22 Temmuz 1950 — Cumartesi
TENİ İSTANBUL 70.000 UradafrıUyot
YEN YE YENİ
YEN YE
IBP agruyor eğitiyor ^itiyor ^itiyor atıyor lira dağıtıyor
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8
Dış politika
Amerika, kılıcını
kuşanmıştır
milletlerin bu yüzden elden çık-bu yüzden
bir ai-In-bir
sa-
hâ-bu-Bir musibet bin na«d-Kore
AMERİKA, bütün ağırlık ve kudretini. terazinin “Sulhu ve medeniyeti müdafaa” kefestne atmış bulunuyor.
Bıı tarihî kararın ehemmiyetini anlamak İçin, şu noktayı gözönünde bulundurmak lâzımdır: İkinci Cihan Harb| bittiği günden heri, ordularını derhal terhis etmiş olan büyük demokrasilerin karşısında, bir kere kendisi mütemadiyen silâhlanan. İkincisi de, Kore misalinde gördüğümüz gibi, indireceği darbelerde kullandığı memleketleri tepeden tırnağa kadar silâhlandırarak saldırtan bir Sovyet emperyalizmi mevcuttur.
Demir perde bir çok ürerine bütün dehşeti İle kapanmış, Çin hu yüzden mış. Kore’deki tecavüz de süratle İnkişaf etmiştir.
Bir tarafta dişine tırnağına kadar silâhlanmış mütecaviz bir kıırvet tarafta İse silâhını yanına dahi madan mütecavizi mütemadiyen •af ve hak çizgisine davet eden
dünya; bn İşten, her defasında, elbette ki efendice hareket edenler zararlı p kacak tır.
Sovyet Rusya İle şimdiye kadar biç Hr müzakere netice vermemiştir. Sebep, müzakere masasına onıın silâhlı, karşı tarafın l*e silâhsız oturmasıdır, iki diplomasi bahsinde de, Köyledir. Hattâ Sovyetlerln bir diplomasileri almadığı ve bu müesseseye öteden beri bir nevi İstihfaf ve İstihkar İle baktığı malûmdur.
Umumiyetle, sağlam bir polltika-eın başta gelen şartı hazır silâhların kuvvet müeyyidesi ile beslenmiş olmasıdır. Gerçi Amerika gibi bir devletin aanayi potansiyeli kâfi bir kuvvet müeyy ide olmak lâzımdır. Çünkü Amerikanın senelik çelik isUhsalâtı, Bovyet Rusya da dahil olmak üzere bütün öteki memleketlerden on milyon ton fazladır. Harbin çelik İle ka-ganildiği da malûmdur.
Böyle olmakla beraber, sadece sanayi potansiyeli, kuvvetli bir politika yürütmeğe kâfi değildir. İkinci Cihan Harbine tekaddüm eden safhada, bıı-nnn böyle olduğu görülmüştür. Mihver Devletlerine karşı aynı muazzam •Mayi potansiyeli üstünlüğüne malik bulunan Amerikanın Berlin. Tokyo ve Komaya y aptığı İhtarların hiç bir tesiri olmamıştır. Bilâkis, Japonya. Amerikanın harbe hazır olmadığı ve kolayca hazır olamay acağı noktasından hareket ederek Pearl Harbour darbesini gö/e alabilmiştir.
Demek oluyor kİ. kudretli bir politikayı kudretli silâhlara bunları da kudretli bir sanay i potansiy eline besletmek. tecâvüz fikrinde olanları dede davet etmek için şarttır.
İşte bıı basit hakikati Kore disesl. anlamayanlara anlatmış lunmaktadır.
hatten İyidir, derler. Bu söz, vakası İçin söylenmiş gibidir.
Truman’ın senelerden beri devam etmekte olan ihtarlarına bir türlü kulak asmak istemeyen, talep ettiği paralan mütemadiyen tenzilâta tâbi tutan ve tecavüzün lâf ile durdurulacağını sananlar bıı sefer gözleri İle görmüşlerdir kİ, Sovyet emperyalizmini Iz'an hudutları İçinde tutmak için, kılıcı kuşanıp atın sırtına fırlamaktan başka çare yoktur. Kılıcı evde bırakıp sivil esvapla ayağını üzengiye koymak ve şlrııdl geliyorum ha!" demek külllyen faydasızdır, çün-• kü karşı taraf, her yaptığı işi, kılıç kuşanıp ata binmek için lâzım olau Btmını hesaplı) arak yapmaktadır.
Tnıman’ın bu drfakl mesajı, İki kelime ile. Amerikanın kılıcı kıışo-Bıp ata blnmetdııden İbarettir. Yani Amerika; beni Kore’de muzaffer olmak hem de daha başka tecavüzleri ânlemek için lâzım gelen »ilâhlanmaya karar verdiği glld harp varmış gibi yaşamayı da göze almıştır. Bütün istihsal cihazları buna göre çalışarak, istihlâk buna göre ayarlanacak. flatler buna göre kontrol edilecek, hulâsa Amerikan milleti İle devleti, yalancıktan ve tehlikeli bir nuliı tatiline nihayet vererek siperin İçi-ne ve mazgalın başına avdet edecektir.
Dada düne kadar bir propaganda, *Dünya Amerikalılar İçin çalışıyor” demekte İdi. Bunun bugün çanına eş tıkanmıştır. Çünkü artık Amerika dünya İçin çalışmakta ve hattâ, ölmektedir. Korede kahramanca dö-ğüşerek Korelilerin yanında ölenler bugün İçin, yalnız Amerikalılardır. Dünyanın hangi noktasında olursa ol-•nn tecavüzü önlemek üzere en büyük maddi sıkıntılara girmeyi göze alanlar, yalnız Amerikalılardır. Fakat, onların bu güzel kararı üzerine dünyada hâsıl olan tepkiler gösteriyor kİ. kısa zamanda herkes, onların yanında yer alacaktır.
Burhan BEI/1E
Sol temayiillü
Yıl 1
Sayı 234
10 kuruş
Telgraf Adresi t Hetlo. İstanbul
Posta Kutusu i 447 - İstanbul
hânlar ı 0 ncı sayfada santlmetreal t liradır. Tl Ani ardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
Abone t Türkiye İçin seneliği 32, altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler İki misildir.
SİYA»! İKTİSADÎ, MÜSTAKİL
T
Telefon : 44756 - 44757 Santral
/
TmI» Men t EDıMb Edlb - TÖREHAN
AMERIKADA ASKERİ
SINAİ SEFERBERLİK
Amerikadaki bütün fabrikalar ordu emrine
devam edlyorİAr. Yukarıdaki hücumunu gösteriyor.
Amerikan askerleri Kore cephelimle savaşa resim Amerikalıların bir tepeye
Kızıl Koreliler, Taejondan cenuba geçemiyecekler
General Mac Arthur’ün karargâhı. General YVilliam Dean’in adının kayıplar listesine geçirildiğini bildirmiştir. * • ' •
Cephe gerisinde kızıl çete faaliyeti
Taejon Cephesi, 21 A A. (United Press) — Yirmi birinci Amerikan A-layı şiddetle savaşarak Sonşon’dan i« tibaren TaejonTın takriben 30 mil güneydoğulundaki Yongdong’a doğru I-lerleyen Kuzey Korelileri durdurmağa çalışmaktadır.
Diğer taraftan, Taejon’un 18 mil güneyinde çete faaliyetleri mevcut olduğu bildirilmektedir.
Time fiıııhablrl Taejon’da öldü
Tokyo, 21 kan ordusu ıd/Tİl^n raporlarda- hâlen durdurulmuş olan komünist taarruzunun, kızılla xm eline düşen Taejon’dan İleri geç* mlyeceği hakkında güvenlik belirtilmiştir.
Tahrip edilen komünist şehri.
Kore cephesi 21 A.A. (Reuter—Bu sabah bildirildiğine göre şehri bir Amerikan ve bir vazörünün bombardımanı tahrip edilmiştir.
Ordu sözcüsü. Taejon eski muvakkat başkenti terketnıiş o-İan 24 üncü Amerikan alayının şehrin bir kaç kilometre güneyinde evvelden seçilmiş savunma mevzilerine yerleştiğini bildirmiştir.
Tokyo. 21 A.A. (AFP) — Taejon cephesinde 24 üncü Amerikan Tümeni Komutam General VVIHlam Deanden 24 saatten beri bir haber alınamamış-
(A P.) — 8 İnci AmerJ-g^n*l karargâhından gön-
Yongdong Ingiliz kru-netlcesindr*
bölgesinde
Tokyo. 21 A. A. (AFP) — Kore cephesinden gelen haberlere göre “Time,, adındaki American dergisi muhabiri WUeon Fielder Taejon’da ölmüştür.
İzmir. 21 (Husus! muhabirimiz bildiriyor) — MIHI Türk Talebe Federasyonunun cumartesi günü îri.anbul-da yapacağı toplantıya katılacak İzmirli delegeler hareket etmiştir. Bu delegelerin teşyll bazı hararetli tezahürlere vesile teşkil etmiş ve federasyon toplantısında Fransadakl kn münlat mefkûreli Türk gençlerinin durumları Üzerinde hassasiyetle durulması İstenmiştir.
İzmir yüksek tahsil gençliği, yuri dışında tahsil hayalına atıldıktan sonra gecesini ve gündüzünü macera peşinde, kafe şantanlarda geçirdikleri anlaşılan Parlatekl öğrencilerimizden yarısının komünist unsurlarla temas ederek Moskovamn maddî yardımına sığınmalarını nefretle karşılamıştır. Federasyon toplantısında hu gençlerin Hukfımet eliyle geri çağrılmadı teklif edilecek ve yurt dışına gönderilerek öğrencilerin salâbeti ah-lâkiyeye sahip olanlar arasından ay rılması istenecektir. ***
Washlngton. 21 (TtRS) — Amerl-kada bütün sanayi tesisleri ordu emrine verilmiştir. Otomobil fabrikaları dünden itibaren tank imalâtına bağlamışlardır.
Silâhlı kuvvetler ds yeniden takviye edilmiştir.
Washington 21 (YİRS) — Âyan Meclisi Silâhlı Sendeler Komitesi, Birleşik Amerika silâhlı kuvvetlerinin mevcudu He ilgili bütün tahditleri ortadan kaldırmayı İttifakla kararlaştırmıştır. Şimdiki kanun silâhlı kuvvetlerin mevcudunu 2.005.882 kişi olarak tahdit etmektedir. Bu arada Ayan vs Mebus an Meclisleri İktb aat Komisyonları da, Kore harbi masraflarının karşılanabilmesi İçin Federal vergilerin derhal arttırılmasını kabul etmişlerdir. îlgili komiteler muayyen rakamlar üzerinde durmamışlarsa da. vergilerin en az % 10 nispette artacağı tahmin edilmektedir.
Bir Amerikalı generalin emriyle Kore’den çıkarılan MUHABİRİMİZ,
TEKRAR KORE
CEPHESİNDE
McArthur, Marguerite Higgins’in Kore’ye girmesine izin verdi N>w-York. 21 (YtRS) — Ne\v-York Herald Tribüne ve “YENİ İSTANBUL” gazetelerinin harp muhabiri Bayan Marguerite Higgins bizzat General Mac Arthur’ün verdiği bir emirle tekrar Kore cephesinde vazife görmeye başlayacaktır.
General Mac Artbur bu münasebetle yaptığı beyanatta ezcümle şöyle demiştir:
“Bayan Hlggins kabiliyet ve çalışkanlığı ile bilâistisna herkesin takdirini kazanmış bir basın mümessilidir. Kendisinin tekrar Koro harekât sahasında çalışmasına İzin verdiğimi bundan İftihar duyduğumu dirirlın.,,
Kore cephesinde bulunan
gâne kadın muhabir Bayan Hlggins derhal cepheye hareket etmiştir;
ve bil-
ya-
« ♦ •
Memleketimizin ziyaret edecek olan Amerikan filosuna mensup bir uçak gemisi
i
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar dün gece Moda Deniz Kulübünün verdiği kurucularından olan Bayar. yanında Meclis Başkanı Refik Koraitan. İngiliz Büyükelçisi 8ir Noel Charles ve MartbaU Yardım Heyeti Türkiye Başkanı Mr. Dnrr, eşi ve İstanbul Vali ve Belediye Başkanı olduğu halde Denir-Kulübüne gelmiştir. Bayar geç saatlere katlar baloda kalmıştır. Resimde Bayan R~ Koraitan ve Mr. Dnrr ila görüyorsunuz.
baloda harır bulunmuştur. Denl* Kulübünün
Başbakanın beyanatı
Adnan Menderes, dün gazetecilerle bir görüşme yaptı
uzun
Demokratik bir idarenin kurulması
bahsinde bize tevcih olunabilecek
hiçbir tariz silâhı bırakılmıyacaktır
A
Birkaç günden beri şehrimizde bulunan Bsşbakan Adnan Menderes dün vilâyette bir basın toplantısı yapmış ve gazetecilerin sordukları muhtelif sualleri cevaplandırmıştın
Başbakan söze vilâyette yaptığı bu toplantının mânasını anlatmakla başlamış, şehrin su. kışlık kömür ve gıda maddeleri üzerinde geniş izahat vererek demiştir ki: “Toptan fiyatlarda görülen ucuzlamanın perakende fiyatlara Inikâs ettirilmesi üzerine Vali ve Belediye Reisi İle uzun bir görüşme yaptık. Gecekondular meselesine gelince, bu hususta da mevcut gecekonduları emrivaki olarak kabul edeceğiz.
Menderes, bundan sonra Sebat! Ataman hakkında kendisine sorulan suallere temas ederek şunları söylemiştir:
— Sebat! Atamanın seçim tutanağının reddedilmesi meselesi Büyük Millet Meclisinde tamamen hukukî ve akademik bir müzakereden sonra olmuştur. Meclis kararını tam serbesti havası içinde ve az bir
★ ★ ★
Yüksek Askerî Şûra toplantısı
Başbakan Adnan Menderes dün Vilâyette İstanbul gazetecileriyle bir bağın toplantısı ynpnıış ve muhtelif meseleler etrafında gazetecilerin sordukları sualleri aydınlatmıştır. Başbakan bu arada şehrin İç meselelerine memleket mevzıılanna da iniştir. Yukarıdaki resimde dünkü toplantıda İzahat görüyorsunuz.
v*
tema* rt-Başbakanı verirken
bir ek-
Ordu mevcudumuzun
takviyesi isteniyor
YENİ İSTANBUL
75.000 LİRA
DAĞITIYOR
YEM ISTANBUL’ıın büyük müsabakası dünden İtibaren başlamıştır.
• 1 ’
TAFSİLÂT 4 üncü SAYFAMIZDADIR
1 Ind sayfamızda neşrettiğimiz knponlan keaip saklamayı İhmal etmeyiniz.
Büyük bir Amerikan filosu 31
Temmuzda limanımıza geliyor
Ankarayı ziyaret edecek olan Amerikan Deniz Kuvvetleri Komutanı ile yapılacak konuşmalara
Akdenizdrkl Amerikan Deniz vetlerl Komutanı Visamiral Ballrnline’ln komutasındaki 9 den mürekkep bir Amerikan bir hafta kalmak üzere 31 temmuz da limanımıza gelecektir.
Ankaraya gidecek olan filo komu-tanlarlyle Türk sekeri makamları e. reeında yapılacak konuşmalara büyük ehemmiyet verilmektedir.
17 bin tonluk V. S. Salem eğir kru-vazörlyle geçen «ene limanımızı ziyaret eden 27 100 tonluk beyte uçak gemisi. 14.700 tonluk \Vnrceater hnfif kruvazörü üa Bevner. Eoka, Bukle?, Hawklna muhripleriyle MonUgu, Shu-kawan yardımcı ve yağ gemilerinden mürekkep olnn filoda beyte gemialnin komutanı Amiral G. Swltzer ve Wor-erat er kruvazörünün komut anı Arni-rai T. M Storkea dr bulunmaktadır
Sabah saat 8 do limanımıza vara-
Kuv-John gemi-filosu
ehemmiyet veriliyor
CAk olan gemiler şehri topla srlâmlı-yacAk, Yavuz zırhlısından mukabele edilecektir.
Hazırlanan özel programa göre 9.30 da Yavvui zırhlısında Türk Donanma Komutanını ziyaret edecek olan misafir Amlrnl saat 10 da karaya çıkacak ve bir deniz kıtası tarafından ae-lAmlanacAktır. Amerikan Elçisini. Valiyi ve Ordu Müfettişiyle İstanbul Deniz yarat edecek ve bu ziyaretler öyleden sonra tir.
Aynı gün Konsoloslukta ve Salam ağır kruvazöründe bir resmi kabul tertip edilecek, amiraller 3 ağustosta Ankarayn hareketle ertesi günü şeh rlmize döneceklerdir.
Halk, gemileri 4, 5, 8 ağustos günleri 14 ten 16.30 a kadar gezebilecektir. --------\
Komutanını makamlarında »!•
gemide kendisine lada edilecek-
Erken terhis vesair suretlerle tasarruf İmkânlarını araştırmanın
* günün şartlarına uygun olmryacağı bildirildi
Ankara, 21 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Yüksek Askerî Şûrâ bugün de çalışmalarına devam etmiştir. Yalovada askerî şeflerin İştirakiyle İncelenmiş olan mevzuların Şûrâ görüşmelerine misal teşkil ettiği muhtelif kaynaklardan alınan haberlerden anlaşılmaktadır.
Ordu masraflarında yapılması derpiş olunan umumî tasarrufların bugünkü dünya şartlan muvacehesinde nasıl sağlanabileceği, görünüşe göre. Şûrâyı meşgul eden başlıca mevzulardan biridir. Dünya sulhunu tehdit eden kara bulutların bütün hür milletleri daha büyük bir teyakkuza ve savunma güçlerini Azami derecede takviyeye mecbur ettiği bir devrede erken terhis vesair suretlerle tasar-nıf Imkânlannı araştırmanın günün şartlanna uygun düşmlyeceği mütalâası revaçtadır. Hattâ aksine muhtemel her türlü İnkişaflar gözönün-de tutulmak suretiyle onlu mevcudumuzun daha da takviyesine zaruret hissedilmektedir.
Meriyetle verdi. Muhalefet için bu. bir teminat değil midir?
Bundan sonra Adnan Menderese sorulan sualler ye cevapları şunlardır: Ü7ua gazetesi vergi kanunlarının değişeceği haberi üzerine vatandaşların vergilerini ödemekten kaçındıklarını yazıyor. Bu iddianın aslı var mıdır?
— Bunlar propaganda neşriyatından ibarettir.
— Asker! Şûra toplantıları hakkın-dumuz teşkilâtının yeni baştan ele a-lınıp gözden geçirilmesi lâzımdır. Orda izahat verir misiniz?
— Evvelce de belirttiğimiz gibi ordumuzu bu şekilde yeni baştan takviye ve tensik etmek kararındayız.
— Bu toplantıların fevkalâde bir mahiyeti var mıdır?
— En sakin devirlerde bile ordumvs Üzerinde ehemmiyetle durmak mecburiyetindeyiz. Yeni bir şey yoktur.
— Hükümetin hazırladığı yeni kanun tasarıları var mıdır?
— Normal demokratik bir İdarenin teessüsü için icap eden kanunî mevzuat hazırlanmaktadır. Şimdiye kadar antidemokratik kanun ve hükümlerin mevcudiyetinden bahsettikçe eski İktidar bize bunların mevcut olmadığını ileri sürüyordu. İki aylık bir faaliyet devresi İçinde bir hayli antidemokratik kanun ve hükümler tâdil edilmiş veya meriyetten kaldırılmıştır. Bundan sonra da bu yoldaki çalışmalarımız devam edecektir.
Görülüyor ki. iktidarı ele aldığımı* zaman vatandaş hak ve hürriyetlerini takyit eden diğer tabirle antidemokratik kanun ve hükümler mevcuttu. Bunların tasfiyesi ameliyesl süratle İntaç edilecektir ve demokratik bir idarenin kurulması bahsinde muhalefetin elinde bize tevcih olunabilecek hiç bir tariz silâhı bırakılmayacaktır. Demokrat Parti ve onun iktidarı muhalefette iken umumî efkâra karşı yaptığı vaad ve beyanlara tama* iniyle sâdık kalmak azmindedir...
Mllll savunma masraflarının çeşitli kalemlerinde az çok tatmin e-dlcl ölçüde bir tasarruf temini mümkün oİBa bile ordu mevcudu bakımından takviye edlrl tedbirlerin gözden uzak tutulmasına İmkân olmadığı belirtmektedir. şimdi Askeri Şûra bu İki görüşü, ordumuzun günden güne, modem silâhlarla teçhiz edilmekte olduğunu da gözönünde bulundurarak memleket menfaatleriyle en uygun tarzda telif etmek vaziyetlndedlr.
CEPHBDHE DURUM l
Sayfa 2
22 Temmuz 1050
MEMLEKET MESELELERİ
Dünya Muallimler Birliği ve Türkiye
Yazan j Fındıkoğlu Z. Fahri
İstanbul Üniversitesi Profesörlerinden
İkinci Dünya Harbinden sonra bütün medeni dünyanın maarifçileri İki istikamette sıksık buluşmak ve görüşmek arzusunu İzhar ettiler. Bu buluşmaları bir kısmı resmî teşkilâtlar vasıtaslyle, bir kısmı da resmi olmayan meslek teşekkülleri kanalı 11© vâki olmaktadır. Birincisine bu sırada îsvlçrede toplanan Milletlerarası Terbiye Kongresi, İkincisine yine bugünlerde Holânda’da ve Kanada’da toplantı yapacak olan •‘Milletlerarası Muallim Dernekleri Federasyonu,, ve “Dünya öğretim Mesleki Organizasyonu,. misal olarak zikredilebilir. !• kincilerin, yani hükümetlerle alâkası olmayan öğretim cemiyetlerinin toplantılarına verilecek ehemmiyetin daha büyük olacakı şüphesizdir. Zira meslek cemiyetleri, devletle vatandaş arasına giren ve hayırlı tesirlerini gösteren vasıtalardır. Millî birlikler içinde olduğu gibi milletlerarası birleşme ve anlaşmalarda da resmî teşekkül ve şahsiyetlerden ziyade gayri resmi teşkilâtın daha ziyade söz ve tesir hakkına sahip olduğunu, gerekirse ferdi, yani öğreticiyi devlete, yani İdare ediciye karşı korumak vazifesini bu teşkilâta bırakmanın lâzım geldiğini kabul etmek zaruridir.
• n
Türkiye, gazete haberlerine bakılırsa, bu sene her iki nevi milletlerarası toplantılara iştirak ediyor. Ben bunlardan gayri resmî olan, yani devletin degrll. hususî meslek teşekküllerinin katıldığı kongrelere başka bir ehemmiyet verdiğim İçin “YENİ İSTANBUL,, okuyucularına bu hususta öğrendiklerimi ve bildiklerimi anlatmak isterim.
Filhakika bu ay sonunda Holânda-da Dünya Muallimler Birliği Kongresi toplanıyor. Türkiye, ajans haberlerine göre bu kongrede yalnız bir bölge muallimler federasyonu — kİ bu, İstanbul Muallimler Birliğidir — tarafından temsil edilecek. Kongrenin konuşacağı mevzu, çocuk terbiyesi İle alâkalıdır. Beş temsilcinin kongreye sunacağı rapora bakılırsa müzakereler şu üç konu üzerinde cereyan edecektir:
1 — Birinci ve ikinci Dünya harpleri üzerinde çocuk terbiyesinin aldığı istikamet ve çocukların davranışlarındaki değişiklik;
2 — Bir çocuk hukuku beyannamesinin hazırlanması;
8 — Muhtelif “Milletlerarası muallim birlikleri,, nln bir “Dünya Muallimleri Konfederasyonu,, haline sokulması.
Tanınmış terbiyecilerimizden Dr. Mümtaz Turhan'ın reislik yaptığı İstanbul Muallimler Birliği Terbiye Encümeninin raportörü felsefe doktoru Refhan Dedeoglu’nun hazırladığı Türk raporuna göre Türkiyede çocukların 1914 - 1939 arasında maruz kaldıkları davranış psikolojisi inkılâbı çok derindir. Bu hal, yalnız iki dünya harbî ile değil, aynı zamanda bu İki harp arasında Türkiyenin geçirdiği sosyal, dinî ve ekonomik değişmelerin de tesiri altında büyük ölçüde bir inkılâp ifade etmektedir. I-klnci meselede rapor, kongre âzalannı “Birleşmiş Milletler İktisadî ve İçtimaî Meclisi,, ne Türkiye tarafından verilmiş olan bir raporu tavsiye ediyor. Nihayet üçüncü nokta da, Tür-kiyenln böyle bir konfederasyon için elinden gelen her gayreti sarfedece-ği belirtilmektedir.
— m —
Bu son nokta, birkaç seneden beri dünya öğreticileri teşkilâtı İle alâkası olanlan çok düşündüriyor. Vaziyete bakılırsa birinin merkezi Ame-rikada, diğerinin Avrupada bulunan İki “Muallimler Beynelmilel Federasyonu,, vardır. Şimdi Holânda’da kongresi toplanacak olan Federasyon, daha ziyade ilk mektep hocalarını bir araya toplayan “Milletlerarası Muallim Demekleri Federasyonu — F^d^ratlon Internationale des
1 —
Asaoclationa dea înstltuteurs,, dur. Keza yine bu sırada Kanada’da içtima eden Dünya Muallimler Kongresi de “Dünya öğretini Meslekî Organizasyonu — World Organlzation of Teaching Profcaslon,, tarafından hazırlanmıştır. Hayli zamandan beri Paris’te her iki “Milletlerarası Birlik,, ten bir “Dünya Muallimler Konfederasyonu,, vücuda getirmek, İkiliği bu suretle ortadan kaldırmak muhtelif cemiyetlerin tekliflerine mevzu teşkil etti. Türk mümessilleri de bu seno. hem Holftndada, henı de Kanadada böyle bir konfederasyonun bir an evvel kurulmasını tekili edecekledir.
— rv —
Bu kongrelerden bahseden bir fransız gazetesi, asıl dünya birliğini politikacıların değil, kafa ve zihniyet mimarlığı yapan mektep hocalarının inşa edeceklerini ileri sürüyor. Çok doğru bir düşünce. Fakat her doğru düşünce gibi bunun da anlaşılması, çok güçtür. Bu güçlüğün azaltılmasına gidilmedikçe, şa’şaalı bir takım siyasî toplantıların ve milletlerarası politika teşekküllerinin millî bütçelerin fasıllarını yutmaya devam edecekleri buna mukabil zihniyet inkılâbı yapan meslek mensuplarının anlaşmak İçin bir araya bile gelemlyeceklerl şüphesizdir.
— V —
Nihayet bir nokta daha, Holânda Milletlerarası Muallimler Birliği Kongresi. geçen senekt İsveç kongresinde verilen bir kararın tatbik şekillerini de müzakere edecek. Bu karara göre hemen her memlekette her üç öğretimin temeli olan ilk mektep muallimlerinin yetişmesi ve yetiştirilmesi İşi, son çeyrek asnn şartlarını takip etmemiştir. Bu şartlara göre üniversite, ilk mektep hocasını düşünmek mecburiyetindedir. Dünya Muallimler Birliği İcra Komitesi, Türkiyede 1) İlk mektep muallimlerinin üniversite öğretiminden ne nispette istifade ettiklerini, 2) İstifade etmiyorlarsa etmeleri için meslek teşekküllerinin ne gibi tesirlerde bulunduklarını, 3) Hükümetin bu düşünceye karşı nasıl davrandığını... ilh. öğrenmek istiyor. Komite, Türklyeden nasıl bir cevap alacak, bilmiyoruz. Fakat meselâ Almanya, Avusturya., gibi bazı memleketlerde ilk mektep hocalarının üniversiteden şu veya bu şekillerde geçirildiği bir zamanda çok kötü ve zararlı bir maarif politikası namına “Onbaşı,, veya “Çavuş,, tan ilk mektep hocası yapan, en büyük kültür şehrindeki ilk ve yüksek muallim mekteplerini şuursuz ve tamamlyle keyfi, gelişi güzel icraatla kapayan veya neden kapatıldığını sormayan bir memleket, hattâ kültür nimetlerinden mahrum kalmış, sözde tekniğe vâkıf, hakikatte onu da beceremeyen binlerce köy hocasını 1946 tarihine kadar Anadoluya dağıtan, üniversiteleri İlk öğretim dâvalarına arka çeviren bir memleketin Dünya Muallimler Birliğinin sorduklarına nasıl bir cevap verebileceğini merale etmemek İmkânsızdır.
Rockfeller Enstitüsü mümessili geldi
Bir haftadan beri Ankarada bulunan Rockfeller Enstitüsü doktorlarından Mr. Wllllam-Mc. lntosh dün şehrimize gelmiştir. Mr. Mc. întosh kendisi İle konuşan arkadaşımıza Ankarada sağlık ve sıhhat işleri İçin yaptığı temaslardan çok güzel bir intiba elde ettiğini, sosyal yardım teşkilâtının mükemmel olduğunu söylemiştir. Mr. Întosh arkadaşımızın “Rockfeller Enstitüsü Türkiyeye bir yardımda bulunacak mı?” sualine cevaben bu hususta salâhiyettar olmadığını bildirmiştir.
Mr. Mc. întosh bugün uçakla Tahrana hareket edecektir.
Sergi köşesi t
Yine bebek sergisi
Bıktık diyeceksiniz ama, bayır. Dün akşam Serginin muhtelif papyonları boş denecek kadar tenha olduğu halde bebek sergisinde halk, camekdn-lan seyretmek sıra bekliyordu, kuyruk yapmıştı. Balk güzel şeyi anlıyor, vesseldm! Âdi, kötü şeyleri onun adına sürmeğe çalışanların kulakları çınlasın.
Bebek sergisine avdet edişimizin sebebi, ikidir. Birincisi geçen gün, henüz "yolda,, olan iki memleket kaklı, Ekvator ile Uruguay demiştik, Halbuki B-kuator bebekleri gelmiştir, Panama ile Şili henüz "yolda,, imiş. Bu noktayı tavzih ediyoruz.
ikinci sebep biraz acayip! Yakında İzmir Enternasyonal Fuarı açılacak. Bebek sergisini oraya da nakletmek istemişler, Fakat cevap olarak "Yer yok!,, demesinelr mit 37 yabancı milletin iştirak ettiği ve aynı zamanda Kızılay'a bir yardım o-lan ve MI Hin bunlardan başka büyük bir muvaffakiyet halinde takdirler kazanan bir tezahüre yer tahsis edilememesi için tzmirde teşhir edilecek e-smrlerin bebek sergisine çok faik olmasından gayri bir sebep tasavvur edilebilir mif
öyle olmasını candan v* gönülden temenni ederiz.
BİR İSTANBULLU
Mr. Dorr, dün Meriç Nehrini tetkik etti
Evvelki gün şehrimizde E.C. A.nln Yunanistan ve Türkiye İdarelerinin başkan ve temsilcileri ile yapılan konferansı müteakip Meriç Nehrinin temaslarını önlemek için icap eden etüdleri yapmak üzere, konferansa iştirak edenler. Mr. Russell Dorr ile beraber dün sabah uçakla Edimeye gitmişlerdir. Mütehassıslar Meriç Nehrini Edlrneden denize kadar havadan uçakla incelemişler ve akşam îstanbula avdet etmişlerdir.
Mr. Dorr tetkikler hakkında gazetecilere demeç vermekten çekinmiştir. İktisadî İşbirliği Yunanistan İcra Komitesi Başkanı Mr. Porter dün Atinaya dönmüştür.
Batı ve Doğu Akdeniz postaları
Ankara vapuru bugün saat 32 de Batı Akdeniz seferine hareket edecektir. İtalyada inşa edilen îskende-run vapurunu getirecek olan 64 kişilik mürettebat da Ankara vapuriyle gidecektir.
İstanbul vapuru da yarın saat 11 tc Doğu-güney Akdeniz seferine çı-kacaktır.
Millî Eğitim Bakanı, (WAY) hazırlıklarını tetkik etti
Türkiye Millî Talebe Federasyo-nunca organize edilmekte olan Dünya Gençlik Birliği İstanbul Konseyi hazırlıkları İlerlemektedir. Bu hazırlıklara en başından itibaren çok yakın bir surette alâka gösteren sayın Millî Eğitim Bakanı Avni Başman, dün sabah WAY Konseyi Tertip Komitesinin Teknik Üniversitedeki merkezini ziyaret ederek, şimdiye kadar yapılan çalışmaları tetkik etmiş ve Türk delegasyonunun Konseye getireceği tez ve teklifler hakkında izahat almıştır. Bakan, Avrupadan dönen Mükerrem Taşçıoğlunun çalışmaları hakkında da izahat almış ve bu ça-lışmalarlyle bilhassa Parlsteki komünist talebelerin durumu hakkında Bakanlığa bir rapor vermesini istemiştir.
İstanbul Radyosunda yenilikler Neşriyata İstanbul şivesinin hâkim olması için çalışılacak
YENİ RADYO MÜDÜRÜ, ŞEHRİMİZ SANAT VE KÜLTÜR CEMİYETLERİ MÜMESSİLLERİNDEN MÜTEŞEKKİL BİR İSTİŞARE HEYETİ KURMAYI DÜŞÜNÜYOR
İstanbul Radyosu başına getirilen tanınmış muharrirlerden Zâhir Tö-rümküney bir taraftan Basın - Yayın Genel Müdürlüğü İstanbul Mümessilliği vazifesini muhafaza ederken diğer taraftan radyonun noksanlarını ikmal etmekle meşguldür. Müspet bir İş görmeği formalitelerden ziyade muhitin alâkasında ve samimiyetinde arayan yeni müdür, kendisin© muhtelif sualler soran bir arkadaşımıza tasavvurlarını bildirmekten çekinmemiştir. Arkadaşımızın İlk aııall şu olmuştur:
— Radyo her şeyden evvel “Söz“-le neşriyat olduğuna göre, buradan hitap edenlerin şiveleri husuaunda bîr düşündüğünüz var mı T
— Memlekette esas türkçe olarak İstanbul şivesi kabul edilmiştir. Bu İtibarla radyomuzda bu şiveyi hâkim kılmak yoluna gitmek için mesai aarfedilecektir. Her türlü neşriyatımızı, metin itibariyle olduğu gibi hitabet ve şlv© bakımlarından da tetkik ederek İcabında ehillerine tevdi etmek suretiyle başarmak niyetindeydi. Meselâ çok muvaffakiyetli ve faydalı bir konferansın müellifi radyofonik bir sese sahip olmayabilir. Dinleyicilerimizi böyle bir konferans, tan mahrum etmekten ise. onu mikrofonda konuşmağı kendisine meslek edinmiş birisine naklettirmek bir kaç bakımdan istifade temin edecektir.
— Radyo neşriyatında ne gibi yenilikler düşünüyorsunuz?
— Evvelâ yeknesaklıktan kurtulmak için belli, başlı sanat ve kültür merkezleriyle eğlence yerlerindeki hareketleri mümkün olduğu kadar sık vermek, İcabında hususî röportajlar yapmak, millî veya milletlerarası kongreleri nakletmek suretiyle radyoyu sadece bir eğlence vasıtası mahiyetine sokan havadan kurtanp ona dinamik hüviyetini iade edecek her türlü tedbirlere tevessül edeceğimiz tabiîdir.
Başbakan, Gazeteciler Cemiyetinin telgrafına * cevap verdi
Basın Kanununun demkoratlk e-saslara uygun olarak kabulü dolayı-siyle Gazeteciler Cemiyetinin göndermiş olduğu telgrafa Başbakan Adnan Menderes bir telgrafla cevap vermiştir.
■
"Taşkızak” tankeri bugün denize indiriliyor
Haliçte Taşkızak Tersanesinde yapılmış olan 3350 tonluk Taşkızak tankeri, bugün saat on birde törenle denize indirilecektir.
Milletlerarası Banka uzmanlan Orman Fakültesinde
Milletlerarası Kalkınma v© imar Bankası uzmanlarından Lawrens E. Kırk İle VVilliam H. Nicholls dün Orman Fakültesini ziyaret ederek, Fakülte profesörlerinden Türkiye ormanlarının durumu, Türkiyede ormancılık v© erozlyon meseleleri üzerine izahat almışlardır.
Yeni Orman Kanunu hazırlıkları
Bu avın 24 üncü günü Tarım Bakanlığında toplanarak yeni yapılacak orman kanununun esaslannı tesbit edecek olan komisyon müzakerelerine İştirak etmek üzere, Orman Fakültesinden Dekan Prof. Dr. Faik Tavşanoğlu ile Prof. Dr. Fikret Sa-atçioğlu Fakülte Profesörler Kurulunca hazırlanan raporu hâmüen bugün Ankaraya hareket edeceklerdir.
— Radyoya aynı zamanda bir çeşni veren v© varidat temin eden İlân hususunda bir teşebbüsünüz var mı?
— Bu mesele doğrudan doğruya U-mum Müdürlükçe tezekkür edilmektedir. Öğrendiğime göre bu hususta prensip^ karan alınmıştır. Yakında tatbikata geçileceğini zannedlyonım. Bundan başka, evvelce de söylediğim gibi şark ve garp musikileri neşriyatı arasında hem bir tevazün teminine hem d© seviyelerinin yükseltilmesine çalışacağım.
— Bugünkü İdarî ve maddî İm-kânlannız, bütün mâna ve hüviyeti ile bir radyo neşriyatı havası, seviyesi v© bilhassa zevkinin teminine müsait midir?
— Kısmen evet. Noksanlanmızı, muhtelif sanat ve kültür cemiyetlerine müracaat ederek onların mümessillerinden bir fahri ve hususî İstişare komisyonu teşkil etmek suretiyle telâfi etmeği düşünüyorum. Memleketimiz münevverlerinin, sanat ve ilim adamlarının böyle bir müracaatı menfî karşılayacaklarını hiç zannetmem. Herhalde yardımlarım e-slrgemlyeceklerdir.”
Millî Gençlik Komitesi hazırlıkları
Memleketimizde muhtelif gençlik hareketlerini istişarl ve temsilî bir mahiyette millî gençlik komitesi fitliyle bir organın altında toplamaya matuf olarak Türkiye Millî Talebe Federasyonunca yapılmakta olan teşebbüs ve hazırlıklar devam etmektedir. Bu yolda bir adım olmak üzere, dün Federasyon başkanı Can Kıraç, W.A,Y. delegesi Mükerrem Taş-çıoğlu, W.A Y. Konseyi Tertip Komitesi başkanı Orhan Anman ve arkadaşları, İstanbul Sendikalar Birliği mümessilleriyle bir müşterek toplantı yapmışlardır. Gençlik komitesinin yakında tahakkuk edebileceği ümit edilmektedir.
Federasyon Genel İdare Kurulu bugün toplanıyor
Türkçe MÜH Talebe Federasyonu Genel İdare Kurulu bugün fevkalâde bir içtima yapacaktır. Bu içtimain gündeminde, W.A.Y. Konseyi hazırlıklarının etüd, kurulması için muhtelif yönden çalışmalar yapılan Türkiye Milli Gençlik Komitesi ve konseye iştirak edecek Türk delegasyonu meseleleri bulunmaktadır, idare kuruluna iştirak etmek üzere, AnkaralI, İzmirli, ZonguldaklI ve Balıkesir!! delegeler şehrimize gelmişlerdir.
Lozan Zaferinin yıldönümü
Lozan Zaferinin 27 nel yıldönümü münasebetiyle 24-7-1950 pazartesi günü saat 16 da Üniversite Merkez binasında bir kutlama töreni yapılacaktır.
*
Muallimler Cemiyeti sağlık sigortası
Yeni idare heyet kadroslyle İşe başlayan İstanbul Muallimler Cemiyeti âzadan Memduha Yıldırımın, öğretmenler için sağlık sigortası teklifini müzakere etmiş ve evvelce hazırlanan plânın esaslan kabul olunmuştur. Bu plâna göre her öğretmen günde yalnız 10 kuruş vermekle kendisini, aile ve çocuklarını bütün tıp branşlarına mensup doktorlar tarafından meccanen muayene ve tedavi ettirmek İmkânını bulacaktır.
Bu esasları katî şekle bağlamak için yarın bütün meslek teşekkülleri âzalarının iştirakiyle, mühim bir toplantı yapılacaktır.
Hürriyet mücadelesinin yıldönümü kutlanacak
D. P. İstanbul Teşkilâtı, yarın saat 17,30 da Hürriyet Âbidesinde toplantı yapacak
Demokrat Parti» »ehrlmlz teıjkllftti yarın »nat 17.30 da Şlpllde Hürriyet Abidesinde büyük bir toplantı tertip etmiştir. Hürriyet Mücndeslnln 41 inci yıldönümü münasebetiyle hazırlanan bu toplantı münasebetiyle D. P tl îdare Kurulu ajandaki tebliği ya-yınlamıştır:
Demokrat Parti 11 îdare Kumlu Başkanlığından tebliğ edilmiştir:
23 temmuz 1908 Hürriyet Hareketinin kırk birinci yıldönümüne tasa-düf eden yarınki 23 temmuz pazar günü Şişlide Hürriyet Abidesinde bir toplantı tertip edilmiştir. Büyük v« hürriyetsever milletimizin 14 mayıs 1950 günü tahakkuk eden yeni devir içinde mübarek hürriyet şehitlerini anması ve onlann mânevi huzurunda bugün İdrak ettiğimiz hürriyeti blı defa daha kıymetlendirmesi bir vazifedir.
Kurulumuz, yann saat 17.30 da mezkûr mahalde yapılacak toplantıya sayın halkımızı, gençlik teşekküllerini, karşı partilerde yer alan vatandaşlarımızı, partimiz üyeleri ile şehrimizde bulunan milletvekillerini da vet eder.
Başbakan ve Bakanlann dünkü temaslan
Adnan Menderes, dün Lûtfi Kırdarla uzun bir konuşma yaptı
Başbakan Adnan Menderes dün sabah şehrimize gelmiştir, öğle yemeğini Park Otelde yiyen Başbakan yemeği müteakip esk| İstanbul Valisi Lûtfi Kırdarla uzunca bir görüşme yapmıştır.
öğrendiğimize göre Adnan Menderes. evvelce bildirildiği gibi rahatsız olmayıp yorgundur. Başbakan bîr müddet IstlrahAt edecektir.
"Tarsus” bu gece gidiyor
Tarsus gemisi bu gece S3at 24 te turistik sefere çıkacaktır. Gemi bu seferinde Rodos ve Kandlyaya uğrayarak Cenovaya dönecek vve Katolik hficılerinl alarak yeniden Akdenizde bir turistik sefere hareket edecektir.
Denizyolları Kooperatifinin çikolata ve sigaraları
Denizyolları Kooperatifi, idarenin bilûmum vapurlarında satılmak üzere yaptırdığı husus! çikolata ve sigaralarını yakında satışa arzedecek-tir.
Hac seferlerine tahsis edilen gemiler hazırlanıyor
Devlet Denizyolları idaresi hac seferlerine tahsis ettiği vapurlarda yolcuların her türlü İstirahat ve ihtiyacını temin etmek üzere gerekil tadilât v© tertibatı almaktadır.
Bu arada İbadet ve yıkanma yerleriyle her gemide 25 kişilik revir hazırlanacak ve hacıların yemek tertiplerin© hususî bir İtina gösterilecektir. Ayrıca gemilerde bir d© kantin açılacaktır.
Hac seyahatinin gidip gelme ücret tarifesi 890 liradan başlamaktadır. Hususî lüks kamara 1500 liradır.
“Sadıklar” vapuru, Kuruçeşme rıhtımına bindirdi
Sadıkzadelere alt SAdıklar vapuru Zonguldaktaıı getirdiği kömür hamulesini boşaltmak üzere Kuruçeşme kömür depolarının önüne yanaşmakta iken bodoslamasından rıhtıma bindirerek ehemmiyetli hasara sebep olmuştur.
Sanat hareketleri
Sanat Dostları bir toplantı yapıyorlar
Ranat Dostlnn Cemiyeti Azası 20 ' temmuz çarşamba günü îklncl İstanbul Sergisinde bir topİAntı yapacaklardır.
Toplantı yeri ol Arak İstanbul Ba. lediyesi PAvyonu seçilmiştir. Baat 19 da İstanbul manzaralarından mürekkep tabloların neşredildi# salon-dA toplanılacak ve sanat dostlarının kendi tâbirleriyle bir “Ayak Dlvanf* kurulacaktır.
Sonra Sergi lokantasında toplu o-larak yemek yenilecek ve İspanyol rövüsünün son programı seyredilecektir.
Şehir Tiyatrosu İçin yeni bir nizamname hazırlanıyor Şehir Tiyatrosu İçin hazırlanıp g*. çen sene tatbikatına geçilen fakat bîr çok şikâyetlere sebep olan ve nihayet İçişleri Bakanlığı tarafından kabul a-dilmeyen nizamname yerine geçmek llzere bir başkasının hazırlan m asına başlanmıştır. Bu iş İçin İhzar! Hf komite teşkil edilmiştir.
Komite faaliyete geçmiş. fTk t| olarak eski nizamnameden şlkâveV lerl olan aktörleri ve mümessillerini dinlemiştir. Komite gelecek içtimaın-da bu hususta hükümlerini verecek ve asıl faaliyete o zaman başlayacaktuı
Sadi Tek |üblle«l
80 uncu sanat yılım dolduran a^> natkâr Sadi Tekin Jübilesi 5 ağustos cumartesi akşamı Açık Hava TîyaU rosunda yapılacaktır. Vali ve Beledi
ye Reisi Fahreddln Kerim Gökayıa himayesine aldığı bu jübileye memleketin seçkin sanat teşekküller! tlrak edeceklerdir.
İçişleri Bakanı geldi
içişleri Bakam dün sabah ekspresle Ankaradan şehrimize gelmiştir.
Kendisiyle görüşen bir gazeteoiys Bakan, Başbakanla görüşmek üzere şehrimize geldiğini ve bir kaç gün kalacağını söylemiştir.
Şehir Hattı vapurları Bayramda hasılat rekorunu kırdı
Devlet Denizyolları Şehir Hattı vapurları Bayramın birinci ve ikind günleri 51 bin lira hâsılat yaparak îdare kurulduğundan bert şimdiye kadar görülmemiş bir rekor yapmışlardır. En fazla yolcu taşınan gün pazar günüdür, fakat kati rakamlar henüz alınamamıştır.
Devlet Denizyolları, dış memleketlerde geniş propaganda yapıyor
Denizyolları idaresi dış memleketlerde yaptığı propaganda faaliyetiyle ilgili olarak hazırladığı afiş ve broşürleri muhtelif memleketlerdeki turizm acenteleriyle muhtelif otellere tevzi etmeiştlr. idarenin bu faaJiyeU gemilerimizi yurd dışında tanıtmak hususunda iyi neiteeler vermektedir
YENİ İSTANBUL
SİYASÎ ÎKTÎ8ADÎ MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi ı
YENİ
RÎYAT
LIMITED ŞtBKETÎ
Müdürü: KemoJ EL SAKLICA
Bu sayıda yazı islerini fiilen idare eden t Salih Zeld Akdamaf
Ncşredilmiyen yazılar iade edilmez.
Basıldığı yer ı
VENÎ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞÎRKETÎ MATBAASI
REŞAD NURİ GÜNTEKİN
Kavak Yelleri
— 50 —
2>ki olduğu İçin Karabaglı Yengenin Müftüden korkusu da daha az değildir. Ara sır a hafifçe takışmakla beraber aralarında âdeta gizil bir “karşılıklı aataşmazlık anlaşması’' var gibidir.
★
Evvelleri yatalak halanın elinden senet almaları, sonradan da bir yolunu bulup Celileyi kandırmaları korkusjyle evinin etrafından kuş uçurmayan Hacı Müslim Beyin Karabağlı Yengeye bu emniyeti neden İleri geliyordu T
Çünkü düğün, bayram, cenaze, mevlit, hâsılı nerede bir toplantı varsa orada dalma baş rolde v© baş köşede olan Karabaglı Yengenin, Dereboyundakl evden aslâ ayağı çıkmazdı. Bu kadının merhum kaylnbabamla, mahiyeti bence bugün bile anlaşılmamış bir garip yakınlıkları vardı. Kalabalık bir mecllete bulundukları vakit, hattâ onlar birblrleriyle çatışırlarken a-rada bir başbaşa kalarak konuştukları bir kaç kelimede sesleri o şekilde alçalır, yüzleri öyle bîr ciddiyet İfadesi alırdı kİ onlan, birbirine bir kan kocadan da çok daha yakın, âdeta bir İş adamı 11e Borsadakl muamelecLai gibi gösterirdi.
Benim anlattığım zamanlarda Karabaglı Yenge evin kâhya kadını gibi bir şeydi. Bu gülünç evimin kilidi, küreği olan Çopur Huriye o-| nun yetiştirmesiydl. Günlerinin çoğunu onunla 246
beraber yemek pişirmek, temizlik yapmAkla geçirir ve evine ancak yatmak için giderdi. Semra kayinbabamın meşhur Klna Hacı Müslim’inin vesalr ilâçlarının şişelerini hazırlayan, mutfaktaki kazanlar İçinde bu ilâçların şuruplarını kaynatan ve belki hattâ terkiplerini yapan da o idi. Nihayet babasının yanında yaz tatillerini geçirmeğe gelen Cellleye arkadaşlık eder ve hemen hemen başka arkadaş aratmazdı.
îlk tanıştığımız zamanlarda Hacı Müslim Bey bana evdeki gecelerini anlatırken: “Yemekten sonra biraz hesap kitapla uğraşırım; Kara-baglıyı bir parça deli dolu söyletir, eğlenirim; vakit geçer gider” derdi. Bütün zevki Karabaglı yı söyletmekle geçen bir hayat hazin bir hayat olmakla beraber bu kadının evi doldurduğunu ve merhum kayinbabamın belki de ikinci defa evlenmesini önlediğini kabul etmek lâzımdır.
• :XXXXTX
DERT ORTAKLARIM
Karabaglı Yenge benim de, müftüden sonra, en yakın ahbabım olmuştu. Evin© gitmek 1-çin âdeta cerrahın hasta olmasını bekler ve ba-zan onu mehkemede görmemiş gibi yaparak:
— Yüzbaşıyı bugün göremedim d© merak ettim. Geçerken şöyle bir uğradım’ diye İkide birde evine damlar ve tabiî saatlerce kalırdım. Karabaglı benim hangi yüzbaşıyı aramağa geldiğimi anlamakta gecikmemişti. Hattâ eczacının kızını parası İçin değil kendisi için sevdiğimi de zannederim ki anlamıştı. Fakat Celllenln evlenmesi onun için bir büyük politika mevzuu olduğundan çok Ölçülü konuşur v© onun etrafındaki lâkırdıları muayyen bir dozu geçmezdi. Bununla beraber Karabaglı Yengenin konuşmaları arasından parça parça aymp topladığım 247
malûmat da pek az sayılmazdı. Meselâ o yaz Dereboyundakl evde Celllenln Ankaradakl tahsili meselesi etrafında kopan fırtınayı ondan öğrenmiştim. Hacı Müslim Bey kızının okumasını kâfi görüyardu. ilim bir derya idi; ucunu bucağını kim bulabilmişti ki o bulsun? iyi bir aile kadınına bu kadan yeter ds artardı bile.
Bu haber beni bir yandan sevindirmekte, bir yandan da korkutmaktaydı, Dayanamayarak, yAİancı bir gülüşle;
— Bu kış galiba bir düğünümüz var” diye ağız aradım. Fakat Müftü gibi Karabaglı da beni yatıştırdı: “Hacı Beyde öyle serseriye kız kaptıracak göz var mı?... Hem ona Mersinde bir bar kızı almış diyorlar”.
Kızardığımı hissederek daha ileri gittim:
— AJlnh vere de küçük hanım üzülmese...
Karabaglı, VAka söylememekle beraber, bunu da reddetti:
— insan gözü görmeyeni sever m! T
Benim, ancak bir defa, hasta yatağında yarım yamalak gördüğüm ve bugün başka kıyafette sokakta görsem belki de tanıyamıyacağım Celileyi sevişimin d© aşağı yukarı bu cinsten bir tutkunluk olduğunu düşünemlyerek cevabı mâkul buldum.
Bir zaman sonra yine Karabaglıdan öğrendiğime göre baba ile kız arasındaki ası) mesele tahsile devam meselesi değildi. Çelil© İstanbul liselerin© gitmek İstiyor, Hacı Müslim Bey buna razı olmuyordu. Ben evvelâ bundan da pirelendim. Aklımdan türlü türlü erkek mektep arka-daşı hikâyeleri geçti. Fakat nihayet bu da anlaşıldı. Cellle sınıf dönmüş ve bun onun kibrine dokunmuştu. Yalnız kendine haksız numara verenlere değil Gaziye kadar Ankarada herkes© 248
küsüyor ve bir daha bu şehrin yüzünü görmek istemiyordu. Hâsılı netice o oldu ki Cellle artık mektebe gitmedi.
★
Bir akşam üstü sokakta rastladığım Haraba glı Yengeden bir havadis aldığım zaman heyecandan çantamı düşürdüm ve almak İçin ikimiz birden eğilince kafakafaya tokuştuk. Çehremdeki sevinç İfadesin! güçlükle endişeli bir hüzne çeivrerek: “Vah vah.. Tahsili yarım kaldı küçük hanımın, dedim. Fakat bu “Yanm tahsil” sözünü de Celllenln fenaya çekmesinden korkarak hemen pişman oldum.
Arkasından yine pişmanlıkla neticelenen bir ikinci münasebetsizlik! Karabaglıdan ayrıldıktan sonra Hacı Müslim beylerle tanışan bir hastaya gitmiştim. Eczacının, kızını artık mektebe gön-dermiyeccğinl onlara da söylemekten kendimi alamadım. Bereket versin zihinleri kendi hasta-lariyl© meşgul bulunduğu için dikkat etmediler.
Derken Muvakkıthaneya geldim. Yln© bir saat tâmlr! ile uğraşan Müftüye aynı havadisi verdim. O başını kaldırmadan sadece:
— öyle mi etmiş? dedi.
Bir zaman konuşmadık. Ben Muvakkıthanenln içinde dolaşıyor, duvardaki levhaların önünde duruyor, aynı zamanda da bir şarkı mırıldanı. yordum. Sonra tekrar Müftünün karşısına oturarak masanın üstündeki âletlerle oynamağa başladım. Elimi tutarak:
— Senin bugün aklın az kanşık Doktur Bey oğlum, dedi, zemberek, vlde, n©, bir şey gay-bedeceksln... Beni telâşeye düşüreceksin.
Sonra dükkânını kapayarak beni bahçeye çıkardı; çay semaverini yelpazellyerek anlatmağa başladı:
249
— Sana hoş bir masal anladlviriylm da dinle. m Uç deilganlı herifin birinin gizini isterlermiş, o da vlrmez mtş... Dellganlılar gahtr edip gurbete çıkmışlar... Herif de nedamet etmiş anladın mı efendim.. Birine: “Get Allahını sever, sen şu oğlanların halından bir habar getir... Hangisi fazla lsteyorsa virivlreltm gizi... Turşusunu guracak değiliz ya, dlmlş... Başım ağrıtmayalım efendim. Herif gitmiş gelmiş... “Ne bilirim ben baba hangisi fazla sever... Biri gara gara düşünür... Biri ağlar... Bir! şarkı şeyler anladın mı efendim, dlmlş.,. Herif d© “Şarkı »eyleyen© virelim ki gıza en çok onun dutgun olduğu sabit olmuştur”’ dlmiş.M (
Ben şüphelenerek:
— Peki netice!., dedim.
Müftü yelpazesini bu defa bana sallayarak gözünü kırptı va güldü:
— Netice sen d© durmadan şarkı söyleyip durursun... Şu Had Müslim domuzlanmasın... Gizi aana virsln... Bitsin getsin...
Müftüye evvelâ şiddetle çıkıştım. Fakat inkâr beyhud© İdi. O her şeyi umulmaz bir ince. Jikle anlamıştı. Her zamandan ziyade muhtaç bulunduğum Emin Hulûsiy© yazdığım sahife sahlfe mektuplar beni artık tatmin edememekteydi. Onun için ancak bir Emin Hulûsiy© söylenebilecek şeyleri bu zavallı ihtiyar köy imamına söylemek gülünçlüğünden kendimi koru-y a madun. Uzun zaman gözlerinde yaşlarla Muvakkıthane bahçesinde yaptığımız dertleşmeleri Müftü sonradan bir kaç kere bana hatırlatmak istemişti. Fakat bunlardan utandığımı belki kendi d© hissederek bir daha tekrar et. medt.
(Devamı var)
* 250
M Temmua 1950
ASKERLİK BAHİSLERİ
i
Sovyetlerin
muhte-avn-şimdl hede-
Roo-
(Tl-8)
görebilecek du-
de bu kuvvetlere çekildiler. 1949 Amerikalılar Ce.
Her yerde ve aym şekilde tekrar etmelerine rağmen Sovyet plân, ları İcra safhasına kondukça dünyada tekrar telâş ve heyecan beliriyor, üçüncü dünya harbinin bu defa başlayıp başlamayacağı soruluyor. Yeni buhranlar ve harp alâmetleri etrafa yayılıyor. Oysaki, bir bakıma, üçüncü dünya harbi çoktan başlamış ve hükmünü İcra ederken diğer taraftan Sovyetler de birbiri ardınca müsait gördükleri memleketlerde İstilâ ve işgal işini ikmal eylemekte ve kendilerine karşı mukavemet gösterilen yerlerde İse biraz ricat ederek eşref saati beklemeğe kovulmaktadırlar. Çinden Berllne, Yuna-nlstandan Koreye kadar tekerrür e-den vakıalar hep bu tarzda ve bu şekildedir. Yalnız bu defa Korede görülen mühim hâdise: Birleşmiş Milletler Teşkilâtı ve bunlar adına hareket eden Amerikanın bu yeknesak taktikten artık bıkmış görünmesi ve buna bir son vermek azmiyle ortaya atılmış bulunmasıdır. Vakan Berlin-de, Yunanistanda ve hattâ kısmen Şimalî İrandaki Amerikan müdahalesi de az çok bu mahiyette İdi. Fakat buraların hiç birisinde harpte bu derece mebzul Amerikan kanının a-kıtılması göze alınmamış ve binaenaleyh neticenin İyilik veya fenalığı Amerikan politikasına bu derece ma. ledllmemlştl. Meselenin Amerika tarafından bu derece şümul ve ehemmiyetle benimsenmesinin Amerlkavı ve dolayısiyle Birleşmiş Mileltleri nereye doğru götüreceğini ve
mel neticelerinin ne olacağını ca araştırmak lâzımdır. BLz Koredekl Rus plânının esas ve fini araştırmaya çalışalım: 1943 senesinde ve Kahirede
sevelt» Cchurchill ve Çan-Kav-Şek’ln, Japon istilâsından kurtarılacak Ko-renln istikbalini müştereken tayin etmeği kararlaştırdılar. 1945 senesinde ve Yalta Konferansında ise Roo-eevelt, Churchlll ve StaJln Korenin müştereken kontrolünü kabul ettiler. Bu senenin sonuna doğru Polonya ve Balkanlardaki tecrübelere dayanarak Ingiliz ve Amerikalılar Ruslarla yapılmış anlaşma ve andlaşmalann hiç bir kıymeti olmadığına kanaat getirdiler.
Bundan sonra Ruslar da artık gizlemeğe hacet görmeden anlaşma ile İşgalleri altına aldıkları Şimal Korede Japonlardan elde ettikleri ei-lâJılarla teçhiz ederek bir ordu -vücuda getirmeğe başladılar. Hattâ bun. lara nünuıne vazifesi görmek üzere iki Rus tümenini de buraya gönderdiler. Harbin patladığı 1950 haziranına kadar devam eden bu faaliyet sonunda Şimal Kore Hükümeti 22 tümen kara ve 3 grup hava kuvvetine sahipti. Hava kuvvetlerinde ceman 220 tayyare bulunuyordu. Bunların büyük kısmı H-7 Yak markalı Rus avcı uçaklarlyle
markalı keşif uçaklarından terekküp ediyordu. Vakan bu makineler 1940 modeli iseler de dağlık sahalarda modern ve tepkili avcı uçaklarından daha güzel iş rumda İdiler.
Ruslar daha 1948 güvenerek Koreden senesi haziranında
nubî Koreyl terkettikleri zaman ise herhalde buna en çok şaşanlar Mos-kovadakl kodamanlar olmuştur. Zira Şimalî Koredekl bu büyük hazırlığa ve komünist gelişmesine mukabil Cenubi Korenin hayli boş olduğu herkesçe biliniyordu. Daha bu sıralarda Cenubî Korenin İşgali pek. âlâ mümkün İken Rusların işi tahrik etmemesini henüz komünistler tarafından işgal! tammalanmayan Çin diyarından Çan Kay Şek’in tamamen atılmasını beklemek İçin olduğunu zannedenler çoktur. Aksi takdirde Amerika Çinin tamamen İstilâsındaki tehlikeyi daha yakından anlayacak ve belki daha o zaman müdahale edecekti.
Yeni Çin lideri İşini bitirdi. Komünistler bütün Çini Lşgal etti. Moskova İle tam anlaşma yapıldı ve Ko. re plânı ondan sonra tatbik sahnesine konuldu.
Bu plânı hulâsa etmek lâzım gelirse şöyle diyebiliriz: Uzakdoğudakl milletlerin sefil hali ve umumiyetle garp devletlerine karşı besledikleri ananevi düşmanlıktan istifade e-derek bunları teçhiz, Amerikalılara ve garplı devletlere karşı hareketleri İçin her türlü yardım ve kolaylığı te. mln ve bunları harbe sürmek sure, tiyle Amerikalıları ve garplıları yıpratmak. Bu esnada Rusya yalnız teknik ve malzeme yardımında bulunacağı. az sayıda komutan ve mü» tehassıs göndermek suretiyle harbi İdame ettireceği için kendialnin fiilen yıpranması veya bir zarar gör mest mevzuubahla değildir. Kaldı ki bizatihi harp; kütleleri sefalet ve felâkete aUrükledlği, dirlik ve düzenliği bozduğu, hayat ve bilgi standardı yüksek insanları kolaylıkla ortadan kaldırdığı İçin komünizmin ya. yılmasına da imkân vermektedir Çinde ve Avrupada komünizmin bu derece süratle yayılması bizzat Birinci ve İkinci Dünya harplerinin bir neticesi değil midir?
Bu düşünce ve bu hedefle hareket eden Rusyanın birinci eafhada muvaffak ojduğuna, Uzakdoğuda da Amerikayı meşgul eden, yıpratan ve yayılmasına sebep olan hlr harbi açtığına şüphe yoktur. Şimdi ikinci safha olarak Çinlileri Formoza istikametinde tahrik etmesi, lngiltere-yl de tekrar bu işe sokması, dolayı, siyle Hong-Kong müstahkem mevkiine saldırarak îngiilzlerln. şimdiye kadar önledikleri İngiltere - Komünist Çin savaşını da alevlemesi mümkündür. Ancak bu sayede Komünist Çin ile Sosyalist İngiltere arasında bir anlaşma ve yakınlaşma lhtürıa.
Savfa 8
/
Fransada
i
Kore plânı
Yazan j M. Şevki Yazman
llnl tamamen ortadan kaldırabilir. Bu İtibarla bir taraftan Moskovada Ingiliz Sefiriyle müzakere yaparken, diğer taraftan bunu Komünist Çine karşı bir tehdit vasıtası olarak kullanması pekâlâ kabildir. Tıpkı 1939 da Almanyayı kendi arzusuna yanaşmaya İkna için Ingiliz ve Fransızlarla yaptığı müzakere gibi.
Bu esnada Filipinler’de komü nist çetelerin ufak şehirleri İşgal a-decek kadar ileri gitmesi. Hindlçlnî, Malezya ve Siyamda daimî İsyan ve ihtilâlleri Moskovanın Kore ve Çln-de vukua gelen hareketlerden nazarları başka tarAfa çevirmek, manzaraya daha korkunç bir şekil vermek ve Amerikalıları Uzakdoğu İle uğraşmaktan bıktırıp yıldırmak için tertiplenmiş tâlî hareketler olarak görmekte hata yoktur.
Mümkün olursa bıı sahneye büyük Çin kuşetleri sürmek ve Amerika-yı hattâ atom bombasını kullanacak derecede tahrik eylemek Rusya tarafından hoş görülür şeylerdendir. Zira bu suretle bir taraftan Ameri, ka daha fazla yıpratılır ve diğer taraftan Husyayı korkutan bir silâhın tatbiki kudreti anlaşılır. Fakat Kore meselesini bahane ederek Rus^anm bizzat kendi kuvvetlerini burada veya başka sahnelerde harbe süreceğini zannetmiyoruz. Böyle bir hareket malûm Rus taktiğine muhalif olduğu gibi Sovyetlerin bugünkü güç İktisadî ve sınaî durumuna da mutabık değildir. Rusya ancak ve ancak mu. zafferiyetin kendisi İçin yüzde yüz mukadder olduğu zaman harbe girecektir. Bu İse bugünkü vaziyette katiyetle İddia edilemez. Amma Rusya-nın bu taciz edici hareketlerine A-merika ne dereceye ve ne zamana kadar tahammül eder? işte asıl meselenin cevap verilmsl tası da budur. Çünkü çüncü dünya harbinin zamanını haber vermek
mühim nok-bu cevap ü de patlama demektir.
Yunan muhalefeti
harekete geçecek
S. Venizelos, “Hükümeti deviriniz" sesleriyle karşılandı
Atlna, 21 A.A. (AFP) — Sophocle Venizelos’un dün Yunanistona avdeti, şimdiki hükümete karşı umumî bir taarruza geçilmesinin İşareti sayılmaktadır. Liberal Partisi Lideri hava alanında: "Hükümeti deviriniz,, sesleriyle karşılanmıştır.
Sophocle Venizelos bugün umumî heyet toplantısı halinde bulunan Liberal saylavlarla görüşecektir. Kırol Paul tarafından kabul edilecek, bilâhare Birleşik Amerika Maslahatgüza. nnı ziyaret edecektir.
Atletlerimiz Napoli'ye hareket ediyorlar
28 ve 29 temmuzda Vlyanada Avusturya Milli Takımiyle karşılaşacak o-lan atletizm kafilemiz bugün İstanbul Vapuriyle hareket edecektir. Gidecek kafile 28 atlet ve İki idareciden mürekkeptir.
Viyanada yapılacak Türkiye - A-vusturya millî atletizm müsabakasına iştirak edecek atletler şunlardır:
100 metre: Oktay Karakulak, Turhan Tükel, 200 metre: Oktay Karakulak - Doğan Acarbay, 400 metre: Kemal Horolu, Doğan Acarbay, 800 ve 1500 metre: Cahit önel, Ekrem Koçak, 5 ve 10 bin metre: Osman Coşgül. Mustafa Özcan, 400 Engelli: Doğan Acarbay, Kemal Horolu, 110 Engelli: Mustafa Batman, Erdal Bay-kal. Yüksek’ Mahir Araş, Ömer Özalp Uzun: Macit Göktürk, Avnl Akgün, Üç Adım: Ruhi Sarıalp. Ömer Özalp, Sırık: Muhiddin Akın, Şetvan Tüker, Gülle: Yılmaz Oktay, Nuri Turan. Disk: Yılmaz Oktay, Çelil Uçarer. Cirit: Halil Zireman, Nuri Turan, Çekiç: Balcı Tamer. Adil Bozdoğan, Maraton: Şevki Kurt, Muhiddin İkl-gül, 4 *100 Bayrak: Oktay. Göktürk, Barkay,Tükel, 4 x 400 Göker, Cengiz. Horolu, Acarbay.
Lüzum görüldüğü takdirde müsabakalar sırasında takımda bazı değişiklikler yapılması muhtemeldir.
Viyanadakl milli karşılaşmayı müteakip Klagcnfurt’ta bir temsili müsabaka yapılacak ve bu müsabakadan sonra 19 atlet Napoli yoliyle lstan-bula dönecektir.
Doğan Acarbay, Kemal Horolu, Muhiddin Akın, Balcı Tamer. Halil Zireman, Mustafa Batman. Osman Coşgül. Cahit önel ve Ruhi Sarıalptcn mürekkep dokuz kişilik bir atletizm ekipimiz, Genel Müdürlükten müsaade geldikten sonra, Ingiltere Federasyonunun davetlisi olarak Londra ya giderek müsabaka yapacaklar, oradan da müteakip hafta müsabaka i-çin Dublin'e geçeceklerdir.
Dublindcki müsabakayı müteakip ekip Brilksele gelerek 23-28 ağustos olmak üzere beş gün devam edecek Avrupa atletlr.m şampiyonasına İştirak edecektir.
Ekip Avusturya şampiyonası m’l-sabaklanndan sonra Barselonaya ge-
İspanyada seferberlik hazırlığı yapılıyor
Madrid, 21 A A. (Afp) — Belediye Balkanını ihtiyatları her türlü adres d eğ I şi k II Sri nl haber vermeye davet eden, aksi takdirde ağır cezaya çarpılacaklarını haber veren afişleri Madrid Belediye Başkanı tarafından başkentin duvarlarına yapıştırılmıştır.
Ispanyol ordusu Genelkurmay Başkanlığının temmuz 150 tarihli amirleri gereğince yapılan bu davet, halkın Afişlerin önünde yığılmasına sebep olmuştur. Filhakika halk, tefsirde bulunmadan sükûnetle bu afişleri okumaktadır.
Yeni İstanbul’un KORE muhabiri bildiriyor
Taejonda muhasara edilen Amerikalıları kurtaran tren
levler içinde yanan Taejon’a bir tren girdi; Amerikalıları kurtardı ve
döndü
A
Taejon cephesi (Amerikan kuvvetleri nezdindekl hususî muhabirimiz Bigart bildiriyor) — Taejon. çok şiddetli muharebelerden sonra, harabe halinde Komünistlerin eline geçti.
Kum Nehri savunma hattının çökmesi üzerine. Koredekt 8 inci Amerikan Ordusu Komutanlığı, şehrin müdafaa edilemeyeceğine kanaat getirmiş ve şehrin tahliyesine iki gün evvel başlamıştı. Dün (17.7.), şehir, deki siviller tamamen tahliye edilmiş ve resmî makamlar da, Güney Korenin yeni merkezine gitmişlerdi Şehirde ancak hafif bazı setir kı-
çerek burada yapılacak müsabakalara da girecek ve bu müsabakaları müteakip Marsilya yoliyle Istan bula dönecektir.
Bu haftaki deniz yarışları
Küçükler ve ortalararası yüzme yanşlan ile atlama teşvik müsabakaları 22, 24 temmuz günleri saat 15 te Lido Yüzme Havuzunda yapılacaktır.
Ayrıca 23 temmuz pazar günü de Beykozda Kürek yarışları İle 25 temmuz salı günü Modada yelken yanşlan yapılacaktır.
200 metre laırbaglamada Türkiye rekoru kırıldı İzmir, 21 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Dün yapılan yüzmelerde 200 metre kurbağlama yarışında, Karşıyaka Spor Kulübünden 18 yaşında Yüksel Alp eski Türkiye reko-nı olan 3.01.7.10 derecesini, gayet güzel yüzerek 2.53 7.10 ile kırmış ve yeni Türkiye rekoru yapmıştır.
Bir Türk talebe Manş denizini geçmek için çalışıyor Lılle, 21 (AFP) — Yirmi iki yaşında Murat Duler isimli bir Türk talebe, gelecek hafta Manche Denizini yüzerek geçmek İçin antrenmanlarda bulunmak üzere Lllle’e gelmiştir.
Dünya kupası maçları 200.000 sterling kârla kapandı
Rio de Janeiro, 21 A.A. (Reuter) — Dünya Kupası futbol şampiyonluğu için yapılan maçlar büyük bir muvaffakiyet elde etmiştir. Bu maç-lan hazırlıyan komite, bütün masraftan ödedikten sonra iki yüz bin storling gibi muazzam bir kâr elde etmiştir.
Dün bildirildiğine göre, Rio de Ja-nelroya rakip olan Sao Paulo şehri Rio de Janeırodaki stadyumun büyüklüğünde bir stad inşa ettirmeye karar vermiştir. Yapılacak olan yeni stadyum şimdiki 80 bin kişilik stadyuma ilâve edilecektir. Yeni stadyum Sao Paulo şehrinin 400 üncü yılını kutlarken 1954 te hazır olacaktır.
Dünkü bisiklet yarışları
Dün enet 8.30 da Bakırköy ssfaltı üstünde Türkiye Bölgelere rom Bielk-let Sürat. Birinciliği, kalabalık bir seyirci önünde yapılmıştır. Türkiye birinciliğine katılan bölgeler:
İstanbul, Ankara, Bursa. Manisa, Adana, Konya, Eskişehir, İzmir bölgeleri olup, birinciliği Adana kazanmıştır.
Müsabakaların neticesi aşağıdadır:
1 — Ali Sırım (Adana).
2 — Haşan Karaca (Beşiktaş İst.)
3 — Erol (Ankara).
Yarın da 120 kilometrelik mukavemet yarışı yapılacaktır»
r. ’v r r* -
ı y«j* * — • • a
TenlAmerilnın kuvvetleri Kore eepheolne eevkedlllyor
talan kalmıştı. Kum cephesini tutan 24 Üncü Amerikan tümeni komutanı Tümgeneral Wllliam F. Dean, 84 üncü Amerikan piyade alayı İle, tahliye birinciye kadar şehirde kalmağa karar vermişti.
Komünist kuvvetler, şehri evvelâ her taraftan kuşatmışlar ve bu sabahın erken saatlerinde şiddetli bir topçu ateşini takiben tanklarla şeh. re hücum etmeğe başlamışlardır.
Adetçe çok zayıf olan Amerikan birlikleri, bir taraftan düşmanın İleri hareketini oyalamağa, öte taraftan da, kuşatmayı yararak Güneye doğru çekilmeğe çalışıyorlardı.
Şehrin sokaklarında çok şiddetli mücadeleler cereyan ediyordu. Artık âmir, madun farkı kalmamıştı. Tümen komutanı General Dean bile silâha ssnlmış, fiilen ateş hattında dövüşüyordu-
Mücadele neticesinde bazı Amerikan birlikleri kuşatmayı yarmışlar ve sayısı belli olmayan yaralı ve sağlam Amerikalı da şehirde kalmışlar, di. işte tam bu sırada, Başçavuş Elmo Smalhvood Kore harbinin tarihine geçecek kahramanca teşebbüsün» girişti.
Şehir dışındaki Amerikan kuvvetlerine mensup olan Başçavuş, 2 inci Cihan Harbinde, 34 üncü piyade a-laymda dövüşmüştür. Eski alayına mensup yaralıların» şehirde mahsur kaldığını duyunca» 1929 modeli, eski bir lokomotif ve üç vagondan mürekkep bir İmdat treni donatarak, a-levler İçinde yanan ve sokaklarında hâlâ mücadele edilen Taejon’a doğru yol vermiştir.
Saat 14,30 da Taejon istasyonuna yaklaşan trenin makinisti, 100 metre ilerde hattın bozulduğunu görünce, treni geri sevketmek üzere durdur, muştur. Tam bu sırada İse, etrafta gizlenmiş olan Kuzey Koreli makineli tüfek ve piyade havanları trene, ateş bsakını yapmışlardır.
İlk ateşte makinist ve ateşçi öl-
Amerika, Politbiiro toplantısı hakkında gizli rapor almış
Rusya, 1956 dan önce Amerika ile savaşmayı kararlaştırmış
W&8hlhgton. 21 A.A. (Reuter) — Dün yayınlanan “Behlnd Closed Doors” adlı kitabında BLrleşik Amerika eski Bahriye istihbarat Bürosu Başkan Yardımcısı Amiral Ellls Za-charias, Sovyet politbürosunıın geçen yıl Birleşik Amerika ile 1056 senesinden evvel savaşmayı kararlaştırmış olduğunu yazmaktadır.
Kore savaşı başlamadan tamamlanan kitabında Zaciıarıas şöyle demektedir:
"Rus Yüksek Komuta Heyeti, pollt-büronun 28 ocak 1040 tarihinde akdettiği bir toplantıda hu savaş keyfiyetini kararlaştırmıştır. Toplantıya alt bütün teferruatı, orada hazır bulunan Mareşal Voroşllof askerî tâli komisyon erkânından bir subay vasıtasıyla elde ettik.
Polltbüro bu toplantıda dünya vaziyetini tetkikten sonra askeri ve sivil uzmanlarla Rus casusluk teşkilâtına mensup üyelerin fikirleri alınarak A-nıerika İle harp için bir mühlet teshlt edilmiştir. Filhakika polltbüro. Ame-rlkada 1954 ve 1956 yılları arasında bir buhranın haşgöstereceğinden e-mln bulunmaktadır. Polltbüronun ka-
milştür. Vaziyetin vahametini gören Başçavuş Smalhvood, lokomotif kullanmasını bilmediği halde, makine başına geçmiş ve lokomotifi son süratle geriye sevketmlştir.
Şiddetli düşman baskısı altında yapılan bu cesura ne manevra muvaffakiyetle neticelenmiş ve yaralı tren, Taejon’un 18 kilometre güneyindeki Okchan kasabasına varabllmiştlr.
İşte Taejon’u. Amerikan ordusu ancak bu şeklide verdi.
24 üncü Tümen komutanı General Dean'ın, kayıplar arasında bulunduğu bildirilmekte ise de, bu haber henüz resmen teyit edilmemiştir.
Amerikâdaki hususî muhabirimizden telsizle
Atlantik Paktı konseyi
25 temmuzda toplanıyor
Amerika, müttefiklerine daha fazla silâh vermekle, onlardan. Peyk ordulanmn harp potansiyeline karşı
VVashlngton (Hususî muhabirimiz G. H. Martin telsizle bildiriyor) — \Vashington, Atlantik Paktı Konseyinin 25 temmuzda toplanarak A-merikanın silâh imalât programını süratlendirmesi hususunu görüşmesini, müttefik devletlerden istemiştir. Konsey, askerî hitlyaçlan, Kore harbinin yarattığı yeni duruma göre, tekrar gözden geçirecektir.
Amerikanın, müttefiklerin® daha
nsatince böyle bir buhranı önlemek maksadıyla Birleşik Amerika Rusya-ya karşı harp açmak zorunda kalacaktır. Sovyet Rusya ise Birleşik A-merikanın bu hareketinde muvaffak olmasına mâni olmak için Amerika tarafından taarruz üssü olarak kullanılabilecek bütün mevkileri açık muhasamata meydan vermeden İşgal suretiyle ilk darbeyi indirmeyi tasarlamıştır.
Rusya böylece Birleşik Amerlkavı son derece geniş bir saha üzerinde harbetmeye mecbur etmek İstemekte. dlr.M
Bir Ingiliz uçağı, kutup uçuşu tecrübesi yaptı
Londra, 21 A.A (LPS) — Ingiliz hava kuvvetlerine mensup bir uçak îzlânda ve kuzey kutbu üzerinde bir uçuş tecrübesi yaptıktan sonra dün Inglltereye İnmiştir. Uçak. 17 saat 40 dakikada 5000 kilometrelik bir mesafe katri mistir, Bu uçuş 1945 mayısından beri İngiliz hava kuvvetlerinin kuzey kutbu üzerinde yaptığı ilk U-çuştur.
Demirperde ardında Tito ya karşı hazırlık
Macaristan, Bulgaristan ve Rumanyada azınlıkların tehciri devam ediyor
Belgrad, 21 A.A. (Reuter) — Bel-grad Radyosunun dün bildirdiğine göre Macaristan. Bulgaristan ve Ru-manya hükümetleri bu memleketlerde hudut bölgesindeki Yugoslav azınlıkları memleket dahiline sürmektedirler.
Radyonun ilâve ettiğine göre bu tedbir Yugoslavların tehlikeli mınta-
R. Pleven, bir tek reyle itimat kazandı
Paria 21 (YÎRS) — Rene Pleven kabinesi Meclisten 291 e karşı 292 reyle İtimat kazanmıştır, bu da ye. ni hükümetin zaafını açıklamıştır. I-tlmat reyine vesile teşkil eden mevzu, harp malûlleri ile harpte kocası ölen kadınlara bağlanacak maaşlardı, yayanı dikkat tebliği
(A.F.P.) — Fransız Pleven'in başkanlı
Pleven’in hlr
Paris, 21 A.A. Başbakanı Rene
ğında dün toplanmış olan Fontalne-bleau konferansından sonra yayınlanan tebliğ müşahitlerin dikkatlerini çekmiştir.
Bu hususta tefsirde bulunan müşahitler, pek kısa raman İçinde alınacak kararların ciddiyetine Bruxelles paktını imza eden 5 devletin iktisadiyatı üzerinde uyandıracağı tepkilerine dikkat çekmektedirler.
Umumiyetle Ivi haber ler. pek yakında, Batı
müstacel bir silâhlanma programı ve bu devletlerin kara, deniz ve kuvvetlerinin askerî gösteren mufassal bir lacaktır.
nazarlarını
alan çevre-devletlerine
hava
ihtiyaçlarını cetveli aunu-
Italyan Kabinesi, Kızıllara karşı harekete geçiyor
Roma 21 A.A. (Afp) — Italyan Kabinesi bugün toplanarak bütün memleketteki iki milyon komüniste karşı açılacak olan mücadele hakkında alınacak tedbirleri tetkik edecektir.
Bu mücadele için memlekette komünizm aleyhine geniş çapta propaganda yapılacaktır.
birlikte tetkik edilirse, iyi anlaşılacaktır.
tanınmış askeri ten-Bald'vin vermektedir.
gayret istiyecektir
fazla askerî yardım teklif edeceğini, fakat buna mukabil, onlardan da, munzam gayretler göstermelerini is-tiyeceği tahmin edilmektedir.
TAcll edilen Amerikan silâhlanma programı, New-York Times’ln verdiği iki haberle hakikat daha
İlk haberi, kidçl Hansan
Baldwin’e göre Amerikanın Kore’deki muvaffakiyetsizlikleri, Amerikan genelkurmayın^ peyk devletlerinin askerî potansiyeli hakkmdaki fikir lerinl değiştirmeye icbar etmiştir. Filhakika. VVashlngton düne kadar, peyk ordularını istihfaf ediyor ve bunlara, askerî kuvvetler muvazenesinde farla kıymet vermiyordu. Halbuki Kore harbi, Sovyetlerin, peyk ordularını, modern harbin İcaplarına her şekilde uygun birer harp vasıtası haline getirebilecek çareler bulduğunu göstermiştir. Bu itibarla A-merika, Atlantik Paktı devletlerinden, Sovyet peyklerinin, şimdiye kadar İstihfaf edilen bu kudretlerini tevazün ettirecek munzam gayretler sarfetmelerini istemeyi muvafık bulmuştur.
İkinci haberi. İstihbaratı umumiyetle doğru çıkan diplomatik muhabir James Preston vermektedir. Preston, evvelce Awupaya sevkedüme-Ierl mukarrer olan bir çok silâhların şimdi Aayaya gönderileceğini katiyetle ifade etmektedir. Zamanla bunların yerini yeni silâhlar alacak ve Avrupa, Amerikanın ancak yeni t-malâtından İstifade edebilecektir. James Preston, bu İntikal devresi sırasında, AvrupalIların endişeye düşerek Washington’un, kendilerine ' 25 temmuzda Londrada yapacağı teklifleri kabul etmeye aovkedeceğini tahmin etmektedir. New-York Tl-mes’in haber verdiğine göre, Amerikan Yüksek Savunma Konseyi ile Başkan Trııman. Atlantik savunması için muktazi yeni silâhlanma gayretlerine esas olacak direktifleri şimdiden tasdik etmişlerdik
katardan uzaklaştırılmaları İçin alınmaktadır.
Belgrad, 21 A.A. (Reuter) — Sırbistan Glas gazetealnln dün bildirdiğine göre. Bulgaristan Moskovadan aldığı emirleri müteakip Yugoslavya .ile arasındaki hududunu kapatmıştır.
Yugoslavya Resmî Tanyug Haberler Ajansının dün gece açıkladığına göre hududun kapatılması için 1 temmuzda emir verilmiştir.
Hududun her iki tarafında arazisi bulunan köylülere kendi topraklarına geçmek İzni de verilmemektedir.
Tanyug Ajansının ve Glas gazetesinin İlâve ettiklerine göre hudut Yu-goslavların Bulgaristandakl hâdiseler hakkında malûmat elde etmelerine mâni olmak İçin kapatılmıştır.
Glas gazetesinin ileri sürdüğüne göre, Bulgarlstandakl Komünist Partisi üyeleri Yugoslavyaya karşı bir cephe alınması ve harp açılması İçin propaganda yapmaktadırlar.
Aynı zamanda hudut bölgelerinde hususî tedbirler alınmakta ve resmî izin almaksızın bir köyden diğer birine gidilmemektedir.
Bakanların
seyahatleri
Ankara, 21 (Hususi) — Maliye Bakanı Halil Ayan ile Çalışma Bakanı Haşan Polatkan Ankaraya gelmişlerdir»
Sağlık Bakanı İstifa etmedi
Anksra, 21 (A.A.) — Sağlık Bakanı Prof. Dr. Nihat Reşat Bel ger’in Kabineden çekildiği veya İstifa ettiği hakkmdakt bazı gazetelerde haberler görülmüştür. Anadolu Ajansı bu haberlerin aslı olmadıkını bildirmeye mezundur. Sağlık Bakanının geçirmiş olduğu rahatsızlık şifa bulmuştur ve kendisi bugünlerde Anka-raya dönmek üzeredir.
Yenl Hatay Valisi vazifesine başladı
İskenderun, 21 (A.A.) — Hatay
Valiliğine tâyin edilen Hikmet KÜm-betlioglu şehrimize gelmiş ve bugün vazifesine başlamak üzere Antakya-ya gitmiştir.
Kırol Leopold’un bugün memleketine dönmesi bekleniyor
Brüks-1. 21 A.A. (LPS) — Belçika Kabinesi tarafından yayınlanan bir beyannamede bildirildiği Üzere Baş bakan, Temsilciler Meclisi Başkanı ve Ayan Meclisi Başkanı bugün Kı-ral Leopold’a, memlekete çağrılması hususunda parlâmentonun kararını bildirmek ve dönüş plânlarını Incala-mek üzere îsviçreye gidecektir.
Beyannamede yarın Kiralın dÖnma» sinin beklenmesi lâzım geldiği bildirilmektedir.
Hıristiyan Sosyalist Partilinin bft. tün üyeleri Kiralın lehinde oy vermişlerdir. Aleyhte hiç oy verilmemi»» se de bütün sosyalistler, komünistler ve bütün liberaller oya müracaat e-dilmeden önce, protesto maksadıyla parlâmento salonunu terketmişlerdiz.
Türk dostu bir Amerikan senatörü memleketimize geliyor
21 (Hususi muhabirimi!
— öğrendiğim Lze rör« senatörlerinden Kay pa-
Ankara, bildiriyor) Amerikan zartesl günü Türklyeyi ziyaret eda.
çektir. Türk dostu olarak tanınan senatör memleketimizde Hükümetin misafiri olarak ikamet edecek ve bir çok bakanlıklarla temaslarda bulunacaktır. Kay’in bu seyahati gayn resmidir.
Zafer Bayramı münasebetiyle 3 seri pul çıkarılacak
Ankara, 21 (Hususî muhabirimi! bildiriyor) — 30 Agustoa Bayramı için 8 seri pul bastırılacaktır. 15. 20 ve 80 kuruşluk olacak olan bu seri pullardan 15 kuruşluklar Atatürk ve Bayarın bir mükâleme pozunu. 20 İlkler 14 Mayıs seçimlerini temsil e-den İhtiyar bir kadının sandığa rey atışını ve 30 kuruşluklar İse Türkiye haritası ve ortasında Atatürkün resmini tesbit etmektedir.
-----İ----------
TAHSİL KUPONU
1 aralık 1950 de çekilecek büyük kuramıza İştirak İçin a-SBgıdaki kuponlardan 90 tane getirerek bir kura numarası a-İHbİlrceksInla.
Tafsilâtını har pazar günkü (YENİ İSTANBUL) da arayı-dil
Yeni İstanbul'un
KUPONI
Tafsilât 4 üncü sayfada
Sayfa 4
YENİ İSTANBUL
22 Temmuz 19M
Dün
olan
nasıl yapılaca
14 ekim 1950
Okuyucuları arasında, Türklyede ilk defa olarak 75.000 liralık eşya hediyesi dağıtımına teşebbüs eden YENİ İSTANBUL, 60 gün neşredilecek kuponların 2 nclslnl bngün 1 İnci sayfanın sol üst köşesinde neşretmiş bulunuyor. Kuponlar her giin neşredilecek ve hepsi sıra numarası takip edecektir. Okuyucularımızdan hediye dağıtımına katılmak Isttycnler Içlıı aşağıdaki izahatı dikkatle okumalarını rica ederiz.
1 — 21 temmuzda başlıyan müsabakamız 60 gün devam edecek ve son kupon 18 eylülde neşredilmiş bulunacaktır.
2 — 18 eylülden sonra 60 kuponu sıra numaraslyle biriktirmiş olan okuyucularımız, 30 eylüle kadar, yani 12 gün zarfında matbaamıza müracaatle kuraya iştirak edecekleri numaraları alacaklardır. Taşrada bulunan YENİ İSTANBUL karileri de matbaamız adresine 60 kuponu 30 eylüle kadar postalamış olacaklardır.
Bu mektuplara okunaklı yaziyle sarih adres ve isim yazılacaktır. Okuyucularımızın kura numaraları matbaamız-ca derhal adreslerine gönderilecektir.
3 — Eksik kuponlara ait gazeteler İdarehanemizden tedarik edilebilir.
4 — Hediye edilecek eşya, gazetemizde ilân olunan firmalarda her zaman görülebilir.
2 noter huzurunda
5 — Biz, bu hediye dağıtımına başlarken, kura gününü de tâyin etmek ve hediye dağıtımını evvelce İlân edeceğimiz günde muhakkak yapmıya karar verdik.
14 Ekim 1950 Cuma
İsmini, bir kaç gün sonra neşredeceğimiz bir sinema salonunda okuyucularımızın hazır bulunabilecekleri kuramız çift noter huzurunda çekilecektir.
Torbalardan birinde, gazetemizde ilân edilen ve önümüzdeki günlerde de peyderpey neşredeceğimiz hediyelerin fişleri bulunacaktır. Diğer torbaya, bu kuraya katılan YENİ İSTANBUL okuyucularının 60 kupon mukabili aldıkları kura numaralarını taşıyan fişler konacaktır.
Hediyelerin tevzii
6 — Istanbulda bulunan okuyucularımız kura çekildikten sonra ilân edeceğimiz günlerde matbaamıza uğrı-yarak hediyelerini bizzat alacaklardır. Okuyucularımızın I-lân edilen tarihten sonra 15 gün zarfında matbaamıza uğ-rıyarak hediyelerini almaları lâzımdır. Anadoluda ve ecnebi memleketlerde bulunan okuyucularımızın hediyeleri tarafımızdan gönderilecektir.
Yeni okuyucularımız için ikinci ve çok büyük bir avantaj
Yeni okuyucularımız İçin aynı zamanda mühim bir a-vantaj daha vardır.
Avrupada 3 sene (10.000 lira), Türkiyede 3 sene (5.000 lira) yüksek tahsil imkânım sağlıyan bu tahsil kurasına girmek İçin gazetemizin üçüncü sahİfesinde neşredilmekte olan kuponlardan 90 tanesini getirerek bir kura numarası almak mümkündür. Bu kuponlar numaralı değildir. 90 tanesi bir defada da alınabilir. Tahsil kurası, gazetemizin neşir tarihi olan 1 aralık 1950 de çekilecektir.
Bu kurada kazananlardan tahsil yapmak Istemiyenler 10.000 veya 5.000 lirayı yüzde yirmi noksaniyle nakden derhal alabileceklerdir.
Aylık kupon alan okuyucularımız İse, başlangıçtan beri olduğu gibi 3 aylık kupon kapaklariyle bir kura numarası alabilirler.
Bu tahsil kuramızdaki 15.000 lirayı da bu çerçeve içine koyarsak, YENİ ISTANBUL’un okuyucularına 90.000 liralık bir avanta| hazırladığı görülebilir.
Yurdun muhtelif yerlerinde gazetemizi zamanında ala-mıyan, veyahut irsalâtta aksaklık gören okuyucularımızın bizi haberdar etmelerini rica ederiz. Gazetemizin en serî vasıta ile kendilerine ulaşmasını temin için her türlü tedbiri seve seve alacağımız tabiidir.
Hicrî 19 5 0 Rumî
Şenli 7 Temmuz 22 TEM. 9
1369 Cumartesi 1366
VAKİT VASATİ EZANİ
Güneş 6.45 9.09
öğle 13.20 4.44
îktndl 17.18 8.42
Akşam 20.35 12.00
Yatsı 22.29 1.54
ImsAk 3.39 7.03
SİNEM ALA R
BEYOĞLU CİHETİ
AHİN 1 — Şehrazadın Dofcu-0Uı 2 — Ölmiven Rüyalar. 3— Öldüren Keman.
ALKAZAB (42562) 1 — Tarza-mn intikamı. 2 — Hacı Murat.
S — Lorel Hardl Kan Kardeşler.
AR (44304) 1 — Rio Aşklan.
2 — Gönülden Gönüle.
ATLAS (40835) 1 — Zoronun
İşareti. 2 — Büyük Vals.
BEŞİKTAŞ B. 1 — Harlov Kumarbazı. 2 — Tatlı Belâlar.
ELHAMRA (43595) 1 — ömre Bedel Kadın. 2 — Kahramanlar Geliyor (türkçe).
İNCİ 1 — Sensiz Olamam. 2— Yeraltı Canavarı.
İPEK (44289) 1 — Afyon Kaçakçıları, 2 — Kanunin» 8o-k&ke
MELEK (44868) 1 — Vahşi Gelin. 2 — Lekeli Hayat.
LALE (43595) 1 — Zafer Ta-
ratan Casus (türkçe). 2 — Vlr-jinlya Kaplanı.
SARAY (41656) 1 — 8 ey tan
Kudreti. 2 — Kahraman Arkadaş.
NVATPARK (88143) 1 — Cezalr Dansözü. 2 — Sevimli Haydutlar, 8 — Tatlı Belalar.
SÜMER (42851) 1 — Londra
Kaleni. 2 — İki Açıkgöz Askerden Dönüyor.
SARK (40380) 1 — Suçsuz
Mahk?m. 2 — Suçsuz Mahkûmun İntikamı.
SIK 1 - ölüm Islığı, 2 — tkl Cingöz Hollyvood'da.
TAKSİM (43191) 1 — Aşk ölme». 2 — Dana îlâheai.
TAN 1 — Yaratılan Vatan. 3 — Çöl Şarkın. 3 — Callfornla Fatihi.
ÜNAL (49306) 1 — Vurun Kahpeye. 2 — Hürriyet Apartmanı. ÜNAL YAZLIK 1 — 1950 Stok-holm GÜreıj Şampiyonası.2 — Şehvet Kurbanı»
YENt 1 — Kahraman Kılavuz.
2 — Lorel-Hardl Kuru Gürültü.
3 — ilâhlar Seviliyor .
YILDIZ (42847) 1 — Sana Tapıyorum. 2 — Kanlı Gölge.
İSTANBUL CİHETİ
ALEMDAR (23683) i — Yılan Kadın. 2 — Prense» ve Konan.
AVSU 1 — Yeşil Yunus Sokağı. 2 — Tabancalar Patlarken.
AZAK (23542) 1 — Zoronun
Kara Kamçını. 2 — DİŞİ Ku§ 8 — Deniz Yıldızları.
ÇEMBERLİTAS 1 — Atom
Fedaüerl. 2 — Eski Dost 3 — Ölüm Yolu.
HALK 1 — Tarzan Ormanlar Kıralı. 3 — Memiş • İSTANBUL (22367) 1 — Kara Konan. 2 — Bağdat Perisi.
KISMET (26654) 1 — Er Meydanı, 2 — Kıvırcık Paça.
MARMARA (23860) 1 — Şöh-
ret ve Para. 2 — Renkli Sürprizler.
MİLLÎ (22962) 1 — Yılan Ka-
dın. 2 — Prenses ve Korsan.
TURAN (22127) 1 — Kleopat-
ra (türkçe). 2 — San Antolno Anlam. 2 — Lorel-Hardl Çifte Kumrular.
YENÎ (Bakırköy 16-126) 1 — Zoronun İşareti. 2—Vatan Haini KADIKÖY CİHETİ
HALE (60112) 1 — Acemi Â-
fltklar. 2 — Renkli Mûclzeler. OPERA (60821) 1 — Harov Kumarbazı. 2 — Ormanlar Hâkimi.
SÜREYYA (60862) 1 — Esir
Kjz (türkçe). 3 — Hayal Peşinde.
ANKARA
ANKARA (23482) 1 — Sinsi
Düşman. 2 — insan Avcısı.
BÜYÜK (15031) Hamlet (türkçe).
CEBECİ (13846) 1 — Son Kahraman. 2 — Şarlo Asker. 3 — Cemile Hurmalar Altında.
PARK (11131) 1 — Gönülden
Yaralar. 2 — Bir Yabancı.
SUS (14071) Kumarbazlar Kı-raliçeaL
SÜMER (14072) Çifte Tehlike (26 kısım birden).
ULUS (22294) 1 — Son Macera. 2 — Ebediyen Yaşanmaz.
YENÎ (14040) LeylAklar Açarken.
GAR GAZİNOSUNDA Italyan Akrobatları.
tZMÎR
ELHAMRA 1 — Brodvvay’a Selâm. 2 — Kanunsuz Sokak. 3— Zafer Âbidesi
LÂLE 1 — Sayılı Kahramanlar. 2 — Altın Küpeler. 3 — Büyük Macera.
TAYYARE 1 — Vicdanın Kadın. 2 — Hortlak Zambl.
TAN 1 — Sayılı Kahramanlar.
2 — Altın Küpeler. 3 — Büyük Macera .
YENÎ SİNEMA 1 — Kanlı Dölek 9 — Hacı Murat Geliyor
3 — Zoronun IşaretL
MELEK 1 — Solan Gül. t — San Kı».
UÇAK - TREN - VAPUR
GELECEK OLAN UÇAKLAR
7.06 P.A.A. (Amerikan) New-York. Boston, Gander, Londra, Brüksel’den. — 7.30 K. L. M. (Holanda) Amsterdam. Komadan. — 9.46 D.H.Y. (Türk) Burmadan. — 9.50 D.H.Y, (Türk) Izmirden. — 14.15 D.H.Y. (Türk) Gaziantep, Adana, Konya, Afyondan. — 16.36 D.H.Y. (Türk) İskenderun, Adana. An karadan. — 16.30 D H.Y. (Türk) Diyarbakır, Elâzıft. Sivas, An-karadan. — 16.45 D.H.Y. (Türk)
Bahkeslrden. — 18.05 D.H Y. (Türk) Izmirden. — 18.35 D.H. Y. (Türk) Ankaradan. — 20.20 P.A.A. (Amerikan) Hongkong Bangkok, Kalkütn» Yeni Delhi, Karagl. Tahran. Basra, Şam. Beyrut’tan. — 31J0 P. A. A, (Amerikan) New-York, Boston, Gander, Londra, Brük-selden.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8.15 P.A.A. (Amerikan) Şam. Beyrut, Basraya. — 8.30 D.H. Y. (Türk) Burs&ya. — 8.80 B. E. A. (Ingiliz) Atina, Roma, NIs, Londraya. — 9.00 K.L.M (Holânda) Tahrana. — 9.30
D. H. Y. (Türk) Ankaraya.
— 10.15 D. H. Y. (Türk) Izmlre. — 10.30 D.H.Y. (Türk) Ankara. Adana, îskenderuna.— 14.45 D.H.Y. (Türk) Ankaraya
— 16.00 D.H.Y. (Türk) Izmlre.
— 21.85 P.A.A. (Amerikan) Brüksel, Londra, Boston, New-York. — 22.10 P.A.A, (Amerikan) Şam, Beyrut, Karajl, Yeni Delhi, Kalküta, Bangkok, Hong-Kong’a.
GELECEK OLAN VAPURLAR
12.30 Sus. Mudanyadon. — 14.00 Antalya, Ayvalıktan. — 19.00 Saadet, İmrozdan. — 22.15 Uludağ, Mudanyadan.
GİDECEK OLAN VAPURLAR
9.00 Uludağ, Mudanyaya.
— 12.00 Ankara, B. Akdenlze.
— 14.00 Trabzon, îzmlre. — 17.00 Marakaz, Mudanyaya. — 20.00 Kadef, Bandırmaya.
GELECEK OLAN TRENLER
7.10 Doğu (Ek».). — 8.30 Ankara (Eksp.). — 9.15 Ankara.
— 16.51 Ankaradan (MotÖrlU Tren).
GİDECEK OLAN TRENLER
18.10 Ankara Ekspresi. —
20.30 Ankara. — 21.10 Güney, e kap.
R A D Y
ANKARA RADYOSU!
7.28 Açılıç ve program. —
7.30 M. 8. Ayan. — 7.81 Martlar (pl). — 7.45 Haberler, —
8.00 Saz eserleri (pl). — 8.15 10 dakika piyano (pl). — 8.25 Günün programı ve hava raponı.
— 8.30 Operetlerden seçme parçalar (pl). — 9.00 Kapanıg.
12.28 Açılı# ve program. —
13.30 M. 8. Ayan. — 12 30 Salon orkestram (pl). — 13.00 Haberler. — 18.15 Klielk »as e-atrlerl. — 13.80 Öğle Gasetesi.
— 18.45 Şarkılar. — 14.00
Brahma - Ra Majör İkinci senfoni (pl), Fellz Welngartuer İdaresinde Londra aenfoni orkestrası. — 14 40 Şen parçalar (pl). — 14.85 Spor haberleri. — 15.00 Kayıp mektupları, hava raporu, akfam programı ve kapanıl,
16.M Açtlif ve program. — 17.00 Çocuk saati. — 18.00 Dana müziği (pl). — 18.30 Müalk sarkılan. — 19.00 M. 8. Ayan ve haberler. — 19.15 Geçmlıjta Bugün. — 19.20 Yurttan sesler. — 19.45 Radyo ile İngilizce. — 20.00 Wala Festival Orkestrası çalıyor (pl). — 20.15 Radyo Gazeteni. — 20 30 Serbest saat. — 20.35 İncesaz (Suzlnnk faslı)—
21.15 Karıçık hafif müzik (pl).
—22.00 Konulma. — 22.15 Şarkılar. — 22.45 M. 8. Ayan ve haberler. — 23.00 Dana orkestralın çalıyor (pl). — 23.30
Program ve kapanif,
İSTANBUL RADYOSUı
12.57 Açılış ve programlar.— 13.00 Haberler. — 13.15 Şarkı v« türküler (pl). — 13.80 Caz müziği (pl). — 13.45 Saz eserleri. şarkı ve türküler. — 14.30 Dans mtlzğll (pl). — 15 00 Ser best saat. — 15.15 Radyo salon orkestrası konseri. — 15.45 Haftanın programı. — 16.00
Programlar ve kapanif.
12.57 Açılif ve programlar.— 18.00 Saa eserleri. — 18.15 Çay aaati (pl). — 19.00 Haborler. —
19.15 İstanbul haberleri. — 19.20 Gençer ve afkadaçlanndan dans müziği. — 19.45 Şarkı ve türküler. — 20.15 Dlpleylcl istekleri (Hafif batı müziği). — 21.00 Serbest »aat. — 21.15 Şarkı ve türküler. — 22.00 Dans orkestralan geçidi (pl). — 22.45 Haberler. — 23.00 Kanfik hafif mllzlk (pl). — 23.30 Dans müziği (pl). — 24.00 Programlar ve kapanıl.
YABANCI RADYOLARDAN
SEÇME YAYINLAR
LONDRAt
7.40 Dinleyici İstekleri. —
10.30 Fred Hartley ve orkestrası. — 11.00 Konçerto. — 16.16 Dinleyici İstekleri. — 17,15
Dans mÜalgl. — 18.15 B B C.
“Wast of England,, hafif orkestrası. — 19.15 Charlle Kum piyanosu. — 23,15 Jack Traln-den varyete müzlftl, — 24.30
Dans müziği.
EMİNÖNtlı fladullah (Eminönü) — Yorgl (Unkapanı) — A-rlf Neşet (Alemdar) — A. Oe-dlkpaşa (Kumkapı).
BEYOĞLU t Klnyoll (Merkez)
— Sıhhat (Merkes) — Kemal Rebul (Taksim) — Fındıklı (Galata) — Tuna (Galata) — Asım Şişil — Nişantaşı (ŞlflB
— Halıcıoglu (Haaköy) — Yeni Turan (Kasımpaşa).
FATİHı üniversite (Şehzade-başı) — Ziya Nuri (Aksaray)
— Nazım Malkoç (Şehremini)
— Edlmekapı (KaragUmrÜk)— Haylm Berk (Fener).
EYÜPı EyÜpsultan, BFŞİKTASı Vldln (Beşiktaş)
— Ortaköy — G. Dlvanliofltı
— Merke» (Bebek).
RADIKÖYı 8ögüüüçeşme (Kadıköy) — Feneryolu — Erenköy — A. Cafer Çağatay. ÜSKÜDARt Selimiye.
HEYBELÎADAı H. Halk. BÜYÜKADAı Halk.
ÎZMÎRt Alsancak — Ege (Basmahane) — Asrt (Eşrefpaşa)
— Karantina (Yalılar) — HllAi (Kemeraltü.
ANKARA: Güray — Hayat — Üniversite.
Soldan safaı
1 — îstanbulun marulu İle meşhur bir yerinde oturan. 2 — Dullar; Kodaman bir hayvan.
8 — Boş mahfaza (İki kelime); Su. 4 — Temas et; Derhal. 5 — Nesne; Şart edatı. 6 — Gelecekte vürut et (İki kelime). 7 — Kararlaştırılarak İmza altına alınan; Sıfat takası. 8 — Kal-hurdan geçirir; Fransıeca sabah. 9 — Bir harfin okunuşu; Ced; İyi. 10 — Hanesine şltap eden (İki kelime).
Yukarıdan »satıl
1 — Vasıl olamama. 3 — Başına B ilavesiyle çürüt; Deniz Yollarının bir vapuru. 3 — A-tatürkten he pöyle kararlar sa-dlr oldu. 4 — Mazfi nakil edatı; Saçlarını düzeltir. 5 — Bir donla vasıtası; Azarnızdan birinin sık sık oynayışına vorllen ad; Bir harfin okunuşu. 6 — Bir millet; Vücudumuzun santrali. 7 — Bir devletin parası. 8 — Fransıaca bir harfin okunuşu. Tersi kasavet; Lezzetine bak. € — Parça; Yertbeyed. 10 — Etrafa duyurulan (İki kelime).
DÜNKÜ BULMACANIN HALLİ
Soldan sat»!
1 — Ufalanarak. 3 — Tarama; Kafa. 8 — Asabi; Akis, 4 — Nlmlı; Î1A 8 — At; 98-klt. 6 — Çakıl. 7 — Ama; Nadir. 8 — Derin; Koza. 9 — A-talareno. 10 — Harakiri.
Yukarıdan asafıı
1 — Utanan adam, t — Fasit; Met. 3 — Zara; Haraç. ♦ — LAbada; Î1A. 6 — Âmil; Nar. 6 — Na; Isın; Ra. 7 — Aui kok. 8 — Ra kik; Donl.
9 — Afili; i»or. 10 — Kasatura.
Beyoğlu 44644 Kadıköy 60872
İstanbul 24222 Üsküdar 60945
Ankara 00, İzmir 2222 Karşıyaka 15055
S I H H î /î- İMDAT
İstanbul Beyoğlu 4l99h
Anadolu yakası 60536
Ankara 91
İzmir 2261
İKİ MACAR GİZLİ POLÎSÎ İFŞA EDİYOR
Kızıl Sahtekârlık Makinesi
lllllllllllllllll ANLATAN ||||||||||||||||! Laszla ve Hanna Sulner
Nw-Tort Hemld Tribün. b« ll||||||||||||||||| ÇEVİREN l|||||||||||||||| eserin Türklyede nefir bakicini YENİ İSTANBUL'* vermiştir.
Behçet Cemal
Manevî tazyik delillerine Kardinalin yazısında sık sık rastlanmakta ve yadıklannı anlamadığı anlaşılmaktadır
— u —
Çimdi M ve B vesikalarını gözden geçirelim. Bu vesikalar, beraber getirdiğim mlkro-fllmden alınmıştır.Fa-kat aynı kopyeler 8an Kitapta da neşredilmiştir. Vesikalar, Kardinalin kendi el yazını He yazdığı İti raf nameden alınmıştır. Bu yazılar, yukarıda ■özü geçen mütehassısın teşhisine tamamen uymaktadır. Cümle sonlarında yazı, tıpkı sendeleyen bir koşucu gibi, İntizamını kaybetmektedir. Bununla beraber, Asap ve adale üzerine tenlr eden maddi azabın sebep olabileceği titrekliklere de tesadüf edilmemektedir. Bununla beraber harfler, a-sabl bir şekilde kesilmekte ve birbirine uymamaktadır. Bu yazı, uyuşmuş ve manen ezilmiş bir şahsiyetin yazısıdır.
Kardinalin bu yazıyı, dikte suretiyle yazdığını ve dimağınım yazdığı kelimeleri hiçbir suretle kaydetmediğini gösteren bariz al&metler mevcuttur. On İki satırda on üç hata mevcuttur. “Allamfo,, kelimesini "allamo-fo,, şeklinde yazmaktadır kİ, türkçede “birinci,, kelimesini “bi-ri-nci„ yazmaya muadildir.
M A nevi tazyik delilleri
Kardinalin, kendisince çok kullanılan kelimeleri veya İbareleri bile anlamadığı göıdllüyor. Katolik kilisesi şefi sıfatlyle Kardinal, İrsen, Ma-carlstanın baş bayraktan unvanını da haiz bulunmaktadır. Fakat “birinde mânasına gelen “elso” yerine, bunu rakamla (1.) şeklinde İfade etmektedir. “Zaszlosura,, mürekkep kelimesindeki “S,, harfini unutarak, kelimeyi İkiye ayırmakta ve “zaszlo”, “ura,, şeklinde yazmaktadır. Bu iki kelimenin mânası “Baş bayraktar” unvanına değil, “Bayrak hâkimi,, unvanına delâlet etmektedir.
“Ottoyu tahta geçirmeyi, sırf, memleketin baş bayraktan sıfatiyle temin edeceğim bütün hususi Imtlyaz-lan kazanmak için tasarlıyordum,, ve “çocukluğrumdan beri, Macar milletinin her türlü demokratik hareketlerine karşı muhalif bulunduğumu iti. raf ederim,, ibarelerini yazan şah-aiyet, İlk tevkif edildiği zaman, kuvvetli ve azimli bir yazı İle bütün it-hamlan reddeden ve bu yazışma dayanarak, polisin İstediği sahte veslkalan tanzim ettiğim şahsiyet değildi. Kardinalin yazısı, şahsiyeti İle birlikte değişmişti.
Tecrübeli her el yazısı mütehassısı ve ruhi hastalıkların el yazısı üzerindeki tesirlerini etüd etmiş olan her tabib buna şehadet edebilir.
Fakat Sovyet Politbürosü İle demirperde gerisindeki şubeleri, bu çeşit teferruata hiç aldırış etmezler. Onlar, geniş halk kütlelerini düşünürler. Maznunun, kendi imzasiyle tasdik edilmiş Itirafnamesl meydandadır. Maksat hasıl olmuş ve perde kapanmıştır. Seyirciler, İkna edilmiştir veya rejisör o kanaattedir.
Firar mektubu
Jlmdl bir de (vesika N) I görüden geçirelim. Bu mektup, Mlndszenty muhakemesinin resmi zabıtlannı İhtiva eden Macar kara kitabında neşredilmiştir. Bu vesikanın, Kardinal tarafından hapiste yazıldığı ve gizilce harice kaçırıldığı İddia edilmektedir. Amerika ElçLsl Selden Chapin’e hitaben yazılmış olan tezkerede, Kardinal, kaçmak İçin bir uçak istemekte ve kendisini kaçıracak olan pilota 4000 dolar vadetmektedlr. Vesika, mahkemeye, Kardinal İle Chapln’ln aynı gayeleri güttüğünü göstermek l-çln İbraz edilmişti.
Vesikanın muhtevası o kadar gariptir kİ, her tarafta ve bilhassa A-merikada; yazının sahte olduğu kanaati hasıl oldu. Bu vesikayı ben taklit etmediğim gibi, polis mehaftllnde de böyle bir taklit vesikanın tanzim edildiğini de duymadım. Vesikayı karımla beraber tetkik ettik ve bunun Kardinal tarafından yazıldığına kanaat getirdik.
Bunu kısmen izah edebilirim. Bu vesika, itirafnameyi yazan şahıs tarafından kaleme alınmıştır. Bu şahsın ruhî ahvali, şiddetli bir tazyik altında idi.
Kardinalin aklî melekesi olsa (dİ, ne Amerikan elçisine böyle bir tezkere yazar ne de elçinin kendisini komünist zindanından kurtarabileceğini zannederdi. Halbuki uyuşturulduktan ve bilhassa yeniden İlâç verildikten sonra, hariçten gizli bir habercinin gelip kendisini gördüğüne zâhlp olabilirdi. Veyahut da, kendisine dikte e-dllen bir ibareyi, ne olduğunu bilmeden dahi, otomatik olarak yazmış da olabilirdi. Her İki mütalâa da varid-dlr ve vesika N bu auretle, Moskova-nın emriyle Macar komünistlerinin ihtimamla oynadıkları oyunda yer almış bulunmaktadır.
Bu suretle vesika N de, komünist zindanından kaçmak İçin Amerikan elçisine tezkere gönderen İle Itlr&fna-meyi yazanın aynı olduğunu, açıkça göstermektedir. Bu yazılar, Kardinal Mlndszenty tarafından yazılmıştır. Fakat, ruhan Kardinal Mlndszenty çoktan yok olmuştu. Kardinalin İdrak hassası ve iradesi ela geçirilmiş vo mahbus artık zindancının iradesine ram olmuştu.
Ma cari s tan ilan kaçış
Kardinal Mindszenty’nln muhakemesi, 3 şubat 1949 salı günü başlayacaktı. Mahkeme savcısı Martin
Bodonyi. dâvayı reddetmiş ve yerine Komünist Partisi Kontrol Bürosu Şefi Jullus Alapy tâyin edilmişti. Moskova Polis Akademisi mezunlarından olan sorgu hâkimi Pavel Kot-lof, dosyayı İşte bu savcıya tevdi etmişti. Biz 1 şubatta kaçmaya karar vermişken bütün işlerimiz ters gitmişti.
Kardinalin tevfîklflnden evvel firar etmek için girtştlğimlz teşebbüsler, Hanna’nın annesini memleket dışına çıkarabilmek İçin sarfettlğlmlz gayretler yüzünden gecikmiş ve bizi, pasaport verdtrebllecek tek makam o-lan Cumhurbaşkanına müracaat etmek zorunda bırakmıştı. Amerikan Elçlgğl de, Bayan Flshoff’un Ameri-kada, Panamerlcan’ın New-York şubesinde çalışan oğlunu ziyaret mak-sadiyle Amerikaya gitmesi için vize vereceğini vadetmîştl. Nihayet Cumhurbaşkanlığı hususî kalemi, 22 ocak, ta, pasaportu bir haftaya kadar alabileceğimizi bildirdi.
O sırada. Kardinalin itirafta bulunduğunu haber aldım. 23 ocakta, amirim olan Binbaşı Horvath’a telefon ederek, el yazısı tahlilini görmek için müsaade İstedim. Horvath, Kardinal Mlndszenty meselesi hakkında, bütün dünyaya yayılmak üzere bir san kitap hazırlayan İçişleri Bakanlığı Matbuat Bürosu İle temasa geçmemi tavsiye etti. Matbuat Bürosuna başvurunca, tetkik edilmek üzere üç saat için bir foto-kopi verebileceklerini söylediler. Odacı İle gönderilen fotokopinin hemen bir kopyeslnl çektim ▼e bu suretle memleket dışına çıkaracağım vesikalar serisini tamamlamış oldum.
Gecikmeler
80 ocakta pasaportun hazır olduğu bildirildi. Hanna İle birlikte hemen pasaport şubesine giderek kayınvalidemin pasaportunu aldık ve oradan da Amerikan Elçiliğine koştuk. Fakat burada da yeniden işler karıştı.
Bizi gizli olarak huduttan geçirecek dostlarımıza, 1 şubatta hazır ola-
HİKÂYE |
Bir yılbaşı hediyesi
Yazan : O. Henry
BİR dolar sekaan yedi sent Hepsi bu kadardı. Bunun altmış «entl bozuk para olarak penilerden ibaretti. Della, bu penileri, bakkal, kasap ve zerzevatçıdan alışveriş ederken, onları çileden çıkaracak derecede sıkı pazarlık ederek hesaptan kestiği birer İkişer ufaklıktan meydana getirmişti. Bir dolar, seksen yedi sent Tam üç defa saydı. O kadardı. Fazla değildi. Ertesi gün yılbaşı idi. Eski küçük kanapeye kapa* nıp hüngür hüngür ağlamaktan başka çare yoktu, işte Della da bunu yaptı.
Evin hanımı, yavaş yavaş teessürünü yatıştıradursun biz eve bir göz atalım. Haftada sekiz dolara möble bir daire. Tamamen çıplak olmamakla beraber mevcut eşyalar devirlerini tamamlamış eski püskü şeylerdi. Aşağı katta bir posta kutusu vardı. Hiç mektup gelmediği İçin dalma boş dururdu. Daire zilini çalmak İçin elek-trik düğmesi vardı. Buna bir kol elini değdirmemlşti. Maamafih bunun yanında Mr. James Dilllng-ham Young yazılı bir kart duruyordu.
Dllllnzham'lan bir talihsizlik s-seri erkeğin haftada otuz dolar kazandığı refah devrinden bu sıkıntılı hayata sürüklemişti. Simdi haftalık gelir yirmi dolara düşünce Dilllngham adını meydana getiren harfler de sanki ailenin bugünkü durumuna uygun olarak küçülmeyi ve mütevazı olmayı ciddi olarak düşünmüşler gibi â-deta büzülmüşlerdi. Fakat Mr. James D. Young gelip yukarı kattaki dairesine çıktığı zaman, biraz evvel size Della olarak tanıtılan Mİ ona sadece Jim der ve onu bol sevgi ile okşar, her şeyi unuttururdu.
Deha bir müddet ağladıktan sonra sustu. Yanaklarını pudraladı. Pencerenin önünde durdu, Üz. gün üzgün dışarıya baktı. Bir kedi, bir bahçe duvarının üzerinde duruyordu. Ona, kedinin de, duvarın da» bahçenin de rengi »anki gri İmiş gibi loş göründü. Ertesi günü yılbaşı İdi. Jim'e hediye alabilmek için topu topu bir dolar aeksen yedi senti vardı. Ona güzel bir şey alabilmek hayali İle saatlerce oyalanmıştı. Alacağı şey güzel, nadir görülen ve Jlm’ln şerefi Île uygun, ve değerli bir şey olmalı İdL
Odanın Ikl penceresi arasında bir boy aynası vardı. Belki de haf. tada sekiz dolara kiralanan bir a-partman dairesinde boy aynası görmüşsün üzdür, pek zayıf ve çevik bir İnsan, bu dar ve usun aynada kendisi hakkında tam olmasa bile şöyle böyle bir fikir e-dlneblllr. Della da zayıf, uzun boylu İdL Kendisini aynada İyi görebilmek maharetini elde etmişti.
Birdenbire pencerenin önünden fırladı, aynanın karşısına geçti.
cağımızı bildirmiştik. Vizenin gerilemesi üzerine, onlara da, firarımızın geri kaldığını bildirmek icap etti. Firar günü olarak 8 veya 7 şubat tarihi tesblt edildi.
Bu. son gecikme, bizim için bilhassa tehlikeli İdi. Çünkü, firarımızın en tehlikeli ve nazik teşebbüsüne geçmiş bulunuyordum. Cinai polis laboratu-vanndan el yazısı mütehassısı Laszlo Sulner‘ln, hudut polisi ve bazı ordu subayları aleyhine yazılmış İmzasız ihbar mektuplarını mahallen tetkik etmek Üzere, Avusturya-Macar hududu üzerindeki Szentgotthard’a gönderilmesini İsteyen, sahte bir mektup tanzim etmiştim. Mektup, mahallî polis tarafından yazılmıştı. Askerî mahkemelerin el yazısı eksperini de beraber götürebilmek için, İşe orduyu da karıştırdım. Halbuki, askeri mahkemeler eksperi de karım Hanna Sulner İdL
Mahkemede
2 şubatta İşler büsbütün kötüleşti. Kardinalin muhakemesinde hazır bulunmak üzere emir almıştık. Böyle bir emir hiç beklemiyorduk ve mânasını da bir türlü anlayamadık. Lab*-ratuvanma giderek, bu emrin ne beple verildiğini öğrenmek üzere, sağa sola telefon etmeye başladım. Nihayet, batı devletlerinin, mahkemede temsil edilmek talebinde bulunduklarını ve bu itibarla bizim de İfademize müracaat lüzumunun hasıl olabileceğini Öğrendim. Ertesi gün emir geri alındı. Hükümet, batılı devletleri* talebini reddetmişti.
Çimdi artık İşimiz yoluna gtrmie gibi İdi. Amerikan sefareti, kayınvalidemin vizesini 8 şubatta verdi. Aa kert mahkemeler mütehassısı Hanna Flschoff (yani karım) ile birlikte hu. duda kadar gitmek için lüzumlu emir cebimde İdi. Mikro-film tamamlanmıştı ve ertesi gün, 4 şubatta, filmi memleket dışına kaçıracak olan ajana teslim edildi. Huduttaki firar ma* hallinde 6 şubatta bulunacaktık-
fDevamı varj
Çeviren : Bedriye Şanda gözleri parıl parıl parlıyordu. Fa-kat bir kaç dakika içinde çehresi solmuştu. Hemen saçlarını çözdü, omuzlarından aşağı boylu boyuna sarkıttı. James Dilllngham Young-lann sahip oldukları iki kıymetli şey vardı kİ bunlarla kan koca ayn ayn gururlanırlardı. Bunlardan biri, Jim’lenn dedesinden babasına, babasından da kendisine miras kalan bir altın saat, ötekide Della'nın saçı idi. Della’ya bu »a-çı bir kıraliçenln mücevherlerinden, Jim’e de saati bir kiralın hâzinesinden daha kıymetli gelirdi.
Çimdi, Della’nın »açlan, bir şelâle gibi dalgalanarak ve parlıya-rak omuzlarından aşağı döküldü. Dizlerinin boyunu aşıyordu. Yayıldığı zaman da âdeta bütün vüou-dünü kaplıyan bir elbise gibi duruyordu. Birdenbire, asabiyetle saçlarını tekrar topladı, düzeltti. Bir an durakladı, hareketsiz kaldı. O esnada gözlerinden akan bir İki damla yaş. yerdeki eski kırmızı seccadeye damladı. Eakl kahverengi ceketini üzerine, eakl kahverengi şapkasını başına geçIrdL Etekelrlnl savurarak, gözleri par-lıyarak evden fırladı. Merdivenlerden âdeta yuvarlanarak İndi, sokağa çıktı. “Her çeşit saç: Mme Sofronle., tabelâlı kapının önünde durdu. Bir kat yukarı çıktı. Kafes nefese İdL Kendini topladı. Madam Sofronle. iri yan, fazla beyaz, soğuk ve sert bir kadındı. Della sordu:
— 9açımı alır mısınız?
Madam:
— Şapkanı çıkar da nasıl olduğunu bir görelim, cevabını verdi
Della, şapkasını çıkardı. Kahverengi saçları, omuzlarından aşağı dalga dalga döküldü. Madam tecrübeli eliyle saçı tartarak;
— Yedi dolarl
Deyince, Della:
— Çabuk ver!
Dedi. Parayı aldı. Hemen oradan fırladı. Yeni bir ümidin kanatlarına takılarak Adeta uçtu. Jim’e hediye almak için dükkân dükkân dolaştı. Nihayet aradığını buldu. Sanki sırf Jlm için yapılmıştı. Dükkânların hiç birinde buna benzeri yoktu. Hepalni altüst etmişti. Bu, pl&tln bir cep saati zinciri Idl. Çekli itibariyle sade İdL 91181ü püslü değildi. Her halde olduğu gibi, değeri gösterişi ile de-ğil, yapıldığı madenin cinainden anlaşılıyordu. Bunu görür görme» Jim’e lâyık buldu. Çünkü tıpkı o-na benziyordu. Sükûnet, değer. Bu İki kelime, İkisine de şamildi. Yirmi bir dolarını bıraktı. Zinciri al dl. Geri kalan seksen yedi sentle nefes nefese eve koştu. Artık Jlm. bu saati taktıktan sonra, her hangi bir İş yerinde bulunduğu vakit, alnını gere gere saatini çıkarıp bakabilirdi. O azametli saatine zincir yerine kayış taktığı için bakmak İstediği zaman meydana çıkaramaz hırsızlama bakardı.
(Devamı var)
OT Temmuz 1950
Y ® N f îl T AKB VB
Bayta 8
GÜNÜN EKONOMİK HAREKETLERİ
İhraç mallarımızın fiyatları
HaUb Edib-Törelıan
Avrupada bulunduğumuzdan İstifade ederek memleket mallarının satış İmkânlarını tekrar tetkik etmeyi münasip gördük. Bu vesile İle memleketimizin mallarını tanıyan ve oununla bîr hayli !ş yapmış olan muhtelif firmalarla temas ettik. Cümlesinden i-gittiğimiz söz. memleketimizle tekrar münasebet tesis etmek ve mallarımızla alış veriş yapmak arzulandır. Ancak şikâyet ettikleri bazı mühim nok-talar vardır. Bunlardan birincisi mallarımızın pahalı olmasıdır. Vaktiyle klering ve takas gibi »âhiri bazı sebeplerle mallarımızı pahalıya satmak İmkânları vardı. Bunun memleket hesabına bir bahtiyarlık olmadığını ve hakikatte bu pahalı fiyatı ödeyenin yine Türk iktisadiyatı olduğunu hâdiseler göstermiştir. Şimdi bu vaziyetler mevcut olmadığı gibi bunlann avdeti de şüphesiz ki. istenilecek bir şey değildir. O halde Türk mallarının satılabilmeğini sağlamak ve dalma artacak bir ihracat yekûnu elde edebilmek İçin fiyatlarımızın ucuzlaması sebeplerini aramak ve temin etmekliğimiz lâzımdır.
Şimdi yeni hükümetin hayatı uçuklaştırmaya matuf bazı tedbirlerinin, İstihsali de uçuklaştıracağını kuvvetle tahmin ediyoruz. Biz memleketimizde hayat standardının yüksek olmasını ve bizim köylülerimizin de müreffeh yaşamalarını çok arzu ettiğimiz halde bugün onlann hayat ve geçinme vaziyetlerinin çok düşük olduğunu i-Uraf etmek mecburiyetindeyiz. Buna rağmen bizdeki İstihsalin pahalılığı ve ihraç yerine gelinceye kadar daha >ok pahalılaşması keyfiyeti, üzerinde durulacak mühim noktadır. Köylü ve hattâ orta çiftçi ile büyük çiftlik sahiplerimizin hakiki bir kalkülasyona mâlik olduklarını ve kâr ile sararlarının ne olduğunu hesapladıklarını sanrı etmiyoruz. Fakat bariz olarak am bir netice görüyoruz ki, hiç de memnuniyet verici değildir. Çünkü müstahsilin hakikî bir kâr temin etmemesi ve bu suretle her sene malî vaziyetinin dalma biraz daha fenalaşması ona istihsalini arttırmak İçin İmkân vermemektedir. Bu hal Istihsa. lin kalite ve maliyetine fena tesirler yapmakta ve hakikî bir fiyat sedyesinin teessüs etmesine mâni olmaktadır. Bize Öyle geliyor ki, devletçi olduğunu dalma tekrar eden ve bununla İftihar eden eski hükümetin devletçiliği fabrika cihetinden tutmı-yarak yol yapmaya hasretmesi çok muvafık olur ve o zaman daha bol ve ucuz nakledilecek mallarımızın nerelerde kullanılması imkânı olduğunu düşünmek daha doğru olabilirdi. Her halde şimdi memleketin iktisatça kalkınması İçin istihsal İmkânlarımızı arttırmak İcap etmektedir. Biz bu hususta en mühim noktanın yol olduğunu görmekteyiz. Memleketimizde »on yirmi beş sene zarfında bir çok yolların yapılmış olduğunu biliyoruz. Fakat bunlann pek çoğunda iktisadi bir gaye takip edilmemiş olduğunu ve yapıldıkları zamandan kısa bir müddet sonra harap olduklannı da biliyoruz, istihsal yerlerimizi birbirine bağlamadıkça hakikî bir istihsal poli. tlkası takip etmekliğimize imkân bu-lunamıyacaktır. Onun için şimdiki hükümetten zor dah| olsa bilhassa yol İşine büyük bir ehemmiyet vermesini iktisadiyatımız adına ehemmiyetle istemekte haklıyız. Bilhassa devlet nakliye vasıtalarının bu malları çok ucuza taşıması istihsalimizin ucuzlaşması İçin çok lüzumlu bir İştir. Devlet elinde bulunan demlryollarly-le vapurların gayesi ticarî İş görmek değil, memleket umumî menfaatlerine hizmet etmektir. Bunlann maliyet hesaplan ne olursa olsun nakliye î-şlmlzl çok ucuza yapmaları fiyatlarımız üzerine büyük tesirler yapacaktır. Herhalde bu İki mühim nakliye vasıtamızın bilhassa bundan sonra memleket iktisadiyatı İçin faal ve faydalı bir duruma geçirilmesi İktiza •der. Herhangi bir istihsal bölgemiz
den ihraç iskelelerimize kadar nakliye masraflarımızın çok defa Avrupa Umanlarına kadar olan ücretten fazla olduğunu düşünecek olursak artık rekabet etmek hususundaki bütün gayretlerimizin boşa gittiğini görürüz.
Mallarımızın ucuzlaştırabilmesi l-çln İstihsal masrafı üzerinde büyük bir tesiri olan sermaye temini İşinin de artık yeni bir şekil alması icabeder Bu hususta bilhassa Ziraat. Bankamızın uhdesine büyük vazifeler düşmektedir. Ufak müstahsilin para temini işi basit bir hale getirilmek lâzım geldiği gibi faizin de çok ucuz olması lâzımdır. Bugün memleketimizde ucuz telâkki edilen para faisi başka memleketlere nazaran çok pahalıdır. Ziraat Bankamız bilhassa beynelmilel bankAİar ve Amerika ile işbirliği sayesinde bu parayı bulur ve bunu müstahsile sırf istihsali arttırmak için verebilirse istihsal maliyetimizin ineceğini kuvvetle ümit •-debillriı.
Topraklarımızın kuvvetlendirilmesi, köylü seviyesinin yükselmesi vs toprakta makine kullanılması gibi şeylerin istihsal üzerine büyük tesirleri olacaktır. Bunlann tatbikatına geçilmiş olduğunu görmekle memnun oluyoruz. Fakat neticelerinin zamana mütevakkıf olduğunu da biliyoruz. Şimdi bizim için yeni ihraç mevsimine girmek üzere olduğumuz şu zamanda ilk yapılacak işlerin derhal icrasına geçmek zarureti vardır. Bunlan da İhracatımıza engel olan m an lal an kaldırmakta ve bilhassa ihracatçıya ucuz kredi vermekte ve nakliye ücretlerimizi derhal uçuklaştırmakta buluyoruz.
Biz ihraç mallanmızın satılmaması hususunda bir endişeye malik değiliz. Avrupanın bir çok yerlerinde eski pazarlarımızı elde etmek ve bir de yenilerini temin etmekliğimiz İmkân-lan mevcuttur. Fakat ilk İş olarak mallanmızın dünya fiyatına uygun düşmesi ve satış için daha pahalı olmaması lâzımdır. Çünkü artık hiçbir memleketin diğerinden dostluk veya mecburiyet neticesi olarak mal almak ihtiyacı kalmamıştır. Serbest iktisadiyat artık alıcı İle satıcıyı karşı karşıya geçirmiştir. Satıcı hangi memlekette daha iyi bir fiyat bulursa oraya satacağı gibi alıcının arzusu da ucuz bulduğu yerden ihtiyacını temin etmektir. Onun İçin mal fiyat!arımızın hiç bir suretle pahalı olmamasına dikkat etmek ve buna sebebiyet veren şeyleri ortadan kaldırmak yalnız bugünkü iktisadiyatımıza hizmet etml-yecek, aynı zamanda yarının istihsal bolluğunu ve büyük bir ihraç memleketi olmaklığımızı da »ağlıyacak-tır.
Kalkınma Bankasının bir temsilcisi Türkiyeye geliyor .Milletlerarası Kalkınma Bankası Temsilcisi Mr. William'ın hafta içinde yurdumuza gelmesi beklenmektedir. Ticaret Odasınca verilen malûmata göre, temsilci Ankara ve tstanbulda da bej gün kadar kalacak, bu müddet zarfında, burada kurulan Sanayi Kalkınma Bankaaının kurulusu hakkında alâkadarlardan İzahat alacaktır.
Yugoslavyo ve Çekoslovakya İzmir Fuarına iştirak ediyor
İzmir 21 (Hususi) — Fuarda bü-ytlk tçtlrakler İçin tek yer kalmamış ve bütün pavyonların tahsisi yapılmıştır. Ancak küçük İştirakler 1. çln kalan bazı mahdut yerler de ay sonuna kadar kapanmış olacaktır.
Dikkati çeken bir hususiyet bu yıl Yugoslavyanın ve Çeklerin İzmir Fu-anna verdikleri önemdir. İzmir Fuarında Yugoslavya Hükümetine 42.800 dolarlık satış hakkı tanınmıştır.
Amerikada eşya fiatları
yükselmeye başladı
Gıda maddeleri fiyatları yükseldi — Un, petrol, çelik fiyatları arttı — Kadınlar, Nylon çorabı spekülâsyonu yapıyorlar
tVashington. 21 (YÎR3) — Tnı-manın, vurgunculuk ve İstifçilik yapılmamasını, aksi takdirde vesika ve flat kontrolü usulüne başvurulacağını söylemesi üzerine, İleri gelen İş •damlan da bu sözleri kuvvetle teyit etmişlerdir. Demokrat âzalardan Senatör Glllete, yakında bir ta-nm komitesinin vakitsiz ve haksız yere yükselen yiyecek ftatlerlnl tetkik edeceğini bildirmiştir. Senatör, •özlerine devam ederek, Kore harbine yardım edildiğinden beri fiat-lerde muazzam bir yükselme kaydedildiğini söylemiştir. Gıda maddelerinden başka, petrol ve çelik endüstrisinde de flatler fırlamıştır. Lou. slanadakl fırıncılar ekmek flatlerl-nl arttırmışlardır. Fınncılar, buna sebep olarak, un flatlerinln yükseldiğini ileri sürmüşlerdir. Kentucky*-dekl Standart Oll Kumpanyası da gazolinin toptan flatlnl galon başına bir sentin dörtte biri kadar arttırmış ve Pennsylvanîa tasfiye edilmemiş petrol yağı flatlerl de varil başına, bu sene üçüncü defa olarak. 41 sent artmıştır. Pittsburg çelik şirketinde dİ. kişslz çelik mftmullerinln flatlerl libre başına bir çeyrek iken yanm sent olmuştur. Birleşik Amerika Toptancılar Birliği «v kadınlarına istifçilik yapmamalarını, aksi takdirde muvakkat kıtlık olacağını bildirmiştir. Chicago Eyaleti Konseyi bir kaç zaman için talebi karşılıyacak istihlâk maddeleri olduğunu söylemiştir. Ticaret Odası Azalanna, eşya stoku yapıp flatlerl yükselteceklerine, İşle.
Tütüncülük
Kongresi
tzmlr 21 (Hususî) — 10 ağustos perşembe günü Ankarada Ekonomi ve Ticaret Bakanlığında top!anac(k Tütüncüler Kongresi için büyük hazırlıklar başlamıştır. Kongreye Eğeden Ö0 kadar temsilci iştirak edecektir. İlmî olmaktan ziyade tütünle alâkalı acele mevzuları müzakere etmek üzere hazırlanan bu toplantıda ele alınacak mevzuİAr şunlardır:
1 — Tütün piyasasının en geç aralık ayının ilk haftasında açılması.
2 — Tütün Tanm Satış Koopera-
tifleri kurulması hakkında prensip karan verilmsei. ,
3 — Tütün kredilerinin müstahsil ve tüccar İçin daha tatminkâr şartlar altında verilmesi.
4 — Tütünlerimizin dış pazarlarda sürümünü temin edecek tedbirlerin müzakeresi.
5 —: (Tekel) leketln muvazi
« —
küm gösteren tütün yüzdebeşlerinin bankada tahakkuk eden faizleri ek. lenmek suretiyle müstahsillere el hakkında bir karar sureti ması.
7 — Tütün yüzde beşlerinden
küm eden paradan bir kısmının, Türk tütünlerini tanıtmak üzere propaganda masrafı olarak muhafazası ve bu para ile bütün müşteri memleketlerde Türk tütününü tanıtacak neşriyat yaptırılması.
Tütün istihsal politikasının zaviyesinden ziyade mem-umıımî ekonomi politikasına bir şekilde tesbltL.
40 milyon liralık bir tera-
lade-alın-
tera-
rina devam «tmel erini tavsiye «t-m İştir.
Chloagodan bildirildiğine göre, çorap fabrikatörleri ve perakendeciler, kadınlaruı çorap mağazalarına üşüşüp normalden fazla miktarda nylon çorap aldıklarını söylemişlerdir. 1942-1943 ten kalma nylon çorapların bile müşterisi çıkmış ve Kore harbi
★ ★ ★
Fiyat artışı Türkiyeye de tesir etmeğe başladı
Birçok mal fiyatlarında yükselme gözüküyor Bilhassa kauçuk ve kalay fiyatları yükseldi
Kore savaşlarının neticesi olarak dünya piyasalarında muhtelif maddelerin fiyatlarında yükselmeler olduğu yazılmıştı. Dünya piyasalarındaki bu fiyat yükselmeleri, piyasamıza da tesir yapmaktadır. Evvelce yazdığımız gibi, kalay, kauçuk, yün, fiyatlarındaki yükselmeler üzerine, şehrimiz piyasasında bu maddelerin fiyatları yükselmişti, son günlerde
Ticaret Bakanının beyanatı Izmirde iyi karşılanmadı
İzmir 21 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Ticaret Bakanının dünkü “Yeni İstanbul,, dakl beyanatı dış ticaret işlerinde vuruhun ve İstikrarın lüzumuna İnanmış olanları ta-lAşa eevketmlştlr. üzümün ve incirin herhangi bir himayeye mazhar ol-mıyacağını söyliven Bakan, liberasyon sistemi hakkmdaki İzahatında müphem cümleler kullanmıştır. Öte yandan ihracatçılara bırakılacağı anlaşılan yüzde 30 ların hayat pahalılığına sebep olacağı, bir kısım ihraç maddeleri yeni rejimde himayeye mazhar olurken bir kısım maddelerin himaye dışında bırakılmakta olduğu İnancını uyandırmıştır. Eğer vaziyet böyle olacaksa yeni ticaret rejiminin 7 eylül kararlarından beter neticelere memleketi sürükllyeceği ve hoşnutsuzluklar yaratacağı partili, partisiz bir çok tacirler tarafından beyan edilmekte, lvicaçlı ve çok taraflı bir İhracat rejiminden yeni hükümetin tevakki edeceği ümidi izhar edil mektedir. İntiha şudur kİ, Adnan Menderes kabinesi bu hafta sonunda yeni ticaret rejimini acele bir karara bAğlamak Istemiyecektlr. Çünkü bıı konuda alınacak acele bir kararın memleketi büyük ve telâfisi imkânsız zararlarla karşı karşıya bırakacağı belirtilmektedir. Esasen yüzde 30 ların lâfı edilir edilmez İlk reaksiyon pamukta görülmüş ve pamuk fiyatları memleket içinde tek kilosu İstihlâk edilemlyecek şekilde baş döndürücü bir süratle yükselmiş ve beynelmilel pamuk piyasasını çoktan geride bırakmıştır. Yalnız bu misal bile hükümetin yüzde 80 1ar bahsinde bir hayli düşünce zamanı lstlyeceğlne delil sayılıyor.
başladığından beri 2000 çift çorap satılmış ve hattâ mağazalardan birinde bir kişinin Ö0 çift çorap aldığı görülmüştür. Frank Andrea, Andrea Şirketinin Reisi, bütün gayretlere rağmen, televizyon setlerinin azal», cağını çünkü elektronik kısımların askerî hizmette kullanılacağını söylemiştir.
piyasada kauçuğun kilosu 260 kuruşa kadar yükselmiştir. Bîr ay evvel fiyat 135 kuruştu.
Piyasaya gelen haberlere göre. Birleşik Amerikada kauçuk fiyatları yükselmeye mütemayildir. Bu fiyat yükselişi henüz otomobil, kamyon lâstiklerine intikal etmemiştir.
Kauçuktan başka, ham deri fiyatlarının da yükseldiği Cenubî Ameri-kadan piyasamıza gelen haberlerden anlaşılmaktadır.
Alınan bir habere göre, Arjantin ham deri fiyatlarına yüzde 20 nispetinde bir zam yapmıştır. Kalaya gelince, “Borsa ve piyasa,, sütununda yabancı borsalar» alt haberlerde kaydettiğimiz gibi, New-York borsa-sında kalayın libresi, 84 sentten 92 sente çıkmıştır. Londradan piyasamıza gelen telgraflara göre. Londra-nın Metal Bordasında kalayın tonu 730 »terllnge kadar yükselmiştir. Halbuki temmuz başında fiyat, 615 sterlingdl. Piyasamıza dünya yün fiyatlarının da yükseldiğine dair haberler gelmektedir. Buna muvazi olarak Ingiliz yünlü kumaş fiyatlarında şimdiki halde yüzde on beş nispetinde bir fiyAt yükselişi olduğu anlaşılmaktadır.
Çelik ve demir fiyatlarında da yükseliş devam etmektedir. Fiyat yükselişinden bnşka ban Amerikan çelik fabrikaları, siparişleri geç teslim edeceklerine dAİr, piyasamızdaki ithalâtçılara mektuplar yazmaktadırlar.
Milletlerarası kalay konferansı toplanacak New.York (Hususî) — Wa-shlngton’un iyi haber alan mahallinden öğrenildiğine göre, ö-nümüzdekl bir kaç ay içLrıde milletlerarası bir kalay konferansı toplanması çok muhtemeldir. Bahsi geçen konferans Birleşmiş Milletlerin Sosyal ve Ekonomik Konseyi tarafından toplantıya çağırılacak ve geçen ay La Haye'da toplanmış olan Kalay Etüd Grupu tarafından da desteklenecektir.
Amerika, iktisadi kudretini arttırmak zorundadır
TRUMAN’IN İKTİSADÎ RAPORU
Başkan Truman, iktisadi sahada alınması lâzım gelen kararları anlattı
l
Wa»hington (Hususî) — Başkan Truman'ın Kore meselost münasebetiyle Konareye gönderdiği mesajın iktisadi kısmı çok alâka vericidir.
Amerikan iktisadiyatının yeni şartlara göre ayarlanması lâzım geldiğini söyleyen Truman demiştir ki:
“Bütün yapacağımı» İş, emnlyetlml-sin esasını teşkil »den iktisadi kudretimizin aksamadan İnkişafını temindir.
İktisadiyatımı» muazzam bir istihsal kudretine maliktir. Hâlen istihsalimizin ve hizmetlerimizin kıymeti yılda 270 milyar dolar civarındadır. Bu miktar 1939 yılına alt rakama nazaran 100 milyarı aşan bir fazlalık göstermektedir. Bu seviye geçen seneden 13 milyar, 1948 den İse 8 milyar dolar daha yüksektir. Zikrettiğim rakamlar fiyat değişmelerine göre ayarlanmış olduğu İçin hakikî verimi İfade etmektedir. Stınayl istihsali indeksimiz geçen sene vasatisinden yüzde 12 ve 1939 vasatisinden yüzde 81 fazlası İle 197 dlr. Sivil hizmetlerde çalışanların sayısı 1939 dakinden 16 milyon fazlası ile 61 1/2 milyondur. Harp içinde en yüksek İstihsal yılı olan 1944 ten 11 milyon ton daha fazla çelik istihsal etmekteyiz. Elektrik enerjisi istihsali 3939 da 128 milyar kilovvatt saat İken, 1944 te 228 milyara şimdi ise 317 milyar kllowatt saate yükselmiştir. Gıda maddeleri istihsali harpten Öncekinden üç misli fazla olduğu gibi harp yıllarında yabancı memleketlere külliyetli miktarda gıda maddeleri gönderdiğimi» zamanlardan da yüksektir.
İktisadiyatımızın istihsal kudreti de çok yüksektir. Hâlen tam olarak istifade edilmeyen işçilerimizi ve tesisatımızı kullanarak bu sahada derhal bir yükselme elde edebiliri» ve gittikçe çoğalan nüfusumuzun artan kabiliyetini, fabrikaların genişlemesinden mütevellit istihsal fazlalığını, yeni keşifleri v« daha verimli istihsal metotlarını kullanarak senelik İstihsalimizi her yıl arttırmakta devam edebiliriz. Bu muazzam İktisadî kudretle ve yeni ve zarurî programlarla İktisadî kabiliyetimizin, karşılaşılacak bütün güçlükleri yeneceğine güvenilebilir. Bununla beraber askerî gayeler için lâzım olan ihtiyaçların vüsatini tahmin edebiliriz. Çok üstün seviyede çAÎışan bir ekonomi sistemi iktisadi kaynaklara geniş ve yeni İstikametler verilmesini İcap ettirir.
Bazı malzemelere olan ihtiyaç, Kore h&dİHesinIn inkişafından daha önce hissedilmişti. Meselâ çelik sanayii düşük bir istihsal seviyesinde çalışıyor ve piyasa ihtiyaçlarını bile karşılaya-mıyordu. Kore tecavüzü başlamadan evvel bazı inşaat malzemesi ve mu-ayyen bıızı maddeler az miktarda istihsal ediliyor ve fiyatlar yükseliyordu. Aökerl imalâtın esaslı olarak sü-r&tlendlrllmesl hu eksiklikleri karşılayacaktır. Millî Savunma ihtiyaçlarından olan malzeme ve teçhizatın gecikmeden temini ve eksikliklerin tamamlanması için gerekli tedbirler alınmalıdır.
Diğer taraftan, sivil ihtiyaçlar İçin lâzım gelen tahsisata eklenince askeri maksatlar İçin sarfedilecek para bir bütün olarak ekonomimiz Üzerlere geniş tesirler icra edecektir. Bu yüksek tazyik karşıaırda lâztmgelen tedbirlerin alınmaması bizi umumi bir enflasyona sürükleyebilir. Bunun en bârlz misalleri askeri masrafların artması ihtimali karşısında dahi birçok ham madde fiyatlarında ve geçim masraflarında görülen yükselmedir.
Bu durum karşısında, artan millî savunma ihtiyaçlarını karşılamak ve bunu yaparken her aile İçin güç neticeler doğuracak olan enflasyondan kaçınmak gayesi ile gereken tedbirleri almalıyız. Aynı zamanda, daha birkaç sene için önceden hesapladığımızdan daha Üstün bir seviyede diğer milletlere yapılan yardımlar da dahil olmak üzere millî savunma masraflarını devam ettirmek zarureti karşısındayız. Bu yüzden alacağımız İktisadî tedbirler kısa bir devre için olduğu kadar uzun bir devreye göre de plânlaştınlmali ve tatbik edilmelidir.
îlk olarak, askeri ve sivil hizmetlerin mÜbrem ihtiyaçlarını karşılamak üzere yeter derecede ikmal malzemesinin temini için zaruri tedbirleri alıyorum. Bu sebeple şimdi Kongrenin hükümete, milli emniyetimizi İdame için gerekli malzemeyi temin ve tercih hakİAH tesis, rarurî olmayan ga
yeler için malzeme sarfını tahdit eda-cek piyasada sıkıntı yaratılmasını Öı> leyecek, milli savunma için lâzım o-lan malzemo ihtiyacını karşılayacak ve lüzumsuz idari masraflara mâni olacak kanuni yetkileri vermesini tavsiye ederim.
İkinci olarak sivil hizmetler gelinlerinin çok yüksek olduğu bir devr^ de, askerî programların genişlemek karşısında artan ihtiyaçların tevazününü temin edecek umumî tedbirleri süratle almalıyız. Bütün hükümet dairelerine hükümetin programını etraflı olarak tetkik ederek milli savunma için gerekli olanlarla rekabet halinde bulunan tesis. İnsan gücü, ham maddeler ve ticari metalar sarfiyatında mümkün olan kısıntılar yapmalarını bildirdim. Hükümet kadar halkımı» da artan savunma faaliyetimiz İçin (•-reken bu hizmetler ve maddelerin ear-fında büyük bir İtidal göstermelidir. Mamafih muhtelif maksatlarla arttırılmış bulunan Savunma Bakanlığı tahsisatı v» ayrıca, savunma İle ilgili atom enerjisi ve diğer enerji kaynakları İçin son günlerde İstediğim tahsisat millî giderlerimizi birden bire yükseltmiştir. îşte bu yüzden bütçe açığının enflasyona yol açmaması için milli gelirimizi öne» tavsiye ettiğimden çok daha süratle arttırmamı» İcap eder.
Bunl»n sağlamak huzurunda elimimde bize rehberlik edecek İki esaslı prensip vardır:
a — ihtimal dahilinde bulunan em azamî masrafları vergilerle karşılamak mevzuunda bütün gayretimizi »arfetmeliyiz. Artan hükümet masraflarının doğuracağı enflasyon tehlikesini bastırmak için elimizde bulunan en esaslı silâh vergilerin artt*-nlmasıdır.
b — Vergi yükünün millet ölçüsünde fertler ve tüzel kişiler ararında muvazeneli tevziini sağ Uyacak bir detsin tesis etmeliyiz. Böyle bir vergi programının başlıca gayelerinden biri de haksız kâr teminini önlemektir.
Enflasyona karşı müstakbel fakat mühim bir emniyet tedbiri olarak kredilerin uzatılmasına ihtlyacunu olacaktır. Kongre emtia spekülâsyonunda kullanılan kredileri ve istihlâk kredisini kontrol İçin gereken salâhiyeti hükümete vermelidir. Hükümet kredilerinin mühim bir unsur olduğu iskân sahasında mümkün olan tahdidatın yapılmasını emrettim. Ayrıca hususî teşebbüsle finanse edilen emlâk kredilerinin kontrolü için de İcap eden yetkinin verilmesini teklif ederim. Bu tedbirler fiyatların yükselmesini intaç edecek tazyiki Önlemekle kalmıyacak. aynı zamanda askerî teçhizatın imaline yarayan maddeler sarfiyatını da azaltacaktır.
Üçüncü olarak, en lüzumlu maddelerin. malzemenin istihsalini ve hikmetleri arttırmak gayesiyle tedbirler almalıyız. Bu sebepten, Kongrenin, milli savunma maksatları için, istihsal kredisi teminatı ve istihsali arttırmak İçin kredi açma yetkisi vermesini ve bundan başka stoku azalmış bulunan bazı maddelerin imalini teşvik için Kongrenin uzun vâdeli mukaveleler akdi vs diğer vasıtalardan İstifade yetkisini vermesini tavsiye ediyorum.
Eğer bu tedbirler derhal sağlanabilir ve kuvvetle tatbik olunabilirse iktisadiyatımızı ciddî bir şekilde haleldar etmeksizin askerî ihtiyaçları karşılayabileceğimizi zannediyorum.
Eğer muvaffak olmak istiyorsak İş adamının, İşçinin, çiftçinin ve müstehlikin makul vs itidalli bir şekilde hareket etmesi lâzımdır. Bu millet enflasyonun vahametini bilmektedir ve eminim kİ. bunun doğmasına engel olmak için elinden her geleni yapacaktır. Bununla beraber eğer fiyatlarda sert bir yükseliş bunu gerektirecek olursa fiyat kontrolü ve vesika usulünün tatbiki hususunda en cezri tedbirlerin alınmasını tavsiyede tereddüt etmiyeceğim.
Karşısında bulunduğumu» acı vakıalar kırılmaz azim ve ciddî bir şekilde hareket etmemizi gerektirmek* tedir.________________________________
Fransaya sevkedilen fasulyelerin paraları
İzmir, 20 (Hususî) — Evvele» Fransaya sevkedilen 1948 mahsulü fasulyelerin bloke paralarının tasfiyesine tahsis edileceği Ticaret Bakanlığınca bildirilmiştir.
21/VII/1950 Cuma
MEMLEKET ve DÜNYA BORSA ve PİYASALARI
Borsalarda vaziyet
İstanbul ı
Ticaret Boralında, bir müddetten beri durgun geçen /indik piyasa»» tekrar canlanmıştır. Dün fiyatlar yine ilerleme kaydetmiştir. Tiftik ve yapafj\ »ağ-lam durumunu muhafaza etmektedir.
Kambiyo, Esham ve Tahvilât Borsacında % 6 faizli KalkmrM tahvilleri üzerine as miktarda iş olmuştur. Altın piyasası ise düna nazaran daha canlı bîr safhaya glrmıştİT.
İzmir ı
Borsada bugün İstekli açılan UeCm piyasasında fiyat İlerlemiştir. Büyük müstahsiller daha çok yükseleoeğl ümidiyle tzmlre mal aevketmektedir. Fatfk tohumlar piyasasında Derlem» alivre pa-muk piyasasında gerileme başlamıştır.
KAMBİYO s
İstanbul Borsası
Acili* Kapanış
1 Sterline 7.88.— 7.84.50
100 Dolar 282.2» 282.25
100 Ft. Frangı U.öO O.ttO
100 İsviçre Fr.... 64 03 84.03
100 Belç. Fr Ö.60 5.60
100 leveç M I2Ö0 64 1250
100 Florin 73.6840 73.6840
100 Liret 0.44128 0.44128
100 Drahmi 0.01876 0.0187»
100 Escoudoa 9 7300 9.7890
Altınlar
Bugün Eski kur
Lire Lira
Külçe Yet( G*. 6.12 6.06
Külçe Degueea. — —
Cumhuriyet 36.26 —
Reşat Hamlt 38.80 * 38J0
Gulden 84.70 34 26
İH£İjİA eeş»eeeee>ea>> 45.10 44.80
Franeıa kok —
Napolâon 111 — M
—
Naw-York*ta ı onau: 8 1»
Gümüf, Plâtin
En aşağı En yukarı
Gümüş Gr. •M —
Platin " 10.- İL-
Zürich Borsası (Serbest)
28 8.J9M tariçre Frangı
Duruma En aşağı En yukan
Türk Lirası i 06 l 15
OOİftF « «s ••• oee «seseve 4.32 4.81 1/2
Sterlin» 11 10 11 20
Frı(nwi7 Frengi I.H» 1.24
ESHAM VE TAHVİLÂT
Devlet Tahvilleri
Kapanış (•)
Ikramlyell tahviller
%ö 1933 Ergani 23.— 84.-
%5 1938 Ikramlyell — W.— 22.-
%5 MIHI M (İd.fa. I 20 80 21.-
Ycö 1941 Demiryolu IV 99.— 100.—
1941 Demiryolu V 99.— 100.-
%4 1/2 1049 Ikramlyell — 31.13 98.—
Diğerleri
1941 Derrdryolu VI 99 00 no.—
%6 Kalkınma 1 — 95.60 98.—
%6 •• 11 •••*•«• M.— 98.—
%« .. UI 96 — 99.-
%6 1949 istikrası L 96.— 98.-
1948 İstikrazı 98.30 100.-
%6 Millî Müdafaa 1 97.60 99.-
«0 1049 " I 21.80 88.-
%7 1934 Sivas-Erzurum 1... 21.00 20.30
%7 1934 ’• ” (l.-VII... 21 10 100.-
%7 1941 Demiryolu I... 20 56 21.61
%7 1941 II... 20.20 22.-
%7 1941 - ULm 19.90 22.-
%7 MÜH Müdafaa l.w 21 45 8L45
%7 M U... 20 60 23-
- * III... 20.70 20 90
%7 w * IV... 20.60 21J0
Şirket Tahvilleri
T.O. Ziraat Bankası 20 60 20.30
Anadolu D.Y. Tertip A/B. LL2.Ö0 UL-
•• »» —
* " %»0 22.80 5».-
* „ Mümes. Senet. 63.— 67.60
Şirket Hisse Senetleri
T.O, Herkes Bankası Türkiye iş Bankası Türk Ticaret Bankası Aralan Çimento
Şark Değirmencilik ••e •aereeşa Millî Reasürans •»»•»»»•eeeeeeaa.
123.—
30.— â—
10.«
23.2» a-
Ecnebi Tahviller
Mısır KrMI Fanslve 1903 | 172.— |
130,28
a-
18.7B
23 ÖÛ
18.2»
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
İstanbul Ticaret Borsası
İzmir Ticaret Borsası
YABANCI BORSALAR
New-York Borsası
Hababatı
Buğday yumuşak (TÜo.)
Buğday Ofis ...............
Arpa yemlik (dökme) Mısır san (çuvalı) Fasulye tombul .
Fasulye Çalı sert eeeaeeeae w Kuşyeml .......................
Mercimek kırmışı kabuk. Mercimek yeşil •••«••••••••••.•«• Nohut natürel —_____________.w.
Yağlı tabumlar I
Ayçiçeği tohumu
Keten tohumu ......
Kendir tohum» .........
Susam ...............
Yer fıstığı kabuklu
Kara Meyvalar ı
Fındık (kabuklu elvrl) Fındık (îç tombul) Cevl» (kabuklu) Cevis (îç natürel)
Dokuma Ham Maddeleri!
Tiftik (ana mal) _____
Tiftik (Natürel) .........
Yapak Trakya (Kırkım)
Ham dertleri
Bıgır ealamura (kasap) Kİ. Keçi tuşlu kuru kiloau ... Koyun bava kurunu kilosu
Nebati Yağları
Zeytinyağı (K.JBC. Suflamyağı (Raf. Ayçiçeği (Rafine Fındık yağı (Çürük)
tenekeil) sıra) çıplak)
Bugün Eski Kapanış
80.— 80.—
29.30 29 30
— 18.10
— 19.10
— —
•sâ —
— 81 20
—
— —
81 sı.—
45.— 44 —
— 87.—
— 76.—
85.—
91 50
181.— 177.—
22.—
860.—
8Ö0 — 84Ü.—
220,— 220.—
140. -
170.—
" 11 176.—
835.—
180,—
125.— 120.—
135,—
Bugün Bon Kapanış
DzOm çekirdeksla No.9 50.— 49.—
tnoir A serisi No. 8.... 55.— 66.-
•• B aartal No. ioe 4X— 43.—
Pamuk Akala 1 238. — 820,—
Pamuk Akala fi 196 — 190.-
Pamuk Akala LI1 —... 160.— 160.-
Pamuk yerlJ 172.3 180 —
Pamuk yağı (rafine) —1 109.— 110.-
Pamuk çekirdeği 13.— 12.75
Adana Ticaret Borsası
Pamuk Akala 1 __ 180,-
Pamuk Akala U 160.-
Pamuk Akala İH — —
Pamuk yeril 1 —i. 145.—
Pamuk yeril UL ~~~
Trabzon Ticaret Borsası
nMDIK a) K60 randımanlı kabuklu tombul Sİ.-
b) îş sıra kontrollü 17â-
Eskişehir Ticaret Borsası
Buğday yumuşak 80.-
RulMay s**t İL-
A
Dün Eski kuı
HııÇday (Buşel1=:8ent) «mm». Sert Kış mahsulü No. 2 263 — 261.—
Kırmışı ” M No. 3 234.— 239.—
Pamuk Mlddllng (Ubr«Bl=8eat) kj İC1 fil t S•a e a «•e e v e es•••»e•e••e e»•e e•••v v a• î fi H k ••>••• hiumii • •• 87.— 36.85 38.37 36 25
Mart 36.90 86.90
Tiftik (Llbre«l-8ent) Taksa» No. 1 —
Fındık (Llbreal=Sent) — Kabuklu yeril İri a - n.öo
M orta 22 60 21.-
Levanı İç ithal malı 36.- 36.-
Ekstra İri İç İthal malı 44.— 40.-
Kura »atim (Ltbreal=3ent) Thompson çekirdeksla seçme U U4 U 1/4
Keton tuhıımu (öujeU= Dolar) M İnneapolis «••••«••••»•••••••••••*•»*• 3 21 3.86
Kalay (Llbresl = 9ent) 92 — 84.76
Levha-teneke (100 libre dolar) 1.30 7.30
Londra Borsası
Keten tohuma (Tonu—Sterlin») •â-
* 83.60
Yer fıstığı Hindistan — 64.-
Bradford Piyasası
Tiftik İyi mal (LibresinFiyat) Bira malı ° Tün Anadolu * M w Trakya " * 80/Y1 18/21 34.—Nom 30.- ” 20/21 18/21
İskenderiye Borsası
Pamuk (Kantan=Talları) Aahmoıınl Kısa elyafh F/G. ... Karnsk Usun elyafh F/G. — 73 45 87 35
(•) Gününde Boreada muamuleal leecd edilmemiş tahvilat ve euhnmın ar» ve taleplere göre UL&yyun odun lakrlbl piyasa doğerlerL
22 Temmuz 1950
Sayfa O
Sanat bahisleri:
Mücerret resim üstatlarından
Schneider ile bir konuşma
Mücerret sanat nedir ve nasıl doğdu ?
Anketi yapan i Ayşe Nur
Yazanı
ERTUĞRUL İLGİN
Meşhur Radyo City Müzikholü
BUGÜN sanat dünyasında »onsuz tartışmalara yol açan bir cereyan vardır: tabletten tamamen kendini tecrit eden, tualı yalnız renk vs şekillerle kaplıyan non-figüratif, yani tabiat dışı resim.
Paris’te şu anda beşinci büyük sergisi yapılan bu cereyanın ehemmiyet ve vüsatini inkâr etmek İmkânsızdır. Genç Türk ressamlarımızdan bir çoğunun da bu sanat anlayışım benimsediklerini de düşünürsek, mücerret resim hakkında tam bir bilgi edinmek İstememiş tabii görülür.
Halen Paris’te mücerret resmin Uç büyllk temsilcisi vardır: Hartung, yaptığını riyorum:
Schneider,
Soulagea. Schneider ile bir konuşmayı aşağıda ve-
Schneider. aslen îsvlçreli-
G^rard
dir. Arkadaşı Hartung İse Almandır. Daha bir çok milletten mücerret ressam ile Paris’te yerleşmiş olmaları, Paris’in bugün bu sanatın da merkezi olduğuna delildir. Schneider attığı her adımın tam şuurunu taşıyan. sanatının geçmişine vâkıf aydın btr AvrupalI gülüşiyle mücerret sanatın gelişmesini bana şöyle anlattı:
— Resim diyince. Ortaçağ veya Rönesanstan bu yana resmi düşünmek hatalı değil de nedir T Ufkumuzu genişletip, beş on bin sene evvelki insanın da resmini göz önünde tutarsak, sanatın sadece ve dalma tabiatı taklitten ibaret olmadığını, tabiat taklidinin bu büyük geçmişte ancak bir merhale olduğunu görürüz.
— Merhale İm, İnkâr «dilmez uzun ve verimli bir merhaledir her halde.
— Evet. Böyle olduğu için, isterseniz, bu merhaleden işe başlıyalım, hattâ »on safhası olan empresyonistlerden. Courbet’nln "Kestane Ağaç-lannı" gözünüzün önüne getirin, bu resimde renk tuşlariyle gösterilen yapraklarda bir titreyiş vardı, sanki havanın titreyişi. îlk defa olarak empresyonistler, boyayı sırf tabiattaki rengin bir aksi olarak değil de, bir intiba, bir atmosfer yaratmak İçin kullanmışlardır. Artık gâye. onlar için evi, ağacı vermek değil, renk alış verişini ve renklerin bağışladığı sonsuz imkânlarla bir hava yaratmaktır. Onlar keşfetmekle resmin tulmasına doğru ilk mış bulunuyorlardı.
renk dünyasını tabiattan kur-11 eri adımı at-
C^zanne, buna şekilleri kattı. O. empresyonistlerin tertip hassasını eksik buldu, kompozisyona girişti. Ve resmi tam İlmî bir görüşle mikâp, küre ve silindir gibi hendesî şekillere dayanarak kurmak, tual üzerinde çizgiler ve şekiller arasındaki münasebetleri tesblt etmekle kompozisyon İnşasına girişti.
da yaptığı kompozisyon
ynphfcı
onu bir yarattığı başladı. K&ndlns-11e girişti-
SCHNEİDER in
kompozisyon
B( llNEİDEH’ln IIMH
Bundan böyle eşyanın taklidinden uzaklaşmak için yol, alabildiğine a-çılmıştı. Kübist ressamlar C^zanne’-ın elde ettiği mûtalardan azamî neticeleri çıkardılar. Eşya, onlar için bir heyecan kaynağı olmakla beraber, bir çıkış noktasından İbaret kaldı. Resim, eşyadan çıkma şekillerin kendiliğinden kıymeti olan bir kompozisyonu haline geldi. Eşyanın ken-rlsl İse, tabiattaki bir vasıta oluverdi, tam tezat olarak renkleri seçtiler.
Kübiatlerle beraber, çıkış noktası-
şeklini kaybetmiş Empresyonistler-kübistler, sönük
Sanat âlemimiz tehlikede
Telif Hakları Kanunu
bu tehlikeyi önliyebilir
Yazan : Fikret Âdil
ihtişam, azamet, müzik, neşe, dans ve sanat içinde geçen bir rüya âlemi
BUGÜN de «ize, dünyanın en büyük ® sahne ve salonlarından biri olan Radlo Clty’den bahsedeceğim. Bu bina, "Rockefeller Çenter" denilen yerdeki muazzam binalardan biridir. Bugün gerek Amerikanın diğer şehirlerinden, gerekse dünyanın dört bir tarafından New-York’a gelen insanlar, Radlo City’yi görmekten, oraya bir kaç saat geçlr-alamazlar. Ora-
nı Van Gogh’da bulan, Deraln, Vla-nılnck, Matleso, Dufy gibi renge vurgun ve renklerle bir nevi vect yaratan Fauve’lar türedi. Max Ernst gibi daha başka ressamlar da resimde, resimden çok edebiyat ve şiir dünyaslyle ilgili şekiller yaratmıya uğraştılar. Bunlara da sürrealist denildi.
Empresyonistlerden beri resimde yapılan bütün yeni buluşlar, mücerret resme doğru gidiyor, hattâ mücerret resim yapılıyordu. Fakat Kan-dinsky'ye kadar ressamlar bunun pek farkında değildiler, şuuruna varmadan mücerret sanat yapıyorlardı, Kandlnsky İlk defa olarak bir beyaz sayfanın karşısına geçerek, tabiatta hiç bir eşyaya bakmadan, şiir haleti ruhlyesf içinde renk ve şekillerle örtmlye Mondrian gibi ressamlar ky’nln daha çok »evkltabii : ği mücerret sanatın felsefesini çıkar-mıya uğraştılar. Nihayet sanat eserinin mevzuu İle hiç bir ilgisi olmadığı neticesine varıldı. Gaye, tabiatı göstermek değil, ressamın İç dünyasını aksettirmektir. Böylece ressam, hürriyetine varmış bulunuyor. Fer-nand L^ger bir zaman, "renk hürriyetini biz getirdik" diyordu. Boya tübünden çıkan mavi, artık göz rengi değil, mavi denilen herhangi bir renktir. Biz, mücerret ressamlar, daha İleri gittik, şekil hürriyetine vardık. Bizim yarattığımız şekiller tabiata tâbi değildir. Bir gün gelecek kİ. her duyduğumuzu kendi hayal dünyamızda doğma şekil ve renklerle Lfade edebileceğiz.
girip eğlenceli mekten kendilerini sı bugün azametin, güzelliğin, zenginliğin osnatın bir kâbesl halindedir. Radlo City Muşla Hall’ün U-mum Müdürü Mr. EyaseD’in şu «özleri, binanın duvarlarında, broşürlerin başında daima size hitap etmektedir.
"Radlo City Muslo Hail. İnsanlık müe«»e«elerinden biridir. Lük» va şaşaalı «ahneleri seyrederek zevk duyan. »engin hür bir milletin halkı, geniş koltuklarda oturarak demokrasiyi temsil ederler. Bu bina büyük kütleyi, eğlence ve istirahat yerini, ihtişam ve azameti, müziği, neşeyi. güzellik ve dansı temsil eder. İnsanların rüyaları, buranın sahne ve perdesinde hakikat olur. Muslc Hall’ü ziyaret eden »izlere selâmlarımızı sunarken, bu yazılar burada gördüğünüz güzel »eyleri hayalinizde bir kaç zaman için tekrar canlandıracaktır."
Sahnesinin çerçevesi altından olan bu binanın yukankl sözleri ne kadar hak ettiğini, İnsan orada bir 11 seyrettikten sonra anlıyor.
Şimdi »İzinle hep beraber City’yi görmlye gidelim. İşte
Sokağın köşesindeki kalabalıktan zıları afişleri seyrediyor, bazıları altı gişede birden satılan giriş letlerinl almak için sıra olmuş bek-
liyor. Şimdi biz de onların arasına katılalım. Sıramız gelip biletimizi aldıktan »onra, içeriye doğru ilerliyoruz. Hole girerken kapıyı açan üniformalı bir genç "balkonlara çıkmak İçin asansörden istifade edin" diyor. Şimdi Radio City’nin muazzam ho-ltlndeyiz. Sağda ve solda yukanya çıkan mermer merdivenler var. Duvarlar baştan aşağı ayna ve elektriklerle süslü... Yerde kalın tüylü halılar, insanın ayaklarını okşarcaama avuçluyor. Burada da program aldıktan sonra içeriye giriyoruz. Kibarca sizi karşılayan yer göstericiler, sizi götürüp yerinize oturttuktan sonra güle güls yanınızdan ayrılıyor. Burada, sinema ve tiyatrolarda olan en İyi usullerden biri de, yer gösterenlere para vermek mecburiyeti olmamasıdır. Siz de hakikaten takdir edersiniz ki, karanlıkta telâşlı telâşlı ceplerinizi karıştırarak ufak para aramak, insana rahatsızlık veren bir vaziyettir.
Aşağıda verdiğim rakamlar, belki sizi şaşırtacak ama, ne çare kİ hepsi
tem «i-
1
1
— işte ben o günü pek göremiyorum. Bu şekil ve çizgi oyunlarının bir hududu var gibime geliyor. Meselâ son Râalit^s Nouvelles Sergisini gezdim, orada ne çok tekerrür var. İnsan kendini yeknesaklık duygusundan kurtaramıyor.
— Her sahanın olduğu gibi, mücerret resmin de bir akademlzml vardır, İstidatsız ressamlar hakiki ressamların buluşlarını tekrar edip dururlar. Ondan da bir yeknesaklık, bir akademizm hissi doğar. Fakat şekil sonsuzdur. Renk ve şekillerle biz her türlü hissi İfade edebileceğimize 1-nanıyoruz, şiir, dram, lirizm, hepai girer bizim namütenahi geniş çerçevemizin içine.
Telif Haklan Kanunu Sekizinci Bü-■ yük Millet Meclisinin son celsesine kadar gelip dayanmış, kabulü bir saat meselesi haline gelmişti. Fakat C. H. P. Hükümetinin tehir ettiği kanunlar arasına girdi, memleket uzun yıllar mahrum kaldığı hakkın elân hasretini çekiyor.
bu
et-
Madde halinde bir İhtiyaç ifade mez göründüğü İçin Telif Haklan Kanunu yeni Meclis ve Hükümet tarafından da henüz ele alınmış değil gibidir. Halbuki hükümetin bizzat içinde olduğu gibi Mecliste de bu kanunun ehemmiyetini yakından bilen unsurlar ekseriyeti teşkil etmektedir, hattâ Telif Haklannı Koruma Cemiyeti âzalarından bir haylisi oradadır. Bu İtibarla, kanunun bir an evvel çıkarılması lâzımdır kanaatindeyiz. Bu noktayı hatırlatırken, telif haklarının bir memleketin sanat ve kültür hayatındaki rolü üzerinde durmayı, Büyük Millet Meclisindeki aydınlarımızın hassasiyetini rencide eder mahiyette telâkki ediyoruz. fakat bunun lâakal bir ezan meselesi kadar ehemmiyetli olup olmadığını sormaktan da kendimizi alamıyoruz.
lardır. însanm "Kafa işçisi., tabirinin ne maksatla konulduğunu, kimlere tatbik edildiğini soracağı geliyor.
Birleşmiş Milletlere ve Unesco’ya dahil bütün memleketlerin otomatik bir şekilde müktesep bir hakkı olması İcap eden ve TÜrklyenin de muhtelif devletlere yapmış bulunduğu mukavelelerle fiilen kabul ettiği bir vaziyeti henüz kanun haline getirememesi şartlar natkâr bütün
— Demek kapılarınız bir İnsanla tabiata kapalı, ne yazık...
— Onlara da açıksız, yalnız alışık olduğunuz şekilleri aramayın bizde. Meselâ bir müzik dinlediğiniz zaman, her İnsanın gözü önünde bir şey canlanır, fakat bu herkes için değişir. Ben bir göl görürüm, siz bir koku duyar, başkası bir kadım okşar gibi olur. Reaimde de neden aynı niş duygu imkânları olmasın.
bü-(3-
şayanı hayrettir. Bütün bu altında elân memlekette sa-ve muharrir bulunması büs-şayanı hayrettir. Zira, bir badanacıdan, bir heykcltraş
— Peki, dedim, M. Schneider, tün söylediklerinizden şu netice kıyor ki, asırlar boyunca resmin üşmesi mücerret resmi doğurmuş,
mücerret resim bu gelişmenin mantıkî neticesidir. Ve bu neticeye var-mıyan ressam ressam değil veya yanlış yoldadır sizce, öyle mi?
ressam
mezar taşçısından, bir musikişinas kerizciden, bir muharrir arzuhalciden, bir aktör bar artistinden, hele şair keten helvacısından daha çok, çok az Ücret alabilmektedir.
Bizi buna sevkeden endişe hiç de yersiz değildir. Edebiyat ve neşriyat dünyamız, gün geçtikçe İstiklâlini kaybetmekte, bir müstemleke haline gelmektedir. Sanatkâr ve muharrir hakkının korunmadığı bir memlekette telif ve ibda kabil midir? Nerede kaldı ki, Gelir Vergisinin tatbikatı ve yanlış tefsiri, telifin âdeta düşmanı kesilmiştir. Meselâ herhangi bir tercüme polis romanının tefrikasından vergi alınmadığı halde, telif hikâyelerden, ilmi, edebi tetkik makalelerinden yüzde on beş nispetinde vergi kesiliyor. Bundan başka bütün işçiler îş Kanunu çerçevesine İthal edilerek içtimai sigortadan istifade ettikleri halde muharrirler ve sanatkârlar çerçeve dışı bırakılmış-
Telif Haklan Kanununun kabulü muharrir ve sanatkârı bugünkü a-cıkh vaziyetinden kurtaracak mı? Hayır. Lâkin hiç olmazsa şerefini müdafaa lmkânlan verecektir. Üst tarafı sonradan kendiliğinden gelir. Esasen sanatkâr onu düşünecek olsaydı, "Halk anlamaz,, veya "Halk böyle İstiyor,, teraneleriyle onu istismar ederek şahsî menfaat peşinde koşarılarla blrleşerek refahını temin ederdi. Hoş böylelerl yok değildir, Maddî zaruretlerle sayılan gittikçe artmaktadır.
işte asıl tehlike buradadır.
Yeni yetişen nesil bu görenekle müellifllğl mütercimlik, ressamlığı kopyacılık, mimarlığı kalfalık, hey-keltraşlığı mulaj yapmak, bestekftr-lığı caz şarkılarına Türkçe »öz uydurmak sanacaktır. O zaman, biz "sınıfsız bir milletiz,, ütopyası île nasıl öğünüyorsak, "sanatsız bir tiz,, do diyebileceğiz.
Vakaa "mesut milletlerin yoktur,, diye bir söz vardır sanatsız millet olabileceğini edene daha rastgelmedlm.
mllle-
ta rlhl amma iddia
— Evet, dedi, bugün resimde bir tek mesele, bir tek problem var, mücerret resim problemi, çünkü mücerret resim kübizm, fauvlzm ve sürrealizmin mantıki neticesidir. Fakat mücerret resim yalnız bir İfade tarzı değil, bence gelişme İmkânı olan esaslı lâptır.
bugünün asırlarca bir İnkı-
mücerret
Bunun üzerine, İzahatı kalmasın diye, M. Schnclder’den bana resimlerini göstermesini rica ettim. Köprü altında sandal resminden, renk ve muhteva ifadesi tam olgunluğa ermiş büyük mücerret kompozisyonlara kadar, yirmi senelik bir çalışma hayatının mahsullerini saatlerce seyrettim durdum. Mücerret resmi anladım mı, bilmiyorum. Yalnız, sanatına hâkim, harikulade yalın, âdeta medenî, şimşek gibi bir çizgi kabiliyetine sahip bir sanatkârın, aklî bir intizam ve aydınlık içinde yüzen eserini gördüm. Bazı tualler karşısında hiç bir şey duymadım, bazdan bana Bach’m kontrapııntlk bestelerini, Dante’nln Cehenneminden bir kaç sahneyi hatırlattı. Gitmeden evvel üstada:
— Görüyorum, dedim, tabiattan, insandan, âdetlerden kurtulmuşsunuz hür, her şeyden hürsünüz, ama ne için? Hllr olmak için mi hürriyet? insana ne veriyorsunuz T Onu ne kadar seviyor sunuz? diye mırıldanarak ve bütün bir gününü zaten bana vermek nezaketindi) bulunan üa-tadı daha fazla sıkmamak için, cevabım beklemeden ayrıldım, gittim.
doğru. Bu Radlo City, salonu üç katlı balkonu dahil olmak üzere, tam 6200 seyirci alıyor. Sabahtan 1-tlbaren seanslarına başlıyan Muslc Hall’e, her gün muntazam 20 İlâ 22 bin arasında seyirci geliyor. Günde aşağı yukarı bizim paramızla 100 bin ilâ 120 bin Ura arasında hasılat yapan bu müessesenin, yüz kişilik senfoni orkestrası, seksen kişilik bale trupu, yüz kişilik kadın ve erkek korosu, bir çok teknisyen, işçi, terzi, berber ve yardımcıları var. Sahnenin resim, İnşaat ve boyalarını yapan sanatkârlar, rejisörler, bale şefleri, bütün bu müesseseyi idare eden idareciler, temizliğini yapan* ve bilet işlerine bakan tam 600 kişiyi yük kadronun meydana gel^n
şi hep seyrediyor, kalıyor.
IHlm başlamadan evvel yavaş yavaş ışıklar kararınca, Radlo City’nin büyük Org’u, duvarlardan birinin î-çinden meydana çıkarak güzel parçalar çalıyor. Ondan sonra birdenbire 100 kişilik orkestra, müteharrik bîr kat üzerinde ağır ağır sahnenin ö-nüne yükseliyor. Çalanların hepsi frak giymiş, şefin elinde cam ve 1-çinde elektrik yanan sopa, neşeli bir
delerlerini koyarlar, neırettiği-
ncl halse bi-
Radlo
50
memurların yekûnu buluyor. İşte bu bü-blrden çalışmaslyle eseri milyonlarca kl-hem de hayran
son haberler
orkestranın bulunduğu kat
E. L
Radln City bütün Amerikalıların çok yatandan tanıdıkları ve sık sık gittikleri bir eğlence yeridir. Bıı müslkhol-de Amerikanın en tanınmm sanatkârları, dariMÖrlerl, artistleri ortaya Bu gün mis bu resimlerden yukarıdaki bir temsil eenaaında salonun İçini, yandaki Radlo City’nin orkestrasını ve ortadaki de Radlo Çitinin balesini göstermektedir.
parçanın ahenglne uyarak sağa sola »allanıyor.
İşte bundan »onra perde açılıyor ve program başlıyor. Evvelâ, muhtelif renk ve cinste kumaşlarla müziğin tatlı ahenglne uyarak, genç kızların üzerine, birer dakikada şekil şekli elbise yapan bir terziyi görüyor ve alkışlıyorsunuz. Onun arkasından "Paskalya Zaferi" İsimli bir sahnede, büyük bir kilise dekorunun içinde, rahip ve rahibelerden müteşekkil muazzam bir koro, org ve orkestraya uyarak selerinl göklere yükseltiyor. Bu İlâhi sahneden sonra “Bahar Havadisleri" tshııll bir parça ile çiçek balesini, çiftlerin neşe içinde dolaşarak gezmelerini, akrobatların akla sığmıvan hünerlerini ve sonra hepsinin bir arada şarkı söylemelerini görüyoruz. Bu arada Musıc Hail Rocket’leri ismi verilen 50 tane genç kız, sahneye geliyor ve dans e-diyor. Hepsinin boyu, kilosu, bacak, bel ve kol ölçüleri aynı: hepsi birbirine o kadar benziyor ve bir arada o kadar kusursuz dans ediyorlar kİ, insan hayran kalıyor. Adeta bir kişi inişler gibi... Bu güzellik, ahenk ve zarafet karşısında salon alkıştan yı-kıhrcasına çınlıyor. Tavandan yüzlerce projektörün verdiği muhtelif renk ışıklar altında, muazzam dekor ve türlü elbiseler İçinde büyük orkestra Ve org'un iştirakiyle hayran kalarak seyrettiğimiz bu yüzlerce kişilik şarkı, dan» ve güzellik ziyafetinden sonra,
yavaş yavaş aşağıya iniyor ve sahne yerini beyaz perdeye terkederek güzel bir renkli film başlıyor.
Perde-sahne tekniğini en «on şekline vardıran bu Radio City Muslc îall’de üç saat rüya içinde yaşadık-an sonra tatlı hatıralarla oradan ayrılırken, Radio City Müdürünün sözlerine tekrar hak vermişe mecbur kalıyoruz.
New - York tiyatro ve müzikhollerinden
New-York’ta gün yoktur ki. bir kaç meşhur sanatkar aynı zamanda, muhtelif tiyatrolarda herhangi bir pij’esi canlandırmamış olsun. Şimdi, sizin de bir çok filmlerden pek iyi tanıdığınız bu sanatkârların hâlen Broadway sahnelerinde neler oynamakta olduklarına bir kuş bakışı bakalım: Katheryne Hepburn Shakespeare*-In “Arzu Ettiğiniz Gibi" isimli komedisinde.
Joan Arthur ve Borit Karloff J M. Barrie’nin Pcter Pan İsimli piyesinde.
Mary Martin Pulltzer sanat mükâfatını kazanan South Pacific isimli müzikal piyesinde. *
Basil Rathbone Shakespeare’İn Ju-lius Caesar isimli trajedisinde. Helen Hayes Joshua boğan ın "Sarmaşık Ağaçları., isimli piyesinde. (J. Logan bu piyes için. Rus yazarı Çehov’un Vişne Bahçesi isimli eserini temel olarak almıştır.) Henry Fonda T. Heggcn ve J. Lo-gan'ın Mr. Roberts isimli piyesinde oynamaktadır.
Bundan başka meşhur komik Eddie Cantor, Televizyonda^ îsraei seyahat dönüşü İntihalarını, bir seri halinde anlatıyor.
Lucille Ball, kocası orkestra şefi Deai Arnez’le beraber Roxy Sinemasında filmden evvel bîr skeç yapıyorlar.
John Pay ne. Paramount Sinemasında filmden evvel halka şarkılar söylüyor.
Meşhur Trompetçi ve Betty Grable’in kocası Harry James, As-tor Otelinin • taraçasında. Kavier Cugatda Capltol Sinemasında, orkestralarıyla beraber sanatlarını halka gösteriyorlar.
fi Temmuz 1 Wf
Bayfa f
TENİ ÎBTANBUk —
1950 Modeli
DEUTSCHE LEVANTE-LINIE, Hamburg
Bu ayın 24 ünde limanımıza gelmedi beklenen E. R U S S vapuru
Î8RENDERÎYE - ANVERS -HAMBURG ve BREMEN için DOĞRU POSTA Eşya yükliyecektlr.
KONTUAR MARİTİM
letanbul îzmlr
Galata, Hovagimyan Han
Telefon: 40568
Atatürk caddesi
Telefon: 59 • 56
ecllueLtln en /ıııjnıeİliil *•
(^>cuuıdıT
ARU)N SAAT MAĞAZASI .EMİHÖMJ MIYDANİ 14
SEVÎM KOCAMAN
İle
NEJAT KOZtKOGLü Evlendiler,
Taksim Belediye Gazinosu
20.7.1950
KAYBOLMUŞ — Trudy İs-minde Dachshund cinsinden o-lan köpek 16 temmuzda Maçka-da kaybolmuştur. Sağ olarak getirene bahşiş verilecektir. Lütfen 83645 e telefon ediniz.
= ŞİŞLİ’ de=
SATILIK ARSALAR
Şişil Camii yanında tramvay, yolunda 257 - 249 - 1324 metrelik arsalar asilliktir. Mısır Apt. No. 1 İstiklâl Cad. Beyoğlu.
YENİ İSTANBU L’un TAKSİM MEYDANINDAKİ REKLÂM SÜTUNU FAALİYETE GEÇMİŞTİR.
EN GÜZEL REKLÂMLARI İstanbul halkına
ARZETMEKTEDİR
İstanbul Defterdarlığından :
TENSI V
510 Y E $ I L
KART ve Atölyeler İçin
TEN
(ry
ÎRÎDÎS
I F I K L I
KÂĞIT
• n 0 s t 0 n d ö r
S I
508 ÇELERİ
Memleketimizde yapılan tecrübelerde
EN IYÎ ALAMÎNÜT KAĞIDI
olduğu anlaşıldı
DEVLET DEMİRYOLLARI İLANLARI
FİBER ÇUBUK ALINACAK
Devlet Demiryolları Haydarpaşa Satınalma Komisyonundan t
1 — Muhtelif ebatta 135 kg. Fiber çubuk açık eksiltme 11e satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 4595 lira olup muvakkat teminatı 344 lira 63 kuruştur.
3 — Buna alt şartname komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme 8 ağustos 1950 sah günü saat 11 de Haydarpaşa Gar binası dahilindeki Haydarpaşa Satınalma Komisyonunda yapılacağından arzu edenlerin vaktinde komisyonda hazır bulunmaları. (9865).
GÜZEL VE FAYDALI İLANLAR
YENİ ISTANBUL’da çıkar
Sayın doktorlarımızla bilumum hastahanelerimizin Nazarı D I k k a t I n e t
En son teknik evsafı ve malzeme üstünlüğünü haiz» aynı zamanda rakipleri arasında en ucuz
ÇEKOSLOVAK MAMULATI ün it, Fotöy, Di; Röntgeni
ve diğer bilumum Diş A pareyle ri
15 miliamperden 800 mi II ampere kadar muhtelif Röntgenler (radyoskopi ve jradyografl için) Diatermi. Elektroşok. Ultra-viyole. Enfraruj, Metabolimetre, Galvanofaradlk. Sterillzatör Termostat, ameliyat masası, Kuvöz, Narkoz, ameliyat lâmbası, tnhalatör, Pnömotorake vesalr cihazlar...
Alâkadarların firmamızı ziyaretleri menfaatleri icabıdır.
Türkiye Genel Mümessili :
MEHMET KAVALA
Tabir Han Galata Tel: 40430 - 42673
Telgraf: LAmet ÎhL
Teşhir ve Satış Mahalli :
Tepebaşı ALP Oteli altında
Adı t» Boyadı 1 bı Mahallesi Sokağı Kapı Xo. Senesi ihbarname Kazanç F.Z, M.l. Buhran Ceza Kira Üye ücreti Yekûn
LM Rıza Kına lCIbİM tamir. C. kebir Cami Mektep •— 4 1949 11/30 1.T0 1,M T.BO o.n 18,Tt
İM Al! Rı*a Kına ElbtM tamir. B B 101607 2.OT Î.OT
>8 Mustafa Can Tenri Bahriye 60—56 O 21/27 5,58 «,T6 9,00 ı.ıı — w- — 18,40
39 Mustafa Can Terzi • w M M 101605 — — — 8.61 — — 5,52
63 Sefa Yenin Tuhaflyeri Küçük Ptvale K. Kujn» Z9 1948 34/36 82,18 16,06 «.00 6,44 — — 135,71
146 Froso îstamat oğ. pansiyoncu Sütlüce Sınık 5 1846 119935 ceza Ih. Tarküı
N m * M w W 1946 119936 Tem. w
R • w N W •• •» 1047 119937 w w
P W M W M H 1945 111531 M İti. .
R • f W H H 1946 111530 * V te
94 te S9 rt •f te M 1947 111529 R se M
96 Niyazi Kozluca İnşaat malz. K. Plyale 25. Kuyu 58 1949 23/34 23.01 11,50 48,00 4.60 — 40,27 — 127,38
20 Emin Çakır Dök meri Sururi Bahriye 190 1949 22/13 11,74 5.87 21,00 — — 57,70 98.66
76 İbrahim Uzunaksu Enkazcı P. Meh.paşa Hasköy C, 158 1950 17/18 4,00 2,00 6.00 0.80 — 12.80
61 Fuat Demir Borsa tellâlı w lmrahor — 1949 1/41 4,(52 4,52 —* 0,90 1,46 — 11,43
61 Fuat Demir Borsa tellâlı M M — M 1/37 —w — — — — 16,00 10.00
96 Niyazi Kozluca İnşaat malz. K. Plyale Z. Kuyu 58 23/33 35.37 17,68 72,00 T,0T — — — 182,12
5432 sayılı kanunun 93 üncü maddesi mucibince adreslerine tebligat yapılamıyan yukarıda İsim ve adresleri ve tebliğin İlgili bulunduğu vergileri yazılı Kasımpaşa Maliye Şubesi mükelleflerine:
tşbu İlân tarihinden bir ay. İçinde Kasımpaşa Maliye Şubesine bizzat veya bllvekâle müracaat etmeniz veya taahhütlü mektup veya telgrafla acık adresinizi bildirmeniz ve İşbu kanun hükmünü yerine getirenlere süre İle kayıtlı resmi tebliğ yapılacağı ilânen tebliğ olunur. (9862)
İLÂN
Samsun Valiliğinden:
1 — Havza - Vezirköprü yolunun 15 4-500 kilometresindeki 10 metre açıklığında betonarme köprü yapımı eksiltmeye konulmuştur.
2 — Keşif bedeli (23174) lira 79 kuruş ve geçici teminatı (17S8) lira 11 kuruştur.
3 — tl Daim! Komisyonunda kapalı zarf umıliyle ihalesi 1 ağustos 1060 tarihine rastlayan salı gllnü saat 15 de yağılacaktır.-
4 — Bu İşe alt keşif ve sair evrak tl Daimî Komisyon kaleminde parasız olarak görülebilir.
a
5 — İsteklilerin bu İşi yapabileceklerine dair (tatil günleri hariç) İhale gününden 3 gün evvel tl makamına dilekçe İle müracaat ederek bu İşin eksiltmesine girmek için yeterlik belgesi almaları gerektir.
6 •— Eksiltmeye gireceklerin 2 n(rt maddede yazıh geçiri teminata ait makbuz re 5 ind maddede yazılı belge öe 1950 yılına alt Ticaret Odası veri kazını havi 1490 sayılı kanunun tarifleri dairesinde hazırlayacakları kapalı zarflarım ihale günü ■«t 14 de kada makbuz mukabilinde Daim! Komisyon Başkanlığına vermeleri veya İadeli taahhütlü olarak posta 1le gönder-mi# olmaları lâzımdır. Postada olacak gecikmeler nazara alınman.
90
w*
I
A
Hakikî S tonluk “Şoför mahalli'* kamyonlarımız gelmiştir. Teslimata başladığımızı sayın müşterilerimize bildiririz.
taşır.
- Lâstikleri, kamyonun teknik evsafı bakımından, 30.000 kilometre yapar.
• Tam yüklü olarak, bir teneke benzinle 60 kilometre
- Gayet sağlam ve ekonomik olan AUSTİN kamyonları daha üstün olduklarını memleketimizde çalışmakta mikdarlar ile bilfiil ispat etmiş bulunmaktadırlar.
1 - 7 ton yükü normal olarak
2
3
4
yapar, emsalinden olan büyük
SATIŞ V E R I l TEKTAŞ TEKNİK VASITALAR TİCARET T. A. Ş.
Beyoğlu, İstiklâl caddesi No. 103 — İSTANBUL
TELEFON: 4IO69 rCLORAf > VASITALAR -İSTANBUL
Devlet Orman İşletmesi
İstanbul Müdürlüğünden
1 — İşletmemize alt bir adet deniz motörü ile iki adet sepetli motosiklet iki parti halinde açık arttırma yoluyla satıla-• çaktır.
t — Deniz motörünün muhammen bedeli 950 lira ve motosikletlerin muhammen bedeli ise her ikisinin 1000 Ura olup geçici teminatları 71 lira 25 kuruş ve 75 Aradır.
8 — Arttırma evrakı Ankara Orman Genel Müdürlüğü Levazım Şubesinde ve İşletmemiz müdürlüğünde görülebilir.
4 — Arttırma 3 8/1950 perşembe günü saat 14.30 da deniz motörü ve 15.30 da motosikletler için işletmemizin bulunduğu Sirkeci Liman Han kat 1 de toplanacak komisyon marifetiyle yapılacaktır.
5 — İdare ihaleyi yapıp yapmamakta tamamen serbest olduğu gibi Orman Genel Müdürlüğü muvafık görüp tasdik etmedikçe kesinleşmez.
6 — Eksiltmeye gireceklerin belirli gün ve saatte İlk teminatları 11e komisyona müracaatları. (9540).
Bir günde 14.250.000 adet sarfiyat 1
Premium çeliğinden mamul ve oyulmuş
A
Traş bıçakları, Amerikada sarfiyat rekorunu kırdı
1
90 kupon
3 aylık YENİ İSTANBUL = 90 kupon
İSİ TAHSİL
^Ankara da
P a r i s’t e
Londra’da Lozan’da l,t.nb,l>d.-| TAH$|L
Rnkara’da-J
5,000 lira
= 90 kupon biriktirmiş olan okuyucularıma, her gün matbaamıza müracaatla müsabakaya İştirak edecekleri numaralı kuponu alabilirler. ş
Kur’a T aralık 1950 de çekilecektir. Kazananlar PARİS, LONDRA, NEW-YORK veya ZÜRİH şehirlerinden birinde ve yine İSTANBUL = = veya ANKARA şehirlerinde 3 sene yüksek tahsil yapmak İmkânını elde edecekler, arzu edenler İse bu meblâğı nakden alacaklardır. =
^llllllinillllIHHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIIinillllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllin
Kupon neşrine dün başladık
w
Kupon neşrine dün başladık
• M
Kıymetli hediyelerimizden
bazılarının
listesi
Mercedes - Beni marka binek otomobili
Ahmet Veli M en g er Müessrsesinden
2 adet (Jawa) ve (CZ) marka motosiklet
Mehmet Kavala, Müessesesinden
Swis$air uçaklarıyla bir kişiye İstanbul -Zürich seyahati ve on beş gün ikamet (LAİ) Italyan Havayollariyle Roma’ya seyahat ve en iyi otelde bir hafta ikamet
Lai Havayolları ve Oriente Espresso tarafından
AİR FRANCE Havayollariyle Parise seyahat ve 15 gün ikamet
Her bir seyahati Doğan 8igorta Şirketi 15 er bin liraya sigorta etmiştir.
1 adet (Bosch) marka 5 ayaklı buz dolabı
Xhmet Veli Menger Müessesesinden Son model bir salon takımı
Psalti Müessesesinden Son model koltuk ve masalar
Bay as Mobilya Mağazasından
1 adet BEATTY marka çamaşır makinesi
Halil Naci Mıhçtoğlu M ile s sese sinden
4 adet (Schaub) marka radyo
Adem Karadağ Müessesesinden
2 adet (Minerva) el ve ayak dikiş makinesi
Mehmet Kavala Milessesesinden
1 adet (Martin 40) takma deniz motörü
Ege Petrol T. A. Ş, Müessescsindcn
3 kişiye onar bin liralık kaza sigortası
Doğan 8igorta Şirketinden
4 kişiye 100 er liralık Ikramiyeli Aile Cüzd.
Yapı ve Kredi Bankası tarafından
Altınşehirde köşebaşı 600 m2. bir villalık
arsa
Altınevler Kol. Ş Mücssesesinden
2 adet (Hoover) marka elektrik süpürgesi
M atat Ticaret T.A.Ş, Milessesesinden
2 adet (STOK) mağazası emprime kuponu 8tok Mağazasından 1 adet Düdüklü tencere
Şark Pazarından
5 adet en son model elektrik ütüsü
Halil Naci Mıhçıoğlu Müessese sin den
1 adet (English Electric) buz dolabı
Af itap Milessesesinden (ROYAL) marka üçlü petrol ocağı
Leon Kinci Müessesesinden
20 adet muhtelif İsviçre saatleri
1 adet emprime kadın elbisesi (kumaşı ile)
Beyoğlu, Terzi Muazzez Cansu tarafından
1 adet en son model kadın çantası
1 adet en son model kadın ayakkabısı
1 adet en son model erkek ayakkabısı
Tanca Kundura Mağazasından
1 kişiye 6 kişilik en iyi cinsten çay takımı /»ak ve Rafaal Karako Mağtutmndan
5 adet ellişer liralık bono
tslanbuhın eti büyük müeaseaeai Lion Mağazaatnia* 4 lake koltuk, 1 lake masa
Ekrem Kulen Mağazasından
1 adet erkek kostümü (kumaşı ile)
Beyoğlu, Terzi Mozes tarafından
Zenith, Omega, Tissot altın kol saatleri
Eminönü Tevfik Aydın M ües sese sinden
6 adet Lüks Avrupa kravatı
Beyoğlu, Eskenazi Mağazasından
100 çift Nylon BALİ marka kadın çorabı 1 adet av tüfeği, 5 futbol topu, 5 elektrik feneri Mario Oabay Müe»sese»indeti
2 adet Opema ve Flexaret marka fotoğraf
makinesi
Mehmet Kavala Mflesaeaesbıde*
15 adet Büyük Kavanoz Pond's Kremi
15 adet Büyük (SORTILAIGE) Losyonu
Bahçekapt Ege Itriyat Mağazasından
10 kişiye 2 şer adet en güzel plâklardan
ATzMbbH* Besi Müessesesinden
10 adet en son model TERMOS
12 plâklık bir koleksiyon
Halü Naci Mıhgtoğlu Müessesesinden
100 adet SÜRPRİZ marka pijama
100 adet SÜRPRİZ marka gömlek
100 kişiye birer kutu BAYLAN şekeri
100 adet Azim çini fabrikası vazosu
50 adet Morrison dolma kalem
6 kişiye, Melek, İpek, Lâle, Saray, Ar, Sümer sinemalarından birinde 1 sene müd-
detle bütün filmlere 2 şer kişilik koltuk 200 kişiye birer şişe çeşitli TEKEL Likörü 1 kişiye en son model bir kadın şapkası
Beyoğlu Arif Şapka Mağazası
100 kişiye birer kıymetli kitop
Nebioğlu Yayınevinden
Diğer hediyelerin listelerini de önümüzdeki sayılarda bulacaksınız
Mercedes benz
ra ıılîflİJS1 LWı JİIÎUIÎ imil’
I T A
HAVA
YOLLA II
Birinci sayfadaki kuponları saklamayı unutmayınız
KURAMIZIN NASIL ÇEKİLECEĞİNİ 4B SAYFADA OKUYUNUZ
Comments (0)