23 Aralık 1949
Cuma
SİYASÎ
İKTİSADÎ
Sayı 23
10 Kur
= E == ■■ ■ -
Beyoğlu Müellif Caddesi 6 8 Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Abono: Türkiyo için süreliği 3* altı aylığı 17. üç ay lığı 9 liradır Hariç momleketler iki mislidir

POLİTİKA
227X11/1949
Bu Kurultay ne getirebilecek?
I J ÎL Kurultayı, komisyonlar •—mesaisinin sonuna gelmiş bulunuyor. Bu komisyonlar arasında terimlere ait olanla imlâ işleriyle uğraşan, dikkati şimdiye kadar en çok çekenlerdir. Çünkü dil bahsinde karşılaştığımız sıkıntılar, bu iki komisyonda toplanmış bulunmaktadır.
Terimler Komisyonu, birçok hararetli münakaşalardan sonra, bir sisteme bağlanmanın zaruretini, gerçi kabul etmiştir. Ve bu kanaatinde, gerçekten samimîdir. Ancak, bilhassa dil bahsinde. yapmak istemekle yapabilmek arasında, bazan aşılamaz mesafeler mevcuttur.
Sisteme bağlanmak, güzeldir. FaJtat, sistem’i sistem mefhumunu tam kucaklıyacak bir şekilde tesbit etmek, osmanlıca ile yeni türkçenin birbirinden kopup lehim kabul etmediği bir sırada, son derecede güçtür.
Terimlerin arapça olmaması hususunda, çoğunluk mevcuttur. Fakat arapça terimlerin kaldırılmasından sonra, gelenler gidenleri aratmaktadır. Gelenler çünkü, ya fransızcadan bozma, yahut türkçeden yakıştırmadır. Hangisini almak lâzım?
Hiç şüphe yok ki, bütün terim-er yazı, yani ilim dili içindir. \ma bu demek değildir ki. seçilecek terimlerin konuşma diliyle edebiyat dilinde şiyve tatlılığı göstermelerine lüzum yoktur. Kaldı ki. dilimize dair malûmatımızın değme filologlarımızda dahi ziyadesiyle sathî bulunduğa’ şu çekişme ve buhran devresin d hemen bütün teklifler, daha ziyade kulağın kontrolundan geçmektedir. Gelin gelelim kulak, fransızca bilenlerde fransız-camsı kelimeleri, arapça ve fars-ça bilenlerde Osmanlı ıstılahlarını (en başta istilâh kelimesi gelmek şartiyle), bunların hiçbirini bilmiyenlerde de, uydurma ve telâffuz itibariyle tutuk dahi olsa. türkçe kelimeleri beğenmektedir.
Büyük mücadelelerden sonra, Osmanlı ıstılahları aleyhine, fransızca ile türkçe arasında bir kırışma olmuştur.
imlâ Komisyonuna gelince, buradaki mücadele, aynı sebepten gelmekle beraber, çok daha garip safhalardan geçmiştir.
Bir kere kök ve iştikak esasiyle fonetik esas çarpışmıştır. Ondan sonra da, demin iştikakı müdafaa edenlerin, şimdi fonetik esası, müdafaa ettiği görülmüştür. Meselâ arapça kelimelerin ne türlü ek alacağı ve bu takdirde hangi imlâ esasına bağlanacağı işinde âdeta osmanlıca imlâyı yeni türkçe imlâya aynen nakletmek ve bunun için de türlü işaretler kullanmak istiyenler, bahis frenkçe kelimelere gelince, bunun tam tersi olan esastan yürüyerek, stasyon’u istasyon ve spor’u ispor yapmak istemişlerdir. Haddi zatinde, station’u stasyon yahut spor’u spor yapmakla istasyon ve ispor şekillerini teklif etmek arasında hiç yanlışlık farkı yoktur. Her iki şekil de yanlıştır, her ikisi de gayri ilmidir, her ikisi de, aklın yerine kulağı ikame etmek demektir.
dâva,
Umumiyetle, Kurultaya katı-lanlann iyi ve güzel bir türkçe elde etmek gayretleri, çok asîlâ-nedir. Ne yapalım ki, eğer derin düşünülecek olursa,
ya ric’î bir karar vererek arap-(*a ve farsçaya dönmek yahut, ileri ve çetin bir hamle ile, grek ve lâtin esasına atlamaktır. Ancak bugün, birincilerin otoritesi yıkılmış olmaya mukabil ikinci-lerinki, henüz teessüs etmemiştir. Binaenaleyh türkçe, kendi oluş istikametinde gelişmekte ve kendi kendine, kabil olduğu kadar mesnet olmaya tadır.
çalışmak-
Sistemsiz ve ekletik mahkûm bulunan bu eğer bazı ifrat ve tefritleri tasfiye edebilirse, gene görmüş demektir.
kalmaya Kurultay,
büyük iş
★ ★ ★★
■ A
'A
jfll
1
• I
L.
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
fosu eden: HABİB EDİB TÖREHAN
İlânlar: 6 net sayfada santime! resi 2 liradır. İlânlardan his bir mcs’uliyet kabul edilmoı
üelefon 44756 44757 Santr
Telgraf Adresi : Hetlo. tstanb
Türk delegeleri, Avrupa birliği
Avrupa Birliğinin teşekkülü hakkmdaki Türk teklifleri, ittifakla en realist tez olarak karşılanıyor
Resimde Amerika Savunma Bakanı Johnson (ortada), Ingiliz Savunma Bakanı Alexander vo Hava Kuvvetleri Mareşali Lord Teddcr ile görülmektedir.
Strasbourg, 22 A. A. (AFP) — Avrupa Meclisinin Genel İşler Komisyonu dün çalışmalarını bitirmiştir.
Komisyon rapor tasarısını incelemek için gelecek İkinci toplantısını 1950 yılının 15 şubatında yapmaya karar vermiştir.
Bu suretle genel işler komisyonunun müzakereleri, Türk heyetinin belftgat-le olduğu kadar ısrarla müdafaa ettiği tezlerin zaferi ile kapanmıştır.
Komisyonun isveçli Başkanı Ohlin-den sonra, Fransız raportör Guy Mollet son basın konferansında Türk delegelerine saygısını belirtmiş ve biraz sonra İngiliz heyeti tarafından basına verilen kabul resminde Dalton Mac Kay ve Mac Millan, Türkiye mümessillerine karşı takdirlerini tekrarlamışlardır.
Hakikaten nazari federalizm, konfederasyon ve birlik tezlerini bir yana bırakan komisyon, müzakerelerin başından itibaren Türk delegeleri tarafından müdafaa edilen realist görüşü, yani basma kalıp teoriler kale aluı-mıyarak, maksada, mümkün olduğu kadar çabuk ulaşılmasını benimsemiştir.
Türk delegesi Kasım Gülek'e göre, yapılacak en basit şey Avrupa Konseyinin mevcut teşekküllerini takviye ve salâhiyetlerini kesin surette tahdid etmektir


Yeııi bir harp vukuunda
Tahsin Bekir Balta bu akşam Stras-bourg’dan ayrılırken faydalı bir rol oynadığı bu oturum hakkında memnunluğunu ifade etmiştir. Balta, doğruca Ankaraya gidecek, fakat Gülek. yarından itibaren, başkanlık ettiği tâli iktisadi komisyonu toplayacaktır.
Gündemde Avrupada yapılacak büyük bayındırlık işlerinin incelenmesi vardır. Senelerce terkedildikten ve harbin sebep olduğu yıkıntılardan sonda modern tarzda tekrar teçhiz edilecek memleketlerde bu işler büyük güçlüklere maruz bulunmaktadır.
Kurultayda dünkü münakaşalar
Dil bahsinde İstanbul
şivesi hedef tutulacak
hazırla-etmiş ve kabul et-hazırladı-
Ankara 22 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Türk Dil Kurultayı, bugün de umumi heyet halinde çalışmalarına devam ederek komisyonların dıkları raporları müzakere bunlardan bir kısmını aynen iniştir. Tüzük Komisyonunun
ğı tasarının müzakeresinde bilhassa kurumun bünyesine bir ilmi Heyetin katılmasına dair olan 27 nci madde, münakaşalara sebep olmuştur. Bu susta İki noktai nazar çarpışmıştır, legelerden bazıları tarafından Milli yete yalnız dil mütehassıslarının mesi doğru olacağı müdafaa
diğer bir kısım âza ise dilin hususiyetine işaret ederek bu mesaiye yalnız mütehassısların değil, dili yazan muharrir vc sanatkârların da iştirakinin zaruri bulunduğu iddia olunmuştur.
sert hu-De-Hc-glr-
edilmiş,
Neticede 27 nel maddenin; ikinci görüşü ifade eden bir mahiyet arzettiği neticesine varılarak aynen kabul edilmiştir Terim Komisyonunun hazırladığı raporun müzakeresi sırasında da münakaşalar olmuş, delegelerin ekseri-

a* (4^=1

dil na-bü-bir
Mektep kitaplarına girmiş olan ıstılahların değiştirilmemesi lehindeki iddiayı Kurultay kabul etmedi
yeti rapor esaslarını tasvip etmiş, bazıları ise raporda tadilât yapılmasını ileri sürmüştür.
Bu münakaşalar sonunda Kurultay, mektep kitaplarına girmiş olan terimlerin değiştirilmesinin yanlış olacağını iddia eden bazı delegelere rağmen İstanbul şivesi vo Türkiye türkçesinin çalışmalarımıza hedef olması noktai zarını güden rapor muhteviyatının tün bu tereddütleri izale edecek
hüviyet taşıdığını görerek raporu olduğu gibi tasvip etmiştir.
Yarınki Kurultay çalışmalarında İmlâ Komisyonunun ihtilâflara sebep olan raporu müzakere olunacak ve pek muhtemel olarak reddi istenecektir. Bilindiği gibi İmlâ Komisyonu, zayıf bir nisapla toplanmış ve âdeta Arap alfabesinin bütün harflerine muadil yeni bir alfabe ihya edilmesini tazammun eden kararlar almıştı. Halbuki, birçok delegeler, haklı olarak bu görüşe iştirak etmemişlerdi. Bu bakımdan yarınki toplantı bütün memleket efkârını ilgilendiren imlâ meselesine verilecek veçheyi tâyin edecektir.
Seçim kanunu tasarısı için
D. P. başkanının düşüncesi
“Memleketin senelerden beri ıstırabını çektiği siyasi emniyet buhranının izalesinde seçimin ne büjûik rolü olduğunu izaha hacet görmüyorum.”
İÇ SAYFALARDA
tKÎNCÎ SAYFADA Tenlıalaşan köyler
M. Nermi
ÜÇÜNCÜ SAYFADA
Turizm Danışma Kurulunda alman kararla
DÖRDÜNCÜ SAYFAD/
Benliğini arayan türkçe Sanat dâvamızın ana hatlan
Nurullah Berk
BEŞÎNCÎ SAYFADA •Jane Teyzenin büyük balosu (Hikâye) Kadın - Ev - Moda Amerikan hayatında televizyon
Demokrat Partinin
7 Ocak toplantısı
İstanbul teşkilâtı, bu toplantı için delegelerini seçmiye hazırlanıyor
Demokrat Parti teş.dlâtı 7 ocakta An karada yapılacak olan İller topU-ntısınıt etrafında hazırlıklarla meşguldür. B toplantının üzerinde hassasiyetle dura Demokrat Parti İstanbul ınchafill Anka raya gönderilecek delegelerin isabetle sc çilmesi hususunda temaslar yapmakta dır. Büyük bir ehemmiyet taşıyan b toplantıya iştirak edecek- olan delegek rin teşkil edeceği heyetin Büyük Kon grenin toplanmasına karar vermek se lûhiyetlnde oluşu bilhassa, bu toplantını değerini arttırmaktadır.
İyi haber alan siyasi mahfillere gör* Ankara toplantısında, Demokrat Part Aok yaklaştığı haber verilen umumî se çimlerde, partinin takip edeceği pol’ tikayı mütalâa vc tesbit edecektir. Dc çok yaklaşüğı haber verilen umumi çimlerin zamanından evvele alınacağı ka nnati mevcut olduğundan, bu toplantı\ müteakip Demokrat Partinin bir seçl? kampanyasına girişmesi beklenmektedir.

Amerikan ordusu bir kaç
Türkiyenin eski bayındırlık ve ulaştırma Bakanı olan Gülek, Avrupa Konseyi memleketlerinin müşterek selâmeti namına bazı faydalı kararlar çıkaracak bu tâli komisyonun çalışmalarını hızlandırmaya son derecede kifayetli bir şahsiyettir.
Ankara 22 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Seçim Kanunu Tasarısının Büyük Millet Meclisine sunulması vesilesiyle geçenlerde Başbakan Yardımcısı Nihat Erim tarafından yapılan açıklamalara karşı, Demokrat Partinin de görüşlerini bildirmesi bekleniyordu. Da-mokrat Parti Genel Başkanı Celâl Ba-yar. bu akşam bu mevzu etrafında demiştir ki:
H— Seçim Kanunu Tasarısının Meclise sunulması üzerine Genel Kurulumuzla Meclis Grupumuz hâdiseyi tetkik etti, tik olarak söyliyeceğimiz; muhterem ilim Heyetinin vukuflu ve dikkatli bir mesai ile emniyetli seçim dâvasına gayet mühim bir hizmette bulunmuş olmasıdır
Bunu şükranla kaydettikten sonra şunu da ifade edeyim ki Hükümet ta-
sarısında. seçim emniyeti bakımından değiştirilmesini veya ikmalini zaruri gördüğümüz bir takım esaslı noktalar bulunmakla beraber, bu tasarı, demokrasi yolunda atılmış bir adım teşkil e-diyor. Bu ciheti umumî efkâra arze-derken ciddi sebeplere dayanan tâdil tekliflerimizle tüm Heyetinin pek haklı olarak işaret ve tavsiye ettiği hususların Meclis Komisyonunda ve Büyük Millet Meclisinde tasvip olunacağı ümidini beslemekte olduğumuzu da ilâve etmek isterim.
Esasen mesele, buraya kadar getirildikten sonra yapılacak yeni bir hamle ile emniyetli seçim dâvası, artık arkada kalmış olacaktır. Memleketin senelerden beri ıstırabını çektiği siyasi emniyet buhranının izalesinde bunun ne büyük ehemmiyeti olduğunu ayrıca izaha hacet görmüyorum.,,

ı— ■ıw»rmıımttîwwııif ^wuwııımwııi"»
Marshall plânından
Birleşik Devletler Savunma Bakanı, askerî hazırlığın İktisadî muvazenesizlik yaratmamasını istiyor
NeW-York, 22 (A.A. - A.F.P.) — New-York Hukukçular Birliğinde verdiği söylevde Savunma Bakanı Johnson şunları söylemiştir:
“Amerikan silâhlı kuvvetlerinin tevhidine fasılasız devam edilecektir.
Harp halinde Amerikaya hazırlanmak için birkaç senelik zaman kaimi-yacaktır. Teşkilâtlanmak için birkaç gün, hattâ birkaç saat bile bulmiyâ-bilir
Silâhlı kuvvetlerin tevhidi, her silâha has kıymetli hususiyetlerin terki demek değildir.
Bireşik Amerikanın askeri hazırlığı bir iktisadi muvazenesizlik yaratmamalıdır. Fakat aynı zamanda İktisadî meseleler de buna hâkim olmamalıdır.”
İki aylık bütçe Bakanlar Kurulunda
Ankara, 22 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Mali yılın iki ayı uzatıl-.ıası dolayısiyle Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan "ek" ödenek tasarısı Bakanlar Kuruluna sunulmuştur. Bugün toplanan Bakanlar Kurulu, bu tasarıyı tetkik etmiştir.

Temizlik sırası
Çekoslovakyada
&
Dışişleri Bakanının da mahkemeye verileceği anlaşılıyor
New-York 22 A.A. (Reuter) News-Week dergisinin bugün yazdığına göre» Çekoslovakya Dışişleri Bakanı Vladinıir Clementis'in azledileceği hattâ ihanetten sanık olarak yargılanacağı hakkındakl söylentiler sağlam temellere dayanmaktadır.
Dergi şunları yazıyor:
“Hiçbir Fransız gazetesi bahsetmedi, fakat Clementis, Birleşmiş Milletler toplantısından dönüşte Parise uğradığı zaman bu şehir büyük bir drama sahne oldu
Çek Komünist Hükümeti, Dışişleri Bakanını aldırmak üzere hususi bir vagonla silâhlı muhafızlar göndermişti, Pariste oturan Çeklerin bir çoğu da Clementis’in Çekoslovak yaya dönmeyeceğini önceden söylüyorlar ve müfrit batılı tcmayüllll olmakla itham edilerek gözden düştüğünü hissettiğinden çok tedbirli davranıp eşini NeW-York’a gönderdiğini belirtiyorlardı.
Herşeye rağmen Clementis Çek Büyük Elçiliğini ziyaret etti ve bütün bir gün devam eden görüşmelerden sonra gara gitti. Kendisine teminat mı verildi, yoksa tehdid mİ edildi? Bu malûm değildir. Herhalde Dışişleri Bakanı sıfatını taşıyacağı günlerin sayılı
olması muhtemeldir.,,
Bidault, itimat reyi istedi
Paris 22 (AA.) (Afp) — Milli Meclis. hükümetin teklif ttlği güven oyuna gece yarısından sonra müracaat edilmesini ittifakla kabul etmiş ve oturumu son vermiştir.
Yardımın
kısılması
isteniyor
Komisyonda kabul edilen bütçeler
Ankara 22 (Hususî muhabirimizden) — Bütçe Komisyonu bugün Vakıflar Genel Müdürlüğü bütçesinden başlıyarak Diyanet işleri Reisliği, Meteoroloji Genel Müdürlüğü. Adalet Bakanlığı ve Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü bütçelerini görüşerek kabul etmiştir.
Tekel maddeleri
Tekel Umum Müdürü dün, Bomont
• Bira Fabrikasmda bir basın toplantım yaparak, muhtelif mevzular hakkınd gazetecilere İzahat vermiştir.
Birinci nevi sigaraların yeni mak' nelerle eskisiyle kıyas kabul etmeye* cek bir nefasette ve muntazam hl ambalâjla pek yakında piyasaya çıka rılacağını ve bundan sonra yukany*
• doğru bütün sigaraların ambalâj v; nefasetlerinin ıslâh edileceğini, kibri fabrikasının Islâhı için bir yabancı U2 man getirilerek bir müddet çalıştırıl# cağını, çakmak satışlarının kibrit tihlâkine tesl retmediğini memnuniyet le tebarüz ettiren Umum Müdür, bir, meselesinin tamamiyle halledildiğin, temasla: j
"— Türk biralarının dünyanın ey nefis biraları olduğunda artık hiç şür he kalmamıştır. 65 senelik Bomon. fabrikasını 940 da 4 milyon litrelik bi imal kapasitesiyle devraldık, bugün ll milyona ve yakında da 18 milyona çî karmak üzereyiz. Halka en az seki hafta dinlenmiş bira satarak nefase* arttıracağız. İhracat imkânlarını d sağlayacağız,, demiştir. ı
Şehir Meclisi bugün toplanıyor


Ayâıı Meclisi Başkanı, herkesin bu fikirde olduğunu söylüyor
W

Washington, 22 A. A. (AFP) - A-yan Meclisi Tahsisat Komisyonu Başkanı Demokrat Senatör Kenneth Mac Keller, bugün verdiği beyanatta:
"Hoffmann da dahil olmak üzere artık herkes iktisadi işbirliği idaresi tahsisatının azaltılması icabettiglni kabul etmektedir., demiştir.
Senatör, böylece Avrupanın kalkınmasına tahsis edilen kredinin bir kısmının kesilmesini açıkça isteyen ve sayıları gittikçe artan parlamento üyelerine iltihak etnıiş bulunmaktadır.
Yardımın devamını İsteyenler
New-York, 22 (YİRS) — Amerikan kongre üyeleri arasında, 1950 yılında Avrupaya yapılacak Marshall Yardım Plânından kısıntılar yapılması lehinde bin cereyan* vardır. Maamafih Vanden-berg ve diğer cumhuriyetçiler, Marshall programının aynen devamına taraftardırlar.
Ballık sahillerinde
Rus tahkimatı
1 No. lu dünya vatandaşının maceraları
...Evvelce Amerikan ordusunda tayyareci olarak hizmet otmiş olan Garry Da-vies'in 1 No. lu Dünya Vatandaşı ilân edildiği malûmdur. Hiçbir memleket tâbiiyetinde bulunmayan ve üzerinde ne hüviyet cüzdanı, ne do pasaport taşımayan G. Davİcs, seri halinde hoyacanlı maceralarına devam etmektedir. Simdi do kendisine Alman vizesi verilmemesini protosto otmok üzere, "Almanya İşleri Bürosu,, nun avlusunu Işg?ıl etmiştir. G Davies bir adam telâkki edilmemekle beraber fantezi kabilinden yaptığı
Parislileri çok eğlendirmektedir.
Hamburg, 22 (A.P.) — Batı Alman-yanın bağımsız "Der Splegel" haftalık gazetesinin bugünkü bir haberinde, Rusların binlerce Almam Baltılc sahilinden tahliye ettiklerini ve bu bölgeyi, son harpte nazüerln Atlantik sahilini tahkim ettikleri tarzda tahkime giriştiklerini yazmıştır.
Gazeteye göre, bu bölgeden ayrılmaktan imtina eden veya Rusiar hesabına çalışmak Istemlyenler, uranium madenlerine sürülmektedirler.
Paristoki artık ciddî harokotlor.
• •
üçüncü sayfada
Ticaret ve Ekonomi Bakanlığı Dış Ticaret Dairesi Reisinin mühim beyanatı.
Silâh sevkıyatı anlaşması imzalandı
Paris, 22 (YÎRS) — Amerika İle Atlantik Paktına dahil memleketler arasında Ameri kadnn yapılacak allAh sevkıyatlyle Ilgll! konuşmalar bugün VVashlngton’dn sona ermiştir. Amerika, evvelce ileri sürdüğü şartlar Üzerinde fedakârlıklar yapmıştır. Anlaşma, önümüzdeki hafta içeri-sinde imzalanacaktır.
İngiltere ile yapılan konuşmalar, yeni esaslar üzerinde tekrar başlamıştır.
Talebe pasoları - Evsiz ailelere ars. meseleleri görüşülecek
Şehir Meclisi bugünden itibaren, al gün sürecek olan fevkalâde toplantıların bağlıyacaktır. Ruznamede; Elektrll Tramvay, Su İdarelerinin bütçelerlyı tramvay pasoları, otobüslerde, üniverslıı talebesinin tenzilâtla seyahat etmele meselesi, evsiz ailelere tevzi edilecek d cuz arsaların imar tatbikat plânı, linv kömürü yakılan binalarda baca ve borı ların her uy temizlenmesine dair Beledi} Zabıta Talimatnamesine yeni bir fıkr eklenmesi hususundaki teklif. İnönü G( zisinde yeni bir posta merkezi vücud| getirilmesi için P.T.T. İdaresine bir nrs, verilmesi. Belediye Hastalıanelerinden VI nlversitenln İstifadesi meseleleri yer a mış bulunmaktadır.
•lillU>ttlUttnilklU>llflHUIUU:mMlH>IIW1ltllWHMUlCIUlMM||lHdH4IIIIİM»t1UlumiHttİmiVrfUtnUUMUUMMmsV9aumM
DOĞU AVR UPA’da
Sovyet askerleri — Bu yıl mahsul iyi olacak mı?
Köylü — Olmaz olur mu, bu tooraklara bunca gözyaşı döktürdünüz!
r-v.’ 2
Y F N t t R T A N R P I.
23 Analık 1M9
lenhalaşan köyler
Yazan; M. NERMİ
HALK Partisi Grupu'rıun 13 aralık 1949 toplantısında ileri türülmül olan fikir» lorden anlıyoruz ki; Karadeniz köyleri çok büyük bir sıkıntı için-dedir. Doğu lllorlmlıln durumu Iso daha karanlık vo ümitsizdir. Hattâ bir Bakanımız, köy sefaletinin bu essiz dramı kargısında sinirlerinin gevşediğini, altüst olduğunu ve ağladığını bile söylemekten çekinmemiştir Köy eriyor, içinden çöküyor ve tenhalasıyor. Artık, bu bir hakikattir.
Köylerin tenhalaşması, Ülkenin daha başka yerlerinde toplanmak ve birikmek İçin İnsan yığınlarının göçleri, dâvanın derinliklerine gl-remiyen bir göz için, bolki do büyük bir ehemmiyet İfade etmez. Öyle ya, köylü, her yurttaş gibi, iotodiğl yero gider, istediği yorde yerleşir ve kendisini beğendiği ise verebilir. Biz, onu köyüno baglı-yamnyız. Bizim İçin doğru olan bir prensip köylü İçin neden yanlış olsun?
.Halbuki, mesele, hiç de böyle değildir. Köy dâvaları ilo sayısız yıllardan beri uğraştığımızı sandığımız halde, doğrusunu istorse-niz, köyün Türk topluluğu çerçevesinde nasıl bir mâna İfade ettiğini, köy benliğini, köy ruhunu henüz anlıyamamısızdır. Anlaşıl* mayan vo bilinmiyen bir şey ise, bizi ne kadar üzerse üzsün, nihayet yedi mühürlü bir muammadır.
Çağımızın tok bir hayat dâvası yoktur kı; kendiliğinden ve sebepsiz doğmuş olsun. Büyük sıkıntılar içinde çırpınan ve gittikçe tenhalasan Türk köyünün tehlikeli durumu da sebepsiz değildir. Biz Amerikadan, Surlyoden, mümkün olursa. Iraktan ve başka memleketlerden buğday getirtiyoruz. Dışardan satın aldığımız ham veya yarı İslenmiş ziraat mahsullerini de hesabımıza katabiliriz. Demek oluyor kİ; yalnız yerli ihtiyaçlarımızı gdzönÜnde tutarsak* köyün nedon tenhalastığını anlamakta güçlük çökeriz. Dünya pazarlarının ziraat mahsullerine ne kadar muhtaç olduğunu, bugün, bllmiyen kalmamıştır. Köyümüze dış pazarlar da, çok geniş bir öl- , çüde açık domektir.
Üstünde 19 milyon yasıyan ülkemizin genişliği 767.000 Km 2 den fazladır. Üstelik, çeşit çeşit mahsuller yetistlrmoğo çok elverişli hava şartlarımız ve iklimlerimiz vardır Böyle bir Ülkedo yiyecek sıkıntısı, köy boşalması akla sığmayacak bir şeydir. Halbuki 42.927 Km 2 kadar toprağı olan Danimarka. 4 milyona yakın çocuğunu refah içinde yaşatmakta vo büyük ölçüde çiftlik mahsulü ihraç ölmektedir. Bir zamanlar bu memleket, ziraatinin çok büyük buhranlarına şahit olmuşsa da istihsaline yepyeni bir istikamet vermekle ziraatine çok sağlam bir temol vermenin yolunu bulmuştur.
Biliyoruz ki; ziraatimiz çok geridir. Fakat memleketimizde, top-
KISA HABERLER
Kudüs dâvası halledilemiyor
Londra. 22 (YİRSı — New-Yorktan hareketinden evvel bir beyanatta bulunan İsrail Dışişleri Bakanı Mnohc Sh&rrct, hükümetinin Birleşmiş Milletler İle Ku-düsün beynelmilelleştirilme*! kanın hususunda teşriki mesai etmlyeceğinl bildirmiştir. Aynı samanda» Vesayet Konseyinin, Kudüaün İşgali hakkında İsrail Hükümeti taralından verilen kararın iptalini İsteyen tamiminin de yerine gctl-riimiyeceğlni söyleyen Dışişleri Bakanı, hiçbir memleketin kanunen kendine alt olan bir yeri yabancı bir teşkilatın emri He terketmlyeceğ.ini söylemiştir.
Hir Amerikan - İran nnlu>*mıihi
New-York. 22 (A.P.) — Sovyet Tohr Ajansı. DoCu Almanya Cumhuriyetinin ADN Ajansına atfen verdiği bir haberde, İran Şahının Washington u ziyareti esne ında İran İle Amerika arasında munzam bir anlaşma imza edildiğini bildirmekte ve bu anlaşma hükümlerince de İranın. Batı Almanyadaki eski Hltlcr ordusu subaylarından istifade edeceğini ileri sürmektedir.
Avrupa memleketlerine Amerikan »llfıh ^aidimi
Londra 22 (YÎRS) — Atlantik Paktına dahil memleketlere savunma programının birinci senesi zarfında gönderilecek silâh miktar ve tiplerini t en bit eden bir anlaşmaya varılmış bulunuluyor. İngiltere hariç olmak üz^rc. diğer Avrupa memleketleriyle imzalanacak olan nndlaşmn-lar hozırlanmaktadır.
Ingiliz Hükümetinin bundan bir müddet evvel ileri sürdüğü übtok ve itirazlara henüz kati bir cevap gelmemiş olduğu bildirilmektedir.
rakaltı servetimizi bir tarafa bırakırsak, Zirâattan başka güvoni-lir bir döviz kaynağımız da yoktur. Yurdumuzun fabrikaları, demiryolları, bütün tesisleri simdi tenhalasmıya başlıyan köyün istihsal kudreti ilo kurulmuştur. Onun için koyun tenholasmasinı, bil-
hassa. bu bakımdan incelersek nasıl bir duruma düşmüş olduğumuzu çok daha iyi anlamış oluruz. Bütün milli varlığımızı dorinden derine İlgilendiren böyle bir durumu biz ne heyecanla, no ah çekmekle ne de gözyaşıylo tasfiye edo-biliriz. KoylÜ, her yorde muhafazakârdır vo toprağına bağlıdır. Çünküî bu toprak, ağaçları ile, taşları İle ondan önce gelen köylü nesillerin canlı bir tarihidir. O, bütün benliğinin muhtevasını veren bu muhitton ancak on büyük felâketle karşılaştığı ZAman ayrılır. Fakat zamanla şehir hayatına alışan köylü, çok seyrek istisnaları bir tarafa bırakırsak, artık köy İçin kaybolmuştur. Avrupada 19 uncu yüzyılda gollşmeyo başlı-yan sanayi hayatı biıo bunun sayısız Örneklerini vermektedir. Fa-kat bizim köylerimiz acâba kurmuş olduğumuz sanayi yüzünden mİ boşalmaya başlamıştır? intizamsız vo ufak tefek İşlerin İçyüzünü araştırırsak görürüz kil yurdumuzda geniş Ölçüde bir İşsizlik vardır. Sanayiimiz henüz çok geri bir safhada olduğu için köylerden işçi toplamaya muhtaç bir durumda değildir. Demek oluyor kİ, sanayiimizi, bu bakımdan suçlandırmaya hakkımız yoktur.
Bize göro köyün tenhalaşması-nı yaratan başlıca sebepler «unlardın
A — Köy istlhaallmlzln temelini teşkil eden iş ve kıymet yaratmak telâkkisi çok eskimiştir vo çağımızın istihsal nizamına göre, en ufak bir nlspetto bile henüz â-yar’anmamıştır
B — Köy istihsali, son 30 yıl İçinde* tekbaşına milyarlarca liralık tosislorl vo masrafları deste kiomek zorunda kaldığı İçin son dorecede güç bir duruma düşmüştür. Arada sırada yapılan tohumluk yardımları ve müdahale satışları istihsal sermayesinin birikmesini kolaylaştırmamıştır.
— İç pazarların kontrolsüz fiat teşekkülleri, isterse köylü hiç vergi vermesin, istihsal maliyetini nispetsiz bir Ölçüde arttırmış ve onu, hele dış pazarlarda, sürüm-süz bir hale gotlrmiştir.
Onun için köyün boşalmasını önlemek istiyorsak, tedbirlerimizi bu üç noktaya göre İncelemek zorundayız. Tenhalaşan köylori, kendi imkânları çerçevesinde, hiç olmazsa ayakta tutmaya çalışmalıyız. Çünkü; bir kere boşalan köyü tekrar doldurmak son derecode güçtür. Bütün dünya bunu biliyor ve köyün boşalmaması için o-linden geleni yapıyor.
Norveçli nozlirr uffrdllmlyerek
Berlin, 22 (YİRSı — Norveç Hükümeti, nn»l Almanlurrvle İşbirliği yapmış olanları. Fransa Hükümeti gibi. affa tâbi tut-m oyacak tır.
Norveçte, Alınanların hesabına çalışmış Olmaktan dolayı hapiste yatanların sayısı 570 tir.
Konuda. KonıilnlM Çin'i tıınımnk ihtrnılv ur
Oltawa. 22 A.A. (AFP) — Konuda. İngiliz İmparatorluk camıksı memleketleri arasında Çindeki Mao-Tse-Tung’un komünist hükümetini muhtemelen tanımalı tasavvurunu İzhar ettniyen yegâne Ülke olarak kalmaktadır.
Başkentin yetkili çevrelerinden bildirildiğine göre, Colombo konferansından önce ve yeni Çin Hükümetinin memleketin idaresinde hakiki kontrolü tesis ettiğine dair teminat almadıkça hiçbir karara va-rılmıyacaktır.
Amerikııdn, ıni'mc kuiisvrlndciı ölenler
Wash)(gton 22 A.A. (United Press) — Amerikan hekimlerinden bir grup, meme kanserinden mütevellid ölümlerin yazıdan yarıya azaltılabileceğini vo bil neticeye varabilmek İçin lüzumlu tedbirlerin şimdiden alındığını bildirmiştir.
MIİI1 Kanser Enotltllsünden doktor Austin V. Del bert, halihazırda senede takriben elli bin kadının meme kansorlth» müptelA olduğunu ve bunların yüzde eill-sinin beş «cne zarfınd ı uk/ııgünü açıklamıştır.
M11I! Kanser Enstitüsü ile Amerikan Kanser Hastn-(aneal, numlrkettoki dok torlar ve hnstnhanvlerle işblrllpi yaparak, meme kanserinden mütevellid ölüm sayısını yarıdan yarıva azaltmaya çnbşarak-Inrdır.
Neıv-York hususi muhabirimiz bildiriyor
Anglo-Sakson dünya hâkimiyeti
plânını Amerika reddetti
G. Kennan plânının reddi ve bu zatın İstifası* Batı Avrupanın yalnız bırakılmıyacağı kanaatini kuvvetlendirdi.
Ncw-York, ı İîusıısi muhabirimi/ Marshnll plânına memur Büyük Elçi
ET.B, bildiriyor) — Amerika Dışişleri Bakanlığı Siyasi Büro Şefi ve Boş
Müşaviri Geoıgo Kennan'ın istifa ettiği Vö 30 haziranda vazifesinden ayrılacağı hakkındakl tebliğ, Amerika. Avrupa ve bütün dünyâ için son derece ehemmiyetli olan bazı hâdiseler Üzerindeki esrar perdesini kaldırmağa başlamıştır. Kennan, Amorikartııı U-mumi politikasını plânlaştıran eski vazifesi sırasında. Birleşik Amerika ib Büyük Britanya arasında gayet sıkı, siyası ve ekonomik bir işbirliği hak-kıüda, teferruatlı bir plân hazırlamıştı. Bundan böyle batı Aleminin bütün kudreti bu Anglo-Anıorikan Birliğim dayanacak ve cihanın mukadderatı bu birlik tarafından tâyin edilecekti.
Geçen eylülde İngiliz Dışişleri Bakanı Bovtn ile Maliye Bakanı Bir Stafford Cıipps, bütün dünyanın alâka İle takip ettiği Washlngt.on toplantısına boşla-dikimi zaman, Kennan’ın bu plânı konuşmalara esas olacaktı.
Fakat iş tatbikatla böyle olmadı Batı Avrupada yaptığı bir tetkik seyahatinden henüz dönmüş olan Amerikan Maliye Bakanı, Kennan plânına şiddetle itiraz etti. Maliye Bakanına,
Çin harbi son safhasında
Londra 22 IYİRS) — Çeng-Tu şehrini tazyik etmekte olan komünist kuvvetleri. şehrin dahilindeki mll’iyetçi kuvevtlerin hava yolu Ue şehri terket-mclorine mâni olmaya çalışmakta iseler de hava meydanından mütemadiyen yüklü uçaklar havalanmaktadırlar.
Muhabirlerin bi dirdiklcrıne göre, Çeng-Tu etrafında hüküm sürmekte o-lan bu muharebe, Çinde yapılacak olan son büyük muharebelerden biri olacaktır. Milliyetçi kuvvetler, komünistlere nazaran zayıf olmalarına rağmen şiddetle mukavemete devam etmektedirler.
Tokyoda Rus sefaretine halk hücum etti
Buna sebep Rusyadaki 376 bin Japon esirinin akıbetinden haber alınamamış olmasıdır
Tokyo, 22 A.A. (Uıiıied Press) — Go farotln kapısında beklemekte /levanı e-
neral Douglas Mc Arthur, Amerika Hükümetine müracaul ederek bugün Rus yada bulunan 376.000 Japon esiri hak kında tarafsız bir devletin delâletiyle bir karar alınmasını isteyeceğini açıklamıştır.
Japonya müttefik konseyi toplantısında bu meseleye dalı ileri sürülen ve Rusyanın bu esirleri mecburi işlerde çalıştırmasına dair borulan suale co vap vermemek İçin Sovyet temsilcisi Korgeneral Kuzmn Drevyanko toplantı yı terketmişti.
General Mc Arthur, basına verdiği bir demeçle, Sovyet temsilcisinin bu ha roketini iînh etmiş ve “Sovyet generalinin bu çok acı ve vansıyâne hâdisenin tafsilâtını işitmek iaçenıemoşlnl mazur görürüm. Çünkü eski bir U£kerin bih tüylerini ürpertecek derecede barbarca sına yapılıyor,, demiştir.
Rusya aleyhtarı olan beş yüz kadaı nümayişçi Japon esirlerinin akıbetleri hakkında malûmat almak Kin doksun dakiku bekledikten sonra Rus sefaretinin kapısını kırmaya teşebbüs «itmişlerdir. Ruslar şetaretin demir kapısını muhafaza eden nöbetçilerin sayısını çok arttırmışlardır. Aralarında kadın ve ço-cukların da bulunduğu nümayişçiler se-
Harrimnn. Amerikanın Paris Büyük Elçisi Davld Bruce ve Charles Bohlon gibi nüfuzlu Amerikan şahsiyetleri de iltihak ettiler,
Charles Bohlen, böyle bir plânın bilhassa Franiada uyandıracağı es ki tesir üzerinde durdu. Anlaşılıyor kİ. Fransa Hükümeti* Batı Avrupanın, Anglo-Saksonlar tarafından yalnız bı-rnkdacağını ve bu suretle Atlantik işbirliğinin feda edilebileceğini ima eden bütün plânlar hakkındakl endişelerini ihsas etmiş bulunmaktaydı.
Kennan’ın İstifası, sıkı bir Anglo -Amerikan İşbirliği projesinin Ingilto-renin içerisinde bulunduğu büyük ekonomik müşküllere rağmen, şimdilik, Acheson tarafından terkedllmediğlnl göstermektedir. Filhakika, birçok müşahitlerin kanaatine göre, İngiltere, şimdiye kadar olandan çok başka ve mUesssir bir Amerikan yardımına muhtaçtır.
Eski Baş Müşavir George Kennan, Amerikan üniversitelerinden birinde kürsü sahibi olacak ve Rus Edebiyat Tarihi ile Bolşevik İhtilâlinin monşolo-rl hakkında eserler yazacaktır.
Suriyede hâlâ kabine kumlamadı
Sam 22 (A.A.) (Afp) — Eski Dışişleri Bakanı ve Halkçı Parti nüfuzlu üyelerinden doktor Nâzım El Kııdsi bu akşam yeni Suriye kabinesini kurmağa resmen memur edilmiştir.
Evvelco kabine teşkili vazifelini alan Şnkir Ela», Halkçı Parti arasında bir ayrılığa meydan verilmemesi İçin Dr. Nâzım El Küda! lehine feragatte bulunmuştur. Bakanların seçilmesi İçin, Halkçı Parti toplantısından sonra yarın sabah kabinenin kurulması muhtemeldir.
doccklerini bildirmişleı ve bazıları Rus lara küfür ederken diğer bazı 1 urı da ağlamışlardır.
Nümayiş Tertip Heyeti Başkanı, muhafızlar vasıtaslylo Rus makamlarından mülâkııt istemiş ve “sefaret geçen haf ta, bir hafta sonra gelmemizi bildirmişti, işte geldik,, demiştir.
Saat 17 ye doğru nümayişçiler, elçiliğ. muhasaraya devam etmekte idiler.
Sovyet Büyük Elçiliği giriş kapısının önünde 7 saatten beri bekleyen bu Jüponlar, tatminkâr bir cevap almadıkla tından muhasarayı ilâııihaye devam ettirmek niyetindedirler.
Ncw-York 22 tYİRS) — Sibiryadate! 120 Japon esir kampında bugüne kadar bakımsızlıktan ölen Japonların 51000 kişiden fazla oldııeu mevsuk kaynaklar dan bildirilmiştir
Brlçikıı İlgili Ordusu, Alrnuuj udun çekılrc ck
Berlin 22 (YİRSı — Britanya vo Belçika Hükümetleri. Federal Almanyadıtn Belçlkfih askerlerin çekilmesi hususunda yarin bir toplantı nktcdcccklcrdir.
Batı Ahnanyııdakl Belçika İşgal Ordusunu teşkil eden askerlerin sayısı 40.000 dlr
Ticaret Bakanlığında
Mensucatçıların ikinci
umumî toplantısı
Ankara 22 (Hususi muhabirimizden) *— Bugün Öğleden 9unra Ticaret Bakanlığında rnensucatçılarln İkinci umumi toplantısı yapılmıştır. İlk toplantıda kendir - keten, pnmuıdu ve yünlü mensucat meselelerini incelemek Üzere üç komisyon ayrılmıştır. Bugünkü toplun tıda bu komisyonların hazırladıkları raporlar okunmuş ve bunlar üzerinde münakaşalar olmuştur. Münakaşalar a-rasında dikkati çeken müşterek nokta, ithalâtçılarla sanayicHcrin işleri kendi menfaat zaviyelerinden tetkik ederek müdafaalarını bu cophodon yapmış ol malarıdır. Meselâ, yıinlü mâmul medde ithalâtçıları İngiliz kumaşlarının İthaline müsaade olunmasını, pamuklu ithalâtçılarıyla küçük sanuylcllrır do pamuk ipliği ithalini İstemişlerdir.
Sanayiciler ise, akol tez. yâni memlekette imal edilen hor maddenin Ithn* linin monodllmesl üzerinde ısrarla dur muşlardır- Yalnız bir noktadn her İki zümrenin tamamen müttefik olduğu görülmüştür.
O da memlekotto pamuklu ve yünlü
Meclis
gündemi
Köy enstitüsü mezunlarının maaşları görüşülecek
Ankara 22 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Meclisin yarınki gündeminde, Hicazdan getirilen Kâbe örtüsü hak-kmdakl soru takririnin cevaplandırılması, bir defa müzakere edilecek maddeler arasında milli korunma kanunu hakkında bir yorum talebi İlo bir idam hükmünün tasdiki bulunmaktadır. Bundan başka Ordu tç Hizmet Kanunun 66 ncı maddesinin tadiline, Köy Enstitüsü mezunu öğretmen ve Sağlık Memurlarının maaşlarına, hastalık sigortasına. Askeri Fabrikalar Tekaüt ve Muavenet Sandığı Kanununun tadiline. Bina Yapımı Tteşvik Kanununun onuncu maddesinin değlştlrllmesino vo Türkiye - Çekoslovakya arasında yapılan ticaret vo ödeme anlaşmasının tasdikine ait kanun taşarılâı inin da birinci müzakereleri yapılacaktır.
Dİyarbakırda köylüye toprak dağıtılıyor
Ankara 22 (Hususi muhabirimiz bildiriyor)- — Dİyarbakırda topraksız kalan veya yeter derecede toprağı olmı-yan köylüye toprak dağılacak olan komisyon 6 aydan beri devam eden çalışmalarını bitirmiş ve ilçelerde 25 bin dönüm arazinin; tevzle hazır bir durumda olduğunu Tarım Bakanlığına bildirmiştir. Komisyon, tevzi ve tapulama işlet ine başlamak üzere emir beklemektedir. Ancak Tarım Bakanlığı bu emri henüz vermemiştir. Hazîneye ait olan 25 bin dünüm arazi üzerinde bazı ıhti'âflar bulunması buna sebep olarak gösterilmektedir. Mesele, Bakanlar Kuruluna intikal etmiştir, ihtilâf halledilince Tarım Bakanlığı tevziata başlanması emrini verecektir.
Dİyarbakırda Ziya Gökalp müzesi açılıyor
Ankara 22 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Dİyarbakırda, Ziya Gö-kalpın doğduğu evin bir müze haline getirilmesi Milli Eğitim Bakanlığınca kararlaştırılmıştır. Bakanlık, Gökalpın babasına ait olup sapasağlam durmakta olan evin satın a'ınmnsı için Valiliğe tebligatta bulunmuştur. Evin mü-bayaası için tahsisat ayrılmış bulunmaktadır. •!
Ev satın alındıktan sonra, restore edilecek ve Gökalpa ait eşya, kalem, yazı ve notlar temin edildikten sonra müze olarak açılacaktır.
olarak 113 milyon lira kıymetinde rnâ-mul maddo stoku bulunduğu v(? bunun bohomohal eritilmesi zarurotldlr. Filhakika bugün tahminen Tâ milyon liralık kumaş, Siimeı bankın, 35 milyon liralık kumaş da hususi teşebbüs erbabının depolarında alıcı bekinmektedir. Momlekctto fazla mâmul eşya bulunduğunu bilen Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı da pamuklu maddeleri ithalât lfatoslhin B. grupuna. yünlü mad deleri de C. grupunn koyarak bunlara mümkün mertebe lisans vermemek yö-luna gitmiştir.
îthal edilmekte oİHn az miktardaki pamuklu ve yünlüler övvalce yapılmış takas anlaşmalarının zaruri neticelerinden ibarettir. Ekonomi ve Ticaret Bakanlığını gerek demircileri ve gerekse mensucatçıları toplantıya çağırmasından maksat, ithalâtçı ve sanayici zümrelerin fikirlerini öğrenmekten ibaretli kİ, bugün Bakanlık llgllllorln düşünce ve taleplerini bu toplantılar sayesinde etraflıca tetkik etmiş bulunmaktadır.
T rabzoııda liman
inşaatı
Limanın 1952 jılında tamamlanacağı anlaşılıyor
Ankara 22 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — 1946 yılında İhalesi yapılan Trabzon liman inşaatına dış memleketlerden gelen malzemenin gecikmesi do-hıyiHİyle ancak bu yıl başlanabllmiştir. Bugüne kadar esas mendireğe 78 bin ton ta« dökülmüştür. Mendireğin İkmali için daha 700 bin ton taş dökülmesi lâzım gelmektedir.
Mendirek 50 metre daha uzatılarak 300 metreye çıkarılacaktır.
inşaatta 8 milyon Hra tutarında makine ve bir o kadar lira değerinde atölye tesisleri çalışmaktadır.
İnşaatın yapılan mukavelenamede derpiş edilen müddetlere muvazi olarak İnkişaf ettiği temin olunmaktadır.
Bu tempo He liman, 1952 yılında ta mamlanabllecektlr.
Liman projesi, gclecekto inkişaf ihtimaline göre hazırlanmış olduğundan herhangi bir ilâve tesis kolayca yapıla bilecektir.
îznıir, tiyatro binasına kavuştu
İzmir 22 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — İzmir Belediyesi. Şehir Tiyatrosu ittihaz etmek üzere Kordonda Hava Kürumuna ait Tayyare Sineması binasını 200 bin Hra mukabilinde satın almış ve tapuda takrir verilmiştir. Hava Kurumu, belediyeden bu binayı her zaman teıyatıo oarak kullanacağına dair bir taahhütname almıştır.
Bir infilâk* beş vatandaşı öldürdü
Dün. Ağvnnuı Çuğunlar köyünden bir vatandaş, denizde bulduğu bir cismi karıştırırken müthiş bir İnfilâk olmuş ve neticede beş kişi derhal ölmüştür. Bunlardan başka üç kişinin de, ağırca yaralandığı haber verilmektedir, Şehrimizdeki a-lâkahlnr tetkikler yapmak İçin vaka mahalline hareket etmişlerdir.
Bugünkü defile
Bugün eaat 15 te Cnğalogiu Akşam Kız Sanat Mektebinin İkinci sınıf biçki öğrencileri, hocalarının nezareti nltında bir defile yapacaklardır.
Streptomisin ithal ediliyor
Sağlık Müdürlüğü, fazla talep karşısında. yeniden 70 bin liralık streptomisin ithal etme ve karar vermiştir.
Sivas tankeri
Sivas tankeri, akaryakıt getirmek üzere Abadana hareket etmiştir.
Yargıçlar, kanunun dışında umumî vazife alabilirler mi ?
Türkiye Hukukçular Demeği, yarın ilk toplantısında bu mevzuu incellyecek
Bünyesi İçerisinde her sahafla çıılışrın hukuk adamlarını toplamış bulunan Türkiye Hukukçular Derneği faaliyetine başlamıştır. Dernek, nlznlrnn&moffl gereğince İlk genel kurulunu. 7 ocuk 1950 m-ınnrteni günü ima t 15 te İstanbul 1. el Ağırceza mahkemesi salonunda toplantıya davet etmiştir.
Bu toplantıda; Anayasanın. Yargıçların kanunla göstorllonlerden ba^kp umumi veya hıiHunl herhangi bir vazife alıp nla-mıyncaklarına müteallik ulan 57 İnci mmldonlnln şümulü hakkında nıütehns-RjRİ.ır t/ırafinden hazırlanan rapor okunacaktır.
Bir Fin güreş takımı memleketimize geliyor İstanbul Güreş Kulübünün İsveçlilerden sonra, bir Fin güırş takımı getirtmek Ü-zrre faaliyete geçtiği öğrenilmiştir.
Fakat, Güreş Federasyonu, gelecek olnn yabancı takımlara karşı kuvvetli bir e-kiple çıkılmasını arzu ettiğinden, Güreş Kulübünün bu teşebbüsünü İyi karşıla-mnnııştır. Diğer taraftan. Federasyonun. Güreş Kulübü ile Kasımpaşa Gü»eş Kulübünün anlaşarak hariçter* nrmçtervken takım getirmelerinin yerinde olacağı kanaatine vardığı haoer verilmektedir.
Yarınki maç radyo İle neşredilecek
Şehrimizde bulunan First Vlenna futbol takımı üçüncü karşılaşmasını yarın İstanbul lığ lideri Bcşıktaşla yumacaktır. Ayni takım. Palar günü. şehrimizdeki karşılaşmalarında en fena neticeyi alan kulübe I u\rşı. bir defo daha oynı ya çaktır. Öğrendiğimize göre, İstanbul Radyosu ber İki maçı da saat 11 30 dan itibaren neşredecektir.
“Beş Pavyonlar” verem hastahanesi kiralandı
Yedlkuledekl 300 yataklı '’Beş pavyonlar,, verem hastahanealnln tamir ve tadil işleri tamamlanmıştır. Sağlık Bakanlığı, buruda çalışacak olan doktor ve müte-hasılaları da tâyin etmiştir.
Hastahanenln tefrişi. bugünlerde tamamlanmak üzeredir. 300 yataklı bu modern verem hnstnhanesi Bakanlık tarafından yapılan 300 bin liralık yardım, Sağlık Müdürü vc bazı hamiyetli vatandaşların gayretiyle vücuda getirllmlşrlr. H&stahane binaları, Balıklı Rum Ha&ta-haneai mütevellisi tarafından. Sağlık Müdürlüğüne 12 sene müddetle kiraya verilmiştir.
Meslek okullarında Yılbaşı tatili
Mcnlek vc Teknik öğretim okullarından manda ilk» orta ve lUolerda der.-'—*e 2-ocak 1950 tarihinden 9 ocak 1950 n .e kadar aralık verilerek dinlenme t( Ilı : a-pılmnsı kararlaştırılmıştır.
Meslek ve Teknik Okulların dinle ne tarihleri ayrıca tespit edilecektir.
Şoförlerin kıyafeti
Şehrimizde vazife gören her nevi *n-tör vc biletçilerin, bundan b(r lc r ıit“* tıpto elbise giymeleri kararlaştırıl. ı .r
Tekelde tasarruf
Teke) İdaresi, latanbuldakl zatış ş»l e-lerlni lâğvederek şehirdeki satrları İstanbul. Üsküdar ve Beyoğlu için her mn 1-deyl ayrı birer bayie vermek niyetindedir. Evvela İçkilerden haşlanılarak fabrikalardan muhtelif bayilere tevziat yapılmayacak ve bu tecrübe muvaffak olduğu takdirde, kamyon, depo kirası personel nıaarafı gibi birçok sarfiyattan tasarruf imkânını bağlıyacak olan bu usul bütün maddelere tatbik edilecektir.
Gelir Vergisi hakkında gazetecilere bir konferans verilecek
İstanbul Defterdarlığı mütehassıslarından biri tarafından önümüzdeki pazartesi günü saat 15 te İstanbul Gazeteciler Cemiyetinde “Gelir Vergisi muvacehesinde gazetelerin vo gazetecilerin durumu., mevzuunda bir konferans verilecektir.
Sigaralarımızı harice satmak işi
Tekel İdaresi Ar«p memleketlerine sİ-g8ra satmak üzere müşterek sermayeli KÜwelt’tc bir fabrika kurmak için teşebbüse geçmlç vc hazırlanan mukavele Bakanlığa gönderilmiştir.
Hindistan. İrak. İran, Ürdün ve Hicaza buradan sevklyat yapmak İmkânı hâsıl olacaktır, Pâkistanda tekel madde lerlnln satışı işi ayrıca etüt edilmektedir. Bu iş için ticaret heyetimizle birlikte Karaşiye gitmiş olan Satış Müdür muavininin avdetinden sonra bir karar verilecektir.
YAKUP KADRİ KARAOSMANOGLU
PANORAMA
EDEBİ roman
- 23 -
bu kanunların, bu emirlerin - kafaların İçi şöyle dursun - hattâ dışını bile değiştiremediğini görmek istemiyoruz. Müfettişi umum! bey, - halkı Avrupai yaşayışa alıştırmak İçin • misafirlerini akşam yemeğine aınoklnle kabul ediyor; bizim, lisenin müdürü ise, bütün gün mektebin içinde ökçesiz terliklerle dolaşıyor; biri, yeni sosyal nizamı kurmak, öbürü, kafaları işlemek gibi iki çetin vazifeyi üzerlerine almış bulunan bu adamların her İkisi de bence, başka başka bakımlardan inkılâp metodumuzdaki ayn. axlom hatasının kurbanıdırlar. Ne o. ne de bu bir şey yapmağa muvaffak olamıyacak; her ikisi de, ağır bJr çarkı, boşlukta döndürüp duracaktır.
”Blr şey yapmağa dedim. Fakat yapılmak istenen şey nedir? Onu, ben dahi henüz kûfi bir vuzuh ile anlamış değilim ve doğrusunu istersen, hattâ bütün bu sızlanışlı satırlarla sana neden şikâyet etmek istediğimi de bilmiyorum. Arasıra, kendi kendime “sakın, diyorum; ben de, bir zamanlar o kadar aşağı gördüğüm alafranga tiplerin o bayağı ve sathi MComplex„ terine düşmüş olmayayım.,, Hatırlarım, Paris’e gitmezden evvel, İstanbul’da bunlardan birçoğuna rastgclmlştlm. Etraflarına dslml bir dudak bükünlüsiyle bakıp bakıp da bir “Burada nasıl yalanılır!,, deyişleri varili
dı ki, bana ancak suratlarına bir tokat atmak arzusunu verirdi. Şimdi, içimi yoklarken bu çeşit soysuzlara karşı daima aynı nefreti taşımakta olduğumu hissediyorum. Demek ki, korktuğum başıma gelmemiştir. Şu halde tekrar edeyim: Şikâyetim nedendir? İstırabımın sebebi nedir? Vatan topraklarının bu bin türlü tarihi hatıralarıyla yuğurulmuş parçası üstünde bana bu gariplik, bu kimsesizlik, bu yurt yerlmserliği nereden geliyor?
•‘Geçen gün, kimbilir kaçıncı defa okuduğum Barrös’in "Colline lnspirâe"sini tekrar gözden geçirirken bu suallerin cevabını bulur gibi oldum. Bu kitabın başında şöyle bir cümle vardır: “Bazı yerlerde bir ruhun estiği hissedilir.,, Bir ruh, bir fikir, daha doğrusu bir mânevi unsur... işte, iki gözüm, burada hiç hisse-dilemlyen ve bulunmayan şey budur vc ben havanın bu kuraklığından kuruyup gidiyorum. Emin ol ki hasretiyle, yokluğuyla kavrulduğum ne St. Gerınnln caddesinin hoş âvft rol lideri, ne de Quartier Lâtin kahvelerinin tara çalarındaki göz ve damak hazlarıdır. Hayır, ben, burada* sadece, beni dinleyebilecek, beni arılayabilecek bir adamı; kafama, nice zamandan beri kaybetmeğe başladığı serinliği, tazeliği verebilecek bir çevrenin hasretiyle kavruluyorum. Bir çevre dedim; Diyarbakır Lisesi felsefe hocasının ağzında bu mübalağalı bl^ sözdür. Bir küçücük pencere demek İstiyordum; uzaktan uzağa da olsun, arasıra herhsngl bir fikir Aleminin nef-halarına karşı açabileceğim bir pencere,,.
“Sana, bu satırları, İçinde in cm top oynayan. IHalkevi)nin çırılçıplak bir odasında yazıyorum. Bu çizgili kâğıtla, içi hârell zarfı, biraz evvel aşağıdaki bakkaldan satın aldım. Kusura bakma. Bu kültür ocağında kitap falan şöyle dursun, hattâ kâğıt kalem bile bulmak 112
mümkün değildir. Bahsettiğim geniş odanın ortasında bir büyük masa duruyor; bunun üstünde, İstanbul’dan, Ankara’dan gelmiş bir takım eski gazetelerle mecmualar hiç el değmeksizin kendi kendilerine yıpranıp solmaktadır. Tanrım, hepimize sabır ve selâmet İhsan eyleye, âarnln!,, ★
Cahit Halit, Ahmet Nazmi’ye yazıyor: “iki gözüm, bu, ne fütûr. bu, ne ümitsizlik! Hattâ, —müsaadenle— bu ne yılgınlık, ne hezimet! diyeceğim. Korkarım kİ, bu gidişle, sen de, günün birinde kendini Diyarbakır’ın şanlı evlâdı Ziya Gökalp gibi bir buhrana kaptırıp da alnının ortasına bir kurşun yerleştirmeğe kalkışmayasın! Sakın ha; o romantik c iller çoktan geçti. Mektubundaki o V’ortherâne İsyanların, feryatların bu bendesi dünyada artık hiç yeri kalmadı, inkılâbımızdan bahsederken “Hiç tekniksiz inkılâp olur mu?,, diyorsun! İyi ama, sen de kendin için henüz bir yaşama tekniği bulmuşa benzemiyorsun. Başlıca derdin. bulunduğun yorde bir fikir muhitinden, teneffüs ettiğin havada bir entelektüel unsurdan mahrumiyettir. Fakat, bu derde bir deva aramak İçin eıı ufak bir zahmete katlanmaktan da çekiniyorsun; o muhiti senin yaratman, o havayı senin entolektüelleştirmen lâzım gelebileceğini aklından geçirmiyorsun, istiyorsun ki, bu, kendiliğinden hasıl oluverdin veyahut başkaları bunu sana hazırlayıp “Buyurun Efendim, her şey tamam!,, desinler. Böyle bir haleti ru-hlyenin “bir inkılâp plânsız, teşkilâtsız, kadrosuz,, yürüyebilir “hayaline kapılanların.* gafletinden farkı ne? Eğer, Mustafa Kemal’in açtığı yol Üstünde yürüyen sen ve ben yaştaki, senin ve benim kafamdaki gençler omuzlarına aldıkları tarihi mesuliyetin korkunç mehabetini teker teker hissetmomb.ler ve yüreklerinin 113
azmini buna göre bilememişlerse, pek tabiidir ki. oir takım prensiplerin formüllerinden ibaret olan kanunlar, valilere, polislere. Jandarmalara verilen emirler, bence, yedi yüz şu lı tdar bin kilometre murabbalık bir geniş ülkenin yeni baştan kurulması ve on sekiz milyonluk bir milletin yekpâre bir blok halinde harekete getirilmesi mânasını İfade eden Kemalist inkılâbını yürütüp başarmaya kâfi gelmez.
Nice çelin zorluklarla tıpkı bir harp mey-«•n ı gibi savaşacaksın, boğuşacaksın. D|-.inle, tırnağınla didişeceksin. Bazan Ölesiye yaralanacaksın. Fakat, bir an fütûra düşmeden, bir kere “Uf!., demeden cidaline devam edeceksin. Yoksa, Türkiyenin yüz elli yıldan beri dördüncü ve sonuncu olarak giriştiği bu kurtuluş ve kalkınış hamlesi de kendisiyle beraber tarihin uçurumuna yuvarlanıp gidecektir.
“Dâva senin veya benim, Ali’nin veya Velinin «aadeti, rahatı, refahı değil; dâva bir makûs hâdiseler selinin durduruluşu, bir büyük eserin yaratılışı dâvasıdır. Sen ve ben bu dev işinin binlerce adsız ırgatları arasında yer alıp çalışmaya rıza gösterdiğimiz gün bu memleketin »clânıct saati çalmış olacaktır.
Bu ne «ert, ne haşin mantık diye söylenme! Mademki inkılâptan bahsediyoruz; ben yer yüzünde yumuşak ve tatlı mantıklı bir inkılâp tanımıyorum. Almunyada hiçbir şey öğrenme-dlmsa tarih ilmini herhalde İyi tetkik ettiğime mımabllirim vc orada, senin kaç kere yüzüme vurduğun gibi kendimi yalnız Nletsche’nin tra-jlko-llrlk çağlayanına kııptırmrılcla kalmadım» Hegel felsefi sinin derin gölünde de epeyce yüzmesini bildim, Senin kadar değilse bile, herhalde aana yakın bir kanaatle eminim kİ. hayat, hele milletlerin hayatı dört buutlu düpedüz bir nesne değildir. Bunun birçok girintileri, 111
çıkıntıları vardır ve buna ait problemler, birbirini nakzeden bir silili “Tez.,1er ve “Antitez” lerle doludur. Fakat. —yine tekrar ediyorum— mademki inkılâptan bahsediyoruz, mademki inkılâpçıyız, diyoruz; ister istemez, kafanın bu tez ve antitez idmanlarını şöyle bir yana bırakıp yalnız bir taraflı olmak ve dünyayı yalnız bir zaviyeden görmek mecburiyetindeyiz. İşarım müritlerine dediği gibi, ya “Evet, evet!,, ya “Hayır; hayır!,, hem “Evet?,, hem “Hayır,, yahut da kâh “Evet!,, kâh “Hayır!,, bu. ne yapacağını bilmeyenlerin, bu, kararsızların, imansızların, zayıf ruhluların kârıckr. (Sakın, seni de bunlar sırasında saydığım vehmine kapılma. Bence, sen, realitelerle İlk temas neticesi olarak kuvvetli bir sarsıntı devresi geçirmektesin.) Fransızların “Esprit crıtique„ dedikleri tenkid fikrini, tenkid hassasını çok ileriye doğru götürdük mü, ruhumuz kolaydıkla bu za’fa düşebilir. Onun için inkılâpçılık düstûrunda, yalnız (Auto - critique)e yer vardır; bu düstûra göre gerçek ve samimi bir inkılâpçı ne kendisinden başka türlü düşünenlerin tenkidini hoş görmek; ne de bir sürü müstehase realitelerin muhalefeti karşısında irkilmek hakkına maliktir. O, sırtına aldığı tarih! misyonu herkese ve her şeye rağmen başarmak zorundadır. H'^kese, her şeye ve hattâ bazı da kendine rağmen...
"Görüyorsun ki, inkılAp mantığını gittikçe daha ziyade sertleştiriyorum. Şimdi de. beni, kimbilir belki ya nazlllk, ya komünistlikle suçlu bulacaksın. Ne yapayım: her inkılâbın metodu bir ise, bunu değiştirecek veya yeni bir İnkılâp yapma metodu bularak olan ben değilim. Anadolu’daki sünnet düğünlerinde olduğu gibi das'ul zurna İle, plftv zerde ile herkesin gönlünü
(Dt vatın var)
113



23 Aralık 1949
Sayfa 5
AMERİKAPAN İNTİBALAR
Jane Teyzenin büyük balosu
mantoları
1950
senesi

Yazan: Hesketh Pearson

habor-yıllar-Fakat hara-Jane


ANE Teyze ihtiyar vo gururlu bir kadındı. Tip-porary eyaletinde, eski, harap ve kocaman bir konakta otururdu. Komşulardan hiçbiri ona ug-amozdı. Zaten bu türlü ziyaret-tardon bir çeşit tiksinti duyardı. Komşuların; otları büyümüş bah-leyi, perdelorl ve eşyası solmuş kapalı odaları ve nihayet eski cazibesini ve nüfuzunu kaybeden ve son gönlerini yaşamakta olan ihtiyar ve kimessiz bir kadını görmelerini Itemiyordu. s
Dünyada olup bitenlerden siz ve uzak geçen bu hayat ca aynı şekilde devnm etti, bir kış, komşular arasında retle konuşulan bir haber
Toyze'yl de alâka çemberi içine aldı: Tepedeki yeni eve taşınan aile o zamana kadar görülmemiş bir balo verecekti. Ryan adını taşıyan bu ailo gayet zengindi. Asaletçe öyle Önemli bir mevkileri yoktu. Kulaktan kulağa, ticaretle meşgul oldukları öyleniyordu.
Bu haberden küplere binen Jane Teyze, “Kim imiş bu Ryan’lar? Kendilerini ne «anıyorlar? Kim gidermiş bunların balosuna?,, diye sorar herkesin gitmek üzere hazırlandığı söylenince öfkesi bir kat daha artardı
Ryan’ların balosu ümit edildiği gibi güzel geçti, O sırada Jane Teyze’yl bir görmeli idiniz. Fakat hâta kendilinindi. Mücadeleye atılıp eyaletteki eski nüfuzunu yeniden canlandıracağına. İç kabu-buğuna çekilmiş, her şeyden uzak yaşamıştı. Bunun üzerino Jane Teyze kararını verdi. O da bir balo tertlpllyecek, yeniden İçtimai hayata girecek ve eski bir hanı-
ÖL"»

Tiyatro kronikleri
mefendinin neler yapmaya kadir olduğunu herkeso gösterecekti. Eğer bu eyalet mazisini bu ka-kadar unutmuşsa, onu, bu sonradan görmelerin küstahlıklarından kurtarmak olbettc ona düşerdi.
Jane Toyze büyük bir gayretle çalışmaya koyuldu. Eski ve harap konak yemden boyandı. Eşyalar yenilendi. Bahçe yeni bir zevkle tanzim edildi. Balo için gerekli yl-yecoklor ve orkestra Londra'dan getirildi. Bir alay garson tutuldu. Masrafa aldırmaksızın hor şeyin en iyisi getiriliyordu. Zavallı Jane Toyze ömrünün son yıllarını, bu balonun masraflarını ödemekle geçirecekti.
Nihayet balo gecesi geldi. Konağın etrafındaki renkli ampuller iki millik bir mesafeyi aydınlatıyordu, Merdiven başlarına ve köşelore yerleştirilen zengin çiçek vazoları müstesna bir zevkle seçilmişti.
Jane Toyze, zarif tuvaleti ve pırıl pırıl elmaslariyle merdiven başında göründüğü sırada, orkestra tarafından derin bir saygı ile selâm-landı. Sonra salona indi vo kapılın yanında durdu.
Zaman ilorliyor, fakat hiçbir davetli görünmüyordu. Saat dokuzu, onu çaldığı halde koca salon sessizlik içindeydi. Bu arada orkestra, konağa çöken sıkıcı havayı dağıtmak için birkaç parça çaldı. Jane Teyze kapının yanında on bire kadar ayakta bekledi. Sonra orkestraya vo garsonlara dönerek, “Yemeğinizi yiyin,, dedi, “herhalde kimse gelmiyecek... Bu sözlerinin arkasından ağır ağır merdiveni çıktı ve odasına kapandı. O geceden sonra Jane Toyze’nin ağzından bir kelime çıkmadı ve üç gun sonra Tanrı’nın rahmotinc kavuştu.
HALİT ÇAKIR
emo Bankası III
EMO Bankası, Şehir Tıyatro-
KJ Komedi kısmında, bu mevsim başladığından beri üçüncü defa oynanıyor vc yine de kalabalık bir seyirci kütlesi buluyor.
Hatırlarda da olduğuna göre, temsilde baş rolü oynayan Vasfı Ruam» hastalanması ve dublörü olmaması yüzünden komedi, bir müddet kaldırılmış tekrar oynanmış, yine kaldırılmıştı. Bütün bu maceralar içinde, 8 tabloluk komedi, duvar ilânlarına 6 ptrdelik vodvil olarak intikal etti, fakat sahnede temsil edilen beş veya eltisi yarım saat suren sekiz bölümlük bir Komedi buf'dür.
Ncmo Bankası, biri somurtkan x:e virefrcı, öteki güler yiizlü vc neşeli iki arkadaşın macerasıdır. Somurtkan, hayatta muvaffak olamıyor, öteki o-luyor. Ezeli kaide. Vakaa, güler yüzlü vc neşelinin muvaffakiyet için kullandığı usuller pek dc dürüst değilse de, somurtkanın hak ve hukuk namına tuttuğu yol da ahlâki sayılamaz. Her şeyde olduğu gibi, şu işin bir •‘ikisinin ortası,, bulunsa elbet daha iyi olacak-
I I


fır. Fakat şahneden, t e zadlar gösteri-liyor, neticeyi çıkarmak seyircilere düşer.
Lütfı Ay ve Fehmi Baldasın L. Ver-nuirdcn tercüme ettikleri bu ukonıc-di-vodt'il-buL, Vasfı Rızanın kendine mahsus muvaffakiyetlerinden birini daha teşkil etmektedir. Samiye Hiim Gülistan Deniz, bu muvaffakiyette büyilk bir hisseye sahiptirler. Kome-di kunnınm iki Reşitleri, kınacık rol-ferinde Rrftk Arduman. Yaşar Özsoy, Mehmet Karara ve Kadri Ögehnan birer tıp yarattılar.
Temsilin heyeti umumiyesinde bir ağırlık var, perde araları dahil, iiç buçuk saat sürüyor. Bunun sebebi, hoş sahnelere halkın gülmesi üzerinde fazla durulması adadır. Daha “brio„ ile oynatarak her Usituation„ da tevakkuf c-d.ibnezst zannedersem hem temşü daha kazanacak hem de seyirci daha memnun olacaktır. Zira, üç saat. Komedi kısmı um hiç de davetkâr olmayan koltuklarında oturmak, ne kadar gülerse gülsün, insanının., başını ağrıtıyor.— fa.
yukarı bel-şckilndeki kadınların içine giren-
U sene mantoların biçimleri çok değişiktir. Büyük terzilerin koleksiyonlarında klAeik mantolara çok rastlamakla beraber ekseriyeti geniş, büyük yakalı ve kloş mantolar teşkil etmektedir. “Soğuk kış günlerinde bol mantolar içinde üşümlyecek miyiz?,, diye, belki aklınıza bir sual gelecek. Fakat bu mantoları kalın kumaşlardan yaptığınız takdirde hiç de üşümezsiniz.
Bu sene saçların kısa oluşıı yüzündeı yakalar çok geniştir, öyle ki, biraz ya kanızı kaldıracak olursanız burnunuza kadar sıcak kumaşın içine gömüldünüz demektir.
Mantolarda kollar son derece geniştir. Kol oyukları ise aşağı den başlamaktadır. Gocuk bu mantolar biraz şişman kurtarıcısı olmuştur; zira
lerLn zayıf veya şişman oldukları pek belli değildir.
Bu mevsim, iki taraflı kumaşlar u-mumiyetle bu gibi mantolarda çok d?, mumlyetle bu gibi mantolarda çok daha fazla kullanılmaktadır» Bu Kumaşları iki taraflı kullanmak da mümkündür. Kumaşların diğer tarafından kollara, ceplere, yakaya bir süs haline koymak değişiklik vermek için fena fikir değildir.
İki taraflı kumaşlardan ters ve yüz giyilebilen mantolar da yaptırabilirsiniz.
Böylece bir taşla İki kuş vurarak, değişe değişe giyebileceğiniz bir mantoya sahip olursunuz. Bir dakika evvel siyah tarafını giydiğiniz bir mantoyu, biraz sonra kırmızı tarafını giyerek yepyeni bir kıyafetle sokağa çıkmanız mümkündür.
Mantolar, çeşitleri gibi iliklenişleri de değişiktir. Bazıları yakada bir tek düğme İle ilikleniyor, bazıları ise yukardan aşağıya hem dik, hem de eğri şekilde iliklenmektedir. Doğrusunu söylemek lâzım gelirse şık ve modaya uygun olmak için en eksantrik mantoyu giymek kâfidir. Çünkü bu sene fantazinin hududu yoktur.
Fakat müsterih olunuz.

turmuş koyu renkli redingot şeklindeki mantolar da hâlâ çok şık addedilmektedir. Yakaya konan bir garnitür, ceplerde yeni bir kup modanın belli başlı mühim noktalarındandır. Mantonuzdan her ihtimale karşı bir parça kumaşla beraber kürk saklayacak o-lursanız gelecek senek! değişiklikler*’ şimdiden hazırlanmış olursunuz.


lÇfeı
1
3


l

duvardaki televizyon ilişti. O gün Gandi bu havadis, Gandlnin parçalariyle süslene-
1947 yılında bir cuma günü Parl-sın büyük “Prin-lemps,, mağazasında mûtattan fazla bir kalabalık
vardı. Halk akın akın 4 üncü kata çıkıyordu. Merakla takip ettim. Meğer cuma günleri, büyük mağazanın radyo ve gramofon dairesinde halka televizyon gösterilirmiş. Eyfel kulesinden nakledilen bu televizyon programı gayet kısa sürdü ve seyirciler, fevkalâde bir Şey görmüş olmanın verdiği heyecanla birbirloriyle konuşarak dağıldılar.
Aynı yılın sonuna doğru New -Yorkta bir lokantadayız. Başımı şöyle bir kaldırım, ahizesi gözüme katledilmişti ve hayatından film
rek televizyondan naklediliyordu.
Televizyon, Amerikada, bir keşif, bir ilim hâdisesi, bir fevkalâdelik olmaktan çıkmıştır. Televizyon, radyo gibi herkesin bildigri. gördüğü, dinlediği ve çok kere de sahip olduğu â-lctlevden biri olmuştu bile.

1948 ve 1949 yılları boyunca televizyon Amerikada büsbütün parladı. Televizyonsuz meyhaneye bugün rastlamak hemen hemen kabil değildir: Müşteriler tezgâh başında viskilerini içerken gözlerini duvardaki televizyona diker ve günün meçini takip ederler. Televizyonsuz otel ve lokantalar müşteri kaybederler. Evvelâ zengin evlerinde görülen hususi televizyon, bugün süt dağıtıcının ve süprüntü a-melesinin bile evine girmiştir. Her ay yeni modeller piyasaya çıkarılmakta, fiyatlar şaşılacak süratle düşmektedir. Bugün yüz dolara bile bir makine almak mümkündür.
Hele işin taksitle oluşu her keseye elverişli gelmektedir .Yapılan istatistiklere göre ayda elli bine yakın televizyon ahizesi satın alınmaktadır.
Tahminlere göre Amerikada iki milyona yakın insan televizyon seyretmektedir.
Bugünkü halde televizyon programlan iptidai bir haldedir. Üçte birini spor havadisleri ve maçlar doldurmakta, diğer üçte birini yemek pişirme, dikiş ve çocuk bakımı programlan almakta, geri kalanı da terbiyevi programlara. havadislere, piyeslere, filmlere. varyetelere ve çocuk saatlerine tahsis edilmektedir.
Televizyon istasyonları, radyonun-kiler gibi henüz binleri bulmamıştır. Bugün ancak 50 istasyon faaliyettedir. Yetmiş yedi yeni halinde, yüzlercesi de sızıdadır.
Renkli televizyon,
nün meselesidir. Bunun çoktan keşfedildiği, fakat tröstlerin bu icadı muvakkaten örtbas ettikleri söyleniyordu. Hattâ bu mevzu ile ilgili olarak bir Senato Komitesi geçen yıl tahkikat yapmış ve RCA’yı bir hayli sı-kıtırmıştı. CBS (Columbia Broodcas-ting System) ise bu icadın ticari bir olgunluğa geldiğini iddia edip duruyordu. Geçen mayıs ayında Pensilvan-ya Tıp Okulu, CBS. in de yardımiyle bir ameliyat sahnesini olduğu gibi renkli olarak televizyonla nakletmiş
dünyanın en u-addedllen "Rüzgâr gibi kelime ve kelime 2 da-saniyede yayınlamış ve
Amerikan hayatında Televizyon
Oğuz TCRKKAN ve hâdise yaratmıştı. Neşterin altında sızarı kanın al rengi, etlerin pembeliği, adale ve peritone’nin muhtelif renk nüansları aynen Ahizenin camına aksediyordu. Bu suretle yüzlerce talebe, dershanelerinde oturarak, en mühim ameliyatları takip edebilmekte ve operatörün maskesinin İçindeki mikrofon vasıtasiyle nakledilen izahatını da dinlemektedirler. Geçen hafta RCA, kısa bir demeçle, renkli televizyonu piyasaya çıkarmak üzere bulunduğunu açıkladı.
Bunun kadar taze olan bir keşif de, Ültrafaks denilen televizyon Aletidir. Bu âlet, dakikada bir milyon kelime (veya doküman, harita v.s.) almakta ve vermektedir. Her türlü yazılı veya matbu materyell ışğm süratine yakın bir hızla nakleden Ültrafaks, televizyona muazzam ufuklar açmaktadır. RCA nın başkanına göre, bu icat yalnız muhaberatta, harpte ve mektup alıp nakletmekte kullanılmıyacak, fakat gazeteleri bile televizyonlu evlere bir dakikadan daha kısa zamanda “o-racıkta, o evin İçinde tab„ suretiyle nakletmek kabil olacaktır. Washing-tonda Parlâmento kütüphanesinde RCA, N.B.C. ve Kodak müesseseleri-nin müştereken idare ettikleri tecrübe gösterisi esnasında, zun romanı geçti,, eseri, klka ve 21 alınmıştır.
Sosyologlar ve âlimler, bu yeni keşfin muhtemel tesirlerini mütalâa etmektedirler. Kimi bedbindir. İn3an nevinin, ev İçinde mahbus, sandalyesine yapışık, miyop, konuşmaz, hayata kanşmayıp seyirci kalan, beyni az inkişaf etmiş bir yaratık haline geleceği kehanetinde butıınanlara karşılık. iyimserler de bilgi, kültür ve eğlencenin kütlelere kolaylıkla yayılacağını ve bundan türlü hayırlar doğacağını iddia ediyorlar.
İkinci mühim tesiri de sinema üzerinde hısserilmektedir. Holliwood*un buna karşı reaksiyonu merak edilmektedir.
Televizyondan şikâyetçiler meya-nında konferansçılar, mitingçıler ve siyasi klüpler vardır. İyi bir program olduğu akşamlar kimse kalkıp da kulübe filân gitmemektedir.
Televizyonun tesirinin şiddetle duyulduğu bir saha da çocukların tahsil ve terbiyesidir. Çocuklar, günlerinin 4 ilâ 8 saatini televizyon seyretmekle geçirmektedirler.
Geçenlerde bir anne bana dert yanıyordu. Sekiz yaşındaki kızı her zaman sınıfla birinciyken artık derslerine ilgi göstermez olmuş. Evde derslerini ihmal eder olmuş. Okumayı severken eline hiç kitap almaz olmuş.
Çocukların sıhhi, ruhi ve tahsil durumu için bu pasif seyircilik ijıti-lâsının hayırlı olmadığını da takdir ediyorlar.
Televizyonun tesirini pek hissetmeyen bir saha, gazete, mecmua ve kitap yayındır. İleride bunda da tesir görüleceği şüphesizdir.
*
İşte bugün Amerikanın öncü olarak karşılaştığı ve hayatında tesirini hissettiği meseleler bunlardır. Televizyon da radyo gibi her millete ya yıldığı gün, bu meseleler hepimizin o lacaktır.

ne hediye seçelim?
Yeni yıla girerken hediyelerinizi seçmek için tam vaktidir. İnsanın sevdiklerine hediye seçip vermek için yeni sene kadar güzel bir fırsat bulunamaz. Okuyucularımızdan birçoğunun bu son günlerde sevdiklerine, yakınlarım küçük, ucuz hediyeler aramakta u-labileceklerini düşünerek sizlere bir kolaylık olmak üzere aşağıda sade ve ucuz hediyelerden müteşekkil küçük bir liste veriyoruz:
3 liradan 20 liraya kadar alabileceğiniz birkaç yılbaşı hediyesi:

Erkek için :
Kravat
Bir eski Beykoz şişesi kolonyasını koyabilir)
Kol düğmeleri
4 tane çok güzel mendil
1 gümüş sigara tabakası.

Bir genç kadın için :
Tanesi 3 liradan birkaç güzel mendil,
Pudra için tüyden güzel bir ponpon
Yün blûzu veya elbisesine koyabileceği puldan güzel bir işleme,
1 altın para (takriben 18 lira değerinde). Bu küçük parayı bileziğinin ucuna takabilir.
1 küçük sepet meyva şekerlemesi.
Bele iyice o-
mantonun yakası ktı-
(içine
Amerikada gü-
Azraille
imparatorlara hâs paskalya yumurtası
K. evvel
R. evvel
10
3
1365
1369
Cuma
Etıını
Eczahaneler
GörıUI
Müzeler
D.H.Y.
Radyo
VA
1115
I
Ka
C.
15.15
Ar
Aılnıın. An-
Sinemalar
1620
Beyrut Lot-
16.35
lukıırdnn mufrı:
Ferdi
0.-
Ghtıeş).
Bn-
2
ItUNh ERLER:
Sıhhî irrçdat
2
ANKARA
Çildi-
Vn’ıın
Aşıklı*»
/u«V
İZMİR
(«El E( EK OLAN EILsl’KEsLfK
t
18.10 Ankara. 2130 Seınplon.
istasyon inşaat hazırlık safha-
Anknrn.
İzmir. An kıırıı.
(21863) (11103) (15175)
8OİO-Karı-BBC;
19 4 9 ARALIK
Adam
Kahrrt-
I Ç IKLAIl
Atina, Cc-
Tiyatrolar
İMİcnç
John
Yenişehir, Anknvn, 1 ınıoipnşa.
i «i;ı Kuı H. kimi
2.37
7.21 IMS
12 00
1.30
12 02
İstanbul Boyoglu
Anadolu yakam
Ankara İzmir İzmir 2222
11.20
13.5ı>
15.2li
0 - !►
ÇİÇEK SİNEMAM (Arnnvutknyi
1 — AH Baba ve Kırk Haramiler
2 — Kovboylar kralı
ÎMtnnbul: Ikttaat silil Azım Atıf Kuyu-
ıZ.MİR
. vahşi Arzular. Sıycnct
KM A I — Gönülden
Korsanlar.
Gontll A-
3 -
.Mllri:*»lı Cu t’H TU» T
(21U0-M ı rruiibesiG
2 — 1 ıpan* ol Kanı,
Va
Vahşi
’ Yrnl Utanbııl"un bugün için lavıılvo oltlfrl programlar:
I» »lılldr; Sınıl 10.20 Tarihi Türk musikisi; 20.10 İstanbul; Cho-pln programı. Piyanoda Statzer.
Hariçte: Miıııt 10.15 BBC: orkestranı konseri (şef:
Hopkıns); 22.15 BBC: Meşhur upcnUardun sahneler.
Zürilı. (Türk)
(•>
GEI.EC EK OLAN İAPI KI.AU (>.30 KONYA
7-
17-
17 -
22.—
• M» tltA
23I.TZ» Mertli
l’ÇAKLAR
(Türk) Ankara.
.. İzmir. (Amerikan) Baaru

Aınıodz için :
C. 5
2 (22062) 1
2
Çifte Aralan MoHsIko Çiç^ıııer BllvulenmU A
MÜZİĞİ:
8.00 Ankara; Şarkılar (p|.) Ankara: Şarkılar ıpl.ı — İstanbul; Safiye Ayladan ve türküler (pl ) — 13,50 r ve türküler. Okuyar Lütfl dineri Anlını a: İnce «ıu: faali
çalınan Havai t’nnl Zafer Abldnal Yaşamak
Kara mazot Kardeş
GİDECEK OLAN VAPUKI.AK ı— ANAFARTA ılnvboluya) 8,15 SUS ı Bandırılınv«>.
17.— ÜUGP’N • Ayvahk-lzmiroı 10— MEY VAR (Kara bh«a va).
.> A IH KOI CİHETİ 160112) I - Efsuncu »onçlllı Günahı.
(00621) 1 — Damgalı
Knznnova
♦ »k)682) I Vnlnı* Kadın Düşmanı.
I Korsa n
ban «inal 13.3d
GELECEK OLAN’ 10.50 12 M 14.05
(pt) — 10.20 AnHarn: Türk müslfrl — 20.oo
hür :.ıırâd(llrı N-- 2(i.:w
Utrklerl 21.15 Ih-
Korsanlar Sesler, 2 - GÖ-
Vakit
Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı lmsûk
HALE ba 2
OPERA düktür. 2
Sİ REY YA
Gblnnler
VELDE6İR MENİ »imi 2 Knrn Meçhul Yol
I HIM DAR
HALE »6O0C2» 1
iıeızlar
HCNAR 1 - CsClık. 2 rnn Kadın
TCK K
Nımt
12.30
18-15 »arkı vc türküler Islnpbul: Sarkıla
(Rn ndırınıulıın ‘
SEYYAR (KarAblgadpn'J BAKIR (Knrndvnlzdvn)., CUMHURİYET
SUS (Bandı rinadan 1
Vasati
7.22
12.13
14.32
16.45
18.21
4.37
P.A.A.
Şam.
M R (Mıaır) Kahire. Lot-köşe.
K.L.M. (Holânda) Aıııater-dıırıı, Roma, D.H.Y. (Türk) knrn.
D H Y. (Türk) köşe. Ankara.
GİDECEK OLAN
S.K. (i.vlçre) nevre, D.H.Y.
«■
P.A.A. (Amerlknn) Brüksel, Londra, Shanoıı. Gander, Bostan, N(-\v-Ynrk,
6 15 âoınptun (Avrupııdii.n’ 7.10 Torna,
8 3u Ankara.
Boldan saya: 1 — İki yüzü kullanılan yünden açık bej manto. Gri, yeşil ve mavi ekoseden olan iç tarafı üste dönerek yaka re kolu teşkil etmektedir, yeşil fötrden tüylü bir bere bu kıyafeti tamamlamaktadır. 2 — Açık sarı kap şeklinde geniş manto. Açık sarı ve yeşil karo desenle süslüdür. S — Vapur dumanı renginde koyu gri yünden p şon şcklir'*' ’ ~



SU ACAYİP DÜNYA s
Chicago 22 (A.A.) ıUnited Pressı — Amerikan Milli Seyrüsefer Emniyet Heyeti, Noel münasebetiyle yapılacak üç günlük tatilde 435 kişinin seyrüsefer kazalarından öleceğini tahmin etmektedir.
NOT - YENİ İSTANBUL:
No elde binlerce İtişi eğlenecek, kili-aeb r dolup taşacak, şehirden şehre tv tillerini gvçirmiye gelenler otellerde yer bulanı ty uçaklar. Ajans telgraflarından bütün bu havadisleri beki iy edilirdik anıma. yukarda okuduğunuz telgraf gibisi herhalde kimsenin aklına gel-
pazarlık
mem iştir. Noeldc peşinen kaç kişinin öleceğini haber vtrmçk de her şeyde olduğu gibi gt ne Avıe rikuyıı ait acayipliklerden biri olsa gerek!
Bu tuhaf havadise hiç de. ondan da* ha az tuhaf ol mı yan bir başka havadisi ilâve ediyoruz:
Callfornia‘da Dayton şehrinde Audrey Jackson isminde biri, -acemi şoförler haKkmda bir konferans vermiştir. Jackson konfeıanstan çıkıp evine dönerken bir otomobil kendisine çarpmış, üç kaburga kemiğini birden kırmıştır.
Hicrî
Itııını
Öğrenmek




ruphup. eiurujK Faz-mUri-Çar şarnbu • Cumarieıl «oai 13 3ij-U Teli 121090) u
A>u«uf>u: rtuuruısı • baii-vur şumba Perşembe Cuma «uat 10 16; Cumartesi. Pazar «aai
U 16 leir 121750ı
Arkeoloji Çurşu ııı i.»»* cuma
Paznı ♦ umarı 13 »• n «6 y i kudur
E«ki ıjark Enerleri ^tıbmi: Çar-lamba, Cuma f'uza» lu dan ıy ve «tadar Telt (21632)
Türk vr thlAm Ener Itır». Perşembe Pazar 16 30 Tclt (21Hbb)
l>»»lnıubalıçv DcnU ınarteal aaut İZ 17 Teli (Mİ2M)
I t'fj5
MI
Bnyofrhı M(M4 Kıohb» tnıgi,
t Man bul 24222 ()slm«hır
Ankara üo. İzmir 2222 K.Vüka 3U3Û
?E>IIIt TlYATltOLAHI:
Mnat 20.30 da.
Dram kıtımı: (12)57 Para ufr runda.
Komrdi kısmı: (40109ı (Nemo Bankam).
MI A.M.MEK KAKACA OPERETİ
uı: Sizin Sokak
SES: Yunan Tiyatrosu — Sa&l 1'*»30 da; Kalnkfıte. — 21 15 te*. Ya to Pcoi,
ANKARA TİYATROLARI» SaıH 20 «İr
Büyükte (10370-10) Bir Komi’ avr Geldi.
Küçükte (11160i Yalancı.
İZMİR
8« hir Tlyalroftu; Tel (2301) Hirhm Şayia.
BEYOr.Ll CİHETİ
ALKAZAK (42562: i înrinj 2 Orınaniur
Alt (G3U4) Hazin Aşk ATLAS 110«35) (Yeni
EI,H A M K A f (i3V.)(b Ormanlar Artı-lanı
İN( t i8451)5F • VctHMK) Tnrzaıı OriDunJfir Prensi ll’EK (442x9) Ağır Ceza LA I.E (435'.I5‘ Ormanlar Armam, MELEK (PJWj8) GdnahKAr Baba *VKA1 (IHMı Altın Kriapcoİrr M'MEtt f42İ5D Vatan Kahramanları.
M A I PAIIH (m3I42) ŞnhltJrr |(n İcat
I4AICH l lDB&Ut i uı ran nih (48726) Haylilenmiş TAKSİ M mini ı
m tınları.
TAN I8O74IM ı
2 YHnı«yun TEM I8Iİ37)
YILDIZ (12447ı dam
İ NAL (10300» i
— gohzadi'
Ark ve Müzik. Sinbaa.
10 yumak yün,
1 veya 2 naylon çorap.
1 yemek kitabı,
2 metre saten kumaş,
1 saksı çiçek.

Gene kızlar için :
8 adet güzel düğme,
Aynı zamanda bileğe dolayarak bilezik gibi de kullanabileceği uzun bir dizi inci kolye,
Kombinezon için iki metre dantel I
Küçük bir başucu lâmbası, Bir pudriyer.





Rus Çarlarından TII üncü Alek-gandr karısına paskalyada nadide bir şey hediye etmek istemiş. Mücevhe-ratçı Peter Kari Fanberg’i çağırtarak ona hediyenin ne olabileceği hakkında fikir sorduğu zaman, Fanberg “Kraliçeye sürprizli bir yumurta verelim,, demişti. Çar “sürpriz ne gibi bir şey olacak?,, diye sorduğu zaman mücevheratçı hürmetkâran(| bir şekilde susmayı tercih etti.
1884 senesi paskalya bayramında
çariçeye, ük bakışta normal bir tavuk yumurtasını andıran bir yumurta gönderildi: Yumurtanın kabuğu fildişinden. sarısı da altındandı. Sarısının 1-çinde altından bir civciv, civcivin midesinde do imparatorluk tacının bir modeli, tacın içinde de yakuttan bir yumurta vardı. înce bir sanat eseri o-lan bu hediye çok makbule geçti ve ertesi sene paskalyada Çar Fanberg’l tekrar çağırtarak “Başka b r ' "niye daha istiyorum,, dedi
olduğunuz nerşey
İSTLNHI L CİHETİ
ALEMDAR (23683) 1 - Yalamak Arzusu • - Karar>azof Kor deşior
CE.MBERLITA9 (22513) 1 - Fedakâr Ana 2 — Yuvamı yıka uınzsın.
FERAH Sefaletin sunu Kor an nın kızı
HALK (21WÜI) ı Allı Fnlıaloı 2 Ali Baba - Harunurroşlt.
İSI ANIM L 122307» I adın KU .jcİL'1 2 M/fyeribip kcrarı
AZAK (23512) I - Knnh İftira 2 Virjlnvn Kaplanı
TCK AN (22127) i - Korkunç
■ II 2
M AKMAK A 123660 i I
çıyor.
MİLLÎ
«UNU ler
KKHME'İ
Korsan.
(Bakırköy iü-12ö) i — Uın Yaratır Canon ?
Gelin
A N K A R % n©p ıH ) I k Ptlth» »i m rusı al Midi;
kanburu.
ıiiUUj ftulr-uuin in
I Ll s* Varyete guzellorı
sFSî ıi 1071» .Sahte evl.ıt.
YENİ (140İÜ) İlk Arzular.
(»Alt (iizİNOKi'* Vivanu Tcrno RrvÜAİı
ELHAMKA TAYYAKE YENİ SİNİ
Kralı. 2 IzALE i ntil Fırtınaa:
TAN 1 - K «rsanlnr. 2
•’ırtınn.-ı .
KARŞI 1 AKA ( 1 H El I:
.sI MEK Aşk Mektupları. .MELEK Fedakâr Ana
18.00
Nişaburek 18.31) BBC (İlikçe neşriyatı Türk müfflftl dinleyici İstekleri Tnr.hl lata • *ıji ' 1 çuk lan şarkılar (pl.) Intanbul Dinleyici (Türk müziği 1 (pi.ı — (aııbul LıMl..
DANS M( ZİGI: Mmı 8.J0 i niüftifrt — 8.15 Ankara
«..ıım
(PJ.) —
• 3.30 UiAtıbul (pl.) — 18.13 Ankara (pl.) — ıı.so İstanbul: Di-.mh Shore (pl.) — 14.45 Ulan->ul (pl.ı — il 15 BBC. Gornldo »rkcstrası. — 15.15 BBC :
T(»ın Jonea triosu — 17.15 BBC: Caz kulübü — ls.00 Utanbul (pl > — 18.15 BBC: Toııl ve or-kvuraaı — 22.15 Ankara (pl > — 28.00 t.tanhul (pl.)
HAFİF MÜZİKı
Niiııt 8.15 Ankara: Hatır hır (pl.) — 8.30 Ankara; şık müzik (pl.) — 9.15 Hafif müzik (pl > — 10.15 BBC: 1011) rcvularlndcn Kaçıııe parçalar — 13.15 Ankara: Uvertürler ipi.) - 15.15 BBC: Hafit müzik tpl.) — 18.20 Uuınbu): Varyete müziği — 18.45 Ankara: 3on parçalar — 20,00 An'«ıru; Varyete müziği — 20.30 BBC: i’nlmcourl Orlcoslrnaı — 28.15 İstanbul: Hafif «ec© müzlfri.
III sl'gî PROGRAMLAR:
Naili 12,15 BBC: Dinleyici la-1 ekleri — 18.8(1 BBC Türkçe
h«-?ri\atı: Türle ınıırdklal dinleyici İstekleri — 20.30 İstanbul:
Türk musikini dinleyici lalekie-rl — >1 00 utl (Frof, çakı,
SENFONİK
I«.I5 BBC: John Hopklns idaresinde BBC Ukoç Orkestram. Programda Haydtı. Cnrelll, Rosfrinl 10.20 Uuınbul; Radyo Senfoni Orkcnlraaı. İdare edan (‘cmul Reşit Rey •— 20.1(1 Ulan-r»u(: Chopln programı. Piyanoda Ferdi Slalzcr — 21.15 Ankara: Srhıımonn. 2 nrl dn majör lenfnnlal (pl.) — 22,00 İstanbul: Bnıhına "Keman ve orkestra İçin,, np. 77 re majbr konçrrto-•u. Fııt . Kıel’der ve John Bar-»iroll! idaresinde Londra Filarmoni orkcalranı (pl 1 — 22.15
BBC: Meşhur nnernlardafi aryalar (pl )
II \BERLEL: Ankara ve lo(«*noul radyoları: 14.00;
buut
18.30 Ankara: Öğle gazctcal — •0.15 Anlcarn Radyo gazetesi.
BBC Rudyöaunun Türkçe neşriyatı. 7 15: 1K30 ve 23.00. (Bu program 10 91; 24*02; 31.32; ve 10.40 metrelerden dinlenebilir). •'Amerikanın Seal,, Radyosu Türkçe neşriyatı. Saat ıo.l5 (13, ıo vc ıo ^metrelerden dinle-hebiUr)
Gelecek ve gidecek uçak, ekspres ve vapurlar
GİDECEK OI.AN EKSPRESLE!,
Emlniinü:
Snlılhaddln, Çarşıkapı.
l it'inbul. Eminönü. Hnaan Hul. Küçükptuuır. Abdülkndiı*. Aleındor.
Eyüp:
Şifa. Ayvansaray.
Brslkta**:
Nail Hant. Köylçl.
Beyoğlu:
.Mor. UtlklAl C. 102 Gnlatunnray tut. c. 241 Taksim: Eı tucrul, Flruzağa 27
31er. Batioî. Aydedo C. Galata: Kara köy, Kar.
$bj)l; Maçka, Teşv. C. 67
Feriköy, Ergcnekon c\ Merkez; Kasımpaşa..
Fatih:
M Tanır, şehzado B. Hlhmmeddln, Fener. Rıdvan, Sıımatya. Hamdl, Çchrendnl. S. Gürgen. A kını ray. Edlrnckapı, Koragümrlik.
C h İmi «bir :
tmrahor. Dofrancılıır C, Kıuhköy: Merkez, Altıyol. Heybeliodu: Hoybclindn. Sıırı^ er: Kcgaın, S.Y.
ınknyıı. Alsııncuk m. Şifa. Kcmcroltı m. Tilkilik. Haflimümııc m. Karaloş, Yalılar m. i eni Eczane, JEşrofpnşa
Soldan safra:
1 — Reşat Nurlnın bil ;» ...anı,
2 — Bulmağa çalış. Yüz yıl, 3 — Pekmezin adaşı. Su k*ıbı. 4 —t Bir soyadı. Gözün üstündeki.
5 — Büyük dlii no. Yalancı. Uzak işareti. 6 — Sopa. Neşretmek.
7 — Bir erkek adı. (Tersi) Kısa znmıuı. 8 — Kıvırmak. 9 — Keçi huylu. Evin kısımlarından. 10 — Kapkara.
1 — Küçük gemi. Soru edatı.
2 — Bir memleket. 3 — Bir sebze. Kap. 4 — Fikir. Kardeş karılan. 5 — Bir emir. Etrafı su ile çevrili toprak. 6 — Akıl. Bir erkek adı. 7 — Güzel giyinmiş. Hasta yemeği. S — (Tersi) Sık ağaçlı bahçe. Körfes. 9 — Aıııı yurt. Edat. 10 — Sevişme. Nida.
DÜNKÜ Bl LMAÇANIN HALLİ
Soldun safra:
1 — Ziya Gökulp. 2 — Abile, A-ztır. 3 — Ray. Çar. Fe. 4 — Adet, Sudan. 5 — Recep, Re. 0 — Trnnk Ne. 7 — Keka, Fos. 8 — Ad. Yel». 0 — Mum, Ml-lOno. 10 — Aşari Ten.
Yakardan ıısııfrı:
1 — Zarar, Kama. 2 — İbadet, Duş. 3 — Yiyecek, Ma. I — Al. Temel. 6 — Geç, Pik, MI. 6 — Aş, Zayi. 7 — Karar. El. 8 — Az, De. Fiat 9 — Lapa. Nesne. 10 — Prense», On.

Sayfa a
sayfamız
dördüncü
dakı iktisadi
kültüre)
Basıldığı ver
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
Sahibi
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ. FARUK A SUNTER
Bu sayıda yazı uj|orınl fiilen tdnrc eden SACİD ÖGET
SİYASI tKTtSAP
YENİ İSTANBUL
MÜŞTAKTI GÜNLÜK .AZETf
23 Aralık 1940
o
ULUDAĞ
I
Kış mevsimi başladı
«
(■
..
İl DEVLET DENİZYOLLARI İLÂMLARI
(17904)
vvaıermans
100
10
4
bildirmeleri lüzumu ilân olunur. Amper
250
200
Satılık kaptıkaçtı
Kamyonet 942 Ford. 1yı vaziyette Nakllyeyc ve yolcu taşımağa elverişli, Müracaat: Beyoğlu Tünel As-nıalımosçlt No. 32.
I
{Kekemelik hususi bir metotla ıslah olunur. Fazla tafsilat için : Bayan A. Naıter. Şişli, posta kutusu No. 32 ye mektupla müracaat.
S(®îi ii7r:Ş
SKİ
O.1O1
i
Büyük Otel müşterilerinin
her türlü istirahatlerini temin
almıştır.
Tele-
ıçın tertibat
ULU-




V E N I İSTANBUL

İkinci savlamızdaki sı vasi üçüncü
sayfamızdaki
Başmakalelerde ilen sü-•ü’ecek fikirler tamamen yazarlarına aittir
SÜPER
KAMYON, OTOBÜS, TENEZZUH ve TRAKTÖR LÂSTİKLERİ
Bir lâstik alacağınız zaman hiç şüphesiz, evsaf ve kalite üstünlüğü ve MARKANIN İSMİNİ ararsınız.
işte; her iklim şartlarına uygun, en fena ve Arızalı yollara karşı yumuşak, mukavemetli ve uzun mesafelerde ısınmıyan % 100 tabii kauçuktan imâl edilmekte olan RAYON (ipek bezli)
(İ N D î A ) SÜPER LÂSTİKLERİ aradığınız bütün bu hususiyetleri kendinde toplamıştır. Memleketimizin her tarafında satıcıları vardır.
TÜRKİYE UMUM ACENTALIÛI :
T E V F İ K YILMAZ
Beyoğlu, Tarlabaşı Cad. No. 62 Telefon: 40301
'ARISTOCRATE" No. Troj mokmosı Nikel cilâlı, içi kadife ile kaplı *e rorif çosterıjli b»' ku*u ki ( 10 iane Mavi G'lleile ı»O| bıçağını hovı bir mulehorrik medenî kılıfı ve tekâmülün en »en «»eri huıuıl maden kaplamalı ve yekpare parçadan İboret froj ıhfivo «imektedir. Zevk sahibi bo/for mesiyelleri »aydan
i/aı (akımım «»rafla aroymiL
15
mokınonm
ı Tukondo Anıtocrolr
pn —» 4 4


*
*

bir Dolma Kalem
HİÇ Watermaris gibi yazamaz
Fiyatlar 12,50 Liradan İtibaren 9 Muhtelif renkte Mürekep
1
En güzel hediye
illette
ARISTOCRATE
Troj makincü
JC j
• •


/95Oz 414144114 €44

İsmi
rr-L'*
ui hediue-iı


Türkiye Umumi Vekili: LEOPOLD GRÜNBERG halefi R. GRÜNBERG P. K. 2024 - İSTANBUL - Tel. 83756
• î|(»' —III flMMCS
TÜRKİYE KREDİ BANKASI
t

Tasarruf Hesaplan İkramiyesi
14 Ocak 1950 de
!$ VtÇ
Âiî
Çekilecektir.
Bu çekilişten istifade için
31 Aralık 1949
gününe kadar hesap açtırılabilir.
e
UMHAMİ M
(Satılık Emlâk)
İstanbul Defterdarlığından :
Dosya No. 516-1832
5111-4941
5213-1528
CİNSİ
Eminönü, Tahta kale Mah. Balkapanı ve Çamaşırcılar So. 331 ada. 5 parsel, eski ve yeni 4 laj. 3. 4 kapı sayılı 38 M2 kâr-gir mağazanın 10/120 payı.
Üsküdar, Selâmı Ali Selâmsız Mah. eski Yenimahalle ve Kabristan, yeni Selâmsız Mezarlığı So. eski 90, 163, yeni 70, 72 kapı sayılı 76.20 M2 derununda bir mal müştemil dükkânı olan evin 2/8 payı. Kartal, Yukarı Mah. Bayır So. 620 ada. 2 parsel, 116 M2 arsa.
Yukarda yazılı gayrimenkuİler açık arttırma İle mışsa da istekli çıkmadığından 20-12-1949 dan içinde pazarlığa bırakılmıştır.
İsteklilerin geçici teminat makbuzları ve nüfus cüzdanieriyle 19-1-1950 tarihine kadar Milli Emlâk Müdürlüğündeki komisyona başvurmaları., (18061) /
Kıymeti Lira 3250
Teminatı Lira 244
DİKİŞSİZ BORULARI GELMİŞTİR
YUMUŞAK ODUN KÖMÜRÜ ÇELİĞİNDEN MAMUL
1000
400
satışa itibaren
75
30
G. MULLER
çıkarıl-bir ay
(.Maliye Bakanlığı sabık müşavir hesap uzmanı)
HESAP UZMANI TİCARET MÜŞAVİRİ
Galata, Karamııstafa caddesi, Veli Alemdar Han, 3 üncü kat 15/16 numaralarda yazıhanesini açmıştır. Tel: 43294

UTUM
BANKASI T. A. 0.
Galata, Bankalar Cad. 48 İzmir. Mimar Kemalettın Cad. 28
Tasarruf mevduatına 4f5
Vadeli hesaplara daha yüksek faiz verilir.
1950 nin ÎLK KEŞİDESİ 15 OCAK’fa yapılacaktır.
İKRAMİYELER :

4 adet 1000 liralık
20 adet 50 liralık
3 Ocak 1950 tarihine kadar yatırılan her 50 1.1RA için ayrı bir keşide numarası verilir.
TASARRUF HESAPLARI FAİZLERİNE AİT GELİR VERGİSİ Bankamız tarafından deruhte edilir
SAKALA
O.O8X ...

100 atmosferde tecrübe edilmiş kazan boruları 450 atmosferde tecrübe edilmiş yüksek tazyikli hidrolik borular ve kalın etli payanda boruları.
TRANSTÜRK LİMİTED ŞİRKETİ
Yeni Han 11/16, İstiklâl caddesi 322, Beyoğlu - İstanbul
Telefon 42141.4151»
İstanbul Oenerdarlığından
Ticari yılları Maliye Bakanlığınca tâyin edilen vergi mükelleflerinin dikkat nazarlarına:
Kurumlanıl ve beyanname usulünde vergiye tâbi gerçek kişilerin (kollektlflerle âdi komanditler ve hususi şirketler dahil) evvelce | vâki olan istekleri üzerine 2395 sayılı Kazanç Vergisi Kanununun 9 uncu maddesi gereğince Maliye Bakanlığınca tâyin edilmiş olan hususi hesap dönemleri (ticari yıllarıı 5432 sayılı Vergi Usul Kanununun geçici 10 uncu maddesine göre. Gelir ve Kurumlar vergileri bakımından tekrar Maliye Bakanlığından müsaade almaksızın aynen devam edecektir.
Ancak kazanç vergisinden yeni vergilere ilk intikal devresinde bu mükellefler:
1 — Hesap dönemlerinin başladığı tarihten 31 aralık 1949 tarihine kadar geçen faaliyet devrelerine ait hesaplarım aralık 1949 sonunda kapatarak, bu tarihe kadar olan muamelelerinden mütevellit kazançlarına ait beyanname, bılâııço ve eklerini Kazanç Vergisi Kanunu hükümleri dairesinde tanzim ve gerçek kişiler 1950 senesi mart ayı, Kurumlar nisan ayı sonuna kadar mensup oldukları Maliye şubesine tevdi edeceklerdir.
Bu devreye alt vergiler 2395 sayılı Kazanç Vergisi Kanunu hükümleri dairesinde alınacaktır.
2 — 1-1-1950 tarihinden itibaren Vergi Usul Kanunu hükümleri dairesinde tutulmaya başlanacak olan kayıtlar, hususi hesap döneminin bitim tarihinde kapanacak ve bu devreye ait kazançlar, hususi hesap döneminin kapandığı tarihin tesadüf ettiği devreye ait gelir veya kurumlar beyannamelerine ithal edilecektir. (18063)
. , , - ,|| r, .0 - - HIR . MM M ••
Öküz satılacak
Yeşilköy Tohum Üretme Çiftliğinden
Çiftliğimizde mevcut 5 çift öküz 26 aralık 1949 pazartesi günü saat 10 da pazarlıkla satılacaktır.
Pazarlık müzayedesi, Yeşilköy Tohum İslah lalasyonu binasında Çiftlik Komisyonu tarafından yapılacaktır. (17897)
fon, telgraf ve mektupla mü-
racaat ederek yerlerinizi ayır-
tınız. Yılbaşı tatilinizi
DAG’da geçiriniz.
poker
AfATJK CfcOE
•• VıV(». •
4 •* • —
• • -
5-^-2
-
A-V-
• •T.-
KEKEMELERE




İdaremiz ihtiyacı için aşağıda miktar ve evsafı yazılı akimtt-lAtör pazarlıkla satın alınacaktır. Herhangi bir taahhüdü tazam-mun etmemek şartiyle evsaf ve fiyatıyla teslim müddetini açıkhyan tekli i lerin birer yazı ile Gereç Şubemiz Müdürlüğüne 10-1-1950 akşamına kadar Adet - Volt -
6
12

Comments (0)