25 Aralık 1950 — Pazartesi
O
SİYASİ İKTİSADİ MÜSTAKİL
Yıl 2 — Sayı 390— 10 kuruş
I eni /tlaııbul'ıın
KUPONU
TAHSİL KUPONU
Tesis eden: Hahlb E(1lb - TÖREFIAN
1.000 8aat 1000
1 000 8 aut 1000
1.000
11)00 Saat 1 000
1 OOO Saat 1000
1.000 Saat 1.000
Saat 1.000 Saat
Saat 1 000 Saat
Saat Saat
Saat
Saat
Saat 1.000 Saat Saat L000 Saat
Beyoğlu - Müellif CaddcM 6.8 Telefon : 11756 11757 Santral
Fonta Kutusu : 447 - İstanbul Telcrraf Adresi : Rotta. İstanbul
Paktlılar ve
r
aktsızlar
BRÜKSEL toplantısında Attan tik Ordusunun kurulmasına karar verilmesi, General Elsen-ho^’er’in başkomutanlığa seçilmesi ve nihayet İtalyan Dışişleri Bakanı Kont Sforza’nın son a-çıklaması Atlantik Paktını günün en ehemmiyetli bir politika konusu haline getirmiştir. Bu a-rada Sovyet teklifine verilen cevap ise başlıbaşına bir Özellik gösteriyor. Cevabın uzun incelemelerden sonra verilmiş olması, son derecede dikkate değer. Komünist Çin Hükümeti Kore harbine girmemiş ve durum da bu yüzden değişmemiş olsaydı, Sovyet teklifinin büsbütün cevapsız kalması ihtimali de vardı, öyle anlaşılıyor ki. Sovyet teklifini cevaplandırmak karan Trunıan-Attlee görüşmeleriyle doğrudan doğruya ilgilidir. Cevaplandırmada göze çarpan en ehemmiyetli nokta, zamanın çok iyi hesaplanmış olmasıdır. Bu bakımdan. cevap notası. Sovyetlerin ö-nünde bir diz çöküş mânasına gelmemektedir. Çünkü; ilk önce Atlantik Ordusu kurulmuş. Almanların bu orduya girmesi ka-rarlaştınlmış. EisenhoWer başkomutanlığa seçilmiştir. Bunlar yapıldıktan sonra da Sovyetler e •*Hazınz, konuşabiliriz,, denilmiştir. Demokrasilere göre dörtler toplantısında görüşülecek konular, dünya politikası konulan olmalıdır. Demek oluyor ki; bu noktada da Sovyetlere karşı a-paçık bir durum almaktadırlar.
Sovyetlerin İstedikleri şeyler bambaşkadır. Onlara göre Atlantik Ordusu kurulduktan. Batı Almanya silâhlandırıldıktan sonra dörtler toplantısı teklifi, şöyle böyle, konusuz kalmış sayılabilir. Batılı demokrasiler böyle bir ihtimali hemen önlemek 1-çin Sovyetleri yatıştırmak lüzumunu duyuyor ve Almanya si-lâhtandınlsa bile banş için hiçbir tehlike teşkil edemiyecektir, diyorlar. Atlantik Ordusunu Sovyetlere hoş göstermek imkânsızdır. Çünkü; bu ordunun a-sil hedefi. dogTudan dognıyo Sovyet Rusyadır. Bu orduya katılmaya karar veren bir Alman-yanın, ilerde tehlikeli olup olmayacağını, şimdiden söyleyemeyiz. Herkes anlayabilir ki; Almanya, günün birinde, Batıldan arkadan vursun diye silâhlandırılmıyor. O halde silahlandırılması kararlaştırılan Almanya B it ıhların Sovyetlere teminatın, dolambaçlı tık oyunundan başka
grerl yoktur. Bize öyle geliyor ki. Sovyetler, tekliflerine karşı verilen cevapta, istediklerini boş yere arayacaklardır. Biz notanın sakin ve telâşsız yazılış şeklini, batılı demokrasilerin kararsızlıktan sıyrılma yolunda, çok ehem miyetll bir belirti sayabiliriz.
hakkında verdikleri bir man-hiçbir de-
Eğer, günün birinde, dörtler toplanırsa, demokrasiler, yalnız Almanya dâvasının değil, bütün dâvaların çözülmesini istemektedirler. Bu görüşün ne kadar doğru olduğunu ayrıca belirtmeye bile lüzum yoktur. Gözümüze teker teker ilişen politika dâvaları, hakikatte, yalnız tek bir dâvanın ayn ayn belirtileridir. Onun için temel dâva çözülmeden belirtilerle uğraşmak neticesiz emekler harcamaktan başka bir şeye yaramaz. Demokrasiler bu noktada ne kadar mantıklı 1-Beler, başka politika konularında da o kadar mantıksızdırlar. Dünya barışını tehlikeye düşüren türlü türlü dâvaların tek bir kaynaktan geldiğini kabul edenler, barışın korunması için de tek bir kudret kaynağı kabul etmek zorundadırlar. Demokra Biler, bunu henüz anlayamamışlardır. Bir çok devletler, bu yüzden Atlantik Paktına alınmamışlardır. Biz tehlikenin olduğu gibi, barışın da bir bütün olduğuna inanmış bulunuyor ve onun İçin Korede homerlk bir hayat İradesiyle güreşiyoruz. Kore, bizim için, ne bir yurt parçasıdır, ne de biz oraya bir paktla ballıyız. Biz orada barış ve insanlık idealleri uğrunda çocuklarımızı birer birer gömüyoruz. Gösterilen kahramanlık, İmanımıza yakışan bir ölçüdedir. Korede barış ve insanlık için birleşen milletler, Atlantik dâvasında nasıl olur da birbirlerinden ayrılabl lirler? İşte bizim bir türlü anlayamadığımız nokta budur. E-ğer mukadderse, yarının korkunç güreşi, bir bölge güreşi değil, bütün hür insanlığı içine a lan bir güreş olacaktır. Onun İ-çln tedbirler, bölgelere göre değil, kurulacak hayat cephesine göre düşünülmelidir. Bölge paktları, milletleri öteden beri kemiren şüpheleri yalnız arttırabilir. Halbuki; milletlerin şüphelerden Bİlklnmlş İmanlara, hayat hamlelerine ihtiyaçlan vardır. Kont Sforza, bu büyük hakikati anlayan İlk Avrupah devlet adamıdır. Türklyenin Atlantik Paktı-tında da yeri olmalıdır, her savunma teşkilâtında da. Tehlike dev adımlarlyle ilerlerken demokrasi ve inannlık cephesi ne yapacağını bilmelidir artık.
M. NEKMİ




• •
“Ateş Kes”


Yeni çarpışmalara hazır vaziyette bekllyen askerlerimizden bir tfrup /atirahat halinde
Komisyonu
Çinin verdiği red cevabını
■ VB
inceliyor
Lake Sııccess, 24 (YİRS) — Birleşmiş Milletler Asamblesi tarafından seçilen “Ateş Kes’* komisyonu bugün Hint delegesi Rau’nun evinde toplanmıştır. Bildirildiğine göre, komisyon üyeleri komünist Çinin verdiği cevabı incelemiş ve ne yapılması gerektiği yolunda fikir teati etmişlerdir. Bilindiği üzere. Komünist Çin, Birleşmiş Milletlerin ateş kesilmesini talep eden davetine red cevabı vermiştir.
Komisyonun yılbaşından sonra toplanacak otan Birleşmiş Milletler sivas! komitesine duru, mu izah .edeceği tahmin edilmektedir.
Almanyanm birleştirilmesi
Doğu Almanya, bu husustaki teklifini
tekrarladı
Berlin, 24 (YİRS) — Doğu Alman Başbakanı Orotevvohl, bu gün Batı Almanvaya tekrar müracaat ederek, Almanyanm birleştirilmesi hususunu görüşmek üzere bir toplantı yapılmasını teklif etmiştir. Dogvı Alman Bâş bakanının, İktidar partisinin organı olan bir gazetede neşredilen bir yazısında. Batı Almanya Başbakanı Adenauer’in bu teklife cevap vermesi de talep edilmektedir.
Yetkili çevrelerden öğrenildiğine göre, Batı Almanya yakın bir tarihte Doğu Almanya Hükümetiyle görüşmek Üzere bir heyet tâyin edecektir. Batılı larm bu suretle Rusların Almanya hakkındaki niyetlerini öğrenmek isteyecekleri tahmin edilmektedir.
Trumanııı Noel mesajı
bu derece vahim bir Noel
Binlerce evlâdımız Korede, korkunç harp meydanlannda çarpışıyor. Komünizmin istibdadına karşı mücadelede yekvücudüz
Güney Kore Reisicumhuru Seul un tahliyesini emretti
Mac Arthur Karargâhı düşmanın ileri bölgelerde yığınak yaptığını bildirdi

Tokyo. 21 (YİRS) — Müttefiklerle Komünist Çin kuvvetleri arasında Kuzeybatı Koredeki 60 millik cephede bugün baz* mevzi! çarpışmalar olmuştur. Düşmanın cephenin sol cenahında îmjın Nehri yakınlarında hücumda bulunduğu bildirilmektedir. Cephenin diğer kesimlerinde bazı çarpışmalar olmuşsa da bugün mühim denecek bir harekât olmadığı bildirilmektedir. Bu arada gelen haberler, kızılların hatlarını yeni kuvvetlerle takviye etmekte oldukları merkezindedir.
Mac Arthur’ün bugün neşredl.
Kore Bürosu
genişletildi
Ankara, 24 (T.H.A.) — Millî Savunma Bakanlığınca kurulan Kore Bürosu bu defa görülen lüzum üzerine genişletilmiştir.
Memleketimizden Japonyaya mektup ve küçük paketlerin nakil için uçak postası seferleri ihdası düşünülmektedir.
len tebliğinde. Komünist Çin kuvvetlerinin 38 inci arz dairesinin gerek kuzeyinde ve gerekse güneyinde yığınak yapmakta olduklan bildirilmektedir. Bu noktalar arasında, 38 inci arz dairesinin 6 Kuhwarl ile Kaesong ile mektedir.
Kuzeydoğu
herlerde bugünkü çarpışmaların mühim denecek durumda olmadıktan belirtilmektedir.
Tokyo, 24 A.A. (Reuter) Güney Kore Cumhurbaşkanı Syngman Rhee, Seul’un derhal tahliye edilmesini emretmiştir.
Tokyo, 24 A.A. (Reuter) — General Mac Arthur genel karargâhından dün bildirildiğine göre, son 24 saat içinde ileri bölgelerde düşman kuvvet ve malzeme yığılışı İle birlikte komünist taarruzunun belirmekte olduğu hususunda teyid edici ha. herler gelmiştir.
Koreden gelen ha-
mil kuzeyindeki 2 mil güneyindeki Chogye kaydedil-
ı
Şiddetli rüzgâr orr oyanın a karşı yeni hazırlanan bir maske tipi. Hu maskenin, hâlen Korede, bilhassa uçak gemilerinde vazife gören denizellere ve pilotlara büyük faydası dokunmaktadır.
Washington 24 A.A. (United Press) — Başkan Truman bu gece Amerikan’ın Sesi Radyosunda Türkiye saatiyle 23.30 da bütün dünyaya hitaben metni aşağıda yazılı Noel mesajını yayınlamıştır:
"Bugünkü dua ve dini saygı ânında ve yeni yıl münasebetiyle, muhtelif memleketlerdeki dostlarımıza şahsımın ve Amerikan milletinin en iyi temennilerini göndermek isliyorum. Bu Noel yortusu, aile efradımız ve dostlarımızla eğleneceğimiz bir gün olmaya münhasır kalmıyor. Din, ırk ve milliyet farkı gözetmeksizin, bizimle birlikte hürriyet vc barış ümidini besleyen bütün İnsanları düşünüyor ve onlar için dua ediyoruz. Anlayış ve azimle hareket edersek bu gayelere adım adım yaklaşacağımıza kani bulunuyorum. Hepinize tekrar tebriklerimi ve en iyi temennilerimi gönderiyorum.,,
YVashfngton 24 A A, (United Press) — Başkan Truman bu gece Türkiye saatiyle 00.15 te Noel ağacını aydınlattığı sırada aşağıdaki hitabeyi İrat etmiştir:
“Bütün memlekette ve dünyanın muhtelif bölgelerinde kadın, erkek ve çocuklar, t sanın doğuşunu kutlamaya hazırlanıyorlar. Bugüne kadar hayatımız boyunca asla bu derece vahamet taşıyan bir Noel geçirmiş değiliz, Bu sözleri sarfederken ziyafetleri ve hediyeleri düşünmüyorum. tsanın ilk doğumu ânında olduğu gibi ümit ve sevginin sükûnetle tesit edilmesinden bahsetmek İstiyorum.
Barışsever bütün dünya milletleri bugün endişe vc korku duymakta ve kendilerini yalnız hissetmektedirler.
tsanın doğumunda parıldayan ve takriben 20 asırdan beri insanlara kuvvet, huzur ve sükûnet kaynağı olan ışığı bir çoklarımız unutmuş bulunuyoruz. Bu Noel gününde Allaha olan imanımızı tazelemeliyiz. Şimdi Allahın insanlara yaklaştığı Anı tesid ediyoruz. Bizim de Allaha teveccüh etmemiz lâzımdır.
Çoğumuz, Noel yortusunu o-cak başında tesid edecek kadar talihlidir. Fakat bugün evlerinden ve sevdiklerinden uzak otan
pek çok insan vardır. Binlerce evlâdımız Korede, soğuk vc korkunç harp meydanlarında çarpışmaktadır. Fakat evde veya harpte, nerede olursak olalım Allahın sevgi ve kudreti bize daima erişebilir. Hepimiz dua edebiliriz ve hepimiz dua etmeliyiz, Allahın iradesi yerine getirilmelidir. Allaha sığınanların elde ettikleri cesaret, basiret ve kalb huzurunu yine Allahtan İstemeliyiz. Doğruluk ve adaletin neticesi olan banş için dua etmeliyiz. Esasen bütün memleket çoktan beri topyekûn dua etmektedir. 1950 yılının son pazarında, İmanın tazelenmesi için hususi dini Ayinler yapılacaktır. Bu müşterek dâva uğrunda hepinizi harekete geçmeye, vicdani inancınız ne olursa olsun hepinizi bu yola girmeye davet ediyorum.
Komünizmin İstibdadına karşı girişilen bu mücadelede hepimiz birleşmiş bulunuyoruz. Komünizm Allahsızdır.
Halbuki demokrasi, muhtelif inançların birleşmesinden husule gelmiş, bir küldür., yani, kendine, komşusuna ve ADahına inanmaktadır.
Demokrasinin en kudretli silâhı tüfek, tank veya bomba değildir: Allnhtn himayesi altında insanların kardeşlik duy-
Başkan Truman
gulanna ve insanlık şerefine o-ian inancıdır-
Bu Noel gününde bu İnancı yaşatabilecek basiret, mahviyet ve cesaretin blzlere bahşedilme-si İçin Ailha dua ederim.”
Marshali yardımı
arttırılıyor mu ?
Çıkan rivayetlere göre Devlet Bakanı, Parise giderek bu mevzuda temaslarda bulunacak
Ankara, 24 (ANKA) — Mali-ye Bakanının bütçe açığından bir kısmının Marahall yardımın dan temin edilecek dolarlarla kapatılacağı hakkmdaki sözlerinden sonra, bu yardımın arttırılacağına dair yeni bazı söylentiler çıkmıştır.
Buna göre, Devlet Bakanı Fevzi Lûtfi Karaosmanoglu ö-
1.000
• • • •
A •


50 okuyucumuza hediye edilecek Zenith saatlerini 3 üncüde görünüz.
Ingiltere, Avrupadaki
kuvvetini arttırıyor
Savunma Bakanlığı, ânı olarak seferberliğe geçecek plânları hazırlamakla meşgul bulunuyor
Londra, 24 (YtRS) — Askeri kaynaklardan Öğrenildiğine göre, İngiltere 1951 senesi zarfında
İHpunyanın, 1715 ten heri îngillz idaresi altında bulunan Cebeli tarımın ladesini İstemiş olduğunu geçenlerde bildirmişiIk. İspanyolgençliği bu İddiayı desteklemiş ve bazı milliyetçi gençlik gruplan Madrll sokaklarından "Cebehtarığı, İrap ederse kuvvede alacağız^ diye haykırarak. General Fraukonun önünden geçmiştir. Rc MiılnUz, bu rom i geçitten bir enstantaneyi göstermektedir.
Avrupadaki askeri kuvvetlerini iki misline çıkarmaya karar vermiştir. Bu çevrelerden bildirildiğine göre, hâlen Batı Almanyada bulunan 2 tümenle, Berlİndeki 1 tugay, 5 tümene çıkarılacaktır. Bundan başka. İngiltere anavatanda 2 ve denizaşırı ülkelerinde de 4 tümen asker hazır bulunduracaktır.
Ingiltcronln, bugünkü askeri ihtiyaçlan karşılayabilmek İçin ihtiyatları silâh altına çağıracağı gibi, gönüllüleri de askere a-lacagı söylenmektedir. Mnama-fih, askeri kuvvetlerin arttınl-maya çalışıldığı bugünlerde, bunun sanayi sahasına tesir etmemesine bilhassa dikkat edildiği bildirilmektedir.
İngiliz kara, deniz ve hava kuvvetlerinin faal hizmette ve yedekte bulunan asker yekûnu 840000 kişidir kİ, bu miktarda yaz aylarına nazaran 40.000 kİ. şllik bir artış göze çarpmaktadır. Diğer taraftan Öğrenildiğine göre. Savunma Bakanlığı İcap ettiği takdirde âni olarak seferberliğe geçebilmeyi mümkün kılı-cak plânlar hazırlamaktadır.
nümüzdeki ay Parise giderek bu mevzuda Marshali Plânı idarecileri ile müzakerelere girişecek, tir. Bakanın bir tütüncüler heyetiyle Avrupaya gideceği yolunda çıkan haberlerin bundan galat olduğu anlaşılmaktadır. Bu görüşmelerin, Marshali yardımının îngiltereye ait kısmının kesilmesi dolayısiyle lehimizde bir arttırmağa saik olması ihtimallerini kuvvetlendireceği söylenmektedir. Bu takdirde, yine tahminlere göre, Türkiyeye yapılan yardım miktarı bizim paramızla 300 . 350 milyon lirayı bulacak ve bütçe açığı da bu yardımın tahsis edileceği sahalardaki rakamların açıklara mü. nakalesi suretiyle kapatılmış o-taraktır. Bu iş için Ankarada bazı gayriresmi temasların yapıldığı da söylenmektedir.
Diğer taraftan. Amerikanın Türkiyeye yapmakta olduğu askeri yardım arttırıldığı takdirde de bütçe üzerindeki ağırlık hafifleyecektir. Tahkik için henüz olgunlaşmamış sayılan bu iki ihtimalin yıl başından sonra e-saslı şekilde tebellür etmesi beklenmektedir.
Diin NHİıah uçukla şehrimizden ayrılan Şalınp Gürler hava alanında
Şahap Gürler dün Koreye hareket etti
Generale, Hava Binbaşısı
Cevdet Zeybek refakat ediyordu
Evvelki gün Ankarndan şehrimize gelen Genelkurmay Teftiş Kurulu Başkanı Korgeneral Şahap Gürler, beraberinde Hava Binbaşısı Cevdet Zeybek olduğu halde dün sabah saat 7.30 da Pıvnamerikan uçağı ile Tokyoya hareket etmiştir.
General, atanda dosttan, Keredeki kahramanlanmızın ailelerinden bazıtan ve askeri zevat tarafındim ugurlonnuşUr.
Başkalarının kendine yapmasını İstemediğin-şeyi
Başkalarına yapma.
(Koufüçyüsi
Y E N î İSTANBUL
25 Aralık 1950
Güllün fıkrası

K
lim
I
T
Ver om haftası münasebetiyle
Şehir köşesi
on altı
pılmıyorsa da«grek ve lâf İn kay nağından milletlerarası terim kurma usullerinden nasıl faydalanabileceğimizi de kararlaştı-ramudık. Her şeyde oldııgu gibi, dilde de "intikal0 buhranı I-çlndeylz.
Prensip dâvası hemen hemen kalmadığına göre, bu kadar sert çekişmelerin mânası ne ol-
kü hu bir seviye meselesidir. Dil. tefekkür ve kültür seviyesi ile beraber kalkar, ve düşer. Fikirlerimiz arttıkça, derinleştikçe» genişledikçe, dilde yeni kelimeler doğar veya eski kelimeler üstüne yeni biner.
“Bir Fransız kadar" ca yazan dar. düz ve
Alem ve devrân
Hıristiyanlık âlemi Noel’i kutluyor
mânalar
Yazan
Falih Rıfkı Atay
kelimesini yakıştır-nmpça bir yanlış farkında idi. Ben sözü ile türk-
dıığıınu benden sormak İstersiniz. Bu, ara sıra, geçici geçmeylcl, zevk ve şive çatışmalarından, fakat çok defa, alışkınlığın zorlanmasından İleri geliyor. Yıllarca harmanına alıştığınız sigarayı, birkaç gün öksürmeği göze alnından. değlş-
* Yıllarca, her söyleyişte, dlllni-, ve her yazışta, ka-ucuna gelen kclinır-dlişüne, lıele lügate değiştirmekten nasıl
veya
fransız-kısa düşünüştü kimselerin, kelimelerini az ve zayıf buldukları türkçe İle, kamusuna nasıl r-rİ9cblleC4>ğlmlz.e bir türlü akıl crdlrcme-fransızca yuz.ılan a-lıir fark bulabilipnr mıı-Türk
Cenevre ,rTerk-î-tes11hat” konferanslarından birine tx?n de gitmiştim. Konferanstan bir şey çıkmayacağım bildiğini 1-çin, terk-l-teslihHİin nasıl mümkün olacağını düşünmekten fazla, gazeteye yatacağım mektuplarda nasıl bir türkçe başlık • kullanabileceğimi düşünüyordum. Daha o vakitler yıllık türkçerl İdim ve konuşma diline kadar işleyen bazı kll&e-terklplerden başka. A-rap ve Acem nöt kalıplarını bırakmağa uğraşırdım.
Konferansın adı gazetelerin çoğunda “Terk-i-teriihat”, bir kaçında “Tahdld-l-tesIİhAt", galiba birinde veya İkisinde “Silâhlan bırakma” IdL Desar-moment kelimeelnl tek bir kelime İle karşılamak ve bu kelimeyi tasrif edebilmek lâzımdı. Aklıma "silAhsıalannıa" sö-Mİ geldi. İlk duyan dostlarım:
— Yanlıştır, dediler.
Ziya Göknlp, hiç şüphesiz, *înefkûre“ dığı zaman yaptığının
“silâhsızlanma çede bir yanlış yapıp yapmadığımı da bilmiyordum. Bütün pazılarımda tekrarladım. Gazeteler, bir müddet, yabansımakla beraber, “silâhsızlanma” sözü, yavaş yavaş, gündelik yazı diline, resmi dile, nihayet lügatlere geçti.
Doğrusu grameri hiç bir zaman pek sevmem İçimdir. Kelimelerde daha fazla tevkçlyim. Halk gramer bilmez» fakat bir âleti adlandırmak, veya İçini dökmek ihtiyacını duyduğu vakit öyle kelimeler bulmuştur ki hepimiz buıılan severek be-nimsemlşlzdlr ve türkçe lügatleri bu kelimelerle kurmuşuz* dur.
Zevki miza aykırı gelen kelimeleri» dilimizin ucuna dokundukça, âdeta tükürmek İsteriz. Ama bir de revkımızA oysa da alış kanlığımın rahatsız edenler var. Bunlara da bir müddet isyan ediyoruz. Ancak bundan on, yirmi veya otuz yıl önce duyduğumuzda hemen isyan ettiğimiz ne kadar yeni, yepyeni kelimelerin, lehçemize, ağzımıza, yazımıza yerleştiğini hatırlamak İstemiyoruz. Hepimiz kolayca "sağcı” veya “solcu” demekteyiz. Bu zazvallı "el” İlk defa "balıkçı" ve "zerzevatçımdan kopup da “Türk” kelimesinin sonuna yapıştığı vakit rahmetli Süleyman Nazifln tâ Bağdad’dan çektiği telgrafı u-nuttuk, gittL
Yazı ömrümün yansı prensip savaşçı lan arasında geçti: ilim ve edebiyat dilimiz osmanlıca mı kalacaktır, yoksa türkçele-şecek midirf Edebiyat-ı-Cedide ve Fecr-i-âti mektepleri bLirde ve nesirde, romanda, hikâyede, tenkidde hüküm ve itibar sahibi kalabildikleri kadar, bu savaş, ne osmanlıca, ne de türk-çeleşme fikirlerini zayıflatmamam* beraber» sanat ve zevk Âleminde birincilere bak kazandırarak, devam ettL
Biz» ara-nesil, prensip dâvasının nihayet halledilmiş olduğunu gördük: Prensip dâvası, türkçe ek ve köklerden terimler yapılabildiği gün halledilmiştir. Osmanhmnın artık ölü diller arasına karıkmak üzere olduğu şüphesi o kadar kuvvetlenmiştir ki hocam rahmetli Halld ZLya’yı, bir gün, roman ve hikâyelerinin dilLnl sadeleştirmek İçin uğraşırken görmüştüm: *— Yazık kİ ancak bu kadar yapabiliyorum” demişti.
Amma bu türkçenin kendi ansiklopedisini yazabilecek bir olgunluğa eriştiğini göstermez. Henüz, hukuk gibi, medrese-ellerin alabildiklerine dayattıktan İlim kolları hile vardır. Gerçi Arap kaynağından terim ya-
tireblliyor musunuz, fikrinizi I zln ucuna, lemlnlzin yİ, düşüne bakarak, sıkılmazsınız? Böyle bir külfet Nİzdeıı nasıl istenebilir? Fnkııt yine siz hlMotmekstaln* yadır-gamnksızııı. duya okııyn, meselâ, "silâhsızlanma0 gibi, biraz yanlış da olsa, hlr İhtiyacı karşıladığı İçin benimsenen nice kelimeler alışkınlığınızın sıcak koynuna sokulmakladır, ^iındl do size:
— Yok efendim, bu kelime yanlıştır, bundan böyle tcrk-l-teslihat veya tahdid-l-teslihat sözlerine donelim, dendiği vakit, on sekiz yıl önceki rahatsızlığı duymaz mısınız?
Beğendiğini öyle yeni kelimeler var ki bir gün kullanıp, bir kaç gün bırakıyorum: Hani tıpkı, ayağımı alştırmak için yeni ve biraz dar pabuç hl.^ Sonra ontı serbestçe batça giyebileceğim günü bekliyorum.
Blzler her kelimenin İki arapça ve acemce müteradifi bulunmasının, her sarf kaidesinin bir de arapça ve ncemcesl olmasının dil İçin zenginlik sayıldığı inşa ve belâgat devirlerinden geliyoruz. Gariptir kİ bugünkü yazı türkçemiz. hiç bir sözün arnpça veya forsça müteradifini ve hiç bir Arap ve Fars kaidesi kullanmayan türk-çemlzle öyle tercümeler okuyorum ki bırakınız daha öncesini, ne Edeblyat-f-Cedlde ne de Fecr-l-âtl osmunlıcası ile yapılmalarına İmkân yoktu. Ç’iin-
Sinide
(le
dikleri ruamda mimiz? Baııa hlr gün: feİNpfo terimlerini kim yapabi-
lir" diye .sormuşlardı. "— Kafası türkçe llo düşünen bir Türk filozofu!" cevabını vermiştim. Asıl kelline yaratıcısı, gramerci değil, “mütefckklr"dir. Eğer bilgi İğreti İse, basmakalıp kelime ve terimler dışına çıkılamaz. Eııkl yarı ezbercilerin osmanlıca terimlerine sımsıkı bağlanışlarının •ebebi bııdur. Ancak düşünebilen kelime İle oynayabilir. Hâs bir tefekkür kuvveti olmayanlar İse, alıştıkları kelimeleri, hattâ hazan cümleleri bıraktıkları vakit» soyunmuşa dönerler: Ayıphırını örtmeğe bir incir ağacının tün yaprakları yetmez.
Bir gün, hilen, düşünen yazan askerlerimizden biri nu:
— Nlzam-ı-luırbln türkçeri nedir?
Diye sordu. Nizam = düzen, harp =: savaş.- /İcaba ne demeli diye kıçfamı yorarken:
— Biz bulduk, dcdL
— Nedir? dedim.
— Kuruluş.- Demesin ml?
Ben nizam vc harp kelimelerinin türkçelerl ne olduğunu biliyordum. Onlar İse nlzam-ı-harb ln ne olduğunu biliyorlardı.
Bir çoğumuza aykın gelen kelimeler, türlü illin kollarındaki nlzam-ı-harb'e benzer terimlerin cansız lügat karşılıkları değil midir?
Kelime yapıcılarında kelimelerini sevdirecek ve beğendirecek zevk kadar kuvvetli bir bilgi, tefekkür eseri verecek ilim kadar kuvvetli bir lâzım. ikisini de
. imkânsız^.
Doğrusunu İster zlm dilimiz değil, durma!
s
Herkeste bir endişe uor Yı/buşı cdU ncrlcri olacak mı olmij/aeafc mıf Bunun sebebi, kır aidatı fazla kıral taraftan bazı kimselerin ortaya attıkları bir şayiadır: Güya, yılbaşı eğlencelerinin yapılmasına mdıti olunacak* mis» o gece Koro şahitlerim matem tutulması isteniyormuş,
Muhtelif şehirlerde mevlitler okutulurken, bütün cğ tence yerlerinin kemakdn a-çık olduğunu, saz yerlerinde ^Çcsmi siyah,, veya ^Ycsûn onu nenesi..,, feryatlarının kulakları çınlattığını dtisü9 Hürsek böyln bir teşebbüsün bey h u del iğ i kc nd iliği nden
meydana çılcıyor.
Fakat bir bakıma, de tesiri olur, meçhul kıbetc gitmekte olan
lan intibaha dâvet eder. Ld-kin, bu, bütün dünyada tat blk edilmelidir. Biz burada dünyanın bir küçük noktası olan îstanbulda matem tu* tarken, bes kıtada, Korede ki Mehmetçiklerimiz dahil, herkes yeni sene İçin senlikler yaparsa, gülünç oluruz.
Ne çare ki ölenle ölünmüyor vc ah, ne yazık ki biz. insanlar, bir türlü akılları mızı başlarımıza devşiremiyoruz.
bİr İstanbullu
Bu münasebetle (lün gece muhtelif kiliselerde büyük dinî âyinler tertip edildi
Hıristiyanlık âlemi, bugün Noel Bayramını kutlamaktadır Bilindiği gibi, îsanın doğum yıldönümünü anmak üzere, dün gece muhtelif mezheplere mensup Hıristiyanlar kiliselere giderek. gece yansına kadar süren dinî merasimlere iştirak ettiler. Bu merasimden sonra, birçok ailelerin bir araya gelerek umumi eğlence yerlerinde veya evlerinde eğlenmeleri Adettir.
Şehrimizde de Noel, dün gece muhtelif Hıristiyan cemaatleri
bii-
ve ba-
zevk olmak ısmarlamak
misiniz, bl-kıı famız uy-
belki bir â-insan-
tarafından mûtat hararet coşkunlukla kutlanmıştır münasebetle kiliselerde ya-
ve
Bu pılan dini merasimler, bu sene de büyük bir kalabalık cezbet-mlştir.
Diğer taraftan, 1923 senesine kadar Noell 13 gün sonra kutlayan Rum cemaati de Papalıkla yapılan bir anlaşma üzerine, mezkûr tarihten sonra, Noelle-rinl bugün kutlamaktadırlar.
Noel, Beyoğluna ayn canlılık vermiştir. Bir çok dükkânlar bu münasebetle vitrinlerini süslemiş bulunmaktadırlar. Bazı lüks eğlenec yerleri de aabaha kadar açık kalmışlardır.
Millî Eğitim Müdürü
Ankaraya gidecek
fc ■ ■ ■ ■ ■ —— 1
Muhiddin Akdik, Müdürlükte yapacağı ıslahat üzerinde Bakanlıkla temas edecek
Milli Eğitim Müdürü Muhid din Akdik, Bakanlıkla temaslarda bulunmak üzere Önümüzdeki hafta Ankaraya gidereli bir hafta müddetle kalacak ve Millî Eğitim Müdürlüğü teşkilâtında yapacağı ıslahata ait projesini Bakanlığa arzedecektir.
Evvelce de yazdığımız gibi, İller Kanununun tatbiki üzerine muamelâtı bir hayli kapışma
Parke caddeler çabuk bozuluyor
de
A '
■ —*9* & , Ab


ve âdeta içinden çıkılmaz bi~ hale gelmiş bulunan orta öğre tim ve sağlık işleri bürolarının kısa bir zamanda ıslahı ve diğer bürolarda da kırtasiyeden uzaklaşılarak daha rasyonel b • mesai tarzının kurulması esas. Üzerinde ısrarla durulmakta Vs memur kadrosunun kâfi bulun masına rağmen işlerin aksamasındaki sebepler araştırılmak tadır. İleri sürüldüğüne göre, bazı büro şefleri otoriteleri sayesinde bürosunda lüzumundan fazla memur istihdam etmekte, buna mukabil hakikaten İş te hacümü karşısında bulunan bazı bürolar da memursuzluktan kıvranmaktadırlar.
Milli Eğitim Müdürü, işe mübaşeretinden beri gerek tanışma vesilesiyle, gerekse okulların işleyiş tarzı üzerinde tetkik ve teftişlerine devam etmektedir.


Hava vaziyeti
Güney ve yer
Do£u
Mü-saat
Anadoluda yer yağışlı
Anadoluda yağmur
Devlet Meteoroloji İşleri dürlüğüne göre son 24 içinde yurdumuzda hava Doğu. Iç, Batı ve çok bulutlu geçmiştir.
Yağışlar
kar, diğer bölgelerde •şeklinde olmuştur.
Yağış miktarları metrekare-Manavgatta 34, Bodrumda 28.
Burdurda 15,
Aydında 13,
Şehrimizde parke taşı döşenen bütün caddelerin çok kısa bir zamanda bozuldukları müşahede edilmektedir, Kum zemin üzerine» eskidikçe tersyüz edilerek kutlanılan bu taşlar, yağmurlardan ve üzerlerinden ağır vasıtalar geçtikten sonra çöküntüler yapmakta, harcanan emekler ve mas raflar heba olup gitmektedir, flu itibarla parke yapılan veya ta mir edilen yolların daha uzun ömürlü olmalarının sağlanması gerekmektedir. Yukarıdaki resim de, Tophaneyi Galaiusaraya bavlıyan Boğazkesen caddesinin bugünlerdeki tamiri gözükmektedir.
Antaiyada Kuşadasmda Kürkçülerde Maraşta 9, Muglada 7, Gaziantepte zığ ve Diyarbakırda 5, Ceyhan, Ilgın, Bayburt latvada 4 kilogramdır.
En yüksek ısı, Bodrum ve ts-kenderunda 21, en düşük ısı, Erzurumda (—7) derecedir.
6, Elâ-
İzmir, ve Ma-
Parti kongreleri devam ediyor
Dünkü D. P. Eminönü İlçe Kongresinde muhtelif parti ve memleket meselelerine temas edildi D. P — CHP. ve M. P. nln I şehrimiz teşkilâtlan muhtelif] kademelerinin yıllık kongreleri devam etmekledir. Bu kongrelerde çeşitli parti ve memleket meseleleri ele alınarak İşlenmekte ve hararetli konuşmalar yapılmaktadır. İlçe kongreleri tamamlandıktan sonra her üç partinin il kongresi toplanacak ve buninn müteakip da Anka-rada büyük kongreleri yapılacaktır.
D. P Eminönü İlçe Kongresi
D. P. Eminönü tlçe Kongresi dün Borsa Kıraathanesinde ak-tedilmlştlr.
Kongreye Kore şehitlerimizin hâtıralanna hürmeten 5 dakikalık bir ihtiram sükûtundan sonra başkanın kısa bir hitabesiyle başlanmıştır.
Verem savaşında kıymetli bir silâh:
BCG aşısı
Yüksek Okullar
Talebe Birliği
Kore Edebiyat Mükâfatı açtı
Miisabakada birinciliği kazanana 500 lira ikramiye verilecek
İstanbul Yüksek Okullar Talebe Birliği, Kore kahramanlarına Istanbuldakl üç bin yüksek okul talebesinin minnet ve şükran borcunun nâçiz bir ifadesi olarak “Kore Edebiyat Mükâfatı,, tesis etmiştir. Ebedileşmiş o-lan Kore kahramanlarımızı bir kere daha ebedileştirecek en güzel şiir, nesir veya destanı yazacak olana, Yüksek Okullar Talebe Birliği beş yüz lira mükâfat verecektir. Müsabaka şartlarını bildiriyoruz:
1 — Müsabakaya iştirak müddeti 12 aralık 1950 den 18 nisan 1951 e kadar dört aydır. Neticeler en kısa zamanda ilân edilecektir.
2 — Müsabaka^’a T.C. tebaası olan profesyonel veya amatör herkes iştirak edebilir.
3 — Her müsabık müsabakaya bir eserle katılacaktır.
4 — Nesir halindeKi eserlerin bin beş yüz kelimeyi aşmaması şarttır.
5 — İsim, soyadı ve sarih adresler ayn bir kâğıda yazılarak esere iliştirilecektir.
6 — Jüri, memleketimizin e-debıyat ve sanat otoritelerinden teşekkül edecektir.
7 — Gelen şiirleri kitap halinde neşretmek hakkı Birliğe ait olacak, ancak kitabın satışından hâsıl olacak gelir. Göçmenlere Yardım Derneğine ter-kedilecektir.
KISA HABERLER
Ar Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Dr. Ekrem Hayri Üstün-dağ, beraberinde tl Sağlık Müdürü Dr. Faik Yargıcı olduğu halde dün sabah Heybeliadaya giderek, sanatoryumu ziyaret etmiştir.
Bakan öğleden sonra vapurla Yalovaya geçmiştir.
★ UNESCO Türkiye Talebe Teşkilâtı, milli kıymet ve realitelerimiz. UNESCO’nun mahiyeti, şümulü ve gayesi, Birleşmiş Milletler ideali. Türk gençliğinin UNESCO’da rolünün ne olabileceği konularında bir konferans serisi hazırlamaktadır.
se-de gön-üze-key-edll-
bu hususta söz sahihi insanlar tarafından çok aşının tehlikeli olablle-söylendiğtni hayretle
tlk olarak riyaset divanı çimi yapılmış, müteakiben bucaklardan yolsuz olarak derlldığl bildirilen 2 delege rinde itiraz vâki olmuş ve fiyet bir komisyona havale
miştir. Komisyon bu husustaki tetkikatını Öğleden sonraya kadar devam ettirmiş ve Öğleden sonraki celsede raporunu kongreye vermiştir.
Bu rapora nazaran seçimlerine İtiraz edilen 2 delege reddedilmekte idi. Rapor reye konuldu ve kabul edildi.
Müteakiben idare heyetinin bir yıllık raporunun okunmasına geçilmiştir. Rapor üzerinde 15 kadar delege söz alarak zı noktalarına itirazlarda tenkidlcrde bulunmuşlardır, porun okunmasını müteakip
idare kurulu ibra edilerek mail rapor kabul olunmuştur.
Seçimler tam btr huzur İçin-| de yapılmış ve geç vakte kadar devam eden kongrenin ruzna-merinfn son maddesini teşkil eden serbest dilekler kısmını müteakip toplantıya aon verilmiştir.
ba-ve Ra-llçe
Baronun yeni idare heyeti
İstanbul Bürosunun bu seneki seçimi yapılmış ve başkanlığa İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi profesörlerinden Ab-dülhak Kemal Yörük seçilmiştir. Bu arada asli üyelikler* Esat Çağa, İhsan Yarsııvat, Orhan Arsal, Faruk Mehdi Akören, yedek de Necdet Çobanlı ve ley seçilmişlerdir.

Haznedar, üyeliklere Muin Kü-
I *
KONFERANS
♦ Hüseyin Cahit Yalçın bugün saat 18.30 da Kadıköy Halke-vinde bir konferans verecektir.
♦ Evvelki gün saat 15 te Muallimler Birliğinde terbiye doktoru Mümtaz Turhan tarafından (tilim ve Medeniyet) mevzuu üzerinde münakaşalı bir konferans verilmiştir.
KONGRE
♦ Teknik Üniversite Talebe Birliğinin yıllık kongresi 23/xn/1950 günü saat 15 te başlamış ve dün geç vakte kadar devam ettikten sonra:
1 — Eski idare heyeti hesaplarının bir komisyon tarafından tetkikkına,
2 — Kore kahramanlarına bir mesaj gönderilmesine karar verilmiştir.
Seçim neticeleri aşağıdadır: İdare heyeti: tdris Yaman-türk, Mehmet Turgut, Turhan Onur, Tank Coşkunoğlu, Turhan Tokça, Talûk Süyek, Recai Kutan, Kayserilioğlu, Fikri Nail Eker, Fehim
Cevdet Türkkan, ismet Ak-top. Ferhat Küçük, Celâled-din Eskîcioğlu.
Haysiyet divant: Yakup ' Nc-yaptı, Halit Demir, Haşan Fehmi Yazıcı, Recep Şahin. Hakkı An ter.
Murakabe heyeti: Erdoğan Bilâl, Sabri Toroslu, Halûk Türkmen, Halis Selçuk.
s
Ak, Kemal Çağlar, Yaltm.
ÇELA DELEON ile
MOİZ KARtO
Nişanlandılar
İstanbul, 21.12.1950
Mekteplerde ve evlerde BCG aşısını tatbik etmek tstıyen hekimler, olmıyan defa bu ceğinin
duyarlar.
BCG ile bugün dünyada milyonlarca insan aşılanmış olduğu halde, bu aşının hiç bir za-ran görülmemiştir. BCG aşısının müessir olup olmadığı bahrim? gelince, bunu anlamak için istatistiklere bakmak kâfidir. Meselâ aşılanmış olmıyanlar arasında vereme tutulmak ihtimali yüzde 40 iken, bu nbrpet aşılı olanlarda yüzde 1 e inmiştir. Ölüm nispeti aşısız hastalarda 1000 kişi için 36 iken, aşılanmış hastalarda 1000 kişi için 3.5 tun
BCG aşısının kıymetini anlamış olan birçok memleketlerde bu aşı hükümet tarafından mecburî sayılmış ve şimdiye kadar 11 milyon çocuk BCG ile aşılanmıştır. Milletler arasında işbirliğinin güzel bir misalini teşkil eden bu hâdise aynı zamanda BCG aşısının zararsızlığını da I İspat etmektedir. 1948 de Paris-te Pasteur Enstitüsünde 34 milleti temsil eden 240 delege aşağıdaki noktalar üzerinde muta» bık kalmışlardır:
1 — BCG rarsızdır,
2 — BCG delerinde en dır,
3 — Bütün dün}rada kullan»-lan BCG aşısı Pasteur Enstitüsünde hazırlanmış aşı kültüründen elde edilmiştir.
4 — BCG İle aşılanmanın ril-* ratle taammüm etmesi şayanı arzudur.
Aşıyı bilhassa küçük çocuklara, tıp talebelerine, hemşirelere ve bir de genç amelelere tatbik etmek lâzımdır.
Memleketimizde Calmette Gtf-örin aşısı mecburi olmamakla beraber» Verem Savaş Derneği tarafından yapılan azimli hamle sayesinde oldukça geniş bir sahada tatbik edilmektedir. Yapılan müspet propaganda sayesinde aydın bir aile babasının •çocuklarını alarak aşılanmaları için dispansere müracaat ettiği sık sık görülen vakalardandır. Memleketimizde BCG aşısının mecburi kılınması temenni edilir. Bunun için gerekli propa ganda faaliyetinin ve icap eden kanun tekliflerinin yapılmasının
aşısı tamamen za-
aşısı verem mflca-müesslr bir vasıta-
YENİ İSTANBUL
SİYASÎ İKTİSADÎ MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ ÎSTANBÜL NEŞRİYAT LÎMİTED ŞtRKETİ Müdürü: Kemal H. SAKLICA
Yazı İşlerini fiilen idare eden mesul müdür:
Sari d ÖGET
Neşredflmiyen yazılar iade edilmez.
Basıldığı yer: yeni İstanbul matbaa-CILIK LIMITED ŞÎRKETÎ MATBAASI
Abone: Türkiye için seneliği 32» altı ayhjı 17. üç aylığı 9 Uradır. Hariç memleketler iki mislidir.
îlânlar: 6 ncı sayfada santimetresi 2 Uradır, ilânlardan hiç bir mesuliyet kabul edilmez.
ALBER T C A M U S
YA BANCI
Çeviren .•
REŞAD NURİ GÜNTEKİN
Yemekten sonra bir parça canım sıkıldı ve apartmanın içinde dolaştım. Annem burada olduğu zaman apartman pek iyi idi. Fakat şimdi bana büyük geliyor. Onun için yemek masasını odama götürmek zorunda kalmıştım. Ben şimdi sade bu odada yaşıyorum, içleri bir parça çökmüş hasır iskemleler, aynası sararmış dolap, tuvalet masası ve bakır karyola arasında, öte tarafını kendi haline bıraktım. Biraz sonra, bir iş yapmış olmak için, bir eski gazete ahp okudum, içinden Kruşen tuzlarının bir ilânını kestim ve gazetelerde hoguma giden şeyleri koyduğum bir eski deftere yapıştırdım. Bu işi de bitirdikten sonra ellerimi yıkadım ve son olarak balkona çıktım. Odam kasabanın en büyük sokağına bakar. Öğle sonu güzeldi. Gelip geçen insanlar seyrek ve aceleci İdi. ilkönce gezmeye giden aileler; gemici elbisesi giymiş düşük pantaionlu iki erkek çocuk, kocaman kurdeleli, siyah boy anmış potinli bir kız. Arkalarında kahve rengi elbiseli koskocaman bir anne; sonra baha; sokakta çok gördüğüm cılızca bir adam. Ada-21
mın başında bir kanotiye şapka, boynunda bir papyon kravat; elinde bir baston vardı. Karisiyle bir arada görünce niçin ona pek efendiden bir adam dediklerini anladım. Biraz sonra kasabanın delikanlıları geçti: Saçlar parıl parıl, kravatlar kırmızı, ceketler sımsıkı kemerli; üzerinde İşlemeli bir cep; pat burunlu kunduralar. Sinemaya gitmekte olduklarını düşündüm. Bu kadar erken gitmelerinin ve hızlı hızlı gülerek tramvaya acele etmelerinin sebebi bu olsa gerekti.
Onlardan sonra sokak tenhalaştı. Zannederim sinemalar her yerde başlamış olacaktı. Sokakta dükkâncılarla kedilerden başka mahlûk görünmüyordu. Gökyüzü temiz fakat parıltısızdı. Karşı kaldırımdaki tütüncü bir iskemle çıkararak kapısının önüne yerleştirmiş, ata biner gibi bacaklarının arasına alarak İki koliyle arkalığına abanmıştı. Biraz önce ıskarça gibi dolu tramvaylar hemen hemen boştu. Tütüncünün yanındaki küçük kahvenin boş salonunda garson bıçkı talaşları süpürüyordu. Hâsılı bugün gerçekten bir pazar gtlnü idi.
iskemlemi tütüncününkl gibi tersine çevirdim. Çünkü bu vaziyet bana daha rahat göründü. İlci sigara İçtim; bir çikolata parça, sı almak için içeri girdim, sonra geri dönerek pencerenin önündeydim. Az sonra gökyüzü karanlıklaştı; bir yaz fırtınası kopacağını zannettim. Fakat yavaş yavaş tekrar açıldı. Bulutların geçişi sokakta bir yağmur vaadi bırakmış ve onu âdeta karartmıştı. U-zun zaman gökyüzüne baktım durdum. Saat beşte gürültülü tramvaylar geldi. Kasaba kenarındaki stadyumdan, basamaklarına tü-22
nemiş. demirlerine asılmış seyirci salkımları getiriyorlardı. Arkadan gelen tramvaylar, ellerindeki küçük valizlerden tanıdığım oyuncuları getirdi. Avaz avaz bağırıyorlar, kulüplerinin ölmlyeceğini şarkılarla anlatıyorlardı. Bir çoğu bana elleriyle işaretler yaptılar. Birisi hattâ "Haklarından geldik çok şükür” diye bana bağırdı. Başımı sallayarak: "Evet” dedim. O dakikadan sonra otomobiller sökün etmeğe başladılar.
Havanın rengi bir parça daha değişti. Damların üstünde gökyüzü kırmızımsı bir renk aldı ve akşamla beraber sokaklarda bir canlılık meydana geldi. Gezmeğe gidenler yavaş yavaş geri dönüyorlardı. Kelli felll adamı başkalarının arasında tanıdım. Çocuklar ağlıyorlar yfehut ayak sürüyorlardı. Hemen aynı zamanda, mahallenin sinemaları sokağa bir seyirci dulgası boşalttılar. Aralarındaki genç adamların her zamankinden daha cüretli hareketleri vardı. Herhalde bir macera filmi seyretmiş olacaklarını düşündüm. Kasaba sinemasından dönenler biraz sonra geldiler. Onlar daha ağır görünmekte idiler. Hâlâ gülüyorlardı. Fakat zaman zaman yorgun ve düşünceli görünüyorlardı. Bir müddet sokakta kaldılar vc karşıki yaya kaldırımında gidip geldiler. Mahallenin açık saçık kızlan kolkola geziyorlardı. Delikanlılar onlarla karşılaşacak şekilde manevralar yapı-yorlar ve yanlarından geçerken lâf atıyorlardı. Kızlar başlannı öte tarafa çevirerek gülüyorlardı. Tanıdığım bir kaçı bana baş işareti yaptılar.
Az sonra sokağın fenerleri birden bire yandı vc gökyüzündeki İlk yıldızlan soldurdu.
23
Üzerlerindeki İnsan ve ışık yolu ile kaldırımlara bakmaktan gözlerimin yorulduğunu hissettim. Lâmbalar kaldırımı parlatıyor, tramvaylar ışıklarını, muntazam fasılalarla, parlak saçlar, bir gülümse yahut bir gümüş bilezik üstüne aksettiriyorlardı. Gitgide seyrekleşen tramvaylar, ağaçlar vc fenerler üstünde kararan gece ile beraber sokak, hısso-lunmadan boşaldı, O zaman akşam yemeğini yemek lâzım geldiğini düşündüm. Sandalyemin arkalığına sırtımın u-zun müddet dayalı kalmasından hafifçe boy. num ağnyordu. Ekmek ve makarna almağa indim; yiyeceğimi pişirdim ve ayakta yedim. Sonra pencerede bir sigara daha içmek istedim. Fakat hava biraz serinlediği için bir parça üşüdüm. Camlarımı kapadım ve geri dönerken aynanın içinde bir masa kö-şcsı gördüm. İspirto lâmbam ekmek kırıntıları yanında duruyordu. Düşündüm ki bu, ne de olsa, bir pazardır; annem şimdi gömülmüş bulunmaktadır; yarın tekrar işime başlamak lâzımdır, hâsılı büyük bir şey değişmemiştir.

Bugün büroda çok çalıştım. Patron gü-lerytlz gösterdi. Çok yorulup yorulmadığımı sordu ve annemin yaşını öğrenmek istedi. Yanlış bir sayı söylememek için "Altmış kadar" dedim. Ve bilmiyorum niçin biraz terah-lamuştım. Ve bu meseleye kapanmış bir mesele gözlyle bakar gibi göründü.
Masamın üstüne bir alay konşimento yığılmıştı. Hepsini tasfiye etmem lâzım geldi, öğle yemeğine gitmeden önce ellerimi yıka-24
dım. öğle zamanının bu dakikasını çok severim. Akşamlan o kadar değil. Çünkü döner havlu bütün gün kullanıla kullanıla ip ıslak olur. Bir gün bunu patronuma söyledim. "Fena bir şey amma pek de ehemmiyetli sayılmaz" diye cevap verdi.
Bürodan biraz geç. Saat yanmda çıktım. Yanımda sevkıyatta çalışan Emmanuel vardı. Büro deniz kenanndadır. Kısa bir zaman güneşten yanan limandaki yük vapurlannı seyrettik. O esnada şiddetli zincir ve motor patırtılariyle bir kamyon geldi. Emmanuel “Şuna atlasak mı?" diye sordu. Koşmağa baş-ladım. Kamyon bizi geçti. Biz peşini kovaladık. Gürültü ve toz içinde boğulmuştum. Artık bir şey görmüyor ve bucurgatlarla makinelerin, ufukta oynayan gemi direkleriyle yanlarından geçtiğimiz teknelerin arasın-da bu koşunun intizamsız hamlelerinden başka bir şey hissetmiyordum. İlkönce ben kapı demirini yakaladım ve uçar gibi kamyona sıçradım. Sonra Emmanuelin yanıma oturmasına yardım ettim. Soluğumuz kesilmişti. Kamyon tozun ve güneşin ortasında rıhtımın çarpık kaldırımları üzerinde sıçrayıp duruyordu. Emmanuel tıkanırcasına gülmekteydi. Kan ter içinde Celeste’ln lokantasına geldik, lokantacı kocaman karnı, önlüğü ve ak bı-yıklariyle her zamanki gibi orada idi. Bana: "Daha iyicesiniz ya?” diye sordu: "Evet” dedim ve aç olduğumu söyledim. Yemeği çok çabuk yedim ve kahve tçtim. Sonra evime dönerek biniz uyudum. Şarabı fazla kaçınmıştım ve sigara İçmeyi canım İstedi. Vakit geçti. Acele tramvaya koştum ve öğleden sonra durmadan çalıştım, (Devamı rar)
25

Y E N I İSTANBUL
Sayfa S
T5 AmTık 1950
Bediî FAİK
• •• için açılmamış hangi yoldan (11-dincldlr. Başıııa tereddüt etmez! defa da onu hiç
CON ecza kanunu tasarısını hazırlayanlar, bütün uğraşmalarına rağmen, komünistin tarifini yapamamışlar. Eh! Mademki yapılmıyor, Türki.vedeki kanun dili nc güne? Hemen mûğlak, müphem, bir İfade İle İşi bitiriveriyorlar: “Bir sosyal sınıfı, diğer bir sosyal sınıf aleyhine*, kışkırtıcı ma-hhette, imâ vollıı dahi olsa...,.
Duralım. Komünistin tarifi cidden hu kadar zor mu? Hiç şüphesiz evet. Çünkü bugünün kızıTı, artık Kari Marks’ın nıalûm yolundan değil, dünyayı memleket memleket ele alarak, yıkıcılığın her şeklinden istifade ediyor. Kızılın giymediği esvap, takmadığı maske mi var? O, Fran-sada, İtalyada, devleşen kalkınma hamlelerini önlemek için grevci olurken, tngllterede sulhsever, Amerikada barış hu-dlmidlr. Çlndc ırkçı, İranda milliyetçi olduğu gibi
Komin form bakıyor; Türkiye kendisi kapı mıdır? Evet. Pekili, ben bu Türkiyeyi llnıllyebllirim? Din mi? Komünist hemen sarığı, ayağına mesti giymekte zerrece Başka? Irk yolundan ınt bölebilirim ? Bu
durmadan koyu bir ırkçı kesilmiş bulacaksınız. Komünistin metodu bu derece karmakarışık, çalışması bu kadar karanlık olunca, bu kaypak tehlikeyi neresinden yakala^ ıp, bir kanunun maddesine çivilersiniz?
Fakat mademki günün komünisti, hiç tereddütsüz ko-minformun — doğrudan doğruya veya vasıtalı — adamıdır, eınrindexlir. Ve mademki onun hedefi hangi yoldan ve hangi şekilde olursa olsıın, mevcut kıymetleri, müesses nizamları yıkmaktan ibarettir. O halde kelimeyi bir tarafa atıp, kanuna bu “yıkıcılığı», getirmek ve onu etraflıca tarif etmek, acaba en salim yol olmaz mı?
Ceza kanunu tadilâtım hazırlayanlar, mebde’den, yani komünistin adından hareket etmekle çıkmaza girmeler ve komünistin oradan oraya kayması karşısında, kendileri de her mevzua dalıp çıkaralı, tasarıyı, vatandaş hürriyetinin ve basın serbestlsinln boğazına dolanır hale sokmuşlardır. Halbuki mebdei değil, neticeyi ele aJıp, tıpkı bir yumağı boşaltır gibi, uca doğru gitmekle, komünistin teshiri, hattâ kıskıvrak sarılması mümkündü. Komünizmi kanun dışı ilân eden Amerika bıı yoldan yürüdü. İngiltere bu yoldan yürüyor. Ve işte bu sebepledir kİ, biz, ceza kanunu tadilâtını. Adalet Bakanlığındaki iki üç memurun, yahut adalet komisyonundaki emekli avukatın elinden alarak, bir ilim heyetine bırakmayı teklif etmiştik.
Bugün Önümüzde bir tek fırsat var: Müzakeresi yılbaşından sonraya bırakılan tasarıyı bu yola aevketmek!.. Bu yapıldığı takdirde, büyük basan elde edileceği ve vatandaş hürriyetiyle basın haysiyetine ilişmeden, memleketi tehdit eden tehlikenin önleneceği şüphesizdir!
B. Milletler Genel Kurulu
niçin Pariste toplanacak ?
• •• • • • '•(••• • 9
♦ o ♦ ♦ ♦
• ♦ ♦ ♦ •
D. Parti Idar Kurulu toplantısı
4 saat süren toplantıda Parti işleri görüşüldü
Ankara. 24 (T.H.A.) — DP. Genel İdare Kurulu bugün Başbakan Adnan Menderesin başkanlığında saat 17 den 21 e kadar parti merkezinde toplanmış ve parti işlerini görüşmüştür.
Mimarlar Birliği Kongresi bitti
Ankara, 24 (ANKA) — Türk Yüksek Mimarlar Birliği Genci Kurulu Kızılay binasında toplanmıştır. Kongre Başkanlığına İzmir delegesi Necmeddin Emre, kâtipliklere Talât Güreli. Haşan Canfes seçilmişlerdir.
Bundan sonra Kore şehitleri ve mimarlardan vefat edenler için ihtiram duruşu yapılmış, müteakiben merkez ve şubelerin faaliyet raporları okunmuştur. Raporlarda; mimarların çalışma sahaları, mimar odalan kanununun hazırlanması, Yapı Yollar Kanununun tâdili meselesi dc bulunuyordu. Yine aynı raporlarda tşçi Sigortaları Kurumu-nun yaptıracağı (İlmen sanatoryumunun) müsabakası şartlarının tanziminde İdarî makamlarca ne da bu
rmşlar ve bu hal sert konuşmalara vesile teşkil etmiştir.
Müteakiben bu raporlar tasnif olunmuş, İstanbul Şubesine merkezi salâhiyetler verilmesi kabul edilmiştir. Umumi heyet, bu arada önümüzdeki aylarda olağanüstü bir kongre akdini de kararlaştırmış, idare kurulu seçimi yapılmıştır. Asli üyeliklere; Mithat Yenen, Recai ARsu. Emin Taşkamçıl. Rahmi Bediz. Orhan Alsaç. Yedeklere de; Talât Özışık, Nizamoddin Doğu seçilmişlerdir. Birliği temsil e-den bir heyet kongreyi müteakip Atatürk’ün muvakkat kabrine çelenk koymuştur.
Mimarlar Birliğinin görüşü-kıymet verilmemiş olmasına işaret ediliyordu. Delegeler meseleyi teessürle karşıla-
I
Washington Hususi Muhabirimiz G. H. Martin bildiriyor
Sovyet olarak
Mümessili Malik, ikinci defa mütareke teklifini reddediyor
Hlndlçİnİde, Saygon'un güney ba tifonda komünlrt Vletmİnlere karşı mücadele devam etmektedir. Yukarıdaki resimde, Fransız kuvvetler!» kızıllara karsı siperi erden ateş ederken görülüyor.
Truman - Attlee görüşmeleri sırasında
Ingilterenin görüşlerinde
Millî Eğitim Bakanı
T. İleri Gaziantepte
Gazianfebin kurtuluş yıldönümüne davetli bulunan Bakan, aynı zamanda okulları da teftiş edecek
bir değişiklik husule geldiği anlaşıldı
Koredeki vaziyet dolayısiyle Japonya merikaya üs vermekten vazgeçiyor reket tarzı ile Avrupa gazetele-
(Hususî)
vaziyetle- | rine pek yaklaşmaktadır. vesLle İle
haberlere
heyet-etrafın-maksa-bulunan
Gaziantep 24 (AA.) — Gazî-antebin kurtuluş yıldönümü tö-renine davetli olan Millî Eğitim Bakanı Tevfik tleri yanında Gaziantep Milletvekili Cevdet San ve Bususî Kalem Müdürü olduğu halde Adanadan otomobille şehrimize gelmiştir.
Bakanı Fevzipaşa ilçesinde Vali ve şehrimizde bulurum milletvekilleri istikbal etmiş, şehirden 9 kilometre mesafede bulunan Başpmarda da daire âmirleri, öğretmenler, kurul ve dernek başkan lan, parti mensuplan ve ilçelerden gelen heyetlerle kalabalık bir halk kütlesi karşılamıştır. Şehrin methalinde
inen Bakan, ih-ve halkı selâmla-
parti binalına gi-
Ferağ muameleleri hakkında yeni bir tasarı
Cumhurbaşkanımız yeni Bakanları kabul etti
Ankara, 24 (A.A.) — Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, bugün Çan-kayada yeni vazifelerine başlı-yan Çalışma Bakanı Hulûsi Köy-men ile Bayındırlık Bakanı Kemal Zeytinoğlunu kabul etmişler ve kendileriyle bir müddet rüşmüşlerdir.
otomobilinden tiram kıtasını mıştır.
Daha sonra
den Tevfik İleri burada toplanan partililerle bir hasbıhalde bulunmuş, kabine arkadaşlarının sevgi ve selâmlarını getirdiğini ve kendisinin de Gazınntebe karşı ötedenberi büyük bir sevgi beslediğini, Gazianteplilerle arasındaki sevgi bağlarının bundan 20 sene evvel başladığını, o zaman îstanbulda yapılan Gazi antep kurtuluşuna ait anma törenine katıldığını söylemiş ve Gaziantebe gelen ilk Demokrat Parti Bakam olduğundan da büyük bir zevk duyduğunu belirtmiştir.
Bakan, üç gün kadar şehrimizde kalacak ve bu müddet zarfında okulları teftiş edecektir.
4 • go-
Şehir plânları yeniden tetkik edilecek
Ankara 24 (T.H A.) — Vakıflar Genel Müdürlüğü, yeni tapulama kanununa bir madde İlâvesi için bir tasan hazırlamak tadır. Bu suretle ferağ muamelelerinden evvel bir gavn menkulün Vakfa borcu olup olamadığının tesbiti temin edilecektir. Tasarıya, belediye ve veraset şubelerine sorulması kaydının da İlâvesi düşünülmektedir. Böylelikle borçlu olan gayn menkullerin ferağ muamelesi yapılmıyacaktır.
Ceyhanda bereketli yaqmurlar
Ceyhan 24 (A.A.) — Uzun
zamandan beri devam eden kuraldık, yağmaya başlayan bereketli yağmurlarla zail olmuştur- Çiftçi sevinç içindedir.
Göçmenlere yardım komitelerinin faaliyetleri
Ankara, 24 (A.A.) menlere yardım komiteleri yurdun her tarafında faaliyetlerine hızla devam etmektedir. Sınop-ta valinin başkanlığında kurulan merkez komitesi şimdiye kadar beş bin lira para ve dört ton mısır toplamıştır.
Cide ilçesindeki komite şimdiye kadar 200 hra toplamıştır.
Ceyhanda üç lışan komiteler, leştirilecek yer bi 12.672 lira
birçok ayni yardım temin etmişlerdir.
Baykanda şimdiye kadar 1500 lira para yardımı toplanmıştır Yiyecek ve giyim eşyası da top lanmaktadır
Göç-
ekip halinde ça-muhacırlere yer-sağladıkları gi-toplamışlar ve
^UNESCO" Genel Kurul toplantısı
Ankara 24
Unesco Türkiye yonu dördüncü 27 aralık 1950 saat 15 te Dil,
rafya Fakültesi salonunda toplanacaktır.
(THA.) — Milli Komlsyo-Genel Kurulu çarşamba günü Tarih ve Coğ-
Son
Ankaroda tifo salgınına karşı tedbirler Ankara 24 (T.H.A ) •
günlerdeki tifo vakaları şehrimizde bazı tedbirlerin alınmasına lüzum göstermiştir. Havaların mutedil gitmesi de alâkalıları bu hususla daha dikkatli davranmıya sevketnaektedir.
Belediye Sağlık Müdürlüğü halkla teması olan kimselerin aşılanmasına hız vermiştir.
Ankara 24 (T H A.) — Şehir ve belediyecilik çalışmalarımı’ zı hızlandırmak Üzere İçişleri Bakanlığı yeniden bazı tedbirler almış bulunmaktadır.
Şehir, kasaba ve köylerimize modern vasıflar kazandırmak, bunların ilk ihtiyaçlarını gidermek, bilhassa genişleyen şehir ve kasabalanmıza esaslı bir plân kurmak gayesi güden bu tedbirlerin kurulacak lenmesine
Evvelce
tatbik edilen şehir plânlarından bir çok vatandaşların zarara uğradıklarına dair vaki müracaatla n nazarı itibara alan Bakanlık bil hususun incelenmesini de komisyona havale edecektir.
Komisyon istisnasız bütün şehir ve kasabalarımızın plânla rını yeniden tetkik edecektir Modern köy kuruculuğu için çalışmalara başlanmıştır. „
önümüzdeki günlerde bir komisyonda Ince-başlanacaktır. yapılan ve kısmen
dc
İzmir Manifaturacılar Heyetmin temasları
Ankara 24 (THA.) — Mesleklerini alâkadar eden işleı hakkında temasta bulunmak ü-zrre İzmir Manifaturacılar Bitliğin re gönderilen heyet alâkadar Bakanlıklarla müteaddit temaslarda bulunmuştur. Ayrıca Cumhurbaşkanımız tarafından da kabul olunan heyet temaslarından memnun olarak Ege ekspresiyle Izmire hareket etmiştir.
Tıp Kongresi tutanakları bastırılıyor
Ankara 24 (THA ) — Sağlık Bakanlığı. 11 İnci Millî Tıp Kongresi tutanaklarını kitap halinde bastırmaya karar vermiş, bu maksatla İstanbul Sağlık Müdürlüğü emrine 6100 lira yollamıştır.
Hırvat İktisat Bakanı dün intihar etti
’ Belgrad. 25 A. A. (United Press) — Zagrepten haber verildiğine göro, Hırvat İktisat Bakanı Dusaan Eğiç cumartesi güntl intihar etmiştir.
Bakan, sinir hastalığı çekmekte îdi.
Sekiz bölgede tarım reislikleri kurulacak
Ankara, 24 (THA.) — Bakanlar Kurulundan çıkması beklenen Tarım Reislikleri Teşkilâtı Nizamnamesine göre memleketimizin 8 bölgesinde olunacak rosunun mıştır.
Tarım
tarım alanında çok verimli neticelerin elde edileceği belirtilmektedir.
A
New-York, 18
Müttefiklerin Korede rinin za>nfladığı her belli oluyor.
Japonyadan alınan
göre üç ay evvel yapılacak sulh muahedesiyle Amerikalılara askerî üsler vermeğe hazır gibi görünen Japonlar şimdi beyle bir taahhüde girmekten kaçınmaktadırlar. Tarafsız kalmak ümidi Japonyada tekrar belirmiştir. Amerikan üslerinin mevcudiyeti bazı Japonlara faydalı olmaktan ziyade tehlikeli görünmektedir.
Pekin Hükümeti derhal bu fırsattan İstifade etmesini bilmiştir. Tokyodan alınan telgraflara göre Pekin Radyosunda konuşan Şu En Lal Çinin Japonya ile yapılacak sulh muahedesiyle a-lâkadar olduğunu belirtmiş ve geçen harpte Japonların Çknde bir çok tahribata sebep olduklarını hatırlatmıştır.
Japonların hareket tarzında görülen bu değişikliğin Avrıı-pada tepkiler husule getireceğinden Washlngton’da şüphe edilmemektedir. Amerikan Hâriciyesini ve Avrupa elçiliklerini en çok meşgul eden mesele galip bir ihtimalle budur. Selâmetin ancak tesanütle mümkün olduğunu bilen bütün tarafsız müşahitler Amerika ile AVrupa a-rasındaki çukurun genişlemesi karşısında büyük bir endişe İzhar etmektedirler.
Buna mukabil peyk memleketlerin mümessilleri sevinç içindedirler. Bunlar dalma Birleşik A-merikanın harp taraftarı olduğunu ve Amerikalılara üçüncü bir dünya harbinde yalnız kalacaklarını anlatmak suretiyle har bin önüne geçilebileceğini iddia etmişlerdir. Onlara göre, Rus tâbiyesl, sözlerden fiiliyata geçmek sırası geldiği zaman Amerikanın nispeten yalnız kalacağını İspat etmeğe muvaffak olmuştur.
Amerikan matbuatının lisanı bazı gazeteler müstesna olmak Üzere mutedildir. îş adamlarının ve maliyecilerin organı olan Wall Street Journal uzlaştırıcı bir politika gütmektedir. Bu ha-

Attlee arasında ve askerî müza-cden İktisadî gö.
Truman ve yapılan siyasî kereleri takip rüşmeler esnasında Ingilterenin
görüşlerinde bir değişiklik husule geldiği açıkça anlaşılmıştır. Geçende Washington’a yaptığı bir seyahat esnasında Petsche, iptidai maddelerin taksimi için beynelmilel bir ofis İhdası hakkında Fr&nsızlar tarafından hazırlanan bir projeyi müdafaa etmişti. îngillzler bir kontenjan usulünün fiyatlan dü şürmesi endişesiyle bu fikre muhalefet etmişlerdi. İngiltere o zaman iptidaî maddeleri ve bilhassa kauçuk ve bakın mümkün olduğu kadar pahalı satmak suretiyle ticaret ve tediye muvazenelerindeki açığı kapatabileceğini zannediyordu.
O zamandan beri îngillzler iptidaî maddeler sahasında mübadele serbestliğinin kendileri 1-çtn zararlı olduğunu anlamışlardır. Bunun iki sebebi vardır: Ev. velâ geniş dolar kaynaklanna malik bulunan Amerikalılar pi-yasaya hâkim olmakta ve bazı maddeleri İstedikleri gibi ele geçirmektedirler.
kalılar kontrol bunlan tırmak tiyle
ler. Btı usul Amerlkaya Ingiliz silâhlanma programını bir nevi kontrol altına almak imkânını vermektedir.
Bu sebeple îngillzler yapılan görüşmeler esnasında iptidaî maddeleri tevzi edecek beynelmilel komisyonlar kurulmasını tercih ettiklerini bildirmişlerdir. Bu komisyonlara iptidaî maddelerin tevzii ve istihsal ile alâkalı başlıca memleketler iştirak edeceklerdir. Ingilizlerin kanaatine göre âhenkll bir Atlantik silâhlanma programının tatbiki Atlantik milletleri arasında â-hankll bir İktisat politikası takip edilmesi ile mümkündür. İptidai maddeler fiyatlarının Anî yükselişi dolayısiyle, imal edilen silâhlar siparişler verilirken tesbit edilen fiyatlara nispetle çok daha pahalıya malolursa askerî bütçeler hazırlamak mümkün olamaz.
Washlngton 24 (Hususî — Birleşmiş Milletler Genel Kurulu gelecek sonbaharda Avru-pada toplanacaktır. Birleşmiş Milletler daimi merkezinin ter-kedllerek tercihan Pariste toplanılması kararının bu kadar nazik bir zamanda verilmesi siyasî bir nümayiş mahiyetini almıştır. Bu kararın mânası hakkında muhtelif mütalcalar İleri
sürülmektedir.
Amerikalılara göre Genel Kurul Sovyet tehdidine karşı meydan okumak istemiş, Batı Av-rupanın gelecek sene hAJA mevcut olacağından ve murahhasların orada sükûnetle toplanabileceklerinden emin bulunduğunu açıkça göstermek istemiştir.
Diğer müşahitlerin kanaatine göre bir çok murahhas ler, Birleşmiş Milletler da Amerikan basını ve da müstenld beyanatta
bazı Amerikan politikacıları tarafından ihdas edilen heyecanlı havanın tesirinden kurtulmak arzusunu izhar etmişlerdir.
Şüphesiz ki, bu iki âmil, yani istikbale emniyet tezahürü ve Amerikalıların bazı psikoloji hatalarından doğan asabiyet Genel Kurulun gelecek sene muvakkaten Flushing Meadmvs’dan ayrılma kararında büyük bir rol oynamıştır.
Manalı başka bir hâdise de Genel Kurulun şimdiki halde toplantılarını tehir etmemek ve Asyada gerginlik zail oluncaya kadar çalışmalarına devam etmek hususunda verdiği karardır. Küçük ve orta devletlerin mümessilleri büyük devletlerin bir delilik yaparak kendilerinin âni bir gafletinden istifade edip dünyayı üçüncü bir cihan harbine sürüklemelerinden korkmaktadırlar. Bu sebeple vasatî dünya efkârını temsil eden veya etmesi lâzımgelcn Genel Kurul dağılmak İstememektedir.
Harp şayiaları İle çılgınlık derecesine yükselen bir hava içinde Genel Kurul üç kişilik bir komisyon seçerek bu komisyona uzlaşmaları mümkün yanlan uzlaştırmak kudretinin üstünde verdi. Amerikalılar mütareke yapılması
mayüle muarızdırlar. Fllistinde mütareke olan Amerikalılar evvelâ vakkat mahiyette olacak, son-
ra da kollannı bağlayacak olan bir mütareke İle meflûç bir vaziyette kalmaktan korkmaktadırlar. Amerikalılar karşısında bozguna Arapların vaziyetinde istememektedirler.
Çinliler İse muzafferiyetlerin-den tamam ivle istifade etmek arzusundadırlar. Komünist memleketlerin hesabına konuşan Malik mütareke teklifini katiyetle reddetmiştir. Bu milnase-
o)ma-insan vazife
gıbi bir hakikî bir fikrine te-Evvelce taraftan mu-
İhdas Tarım Reislikleri kad-hazırlıklarına başlan-
Reisliklerinin ihdaalyle
Birleşik Amerikada donumlar azalıyor
New-York 24 (YtRS) — Mel-ropolitan Hayat. Sigorta Şirketinin istatistiklerine nazaran Ameriksdaki umumi doğumlar 1950 sonuna kadar 3,000.000 U bulacaktır. Bu miktar, 1947 dekinden yüzde 5 noksandır.
Etna'nın indifaı hafifledi
Ratanya. 24 (YtRS) — Etna yanardağı civarında bulunan üç köy bugün yanardağın Indifaı-nın hafiflemesi üzerine tehlikesiz bir Noel günü geçirmişlerdir 25 kasımda başlayan indifa bugün gayet azalmış ve daha da azalacağı tahmin edilmektedir. Hâlen kraterlerden sadece biri İşlemekte ve saatte 8 yarda süratle lâv çıkarmaktadır.
Amerika, Madride elçi gönderiyor
Washlngton, 24 (YİRS) — Resmi devlet şahsiyetlerinden öğrenildiğine göre, yakın bir tarihte Amerika, Madrid Elçisini tâyin edecektir. Aynı şekilde İspanyanın (la Washington Elçisini tâyin edeceği bildirilmektedir Bu çevrelerde dolaşan haberlere nazaran, Amerika Ispanya ile olan münasebetim daha sıkı bir şekle sokacaktır. Bilindiği üzere, İspanya komünist nüfuzu dışında kalan devletlerden biridir. Bu arada askerî şahsiyetlerin kanaatine göre. İspanyanın askeri ve iktisadi kudreti batıhhırınkîyle birlcştiril-meğe çalışılmalıdır.
Komünistler, Saygon'da tethiş hareketine başladı
Saygon, 24 1YİRS1 KomU-nlst Vietrnlnlllor bugün şehrin içinde el bombalan atarak 50 kişinin yaralanmasına sebep olmuşlardır Vielminltlrr. Hındiçl-ni harekâtına başladıklarından beri bu şekilde tedhiş hareketlerine Saygon şehrinde rastlanılmamıştı. Kızıllar ellerindeki bombaları öğle vakti dans salonlarına, lokantalara ve kalabalık caddelere atmıklardır.
Sonra Ameri-bazı iptidai maddeleri altına aldıktan zaman ancak silâh imalâtını art için kullanılmalan şar-îngil tereye vermektedir-
tara ilin uğrayan kalmak
İmha edilen Yahudiler meselesi
Frankfurt, 24 A.A (TTnlted Press) — Hltlcrin kabine üyelerinin muhakemelerinde yar. dimi dokunmuş bulunan doktor Robert Kempner 6 milyon Avrupa Yahudlslnin Nazller tarafından imhası yüzünden doğan kanunî meseleleri Hükümet liderleriyle görüşmek üzere bugün tsraile hareket etmiştir.
Kempner Nümberg Suçluları Mahkemesinde
leşik Amerika Konsey Başkanı Yardımcısı olarak vazife görmüştür.
Seul harabeleri arasında bulunan yetimler. Birleşmiş Sosyal Meseleler Servisinden bir subay tarafından yerleştirilmek üzere yola çıkarılırken
Sovyet peykleri mahfillerin-Malik’in ikinci defa olarak mütareke teklifini reddetti-hatırlatılmaktadır. 1945 te
betle bazı mahfillerde ve Batıda de bir
Sovyetler Birliğinin Tokyo Büyükelçisi sıfatiyle Malik Japon Hükümetine memleketinin Ja-ponyaya harp ilân ettiğini bildirmeye memur edilmişti. Sovyetler Birliğinin bu şekilde harekat edeceğini evvelce tahmin eden Japonya Dışişleri Bakanı müttefiklere tevdi edilmek tlze-
Milletler yetimhaneye
teklifl hazır» hususta ta İf-
re bir teslim olma kamıştı. Malik bu mat almadığını ileri sürerek bu vesikayı reddetmişti.
Bugün Malik Birleşmiş Milletlerde Komünistlerin Korede bir mütareke kabul edemeyeceklerini söylüyor ve bu beyanatını uydurma sebeplere istinnd ettiriyor. Kızıl Çın ordusu müzakereye başlamadan evvel A* merikalılan, kuvvetlerini Kore-den çekmek mecburiyetinde bırakmak istiyor.
b
Kuzeydoğu Korede esir alınan kızıl Çinlilerden biri (ortadaki) Birleşmiş Milletler kuvvetleriyle birlikte çarpışmak İstediğini söylemiştir. Resimde. Çinli esir k orargâha götürülürken görülüyor.
• •
A V
Harp Blr-
t
ir
*






50 okuyucumuzun kazanacağı Zenith markalı saat
Bu kronometreli paslanmaz çelik saatlerin Tür-kiyede dükkân satış fiyatı 165 liradır. Gazetemiz okuyueıılan arasından 50 talihli bu Zeııiilı marka saatlerden kazanacaktır.


Askerlerimiz Korede. yakaladıkları Güney Koreli ve Çinli askerlerin üstlerini arıyorlar

8ayfa 4
yen!
. WW.W.1.


Orman Genel Müdürlüğü bütçesi
Geçen seneye nazaran 7.932.980 liralık bir tasarruf var
Ankara, 24 (Hususî) — Orman Genel Müdürlüğü, 1951 yılı çalışma programını hazırlarken fuzuli masraflardan kaçınmış ve memleketimizin ihttyaoı olan kereste ve odunu ucuza temin etmek gayesiyle bütçesinde geniş miktarda tasarruf yapmıştır.
Bu gayenin tahakkuku için 26 adet orman işletmesi lağvedilmiştir. Kaldırılan İşletmeler mıntakasmdaki hulkın İhtiyaçlarını tamam ve zamanında alabilmesi ve İşlerini görebilmesi için, bölge şefliklerinin salâhiyetleri arttırılmıştır. Bu suretle omum İşletmelerindeki 1259 memuriyet kaldırılarak 2.137.260 liralık tasarruf sağlanmıştır.
Orman işletmelerinin bütçelerindeki masraf fasıllarında yapılan kısıntılarla genel tasarruf miktarı 7.932.980 lirayı bulmaktadır. Orman Genel Müdürlüğü bütçesinde yapılan bu tasarruf sayesinde, istihsal edilen orman envalinden alınan tevzii masraf hısaeai 16-17 liraya düşecek ve bu suretle kereste fiyatlarında ve dolayısiyle odun fiyatlarında mühim miktarda fiyat düşüklüğüne sebep olacaktır.
Denizlide pamuk ziraati
Bu sene 15 milyon kilo kadar pamuk istihsal edikli
Denizli, 24 (Hususi) — Günden güne artan istihsali ile Ege bölgesinde bir pamuk merkezi sayılan Denizli Vilâyeti, bu sene on be? milyon kiloya yakın verimiyle, pamuk ziraati üzerinde en kuvvetli hamleyi yapmıştır. Bu istihsal, yalnız De nizli ve Sarayköy ovalarından elde edilen mahsulün ifadesidir. Geride sulanamıyan, bu yüzden hububat ziraatine hasredilerek israf edilmekte olan binlerce hektar ova toprağı daha vardır Bu tokraklardan da istifade etmek imkânı temin edilirse vilâyet pamuk istihsali bir misil daha artacaktır. Aynı zamanda Denizli pamukları vasıf itibariyle memleketimizin birinci sınıfını işgal etmektedir. Bugün * kadar birçok teknik ve maddî yokluklar ve zorluklar içinde yapılan pamuk ziraati; bu sene mahsulün değer fiyatını bulması yüzünden en esaslı bir tanm ve ekonomi mevzuu olarak ele alınmıştır.
Çiftçinin bir parça beli doğ-rulmuş, ümidi artmış, hamlea. hızlanmıştır. Önümüzdeki mahsul yılının çok geniş bir hacimde olacağı, istihsalin artacağı muhakkaktır. Bu sebepten tarlaların fiyatı dahi yükselmiştir. Bir yandan da motörlü ziraat son derece ve birdenbire İnkişat etmiştir. Zira bugün 145-150 kuruştan satılan çiğitli pamuk ilâ 450 kuruştan muamele görmek te olan nahlıç pamuk müstahsilinin ümit ve hızını kamçılamıştır. Bir taraftan kooperatif ler, diğer taraftan banka ve tacirler pamuk çiftçisine gereken yakınlığı göstermektedirler. Denizli pamuk piyasası İzmire tâ bi olarak yürümektedir. Hâler. hummalı bir satış müşahede e-dılmektedır.
Liberasyon listesindeki değişiklik
Süveyş Kanalındaki tahditlerin ticarî zararları
Bu tahditten sonra Hayfa petrol tasfiyehaneleri müşkül durumda kaldı
İkinci Dünya Harbi seneleriyle hemen müteakip devrede. Türkiye petrol, benzin ve ma-zut ihtiyaçlarının büyük bir kıs mini Hayfa tasfiyehanelerinden temin etmekte idi. Türk ziraat maddelerinin Filistine İhracı su retiylo bedeli ödenen bu petrol benzin ve sairenin kıymeti, senede takriben 10 milyon Türk lirasını bulmakta idi. Bu suretle, hem tsraiHn Türkiyeden yaptığı mubayaatın hacmi artıyor, hem de Türkiyoye döviz tasar rufu temin ediliyordu.
Halihazırda, Hayfaya gidecek petrol gemilerinin, Mısır Hükümetinin tatbik ettiği abluka yüzünden, Süveyş Kanalınoa*. geçmesi yasak olduğundan, Hav fa petrol tasfiyehaneleri şimdilik ancak tsrailin dahili İstihlâkini karşılamak üzere çalış maktadır. Mısır ile İsrail devleti arasında mevcut mütareke anlaşmalarının hükümlerine mu gayir olan bu abluka yüzünden İngiliz "Consolidated Kefinorie.% Şirketi, senede 60 milyon dolar zarar ettiği gibi, evvelce Haytadan petrol, benzin ve mazut ithal eden Batı Avrupa memleketleriyle Türkiyenin petrol v.s. ihtiyaçları, bugün ancak dolar mukabilinde temin edilebilmek tedir.
Diğer taraftan, yalnız tsrafle lüzumu olan petrolün tasfiye a-
Fransanın ihracat ve ithalâtı artıyor
Ham madde stokçuluğu Fransada da yapılıyor
Paris, 24 (Hususî) — Fransa, dış ticaret sahasında yeni iki rekor kırmıştır. Nitekim bildirildiğine göre, kasım ayı zarfında ihracat ceman 120.500.000,000 frangı bulmuştur. Bundan evvel, ağustos ayında 77 milyar, eylül zarfında da 83 milyar frank değerinde mal ihraç edilmiştir.
İthalâta gelince, Fransa kasım ayı zarfında dışardan 101 milyar 500 milyon frank kıymetinde mal getirtmiştir ki, bu sayı da bir rekor teşkil etmektedir. Ekirn ayına alt sayı 86,5 milyar franktan İbaretti.
İthalâtın bu şekilde artmasına sebep, dünya vaziyetindeki aon inkişaflardır. Fransa geçen ay zarfında daha büyük miktarda ham madde getirtmek kalmıştır.
Maliye Bakanlığına mütehassıslara göre,
ham madde stoklarını çoğaltmak için gayret sarfeden yegâne Avrupa devleti değildir. Fransadan zengin memleketler dahi aynı iktisat politikasına başvurmaktadır.
zorunda
mensup Fransa.
Fransa 1951 senesinin İlk altı ayı zarfında 250.000 ton ham pamuk; 120.000 ton bakır ve 95.000 ton da tabiî kauçuk ithaı etmek niyetindedir.
mellycaiylc meşgul olmasından dolayı, HayfadAkı modern petrol tasfiyehanelerinde husule gelen faaliyet azalması, askeri çevrelerin kanaatlnco, harp vukuunda bütün bu bölgenin po tansiyellnl zayıf düşürmesini mucip olacaktır. Bilindiği gib’, deniz tarikiyle, Hayfa. lakende rtından ancak 12 aaatlik bir mesafede bulunmaktadır, Esaacr. harp vukuunda, Hayfa tasfiyehaneleri, Türkiyenin petrol ve emsali ihtiyaçlarını temin edecek en kolay ve belki de yegâne mahreçtir. (İkinci Dünya Harbinden evvel Türkiye petrol İhtiyaçlarını Kumanyadan temin ediyordu).
Yine bundan bir müddet ev« vel, Mısır tarafından tatbik e-dllen ablukanın gayri kanunî vasfına Birleşmiş Milletler nez-dinde temas eden İngiliz temsilcisi Sir Gladwyn Jebb aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
"Mısır Hükümetinin aldığ.
Almanya, tütün ihtiyacını
bizden temin edecek mi?
Devlet Bakanının başkanlığında, tütüncüler heyetinin Almanya seyahati, alâkadar çevrelerde büyük bir alâka uyandırmıştır
*
îzmir 24 (Hususi) — Dünya tütün piyasasındaki hâdiselerin Türk tütünleri lehine inkişaf ettiği şu sıralarda mamûl tütün piyasasında yeni bir hareket müşahede edilmekte ve önümüzdeki günler zarfında bu tütünlerin kolaylıkla satılacağı umulmaktadır. Evvelce de bildirdiğim gibi Amerikanın Marshal Plânından Almanya ve İngilte-reye yaptığı yardımları azaltmış veya durdurmuş olması bu memleketlerin Amerikadan dolarla Virjinya tütünü almalarını imkânsız kılmıştır. Avrupada ve bilhassa Almanyada fevkalâde ar. miktarda Virjinya stoku bulunduğu ve bunların da bir kaç ay içinde tamamen tükeneceği anlaşılmaktadır. Amerikalı tütün müstahsilinin en düşük kaliteli tütün İçin dahi 50 sent istemesi —ki, da 308 kuruşa tekabül artık Virjinya tütünü ümitlerini tamamen
tir. Reeksport suretiyle tütün alarak Amerikalılara mek ve bunun mukabilinde Jinya tütünü temin etmek yalan da Ege Tütüncüler
neği ile İstanbul Tütüncüler Birliği tarafından verilen müşterek kararla ortadan kalkınca Almanlar bundan böyle Türk tütünlerine yeniden müracaat etmek zorunda kalmışlardır. Nitekim bir müddet önce mamul tütün piyasamızda tetkik ve temaslarda bulunarak memleketlerine nümuneler götüren Alman alıcı mümessilleri yeniden
libreye bu kilo-edıyor— almak
yoketmiş-bizden ver-Vir-hül-Der-
HABERLER

tahdit karan yalnız İsrail Dev leti üzerine tesir etmekle kalmayıp, aynı zamanda, petrol ihtiyaçlarını evvelce Hayfa taj fıychanolerinden temin öder birçok memleketlerin zararını* sebep olmaktadır. Esasen lara il, ihtiyacı olan ham petrol! başka yerden temin edebilmiş tir. Binaenaleyh Süveyş Kanalındaki abluka Mısırın güttüğü gayeyi tahakkuk ettiremediği gibi bilhassa Batı Avrupa memleketleri İçin muazzam bir zarar teşkil etmektedir.,,
Birleşmiş Milletler Teşkilâtında cereyan eden müzakerelerde Fransa ve Norveç, IngUterenta protestosuna iştirak etmiş ve Mısırın mütareke anlaşmalarına riayet etmesi ve Süveyş Kana lından vapur ve petrol gemileri nin geçme yasağının kaldırılması için Güvenlik Konseyinin harekete geçmesini istemişlerdir.

★★★



tzmire dönmüşlerdir. Ayrıca Devlet Bakanı Fevzi Lptfi Ka-raosmanoglunun başkanlığında bir tütüncüler heyetinin Alman-yaya gideceği haberi piyasada büyük bir ferahlık yaratmıştır. Heyete tzmlrden 2 ve tstanbul-dan 2 mümessil iştirak edecektir.
Diğer taraftan Amerikalı alıcılar da reeksport yasağından sonra doğrudan doğruya memleketimizden tütün almak mecburiyetinde kalmışlardır.
Camcl sigaralarının mubayaa işlerini tedvir eden Glentobaco Kumpanyasının bugünlerde mamul tütün piyasasına geniş ölçüde girmesi beklenmektedir.
W
israilde büyük bir ayakkabı fabrikası kuruldu
Kudüs, 24 (Hususî) — Yeni inşa edilen ve Yakındoğunun en büyük ve modern kundura fabrikası olan "Jcrusalem Shoe Corporation,, fabrikasında geçen ay imalâta başlanmıştır. Ku-düsün Romema Mahallesinde bulunan bu fabrikanın günlük İmal kabiliyeti, her nöbette 300 işçi çalıştırıldığı takdirde, 3.000 çift kunduradır. 300.000 dolara malolan ve 10.800 metıernurab-ba ebadında bir sahayı kaplayan bu fabrika 120 günde ikmal edilmiştir. İnşaat masraflarına gelince, Kuzey Amerikada aynı tertip üzerine kurulan fabrikaların inşaat masraflarına yakın olduğu görülmektedir.

Amerlkada otomobil fiyat hırına nark konuyor
Waahington. 24 (YİRS) — Amerika Hükümeti özel bir tamimle, otomobil fiyatları üzerine nark koyduğunu İlân etmiştir. Hükümetin bu karan önümüzdeki mart ayma kadar meriyette kalacaktır. Diğer taraftan haber verildiğine göre, otomobil fabrikalarında çalışan 1 milyondan fazla işçinin ücretleri de yük-seltilmlyecektir.
Hindistan 1951 de çok geniş miktarda hububat getirtecek
Yeni Delhi 24 (YÎRS) — Hin-dlstanda boşgöateren açlığa son verebilmek için önümüzdeki yıl asgari 500 gemi dolusu hububata İhtiyaç olacaktır.
Bu memlekette açlık ciddî bir mesele haline gelmiştir. Bir kaç milyon Hintli, günde nor. mal kalori miktarının yansını dahi alamamaktadır.
Bu duruma sebep, bu Hlndistanda havaların kötü gitmiş olmasıdır.

sene çok
Fransa Almanya İle yeni bir ticaret anlaşması İmzaladı
Frankfurt 24 (Husus!) — Batı Almanya ile Fransa arasında 480.000.000 dolarlık bir ticaret anlaşması imzalanmıştır.
31 aralık 1951 tarihine kadar meriyette kalacak olan bu anlaşmayı, Fransa namına, Dışişleri Bakanlığı Genel Müdürü M. C. Charpcntier imzalamıştır.
Aınerİkada? kauçuk istihlâki kısılıyor VVashington, 24 (Hususî) — Amerika Hükümeti, otomobil lâstikleri için kullanılan tabiî kauçuğun istihlâkini kısmayı kararlaştırmıştır.
Yeni karara göre, fabrikatörler, ocak ve şubat aylan zarfında, kauçuk istihlâkini, bu aya nazaran, yüzde 28 nispetinde kusacaklardır.
Hongkong’dan kızıl Çine ihracat artıyor
Hongkong, 24 (UP) — Komünist Çine kasım ayında Hongkong'dan ihraç edilen malların miktarı, son olarak yayınlanan istatistiklere göre, epey artmıştır.
Çinin ithal ettiği malların en başında, kauçuk, kimyevi maddeler, boyalar, ilâçlar, demir ve çelik bulunmaktadır. Amcrikada hububat fiyatları yükseliyor
Chicago, 21 (Hususi) — Buğday, çavdar, soya fasulyası fiyatları bu hafta bir yükselme kaydetmiştir.
Buğday fiyatlarının âni artışı, tacirleri pek müteessir etmemiştir. Buğday ihracatı, büyük çapta her gün devam etmiştir.
Avusturya - Çek ticaret anlaşması
Prag. 24 (Hususî) — Avusturya ile Çekoslovakya arasında bu şehirde yeni bir ticaret mukavelesi imzalanmıştır. Bu anlaşmaya göre Çekoslovakya Avusturyaya kömür, bazı yiyecek maddeleri ile endüstriyel mallar İhraç ederek, buna mukabil ondaYı makine ve âlet getirtecektir. Anlaşma 1951 in ekim ayı nihayetine kadar varittir.
Almanya hususî mul tabirimiz bildiriyor |
Berlin Belediye Reisi ’rof. Reuter ile mülakat
t.
M
Berlin Belediye Reisi Prof. Hana Reuter gazetemizin Almanya muhabirini kabul ederek, kendisi ile uzun uzun görüşmüştür.
Prof. Reuter, muhabirimizi türkçe olarak selâmlamış ve konuşma esnasında çok defa türkçe sözler ve tâbirler kullanmıştır. Sayın Belediye Reisi Türk diline olan hayranlığını. ömrü oldukça onu öğrenmekten vazgeç-miyeceğlnl söyliyerek ifade etti ve Ankarada Siyasal Bilgiler O-kulunda 1938 den beri konferanslarını yalnız asistanının hazırladığı türkçe metinden okumak suretiyle değil de, İrticalen türkçe ders vermiş olmakla ö-vünebileceğini İlâve etti ve şöyle dedi:
"Dünyanın en güzel şehri olan tatanbulda geçirdiğim seneleri anmak bugün en büyük zevklerimden biridir. Zira biran İçin olsun yeni vazifemin ağır yüklerini ve mesuliyetlerini, içinde yaşadığımız tehlikeli günleri bu suretle unutabiliyorum.,.
Bu sözleri söylerken Prof. Reuter tatlı bir hülyaya daldı. Büyük çalışma odasını huzur ve sükûnet kaplar gibi oldu.
Sayın Belediye Reisi Türk Mîlletinin sanayi kalkınmasını sağlamak için gösterdiği büyük gayretlerden hayranlıkla bahsetti ve 1946 ya kadar olan gelişmeyi a-dım adım takip etmekten büyü»( bir zevk duyduğunu ilâve ederek şöyle dedi:
“Türklerta çalışmasını ve verimini takdir etmek için, çıkış noktalarını bilmek lâzımdır. Bugünkü Berlinle bir mukayese Türkiyenin durumunu anlamaya
TAHSİL
KUR’AMIZ
Gazetemiz okuyucularına kültür sahasında hizmet etmiş olmak İçin onlardan bir tanesini Avrupa veya Ajne-rika üniversitelerinden birinde, diğerini İstanbul veya Ankara üniversitelerinden hangisini arzu ederse orada 3 sene okutmak karannı vermiş ve bu kararını intişara başladığı gün bildirmiştir. Gün geçtikçe gazetemizin bu hayırlı emeline karşı gençler ile evlâtlarını okutmak isteyenler arasında büyük bir alâka uyandığını memnuniyetle görmekteyiz.
Kuriayı kazanan okuyucumuzun şayet kendisinin bizzat bu tahsili yapmak veya ailesi mensuplarından birini üniversitelerden birisine göndermek imkânı yoksa, bu takdirde işbu talihli, kendisine isabet eden hakkı başka birisine satabilir. Ne-tekim geçenlerde Zürich’e tayyare ile seyahat etmek ve orada bizim hesabımıza 15 gün kalmak kur’asım kazanan talihli okuyucumuz bu hakkını başka birisine devretmiştir. Devrettiği takdirde bu hakkı satın alan işbu tahsili daha ucuz yapmak imkânını bulacaktır. Şayet kazandığı hakkı başka birine devretmek istemezse. bu talihli okuyucumuza derhal birinci mükâfat olarak 8.000, İkinciye 4.000 lira ödenecektir.
Berlin Belediye Reisi Prof. Reuter
yarar kanaatindeyim. Berlinin yeni binalarını görenler, bir ço.î İktisadî ve idari hatalar müşahede edebilirler. Fakat şehrin 1945-46 daki vaziyetini gözönüne getirirlerse, yapılan işin vüsatini anlarlar. Berlin halkının çalışması şayanı takdirdir ve ancak hu çalışma sayesindedir ki, Ber-lin bütün dünya ile birlikte istiklâlini elde edebilecektir^
Yeni bir şehir idaresi kurulup kurulmıyacağı sualine Prof. Reu-ter türkçe olarak "Allah bilir„ cevabını verdL
"Berlin halkının seçimlere gösterdiği rağbet ve yeni kurulan hizip partilerine az rey ver-
Avrupada, üniversitelerin İlkbahar sömestrinin mart nihayetinde başladığını nazarı itibara almaJctan sarfınazar, her gün artmakta olan okuyucularımız bize müracaat ederek bu haktan istifade etmek arzusunu bildirmişlerdir. Onun için biz, sene başından itibaren 90 kupon için mart nihayetine kadar bu müsabakamızı son olarak temdit ediyoruz. Bu suretle kupon toplamış ve şimdiye kadar okuyucumuz olanlara yeni bir şans imkânını daha veriyoruz. Çünkü onların şimdiye kadar malik oldukları 90 ar kupon şanslarını arttırdığı gribi, yeniden kupon da bu lunacaktır.
Gazetemiz,
muhtelif üniversiteler hakkında tetkikler yapmış ve bir hayli malûmat toplamış tır. Muhtelif fasılalarla bu üniversitelerin resimlerini, oralardaki tahsil şartlarını, hayat tarzlarını okuyucularımıza ayrıca bildirecek ve onların faydalanmalarını temine çalışacaktır.
Bundan başka gazetemiz şimdilik İsviçre, Avusturya, Almanya, Fransa ve Itai-yada tahsil etmek isteyenler için soracakları sualleri o-ralardakt bürolarımız vası-tasiyle tetkik ettirecek ve onlara cevap verecektir.
toplıyacaklan şansa ilâve o-
bu esnada
ÛİO-
Se-da bil-
Senelerce memleketimizde yaşamış olan Prof. Reuter : Berlin, hürriyet ve istiklâl için mücadele ediyor,, dedi meri, halkımızın riyali olgunluğuna delildir. Bu seçimlerden sonra şehir idaresinin nasıl cağı şimdiden kestirilemez, çimden muzaffer çıkanlar daha ne yapacaklarını pek
miyarlar kanaatindeyim. Berlin idaresinin mesuliyetini bir parti üzerine alamaz, İki «ene evvel Sosyal Demokrat Partisi seçimleri kazandığı zaman bu hakikati anlamış ve şehri öbür partilerle işbirliği ederek idare etmeye çalışmıştı. Bugün bir koalisyon idaresi için müzakereler daha henüz başlangıç noktasındadır. Fakat bu şehrin idarecisi kim o-lursa olsun, işbirliğini temin etmeye çalışmalıdır. Bu yolda yapılan gayretlerin iyi netice vermesini temenni ederim.
Bundan başka Berlin dışardan yardıma muhtaçtır. Bu yardımı da ancak içerden müttehit bir cephe gösterirse elde edebilir* Berlin İdaresi iki buçuk milyonluk bir insan topluluğunun mahalli idaresinden İbaret değildir* Batı ile Doğu Almanyanm bic devlet halinde birleşmesinin Boründen olacağına kaniim-
Eu birleşmenin milletlerarası bir sarsıntı, yani üçüncü bir dünya harbine meydan vermeden gerçekleşeceğine dair olan inancım değişmemiştir. Sovyet» ler Avrupanın tek ve sağlam U radesi karşısında Orta Avrupa dan çekilmek zorunda kalacak* 1 ardır.
Rusların Berllnl işgale maddi kuvvetleri yetseydi, bu İşi yaparlardı. Fakat onlar BerLini işgal etmenin Istanbulu fethetmek gibi büyük siyasî sarsıntılar doğuracak bir hareket olduğuna anladılar. Bugün böyle bir ihtimali akla getirmek bile manasız olur.
Batı kuvvetli bir İrade göster rirse, Almanyanm birleşmesi i» çin müzakerelere girişilmesi imkân dahilindedir. Fakat yalnız Batının değil. Doğu Al manyanın da buna karar vermesi lâzımdır...
Konuşmanın sonunda Prof* Reuter Türkiyede uzun bir tatil devresi geçirebilmek arzusunu izhar etti. Bu seyahatinin baharda olmasını temenni etti. Türkiye ileri gelenlerde alâkasını kesmemek istediğini, fakat vakit darlığından buna şimdilik pe( imkân bulamadığını üzülerek 1-lâve etti. Fakat Türkiyenin gelişmesini adım adım takip ile o-line geçen Türk gazetelerini o kumayı ihmal etmediğini ve ou meyanda tanıdık imzalara rasla-yınca daima sevindiğini söyliyerek sözlerine son verdi.
NOT: Prof. Reııtcrln YENİ İSTANBUL Almanya muhabirine verdiği bn beyanatın Alman ve Avrupa gazetelerinde hulâsası çıkmış ve bu meyanda gazetemizin adı da kaydedilmiştir.
Kanaviçe fiyatları yine yükseliyor
Piyasada 10 onsluk kanaviçe fiyatı 110-120 kunıştur. Elde stok bulunmadığı için, tüccar. Ticaret Ofisinin stoklarına müracaat etmektedir.
Ticaret ve tarafından hazırlanmakta
Ankara 24 (T.H.A-) — Liberasyon listesinin yüzde 60 nispetinden yüzde 75 e çıkarılması hususunda Avrupa İktisadi İşbirliği Teşkilâtının hazırlıklarına muvazi olarak Ekonomi Bakanlığı eski listeye
olan ek yeni listeye konulacak mallar hakkında muhtelif fir-marla bazı Ticaret Odaları Bakanlığa müracaat ederek listeye ithal edilmesi gereken maddeleri bildirmişlerdir.
Diğer taraftan bazı maddelerin listeden çıkarılması hususundaki müracaatlar da tetkik edilmektedir.
Hatay Bölge Ticaret Müdürlüğü lâğvediliyor
Ankara, 24 (ANKA) — Eko-noml ve Ticaret Bakanlığınca Hatay Bölge Ticaret Müdürlüğünün lâğvı kararlaştırılmıştır. Bu müdürlüğün işlerini Adana Bölge Ticaret Müdürlüğü tedvir edecektir.
Gümrük tarifeleri tetkik ediliyor
Ankara, 24 (ANKA) — Haber aldığımıza göre, AvrupalIlara, rası Tediyeler Birliğine dahil memleketlerle arahuzdaki an» laşmaya bağlı olarak yaptığımız ithalâtın yerli sanayiimiz üzerinde mevziî bir tesirde bulunmaması için bazı tedbirler alınması düşünülmektedir. Bu arada. gümrük tarifelerinin de mevcut anlaşmalar hükümleri çerçevesinde değiştirilmesi ve bazı maddelerin gümrük resim, lerinln arttırılması da vardır. Mütehassıslar bu husustaki tetkiklerine devam etmektedirler.
Piyasalarda haftalık
Hafta İçinde, Ekonomi ve Ticaret Bakanlığının A listesindeki maddeleri serbest olarak yüzde 60 tan yüzde 75 nispetine çıkaracağına dair olan haberler piyasada btlyük bir alâka u-yuncbrmıştı, esasen serbest ithal nispetinin yüzde yetmüşe çı. kanlacagı evvelce de muhtelif defalar vaadedilmlştl, fakat mühim olan hâdise bu delildir. Mühim olan meseleler, milletlerarası ticaretinin gün geçtikçe tahditlerle daralması hâdisesidir. Hafta içinde havadis sütunlarımızda da belirttiğimiz gibi, Avrupada ham madde darlığı, bilhassa kömür buhranı, hükümetleri yeni yeni tahdit kararlarına sevketmektedlr. Meselâ: în-gllterede bakır istihlâki tahdit edilmiştir. Danlmarkada is-tihlâk sahasında yeni tahditler başlamıştır. Vesaire... Bütün bu hâdiseler gösteriyor ki Kore harbinden sonra milletlerarası ticareti normal çehresini kaybetmektedir. Bu durum karşısında. liberasyon rejimine göre, ithal edilecek maddelerin yüzde altmış, yüzde yetmişe çıkarılması hâdisesi, pek de üzerinde durulacak ehemmiyetli bir mevzu değildir. Yukarıda da işaret ettiğimiz gibi mühim olan mesele, A listesindeki maddeleri a-labilmektir. Meselâ: Levha teneke darlığı devam etmektedir. Satıcı memleketler mal vermemektedir. Fskat A listesinde serbest olarak ithal edilmesi ancak nazari bir şekilde mümkün olabilmektedir.
Birleşik Amerika. Almanya, İtalya bulunmaktadır. En ziyade aranılan kuzu derileri, fiyatlarımız da dünya fiyatları seviyesinde bulunmaktadır. Bu İtibarla genişleyen deri ihracatı, fiyatların yükselmesine
sebebiyet vermiştir.
İZMİR
vazıyet
İSTANBUL :
Sene sonu yaklaştığı İçin, ihracntçı tacirler yeni bağlantılara girmeden önce, eski yıla alt malların teslimatı ile meşgul olmaktadır. Bu itibarla geçen halta, sene sonu tasfiyesine ait muamelelerin tasfiyesini ifade eden bir haftaydı, Bövie bir devre içinde Ticaret Borsası umumiyet İtibariyle hareketsiz geçmiştir. Halbuki İzmir, Adana borsaları ise pamuk satışları dolayısiyle hareketli durumlarını muhafaza etmişlerdir. İstanbul Borsasındaysa, fındık, tiftik ve yapağı piyasası bile durgun bir çehre arzetmekteydl.
Son hafta içinde, tüccar, bakliyat ve hububat piyasasını her zamankine nispetle daha dikkatli bir surette takip etmektedir. Havaların yağışlı gitmemesi, tarım bölgeleri için hayırlı geçmemekledir Bu yüzden başta Konya olmak üzere, bir çok istihsal bölgelerinde buğday fiyatlarında iki, üç kuruş kadar fiyat ilerlemesi olduğu haber alınmaktadır. Bakliyat grupunda da hissedilir derecede fiyat ilerlemesi olduğundan bahsohınmaktadır. Fakat son hafta içinde Anadolu ve Trakya-da hava ve yağış durumunun fiyatlar üzerinde pek bârlz bir surette tesiri görülmemişti.
Hafta içinde fındık ve ceviz piyasasında yeni bir hareket görülmemiştir. Yalnız küçük ba§ hayvan derileri Üzerinde dikkate değer mahiyette işler başlamıştır. Alıcıların başında
İzmir, 24 (Hususi yasalarda çekirdeksiz erimiş vaziyette olması, buna mukabil, mütebaki ihtiyacı karşılamak üzere diğer müstahsil memleketlerde kâfi stok bulunmayışı, üzümlerimizin durumunu kuvvetlendirmiştir. Bu yüzden. yıl sonu devresinin normal sükûneti içinde dahi, çekirdeksiz kuru üzüm fiyatlarında bûriz bir kımıldama müşahede edilmeğe başlamıştır. İngiliz İaşe Nazırlığından, yeni sene başında toplu talepler beklenmektedir. Geçen hafta içinde Yu-nanistanın lııgil tereye fob 86,25 kuruştan oldukça mühim miktarda üzüm satması, dış piyasalarda alâkanın başlamak üzere olduğunu göstermektedir. Buna ilâve olarak, bu yıl Alman-yanın da üzümlerimizle çok daha büyük ölçüde ve müsait şart, larla alâkalanacağına dair işaretler vardır. Ayrıca, Holândalı firmaların da lisans alabilmek için yeni yılı bekledikleri malûmdur, içinde, yunca mara, artma
muhabirimİzden - telgrafta) — Dış pi-kuru üzüm mevcudunun a^ağj yu kan
Bütün bunlar, sene başını hemen takip edecek devre mühim dış satışlar olacağını gösterdiği için, hafta bo-üzüm piyasası istekli bir manzara arzetmiş ve 9 nu-hafta sonunda, hafta başına nazaran 1,5 kuruşluk bir kaydetmiştir.
İncir piyasasındaki sükûnet, devam etmektedir. Yüksek kaliteli tacirin stok miktarı çok azahnııştır. Her senekinc nispetle daha fazla miktarda olan hurda için ise, şimdiki halde yeni ihraç imkânları bulunmamaktadır. Bu yüzden, hafta için-de Boranda incir üzerinde bâriz bir hareket kaydedilmemiştir. Alâkalıların söylediklerine göre, hurdalarımızın başlıca alıcısı olan Avuaturyanın, ithal rejimi ile memleketimiz ihraç rejimi arasındaki mübayenet devam ettiği müddetçe, piyasada mühim bir hareket beklememelidir.
Borsada en ziyade alâka çeken madde, son hafta içinde yine pamuk olmuştur. Evvelki hafta sonunda Borsa dışında 450 kuruştan yapılan mühim miktarda bir mubayaa, büyük bir hâdise olarak telâkki edilmiş ve heyecanla karşılanmıştı Fakat devam eden dış talepler muvacehesinde, bu hafta sonunda artık heyecan yatışmış, ve 450 kuruşluk lunmaktadır. Alâkalılar, fiyatların daha lundakl tahminlerinde ısrar ediyorlar.
Geçen hafta pamuk çekirdeğine karşı hafta içinde de devam etmiştir.
fiyata (ılışılmış buda yükseleceği
yo-
başlayan alâka,
Zeytin yağlarımıza kaışı
bu dış
piyasalardan yeni talepler alınmakta olduğu İçin, pamuk çc-kirdeci piyasasının sağlam olarak kalacağı anlaşılmaktadır. Hafta başına nispetle 1,5 kuruş ilerleyen fiyatların, önümüzdeki günlerde daha da artması ihtimal dahilinde görülüyor.
Pamuk yağının durumunda bu hafta içinde de kayda değer bir değişiklik olmamış ve piyasa, geçen hafta olduğu gibi 140 kuruştan kapanmıştır.
ADANA :
Adana, 21 (Hususî muhabirimizden . telgrafla) — Pamuk fiyatları sona eren hafta zarfında da yükselmeler kaydetmiş, birinci akala 410. İkinci akala 360 kuruştan kapanmıştır. Bir taraftan Sümerbankın yeniden mubayaaya başlaması, diğer taraftan da Japonya ve Hindlstanın bölgemizden pamuk alma-siyle Adana Borsasındaki alıcıların talepleri artmış, buna rağmen satıcıların fiyatları azımsıyarak mal arzetmedikleri görülmüştü. Bu yüzden haftanın sonu olan cumartesi günü yapılan satışlar 29 ton gibi çok cüzî bir miktardan ibaret kalmıştır. Pamuk çekirdeği diğer mahalli adı ile çiğit üzerine o-lan muamelelerde de Aşikâr şekilde bir inkişaf başlamıştır. Muhtelif memleketlerin bu arada Almanyanm çiğit almaya başlamasiyle fiyatlar 11 kuruştan 14 kuruşa yükselmiş ve ihracatçı firmalar büyük partiler halinde mubayaalarda bulun, muşlardır. Bu durum bazı çırçır fabrikacılariyle, müstahsili memnun etmiştir. Zira elde kalıp çürüğe ve yanmağa mahkûm olan binlerce ton çiğit şimdi memlekete döviz sağlar duruma girmiştir.
Keza sona eren hafta zarfında Mersin Borsnsında da oldukça geniş muameleler kaydedilmiştir. Bu meyanda 441 kuruştan 165 ton pamuk, 160 kuruştan 100 ton üstüpü, 275 kuruştan 15 ton yapağı, 51 kuruştan 65 ton sıra malı fasulye Azamî 39 kuruştan 1948 malı 575 ton fasulye, 200 kuruştan 6 ton kayısı çekirdeği. 215 liradan 50 332 metreküp kereste. Azamî 17 liradan 2.538 baş koyun. Azami 24 liradan 4.726 baş keçi, âzami 151 liradan 251 baş sığır, 175 liradan 120 baş manda ihraç edilmiştir. Bundan maada gene Mersin Borsasında 66 kuruştan 9 ton yerfıstığı, 10 kuruştan da 500 lon harnup üzerine dahili satış yapılmıştır. Mısır bayraklı Zamalek adındaki şilep de İskenderun limanından Japonya ve Hindistan için pamuk almıştır. Şilep bu pamuklan İskenderiye Limanında veya Avrupa limanlarından birinde Japonya ve Hindistana giden başka bir şilepe aktarma yapacaktır. Yunan bayraklı Sıcio §1-lepi do İsrail için îskenderundan mercimek yüklemiştir. Ayrıca gene İskenderun Limanından Türk bayraklı Osman motörü de Lübnan için 250 ton çiğit alarak hareket etmiştir.
Ticaret Ofisi, Ekonomi ve Ticaret Bakanlığından aldığı e-mir üzerine, mevcut stoklarını devlet iktisadi teşekküllerine, kooperatiflere tahsis etmektedir.
Kupon getirecek okuyucularımıza
Gazetemizin Tahsil Kuponlarıyla. başından itibaren neşretmeye başladığımız Iİ.ÖOO Saat) kuponlarını kabul etmek, mukabilinde kur’a numaralarını vermek ve sonra da hediyelerini dağıtmak üzere yeni bir büro tenis etmiş bulunmaktayız. Biri bu karara sevkeden sebep, okuyucularımızdan Dire müracaat etmekte olan büyük kitlenin işini süratle görmektir. Bu maksatla
Galatada, Bankalar Caddesinde, Adalet Hanının 2 nci katında bir daire kuşat edilmiştir
1 Aralıktan itibaren
Kura numarası, kupon ve hediye için okuyucularımız mezkûr adrese müracaat e-deceklerdir. Yurdun her tarafından gönderilmekte kupon mektuplarının ne de ndresin
(YENİ ISTANBUL. kular Caddesi, Adalet kat 2) şeklinde okuyurulanmızdan rica ederiz.
olan üzeri-
Baıı
Han» yazılmasını hll hansa
25 Andık 10.50
YENt İSTANBUL

S
Topkapı Sarayında açılan yeni daireler
IZUN neneler evvel bir gün Şişli özerinden Boğaza gidi-vyorduk, taksilerin yarış yaptığı asfalt yol üzerinde şoför lüzumundan fazla yavaş gidiyordu. Acele işimiz olduğundan biraz hızlı gitmelini söyledik. “Birkaç günden beri kazalar olduğundan polisler şiddetle kontrol ediyor, onun için gidemem ama üç gün sonra İsterseniz 100 kilometre gidebilirim,, dedi. f
Bir kaç gün evvel bir köşebaşında tesadüfen İlci külhanbeyinin hızlı hızlı söylediği »özleri işittik. “Bıçağımı şimdi yanıma alamıyorum, çünkü kontrol var, fakat bir kaç gün sonra tavsar, yine taşının,, diyordu.
Bakkalları, mal satan esnafı teftiş edildikleri gün, teftişhı derecesine göre, bir kaç saatten, bir İki güne kadar İtaatkâr gördük ve bu haller bizde olduğu gibi bütün vatandaşlarda da üzüntü ve ıstırap yarattı. Memlekette yasak, yani bir şeyin menedilmedi, kontrole tâbi bir iş kontrol biter bitmez hemen gene eski haline girmiş bulunuyor. Bu zihniyet bizde hükümetin vazifesini yapınasım güçleştiriyor, memleket nizam ve intizamının dürüst işlemesine mâni oluyor.
Biz bir çok memleketlerde hükümetlerin her şeyi menetmesinin bir kanun veya nizamla olduğunu biliyoruz» fakat bu kamın ve nizam kalkmadıkça menedilen şeyin yani yasağın herkesin riayet etmesi lâzım gelen bir şey olduğunu da görüyoruz. Bunun seviye ve halk terbiyesi ile alâkası olduğu meydandadır. Seviye işinin bir elbise gibi derhal değişmeyeceğini takdir ediyoruz ama, bütün mevcudiyetimizi ilgilendiren hu seviye yükselişi propagandasına bir türlü girişemiyoruz. Konulmuş hükümlere karşı saygı temin etmek vazifemiz olmalıdır. Yasak, ancak bu suretle cemiyet içinde bir nizam ve intizam unsuru haline gelebilir.
Her yasağın yalnız liç gün süreceğine İnanılırsa ve herhangi hlr işde yapılan ilk şiddetli kontroller kısa bir zaman sonra tavsarsa o vakit yasağın bir mânası kıdrııaz ve hattâ diyebiliriz ki, riayet olunmayan hlr yasak, kanun hükmü haline gelmemiş olsaydı memleket belki daha İyi idare olunabilirdi. Çünkü ahkâmına şiddetle ve dikkatle riayet olunmayan ve gün geçtikçe unutulan yasaklar insanları şımarıklığa disiplinsizliğe ve derebeyliğe sevkeder. Bu vasıflar ise demokrasinin en büyük düşmanıdır. Çünkü, demokraside herkesin hürriyetini, can ve mal emniyetini muhafaza edan tek şey yasaklar şeklinde beliren kanun hükümleridir. Yasağa dikkat ettiğimiz ve yasağı tanıdığımız gün umumi hayatımızın «imasında lehimize bü.vük bir değişiklik olacaktır ve biz hiçbir ümitsizliğe kapılmayarak bu değişmeyi bekliyoruz.
Eski yazılar, ciltler, minyatürler ve kumaşlar için hazırlanmış olan daireler Türk sanatının bu sahadaki değerini tebarüz ettiren güzel örneklerdir
Evvelki gün İstanbul, bilhassa aralık ayında nadir tesadüf edilir güzel günlerin, den birini yaşadı. Bu gü-zel hava içinde, fevkalâde bir dekor tasavvur ediniz. Burası Topkapı Sarayı Müzesidir, işte bu dekor İçinde de, müze, • İstanbul halkına emsalsiz yeni dairelerini açtı. Bunlar yazı, cilt, tezhip ve minyatür kısmı ile 1. ran, Italyan kumaşları, Avrupa saatleri, Türk saat koleksiyonları kısmı ve Türk kumaşları, kadifeleri
tedricen halkın ziyaretine açılmıştır. Böylece, Çin por«Ölenle-rt, Avrupa porsölen ve kristalleri, gümüşler, tombaklar, İstanbul camlan, porselenleri. Türk çinileri, silâhlan, taş kitabeler ve parçalar, saltanat a-rabaları, Kubbealtı Dairesi. Arz Odası, Mecidiye Köşkü, Bagdad Köşkü, Sofa Köşkü birer daire halinde açılmıştır.
bir kolit kalyon vardır. Avm zamanda, burada İtalyan ve İran kumaşlarından nâdir parçalar da teşhir ediliyor.
Tiirk kumaşları
Evvelki gün açılan son üçüncü kısımda. Türk kıu varası r-ka-
kadifeleri
14 Üncü asra gelene
dairesidir.
Topkapı kısım mevcuttur. Bu 30 salondan mürekkeptir. Beş a-sırlık bir maziye sahip olan Sarayın İşgal ettiği saha yüz bin metre karedir. Sarayın müze olarak tahsisi bundan 25 sene evvel vAki olmuştur, Topkapı Sarayı, Cumhuriyet idaresinin tesis ettiği ilk müzedir. 1924 te ilk olarak Çin porsölenkri dairesi, silâh, hazine ve gümüş daireleri ile Harem Dairesinin bir kısmı açılmıştı.
Sarayında hâlen 15
kısımlar
Gayet mahdut bir bütçe fle başanlan bu faaliyet sayesinde, Topkapı Sarayı, hem mimari bakımından, hem de müze bakımından lâyık olduğu ehemmiyeti kazanmış bulunuyor. Bu el-hetin, orasını ziyaret eden sanat ve ilim sahalarında tanınmış ecnebi zevattan olduğu kadar, U-neseo'nun neşriyatından takdirle anıldığını görüyoruz.
Müze
İstanbul Reisi Doktor
dörde Tah-ve
gün saat Müdürü
Valisi Ordinaryüs
Fahreddin
ve
maşlan İle dır. Bunlar dan 19 uncu
dar toplanmış parçalardır. Türk-lerde kumaş ve dokumacılık mevcut olmadığı iddialarına gayet sarih ve inandırıcı bir cevap teşkil eden bu daire, mensucat sanayicüerimtz tarafından bilhassa ziyaret edilmelidir.
25 aralık mubahı bir Amerikan ailesi Noel ağacı yanında hediyeleri açtıktan sonra
Bl İr
T ai. t • ! ■’!! 1 !B W 1
• • i ’ 111 - 1 B • • I
fi / >
Bu münasebetle şunu da hatırlatayım. Türk kumaşçılığına dair dır, mış
bir de eser hazırlan m ak ta -bunun bir kısmı da basıl-bulunuyor.
Hazine kısmı
Aıııerikada Noel
e
Büyük, küçük şehirlerde, köylerde Noel için haftalarca önce hazırlıklar başlar ve Noel, bütün Amerikada aynı haleti
İkinci Dünya Harbi esmasında müzedeki eserlerden bir kısmı Anadoluya nakledilmiş ve müze kapanmıştı. Bununla beraber, müzede faaliyet durmamış, sarayın mimari kıymetini belirten tarafları meydana çıkarılmış, harap tarafları tâmlr ve ihya e-dilmiştir.
Evvelki dnğnı, sin Öz, Belediye Profesör
Kerim Gökay ve basın mensuplarına yukandaki malûmatı verirken yeni açılan kısımlar hakkında şu izahatı İlâve etmiştir.
Yazı, cilt, tezhip ve minyatür dairesi
Harp nihayete erince, Saraydaki kıymetli eşya, yeni bir teşhir anlayışı ile tertip edilerek
TENİ İSTANBUL
B1RJJJRK AİLESİNİN
Bilindiği veçhile, Türkler eski yazıyı Araplardan almışlardır. Fakat bunu öyle bir sanat haline getirmişlerdir kİ, Arap-lar da dahil olduğu halde hiç bir şark milleti bu kemal derecesine erişememişlerdir. Yeni açılan dairede Hicri 90 senesinde (708) de, papirüs üstüne yazılmış bir yazıdan başlayarak Arap yazısının başlıca üstadlarımn e-serlcri, Arap yazısının bize intikal edişi ve yükselişi, yazı çeşitlerine ve muhtelif mekteplere göre teşhir edilmektedir. Bunların yanında, tezhip, cilt ve dünya sanat tarihinde bir hâdise mahiyetinde akisler uyandıracak minyatürler vardır. Filhakika, bu Türk minyatürleri İlk defa olarak teşhir edilmek, tedir.
Pek yakında, Topkapı Sarayında, meşhur Hazine kısmı da umuma açılabilecektir. Şimdilik bu dairenin tanzimi ile meşgul olunmaktadır. Fakat müzenin kıymetli müdürü Tahsin öz ün lütufkârlığı sayesinde buraya da bir göz atmak fırsatını elde ettik. Şimdiden «öylıyebıliriz ki, burası, cidden ve sade maddi bakımdan değil, sanat bakımından da bir hazinedir. Burada, yenJ bir teşhir tarzı da tatbik edilmek istenmektedir. İçeri girince, iki büyük camekânda nefis bir yeşim koleksiyonu göze çarpıyor. Üzerleri zümrüt, yakutlarla bezenmiş bu yeşimler dünyanın en nâdir koleksiyonlarından biridir.
Diğer iki camekânda, Alman imparatorlarının hediyesi tahmin edilen kâmilen kehribadan yapılmış bir tualet takımı var ki, hârika.
Bir başka camekânda, enfiye kutulan, yüksük mahfazaları, anber kutulan, sigara tabakaları var. Hepsinin üzerleri kıymetli taşlarla süslü ve dolu.
Yazan
İrfan ORGA
3
Türkçesi : Fikret ARIT
bir neşe içinde kut-Menşe İtibariyle Isa-doğuşunun yıldönümü ondan Noel, ailenin
ntTNYADAKİ hıristiyan âlemi-nin her tarafında olduğu gibi Amerikada da her sene aralık a-ymın 25 ind günü tesit edilen “Christmas,, yani Noel Yortusu büyük lanır. nın olarak
nümü olarak anılan Noel, ailenin bir Noel ağacı etrafında toplan, masına, küçüklerin, büyüklerin, eş dostun saadet, sağlık ve İyi niyet temennilerinde bulunmalarına ve birbirlerine hediyeler ver. melerine vestte olur.
Bu dinî bayram, Amerikada umumi bir tatil günüdür. Atlantik sahilinde karla örtülü Maine eyaletinden Pasifik kıyısındaki güneyli California’ya kadar büyük şehir ve küçük köylerde hemen hemen aynı şekilde tebarüz eden bir haleti ruhiye 1-çlnde Noel hazırlıkları haftalarca önceden başlar. Sokaklar dalma yeşil kalan yapraklar, dallar, girlândlar ve rengârenk ı-şıklarla süslenir. Kiliseler sayısız mumlarla donatılır, muhtelif yerlere ilk Noeli temsil eden tablolar konulur.
ruhiye içinde kutlanır
Yazan : İsmail ÎŞMEN ağaçla beraber bunu süsleyecek* telleri, cam küreleri, ampulleri tedarik etmek icap eder.
Her eve gelen hediye paketleri özene bezene tanzim edilmiş Noel ağacının altına sıralanır ve yığılır ve ancak ailenin bütün fert* leri huzurunda 25 aralık sabahı açılır.
büyük
ÇIKAN KISIMLARIN HULÂSASI: trfan 1M)R yılında îsUnbnldn doğmuştur. Büyük hnbusının Mavlmenclt civarındaki evinde otururlar. HAtımlarını anlatmaya beş yaşında bndnr. Evde büyük babam, büyükannesi, babası ve annesinden başka. on Uç yasındaki dadın* Arııp tnel İle, İncinin, orlu hizmetine bakan annesi Feride vardır, trfun «ık. Kik büyük babası İle kahveye gitmektedir. Bir küii knhve deki havuzun kenarında oynarken düşer. BıiyÜk babası dit bir (lnh-ı onu Kötürnıcz. Ondun sonra vakti tanmnılylo evde geçmeye baslar, irfanın, İnci gibi, aşçı Hncrrlc do arası iyidir. Kendi halinde, sensiz hlr kadın olan annesi bütün vaktini elişi yapmakla geçirir. O sırada küçük kardeşi Mehmet doğmuş, inci onıınln alâkadar olduğu İçin İr fan nispeten yalnız kalmıştır. Bir gün büyük baba onu tekrar yanı nn çağırarak barışır. Kahvaltıdan sonra
Fakat kahveye değil, deniz boyuna giderler. hn« t ulanır... •
beraber gezmeye çıkarlar Yu^lı ad a in bu gezintide
Çocuklar ve hayvanlardaki bu seziş kabiliyeti ne kadar tuhaftır. Bugün bir tehlike ile karşı-laşsam acaba çocukken olduğu gibi ayan şekilde bir önsezi ile müteyakkız olur muyum bilmem. Fakat öyle zannediyorum ki zamanın sertleştir, dıği bir çok hislerin mahrumiyeti içinde doğrudan doğruya tehlikeye atılırım.
Büyük babamın elini sıkı, sıkı tuttum. Kalbim üzüntüden tıkanır gibi oluyordu. Yan yolda mavi mescidin imamına rastladık. Bizi görünce yanımıza geldi. Dikkatle büyük babamın yüzüne bakarak, bir kaç kelime konuştu. Korkumu başka birisiyle paylaştığım için biraz rahatlamıştım. İmam büyük babamın koluna girdi ve İnsanı ü-zen bir yavaşlıkla eve çıkan son yokuşu tırmanmağa başladık.
Eve gelince, bahçede Mehrnedi oyalayan İncinin yanına gönderildim.
Mehmet o sıralarda on seki'j aylıktı ve henüz yeni, yeni yü rümeye başlıyordu. Çok şeker bir çocuktu. Fakat ne zaınan koşmak, oynamak istesem tnei yahut annem Mehmedin uyudu ğunu söyliyerek bana mâni oldukları için ona kızmıyor da değildim. İsi, gücü uyumaktı. Bir gün gelip de beraber oym yabıleceğim izden ümitslzlcnme ye başlamıştım. Fakat kardeşi mi seviyordum. Yumuşak yanaklarını okşamak hoşuma gidiyordu. O da elini uzatarak beni yanına çağırır gibi hareket 1er yapardı. Büyük babamı eve getirdiğimiz gün merak ve heyecandan o kadar neşesizdim ki gözlerinin içi gülen kardeşimle alâkadar olamadım. İnci gözle rıni iri, iri açarak ne oldugün’i sordu.
Öğleye kadar, sıcak güneşi^ altında bahçede oyalandık. Ög leyin yemek odasına girdiğimiz zaman annem yemek nıaaasınds yaJmz başına oturuyordu. Üzgün bir hali vardı. Biz iç taraftaki küçük bir masada yemek yerdik. Bütün yemek boyunöa annemi gözetledim. Bir şey yemiyor, kristal sürahiden bardak bardak su içiyordu. Bir aralık Feride içen girerek doktorun geldiğim haber verdi. Annen* yemeğini olduğu gibi bırakarak dışarı çıktı inci Ferldeyi çağır dı. Ne olduğunu sordu Fakat o. beni İşaret ederek bir şey bilmediğini söyledi.
öğleden sonra babam yüzü teessürden incelmiş bir hakle kimseyi görmeden önümüzden geçerek dışun çıktı.
çok sıcak olduğu için oyun odamıza çıkardı oy-
bir oturan He ha'.
ba ala-
Bahçe İnci bizi Ben tahta oyuncaklarımla narken Mehmet yerde emekli yor. pencerenin yanındaki salıncaklı sandalyede
inci dışarısını seyrediyordu, pimiz sıcaktan takatsiz bir de idik. Bir müddet sonra bam geldi. Beni kollarına rak:
— Büyük baban çok hasta tr fan, dedi. Seni görmek istiyor Haydi bakayım seninle aşağ: inelim.
Bugünün tevali eden heyecanlı vakalariyle bezgin bir hal de dışarı çıktık.
Büyük babamın odasında pan curlar sıkı, sıkı çekilmiş olduğu için içeride bir fecir aydınlığ vardı.
Annem yatağın kenarına o-turmuştu. Elinde gümüşi zemzem sürahisini tutuyordu. Büyük babam hacı olduğu İçin zemzemi Mekkeden o getirmişti,
Büyük annem pencerenin ö-nünde duruyor ve pancurun a-ralıklarından dışarı bakıyordu Dışarının aydınlığı gözlerini almasına rağmen ısrarla bakmak ta devam ediyor, göz yaşları yanaklarından yuvarlanıyordu Büyükannemi böyle ağlar görmek beni altüst etmiş, korkumu büsbütün arttırmıştı.
Bir doktor gürültü etmemeye çalışarak odanın bir köşesinde ellerini yıkıyordu.
Annem elindeki gümüşi sûra hlyl masanın üstüne bırakarak beni babamdan aldı. Babam yatağın öbür tarafına geçti. Ku ram aldı. Tatlı, yumuşak, ahenkli bir şive İle okumaya başladı Etrafını saran bu garip hava ve sessizlik içinde yatan büyük babama bakıyordum. Parmaklarını oynattı. Annem beni on t doğru uzatarak:
— trfan.... Beybaba, dedi.
Büyük babam beni takdis etmek İstermiş gibi elini başıma koydu. Sonra yavaş, yavaş yüzüme indi. Elini öperek ağlama ya başladım. Konuşmak İstedi Doktor süratle yanımıza geldi Bana başlyle bir hareket yapt.» Annem beni alarak dışarı çıkardı. İncinin yanına gitmemi söyliyerek kendisi içeri girdi. Yavaşça kapıyı kapadı... Tekrar sessiz, sessiz ağlamaya başladım. Bir güvercin hızla kanatlarını çırparak pencerenin önünden geçti... Bu kanat sesleri hâlâ kulaklarımdadır...
II
Bir hamam âlemi
Büyükannem haftada bir de
fa daima hamama giderdi. Birer dedikodu ve gösteriş mahalleri olarak yedi, sekiz saat kalınan hamamlar, Türk kadınlarının mâkul bir mazeretle dışanda bir gün geçirebilmelerini temin ederdi. Genç kızlar burada vü cutlannı teşhir eder, evlenecek yaşta erkek evlâdı olan analar bu vesile ile müstakbel gelinlerini tetkik etmek imkânını bu lurlardı. (Devamı var)
Bu kısımdaki İkinci bir salonda, İran, Arap, Mısır, Hint yazı, cilt ve tezhipleriyle minyatürleri vardır. Böylcce bir mukayese imkânı da elde edilmiştir.
Saatler dalreal
İkinci kısımda, gazetemizin o-kuyucularıni yakından alâkadar eden bir şey vardır: Saatler. Bu. rada gayet kıymetli Avrupa saatleri olduğu gibi, Türk saatçilerinin eserlerinden mürekkep ve yeni toplanmağa başlanmış
Bunların yanında, neceftcn şatranç ve dama takımlar. Ü-zerleri yakut ve zümrütleıle süslü. yanı başlarında, aynı şekilde süslü sakal taraklan.
Tutyadan yapılmış, üstleri kıymetli taşlarla süslü, 16 ve 18 inci asırlara mahsus şarap tileri ve kâseleri, elmaslı bet bardakları.
dcs. şer-
en sak-otuz
Bir camekân. dünyanın güzel necef koleksiyonunu lıyor. İçlerinde tahminen santim yüksekliğinde, yekpare
neceften oyulmuş ve İşlenmiş bir matara var. Hârika, Üstleri yakut, zümrüt ile süslü yazı takımları, kandiller. Nargileler, çubuklar!.. Murassa saatler. Hele bir küçük saat var ki, zümrüt ve elmaslarla bezenmiş ve şekli bir gül goncası.
Kaşıkların teşhir edildiği camekânda, fildişi, sedef, bag, necef, akik, ödağacı» kıığukuşu gagasından yapılmış çeşitler var. Saplan elmas kakmalı ve mineli.
Bir de teşbihler camekânı var: Çeşitli renkte akik, aynı hur denilen kedi gözü, yeşim, zoberced, bag, yıldız taşı, necef, şahnıak. sut. sedef, mercan, anber, kuka olarak yüz|ercesl.. İmameleri pırlantah, yakutiu.
Hulâsa, bu kısım da açılırsa, Topkapı Sarayı Müzesi bilhassa hanımlarımız tarafından hücuma uğrayacaktır sanıyoruz — fa.
fakJr,
Küçük çocuklar bîr gece önce çoraplarını şömine yanına veya pencere kenarına bırakırlar ve gece Santa Claus’un bacadan U neceği ve bu çorapları şeker, kolata ve oyuncaklarla dol dura* cağına inanırlar. Pek tabii ana ve babaların yard imiyle bu i* nançlan boşa çıkmaz.
Noelde hediye yollamıyanlas mutlaka bir tebrik kartı gönderirler. Bu kartların bazılarında dini mevzular, bazılannda ise manzaralar, bir kısmında İse eğlenceli resimler vardır ve altlan İyi temennilerle dolu yazılarla süslüdür. Bazı kimseler ailenin bir grup resmini çektirip hususi tebrik kartları bastırırlar^
Küçük dükkânların, mağazaların camckânlan yedisinden yetmişine kadar zengin her türlü halkın alâkası-
nı çekecek şekilde tertiplenmiştir. Zira Noelin ticari bakımdan en büyük mânası herkesin birbirine hediye gönderip hatırım sayması şeklinde kendini gösterir. Reklâmcılığın her şekli, ışık, müzik, resim, gazete, radyo, televizyon, ucuzluk v.s. her imkân bu satışı arttırmak için kullanılır. Noel Babanın çocuklara her istediklerini getirmesi efsanesi burada çok İyi bir şekilde tatbik edilmektedir. Büyük mağazalarda güler yüzlü babacan bir zat Santa Claus yani (Noel Baba) rolüne girer — Beyaz sakalı, beyaz ponponlu kırmızı külâhı, beyaz kenarlı al elbisesi ve çizmeleriyle mağazanın oyuncak diyarı denilen kısmında yüksekçe bir yere oturur. Yortudan haftalarca önce, her gün Santa Claus’u görüp arzularını bildirmek isteyen çocuklar anne veya babaln-rlyle oraya gidip sıraya geçerler. Her çocuk Santa Claus’un yanına gelir ve ne oyuncağı istediğini söyler. Anne ve baba da vaziyetten bihaber gözükerek yavrularının isteklerini mümkün mertebe yerine getirmeye çalışır. Her şeyi bol keseden vadeden Noel Baba çocuklar ve büyükler İçin oldukça bir heyecan vesilesi teşkil eder.
İster büyük bir şehir, İster küçük bir köy olsun, sokaktan geçen bir kimse yalnız pencere önüne konmuş ve perdeler arasından pırıl pırıl parlayan Noel ağacını görmekle kaJmaz, aynı zamanda halkın hep beraber bir meydanda özenip bezenip hazır* ladıgı hocaman bir ağacı da görür. Büyük şehirler en büyüle Noel ağacına malik olmak için Adeta birbirlerlyle yarış ederler. Geçen sene Rockfeller Center’de Nevv-Yorknuların süsledikleri Noel ağacının yüksekliği 30 metreye yaklaşıyordu. En kayda değer Noel ağaçlarından biri Washlngton*da Beyaz Sarayın güney çimenliğine yerleştirilen ağaçtır. 24 aralık gecesi Ameri* ka Birleşik Devletlerinin Başka* nı bir düğmeye basarak bu Noel ağacı üzerindeki 800 ışığı yaka e ve yeşil sahanın etrafına toplan* mış binlerce kişi Noel şarkıları söyliyerek yortuya resmen baş* lamış olurlar.
1 Y E
İTFA
SIHHİ İMDAT
İZMİR
Günün Kadını.
ECZANELER
Temsil yok.
ili ti yarında olduğumuz herşey
âde-her
SUNAR Kalbim
Beyoğlu 44644 İMtanbui 24222
Üsküdar 60945
Tntanbul Beyoğlu Anadolu yakası Ankara
İzmir
44998
60536
91
2251
KOMEDİ KISMI
ÇİFTE KERAMET Yazan: Trlsran Bernard Türkçesl: Reşat Nuri Güntekln
T R O L A R
İSTANBUL BELEDİYESİ behlr Tiyatroları DRAM
Ankara 00 iamır 2222 K.köv 60572 Karşıyaka 1Û065
Kurtaran Kınlın.
OPERA (68821) 1 — Son Şahit. 2 — Tuna Ağlıyor.
SÜREYYA (00862) 1 — Kanlı Sigara. 2 — Johnny Bdlnda.
YEL D EĞ İRMEN t 1 — Bir Ya bancı. 2 — Karadeniz PosUuıı.
ÜSKÜDAR
1 — Kırınızı Güllar. 2— Sonln.
Rıımi
Hicri
25
Pazartesi
VAKİT
VASATİ
EZANİ
(pl). —
Borjlnlurın İntikamı
Kadın Anla Unut-
Beyaz Saray \ü çimenlik üzerindeki Noel ağacı
Öğrenmek
Kahraman Fedai. BorjıaUrın İntiha»
Gazlan ve tür-
Güneş öğle İkindi Akşam Yatsı lmsûk
2 37
7 20
9.48 12.00
1.39
12.57
7.22 12 14 14.33
16 16
18.25
5.37
— 13.00 Haborlor. —
— 13.30 öjlln Gnze-(ph. — 14.00 Hava kapanış.
— 18 00 M. S. Aya-(pl) — 18.30 Kitap
UÇAK - TREN - VAPUR
E M A L A R
(42562) Kahraman
22.’5 Dtınn mltalğl (pl). — 22 45 M. S. Ayan ve hnoorlcr. — 23.00 Program ve kapanış.
İSTANBUL!
12.57 Açılış vo programlar. — 13.00 Haber icr. — 13.15 Hafif öğle müalğl tpl). — 13.45 Şar-kılar (Afitap Maracan). — 14.30 Dana müziği (pl). — 14.45 Programlar vo şarkılar 15.00 Kapanış.
17 57 Açılış ve programlar. — 18.00 lebin Kurtuluşu mÜnaHobetiylo konuşma
küler. - 18.20 Fnaıi hoyotl konaorl (Muhayyer
İdare eden: Hakkı Derman. — 19.00 Haberler — 19.16 Kısa şehir haberleri. — 10 20 Gençcr* ve arkadaşlarından dana miUlğl. — 19 50 Akşam konseri (pl». — 20.15 Radyo Gaaeteal. — 20.30 Şarkılar (Afife Ediboğlu). — 21.00 Konuşma
tBadlI Faik). — 21.10 Madan* Bulterfij Operacından müzik (pl). — 21.30 Spor haablhallerl. Konuşan: Eşref gotik. — 2145 Misafir faaıl he yelleri aaatl - Üsküdar Musiki Cemiyeti. — 22.1.) gan soloları. Söyllyan: Soprano Saba hat Akvol, Piyanoda: Ferdi StaUcr. — 22.30 Sevilmiş kemin aoloları (pl). — 22.15 Haberler. — 23.00 Pro gramlar vo dan» ınüalfil tpl). — 23.30 Kapanış.
GELECEK OLAN VAPİ RI.AR
6,00 Seyyar, Knrablgadnn.
6,30 Konya. Bandırmudn n. —
11.00 Günoymı. Karadeni/tlcn
— 10 15 Marakıız, Mudnnvadan.
— 21.30 Bandırma, Bandırmadan.
GEI.EC EK OLAN TRENLER 6 25 Erzurumdun — 8 50 An kara Ekspresi. — 9,20 Yataklı.
GİDECEK OLAN TRENLER 18.20 Ankaru Ekspres. — 2ü 05 Ankara (Yataklı),
S i N
ALKAZAR
Fedai.
AR (41391)
(Orijinal).
ATLAS (10835) Hileli Zar (Suare).
ELHAMRA (12235) Borjlularır. İntikamı (Orijinal),
GÜREL I — Bir Yedmenin Romanı (Türkçe) 2 — Gecenin Gözleri.
İNCİ (84595)
maz.
İPEK (44280) LALE (43505; mı (Türkçe).
GİDECEK OLAN VAPURLAR 5.00 Çorum. Knradcıhisc. — 8 15 Bandırma. Bandırmaya. — 0 00 Ma ra kaz, MiKİanyayu. — 22.00
Konya. Bandırmaya.
GELECEK OLAN VÇAKLAR
01.20 P.A.A. (Amerikan) New-York, Boston, Londra, Brüksel. Frnnkfurttan. — 10.40 İzmlrdan. — *11.50 Ankaradan. — 13.00 P A A. (Amerikan) Beyrultarı. — 13.10 Balıkcslrdcn. — 14.00 iz
mirden. — 11.50 Adana, An karadan. — 15 40 BE. A. (İngiliz)
Londra, Nis, Roma. Atirmdan.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
02.05 P.A A. (Amerikan) Bey-rufa — 8.00 Ankara, Malatya, Elâzığ, Diyarbdkıra. — 8.00 D H Y, (Türk) Knhireyn, — 8 30
Ankara, Adnnnya. — 8 30 A F (Frnnsızı Atina, Roma. I’ariso.— 9.55 B.E A, (İngiliz) Atina. Ra mıf, Nis. Londra ya. — 11.00 Balıkesir»). — 12.40 lsmlrc. — 13 40 Anharnva. — 13.45 P.A A. (A merikan) Frankfurt, Brüksel Londra, New-York’a.
ANKARAı
7.28 Açılış ve program. — 7.30 M. S. Ayarı
7.31 Hnrry Hurlick Orkontram çnhyor. — 7.45 H'ibnrlor ve hava raporu. — 8.00 Hafif müzik (pl). — 8 25 Gllnün programı 8.30 Çeşitli mo-lochlor (pl). — 9.00 Kapanış.
12 15-13.15 Asker Saati: (16 m. «3 - 1784J Kc/b T.A V. kına dalgıv pontuedyle beraber yayın). — 12.15 Memleket ton nclâm. — 12.30 Bir silâh arkadaşınız konuşuyor. — 12.40 Poata Ku-tuttu. — 12 45 Saz eaorlerl. • 13.15 Havai müzikleri (pl). teal. — 13 45 Hafif şarkılar raporu, nk.şıun programı ve
17 58 Açılış ve program
n. — 18 IX) Dun» parçaları
saati. — 18.45 Sinema orguyla melodiler (pl). — 19 00 M. S Ayarı ve haberler, — 19.16 Tarihten bir yaprak, — 19 20 Şarkılar (MelAhat Par»), — 10.45 Tarihi Türk müziği (Mesut Cemil). — 20.15 Rady • Gazele»! — 20.30 Radyo Senfoni Orkea-traeı (Şef. Halil Onııyman). — 21 15 Konuşma, Radyo haftası (Mümtaz Faik Fenik), — 21.30 Şarkılar (Perihan Sözcri). — 22.00 Konulma •—
R.rv
15
1370
ARALIK
19 5 0
R.ev*•
12
1366





MELEK (40868) Şahane Yalan SARAY (41656) Yunan Opereti. SUATUAKK (83143) 1 — Firavunun Hazînesi (Türkçe). 2 —
Tüccar Horn. 3 — Montekrlato Kontesi.
SÜMER (42851) Acı Pirinç. ŞARK ı40380) Kahire Esrarı. ŞIK (43720) 1 — Yedi Deniz Galipleri (Türkçe). 2 — ölüm Yarışı. 3 — İçerideki Düşman.
TAKSİM (43191) Zülflkarın Gölgesinde.
TAN (80710) Eyfel Kulesinin Esrarı.
ÜNAL (49306) 1 — Korkunç A-kın, 2 — Kurban Adaleti.
YENİ ( 84137) 1 — Balalayka
2 — Tarzan Cehennem Dağında YILDIZ (42847) Acı Pirinç.
İSTANBUL
ALEMDAR (23863) 1 — Kara
Tarzan. 2 — Onu öldürdüm.
AYSV (21917) 1 — Manon (Türkçe). 2 — İç Arzular.
AZAK (23642) i — Yanlış Numara, 2 — Meksiko Haydutları.
ÇEMIIERLİTAŞ 22513) 1 — îvo Jlma Yanıyor. 2 — Korkak Kahra man.
EMRE 1 — Aralanlar Dövüşü 2 — İki Cingöz Hollywood da.
HALK (21004) 1 — Hint Esrarı 2 — Tüknekot (Kovboy filmi).
İSTANBUL (22367) 1 — Haydut Aşkı. 2 — Ormanlar Kiralının intikamı (TÜrkço).
MARMARA (28860) 1 — îvojlma Yanıyor. 2 — Korkak Kahraman MİLLİ (22962) 1 - Sihirli Bahçe. 2 — Ali Baba Kızlar Pansiyon u nda.
Tl RAN 1 — Meksiko Haydutları. 2 — Yanlış Numara.
YENİ (Bakırköy 16-126) 1
Dümhüllü Macera Peşinde, 2 Çiğlik.
KADIKÖY
hAle (Kadıköy) (60112) ) Eğlenceler Perisi,
ATLAS
ELİIAMRA Ayrılmaz. Gönüller. LALE Parmaksız Salih.
MELEK 1 — Tuzak. 2 - Kanlı Taşlar.
TAN Parmaksız Salih. TAYYARE Parmaksız Salih. YENİ 1 — Kanlı İrmak. 2 — Yanlış Hüküm.
ÎNCt 1 — Harman Sonu Dönüşü. 2 — Zehirli Şüphe.
YENİ S ES'D E
TİYATROSU
Temail yok.




Vatan
Telefon: 10860
O—
MUAMMER KARACA TİYATROSU Trrkos Evleniyor.
EMİNÖNÜ: Sadullah (Em i nün 0) — Yorgi (Unkapam) — Arif Neşet (Alemdar) — Haydar Yeni LAlvll (Kumknpı).
BEYOĞLU: Kinyoll (Mrrkoz.) — Sıhhat (Merkez) — Kemal Rebul (Taksim) — Fındıklı (Galata) — Tuna (Galnta) — Asım (Şişil) — Nişantaşı — Haaköy — Yeni Turan (Kasımpaşa).
FATİH: İbrahim Balmumcu
(Şehzadebaşı) — Ziya Nuri (Aksaray) — Yedikulo — Nazım Malkoç (Şehremini) — Gündoğ-du (Karagûmrllk) — GÜlaercn Slpahloğhı (Fener).
EYÜP: Eyüpsulıan.
BEŞİKTAŞ: Vldln — Yeni (Or-taköy) — ArhavutkÖy — Merkez (Bebek).
KADIKÖY: R Muhtar — Kıaıi-toprnk — Göztepe — Bostancı— Selimiye (üsıküdnr).
BÜYÜK ADA: Halk. HEYBEI.İADA: H. Halk.
İZMİR: Ali Hayreddln (Basmahane) — Sağlık (Alsancak) — Sıhhat (Kemeralti) — Iklçoşme-Hk (Eşrcfpnşa) — Karantina (Yalılar).
Hediyelerin bir kısmı, kapalı bir kutu İçinde, elden verilir, bir kısmı ise posta ile gönderilir. Noel yaklaşırken ve Noelden sonra Amerika posta İdaresinin çalışma hacmi ziyadesiyle artar. Milyonlarca paketi ve tebrik kartlarını zamanında yerlerine ulaştırmak İçin gece gündüz çalışan posta merkez ve şubelerine pek çok yardımcı memur a-iınır.
Noel ağaçlan da ayrı bir meseledir. hususi surette yetiştiril--niş çam ağaçlarından kesilen, budanan, düzeltilen Noel ağaçları seri halinde boy boy. tip tip ve her keseye uygun olarak ta imal edilir. Pek tabii ki,
Amerikada Noel, ihtiyar, has* ta ve muhtaç kimselere yardım etmek için fırsat bilinen bir za* mandır. Muhtelif teşekküller va gönüllü kimseler yiyecek ve gi* yecek topluyarak bunları hayır teşekküllerine gönderirler. Ha* yır müesseseleri de bunları icap eden yerlere dağıtırlar. Bir çok şehirde İtfaiyeci, polis ve gönüllü işçiler fakir ailelerin çocukları için oyuncaklar hazırlarlar, kırık olanları tamir ederler ve boyar* lar.
Ayrıca, Noel münasebetiyle A( merikadan dış memleketlerdeki dostlara yiyecek, giyecek ve her türlü hediye göndermek bilhassa son yıllar zarfında âdet hükmü* ne girmiştir.
Sayfa S
25 Aralık 1950
Kumaşların en canlısı
EKOSE
tâbir
bir tayyör. Yaka kürkten olup cekette reverli, 4 cep vardı
Ufak kareli yünlü ekoseden
Tamamen verev 3/4 bir ekose manto. Yaka Lutrdandır
Kokteyl makiyajı gece I-Çİn de aynıdır. Açık renkli pudra, göz kapaklarına hafif bir renk, ruj çok canİL
Siyah ekose elbise yürüyüşü
Çantalar çok küçük olup saten yahut kadifedendir.
Eldivenler, kollar kısaldı ğı nispette uzamaktadır.
Herşeyinizde ekose kullanabilirsiniz
kumaşların i caizse
Yakanın aynı zamanda eşarp gibi kullanıldığı bu manto tweed’den yapılmıştır. Cepler dikeydir
Şapkalar çok küçülür, hattâ tüy ve çiçek halini a-lır.
Düz ekose etek ve siyah şömiayo bluzla büroda. çalışabilirsiniz. Tank olan İki cebin kenarlarına elyafa biye geçirilmiştir.
Seyahat İçin bej deve tüyü 7/6 manto içine ekose astar geçirin, içinize de aynı ekoseden bir jile giyecek olursanız zarif bir kıyafet elde etmiş olursunuz. (Ekolle miktarı: 140 cninde 2m. 50)
Kumaşlar? Kadife veya parlak ağır ipekli kumaşlar. Yün jerse işlemek krepler, danteller.
Mlliter yakalı bn ekose tayyörle gündüz İstediğin İr. yere rahatçA gidebilirsiniz. 12 tane düfcme tayyörün yegâne süsünü teşkil ediyor. Etek düz. kollar takmadır (Lâzım olan ekose: 140 e-ninde 2.60 m.).
Renkler? Yalnız ve yalnız siyahtır. Fakat canlı renkle veya beyazla süslenmektedir.
en u-ekosedir.
Duman renkli çoraplar yüksek topuklu, çok dekolte saten yahut kadife pabuçları meydana çıkarmaktadır. Pabuçların üzerleri strass veya madenî tokalar -la süslüdür.
içten dikişleri olan cldiven-1 leri gündüz bir tarafa bırakın. Kutu şeklinde çantalar yelerini tekrar torba şeklinde olanlarına bırakmaya başladılar. Çay saatinde, uçlan fildişi gri veya bej şemsiyeler, çanta ile eş, üzerleri hafif süslü antilop ayakkabılar kullanılıyor.
Çift «ıra düğmeli tayyör: Yaka v© kapaklar kruaze-dir. basık uzun kollar, takma kııma* kalın ipeklidir.
Değişiklik: Yakayı dikleştirecek şekilde kaldırın.
Düğmeleri vakaya doğru uzatın. Yaka v© kol ağızlarına hcrmineı veya bey&s tavşan koyun. Bankı kısaltın. Siyah kehribar düğmeler, bu tayyöre çok yakışır.
Oldukça açık olan maki-yaj, öğle yemeğinde biraz daha kuvvetlice sürülür. Siyah veya koyu renk elbiselerle canlı ruj sürmek şarttır.
Başa tas gibi geçen şap kalar, gözlerin üzerine ka dar inmektedir. Vualet tak mayı unutmayın, çok mo dadır.
Smokin tayyör: Klâsik kapaklar, belde bîr düğme, yarık cepler, düz kollar, kumlu bir kuma?-
Derişiklik: Bir metre siyah saten alın, büyük btr yakA biçin. Eski >*nka üzerine koyun ve içinden tutturun. Ceplerin de kapaklarına saten geçirecek olursanız, tayyörün navası değişir, (
Büyük ekose desenli, istenildiği zaman bol, İstenildiği zaman da dar giyilebilen bir manto
Geceye lâyık olduğu şa-haneliği temin edebilmek i-çin kumaşlar daha ağırlaşır, etekler genişler, kollar kısalır, dekolteler açılır. Parlak işlemeler kendilerini göstermeye başlar.
Akşamlan ziyaretinize gelenleri ekose biye İle süslü siyah kadife bir blûzla kabul edebilirsiniz. (Lâzım o-lan ekose miktarı: Ön bandı İçin 60 cm x 60; her kol ağzı için 6 cm. x 20 L
Ekosenin bu sene yeniden ortaya çıkmasına rağmen, diğer kumaşlar da kıymetlerinden kaybetmediler. Fikir ve fantâzi bakımından daima zengin olan Paris, şık kadınlar için zarafet heykelleri çizmektedir. Böylece düz kumaşlardan yapılan dar elbiseler yırtmaç, bask, tün ve drapelerle süslenmektedir. Bu senenin hususiyeti olan dik yaka, vücuda iyice oturmuş korsaj ve kollar hemen hemen bütün elbiselerde kendini göstermektedir. Bol yahut beli o-turmuş olsun, bütün mantoların müşterek bir hususiyeti var; yüzü içine alabilecek büyük yakalar. Manşon ve kürkten süsler de, bu sene büyük bir ehemmiyet kazanmıştır. öyle ki bütün tayyörlerde biraz olsun kürk bulunuyor.
Bu sahifede neşrettiğimiz yedi model, Istanbulun vs Türkiyenin çeşitli mağazalarında satılan kumaşlardan meydana getirilmiştir. Bu modellerin hepsi de sade ve yapılması kolaydır. Zarafetlerini temin eden şeyler püsküllü eşarplar, orijinal şekilde konmuş düğmeler, eğlenceli cepler, iyi intihap edilmiş kollar ve bolluklardır.
Geceleri ekose smokinle İstediğiniz yere gidebilirsiniz. Yalnız bu ceketin yakasına siyah kadife geçirmeniz şattır. Etek siyah kadl fedondlr. (Lâzım olan kuma.5 : 140 eninde 1.50 metredir.)
Ekose bir örtü ile İstenilirse insanı sıcak tutan zarif bir kap yapılabilir
Şüphesiz çinde neşelisi, modası geçmediği çin de en klâsiği Fakat küçük boylu ve şişman olanlar ekose giymekten kaçınmalıdırlar. Tabii e-şarp, kısa ceket, büyük bere halinde herkes ekose giyebilir. Bütün yabancı ve Fransız elbise koleksiyonlarında, moda ve renk ne o-lursa olsun daima ekoseye sadık kalınır. Bu yüzden size en güzel gidebilecek renkte olan kumaşı rahatça seçebilirsiniz.
Spor elbiselerin ve tayyörlerin ûfitüne olyilon 3/4 kurt kürkünden ho> bir kap
Mücevherler, çok kıymetli olmayan, topaz gibi taşlardan müteşekkildir. Uzun küpeler renkli taşlardan yapılmaktadır.
zemin üzerine çok büyük desenleri oyan yünlü Kanardaki pliseli kısım kolaylaştırmaktadır
Ekseri kadınlar gibi, muhakkak ki sîzin de klftalk ve kumaşı iyi olan bir ••siyah tayyör” ünüz vardır. Modası geçmemesine rağmen bir sene giyildiği İçin kokteyl. tiyatro vr davetlerde sizi aynı tayyörle görenler çok olmuştur. Daha da bir İki son© İşinize yarayabilecek olan bu tayyörü nasıl olup da gençleştireceğinizi kendi kendinize sorııvorsunuzdur her halde. Bundan daha basit bir şev olamaz! Bir parça kürk yahut da yarım metre kadar kadife, bir İki makas, değişikliği meydana getirmeğe kafi!
r*»tten cepleri nlıın tayyör: Rubl renkte 60 cm. kadife alın, bir şal yaka meydana gelirin vo eski yakanın Üzerine koyun. Kolların dirsekten yukarıya olan kısmını keserek rubı kadifeden kol kapaklan geçirin. Cepleri kaldırın, beldeki pensi baskın aşağısına kadar İndirin.
Mücevherler, boyuna çok yapışık olup uzun küpelerle aynıdır. Çoktan beri modası geçmiş olan strass ve parlak taşlar, tekrar meydana çıkmıştır.
I. _
Düz bir elbisenin omuzla rina uzun bir ekose eşarpı drape olarak koyabilirsiniz. (LAzım olan ekose miktarı 140 eninde 40 cm. dir.)
T * M • i _ r ■ -1
t
A * * * *
J s r* • j H
»■ rr
1 BJı
e
Î5 Andık İOSO
İSTANBUL
t
Sayfa 7
DÜNYANIN EN BUYUK RADYO FABRİKALARI
• • V
(17406)
FON
ö — Postada vaki gecikmeler yayam kabul defüdlr. (17459)
Seyhan Valiliğinden
işin teknik öneminde bir İşi iyi mı re t te ha-
ve
ROMAYA
1
4
*• c.
2 — Eksiltme 3.1.1951 çarşamba günü saat 11.00 de 11 Daimi Komisyonunda kapalı zarf eksiltme usulü İle yeniden yapılacak.
1 — Eksiltme 10 ocak 1951 çarşamba günü saat 15.00 te Ca-galoglundakl Sağlık ve S. Y. Md. lüğü binasında toplanan Sıhhî Kurumlar Satınalma Komisyonunca yapılacaktır.
3 — Keşif eksiltme şartnamesi ve bunA b^glı diğer kâğıtlar her gün M Daimi Komisyonunda ve Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir.
1 — Eksiltmeye konulan İş: Osmaniye — Hanmlye yohı üzerinde betonarme Hamiz köprüsü keşif tutarı (15801) Ura (51) kuruştur.
2 — Muhammen bedeli: 17.500 lira olup, ük teminatı 1313 liradır.
3 — İstekliler bu işe alt şartnameyi çalışma günlerinde komisyonda görebilirler.
Rüya Görüyor musunuz? 11(1 YA YORUMLARINI Kitapçılarda araymış. Fi. IGo
İsteklilerin usulüne göre geçici teminat vermeleri, 1950 yılında Ti-bulunduklanna dair belge göstermeleri
4 — İsteklilerin, câri seneye ait ticaret odası vesikası île 2490 sayılı kanunda yazılı belgeler ve bu İşe yeter ilk teminat makbuz veya banka mektubu olduğu halde teklifi havi kapalı zarflarım eksiltme saatinden bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde komisyona vermeleri.
&
4 — Eksiltmeye girebilmek için (1185) Ura (11) kuruş caret Odasında kayıtlı şarttır.
İstanbul Sıhhî Kurumlar Arttırma ve Eksiltme Komisyonundan:
Bilecik bevlet Hastahaneslnln bir adet röntgen cihazı kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
İstanbul Telefon
* • e -* ••
. 'İ ’ 4A
KULLANANLARA SORUNUZ’
••• ’ • î •
* I • * A ( (; r * IJl- 4
• /V F z
(


İr PHILIPS

MUAMELE
İMALÂT
BASİT MUAMELE
BİTİM İŞLERİ
BANKA ve BANKERLERE MlîAMELE
DEFTERLERİ
az ve çok yapraklı, ciltli ciltsiz hazırlanmıştır.
İNKILÂP KİTABEVİ
İst Ankara Caddesi No, 155 Adresine uğramadan defterlerinizi alıp tasdik ettirmemeniz menfaatiniz icabıdır.
W? m
’e*" s/* s
•*Sr»
Vs 6'6

f J
W7'


■wuı.*w».auhk
Yılbaşı hediyelerinin
en
kıymetlisi
yAJücZ^n
EN LÜZUMLU VE
EN MAKBUL
HEDİYE
radyosu senelerce evinizi şenlendirecek en kıymetli ve en En son gelen PHILIPS terseniz kolaylıkla bütçe radyo bulabilirsiniz.
faydalı bir hediyedir, ahizelerini görüp din-ve zevkinize göre bir
=€LNS=
Elektrikli Portafıj Dikiş Makineleri g f • , .
8F YOĞL U-ASMAL / MfSÖT
Te/: 40381
ANKARA YENİRİRKT MAĞZ.
r • • . • f _ s
Dal m a tercih edilen parfüm
VE DOLGUN • PARA - İKRAMİYELERİ
BANKASI
DEVLET DEMİRYOLLARI İLÂNLARI
Kartal Belediyesinden
Belediyemiz ihtiyacı İçin bir yangın arazözü satın alınacaktır. Bu arazözün muhammen bedeli 25000 lira olup geçici teminatı 1875 liradır.
Kapalı zarf île ihalesi 4.1.1951 tarihinde saat 15 te Kartal belediyesinde yapılacaktır. Şartnameler tatiller dışında belediyede görülebilir. Zarflar ihale günü saat 14 e kadar belediyeye tevdi edilmelidir.
Postada vaki gecikmeler kabul edilmez.
s*
PARİS

SAKALINIZA KARŞI
ÇÜNKÜ PASİF SAVAŞINIZDA
KUVVETLİ KOZUNUZ
T .





POKER PLAY
TPA$ BIÇAKLARIDIR
* • r

Başmüdürlüğünden:
1 — İdaremiz İçin 12.000 metro termnpalastik izoleli çift naklili dahilî telefon tesisat teli satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedel 4800 lira olup muvakkat teminat 360 liradır,
3 — Eksiltme 29.12.1050 tarihine rastlayan cuma günü aaal
15 te yapılacağından taliplerin şartnameyi görmek ve teminatlarını yatırmak üzere mesai saatlerinde satın alma komisyonuna müracaattan. (17270)
5 — İsteklilerin bu
çarmış veya idare ve denetlemiş olduklarını IspAta yarar belgelerini Bayındırlık Müdürlüğünden alacakları tanıtma beyannamesine (müteahhit beyannamesini, müteahhit plân ve teçhizat be-yannemesinl) banlamaları ve bu beyannamenin içindeki sorular cevaplandırılarak yeterlik belgesi, isteme dilekçeleri İle birlikte eksiltme gününden en az üç gün evvel (tatil günleri hariç) yazı ile valiliğe mÜracaAt ederek bu iş için belge almalan şarttır.
6 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun 32 nci maddesinde verilen izahat dairesinde hazırlayacaktan teklif mektuplarını İkinci maddede yazılı saatten bir saat evveline kadar komisyon baş-kanlığına vermeleri lâzımdır.
tecrflbelik şişe 5 lira
Siyah Karbon Boyası Alınacak
Çevlet Demiryolları Haydarpaşa Satınalma Komisyonundan :
1 — 1000 kilo siyah karbon boyası açık eksiltme ile satın alınacaktır. •
2 — Muhammen bedeli 5800 lira olup muvakkat teminatı 435 liradır.
3 — Buna ait şartname komisyondan parasız olarak dağıtıl maktadır.
4 — Eksiltme 4 ocak 1951 perşembe günü saat 10.30 da Hav
d Arp aşa Gar binası dahilindeki Haydarpaşa Satın Alma Komıs yonunda yapılacağından arzu edenlerin vaktinde komisyonda hazır bulunmaları- (17436)
Yeni çıkan kanunların hülâsalarını, günlük iş hayatında herkesin başvurup öğrenmek ihtiyacında bulunduğu bütün bilgileri, çeşitli mevzular üzerinde mütehassıslar tarafından hazırlanmış güzel ve faydalı yazılan, 7 renkli Türkiye haritasiyle tekmil yabancı hükümetlerin renkli haritalarını ve bandıralarını, gayet mükemmel bir muhtırayı, Hayat İçin lüzumlu ve gerekli lıer şeyi
MUHTIRAL1 HAYAT TAKVİMİ
ııin 1951 yılına ait yeni sayısında bulacaksınız. Taklitlerini almamak için, Maarif Kitaphanesi adresine dikkat etmelidir. Pandozot ciltlidir. Fiatı 130 kuruştur.
İstanbuldaki Taksi Sahiplerine
10 senedir beklenilen
Altın uçlu RADYOFON Pikap iğneleri satışa çıkü.
Toptan satış: Sultanhaınam Havuzlu Han No. 1
Telgraf: Radyofon-İstanbul
GELİR VERGİSİ
Mükelleflerinin tutacaktan kolay, basit ve izahlı İŞLETME HESABI Serbesf Meslek Kazanç defterleri, Maliye Vekâleti nümunelerlne uygun olarak iyi kâğıda basılmıştır Umuıııl Satış Yeri: İNKILÂP KİTABEYİ
GÜZEL VE .
7 — Teklif mektuplarını hamil zarflar para ita mühürlenme-yip İsmi havi mühürlerle mühürlenmesi lâzımdır. Postada otan gecikmeler kabul edilmez. (17496)
İstanbul Bölge Ekonomi ve Ticaret Müdürlüğü Ölçüler ve Ayar Başkontrolörlüğünden :
FA YD
M
LI
İLÂNLAR
Başkanlığından

ATINA
1 — 600.000 metrekare yüz ölçümlü ve 1300 hanelik kasabamızda aboneler İçin üç sokak tenviratı üç ve bir de toprak hattı olmak üzere ceman 6 fazlı ve bir toprak halliyle 50 Adet siperi sayika galvanizli levhaları ile beraber 5 kilometre tülünde elektrik şebekesi, bir kabine ve komple tevzi tablosu keşif ve projesi yaptırılacaktır.
2 — Taliplerin 2.1.1951. salı günü akşamına kAdar teklif mektuplarını belediye başkanlığına göndermeleri ilân olunur.
(17532)
1782 sayılı ölçüler kanunu ile 14826 sayılı ölçüler tüzüğü hükümleri gereğince taksimetreler her iki senede bir muayeneye tâbi bulunmaktadır.
YENİ
1
istiklâl Caddesi No. 324 - Tel.: 44417
İTİNA İLt İNTİHAP EDİLMİŞ ÇEŞİTLİ / YENİ HEDİYELİKLERİMİZ GUMİŞTİR .
PORSELENLER-DEKORATİF FAYAN5LAR-BİBL0LAR MIN Y AT Ü R LE R - AV IZILl R - ABA j UR1A R. V E5 A İRL
Bu itibarla 1949 senesinde muayene edilerek damgalanmış bulunan taksimetrelerin yeniden muayene edilebilmeleri İçin alâkalıların tüzüğün 17 nci maddesine göre 2.1.1951 tarihinden itibaren 31.1.1951 akşamına kadar bir dilekçe ile ölçüler ve Ayar Baş-kontrolörlüğüne müracaat ederek taksimetrelerinin muayenesini talep etmeleri ve mukabilinde müracaat kâğıdı almalan gerekmektedir.
Keyfiyet ilân olunur.
İSTANBUL
dadır.
(17411)
konforu
*
!
1

Uçaklarının ananevi İskandinav
içinde uçunuz i
I
Ali Yiicel rakibini tuşlu yenerkcn
Amerikalılarla yapılan temsili karşılaşmada Güreşçilerimiz Amerikalıları yine mağlûp etti (7-1)
Ali Yücel, Süha Karman, Tevfik Şahin, Ahmet Şano!,
Bektaş Can dün gece tuşla galip geldiler
Amerikalı güreşçilerle ikinci karşılaşma »Hin gece temsili mahiyette olarak Spor ve Sergi Sarayında ancak üç bini bulan bn seyirci topluluğu önünde yapıldı
Saat 21 de önde Amerikan Ta kimi, arkadan da Türk Takımı
Hediye
Parkte çıkan “Equipe„ gazetesinde okuduğumuzu göre. Arıktı nida yapılan Türkiye B Fransa B milli maçı, bizim için güç affedilir bir “nıisa firnaşinaslığa,, sebebiyet ver mistir.
Hâdise *?udıır: Fransız futbolcuları. başlarında kafile reisleri M. Delaıınay olduğu halde, îsianbııhla Yeşilköy hava meydanından hareket ederlerken» kendilerine giıle güle demeye kimse gitmemiş Halbuki M. Drlaunay, Fransız Futbol Federasyonu adına bizim federasyona bir hediye vermeye hazırlanmış, bundan bizim federasyon erkânını haberdar etmiş, “erkân., da kon dilerini teşyie geleceklerin» bildirmişler.
Bu havadisi veren gazete. M.Delaunay’nin hediyesini Pa-rise geri getirmeye mecbur kaldığını yazıyor.
ŞLmdt, bize diişon hlr vazife var: Federasyon erkânını, hediyeyi almak üzere Paris* göndermek1. — fa.
BÎR GÜREŞ MAÇINDA BEKLENMEDİK HADÎSE
Bir Pankras güreş maçında hakemlik yapan eski boks şampiyonu Jıiek Dempsey, taraflardan biri ve boksta bizzat eski rakibi olan Primo Carnera İle dövüşmek zorunda kalmıştır.
Carnera’ya kaba oyun hıktlgini değiştirmesini ihtar eden JOcınpsey, bozun un yerine getirilmemeline kızmış ve Carııcra’ya
karşı bir yumruk sallamıştır. Bıı beklenmedik IhiIcn maçı, taraflardan diğeri olan Don Eagle tarafından zorlukla önlenebilmiştir. Emiş maçı da nihayette Eagle kazanmıştır. Resinule, Jack Dempsey (»ağda) eski rakibi Primo Carnera’ya yumruk atarken görülüyor.
Özdem’r, Atan ittifakla kazandılar
Amerikalı'ar yegâne galibiyeti, 62
ki'oda A. Doğanı yenerek aldılar
mindere çıkarak halka takdim e-dildiler. Türk Takımı Kaptanı Ahmet Şenol. misafir takın, kaptanına bir bayrak hediye ettikten sonra müsabakalara geçildi. Gecenin İlk güreşini Alı Yücelle John Harrisson yaptılar.
52 kilo
Ali Yücel - John Harrison (Alı Yücel tuşla galip) Orta hakemi Kâmil, müsaba kaya Ali Yücel rakibine ayak vererek başladı, fakat John Haı-nsson bir türlü rakibinin uzattığı ayağı tutmuyordu. Nihayet i-kinci dakikada Ali Yücel .rakibini bastırarak altına çekti ve taktığı kle ile rakibini çevirerek 2 dakika 36 saniyede tuşla mağlûp etti. Gecenin ilk güreşini A-li Yücelin tuşla kazanması salonda büyük tezahürata vesile oldu.
57 kilo Süha Karınan - Hz. Romanowsld (Süha tıışla galip)
ikinci "güreşi Süha Karmanla Romanowski yaptılar. Orta hakemi Yusuf Aslan. Müsabakaya Süha, rakibinin bacaklarına dalarak başladı ve Romanowski’yi bu dalışla yere yıktı. Süha hemen rakibinin üstüne çıkarak
_____________________________
T
A
Yazan: Vedat ETENSE!
burgu ile 30 saniyede Roma no^skinin sırtını yere getirmeye muvaffak oklu. Süha Karmanın da bu kısa zamanda yaptığı tuş. salonu tekrar yerinden oynattı.
62 kilo
L. Lange - Ahmet Doğan (Lange tuşla galip) Müsabakanın ilk dakikalarında Ahmet Doğan hâkim güreşmesine rağmen Amerikalı güreşçi kuvveti sayesinde hâkimiyeti lehine çevirmeye muvaffak oldu ve bu arada Ahmet Doğanı da köprüye bile getirdi. Köprüden kurtulan Ahmet, Amerikalıya sarma oyununu tatbik etmek istediyse de Amerikalı Lange buna da fırsat vermedi. Maçın sonlarında yorgun düşen Ahmet Do, ğan, rakibinin kündesiyle 14 dakika 46 saniyede tuşla mağlûp olmaktan kendini kurtaramadı.
67 kilo
Tevfik Şahin - K. Yoııng
* (Tevfik tuşla galip)
Orta hakemi Alp Karabiber, yeni güreşçilerimizden olan Tevfik Şahin çok güzel bir güreş çıkartarak rakibi Young’u 2 dakika 15 saniyede tuşla yenmeye muvaffak oldu. Orta hakemi Alp. Amerikalı güreşçiye sırtının
mindere gelip gelmediğini soru ğu zaman Young, iki omuzunun da mindere geldiğini ve tuşla mağlûp olduğunu itiraf etmiştir. Amerikalının bu güzel jesti uzun uzun alkışlanmıştır.
73 kilo
(Ahmet Şenol - W, Nelson (Ahmet Şenol tuşla galip)
Beşinci güreşi Ahmet Şenol 1-le Nelson yaptılar. Ahmet Şenol müsabakaya başlar başlamaz güzel bir salto İle rakibini altına aldıysa da Nelson bu tehlikeden kendini güçlükle kurtarabildi. Maçın sonlarına doğru Şenoluu baskısı arttı ve 12 dakika 46 saniyede Nelson tuşla mağlûp oldu
79 kilo
Ali özdemir - W. Slmits (Ali ittifakla ualip)
Altıncı güreş de hakem Vefigin idaresinde yapıldı. Nelson güreşte rakibine nazaran daha hâkim güreşmesine ve Alinin iki defa köprüye gelmesine rağmen hakemler Özdemlri galip ilân ettiler.
87 kilo
Bektaş Can . Loıılz Hentz (Bektaş Can tuşla galip)
Bektaş Can kuvvetli rakibi Hentz’in bacaklarına dalarak yere yıktı, taktığı çift burgu ile Amerikalıyı 2 dakika 10 saniyede tuşla mağlûp etti.
Ağır sıklet İrfan Atan - Cari A bel (İrfan ittifakla galip)
Gecenin son müsabakasını İrfanla Cari Abel yaptılar, irfan maçın sonuna kadar rakibinden fazla çalıştığı için maçı ittifakla galip bitirdi.
İngiltere lik maçları
Arsenal, Tottenham’a yine yenikli (1 - 0)
Cumartesi pünü Londrada oynanan hk maçları son karşılaşmalarında alınan neticeler şunlardır: Tottenhnm - Arsenal: 1-0. Charlton - Blackpool: 2-3 Burnley-Sheffield VVendesday 1-0 Chclsea-Mıddlesorough: 1-1 Aston Villa - Dorby County: 1-1 Manchester Untted-Bolton. 2-3 Everton - Newcast!e: 3-1 Portsmouth-Huddersf ield: 1-0 VVolverhampton-Fulhaın: 2-1 Sunderland-Liverpool: 2-1 Stoke City-W.B. Albion: 1-1
Puvan cetveline göre vaziyet şöyledir;
1 — Middlesbroııgh 23 maç, 33
puvan
2 — Arsenal 23 maç, 31 puvan
3 — Tottenham 23 maç, 31 pu-
van
I — Nevzcastle 23 maç, 31* puvan.
İkinci küme karşılaşmalarında alınan bazı neticeler: Swansea Town-Hull City: 1-0 Notts County-Cardif City: 1-2 Q.Parc Rangers - Lcicestcr: 3-0 Grimsbay Town - Birmingham : 1-1
Lut.on Town - Blackburn Ro-vers: 1-1.
Teknik Üniversite, gece turnuvası birincisi oldu
Kadıköy Halkevlnde yapılan basketbol maçları finalleri dün neticelenmiştir. Maçlara dün saat 20 de başlanmış ve san-21.15 e kadar devam etmiştir Kalabalık bir seyirci kütlesinin takip ettiği maçı 35-31 Teknik Üniversite Takımı kazandı. O-vuncıılar şunlardır: Haşım, An ciz, Rcstan,
Eskrim maçları
Cumartesi ve pazar günleri Dağcılık Kulübünde. Türkiye liseler ferdî eskrim flöre birincilikleri yapılmıştır. 32 kişinin İştirak ettiği bu müsabakalar İyi organize edilememişti.
Kızlar arasında’ Teresa birinci, Loretta ikinci, Güner üçüncü olmuştur. Bundan sonra yapılan erkekler finalinde Hüseyin (Ankara) birinci, Hilmi (İst.) ikinci. Ilhan (Ank.) üçüncü, Ural (Istı dördüncü, Tan (Ank.) beşinci ve Olcay (Ank.) altıncı olmuşlardır.
Lik maçları ne zamana
kadar geri bırakılacak ?
Futbol faaliyetimizde artık bir düzene konması lâzım gelen meselelerden biri varsa o da hiç şüphe yok ki. dış ülkelerden davet edilen takımlarla yapılan temaslar mevzuudur. Bir buçuk aya yakın bir zaman var ki, lik maçlan en hararetli bir safhasında birdenbire yarıda bırakılarak şu veya bu bahanelerle haftadan haftaya geriye atılmaktadır. Daha ne kadar geri bırakılacağını da şimdiden kestirmek mümkün değildir. Çünkü bu hafta da Admira Takımı davet edilmiş bulunmaktadır. Gelecek hafta da Sarajevo'nun geleceğinden bahsedilmektedir. Bunun arkasından da ne çıkacağı henüz bilinmemektedir. Böylece şehrimiz lik maçlan başladığından bir kaç hafta sonra gayrı muayyen bir zaman için talik edilmiş bulunmaktadır. Böyle bir ha) hiç bir memlekette şimdiye kadar görülmemiştir denilse yeri vardır. Her memleket ilkönce kendi müsabakalarını büyük bir intizam vc titizlikle tertip eder, programında ayıracağı muayyen bir devreyi de ecnebi takımlarla yapılacak temaslara tahsis eder. Çünkü esas gaye evvelâ memleket içindeki spor faaliyetinin aksamadan sureti tertip ve tanzimidir. Mahalli kulüplerin ecnebi takımlarla yapacaktan temaslar ekseriyetle iki devre lik maçları arasında bırakılan fâsıla-ya ve yine lik maçlarının hitamından sonraki bir devreye rastgetlriiir. Memleket içi ve dışı kulüpler angajmanlarını daima böyle bir devreyi nazan itibara alarak yaparlar. Nitekim memleketimize gelen İsveç Takımları işte böyle iki devre arasındaki fâsıladan istifade ederek kulüplerimizin davetini kabul etmişlerdir.
Bugünlerde geleceklennden bahsedilen diğer takımlar da yine aynı tatil devresinden faydalanarak gelmiş olacaklardır. Yoksa hiç bir memleket spor teşkilâtı lik maçlarını en hararetli bir devresinde bıçakla kesmiş gibi inkıtaa uğratarak kulüplerinden birinin ne harice gitmesine ve ne de bir kaç kulübün kombinezonu de dışarıdan takım getirtilmesine müsaade eder.
Yalnız milli maçlar bundan hariç tutulur. Çünkü bu maçlar nihayet bir iki kulübün menfaati ile ilgili değil fakat bütün memleket spor faaliyetiyle, alâkadar önemli hâdiselerdir. Her spor kolunun en yüksek teknik mercii olan federasyonlar bunlar için münasip bir zaman tesbit ederler. Anlaşma iki tarafın rıza ve muvafakatiyle olacağı için tarih tesbitlerinın tabiatlyle behemehal yalnız bir tarafın arzu vc temayülüne göre olamıvacağı şüphesizdir. Onun için lik maçlarının devam ettiği sıralara rastlaması ihtimali olsa dahi müsamaha ile karşılanır. Bu ayrı bir meseledir. Biz burada yalnız bazı kulüplerin şahsi teşebbüsleriyle giriştikleri angajmanlardan bahsetmek istiyoruz. Ve tamamiyle İstanbııla inhisar eden bu vaziyete de artık bir hal çaresi bulmak zamanı gelmiş olduğuna kani bulunuyoruz. Sonra burada bir de geride kalan kulüpler için haksızlık yapılmakta olduğuna işaret etmek isteriz. Birinci kümeye dahil kulüplerden bir kaçı bir araya gelerek ecnebi takım davet ediyorlar. Bunlar müsabakalar yapmak suretiyle antrenmanlarına devam eder ve formlarını muhafaza ederken, İm kombinezonun dışında tutulan takımlar da uzıın müddet muattal kalmaları neticesi formlarından düşüyor ve lik maçlarındaki derecelerini kaybediyorlar Bence bu nokta da gözöniinden uzak tutulmamalıdır.
Büyük başın derdi rimizin masraflarının masraflarını çıkarmak
mecburiyetinde kaldıkları da inkâr kabul etmeyen bir hakikattir. Hiç şüphe yok ki, kulüplerimizin gayretiyle girişilen bu teşebbüsleri takdirle karşılar ve memleket sporunun bundan fayda gördüğüne de kani bulunduğumuza işaret etmek isteriz. Ancak bıı temasların muhakkak bir intizama, sıraya konması, zapturapt altına alınması lâzım geldiğine inanıyor ve bunun için dc gerekil tedbirlerin alınmasını ilgililerden bekliyoruz.
büyük olduğu gibi büyük kulüple-da çok olduğu malûmdur. Ve bu için ecnebi takım davet etmek
Siyah-Beyazlılar, rakiplerine nazaran daha güzel ve teknik bir oyun çıkardılar
Beşiktaşlı Şevket Admiraya attığı ikinci golü bu şekilde yaptı
Şehrimizde misafir bulunan Admira Takımı dün ikinci karşılaşmasını İnönü Stadında hakem Reşat Nayır’in idaresi altında Beşlktaşa karşı yapmıştır. Siyah-Beyazlılar şu tertipte bir kadro ile sahada yer aldılar:
Mehmet — Kemal, Vedİi — Çaçi, Ali İhsan, Nıisret —
Süleyman, Recep, Kâmil Şevket, Cihat.
Admiralılar da hemen hemen bir gün evvelki kadroyannı mu hafaza ediyorlardı. İlk vurıışı Admiralılar yaptı, oyuna ağır başlayan Admiralılann karşısında Beşiktaşlılar hemen hücuma geçerek sağdan soldan Admira kalesini sıkıştıırmaya başladılar. Fakat bu akınlar tehFkeli olmuyordu. Oyun bh müddet bu şekilde devam ettikten sonra Avusturyalılann ortadan yaptıkları bir akından sonra muhacimleri çalımla mü-
Yazan : Sadi KAKSAN
suretle de ber-
Admira
dafilerl geçerek kaleye girmek üzere iken çelme ile karışık bir şekilde düşürüldü. Bu yüzde yüz gol tehlikesi taraf edilmiş oldu.
On beşinci dakikada
merkez muhaciminin iki müdafi arasından sıyrılarak kafeye yakın mesafeden çektiği çok kuvvetli bir şutu Mehmet fevkalâde denilebilecek bir soğukkanlılıkla ve meharetle kurtardı. Admira müdafaasının sıkışık vaziyetlerde şaşırması ve birbirine girmesinden Beşiktaş muhacimleri faydalanamıyorlar. Bozuk oynayan Cihadın yerine yirmi beşinci dakikada Faruk girdi. Oyun ağır bir tempo ile ve hızını elân alamamış bir şekilde devam ediyor. Yirmi ü-çüncü dakikada top bir müddet Admira kalesinin Önünde Beşiktaşlıların ayağında dolaştıktan sonra Şevkete geldi. Şevketin de kale ağzından çektiği ve herkesin gol olacağını sandığı şutu Admira kalecisi tıpkı biraz evvel Mehmedin yaptığı gibi hayret edilecek bir meharetle çelmeye muvaffak ol du. 35 İnci dakikada Admira kalesinin önü yine sıkıştı. Bu sırada Kâmil kaptığı topu isabetli bir vuruşla ağlara taktı. Topun ortaya konmasiyle derhal hücuma geçen AvusturyalIlar az kaldı beraberliği ediyorlardı. Mehmet
muhaciminin ayaklarına kapanarak bu büyük tehlikeyi bertaraf etti. 44 üncü dakikada Şevketin çektiği sıkı bir şut direğe çarptı. Ve devre böyleco 1-0 Beşiktaşın lehine bitti. Bu devrede her iki taraf da tatmin edici bir oyun gösteremedi.

İR
temin merkez
Galatasaray, Ordu Takımı ile 2-2 berabere kaldı
San-Kırmızılılar, son dakikada yedikleri bir golle berabere duruma düştüler
Ordu Takımı önümüzdeki hafta yapacağı maça hazırlık olmak üzere dün dc Galatasaray-la karşılaşmıştır. Mustafa Gü-ventürkün hakemliği altında yapılan bu maça takım şu kadro, ile çıkmıştır: Remzi — Rıdvan, Mehmet — Mustafa, Necdet. Eşref — Erol, Refik. Vasıf. Fahreddin. Salim.
Galatasaray Takımı da şu şekilde tertip edilmişti;
Turgay Naci, Necini — Musa Muzaffer, Özcan — Muhtar.
Hikmet, Reha. Recep, Rober
Ordu Karma Takımı bir gün evVel Vefaya karşı açık farkla kazandığı galibiyetin verdiği emniyetle birinci devrede temiz, enerjik birbıriyle iyi anlaşmış bir oyun çıkarmıştır. Galatasaray Takımı da işi sıkı tutarak aynı şekilde mukabele ettiği için oyun seri ve seyri zevkli safhalar arzetmiştir. Devrenin on beşinci dakikasında Reha kale önünde kaptığı topu sağ açığa verecekmiş gibi yaparak m Uda fileri aldatmış ve çektiği kuvvetli bir şutla sağ köşeden topu ağlara takmıştır. Bundan sonra Ordu Takımı beraberliği temin etmek için daha büyük bir gayretle oynayarak Galata-sarayı bir hayli sıkıştırmış ise de, müdafaada yalçın bir kaya gibi her akını kesen Muzaffer ve Naci gol fırsatı vermemişlerdir. Birinci devre Ordu Takımının daha hâkim ve mütecanis
bir hat üzerinde kale önünde de etmeleri teşkil dakikada Admb
ikinci devrenin başlamasa 06 Admiralılann hücuma geçerek beraberliği temin etmek gayretiyle oynadıkları görülüyordu. Admiralılann başlıca kusurlarını muhacimleri oynama lan ve gevşek hareket ediyor. 13 üncü
raldann çektikleri bir şutu direk kurtardı. Oyunun temposu yavaş yavaş hızlanıyor. Admi-ralılar bir gol peşinde. Beşiktaşlılar da gol yememek ve hattâ gol adedini arttırmak azminde. Buna rağmen teknik, güzel bir oyun seyredemiyoruz. Müsabaka daha ziyade didişme-li ve çekişmeli oluyor.
Beşiktaşlılar daha ağır basıyorlar Fakat sıkışık oynayan Admira müdafaasından geçecek yer bulamıyor ve oyunu da ona göre açamıyorlar. 30 uncu dakikada Admira kalesinin önü yine karıştı. Kaleci yere düştü. Kale boş kaldığı halde birbiri Üstüne iki deaf kaleye yöneltilen topu kaleci yerlerde sürünerek kurtardı. AvusturyalIların gol çıkaramamaktan mütevellit asabileştikleri görülüyor. Fa-vullü oynamaya başladılar, oyunun sonlarına doğru Beşiktaşın hâkimiyeti büsbütün arttı. Hemen hemen top devamlı olarak Admira kalesi önünde dolaşıyor. Maçın bu netice île sona ereceği zannedildiği bir sırada ve en son dakikada Şevket kaptığı topla önündeki müdafllerl çalımla geçerek plâse bir vuruşla Beşiktaşın ikinci golünü de yaptu Bu suretle maç 2-0 Beşiktaşlıların galibiyetiyle eo* na ermiştir.
oyuniyle geçmiş olduğu haTde 1-0 GaJatasarayın lehine bit* miştir.
İkinci devreye Refiğln yerine Sabiri alarak sahaya çıkan Ordu Takımı, büyük bir sürat ve enerji ile oyuna başlamış, Galatasaray da hasmının bu temposuna uyduğu için oyun çok zevkli ve heyecanlı olmuştur. Ordu Takımı bir kaç defa gol pozisyonuna girdiği halde bir netice alamamış, yirmi beşinci dakikada Robanın verdiği güzel bir pası iyi kullanan Recep Ga-latasaıayın ikinci golünü çıkarmıştır. 3 dakika sonra da Tur. gayın lüzumsuz yere kaleyi boş bırakmasından istifade eden Sa-hir Ordu Takımına bir sayı kazandırmıştır. Vaziyet 2-1 olunca oyun büsbütün hızlanmış ve fevkalâde zevkli cereyan etmiştir.
Denilebilir ki. şampiyona maçlarında bile bu kadar heyecanlı bir maç az görülmüştür. Oyunun sonlarına doğru Ordu Takımı taınanıiyie hâkimiyeti ele almış ve nihayet bu hâkimiyetinin neticesi olarak 42 nci dakikada Erolun taç çizgisinden yaptığı falsolu bir vuruşla beraberliği elde etmiştir. Bu maç da bu suretle 2-2 berabere sona ermiştir. Ordu Takımının dünkü başarılı oyununu dükten sonra yapacağı da kendisinden Ümit var muzu burada belirtmek
da gör-maçlar* olduğu-isteriz.

Comments (0)