22 Eylül 1950
Cuma
Müracaat yerleri t tfcyofrln - Müellif Caddesi d - 8 Fosta Kutusu ı 447 - İstanbul
Telefon ı 44756 - 44757 Santral Telgraf Adresi ı Hetlo. İstanbul
Tesis eden: Hablb Edîb - TÖREHAN
Yıl 1—-Sayı 296—10 kuruş
Abone: Türkiye İçin seneliği 32, altı aylımı 17, üç aylığı 9 hradır. Hariç memleketler iki misildir.
tlânlar : 6 ncı sayfada santimetresi
3 liradır. İlânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
Amerikan birlikleri dün

Seul Şehrine girdiler
Birleşmiş Milletler kuvvetleri, Kore'nin başkentini Güneyden ve kuzeyden
sarmaya başladılar
Birleşmiş Milletler kuvvetleri, yeni bir emre kadar 38 inci dereceden ileri geçmiyecekler


(r~ —=
I Birleşmiş Milletlerde
Rusya gündem
görüşmesinde
daima muhalif
Atlantik Paktına
girememek meselesi
Dışişleri Bakanı, dünkü Bakanlar Kurulu toplantısında umumî efkâra yapılacak açıklamaya dair izahat verdi
Dış politika
Amerikanın sulh
tamumlyle â-olduğunu gÖr-
mı, hâdise bir vaziyeti I nııınıi He-
Fohung cephesinde bir /Imerlkan askeri hâkim bir noktadan arkadaşlarını korurken görülüyor.
KORE tecavüzünün silâh kuvvetiyle önlenerek bugünkü ümitli şekline sokulmasını, silâhla müdahale kararı verildiği sıralarda Sovyet Rusyanın Güvenlik Konseyinde bulunmamış olmalına borçluyuz. Eğer Peking Hükümeti Birleşmiş Milletlere kabul e-dilmiyor diye Birleşmiş Milletleri aylardan beri zımnen boykot etmemiş olsaydı 25 haziran celsesinde veto hakkını kullnnacak ve bu sayede, mütecavizler lehine hiç olmazsa 45 gün kazanacaktı. Çünkü Birleşmiş Milletler Umumî Heyetinin İçtimaa çağrılması. nizamname mucibince böyle hu kadar uzun bir müddete bağlıdır.
Diğer taraftan, Kore’ye yetiştirilen yardım kuvvetlerinin ne dereceye kadar beynelmilel sayılabileceğini hep biliyoruz. Eğer Amerika, elinde mevcut vasıtalar İle kuvvetleri Birleşmiş Milletlerin derhal emrüıe vermemiş olsaydı Kore Yarımadasını mütecavizler, bugün tamamen ele geçirmiş olacaklardı.
Yalnız bu İki misal ve tecrübe göstermektedir ki. Birleşmiş Milletleri hakkiyle salahiyetli ve kudretli kılmak için, mutlaka yeni tedbirlere lüzum vardır, İşte Acheson’ıın l'mumi Heyet önünde okumuş olduğu son derece mühim rapor, bu zaruretlerden İlham almaktadır. Kore meselesinin eğer bir faydalı tarafı olmuş ise» bu, bahsettiğimiz hakikatleri daha doğrusu Birleşmiş Milletlerin teşkilât hu-suMyetlerinde mevrut olan bazı noksan ve zaaflan, açığa vurmuş olmasıdır.
Sovyet Rusya, şimdiye kadar kullanmaktan bir defacık olsun çekinmediği veto hakkı ile. bir çok kararları baltalamıştır. Büyüklerden biri bunu yaptı mı. Teşkilâtın en mühim irru cihazı olan Konsey. felce uğradı demektir. Neteklm. *5•haziran karn-riyle bir tecavüzün derhal silâhla önlenebileceği hakikatinin yanıbuşmda, biitün ağustos ayı müddet İnce. Sovyet Rusyanın Konseyi tıl bir duruma sokmuş dük.
Konsey felce uğradı yandan İnkişaf ededursun, kurtararak olan anrak yettir. Eğer bu içtima halinde değilse, (kİ mütecaviz, elbette kİ tam o tarihleri seçecektir) İçtimaa davet olunması lâzımdır. Bunun İçin ise, evvelâ» ekseriyetin reyine mazhar olsun diye bir aylık müddet zarfında içtimain lüzumunu Genel Sekreterin Asaya gönderdiği mektuplarla bunlardan sormak, arkasından da. azanın toplanabilmesi İçin, yeniden 15 günlük bir müddet tanımak lâzımdır. Yani, tam 45 gün!
45 günde. hangi tecavüz tehlikeli bir şekilde inkişaf etmez? Almanya Polonyayi tam hu müddet zarfında ortadan kaldırmamış mı idi?
Şu halde, l umumi Heyeti içtimaa çağırmanın şartlarını değiştirmek lâzımdır. Arheson, raporunda bunu teklif eylemekte ve 15 grin yerine 21 saatin kabulünü İstemektedir.
Zira Umumi Heyette, veto hakkı yoktur. Bu heyet derhal toplanacak bir duruma sokuldu mu. vetonun hiç bir hükmü kalmıyacak. binaenaleyh. Güvenlik Konseyini mefluç bir hale getirmek tÂhlyesl, kendiliğinden iflâs edecektir.
Gelelim Acheson’un İstediği İklhcl mühim değişikliğe ’
Bu. bir değişiklik değildir. Sadece, Birleşmiş .Milletlerin Kore teravüründe pek güzel ve kanunî olarak sevke-dehlldığl silâhlı kuvvetleri, güzel bir teşkilât plânı ile, kısmen dalma el altında bulundurmak, kısmen de kısa Zamanda harekete getirilebilir bir şekle İfrağ etmektir.
Arheson. İhdas edildikleri takdirde bundan böyle dalma elaltıııda bulunacak olan bıı kuvvetlere “güvenlik yahut barış (levriyrsl„ adını vermektedir. Bu kuvvetler İçin, Birleşmiş Milletlerin teknik murakabesi altında hususi bir talim ve terbiye düşünmektedir. Bunlar, nerede bir tehlike hay-gösterecek olursa, derhal oraya sev-kedllrceklerdlr. Arkalarından, eğer İrap ederse, â/anın taahhüt etmiş bulunduğu takviye kuvvetleri yetiştirilecektir.
Görülüyor ki Amerika Dış Bakanının teklif etmekte olduğu plânın gayesi. Birleşmiş .Milletler Teşkilâtının icra salâhiyetini, lıem siyasi ve İdari hem de askeri ve inzibati bakımdan takviye etmeye matuftur.
Bıınıın bir biitün olarak düşünüldüğüne vr Birleşmiş .Milletler Teşkilâtını beynelmilel münasebetlerde bir nizam ve Asayiş cihazı haline koymak istediğine şüphe yoktur
Plân hakkındaki rapor sonra, beklendiği gibi, terılddine uğramıştır. Şu terıkldler, beni müdellel değildir hem dr daha bugünden hâdiselerin tekzibine uğramış bulunmaktadır. Müspet olmak lddlaalyle dr Sovyet delegesi, harp propagandası yupılnıanıasını, a-tom bombasının kullanılmamasını, mevrut silahların üçle bir nispetinde azaltılmasını ve beş biıyiiklrr arasında bir sulh muahedesi imzalanmasını teklif pylernrkt4‘dlr. Bu tekliflerin ü-çü de beni eski hem dr mâmısizılır. Şöyle kİ: l> Harp propagandası yapılmasın diyenler, Kore harbinin nereden zuhur ettiğini İzah etmelidir. 2) Atom bombası kullanılmasa da harp yapmak mümkündür, 3) Silâhlar birinde Ötekinin 10 misil nlıınra 1/3 nispetinde bir tenzilât ne müsavat ne de emniyet getirir, t) Beşler arasında barış, dünyada barış demek olmadığı gibi, beşlerin haricinde kalanlar, bunlardan her hangi blrhıln maşası olmak istemezler.
Burhan BELGE
• •
okunduktan V Işlnakl'nin vur kİ, bu
>■ •

1




* âb*



Tokyo 21 (YİRS) — Amerikan birlikleri Seul üstüno iki koldan ilerlemeye devam etmektedirler. Şehrin kısa bir müddet sonra kuzey ve güneyden sarılması beklenmektedir. Kuzeybatıdan ilerliyen kol şehrin mahallelerine küçük birlikler halinde girmiştir, bunların vazifesinin düşman kuvvetlerinin miktarını ve dayanma kudretini öğrenmek olduğu bildirilmektedir. Güneyden ilerliyen kol Yongdungpoda düşmanın şiddetli mukavemeti yüzünden fazla ilerleme kaydedememiştir. Şehirdeki komünistlerin kuzey ve güneyden yardım almalarına imkân verîlmiyor. Bu arada gelen haberler Seul’daki komünist kumandanların kaçtıklarını ve şehrin müdafaa için gereken miktarda subay bıraktıklarını açıklamaktadır. Rus ve Komünist Çin Sefaretlerinin hâlâ açık olduğu bildirilmektedir. Seul'daki Güney Koreliler sabotajlarla şehrin mukavemetini içerden çökertmeye çalışmaktadırlar. Bu cephede ele geçirilen bir tankın içinde bulunan talimat tankın temmuz ayına kadar Ruslar tarafından kullanılmakta olduğunu teyit edici mahiyette görüldüğünden Birleşmiş Milletlere haber verilmiştir. Cepheden gelen haberlere nazaran Mançuryadan İçinde kırk tankın bulunduğu bir kafile cenuba doğru ilerlemektedir. Amerikan Savunma Bakanlığı askerî sözcüsü böyle bir haberi pek muhayyel olarak karşılamakta ve şayet böyle bir şey olmuş olsaydı Mac Arthur’ün Hükümeti bundan haberdar edeceğini söyleyerek haberi tekzip etmektedir.
Bugün İngiliz birlikleri de Naktong Nehrini geçerek nehrin öbür kıyısındaki köprübaşlsnnm sayısını sekize çıkarmıştır.
Pohang cephesindeki hücum İnkişaf etmektedir. Güney Koro birlikleri Pohang’ın beş mil kuzeyindeki Hang-hae’ye karşı taarruza geçmişlerdir. Yongshoşgda da hücumlarda bulunan Güneyliler 10 kilometre ilerliyerek Kusang kasabasını işgal etmişlerdir.
Hava akınları bütün cephelerde şiddetle devam etmiştir. Bu arada Seul cephesindeki akınlarda şehrin içine akın yapılmamış, civarları dövülmüştür. Bir güu Irkide yapıl-
mış, bunların 300 ü Pusan bölgesindeki birlikleri desteklemiştir.
Son gelen haberlere göre. Amerikan birlikleri. Yongdungpo'daki düşman mukavemetini kırarak Seul İçlerine doğru ilerlemeye başlamışlardır.
• (

Ankara. 21 bildiriyor) — de 3,5 saat kadar devam eden bir toplantı yapmıştır. Akşam saat 21.30 da dağılan Bakanlar Kurulunun bugünkü gündeminde birikmiş çeşitli meselelerin bulunduğu anlaşılmaktadır. Sızan haberlere nazaran Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü, Bulgarlarla hudutta İmzalanan protokol hakkında İzahatta bulunmuş ve Bulgaristandan gelecek ırkdaşlarımızın iskân meselesi üzerinde malûmat vermiştir, mevzu etrafında İçişleri Bakanları da görüşlerini lardır.
(Hususi muhabirimiz Bakanlar Kurulu bugün
İÇİNDEKİLER
ÎKÎNCÎ
Nüfus siyasetimiz Habib Edib - Törehan
Rusya muhalefeti-ruznameye
Birleşmiş
Genel Kurul, Amerikan plânının müzakeresine bugün karar verecek
Flushlng Meadovvs, 21 (YÎRS) — Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun Çalışmayı Tanzim Komitesi, ruznamcye konulması teklif edilen 80 takriri tetkike başlamıştır.
Şimdiye kadar ruznameye alınıp alınmaması hakkında görüşülen takrirlerin çoğuna Rusya muhalefet etmiştir.
Amerikanın Sesi ve diğer bazı batı radyo istasyonlarının radyo neşriyatını Rusların bozdukları hakkındaki takrir, ve Çekoslovnkyanın ne rağmen 12 oyla alınmıştır.
Bir müddet evvel
Milletler Genel Kurulunun vardığı bir teşkilât kararından dolayı âza devletler İspanyada büyükelçi payesinde diplomatik temsilci bulunduramıyorlardı. Şimdi bunun kaldırılması kındaki takririn gündeme masına karar verilmiştir, ya muhalif kalmıştır.
Milliyetçi Çinin Rusyayı komünist Çine yardım ederek 1945 muahedesini ihlâl ettiği hak-kındaki takririnin de Genel Kurulda müzakeresine, Rusyanın muhalefetine rağmen karar verilmiştir.
Rumanya, Macaristan ve Bul-garistanda Katolik ve Protestan Kardinallerinin öldürülmesi ve bu yüzden insan haklarının İhlâl edildiği hakkındaki takririn görüşülmesi Rusya, buna nııştır.
Hindistanın
Hintli
• •
hak-alın-Rus-
Bu ve Tarım açıklamış-
malûmata
Aynı kaynakların verdiği göre, Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü, Atlantik Paktına üye devlet olarak kabul edilmeyişimiz dolayısiyle efkârı umumiyeye yapılacak açıklama ile İlgili bazı izahlar yapmış ve kabine arkadaşları ile fikir teatilerinde bulunmuştur.
Bakanlar Kurulunda da gözden geçirilip tasvip edilen bu beyanatın bugünlerde matbuata verileceği anlaşılmaktadır.
• •
Türklyenin Atlantik Paktı müvace-hesindckl durumunu, üçlerin 6on aldıkları karar ve diğer siyasî vaziyetler hakkında umumî efkârı aydınlatmak maksadlyle Hükümetçe yakında bir tamim neşrolunması beklenmektedir. . .*■ . '
Hükümetin yaptığı son toplantılarda, bilhassa dış palilika meseleleri ü-zerinde durduğu ve bu istikamette müzakerelerde bulunduğu siyasî mah-fillerce belirtilmekte ve dikkatle takip olunmaktadır.
ÜÇÜNCÜ
İnsanlar ve maymunlar
Selim Sabit
BEŞÎNCÎ Arnavutlukta olup bitenler :
ölmek Rusyaya gitmekten evlâdır Mediha Frasheri
ALTINCI
Helen Keller mucizesi Çeviren : Selva Sezer
Karikatüre dair Turhan Selçuk
Marshall Plânı idarecileriyle
Uç büyüklerin harbiye bakanları toplanıyor
Uç harbiye bakanı, Avnıpanın müdafaası ve Almanyanın silâhlanması
meselelerini bir k
VVashington. 21 (YİRS) — General Marshall, Savunma Bakanlığı vazifesine bugün başlamış ve cuma günü Fransa İngiltere savunma bakanla-rlyle görüşmeye bavlıyacağım bildirmiştir Söylenildiğine göre. Marshall. diğer iki bakanı Almanyanın Avrupa müdafaasına İştirak ettirilmesi hak-kındakl Amerikan projesine razı etmeye çalışacaktır.
Marshall, Almanya hakkındaki fikirlerini beyan etmeyi reddetmiştir. Bakan sıhhatinin çok iyi olduğunu da sözlerine ilâve etmiştir.
New-York 21 (YİRS) Millî Müdafaa Nazın Jules Moçh ile İngiliz Milli Müdafaa Nazırı well bugün Nesv-York hava na vâsıl olmuşlardır.
Cuma günü Amerika Millî faa Nazırı General Marshall ile toplanıp görüşeceklerdir.
Gazetecilerin suali üzerine Moch. Batı Avrupanın emniyet meselelerini görüşmek Üzere geldiğini söylemiştir Kendisi ayrıca ve daha sonra Fransız Hâriciye Nazırı Robert Schuman ile buluşacaktır.
Alman silâhlanması hakkında ne
• *
Fransız
Shtn-Umanı-
Müda-
Hindiçinî’deki harp

D o n g h k e geri alındı
Saygon, 21 ( YÎRS) — Kuzeyde Çin hududu yakınlarında komünist birliklerinin toplandığına dair haberler gelmiştir Bugün Fransız birlikleriyle Vietnıin birlikleri arasında yapılan çarpışmalar neticesinde Fransızlar yavaş olmakla beraber Donghke gar-nLzonuna doğru ilerlemişlerdir. Fransız ordu tebliğinde Donghke’nin düştüğü bildirilmişse} de ordu sözcüsü bunun daha vakitsiz olduğunu söylemiştir.
Komünistlerin Donghke civarındaki köprülerin çoğunu dinamitle berhava ettikleri bildirilmektedir.
Komünist Çin hududunda henüz bir hareket yoktur ve Çinlilerin Hindlçînl-vi işgale teşebbüs edeceklerine dair de bir emare mevcut değildir.
Washington. 21 (YİRS) — Amerika Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Hlndi-çiniye Amerikan birlikleri gönderileceği hakkında çıkan haberleri yalanlamıştır,
Donghke’nin uçaklarla indirilen paraşütçü kıtalar vasıtasiyle İşgal edildiğine dair bir başka haber daha gelmiştir. Fakat bu da kesin olarak teyit edilmemiştir.

arara bağlıyacak
rüşündüğü sorulunca Moch. bunun Avrupa emniyeti bakımından işin yalnız bir tarafını teşkil ettiğini ileri sürerek, eğer Almanyadaki Amerikan tümenlerinin sayısı yakında arttırılacak olursa bunun muhtemel bir Rus taarruzuna karşı koymak bakımından daha tesirli bir tedbir olacağını beyan etmiştir
Fransanın müdafaası İçin kaç tümen lâzım geleceği sualini ve Nazır, şu şekilde cevaplandırmıştır
'1950 deki zırhlı tümenler J939 da kinden çok farklıdır. Modern 20 tümen o zamanın 150 tümenine muadildir Hâlen Almanyadaki Fransız tümenlerinin sayısı Amcrlkablarınkln-den fazladır. Çin Hindistanında da hemen aynı kuvvette kıtalarımız çarpışmaktadır.
Ingiliz Milli Müdafaa Nazırı Shln-well, eğer Batı Avrupada kuvvetli bir müdufaa teşkilâtı süratle meydana getirilecek olursa harbin önlenebileceğini bildirmiştir.
Tokyo 21 A.A. (Rcuter) — Amerikan bahriye piyadesi bu akşam ağır tankların himayesinde ateşler içinde yanan dış mahallelerinden Seul’a karşı son hücuma bağlamıştır.
Sokak muharebelerine hazırlanmış olmakla beraber komünistlerin Seul-ün müdafaasına fazla gayret sarfet-miyecckler! anlaşılmaktadır.
Amerikan kuvvetleri teker. teker ileri mevzileri işgalo çalışmaktadırlar Pusan radyosuna göre çarpışmalar elân yeni Seul şehrinin beton binaları arasında cereyan etmektedir.
Wa8hlngton 21 (YÎR9) — Başkan Truman bugün Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin 38 inci paraleli geçip geçmemeleri için Birleşmiş Milletlerin karar vermesinin gerektiğini söylemiştir. Başken brliklerln o noktaya gelince yeni bir emre kadar duracaklarını söylemiştir.
Amerikan Askeri
Yardım Kanununda
mühim bir tâdil
Woshington, 21 (YÎRS) — Meclis 30 a karşı 286 ile Amerikanın silâhlanması ve başkalarına silâh yardımı yapması için 17 milyar dolarlık kanun projesindeki tadili kabul etmiştir. Bu tadile göre (millî emniyet konseyi) de. mlrperde arkasındaki memleketlere harp levazımatından sayılacak maddeleri ihraç eden memleketlere yardımı kesebilecektir. Su var ki. bu gibi ihracat Amerikanın emniyetini ihlâl edici mahiyette olmalıdır. Bu tadile sebep Trumanın çok daha sert olan eski şekle itiraz etmiş bulunmasıdır.
Avrupa Parlâmentolar Birliğinin
çok mühim bir kararı
Atlantik Paktı faydalarının Akdenize sahil devletlere de teşmil edilmek üzere genişletilmesine matuf karar ittifakla alındı
Constance. 21 A A. (AFP) — Çalışmalarına dün akşam son veren Avrupa Parlâmentolar Birliği Kongresinde Türk heyeti mühim bir rol oynamıştır.
Türk heyeti Başkanı Profcsvr Sadrl Maksudl Arsal, aşağıdaki üç meselenin halline matuf tasarıyı hazırlamakla mükellef bir hukuku siyaal komisyonunun ihdasını hedef tutan teklifi İleri sürmüştür:
1 — Müstakbel Avrupa kurucu meclisinin seçiliş şekli
2 — Tasarlanan federasyonun icra! ve teşrii organlarının yetkileri,
3 _ Bu federasyon yetkilerinin hududu ve iştirak eden memleketlerin mili! hAkimiyetb 11
Bu takrir ittifakla kabul edilmiştir.
Mülteciler Komisyonunda Avusturya murahhasları tarafından desteklenen Türk heyeti, Birleşmiş Milletler Teşkilâtının °blr devlet tarafından alınan ve halkının bir kısmının kütle halinde tehcir veya ihracı ile neticelenen her türlü İç tedbiri barış için bir tehdit telâkki edeceğini,. İlân eylemesini hedef tutan bir takririn tasvibine muvaffak olmuştur.
Bu karar sureti Türkiye için birinci derecede bir ehemmiyet kesbrt-mektedlr. Zira Türkiye, Bulgaristan d a yerleşen Türk tebaasının muhacereti ile neticelenen Bulgar Hükümeti tedbirleri He. karşılaşmaktadır.
Nihayet Kongre, Mandallne’ın çok şayanı dikkat müdahalesi sayesinde, Atlantik Paktı faydalarını Akdenize sahil devletlere teşmil edilmek üzere genişletilmesine nıâtuf karar suretini ittifakla kabul etmiştir.
Sarıyar hidroelektrik santralının
• •
kabul edilmiştir, da muhalif kal-
Ankara 21 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Türk Hükümeti ile Marshall Plânı Türkiye icra komi-
Bulgar Elçisi, gazetecilerin suallerinden kaçmaya çalışırken


Güney Afrlkada-kl Hintli azınlıklara yapılan farklı muamele hakkındaki takriri Güney Afrika ve A vust rafyanın muhalefetine rağmen ruznanıeyo alınmıştır.
Her hangi bir istilâya Birleşmiş Milletler emrini ordu kurulması hakkındaki A-merikan takriri de Rusların muhalif oylarına mukabil ruzr nameye alınmıştır.
inşasına dair anlaşma
Anlaşma, dün müzakere, imza ve ilân edildi
tesi arasında Sakarya Nehri üzerinde Sarıyar mevkiinde 80.000 kilovattık bir hidroelektrik santıralı ve bu e-nerjiyi nakletmek İçin lüzumlu havai nakil hattının inşası için anlaşmaya varılmış Vc bu anlaşma Devlet Bakanı Feyzi Lutfi Karaosman-oğlu vq Marshall Plânı îcra Komitesi Başkanı Orta Elçi Russell H. Dorr tarafından bugün müzakere ve imza edilerek ilân edilmiştir. Anlaşma Marshall İdaresi tarafından da Amerikada tasdik edllmişştlr.
Anlaşmaya göre projenin bütün masrafı 128 milyon Türk lirası değerindedir. Bu tesisatla ilk senelerde takriben 343 milyon kilovat enerji temin edilecektir. Talep arttığı takdirde 80 I in kilovattık bir ilâve santralı kurmak mümkün olabilecektir.
tstan bulun 245 kilometre güneydoğusuna ve Ankaranm 120 kilometre batısına düşen Sarıyar mevkiinde kurulacak olan bu enerji santralı ve havaî hattı İstanbul bölgesi. Zonguldak kömür havzası. Karabük ve Kırıkkale Çelik Fabrikalarına enerji temin edecektir.
Yapılan anlaşmanın ve yayınlanan tebliğin tam metnini bugün üçüncü sayfamızda bulacaksınız.
Bulgar Elçisi dün gece
Istanbula döndü
Elçi, gazetecilerin sordukları sualleri cevaplandırmaktan imtina etti
Bulgar Hükümeti İle Hükümetimiz arasında, Bulgar is t andan yurdumuza gelecek mülteciler hakkında tevali c-den notalardan sonra hükümeti ile temaslarda bulunmak üzere Sofyaya gitmiş olan Bulgar Büyükelçisi Ço-hanof dün şehrimize dönmüştür.
Semplon Ekspresi seterlerinin İnkıtaa uğraması yüzünden Büyükelçi hududa kadar otomobille gelmiş, oradan Edirne trenine binerek dün gece saat 23 45 te Sirkeciye vâsıl olmuştur.
Garda kendisini Konsolosluk erkânı ile gazeteciler karşılamıştır. Büyükelçi, gazetecilere verilecek hiç bir beyanatı olmadığını söylemiş, bir arkada şımızın sorduğu sualleri şu şekilde cevaplandırmıştır:
Bulgaristandun gelecek mültecilerin durumu hakkında bizi aydınlatmaz mısınız?
Bu meseleye dair Türk Dışişle* rl Bakanlığından izahat İsteyin, ben hiç bir şey söyliyenıem.,,
— Niçin söyliyomezsiniz? Konuşmanız yasak mı edilmiştir?
— Hayır yasak edilmemiştir. Fakat size söyliyecek hiç bir sözüm yok „
— Ankarada, İstanbul Konsolosunun iştirakiyle Bulgaristandaki Türk-lorin hicreti meselesine kat! bir hal çaresi bulmak üzere bir toplantı yapacağınız söyleniyor. Doğru mu?
Büyükelçi bu suali tekzip etmemiş, sadece “Bilmiyorum,, diyerek gazetecilere kendisine dalın fazla sual sormamalarını rica etmiş ve otomobiline binerek ayrılmıştır.
Çobanof’un bugünlerde İstanbul Konsolosu Kapsamunof ile birlikte Ankaraya hareket etmesi muhtemeldir.
Dışişleri Bakanımızın Ingiltere ve Fransaya teessüf mesajı
Anadolu Ajansı, böyle bir mesaj gönderilmediğini tebliğ ediyor
Ankara 21 (AA.) — Dışişleri Bakanımız tarafından İngiltere ve Fransa Hükûmetlerino bir teessüf mesajı gönderildiğine dair, yabancı bir ajansa atfen, gazetelerimizde çıkan haberin tamamen asılsız olduğunu A-nadolu Ajansı tebliğo mezundur.
• *
Vali, halka su biriktirmesini tavsiye etti (Gazeteler)
- Ne o!.. Yeniden İstifçiliğe ııri başladın?
- Evet ama, bu sefer Vali boylu tavsiyesi ile!
S a 51a 2
Y E N î İSTANBUL
22 Eylül 1950
Nüfus siyasetimiz
Senelerce evvel meşhur blı* maliye nazın ve çok iyi bir iktisat ve istatistik profesörümüz olan rahme! II Cavlt Bey btr gün dersinde bir îngl-llzln o tarihte bir vilâyeti ziyaret etmek istediği zaman, oranın en bilgin adamından bazı «eyler sormak arzusunda olduğunu ve kendisine müftü efendinin tavsiye edildiğini söylemiştir. lngllizin bilmek İstediği şeyler o vilâyette oturan insanların miktarıy-le kadın veya erkek nispetinden başka bir şey değilmiş. Mütfü efendi kocaman sakalını mübarek geleneklere uygun bir vakarla karıktırarak düşünmüş. uzun ömürüne rağmen bunları bilmek İhtiyacını duymadığını 1-tiraf etmiş ve matruş olmasından genç gibi görünen lngillzc bu gibi havai ve faydasız şeylerle uğramamasını tavsiye ederek cehlini kapatma* istemiş. Yine onun söylediğine göre mektepten çıktığı vakit maarif nezaretinin istatistik kalemine memur e-dilmış. İlkokul talebelerinin sayısın Öğrenmek İçin bütün okul başöğretmen veya o zamanki tâbiriyle müdürlerine birer sual kâğıdı göndermiş. Gelen cevapların yekûnuna göz gezdirince hayretlere düşmüş; çünkü hor müdür kendisinde fazla talebe bulunursa o nispette mükâfat göreceğini zannederek rakamları artırmış ve neticede TÜrkiyede tekmil okul talebelerinin bir kaç misli ilkokul öğrencisi ortaya çıkmış.
Bu ve buna benzer btr çok hazin misaller, bizde rakamlara bir ehemmiyet verilmediğini. bu hususta çok lâkayt ve laüball hareket olunduğunu gösterir. Bunların bir çok emek ve tetkiklerle yapılanları da icap eden yerlerde lâyık olduğu ehemmiyeti görmemiştir. Rakamların söyletilme-si ve tahlili lâzımdır. Bu yapılmadı#! takdirde istatistiklerin hiçbir ehemmiyeti kalmaz. Cumhuriyet Devrinde bu hakikat takdir edilir gibi görülmüş, evvelâ uzun zamanlar istatistik İşlerimizin başına mütehassıs bir ecnebi getirilmiş, sonra da bu İşlerin başında ehil ve vukuflu vatandaşlarımız bulundurulmuş ve bulundurulmaktadır. Herhalde Cumhuriyet Devrinde tanzim ve neşredilmiş olan istatistiklerimizden memnun olmamak kabil değildir. Bunların ne kadar büyük mahrumiyet ve müşküller içinde vücudâ getirildi#! düşünülürse takdir etmek ihtiyacı da o nispette artar.
Bu istatistiklerimizin memleketimizde takip edilecek nüfus politikasında en büyük rolleri olmak iktiza ederdi. Bilhassa coğrafya mütehassıslarımızın işbirliği ile bu İşlerin hakiki bir surette tetkik edilmiş ve hükümler verilmesine çalışılmış olması bizi meçhûller içinde kalmaktan kurtaracak ve memleketimizi bize tanıttık-
Yazan : Habib Edlb - TÖrchan
tan başka onun nüfus Riyasetini tes-bitte de yardımı dokunacaktı. Bunların henüz yapılmamış olması iç politikamız noktasından çok nrınılncaK bir hâdisedir.
Şimdi memleketimize bir göç ekininin başlaması günün konusu haline gelmiştir. Biz bu hâdisenin memleket İçin hnyırlı olabileceğini tahmin ediyoruz. Herhalde memleketimiz gibi yeraltı ve yor üstü bir çok zenginlikleriyle başlı başın a bir ekonomik varlık sayılan bir ülkede insan koluna ve onun fikir ve mesaisine büyük bir ihtiyaç vardır. Topraklarımızda yaşayanların az olması yüzünden servetlerimizin gerektiği gibi İstismarı kabil olamamaktadır. Şimdiki durumumuza bakarak milli servetlerimizin az a-damlarn bile yetmediği hükmünü çıkarmak doğru değildir. Hariçten gelecek ırkdaşlarımızın çalışma sistemleri öyle zannediyoruz ki, daha mütekâmildir. Onlar boyunduruk altında yaşamış olmalarına rağmen terakkiyi daha İyi takip edebilmek imkânlarını bulmuşlardır. Bilhassa yaşadıkları memleketlerde her şeyi hükümetten beklemek İmkânları olmadıktan başka hükümetten zorluklardan bA$-ka birşey de görmediklerinden hayatın müşküllerini yenmek için daha mukavim ve daha gayretli olmuşlardır. Onların memleketimize gelmesi, iktisadi hayatımızın inkişafında büyük fsycialar husule getirecektir. Biz nüfus siyasetimizde artışı yalnız doğuşların çoğalmasından ve bilhassa çocuk ölümünün azalmasından bekleyemeyiz. Bunlar hükümetin sıhhat işleri arasında büyük yer almakla beraber derhal yapılabilecek şeyler değildir. Memleketin refahı ve seviyenin jdlkselmesi de bu işlerle çok yakından ilgilidir. Bu İse ancak zamanla olabilir. Onun İçin şimdi hariçten bize gönderilecek ırkdaşlarımıza kollarımızı açarken bunu kendimiz t-çin de bir bahtiyarlık telâkki etmeli v© hc.tta başka memleketlerdeki ırkdaşlarımızın gelmesi İçin de teşkilât kurmaya başlamalıyız, öyle zannediyoruz ki, insanlığın yükselmesi ve ancak tam bir demokrasinin sağladığı hürriyet içinde yaşaması maksadiyie düşünülmüş olan • Marshall Plâ -nı yardımından bu işin finanse e-düebilmesi her bakımdan büyük imkânlar temin edebilir. Yalnız şimdi ü-zerlnde duracağımız en mühim nokta nüfus siyasetimizin ann çizgilerini tesblt etmek, rakamlar üzerinde, bilgiden ayrılmamak şartiyle, durmak lâzımdır. Eğer buna bilgimiz kifayet etmiyorsa bunu da açıkça söylemek ve yabancıların ihtisasından ve tecrübesinden istifadeye çalışmak hükümetin başlıca yapıcı meziyetlerinden en ehemmiyetlisi olacaktır.


Denizyollarının
yaptıracağı
Şehir köşeşi
Bir bağış münasebetiyle
drvn.m ettirdiği memnuniyet du-
r/inır Bcloikada
Bay Süreyya İham, İÇÇİtrr içtıı bir batftş yaptı. Bütün nıcmlrkettr İyi akikler yyandıran takdirler tnyhyan hu hareket karfft^ndn iutıay ferahlık duyuyor, eskiden, çok ruhiden vakıflar eden celilerimi-
zin a uanr^nıi içih de ayrıca yuyor.
Evvelki fffln
hf r .1/ ıır bir yenr reeeama vr-rdmrk lizern ymi hir mükâfat nc ait bir rı.mb geçti. Yirmi beş kadar mücenie ara-.soıda, fi fabrikatör, i avukat, S doktor vardı,
Düşihıdilm: Acaba bizde dr, sanatkârlar için buna bon^vr mükâfatlar konulamaz mif Bu iş için dr hir ^Süreyya flmrıı,, (ıı çıkmasını nu brkliyrlimf Meselâ yirmi seneden faciadır, Istanbulda bir şehir galerisi kurulması mesele haline gelmiştir. Hem bu milyonluk, yiLs bin-lik bir iş dr değildir.
Bir kere daha, sanatseverlere, hatırlatması bizden.
BİR İSTANBULLU
YARIN KURBAN
BAYRAMIDIR
Bayram namazı saat 7,33 te kılınacak
Ynnn Kurban Bayramıdır. Bu münasebetle şehrin muhtelif yerlerinde kurbanlık koyun satışına hararetle devam edilmektedir. Bayramın yaklaşmış olması yüzünden kurban fiyatlarında hissedilir derecede bir tenezzül muhtelif hazırlığı satışları şük olması yüzünden hediyelik eşya satışı Şehrin bazı meydanlarında çocuklar için bayram yerleri kurulmuştur.
Bayram Namazı şehrimizde yarın sabah saat 7,33 te kılınacaktır.
hissedilir
göze çarpmaktadır. Ayrıca, çarşı ve pazarlarda bayram dolayısiyle olmak tadır.
muhtelif eşya Fiyatların dü-bol miktarda yapılmaktadır.
Levazım okulunda yapılan diploma töreni
İstanbulini su sıkıntısı, sene nihayetinde sona erecek
Yeni tesisat, dün Vali ve gazeteciler tarafından gezildi içilebilecek evsafta olduğu anlaşıldı
Terkos suyunun
Levazım Okulu 1949-1950 mezunlarının diploma dağılımı töreni dün saat 16 da Okul binasında yapılmıştır.
Ordu Kurmay Başkanı Vedat Ga-ran, İstanbul Levazım Amiri Tuğgeneral Zeki Aytun ve Levazım Okulundan mezun emeklilerin hazır bulunduğu törene İstiklâl Marşlyle
başlanmış, müteakiben Okul Komutanı Celâl Tarlan söz alarak, bu yıl Levazım Okulundan, biri AfganistanlI bir binbaşı olmak üzere 41 subayın mezun olduğunu bildirmiş ve mezunlara kısa bir hitabede bulunmuştur.
Celâl Tarlandan sonra, mezun o-lan subaylardan Cavıt Alpay konuş-
muş ve duydukları hisleri belirtmiştir.
Bundan sonra mezunlara diplomaları dağıtılmış ve son olarak konuşan İstanbul Levazım Amiri Tuğgeneral Zeki Aytun, genç subaylara ö-ğütlerde bulunmuş ve dâvetliler hazırlanan büfede ağırlanarak törene nihayet verilmiştir.
Vali ve Belediye Reisi Fahreddin Kerim Gökay. yanında Sular tdare» sİ ve Belediye Fph İşleri Müdürleri ve gazeteciler olduğu halde dün sabah saat 10 dA Kâğıthane ve Torko-sa giderek terşih havuzlarını ve döşenmekle olan yeni hu boru şebekesini teftiş etmiştir.
Yol güzergâhındaki köylerin ihll-yaçlariyle de alâkadar olan Vali, bilhassa Kemerbuçgazlıların aıı ve elektrik ihtiyaçlarının temini için direktifler vermiştir.
Şehre günde 100 bin metre hu verecek olan bir metre kutrundaki boru ferşiyatının Terkos Gölüne çok yaklaştığı görülmüştür. Kalan yalnız 6 kilometrelik boru ferşiyatında 1500 e yakın işçi çalışmaktadır. Ayrıca şehre verilecek hangi bir ârızn taylıkla tesbiti muhtelif yerlere
nulmuştur. Bekçiler tarafından gece gündüz kontrol edilecek olan bu manometrelerde muayyen tazyik düştüğü takdirde ârıza olduğu anlaşılarak derhal tamlratA başlamak imkânı hâsıl olacaktır. Ayrıca Kcmcrbıırgaz-dan sonra Dörtyolda yapılmakta o-lan 25 metre derinliğindeki yarmanın İnşaatı da hayli İlerlemiştir. Ayrıca yamaçlar yakınından geçen borular. heyelân tehlikesine karşı beton galeriler içinde emniyete alınmıştır.
Terkos Gölünde yemek yenildikten sonra, burada da köylülerin ihtiyaçları dinlenilmiş ve göldeki tesisat tetkik edildikten sonra 16.30 da Ar-
navutköy yolu üzerinden ş*hre nülmüştür.
Hâlen şehre su basan makineler buharla çalışmaktadır 1 ocakta faaliyete geçerek yeni boru şebekesini işleterek olan elektrik transformatörünün inşaatına bugünlerde başlanacak, ve Kâğılhgneden verilecek olan cereyan kablosu gelecek haftadan 1-tibaren çekilecektir.
Terkos suyunun içilebilecek evsafta ve temiz olduğu son tahlil neticesinde de sabit olduğundan şehirlilerin hiç çekinmeden bu suyu içebilecekleri anlaşılmıştır.
dö-
ÎSTANBULUN KURTULUŞU
Vilâyet, bir kutlama programı hazırlıyor
« Ekfm İHtanbııl.ın kurtuluş gü-nüne tesadüf etmektedir. . Bu münasebetle Vilâyet, Kurtuluş Bayramının programım hazırlamaya başlamıştır.
Alâkalılardan mürekkep komisyon bu husustaki toplantılarına devam etmektedir. Program bugünlerde kati şeklini aİArnk ve bayramdan sonra bastırılarak dağıtılacaktır.
yeni gemiler
su tesisatında her halinde yerinin ko-için hat boyunca manometreler ko-
Okullar 2 ekim pazartesi günü açılıyor
Bütün okullar 2 ekim pazartesi günü açılacaktır. Lise olgunluk im-tıhanları bitmiştir. Ortaokul ve liselerde bir taraftan yeni, tan tecdidi kayıtlara mektedir. Üniversitenin fakültelerinde kayıtlara maktadır.
diRcr ta raf -devam edü-de muhtelif devam olun-
Üniversitede imtihanlar başlıyor
İstanbul Üniversitesinde güz devresi imtihanları ayın 2 sinde başlı-yacaktır. İmtihan günlerini bildiren listeler fakülteler trafından ilân e-dilmlştlr.
Demokrat Partinin ocak kongreleri
Demokrat! P8rtı Ocak Kongrelerine bütün ilçelerde devam edilmektedir. Kongrelerde umumiyetle hararetli bir hava müşahede olunmaktadır. Orak kongrelerinin bir buçuk ay kadar devam etmesi muhtemeldir.
D. P. Milletvekilleri önümüzdeki haftAdan İtibaren kongreleri takip edecekler ve partililerle temaslarda bulunacaklardır.
Ahmet Rasimin hâtırası anıldı
Ahmet Rasimin ölümünün 18 inci yıldönümü dolayısiyle. dün Heybeli-adadaki kabri ziyaret edilerek hâtırası anılmıştır. Ayrıca dün akşam saat 20,45 te de İstanbul Radyosunda merhum hakkında bir konuşma yapılmış ve müteakiben eserlerinden müteşekkil bir konser verilmiştir.
Proje, Marshall Plânı, Paris Merkezinde tasdik edildikten sonra tatbik edilecek
Devlet Donızyollan Umum Müdür Muavini Behçet Osman Ağanğ-lu dün sabah Ankaradan ekspresle şehrimize gelmiştir
Marsho.11 Plânından ayrılan tahsisatla yaptırılacak olan yeni gemiler hakkında İdarenin hazırladığı proje Ankaradaki Avrupa İktisadi İşbirliği Teşkilâtı tarafından esas itibariyle uygun görülmüştür.
Şimdi Paris merkezine gönderilecek olan bu projeyi Marshall Yardım Plânı Paris merkezi d* tasdik ettiği takdirde derhal tatbikata geçilecektir.
Diğer taraftan Amerikadan alınması düşünülen yüzer havnız ve tamir ntelyesi için iki firmadan teklif alınmıştır.
Bulgar Kilisesinde Petkofun hâtırası anılacak
Bulgar komünistleri taralından 23 eylül 194 7 gecesi, öldürülen Bulgar Köylü Partisi Reisi Dimitri Petkof-un hâtırasını anmak üzere 24 eylül pazar günü Şişlideki Bulgar Kilisesinde bir tören yapılacaktır. Tören. îstajıbuldaki Bulgar mülteciler tarafından tertip edilmiştir.
Sanat Dostları Cemiyeti âzası Müzeyi ziyaret ettiler
Dün. Sanat Dostlan Cemiyeti lan, Topkapı Sarayı Müzesinde lanmışlar ve müzenin kıymetli dürü Bay Tahsin öz’ün delâletiyle Harem dairesini gezmişlerdir.
Uzun zamandır yer yer ihyasına çalışılan bu meşhur dairenin mühim bir kısmında tamirat ve ‘'restorasyon., faaliyeti bitmiş gibidir. Dairenin tarihi ehemmiyetine nazaran pek az bir tahsisatla da geri kalan kısımlann tamamlanması mümkün olacak ve o zaman: Harem dairesi umuma açılabilecektir.
âza-top-Mü-
İlköğretim Haftası başladı
İlköğretimin ehemmiyetini anlatmak üzere, her yıl yapılmakta olan İlköğretim Haftası, şehrimizde dünden itibaren başlamıştır.
Bu itibarla Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından hazırlanan program gereğince, radyo konuşmalarından sonra, her bölgede 2 ekime kadar ilk tahsil çağındaki çocukların sayımı yapılacaktır.
Avın 30 unda Vali, Yıldız Çadır Köşkünde öğretmenlere bir çay ziyafeti verecektir.
Adalet Bakanı, tetkiklerine devam ediyor
Bir müddetten beri şehrimizde tetkiklerde bulunmakta olan Adalet Bakanı Halil özyörük, dün Adliye binasına gelerek bir müddet meşgul olmuştur. Bakanın hafta sonunda An-karaya dönmesi muhtemeldir.
Demokrat Parti Belediye Meclisi üyeleri, dün bir toplantı yaptı
Demokrat Parti İstanbul Belediye Meclisi Üyeleri, bugün saat 16 da Partinin Kadıköy ilçe merkezinde ihzari bir toplantı yaparak Belediyenin daimî encümen ve ihtisas komisyonlarına seçilecek üyeleri tesblt etmek üzere görüşnıelerede bulunmuşlardır.
Söz aİAn 32 üye, la ra temas ederek laımşlardır.
Toplantı sonunda
taUnbul Bölge Müfettişi, Milletvekili Hüsnü Yaman, tstanbu-lun blnbir derdi üzerinde durmuş, şehrin müstakbel gelişmelerini sağlamak, vatandaşların sükûn ve huzur içinde çalışmalarını temin etmek yolunda meclisin hizmet ve vazifelerini belirtmiştir.
Belediye
26 ncı salı toplanmak mışlardır.
muhtelif mevzu-fikirlerini açık-
söz alan parti
İstanbul
Pansiyonlu okullar miktarının arttırılması düşünülüyor
Şehrimizdeki paralı pansiyonlu ilkokullara rağbet günden güne artmaktadır. Beher talebe İçin ayda a-lınan 40 lira ücret, talebe velileri ü-zerinde bugünkü hayat şartları karşısında çok müsait bir tesir yapmış olması bu rağbetin artmasına sebep olmaktadır.
Milli Eğitim Müdürlüğü bu alâka karşısında pansiyonlu okul miktarını arttırmak üzere tetkiklere başlamıştır. Hâlen Yeşilköy, Anadolu hisar ve GÖztepede bulunan yatılı okullara ilâveten şehrin bazı semtlerinde de yeniden yatılı okullar açmak üzere müsait bina aranmaktadır.
Diğer taraftan Küçükyalı pansiyonlu okula alınan parasız yatılı çocuk miktarı da. müracaatın ancaJc yüzde birini karşılamaktadır. Her yıl olduğu gibi bu yıl da Belediye nez-dınde teşebbüslere geçilerek tahsisat temin edildiği takdirde ya bu okulun tevsii cihetine gidilecek yahut da ye-bir okul bu işe tahsis edilecektir.
Valinin Süreyya Paşaya telgrafı
Sayın Süreyya îlmen tarafından şehir İşçilerine vaki olan teberru dolayısiyle Vali ve Belediye Reisi Prof. Gökay kendisine şu telgrafı çekmiştir: “Memleket ve şehrimizde bugüne kadar mesbuk olan hizmetlerinizi, şehrimiz işçilerinin ihtiyaçları olan bir sanatoryum için geniş arazi ve bina teberrüu suretiyle temin etmiş olmanızdan duyduğum şükran hiçlerimi bıld|rlr, saygılarımı sunarım’.
İngiliz Büyükelçisinin teşekkürü
İngiliz Büyükelçisi Slr Char* les’ın gönderdiği bir mektupta, Altes Royal Edlnburgh Dükünün îstanbuhı ziyaretinde temin edilen muvaî» fakıyet ve bilhassa Emirgân Köşkün* deki güzel suvare dolayısiyle Vali vş Belediye Reisi Prof. Gökay İle refikalarına derin minnettarlığı bildirmekte ve îstanbuldaki ikametinden çok güzel hâtıralarla ayrılan Dük Hazretlerinin bir gün tekrar gelmeyi ümit ettiği ilâve edildikten sonra bu seyahatin İngiliz ve Türk milletlerin! bağlayan dostluğu en mesut bir şekilde kuvvetlendireceğin© kani bulunduğu yazılarak, ziyaretin muvaffakiyetinde âmil olan Vilâyet erkânına da teşekkür edilmektedir»
Tekelde yeni bir tâyin
Tekel Bakanlığı Muamelât Müdürü Hamdi Ürüyen, terfian Ankara Başmüdürlüğüne tâyin edilmiştir.
nl
Meclisi üyeleri gtinÜ saat 15 te üzere saat 19 da
ayın tekrar dağıl-
“Akşam" gazetesi
33 yaşında
Akşam refikimiz 33 üncü yılını tamamlamış bulunmaktadır.
Bu itibarla kendisini tebrik eder, hizmetlerinin uzun ömürlü olmasını dileriz.
İntişar
Glascow Üniversitesinin 500 üncü yıldönümüne bir Türk delegesi çağırıldı
Glascow Üniversitesinin 500 üncü yıldönümü münasebetiyle yapılacak törende bulunmak üzere İstanbul Ü-niversitesinden bir delege davet e-dilmlştir. İstanbul temsil edecek olan seçilecek ve şubat Glusco\v*a gidecektir.
Üniversitesini delege yakında ayı içerisinde
Muallimler Birliğinin bugünkü toplantısı
Muallimler Birliği İdare Heyeti bugün saat 16 da birliğe dahil olan Kadıköy Derneği, İstanbul Muallimler Cemiyeti ve Üsküdar Derneği idare heyetleriyle beraber mühim bir toplantı yapacaktır.
Fevkalâde olan bu toplantıda Holandadan avdet eden Dünya Muallimler Birliği mümessilinin İzahatı dinlenecek ve kongre hazırlıkları yapılacaktır.
KISA HABERLER
+ İran Başkonsolosluğu tarafından Vali ve Belediye Reisi Prof. Gökaya gönderilen bir mektupla, Prenses Chams Pehlevl Hazretlerinin şehrimizde bulundukları zaman haklarında gösterilen sıcak kabulden mütevellit İyi duygularına tercüman olmak ve samimî selâmlarını bildirmek için vazifelendirilmiş olduğu beyân edilmektedir.
•A Geçenlerde Istanbulu zl}raret eden Kardinal Agopyan. Romadan Vali ve Belediye Reisi Prof. Gökaya gönderdiği bir mektupta, kendileriyle vuku bulan temaslarından mütevellit güzel intihalarını bildirmekte ve derin memnunluğunu izhar ederek mln-ncttarlık hislerinin kabulünü rica eylemektedir.
Türk Millî Oyunlar ve Koro Ekipi Avrupaya gidiyor
Bir İtalyan turizm bürosu. Türk Talebe Federasyonuna müracaatla bir Avrupa turunu yapacak bir Türk milli oyunlar ve koro ekıpinı temin etmesini istemiştir. Mevzubahis ekip. Avrupada îtalyadan başlıyarak sıra-siyle Fransa, Belçika, Holânda, Danimarka, Norveç. İsveç, Almanya ve lsviçreyi gezecek ve milli oyunlarımızı gösterecektir.
40 gün sürecek olan bu seyahatin bütün masrafların^ îtalyadan itibaren turizm bürosu deruhte decktir.
Tamamen öğrencilerden seçilen bir ekip, bir aydan beri Teknik Üniversitede milli oyunlarımız üzerinde çalışmaktadır.
Ekip, bu ay sonunda ltalyaya müteveccihen hareket edecektir.
YENİ İSTANBUL
SİYASÎ İKTİSADÎ MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal H. SAKLICA
Yazı İçlerini fiilen İdara eden mesul müdür:
Mlthnt PERİN
Negredibniyen yazılar iade edilme».
Basıldığı yer :
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
PEYAMİ SAFA
YALNIZIZ
— 11 —
Ana oğul çıktılar. Hiç konuşmıyan Sel-mln. dalgın gözleriyle Aydım takip ettikten sonra mırıldandı:
— Dün de rengi bozuktu onun.
Besim önüne konan zeytin tabağına parmağını uzatarak «aydı:
— Bir. iki. Üç, dört... On bıf. Şimdi hepsin! yerim ben. On birden on bir çıkar, sıfır kalır. İşte bana bu kadar hesap yeter.
Samim önüne bakıyordu. Yemeği birdenbire kesti ve bir sigara yaktı. Selmin de iştahsızdı.
Biraz sonra Mefharet geldi ve haber verdi: Aydının harareti 36,8.
— FRkat korkuyorum, dedi, İbrahim Beyin kızı menenjit olduydu böyle. İmtihana çalışırken.
Besim ağabey8İne baktı.
— Slmeranyada da mektepler böyle midir?
Samim ayağa kalktı, terasa doğru İki adım attı ve bahçeye bakarak cevap verdi:
— Mektep yoktur orada.
— İnsanlar analarından Alim mi doğarlar?
Samim Kardeşine doğru döndü ve gülüm-
51
sedi. Elleri ceketinin ceplerindcydl. Vücudu gevşek duruyordu. Başı hafifçe sola ve öne doğru eğilmişti. E1A gözlerinin devamlı bir şüphe ve dikkatle karışık cesur ve gururlu bakışı, ince dudaklarının etrafındaki tatlı gülüşün verdiği tevazu intihamda yumuşuyordıı. Onun, kendiainden istenen şeyi anlatmaya razı olduğu zaman aldığı bu poz derhal alâka uyandırır ve yarattığı sessizlik ortasında bütün dikkatleri toplardı.
Kısa bir kahkaha ile baş>nı salladıktan sonra cevap verdi:
— Slmeranyada her seviyeye göre okuma salonları, lâboratuverlar, atölyeler, müzik, tiyatro. sinema ve spor evleri vardır. Her yaşta insanlar bunlara devam ederler. Her merak ettikleri mevzuu kendileri etüd eder ve öğrenirler. Çocuklar ve gençler için, araştırma me-todlarım gösteren kılavuz - öğretmenler vardır. Bunların vazifeleri öğretmek değil, öğrenmenin yolunu öğretmektir. Çünkü Simeranya pedagojisi, İnsanın bütün hayatında Öğrendiği şeyleri ancak kendi istediği zaman ve kendi a-raştırmaları neticesinde öğrendiğini bilir. Eski dünyada, yani Slmeranyaya göre bugünkü dünyamızdaki okullarda çocuklara ve gençlere öğretilen şejderin, muayyen istidat ve ihtiyaçları karşılamadıkça, hayatta hiç bir İşe yaramadığı anlatılmış ve klâsik mektepten eser kalmamıştır: Sınıf, kürsü, ders programı. nutuk söyler gibi ders veren öğretmen ve profesör yoktur. Diploma yoktur.
Besim bağırdı:
— Bravo! Fakat bunlar bizim dünyamız için meçhul nazarlyeler değil. Bütün yeni ter-
62
biycciler, Rousseau’dan beri böyle düşünürler.
— Burada nazariye olan şey orada hayata girmiştir.
Mefharet sordu:
— Nasıl oluyor, anlamıyorum. Sınıfsız, derssiz. diplomasız.,.
Ağabeyslnin yerine Besim cevap verdi:
— Gayet basit. İş hayatından daha büyük mektep, tecrübeden daha büyük ders, İhtiyaçtan daha büyük mürebbi, tecessüsten daha büyük öğretmen, muvaffakiyetten daha büyük diploma olur mu? Dünyanın ve Türklyonın hemen hiç bir büyük zengini Ticaret Mektebinden mezun değildir. Bazıları okuma bilmezler. Meşhur Amerikan milyarderlerinden kimi kundura boyacısı, kimi mağaza 9Üpürll-cüsü, kimi gazete müvezzli idi. Bizim Karamanlı milyonerlerin arasında İlkokul tahsili gören kaç tanedir? Size dünyaca meşhur bir Yahudi zenginimizin hikâyesini anlatmadım mı? Ameriktıda. doğduğu günün yıldöııümün- ■ de şerefine verilen ziyafette, bu milyonerimiz, kendisine çekilen tebrik telgraflarını kâtibine okuturken, dâvetlilere, okuma bilmediğini itiraf etmiş. Hftzırun arasındaki Amerikalı sanayicilerden biri sormuş:
“— Okuma bilmediğiniz halde bu kadar muvaffAk oldunuz, ya bilseydiniz ne olurdu?
•'Yahudi zenginimiz, gençliğinde işsiz kaldığını anlatmış. Bir tavsiye bulup Hahamhaneye başvurduğunu, fakat okuma bilmediği için oradAki münhal kâtipliğe tâyin olunmadığını da anlattıktan sonra:
“— Okuma bilseydim, şimdi aranızda bulunmak şerefine sahip olamazdım. Çünkü hâlâ Hahamhanede kâtiptim! demiş.
53
Besim ablasına doğru bir adım atarak ilâve etti:
— Bizim gibi mirasyediler için, geceleri kitap okumak, gündüzleri gevezelik etmek için lâzımdır. FAkat züğürtlerin bütün felâketleri alfabeden başlar.
Selmin büyük dayısına baktı. Samim kıza döndü:
— Bence, bütün mesele, insanın umum! kültürünü ve meHİek bilgilerini ihtiyaçlarına ve istidadına göre hazırlamasının yolunu kendisine göstermek ve vasıtalarını vermektir. Müfredat programlarının ezici yükü altında bunalan şimdiki mekteplerde her çocuğun ayrı ihtiyaç ve istidadı hesaba katılamaz. Talebe derse çalışmaktan ve imtihana hasırlanmaktan şahsi araştırmalara da vakit ve enerji bulamıyor. Halis kültürü de, meslek bilgisini de bu şahsi araştırmalar verir.
Mefharet sordu:
— Küçük yaşta da mı?
— Tabii. Önıre «üren alışkanlıklar küçük yaştan başlar. Çocukken Galatada çıplak a-yaklarla sigArn kâğıdı satan Seferoğlu’nun sonradAn büyük zenginlerimiz arasınA girmesi, müstehlikin İhtiyaçlarını küçük yaşta müşahedeye ve onları karşılamavı düşünmeye başlanıasındandır. Mektebe gitseydi bu tecrübe ve müşahedelerin hepsinden mahrum kalırdı.
Şetmin sordu:
— Slmeranyada nasıl oluyor bu?
— Çocuklar ve gençler, öğleden sonra, istidatlarına göre, ayn ayrı meslek şubelerinde staj görürler. Parazit değildirler. Büyük-54
lere yardım ederler ve bir çıraklık devresi geçirirler.
— İstidatlar? değişirse ?
— Mesleklerini de değiştirmek haklarıdır. Bu istidatları tâyin eden mükemmel testler vardır. Daha ziyade iş hayatındaki davranışlarına bakılır. Öğleye kadar ve isterlerse geceleri nazari araştırmalar ve incelemeler yaparlar. Fakat zorlama yoktur. Çünkü ora-dA insan bir makine adanı ve bir otomat değil, kabiliyetlerinin serbest gelişmesine her yaşta ve her meslekte imkân verilen mânevi bir şahsiyettir.
Kardeşine bakarak devam etti:
— Besimin dediği doğru: Ben yeni hiç bir şey söylemiyorum. Bugünkü terbiyecilerin hepsi aynı kanaattedirler. Fakat eski dünyamızda köhne mektep telâkkisi yaşamaya devam ediyor. Bütün bir sosyal bünye değişmedikçe, yeni pedagoji, fikrilerine tatbik sahası bulamaz. Rousseaıı'dan Kerchensteiner’e ve John Devvey’e kadar, iki asra yakın zamandan bert bütün pedagogların çırpınışlan nafile olmuştur. İnsanın kendi kendisi halikındaki bozuk telâkkisini değiştiren bir dünyaya muhtacız. Dewey ne diyor? "Okul kitaptan ve* dersleri bize başkalarının bilgilerini ve keşiflerini gösteriyor ve gûya, bilgi yolunda en kısa yoldan götürüyor. Hakikatte bu öğretim usulü, bize gerçekleri ve fikirleri anlamak yerine, hazırlop bilgileri ezberlemekten başka bir şey olmıyan bir papağanlık öğretiyor,,.
(Devamı var)
55

4
Sayfa 3
22 Eylül 1950
Bir dünya vatandaşının hâtıra defterinden 7
İnsanlar ve
maymunlar
Selim Sabit
HİNT Hükümeti, Gandinin “Kansız mukavenu’t,, prensiplerini unutarak, ilk defa harp İlân etti. Fakat telâşa düşmeyin: Sadece, şimdiye kadar bananlar» öldürmeyi günah sayan Hint halkının müsamahaları ile sokaklarda tam bir serbesti içinde yaşaya duran elli milyon maymuna hücum ediliyor.
İnsanlarla maymunlar bir arada yaşıyorlardı. Bugün, yedi kişiye bir maymun düşen llindlstandn, bir gün bıı nispet tersine dönebilir. Zira, maymunlar İnsanların gaile ve yorgunluklarından ıızak, çiçekli ormanlarda, daldan dala sıçrayarak. sakin ve rahat bir hayat sürüyorlar. Fakat Ne'v-Delhl idarecilerinin bu mücadeleye, maymun “nüfusunun** İnsan adedini a-Sicağından korktukları İçin başladıkların» zannetmeyin. Asıl se-l>ep. İnsanların iyilik ve saflığından İstifade ederek, her sene, yarım milyon ton hububatın mahvına ve İnsanların açlıktan ölmesine sebep olan maymunların “heşlnel kolunu,, yoketmektir.
Bir çok defa, Hintlilere, iyi kalb-iniklerinin kendilerine ve milletlerine zarar verdiğini, maymunları öldürmekle çok menfaatler teinin edilebileceğini anlatmaya çalıştılar. Faydasız! Netice aynı oldu.
Almanya ile harp haline son
vermek kararının akisleri
Bu suretle, Almanyanın Rusların mesul olduğu
Londra, 21 A.A. (LPS) — Londrada-kt siyasi çevrelerin kanaatince, üç dışişleri bakanlarının Almanya He harp haline son vermek hakkındaki kararlan Federal Almanyayı Avrupa hür milletler camiasına almaya matuf tedbirlerin tabii bir neticesidir.
Diğer taraftan Londrada işaret e-d İldiğine göre. Almanya ile harp haline son vermek keyfiyeti Potsdam Andlaşmasma katiyen aykırı değildir. Bu suretle Doğu Almanya halkına. Al-manyanın ikiye bölünmesinden sadece Sovyet makamlarının mesul olduğu gösterilmiştir.
Londrada. Sovyetlerln şimdiki siyasetlerini muhafaza etmek niyetinde olduktan sanılmaktadır.
15 ekimde Doğu Almanyada. komünist nüfuzu altındaki memleketlerde Moskova tarafından yapilan seçimlere örnek “seçimler., tertip etmek hakkın-
G.Saray, Ingilterede Brighton Takımına 5-2 yenildi
Londra. 21 (AP) — Ingiliz takımla riyle maçlar yapmak üzere Büyük Britanyaya gelmiş bulunan Galatasaray takımı bugün öğleden sonra Brighton şehrinde “Brighton Hove" Kulübüne karşı yaptığı 5 2 kaybetmiştir.
Oyun baştanbaşa heyecanlı ve ketli olmuş. Türk takımı güzel
futbol göstermiş, fakat yer tutamamaları yüzünden Brighton’a bir hayli g(P fırsatları vermiştir. Türkler temiz ve metodik oynamışlar, fakat gol sahası
and maçı
ha re-bir
Nehru, Komünist Çinin Birleşmiş Milletlere alınmaması kararını tenkit! ediyor
Yeni Delhi. 21 (LPS) — Hint Kongre Partisinin bugün yaptığı bir toplantıda konuşan Hindistan Başbakanı Pandit Nehru. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunca. Çin Halk Cumhuriyetinin Birleşmiş Milletlere kabulünü İstlyen Hint teklifini reddetmesinden dolayı şiddetle tenkid etmiş vr demiştir ki: “Kurul bu teklifi reddetmekle. Çindeki hakiki durumu nazarı itibara almamıştır Filhakika Çinde Kuomlntang Hükümetinin devam ettiğini gösterecek hiç bir emare bu Ummamaktadır. Halbuki Çin Halk Cumhuriyeti mevcuttur vp faaliyet halindedir. Binaenaleyh milliyetçi Çinlilerin Birleşmiş Milletlere kabul dilmesini İstemekte devam etmek dlselerl nazarı itibara almamak mektlr...
Kongre Partisi ezici bir çoğunlukla Nnhrunun dış siyasetini tasvip e-den bir karar sureti almıştır, Bu karar sureti Birleşmiş Milletlerden Çin Halk Cumhuriyetinin Birleşmiş Milletlere kabul edilmesini İstemekte ve bu teşkilâtın, sinesine büyük devletlerin kabulüne muhalefet ettiği takdirde vazifesini başaramıyacağım ifade etmektedir.
Krar surelinde Birleşmiş Milletlerin Küredeki hedeflerini tasrih meleri de İstenmektedir.
e* hâ-de-
et
Bernard Shaw’a böbrek ameliyatı yapıldı
Luton « İngiltere» 21 A. A ( United Press 94 yaşındaki İngiliz edibi (îeorp.c Bernard Shaw*a bugün bir böbrek ameliyatı yapılmıştır. Edil», uzun zamandan beri böbreklerinden muzlaripti. Doktorları, iyileşip lyiloş-mlyeceği hususunda mütereddittirler.
Yülrek Muallim
Mektebi
yeniden açılıyor
Ankara, 21 (ANKA) — Yüksek Muallim Mektebi. Orta öğretim Enstitü-mü ve öğretmen Okulunun İHlanbuldo yeniden açılmasına karar verilmiştir Bu üç okul Çapadaki binada bir arada bulunacaktır. Çapa Lisesi öğrencileri Pertevnlyal Lisesine, Portevnıynl orta öğrencileri de Vefa Lisesine nak ledJleceklcrdir.
Bunun üzerine, hükümet bütiin mesuliyetleri üzerine alarak bir ınaymun başı getirene 5 rııbye (3 Türk lirası) mükâfat vereceğini Hân etmek zorunda kaldı.
Fakat İşe bakın kİ. bu su götürmez menfaat dahi, Pandit Nehru-ııuıı vatandaşlarını harekete geçiremedi. Maymunlara karşı kurulan müdafaa cephesinden gelen hu-berler iyi değil. Halk kütlesinin anlayışsızlığını tedavi mümkün o-la iniyor.
Bu maymun hikâyesi beni düşündürüyor. Bir şebek “beşinci ko. hı„ ile değil, fakat bir insan “beşinci kolu. İle tehdit edilen milletler çok. Bu milletlerin halkına her taraftan: “Dikkat, bu beşinci kol >lze felâket getirecek., diye bağın. Iıyor. Netice boş. Bu saf adamlar İhtarlara kulaklarını kapamışlardır. Nehrunuıı Hintlileri gibi, halkın menfaati için tedbirler alan hükümetleri İle dahi İşbirliği etmezler. Halbuki bir gün, İş İşten geçmiş olacaktır...
Ne feci bir şuursuzluk! Her şeye rağmen Hintlilerin İmrenilecek mukadderatları var. Zira insan zordu kalınca maymunların hâkimiyeti altına girmeyi kabul edebilir. Fakat, komünistlerin İdaresi altına girmeyi İster mİ acaba T
ikiye bölünmesinden ispat edilmiş olacak
da Moskovanın karan da bunu İspat etmektedir.
Batı Almanyanın savunması meselesine gelince. Al manyaya yapılacak bir taarruzu kendilerine tevcih edilmiş olarak telâkki edeceklerine dair üç dışişleri bakanlarının beyanatının çok ehemmiyetli olduğunu kayda lüzum yoktur.
Üç dışişleri bakanları. Avrupa savunmasına bir Alman ordusunun iştiraki lehinde bazı memleketlerde izhar edilen kanaati muhakkak hesaba katmışlardır. Bu mesele ciddi surette incelenecektir. Fakat işaret edildiğine göre. Almanyanın askerî kuvveti Batı savunmasına iştirak etmeden önce. Almanyanın komşularının endişesi meselesinden başka incelenecek mülâhazalar muhakkak vardır. Bununla beraber hiç şüphe yok ki. Londra Avrupa savunmasına Almanyanın iştiraki prensibini kabul etmektedir.
dahiline girince, zeki ve kombine hücumlarını golle netlcelendirebilecek hamleyi çıkaramamışlardır. Kaleci Turgay Seren, sağhaf Musa Sezer ve solaçık Eülent Varolun oyunları çok, beğenilmiştir.
Avusturya eski başbakanı
Sçhuschnrgg, Amerikan tabiiyetine girmek istiyor
Washington. 21 (A P.ı — Avustur-anın eski şansöllygsı Dr Kurt von ^chuschnigg He eşi Amerikan tâbi-yeline geçmek için müracaatta bu lunaıuşlardır Dr Schuscbnigg hâlen Miâsouri'nin SI. Louıs Üniversl’esind* "Avrupa Tarihi ve Hükümeti., kürsü 3ünü işgal etmektedir.
Amerikanın ithamı
Pusya, bir buçuk milyon Alman esirinin ölümünden mesuldür
vVashlngton. 21 ı AP) — İyi haber a-ı hükümet çevrelerinden bugün öğ-nildlğine göre. Birleşik Amerika ya-.ında Birleşmiş Milletler Teşkilâtına lunaenğı bir takrirle, Rusyayı 1.500 000 Alman harp esirinin ölümünden sorumlu tutacaktır. Bu Almanlar Rus-^adakİ temerküz kamplarında, esaretleri sırasında ölmüşlerdir
Esasen Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna sunulan diğer bir takrirde, Rusyacın eline düşen Alman harp c-ürleri akıbetinin tahkik edilmesi istenilmiştir.
bugün İran Parlâ-Sovyet tlracet an-rtmiştlr.
sözlerine şunları
Muhalefet Lideri, anlaşmaya itiraz ediyor
Tahran, 21 A.A, (AFP) — 1944 senesinde Iranın kuzeyinde Sovyetlere bir petrol imtiyazının verilmesinin reddine Hcbep olan Muhalefet Lideri Dr MosNadegh. 1 mentosunda İran -taşmasını protesto
Muhalefet Lideri ilâve etmiştir;
“Bazı şayialarda
Veçhile, Sovyet Rusyays kuzeyde yeni Imllya/Jnr verilecekse buna bütün saylavlar muhalefet edeceklerdir.,.
Dr. Mosaadugb. Meclisin muvafnka ti olmaksızın Başbakan bir anlaşma imzalamaya dığını söylemiştir.
Heri Hİİrüldüfcü
Razmaranın hakkı olma
Rusya, İranla ticaret anlaşması imzalıyor
Tahran. 21 A.A (AEP) — Bu sabahki gazeteler Sovyet Hükümetinin Iran İle yeni ticaret anİU4inadını im za etmek üzere mutabık olduğunu. Sovyet Rusyanın Tahran Büyükelçisine bildirdiğini yazmaktadır.
Gazetelerin İlâve ettiğine göre, bu veni anlaşma. Parlâmentoda muhtemel bir muhalefete meydan vermemek Üzere 1937 anlaşmasına ek telâkki **d ilecek ve taraflar imzalar imza lamaz yürürlüğe girecektir.
Sarıyar Santralının inşasına
dair anlaşma
Bu resim bundan evvel hiç bir yerde neşret! İlmem İştir.
Japonyada
1
İstanbul'un KORE muhabiri bildiriyor
Koronin ku-gcldikleri an-
İşgal etmeye hâlâ düş-karşı-mü-
şans esnedi İm iş bir ilk giren
• • t ••
ve yurdun
Iskelebaşı No. Kadıköy
bulduklann-şaşırm işlerdir, geç vakit pek sonra düşmüş
Amerikan birlikleri Kore’de ehemmiyetli ilerlemeler kaydederken kızıl Çinin meşiıur liderlerinden bazıları bir Ame-rikun kamyonunda görülüyor. Mavi paltolu zat, Barakan Choa-En-Lel. BOförita yanında oturan İse Genelkurmay Başkanı Chu-Teh’dir. Yüzü elleriyle kapanmı, olanın İse kini Çin lideri Mao-Tee-Tunır oldufru tahmin edilmektedir.
Istanbul tam bir görüş suretiyle
Amerikalıların şimale çıkarması nasıl yapıldı?
Kuzeyliler, ilk çıkan birliği muhasara ettilerse de Amerikalılar çemberden kurtulmasını bildiler
alanı bir az tahrip edilmiştir, erken saatlerde alanı sağlam
hayli
Kore «Hususî muhabirimiz Honıer | Bıgart bildiriyor):
Kimpo Hava Alanı (19) — Bugün Kimpo hava alanına hücum eden yüzlerce Kuzey Koreli geri püskür-tülmüştür. Düşman hücumu bertaraf edildikten sonra Birleşmiş Milletler birlikleri Han Nehrine doğru İlerlemeye devam etmişlerdir.
Yedinci tümenin ilk birlikleri gün geçtikçe genişliyen cepheyi takviye etmek üzere bugün inşon limanına çıkmaya başlamışlardır. Tümenin İki gün evvel karaya çıkması lâzımken, limanın çıkartma esnasında harap olmasından dolayı bozuk bir halde o-lıışu birliklerin boşaltılmasını geciktirmiştir.
Yedinci tümen bundan bes sene evvel lnşon’a çıkan ilk müttefik işgal tümeliydi. İşgal statüsüne son verildiğinden beri birlik bulunmaktaydı.
Kimpo hava ri olarak pek vaziyette işgal birlikler sabah tetkik edince, dan dolayı bir Hava alanı dün gece az bir mukavemetten tür.
İrtibatı kesilen birlik
Bu sabah erken saatlerde kızıllar dört veya beş yüz kişilik bir kuvvetle bahriye silâhendazlarına vahşi haykırışlarla hücum etmiş vo birliği müşkül duruma sokmuşlardır. Kısa bir müddet sonra bu birliğin dışarıyla olan irtibatı tamamen kesilmiş ve bir çember içine girmişlerdir.
Akşama doğru birlik kumandanı ekerlerine bir kaç küçük hücum taptırmış ve bundan sonra birlik kendi kabuğu içine çekilirccsine sin-niştir. Düşman tankları harekete geçince hiçbir hareket görmemiş ve gece saat üçe doğru kızıllar yaşasın Kore haykırışlarlyle siperlerinden fırlıyarak ileri atılmışlardır. Amerikan birlikleri sessizce saklı bulundukları yerlerde düşmanın gittikçe yaklaşmasını beklemiştir. Kumandanları içinde bulundukları durumu şöyle ifade ediyor. “Çok karanlıktı, fakat düşmanın siiüetlni ve taşıdıkları Rus silâhlarını fark edebiliyorduk. Ellerinde pek az otomatik silâh vardı. Onların bize o kadar yaklaşmalarına İmkân verdik klt bizim askerlerimizden bazılarını öldürdükleri halde hücurn etmedik. Tnm zaıtınnı gelince yerlerimizden fırlıyarak düşman hatlarının Içlno doğru ilerledik ve
Paul Hoffman: “Rusya harp edemez”
İşbirliği İdarecisi* ikiliğin isyanla A.A. (AFP) — Av-
İktisadî çıkacak
VVoshlngton. 21
rııpa. Asya ve Lâtin Amerikalı gazete başyazarlarından mürekkep bir grupa hitap eden Paul Hoffman. demiştir kİ: "Kremlin harekete geçml-yrceklİT ve bizim de barış yolunda muvaffakiyetle savaşmak için zamanımız olacaktır.
İktisadi işbirliği İdarecisi bu tezini desteklemek üzere aşağıdaki delilleri saymıştır:
İ Birleşik Amerika Sovyet Rııa yadnn fazla miktarda atom bombası-Amerikan bombaları, nazaran daha
• •
mü te-
hâdiselerden
sonrn geçir Bundan
na mâliktir ve Sovyotlerinkine kâmildir.
2 — Koredeki
komünistler Batı Avrupayı ele nılyeceklerlnl anlamışlardır, başka. Rusyayı vo dünyayı harap e-decek uzun vo çetin bir savaş karşısında kalacaklarını da anlamışlardır
3 — Kremlin, söd Cihan Harbinden sonra olduğu gibi, batı liberalizminin, ateş hattına süreceği 200 veya daha fazla tümene sirayet, otıniyoceğlne e-min bulunmaktan uzaktır.
4 — Harpten sonra Birleşik Ame likada bir iktisadi buhran bnşgö.stere-cciğl kehanetinde bulunmuş olan Moskova “peygamberleri., bugün Slbcrya-da bulunmaktadırlar.
> m® 'i. (T“ * * *
• ■ * • *
- ** f ( ! İlli V- i i f
geniş bir gedik açarak muhasaradan kurtulduk.„ Düşman bir müddet mukavemet etmişse de sonra bozularak kaçmıştır. Kızıllar anudane mukavemetlerine sabahın erken saatlerine kadar devam etmişlerdir.
Kızıllar bu aptalca hareketlerinden dolayı 100 e yakın ölü vermişlerdir. Otlar üstünde ölü olarak yatan düşman askerlerinin yakalarındaki kokartlar incelenince bunların Kimpo hava alanını müdafaa eden birliklere ait takımlar olduğu ve zeyindeki kasabalardan
I aşılmıştır.
Seul • Taojon yolunu çalışan deniz piyadeleri
manın kuvvetli nıüdafaasiylo (asmaktadır Kızıllar tanklarla cadde için on nihayet tank topları da elde elmiş ve Sherman tanklarına karşı ateş etmeye başlamışlardır. Bu tanklardan biri bir hücum esnasında düşman tarafından tahrip edilmiştir. Bir tank avcısı düşman hatlarına doğru sevkediHnco tank toplarının hücumu neticesinde tahrip edilmiştir.
Deniz piyadeleri yeni gelen takviye /o mühimmatla durmadan arazi kazanmaktadır. Arkadan kuvvetli bir topçu ateşinin de desteklediği bu birlikler Scul’e doğru ilerlemektedir. Halihazırda düşmanın Seul’u kurtarmak için yeni takviyeler getirdiğine dair bir belirti yoktur. Amerikan birliklerini Güney Korenin merkezi-ae girmekten pek az düşman askeri d en etmektedir.
Yeni gelen bütün haberler Seul’un »ek hafif bir müdafaaya sahip oldu-;unu teyit etmektedir. Mamafih avcı uçakları Han Nehrinden şehro doğru ilerlemekte olan tankların mevcudiyetinden bahsetmektedir. Bu uçaklar Han Nehrinin güney da bir ve kuzey kıyısında İse ka tank tahrip etmişlerdir.
Nehri Seul ile Amerikan arasındaki yegâne tabiî Nehir işgal edilmiş hava alanının yakınlarında-
sabah kıyısın-bir
baş-
bir-
ma-
Olan
Han İlkleri niadır. Kimpo
dır. Han Nehri üatünclekİ bütün köprüler tahrip edilmiştir Mod vo cezir hareketlerinden dolayı nehir üstünde herhangi bir inşaat gayet güçlükle İnkişaf etmektedir.
Bu idare tevdi akını
de şehrin nüfusu 300.000 e yükselmiştir.
sabah înşon Limanındaki sivil mahalli Korelilerden bir grupn edilmiştir. Sehro doğru mülteci devam etmektedir. Şimdiki hal-

, Rus şefleri arasında neticeleneceğinden emin
Komünizmle mücadele etmek için Hoffman “bnllibaşh,. bölgeler İktisadiyatının takviyesini derpiş eylemiştir. Bundun başka Hoffman, Birleşik Amerikanın Sovyet peykleri halkına, bir gün kendi hürriyetleri için mücadele edebilecekleri ümidini vermesi la zım geldiğini İlâve ile Kremlin idarecileri arasında bir ikilik çıkacağını haber vermiş ve bu ayrılığın Rum Mil letlnt bir İsyana Hürükllyeceğlnl «Öy-lemiştlr. Hoffman demiştir kİ:
“Bu hâdisenin ne zaman cereyan edeceğini bilmiyorum Belki de Stalin öldüğü zaman olacaktır, fakat muhakkak vuku bulacaktır.,,

Endonezya, Birleşmiş Milletlere kabulünü istiyecek
Başba-
Endonczyanm
Cakarta 21 A.A. (Afpı kan Mrhmod Nazır, Birleşmiş Millotlero kabulünü isteyeceğini Parlâmentoda söylemiş ve En-•ionezyanın soğuk harple tarafsızlığını muhafaza edeceğini, dış siyasetinin müstakil kalacağını ilâve etmiş tir.

Büyük teberru sahibine teşekkür telgrafları
Bakanlâr ve işçiler, Süreyya İlmene şükranlarını bildirdiler
Ankara 21 (A.A.) — Maltepedekı çiftliğini İşçi Sigortaları Kurumuna bağışlaması münasebetiyle Çalışma Bakanı Haşan Polatkan tarafından kendisine gönderilen telgrafa emekli General süreyya İlmen şu cevabı vermiştir:
Sayın Haşan Polatkan
Değerli Çalışma Bakanı Ankara
Büyük milletime naçiz bir hizmet ten dolayı hakkımda ibzal buyurdu ğunuz teveccüh hislerine müteşekkirim. Değerli ve enerjik şahsınızda büyük bir dâvanın tahakkuku için benim de ufak bir yardımıma imkân vermekle bana hayatımın en büyük bahtiyarlığını hissettirdiniz. Bütün teşebbüslerinizin yurt ve milletimiz l-çin hayırlı olmasını diler sevgi ve saygılarımı sunarım.
Süreyya İlmen Sağlık Bakanıııııı feşekkiiru
Ankara 21 (AA.) - Sağlık ve Sos yal Yardım Bakanı Ekrem Hayrı Üstündağ, emekli general Süreyya llmon’e aşağıdaki telgrafı göndermiştir:
Savın Süreyya lhnrn
Moda Caddesi
Devletle milletin işbirliği yapmak sağlık dâvasını ön plâna aldığı bir sırada maddî kıymetinden ba*;kn halk sağlığı bakımından büyük mânevi bir kıymet de taşıyan ve diğer hayırsever yurddaşlara da örnek teşkil edecek olan bağışınızı Bakanlığım adına şükranla karşılar saygılarımı sunarım.
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Dr. Ekrem Hnyrl Üstikndaft Fişek Fabrikası işçilerinin mesajı
Ankara 21 (A.A.)--------Maltepodekİ
çiftliğini sanatoryum yapılmak üzere İşçi Sigortalan Kurumuna bağışladığından dolayı makine ve kimya endüstrisi Kurumu Fişek Fabrikası iş-•ilerl, Süreyya tlmen’e gönderdikleri elgrafta. bu yüksek değerdeki ba-ğışndan dolayı kendisine ve sayın eşine şükranlarını bildirmişlerdir.
Feci bir otobüs kazası
Ankara 21 (ANKA) Bu sabah naat 8.30 da Ankaradan Bala’ya yolcu götürmekte olan şoför Ahmedin idaresindeki kamyon 20 nci kllomct-redo devrilmiştir. Yolculardan biri ölmüş. 11 i do yaralanmıştır.
bir istikbal hazırlıyaoılir
Bu kupon

“VENİ İSTANBUL., neşir haya tının yıldönümü olan 1 Aralıktı» çekilmek üzere bir tahsil kurası tertip etmişti. Bu kurada kazanarak bir okuyucumuz 3 sene AvrupalIn, .llğcr bir okuyucumuz 3 sene Türkiyedo tahsil nı elde edecekti, o tı m uza kıymetli decektik. Evvelâ
ıınklarlylc başladığımız bu kuraya, sonradan büyük bir okuyucu küt-leşinin Arzusu Üzerine gazetemizde bir kupon neşrederek devanı etmr-vc bRşlıulık.
yapmak Imkıiru-Ayrıca 9 okuyu-saatler hediye e-avlık abone ba-


I aralık 1950 tarihi yaklaşmaktu olduğundan, neşir hayatımızın haşladığı günlerde geniş geniş izah ettiğimiz bu kura hakkında okuyucularımıza İzahat verelim:
Kuramızda birinciliği kazanan
1 kişi Avrupada 3 senelik tahsil masrafı olan
10.000 lira
gazetemiz tarafından ödenmek U-zere yabancı memlekette okumak lınkânını elde edecektir. Okuyucumuz tahsil çağında olmadığı veya
Ankara. 21 (A.A.) — Türk Hükü-
meti 11e Marshall Plânı Türkiye tera Komitesi arasında Sakarya Nehri ü-zerlnde Sarıyar mevkiinde 80.000 kilo-vatlık bir hidroelektrik enerji santralı ve bu enerjiyi nakletmek için lüzumlu havai nakil hattının inşası ve finansmanı için anlaşmaya varılmış ve bu anlaşma Devlet Bakanı Fevzi Lûtfl Karaosmanoğlu ve Marshall Plânı İcra Komitesi Başkanı Ortaelçi Russell H. Dorr tarafından bugün müzakere ve imza edilerek Hân edilmiştir.
Anlaşma Washlngton’dak! Marshall Plânı İdaresi tarafından da tasdik e-dllmiştir.
Bugün saat 20.15 te Devlet Bakanlığında anlaşmanın ilânı münasebetiyle yapılan toplantıda işletmeler Bakanı Prof. Dr Muhlis Ete, Devlet Bakanlığı Genel Sekreteri Fatin Rüştü Zorlu. Etibank Genel Müdürü Ferit Nazmi Gürman, iktisadi işbirliği İcra Komitesi mensupları, Türk yüksek mühendisleri ve basın mensuplan hazır bulunmuşlardır.
Yayınlanan anlaşmaya göre, bütün projenin yekûn masrafı takriben I2x milyon Türk lirası olacaktır. İnşaatın ilk senesinde Marshall Plânı tarafından yapılacak olan yardım miktarı da lar ve yabancı döviz olarak 40.000.000 Türk lirasına baliğ olacaktır.
Sanyar enerji İstasyonu ve transmisyon hattı Kuzeybatı Anadoluda bir ana enerji kaynağı mesabesinde olacak ve birbirine bağlanmış bir enerji sistemi teşkil edecektir. Bu sistem memlekette sanayiin en mütemerkiz olduğu bu mmtakada ilk senelerde takriben senelik 343.000.000 kilovat e-nerjl temin edecektir. Talep arttığında 80.000 kilovattık bir İlâve santralı kurmak da mümkün olabilecektir. Bütün proje üç buçuk ilâ dört senede tamamlanabilecektir.
lstanbulun 245 kilometre Günevd> ğusuna ve Ankaranın da 120 kilometre batısına düşen Sarıyar mevkiinde kurulacak olan bu enerji santralı ve havai nakil hattı İstanbul bölgesi. Zonguldak Kömür Havzası, Karabük ve Kırıkkale Çelik Fabrikalarına enerji temin edecektir. Şimdiki halde bu mıntakalar*Türkiyedekl bütün enerjinin yüzde 68 ini kullanmakta olmasına rağmen, bu mıntakalarda yine de enerji sıkıntısı çekilmektedir.
Her ne kadar son on sene İçinde Türkiyede istihsal edilen elektrik enerjisi iki mislinden daha yukarıya ve 1948 senesinde 679.390.000 kilovata çıkmışsa da Türkiyenin artmakta olan endüstri ve diğer sahalardaki ihtiyacını karşılayamamaktadır. Sarıyar nerji santralı Türkiyenin elektrik istihsalini yüzde 50 nispetinde arttıracaktır.
Sarıyardaki enerji santralı bir havaî nakil hattı İle Ankaraya. oradan la Adapazarında şimdi Marshall Plânı yardımı He yapılmakta olan 150.000 voltluk hatta bağlanacaktır. Adapaza-rından İstanbula bir hat daha inşa e-(lilccektir. Adapazarı. İzmir, Ankara ve tslanbulda Vaniköydc kurulacak olan tâli istasyonlar da projeye ithal edilmiştir.
Sarıyar projesi Türkiyede cfrürtrlk enerjisine en fazla muhtaç olan bu mıntakaya enerji temininden başka, diğer bazı faydaları da olacaktır. Bu proje a3’m zamanda Sakarya nehrinde seylâp kontrolü, sulama ve arazi kazanına işlerine de yarayacaktır.
Yüksek evsaftı kömür yakarak çalışan ve şimdiki halde eskimiş, verimsiz olan fabrikaların mahrukatından yapılacak olan tasarrufu, bugünkü fiyatlara göre hesaplanırsa 8.250.000 Türk lirası kadar tutacaktır.
Kömürden yapılacak olan bu tasarrufa enerji istihsalinden yapılacak o-lan tasarruf da ilâve edilecek olursa yekûn takriben 16.810.000 Türk lirasına baliğ olacaktır. Nehir seylâplarından yapılması tasavvur edilen tasarruf ise. takriben senede 1 300.000 Türk lirası tutacak ve 15.000 hektarlık ekilebilen arazi de temin edilecektir.
Elektrik Etüd İdaresi Umum Müdürü Cemil Gekçcn ile Türk ve Amerikan mesai arkadaşlarımın büyük çalışmaları İle hazırlanmış olan proje hu suretle Amerikan yardımı İle tatbik sahasına konulacak bir kıymet İktisap etmiştir.
Sarıyar enerji santralı anlaşrpasının yayınlanmasından sonra Devlet Bakanı Feyzi Lûtfl Karaosmanoğlu aşağıdaki beyanatı yapmıştır:
— Bugün Türkiye İle Birleşik Amerika arasındaki Iktiyndi işbirliğinin en verimli eserlerinden birini teşkil edecek olan Sakarya üzerindeki Sarıyar enerji santralına alt anlaşmayı Türkiye Hükümeti adına imzalamakla büyük bir memnuniyet duyuyorum.
Bu santral sayesinde memleketimizin en mühim snnavi bölgelerini teşkil eden Kırıkkale, Ankara. Zonguldak. İzmit, Adapazarı ve İstanbul n-
cahsllo Ütmek İstemediği takdirde bu miktar % 20 noksaniyle defaten kendisine tediye edilecektir.
Kuramızda ikinctlifirİ kazanan o-ku.vucumuzun Türkiyedo 3 sene tahsil yapmak üzere gazetemiz tarafından ödenecek
5.000 liraya
hakkı olacaktır. Yukarıda olduğu gibi, tahsil Istemiyenlere bu meblâğ da defaten yüzde yirmi noksa-niyle ödenecektir
AYRICA
3 altın saat
3 gümüş saat
3 çelik saat


rasında kalan bölge için mühim bir e-nerji kaynağı temin etmiş bulunuyoruz. Bu ba an Amerikan - Türk işbirliğini ve Marshall Plânını en İyi tebarüz ettirecek bir âbide olacaktır. Bu sayede Türkiyenin sanayi sahasındaki ilerlemesi büyük bir hız alacağı gibi, Türk halkının hayal standardı ve do-layısiyle içtimai seviyesi de kalkındırılmış olacaktır.
Enerji santralının inşası dış finansman bakımından Amerikan doğrudan doğruya ve bilvasıta yardımı ile tem n edilmiş bulunmakladır. 1954 senesinde tamamen bitmiş olacak olan bu enerji santralı Türk - Amerikan dostluku-nu ebedileştirecek bir eser olarak kalacaktır.
Bu hayırlı işin başarılmasında biz* daima yardım etmiş bulunan Amerikanın Ankara Misyonu Şefi Mr. Dorr ve arkada darına ve projemizi Hk andan itibaren büyük bir hayırhahlıkla tetkik etmiş bulunan Amerikan îktı-sadi İşbirliği İdaresi Washington ve Paris teşkilâtına teşekkürlerimi bildirmeyi bir borç bilirim.
Bu arada bu eserin hazırlanmasında büyük dirayet gösteren ve mesai sarf tiden Türk mühendisleri ve iktisatçıları arkadaşlarımıza da ayrıca müteşekkiriz.
Avrupa İktisadî işbirliğine katılan memleketlerin insanlığın refah ve saadete ulaşması hususunda sarfettikle-ri gayretin yeni bir numunesi olan bu tesis memleketimize hayırlı ve uğurlu olsun.
Müteakiben. Marshall Plânı Türkiye İcra Komitesi Başkanı Ortaelçi Russell H. Dorr da şunları söylemiştir:
— Türkiyenin endüstriyel kalkınması için elzem olan bu proje, Marshall Plânı yardımının mükemmel bir numunesidir. Makul fiyatla, lüzumlu e-nerjl temininin mümkün olmaması endüstri ve hususi teşebbüsün gelişmesinde mühim bir mâni teşkil etmektedir.
Dünyanın her yerinde enerjinin u-cuz istihsali hayat standardında bir yükselme tevlid etmiştir. Türk Hükümeti bu ucuza mal olacak enerjiden temin edilecek faydalardan doğrudan doğruya müstehliki istifade ettirmek tasavvurunda olduğunu belirtmiştir. Bu şartlar altında Sanyar projesinin yüz binlerce Türk vatandaşının hayat standardında bir tekâmül yaratacağı kanaatindeyim. Beri yandan da vasıtalı bir şekilde temin edilecek olan faydalar da mevcuttur. Meselâ elektrik enerjisi istihsalinde kullanılmakta olan kömür artık diğer Marshall Plânı memleketlerine satılabilecektir. Bu kömürün satılmasiyle temin edilecek olan dövizlerle de Türkiye diğer memleketlerden daha fazla mal satın alabilecek, İstihsal kapasitesini yükseltirken Türk vatandaşları için de daha fazla mal temin edebilecektir.
Marshall Plânının, bu mühim gayretlerin elde edilmesine yardım edebildiğini görmekle bahtiyarım. Aynı zamanda bu projenin de Türk - Amerikan dostluğunun ebedî bir âbidesi olarak kalacağından da eminim.

ı sf * z a* «sop! - ( a,
N. Menemencioğlu geri alınmıyor
Ankara. 21 t A.A.) — Paris Büyükelçisi Nunıan Mencmencloglunun vazifesinden geri alınacağı yolunda bazı gazetelerde çıkan haberlerin tamamen asılsız olduğu Dışişleri Bakanlığından bildirilmiştir.
Kömür Tevzi Müessesesi İstanbula naklediliyor
Ankara 21 (ANKA) — Türkiye Kömür Tevzi ve Satış Müessesesi Müdürlüğünün İstanbula nakledilmesi kararlaştırılmıştır. Buna sebep İstan-bulun daha merkezî bir vaziyette bulunuşudur. Nakil İşinin yılbaşından evvel tamamlanması için şimdiden
Bu sene yurtta yeniden 800 ilkokul açılacak
Ankara 21 (ANKA) — Bu sene memleketin muhtelif yerlerinde yeniden 800 ilkokul açılacaktır. Diğer taraftan 30 yıldan beri öğretmenlik yapmakta olup 65 yaşını doldurmuş 290 ilkokul Öğretmeninin de emekliye şevkine başlanmıştır. Hâlen memleketimizde 15547 İlkokul Öğretmeni vardır, tstanbulda emekliye a^vrılacüJc Öğretmenlerden 98 inin ismini ihtiva eden liste bu akşamki posta İle ts-tanbul Millî Eğitim Müdürlüğüne gönderilmiştir.



gün iki makas darbeciyle bir kenara koyacağınız
90 kupon, size bir şans getirebilir


Bu kuponlar numarasızdır. 90 tanelini getiren okııyucıınııız, bir kura numaracına hak kazanır. Ayrıca. aylık abone karnelerimizin her kapağı da 30 kupon değerindedir. Kuponların kura numaralarıyla değlştlrlImeMİııe 13 kasım 1950 ve kadar her gün matbaamızda devanı edilecektir.
= =
TAHSİL KUPONU



X

I aralık 1930 de çekilecek büyük kuramıza İştirak İçin a-şafrnhıkl kuponlardan 90 taııe getirerek bir kuru numarası n-labllocekNİnlz.
Bıı kuramızda diğer dokuz dereceyi kazanacak olanlara sırasiylr 9 kıymetli saatten birini hediye e-dcceğlz Aşağıdaki küçük kupon size ulr istikbal hazırlıyablllr. Her
Yeni İstanbul’un KUPONU

W
Sayfa 4
YEN! İSTANBUL
22 Eylül 1950

görülmemiş bir faaliyet var
Kanarya Adalarına üzüm, New-York’a yeşil kavun
İzmir 21 (Hususi) — İzmir ticaret âlemi eşme ender tcsndiif edilir bir te mevsimine girmiş olduğumuzu kabul etmektedir. Ynz aylnnndn dünyanın muhtelif köşelerindeki müşterilerinin ayağına gitmiş olan ihracatçıların avdet etmeleri piyasada harikulAde büyük iş imkânları yaratmıştır.
İncir ve Üzüm işletmesiyle diğer fabrikalar günün 24 saatinde Üç ekip halinde çalışarak İhracat mah-auUeri hazırlıyorlar. Liman faaliyeti 30 yıldan beri rastlanmadık bir şekilde artmıştır. Resmi kayıtlara göre Merkezî Avnıpadan başlayarak Avustralyaya kadar çeşitli ihraç malları yüklenmekle, hattâ Kanarya adaları için incir sevkedil-mektcdır. Meselâ bugün Londrava anason, Holandaya palamut, Alman-yaya pamuk ve keten tohumu. Nevv-York a yeşil kavun yüklenmiştir
İngiliz iaşe Nezareti İzmir piya-sasındaki llzüm mubayaatmı 5000
Almanya Dış Ticaret Dairesi reisinin beyanatı
îzmirden uçakla dün şehrimize gelen Batı Almanya Dış Ticaret Dairesi Başkanı Dr. Schöne, öğleden sonra Bölge Ticaret Müdürlüğünü ziyaret, etmiş ve bu arada kendisi ile konuşan gazetecilere, İzmir Fuarını ziyareti hakkında şunları söylemiştir: Memleketinizi ziyaretim ta-mamiyle hususi mahiyetledir. 1950 İzmir Milletlerarası Fuarını gezdim. Orada Alman ticaret mümessilleriyle temas ve Alman ihracat mallarının fuarda muvaffakiyetle temsil edildiğini müşahede ettim. Bu arada fuarın fevkalâde bir şekilde hazırlanmış olduğunu memnuniyetle gördüm, keza Alman ticari müessesclerinln Türktvedekl mümessilleri de iki memleket arasında ticari münasebetlerden ve fuardan çok memnun olduklarını bildlçdiler. Şahsan lzmır-de ve burada gördüğüm iyi kabulden dolayı şükranlarımı İfade etmeği borç bilirim.
Dr. Schöne, pazar günü uçakla Almanyaya hareket edecektir.
YFNİ İSTANRIII'UN
BÜYÜK EŞYA KUR’ASINDA
3 talihli
okuyucumuz Eminönünde TEVFÎK AYDIN Mağazasından TİSSOT OMF.GA ZENİTH Kol saatlerine sahip olacaktır |
21 /IX/1950 Perşembe
Borsalardâ vaziyet
Kore harbinin yağ piyasasına tesiri
ihraç edildi
tona çıkardığı gibi yalnız bir firma Almanyaya 7000 ton üzüm satmıştır. Almanyaya 12 milyon dolarlık pamuk sntışı yapıldığı da reamt makamlarca teabit edilmiştir. Alnıan-yadan dilediğimiz maddeleri almak imkânı olmadığından ve Alman firmaları henüz üzüm İçin lisans almaya başlamadıklarından İki memleket ticaretinde tam bir seyyal iyot temini için makamlarımızın gayet dikkatli bulunmaları lâzım gelmektedir.
Dünya tütün
istihsalâtı
Geçen seneye nazaran biraz fazladır
New-York 21 (Hususî) — Kuzey yarım küresinin 1950 tütün istihsalinin tahminen 5.100.000.000 pound o-lacağı zannedilmekledir. Bu miktar 1919 İstihsaline nazaran yüzde bir fazlalık göstermektedir Dünya tütün piyasasına giren tütünün, bu yıl geçen yıla nazaran daha fazla Alış verişe sebep olacağı tahmin edilmektedir. Bazı memleketlerdeki artışa mukabil Kanada ve Koredckı mahsulün bu yıl az oluşu, umum! istihsalin pek az artmasına şebep olmuştur. Kanadanın 1950 istihsali geçen yıla nazaran % 18 azdır. Ekilen saha geçen yıla nazaran aynı olduğu halde mahsul bu yıl 114 milyon poundun Amerika Birleşik Devletlerinin bu yılkl istihsali 1.933.000.000 pounddur.
Avrupa tütün istihsali Rusya hariç, bu yıl geçen yıla nispeten % 6 yüksektir. Bu fazlalığı Batı Almanya, Bulgaristan, Fransa, İtalya ve Yunanistandaki artış sağlamaktadır.
Asyanın tütün rekoltesi hakkımla kesin rakamlar verilemiyorsa da, bunun geçen yıldaki mahsulden fazla olacağı tahmin edilmektedir. Tllr-kivenin istihsali geçen yıla nispeten % 7 az olarak tahmin edilmektedir.
Çuval fiyatlarındaki yükselme neden durdu?
Çuvalla ihraç edilecek malların miktarı az mıdır ?
Çuval fiyatlarında yeni bir dıtr-gunluk başgöstermiştir. Bilindiği gibi bundan bir ay evvel çuval fiyatları 220 kuruştan 300 kuruşa kadar seri bir İlerleme kaydetmişti.
Son haftalar içinde 2.50 llbrelik Kalkûta çuvalı 250 kuruş üzerinde durmuştu.
Çuval fiyatlarında süratli yükselmelerin birdenbire durması, muayyen bir fiyat üzerinde istikrar peyda etmesindeki sebep, ne suretle İzah edilebilir? Bu hususta alâkadarlardan öğrendiklerimizi aşağıya yazıyoruz:
— Çuval fiyatlarının yükselmesi veyahut düşmesi, mahsul durumuna bağlıdır. Son zamanlarda çuvalla ihraç edilmesi gereken malların rekolteleri anlaşılmış gibidir. Buğday ihracının kabil olanuyacagı, ayçiçeği tohumu, susam, yağlı tohumlarla, fındık mahsulünün noksanlığı yüzünden çuvala karşı olan istekler azalmıştır. Çuval fiyatlarının düşmesindeki sebep budur.
İstanbul :
Ticaret Borsasında fıfhk ve piyasası, hararetli bir devreden sonra, sakin bir devreye geçmiştir. Dün de bu iki madde üzerine İŞ olmamıştır. Ftn-fiyatlarında yükseliş devanı etmekledir.
Kambiyo, Esh8m ve Tahvilât Bordasında % 7 faizli Demiryolları Tahvilleri Üzerine az miktarda iş olmuştur. Alim piyasası ise durgundur.
İzmir :
Üzüm fiyatları bugün dc yükselme temayülü gösterince Ingiliz eatışlaruun da tesiriyle alıcılar piyasada gayet çekingen hareket etmiş ve bu tempo içinde fiyatlar değişmemiştir. 10 numara 75 kuruşta durmuştur. İncir piyasası normal şekilde inkişaflar göstermiştir. Pamuk piyasası, Musevi olan büyük alıcıların bayramları dolayısiylr Boraaya gelmeyişleri üzerine gayet durgun geçmiş ve alivrede mahdut muameleler olmuştur.
I (00 ioo 100 100 100
100
10(1
10(1
100
İspanya, zeytinyağ fiyatlarını arttırdı
Madrid. 21 (Hususi — Dünya piyasasındaki yükselişi takip ederek İspanyada da yağ fiyatları yükaolmeyo başlamıştır. Diğer maddelerde olduğu gibi zeytin yağının da fiyatındaki yükseliş Kore harbinin akislerinden İleri gelmektedir. Yağ fiyatları hemen hemen yüzde elli bir artış kaydetmiştir. Bir müddet evvel liman teslimi (Ispanyol limanı) 100 kilosu 46 dolar olan yağın şimdi asgari Ilınan teslim satış fiyatı 65 dolar olmuştur.
Amerikan yağ ithalâtçıları İspanyayı protesto ettiler
N’ou-York, (Hüsuııl) — Amerikan Ithnlâtçılnrı Ispanya Hükümetinin zeytin yağ fiyatları ar 111 r 11 nınd ı u ı takdirde İhraç için lisana ver-tnlyeccğlnl bildirmesi üzerine İspanya sefaretine müracaat ederek prn-testmln bulunmuşlardır. Amerikan ithalâtçıları tonıı 460 dolardan 17.000 ton, yeni sene mahsulü yağ İçin kontrat yapmışlardı, Ispanya şimdi beher ton İçin 650 dolar İstemektedir.
Milletlerarası Serbest Ticaret Anlaşmasının tatbikına ballanıyor
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı, bir iki güne katlar serbest ithal listesini ilân edecek
FİYATLARINI KONTROL EDECEK TEŞKİLÂT
A
HAZIRLIKLARINn

i
DEVAM EDİYOR
Haberler
Millet lora rası ticaretle altının oynadığı rol
★ Paris 21 ı Hususi) — Milletlerarası Para Fonu Direktörü Cnmille Gutt, yaptığı bir basın konferansında altının şimdiki durumunu izah edici haberler vermiştir, Direktör nltın esasının maziye ait bir sistem olduğunu, fakat altının para vasfını kaybettiğine bir delil sayı lanııyncag ını söyliverek, hali hazırda milletlerarası dış ticaret ödemelerinin altınla yapıldığını ve Amerikanın bu ış İçin senede 2 milyar dolar kıymetinde altın kaybettiğini söylemiştir.
Hlndlatanda ziraata zjırar veren maymunlarla mücadele ediliyor
* Yeni Delhi 21 (Hususi) — Hindistan Hükümeti, mahsule büyük zararlar vermekte olan maymunlarla mücadele etmeye karar vermiştir. Hındistanda her yedi kişiye karşılık bir maymun vardır. Bugüne kadar maymunları öldürmek günah olduğundan, bunların yaptıkları zarara karşı bir şey yapılmıyordu. Fakat artık kati olarak mücadeleye karar verilmiştir. Şimdiye kadAr kısa bir müddet içinde 200.000 maymun öldürülmüştür. Maymunların bir sene içinde sebep oldukları zarar miktarı 100 milyon dolardan fazladır.
Pamuk lotpIaıımaAinı kolaylaştıran yeni bir usul
Ar Londra 21 (Husus!) — Orta Ar-
yadaki Rus cumhuriyetlerinde yeni bir pamuk toplama sistemi takip edilmektedir. Uçakların attığı bir nevi to2 sayesinde pamuk kozaları çabuk olgunlaşıp kozalar açılmakta ve yaprakları dökülerek makineler tarafından toplanmak İçin hazır bir şekle girmektedir. Bu sayede pamuk toplamanın çok kolaylaştığı bildirilmektedir.
Çamaltı Tuzlalarında yapılan modern tesisat
Avrupa memleketlerinde bile henüz kullanılmıyan yeni makineler, yerine konuluyor
Tekel Umum Müdürü Hadi Hüs-men yanında üç kişilik teknik e-lemanla Ege Tütün Bölgesinde ve Ça-maltı Tuzlasında tetkiklerde bulunmak üzere Ankaradan tzmire hareket etmiştir. Almanyaya sipariş edilen tuz istihsal makineleri peyderpey gelmekte ve tuzlaya yerleştirilmektedir. Henüz Avrupa Tuzlalarında kullanılmamış yeni tip makineler, İlk defa Çamaltı Tuzlasında kullanılmaktadır.
A
lira lira lira lira
Bekir ve Halice Ahmet
Ahmet
10569
10196
11796
11792 Hatice
Adana 11176 Hakkı Adana
Adana
Adana
Adana
Ceyhan 7033 Abdurrahman
AKBANK
1950 yılı para 1950 tarihinde Kenan Örerin
tarafından tertip edilen ikramiyelerinin 21 - 9 . İstanbul ikinci Noteri huzuriyle yapılan beşinci fevkalâde
keşidesinde kazanan numaralar
Bir kilo «af külçe altın 15499 İstanbul 10025 AH Galip 1000 Hra 14884 Ceyhan 10203 Ahmet ve HayrulHh 1000 lira 10972 İstanbul 10861 lsmaü
500'fUra
500 lira
'500
500
500
500
7171 3580
3250
11163 11148 13338
Yukarıdaki ikramiyelerden başka yirmi müşteriye 100 er lira, 25 müşteriye 50 şer lira, 25 müşteriye 20 şer lira ve 25 müşteriye de onar Hra isabet etmiştir.
Keşidede ikramiye kazanan müşterilerimize keyfiyet birer mektupla bildirileceği gibi ikramiyelerin tam listesi bankamız holüne asılmış bulunmaktadır.
MEMLEKET
KAMBİYO
İstanbul Borsası
bterllng ...^.
Dolar .......
tT Frang)
İHViçre Fr ...
Belç t'r ....
İsveç Kr ..—
Florin .....-
Liret .......
Drahmi
Lacoudos ....
Açıııi)
784.50
280 —
0.80
64 03
5.60
51 12.50
73.68 40
0.44 128
001. «76
9.73.90
Kapanış
7.84
280
0.80 64.03
5.60
M . 12 50 73.66.40
0.44 128
0.0) 870
9.73.90

Altınlar
Bugün Lire
Etıkl kur
Lira
ve
D U N Y
ESHAM VE TAHVİLÂT
Devlet Tahvilleri
Külçe Yeıl Gr
Külçe De|üna
Cumhuriyet ...
Reşat • •.•••••••••
Hamil .........
Gulden ........
Ingiliz
Friınaıı kok ...
Napoieon LU -
tavlçre .......
4.80
32.75
37.30
30.25
44.30
4.80
- I
37.—
30.10
44 —
Zürich Borsası (Serbest)
Paristn 19 memleket arasında serbest ticaret rejiminin tatbikına ait tediye Anlaşmasının imza edildiği, Hükümetimizin de buna muvazi olarak dış ticaret rejiminde yeni tedbirler ittihaz edeceği yazılmıştı,
Bu husustan Amerikadan piyasaya gelen haberlere göre, Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı Parla arılaşmalarına istinaden, serbest bir surette ithal edilecek malların listesini İlân edecektir. Söylendiğine göre şimdiki halde bu Üste, geçenlerde dış ticaret rejimine alt kararnameye bağlı olan A listesidir. Bakanlığın bu listeye yeni maddeler İlâve edeceğinden de bahsolunmaktadır.
Ek kararname de çıkacak
mahdut olan vazifesi İcabı, muayyen bir şehirde nturnmayan müfettişlerin bıı vazifeyle ugraşnıadıklan görülmüştür.
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı şimdiye kadar fiyat murakabe politikasının neden muvaffak olamadığı hakkındaki tetkikleri ikmal ederek, tecrübe ve müşahedelerinden alınan neticelere göre yeni bir fiyat politi-
kası takip etmeye lüzum görülmüş, tür. Bu cümleden olmak üzere. Bölge Ticaret Müdürlüklerinde İç ve dış piyasayı takip eden piyasa hareket-lerl hakkında ve emtia bilgisi olan memurlardan istifade edecektir. Bu memurlar aynı zamanda Ticaret Oda-sınrla muhtelif branşlara mahsus tüccardan mürekkep komitelerden de istifade edecektir.
Birleşik Amerikada kredi tahditleri
Evvelce de yazdığımız gibi. Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı, dış ticaret rejimine ait kararnamenin tatbikatta nc şekiller aldığı hakkında bcllibaşlı Ticaret Odalarıyle Bölge Sanayi Birliği, Ticaret Derneğinin fikrini sormuştu. Alâkadar müesseseler A listesine girmesi gereken muayyen maddelerin B listesine girdiğini, bazı maddelerin unutulduğunu ve kararnamffnin tatbikında TC. Merkez Bankasının tüccarı icap eden süratle tatmin edemediğini bildirmişlerdi. Alınan haberlere göre, Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı 1 eylülden itibaren kararname hakkında vâki olan şikâyetleri tetkik etmiş, ileriye sürülen noksanlıklar hakkında bir ek kararname neşrine lüzum görmüştür.
Ek kararname ve gerekse serbest İthal rejimine ait listenin bir iki güne kadar ilân edileceği söylenmektedir.
Fiyat kontrolü teşkilâtı
İstanbul, İzmir Bölge Ticaret Müdürlükleri kadroları yeniden takviye edilerek, eşya fiyatlarının kon-troluna ehemmiyet verileceği yazılmıştı. Mevcut şartlara göre, eşya fiyatlarının kontrolü vazifesi Ticaret Bakanlığı müfettişlerine verilmiş bir vazifedir. Esasen adeden pek
New-York 21 (Hususi) — Memleket iktisadının kontrolü hakkındaki kanunun Başkan Truman tarafından tasdikındnn sonra Birleşik Amerikada İstihlâk maksadiyle yapılan krediler tahdit edildi. Bu ayın 18 inden itibaren muteber olan yeni karar otomobil, ev eşyası vesalr satırı alınmasında az taksit ve uzun ödeme müddeti kabul etmiş olan ve 1949 haziran sonundan beri muteber bulunan eski nizamı bir hayli değiştirdi. Bu eski nizam Amerikada istihlâk kredilerinin miktarını haddinden fazla arttırmıştı. Taksitle mal alanlar bunları ucuz fiyatla satıyor, bu da memlekette istihlâk kredilerinin yarattığı enflâsyon tesirini arttırıyordu.
Amerikan ticaret çevreleri istihlâk kredilerinde yapılan bu tahdidin mevcut şerait dolayıslyle piyasada mal talebini azaltmıyacağı kanaatin-dedirler. Geçen sene Amerikada satılan otomobillerin % 56 sı peşin para İle ödenmişti. Müşteri umumiyetle derhaJ istihlâk edilmeyen maddeleri satın alırken harcamak İstemediği banka tsarruflannı vermek mecburiyetinde olsa dahi icabında peşin para lie satın almaya razı olmaktadır. Sonra son zamanlarda ya-
pılan ücret arttırımlan da halkın satın alma gücünü yükseltmiştir.
Federal Reserve Board’ın geçenlerde yayınladığı rakamlar Amerikada istihlâk kredilerinin durumunu anlatması bakımından faydalıdır. Si-yasl vaziyet dolayıslyle son aylarda İstihlâk kredisi o kadar artmıştır kl« temmuz sonunda bu çeşit kredi ye* kûnu 20340 milyon dolardı, bu yekûn geçen senenin aynı ayındaki miktardan 4142 milyon dolar daha fazladır. İstihlâk kredilerinin mühim bir kısmını otomobil, buz dolabı, radyo vesair eşyanın taksitle satın alınması teşkil ettiğinden taksit borcu yukarıdaki yekûnlarda fazla yer almaktadır.
Birleşik Amerikada taksit usullyîe alman kredilerin yekûnu temmuzda 12608 milyondu ki, geçen senenin aynı ayındaki yekûndan 3273 milyon dolar daha fazladır. Temmuz 1950 de yalnız otomobil borçlan yekûnu 3994 milyon dolar tutuyordu. Bu yekûn da bir ay evvelkinden 204 milyon ve bir sene evvelki yekûndan 1384 milyon dolar daha fazladır.
Avııatrnlyıula yüıı aatışlan açık arttırma yollyle yapılmaktadır. Bu usul, fiyatların gittikçe artmasına sebep olmuştur. Resimde, müzayedeye iştirak edenlerden üçlinü görüyorsunuz. Sağdaki yeni bir fiyat teklif etmiş, ortadaki bunu nrttırıyor. Soldaki İse anlaşılan İştirake cesaret edemiyor.
BORSA
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
YABANCI BORSALAR
İstanbul Ticaret Borsası
Kapanış (•)
Ikrumlyell tahviller
%5 1933 Lrgaui .... 22.50 24.-
%5. 1938 ikramiyen —- 20.25 20.-
%5 Milli Müdafaa 1 21.20 11.-
%5 1941 Demiryolu 1 V ••••••• 97.65 98.-
1941 Demiryolu V 98.50 98.45
%4 1/2 1949 Ikramlyell 95.30 100.-
Diğerleri
%v 1941 Demiryolu VI 96 10 100.-
Kalkınma i ••••«•• 96.10 98.-
^6 • • (1 96.— 98.-
%6 • • 111 96.60 99.—
%6 1949 la t İkrazı •♦♦M» 96.60 98.-
%6 104b İstikraz:! IL._. 96 50 100.-
%6 MIHI Müdafaa 1 97.80 99.-
1949 •B 1 21.30 22.-
%7 1934 Slvaa-LTcurum I... 21.05 . 20.30
%7 1934 ” ’* U.-VL1... 20 40 21.-
%7 1941 Demiryolu 1... 20.25 21.6)
%7 1041 4f 11... 20.90 22.-
%7 1941 • LU... 2H.23 22.-
%7 MllU Müdafaa 1... 21.55 21.45
%7 • • •t 11... 20,80 22.-
(*7 et a 111... 21.10 20 90
O 99 IV... 21.25 21.20
Hububatı
Buğday yumuşak (Tüc.)
Buğday Ofis ............
Arpa yemlik (dökme) .....
Mısır tan (çuvalı) ......
Faauiya tombul .. ......~.— Faauivn Çalı sert .......
Kuşyeml ................
Mercimek kırmızı kabuk. Mercimek yeşil
Nohut natürel ...........
Tuğlı tohumlar
Ayçiçeği tohumu ..............
Keten tohumu .................
Kendir tohumu •*••••••aaa*a«« Susam ........................
Yer fıstığı kabuklu ..........
I
Bugün
Es id Kapanış
19 20
32.—
35.10
30.—
36,—
17.—
77 -
85 —
İsviçre Frangı
43.5.1950
Durumu
Türk Liranı ......
Dolar .............
Sterlin# • • ••••••»••• Franniı Frangı
En uyağı En yukarı
1.- 1(0
4.33 4.54
10.7b 10.90
1.10 ilil
Şirket Tahvilleri
EC. Ziraat Bankası 124— 124 —
Anadolu D Y Tertip A/B. 111.— UL-
o — —
M - -’çÖO 22.30 59.-
*♦ „ Momes. Sonet. 63- 67.50
Şirket Hisse Senetleri
T.C. Merkez Bankası 124— 120.26
Türkiye Is Bankası 30— —
Türk Ticaret Bankası 5.- 5.-
Aralan ('Imento 15.20 15.25
Şark Değirmencilik 23.25 23.50
Milli Reasürans 10— 16 25
Kuru Meyvalar ı
Fındık (kabuklu alvrl)
Fındık (İç tombul 1050)...
Ceviz (kabuklu) ...........
Cavla (İç nntürel) ........
Dulnıma Ham Mnddeloriı
rifllk (ana mal) -......*
Tiftik (Nalürel) .........
Yapak Trakya (Kırkım)
Ilam derileri
Sığır salamura (kasap) Kİ. Keçi tuıiu kuru kilosu ... Koyun hcıvo kurusu kilosu
342.—
305 —
210.—
Ecnebi Tahviller
Nebat) Yağları
Zeytinyağı ChJ.ld. 8u.ium.vag) (Raf
Ayçiçeği (Rnflne
Fındık vnğı (Çllrilkl
tenekell) sıru > çıplak)
235.—
205.—
160.—
Mısır Kredi Fonalve IkO.'l | 172— |

29 05
29.30
18.10
23 —
33.—
16 —
35 —
31 —
43.—
21.—
36.—
48.—
34 —
78.—
3(0.
55.
690 —
300.-
183.—
205.—
210 —
215.—
200.—
150,—
150.—
İzmir Ticaret Borsası
Son
BUgtİD Kapanış
üzüm çekirdeksiz No.9 73.— 72.—
tncir A serisi No. İt... 42.— 30.-
8 Berisi No. 108 35.— 35.-
Enmuk Akala l 320.— 320.—
Pamuk Akala 11 195a— İM.-
Pamuk Akala LU 160.— 160 —
Pamuk veril 172.6 ISO.-
Pamuk yağı (raflno) ... 109.— 110.-
Pamuk çekirdeği 16.— 17.-
Adana Ticaret Borsası
Pamuk Akala l( Hat ayı 278.— 275.—
Pamuk Minin t Adana) — —
Pamuk AknİN Ll — —
Pamuk Akala LU ...... —
Pamuk yeril 1 w
Pamuk veril Ll
Trabzon Ticaret Borsası
FINDIK
a) %50 randımanlı 142— 135-
kabuklu tombul —
b) tç sim kontrollü 310— 300—
Eskişehir Ticaret Borsası
Buğday yumuşak Buğday şort •• • aa • • aa • aa • • • Arpn ...... .«••...•••••«•»m»*.
28.—
27.-
29-
28.-
Nevv-York Borsası
Bıığday (Buşel1=Sent) -....
Sert Kış mahsulü No. 2 Kırmızı ’* ’* No. 2 w-—...
ramak MJddling (Llbreai=Sent) !• kim ..............
Aralık ............
Mart ..............
liftik (Llbrcsl=Sent)
Tclcsııa No. 1 ....
tındık ( Libresi =Sent) Kabuklu yerli ,ri
Levanı iç Ekstra İri
hııru Uzun» Thompson
keten («ıhıımu i Buşell = Uolıır) ... Mlnneapolls ...................
Kalay (L)breM=Sent) .........
Levha-teneke (100 libre dolar)
•••
. • •••aa»«aaaaaa»aara«
IthaJ malı •«•••^••aaaaaa*
İç İthal malı .............
(Libresi = Sent) ..........
çekirdeksiz seçme
DUd
260 5'8
ooc __
260 1/4
226.—
40.95
40.65
40.50
41.07
41.14
41.15
115.—
115.—
59.
65.
52.-
51.—
U U4
U 1/4
3.65
101 —
1.30
Londra Borsası
3.»
103 —
1.30
Kölen tabumu (Tonu—Steriing) HombAV 75 — 73.-
Knlkutn 73 — 72 -
\ er fı*tığı Hindistan 83— . 84 50
Bradford Piyasası
rirtllı Ivl mal t Llbresl = Fiyat)
•• Sıra malı
tün Anadolu M M
Trakya —
İskenderiye Borsası
ramıık (KantansTallurı)
Ashmounl Kısa eiyaflı F/G. 104.—
Karnak üzün elvaflı F/G. 113
W. 115.
L») Gününde Boreada muamelesi teacU odlimomiş tahvilât vo cuhaıniD ara va taleplere göre taayyün edeo takribi değerleri.

8ayfa 6
Edirneye gönderdiğimiz arkadaşımız Mehmet Atakerın notlan
Ölmek, Rusyaya gitmekten evlâdır
Yazan: Mediha Frasheri
Vizesiz gelen göçmenlerin Bulgaristana
ARNAVUTLUK ile Köstence ara-sında muntazam posta seferleri olduğunu bilirim Bu seferler, bedbaht memleketi sahip olduğu bir kaç şeyden d« mahrum ederek, Demir Terde gerisine lâzım olanları temin etmek maksadiyle yapılır. Bu arada arzulan hilâfına bir daha vatanla* nna. evlerine dönmemek üzere götürülenler de çoktur..
Birden içim-Arnavutluğun Şimdi şu ge-zavallı, bed-
Bundan on gün evvel. İstanbul limanına nazır olaıı penceremde oturmuş. Marmara tarafından gelen gemiyi seyrediyordum, de memleketimin, hasreti tekrar uyandı, minin İçinde bulunan
baht yolculardan biriyle konuşmayı ne kadar isterdim. Meçhul yolcu elbette hür dünyayı ve insanları arkasında ebediyen bırakmadan evvel bir kere daha candan konuşmak, içindekileri dökmek fırsatından çok memnun olurdu. Mevûs düşüncelerimle gemiyi gözden kayboluncava kadar takip ettim. Tekrar hakikate dönmem lâzımdı: Bir mülteci idim ve vatandan tek bir haber almadan yaşamağa mahkûmdum. Bu düşüncelerden sıyrılarak işime döndüm; tek tesellim artık o İdi...
safa sürüyorlar. Altlunnda en yeni Amerikan otomobilleri ve sırtlarında çar devrinin üniformalarım gölgede bırakacak kadar şatafatlı ve pırıl pırıl üniformalariyle hiç utanmadan, çekinmeden ortalığı haraça kesiyorlar. Diğer yanda namuslu insanlar açlıktan, sıhhi yardım ve ilâç yoksulluğundan günden güne azalmakta. Bu arada umumun menfaati için yapılmış ıbazı müspet teşebbüsler unutulmaktadır; zira halk o kadar kan döktükten ve şehit verdikten sonra. Huşlardan gelecek herhangi bir İyiliğe lakayttırlar.
Arnavutluk ordusunun İdeali, vatanları uğruna ölmek ve kendilerini Birleşmiş Milletlerin amacına vakfetmektir. AvrupalI kardeşlerinin yanında büyük Avrupa kültürünü korumak için savaşmağa her an hazırdırlar.
Belki böylece Avrupa câmiasına katılarak ailenin bir ferdi olabilir. O karanlık dünyada herkes Birleşmiş Milletlerin, Koreve olouğu gibi Arnavutluğun da yardımına koşacağına inanıyor.
Bu küçük memlektin sulh öncü-
leri yollanması ilk değildir. 1943 Rusların 5 inci kolu memleketteki i-dareyi eline almağa çalışmağa başlayınca, halk memleketin teninmiş ve emniyet edilir 5 vatanseverini başa getirdi. Bütün dünyaya bir kore daha komünist kuvvetlerinin, denizlere ve can alıcı nakliyat yollarına sahip olmasının ne gibi büyük bir tehlike yaratabileceğini anlatmağa çalıştı. O vakitler büyük devletler pek zarar görmemiş olduklarından, küçüklerinin akıbetiyle o kadar alâkadar değildiler Ve o zamandan beri Arnavutlar, yalnız kendilerine güvenerek kızıllara karşı hayat memat mücadelesine giriştiler. Başlarında Peder Anton Harapi ve Lef Nosi olduğu halde, bir çok vatansever, partileri ve vatanları uğruna hayatlarını tehlikeye koydular. Ve hâlâ da koyuyorlar. Dağlık arazide çete harbi hâlâ devam etmekte... Fakat hepsi yalnız şuna inanıyorlar: Bugün memleketin kur-
tulması ancak muntazam bir ordu ile olabilir. Ve o vakte kadar, her zaman olduğu gibi hürriyet meşalesini taşımakta devanı edecektir.
te
“Bizi Bulgaristana değil,
ölüme gönderiyorsu tıuz
Bir zamanlar koca OsmanlI İmparatorluğuna paytahtlık yapmış sinesinde yüz binlerce nüfusu barındırmış olan Edirnenin tarihi, fakat bugün harap ve metrûk olan Süvari Kışlalarına yerleştirilen pasaportsuz göçmenleri de yakından gördüm. İskân Müdürlüğü tarafından yakında tamir edilecek binaların önüne geldiğim zaman beni hayırlı hır haber getiren salâhiyeti!
Büyük felâketler geçirmiştim, fakat gene de talihli inıişim ki. Türkiye gibi merhametli ve misafirperver bir memlekete düştüm.
Aradan geçen zaman zarfında bir mucize oldu: Dileğim yerine gelmişti. Gazeteler, gördüğüm gemiden atlayan İki Arnavut futbolcudan bahsediyorlardı. Her zaman olduğu gibi Peyk Devletlerine karşı oynamaya giden takıma mensup İki genç en nihayet hürriyeti seçmişlerdi! Hemen iki vatandaşımla konuşabilmek için harekete geçtim ve sonunda onlarla uzun uzun sohbet etmeğe muvaffak oldum.
artık kalmamıştı; her şeyi başlarındaki komiserin denize atlamağa karar Hattâ bir
tanesi kan-bı Takmıştı, işleri kolay-var kuvvet-
Senelerden beri bu anı beklemiştim. Bilmek, öğrenmek istediğim o kadar çok şeyler vardı ki. zavallı oyuncuları sual yağmuruna tuttum. Yorulmadan, usanmadan her şeyi anlattılar. Altı sene komünist baskısı altında yaşadıktan sonra tahammülleri göze alarak gözü Önünde vermişlerdi,
m ile çocuğunu arkada Denize atladıktan sonra lsşmıştı; akıntıya karşı leriyle yüzerken, kendilerine doğru
gelen bir balıkçı kayığım görmüşler ve bu iyi kalpli insanların sayesinde kurtulabilmişlerdi. Kıyıya çıktıktan aonra doğru alâkalı makamlara başvurmuşlar, himaye edilmelerini istemişler. Rusların bütün çabalamalarına rağmen iki futbolcu burada hür olarak kalmağa muvaffak olmuşlar. Bir oyuncu olmak sıfatiyle bundan sonra bir çok yerleri gezecekler ve içerisine sızmak imkânsız olan Stalin memleketlerinin içyüzünü herkese anlatacaklar.
Açlık, aile-hükû-
Memlekete dair anlattıkları, diğer komünist memleketlerinde olup bitenlerden pek farklı değil: ı 'cbur! çalışma, seferberlik, lcrin dağıtılması, v.s. herkes
metin birer âleti: Hiç ses çıkarmağa hakları yok. 1.200,000 kişiden 120.000 I esir. Göllerin kurutulmasında hep bu esirler kullanılıyor. En fena şartlar altında dahi bir şikâyette bulunmak, şiddetli kamçı cezasına mal oluyor. Her gün yüzlerce insan ölüyor. Bütün bu anlatılanların eski Firavun devrindeki işkence İle çalıştırma usullerinden farkı ne? Hem ortasında ve
de bunJar Avrupanın
1950 senesinde oluyor...
rejiminin kodamanlan
Kominist
ve idarecileri, Tiran’ın en yeni mahallesinde. etrafı Üç sıra tel Örgüyle çevrilmiş evlerinde halktan uzakta
Amerikan sanatı
Birleşik Amerlkada, NeW-York Metropolitan Sanat Müzesinde 1900 senesinden beri vücuda getirilen ve Amerikan sanatinl teşhir eden hır sergi açılmıştır. Bu sergide, Birleşik Amerlkada son 50 sanat gelişmelerini gösteren kârlar tarafından yapılan
fazla yağlı boya, sulu boya ve karakalem resmi ile 100 den fazla fotoğraf vardır.
eserleri senenin sanat-200 den
Isrnl “Birleşik Amerikanın Yirminci Asır Ressamları” olan bu sergi, Metropolitan Müzesinin yeni ihdas e-dilen ve bugünkü Amerikan sanatına fazla ehemmiyet veren programına göre bu müzede tertip edilen ilk büyük »ergidir. Yaz «onuna kadar devam ederek olan bu sergiden sonra, aralık ayında, bütün Amerikan res-Bamlarına «çıkı, 8500 duLarlıkı mükâfatı olan bir müsabuka açıim uktır
Resimler tarih sıraaiyle teşhir edilir. Serginin başında, W|nslow Ho-nıer, Thornas Eaklns. Al bert Pink-ham Ryder, John Singer Sargent, James A. McNelll Whİflt!er ve John I-a Farge gibi 19 uncu asrın ressıym-Inrının eserleri gelin Amerikan empresyonizmi Mary Cassatt. Childe Hassam, Jullan Alder Weir, Garj Melchers ve John Tw«tchman gibi sanatkârların eserleri ile canlı şekilde tasvir edilir.
Realistler, abstre ksyonistkr ve bugünkü yüksek »anal mekteplerinde çalışanların eserleri de teşhir edilmektedir Jack I-evine Willlam Grop-per, George Grosz, Eugene Bernıan. I Rıre Pereira ve Bradley VValkeı Tomlınln eserleri dahildir.
Bernard Slıaw, ihtilâlci
ruhunu muhafaza ediyor
Bernard Shavv’un son günlerde bir kaza geçirerek hastahaneve nakledildiğini ve sıhhi vaziyetinin pek de iyi olmadığını telgraf havadisleri bildirdi.
94 yaşına henüz basıpış olan büyük heccav. ölümün karşısında bile onunla ve kendisiyle alay etmekten çekinmiyor.
Bernard Shaw dânyanın en hür memleketi sayılan lngilterede, tiyatro eserlerine sansür konulmuş olmasını bir türlü anlıvan amış ve bununla mücadele etmiştir. O, tngilızler İçin “Hürriyet ve müsavattan o kadar nefret ederler ki onları anlamalarına imkân yoktur,. diyor ve bir İhtilâl teklif ediyordu. İhtilâl taraftarı olanlar için de küçük hır el kitabı yazmış ve 1903 senesinde neş-retmışti. Bunu müteakip, en kuvvetli piyeslerinden olan “insan ve üst insan,, isimli komedisi oynanmış büyük bir muvaffakiyet kazanarak, eser, klâsikler arasına girmiştir Bu komedinin bir ismi de “Don Jııan,, dır ve dilinıizce “Halikamas Balıkçısı,, tarafından tercüme edilerek Milli Eğitim Bakanlığı neşriyatı arasına alınmıştır. Komedi, Şehir Tiyatrosu repertuarına da ithal edilmiş bulunuyordu. Önümüzdeki mevsim oynanmak İhtimali vardır.
Bernard Shavv’un tiğimiz el kitabı ile kın alâkası vardır kümler komedinin
eder. Bernard Shaw bu küçük rinde nir çok içtimai ve beşeri hâdiseyi ve vakıayı kendi görüşüne göre tahlil ve izah eder Hükümlerinden bir kaçım naklediyoruz. — /a.
ŞÖHRET
Hayat bütün insanları aynı seviyeye getirir. Ölüm büyük adamları ifşa eder.
DÎSÎPLİN
Askeri talimatname yalnız otorite sahibi olmıyan zabitlere lâzımdır.
Hakkım tanıtmak İçin Tanrının kamçıya ihtiyacı yoktur.
İÇTİMAÎ MESELE
İçtimai meselelerle uğraşıp vaktinizi kaybetmeyiniz, fakirin derdi fıkaralıgıdır; zenginin derdi, lüzumsuzluğudur.
Akıllı adam Akılsız olan
AKIL
dünyaya Intıhak eder dünyayı kendisine in-
B. Shaw’un bazı
piyesleri filme çekiliyor
yukarıda bahset-bu komedinin yave kitaptaki hü-a nah tarım teşkil ese-
Geçenlerde geçirdiği müessif kaza dünyanın her tarafındaki dostlarını üzen meşhıır müellif Bernard Shau, piyeslerinden bazıları. filme çekilmesi İçin prodüktör Gabriel Pascal'a tevdi etmiştir. Pascal, Shau’un böyle bir İtimat gösterdiği yegâne prodüktördür. Gabriel Pascal “Andrncles İle Aslan,, piyesinden iktibas edeceği filmin çekilmesine aralık ayında Komada haşlıyabllınek ümidindedir. Başroller muhtemel olarak Rohert Nevvton’la «Jean Sim-mons’a verilecektir.
lıbak ettirmeye uğraşır. Bunun için her türlü terakki akılsız olanların e-İmdedir.
Aklı dinliyen insan mahvolmuş demektir.
Akıl, kendisini râmedecek kadar kuvvetli olınıyanları esaretine mahkûm eder.
DÜRÜST OYUN
Dürüst namuslu oyun mııhabbetf
seyircilere mahsus bir meziyettir, o-y uncular a değil.
FEDAKARLIK
Kendimizi feda edişimiz, sıkılmadan. çekinmeden başkalarını da feda etmemize müsaade eoer.
Remlinizi sevdiklerinize feda etmeye kalkışırsanız, bunun neticesi onlardan nefret etmek olacaktır.
MEDENİYET
Medeniyet, çürümüş malzeme ile yeni cemiyetler kurmak merakından mütevellit bir hastalıktır.
Modern medeniyetin hayranları o-nu, umumiyetle makine ve elektrik ile karıştıranlardır.
En mahir makine ve elektrik mühendisleri ömürlerini, onların yerine başka ve daha iyi bir şey aramakla geçirirler.
Muhayyele, bugünkü Londranın tıpkısı bir yeni Londra inşa edecek bir şehırclden daha korkunç bir cani ve bugünkİTİ>3hdrayı jnkacak İnsandan daha büyük bir hayırsever tasavvur edemez.
PUTPERESTLİK
Hükümdarlık sanatı, putperestliği bir nizama koymak demektir.
Bürokrasi memurlardan teşekkül eder, aristokrasi putlardan ve demokrasi putperestlerden.
Halk bürokrasiyi anlıyamaz, milli putlara ise tapınır.
Vahşi, tahta veya taş putlara tapınır; medeni insan eski ve kanlı putlara.
Meşruti bir kırallık tahtadan bir putun hissizliğini etten ve kandan bir puta iman bir vasıtadır.
Köylü, tahta dip yapmazsa
kandan olan put, medeni adamın isteğini yerine getirmezse kafası kesilir.
Bir kıralı Öldürenle, onun uğrunda ölen aynı nispette putperesttir.
bir devlet memuru sanan göçmenler etrafımı sardılar...
— Bizim halimiz ne olacak, dîye beni sual yağmuruna tuttular... İçlerinden bir kısmı zaten göçebeliğe alışık olduklarından, hallerinden pek şikâyet etmiyorlar. Fakat nıeyanında bazı aileler çok sir ve bitkin bir halde...
Etrafımızı gitgide saran lık arasından ayrılan çocuklu bir kadın ağlıyarak yanıma yaklaştı..
— Bu gördüğün 6 aylık yavru doğduğu günden beri her gün banyo yapardı... 18 gündür su yüzü görmedi, biz de yıkanamadık.. Geldiğimiz günden beri taşlar üzerinde yatmaktan kemiklerimiz ağrıdı. Bizi daha bu işkenceden kurtarmıyacak mısınız.
Ağlamalar, feryatlar bir uğultu halinde yükselirken, ellerinden kurtulabilmek için büyük bir teessür içinde gazeteci olduğumu, bu vaziyeti tebarüz ettirmekten başka bir şey yapamıyacağımı söylemek mecburiyetinde kaldım...
Bunlardan bir kısmı gecenin karanlığında yine geldikleri gibi Kara-
kalaba -
olan kadın göçmenlerden bir grup
bunlar mütees-
Pasaportsuz gelen ve iade edilecek
a
ağaç İstasyonunda eksprese bağlanan marşandiz vagonlariyle geri gönderildiler.
Hareket saatine kadar polislerin muhafazası altındaki, rejimleri gibi rengi de kızıl olan Bulgar vagonlarında uzun müddet beklediler ve “Biz Bulgaristana değil, ölüme gönderiyorsunuz.., diye tekerlek gürültülerine karışan figanları arasında hareket eden katar, 3 kilometre ilerideki Yunan hududuna doğru karanlıklarda kayboldu*

olan Kapıkule hududuna, oldukça muntazam olan Avrupa şosesi üzerinden gidiliyor... Türkiye ile Bulgaristan arasında kara yolu ile normal geçişlerin yapıldığı yegâne hudut kapısı burasıdır.
■ı ■
Yazan :
Gralıam Greene
Martlns, ( rabblıı'drn öğrenmek ne mümkünse öğrendiğini anladı ve cep harçlığı olarak İşgal paracı on liranın karşılığını aldıktan sonra yorgunluğu bahana edip udahiiıa çıktı. Hayatını çahıık kazandığını düşünüyordu: Bir saatten az vakit Içlııde on iki lira!
Ayakkabılarını çıkarmadan yatağına ıızıııııiıca pek yorgun olduğunu hİNNettl. Bir dakika geçmemişti ki , kendisini \ lyıınuııtıı bir uzağında, kar kümelerini deşerek yürüdüğü koyu bir orıııaııda gördü. Harry İle bir ağacın altında buluşacaktılar. Fakat hangi ağaç? Birdenbire bir şekil göründü ve oııa doğrıı koştu. Şekil, Marlins’in hemen tanıdığı bir havayı ıslık çalıyordu. Adanı döndü ve Martlns, başka biri, karın İçinde sırıtmakla bir yabancı olduğunu gördü. Derken telefon çanı Martinn'l uyandırdı.
Telefondaki seste hafif bir yabancı konıışınaai hissediliyordu:
— B. Rollo Martin* orada mı?
— Ben'lm, gen tekrar etti:
— Beni tanımazsınız. Ama Harry Llınr’in dostuyum. Llme’ln dostu oîduğunıı söyleyenlere henüz rastlaınnyan Martin* o «ese karşı alâka duydu ve:
— Sizinle görüşmeyi İsterdim, dedi.
— Şu dakikada sokağın köşesinde bulunuyorum. Yani Old Vienna'dayım.
— Yarına bıraksak olmaz, mı? Bugüıı bir çok işler yüzünden |M«k yoruldum.
— Ilarrs sizi bana emanet etti. Ölürken yanındaydım. Rollo: — Hemen can vermiş
İstediyse de İhtiyatlı davranmayı siniz?,, dedi.
Sesten şöyle bir cevap çildi:
— Adım Kurtz. Slz.l görnıeje ııe AvusturyalIlar giremez.
— İsterseniz sabahleyin Old
— Eğer o vnklte kadar baııa İhtiyacınız olmadığına katiyen emin İseniz sabah görüşürüz.
— Ne demek İstiyorsunuz?
— Harry paranız yoktur diye üzülüyordu.
Yatağına uzanmış ve telefonu kubığııın tutmakta bulunan Rollo Martin* kendi kendine:
— Meğer servet edinmek İçin \ lyanııya gelmeli İmiş... dedi. Gerçekten, Im*ş saatten az bir zaman İçinde, karşısına tanımadığı Üç kişi çıkıp para teklif etmişti. Fakat yine İh-tlyutla cevap verdi:
— Eh. görüşünceye kadar idare ederim... Bir teklifi, ııe olduğunu bilmeden reddetmekte mâna >(»ktıı.
— Öyle İse sıuıt 11 de Kaertner Sokağındaki Old
ile
put, onu
mezcetmek için
duasını kabul e-kırar. etten ve
Edirneye 20 kilometre mesafede
*
Kupıkuledr Avrupa şosesi üzerindeki hudut kulemizde şanlı Türk sancağı dalgalanıyor
Goçmcnevİnln avlusunda çadırlarda yaşıyan göçmenler
Çeviren :

Burası ne Trakya ovalan, ne de Meriç ve Arda vâdilerine benzemiyor... TÜrkiyeyi yalnız Türkıye>d değil bütün Asyayı Avrupaya bağlayan Milletlerarası caddede cinler top oynuyor. Tam mânasiyle kuş uçmaz kervan geçmez bir yer... Sol tarafımızda Yunan hududu... Demiryolu ağaçlar arasından geçen çayı takıp ediyor. 322 numaralı hudut taşının bulunduğu yerde Türk - Yunan -Bulgar Hudutlarının birleştiği noktadan Bulgar topraklarına giriyor... Şanlı sancağımızın dalgalandığı hudut kulesindeyiz.
Fakat ne sebepten ‘bilmiyorum. Bulgariar, kulelerine bayrak asmıyorlar.
Sürülmüş arazide çalışan tek bir çiftçi göremiyoruz. Sağımızda Türk Bulgar hududunu gösteren taşlara muvazi bir yol uzanıyor... Uzaklarda diğer hudut kuleleri görünüyor.
Türk - Bulgar hudutlarının birleştiği noktada. Üzerinde La Bulgarie yazan ince bir taş altonda yolu kapayan münia... Buradaki hudut binaları bütün Olla şark hudutla rında gördüklerimin en mükemmeliydi. Anlaşmaya göre, yolcular için bizim yaptırdığımız gümrük binalarının aynım inşa edecek olan Bulgariar sonradan cavmışlar... Eğer bu bina yapılırsa yolcular doğrudan doğruya binanın içinden bizim hududa geçecekler...
yolcu nerede... Sene başrn-b ur ad an geçen tek yolcu otomobiliyle gidip gelen
Fakat danberi Sofyaya Bulgaristanın Ankara Elçisi Çobanof
ve şoförü İmiş.
Şanlı Türk bayrağının gölgesinde nöbet bekleyen aslan Elindeki dllrbüniyle uman ufukları gözlüyor... kulesinde pencerenin lan çatal dürbünden den gözleyen nöbetçi
asılmış bir halde dışarı çıktı, kendisinden Bulgaristan La Bulgarie yazan takın resmini aJmak üzere müsaade istedim.
Mehmetçik... zaman Bulgar hudut üzerine konu-bizi görünme-tüfeğinl aşağı
olacak,
da aklı
blllyor-
U Ç l \( U A 1> A »I
Vlenna'da buluşuruz, üzerimde kahverengi bir elbise kitaplarınızdan birini de ellinde tutacağım.
— Pekâlâ. Kitabımı nereden buldunuz?
— Harry vermişti. Telefondaki ses fevkalâde tatlı, bundan başka başında bir adamın sesi İdi.
Konuşma bitince Martin* düşündü:
llarry son nefesine katlar kendini bıı katlar İyi
duysa nasıl olup da kendine bir telgraf göndertmemlşti? Sonra Callaglıer de dostunun düşer düşmez Öldüğünü, yahut hiç ıstırap çekmediğini söylemiş değil miydi? Yoksa öyle mİ anlamıştı ?
İşte o vakit kendisinde şöyle bir kanaat hasıl oldu: “IJıne'ln ölümünde şüpheli bir taraf, budala polis memurlarının meydana çıkaramadığı bir tarnf vardı. Arka arkaya içtiği İki sigaranın yardımlyle hu İşi anlaınnğa çalıştı, yemek yemeden, hem de muammayı çözmeden ııyııya
— 4 —
Marti oh baııa şöyle anlattı:
— En öııce. hoşlanmadığını bir şey dikkatlini
fakat kaldı.
Reşat Nuri DARAGO
diye duydumdu?, demek uygun bularak: “Siz kim-
gelirdim aınn Sarher Otell-
Vlenna'da buluşalım.
çekti: Adamın başındaki takına saç. Arka tarafı yamyassı ve dümdüz kesilmiş o sarı ııerııkay a aldanmak mümkün değildi. Saç-sızlığa katlaııanıayan erkeklerde rııarazi lılr bal vardır. Bıı yetmiyormuş gibi yüzündeki kırışıklar o kutlar ıııuııtazamdı kİ, bir nıaklyaj hlsslııl veriyordu, llıılâsa o adamda, roınaıı meraklısı mektepli kızların hoşuna gitmek Içiıı kendleinc yapma bir çclırr düzmüş gibi lıul vardı.
Bıı konuşma bir kuç gün aonra cereyan etti. Mıırthıs baııa hikâyesini anlatmağa geldiği vakit muhtelif safhaları artık içinden çıkılmaz bir şekle girmiş bıılıınııyordıılar. Roman meraklısı kızlardan bahsederken, kovalanan bir hay va-ıııııkiııe benzeyen bakışları birdenbire bir noktaya dikildi: BÜtliıı genç kızlara İMuızeyen bir genç kızın kar fırtınası İçinde yazı odamın penceresi Önünden geçtiğini gördüm.
— f.ıızrl bir kız. değil ıııl? Bana bakarak cevap verdi:
— Ben çoktandır ıırıuttıım artık. Herkesin hayatında, bütün hu şeylerden vazgeçtiği bir gün doğar.
— Evet. Ama bir kıza baktınız
— Doğru. Fakat ondan baktım.
— Kimdir? O da
— öyle olsun.
— “öyle olsıın,, ne
— Ifıırry'nlıı dostu
— Siz de llarry’nlıı yerine geçmek İstiyorsunuz değil mİ ?
— O kadınlardan değildi, f'allnvvay. Cenazede görmediniz
baııa Anııa
bir genç kız
deıııek ? İdi.
gibi geldi...
Schmidt’I hatırlattı da
değil ıııl?
mİ onıı? Artık “İçkileri karıştırmamağa,, karar verdim. Sarhoşluk sersemliğim ömrüm oldukça geçınlyecck.
— Bana Kıırtz’dnn başlamıştınız, dedim.
Anlatmağu devıım etti: Kıırtz’ıı bir masaya oturmuş ve “Santa - Fr’ııln Yalnız Blnicisi”ııl okurken görıniiş, onu hemen tanımıştı. Mantlns yanına oturunca Kıırtz, gayet sahte bir hayranlıkla:
— İnsan kitaplarınızı okumnğa koyulduğu vakit bir daha elinden düşürmüyor. Nasıl yapıyorsunuz buııu?,, demişti.
— Yra?
— Evet* İnsan başka bir şey düşünemez oluyor. Bu İşin ııstasısıııız. Bir fasıl biterken Ötekini...
Martlns sözünü kesti:
— Demek llnrry’nln arkadaşı idiniz?
— Galiba eıı iyi arkadaşı, diye cevap verdikten sonra hatasını anlayarak İlâve etil: “Tabii sizden sonra.,,
— Nasıl öldü? Şıınu anlatın baııa.
— Ben yanındaydım. Birlikte evden çıkmıştık. O sırada Harry sokağın öte tarafımla tanıdığı birini gördü. ( önler İsmimle bir Amerikalı... Harry ona eliyle İşaret etti ve karşı tarafa geçerken kaşeden birdenbire çıkan bir Jeep onu yere yuvarladı. Doğrusu kabahat şoförde değil, Harry’de İdi,
— Derhâl ttidü^ünü söylediler.
— Keşke ölseydi. Fakat cankurtaran arabası yetişmeden evvel öldü.
— Dernek konuşabildi.
— Evet. O halinde bile sizi
— Ne dedi?
— Pek İyi hatırlamıyorum, müsaade edersiniz (l(*gi1 mİ ? (> tichliğiıılz valöt sizinle meşgul
hiç bir eksiğiniz olmasın, dönüş biletinizi alayım cU.ve ısrar etti.
(Martlns bıı sözleri bana tekrar ederken dedi kİ; •'(•örüyorsunuz ya, parudaıı başka bir de dönüş bileti koleksiyonu yapıyorum.,,)
— Gelmeyeyim diye niçin t(‘lgr/xf çekmediniz?
— Çektik, fakat telgrafı almadınız. Bir taraftan sansür, bir taraftan da ayrı ayrı İşgal bölgeleri yüzünden telgraflar yerine bazaıı beş günde varıyor.
— Tiihkikııt yaptılnr mı?
— Tabii.
— Pollscller Harry’ıılıı kaçak ticaretiyle suçlu okluğu yolunda gülünç bir kanaat taşıyorlar. Haberiniz var mı Idl?
— Yoktıı. Fakat Vlyaııada herkes böyle İşler görür. Hepimiz sigara satıyor, slllııgle işgal parası mübadele (Mİİyorıız. daha da neler!
Ellerıyle hayır diye İşaret etti.. Ben de herhangi bir hâdiseye meydan vermemek için resini almadım.
Bulgar hududu dahilinde üç kilometre ilende Kadıköy., oldukça mamur. şirin bir köy... Fakat hiç bir hareket yok... Aylardan beri hasret kaldığını tam sessizliği nihayet Türk - Bulgar hududunda bulabildim... Yalnız şanlı bayrağımızı dalgalandıran rüzgârın direklere çarpan uğultusu..
Bu nnnlakada Bulgar muhafızları ve mavin tertibatı çok fazla olduğundan ilticalar daha ziyade Lalapaşa kapısından oluyor, işin garibi en ziyade Komünist rejimini hazmetmiş sandıklan ve bu rejimi iftiharla emanet ettikleri 16-18 yaşındaki Bulgar gençleri kaçıyor... Hem entelektüel üniversiteliler, hem deişçller».
Diğer taraftan Bulgaristanda refah içinde yaşamak üzere giden bizim Tuğrul Deliormanııı da Varna civarında tas kırdığını son gelen muhacirlerden öğrendim...

düşünüp üzülüyordu.
Rollo. Size Kollu deıııekligiıııc dıı sizi hop hu İslinle anardı, olımıuıı ısrarla trııbih elli;
Göçmenler hakkındakl röportajlarının burada son veriyorum... Fakat yakında başlaması muhtemel olan daha büyük göçmen alcınım karşılamak üzere Edirne Valisinin de bana açıkladığı gibi şimdiden alınmış hiç bir tedbir yok... Önümüz kış ve gittikçe yaklaşıyor Yazın kolayca barındırılanların sayısı 2-3 bin kişiyi geçiyor. Havalar soğuduğu zaman Bulgariar büyük mikyaata sevkıyata başlarlarsa bunları nasıl karşılıya-cağız. Bu hususta şimdiden kuvvetli tedbirlerin alınması 1 Azımgeldİğine İşaret etmek istiyorum.
(Devamı var)
J
Ekspres İşlemiyor.. Tren münakalatı kesildi, fakat pasaport alıp da orada kalan ırkdaşlarımızın İstihkakını tiklerinden Ttirkiyeye feci halini
iaşe Bulgariar hemen kea-şimdi aç biilâç vaziyette nakillerini bekleyenlerin de düşünmeliyiz.
Sayfa 6
Anadan doğma kör, sağır ve dilsiz bir kadın roman yazıyor, konser dinliyor ve hayattan bizim kadar zevk duyuyor :
%
Alaska kahramanının
Farl-
haberin Kanada isminde
gazetelerde İlânı üze-Hükûmetine Andy bir Laponyalı başvur-1945 yılı sonbahann-
üçsüz bucaksız buz deryaları ortasında yaşıyan Eskimolann hayatından bir snhno
Bu rine, Bahr du: Bu adam,
da yanında altı tecrübeli ve kuvvetli yardımcı olduğu halde sürüsü ile beraber Alaskanın batısındaki Na-boktoolik’ten hareket etti.
HELEN KELLER MUCİZESİ
macerası
Richard adalarındaki bini erce Eksimo, açlıktan ve ölümden nasıl kurtarıldı?
22 Eylül 1950
Jürinin seçtiği 30 hikâyeden biri
1950
Dünya Hikâye Müsabaka»
Can Sıkıntısı
muvaffak avucunda
güzellik gös-tanıma mera-
onu yakından
Sağır, dilsiz ve kör bir kız çocuğunun, bugün 70 yaşında faal, hassas ve hemcinsleri ile muhabere e-debilecek kabiliyette bir kadın olduğuna şahit olunca, insan mucizelere inanabilecek duruma geliyor.
Helen Keller doğduğu zaman, her küçük çocuk gibi idi. Buna rağmen altı aylık iken annesi onun banyoda gözlerini kapamadığını ve hiç hır gürültüden rahatsız olmadığını farketti: Küçük yavru hem kör, hem sağır, hem de dilsizdi!.
Annenin ümitsizliği ve karanlık dünyası içine kapanmış küçük kızın hırçınlıkları. Keller ailesini çok ü-züyordu. Devrin mümtaz adamlarından biri olan Michael Anagnos, küçük kıza Anne Sulllvan adlı, doğuştan kör olup, sonradan görmeğe baş-lıyan genç bir Irlândalı mürebbiye tavsiye etti.
Anne Sullivan, Helen Keller’e körlere mahsus “Braille,, alfabesini öğretti. Çok geçmeden Helen bir kitabı okumaya ve devrin mühim şahsiyetleriyle mektuplaşmaya başladı. Başkalarının aklından geçenleri seziş kabiliyeti etrafındakiler! şaşırtıyordu.
Helen Keller, elleri sayesinde burun ve dudak ihtizazlarım zaptetmeğe ve böylece karşısındakiler! dinlemeğe ve anlamağa oldu. Mürcbbiyesi ona.
cümleler “dizmeği” öğretti. Küçük kızdaki ânı düşünce ve terkip kabiliyeti. mürebbiyesıni kendine hayran ettiriyordu. Kencı gibi kör - sağır - dilsizlere enerji ve gayretiyle cesaret veriyor ve onlara örnek oluyordu.
Cemiyet içindeki faaliyeti de gittikçe gelişmeğe başladı. Makaleler neşretti, büyük seyahatler yaptı ve 24 yaşında doktor Unvanını aldı. Bugün Braille alfabesi ile yazdığı makale ve hikâyeler, en meşhur gazetelerde neşredilmektedir.
Helen Keller, kendi kendini yetiştirmede o kadar ilerledi ki, şahsına münhasır oldukça acayip bir ses bile “imal” etti. Bu sesten bahsederken, meşhur sağır, dilsiz kadın “The greatest ındividual achievment in the history of education., (Tedris tarihinde en büyük ferdi başarı) demektedir.
Helen Keller, bütün tenlerini iyiden iyiye kındadır.
Sanatın her sahası,
alâkadar eder. Dokunma ve koku alma hassalan o kadar kuvvetlidir ki. meselâ Notre-Dame Kilisesinin sütunlarına elini sürmekle, kilisenin u-nıumî görünüşünü, bütün ihtişamiyle hissedebilmekte ve bu güzel manzaradan bizim kadar heyecan duymaktadır. Toprakla uğraşmayı çok seven Helen Keller. Westportrtaki bahçesinde çimenleri, çiçekleri, ağaçlan el-liyerek mesut saatler geçirir. Havayı koklıyarak birkaç saat evvelinden yağmur yağacağını bile hisseder.
Helen Kellerin hayatında müziğin mühim bir mânası vardır. İstidatlı bir piyanist olduğu şayiası yanlıştır, fakat müziği büyük bir hassasiyetle, dinlemesini bilir. O, insan sesinin güzelliğini, ellerini. şarkı söyliyen kimsenin gırtlağında dolaştırmakla ve bir konserin zevkim, parmaklarını piyanonun tahta kısmına dokunmakla anlamaktadır.
Caruso, husus! surette kendisine şarkı söylediği vakit Helen Keller parmaklarını tenorun ağzına koyarak şarkıyı takip etmiş, hâtıra defterine "Altın sesin parmaklarında titrediğini" hissettiğini yazmıştır. Chaliapine onu o kadar heyecanlandırmış kif vücudunun her âzasmda "Volga Mahkûmlannın" vatan hasretini duymuş olduğunu itiraf etmiştir.
Mark Twain, en güzel hikâyelerini ona hususi surette
Franklin D. Roosevelt de, onun en çok sevdiği muhatabıdır.
14 yaşından beri bütün dünyaya kendini tanıtmış ve sevdirmiş olan Helen Keller, bugün şerefli mazisine dayanarak istirahate çekilmiş değildir. Parisi ziyaret etmek üzere, bu yıl yazını Avrupada geçirmiştir. Parislilerin zekâ ve cazibelerini büyük bir alâka ile tetkik etmektedir: Gotik bir sütun, küçük bir yavru, çiçek kokulan, bir sokağın canlılığı, toprağın şiiri, hiçbir şey hislerinden kaçmıyor. Hiçbir şey ona yabancı değil...
Doğuştan kör-sağır-dilslz olan bir kadının, hisleri sayesinde, insanların ve eşyalann gizli kuvvetleriyle temasa geçmesi asrımızın mucizelerinden biri değil midir?
Aıınabelle’den
Çeviren‘.Selva SEZER
anlatmıştır.
Heleıı Keller'ln parmakları Nötre-Dame KllUealnln azametli güzelliğini keşfediyor.
,.s •* » ’
BkA** K 1
' *•. ■ '-7 P
Yukarıda: Helen Keller se gelmiş ve parmaklarının yardı-nılyle bu sanat şehrinin mazisini ve sırlarını Öğrenmiştir.
Sağda:
Helen Keller, 36 seneden beri kâtibesi ve arknclaşı olan Polly Thomaon’un sözlerini, eJinl gırtlağına dokundurarak dinliyor.

Amerikanın kuzeyinde Makenzie akarsuyunun döküldüğü deltada, harita ve atlaslarda "Richar Adaları,, diye gösterilen, dünya ile ilgisini kesmiş bir grup ada vardır. Bu münzevi adacıklar, nesillerinin tükenmesine kasdetmiş gibi görünen bazı Eskimo kabilelerinin barındıkları yerlerdir. 1945 yılında Richard Adalarından Kanadaya sızan bir habere göre, korkunç bir fırtına ile kabaran deniz, bıı zavallıların, kayıklarını ve balık avına ait bütün malzemelerim alıp gitmiş ve oradaki Eskimolan elleri böğürlerinde bırakmıştır. Açlığa ve dolayısiyle ölüme mahkûm o-lan bu kavml başka bir yerde iskân etmek mümkün olamıyacağma göre, onları bu mutlak ölümden kurtarmak için oradaki iklim ve hayat şartlarına uygun bir şekilde yardım yapılması zaruri İdi. Kanada Hükümeti

bu meseleyi konuşmak ve bir hal çaresi bulmak için bir konferans topladı. Aynı zamanda, oradaki hayat şartlarını çok iyi bilen ve Alaskanın Koşu Hayvanlan Kıralı adını taşıyan Kari Lomcn’e dc başvurdu. Lo-men’e göre, Makenzie Nehrindeki

Sanat bahisleri
Karikatüre dair
“Karikatür yirminci asrın sanatıdır., dediğimiz zaman. mevzuumuza pek uygun oknayan riyazi bir lisan kullanmış olsak bile ‘asrımızın geliştirdiği ve el üstünde tuttuğu sanattır „ dersek pek doğru bir lâf etmiş oluruz. Siz Gelir Vergisi K a n u n u na bakmayın; karikatürü güzel sanatlardan ayırmaya -kalkışmak, mizahı edebiyattan sökmeye uğraşmak gibidir. Hele sanatın kütle için didindiği, halk İçin çalıştığı bu zamanda karikatüre dudak bükmek gaflet o-lur.
Zamanımızda her türlü neşir si yetişmiyormuş gibi, bu sevimli iâmcılığa hattâ sinemaya kadar sokması, ehemmiyetini belirtmeye kâfidir.
İş böyle olunca, Türklyemlz de dünyaya uyarak karikatüristlere dergilerinde, gazetelerinde alabildiğine yer vermeye başladı. Bugün karlkatürsüz gazeteye hemen hemen rastlanmıyor. Kemiyet bakımından bu bolluğa diyecek yok; acaba keyfiyet ııe âlemde? Bu suali sorduğumuz an şu hep hayran olduğumuz Cemal Nadir nasıl akla gelmez! Şüphesiz bugün onun ayarında bir “as“Lmız yok. Onu ölçebilmek için şöyle hudutlarımızı aşıp da Fransnya kadar uzanmamız gerekiyor. Bizim demek İstediğimiz ve ele aldığımız mevzu, bu değil. Acaba Türk karikatürü doğru ve sağlam bir yolda mı yürüyor? Buna tereddüt etmeden “evet" demek için biraz fazla iyimser olmak icap eder. Yurdumuzda, hattâ bir çok aydınlarımızın kafalarında dahi sağ ve ileri bir karikatür anlayışının yer etmediğini itiraf etmek lâzımdır, niz. tan ğın türden İki şeyi ayıralım: Karikatür mühim şahsiyetlere çamur atmak değildir; güzel kadın resmi yapmak olmadığı gibi... Burada rahmetli Cemal Nadiri gene nasıl hatırlamayız! Onu çizgilerinden tutun da mcvzularına kadar taklit eden hattâ kopye edenlerimiz bu hususlarda i da örnek olarak alsalardı, biraz olsun kendilerini affet-tirebllirlcrdi. Cemal Nadir, şu veya bu şahsı tenkld edeceği yerde sadece insani, o değişmeyen insanı hicvetmiş, böylece, her eserini âdeta zamanı hiçe sayacak bir sanat eseri olarak yarına bırakmıştır.
Gelelim gene bugüne... Bugünün genç karikatüristinin tutacağı yola! Her kolda okluğu gibi burada da sanatkâr, eserine şahsiyetinin damgasını vurduğu gün iftihar etmelidir. Evet Cemal Nadirin tesirini hor genç sanatkârda muhakkak göreceğiz. “Her biiyiik adam bir tesircidir.,, Bu tabii bir şey! Gelgelellm, sanatkârın çalışması, bu tesirden sıyrılmak gayesini gütmelidir. Ama İşin kötülüğüne bakın kİ, çok kimselerin anlayışı ve ölçüsü, aksi yolda gelişmiştir; Eseriniz Cemal Nadlrinki-ne mi benziyor? Muvaffak olmuş sayılırsınız. Tipleriniz onunkinden apayrı mı? Acayiptir. Kompozisyonlarınız değişik mi? “Canım Cemal Nadirinklne baksana nasıl,,, derler. Bu sakat anlayışa karşı durmak genç karikatüristin vazifesidir. Taklitle elde edilecek kolay şöhrete, gerçek kıymetini sağlayacak yolu feda etmemelidir. Henri de Regnier “O henüz sen olmıyan İçindeki kar-


Cemal Nadir in ilk karikatürlerinden biri:
Jler şeyde inkılâp
20 nel asırda
rarnu/,an davulcuları
vasıtasında gözükme-sanatın burnunu rek-
Sanki sanat anlayışımız çok mu sağlam dlyeceksi-Eh. bu da onun bir neticesi sayılabilir. Piyasayı tu-karlkatüriere bakarsak her tarafla sezilen lıastalı-burayı da sardığı görülür. Bunun için önce karilin-
- — ----------- - - • •• • - “ * • —
Yazan : Turhan SELÇUK
*
deş" demiş. Bu kardeşi bulmak gerek. Yoksa CemaJ Nadiri takip edenler zirveye tırmanamadan çok aşağılarda yıkılıp kalacaklar, bu gayretlerdense Türk karikatürü hiçbir sey kazanmıyacaktır.
Yolumuzu böylece çizdikten ve çok mühim bir derde dokunduktan sonra karikatürün kendisine bakalım. Her birinde iki unsur seçeriz: Mevzu ve çizgi. Hakiki karikatürde bu ikisi sarmaş dolaş olmalı; öylekl makası vurup ikisini ayırmaya çalışmak yapışık kardeşlere ameliyata kalkışmaya benzesin. Karikatür, çizginin nüktenin emrine verildiği sanattır. Çizgi ancak bu gayeye hizmetle mükellef, bu gayeye hizmet ettiği nispette güzeldir. Fırçanız dosdoğru hedefe yönelmelidir. Zaten zamanımızda bütün sanatlar teferruatı ortadan kaldırmıştır. Eğer cemiyetin bünyesi sanatın durumunu tâyin ediyorsa, sürat asrının sanatının da böyle olacağı şüphesizdir. Şu halde görünüşten çok ruha bakmak, süslü resimden ziyade esas aramak kaidedir.
Mademki sanat anlayışının temelini İçtimaî yapıda aradık; zamanımız sanatkârının beşerî olması zaruretini inkâra imkân kalır mı? Genç karikatüristin düşüncesi bu olmalıdır: Tamamen insan üzerine eğilmek... Burada kasdettiğimlz İnsan görünüşü değil, o hiç değişmeyen İnsan mizacıdır. Bir sanatkâr ne kadar değişik tiplerle çalışırsa çalışsın, eğer sadece suret üzerinde işliyorsa netice sıfır olacaktır. Meşhur Fransız karikatüristlerine bir göz atalım: Dubout, Peynct. Mose... Bütün bunların muayyen bir veya bir kaç tipi vardır. Buna rağmen bu aynı gibi görünen tipler, mevzuun icabına göre öyle hunun en
mayız.
Diğer
h
ifadelere bürünürler kİ, her eserde İnsan ru-derln ve tuhaf şekillerini seyretmeye doya-
mühim bir nokta da, “kompozisyon.,dur. Sanatı "Hissin içtlmaileşmesidir,, diye tarif edenlere iltihak edersek bu İçtimaî yayılmayı mümkün olduğu kadar geniş ve tesirli şekilde yapabilmek, güzel ve tesirli bir kompozisyonla mümkün olur. Bazan en usta fırçalar bile, kompozisyonun kötü tertip edilmesi yüzünden işleyemez hale gelir.
Komedi tiyatrosuna sırf kahkaha atmak için giden bazı kimseler karikatürden de aynı şeyi bekliyorlar. Şurası muhakkak ki, İlkinin olduğu kadar İkincisinin de gayesi sırf güldürmek olamaz. Belki gülme karikatürün yanısıra gelir, fakat bu sanatı tâyin edecek ve değerlendirecek ölçünün, dcce yanılmaktır.
gülme olduğunu İddin etmek sa-
son eserlerinden biri :
Cemal Nadlr’ln

Misafir — Bu güler Ev sahibi — Evet!., resmim.
yüzlü resim »İzin mi?
Umum Müdür olmazdan evvel-
Eskıınoları kurtarmak, onları hayvancılığa ı bahsedilen, oraya mahsus Lapon geyiği ve sairedir» şevket -inekle mümkün olacaktı. Açlık ve ölümün tehdidi altında bulunan ülkeye sürüyü götürecek biri bulunduğu takdirde kendisinin de yardım o-larak (3000» ehlileştirilmiş ve seçkin hayvan vereceğini ilâve etti.
Andy Bahr Ekspedisyonu. mühim bir kısmı, bir AvrupalI değil, biı KanadalI ayağı bile basmamış olan boş ve ıssız araziden geçiyordu. Kıymetli postlar avlamaya çıkmış avcıların yanılıp buralara saptıkları da pek nâdirdir. Alaska Hükümetinin uçakları kaybolan avcıları bulmak için senede ancak iki defa bu sahada uçuş yaparlardı. (30001 hayvanı Es* kimolara götürmek Üzere yola çıktığı beş yıldan beri Ar.dy Bahr kafilesinden ancak dört defa haber alınmış ve sonunda da ekspedısyonun kaybolduğuna
hükmedil m işti.
tanınmış pilotu Joe çöllerinde mahsur ka-
tundrasıııda karşılaşan A-Andy Bahr macerasını kı-
Bir gece içinde, (50) hayvanı Hayvanların
baş be-çe.şitlı birden çoğu.
Alaskanın Grosson, buz lan avcılara ilâç ve lüzumlu malzeme götürdüğü zaman telsizle şu sevinçli haberi de verdi: “Andy Bahr bulundu! Ekspedisyon hedefte!)
Makenzie Nehri pilot Grosson ile laska kahramanı boş ülkelerde geçen
saca anlatmış ve demiştir ki: "Na-boktoolik’ten ayrıldıktan sonra kar ve buz fırtınalan ile savaşmak icap etti. Bu hal, sürümüzde bazı boşluklar meydana gelmesine sebep oldu Ayrıca kurtlar da müthiş bir lâsı idiler, hücumlarla parçaladılar,
kurtların sesini duyı.nca ürklip kaçıyor. bu Suretle de sürü dağılıyordu. Sağ kalan hayvanları tekrar bir araya toplamak ise günler ve hattâ haftalara maloluyorcu. Nihayet talih bize güler yüz göstermeye başladı ve işler yoluna girdi.,,
Richard Adalarında yaşıyan Eskimo kavimler! yeni ve daha İyi bir hayata kavuştular demektir. Diğer taraftan "Alaska kahramanı,, adını hakkiyle kazanmış olan Andy Bahr'ı tekrar aralarında görmek ve çılgınca alkışlamak için bütün Kanada şimdiden hazırlıklara başlamış bulunuyor.
Robert Weber’den
Çeviren: Zahide Özveren
(Dünkü sayıdan devam)
Kadın, en fakir kadınların yegâne süsleri olan saçlarını, beğendiğim şekilde, Ispanyol kadınları gibi alnına çekmişti. En son satın aldığım ayakkabılarını satmış olacaktı: çorapsız a-yaklarında ökçeli »erlikler vardı. Bacakları hor zamanki gibi temizdi. Temizlik onun biricik lüksü Muhakkak ki. şimdi vücudu da temizdir, sabun ve eğer varsa, kolonya kokar. Kolonyan akrabasıdır, her zaman alabilir Aynı koku olduğu İçin, ona sarılırken: “Benim tanıdığım koku,, derim. Soğuk sular dökündükten sonra, kızışan vücudunu kolonya ile oğar. kendi kokusuna karışan içini kaplar.
— Haydi bize Genç kadının
Sanki neyi vadedlyor? Evvelden bilinen kısa bir haz! Bir an kendimi unutmam için, milyonlarca bazların* birleşmesi, beni içerlerine »İmaları lazım. Bir kadın vücudunda bütün kadınlara malik olunamadıktan sonra... istemiyordum. İHtediğinı hiçbir zaman bu olmamıştı. Belki de sefaletin insan kokusu beni, pervanelerin ışığa koştukları gibi çekiyordu. Fakat İnsana ve sefalete kati iştirak da lâzımdı. Sefalet ise hepsi idi. tahammül olunmaz insan hayatı demekti. Kalbimin yerinde dönen değirmen taşı ile, hangi şartlar altında hangi hareket? Dünya geniş! diye haykıran şairlerin tahammülünü anlamak zordu. Aynalar her yerde aynı yüzü gösterdikçe, her yerde aynı hastalığı taşıdıkça, dünya dünya dar!...
— Rakı aldıralım, çoktandır d İm.
Güzel çingene kadını masalarına o-turmuştu. ona para verdiler, gazinonun hesabını gördüler, garsonun bahşişini de unutmadılar.
Kadın, kızıl tuğlalan sıvaya kavuşmamış evin kapısını, gecelerin ahş-kanlığiyle avucundan bırakmadığı kocaman anahtarla açtı. Mehtaplı gecelerde, kaçan bir ümidi aramak için çıktığım geniş taraçayı yerinde buldum. Orada mehtaptan nefret etmiştim. Taşlığın bir köşesinde üstü açık eaki bir su küpü, ortada küçük tahta masa, yanında bir hamam İskemlesi. Masanın üzerinde iki kibrit çöpü bir kırık tarak. Ben görmiyell. tavanın sıvaları büsbütün dökülmüş.
— Ne yaptın bu kadar zamandır?
Ne bileyim ne yaptığımı! Hatırlamak istiyorum, olmuyor. Bir şeyler konuşmak lâzım mı muhakkak?... Dalgınlığımı yenmek için arzu etmiş gibi — bana sarılıp dudaklarımdan öpüyor: biber, bahar kokuları saçarak yine gülüyor, kahkahalarla...
Tek penceresi sokağa açılan küçük odaya giriyoruz. Güneş yandan geliyor. akasya ağaçlarının gölgesi tarlaların üzerine uzanıyor. Akşam olacak. Uzaktan duyulan canavar düdükleri gittikçe yaklaşıyor, kampanalar çalıyor İtfaiye otomobilleri yıldırım hızı içinde görünüp kayboluyorlar Tavuklar karşı kaldırıma geçmek için bu tehlikeli dakikayı beklemişler; bu ölüm yarışım horoz hazırladı. Caddenin Öteki tarafına geçerken, heyecandan tüyleri uçtu.
Odanın bir köşesinde portatif hir asker karyolası: yorgan açık. Kapının yanında küçük bir saç soba. Duvara bitişik tahta masanın üzerinde »ki bardak, bir kadeh, bir iki tabak, bir tuzluk ve yarım ekmek, birinci nevi bir paket sigara, bir de kibrit. Tabla vazifesini gören kinle bir tabağın içi dudak boyalı İzmaritlerle dolu, bir kaç tane de kalın bir sigaranın izmaritleri...
— Uykum var. diyorum. Ceketimi çıkarıp, yatağa uzanıyorum. Başımı duvara dayıyorum, boynum öne bükülüyor.
Genç çingene kadını pencerede görünüyor. Rakı şişesini ve beyaz peynirle leblebi paketini uzatıyor. Kadın: “Üzeri kalsın., diyor. Beş liranın üzerinden epey artmış olacak: çingeneyi başka bir işi için kullanabilir. Fakat bu insanlar konuşmadan da anlaşıyorlar. paraya falan o kadar lüzum yok.
Kadın pencerenin İki yanındaki çivilere battaniyeyi takıyor, yine de bir kenar aralık kalıyor. Asfalt caddeden bir kamyon geçiyor, arkasında bir çöp arabası. bir hususî otomobil. Kamyon iki defa ekzoz patlatıyor, tabanca atılmış gibi bir ses. Eskiden, bir yaz gecesi, yine böyle dar ve havasız oidada. yorgana sarılmış yatarken, sokakta sarhoşlar nara atıyorlardı. bir tabanca patlar gibi olmuştu. Elimi boynuma götürmüştüm, sıcak bir şey akıyordu Ölüme hazırdım. Kolumu uzatıp lâmbayı yakmıştım. Ter içindeydim. Karyolanın arkasına asılı, Rum ev sahiplerinin kocaman evlenme resimleri yere düşmüştü, tabanca sesi bu olacaktı. Sabah
kolonya kokunu evin
gidelim.
gözleri parıldıyordu
geniş*
içm
sanki çok
ufak Için-gele-sıska arda
Yazan : Fikret ÜRGÜP uyandığım zaman hâlâ yaşadığıma şaşmıştım.
— Haydi gelaene...
Kadın elbisesini çıkarmış, gömlekle bekliyor. Öteki iskemleyi de ben alıyorum. O kadehle ben bardakla rakı içmeğe başlıyoruz Benim halimdeki bir İnsan için hiçbir şeye hayır dernek imkânı yok. Yemin ederim kİ. içimden evet da demiyorum. Onıı bilirim: Bir kadehle bütün cesareti
ayaklanır; benim de bir yudumla irademi büsbütün kaybettiğimi o bilir. İşte o zaman istediğini yaptırır. Ama ben de kurnazım: Bir elli lirayı ne olur ne olmaz, pantolonumun arka cebine aktarmıştım. Her zaman parslarımı koyduğum yan cebimde yalnız on lira var İşin fenası parada değil, buraya dönmüş olmamda. Kim bilir ne şakılde ayağımı bağlıyacak? lste-miye istemiye, istikrah içinde, muayyen saatlerde onunla buluşacağım. Bir hâdise çıkıp tekrar ayrılana kadar. hayır diycmiyeceğim. Bu yeni hayata tahammül için daha fazla içmeğe bağlıyacağım, yolları şaşıracağım, gecelerle gündüzler birbirine karışacak Boğaziçi otellerinde sabah oluşunu seyredeceğim, sırtlarda rengârenk ağaçlar aydınlanacak, ortaçağın gelinleri gibi tülleı örtünmüş, garip, hafif ağaç yaprakları en rüzgârla sallanırken, koruluğun de. gizli bir yerden, kuş sesleri cek. intihar arifesinde
bülbüller eski devirlerden
kalmış mor tüylü kargalardan fikir danışacaklar. Boğaziçinin gümüş, pembe sularının üzeri kırpışmıya başlayacak. Gırtlağımızda bir yangın, sabahhyacağız, Sonra bu ateşi söndürmek İçin, uzak semtlerin ılık sulu kumsallarına koşacağız. Korkunç susuzluğumuzu gidermek İçin içkiler içeceğiz. Birbirimize daha ziyade yabancı olacağız, her kadehle kendi denlilerimizde daha uzak seyahatlere çıkacağız. Sabaha karşı uğradığımız yerlerde. param yetişmeyince, faturaların altını imzalıyacağım. gazino sahipleri ben kapıdan girerken İsmimi söyliya-cekler; “Param yok,, dersem, "Ne a-hemmiyeti olur, cevabını alacağım; aylar sonra sokakta ratl ad ıklan zaman. yanıma yaklaşıp ceplerinden İmzalı faturalar çıkaracaklar, sessiz ve hâkim, yüzüme bakacaklar.
— Yılbaşında sen de olmalıydın. Öyle eğlendik kİ!..
Pencereden süzülen hafif ışık göz kapaklarının şişliğini, yüzünün yorgun çizgilerini gölgelendiriyor. Gözleri her zamankinden daha parlak. Yine gülüyor:
— Bir büyük hindi kestim, üç kilo rakı içtik.
Gözlerimi iyice açıyorum. İnanmadığım belli, yalanı büyüyor.
— Siy ab bir elbise yaptırmıştım, a-çık iskarpinler. Ne eğlendik! Ne eğlendik! Yabancı yoktu, hep bizim aileden.
Tanıdığım aile, gececiler ailesi, huzursuzlar...
Yatağa uzanıyorum, başını dönüyor, midem bulanıyor. Yanıma geliyor, bana sarılıyor, bir kaç defa öpüşüyoruz.
Sabah güneşi bizi uyandırdığı zaman:
— Dün gece ne kadar heyecanlı I-din. Uzun zaman gelmedin, ondan olacak. diyor ve beni büsbütün bağlamış olmanın emniyetiyle yor, yıkanmıya gidiyor.
Bulantım artmış, midemde olsa, çıkaracağım; çarpıntım devam e-diyor; göğsümün İçinde durmadan dönen değirmen taşı. Dışarı fırlıyorum. Güneş tepelerin arkasından yuvarlak, kıpkızıl çıkıyor. Bütün bir gün ya a-nacak. Şimdiki ve her zamanki gibi: muayyen bağlarla bağlı olduğumuz insanlar göreceğiz. Gözlerimiz kamaşıyor gündüz ışığında, dersek, kimse anlamıyacak: bir hasret, bir huzursuzluk içinde grünü gece edeceğiz. Gafil horozlar sabahı müjdelerken, sevgili ölülerini hatırlayıp içi burkulanlar çoktur. Ama ben. işte, yalnız istiyorum.-
Zeki arkadaşım, yahut da yahut da çok bedbaht, o da karşılaşmak istemiyor Belediye helasına gidip rahatılyacağım. can sıkıntımla beraber, onu içimde taşımak şuuru benimle beraber. En ufak bir ses, belli belirsiz bir koku beni irkitiyor. gerilere sürüklüyor. Her zaman aynı havayı, hastalığımın hecmeleri ve nekahetleri içinde, kokluyorum. Tescili edici rüyalar sabahleyin unutuluyor, can sıkıntısının kâbus nöbetleri ilerl-ki günlerin İçine karşıyor, serbest bir adım atamıyorum. Göğsünü, güneye ve tabiata açıp, tabiat İnsanı olarak yaşıyanlar da var.
Kitaplar koltuğunda geçiyorsun, kaybedilmiş insanlığın encamını yük* lenmişsin. şimdi bazı idealler peşinde başın dönüyor. Soluk, zayıf, İçi içini yiyen, biçare, biçare menekşe, can sıkıntısını biliyor musun?...
SON —

kendine soyunu-
bir sev
kalmak
kurnaz, benimle
Zihninizi teksif edebiliyor musunuz?
4
Ruhiyatçıların ekserisi, zekî olabilmek için insanlarda dikkat hassasının bulunması gerektiğinde müttefiktirler. Zihni teksif edebilmek, son derece dikkatle mümkündür.
Uzunca bir müddet İçin herhangi bir şeye dikkatinizin bütüniyle bağlı kalmanızın İmkânı yoktur. Lâbo-ratuvarlarda yapılan araştırmalar, dikkat müddetini 30 saniye veya daha az olarak gösteriyorlar. Bazı araştırma neticeleri ise bu müddetin 90 saniye olduğunu iddia ediyorlar. Bu kısa süre haricinde insanın dikkati zaman zaman azalır ve "teksif" dediğimiz olay ile tekrar yapmakta olduğumuz iş üzerinde çevrilir.
Bir pertevslz vasıtaslyle güneşin büzmelerini bir yere teksif ederek herhangi bir cismi yakmanın nasıl mümkün olduğunu bilirsiniz. Aynı şekilde enerjinizi meşgul olmakta olduğunuz iş üzerine teksif edebildiğiniz takdirde o işinizde daha başarılı olabilirsiniz.
Teksif derecenizi ölçmek İçin bir deneme tablosu aşağıya dercedilmiş-tir. Süratle denemede pacağınız çaktır.
İzahat:
olan rakamlar şerli olan bu rakamları bulup altını çiziniz. Misal:
Z: 2 9 4 6 1 1 9 3 5 5 6 7 8 5 4 7
yapılması gereken bu dikkatinizin dağılması, va-hatalann sayısını çoğalta-
Her sırada yekûnları 10 bulunmaktadır, lkl-
Sürat esastan Müddetin hitamın*

A B C Ç D E F G H t
J K L M N O P R S Ş T U
V
Y Z
2
9
1
3
5
2
6
7
3
9
1
2
8
9
2
6
9
1
9
8
4
8
6
4
6
9
8
2
3
3 0
4
6
2
8
9
4
3
1
7
3
7
0 0
3
8 0
4
8
2
1
7
3
4
9
5
3
5
1
7
8
6
6
8
3
8
5
4
1
6
6
5
2
2
4
4
6
4
6
8
6
2
5
3
9
7
8
5
2
4
6
4
3
6
5
5
7
8
9
8
8
5
5
7
2
3
8
4
2
8
3
2
9
7
8
O
3
9
1
4
4
3
6
5
2
7
4
6
3
7
7
9
7
1
7
8
4
1
3
5
9
3
3
9
2
8
8
4
1
7
5
3
7
8
7
7
7
4
1
5
2
6
7
6
5
1
5
4
8
8
7
6
9
6
4
6
2
8
2
4
0
6
4
2
7
6
8
2
4
6
8
4
7
4
9
6
9
7
3
6
3
1
9
9
6
8
3
4
3
6
4
3
3
5
4
7
6
3
6
6
9
0
6
8
3
9
9
1
1
7
9
7
6
1
8
5
6
7
5
1
6
8
6
3
6
8
1
2
3
8
4
8
2
4
5
5 8
6 2 2 5 9 5 8
2
4
2 8 2 l
3 0 8
7
9
6
7
3
5
3
7
2
6
3
6
9
1
9
1
3
3
2
2
8
0
4
2
0
8
6
7
6
4
6
7
4
0
8
5
7
1
1
4
8
7
8
5
4
7
3
7
8
1
4
1
8
5
5
7
0
9
9
8
4
6
0
8
3
3
8
2
4
7
6
6
3
5
8
6
9
8
4
6
3
9
7
3
8
3
5
8
1
7
7 O
9
6
4
4
8
8
3
3
7
8
3
3
7
4
8
4
5
3
7
7
8
9
6
2
2
2
6
6
2
2
9
7
6
5
4
1
1
1
9
8
5
2
1
8 0
4
4
7
9
6 b
8
3
8 «
6
8
s *
5 2
8
2
4
5
1 0 5 4
3
2
1
2
4
7
1
7
7
5
6
4
7
4
2 o

2
3
3
2
2
2 0 0
5
4
3
9
3
5
6 0
7
6
7
4
8
5
1
3
8
6
2
4
1
1
9
8
5
(
5
9
8
4
5
6
8
5
5
4
7
7
4
4
2
3
6
8
5
5
6
1
3
5
8
1
2
6
5
5
5
2
6
4
6
5
6
6
6
8
6
3
4
6
2
3
2
8
3
6
7
3
8
6
6
5
0
7
6
3
8
5
9
7 1
6
3
5
7
1
1
3
2
3
4
8
7
4
8
6
4
7
5
5
5
6
9
8
6
8
7
7
5
8
6
7
1 0
5
0
9
2
7
3
6
4
4
6
4
2
9 O
4
4 1
7
7
9
9
2
4
9
8
5
1
1
3
4
4
6
3
5
7
3
9
7
7
5
7
(
8
4
1
9
1
6
8
2
4
8
3
6
3
5
7
3
6
5
5
6
2
1
7
6
1
8
4
8
7
7
1
7
4
4
2
1
3
2
6
7
2
7
6
4
6
8
1
3
4
6
9
8
2
6
2
3
6
6
6
5
4
2
8
7
7
2
8
4
3
4
3
5
4
7
1
9
8
6
5
8
5
5
5
5
8
1
4
9
9
7
1
9
5
2
5
7
1
2
3
5
1
5
4
4 3
1
1
1
9
5
6
5
3
6
4
7
1
2
7
3
3
2
6
8
4
6
1
5
3
9
2
9
3
0
4
6
7
1
6
3
9
3
6
2
4
8
8
9
6
4
2
9
7
7
2
4
0
4
5
0
1
6
0
7
8
9
4
6
1
2
3
•>
&
1
8
8
2
9
9


Çok iyi
dereceler
İyi
Orta
Zayıf
0—26 hata 27 — 37 hata 38 — 48 hata 49 — 143 hata
(la yapamadıklarınız, size bir fena pııvan kazandırır.
MÜDDET 7 DAKİKADIR
Bu tabloda yekûnu 10 olan 113 tane çift rakam vardır. Her hata ve noksan 1 fena yuvan sayılır.
22 Eylül 19Ö0
YENİ İSTANBUL
Sayfa T

Çocuk Annelerine:
İngilterenln en meşhur fabrikalarının mamûlAtından
Bebeler için husuiri kundak muşambaları
Muhtelif cine ve model çocuk donları
Bebeler için muhtelif çocuk mamaları ve çocuk pudraları Dayanıklı su keseleri (buvyot)
l Bayanlar için iş eldivenleri
Her boyda kauçuk banyo süngerleri Hastaheneler için hasta altına koymağa mahsus kalın «ağla m muşambalar metre ile, toptan ve perakende satılmaktadır.
REBUL ECZAHANESİ SAHİBİ
KEMAL MÜDFRRİSOĞLU
Adres: Beyoğlu, Ağacamii yanında

İsnirtolu İçki Satanların DİKKAT NAZARINA
4

4
Cojmac iKonyakı ve Champagne (Şampanya) kelimeleri ancak Fmnsanın aynı İsimli eyaletlerinde çıkan şaraplar için kullanılabilir. Halbuki bazı satıcıların menşeleri Fransanı.n sözü geçen eyaletleri olmıyan şarapları aynı isimler altında veya (yerli) kelimesi ilâvesiyle sattıkları tesbit edilmiştir. Bu vaziyet beynelmilel mukavele, Itllâfname ve muahedelerle himaye altında bulunan sözü geçen mülkiyeti sınaiye haklarına tecavüz teşkil etmekte ve gayri kanuni rekabet fiilinin tekevvününe sebep olmaktadır.
Bu İtibarla, ispirtolu İçki satan dükkânların, lokantaların, içkili lokantaların, gazinoların ve bu gibi sair müesseselerin ancak Fransız eyaletleri Cognac (Konyak) ve ChAmpagne (Şampanya ) menşeli şarapları bu isimler altında satmaları lüzumu kendilerine ehemmiyetle hatırlatılır. Aksi takdirde menaflinl himaye ile mükellef bulunduğumuz Cognac (Konyak) ve Chanı-pagne (Şampanya) isimlerine vaki tecavüzleri izale ettirmek İçin gerekli tedbirlere başvuracağımızı bildirir alâkalıların dikkat nazarını çekeriz.
TÜRKİYE KREDİ
B A N K A S l’ndan
»>


>>

»>
»>
»>
9*
»>
19


99
99
99
99
99
Bankamızın küçük cari hesaplarına ait olup her ay çekilmekte bulunan ikramiyelerden Eylül ayına ait olanı 20 - 9 - 1950 çarşamba günü İstanbul Merkezimizde Noter huzurundu çekilmiştir.
Aşağıda numaraları yazılı hesap sahiplerine ikramiye isabet ettiğini ve her birine ayrı mektuplarla ikramiye miktarlarının bildirildiğini sayın müşterilerimize arzederiz.
Cüzdan No.
59 163 175 181 211 873 947 949 1363
İzmir Şubesi İstanbul Merkezi t> »»
>> >>
İzmir Şubesi İstanbul Merkezi
»>
Cüzdan No. 1535 1835 1849 1961 2047 2091 2155 2761 2807
İstanbul Merkezi



Hususî YENÎ NESİL ilkokulu
Av. Ethem D. Deriş Galata — İstanbul
Nuruosmaniye Caddesi No. 67
Yuva Kısmı vardır „Erkek„
Kayıtlcr başlamıştır
X
İzmir Yollar 2. Bölge
Müdürlüğünden
Tapu ve Kadastro
Genel Müdürlüğünden
r

1 — Eksiltmeye konulan iş: Manisa ilinde Salihli - Borlu yolunda Km. 64-700 de ahşap Taylan köprüsünün esaslı onanım olup keşif bedeli 55668.83 liradır.
2 — Eksiltme 22-9-1950 tarihine rastlayan cuma günü saat 11 de Yollar 2 inci Bölge Müdürlüğünde toplanacak komisyon huzurunda kapalı zarf usulü ile yapılacaktır.
3 — Eksiltme evrakı mesaî saatleri dahilinde bölge kaleminde görülebilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek için:
a) İsteklilerin bu iş öneminde bir işi iyi surette başarmış olduklarını İspata yarar belgeleri ile Bölge Müdürlüsünden alacakları tanıtma beyannamelerine "Müteahhit ehliyetnamesi müteahhit plân ve teçhizat beyannamesi” bağlamaları ve eksiltme gününden en az üz gün önce yazı ile Bölge Müdürlüğüne müracaat ederek bu iş için yeterlik belgeleri almaları.
b) 1950 yılı Ticaret Odası belgesini haiz olmak,
c) 4033.44 lira geçici teminat yatırmaları.
5 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun hükümleri gerekince hazırlayacakları yükleme mektuplarını eksiltme gününde saat 10 a kadar makbuz karşılığında komisyon reisliğine vermeleri lâzımdır.
Postada olan gecikmeler kabul edilmez.
1 — Tapulama İşlerinde kullanılmak üzere 800 adet mira kapalı zarf usullyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Eksiltme 2.10.1950 tarihine rastlayan pazartesi günü saat 15 te genel müdürlük binasında satın alma komisyonunda yapılacaktır.
3 — Muhammen bedeli 104.000 lira olup geçici teminatı 6450 liradır.
4 — Şartnamesi 5 lira 20 kuruş mukabilinde komisyondan alınabilir.
5 — Teklif mektuplarının ihaleden bir saat evvelisine kadar komisyona verilmiş olması lâzımdır.
Postadaki gecikmeler nazara alınmaz.
ÖZEL . ORTA - LİSE
(12422)
Yatılı Yatısız
İSTİKLAL LİSESİ
.Kız
Erkek
Eski öğrencilerden kayıtlarını yenilemeyenler yerine yeni öğrenci kaydı yapılmaktadır. İsteyenlere tarifname gönderilir»
İstanbul Şehzadebnşı Tel: 22531
(12113)
(Merkez)
Aya»paşa Tav (Ou*
Hicri
Çingene Kızı Singo-
Cııma
VAKİT
VASATİ
EZAM
I
ANKARA
ln-
Bil
ye
İZMİR
İSTANBUL CİHETİ
GİDECEK OLAN I ÇAKI.An
GELECEK OLAN VAPURLAR
R
Y
0
D
L
A
R
ve
Öğrenmek
ihtiyacında olduğumuz herşey
A
SIHHÎ I MD AT
UÇAK -TREN- VAPUR
T I YAT ROLAR
SİNEMALAR
So-Ke-
Zilhlc.
9
1369
İstanbul Beyoğlu Anadolu yakası Ankara
İzmir
1 — Kanlı Karavan Lulü Belle.
Güneş öğle İkindi Akşam Yatsı
ImsAk
Soysuz.
Altın Hazîneleri.
(4999
-
91
2251
13.30 (11.« 111 10 ( lfî 84 (16.81
18.30
Kahire. Lefkoşe-
Ayarı. — Konuşma.
Ayarı ve
19.20 Ta.-
20 15
I — Bay Tekin A-
2 — ganghay Eks-
YEM SEs TİYATROSU Müzikli Tem.lllrrl Her nkşam »«.nt 20 4S do t) Ç O C V E R e t N
Operet 4 perde rfsor: SZÎG İLETİ
Müzik: Kalman ve Brahma,
Tel.: 19369
Beyoğlu 446*14 Ankara 06 İstanbul 24222 İzmir 2222
Üsküdar 69945 K. köy 60872
Karşıyaka 15055
OELEC EK OLAN TRENLER
7.10 Toros. — 6.30 Ankara. — 9 15 Ankara lEka.) — 22 20 Sem-plnn.
GİDECEK OLAN TRENLER
6 20 flemplon (Avrupai. — 18.10 Ankara. — 20 30 Ankara.
Çavuş. 2 — Hak ve Adalet. 3 — Sayılı Kahramanlar.
YENİ (Bakırköy 16- 126) 1 — Saltanat Deviren Gözde. 2 — Beş Parmaklı Canavar.
6.00 Reyyar. KarAblgadan. — 8.00 1 kcndenın» Izmlrden. — 20.00 Sus, Mudanyadan. — 22.30 Bandırma Bandırmadan.
11 35
5.57
9 23 12.00
1.31
9 57
6.45 : .07 36.33 19.08 20.39
5 07
ın.)
m.» rn I m.) 21,30 22.40
• pl>.
34 oo
( 16.M mj Haftanın beııtekAn (Beethoven).
Kapanıp.
KADIKÖY CİHETİ
HALE (60112) 1 — Düşman Kardeşler. 2 — Anna Karcnlna.
OPERA (68714) 1 — öldüren Buse. 2 — Kördüğüm.
S( HEYVA (60862) 1 — Gere Yarışı (renkli). 2 — Çılgın Havatat Si NAR (21413ı 1— Haydutlar Kı-r&liçeai. 2 — İnaanlık Yarışı.
Nlkos-H. Y
H. Y.
D.H Y
MELEK (40868) Parisli Yıldız.
SARAY (41656) 2 Açıkgöz Tarzan Diyarında,
SUATPARK (83143) 1 - Kaptan Kıd. 2 — Hftvdul Aşkı (renkli). S(‘MEK (42851) Kahramanlar A-lavt.
ŞARK (40380) Ccllftt.
SIK (13726ı 1 — Cehennem Zindanları. 2 — Tomnton Caniler Çetesi.
TAKSİM 143191) Harman Sonu Dönüşü.
TAN (80740) Kahramanlar AJa-yu
fNAL (Ki|hk) 1 — Altın Küpeler (türkçe). 2 - Bir Hizmetçi Kızın Hâtıraları (türkçeı
İ NAL (Yariık) (49306) 1 — Yaıjn-mak Arzusu. 2 — Buf&lo
(türkçe),
YEN t (84137) 1 - Kanunsuz kak. 2 — Kar» Ok. 3 — Altın Iepçe.
YILDIZ (42847) Çingene Kızı Sİngoalla.
BEŞİKTAŞ BAHÇESİ 1 — İntikam (türkçe). 2 — Gençlerin Sevgilisi (renkli).
ELHAMRA (42235) Şlkago Kaplanı,
İNCİ (84595)
alla.
İPEK (44289)
LALE (43595)
Rumi
TAYYARE Pranga KnçAgı. MELEK l — Gonlumdrkl Aslan ölmeyen Rüyalar.
LÂLE 1 — Balıkçının Sevgllıai, 2 — Çöl Aşkı. 3 — Afilnnlnr Yolu. TAN 1 — Balıkçının Sevgilisi, 2 — Çöl Aşkı. 3 — Aelanlar Yolu.
YENÎ 1 — Kahraman Kılavuz. 2 — Ali Baba Hlndlatanda. 3 — Korsikalı Kardeşler
ELHAMRA I - Güzel Dost. 2 -Aşk ve Khsknnçlılc
BEYOĞLU CİHETİ
ALKAZAR (42562) 1 — Korkunç
Ormanlar (renkli 1 2 — Şampiyon Süvari
A>( »443941 Alim Hâzineleri.
ATLAS (40835) Pompelnin Son GüzderL
GELECEK OLAN UÇAKLAR
8 40 S.A.S. (İskandinav) Lydda‘-dan. — 9.45 D.H.Y. (Türk) Burandan. — 9.50 D.H.Y. (Türk) îzmlr-dan. — 12.45 M.S.R. (Mısır) Kahire. Nikosyadnn. — 15.00 D.H.Y. (Türk) Erzurum, Elâzığ-, Malatya, Kayseri, Ankaradan. — 15.35 D. H. Y. (Türk) İskenderun. Adana. Ankaradan. — 18.50 B. E. A. (İngiliz» Londra. Roma, Atinadnn. — 16.00 D.H.Y. (Türk) İzmlrden. M S.R. (Mısır)
den- — 16.25 D.H.Y. (Türk) Beyrut- Kıbrıs. Ankaradan. — 17 00 T A.E. (Yunan) Aılnadan. — 18.15 D.H.5'. (Türkı — Burandan. — 18,35 D H.Y. (Türk) Ankaradan.
17.57 Açılış ve programlar. — İR 00 Dans müziği (pl). — 18,30 Yurdun her köşesinden deyişler ve «Oylevışler. — 19.00 Haberler. — 19.15 İstanbul haberleri. — 19.20 Piyana ile hafif melodiler (pl).
19 30 Rsdvo senfoni orkestrası konseri. — 20.10 Ara müziği (pl), — 20.15 Radyo Gözetesi, — 20,30 Şarkiler. — 21.00 Sohbetler — 21.10 Csz plâkları 2120 FfHıl heyeti (Nihavent fn«lı> - 22 Oo Müzik
diinvn indim çrşnh •>« noicler. 22 45 Haberler 23.00 Dam müziği (|>l»« - 23 30 Progranılar ve kapanış.
LONDR A:
7.15 (10.Afi ın.) Dinleyici istekleri ı Hafif müzik t. — 9 30 (16.M m ) Bscthövcnden plâklar. — 10.30
(16.R4 rn ). - Karışık melndllhn - 11 ’K) (16.84 ın.)
Senfonik müzik ve şoiıAtlar - 12.30 (10.85 m.) Pro-manad konserlerinden plaklarla ysvın, — dİ 1» m.) Frad Harf ley orkc.atr/ı.Hi — 14.15 Haftanın bestekârı (Beethoven). — 15 15 B D.C, Skoç varyete oıkeatrauı. — 17 15 Promcnad konserlerinden yayın, — 16.15
CAZ saati. — 19.15 (16 64 ın.ı Yeril plâklıır. — (16 M m.) Küçük orkestradan melodiler. — (16.84 mı Londra varyete.erinden şarkılar
— 23 16 (1681 m ı Operadhn parçalar (pl).
(16>M m ) Sinema orgu ll« mÜftik, — 01,00
02.00
»JlıEf l K OLAN VAPURLAR
3.00 Ege, Karadeniz*. — 4.00 Et-rüsk. İneboluys - fi 00 Bandırma, Büiidırınır a 9 no Sus. Mudnnya-va — 17.00 Mnrnkaz, Mudonyn-ya. — 17.0(1 Ülgeri, AyvalıÇa. — J9,oo Seyyar. Karabinaya.
19 5 0 EYLÜL
22
Eylül
9
1366



ANKARA Kıvırcık Faşa Bf YI K Ormanlar Kiralının tikamı (renkli).
CEBECİ 1 — Çapkın Sanörlta 2 — Ormanlar Kiralının İntikamı.
PARK Dünıbüllü Macera Peşinde.
s US 1 — Gençliğe Veda 2 — Üç Mavi Melek.
sl MEIc 1 — New-York Kurtları. 2 — Züppe Kovboylar.
IMS 1 — Kanun Harici. 2 ölüm Melodisi.
YENİ Dell CönÜlx
GAR GAZİNOSUNDA İtalyan İspanyol Revüleri.

S 00 D.H.Y. (Türk) Ballkcilr, 1x-mire. — 8.30 D.H.Y (Türk) Bursa ya. — 9.00 D H.Y. (Türk) Ankara. Sivas. Elazığ Diyarbakır, Vana. — 9 no T A E (Yunan) Atimi ya — 9.40 S.A S. (inknııdlnavi MU-nich. Kopenhag. Nevr-York h -10 00 S R. (İsviçre) Atina. CeneV* ve, Zürich e. — 10 05 D.H.Y «Türk» Afvnn, Konya. Anana, G. Afltep, Urluya. — 10 15 D H.Y (Türkı İzmir*. — 10.30 D.H Y (Türk) Ankara, Adana, lakenderuna — 12,10 C Y. (Kıbrıs) Ankara. Nlkonva-ya. — 14 00 M S R. «Mısırı ya, Kahlreye. — 1600 D. «Türk) îzmirr. — 17.00 D, (Tiirk) Ankarnva. — 17.05 (Türk) Buraaya.
EMİVÖNİ': Eminönü (Eminönü»
— Bcnanson (Küçükpazar) — Ali Rıza (Alemdarı — Cemil Beyazıt (Beyazıt Kumkapı).
BEYOĞLU: Dellasııda
— Nihat (Taksim)
(Taluılrn) — Hnyreddin
İnin) — Sporhils (GnlaUı) — Atn-knn (Şişli) — Morhllvrköy (Şişil)
— Hahcıöglu (Haaköy) — Yeni Turan (Kasımpaşa).
F ATİ Kî İbrahim Halil (Şehzade-başı) — Et om Pertev (Akan ray)
— Emin Rıdvan iSnmatyu) — Emgcn 1 Şehremini) — U-
(Karagümrükl — Hüsa-Gökengin (Fener). Ayvanaaray Şifa (Eyüp).
İLEMDAK (23863» 1 - Kaptan Siroko. 2 — îatiklM Fedaileri.
VZAK (235421 lom Peşinde, presi.
Al SU (21917) (ttırkçe). 2 -
( EMBEKLİTA6 (22513i 1 - Pr rller DUnynuı. 2 - Kızıl Nehir.
EMKE 1 — Kanlı Meyhane. 4 — nılşman Yuinrugu Altında Tarla 3 — Ftataantı DÖrilta
11% LK (21904) Kammaakeli Süvari (80 kısım).
İSTANBUL (22367) 1 — Znrnnun
işareti. 2 — Dev Adam.
KISMET (26654) 1 - İstanbul Geceleri. 2 — İHtikiAl Madalyası.
M.MlMUlA (23WI) 1 — Çarelerin H kimi. 2 — Ölmeyen Aşk.
MİLLÎ (22962) 1 — A (Yon Kaçakçıları. 2 — Şöhret ve Pnrn.
Tl KAN (22127ı 1 - Adan Yürekli
Hıı mdl lupınnr maddin EYtlPt
BEŞİKTAŞ) Nail Hnlit (Beşiktaş) — OrtnkÜy (C)rtnkÖy) — Gıynscd-din Dlvanhoğlu (Arnavut köy) —
Merkez (Bebek).
K1DIKÖY: Yeldoğlrmtnl (Kadıköy) — Merkez (Üsküdar).
HEYBELİADA: Halk. BÜYCKADA; Halk.
ANKARA: iametpşşa, Cebeci,
Yenişehir.
İZMİR: Tarlan (AUancak) —!>• ııl İzmir (Boanınhane) — Eşrcf-pH-pı. ( Eşref pnşn » Miller (Keme-rnltı» — KaiAtaş (Yalılar).
İNKARAt
7.30 Açih|, program Ve M. S. Ayarı. — 7.35 Kuranıkerim — 7.45 Haberler. — «00 Müzik, «az a-aerleri ve şarkılar (pli. — «15 Hn(l( melodiler (pl).
- K.25 Günün programı ve hava raporu. — 8.30 Mozart - Majör kentet (pl). — 9.00 Kapanış.
12.28 Açilış ve program. — 12.30 M R Avnrı — 12.30 Şarkılar, — 13,00 Haberler. M >6 Norman Cloutler orkestram (pıı, — 13.30 öfcl* Gateteal* — 13 45 Şen parçalar (pl). — 14.00 Hava raporu kapanış.
17 58 Açılış ve program. — İH.00 M S. 16.00 înccanz (Şftlaraban (a«lı> 18 30
- 18.45 Dağ (nrkıları (pli. 10*00 M 8. haberler. — 19 15 Tarihten bir yaprak — rihl Türk müziği. — 20.00 Uvertürler (pl» Radyo Oaaettal. — 20.30 Serbest anar — 20.35 Çay-kovMİd - Romeo ve Jüllvet, — 21 (Ki Türkiyede M arabalı Plânı. — 21 15 Dana müziği ıpb. — 22.00 Ko-nuıymû. — 22 15 Beethoven - Do Minör piyano sonatı (pl), — 22.45 M. 8. Ayan ve haberler. — 23.00 Program ve kapanış.
I ' I \ Mil l.l
12.57 Açılı* ve programlar. — 13.00 Haberler. — 13 15 Hafif Öfcl* müziği (pl). — 13 15 Şarkılar
II 20 Serine*) «ant «Kunınjma veya m’lzikı. — 14.30 8nflya Aylâdan şarkılar (pl). — 14.45 Orkestra e-acrleri (pl). — 15.00 Programlar ve kapanış.
i
Soldan BR(a ;
1 — Ter; Nefl edatı. Gelir;
Çnk İçenlere denir, 3 — Onarım; Kabın sıkleti. 4 — Gök yüzü; Daima. 5 — Robin minyatürü satan. 6 — Bir gıda maddesi; Eznpun hem en ivl hem an fena vemek olarak efendisinin anfraaına koyduğu. 7 — Bir kedici âlet taharri et (iki kelime). 8 — Azı bile zarar getirir; Namzet 9 — B«r nakil vasıtası; Gemi. 10 — İzmit civarında bir kaza.
Yukarıdan a^afcı:
1 — Bitir; Şart edatı. 2 — Tev-gnmbarlmize vahy nâzil olan mahal; Lezzet. 3 — Cüz’1 miktar; Duvarcı fileti. 4 — Covlk insan Hki kelime). 5 — Tersi er (eski terim çoğul). 6 — Fransızca bir harfin o-kunuşu, Babamın kızkardeşi; Suyunu çıkar. 7 — Ters' yeni; Zevk. 8— Bir vapurumuz; Tersi örtü (eski terim). 9 — Bir içki: Sondaki harf okunmazsa İdeolojim bozuk bir şairin soyadı olur. 10 — Devamlı 9ü-relte.
nCNKÜ BULMACANIN HALLİ
Soldan safra:
1 — Manifatura. 2 — Afakî; A-ruz. 3 — Zarar eden 4 — Eei$; Pepen. 5 — Nar;
Yek; AL 7 — Nafaka. 8* — Kabiliyet, 9 — Sabun; Lala. 10 — İyileşerek.
Yukarıdan stAjiı:
1 — Mazeret: Si. 2 — Afacan; K&y. 3 — Narin; Nabi. 4 — Şaki; K&bui. 5 — Rlf; Sefine. 6 — Epey al. 7 — Tad al; Kile 8 — Peru, A-yar. 9 — Runema; Ele. 10 — Az; Katılan,
Sel; Ma. 6 — En;
SATILIK EV
Osmanbeyde. tramvaya bir dakika mesafede kâgir 6 oda, mutfak, banyo ve her türlü medenî vasıtaları haiz evin arkasında ağaçlı bir bahçesi vardır.
Taliplerin her gün sa-bahlan saat 12 ye kadar 84480 numaraya telefon etmeleri ricA olunur.

P. T. T. işletme

hrilen dünyanın en saf
W
4
ÇAM

Diş ve ağız sağlığım koruyan, yıkandıktan sonra ağızda fevkalâde bir serinlik bırakan antiseptik bir diş macunudur.
H U
S U
S î
ŞİŞLİ TERAKKİ LİSESİ
4
Kuruluş
tarihi :
1879
A
İlk kısmın sınıf ve şubelerinde, gündüzlü öğrenci
renel kaydına şimdilik devam edilmektedir. Orta ve Lise sınıflarında yatılı ve yatısız öğrenciler için mahdut sayıda boş yer vardır.
kadroları tamamen dolmuştur. Yatılı öğ-
NİŞANTAŞI - ÇINAR CADDESİ

SATILIK PİYANO
Alman Hartman marka çapraz telli bir piyano satılıktır. Taliplerin her gün saat 12 ye kadar 84480 numaraya -telefon etmeleri rica olunur.
Genel Müdürlüğünden
1 — İdare ihtiyacı İçin şartnamesine ilişkin fennî şartnamelerinde vasıflan yazılı beş adet bir fabrikatonluk kapalı kamyonetle, altı adet 2.5 fabrikatonluk karoseri! kamyon ve dört adet on kişilik kaptıkaçtı, her birine lüzumlu avadanlık idari şartnamenin 6 ncı maddesinde yazılı kayda göre teklifte bulunulmak şartlyle kapalı zarfla eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Beş adet bir fabrikatonluk kapalı kamyonetin muhammen bedeli (45.000) geçici teminatı 13375) lira4 altı adet 2.5 fabrikatonluk karoseri! kamyonun muhammen bedeli (66.000) ve geçici teminatı (4550) lira, dört adet on kişilik kaptıkaçtının muhammen bedeli (50.800 geçici teminatı (3790) lira bu 3 kelemin muhammen bedeli (161.800) geçici teminatı (9340) lira olup eksiltmesi 29.9.1950 cuma günü saat 16 da Ankarada Genel Müdürlüğümüz Fen Dairesi Başkanlığı odasında müteşekkil Satın Alma komisyonunda yapılacaktır.
3 — İstekliler geçici teminat makbuzu veya Banka teminat mektubu ile şartnamenin 4 üncü maddecinde yazılı kanun! vesaik ve teklifi muhtevi kapalı zarflarını o gün saat on beşe kadar mezkûr komisyon başkanlığına vereceklerdir. Postada vaki olacak gecikmeler kabul olunmaz.
4 — Şartnameler Ankarada P. T. T. Emlâk ve Levazım Mü-
dürlüğünden. Istanbulda Yeni Valde hanında P. T. T. Umum! Depo Muhasipliğinden bedelsiz olarak verilecektir. (12466)
İLÂN
Eskişehir Valiliğinden
İşin nev’l
Sıhlıî tesisat Kalorifer tesisatı Elektrik tesisatı
Keşif bedeli Muvakkat teminatı Ura Krş.
Llra Krş.



İLÂN
Eskişehir Valiliğinden
İşin ııev’i
Kalorifer tesisatı Elektrik tesisatı Sıhhi tesisat

Keşlf bedeli Muvakkat teminatı Lira Krş.
Ura Krş.
12552
2669
2804
50
00
60
18026 10
941
200
210
1351
44
18
30____
92
Eskişehir Hükümet Konağı arkasında yaptırılmakta olan özel İdare Mülkünün yukarıda keşif bedelleri ile muvakkat teminatları yazılı tesisat İşleri 2.10.1950 pazartesi günü saat 15.30 a kadar kapalı zarf usulü İle eksiltmeye konulmuştur.
Eksiltme Hükümet Konağındaki D, Komisyon Salonunda Komisyon huzuriyle yapılacaktır.
Bu işe alt keşif, metraj, serldöpri, eksiltme ve mukavele projeleri İle buna bağlı evrak her gün D. Komisyon Bürosu İle Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
isteklilerin İhale gününden en az üç gün evvel valiliğe müracaatla ehliyet vesikası almaları şarttır.
Taliplerin 2490 sayılı kanun hükümleri dairesinde hazırlayacakları teklif zarflarım yukarıda gösterilen ihale saatinden bir saat öncesine kadar makbuz mukabilinde ve mühürlü olarak komisyona vermeleri şarttır.
Postada olacak gecikmeler nazara alınmaz.
AMERÎCAM EXPORT LtNES tnc- New-York NEW-Y0RK — FtLÂDELFtYA — BALTtMOB arasında haftada bir muntazam azimet ve avdet postası EKECUTOR Vapuru 22 eylülde hareket edecektir. EXBROOK Vapuru 26 eylülde beklenmekte, 27 eylülde eşyayı ticariye alarak yukarıdaki limanlara hareket edecektir
Vapur kumpanyası PİRE - NAPOLt ve CENOVA'dan NEW-YORK için LAGUARDÎA EXOCHORDA, EKETER, EX-CAMBİON, ENCALÎBUR lüks transatlantik vapurlarına yolcu kabul eder. Fazla tafsilât için Galatada Tabir hanında 3 üncü katta HAYRİ ARABOĞLU ve ş.sına müracaat olunması. Tel: 44993-2-1
Tapu ve Kadastro
Genel Müdürlüğünden
3939 32282
3357
50 00
00
295 2421
251
46
15
77
1. — Tapulama teknisyenleri için 300 adet iş çantası açLk eksiltme suretiyle satın alınacaktır.
2.
11 de
— thale 28.9.1050 tarihine rastlayan perşembe günü »aat Genel müdürlük binasında yapılacaktır.
39678 50
2968 38
Mahallesinde yaptırılmakta olan ilkokul binasının yukarıda keşif bedelleriyle muvakkat teminatları yazılı tesisat işleri 2.10.1950 pazartesi günü saat 15.15 e kadar kapalı zarf usulü İle eksiltmeye konulmuştur.
Esklşehirln Güllük
— Muhammen
675 liradır.
3.
4. — Ntlmune ve lebilir.
bedeli 9 Bin lira olup geçici teminatı
şartnamesi her gün komisyonda görü-
Eksiltme Hükümet Konağındaki D. Komisyon Salonunda Komisyon huzuriyle yapılacaktır.
t
Bu işe ait keşif, metraj, serldöpri, eksiltme ve mukavele projeleri ile buna bağlı evrak her gün D. Komisyon Bürosu İle Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
İsteklilerin ihale gününden en az Üç gün evvel valiliğe müracaatla ehliyet vesikası almaları şarttır.
Taliplerin 2490 «ayılı kanun hükümleri dairesinde hazırlayacakları teklif zarflarını yukarıda gösterilen ihale saatinden bir saat öncesine kadar makbuz mukabilinde ve mühürlü olarak komisyona vermeleri şarttır.
Postada olacak gecikmeler nazara alınmaz.
Balıkçılar Cemiyeti
YURTTAŞ
KUVVETLİ GIDA ALMAK İSTİYORSANIZ. PALAMI’T BALIĞI YİYİNİZ
Toplu yemek yediren müesseselere her gıdadan ucuz ve kuvvetli olan palamut balığını taîe olarak her giln temin edebiliriz.
İstanbul Telefon
Başmüdürlüğünden
1 — idaremiz İçin şartnamesine uygun olarak kapalı zarf u-sulü ile on ton kurşun levha satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 15.000 onbeş bin lira olup, geçici teminat 1.125 binyüz yirmi

liradır.
3 — Eksiltme 3-10-950 salı günü saat 15 de, Tahtakale Telefon Başmüdürlüğü Satınalma Komisyonunda yapılacaktır.
4 — Şartnamesi bedelsiz olarak mesaî saatlerinde levâzım A-mırliğindeıı alınabilir.
5 — İsteklilerin kanunî vesikalariyle usulüne uygun teklif
mektuplarını muhtevi kapalı zarflarını, münakaşa saatinden bir saat evvel komisyona vermeleri. Postada vukubulac&k gecikme-icr kabul edilmez. d 2758)
5. — İsteklilerin ilân olunur.
muayyen gün ve saatte bulunmaları (12421)
İzmir Yollar 2. Bölge
Müdürlüğünden
1 — Eekslltnıeye konuİRn İş: İzmir - Bergama yolunun 154-600—324-200 Km ler orasındaki sanat yapıları ıslâh ve tevsii işi olup keşif bedeli 45767.64 liradır.
2 — Eksiltme 29.9.1950 cuma günü saat 11 de Yollar 2. Bölge Müdürlüğünde toplanan komisyonda kapalı zarf usulü İle yapılacaktır.
3 — Eksiltme en-akı bölge kaleminde görülebilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek için:
a) İsteklilerin bu İşin teknik öneminde bir İç! iyi surette başarmış veya idare ve denetlemiş olduklarını ispata yarar belgelerini, bölge müdürlüğünden aldıkları tanıtma beyannamelerine "müteahhit ehliyet beyannamesi, müteahhit plân ve teçhizat beyannamesi., bağlamaları ve eksiltme gününden en az üç önce yazı İle bölge müdürlüğüne müracaat ederek hu İş yeterlik belgesi almaları. >
h) 1950 yılı ticaret odası belgesini haiz olmak.
e) 3432.58 lira geçici teminat yatırmaları,
5 — İsteklilerin 2490 sayılı kanun hükümleri gereğince
gün için
hazırlayacakları yükleme mektupları zarfının arkasına mum yapıştırılacak pııra ile olmamak şartlyle mühür veya imza İle iyice kapatılması ve eksiltme günü saat 10 a kadar makbuz karşılığında komisyon reisliğine vermeleri.
Posta(ia olan gecikmeler kabul edilmez.
(12532)
İstanbul Sular idaresinden:
Kâğıthane, Feriköy sifonu 1000 nı nı lık horu hendeği hafriyatı, kapalı mektup usulü ile eksiltmeye konmuştur.
Şartnamesi, bedeli mukabilinde IdRre veznesinden alınabilir, isteklilerin, teklif bedellerlrfin c;. 7,5 ftu nispetinde yatıracakları teminat makbuzları ve Fen heyetinden alacakları yeterlik belgeleriyle sari namesi dairesinde hazırlayacakları kapalı tekhf mektuplarını en geç 2.10.950 pazartesi güııU saat 11 e kadar muamelât dairesine vermeleri. (12874)
Sayfa 8
-TENİ İSTANBUL-
22 Eylül 1950
MVLVfl
30 EYLÜL
ö ğ 1 e y ® kadar Bankamızda açılmış Tasarruf Hesaplan
31 EKİM İkramiye çekilişinden faydalanırlar. Bu çekilişe Aııkaranın mutena bir yerinde
Bahçeli EV ve rağbet gören bir semtinde
DÜKKÂN
İle çeşitli para İkramiyeleri tahsis edilmiştir T. İŞ BANKASI
Dr. Orianidis
Deri, Frengi, Zührevî Hastalıklar Mütehassısı Beyoğlu (Konak? karşısı Suteraz! (Tumacıbaşı) sokak Nil Apt. 5/3 Tel: 43734
ZATÎ — T. O. Maliye Bakanlığının 2Ö.5.195O ve 88 «ayılı 127.500 dolarlık Döviz alım fişini zayi etmiş bulunuyoruz, Yenisini alacağımızdan eşkininin bir hükmü kalmadığını İlan ederiz.
KHOMÎT LÎMÎTED OKTAKLIOI
Darülacezedeki yetim ve fakirler, göndereceğiniz kurbanları bekliyorlar.
TOPTAN SATIŞ YERİ
E. İPEKER • Sultanhamam Hacıpolo Han karşısı No. 40
ACELE SATILIK
Sanayi m intak ası dahilinde bağı ve meyva ağaçlan bulunan 2 dönüm bahçe içinde biri ahşap 6 odalı ev ve diğeri yeni yapı kftrgir 2 katlı fabrikaya elverişli bina acele satılıktır. İçindekilere müracaat,
ADRES: Topçular kışla cad. No. 41
açtırıp
hesabı
ZİYA BOYER ECZANESİ
1950 de istifade
İstanbul
Büyük Postahane Meydanı Muhzır-başı sokak 5 Tel: 29702
yapılacak ediniz.
Reçeteleriniz, tanınmış fabrikalann saf ilâçları ile itinalı olarak yapılır. Yerli ve ecnebi müstahzaratın muhtelif şekilleri emrinize âmadedir.
ZİYA BOYER ECZANESİ
Karaköy, Tünel yani
Vadeli ve vadesiz tasarruf mevduatı
Sayın doktorlarımızla bilumum hastahanelerimizin Nazarı Dikkatine:
Beher 50 liraya 1 kür’a numarası verilir.
2 Ekim pazartesi akşamına kadar hesap açtıranlar kur’aya iştirak ederler.
Derhal tasarruf
En az 100 liralık hesap açanlar da keşideye katılırlar Bu hesabın çekiliş tarihine kadar idamesi lâzımdır.
Her 100 lira için ayrı bir kur’a numarası verilir. İkramiyelerin vergisi bankaya aittir.
StMERBANK, mevduata en yüksek faizi vermektedir
Şube: Galata, Bankalar Caddesi
Ajans: Bahçekapı Yeni Postahane caddesi.
İzmir
Mimar Kemaleddin
Caddesi 28 Tel: 5710
Tel: 40430 - 42673
Tahir Han Galata Telgraf: LAmet tsl
Teşhir ve Satış Mahalli :
Tepebaşı ALP Oteli altında
Sermayesi : 1.500.000 - Kuruluşu : 1928
Yeni Postahane arkasında Aglrefendi caddesi No. 35/37
Vadesiz tasarruf tevdiatına % 4,5
Vadeli tasarruf tevdiatına % 6
Faiz verilir ve vâdell mevduat faizleri aylık olarak Ödenir
Dünyaya nam veren Türk Firması
SATIŞ YERLERİ:
İSTANBUL-BAHÇEKAPI • BEYOĞLU • KARAKÖY KADIKÖY • MISIR ELKAHİRE.
ve diğer bilumum Diş Apareyleri
15 milıamperden 800 miüampere kadar muhtelit Röntgenler (radyoskopi ve 'radyografi için) Diatermi, Elektroşok, Ultra-vlyole, Enfraruj, Metabollmetre, Galvanofaradlk, Sterilizatör Termostat, ameliyat masası, Kuvöz, Narkoz, ameliyat lâmbası, tnhalatör. Pnömotoraks vesair cihazlar...
Alâkadarların firmamızı ziyaretleri menfaatleri icabıdır.
Türkiye Gene) Mümessili :
AıftCI BEKin
İkramiyesi 18,500 liradır
30 EYLÜLE KADAR
DİŞ MACUNU
BÜTÜN MESAİSİNİ

WEG A RADYOLARININ EŞSİZ ÜSTÜNLÜĞÜNE KANİ OLMAK İÇİN BİR TEK DEFA ((TETKİK EDİCİ NAZARLA GÖR-
MEK VE DİNLEMEK KÂFİDİR. ZİRA BİR RADYODA ARADIĞINIZ BÜTÜN MEZİYETLER ALMAN W EGA RADYOLARINDA BİRLEŞMİŞTİR.
RADYOLARI 25 SENELİK
RADYO İMALÂTINA HASRETMİŞ BİR FABRİKANIN İHTİSAS VE ÇALIŞMANIN MAHSULÜDÜR.

—| -ij’-J1 • 1 .1,1 ezı;jj
L 'zz ^ı
, * I *• * t “ ' i t
ABDÜLKADİR MEMİŞOĞLU
Katırcıoğlu Hanı No. 18
Telgraf : ARMEMİŞ ■ İstanbul Telefon: 26916
?
*
ü
Z
2
NİMET ERİM—i
Aile Biçki — Dikiş Yurdu talebe kaydına başladı
Yıllarca Yurd İdare etmiş olan NİMET ERİM, tecrübesi ve en İleri metodu ile biçki, dikiş talebesine kolaylıkla öğretir. Millî Eğitimden tasdikli diploma verilir.
Adres: Beşiktaş - Şair Nedim Caddesi No. 63
mb» Başaran Ap.
Çamaşır ve bulaşık a\||/////
PURO İ
Bol köpüklüdür | pUR°. 1 Nefis kokuludur püR°t hnOdelOO^
UZ
r j
W' musun uztx
EN ÜSTÜN EVSAFLI EN MÜTEKÂMİL EN ÜÇÜZ
VAK
MOTOSİKLETLERİ
Dünyada, kendi sınıflarında daima birinciliği muhafaza etmektedir. Türkiyenin büyük vilâyetlerindeki acentelerimizden izahat isteyiniz. BOL YEDEK AKSAM TESLİMAT HEMEN YAPILIR TÜRKİYE GENEL MÜMESSİLİ ;
MEHMET KAVALA
Galata Tahir Han Telefon: 40430 — 42673
Telgraf: Lamet İstanbul
Teşhir ve Satış Teri:
Tepebaşı ALP Oteli altında
yıkanan beyaz tabunla yüzünüzü ve’ vücudünüzü yıkamanız asla doğru değildir.
Gençlik ve güzelliğinizi, teninizin kadife yumuşaklığını muhafaza için hususi bir formülle imal edilmiş olan PURO TUVALET SABUNU kullanınız.

Comments (0)