Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8
Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Abone: Türkiye için seneliği 32, altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki mislidir.
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis eden: HABİB EDİB TÖREHAN
ilânlar: 6 ncı sahifede santimetresi 2 liradır. İlânlardan hiçbir mas’uliyet kabul edilmez.
Telefon: 44756-44757 Santral Telgraf Adresi: Hetlo. İstanbul
jç ve DIŞ POLiTiKA _ 20/IV/1950 -
Altlee Hükümetinin ilk büyük muharebesi
İŞÇİ Hükümeti, dünden beri "Londrada, yeni seçimlerden sonraki ilk parlâmento muharebesine girişmiş bulunuyor.Avam Kamarası, Sir Stafford Cripps tarafından takdim edilen bütçeyi müzakereye başlamıştır. On gün sürecek olan münakaşalar, ekseriyet partisi için son derece tehlikeli vaziyetler yaratabilir. Bütçenin herhangi bir maddesi üzerinde vukua gelecek küçük bir mağlûbiyet, şüphesiz derhal Meclisin feshine ve yeni seçimlere gidilmesine yol açacaktır. îşçi Partisi idarecileri de, nasıl bir tehlike içinde bulunduklarını bilmektedirler. Onlar, Avam Kamarasında ancak 4 reyden ibaret nazari bir ekseriyete sahiptirler. Bunun içindir ki, İşçilerin Parlâmento Gru-pu Şefi, bütün milletvekili arkadaşlarına birer yan resmî emir göndererek, bütçe müzakereleri devanunca hazır bulun-malannı istemiştir.
Fakat, atlatılacak güçlükler, sadece İşçilerin çok küçük bir ekseriyete sahip olmalarından doğmayor. Muhalif Muhafaza-kârlann bu vesile ile şiddetli hücumlara hazırlanmış olmaları ve Cripps'in sunduğu bütçenin de halkı tekrar ve bir kere*daha bazı sıkıntılara mecbur edici mahiyette bulunması İktidar Partisinin işini zorlaştırıyor. Böyle bir bütçenin geniş halk kütleleri üzerinde, hattâ şimdiye kadar İşçi Partisine en iyi destek olmuş bulunan zümrede derin hoşnutsuzluklar yaratacağı tabiîdir. Haftalıklann bloke edilmesi yüzünden zaten gavri-memnu» vasiyette olan ağır sanayi işçileri arasında şimdiden bazı tehlikeli hareketler baş-göstermiştir. Diğer taraftan Londra limon ve dok işçileri de haber verme mahiyetinde bir greve başlamışlardır.
Muhalefet ise, durumdan mükemmel surette istifadeye çalışmaktadır. Evvelki gün Muhafazakâr Partinin Terakkiperver denilen kanadının lideri, işçiler namına Sir Stafford Cripps'e tenkidler yağdırmıştır. Fakat muhalefetin bu taktiği, seçimler sırasında muvaffakiyet sağlayabildiği halde, Parlâmento için? de fazla bir tesir yapamıyacak-tır. Zira İşçi milletvekilleri bloku, görünüşte çok sağlamdır. Fakat, bu milletvekillerinden birkaçının, bütçenin müdafaası nazik herhangi bir faslı müzakere edilirken, muhalefetin ekseriya çok haklı olan tenkidle-rinin tesiri altında kalmaları, hükümeti düşürmeye kâfi gelecektir. İşte Attlee Kabinesi için büyük tehlike de budur.
Mamafih, yeni mahrumiyet bütçesini mâzur, hattâ haklı göstermek için, Cripps'in de bazı kuvvetli delillere, bilhassa ikna edici bilânçolara sahip bulunduğunu kabul etmek lâzımdır. Hakikaten, İşçi Partisinin malî idaresi, bugün için bütün halinde ele alınırsa, bir muvaffakiyet sayılabilir. Birkaç gün evvel, Cripps, bu senenin ilk üç ayı içinde lngilterenin yalnız dolar açığını kapatmakla kalmayıp, altın veya Amerikan parası olarak yeni ihtiyatlar tesisini sağlamış olduğunu açıkça bildirmişti. Bu demektir ki, İngiltere, kendi bünyesi içinde tasarruf yapabildikten başka. Avrupaya ve dolar ülkesine de ihracatını hissedilir derecede arttırmıştır. Böyle bir netice, her İngilizin, farkında olmasa bile, bazı menfaatler elde etmesine yol açar.
Şimdi bilinmesi gereken nokta, bu şahsi menfaatlerin hatırı için İngiliz halkının daha bir sene müddetle devam edecek ve belki de artacak olan sıkıntı ve tahdit tedbirlerine tahammül edip edemıyeceğıdir. Onu, bu ayın sonundan evvel, Cripps tarafından sunulan bütçe müzakereleri bittiği zaman anlayacağız.

Başkan Truman dün mühim bir konuşma yaptı “Eğer hakikati demirperde gerisine duyuramazsak harbi kaybederiz,,
"Barış taraftarı ve zayıfların koruyucusu olduğunu iddia eden Rusların nasıl yalan söylediklerini anlamak için, işgal ettikleri yerlerdeki vaziyete bakmak kâfidir"
r

\Vashington, 20 (YİRS) — Amerikan gazete sahipleri ve başmuharrirleri Birliğinde verilen bir öğle ziyafetinde konuşan Başkan Truman, e-sa.ret propagandası karşısında sarfe-dılen gayretlerin, diğer milletlerin bu sahadaki gayretleriyle birleştirilmesini söylemiş ve Rusyanın dünya çapında başladığı propagandaya karşı, Amerikanın girişmiş olduğu büyük hakikat mücadelesine bütün hür demokrat milletlerin de iştirakini ısrarla istemiştir.
Truman demiştir ki: "Bir çok memleketlerde yaşayan halkın büyük bir kısmı, komünist emperyalizmi hakkında kâfi derecede bilgi sahibi değildir. Hakikat uğruna girişilen bu mücadelede, kendimizi dünyanın her tarafından duyurmahyız. Bilhassa Sovyet nüfuzu altında yaşayanlar tahrif edilmiş haberler ve yalanlarla beslenmektedir. Komünist propagandası altında kalanlar, Amerikan vatandaşlarım ve diğer hür memleketlerde yaşayanları, oldukları gibi bilmiyorlar. Bizim nasıl bir çiftçi veya nasıl bir işçi olduğumuzdan haberleri yok. Eğer hakikati öte tarafa duyuramazsak, savaşı kaybederiz.”
Başkan Truman. Sovyet propagandasının sahte, acemi ve kaba olduğunu belirtmiş ve bu gibi yalanların tesiri altında nasıl kalınabildiğme hayret etmiştir. Truman sözlerine şu şekilde devam etmiştir:
“Komünist propagandasına kalır-
Adenauer Başbakanlığa seçildikten sonra Meclis Relnl I)r. Koehlcr'ln tebriklerini kabul ediyor
Adenauer, Berlinin Batı Almanyaya ilhakını istiyor I
Balı Berlin Meclisi de, yeni seçim yapılması için dört müttefik komutana müracaat edilmesine karar verdi
Bonn 20 A.A. (Afpı — Berimden dönüşünde Başbakan Adenauer dün akşam şunları söylemiştir:
"Berlin'in, Federal Cumhuriyetin, on ikinci eyaleti olarak Batı Almanyaya ilhakı Müttefiklerin elindedir.
Almanlar bakımından buna mâni olarak bir şey yoktur. Bu bakımdan mevcut olan bütün güçlükler giderilmiştir ,
Berlin, bundan böyle kanunlarını Federal Alınan Cumhuriyetinin kanunlarına uygun olarak hazırlıyacak-tır.
Berlin 20 AA. (Reuter J — Batı Berlin Meclisi bugün oy birliği İle dört müttefik komutandan, bütün şehirde müttefikleraraM kontrol altında ve 1946 seçimlerindeki aynı basın hürriyeti şartlan dahilinde, serbest seçim yapılmasını tasvip etmelerini istemiştir.
Gündeme son dakikada alınan müstacel takrirde: (Bize. Ferlin Birliğim tekrar kurmak ve Almanya -nın tekrar birleşmesine ya -dım etmek arzusu gayret vermektedir) deniyor.
Takrirde seçimin, dört komutanın hiçbiri tarafından kabul edilmemiş bulunan 1948 anayasasına göre yapılmamasını, fakat. Sovyet komutam da dahil olmak Üzere bütün komutanla rca kabul edilmiş olan 1946 nın seçim usullerinin tatbiki ilen sürülmüştür.
Meclla Başkanı Dr. Otto Suhr. şöyle demiştir:.
Şehir idaresinin 194» de eyrilmo* sırdan beri Sovyet komut nı dahil

1

Amerika Cumhurbaşkanı Truman, son günlerde dış politikada Cumhuriyetçi Partinin de müzaheretini kazandıktan sonra alınmış resmi
sa. Sovyet Rusya dünya barışının en ı hararetli taraftan ve zayıf milletlerin koruyucusudur. Halbuki Berlin, Çekoslovakya, Balkanlar ve Uzakdoğu olayları Sovyet barış iddialannın bir paravandan başka bir şey olmadığını isbat etmiştir. Komünistlere kurban olanlar, bu hakikati onlardan öğrenecek delillerdir. Komünistliğin hakiki mahiyetini her tarafa duyuracak olan bizleriz."
Başkan Truman, yer yüzünde ba-
4 komutana yaptığımız ilk müracaat olan bu teklif, şehrin birliğini tekrar kurmayı ne derece arzu ettiğimizi göstermektedir.
Takrir münakaşası» kabul edilmiştir.
Alman siyasi çevreleri, bu hareketin Doğu Berlin'in Batı Almanyaya ilhakını Batılı Müttefiklere tasvip ettirmek üzere açılan mücadelenin ilk adımı olduğuna işaret etmektedir.
mm mih jm* Ahu nınmıtıımwtını =*ttuııwtm 9tm4uuMHiHUiHiHuııtımtmuHH«ümtmitNMtiMraııttifvtwtırııifiHMitnnittüi> mümuhii» ımuıab ttMiıuıtKULümiLL
Amerika Genelkurmay Başkanının sözleri
Gri. Bradley: “Henüz barışın kurulmasına karar vermedik,, diyor
Conrord (Massachussets) 2(> A A. lAfpı — Birleşik Amerikanın istiklâl mücadelesinin başlangıcı sayılan Concordo ve Lexington savaşlarının 175 inci yıldönümü münasebetiyle demeçte bulunan Kara, Deniz, Hava Genelkurmayın Komitesi Başkanı General Onıar Bradley demiştir ki:
Açıkça görülüyor kı, barışın kurulmasına karar vermedik. Bu karara varmadan evvel barışa götüren bütün yolları araştırmamız lâzımdır. Hiç kimse. Kuzey Atlantik bölgesi nV 4 ‘.ek savunmasının İngiltere ve
rışın tesisi için girişilen hakikat mücadelesinde bütün kuvvetiyle çalışılması için Dışişleri Bakanı Dean Achesona talimat verdiğini söylemiş, fakat bu hususta hiç bir teferruat açıklamamıştır.
Denizaşırı istihbarat programının. Birleşik Amerikanın çeşitli bölgelerinde yaşayanların yardı mlyle başarılabileceğini ve gazetecilerin bu sahada önemli bir roj oynayacaklarım belirten Truman, bu yeni vazifenin silâhlı kuvvetler veya askeri yardım programı, Marshall Yardımı ve dördüncü madde programı kadar önemli olduğunu İşaret etmiştir.
lumu*Aıı»AıiHHHnM'iıziM’imnı uııur niınu ifurmmrmp ı
Yunan • Yugoslav münasebetleri düzeliyor
Yugoslav işgüderi Plastirasla görüştü
Atina, 20 A.A. (Reuter) — Yugoslav maslahatgüzarı Şerif Şehov, yeni Yunan Dışişleri Bakanı General Plastiras’ı bugün ziyaret ederek yarım saat görüşmüştür.
Bu ziyaretten faydalanan Başbakan Plastiras, Yunan Hükümetinin mazide müşterek mücadeleler ve sıkı münasebetlerle samimi surette bağlı bulunduğu Yugoslavya ile diplomatik münasebetler tesis etmek arzusunda bulunduğunu belirtmiştir.
Demecine devam eden Plastl-ras her İki tarafça büyükelçiler tâyini keyfiyetinin münasebetlerin yeniden başlaması için ilk adımı teşkil edeceğini ve bu sayede askıda kalan meselelerin hallinin mümkün olacağını söylemiştir.
Yunanistan ile Yugoslavya a-rasındaki normal diplomatik irtibat. 1946 ağustosundan bepl inkıtaa uğramış bulunmaktadır
\.______________________________/
Başbakan bu sabah şehrimizde
Başbakan Şemseddin Günaltay* şehrimize gelmek üzere dün akşam Ankaradan hareket etmiştir. Başta baJcanlar, milletvekilleri, Ankara Valisi, Emniyet Müdürü, Garnizon Komutanı olmak üzere kalabalık bir halk kütlesi tarafından uğurlanmışım Başbakan bu sabah şehrimizde o-Incaklardm
Kanadnya bağlı olduğu kadar hize de bağlı olduğunu bizim kadar ıvı idrak edemez. Biz Amerikalılar, İn-gilterenin ve onun geniş milletler camiasının samimiyetine ve yardımına muhtarız. Onlar da bize muhtaçtır ve lâzım olduğu zaman onlara hodbin hislerden uzak kalarak yardım etmeliyiz. Kanada, Ingiltere ve Birleşik Amerika milletleri Myast sahada birleşir ve kavi kalırlarsa halı dünyacında İstibdada davanmsyan temsil! bir hükümet şeklinin devam etmesi ihtimali çok kuvvetlidir.
Şehrimizde büyük bir askeri konferans toplandı
Gayesi hava, kara ve deniz birlikleri arasında tam bir işbirliği temin etmek olan toplantıya
Yüksek rütbeli Türk ve Amerikan subayları iştirak etti
Dün akşam şehrimizde, askeri çevreler tarafından büyük ehemmiyet atfedilen bir askerî konferans başlamıştır. Türk kara, hava ve deniz kuvvetlerinin en yüksek rütbeli subaylarının hazır bulunduğu bu konferansa iştirak etmek Üzere Anka-radaki Amerikan Askeri Yardım Grupu Başkanı General McBride. Hava Kısmı Başkanı Tate. hâlen Ame-rlkada bulunan Deniz Kısmı Başkanı Amiral Ginder’e vekâleten Com-mander Payne ve Yardım Heyetinin bütün yüksek rütbeli subayları da iştirak etmiştir. Konferans, Ordue-vinde yapılmış ve ilk toplantı 15 ten 17 ye kadar devam etmiştir. Toplantıdan sonra kendisiyle konuşan bir arkadaşımıza Amerikan Askeri Yardım Heyeti Hava Grupu Başkam General Tate demiştir ki:
**— Türk hava, kara ve deniz orduları mümessilleriyle beraber akdetmekte olduğumuz bu konferansın gayesi, ordunun bu üç birliği arasında tam bir işbirliği sağlamak ve muhtemel bir taarruz vukuunda kara, hava ve deniz kuvvetlerinin tam bir anlaşma halinde hareketini hazırlamaktır.
Türk askeri kuvvetlerinin son yıllarda gösterdiği ilerlemeyi çok büyük bir hayranlık ve memnuniyetle
Savunma Bakanlığının bir tebliği:
Seçim yüzünden terhisler geri bırakılmış değildir Ankara 20 (A.A.) — MilK Savun-
ma Bakanlığından tebliğ ed.’lmiştir:
19 nisan 1950 gün ve 355 sayılı Zafer Gazetesinin birinci sahifesinde (Seçimler yaklaştıkça 40 yıllık kanunlar hatırlanıyor ve terhisler mayıs sonuna bırakıldı.) başlığı altında, "Bugünlerde terhisi icabeden bazı sınıfların da terhisi mayıs sonu
na bırakılmıştır.,, denilmektedir.
1 — Valilerin ne zaman ve ne şekilde askeri makamlara müracaat edebilecekleri eski ve yeni kanunlarda yazılı ve çerçevelidir.
2 — Hâlen silâh altında bulunan
ve 4416 sayılı kanuna göre, kısa hizmete tâbi eratın hizmet süreleri ma
yıs 1950 içinde sona ermekte olduğundan bu eratın terhisleri 12 nisan 1950 gün ve 10279 sayılı bakanlık emriyle yayınlanmıştır. Bunların terhisi normal olarak devam edecektir.
Bundan başka silâh altında bulunan en yaşlı doğumun muvazzaflık hizmetlerinin bitmesine daha on üç aylık bir zaman vardır. Bu itibarla, terhis işlenilen, seçimlerden dolayı geciktirilmiş hiçbir doğum ve sınıf mevcut değildir.
Halil Özyörüğiin seçim beyannamesi
Geçen yıl Türkiye mahkemelerinde bir milyon dâva açıldı
İstanbul ve İzmir D. P. listelerinde müstakil olarak yer alacak olan Yargıtay Başkanı Halil özyörük, dün gazetelere gönderdiği seçim programında bilhassa adli sistemimiz üzerinde durmak ve "Yurtta bir adalet buhranı değil, fakat bir adalet huzur, gıızluğu vardır. Bunu önleyebilmek 1-çin alınacak tedbirlerin başında mahkemelerin kuruluş kanunu gelir,, diyerek eski kanunun yerine memleketin ihtiyacını karşılayacak yeni bir teşkilât kanununun konması zamanının geldiğini İzah etmektedir.
Burulan sonra Özyörük, Meclisten geri alınan Teşkilât Kanununun bariz vasıflarından bahsetmekte ve burada bilhassa istinaf mahkemelerinin faydalı olacağını söylemektedir. Bunu gerektiren diğer bir sebebin de Yargılayın bugün içinde boğulduğu iş baremi okluğuna işaret eden Halil Özyörük. "Her yıl mahkemelerin açılma gününde verdiğim rakamlardan anlaşılacağı üzere yargitayın yıllık geliri 1949 da 135 bindir. Halbuki 1936 ve 1937 senelerin 67.000 idi. Son İstatistiklerden anlaşıldığına göre geçen yıl bütün Türkiye mahkemelerine gelen dâva sayısı bir milyonu bulmuştur.,, demektedir.
Bu suretle programını münhasıran adlî sistemimiz üzerinde teksif eden Yargıtay Başkanı beyannamesinin sonunda, teşrii hayata atılmak imkânını elde edersem enerjimi bu faktörlerin düzeltilmesi İçip gereken mü-c.vtele uğrunda sarf edeceğin), demek tedir.
müşahede etmekteyim. Kara, hava ve deniz kuvvetlerinin tam bir işbirliği ile hareket edebilmelerini temin için çalışıyoınız. Bu çalışmalardan İyi neticeler alınacağından eminim.,,
Konferansa bu sabah da devam e-dilecek ve muhtemel olarak akşam üzeri son verilecektir. Bundan sonra konferansa iştirak etmiş olan Türk ve Amerikan subayları, Gemlik deniz üssüne gidecekler ve orada Türk hava kuvvetleri tarafından yapılacak olan bombardıman, atış, pike bombardıman ve roket atışı gösterilerinde hazır bulunacaklardır.
Bayarııı nutkundan
doğan akisler
— ■ 1 * 1 — ■ ■ ■■■ » ■ — " — » ■ ■ ■ ı ■
Demokrat Parti Genelbaşkanmın son beyanatı, muvazaa isnadlarına yol açmıyacak, açsa bile bu neviden isnadlar nefretle reddedilecektir
Ankara, 20 (Husus! muhabirimiz bildiriyor) — D.P. Genel Başkanı Celâl Bayana beyanatı burada son derece müsait bir tesir bırakmıştır. Ayni şeyi memleketin tamamı için söylemek mümkündür. Çünkü demokratik rejimin icabı olan hürriyetlerden ne irticaın ne de komünizmin faydalanması caizdir.
İstanbul hâdiseleri göstermiştir ki, gayesi memleketimize daha müraka-beli ve daha ileri bir idare vemıek olan demokrasi, bu iki menfi kuvvetin nazannda evvelâ kendilerim kurmak, arkasından da milli inkılâbımızın cephesini' makas altına alarak yıkmak için sadece bir bahaneden ibarettir.
Türkiye, bugün cihan hâdiselerinin ziyadesiyle nazik bir safhaya girmiş bulunduğu bir zamanda umumi seçimlerini yapmağa hasırlanmaktadır. Bu seçimler yolundan Türk vatandaşı yeni meclisini seçerek itimat ettiği hükümete işlerini tevdi ederek ayrıca da seçimlerde gösterdiği muvaffakiyet sayesinde medenî dünyanın itimadını muhafaza etmekte devam edecektir.
Bu gayeye varmak için salim ve Arızasız, yani memleketi en küçük sarsıntıya maruz bırakmıyacak mahiyette bir seçim havasının muhafazası lâzımdır. Bu ise, siyasî partilerimizin her irtica ile komünizmin her türlü tahrikine karşı koyması ve 8ed çekmesi ile mümkündür.
Türk demokrasisinin garanti etti* ği siyasi hak ve hürriyetler, vatanın birlik ve istiklâlini olduğu kadar inkılâbın da masuniyetini esas olarak kabul etmiş bulunan vatandaşlar i-çindır. Bunları yıkmak isteyen düşmanlar, yahut iz’ansızlar için değildir.
Bayarın beyanatı D.P. nin bu hususta iktidar partisi kadar hassas olduğunu göstermiş bulunuyor.
Buradaki umumi kanaate göre büyük siyasi partilerimizin bu müşterek ve azametli tavrı karşısında tah-
Güneş balçıkla sıvanmaz
YtNİ IfTANBULhM
İÇ SAYFALARDA
İKİNCİ
Büyük siyasi anketimiz Milli Eğitim Bakanı Tahsin Banguoğlunım ce\-aplan
ÜÇÜNCÜ
Lübnan ve Suriyede komünistlerin faaliyeti
DÖRDÜNCÜ
Kiralın dahi giremiyeceği kapı Prenses A. Kropotkin Ben de orada idim Oramiral W. D. Leahy
BEŞİNCİ
Sovyetlerin altın politikası
Robert Bellamy
rikle ve tahrikçiler baş kaldıramı-yacak, Türk vatandaşı reyini huzur ve emniyet İçinde kullanacak ve bize dost olan dünya ile insanlık Türk vatandaşının seviyeli seçmen dirayetini memnuniyetle müşahede ve tes-bit edecektir.
Zaten seçim listelerinin ilânına bir iki gün kalmıştır. Bu, biter bitmez seçim mücadelesine geçilecektin, Bu mücadelenin devleti yahut inkılâbı yıkmak istercesine herhangi bir tafra ve tabiyenin kendine çıkış noktası bulamaması, reylerin selâmeti için olduğu kadar vatandaşın seçimlerden sonraki huzur ve istirahatı için de lâzımdır.
Denilebilir ki, birkaç zamandan beri halkımızda sezilmekte olan endişeler tamamen zail olmuş ve bunların yerini emniyetle itimat almıştın Yine burada herkesin açıkça izhar ettiği bir kanaate göre Bayann bu beyanatı muvazaa isnatlarına yol açmıyacak, açsa bile, bu neviden isnatlar bütün bu vatandaşlar tarafından nefretle reddedilecektin
Yeni Yedek Subaylara
dün diplomaları verildi
Ankara, 20 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) Yedek Subay Okulunun 31 inci dönemini muvafafkiyetle bitiren asteğmenlere bugün parlak bir törenle diplomaları verilmiştir.
Yedek Subayların hep beraber söylediği İstiklâl Marşından sonra Okul Komutanı ve Başbakan Şcmseddin Günaltay birer hitabede bulunmuşlardır. Okulun 1, 2 ve 3 üncülerine Başbakan tarafından diplomaları verilmiş ve 31 inci dönem adına yaş kütüğüne plâka çakılarak merasime ftn verilmiştir.

Sayfa 2
T E N î İSTANBUL
21 Nfıan 10M
L B • • • • uyul ( Siyasî Anketimiz ' . _ . _
Milli I Eğiti m Bakanı Tahsin
Banguoğlunun cevapları
IE İHI 11 İlli
İlil A\ illi 1E İlli İL 1E İHI 11
”Türk Milleti, dini ve dindaşhğı bir politika vasıtası olarak kullanmıyacağı gibi, Kemalizm i de bir vasıtası olarak kullanmak düşüncesinden
OSMANLI İmparatorluğu son asırlar boyunca yeni Avrupa medeniyetine karşı Ortaçağ doğu medeniyetinin mukavemetini temsil etmiştir. Bu imparatorluk koyu teokratik bir devletti. Taşıdığı ve koruyucusu olduğu İslâmî medeniyetin bütünlüğü ve üstünlüğü dâvasında idi. Fikriyatı donmuş bir skolâstiğe dayandığı için kendine hasım bir dünya içinden doğan yeni medeniyetin mebdelerini kavrıyamadı. mahiyetini muhakeme ve münakaşa edemedi. Türk Milletinin hayatiyeti sayesinde dayandı ve doğuya doğru geçilmez bir set oldu.
Ondokuzuncu Yüzyılda OsmanlIlar teknikte ve teşkilâtta Avrupa medeniyetine baş eğdikleri sırada bu teknik zaten o şeddin üzerinden aşmış ve sahiplerine tâ doğu Hint A-dalarında müstemlekeler «ağlamış bulunuyordu. Arada bu medeniyet Amerikada kendine yeni bir vatan kurdu. Balkanlarda ve Rusyada sathi bir şekilde yerleşti. Fakat ne OsmanlIların tanzlmatçılığı, ne başka* Asya mİ İletir linin taklitçilikleri Hıristiyan olmıyan milletlerin, bir dünya medeniyeti olmak iddlasıpda o-lan, yeni Avrupa medeniyetine katılmasını sağlıya madı.
Bunu bir başka türlü İfade edersek yine doğru olur: Avrupa medeniyeti dünyevi esaslarına rağmen Yirminci Asra kadar fiilen bir Hıristiyan medeniyeti olmaktan kurtulamamıştır. Bunun İki sebebi vardır: Biri hırlstiyan olmıyan milletlerin kendi inanışlarını bu medeniyete göre tefsir edememiş ve kendilerine bu medeniyetin mebdelerine göre bir fikriyat yapamamış olmaları, öbürü hı-ristlyan milletlerin kendi aralarında ve hırlstiyan mezhepleri arasında gerçekleştirmeye çalıştıkları teaamülı ve eşitlik duygusunu bütün dünya milletleri ve dinleri ölçüsünde genişletmek yoluna girmemiş bulunmalarıdır. *
Hıristiyan milletlerin son asırlar içinde başka din sâliki milletlere reva gördükleri muameleler ağır olmuştur. Pek çok hırlstiyanlar kendi medeniyetlerine katmak istedikleri milletleri hırlstiyan yapmak gayretinden bugün de vazgeçmemişlerdir. Demek kİ daha geniş ölçüde bir insaniliği batı medeniyeti henüz kendine maledememiş bulunuyor.
Buna göre Avrupa medeniyetinin lâikliği bir mânada bir hırlstiyan lâikliği olmuştur. Gerçekten bu fikrin tarihî gelişmesi de böyledir. Yeni Avrupa medeniyetinin dünyevi karakteri mezhep kavgalarını ve dev-let-kliise mücadelelerini önllyecek böyle bir fikrin doğuşunu mümkün kılmıştır. Bu fikir mezheplere hayat hakkı vermiş ve devletle kiliseyi memleketten memlekete farklı mütareke hatları üzerinde uzlaştırmış ve barıştırmıştır. Sonra da lâiklik bu medeniyetin esas vasıflarından biri sayılmıştır.
Hıristiyan olmıyan milletlere yeni dünya medeniyetinin gerçek kapısını Atatürk açmıştır. Yine Atatürk Avrupa medeniyetine artık bir hıristi-yan medeniyeti olmamanın yolunu göstermiştir. Avrupa medeniyeti teknik ve teşkilât şeklinde bütün dünyaya yayıldıktan çok sonra ve —Ja-ponyada olduğu gibi bazı parlak fâ-kat köksüz gelişmelere rağmen — bütün Asya milletlerinin derin bir kültür buhranına düşmesini müteakip yine bu medeniyete karşı en sert mukavemeti göstermiş olan memleketten. Tilrkiyeden bir meşale yükselmiştir. Yeni dünya medeniyetinin fikir meşalesi. Bu meşalenin ı-şıklan Türk Milletini uyandırmış ve yeniden davrandırmıştır. Daha ilk
M. Eğitim Bakanı Tahsin Banguoğlunun cevaplan-d irdiği sualimiz Sual : H
Kemnll/ıni her iki doğuya ve hattâ Balkanlara doğru olan irtibatlarımızda İşleyip yaymak hususunda ne düşünürsünüz? Bilhassa ortadoğu ve u-zııkdoğuyn doğru?
Bu takdirde geniş kültür hamleleri yapmamız, Üniversitelerimizi dost talebe kabul e-decek bir hale ifrağ etmemizi. kendimizi hu dost memleketlerde mektepler, hastaha-neler açarak ve hattâ vapur seferleri tanzim ederek kültür üstünlüğümüzle temsil etmemiz. diplomatik mümessillerimizi takviye etmemiz ve umumiyetle bu İstikamette geniş bir propaganda yapmamız İcap edecektir.
Bunların tahakkuku İçin, ne gibi teknik formüller, devlet teşebbüsü ve hususi teşebbüs olarak ne gibi tedbirler düşünürsünüz?
gününden itibaren de bu ışıklar As-yanın aşağılık duygusu içinde kıvranan bedbaht milletleri aıasına, Hinde. Çine, Endonezyava kadar serpilmiştir.
Atatürk ilk defa hırlstiyan olmı-yan bir memlekette lâik bir devlet kurmuştur. Atatürk bq hareketi ile o zamana kadar fiilen hırlstiyan o-lan lâiklik prensiplni bütün insanlığa maletmiştir. Asya milletlerine anlatmıştır ki bu yeni medeniyet ırkların, milliyetlerin ve dinlerin fev-kindedir ve insanlığın malıdır. Göstermiştir kİ lâik bir idare kurmak ve hayatı ilmi anlayışlara ve dünyevî icaplara bağlamak Hıristiyanlığın bir İmtiyazı değildir. Bunu kurduğu devletin ideolojisi ve bütün yeni teşkilâtı ile de ispat etmiştir.
Atatürk böyle bir medenî kalkınmanın kllvVetU bir milli davranış temeli üzerine oturabüeceğini de hayatı ve eseri ile göstermiştir. Bugün Asyada büyük milli devletlerin kuruluşunda ve bunların Beride başaracakları medenî gelişmelerde A-tatürk inkılâbının büyük tesirlerini tarihçiler kaydedeceklerdir.
şimdi Kemalizm! doğuya doğru yaymak bahsinde bu tarihî vâkıalâl* çerçevesi içinde düşünmemiz lâzımdır. Kemalizm meselâ Faşizm gibi, Komünizm gibi bir kapalı doktrin değildir kl onu doğuya doğru biz yayalım, yayılmaya zorlıyalını. Kemalizm zaten bütün Asya milletlerini ateşlemlştir, günden güne de sarmaktadır. Ancak alemdar millet sıfatı ile bu arada bize düşen vazifeler vardır..
Şunları bilmek ve bildirmek lâzımdır: Türkiye bir Avrupa devletidir ve yakın siyasi menfaatleri Avrupa devletleri topluluğu içinde kalmasını icap ettirir. Türk Milleti Atatürk milliyetçiliğini hakklyle anlamış ve benimsemiş bir millettir, komşularını kendi kadar hür ve refahlı milletler olarak görmek ister. Türk Milleti dini ve dindarlığı bir politika vasıtası olarak kullanmıya-cağı gibi Kemalizm! de bir nüfuz ve menfaat vasıtası olarak kullanmak düşüncesinden uzak kalacaktır. Bizi doğu milletleri ile münasebetlerimiz------------YARIN----------------
Partilerimiz
ve
malî programlan
Yazan: Namık Zeki Aral
nüfuz ve menfaat uzak kalacaktır.”
de ancak tarihi bir misyon fikri duy-gulandıracaktır.
inkılâptan beri yakın ve ortadoğu milletleri ile iyi münasebetlerimiz olmuştur. Pâklatan, Hindistan ve Endonezya ile ise bu memleketler İstiklâllerine kavuşur kavuşmaz dostça münasebetlere girişmiş bulunuyoruz. Bütün bu memleketlerde fikri hareketler sosyal ve tarihi şartlarla kayıtlı olarak derece, derece gelişmektedir. Hepsi bizdekl inkılâp hareketleri ile İlgilenmişler ve mânevi kalkınma hamlelerimizi takip etmişlerdir. Kemalizm hakkında bu memleketlerin hemen hepsinde bir çok neşriyat yapılmıştır.
Ancak şunu itiraf etmek lâzımdır ki biz henüz Asya milletleri ile e-sesli kültür münasebetlerine girişmiş sayılamayız. Üniversitelerimizde karşılıklı dil ve edebiyat kürsüleri kurulmalıdır. Mümkün olduğu kadar çok profesör mübadelesi yapmalıyız. Bunun gibi müsait şartlarla çok talebe mübadele etmeliyiz. Fen kollonndan başka bizim Hukuk ve İlâhlyat Fakültelerimiz Asya memleketlerinden gelecek talebe için İstifadeli olacaktır.
Karşılıklı konferansçılarımız, gazetecilerimiz, fikir adamlarımız gidip gelmelidir. Karşılıklı tanıtıcı neşriyat yapmalıyız. Elçiliklerimizde kültür ataşelikleri bulunması zaruridir. İyi başlangıçlar temin edildikten sonra kültür anlaşmaları yapmak ve kültür heyetleri mübadele etmek de mümkün olacaktır.
Karşılıklı dostluk dernekleri kurulmalıdır. Bunlar tanışma ve kültürel dayanışına kadar İktisadî münasebetler için de faydalıdır. Turizme bilhassa ehemmiyet verilmelidir Spor temasları arttırılmalıdır.
Daimî ve rahat ulaştırma hatları meydana getirmek lâzımdır. Bütün bunları dostluk ve karşılıklık şartları içinde düşünmek esas olmalıdır.
Biz tahsil müesseselerünizi Asya memleketlerinden gelen talebeye daima açık bulundurduk, IranlI ve Ef-ganlı talebeye büyükçe ölçüde yer verdik ve yardım ettik. Arap memleketlerinden de okullarımıza az çok talebe gelmektedir. Bu vıl Pâklstan ve Hindistan İle talebe mübadelesine başlıyâblleceğlmlzl bildirdik.
Köy enstitülerimiz, sanat enstitülerimiz doğu memleketlerinde çok ilgi uyandırmıştır. Bunları misafirlerin tetkikine arzetmâk, haklarında bilgiler vermek bizim için bir zevk teşkil ediyor. Bu dost memleketlerin bizim tecrübelerimizden faydalanmaları için hiç bir yardımı eslrgemlyece-ğiz. « . ı
Her halde şuna kaniim ki önümüzdeki yıllar zarfında Asya memleketleri ile kültür münasebetlerimiz çok artacaktır. Bundan karşılıklı faydalanacağız. Ayrıca Atatürk’ün getirdiği müşterek dünya medeniyeti idealinin benimsenmesinde olduğu kadar Asya memleketleri için gerçekleşme-sinde bir rehberlik vazifesi görmek bitim için tarihî bir İftihar vesilesi olacaktır.
Kandilli Kız Lisesi Temsil Heyeti, Ankaıada
öğretmen Nureddin Sevin tarafından lisanımıza adapte edilen King Proctor'un “Ay Işığı” operetini birkaç gün evvel Eminönü Hal^evlnde muvaffakiyetle temsil eden Kandilli Kız Lisesi öğrencllemlden 100 kişilik bir koro ve temsilci heyeti, İki temsil vermek üzere Eksprese takılan hususi bir vagonla dün akşam Ankaraya hareket etmişlerdir.
Cumartesi ve pazar günü Büyük Sinemada verilecek olan bu temsillerin hasılatı, Eskişehir felâketzedele-rine tahsis edilmiştir.
Nuhun Gemisi gene aranacak
Dr. Smith, daha ciddi ve ilmi bir heyetle gelmek için teşebbüse geçti
Ağrı Dağında Nuhun Gemisini aramak üzere gâçen yaz Dr. Smlth’in başkanlığı altında 4 kişilik bir Amerikan heyetinin memleketimize geldiği ve teşebbüslerinden bir netice elde edemeden döndükleri malûmdur.
Bu defa şehrimizde duyulduğuna göre Dr. Smith daha ciddi ve ilmi bir heyetle memleketimize gelmek üzere Amerlkadn resmen teşebbüslerde bulunmuştur. Dr. Smith 12 kişilik bir heyetle gelecek ve bu heyete Holândalı âlim Roosen ile İngiltereli âlim Egerton Sykes da iltihak edeceklerdir. Heyetin haziran ayı içerisinde şehrimize gelmesi beklenmektedir.
Okullarda ders kesimi
ve imtihan günleri
Okullarda ders kesimi ve imtihan günleri belli olmuştur.
Ortaokul ve Liselerde dersler 27 mayıs cumartesi günü kesilecektir. Orta okulların üçüncü sınıflarında devlet İmtihanları, 5 haziran pazartesi günü bavlıyacak ve 28 haziran çar,amba günü sona erecektir. Lise üçüncü sınıflarda ise bitirme imtihanları 1 haziran pereembe günü bavlıyacak, 17 haziran cumartesi günü sona erecektir.
Olgunluk imtihanları ise 24 haziran cumartesi günü bavlıyacak, 30 haziranda »ona erecektir.
Erkek Teknik öğretim okullarında 31 mayıs çarvamba günü, Ticaret o-kulları ile Kız Teknik Öğretim okullarında 27 mayıs cumartesi günü derslere son verilecek ve müteakiben imtihanlara başlanacaktır.
23 Nisan Çocuk Bayramı ve Doğan Kardeş
Memleketimizde seviyeli çocuk neşriyatı yapmak yolunda büyük gayretler sarfeden Doğan Kardeş yayınevi 23 nisanda beşinci çalışma yılım dolduracaktır. Bu münasebetle 23 nl« san pazar günü, Atlas sinemasında büyük bir müasmere tertip olunmuştur, 1
Konnervatuvar öğretmelerinden Ferdi SUtzer'le Rânâ Erksan’ın öğrencileri tarafından konserler verilecek, Esen Görkmen de Orhan Velinin tercüme ettiği I>a Fontalne ve Nas-reddin Hoca hikâyelerinden örnekler okuyacaktır.
Ayrıca, en yeni Mikl filmlerinden 5 ta nesi gösterilecektir. Müsamereye, içinde köşk biçiminde bir iadyo bulunan zengin hediyell bir phango da dAhil edilmiştir.
Aynı gün Atlas sineması j anındaki dükkânda da Doğan Kardeş yayınları için bir sergi hazırlanmaktadır. Dün AkşAm hazırlıklarım tetkik ettiğimiz serginin geniş bir alâka uyandıracağı tahmin edilmektedir.
Yunan Sefiri değiliyor
öğrendiğimize göre memleketimizdeki Yunan Sefiri Skefert, yaş hAd-dini doldurduğundan tekaüde şevke-dilmiştir. Kendisi mezuniyetini geçirmek üzere iki gün evvel Atlnaya hareket ettiğinden henüz tekaütlüğünden haberdar bulunmadığı cihetle tekrar memleketimize dönecek ve hükümetimize veda ettikten son-rA vazifesinden ayrılacaktır.
Müstakiller Birliğinin çalışmaları
Müstakiller Birliğinden bildirildiğine göre, birlik muhalefet partilerinin seçimlerde elbirliği etmelerini temin etmek İçin üç muhal’r partiye teklifte bulunmuş ve bu tekliflere iki parti tarafından cevap verilmiştir. Üçüncü cevap da alındığı zaman vaziyet efkârı ıımumlyeye bildirilecektir.
Norveç gemisindeki yangın dün akşama kadar devam etti
Yanan gemiye keşif heyetiyle beraber
• ■ ı a
giden arkadaşımızın müşahedeleri
J
HAydnıpnşa limanı açıklarında çıkan bir yangın neticesinde hâlâ yanmakta olan Bosphorus vapuruna ait tahkikata dün de devam edilmiştir.
Gemi tayfa ve yolcuları özel bir nıotorle Kadtköyilne geçirileıek hâdiseye el koyan Kadıköy Savcılığı tarafından ifadeleri alınmıştır. Tahkikatın dünkü seyri hâdisede İkinci kaptanın mesuliyeti olduğunu bir kat daha takviye etmiştir
Bcyoğlundaki otellere yerleştirilmiş bulunan gerek tayfa, gerekse kaptanlar, tahkıkAt netlcelcninccye kadar şehrimizde kalarak ve muhtemel olarak birkaç gün sonra hareket edecek olan ilk uçakla Norve-çe döneceklerdir.
Akşam saat 18 de Devlet Demiryollarına ait Kızkulcsi motorıyle yanan gemiye gidilerek hır keşif yapılmıştır. Bir arkadaşımızın da iştirak ettiği bu keşifte bulunan ehli vukuf heyeti Kadıköy savcı muavini, Devlet Denizyolları Liman İşletme Müdürü, Gümrük Klm.VHhaneal Şefi ve İstanbul Üniversitesi Kimya Enstitüsü Doçentlerinden Bayan Muzaffer Vardar'dan mürekkepti. Ayrıca Haydarpaşa Emniyet Amirliğinden Komiser Neşet Coşkun ve İki polis memuru da heyetle beraberdi.
Arkadaşımız, müşahedelerini şöyle anlatıyor:
Dumanlar tüten baş taraftan gemiye girildiği zaman her taraf kalın ve sarı bir kül tAbakaalyle kaplı İdi. Bir numaralı anbarın üzerindeki kâğıt ruloları kısmen sağlam fakat ıslaktı» Anbarlann etrafı su içinde, geçilmez bir halde idi. 2 numaralı an-barın etrafındaki sular fıkır fıkır kaynıyor, bir taraftan hafif patlamalarla sanmakta olan karpitin neşrettiği alevler görülüyordu.
Geminin orta taraflarına yaklaşıldıkça hararet artıyordu. Saçlar, fena halde kızmış olduğundan sıcaklık ayakkabıların köselesini eritmekteydi. Makine dairesinin üst kısmı İnfilâktan hurdahaş olmuş, fakat bir köşede gemiye alt porselen tabak ve fincanlar sapasağlam bir halde İdi. Demir aksam, güverteler, putreller tAinamlyle şeklini kaybetmiş, yer yer oyuklar peyda olmuştu.
Kıç tarafa doğru yer yer alevler yükseliyor, boğucu bir duman gözleri yaşartıyordu* Geminin çok kalın camları infilâktan parça parça ol-muştu. Kaptan köprüsünün altından ileriye geçmek imkânı olmadı. Çünkü buradan itibaren gemi denizi bile kaynatacak kadar sıcaktı. Tekrar motöre dönüldü, fakat Londra rad
Yunan muharriri Melas şerefine verilen çay
Elen muharriri Spiro Melas şerefine dün, İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı tarafından Park Otelde bir çay ziyafeti verilmiştir. Şehir Tiyatrosu, Muammer Karaca, Ses tiyatroları artistleriyle evvelki gün şehrimize gelen Elen Komedi Trupu artistleri de ziyafette hazır bulunmuşlardır.
Spiro Melas, dün akşam Yunanistana hareket etmiştir.
Evvelki akşam, Dr. Fahreddin Kerim Gökay ile S. Melas, Şehir Tiyatrosunda gösterilen “Deli Saraylı” piyesinin tetrısilin-de bulunmuşlardır. Resimde kendilerini, eseri Giraudoux'dan dilimize adapte eden muharrir Fikret Âdil, Şehir Tiyatrosu intendant'ı Behzat Butak, müdür Zeki Coşkun ve Nedim Açer’le beraber görüyorsunuz.

L
yosunun söylediği gibi bomba patladığına dair en küçük bir emare bile görülemedi. İnfilâkın, yardımcı mazot deposunun DAtlaınasından İleri geldiği ve sıııt» • m altında bulunan ana deponun infilâk etmediği tahmin edildi. Hâlâ dalgalanmakta olan Norveç bayrağını kurtarmak, kıç tarafın son derece kızgın olması yüzünden kabil olamadı.
Bir saat süren keşif esnasında hafif hafif patlamalarla geminin enkazı ssışılıyordu. Fakat derinlere İnmek İmkânı olmadı. Vaziyet müsait olursa bugün bir keşif dnhn yapılacaktır.
Fakat yangın sebebini aydınlatacak tam bir keşfin 3 günden evvel yajulnıaımıa imkân yoktur. Gemide hor an infilâk tehlikesi mevcut olduğundan meraklıların gemiye yaklaşmamam İçin liman ve zabıta tarafından dün gece gereken tertibat alınmıştır.
Tahkikata bugün de devam edilecektir.: ’ ♦ I
Diğer taraftan İtfaiye Müdürlüğü hâdise hakkında şu malûmatı vermiştir:
Yangın saat 9,26 da hAber verilmiş, 9.27 de hareket edilerek saat 9.30 do yangına el konulmuştur. Saat 10.08 de Istlnye grupu da yetiştirilmiştir. Binaenaleyh itfaiye yangına gecikmemiştir. Deniz motörlerinde cihaz noksanlığı yoktur. Gemide karpit ve emsali mevad bulunması itibariyle köpük İşlemek suretiyle işe başlanmış, ancak vapurun baş üstündeki kereste yığınlyle ahşAp kısımlara bir miktar su işlenmiştir. Yangın an-barlara sirayet ettikten sonra bu gibi İnfilâk maddelerinin bomba, köpük ve su İle söndürülmeğine imkân yoktur. Eğer anbarlara su işlenseydi karpitle suyun birleşmesinden hâsıl olan Asetilen gazı muazzam bir infilâka, deniz ve karada büyük hasarlara sebebiyet verirdi. İtfaiye bu suretle büyük bir tehlikeyi Önlemiştir. Esasen yangının büyümesine ve diğer anbarlsra sirayetine sodyum nitrat ile karpit sebep olmuştur.
Devlet Denizyolları gemilerine radar konuyor
Devlet Denizyolları, gemilerini radar cihazlariyle teçhize karar vermiştir. Bu iş için Amerikadan mubayaa edilen birinci parti 15 radar cihazı Yozgat vapurlyle limanımıza gelmektedir. Bu cihazlar «ayeainde »i« ve tipi yüzünden seterler aksamadan yapılabilecektir.
Sadık Aldoğan dün şehrimize geldi
Sorgusu yapıldıktan sonra serbest bırakıldı
Hükümetin manevî şahsiyetini tahkirden sanık eski Afyon Milletvekili Sadık Aldoğan, dün sabah Ekspresle Ankûradan şehrimize gelmiştir.
Hakkında ilk tahkikatı yapan İstanbul 2 nc| Sorgu Yargıçlığı, dün kendisini celpname ile Adllyeye davet ederek, ifadesini almış ve müdâfaasını tosblt etmiştir. Izmlrde işlediği suçlardan dolayı da 3 üncü Sorgu Yargıçlığında istinabe suretiyle ifadesi alınmıştır. îatanbVldnM suçlara alt ilk tahkikat yakında bitecek ve son tahkikat açılmasına karar verildiği takdirde Aldoğan, muh-temel olarak tevkif edilecektir.
Radyoevi hâdisesi sanıklarının dün sorguları yapıldı Tecemmuat Kanununa muhalif harekette bulunmak, vazife halinde zabıtaya mukavemet ve mümanaat etmek ve ayrıca zabıta memurlarını tahkirden sanık bulunan 72 kişi, dün mahkemeye getirilerek, suçlan hakkında diyecekleri sorulmuş ve hüviyetleri tesblt edilerek, imzalan alındıktan sonra Cezaevine iade edilmiş, terdir.
Muhakemelerine yakında 10 uncu Asliye Cezada başlanacaktır.
Necip Fâzıl hakkında tevkif müzekkeresi kesildi 27,1.950 tarihli Büyük Doğu mecmuasında "Altıparmak” başlıklı yazıdan dolayı bu yazı muharriri ve aynı zamanda gazetenin sahip ve yazı İşleri müdürü Necip Fazıl hakkında Sorgu Yargıçlığında açılmış olan ilk tahkikat sona ermiştir.
Suça esas teşkil eden yazıda sanığın hükümetin şahsiyeti manevl-yeainl tahkir ettiği anlaşıldığından 159 uncu maddeye göre Ağır Ceza Mahkemesinde duruşması yapılmak üzere son tahkikat açılmasına karar verilmiştir.
Suçun mahiyeti, kendisinin tevkifini icap ettirdiğinden Savcılık tarafından tevkif müzekkeresi kesilerek Emniyet Müdürlüğüne gönderilmiştir.
Yavuz'un türbesi bugün açılacak
Yavuz Sultan Seltm'ln ttlrbealnln açılı* merakimi bugün «aat. 13 de yapılacaktır.
KÜÇÜK HABERLER
★ İktisat Fakültesinin ananevi yıllık balosu bu gece saat 21 den itibaren sabaha kadar Park Otelde yapılacaktır. Gecenin güzel geçmesi için talebe cemiyeti bir çok sürprizler lın zırlannştır. Ayrıca Fakültenin mizahi Atlı Karınca mecmuası d^ baloda tevzi edilecektir.
it Bu gece saat 21 de Taksini Belediye Gazinosunda "Mühendisler Gecesi” namı altında bir balo verilecektir. Gecenin güzel geçmesi için bütün tedbirler alınmıştır.
★ Vali ve Belediye Reisinin yaptığı bir teftiş sırasında su ihtivaçlarını belirten Nişantaşı Kodaman sokağındaki vatandaşların bu dilekleri yerine getirilmişti*.
HAVA RAPORU
Son 24 saat içinde yurdumuzda hava, îç Anadolunun doğu taraflarında çok bulutlu ve yer yer yağışlı, diğer bölgelerde az bulutlu geçmiştir.
Yağışlar yağmur şeklinde olmuştur. Yurdumuza düşen yağış miktarları metrekarede Akşehirde 10. Kı-zılcahamamda 2 kilogramdır.
Günün en yüksek sıcaklığı İskenderun, Adana, Fethiye, Akhisar ve Kocaellde 32 derecedir.
Günün en düşük sıcaklığı Vanda 2 derecedir.
Bugün şehrimizde havanın umumiyetle az bulutlu olması, rüzgârların kuzey ve kuzey doğudan drta kuvvette esmesi, hava sıcaklık derecesinin değişmemesi muhtemeldir. Dün en yüksek hararet gölgede 27 dereceydi. •
Ahmet Hamdi Tanpınar
Sahnenin Dışındakiler
- 44 -
Demek etrafına dikkat eden sade ben değilmişim, işin garibi köşkte sabahleyin o kadar aynanın önünden geçtiğim halde sakalımın bir parmak uzadığının farkında bile olmamıştım. Şurası var kl sabahtan beri, içten İçe o gece öğrendiğim şeyler beni rahatsız ediyordu. Sündüs Hanımın ölümü. Süleyman Beyin hail, Sablha İçin ayrı ayn üzüntülerdi. Kaldı kl tabletlerinin garipliğine rağmen bu İki insanı ben de çok severdim. Zavallı Sablha, yanında olmayı ne kadar istiyordum!
— İhsan çağırmaaaydı sizi behemehal çiftliğe götürecektim. Orada dinlenirdiniz. Amma bugün meşgulsünüz. Başka vakit gelirsiniz!
Saatini çıkarıp baktı. Vapura yedi, sekiz dakika var.
Muhakkak kl eğlence ve dinlenme hakkındaki fikirleri benden çok ayrıydı. Ben kApıdan çıkarken ilâve etti:
— Tevfik Beyi yazdığı iş İçin ben görürüm.
Ne karışık işlerdi? Hakikaten bir şey yapıyorlar mıydı! Yoksa sadece bir kaç kişi toplanmış, gizli cemiyet oyunu mu oynuyorlardı? Böyle düşünmemin sebebi, dün sadece bir zar-216
fin yakıldığını haber vermek İçin thsanın beni Kandilliye kadar yollaması idi. Eğer yapılacak bir iş varsa, o da ben gelmeden çok evvel halledilmiş oluyordu. Yahut sonraya kalıyordu.
Yalıdan, hürriyetimi bu kadar hiçe sayan bu insanlarla hemen o gün Alâkamı kesmek, akşamı Behçet Beyin köşkünde geçirmek ve ilk fırsatta daha müspet İş görülen yerlere gitmek karariyle çıktım. Hattâ ayıplamazsanız, vapuru kaçırmak için elimden geleni yaptığımı da ilâve etmek isterim.
Fakat Boğaz vapurlariyle bahse girmek kolay değildir, Hele o zaman bu büsbütün imkânsızdı. Yolda her yalı duvarında veya kapı önünde gördüğüm kediyi, okşıyarak, bahçe duvarlarından sarkan incir ve narlara bakarak, sararan ayvalarla beraber sonbaharın yaklaştığını düşünerek epeyce zaman geçirdiğim, üstelik iskeleye yakın bir dükkânda mükellef bir traş olduğum halde gene beni lstanbula götürecek vapuru iskelede on dakikadan fazla bir zaman bekledim.
Şurasını da söyllyeylm ki bu hiddet ve etrafımın ciddiyetine İnanmamak hissi bende sonuna kadar devam edecektir. FAkat bunun, sade etra-fımdakllerin kabahati olduğunu söylersem haksızlık ederim. Hakikatte ben garip bir tembellik içinde İdim. Uzleti, sükûnu, hülyayı arıyordum. Sablha ile olan maceram, içimde bir şeyi yıkmıştı. Altı sene insanlardan uzak yalamıştım. Ve bütün bunlar çok genç yaşımda olmuştu. Diğer taraftan İhsanın üzerimdeki tesirini hoş görmüyordum. O evvelâ ferdi saadetimi yıkmıştı; İatan-buldan gidişim de biraz bu yüzdendi. Şimdi de zamanıma tasarruf etmeğe kalkmıştı. Benimle hiç bir ciddi anlaşma yapmadan bu tasarrufa ne hakkı vardı? Diğer taraftan Tevfik Beylerde ge-217
çlrdiğlm gecenin münasebetsizliğini, öğle sıca-ğiyle başlayan halsizlikte daha iyi hissediyordum. Bizi o kadar coşturan o mehtap safası ve musiki zaferi haddi zatinde gülünç şeylerdi. Bu şakalarla vakit geçiren İnsanlara nasıl itimat edilirdi7 iskeledeki yolcuların sefaleti düşüncelerimin istikametini değiştirdi. Ne ihsanın babadan kalma evinde, ne Rasim Beyin köşkünde, hattâ o perişan haline rağmen biraz evvelki yalıda, bu sefaletten eser yoktu. Onlar, arasından çıkıp geldiğim insanların hayatiyle hiç bir alâkası olmayan yerlerdi. Halbuki bu küçük Boğaz iskelesinde gördüğüm düşünceli memur, yaralı elini çorabı kadar kirli bir askıya asmış, ince bir değneğe dayanarak topallıya topallıya yürüyen, henüz terhis edilmiş nefer, ağlamaktan yorulmuş gözlerini yüzlerinde behemehal aramak lâzım gelen ihtiyar kadınlar, ebedî bir vazgeçtlmde her leyden uzaklaşarak zihni bir şehvet içinde ya-şıyan, aşkı da, cinsiyeti de, küçük, iğrenç insandan ayrı itiyatlar haline getiren her yaşta in-jan, sadece ıstıraplariyle, kendilerini yakalayan alâkasızlık veya dört israflarını saran ihtiyaçla öbürleriyle birleşlyordu. Bu matematiği Trakva-dan Vana, Vandan Çin Denizine kadar götürebilirdiniz. Bu Şarkın sefaletiydi.
Ne kadar, Amma ne kadar çok insan yerinden, yurdundan edilmişti, takele yolcularının çoğunun gözünde iklim yabancısı nebatların yadır-gayışı vardı. Bu altı sene ne garip bir nadastı, bunu sonra öğrenecektim.
İhsan. Sultanahmette set üstündeki kahvelerin birincisinde, fesini başından çıkarmış, yüzünü güneşe uzatmış, yanındaki esmer, orta yaşlı, zayıf, siyah ve gür bıyıklı adamla konuşuyordu. Bu kahveden "M.” de iken bana bahsetmişlerdi. Yazın Darülfünün talebeleri sık sık buraya gelirlermiş. Bazan da Yahya Kemalin uğ-218
radığı olurmuş. Netekim kahve benim yaşımdaki gençlerle dolu idi. öbek öbek oturmuşlar. Bir kısmı münakaşa ediyor, bir kısmı tavla, domino oynuyorlardı. İçlerinden çok şık olanları yoksulca giyinmişleri vardı. Fakat hiç birisinde vapurlarda ve sokaklarda gördüğüm halkın ümitsizliği yoktu. Bir kategoriye ayrılmak; beraber yaşamak. bir işin içinde bulunmak onları bir çok şeyden kurtarıyordu.
Ihsan evvelâ yanındakini bana tAnıttı.
— Ali Bey, dedi, bu kahvenin sahibidir. Eskiden Anadolu Demiryollarında hat komiseri İdi. Senin AH Beyi sık sık görmen icap edecek! Tavla bilir misin?
Başımla tasdikim üzerine:
— İyi. dedi. Beraber oyun oynarsınız! Bu kahveyi benimset Vaktin oldukça uğra! Talebe kahvesidir. Kimse şüphelenmez! Hele Ali Beyle tavla da oynarsan, oyun esnasında rahatça konuşursunuz ve sonra Ali Beye döndü
— Cemal benim güvendiğim adamdır, Geldiğine çok sevindim. Siz de benim gibi güvenebilirsiniz.
Ali Bey. evvelâ beni dikkatle süzdü, sonra İhsana baktı. Böylece rızam ve fikrim sorulmadan, şahsım üzerinde yeni bir pazarlık daha yapılmıştı. Fakat bende deminki isyan, her şeyi kırıp atma hevesi kalmamıştı, ihsanın dediği o-lacaktı.
— Geceyi nasıl geçirdin?
Ona evlerinden çıktığım andan beri başımdan geçenleri —Sablhaya ait olanlardan başkasını tabiî, — olduğu gibi anlattım.
— Bu Tevfik Bey olur şey değil vallahi' Demek İlk önce seni bir âlâ sarhoş etti Sonra boğazı musikimiz namına fethetti! Ne sevimli adam amma, değil mi? Sonra eski musikiyi de iyi bilir. Ben zaten böyle ola-219
cağını sana evvelden söylemiştim. Şimdi kalk yemeğe gidelim! Seninle konuşacaklarım var.
Bir otomobile bindik, Tepebaşına çıktık.
Girdiğimiz lokantanın adının Rus Kaya Iz-voşka olduğunu öğrendim. Sade, fakat çok temiz giyinmiş bir kaç Beyaz Rus kadını masaların arasında dolaşıyorlardı. İhsan esmer, süzgün gözlü uzun boylu blı\ kızın masasını tercih etti. Bu kadınlar, lokantanın temizliği, bize getirilen çerezler. etrafımızdaki kalabalık taşradan yeni gelmiş delikanlının alışkın olduğu şeyler değildi. Ihsan yemekleri ısmarladı.
— Daha evvel seninle bir porto İçelim! dedi. Sonra hizmet eden kızın arkasından bakarak konuşmağa başladı.
— lstanbulda çok Beyaz Rus var. Gelir gelmez şehrin hayatına girdiler. Daha sen Beyoğ-lunu iyi görmedin, çok şeyi değiştirdiler. Bir taraftan portosunu koklaya koklaya içiyor, bir taraftan konuşuyor.
— Adım başında, lokanta, bar. küçük eğlence yeri... Hele kadınları, bize çok şey-aşılayacak gibi görünüyor. Şimdiden hanımlarımızın kıyafeti değişti. Gördüğün o tepeden sıkına başlar onlardan geçti. Artık peçe kalktı diyebiliriz. Düzgün zevki de yine onlardan geçti, kadınlarımızın artık çalıştığını biliyor musun? ilk önce, harbin sonuna doğru fakir kadınlar çöpçü oldular. Yani umumi hizmete girdiler. Sonra o-kur yazarlar postahaneye filân alındı. Şimdi e-peyce memur kadın var. Daha da artıyor. Düşün bir kere, hiç bir zaman istifade edemlyeceklerl içtimai hürriyeti, çöpçülüğe kadar razı olan bu biçareler getirdi. Sonra da işlerinden ilk çıkarılan onlar oldu..
(Devamı var)
220
Sayfa 3
Rusların düşürdüğü uçak Hakkında yapılan Jjir ankete göre
Amerikan ■ Rus münasebetleri
büsbütün gerginleşmiş bulunuyor
Arap âleminden notlar
• •
Lübnan ve Suriye’de
komünistlerin faaliyeti
(Son günlerde Arap memleketlerinde bir seyahat yapan Sait Bilâl Çakıroğlu yazıyor)
Küçük Lübnan Devletinin en büyük şehri olan Beyrut. Sovyet ülkesinden ve demirperde memleketlerinden sonra ortadoğuda komünistlerin en serbest faaliyetle bulundukları bir yer olarak gösterilebilir. Arap memleketlerindeki komünist teşkilâta ait neşriyat burada hazırlanır ve buradan gizlice tevzi edilir. Komünistlerin Arapça llsaniyle hazırladıkları günlük bir bülten he» sabah Beyrutta. parasız olmak, yüz elli bin nüsha dağıtılır. Kitap, broşür ve sinema fiîtmleriyle geniş bir propaganda ağı kurmuş olan komünist teşkilâtı bütün Lübnan işçilerini içinde toplamıştır. Hattâ ekseri âzası Ermenilerden terekküp eden komünistler. patrikhanelerini bir merkez olarak kullanmaktadırlar. Hükümete kafa tutacak kadar kuvvetlenmiş olan Lübnan komünist teşkilâtı. zaman zaman işçilere yaptırdığı grevlerle fabrika sahiplerini tnüş-kül bir duruma sokmuştur. Bizim orada bulunduğumuz günlerde. Trablusşam işçilerinin başlamış oldukları umumi grev devam etmekte idi. İşe hâkim görünmek ve vaziyeti zahiren olsun kurtarmak istıyen Lübnan Hükümeti, greve ait yazıların gazetelerde neşrini, hususî bir kararla, yasak etmişti.
Lübnan ve Suriyede rahatça yerleşme imkânların! bulan komünistler Beyrutta Halkın Sesi adiyle bir gazete çıkarmaya başlamışlar ve Suriyede, resmi bir komünist partisi kurmuşlardı. Bugün açık olarak faaliyetten çekilmiş görünen bu organlar, yine gizliden gizliye çalışmalarına devam etmektedir. Son Suriye seçiminde komünist şeflerden şu Üçii mebus namzedi olarak gösterilmiştir:
Halid Bektaş
Necat
Nasuh
inektedir. Bunda, ecnebi devletlerin alâka ve tesirlerinin mühim bir rolü olduğunu, Arap gazetelerini iyi tanıyan ve bu işlerle meşgul bulunan bir zat, Şamda bana, itiraf etmiştir.
Suriyede komünist faaliyetin tesirli olmasında, son hükümet darbelerinin, Filistin harbi mağlûbiyetinin ve nihayet fakirlik ve sefaletin büyük rolü olmuştur. Komünistler bilhassa Filistin harbinde bozulan Arap maneviyatım, dahili ıstırap ve sıkıntıları istismar etmesini Yahudilere karşı llyetinın şeflerde «İçrek hükümetle birliği yapmasına
Bugün Lübnan metleri komünist
aliyetıne lâkayt görünmekte, huşu siyle demokrat cepheye karşı fiili hareketleri müsamaha ile karşılamaktadır. Nitekim bir müddet evvel Şamda bulunduğumuz bir sırada. Ingiliz Elçiliği binasını, komünistler biı sabah bombalamışlardı. Dün de Beyrut ve Şamda bulunan Amerikan Elçiliği binalarına kovdukları saatli bombalarla yeni bir infilâka sebebiyet verdiklerini öğrenmiş bulunuyoruz.
b 11 m işler ve mağlûbiyet mesu-oldugunu iddia e-halkın tam bir iş-mâni olmuşlardır.
ve Suriye Hükû-propagandn ve fa-
silâh, cephane ve para dağıttı-Araplar gizlememektedir. Esr-komşu Arap Devleti de. kapıla-komünist propaganda ve çere-
r

Kasap Haşan el Gafri
komünistler daha ziya-
Suriyedeki
de Türk hudutlarına yakın mıntakalarda yerleşmiş olan Ermeni. Kürt ve Çerkesleri, Türkler aleyhine tahrik etmekle meşguldürler.
için Arap memleketlerinde gösterdikleri filimlerin hâsılatını
Bunun
(geçen sene dört büyük filim göstermişleri, umumî kitaphanelerde satılan kitapların varidatını ve hariçten yetirdikleri tahsisatı, bilhassa hayat pahalılığı tâzyikı içinde bunalan fakir ve işçi sınıflarına ve bu arada basın yoliyle çalışan bir kısım müesseslere dağıtmakta ve bu suretle kendi siyasetlerinin Suriyede yayılmasına çalışmaktadırlar. Bugün Beyrutta yirmi beş, Şamda on beş yevmi gazete çıkmaktadır. Bunlar arasmda en ileride olanların tirajı 10-15 bin nüsha arasındadır. Mühim bir kısmı da ancak 3-5 dir. S8tış Beyrut ve gazetelerin
lariyle izahı mümkün olmıyan çok muhteşem ve refahlı bir hayat sür-
Diğer taraftan Fransızların vaktiyle Cizrede jrapmış oldukları uçak meydanlarına zaman zaman inen Sovyet uçaklarının bu havalide yerleşmiş olan Ermeni. Kürt ve Çerkes-lere ğını sen rını
yanlarına daima açık bulundurduğuna ve Amerıkan-Türk siyasetine karşı Sovyet nüfuzunu bir ınüvaze-ne unsuru telâkki ettiğine göre, bu haberi tabii olarak karşılamak lâzım gelir.
Hududumuza bitişik bir Arap Devletinin ana kanunlarını sosyalize etmesi, bilhassa mülkiyet haklarını tahdit eden yeni bir teşkilâtı esasiye kanunu hazırlaması ve Türkiye ile menfaat ayrılığı olan bir devletin propaganda ve siyasetine muma şat etmiş olması bizim için düşünülecek ve ciddîye alınacak bir meseledir.
bin nüsha satabilmekte-böyle olmakla beraber Şamda çıkan bir kısım sahipleri servet durum-
Suriye, Iraka gönderdiği askerî heyeti geri çekli
Bağdat, 20 A.A. (Reuter) — İrak hava kuvvetleri talim merkezmde iki sene talim görecek iken altı ay sonra Suriye Hükümeti tarafından geri çekilmiş olan kırk subay ve gedikliden ibaret Suriye heyeti bugün JJam’a gitmek üzere Bağdattan ayrılmıştır.
Iraklı subay ve askerler ve binlerce sivil Bağdat hava alanında heyeti alkışlamışlardır.
Irak hava kuvvetleri uçakları kafileye refakat etmişlerdir.
Irak Hükümeti heyetin gitmesinden duyduğu derin teessürü ifade eden hususi bir tebliğ neşretmiştir.
Amerika Askeri Yardım Başkanı istifa etti
Washington, 20 A.A. (AFP) — Başkan Truman, askeri yardun programı direktörü James Bruce'un istifasını kabul etmiştir.
Bu istifa mayısın birinden itibaren yürürlüğe girecektir. Bruce bundan sonra kendi hususi İşleriyle meşgul o-lacaktır.
Beyaz Sarayda yayınlanan bir tebliğde Truman’ın istifayı teessürle kabul ettiği bildirilmektedir.
rıhtım işçileri grevi büyüyor Berlin, 20 (YÎRS) — Londrada dün İki bin rıhtım işçisi İle başlayan grev bir saman yangını gibi süratle parlayarak grevcilerin adedini yedi bine çıkarmıştır. Greve sebep, üç işçinin işlerinden çıkarılmasıdır. Yetkili Ingiliz makamları, grevin kızıllar tarafından tahrik edildiğini belirtmişler-
tanımıyor
Aşk, İçtimaî
ııle-fâninin dahi kırının
flolaştırn-hayallere b ıınun nlabilern-
Japonyanın hrzb mttine kadar, lâdf* bir bakışlarını Mlka(ln*nıın üzerindi* hilnıeRİ «ığmaz, mümkün
itini düşünmeye kapılan olsa dahi uy-kııvıı kaçardı. Amerikalıların işgalinden beri, Dıığaıı Güneş İmparatorluğunun (1 em ok ra t-
laştırılmam o derere İlerlemiştir kİ, Mikadonun hııgün adında
tilpharıerİ arılanmış uakta ve lalayı da
çerislndr yıışamıUc-ıdır. Recimde 'uç nlşnııhlan gö rortunuz . .
engelleri
kızı.
T o ş I n 1 • I bir Icü-İJe nl bulıın-bıından
Mindet
Suriye Başbakanı Halid El Azın Lübnan Başbakanı Biati el Sollı ile beraber
Batı Almanya muhalefet partisi faaliyeti arttırdı
Muhalifler,
Imanyanın Avrupa Konseyine girmesine mâni olmaya çalışıyor
Bonn. 20 A. A. iAFPi — Bugün Bonn’da toplanan Alman Sosyal - Demokrat Partisi idare Komitesi, partinin Almanyanın Avrupa Konseyine girmesi aleyhindeki siyasetinin Federal Parlâmentoda da takip edileceğini bildirmiştir.
Komite neşrettiği bir tebliğde şöyle demektedir:
“Sosyal-Demokrat Partisi ancak Saar’da Konseye üye olarak girdiği takdirde böyle bir teşebbüsü destekleyecektir.
öte yandan, idare komitesi Federal Hükümetten bunu Alman Milletinin başlıca talebi olarak telâkki etmesini istemiş ve Sovyet bölgesindeki mecburi iş sistemi ve toplama kampları hakkında bir muhtıra neşredeceğini bildirmiştir.
Alman Sosyal Demokrat Partisi bugün, 3 milyon insanı tedricen Batı Almanya ekonomisinde kullanmayı derpiş eden bir “3 yıllık iş plânı*' yayınlamıştır.
İngiliz iktisatçısı Kevnes’in naza-riyeleri ve Beveridge plânından mülhem olan bu plân 3 prensipe istinat etmektedir:
1 — Fazla mubayaa kudreti yaratılması.
2 — Milli bütçeyi ve sanayideki yatırımlar plânını hazırlıyacak btr mer-

Tertip hatâsı” deyip geçmiyelim

Bunlar içinde, tarihe geçecek kadar mühim olanları da vardır
New-York, 20 A. A. (AFP) — New-York Times gazetesinin dün birinci sayfasında tarihe geçebilecek bir mürettip hatası mevcuttu.
New-York Times’in Berlin muhabiri “Deutschland über alles” “Herşeyin üstünde Almanya’* adlı Alman marşını zikrediyordu.
Mürettip hatası neticesi marşın ismi “DeutschİAJid Über alltps” “Müttefiklerin üstünde Almanya,, olarak yazılmıştır.
Trigve Li VVashington’a gidiyor

Acheson ve Truman ile konuşacak
W«shington, 20 A. A. (AFPı — Yetkili kaynaktan öğrenildiğine göre, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Trygve Lle Dışişleri Bakanı Dean A-eheson ve mümkün olursa Başkan Trumanla görüşmek üzere yarın Wa-shington'a beklenmedik bir seyahat yapacaktır.
Ingiliz Ortadoğu kara kuvvetleri başkanı Türkiyeye geliyor
Sayld ıMısırda), 20 (A.A.ı — İngiltere Ortaşark Kara Kuvvetleri Başkomutanı olup yeni vazifesi olan İngiliz Harbiye Bakanlığı Muavinliği işine başlamak üzere buradan ayrılacak olan General Sir John T. Cro-ker, Ingilterenln Ankara Büyükelçi-sinin daveti Üzerine tlç gün kalmak Üzere Türkiyeyi ziyaret edecektir.
General Orocker’e Lady Crocker lle İngiliz Ortadoğu Kara Kuvvetleri Kurmaybaşkanı General E, A. B. Mil. ler de refakat edecektir.
İngiliz generali Ankarada İkameti esnasında Türk askerî makamlarına nezaket ziyaretleri yapacaktır.
kezi plânlaştırma teşkilâtı kurulması,
3 — ithalâtın tanzim ve tahdidi ve ihracatın teşviki.

LONDRA MEKTUBU
En büyük tehlike
İşçi Partisinin 4 âzasmın yokluğu, devletin mevcudiyetini tehlikeye atabildiği İngiltere Parlâmentosunda bütün mebuslar, sıkı bir disiplin altındadırlar.
Yazan : Georges Gallean
Londra — Geçen şubat ayından beri, Ingilterenln en ağır işi addedilen madencilik ağır iş tasnifinde ikinci plâna geçti. Galibiyet şüphesiz yeni parlâmentonun mebus-alrımn halk galerisinde sarfet-tiği gayrettir. Bunlar “ağır işçi., lâkabına lâyık olmak için çalışıp duruyorlar. Fakat henüz ağır işçi sınıfına verilen fazla gıda alma imtiyazını kazanmış değiller.
Mebuslar, Westminster sarayından uzaklaşmak imkânını bir an olsun elde edemiyorlar, acele çağırılmalan korkusuyla yemek yemeğe bile git-mıyerek günde 10-12 saat çalıştıkları oluyor.
İşte son seçimler esnasında halkın 625 mümessili böyle sıkı bir rejim takip etti. Ölüm, hastalık veya kaza neticesinde, İşçi Partisinin 24 şubat için güvenebileceği, yedi sesin kati ekseriyeti 6 nisan saat üçte suya düştü. Demek kİ, işçilerin dört âzasınm yokluğu ile, devlet akalliyet halini alabiliyor.
Vekâletle rey verme usulü, Ayan meclisi tarafından kabul edilmemişti. Rey vermek İçin, mebuslar seçim bültenlerini bir sandığa atacakları yerde, “evet veya hayır” adlı iki kapının altından silsile halinde geçtiler. Böylece İngiltere parlâmento seçimlerini tasvir etmek için kullanılan “bölme” kelimesinin de menşei bundan gelir.
Şu halde, hükümet birlikleri, her zaman oradA kütle halinde bulunmalıdırlar. Keza muhalif tarafınkiler de, Sosyalistler de, eksik olduğu ilân edildiği zaman hücuma geçmek için hazır bulunmalıdırlar.
Geçen hafta, Churchlll, bir taarruzu önlemek için böyle İyi bir andan istifade etti - M. Attlee’nin İlk hezimeti ile neticelenen bir sürpriz-. Fakat üıtiyatkAr Toriler, hedeflerine varmak için acele etmemeyi daha makul görerek hemen bu dunundan istifade etmemeği daha muvafık gördüler.
Bu ilk hücum neticesinde, zaten sıkı olan disiplin her iki taraf İçin de daha sıkı bir hal aldı. İngilizlerin “whıps” dediği parti şefleri yani “kamçılar” herkesin yerli yerinde olmasını sağlamak gayesiyle sıkı tedbirler aldılar. Hiç bir şekilde dışarıya çıkmağı yasak ettiler. Tabii forsmajör halinde veya her iki taraftaki eksik adedi aynı olduğu anlarda bir iki İstisna yapıldığı oldu. Böylece çiftler ve eşlerin tesis edilmesine sebep olundu. Bu şekilde bir sosyalist, geceyi arkadaşında geçirmek istedi-miydi, sinemaya veya tiyatroya gitmek istiyen bir Muhafazakârla anlaşıyordu.
Şimdiden bir yorgunluk hissedilmeye başlandı, bilhassa örnek olacak vekiller, oldukça yorgun vözüküyor-lar. Yükselişi temin edecek olan nı seçimlerin çok gecikmemesini zu edenler bile işitiliyor.
FakAt, acaba yine dövüşecek nüllüler bulabilecekler mlî
ye-ar-

Kudüsün milletlerarası hele konmasından vaz mı geçildi ? Tel-Aviv, 20 A.A. (AFP) — İsrail Dışişleri Bakanlığı söz-cüzü bu sabRh Kudüs hakkında şunları söylemiştir:
Kudüsün milletlerarası hale konması tasarısı hususunda Sov-yetlerin fikir değiştirmeleri ve bu vüzgeri etmeyi Birleşik A-merik a ile Ingilterenln hararetle desteklemeleri, Kudüsün milletlerarası rejime tâbi tutulması plânını bugün hükümsüz bir vesffîa haline koymuştur.
Tel-Aviv’deki siyasî müşahitler, vasilik konseyi üyesi diğer memleketlerin Sovyet Rusyayı bu yokla takip edecekleri ümidini beslemektedirler.
Büyük Fransız muharriri Beraud serbest bırakıldı
Paris, 20 A.A. (AFP) — Re adasında Saint Martin cezaevinde mahpus bulunan gazeteci, romancı, münakaşacı, 1922 Goncourt mükâfatını a-lan Henri Beraud, şarta mualJâk olarak serbest bırakılmıştır.
işgal sırasında haftalık Grlngoire dergisindeki kalem münakaşaları yüzünden 20 aralık 1944 te idama mahkûm edilen Beraud’un cezası sonradan mÜebbed hapse, daha sonra 20 vıl ağır hapse ve nihayet 10 yıl hapse indirilmiştir.
Komünizmin tabiî bir neticesi
Kumanyada, binalar bile devletleştiriliyor
Bükreş. 20 (A.A.) — Bir çok binaların devletleştirilmesine karar veril-nıiştlr.
Filhakika bu sabah çıkan Rumen Halk Cumhuriyeti Şûrasının bir kararnamesi eski sanayicilere, eski arazi sahiplerine, eski bankacılara, eski tacirlere ve eski büyük burjuvazi unsurlarına ait binaların devletleştirilmesini derpiş etmektedir.
Yer sarsıntısı ve harp neticesi harap olmuş veya yıkılmış olup sahiplerince yeniden inşa veya tamir edilmemiş binalar da devletleştirilecektir.
işçilere, memurlara, küçük sanatkârlara, profesyonel münevverlere, e-meklüere alt binalar devletleştirilmeden muaf tutulmuşlardır.
Mrl. Grazziani için 24 sene hapis cezası istendi
Berlin, 20 (YİRS) — Mareşal Grazziani için askerî mahkeme savcısı tarafından istenen ceza, 24 sene hapistir. Bir aftan istifade edebilecek olan sabık mareşalin bu cezası 17 seneye İndirilecek ve hapiste geçirdiği dört sene nazarı itibara alınacaktır.
—uma—mi »ıw


Bu meseleyi sonuna kadar götürmeye karar veren Amerika, Rusyayı yola getirmek üzere silâh, emniyet ve diplomasi sahasında
Washington. 20 (YİRSl — Krem-lin ç verilen Amerikan notası ve Sovyet basınının izah mahiyetindeki ilk tebliğlerinden sonra, bir anketin ifşa ettiğine göre VVaahington hükümet çevreleri, 8 nisan hava hâdisesinin durumunu ciddi telâkki etmektedirler. Bu anket neticesinde elde edilen mühim noktalar şunlardır:
1) \Vashıngton’ıın resmî kanaati, hâdise hakkında Amerikalıların ileri sürdüğü rivayetlere dayanmaktadır. Amerikan uçağının hata ile veyahut spor yapmak gayesiyle Letonya üzerinde uçtuğuna herkes inanmaktadır; şimdiye kadar da aksini iddia eden bir kimseye rastlanmamıştır. Basın mensuplan ve hükümet adamları, Rus avcılarının bu uçağı Saltık üzerinde tetkikler yapmasına meydan vermemek veya içinde bulunduğu iddia edilen gizli sim keşfetmek gayesiyle düşürdüklerine bulunuyorlar.
2) Basının tesiriyle kızışan halkının Amerikalılardan af
mahiyette bir tebliğ beklediğini öğrendikten sonra, Amerikan Hükümeti. Sovyetlerin Amerikan notasına karşılık, uzlaştırıcı bir cevap vereceklerini artık ummamaktadır. Bu kanaat, Washington’da Sovyetleri temsil eden şahıslar tarafından da teyit edilmiştir. Kremlin’in bu işde bilhassa sert davranacağı beklenilmektedir.
3) Amerika şimdilik Moskova ile siyasi münasebetleri bozmamaya çalışıyorsa da, şayet Moskova Washlng. ton’da yaptığı konuşmada sert bir lisan kullanır, sonra da karşı tarafın özür dilemesini beklerse bir müşkülât çıkmıyacağı garanti edilemez,
4) Amerika hail hazırda Rusyamn Emniyet Konseyine müracaat edeceğini düşünmüyor, fakat bu noktada da öteki noktada olduğu gibi, Amerikan harekâtını, Huşlardan gelecek yeni bir nota tâyin edecektir. Can sıkıcı bir vaziyet zuhur ettiği an Washington, itham edilmiş bir veçhe
kani
Rus diler

mühim tedbirler alacak almamak için Lake Success’de inişi-yatlfi ele Almaya kendini mecbur hissedecektir Kısacası, Amerikalılar, bütün mesuliyetini Huşlara yükledikleri bu hâdisenin inkâr edileceğinden endişe duymaktadırlar. Çünkü hâdiseye ehemmiyet vermekle beraber asıl Rus propagandasına dikkat etmektedirler. Bu arada Wa-shington, hâdisenin, tamamen örtbas edilmese bile, bugünkü hudutları ha. ricine çikmıyacağım ümit etmektedir. Vaka, önüne geçilmez bir anlaşmazlık doğurmaınakla beraber, bugünkü gerginliği arttırmıştır. Böyle-ce mayıs ayında Londrada yapılması muhtemel olan diplomatik konferanslar neticesinde, bazılarının ümit ile beklediği huzur da tehlikeye düşmüş oluyor. Bu faraziye ile, VVashlng-ton'dan anlaşılan umumi intıbaa göre, Amerikan Hükümeti bazı sahalarda harekâtım kuvvetlendirmeye çalışıyor:
1) Silâh sahasında: Kongreden askeri bütçenin çoğaltılmasını ve bilhassa uçaklara fa2îa para tahsis edilmesini istiyecektir.
2) Emniyet sahasında: Birkaç haftadan beri Pasifik kıyılarında sık sık görülmekte olan “yabancı,, denizal-tılarına karşı âni tedbirler alınacaktır.
3) Diplomatik sahada: Her zamankinden daha sert gözükerek, Rusların yeni bir tehdidi üzerine âni olarak bir hava köprüsü kurabilmek için hazırlanılacaktır.
Düşürülen uçaktaki havanlara madalya veriliyor
Washington 20 AA (Reuter) *— Birleşik Amerika Ayan Meclisi Bal-tık üzerinde Ruslar tarafından dü, şürüldüğü bildirilen Amerikan bahriye uçağında bulunan on kişiye madalya verilmesi hakkmdaki karar suretini dün ittifakla kabul etmiştir.
Karar, hâdiseyi “zalim kuvvetlerin insafsız hareketi,, diye tavsif eden Ayan Meclisi Demokrat Lideri Scott Lucas tarafından teklif edilmişti.
Avustralyada komünist partisi kanun dışı addedilecek
Canberra, 20 A.A. (United Press) — Yetkili kaynaklardan bildirildiği veçhile, komünizmle mücadele etmek maksadiyle Avustralya Hükümetince hazırlanan kanun tasarısı Komünist Partisini kanun dışı addedecektir.
Bu kanun tasarısı mucibince Komünist Partisinin şimdiki ve eski ü-
yeleri hâlâ Komünist Partisi üyesi a-lup olmadıklarını açıklayacaklar ve keyfiyeti bildirmedikleri takdirde ağır para cezasına çarptırılacaklar veya hapsedileceklerdir.
Yakında Meclise sunulacak olan kanun projesi komünistleri hükümet memuriyetlerinden uzaklaştıracaktır.
( MEMLEKET HABERLERİ ]
İngiliz Ortaşark
kuvvetleri komutanı
Ayın 25 inde Ankaraya gelerek bazı ziyaretlerde bulunacak
Ankara, 20 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — İngiliz Orta Şark Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Charles John Kaoçker, ayın 25 inde uçakla Ankaraya gelecektir. General bazı

İstanbul - Mudanya vapur seferleri
Yeni vapurlar geldikten sonra tarifeler değişiyor. Gemliğe bir iskele yapılacak
Bursa, 20 (A.A.) — Şehrimize gelen Denizyolları Umum Müdürü Cemil Parman Anadolu Ajansı muhabirine şu beyanatta bulunmuştur:
“Avrupaya sipariş ettiğimiz yem vapurlar geldikten sonra İstanbul • Mudanya vapur tarifesinin değiştirilmesi kararlaştırılmıştır. Vilâyetle ticaret odasının hazırladığı BursalIların da İşlerine elverişli olan yeni tarife, acentalanmızdan alınacak mütalâaya göre son şeklini alacak ve bu hafta devamlı surette günlük seferler yapılacaktır. Gemlik limanına bir iskele yaptırılacaktır. Bu İskelenin proje ve keşifleri hazırlanmıştır, mutlu iskelesinin yapılmasına başlanılmıştır. Vapurlar but aya yanaşacaktır.»,
Arda da
Reşat Aydınlının duruşması seçimlerin sonuna bırakıldı
muhabirimiz iftirasından
Ankara, 20 (Hıısual bildiriyor) — Suikast sanık Reşat Aydınlının duruşmasına bugün saat 14,30 da devam edilmiştir. Bu celsede D. P. Başkanı Celâl fîayar, şahit olarak dinlenecekti. Fakat Bayar mahkemeye gönderdiği biı dilekçe İle seçimlerin sonunda di nilmerinl istemekteydi. Mahkeme bunun üzerine duruşmayı 18 ma-•'is gününe talik ederek D.P. Raşka-ııııa yeniden davetiye çıka.*.İmasına karar verdi.

ziyaretlerde bulunacak, bu arada Cumhur Başkanı tarafından kabul o-lunacaktır. Orgeneral ayın 27 sinde Ankaradan ayrılacaktır.
Bir otobüs
kazası oldu

6 kişi ağır surette yaralandı
Bursa. 20 (A.A.) — Karacabey’den 14 yolcu ile şehrimize gelmekte olan bir otobüs, Apolyont Gölü civarında frenleri tutmadığından devrilmiş, altı kişi ağır, diğerleri hafif olarak yaralanmıştır.

Tarım Bakanlığı Müsteşarı Avrupay» gidiyor
Ankara, 20 (A.A.) — Haber aldığımıza göre. Tarım Bakanlığı Müsteşarı Süreyya Genca takriben 22 gün sürecek tetklkatta bulunmak Üzere bu akşam İstanbula ve oradan da pazar günü uçakla Avrupaya hareket edecektir.
Süreyya Genca. 8 mayısta Romada toplanacak olan Gıda ve Tarım Komitesi (F. A. O.) nin kongresinde Türk delegesi olarak hazır bulunacak ve daha sonra Pariste İktisadi İşbirliği nezdindeki Türk heyetiyle Tarım Bakanlığına ait muhtelif meseleler hakkında temaslar yapacaktır.
Tarım Bakanlığı Müsteşarı bu geziden istifade ederek İtalya, Fransa ve Almanyada zirai müesseselerde tetklkatta bulunacak ve mevzuu bahsolan memleketlerde staj görmekte olan bakanlık memurlarının çalışına durumlarını inceleyecektir.
31 inci devre yedek
subaylarımız orduya katıldı
Dün,

Ankarada
— Yedek Subay eğitimini başarı her
Ankara, 20 (A.A.) Okulu 31 inci dönem ile bitiren genç asteğmenlerin sınıf bölük birincilerinden müteşekkil
bir birlik tarafından bugün saat 10 da Zafer Abidesine bir çelenk konulmuş ve selâm resmi ifa edilmiştir.


B. B. C. Radyosunun türkçe neşriyatı
Ankara, 20 (A. A.) — B.B.C, nln türkçe yayınları bugünden İtibaren radyonun Doğu Avrupa servisine nakledilmiştir. Hatırlarda olduğu gibi bu servisin şefi Mr. H. Carletön Greene hâlen Türkiyeyi ziyaret et-mektedir. Bu münasebetle B B.C. bugün Tlhkıve saatiyle 10 30 daki türkçe programında özel bir kutlama yayını yapacaktır.
merasim yapıldı
Aynı birlik saat 11 do başlarında o-kul komutam Tümgeneral Selâhaddin Selışık olduğu halde Atatürk’ün geçici kabrini de ziyaret ederek bir buket koymuş ve ihtiram duruşunda bulunmuştur.
-■e
Izmirde siyasî partiler arasında faaliyet arttı
İzmir, 20 (Hususi muhabirimiz bildiriyor l ler arasında faaliyet en geniş şekilde devam etmektedir. Cumartesi günü Millet Partisi tarafından saat 12 de Cumhuriyet meydanında hazırlanan mitingde Ahmet Tahtakılıç bir nutuk soyliyecektır. Pazar günü saat 17 de D.P. Eşrcfpaşa parkında bir miting hazırlamıştır. Bu açıkhava toplantılarında seçim işlerine temas edileceği anlaşılmaktadır.
20 (Hususi
— tamirde siyasi parti-
flgSfİ 4 YENİ İSTANBUL
21 N)BAn llföflr
r
Avrupayı gezen hususî muhabirimizden

—I

BEN DE OBADA İDİM!
l/azau‘ Oramiro! VViHiam D, Leahy
_ Çevireni Halfik TANSÜÖ
Londra'da halk galeyanda
Yaltadan ayrıldıktan sonra hayalimden geçen aksilikler fazlasiyle tahakkuk
rim ki haberi ikimiz de aynı zamanda açıklarız.
Leahy: Başkana masajınızı aynen vereceğim.
Churchill: daha fazla geclkemem.
Leahy: çok müteessirim.
Trumana, Churchiirie yaptığım konuşmayı aynen naklettim. Başkan vaziyeti anlıyordu, Churchlll'e derhal bir telgraf yazmamı istedi: “Başkan içinde bulunduğunuz zor durumu anlıyor, fakat Stalinden müspet bir cevap almadan, kararlaştırılan saatten önce resmi bir beyanatta bulunmak taraftarı değildir."
Takriben VVoshington saatiyle 14 de Londra’dan bir haber aldık. ‘ İngiliz İstihbarat Bakanlığı yarındı 8 mayıs sah gününü V-E Day (Avrupada zafer günü) ilân eder. Bu tarihte bütün Ingiltcrede tatil yapılacaktır. Saat 15 de Başbakan bir söylev verecektir Saat 21 de de Kıral, tadyodn konuşacaktır. 9 mayıs çarşamba günü dahi Ingllterede tatil günüdür
Başbakan propaganda meselesini bu şekilde halletmiş oluyordu.
Bütün gün Moskovadan boşuna haber bekledik. Nihayet 7 mayıs pazartesi günü gece yarısından sonra bir cevap almaya muvaffak olduk. Stalin, yapmayı tasarladığımız resmi
ediyordu
beyanatın tarihini geciktirmeyi, böy-İrce teslim şartlarını daha dikkatle tözden geçirmeyi teklif ediyordu.
Bahsi geçen bu teklif alâkalıların hepsini sinirlendirmişti. İngiliz Baş-bakanının ne kadar büyük bir telâ-katla sinirini İzhar ettiğini tahayyül edebiliyordum. (Mareşal Stalln'ln tealim şartlarını kabul ettiği haberini Moskova radyosu ancak 8 mayıs günü Washlngton saatiyle 16.20 de yayınladı ı.
bu ko-aynen
kısaca
Moakovadan çabuk bir cevap almamız ihtimalini düşünerek Pentagon'» da kaldım. Fakat Moakovadan hiç bir haber çıkmıyordu. Bir sn H sonra Ingiliz Başbakanı yine telefon etti. Churchill sabırsızlanmaya başlamıştı.
Londrada halk galeyana gelmişti. Umum! efkârı kontrol altında tutmanın hakikaten artık imkânı kalmamıştı, Ingiliz Başbakanı ile Kıralı, haberi teyld etmekten başka bir şey yapamazlardı,
Churchill. telefonla Petagon'u tekrar aradı. Kendisiyle yaptığım nuşma da plâğa alındığından tekrarı kabildir.
Leahv: Buradaki durumu
şu şekilde tarif etmek kabildir. Sta-linder. bir haber almaya çalışıyoruz. Eisenhosver ile konuştuk. Şimdiye kadar müttefik karargâhın hiç bir tebliğ neşretmediğini söylüyor. Londra. Moskova ve Washington resmi bir tebliğ neşrediııceye kadar da Ei-senho'ver sükûtu muhafaza edecektir.
Churchill: Fakat Cohımbia Radyo istasyonu hâdiseyi bütün teferrua-tiyle yayınladı, lngllizlar de bu haberi gazetelerde okudular. Basını sansür edemem. Moskovadaki Sovyet liderleri Rus efkârı unnınuyesi diye bir şey tanımıyorlar. Fakat ne siz ne de ben gazetelerimizi baskı altına alamayız. Bunlar, hür bir memlekette yaşamanın doğurduğu zorluklardın Ümit ederim ki, Başkan alınmaz...
Leahy: Amerikan gazeteleri çok üzülecekler.
Churchill; Amerikan basını haberi neşretmiyecek mi demek istiyorsunuz?
Leahy: Rivayet olarak neşredeceklerdir, fakat bir vakıa olarak değil. Başkana sizin resmi bir tebliğ neşretmek niyetinde olduğunuzu söyli-yeyim mi?
Churchill: Haberin etrafa yayılmış olması ve halkın gösterdiği sabırsızlık beni resmi bir beyanatta bulunmaya icbar ediyor. Bir Ne\v-York radyosu daha Almanyanın saat 2.41 de ve Reims’de teslim olduğunu bildirdi. Beyaz Saraydan resmi bir haber a-lınamadığı da ilâve ediliyor.
Leahy: Stalinden haber alınması halinde Başkan Truman yarın konuşacaktır.
Churchill: Hakikaten beyanatta bulunmamam lâzım geldiğini mİ söylemek İstiyorsunuz? Bunu yapamam. Ne kadar zor bir durumda olduğumu biliyorsunuz,
Leahy: İçinde bulunduğunuz güç durumu biliyorum. Fakat Başkan. Stalinden bir cevap almadan önce hiç bir beyanatta bulunmayacağını söyledi. Stalinden bir haber alırsak sizi derhal haberdar ederiz En kısa bir zamanda size telefon ede» im. Be§ dakikada sîzinim teması temin edebileceklerini söylüyorlar.
Churchill: Başkana ne kadar müteessir olduğumu söyleyin. Ümit ede-
Sovyet liderinin teklifini kabul etmek İmkânsızdı. Truman kararlaşmış olan saatte beyanatta bulundu. 8 mayıs saat 8.15 de, gazete mümessillerinin huzurunda. Başkan, Alman-yanın bütün cephelerde tngilız-Ame-rikan-Sovyet kuvvetlerine teslim olduğunu bildirdi.
14 mayıs 1945 sabahı yaptığımız günlük konferansta Churchill ve .stalin’le yakın bir zamanda karşılaşmasının faydalı olacağını Trıı-man’n izah ettim. Gerek Avrııpada karşılaştığımız siyasi zorlukların, gerekse Japonyayı mağlup etmek mak-sadiyle hazırlayacağımız plânların gözden geçirilmesi lâzım geliyordu.
(Devamı var)
İngilterede mesken masuniyeti, kanun himayesinde bir kaledir
Kiralın dahi giremiyeceği kapı
Yazan

Prenses Alexandra Kropofkin
Güney Fransa kıyılarında güneş ve eğlence memleketi: Cannes
uzun sahili, mu-bin bir eğlen, her köşesinden
Cannes (Kan), azzam otelleri, çeleri ile dünyanın seyyah çeken bir memlekettir. Bura-
da «ayanı dikkat olan nokta, çekmeye çalıştığı seyyahların yalnız ccno-bt olmasına ehemmiyet vermlyerek, libassa, Fransanın her köşesinden ve her sınıf halktan buraya insanların gelmesi için çalışmasıdır. Kan. bütün sahil boyunca imtldat eden bir kaç yüzer odalı otellerinden başka orta ve küçük oteller ve bilhassa pansiyonları İle her keseye elverişli bir vaziyet almıştır.
tpek Acem hatılı salonu ve gümllş musluklu banyosu bulunan Karlton otelinde oturmak için bir kimse günde elli veya altmış lira verdiği halde, aynı otelin arkasındaki sokakta temiz ve mütevazı küçük bir otelin ufak bir odasını üç liraya tutmaklığınız kabildir. Turizm işimizde dalma tekrar ettiğimiz bu nokta, bize nihayet hakikati anlatacak ve yalnız lüks otel ile bir şey yapılamıyacağı-nı gösterecektir.
Gerek bu muazzam otellerin bütün ziynet ve ihtişamlarına ve gerekse ufak ve ucuz yerlerin çok ehven fiyatla herkesi celbetmek İçin bütün gayretlerini sarfetnıelerine rağmen, KanMakl müesseseler, eskiye nazaran. seyyah miktarım yavaş yavaş kaybetmektedirler. Çünkü zamanımızın seyyahı artık çok cevval ve seyyal bir hale gelmiştir. Onlar hiç bir yerde fazla kalmak istemiyorlar. Bu sebeptendir kİ, bütün büyük ve küçük otellerin sahiplerinde şimdi yarının tehlikesini sezer ve eski zaman hülyalarının tahakkuk edemiyeceğini anlar gibi bir endişe vardır.
Cannea’da gündü» kıyaleM böyle yalınayak b«MH kabak bir kıyafettir. Fakat, geceleri bu çıplakların üzerlerini muhteşem servetler örten
lokantaların hepsinde tamamlanmıştın bun-misafirlerinin azlığın-en
C EN ELERCE evvel, ebeveynimle birlikte, Londra civarında kırmızı tuğİAİı mütevazı bir evde oturuyorduk. Babam Rus mültecisi idi; bu i-tlbarla Çarın gizli polisi tarafından takip edilmenin fecaatini biliyor ve bana da daima bu aakin ve emniyetli hayatın kıymetini takdir etmemi telkin ediyordu.
Bir akşam, gece yarısına kadar süren siyasi bir toplantıya gitmiştik. Dönüşte kapımızın önünde tır polisin beklediğini gördük.
Derhal içime bir korku düştü. Bu demokrat memlekette hürriyetimizin tehlikede olmadığım biliyordum. Fakat polisin kapıda dikildiğini görünce felâketlerin bizi burata kadar takip etmekte olduğu zehabına kapıldım.
Halbuki, asıl îngiltereyi, polis memurunun izahatını dinlerken Öğrendim. Polis:
— Geçerken kapıyı açık gördük, Zili çaldık kimse cevap vermedi. Birisinin zorla içeriye girmiş dan şüphelendik, dedi.
Babam:
— içeri bakmadınız mı?
du.
Memur âdeta hakarete bir tavırla:
— Nasıl bakarız efendim, cevabını verdi. Salâhiyetimiz haricindedir. A-rama emri olmadan evlere girmek yasaktır.
Babam:
— Fakat kapı açıkmış...
— Açık olsun. Kapınız açık diye habersiz ve izinsiz içeriye giremeyiz. Mamafih tedbir aldık. Arkadaşımı bahçe kapısını gözlemeye gönderdim, ben de burada beş saattir nöbet bekliyorum. Emrederseniz şimdi beraber girer bir göz atarız.
Bir kaç dakika sonra evde her şeyin yerli yerinde olduğu görüldü ve iki polis memuru da bütün ıslarımıza
olmasın-
diye sor-
ugramış
rağmen ufak bir tazminat dahi kabul etmeden çıkıp gittiler. Yalnız, nöbet saatleri dolmuş olduğundan, birer bardak bira ikram etmeme müsaade ettiler.
Onları selâmetledikten sonra sokak ve bahçe kapılarım iyice muayene ettim. Bunlardan hiç biri muhkem şeyler değildi. Fakat hayatımda ilk defa olarak bu kapıların ne kadar sağlam olduklarını idrak ettim. Bunlar İngiliz evinin kapılan idi... “home,, denilen yer, ne kadar mütevazı olursa olsun İngiltere kanunları, orasını bir kale gibi muhkem yapmıştır. Bir İngiliz evinde can ve vicdan daima emniyet içindedir.
CHATHAM kontu VVÎLLİAM PİTT bu tabii hakkı bir buçuk asır evvel ne güzel ifade etmiştir:
“En mütA’azı vatandaş dahi kulübesinde İngiltere Kıratlığına meydan okur. Kulübeclk perişan ve derme çatma, hattâ damı çökük olabilir... Rüzgâr, yağmur, ve fırtına bir tarafından girip, bir tarafından çıkabilir. Fakat. İngiltere Kıralı oraya giremez. Bütün kudret ve selâhiyetine rağmen harap kulübenin eşiğinden dahi adımını atamaz.,,
O gece evimizin kapısını bekliyen polis, şahsi hürriyet hakiki değerini bana kân verdi.
Hususi haklarımızı
otoritesinden istifade edebileceği zan-nı karşısında nasıl düşünceyi nasıl bir etmişti..
Bu hâdiseyi takip
fında ne zaman birisi İngiliz demokrasisi hakkında şüphe İzhar etse, derhal bu basit vakayı hatırlarım.
Bu gün dahi bu polis hikâyesi aklıma geldikçe, yeni ve nın kurulabileceğinden memekteyim.
Çeviren: Ekrem
Kan sahillerinin arkalarındaki bağlar üzerine kurulmuş olan ve her biri muhteşem birer saray manzarası arzeden oteller şimdi iki veya üçer o-dalı hususi ikametgâha tahvil ediliyor. Onun içindir ki, memleketimizde turizm meselesini şimdi ciddi bir surette elimize almaya çalıştığımız şu sıralarda, otel İşi üzerinde çok derin düşünmek, zamanın icaplarına ve hâleti ruhiyesine göre hareket etmek lâzımdır, ve ancak bu sayede zayi olacak emek ve servetlerin önüne geçmiş ve hayal sukutuna uğramamış oluruz.
Kan’dta, henüz seyyahla*™ toplu bir halde gelme zamanı olmamasına rağmen, otel ve bütün teşkilât ların hiç birisi
dan ve zarar ettiklerinden size ufak bir emftre hissettirmezler. Ben, geçen sene İstanbul um uzun bir kaç saat uzağında tek bir kaplıca otelimizde bir gece geçirdim. Otelde yine bir kaç kişi vardı. Buna rağmen orada çalışanlar sanki artık müşteriler için vazifelendirilmemiş gibi hepsi kendi keyfine hareket ediyor ve müş-e teri ile kimse meşgul olmuyordu. Bu gibi ufak hâdiseler çok defa mühim neticeler verebilecek şeylerdir. Onun içindir ki. bizim en büyük ve samimi temennimiz, bu işlerde başka memleketlerin yaptıklarını ifadan gen kalmamak ve güzel memleketimizi herkese sevdirmek imkânını vermek-
men her köşesinde ufak kasabacıklar âdeta yalnız otel ve pansiyonlardan kurulmuş gibidir. Bunlann birinde balık çorbası, güzel bir et, enginar gibi turfanda sebze ve bol meyvadan ibaret bir yemek bizim paramızla 180 kuruş tutuyordu; bunun içinde % 10 garson ücreti de vardı. Garsona verdiğimiz 20 kuruş onun mükerrer teşekkürlerine sebep olmuştu. Yine acı bir hakikat olarak itiraf etmeliyiz ki, adına hiç sıkılmadan “papel., Unvanını verdiğimiz 1 Türk lirası bahşişi az gören hizmet
lanmız hiç de az değildir. Otel sahibesine: “İkamet edersem, tarifesinin ne olduğunu,, sordum: iyi, bol ve susuz sütlü bir kahvaltı, mebzul bir öğle ve akşam yemeği ve hattâ t kindi çayı dahil olmak üzere bana gösterdiği temiz tek yataklı bir odanın fiyatının 12 lira olduğunu, yüksek mevsim olan yaz geldiği vakit bunun 15 liraya çıkacağını bildirdi. Bunu söylerken nazarlarında bu fiyatı çok bulup bulmadığımı anlamak ister gibi bir tecessüs halı vardı.
müesses es in in anlatnııya im-
çiğnemek için
şaşırmış, ve bu hakaret telâkki
eden yıllar zar-
İyi bir dünya-Ümidimi kes-
Z. APAYDIN
tayya resiyle İngllle-rn&ksatla İnenlerden
6
kullanılan tir ilâcı
Bir hnvvnn
kelime).
2 — İmkânsızlık kanaatiyle bir iyiliği
beklemlven
3 — îstlnatgâh. Sıfat takısı
4 — Refika. ErnebUcrdc kadınlara
verilen sıfatlardan
5 — Son harpte reye husus! biri. Soru
— Cerrahide mevcut.
— Teral fırlatan. Mıntahn
— Tersi bir juırlın okunuşu. Sanat. Ters! bir edat
— İşlenmesinde bele olmayım, iki harf. Bir edat
— Lâzım gelen (mürekkep kelime
Yİ KARIDAN A^AAl:
1 — Dalkavuk
2 Bir cins yemek kabı (iki
me ı
3 — Devleti hlrıre etmek
Bir hayvan
4 — Törel İngiliz kadınlarjna
asalet unvanlarından. kAr etine
5 — Yakının yarısı. Kemale gel
6 — Az. Birine geceyi geçirtme (eski terimi*
— Temizlen» Bir doku şekli
— Nefer. Fiil eki
— İstirham için vtırut ede (iki kelime»
— Oturan (İki kolime).
7
8
0
10
7
6 a
10
kell-
Arıntılı.
verilen Tersi oflfl-
a
DÜNKÜ BVLMACAN1N HALLİ
SOLDAN SAĞA t
1 — Ataıenavsl, 2 — Zaferi kati. 3 — Atar, Batak. 4 — Sicim, Dala, 5 — Kale. Sanem. 0 — Tonk RAm, Re, 7 — İt, Kczlbnn, 8 — Önü kct»lf, 9 — Dayama. Ket. 10 — Rahatı kötli.
1 UKARIDAN AgAÖf!
1 — Azameti var, 2— Tatil et, Ma. 3 — Alacan, HftL 4— Serik, Ayin, 5 — Er. Rasat, 0 — Nik. Mabedi, 7 — Akademik. 8 — Vatan, öküz, 9 — Alala Rene, 10 — Libası kötü.
Amcasının kızını tekrar görmek çarelerini düşündü. Fakat zihni imkânsızlıklarla karşılaştı. Her şeyi göze alarak o düşman eve bir defacık, yalnız bir defacık girebilmişti. Oraya ne yapmaya gittiği malûm... Hem kendinin, hem de sevdiği kimsenin mahvına mı sebep olacaktı şimdi? Genç kız onu tekrar karşısında görünce ne düşünecekti zaten? Görmeyi istiyor mu, onu çağırıyor muydu ? Cemilenin yaşadığı yerde can vermek, ayaklarının bastığı yere düşmek, teneffüs ettiği havada Ölmek nimet sayılırdı amma, bir kurşunun yahut kamanın darbesiyle gözleri kapanırken Cemilenin gözlerinde soğuk bir ilgisizlik, hakareti! bir kin görmeğe tahammül edemlye-cektı. Yok, o evde ölmemek lâzımdı.
Muhsenin kanaat getirdiği yalnız bir şey vardı, o da Cemile tarafından sevilmediği idi. Bu kanaati nereden ileri geliyordu? Kendisinin aşırı bir şekilde sevmesinden.
Sevginin vücudâ getirdiği cinnet, onu hiç beklemediği anda birdenbire, ağır bir darbe halinde, amansız bir surette sarmıştı. Başına geleni anlamıyor, fakat Cemilenin söylediklerini unutmuyordu, O sözler birer İnci gibi kalbinde dizilmişti. Fakat onları kendi kendine tekrarlaya tekrarlava, düşüne düşüne anlamaz olmuştu. Yalnız Cemileye tek bir sözle olsun cevap veremediğini hatırlamakta idi.
Annesi onun günden güne zayıf düştüğü nü, nefes alamayıp ateşler içinde eridiğini âdeta can çekiştiğini görüyordu. Komşuların hepsi çocuğun hastalığını duydular; böyle ânı bir hastalığa hiç bir sebep bulunamadığı için büyülendiğine hükmedildi ve tabii bu İşi yapan | arandı. Kimisi Muratgillerden şüpheleniyor, kimisi ihtiyar Osmunı bir yahudl doktora pa ra vererek çocuğa büyü yaptırmış olmakla itham ediyordu.
Bir akşamdı. Vakit epey İlerlemişti. İki günden beri bir tek kelime aöylemlyen Mııh-sen, başını duvara doğru çevirmiş, kollarını
(____________________________
J
Yaşlılar, Caıınes'in meltemli sahillerinde ve ılık denizinde en İyi İstirahat yerini bulurlar.
ı

ASYA HÎKAYELERİ

Turizm işinde yolun ne büyük bir ehemmiyeti olduğunu burada canlı görmek bildir; çünkü plftjlar saatlerce güneşli-yen insanlar geriyi kalan zamanlarını hiç bir vakit yalnız Kan’da geçirini yerek etrafa dağılırlar. Kandan Mar silyaya kadar giden güzel yol, masalların cennet diye tasvir ettiği güzelliklere Kırmızı altından tıpkı biı zümrüt gibi görü nen Akdenİ2ln su lan insanı her an onun dalgacıklarının ninnisini dinlemek ve ufka bakarak hayal âlemim dalmak hevesini verir. Yolun he-
daha ka-daı
üzerinde
mâllktir.
kaynlaı
adanı-
Cannes ber gelonl tesfelr eder.
a
1 M
Fakat çiçek Onnnca’ı Inttlâ eİBlleHr.

Kandehâr Âşıklar]

Yazan : A. de Gobineau
S____________________
birer tarafa atmış, yatıyordu. Annesi ümidi keserek ölümünü beklemekteydi; oğlunun etrafına bir çok muska ve nazarlık dağıtmış, ona dikkatle bakmakta İken birdenbire Haşini kapıya doğru döndürdüğünü, yüzünde bir değişiklik hâsıl olduğunu, âdeta aydınlandığını hayret ve hattâ korku ile gördü Bir şey dinliyordu: annesi ise hiçbir şey duymamakta idi, Muhsen yatağında biraz doğruldu ve kuvvetli bir sesi*:

— Evinden çıktı, buraya geliyor, dedi.
— Kim, oğlum? Gelen kim?
— Kendisi, anneciğim, geliyor. Kapıyı açınız! diye haykıran Muitsen kendinden geçmişli; gözlerinden alevler fışkırmakta idi. İhtiyar kadın, ne yaptığını bilmiyerek, bu sert emri yerine getirerek fitreye litreye kapıyı ardına kadar açtı. Kimseyi görmedi; dinledi, bir şey duymadı; sofa karanlıktı, bir şey seçilmiyordu. Kendisi için endişeli ve fakat oğlu için ümit dolu bekleme devresi iki dakika kadar sürdükten sonra hafif bir gürültü duyuldu. Evin kapısı açılıyordu. Sonra taşın üstünde seri. uçucu adımlar koştu; karanlığın içinde bir şekil peyda oldu; bir kadın görünerek odanın kapı eşiğine kadar gelip örtüsünü attı. Cemile yatağa doğru koşarken, sevincinden haykıran Mulısen kollarını açarak genç kızı kucakladı:
4
Çeviren : Reşat Nuri Darago
_________________________r
— Sen misin! Geldin demek! Seviyor musun beni?
— Her şeyden çok seni seviyorum!
Annesi de:
— Zavallı çocuk! diye bağırdı. Demek can çekişmesi bundanmış!
Sevdalılar birbirine sarılmış, konuşmuyor takat fısıldıyoMular; yaş dolu gözlerle, sönmek bilmez bir aşkla birbirlerine bakıyorlardı. Sönmekte olan bir kandile vağ katıldığı zaman nasıl alevi yükselirse Muhsen de öyle canlanıyordu.
İhtiyar kadın:
— Bu nedir? dedi. Kendinizi de. blzleri de mahvetmeğe mi ahdettiniz? Amcan Cemilenin kaçtığım görmiyecek mi? Ne olacak şimdi? Başımıza ne felâketler gelecek yine? çektiğimiz yetmedi mi? Uğursuz kız, git evine! Bizi frahat bırak!
Muhsen:
— Hiç bir zaman!, diye haykırarak yalağından kalktı, entarisini ilikledi, kuşağını sarılı ve elini uzatarak duvardaki silâhların» alıp kuşandı, tüfeğini doldurdu. Bütün bunları bir saniye İçinde yapmıştı. Halsizlikten, bitkinlikten eser kalmamıştı artık. Onu saran ateş, yalnız hareket ve azim ateşi idi. Yüzünden heyecan fışkırmakta idi.
Cemile, kılıcını da kuşanmasına yardım
etti. Güzel çehresinde, delikanlının duymakta olduğu hislerin tıpkısı belirmekteydi.
Tam bu anada odaya yanında erkeklerden ikisi ile birlikte ihtiyar Mehmet girdi. Ayaklarına kapanıp ellerine Öpen yeğenini görünce bir an hayret edip heyecana benzer bir duyguyu da gizliyemedi. Gururlu ve sert çehresi katıldı.
Karısı, çocukları göstererek:
— Sevişiyorlar! dedi.
Mehmet gülümseyip bıyığını elledi ve:
— Kardeşime de lânet, ocağına da! diye mırıldandı.
Bir aralık Cemileyi kovmak ve ona. şerefsiz kızların lâyık oldukları muamelede bulunduğunu her tarafa anlatmak istedi. Bu suretle garazını biraz dindirmiş olacaktı. Fakat oğlunu severdi; ona bakınca, meselenin böyle kolay çözülmlyeceğiııi anlayıp intikamını arzusu Ölçüsünde değil, fırsatın vereceği imkân dairesinde almakla yetinmeğe karar verdi ve dedi ki:
— Kapılan örtelim. Herhalde çok geçmeden hücuma uğrayacağız. Siz kadınlar tüfekleri doldurun.
Cemile, babasının evinden çıkalı on beş dakika geçmemişti kl. evde bulunmadığının farkına vardılar. Çeşmeye gitmiş olamazdı, zira saati değildi: ahbaplardan birine gitmiş olsa annesinin haberi olacaktı. Neredeydi? Bir felâketten, kazadan şüphelendiler. Birkaç günden beri düşünceli ve sinirli idi. Nesi vardı acaba ? Babası, erkek kardeşleri, annesi mahalleye dağıldılar. Sokak ıssızdı.
Osman, İnsiyaki bir hareketle yavaş yavaş Mchmedin evine yaklaşarak avlunun duvarına dayanıp dinledi. İçeride konuşuyordu-lar. Sonra kapının arkasına taş yığıldığım, silâhlar hazırlandığını, bir hücuma karşı koymak üzere tertibat alındığım da işitti.
(Devamı var)
Hicrî 1950 NİSAN 21 Cuma Rumî
KECEl’ 3 1369 NtSAN 8 1366
VAKİT VASATİ EZA.Vt Güneş 6.12 10.18 öğle 13.13 5.19 İkindi 17.00 9.06 Akşam 19.55 12.00 YatMI 21.34 1.39 lınnâk 3.25 8.31
b

SİYASÎ İKTİSADÎ
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ î FARUK A. SÜNTER Bu sayıda yazı işlerini fiilen idaro eden : MİTHAT PEKİN
Basıldığı yer : yeni İstanbul matbaaci. ik LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
tkincı sayfamızdaki siyasî, Üçüncü sayfamızdaki kültürel, beşinci sayfamızdaki İktisadî başmakalelerde ileri sürülmek fikirler tamamiyle yazarlarına aittir.
31 Nlaaa 1960
TENİ İSTANBUL
4ayfa 5
GÜNÜN
KONOMiK
Sovy etlerin altııı politikası
YAZAN : ROBERT BELLAMY
A. F. F’nin iktisat muhabiri (JC^şir hakkı yazetemizindir)
Altın fiyatındaki sukutun akisleri
Ormanlarımız çok azdır
USTA. Kremlin mütehassıslarının geçen yıl İçin vukuunu tah-Rmln ettikleri dünya iktisadi krizin! tâcll mi etmek istiyor?
Neu-York'lan gelen halıerlere göre, Rus ticaret ajanları, doğu pazarlarında altını dalma artan bir nispette satmak gayretlerine devanı ediyorlar. Milletlerarası para fonu, dünya para istikrarı endişesiyle, altın üzerindeki muamelelerde resmi fiyattan (bir önce saf altın 35 dolar) başka bir fiyatın tatbikini menetınlftir. Bretton U oods anlaşmalarından doğan bu ınuesseseye dahil bulıınmıyan Rusya, altını istediği fiyata alıp satmakta serbesttir. Bu tasfiye hareketleri neticesi olarak harpten sonra Şanghay’da çuhıık altının once’ı 28 dolara düşmüştür. Bu düşüş, resmi fiyat üzerinde yüzde yirmi Iskonto demektir.
Paris altın piyasasındaki sukutu Sovyet muamelelerine atfeden piyasa mehafilinde hu hareket devam ederse .Amerikan ekonomisini^ temelinden sarsılacağı kanaati vardır.
Altın fiyatındaki düşmenin İlk tesiri, Amerikanın kuvvetini teşkil altın Amerika dışı doların Amerikada

eden dünya dolar açığını arttırmak olacaktır. Zira, dünyanın başlıca dolar kaynağıdır. Diğer bir netice, azalmaaı yani deflâayon olabilir.
eden ve hâlen bir
Filhakika Amerikan iktisadının temelini teşkil
önce otuz beş dolar hesabiyle dört milyar dolara baliğ olan Amerikan altın stokları ciddi surette tehdide uğrıyacâktıı*. Altın ztokıı kıymetlerinin yeniden teshili. Aıııerikayı, bütçe giderlerini büyük ölçüde azaltmaya mecbur edecektir kİ. bu da yardım gören memleketlerin hepsinde bir kriz başlangıcı olacaktır. İngiliz mal! mehafillnln kanaatine göre deflâsyon. enflâsyondan daha \nhlm neticeler doğurabilir. Amerikalılar bunun tecrübesini 1980-1938 arasında yapmışlardır. Harıı sonunda Batı Avrupa memleketlerinde hüküm süren enflâsyon, hükümetleri müşkül durumlara sokmakla beraber, İni memleketler halkına muayyen bir refah sağlamıştır. Hükümetler için bir kâbus olan def-lâayon İse, kitleler için sefalet demektir.
Rıısyanın böyle bir durum yaratabilmekteki İmkânları nedir? Bu, onİArın altın stoklarının ehemmiyetine bağlıdır. Bolşeviklerin İktidara gelmelerinden heri Kremlin, para ihtiyatlarının durumu hakkında hiç bir malûniAt vermemiştir. Clt^ mehafilinde, W ashington’un Rus altın İhtiyatları hakkında zahih malûmat verebilecek olana, bir hattâ iki milyar dolar ödeneceğinden şüphe edilmemektedir. Tek bilinen şey, Rıjsyanın sanayileşmeye başladığı 1928 yılından beri, altın Htlhsallnl arttırmak için, bilhassa iklimi çok sert olan Kuzey Sihlryada, RİyasI mahkûmların altın madenlerinde çalıştırılması da dahil olmak Üzere, bütün tedbirlere başvurulduğudur. Diğer taraftan, bir ruble bloku kurmak için Rusyanın bir müddetten beri hazırlıklar yaptığı ds malûmdur. Kapitalist dünyada bir kriz başgösterdlği takdirde, böyle bir bloka İltihak edeceklerin artacağı muhakkaktır.
Sovyet altın stokları hakkındakl tahminler çok müphemdir ve Üç milyarla on milyar dolar aracında değinmektedir. Güney Afrlkanın en mühim altın madeni tröstü olan “Union Corporation,, a göre, son dört yıl içinde Rusyanın yıllık altın ihracı, İki milyon saf altındır. Bu miktar, bir önce otuz beş dolar hesabiyle, 70 milyon dolar tutmaktadır. Fakat bazı mütehassıslara göre hu tahmin eksiktir ve yalnız Ural madenlerini hesaba katarak, Slhiryayı gözden uzak tutmaktadır.
TETKİKLER
Pakistan ve
ekonomisi
New-York ve Londra, Rus altın dampingini farklı tefsir ediyorlar
altın ithalâtçıları altın almaktan vazgeçerlerse, Amerika dışındaki memleketler (Rusya hAriç, senede 800 milyon dolar kıymetinde olan) dünya altın istihsalini stok edebileceklerdir.
Dünya ticaretinin gelişmesini sağlamak Üzere altın »toklarının birçok memleketlere yayılması Güney Afrika için büyük bir talih eseridir.
New-York’ta durum böyle iken, ayrıca 200 milyon dolar kıymetinde Rus altınının dünyA piyasalarına sevkedllmekte olduğu da bildirilmek, tedir. Buradaki altın mütehassısları bu haberlerin hiç olmazsa 20 defa mübAlâğa edilmiş olduğu kanaatln-dedirler. Bundan başka, dünya Altın piyasasında ayda 60 ilâ 80. milyon dolar kıymetinde altın alınıp satıldığı da son derece mübalâğalı bir hA-berdir. Görülen iş ancak bunun 1/4 nispetinde olabilir.
Rus dampingi hakkında New . York’tan bildirilen diğer bir habere göre, bu Altınların satılabileceği en müsait yerler Fransa, Kuzey Afrika ve Hındlstandır. Halbuki burada da iddia edildiği gibi, bu memleketlerin hiçbirine altın satmak mümkün değildir. Olsa olsa Tanca belki altın ithal edebilir ki burası da pek ufak bir piyasadır.
Londra altın eksperleri, Kuşlar altın satacak olaAİar bunu doğrudan doğruya değil, ancak demirperde arkasındaki memleketler yolu ile yapacakları kAnaatlndedirler„ Son za-inanlara kadar Londra piyasasına hiç altın gelmemiştir.
New - York’tan gelen raporun en dikkati çeken noktası da. son günlerde satılan Kim altınlarının Üzerinde 1932 veya 1933, hattâ 1912 tarihlerinin bulunmasıdır. Rusya altın istihsalinin mühim miktarda arttığı hakkında etrafta dolaşan şayialara rağmen. Rusyanın doğrudan doğruya veya vasıta ile sattığı altınların hiçbirinin yeni istihsal edilmiş olmadığı, bu altmların çok eski senelere ait bulundukları yahut üzerlerinde çarlık işaretini taşıyan külçeler oldukları görülmektedir.
Kısaca, Rusların bir damping ha-zırlamakta olduklarına dair gelen haberlere. Londra altın çevrelerinde sadece "»açma,, ve "çok mÜbAİâğa-lı,. oldukları gözü ile bakılmaktadır.
Londra (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Nevv-York’tan gelen raporlarda, dünya serbest piyasalarını sarsmak için Ruslann bir altın dampingi hazırlamakta olduğu söyleniyor. New-Yorklu bir mütehassısın yazdığına göre, serbest dünya piyasalarında husûle gelen düşüklüğün başlıca sebebi Rus altın satışlarıdır. Londradakt altın mütehassısları İse bunun sebebinin. Çin altın taleplerinin düşmesinde ve Güney Afrika satışlarında aranmasının gerektiğini söylüyorlar ve Rus satışlarının Güney Afrika satışlarına nispetle 1/4 civarında dahi olmadığını tahmin ettiklerini bildiriyorlar. Rusların bir miktar altın sattıkları kabul edilmekle beraber bu miktarın pek cüzi oldduğu söylenllmektedir.
Nevv-York’lu bir altın mütehassısının bildirdiğine göre 1930 devalüasyonu neticesi olarak dünya altın istihsali mühim bir miktarda artmıştı. Geçen seneki devalüasyon ise, Rusya hariç olmak üzere, dünya altın istihsalinin 4 5 ini sağlıya» memleketleri içine almaktaydı. Bunun neticesi olarak, dünya altın istihsali yeniden külliyetli miktarda artacaktır.
Geçen seneki devalüasyonlar ile 1949 senesi sonuna kadar geçen zaman içinde Amerika altın stoku 264 milyon dolar inmişti. Bu senenin ilk üç ayında ise bu stok 181 milyon dolar azalmıştır.
Diğer memleketlerin stokları bundan daha fazla bir miktarda artmıştır. Buna sebep olarak şunları gösterebiliriz:
1. Devalüasyondan beri, Amerika Federal Reserve Bankalarına yabancıların yatırdıkları paralar 350 milyon doları geçmiştir.
2. Yabancı memleketlerin kısa vadeli dolar stokları da yükselmiştir.
3. 1934 den devalüasyon senesine kadar A. B. D. e giden dünya altın istihsali, devalüasyondan beri başka memleketlere sevkedilmektedir.
4. 1948 de 350 milyon doları bulan ve bu senenin ilk üç ayında da buna yakın bir miktar arzeden stoklar da yavaş yavaş azalmıştır.
1931 den devalüasyona kadar, Amerika altın istihsalinin hepsini ve diğer memleketlerin stoklarının bir kısmını çekmişti. Eğer A B D. ve
—m.— —■■■ ■İl»»- ■ • İKaeHMMi



Karaşl'de çıkan Pakistan adlı İngilizce mecmuada Pakhtanın Sanayi İnkişaf DalrcM Genel Sekreteri Dr. NAZIR AJHMEDİN 'Sanayide Fizik in Rolü., başlıklı bir makalesi çıkmıştır. Makale sahibi İktisat ve fen sahasında tanınmış bir kimse olduğu İçin yazısından Pakistnnın iktisadi durumuna alt olan İlk kısmını aynen wü-tunlarımıza nakletmeyi ııygun bulduk:
HindHtan yarımadasının taksiminden evvel, Pakistanın kurulması arzusuna yardım eden sebeplerden biri dr bu dominyonu teşkil eden toprakların nispeten geri kalmış olmasıydı. Hindistan yarımadasında eskiden beri yapılan bütün İnkişaf hâlen Hini Birliğini te»kll eden arazi üzerinde teksif ettirilmiştir. Meselâ, pıımuklu mensucat sanayii Bontbay eyaletinde kurul-muştu, ve Bombay hali işbaa geldiği zaman, bu sanayi Madra» ve birleşik eyaletlere teşmil edildi. Bu teşmil hareketi, bu eyâletlerden hiç birisinin pamuk istihsalinde ön plânda gelen bir yeri olmamasına rağmen husule gelmiştir. Buna mukabil gerek yeni pamuk nevileri ve gerekse büyük mikyasta istihsal bakımından terakki etmiş olan İki eyâlet, Penjap ve Slnd. pamuklu dokuma tezgâhları tesisi 1-şinde en geri kalmış yerlerdi. Keza, jüt fabrikaları Kal kuta ve civarındaki sahalarda teksif ettirilmişti. Halbuki Jütün kısmı küllisi Doğu Bengal ve Brnhmaputra vadisinde yetiştirilmekteydi. Pencap, Slnd ve Bcngal eyaletleri büyük miktarlarda çok iyi evsafta büyîik ve küçük hayvan derileri
İstihsal eden mıntıkalar olduğu halde, meşin sanayiinin İnkişafı İçin Madra» merkez ittihaz edilmiştir.
Sınai inkişafın hâlen Hint Birliğini teşkil eden topraklar üzerimde teksif ettirilmiş olmasına mukabil Pakistan toprakları umumiyetle mahiyet İtibariyle zirai sahalar olarak kalıp hububat ve ham maddeler istihsaline hasredilmiştir ve uzun seneler elan bu vaziyeti muhafaza edeceği de muhakkaktır. Ziraatı İhmal etmememiz lâzım geldiğini kabul etmekle beraber aynı zurnanda daha müvazenell bir iktisadiyatı gaye ittihaz etmemiz ve bunda sınat inkişafa da lâyık olduğu e-hemmiyeti vermemiz de lâzım gelmektedir. Bu nıühlnı bir noktadır ve yalnız müstehlike ihtiyaçlarının mümkün olduğu kadar büyük bir kısmını dahil! mamullerimizden temin etmesi imkânlarını sağlamak bakımından değil, aynı zAmnnda sanayi ve tevzi İşlerinde daha fazla insana iş bulma imkânları yaratmak bakımından da e-hemmlycti haizdir. Bunlardan maada, sınai İnkişaf ile toprak üzerindeki tazyik de azaltılmış olur.
Endüstrileşme, aynı zamanda, bizzat zıraatimizin menfaati icabı olarak da lüzumludur. Çünkü bir cok zirai ham maddelerin fiyatları bunlardan İmal edilen mamûlâtın fiyatlarına dn mühim surette bağlıdır. Sanayiimizi makul bir derecede inkişaf ettirebilirsek malların fiyatlarının İstikrar kes-brtmefline yardım edebiliriz: aynı zamanda ziraatin İşe yaramıyan ma .idelerine de İstimal sahası temin etmiş ve böylece milli serveti arttırmış olu
Kısa haberler
Polonya Batı Almnnyaya çeker satıyor
Frankfurt, (Reuter - Hususi) — Polonyadan 640 bin dolar kıymetinde şeker ithal olunmuştur. Alman otoriteleri. Polonyadan şeker ithali için 2.5 milyon dolar tah slsat ayırmışlardı. 5 temmuz 1919 Polonya-Almanya ticaret anlaşma sı mucibince. Polonyadan yapılan şeker ithalâtı 6.5 milyon dolara kadar yükselebilirdi.
BUU I »ur Aiilt r Hl
ruz. Binaenaleyh sınai inkişafın yalnız şayanı arzu bir şey olmakla kalmayıp elzem bir şart olduğu da anlaşılmaktadır. Fen adamlarımız önümüzde duran bu büyük işde kendilerine düşen vazifeyi yapmalı ve sanayiin inkişafına ellerinden geldiği kadar yardım etmelidirler.
Muharrir bundan sonra Pakiatanın mcyvacıhkta yapması lâzım gelen İşlere temas etmektedir Büyük bir meyva eyaleti olan Bülücistan'da 80-ğukhava ve konserve tesisatı lüzumunu anlatmakta .fizik ve kimyanın rolünü belirtmektedir. Meyvadan sonra enm ve mensucat sanayii mevzuları ele alınarak fizik ilmi ve yeni âletlerin bu sahalara tatbiki mevzuu tetkik o-lunmaktadır.
Çeviren: Salt AKSON



20/IV/1950 Perşembe
Borsalarda vaziyet
İstanbul :
Ticaret Boranında en ziyade yeni »ene mahsulü beyaz peynir ve kaçar Fındık piyasası yine kararsızlık içindedir. Diğer maddelerin durumunda ehem miyetli bir tahavvtfl görülmemiştir.
Kambiyo, esham ve tahvilât bordasında % 6 faizli kalkınma tahvillerine karşı istekler olmuştur. Affın piyaaaaı yine düşüklük arzetmektedlr. Piyasada alıcı yoktur.
İzmir :
Birleşik Amerikanın buğday İhtiyaçları
r— m ~
Washington, (Reuter - Hususi) — Birleşik Amerikada ziyadesiyle azalan kış buğdayları sahasında büyük bir hasar vukubulmuştur. Hükümet tarafından fazla olarak gösterilen buğdaydan 425 milyon bushels’llk bir miktarın milletin gelecek mevsim piyasasında dahini ve ihracat ihtiyaçlarını karşılayabilmesi imkânı, hemen hemen çok azalmıştır.
Ziraat Bakanlığı 121 milyon busheiâ'llk kış buğday mahsulü kaldığını açıklamıştır; geçen a-ralıkta bu miktar 885 milyon bushels’di. Bu azalma, kuru havalar ve büyük güney ovalarındaki böcek felâketleri neticesinde doğan mahsul hasarının neticesidir.
Küba şeker istihsali
Havana, (Reuter - Hususi) — Küba şeker istihsali, 31 martta olduğu gibi 3.838.542 ton olup bu miktar Küba Şeker Enatitüsü tarafından verilmiştir.
"Vatandaşlarımızla teşkilâtımız arasında bir anlayış
Dünden beri şehrimizde bulunan Tarım Bakam Cavit Orol, tu sabah beraberinde alâkalılar ve gazeteciler olduğu halde Çatalcaya gitmiştir. Halkevlnde Çatalcalılara hitap etmiş, Orman Kanunu hakkında izahat vermiş ve demiştir ki:
“— Türkiye bugün yüz ölçümünün ancak yüzde 13 nispetinde orman varlığına sahip olan bir memlekettir. YAnl 10.5 milyon hektar ormanımız vardır ve bunun 3,5 milyon hektarı koruluk, yedi milyon hektarı da baltalıktır. Halbuki bir memleketin normal orman varlığına sahip olabilmesi İçin bu nispetin yüzde 20 yİ bulması ve yine bir memleketin orman bakımından zengin ^ayılabilmesi İçin de bu nispetin yüzde 20 yi aşması lâzımdır. Size bu hususta bir fikir vermek için evvelâ komşu memleketlerin orman durumları Üzerine dikkatinizi çekmek isterim. Bugün Rusyada orman nispeti umum yüz ölçümünün yüzde 39 unu. Yugoslavyada yüzde 31 ini. Kumanyada yüzde 21 ini, Yuna-nistanda ytlzde 18.5 unu, Bulgaristan-da yüzde 18 ini teşkil eylemektedir.
» «tMttiHilttuulİMİlMesiiiHcj'«iuiimiHilibjhlıuiiiullMİllliiiOlHllHiMItHÜMK
ve ahenk yaratmak lâzımdır”
Buna karşılık memleketimizde 1945 yılındaki nüfus hesaplarına göre kereste ve diğer yakacak İhtiyacımız 15.5 milyon M3 tür. Halbuki ormanlarımızın dört senelik verim kabiliyeti ise ancak 6,5 milyon M3 ten ibarettir. Demek oluyor ki, bu vaziyette istihsalle istihlâk arasında 9 milyon M3 bir fark belirmektedir.,.
Bakan müteakiben kanunda yapılan son değişiklikle vatandaşın ihtiyaçlarına cevap vermek, geçimi bu yüzden olan vatandaşlara ihtiyaçlarını temin etmek olduğunu bildirdikten sonra şöyle devam etmiştir:
— Biz şu kanaatteyiz ki. arkadaşlar, bu memlekette milli servet için büyük rolü olan orman dâvasını halletmek, ormanları korumak için bilhassa orman içinde yaşayan vatandaşlarımızla teşkilâtımız arasında bir anlayış ve ahenk yaratmak lâzımdır. Şunu üzülerek sövliyeyim. bugün yer yer işittiğimiz bazı anlaşmazlıklar hallcdilemiyecek şeyler değildir. Bu anlaşmazlıkları bazı yerlerde teşkilâtın taassup derecesine varan titizliğini memleket gerçeklerine Ayarla-
ması, bazı yerlerde köylü vatandaşın bu milli servet mefhumuna gereken anlayışı göstermesi suretiyle müspet bir neticeye varmak mümkündür. Bunun İçin teşkilâtımızın ilk ve en esaslı vazifesinin vatandaşa bugün ormanların kendi malı olduğunu, kendi, sine maişet ve geçim kaynağı teşkil ettiğini, fakat yarın da çocuklarına ve gelecek nesillerine aynı kaynak olarak devam edeceğim anlatması ve telkin etmesi lâzım gelir. Evet hiç şüphe yok ki, bir taraftan ormanlarımızın korunmasında bu hassasiyeti gösterirken diğer taraftan orman i-çinde yerleşmiş olan 6574 köyün, 2.5 milyon nüfusunun geçimini orman varlığına bağladığını düşünmek mecburiyetiyle karşılaşmaktayız, öyle ü-mit ederim ki, köylü arkadaşlarım bu kanunu okudukları zaman eskisine nazaran arada büyük farklar görecek ve bundan büyük ferahlık duyacaklardır. Şuna emin olunuz ki. bizim en büyük gayemiz memleketin büyük ekseriyetini teşkil eden köylü vatandaşlarımızı memnun etmektir.,,
IHlUlfeVMUlıı
İzmir Fuarı
Hazırlıklar başladı
İzmir, 20 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Bu akşam Kültürpark Fuar Müdürlüğünde Belediye Başkanı ve Belediye mühendislerinin iştirakiyle yapıları toplantıda 950 Fuarı ile ilgili muhtelif konular müzakere edilmiştir. Bu meyanda toplu iştiraklere cevap vermek üzere büyük bir sergi salonu inşasına ve devlet pavıyonlanna fuarın ön plânında yer verilmesine karar verilmiştir.
Bu yıl devlet yardımı kâfi derecede olmadığı için maalesef inşaat işleri ağır yürümektedir. Marahall Yardımından İzmir Fuarına 500 bin lira temini hususunda Devlet Bakanlığının teşebbüse geçtiği öğrenilmiştir.
Osmanlı Bankasının imtiyazı uzatıldı
Hükümetimizle .Osmanlı Bankası arasında yapılan son bir akde göre. Osmanlı Bankasının imtiyaz mukavelesi yirmi beş sene müddetle uzatılmıştır. Bankanın imtiyaz müddeti 1952 senesinde bitiyordu, yeni akde göre bu müddet, 1977 senesine kadar temdit edilmiştir.
İstanbul sergisi
ithalâtçıları permileri kullanmıyorlar İzmir. 20 (Hususî muhabirimiz blldinyor) — Döviz ayrılmasına rağmen îzmlrdeki ithalâtçılar, dış ülkelerden gayet teenni ile mal getirmektedirler. Buna sebep hâlen piyasanın dünya haberleri karşısında takındığı mütereddit vaziyettir. Umumi ithalât niabeten az yapıldığı için cide stoklar erimektedir. Bu meyanda bilhassa inşaat malzemesi, sıhhi malzeme, cam ve züccaciye mevcutlan pek az olduğu için îstanbuldan İz-ınire yukarıda sayılan maddelerden getlrtilmeğe başlanmıştır.
Iranda hayvan vebası ve transit ticareti
Adana, 20 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — İranda sığır vebası çıktığından hayvan ve hayvan yemi ithal ve ihracının muvakkaten durdurulduğunu bildirmiştim Hükümetçe alınan bir kararla canlı hayvan ithal yasağının devamı; deri, barsak, tuzlanmış veya kurutulmuş hayvani maddelerin transit olarak hudutlarımızdan geçmesi muvafık görülmüş, İskenderun, Mersin ve Adanadaki alâkalılara bu hususta bilgi verilmiştir.
Kahve fiyatları ucuzluyor
Son bir iki gün içinde toptan kah-ve fiyatları 730 kuruştan 600 kuruşa kadar düşmüştür. Fiyat düşüklüğüne sebep, son hafta içinde dış piyasalardan 2000 tondan fazla kahve gelmesidir. Evvelce de yazdığımız gibi Beyruttan mallardır.
1 temmuzda açılıyor
Ticaret Odasındaki Sergi Komitesi İstanbul Sergisinin 1 temmuzda a-çılmasına karar vermiştir. Sergi sahası geçen seneye nazaran daha geniş olacak, milli müesseaelerden başka. ecnebi müesseseler! de sergiye iştirak edecektir.
son gelen kahveler de. getirilen a^ağı kalitede
Sade ve zeytinyağ ihracı isteniyor sene yurdumuzun muhtelif is-bölgelerinde, sadeyağ mahsu-bol olacağından bahsedilmek-Nitekim ortada sadeyağ piya-
bunun sadece sanılıyor. Ber-ton alüminyum edilmişti, Yine
Bu tihsal lüniin tedir.
sasının 450 kuruştan açılması da bu mahsulün bolluğunu kâfi derecede ifade etmektedir.
Şehrimizdeki yağ tacirleri, sadeyağ mahsulünün bolluğunu gözönün-de tutarak, ihracına müsaade edilmesini arzu etmektedirler. Şimdiki halde Lübnandan ve Yunanistandan sadeyağ satın almak için talepler gelmektedir.
İzmir muhabirimiz de İzmir zey-tlnyag tacirlerinin zeytlnyağ ihracı için Ekonomi ve Ticaret Bakanlığına müracaat ettiklerini haber vermektedir.
Gemi ile beraber Istanbula ait yanan mallar
Haydarpaşa açıklarında yanan Bosphorus vapurunda limanımıza ait bulunan malların tam listesini veriyoruz.
Sarpsborg, Oslo, Drammen limanlarından yüklenen 266 ton karton ve jiulo gazete kâğıdı, 23 tonunun yandığı gen’den yüklenen 5 tamamiyle tahliye
Bergen ve Oslo limanlarından 11 ton radyo, yalnız bir tonu kurtarılmıştır. Skien limanından yüklenen 100 ton nitrat dö sudun 70 tonu yanmıştır. Munvik ve Kristiansand’dan yüklenen 325 ton Ferro Sllicconun 124 tonu yanmıştır. Munvik’ten yüklenen 233 ton kalsiyum karpitin 5 tonu yanmıştır.
Bu suretle 959 ton hamulenin 253 tonu yangın çıktığı zaman gemide bulunmakta idi.
Belediye iktisat Müdürlüğü Balıkhaneye taşınıyor
Belediye İktisat MüdtlrlU£U, Bele-diye binasından Eminönündeki Balıkhane binasına nakledilecektir. Aynı zamanda İktisat Müdürlüğünün kadrosu da genişlıyecektir. Bu suretle İktisat Müdürlüğü teşkilâtı, piyasanın merkezi bir yerinde fiyatları daha sıkı bir surette murakabe edecektir.
Buğday fiyatlarında düşüklük başladı
Şehrimiz piyasasına buğday mahsulü hakkında iyi haberler gelmektedir. Havalar müsait gittiği takdirde, yurdun muhtelif yerlerinde bol miktarda mahsul elde edileceği ümit e-dilmektedir. Henüz Orta Anadolu bölgesinde kuraklık tehlikesi meveut değildir.
Buğday mahsulünün bereketli o-lacagı hakkmdaki haberler üzerine, Ticaret Borsacında da buğday fiyatlarında tedrici bir surette düşüklük görülmektedir. Son günlerde borsa-da tüccar malı buğday fiyatı 28 kuruşa kadar düşmüştür. Yüksek kalitede olan Polatlı mallan ise 34 kuruştur.
EMLEKET ve DÜNYA BORSA ve PİYASALARI
=

KAMBİYO
İstanbul Borsası
Açılış Kapanış
1 Sterllng 7.90.— 7.91.—
100 Dolar 282 62 282.52
100 Fr. Frangı ... 0.80 0.80
100 İsviçre Fr 64 03 6İ 03
100 Belç. Fr 5.60 5.60
100 İsveç Kr 54.12.50 51 12.50
100 Florin «... 73 68 40 73 68 40
100 LlrCt »•eaaaeeaea» 0 41.128 0.44.128
100 Drahmi 0 ü 1 fi 7 0.1 876
100 Escoudos 9 73.90 9.73 90
Altınlar
Bugün Pakı kur
Lira Lira
Kütçe Yeril Gr. 5.84 . 5.74
Külçe Degııssa. 5.79 5.79
Cumhuriyet .... 38.70 38 85
Reşat 40,80 44 20
Hamit 38.25 38.—
Gulden 37 W 37 99
Ingiliz 50.40 50.60
Fransız kok .... 40.— 40.-
NapoUon III •• 37 50 38.50
İsviçre 37.70 38.50
Neu-York’ta : onsu: .( 35
Gümüş, Platin
En aşağı En yukar
Günıüa Gr. —— «M
Plâtin " 10 — 11.—
Zürich Borsası (Serbest)
»vlçre Frangı
En yukar
1 Ü3
4 29 1/2
10.60
1.24
%5 %5
55
54
ESHAM VE TAHVİLÂT
Devlet Tahvilleri
İkramiyen tahviller 1933 Ergani .......
1938 lkramiyeli ...
Milli Müdafaa I ... 1941
1941
1/2
Kapanış
(•)
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
İstanbul Ticaret Borsası
YABANCI BORSALAR
Demiryolu IV.......
Demiryolu V .......
1949 Ikramlyell ...
Diğerleri
Demiryolu VI ......
I ....
II •••«.»•
III •••••*
I ...
II ....
I ...
X ...
Sivaa-Erzurum I.
• •
Demiryolu


Müdafaa
M
a

1941 Kalkınma
19
Ij
23.10
21.50
21.—
98. —
99. —
98.—
24.—
22.—
0.93
4 28 1/2
10.40
1 22
Ticaret Boraaaında birinci ve üçüncü akala pamuklar üzerine az miktarda iş olmuştur. Fiyatlarda bir fark yoktur.
Adana :
Boraada çekirdeksiz kuru üzüm, gevmek durumunu muhafaza etmekte ve fiyatlar gerilemektedir, durumunda hır değişiklik
Çekoslovak mubayaalarına devam ettiğinden boranda dukça hareketlidir. Pamuk aındakı alâkasız durum devam ediyor.
Borssda pamuk çekirdeği ağır vaziyetini muhafaza etmektedir.
/nrinn sağlam olmamıştır, alt teslimat pamuk ol-patfı piyasa-
En atağı
10.IV.1950
Durıımu
Türk Liranı .....
Dolar (ı,• StnrliDg ........
Fransız Frangı
%6
Tr6
%6
%6
%6 1948 istikrazı
- |0|«
^6 MIH! Müdafaa *6 1949
1934
%7
Te7
%7
Tf7
%7
%7
1034 1941 1941
1941 Milli
II
II
II
• •
•’ ii.-vii...
1.. .
11.. . III...
1.. .
11.. . in... iv...
98.80 99.70
99.50
99.60 98 90 99.10 96.35
97.60
21.30
21.40
21.50
20.75 21.—
21.62
20.90 21.06 21.30
97.50
98,55
99.80 100.—
99.10
98. —
99. —
98.—
20 30
20.40
21.61
21.—
22.—
21.15
20.00
21.—
21 05
Şirket Tahvilleri
T C. Ziraat. Bnnlcası ...... 20.19 20.20
Anadolu D.Y. Tertip A B. 108.— 111.—
91 H H ç —. —
•* ** *',60 62.25 59 —
•' ,, Mihnet. Senet. 67.90 67.50
Şirket Hisse Senetleri
T.C, Merkez Bankası ...... 130 — 120,25
Türkiye İş Bankası 30.— 29.50
Türk Ticaret Bankası 5.— 5.—
ArMİHn Çimento «»maBaaiataM 15.25 16.75
Sark Değirmencilik 23 25 23.50
Milli Rcuaüraûa 8.— 36.25
Ecnebi Tahviller
Mısır Kredi Fonsiy» 1903.J 172.—
Hububatı
Buğday yumuşak (Tüc.)
Buğday sert (Ofisin) ....
Arpa yemlik (dökme) .....
Mısır (San) çuvalı |.....
Fasulya tombul ..........
Fasulva Çalı sert .......
Kuşyemi Mercimek kırmızı kabuk. Mercimek yeşil ..........
Nohut nattlrel
Trıftli tohtıııılnr :
Aj’Çİçegl tohumu ..............
Keten tohumu ...,.................
ICenclir tohumu .»««..»••■.•ut
Sunanı »şaşı#•»»»»»
Yer fıatığı kabuklu .............
Kıırıı Mryvıdnr :
Fındık (kabuklu alvri)
Fındık (îç tombul) ....
Ceviz (kabuklu) ......
Ceviz (İç n a. türel) .
• ••
Dnlcunın Ham Maddeleri! Tiftik (nna mnJ) .........
Tiftik (Natürel) .........
Yapak Anadolu (Kırkım)
Hıtm derileri
Şiftir salamura (kanap) la. Keçi tuzlu kuru lolosu ... Koyun hava kurusu kilosu
Nebati Yağlıır:
Zeytinyağı (E.E. tanekalt)
Su/ınmvağı (Rnf. t e rı o keli)
Avçlçtgl (Rafine çıplnk)
Fındık yağı (Çıplak) .....
Bugün
28.20
22.—
35.—
25.2ü
50.—
142 —
140.—
175,—
240.—
190,—
137.—
110.—
140.— 187.— 162.—
260.—
300.—
205.—
Eski Kapama
80.—
181.—
28.—
164.—
28.20
31.—
24.—
23.—
27. —
30.—
36. —
37. —
39.—
28. —
25.20
39.20
30.—
62.—
80.—
İzmir Ticaret Borsası
üzüm çekirdekti* No.9 İncir A serisi No. 8.,.. " B serisi No. 108 Pamuk Akala I Pamuk Akala II Pamuk Akala III ...... Pamuk veril Bugün Son Kapanış
45.5li 56.— 43.— 228.— 190.— 176.— 180.— 120.— 11,50 48.— 56 — 43.— 228 — 190.— 175 — 180.— 120.— 11.50
Pamuk yağı (rafine) ... Pamuk çekirdeği
Adana Ticaret Borsası
Pamuk Akala I Pamuk Akala II Pamuk Akala III ...... Pamuk Parlak 172/185 150.— 161.— 172.— 162.— 150.— j 150.— 1

Trabzon Ticaret Borsası
FINDIK a) re50 randımandı kabuklu tombul b) İç sıra kontrollü 80.— 172.— 80.— 172.—
Eskişehir Ticaret Borsası
Buğday yumuşak ...... Buğday »ert Arpa 32.25 3L— 82.25 31.- 31.50

Nevv-York Borsası
D Un Eski kur
Butday (Buşell=Sent) Sert Kış mahsulü No. 2 271.— 272.—
Kırmızı " " No. 2 ......... 274.— 274.—
Pamuk Middllng (Ubreal=SeDt) Mayıs 32.66 32.58
Temmua 32.84 32.7S
Ekim 31.30 32.92
liftllc * Ll1 ~Scrıt) ••»•••••»•»»»»* Teknas No. 1 58.60
b indik ( LibrCSt ~ Sent ) taaşşaaaaaaat»* Kabuklu yeril iri 22.- 22.50
" “ orta 22.50 21.—
Levant İç ithal malı 36.— . 36.—
Ekstra iri iç ithal malt 40.— 40.—
Kıırıı ü/.ünı (Llbresl=Sont) Thompson çekirdeksiz seçme ... U 1/4 111/4
Keten tohumu (Buşcli=Dolar) ... Mlnncapolla 385 8.80
Kfilu.v (Libresl=:Sent) 76.75 77.25
Levha-teneke (100 libre dolar) 7.30 7.30
Londra Borsası
Keten tohumu (Tonu=Sterllng) Bombay 67.— 68.-
Kalküta 65.— 67.—
Yer fıstığı Hindistan 64.— 64 3/4
Bradford Piyasası
Tiftik İyi mal (Libresi=Flyat) 34.—Nom
” Sıra mah 30.— ”
Tün Anadolu " •’ 20 21 20/21 •’
” Trakya 18/21 18/21 M
İskenderiye Borsası
105.15
95.55
94.—
91.25
Yamuk (Kantan=T«Han)
Atthrnnunl Kısa elyaflı F/Ç. ...
Karnak Uzun elyafh F/Ö. ...

(•) Gününde Bore&da muamelesi tescil edilmemiş tahvlldt ve eshamın arz vo taleplere göre taayyün eden takribi piyata değerleri.
Sayfa 6
21 Nİimi 1956
I
I
yedek parça mevcuttur
r
rrrI I

A


i
» f '
ÖNEMLİ VASIFLARI ; 1.FABRİKA TONAJI 2 - M O T ö R
3- DİNGİL MESAFESİ
4- ŞASİ UZUNLUĞU 5 - LÂSTİK ADEDİ ve EB'ADI
6- MAKASLAR
7- 5 A R F İ Y A T
DERHAL
1

9
d
î
:
t* TONLUK
1 ’/2 Ton
Benzin - 4 silindir - 55 beygir.
2 metre 90 santim.
2 metre 80 santim.
Arka çift, bir yedek, ceman 7 adet, 600/i 8.
Arka makaslar takviyeli, önler altlı üstlü çift.
Bir teneke benzinle 100 kilometre
Şoför mahalli ve sandıklı Istanbulda teslim
ESLİM I
EKSPRES KAMYONLARI
8- ŞASİ ve ŞOFÖR MAHALLİ
9- V İ T E S L E R
10-K A R O S e R
I


11 -Y E D E K l E
9
R

En sağlam ve kalın çelikten imâl edilmiştir. 4 ileri, bir geri.
Avrupa fabrika yapısı, uzunluk : genişlik • kanatlar : Kamyonla birlikte, kriko, zengin
ve diğer Standard malzeme teslim edilir.
t. l. 6650.-
2.80 metre,
1.80 metre,
0.50 metre, takım çantası
f latı
Sol
Beyoğlu İstiklâl cad. 392 / 394, İstanbul Tel. î 49244-49245, Telgrafı Türkmotâr.

IHFV 1’1
Balıkesir Valiliğinden
Hrlga Srlıafflrr
Ahmit Pehlivan
*
Halil Erbilitjer
BUGÜN AÇIK OLAN MÜZELER
İSTANBUL
• •
a
9
ÖĞRENMEK İHTİYACINDA OLDUĞUMUZ HERSEY


SEKRETER ARANIYOR
Türkçe, İngilizce ve Almancaya hakkiyle vâkıf ve daktiloda sert yazan bir Sekretere ihtiyaç vardır. İsteklilerin 176 P. K. Sekreter rumuzu ile müracaatları.
ZAYİ: 31 55696 sayılı ikamet tezkeremi kaybettim. Yenisini çıkartacağımdan, eskisinin hükmü yoktur.
Meşrutiyet Cad. Zümrüt Apt. 190 4. Beyoğlu
İKTİSAT
BALOSU
BIJ GECE
PARKOTEL
SALONLARINDA YEMEKLİ
ZAYİ: İstanbul limanından almış olduğum 943/344 numaralı yagrcı cüzdanımı zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
ZAYİ: Denizyollarından aldığım 949/1218 sayılı liman cüzdanınıı kaybettim. Yemsini çıkaracagjmdan eskisinin hükmü yoktur. 4425 I. S. K.
Bandırma Özel İdare Akarlarından, şehir istasyonu yanında ve sahile (20-25) metre mesafede (490) metrekare arsa üzerine betonarme olarak inşa edilmiş üç katlı ve alt katında (2ı dükkânı (1) gazino (1) lokanta, (2) oda (3ı kurnalı bir banyo dairesiyle (3) halA, ikinci katında (15) oda, (3) duşlu banyo ile ayrı ayrı halA, üçüncü katında (14) oda, (2) duşlu banyo, ayrı ayrı (3) halâ ve ayrıca (1) kule odası ve ı2ı koridoru ve (1) tavanarası ile, (50) metre karelik bahçesi bulunan otel binasının mülkiyeti kapalı zarf usûliyle satışa çıkarılmıştır.
Binanın tahmin bedeli (222.770) lira geçici teminatı 112389) liradır. İhale bedelinin birinci taksiti peşin, yani ihale tarihinden itibaren 15 gün İçinde, bakiyesi altışar ay ara ile iki taksitte ödenecek ve para tamamen Özel İdare veznesine ödeninceye kadar otel binası Özel İdare ııarnına birinci sıra ve birinci recede ipotek edilmek şartiyle feraA olunacaktır.
Otel binasının İkinci katında Özel İdarenin işgal ettiği oda ihale tarihinden itibaren üç ay içinde boşaltılacaktır, kattaki iki dükkân kirada oâup bunun haricindeki kat ve odalar
hoştur.
Şartnamesi her gûr> tl Daimi Komisyonunda görülebilir.

de-
(4) Alt
İhale 4.5.1950 tarihine rastlayan perşembe günü saat 15.30
Balıkesir 11 Damıt Komisyonunda yapılacak ve teklif mek-komi yona verilmiş
da
tupları ihaleden bir saat evveline kadar bulunacaktır. (4677).
Atatürk İnkılap Müzesi 14-17.
Ayasofya (Telf. 21750) Arkeoloji
Eski Şark Eserleri Şubesi (Telf. 21682)
Belediye Müzesi 10-12.
Tevfik Fikret A*l>an Müzesi 10-12, 14-17,
10-16
13-16
10-12
11-17
İZMİR
Arkeoloji Müzesi (3324) 9-12
13.30-17.
İSTANBUL
ŞEHİR Tl YA IKUl.ARl :
DRAM KISMI 2030 da raylı.
KOMEDİ KISMI: 20.30 Kardeşler.
MI A.M.MER
Tî:
YENİ Deli
HARAÇ A
I

20.30
SES Gönül.
Dell
Sa-
is üvey
ÖPERE dıı Kiralık Odalar.
OPERETİ: 21.00
dr
KONAK PAVYON! : »hpauyol rakayon trupu.
it
ANKARA
de
10.12,
BEYO6LI CİHETİ
ATLAS (40835) A^k Yarısı (renkli) AKIN (80718ı Tosun Paşa ALKAZAR 142562) 1 — Meçhul A-da (renkli». 2—Donald'ın Çocuk Bayramları (renkli miki).
AR 144394» Sihirli Aşk.
ELMAM RA (13595» Sihirli Aşk İPEK (44289) Vahşi Koçu (Renkli. Türkçe).
İNCİ 184505) I Aslan ma ra
LÂLE ıTürk
Vatan Kurtaran
(ı-enkll». 2 — Yanlış Nu-
»43595) Atc-çten Gömlek fiiriıD*
(40868) San Franstsko.
(41659) t — VasiHıı L)go-
M El,EK
SARAY thelldis Elen Komedi Trupu.
SI ATPARK «83143» 1 - Kara Ok 2 — Meksika Çiçekleri.
SÜMER 142651) Dirilen Koca (I-tajynn filini).

■ M ( "% W'
King Kong (Arnp

I f . )13 . 4 U -4 • ‘ U
SI S (14071) Yuvam
S (MLR (14072) 1 — Suçeuz Mahkûm 2 — Suçsuz Mahkûmun İntikamı
r l.l S (22294 1 Yaban Gülü YENİ (14040) Aşk Adası



IZMİR
İstanbul Geceleri.
H •« f ı e 99 2 - Lnrrl
Kan Kardeşler.
' ) r.1
AYSL (21917) 1 —
(Türkçe). 2 — Madde •filmi).
AZAK (23512» 1 — Esrarengiz At. 2 — Ölbmdön Kuvvetli.
(. EMBERI.İTAş (22513) V?.Vl Dün-yi Grrko-Romen Güreş Müsabakaları (Tekmili* ve Türkçe SÖz-JÜ).;
F E R A H
HALK 1 Hardi
İSTANBUL (22367) 1 — Kanlı Döşek. 2 — Cici Berber.
KISMET I Tarznnın Hazînesi. 2 - Petrol Kıralı.
.MARMARA 123860) 1 — Gı-ııç Kız KalblK'2 — Doktor ve Modelleri.
MİLLÎ (22962) 1 —1 Hayduı Aşkı 2 — Yılmaz Reis (Türkçe).
Tl RAN (22127ı 1 — Esrarengiz At. 2 — Ölümden Kuvvetli.
IENÎ (Bakırköy 16-126) 1 — run Kahpeye. 2 —ıKahveci zeli,
KADIKÖ1 CİHETİ
ELHA.MRY Eğlenceler Perisi .
LÂLE 1 — Kanatlardan Türbe 2 — Bir Yabancı.
TAT YARE İstanbul Geceleri,
TAN 1 Kanatlardan Türbe 2 — Bir Yabancı.
YENİ 1 — Aslanların Pençesinde. 2 — Çam Snlcızı Polis daflyeel*
»pl» — 8.25 Günün programı — 8.30 Schubort - Trio ıpl) — 9.00 Kapanış.
12.28 Açılış ve program — 12.30 M. S. Ayarı — 12.30 Şarkılar — 13.00 Haberler — 13.15 Sinema orguyla melodiler (pl» — 13 30 öğle gazetesi — 13.45 Dört güzeller söylüyor gam programı, kapanış.
(pl) — 14 00 Alt-hava raporu ve
program — 18.00 18.00 İnce saz
KAKbMAKA CİHETİ
Vu-Gü-
I
.MELEK lı— A$k Cehennemi. 2— Sevimli Haydutlar.
SÜMER Zehirli Yolan
KtÇtR TİYATRO (11169) 21 Kıskançlar.
GAR GAZİNOSU - Paris Revü Heyeti.
PAVYONDA — İtalyan Akrobatları.
ŞARK (10380» 1950 Dünya Grekoromen Gtlreç nıtlaabakalalı (Tekmili ve Türkçe),
ŞIK (13726) 1 — Süveyş Kanalı. 2 — Atlatılan tehlike.
TAKSİM (43191ı Kananan Gözler
TAN 1 — Ölüm Gcmleİ. 2 - Sirk Kıralı,
YENİ (84137) 1 - Altına Hücum. 2 — Tarzan Ormanlar Artıcında. ( NAL (49306) 1 — Macera Limanı 2 — Altın Kafes.
YILDIZ (42847) Port Salt.

İZMİR
İSTANBLL CİHETİ
ŞEHİR TİYATROSUı öyuncu
ALEMDAR (23683) 1 — Haydut
Aşkı. 2 — Yılmaz Reis (Türkçe)
ve sanpı hareketleri. Konudan: Şevket Rndo 21.1(1 Ara müziği ipli — 21.15 Fnsıl heyeti konseri - 22.00 Konserto ıpl) - 22.25 Tango ve rumbalar (pl) - 22.15 Haberler — 23.00 Dan* müzlfcl ipli — 2330 Programlar ve kapanış.
T ABAM I RADYOLARDAN SF,(ME YAYINLAR

1 1
/ l/ tl

UÇAK - TREN . VAPUR
GELECEK
to 50
12.50
14.45
16 20
D H Y.
OLAN UÇAKLAR
KMİNÖNt;
Ankara (Eminönü) Sırrı
Başdo^an (Küçukpazar) — E-sat (Dlvanyolu) — Süreyya (Kumkapı).
UEYOC.l.l :
HALE 160112) I Şehitler Kalesi. (Türk filmi). 2 Günahım (Türk filmi).
OPERA 1 — Kanlı Doqek. 2 — Eski Eğlenceler (Türk filmi).
Suare: 1 — Aslanların Pençesinde, 2 — AjjR Beslesl
SÜREYYA (60682) I — Zafere Do£ru, 2 — Plo Arkları.
1 EM)EĞİRMEN i 1 Asri Za-manlar-Şarlo 2 — Cebelütarık Casusu.
ANKARA
• î mİ I*tanhul”ı tnv»l> e ettiği
DAHİLDE;
18.90 Ankara:
19,20 t mİ an bul:
nl orkestralı konseri Ankara: Tarihi Türk fti - 21.15
konaarvatunın orkestrası kanseri — 22.15 Ankara; Mlss Nancy Evanjs dan çan soloları,
HARİÇTE:
9 15 Londra: BBC Opera orkestrası konseri — 22.15 Hamburg tx 308.9-189.2 m): Verdinin “Dnrı Carİos operası.,
tın bugün İçin ı programlar:
İrice Saz —
Radyo srnfo-
19.20 müzi-
Ankara: Devlet
ANKARA (23432) Mark Tsvain'ın Maceraları
BfAİK »1.5031) Ateşten Gömlek
CEBECİ (13846) Atlantid
PARK (11131) Yuvam

AN KARA;
7.30 M. S. Ayarı - 7.31 Nereli parçalar ıpl» — 7,45 Haberler ve hava raporu — 8 00 Türküler (pl) — 8 15 Film müzikleri

17.58 Açılış ve M. S. Avnrı —
18.30 Konuşma — 18.45 Hafif müzik (pl) — 19.00 Haberler — 19.15 Geçmişte bugün —- 10 20
Tarihi Türle müziği - 20.00 V-vortürlcr (pl) — 20.15 Radva ca-zoteni — 20.30 Serbest imal 20,35 Hafif şarkılar ıpl) — 21 00 Konuşma TÜrkiyede M&rshâU Plftnı — 21 15 Devlet Könservn-tuarı orkestrası konseri — 22 00 Konuşma — 22.15 Mi«s Nancy Evanndan şan soloları — 22.15 M. S. Ayarı ve haberler — 23 00 Program ve kapanış.
İnTANBI L;
12 57 Açıhıj ve programlar — 13.0(1 Haberler — 13.15 Karışık türküler (pl) — 18,80 Hafif ö£le ıriüzi^l (pl) — 13.50 Şnrkı ve türküler — 11 3Q Sorbr t aaat 11 15 Dana müziği .(pli — Programlar ve kapanış — Açılış ve programlnr — Dana nıüzlgl fpl) — 18 30 ve piyano İle hafif melodiler (ph - 18.15 Memleket türküleri — 19 (.»(» Haberler — 10 15
İstanbul haberleri — 19.20 Radyo aepfoni orkestram konseri Beethoven, Senfoni No. 3 op. 65 •'ESrolCH” - 20.00 Şnz eserh*ri — 20.15 Gelir Sergisi aanti — 20 30 ı»lı»ley|(i Hi’d.lerl (Türk müziği) — 21.00 îstanbulda fikir
15.«o
17.57
18 00
Arp
Londra:


9 15 Opera orkestrası konseri — Sid Phillips ve dana ork. — LİHZt’in eserlerinden Varyete programı — 1330 ınüzik — 15.15 Londra
8:45 Dinleyici istekleri
BBC
10.30
11,00
12.30 Hafif
hafif ınllzık orkestrazından parçalar — 13.15 Caz kulübü — 19.15 Yeni plakları takdim ediyoruz — 20.30 Geraldo konser ork. — 21.30 Hafif rnüZIk - 23.15 Operalardan parçalar — 24.00 Dinleyici İstekleri.
Hamburg (308.9-189.2 mı:
22.15 Verdi nin “Dotı KaNpa,, o-perası.
Turln (225,4-333.7 m):
23.00 Verdi konscrvetu&rı kestı&ai konseri.
Münih (187.3 mı:
24.10 Senfonik konser.
or-
SIHHİ İMDAT
İstanbul Beyoğlu /
Anadolu yakını
Anka ra
İzmir
44998
«0536
9!
2251
16 35
• • • • •
(Türk) Ankaradaıı.
İzmlrden MR. (Mısır) Kahire, köşeden..
D.H Y, (Türk» Adana karadan.
D.H Y. (Türk» Beyrut, köşe. Ankaradan.
• A
Lef-
\n-
Lef-
GÎDE( EK OLAN l ( AKLAR
9.—
9—
11.20
13.50
S R nevre, D H Y.

• e
(.ELE! EK
6.30
7.-
10.00
21.30
(Hviere) Atına. Cr-Zürlch e.
(Türk) Arık ıra;, a İzm ire.
A ıı karaya
• I
M
OLAN
1 A 1’1 ULAR
Konya (Bandırmadan) Seyyar (Karabigadan > Ülgeri (/Ayvalıktan) Marakar. (Bandırmadan)
GİDECEK OLAN YAPIKLAR
4.— Ülğen (lneboluya).
8 15 M&rakaz (Bandırma? a).
17— Saadet ıAyvahk-lzndre).
19.— Seyyar ıKarabigaxa).
Beyoğlu 44644
Kadıköy 60872
İstanbul 24222
Üsküdar «0945
Ankara 00. İzmir
2222. K.vaka 1.5055
Günce (Merkez) — Banmak (Taksim» — Bstıst Tülbentçi (Taksim) — Bankalar (Galata) — Necdet Ekrem ıŞİRİD — Çubukçu (Şfclb — Halıcıojlu (Hftaköy) — Yeni Turan (Ka-MmpııeaL
FATİH:
İsmail Hakkı (Sehzadebaşı) — 2üya Nuri (Aksaray) — Samat-ya — Nazım Malkoç (Şehremini) — Ahmet Suat rtık» — Güiseren »Feneri.
EY t P: Arif Beşer
BEŞİKTAŞ:
(Karagüm-
Sipahioglu
%
(Orta köy) —
S. Recep — Yeni Arnavutköy — Merkez (Bebek).
K IDIKOY:
Bliyük — Kızıltoprak — Göztepe — Bostancı.
t SKİ DAR: Ahmediye HEYBELİ AD A: H Halk
Bt YÜKADAî Halk
ANKARA
Bavar — Nümune — Sakarya.
İZMİR
Halk (Basmahane) — Birlik (Kemeraltı) — Cumhuriyet (Eş-refpaşa) — Güzelyalı (Yalılar). Yardım (Al sancak).

Comments (0)