basit
lan-
gıç gOntl. 2 — Geri kalmıyan, S — Bojbnjla,
— Ter»! Ameriknda takım odalardı
kir «rkek luni, 3 — Rilüiıuli anlatma
»ma «h gelirce

îyyaro
tonopoi demegur.
- M tikem mel. 1 —
Talik
»ebre. 8 — Dlslylo kazır - Sıfat
T«ul bir

-Tcr*l
- Ba-
— Tersi


• Bir
# —
«kl - Ehliyet ve «kA. 10 —
Geçmiş raman - Lolunan ruhu,
ÇEÇEN BULMACANIN HALLt
Soldan lıÇa:

Acı. 3 — Lekeci. Şal. 4 —
— Bilaraflık. 2 — ipotek.
Akaret Eı,
& —
Tlba», At. 0 — Kapak, 7 — Saray*. Hora, 0 —
lsa, IJ, «W, B — Tllıa, Vçucu, 10 - AkJiıede-
rU.
Yukarıdan maftiî»;
--------—--------- , . .Bilvasıta. İp«lr, Karıgıİtı 3 — Tokat, Haki. 4 — Aleılno.
1 (
.3 T-
An, 0 — Heı«b*yı, 4 — AJuUp. Sucl,
| Ban. C». 8 — La»«, Konur, i M - Kıl. T«*nn.
7 —
— Irar». Racl,
ve
ve
Ankara Belediye Başkanlığından
1 — Eski Ankara sokaklarında parke kaldırım yapılması ve adi kal dirini tamiri ve mecra İşleri 15 gün süre ve kaya’ı zarf usulü İle •tailtmcyl konulmuştur.
2 — Muhammen keşif bedeli «392040» Uradır.
3 - Teminatı «1P431» Ura «42» kuruştur.
4 — Teminat oelediye veznesine yatırılacaktır.
5 — Fenni ve ılarl şartname He keşif cedvell hergün belediye tul: alt muamelat müdürlüğü kaleminde görülebilir.
6 — İhalesi 6.4 U49 çarşamba günü saat 16 da belediyede toplanan tüy
tümende yapılacaktır.
7 —Bu İşe girmek îstlyenlerln Ticaret odasında kayıtlı bulunmaları
yüksek mühendis veya böyle bir fen adamı Ue teşriki mesai ederek sözleşmeyi birlikte imza etmeleri ve bu gibi yol inşaatından defaten «200> bin liralık iş yapmış olduğuna dair vesika İbraz ederek tatil günler! hariç fi-naz üç gün evvel belediye başkanlığına müracaatla ehliyet belgesi alarak teklif mektubuna eklenmesi şarttır. ■
3 - İsteklilerin 2490 snytîı kanunun 32 cl maddesi trr. -e hasarla-yatakları teklif mektuplarını belli günde 15 şe kadir vc n-■ »n-lığına makbuz karşılığında verilmesllâzımdır. ('•??'ı
X
A K 3 A M
31 Mart 1049
Bir Tek HAKİKİ FRIGIDAIRE vardır...
FRIGIDAIRE İSMİ bütün dünyada o derece yayılmıştır ki, herkes onu soğuk hava dolabı manasında kullanmaktadır. Bir çok satıcılar bile, sattıkları dolabın markası ne olursa olsun, ona tek kelime ile "frijider* diyor. Bu hâl, FRIGIDAIRE markasının erişilmez şöhretinin en büyük ispatıdır.
Bugüne kadar 10 MİLYONDAN FAZLA FRIGIDAIRE markalı dolap satılmıştır. Bu rakam, bütün diğer markalı soğuk hava dolaplarının satışı mecmuunu geçmektedir.
Yüksek evsaf ve kalitesiyle dünyayı fetheden FRIGIDAIRE markalı dolaptan sizin de tercih edeceğiniz muhakkaktır.
Lâkin dikkat etmek lâzım! Zira her soğuk hava dolabı FRIGIDAIRE değildir.
Bir tek hakiki FRIGIDAIRE vardır,
... o da i JıtjTE rrn markasını taşınandır.
BURLA
TUIPKL
KOMPRİMELERİ
r.--'
KİN
verild
Sermayesi:
10.1100.000 İnçiliı liralı
ÖKSÜRÜK ve BRONŞİTİ GEÇİRİR
OSMANLI BANKASI
Türk Anonim Şirketi, Tesis tarihi: 1863
Merkezi İdaresi: tetanhul - Galata
İstanbul’da: Yeni cami, Beyoğlu. Kadıköy ve Şişli de ve Tür-klyenin başlıca şehlrlerlle
Paris. Marsliya, Londra, Man-çester, Mısır. Kıbrıs. Irak. Filistin ve Maverayı Ürdün’de
Şubeleri Suriye ve Lübnan’da Riyalleri vardır.
-—a—■—
Her tiirlll banka muameleleri yapar a
Çok müsait faiz ş&rtiarile tasarruf ve mevduat hesaplan açılır
rasarrur hesapları İçin üç ayda bit İkramiye keşideleri yapılır Daha faıla malûmat almak için Osmanlı Bankası Gişelerine müracaat edilmelidir.
LOKMAN HEKİM
(Dr. HAFIZ CEMALl
Dahiliye mütehasısı Divanyolu 104 Muayene saatleri Pasat nırlç her gün 2.1) s Ter 23399
[rıııntııınıınıııınım-ııııııiî-ıınııı-ııiTiımn— . iHHinHinııııııınıııııımnııııııuıı
DEVLET DEMİRYOLLARI İLÂNLARI |
300 ton bilâma karbonat dö sut alınacak
BARKER & Co (CYPRUS) Ltd
s s «EASTERN MED»
S/S «TROODOS» m v «PAM1NC»
SELANİK
PİKE
Halen limanımızdadır.
30 Mart 1949 da beklenmektedir.
10 Nisan 1949 da beklenmektedir— İSKENDERİYE — POKTSAİD
BEYRUT ve KIBRIS
irin eşyayı ticariye kabul etmektedir.
Fazla malûmat İçin, Oalata, Hov&gımyan han, Rıhtım cad. 147/1 numarada' Demetrius J. Zervoudakla.
Vapur acentasma müracaat. — Ttel: 4? 199 ■MB3
işçi Sigortaları Kurumu İstanbul Şubesi Müdürlüğünden:
1 — Eminönü Sururi mahallesi Sultan Mektep sokak S-7 No:lı binada depo. LAboratuvar ve İmalâthane olarak kullanmaya çok müsait kaloriferli geniş Üç salon kiraya verilecektir.
İsteklilerin Karaköy Palas a incikattaki Şube Müdürlüğüne müraca-atfar»- (3353)
Devlet Demiryolları Merkez 9 uncu komisyon -*--**—^ Başkanlığından
1 — 300 ton bilâma karbonat dö sut'un satın alınması kapalı zarf usulü İle eksiltmeye konulmuştur.
2 __ Malzemenin muhammen badeli 84000 (seksen dört bin* ve mu-
vakkat teminatı 5450 (beş bin dört yüz elli) liradır. ’
3 — Şartnameler 25q kuruş mukabilinde Ankara ve Haydarpaşa veznelerinde satılmaktadır.
4 — Eksiltme Ankarada İdare blnasmda Malzeme Dairesinde toplanan merkez $ unçu satmalına komisyonunca 4/4/1949 pazartesi günü saat 15 te yapılacağından İsteklilerin teklifleriyle kanunun tâyin ettiği vesikalarını ayni günde nihayet saat 14 a kadar makbuz mukabilinde adı geçen komisyon başkanlığına vermeleri (veya muayyen vakitten önce ela geçecek tarzda İadeli taahhütlü olarak posta ile göndermeleri.) 336T

Eczanelere
Kinin hic!roklora(|
| Piramidin» Formul) Kafein pür
Guarana
Beherinde
0.15 gr. KİMİN varılır
SATILIK
KAMYON AMBALAJ
SANDIKLARI
İnşaat sahiplerine, sandıkçılara, marangozlara ve ambalâj işleri yapanlara elverişlidir.
Müracaat yeri: Nişantaşı Akkavak Sû. No. 9-11
100 grup golcü vagonu çelik akümülatörü alınacak
Devlet Demiryolları Merkez 9 uncu komisyon Başkanlığından
1 — 100 Grup yolcu vagonu çelik akümülAtörünün sabin alınması (kapalı zarfı usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
2 — Malzemenin muhammen bedeli 220000 (İki yüz yirmi bini ve muvakkat teminatı 12250 ton İki blnlkl yüa elli) liradır.
3 — Şartnameler 500 kuruş mukabilinde Ankara ve Haydarpaşa veznelerinde satılmaktadır.
4 — Eksiltme Ankarada idare binasında Malzeme dairesinde topla-
nan merkez 9 uncu satmalına komisyonunca 4/5/949 çarşamba günil saat 15 te yapılacağından isteklilerin teklifleriyle kanunun tAyln ettiği vesikalarını aytıl günde nihayet saat 14 a kadar makbuz mukabilinde adı geçen komisyon başkanlığına (veya muayyen vakitten önce el» geçecek tarzda İadeli taahhütlü olarak posta İle göndermeleri.) (3855)
En cesur. ...
. . . . Aslan En keskin ... Gillete bıçağıdır
Tekel Genel Müdürlüğü İlânları
Şanıhr Dö Komers Berj An Türkî (İstanbul)
Cemiyeti Senelik Toplantısı
Genel Kurulun 31 Mart 1949 Perşembe gunıi raat 11,30 da Galata k (O Hanında ikinci katta toplanacağı alâkadarlara İlân olunur.
GÜNDEM: I Geçen Genel Kuru! zabıtnamesinin okunması ve tasdi (1, 2 - Cetniy faaliyeti hakkında rapor. 3 - Mali ranor, 4 - Hesap mtıfetilşl raporu, a - Bütçe,' 0 - Niza .11 İntihaplar.
Yönelim Kurul*
Klorat dö Potas
ihalesinin tehiri hakkında İstanbul, TecLm Jumaldory&n De il al gazetelerinde
\ ' 7
-te"
Yenlsabah, Akşam Yenlsabah, Akşam Yenlsabah, Akşam
9/3 »49
5’3/949
7/3/949
ıo 4/949 salı günü saat 15.15 de pazarlığı yapılacağı ilân edilmiş olan
100 ton Klora t dö potan ihalesinin görülen lüzum üzerine şimdlUk tehir »dildiği Hân olunur. (3385)
ı
MAVİ
Gillette
10 bıçak 170 kuruş;
5 bıçak 85 kuruş
“Gün aydın Gillette ile başlar„
Created by free version of 2PDF
M

Comments (0)