Kıymetli mütefekkirlerimizden genç Alim
ŞEMSEDDİN YEŞIL’in
EN MESUT AİLE KİMDİR? EN BAHTİYAR AlLE REİSİ KİMDİR? ve OKUMALI namında İki mühim eserinin 3 cü tab'ı çıkmıştır. Herkesin okuması lâzım gelen bu eser Hakkâklar çarşısında 49 No. H. YEŞİL KÜTÜPHANESİNDE bulunur. 125 kuruştur.
M. ADAM
KADIN TERZİSİ
Slparlj kabulün* bafllanuftır.
İstiklâl Cad. No. 417 Ankara, Atatürk
üstü,Meymenet Aprt. Bulvarı Xo. 181
Sene 27 — No. 9644 — Fiatl her yerde 10 kuruştur.
ÇARŞAMBA 22 Ağustos 1945
Sahibi: Necmeddin Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
İngiliz sosyalist hükûme
tinin dış siyaseti daha
Zeytinyağı fiatleri
Balkan işlerinde Müttefikler
açık, daha kesindir
Ticaret Bakanlığınca henüz tesbit edilmedi
tngil terede İşçi partisinin hükümete geçmesi dünya için çok hayırlı olmuştur, çünkü hâdiselerin gidişi karşısında, hem İn. gilterenin, hem hürriyete bağlı bütün milletlerin menfaatleri adına, İngiliz hükümetinin açık ve serbes konuşması şarttır. Açık ve serbes konuşmak, aynı zamanda yalan yanlış, fakat kesif ' propagandanın kurbanı da mamak için solda oturmak rektir. ‘
İngiliz Dış işleri Bakanı . Bevinin evvelki gün Parlâmentoda söylediği nutku Churchill yahut Eden söylemiş olsalardı «Fa. şist» damgasını bir daha, hem bu sefer iyiden iyiye kazanırlardı. Bu düşüncenin tersi de doğrudur: Dünya hâdiseleri karşısında işçi hükümeti İngiliz menfaatlerini ve milletlerin hürriyeti dâ. vasim daha hafif şekilde ele alsaydı, Ingiltere efkân karşısında daha ağır ithamlara uğrardı. Churchill ve partisi «Faşist» damgasını bir alay konusu diye gülerek kabul edebilir. Fakat Attlee, Bevin ve partileri komünist ithamının bir lâhza İçin bl. le akıllara gelmesini İstemezler,
İngiliz Dış isleri Bakaranın nutkunu her.üz tam olarak okuyamadık. Elimizde yalnız Anadolu Ajansının — pek iyi sayıl a» ırayacak — hülâsası var.
M. Bevin her meseleye dokunmuştur. İlk nutku olduğu İçin bütün dünya işleri hakkında hükümetinin görüşünü anlatmıştır. Bazı noktalan derinleş, tirmeye henüz vakit bulamadığı İçin de kısa geçmiş ve fazla söylenmemesini istemiştir.
M. Bevinin nutkunda başlıca ehemmiyetli iki nokta var. Biri, doğrudan doğTuya Türklyeyi ilgilendiren Boğazlar meselesidir. Ingiliz Dış Bakanı bu meselelerin gelecek hafta konuşulacağını kı_ saca söylemekle iktifa etmiş ve kendisine daha fazla sorulma-masını rica etmiştir. Amerika P-”kanı M. Trumanın, bu me-se'enin. Dış işleri Bakanlan Mec. J»c!nde konuşulacağını ve Amerikanın, bütün deniz yollan gibi Boğaalann da milletler arası ser-bes bir geçit olmasını İstediğini •öylemesinden sonra yeni hiç bir konuşma olmadığı için M. Bevin, Sovyet Rusya ile ilk temaslardan önce herhangi bir teahhüt altı, na girmekten çekinmiştir. Bunu da tabiî görmek lâzımdır,
M. Bevinin nutkunda dikkate değer başlıca nokta Bulgaristan, Romanya, Macaristan gibi memleketlerde kurulan «demokrat» hükümetlerdir.
B. Bevin, çok bahsedilen demokrasi kelimesinin tarife muh. taç olduğunu söyledikten sonra, adı gcçeıı bu üç memleketteki hükümetlerin, milletlerin çoğunluğunu temsil etmediklerini ve buralarda bir çeşit totaliter rejim yerine başka çeşit bir totali. ter rejim geçtiğini cesaretle açığa vurmuştur, tşgal altındaki Balkan memleketlerinin Nazilikten — el çabukluğu ile — komünistliğe geçmeleri hakkında bir Ingiliz sosyalist devlet adarm tarafından Heri sürülen bu totaliterlik İthamı, faşistlik gürültüsü «Jtında kaybedilemiyecek derece, de ağırdır.
M. Bevinin bu sözleri milletlerin hürriyeti, demokrasi ve ser. pes seçim hakkında İngiliz sos-( yalist hükümetinin düşünceleri, fil, hiç şüpheye yer bırakmıyacak Şekilde açığa vurmakla beraber, yarın meydana çıkacak ve belki Öaha kızgın safhalara varacak Anlaşmazlık kaynaklarını da gizlemiş olmuyor, Çünkü herkes gibi -M. Bevin 'de bilir ki ne Bul-garistanda, ne Romanya ve Ma-.tarlatanda olup bitenler, bu 'memleketler halkının iradesinden doğmuş değildir. Bunlar süngü ve tank kuvveti altında iş ba^’na geçirilmiş kukla hükümetlerdir, (Bu tâbir, Ingiliz
bir ol-ge.
M.
■ Amerikan basınından alınmış -: tır) Bulgar veya Rumen, hattâ
■ Yugoslav milletleri kİ çoğunluk, lan çifçi ve köylü partileridir, ı tam mânasila serbes olsalar bu i hükümetler, diledikleri gibi se-: çimler yapmak şöyle dursun, : . yeni çeşit totaliterliğin» tadını
da almış olan, halkın gazabından
■ kurtulmak İçin kaçacak delik ararlardı,
• Fakat Amerikanın notası gibi M. Bevinin nutku da sadece güç. lüğü ve anlaşmazlığı ortaya ko-
• yuyor, bu milletlere yeni totali. ter zulmünden kurtuluş yolunu pek temin etmiyor. Bulgaristan, Romanya, Yugoslavya ve Maca-ristanda bugün tatbik edilen «Demokrasi» tarzına sosyalist Bevinin dahi aklı ermeyebilir. Bulgarlstanda yapılacak seçim.
■ ler, M. Bevinin dediği gibi, tngll-terenin serbes seçim hakkmdaki
■ görüşlerini altüst edebilir. Şu var kİ ne bu kanlı kızıl demokrasiler, ne de bu «serbes» seçimler, bu milletlerin kendi İşleri, kendi suçlan değildir. Bunun neticesi ve cezası, Ingiltere ve Amerika.
1 ran bu hükümetleri tanımamaları. bunlarla sulh İmzalayıp münasebet kurmamaları olacs. ğma göre Avrupa Doğusunda anlaşmazlık, gün geçtikçe büyüye.
. cek demektir. Bu yolun vargısı, Ingiliz gazetelerinin dediği gibi, nüfuz bölgelerinin bllfil aynlma-" ■
olacaktır. Bunun lebidir kİ Necmeddin Sadak (Arkası sahife 2, sütun 2 de)
arasında görüş farkları
Ankara 22 (Telefonla) — 1045 -1946 mahsulü zeytinyağı flatlerl hâk-kında bazı İzmir gazetelerinde çıkan yazılarda Ticaret BakanUğında toplanan yağ komisyonunun çalışmalarını bitirdiği, sabunluk yağlar İçin 204, beş asitli yağlar İçin 210 kuruş fi at tesbit edildiği yazılmıştı.
Ticaret Bakanlığından bize verilen malûmata göre, her ne kadar Bakan lıkta yeni mahsul yılında memleketin nebati yeğ ihtiyaçlarını karşılamak ve flatlerl düzenlemek üzere alınacak tedbirler hazırlanmakta İse de bu gazetelerin yazdığı gibi zeytinyağı fiat-ler! ‘ “* -- - - — •
tesbit edilmiş değildir.
Ankara 21 — Yakında pamuklu ve yünlü mensucat İla diğer mamullerde, Tekel maddelerinde ehemmiyetli nispette ucuzluk beklenebilir. Hayatı ucuzlatma konusu Üstünde incelemeler yapan hükümet mümessillerinin çalışması hayli İlerlemiştir. Ticarethanelerin bir müddet sonra bu tenzilâta ne dereceye kadar Iştir&k edebilecekleri ayrıca tetkik konusu o lac aktır.
Şurası muhakkaktır kİ önümüzdeki aylarda, ehemmiyetli miktarda fl-at tenzillerine jahlt olacağız. Halkın, mal alırken İhtiyatlı bulunması lâzımdır.
JAPONYA TESLİM VESİKASINI
31 AĞUSTOSTA İMZA EDECEK
Rusya, Sofyaya sefir tâyin etti
Rusy a, Ingiltere ve Amerikanın aksine olarak Bulgar seçiminin Bulgaristan’ın demokratlaştırılmasında önemli bir adım olacağı kanaatinde
Londra 22 (R.) — Dün gece Moskova radyosu tarafından yapılan ya-yuna göre Sovyet Rusya, Bulgar seçiminin Bul gar İs tanın demokratlaştırıl ması İçin önemli bir adım olduğu kanaatindedir.
Sovyet Rusya Sofya elçiliğine Klr-senof’u, Bulgaristan da Moskova elçiliğine Akademi başkanı Mlhalçofu ı tâyin etmiştir.
• Sofya 22 Bugün birinci Aleksandr l meydanında büyük bir toplantı ya-
■ pılacak, bu toplantıda Vatan cephe- sİ tarafından birinci namzet gösterl-
■ ilen Dlmitrol’un seçim nutku okuna-
• çaktır. Malûmdur ki Dimltrof, Mos-ı kovadaki vazifesinden çekilerek ye; nlden Bulgar kabinesine gitmiştir
1 Amerikadaki akisler
, Ncvyork 22 (R.) — İngiliz D14 Ba-’ kam M. Bevln’ln Bulgaristan hakkında söylediği kuvvetli sözler Ame-
1 rlkada umum tarafından l&svlbedll-inektedir. Gazetelerin makalelerinin hülâsası şudur: «M. Bevin Amerikan halkının düşüncesini aksettlrralştir. Totaliter İdareler dostluğumuzu as-fn kazanamazlar.»
Bir Amerikan gazetesinin mütalâası Nevyork 22 CR.) — Amerika Dış İçleri B3kanı M. Blmes’ln Bulgaristan
1— ~ 1
Y ugoslavya’da buhran ihtimali
Tito, muvakkat meclisin dünkü toplantısında bulunmadı
bildirdi
Q O. CM
o
O
$2 (D >
0 P
26 ağustostan itibaren 1 okyo bölgesinin işgal edi Imesine başlanacak
Gl. Mac Arthıır 28 ağustosta uçakla Tokyo’ya gidecek
Londra 22 CRı — Tokyo radyosunun bu sabah verdiği bir habere göre ilk Müttefik kıtaları ağustosun 26 ncı pazar günü hava yollle Tokyo yakınındaki hava meydanlarına İneceklerdir. Bunu denizden kıtalar çıkarılması taklbedecektlr. İlk çıkarılacak kuvvet 20 bin kişi olacaktır Japon askerleri Tokyo kesiminden çekileceklerdir.
Ol. Mac Arthur 2a ağustostu uçakla Tokyo'ya gelecek, Japonynnın teslim vestkası ayın otuz birinde, Tokyo körfezinde bir Amerikan harb gemisinde imza edilecektir. İmza resminde Amerikan delegelerinden başka İngiliz, Sovyet ve Çin delegeleri de bulunacaktır.
Tokyo radyosu Japonları. Müttefiklere karşı dürüst hareket etmelerini, fakat dostluk göstermemelerini bildirmiştir.
Londra 22 (R) — Japonyanın işgali İçin her şey tamamdır. Bazı Japon birliklerinin ve belki de halkın bir kısmının mukavemete kalkacağı beklenmektedir.
Atom bombası taşıyan hava filoları her hangi bir tehlikeyi önlemek İçin hazır bir vaziyette bulunacaklardır.
Japon delegelerinin itimatnamesi
Londra 22 (R) — Gl. Mac Arthur, Manllla’ya gelmiş olan Japon delege-1 lerlnin İtimatnameleri hakkında malûmat vermiştir. İtimatnamede İmparatorun İmzası bulunmaktadır. îmza şoyledlr: «Ezelden beri hanedanımın işgal etttlğl tahta çıkmış bulunan İmparator Hlrohlto » Bundan sonra deniliyor ki: «Müttefik yüksek komutanlığının talimatı mucibince teatiden bütiln tedbirleri almak üzere general Koato'ya talimat verilmiştir.» İtimatnamenin tarihi şudur: İmparator Cimmo’nun tahta geçmesinin I 2680 senesinin sekizinci ayının on sekizinci günü.
Cephelerde
Londra 22 (R) — Matıçurı’de Japon kuvvetleri techlzatlarlle blrıtkte muntazaman teslim oluyorlar Blrmanya-da durum o kadar memnuniyet verici değildir. Lord Mountbatten buradaki Japon kuvvetleri komutam geaaral
Teraoçlye radyo İle yeni emir göndererek murahhas göndermesini ve bugünden İtibaren muhasamatı durdurmasını bildirmiştir. Japon komutanı henüz delege göndermek için İmparatordan talimat almadığını, talimat alınca temasa geçeceği cevabını vermiştir,
Çin komünistleri Pekin’e girdiler
Londra 22 (R> — Uzak Doğudan gelen bir habere göre, Çin komünist çeteler! Pekin şehrine girmişlerdir.
dikkatler
Yıldız yokuşunda çürüyüp duran tonlarca demir parmaklık
Vaktile Sultan Hamit, Yıldıza çıkan yokuşun iki yanını demir parmaklıkla çevirtmiş. Beşiktaş-taıı itibaren gidiyorsunuz, gidiyorsunuz, dağın tepesine kadar bitmiyor. Fakat bu parmaklıkla, rın ne lüzumu, ne sanat ve zara, fet kıymeti vardır. Zamanla da, şurasından burasından çürümek, dökülmek temayüllerini gösteriyor Netekim, kısmen zlyaa uğramış; söküp söküp götürmüş, ler. Demirin henüz pahalı oldu, ğu bir devirde, bunun saraylar yahut Belediye gibi bir âmme miiessesesl lehine satılması lüzumlu değilse hile, şehrin bazı yerlerinde sık sık kazalar çıkmalına sebep olan scdler vardır. Meselâ Kızıltoprakta Ziiht ti paşa camij karşısında bir cukıır bos. tan mevcut kİ, çocukların, ihti- , var ve alillerin, hattâ taşıt vasıtalarının kazalar» uğramasına sebep oluyor. Bu tarz yerleri bu beyhude ve namiitenahî ıızun parmaklıkla takviye etmek man. tık kâridir

Atom bombası
Kasırgaları dağıtmak için kullanılması isteniyor
Miami Öeachjlorida- (Owl) 21 — Mlami Beach Belediye başkam. dün Başkan Truman’a gön. derdiği bir telgrafta atom bombasının kasırgaları dağıtmak hususunda kullanılmasının faydalı olup olmıyarağının denenmesini telkin etmiştir.
Hâlen Miaml Beach'e bir kasırga yaklaşmakta olduğundan Belediye başkanı, yeter miktarda bir kuvvetli infilâk maddesinin bir kasırgayı dağıtabileceği na-zarlyesine dayanarak telgrafında atom bombasının kullanılmasını teklif etmiştir.
VV’ashlngton 22 (AA.) — Prlnceton üniversitesi profesörlerinden doktor Smlth'ln yazdığı bir makalede açığa, vurulduğuna göre, bombalarda kullanılan atomlar, 135 uranlumden gele- i ceğl gibi plutontum denilen ve yeni keşfedilmiş olan diğer kimyevi unsurdan da gelebilir Hlroshlma üzerin* atılan bombanın küçümsenmesi, onun esasında uranlum bulunduğu mânasına gelir. Halbuki Nagasakl üzerine atılan bomba, kuvvetini plutonlum-dan almıştı.
Londra 21 IA.A.) — M. Attlee, atom kudret! meselelerine alt bir İstişare komitesi İhdas edileceğini bugün Avam Kamarasında bildirmiştir Bu komiteye eski Maliye Bakanı Jhon Anderson başkanlık edecektir. Komite, bu yeni icadı, sınai vo asker! sahalarda kullanmak imkânları üzerinde incelemelerde bulunacaktır t---------------------------------
Kadiri mutlak atom
r
Yazan: Halide Edib - Artıvar
Beşinci sahifemizdedir
-----------------------------
Pasifik dünyası
Yazan: A MAÇÎT ARDA
Yarınki AKŞAM’da
J
Belgrad 22 (A.A.) — Ma. reşal Tito, muvakkat meclisin dünkü oturumunda hazır bulunmamıştır. istifa etmiş olan Başbakan muavini Milân Grol* un yerinin de boş olduğu görülmüştür. Zannedildiğine göre, mareşal Tito. Grol ün istifasını kabul etmiştir.
Resmî mahfillerde beyan edildiğine göre, Grol'ün istifası bir buhrana sebebiyet verebilir, zira Başbakan muavinliği vazifesi mart ayında bilhassa Grol İçin ihdas edilmişti. Yugoslav basını, Grol* ün İstifasını şimdiye kadar sükûtla geçiştirmiştir.
ta
hakkmdaki beyanatını ele alan Va-ştngton Post gazetesi bu sözlerin açık ve kuvvetli olduğunu belirtmekte ve bu kanaatin Amerikan efkarı umumlyeslnln kanaati olduğunu yazarak şunları İlâve etmektedir.
Bulgaristan totaliter bir İdare kur makla bizim yardımımızı bekllyemez. Amerika, milleti temsil etmeyen bir Bulgar hükûrner! ile münasebet peyda edemez. 26 ağustosta BulgaristanlI yapılacak olan seçimlere M. Byr-neş haklı olarak inanmamaktadır.
(MI IIII İli 111111II ııı 11II m I ilin Iinıı m IIIIII İlil mtııırııı nıuııııı ıını
Avrupada totaliter rejimleri kal-d ırmak için kan dökmüş olun hür jQ insanların hisleri yeniden totaliter -q rejimlerin kurulmakta oluşu keyfiye- q tl karşısında sarsılmaktadır. Ameri- -w kan kanı, korku ve istibdadı yer yü- W zünden kaldırmak İçin döküldü. Ba gibi rejimlerin yeniden kurulmalına s s mâni olmak İçin nüfuzumuzu kullan maktan başka bir çare yoktur.
Ingiliz hükümeti de Sofya’ya bîr nota verdi
Londra Z1 (AA.) — IngUterenln Sofya’daki temsilcisi Mr Bossvell bugün Bulgar Başvekili M. Georgief’a bir nota vermiştir. Notada: Ecümle şöyle denmektedir :
«İngiltere hükümeti şimdiki seçim kanununu ve bugün Bulgaristan da hâkim olan şartlar altında yapılacak seçimlerde, Bulgar milletinin fikirlerini tamamlle açıkça izah edeceğini zannetmemektedlr. İngiltere hükümeti bu seçim kanununun 'ktldardakl hükümet lehine ve muhalifleri aleyhine bir netice verecek tarzda hazırlanmış olduğu mütalâasındad'-r. İngiltere hükümeti, muhalefet taraftarlarını korkutmak ve seçmenler üzerinde demokrasi esaslarına tshtamen ayları bir surette müessir elmak yolunda sistemli gayretler sarf edildiğini bildiren emin raporlar ainuştır.
Binaenaleyh size şunu bildirmeğe mezun bulunuyorum kİ. İngiltere hükümeti. böyle şartlar altında yapılacak seçimler neticesinde kurulacak Bulgar hükümetin! demokrat veya temsile! bir hükümet olarak tanıyamaz.»
Nutuk Amerika’da nasıl karşılandı?
Londra 31 «UM — Resmi Amerikan mahfllller! Mr. Berinin Dışişleri Bakanı sıfat ile söylediği tik nutku çok müsait karşılamışlar ve senra Balkanlarda tesessüs etmekte bulunan rejimler hakkında yaptığı İsabetli tenkldlerl bilhassa takd'r etmişlerdir.
Günler Geçerken
Mersiyeden önce
Rahmetli Mahmut Yesari, neslinin içinde tek «doğuştan romancı» idi; içinden geleni, geldiği gibi yazardı, «Şöyle bir cümle kursam hoş düşer, şurasını şöyle yapsam başka tesir eder.> demez, tabiîlikten ayrılmağa lüzum görmezdi. Bu itibarla romanlarında ne «elit» i kendisine çekmeğe çalışan Yakub Kadri'ye. ne de orta sınıftan taraftar bulmak gayreti sezilen Reşat Nuri'ye benzerdi. Son eserlerinden «Tipi dindi» yİ okurken kitabın hangi dilden ya. zıldığını çok defa unutuyordum; ya Fransızca, yahut Fransızcaya çevrilmiş yeni tipte ve buğusu üstünde bir roman sanıyordum. Mahmut Yesari. farkında bile olmıyarak devrin peşisıra giden, yenileşen bir romancıydı.
Asıl kıymeti hayatında kavranmış değildir: ölümünden ve nesillerden sonra değeri artacak ediklerdendir. Ne yapsın k| do. ğustan romancı olduğu gibi doğuştan da «başıbozuk* idi; tabiat-ten hürdii, kayda ve baskıya giremezdi. Hasta vücudu ve dağınık hayatiyle bugüne kadar yaşaması bile kazancımız oldu. Her edibin ve muharririn profesör, milletvekili, gazete sahibi, elçi, emekli olamıyacağını bu acı vesile İle tekrar düşünmemiz lâzımdır. Hattâ her edib vereme de tutulamaz, sanatoryumda da yatak ve yemek bulamaz. Osman Cemal Kaygılı başka hastalıktan söndü; tahrîr ve telif haklarını alacak, hakkını koruyacak bir müessese olmaması yüzünden hastanede cep harçrlığı yokluğu çekti.
Mersiye yazmakta yanşa çıkan sağlann bir araya gelerek hükümet yardımiyle hâlâ bir «Kalem erbabı cemiyeti - kuranıama. lanna ne kadar esef edilse azdır. «Basın cemiyeti» henüz ne diriye güler, ne ölüye ağlar acayip bir teşekküldür. Zaten bu, onun işi değildir. Evvelce de yazdığım gibi bize — bilhassa hesabını, menfaatini bilmeyen kalem erbabına — tâbilerle, mahkemelerle olan münasebetlerimizde rehberlik ve hâmilik edecek sigortalı bir cemiyet lâzımdır. Tekrar edelim: Her edib Içgüveyisi olamaz. Bazısı, çeşitli hilkatler icabı maddi bakımdan dış kapınn mandalı
Refik Halici Karay
Sahile
A H Ş A M
22 i:i'j
SÖZÜN GELİŞİ
Pahalılıkla mücadele mi, pahacıya yardım mı?
O tellerin, lokantaların, gazinoların flat tarifeleri Belediyenin tasdikinden geçer. Bîr komisyon uzun uzadıya İnceledikten sonra yu kadar paranın alınmasını münasip görür. Fakat hangi esaslara dayanarak bu fiatieri biçer, kimseler bilmez.
Meselâ dün bahsettiğim sayfiye oteline yemekli olarak giinde ortalama (25} lira ücret biçmiştir. Yani bu otelin bir odasında bir ay oturacak İki kişilik bir aile ay sonunda 750 Hra ödeyecektir. Oda kirası hariç, yalnız yemek İçin bir ayda vere, ceği para aşağı yukarı (550) liradır. Acaba tarife komisyonu 'iznlanndan biri gelip de bu otelde yemek yemiş midir de, otel sahibinin kanuni kazanciyle beraber ayda 550 Lira hakettiğini meydana çıkarmıştır?
Hiç zannetmiyorum. Bu otel birinci sınıf olmasına rağmen son derece ucuza maletmek esasile işliyor. Otel hizmetini topu topu iki kadın görmektedir. Otelin önünü sabahleyin yalınayak bir çocuk süpürüyor. Bu çocuğun aylığı fazla olsa şüphesiz ilk yapacağı iş kendisine bir ayakkabı almaktır. Otel sahibinin çocukları sabahleyin denizden midye toplayıp lokantanın mutfağına taşıyorlar. Bunlar akşama pahalı mezeler strasma girecekler.
Yine sabahleyin bir balıkçı geldi. Getirdiği palamutların çlf. tine 35 kuruş istedi. Otel sahibi bunu pahalı buldu. Etrafındakiler otelde oturanların tabldotu için bundan münasip yemek olaınıyacağını. bir porsiyon palamutun 17,5 kuruşa geleceğini söyledilerse de otel sahibi ancak çiftini 30 kuruşu verirse palamutları alacağını söyledi. Zavallı balıkçı razı oldu. İşte bir yemek. Kilosu 30 kuruştan alınan barbonya fasulyesi de ikinci yemek. Başlangıçta bir çorba, sonunda bir dilim karpuz! Ayda 750 lira veren otel müşterilerinin bir övün yemeği tamamdır.
Dün tarifini yaptığım odada oturarak bugün tafsilâtını verdiğim yemekleri yiyenlerin ayda 750 lira ödemelerini münasip gören ta, rrfe komisyonu pahalılıkla mücadele mi ediyor, yoksa pahacıya yardım mı ediyor? Hükmünüzü verebilirsiniz.
Şevket Rado
DÜZELTME: Pazar günkü yanımda geçen bir mısra düzeltme lirasında karışmıştır. Doğrusu şöyle olacak: «Havada yaprağa döndürdü S^i=^â=====—-^^^===========™=w=x=>===
Dün gündüz sıcaklık 41,5 derece idi
Akşam hava poyraza çevirdi.
Bu sabah stcakltk 31 derece idi
Dün sıcağın şiddetinden bir çok daire ve müesseselerde çalışılamadı
Mısırda bir hâdise
Çıkmaza mı giriliyor?
Dış bakanları konseyi
Demokrasinin tekâmülü
Sıcaklar her gün şiddetini bir parça daha arttırıyor. Geçen hafta 3538 dereceden yukarı çıkmamışken evvelki gün gölgede 37 yİ, dün de 41 buçuğu buldu. Sıcakların şiddetinden geceleri uyumak, salim kafa İle çalışmak kabil olamıyor. Halk geç vakte kadar meydanlarda, parklarda kalı-
Güney Afrikalılar kargaşalık çıkardılar
Kahire 22 (AA.) — (Reuter): Kahire yakınında, Helvan’da güney Afrikalı kıtaların sebebiyet verdiği bir kargaşalık sırasında Mısırlılara alt bir sıra mağaza ile İki alnema yanmıştır. Bu kargaşalığa sebep, güney Afrikalı kıtaların memleketlerine gönderilmesi keyfiyetinin gecikmesidir. Güney Afrikalı latalar, mareşal Smuts’ün bir haftaya kadar kamplarını ziyaret etmesi talebinde bulunmuşlardır-
Fransa da ki hâdise
Paris 22 (AA) — Akdeniz sahilinde Salnt Rauhael’de. vaktinde memleketlerine iade edilmedikleri bahanesiyle şehre yayılıp bir Fransız devriye kıtaslle çarpıştıktan sonra bir çok evlere girerek yağma hareketlerine tevessül eden Senegalll askerlerin sebebiyet verdiği kargaşalıklar sırasında 13 kişi ölmüştür.
Bu Senegalll askerlerin çoğu sonradan kışlalarına dönmüşlerse de. İçlerinden bir kısmı dağlara kaçmıştır. Bunlar seyyar devriye kolları tarafından takibediimektedir.
İmam Yahyanın kararı
Beyrut 22 (AA.) — Öğrenildiğine göre, imam Yahya, Yemen kapılarını münevver Aran dünyasına açmağa ve Yakınşark devletlerlie, İrak ve Mısırla ticari mübadeleleri geliştirmeğe karar vermiştir.
Bulgari«tandaki durum münasebetile Times’in bir makalesi
Ancak Eylülün ortalarında toplanacak
Londra 22 (AA) — Reuterln «lyasl muharriri »unlan ytaamkatdır:
Londra’da toplanması derpiş edilmiş olan Dışişleri Bakanlan konseyi konferansının ağustos Sonunda değil, fakat eylül ortalarında toplanması İhtimal dahilindedir. Bu gecikmenin sebebi, Japon teslimine ait hazırlıklardır.
Yunanistan bir heyet t gönderecek
Atina 21 (AA) — Dışişleri İstişare komisyonu, beş devlet Dışişleri Bakanlan konferansının çalışmalarını taklbetmek için Londra’ya gidecek olan Yunan heyetinin kimlerden teşekkül edeceği meselesin! İncelemek üzere. Başbakan Voulgoris'ln başkanlığı altında dün bir toplantı yapmıştır.
Elen hükümetinin adı geçen konferansta hazır bulunmak talebi kabul olunduğu takdirde. Yunan heyet! beş devlet Dışişleri Bakanları konferan-rnır. Ytınanlstana alt çalışmalarını taklbedecek, aksi takdirde bu heyet. Müttefik devlet adamlarını Yunan İs -tanın talepleri üzerinde aydınlatacaktır. Bu heyete yeni Dışişleri Bakanı M. Jean Polltls başkanlık edecektir.
Ticaret Bakanı
Tüccarın fiati düşürmesi lüzumundan bahsetti
İzmir 22 (Telefonla) — Şehrimizde bulunan Ticaret Bakanı B. Ralf Karadeniz, dün de tüccarların yaptı feı toplantıya başkanlık etmiştir. Bakan, müzakereyi açarken ithalât ve İhracat işlerinin büyyk önem taşıdığına İşaret ettikten sonra şimdiye kadar sattığımız mallardan başka İhracı kabil ne gibi mallar varsa onları ihraç etmeğe çalışmamız lâzım geldiğinden, bahsetmiş, tüccarların flat düşürmeğe doğru gitmeleri icabet ligini söylemiştir.
B. Ralf Karadenizli bu sözlerinden sonra bazı tüccarlarımız söz aldılar. Bunlar, döviz kaynaklarını arttırmak lâzım geldiğini, takas şeklinin memlekete İthal edilen mallarda flatlerin riiksek tutulmasına sebeboMnğunu, ihracata prim vererek bu farkın it-bal maddelerinden alınmasının muvafık olacağını, en mühim meselenin serbest dövize doğru gitmek olduğunu söylemişler ve kâr hadleri İndirilecek olursa kara borsanın yeniden faaliyete geçeceği noktasında durmuşlardır. Tüccarlar, dış ticaret lş-Jerlnda yavaş yüründüğünden, 51( C.yılı kararnamenin çıkardığı arklardan, ihtikârdan ve kontrolün İyi yapılmadığından şikâyet etmişler dir.
Ticaret Bakanı Öğleden sonra kuru ■eyvacılann toplantısına başkanlık İtmiş V» Fuarı gennlştlr. B. Ralf Ka-ladeniz akşam üzeri de İstanbul a ha teket etmiştir,
Falih Rıfkı Atay’ın bir makalesi
Ankara 22 — Fal İh Rıfkı Atay’ın bugün çıkan Ulus gazetesinde «Tilr-klytde demokrasinin tekâmül üt başlığı İle bir baş yazısı çıkmıştır.
Falih Rıfkı Atay. Halk partisini kuranların hiç bir zaman tek partili bir diktatörya rejimi düşünmediklerinden, bunu istemediklerinden ve bundan nefret ettiklerinden bahsettikten sonra Partinin, rejimi, detnok rari gereklerine göre tabllleştlrmeğe çalıştığını İşaret He: «Kimsinin zoru altında veya kimseye hoş görünmek için rejim değiş t irmiyoruz veya tâdil etmiyoruz. Dcjtıokraslmlz tekâmülünü takibetmektedlr.» diyor.
Ingiliz sosyalist hükümetinin dış siyaseti daha açık, daha kesindir
(Baş tarafı 1 inci sahifede) Amerika ve İngiltere, bu çıkmazdan kurtulmanın çaresini, bu elleri kollan bağlı milletleri zorla, yarak değil, doğrudan doğruya Sovyet Rusya İle konuşup anlaşmakta aramalıdırlar.
Ne gariptir ki her üçler konferansından sonra her meselede anlaşma olduğu söyleniyor, fakat bir hafta geçince türlü zorluklar ortaya çıkıyor. Acaba, Potsdamda Sovyet Rusya, bu memleketler hakkında ne dedi? Meselâ M. Bevln, Rusların Po-lonyada pek az ordu bırakacağı, nı Mareşal . Stallnln kendisine söylediğini anlatıyor da Balkan lann ne zaman serbes ve bağın, sız kalacakları hakkında bir konuşma olup olmadığından hiç bahsetmiyor. Halbuki bütün güç. lüklerin çözülmesi buna bağlıdır.
M. Bevln, Boğazlar meselesi hakkında fazla bir sorulma, masını riea ettikten sonra diyor ki: «Bununla beraber. Ingiltere nln durumunu İyice aydınlatmak İçin sîzlere şunu söylemeliyim: Büyük Britanya İmparatorluğunu, imparatorluk camiasını ve dünya sulhunu en yakından İlgilendiren bölgeler arasında Ak. deniz ile Orta Şark vârdır.n
Görülüyor ki tngilterenln dış siyaseti hiç değişmemiştir. İşçi M. Bevln, bu siyasetin muhafazakâr Eden’den daha kuvveti! bir savcısıdır. Nutkun delâlet ettiği başlıca mâna budur. M, Bevln. bu kuvveti sosyalist olmasına borçludur.
N’ecmeddin Sadak
inektedir. Buz bayilerine, günün muayyen saatlerinde verilen buzları bir an evvel kapışmak için halk bayiler önünde toplanmakta ve fevkalâde kalabalıkta bin müşkülâtla buz alınabilmektedir. Dün akşam Yordan Çardak çioğlu isminde biri, Tahta kal e buz .bayii önüne gelerek kalabalık arasına yor, bir parça serin hava arıyor. Fa- katışmış, buz almak İçin uğraştığı bir sırada birdenbire fenalaşarak yere düşmüş ve kısa bir müddet sonra da ölmüştür. Hâdiseye zabıta ve savcılık el koymuş, Yordanün kalb sektesinden öldüğü tesblt edilerek gömülmesine izin verilmiştir.
kat gece yansından sonra, hattâ sabahleyin güneş doğmadan bile ortalık serinlemiyor.
Poyraz estiği zamanlar umumiyetle açık, rüzgâra manız yerler daha serindir. Halbuki lodos havada açık yerler kapalı mahallere nispetle dört beş derece sıcak oluyor Neteklm dün sokaklarda, açık yerlerde gölgede sıcaklık 41 buçuk derece İken bina içerilerinde 34-35 dereceden yukarı çıkmamıştır. Güneşe bakraiyan, pencereleri kapalı odalarda sıcaklık lkl üç derece daha azdı. Açık pencerelerden odalara âdeta kızgın bir hava giriyordu.
Dün yine plâjlara büyük bir tehacüm vardı. İşe gitmeğe mecbur olanlar da akşam erken çıkarak plâjlara koşuyorlardı. Bu yüzden güneş battıktan sonra bile banyolar kalabalıktı.
Dün sıcağın şiddetinden birçok mii-essöselerde ve dairelerde muntazam surette çalışmak kabil olamamıştır.
îstanbulda 38 - 40 derece sıcaklık görülmemiş şey değildir Yalnız bu hava çok sürmez, bir İki gün senra hava poyrazlıyarak termometre 29-30 dereceye iner. Halbuki bu defa şiddetli sıcaklar 25 gündenberl devam etmektedir.
Dün sıcak gölgede 41,5, te 68 derece İdi. Sıcaklık on beşten sonra yavaş düşmeğe başlamış, 34 dereceye inmiştir. Gece nispeten serin geçmiştir. Dünkü sıcak, 1911 senesinden beri görülmemişti. Dün sıcaktan bayıla--lar olmuştur. Otomobil v* otobüsler de sularının çok umması yüzünden sık sik durarak su değiştirmeğe mecbur olmuşlardır.
Bu sabah sıcaklık 31 derece Rüzgâr poyrazdan esmektedir. Buz alırken öldü
Şehirdeki buz sıkıntısı devam
Sıcaktan düşüp öldü
Fatih’te Muhteslplskender mahallesinde oturan Mustafa Altınbaşak adında biri dün akşam Karagümriik çarşısından geçerken birdenbire fenalaşarak düşmüş ve kısa bir müddet sonra ölmüştür. Cesedi adalet doktoru tarafından muayene edilmiş ve gömülmesine izin verilmiştir
güneş-saat. yavaş
İdi.
et-
★ İstanbulda ru buhranını önleme için alınması lâzım tedbirleri İncele-fhek üzere Bayındırlık ve içişleri Bakanlığının birer müfettlşlerlle Sular İdaresi teknik elemanları bugün Ter kos gölüne gideceklerdir.
Basın ve Yayın ıımum müdürü Izmrre gidiyor
Basın ve Yayın umum müdürü B Nedim Veysel ilkin yarın uçakla îzmlre gldrrek ve Yeni Asır refikimizin kuruluşunun ellinci yıl dönümü töreninde bulunacaktır.
Sağlık merkezleri
Sağlık Bakanının yeni teşkilât hakkında demeci
Ankara 22 (Telefonla) — Sağlık Bakanı Dr. Sadi Konuk yeni kurulacak sağlık merkezleri hakkında şunları söylemiştir:
«Bu kurullar cemiyet sağlığını her türlü şümulü ile korumağa ve sağlık aksaklıklarını olduğu yerde tedavi ederek karşılamağa göre hazırlanmış ve derece derece en yüksek kuruma ve tedavi vasıta ve imkânlarını taşıyan merkezlere kadar yükselen kurulların birinci kademesidir. Bu konu köyden başlar, bir kaç vilâyeti taşıyan derin bir bölge merkezinde en modern vasıta ile sarılı ve en liyakatli elemanlarla işler hastane ve enstitülerde son bulur. Birinci kademe bugün için en fazla 40 köyü İçLne alacak şekilde kurulacaktır. Bu merkezlerde İkİ doktor, dört sağlık korucusu, lkl ebe, şimdilik iki ziyaretçi hemşire ve yine diğer parsonel İle doğum yerini -de İçine alan 10 yatağı olacaktır. Memleketin sıhhi durumuna büyük yardımı olan bu teşekkül 1940 senesinin başından İtibaren işlemeğe bağlıyacaktır.»
Nuri Demirağın partisi
Ankara 21 — İç 1*1 rl. Bakanlığı. Nuri Demirağ tarafından »Milli Kalkınma Partisi» adile siyasi bir parti kurmak yolunda yapılmış olan müracaatı tasvibetmlştlr
Londra 21 (R.> — Times gazetesinin Parlamento muhabiri, yeni İngiliz Dış Bakanı Bevln’tn ilk nutkunun bütün partiler üzerinde ço|t İyi tesir yaptığını söylüyor ve diyor ki: «M. Bewln, Churchlll ve Eden’e benzer bir lisanla konuşmaktadır Bu, hükümet değişmesinin İngiliz dış politikası üzerinde değişikliğe sebebolmadığmı göstermiştir.*
Tlmes’in siyasi muharriri nutkun bilhassa Bulgaristan'a taallûk eden kısımları hakkında dikkati çekiyor. Bu memlekette yapılacak, seçimin dürüst olmıyacağına İngikcrenln neden kani olduğunu sövleriM-c-n sonra dl-
11
«En ziyade let-ssıılt- şayan olaû^*» □okta şudur ki müttefik münasebet-““ Jerine yen! bir anlaşmazlık llâveLJ-edllmlştlr. Beş Dış Bakanının ya km-CM da Londrada yapacakları toplanlıda*-Bulçarlstan'la barış muahedesi akdi O görüşülecektir. Böyle bir muahede ancak herkes tararından tanınmış Q bir hükümetle yapılabilir Bugünkü" Bulgar hükümetini Snvvrt Rusya ta- ™ nımıştır. Halbuki İngiltere ve Ame- Q) rlka bu hükümeti tanımıyorlar B1- > naertaleyh bir çıkmaza ekileceği zl-yadesile memuldur Bunun önüne ge-çllemiyecck gibi görünüyor Jz
Yunan seçimleri üzerinde de oaşica'^ tarzda anlaşojazlık vardır. Bura-dakl seçimde Sovyet müşahitlerin lunmaması birçok sebeplerden dolayı^J teessüfe şayandır
Maalesef Balkanlarda tesir Dölgeie-+S rl daha vâzıh belirmektedir. Temenni 5* edelim ki şu veya bu devletle anlaşma akdinden evvel Balkanların heyeti/ umumiyeti n»r anlaşma ol-
sun »
Aç Almanlar
Denizde boğulmak üzere iken kurtarılanlar
Bariyerde «uran Ahmet İsminde bir genç sahilde yıkanmak üzere denize girmiş, bu sırada mîiptelâ olduğu sara hastalığı teslrlle kendinden geç mlş ve suların cereyanına kapılarak boğulmak üzere İken etraftan yetişenler tarafından kurtarılarak hastaneye kaldırılmıştır.
Böykozda Onçeşme'lerde oturan Mustafa adında biri de spor kulübü önünde yıkanmak üzere denize girmiş. fakat suların cereyan)1? bir hayli sürüklenmiş, boğulmasına ramak kaldığı bir anda balıkçılar tarafından kurtarılmış ve tedavi altına alınmıştır
Ankara'da
Ankara 21 — Ankara'da şiddetli sıcaklar hüküm sürüyor. Bugün sıcaklar 3?.2 derece İdi.
lzmirde 49 derecel
İzmir 22 (Telefonla) — Dün İzmir, en sıcak günlerinden birini geçirdi. Sıcak dalgası sabahtan akşama kadar devam etti. Hararet 4B derece idi
Bir kaç milyon Alman serseri halde dolaşıyor
Londra 21 (AA.) — Südet ve Doğu Prusyadan kovulmuş aç Alınanlardan müteşekkil bir kafile İngiliz, Amerikan bölgesiyle Rus İşgal belgesi hududu boyunda dolaşıp durmaktadır. Bunlar, raydan birkaç milyonu bulan İhtiyar, çocuklu şadın annelerini kaybetmiş çocuk ve Ural kamplarından gelen harb esirleridir Nihayet milyonlarca esiri Av rupimin dört bucağına saçmış olalı fatih ırk, şimdi kendisi de dökülüp saçılmış bir vaziyettedir. Bütün bu sefil kafile şimdi artıg hır bin hiç de kârlı bir İş olmadığını sulamış bulunm ık-tadır ve aralarından hiç birinin o sözde «efendi ırk«a İntisabı kalmamıştır.
Berllnll hâkimler 30 kişilik bir komite halinde toplanarak bu hale bir çare aramakin meşguldürler Şimdi Berlin birçok test kküllerln merkezi, olmuştur.
Mülteciler geldikçe, komite bunları gerek başkentte, gerekse civarda ku-Tulmuş olan 45 kamptan birin, göndermektedir. Fakat bu kamplardan çngu salgın hastalık yüzündea kapı | lanın kapamış bulunduğundan gerlı kalanlar ancak otuz bin kadar iıısa-1 nı barındırabilmektedir. Mülteciler, kendileri İçin ası! felâketin Potsdam beyannamesinden sonra PolonyalIlar ve Çekler tarafından kovul.nalariyle; başladığını söylüyorlar. Şimdilik kendilerine Rus hududundan \m«rifcan ve İngiliz bölgelerine geçmek müsaadesi verilmemiştir. Onun için hu -dut boyunca ıı.ıanan kamplarda Dinlerce halk Ingiliz ve Amerikan kararını beklemektedir.
Filistin’de
Telâviv yakınında bir mühimmat deposu bulundu
Kudüs 22 (AA.) — Filistin polisi. Telâviv yakınında, silâh, mühimmat. İnfilâk maddeleri ve yıkıcı mahiyette beyannameler İhtiva eden bir depo keşfetmtştlr. Bunların müfrit bir Yahudi teşkilâtına ait olduğu zannedilmektedir. Bu depo, pazar akşamı devriye gezen bir kıtaya tuzak kurulan yerin yakınında bulunmaktadır. Hatırlardadır kİ, o müsademede devriye kıtası üzerine ateş edilmişti.
Memleketlerine dönen Amerikan askerler»
Paris 22 (AA.) — Avrupada zafer kazanıldığından beri, bir milyon Amerikan askeri Fr an sudun ayrılmıştır. Halen on bir Amerikan tümeni, Birleşik Amerlkaya dönmek için vapurlara binmek İ12ere Fransadan geçmektedir. tkl yüz elli bin Amerikan askeri do eylülde Birleşik Amer İka ya dönecektir.
Suriye, hayvan hastalıkları için serom alacak!
Ankara 21 (AA) — Bize verilen malûmata göre Suriye hükümeti hayvan hastalıklariyle mücadele İçin memleketimizde hazırlanmakta olan aşı. serom. biyolojik kimyevi maddelerden satın almak arzusunu göstermiştir.
Tarım Bakanlığı, bu Bahadaki istekleri göz önünde bulundurarak Sıi-rlyenln bu İhtiyacını imkân dairesinde karşılamayı muvafık bulmuştur.
Basına verilen yeni haklar
Londra 22 (GWt) — Birleşmiş milletler hazırlık komisyonunun icra heyeti. dün mümkün olan bütün toplantılarına basın mümessillerinin ser-besçe girmesine müsaade etmeği ka-. rlaştırmıştır Toplantılardan bazıları bllmecburlye şıplarına
kapr'' kalacaktır
Amerika Dış Bakanı büyük elçimizle görüştü
Vaşlngton 21 (AA-> — Dış işleri
Bakanı Mr. Bymes, Türklyenin Va şington Büyük Elçisi Hüseyin Ray Baydtır’u kabul ederek ken dirile ı«~-boylu görüşmüştür.
Belçika kıral naibinin prenses Elizabeth’le nişanlandığı yalanlanıyor
Londra 21 (Owi, — Belçika kl-ral naibi prens Chariesln Ingiliz prenseslerinden Elizabeth’le nişanlandığına dair «Libre Belgi. qvte» gazetesinde çıkan haberi, bugün Buckingham Palance resmen yalanlamıştır.
Türkiyede Suriye başkonsolosluğu
Şam 21 (AA.) - Suriye Dişlileri Bakanlığı Türkiyede bir başkonsolosluk İhdasına karar vermiştir
Toprak Mahsulleri vergisi
Ankara 21 - Y* ' bîr karara göre, hububat İstihsali yerlerde istihiâ kinden az olursa toprak mahsûlleri vergisi aynen değil nakden alınacaktır. _____________
Bir otomobilde yangın
Dün Sirkeciden geçen 1605 plâka numaralı otomobilin karbüratörü parlamış. İçindeki yolcular ve şoförü Hüseyin derhal kendilerini dışarıya atmışlardır. Alevler. Ltfalye tarafından bastırılmıştır.
Suriyenin istekleri
Şam 22 (AA.) — Suriye Başbakanı, şimdi zafer kazanılmış olduğuna göre, her Müttefik hükümetin vazifesi, Su-rlyenln bağımsızlığını kuvvetlendirmek, bugüne kadar Müttefikler tarafından İdare edilen bütün menfaatleri Suriyelilere İade etmek ve memleketi bütün ecnebi kapitülasyonlarından kurtarmak olduğu cihetine İşaret etmiştir. ______________
Mısır Cerabub çevresini ( istiyor
Kahire 22 (A.A.) — Anadolu ajansının öze! muhabiri bildiriyor: 1920 senesinde Mısır, 8alıra hududu tize-Tlnde Cerabub çevresini İtalyaya bırakmıştı. şimdi, Faşist İtalya mağlûp edilmiş olduğuna göre, Mısır, buranın kendisine geri verilmesini İstemektedir.
KÜÇÜK HABERLER
İr Dün gece Yeniköyde Simltll Salih sokağında Aleksi adında birinin kiracı bulunduğu 3 katlı ahşap binanın üçüncü katında yangın çıkmıştır. Kiliseye alt olan bu binanın ü-çünciı katı ile çatısı tamamen yanmıştır. Yangının sebebi beli! değildir.
A Damga matbaasının ressamı Nu rl Akalın, odasında bir kurşunla yaralanarak ölmüş bulunmuştur. Kendisinin, tabancasını karıştırırken silâhın kazaen ateş aldığı yolunda ka-:-*nt edinilmiştir. Bununla b^aber, ı ı «et morga gönderilmiştir. Verilecek I rapora göre soruşturma neticelendirilecektir.
Şeker fiatlerlnin 30 kuruş kadar indirilmesi üzerine Belediye İktisat) müdürlüğü kahvehanelerde fincanla verilmekte olan kahve ve çay rintlerini yeniden gözden geçirmeğe karar vermiştir.
A Dün gece Kay>şdağı elekl- rlnde fundalıkta yangın başlamış ise de derhal söndürülmüştür.
îî îğuatos 1045
A 9 5 A M
Sahlfe 3
^KŞ AVDAN AKŞAMA
Fiatlerin düşüşünden ve fiatlerin düşmeyişinden hasıl olan felâketler
Amerikan radyolarından nak_ leu şöyle bir ibare kulağıma çarptı:
«Fiatlerin düşüşü felâket olduğu takdirde..,.
Sulh dolayısile, sanayi normal hayat için çalışınca, fiatlerin dü-güşü felâket olduğu takdirde, 'Amerikan hükümeti bu felâketi Önlemek üzere tedbir alacakmış.
Bizde tersine: «Fiatlerin düş-nıeyişi felâket halini aldığı tak, Birde.,.»
Bizde de hükümet tedbir alacak.
Tedbirin ilk adımı, 190 lık şekerden 30 kuruş tenzilât: Takri. 160 kuruş fiat. (Hayatın geri lan kimsi buna uyacak.) Halbuki, ucuzlama temposu, (öyle ufak bir değişiklikle olmalı: 190 lık şekerden 160 tenzilâtla 80 kuruş fiat. Belki birdenbire ■değil. Belki tedriçle. Fakat aslına rücu... Çünkü, dünyanın her tarafında, sanayiin aldığı bu dev gibi merhalelerle harbden evvelki İiatlerden daha pek aşağılara düşüşler olacağı anlaşılıyor.
Dünyanın her yerinde fiatlerin düşüşü felâket halini aldığı takdirde bizde fiatlerin d üş m ey iş i çifte felâket halini alacaktır.
*¥*
Pahalılığı ayarlamakta şeker önder olmuştu. Şimdi de ucuzluğu ayarlamakta ancak 30 kuruşla mikyas olursa altı misli pahalılık yerine beş misli pahalılığı normal sayıyoruz demektir ki katiyen tatmin edici değil.
O’duğu yerde kakılıp kalan pahalılığa en büyük muhalefet darbesini bizzat iktisat kanunları vuracaktır. İktisat kanunlarının i$e, ne yaman hazırlandığını Amerikadan akseden yukanki ibare parçacığı ortaya vuruyor.
V
Bütçeye tahsisat konması unutulduğu doğru değil
Dün bir gazete, Belediyenin 1043 bütçesi yapılırken yanlış bir hesap tahmini yüzünden şehir hastanelerine alt tahsisatın kalmadığını ve İlâve tahsisat da tedariki imkânı olmadığından şehir hastanelerinin kapanma tehlikesi Karşısında bulunduklarını yazıyordu. Gazete, bu durum üzerine Sağlık müdürlüğünde Cerrahpaşa. Ha Seki, Zeynebkâmll hastaneleri başta-biblerlle Belediye hesap işleri müdürünün toplandıklarını ve vaziyeti tetkik ettiklerini de ilâve etmektedir.
Yaptığımız tahkikata göre bu ha ber. hakikate uygun değildir. Mesel şudur: Bu seneden itibaren mali yıl, takvim yılına uygun olduğundan yedi aylık bütçe yapılmıştır. Aynı zamanda bütçenin her faslında geçen yıla nispetle tasarruf yapılması gerekil görüldüğünden fazla tahsisat konmamış ve dairelere de ileride fazla tahsisat istenmemesi bildirilmiştir. Bu arada hastanelere de munzam tahsisat verilmemiştir. Zaten munzam tahsisat ayrılması, ancak mail sene sonunda — tasarruf edilen fasıllardan para ayırmak suretile — mümkün olabilmektedir. Mail sene henüz yaklaşmadığından munzam tahsisatın da şimdiden verilmesi bahis mevzuu olmamaktadır.
Bütçede yanlış yapıldığı iddiası asılsızdır. Şehir hastanelerinin İhtiyacını karşılayacak tahsisat bütçeye konduğundan hastanelerin kapanması için bir sebep görülmemektedir. Şehir hastanelerinin ihtiyacını sene sonuna kadar karşılayacak tahsisata lüzum görülürse ou da şene sonunda göz önüne alınacaktır.
«İstersem evimde yangın çtkarırım! »
Son siyasi hâdiseler üezrine, Bulgarların vatan cephesi mensupları: «Yabancılar iç işlerimize karışmasın! •• diyorlarmış.
Bu söz. son harbden sonra artık tarihî devrini geçirmiş bir temenni olsa gerektir:
— Biz müesseselerimizi nasıl İstersek kurarız. Biz evlâdlarınıı-Eı hangi kafayla istersek yetiştiririz, Biz ne tuzaklar istersek ha. zırlarız. Dahilî işlerimize karışılmaz!»
Bunun:
(ı— Ben evimde canım isterse yangın da çtkannm!» dan farki yoktur.
Faşist'ler, Nazi’leri gördük, Atlantik ötesi işlere Amerikanın karışmak ıstırarını duyduğunu da gördük. Vaktile de Tanzimat ıslahatını yapıp yapmayışımula Avrupanın ilgisi olup olmadığını görmüştük.
İnsanlığın kollektif ruhu. İn. sanların her yaşadığı yeri tehlikeden masun tutmağa mecburdur.
!■!
Mesleğimiz namına teşekkür
Mahmut Yesarî’nin müessif Dliimünden bahsederken, kendi. S’mç hastalığında yardım eden ifloktorlara mesleğimiz namına teşekkürlerimizi bildirmiştim. Mahmut Yesari'yi iki defa, uzun müddet ve ücretsiz barındıran ve hususî bir müessese olan Yakacık Verem sanatoryomuna da teşekkür ederiz.
Cumhuriyet vapurile gelenler
149 yolcu arasında tahsilini bitiren 69 genç var
Satışa çıkarılan ithal malları
İst. Kayseri handa Refik İsfendl-yar’a nal çivisi, İst. Taş handa Aziz Flkriğ’e çelik eğe, Beyoğlu Yeşil sokak Özen Film’e bos sinema filmi, Gal. Hezaren cad. Burla Blraderler’e telefon teli, İst. Kurukahvecl handa Mecdfddln Şerbetçi’ye torna ve şaplak makinesi. Gal. Loid handa Çukur Ova İthalât ve İhracat’a kalay, îst, Mehmet paşa handa Çelebon İUel'e çengel İğne. Tatil m belediye bahçesi karşısında Tatko’ya asbestos kamyon fren balatası. İstiklâl cad. Aşirefendl müessesesine oto fren balatası, Gal. Kardeşim sokak Tfcet Ith. ve Ihr. adi pencere camı. Yedl-kule Kazlıçeşmede N. Grlyettas ve Y. Kefal as'a anilin boya. İst. Mena-şe handa Zeki Bilmen’e zırnık. Ketenciler Sabuncu handa Boya İş Ltd. e san Okstd, İst. Yılmaz handa J. Springsr ve V. Amona'ya yağlı vernik, İst. Balkapan handa Refael Bahar’a hayvani tutkal, Gal., Tünel cad. Kâğıt ve Basım işlerine Pelür ve yazı kâğıdı, îst. Küçük Ticaret handa Ahmet Özbakır'a sargılik kâğıt, Aşirefendl caddesi Ali İhsan Neclp-oğluna pamuk ipliği. Aşirefendl cad. Fatma Atakan'a yün mensucat. İst, Sabrusefa handa Mehmet Etan'a yiın ipliği. Yedlkule Kazllçeşmede Mensucat santral’» pamuk ipliği, İst, Kurukahvecl handa Rafad Behara hazır palto, istiklâl C. Llon mağazasına yün mensucat. Y. Kule K. çeşmede B. Da-nen M. Mandaya kuru sığır derisi, İstanbul Gümrüğünde Rıza Demirer'e nal mıhı (İzmir birliğinden). İstanbul gümrüğünde elim sırrı Yarger'e nal mıhı. (İzmir BirliğindenV
Cumhuriyet vapuriyle
Fransa'nın Toulon limanından gelen denizyolları İdaresinin Cumhuriyet vapurunun 141 yolcu getirdiğini yazmıştık. Yolcular arasında bazı sefaretler mensuplan. Paris Tilık baş* konsolusu, İsviçre'deki Türk ticaret ataşesi ve aileleri erkânı, eski Paris şehbenderi B. Lûtfl. Combat gazetesinin bk muharriri, bazı Türk tacirleri ve İsviçre firmaları temsilcileri, tahsilini bitirmiş 69 genç vardır. Bu gençler Fransada büyük yiyecek sıkıntısı çekildiğini, nakil vasıtalarının henüz intizama girmediğini söylemişlerdir. tsvlçreye gelince burada her Kes yeter derecede yiyecek bulmakta her şey İntizam içinde cereyan etmektedir, İsviçrede henüz tahsillerini bitirmemiş daha 40 kadar talebe vardır.
Oelen gençlerden biri Belçlkada tahsilde iken bir Belçikalı kızla evlenmiş, bir erkelfcjjocuğu olmuştur.
gelen gençlerden bir grup
Kadın kocaslle birlikte gelmek İstemediğinden çocuğu babası almıştır. Akın adındaki bu çocuk yolda sünnet edilmiştir.
«Cumhuriyet» vapuru 600 ton d* eşya getirmiştir. Gelen eşya arasında külliyetli miktarda İsviçre müstahzaratı ilâç, muhtelif cins saat, yazı ve hesap makineleri. Jilet bıçağı ve makinesi, telefon malzemesi, radyo, suni İpek ipliği ve mensucatı, çorap, gramofon, alüminyum eşya, dokuma tezgâhı. su saati, haşerat İlâcı, diş fırçası ve macunu, asansör motörü, elektrik malzemesi, gazocağl ve 32 traktör bulunmaktadır.
Denizcilerimiz Fransada çok İyi kabul görmüşlerdir. Tüccar eşyası yüklemek İçin gittiği Cet limanında şereflerine bir ziyafet verilmiş, ziyafette Umanda bulunan Amerikan vapurunun süvarisi ve Türk olan ikinci kaptanı da bulunmuştur.
EN
«
İzmir fuarı
Reisicumhurun Ticaret Bakanının İzmir Fuarından yolladığı telgrafa cevabı
İzmir 21 (AA.) — 1545 on dördüncü İzmir fuarının açılışı münasebetlle Ticaret Bakanı Raif Karadeniz tarafından Cumhur Başkanı İsmet İnö-nüne gönderilen telgrafa. Milli ŞeU-mlz şu cevabı göndermişlerdir:
RAİF KARADENİZ TİCARET BAKANI
İZMİR
On dördüncü İzmir fuarının açıldığını bildiren telgrafınızı sevinçle aldım. Türlü güçlükler İçinde değerli bir geleneğin devamını sağlamış bulunanların başarılarını kutlarken, eko nomi heyetimizin canlılık ve neşe örneği saydığımız bu güzel eserin, İzmir şehrine ve aziz yurddaşlara bu yıl da mutlu bir refah kaynağı olmasını fillerim.»
İSMET İNÖNÜ
İlâç durumu
bu ayın
100 lira
sonuna kadar
ile alacağımı Cüzdanı
Aile
9 Eylül 1946 da
sizi EV sahibi edebHlr.
YAPI ve KREDt BANKASI A. Ş.
BabaeskiJjJbrahim
Başpehlivan yakında Ingiltereye gidecek
Türkiye başpehlivanı Babaeski» İbrahim pehlivanın yakında yabancı memleketlere seyahate çıkacağı haber veriliyor. İbrahim pehlivan bir ay hazırlık İdmanları yaptıktan sonra eylül sonlarında İstanbul'dan hareketle İngUtereye gidecektir. İngtltere-de. 939 da İstanbul* gelmiş olan Van-dervand Ue ve diğer pehlivanlarla güreşecektir. Ümldedlldiğl glb! İyi dereceler alırsa oradan Hindistan’a ve Amerika’ya gidecektir.
Somali Fethi pehlivan tarafından tertlbedllen bu seyahatte İbrahim pehlivana Türkiye İkincisi Babaeski» Mustafa pehlivan da refakat edecektir.
Ankara 22 (.Telefonla' — Sağlı ve Sosyal Yardım Bakanı Dr.Sadi Konuk Ulus gazetesine beyanatta bulunarak sıtma savaşının muvaffakiyetle devam ettiğini ve bu sene çok iyi sonuçlar alındığını, bu mücadeleye gelecek sene de devam edileceğini söyledikten sonra ilâç durumumuz hakkında şu sözleri söylemiştir:
«Hayati kıymeti haiz bulunan ilâçlardan herhangi bir sıkıntımız yoktur. Bazı müstahzarlarda mevcut sıkıntı İse tamamen önlenmiş vaziyettedir. Deval kıymeti haiz ilâçların yurda getirilmesi önemle ale alınarak hemen getirilmesi sağlanmıştır. Bugün bu konuda endişeli olmadığımızı belirtirim.
Gerek Kızılay, gerek diğer özel ku-rumlara geniş ölçüde ilâç getirmeleri İçin müsaade verilmiştir. Bu ilâçlar geniş partilerde gelmektedir. Yurt içinde geniş ölçüde tıbbi ecza istihsalinin temini yolunda teşebbüslerimiz vardır. Ciddi bir kimya sanayiinin yurt İçinde gelişmesi de bu dâvayı her yönden karşılamış olacaktır. Ekonomi Bakanlığı için de bu dâva büyük bir mevki tutmaktadır.»
Şehir işlerinde terziden ibret almak!..
Yunus Nadi’nin cenazesi dün törenle kaldırıldı
Tavuk vebası için serum
Ankara 21 lAZ.l — Memleketimizde bu yıl çıkan ve kanatlı hayvanlar arasında kayıplar verdiren tavuk vebasını önlemek maksadlle doktor Ekrem Vardar tarafından Pendik aşı serum evinde hazırlanan aşının tecrübesine başlanmıştır.
Alınacak sonuç müspet olduğu takdirde memleketimizin büyük bir servet membaı bu âfete maruz kalmaktan kurtulacaktır.
Şehir işlerinde, hattâ umumî işlerimizde terzilerden biraz ibret alacak olsak pek iyi ederiz.
Terzi daima bir «dikiş payı» bırakır. Biz bilhassa şehir işlerimizde, terzinin bu akllıca hareketine aldırış etmiyor ve hiç bir pay bırakmıyoruz. Ve çok müşkül durumda kalıyoruz. Her şeyimiz, her tedbirimiz asgarî ihtiyaca göre tıpatıp, ve ucucadır. Bir adım fazla attınız mı?.. Yandı, hız!.,
İnsanların İstedikleri zaman havayı açtırıp istedikleri zaman kapattırabileceklerf, gönüllerinin diledikleri anda yağmur yağdırıp, arzıı ettikleri vakit güneş actırdJ_ caklan şu devirde en küçük taO biat hâdiseleri bile bizim şehir idleri mizi karmakarışık ediyor, çük bir misal:
Sıcak derecesi biraz artınca şe^ hır buzsuz kalıyor. Sebep malûmO Çünkü terzinin yaptığına kulaf£5 asmamışız. En küçük pay birak^j mak aklımıza gelmemiş, *>
Bir zamanlar, gazeteci iistat-4) lanndan İsmail Müştak IstanbuJ) lıın umumi buz bayiliğini üzeriı^t almış ve tesisatı göstermek ieir^» de beni fabrikaya götürmüştü. -O
İsmail Müştak'ın, fahri kn-.Tp gezdidirken bana söylediği söz'cjfs hahamdadır: CO
0)
— Bağrı yanan insan en SŞşul. günde buz bulabilirse şehirde bü «buz dağıtma teşkilâtı» olduğuna inanabilir. Yoksa pek sıcak olmı-yan ve dolayısile rağbet edümiyen günde bayide buz bulmuşsunuz kac para eder?.. aDağıtma t*”-’ lâfı» en sıcak, yani en fazla ihti. yaç olduğu günde buz bulunursa muvaffak olmuş demektir.
Su da böyledir. En çok lâzım olduğu için, en fazla kullanıldığı zamanda bulunmadığı takdirde bu iş başarılmış değildir. Zira suya bu derecede fazla ihtiyaç his-sedilmediği, ve fazla kullanılma, dığj için bol bol bulunduğu M» zamnda esasen bu mesele kend:-liginden halledilmiş sayılır. Ve böyle bir vaziyette - ■ Belediyecilik marifetin diye birşey yoktur
Gelgelelim ki bizde herşey ti. patıp gelen bir vaziyette olduğu İçin en küçük rağbrt o yoktuk»» doğuruyor. İşte francala. İşte et.. Ve böyle sansız misaller bulabiliriz.
Bu işlerin hiç birinde en küçük bir ihtiyat payı bırakılmış değildir. Halbuki edebiyatta bile. şiir, roman yazarken usta kafa işçisi okuyucusuna bir «hayal payı» bırakır. Her şeyi tamamîle net olarak ortaya çıkarmaz. Bu havaî payı ile okuyucuya da bir çok şeyler bırakmış olur. Maddi islerde ise ihtivat payı bırakmak ar. tık medenî âdetler sırasına girmiştir. İşlerimizi ona göre âyar edelim!..
Hikmet Feridun Es
Kartal istasyon caddesinin tamiri hızlandırılacak
Uzun zamandan beri yapılmakta olan Kartal istasyon caddesinin inşaatı çok ağır İlerlemekte ve arasıra duraklama devresi geçirmektedir. Bu yüzden Yakacığa gidecek olanlar on dakika mesafede duran otobüslere koşmak mecburiyetinde kalmaktadırlar. Kartal belediye reisliği bu mahzurlu vaziyeti göz önüne alarak alâkadarlara caddenin süratle İkmal edilmesini bildirmiştir
Otobüsten inmeyen müfettiş cezaya çarptırıldı
Elektrik, Tramvay, Tünel umum müdürlüğünden:
Gazetenizin 11. 8- 945 tarihli sayısında bir otobüs müfettişinin son durak yerinde otobüsten inmediğinden şikâyet ediliyor. Ve 19. 8 945 tarihli sayınızda da bu şikâyete cevap vermemiş olduğumuz kaydediliyordu
Bahsi geç«n kimsenin İsmi zikredilmemiş olduğudan araştırmaya mecbur olduk. Bunun bir kalb krizi yüzünden uzun zaman hasla yatan ve şimdi nekahat devrinde olan bir memurumuz olduğu tesblt edilmiştir. Serviste olmasa bile bir memurumuzun nizamlara aykırı harekete hakkı olmadığından bu müfettişin icabeden cezaya çarptırıldığını saygı ll« bildiririm.
21/8/1945 flatierl

serseri köpekler
Son günlerde şehrin en İşlek caddelerinde başı boş köpeklere Taslanmak tadır, Bunlar bilhassa akşamlan çoğalmakta, sokaktan gelip gitmeyi zorlaştırmaktadırlar. Keyfiyet belediyenin dikkat nazarına konulmuş belediye de Hayvanlan Korum* Cemiyetine haber vererek Cemiyetin kendi vesaltUe bunların toplattırılıp öldürülmesini, aksi halde belediye tarafından öldürüleceğini bildirmiştir.
Londra üzerine 1 sterlin Nevyork üzerine 100 dolar Cenevre 100 tsvlçre Fr Madrid üzerine 100 pezeta Stokholm üzerine 100 kuron
ESHAM VE TAHVİLİ
(Vâ - Nü.)
Kari mektubu
I
Nüfus sayımına hazırlık
Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğünden:
21 Ekim 1945 pazar günü memleketimizde yapılacak olan genel nüfus sayımının esasını, İçinde insan oturan veya İnsan oturması İhtimali Olan bütün yerlerin numaralanması teşkil edecektir. Sayım yönetmeliklerine göre, numarasız yerlerde oturanlar hükümete haber vermek zorundadırlar Bu mecburiyete uymj-yanlar para cezasına çarptırılacaklardır. Şehirlerde, numara levhası takılmamış veya sonradan numara levhası konulmak üzere geçici olarak fırça ile numarası İşaret edilmemiş binalarda oturanların sözle veya yazı ile en yakın Belediye dairesine haber vermeleri lüzumu bildi-
Cumhuriyet refikimiz sahip ve başmuharriri Yunus Nadl Abalıoğlunun cenazesi dün saat 12 de gazetedeki yazı odasından alınarak merasimle Bayezlt camiinde öğle namazını müteakip namazı kılındıktan sonra Şehitliğe götürülmüş, orada defnedU-inlştlr.
Cenaze töreninde Vali ve Belediye reisi Dr. Lûtfl Kırdır, gazete başmuharrirleri, Emniyet müdürü, Rasın birliği mensuplan, merhumun alla efradı ve dostları, bir bahriye ve bir polis müfrezeleri bulunuyordu.
Muhtelif teşekküllerden, dostlarından ve gazetelerden 60 kadar çelenk gönderilmişti.
Belediye ve hususî muhasebe emeklileri
Blzler hususi muhasebe ve belediye emeklileri hâlâ bir maaş ikramiyemizi ye üç aylık ayni yardım bedelini almadık, önümüz kış odun kömür alamadık lütfen lâzım gelenleri İkaz etmenizi rica ederiz. |
Belediye ve hususi muhasebe I Emeklilerinden AHMET I
Çöp kamyonları evlere sabahleri uğrayacak
Belediye temizlik müdürlüğüne alt çöp kamyonlarının Teşvikiye ve Harbiye taraflarına akşam üzerleri 6-7 arası uğramasından ve bu yüzden sabahleyin binaların önüne bırakılan çöp sandıklarının akşama kadar kara sinek yuvası haline geldiğinden şikâyet olunmuştu. Belediye reisliği temizlik işlerine emir vererek bundan böyle çöp kamyonlarının sabahları çöpleri toplamalarını bildirmiştir. ____________
A- Bir kaç gündenberl şehrimizde bulunan Tekel Bakanı B. Suat Hayri Ürgüplü dün akşamki ekspresle An-Ur&'ga düıuuiıştur
VEFAT
Dul Bayan Heranus Narllyan
Dul Bayan Nlvart Garip ve evlâtları. kendi zevç, babalan ve akrabaları olan
BAY MlfiAK NARLIYAN'in (Avukat)
vefat ettiğini teessürl* bildirirler.
Cenaze merasiminin yarınki perşem be günü 23 ağustos 1945 saik 16.30 da Üsküdar 8urp Haç Ermeni kilisesinde icr* olunacağı »ân olunur. İşbu İlân huzusl davetiye yerine kaimdir. Köprüden vapur saat 15.80 d* Beşlktaştan vapur saat 15,20 de, Üs-küdarda tramvay temin edilmiştir.
Cenaze levazımab Boddyaa
Aksu vapuru Akdeniz •eferine çıktı
Doğu Akdeniz seferinin İkincisini yapacak olan Aksu vapuru, dün sabah 11 de sefere başlamıştır. İzmir, Rodos, Antalya, Mersin. İskenderun, Trablus-çam, Beyrut, Hayfa, Portsalt, İskenderiye, Pire İskelelerine uğrayarak tekrar İzmir’e dönecektir.
★ Çocuk Esirgeme Kurumu İstanbul merkezi. Kurumun muhtelif kollarına alt faaliyetlerini yakından ta-klbetmekte ve bunların verilen direktifler dahilinde âzami faaUyet göstermeleri İçin çalışmaktadır. Bu cümleden olmak üzere Kurumun dalat* kolu dispanserinde nisan, mayıs, ha-
% 5 faizli İkramiyeler: 1933 Ergani 1938 ikramiyen MIH! Müdafaa
Demiryolu ikramiyen % 7 faizli Tahvilleri
Sivas - Erzurum 1 Sivas - Erzurum 2-7 1941 Demiryolu 1 1941 Demiryolu n 1941 Demiryolu HJ Milli Müdafaa i Milli Müdafaa n MlLU Müdafaa m Anadolu Demiryolu Grupu: Tahviller 1-2
Hisse senetleri % 60 Mümessil senet
Hisse senetleri: Merkez Banka* T. İş Bankası T- Ticaret Banka* Aslan Çimento
BORSA DIŞINDA ALTIN FİATLERİ
zLran aylarında 108 erkek ve 84 kadın Ödden 1855
olmak üzere 192 hasta muayene ve Reşadly» 8555
tedavi edilmiş ve ilâçları da tamamen İngiliz 42-
Kurum tarafından temin edilmiştir. gülça (Bir- gramı) 5 26
Sahile 4
AKŞAM
22 Ağustos 1045
Dünden, Bugünden
KÜRK
Kiirke dair şimdiki dedikodular. Kürk ne zamandan beri Avru-paya yayılmış? 50 yıl evvelki kibar konaklarında kullanılan kürkler. O vakit udi sanj duyulmayanlar. Kürk kap’ı ve onu dikenler. Kürkü kaplatmanın güçlüğü, Kaplayıcı ustalar nasıl kişilerdi? Erkek, kadın kürklerinin biçimleri Bolero, bua, manşon. Güveden korumak için ne yapılırdı?
Ankara radyosunun miizik yayımı ve Radyo dergisi
Program
Radar ve yarının televizyonu
Çeviren: Zerin Ömeri
Kürekle alışverişim yok: fakat kış yaklaşıyor a. şurada burada, kadınlar arasında boyuna lâfı açılıyor, kulağıma çalınıyor. Kimi gardrobundaklnin biçimini düzelttireceğinden tutturuyor. kimi yepyenisini olacağından girişiyor, kimi de İşin dedikodusunda;
— V. o rengi ağarmış, dalga dalga olmuş (pulen) 1ni verip üstüne de para ekleyip bir (pötlgri) alacakmış. Pötigrinln el kadar parçası bugün yedi. sekiz Ura; bütünü aşağı yukarı be? bin Ura. imkânı yok (verltabl) ini alamaz, alacağı muhakkak (imiLosyon) dur} *
— Ye nln de atmasyonlarını duydunuz mu? O mahut rönar arjante bunları var yu, gûya (asorti) okun diye yine rönar arjonteden bir de pelerin yaptıracakmış. Bua ile pelerin beraber gider mi ki asortllik düşünülsün. Ne gustusuziuk ya Rabbl!..
— Ya Z* nln atıp tutuşu, livan satışı. (Enfes vizonlar buldum, peyini de verdim) deyip avuç içi kadar vizon yelmiş, yetmiş beş lira. Bir mantoya 320. 130 parça lâzım diyorlar. Artık sen hesabet vereceği binlikleri, ‘ yüzlükleri...
be?
Dikilen kap katiyen kürkçünün dükkânına bırakılmazdı. Zira el çabuklu ğlyle cn âlâ taraflarını çıkarıp yerine cn berbatlarını koyuverir. Bu sebepten ötürü yaşlı fakat uyanık, gözü açık, iğne deliğinden Hindlstanı gören, eminliğl denenmiş bir hatun dükkânda adamın baş ucuna oturtulur, ya da adam eve çağırılarak bir odaya sokulup yine o ayarda bir nine karşısına çöklürülürdü. Hiç oradan aynlmıyacak; desturun fena sıkıştaysa bile el çırpıp kendisi gibi emniyetli bir kişiyi yerine diklikten sonra kademhaneye seğirtip çabucak dönecek.
Usta kürk kaplayıcılar elli beşini, altmışını aşkın oldukları halde, hikmeti hüda hemen hepsi yaman zampara İdiler. Kaşla göz arasında, kahve getiren, su getiren beslemelerin kollarını, butlarını çlmdlklerlerdl. Sonra hepsi, çıraklıktan beri tüy yuta yu ta göğüs illetli, tıknfes, öksürüklü tıksırıklı olurlardı. Kahve içtikleri fincan, su İçtikleri bardak, yemek yedikleri tabaklar kaynar küllü sularla yıkanır, pek meraklılar içlerine kireç kaymağı da koyup saatlerce durdururlardı.
kabile iri
Kürkû en eski çağlardan beri dinli erkekli, yan vahşi insanlar kullanmışlar. Avda vurdukları hayvanların postlorlle soğuktan korunurlar, küçükçe hayvanlannklnl de süs püs diye boşlanna, boyunlarına, göğüslerine dolarlarmış.
Kürk. Haçlı seferlerinden (1096 -1291 ) sonra Doğu memleketlerinden Avrupayn geçerek çok kimsece, bilhassa asilzadeler ve zenginlerce moda olmuş Bu hususta kanunlar, nizamlar bile yapılmış.
OsmanlI padişahları, vezirleri, zenginlerinin kürke ne derece ehemmiyet verdikleri tarihi az çok bilenlere malûmdur. Eski hünkârların şuna buna lütuf makamında — sonrakilerin nişan bahşetmeleri kabilinden — (sera-sere kaplı samur kürk iksa) buyuruş-lan, şeyhülislâmları ıFcrvel beyza İle libas» kılıştan meşhurdur. Hattâ tarihimizde (Samur devri) denilen bir devir de gelip geçmiş, Dell İbrahim «.rayındaki odaların duvarlarını, tavanlarını samurlarla donatmıştır.
Bundan 50 yıl evvel kibar konak -lorında kürke büyük bir rağbet vardı O vakit bilinen ve kullanılan şunlardı:
Kakum (bembeyaz, hayvanın kuyruğunun ucu siyah olduğundan kara kara benekli, frenklerin hermlne dedikleri); samur (kahve renginde, derisi kalın olduğu İçin kışlık; sarısı lepiska renginde, ince, mevsimlik, ve fiatçe ehveni; zerdeva (açık çikolata renkli, ıızun tüylü); sincap (gümüşî); selvt (bir yolu beyaz, bir yolu nohudi); eirae (turuncumsu, sık sık tüylü); karakulak (boz, beyazlar karışık); vaşak (seyrek seyrek siyahla karışık, çok uzun tüylü); feyyum (bir parçası sincap, bir parçası beyaz, bilmem ne hayvanından ekleme: yalnız erkekle-re mahsus.)
Sansar, porsuk, kedi, tavşan derisinden kürkleri hal ve vakti pek yerinde olmıyanlar giyer; koyun, keçi, kuzu postlarım da mahalle bekçileri gocuklarının altına diktirirlerdi.
O devirde hiç adı sanı duyulmıyan-ları da sayalım:
Tilki (gümüşi, beyaz, arjantesi); at, tay Cpaulalm ; misk kedisi (civette); yaban kedisi; kokarca (putals); ge lincik (mauffette); Amerika sansan (vison); kunduz (castor); chlnchılla (Peru’da çıkan fareye benzer bir hayvancık); su samuru (loutre); caracul (orta Asyaya mahsus bir cins koyun); astrakan (Basyanın Ajderhan şehrinde yetişen kuzu)...
Erkek kürkleri bol kollu, yerden bir karı? yukarı; hanımlarınki diz kapaklara kadar, darca belli, genişçe etekli yapılırdı. Kolların içinde yalnız astar bulunurdu. Bolero, bua, manşon 1900 yılından sonra çıktı ve gittikçe yayıldı. Önceleri Beyoğlu madamala-rında bile görülmezdi.
O zamanın kadınlarında, şimdiki gibi kürkü dışarıya kaplatmak yok. Yaptıranı tefe korlar. Kına gecelerine, sünnet düğünlerine davetli kalem mümeyyizi, kalem kâtibi gibi efendilerden kafayı dumanlayıp (ateşbaz oyunu) na çıkanlar; bir de ele avuca sığ-mıyan sübyanları (umacı geliyor) diye korkutanlar kürkü ters giyerlerdi.
Dört başlan mamur, kalantorluk dâvası güden bazı beyefendilerin palto yakaları, astarları samurdandı,
Gerek kadın, gerek erkekten topal eşekle kervana karışanlar da çok. Gerdeğe girdikleri yorganın yüzünden, çeyizlerin konduğu bohçadan, aktarma, rengi atmış grunları, canfesleri, kutnuları kürk kabına çevi-tirler; kol kepaklarına, önlerine, eteklerine üç parmak eninde, kötünün kötüsü sarı samur, vale, sansar, tavşan derileri koydurturlar; komşuya, mahalle kahvesine öyle çıkarlardı.
Meram. İtibarı arttırmak. Nosrcd-dln hocanın (buyur kürküm, buyur) fıkrası az tibret âmiz) mi ya?
İkinci dünya harbinden evvel yayınlanan yabancı radyo dergilerinde, müzik ve tiyatro mecmualarında mufassal radyo programlan intişar ederdi. Dergi aylıksa bir aylık, haftalık veya on beş günlük ise haftalık yahut on beş günlük yayımı, û dergilere abone olanlar gfınü gününe, saati saatine takibe Emek İmkânını bulabilirlerdi. ,
O zamanlar bir Anadolu kasabasında bulunuyordum; bir münasebetle her ay elime geçen Macarca tiyatro mecmuasının ilâve olarak v(rd)ği raydo programı, bütün Avrupa radyo istasyonlarını on, on beş dakikada gözden geçirmek vc o gün kendimce mühim gördüğüm müzik neşriyatını İşaret etmek için bana mük’mmel bir kıla vız olurdu. Bu sayede ünlü gitar sanatkârı (Sego-vla) yi İlk defa Prag ve Budapeşte radyolarından dinlemek fırsatını bul- ______
muş ve hele bir defasında (Baelı) m zik t kornan için yazdığı meşhur '
conna) sıııı , ___________
rından dinlemek zevkini de tatmış- çamı tim.
Bizim de bir radyo dergimiz var. Dördüncü cildin 43 üncü sayısını da* nefİS bİr baeiMjrıc vıtuyuvıuarıım öu“ | nan dergi, adından da anlaşılacağı bilip Tdbl. radyo yayınından ve radyo tek- ‘ nlğlnden bahseder, okuyucularına > her ay dış kapağının iç kısmında1 yalnız bir haftalık bir (kalıp prog-l ram) verir. Bu programın baş tarafında derginin şu yazısı vardır: (Mecmuamı?, şimdilik ayda bir çıktı-[ Irası... Tam biı . „
ğından, ancak bir haftalığını verebl- Bu konserde orkestra şefi kim oldu-leceğimlz mufassal programın yayı-'ğunı e" ' ~'
mındu büyük bir fayda görmedik 1er Bunun için aşağıdaki gibi, ayın her haftasında aynı yayını İhtiva eden bir kalıp - program vermeği daha uygun bulduk.)
Ben bu fikirde değilim. Sebebini izah edeyim. Misal olarak pazartesi gününün yalnız akşam programını ele alalım ve Incellycllm: Açılış, prog-
remzi, bu çeşit müziği dlnllyenleri tatmin etmekten guk uzaktır.
Bundan sonra on dakikalık bir kitap saati var. Bunu, on beş dakika sürecek olan bir müzik * B programı taJdbeder. B harfinden anladığımıza göre garp müziği dinllyeceğlz. Radyo dinleyicileri biraz dikkatli iseler bu miizlğln senfonik müzik plamıyaca-ğını anlarlar. Çünkü aynı gece bir buçuk saat sonra senfoni orkestrasının konseri vardır. O halde bu on beş dakika da garp müziğinin hangi kısmına tahsis edilmiştir Bu bir piyano konseri mİ, bir piyano - keman duo.su mu. bir şan konseri mİ. bir piyano - viyolonsel duosu mu, yahut bir Trio, bir Quatuor seansı mı? Ne bUeylm, daha bir sürü İhtimaller hatıra gelebilir. Sonra çalınacak eser nedir? Bestecisi kim? Eseri kim veya kimler çalacaktır? FarzedelJnı ki beni daha yakından ilgilendiren mü........ Jda müziğidir; bir sonate prog-
>...........(Cla-' ramını diğer nevllerc tercih ederim,
bu eşsiz artistin gita- (Buna nazaran benim pazartesi ak.... ... . iaat 2() de dlnllyeceğim sonate
proramı ise bu eserin kimin eseri olduğunu, hangi saz veya sazlar İçLn ----- „ —__ — .... yazıldığını ve kimlerin çalacağını ön-baskiyle okuyucularına su-J ceden bilmem lâzımdır. Programı ‘ . hazırlanmış olarak radyonun
başına geçip oturmak, gelişi güzel ve bir tesadüf eseri ile dinlemekten çok daha zevkli ve heyecanlıdır.
Radyo gazetesinden sonra Yurttan sesler... Bunu takibeden konuşmadan sonra da müzik - B; Senfoni orkes-saatlik bir program.
u bilmiyoruz. Dlnliyeceğimlz eser-hakkında hiç bir fikrimiz yok-.. (Baclı) ın bir (süite) 1 mİ, (Hân-(kl) İn bir (copeerto grosso) su mu, (Bayda) yahut (Mozart) ın bir senfonisi mİ, (Beethoven) in bir piyano konçertosu mu. yoksa (Wag-neri In bir (uvertüre) ü mü? (Wag-r.er> müziğiyle ülfeti olnııyan müzik sever bir arkadaşımın, bir saat-
ram ve memleket saat ayarından i Hk programını yalnız bu büyük bes-sonra saat 18 de dans orkestrası terinin şaheserlerine hasretmiş olan
İlkbahar girip kışlıklar sandıklara yerleştirilmeğe başlanınca, kürklerin de güve yememesi kaygısına düşülürdü. Ortada naftalin yok. varsa da binde bir. Baş vurulacak tek çare, tütün tozuydu.
Hamal camala mahsus ama sertliği, barut giblllği fişikâr, güveye karşı da tesiri mücerrep olduğundan, birkaç otuzluk (yani üç meteliklik) tütün paketi aldırılır, avuçlarda oğula oğula toz haline getirilir, kürklere serpilip ayrı ayrı patiskalara snlır, etrafları toplu İğnelerle tutturulurdu.
üzün boylu bırakmağa gelmez. On beş. yirmi günde bir açılacak, içindekiler havalandırılacak, üzerlerine yine tütün serpilecek: tekrar sarılıp sarmalanıp her nerede saklanıyorsa yine oraya konacak.
Sermet Muhtar Aius
* İstanbulda kürk satan, diken, eskilerini tamir eden yerler muayyendi: Kapalı çarşıya Nuruosmanlye kapından girilip biraz- yürününce soldaki sokak içinde kürkçüler çarşısı; yine orada kürkçü hanı; Mahmutpaşa yokuşunun üst başında birkaç dükkân... Boyu bir buçuk, eni bir endaze kadar, aşağı doğru biraz daralan, tersinden arka arkaya katlanmış, etrafına pembe, mavi, yeşil batlsten pervazlar dikilmiş parçalara (tulum) de-nlr, bir tulum yetip de artardı bile.
Kakum'un pahası tuzlu. Nadiren alanlar bulunur, selâtin harcı sayılırdı Ncteklm Avrupalı imparatorların, kır alların büyük merasimlere mahsus muhteşem kıyafetli tablolarında, fotoğraflarında yine bu kakumlar göze çarpardı. Koyu samurun, zerdavanın, sincabın tulumu 20 - 30 liraydı. San samurunklni 6-7. feyyumunklnl 4-5. er züğürt kârı olan nafenlnklnl de 3-4 liraya verirlerdi.
Kürkii almadan önce kabının kumaşı alınırdı, Erkek giyecekse geziden, kaşmirden, İnce yünlüden; kadın ı giyecekse kadifeden, dallı ipekliden, I saten dö Uyondan Kap diyip de geçme, acemi elkıe düşerse haydarl yakası enseye oturmaz da oturmaz, İki I yanındnn öne, göğüs çukuru hizasına İnen on beş yirmi sıra makine dikişi eğri büğrü durur. Kalpakçılar başın-dnkl gümliş makas, Samatyadakl Ze- I piir duduyu getirten düdüğü çalar.
Üniversite Dumlupınar-daki törene iştirak edecek
Hfer yıl Dumlupınarda tekrar edilen başkumandanlık meydan muharebesinin 23 üncü yıldönümü münasebetle 30 ağustosla Meçhul Asker âbidesi önünde yapılacak törene üniversitemizi temsllen )50 kişilik bir grup İştirak edecektir. Törene gidecek yüksek tahsil gençliği şehrimizden 27 ağustosta hareket edecektir.
Diğer taraftan Dumlujnnardaki bu törene Konya. Afyon, Kütahya İzcileri de 150 kişilik bir kafile İle iştirak edecektir. ________
Büyük Millet Meclisinin mesajına Avam Kamarasının cevabı
Londra 20 (AA.) — Avam kamarası Başkanı, parlâmentonun, Bevln'in İngiliz dış siyasetine alt söylevini verdiği oturumunu açarken, Japonyanın kayıtsız şartsız teslim olması ve harbin zaferle neticelenmesi münasebe-tlle Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından Ingiliz parlâmentosuna yollanan mesajı okumuştur. Avam kamarası Başkanı, Türk mesajına gero-ken cevabın verildiğini de bildirmiştir.
IKadıköy SÜREYYA’dal
Bu akşam
ATİLLA REVÜ OPERETİ
Tam kadroaiyle
KADINLARA İNANMAM |
'«■■I Buy ilk operet 3 p.
başlıyor. Dans ve dans müziğiyle ilgili olanları, o saatte bu müzikle dans edebileceklerini veya bu müziği dinllyeblleceklerlni öğrenmek belki tatmin eder. Bununla beraber daha mufassal malûmat aramak ihtiyacını bu kısım dinleyiciler de duyabilirler.
Bir misal: Bir gün bir kitapçıda İdim. Yaşlan on sekiîle yirmi arası Ud delikanlı son çıkan radyo dergisini kanştrırken biri öbürüne soruyordu: Acaba bu akşam Celâl ince var mı?
Dans orkestrasının yarım saatlik programından sonra on beş dakika süren bir (konuşma) vardır. Bu konuşmanın konusu nedir? Kim konuşuyor? Tabii bunları bilmiyoruz; bu sebepten dolayı bu konuşma ile İlgilenmiyoruz. Halbuki bu on beş dakikalık konuşmanın, blzinı yakından alâka duyduğumuz bir müzik konusuna temas etmesi mümkündür. Bunu önceden bilmiş olsaydık İşimizi ona göre ayarlar ve tam vaktinde radyomuzun başında bulunurduk. Konuşmayı‘takibeden. gene dans orkestrasının devamıdır. 10 da saat ayan, haberler ve Geçmişte bugün konuşmasından sonra 19,25 te müzik - A. Müzik programlarında A harfi mpii müziğe. B harfi de garp müziğine İşarettir. Buna nazaran şimdi dlnliyeceğimlz, bir hanendenin saz eşliği İle okuyacağı şarkılar olabilir. Programda A harfiyle işaret edilen ve mllil müzik diye adlandırılan bu musikinin. İtiraf edelim kİ
I Tecının şaneserlerine hasretmiş olan radyo senfoni orkestrasına bir akşam güç tahammül ettiğini çok iyi hatırlarını. Buna karşılık bu arkadaşım programı gündüzden bilmiş olsaydı o saatte kendisini llgLlendlren başka bir müzik programı arıyacak ve bu saatini daha zevkli ve İstifadeli geçirecekti.
Senfoni orkestrasının konserinden sonra 22,30 da gene müzik - B... Radyo yayımını dikkatle takibedenler veya günlük son haberleri sabırsızlıkla bfikliycnler bu on beş dakikalık müziğin plâklarla caz müziği olduğunu bilirler. Bundan sonra da haberler ve kapanış...
Yalnız bir günlük akşam programının İncelenmesinden anladık ki Radyo dergisinin daha uygun bulduğu ayın her haftasına tatbik edilebilecek (kalıp - program) ihtiyaca cevap veTecek bir program değildir; çok nakıstır. Bir gün bana bir arkadaşım, küçük bir ilâve şeklinde haftalık mufassal bir program göstermişti: Ankara radyosunun haftalık yayımını, dinleyiciyi tatmin edecek şekilde veren bir program... Kendisine Atıkarada bulunan bir arkadaşı her hafta gönderiyormuş... Ankara radyosunun bir aylık yayımı, öyle zannediyorum kİ önceden bellidir. Buna göre haftalık mufassal programı. aylık mufassal bir program şekline sokup radyo dinleyicilerine ve hususiyle Radyo dergisi abonelerine as» başında dergiyle birlikte göndermek yerinde olur.
Ankara radyosunun müzik yayımı-
1
Henüz İlk cihan harbinin patırtıları tamamen yatışmadan radyo neşriyatındaki yeni sistem, evvelâ delice bir fikir olarak bütün dünyayı dolaşmış ve sonradan hakiki bir ilim ola-i rak meydana çıkmıştır.
Tarih şimdi tekerrür etmektedir, ■ Bu sefer yeni (oyuncak» televlzyon-ı dur ve İngiiterede olduğu gibi Ameri-ı kada da herkesin, dikkat nazarlarını l çekmektedir. İngiiterede televizyon , ilk devrelerini ikinci cihan harbi pat, lamadan evvel geçirmiş ve 1939 da . küçük dinleyici muhitine rağmen üç . senelik bir hizmet mazisine sahip bu. lunmuşlu.
Yeni servis sabırsızlıkla bekleniyor
ı Şüphesiz kİ İngilteredekl 20.000 te-• levlzyon perdesi tekrar faaliyete ge-, çlnce bütün dünyaya salgın halinde , yayılacaktır. Beş buçuk senelik bir . darlık ve İstirahat noksanlığından . sonra halk tabiidir ki eğlenmek ihtl-, yaeını duyacaklardır.
I Evdeki televizyon bu ihtiyacı eğlenceli bir şekilde karşılıyacaktır. Devlet, radyo idaresi ve ticarî şefler Avrupa harbi sonunda bunun derhal yürür' lüğe geçmesine mâni halleri tetkikle meşguldürler. Alman yanın yıkılma-sile herkesin nazarlan Lord Hankey idaresindeki televizyon komitesinin buluşlarına çevrilmiştir.
• Televizyon masrafları
Evvelâ mali ciheti ele alalını. Harb-den evvelki B. B. C. nln televizyon ' servisi hazîneden, hususi yardım görürdü. Bu arada televizyon neşriya-‘ tlle ses yayını arasındaki tahsisat nispeti hiç açığa vurulmamış olduğundan şimdiye kadar televizyon çok ' pahalıya mal olduğu kabul ediliyordu Yalnız personel bakımından âdi yayının üç misli adama İhtiyaç vardı. Teçhizat masrafı ise en aşağı üç mls-llydl.
Muhtemel göründüğü gibi BB.C. gene televizyon kontrolünü ele alırsa 10 şlllnlik dinleme ücreti hiç bir zaman televizyonu idare etmiyecektlr. Daha yüksek bir ücret almak İmkân dahilinde olmakla beraber bu cihet henüz muhakk„c değildir.
İngiiterede radyo ticareti, televizyonun harb evveli standardı üzerinde yeniden canlanmasını kolaylaştırır. Bilhassa horb esnasında müttefik İlmi ve fenni tecrübelerinin verdiği neticeler bunu çok tekâmül etmiş bir halde meydana getlrmlye yardım edecektir.
Aleksandrla Palasta tesis edilmiş olan televizyon istasyonu bütün harb esnasında İşler bir halde tutulduğun-
daıı az bir saha dahilinde yirmi dört saatlik bir program tatbik edebilecek durumda bulunmaktadır. Bunun meleke kesbetmiş olan eski personeli sulh başlangıcında eski İşlerine dönmeyi candan istemektedirler.
Fiat düşüklüğüne ticari bakış
Ticari sahada harbden evvelki telç-vizyo.ı fiatlerine nazaran yeni televizyon cihazlarının yeni değişikliklerle ve daha ucuz fiatJerüe müşteriye daha cazip gelecekleri düşünülmektedir. Yeni televizyon cihazlarının harbden evvelki flati olan 50 İngiliz lirasının yansından biraz fazlaya satılacağı düşünülmektedir.
Aktüalite programları
Başta cn çok istenen aktüalite ser-vislerlle tiyatro ve varyete yerlerinden direkt yayınlar ve harici haberlerde törenler ve spor maçlarıdır. Listenin başında filim haberleri gelmektedir, Bunlar oynanan mimlerin kısa parçalarını ve şahıslarım gösteren tenkit mahiyetinde programlar olacaktır. Ayrıca stüdyodan tam filimler gösterilecektir.
Televizyonun çabukluğu yanında diğer bir İyiliği de mahremiyetidir. Küçük perdenin üzerinde görünen canlı şahıslar sanki evlerin İçLne girerek dinliyenlcrle doğrudan doğruya ve serbestçe konuşur gibidirler.
Meşhur filim yıldızı Greer Garson çok renkli vc canlı bir spiker olmuştur. Bernard Shaw da eserlerinden biri televizyonla verildikten sonra sahneye çağırılmıştır. Meşhur radyo komiği Tommy Handley televizyon yıldızı olarak yen! mesleğine başlamıştır. Televizyonla gösterilen meşhurlar listesi sayısızdır
Merinos yetiştirenlere parasız yonca dağıtılacak
Ankara 21 (A.A) — Öğrendiğimize göre Tarım Bakanlığı, et ve yapağı merinosu gibi bir kültür ırkının yurdumuzda tam mânasiyle yerleşebilmesi için ön plânda gelen hayvan yem! konusunun halli maksndiyle 945 yılı başındanberl merinos yetiştirme bölgeleri olan Bursa, merkez 11-Cesile Yenişehir. Karacabey, M Kemalpaşa, Bandırma, Balıkesir merkez ilçelerindeki yetiştiricilere parasız olarak yonca tohumu dağıtılmıştır
Bundan başka bu bölgelerde kurulan yoncalıklarının büyütülmesine çalışılmış ve 944 sonbaharı ve 945 ilkbaharında merinos bölgelerindeki yetiştiricilere 4339 kilo yonca t"h»!nn dağıtılmıştır.

------------------->
Kanun İjil^îler i
Yaralama ve kazalar
birçok dinleyicileri vardır. Beni ilgi- nı ve Radyo dergisinin müzikle llgiU lendlren bir müzik olmamakla bera-J kısımlarını gelecek yazımda da lnce-
ber genel olarak müzik programına İçmeğe devam edeceğim, temas ettiği İçin ele aldığım müzlk-A FİKRİ ÇİçekoClü
BU AKŞAM
Caddebostan A YTEN Gazinosunda
MÜNİR NUREDDiN
ve arkadaşları gecesi
Yarınki perşembe akşamı gala gecesi
AR
İngilizce, bugün herkesin behemehal bilmesi lâzım gelen özel bir lisan olmuştur. Vakit kaybetmeden siz de öğreniniz.
Esas İngilizce
sayesinde, çok kısa bir zamanda, kendi kendinize ne kadar çok öğrendiğinizi görerek hayret edeceksin i».
Tamamile Türkçe izahatlı. telâffuzla. İngilizceden Türkçeye llâveli lûgatlı. 224 sahile. Fi: 3 lira İstanbul İnkılâp.
Bugün AR SİNEMASINDA
B A M B D
Ve Selâm Dostlarım RENKLİ WALT DISNEY
Seanslar; 2,3ü . 4,35 6,45 . y,i

Dur seni bir tepeleyim de akim başına gelsin, diyerek üzerine atıldığı adama bir hayli yumruk ve tekme atınca onu yakaladılar, bayılan öteki biçareyi de hastaneye kaldırdılar. 28 gün yatağından çıkamadı, bir ay da işine gidemedi.
Eğer hastalık on günden ziyade sürmez veya hücuma uğrayan ancak on gün müddetle mutat İşini yapamaz ise, döven hakkında takibat yapmak döğülenin şikâyetine bağlıdır ve işe sulh mahkemeleri bakar. Yeter ki eylem (fiil) 457 nci maddede yazılı vasıtalarla, yani meselâ bir silâh veya aşındırıcı ecza ile işlenmiş olmasın. On günden fazla hastalığa veya işten alıkoymağa sebep olan müessir eylemler için hücuma uğrayan ister dâvacı olsun ister olmasın iş mahkemeye verilir ve hastalığın derecesine ve iş. ten alıkonulmanın müddeti, ne göre dâvaya ya asliye ceza mahkemesinde veya ağır ceza mahkemesinde bakılır. Bu hallerde asıl dâvacı kamu (âmme) namına savcıdır (müddeiumumîdiö. isterse tecavüze uğrayan, da tazminat için müdahil olarak mahkemeye girer.
Yukarıda yazdığımız şahıslara karşı olan müessir fiillerde failin katil kastfle olmaksızın bir kimseye cls. men eza çektirmesi veya sıh_ l_____________________________
batini bozması yahut aklî durumunda karışıklık meydana gelmesine sebep olması hali vardır. Döğen adam ötekinin cam yanacağını ve sıhhatinin bozulacağını bilerek işi yapmıştır, yani, kasdi vardır Bir de her gün rasgeldiğu miz tedbirsizlik veya dikkatsizlik yahut meslek ve sanatta acemilik veya nizam ve talimat ve emirlere riayetsizlik neticesi bir kimseye cismen eza vermek veya sıhhatini ihlâl etmek suretile zarar yapmak hali vardır ki aşağı yukarı bütün nakil vasıtaları kazalarında bu haller az çok mevcuttur.
Kasitle işlenen, yazımızın birinci kısmında bahsettiği, miz eylemler (fiiller) için verilen cezalardan daha hafif olmakla beraber bu gibi tedbirsizlik ve nizama riayetsizlik dolayısile meydana gelen yaralanmalar için de kanuna ceza hükümleri konulmuştur. Kaider ötekilerin aynıdır. Yaralanma veya sıhhati bozulma derecesine göre — ki doktorlar veya adlî tıp meclisince tesblt edilir — faile ceza verilir.
Takibat İcrası yazı ile şikâyete bağlı bulunan hallerde dâva cinin hüküm katîle-şinciye kadar dâvasından vazgeçmesi kamu dâvasını (âmme hukuku dâvasını) da ortadan kaldırır.
Avukat Emcet Ağış
Kendir Halat Alınacak
Bayındırlık Bakanlığı İst. Malzeme
Grup Amirliğinden:
24/8/45 cuma günü saat 15 de eksiltmesi yapılacağı İlân olunan 4500 lira muhammen bedelli 3 X 80 boyunda 4 adet 8 burgadaiıfc fabrika malı kendir halatın hasıl olan zarurete binaen satın alınmasından sarft nazar edilmiştir.
Mezkur tarihte eksiltme yapılmıy&cağı ilân olunur.
(1128Û)
I
7 he Mighty Atom
KfiDİR-İ MUTLAK ATOM
Atom, Demokrit* günlerinden beri okur yazarlara malûmdu,
19 uncu asırda Dalton’un sayesinde lâboratuvaıiara intikal etti, Ve Einstein atom bombasının tabiat hakkında bilgilere blrşey ilâve etmediğini söylediği 2aman belki gözünün önünden atomun İlim dünyasaldaki akisleri bir geçit resmi yapıyordu. Hakikat hal. de hâdisenin kendisi ilim düna-sıııda olağanüstü telâkki edilme, diğın? inanabiliriz, fakat hâdisenin doğurduğu netice öyle değil. dir.
îngiliz radyosunda bir âlim bu kuvvetin dünyayı atabileceğini ve bu kuvveti zararsız kılacak mukabil bir kuvvet bulununcaya kadar, Arz’ın ve insanların selâ. m: ti tehlikede olduğunu söylerken bütün insanın içine çöken çaresizliği ve garipliği ifade ediyordu. Biraz sonra aynı radyo, atomun parçalanması ihtimali üzerine H, G, Wells'in 1914 de yazmış olduğu bir romandan bir pasaj okuduktan sonra, bunun, Janonyava atılan atom bombasının tahribatına ne kadar ben zediğine işaret etti. Esasen atoma ve vahut parçalanmasından doğacak korkunç kudrete dair edebiyat yapan yalnız Wel!s değildir, Bunu hattâ cinayet romanlarının birinde okuduğumu hatırlıyorum, İyilik veyahut kötü, lük İçin olsun, dünyaya hükmetmek isteyen her nevi kudret mu-ad*'esine son asırda en kestirme yolun atomu parçalamak olduğunu hepimiz işitip duruyorduk.
Size realiteye dayanan bir tramvay hikâyesi söyliyeceğim: Dişsiz bir ağızdan çıkan İhtiyar bir ses. (belki torununa) yarı zaaf, yan zaferle türeyerek diyor ki: Atom mu? Atım mı? Her ne ise. bu, yed.l kudretin ruy-i arza indirdiği bir sille-i tedibi Bundan mütenebbih olmıyanlar, dünyanın zelzelelerle sarsıldığını, İnsanların kelebekler gibi etrafa saçıldığını, dağların hallaç pamuğu gibi atıldığını görecekler! Kürei Arz cehennemin dibine b'r top gibi fırlatılacak.,, Cak, cak....»
İhtiyar, Kur'anda kıyamete İşaret eden pasajlara biraz da kendi muhayyilesinden blrşeyler uydurarak tantanalı bir üslûpla saydı döktü. Bu sesin söylediklerinden ziyade, sözlerinin arka, sırdaki zafer mânası dikkatimi çekti. Belki eski biçim bir vâizdi. Dehşetler ve İntikamlar sahibi diye ve sırf bu korku ve kudret tarafına indandığı bir Hâ-likin zaferini ilân ediydrdu. Yanından genç bir ses cevap verdi, o seste de zafer vardı, fakat biraz !st:hfafla karışık, ihtiyara mey. dan okuyan bir ses:
»Efendi baba, atom bombası bel. ki dünyayı sahiden bizim kâinatın cehennemi olan güneşin İçine bir top gibi fırlatır atar, veyahut boşlukta parçalar, tuzla buz eder. Frkat bunu yapan senin dediğin g bi yed-i kudret değil, âlimlerin eli. laboratuvarlardan çıkan t?k_ n'k kuvvettir.»
»Sus kâfir! Allah atomu yarattığı zaman içine bu kudreti koymasa kimin haddine kalmış... Bu kadlr.l mutlak atom, ancak ve ancak ved-1 kudretin eseridir, an'adın mı?»
Belki bir büyük baba ile torun arasında geçen bu münakaşa — bence — ta 18 inci asırdan beri hüküm süren, 19 uncu ve
20 nci asırda son haddine varan bir tartışmanın İfadesiydi, Bu tartışmanın sembolünü Marie Corellle adlı bir İngiliz kadın romancısının 19 uncu asırda yazmış olduğu «KadirJ mutlak atom» adlı romanında okumuş o’duğumu hayal meyal hatırlarım. Romancı için lâzım olan di. ğer vasıflar da olsa muhayyilesi bu kadım birinci derece bir muharrir yapacak kadar zengindi. Ne ise. romanın bugün hatırımda kalan sembolik tarafı kısaca judur:
Materyalist bir âlim baba, oğ. lun a kâinatta en büyük kudretin atom olduğunu, bunun haricinde her şeyin bir efsane olduğunu öğr tiyor. Bu çocuğun İçinde garip bir boşluk, bir yeis yaratıyor. İntihara karar veriyor, kendini asmadan evvel, başka Ingiliz çocukları nasıl yatmadan evvel yataklarının önünde diz çöküp Allaha dua ederlerse, o da ebedi uy. kuşuna yatmadan önce, avuçlarım anıyor Kadir-1 mutlak atom» a dııa ediyor, I
Bu kadın «Kadir-l Mutlak Atom.> romanını yazdığı zaman atomdan çok bahsedi. lirdi. Bundan başka da «insan» a kâinatta büyük bir mevki verilir, ve bu mutaassıp bir zümrede udin elden gidiyor» endişesini yaratırdı. 17 net asır tabiailn bir kişim esrarını keşfe, den büyük bir ilim çağı olmuştu. Fakat az istisna ile büyük İngiliz kâşiflerinin ve âlimlerinin materyalist olmaması bu keşifler den dindar smıfı ürkütmemişti. Newton bütün ilmini bir umman kenarındaki küçük bir çakıl taşına benzetecek kadar mütevazı bir İnsandı. Bentley'ye yazdığı mek. tuplardan birinde cazibe kanunundan bahsederken der ki: «Siz, onun maddenin aslında ve için, de olan bir kuvvet olduğunu söylüyorsunuz. Rica ederim bu fikri bana atfetmeyiniz, çünkü ben cazibenin sebebini bilmek iddia, anda değilim. Cazibenin âmili mütemadiyen bazı kanunlara uyarak hareket eden bir ajandır; fakat bu ajan (veya âmil) maddî mi yoksa manevî mi olduğunu tâynl etmeği ben okuyucularıma bırakıyorum».
18 inci asırda mantık ve bil. hassa akliyeclllk çok hâkim oldu. O asada büyük İlim keşiflerinden fazla fikir adamlarına ve ilmi tefsir edenlere rasgellriz, O asırda bütün kudreti insanlara, yani akıl kuvvetine vermek âdeta bir moda halini almıştı. 19 uncu asır, »ilim için ilim» mefhumundan ziyade tatbikat ve teknik devridir, tlim fayda mefhumuna dayanır. Bunda, İngllizlerin meşhur filozofu Bentham'm faydacılığı çok müessir oldu. Bir taraftan Fransız ihtilâlinin tesirinde çok kalmış olan Bentham hiç te Jean Jacçue Rousseau’nun İnsana verdiği kıymeti vermedi. İngiltere her halde. Fransız İhtilâline tabiî olarak hayran olan büyük kafalarına rağmen kendi memleketleri (belki Fransız İhtilâlinin ortaya attığı hürriyet fikrine çok eskiden aşılı oldukları için) Fransada. ki kanlı hâdiselerden, Napol-yonun diktatörlüğü İle biten kargaşalıklardan masun kaldı. Bunu biraz da Cromwel| dik. tatörlüğünden aldıkları acı derse borçludurlar. Onlar hiç değişme-meyi nasıl bir çürümek alâmeti telâkki ederlerse, her şeyin kökünü koparan, tekâmülün ka. zandırdığı kıymetleri altüst eden kuvvetleri de birer tehlike telâkki ederler.
İngiltere belki ada olmasından, garp milletleri üzerinde Hîç bir zaman Fransanın yaptığı tesiri yapmamıştır. İşte bundan dolayı 19 uncu ve yirminci asırlarda garbın insana verdiği kıymeti mübalâğa etmemiş olmasından, maddi ve manevî kıymetler arasında bir müvazene muhafaza etmiş olmasından istifade ettiği, ni kabul edebiliriz. Bu Anglo -Sakson milletlerinin kendine mahsus bir hususiyetidir, İyi, doğru, güzel mefhumlarını kiliselerinde bulmayan dinsizleri dahi bunları mutlak kendilerine mahsus bir teşkilâta bağlarlar. Ne olursa olsun İnsan - üstü mücerret kıymetlere bağlı kalan kilise harici İlim ve fikir adamlarının bir kısmım bir araya toplayan «Ethical», yani ahlâkî bir kilise. ler| vardır. Buralarda pazar günleri İnsaniyete manevi bakımdan kıymetler getirmiş olanlar anılır. Sûkıatın şehadetl, îsanın şeha-deti kadar büyük bir hâdisedir. Hulâsa her zaman insana aczini hissettirecek, kendisinden yüksek mücerret mefhumlara şu ve. ya bu nam altında tapılmış — onlarca — İnsaniyeti hayvanlıktan kurtaracak kuvvetler diye bakarlar.
Atom bombasını lâboratuvar. lannda yapabilmiş olan Anglo -Saksonlarm bu tarafı hiç şüphe yok ki dünya İçin hayırlıdır. Çünkü daha şimdiden bu tehlikeli keşfi insaniyete faydalı ve kurtarıcı bir kuvvet olarak kul. lanmağı düşündüklerini İşitiyoruz. Anglo - Sakson âleminde atom . bombası üzerine yapılan konuşmalarda sezdiğimiz endişe İnsaniyet İçin en hayırlı bir alâmettir. Çünkü, her hangi İnsaniyeti mahvedebilecek tehlikeli bir «ilâh, bugün değilse yarın her hangi bir millet tarafından keşfedllebillr ve kullanılabilir. Buna mâni olabilecek tek şey, in. isaniyeti muhabbetle, merhamet-
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR:
“Bugün uşağım Süleyman Numan efendiyi kovdum!,,
Süleyman Numan hâkime şöyle cevap verdi: “Lütfen üç No. Iı bir bilet veriniz!.,,
Üç numaralt bilet nedir?., — Süleyman Numanın muhakemesi— Esirler kampında — Ahmet Emin Yalmanın ziyareti — Affedersiniz bugün uşağımı kovdum — «Meğer uşaklık ne mühim iş miş!..» — Bir harbe gidiş hikâyesi — ölmeden yazdan mersiye — En meşhur ilâç: Karlsbard tuzu— Bir mersiye için bir ziyafet..
Süleyman Numan şakadan ve nükteden çok hoşlanırdı. Hayatında birçok güzel ve dikkate değer sahneler de vardır. Meselâ üç buçuk aylık bir evlilik hayatından sonra kati surette ayrılmağa karar vermişti. Onu bu fikrinden artık kimse caydıramazdı. Lâkin hâkim kendisini barıştırmak İstiyordu. Süleyman Numanın iki arka-daşlle yaveri de sivil olarak mahkemede dinleyiciler arasında bulunuyordu.
Hâkim onu kararından caydıraml-yacağını anlayınca, şöyle sordu: t
— Yani efendim şimdi ne kararı İstiyorsunuz?.. Barışmak mı?,,. Talâk mı? Talâkı selâse mi?...
Halbuki saatlerdenberi Süleyman Numan ne istediğini anlatmak için dil döküyordu. Hâkimin böyle üç vaziyeti birer birer saydığını görünce cevap verdi:
— Lütfen bendenize üç numaralı bir bilet kesiniz efendim... dedi. Ayrıldıktan sonra da bir daha evlenmedi...
Kovulan uşak..
Süleyman Numan'ın ne kadar muntazam ve yaşamasını bilen bir İnsan olduğunu uzun uzun anlatmıştık, iki eli kızıl kanda olsa her gün tıraş olurdu. Hiçbir düğmesini lüklenmemlş olarak kimse görmüş değildi.
Hattâ Maltada yaşıyanlar:
— Bizden ve muhafızlardan başka kimse olmıyan esir kampındaki dolaşma yerinde tıpkı büyük şehrin büyük caddelerinde geziyormuş gibi dolaşırdı. Elbisesinin ütüsü yerinde, her gün tıraş olmuş bir halde ve kıyafetinde hiçbir lâubalilik olmaksızın!-. Esirlik yokluğu İçinde yaşadığı yerde tam m&nasiyle medenî bir muhit yapmıştı. Meselâ odasında çiçekler, küçük palmiyeler var. Ve her taraf çok düzgündü.
Bir gün dostu Ahmet Emin Yalman, kamptaki odasında Süleyman Numanı ziyaret etti.
Lâf arasında Süleyman Numan şöyle dedi:
— Bugün mühim bLr vaka oldu— Uşağımı kovdum...
Ahmet Emin, sordu:
— Kimdi uşağınız?..
Süleymnn Nunman büyük bir ctddl-yette cevap verdi:
— Süleyman Numan efendi!... Fakat kovdum artık kendisini—
Sonra şu İzahatı verdi:
— Efendim Süleyman Numan efendi» den önce başka bir uşağım vardı. Bir Maltız!.. Oelip işlerimi görüyordu. Şöyle bir baktım. Adamın yaptığı işler kolayıma geldi. «Bunları ben de yaparım!..* dedim. Defettim Maltızı I-Ve fikri mesaimden «oda* mesaisini ayırarak bu İşi «Süleyman Numan efendi» ye verdim. Lâkin uşaklık deyip geçmemeli, zor işmiş!- Süleyman Numan efendi hiç de üstat bir uşak olamadı gitti. Her zaman İşlerimi aksattı ve beni üzdü. Hattâ bozan arkadaşlarıma karşı mahçup da etti. Uşak, erkek hizmetçi mİ kullanacaksınız? Bunun birinci sınıfını seçmek mecburiyetindesiniz. Halbuki Numan efendi onuncu sınıf bir uşak bile olamadı. Her gün ona hiddet ediyordum. Bugün bir de ne göreyim?. Palmiyelerin Üstünde bir parmak tezi., kızdım. Kendi kendime ağzıma geleni söyledim. Ve uşağım Süleyman Numan efendiye bugünden İtibaren yol verdimi..
Hakikaten Süleyman Numan o gün kendisine yeni btr uşak bulmuştu.
Sözlerine şöyle devam etti:
Ve dışarıdan bakılınca uşaklık pek kolay gibi görünüyor, lâkin ne zormuş!.. İnsan iyi bir meslek Bahıbl olabiliyor, fakat bazan iyi bir uşak olamıyor.
Manevraya gider gibi.-
Yukarıda esir kampında Süleyman Numanın ne kadar muntazam ve ne derecede derli toplu yaşadığını gördük. Onun harbe gtdişlnde bile muntazam bir manevraya gidişin intibaları vardır. General Tevhit Sağlam bunu şöyle anlatıyor:
«— Seferberlik emrini alınca Süleyman Numenin o zaman Ayasofya-da bulunan evine koştuk. Süleymnn Numanın sözleri bugünkü gibi aklımdadır:
ie hiç olmazsa işbirliği ile birbirine bağlıyacak bir terbilye ve düşünce sistemidir. Bunu kavra, mayan dünya, ne millet - İçi, ne millet - dışı bir emniyet ve sulha kavuşanın
HALİDE EDİB - ADlV’A^
Süleyman Numan evinde
— Efendiler, seferberlikte mtinaka-şa yoktur. Yalnız emre İtaat vardır. Nereye tâyin edildik İse bLr an önce gidip İşe bavlıyacağız. Çabuk yola!..
Süleyman. Numan bu sefere muntazam bir manevraya gider gibi tertemiz hazırlandı. Meşin kılıflı güzel bir mlkroskopu vardı. Hattâ onu da beraber aldı.
O zamanki kafamla hocanın bu şekilde yola çıkmasını biraz garip bulmuş ve aramızdaki samimiyete güvenerek:
— Hocam manevraya gider gibi bir haliniz var... demiştim.
Gülerek:
— Hayhay efendim!., diye cevap vermişti.
Hoca aynı İntizamla gitti ve aynı intizamla seferden döndü. O mükemmel mikroskobunu tertemiz meşin kılıfından çıkarırken, aradan epeyce zaman geçmiş olmasına rağmen, taşı gediğine koydu:
— İşte azizim muharebeye böyle gidilir ve böyle dönülür!»
Süleyman Numan bu sözleriyle de
Samsun’da mahsul durumu
Kuraklık yüzünden tütün ve mısır az
Samsun 17 — Arpa, buğday mahsullerinin harmanı devam etmektedir. İlimizde kuraklık yüzünden bu mahsullerde noksanlık vardır. Fakat İç Anadolu kadar değildir. Bu mahsullerde noksanlık geçen yıla nazaran yüzde otuz tahmin olunmaktadır. Çok noksan tahmin olunan tütün He mıar mahsulüdür. Bazı yerlerde kurak yüzünden mısır ekilmemiş, bazı yerlerde ekilenler kuraktan büyinmemiştir.
Çarşamba, Tekeköy, veya Bafra ile Samsun arasındaki düzlük yerlerde göze görünür şekilde mısır vardır. Bu mahsulün geçen yıla nazaran çok noksan olacağı tahmin olunuyor.
İlimizin en önemli mahsulü olan tütüne gelince bunun durumu da memnunluk verici değildir. Yağmur yogan mıntakaiarda orta derece denecek mahsul vardır. Kır yerlerde noksandır. Bütün tütün ekiciler! yağmura İntizar halindedirler. Dip v? dip üstü yapraklan alınmış sıra bel yapraklara gelmiştir. Bundan sonra yağacak yağmurdan geç ekilen, yani henüz doruk ve çiçek vermemiş tütünler çok İstifade eder. Yağmazsa noksanlık fazla olur.
Bu sene tütün ekimi geçen seneden hem saha yani hem dekar, hem de ekici sayısı itlbarile fazladır. Bu fazlalığın kuraklıktan doğacak noksanı telâfi edeceği söyleniyorsa da pek ihtimal vermiyoruz. Çünkü geçen sene bol yağmurlar yüzünden rekolte tn yüksek dereceyi bulmuştu. Halbuki bu senek! mahsulün vasattan da ai olmak İhtimal! vardır.
harbe gidiş hakkında kıymetli bir ders vermiş oluyordu.
ölmeden yazılan mersiye!..
Şakayı, hazır cevaplığı sevdiği gibi. kendisi hakkında yapılan nüktelere de kızmak şöyle dursun pek hoş-lanırdı. Onda tam bir Avrupahnın mizah müsamahasını, bütün genişliği İle görüyoruz.
Hattâ şöyle bir vaka görüyoruz: Doktor Çörçöp Sami o müthiş alaya kalemi İle Süleyman Numan hakkında uzun bir şiir yazmak İstemişti. Maksadını Süleyman Numana şöyle anlattı:
— Hoca.. Siz bu rejimlerle, meselâ katiyen alkol lçmekslzin ve son derecede muntazam yaşıyarak daha uzun müddet ömür sürebilirsiniz. Buna hiç şüphe etmiyorum. Hayatınız o kadar muntazam geçiyor kİ azraLll uzun müddet kapınızda bekletebilirsiniz. Zaten her zaman «çok yiyen az yer, ez yiyen çok yer» demez misiniz?.. Uzun yaşamak İçin hayatta her şeye riayet ediyorsunuz. Halbuki ben bunun aksini yapıyorum.. Sizden önce Ölüp gideceğime kimsenin şüphesi yoktur. Belki merak edersiniz. İçinizden:
— Acaba ben olseydlm Çörçop hakkımda ne yazardı?., dersiniz. Ben sizi bu meraktan kurtarmak için hakkınızda avans olarak, yani peşinen bir mersiye yazdım. Size okuyacağım... dedi.
Süleyman Numan Çörçöp’ün her mısraında birçok İğneler, hattâ çuvaldızlar olduğunu bilirdi, Buna rağ-ı .ıı kendisi hakkında ölmeden yazılan mersiyeye o kadar memnun oldu kİ bunun okunacağı gece arkadaşlarına da bir ziyafet çekti. Bu ziyafette Çörçöp Sami'ye:
— şimdi demek ben öldüm.,. Mersiyemi oku bakalım!, dedi. Çörçöp 6er zamanki gibi nüktelerle dolu manzumesini okudu. Birçok mısralarla Süleyman Numana takılıyordu. Fakat bu hocayı katiyen kızdırmadı.
Hattâ pek çok verdiği için kendisinin en meşhur ilâcı olarak tanılan Karlsbad tuzu hakkında yazılan mıs-r&lara bile kızmazdı Her mânaslle ileri insandı.
Hikmet Feridun Ei
Atom bombası
Londra radyosu Türkçe izahat verecek
Londra 21 t A. A.) — Atom bombasına halk tarafından gösterilen alâkayı nazarı dikkate alan BJ3.C. radyosu Türkçe servisi, atom bombası ve atom enerjisi hakkında üç hususi program hazırlamıştır.
Bu programlar 22, 23 ve 24 ağustosta Türkiye saatiyle 19.30 ve 20 de 24,92, 31,32 ve 19.91 metre üzerinden yayınlanacaktır.
BB C. 22 çarşamba ve 23 perşembe günleri atom bombasının geliştirilmesine İştirak eden tanınmış İngiliz ilim adamları tarafından verilen konferansları yaymlıyacaktır. Çarşamba günü Britanya hükümeti ilim ve endüstrici araştırmaları dairesi sekreteri Şlr Edward Afflton atom bombası prensibi üzerinde konuşurken Slr Geoffrey Taylor da atom bombasının İlk tecrübesi hakkında tafsilât verecektir.
Perşembe günü büyük Britanya millî flzJk lâboratuvan müdürü Slr Charles Darw!n tarafından verilecek konferansın konusu atom enerjisi olacaktır, Perşembe günü atom üzerinde dünyaca yapılan araştırmaların muvaffakiyet âmili Lord Lutlıerfor-dun da bir biyografisi yayınlanacaktır. Bu yayınlar serisi, H.G. Wells’ln «Kurtarılmış dünya» İsimli İleriyi gören romanı üzerine tertiplenmiş bir programla 24 ağustos cuma günü son bulacaktır.
Fennî arıcılık hareketleri
Eskişehir (Akşam! — Bu yll vilâyet fidanlığında 30 fennî kovanhk bir İstasyon kurulmuştur, önümüz-1 deki senelerde bütün teknik tarım merkezlerinde İstasyonlar kurularak arıcılık genişletilecek ve gezici ustalar vasılaslle köylerde gösteril'r ya pılacaktır.
Tavuk tiiyündsn yumuşak sveterler yapılıyor
Harb sonu dünyasında, tavuk tüylerinden -istifade etmek sureti te gayet elverişli giyim eşyası yapılabileceği arlık bir hakikat olmuştur, Netekim, bu tüylerden, faydalanmak suretiie vücuda ge. tirilen yumuşak sveterler, en müşkülpesentlen bile tatmin ede. bilecek kadar zariftir.
Bugün, sadree gübre işinde kullanılan milyonlarca tavuk tüyünden bir çok eşya yapılabilecektir. Tavuk ve hjndi gibi eh. 11 hayvanların tüyleri proteyin ihtiva ettiği için buıfların, sente, tik elyaf temin edebilecek çiğ bir madde olması gözönünde tutularak tetkikata girişilmiştir.
Her sene piyasa için kızartılan veya haşlanan tavuklardan 50 milyon kiloluk tüy kalmaktadır. Diğer taraftan, hindi, ördek ve-sair ehlîs hayvanlardan ayıkla, nan tüyler de, ya gübre olarak kullanılıyor veyahut da atılıyor. Bu noktayı gözönünde tutarı Birleşik Amerika ziraat nezareti fen adamları, çöp teneke, lerine atılan bu tüylerden istifa, de edebilmek çarelerini araştırmaktadırlar.
Tuzlu ve hidroklorik bir asit içinde saklamak sureti'e tüylerin bir kaç hafta muhafaza edilebi. Teceği anlaşılmıştır. Tüylerin kabarıklığını ve zerafetini gideren bir usul sayesinde şimdi, bunları İyi bir durumda imalât evine göndermek mümkün o’maktadır,
Penicillin kanı pıhtılaştırıyor
Son zamanlarda. Birleşik Amerika ordusunda penisilin’in muhtelif hastalıklar üzerindeki tesirinin tetkik edildiği, bildirilmiş, tir. Penisilin üzerinde tetkikat yapan ordu grupu, bu ilâcın kanı pek çabuk pıhtılaştırdığını açığa vurmuştur. Penisilin,İn bu bakımdan tesiri, tahlil edilmek üzere alman kanın şırıngada donmasile mukavese edilebilir.
Almanyada çıkan gazeteler
Almanya'da, Anglo - Amerikanlar tarafından işgal edilen bölgede 44 haftalık mecmua neşredilmektedir. Bunlardan 8 1. Amerikalılara « sı da tr>gllizlerc aittir. Bu mecmuanın baskısı sekiz milyonu geçmektedir. Amerikan mecmnları, ordu erleri tarafından neşredilmektedir.
Kolonya, gazete neşredilen ilk Alman şehirdir. Bugün, Frankfurt, Essen, Kassel, Heldelberg, Brunsvlck, Bamberg, Münich ve Kolonya şehirlerinde gazete neşredilmektedir.
Şimdi Müttefikler kontrollan altında doğrudan doğTuya Almanlar tarafından hazırlanacak olan bir gazete neşretmeği gözönünde tutmaktadırlar. Fakat, emniyetli yazarlar bulmak bakımından bu İşin biraz gecikeceği muhakkaktır.
Amerikada fen içlerinin daha iyi gelişmesi
Reis Rooscvelt. ölmeden kısa bit müddet evvel, Amerikan fen işlerinin tain mânaslle gelişmesine zemin hazırlayacak bir plânın çizilmesini Dr, Vannevar Bıuh’den istemişti- Harb devresine alt araştırma İşlerini İdara eden Dr. Bush, geçen hafta Reis Truman’uı masasına bu plânı bırakmıştır.
Muazzam fen işlerine önayak olacak bu plân, başlıca ren adamlarından müteşekkil 4 komite tarafından hazırlanmıştır.
Plânın tam mânaslte tatblg sahasına konulabilmesi İçin. Birleşik Amerika'nın senede 122.50Q.000 dolar sar-fetınesl lftzımgelnıektedir. Bu para, başlıca araştırma işlerLle, fen sahasında genç mııtahassıs yetiştirmek gayesine hasredilecek’ft.
Türkiye Ecnebi

Senelik 2300 kuruş 54C0 kuruş 8 Aylık 1500 » 2900 .
8 Aylık C00 » 1600 •
Adres tebdili için elli kuruşluk pul gönderilmelidir Aksi takdirde adres " " "
Telefonlarımız Başmuharrir: 20565
Yazı tglerl: 20765 - tdare: 20B81 Mûdilr: 20497
Ramazan 14 — Hızır 109 İmsak Güneş öğle »Rindi Ak Yatsı E 8.27 10.18 5.18 9.05 12.00 1 39 V- 4.25 8 17 13.17 17.03 19 58 21.39
tdarehane BabIâli civarı
Aeımasiug sokak No 13
Sahlfe ö
AKŞAM
22 Ağustos 1945
HER AKŞAM BİR HİKÂYE
J
Ufak tefek, pırlantalar içinde, eskil bir tabirle «fındık kurdu» gibi bir kadındı, Çehre itlbarllc çok güzeldi. Gelgeldim vücudu pek lop löptü. Mamafih onun bu halini beğenenler de yok değildi. Hattâ bazıları da kendisine -Köşe lokumun derlerdi.
Son harb seneleri İçinde kocamı ın bir hayli ihtikâr yaptığı söylenirdi. Karaborsa onun her parmağında birer apartıman değerinde yüzüklc-r parlatmıştı. Fakat kocasına toz kondur mazdı:
— Ahmet öyle şeylere tenezzül etmez... İhtikârın «1» sini bilmez... Allah verecekse helâllnden versin... der dururdu. Halbuki kocası ne kurtlardandı!..
180 liraya aldığı zembil kadar kocaman çantasından pırlantalı pudra kutusunu çıkarırken gözü karşikl balkona ilişti, Bir kahkaha attı. Sonra ev sahibine:
— Naciye bak... Şu karşıdaki kız sana ne kadar benziyor!., dedi.
Naciye hışımla doğruldu. Arkadaşının ne kadar patavatsız bir kadın olduğunu bilirdi. Karşıya baktı. Hizmetçi kıa balkonda blrşey silkiyordu. Naciye kpşlarını çatarak:
— Aşkolsun Saclde.., Bula bula bana benzetecek İnsanı buldun. Hizmetçi ayol o...
— Ne yapayını?.. Hizmetçi anıma benziyor işte!- dedi.
Naciye kıpkırmızı kesildi. O kendi tipinin hiç kimseye katiyen benzemediğini ve benzemlyeceğlnl iddia eder dururdu.
— Çok değişik bir simam var., diye iftihar eder, hattâ yer yüzünün güzellikleri İle meşhur kadınlarına bile benzetilmek istemezdi. Yalnız simasının değil, hnttâ elbisesinin bile başkasına benzemesi sinirlerine dokunurdu. şimdi şu Saclde. kahkahalar arasında kendisini hizmetçi kıza benzetiyordu ha -
lkı misafir daha olduğu için pek renk vermedi. Lâkin içini bir kurttur yiyordu.
Bütün misafirler gidince balkona çıktı. Hâlâ karşıda olan hizmetçiye dik dik baktı. Hakikaten kız kendisini biraz andırıyordu. Yalnız pek görgüsüz blrşeydi. Burnunu koluna siliyor, balkondan aşağı tükürüyordu. Bu kıratta bir İnsana benzemek Naciye gibi hiç kimseye benzememek iddiasında olan bir İnsan İçin hakikaten acıklı şeydi.
Aklına Hilmi geldi. Evlenmek istediği adam... Bu öyle bir erkekti kİ alacağı kadının hiç kimseye benzememesini. onun büyük bir hususiyeti olmasını İsterdi. Hattâ belki de Na-ciyeyl garip tipinden dolayı beğenmişti. Hilmi bu karşıdaki hizmetçiyi görmüş mü İdi acaba?,.
Ertesi günü Naciyeyl büsbütün sinirlendiren bir hâdise oldu.
Karşıdaki hizmetçi kız alnını germek suretlle bütün saçlarını tıpkı kendisinin yaptığı gibi yukanya atmıştı. Bu suretle büsbütün birbirlerinin modeli olmuşlardı.
Naciye hemen saçlarını değiştirdi. Ve bir topuz halinde topladı. Ertesi günü hizmetçi de bir topuzla balkona çıktı. Naciye kendisini bir aynada seyrediyormuş gibi oldu. O kadar birbirlerine benzemlşlerdî.
Mesele bu kadarla da bitmedi. Na-clyenin beyaz üstüne yeşil benekli bir elbisesi vardı.
Karşıkı hizmetçi giz 15 günde bir izin alıp sokağa çıkardı.
Bir gün Naciye ne görsün?.. Hizmetçi de o elbisenin aynını yaptırmamış mı?
Evlenmek İstediği Hilmi bir gün evlerine gelmişti. Konuşuyorlardı. Erkek bir aşağı bir yukarı dolaşmîfkta İdi. Birdenbire ' pencerenin önünde durdu. Ve karşıya dik dik bakmağa başladı.
— Kuzum karşıdaki kız kim?., diye sordu
Naciye:
— Niçin soruyorsunuz?., diye atıldı. Fakat Hilmi:
— Hiç!..
| Diye lâkırdıyı değiştirdi. Fikrini söylemeğe cesaret edememişti. Fakat ! Naciye anlamıştı: Hilmi de karşıdaki hizmetçi kızı kendisine benzetmişti. Yalnız Hilmi mİ ya?.. Eve gelen bütün arkadaşları bu dehşetli benzeyişe şaşıyorlardı.
Karşıdaki kız İse ona büsbütün, benzemek İçin elinden gelen! yapıyordu.
Mahallenin aptal sütçüsü Naelyeye: — Karşıdaki hemşireniz de bugün süt aldı... demişti.
Naciye hiddetle:
— Hangi hemşirem?..
Dlye sorunca, sütçü şöyle cevap vermişti:
— Karşıdaki kardeşinizi.. Ben sordum. Sizin İçin: »Evet benim ablam ol..* dedi.
Artık Naciye o mahallede duramadı. Ev buhranına rağmen, çok ucuza oturdukları o canını apartimandan herkesi hayretler İçLnde bırakarak çıktı. Hava parası verdi. Başka yere j taşındı.
J Aradan iki ay geçmişti. Bir gün | oturduğu katın karşikl dairesinden
1 aynı hizmetçinin çıktığını goîünce dehşetle dona kaldı. Hizmetçi kız gülerek ahbapça ona bakıyordu. Naciye sordu:
— Siz şimdi burada mısınız?..
Kız cevap verdi:
— Ne yapayım?., öteki kapıdan verdikleri para idare etmiyordu. Buraya geldim...
(Blr yıldız)
Alman ordusunu yenen denizaltı borular
Ingiltere’den Rhin kıyılarına kadar petrol göndermek nastl kabil olabildi?
Yazan: BASİL CARDEİV
RADYO
ANKARA RADYOSU
18.00 Müzik. 18.30 Ziraat saati, 19.00 Haberelr. 19.20 Geçmişte bugün, 10.25 Peşrev, taksim ve şarkılar, 19.45 Sağlık saati, 20.00 Marşlar, 20.15 Radyo Gazetesi. 20.45 Yurttan sesler, 21.05 Strauss Bir Kahraman hayatı (pl.l, 21.50 Fasıl, 22.15 Konuşma, 22.30 Dans mÜ2İğl (pl->. 22.45 Haberler.
Yarın sabahki program
7.30 Hafif müzik (pl.l. 7 45 Haberler. 8.00 Hafif müzik (pl.>. 12.30 Şarkılar. 12.45 Haberler. 13.00 Müzik.
BULMACA
2 — Uykuda değil - Eski Türk reislerinden.
3 _ Nezaketli hanım.
4 — Tersi İnşaattır - Bayramdan bir gün evvel.
5 — Tersi kılıcın mahfazası -Meydana.
6 — Talihi İyi değil.
7 — Mekkede bir dağ.
8 — BLr vazifeye memur etmek.
9 — Tersi geçinme parası - Çocuk doğurtan.
10 — Kokulu bir ot - Er.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Mlneçîçeğl, 2 — İçlmacıyor, 3 — Niçin, Hali, 4 — Emlralan, 5 — Çana, ilita, o — İc, Liyakat, 7 — çıralar. Da, 8 — Eyanlk, Bit, 9 — Gol. Fadlıfle, 10 — İrlpatates.
Almanlar Ren nehri üzerinden geri püskiirtüliirken, İngiliz ve Amerikan tank birlikleri yakıtlarını, sadece bir musluk çevirmek, le Merseysidcn ve Bristoldan çekiyorlardı. Mucize gibi görünen bu vaziyet Manş kanalının altına döşenen denizaltı boruları va_ sıt asile elde edilmişti. Bu boru-lar Frankfurtta: Main nehrine, yani 600 millik bir mesafeye ka. dar uzanıyordu.
Bugün îngilizlerin bu hayret uyandırıcı sırlan açığa vurulabilir. Borular günde 1,000,000 galon benzini Avrupaya nakletmiş, terdir, hâlâ da nakletmektedirler. İlk boru geçen sene 12 ağustosta döşenmiş ve son kurşun atılıncıya kadar Ingiliz ve Amerikan kuvvetlerine bu borulardan 120,001X000 galon yakıt sev. kedilmlştir.
Man? denizinin 30 mil genişliğindeki yatağından geçen 1G kablo boru vardır. Bunlar Dun-geness ile Boulongne arasında-, dır. Ayrıca 70 mil uzunluğunda Vantner, Fight adası ve Ctıer-bourg yarımadası arasında döşenmiş dört boru daha vardır.
Burada petrol harabolmuş evler gibi görünen tesislerden pompalanır. Dungeness civarında da bir asırdan evvel kurulmuş Mor-tello kulelerinden tazyik edilir.
Bu teşebbüs üç sene evvel başlamıştır. O zamanlar kombine harekât şefi olan Lord Louis Mountbattent’e Mr. Geoffrey Lloyd gizli bir alev makinesi, nin tecrübesini göstermekteydi. Lloyd o sırada 1940 ta gizlice teşkil olunan petrol seferberlik şu. besi şefi bulunuyordu. Lord Mo-untbatten’e: «Sizin için daha ne yapabiliriz?» diye sordu. Mo-untbatten de: »Manş denizinin altından geçecek bir yakıt borusu döşeyebilirsiniz» diye cevap verdi.
Bu teklif saçma görünüyordu. Fakat petrol bakanı Londra’ya döner dönmez Anglo - Iranian yağ şirketi baş mühendisi Mr. Â. C. Hartley’l çağırttı ve ona Mountbattent’in arzusunu bil. d irdi.
O gece Hartley evinde çok düşündü. Sonradan Transâtlatik kablo döşenmesi hakkında çocukluğunda duyduğu hikâyeleri hatırladı. Bunlar 1850 . 1860 senelerine ait hikâyelerdi. Bir fikir edinmişti.
Dört saat zarfında memleketin her yerinde telefonla bir kablo mütehassısı aradı. Nihayet Sie. mensin idare müdürü Dr. H. R. Wrlght’la temasa gelebildi. Ertesi gün ikisi saat 11 de buluştular.
Beraberce delnzaltı kablolarına benzeeyn, fakat İzotesi olmıyan bir boru Icadettiler. Mr. Llyold bundan tecrübe için derhal bir kaç yüz metre yapılmasını söyledi, Bu boruya sonradan HAIS (Hartley Anglo.Iranian Siemens) adı verildi.
Bu borunun yapılışı on beş gün içinde bitti ve tecrübe için
Times nehrine döşendi. Bir ucu bir kablo gemisinde, diğer ucu da Chatham’da bir havuzdaydı. Geoffrey Lloyd ve bütün mütehassıslar tecrübede hazır bulunuyorlardı.
Başlangıçta bütün plân suya düşmüş gibi görünüyordu, Pompalama işi başlayınca evvelâ hiç bir şey olmadı. Mütehassıslar lam ümitlerini kesecekleri sırada borunun ucundan bol miktarda petrol fışkırmağa başladı.
Bundan sonraki adım, kablonun Bristol kanalına döşenmesi oldu. Buranın cereyanı hemen he men Manş kanalındakine benzer. Bu ağır kabloyu taşıyabilecek bü. yük bir kablo gemisi olmadığından, London adlı bir kotra tâdil edilerek H. M. S. Hoidfast adile bu işe hasredildi.
Tecrübeler iyi netice vermişti. Bir seneye yakın bir müddetle, Deven ve Cornwali halkı nereden geldiğini bilmeden petrollerini bu borular vasıtaslle aldılar. Bu arada borunun kutru Avrupaya yapılacak sevk İşi için ikiden üç ince çıkarıldı.
Bundan sonra çelik borular yapı'dı ve bunlara, Hamel adı verildi. Bu borunun tecrübe neticesinde büyük makaralara sarınabileceği anlaşılınca derhal iki büyük yüzer makara yaptırıldı. Bunlar birer muhrip tonajında beheri 70 mil uzunluğunda boru taşımaktaydılar. Bunlar bütün işi görmüşlerdir.
Bu boruların mecmuuna Pluto adı verilmiştir ve bu isimle bir kuvvet teşkil edilmiştir. PLUTO Force’un emrinde muhtelif gemi, ler mevcuttur.
Pluto ameliyatı, istilâ gününden bir kaç hafta sonra başlamış ve Fransız sahillerindeki mayn tarla! arının t emizlenm esinden pek az sonra nihayete ermiştir, Böylece Ingiliz mühendis ve İlim adamlarının meydana getirmiş oldukları bu büyük başarı sayesinde bütün Müttefik ordularının yakıt ihtiyacı, hiç bir taşıta lüzum göstermeksizin îngiltereden doğrudan doğruya temin edilmektedir,
îngilterede Mersey nehri sahillerinden pompalanan petrol, doğruca Almanyada Rhin nehri sahillerine akmıya başlamıştır. Bu başarı harb gayretinin en önemli başarısıdır, Fakat ancak harb ihtiyacını karşılamağa elverişlidir. Zira bunun hiçbir zaman ekonomik olduğunu düşünmemelidir. Yakıt gemilerile petrol nakliyatı, pomalama tertibatlle petrol nâk. ünden çok daha ucuza gelir.
Son olarak şunu ilâve edelim kİ, bu başarı tamamen İngiliz zekâ, gayret ve parasile meydana getirilmiş ve bütün Müttefik ordularının Alpıan ordusunu yıkmasına yardım etmiştir.
Runştedt esir düştüğü zaman Müttefiklerin harbi havadan ve petrolle kazanmış olduklarım söylediği vakit PLUTO'yu kastet, miş olacaktır.
Yüksek ziraat enstitüsü veteriner fakültesi askerî kısmının kayıt ve kabul şartları:
1 — Ankara askeri veteriner okuluna bu yıl sivil tam devreli liselerden İyi ve pek İyi derecede mezun olan ve olgunluk imtihanlarını vermiş olmak şartlyle talebe kabul edilecektir.
İsteklilerin aşağıdaki vasıf ve şartları haiz olması lâzımdır,
a) Türkiye cumhuriyeti tebaasından olmak,
b) Yaşı 18 - 21 olmak,
e) Beden teşekkülleri ve sıhhati orduda ve her İklimde faal hizmete müsait olmak (dil rekûketl olanlar alınmaz).
di Tavır ve hareketi, ahlâkı kusursuz ve sosyetesi sağlam olmak,
e) Ailesinin hiç bir fena bal ve şöhreti olmamak (zabıta vesikası ibraz etmek).
2 — İsteklilerin müracaat İstidalarına şu vesikaların bağlanması lâzımdır.
a) Nüfus cüzdanı veya, mnsaddak sureti,
b) Sıhhati hakkında tam teşekküllü askeri hastane raporu ve nşı kâğıdı.
c) Lise mezuniyet ve olgunluk şahadetnamesi veya tasdikli sureti
d) Okula alındığı takdirde askeri kanun, nizam ve talimatları kabul ettiği hakkında velisinin ve kendisinin noterlikten tasdikli taahhüt senedi,
e) Saralı, uyurken gezen, sidikli, bayılma ve çırpınmağa müptelâ olmadığı hakkında velilerinin noterlikten tasdikli taahhütnamesi (bu gibi hastalıklardan b|»l İle okula girmezden evvel malûl oldukları sonradan anlaşılanlar okuldan çıkarılır ve bu müddete ait hükümet masrafları velilerine ödettirilir.)
3 — İstekliler bulundukları muhallerdeki askerUk şubelerine istida ile müracaat edecekler ve şubelerince İkinci maddede bildirilen evrakı İkmal ettirdikten sonra Ankarada vüksek ziraat enstitüsü veteriner fakültesi asker! talebe Amirliğine gönderilecektir,
4 — Müracaat müddeti eylülün yirmisine kadardır ondan sonra müracaat kabul edilemez.
5 — Kabul, duhul imtihanına bağlı değildir. Şahadetname derecelerine
ve müracaat sırasına göredir. İstekli adedi tamam olunca kayıt İşler! kapanır ve kabul edilenlere müracaat ettikleri askerî şubeleri İle tebliğ yapılır. (547 - 10454)
Osmaniye Devlet orman
işletmesi müdürlüğünden3
Eksiltmeye konan malın cinsi: Yarı mamul çam kereste
Mahal ve mevkii * ' *
Mikdarı
Muhammen bedeli
İlk etmlnatı
Müddeti
îhale şekil
İhale tarihi
İhale yeri . ..___________
1 — Yukarda cinsi yazılı 1260 M3 yan mamul kereste imal! etme v( deniz kenarı deposuna nakil ve istif İşi açık eksiltmeye konmuştur.
2 — Buna alt şartname Orman Umum Müdürlüğünde. Adana, Osmaniye, -Antakya. İşletme müdüclüklerlyle Dörtyol, İskenderun ormar bölge şefliklerinde görülebilir.
3 — Taliplerin İhale gününde evrakı müsblte ve ilk temin ati arlle komisyona müracaatla! ı. (11091)
: Antakyanın 211 ve 203 No. lı havzasından : 1206
: »38» lira beher metreküpü
: «3608» lira «10» kuruş
: 15 gîin
: Açık eksiltme
: 29/8/945 çarşamba saat 9
: Antakya işletme müdürlüğünde

Türk hava kurumu İstanbul vilâyet şubesinden
Mahalli Sokağı Parsel No: Mesahası______Muhammen bedeli
Balaban ağa Kurultay 2 116 M2 5800 Ura
Harlkzedeler 7 580 > 43500
* » Harikzedeler 11 86 » 6450 >
» » » 12 84 » 6300 »
» > » 13 86 > 6450 »
Kurum tasarrufunda ve lâleli apartmanları civarında bulunan yukarı da mevkii, miktarı ve muhammen bedeli yazılan beş kıta arsa açık arttırma He satışa çıkarılmıştır. 27. 8. 945 pazartesi günü saat 15 de arttırma yapılacaktır. İstekliler arsaları mahallen görmek İçin apartmanlardaki idare memurluğuna ve şeraiti anlamak İçin her gün ve arttırmaya girmek İçin de belli gün ve saatte muhammen bedelin yüzde yedi buçuk nispetinde teminatları İle birlikte yeni postane caddesinde 47 numaralı şube binasında satın alma komisyonuna müracaatları. (10857)
Tekel U. Müdürlüğü ilânları
1 — Karaağaç Barut Deposu yangın söndürme ve temiz su tesisatı Lşl açık eksiltme usullyle yaptırılacaktır.
2 — Muhammen bedel (4880.60) lira olup muvakkat teminat» (366.05) liradır.
3 — Eksiltme 28'8/945 salı günü saat 10,3ü da Kabataşta Genel Müdürlük Levazım şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır.
4 _ Eksiltmeye girebilmek için taliplerin bundan evvel asgari 4006 liralık bu gibi işleri muvaffakiyetle yapmış olduklarına dair gösterecekleri vesaikle eksiltme gününden 3 gün evveline kadar Genel Müdürlük İnşaat şubesinden ehliyet vesikası almış olmaları lâzımdır.
5 — Şartlaşma her gün adı geçen şubede görülebilir.
6 — isteklilerin belirli gün ve aatt-e güvenme paralarıyla birlikte
mezkûr komisyona müracaatları İlân olunur. (107981
Demir el arabası
Bayındırlık Bakanlığı İst. malzeme grup amirliğinden:
Bir milimlik saçtan yapılmış (20) adet yerli demir el arabası açık eksiltme İle satın alınacaktır.
Muhammen bedel (1200) Uradır.
Eksiltmesi 5/9/945 çarşamba günü saat 15 de Galatada Karaköy Perçemli sokak Cemaat hanında gurup amirliği ekstltme komisyonunda yapılacaktır.
İsteklilerin (90) liralık geçici teminat makbuzu İle 945 yılı ticaret odası vesikalarını yanlarına alarak muayyen gün ve saatte komisyona gelmeleri.
Şartlaşması gurup âmlrliğl kaleminde görülecektir. (109761
Gün Doğmadan Paris
EDEBÎ ROMAN
■yazan: Louis Bromfield Tercüme eden: Vâ . Nû ———---------Tefrika No. 34 —■
mücevherleriyle. « La Blche» hep oradaydı. Uzun zamandır aboneydi; şimdi de ekseriya krediye yiyen bir abone. Zira, tiyatro ve bar kapılarında para toplamak İçin turneye çıktığında, vaktiyle eline banknotlar sıkıştıran zengin ecnebilerden ve bazı Parislilerden mürekkep «müşterileri» şehirden gitmişlerdi. Şimdi, yalnız fakirler ve gece saat ondan sanra İnsanı sokaklardan kovan Alman askerleri vardı. «La Blche» Lulgl'de otuz senedenberl yemeklerini yer. Lulgt'nln. flkrlnce, parası yoktur diye onu kapı dışarı etmek mümkün değil.
Her gece, Filomena, küçük lokantanın önünde, kaldırımda, bavlıyan kö-pekclğlnl gezdiriyor. Gözleri, kulakları, burnu fermada. Alman askeri kolluyor. Lokantanın kapısı önünden sözde lâkayıtmiş gibi geçerken üç dar-beclk indirip lçeridekiiere haber vermeğe hazır. Bu üç darbecik üzerine, İçeride vesikasızlar. Marla’nın marifetli kapısından kömürlüğe sıvışıyorlar. 8on zamanda bunların adedi artmıştı. Zira, Almanlar baskınlar ter-
tlpUyorlar, vaktiyle Parlsa sığınan Holandalıları, Belçikalıları, PolonyalIları, Avusturya Yahudllerlnl ve Slo-venlerl kovalıyorlardı, çünkü, Paris bunlara barınak ve hürriyet vermişti. Bazıları kaçamamıştı; bazıları da temerküz kampından, yahut küçllk bir köyden Paris kendilerine daha emin göründüğü İçin, burada kalmıştı. Paris, asırlardanbert mültecileri bağrında barındırmıştı. Bilhassa n&-muskâr hemşerllerln, bazan da bizzat hükümetin yardımı olursa, Patiste kimsenin keşfedemlyeceğl gizli yerler vardır.
Garip bir halita hasıl olmuştu'. Avukatlar ve cambazlar, doktorlar ve matbaacılar, dansörler ve âlimler, hattâ bir eski Nazırla bir polis müdürü bir araya gelmişti. Gündüzleri, hayat onlar İçin dürakalıyordu. Çünkü, sokak ortasında enselenlvermek tehlikesi vardı. Birinin kendilerine melce olarak verdiği pis apartmanların mahzenlerinde, tavan aralarında, garajlarda ve karanlık geçitlerde günlerce saklanırlar; ancak geceleri, karanlıkta dışarı çıkarlar vr LıUgl'yl
boylarlardı. Bazılarının parası vardı; ve bazılarının hiç yoktu. Eğer para vermeleri mümkün olursa, verirler; para veremezlerse, Luigl, onları, büyük bir tencere spakhettl, makarna ve polenta ile doyururdu. Flatler yükseldiği için bu kolay değildi; fakat Luigl biriktirdiği paralardan harcıyor ve diğer bir membadan yardım görüyordu. Bir gece, Won onu mutfağa götürerek dedi ki:
— Bütün bunların parasını kim veriyor?
Luigl. omuzlarını silkti:
— Bazan kendileri verlyoç bazan da ben veriyorum; ne ehemmiyeti var? Flatler yükseliyor, para düşüyor. Kısa zaman içinde, kâğıt parçalan haline gelecek; ve bunu kabul etmeğe mecbur olacaksınız. Zira, Almanlar, kafanıza silâhı dayıyacak:
«—• Alın bu kâğıtları; on mark değerindedir.» diyecekler. Ne beklersiniz.
Lâon:
— Ne de olsa... - dedi.
Ve bundan sonra, LOon, zaman zaman Marla'ya para bıraktı. Gizlenmiş çok parası vardı. Bu, bir levanten İçin mesele değildi. Zemin tahtalarının altından çıkaracağınız binlerce frangın izini kimse bulamaz.
Akşamları, bazı zamanlar, bir nevi hazin neşe lokantada hükümetlerdi. Hani şu cambazın mahzun ve şikâyet eder bir tavırla akûrdlyaajuu alıp
«La BLche»\ İn «Lâhana ekmesini bilir misiniz?» nakaratına Iştlrftk ettiği ve kadının general Boulangerye dair hâtıralarını anlattığı akşam olduğu gibi... Bazan birçok lisanlarda, bazan kötü Fransızca ile münakaşa ettikleri olurdu. Bazan, profesörlerle gazeteciler, doktorlarla ilim adamları aralarında tutuşurdu. Ve bu münakaşalar, eski günlerin ziyafet sofralarındaki münakaşalar kadar parlak olurdu, Roxie seyirci vaziyetinde kalırdı. Zira, bu kendisi için yeni ve garip bir âlemdi. Tattığı ve yaklaştığı şahsi ıstıraplar sahasının dışında bir ıstıraplar dünyasiydr bu. İşittiği münakaşalar onu utandırıyordu, Çünkü, konuşulanlara dair hiçbir bilgisi yoktu. Bizzat kendi, fakirliğin ne olduğunu tatmıştı. Fakat etrafındaki bu insanlar, kendinin asla bilmediği bir fı-karalıktan ve zenginlikten hem daha fakir, hem daha zengindiler. Mağmum bakışlarında evvelce İliç taslamadığı bir nevi hüzün vardı. Bu, yalnız vatanı ve milliyeti değil, aynı zamanda da ümidi kalmıyan bir halkın hüznüydü. Gözlerinde bir ümit ışığı yandığı zamanlar olurdu. Lâkin bu, şahıslarlyle ilgili değildi. Şahısları mahvolmuştu bile. Tuzağa yakalandıkları dar ve ıstıraplı âlemin dışında yaşıyanlar için bir ümitti bu. Roxle'-nin İdrâk ve tecrübesinin dışındaki şeylerden konuştukları anlarda da karanlık i»ta#Lfuı »toşlenlrdi. Bu
ateşleniş genç kıza, kendi küçüklüğünü. boşluğunu Ve manasızlığını hissettirirdi. Onların konuşmalaruıı pek az anhyaraktan, fakat tesir altında kalaraktarı dinlerdi. Münakaşa ettikleri mevzuların şu maddi ve hakiki âlemin hudutları dışında olduğunu bilirdi. Fakat bu sözlerde, kendi hayatının lstlnadettlğı sefil şeylerden daha büyük bir hakikat vardı.
Nlcky de kadının yanma oturup onları dinlerdi. Hllekâr bir levaten olmak sıfatlyle, L£on, Roıde’den ve Nl-cky’den daha iyi anlardı. L&kln Nlcky, Lyon'dan ve genç kızdan daha sabırsız ve daha çocuk hoppalığındaydı. Çok geçmeden fıkırdamağa başlar; muhavereyi bir şaka ve alay yollyle, sathi ve âdi bir zemine düşürmeyi tecrübe ederdi. Ancak o zaman emniyet ve rahat duyardı. Delikanlıyı tetkik ederek, Roxle, onun hakkında ânl ve körce bir merhamet duyardı.
«— Şayet şansı olsaydı bir şahsiyet olurdu. — diye düşünürdü. — Zeki adam, İyi kalbi var. Fakat ömründe asla talihi olmadı. Serseri durumda kaldı.»
Kalbi birdenbire burkularak ansızın anlamıştı kİ, sevgilisine karşı hislerinin temelini merhamet duygusu teşkil ediyor. Bu erkek bir çocuk gibiydi, Hayatta rasladığı bütün fenalıklara va yaşadığı bütün o utanç verecek hayata rağmen masumdu.
Bir seferinde,, üçü de enteresan bir münakaşa dinlerlerken, genç kız, Nl-cky'nln esmer yüzüne dalıp kaldığını farketti. Gözleri anlıyamadığı şeyi anlamak arzuslyle pırıldayıp duruyordu. Başka gözlerin de kendisine dikildiğini sezdi. Dönünce Lyon’un çirkin yüzünü gördü. Hafifçe gülümsüyor; zeki ve haşin siyah gözleri, nadiren görüldüğü şekilde tatlılıkla ve şefkatle onlara ışık saçıyor. Hiçbir şey demeksizin tebessümü genişledi. Bardağına Chlant) doldurdu ve havaya kaldırarak:
— İkinizin de sıhhatinize, çocuklarım! - dedi.
Bu hareket neticesinde, genç kız, Lyon'un, onu, gafil avlıyarnk yalma Nlcky'ye karşı olan aşkını değil, fakat aynı zamanda da — Ntcky'nln bizzat anlamamasına rağmen — bu aşkın derinliğini farkettlğlnl sezdi. L£ön bu keşfinden bahsetmedi. Ancak pek ileride, bir sefere mahsus olarak bir telmihte bulundu. O da, Luigl müesses esi kapandıktan sonra.Doğuş-laıındanberî üçünün de yaşadıkları bu garip, çetin, muteklf dünyada, Lyon’un gördüğü o şey için yer yoktu; halbuki o şey. bu derece kıymetttar-dır; sapık, hayasız muhitlerinde ondan utanç duyarlar; görünmlyen Allah'ın mihrabına vahşilerin yaklaşamadıkları gibi ona yaklaşaınazlr.
(Arkası varı
22 Ağ.ustos İ&4â
a
Sa**'' 7
- ÎŞ ARIYANLAR
— Kiralık — Satılık
YABANCI YERLİ — Gazete, dergilerde çahşmşı, eski yazı bilir, askerliği olmayan üniversite mezunu Tüt£ genci Fransızca, Almanca, Lâtince ders verir. İş arar. (Eneskov) _________________________M -
BİR DESİNATÖR — Döşemelik, perdelik ve karyola örtülûk desenleri İçin İş arıyor. İsteklilerin mektupla müracaatları. Molataş cad. No. 69 Kumkapı İst._____________62 — 1
LİSE FEN KOLUNDAN MEZUNUM — Uygun bir ücretle iş aramaktayım. Akşamda Fen rümuuna müracaat. 82 — 1
2 - ÎŞÇİ ARIYANLAR
5 VE 1,5 YAŞINDA İKİ ÇOCUK İÇİN — Tecrübeli dadı aranıyor. Yüksek ücret verilecektir. Telefon: 41543. 59—1
İŞÇİ KIZLAR ARANIYOR — Dikişçi ve 12 - 18 yaş arası işçi kızlar aranıyor. Mahmutpaşa Büyük1* Yıldız han No. 8 Meliha ören trikotaj İmalâthanesi. 40 — 1
BİR KIZ BESLEME ARANIYOR — 12 - 15 yaş arasında kendisi evlât gibi bakılacak siyah ve esmer de olabilir. Mahmutpaşa Büyük Yddız han No. 8 Meliha Ören trikotaj imalâthanesi. 41 — 1
AHÇI — Bayan aranıyor. Dört kişilik bir ailenin yemek işleri için dirayetli bir bayan aranıyor. Galata, Fermeneciler No. 90 bay Muhtereme müracaat. 44 — 1
FAAL GENÇLERE İHTİYAÇ VARDIR — İşlerine veya tahsillerine mâni olmıyacak şekilde çalışmak arzu eden müteşebbis gençlerin Galata Rıhtım caddesi İktisat Han 2 No. ya müracaatları. 48 — 1
DOKUMA TEZGÂHINDA ÇALIŞACAK — Tecrübeli kadın işçisine acele İhtiyaç vardır. Müracaat Galata Büyük Millet Han No. 25 Politeknik.
94 —2
DAKTİLO ARANIYOR — Avukat veya noter yanında veya Adllyede çalışmış, eski harfleri bilir, İmlâsı doğru ve süratli makine yazar tecrübeli bir daktilo aranmaktadır. Dolgun ücret verilecektir. Her gün 10 - 12 arasında Galatada Nordştern hanında 11/12 numaraya müracaat edilmesi.
93 — 2
ESKİ HARFLERİ İYİ OKUR — Daktiloda yazabilir bir bayana İhtiyaç vardır. Sirkeci Ankara caddesi işkembeci yanındaki Muhzirbaşı sokak Güven yazıhanesi. 89 — 1 J - SATILIK EŞYA
OTOMOBİL ALMAK VEYA SATMAK İSTİYENLERİN — Mufassal mektupla İst. posta K. No, 618 e müracaatları telefon akşam saat 19 dan sonra (23465) 917 — 4
ASTOR MARKA DÜĞME MAKİNESİ — Seri kalıplan ve 16 kutu kapsolUe komple olarak satılıktır. İstanbul 4 üncü Vakıf han 1 inci kat No. 19 - 20.___________________34 —
SATILIK OTOMOBİL — 1938 modeli Stûdebaker, Spor, Avrupa karo-serill radyo ve kaloriferli bir otomobil l&stiksiz acele satılıktır. Sabahlan saat 10 a kadar Sirkecide Aydın otelinde bay Hüseyin’e müracaat. Tel: 20995______________________30
SATILIK KAMYONET — 4 «dindiril Ford markalı faal lâstikleri iyi bir vaziyette, ehven flatle satılıktır Şehremini, tramvay caddesinde 42 No. enkazcı bay Mahmut Er’e müracaat. 52 —
YENİ dükkân açacaklara — Her tarafı cam Avrupa yapısı zarif kristal bir vitrin satılıktır. Bahçe Kapıda Eczacı Salih Necatlye müracaat. _______________________________57 — 1
STİL YATAK ODASI — 6 parça her gün Kizıltoprak tramvay durağı Rüştiye sokak No 28 55—1
DOKTORLARA — Romatizma, şiş manlığa karşı terletici portatif elektrik makinesi satılıktır. Saat 12 - 15, Boton han No. 12 Yazıcı sokak Ku-ledlbl - Beyoğlu._____________60
SATILIK PİYANO — IHoöff) marka, madeni kasnakJl, çapraz telli, AJman mamulâtından bir piyano satılıktır. Her gün Üsküdar Şeyh camii sokağı 4/1 de görülebilir. _______________________________70 — i
ÇOK SAĞLAM — Cevizden mamul eczanelere elverişli büyük ecza ca-mekânları acele satılıktır. Müracaat: Çemberlltaş Vezir han karşısında No. 17 75
PAŞABAHÇE — Tuğla ve kiremit fabrikasında (Helnrlh - Lanz) marka 120 beygir takatinde mütemadi dinamo grublle İşler vaziyette bir lokomobil maa teferrüat bir dinamo satılıktır. Fabrika müdürlüğüne müracaat, 95 — 2
SATILIK TAKSİ — Hâl âçalışmak-tft lâstikleri çok İyi. Osmanbey Pasaj garajında Mehmet Çakıra müracaat, 99 —2
80 BEYGİR KUVVETİNDE — Az kullanılmış İyi çalışır Dizel motoru satılıktır. İstlyenlerln Balıkpazar Maksudiyc hnn birinci kat No. 4 Hakkı cantürke müracaatları. 84— 2
SATTI.TK TAKSİ — Hâlen çalışmak-marka 938 modeli hâlen işlemektedir. Uygun flatle satılacaktır. Görmek için her gün saat 12 den 14 e kadar Beyoğlu Mis sokak 17/1 Beyoğlu Umum Emlâk Bürosuna telefon 4233o
81 — 1
ACELE SATILIK APARTMAN — Kadıköy Talimhane Recalzade sokak No. 75 üç daire geniş bahçe 2160 lira İcar getiren apartman satılfttır. Birinci kata müracaat. 980 — 5
DEVREN SATILIK — Galatada şeker, bisküvi, şarap ve kimyevi maddeler İmaline elverişli imalâthane acele saldıktır. Taliplerin her gün öğleden evvel telefonla 40897 ye ve mektupla Galata posta kutusu 1506 müracaatları. 969
ORTAKÖY — İç tramvay durağı 31 No. da kuru yemiş ve leblebi dükkânt sahibi memleketine gideceğinden acele devredilecek. TaJlpicnn içlndeklne müracaat etmeleri.
9—8
KİRALIK — Sekiz oda. bahçe İçinde fevkalâde manzaralı güzel möble telefonlu. Ankara’da Gülden sokak No. 16 Kavaklıdere, Oüven evlerinde G&058 No. ya telefon ediniz.
33 — 1
HASKÖYDE — Sahilde beş katlı 3 er odalı apartman ayrıca yüz fili üç metre arsa satılıktır. Yıldız Emlâk 54/2 Beyoğlu Gaz Şirketi karşısında telefon 43376 37
FIRSAT — İmalâthane, fabrika, depo yapmaya elverişli, Ortaköyde deniz kenarında tam kârgir bir yer devredilecektir. Telefon (40740) müracaat 39
16000 LİRAYA SATILIK KÂRGİR EV — Harblyede 4 kat, 8 büyük oda, havagazı, su, elektrik, her gün 12-3 Galatada Demir han 2s No.
23 — 2
BOŞ TESLİM SATILIK EV — Dört katlı İkişer oda apartman tarzında terkos, elektrik, havagazı mevcuttur. Ağacami - Sakızağaç 157 No. ya saat on ikiden on dörde kadar görülür.
53 — 1
16000 LİRAYA — Flrüzağada Kadirler yokuşunda i katlı iki daireli acele satılık apartman. Ferdi S*lek Türk Emlâk Galata ömerâbit han 23/2. Telefon 42368_________63 - 1
ACELE SATILIK UCUZ KÖŞK — 2,50 dönüm, bahçe meyva ağaçlan 4 oda, havadar ve manzarası suyu mevcut Kadıköy Acıbadem Necip Bey sokak 38 No. İçlndeklne müracaat.
50
SATILIK — Bostancıda Küçükya-lıda İstasyona yakın asfaltta çamlık-Iı mamur bahçeli havadar fevkalâde manzaralı 0 odalı beton köşk satılıktır. Müracaat: Telefon: 83434
47—4
SATILIK ARSALAR — Boğaziçln-de Sipahi ocağı Kalender köşkü arası otuz parça ayrılmış arsalar toptan ve perakende satılıktır. Biner metrelik arsaların metresi 2-6 Uradır. Görmek için Öğleden sonra İçindeki bekçiye müracaat. 45 — 2
LÂLELİDE SATILIK EŞSİZ İKİ ARSA — LâleU Mesihpaşa caddesinde biri 213 değeri 190 Mü- mlurabbaı apartmanlık kıymetli İki arsa satılıktır. Müracaat yeri: Lâleli caddesinde 26 No. lı Celâl Apart. kat 4 B. Oyal. 43 — 3
ACELE SATILIK APARTMAN -Fatih tramvay durağına iki dakika meşalede İki dairdi konforlu ve boş olarak teslim edilir. Malta tramvay durağı 6 No. ya müracaat.
49 — 1
ACELE SATILIK FOTOĞRAFHANE — Vezneciler caddesinde 30 No. da hali faaUyette olan Foto Yücel azimet dolayıslle devren satılıktır. İçindekilere müracaat. 46—3
TAŞRAYA AZİMET DOLAYISİ-LE — Kadıköyünün merkezî yerinde ve Emniyet Sandığının yanındaki Halitağa caddesinde 19 No. lı evin altında İki dükkânı mevcuttur. Birisi kiradadır diğeri için hava parasile mühim kira teklifi varsa da alıcının İstifadesi İçin verilmemiştir. Alt katında büyük taşlık ve mutfak ve alaturka hamam mevcuttur. Çiçek bahçesinde çam ağacı vardır. Orta kat üç oda ve büyük bir salonu vardır. Muayenehane için doktorlar tarafından mühim hava parası teklifi vardır. Üst kat deniz görür orta kat gibidir. Her katta havagazı elektrik terkos vardır. Sabahları öğleye kadar 80037 telefonla müracaat. 70 —
SATILIK BİNA VE ARSA ARANIYOR — İstanbul un her hangi bir semtinde satılık arsası ve binaları olanların Beyoğlu posta kutusu 2074 c mektupla bildirmeleri mutavassıt kabul edilmez. 950 —
SATILIK — Maçkada klracısrz kagir ev tafsilât saat 9 - 12 ve 15 - 18 arasında (40982) ye telefon edilmesi-
56 -4
İKİ EV 18500 LİRAYA SATILIK -Üsküdar iskelesine on dakika mesafede Paşalimanı İcadiye caddesinde zarif kagir köşk yanındaki ahşap evle birlikte boş teslim satılıktır. Bah-çekapıda Eczacı Salih Necatlye müracaat. 58 — 1
SATILIK EV — Sirkecide Dcmir-kapı Dayehatun caddcsJnde 20 No. lı ev satılıktır. İsteklilerin Pangaltı Dolapdere caddesi 235 No. da bayan Fatmaya müracaatları, 01 —
SATILIK APARTMAN — Lâl'illi n en iyi yerinde fevkalâde nezaretli senede net 10.000 lira gelirli 10 daireli kaloriferden başka bütün tesisatı havi 150.000 liraya. Tel. 41571.
Mfi —
SATILIK APARTMANLAR — Aksaray’ın iyi bir yerinde deniz görür 4 kat 4 er oda birer hol 3600 T L. senelik iradi» bir katı baş 45.500 T.L. ve 10 daire 4 er odg 1er hol senelik het 7000 Ura gelirli 80.000 lira. Tel’ 41571. 937
SATILIK APARTMAN - Yeni açılan Atatürk bulvar» üzerinde bodrum kattan deniz görür yed! kat yedi daire beşer odalı tnm teslsath % 7 gelirli 100.000 T. L. Tel: 41571. ________________________938 -
SATILIK APARTMAN — Beyazrfta Soğanağa mevkiinde denize tamamen nazır b&s kat beş daire beşer oda kaloriferden başka bütün konforu haiz tamamen beton 5500 T. L. senevi net lratll 125.000 T L. Tel: 41571.
939 —
SATILIK HANLAR — Eminönünde. SuUanmamında, Gatatanın müteaddit yerlerinde altlarında mağaza ve depoları bulunan senevi % 4-5 gelirli Tel: 41571. 040
SATILIK EVLER — Beyoğlu ve İstanbul semtlerinde 10.000 T. L dan 20.000 T. L. ya kadar boş teslim edilir evler Tel: 41571 Ankara Emlâk Bürosu. 941 “
SATILIK APARTMANLAR - Talimhane, Ayazpaşa ve Halâskârgazi caddesi üzerinde Rumeli caddesi Osmanbey ve Maçka semtlerinde İstenilen evsaf ve flatte. T.L. 41571 ________________________942 —
SATILIK MAĞAZA VE DÜKKÂNLAR — Mahmutpaşada, Marpuççu-larda, Galata ve Fermeneciler semtinde Beyoğlunda piyasa mahallinde Tel: 41571 Ankara Emlâk bürosu No. 08 Kat 1. 943 —
SATILIK VİLLÂ VE KÖŞKLER VE ARSALAR — Kadıköy KızıltoprakLan Pcndiğe kadar istenilen yerlerde istenilen Hatlarda ahşap ve beton köşkler ve imarca parsellenmiş ve parsellenecek her keseye uygun arsalar, Tl: 415ta.______ 944_________
AFYONA BAĞLI SANDIKLIDA -985 metre murabbaı arsa dahilinde bir tarafında takriben 200 metre üzerinde üç ev ve ayn» büyüklükte mukabil bina İçinde motorlu un değirmeni tamamlle satılıktır Talip olanların Telefon: 41836 ya müracaat.
945
80000 LİRAYA SATILIK ŞAHANE VİLLÂ — Mecldiycköyünde bir dönüm Bahçeli kaloriferli deniz görür villâ satılıktır. Ferdi Şelek Türk Enı-,'âk ömerâbit han 25/2 telefon 42368 92 — 2
SATILIK KELEPİR EV — İStan-bulda 7 oda fevkalâde kâgir boyalı bir kat boş teslim Yıldız Emlâk İstiklâl caddesi 54/2 telefon 43370.
_________________97 — 2
KİRALIK — Birden altı odaya kadar möble konforlu yerleı vardır Müracaat: Yıldız Emlâk Beyoğlu Gaz şirketi karşısında 54/2 telefon 43370 ________________________oa — 2
ACELE SATILIK EV — Finli (7Ü00I lira Beylerbeyi Çamlıca caddesi Bayır sokağında dört odalı yarım kâr-gır elektrik terkos bir dönüm bahçe meyvalik sağ ve spl arsalar bahçeye ait manzara fevkalâde tamire ihtiyaç yoktur ve boş olarak teslim. Müracaat: Beylerbeyi iskele karşısında Lostra salonu sahibi Muzaffere pazar günleri evde sahlblie görüşülüp_____________________96 — 1
ACELE SATILIK BOŞ TESLİM EV— Lâleli - Aksaray - Beyazıt - Kumka-pı muhitleri merkezinde a^şup 6 odalı elektrik, kuyu ve sarnıç fevkalâde manzara. Seyahat sebebiîe satılmaktadır. Beyazıt Nişanca mahallesi Havuzlu Hamam sokak 6 No. ya nıü-lacnat. 87 — 2
öûûû LİRAYA — 4 odalı acele satılık boş kâlgr ev. Beşiktaş Abbasafia Oyuncak sokağında konuçmak 1cin Beşiktaş Akaretler köşebaş: 2 numara Afi Rıza ve Necatlye 88—1
FATİH ÇARŞAMBASINDA — Fethiye Kâtip Musiihlddln mahallesi Tayyareci Salâhaddin sokağı 18 No h iki kat b«ş oda İki bodrum kuyu elektrik ve miktarı kâfi bahçe tamiri olmayan ahşap ev satılıktır. Aynı sokakta 10 No. ya müracaat. 80 — 4
SATILIK EV — istasyona baş dakika denizi görür 3 oda mutfak banyo helâ ufak bahçe sahibi taratın-dan satılık. Kartal Maltepesi Meydan sokak 11 No. 86 — 1
HEYBELİDE — Lozan Zaferi caddesindeki 48 No. lı yeni ov dükkânia-rile satılmaktadır. İskeleye pek yakın. nezareti, suyu bol, bahçeli, mevkii de güzeldir. İçindekllerine,
83 — I.
ÇAKMAKÇILAR — Sandalyacılur sokak No. 12 deki hazır elbise mağazası ortaklar ayrılması haseblie mağaza dahilindeki mal satılıktır. Aynı mağazaya müracaat. 85 — 1
KİRALIK — Mobil yeli banyolu büyük oda. Şişli Osmanb'y Matbaacı Osman Boy sokağı Beypazar apartmanı No. 1 79_1
30000 LİRAYA — Aksaray Küçük Lânga tramvay caddesinde on dönümlük 119 numaralı Hacı Beyin bos-tanı anele satılıktır. Aynı mahalde Hidayet Tüzüne müracaat. 78 — 2
KAÇIRILMIYACAK FIRSAT — Fevkalâde mevkileri olan ve herkesin yapabileceği zararı olmayan bir mü-essesenln bir merkez ve İki şubesi bulunan dükkânları devredilecektir. Taliplerin gazetemize (F. K. D) rumuzuna tafsilâtlı mektupla veya Hân memurluğuna müracaatları. 90 — 1
SATILIK KÂGİR HANE - Gedik-paşa saraylçl sokak 54 No. köşcbaşı dtniz görür beş kat 10 oda hamam, terkos, elektrik, havagazı mevcut Teltfon: 21978 91 — 5
5- müteferrik
ORTA - LİSE TALEBESİNE - Tuna Dersevi’nde Riyaziye - Fizik -Kimya - Lisan dersleri verilir. Tuna Dersevl Atatürk Bulvarı No. 88 İstanbul - Aksaray. 881 — 0
İNGİLİZCE ve FRANSIZCA DERS— Pratik metodîa bayan tarafından İngJlİMe ve Fransızca ders yeriliyor Adres: H. S.. İstanbul Bahçekapı Anadolu han 21/23 ve Büyûkadada Çınar caddesi No. 47. 51 —
KİMYAGER VE ECZACILARDAN— Pramasötlk ilâç ve tıbbi müstahzarat lâboratuvarı açmak veya olanı tevsi etmek üzere iş ve sermaye ortaklığı isteyenlerin açık adres ve tekliflerini Akşam’da (İlâç) rumuzuna yazmaları. 65 —
HUSUSÎ HASTANE VEYA SANA-
TORYOM — Açmak üzere I5 ve sermaye ortaklığı isteyenlerin açık adres ve düşüncelerini Akşam'da (Doktor) rumuzuna yazmaları rica olunur. 64 —
MEKTUPLARINIZI ALDIRINIZ Gazetemiz idarehanesini adTe± olarak göstermiş olan karilerimizden
Memur — A B. C — Ş. G —
D.S — Y-NG — İlâç — Seri Mttod — ideomallc — D.S namlarına gelen mektuptan idarehanemizden aldırmaları rica mıınıır
BOZKURT EMLAK
Taksime 3 dakika, üç odalı 2 1/2 katlı, geniş cepheli bir apartı-man pazarlıksız 12.500 liradır.
Taksim Abdulhakhamit caddesi No. 23. Telefon 83532
ZAYİ — Ankara basın umum mü-
dürlüğünden aldığım 48 sayıl» P’sın karim» kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Kemal Ermat. Yeni Adam mecmuası neşriyat müdürü.
Tasfiye halinde bu'unan
İstanbul Türk Anonim
Su Şirketinden: hissedarlara ilân
Tasfiye halinde bulunan İstanbul Türk Anonim Su Şirketi hisse senetlerine 1 Eylül 1045 tarihinden itibaren ve tediye edilmiş sermayenin ladesine mahsuben Fr. 500.— Frank ■ lık beher hisse senedi için ou üçüncü tevziat olarak Fr. F. 25— Fransız Frangı ödeneceği mezkûr hisse senetleri hamillerine İlân olunur.
Yirmi beş franklık bu on üçüncü tevziatın tutan hisse senetlerinin 47 numaralı kuponlarının, senetlerin numaralarım gösteren bir bordro İle beraber, Galata Osm anlı Bankasına tevdii mukabilinde ve Fransız Frangı 2,25 kurıış üzerinden hesap edilerek tediye edilecektir.
10 Nisan 1936 tarihinde tediyeye boşlanmış olan 20 Franklık dördüncü tevziatın 10 Nisan 1946 tarlh’nde müruru zaman haddine baliğ olanağı ve bedellerinin hazîneye tevdi edileceği muhterem hissedarların nazarı dikkatine arzolunur.
TASFİYE MEMURLARI
Yiyecek Maddeleri Alınacak
D D. Yollan Meslek Okulu satmalına komisyonu başkanlığından:
Fiat! Muhammen bedeli
Gurup Cins! Miktarı L. Kr. L. . Kr.
I Ekmek 900 gram 32400 adet 30 9720 00
2 Koyun eti 7000 Kg. 1 90 I330Û 00
Sığır eti 4000 ■ 1 30 5200 00
18500 Ü0
3 Beyaz peynir 1500 » 2 00 3000 00
Yoğurt 600 > 75 450 00
4 Mercimek 600 > 3460 00
Tuz 1000 > 65 390 00
Çay 18 » 16 16(1 00
Yeşil sabun 2700 adet 16 00 288 00
D. salçası 550 Kg. 30 810 01)
Makarna 1000 t 100 550 00
Soda 250 • 71 710 00
35 87 50
Sirke 250 > 55 110 00
Kuru üzüm 200 ■ 85 170 no
Çam fıstığı 20 » 280 ■ 56 00
Kuş üzümü 20 ■ %70 14 00
Karabiber 200 paket 10 20 00
Yeni bahar 70 • 15 11 50
Kırmızı biber 10 Kg. 200 20 00
Zeytin 1000 » I50 1500 00
Yumurta 10600 adet 6 6000 00
5490 00
5 Tahin helvası 260 Kg. 130 260 00
Tahin 200 > 150 300 ÛO
Pekmez 300 • 80 . 240 00
aoo 00
6 Patates 3000 » 30 900 00
K. soğan 2000 ■ 40 800 00
Ispanak 1000 » 15 150 00
Lahana 500 » 15 75 00
Pırasa 1500 * 10 150 00
T- fasuiya (Ayşe) 2000 » 25 500 00
T. kabak ' 500 > 5 25 00
Patlıcan 1800 > 30 540 00
Havuç 200 * 4 8 00
Kereviz 200 » 40 80 00
Y. Salata 500 adet 7 35 60
Hlyar 1200 > 8 72 00
D. biber 500 Kg, 40 200 00
Domates 1000 » 40 400 00
T. Bezelye 700 » 40 280 00
T. vişne 200 > 25 50 00
Limon 1500 » 10 150 00
Portakal 3000 » 10 300 00
Maydanos 500 • 3 15 00
Dere otu 200 > 3 8 00
4886 00
Gurup Muvakkat teminatı îhale tarihi Saati
1 729 00 31/8/945 10
2 1387 50 31/8/945 10 - 30
3 258 75 31/8/945 İl
4 412 27 31/8/945 11 - 30
5 80 31/8/945 15
6 366 45 31/8/945 15 - 30
Okulumuza 945 mail yık İçin cins vc miktarı yukarda vazıh yiye-

1 w- Okulumuza 945 mail yık İçta cins vc miktarı yukarda yazın yiyecek maddelerinin muhammen bedelleri üzerinden kapalı zarfla gruplar halinde eksiltmeleri yapılacaktır.
2 — Eksiltme gruplar hizasındaki gün ve saatte Ankarada Meslek Okul binasındaki satmalına komisyonunda yapılacaktır
3 — Ekmek ve çay için talip olacaklar Devi'-tin tesblt ettiği fim üzerinden teklifte bulunacaklardır.
4 __ Her grııpa ait muvakkat teminat hizalarında yazılıdır Bu işe
girmek istiyenlerln muvakkat teminotlarile kanun ve şartnamenin tayin ettiği vesaiki ve teklifleri havi zarflarını eksiltme saatlerinden bir saa» evveline kadar komisyona verilmiş olmaları lâzımdır
5 __ Şartname ve mukavelename projeleri okul satmalroa k misyo-
nundan parasız tedarik edilir. (10856»
■ Açık arttırma ile satış h-
Bebek, Kayalarda, Yılaıtfıyalıda seyahat dolayısilc
| 26/8/945 PAZAR gunii yapılacaktır.______________
IZZ"
Tahmin İlk
bedeli teminat
İstanbul Belediye»! İlânları
2207 1 165,57 Karaağaç müesseselerl kesici ve işçileri için yaptırıla-
cak 275 adet meşin önlük
4801,00 360,53 Karaağaç müessesehri buz fabrikası için alınacak 15
kalem boya malzemesi.
Tahmin bedellerlle İlk teminat miktarları yukarıda yazılı işler ayrı ayrı açık eksiltmeye konulmuştur. Şartnameleri Zabıt ve Muamelât Müdürlüğü kaleminde görülebilir. İhaleleri 3/9/945 pazartesi günü saat 14 de Daimi Encümende yapılacaktır. İsteklilerin ilk teminat makbuz veya mektuplar» ve kanunen gösterilmesi gereken diğir belgilerle birlikte ihale günü belirli saatte Daimi Encümende bulunmaları (11101)
İstanbul Milli Korunma Savcılığından
İlâm: 945/1122
Usulsüz fatura tanzim etmek su-rttlle Milli Korunma kanununa muhalefetten suçlu Çlçekpazan 28/30-1 No. da tuhafiyeci Avram oğlu 307 doğumlu İsrail Filepof hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstannul (3) No. lı Milli Korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda: Suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan Milli Korunma K. nun muaddel 31 - 4. 57 - 8. 63 üncü maddelerine tevfikan 50 Hra ağır para cczaslle tecziyesine, 7 gün müddetle ticarethanesinin kapatılmasma ve bu müddet zarfında ticaretten menine ve hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden verilen 7/6/945 tarih ve 945/352 sayılı karar ka(Deşmekle İlân olunur.
Akşam gazetesiyle neşrolunacaktır. (11243)
ZAYİ — İnebolu nüfus memurluğundan aldığım nüfus kâğıdım İle birlikte Fener yabancı askerlik şubesinde kayıtlı askerlik tezkeremi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
323 doğumlu Ali oğlu İsmail Ersöz
’Gömlekiş—ı
BİRİNCİ SINIF ÇÖMLEKÇİ |
■■ Tel; auvııü Sirkeci
3
İstanbul 2 nci icra memurluğundan:
Çembcrlitaşta Vezir hanı caddesinde 7 numarada İken hâlen ikametgâhı meçhul Hayık Lorense:
Haşan Dellcan vekili avukat Şevki Tunanın dairemizin 945'1309 sayılı dosyasiyle yaptığı takip üzerine namınıza çıkarılan ödeme emri hail hazır ikametgâhınızın meçhul olduğu anlaşıldığından hukuk usul muhakemeleri kanununun 141 inci maddesi mucibince ilânrn tebligat icra-sınra icra yargıçlı&ınca karar verilmiş olduğundan tarihi ilândan itibaren 30 öün içinde alacaklının talep eylediği yukarıda yazılı mecurun kira badeli olan mukavelenameye müstenit vc boş aylık yüa yirmi lirayı faiz ve vekâlet ucretiie ödemeniz ve bir itirazınız varsa yine bu müddet İçinde bildirmeniz lâzımdır. Müddette borcu ödemez veya İtiraz etmezseniz ve yahut vaki İtirazın ret edildiğine dair alacaklı tarafından vesika gösterilirse tetkfk merciinden mecurun tahliyesi isteneceği malûm ve tebliğ makamına kaim olmak üzere İlân olunıır. (11261)
Çocuk hekimi doktor
Ahmed Akkoyunlu
Taksim - Talimhane palas. Telefon: 82627
TBahlfe 8
A K 5 A M
22 Ağustos 1948
Bunaltıcı sıcaklarda serinlemek, sıkıcı havalarda ferahlanmak asabî hallerde sinirleri teskin için
HAŞAN LİMON ÇİÇEKLERİ «Slü»»
Ancak Avrupa ve Amerikada benzerine tesadüf edilecek derecede yüksek bir kalitede olup pek lâtif kokuludur. Haşan depolarilo bütün ıtriyat marazalarında sa tılır

FISK
inşaat hişmet-
İtrini mahsul
Top rai malıını
ıtrini mahsul
Kumrt n»o
H. VİKTOR KOHEN
»Uftbul
Amerikadan getirilen plânlara göre, büyük fedakârlıklarla tesis edilen:
YENİ BAR
Amerikan caziyle
Kübik Konforriyle
Işık Dalgalariyle ve Temiz servisiyle vücude getirildiği neş’e salonlarına, yalnız takdirlerini beklediği sayın müşterilerini
DAVET EDER.
Beyoğlunda Yakında açtltyor
Tokat tapu sicilli muhafızlığından
Tokadın Karadere köyünde kâin tapu kaydına gore sağı Şahin oğlu İsmail bahçesi, solu ırmak, arkası tepe önü çay İle çevrili eski bir dönüm değirmenin maliki Ancıoğlu Süleyman Kâhyadan 45 sene ovvd haricen ve gayri resmi İştira suretiyle Şahin oğullarından Mahmut oğlu Ali’nin nlzasız ve muhakemeslz elinde İken 644 de ölümü İle karısı Şerife ve çocukları Mahmut ve Şükrü ve Ahmet ve Hamdl ve Şemsi ve Kamer ve ölü oğlu Haşandan olan torunları Ayşe ve Kanlfe ve Gülzar taraflarından kendi murislerinin nlzasız ve hüsnü niyetle tasarruflarına İstinaden tescilini İstemeleri üzerine yerinde yapılan tasarruf tetklka-tında kayıt sahibi Süleyman Kâhyanın kendi veya umumi harpten dön-meysn oğulları Ahmet ve Hüseylnln veya mirasçılarının kanuni İkametgâhları bilinmediğinden hukuki kıymetini kaybeden bu değirmen kaydının malik veya mirasçıları tarafından bu tescil işine bir itirazları varsa ilân tarl?.lnden itibaren 15 gün İçinde vesaiki mevcudeleri İle birlikte ya bU t veya kanuni mümessilleri vasıtasiyle muhafızlığımıza başvurmaları ve aksi balde söz edilen tescil İşine devam «dileceği İlân çlunur. (112531
Devlet Orrıan işletmesi Çine Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Çine ilçesi Gokb'l bölgesinin Gökbel serisinden yapık ve Dikili çam ağaçlarından tahminen 500 M3 yan mamul çam kerestesi açık arttırma Lle lşlettlrllecektlr.
2 — Açık eksiltmesi 3/0/945 tarihine rastlayan pazartesi gilnü saat 16 da Çine işletme müdürlüğü binasında yapılacaktır
3 — Beher metreküp kerestenin dipten kesme, tomruklama, Imaliye vo 16 - 20 kilometre mesafede Akçaova «on deposuna nakil ve istif İşinin muhammen bedeli 35 Uradır.
4 — Muvakkat teminat 1475 liradır.
5 — Buna alt şartlaşma orman genel müdürlüğünde, Denizli, Muğla, işletme müdürlükleriyle Aydın, Nazilli, Karacasu, Bozdoğan orman dairelerinde ve Çine İşletme müdürlüğünde görülebilir.
6 — İsteklilerin belirli gün ve saatte Çine İşletme Müdürlüğü binasında kurulacak komisyona başvurmaları ilân olunur. (11254)
Pctrot Nijom
Er YENİ KOLEJ x
Öğrenci kaydına başlamıştır.
Eskilerin kayıtlarını, taksitlerini vererek Eylül başına kadar yenilemeleri gereklidir.
'r^lm * EırasClviler 8G. Tel: 41159. ■■■■■M
HUSUSÎ
X IstlkDâD Lisesi T
ORTA - LİSE
Kayıtlara başlanmıştır. Her gün 10 - 15 arasında müracaat edilebilir. Eski öğrenciler kayıtlarını hemen yenileme)Idlrler. Şehzadebaşı Karakol arkası. Tel: 22534.
Millî eğitim bakanlığından:
1 — Ekonomi, Bayındırlık ve Çalışma Bakanlıklarıyla Şeker Fabrikaları umum müdürlüğü hesabına okumak iizere yabancı memleketlere gönderilecek öğrencilerin seçilmesi için 20 ağustos 1945 te açılacağ. yayınlanmış olan müsabaka İmtihanları, İstekliler hakkında okullarından İstenilen bilgilerin vaktinde toplanamamasından dolayı 4 eylül 1945 salı gününe bırakılmıştır. .
2 — Aday seçildikleri kendilerine bildirilecek öğrencilerin İmtihan gü-
nünden üç gün önce İmtihan merkezleri olan Ankarada Hukuk fakültesinde ve İstanbulda Yüksek öğretmen okulunda teşekkül edecek imtihan komisyonuna başvurarak müsabaka imtihanlarına giriş belgeleri almaları lâzımdır. (11117)
Bayındırlık bakanlığından
Trabzon limanı inşaatı kapalı zari usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
1 — Eksiltme 20/9/945 tarihine rastlayan perşembe günü saat 19 da Bakanlığımız Demlryollar ve Limanlar İnşaat Dairesindeki Eksiltme komisyonunda yapılacaktır.
2 — Bu inşaatın tahmin edilen bedeli dokuz milyon lira ve geçici teminatı 283.750 Uradır.
3 — Sözleşme projesi, eksiltme, bayındırlık, fenni ve özel şartlaşmalar, rayiç, tahlil ve flat cetvelleri, pıinlar, projeler ve daha başka evraktan mürekkep bir takım eksiltme evrakı 50 lira karşılığında Dernlr-ydlar İnşaat Dairesinden alınabilir.
4 — Bu eksiltmeye girmek İsteyenlerin, işin konusunu teşkil eden İnşaatın eşi veya benzeri veya teknik bakımdan eşit önemde İşleri yapmış ve İyi bir surette bitirmiş olmaları şarttır.
5 — Eksiltmeye girmek İsteyenler, eksiltmenin yapılacağı tarihten en az üç gün evvel bir dilekçe lle Bakanlığımıza baş vuracaklar ve dördüncü maddede yazılı vasıflan gösteren belgelerle hâlen yapmakta oldukları işlerin, mahiyet, süre ve akçelerini gösteren belgeleri akçalı, teknik ve sair vasıfları beilttllmek suretiyle dilekçelerine bağlayarak bu eksiltmeye girebilmek için ehliyet veslkalan isteyeceklerdir. Eksiltme gününden üç gün evvel Bakanlığımıza verilmemiş olan dilekçelerindeki İstekler hakkında bir İşlem yapılmayacaktır.
fl — İstekliler, teklif zarflarını 2490 sayılı kanunun ve eksiltme şartnamesinin tarif ettiği biçimde hazırbyarak ve ehliyet vesikaları İle sözü geçen kanun ve şartlaşmanın belirttiği vesikaları da İçine koyarak eksiltmenin yapılacağı saatten bir saat öncesine kadar makbuz karşılığında eksiltme komisyonu Başkanlığına vermiş olacaklardır. (11119)
Bir analiz memuru iki laborant alınacaktır
Toprak Mahsulleri Ofisi genel müdürlüğünden:
Merkez lftboratuvarımız için aşağıda yazılı nitelikleri bulunan bir analla memuru ve iki lâborant alınacaktır.
Bunlara ehliyet derecelerine göre, barem dışı tn çok Analla memuruna 140. — laborantlara 120. — liraya kadar aylık ücret verilecektir. Bu İşlerde çalışmış olanlarla, mecburi hizmete tabi buluıynayaa Ziraat okulu mezunları tercih olunaçakt.r.
1 — Kimyager olmak,
2 — Ziraat okulunu bitirmiş bulunmak,
3 — Zahire bordalarında, Ziraat Enstitüsü lâboratuvarında en az beş sena çalışmak suretiyle bu İşlerde yetişmiş olmak,
4 — Fiil askerlik ödevini yapmtş olmak.
5 — Mecburi hizmete tâbi bulunmamak.
fl — 35 yaşını geçmiş bulunmamak,
7 — Yüksek okullarla İlgili bu'unmamak.
8 — Memurin kanununun 6 İnci maddesinde yazılı nitelikleri haiz bulunmak.
Bu göreve istekli olanların aşağıda isimleri yazılı belgeleriyle birlikte en geç 1/9/945 gününe kadar Zat işleri Müdürlüğümüze baş vurmaları rica olunur
1 — TahsLl vesikası.
2 — Hizmet vesikaları.
3 — Nüfus hüviyet cüzdanı ve askerlik terhis vesikası tasdikli örneği,
4 — Doğruluk vesikası,
5 — Sıhhat raporu,
0 — Biri boy olmak üzere 9 fotoğraf. (11176)
Sözleşmelerin fesih ve tadili bakımından MÜCBİR SEBEPLER VE BEKLENMEYEN HALLER
Yazan:
Dr- Abdullah Pulat Gözübüyük
Ankara Cumhuriyet Savcı muavini
Taahhüt sözleşmelerinin nasıl fesih ve ne suretle tadil edile, ceğl Lncelenmlş ve ilgili Yargıtay, Danıştay içtihatları ve Bakan, lar kurulu kararlan tahlil edilmiştir,
Ankara Kınacı Han No. 26, Berkalp ve İstanbulda Cihan kitapevlerl, Flatı: 3 lira, (10876)
Eskişehir Valiliğinden:
1 — Eksiltmeye konan İş: Eskişehir vilâyetinde Eskişehir - Sivrihisar yolunun 21+900—28+000 kilcmıetrelerl fasılası esaslı onarması olup keşif tutan 117872 Ura 03 kuruştur.
2 — Bu işe ait şartname ve evrak şunlardır:
A — Eksiltme şartanemsl
B — Mukavele projesi
C — Bayındırlık İdleri Genel şartnamesi
D — Şosa kopiller Fenni şartnamesi
E — Metraj flat bordrosu, keşif hülâsası ve proje vesalr İlişikleri olup bu şartname Ve evrak bedelsiz olarak Eskişehir Nafla Müdürlüğünde görülebilir.
3 — Eksiltme 5 Eylül 945 gününe müsadif çarşamba günü saat (15)de Eskişehir vilâyet binasında toplanan Dalpıl Encümence yapılacaktır.
4 — Eksiltme kapalı zarf usulıl? yapılacaktır.
5 — Eksiltmeye girebilmek İçin İsteklilerin:
A — 7143 Ura 60 kuruş muvakkat teminat vermesi
B — En az bu işe benzer 60000 liralık bir İş taahhüt ve başardığına dair bonservis ibraz ederek ekllstme yapılacağı en az üç gün evvel bir istida lle Vilâyet Nala Müdürlüğüne müracaat ederek alacakları bu eksiltmeye iştirak vesikasını İbraz etmesi şarttır. (Yüksek Mühendis, Mühendis ve Fen Memuru olan İsteklilerin İş taahhüt ettiklerine dair vesika İbraz etmemeleri halinde bu İşi başaracak mali İktidarda olmalarını tevsik etmeleri kâfidir.) . u,
6 — Teklif mektupları yukarıda üçüncü maddede yazılı saatten bir saat evveline kadar Vilâyet makamına getirilerek eksiltme komisyonu reisliğnle makbuz mukabilinde verilecekte.
Posta Ue gönderilecek mektupların nihayet üçüncü maddede yazılı saate kadar gelmiş olması ve dış zarıfn mühür mumu 118 İyice kapatılmış olması lâzımdır. Postada olacak gecikmeler kabul edilmez. 11038

Kullanılmış otomobil ve kamyon lâstiği satışı
İstanbul Defterdarlığından:
Defterdarlık anbarında bulunan, aşağıda marka ve numaralan yazılı (80) adet otomobil ve kamyon lâstiği 7. 9. 945 cuma saat 15.30 da milli emlâk müdürlüğündeki komisyonda kırkar tane olarak İKİ partide ayn ayrı kapalı zarfla satılacaktır.
Her partinin muhammen bedeli (5000) teminatı (375) Uradır.
İsteklilerin 2490 soyıh kanuna uygun olarak hazırlanmış teklif mek-tuklarını İhale günü saat 14.30 a kadar komisyona vermeleri.
Fazla bilgi İçin sözü geçen müdürlüğe başvurmaları.
Birinci parti İkinci parti
Markası Numarası Markası Numaran
S. V. N. M A 14194 O 8. ü. R. M B 85445 O
S. U. N. M.B. 91044 O Mlşel 5 96 A
Ferlston 029670 R Goodyer 0 8639-80
Dunlop A J A 12581 BUR M B. 88210 O
Goodyer U 75 7654 S. U. R. M. A. 35875 O
> 94292 M 322 8UR M. B. 84536 O
Continental 2415775-410 8. U. R. M.B. 82437 O
Sarung Silik 32 X 8 8. U. R. M R 34579 O
Kelly 0104305 A S. U. R. M A 35915 O
Ferlston A 00940 V T B. U. R. M.B 86790 O
Don lop 881632 A Ferlston 42279 C
Sovyet M A 3033 O O 8. U. R. M. A 33479 O
Frlston A F 117370 Goodyer A 191544 B
Ootyer 8 B 8 M 961 A Fayrlston 2819303
C Z 800640 E O 596 A Ooodyer T 91431280 O
Misel K. L. 797324 Continental Belik
Miller 839003459 8. U. R. M. B. 90740 O
Ootyer 29198202 Fayrlston A 191454 D
Union 2728403-100 Flrestom 42271 O
Mlşel XVR 25317 EO 295 B > M. 42353 E A
Firlston 036702 D Ooodyer 730 E P 583
Sovyet K-1932 B FlreHl 593 O 192
U 8 Royal 4 1 43727 Ooodyer 18058 K 740
Ooodyer J 11 1 4444 Nişten T. R 328B33
Seller silik Heavy Dlrty J 76584
Mlçel W.R 373036 EO 295 BMlşlen O G 443468
Selber 00 1157573 Ord L 1214434
Mlçllen 736 B X 743-98 KeUl 084449
S 4 R. M A 31817 O » 875
SUR M R 36979 0 Ooodyer 53793
S U. R M. B 91038 C Ooodyer 905 M 2533
Goodyer H O S T 72 83 Gord 83089
Fayrlston (WAD 11/1939) 963180S. U. R. M A 113920 O
S. U. R. M. B. 84577 C S, V- R. M B. 82488 O
Dunlop A 77156 U.N Fayrlston A U 4546 D
SUR M A 41435 C S. U- R. M.B 84561 C
SUR M B 84123 C S. ü. R. M B. 78582 D
Goodyer 64 P 5692 8 fl U R. M. B. «4608 C
SUR M B 8701 D S U. R. M B 90525 O
SUR M A 31539 C 3. U. R. M.K 0865
(11288)
i

Comments (0)