25 Aralık 1949
Pazar
SİYASÎ
İK^tS AOt
Say» 25
10 Kur
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8
Posta Kutusu 210‘3 Beyoğlu
Abone: Türkiye için seneliği 32 altı aylığı 17, uç aylığı 9 liradır Hariç memleketlor iki mislidir

Ç ve DIŞ

Atlantik Paktının tatbiki için
POLİTİKA
247X11/1949

Schuman’ın cesur beyanatı
RANSA ile Almanya arasındaki anlaşmazlık Karlus Magnus’un (Şarlömany) ölümünden beri devam ediyor. Bunun bir sebebi, Almanların, uzun a-sırlar boyunca, ya Katolik kilisesinin emrine girerek mukaddes Jermen İmparatorluğunun politikasını gütmeleri ve bu yüzden Fransa aleyhinde her harekete iştirak etmeleri, vali ut, Protestanlık hareketi ile. Avrupanın göbeğinde, hem Papalığa hem de Fransaya karşı sıra ile kafa tutarak ve Napoleon tehlikesini atlatarak kendilerine müstakil bir varlık yaratmaya çalışmalarıdır, ikinci ve daha taze sebebe gelince, bu, bilhassa Bismarck’tan sonra, genç bir kudret olarak ortaya çıkan Almanya imparatorluğunun. Almanlığı temsil bahsinde Avusturya İmparatorluğunu, Avrupa üzerinde bir hegemonya tesis etmek bahsinde de, Frân-sayı istihlâf edecek bir duruma girmesidir.
Dâvaya bu zaviyelerden bakacak olursak, Birinci ve ikinci Cihan Harplerinin izahını Sadowa Sedan arasında pekâlâ bulabiliriz.
Gerçi, ondokuzuncu asrın ikinci yansından itibaren, Almanya-nın hareketleri üzerinde, modem sanayi ve deniz ticaretine geçiş, ı müstemlekelerin taksimi, karalarda ve denizlerde üstünlük gibi âmiller de müessir olmuş ve bu bakımdan Almanyamn en mühim rakibini bizzat İngiltere teşkil etmiş ise de, meseleye Almanya - Fransa rekabet zaviyesinden bakınca, daha yukarıda saymış olduğumuz tarihî âmillere, yine en geniş payı ayırmak lâzımdır.
Yahut şöyle ifade edelim: Al-manya - İngiltere rekabeti, ancak Almanya bir dünya devleti olduktan sonra başlar. Almanya-Fransa rekabeti ise, Almanyamn kudretli bir Avrupa devleti olmak devresine rastlar.
Almanyamn Avrupa üzerinde bir hegemonya tesis etmek istemesi, Fransaya karşı girişilen taarruz harplerini izah için, öyle sanıyoruz ki, kâfidir. Fransızların bugün dahi, korktukları, budur. Yani Almanya yine kendini toparlayacak, yine Avrupa hegemonyasını elde etmeğe kalkışacak ve yine Fransaya taarruz e-decektir.
Demek oluyor ki, Fransanın Almanya ile tam bir anlaşma yapmasının başlıca şartı, Almanya nın Avrupa hegemonyasından vazgeçmesidir.
Bu noktadan hareket ederek bugünkü Avrupaya bakacak o-lursak, en tehlikeli bir hegemonya plânının Sovyetler tarafından ele alındığı görülür.
Onsekizinci asırdan beri, gerek Fransızların gerek Almanların hegemonya arzularını durdurmak üzere harekete gelen Rusya, Napoleon harpleriyle iki cihan harbinden sonra, Avrupa üzerinde hâkim olmak hayaline, bizzat kendisi kapılmıştır.
Vaziyet bu olunca, birbirleriyle asırlardan beri çarpışmak yüzünden hem kendilerini hem de Av-rupayı sadece tehlikeye atmış o-lan Fransa ile Almanyamn, artık akıllarını başlarına almaları ve elele vererek Rus hegemonyasını bertaraf etmeleri kadar tabiî bı hareket olabilir mi?
işte Fransa Hariciye Nazın Schuman’ın, Almanya ile Fransa nın mutlaka anlaşmalan lüzumunu müdafaa eden son beyana-♦ nı, bu zaviyeden tetkik etmek ığru olur.
Zira. Schuman, bu beyanatiyle iti Almanya Hükümet Reisinin : 'i sıkıya sarıldığı Fransız dostluğu politikasını desteklemekle k .lmamış, Ren ötesinin olmazsa muhtemel
olabileceğini ima ederken, Avrupa birliğinin ancak bu temel üzerinde gerçekleştiğini ifade etmek istemiştir.
Şunu da ilâve edelim ki, Av-rupada kim hegemonya kurmaya kalkışmış olursa olsun, bunun neticesi, asırlardan beri, hem bunu yapanlar hem de bizzat Avrupa için, her defasında, bir felâketten ibaret kalmıştır.
★ ★★★
hiç
bir dost
■ A
A
21
1

J
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tosİb eden; HABİB EDİB TÖREHAN
İki taraflı anlaşmalar imzalanmak üzere
Fransa, iki taraflı anlaşmalarda mühim tâvizler elde etti
Washington 24 A.A. (Afp) — Yetkili VVashington çevrelerine göre. Başkan Truman, Atlantik Paktı imzacılarına, Amerikan silâhlarının süratle teslimini sağhyacak olan iki taraflı askeri yardım programı anlaşmalarının imzalandığını, 10 ocaktan önce, pek muhtemel olarak 6 ocak cuma günü bildirecektir.
Fransanın VVashington Elçisi Henrl Bonnet’rdn idaresindeki Fransız müzakere heyetinin Amerikan metninde yapılması elzem görülen tadilâtı temin etmek üzere devam ettiği müzakereler. kıymetli neticeler vermiştir.
Btıgün Fransa ile Birleşik Amerika arasındaki iki taraflı tasarının ana hatlari.vle diğçr iki taraflı anlaşmalara, bilhassa İngiltereninkine örnek olacağı anlaşılmıştır. Yetkili çevreler bu konuda, İngilterenın Fransız - Amerikan tasarısını öğrendiğine ve Noel Yortusundan sonra müzakerelere yeni esas üzerinden tekrar başlıyacağını kaydetmektedirler.
Fransanın, iki taraflı anlaşmanın aktedilmesinde, üç mühim tâviz elde ettiği bildirilmektedir:
1 — Askeri yardım programının, hiçbir şekilde, daha önemli olan iktisadi kalkınma programını yavaşlat-mıvacağı kongreye sunulacak kanun tasarısında tasrih edilecektir.
2 — Fransa. Atlantik bölgesi dışında Fransız birliğinin güvenliği hususunda lüzumlu gördüğü tedbirleri alacaktır.
3 — Fransa, Birleşik Amerika savunması gayreti için hayati stratejik malzeme temin etmeyi taahhüt etml-yecektir.
Kaydedildiğine göre, Marshall Plânı iktisadi çerçevesi dahilinde aktedilen iki taraflı anlaşmalar. Marshall Plânı süresince Birleşik Amerikaya iptidaî maddeler teslimini lüzumlu kılmaktadır
Yetkili çevreler, iki taraflı anlaşmaların aktedilmesinden sonra bunların, başkentte Atlantik Konseyi tarafından tasdik edilmesinin gerekli olduğunu ve daha sonra da Başkan Truman'ın At lantik Savunmasının stratejik plânlarını bir bütün olarak tasvip etmesi lâzım geldiğini bildirmektedirler.
Fransız
reyi
Başbakanı Bidault, itimat istiyeceği günün arifesinde
Bidault Kabinesi, Parlâmentodan güçlükle itimat reyi aldı
Fransa, sadece 6 rey farkla yeni bir buhrandan kurtuldu
İlânlar: 6 ncı sayfada santimot resi 2 liradır. İlânlardan hiç bir mcs'uliyot kabul edilmez.
Başbakan dünkü Sivas nutkunda dedi ki
Memlekete karşı taahhüt ettiğim işleri tahakkuk ettirmiş bulunuyorum
”Seçim Kanununa bu derece ehemmiyet verişim, yeni rejim temelinin bu kanun oluşudur”
Telefon: 44756 - 44757 Santr Telgraf Adresi: Hetlo. îstanbı

IÇ SAYFALARDA
İKİNCİ SAYFADA Evvelâ turizm dâvasını benimsiyeeek zihniyet Hüsnü Sadık Durukal
Kıral Abdullah, Kudüs için mücadele ediyor
Ürdün Kıralı, Birleşmiş Milletlerin kararını tanımadığını resmen bildirdi
Kahire 24 (AP) — Kahire radyosunun bir Amman haberine atfen bildirdiğine göre, Kral Abdullah, Ürdün'ün, Birleşmiş Milletler tarafından ittihaz edilmiş olan ve Kudüs’ün Milletlerarası bir rejime tâbi tutulmasına mütedair bulunan kararının tatbik edilmesi teşebbüsü ile mücadele edeceğini bildirmiştir.
Londra 24 (YİRS) — Fransız Parlâmentosu, bu sahalı, Başbakan Bi dault'nun Kabinesine 6 oyluk farkla itimat reyi vermiştir.
1950 yılı bütçesinde kısıntılar yapmak veya yapmamak yüzünden çıkan ihtilâf, Fransız Hükümetinin -iti nat.re- W yi istemesini istilzam etmiştir.
Parlâmentonun, 303 leh ve 297 a-leyhte oy vermesi üzerine, bütçe mü zakereleri, önümüzdeki pazartesi başlayacaktır.
Başbakan Bidault, devlet masraflarının kısılmasını isteyen ve bütçe a-ieyhınde bulunan mebuslara hitaben demiştir ki: — “Hazırladığımız 1950 bütçesi soğuk fakat namusludur!.,
*
Amerika, Yugoslavyayı korumak için tedbir aldı
Washington 24 (A A.) (Afp) — Sovyet Rusyanm Yugoslavyayı ye niden nüfuzu altına sokmak için doğrudan doğruya veya bilvasıta bir harekete geçmek İhtimali halinde. Birleşik Amerika, Yugos-1 abanın askeri, siyasî ve toprak bütünlüğü ağır tehdide uğradığı takdirde, bu memleketin iaşesini temin İçin bir hava köprüsü kurmak imkânlarını düşünmektedir.
Washingtondaki bazı siyasi çevreler, Birleşik Amerika ile Yugoslavya arasında imzalanan ve Yugoslavya ile Avrupadaki Birleşik Amerika işgal bölgeleri arasında hava münasebetlerinin tesisini gözönünde bulunduran andlaş maya böyle bir mâna atfetmektedirler.
Sivas 24 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) —
Başbakan Şemseddin Günaltay bugün Slvasta C.H.P. 11 Kongresinde söz almış halk iradesinin tecellisi demek olan met ve riayet edilmesinin demokrasinin halk idaresinde, kanuna mutlaka hür-ilk ahlâk kaidelerinden olduğunu, demokrasi ahlâkı yerleştirilmediği takdirde memleketin izmihlale gideceğini Hükümetin ise hiçbir suretle buna meydan vermiyeceğlni ifade etmiştir.
Başbakan bundan sonra milli irade nin halk idaresini huzur ve sükûn içe rısınde teessüs etmiş görmek istediğini Hükümet Başkanı sıfatıyla bunu temin için bütün gayretini sarfedcccğini söylemiş ve:
“Biz ancak bu suretledir ki mütekâmil bir devlet olduğumuzu ve bütün dünyada bize verilen önemin no kadar haklı ve yerinde bulunduğunu da ispat elmiş oluruz. Bugün Avrupa kıtasında cn kuvvetli, en sağlam bir millet olarak Türk milleti gösterilmektedir. Bütün demokrat devletlerin bize büyük ehemmiyet ve kıymet vermelerinin tek sebebi, halkımızın manen kötü hastalıklardan masun bulunmasıdır. Manen memleketi çürütecek olan cereyanlara karşı mukavemet kudretinin sarsılmaz şekilde olmasıdır. Bu mcziyetlerimiz-dir ki, bize büyük kıymet verdiriyor. Her tarafta büyük sarsıntılar olduğu halde, Türk milleti, harice karşı bütün kuvvetiyle ayakta duruyor. Vatanını müdafaa edecek bütün vasıtaları hazırlamış bulunuyor. Elbette ki böyle bir millete karşı dünya hürmetle bakar ve ona lâyık olduğu kıymeti verir. Biz bugünkü dünya muvacehesinde haiz olduğumuz saygılı durumu sarsacak bir manzara gösterirsek bu memleketin yıkılmasına rıza göstermiş oluruz ki, bunu yapacak hiçbir Türk çocuğu yoktur. Bunun içindir ki, memleket çocukları hangi kanaatte olurlarsa olsunlar, fi-kirlerijfcl. serbestçe söyliyeceklerdir.
IriSl^tana mmur-oiao cereyanların bu serbestiden istifade edemiyecekleri tabiîdir. Bununla ne kasdettiğimi hepi-ı nlz takdir edersiniz.,, demiştir. I
Seçim mevzuuna geçen Başbakan, bu hususta aynen şunları söylemiştir:
“— Aziz vatandaşlarım, Hükümetin mesuliyetini deruhte ettiğim zaman Mecliste okuduğum beyannamede yapılmasını memlekete karşı taahhüt ettiğim işleri tahakkuk ettirmiş bulunuyo-mek suretiyle kanunu hazırladık. Vc Büyük Millet Meclisine takdim ettik. Bugün Meclis Komisyonlarında görüşülüyor. .Önümüzdeki seçimler bu kanuna göre yapılacaktır.
Seçim Kanununa bu derece ehemmiyet verişim yeni rejimin temelinin bu kanun oluşudur. Bir halk çocuğu sıfa-rum. Bu işlerin başında yeni rejimin temeli olan Seçim Kanunu geliyor. Bu kanunun bir memleket kanunu olmasına birinci derecede ehemmiyet verdiğim İçin bildiğiniz merhalelerden geçir-tiyle halk iradesinin serbest ve sağlam olarak tahakkukunun bu memleketin en hayırlı bir İşi olduğuna İnanmış bulunduğum ve etrafımdaki vatandaşlarınım da inandığını gördüğüm için bu kanunun en mütereddit vc vesveseli vatandaşlar arasında dahi bir şüphe bı-rakmıyacak şekilde seçimi temin etmesi İçin icap eden hükümleri ihtiva etmesine çok ehemmiyet verdim. Halk sandık başına huzur vc emniyet içinde gitmeli ve ancak kendi vicdanının scdıı-
sına kulak vermeli, hiçbir tazyik altında kalmamalıdır. Hiçbir müdahele vatandaş vicdanı üzerinde hâkim olmamalıdır, Hiçbir tazyik ve te9İr onun kanaatini sarsmamak ve nihayet sandığa attığı oy ne ise sandıktan o çıkmalıdır. Bu suretle biz milletin hakiki iradesinin tecellisine şahit oluruz. Bizim milletimiz olgun bir millettir. Çok şerefli, derin ve geniş bir tarihi vardır vc biz tarihimizden büyük dersler almışızdır.
Aziz vatandaşlarım, vatandaş için sandığa rey atmak demek, kendisinin ve memleketin mukadderatını idnre e-dec.ek insanları seçmesi demektir. Bu alelade bir iş değildir. Falan veya filân benim dostumdur, reyimi ona vereyim demek doğru bir hareket say ilam .az. Hepimiz ferden memleket idaresinin iyi veya kotii gitmesinden mesul bulunmaktayız. Sandık başında reyinizi atarken, bu mesuliyeti gözönünde bulundurunuz. Vereceği reyin yarın memleketi kurtaracak adamlara mı, yoksa felâkete götürecek olanlara mı faaliyet imkânı vereceğini, vatandaşın bilmesi, muhakeme etmesi lâzımdır.
Biz vatandaşların reylerini kullanırken bu şekilde düşüneceklerinden emin olduğumuz için halk iradesinin tecellisine büyük bir ehemmiyet veriyoruz.
Bu idarenin yerleşmesinin manevi | sahada birinci temeli temiz ve dürüst ahlâktır. Biz buna fazilet diyoruz. O halde milleti fazilet sahibi, kendisinden ziyade memleketi düşünen, aynı zamanda da asrın icap ettirdiği bilgilere sahip olan insanlar temsil etmelidir. Bu vasıfları taşıyan bir Millet Meclisi şüphe etmemeli ki, memlekete hayırlı olur. Çünkü karşı karşıya geldikleri zaman memleket İşlerini memleket işi olarak gözönüne alırlar ve varılan netice de. memleket için en hayırlı, en sağlam netice olur.
Ümit ediyoruz kİ, Büyük Millet Meclisine takdim ettiğimiz Seçim Kanunu Tasarısı, Meclisimizin büyük tecrübeleri vc geniş görüşü ile en mütekâmil şekli alarak çıkacak ve Hükümet de bunun tatbiki için elinden gelen bütün gayreti sarfedecektir. Çünkü memleketin yarınını kurtaracak bir temel kuruyoruz. Bu temel sağlam olmalıdır. Bu temel sağlam olmazsa, bunun mesuliyeti» bugün yaşıyan nesle, hepimize râci olacaktır. Seçim Kanununa bu derece e-hemmiyet verişimizin sebebi budur.,,
Başbakan bundan sonra 1950 bütçesi vc yapılacak iktisadi işler hakkında geniş izahlarda bulunarak sözlerine nihayet vermiştir.
ÜÇÜNCÜ SAYFADA
Yeni ziraat teşkilâtı
Kerim Ömer Çağlar DÖRDÜNCÜ SAYFADA
Ahmet Haşim’in canlı hâtırası
Abdülhak Şinasi Hisar
Fatih zamanının ilim ve sanat adamlan Ali Canip Yöntem
BEŞİNCİ SAYFADA
Gördüğüm Yunanistan
Halûk N. Tansuğ
Şu adama sor!
Robert Benchley



iMUimuttUimııutmHaımtmııtfflîtti
Dışişleri Bakanımız Avrupa Konseyi müzakereleri sırasında Spaak ve Çaldarisle beraber
tl
Ortaokul ve lise bitirme imtihanında takıntısı olanlar
Bu gibi öğrencilere şarta muallâk olarak devam muafiyeti tanındı
Millî Eğitim Bakanlığı aldığı ye bir kararla ortaokul ve lise bitim | imtihanlarında bir veya birkaç der ten takıntısı olan öğrencileri deva mecburiyetinden muaf tutmuş ve l husus millî eğitim müdürlükleriı bildirilmiştir.
Bu muafiyetten ailece oturdukla yerde aynı cinsten okul bulunmıy: Sanat enstitülerinin özel sınıflan! yazılan ve herhangi bir işte çalışın* ve kazanmak ihtiyacında bulunan ö. renciler istifade edeceklerdir.
Bu durumda bulunan öğrenciler I mazeretlerden herhangi birini deva ettikleri okul idarelerine bildiren, devamdan muaf tutulmalarını istey çeklerdir. I
Okul idareleri bu talep üzerine g rekirinceTerheyî yapacaklar W tfğre cinin mazeretini haklı bulurlarsa oı devam mecburiyetinden muaf tut caklardır.
Suriye Kabinesi kuruldu
Şam, 24 (A.P.) — Bugün bura»
Kutsi Beyin yeni Suriye kabinesi kurmaktan vazgeçtiği bildirilmişse Anadolu Ajansının (Afp.) den aldı' son habere göre, Nâzım Kutsi, Suri, hükümetini teşkil etmiştir.
Dışişleri Bakanının seçim bölgesindeki nutku
Dünya kararsızlığının devamı en çok bize zarar vermektedir
■—■■■■■ l —
Batı Avrupa devletleriyle, müttefiklerimizle ve Amerika ile münasebetlerimi», tarihimizin hiçbir devrinde görülmemiş derecede sıkı, kuvvetli ve yakındır
□ İtti
Kral’ın “her türlü beynelmilel idareyi reddederim,, dediği bildirilmektedir.
Urdun Kıralı Abdullah (En solda) vaktiyle babasının hâkim bulunduğu Kudüs sohrlnin simdi Ömer camiini do içine alan yarısına maliktir ve Kıral Birlenmiş Millotlorln milletlerarası bir mahiyet v$rmo kararına ragmon, sık sık ziyaret ottiğı Ömer camii üstündeki hakkından vazgeçmek istememektedir. Resmimiz, Kıralı, Kudustoki Ömer ca-miindon maiyetiyle birlikte çıkarken göstermektedir.
SPOR F|rst VVieııııa: 3 - Beşiktaş: I
Spor haberlerimizi 5 İnci sayfamızda bulacaksınız

Sivas 24 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — CHP. İl Kongresinde bulun mak üzere. Başbakanla birlikte bugün şehrimize gelen Dışişleri Bakanı Ncc-meddin Sadak, kongrenin toplandığı Tan sinemasında mühim bir nutuk vermiş ve ezcümle şunları söylemiştir:
“— Bir buçuk sene evvel, gene burada sîzlerle konuşurxen; “Dünyada sulh ümitleri henüz belirmemiştir. Sinir harbi devam etmektedir. Milletler, harp korkusu içinde yaşıyorlar Herkes tetik üstündedir,, demiştim. O günden bı yana, maalesef hiç bir şey değişmemiştir, Dünya halâ bu kötü durumdadır. Harp biteli dört yıl oldu. Sulhun ve emniyetin ne zaman kurulacağını, nasıl kurulacağını kestirmek mümkün değildir. Gittiğim yerlerde Avrupanın büyük devlet adamlarına, ben de dalma bu sualleri sordum, fakat hiç birinden ce vap alamadım.
“Bu kararsızlığın devamı, en çok bize zarar vermektedir. Tazyik ve tehdit al tındayız. Tehlikelerim çevrilmiş bulunuyoruz. Hürriyet ve istiklâlini her şeyden üstün tutan Türk milleti, on senedir kendisini müdafaaya hazır vaziyette ve silâh başında durmaktadır. On yıldır devlet bütçesinin aşağı yukarı yarısı, Milli Müdafaaya ayrılıyor. Bu çok ağır bir yüktür. Fakat tahammül etmek za-ruretindeyiz. Avrupa milletlerinin hiç biri, harpten sonra bizim vaziyetimizde değildir. Bu memleketler, Milli Müdafaaları için, bütçelerinin en çok yüzde onu veya yirmisi arasında bir para ayır maktadırlar. Halbuki Türkiye, hor şev den evvel istiklâlini korumak mecburiyetinde olduğu için, memleketin kalkınmasına ve imar İşlerine pok az para ayırabiliyor. Hangi parti, hangi hükümet iş başına gellrso gelsin, evvelâ milletin şeref ve namusunu, vatanın bütünlüğünü ve İstiklâlini düşüneceği için, aynı şekilde hareket edecektir. Milli Müdafaa fedakârlıklarına kullanmayıp esir olmak, bu millet in yapacağı iş do ğildlr. Türk milleti canını verir, karış toprağını vermez.
“Dış siyasetimizde, bir buçuk sene veline nazaran hayırlı gelişmeler
muştur, Hutırlıyscagınız gibi ilk anda, Amerikadan yardım görecek meni-
bir
ev-ol-
A

bu ver-
leketler arasında değildik. Fakat husustaki teşebbüslerimiz semere di. Türkiye de, Marshall Plânı çerçevesi içinde Amerikadan yardım gören devletler arasına girmiştir.
“Bir yabancı propaganda, bu yardımlar dolayıslyle Tüıkiyenin kalkınmasını ve kuvvetlenmesini çekemediği 1-çin, onları İstiklalimiz pahasına elde etliğimizi söyleyip durmakta ise de, buna dünya yüzünde kimse inanmamaktadır. Milletlerin hürriyeti ve hürriyet kalkınmaları uğrunda büyük fedakârlıklara katlanan Amerikan milletinin aklına gelmeyen tek şey; dolarla istiklâl satın
almaktır.
“Türkiye dış siyasetinin eriştiği a( merhaleyi, sîzlere bir cümlede hülâ. edeyim: Batı Avrupa devletleriyle, mi tetiklerimizle ve Amerika İle münas betlerimiz, tarihimizin hiç bir devrin» görülmemiş derecede sıkı, kuvvetli yalımdır. Bu münasebetler, dış siyas timizde o dereceyi bulmuştur ki, sul te ve harpte, münferit bir Türkiye d vasi artık mevcut değildir. Tek baştı kalmış veya kalacak bir Türkiye yo
“Türkiye sulhte olduğu gibi harp de yalnız değildir ve yalnız kolmıy çaktır.,,

IBM
Albay Hinnavi'nin tevkifinden sonra
S?












8ayfa 2
YENÎ t ST A N BUL
2K Arsbk 1G4Ü
Turizm bahisleri
Evvelâ, turizm dâvasını benimsiyecek bir zihniyet
Yazan: Hifeftü Sadık Dıınıkal
Komünist Çin rejimi
BASIN, Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü tarafından bu ayın 19 unda toplantıya ç»ı-ğırıtşn Turizm Damama Kurulunun tetkikine arıedllon meselelerle Hükûmote yaptığı tavsiyolordon bir çokları gazotclcrdo bir kaç gün. den beri bakla mevzuu edllmokto dir.
Danışma Kurulunun açılısında sayın Nihat Erim ve 8ükrü Ea-morin Irat ottiklerl nutuklarda tu* rlzm dâvasının Hükümet tarafından ehemmlyetlo elo alındığının kesin ve açık olarak bolirtllmiş olmasını burada memnuniyetle kayıt ve işaret ötmek isteriz. Biz bu yazımızda müzakere ve münakaşalarına katıldığımız Turizm Danışma Kurulunun Hükümete yaptığı tavsiyeler arasında on mühim saydığımız İki nokta hakkın-dnkl düşüncelerimizden kısaca bahsetmek niyetindeyiz. Bu nok falardan biri, ilk okullardan başlamak üzere bütün kültür mücs sosolorlnin programlarına ithal edilmek suretiyle gençliğe ve aynı zamanda basın, radyo ve sinoma ve diğer yayın vaeıtaİAriyle halkımıza turizm_____bilgisi vo terbiyoşi
verilmesi noktasıdır. Diğeri do, eT-ki eserlerin vo âbidelerin muhafa zsv bakım ve Jhyası _mAksadlylo bu e sotı er m bir elde toslannusını sağlayacak müstakil bir teşkilât kurulması keyfiyetidir.
Kanaatlmizo göre, momlekoti* mizdo turizm dâvası, ancak Hükümet vo milletço el birliğiyle halledilebilecek ana dâvalarımızdan biri olduğuna şüphe yoktur. Plânlı. programlı ve düzenli bir turizm sanayiinin kurulması, yaşatılması ve aynı zamanda, bu sanayidon cürokli olarak, verimli neticelor pl de edilmesini sağlıyacak bir zihniyetin ve ruhi haletin yaratılmasına bağlıdır. Bu dâvayı milletçe benim seyerek bir zihniyot yaratılmadıkça modern bir turizm sanayii kur mak mümkün olacağını hiç tahmin otmiyoruz. Bu sebeple. Aksam gazetesinin 3 temmuz 1946 tarihli nüshasındaki yazılarımızda İsrarla
KISA
HABERLER
Hlndlstanda Devlet rotatifti meçimi
Londra 24 (YİRS) — BBC muhabiri-İn Yeni Deihlden bildirdiğine göre Hint Jdcrl Pandlt Nehru. Hindistan Cumhur-aşkanhğı seçimi hakkında temaslar yapmaktadır.
Cumhurbaşkanlığına namzet olanlar aramda, Gandl’nln on yakın bir dostu olau )r. Başad bulunmaktadır.
Yunnntatanda yeni Anu.vasa
New Jeraey 24 (YİRS) — Yunan Par-Imentosuna sunulan yeni Anayasa tanrısı, Amerika Birleşik Devletleri ana-aMLSi esaslarına göre hasırlanmıştır
Folonyııdu Rus müsteşar
New Jersey 24 (YİRS) — Polonya 8a-unma Bakanı muavinliğine, Polonya sofundan olan bir Sovyet yüksek subayı tâ-in olunmuştur. Vladtalaf Kovçis ismin-,e olan bu subayın tâyini, Sovyet Mnre-«İl Rokoaovsklden sonra Polonya ya tA» »in edilen ikinci Sovyet rusudur. Polonya «rdusu bu suretle tamamlylc Sovyet lda-esine geçmiştir.
Holündü Kıraliçeeiııln Noel mesajı
Hllversum 2( (YİRS) — Hol Anda Kı-nllçcsi Jullana bugün yayınladığı bir Coel mesajında, dünyaya ebedi bir barış emenntalnde bulunmuş vo nutkunu daha azla Endonezyaya hasretmiştir. Kırall-e, hâkimiyeti Endonezyaya tovdl etmok-o Hnlândanın bir şey kaybettiğini fakat EndonezyalIların da kaybolanı oldo ettik-erini bildirmiştir. Kırallço, Endonczya.va çarşı gösterilecek itimat ve dostluğun, lünya barışma tesise yardım edeceğini Küirtmlştlr.
Suudi Arabtatnnın ihtıırı
Şam 24 (A.A.) (Afp) — Mekke Rad 'osu, bu akşam herhangi bir Arap mem-eketindeki dahili lıâdtaelerln yalnıı o nemleketi ilgilendirdiğini bildiren bir cemi tebliğ yayınlamıştır.
Arap momlokotlerl komşularının dahili şlcrinc karışmaya mezun delildirler, iuudl Arabistan Kıralbgınm siyaseti bü-ün Arap devletlerinin bapımnızlıgını mu-ı af aza lüzumuna dayanmaktadır.
Bunun İçindir kİ bir Arap memleketi-ün digorlnin tecavüzüne uğraması hainde Suudi Arabistan Ktrallıfh oll kolu »afth oturmıyacak, bilâkis Arap memln-tetlerl birliğinin güvenliğini muhafaza çln Ortn-Dogudn barışı İdame İçin müs-ıst bir tavır takınacaktır.
üzerinde durduğumuz ve turizm msBolosinin hor soydon evvel bir zihniyot meselesi olduğuna İşaret ettiğimiz bu esaslı noktanın tahak kuk ottirilmesıno yarayacak tod birleri bir an ovvel almak zorun dayız.
Turistik yerlordoki tarihi ehem-miyoti vo mimari kıymeti olan eski oscrlorle âbldolor; tarihin blzo miras bıraktığı baha blçllmoz hâzinelerdir. Hiç bir emek sorfotmi yerok elimizde bulundurmak bah* Uyarlığına nail olduğumuz bu ha zinelorl muhafaza etmok. bakımını ihmal etmemok. harap olmaya yüz tutanları onarmak, İnsanî» milli vo medeni kaçınılmaz bir borçtur. Bu kıymetli osorlor MIHI Eğitim, Evkaf, Belodiyelor vo sair muhtelif dairolorin ollorlndo bulunduğundan maalesef, bugün bunların muhafaza vo bakımları hususlarına gero kon ehemmiyet verilmediğini göro-rek üzülüyoruz. En az. 25 yıldan beri momlokotlmrzdo yorulmadan, usanmadan büyük bir vukufla vo tam bir feragatin turizm dâvası uğrunda çalışmakta olan zevat ta rafından çok acıklı bir tarzda tasvir edildi. Ve bu elem verici manzara karşısında yapılacak i^in, bu osorlorl bir oldo toplamaktan vo kurulacak müstakil bir dovlet teşekkülünün İdaresine tevdi etmek ten İbaret olduğu söylendi. Muhafaza ve bakımı Evkaf Idareslno bırakılan yüzlorce âbldo ve tarihî oserlorln İyi muhafazası ve bakımı vasıta ve İmkânlarından mahrum bulunmasından dolnyı mânan çok üzgün olduğu İfadelerinden anla Şilan Sayın Evkaf Gcrıel Müdürü tarafından da desteklenen bu tok-llfl Hükümete ehommiyotlo tavsi yosino karar verildi.
Fikrimlzo göre. Hükümetçe momlekotlmlzdo turizm sanayiini kurmak kararının alındığı şu sıralarda, kısaca izahına çalıştığımız bu iki tavsiyorln yerine gotlrllmesi için şimdiden lüzumlu teşobbüslore girişilmesi hor halde, turizm dâvasının halline doğru atılmış mühim bir adım toşkil eder.
Mncurtatım, Anghı-Saksonları casus diye tevkif ediyor
Londra 26 (YİRS) — Macar Hükümeti înglltoreyl İki memleket arasındaki ticaret müzakerelerinin inkıtaa uğratılması İle itham ederek, buna sebep olan İngiliz vatandaşı Mr. SaundersUn şimdi bir Macar hapishanesinde bulunduğunu vo casusluk yaptığını İtiraf ettiğini belirtmiştir.
Macar Hükümetinin neşrettlftl resmi tebllft
Frankfurt 26 (YÎRS) — Macar Hükü-motinin neşrotmlş olduftu resmi tebliğlere nazaran, Amerikalı vo tnglllzlerdoıı mürekkep 14 kişilik bir casus şebekesi tevkif edilmiştir.
Bu tebllgloro göre, bundan evvel tevkif odllmlş olan İki Amerikan vatandaşı da bu şobokoyc dahildir.
Macar Hükümeti, Amorikaya gönderdiği bir nota İle Amerikan vatandaşlarının Macarlstanu seyahatlerini meneden yeni kararı protesto etmiştir.
Sovyetler, Dofttı Alıııunyıı İle tok taraflı sulh yapııcuk mıf
Bonn 24 (A.A.) (United Press) — Doğu Almanya Adıılot Hakanlığı Müsteşarı Helmut Brant United Press Ajansı muhabirine verdimi demeçte “Sovyet Dışişleri Bakanı Vlşinski Boründen geçerken Dopru Aimnnyanın komünist liderlerine Rusya ile Almanyanın Sovyet bölgesi arasında pek yakında ayrı bir barış andİMmasının İmzalanacağını vaadetti., domlştlr. Müsteşarın İlâve cttlftlno göre, gene aynı politikanın çerçevesi İçinde olmak Üzere Doğu bölgeni tedricen Doğu Avrupa Bloku memlekotlerl arasına kabul edilecektir.
Brant. Almanya ılo Sovyet Rusyanin diğer peykleri arasında yakında bir atili müzaheret anlaşmasının akdedileceğini açıklamıştır.
Asya kıtını tenis ı^ııınpi)onası
Londra 24 (YİRS) — Asya kıtu:ıı tenis şampiyonluğu İçin yapılan son karşılaşmada, Davıes Kupası şampiyonu İngiliz Jcffrov'ln Hlndtatam temsil edan Knpi-nuki Ho yaptığı karşılaşma. 6 - 1. C - 4. 6-4 İngiliz lehlno neticelenmiştir.
İngiltere, Mnluyadu sıkıyönetim İlân ettirdi
Londra 24 (YİRS) — Malayada, çeteler tarafından yapılan baskınlar, hükümetin sıkıyönetim lifin etmesini İcbar etmiştir.
tanınıyor
Britanya, tanıma kararı arifesinde; Amerika, Milliyetçi Çin’e silâh satışını menediyor
Montreöl 24 (YtRS) — Çin Komtl-niat Hükümetinin tanınması huauaun-da muhtelif kaynaklnrdnn habcrlor gelmektedir.
Henüz teyit udllmiyen haberlere göre, İngiliz Dışlşlcn Bakanı Ernest Be vin. Komünist Çin Hükümetinin yılbaşından bir iki gün sonra resmen tanınacağım, Avustralya ve Kanada ise Ko-lombo konferansındım aonrn tanıyacak lannı, Hlndlatan da gene bir hafta zarfında tanıyacağını bildirmişlerdir.

NOEL MESAJLARI
Truman, diyor ki düşüncemiz din farkı gözetmeden bütün insanlığa müteveccihtir
VVashington 24 (A.A.) (Afp) —
Noel münasebetiyle Başkan Truman "Amerikanın sesi,, radyosu İle bir mesaj yaymıştır. Amerika Cumhurbaşkanı bu mesajında dünyaya gerek Birleşik Amerikanın gerek kendi tebrik ve temennilerini sunduktan sonra şöyle demektedir:
"Noel arlık bir bayram ve arkadaşlarımızla ailelerimiz için bir toplantı günü olmaktan çok büyük bir mAna taşımaktadır. Düşüncelerimiz ve temennilerimiz barış ümitlerimizi paylaşan din. mezhep ve milliyetleri ne olursa olsun bütün insanlara müteveccihtir. Karşılıklı anlayış sayesinde bu gayeye doğru İlerleyeceğimizden eminim. Herkesi candan tebrik ederim.
MarshaH'ııı Noel mesajı
New-York 24 (YİRS) — Birleşik Amerikanın harp yılları Kurmay Baş-
w «■ • Mavili"" - —•
Komada Mukaddes yıl açıbyor
Papa, St. Pierre kilisesinin mukaddes kapılarını açtı
Berlin 24 (YÎRS) — Papa bugün St. Pierre kilisesinde, yirmi beş seneden beri kapalı duran mukaddes kapıyı açarken yapılan âyini, ecnebi memleketlerden gelen on İki Bakan ve 50.000 seyirci seyretmiştir,
Mukaddes Yılın başlaması vesilesiyle açılan mukaddes kapı, 1300 senesinden beri tekrarlanır. Evvelâ, Mukaddes Yılın her yüz senede bir tes'lt edilmesi kararlaştırılmışken, bundan vazgeçilmiş ve yirmi beş senede bir kutlanmaya başlanmıştır.
Vatikan 24 (YİRS) — Papa. Noel münasebetiyle, Romanın St. Pierre kilisesinde icra edilecek gece yarısı âyinini bizzat İdare edecektir. Kiliseye, yalnız, Romnya "hacı,, olarak gelenler girebilecektir. Ayin, radyo ile yayınlanacaktır
Malaya silâhlı kuvvetleri çetecilere karşı seferiler
Londra 24 (YİRS) — Malaya Hükümeti, memleketin her tarafında faaliyette bulunan çetelerin imhası cihetine gidilmesi için şehirdeki emniyet kuvvetlerini savaş bölgelerine şevket-meye karar vermiştir.
Polisin yerine,' şehirlerdeki asayiş siviller tarafından ve silâhsız olarak temin olunacaktır. Hükümet, bütün müesseselerc birer tamim göndererek, memurların bir ay müddetle emniyet işlerinde kullanılması İçin serbest bırakılmalarını bildirmiştir.
Binlerce Çin, Malezya ve Avrupai) gönüllü, çetelere karşı savaşmak için teçhiz olunmaktadır
Franaada teyit cdilndycn haberlere nazaran, Fransız Hükümeti Bao Dal rejimini resmen tanıyıp iktidarı ona devrettiği günden itibaren Komünist Hükümeti •'kayıtsız şartsız” tanıyacaktır.
Londra 24 (YİRS) — Birleşik Amerika Hükümeti, bir Amerikan firmasının harp malzemesi atoklannden, Formoza adasındaki Milliyetçi Hükümetine satış yapmasını monctmlştlr.

tnrnmumTttuttooiHtt HMH t 11 «wı ı m
kanı ve sabık Dışişleri Bakanı George Mnrshall, Noel münasebetiyle verdiği bir demeçte demiştir ki: "Yıllardan beri bir hayal olan barışın hakikat olabilmesi, artık insanların elindedir. Ebedi bir barışın kurulması için hiçbir engel yoktur, yeter ki hüsnüniyet olsun...,,
Adenauer'ln Noel mesajı
Stuttgart 21 (YtRS) — Noel münasebetiyle bir hitabede bulunan Federal Almanya Cumhuriyeti Başkanı Con-rad Adenauer demiştir ki:
—"Hepinizi kardeşçe selamlarım, tyl temennilerimi, bilhassa harp esiri olarak hAlA serbest bırakılmıyanlara, sürgüne gönderilenlere ve toplama kamplarında bulunanlara yolluyorum. Milletimizin üstüne çöken felâketi unutmadan, barışın idamesi İçin çalışmalıyız, 1950 yılında, harp esirleri me-selesinin halledileceğini Ümit eder, hepinizin bayramını kutlarım.,,—
(. • M*uii|ı * ılAtfli ı IJBK91U BbU1 ‘ ıtM"i üij—MHliiMMilft vJKl!BEİİ|llllliHI
Polonyada da ‘'temizlik” mi ?
Eski Başbakan Gomulka’nın tevkif edildiği söyleniyor
Varşova 24 (AP) — Vladislav Gomulka’nın tevkif edilmiş olduğuna dair verilmiş olan haberlor, dün, Var-şovanın yetkili kaynakları tarafından tekzip edilmiştir.
Eski Başbakan Yardımcısı ve komünistlerle birleşmesinden evvel tşçl Partisinin genel sekreteri olan Gomul-ka, geçen yaz, "milliyetçi inhirafları” yüzünden gözden düşmüştü.
Geçen ay Komünist Partisinin merkez idare heyetinden kendisine Tl-toizm atfedilerek çıkarılmıştı. Bundan beri kendisi, bütün devlet işlerini murakabe eden, Yüksek Murakabe Heyetinin bir Azası olarak çalışıyordu. Müşahitler, Gomulka’nın geçen sah günü bir kararnamenin tetkiki İçin bu heyet toplandığı zaman yorinâe olmadığım görmüşlerdir.
Ispanya Dışişleri Bakanı, Romada taarruza uğradı
Londra 24 (YİRS) — Mukaddo» Yılın açılması münasebetiyle Roma'da bulunan İspanya Dı»i»lerl Bakanı Sin-yor Artaho'nun, Mukaddes Kapıların açılması Ayininden sonra otomobille İspanya elçiliğine dönerken, taarruza uArııdıâ’i bikllrllmlştir.
Komünist mütecavizler, Bakanın otomobilini tnşa tutmuşlar ve sonra devirmeye ugı aşmışlardır. Zamanında yetişen takviyeli polis kuvveti, mütecavizleri dağıtmaya ve tevkifler yapmaya muvaffak olmuştur.
İspanya Dışişleri Bakanının. RomalIn bulunduğu müddet zarfında İtalyan devlet adamlarıyla temaslar yapması, solcu gazetelerin infialini colbctınlş-tir
İki aylık bütçe tasarısında indirme teklifleri reddedildi
Bir milletvekili, durduğu yerde yılda 600 bin lira sarfeden "Savarona” yatının satılmamış olmasını tenkid etti
Ankara 24 ( Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Bütco Komisyonu bugün top-Innaruk İki aylık ek ödenek bütçe ta-sarısını müzakero otmlşlır.
Bu münnerbotle yapılan konuşmada bilhassa 100 bin lira olarak Hükümetçe teklif edilen iki aylık örtülü ödeneğin (tahsisatı mestûre) 165 bin liraya, millet lornrnsı İktisadi İşbirliği Geçici Gü« rov yolluğu namt altında konulan 40 l)in liranın 20 bin liraya indirilmesi, döşeme ve (lemirboş eşya ödenekleri iîo Halkevlerine ayrılan 210 hin liralık yardımın bütçeden çıkarılması hakkında D.P adına Eskişehir milletvekili Abl-dlıı Potuoftlu tarafından yapılan teklif ler reddedilmiş, İki aylık bütçe 19R milyon lira olarak aynen kabul edilmiştir.
Yarınki Meclis gündemi
Pedagoji Danışma Kurulu
Ankara 24 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Büyük Millet Meclisinin pazartesi gündeminde 4 soru önergesi bulunmaktadır. Bunlardan ilki tütün flatierl ve tütün satışlarından kesilen % 5 lerden teraküm eden 30 milyon liradan fazla paranın kullanılması şekli hakkındaki sorudur.
Diğer üç soruda ise yasak askeri bölge içinde kalmış olan Vutki İlçesinin 4 köyü, Igdır İlçesinde ve Araş nehri üzerine kurulan Serdarabad barajı ve Devlet Ziraat işletmeleri Kurumunun çalışmaları hakkında izahat istenilmektedir.
Bu sorulara Gümrük ve Tekel, içişleri Bakanlariyle Başbakan ve Tanm Bakanı cevap vereceklerdir .
Birinci Cihan Harbinde Ruslara esir düşüp üsera kampında vefat eden binbaşı BllAlin yetimlerine şehit maaşı bağlanıp baglanınıyacağ^ keyfiyeti bir defa görüşülecektir. Milli Savunma Komisyonu raporunda 4 oya karşı 14 oy un çoğunluğu ile rahmetliye maaş bağlanması istenmektedir.
Meclisin pazartesi oturumunda Belediye Gelirleri Kanununun 37 nel maddesinin tadili veya yabancı devletlerle yapılan ticaret ve ödeme anlaşmalarının tasdiki hnkkındakl kanun tasarılarının ikinci müzakeresi yapılacaktır.
Köy enstitülerinden mezun olan öğretmenlerle Sağlık Memurları maaşları hakkındaki kanunun tâdiline ve işçilerin hastalık sigortalarına dair kanun tasarılarının müzakeresine devam olunacaktır. Meclisin bu gündeminde birinci müzakeresi yapılacak işler arasında Bina Yapımı Teşvik Kanununun 10 uncu maddesinin değiştirilmesi ve 4 yabancı devletle yapılan ticaret anlaşmalarının tasdiki işleri de vardır.
3 Bakan îzmite gitti
Ankara 21 (A.A.) — yarın toplanacak olan C.H.P. Kocaeli il kongresinde hazır bulunmak Ü2ere Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Nihat Eıirn. Adalet Bakam Fuat Sirmen. Maliye Bakanı İsmail Rüştü Aksal. Gümrük ve Tekel Bakam Dr. Fazıl Şerafeddln BÜıgo ile Tarım Bakanı Cavit Oral bu akşam Toros Ekspresiyle Îzmite hareket etmişlerdir.
Karne alamıyan okuyucularımıza fırsat veriyoruz
Hnr gün gnaotonİnl daha ucum vo kolnycn a I mu yu vo synı ramında Avrupada ve mcmlekotto Üç neno tahsil ötmeye İmkân veren bu karneleri yoni yıl için bütün hakleri^-lo boraber nasıl elde edebileceğinizi yarın 6 ncı •ohifomlıde okuyunuz.
Abldln Potuoglu, durduğu yerde scnc-do milletin 600 bin lirasını harcıyan Savarona yatının nâlû satılmamış veya kiraya verilmemiş olmasını da tenkid etmiştir.
İki aylık bütçenin olağanüstü kısmında üç milyon llruya yakın bir meblâğın karşılıksız olarak konulmuş olması do ayrıca komisyonda hararetli müzakerelere yol açmıştır
iddia edildlftlno göre, bu ödenenin büyük bir kısmı otomobil, mefruşat vesaire için lüks mahiyetto bir takım İş
lere snrfodilmekt.edir. Bu konudaki ton-
klölorc C.H P. h bazı milletvekilleri de iştirak etmişlerse de bütçede İndirme yapmofca muvaffak olamamışlardır.
Ankara 24 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Milli Eğitim Bakanlığı (Pedagoji Danışma Kurulu) adiyle bir teşkilât yapmaya karar vermiştir. Bu kurumu teşkil edecek olan üyeler şimdilik Ankarada bulunan Maarif mensupları ile eğitim sahasında gündelik konulan İncelemiş ve tecrübe kazanmış aydınlardan olacaktır.
Yakında yapılacak olan İlk toplantıda kurumun gayeleri ve faaliyet şekilleri üzerinde müzakereler cereyan edecek ve gereken kararlar alınacaktır. •
Bu kurumun ele alacağı meseleler arasında okul ile aile birlikleri de bulunmaktadır.
Bütçe Komisyonu münakalelerle meşgul
Ankara 24 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Büyük Millet Meclisi Bütçe Komisyonu bugün 1950 bütçesiyle meşgul olamamıştır. Komisyon bugün de toplanmış, fakat 1949 genel bütçesiyle birçok katma bütçeli daireler bütçelerine taallûk eden münakale tekliflerini müzakere ve kabul etmiştir. 949 bütçe-yılının kapanmasına birkaç gün kalmış olduğundan bu münakalelere büyük bir ehemmiyet verilmektedir.
Ticaret Okulu öğrencileri Kıbrısa gidiyor
İzmir 24 (Hususi muhabirimizden) — İzmir Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulu öğrencilerinden 25 kişilik bir grup sömestr tatilinde Kıbrıs ve Mısıra gidecektir. Bilhassa Kıbrıs Türklerlyle tanışmak İçin tertip ed'-len bu geziye Milli Eğitim Bakanlı^ müsaade vermiştir.
Atatürk koşusu
Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğü tarafından hazırlanan Atatürk koşusu Önümüzdeki salı günü saat 14 tc Taksim Sıraselvilcr, bölge binası önünden başlayacak ve üç kategori üzerinden yapılacaktır. 1 — Kızlar arasında 1000 motre, 2 — III üncü küme erkekler 4000 metre. 3 — Birinci küme erkekler 6000 metre.
Yarışmalara katılacak olan fert ve takımlar salı günü saat 12 ye kadar numaralarını alacaklar ve yarışlara bu nuınar&larlyle iştirak edeceklerdir.
Atatürk koşusunun bu yıl her zamankinden daha büyük bir alâka top-lıyacağı tahmin olunmaktadır.
Ped a Ro j i Cemi yetini n yıllık kongresi
redaKOJi Cemiyetinin senelik kongresi, bugün saat 14 te. Eminönü Haikevlnln "küçük konferans salonunda" (Keki binanın üst katında) toplanacaktır.
Radyo veresi martta ödenecek
Evvelce radyo vergisinin yirmi liraya çıkarılacağı haberi verilmiş tae (le. bu-güne kadar bu hususta Fosta - Telgraf İdaresine herhangi bir İşarda bulunulmamıştır.
Bu sonoya kadar mail yılbaşı takvim ıcnvsi iiv bir olduftundun vs bu soneden itibaren de mail vıi mart ayına alındığından radyo vergileri martta tAhsIl olunarak t ir.
Baro seçimi
Münakaşalı bir toplantıdan sonra, dün idare kurulu âzaları seçildi
Dün İstanbul avukatları İkinci Afrırrc-za mahkemesi sn tonunda heyecanlı bir toplantı yaparak Baro İdare heyeti Azu-tarım seçmişlerdir.
Toplantıda iik söx alan İtaro Başkanı 17 aralık J040 da yııpıtan seçimlerde, kanunun nrndıftı niı/ıh dolmadığı için yo nlden bir umumi heyet toplantısı yaptık-tarım belirtmiş vn derhal ?nçlmicro geçil-mcfllnl talep etmiştir. Bunun üzerinu bayı avukatlar uau) hnkkındn konuşacııklar»-nı ileri sürerek «Öz almışlar, rey pusla-Inrının seçim heyetine teker teker veıil-nıoslno dikkat cdihnuaınl İstemişlerdir. Hu arada konuşan bir avukat dn geçen defa listeye glron ve fakat hakkında inzibati takibat yapıldığı için bu defa ismi zikredilmemiş bulunan Orhan Arsalın da namzetliğinin konmasını teklif etmiştir. Bilâhare kürsüye gelen Orhan Arsal, a-vukatların haklarını müdAfaa attiginl ve edeceğini beyanla kendisine rey verilmesini heyecanlı bir lisanla talep etmiştir.
Daha sonra söz alan bir avukat, senelerden heri yapılan bu seçimlerde bir arpa boyu dahi Heri gidilemediğini, İdare heyetine girecek olun nnmzot zevatın, küraihtan fikirlerini ve yapacakları işleri İzah etmelerini istemişse de kifayeti müzakere takriri yüzünden genç avukatların taraftar gözüktükleri bu teklif üzerinde fazlaca durulamamıştır.
Neticede seçimlere geçilmiş ve Muvaffak Benderll 247, İsmail İsa Canlı 225. Sabri Somerk 176, Fahrettin Kalemcloglu 177 ve Münir Egriboı 154 reyle idare he-yoline seçilmişlerdir. Orhan Arsal, 145 rey almıştır.
Noel bayramı
Noel bayrarxı arifesi olması dolayı-slyle dün Beyoğlu İstiklâl caddesi sayılı kalabalık günlerinden birini yaşamıştır. Cadde boylu boyunca otomobillerle dolmuş ve seyrüsefer güçleş-mlştlr.
Bilhassa dükkânlardan alış veriş etmek zorluğu yüzünden pek çok kimse evlerine eli boş dönmek mecburiyetinde kalmışlardır.
Gece yarısına doğru kiliselere akın başlamış ve Ayatri.vada ve Fener kiliselerinde sabahın erken saatlerine kadar devam eden âyinler yapılmıştır.
Fener kilisesinde yapılan âyine Ortodoks Patriği Athenagoras bütün Sensinod âzalarlyle birlikte iştirak etmiştir.
Bu münasebetle gazetemiz hıristiyan okuyucularının dinî bayramlarını tebrik etmeyi kendine bir vazife saymaktadır.
Kızılay aşocaklannın yemek listelerini Vaü tetkik edecek Vnll ve Belediye Başkanı şehrin muhtelif yerlerlndo yemek dağıtan Kızılay aş-ocaktan meselesi üzerinde do durmak kararını almış ve alâkAİılarlvle görüşerek, bundan böyle Kızılay aşocaklarının aylık yemek listeleri hazırlamalarını ve bunların kendi kontrolünden geçirileceğini bildirmiştir. Bu listeler hazırlanırken Kızılay akacaklarından yemek alan fakir ve yardıma muhtaç vatandaşların fikirleri de alınacaktır. ■
----------
Şileye su getirtiliyor
Bir müddet evvel Şile ilçesine su ge-tlrtllmeye karar verilmiş ve çalışmalarına başlanmıştı. Haber nldıÇınıizn göre bu mevzudaki hazırlıklar tamamlanmış ve tevzi şebekelerinin keşfi yapılmıştır. Bu işin keşif bedeli 100 bin liradır. Parenin 30 bin lirasını bu senek! bütçeden, kalan 70 bin lirasını da 950 ve 951 yılları bütçelerinden ödenecektir. Bu iş, ocak ayının İlk haftalarında İhale edilecektir.
Gelir vergisi ve gazeteciler
26 aralık 1949 pazartesi günü saat 15 te İstanbul Gazeteciler Cemiyeti merkezinde İstanbul Defterdarhftınca memur edilen bir mütehassıs tarafından "Gelir vergisi muvAcehealndc gaıctecllerln ve gaaetele-rln durumu,, mevsuunda bir konferans vorllocektlr.
Fırtına yatıştı
Bir haftadan beri devanı eden fırtına hafiflediğinden Büyükderede bekleyen milor dün sabah Karadeniıe açılmışlardır.
Köprü, İki gün a^ılmıyacak
Denizaltı telefon kablolarının döşenmesi dolayıslylc sah ve çareamba sabahlan köprü açılmayacaktır
Bir kayıp
Gazeteci arkadaşlarımızdan Ferit Celâl Güvenin kızı 19 yaşında Güner Güvenin tedavi İçin glttlgl îsvlçrede maalesef daha yirminci baharını görmeden öldüğü haberini öğrenmiş bulunuyoruz. Meslek-daşımız Ferit Celâl Güvene ve aileelna tazlyetimlzl bildirir, küçük Günere Allahtan rahmet dileriz.
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU
PANORAMA
EDEBİ ROMAN
- 25 -
lâflar da ne oluyormuş? Ne mâna İfade ediyormuş! Bunlar, hangi yabancı politika mezheplerinden alınma tabirlermiş! Maksadım, bir nevi faşistlik veya komünistlik mi yapmakmış. Vesaire, vesaire... Ben fikrimi müdafaa etmek istedikçe o sesini en son perdeye yükseltiyor, her sözümü ağzıma tıkıyordu. Onun filerince inkılâp olup bitmiş; inkılâbın bütün prensipleri yerine getirilmiş; Cumhuriyet Halk Partisi, şeflerinin sevk ve İdaresi altında tarihi vazifesini tamamlamıştı. Dilimin ucuna kadar geldi: "öyle İse, diyecektim; bu partiye ne lüzum kaldı? O da vazifesiyle beraber tarihe intikal etsin!,, Bereket versin ki, böyle bir söz söylemek fırsatını bulamadım. Yoksa, bugün, seninle bu hasbıhallerde bile bulunamayacak bir vaziyete düşecektim. Çünkü, Müfettiş Bey, Ankaıaya döner dönmez benim hakkımda öyle bir rapor yazmış ki, eğer, beni pek yakından tanıyan bura Vilâyet erkâniyle parti reisinin lehimdeki şehadetlerl araya girmeseydi, başıma gelmeyen felâket kalmayacaktı. Bu hâdiseden sunu şimdiye kadar bahsetmemiştim. Ziru, bana sürülmüş olan bu lekeyi bir cüzzamlının hasta uzvunu herkesten gizleyişi gibi gizliyordum. Hattâ bunu kendi kendime hatırlamaktan bile sıkılıyor, iğreniyordum, şimdi, sırası düştü de söylemek ıztırarında kaldım.
121
"Zaman her yara gibi bu çeşit Izzoti-nefis yaralarım da kapıyor; Bugün hiçbir utanç ve tiksinti duymadan gözlerimi onun üstüno ibretle çevirebiliyor; hattâ ondan lâzım gelen dersi çıkarmağa çalışıyorum. Müfettiş Bey, bana inkılâbın tamamlandığını söylemişti. Bu söz şekil ve mahiyeti bozularak ifade edilmiş bir hakikattir. Evet, İnkılâp yolunda yapacak bir şey kalmamıştır; çünkü inkılâp devri kapanmıştır» İnkılâp donmuş, taş kesilmiştir. O duha bülûğa ermeden daha İlk adımında ihtiyarlamış; Arteri» - Ski eros İlletine müptelâ olmuş, daha doğrusu bir nevi "paraiysle Infcntlle,, c uğramıştır, Her şeyden önce bu halin sebeplerini araştırmak; her şeyden önce bu dörde bir deva bulmak lâzım geliyor. Kendinden geçmiş şoyda bir kafile halinde, emsalsiz bir Önderin arkasından milli mücadelenin sarp dağlarını aştıktan sonra, aynı şevk, aynı aşk İle güzel, zengin ve ileri bir (ülke) nln fothlne çıkmıştık. Ölümle dirim arasında geçen yılların bütün yorgunluklarını unutmuş, hızını hiç kaybetmeyen bir hamle ile —tıpkı darülfünundan çıktığımız günlerin ertesi— kimimiz geceleyin Üsküdar sırtlarım aşarak. kimimiz kötü bir tekne İçinde Kııradeni-zln dalgalarını yarıp geçerek, kâh yaya, kâh eşek vo katır sırtında küme küme Anadoiuya kaçıp gittiğimiz devirdeki gibi bu yola da bağrımız yalnız Ümit, yalnız İdealle dolu, revan olmuştuk. Güzel, zengin ve ileri bir ülke... Onu, Anadolu denilen bu çorak toprakları, bu kül ve kireç yığınları içinde geceyi gündüze katarak dişlerimiz tırnaklarımızla söküp çıkaracaktık, önder, ikide bir, ardına dönüp bu işin, düşmanı denize dökmekten daha zor olduğunu, fakat mutlaka bunun da üstesinden geleceğimizi söylüyordu. Ben içimden "üzülme; sen yalnız yü-rü!o diyordum. Ve millî mücadelo destanının 122
nice sahneleri gözümün önünde canlanıyordu: Ecovit Dağının yokuşlarını tırmanırken, morml yüklü kağnıları güden çatlak tabanlı Anadolu kadınlarının arasında gördüğüm yüksek ökçeli iskarpinlerini ellerine alıp yürüyen İpek çoraplı nazenin İstanbul kızları; han odalarının tuğla döşemeleri üstünde askere çağrılmış köy deli-kanhlarlylc sırt sırta, koyun koyuna kıvrılıp yatarken rastladığım şehirli münevver gençler, o zamanki gülümser yüzlerini, yılların ötesinden tekrar bana doğru çeviriyor; "Biz yine hop birlik buradayız, yine O'nun arkasından aynı ümit, uynı cüret, aynı şevk ile yürümekteyiz... ileri, zengin ve güzel vatan yolunda...” diyor gibiydi» ler.
"Lâkin, birdenbire no oldu bilmem, son yıllarda artık bu yüzleri hiç göremez, bu sesleri hiç lşitemez oldum. Kendimi hep olduğu yerde tepinen, nereye gideceğini bilmez başıboş bir kalabalığın içinde hissediyorum. Bana, Paris dönüşü memleketi yadırgatan sebebi do bu histen başka bir şeyde aramamalısın! Anlamıyorum, — «on ki rculltelorl muhakkak benden daha iyi gören bir insansın; — nasıl oldu da benim gibi dört yıllık bir ayrılıktan sonra, Al-manyadnn buraya gelişinde, havada pek esaslı bir şeyin değişmiş olduğunu farkedemedin! Belki farkotmlşsindlr de optimist mizacın bundan bir takım fütûr verici hükümler çıkarmaktan seni korumuştur, Fakat, bil ki, mektubundu buna uzun uzadıya anlatmak istediğin güzel prensiplerin müoyyldosl ancak millî mücadelede kazandığımız zaferin başlıca sırrını toşkil eden (kollektlf heyecan) dır. Bu prensipler, tekrar edelim, zabıta kuvvetiyle kafalara yerleşmez; hor sınıf halkın, okumak, yazmak bilmeyen köylüden blzler gibi tahsillerini Avrupa üniversitelerinde tamamlamış münevverlere kadar, her 123
sınıftan halkın bunlara can ve gönüldün inanması vo bunları gerçekleştirmek için clbirliğly-le yeni bir mücadeleye can ve gönülden atıl-musı lâzımdır. İstiklâl Harbinde olduğu gibi narin ve nazik şehir çocukları elleri nasır bağlamış. çıplak tabanlı rcnçberlerln yanı başında tekrar şarkılar söyleyerek vo soğuğu, sıcağı hlssetmiyerek bu geri ülkenin taşlı, dikenli yollarına düşecek; kendinden geçip kuru toprağı pamuktun yatak, katı taşı kuş tüyünden yastık bilerek; geceyi gündüze katarak bizi medeni Atamden aynan İki yüz yıllık yolu bir solukta kata çalışacaktır. Etrafına iyi bak; şimdiki şartlar içinde bu fedakârlığı kimden bekliyobl-lirsln? Bu yeni seferberliğe, senin tabirin veçhile bu ekonomik kalkınma seferberliğine kimleri çağırabilirsin? Heyhat! Dünkü kahraman inkılâp önderleri bile bugün İpekli robdöşambrla-rma bürünmüş, fağfur banyolu kâşanelerinden dışarıya bıışlurını uzatmak İstemez oldular. Bir zamanlar, mektep sıralarından dağlar aşarak ateş siperlerine koşuşan gençlerin gücü şimdi barom merdivenlerinin basamaklarında emeklemekten başka bir şoyo yotmiyor.
Halk ise, Tlh Sahınsındu kıtlığa uğramış Benî İsrail gibi eli böğründe, gökten inecek kudret helvasını bekliyor vo ümitlerinin boşa çıktığını görünce Musa’dan yüz çevirip ve onun gösterdiği nice mucizeyi unutup homurdanmaya başlıyor. Kayadan sular fışkırtan, denizler ortasında yollar açan, nice müdafaasız boynu Firavunların satırından kurtarmış olan Musâ, şimdi, çölde tek başına kalan bir adamdır. İstediği kadar Turu-slna'ya çıkıp insin, istediği kadar gökyüzünden haber getirsin, artık hiç kimse İnanmıyor, hiç kimse dinlemiyor. Herkes kendi başının derdine düşmüştür. Sen kİ, "Serbest Fırka, tecrübesinde nasıl her kafadan bir 124
ses çıktığını, herkesin birbirini nasıl anlamaz hâle girdiğini hepimizden daha iyi gördün; bu acı ve hazin tecrübenin üstünden henüz bir yıl ya geçti, ya geçmodl. Ve sen, bu memlekette Millî Mücadele devrinin birlik, beraberlik ve fedakârlık duygulan sanki hiç bir sarsıntıya uğramamış; sanki, hâlâ eski destanî nefhasiyle devam etmekte imiş gibi inkılâp prensiplerimizin «Özle, yaziyle birer "kuvvet fikri,, haline girip yürüyebileceklerini umuyorsun! Demir tavında döğülmck gerekti, İki gözüm; halbuki demir çoktan soğumuş ve ateş sönmüştür.
"Ne vakit sönmüş bu ateş mi. diyeceksin? nen sana soy üyeyim: Bu ateş, Kemalist Tür-kiyenin anahtarlarım Babıâli tenbclhaneslnin bekçileri eline tealim ettiğimiz gün sönmüştür. O uğursuz ve müstehase nıücssosenin dalkavuk iMzctlilerl. idarel maslahatçı saadetlilen. mankafa devletlileri aramıza katıldıktan - yalnız aramıza katılmış olsalar ne ise - devlet, hükümet müessesclorlnin, hattâ meclis ve fırka teşkilâtının başına geçtikleri andan İtibaren bence artık bir inkılâp rojimlndon bahsetmemize imkân kalmamıştır. Çünkü, hareket düşmanı, bunuk bir bürokrasinin kanunları, düsturları, nizamları, idare usulleri, bunlar vasıtasiylc bütün o dinamik inkılâp prensiplerinin elini ayağını kıskıvrak bağlamıştır. Bu köhne "Mevzuat,, Do Anayasa hükümleri birbirine o kadar zıttır kİ, millet kendisiı.. Adeta bir labirent içine girmiş gibi hissediyor; bu dolaşık çıkmazın dehlizlerinde şaşkın ve perişan dolaşıp duruyor; sağa gitse olmuyor, sola'sapsa olmuyor, arkaya dönse olmuyor; hiç bir yanda kendini aydınlığa çıkaracak fürceyi bulunuyor.
(Davamı var)
125
»
25 Aralık 1949
YENÎ İSTANBUL
Sayfa 3
Yeni ziraat teşkilâtı
Prof. Dr. Kerim Ömer ÇAûLAL
ZtRAATTE pek çok faktörlerin rol oynaması tabiidir Fakat bizim çiftçiliğimizin yükselme sinde bilhassa bilgiye çok ehemmiyet vermek lâzımdır.
Zirai bilgileri kimin yayacağını a raştırnıaya lüzum yoktur. Bu vazll>-yİ her yerde, varsa hususilerle birlikte, yoksa tek babına devlet teşkilâtı yüklenir. Bizde de gönül Yüksek Ziraat Mühendisleri Birliğini, Veterinerler. Ormancılar ve Ziraatçılar Dernekleriyle Ağaç Koruma ve Tiftik Cemiyetlerini ve bunlara benzer daha da kurulacak diğerlerini bu konularda çok faal görmek istiyor. Bu ku rum'ar bu gibi İşleri ele alıncaya kadar bilgiyi yayma vazifesini yalnız devlet tarım teşkilâtının yapması icar» etmektedir.
Bunu başarması için devletin kuv vetli bir ziraat teşkilâtına ihtiyacı vardır. Biz böyle bir teşkilâtı en iyi şekilde kuracak ve işletecek eleman ve vasıtalara sahip bulunuyoruz.
CUMHURİYET devrinde tarım sahasında mütehassıslar yetişmiş ve memleket bir hayli müessese kazanmıştır. Geçen hafta. Tarım Bakanlığında yeni bir teşkilât kanunu hazırlamak üzere toplanan komisyonun arzettiği olgun manzara bu teşhiste ne kadar isabet bulunduğunu göstermeye kâfiydi. Bir zamanlar mütehassıs kıtlığından şikâyet e-derdtk. §lmdl sahalarında en az 20-25 sendik meslek tecrübesine sahip zi-taSfcçfierimîz yetişmiştir.
Bu elemanların elinde tanm teşkilâtı saniye şaşmaz bir saat hassasi-Jtetiyİö çalışabilir. Halbuki henüz mevzii başarılar hududunun dışına çıkamıyorum Biz bunun sebebini teşkilâtın • birbirini tamamlayıcı karakterden mahrum bulunmasında görüyoruz. Ziraat teşkilâtımızdaki bu eksiklik, makinenin kuruluşundaki aksaklıklardan doğmaktadır. Bunca eleman ve müesseseye rağmen idare çarkları ge rekli tempoya ayak uyduramamak-tadır. Teşkilât tasarısını hazırlamak üzere bir araya getirilen Bakanlık uzman ve müdürlerinin başlıca şikâyetleri bu nokta üzerinde tekâsllf etti diyebiliriz.
BURADA başta Tarım Bakanı sayın Cavit Oral olmak üzere merkez idarecilerinin bu. defa en sert tenkidlere karşı gösterdikleri
Hususî muhobirimiz NAB bildiriyor
Bulgaristanda iaşe buhranı
Viyana 2ü — İyi haber alan meha-filden öğrenildiğine göre, Bulgaristan büyük bir iaşe buhraniyle karşılaşmak üzeredir. Komünist rejime karşı olan mukavemet, o derece genişlemiştir ki, 400.000 hektarlık verimli toprağa köylü el bile sürmemiştir. Hükümet plânına göre, kış ekimi ekim ayı sonuna kadar tamamlanmış olacaktı. Halbuki 81 mıntakanın ancak on sekizinde plâna uygun iş yapılmıştır. Diğer nıınta-kalarda ekilen arazi, ziraate elverişli toprağın yüzde on altısı ile yüzde seksen beşi arasında bulunmaktadır. Meselâ Bulgaristanın en mühim ziraat m m takası olan Dobruca’da. bu haberlere göre, arazinin ancak yansı ekilmiştir. Ziraatte geçen seneden beri bilhassa göze çarpmağa başlıyan bu mühim gerileme, evvelce zirai maddeler ihraç eden Bulgaristan! Sovyet Rusyadan 160.000 ton buğday istemeğe mecbur etmiştir.
iaşe mevzuunda hâsıl olan bu müşkül durumun sebeplerini Bulgar Komünist Partisinin köylü meselesini halletmek hususundaki beceriksizliğinde olduğu, mahallî şartlar gözönünde bulundurulmaksızın kurulan Kooperatif
tahammüle gerekli değeri verirken kurulması tasarlanan yeni teşkilâtta da ilme ve ilimden mülhem idareye doğru yeni bir çığır açılmak yoluna girildiğini memnunlukla söyleyebil! riz.
Yeni tasarıda Bakanlığın ve merkezdeki idarenin kontrol hakkı tabi atiyle mahfuz kalmakla ve fakat merkezin esas vazifesi taşra teşkilâtının muvaffakiyet sebeplerini hazırlayan bir kaynak olmak noktasında toplan maktadır Bakanlık merkez teşkilâtında ziraatın muhtelif şubelerini temsil edecek mütehassıslar lüzumunda Bakanın veya Müsteşarın başkanlığında yüksek kurul halinde toplanıp büyük meseleleri müzakere ve karara raptedecek. bu kuruldan alınacak umumi direktifin tahakkuku imkânlarım ise bu işlerle alâkalı şubeler resen temin edecektir.
Bakanlık taşra teşkilâtı, bölge araştırma ve deneme enstitüsü, gölge yayım teşkilâtı, bölge öğretim ve eğitim müesseselerı ve devlet üretme çiftlik leri halinde çalışacaktır.
Bölge araştırma enstitüsü bulun duğu bölgedeki ziraat istasyonlarını içine alarak bölgenin ilmi ve teknik etüdünü yapan, çiftçiye rehber olacak bilgileri hazırlayan, aynı zamanda bu bölgenin zirai gelişme ve kalkınmasını plânlaştıracak olan müessesedir.
Yayım teşkilâtı bölgece hazırlanacak programı tatbik edecektir. Köylere kadar yayılacak olan bu teşkilât çiftçinin ziraat bilgisinin artmasına yardım edeceği gibi köyle bilim enstitüleri arasında da bir irtibat organı olarak çalışacaktır.
Bölge ziraat okulları ile köylü ve çiftçi çocuklarına pratik ziraat bilgisi öğreten teknik tarım ve bölge çiftlik okullarından ibaret olan zirai öğretim ve eğitim müesseseleri bilgili ve kendine güvenen ehliyetli bir çiftçi kitlesi yaratmaya çalışacaklardır. Açılacak kurslarla öğretim işine daha fazla bir vüsat verilecektir.
Devlet üretim çiftlikleriyle bütünleşen yeni ziraat teşkilâtının araştırıcı gösterici ve mürakabeci rolü ile memlekete faydalı olacağına inanmak istiyor ve bu teşkilâtın bir an evvel fiiliyat sahasına konulmasını diliyoruz.
Teşkilâtında ve Sovyet metodlarınm körükörüne tatbıkında aramak lâzımdır. Filhakika Komünist Partisi geçen yıl kollektifleştinne hareketinin sü ratle tatbikini emretmişti. Yapılan plâna göre, 700 kollektif teşekkül kurulması icap ediyordu. Halbuki bu plân mahalli parti liderlen tarafından hod-behod ihlâl edilmiş ve zengin köylülerin elinden verimli topraklar alınarak yerine verimsiz arazi verilmiştir. Bu yüzden hâsıl olan istihsal azalması, partinin yeni tedbirler almasını İcap ettir miştir. Köylü, elinden, kanunsuz olarak alınan toprakların iadesi hususunda verilen emir, karışıklıklara sebep olmuş, komünistlerin ekseriyeti teşkil e tetikleri köylerde, emrin tatbıkından İmtina edilmiş, komünistlerin ekalliyette bulunduğu köylerde ise. kollektif teşekküller ortadan kaldırılmıştır.
Hükümet, takip etliği fiat politikası ile vaziyeti büsbütün karıştırmaktadır. Mahsullerini çok ucuz fiatle hükümete satmak mecburiyetinde olan köylüler aynı hükümetten istihlak maddeleriyle ziraat âletlerini pahalıya almaktadırlar. Neticede, köylüler teslim mükellefiyetine gittikçe daha az riayet etmektedirler.
Avrupanın gıda ihtiyacı
VVashington 21 ıComtel) — Avru-panın gıda ihtiyacı durumunu tetkik eden Birleşmiş Milletler Ziraat ve Yiyecek Teşkilâtı, hu kıtanın birkaç sene içinde proteinden başka gıda maddesi ithaline ihtiyacı kulmıyacağı neticesine varmıştır.
İngiltere Krallık camiası içinde mer’alavın sürülüp ekilmesi sayesinde hububat ihtihsali 1.300.000 artacaktır. Bu miktar Avrupanın İthal ettiği hububatın yüzde 13 üne muadildir tngll-teredeki küçük rner’alar da ekilirse
Yunanistanın ithalini serbest bıraktığı maddeler belli oldu
Yunanistan, hususî takas sisteminden de vazgeçti
Atina 24 (Hususi ajansımız Comtcl bildiriyor) — Resmen bildirildiğine göre. Yunan Dış Ticaret İstişare Mecli-I sinin aldığı bir karar üzerine, Yunanistan. Danimarka. Belçika, Fransa, Batı Almanya. İtalya, Türkiye. İsveç. İsviçre. Portekiz, Finlandiya. İspanya, Norveç, sterling sahası memleketleri ve Batı Yarımküresi ile yapmakta olduğu hususî takas muamelelerim me-netmiştir.
Portakal ve mandalına ihracatı şimdilik bu karardan istisna edilmiştir.
Yukarda adı geçen mem’eketlere hususi takas yoliyle ihraç edilen diğer Yunan inallarının bir listesi de hazır-1 anmaktadır.
Diğeı taraftan. Avrupa İktisadî işbirliği Teşkilâtına dahil memleketler için ihracatın yüzde elli nispetinde ser-
İthal yasaklanın Fransa da kaldırdı
★Londra 24 iYIRSj — Fransız Kabinesinin verdiği bir karara göre, yılbaşından itibaren ithalât tahditlerinin yarısı kaldırılacaktır. Bu suretle. ithalât yasaklarını yarıya indirmek mevzuunda. Fransa da Avrupa iktisadi İşbirliğine dahil diğer memleketleri takip etmiş bulunmalı tadır.
Marslıall Plânı evleri
★ VVashington 24 A.A. (United Press): iktisadi İşbirliği idaresinin bildirdiğine göre. Batı Avrupada harpte yıkılan evlerin yerine şimdi Mar-shall Plânı yardımı ile ufak hazır evler kurulmaktadır.
Çekoslovakya - İsviçre ticaret anlaşması
★ Prag 24 (AP) — Prag’dan bildirildiğine göre, Çekoslovakya dün, İsviçre ile yeni bir ticaret anlaşması imza etmiştir.
Bu anlaşmanın hükümlerine göre, lsviçrenin, Çekoslovakyada milli leştirilmek suretiyle el konmuş olan mallarına mukabil bir tazminat itası kararlaştırılmıştır.
Irak’ıı bir Japon ticaret heyeti geliyor
★ Bağdat (Comtel) — ikinci Dünya harbinden beri ilk defa olarak bir Japon ticaret ve iktisat heyetinin yakın bir zamanda Bagdada gelmesi beklenmektedir
Heyetin ticari ve iktisadi münasebetleri tekrar ihya etmek için müzakereler yapacağı zannediliyor
Batı Almanya sana.vlhıdckl gelişmeler
★ Londra 24 (YİRS) Yetkili Amerikan çevrelerinin açıkladıklarına göre, Batı Almanyadnki sanayi ve zirai istihsalât. 1936 senesinin yüzde 98* *ine varmıştır
Amerikan makamlarının ll&ve et-
1 tiklerine göre, Batı Almanyadaki istihsalât, on sekiz ay evvel hu nispetli) yarısına hile varmamışta
Avrupanın diğer memleketleri için muazzam imkânlar meydana çıkmış olur.
1919-50 yılı için Avrupanın yağlı to-\ıum küspesi istihsali 1.700.000 ton tahmin edilmektedir. Aynı mahsulün geçen yılkı istihsali 1.500.000 tondur. Bu miktarın gelecek sene daha da artacağı tahmin edilmektedir.
Vaziyet Avrupa memleketlerinden bir çoğunun ilerde bu malı tohum halinde değil küspe halinde ithal edecek-’ terini göstermektedir.
best bırakılması hususundaki Yunan Hükümeti kararı da açıklanmış bulunmaktadır. Yunanistanın serbest ithalât listesinde başlıca şu maddeler yer almaktadır:
Hintyağı tohumu, sınai yağlar, peynir, füme balık. Morina balığı, balık yııııııırtıihi, fııâulyu, hıırdnl, .baharat, yağlı küspeler, balık ve hayvan yemi, zamk, teksif edilmiş süt. mercimek, demir ve çelik, hanı bakır vc alimin-yum. kalay, çinko, nikel, kereste, hanı ileri ve kösele, travers, umden direği, pirit, ıııııyant, İstiridye kabuğu, fırça malzemesi, at kılı, amonyak, karpit, ham naftalin, kazein, asfalt, kese kâğıdı, zımpara kâğıdı.
önümüzdeki haftalarda listeye şeker ve pirincin de ithal edileceği zannedilmektedir.
Fan American uçakları Belgraddan grçebilec(wk
★ Londra 24 (YİRS) — Birleşik Amerika ve Yugoslavya arasında imzalanan yeni anlaşma mucibince. Amerikan yolcu uçakları Bel-grad hava meydanından faydalanabileceklerdir. Pan - American uçaklarının İstanbul seferleri, bu suretle kısalmış ve kolaylaşmıştır. Ingiltere • Yugoslavya ticaret
görüşmeleri
★ Londra 23 (A.A.) (Afp) — Ingiliz Hükümeti sözcüsü, France Press Ajansına bugün verdiği beyanatta, Ingiliz Büyük Elişi Sir Charles Poake'in Belgrad'a dönüşünden sonra İngiliz - Yugoslav ticaret müzakerelerinde terakki kaydedildiğini söylemiştir.
Bu durum karşısında takriben 9 aydan beri müzakere edilmekte olan 5 senelik anlaşmanın yakında İmzalanması beklenmektedir.
Diğer taraftan bildirildiğine göre Yugoslavya’nın İngiltere’den istediği kredi meselesinde bir uzlaşmaya varılmıştır.
Kömürden petrol İmali yolundaki çalışmalar
★ Londra 24 (YİRS) — Johanncs-burg’dan gelen bir haber, Cenubî Rodezya Hükümetinin, kömürden petrol elde etmek için çalışmalara başladığını ve Hunyani nehrinde kurulacak bir barajla civardaki şehirlere yedi misli kudrette cereyan verilebileceğini bildirmektedir.
Hollandaya kahve ithalinin doğurduğu neticeler
★ Hilveısum 24 lYİRS) Kahvenin mebzul bir şekilde Hollandaya ithal edilmesi haberi, sentetik kahve hazırlayan birçok müessese-lerin kapatılmasını intaç »edecektir
Hindistan - Pâkibtan t işaret anlaşması feshedildi
★ Londra 24 (YİRS) - Hindistan ve Pakistan arasında zuhur eden devalüasyon ihtilâfı yüzünden, iki memleket, aralarındaki ticaret anlaşmasını feshetmişlerdir.
Dışişleri Bakanının nutku
Millet büyük bir ümran ve refaha kavuşacaktır
Diğerleri arasında petrol araştırmaları da Marslıall yardımından yapılacaktır
Başbakanla birlikte C.H.P.mn Sivas İl Kongresine iştirak etlen Dış-işleri Bakanımız dun Kongrede memleketimizin dış siyasetine dair bir konuşma yapmış vc bu arada yilnün cn ehemmiyetli hâdiselerinden biri olmakta devam eden Marah.aU yardımına da temas ederek bu mevzuda etraflı izahlarda bulunmuştur. Tamamen iktisadi mahiyet urzeden bu kısmi okuyucularımıza aynen bildiriyoruz:
“tik yıl için Marslıall yardımından 49 milyon dolar kredi aldık. Bu yıl, yâni gelecek temmuza kadar ise, 114 milyon dolar aldık. Bunun oir kısmı hibedir. Tki senede aldığımız bu yarım milyara yakın Türk liralık kredi ile ziraatimiz için traktörler aldık. Gelecek yıl ortasında Türkiye tarlaların da beş bin traktör çalışacaktır. Bunu, bu memleket hiçbir zaman görmemiş tir. Kuraklık dolayısıyle muhtaç olduğumuz hububatı bu krediden aldık. Madenlerimizi bu sayede modern makinelerle teçhiz ediyoruz. Anadoluda e-lektrik santrallan yapılacak ve her köy ve kasaba ışığa kavuşacaktır. Et ve balık sanayii, petrol araştırmaları
•oımiMHim •• mı 11
• ti j» life*’ ı il H
«iHtCmiUMIl
Ege Tütün Piyasası açılırken
Ege tütün piyasası hakkında Tekel Bakanının beyanatı
Ankara 24 (A.A.) — Gümrük ve Tekel Bakanı 26 aralık 1919 günü açılacak olan Ege Tütün Piyasası münasebetiyle Anadolu Ajansı muhabirine agagıdetki beyanatta bulunmuştur:’
"1919 senesi ekici tütünleri piyasası Eğede 26.12.1949 pazartesi günü açılacaktır.
Bu sene rekoltesi bu bölgede Tekel İdaresince yapılan tahrir neticesine göre 45 milyon kilo civarındadır. Tütün vasıfları ekseriyet itibariyle iyidir. Geçen sene iie karşılaştırılacak olursa bu sene mahsulü kapa miktarının çokluğu yanında tütünlerin daha kuvvetli olduğu mütehassislarımızca ifade edilmektedir. Kapa miktarının fazlalığı geçen yıllara ait bu nevi tütünlerin tamamen satılmış olması itibariyle bir mahzur teşkil etmemektedir.
Geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da Azami ve asgari fiat tesbiti cihetine gidilmlyecektir. Fiatler iç ve dış piyasa şartlarına bağlı kalacaktır. Gerek Tekel idaresi ve gerek Türk Tütün Limited Ortaklığı kendi normal ihtiyaçlarını bu şartlara göre mübayaa edeceklerdir. Fazla olarak Tekel idaresi görevlendirildiği destekleme alımlarını yapmak suretiyle fiat tekevvününe mühim bir âmil olmak mevkiindedir.
Bu vesile ile ihraç edilecek memleket mahsullerinin gönderildikleri memleketler gümrüklerinden geçirildiklerinin teşvikine dair olan 5.12.1949 tarihli kararnamenin Ekonomi ve Ticaret Bakanlığına tanıdığı yetkinin "tahsi-sen tütün mahsulü" İçin de tatbik edilmesinin takarrür ettirilmiş olması, a-lıcıların piyasada daha emniyetli ve serbest şekilde mubayaa yapmalarını sağ amış bulunmaktadır.
Piyasanın açılması tarihinden İtibaren satışların seyrini vc piyasanın cereyanım hassasiyetle takip edeceğiz. Mütehassıs arkadaşların gösterecekleri ihtiyaç ve yapacakları tekliflerin gerektirdi kararlan derhal alacağız.
1919 ekici piyasasının müstahsil ve tüccar İçin başarılı geçmesini bağlıyacak bütiln imkânlardan faydalanılmış», tır Bu itibarla memleket tütüncülüğü • için hayırlı neticeler alınmasını dileriz.
bu para ile yapılacaktır. Yollarımız süratle yapılmaktadır. Amerikalıların bu sahadaki takdirlerini son günlerde gazetelerde görmüşsüntizdür.
“1952 senesine kadar Amcrikadan alacağımız bu yardım ve milletlerarası Bankadan alacağımız 50 milyon dolarla Anadoluda sulama, baraj, liman işleri, silolar yapılacaktır.
“O zamana kadar memlekete girecek bu Amerikan kredisi ve malzemesi ile başarılacak işler sayesinde üç dört senede memleketin iktisadi çehresi tamamen değişecek, millet büyük bir ümran ve refaha kavuşacaktır. Bu hâdise, memleketin tarihinde görülmemiş bir talih eseridir.”
Tütün eksperleri, fiyat hakkında ketum davranıyor
İzmir 24 (Hususî muhabirimizden) — 60 kadar yerli ve yabandı alıcının iştirak edeceği Ege Tütün Piyasasının açılmasına intizar eden çiftçiler bugün öğleden sonra bölgelerine gelen alıcı firmalar temsilcilerini ve tütün eksperlerini ı hararetle karşılamışlardır. Akhisar, Ödemiş ve Milâs gibi büyük tütün merkezleri tam bir heyecan içindedir, Kahvehanelerde toplanılmış ve eksperlerden fiat bahsinde fikirleri öğrenilmek istenilmiştir.
Fakat kapalı bir kutu gibi hareket eden eksperler, şu anda bir şey bilmediklerini, kendilerine verilen talimat mektuplarını 26 aralık sabahı saat 6 dan önce açmaya salahiyetli olmadıklarını bildirmişlerdir.
Bugün Amerikan Tabacco Genel Müdürünün odasına Amerikan firmaları temsilcileri sabahtan beri toplantı halindedirler. Bu binanın önünde 16 kadar otomobil beklemektedir. Bu Noel akşamını evlerinde geçirecek olanlar yarın sabahın ilk saatlerinde lzmirden ayrılarak kendi mübayaa bölgelerine gideceklerdir
Konuşmaya yetkili bir zat, Amerikalıların pazartesi sabahından itibaren ekicilere ödeyecekleri fiatleri bana şu şekilde bildirmiştir:
Akhisar tütünlerine 275 kuruş. Turgutlu 265, Ödemiş, Tire ve Bayındır tütünlerine 235. Adagide 260, Kırkağaç 290, Birinci Gâvurköy 325 kuruştur. Piyasada en büyük alıcı Di Amerikandır.
Tekel yine mahdut mubayaatta bulunacak, Tütün Limited ve Yerli Ürünler ancak kendi ihtiyaçları nispetinde piyasaya katılacaktır. Glen Tabacco piyasaya iştirak etmemek kararını vermiştir. Bu firma, Fişer ile yaptığı anlaşmada, Fişer'den 949 mahsulü işlenmiş tütün almayı, 3 milyon kiloya kadar teslimat yapmayı taahhüt etmişi ir.
Ayrıca Fişer bugün 5 firmadan 918 mahsulü tütürı satın almıştır. 856 bin kilo, fiat vasatisi 361 kuruştur Hâlen istihsal bölgelerinde daima coşmağa hazır emniyetli bir bekleyiş ve sükûnet seziliyor.
Balık Borsası
Maliye Bakanlığı Balıkhaneye yeni bir şekil vermek İçin tetkikler yapmaktadır. Mevcut Balıkhane binası, balık resmi cibayet eden bir müessese olmakla beraber, aynı zamanda İstanbul ve civarında tutulan balıkların satış yeridir. Meselâ, Geliboluda ve Marmara kıyılarında tutulan balıklar da, burada kıymetlendirilmektedir. Bu vasıfları gözönünde tutulan şimdiki Balıkhanenin bir Balık Borsası haline getirilmesi tetkik edilmektedir.
Kuru meyva piyasası
Yaş ve kuru meyva istihlâkinin yılbaşında artacağını gözönünde tutan toptancılar, siparişlere girişmişler ve bu bakımdan bir kaç günden beri bilhassa kuru meyva piyasasında büyük bir faaliyet başgöstermiştir. Bu mey-valardan Gaziantep fıstığının perakende kilosu 250 ve bademin 360 kuruştan satılmasına, yani geçen seneye nispetle bu fiatlerin haylice ucuz bulunmasına rağmen iç fındık fiatı 200 kuruştan aşağı düşmemiştir. Kuru incirin perakende kilosu 85-100 kuruştur.
Diğer taraftan Almanyadan acı badem üzerine bazı taleplerin bulunuşu bu malın piyasasını sağlamlaştırmıştır. Her ne kadar şimdilik bir fiat artışı yoksa da bunun ilerisini görmek güçtür. Geçenlerde Isveçten de talepler gelmiş fakat piyasa yükselmemiş-ti. Bugün lstanbulda menşelerine göre fiatler 120-140 kuruş arasındadır.
700 tonluk bir kahve partisi geldi
Bugünlerde şehrimize Beyrut transit depolarından 700 tonluk bir Brezilya kahve partisi daha gelmiştir. Kısa fâsılalarla yapılan bu ithalât, piyasamızda derhal tesirini göstererek fiyatların bir miktar daha düşmesine sebep olmuştur.
Sanayi Bankası
Sanayi Bankasının kurulması işiyle bundan böyle Bölge Sanayi birliğinin meşgul olacağı bildirilmektedir.
Dün alâkalılarla yaptığımız temasta, Sanayi Birliğince bu hususun karar altına alınmış bulunduğunu öğrendik. ç--------------------------------
İktisadi Neşriyat
Gazetemize gönderilen iktisadi eserler üzerindeki görüşlerimizi aşağıda kısaca bildiriyoruz:
1 — “Devalüasyonlar karşısında paramızın durumu” adını taşıyan bu e-ser, üyeleri arasında meslekî ve ilmi bir birlik kurmak, memleket ve dünya ekonomisine dair öğretici eserler yazdırmak, konferanslar tertip etmek gayesiyle kurulmuş bulunan “İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunları Cemiyeti” yayınlarından olup, adı geçen cemiyet âzalanrıdan ve Teknik Üniversite İktisat Asistanlarından Zey-yat Hatiboğlu ve Besim Üsttlnel tarafından müştereken yazılmıştır.
Cemiyet Başkanı Melih İsfendiyar’ın da bir önsözünü ihtiva eden bu değerli eserde gerek memleketimizin ve g* rekse dünyanın ekonomik şartları ve para durumu gözden geçirilmekte v* bu mevzuda kıymetli etüt ve mülalâ alar ileri sürülmektedir.
Ekonomik hâdiselerin her gün biraz daha ön plâna geçtiği şu sırada emek ve mesailerini böyle önemli mevzular üzerinde harcayan gençlerimizin adet terinin çoğalmalarını temenni ederiz.
2 — “Feshane Mensucat Meslek Dergisi” 1.7.1948 tarihinden itibaren neşrine başlanan ûtı aylık dergi, iktisadı ve mensucat sanayiine ait meste ki bilgileri ihtiva etmektedir Bilhassa mensucat sanayiiyle alâkalı kimseler için çok faydalı ve pratik bilgileri ihtiva eden bıı Derginin diğer meslek erbabına bir misal teşkil etmesini va memleket sanayiinin gelişmesi bakımından da bu çeşit ncşnyatın çoğalmasını temenni ederiz.
YABANCI BORSALAR
MEMLEKET TİCARET BORSA. ARI
ESHAM VE TAHVİLAT
Borsalarda Vaziyet
İzmir Ticaret Borsası
New-York Borsası
İstanbul Ticaret Borsası
Devlet Tahvilleri
DUn
• • •
60.—
Devlet
I
11.5
11.5
Londra Borsası
Bradford Piyasası
Eskişehir Ticaret Borsası
• • •
82.
32.50
İskenderiye Borsası
85.—
*4 -
Ecneb Tahviller
KM8
194H
• •
M
*•
ı ■
• •
• I
1934 1931 1041 194) 1911 Mdll
M
• •
• •
Sıra malı Anadolu Trakya
• •
• B
• 9
birkaç gün bir durum düşmeye
• ••
Buğday yumuşak Buğdrıv Bert .
30.64
30.39
29.74
28.30
!>(»(*.tifiııı İlam >1 iıddelerl: rifiılc una mal ................
Tiftik (natürel) ................
Yapak Anadolu (Kırkım)
Ilıtın deriler:
Sığır snlıırnura IcIIohu .... Keçi tuzlu kuru kilosu .....
Koyun hava kurunu kilonu Mıusbaha Niğır voş kilonu.
a» iv
96.00
05.70
95.60
99.15
95.60
Adana:
Boraada Pamuk fiyatları durgun bir devre geçirmektedir. Böyle olmakla beraber memleketlerden yapılan fiyat soruşturmaları piyasayı sağlam tutmaktadır.
34.—
30.—
18.50
U7.-
96.IK)
95.70
95.50
99.50
05.641
zr.7(.
19.85
20.75
21.7ü
21.25
20.20
21.60
21 85
20.60
3.80-3.00
77.75-78.2
7.50
24.-22.50
37. -
38. -
22 70
21 00
20.2f»
100
95.25
95.50
Borsasında hararetini
dâdiselerin Borsası, birkaç işler 01-
%t>
%5
%5
^5
%4
30.53 30.31
29.69
28.29
f •
MUdnfıut
‘et»
"r0
M mır Kredi fmiMi* (
11)11
34.—
30.-
18.50
261.—
235.—
ö3.-
62.-
01.-
63.-
62-
81.—
260.-
235.-
24.-
22.50
37. -
38. -
riftlk ly! mal (Llbrcsi=Pcnl)
Yün
• »
Keten tohumu (Tonu=Sterlln) ...
Bombay .....................
Kallcüta .................
Ver fıstığı Hindistan .........
) ıtgl» lohıımlnr:
Ayçiçeği tohumu ..........
Kctcnhdujmu ..............
Kondlrtdhumu ............
Ver rıstığı kubuldu .....
3.80-3.95
77.75-78
7.50
Kıırıı Mey t ulur
Fındık (kabuklu aıvrl) ...
Fındık (iç tombul) .......
Ceviz (kobuldu) ...........
Coviz tte natürel) ........
Sivaa-Erzuruın 1.
Demiryolu
247X11/1949 Cumartesi
ll-VII. I......
11......
III.....
1......
II......
111.
İV......
Kupm.ı-
22.65
21 00
20.25
100 -
95 30
95.50
(•) Gunundo Borsudu muamelesi tescil edilmemiş tahvilât ve eshamın arz vo taleplcro göro taayyün eden takribi iyasa değerleri.

İstanbul:
Ticarethaneler yeni mal almak ve satmaktan ziyade, sene sonu hesapları ve bilânço işleriyle meşguldürler. Esasen dış piyasalardan da mal almak hususunda yeni teklifler gelmemektedir. Bütün bu
tesiriyle, hafta sonunda Ticaret durgun bir hava içinde kapanmış, madde üzerine mahdut miktarda muştur.
Esham ve Tahvilât
tahvillerine karşı İstekler eski muhafaza etmektedir.
Altın piyasasına gelince, son içinde alim fiyatları istikrarsız geçirmiştir. Bir iki gün evvel
mütemayil olan altın fiyatlarında bir duraklama görülmüştü. Dün de fiyatlarda biraz daha canlılık başgöstermiştir.
İzmir:
Çekirdeksiz kıırıı iîzüıu piyasası sağlamlığını muhafaza etmektedir. İncir durumunda ise bir değişiklik yoktur.
Pamuk piyasasında istikrar devimli bir şekil almış gibidir. Dün boranda ancak 45 balya kadar pamuk »atılmıştır. Fiyatlarda hiçbir değişme olmamıştır. Pamukyağı ve çekirdek durumu yine gevşektir.
KAMBİYO
İstanbul Borsası
Açılış Kapnnış
1 Sterling 7.R9 7.91
HJO Dolar 280,25 28i) 00
100 Fr. Frangı , İSI 0.80
100 İsviçre Fr. , 04.03 64.03
100 Bclç. Fr 5.60 5. IV*
100 İsveç Kr. . 04.12.50 51.12.50
!(K) Florin 73.08.40 7S.K8.4i
100 Liret 0.44. ızr 0 11.12>
100 Drahmi 0.01 876 0.01.876
100 Eacoudnn 9 73 20 9.73.91
Altınlar
Bugün Eski kur
Lira Lira
Külçe terli Ur. 0.19 0.15
KÜh;c llegıiMba , 6.29 6.21
Cumhuriyet 12.25 42.—
RcŞat 15.85 15 5(ı
H a m İt ......... 42 — 41 75
Gulden ......... II u5 lo 7n
Injri 1 iz 55.25 »\9 » 1 1.1 55
Franmz kok. 47.- 47.-
Napoteon III 43 50 43.50
İsviçre 42.25 42.25
Neıv-York’la: unuu 5 35
Gümüş, Plâtin
Gümüş Gr Plâlın En uşağı En yukarı
10.- 11.-
Zürich Borsası (Serbest)
Türk lirası İsviçre Frangı
En aklığı En yukarı
0,80 1.2b 10.20 1 06 0.95 1.29.50 10 «0 1.11
Dolar
Sterlin Fransm Frangı
İkrıımlyrll tahviller
1933 Ergani ............
193b ılcıaınlYcIl .......
Milli Müdafaa I. ...
19 li Demiryolu (V 1941 Demiryolu V, 1/2 191*1 ıknıınlyell
Dllİerlrrl
1941 Demiryolu VI. Kalkınma i...........
H......
M III...........
İHtlkrnzı I. ...
II.
2Mb 19.00 20.70
21.(15
21.20
20.20
21.60
21.80
20 55

ılubııbııt:
Bugduy Yumuşak ............
Buğday Sert ...............
ahu Biralık ...............
Arı»a vcTnlüc (dökme)......
Mink ts.uiı
Familya Tombul (çuvallı) Fanulya Çalı u*rı tclttkınei Kuş*, oml
Mercimek Kırmızı kabuklu Mcrclmolt Yeşil ............
Nohut aırn ................

Şirket Tahvilleri
Anadolu D.Y Tertip A/B n C. .. . »r.oo ,, ,, Minneti Sone! 100.— 63.50 67.00 107.- 63.- 68.-
Şirket Hisse Senetleri
T. C. Merkez Bankanı 110.00 116.00
Türkiye İş Bankası 24.50 25.-
Türk Ticaret Bun kası 6.- 5.-
Aralan Çimento 16.- 10.-
$nrk De£irrnftnclHI( « 2b 23.50
Millt rtcauhranM —
Neımtl yağlar:
/Zeytinyağı (Elcntra ekerrn) Ayçiçeği Rafine
P imli
UUKUh Esld hHptllıp
31.25 31.35
31.— 30.1(1
25.- 25.05
21.20 25.—
36.- —
37.- T-
30.- 34.-
— 46.-
55.- 57.-
22.- 22.10
87.— 30.—
42.— 42.—
34.— 33.-
83.— 82.20
72.— 77.-
58.— 59.20
135.— 130.—
40.— 41.—
170.- 150.—
285.— 283.—
282.—
190.— 195.-
170.— 170.—
200.— 200
180.— —
123.- 120.-
270.— /5b.-
155.— 175.-
175 I8O
Bugün Son kapanış
üzüm çekirdeksiz No. i) 57.— 57 25
•nclr A serisi No. 8 53.- 53-
B serisi No. 108 13.- 43.-
Pamuk Akala 1 935 235 —
Pamuk Akala II i 225.— 225.—
Pamukyağı (rafine) ... 157.— 157.-
Pamuk çekirdeği 10.— 10.-
Adana Ticaret Borsası
Pamuk Akala Ekstra .. 205/210 192/ 2(^1
Pamuk Akala 1 195 192/200
„ az yağmur yemiş 167/175 180
Buğday (Huşel1=Sent) ...... Sert Kış mahsulü No. 2. ... Kırmızı .. No, 2
Pıımılk Mlddliııg (Librcöi=Sent)
Mart ........................
Mayıs ......................
I l'IllIUUİt .44 ••*•**■ t •••• 4* *
Elcim ................
tiftik ( Llbrc.ıl=Sent) ..
Teksns No. I .........
Fındık (Librc»l = Sent) ..
Kabuklu Yeril ir! ....
.. »i orta
Uvvont ıç İthal malı .. Ekstra iri iç malı ....
huni li/iını (Llbrvai=Sent) Thompson çekirdeksiz seçme.
Keten tohumu (Buşcli=Dolar) ... Mlnneapalla . .................
- Kalay (Librcsl=:Scnt) .......
- Levluı-tenekedüO libresi dolar)

Pnınuk (KanUırı=Tulları) .....
Ashmounl Kısa elyaflı F/G. . Karmık Uzun elvoflı F/G
87.85
95.55
Eâkl kur

*8.50
05.65
Sayfa 4
T E N t İSTANBUL
28 Arabk 1049
Hususi muhabirimiz bildiriyor
Ne w-York hususî muhabirimiz bildiriyor
Amerika, Hindiçiniye askeri yardım yapacak
Hindistanın muhtaç olduğu hava kuvveti
Kızıl Çin ordularının hududa yaklaşması Amerikan siyasî mehafilini telâşa düşürdü.
New-York, (Husus! ıpuhabirlmlz ETB bildiriyor) — Amerikanın hususi Büyük Elçisi Jessup’un, Uzak Şarkta yapacağı tetkik seyahati, A-merikanın, Çin üzerinden Uzak Şarkı tehdit eden komünizm tehlikesine karşı takip edeceği müdafaa polika-»ı için çok mühim olacaktır. Bu politikanın tekevvününde, Hlndiçinin bilhassa büyük ehemmiyeti vardır. Büyük Elçi Jessup’un, Washington’daki Fransız Büyük Eliçisl Henrl Bonnet ile yaptığı uzun konuşma, büyük bir alâka toplamıştır. Zira, Çinio doğrudan doğruya hudut sahibi olan. 20 milyon nüfuslu Hindiçininin vaziyeti, Kızıl Çin ordusu bu hududa dayandı-ğınd&nberi. Amerikan basınını gittikçe daha fazla işgal etmeğe başlamıştır.
Bu suretle Hindiçinl, Çin hudutlarını tecavüz edebilecek komünist yayılmalarına maruz ilk Uzak Şçu-k memleketi olmuştur. Hindıçmiyi, meselâ Birmanya, Malaya vesaire gibi müstemlekeler takip edebilecektir. Bu itibarla Hindiçinl meselesi, bu bakımdan bir tecrübe teşkil ve Amerikanın. Fransa ile müştereken, 8 mart tarihli
anlaşma gereğince, şimdilik İstiklâlini kazanmış olan bu memlekete silâhla veya sair suretle yardım edip ede-miyeceğl hususunu tayin edecektir. “Evening Star,, gazetesi, Hindiçinl meselesine uzun bir yazı tahsis etmiş ve Fransamn, Amerlkadan bu hususta yardım istediğini ileri sürmüştür. Maamafih, Amerikan Dışişleri Bakanlığı bu hususta adenıl malûmat beyan etmiştir.
Şu kadar ki, Kongrenin. Uzak Şar-ka askerî yardım yapmak için, Cumhur Başkanı emrine verdiği 75 milyon dolarlık tahsisattan, Hindiçinl için bir kısım ayrılması da mümkündür. Bu yardım hususunda ileri sürülen mütalâalara göre, Hindiçiniye vu-kubulacak bir komünist taarruzunu hudutta karşılamak daha doğru olacaktır. Aksi takdirde mücadelenin memleket İçerisinde yapılması gerekecektir. Washington mehafüinc göre, böyle bir Amerikan yardımının ön şartı, Fransa Hükümeti ile Hindiçinl arasında İmzalanmış olan 8 mart tarihli aıiaşnıanın süratle tabik edil-| mesidir.
Paris hususî muhabirimiz bildiriyor
Fransa'da komünizm buhran geçiriyor
Fransız Komünist Partisi, Tito’culuk ve oportünizme karşı şiddetli bir mücadele açacak
Paris 24 (Hususî muhabirimiz KS bildiriyor) — Fransız Komünist Partisi dahilinde bir zamandan beri hissedilen buhran. Merkez Komitesinin, bu defa akdettiği iki günlük bir içti-madan sonra neşrettiği mühim bir tebliğle meydana vurulmuş oldu.
Bu tebUğde, bazı parti mahfillerinde yayılmaya başlıyan “Fatalizm ve “O-portünızm,.den şikâyet edilmekte ve bunun bilhassa son ara ve belediye seçimlerinde ve 25 kasımda yapılan u-mumî grev sırasında göze çarptığı beyan olunmaktadır. Morbihan, Marne ve Aisne vilâyetlerinde komünistler, kâfi enerji gösterememişlerdir. Atlantik Paktı devletlerinin geçenlerde Pariste yaptıkları askeri görüşmeler sırasında komünistlerin sulh lehine tertip ettikleri nümayişler de, meselâ, geçen ağustosta Bradley’in Paris’i ziyareti sırasında yapılanlar seviyesine ulaşamamıştır. Merkez Komitesine göre, komünistler, “Komünizmin cihan sulhu uğruna giriştiği mücadeleyi zayıflatabilecek veya buna sekte verebilecek^, bütün unsurları, parti saflarından çıkarıp atmalıdırlar.
Aynı tebliğ, Hindiçinl harbi için kullanılacak silâhların imal ve naklinde, işçi kütlelerinin kâfi muhalefet gös-termiyerek bazı oportünist inhiraflar müşahede edildiğini tebarüz ettirmektedir. Rouen, St. Chames ve Fismcs gibi bazı şehirlerde yapılan ara seçimlerde, “Parti müzahereti politikası doğru tatbik edilmediği ve halk kütleleri üzerinde kâfi tesir yaratılama-dığı İçin,, muvaffakıyetsizlikler kay-doiunmuştur. İstikbalde bunun da ğişme81 icap edecektir.
Parti Merkez Komitesi bütün münlstleri “ihtilâlci bir teyakkuza"
vet etmektedir. Parti saflarına soku-
de-
ko-da-
III
Hususi mulıabLrimlz bildiriyor
Ürdün ile İsrail müzakereleri
İngilterenin dikkati, bu iki komşunun müzakereleri üzerindedir
Londra (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Kral Abdullahın teşebbü* siyle Tel-Aviv ve Amman arasında ayrı bir sulh akdi için başlamış olan ve son günlerde Kudüs meselesindeki müşterek menfaatler dolayısiyle hızlandırılmış olan müzakereler Londra-da dikkatle takip edilmektedir, İBra( İlin harp yoliyle temin edemediği bazı menfaatlerini, bu sayede ele geçirebileceğini umduğu için müzakerelerin müfibet neticeleneceği Londrada pek de tahmin edilmiyor. Londra mn-hafill, Ürdünlc İsrail arasında bir anlaşmanın Îngiliz-Ürdün İttifakına menfi olarak tesir edeceğinden korkulmaktadır. İsrail Kızı İdenizdeki A-kabe limanında İngiliz birliklerinin bulunmasını ve İngiliz hava kuvvet. İcrinin Amman ve Mafrak’ta Üslenmesini Ürdünün “dostane,, olmayan bir hareketi,, olarak telâkki etmekte ve herhangi bir sulh muahedesinin akdi için birinci şart olarak bu kuvvetlerin geri çekilmesini talep etmektedir. Bu yüzden İngilterenln Yakın-şarktaki durumu bittabi zayıflayacaktır. Londra siyasi mehafiH, İsrafil n, ürdünle sulh yapmaktan ziyade tngiltereyi zayıflatmak gayesini takip ettiğini tahmin etmektedirler. HalbiP ki İsrailin böyle bir gayesi, ürdünlo İsrail arasında daim! ve sağlam bir anlaşmanın yapılabilmesine Çünkü ürdünlln bütün dış vc hattâ yaşama imkânları ile iyi geçinmesine bağlıdır.
m Anidir politikası İngiltere

labllmiş olan tahrikçi veya muhalif unsurların, meydana çıkarılarak partiden kovulmaları lâzımdır. Tebliğin bu kısmında aynen şöyle denilmektedir:
“Bilhassa Gironde havalisinde göze çarpan ve Troçki oportünistleri İle Tito ajanlarının faaliyetini teşvik eden lâkaydi ve ihmallere işaret etmek zaruridir.,, Tebliğ, bütün komünist seksiyonlarını, Paris mıntakasını takliden, mücadeleye başlıyarak, “bazı düşman ajanlarını,, meydana çıkarmağa davetle nihayet bulmaktadır. Merkez Komitesi. “İdareci kadrolara, mutlaka emniyetli ve mücadeleci, ve aynı zamanda. parti direktiflerine Icörükörüne İtaat eden unsurlar getirilmesini., zaruri görmektedir.
Komünist cephesinden, bu gibi feryatlar çoktandır yükselmemişti. Her ne kadar, Merkez Komitesinin yukarda zikredilen tebliğinden, Fransız komünizminin inhilâl etmekte olduğu mânasını çıkarmamak icap ederse de, parti dahilinde her şeyin gül pembe olmadığı ve komünizmin, Fransada son zamanlarda Üstüste ağır darbeler yediği muhakkaktır. Anlaşılan, Moskovadakl e-fendiler, Fransız komünistlerinin mu-vaffakıyetsizllği ve gevşekliğinden hiç de memnun değildirler. Ve Komln-formanın aon toplantısında, Fransız mümessillerinin herhalde çok azar işittikleri muhakkaktır. Fransız Komünist Partisi Merkez Komitesinin son tebliğinde en şayanı dikkat nokta, parti saflarına gittikçe daha çok sokulan Troçki’cl ve Tito’cu unsurlara verilen ehemmiyettir. Anlaşılan “Titoculuk,, ve “Oportünizm,, Fransız komünizminin başını ağrıtmaktadır.
ir

Esaslı bir hava müdafaası ancak Hint - Pakistan işbirliğiyle mümkün olabilir
Londra (Huaıısl muhabirimiz DSB bildiriyor) — Hindlstanın müdafaası her şeyden önce PAldaton ve Hint Birliği Hükümetlerini nlâıcadar etmekte de, Londra asker! mahfilleri, Komünizmin kıaa zaman sonra, Hint hudut’ larına dayanması ihtimali karşısında Kızılordulnra karşı Hint müdafaasının nasıl tahakkuk ettirilebileceği ile meş gul bulunmaktadırlar. Askeri mütehassıslar, Hindistan müdafaasında eu mühim vazifenin Hava kuvvetlerine toreddüp edeceğine kâni bulunmakta dır. Hindlatam müdafaa edecek kuvvetler, hudut geçitleri üzerindeki ha-va hâkimiyetini ellerinde bulundurdukça. her hangi bir istilâ ordusunun dağ geçitlerinden geçerek Hindlstana yayılmasına imkân yoktur. Buna mukabil, Hint hava kuvvetleri düşmana mağlûp olur ve hava hâkimiyetini kaptırırlarsa, İstilâ orduları, Birmanya ve Ti betten Hindlstana giden dağ geçitlerini. bütün tabiî ârızalara rağmen geçerek memlekete girebilirler. Şüp-ho yok kİ, hava hâkimiyetine malik İstilâcı bir odrıı, dağ geçitlerinin gerisine havadan asker indirmek suretiyle, geçitleri iki yandan tazyik edecek vo müdafaa kuvvetlerinin ikmal yollarını kesecektir.
Batı devletleri, gelecek beş yıl içerisinde, Hindlstana havadan yardım ede-miyecek halde olduklarından. Hindis-tanın durumu bu bakımdan büsbütün vehamet keşfetmektedir. Hindistan bu suretle tek başına kalmaktadır. Şu halde yapılacak tek iş, Hindlstana müstakil bir hava ordusu yaratabilecek ki fayette sanayi kurmaktır. Bunun için de büyük sermayeye ve bir çok müte hassıslara ihtiyaç vardır.
Hindistan müdafaasının tertibi sırasında ise en mühim nokta Hindistan Birliği İle PAkistan arasındaki vahim anlaşmazlıktır. Bu iki devlet hâlen birbirleriyle o derece ayrıdır ki, müşterek bir müdafaa plânı tertibine katiyen imkân yoktur. Bu günkü vaziyete göre PAkistan, tehlikeli bir harp halinde bile, Hindistandan yardım ls-temiyecektir. Mamafih, bugünkü siyasi vaziyete göre, her İki memlekete, a-ralarındaki ihtilâfı unutturacak dere cede kuvvetli bir harici tehlike, henüz mevzuu bahis değildir. Nehru ayarında bir devlet adamının, PAkistanı. müş terek bir müdafaa plânı hazırlamak hususunda ikna edebileceğini ümit etmek yerinde olur.
(*
Hıısu.sl muhabirimiz bildiriyor
Amerikan
Pasifik Donanması
takviye ediliyor
New - York 24 (Hususî muhabirimiz ETB bildiriyor) — Amerikanın Atlantik Filosuna mensup Rochester ağır kruvazörü ile Juneau uçaksavar kruvazörü Pasifik Filosuna bağlanmıştır. Gemiler ocak ayı Bidayetinde Calıfoı • nia‘daki Long Beach üssüne gideceklerdir.
Bu iki kruvazörün Pasifiğe nakli ile, her iki Okyanustaki kruvazör kuvvetleri arasında muvazene tesis edilmiş o-luyor. ilerde her iki denizde de üçer kruvazör filosu bulunacaktır. Bundan başka. bu tedbirle, Pasifik Filosunun, Atlantik Kuvvetleri lehine mütemadiyen zayıflatılmasından vazgeçildiği de anlaşılmaktadır

Ahmet Haşim'in canlı hâtırası
Bir Fransız darbımeseline göre “Kendi memleketinde hiç kimse veli sayılmaz.,, Muasırlarımızı daima küçümseriz. Onları bcğonmomcyo meylimiz vardır. Zavnllıl »r yorgun sinirlerimize, Asabımıza dokunurlar. Hükümlerimiz daima aloyhlorlnodlr. Sizin mahallenize, sizin sokağınıza Fu* zuli’nin veya Şeyhülislâm Yahya Efendinin; Şeyh G.ılib’in yahut Naima Efendinin taşındığını tasavvur edin. İlkönce bunun sizde ne buyiik bir merak vo alâka uyandıracağını tahmin ödersiniz. Fakat, sonraları, onları hergün göre göro Fuzulî’nin hırkasını kirli, gözlerini dalgın; Şeyhülislâm Yahya Efendinin itikatlarını oski-miş, zihniyetini geri kalmış; $oyh Galib’i hayalporost vo romantik ve Naimâ Efendiyi ukalâ, titiz ve kondini bcğonmiç bulmanız; onlara hor tesadüfünüzde teveccüh vo muhabhotinizin, hele morak ve tecessüsünüzün azalması, soğuması vo onlardaki kusurların gözle rinlzde büyümesi mukadderdir.
Bugün bize lozzotli biror osor sahibi görünon bu sairleri, bu müverrihi, muasırları elbotte bizim kadar zarif bulmaktan uzaktılar. Zira biz onları baslarına değen, baslarını göçen eserleriyle tanıyoruz. Halbuki muasırlarının gözleri-no çarpan giyinişlerindeki kusurlar, nozakotlorindoki ihmaller, hüviyetlerindeki dalgınlıklardı. Biz onların csorlerini renkli güller gibi kokluyoruz. Halbuki muasırlarının gözlerine batan dikonleri idi.
Bir Fransız şairinin dediği gibi “Ebediyet, öloni. nihyot. kendi aslına göre değiştirir.,, Asıl ölüncc-dlr ki aslımıza kavuşuruz. “Biz bize benzeriz.,,
.Ahmet Haşim sırlarına, kondi “eski bir budala,, larından, huysuzluklarından, milİklerinden, kurtularak, sıyrılarak, kapısında, eski büyük biri olmuştur. Yasarken vücudü ile, sözleri İle^ bazı kısımlarını örter gibi olduğu eseri şimdi bütün »affet vo sa’saası ile meydana çıkmıştır.
Biz ondan gerçi hiçbir zaman şüphe etmomiştik. Fakat keşfedi yorum ki sabrımızın vc ona sadık kalmamızın bir sırrı vardır: Bı? kendisini tâ mektepte bulunduğu zamandan bori, hüviyeti daha şek lini almadan, tanımaya başlamıştık. Mektep arkadaşlığı, İnsanın mucizeli neşvünema çağında, bir emri vaki teşkil ederek gençlor arasında, tıpkı ailomizin ofradı ile aramızda toosaüs öden talih iştiraki gibi, bir nevi akrabalık tosis ediyor. Bu vaka, yani moktep arkadaşlığı ile jeçırılen yıllar, zihni bir müsamahalı hürriyete ve asabı da sabırlı bir tahammüle alıştırıyor. Böyle olmasa Ahmet Haşimlo şahsî münasebetime belki tahammül ve devam edemezdim. Onu olduğu gibi tanıyabilmek için bizim gibi, çocukluğunu, Galatasarnyda mektebin verdiği ve yoksul talebenin giydiği abası İçinde tanımış vc ona alışmış olmak lâzımdı.
Ahmet Haşim’in hararet dereceli. kanının sıcaklığı hastalık mer-tebosmdoydi. Onun yanında duyduğumuz sevinç vc nose, ona karşı razı olduğumuz, küçük feda kârlıklar hep bizi bu hararet derecesi zun, o ferah, ümitli, no nında âdeta çocukluğumuzun saf fetine dönerdik. Bu mucizeyi bize müyesser eden tabiatına karşı yal nız taraftar doğil, hattâ biraz fc
kendisini mua-tabirl veçhile dedirten huy-acc-
zavallılıklarından ebediyetin sairlerden
sayesinde o çocukluğumu mektep zamanımızın hür-mosut. eğlenceli, tez canlı, atılgan vc güldürücü hali
götürebilmoai idi, Onun ya
Abdülhak Şinasî HİSAR
dnkâr oluyorduk.
Hor akşam Kadıköyüno donmoai-ni, bizden uzaklaştırdığından dolayı tonkid ediyorduk. O ise K«adıköyünde oturmasının hikmetini kendine göro anlatırdı. Hasım derdi ki, akşam saatlerine doğru, üstü* nün başının, gönlünün ve ollcrinin tozlandığını, bulaşıp kirlandiğinı duymaya başlarmış. Fakat vapur, arkasında bemboyaz köpüklerden bir yol bırakarak donizı yararken sulara bakarmış vo —“Bir sırma kornerdir suya baksam!..— Bu yarılan suların beyaz köpüklorini gördükçe ollerinin, vücudünün, üstünün, başının e gönlünün bütün kirlerinden yıkandığını, bütün paslarından temizlendiğini duyarmış.
O, örtesi günü, yanımıza gelmek için, yine Kadı köyünden vapura binerdi. Faka* yanımıza tâ Bağdat’tan çıkmış gibi gelirdi.
Daimî bir rüyanın sovk vo İdare ottigi bu yaşlanmış eski çocuk İçin hor şey müphom vo karışıktı. Akşamlar adımları önündo muğlâk ve hissi birer muamma gibi açılırdı. Birer birer yanan clcktrikloriylo şehir bir nevi cönkül halino glror, Haşini bütün tohllkelerln üstüne, başına ve kalbine saolanabilecek-lerini hisseder, vo işte kalbinde bu korku ve ümitli bir holocan iledir ki bu cönkül’ün vahşi bildiği tabiatı ve mahlûkatı arasında gezor, ilerlerdi. Hor şoy ve hor lezzet mev’ut değilse, mümkün gibiydi. Bütün kadınları avlanabilecek mahlûklar gibi telâkki eder fakat bütün bunlarla vurulan kendisi olurdu.
Bu kadar karışık zihniyetiyle meselâ bütün otomobillerin başı boş hayvanlar gibi, yolun isterler-so sağından, dilerlerso solundan geçtikleri hakkında Öyle yerleşmiş bir kanaati vardı ki aksini söyleseniz do sizin saffetinize gülerdi.
Ahmet Haşim hislerine, hınçlarına. ihtiraslarına mağlup olarak âdota isyan eder, haykırır, bağırır, yanık gözleri vo heyecanlı sesiyle atoş püskürürken sakin vo taraf-sız gözlerle bakılınca görülürdü ki mazurdu. Samimiyeti, duyduğu gibi söylemesi mazeretiydi. Bir kasıtla, mahsus ve sunî olarak değil, biber gibi, tabii olarak acısını veriyordu.
Onca fikirlor, ancak birer İnsanı temsil etmeleri itibariyle mevcuttu. Vo onun bütün fikirlerinin daimi nisbiyetlori bu kanaati yüzün-dendl.
Ahmet Hafim bütün bu hallerly-lo o kadar hoşumuza, keyfimize giderdi ki ve. doğrusu, onunla eş-kidon bori gülmoye o kadar alışmıştık ki (zira insan gençliğinde mıştır ki ona henıcn her tesadüfümdo kendisini Öfkeli, hiddetli bulmama riığmen yine gülmeye baslardık. Adetâ bilmem hangi Bektaşi sırrına ermişler gibi telmihlerle, imalarla, eski gülüşleri mizc devam etmeyo koyulurduk
Ahmet Haşimin hususiyeti, bir bakıma, adetâ İlk İnsanla konuşmak gibi hem hayreti hom ciddiyeti itibariyle ne kadar cazibeli ve güldürücü olsa da. kondisi o kadar mükemmel bir taazzuvla derinliğe doğru tekemmül etmişti ki ondan hatırladığımız sözlerin çoğu bir takım zekâ oyunlarına benziyor, ve hep zekasını ispat cdon sÖ7İor oluyor.
Biçare Hâşimlo hayat yolunda bu kadar erken ayrılmamız bizim için telâfisi imkânsız bir iflâs oldu. Bütün bunlarla o hâlâ gençliğinin buhranlarından ayrılmadan, hâlâ gençliği içinde yaşarken öldü sanıyorum hafızamda hâlâ daha yor!.
vo bundan dolayıdır kİ yaşıyan hâtırası bana genç ve dinç gözüku-
Tarih görüşleri
Fatihin tesisleri ve zamanının
ilim ve sanat adamları
F
olursa adanı-
Baya-ve Ü-
ATİH, latanbulu zaptedlnce, önce şehrin nüfusunu çoğaltmayı düşündü. Anadolunun birçok yerinden muhacir getirtti. Bugünkü Lstanbulda hâlâ Karaman gibi. Aksaray gibi semt adları, o zaman gelen halkın memleketlerini İfade eder. Fatih. şehre yalnız Türk ve Müslüman değ!!. Müslüman olmayanlardan da aileler topladı, önce nüfusun ehemmiyeti vardı. Yalnız kalabalığı değil, hurfet vc sanatın da gelişmesin! gaye edindiğini bu hareketiyle göstermiş oldu. O, bir taraftan da Şarkta, Garpta şöhret almış Müslüman veya Hıristiyan, hangi İlme mensup olsun işittiği bilginleri, sanat larını, şairleri etrafına aldı.
Fatih, fetihten sonra, şimdi zıd Meydanı dediğimiz semtte
niversite binası olarak kullandığımız eski Harbiye Nezareti binasının bulunduğu mevkide - sonradan eski saray adını alan - bir saray yaptırdı, Müteakiben Yeni Sarayı -yanı Topkapı sarayını vücuda getirdi. 867 de, hâlâ Fatih dediğimiz semtteki camiini İnşaya başlattı. Vezirleri de padişahlarına uydular: Mahmut Paşa, tabak Paşa, Gedik Ahmet Paşa; camiler, imaretler. hamamlar vücuda getirmeğe başladılar. Kapahçarşı ve Bedestan da e-sas itibariyle Fatih devri yadigârıdır. Fatih, ilk iş olarak Ayasofya o-dalarmı medrese haline koydu ve geçen makalemizde adı geçen meşhur matematikçi ve astronomi âlimi AH Kuşçu Istanbula gelince, hemen burada tesis ettiği medreseye müderris tayin olundu - kİ birazdan adlarını vc İlmî şahsiyetlerini anlatacağız - Si’ ncuı Paşa, kendi talebesinden Deli Lûtfiyi derhal o medreseye sevkede-rek Ali Koşçudan istifade ettirmiştir.
Fatih, yeniden yaptırdığı cam i inin etrafına sekiz medrese kurdurdu. Bunlara (Medaris-i Semanlye) ve daha sonra (Sahnı Seman Medreseleri) a-dı verilmiştir. Fatih bir taraftan İslâmî ilim kitaplarım toplatırken bir taraftan da lstanbulda ele geçen ve İslâmî olmayan yazmaları muhafaza ettirmiştir ki, bunlardan bir kısmı hâlâ Topkapı sarayı kütüphanesinde saklıdır.
Büyük hükümdar, harplerden sonra ordusunu dinlendirirken günlerini Hıristiyan ve Müslüman âlimlerle fikir müdavelesi yaparak geçirirdi. Meselâ BizanslI tarihçi Krltivolun’un bize haber verdiğine göre bir zamanlar Trabzon hükmdarınm tebaasından o-lan filozof Yorgi Emirokl’yi huzuruna kabul eder, bilhassa Aristo’nun, Zeno’nun usul ve felsefelerine ve matematiğe. edebiyata derinden vâkıf olan bu değerli adamla sık sık görüşür. Yunan filozoflarının felsefe akidelerini anlattırır ve ilmi müzakere ve münakaşalarda bulunurdu.

Fatihin, camii etrafında vücuda getirdiği sekiz medrese tam bir külliye yani Üniversite mahiyetinde idi. Tarihin ifadesine göre Fatih bu külliyeyi bazı âlimlerin ve bilhassa AH Kuşçunun fikirlerinden istifade ederek teş-kilâtlanclırnuştır, Her medresenin arkasında bir telimme vücudc getirildi ki, bu, ihzari kısımlar. Üniversitelere talebe yetiştiren İlseler mesabesinde idi. Padişah, yine bu sahada bir kütüphane, bir darüşşlfa, bir misafirhane (Tablıane) tesis etmiştir. Medreselerde yalnız Ş*r’i değil, aklî ve pozitif ilimler de gösterilirdi. Vakfiyesinde “müderrislerin bu ilimleri tedrise hakkiyle muktedir olmaları

Çeviren Reşad Nuri Darago
O adam-
büyük sermayecileri pek ftlüka
hem şüphe alâmetleri
>4 •

-
zaman, bir türlü nn-Siyasl bir adam ol-
ona gül-Her hal-bunu ses
tekrar oturdu. Gazeteci döner sandalyesini çevirdikten sonra devam etti:
bir gençmiş, Barutla oynamak ne kadar ile oynamak da çoğu zaman o kadar teh-
gazeteci:
bir adam olacaksınız, dedi.
llîhlı
MALATA ÇİFTÇİSİ
âHMIlHI Joscph Conrad



— Sanmam. Bunu demek istemedim. Fakat eserlerinin ço-ğünıl âlemle alay etmek IçLn yazdığını söylerlerse şaşmam. Zaten şunu hatırınızda tutmanızı isterim: Yüzde yüz samimî İnanın.
bir nnzaı-şüpheslzj., Dıınster’ln inin en par-
olan yazılara yalnız gazetecilikte rastlanır. Bana Gazeteci bu sözler üzerine muhatabına keskin la baktı, tâ ki Renouard gelişi güzel: “Şüphesiz, diye mırıldandı. Öteki de lâfına devam ederek Avrupaya seyahati esnasında Londra “mevsim,, lak şahsiyeti haline geldiğini anlattı; Dunster o tarihte Moorsom’lnra misafir olmuştu. “Moorsom’lar,, dan maksat baba İle kız: Çünkü filozofun kansı hayli zaman önce ölmüştü. ,
Renouard hafif bir sesle:
— “Pek genç kız hali yok,.,M dedi.
Karşısındaki tasdik etti:
— Şaşılacak bir şey yok, kız, saçlarını topuz bağladığı günden beri ev sahibesi vazifesini görüp Londranın kibar Alemiyle düşüp kalktı. Kendisiyle tanışmak şerefine ulaştığım vakit karşımda çiçeği burnunda bir taze göreceğimi hiç sanmıyorum, Moorsom’lar, Dunster’in evine bir hükümdar ailesi gibi “mütenekkiren,, misafir oldular. Bizler de geldiklerini gazetede bildirmcdiysek İhtiyar Runater’e hoş görünmek içindir. Fakat «İz, buralarda tanınmış bir şahsiyetsiniz; O sebeple geldiğinizi yazacağız.
— Etmeyin!
— Elbette ya, Mr G. Renouard.. yılmak bilmez azmiyle herkes tarafından takdir eden kâşif... Ma’nta’dokl çiftliğinde şimdi memleketimizin bayındırlığına çalışan Mr Renouard... Ha, aklıma geldi: ipek ağacı nasıl gidiyor? iyi mi?
— Iyl.
— Lif getirdiniz; mi?
— Bir yelkenli dolusu.
— Anladım. Ondan Llverpooi’dakl tecrübe fabrikalarına göndereceksiniz ha?? Oranın gösteriyorlar galiba.
— Öyle.
Kısa bir sükûttan sonra
— Yakında pek zengin Bu kehanet karşısında hislerini açığa vurmıyan Re-nouard dostunun devam etmesini bekledi. O, düşünceli bir oda ile:
— Profesör Moorsoın’u bu İşe ortak etseniz fena olmaz,


■M
- 4 -
dedi. Hazır WIHlc tanışlıı inişken...
— Nasıl, bir filozofu mu?
— Biraz para kazanmaya taraftar olsa gerek, (vo hürmet, takdir lfudc eden bir sesle devam etti:) Anladığıma göre bu İşleri gayet güze! beceriyor. Felsefesiyle kendine servet edindi.
Renouard gözlerini tavana dikti, hemen yerinden kalkıp dışarı çıkmak arzusunu güçlükle yendi, fakat koltuğunda oturamadı artık:
— Belki de fena fikir değil, dedi. Zaten nasıl olsa onunla tekrar görüşeceğim.
Meselenin ticaret tara t iyle hiç «İlgisi oinuyan bir heyecan içinde idi: O yüzdendir ki heyecanını sesiyle belirtmemeye muvaffak olup olmadığını düşündü. Gitmek, ayrılmak İstermiş gibi odayı boylamaktayken birdenbire bir gülme duydu; hemen döndü, kaşları çatık; fakat gazeteci müyor. karşısındaki duvara bakarak gülmekteydi, de bir şeyler söylemeye hazırlanıyordu; Rvnourad çıkarmadan, amma garip bir endişe He bekledi.
— Yok, ne yapsanız bulamaz, koşfedemezsiniz.
ların ne aradıklarını kimse keşfedemez. Willie gelip de bana meseleyi anlattığı vakit, hayretten şaşkın bir halde idi.
Renouard, tiksinme ifade eden bir hareketle:
— Her vakit öyledir, dedi. Ahmağın biri.
— Şaşkındı, şoşkın. Zaten anlatınca ben de şaşkına döndüm, Azizim bu, bir nevi av meselesi, bir kovalama işi. Kovalanan da bir adamdır. Yumuşak kalbli WIHio de dâvayı benimsedi.
Renouard:
— “Bir adam mı?„ diye 6orup, sanki görünürde yalnız hayretten gözlerini ard:nr kadar açmak istiyormuş gibi bir tavırla oturdu. Ve bir an sonra, yine belirsiz bir sebeple kalkarak dedi kİ: — Wlllle de sizden yardım istemeye geldi değil mi?
Gazetecinin yüzünde hem hayret, peyda oldu:
— Ne yardımı? Dostum, siz her lıyarnıyacıığım şeylere dokunursunuz, saydınız ben, gazeteci sıfatiyle, olsa olsa gördüğünüz işler bakımından muhakeme ederdim sizi, yoksa başka türlü iti-mad edemezdim. Siz mugalata ile yuğrulmuş bir adamsınız. Dinleyin ama. Bahis konusu olan şahıs Miss Morrsom’la bir
sene müddetle nişanlı idi. Herhalde ipsiz sapsız biri değil. Fakat aklı da pek yokmuş: Genç kıza yazık.
Şimdi, hisleriyle konuşuyordu sanki; anlatmaya hazırlandığı meselenin kendine dert olduğu da belli idi. Anıa sadece hayret İzhar etti: Kızın nişanlısı gayet iyi bir ailedendi; yüksek tabakaya mensuptu, zengindi de. Bir gün bu çocuk pis bir para, bir banka meselesine karıştırıldı. Nasıl iştir bilmem; Willıe tafsilât vermedi; zaten o da içyüzünü pek bilmiyor. Fakat muhakkak kİ berbat bir mesele, yani ceza mahkemesinde çözülecek şeylerden. Çocuk tabiî suçsuzdu. Suçsuzdu ama izini kaybetmek zorunda kaldı.
Renouard sordu:
— Bunlardan bana ne?
— Durun biraz. Hikâyenin sonunu daha dinlemediniz. Şapkasını başına geçirmiş bulunan Renouard, bir hikâyeden alınacak ibret! almış bir adam gibi istlhfaflı bir eda ile gülümseyerek bir sağa bir sola
— İhtiyatsız tehlikeli ise para
ilkelidir. Hele birlikte çalıştığımız kimselere karşı ne kadar ihtiyatlı davransak azdır. Her ne ise muazzam bir iflâs,, pek gürültülü bir mesele olmuş, ve genç adamın en yakın dostları bile izini kaybetmişlerdir. Fakat ortadan kaybolmadan önce Mlss Moorsom’ıı ziyaret çtnılş. Yalnız bu hâdise, gencin masum olduğunu göstermez mİ? İki nişanlı neler konuştu: kimse bilmiyor. Meğer ki kız, babasına anlatmış ola. Söyleyecek pek bir şey yoktu. Yapacak da yoktu pek. En iyisi onun başım alıp gitmesi idi; çünkü mesele gazetelere aksetmişti. En doğrusu onu unutmaktı; en kolayı da! O içtimai seviyede, o tarzda bir kızın böyle bir işe karıştırılıp da affetmsel pek güçlü. Zavallı gence gelince, unutulmaktan baş ka bir şey İstemiyordu. İstemiyordu ama kendini unutturmak için gayret göstermedi pek. Ara sıra mektup yazdı. Fakat dostlarına yazmaçtı, Yakın akrabası yoktu; profesör ona vâalllk etmişti. Biçare, babasının köyde oturan eski bir uşağına yazıp nerede saklandığım kimseye söylememesini Sıkı sıkıya tcnblh etti. Fakat o bunak herif de. işini gücünü bırakarak şehre geldi, Moorsoml&rm evi etrafında dolaştı; belki Mlss Moorsomün hizmetçisine her şeyi anlattı; huttâ eski nişanlıya dn —adı Arthıır’dür— ayrıca mektup gönder-
(Devam edecek)


V

Ali Canip YÖNTEM
şart,, konulmuştur.
Kütüphane memuru, kitapları müderrislere vo talebeye nöbetle verir, tek bir yaprağın bile zayi olmamasına dikkat ederdi. Vakfın kaymakamı muayyen zam ani arda bu kitapları tetkik ve teftişe mecburdu. Darüşşifada, hangi dine mensup olursa olsun hekimlerin her şeyden önce mesleklerinde otorite olmaları şarttı. Buranın bütçesi mükemmoldi: Her hastaya verilecek yemekler, ilâçlar için bol para konulmuştu. Aşçının güze] yemek pişirmesi, hastabakıcıların hastalara iyi muamele etmeleri tasrih e-dilmiştir.
Kâtip Çelobl gibi, Koçi Bey gibi muahhar devirler müelliflerinin sitayişlerinden de anlıyoruz ki, (birincinin hilhassa Mizan-ül-hak, İkincinin meşhur ve malûm risalesi) Fatih, nakli ilimlerle kanaat etmenin asla caiz ol-mıyacağını düşünmüş tesisatına bilhassa müspet ilimler koydurmuştur. Ve bu ilimleri okutacak müsbet kafalı hocalar aramış ve bulmuştur. Bir medreseden daha yükseğe geçebilmek için hükümdar huzurunda İmtihan geçirmek mecburiydi.

Fatih, ayni «amanda İran edebiyatına bilhassa meftundu. Geçen makalemizde meşhur âlim ve şair Molla CâmTyi Istanbula getirtmek için nasıl çalıştığını göstermiştik. Hükümdarın bu iştiyakını duyan Fars şairlerinden bir kısmı birer ikişer gelmeğe başladılar. Fakat İran edebiyatı artık ihtiyarlamış olduğu İçin dünya çapında edip ve şairlere pek rastı onamıyordu.
Gelenler İçinde bir meşhuru bizim kitaplarımızda Acem Hâmldl diye a-ndan adamdır ki, bunun da elimizde mevcut Divanından yüksek bir kabiliyette olmadığım anlıyoruz. Hâmidl-nin ehemmiyeti, Fatih devrine ait bir çok vakalan tarih şeklinde İfade etmiş bulunmasmdadır. HâmidTden sonra gelen Kabull’nin İse hiç bir ehemmiyeti yoktur. Nitekim, Fatih daima yaptığı gibi bu adamı eski Iran üstatlarının kasidelerine nazireler söyletmek suretiyle imtihan etmiş ve değersizliğini anhyarak yüz vermemiştir.

Fatih devrinin hayli şairi vardır. Bunların içinde en göze çarpanı ve şöhretini asırlarca muhafaza edeni Vellyyüddin oğlu Ahmet Paşadır. Ahmet Paşa, Divan Edebiyatımızda hakiki bir merhale sayılır büyük bir şairimizdir. Hükümdar, onu kendisine müsahip yaptı ve vezirlikle taltif etti. İstanbul muhasarasında paşa, daima btljllk padişahın yanında bulunmuştur. Hattâ Evliya Çelebinin rivayetine bakılırsa Ycdlkule tarafından şehre hücum eden askerin serdarı o idi.
Ahmet Paşa -burada tafsilini lüzumsuz gördüğümüz- büyük bir suç İşledi. Hapsedildi. Fakat takdim etti-ği meşhur “Kerem., kasidesini (şair hükümdar) okuyunca “Ahmette bu fesahat bulundukça ona hiç bir hükümdardan zarar gelmez!,, dedi. Sadece Bursaya sürüldü. Gözde iken, devrin şairlerini himaye etmiş, her birine atiyyeler ve daimî tahsisatlar verdirmiştir. Ahmet Paşanın otoritesi Baki ye kadar devam etmiştir. Fatih Devri edebiyatının en yüksek bir âbidesi olan Ahmet Paşa Divanının tenle idii bir nüshasının meydana konulması - bilhassa beş yüzüncü yıldönümünün yaklaşması hasebiyle - en çok hatıra gelecek millî vecibelerdendir.

Bu kısa makalemiz, Fatihin bütün ilmi faaliyetini, devrinin Alim ve sanatkârlarının biyografi ve menkıbelerini ihtiva edemezdi. Biz, o devir hakkında ve o devir İçinde yaşayan zekâlara dair mücmel malûmat vermek istedik. Yoksa “arşa çıkan kibarın yerde tarifi bitmez,, olduğunu elbette müdrikiz.
Güzel Sözler














Ümit etmediğiniz şeykr ümit ef-tiklerinizden daha sık olur.
Plautus Ümit imanın anasıdır,
L&ndor Ümit hasta insanın sıhhatidir.
Covley Ümit çalışan İnsanın rüyasıdır.
Pliny Ümit fakirin ekmeğidir.
Thales korku da
Ümidin bittiği yerde biter.
Milton inanmak
Ümitlerin kalmadığına gene sDnefctlr.
Mrs. Barbauld
tfmtt seni gençleştirir: çünkü il-mit ile gençlik aynı ananın çocuklarıdır.
Shelley
içinde daha mesut olmak arzusu olmayan insan dünyanın en me* sut adamıdır.
W,R. Alger Sa7 'et vazifenin tabii çiçeğidir.
Phillips Brooks Herkes saadetten bahseder» fakat onu bilen çok azdır.
Mme R o lan d
İyi olan insan mesuttur, Habbington
Kötülüklerden kaçmak en iyi saadettir.
George Ellot S aad e tin ilk şartı sağlıktır.
George TVllliam Curtil
25 Anlık l?î'»
Y E N T t S T A N B U L
Sayfa 5
Yunanistandan İntibalar
>_—
HİKAYE
“Şu adama sor !„
HOBERT BENCHLEY
U hikâye, suni sordurma • illeti olan karıların kocalan için yazılmıştır. Senelerdir size şimdi anlatacağım vaziyetten şikâyetçiyim: Ne zaman bir yere gitmek üzere sokağa çıksak, velev ki, gideceğimiz yer şu köşe başı olsun, karım Doris, sanki gideceğimiz yeri bilmlyormuşuz gibi, derhal, “şu Adama soruver, herhalde bilir.. der. Eğer en İyi çikolatalı dondurmanın nerede olduğu hakkında ufak bir tereddüdümüz
varsa, hemen, “neden şu çocuğa sormuyorsun ?„ deyiverir.
Size yabancılara sual sormaktan ne kadar nefret ettiğimi tarif edemem. Tren İstasyonlartn-da, köşe başlarında tesadüfen kulak misafiri olduğum aile kavgalarından anladığıma göre benim derdime müptelâ birçok kocalar bulunduğu gibi dünyanın bütün meselelerinin bu tarzda
halledilebileceğini zanneden, Do-ris gibi, kadınların da olduğuna şahit oldum. Erkeğin çekindiği şey. herhalde, bilgisiz veya başkasını tâciz eder bir durumda
görünmektir. Kadın ise, ihtimal ki şahsî tecrübesine dayanarak, kocasından başka herhangi birinin herhangi bir şey hakkında daha fazla malûmat sahibi olduğuna kanidir.
Bundan başka malûmat almak için nasıl sual sorulduğunu hiç bilmem. Eğer, “affedersiniz,, diye başlarsam, yabancı beni ekseriya işitmez; hele başka bir tarafa bakıyorsa hiç duymaz, çünkü benim sesim, böyle kritik anlarda, hiç çıkmaz. Bazan bir dakikaya yakın bir zaman zarfında mütemadiyen konuşmazsam ağzımdan anlaşılmaz sesler çıkabilir. Ekseriya ben. “affedersiniz., deyince, adamcağız bana dönüp. “Ne dediniz?,, der. Bunun üzerine tekrar. “affedersiniz,, demek lâzım gelir. Bu sefer o da “ne İçin?,, diye sorar. O zaman apışıp kalırım, öyle ya, tanımadığım bir adama hiç sebepsiz “affedersiniz,, dersem o da bana böyle cevap verir. Vallahi, sokakta elû-lemden tokat yemediğime şaşıyorum.
işte bu tahammülfersa işkenceden kurtulmak için şu plânı hazırladım: Bana birkaç bin dolara patladı ama Doris de sual sormaktan vazgeçti.
Bostona gitmek üzere yola çıkmıştık. Eğer bana bırakmaydı bir iki dakika İçinde Boston treninin nerede olduğunu bulacaktım. Fakat Doris'in tarifelere itima-
SİNEMA
Şarlo’nun “Monsieur Verdoux„ filmi yakında sinemalarımızda gösterilecek
BİLİNDİĞİ gibi "Monaieur Ver-
• doııx., Şarlo nun en son çevirdiği bir filmdir. Artist, bu filmin mevzuunu Landru’nun hayatın dan ilham alarak hazırlamıştır. Bu filmde şimdiye kadar tanıdığımız; melon şapkalı, kamış bastonlu, o şurasından, burasından kırılmış bebekleri hatırlatan zarif ve gülünç sl-lüetın yerine bambaşka bir Şarlo göreceğiz. Sakın korkunç ve müthiş bir katil tipi düşünmeyiniz. Hayır, yumuşak fötr şapkası, bıçak gibi ütülenmiş pantaJonu, dik kolalı gömleği ve itina ile bağlanmış kravatiyle gayet zarif, nazik ve bal gibi tatlı bir centilmenle karşılaşacağız. Bu bal gibi tatlı adam bir banka vezncslndo baş kalarının paralarım saymakta ve evdeki hasta karısına doktor parası bulamamaktan bunaldığı zaman kendisine daha az monoton ve kârlı bir iş arayacak. Giyinip kuşanıp birtakım geçkin kadınların peşine düşecek, bu
dı yoktur. Emin olmak için muhakkak birine sormalı. Onun için Doris, “git şu adama Boston treninin nereden kalkacağını sor,, deyince dişimi sıktım, dudağımı ısırarak kendi kendime, “bu fırsatı kaçırma,, dedim. Adamla konuşur gibi yaptım ve Dorisin yanına döndüm. Ona trenin 10 numaralı hattan kalkacağını söyledim.
Sekiz ay sonra eve döndük.
On numaralı hattan kalkan trene Chicago'ya gidiyordu. Chicago'da New-York’a gidecek olan İrene binecek yerde gardaki adama sorduktan sonra Arkansas’n gittik. Her yerde en iyi otelin nerede olduğunu sorduğumu zannettiği halde karımı âdi mahallelerde en süfli otellere götürüyor dum. Bir çok geceler çayırların ortasında mevcut olmayan yerler aradık, veya kasabanın en kötü otellerinde geceledik, çünkü ••şu sempatik memur., un söylediğine göre (!) hareket etmiştik.
Arkansas’tan sonra Mexico'ya gittik. Oradan da. gûya bir rehberin tarifine göre hareket ederken. kendimizi Orta Amerikanın bataklıklarında bulduk. Ondan sonra yavaş yavaş Doris yabancıların söylediklerine inanmamaya başladı. Nihayet bir gün Mavicos (Muharrir bu ismi uydurmuştur) istasyonunda, “Bir dakika sen bekle, şu adama Amerikava nereden dönüldüğünü sorayım,, deyince kanm hıçkırarak: “Allah aşkına, kimseye bir şey sorma, bildiğin gibi hareket et„ dedi, işte o zaman mücadeleden muzaffer çıktığımı anladım. On gün içinde Nesv-York’a döndük. Ve o günden beri de karım kimseye süal sormam teklifinde bulunmadı.
Fakat işin tuhafı, bu sefer de ben kendim habire sual soruyorum. Herhalde başkalarının nez-dinde küçük düşmek zilleti sual sormaya mecbur edilmekten ileri geliyordu. — Gliner İzer
kadınlan hep aynı zarif, tasasız, a-henkli hareketlerle Öldürüp, yakıp savuracak tır.
Monsieur Verdoux, Şarlo'nun bütün filmleri gibi güldürücü olduğu kadar düşündürücüdür de. Şarloyu telefondu ilânı aşk ederken, o kendine mahsus bale artisti gibi ahenkli dans adım-lariyle bahçosinde derlediği çiçekleri kurbanlarına takdim ederken, vazifesine bağlı, küçük, mütevazı ve tatlı e-dâsiyle fırını ateşleyip ağına düşmek felâketine uğramış geçkin kadınları ya-karkon ve nihayet veznedarlıktan kalma bir dikkat ve alışkanlıkla sevgililerinden kalan paraları sayarken görüp do. bu büyük artiste bir kere daha hayran olmamak imkânsız. Fakat seyircilerini yalnız güldürmekle kalmayacak. zaman zaman Monsieur Ver-doux'nun bütün cinayetlerini gülerken kederle sarsıldığımız acı sahneler de göreceğiz,
First Vienna: 3 - Beşiktaş:
fivusturyalılar, dün güzel bir oyun çıkararak İstanbul lig liderini mağlûp ettiler
Galatasaray karşısında 1-0 mağlûp ve Fenerbahçe ile de 3-3 berabere kalan Avusturyanm meşhur takımlarından First NVienna'nın dün İstanbul lig lideri Beşiktaş takımı ile yapacağı maç merakla bekleniyordu. Havanın çok fena olmusmu rağmen takımlar sahaya çıktıkları sırada. İnönü stadyumu büyük bir meraklı kitlesi tarafından dolmuş bulunmaktaydı.
Beşiktaş Viyanalılar karşısında şu kadro ile yer aldı:
Feyzi - Yavuz, VadlI - Çaçi. (Eşref), Ali Ihsan, Hüseyin - Süleyman. Eşref, (Şükrü) Bülend, Fahreddin, Şükrü, (Faruk).
Hakem Tarık Ozerengln’ln idaresinde oyun başlar başlamaz, Beşlktaşm birdenbire yüklendiği ve çabuk netice almak sistemiyle oynadığı göze çarpıyordu. Beşiktaş arka arkaya hücum üstüne hücum yapıyor, fakat AvusturyalIların müdafaası ve kaleci bunları pek de güçlük çekmeden kesiyordu. Çok geçmeden AvusturyalIlar toparlandılar ve sahanın geçen haftaki sahayı aratacak kadar berbat bir çamur deryasını andırmasına rağmen Beşiktaş kalesine indiler. Çaçi, bu akınlar-dan birini elle tutarak kesti. Hendbol tesirsiz ve neticesiz oldu. Akabinde Be-şiktaşın bir hücumunda Fahreddin VI-yaııalı müdafilerin arasından sıyrılarak topu ortaladı. Fakat kaleci zamanında müdahale ederek fırsat vermedi.
Fahreddin yine hücuma geçti. Beşiktaş for hattında bilhassa temayüz ediyor. Topu tekrar ortaladı, fakat Şükrü bir türlü netice alanrhyor ve boşa bir şüt attı. Bu sırada Şükrünün bir şütü-nü kaleci kolaylıkla kurtardı .
AvusturyalIlar birbirini takip eden bu hücumlardan sıyrılarak, Beşiktaş kalesine inmeğe başladılar. Fakat, bütün bu akınlan neticesiz kaldı. Favl üstüne favl yapılıyor. Fahreddin mütemadiyen gerilerden top çıkarıp hücumlar hazırlıyor ise de bunlar netice vermiyordu. Nihayet Beşiktaş gevşer gibi oldu. Oyun zevksiz bir hal aldı. Bu sırada Beşiktaşa bir fırsat düştü. Bir akın esnasında Viyanalıların sağ beki Beşiktaş akınım favl ile kesti. Şükrü topu kaleye atacağına pas verdi. Hüseyin bunu ortaladı, sağbek ikinci bir hata yaparak ıska geçti ve topu Bölende kaptırdı. Bülend de nefis bir şütle takımına mükemmel bir gol kazandırdı. 30 uncu dakikada olan bu golden hemen bir dakika sonra Beşiktaş takımında bir değişiklik yapıldı. Şükrü santrfora, Bülent lso soliçe geçtiler. Serpinti halinde yağan yağmur yüzünden saha kaygan bir hale geldiği İçin topa hâkim olmak şöyle dursun, ayakta muvazeneyi dahi temin etmek güç bir hale gelmişti. Bu sırada Vlyanalı-lar Beşiktaşı tamomiyle baskıları altına almışlardı Beşiktaş galip durumunu elden kaçırmamak için gayret sarfedlyorsa da yaptığı akınlar ya müdafaanın, ya da kalecinin müdahalesiyle neticesiz kalıyordu.
Viyanalıların baskısı gittikçe artıyordu. Netekim bu, netice vermekte gecikmedi ve Viyanalıların Beşiktaş kalesine gönderdikleri hafif bir top kaleci Feyzinin bakışları arasında köşeden gol oldu. Hemen az sonra. Feyzi bir tehlike daha geçirdi. Topu elinden kaçırmasına rağmen tekrar güçlükle ya-kalıyarak kalesini kurtardı. Beşiktaşlılar tekrar hücuma geçtilerse de Şükrünün ve Eşrefin şütleri Viyana kalesini sıyırarak avt oldu. Bülent ile Fah-reddinin şütlerinl do kaleci güçlükle ve maharetle kurtardı.
İKlNt 1 DEVRE
ikinci devre başladığı zaman AvusturyalIlar baskıyı idame ettirdilerse de Beşiktaş bundan kurtularak Viyanalı-ların kalesine İndi ve kaleyi Adeta muhasara altına aldı.
Yunanistan
Yazarı: HALÛK N. TANSUÖ
Boşlktaşın 3-1 mağlûbiyeti İlo ncticoloncn dünkü maçta First Wlonna müdafileri topu kalelorinden uzaklaştırıyorlar.
AvusturyalIlar gittikçe sert ve fa-vullü oynamağa başladılar ve mütemadiyen ayak çıkararak oynamayı tercih ediyorlardı. Bu sırada Şükrünün ve Avusturya sağiçtnin attığı şütler İki kaleye tehlikeli birer an geçirtti.
Bu esnada spor sahamızda nadir rastladığımız sportmence bir hareketten bahsetmeden geçemiyeceğiz. Viyana takımının meşhur Denkeri bir ara gol pozisyonuna girmişti ki, bunu yüzde yüz gole çevirebilirdi. Fakat Den-ker, kalecimizi sakatlamamak için golü atmadı ve topu bıraktı.
Viyanalılar baskılarını gittikçe arttırıyorlardı. Bu baskı netice vermekte gecikmedi. 23 üncü dakikada Beşiktaş kalesine atılan bir korner sırasında Viyanalıların bir şütü Vedllnin dizine çarparak İkinci defa Beşiktaş kalesine girdi.
2- 1 galip vazıyete geçen AvusturyalIlar baskılarını büsbütün arttırdılar. Beşiktaş ferdi akınlarla rakip kaleye inmek istiyorsa da muvaffak olamıyordu. Viyana takımı bugün güzel ve anlaşarak oynuyor. Beşiktaşta bir yorgunluk göze çarpıyordu. Siyah Be-yazlıların kalesine uzanan Avusturya atanlarından birinde 18 pas içersine giren First Wienna sol içi yerden sıkı bir şiltle takımının 3 üncü golünü de attı.
3- 1 mağlûp vaziyete düşen Beşiktaş takımında bir değişiklik yaptı. Çaçi
İngiltere lig maçları
Londra 24 (AP)—îngilterede bugün yapılan birinci küme futbol maçlarının neticesi aşağıda gösterilmiştir:
Arsenal 5 - Sundcriand 0
Birmingham City 1 - Stoke City 0 Blackpool 2 - Portsmouth 1 Bolton VVanderers 0 - Burnley 1 Dcrby Couniy 2 - Chelsea 2 Fulham 3 - Aston Villa 0 Livorpool 3 - Everton 1
Manchester City 2 - Charlton Athlctlc 0 Mlddlesbrough 3 - Huddersflcld Town 0 Nevveaalle United 2 - Wolverhampton Wanderera 0
Bromsvlch Albion 1 - Manchestcr
United 2
hiHMtıııUMnıuNUiııııt?frMh?îiihttttinHHîiiMniitnfiimuratmntnjiuh(ıwutt* *i*i
Arsenal kalesinde heyecanlı bir an
Londra Highbury stadında yapılan Ingiliz futbol lig maçlarının ilk kısmında, Wolwcrmapton ile Arsenal takımları karşılaşmıştır. Oyun 1 - 1 boraborlikle neticelenmiştir, Resimde, Areonsl'in kalecisi Ted Platt, karşı taraftan sol İç 8am Smyth’in attığı bir golü kurtarmaya çalışırken, kale direğine sarılıyor; ortada (beyaz şort-lu) ArsenaTin santrhafı Leslio Compton görülüyor; sağda Smyth' in golünü destckliyen, Wolf'ların santrforu Wilshaw.
çıktı, yerine Faruk girdi. Faruk sola-çığa, Eşref hafa ve Şükrü de evvelâ sağiçe, sonra sağ açığa geçtiler.
Beşiktaş mağlûbiyetten kurtulmak için hızlandı. Süleymanm nefis bir şü-tünü rakip kaleci fevkalâde bir ustalıkla kurtardı ve alkışlandı. Biraz sonra Viyanalılar topu boş kaleye atamadılar. AvusturyalIlar çamurlu sahaya rağmen şimdiye kadar az gördüğümüz güzel bir futbol oynuyorlardı. Beşiktaş hücum ediyorsa da ya şüt kaleyi bulamıyor, ya da bekleri topu çeliyordu.
Son dakikalarda Beşiktaş âdeta kaleyi muhasara etti ise de atılan korner ve frikikler netice vermedi.
Son dakikalarda Beşiktaş haf hattı âdeta sahadan silinmiş gibi yok. VI-yanalılar güçlük çekmeden kaleye iniyorlardı. Bu sırada Denker’in bomba gibi şütünü Vedil fevkalâde bir enerji ile kurtardı. Maç Viyanalıların oyuna hâkim bulundukları bir sırada 3-1 First VVienna’nın galibiyeti ile sona erdi.
First Wienna bugün dördüncü maçını üç kulübün karma takımlyle oynayacaktır.

UNnmnıiM
[Ş İcabı Yunanİ8tanda 9 ay kaldım. Büyük şehirleri ziyaret ettiğim gibi Yunan Trakyasını köy köy gezmek imkânım da elde ettim. Neticede, bu kadar sene Yunanistan hakkında kafamda taşıdığım yanlı» fikirlerden dolayı utanmaktan kendimi alamadım.
Kapı komşumuz, dostumuz Yuna-nistanı yanlış tanıyan her halde bir ben değilim. Eminim ki büyük bir ekseriyetimizin (sadece Atmayı ziyaret edenlerimiz dahil) Yunanistan hakkında doğru bir fikri yoktur Bundan dolayı da TÜrk-Yunan dostluğu resmi çevrelerden dışarı çıkamamaktadır.
İkinci Dünya Harbi devrinde Yu-namstanın başına gelenleri gözümüzün önüne getirirsek Yunanlıların nasıl olup da hâlA ayakta durduklarına şaşmamak kabil değildir. Bütün bu dertlere rağmen Yunan halkını tahminimin çok fevkinde neşeli, çalışkan ve Yunanlstanı mamur ve medenî buldum.
Benim Yunanlatanda bulunduğum zamanlar çete harbi daha hızını kaybetmemişti. Kavala şehri hariç diğer bütün şehir ve köylerde akşamın erken saatlerinde sokağa çıkma yasağı mevcuttu. Yunanistanın en sakin mıntakası sayılan Trakya bölgesinde, güpegündüz, bir köyden bir köye gitmek büyük bir tehlikeyi göze almaktı. Bütün yollar, tren yollan mayınlı İdi. Hattâ tarlalara bile çeteciler tarafından mayın konduğu oluyordu. Bazı çiftçiler, çeteciler tarafından kaçırılmak korkusıylo, köylerinden ayrılmış, civar şehirlere sığınmışlardı. Bu muhaceretin neticesi olarak da Yunanistan gibi zaten dağlık bir memlekette mahsul durumu normalin çok altına düşmüştü. Diğer taraftan eldeki mahsulü nakletmek, çetecilerin taarruzundan korumak da başlı başına bir mesele teşkil ediyordu.
Bütün bu zorluklara, yüz binlerce gencin silâh altında tutulmasını, çetecilerle yapılan kanlı muharebeleri, binlerce harp malûlünün acıklı durumunu ve enflâsyonu ilâve edin. Hayalinizde canlanacak manzara ile Yunanistanın hakiki durumu birbirine uymayacaktır. Çünkü nazari olarak Yunanistanın çoktan mahvolmuş, hattâ ortadan kalkmış olması icap ederdi. Halbuki Yunanlı hâlâ neşesini kaybetmemiş, bizim ölçülerimize göre arı gibi çalışmaktadır.
Yunanlıları ayakta tutan sebepler acaba nelerdir? Benim tahminime göre birinci sebep en acıklı durumlarda bile Yunanlıların neşelerini kay-betmeyışleridir. Dalına hallerinden memnun ve istikbalden ümitlidirler. Bunun verdiği gönül rahatlığı ile, çalışma hevesiyle ellerindeki İmkânlardan azami istifade etmesini becerebi liyorlar.. : __ « j
İkinci sebep olarak hatırıma teşebbüs kabiliyetleri geliyor. Bizimle diğer Avrupa ve Anglo-Sakson halkım ayıran vasıf, şahsi teşebbüs kabiliyeti, Yunanlılarda tam mânasiyle mevcuttur. Eskiden beri kendi başının çaresine bakmaya alışmış Yunanlı, tevekküle kapılıp talihine küsmüyor. Hangi sahada olursa olsun bir gayret sarfetmek yolunu buluyor.
Yunanlıların kuvvetini teşkil eden üçüncü sebebi halk kitlesinin resmî makamları serbestçe tenkld edebilme kabiliyetinde buldum. Vakaa, bugün Yunanifîtanda dahili harbin doğurduğu otoriter bir rejim mevcuttur. Fakat herhangi bir Yunanlı beğenmediği resmi bir makamı rahat rahat tenkld edebilir. Resmî memurun halkın hizmetinde çalıştığını gerek memurun kendisi, gerekse halk kitlesi anlamıştır. Zaten çok sıkıntılı devirlerde tenkld imkânı bir nevi emniyet sü-papı rolünü oynamaz mı?
Yunanistanda gördüklerim arasında beni en çok şaşırtan Yunan köylüsü oldu. Tipik Yunan köylüsü servetçe fakir, çok misafirperver, mükrim, dürüst, kibar bir insandır. Evinin haricî manzarası kötü olmakla beraber içi gayetle temizdir. Tanrı misafiri olarak kabul ettiği yabancılardan, hattâ Amerikalılardan, para almak istemez. Hali tavrı çok serbest ve sadedir. En ücra Yunan köyünde bile çat pat yabancı bir dil konuşana rastlamak kabildir.
Ben Yunanlstanı hiç böyle tahmin etmiyordum.
Yunanistan hakkındakl bilgisizliğimiz küçük bir misaldir. Bizim gibi dünyanın diğer milletleri de hariçteki hayattan pek haberdar değillerdir. Beynelmilel anlaşmalar, resmi ziyaretler, skandal haberleri, askerî mücadeleler gazete sütunlarına aksediyor. Blzler de bu haberleri tarih derelerinde edindiğimiz eski görüşle tahlile kalkıyoruz. Hakikatte en mühim haber, milletlerin gündelik hayatıdır. Bundan ise kimsenin haberi bile yok.
Hicrî 19 4 9 llumı
R. evvel ARALIK K. evvel
5 25 12
1869 Pazar 1865
Tiyatrolar
(JKHİR TİYATROLARIı
Vakit Vasatı Esun.
Güno( 7.22 2.37
ÖRİ# 12 14 7.29
İkindi 14.33 9.48
Akşam 16.46 12.00
Yatsı 18.25 1.39
îmsâk 4.87 12. j2
Müzeler
AtHtürk İnkılâp Mürrul: Por-şembodon maada hor gün 10-12 vo 14-17.
lupkap* burayı ı Pa.*artwdi-Çar-şamba - Cumartoal. «aut 18.30-17 Tolt (21090),
Ayaıuf)uı Huxartcwı • Suu-Çar* şambu Perşembe Curno naat 10 • 10; Cumartesi, Puaar «aat 13 10. Teif (21750).
Arkeoloji; Çarşamba. Uuma. Pazar günleri 13 ten HJ ya kadar, tsld #ark Eserleri bııbıml: Çar-çamba, Curna Pazar 10 dan 12 ye kadar. Talf (21(W2j
Türk ve lıtlâm Enerler»: tiun Perşembe Pazar *a/ıt 13,30
16.30 Telt (21888)
Oolrımbıılıçu Deniz Miızenl: Cu-martaıl «aut IS • 17 Pnaar 9 - İM Tolt («12A4)
Belediye MIHcal: Atatürk Bulvarı. Perşembeden maada hor gün 10-12-14-17.
Tevfik Fikret IMyun Müzeni: Bebek. Perşembeden maada her gnû 10-12 ve 11-17.
İzmir:
Antikite Müzeni (3321) : Her gün 9-12. 1.30-17. Cumartesi: 11-17 açıktır.
Sıhhî İmdat
lerztnbul Beyoğlu Anadolu vakası
Ankara
İzmir
İBfiür 8Z38
50&36
0)
2251
Suat 20.80 d&.
Dram kısmı ı (421571 Para uft runda.
Komedi kısmı t (40409) (Nemo
Bankom),
MUAMMER KARACA UFERETlt
20.30 da: Sisin Sokak.
SEğl Operet. 15 ve 21.15 teı Dell Gönül. Yunan Tiyatronu: Suat 11 de: Mugda. 18.30 da: Yato Pedlmu,
ANKARA TÎYATROLARIi Saat 20 do.
Büyükte (10370-40) Bir Komi-eor Geldi.
Küçükte (11169) Yalancı.
İZMİR
Şehir Tiyatrosuı Tei:(2364) Hlnsoi Şayia.
Sinemalar
BEYOĞLU CİHETİ
ALKAZAR (İ2ÖÖ2) ı l'elfıkoı İncini 2 — Ormanlar Hâkimi AR (44301) Hazin Aşk ATLAS (40835) (Yeni Güneş). ELHAMICA(13596) Ormanlar Ar(» lanı.
İNCİ (845tföı a - Vefatız. 2 Tarzan Ormanlar Prensi.
İPEK (44289) Afcır Ceza
LALE (43595) Ormanlar Arfllıim.
MELEK (40868) Günahkfır Baba HAllAY (4P1Ö6) Altın Kelepçeler St*MEll (4285)1 Vatan Kahraman* hırı.
SFATPARK (M3U3) Şehitler Kn icnj
bAJtli ıdüSSUı Tarzan
01K C43736) Eüyülentnıç Adam.
Öğrenmek ihtiyacında olduğunuz herşey
TAKSİM (43101) Vatan Kahra-mantarı.
TAN (80710) . Çin. A.ıklar
2 — Yılmayan Aralan.
YENİ (84137) Mokıılko Çlçoklori. YILDIZ (42847) Büyülenmiş A-dam.
ÜNAL (40306) i - Aşk vo Mütik.
2 — Şohzado Hlnbad.
ÇİÇEK MİNEMARI (ArnaVUtköy)
1 — Ali Baba vo Kırk Huramllor.
2 — Kovboylar kralı
İSTANBUL CİHETİ
ALEMDAR (23668) 1 - Yaşamak Arzunu. I — Karar taaof Kar doşior.
ÇEMBEltLİTAS (22513) 1 - Fe-
dakâr Ana. 2 — Yuvamı yıka maçsın.
FERAIIı defnlotln «unu Korna nın kızı
HALK (21VUI) ı Atlı Poiimioi
2 - Ali Baba • Hurunurreıjlt. İSTANBUL (22307/ I Altın Kb polar i Mayurllng Eeıurı. azak (23543) ı Kanlı İftira
• Vlrjlnyu Kaplımı TURAN (22127) I Korkunç V/ı-dl 2 Çalınan Havai MARMARA »23SG0) 1 Canı Kn
çıyor. 2 zaror Abideni.
MİLLÎ (22962) 1 Ynıjamak Aı-zur«u Kn.t'amaznf îtnrdaş
ler
KI>ME'J (21904) ı Pi'(jıu60di0 Kornan 2 - lapan* ol Kanı.
t ENİ ( Bnklrküy Ui-12d) ı Va tlin Ya ra l ir- Cıı ma İ - Vnlu*1 Gelin
KAlIlKOy CİHETİ
HALE (60112) l - Hfauncu Bu ha 2 — Gençlik Günahı.
OPERA (60821) l - Dnmgnı. doktor. 2 Kıur.anovn
tfüUEYYA ı» l yalr.
Gidenler - Kadın Dfı^mnnt YEİzDEGİRMENİ I GdnÜl A
cini 2 Kara Kurdun. 3 Meçhul Yol.
CSKCdak CİHETİ
hale (60062) 1 - Tutak, y -Günahsızlar.
SUNAR 1 - Çığlık. 2 — Çildı-rnn Kadın.
ANKARA
ANKARA: (23432) Dortıl Zoy-
nep
İH Yt'Kı (15031) Anna Karonina.
I’ARK: (11131) Manto Krlnto’nun mira»
SÜMERı 114072) Notr-dnmin tamburu
CM Sı (22294) Varyete glUellorı Hİ S: (11071) Hfthte evlât
YENİ (14040) İlk Arzular.
GAR GAZİNOCU» Viyana Turrn» Revünü
İZMİR
ELHAMRA Vn.hifi Arzular.
TA\ 1 MCE Sl * m t
YEM SİNEMA I Kurenniar Kralı. 2 — Gönülden Sesler.
LAi.e 1 Kordonlar. 2 - Gönül Fırunımı.
TAN 1 — K >renniur. 2 — Oönuı Fırtınanı.
KARSI VAKA UIHETİI
si .Mr.ic Ajk Mektuplun»
ME1.EK Fedakâr Ana
Radyo
*•1 ENİ İM ANDI LMlın bugün İçin Ihvxİ)(’ oltlâl ı» r»»»: ram hır
13.15 Londra, Operııdn geooler.
13.15 İMt. Snz enerleri, RHckaı Uyanık. - Çalanlar: N, Tok-yay, Y Bacanon, K. Batanay.
V. Sc\ hun. - lıl.20 tel. Müzeyyen 3onar: Şark) vo türküler Çalanlar: H Derman, ş İçli ’0 30 Ankara Saflya
Avhı konneri — 20.3(1 İst. F. Chopln’ln enerleri; Piyano doio, çalan A. Cortnl.
Türk mıınlkHİ!
Nııatı 10.25 Ankara: Makamlardan bir demet. — 12.00 Ankara: Hep beraber «Öyllyollın (Yurttan Seelcr koronu) — 12.50 Ankara; Oyun havnhırı. — 10.00 Ankara: İnce saz, mahur faali. — 21.15 İstanbul: Guguh faslı
Dnnn nUI/.lûl:
Saat: 18.13 Ankara: Plâk. —
1.8.20 İstanbul: Radyo Tango Or-koHlraHi. — ih. 15 Ankara: Plak.
- IH.80 l.ıtanhui I I I IU.20
Ankara : Yarını «ant dann. 20.15
İstanbul) Cır-*. — 20.43 tahınbull
1.. ic. *2,15 Ankara 1 •’ • •*
22.30 l-ıtanbul: Plâk
llııtir mü/dk:
sııııt: ll.DO Uuııdra: (Orkestra İlet — 11.do Ankara: (Salon or-I. Htraeıi ih 1.» 1 lahbüt. (Pİ.» IH.aıı latunbul: Varyete mü
zifti. (Pl.) — 10.50 Anl ara Kurma müzik, spl.ı — J3.00 İShuv bul: (PI.)
liUsnNİ programları
Snılt: 0.J5 Ankara: Dinleyici lıı-tclclurh — 11.05 Ankara: Skeç, — 14.25 İstanbul ; İnönü Stadından Viyana ve uJıvtyuli Fctnorbuhğr uctLGindftkl mııçın yayını.
Râııfonik müzik ve liıılohır*.
Saal: TL00 îainnbul: Mozart' tan (Pl.)
Spor lıııiıerim»
Hanlı IŞ.40 Lunarn: Türkçe baltalık spor yayını. - 21.on Îh-tanbııl; »şrol Şefik. 22.00 Ankara: Spor eoııtl.
Haberler i
Vakanı ve İMtunhııl: Snııt: 8.8ü-13.00 - 19.00 - 22.45.
Vııkıırti ‘bftİ3 cn.*.rtrNİ: Satttl
13 30.
Ankara pazar ^iMetCNİ; Saat 1 30.10.
Amerikanın Sesli Saat: 19.10
(Türkço haberler ve diğer yayın, 13.16 ve 19 metreden dinlenebilir.)
Londra rııdyusu: Saat: 7.15.
18.15 - 23.00
(Türkço olarak yapılan bu yayınlar 19.91. 21.92. 31.32 vo
40.40 metre üzerinden dinlenebilir.)
Gelecek ve gidecek uçak, ekspres ve vapurlar
(İEI.ECEK OLAN UÇAKLAR
12.30 K.L.M. (Holûnda) Tahran Vo Ati nadan.
12.Öl) D.H.Y. (Türle) tzmlrdcn.
11.15 A.F. (Franaız) Parla. Roma vo Atinadnn.
Hl.20 D.H.Y. (Türk) Adana An karadan,
GİDECEK OLAN I ÇAKLVR
13.30 K.L.M. (Kolanda) Roma. AmRtordnın
I3.50 D.H.Y. (Türk) İzmir.
Kİ.20 D.H.Y. (Tllrkı Ankara. A-dana
GELECEK Ol \\ VAPURLAR
10.30 Etrüek, tamirden.
21.— Sue. Mııdanyudan.
GİDECEK OI.AN VAPIIU VK
5.— Çorum. Knradunlzc.
9.— Sum, Mudnnyayn.
18.— Merıılm Çınınkkaloyo.
GELECEK OLAN EKSPRESLER
6.45 Somplun (Avrupa)
8.30 Ankara.
GİDECEK OLAN EKSpltKNLlCR
)N 11) Ankara
21.30 Svınplon (Avrupa).
Eczahaneler
FmlnünÜ:
Haydnr, Lâleli.
Eminönü, E. Ö.
Bensnaon, KüçUkpasar. Ali Rısn, Alemdar.
E) lip:
Arif Beşer.
Beşiktaş:
S. Rocop. Tramvay C.
Beyoğlu:
Mork. Comnl Atunoy, Yük, Kol 115.
Takılın Llmonor. istiklâl C. 56. Cihangir. Akarsu C. 34.
Oıılnta K. Kunt, Necatıbov C 181.
Gıılatn Z. Bayer. Karalcöy 5. şHil Şark M., Osmunbcy 90, ,. Kurtuluş. K. C. 231.
Kasımpatıi Merkez, K. P
Fntlh:
İbrahim, Şohsadnbnnı.
Haylin Berk, P’eııor.
Enofllou. Snmatya.
Nazım. Sanrcınınl.
Sarım. Aksaray.
Sn rı dzcl. Kura gümrük, l'skııdar:
Ömer Kenan. HA. Mil. C.
Kadıköy 2
Hulûnl. SöftUtlUçoşmo.
Hrybolindıı:
Hoybriıada,
Sarıyor:
izzet. Sarıyor.
ANKARA
Güray (221:2:1
Derman (15175)
tntanbul (1113*1)
İZMİR
Saûhk. Alsanvak mınt.
Sıhhat, l€ûinat;(Pı tnınt
A llnyr«^ddln «n »hnrm mmt.
■ ozclyalı. Yüıhıı 1 1 •• lluçcşmellk, imrolpaşa mınt.
riıln 5 — Duadan sonra denir. Lifler. 5 — Kokulu bir ot. Bir cotyal 8 — Eksilme. 7 — Yalmz başına yaşayış. Bir mâbut. 8 — Nota. Bir harfin okunuşu. Bir gemimizin udi. 9 — Dini. 10 — Vücuttaki siyah bvnoklor. Bir içki.
Yukardan a*»nğı:
I — Bir çiçek. 2 — Taharri. Mektup. 3 — Bir kadın adı. Nam. i — Sahip. Bir kadın. 5 — Güruh 6 — Bir çeşit ye-ı.iuk Nota. 7 — Asillik. Vücut İfrazatından. S — Uzak işareti. Bn jma bir harf koyarsanız bir Kış nebzesi ahır. 9 — İşçi. SanaL 10 - Bir çeşit şapka. Hararet.
D(*NKÜ İli LMACANIN HALLİ
Soldun Ruftn:
l — Eminönü. Av. 2 — Lebalep Cv 3 — Ik. Yeter, 4 — En* kaz. En. 5 — Ra. Rısn. Te, 6 — llvaa Er. 7 — Atalet, 8 — Lut, Fahirc. 9 — İsabet. Ren. 10 Kova. EH.
Yukardan
I — El veri ıll 2 — Mt». Nal, Ue. 3 — İbik Yalak. 4 — Nakarat. BoL 5 — Öl Zıaafov. 6 — Ney. Lam 7 — Üpc. Ateh. 8 — Te. Tire. I) — Acente. Ret 10 — Ver. Ermeni
İtfaiye
(4«\yuglu i4Uıı KaüıKo.v tkıs,.
İstanbul 24222 Üsküdar ootılû
Ankara u0. îr.nıir 2322. K.Yaka 5055



















4
İr
( a
r'|. ı


























S
Sayfa 6
SİYASİ İKTİSAP-
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETb
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ: FARUK A SÜNTER
Bu sayıda yazı iğlerini fiilen İdare eden SACİD ÖGET
Basıldığı ver.
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LÎMİTED ŞİRKETİ MATBAASI
25 Aralık 1949
Yeşilköyde ÇINAR Otel ve Gazinosu
MIR

• • •
t,
için
31 Aralık
1949
banka-
■Mm
Müstesna bir EV
İSTANBUL BEŞİNCİ İCRA MEMURLUĞUNDAN
94S-3053
işçi
İsviçre OBERJLERİNİ aratmıyacak vc kışın da açıktır.
127.000.—
Adet
T. İŞ BANKA?)
ADRES: Ycşilfenerl yanında, telefon: 18/2.
w
20.000.—
İLÂN
i
—r
X
m of
Hazîneye izafeten aaıkat Talât Tamtürk tarafından Hamdi Er-gün ve Süleyman Türkozan aleyhine açılan alacak dâvasının yapılan yargılamasında:
Millet Partisinin Beşiktaş Türk-ali, Vişnezade, Yıldız. Abbasağa ocak kongreleri 25-12-1949 pazar günü saat 10 da Beşiktaş İlçe binasında yapılacaktır.
Çatalca Asliye Hukuk Yargıçlığından (948-616):
Yılbaşı REVEYONU için güzel bir müzik ve birçok sürprizler «azırlanmaktadır. Yerlerimiz mahdut olduğundan şimdiden masa-annızı angaje etmenizi rica ederim.
prlvate, turnished villa garden, on the asphalt with
binalar ve santral tesisatı ayrı ayrı ayrı perakende olarak satılacaktır, teslim muhammen bedelleri:
Memur evleri,
» • •
• • • • • •
&
:::
• •
V. e
- >
Bir borçtan ötürü icraca haczedilip açık artma suretiyle paraya çevrilmesine karar verilmiş ve aşağıda müfredatı yazılı emvalin hâlen bulunduğu mahal olan Cagaloğlu 12 No. da:
C i n s i
. . .
» » t
• • 9
•>
sayfamız-dördüncü kültüre)
Lkincı sayfamızdaki siyasî, üçüncü daki İktisadî, sayfamızdaki
başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tama-men yazarlarına aittir
BAS, DIŞ
ROMATİZMA AĞRILARINA _GRIP. NEZLE
NEVRALJİYE KARSI
A



Y ılın En Güzel Takvimi
GENE
NEBİOĞIU TAKVİMİDİR
Yeni yıla neşe içinde girmek isterseniz Orlıaıı Veli’nin
70 manzum
Nasreddin Hoca
hikâyesini
okuyunuz.
Fiyatı 100 kuruş
Doğan Kardeş Yayınları
A
a
Meckllycköy, with Central heating, telephone, radlo and ali the comforts of a modern home. Apply to: Tel 81334
1 Şubat 1950 ikramiye çekilişine katılabilmek
öğleye kadar mızda en az 150 LİRALIK bîr tasarruf hesabı
açtırmam? lâzımdır
1950 5111010 hu birinci çekilişinde hiiyâik ikramiye:
Ankara'da Güven mahallesinde
(Ikı katta o oda, 2 hol. bodrum, balkon ve her türlü konfor)
Sıhhatini ve Temizliği Sevenlerin Dostu ■■■!
HAS - HCC - Pli DR ASI
Her evde, seyahatte bulundurulup icabında kullanılması
sıhhatinizi korur. Hayvanlarınızdan fazla süt, yumurta temin eder, ölüme sebebiyet veren tifüs biti, bulaşıcı hastalıkları taşıyan. pire, baş biti; elbise biti; tahta biti, at biti; güve; kene; uyuz güvesi; kedi; köpek; tavuk; sığır vesair hayvanların her türlü parazitlerini öldüren ve emsali olmıyan Alman kimyasının yeni ilâcıdır. PARAKENTİ: Eminönü, Balıkpazarı Taşçılar Caddesi başında Lonca sokak numara 10 da satılmaktadır.
Tel: 23829. P. K. 574, İSTANBUL ■E3BHMHS

sene münasebetiyle çeşitli kitap mâkul fiyatlar; büyüklere ve küçüklere hitap eden eserler.
Austria Kitap Evi
Beyoğlu, Kumbaracı Yokuşu 124, Lebon yanında İlmi ve edebî kitaplar için her tüılii sipariş, gazete ve mecmualara abone kabul edilir.
SUMERBANK


Defterdar Yünlii Sanayii
Müessesesi Müdürlüğünden
1 — Mücssesemizde kurulacak Kamgorın tesisatı için kısmen onarım ve kısmen inşa suretiyle yapılacak bina ile müessese tahdit duvarı inşaatı birim fiatler esası üzerinden eksiltmeye konmuştur.
2 — Her İki işin keşif bedch 131755 lira olup geçici teminatı 10107 liradır. Bu teminat 10.1.1950 akşamına kadar müessese veznesine veyahut SUmcrbanka yatırılmış olacaktır.
3 — İhale 11.1.1950 çarşamba günü saat 14 de müessesemiz-de yapılacaktır
4 — Teklif mektupları ihaleden bir saat evveline kadar mü-essesemiz Ticaret servisine verilmiş olacaktır.
5 — Bu işe ait şartname, keşif, projeleri havi dosya müessese inşaat bakım şefliğinden yeterlik belgesi alındıktan sonra
lira bedel mukabilinde ticaret servisinden alınacaktır.
6 — Dosya alabilmek ve ihaleye iştirak edebilmek için, a
TAKSİTLE SATIŞ


15
b
c
— Asgari 100.000 liralık demir çatı ve betonarme inşaatı yaptıklarına dair belge ibrazı,
— Mühendis veyahut yüksek mühendis olmaları veyahut göstermeleri
— Müessese inşaat bakım şefliğinden ihaleden bir gün evveline kadar yeterlik belgesi almaiarı şarttır.
7 — Müessese ihaleyi icrada serbesttir. (18064)
Kullanılmış Dizel Dinamo Grupları İzabe Tesisleri, İkametgâh ve Atölye Binaları Satılacaktır
Artvin Vilâyeti dahilinde, Artvin - Borçka arasında Kuvarshan mevkiinde, cevher rezervinin tükenmesi üzerine tatili faaliyet etmiş bulunan Kuvarshan Bakır İşletmesindeki Dizel dinamo grupları ve bunlara ait cereyan cem ve tevzi tablolarından müteşekkil komple bir elektrik santralı tesisatı mahallinde toptan toptan veya hepsi Mahallinde olduğu
veya ayrı gibi
En makbule geçecek SENEBAŞI HEDİYELERİ MATAŞ TİCARET T. A. Ş TAHİR HAN, GALATA - Telefon» 44996
SATIŞ YERLERİ İstanbul: Cumhuriyet Cad. 29 - Tel: 84575 Ankara: Arif Saltuk, Postalıane Cad. 21
Telefon: 15331
koğuşları, lokanta, mahfil, hamam, hastane, helâlar gibi sosyal binalarla lâboratuar, demirhane, santral, garaj ve demir konstrüksiyon izabe atölyeleri binalarından mürekkep 59 parça bina Dört zamanlı, 4 silindirli, dakikada 190 devirli beheri 260 beygir takatinde 185 kilovat 525 voltluk mütemadi cereyan dinamolarile direkt akuple, işler vaziyette komple iki dizel-dinamo grupu ve fazla bir dinamo, bütün lüzumlu ölçü âletleri ve komanda tertibatını havi cem ve tevzi tablolariyle birlikte: (Yalnız bir Dizel motörü 7.000, yalnız dinamo tab-losile birlikte 2.000 Hradır,>
Türkiye Bakır İşletmeleri Müessesesi, Ankara Posta caddesi Şavban Apartımanı No. 9, veya Borçka kazası Mur-gul nahiyesinde Murgul Bakır İşletmesi Müdürlüğüne müracaat olunması.

iki gözlü masa.
e
Keza masa.
İki gözlü camlı dolap.
14 gözlü sürgü kasası. 60 k.g. harf hurufatı Aynı şekilde kasa. 40 k.g. harf hurufatı
1
1
2
4
2
Cinsleri yazılı emvalin ilk artırması 2-1-1950 pazartesi günii saat 12 den 13 e kadar: İkinci arttırması 6-1-1950 cuma güntl aynı saatte satış yapılacağından talip olanların belirli gün ve saatte hazır bulunacak olan satış memurumuza müracaat etmeleri: Satışın peşin para ile yapılacağı, dellâliye ve sair masrafın müşteriye ait olduğu ilân olunur 19-12-1949
Davalılardan Süleyman Türkozan adresinden ayrıldığında namına çıkarılan davetiyelerin bila tebliğ iade edilmiş, bu suretle adresinin bulunmasına tahkikat neticesinde imkân olmadığından ilânen tebligat yapılmasına karar verilmiş olduğundan mumaileyhin 26/12/949 tarihinde saat 10 da Çatalca Asliye Hukuk Mahkemesine gelmediği veya kanuni bir vekil de göndermediği takdirde hakkında gıyap kararı verileceği davetiye yerine kaim olmak üzere ilân olunur.






V
J
25 yıldan beri muvaffakiyetle imal edilmekte olan
Hukuk Yargıcı 8530
UERDINGFR
karoserini göstermektedir
WAGGONFABRIK UERDINGEN A. G
UERDINGEN
KREFELD
fabrikalarımızda ‘
Dizel ve Benzin otobüsleri
(her türlü şasiler için)
ile beraber çalışmaktadır.
Taylan - Etker. İstanbul - Galata. Tahir Han 31 ' 33
r
Düsseldorf ve Uerdingen’deki
TÜRKİYE M Ü M E S S IL I:
DÜSSELDORFER WAGGONFABRIK A. G,
----- GÖZ HEKİMİ -------
Dr- Muı-ad Rami Aydın
Beyoğlu, - Parmakkapı, İmam sokağı No. 2, Tel: 1/1553
taf-
KEKEMELERE
Kekemelik hususi bir metot-a ıslah olunur. Fazla
t İçin : Bayan A. Narter, Şişli, posta kutusu No. 32 ye mektupla müracaat.
w* • * ■

YENİ ÇIKAN YILBAŞI PLÂKLARI ÜSTAT MÜNİR NUREDDİN
FE 111
Hayat Gençlik Boyunca Bekliyorum Günlerdir.
SUZAN YAKAR RUTKAY
Ax2480
PERİHAN
11x2479


Çok sağlam işletme ekonomisine çok uygun, ağırlık itibariyle hafii ve teçhizat bakımından da mükemmeldir.
İstanbulun Şen Kvzı
Nasıl Yanık Olmasın Nağmeleri Sazımın
ALTINDAĞ SÜZERİ
Dağbaşında Tüter Duman Bugün de Açtı Gülüm
ZEHR
BİLİR
Ev947Q Ay SallanuP Gider Yar
Yaylâ Çiçeğimsin
NECMİYE
Ax2481
A
R
Meyhanenin Şişelen Elinde Yelpaze
SAHlBİRİM
Resimde görülen otobüs, 33 oturma ve 17 a vakfa durma yeri olan ve Kruon şasisi üzerine kurulmuş çelik bir


Henschel şasilerine mahsus otobüsler, her nevi otobüs ve remork imal edilmektedir

Comments (0)