24 Kasım 1950 — Cuma
SİYASÎ İK11SAVÎ MÜSTAKİL
■Namesi
Yıl 1
Sayı 359 — 10 kuruş
. 1 eni Istanbııruıı
KUPONU
B A 'A
Abone: Türkiye İçin seneliği 32, altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler İki misildir.
TAHSİL KUPONU
flânlar :
2 liradır.
6 ncı sayfada santimetresi hânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez*
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8. Telefon ! 44756 - 44757 Santral
Tesis çilen: Hnblb Edib . TÖREHAN
Posta Kutusu : 447 - İstanbul. Telgraf
Adresi : Hetlo. İstanbul
*3
Kanunlarımız
BÜYÜK hâdiseleri anarken yıl yı-O ğınlarmın ehemmiyeti vardır. Devlet oluşumuzun 25 inci yılını kutlarız, milli bir kahramanlığın 50 nel yıldönümünü gösterilerle hatırlarız. İstan-bıılıın 500 üncü fetih yılı ynklıışmış-tır. Hazırlıklarımızı yapıyoruz. Fakat bu arada bayramı yapılması gereken bir hâdise yanımızdan törenslz, gösterişiz geçmiştir de farkında olnıamışızdır. Kanunlarımızın sayısı; şimdiki tahminlere göre, tanı 5.500 ü bulmuştur. Biz. hattâ» 5.000 İnci kanunumuzun hangi gün çıktığını bile bilmiyoruz. Halbuki; bu, yalnız hlziııı değil, her milletin a-dalet ve hukuk hayatında, haşlıbaşına bir hâdise sayılabilir. Kanunlarımızın sayısını 6.000 e çıkarmak İçin çok bir şey kalmamıştır. Bilmiyoruz, daha 500 kanun yürürlüğe konacak mıdır, konmıyacak mıdır? Konursa» kanun yaratmak bakımından, insanları hayretlere düşürecek bir İş becermiş olacağız. CiinkÜ; her yıl hlr kanun çıkarılmış olsaydı, yalvaç Musanın yaşadığı zamanlarda işe başlamış olmamız lâzım gelirdi. Halbuki hiz, kanunlarımızı, bilhassa» Cumhuriyet zamanında yapmışızdır. Dernek oluyor ki; 27 yıl içinde çok çalışmış ve yalnız kanun hazırlamışızdır.
Yurdumuzun hu kadar kocaman bir kanun yığınına ihtiyacı var mıdır, yok mudur dâvası son derecede ehemmiyetli bir dâva olabilir. Fakat bizi, ilk bakışta düşündürmesi gereken nokta bu değildir. Aralarında tamamlayıcı bir görüş ahengi varsa kanunların sayıca kabarıklığı birtakım güçlükler yaratırsa da adalet sisteminin genel faaliyeti üzerinde zararlı tesirler yapamaz ve her şey normal yürüyüşünde devam edebilir. Kanunlar, âyarla.vıcı bir ana görüşü, daha doğrusu tam bir hukuk anlayışını başlangıç noktası olarak alamamışlarsa adalet sisteminin normal İşlemesinden şüphelenmek lâzımdır. İlkönce söylemeliyiz kİ; hâkimlerimizin, pratik hukuk hayatında vazife alanlarımızın böyle bir durumla hiçbir münasebeti yoktur. Aksak bir kanun sistemiyle iş görülemez.
Her kanundan İstediğimiz şey. ihtiyaçlarımıza mümkün olduğu kadar cevap vermesidir. Zaten her kanunun İlk gayesi de hııdur. Fakat n-dalet fikriyle ilgili ihtiyaçlar, mantık ve hak anlayışı bakımından, taın mânasiyle sosyal ihtiyaçlardır ve o-nun için, her kanun, bellibaşlı ihtiyaçları karşılarken. İlk plâna giren bir hakemlik karakteri taşımak zorundadır. Kanunların hu hakemlik karakteri, bilhassa, gözönilnde tutulmalıdır. Mahiyeti, yayılış şekilleri ne o-lursa olsun, nerede bir topluluk varsa, orada mutlaka kendine göre hlr düzen vardır ve bunun temeli de önce tesbit edilmiş hakemlik prensipi-dlr. Sosyal bir gövde İçinde iıeliren bütün kurullarda hu prensip hüküm sürmektedir. Meslek birliklerinde de I öyle, başka birliklerde de gene öyle.. Bu müşahedenin, bizim İçin, son derecede büyük Idr ehemmiyeti vardır. Şimdi kanunlardan beklediklerimizi bu görüşe göre inceleyebiliriz:
Kanunlar, kendilerine düşen tüllü türlü adalet bölgelerinde sosyal ihtiyaçları karşılamak üzere hakemlik rolünü oynarken, cemiyet adına, daha doğrusu cemiyet disiplini adına faaliyet göstermiş olurlar. Bundan da anlaşılıyor kİ; kanunlardaki lıakeın karakterliği, yalnız sosyal disipline göre düşünülebilir. Bu disiplin aşıldı mı, kanunun hakem karakterliği de tehlikeye düşmüş olıır. Bu bakımdan, kanun yapmak; oturup maddeler uydurmak. hükümler koymak değildir. Her cemiyetin bir hukuk hâdisesi karşısındaki tepkisi, daha doğrusu, hâdiseye mâna verişi kendi sosyal yapısına göredir. İki kızını gebe bırakan yalvaç Lut'ıın hareketi, çağdaş cemiyetlerde büyük bir suç konusudur. Demek oluyor kİ; biz. hukuk konularını yaratan hükümlerimizi sosyal tepkilere göre veriyoruz. O halde biz, adalet kavramını sosyal tepkiler çerçevesi içinde düşünmek zorundayız. Bundan da kanunların, sosyal İhtiyaçları cevaplandırırken, hangi kaynaklarla İlgili olduğunu anlayabiliriz.
Blzirn kanunlarımız, sosyal tepkileri. hukuk anlayışları, hattâ kültür meyilleri, hayat dâvaları birbirine benzemeyen cemiyetlerin renklerini taşımaktadır. Bizim hukuk anlayışımız da içinde sayısız yabancı sözler barındıran ve bir türlü kendi milli benliğini bulamayan dilimize benzemektedir. Kaynukları karışık kaıııııı-larımızın, hukuk felsefesi bakımından, hakem karakteri de tam bir kararsızlık İçinde sayılabilir. Biz. onun İçin, kanunlarımızın basitleştirilmesi fikriyle. Türkiye Büyük Millet Mecll-slnde, son zamanlarda girişilen faaliyeti yerinde bulduğumuzu söyleyebiliriz.
Bir netice nlanuıdıkhırı toplantılarında Dörtler: Schumnn. Bevln. Vlşlnskl, Acheson
m K w t
Rusların dörtlü görüşme
teklifi tetkik ediliyor
Uç Büyükler Dışişleri Bakanlarının gelecek
hafta bir toplantı yapmaları
muhtemeldir
Rusyaya ikinci Amerikan notası
Andrei vermiş
Avusturyanın iç işlerine Rus müdahalesini Amerika protesto etti VVashington 23 (YİRS) — Amerika, Rus Dışişleri Bakanı Gromyko’ya ikinci bir nota
ve Rusların Avusturya işlerine karışarak güçlükler çıkarmalarını protesto etmiştir.
Notada, Rusların son nümayişleri destekliyerek, Avusturyada hükûme-Ltn otoritesini kırmaya teşebbüs etmeleri ve Viyananm Rus bölgesinde cezalandırılması gereken polis şeflerini cezalandırmıyarak, Hükümetin harekete geçmesine mâni olmaları protesto edilmektedir.
Amerikan resmi şahsiyetlerinin bildirdiğine göre, Ingiltere de bu hususla İlgili olarak bir nota vermiştir.
Londra, 23 A.A. (Lps) — Daily He-rald gazetesinin siyasi muharriri dörtlü müzakereler hakkında şunları yazmaktadır:
İngiltere, Fransa ve Amerikanın, dörtlü müzakereler yapılması yolunda Sovyet teklifine gönderecekleri cevabin metnini İncelemek üzere ö-nümüzdeki hafta Londra veyahut Pa. rlste toplanmaları muhtemeldir.
Her üç hükümet, böyle bir konferans netice verecek şekilde olursa, bir Dışişleri Bakanları Konferansı toplanması fikri lehindedjrler. Fakst 1947 senesinin aralık ayında yapılan konferans gibi bu da muvaffakıyet-sizlikle neticelenirse işler daha fena olur. Batılı devletlerin görüşü şudur: Dörtlü müzakereler, sadece Batı Al-mnnyanm- silahlandırılmasına karşı
Sovyetlerin İleri sürdüğü ithamlara değil, doğu ile batı arasında ihtilâf mevzuu olan bütün meselelere şamil olmalıdır.
Amerikaya giden
Macar-Yugoslav hududunda
Rus kıtaları
Macar ve Rumen askerî kuvvetleri, Sovyet
Rusyanın idaresine giriyor
Viyana, 23 (AP) — İnanılır diplomatik kaynaklardan öğrenildiğine göre, Sovyet Rusya askerî birlikleri yakın bir zamanda. Macar . Yugoslav hududunda mevki alacaklardır.
Aynı kaynaklar, bu hareketin. bu hafta Moskova ile Buda.Peşte arasında “geniş ölçüde., askeri birlik mübadelesi hakkında varılmış olan anlaşmayı takip ettiğini belirtmektedirler.
Sözü geçen kaynaklar, altı Sovyet alayının, Buda-Peşte, Miskilccs, Szeged, Nagy-Ka-nlzaa, Peç. ve Raas’daki askeri garnizonlara gelmiş olduğunu söylemektedirler. Szeged, tam Yugoslav hudııdundadır. Peç ve Nagy . Kanizsa İse ancak bir kaç mil mesafededirler.
Bir “dostluk mübadelesi,, olarak isimlendirilen bu anlaşma gereğince, Macar kıtaları Rus-yada altı ay ile bir sene aracında değişecek devreler deva-mınca kalacaklardır.
Buradaki umumî kanaate göre, bundan sonra da Rumanya askeri kuvvetini Sovyet Rua-yaya bağlıyacaktır.
Korede savaş bitmek üzere
Muhasamata son vermek maksadiyle görüşmeler yapıldığı bildiriliyor
Genelkurmay Başkam Nuri Y amut’un demeci
“Birleşmiş Milletlere dahil bulunan Devletimizin kabul etmi; bulunduğu ahitlerin icap ettirdiği vecibeler neden ibaretse, bunu yerine getirmek şeref borcumuzdur"
İstanbul, 23 (T. H. A.) —
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut, dün Birinci Ordu Müfettişlik Dairesinde kendisini ziyaret eden Türk Haberler Ajansı muhabirinin suallerine aşağıdaki cevapları vermiştir:
Sual — Amerikaya giden kurmay heyetimiz Ankaraya dönmüştür. Gazeteler, Amerikadan yeni silâhlar a-lınacağını yazıyorlar. Heyetin gidiş
Ingiliz - Mısır gerginliği
Azzam Paşa : "İngilizler, Kanal bölgesindeki askerlerini çekmezlerse kan akacaktır" dedi
geçmiş olan bu muahede. İki arasında bir anlaşmazlık haline gelmiştir.
icap eden Mesele, bu
sebebi ve alınacak yeni silâhlar hak* kında bizi tenvir etmenizi rica ederim.
Cevap — Heyetimiz Amerikaya ziyaret maksadıyla gitmiştir. Dönen heyetle henüz görüşmedim. Amerika-dan yeni silâh ve vasıtalar yardım programı esaslarına göre alınmaktadır.
Sual — Koreye giden savaş birliğimize yeniden kuvvet gönderileceği söylenmektedir. Bu hususta malûmat lütfeder misiniz?
Cevap — Birleşmiş Milletlere dahil bulunan devletimizin, kabul etmiş bulunduğu ahitlerin İcap ettirdiği vecibeler neden ibaretse, bunu yerine getirmek şeref borcumuzdur.
Sual — Ordu teşkilâtında, bilhassa ordunun eğitim ve öğretiminde ve askerî okullarda yeni değişiklikler yapılacak mıdır?
Cevap — Amerikan ve trrglliz ordularında tatbik edilen en son ve mütekâmil usuller nelerse, burâar ordumuzda da tatbik edilecektir. Yedek Subay, Harp Okulu ve sınıf okulla-riyle Harp Akademisi de aynı şekle tâbi tutulacaktır.
Sual — Harp Akademisine yüzbaşı ve binbaşı rütbesindeki subaylarımızın alınacağı ve muvaffak olmı-yanların emekliye ayrılacakları doğru mudur?
Cevap — Harp Akademisine yüzbaşı ve binbaşı rütbesindeki subayların alınacağı doğrudur. Fakat, bu okulda muvaffak olamıyanların emekliye çıkarılmaları bahis mevzuu değildir.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut dün öğleden evvel Harp Akademisini ziyaret etmiş, öğleden sonra da askerî dikimevine giderek tetkiklerde bulunmuştur.
muah?-olacağı cenaze
Avrupa federasyonu teklifi reddedildi
Strasbourg, 23 (AP) — Avrupa İstişare Konseyi bugün. 39 a karşı 57 reyle. Avrupada devlet üstü bir siyasi teşekkül vücuda getirilmesine dair olan teklifi reddetmiştir.
İngiliz İşçi Partisinin temsilcileri bu mahallî federasyon teklifine muarız kalmışlardır. İngiltere, böyle bir otoriteye tâbi olamıyacağını bildirmiştir.
Kızıl Çin Heyeti Londraya vardı
Heyet, kısa bir istirahatten sonra New-York’a hareket etti
Londra 23 (YİRS) — Komünist ?in delegasyonu bugün uçakla Prag, lan buraya gelmiştir. Heyet kısa bir istirahat! müteakip New-Yutk’a müteveccihen yoluna devam etmiştir. Bilindiği üzere Çin heyeti. Formoza meselesi Birleşmiş Milletlerde mllza-kere edilirken toplantılarda hazır bulunacaktır.
Ingiliz Dışişleri Bakanlığı, Çinin Kore hududundaki menfaatlerinin ihlâl edilmiyeceğini Pekine resmen bildirdi
Her çağdaş millet, hukuk anlayışının ana çizgilerini, kendi nnavaMivun-da belirtmiştir. Zaten, bazı milletler, onun İçin, anayasalarını TEMFL KANUN sözleriyle dr adlandırırlar. A-nayâaa, bilhassa, demokrasi çağının eseridir ve halk İradesinden doğduğu içlrı büvük bir sosyal vesika ve değer olarak düşünülmektedir. Böyle bir temel kanım \amld ktan sonra, bütün kanım sisteminin ona göre û-yarlnnması tam bir demokrasi zaruretidir.
Bizim de hlr anayasamız vardır. Fakat bütün kanun sistemimizin başka başka kaynaklardan gelmiş olması yüzünden, anayasamıza aykırı hükümler de herhalde az değildir. Hattâ Anayasamız kabul olunduktan sonra bile kanunlarımızın, Anayasaya göre, hakemlik karakterini şüpheye düşürecek bir gelişme geçirdiğini de söylemeliyiz. Bu ehemmiyetli noktavı artık kavramış ve harekete geçmiş bulunuyoruz, t akat asıl ele alınacak dâva, kanunlarımızın sayısını yalnız azaltmak, basitleştirmek değil, aynı zamanda da sistemleştirmektir. Bu İse, Anayasamızda maddeleşen hak anlayışını, hükümleri kendimize kılavuz edinmekle başarılabilir.
Kanunlar, Anayasa denilen gövdenin dalları ve filizleri şeklinde düşünülürse sistemleştirmek İşine nasıl girişeceğimizi sezebiliri/
M. NERMİ
Tokyo. 23 (YİRS) — Beş aydan beri devam etmekte olan harbe nihayet vermek için görüşmeler yapıldığına dair haberler her tarafta dolaşmaktadır. Bu arada kuzeybatı Korede }rüksek rütbeli bir Amerikan generalinin komünistlerle görüşmeler yaptığı bildirilmektedir. İngilterelin Peiping’deki temsilcisinin Çin Hükümetiyle temasa geçerek Çin kuvvetlerinin Koreden geri çekilmesini talep ettiği, bugün tahakkuk etmiştir. Temsilci bu hususta Çin Hükümetine bir nota vermiştir. Notada, komünist Çinin Kore hududundaki menfaatlerinin ihlâl edihniyeceği bildirilmektedir.
Kuzeybatı Korede bir Amerikan generalinin Komünist Çinlilerle görüşmekte olduğu söyleniyorsa da ne gibi hususların müzakere edilmekte olduğu henüz malûm değildir. Diğer taraftan Amerikan devlet ve savunma bakanlıkları, böyle bir görüşmeden haberdar bulunmadıklarını bildirmişlerdir.
Lake Success, 23 (YİRS) — Korede harbe nihayet vermek için görüşmeler yapıldığına dair haberlerin çıkması Birleşmiş Milletler siyasi çevrelerinde heyecanla karşılanmıştır. Bu hususta delegelerden beri, müzakerelerin Kore hududunda gayri askerî bir bölge kurulması teklifiyle İlgili olduğunu söylemiştir. Bu hususta General Mac Arthur’ün fikrine müracaat edildiği ve generalin cevabını bu hafta sonunda vereceği bildirilmektedir.
Tokyo. 23 (YİRS) — Kuzeydoğu Korede harekâtta bulunan 7 nel A-merikan Tümenine mensup birlikler Yalu Nehri boyunca 10 mil uzunluğundaki bir bölgeyi İşgal etmişlerdir.
Kuzeybatı cephesinde İse, ufak devriye hareketleri olmakla beraber mühim bir harekât yoktur. Bu arada, müttefiklerle komünist hatları arasında kimsenin işgalinde bulunmayan bir arazi parçası bulunmaktadır. Bu hususta fikirlerine müracaat edilen Amerikan askeri şefleri bir şey söylememektedirler.
Kore Cephesi, 23 A.A. (AFP) Birleşmiş Milletler Kuvvetleri. Hıii-şon ve Onjong bölgelerinde düşmanın başlıca tııhşidatına karşı, Kore harbinin hidayetinden heri girişilen en geniş harekâta geçmiş bulunmaktadırlar.
lltinci Güney Kore Kolordusu Tok-şonun kuzeyinde taarruza geçerek, zayıf bir mukavemet karşısında Yongvon'u ele geçirmiştir.
Çinliler Amerikalılarla harp etmek İstemiyorlar
Tokyo. 23 A.A. (AFP) — Çin komünistleri. 27 Amerikan harp esirini serbest bırakmışlar ve onları kamyonla Amerikan hatlarına kadar götürmüşlerdir
Çinliler, Amerikan esirlerine arka-
Muhriplerimiz Cenova ya vardı
Roma, 23 A. A. (AFP) — Türk Sultanhisar ve Demirhisar muhripleri Cenova Limanına gelmiştir.
dağlarına şu mesajı yaymalarını söylemişlerdir:
“Çinliler Amerikalılarla harp mek İstemiyorlar.,,
Washington. 23 (AP) —Arap Birliğinin Genel Sekreteri Abdürrahman Azzam Paşa dün akşam, "tngilizler, Süveyş Kanalı bölgesindeki askerlerini geri çekmedikleri takdirde kan akacaktır” diyerek ihtarda bulunmuştur.
Birleşik Amerika Dışişleri Bakanlığında temaslarda bulunduktan sonra Azzam Paşa, İngîlterenin Mısır topraklarında asker bulundurmasına imkân veren 14 senelik andloşmanm “ölmüş,, olduğunu söylemiştir.
Azzam Paşa şunlan ilâve etmiştir: “Bu andlaşma kendisine verilmiş o. lan vazifeyi yapmıştır. Şimdi artık zamanı taraf menbaı
Halli
denin na^ıl bir sona malik keyfiyetidir. Ona resmi bir merasimi mi tertip edilecek yoksa, sadece unutulacak mıdır?,,
Arap Birliğinin Genel Sekreteri: “Ingiltere için Süveyş üzerinde bir üsse sahip olmaktansa. Mısırın* dostluğunu kazanmanın daha mühim olacağını.» kaydetmiştir.
Mısır devlet adamı, “Mısırın, müsavi esaslar dairesinde, Birleşik Amerika ve Ingiltere ile yapılacak bir ittifaka daima hazır olduğunu ve Mısırın batı âlemine karışmak arzusunda olduğunu da„ belirtmiştir.
İngilterenin bu sahayı uzun zaman işgali altında bulundurmasını tenkid eden Azzam Paşa, Mısırın, bu havalinin müdafaası için, batıdan yardım görerek, İngilterenin getirebileceğinden çok daha büyük bir kuvvet temin edebileceğini ileri sürmüştür.
Vietminlilerle
anlaşma isteği
Fransız Başbakanı, Komünist Hindîçinflilerle anlaşmaya çalışacağını bildirdi
Senelik iznini geçirmek üzere bugün Amerikaya gidecek olan Avrupa İktisadi İşbirliği Türkiye İdarecisi Russell Dorr, dün bir basın toplantını yapmıştır. Memleketimizde Maraball Yardımı ile bilhassa zirai sahada kaydedilen mühim terakkileri açıklıyım M. Dorr, bundan sonra teknik sahadaki faaliyetin hızlanacağına işaret etmiştir. Yukarıdaki resimde, Russell Dorr, Amerİkada tahsilde bulunan oğluna hediye götüreceği tarihî Türk silâhı ile gazeteciler arasında görülmektedir. Dorr’ıın beyanatı 2 nel sahlfcmİzdedir.
Kupon getirecek okuyucularımıza
Gazetemizin Tahsil Kuponla-rlyle, yakında vermeye haşlıyn-cağımiz (1.000 Saat) kuponlarını kahııl etmek, mukabilinde kıır’a numaralarını vermek ve sonra da hediyelerini dağıtmak Üzere yeni bir büro tesisine karar verdik. Blr.l hu korura sovkedrn sebep, okuyucularımızdan bize müracaat. etmekte olaıı büyük kitlenin işini süratle görmektir. Bu maksatla
Galatada. Bankalar Caddesinde, Adalet Hanının 2 nci katında bir daire küşat edilmiştir,
1 Aralıktan İtibaren
Kur’a numırası, kupon ve hediye İçin okuyucularımız mezkur adreao müracaat edeceklerdir. Yurdun her tarafından gönderilmekte olan kupon moktuı»-kırının üzorlno do adresin
(YENİ Caddesi, şeklinde nmızdan
İSTANBUL. Bankalar Adalet Huııı kat 2) yazılmasını okuyııoula-bllhnssa rica ederiz.
i
Faris. 23 (YİRS) — Milli Mecliste konuşan Başbakan Pleven. hükümetin Hindiçînl siyaseti hakkında bir konuşma yapmış ve Meclisten güven oyu istemiştir. Reye müracaat edildiği vakit, hükümetin siyaseti 345 lehte ve 193 aleyhte reyle tasvip e-dilm iştir.
Başbakan, komünist Çinlilerin Hin-dlçiniye asker yollamaları halinde Amerika ve İngdtereden asKeri yardım talep edeceklerini, bugün için sadece silâh ve mühimmat istediklerini söylemiştir.
Vietnam’ın hiç bir gecikmeye uğramadan hürriyetine kavuşacağını söyliyen Başbakan, Vietmlnlileri tamamen düşman addetmediklerini a-çıklamış ve bunlarla görüşmeler yaparak bir anlaşmaya varmaya çalışacaklarını bildirmiştir»
Askeri harekât
Saygon. 23 (YİRS) Vletminü komünistler bugün Moncay yakınlarındaki Fransız karakollarına hücum etmeye başlamışlardır. Bu karakolların düşmesi. Hindiçînl - Çin hududunun tamamen Vietminlilerin eline geçmesini bağlıyacaktır. Düşman. Tanmai karakoluna hücum etmektedir.
Hanoinln güneybatısında ya güneydoğusunda Vietminli komünistlerle Fransız askerleri arasında çarpışma lar devam etmektedir.
Londra, 23 (YİRS) — Çin Haberler Ajansının bir haberine göre, Çin. Fransız Hükümetine bir nota vererek. Çin topraklarının Fransız uçakları tarafından ateş altına alınmasını şiddetli bir lisanla protesto etmiştir. Notada, bu hareketlerin neticelerinden Fransanın mesul olacağı ve dikkatli olunması bildirilmektedir.
FASÎD DAİRE
Sayfa 2
VKNI İSTANBUL
skerlik bahisleri ■
*
Orduda ihtisas ve sınıf
Yazan: M. Şevki YAZMAN
Alıcı - Satıcı
ŞEHİR HABER
Kayll uzun askerlik hayatımda iki şeyden çok ıstırap çekerdim:
hara almıyan elMse
î -
lünü noozn İtibara almadan verilen vazife^
Birincisi bilhassa yaz aylannda bütün enerjimizi kırar, bizi Adeta hasta düşürürdü. Eğer şehirlerden di yan da İsek emir ve talimat hilâfına yakamızı açardık. Şehir içinde ine bu azaba katlanırdık ve fakat buna mukabil şevk v© hevesimiz kırılırdı. Disiplini ruhtan ziyade şekilde ariyan bu zihniyet beu ordudan ayrıldıktan sonra yıkıldı, maddi feralıJılı bana nasip olmadıysa da fernh ve serbest gezen temiz elbiseli ve yakışıklı subay v© komutanlarımızı gördükçe benim de İçim ferahlıyor ve memnun oluyordum.
İkincisi bundan daha mühimdi. Sınıflara aynlırkon. vazifelere gönderilirken kabiliyet, İstidat, ihtisas diye bir şey aranılmazdı. Ben şahiM‘n yirmi seneden fazla hem üniforma taşıdım, hem de çeşitli gazetelere, günlük ceridelere yazı yazdııu. Ordunun da hlr sürü neşriyat ve yazı İşi vardı. Bir komutan çıkıp da bir gün bana:
— Efendi, bak sen boyuna yazı yazıyorsun. Bizim şuradaki neşriyat şubemiz© gel, otur, şu şekilde çalış demedL Bu kimsenin aklına bile gelmedi.
Şimdi Tttrkiyeya Askeri Yardım Heyetinin Amerikan Başkanı General A m ol d'un Reuter Ajanlına vâki lıeyanatından anlıyoruz ki artık bizim ordumuzda da Amerikan umu]Ünde v© “psikolojik testler e tecrübe-lerM 1© sınıflara ayırma hususu kabul edilmiş ve şimdi sınıflara aşırma buna göre yapılıyormuş
Buna çok memnun olmak lâzımdır. Bu suretle ayırmanın Bağlıyacağı faydadan daha tada •'her insanın kendisine göre bir kabiliyet ve istidadı olduğu ve vazife verirken bunun nazarı itibara alınması gerektiği w zihniyeti yerleşecek v© ©ski zamanın “Asker veya kumandan değil mif Her şeyi yapar ve yapmalıdır,, kötü zihniyeti ortadan kalkacaktır.
Öyle mükemmel komutanlar vardır kİ askerlik şubelerine verildikleri zaman dünyanın en beceriksiz ve kötü idarecileri olurlar. Komutanlığın talep ettiği akıncı ruhu Ue askerlik şubesindeki Idarel nıaslaiuıt düşüncesinin birbirlerlyle bağdaşamayacağını ordunun sabık başlarına anlatmanın imkânı yoktu. Onun için bir sime a-lay komutanlığı şapan değerli bir subay buradan alınır, ertesi tkene askerlik şubesine ve daha sonra bilmem neredeki büroya ve daha sonra ita aklınıza gelemiyocek İşlere verilirdi. Bu suretle de bu zevat dünyanın en 1yi komutanlarım yetiştirdiklerine kani olurlardı. Son zamana kadar â-deta alaylar ve birlikler bir ordu parçası olmaktan ziyade subaylar için bir staj yeri gibi telâkki olunurdu. Ancak her İnsanın muayyen kabiliyet ve istidadının bulunduğu ve buna nazaran en İyi ve randımanlı olarak çalışacağı yeri tâyin etmenin bir zaruret olduğu fikri doğduktan sonradır ki orduya alınan İnsanlarımız buna nazaran ayrılarak yerlerine verilebileceklerdir.
Yine bu düşüncenin cak kİ son zamanlarda belerindeki vazifelerin. Komutanlıklarda kİ bürolarda görülen işlerin ayn ihtisas istedikleri nihayet takdir olunmuş ve bunlar da birer ayn sınıf olarak nazarı İtibara alınmıştır. Ben şahsen eski Milli Müdafaa Vekâletinde veya Komutanlıklarda yaşlı albayların kendilerinden iki iiç kere daha az maaşta bu İşi bir kaç kere daha güzel yapacak daktilolar yerinde kullanıldıklarını, bu suretle hem taraf ve hem do bir çoğu gayet değerli komutan otan bu insanların daha aşağı Işde kullanılmasından mütevellit gönül kırıklığına şahit olmuştum. İnşallah bu yeni zihniyetle bunların hepsine bir son verilecektir.
Askerlik, artık topukları birbirine çarpmak veya İyi silâh talimi yapmakla halledilir bir meslek cim aktan çıkmış, bin bir teknik İşin başarılmasıyla muvaffakiyet sağ livan milli bir dâva olmuştur. Ordularda düzü-nelerle İhtisas sınıfı türemiştir. A-damlan yerine koymak v© iyi seçmeli muvaffakiyetin birinci şartıdır
General Arnold’un dediği gibi 100ü İyi şoför yet i şt İrmedikçe 1000 kamyon almak millî serveti hedretnıek-tlr. Bunun gibi bugünün radar cihazlarında çalışacak İnsanların hiç değilse lise tahsili görmüş olması lâzımdır. Bu derece nazari bilgi olma-d.ın alınacak netle© iyi otamaz. O itibarla da meselâ bu gibi sınıflar
ve harareti mizan İddik yakalı vo kapalı
» İnsan
kabiliyetini ve temayü-
şevkiyle ola-askerlik şu-Bukunlık ve
KISA HABERL E R
★ Denizyolları İdaresi propaganda faaliyetine hız vermiştir. Bu arada Denizyolları İdaresi Basın-Yayın ve Turizm Müdürlüğü ile müşterek bir p otokol imzalamıştır.
Buna göre her iki idare turizm ve u opaganda mevzuunda eldeki imkâıı-lön koordine etmek hususunda mutabık kalmıştır.
Ayrıca Denizyolları idaresi İtalya ve Lübnanda ışıklı panolar yapmıştır.
★ Karadeniz sahillerindeki iskeleler ve bu hatta yapılan vapur sefer-lcrl durumunun esaslı şekilde tetkik edilmesine karar verilmiştir.
Denizyolları tarafından Bakanlığa yapılan teklif uygun görülerek Ulaştırma Bakanlığı adına Liman ve Deniz işleri Dairesi Fen İşleri Müdürünün do iştirak edeceği bir heyet bugünlerde çalışmaya bağlıyacaktır.
★ İstanbul Muallimler Birliği tarafından 4 aralıkta faaliyete geçmek üzere Çemberli taştaki merkez binasında muallimler için bir İngilizce k ırsu açılmasına karar verilmiştir, t ı kurs şimdiden meslekdaşlar a-r. aında büyük bir ilgi toplamıştır. Kayıt muamelesi her. akşam birlik merkezinde yapılmaktadır.
★ Bir müddetten beri şehrimizde b Jlunan Marshall Plânı Paris merkez Bürosu Basın şeflerinden Mr. Ridder dün sabah uçakla şehrimizden ayrılmıştır.
ir Bir müddet evvel Marshall Plânı Türkiye İdaresi Basın kısmından ayrılmış olan Mr. Roscn’ln yerine Mr. Laurence Hail tâyin olunmuştur.
için lise mezunu gedikliler yettatirmrk ve onları terfi eylemek lâzımdır. Bu suretle bir tnrnftan münevver ta sizliğine çare bulurken, diğer taraftan az ve fakat öz hir orduya sahip olmuş bulunuruz.
Bu memlekette yapılınıyacak* olmı-yacak şey yoktur. Kaynaklanmış ve Innanlanmızın bunların başarılmasına yetişirler. Elverir kİ görüş, anlayış ve zihniyet değişsin. Bu İtibarla da Türk ordusunda vazifelerin ve sınıfların İlmi bir (arzda ve Amerikan usullerine a> rılniBAi büyük bir rüyoruz.
btao gibi insanları kabiliyetlerin© re değil de gelişi güzel vazifelere ren zihniyet de ortadan kalkarsa, çeşit çoelt kabiliyet ve meriyetlere sahip İnsanlarımızın bu luı «s alarm dan da bu tin de
nutnuıınah kİ meselâ hususi tegebbÜs buna kıymet verdiği gibi nispeten daha serbest otan sivil hükümet dairelerinde de şahısların İstidat ve kabiliyeti bir dereceye kadar un zan iti-barn alınırdı. Bir askerin her şeyi olabileceği ve her şeyi yapabileceği zihniyeti lae asla münakaşa edilemezdi O zihniyetin yıkılması bu sebepten çok mühim ve cezridir.
mutabık olarak testlerle ©Mininin kabul edilmesini terakki alâmeti olarak Dik > aka vo kapalı
gö-(4-gö-vo-
hakklyte tatifado ederiz. Vuktuı 1» yalnız ordııdn değil* memleko-her şube ve dairesinde bu şekille rtIplenmek İcap eder. Fakat u-
Son Mmanlarda, takatle eo-ftş aldı, yürüdü. Bundan hem alıet> hem satıcı istifade ediyor. Her iki taraf memnun... Diyeoeksini». Pek o kadar ğil.
Geçenlerde bir dostum anlatı* yordu, evde, ihtiyar annesinin, onun kadar yaslı dadısının kolayca, is görebilmelerini temin İçin elektrikle isler, yeni icat bir nesne salın almak istemle* Bir mağazaya gitmiş, görmüş, beğenmiş fakat bunun nasıl islediğinin tarif edilmesi için, e-ve gönderip bir de onlara anlatılmasını istemiş* ° Otamaz, demişler, adamımız yok.~ Evdekiler buraya gelsinler,,
Dostum hayret etnıİ9, Çıkıp bir başka mağazaya gitmiş, o-radan da aynı seklide cevap almış»
— ^Halbuki, diye bana dert yandı, bu Aletlerin yapıldığı memleketlerde hususi memurlar ve satıcılar, çehir içhufcki evlere değil, civar köylere kadar gidip eatvj yaparlar. Bizimkiler İjio, müşteriyi nerde ise tersliyorlar.
Alıcı, satım için basit bir av telâkki edilen memleketlerde bu is böyledir. Ne diyelim f BÎR İSTANBULLU
Russell Dorfun basın toplantısı
“Türk Milleti, iktisadi kudret
sayesinde dimdik durabilir,,
Avrupa İktisadi I) Birliği Teşkilâtı Türkiye İdarecisi, pamuk İstihsalinde hedefe vardığımızı, teknik sahadaki çalışmaların hızlandırılacağını söyledi
Avrupa iktisadi işbirliği Türkiye idarecisi Büyükelçi Russel! Dorr düç sabah An korada a trenle şehrimize gelmiştir. İdarenin Ayaspaşndakl lokalinde akşam saat 18 de bir basın toplantısı yapan Dorr, şunları ©Öylo-mlştir:
“Mr». Dorr ten. bildiğiniz gibi, tatilimizi geçirmek üzer© yarın Ame-rikayu hareket ediyoruz. Dört seneden beri sıla iznimi kullanmadan vali f o görmoktoylm. M üf ar ek atini esnasında değerli muavinim Orron B. Mc Junklns EC.A. Misyonunu İdare edecektir.
Her ne kadar memleketimizde bir müddet vakit geçireceğimize seviniyorsak da, Türklyeden ayrı kalacağımla günlerde Türk dostlarımızı özli-yec eğim İzi de biliyoruz. Bu fırsattan İstifade İle bize gösterdikleri büyük lütufkârlıklarından dolayı kendilerine
içişleri Bakanı şehrimize geldi
Belediye ile Vilâyet ayrıldıktan sonra, ayrıca Umumî Meclis seçimi yapılacak
içlileri Bakanı Rükneddin Namıhl-oglu dün sabah An karadan şehrimize gelmiştir.
Bakan, kendisiyle görüşen gazetecilere, bu ayın 25 inde kutlanacak olan Edlmenln Kurtuluş Bayramında hazır bulunmak üzere geldiğini, bu münasebeti© yarın intihap dairesi olan Edimeye hareket edeceğini, bu arada Uzunköprüyü de ziyaret arzusunda bulunduğunu söylemiş ve gazetecilerin Vilâyet ile Belediyenin ayrılması mevzuundakl sorularına şu cevabı vermiştir:
“Belediye ile Vilâyetin ayrılması hakkınd&kl kanun projesi hazırlanmış ve Bakanlar Kuruluna takdim edilmiştir. Henüz tetkik edilmektedir.
Tasarının esaslan basittir. Diğer şehirlerde olduğu gibi Vilâyet ve Belediyenin doğrudan doğruya ayrılması gayesini gütmektedir. Bugünkü Meclis Belediye Meclisi olarak devam edecek ve ayrıca şehir dahilinde u-muml meclis seçimi yapılacaktır.,,
Ermeni vatandaşların ruhanî reislerini seçmeleri mevzuunda da Bakan şunlan söylemiştir:
“Ermeni patriği seçimi bildiğiniz gibi yalanda yapılacaktır. Birbirine muarız olan tarafların temsilcileri müteaddit defolar Ankaraya geldiler. Her vatandaşın arzusunu dinlemek vazifemizdir.
Bu itibarla gelen heyetlerle görüştük. Yapılacak seçimin doğrudan doğruya Ermeni vatandaşlarımızın ekseriyetinin arzusunu temin etmesini temenni ederim. Bütün vatandaşlarımız arasında olduğu gibi Ermeni vatandaşlarımızın da her İğlerinde huzur içinde bulunmaları memnuniyetimizi mucip olur.
Hükümet olarak din! işlere müdahale etmiyoruz. Usul ve huzur içinde bu seçimin yapılacağını zannediyorum.,.
Seçilecek patriğin yabancı bir memleketten olup olamıyacağı hususunu da Bakan şöyle tasrih etmiştir:
“Memlekette bütün seçimlerin ve seçilecek ol&nlann vatandaşlarımız arasından seçilmesi esası değişmez bir kayıttır.,,
Taşlık arsalarına dair Lûtfi Kırdarın izahatı
Eski Vali, İçişleri Bakanının Meclisteki açıklaması üzerine dün basına izahat verdi
• s
etmiştir. Blnaen-blr alâkam olma-
da kayıtlara tetl-denilecek bir şey
Eski İstanbul Valisi Lûtft Kırdar, Taşlıkta satılan arsalar hakkında İçişleri Bakanının geçenlerde Büyük Millet Meclisinde yaptığı açıklamada bazı noktalan tevzib ve gazetecileri tenvir için dün saat 14.30 da Ayaspa-şadakl ikametgâhında bir basın toplantısı yaparak ezcümle şunlan söylemiştin
“Arsalann satış muameleleri benim Istanbulda vazifeye başlamamdan çok evvel cereyan aleyh bu satışlarla dıgS pek aşikârdır.
Bakanın izahatı nat ettiğine göre,
yoktur. Mevzuu bahis arsaların adedi 3-4 değil, 13 tür. Bir kısmı üzerinde ev ve apartman yapılmıştır. Bunların önünden geçen yola gelince; Bu yol hepinizin bildiği gibi, îstanbuhın en güzel yollarından biri olan Dol-mabahçe - Maçka yoludur. Plânlar 1938-1939 da yapılmış ve Bayındırlık Bakanlığınca tasdik olunmuş ve 5 yıllık imar programına alınmıştır.,,
Bayıldım Yokuşunun şehri güzelleştirmek v© seyrüseferi kolaylaştırmak hususundaki hizmetlerini etraflı olarak izah eden Kırdar:
“Yalnız denilmektedir ki, binaların önüne gelen kısım 15 metreden 20 metreye çıkarılmıştır. Filvaki, bu yolun İnşası esnasında M. Prost ve mütehassıs arkadaşlarının gösterdik, leri lüzum üzerine, park tarafındaki yaya kaldırımı 5 metre olarak kolon-İa taraş halinde yol genişletilmiştir. Bunun sebebini mütehassıslar şöyle izah etmektedirler:
1 — Yol ile park arasında, büyük seviye farkı olduğu için yolun takviyesi bakımından yüksek bir istinat duvarına ihtiyaç vardır.
2 — Parkın o civarında, helâ ve de. po gibi bazı tesisler yapılacaktı. Hat. tâ bir de akvaryum düşünülmüştür.
İstinat duvarının büyük masrafından kaçınmak, park tesisleri ihtiyaçlarını temin için, bu tarash yolun yapılması hem İktisadi, hem de ihtiyaç-. lan karşılamak, aynı zamanda üstünde vatandaşların rahatça gidip gelmelerini ve bazı köşelerde oturmalan bakımından muvafık görülmüştür.
Beşiktaş Tramvay Deposunda İşçiler Lokali dün açıldı
Beşiktaş Tramvay deposunun yeni İşçi lokali
Tramvay işçileri dinlenme lokali dün saat 12 de törenle açılmıştır.
Vali ve Belediye Reisi Prof. Gö-kay şu hitabede bulunmuştur:
“işçi arkadaşlarım, ben tramvay İşçiliğinin ağırlığını, biletçi ve vatmanların işleri «anasında çektikleri sıkıntıyı bilen bir insanım. Hayatlarını kazanmak için sıkıntılı v© yorucu bir işde çalışan arkadaşların istirahat© çekildikleri vakit rahatlarını temin edecek bir lokal tesisini Tramvay idaresi arkadaşlarımdan rica etmiştim, işle bu arzu bugün tahakkuk etmiş ve sîzler İçin bu yepyeni bina vücuda getirilmiştir. Depoda geceleri kalmak mecburiyetinde olan yatakhane
İşveren hukukunu
te v© böylcce işçinin yardım ederek verimini arttırmış bulunmakladır. işçi ile işverenin bu karşılıklı ve sanılmt anlatmasının
arkaduşlannız İçin de bir tesis edeceğiz.
müessese, bugün İşçinin bizatihi müdafaa etrnek-çalışmasınn
t-
Sayın Bakan tarafından, verilen zahata göre, tarasın metrekaresine 45-50 Ura sarfcdllmlştlr kİ, o tarihlerde hiçbir arsa, bu fiyattan temin edilemezdi. Sayın Bakan, Taşlık civarındaki imar İçin 5.213.000 lira sar-fedlldlğini beyan buyurmuşlardır.
Bu hususta da size izahat vereyim:
Şehircilik mütehassısı M. Prost, şehrin imar plânını hazırlarken, Dol-mabahçe Gazhanesinin arkasındaki geniş vadiyi, şehir park haline koymayı müştü.
İçin büyük bir münasip gör-
numaralı park
imar Plânında f2) adı verilen bu sahanın zamanla kıy* metleneceği gözönünde bulundurularak. derhal istimlâke geçilmiştir.
Gene bu saha içinde Spor ve Sergi Sarayı, Açıkhava Tiyatrosu, Lunapark gibi, eğlence yerleri yapılması halkın umumi gezinti ve istirahat sahası, yani kültürpark nevinden bir park olması hedef tutulmuştur ve 1939 da İmar programına alınmıştır.
Spekülâsyonlara meydan vertneden takriben y^rım milyon metrekare o-lan bu saha istimlâke başlandı. Bu harap bostan sahası büyük gayretler sarfedilerek bugünkü güzel duruma getirildi.
Mevzuu bahis beş milyon iki yüz bin liranın büyük kısmı on sene içinde bu geniş parkın istimlâkine, mütebakisi de içinden geçen müteaddit yollara ve tesislere sarfcdilmlştir. Vaktinde bu işe gayretle çalışılmasa İdi, İmar plânının bu kısmı da tatbik edilmemiş olurdu, işte 5 milyon küsur lira ile elde edilen iki numaralı park, yolların tesislerinin bugünkü kıymeti tahminime göre en az 50 milyondur.
Bir de 54 metrekarelik bir yol fazlasından bahsedilmektedir. Tatbikat plânına geçildiği zaman farklar yüzleri o yolda arsası bulunanlara belediye takdiri kıymet komisyonunca takdir edilen bedelleri mukabilinde sa. tış yapılmıştır. Bu İşler kanun ve nizam dairesinde cereyan etmiştir. Hulâsa şu ciheti arzedejdm ki; Istan-bulda vazifemde kaldğım 11 senelik müddet içinde hiçbir kuvvetin tesiri altında kalmadım. Tasavvur edllemt-yecek müşkül şartlar altında vazife gördüm. Çok sevdiğim bu güzel şehrin imanna canla başla gayret ettim. Çok şükür vazifemden şerefle, matbuatın sevgisiyle ayrıldım. Tam bir vicdan huzuru içindeyim.,,
II
?!
bozulmıyacağını ve bir takım sapıkların bu ahengi bozamıyocağına kaniim.,,
Müteakiben Motörlü Taşıt işçileri Sendikası Başkanı da bir konuşma yaparak, memleketimizde iktisadi kalkınma yapılırken Hükümetin işçi dâvasına verdiği öneme işaret etmiş, arkadaşlarının dUoklerine tercüman olarak kendilerine her türlü müzaherette bulunan Vali v© Belediye Başkan inin diğer dileklerini de tahakkuk ettireceğinden emin bulunduklarını tebarüz ettirmiş ve arkadaştan adına teşekkür etmiştir.
İTİZAR
Muharririnin mazereti dola* yıslyl© “Yalnızız,, romanııu bugün neşredemedik. Okuyuculn-nmızdan Özür dileriz.
Göçmenlere dünyanın her tarafından yardım geliyor
Son zamanlarda Bulga Fistandan gelen göçmenlere tevzi edilmek üzere Isveçten 11.574, Amerikadan 1075, Kanadadan 2020 adet elbise gelmiştir.
Bu gönderilen giyim eşyalarından başka Hindlstandan 230 tane battaniye ve Isviçreden 500 İsviçre frangı gelmiştir.
Kızılay da göçmenler için 262.396 Hra kıymetinde gizim eşyası vermiştir.
teşekkürlerimizi İfade etrn^k isteriz. Türkiycd© bulunduğumuz müddet zarfında gerek ben ve gerelaıe ailem, bugüno kadar hatırladığımız en sıcak vo samimi bir misafirperverliğe maz> har olduk. Gerek hükümet memurlarınızdan gerek çiftlikleriniz vo fabrikalarınızda çalışan insanlardan, ve gerekse matbuat mensublnl siz kıymetli dostlarımızdan âlicenap bir misafirperverlik gördük. Vakan Türki-yoden kısa bir müddet İçin ayrılmakta isem do yine bu vesile İle tu eşsiz misafirperverliğinizden dolayı Türk halkına teşekkürlerimi, aynı zamanda Türkiycyi, hür milletler camiasının hayati ehemmiyeti haiz bir uzvu ota-rıık kuvvetlendirmek yolunda müşterek gayretlerimizde bizlcro gösterilen işbirliği zihniyetinden dolayı şükranlarımı ifade etmeden gcçemiycceğim.
Pamuk IntihHalI ve zirai telakki:
Bildiğiniz gibi Türkiye, pamuk istihsali mevzuunda. Marshall Plânı bidayetinde tesbit edilen İstihsal hedefine şimdiden varmış bulunmaktadır. Gelecek yıllarda istihsalin kolaylıkla daha da artması beklenebilir. Pamuk istihsali sahasına Marshall Plânı teçhizatı ©cvkedilmlş, vo bu. çiftçilerinizin bu sahadaki muazzam gayrotlerinc müzahir olmuştur. Marshall Plânının önümüzdeki iki yılı zarfında, hububat istihsal sahasında da pamuk sahasındaki goilşmeyo mümasil hususi bir gayret sorfetmenin yerinde olacağını, hükümetiniz, çok haklı olarak bana ifade etmiş bulunmaktadır. Vasat vo küçük buğday nıüfitahallle-rinln gerek Birleşik Amerikadan ve gerekse diğer Marshall Plânı memleketlerinden daha geniş mikyasta modern ziraat makineleri sağlaması hulusunda yardım etmek maksadiyle Ziraat Bankasına Marshall Plânı karşılık hesaplarından bir transfer yapılmış olması bu mevzuda alınan müşterek tedbirlerden biridir. Yakında bu yolda başka tedbirler de alınacaktır. öyl© ümit ediyoruz kİ gayretlerimizin manda çektir.
Yine kûmet şılık fonlarından Tarım Bakanlığına geniş mikyasta tahsisat yapmak ve bu tahsisat sayesinde Turkiyenln Marshall Plânından olmakta olduğu ve almayı ümit etliği yardımın daha tesirli bir şekilde kullanılması ve çiftçilere en modern tirai usullerin öğretilmesini hedef tutan bir zirai yayım servisinin kurulması mümkün çaktır.
Teknik yardım gentaHyecek
önümüzdtkl 12 ilâ 15 ay zarfında. Marahal Plânı Teknik Yardım Programının vüsat y© şümulü itibariyle geltame arzedecek bir durum lrac ettiğini Ifado edebllmoKten memnunluk duymaktayım. Teknik Yardım Programı hâlen sekiz Bakanlık ite Başbakanlığa merbut Umum Müdürlüklere fiilen tatbik ©dilmektedir. Çiftçilik, ulaştırma, ilmi şevki İdare ve muhtemelen nakliye ve ihracatı arttırma sahalarında da geniş mikyasta teknik yardım sağlanabileceğini ümit etmekteyiz.
Turizm
Hükümetin turizmi geliştirme hususundaki gayretlerini, tablutiyle, tamamen destckllyeceğiz. Memleketinizde yaptığım müteaddit seyahatlerden sonra büyük bir heyccanta ifade edebilirim ki. Türkiye tarih ve tabi! güzellikler bakımından şayanı hayret derecede zengin vo alâka çekicidir. Sizin bu fevkalâde şehriniz dünyanın başta gelen turistik merkezlerinden biri olmaya namzettir. Uzun yolculukların daha süratli ve daha ucuz bir mahiyet aldığı bu devirde bir çok memleketlerden seyyahların bu sahillere akın etmesini temin yolunda yapılacak vo yapılması zaruri çok şey vardır.
Koro savası
Uzak bir diyar otan Korede kahraman askerleriniz bugün Amerikan hcmşerllerlmin yanı başında iıarbet-mektedlr. Dünyada nihai sulh İçin bu mücadelenin ehemmiyetini hepimiz müdrik bulunmaktayız. Burada, Tür-klycde, sizin vo benim hcmşerücrimiz yine müşterek bir gayret uğruna mesai sarfetm ekteyiz. Bu mevzudakl gayretlerimiz, harbo giden taşanların dram vo heyecanını taşımamakla beraber, mahiyet İtibariyle, yine en yüksek bir ehemmiyet arzetmekredir. Bu gayret mühimdir. Zira, ancak İktisadî kudret sayesindedir ki büyük Türk Milleti hürriyet mücahitlerinin saflarında dimdik durabilir.,,
“Cenup vilâyetlerinin tabiî güzelliğine hayran oldum. Bir kaç sene evvel bir Jeep’le ancak bir gündü geçilen Konya-Antalya yolunu bir kaç saatte geçmeye muvaffak olduk
Marshall Plânının dair sorutan bir suale m iştir:
“Geçen kış Başkan de nihayete erecek Marshall Yardımının uzatılması meselesinin incelenmesini ( m ur man için, m adı
24 Kaaım 1050
Münazarayı takip
eden üniversitelilerden bir grııp
tehlikeye düşer mi?„
A4. T. F. 8. Edebiyat ve Tıp bu mevzudakl münazarada
Dernekleri arasında yapılan hiçbir tez galip gelemedi
MIHI Türk Talebe Birliği Edebiyat v© Tıp demekleri arasında dün saat 15 te Eminönü Halkevi salonunda “Atatürk İnkılâpları tahllkeye düşer ml?” mevzulu bir münazara yapılmıştır.
Müspet tezi Edebiyat Demeğinden Doğan Can, Emel Gök berk ve Natıık müdafaa etmişlerdir.
Menfi tezin müdafaasını da M. Sel-
çuk Aybar, Erdoğan Konuk, FaraM Dora yapmışlardır.
Ahmet Emin Yalman. Behçet Kemal Çağlar. Tahsin Demlray ve M, Ali Gökberkten İbaret jüri heyeti ne* ticeyl berabere olarak Hân etmiştlıs
Konuşma tekniğinde Tıp Demeği iddiaları çürütme bakımından Edebi» yat Demeği derece almıştır. Mevzuun toplanışı bakımından beraber© kalınmıştır.
Millî Takım, antrenmanlarına dün İnönü Stadında başladı
öyle ümit etmekteyim kİ, hü-tarafındrın Marahall Plânı kar-
müfit neticeleri kısa bir za-bütün memlekette tıissodilo-
Millî Takım oyuncuları antrenmanda
Butbol Federasyonumuzun programında yer alan İsrail, Fransa B ve Mısır Milli takımları maçlarına hazırlık olmak üzere çağrılan bütün futbolcular Federasyon antrenörü nezaretinde dün İlk antrenmalanııı İnönü Stadyumunda yapmışlardır
Belediye mahrukat tanzim satışına başlıyor
İstanbul Belediyesi geçen senelerde olduğu gibi bu sene de mahrukat tanzim satışı yapmaya karar vermiştir. Tanzim satışlarına önümüzdeki ayın başında şehrimizin 20 ayrı semtinde birden başlanacaktır. Mangal kömürü 11 - 12 kuruşa, odunun da çekisi cinsine gör© 10 . 11 liraya satılacaktır.
Terfi eden ilkokul öğretmenlerinin isimleri
yer
Resimde Genç Milli Takımda alacak futbolculardan GalatasaraylI Muzaffer, Vefalı Melih. Fenerbahçeli Lefter ve Beşiktaşlı Fahreddinl Ük antrenmanda görüyorsunuz.
Vefa Ankaraya gidiyor
îki karşılaşma yapmak üzere Vefa Takımı Ankaraya gidecektir. Vefa İlk karşılaşmasını cumartesi günü De-mirsporla. pazar günü do Havagücü ile yapacaktır.
Beden Terbiyesi Genel Mudur Vekili Istanbula geliyor
İsrail© karşı çıkacak olan milli ta» kim çalışmalarını yakından takip et» mek Üzere Beden Terbiyesi Genel MU» dür VeklU Danyal Ak bel ve Futbol Federasyonu Başkanı Ulvi Yenal ya* nn sabah Istanbula geleceklerdir.
Futbol Federasyonu Başkam Ulvi Ypnalın mLlll takım çalışmalarında bulunduktan sonra seçilecek takım ü-ze rinde titizlikle duracağı muhakkak, tır.
uzatılacağına şu cevabı ver-
Truman, 1952
Ordu Bakanı Gordon Gray’ı me-etmişti» Rapor hazır olduğu za-Kore harbi patlak verdi. Bunun bu rapor daha karara bağlanıl-
l-M
1598 sayılı Kanun gereğince aylık-lan ekim 1950 den itibaren birer derece yukarlatılan ilkokul öğretmenleri şunlardır:
Çiçek Soner, Yusuf (Sönül. Ahmet Durukan, Saadet Dülger» Mesut Ak-giray, İsmail Cengiz, Fatma özgüç, Hacer Bodur, M. Gündüz Ayhan, Naime Olga, Resiye Karakuş. Meliha Girgin, Melâhat Ton, M. Hürmüş Ekler. Vedia Çınar, Afife Durukan, Servet Eren.
CEMİYET HAYATI
«Kervansaray» da dünkü kokteyl
Hazırlıkları tamamlanan Kervansaray yarın umuma açılacaktır. Müessese Müdürlüğü, dün davetliler ve basın şerefine bir kokteyl parti vermiştir. Resimde, toplantıdan bir manzara görülmektedir»
"Savarona" Yatı için yeni teklifler
Kongreler
♦ Manisa Yüksek Tahsil Talebe Derneğinin yıllık kongresi 3.12.1950 pazartesi günü saat 9 da Eminönü Halkevtnde yapılacaktır.
♦ Kıbrıs Türk Kültür ve Yardım Cemiyetinin yıllık kongresi 3 aralık pazar günü saat 14 te Eminönü Halkevinde yapılacaktır.
♦ Ankara Kulübü İstanbul Şubesinin kongresi 26 kasım pazar günü saat 14 te Fatih Halkevinde yapılacaktır.
6avarona Yatı için yapılan tekliflere bir yenisi daha katılmıştır.
öğrenildiğine göre Trabzonda eski denizcilerden Mehmet Şeker, Ulaştırma Bakanlığına müracaat ederek yatın kendisine satılmasını veya kiralanmasını teklif etmiştir.
Bu zat satış bahis mevzuu olduğu takdirde yatın bedelini taksitle ödemeye ve bu hususta görüşmeye Amade olduğunu bildirmiştir.
Diğer taraftan donanma komutanlığı da yatın mektep gemisi haline getirilmesinin kabil olup otamıyaca-ğını tetkik ettirmektedir.
İstanbul Muallimler Cemiyeti adına bir heyet Selim Sırrı Tarcanı ziyaret etti
Bir kaç vakitten beri hasta bulunan ve iyileşmeye yüz tuttuğunu sevinçle haber aldığımız üstad Selim Sırrı Tarcan dün, tedavi edilmekte bulunduğu Sağlık Yurdunda İstanbul Muallimler Cemiyeti adına bir heyet tarafından ziyaret edilmiş ve hatırı sorulmuştur.
Selim Sırrı Tarcan, bu münasebetle, sıhhatiyle alâkadar olanlara karşı minnettarlığını beyan ederken gençliğin yüksek kadirşinaslığını heyecanla ögmüştür.
Çay
♦ Vefalılar 9 aralık 1950 cumaılesi günü saat 15 ten 20 ye kadar Park Otel üst salonlarında bir çay vereceklerdir.
Konser
♦ Konservatuar, mevsimin ilk koro konserini Muhiddin Sadak idaresinde önümüzdeki 28 kasım salı günü saat 18.30 da Şehir Komedi Tiyatrosunda verecektir.
YENİ İSTANBUL
SİYASÎ ÎKTİSADI MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi :
YENÎ ÎSTANBl'L NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal H. SAKLICA
Yazı İşlerini fiilen İdare eden mesul müdür: Sacld ÖGET
NegredUmiyen yazılar iade edilmez.
Basıldığı yer j
YENÎ İSTANBUL MATBAACI L1K LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
24 Kasım 1950
YENİ İSTANBUL
Sayfa 3
Bir dünya vatandaşının hâtıra defterinden
nflM
dan uZ„ye kadar
IKt kişi kavca ediyor. Bunlardan blrfalnin İki tabancası ve hir sopası. diterinin de İki sopası ve bir tabancası var.
Kavga biraz kızışınca birincisi teklif ediyor:
* Bosuna döğüşmiyollm, diyor. Ve ileride doğÜşnıemlzl önlem t k İçin de bir anlaşma yapalım: Her ikimiz de tabancalarımızdan birini a-talını,,,
Gülünç ve saçma bir fıkra diyeceksiniz. Karşısındakini burala yerine koymadığı takdirde dünyanın en hoyrat gangsteri bile, iki tabancası olan adam gibi hareket etmeye, böyle bir teklif yapmaya cesaret edemezdi. Halbuki M. VI-şinski geçen gün aynen bu şekilde hareket etti.
Sulhu muhafaza arzularını İspat etmek için bütün devletlerin şimdiki silâhlarının üçte birini İmha etmelerini Birleşmiş Milletler Kuruluna teklif etti.
Herkesin malûmu olduğu üzere ve en son tahminlerin de teyit ettiği tfihi.. yalnız kara orduları bakımından batı devletlerinin 15 tümenlerine karşı Kuşların ?00 tümenleri mevcuttur.
tkl taraf da bu tümenlerin üçte birini terhis ettiği takdirde peyk devletlerin orduları hesaba katılmaksızın. Rusların 134 tümenine karşı müttefikler ancak on tümen çıkarabileceklerdir. Fakat Sovyet-ler Birliği Dışişleri Kukanı yalnız bu garip teklifle de İktifa etmemiş ve şunu İlâve etmiştir:
'‘Teklifim kabul edildiği takdirde Sovyetler Birliği askerî kudre-
Komünistlikle mücadele tasarısı
bugün Mecliste görüşülecek
52 milletvekilinin İmzasını taşıyan ve müstaceliyetle görüşülmesi istenen önergenin bazı tartışmalara sebep olacağı söyleniyor
Ankara. 23 (T.H.A.) — Yarınki Meclisin gündeminde Tekirdağ Milletvekili Şevket Mocanın Türk Ceza Kanunun 141 ve 142 nci maddelerinin değiştirilmesi hakkındaki kanun tek-
teminat veriyor
(rMücbir sebepler olmadıkça hiçbir öğretmeni yerinden oynatmak taraftarı değiliz”
Ankara. 23 (T.H .A.) — Son zamanlarda öğretmenler arasında geniş mikyasta nakiller ve değişiklikler yapılacağı hakkında şayialar ortaya çıkmıştır. Milli Eğitim Bakanı Tev-fik Veri bıı hususta Türk Haberleı A “sına aşağıdaki beyanatta bulun-Lîf 'ur:
• ı temize verilen büyük memleket - 25İnt başarabilmek için sayısı ni aşan öğretmen arkadaşlarım-
• k’ı /ilikli itimat ve sevgiye daya-; i işbirliği yapmamız zaruridir. Bu C’ası gözönünde bulundurmak şartly-le işlerimizde hatır gönül tanımamak, etraflı tetkiklerin mahsulü olacak nizam ve usullerimizden her ne sebeple olursa olsun inhiraf etmemek, bilâkis bunları tekemmül ettirmek başlıca prensiplerimizden birisi olacaktır.
Diğer taraftan öğretmenlerin nakil işlerini meslek şuuruna ve hizmet l-caplanna daha uygun bir hale koymak. nakil işlerinde bilhassa meslekteki başarıyı da mükâfatlandırmak, öğretim müesseselerinde randımanı yükseltmek ve öğretmen kadrolarını kuvvetlendirmek için nakil talimatnamesinin ihtiyaca uygun olarak yeniden gözden geçirilmesi kararındayız.
Bu ders yılı başlamış ve okulların esas kadroları tesbit edilmiş bulunmaktadır. İstikrarın öğretim ve eğitim İşlerinde başlıca şartlardım biri olduğuna kani bulunan Bakanlığımız, teftiş ve mürakebe sonucu hâdls olacak mücbir sebepler bulunmadıkça hiçbir öğretmeni yerinden oynatmak taraftarı değildir Son günlerde Bakanlığın görüşlerine tamamen aykırı olan öğretmenlerin nakli için listeler hazırlandığı yolundaki şayiaların aslı yoktur. Aksine olarak eski 1da* o zamanında kütle halinde yapılmış cilan nakiller gözden geçirilerek bu muameleler tashih edilmiş ve edilmektedir.,,
Edirneye Türk - Yunan demiryolu heyeti geldi
Edime 23 (Hususi) — Türk - Yu. nan demiryolu heyeti geldi. Lozan anlaşması gereğince milletlerarası bir mahiyet taşıyan ve Türk . Yunan topraklarından geçen Avrupa demiryolunun Uzunköprü. Svilin-grad arasındaki kısmının teftişine memur Türk Devlet Demir yollan Müfettişlerinden Arif Ortak ile Yunan Hat Komiseri İstavropuios şehrimize gelerek işe başlamışlardır.
Peyam; Safa ve Cema!
Sa^am beraat etti
Ankara 23 (T.H.A.) — Ulus gazetesinde yazdığı bir fıkrodan dolayı Hükümetin mânevi şahsiyetini tahkirden sanık olarak mahkemeye verilen Ulus gazetesi yazarlarından Peyami Safa İle gazetenin yazı işlerini İdare eden Cemal Sağlam hakkın-dakl duruşmaya bugün şehrimiz Birinci Ağır Ceza Mahkemesinde devam edilmiştir,
Savcının esâs hakkındaki mütalâasından sonra sanıklar müdafaalarım yapmışlardır. Neticede mahkeme yazıda suç unsuru görmiyerek her İki sanığın da beraetine karar vermiştir.
Selim Sabit
H hakkında sorulacak suallere A dan Z ye kadar cevap verecektir.,, Sovyet diplomasisinin sofi hu «özleriyle de muhatapların, aptal yerine koymuştur. Filhakika milletlerin askerî kuvvetleri hakkında umumi bir aııkct açıldığı takdirde, Kızılordtı Genelkurmayının posta ile gönderilmiş bir soru listesine vereceği cevaplarla iktifa e-dünıiyeceğl tabiîdir. Diğer memleketlere olduğu gibi Sovyetler Birliğine de, Birleşmiş Milletlerin bir kontrol komisyonu göndermesi İcap edecektir. Rus Hükümeti, a-tom silâhlarının kontrolün** var kuvvetiyle mâni olurken, M. Vi-şinski böyle bir komisyonun Sovyetler Birliğine girmesine muvafakat edecek midir?
Hakikat şudur kİ. Sovyet Dişlileri Bakanının yeni teşebbüsü tatsız bir lâttfeden başka hir soy derilidir. Rus Hükümeti sahiden böyle iyi niyetler beslemeydi üç yıldan beri Birleşmiş Milletlerin muhtelif oturumlarında teklif edilen silâhsızlanma plânlarını kabul ı derdi. Ve o zaman, batı devletlerinin ordularını üçte bir nispet İnde azaltmasını teklif etmeye mahal kalmazdı. Çünkü Koro harbinin gösterdiği gibi, o tarihlerde batı devletlerinin orduları yok denecek kadar azdı.
Kaldı kİ, Kremllnln barışçı hislerini belirtecek hiiyük imkânları varılır. Onun, fazla mütcco'sls telâkki edebileceği suallere cevap vermesine de lüzum yoktur Sadece Rus Milletin* ve peyklere hakiki hürriyeti. A dan Z ye kadar hürriyeti sağlaması kâfidir.
lifinin komisyonda ivedilikle görüşülmesine dair önergesi vardır. Bilindiği üzere bu maddeler komünistlik suçlarına taalluk etmektedir. Verilen tasanda komünistlik suçları şümullen-dirilmekte, ölüm ve müebbet hapis cezaları derpiş edilmektedir. Bu kanun teklifine, öğrendiğimize göre 52 milletvekili imza koymuştur.
Meselenin ivedilikle görüşülmesine dair olan bu önergenin bazı tartışmalara sebep olacağı söylenmektedir.
Bundan başka Samsun Milletvekili Muhiddln özkefellnin Hariciye Köşkünde yeniden yapılmış olan israflar hakkındaki sözlü sorusu Dışişleri Bakanı tarafından cevaplandırılacaktır. Bu soru münasebetiyle öteden heri dedikoduyu mucip olan bir çok meselelerin açıklanacağı anlaşılmaktadır.
Denize düşen malzeme
Çcıtalcjğzı Elektrik Snnhv.li i in getirtilen malzemenin bir kısmı sahile çıkarılırken battı
İzmit 23 rHususi muhabirimiz bil-diriyor) — Marshall Yardımı ile yapılacak Çataleğzı Hfdro-elektrlk santralı malzemelerini Amcrikadan limanımıza getiren vapurdan bu malzemeleri sahile çıkarmak Üzere yükleyen Durmuş motörüne haddinden fazla malzeme konduğundan batmış ve 200 bin liralık malzeme denizin dibine inmiştir.
Bu batan malzemenin yeniden si. pariş edilip gelebilmesi için bir hayli zaman geçeceğinden bu iş daha biı yıl geri kalmıştır.
Devlet Demiryolları ve Limanları Yardımlaşma Derneği lâğvedilmeyecek
Ankara 23 /T.H.A.) — Devlet Demiryolları ve Limanları Memurları: Yardımlr.şma Derneğinin lûğvcdlle-: ceğine dair çıkan haberler üzerine kendisiyle görüştüğümüz Demek Başkanı bize:
1046 martında teessüs eden Derneğin bugüne kadar tüzüğü gereğince 25 seneyi doldurup tekaüt olan 4464 üyesine 5.394,355 liralık yardımda bulunduğunu, üye adedinin 26 bini geçtiğini, idarede pek mahdut bir zümdenin bu dernek dışında kaklığını, derneğin malt durumunun tees-j süs anında verdiği emniyet ve iti-| mattan bir zerresini dahi kaybetme-! diğmt derneğin lâgvını icap ettirecek bir vaziyetin katiyen mevcut olmadığını söylemiştir.
Yeni Tarım Teşkilâtı
Ankara 23 (T H A.) Tarım Tcş-kilât tasarısının idare ve meslek bakımından ihtiva ettiği yeni esaslar peyderpey açıklanmaktadır.
Bu tasarıya göre Tarım Bakanlığı. Orman, Veteriner. Zootekni Stobato-lojl, araştırma, ekonomi, yayın ve idare olmak üzere 8 reislik halinde çalışacaktır.
Ulaştırma Bakanı, P.T.T.
İdaresini teftiş etti
Ankara 23 (T.H.A.) — Ulaştırma Bakam Seyfı Kurtbek bııgün öğleden evvel PTT idaresi özel Müdürlüğüne gelerek İdarenin muhtelif şubelerine mensup uzmanlarla görüşmüştür.
Bakan uzmanlardan mufassal birer randıman raporu İstemiştir, Bu raporların tetkıkından sonra P. T. T İdaresi Teşkilâtına verilecek şekil teabit edilecektin
Bulgarların göçmenlere yaptıkları işkence
SivilingraddA aç ve sefil bir halde bırakılan muhacirlere Kızılhaç hir miktar yiyecek, giyecek ve ilâç gönderdi
Ankara. 23 (T.H.A.) — Buraya gelen haberlere göre Bulgar Hükümeti, memleketimize vizesiz sokamadığı muhacirleri Svilingrnt civarında kamplara doldurmuş, Hükümetimiz üzerinde mânevi baskı yapmak ve kabule mecbur tutmak için bunları aç ve sefil bir halde bırakmıştır.
Bu durum karşısında milletlerarası Kızılhaç teşkilâtı bir çok teşebbüslerden ve güçlüklerden sonra bunlara bir miktar yiyecek, giyecek ve ilâç göndermeye muvaffak olmuştur.
Kapıkule hududunda bombalarla müsellâh bir Bulgar yakalandı
Edirne. 23 (Hususi) — Evvelki gün Kapıkule hudut karakolu gerisinde elinde iki bomba bulunan hüviyeti meçhul müsellâh bir şahıs gknırük kolcusu Cemal tarafından görülerek yakalanmıştır. Bulgar olduğu anlaşılan bu şahıs hakkında tahkikata başlanmıştır.
Meçhul şahıs, alınan ifadesinde, bombaları Bulgar hudut muhafızlarının elinden kaçabilmek için taşıdığım Bulgaristandaki kızıl rejimin dehşetinden dolayı memleketimize sığınmak istediğini bildirmiştir.
Şinasi Devrim’in
askerliği meselesi
Çürük raporunun aslını ibraz edemediği takdirde yeniden muayeneye sevkedilecek
Ankara 23 (Husus! muhabirimiz bildiriyor) — Bir müddet evvel eski adalet bakanlarından Şinasi Devrimin askerlik görevini yapmadığı ve bu yüzden hakkında takibata geçildiği bildirilmişti. Verilen malûmata göre Şinasi Devrim 1936 da hasta olduğunu ileri sürerek Yedek Subaylığım yapmamak için teşebbüslere girişmiş ve şehrimiz merkez hastahonesine müracaat etmiştir. Hastahane, Şinasi Devrimin ertesi yıla bıral-ilmasını uygun bulduğu halde zamanın sıhhat dairesi kendisini daimi çürüğe ayırmıştır. Fakat sıhhat dairesinin verdiği raporda yalnız bir mühür ve bir de imza bulunduğu tesbit edil-miştir. Diğer âzaların imza yerleri ise boş durmaktadır. Mührün yanında da aslının aynıdır, gibi bir kayıt vardır. Savunma Bakanlığı Şinasi Devrimden bir kaç defa ran. run aslını istemişse de eski bakan hiç bir cevap vermemiştir.
Mili! Savunma Bakanlığındaki dos. yada Şinasi Devrime ait »ü rapor bulunmakta ise de mührün hemen alt kısmı bilinmeyen sebeplerden dolayı kesilmiştir. Şinasi Devrim veniden muayeneye sevkedilecek ve sağlam çıktığı takdirde derhal Yedek Subaya sevkedilecektir.
İst. Deniz Komutanlığındaki suiistimal mahkemeye intikal ediyor
Ankara 23 (T.H.A.) — İstanbul
Deniz Komutanı Amiral Fahri Ko-yutürk’ün de suiistimal hâdisesi ile alâkadar olduğu hakkında haberler yayınlanması üzerine malûmatına müracaat ettiğimiz Deniz Kuvvetleri Komutanlığında salâhiyeti! bir zat bize aşağıdaki malûmatı vermiştir:
“Yolsuzluk hâdisesi önümüzdeki hafta mahkemeye İntikal edecektir. Yalnız şurasını katiyetle söyliyeblli-rim ki; İstanbul Deniz Komutanı Amiral Fahri Koyutürk'ün kıtaya çıkışiylo bu hâdise arasında hiç bir münasebet yoktur. Amiral Koyutürk kıta hizmetini yapmak üzere Denizaltı Filo Komutanlığına tâyin edilmiştir.
Eski Anknrçj 3 üncü Sulh Hukuk Yargıcı Ihsan Sidalın duruşmasına başlandı
Ankara 23 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Bir müddet önce Ankara Adliyesl Üçüncü Sulh Hukuk Hâkimi îhsan Sidal ın emekliye ayrılması sebebiyle yerine tâyin edilen Muhsin Tıığsavul'a hesapları devir ve teslim etmemesi üzerine yapılan şikâyet Adalet Bakanlığı müfettişlerinin tahkikat açmasına vesile olmuştur.
Tahkikat sonunda İhsan Stdal’ın zimmetine 36,212 lira 82 kuruş ve ay. rica 35 adet muhtelif kıymette ecnebi parası İle 28 liralık kooperatif hissesi geçirdiği anlaşılmıştır
Bugün Yargıtay 5 inci Ceza Dairesinde bu suçtan dolayı hâkim İhsan Sidal’in duruşmasına başlanmıştır.
İhsan Sldal. duruşmada bazı kim-selere yanlışlıkla fazla para ödediğini bu yüzden hesaplarında açık çıktığını bildirmiştir. Mahkeme müdafaa avukatının mütalâasının alınması için duruşmanın başka bir güne bira, kılmasına karar vermiştir.
Halkevleri meselesi Anayasa Komisyonunda görüşüldü
Ankara, 23 (T.H.A.) — Anayasa
Komisyonu bu sabahki toplantısında Eskişehir Milletvekili İsmail Hakkı Çevik (C.H.P.) ile halkevlerine teberru edilen veya ucuz bedelle satılan gayrimenkullerin eski malikleri adına kayıtlarının tasdikına dair kanun teklifiyle Akif Sanoğlu ve arkadaşlarının halkevleri hakkındaki kanun teklifini ve Tokat Milletvekili Haluk ökerenin eski Türkocaklarmın feshi üzerine C. H. P. ye devir ve teslim e-dilen malların yeniden kurulan Türk-ocaklarına ladesi hakkındaki kanun tekliflerini görüşmüştün
Şükrü El Kuvvetli Partisi
iktidara gelecek mi?
Hizbi Vatanî Partisinin Halep İli Başkanı, askerî ve mülkî idarenin behemehal ayrılması lüzumunu ileri sürüyor
Halep 20 (Hizbi Vat&nî’nln Halep ili başkanı ve sabık Suriye Millî Eğitim Bakanı Doktor Abdurrahman Keyyalî’yi ziyaret eden, hususî surette Suriycye giden muhabirimiz Muzaffer Dehnl bildiriyor).
Beni muayenehanesine kabul eden Keyyall, gayet beşuş ve sempatik bir çehre ile karşıladı ve çok fasih ve pürüzsüz bir türkçe ile hoş geldiniz dedi. Karşısında oturduğum zaman bana ilk söylediği söz şu oldu:
“Güzel Istanbulunuz nasıldır? Sîzlere ne mutlu ki, böyle güzel bir şehirde oturuyorsunuz.., Anlaşılan eski bakan lstanbulu çok İyi tanıyor, senelerce îst&nbulda ikamet etmiş ve hattâ ailesi İstanbullu bir bayandır. Kendisi Türk muhiplerinden biridir. Suriyenin milli dâvasında büyük yararlıklar göstermiş ve bütün Suriyelilerin sevgisini kazanarak kurdukları muazzam Hizbi Vatanî Partisini genişleterek senelerce Fransızlarla çarpışarak Suriyelilerin hürriyetlerini istirdat etmiş olup müstakil Suriye Hükümetini ilk idare edenlerdendir.
Kendisine partisinin gayesini ve is. tikbalde iktidara gelirlerse takip e-deceklerl yollan ve prensipleri sorduğum zaman, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu sorduğunuz sualler cidden mühim olduğu kadar tatlı mevzulardır.
“Biz Türkleri fazlasiyle sever ve takdire şayan inkılâplarını her yerde överiz. Takip ettiğiniz siyasetin nısını biz de takip edeceğiz.
“İlk evvelâ komünizme karşı yük bir cephe açmak ve onları
yerde ezmek bizim cn büyük arzumuzdur, onların yalnız yaptıkları propagandaları değil onlann bastıkları yerleri bile dezenfekte etmek lâzımdır, Çünkü komünizmin mikrobu yalnız Yakınşarkı değil bütün beşeriyeti kemiren bir mikroptur; nerede rastlanırsa rastlansın onu mutlaka ezmelidir.
“ikinci gayemiz ve arzumuz devletin mekanizmasını ordudan ayırmak
ay-
bü-her
21 yaşındaki Jnck Garriner, İngiltere
H oodcock’taıı almıştır. 11 İnci ravıtnddn kaşı patlıyan terketınlştlr. Resimde, Woo(lcock yerinde otururken sonıınıı İlân ederken görülüyor.
Toprak Ofisteki değişiklikler
Ankara 23 (ANKA) — Sop günlerde Toprak Mahsulleri Ofisi kadrolarında mühim değişiklikler olmuştur. Bu arada Genel Müdür muavinlerinden Ekrem Barlas bu vazifeden alınmış. Zat işleri Müdürü Rauf Me-leksoy teftiş heyeti reisliğinde münhal bulunan kadro İle Organizasyon Müdürlüğüne, İnşaat Dairesi Müdürü Şevket Lostnr ile Ticaret Dairesi Müdürü Sabri Tlgaz Organizasyon Müdürlüğündeki münhaliere de tâyin edilmişler, Et ve Balıkçılık Şubesi Müdürü Fuat Dolayır da bu vazifeden geri alınmıştır.
İdarede çalışan muvakkat memurlar arasında da değişiklikler yapılacağı söylenmektedir
Gazetemiz hakkındaki fikirleriniz nelerdir?
YENİ İSTANBUL’U
BEĞENİYOR MUSUNUZ? ' BEĞENMİYOR MUSUNUZ?
Bunu öâronnıck İstiyoruz. Çünkü Rnyrmiz elinize geçen guzetenhı İstediğiniz, nrndığıııız ve severek okuduğunuz gazete olması arzusudur. Bize fikirlerini dlrecok okuyuculardan 1000 tanesine
bil-
1.000 saat
edeceği
h
e d
ı y e
1
I K
A
R A L
YENİ yacağıni7
ISTANIM I/ıı tarifi olmalıdır.
dikkatle takip
Gazetemizde bir kupon bulacaksınız. Bu kuponlar 9ü gün devam edecektir. Sonuncu kuponla beraber onları yapıştıracağınız bir liste neşredeceğiz. Listede gazetemizi beğenip beğenmediğiniz sualine (EVET) veya (IfAYIR)la cevap vereceksiniz. Bu emeğiniz mukabilinde alacağınız bir kur’a numarası, talihiniz yardım ederse sizi kıymetli bir saat sahibi yapacaktır, t.
Dr. Abdıırrahman Keyyall şarttır. Zira ordu hiç bir zaman siyasete karışmamalıdır. Karıştıkça namütenahi hükümet darbeleri vuku, bulur ve devletin mekanizması dahilen ve haricen felce uğrar; işte Hınnavl'nin ve Çiçekçinin darbelerinin yegâne sebepleri budur. Ve eğer bu hal orduda devam ederse daha Suriyede bir çok darbeler vuku bula, çaktır.
“Üçüncü arzumuz, kabineyi teşkil eden partinin yalnız onun menfaati değil bütün bir milletin menfaatini düşünmesidir, işte maalesef Suriye kabine buhranlarını doğuran sebepler bunlardır. Bütün gayretler milletin menfaatine teksif etmedikçe Suriye Hükümeti müstakar kalamaz ve her gün yeni bir hükümet darbesi teşebbüsü ve bir kabine buhranı olur.,,
Yanlarından, büyük muvaffakiyet temennilerinde bulunarak ve çok mütehassis olarak ayrıldım.
Muzaffer Dehnf
ağır siklet boka şampiyonluğunu Bruce Woodcock maçı ve hakem de maçın
Barışseverlerin duruşması
Kanunu-161 inci maddesine uyularak As-Mahkemeye verilmişlerdir. Bu-Ankara Garnizonu Askeri . Si-Mahkcmeslnde saat 14 te yapı-
Ankara 23 (T.H.A.) — Hükümetin Koreye asker göndermesi kararını protesto İçin bir beyanname yayıh-layan Barışseverler Cemiyeti mensupları millî menfaatlere aykırı harekette bulunmakta Ceza nun kert gün yasi lan duruşmada sanıkların avukatları müvekkillerinin mevkuflyetinin kaldırılmasını talep etmişlerse de bu talep mahkemece reddol unmuş tur.
Mahkeme veslkatann ve delillerin tetkiki için duruşmayı yarma bırak-mıştır.
etmeye başlı-
z
1 9 5
0
Bir atom harbinde Rusya
ve Amerikanın durumu
» — ı ■ I ■ i
İddiaya göre Sovyetler, müdafaa bakımından Amerikalılardan
daha ileridedirler
Washington 23 (Husus! muhabirimiz Vincent Evans bildiriyor) — Rusyadaki atom araştırmaları ve neticeleri Amerikan umumî efkârını uzun müddetten beri meşgul etmektedir. İstihbarat bürolannm elde ettikleri malûmata nazaran Rusya bugün 20 İlâ 22 atom bombasına sahiptir. Bu. Amerikan atom bombası stokundan çok azdır. Aynı zamanda Amerikan bombalarının kalite bakımından da Rus bombalarına laik olduktan anlaşılmaktadır. Tahmin edildiğine göre, Rusya ayda ancak iki bomba imal edebilmektedir.
Rus atom araştırmaları ve bombalan hakkında edinilen malûmat daha ziyade tahminlere dayanmaktadır. Bu arada doğrudan doğruya Rusya-dan gelen İstihbarat raporları da vardır. Tahminler, 1949 da Rusyada vukubulan atom infilâkına göre a-yarlanmaktadır.
Bazı Amerikan eksperleri, Rusyadaki atom infilâkını ciddî surette
Fransızlar, gene Maginot’yu ihya etmek istiyorlar
1
Savunma Komisyonu Başkanı, Maginot hattının modern silâhlarla teçhizi için tahsisat verilmesini tavsiye edecek
Paris. 23 A.A. (LPS) — Bildirildiğine göre, hâlen bir teftiş gezisinde bulunan Fransız Savunma Komisyonu Başkanı, Maginot hattının, Fransız savunma sisteminde yeniden önemli bir rol oynıyabileceğini belirtmiştir. Filhakika Maginot hattı en modern silâhlarla teçhiz edildiği takdirde, o-nu modern harbin İcaplarına İntibak ettirmek mümkündür. Komisyon, Maginot hattının modem silâhlarla teçhizi için tahsisat verilmesini tavsiye edecektir.
Arjantin Muhalefet Lideri beş sene hapse mahkûm edildi
Buenos Aires 23 (AP) — Arjantin A}ran Meclisinde Muhalefet Lideri olan Ricardo Balbln, dün, Başkan Peron’a karşı hakaretamiz bir lisan kullandığı ve kendisini tezyif ettiği iddiası ve bunun sübutu neticesinde beş sene hapse mahkûm edilmiştir.
Balbin, Peron’u “diktatör,, ve “bir numaralı suçlu,, diye tavsif etmiş ve İdarenin de tamamen mürtekiplerden ibaret bulunduğunu iddia etmiştir..
Bu sözlerin hemen hepsi. Buenos Aires eyaleti valiliği için yaptlan se. çim propagandası esasında sarfedil-miştir.
Hollanda Kıraliçesi Londrada
Londra, 23 (AP) — Londranın yağmurlu ve sisli bir gün yaşamasına rağmen, Londralılar, Hollanda Kıraliçesi Juliana ve Prens Bern-hardt'ın aralarında bulunmasından dolayı pek neşeli olmuşlardır.
Kıraliçe ve Prens, bugün, resmî ziyaretlerden ziyade halkla temas etmişlerdir.
Lordlar Kamarasından, şehrin ban-llyösünde bulunan bir fabrikaya kadar giden yol, Kıraliçe ve Prensin geçecekleri haberi üzerine iki keçeli, halkla dolmuştur.
îlk resmi ziyaret Westmlnster’de Kıral III. WilHam‘ın mezarına bir çelenk konması şeklinde tecdlü etmiş ve sadeliği ile temayüz etmiştir. Bundan sonra Kural! çift, yeni inşa edilmiş olan Lordlar Kamarasına gitmişlerdir. Kamarayı ilk ziyaret eden yabancı kıral ailesi olmak şerefi de böylece Kıraliçe Juliana ile Prense nail olmuştur.
Kamaranın bazı âzaları. Prens Bernhardt ile son harpte aynı cephede çarpışmışlardır. Prens, bunlarla durup uzunboylu kouşmuştur.
nazarı İtibara almamaktadırlar. Diğer bazı çevreler ise Amerikayı sert halinde atom bombası imal etmeye New Mexico'daki atom İnfilâkının teşvik ettiğini belirterek İhtiyatlı ol-mayı tavsiye etmektedirler.
Amerikalıları endişe içinde bırakan husus, Rusların atom bombası stoklarından ziyade, atom hücumlarına karşı aldıkları müdafaa tedbirleridir. Rusların sahil bölgelerinde kurdukları radar şebekesi bütün Rus sahilleri boyunca bir şerit halinde uzanmaktadır. Ayrıca, radar şebekesinin gerisinde son sistem uçaksavar toplarının ve bunları hedefe göre otomatik surette ayarlıyan hassas Aletlerin kullanıldığı ikinci bir hat daha vardır ki, bu da memleket içlerine doğru yayılmaktadır. Herhangi bir uçağın bu ağlara takılmadan Rusya içlerine kadar ilerlemesi biraz güç olacaktır. Bir atom harbinde Rusların bu müdafaa hattı sayesinde verimli neticeler almaları bekle-nebillr.
Bugün için Amerikalıların 200 atom bombasına malik bulundukları kabul edilecek olursa, Rusların, ellerindeki 20 atom bombası ile daha tesirli çarpışarak Amerikan endüstri merkezlerinin tahribi ve halkın mâneviyatımn sarsılmasında çok büyük rol oynıyabileceklerini kabul etmek gerekmektedir. Zira Huşlar, bombalarından büyük bir kısmını, Amerikan şehirlerine atabilecek durumdadırlar. Halbuki Amerika 200 bombasından ancak pek azını büyük Rus şehirlerine kadar götürüp atabilecektir. Sahildeki ağların bu geçişi önliyeceği muhakkaktır.
Amerikan muharrirlerinden Drew Pearson ise Rusların ayda iki atom bombası yapmakta olduklarını ve en az 24 bombalarının bulunduğunu bildirmektedir.
MÜTHİŞ BİR TREN KAZASI
Long İsland kazasında 78 kişi öldü, 132 kişi yaralandı
Nevv-York, 23 A. A. (AFP) — Queens tren kazasında ölenlerin sayısının 75 l bulduğu polis tarafından bildirilmiştir.
Kaza yerine ilk gelenlerden bir doktor, manzaranın çok feci olduğunu ve harbin daiıa kötü olamıyacağını söylemiştir.
Kaza yeri civarı, kurtarma ekiplerinin faaliyetini endişe ile takip eden binlerce insanla dolmuştur.
New-York, 23 A A. (AFP) — Lorg İBİand'daki tren kazası neticesi 78 kişinin öldüğü, 132 kişinin yaralandi-dığı anlaşılmıştır.
Abdülhamidin torunu boks maçında öldü
I
I
Paris, 23 A.A. (AFP) — Bir kaç gün evvel amatör boks karşılaşmalarında çenesine yediği bir vumrukla bayılan ve o gece ölen 25 yaşındaki genç boksörün, beyin kanamasından öldüğü yapılan otopside anlaşılmıştır.
Abdül Halim Cengiz adını taşıyan genç boksörün son Osmanlı > adlşah-lanndan İT nci Abdühamidin torunu olduğu anlaşılmıştır. Genç boksörün boyu 1.90, sikleti 92 kilo idi.
Hâdisenin bir kaza olduğu anlaşılmakta beraber müddei umumilik tahkikat açmıştır.
KISA HABERLER
Lübnan
Karam ölmüş-
neticesinde
gemisi
bir İngiliz battı
(Reuter) — Dün
Amerikan Komünist Partisi Sovyetler tarafından İdare ediliyor
Washington, 23 A A. (AFP» — A-dalrt Bakanlığı, Amerikan Komünist Partisini, Sovyet Hükümeti tarafından İdare edilmekle resmen itham eylemiştir.
Barış Koııgresİndı alınan katarlar
Varşova, 23 A.A. (United Press) — tklncl Dünya Barış Kongreni kapanış oturumunda vardığı kararda, Kore harbinde işlenen cinayetleri tesbit et mcklo mükellef milletlerarası bir mnhkemenin kurulmasını istemiş ve Birleşmiş Milletleri kontrol edecek bir “dünyâ barış konsoyinln.. ihdasına karar vermiştir.
Eski Lübnan Başbakanı öldü
Beyrut, 23 A A. (AFP) — eski Başbakanı Abdülhamit uzun bir hastalık tür.
Süveyş Kanalında İnfilâk neticesinde
Kahire. 23 A.A.
gece Süveyş Kanalının. 20 kilometre güneyinde petrol yüklemekte olan bir Ingiliz gemisinde vuku bulan İnfilâk neticesinde, gemi alevler İçinde yanarak batmıştır.
Buraya gelen bir habere göre İnfilâk neticesi, üç kişi kayıptır ve 21 kişi yaralıdır. Bunların arasında bir kaç İngiliz askeri de bulunmaktadır, înglltereden çalınan bir uçak Fraıısada bulundu
Londra, 23 A.A. (Reuter) — tn-gilterede Northanıpton yakınlarındaki Syvvell Hava Meydanından çalınan 4 kişilik bir avster uçağının Parişin güneybatısında Eure-Et-Lolre bölgesinde Peronville meydanında bulunduğu dün akşam Londradan bildirilmiştir.
Haberde pilotun izine rastlanmadığı ilâve edilmektedir.
De Çaulle partisinin yaptığı kanun teklifi
Parts. 23 A.A. (AFP) — Meclisteki De Gaulle partisi mensubu birkaç mebus bugün Millî Meclisi, milliliğe aykırı cereyanları Önlemeye ve ecnebi memleketlere bağlı teşkilâtları dağıtmaya matuf bir kanun teklifi vermişlerdir.
Sayfa 4
V b N I İSTANBUL
24 Kasım 1WK)
GÜNÜN
İzmirdeki ticarî ihtilâflar meselesi
Gıda sanayiimiz
Malî bahisler
am ve
muamel
Frankfurt Fııan
Samsun tütün piyasası
Bugün
Denizli mektubu
Adanada Ziraat Kongresi toplandı
Fransanın pamuk İthalâtı
Malaya’njn ekonomik
Cava tütünleri
MEMLEKET ve DÜNYA BORSA ve PİYASALARI
23/XI/1950 Perşembe
New-York Borsası
İstanbul Ticaret Borsası
Huğun
Doğu Berlin markı düşüyor
Londra Borsası
Bradford Piyasası
Tiftik
İskenderiye Brrsası
Ceviz fiyatları neden düşüyor ?
Hlndfatanda PenlcUlln fabrikam kuruluyor
baki Kapanış
316/325
43.—
müesse» tahvilâtı, iş gören firmalar
Dünya kıını üzüm rekolteni ve Türk iyenin durumu
Dokuma bam maddeleri ı Tiftik ;ana mal ..........
Tiftik 'Natürel) .........
Yapak Trakya (Kırklın) .
fitim deriler t
Sığır tıalamura (kasap) Ki Keçi tuzlu kuru kilosu .... Kovun hava kurusu kilosu
Hint İte tanda ham kauçuk tellhMÜl
Kanada Zl-mevcut
Mahsulün geçen seneye nazaran kalite itibariyle yüksek olduğu anlaşılıyo
Bir buçuk milyon liraya yapılan bu santral şimdi neden işlemiyor ?
Londrada Türk üzümleri
Bu arada Türkiye, Yunanistan ve Arjantinln kuru üzüm istihsali, geçen seneye nispeten çok düşük kabul edilmektedir.
Pamuk ( KantarızzTalInrı) .... Aflhmouni Kısa uiyafiı F/G. Karnuk Uzun elvaflı F/G. .
İzmir Borsasında fiyat hareketleri
İzmir. 23 (Hususî) şada pamuk 40ü, pamuk 16. kendir tohumu 36,5, kuruttan, 9 numara üzüm tan muamele gördü.
Bugün Bor-çekirdeği susam 87 75 kuruş-
Samaun, 23 (Hususî)
Samsun Ticaret Odasında, tütün ticareti İle alâkadar olan tacirler bir toplantı yapmışlardır. Bu toplantıda tütün müstahsilleri, piyasanın erken açılmasında ısrar etmişlerdir. Neticede Karadeniz tütün piyasasının 4 ocakta açılmasına karar verilmiştir Bu karar Ekonomi ve Ticaret Bakanlığına bildirilmiştir.
Bu sone Karadeniz tütün rekoltesi 17-18 milyon kilo arasında tahmin edilmektedir. Rekolte ise kalite bakımından çok yüksektir. Halbuki geçen sene havaların yağışlı gitmesi yüzünden tütün kalitesi iyi değildi.
Berlin. 23 (Hususi) — Doğu Berlin markı son haftalar zarfında düşmeye devam etmiştir. Gelen haberlere göre, mark son 10 gün içinde kıymetinden yüzde 10 miktarını kaybetmiştir. Buna, doğu ile batı arasında yapü-makta olan kaçakçılığın kati surette menedilmesi sebep olmuştur.
Reglna, 23 (Hususî) raat Bakam. İngiltere üe buğday anlaşmasından dolayı zuhur eden meselelerin tetkik edilmekte oh dugunu söylemiştir. Bakan. Kanada buğdaylarının Amerika buğdaylarından daha ucuza satılmakta olduğunu sövllyerek. Ingiliz tacirlerinin ödedik, lerl para ile KanadalI çiftçinin elina geçen miktar arasında hâlâ bir fark bulunduğunu açıklamıştır.
Yazan: Habib Edİb - Töreli an
Avusturyada ithalât serbestısi
Kongrede, Hindistan ve Japonyadan pamuk istenildiğinden bahsedildi
Amsterdam. 28 (Hususî) — Holân-da piyasalarında yapılan müzayedelerde. Java tütünleri gayet yüksek fiyatlarla muamele görmektedir. Piyasanın hararetli bir hal almasına. Javanm bazı bölgelerinde 400 ilâ 800 tütün kurutma yerinin yanması sebep olmuştur.
Yeni Delhi 23 (H.H.S.) — Hindls-tan senede 16.000 ton ham lâstik İmal etmektedir. Kauçuğun her 100 libresinin fiyat 90 rupi vo 8 luuıaa'dır.
Viyana, 23 (Hususî) — Avrupa İktisadi işbirliğine dahil olan diğer devletler gibi Avusturya da ithalâtının yüzde 60 mı serbest bırakmıştır. Neşredilen listeye göre, hangi maddelerin ithalinin serbest bırakıldığı bildirilmiştir.
tezgâhiyle makinesiz bir dokuma kombinası Normal olarak çalışan günd*e vasati olarak 40 dokur. Böylece. bu tez-bir dokuma fabrl-yerindedlr. Hususiyle ve
Londra Esham ve Tahvilât Bordasında, itibarî veya aslî kıymetleri üzerinden hesap edilecek olursa günde 23 milyon storling tutarında hisse senedi muamele görmektedir. Bu rakama. ekserisi Amerikan veya Kanada tahvilâtı olan, kote edilmemekle beraber borsadâ muamele gören takriben 116 milyon hisse «enedi dahil değildir. Büttİn bu tahvilâtın, nisan ayı başlangıcında piyasa kıy. metleri 25 milyon sterling! aşmaktaydı.
Bu rakaıplar dünyanın en önemli piyasalarından biri olan Londra Esham Bordasının vüsati hakkında u-mumt bir fikir vermeye kâfidir. Bununla beraber muamele gören hisse senetlerinin listesine bir göz atılacak olursa, Borsanın şümulü haakında daha etraflı bir fikir edinilmesi müm. kündür. Muamele gören tahvilât hemen hemen bütün dünya memleketlerinin sınai ve ticarî faaliyetiyle ilgilidir. Bıı meyanda devlet tahvilatı, banka, sigorta şirketleri, ticaret ve sanayi müesseseler!, mali müesseseler tarafından piyasaya çıkarılan hisse senetleri bulunduğu gibi, gayrı menkul emlâk, altın madenleri, pat-rol işletmeleri, kauçuk ve çay istihsal eden teşebbüslere alt tahvilât bulunmaktadır. Muamele gören 23 milyon sterling kıymetinde hisse senetleri arasında BLrlcşik Kıralhk Hükümetinin aşağı yukarı 14.500.000 sterling tutarında tahvilâtı vardır. Denizaşırı devletlere ait olup Londra Borsasuıda muamele gören hisse senetleri ve bonoların yekûn kıymeti 1.881.000.000 sterlinge yükselmektedir.
Sermaye transferleriyle ilgili İkinci Dünya Harbinden kalma bazı lüzumlu tahditlere rağmen Londra hâlâ en
Yeni Delhi 23 (H.H.S.) — Hint
Endüstlrl Bakanının bildirdiğine göre bir Penicillln fabrikasının kurulmasına karar verilmiştir. Bu iş İçin şimdiden 2 milyon rupi ayrılmış olup Bombay'da kurulacak fabrikanın 1952 de istihsale bağlaması beklenmektedir.
Frankfurt 23 (Hususî) — Burada 6 . 10 mart tarihleri arasında açılacak olan Beynelmilel Ticaret Fuarına 20 devlet İştirak etmeye karar vermiştir. Fuar bölgesinin 100,000 metrekaresi kapan binalar dahilinde ve 65.000 motre karesi de açık havada olacaktır.
Kanada buğdayları Amerikanınkilerden ucuz
İzmir 23 (Hususi) — Ticaret Bakanı ile yapılacak toplantıya büyük önem veren İzmir ticaret âlemi Bakanın Aydında Başbakanla konuş, masından sonra tzmlre avdetini sabırsızlıkla beklemiş, Bakan beklenen toplantısını bugün saat 15 te Bölge Ticaret Müdürlüğü salonunda yap-nııştır.
Toplantıya pamuk alıcı, satıcı ve İhracatçıluriylo bankalar müdürleri iştirak etmiş, bıı meyanda gazeteciler de salonun küçük olması İtibariyle açık bırakılan kapılardan konuş.
vaziyeti tetkik ediliyor
Singapur 23 (YÎRS) — Mo tayada bir tetkik gezisinde bulunan İktisadî İşbirliği İdarecilerinden WitUam Foster, bugün bir demeç vererek. Mars ha 11 Plânı yardımının kalay ve kauçuk memleketi Malaya’va da teşmil edilmesinin mümkün olduğunu söylemiştir. Bilindiği üzere, Malaya dünyanın en çok dolar kazanan memleketlerinden biridir.
Ottowa 23 (Hususî) — 1950 lstlh-sal senesinin İlk 10 ayı içinde Ka. ntıda bundan evvelki seneye nispeten daha az kömür istihsal ederek daha fazla ithal etmiştir. İstatistik bürosundan bildirildiğine göre, ilk 10 aylık istihsal 15.050.755 tondur. Geçen sene, 15.213.381 ton idi. İthalât İse ge-çen sone 17.036.638 ton olup, bu sene 23.008.882 tondur.
Washington 23 (T.H.A.) — Birleşik Amerika Tanm Bakanlığı tarafından dünya üzüm rekoltesini bildiren b|r rapor neşredilmiştir. Bu rapora göre: 1950 . 51 dünya kuru üzüm rekoltesi 384.600 tondur. Bu miktar 948 de 469.300, 1949 da da. 470.200 ton idi.
İronin kambiyo rayici
VVoshlngton. 23 (AF) — Milletlerarası Para Fonu, İranın kambiyo rayicini tebdil için yapmış olduğu müracaatı kabul etmiştir.
İran, petrol Hıracı ve esasi ithal maddeleri müstesna diğer muamelâtı İçin parasının kıymetini sabit olarak 1 dolara mukabil 48.75 nal olarak tesbit etmiştir.
Alâkadarlar muhtelif sebepler ileri sürüyorlar
Ticaret Borsasında ceviz fiyatları 43 kuruşa kadar düşmüştür. Evvelce fiyat 46 kuruştu. Bir ay evvel İse ceviz fiyatı 66 kuruşa kadar yüksel» miştL
Ceviz fiyatlarının düşmesindeki ao* hepler iki şekilde İzah edilmektedir» Biri İyi kalitede, İri boy malların dış piyasalara arzedilmesî, diğeri de. mevcut mallara karşı isteklerin azat masıdır.
Alâkadar tacirlerin ifadelerine gtk re, ceviz ihracatında alıcı He satım arasında sık aık ihtilâflar zuhur et« mektedlr. İhtilâflara sebep olarak rütubet nispetlerinin ticari makamlara göre, iyi tâyin edilememesidir. Ticaret Odası, Ticaret Borsasındakî mütehassıslar, ceviz İhracatına bir şekil vermek İçin, fındıkta olduğu gl> bl, ceviz standardizasyonu nizamnamesi yapmaya ihtiyaç görmektedirler.
Ceviz ihracatı bir nizama bağlan» madiği takdirde, ceviz ihracatında sık sık ihtilâflara meydan verileceği zaruri görülmektedir/
CUMHURİYET Devrimizde yüksek bacaları He sanayide en Heri git* mlş olan memleketlerle boy ölçüşür gibi fabrikalar yapmaya çalıştığımız vakitten beri bir gıda dâvamız olduğunu ya hiç düşünmemişlzdlr ve.va son zamanlarda olduğu gibi bu İşleri hayalimizle çözmeye çahşnıışızdır.
Memleketimizin en mühiın işlerinden biri her yerde olduğu gibi bir gıda ve maişet işinin hallidir. Esas karakteri ziraat olan ve bu karakterin İnkişafı çok lâzım olan bir memlekette arfr* gıda işinin de ortaçağdan kalma bir usule tâbi bultınnuvsı ve bir çok perişanlıklar İçinde kalması yalnız İktisadiyatımız noktasından değil, memleketin yaşama tarzı bakımından da İç politikamız üzerine tesir etmektedir. Ekmek, aüt> et, balık, sebze ve bilhassa İçme Huyu halledilmemiş titan bir memleketle başka büyük dâ-vatarla uğraşmak, hülyalara kapılmak ve sonra da bunların birdenbire dağılışına şahit olmaktan başka bir şe.vc yaramaz.
Biz bu çok ehemmiyetli dâvanın halli İçin eski İktidar zamanında fabrikalar açılmamış olmasından şikâyet etmek istemiyoruz. Çünkü İktisadî devletçiliğin aleyhinde bulunduğu-1 muz için hükümet tarafından bu İşin başlanmış olsa bile bir tiirlü muvaffakiyete erişemi.vocck teşebbüsler çerçevesini aşamayacağına İnanıyoruz. Diğer taraftan bu İşlerin umumi I seviye İle ilgili olduğunu da biliyoruz. I
Beslenmlyen hanranlanmızın vereceği mahsullerin kötüleşeceğini, bakılmayan bir toprağın az verimli o-İHcağını, deniz, göl ve ırmaklarımızda arttırılması yolunu bilmediğimiz ha-lıktarımızı çoğal t anlayacağı m in bize sezdiren herhangi bir «evreye erişmemiz; gıda maddelerimizin Islâhı I-çln büyük bir değişiklik husule geti- I reblllr. Bıınu yüksek mekteplerimizden ziyade genç köylülerimizin ve köylü çocuklarımızın ilk mekteplerde ve köy enstitülerinde eldo.edeceği bil. gllerden bekliyoruz. Bundan başka memleketimizde bu İşe dair açılacak yorulmak bilmeyen bir propaganda mücadelesi bizim için pek iyi neticeler vermeye vesile olabilir.
Halkımızın da gıda maddelerimiz 1-çln göstereceği ilgi ve bUgl; memleketimizde gıda sanayiinin inkişafına yardım edebilir. Bizde hususi teşebbüsle kurulmuş bazı gıda maddeleri yetiştiren veya İmal eden müesseseler gelmiş ve geçmiştir. Bugün de bunların İçinde İyi çalışmak istlyenlerin bulanmasında bir şüphemiz yoktur. Bu müesseselerln muvaffak otamamasında halkımızın büyük bir hissesi vardır. Çünkü onlar İyi ile fenayı seçmekte bir titizlik göstermemekte ve husus! teşebbüsün bu suretle İyilerinin muvaffak olamamasında âmil bulunmaktadırlar. Herhalde halkımızda İyi şeye rağbet ve bunu anlayışlı bir surette tetkik etmek arzusu arttığı vakit g»da işlerimizde ye-nl bir salâh husule geleceğini tahmin etmekteyiz.
Son zamanlarda eski İktidarın g:(ta İşlerindeki fenalıkları anlayarak bazı değişiklikler yapmak İstediğini görmüştük. Koyu devletçilik zihniyeti ve hülyalara kapılmak âdetinin tesiri altında kalarak bu işin de bir taraftan devletçe yapılması yoluna gidilmiş ve derhal İsmini bile bir türlü beceremediğimiz muazzam kombinalar fikri ortaya çıkmıştır.
Biz memleketimizin garba yaklaşmasını, medeniyet âleminden bir çok şeyler almasını çok istemekteyiz. Fn-kat her memleketin kendine mahsus bir özelliği olduğunu da kabul etmek zorunda bulunduğumuzu dalma tekrar etmeyi bir vazife biliriz. Çünkü, bilhassa bu noktaya riayet edilmemek yüzünden büyük senetlerimiz ve onlardan belki daha kıymetli olan uzun senelerimiz kaybolmuştur. Henüz memleketimizde hayvan yetiştirme t-şi yoluna girmeden muazzam et kombinası kurmak kararının verilmesini vaktiyle hayretle İşitmiş ve 20 milyon Türkîen biri sıfatlyle ruhumuzda derin bir azap duymuştuk. Bugün bu İşin kimseyi tatmin etmeyen safhalarını yetkili ağızlardan işittiğimiz ve gazetelerde okuduğumuz zaman teessürümüz artmaktadır. Yanılmış olmamızı memleketin selâmeti İçin çok İstemekle beraber balık ve «üt sanayimizde de yapmaya başladığımız veya yapılmasını düşündüğümüz şeylerin bu et kombinasına benzediğini zannetmekteyiz.
Bizim arzu ve temennimiz memlekette ufak ölçüde olsa bile gıda İstihsal ve İmalât nıüesseseleri için hükümetten sonsuz yardımların ve en büyük kolaylıkların gösterilmiş olnv>-Hidır. I
Bir zamanlar teşviki sanayi kanunu diye bir çok kolaylıkları ihtiva e-den bir kanunumuz vardı. Bu kanunda düşüncelerin yanlışlığına rağmen gayenin çok l.vl olduğunu itiraf edebiliriz. Şimdi biz hususî teşebbüsün gıda İşleri İçin yapacağı şeylere karşı. hattâ vergi muafiyetlerini dahi göze alarak bütün kolaylıkları gösterir ve devletin umumî hizmetlerinden olan taşıt işlerimizi de bıı gıda sanayiinin yardımcısı yapabilirsek nihayet 20 nel asrın medeni bir ihtiyacı olan gıda dâvamıza elverişli bir gelişme imkânı hazırlamış oluruz. Burada düşünülecek nokta, gıda sanayllmlze girecek sermaye ve müteşebbislerin kazancı değil, bilhassa büyük şehirlerimizin gıda ihtiyacı olmalıdır, öyle tahmin ediyoruz kİ. ucuzluğun ananları da ancak bu suretle ele geçirilmiş olacaktır. I
Paris 23 (Hususî) — Frajısamn Amerikadan ithal etmekte olduğu pamuk miktarı son haftalar içinde azalmıştır. Buna. Amerikanın pamuk ihracatına koyduğu tahditler sebep olmuştur. Fransız Hükümeti do ihracat yapacak o-lan tacirlere muayyen bir plâfon tâyin etmiştir.
İzmir, 23 (Hususî) — Ticaret O-dasına gelen bir raporda, bu yıl in» giltereye gönderden Üzümlerimizin çok beğenlldiğl, kalitesine ehemmiyet verilmesi İtibariyle Londra sitesinin Türk üzümlerine yeniden itt* mat beslemeye başladığı bovan •-dilmiş tir.
Ticaret Bakanı, tütüncülerle goruştu
İzmir, 23 (Hususî) — Ticaret Bakanı. akşam üzeri tütün tacirlerinden mürekkep bir heyeti kabul ederek tütün mevzuunu görüştü. Bakan, fiğe tütün piyasası tarihinin yakında ilân edileceğini beyan etti.
New-York Borsasında fiyat hareketleri
Denizli, 23 (Hususi) — Çok eski tarihlerden beri bir dokuma merkezi olan Denizli Vilâyeti, hâlen on Leş bin dokuma ve bacasız halindedir, bir tezgâh metre ma) gûhlar âlemine kası demek Buldan, Babadağ, ICızılcabölük merkez köylerinde tekâsüf etmiş o-lan dokumacılık, en aşağı elli bin nüfusun geçimini sağlamaktadır. Bu merkezlerin hayat daman tezgâhın çalışmaslyle beslenir. Tezgâhların durduğu gün. bu kasaba ve köyler halkının da kalbi durmuş demektir.
Muhtelif desen ve clnslen e mal çıkaran, memleketimizin hemen her köşesinde orijinal tipleriyle tanınmış ve pazarlarda istikrarlı yer tutmuş bulunan Denizli dokuma çeşitleri: zaman zaman buhranlarla sarsılmaktadır, Nitekim İkinci Dünya Savaşından sonra de böyle olmuştur. Bugün, memleket dokumacılığı e korkunç bir durumdadır. Çünkü: bir yandan pazarlar istikrarını kaybetmekle, fiyatlar inip düşmekte, bunlara paralel olarak da boya, en, boy yani malın kalitesi asaletini kaybederek bu sanat buhranı ara-
Ingiltere dış ticaretindeki gelişmeler
Londra, 23 (Husus!) — İngiltere-nin dış ticareti bu senenin mart ayında en yüksek ithalât ve ihracat rakamlarını kaydetmiştir. İhracat miktarı senenin birinci ayında 175.9 mil-yvn sterlingten, ikinci ayında 155,8 milyon sterlinge düşmüş, martta İse 184,3 milyon sterlinge yüksekmiştır
İthalâta gelince, ihracata nazaran daha fszla olduğu İçin Ingiliz dış ticaret bllânço açığı şubatta 20.6 milyon sterling iken martta 30.3 milyon sterling olmuştur.
Bu senenin üç aylık vaziyetini geçen sene ile mukayese edecek olursak geçen sene Üç ay zarfında bllânço a-çığı 62.9 milyon sterling İken bu sene 70.1 milyon sterllngi bulmuştur.
Haberler
Neıv-YorkMa kalay fiyattan F
★ New-York 28 (Hususî) — New . York Borsasında kalay piyasası durgun bir devre geçirmektedir. Fiyat libresi 132 senttir. Bir hafta evvel fiyat 152 sentti.
Almanya . Danimarka ticareti düzeliyor
* Frankfurt 23 (Hususî) — Batı Almanyonın Dunlmarkadan İthal etmekte olduğu tuzlu balıkların mubayaasının daha üç hafta uzatılacağı bildirilmiştir. Bu karar Avrupa İktisadi İşbirliği îdare-heyetinln Balı Almaııyaya yüzyir-mi milyon dolarlık kredi açması üzerine verilmiştir.
Penicilline fabrikasında çalı kacak işçi ve teknisyenlerin yetiştirilmesi; fabrikanın plânı ve işletilmesi işleriyle Kambolaget ismindeki İsveç firması meşgul olacaktır.
Kanaçtanın İst Ihan] kudreti
Adana, 23 (Hususi) — Vilâyet U-mum! Meclisi salonunda toplanmış bulunan yıllık Ziraat Kongresinin açılışı münasebatiyle «öyleliği bir nutukta Vali Ahmet Kınık. Adana bölgesinin geniş ehemmiyetini belirterek demiştir kİ:
“Teknik ziraî leşkilûttan fevkalâde hizmet bekliyoruz, tilmiz, yurdumuzu refaha kavuşturabilecek geniş İmkânlara sahiptir. Seyhan ve Ceyhan gibi iki nehrin hayat verdik ova içerisinde yaşıyoruz. Kongrede 1951 yılı ziraat projesi 11e geçen yılın ziraat programı karşılaştırılmış ve evvelki yıllara nazaran geçen yıla ait inkişaflar alkışlarla karşılanmıştır, Geçen yılın faliyetl raporunda; pamuk ekim sahasının 235.957 hektara yükseldiği, hububat sahasının 195.928 hektara düştüğü, diğer tarla bitkilerinin mütemadiyen daralan bir sahaya intikal ederek 67.280 hektara indiği anlaşılmıştır. Geçen yıl kuraklıktan dolayı noksan alınan hububat rekoltesinin 1.154.280 lira açık verdiği. Boğuklardan harap cilan narenciye mahsullerinin 4.043 388 liraya yakın zarar gördüğü de kon-gerede açıklanmıştır. Kongre çalış-
malarına yarın da devam edecektir.
Pamuk fiyattan Adana Borsasın-da 390-400 kuruş arasında oynaklığını muhafaza etmektedir. Bir Hintli temsilci Hindistan namına pamuk almak üzere Adanaya gelmişse de azam! 340 kuruş fiyat vermiştir. Diğer taraftan Japonya hararetli taleplerine rağmen vasşta bulamadığından pamuk alamamaktadır. Egeli ihracatçılar İle yabancı müşteriler arasındaki alivre satışlardan ileri gelen ihtilâfın halline çalışan Ticaret Bakanının müspet bir neticeye varması temenni edilmektedir. Zira bu ihtilâf yüzünden pamuk ply- a-mıza karşı dahi şimdiden bir itimatsızlık başlamış, Borsad'ikt muameleler hissedilir şekilde gevşemiştir. Sümerbank küçük çapta mubayaaya başlamışsa da günlük muameleler fazla bir terakki göstermemektedir. Ticaret Bakanının yaptığı temaslar iyi bir netice verdiği tak-ı dlrde pamuk piyasasının yeniden canlanacağı belirtilmektedir. Adana Borsasında kampanya başından beri yapılan satışta! da 20.807 ton akala, 32 ton yerli pamuk, 12.929 ton kütlü. 5.234 ton da koza satılmıştır.
Milyonlarca sterling kıymetinde hisse senedinin gördüğü bir dünya piyasası
Levant İç Ekstra İri
Kuro rtrüm
Thompson çekirdeksiz seçmo
Krteo tohuma ( Bu s eli=Dolar) Mlnneapolls ..................
Kalay (Llbro=Sont) Levha-tencke «100 libre dolar)
Bakan bu sözleri söyledikten sonra Ticaret Odasına gitmiş ve orada kendisini bekleyen pamuk ihracatçı-tariyle hususî bir konuşma yapmıştır. Vellbeşe yann saat 11 treniyle An karaya hareket etmektedir
Alıcı, satıcı ve ihracatçıların beyanlarına bakılırsa bu toplantıda alınan karara rağmen hiç bir şey halledilmiş değildir. Bir kaç kişiden maadası asla hakeme müracaatı ka-bul etmlyecek ve İç mahkemeye aksedecektir.
Nebati Tatlar t
Zeytinyağı (E.E. tenckell) Sudamyağı (Raf sıra) .....
Ayçiçeği (Raflno çıplak) .. Fındık vrğı (Çürük)
linl teklif ederim.,, Uzun malar sırasında Ekonomi caret Bakam Hükümetin bu dahale edemlyeceğlnl fakat kem yollyle halli halinde mevrut pürüzlerin % 80 ninln halledileceğini, halledilemiyenler olursa ihtilâfların adliyeyc İntikali zaruri olduğunu belirtmiş, benim tavsiyem şudur kî, demiştir: “Taraflar hakeme müracaat ederek bu işin muslihane hallini temin etmelidir. Tarafların bu meselelerde fedakârlık yapması en doğru yoldur..,
Bir satıcı söz alarak ihracatçıların yurt dışındaki müşterilerinden fiyat farkı almakta olduklarım, bu farla satıoı ile taksim ederlerse anlaşma İmkânı mevcut olduğunu, aksi takdirde bir çok alıcı ve satıcıların iflâsla karşılaşacaklarını beyan etmiştir.
Bakan, tekrar hakeme gidilmesini tavsiye etmiş, fakat konuşurken bunu Hükümet adına söylemeye salft-hiyettar değilim, şahsan teklif ediyorum.
Toplantı sonunda hakeme müracaat yolu İhracatçıların hepsinin kabulü şartına bağlı olarak kabul edilmiştir.
Bu suretle toplantı kapanmıştır. Bakan bu sırada kendisine mülâki otan gazetecilere aynen şunlan söyledi:
“Bu toplantı hakkında hiç bir şey yazmıyacaksınız. Yazarsanız tekzip ederim.,,
ayrılır. „ denl-2.662 olmak başın, üyelik
Keten tubama (Tuaa=Sterilııg) Bombay • ••••• —••••••• • •••••(•••»(!••• Kal kuta
Ter fıstığı Hindistan .........
malan dinlemiştir. Bakan, toplantıyı açarken bu toplantıya Ticaret Bakanı olarak değil bir ihtilâfı hal İçin İzmir Milletvekili «ıfatiyle iştirak ettiğini ve tavsiyelerde bulunacağını beyan etmiştir.
Maruf bir ihracatçı olan Şevket Filibeli harici satışlarından bahsederek bu aatışlan yerine getiremediğini anlatarak haricî taahhütlerinden za-rannın 2 milyona yakın olduğunu belirtmiştir. Âlbayrak mevcut ihtilâfların halli için en iyi tedbirin ha-korno müracaat olduğunu söylemiştir, Bir satıcı şöyle demiştir:
“Bir Bakanlar Kurulu karariyle bu kabil ihtilâfların hakem yolu He hal-konuç-ve Tl-işe mü-işin ha-
büyük milletlerarası tahvilât piyasalarından biridir. Londra merkezi, Birmingham. Liverpool, Glasgovv, Car-dlff vo diğer eyalet şehirleri tahvilât bordalarına doğrudan doğruya telefonla bağlıdır. Ayrıca New-York, Jo-hannesbourg, Montreal, Melbourne, Paris, Amsterdam ve Kalkûta bor-satarlyle Londra borsası arasında telgraf ve telefon İrtibatı olup, bu merkezler arasında bir İki dakika zarfında muameleler yapılabilmektedir.
Karışık ve çeşitli gibi görünen Londra Bordasının çalışma teşkilâtı esas İtibariyle basittir. Borsaya kayıtlı yani bu teşekkül dahilinde iş yapabilecek üyeler İki sınıfa Bunlara “Broker,, ve "Jobber, l|r. Ağustos 1950 ortasında “Broker,, ve 1.012 •’Jobber,, üzere, 222 üyenin do fiilen iş da olmadıkları hesap edilerek sayısı 3.896 idi.
Halkla doğrudan doğruya Broker-lerin teması vardır. Komisyon esası üzerine iş görürler. Çeşitli eshamı onlar Jobbor’lerdon alır veya bu şahıslara satarlar. Piyasaya yeni tahvilâtı sürmek işindo de rolleri önemlidir.
Jobber’ler netice İtibariyle, esham ve tahvilât alıp satan tüccarlardır. Bunların Londra Borsasında kendilerine ait rahleleri veya tezgâhlan vardır. Jobber’lerdon müteşekkil firmalar ekseriyetle muayyen cins hisse senedi ve tahvilât üzerinde ihtisas yapmışlardır. Meselâ sınaî seler hisse senetleri, devlet Amerikan eshamı üzerinde ve bunun dışına çıkmayan vardır. Broker‘lerle Jobber’ler ara sında yapılan muameleler yazılı de ğlldir. Karşılıklı söz esasına nıüste nittlr.
Tağlı tohumları
Ayçiçeği vohumu ••••••»«•••aç Keten tohumu
Kendir tohumu ..........
Sunara
Yer fıstığı kabuklu
sında dejenere olmaktadır. Bilhas* sa boya vo apre dâvası, standardizasyon işi ön plânda gelmektedir, Bugünkü dokumalarımızın çoğunun boyası has değildir, silindiraj yapılamıyor. Bu maksatla. Denizlide bir buçuk milyon lira sarflylo modam bir “boya - apre., santrali kurulmuşsa da. hâlen Denizli Dokumacılar Kooperatiflerinin malı bulunan bu muazzam tesisat 1946 dan beri İşletmeye açılamamıştır. Büyük ideallerle başlanıp meydana getirtilen bu müessese, bugün depo olarak kullanılmakta, kooperatifler yoksul olduğundan sanat ve memleket İçin çok hayırlı olan santrali çalıştırama-makta; dokumacılar bin bir zorluklar İçinde klâsik usullerle İdi boyalarla ipliklerini boyamakta, mallarını slllndlrajsız pazarlara arzetmek-tadır. Bu tesisi faaliyete geçirmek için Ekonomi Bakanlığı emrindeki fenni tesisler karşılığı olarak bloke edilmiş olan fondan yardım edilmesi temenniye şayandır. Bu dola An-karada toplanan Dokumacılar Kooperatifleri Kongresinin bu kabil tesisleri işletmek için Bakanlık ner-dindc teşebbüse geçecekleri kuvvetle tahmin edilebilir. Ekonomi Bakanlığının bu milli tesisle alâkalanması, Denizlinin hayati bir dâvasın zafere kavuşturacaktır.
Hububat:
Buğday yumuşak (Tûc.) . Buğday Ofis .................
Arpa yemlik (dökme) SİM ir «an (çuvalı) Fasuivu tombul •eeeıeeeeeeeeett Fosuiva Çalı sert Kuşyeml •«•••••eeMeaeeeeee Mercimek kırmızı kabuk. Mercimek yeşil ••••«•••••••••••e Nohut .ULtÜrcl
Kura Meyvalar ı
Fındık kabuklu sivri) ......
Fındık (lç tombul W50)
Ceviz (kabuklu) .... . • ••
Ceviz (İç natürel)
İyi mal •Llbreııi=Fiyatı> eıra malı “
Anadolu ” Trakya u M
Buğday (Buşell=Sent) (•«•••••••••••-Şort Kış mahsulü No. 2 ............
Kırmızı Kış mahsulü No. 2 ........
Pamuk Mlddllng (IJbreal=Sent) Aralık
Mart
Mayıs • •• •••••• •• • ••• ••••••••• t
Tiftik (Llbres!=Scnt) ________
Tekoas No. 1
Fındık (Llbresl“$*nt) Kabuklu yerli İri ........
•• orta • w ••••••••• ithal malı iç llhaı malı .......
(Llbr(wl=8ent) .....
New-York 23 (A.P.) — New-York Borsasında, dün bazı fiyatlar düşmüş bazdan yükselmiş ve borsa karışık kapanmıştır. Chicago Hububat Bor. sası alçak kapanmıştın
KAMBİYO ve ESHAM
âçınş KMpHfllŞ
! Sterling 7*5.60 7. M. 80
!■ 100 Dolar 280.30 280.30
| 100 Fr. Frangı . 0.80 0.86
ı 100 tavike Fr. . 64.03 64.03
I 100 Belçika Fr. 5.60 5.60
100 tsveç Kr. ... 54.12.50 54 12.50
100 Florin 73.68.40 73.68.40
ı 1(M) L>ırvt »«•••••••(« 0.44.128 0.44.128
100 Drahmi 0.01.876 0.01.876
100 tfaco’idos .... 9 73 90 9.73.00
! «933 Organı ... • • • •••••••*« 22.45
«vft 1938 tkramlyeU 20.20
i MIİH Müdafaa £ eesavMM 20.15
»941 Demiryolu IV 21.45
(&5 194j Demiryolu V 98 50
%4 1/2 1949 îkramiveil 96.65
I 1941 Demiryolu VI 97.10
Kalkınma i eeeae 97.25
Kalkınma ü 07.25
| Kalkınma İD 97.30
%S 191S istikran 1 97.—
%6 1948 istikrazı 11 .... 97.70
1919 istikrazı 1 96.30
I %7 Milli Müdafaa rv 20.20
%7 1934 Slvafi-Krzurum 1 . 21.10
%7 1934 u-vıı. 20.35
%7 1941 Demiryolu 1. 19.50
%7 1941 Demiryolu II 20.20
ı %7 1911 Demiryolu IH 20.62
%7 idim Müdafaa X 20.10
| %7 Milli MUdalaa. 11 20.95
%7 Milli Müdafaa m. 21.15
%7 Milli Müdafaa VI. 21.35
| Şirket Tahvilleri
l T.C. Ünuıt Bankası ......... 20.60
Anadolu D.T. Tertip A7B. 110.—
•• M %öü 112 ÖT
ı „ Mümes. Esnet 57.50
| Şirket Hisse Senetleri
1 T.C. Merkez danaası 124.—
Türkiye İş Bankası 80.—
Türk Ticaret Ban Uzun â-
| Anlan Çimento 15.50
140.—
315/319
48.—
150.—
İzmir Ticaret Borsası
Bugün tiOD Kapanıp
Üzüm çekirdeksiz No.9 75.— , 74.—
înolr A eorlsl No.s — 47.—
tnelr H serisi No. 108 — 45.—
Pamuk Akala 1 400.— 400.—
Pamuk Akala II — —
Pamuk Akala, III...
t^fiLfDUİC QX"1İ •••••••eeeetee — —
Pamuk vağı (rafine) » — —
Pam ık ''eklrdeği 16.— 10.—
Adana Tica ret Borsası
Birinci Aksta 8M).—
İkinci 370.—
Birine Akala vûdell ... M 400.—
Hazır 400.—
ikinci Akala yağmur yemiş — —
Altınlar •
Bugün abaKS kuı
Lire Lira
Külce Yeril Gr. 4.61 4.58
Külçe Dok urba. —
Cumhuriyet — —
eeeeeeew(ef 87.66 37.40
Hurnit 82.—
CfUİdvn ••••••>••« 28.45 28.25
ln.'/liİ7z 41.80 4L60
Fransız kok .. —
Napoieon İH . —
İsviçre —
M Kasım 1950
Y İl. A i İSTANBUL
Sayfa 5
vusturyada sanat hayatı
Alman Tiyatrosunun dev artisti Werner Krauss ile bir konuşma
Viyanada bir sanatkânn hastalanması en mühim hâdiseyi teşkil eder. Krauss’un hastalığı da Viyanayı bir hayli heyecanlandırmıştı
KOR
Yazan: Selına Sami COŞAR
Viyanada bir sanatkârın hastalanması mühim bir hâdise n-lur. Sanalsız, sanatkârsız yaşı-yamaz Viyana da ondan.
VVemer Krauss’un hastalığı, herkesi bir hayli heyecanlandırmıştı. Aylarca sahneye uzak kaldıktan sonra iyileşmesi çok sevindirdi Viyanayı.
öyle ya» Emil Jannlngs. Wer-ner Krauss, Konrad Veidt, Paul Wegener; Alman tiyatrosunun bu 4 dev sanatkârından 2 sini dünya tamamen kaybetmiş. E-mil Janningrs de sahneye çıkmaz olmuştu. Çok geçmeden o da e-bediyete karıştı. Krauss, Alman tiyatrosunun temsilcisi olarak tek kaldı.
Bir gün Prof. Ebert'ten. artistlerden en çok kimi beğendiğini sormuştum. ” Werner Krauss’u,, demlştL
Burg Tiyatrosunun Jullus Ce-aar İlânlarında Cesar rolünde o-nun adını görünce, hudutsuz sevindim. Gittim, şevkle seyrettim onu. Sanatkâr büyük olunca, e-•er de dev gibi oluveriyor.
Bir müddet sonra» Krauss, "A-kademi Tiyatrosu” nda Ibsen’in “John Gabriel Borkman” adlı e-•erinde Borkman rolünü oynadı. Bu eseri gördükten sonra, vaktiyle Paganini için “Dünya, bir daha böyle kemancı göremez’’ dendiğini hatırladım» Krauss gibi bir aktör, demiyeylm ama, Borkman rolünü onun kadar ta-bü, onun kadar sadelik içinde bir dev haşan İle oynıyacak bir artistin bir daha geleceğini sanmıyorum. Beş gün uyutmadı bu c-ser beni. Hayatın bir sahne, sahnenin de bir tabiat olduğunu zannettirdi o gece Krauss bana. Biz günlük hayatımızda, er tabii hallerimizde bile, meğer ne kadar suni, ne kadar yapmacıklı imişiz de haberimiz yokmuş,
Borkman’m genel provasından!
Musiki hayatı
Konservatuarın ikinci konseri
- SEGÂH FASLI
Yazan: Lâika KARA BEY
21 kasım 1950 salı günü saat 18 de İstanbul Belediye Konservatuarı Türk Al us ikisi icra Heyetinin Şehir Komedi Tiyatrosunda verdiği konseri ondan evvelkilere nispetle farklıca bulduğumu bir hakşinaslık eseri olmak üzere herşeyden önce söylemek İsterim.
Hakikaten eskiye nazaran salâh varsa da bir konservatuar konserinde beklemeye haklı olduğumuz evsaf İtibariyle bir çok da kusurlar göze çarpıyordu.
İcra heyetini teşkil eden zatlar Allaha şükretmelldlrler kİ. uhdelerine verilen hizmet tek sesli musikiyi icra etmektir. Yoksa her sazın vazifesini ayıran çok sesli musiki parçalarını çalacak olsalardı mahcubiyetlerine pâyan bulunmazdı. Çünkü eserleri başından sonuna kadar İyice ezberlememiş olduklarından nöbetleşe figüranlık yapıyorlar ve kendi İşlerinin o sırada arkadaşları tarafından görülmekte olmasına İçlerinden seviniyorlardı. Çok sesli musikide buna imkân yoktur. Vaziyetin söylediğim gibi olduğu kulakla farkedillyor ve sanatkârların el hareketlerinde gözle de görülebiliyordu.
İkinci kusur, Türk musikisinin pek orijinal bir makamı olan “segâh”ın hakkiyle eda edilememesi ve dizisindeki perdelere tam bLr sıhhatle basılamamaeıdır. Bilhassa sabit perdeli sazlarda bu kusur daha fazla İdL Bunu da bir ilim mües-sesesl olan konservatuara lâyık bulmam. *
Düzen meselesi başka bir âlemi “Bol ahenk„ten bir ses daha pes t düzen seçilmiş olduğu İçin sazların da, seslerin de zölpüklüğü nahoş bir tesir bırakıyordu.
“Derme vc-i perişanl-1 mâ fasıla-1 nist^ güftell Ağır Semai ile Hlrlstaklnln “Suy-i Kâgıthanede nıeftûn misal'1 güftell şarkısı İyi okunamadı. Heyetin, birlikte çalışma hususuna ehemmiyet vermediği anlaşılıyor. Göze ve kulağa hitap eden delillerin hepsi birbirini kuvvetlendirerek aynı noksana İşaret etmektedir. Meselâ eserlere girişte ve nihayet verilişte hemen hiçbir raman beraberlik temin edilemedi. Yine meselâ sololara refakat edenler, ne yapacaklarını tâyin edcmlyerek tereddütlerle bocaladılar ve makam göstermekten İbaret kalması lâzım gelen kısa gezintileri bazan uzun taksim haline koyarak solisti ne zaman şarkıya başlıyacağında mütehayyir bir vaziyete soktular.
Bundan evvelki Ferahnak Fasit konserinde solistlere refakat eden kıymetli sanatkâr Fahlrc Forsan ile Sadi Işılay çok daha muvaffak olmuşlardır. Bu defa okuyucular, güzel bir refakatten mahrumdular.
Bunca kusurlar arasında küçücük bir muvaffakiyeti daha zikretmeden geçemlyeceğim: Şimdiye kadar icra hayatının fasıl konserlerinde Yürük Semai biter bitmez hepıen Saz Semaisine girilmiyor, hanendelerin dışarıya çıkmaları beklendikten ve musikinin yarattığı atmosfer tama iniyle bozulduktan sonra Saz Semai çalmıyordu. Bu sefer öyle olmadı. O küçük fasıla da verilmeyip Yürük Semaisinin okunmasını müteakip vaziyete halel getirilmek sizin tıpkı anane İle alışılan tarzda Saz Semaisine geçilmesi lâzımdır. Gelecek defa öyle yapılması temenni edilir. Hanendelerin sahneyi terketmeyip saz eserini dinlemek gibi pek ucuz olan bu himmetlerine teşekkür olunur. Çünkü samimi tenkldlerin yavaş yavaş kabul edilmeye başlandığı görülüyor.
Yine öyle ucuz nevinden bir himmetle izalesi mümkün olan bir kaç aksaklığı daha kaydedeceğim: Kemancılardan biri, notada bulunmayan ve diğer sazendeler tarafından çalınmayan bir takım ilâvelerle eserleri süslemek itlyadındııdır. içkili gazino İntibaını uyandıran bu lüzumsuz külfete girmemesi kendisinden rica edilemez mi T
Heyete viyolonsel ile iştirak eden Vecdi Seyhuııun sazına kâfi derecede hâldin olduğunu biliyoruz. Bu bilgimize o da İştirak ederek çalışına biraz daha emniyet ve itimat katsa ne kadar İri olacak!
Müzikal bir erkek sesine malik olan Ekrem Kongarın epeyce eskimiş bir repertuarla soloya çıkmasını o sesin şanına uvgun görmedim. Biraz daha taze bir repertuarla ve normal sesi ile sinirlenmeden okusa hem Tanrıya şükranını ödemiş, hem de dinleyenleri memnun etmiş olurdu.
Yorgo Bacanosun ut taksiminde ve Muallâ Yakann solosunda hiç muvaffakiyet izine rastlamadık. Halbuki biz yalnız bunlarda değil, Türk musikisinin resmi mümessili sayılan İcra heyetinin musikiye alt bütün faaliyetlerinde göğsümüzü kabartacak muvaffakiyetlere susamış bulunuyoruz.
Yazan : Süleyman TAMER
tferner Krauss. (Jud Rüssı filminde (Rabbl Low) rolünde.
çıkınca üstatla görüştüm. Konuşmak Üzere beni evine davet etti. Viyananın 0 uncu Bölgesinde Porzellan Caddesindeki apart. manında kendisini ziyaret ettim. Kapıya açan eşi, beni güzel bir odaya aldı. Yerde, bej renkli bir taban halısı, duvardaki etajerde tiyatro eserleri, ansiklopediler. köşede geniş bir divan, ü-zerinde fevkalâde güzel bir Avrupa halısı vardı. Çallşma masasının üzerinde •Gerhart Haupt-mann’m güzel bir karakalem resmi duruyordu.
Odada beni karşılayan üstat, gerüş bir koltukta yer gösterdi.
Wemer Krauss. Strindbergln Kronbrnııt) eserinde (Stlg Mstson) rolünde.
Hatırımı sorduktan sonra:
— Türk kadınlarının sahneye çıkmasını cemiyetiniz nasıl karşılıyor? dedi. Verdiğini izahat, üstadı çok memnun etti.
— Türkiyeyl çok görmek İstiyorum!
Nefis Viyana kahvelerimizi İçerken üstat anlatmaya başla-dı:
— 1844 de Bavyeranın küçük bir köyünde doğdum. Ailemin hemen hepsi mutaassıp din a-damları idi. İlk olarak 1903 te, 19 yaşında sahneye çıktım, Av-rupanın her tarafında. Amerika, Brezilya, Arjantin, Şlll'de muhtelif temsiller ’ verdim. İngiliz sahnelerinde hep İngilizce oynarım.
— Borkman’dakf rolünüz, sizin müzikle yakından ilgilendiğinizi gösteriyor!
* — Müziğe karşı büyük bir sevgim olmakla beraber, müzikal değilim. Fakat kuvvetli bir rltm duygusuna malikim. Bu da bence çok mühim. Bach ve Beethoven’i çok severim.
— Ya aktörlerden?
— Alman tiyatrosunun efendisi ve üstadı olan Albert Basacr-mann’ı, beynelmilel artistlerden de Charles Laugbton’u çok beğenirim.
— Dramcılardan?
— Slıakespeare’den başka birisi düşünülemez kanaatindeyim.
— En çok hangi eserini beğenirsiniz ?
— Bu kadar güzel arasından bir güzeli seçmek zor şey. Hepsini. diyeceğim. Yakında Alman-yada Kırat L.ear‘1 oymyacagım.
— Rejisörlerden en çok kimi beğenir siniz?
— Walter FeİBenatcin. Josef Glclen’L
— Filmi mİ tercih edersiniz, tiyatroyu mu ?
— Tiyatroyu, fakat fllnıi de severim.
— Rollerinizde dramı mı tercih edersiniz, komediyi mİ?
— Her İkisini de seve seve oynarım Bence, bir aktör her rolü aynı zevk ve başarı ile oynıyabil. melidir.
— Şimdiye kadar kaç film çevirdiniz?
— 25 kadar.
— Aktör ©vlenmell midir?
— Daha çok eser verebilmek, daha iyi çalışabilmek için, e-vet Evlenme bir meslekdaşla yapılacaksa, hayır. Bk karım meşhur tiyatro artisti Morla Bard'dı. İki cambaz bir ipte oy-nıyamadık ip koptu.
•'Dr. Koch” filmini yurdumuzda da zevkle seyrettiğimiz Alman tiyatrosunun tek kalan bu dev sanatkârına teşekkür ederek ayrıldım.
Yeni neşriyat
BİZİM T t R K I Y E
Bizim TUrkiyenin 11 inci sayısı dolgun bir münderecatla satışa çıkarılmıştır. Değerli ilim a-damlarımızın imzalarını taşıyan “Bizim Türkiye,, bir çok kıymetli yazılardan başka Prof. Remzi Oğuz Ank'ın “Türklyede Komünizm,, adlı bir makalesini de ihtiva etmektedir.
4
İngilizoeden
RÜYA ve FAL
Toplayan: Lx>ıılftu lAvrford
Akıl ve zekânın rüyayı ve falı kabulden imtina etmekte olmasına rağmen, zayıf ve fâni gö-rüşlyle mukadderimiz saadet midir, sefalet midir, keşfetmek için istikbalin korkunç perdesini kaldırmaya yeltenmekte olan bu eseri İngilizceden H. Tengüz dilimize çevirmiştir.
Boş vakitlerinizi zararsızca ve hoş geçirmenizi sağlayacak bu kitap Bayan falı, Bir kımsonin karakterini bulmak, Avuç falı (Palmastri), Fincan falı. Yumurta falı, Rüya ve Tâbirle, olarak 6 kısma ayrılmıştır.
Şiirimizde Atatürk
0, sayısız örnekleriyle günümüzün şiirinin konularındandır.
Yazan: Sabahaddin Kudret AKSAL
ÖLÜMÜNÜN onlktnci yılında Atatürk için yazılan şiirler, sayı bakımından olsun, özleri bakımından olsun, diğer yıllarda yazılanlardan daha baskın oldu. Hattâ Atatürk konusu bugün e-deblyatımızda» Atatürkün yaşadığı günlerdeklnden de fazla işleniyor, şairi, yazıcıyı hergün biraz daha fazla kendine bağlıyor diyebiliriz, ölümünden onlkl yıl sonra Atatürk bütün cepheleriyle daha fazla beliriyor, hakkında yazılanlarla, söylenenlerle, kendisini benimslyenlerln üzerine tuttukları ışık altında her za. mandan da daha canlı görünüyor.
Zamanın daima ölümlü varlıkları, hâtıraları yediği, yoketmi-ye çalıştığı bilinir. Ama Atatürk İçin bilinenin tam tersine, lehinde çalıştığı, lehinde çalışmaktan başka bir şey elinden gelmediği artık bellidir. Bundan da anlıyoruz ki o bir hâtıra değildir. Bir fikirdir. Günümüzün yaşıvan fikridir. Toplumu hurafelerden kurtararak, bilimin, güzel sanatların ışığına çıkarmak İsteyen, çıkaran, Üstelik yaptığı İle yetinmeyen, daha doğruyu, daha güzeli özleyen yaratıcı fikir. Hakkında çıkan bütün yazılar onu en çok bu yönünden, karanlığın karşısında aydınlık olması yüzünden Övdü Şair bu yönünden andı.
Benim bu yazımda, üzerinde durmak istediğim ölümünün on-İkinci yılına bütün tazeliği, canlılığı 1le ulaşan Atatürkün şiirlinize nasıl aksettiğini incelemek. Günümüz şairleri için bu ölüm yıldönümlerinde Atatürk konusunu İşleyen şiirler söylemek, dergilerin bu şiirlerle dolu özel sayılar çıkarmaları güzel bir gelenek oldu, önümde şu anda bu işi yapmış iki dergi duruyor. Şehrimizde yayınlanan “Varlık”, bir de Ankarada ki "Kaynak”.
ikisinde de zamanımızın gerçek, genç şairlerinin, yazarlarının şiirleri, yazıları göze çarpıyor.
Atatürk için ta ilk zamanlardan beri yazılmış şiirleri düşü-
Korede İngiliz askerlerinin
tesellisi olan küçük çocuk
Kore, 20 aa-sun t Hususi harp muhabirimiz LHnelCra-ne bildiriyor).
Aşağıdaki yazı Herourt Bed-ford odında bir çocuğun hayat kitabından bir fasıldır.
Asıl adı Herbert olmayan bu çocuk Kore lidir. Kore'deki çocuk adları İse daima Kını, Lee yahut Pak gibi şeylerdir. Ona bu ad. Pyongyang muharebesin, den sonra şehrin tozlu yollarında otururken İngiliz askerleri tarafından bulunması üzerine verilmiştir. Onun şehri terkeden halkla beraber kaçamamış olması askerlerin son derece hayre-tini mucip olmuştur. Fakat tozlu yolun kenarında ağlayarak oturan çocuğun yanına gelip ayağa kaldırdıkları zaman yavrunun aysklanmn kötü teşekkülü yüzünden yürüyemediğlnl görmüşlerdir. Yeryüzünde belki hiç kimse böyle bir atmosfer İçinde bu dört yaşındaki Her-bert’ten daha yalnız ve daha acınacak vaziyette olamazdı. Yegâne tesellisi ise anavatanı
nüyorum: Kaynak Dergisinde Cahit Sıtkı Teranemin dediği gibi hayatında da hakkında birçok şiir yazılmışsa da muhakkak kİ güzelleri, başarılıları asıl ölümünden sonra yazılmıştır. Ben biraz dalın ileri giderek Atatürk hakkında yazılan en güzel şiirlerin son birkaç yıla rastladığına İnanıyorum. Sebebini de doğrudan doğruya şiirimizde, şiirimizin son yıllarda gösterdiği gelişmede buluyorum. Gene Cahit Sıtkı aynı yazısında onlkl yıl önce Nurullah Ataçla aralarında geçen bir konuşmayı hatırlıyor, Nurullah Atacın "Atatürk için şiir yazdınız mı” diye sorduğunu, cevap alamadığını anlatıyor.
O yıllar, Cahit Sıtkmın dediği gibi, Atatürkten bahseden şiirler yazılmadı, yazıldıysa da az yazıldı. Çünkü şiirimizin başka konulan, başka bir havası vardı. On yıl önceki dergiler ka-nştırıhnca şairlerin daha çok kendi ruhsal gerçeklerinin peşinde koştuğu, küçük anlarını yakalamıya çalıştıkları, ustalıklarını bu konularda geliştirmekte oldukları gbrülür. O yıllarda şair yalnız şiir sanatlyle ilgilidir, şiiri o güne denk bünyesinde yer etmiş başka sanatların tesirlerinden kurtarmıya, şiire bir bağımsızlık getlrmlye, âdeta şiiri ayıklamıya uğraşır. Bu saydıklarım gene gerçeklere en düşkün olanların gördüğü İşler. Şairin, meşhur deyimiyle fildişi köşkünden çıkmasını istemiyen-ler de vardı. İyice biliyorum, o günün gerçek şairi toplum İşlerinden bahsetse etse nesir, düz söz bahseder diye düşünmüştür. Yahut çoğu böyle düşünmüştür.
Oysaki günümüzün şiiri gelişti. Artık her şeyden bahsedebiliyor. Şiirin, öteden beri şalrâ-ne bilinen sözler, hayaller, buluşlar olmadığını, şairin nereden a-çarsa açsın, güzel şiir söylemesini biliyorsa söyliyeblleceğinl. ustaysa ustalığına erişebileceğini. yazılan, yazılmakta olan şiirler gösteriyor. Bu gerçi her zaman bilinen bir gerçekti, ama bugün elle tutulurcasına biliniyor. Böyle olunca da şair dEc-diği gibi, dilediği konudan söz
Rutubetli Kore gecelerinde belki battaniyesi az gelen asker vardır. Fakat Herbert için böyle bir şey mevzuubahis olamaz. Onun battaniyesi çoktur. Uykusu geldiği zaman bir tanesinin altına girerek kaybolur.
alevler IçLnde yanarken bunun dehşetini idrak edemiyecvk kadar küçük olmasında İdi. Tankların uğultusu, uçakların İnsanı sağır eden hamleleri, makineli-tüfeklerin ateşi ona hâdisenin ehemmiyetini ihsas edemiyor, sadece alışık olmadığı bu cehennemi manzaradan korkmuş, ağlıyordu.
Askerler bu çocukla alâkadar olabilecek bir müessese bulup teslim ederler ümidiyle Herbert’I bir kamyona yerleştirdiler. Fakat harp halinde olan Kuzey Korede onu bağrına basacak bir müessese, bir şefkat yurdu bulmak mümkün olmadığı İçin yavru hâlâ, şimale doğru ilerleyen bu birlikle beraber bulunmakta, dır. Artık tamamlyle 27 nel İngiliz tugay karargâhına bağlı olan Herbert. tugayın bir mas
açıyor, toplum işlerini anlatıyor, düşünüyor, gene de şiirin en güzelini söylüyor.
Şairin şiiri anlayışı, şiir üzerine düşüncesini de yazışı, ustalığı gibi gelişmeler gösterdi. Şairin de bir insan, toplum içinde yaşıyan, toplumla beraber dü-şündn bir İnsan olduğu, ancak toplumla beraber düşündüğü, düşündüğünün şiirini söylediği zaman güzeli elde ettiği fikri belirdi. Gerçekler artık şairi sarıyor.
Bugün şairlerin Atatürk hakkında güzel şiir söyleme sırrına erişmeleri, anlayışta ve ustalıkta beliren bu gelişmenin sonucudur bence.
Artık diline, sanatına hâkim olan Türk şairi Atatürkten de rahatlıkla, ustalıkla bahsedebiliyor. Yazdıkları da dilimizin en güzel şiirini meydana getiriyor. Varlıkta Cahit KÜlebİnin "Ata-türk İstiklâl Savaşında" adlı u-zun şiirini okuyup da böyle dü-dünmemek elden gelmez. Küle-binln bir destan havasında yazılmış. yer yer hikâye anlatır gibi konuşan, yer yer düşünen, sonra birden hikâyeyi de. düşünmeyi de bırakarak İçlenen, bazan manzara çizen, hattâ söylev veren şiirini dilimizin en güzel destan deyişlerinden biri savıyorum. İşi böyle zor tarafından alıp da başarıya giden bu şiirin tamamını okumak isterdim burada. Güzel şiirler, okundukça, insana nefes almanın rahatlığım verir de ondan. Bu şiirde, Ata-türkü Samsuna ayak bastığı ondan itibaren ne güzel takibedl-yoruz:
“Davnını (İh deli gönül davrtuıı Kemalpaşa dinlemiyor fermanı”
Kiİlebl bazan böyle halk şiirinin edaslyle konuşuyor. Bazan da düşünüyor:
“Sana borçluyuz ta elerinden Işığısın bu surdun
Dilimizi, ulusallığımızı sen Öğrettin bize Cumhuriyetimizi sen kurdun"
"Varlık”ta da. "Kaynak”ta da Atatürk İçin yazılmış başka güzel şiirler de var. Böyıece A-tatürk. sayısız örnekleriyle günümüzün şiirinin konulanndan-dır.
kotu, hattâ Idol’ü haline gelmiştir. İngiliz askerlerinin çoğu evli ve çocuk batası olduğu İçin, kendilerini yuvalarından ayıran hürriyet uğrundaki günlük savaş ve (viajn öldürme vazifeleri bilinci hepsi Herbert’ln etrafına üşüşmekte, yavru da muhtaç olduğu şefkat» sevgi vo alâkayı bol bol bulmaktadır.
Uzun zaman bu tugay ile beraber dolaştığım İçin Heıbert’e gösterilen bu alâkaya da yakinen şahit oldum. Korkarım kı. Herbert şarkın en şımarık ve şişman çocuğu olacak.
Herbert’ln yatağı mutfak kamyonundadır. Tugay yürüyüş halinde İken kamyonun İçinde oturur, konakladıkları zaman da o civardan ayrılmaz. Herbert için yemek vakti subahtan ak-ŞAnıa kadar devanı eder. Sabahleyin karavana ateşinin başında toplanıp Herbert’e merhaba demek subaylar İçin bir İtiyat halini almıştır. Herbert İse kaşık kaşık atıştırdığı çorba yahut omletinden lûften başını kaldırıp cevap verirse ne mutlu. Batta, nlyelerin arasında pür azamet ve huzur içinde otunırken en ufak bir lâkaydlye de tahammül edememektedir. Sabah kahvaltısından sonra öğleye kadar durmadan bisküit. reçel yahut tatlı yiyerek vakit geçirir, öğleyin güzel bir tabak et yemeği yiyip yine bisküiUerini kemirerek akşamı bulur. Yemek mevzuunda lisan zorlukları bertaraf edilmiştir. Çünkü Herbert canı ne çekerse parmağı ile gösterip, ister. Yemek yeylşl de gayet temizdir. Plâstik kaşığından nadiren yemek sıçratır. Bilhassa, terbiyeli İnsanların tabak yalamaması lşaretlerlo kendisine öğretildikten sonra iofra Adabı büsbütün düzelmiştir.
Geceleri, İngiliz askerlerinin bir Kore kasabasından kendisi için tedarik ettikleri ipek şllteli bir yatakta yatar. Rutubetli Kore gecelerindo belki battaniyesi az gelen asker vardır. Fakat Herbert için böyle bir şey mevzuu bahis olamaz. Onun battaniyesi çoktur. Uykusu goldlği zaman bir tanesinin altına girerek kaybolur.
Herbert haftalardan beri yoldadır. Üniformalı Ingiliz dostlan ne zaman ve nerede rastlayacak, lannı bilmemekle beraber, sık sık, onu bir öksüzler yurduna bırakmaktan bahsederler.
Bu yazımın, Herbert’ln hAyat kitabından bir fasıl olduğunu söylemiştim. Bu faslın senu henüz gelmediği gibi ne zaman geleceği de bilinmemektedir. Fakat bu sonun yalnız küçük Herbert İçin değil, bütün İnsanlığa da hayırlı olmasını temenni edelim.
GÖZÜM, ocaktan düşen korlara daldı. Ne canlı renk!.. İnsanın muhayyilesini tahrik •-diyor.
Karanlık, zifiri karanlık bir gecede; yıldızsız, aysız bir gecede yolda kalmış bir ııdam. u-zakta, hayli uzakta bulunan ı-şıklı şehirleri. benim bu kor parçasını gördüğüm gibi görür.
Açtır, susuzdur, uykusuzdur... Seneler sonra doğduğu şehre dönmektedir. Hasretin yarattığı gönüller!,. Ayrılık, nedamet!.. Zamanla İnsanoğlunu çökerten hisler!.. Gece yolda, doğduğu şehrin ışıklarını seyreden adam, bütün hu fırtınaları duymlıgtur! Bu kasırgalar onun ruhunda kopmuştur!
Ayaklan duralıyor... Zihninin tek bir melekesi benliğine hâkim: Hahza. O. artık eskj günlerine dönmüş... Hafızası öyle ışıklı, öyle renkli, öyle oynak MU
Kısa pantalonlu çocuklar çayırda koşuşuyor... Pantolonlarının kıçları yamalı. Kimi askılı, askılarının düğmeleri kopmuş. Kimi belden bir kayışla tutturmuş.
Pazen mintanlarının, yıkana yıkana rengi atmış. Belli ki a-nalarınm eski entarilerinden bozma Çoğu yalınayak!..
Yıldızsız ve aysız bir gecede yolda kalmış bu adam hayatının pek gerilerinde kalan, kısa pantalonlu çocuklar arasında kendini de görüyor.
Topukları ve tırnaklan hep kiril gezerdi! Çocukluk, fakirlik!.. Ve daha o hatırlamakla, ben yazmakla, sfiı de okumakla zevk duytnıyacağınız bir yığın • tuk”, bir yığın ”Hk”; hattâ bir de babadan öksüzlük. Çocuk gönlünü İçin için kemiren ıstırap kurtları.
Hâtıralarını örten perdeyi biraz daha araladı. Ahşap bir ev var!.. Kendi evleri. Annesi bahçede çamaşır asıyor. Pencerelerde kırık camlar, odalarda çökmüş döşemeler!.. Gene de hayatları gamsız, tasasızdı.
Sonra delikanlılık çağları’,. Su ilerdeki bağda az mı gönül eğlendirrftlyti? Çapkındı ve serde gençlik vardı. Kolay mı. insanın kanı kaynarken durulmuyor. Sanki ateşten bir yılan, bacaklarından beynine çıkıyor, hem de kıvrıla kıvrıla. Seylan o zaman önüne geleni "parçala" diyor.
Gece yolda, doğduğu şehrin >-
Tiyatro kronikleri
Tersine
REFİK Nuri Kordağ tarafından tertiplenmiş bu hikâye hoş bLr mevzua sahiptir. Bünyesinde oldukça ustalıklı "vaziyetler" bulunan “Tersine Dünya’’ da bizi zaman zaman hâtıralarımızı yoklamağa sevkeden sahnelere ve "kiproko,, lara şahit olduk Bu nokta üzerinde fazla durmadan komedinin temsiline gelelim.
Ezeli hikâye: Şehir Tiyatrosu tiyatroyu dram ve komedi diye İkiye taksim etmiştir; dramı ağlamak. komediyi de güldürmek üzere oynamaktadır. Böylece dramların hepsi “melodram", komediler de •“vodvil” hattâ "fars” halinde sahneye çıkarılıyor.
"ihtiras Tramvayı" isimli piyes nasıl bir facia havası içinde temsil ediliyorsa, hissi bir komedi olması icubeden "Tersine Dünya,, da âdi ve tâbir caizse "behlmi” bir fars halinde sahneye konulmuş bulunuyor. "Sahneye konulmuş" demekle de büyük bir İddiaya girişmiş oluyoruz. Zira temsilde böyle birşey görmediğimiz gibi, buna teşebbüs edildiğine dair bir emareye de rostlıyamadık. Senelerdir göre göre çatlaklarına kadar ezberlediğimiz kapalı salon dekor-lariyie takımlar arasında aktörler. söz sıralan geldiği vakit sahneye çıkıyorlar, İşleri bitince dönüyorlar. Hoş bundan da tabii “voz’ı sahne’! olamaz ya!...
Parlsln büyük mağazaları, vlt-rlııelrintn önünde binlerce çocuğun hülya kurdukları Noel hediyelerini şimdiden camekânlarına yerleri İrdiler. Resimdeki küçüğün aklından geçmekte olanları kim tahmin edebilir?
şıklarını seyreden adam, gençliğini böyle düşünüyordu. Ne günlerdi!.. Gecesi ayrı âlem, gündüzü ayrı âlemdi. Sanki gençlikte mehtabın ayrı sihri, güneşin ayrı yakıcılığı, hayatın ayn tadı vardı. Klmblllr, belki de gençlikte insana mehtap daha . sihirli, güneş daha yakıcı, hayat daha tatlı gelir!.. Çünkü doğduğu şehrin ışıklarını seyreden adam, yıllar sonra, fersiz gözleriyle karanlıktaki oynak ışıklan nafile yere aramış: paslanmış kulakları gecenin musikisini artık duymaz olmuştur.
"Gençlik, gençlik!*
Karanlık, zifiri karanlık bir gecede, doğduğu şehrin ışıklarını seyreden adamın çatlak dudaklarından "gençlik!” kelimesi döküldük Dökülmedi, hayır, hayır! Sızdı!
Ağır yaralı birinin, ölmeden az evvel dudaklarının kenarından oızan kan gibi, "gençlik" kelimesi, doğduğu şehrin ışıklarını seyreden adamın dudaklarından sızdı... Zaten o an duyduğu acı. hudutsuzdu. Sanki kalbinden bir damla kan kopmuş ve “gençlik” kelimesi bu kana bulanmıştı.
Sonra birden her şey karardı? Hâfızasımn İçini göremez oldu. Basım ellerinin arasına aldı, sıktı sıktı. Artık hâtıraları kopuk bir film gibiydi.
Hayat insana her zaman yâr olmuyor! Bir an geriye, hâtıralarına dönmek ona çok cazip gelmişti. Simdi ise onlardan kaçmak İstiyordu. Kaçmak, kaçmak?..
Bir tek korkunç, hayatını zehirleyen hâtıranın tahatturu, o-nu allak bullak etmişti. Kanlı bir hâtıraydı, ömrünün en mesut devresinde gelip çatmış...
Silkindi, düşünmenin ne mânası vardı? Olan olmuştu bir kere. Yıldızsız, aysız bir gecede yolda kalan ve doğduğu şehrin ışıklarını seyreden yolcu, çok bedbahttı.
Anladı kl oraya dönmek, nâ-hoş hâtıraların girdabına dalmak demektir. O şehirde her şey ona yalnızlığını, talihsizliğini. sefaletini hissettirecektir.
Aç, yorgun ve uykusuz olan bu adam, doğduğu şehrin ışıklarını biraz daha seyretti. Sonra geldiği istikamete dönerek, karanlık yolda, ayaklarını sürüye sürüye kayboldu.
Ocaktan düşen kor. yavaş yavaş söndü.
Dünya
Bu oyunda, “espri” bakımından alelâdenin müşterisi çok olur, kaidesinin bir kerre daha tatbik edüdlğinl gördük. Hem öyle kl, birçok defa» göbekten gelen kahkahalar toplamak bahasına "alelâde” Uk aşılıyor ve Adiliğe düçülmekte bir mâni görülmüyordu. Memlekette bir sanat seviyesi yaratmak tddi-asiyle kurulmuş ve bunun lçm tahsisat verilmiş bir tiyatroda bu çeşit esprili temsillere temayül edilmiş olması seviye yapmak şöyle dursun, onu düşürmektedir ve Şehir Tiyatrosu İçin mazisini Lnkâr ve tahrip etmek demektir.
Teessüfe değer bir başka nokta da, bu oyunda rol almış bulunan aktörlerin maalesef, rollerini fevkalâde güzel oynamaları ve sanat kıymetlerini," talent” lannı bu yolda harcamakta mahzur görmiyerek. sahnede bir nevi rahatlık duymuş olmalan-dır.
Sokakta İşitildlği zaman hicabınızdan duymamazlığa gelip geçeceğiniz yutturmacalan "Sah-ne-1 edep" den karşınıza çıkmış olması hazindir. "Tersine Dünya”, bu gibi âmiyane vasıtalara müracaata lüzum kalmadan, şuurlu bir rejisör elinde ve aynı aktör kadrosu ile hakiki tiyatro mefhumlanna göre sahneye konulabilirdi. Tersine oldu... —fa.
Y E N ! İSTANBUL
24 Kamm 1050
Sayfa G
Itrisini (İp «ördüğünüz beygir kuvvetindeki
M. Greder motorin
İkinci Cihan Harbinde “Flylng General daire Chennnult, Amerikan tabiiyetine giren imzalarken görülüyor.
Prense* Ellzabelh ve Edlnburg Dükünün oğlu Prens Charles, bıi yük baba ve büyükannesini bir merasime ffidoHcrkrn selâmlıyor
Danaho tasfiyehanelerine bir yılılırım düşerek burada hu K(
ANA-OÖl-L VEDA EDİYORLAR — Resimde gördüğünüz Yunan askeri. Kerede çarpılacak olan Yunan savas birliğine mensuptur. Resim, Yunan askerleri Koreye hareket etmek ilzere gemilerine binerken çekllmhtir.
tarafından Vletnıİnli olduğu *üpl. yakalanan yerlilerden biri. VietnamlI İki askerin nezareti altında tohum ekmekle uğraşırken görülüyor.
bir tekerlek irine yerleştirdiği üç etrafta dolaşabilme içtedir. Tekerlek makaralar vamİHalyie hareket etmektedir.
Elolenıeyn kahramanlan Churchlll ve Mareşal Montgonıery, Kiralın davetlisi olarak bir toplantı esnasında.
Tezns’ırı
lunan 10.000 varil petrolün infilâk etmesine sebep olmuştur simde, yanan tasfiyehaneyi görüyorsunuz.
Tlgers,, isimli filoya kumanda eden M •
Çinli bir kızla evlenmişti. Resimde.
M ra. Chonnault, gereken vesikaları * "* *• •
Kuzey Hlndlçinldr FnınsızJar aiyl
Muvaffakiyetli bir çalışma devresinden
sonra Amerikaya dönen harp muhabiri
Korede ilk silâhın patladığı günlerde, (New-York Herald Tribüne) gazetesindeki masasından ayrılarak cepheye koşan ve ilk günlerden itibaren gazetemizin Kore Harp Muhabirliğini yapan kıymetli Amerikan gazetecisi memleketine dönmüştür. Müttefikler Seul'u boşalttıkları zaman : “Tekrar geleceğiz" diyen Higgins’in tahmininde aldanmadığını hâdiseler gösterdi. Bin bir tehlike içinde, cephede askerlerin arasında dolaşarak bütün dünyaya haber ulaştıran bu cesur gazeteci kadının Koreye ait hâtıralarını aşağıdaki çok enteresan makalede okuyacaksınız.
İNSANLARIN kendi kendileri-® ne verdikleri bazı Acil «özler vardır. Ben de uzun zaman evvel Kerede böyle bir söz vermiş ve ''Seul'dan çıkıyorum,, fakat tekrar geleceğim” demiştim. Seul’Ü terk ettik. Fakat Öyle zamanlar oldu ki. -bir harp esiri gibi olmak üzere harice- geri dönmekten tamamiylc Ümidimi kestim.
Bugün, birbirini takibeden zafer hamlelerinden sonra birçoklarımıza Karedeki o karanlık ve ümitsiz, günler, hakikat değilmiş intibaını veriyor. Harp, inanılmaz bir hızla geliştiği için, geçmişteki dramlar bir teleskopla bak diyormuş hissini verircesine uzak görünüyor.
Herşeye rağmen. Sovyetierin idaresindeki ordunun müthiş baskısına mArıız kaldığımız kâbus dolu haftalar, hayatımın en canlı günleri olarak yaşıyacak-tır. Ve. taarruza mâruz kaldığımız bu günlerdir ki Amerikaya birçok şeyler öğretmiştir.
öğrendiklerimizden bir tanesi, Sovyet idaresindeki bıı ordunun, birinci sınıf askerlerden müteşekkil olduğudur. Bu asker, kanaatkardır. Amerikalılar İçin elzem olan gıda, giyim eşyası ve nakliyenin beşte biri kadar bir miktarı ile bile harbeder. Gözü pek ve nişancıdır. Naktong Nehri kıyılarındaki meşhur muharebeden sonra bir deniz piyadesinin söylediği şu sözleri hatırlıyorum:
"Herifler, mermileri neredeyse arka cebimize dolduracaklar."
Maatteessüf o günlerde bu ordu. bu derece kendinden emin bir durumda idi.
tik çarpışmalar
İlk hatlardaki subaylarımız, içinde bulunduğumuz harbin şiddetini takdir etmekte gecikmemişlerdi. Şimdi geriye bakınca, Amerikan kuvvetlerinin Korede İlk çarpışma tarihi olan 4 temmuz gününü hatırlıyorum. Yağmurlu bir sabahtı. Tabur komutanının kulübesine girdim. Elimizde yalnız yarı kuvvette iki Amerikan taburu kalmıştı. O zaman hakiki durumunu bilmediğimiz düşman kuvvetleri ise 6 tümenle hücum ediyordu. General Barth ve emir subayı kulübeye girdiler. General. "Kızıl tanklar hücuma kalktı” haberini verdikten sonra, "Albay Smith in taburu bunları karşılayacak. Durduracağından eminim. Amerikalılara karşı gelmenin ne olduğunu Öğrensinler. Bir adım geri çekilmiyeceğiz" dedi.
Maatteessüf nereye kadar ve ne süratle çekildiğimiz herkesçe malûmdur. Mağlûbiyet acısını ilk defa o yağmurlu sabah tattık. Tabur karargâhının şimalindeki bir Kore mezarlığından, Amerikan tank defi silâhı olan bazuka birlikleriyle Sovyet ma-mulâtı T-34 tanklarının mücadelesini seyrediyordum. Bazukalarımızın bu kızıl vasıtalara hiç tesir etmediğini dehşetle gördük.
Yeni bazukalar geliyor
Daha büyük ve daha mükemmel tank defi silâhlarına ne kadar ihtiyacımız olduğunu, ilk defa o gün müşahede ettik. Tabii yeni tip bazukalar Koreye getirildi ama, silâhların kalite düşüklüğünü hayatlariyle ödeyen birçok genç askeri kaybettikten sonra.
O sabah harekât çok süratli bir şekilde inkişaf etmişti. Amerikalılar Pyontök ve Osan m intak ahırını tahkime başladıktan birkaç saat sonra İlk defa kendi jet uçaklarımızın bombardımanına mâruz kaldık. Bu bombardımanlar muhtelif günlerde altı defa tekerrür etti. Bilâhare, mükemmel bir şekilde işleyen hava ve kara işbirliği kuruluncaya kadar da biraz zaman geçti.
tik günün akşamı Albay Smith’in taburu, Şimal Kore kuvvetleri tarafından çevrilmiş ve dışarısı ile irtibatı kesilmişti. Amerikalılar bu cendereden kurtulabilmek için bire karşı otuz nispetinde bir kuvvetle mücadele etmek mecburiyetinde kaldılar. Sonra birçok geri çekilmelerden İlki başladı.
Düşman hata İşliyor
Buna rağmen düşman da hatalar yaptı. General Mac Arthur, bu hususta şunla n söylemiştir:
‘Eğer kızıllar bizim bu kadar az olduğumuzu bilselerdi, tank-
larla doğrudan ’ r ıya. Koronln güney-doğu lekl limanı
Pusan a inerlerdi Bu da bizim Koreden atılmamız olurdu. Fakat Amerikanın gayet ânl bir şekilde harbe girmesiyle rahatı kaçan komünistler. İhtiyatlı hareket ederek bize kendimizi toplamak İçin lâzım gelen kâfi zamanı kazandırmış oldular. îlk anlarda onbır bizi olduğumuzdan daha kuvvetli tahayyül etmişlerdi. Biz ise onları çok za-vıf zannediyorduk."
lnchon çıkarması bahsinde de. gösterdiği başarıdan dolayı A-merikan deniz piyadesinden bahsetmeden gcçemiyeceğim. Deniz piyade birlikleri. Güney Kore Başşehri Seul muharebesinde çok kanlı sahneler gördü. Bütün bu mücadeleler esnasında ve geri çekilirken de onlarla beraberdim. Vaziyet değişip de tekrar İlerlemeğe başlayınca, arazinin maylnli olması yüzünden bu yürüyüş bir bale dansı halini aldı. Ben. 1 inci deniz piyade birliğinden Charlie tak imiyle yürüyordum. Önümüzdeki bir sıhhiye jcepi havaya uçtu. Teknisyenler yolu temizleyinceye kadar hiçbir vasıtanın geçmesine imkân kalmamıştı. Fakat piyade ilerlemek mecburiyetinde idi. Onun 1-çin çok dikkat etmemiz icabedi-yordu. Yol çok kötü idi ve havaya uçmak korkusu ol madan
Beşinci kol ile casusluğa karşı
İngiltere, bunların faaliyetini önlemek için kuvvetli teşkilât kurmak istiyor
1
INGtLTERENIN müdafaasına tesir edecek bellibaşlı tehlikelerden biri de sefaretlerde vuku-bulan casusluklardan ileri gelmektedir Sefaretlerdeki emniyet teşkilât ve tertibatının noksanlığı. devletin müdafaa kuvvetini üç noktadan zayıflatmaktadır:
1 — Sefaretlerden haber sızması:
Bunun en mühim bir misali. Hariciye Bakanı Ernest Sevin in de teyid ettiği gibi, bir Alman casusu tarafından, hayat! e-hemmlyotl haiz harp zamanı sırlarının çalındığı TÜrkiyedeki Ingiliz Sefarethanesinde geçmiştir.
2 — Hariciye bürosunun yakın teması bulunduğu dost memleket sefaretlerinden sızan haberler.
Amerikan Sefareti şifre memuru Tyler Kent in mikrofoto-iarla Almanyaya gönderdiği 1500 e yakın gizli haber, bu tehlikenin büyüklüğünü göstermek için kâfidir.
3 — İngiltere ve dominyonlarındaki sefaretlerin birer casus merkezi olarak kullanılması.
1946 yılında yakalanan 12 casusun Ottavvadaki Rus Sefaretinden talimat aldıkları meydana. çıkarılmıştır.
TÜrkiyedeki sefaretimizden sızan haberler, eğer gizli istihbarat teşkilâtımız parlak bir maziye sahip bulunmadaydı» bctlci de bize harbi kaybet!irebilirdi.
Sefarethanenin kasasından bu plânlar çalındığı zaman Hitler’-in generalleri, İngiliz emniyet teşkilâtının bu derece lâkaydi gösteremiyeceğine, binaenaleyh haberlerin yulan. plânlan temin eden sefirin uşağının da İngiliz ajanı olduğuna hükmetmişlerdir.
Hakikatle ise uşak, lnglliz-lerden nefret eden bir Arnavut idi. Kasayı da. sefirin elbiselerini fırçalarken pantolon cebinden çaldığı anahtarla açmağa muvaffak olmuştu.
Tyler Kent mevzuunda İse, lngilterenin şansı hiç yaver olmamıştır. Hiç ümit edilmeyen bir şekilde ve sekiz ay müdde-le bu haberlerin çalınması, 1940 da Amerikalıların tngiltereye yaptığı yardım hakkında Almalılara her teferruatı öğretmiş bulunuyordu.
Esir edilen Alman generalleri, ellerine geçen bu haberler yüzünden. garba yapacakları taarruzu daha iyi hazırlamak için bir sone geciktirdiklerini itiraf etmişlerdir.
ayağınızı emniyetle nereye basacağınızı bilmiyordunuz. Seul'a dönüş işte bu yüzden zıplıya, aıçraya bir bale uansı halini almıştı.
Amerikan kuvvetleri Güney He Kuzey Koreyi ayıran 38 inci arz dairesine dayanıncaya kadar komünistlerin, herşeyi yerle bir etmek ve memleketi bir harabeye çevirmek olan gayelerinden e-min değildik. Fakat Kuzey Kore merkezi Pyongyang’a gelinceye kadar düzünelerle kasabadan geçtik. Hepsi harı* olmuş, yanmış, yıkılmış, taş üstünde taş kalmamıştı. Tepeler, kara ve hava bombardımanlariyle ateş alan yüzlerce dönümlük orman yangınları neticesinde simsiyah olmuştu. Yalnız başlarını sokacak bir çatı altı bulunan Korelileri bundan da mahrum etmek kötü bir tecelli idi amma, komünistleri gizlendikleri yuvalardan söküp atmak için iki şıktan birini tercih etmemiz lâzım geliyordu. Ya Amerikalıların can kaybı yahut da harap olmuş kasabalar. Kasabaların harap olması gayet tabii ki daha ehvenişerdi. öyle yaptık.
Kore. Amerikan bekleyen tehlikeleri haber vermek bakımından bir alârm işareti olmuştur. Artık hepimiz biliyoruz ki doğrudan doğruya olmamakla beraber bir meydan okuma şeklini alan bu hareketiyle Rusya. A-merlkaya karşı kuvvet kullana-
Kcnt, çözdüğü bu şifreleri î-talyaya bir Amerikan diplomat torbası içinde gönderiyordu. Yakalanmasına da teşriki mesai ettiği Anna VVolkoff adındaki bir beyaz Rus kadınının dikkatsizliği sebep olmuştur.
Otta\va’daki Rus Sefr H tarafından kontrol edilen ca ıs şebekesinin faaliyeti, kendileri 1-çin daha İyi bir netice vermişti. Atom âlimi Dr. Nunn May ile diğer gizli ajanlann Kanada’daki* 1 2 3 4, çalışmaları, hiç şilphcvı ceibet-meden en aşağı iki sene devam etmiştir.
Meride bu gibi vahim hâdiselere mâni olmak için sefaret mensuplarının daha ihtiyatlı çalışmaları. sefaret kadrolarının daraltılması, sefarethanelere girip çıkanların çok titiz bir so-ruşurmaya tâbi tutulmaları lâzımdır. tngilteredeki yabancı sefaretlerle temjııs edenler stkı bir takibe maruz bırakılmalıdır. Bu takibat bilhassa İngiliz tabiiyetindeki yabancılara teşmil edilmelidir. Çünkü bu gibiler yerlilerden daha tehlikeli olmaktadırlar.
Birinci Dünya Harbi esnasında İngiliz sansür dairesinde çalışan meşhur Alman casusu Dr. G.C. Sılber, bu gibi için canlı bir misalidir. Çok zeki bir adam olan Sılber Almanyada doğmuş, fakat hayatının mühim bir kısmı Güney Afrikada geçtiği için Ingiliz tabiiyetine girmişti. Harp patlar patlamaz hislerinde büyük bir değişiklik meydana geldi. Bilâhare neşrettiği bir yazıda şöyle demektedir:
"Vatan hissinin, bir insanı bu kadar derin bir şekilde sarsacağını hiç düşünmemiştim. Her şeyimle pek az tanıdığım anavatanıma bağlı olduğumu hissediyor, önüne geçilmez bîr kuvvetle onun hizmetine koşmak İstiyordum."
Yazıda, Silber devletin, daha birçok böyle his ve mantığı istikrar kesbetınemiş İngiliz uyruklu yabancılardan, çok zarar gördüğü belirtilmekte ve bugünkü teşkilâtın kâfi olmadığı belir, tilerek komünizmle mücadele e-decek yeni bir teşkilâtın kurulması tavsiye edilmektedir. Eski başbakan Winston ChurchüFln vaktiyle yapmış olduğu gibi, bugün her zamankinden fazla bir beşinci kol faaliyeti vç komünist tehlikesi mevzubahis olduğu için emniyet ve İntelijans servislerinin daha sıkı bir teşriki mesai yapmaları istenmektedir.
çaktır Rıısyanın. bu taarruza geçerken Amerikanın müdahale etmiyeceği düşüncesine kapıldığı muhakkaktır. Amerikanın, Koreye yardıma koşması ise. Asyadaki komünist aleyhtarı olanların mâ-neviyetini son derece yükseltmiştir. Bu hal, ortadaki mütereddit durumu kaldırmış ve hemen Amerikanın yanında komünizme karşı cephe almışlardır. Japonyadakl siyasî değişiklik bunun en canlı misalidir
Mac Arthur daima. A ayanın neresinde bir komünist tecavüzü vaki olursa bunu önlemek içtn hazır bulunulmasını söylemiştir. Kore hâdisesinden sonra herhangi birisinin bunun aksini İddia edebileceğini zannetmiyo-runu
Eğer Hlndlçinlde kaybedersek Korede kazanmamız ne İfade e-der? Benim kanaatimce, Amerikan ve Birleşmiş Milletler kuvvetlerini tahrik etmek bahasına da olsa. Amerikanın Hindiçlnıde de hazır olması lâzımdır.
Ameı komünist âleminin öncü kv eriyle ilk silâhlı mücadelesini Korede yaptı. Muharebe hâlâ orada ve başka yerlerde devam ediyor. Rusyamn. coğrafi vaziyeti dolayısiyle hem Avrupada, hem de Asyada hudutları bulunmasına binaen ister istemez iki cepheli bir harbi göze almak mecburiyetindeyiz. Ne Asyajn kaybetmek bahasına Av-na hududunu takviye edebiliiız. ne de Avrupayı gözden çıkarıp Asya hududunu...
Herkesçe bilinen bir hakikat varsa o da Amerikanın Koredek: ilk çarpışmadan sırf hazırlıksız bulunuşu yüzünden kaybetmesidir. Hazırlıksız olmanın ifade ettiği mânayı şimdi gayet iyi an. ..yorum.
Aşağıdaki konuşma bunun en ca lı misalidir. Bir gün bir rasat mevkiinde tabur komutanı Albay Jensen’in "Burasını 24 saatten fazla müdafaa edemeyiz" dediğini duymuştum. Bu sözleri işiten bir subay ise ‘Hayır komutanım, ancak 20 dakika. Çünkü düşman tankları hücuma geçti” diye cevap vermişti.
Hazırlıksız bulunmak demek. Albay Jensen ve subaylarının Ölümü yahut esir edilmesi demektir. Çünkü emir, emirdir. Her ne bahasına olursa olsun o mevkii müdafaa edeceklerdir. Bu gibi hüdiseler Osan'dan Tae-gu‘ya giden yol üzerinde müteaddit defalar tekerrür etmiştir.
Edward James adında bir teğmenin sözlerini hatırlıyorum ki. bir daha duymak istemem. Tam imkânsızlık içinde olan teğmen "Nasıl oluyor da Amerika bu kadar az bir takviye ile bizi böyle ümitsiz bir mücadelenin içine atıyor?” diye şikâyet etmişti»'.
Muharebenin dördüncü günü, muhabirlerin yeni takviye kuvvetleri hakkında sorduğu sualler üzerine, bitkin hır halde bulunan 34 üncü piyade alayından Albay Red Avrea‘in şu sözlerini hiçbir zaman unutmıyacağım:
"Takviye geleceğini bilmiyorum. Fakat gelirse onları karşılamak için burada olup, olmıya-yacağımızı çok merak ediyorum.,.
Kore hâdisesi ile Rusya, garp dünyasına meydan okumuştur. Ortada bir hakikat varsa o da totaliter komünist idaresi ile bir ölüm, dirim mücadelesinde olduğumuz ve bunun da, eğer Rusya diplomatik yollarla kendi hudutları içine çekilmeğe mecbur edilmezse bir harple nihayet bulacağıdır. Tabiatiyle herkes, demokrat devletlerin büyük silâh kuvvetlerine dayanan bir diplomasi yolu ile şimdi Sovyet emperyalizminin boyunduruğu altında olan kısımların hürriyete kavuşmasının teminim ümit etmektedir. Kuvvetçe zayıf olduğumuz zamanlar Rusya ile anlaşmağa muvaffak olamad.k. Bunun için de. diplomatik yahut silâhlı bir anlaşmaya varmadan silâhlanmayı elden bırakmamalıyız. Eğer bir harp çıkarsa bunıı en kısa zamanda kazanmayı ü-nıit etmek isterim. Vergilerin arttırılması ve hazırlık "Birlikler mcvkilnlzi terketmeyin” evlan müthiş askeri emirden daha iyidir.
24 Kasım 1950
YENİ İSTANBUL
Sayfa T
S. B. Kayseri Pamuklu Sanayii Müessesesl Müdürlüğünden
BULMAC
1
A
Müessesemiz ambarında mevcut aşağıda dns ve miktarı yanlı tâli harnlât 5.12.1950 salı günü saat 10 da şartname dahilinde satışa ««edilecektir.
İsteklilerin belirli günde hizalarında yazılı geçici teminatlan yatırarak müessesemlze müracaatları. -
Mallar her gün öğleden sonra müessesemiz ambarında görülebilir.
Şartname: İstanbul Alım-Satım Müesseseslnde, Ankara Mağazası Müdürlüğünde ve mlzde mevcuttur. Müessesemiz satışı yapıp yapmamakta serbesttir.
müesaeao-
f
A
A
1
*1
1
1
•t
CİNSÎ
U.D.
U.E.
UD.Ü.
Ü.D.K.
ÜG.
Ü.H.
Ü.Y.K.
Ü.Y.Ü.
Ü.C.
Ü.C.
Ü.L
Ü.D.T.
U.F.
Üstüpü beyaz
M M
renkli
M
H
M W
•• açılmamış
M ♦»
* kirli ve
Kaskam
* renkli
haşıllı
M
haşıİ8iz
M
h&şıllı »9
haşılsız
temiz kiril yağlı
5 metreden urun 5
5
5
5
5
5
5
»e
kısa uzun kısa uzun kısa uzun kısa
kilo
haşılsız açılmamış
1.600 2.000
800
250
6.000
1.800
1.000
400 7.000 1.000 3.000
300
1.200
Teminat
750.—
300.—
300.—
30.—
1.350.— 190.— 350.—
50.—
650.—
40.—
25.—
15.—
150.—
P
ıv
—■=n~B
Soldan ftafftn
Nun İthalât, İhracat T. A Ortaklığından
Ortaklığımızın 12 ekim 1050 günü fevkalâde surette toplanan Genel Kurulunda, yeniden beheri beş yüz lira kıymetinde yüz adet hâmiline yazılı hisse senedi çıkarmak suretiyle sermayenin elli bin lira tezyidine ve bu suretle sermayenin yüz bin liraya iblâğına karar verilmiştir. Ortakların Ticaret Kanununun 394 üncü maddesinde yazılı hlyar ve rüçhan haklarını İstimal etmek ve tezyit olunan sermayeye İştirak taahhüdünde bulunmak üzere ilân tarihinden İtibaren on beş gün içinde ortaklığın Galata Merteban! Sokak 2 numaralı mahallin üçüncü kat 8 numarasında bulunan merkezine müracaat etmeleri, bu müddet içinde müracaat etmlyenlerin bu haklan sakıt olacağı İlân olunur. (16020)
p€xcırd IM
İnci sınıf nel sınıf üncü sınıf üncü sınıf
pamuk pamuk pamuk pamuk
telefi telefi telefi telefi
1
2
3
4
D.7 pamuk telefi
D. 15-16 pamuk telefi
12 No. iplik
16 No. İplik 0- 25 p&rça bez 25- 70 parça bez 70-150 70-150 70-150
70-150
70-150
70-150 150-300 150-300 150-300 150-800 150-300 150-300 150-300
Top başı püsküllü
Muhtelif cins parça beı
Ham
M
Boyalı
parça
M
parça
Ham
boyalı
M
Ham
Paket »>
Kg.
99
101/M 110/H Dril kazallna Diyagonal 99
101/M 110/H 116/H
Dril kazallna Diyagonal
7»
BEYOĞLU
ŞUBEMİZİN ÎTÎBAREN
faaliyete bavlıyacağını arzederlz.
Münhasıran bu şubemizin tasarruf ve vadeli mevduat müşterilerine tahsis olunan
OOO LİRALIK
20
Keşidenin büyük ikramiyeleri:
10.000 lira
S.000
7/
d
20.000
15.000
12.000
8.000
400
9.000
200
276
2.200
1.800
450
300
500
200
400
300
500
350
400
700
500
200
400
750
250
3.800.—
1.375.—
1.120.—
340.—
50.—
1.000.—
700.—
1.050.—
300.—
1.220.—
110.—
80.—
150.—
65.—
290.—
200.—
450.—
350.—
400.—
700.—
360.—
90.—
150.—
60.—
100.— (15879)
ZAYİ: Kızıl toprak Nüfus memurluğundan almış olduğum içinde askerlik muamelem bulunan nüfus cüzdanımı zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü olmadığını ilân ederim.
327 doğumlu Ralf oğlu Ayhan Bilek
1.000
77
500
rr
Mütemmim tafsüâtın sorulması mercudur.
Türk Ticaret Bankası
gişelerimizden
1 — Bir yazı içler! mÜdÜrO. 2 — Fransızca beraber; Sıfat takısı; Bir renk. 3 — Birinci kümeden bir futbol birliği. 4 — Bir ermeni ismi; Bir deri cinsi. 5 — Alkış; Cefa; iyi. 6 — Dar Kapı müellifi; Tersinin de tarlası vardır fakat geçilmesi tehlikelidir. 7 — Baş: inandırma. 8 — Emre hazır; Annemin kocasının yarısı. t — Giydiklerimizden; I-şaret sıfatı. 10 — Din! İtikat; İlim Ue müteradiftir.
Yukarıdan Bvafı:
1 — Muharebe; GalalaBaray Futbol Kulübünün oyuncularından. 2— Futbolda kullanılan franaızea bir kelime; Bir edat 3 — Eza; Baştaki harfslz su taşıyan. 4 — Oturan (mürekkep kelime). 5 — Kabul etmeme. 0 — intikamını yerine getiren (mürekkep kelime). 7 — Fiyaka; Terzi eski bir futbolcu. 8 — Tersi Adapazarı cihetinde bir kasaba. 9 — Noksansız ahzeden (iki kelime); işaret sıfatı. 10 — mİ yen.
DÜNKÜ BULMACANIN
Soldan safcaı
Kesrede-
HAUt
Apalak;
1 — Kocayemlşl. 2 — 8ac. 8 — Nezaret; La. 4 — Zürih; Salep. 8 — Nab; He. 6 — Sabret 7 — Selâmet; El. 8 — Amir; Delil. 9 — Ne; Asi; ElZL 10 — ileri giden.
Yukarıdan M ağı t
— Opera; E-
— Hala; Sa-
81. 8 — Ne-
1 — kânunusani. 2 mel. 3 — Cazibeli. 4 rar. 5 — Yar; Gam;
kes; Beliğ. 7 — Tahltl. 8 — İs; Ler;
Dal. 9 — Şale; Elele. 10 — icabet eden.
Ankara İflâs Memurluğundan
Ankarada Anafartalar Caddesi 162 numaralı tkbal sahibi Hıfzı Menemenli Konkordato Komiseri Ankara muru Şevki Çağrankaya tarafından.
Hıfzı Menemenlinin konkordato teklifi icra tetkik
Mağazası İflâs Me-
merciince nazara alınarak kendisine İki aylık mühlet verilmiş ve komiser tâyinim Üzerine mallan tesbit edilmiştir.
Adı geçende alacağı olanların ilândan 20 gün İçinde müra caatla alacaklarını kaydettirmeleri ve hüâfına hareket edenlerin konkordato müzakeresine kabul edilmlyecekleri ve teklifin müzakeresi aynca bildirileceği ilân olunur. (16029)
HURDA EŞYA SATIŞI
Maliye Bakanlığından:
Beglktaşta Devlet K&gıt Deposunda toplanmış bulunan tahminen 1500 lira kıymetindeki kısmen sağlam ve kısmen hasarlı tenekeler, bidonlar, mukavva ve maroken parçalan, kırtasiye kutuları, kırık şişeler vesalr muhtelif hurda eşya toptan veya parti parti açık arttırma He satılacaktır.
İsteklilerin 24 kasım 1950 cuma günü saat 14 te mezkûr depoda hazır bulunmalan. (15715)
KASIM
Hicri
Rum)
T.Seal
136#
Cuma
VAKİT
EZANİ
VASATİ
Dâ-
Es-
Kı
— BufalobU Şarkısl
C ç
R
A
D
Y
0
L
A R
Ui.üU M.S.Ayarı.
Öğrenmek ihtiyacında olduğumuz herşey
sihhT İmdat
UÇ AK-TREN-VAPUR
TİYATROLAR
44998
91
2251
İstanbul Bej oğlu Anadolu yakası Ankara tzmlr
Beyoğlu 44644 Ankara 00 tstanbuJ 24222 tamir 2222 Üsküdar 60915 K.köy 60872 Karşıyaka 15055
(21917) 1 - New-Yurk — ihanet.
(23542) 1 — Ormanlar intikamı. 2 — Kanun Kar-
Saf er
13
1370
Günef öğle ikindi
Akkana Yatsı • tmeA k
1950
24
6.56 12.01 1430 36.4Ö 18.21
6.14
2.11
T.15 >45 12.00
1.36 12.29
GELECEK OLAN UÇAKLAR
€50 (P.A.A.) New-York, Boston. Şanon. Londra, Brüksel. Frank-furttan. — 8.35 S.A.8. (İskandinav) Lyddadan. — 9.35 6.A.0. (İskandinav) Ly d dadan. — 11.40 Iz-mlrden.—11.50 An karadan — 14 50 Adana, An ka radan. — 14.50 D.H. Y. Beyrut, Kah i reden. — 15.00 Ankara, İzmir, Balıkeslrden. — 15.40 Londra. Nis, Roma, Atlna-dan. — 16.00 M.S. (Mısır) Kahire, Nikosyadan. — 19.25 P. A. A. (Amerikan) Hongkong, Bangkok. Kolküta. Delhi, Karaşl, Basra. Beyruttan.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
6.05 P.A.A. (Amerikan) Beyru-ta. — 8.00 Ankara, Malatya, Elâzığ, Diyarbakıra. — 8.30 Ankara, Adana ya. — 9.35 S A.S. (İskandinav) Münih, Kopenhag. Stokhol-rna, — 10.00 S.R. (İsviçre) Atina, Cenevre, Zilrihe. — 12.30 An-karnya. — 14.20 İzm i re. — 20.10 New-York’a.
GELECEK OLAN VAPURLAR
6.00 Seyyar. Karabinadan. — 6.30 Konya, Bandırmadan. — 11.00 Çorum. Karadenizden. — 12.00 Bursa. Ayvalıktan. — 14.35 Sus, Mudan-yadan. — 21.30 Uludağ, Bandırmadan,
GİDECEK OLAN VAPURLAR
5.00 Tırhan. İneboluya. — 8.16 Uludağ, Bandırmaya. — 10 00 Giro-Hun. Karadenize. — 17,00 Mersin, Ayvalığa* — 19.00 Seyyar, Karabl-ga.va.
GELECEK OLAN TRENLER
7.10 Toros. — 8.30 Ankara. — 9.15 Ankara (Bks.), — 22.20 Sem-plon,
GİDECEK OLAN TRENLER
A20 Semplon (Avrupa). — 18 10 Ankara. — 20.30 Ankara.
ANKARA
ANKARA (23234) Yanlış Hüküm. BÜYÜK (15031) Tuna Ağlıyor, CEBECİ (13846) 1 — Üvey Kardeş 2 — öldüren Para.
PARK (11131) İstanbul Geceleri 8U8 (14071) İstanbul Geceleri* 8ÜMER 1 — Batı Çöllerinde. > — Çöl Kahramanı.
ULUS (22294) Aşk ve ölüm Vadlst YENİ (14040) Eğlenceler Perisi.
BÜYÜK Komedi Fransee (Ver* Korene Trupu).
KÜÇÜK Melekler ve Şeytanlar. ÇOCUK TİYATROSU Kara Boncuk (Saat 14 de),
İZMİR
ELHAMRA Madam Bovart. LÂLE Çakırcalı Mehmet Efe.
MELEK 1 — Kanun Harici. 2 — Bu Gece Seninle.
TAN Çakırcalı Mehmet Efe. TAYYARE Kahraman Yüzbaşı. YENİ 1 — Tarzan Maymunadam 2
BEYOĞLU
ALKAZAR (42562) Zam bu AR (44394) Devler Ateşi ATLAS (40835) Üç 8UAhşorlar. ELHAMRA (42235) 1 - Yalnız
Gidonler. 2 — Bir Yetlmenln Romanı.
GÜREL 1 — Gangsterler Çemberi. 2 — Üç Ahbap Çavuşlar Elmas Peşinde (Türkçe).
İNCİ (44595) Apokaüps. İPEK (44280) Üç Snâhöörler
HA ŞET KÎTABEVÎ tarafından yayınlanmakta olan w™
BEYERS MODE FÜR ALLE
I En meşhur patronlu Moda mecmuasının 8 inci nüshası satışa I çıkarılmıştır. Fiyatı 120 kuruştur. El İşleri için de I HANDARPEÎT arayınız.
Fiyatı 100 kuruştur
İstanbul Sular İdaresinden
idareye alt 2000 ton maden kömürünün karadan Terkosa nakil pazarlık ubuIÜ İle eksiltmeye konmuştur.
Şartnamesi bedeli mukabilinde İdare veznesinden alınabilir. İsteklilerin teklif bedellerinin %7.5 u nispetinde yatıracakları teminat makbuzlarlyle 24.11.1950 tarihine rastlayan cuma günü saat 10.30 da idareye yapılacak pazarlıkta bulunmaları (15987)
Sanatoryum Proje Müsabakası
İşçi Sigortalan Kurumu
Genel Müdürlüğünden:
1 — Sayın Süreyya Dmen İle eşinin işçi sanatoryumu yapılmak üzere bağışladıkları lstanbulda Narlı Çiftliği arazisi İçinde yapılacak 300 yataklı sanatoryumun avan projesi müsabakaya çıkarılmıştır.
2 — Müsabakaya Türk vatandaşı bulunan yüksek mimar, yüksek mühendis, mimar ve mühendisler girebilirler.
3 — ikinci maddedeki durumda olup da müsabakaya katılmak isteyenler bir dilekçe İle müracaat ederek müsabaka şartnamesi İle eklerini Ankarada Bayındır sokak No. 21 deki işçi Sigortalan Kurumu Genel Müdürlüğünden, îstanbulda Mahmut-paşa Sururi Mahallesi Sultan Mektep Sokak 5-7 deki isçi Sigortalan Kurumu İstanbul Şubesinden (15) lira bedel mukablnde alabilirle^.
4 — Jüri tarafından seçilecek 3 projeden birinciye 6.000 lira, İkinciye 8000 lira, üçüncüye 1.500 lira, aynca 5 mansiyon beherine 500 lira net olarak verilecektir.
5 — Müsabaka projelerinin 20 şubat 1951 sah günü en geç sâat 17.30 a kadar Ankarada Bayındır Sokak No. 21 deki îşçt Sigortalan Kurumu Genel Müdürlüğüne teslim edilmiş olması lâzımdır.
6 — Müsabaka müddeti kesin olup hiçbir suretle uzatılmayacaktır. (15889)
Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu Genel Müdürlüğünden:
Merkezi: Ankara Tel: HAKKİM
Kurum; ziraat âletlerine mahsus her nevi makine ve yedek parça imalini ön plâna almıştır.
Kurum; ziraat makineleri, bunlara alt yedek parçalar ve bilhassa pulluk uç demirleri ve disklere ihtiyacı olanların isteklerin! karşılamaya hazırdır. Taliplerin, evsaf ve nümunelo-ri ile birlikte Ticaret işleri Müdürlüğümüze müracaatlan rica olunur.
Kurum; vatandaşların her an emir ve siparişlerine Amade olup fiyat hususunda kendilerini tatmin edeceğini arzeder.
(16027)
Öj^GTIvCÛ
K
A
MİKROM RET
E T
F D T U R 1 t N
A T
FOTOĞRAF MAKİNELERİ de
Satışa arzedilmiştir
TÜRKİYE GENEL MÜMESStLİ :
MEHMET KAVALA
• TAHÎR HAN - GALATA
Telefon : 49449 Telgraf : Lamet - İst.
w Sayın Doktor ve Eczacılara
LÎSAPHARMA LABORATUARI
Müstahzaratından:
edilmiştir.
Satışa
i
â
PİNEFEDRtNA JOD O J O D 1N A J O D O J O D 1 J O D O 4 O D î
N A
N A
Şurup
Damla
Ampul 2 cc. lik (12 amp. kutu)
Ampul 5 cc. İlk ( « amp. kutu)
arz
Türkiye Mümessili :
PEDRELLİ TİCARET T.A.Ş.
Tel : 40887 P. K. 135t
DEVLET DEMİRYOLLARI İLANLARI
LALE (43395) Devler Ateşi MELEK (40568) Üç Ailâhşörler SARAY 18.30 Yunan Opereti. 4ÜATPARK (83148) 1 M an on. 2 — Esrarengiz At.
SÜMER (42851) Bir Vatan Doğuyor.
ŞARK (40380) Apokallpe.
ŞIK (43726) 1 — Korkunç Gece.
2 — ölümden ^Irar. 3 - Korkunç VadL
TAKSİM (43191) Nam-ı diğer Parmaksız Salih.
TAN (80740) 1 — Benden Kaça, mazsın. 2 — Meksika Haydutları. ÜNAL (49306) 1 — Çanlar Niçin Çalıyor. 2 — İstırap Çocuğu. YENİ (84137) 1 — Istırap Kurbanları. 2 — Zambo,
YILDIZ (42847) Lady Hamil ton.
İSTANBUL
ALEMDAR (23863) 1 — Kan vasi. 2 — Korkunç Yıllar AYSU ran. 2 AZAK raimin ş ısında.
ÇEMBERL1TA0 (22813) Apoka-llps.
EMRE 1 — Frankeştaynın İntikamı. 3 — Hazine Peşinde.
KALK (21904) 1 — Kahraman Kılavuz. 2 — Neslmaçl Amerikads.
3 — Felâket Yolcuları.
İSTANBUL (22367) 1 — Yuvamı Yıkamazsın. 2 — Fedakâr Ana KISMET (26654) 1 — Vahşi Koşu. 2 — AtlantiL 3 — ölüm Yolu.
MARMARA (23860) Apokallps, MÎLLÎ (22962) 1 — Re beka, 2 — Vadiler’ Hâkimi.
TUBAN (22127) 1 — Ormanlar Kiralının intikamı. 2 — Kanun Karşısında.
YENİ (Bakırköy 18-126) 1 — ö-tümden Firar. 2 — Manon Lesko,
KADIKÖY
HÂLE (Kadıköy) 1 — Bir Yetlmenln Romanı. 2 — San-Francie-co.
OPERA (68714) 1 — Cennetin A-n ah tarlan. 2 — Cehennem Geçidi. SUNAR 1 — Çakırcalı Mehmet Efe. 2 — Hürriyet Aktüailtesl. SÜREYYA (60862) 1 — Korkak
Kahraman, 2 — Suçlu Benim.
YELDEGÎRMENİ 1 - Tarzan
New-York'ta. 2 Canavar Tohumu.
İSTANBUL
BELEDİYESİ Şehir Tiyatro i an 20/W da DRAM ihtiras Tramvayı
Telf. : 42157 Komedi kı TERSİNE DÜNYA R. Nuri Kordağ
*
YENİ SES TtYATROSÜ Pazartesiden başka her gün Saat 20 4Ö te Umum! İstek üzerine pazar akşamına kadar
güvercin Operet 3 perde Eser: SsigHgeti Müzik: Kalman ve Brahms Türkçcsl: Esat Erendor
MUAMMER KARACA TİYATROSU
BEL A M I
ANKARA 1
7.30 Açılış, M.8.Ayan ve program. — 7.35 Kuran-ı Kerim (pl.). — 7.45 Haberler ve hava raporu. — 8.00 Şarkılar (pl.), — 8.25 Günün programı. — 8.30 Sabah müzikleri (pl.). — 9.00 Kapanış.
12,18-13.15 Asker Saati (16.83 m.-17840 Kc/a T A. V. kısa dalga postaalyle beraber vayın). — 12.15 Memleketten Selâm. — 12 30 Şarkılnr. — 13.00 Haberler. — 13,15 Melodiler (pl). - 13 30 Öğle gazete-’ 1 (M) Hava raporu.
si. — 13.45 Dağ şarkıları (pl.), akşam programı ve kapanış
17 58 Açılış ve program. . .... _____________
18.00 İncesaz (Acemaşiran Faslı). — 18.80 Konuşma. — 18.45 Piyano ite caz parçaları (pl.). — 19.00 M.S.Ayarı ve haberler. — 19.15 Tarihten bir yaprak. - 19.20 Tarihi Türk Müziği: Mtaut Cemil. -200 Film Yıldızlan söylüyor. — 20.15 Radyo gazetesi. — 20.30 8erbeat saat. — 20.35 Vlncent O’Tndy-Blr Dağ Havası Üzerine Senfoni (pl.). — 21.00 Tür-kiyede Marshall Plânı. — 21.15 Beethoven-8İ Be-
EMtNÖNÜı İstanbul (Eminönü) — Haşan Hulûs) (KüçÜkpa-zar) — Abdüİkadlr (Alomdar) — Asadur (Gedlkpaşe)
BEYOGLÜ: Mntkoviç (Merkez) — Galatasaray (Merkez) — Ertug-rul (Taksim) — ismet (Taksim) — Kara köy (GnJ&ta) — Maçka (Şişli) — Feriköy (Şişli) — Halıcıoğ-lu (Hasköy) — Merkez (Kasımpaşa)
FATİHı Üniversite (Şchzadeba-şı) — SalAhaddln Gürgen (Aksaray) — Emin Rıdvan (Samatya)— Haseki (Şehremini) — Edirnekapı (Karagümrük) — Orhan Avcıoğlu (Fener)
ETÜPı Ayvansaray ($lfa) BE6İKTA0: N.HalIt (Beşiktaş) — Orteköy — G. Divanlıoğlu (Arna-vutköy) — Merkez (Bebek)
KADIKÖY ı Yeldeğ İrmeni (Kadı-köy) — Feneryolu — Erenköy — A. Cafer Çağatay (Bostancı) — Çamlıyurt (Üsküdar)
HETBELtADAt Heybeliada BÜTÜKADAı Merker.
ANKARAı Gülhane — Sağlık — Ankara
İZMİR: Ege (BaHmnhane) — Hilâl (Kemeraltı) — Alsancek (Alsan-cok) — Asri (Eşrefpaşa) — Kara-iM (Yalılar)
mol Majör Trio No. î. — 22.00 Konuşma. — 22.1Ö Danz müziği (pl). — 22.45 M.S.Ayan ve haber-
ler.. — 23.00 Program ve kapanış.
İSTANBUL ı
12.57 Açılıp ve programlar. — 13.00 Haberler. — lS.löHaflf öğle müziği (pl.). — 13.45 Şarkıları Güzin Siper. — 14.20 Serbest saat. — 14.30 Şarkılar (pl.L — 14.45 Programlar ve dans müziği (pl.). — 15.00 Kapanış.
17.57 Açılış ve programlar. — 18.00 Caz müziği (pi.). — 18.20 Serbest saat. — 18.30 Fasıl Hevetl Konseri “Segâh”. — 19.00 Haberler. — 19.15 Kısa şehir haberleri. — 19.20 Radyo Senfoni Orkestrası Konseri. — 20.00 Andrevs Segovta’dan gitar soloları (pl.). — 20.10 SorbeHt saat — 20.15 Radyo gazetesi. — 20.30 Şarkılar; Nocml Rıza Ahıskan. — 21.00 Serbest (aat. — 21.10 Türküler: Cemil Cankat. — 21.30 Aşık Garip-Radyofonlk Temsil. — 22 30 Dans müziği (pl). — 22.45 Haberler. — 23.00 Programlar ve dans müziği (pl). — 23.80 Kapanış.
Sümerbank Alım ve Satım
Müessesesi Müdürlüğünden:
Bursa Merinos Fabrikasında toplanan bir kısım dokuma artığı kamgam yün İpliği satışa arzolunmuştur.
ilgililerin müessesemiz yünlü şubesinden buna alt satış sir-
külerimizi aldırmaları rica olunur. (16039)
Perçin Çivisi Alınacak
Devlet Demiryollan Haydarpaşa Satınalma Komisyonundan:
1 — 1000 kilo yarım yuvarlak başlı demir perçin çivisi açı> eksiltme ile satın alınacaktır.
-K B *- >
2 — Muhammen bedeli 900 lira olup muvakkat teminatı 67 lira 50 kuruştur.
3 — Buna alt şartname komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme 11 aralık 1930 pazartesi günü saat 10.30 da
Haydarpaşa Gar Binası dahilindeki Haydarpaşa Satınalma Komisyonunda yapılacağından arzu edonlerin vaktinde komisyonda hazır bulunmalan. (15918)
TASHİH: 21 kasım 1950 tarihli gazetemizde çıkan yukarıdaki İlânın 1 İnci maddesindeki “1000 kilo yan m yuvarlak başlı demir” İbaresindeki 1000 kilo, 100 kilo olarak yayınlanmıştır. Tashih ve tavzih olunur.
İstanbul Üçüncü İcra Memurluğundan:
960/4602
Takipte bulunan; Salim özsavaş, Beşiktaş Türkall mahallesi Aşmalı kahve No. 20 de,
Aleyhine takip yapılan: Klrkor oğlu lzmlrliyan Hafidi Hacı Mlhran: Beşiktaş Şehit Asım Caddesi No. 64 te.
Beşiktaş Türkall Mahallesi Asmak Kahve Sokağında en eski 12, eski 20, yeni 20 No.lu gayrimenkulun üzerine 300 lira bedel mukabilinde bir yıl vade He mevcut ferağ bedelini alacaklı Hacı Mlhran namına daireye tevdi aileceğinden icra ve îflaa Kanununun 153 üncü maddesine göre 15 gün içinde daireye müracaatla bedeli alması aksi takdirde mevzuubahls ipoteğin terkin edileceği hakkında Selim özsavaşın Hacı Mlhran aleyhine yaptığı takipten dolayı icra ve iflâs Kanununun 153 üncü maddesine göre alacaklısı Hacı Mlhrana gönderilen emir ikametgâhı meçhûl olduğundan tebliğ edilememiş ve İstanbul icra Yargıçlığının 7.11.1950 gün ve 950/8074 sayılı karan ile 153 Üncü madde gereğince alacaklı Mlhrana yapılması lâzım gelen tebllğatm bir ay mehil verilmek suretiyle bir gazetede llânen tebliğine karar ve-rilmiş'olduğundan işbu süre içinde alacaklı Hacı Mlhranın alacağı bulunan 300 lirayı daireye müracaatla alması ve aksi takdirde İcra ve iflâs Kanununun 153 üncü maddesi hükmüne göre parayı almaktan ve ipoteği çözmekten imtina ettiği takdirde borçlunun borcunu İcra dairesine yatırarak icra tetkik merciinin kararı ile paranın alacaklı namına hıfzına ve ipotek kaydının terkinine dair alınacak karar dairesinde keyfiyetin tapu dairesine tebliğ edilerek ipotekli gayrimenkulun siciline geçirileceği malûmu olmak ve namına yazılan 153 üncü maddeye göre olan tebligatın da tebliğ makamına kaim olmak üzere daire salonuna yapıştınl-dığı ilân olunur. (16091)
ANKARA ve İSTANBUL’daki
IŞIKLI
ucuz fiyatlarla Sayın müşterilerinin emrindedir
N K A R
Kâzım Özalp Caddesi, Ilgar Ap. nında Ankara Mümessili
İSTANBUL
Beyoğlu Kaymakamlığı Müellif Caddesi No.
GAZETEMİZ ÎDAREH
MÜRACAAT EDİLMESİ
1
I
r
A
ı
iğimize DA karşısı
6-8
NESİNE
A
i
Sayfa 8
YENİ İSTANBUL
24 Ka^ım 1Û50
Ö
Tjii
■’SV'• 3 •
$ s
SAYIN DOKTORLARA
ADEMİ İKTİDAR ve BELGEVŞEKL1Ö1NE KARŞI Almanyada M. W0ELM Fabrikası mamulâtından PROKOPİN
Gelmi# vc eczanelere tevzi edilmiştir
Drajeleri
FAYDALI İLANLAR YENİ İSTANBUL'DA ÇIKAR
t
V
T.L.
T.L.
T.L.
T.L.
T.L.
yüIONÜlON
I
karşı daima
4 ijjI //• günde 3 U;t alıntbıUf
Boş, diş, adale, tinır, romatiıma, ağrılarına
MAKARNA FABRİKALARI
MEHMET KAVALA
Toptan «atış yeri: Perakende Batış yeri:
T ah İr Han, Galata Tcpebaşı Alp Oteli altında
Telefon: 40430 Telgraf: La met İstanbul
ANKARA
5
440.-:
ay vade
fl
ff
6
480.-:
120.-
peşin,
If
9
500.-:
95.-
peşin,
II
37.50 liradan 12
•f
70.-
520.-:
, Diğer
PROTEJİN DERMOJEN
1
Frenci ve Belsoğuklııg'iınun teminatlı bir koruyucusudur.
460.-:
Yanık» ekzeına ve cilt yaralarına fevkalâde iyi gelir.
peşin, 100.— liradan
45.— liradan
60.— liradan
(yidikiş
* ' II ,1 z
A Y L. A
Sayın müşterilerinin ısrarlı İstekleri Üzerine hususi itina ile İmal etmiş olduğu fevkalâde nefis
YAYLA Tarhanalarını
t
*
et ae Oyan Vc£c4 ma&İMteû
Fiyatlara dikkat!
AYAKLI. İKİ ÇEKMECELİ, GÖMME
DİKtŞ ve NAKIŞ MAKİNESİ
Perakende peşin
160.-
peşin, el ve ayak
fiyat.
3
tiplerimiz yoldadır.
TÜRKİYE GENEL MÜMESSİLİ :
NEZLE, GRİP, ROMATİZMA VE BÜTÜN AĞRILARIN İLÂCIDIR
muvaffakiyetle kullanılmaktadır. Grip, nezle gibi hastalıkların başlangıcında birçok fenalıkların önüne geçer GRİPİN
SATILIK
YENİ OTOMOBİL
950 model hiç kullanılmamış radyolu, kaloriferli. Naylon döşemeli, CHEVROLET marka otomobil satılıktır.
Telefon: 11773
ANTİDOT Koma
•NEZLE •GRİP
- OIS AĞRISI .
• ADALE ROMATİZMASI
• YANIKLAR
• GÜNEŞ YANIĞI •ARI.POCEK SOKMAS •KESİK
• YARALAR
• Pİ$İK
• KASINTI. •EKZEMA
• ERGENLİK .
• DONUK
• DERİ ÇATLAKLARINDA VE '•
• TRASTAH SONRA KULLANILIR A
PİATI : 75 Krf.
Sayın Doktorlara
TROPONAVERKE ve Dr. GEORG HENNİNİG müstahzarlarından CALCİPOT D. Tab (Calclum ve Vitamine D ) M A P Ampoules MYOSTON Gouttes İNTESTİNOL Dragees gelmiş ve eczanelere dağıtıl-mıştvr. Literatür ve nllmunc için :
Zaman Ecxa Deposuna M ü r a e a a t
Satışa başladığını ve bilûmum BAKKALİYE Mağazalarının siparişlerini kabul etmekte olduğunu arzeder.
ANKARADA Toptan Satış Yeri t
Yayla irmik ve Makarna Fabrikaları
İSTANBULDA Topton Satış Yeri t Eminönü - Balıkpazarı No. 73 - 75 YAYLA Fabrikaları SATIŞ DEPOSU
Telefon : 24079
Niçin her yemekten sonra dişlen fırçalamak lâzımdır?
Bu tehlikeden korunmak için dünyanın en saf JHİCUIII
nane esansı ile hazırlanmış
RADYOLiN
ile her yemekten sonra dişlerinizi
VE KI«W«OT
Comments (0)