26 Aralık 1950 — Salı

} eni İstanbul'un
KIPOM
TAHSİL KUPONU
Tesis eden: Flablb Edlb - TÖREHAN
Yıl 2 — Say; 392 — 10 kuruş
1.000 Saat 1.000
JLOOO Saat 1.000
1.000 Saat LOOO
1,000 Saat LOOO
Saat 1.000 Saat İzOOO 26
Saat 1.000
Saat 1.000
Saat 1.000
Saat Suat Saat Saat Saat Saat Saat Saat
Posta Kutusu : 447 - İstanbul. Telgraf Adresi : Hotlo. ısrarTnnı
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6 . 8. Telefon : 44756 . 44757 Santral
politikamız
$
Kore birliğimizden bir kısmı istirahat halinde
BÜTÇEMİZ yapıldı. Gene, büyük bir açığımız var. Suç, iktidar partisinin midir? Hayır. îş basma hangi parti geçerse geçsin. bugünkü imkânlarımıza göre bütçemiz başka türlü olmayacaktır. Bütün dünya denk bir bütçe İçin güreşiyor. Biz bunu kendimizi avundurmak için söylemiyoruz. Yalnız, bizim gibi, denk bir bütçe yaratmak fikriyle didinen milletler başka yollardan gidiyorlar, biz do başka yollardan. Niçin onlar gibi hareket etmiyoruz? İşlerimiz tıkırında gitmedi mi. gözlerimizi başka ülkelerde yapılanlara çevirir ve üzülürüz. Haklıyız. Başkalarının yaptıklarını bizim de mutlaka becermemiz lâzımdır.

BÜTÇE KOMİSYONUNDA MALİYE BAKANININ İZAHATI “Gelir Vergisinin memurlara da teşmili için çalışılacaktır,,
Bakan, bu hususta imkânlar arandığını ve
bunların
Türkler, hiç şüphesiz, kahraman oldukları kadar anlayışlı, çalışkan ve uyanık insanlardır. Tuttuklarını koparır ve İstediklerini yaparlar. Devlet teşkilâtının ne olduğunu eskiden beri çok İyi anlamışlar ve dünyanın ilk hür ve lâik devletlerini kurmuşlardır. Zaten Türkün tanıdığı devlet tipi yalnız lâik devlet tipidir. Hattâ sonradan t heokr atlaman Osnmnlı Devleti bile lâik bir devlet olarak kurulmuştu. Yaratıcı kabiliyetlerimiz, meziyetlerimiz olduğu halde neden bir türlü belimizi doğrultamıyoruz? Bunun sebeplerini cemiyetimizin gelişme şekillerinde aramak zorundayım
Osmanîı Devletinin, savunma teşkilâtı bakımından, kendine göre bir ııcbcyliği, daha doğrusu, amırboyu ekonomisi vardı. Bozgunlar, ilkönce bu ekonomiyi paramparça etmiş ve savaşgüdiimü kudretimizi ehemmiyetli surette düşürmüştür. Doğu Roma İmparatorluğunun çöküşü de aynı şekilde tamamlanmıştır. Bu ekonomi .yanında theokratlaşan devletin, kendine göre, fakat sosyal yapımıza aykırı ayn bir ekonomik hayat? vardır. Sınırboyu e-kononusinin sarsılmasiyle OsmanlI Devleti, geniş ölçüde bir memur devleti haline gelmeye başlamış ve bu durum theokrat ekonomi İle ayrılmaz bir bütün olmuştur. Cumhuriyet Devleti kurulduğu zaman bu miranı olduğu gibi kabul etmek zorunda kalmıştır. Osmanlı Devletinin en başta gelen iç politika davası maaş dâvası İdi. Meşrutiyet zamanında da aynı dâva gene en başta gelmektedir. Yabancı devletlerden aldığımız ödünç paralarla. ilkönce, aylıkları lam zamanında ödemiştik. Cumhuriyet çağında da milli gelirimizin İlk çevrildiği nokta gene memur aylığıdır. Gelirimize göre memurla^ rımızın sayısı belki çok fazladır. Her yerde teşkilât hesapları gelire göre yapılır. Böyle bir hesap yapılmadı mı, hem gelir yanlış kullanılmış olur, hem de bütçe bir türlü düzelemez. Bütçenin düzelememesl İse bütün yurt e-knnnmisinl şüpheli bir duruma düşürebilir, ineğinize ne kadar İJH bakarsanız o kadar bol süt ve tereyağı alabilirsiniz. Milli e-konomiler de yemiş verebilmek İçin iyi bir bakım ister.
Biz, milli ekonomimizi, şimdiye değin, memur devleti ekn-nomisl bakımından düşünmekle hataların en büyüğünü İşledik. Devletçilik bıı anlayışın en dikenli armağanıdır. İş hacmimiz büzüldükçe büzülmüştür. İş hacminin büzülmesi İse devlet kapısına hücumdan, memur ekonomisinin daha çok kökleşmesinden başka bir şey değildir. Köylerin boşalarak şehirlere barınması İktisatça ne İse, arkalarını yurt istihsaline çevirerek aydınlarımızın devlet kapısına koşmaları da odur. Suç. kendilerinin midir? Hayır. Suç. doğrudan doğruya iş hacminin darıılrııasın-da(lır. Memur ekonomisinin büt-çedekl rolıınii bu \ ıl > ıırurliığ»* geçi'iı gelir vergisinden de anlayabiliriz. Kabul edilir, edilmez, o başka bir şey. ama. memurları gelir vergisinin dışında bırakmakla bütçemizi denkleştirmeyi düşünüyoruz. Memur geliri, bütçe ekonomisi bakımından, zaten geri sayılamaz. Bütçe, tam ına-nssîyle, ekonomik gelirlere dayanabilir. Biz de o gelirleri arıyor ve lııılanııyoruz. Demek o-luyor ki; bütün ekonomik teşkilâtımızı değiştirmedikçe bütçemizi besleyecek kaynaklara kavuşmuş olamayacağız. Avrupa ı-le aramızdaki büyük ayrılık da buradadır işte.
Devrimizin ekonomik teşkilâ t’ yepyeni bir hayal anlayış ve görüşünden kuvvet almudıkça kendiliğinden işleyemez. Bütün dâva, bu hayatı yaratmakta ve benimsemektedir. Yeni ekonomi için yepyeni bir insan tipi lazım'-dır. Görünen köye kılavuz lâzım değildir; dün. bütün kelllfelll bilgisiyle bu insanı yetiş tire metli. Onun için gözlerimiz son bir limitle Türk Devrimine çevrilmiştir. İş ha( inini de devrimin TÜr-kıı genişletecektir. Tlirk ekonomisini de. TÜrkten beklediğimiz büyük hamle de bııdur,
M. NERMİ
Bütçe Komisyon müzakerelerinin gizli veya açıklığı münakaşa edildi
Yaralılarımız perşembe günü SÜveyşte bekleniyor
Kahramanlarımız, Süveyşten yurdumuza hasta nakil uçaklariyle getirilecekler
Kızıllar, Seul’ün 24
mil yakınına geldi
Ar.kara, 25 (T.H A.) —. Kunnri meydan nn ıh cebenin-
de kahramanlık destanları yaratan yaralı gazilerimizi getiren vapur perşembe günü SÜveyşte olacaktır. Kahramanlarımızı orada hiç bekletmeden yurdumuza nakil için gereken bütün tedbirler Milli Savunma Bakanlığı ve ilgili bakanlarca alınmış bulunmaktadır.
Emin bir kaynaktan öğrendiğimize göre Eskişehir Hava Has-tahaheslne mensup bir ksımı doktor ve hemşireden müteşekkil bir sağlık heyeti önümüzdeki günlerde Süveyşe hareket edecektir Kahramanlarımız Süveyşteıı memleketimize hasta nakil U-çaklarımızla getirileceklerdir.
8 inci Ordu
Komutanı
Tokyo’da
Orgeneral Ridgıvay, 8 inci orduya iltihak etmekten •ievinç duyduğunu söylüyor
Tokyo 25 lAP) — iki gün evvel Korede, cephe yakınlarında vukua gelen bir otomobil kazasında ölen General VVolton Wab ker'in yerine 8 inci Amerikan Ordusu Komutanlığına tâyin edilen Orgeneral Matthew B Ridgway bugün uçakla Ameri-kadan Tokyaya varmıştır. General alanda gazetecilerle yaptığı konuşmada. 30 yıllık askerlik hayatı müddetime kendisine örnek İttihaz ettiği General Mac Art hur ve 8 inci Ordu gibi bir savaş birliğine iltihak etmekten duyduğu sevinç ve gururu belirtmiştir.
Batı ve Doğu Almanyanın birleştirilmesi, Rus plânı imiş
Rııslar bu şekilde Batı Almanya nın Avrupa sat tınmasına katılmasını önlemek istiyorlarmış
Frankfurt 25 (YİRS) — Müt-fik askeri makamları yakın çevrelerde Almanyanın birleştirilmesi hususlarını görüşmek Üzere Batı Almanyayı müzakerelere davet eden Doğu Alınan teklifi Rus plânlarından biri alarak addedilmektedir? Bu çevrelerin kanaatine göre, Ruslar, bu şekilde Batı A İm a riyanın Avrupa müdafaasına katılmasını önlemeye çalışmaktadırlar.
Diğer taraftan emin kaynaklardan öğrenildiğine göre, Batı Almanya Başbakanı Adenauer. Doğu Almanya ile müzakerelere girişmeye taraftar olduğunu ihsas etmiştir.
Kore Birliğimiz İçin •hfr teklif
Ankara, 25 (T H A.) —Bugün toplanan Ankara lokanta. Otel ve Eğlence Yerleri Sendikası Yönetim Kurulu, yılbaşında tatbik edilen özel tarifeye yüzde 8 zam yapılarak elde edilecek hasılâtın Kore şehitlerimizin ailelerine tahsisi için Başbakanlığa müracaata karar vermiştir.
Tokyo 25 (YİRS) • Kuzeydoğu Kore cephesindeki 105.00ü müttefik askerinden son 9.000 i de dün tahliye edilerek Pusan bölgesinde karaya çıkarılmıştır Hungnam Önünde toplanmış olan müttefik donanması ve topçusunun şiddetli ateşi karşısında kızıl hücumları hafiflemiş ve müttefik birlikleri de hafif zayiat vererek bu kesimden tamamen ayrılmışlardır. Tahliye hareketi 13 gün sürmüş, bu müddet içinde 193 gemi tahliye işine iştirak etmiştir Ayrıca 9.000 mülteci nakledilmiştir Komünist hatlarını günlerce döven harp gemileri arasında 7 uçak gemisi, Mlsaouri zırhlısı, 2 ağır kro-vazör, 8 muhrip ve 3 de roket gemisi bulunmaktaydı.
Kuzeybatı Kore cephesinin merkez kesiminde Güney Kore kuvvetleri bugün karşı taarruza geçerek dün kaybettikleri yerleri geri almışlardır. Bu arada cep-
Birleşmiş Milletlerdeki Komünist Cin delegesi General Wıı Tslıı -(İman, memleketine döndüğü sıra(la, foto muhabirleri Önünde nc-şcll bir poz vermiştir
henin sağ kanadında hücum eden kızıl kuvvetler Seule 24 mil mesafeye kadar ilerlemişlerdir. Henüz teyid edilmeyen bir habere göre, Komünist ileri kuvvetleri 38 İnci arz dairesinin 14 mil güneyine kadar inmişlerdir. Diğer tanı H an Pyongyn ng’dakl Kuzey Kore Radyosunun bu geceki e-misyonunda Güney Korçnin başlıca büyük şehirlerinden biri o-lan Kaensong’un işgal edildiği bildirilmiştir.
* îndependence, 25 (YtRS) — Kuzeydoğu Küredeki Müttefik askerlerinin salimen kurtulduklarını öğrenen Başkan Trıınmn. bugün yanındakilere: "Bundan iyi Noel hediyesi nJnmnzdım,, demiştir. Başkan, General Mac Arthur’e, 10 uncu Ordu Kuman-dam General Almond'a ve Amiral Turncı ’e teşekkür telgrafı Çek mlşUr.
Bütçe Komisyonunun dünkü müzakereleri sırasında Maliye Bakanının, komisyon çalışmalarının basına intikalini şiddetle tenkid etmesi üzerine usul bakımından hararetli münakaşalar olmuş ve komisyondaki müzakerelerin matbuata İntikal etmesi veya etmemesi üzerinde tartışmalar yapılmıştır.
Bir kısım milletvekilleri ve bu meyanda Şefik Bahay bu müzakerelerin mahrem olduğunu, matbuata aksetmemesi gerektiğini ileri sürmüş, Kemal Türkoğlu, Cemal Reşit Eyüboğ-ln ve Fehmi Çelikbaş ise aksı tezi müdafaa etmişlerdir.
Bundan sonra Maliye Bakanı izahatına devam etmiş ve hayvan vergisinin kaldırılmam ü-zerinde ve milli gelir mevzuunda konuşup vasıtasız vergilerin ziraî zümrelere % 5.4, ticari zümrelere % 3, hizmet erbabına ise % 20 vergi yükü isabet ettiğini açıkladıktan sonra, güdümlü ekonomiye Hükümetin muhalif bulunduğunu, hususî teşebbüsü kuvvetlendirmek kara-TJttd* oidufhınu hoHrtmTUlr
Bundan sonra Gelir VerprİBİne temas eden Maliye Bakanı, Ankara Ajansının bildirdiğine göre şu beyanatta bulunmuştur.
MBu vergriyl bidayette bu seneye münhasır olmak üzere, memurlara tatbik etmemeyi düşündük ise do. bunun memur zümresi ile diğer mükellef zümre arasında husule getireceği Ahenksizliği gözönünde tutarak, verginin memur ve İşçilere de tatbiki imkânlarını araştırmaya başlamış bulunuyoruz. Bütçe zarureti İle vergi adâletı karşı karşıyadır. Biz. vergide adaletsizliğe gitmemek için Gelir Vergisinin memurlara da tatbiki hususunda imkânlar aramaktayız. Ve bu imkânı da bulacağımızı umuyoruz.*
Bütçe Komisyonu müzakerelerinin diğer kısmına alt tafsilâtı üçüncü sayfamızda bulacaksınız.
Korede Çin nüfuzu
Brüksel Konferansının lıifaınmdu üç büyüle dışişleri bakanı, birbirlerinin eilııi dostça sıkıyorlar. Soldan sağa «ıra İle: Aeheson (Amerika), Ernest Bcvin (İngiltere) ve Bobcrt Schunıan (Fransa)
Dean
Rusların niifıızunıı tehlike??
gören Çinliler kontrolü ellerine aldılar
New-York, 25 A. A. (Reuterı — Çinde yetiştirilen komünistler. Kore Komünist idaresindeki kumanda merkezlerinden uzaklaştırılıp Sovyetler Birliğinde yetiştirilen kimseler tarafından Istth-lâf edildiklerini anlayınca Çinli ler Kuzey Koreye girmişlerdir.
Bu vaziyet bugün tersine dönmüştür General Lin Plao gibi liderler tarafından idare edilen Çinliler Korede hâkim vaziyete geçince, Korede Başbakan Kini 11 Sung gibi Rus taraftan komünistlerin isimleri artık pek i-şUlImcmoktedlr.
Birleşmiş Milletler Komisyonu müşahedelerine dayanan bu o-Iaylar Moskovndan alınan haberlere intibak etmektedir. Moj-kovadan abnaıı bu haberlere göre resmi makamlar. Korede bu liman Çin kıtalarım "gönüllü,, olarak tavsif etmekten artık vazgeçmişlerdir.
Bazı müşahitlerin bildirdiğine göre. Ruslar, Çinlilerin kendileri Üzerinde sade Kore harbi hususunda değil, Korenin gelecekteki komünist rejimi hususunda da kontrolü ele aldıklarını kabul etmektedirler.
Yeniden teşkil olunan Kuz**y Kore kıtaları ile beraber bulunan Rus müşavirler mevsim bahis e-dilmemcktedir.
Hindiçinî, Komünist istilâsından korkuyor
Çin hududuna yakın bölgelerde halk süratle silâhlanıyor
Saygon, 25 (YİRS) — Kore harekâtının kızıllar lehine gelişmesi üzerine, Hindiçininin de Komünist Çinliler tarafından işgal edileceğine dair endişeler gittikçe artmıştır. Bu arada Çin hududuna yakın bölgelerde halk, silahlanmaya süratle devam etmektedir. Fransız resmi makamları 21 ile 35 yaş arasındaki bütün Fransızlan talim ve terbiye görmeye davet etmişlerdir.
Hindiçinî kumandanlığına tâ-d ,
yin edilen General Tassfgny’nin askeri harekâtın cereyan ettiği Tonkin bölgesini müdâfaa edip etmemeye yakında karar vereceği tahmin edilmektedir. Ma-amaflh Fransızların bıı havaliyi kızıllara torketmeleri, dünyanın en zengin pirinç bölgelerinden birini komünistlere teslim etmo-len demek olacaktır. Fakat müdafaaya kalkışmalarının daha pahalıya malolacağı bildirilmektedir.
Saygon. 25 (YİRS) — Hindi-çinideki Fransız askeri sözcüsünün bugün bildirdiğine göre, Tonkin kesiminde askerî harekât gayet durgun geçmiştir. Komünist Vietmmlilerin yaptıkları bazı mevzii hücumlar püskürtül-müştür. Diğer taraftan Güneydoğu Koşinçinde bugün Fransız kuvvetleri asker! harekât esna-
* M '■
sında 200 Victmlnli asker öldürmüşlerdir.
New-Yorkta Kan Verme Günü
Başta Birleşmiş Milletlerdeki delegemiz Selim Sarper ve eşi gelmek üzere; Amorik^daki Türk diplomatik heyetinin ve Türk dosta bir çok Amerikalt-lahn. Korede yaralananı Mehmetçikler için. Kızılhaç Teşkilâtına bir miktar kan verdiklerin! bildirmiştik. Resmimizde, Bayan Sarper, kolundan kan alındığı bir sırada görülmektedir. Yanında Selim Sarper. solda "Amerikan - Türk Cemiyeti,, Başkan Vekili Dr. E. Jackh ile Amerikan Kızılhaç Teşkilâtının New-York Dairesi Başkanı Colby M. Chester. Bayan Sarpcrin arkasında da, Korede savaşan Türk askerlerine ait bir tablo görülmektedir. Diğer resim ve havadisi 3 üncü sayfamızda bulacaksınız.
1.600
Saat
50 okuyucumuza hediye edilecek Zenith saatlerini 3 üncüde görünüz.
Elcelilde İsrail tahşidatı
Adana 25 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Mevsuk kaynaklardan verilen haberlere göre İsrail kuvvetleri Elcelil bölgesinde tahsidat yapmaya başlamışlardır. Mısır Milli Savanıma Bakanı gazetecilere yaptığı heyanatta: “Bundan korkacak değiliz,, demiştir.
Nehru’nun Türk çocuklanna hediye ettiği fil geldi
Hindistan Başbakanı Paııdit Nclıru tararından Türk çocuklarına gönderilen "Mohlııl., ndlı yavru fil. dün şehrimize gelmiştir. Bu münasebetle bugün saat II te Oolınabahçe rıhtımında bir tören yapılacaktır. Yukarıdaki resimde “Muhini” kafesi İçerisinde görülmektedir. Bu husustaki haberimiz ikinci sahUcnüzdedlr
Mukayeseli parlâmento hukuk ve teamülünde
Y E N I İSTANBUL»
26 Aralık 1950

4

îâ bir vatandaşa eksik fcknüdl. yo bağlanması halinde olduğu gibi. Bu gibi yarışmalar ylir.ılo doksan halde, meselenin Imlllno kâfi gelir. Bıırııın dışında muayyen bir mesele parlâmentoya getirilmek İsten llğj takdirde, mebus, sıudUıi gayet kısa ve sarih
Yazan : Dr. Mukbll II. ÖZYÖRÜK
ne dere-usfil
ŞtMDÎKt tngDîz IçîşIGtI Bakanı Chuter Ede İle 1931 de yaptığı bir müuakuşııda, tamu-nıış İngiliz devlet adamlarından Sir AıMçn Chamberlain şöyle demiş: “Bir işin görülmesini te rıyorsam, nftzıra mektupla müracaat ederim. Fakat niyetini gürültü koparmaksa, o zammı soru önergesi vericim.,»
Slr Austeıı'ln bu sözleri, ynxdı veya sözlü soruların, nıbıı-şcdckl mahiyetlerinden
ce uznlclaşbnlablllr birer olduğunu alaylı bir dille İfade etmektedir. Filhakika, akabinde reye nıüoıcaat edilmediğine göre, bizatihi som, parlâmentoların İcra uzvu üzerinde müessir bir murakabe vasıtası olmak mahiyetinden epey uzaklaşmıştır. Oe* rek müessesonln beşiği olan İn* gîlterede, gerekse Fransada vo bizde, soru, daha z iyade bir (bilgî isteme) yoludur. Fransadn, sözlü somlarda, her iki taraf da l»e-şer dakikadan fazla konuşamaz, başkalarının söz hakkı yoktur ve neticede oya başvurulmaz. Binaenaleyh sorular, bir İtimat veya adonıi-İtimat zemini teşkil etmezler.
Mnamafilı hu sözlerle, sonınun parlmanter kontroldeki müessirliğini tamamen kaybettiği İfade edilmek İstenmemektedir. Tatminkâr olmayan oevnphırııı tevalisi, bir bakan veya hükümet İçin güç durumlar yaratabilir.
Soruların, sözlü ve yazık olmak üzere İkiye ayrıldığı malûmdur. Sözlü soruda, bakanın parlâmento huzurundu cevap verişiyle, yazılı soruda bu cevabın zabıtlar meyanında neşredilerek herkesin kolayca mu t tali oluşu arasında tesir ve ehemmiyet bakımından hiçbir fark yoktur. Bununla beralıer, kısa bir tetkik bize göstermektedir kİ. parlâmento gündemlerinde, sözlü sorulara geliş hacmi nispetinde yer verilen ve taraflara müteaddit defalar ve uzun boyla konuşabilmek hakla tanınan memleketimizde, yazılı soru mllessesesl muattal denebilecek bir şekIIdo daralmış ve sözlü soruya olan temayül lüzumundan fazin genişlemiştir. Bu hal, anayasa tarihimizde, şüphesiz hlr İntikal devresi teşkil edecektir.
Büyük bir kısmı geçen devreden İntikal etmiş olmakla beraber, Meclte açıldığı günden beri pek çok sözlü soruya Meclis gündemlerinde yer vermek zarureti basıl olmuş ve müteselsil gündemlerdeki bu kabarıklık, parlâmentomuzun çok luymetu mesai saatlerinin muazzam bir faslını işgal etmiştir. Zamandan kazanmak durumunda bulunulduğuna göre. Meclis gündemlerinin en kabarık kısmının sorular yerine diğer radikal faaliyet programlarının müzakere saatler) tarafından İşgali, daha ziyade memnuniyet verici olmayacak mıdır? Maamnflb milli iradenin en snlAhîyStlI mümessili bulunan uzvun, kendi namına icra kuvvetini istimal eden teşekkül üzerindeki murııkaMslnln hacmini daraltması temenniye şftyan bir hal olmamakla beraber, soru müesseseslnln. blras evvel bnh-setfiğlnılz gibi, tamamen müessir bir kontrol yolü olmaktan ziyade bir istihbar usulü mahiye* tinde olduğu nazara alınırsa, bugün B. M. M. gündemlerini doldurarak diğer İşlere az yer bırakan ve İlgili bakanları evvelâ kendi dairelerinde, sonra da Meclis huzurunda İki taraflı işgal eden meselenin, dalın makûl bir esasa bağlanması İçin bazı tedbîrler düşünülebilir. Bu hususta İlk akla gelen, dünya anayasalarının kaynağı olan İngiliz esas teşkilât Imkukunda ve bll-hnsMa Avam Kamarasındaki tatbikatta soru müessesesinln nasû işlediğini araştırmaktır.
Sir AuMen’ln zikreKlğlmb sözlerinde İfade olunduğu gibi evvelâ. İrtgillz mebusları, huâusı mahiyetteki meseleleri bir soru mevzuu yapmadan, bunu ilgili bakana yazı ile bildirirler. Mese-
cevap, geçcee-mcbıis* muttali
Bakanların, sorula ra cevap verme tııısusuııda kati bir mükel. leflyotlerl yoktur. Fakat şüphesiz, davete İcabetleri tcftmllldon ve kendi siyasi İkballeri Icnhn-(ındandır. İfşası âmmenin zararını mudi» hususlarda cevap ve-rümeyeceği gibi, bakan, soru Rahibini şahsan görerek talınlııe çalışır ve hattâ bası sırlan tevdi edebilir.
Şimdi, açıkça görüldüğü ugerei biz-nıüessesesl ne şek-de muhtevası İtlim*
Şehir köşesi
Dibi şehrimizde sessiz Sa-oldu, sanat
sanat
uMohinû dün şehrimize geldi
olarak yorar. Asîolon, yazılı cevap almaktır. Sıınl ve kamaranın zabıtlarına ginden, meseleye blhüıı lor ve oflülrı umumiye
olur, maksat tahakkuk eder.
Soruya, sözlü cevap istenildiği takdirde, mebus, soru kağıdının baş tarafına l»Lr yıldız İşareti koyar. Kamara rehinin (Spenlcer) bürosuna tevdi edilen önerge, nıı kısa İki gün sonraki gündenın geçirilir ve İlgili bakan haberdar edilir.
Haftanın İlk dört günü, celse açıldıktan İtibaren 45 dakika, sorulara tahsis edilmiştir. Lüzumunda hu müddet bir saate çıkarılabilir. Bu suretle haftada dört saatin dışında, Kamara sorularla meşgul olmaz.
Soru gönlerinde, gündemde (10, 80 hattâ 100 soru bulunması vakittir Spcnkor, sırayla soru sahiplerinin isimlerini okur. Bunlar kalkarak, sadece sorularının numarasını söylerler. Bakanın cevabı, umumiyetle sadece bir (evet) veya (hayır)dan İbarettir. Esasen kendilerine do bu sorıll* muşhır. Aynı şekil, B. M. M.nde bir defa da Adııan Adıvar, Bnn-guoğlıına karşı tatbik etmiştir. Bakan, her tafsil konuştuğu raman duhf, cevabı dört boş cümleyi geçmez. Bunu müteakip sorti sahibinin, bir başka mcbıısun veya bizzat Kamara reisinin, a-yak üzeri bir veya İki lustı sual sormak hakkı vardır. Bakan, I-cnbındn bu suallere hazırlanmak için do mühlet isteyebilir.
Bir bakan söz aldığı zaınnn. kendisine sorulan bütün sualleri cevaplandırır. 45 inci soruya gelindiği zaman başbakan, varsa kendisine sorulanlara cevap verir. Soru saati içinde cevaplnn* dtrılnınııyan sorulara, bilâhare yazılı cevap verilir. Manmaflh, gündemin tanziminden de anlaşılacağı veçhile, bu âzami bir saatlik müddet içinde ve ekserisine (evet) veya (hayır) demek suretiyle yüze yakın soru cevaplandırılmış olur. Bakanın cevabı sadece bazı cetvel ve Mat ittiklerden İbaretse/ bu takdirde bunlar bittabi okunmaz, zapta İliştirilir.
Fransız parlâmentosunda Lse hor ay ancak bir colso tamamen sözlü sorulara tahsis edilebilir. Bundan başka, cuma günlerindeki celselerin bitarafına (İn sadece 10 sözlü soru konulur.
Sorunun ne gibi bir mahiyet taşıması, nelere temim edebiloce-£1, İngiliz parlâmento tcârniliünde şu şekilde belirtilmiştir:.
Soru, evvelâ, kendisine tevcih edildiği bakanın, parlâmentoya karşı mesuliyetini mucip bir meseleye taallûk etmelidir. Soru, ya molûmat istemek veya muayyen bir meselede bakanı harekete geçirmek için sorulur. Müşahhas ve muayyen olmayan bir hususta, bakanın ne düşündüğü sorulamadığı gibi, alclumıırn noktal nazar, soru mevzuu olamaz. Karara bağlanmamış bir dfıva, bir tahkik komitesi elinde* ki İş. eşhasın hususî hayatı soru mevzuu değildir. Soru sahibi, hükümdara, dost devletlere ve resmi vazife sahibi eşhasa ton-klcTkâr bir dille temastan kaçın, malıdır. Hafifmeşrep davranmamalı, reklâma sebebiyet vermekten imtina eylemelidir. Soru vazıh ohTiııh, lüzumsuz Isltn ve boyan ihtiva etmemelidir. Soru sabi!»), önergesinde zikrettiği hâdise ve vakıaların sd batinden şahsan mesuldür, fihzaya cevaz susta Kamara kemdir (i).
deki soru
II ve ne
rlyle gereği gibi tanzlnı edilme-mistir. Bu bıiMistukl hükümler gayet umıırııî mahiyetledir. 30 yıllık bir parlâmento hayatının, soru möcsscsesinde bir revizyonun lüzum ve ehemmiyetini ortaya koymamış olmasına (la pek hayret etmemelidir. Tek partili rejimlerde, parti dMpîlnl »om ınüesseseslni şüphe yok kİ, muattal bir hale koyar. Parlâmentonun hükümeti değil, hükümetin parlâmentoyu kontrol ettiği devirlerde, soru mücMsesesindekl ehemmiyet kendiliğinden ortadan kalkar. Halbuki şimdi vaziyet tamamen değişmiştir. Mecliste üç parti temsil edilmektedir. Hükümetten resmen malûmat! talebinde ve hükümet üzerinde soru müesNeMcsInden de faydalunaralı devamlı bir kontrol yürütmekte, bu partiler milletvekilleri keıull takdirleriyle hareket edebilmek İmkânına Rahiptirler. Bu vaziyet günün hükümetine tevcih edilen soruların sayışını çok arttırmış olduğu gibi, büyük hlr kısmı geçen devreden İntikal etmiş olmakla beraber, şeklen gene günün hükûmotiııo fakat adlında eski İktidara tevcih edilen sorular da muazzam bir yekûna varmaktadır. Bu hal. soru müesseseslnln bugünkü durum bittabi düşünülmeden vazedilmiş bulunan hükümlerinde, Meclis gündemlerini feroha kavuşturmak gayesiyle bir revizyon yapılmasını zaruri kılmış bulunmaktadır.
Bu revizyonda, soruların muhtevası hakkında vazedilerek yeni hükümlerin, İstenilen gayenin kısa zamanda talmkkukunu mümkün kılacağını zannetmiyoruz. Hükümlerin lâfzı ne olursa oîsıın, mâna ve şümullerini, takarrürü az voya çok fakat zamana muhtaç olan parlmanter teamül tesblt edecektir. Bizce n-hnması imkân dahilinde bulunan şu pratik tedbirler de, hnğüııkü sıkışıklığı izaleye tir:
1) mahiri a.vyen
dihnelldir.
2) Soru sahiplerinin, esasen vazıh olması İcap eden önergelerini izjıha ihtiyaçları yoktur. Bakanın cevabını müteakip ancak bir kaç dakika konuşııhıbl-leeeğl derpiş olunabileceği gibi, bakanların da konuşmaları kısa bir müddetle tahdit edilebilir.
Alınacak hu İki tedbirle, sözlü sorular efkârı umuınlyeyi kuvvetle İlgilendiren meselelere taallûk etmek zaruretinde kafaca* ğından, yazılı soru müessesesl de muattal bir halde kalmaktan çıkacak ve Meclis zabıtlarından muttali olunacak sual ve cevaplar da aynı gayenin tahakkukuna pekâlâ İmkân verecektir.
dama bir
Bt yodîunda hilcdk bir galrrM açıldı.
Memlekethnimdo ve
merkezi olan İatanbulda, (fü~ zcl sanatkarın mahsullerini teşhir ve satışa arz için ne bir sergi salonu ne da bir galeri vardır. Bundan on iki, on üç sene kadar mmol» Tak3lm Meydanı henüe bugünkü halini almamış iken, orada bir küçük dükkânda, yirmi sanatkâr birlenerek bir galeri açmışlardı ve eserlerini satmaya teşebbüs etmişlerdi, Burası Mr hayli meraklı celbetmiş, pek az da satış yapabilmişti^ Fakat Ta leşim Meydanı genişletildi, dükkân da, ümitlerle beraber yıkıldı, gitti.
Ondan sonra bir ufak deneme daha yayıldı, O da tutmadı. Bu sefer, yeni bir hamle ile bu küçük galeri açılıyor. Belki tutar diye olsa gerek, adını i(Mayaf, koymuşlar» Merhum Hocanın, ytföurt mayası gibi. Fakat daha şimdiden tutacağa b(m-zer, zira, dün akşam bu mü-tevajn galerinin açılma merasiminde şehrimizin bir çok sanatsever şahsiyetleri orada idiler ve teşebbüsü sadece sbtle teşvik etmekle kalmadılar.
Senelerdir Belediyenin dettiği fakat yapamadığı bir işin küçük9 bir parçasını bu galeri tahakkuk ettirebilirse ne mutlu
bIr İstanbullu
Bugün mat 14 te Dolnıabalıçe Rtlıfımımla bir tören yapdaenk Nehr'unun Türk çocuklarına hediye etliği "Möhlnl” adındaki yavru fil. dün İtalyan ban. ehrait "Rosallna" vapuru İle şehrimize getirilmiş ve öğleden sonra İnönü stadına nakledilmiştir.
Bugün öğleden sonra saat 14 dö • Dolmabahçede. Hindistan Büyükelçisi, vali ve çocukların İştirakiyle bir tören yapılacak ve "Mohlni” bir kafile halinde Sergi Sarayına götürülerek Sü-merbank pavlyontına yerleştirilecek tir. i
"Mohlnr nln yanında Mo-hammet Sultan adında bir de dadısı vardır.
"Mohinİ" göçmenler menfaatine pazar akşamına kadar halka küçük bir karşılık mukabilinde teşhir edilecek ve sonra I Ankaraya götürülecektir.
Kore delegemizin konuşması, “Amerikanın Sesi” Radyosunda yayınlanacak
Amerikanın Sesi Radyosu, buglfrı ve yarın saat 19,15 de Birleşmiş Milletler Kore Komisyonundaki Türk delegesi Dr. Kâmil Idil'in Seul’de plâğa altmış bir konuşmasını yayınhya-caktır.
28 aralıkta Birleşmiş Milletlerdeki Türk delegesi Kâmil Or'un konuşması yine 19.15 yayınlanacaktır.
de
V
epey yetecek-
cevaplnndırd-k?tüzhkte mu-
e-
Soruların htLMisunda gün ve saatler tesblt
fl) A O BOSSOM, Our House, 1948. p. 43 - O.H. Phillips, Conts., L»ws of Great Brltaln and... 1946. p. 114 — A. B. KElTH, Const., Law, 1946. p. 93 — C. İLBERT and C. CARR, Parlla-ment, 1948, p. 96.
M
Münakaşa ve te* yoktur. Her h lirete! yegâne ha-
Fârâbî’nin 1.000 inci olum yıldönümü
Büyük Türk filozof ve âlimi FArâbî’nin 1.000 inci ölüm yıldönümü münasebetiyle 29 aralık cuma günü saat 14 de Feri Fakültesi konferans salonunda bir anma töreni yapılacaktır.
A L r» E R T. C A M U S
YABANCI
Çeviren t
REŞAD NURİ GÜNTEKİN
Büro çok sıcaktı. Akşam üstü rıhtımda ağır ağır yürüyerek dönmekten çok hoşlandım Gökyüzü yeşildi. İçimde bir memnunluk hissediyordum. Bununla beraber doğruca evime gittim. Çü/ıkÜ kendime patateş haşlamak istiyordum.
Yukan çıkarken karanlık merdivende kapı komşum ihtiyar Salomano'ya rastladım. Köpeğiyle beraberdi. Sekiz seneden beri onu dalma köpeğiyle beraber görürüz. Köpekte bir deri hastulığı vardı. ‘‘Kızıl’’ diyorlar galiba. Bu hastalık onun bütün tüylerini dök. müş ve vücudunu parça parça lekeler ve siyah kabuklarla örtmüştür. Küçük bir odanın içinde beraber yaşayan ihtiyar Salomano, en nihayet köpeğine benzemiştlr. Yüzünde kırmızımsı kabuklar vardır. Tüyleri sarı ve seyrektir, Köpek de efendisinin burnunu uza t a. rak, boynunu gererek kambur kambur yürüyüşünü almıştır.
İkisi de aynı cinsten mahkûmlara benzerler ve böyle olmakla beraber birbirlerinden nef. ret ederler. Günde iki defa, saat on birde ve altıda^ Salamano köpeğini gezmeye götü-26
Ucuz fiyatla köylüye toprak dağıtımı
Terkos civarında 9 milyon metrekarelik tarlalar dün törenle 4 köye dağıtıldı
Vali köylülerin tapularını verirken
*.
Verem Haftam
münasibe tiyi*
Verem hastalığında Devletin ve ferdin mesuliyetleri nelerdir?
Avrupa Federasyonu Cem:yet>n;n Koreye çektği te'graf
Avrupa ve Dünya Federasyonu Fikrini Yayma Cemiyetinin dünya sulhu ve beşerî hÜr-ri, et yolundaki çalışmaları devam etmektedir. Bu meyanda geçen gün toplanan cemiyet 1-dare heyeti Korede aynı gayenin tahakkuku için çarpışan kahramahlârırrii2a &$ağıtiafti telgrafı çekmeye karar vermiştir;
“Barış dâvasında, insanlık te-sanüdü fikrini temsil eden Türk Dünya Federalistleri Cemiyeti bu uğurda savaşan kahramanlarımızı saygı İle selâmlar.“ Başkân
Nihat Reşat Belger
Bugün şehrimize Meksikamn fanınmış şahsiyetleri gelecek
Bugün saat 15.30 da Yeşilköy Hava Alanına hussul bir KLM uçağı ’iie MeksikalI milyoner Sinyor Jorges Pasquel ve arkadaşları gelmiş olacaklardır Sinyor Pasqucl, arkadaşları İle birlikte Yakındoğudaki bütün mühim şehirleri dolaştıktan aon-ra Kenyaya gidip ava çıkacaktır Uçakta, Meksika Cumhurbaşkanının oğlu Sinyor Blguel Ale-man Jr. ve Mekslkamn Londta Elçisi Sinyor O.Farrill de vardır. Misafirler lstanbulda iki gün kalacak ve buradan K&hİ-reye ve oradan da Kenya başkenti Nairobi'ce gideceklerdir.
Kore harbi dolayısiyle yılbaşı eğlencelerinin yapılmaması istendi
M.P. Şişli Bucağı. Başbakana telgraf çekerek, Kore harbi do-layiRİylo yılbaşı eğlencelerinin yapılmamasını istemişlerdir.
Terkos civarında 9 milyon metrekare genişliğindeki tarlaların sahipleri tarafından ucuz fiyatla köylüye satılmaları, hususunda Ziraat Bankasının yaptığı saat ye Vali kay'la Ziraat Bankam Umum Müdürü Mithat Bilge, Ziraat Bankası İstanbul Müdürü Naci Ortaç, Çatalca Kaymakamı ve Rami Nahiye Müdürü ve basın temsilcileri, dört kö». yün ahalisiyle mektepliler hazır bulunmuşlardır. Davul ve zurnalar çalarak sevinçlerini izhar eden köylülere Vali tarafından tapuları dağıtılmıştır. Prof. Gök ay, Türkün yurdu temsil e-den toprağa ve yuvasına olan bağlılığını tebarüz ettirdikten sonra sütü temiz, seciyesi yüksek köylülerimize yuvalarında saadet, tarlalarında feyzü bereket dileyerek Cumhuriyet Hükümeti ve Ziraat Bankasının bu güzel yardımını değerlendiriliş ve burasını ucuz bedelle vermek necabetinl gösteren arazi sahiplerini da takdir etmiştir. Ziraat Bankası Umum Müdürü de bugüne kadar Ziraat Bankasının üç milyon lira yardım ya-
yardımla bu tarlalar dün 15,30 da törenle dört kö-dağıtılmıştır. Dağıtmada ve Belediye Reisi Prof. Gö-Bankaaı
Mithat Bilge,
parak köylüye toprak verildiğini, bu yardımın piyasaya çıkarılan yüzde 7 faizli Devlet tahvillerinden yapıldığını, köylüden ancak yüzde 3 faiz alacaklarını belirtmiştir.
Köylüler adına da başöğretmen, törende bulunanlara ve bu yardıma İştirak edenlere köylülerin şükran duygularını tebarüz ettirmiştir.
Cemiyet Hayatı
îş Bankasının Taksim Şubesi açıldı
İş Bankasının Taksim Şubesi dün sabah saat 10.30 da törenle açılmıştır. Törende ilk olarak Bankanın Beyoğlu Şubesi Müdürü Nihat özdeş söz alarak Taksim Şubesinin halka yapacağı hizmetten bahsetmiş, müteakiben Beyoğlu Kaymakamı Ahmet Ak* bil, kendi adına İlk İıesalu açmış ve muvaffakiyet temenni etmiştir.
rür Sekiz seneden beri programlarını değiştirmemişlerdir. Onlan heıgün Liyon sokağı boyunca görmek mümkündür. Köpek, ihtiyar adamı, ayağını bir yere çarptırıncaya kadar sürükler. O vakit Salnmano, köpeğe dayak , atar ve hakaret eder. Köpek korkudan yere sürünmeye başlar ve ayak direr, O esnada köpeği çekip götürmek vazifesi ihtiyara geçmiştir. Biraz sonra köpek unutunca, efendisini tekrar sürüklemeye başlar ve yeniden dayak yiyip, hakaret görür. Kaldırım üzerinde durarak. köpek dehşetle, ihtiyar kinle, birbirlerine bakarlar. Her gün bu böyiedlr. Köpek İşeyeceği zaman İhtiyar ona zarnan vermez ve arkasına küçük küçük damlalardan bir serpinti bıraktırır. Köpek ezkaza odaya pislediği zaman da yine dayak yer. Yani bu hal. sekiz seneden ben böyle devam ediyor. Celeste her zaman : “Felâket bu doğrusu” der. Fakat esası aranırsa, bilinmez ki... Salanıano'ya merdivende rastladığım zaman yine köpeğine sövüp saymaktaydı, Ona : “Seni iğrenç hayvan, kokmuş hayvan” diyor ve köpek inildiyordu. Kendisine “Bonsuvar,, dedim, fakat İhtiyar hakaretlerine devam ediyordu. O vakit köpeğin ne yaptığım sordum. Bana cevap vermedi. Yalnız : “iğrenç hayvan, seni kokmuş hayvan” dernekte devam ediyordu. Onun, köpeğin Üzerine eğilmiş olduğu halde tasmasında bir şey düzeltmekte olduğunu farkeder gibi oldum ve daha kuvvetle söz söyledim. O vakit arkasını dönmeden zor zaptettiği bir öfke ile cevap verdi: “Başımdan defolup gidemiyor,, ve dört ayağını kasarak kendini sürükleten ve inildeyen köpeği çekip götürdü.
Taun o esnada ikinci kapı komşum giriyordu.
27
Mahallede onun kadınlardan aldığı para île geçindiğini söylerler. Fakat, kendisine ne iş gördüğü sorulduğu zaman ardiyeci olduğunu söyler. Umumiyetle onu hiç sevmezler. Fakat çok kere benimle konuşur ve kendisini dinlediğim İçin ara sıra bana uğrar. Söylediği şeyleri enteresan bulurum. Zaten onunla konuşmamam için hiçbir sebep de yoktur Adı Raymond Slntes’dir. Oldukça kısa boyludur. Geniş omuzlan vardı. Burnu boksörlerin burnuna benzer. Her zaman gayet derlitoplu giyinir. Salamano'dan bahsederken o da bana: “Yenip yutulmaz şey, öyle değil mi?„ demişti. Bugün, ondan iğrenip iğrenmediğimi sordu. “Hayır” diye cevap verdim.
Beraber yukan çıktık. Kendisinden ayrılacağım zaman : “Odamda bumbar ile şarap var. Bir lokma bir şey yemeye gelmez misiniz T” dedi. Bunun, beni yemek pişirmek zahmetinden kurtaracağını düşündüm ve kabul ettim. Onun (la bir tek odaslyle pençe resiz bir mutfağı vardır. Yatağı üstünde beyaz ve pembe mermer tozundan bir melek statüsü ile sporcu resimleri ve birkaç çıplak kadın fotoğrafı durur. Oda pis ve yatak dağınıktı. Evvelâ petrol lâmbasını yaktı, sonra cebinden oldukça kirli bir pansuman bezi çıkardı ve sol elini Bardı. Nesi olduğunu sordum. Kendisi ile hır çıkarmaya çalışan biriyle kavga ettiğini söyledi :
*— Ben fena bir adam değilim, fakat t abistim biraz serttir.'' Herif bana : “Erkeksem tramvaydan İn” dedi. Ona “Git işine. Rahat dur” dedim. “Erkek değilsin” dedi, û vakit tramvaydan İndim ve ona : “ileri gUmiyelim, ikimizin de hakkında hayırlı olmaz, yoksa seni 28
Bizans Efüdleri Kongresi /falyada toplanacak
kalyanın Palermo şehrinde Bizans Etütleri Kongresi toplanacaktır. 1 nisandan 8 nisana kadar devam edecek olan, bu milletlerarası kongreye, Ayasof-ya Müzesi Müdürü ve Bizans e-seileri mütehassısı Muzaffer Ra-mazanoğlu da davet edilmişti*. Ramazanoglu. konferansa İştirak için, Bizans tarihine dair son etüdlerini de ihtiva etmek üzere bir rapor hazırlamaktadır.
KISA HABERLER
★ Bulgaristandan gelen göçmenlerden Zeytinburnunda misafir edilenler, Anadolunun muhtelif şehirlerine yerleştirilecektir.
Bu göçmenler Zeytlnburnun-dan, Haydarpaşaya hususi vapurla nakledilecek ve demiryol-lariyle seyahatlerine devam edeceklerdir.
★ Üç ay evvel Büyük Çamlıca tepesine çıkacak olan yolun inşasına başlanmıştı. Yol İkmal edilmiş ve dünden itibaren otobüsler tepeye kadar kolaylıkla çıkmışlardır.
★ Bakır Vapuru deni2 iskelelerinden. 4.000 baş kasaplık Urmiştir.
dün Kara-I im anımıza hayvan ge-
Cassado’nun Veda
Resitali
♦ Viyolonsel üstadı, 28 aralık perşembe günü saat 18.30 da bir veda resitali verecek ve ertesi gün de uçakla Romaya
I hareket
Kongre
♦ İstanbul
Kimya senelik perşembe
Marmara Lokalinde yapılacak-I tir.
Verem Haftası dolayısiyle filmler gösterilecek
♦ İstanbul Verem Savaş Derneği tarafından veremin sirayeti, korunması, İyileşmesine dair filmler, bugün ve 2-1-1951 salı günü saat 15.30 dan 16.30 a kadar, Beyazıt Marmara Lokalinde gösterilecektir. Giriş
I serbesttir.
I Mevlit
♦ Denz Başgediklileri, Rorede şehit düşen aziz silâh arkadaşlarının hâtıralarını anmak için bu akşam yatsı namazını müteakip Üsküdarda Mahmut Efendi Camiinde bir mevlit o-kutturacaklardır.
★ I VEFAT
Zevcim, babamız, büyükbabamız, emekli deniz subaylarından
Mehmet Mahir Ertem 25.12.1950 pazartesi gecesi, Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Ce- I nazesi bugün (26.12.1950 salı günü) ffimlrgân, Boyacıköy, Fıstıklı. Necippaşa sokak No. 16 da-ki evimizden saat 11 de knldm-J larak, cenaze namazı, öyleyi mü* teukıp. Kasımpaşa Camii Kebîrinde kılınıp, Kulaksızdaki aile kabristanına defnedilecektir.
Refikası: Behice Ertem, kızı: Muzaffer Emci, damatları: Abdullah Necati Gül s an (keresteci). Tevfik Emel (D.H.Y. Yeşilköy Telsiz Baş Me,), Muzaffer Tayfun (Kd. Dz. Yzb.), Torunları: Nail Gülsan, Neclâ Tayfun I
Çelenk gönderilmemesi rica o I lunur.
edecektir.
Üniversitesi Türk Öğrencileri Derneği kongresi, 28 aralık günü saat 14 te
fena ederim** dedim. “Et de görelim* diye cevap verdi. O vakit adamakıllı bir taktım. Yere yuvarlandı. Bern onu kaldıracaktım. Fakat yattığı yerde tekmeler savurmaya başladı. O vakit dizimle şöyle bir vurdum. Arkasından iki tokat, suratı kan içindeydi. “Aldın mı alacağını?” diye sordum. “Evet” dedi.
Sintcs, bunları anlatırken, bir yandan da sargısını düzeltiyordu. Yatağının kenarına oturmuştum. “Görüyorsunuz ki, belâyı arayan ben değilim” dedi. “O bana çattı”. Haklı olduğunu tasdik ettim. O zaman bu mesele hakkında bana akıl sormak istediğini söyledi. Akıllı, uslu bir adamdım. Hayatı tanıyordum. Kendisine yardım edebilirdim. BÖylece de benim arkadaşım olacaktı. Ben. bir cevap vermeyince : “Arkadaşım olmak istemez misiniz?” dedi. “Nasıl olsa olur” dedim. Ceva-bımdan memnun göründü. Sucuk çıkararak, tavasında kızarttı ve masanın üstüne kadehler, tabaklar, havlular ve iki şarap şişesi koydu. Bu işleri yaparken konuşmuyordu. Sonra masa başına oturduk. Yemek yerken bana hikâyesini anlattı. Evvelâ bir parça tereddüt ediyordu : “Bir kadın tanıdım... Açıkçası metreslmdi...” Dövüştüğü adam, bu kadının kardeşi imiş. “Ben, bu kadına bakıyordum” dedi. Cevap vermedim. Hemen ilâve etti : “Mahallede neler söylediklerini biliyorum. Fakat vicdanım rahattır. Ben ardiyeciyim. Gelelim hikâyeme : Bir kaşkariko döndüğünü farkettim.”
Sintes ona yaşayacak kadar para veriyordu : Oda kirası ve günde yirmi frank yiyecek parası. “Üç yüz frank kira, altı yüz frank yiyecek, arasını da bir çorapla, ayda 29
Sıhhat meselelerinde Devlete büyük mesuliyet payı düşer. Sosyal hastalıklar en Öldürücü harplerden daha fazla zayiata sebep olur. Halbuki halk tahribatını sinsi ve tedricî bir şekilde yapan bu âfetlere karşı ekseriya kayıtsız kalır. Sanki büyük kütleleri galeyana getirmek için felâketin âni bir şekilde geU mal lâzımdır.
Cemiyetimize derin kökler salmış olan verem problemini halletmek İçin Hükümetin mer-aoleyi geniş bir sahada ele alması. hattâ bunun İçin sosyal bir siyaset kabul etmesi lâzımdır. Ancak bu tedbirlere başvurulursa, çalışma İR ti d arsızlığı, tedavi ihtiyacı ve ailelerin mahvı gibi kötü sonuçlar bertaraf edilebilir.
Unutmamalıdır kt cemiyet IÇİnde hastaların, sakatların vw işsizlerin çoğalması memleketin sosyal ve ekonomik hayatı için büyük bir yük teşkil eder.. Cemiyet fertleri tehdit eden içtimai âfetleri Önlemekle mükelleftir.
Ferdîn memıüyet payı da taM-atlyle büyüktür. Zira birçok insanlar ancak hastalandıktan sonra sıhhatli olmanın kıymetini anlarlar. Maalesef sağlık bilgisi. bugün bile, az yayılmıştır. Sıhhat «atın alınır bir meta değil, her türlü tedbirle mu ha. fazasına çalışılması gereken MU yük bir hazinedir. Çocuğunun ö-lümüne isyan eden veremli baba acaba hastalığını çocuğuna geçirmemek için elinden gelen bil* tün tedbirleri almış mıdır?
Devlet ve fert olarak tam »-ferber olduktan sonradır kİ, verem savaşında vazifemizi yapmış ve bu savaşın semere vermesini beklemek hakkını kazanmış oluruz.
Bu geceki güreşler
Şehrimizde biri millî, diğeri temsili olmak üzere iki karşılaşma yapan Amerikan Serbest Güreş Takımı, bu gece Spor ve Sergi Sarayında üçüncü karşılaşmasını. üçüncü takımımıza karşı yapacaktır. Amerikalılara çıkacak üçüncü takımımız mLa-dere şq şekilde çıkacaktır:
52 kilo Seyfi özer, 57 kilo Ali Ylldınm, 62 kilo Nureddin Zafer, 67 kilo Tevfik Şahin, 73 kilo Mehmet Yüce, 79 kilo Bekir Büke, 87 kilo Mahmut Çete» rez, Ağır Sabri Demi ray.
YENİ İSTANBUL
SÎYASl tKTÎSADÎ MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal tL SAKLICA
Tan İçlerini flilon idare eden mesul müdür: 8ac!d ÖOET
Neşredilmeye* yazılar iade edilmez.
Basıldığı yen YENİ İSTANBUL MATBAA-CILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
Abone: Türkiye İçin senetlin 32. altı aytıfı 17. üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki mislidir
Hânlar: Önci sayfada santimetresi 2 Uradır. İlânlardan hiç bir mesuliyet kabul edilmez.
bin frank eder. Dışanda çalışmıyordu. Fakat paranın ancak boğazına yetiştiğini ve bununla işin içinden çıkamadığını söylüyordu. Kendisine : “Niye yanm gün çalışmıyorsun. Ufaktefeğiin İçin sana yardımı olur. Bak bu ay sana bir takım elbise satın aldım. Günde yirmi frank veriyorum. Oda kiranı ödüyorum. Sen öğle sonlarını arkadaşlarınla kahve içmekle geçiriyorsun. Onlara kahve geriyorsun, şeker veriyorsun. Ben, sana para deriyorum. Ben, sana karşı dürüst hareket ettim. Sen, buna lâzım geldiği gibi mukabele etmiyorsun” diyordum.
Fakat çalışmıyordu. Yapmak İstediği halde yapamadığını söyleyip duruyordu. Bana bir kaşkariko oynadığını işte böylelikle çaktım.”
Sintes, bana kadının çantasında bir piyango bileti bulduğunu, bunu nasıl satın aldığını izah edemedfğini hikâye etti. Biraz sonra da odasında Emniyet Sandığına iki bilezik götürdüğüne dair bir kâğıt bulmuş. Kendisinin o zamana kadar bu bileziklerin vücudundan haberi yokmuş. “Kaşkarikoyu sezdim ve ayrıldım. Fakat temizce bir ıslattıktan sonra. Ne mal olduğunu da yüzüne söyledim tabii, “Kör gibi herkesin senin saadetini nasıl kıs. kandığını görmüyorsun. Sonradan akim başına gelecek, ama ne çare.”
Kadının yüzünü, gözünü kan İçinde bıraka-sıya dayak atmıştı. Daha evvel onu dövmü-yormuş : “Arasıra dövmez değildim, fakat okşar gibi. O da biraz bağırırdı. Pencere kapaklarını kapardım. BÖylece geçip giderdi. Fakat şimdi iş ciddileşti. Ben, kendi hesabıma az bile yaptım doğrusu.”
fDevamı twj
30
Tfl Aralık 19M
New-York’ta Kan Verme Günü
Dünkü Meclis müzakereleri
• • ♦ • •
• • • • *
Bediî FAİK
D ÜTÜN yurtta, göçmen mcvznıınun ehemmiyetiyle mü-tenasip bir canlılık var. Devlet reisinden mektep talebesine kadar herkes, yurda sığınan ırkdaşlann acılarını hafifletmek için Adeta çırpmıyor. Komisyonlar, tebcrrular. müsabakalar, müsamercler. konserler... Bu tempo aksamaz ve hafiflemezse, kısa zamanda o azametli meseleyi altedlp. medenî Alem nazarında parlak bir derece almamız j>ek akla yakındır.
Fakaat, her mühim dâvayı yıkıp devirmekte pek mües-olan. ufak tefek bazı İhmaller, küçücük parazitler var bu göçmen meselesinde de mevcudiyetlerini hissettirme-haşladılar. İşte ııfak bir gazete haberini birlikte okuya-"Şchrlmlze gelmiş olan göçmenler İmkân nispetinde ve
tir ki. ye lım:
partiler halinde, muhtelif İskân mıntakalarına yollanmaktadırlar. Fakat göçmenlerin sevkı esnasında Haydar paşada bakımsızlıklar müşahede edilmektedir. Bu arada, günlerce önce daha tren hazırlanmadan Haydarpaşaya götürülen ırkdaşlar, İaşe olunamamakta ve pek çoklan bakımsızlıktan hastalanmaktadır. Nitekim pazar günü yollanan bir göçmen partisi arasında bulunan 18 yaşında bir göçmen kızı ölmüştür.,,
Eğer küçük adamların, ufak memurların İşgüzarlıkları. İhmalleri, hulâsa münasebetsizlikleri olmasaydı, yeryüzünde muvaffak olamıyaıı, seçilmlyen hükûnıet zor bulunur, halledilmeyen mesele güç görülürdü. Ama kocaman direkleri kısa zamanda için İçin kemirip deviren kurtlar misali, her memleket nıevzııunuıı, bir tarafından kemlre keıııire, yıkılmasına Keben olan bu küçük ihmalkârlardır kİ, büyük başlan tehlikeye sokuyorlar. İki harp arasında Paris Polis Müdürlüğünü yapmış olan Jean Chiappe, Stawfcıky rc7Aİeti dolayıslyle İstifa ederken: "Bu skandal, demiş, khnbillr hangi polis neferinin İhmaliyle başladı. O şimdi belki başkoml-ser olmuştur, ama görüyorsunuz ki ben gidiyorum.M
Bizim göçmenler meselesinde de hükümetin ve milletin gayretleri, hüsnüniyetleri aşikâr. Fakat o ufak parazitler, bugün Hay dar paşada, yarın Sirkecide görünmeye devan ederlerse, hu mevzuda milletin İtimadı kolayca sarsılabilir. Ve o takdirde hükümet, bütün gayretine rağmen dâvayı sii-rükliyemez olur. Bu itibarla diyoruz ki. meselenin ehemmiyeti gözönüne alınarak, en küçük İhmali görülenleri dahi derhal ayıklamak, hükümetin ilk tedbirleri arasına sokulmalı ve yurtlarına kavuşmuş ırkdaşlarımıza ör. evlât muamelesi yapılacağı her alâkalıya şiddetle telkin ve tebliğ edilmelidir.
Komünist mezalimine erkekçe tahammül gösterdikten sonra, anayurdun sıcak kucağında bakımsrziıktan ölen göçmen kızı, herhalde İlk ve son oteunL.
Kore’deki yaralılarımıza ait 3 üncü listenin devamı
Evvelce şehit düştüğü bildirilen Üsteğmen Cemaleddin Çağların
Ankara 25 (A.A.) — Evvelce Milli Savunma Bakanlığının 14 numaralı resmi tebliğinde şehit düştüğü bildirilen Kıdemli Üsteğmen Cemaleddin Çağlar'ın sağ ve birliğinde görevi başında bulunduğu yetkili makamlardan öğrenilmiştir.
Ankara 25 (T.H.A.) -Savunma Bakanlığından rilmiştir:.
1 — Kore Türk kuvvetlerinden 11 aralık 1950 tarihine kadar Japonyadakl hastahanelere nakledilmiş olan yaralılarımıza ait 3 üncü listenin devamı aşağıdadır:
GEDİKLİLER:
Mustafa Doblu, Fevzi Demirci, Mustafa özen, Muzaffer Selçuk, Süleyman Kınav, Alı Tekkoç.
ÇAVUŞLAR:
Mustafa Koca, Şaban Yaylaca, Ahmet Ak, Veli Pınar, met Telsiz, İhsan Güngör, Taşkın, Cavit Silkmen.
ONBAŞILAR:
Cemal Kinci. Ömer Yeter, Mehmet Kartal, Sadeddin Boz-kurt, Mehmet Kara, Haşim Gedik, İsmail Aydınalar, Üker,
ERLER: Mustafa
Aksan, İsmail Candan, İbrahim Düç. Celâled-dın Karay, Musa Kam, Ali Kı-
Milli bildi-
Ah-Ali
Gürcan, Nureddin Süleyman Esen, Ali
Büyükbaş. Şükrü
Balal. Bekir
Iskenderunda tifo vakası goruldu
Adana 25 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) bölgesinde tifo vakaları görülmüş ve Nergizlik köyünde 300 ( vatandaşa aşı tatbik edilmiştir.
İskenderun

İki Bingöl milletvekilinin tutanakları tasdik edildi
İstiklâl Harbi malûllerinin para mükâfatı ile taltif edilmeleri karar altına alındı
İngiliz Kiralının Noel mesajı
‘^Korkunç harp gölgesi. NocHn neşesini kaç ırmak tadır.
sağ olduğu anlaşıldı vıl, AH özdemir, RÜstem rakurt, Ahmet Yalçın, Mehmet Durmaz, Kâzım Erdoğan. Mustafa Kocabaş, AH Kartal, Hanefi Sanca, Ali Teşbih. Turan Yıldınm, Veli Alıç* İbrahim Altınok, AH Balcı, Hidayet Çiftçi, Ali Çolak, Bayram Dağlı. Bayram Erdoğan. Mehmet Zor, Yusuf A kay, Yusuf Acar, Haşan Başkaya, Abdullah Durgun, Osman Doğan, Süleyman Göncü, Mehmet Meşe, Ali Ezer. AH Efe, Göncü. Mehmet Keşe,
Özyörük, İbrahim Sıtkı, tafa Turan. Duran Yaşar, İbrahim Çevik. Kâmil Ercan. Ferhande Eral, Mehmet ileri. Salih Karaca, Mehmet Karakuş, Zeynel Kavrak, Mehmet Taşer, İzzet Topatan. Yakup Akbaş, Kâzım Ateş, Mehmet Özsarıoğ-lu, Fahir Dağlı. Mustafa Dönmez. Mustafa özdemir, İbrahim Şahin, Mehmet Pınar, Fuat Yanık, Bayram met
tar. Mehmet Dinç, Ihsan Güngör.
Ka-
Haşan Hüseyin Haşan Mus-
Ankara, 25 (Yeni tstanbulun Ankara Mümessili Refik Ahmet Scvengü bildiriyor) — T.B.M.M., Başkan Vekillerinden Sıtkı Yır-calının reisliğinde toplandı. Bayındırlık Bakanlığına Kemal Zeytinoglunun, Çalışma Bakanlığına Hulûsi Kövmenin tayin edilmiş olduklarına dair Cumhurbaşkanlığı tezkeresi okundu.
Meclisi saatlerce meşgul etmiş olan müzakere, Bingöl Milletvekilleri Feridun Fikri Düşünsel ve Mustafa Nuri Okçu-oglunun seçim tutanakları hakkında); i konuşmadır.
| Mecliste Eskişehir Milletvekili Kemal özçoban heyecanlı bir lisanla uzun bir ifadede bulunarak Hıılk Partili iki milletvekilinin seçim mazbatalarının reddedilmesi gerektiğini söyledi. C. H. P. Meclis Grupu Başkan Vekillerinden Avni Doğan, Trabzon Milletvekili Hamdi Şarlan (C.H.P.) şikâyet mevzuu olan noktaların tahkik neticesinde sabit olmadığım, mazbataların reddinin doğru olmayacağını belirttiler. Komisyon sözcüsü kürsüye geldi. Tahkikat safhaları hakkında izahlarda bulundu. Ankara Milletvekili Osman Şevki Çiçekdag (D.P.) vatandaşın vicdanı üzerine yapılan baskının Bingölde Halk Partisi lehine rey verilmesini intaç ettiğini söyledi.
Ağn Milletvekili Celâl Yardımcı (D.P.) arkadaşının görüşünü dogTU bulmuyor. Bu Milletvekiline göre bizzat Tunce-linde yani 33 vatandaşın kurşuna dizildiği yerde baskı falan para etmemiştir. Halk D. P. ye rey vermiştir. Bu itibarla kıyas yolu ile, muhakeme ile. mantıkla falan bu mazbataların reddine gitmek doğru değildir.
Bingöle giden tahkik heyetinden C.H.P. li Milletvekili Sırrı Atalay kürsüye geldi Tahkik safhalarını anlattı. İddiala. nn asılsız olduğunu, dosyadan bir çok evrak çıkarıp okuyarak izah etti. Seyhan Milletvekili Reşat Güçlü (D P ) söz aldı. Bu Milletvekiline nazaran baskı yapılmış olsa bile vatandaşlar reylerini istedikleri gibi kullanmışlardır. Mazbataların reddi doğru değildir.
Konuşmaların yeterliği hak-kındaki takrir kabul edildikten sonra başkan, Feridun Fikri Düşünselle Nuri Okçııoğlunun kendilerini savunma haklan oldu-duğunu hatırlattı. C.H.P, liler gayet tertipli hareket ediyorlardı. Feridun Fikri ile arkadaşı müzakere salonuna girmemiş-
lerdi. Müzakere neticesini içeri-ki odAda bekliyorlardı. Feridun Fikrinin kürsüye gelmesi belki de yeni münakaşalara sebep olacaktı. Nitekim Mecliste red taraftarı olanların sözleri şiddetle alkışlanıyor, Halk Partili milletvekillerinin lehinde konuşan D P. li milletvekillerine gürültü ile mukabele ediliyordu. Buna rağmen neticede komisyon mazbatası reye konulunca büyük bir ekseriyetin lehte rey verdiği görüldü. Fendun Fikri Dü-
şünsel ile Nuri Okçııoğlunun çim mazbataları tasdik edildi. Böylece bir pürüzlü mesele daha ortadan kalkmış oldu-
İstiklâl Harbi malûllerine verilecek para mükâfatı hakkın-dakl kanun tasarısı açık oya konularak kabul edildi.
Göçmen piyangosu tertibi hakkında Konya Milletvekili Saffet Gürol’un kanun teklifinin müzakeresine başlanıldı. Fakat vakit geçtiği için devamı çarşamba gününe bırakıldı.
8e-
Sandringham (Norfolk)
A.A. (Reuter) — İngiltere Kıralı Altıncı George, Noel münasebetiyle yaptığı ve radyodan bütün dünyaya yayınlanan konuşmasında ezcümle şunJan söylemiştir:
"Beşeriyet, tarihinin en ciddi İntihabını yapmak mecburiyetindedir. Yani Hıristiyan akidesi ile kLn arasında bir karar vermiştir.
İnsanlık dünyanın yaşamasını istiyorsa, tahrip ve kin için değil yaratmak için yaşamasını öğrenmelidir. Dünyanın üstüne çöken korkunç harp gölgesi Noelin neşesini ve saadetini hissetmemizi güçleştirmektedir. Bu bulanık anlarda fanî hayatımız ilerlemektedir. Çok fena günler geçirdik. Fakat daima ırkımıza has sebatla gözlerimizi iyi niyetlere ve sulha çevirdik."
Birleşmiş Milletler delegemiz Selim Sarper kan veren New-York-takl Türklorden müteşekkil bir grupla beraber.. Kavanozda, toplanan kan görülmektedir

Yeşil. Haşan Acar, Meh-Bayram, Mustafa Bayrak-
Hüsnü Gölet.
Asım Gökcan, Mehmet Ye-şılot. Şevket Taşkın, Neşteryılmaz, Tevfik Mustafa Çiçek. Hüseyin Sarhoş,
Salâhaddin Bal, Haçik Çelikat-tan, Ömer Damar, Abdullah Deveci, Kadir Ek, Hamza Güncer» Rıfkı Gücendi, Abdullah Harun. Mehmet Kuyucu. Kadir Barlak, İsmail Uzun, Rasim Uçur, Osman Akyol, Halil Bahçeci, Fahri Akcema, Mehmet Erol, Ali ÖzaJtan, Eşref Sütçüoğlu, Ali Uğur, Halil Şimşek. Ahmet Yılmaz, Turhan Özkan, Fahreddin Sevimli. Ramazan Tomaç, Kadir AH Bayram. Haşan Koyuncu.
2 — Yaralıların çoğu kısa bir zamanda iyileşebilecek durumdadır. Bakımları mükemmeldir.
İhraç edilecek elmalar kısımlara ayrıldı
Ankara. 25 ıT.H.A.) — Ticaret ve Ekonomi Bakanlığı, elma ihracatı hakkında bir nizamname hazırlamıştır. Buna göre, ihraç edilecek elmalar, ekstra, birinci nev| ve sırmalı* olmak üzere üçe ayrılmıştır. Ekstra elmaların kutru 10 santimden aşağı olmayacaktır. Diğer neviler de 5 ilâ 9 santim arasında kabul dilmiştir.
e-
"Prenses Faize Hastahanesi” açıldı
Kıral Faruk’un kız kardeşi Prenses haize, son olarak, Kalıt rede kendi adını taşıyan bir haatahanenln açılış merasiminde hazır bulunmuştur. Resimde; Prenses haatahaııenlıı hâtıra defterinin İlk satıl fesini imzalıyor
Belediyeler Kanunu değiştiriliyor Ankara, 25 (THA.) — YU-rürlükte bulunan Belediyeler Kanununun bugünkü İhtiyaçları karşılayumıyacak vaziyette olduğu görülerek yeni bir kanun tasarısı hazırlanması kararlaştırılmıştır. Belediyeler temsilcilerinin iştiraki ile yılkında Anka-rada bir toplantı yapılacak yeni tasarının esasları tesbit dilecektir.
vc e-
Gâtmenlşre yardım faaliyeti
ı A.A.) - Göçmrn-Komitelcrinin faa-gelişmektedlr. Ay-başkanlığmda çalı-
Ankara. 25 lero Yardım liyetlcri hızla dında valinin
şan 11 komite ile bucak ve köylerde kurulan tâli komiteler İki bin göçmenin yerleştirilmesi ve iaşesi îçin tertibat almışlardır. 11 merkezinde göçmenler için toplanan para yekûnu 11 bin liraya baliğ olmuştur.
Manavgat Komitesi İlk hamlede 1665 Hra para ve bir hayli ayni yardım toplamıştır.
Ceyhanda toplanan para miktarı 13 bin lirayı geçmiştir. Dün Ceyhana yeniden göçmen kafileleri gelmiş ve derhal mürettep-lerine yerleştirilmişlerdir.
Konyada da Kızılay Şubesi şimdiye kadar göçmenler için 12 bin 104 lira para toplamıştır. Konyaya göçmen gelmeye başlamış olup yirmi kişilik dört ailenin iskânı tamamlanmış ve iş sahibi edilmişlerdir.
Bütçe Komisyonunda Maliye Bakanı dün izahat verdi
Memur meselesi, Gelir Vergisi, ticaretin Devlet kontroluna tâbi tutulup tutulmaması mevzuları görüşüldü
de amme hizmeti, vatandaşın a I yağına götürüldüğü halde, biz de böyle bir şey yoktur. Bu ba kımdan hizmeti görenlerin sayı sini bu hizmetten faydalananla nn sayısına kıyas edecek olur sak, bizdeki nispetin çok yük sek olduğu görülür. 939 daki u mumî muvazeneye dair olan da irelerdeki memur sayısı 41580 iken 950 başında bu miktar 84663 e yükselmiştir. Milli Savunma. Jandarma ve Gümrük Muhafaza teşkilâtında çalışanlar bu sayının dışındadır." Maliye Bakanı Gelir Vergisinin memurlara teşmili için Hükümetin hesap ve teklifler hazırladığını da açıklamış ve demiştir kİ.
"Gelir Vergisinin memurlara tatbik olunup olunmıyacağı bahsine gelince; evvelce de arzettl-ğim gibi vergi değişikliklerinin memleketin İktisadî bakımdan istikrar ve inkişaf zamanına rastlaması icap ederdi, Bugün biz gelir vergisinden ne miktar varidat elde edeceğimizi bilememek durumundayız. Bunun İçin hizmet erbabına Gelir Vergisinin tatbiki bir yıl tehiri düşünülmüştü. Bir taraftan vergi adaleti, diğer taraftan bütçe emniyeti meselesi böyle bir karara varılmaya Amil olmuştu. Ancak hükümetiniz Gelir VerglsinLn hizmet erbabına bu yıl tatbik edilmemesi mevzuunda İsrarlı bir noktai nazar müdafaa etmiyecektlr. Bu bahsin konuşulma sırası gelir bütçesinin miteakeresi sırası olduğu İçin hükümetiniz o zamana kadar Gelir Vergisinin hizmet erbabına tatbik edilmesi mevzuunda yaptığı hesap ve hazırlıkları yüksek heyetinize sunacaktır.., |
Maliye Bakanından sonra sö( alan Emin Kalafat (Çanakkale) nin yapılması icap eden ıslâhat üzerinde ileri sürdüğü mütalâalar dikkatle dinlenmiştir. Çanakkale Milletvekili noktai na- I zarını Gelir Vergisi sisteminin daha sağlam esaslara götürülmesine, bu verginin zirai sahaya da teşmiline ve cezaî müeyyide- | lerin arttırılması suretiyle kaçakçılığının önlenmesine lamıştır. Bu suretle elde cck gelir faziaslylc daha
hizmet görülebileceği fikrinde bulunmuştur. Komisyon bundan sonra toplantısına ara vermiş ve saat 17 deki toplantıda ilk sözü Çanakkale Milletvekili Kenan Akmanlar almıştır.
Kenan Akmanlar Hükümetin 1950 bütçe gerekçesini tamamlayan izahiarivle bıı izahlara yol açan mütalâa ve sualleri bütçe-
Ankara, 25 (T.H.A.) — Bütçe Komisyonu bugün saat 10 da ve öğleden sonra saat 17 de toplanarak Maliye Bakanının izahatını dinlemiş, bu arada birçok komisyon üyeleri söz alarak bütçenin umumi heyeti Üzerinde görüşlerini açıklamışlardır. Maliye Bakanı bir evvelki celsede sorulan suallere sabah celsesinde geniş şekilde cevap vermiş, e-misyon yapılmıyacağı, memur meselesi. Gelir Vergisinin hizmetlilere teşmil edilip cdilmiye-ceği. milli gelirler, ticaret ve tediye muvazeneleri, para ve sermaye ve Devlet plânı hakkında hükümet görüşünü sarih İfadelerle bildirmiştir.
Bütçe açıklan için emisyon yapılıp yapılmıyacağı hakkında bir soruya Maliye Bakanı şu cevabı vermiştir:
"Şunu arzedeyim ki, umumî muvazene içinde Devletin Adi masrftflariyle âdi bütçe açıklan-nı kapatmak için emisyon ya-pılmıyacaktır. Bütçe elinizdedir. Devlet bütçesinde emisyon yapılacağına dair bir kayıt olmadığına ve bütçenin tanzim suretiyle beraber tatbik suretinin de kontrolü, yüksek heyetinizin elinde olduğuna göre bu sualin cevabını istemek boş yere teminat istemek demektir Bu sualin cevabı olsa olsa katma bütçeli dairelerle. iktisadi devlet teşekkülleri l-çin sorulmak icap eder.
Kendilerine tariz teşkil ctml-ycceğinl bilsek, bu cevabımız başka olurdu. Bize, katma bütçeli daireleri yılda 117 lira açık verir vaziyette gittikleri halde, şimdi bütçeli dairelerin açığı
misyon yapıp yapmıyacağımızı söyleyiniz diyorlar, iktisadi devlet teşekküllerine gelince, ağır yükleri meydanda olmasına rağmen, maalesef yom birtakım teşebbüs ve inşalara girişilmişti. Biz, gerek katma bütçeli dairelerin. gerek iktisadi devlet bütçelerinin bünyeleri üzerinde ıslâhat yaparak bunları zararına işleyen ve bütçeye yük olan müesseseler halinden çıkarmak kararındayız.**
Maliye Bakam memur meselesini şu şekilde izah etmiştir:
"Arkadaşım memur meselesine temas ettiler Belçika ve İsviçre gibi memleketlerdeki memur sayısiyle, bizdeki memur sayısını umumî nüfusa nispet ederek bizdeki memur sayısının çok olduğu «ibl bir neticeye vardılar. Bu türlü bir mütalâa, meseleyi tamamen ters tarafından tutmak olur. Belçika ve tsvlçrc-
milyon bırakıp katma için e-
I
I nin umumi heyetin müzakere e-di lirken durumun aydınlanmasına tamamen hizmet etmiş bulunduğunu İfade ile söze başlamış, millet ve cemiyetten ayrı ve o-nun üstünde bir devlet telâkkisinin ve müfrit devletçilik politikasının İktisadî bünyemizi nasıl zaafa düşürmüş olduğunu izan ederek bugünkü iktidarın siyasi sahada olduğu gibi iktisadi ve mail sahada da dünden tamamen ayrılmak zorunda bulunduğunu ve devletin bundan sonra ağır mükellefiyetlerle iktisadi hayatı ve istihsali baskı altında bulundurmak değil, bilâkis istihsali ve müstahsili teşvik etmek mecburiyetinde bulunduğunu anlatmış, esasen pek düşük olan hayat seviyesinin ıslâhı yolunda adaletli bir tevcihe varmak suretiyle ferahlık yaratmak İcap ettiği tezini ileri sürmüştür.
Kenan Akmanlar, bütçenin vergileri arttırmak suretiyle değil mümkün olduğu kadar tasarrufa gidilmesi suretiyle denkleştirilmesi ve ilk iş olarak da dünkü gidişin durdurulması icap ettiği kanaatini belirtmiş ve bu sözleriyle de hükümetin takip ettiği politikayı beğendiğini ifade etmiştir.
Bundan sonra Mehmet Sadık Etili, Fethi Çelikbaş, Feridun Ergin, Ferit Melen söz almışlar, tenkidlerde bulunmuşlardır.
Bu sırada vaktin ilerlemiş olduğu ve celsenin yarın saat 10 a bırakılması ileri sürülmüş ve ekseriyetle kabul edilmiştir.
Bu kararın İttihazından biraz evvel komisyona gelmiş olan Başbakan Adnan Menderes kısa bir konuşma yapmak istediğini söyliyerek hükümet gerekçesinin ve hükümetçe komisyona verilmekte olan izahatın istikametini belirtmiş. Amerikalılarla yapılan müzakerelerin bugün bulunduğu noktada no kadar ümitli olunabilirse hükümetin o kadar ümıt-var bulunduğuna İşaretle Ferit Melen tarafından ileri sürülen endişeyi cevaplandırmıştır.
vergi bağ-edlle-fazla
Koredekİ yaralılara kan verilmesi için Amerikan Kızılhaç] tarafından açılan kampanyaya New-York’takl Türk kolonisi. Korede kahramanca dövüşerek bütün Amerikan Milletinin takdirini kazanan Türk yaralılarına, kan vermek miştir.
Amerikan kan - Türk
namına resmi ve gayn bütün Türk teşekkülleri tarafından desteklenen ve Türk Haber-
ler Bürosu tarafından organize edilen bu teşebbüs için, bir Türa kan-verme günü ayırmıştır.
suretiyle iştirak et-
Kızılhnçı, Ameri-Dostluk Cemiyetleri resmi
Amerikan Kızılhaçı, yapılan teşebbüse verdiği cevapta, "Türk askerlerinin Koredekİ kahramanlıkları, Amerikan Milletinin kalbinde uzun müddet yaşayacaktır. Kan-verme kampanya-smda Türk gruplarının İştirakine kaynak teşkil eden degergâm hisleri büyük takdirle karşılarız^ demiştir.
Amerika - İspanya münasebetleri
Beş senedenberi inkıtaa uğramış olan münasebetler yeniden başlıyor
Washington. 25. — a. a. — (Reuter) : İspanyanın eski Dış îşleri Bakanı Jose Felix Lequ-erica’nın Birleşik Amerika Büyükelçiliğine tâyin edileceği, 1yi haber alan resmi çevrelerden bildirilmektedir.
Birleşik Amerikanın Arjantin Büyükelçiliğinde bulunan Stan-ton Griffiths’in, memleketini İspanya nezdinde temsil edeceği söylenmektedir. Böylece beş senedenberi inkıtaa uğarmış bulunan Birleşik Amerika . İspanya münasebetleri yeniden başlamış olacaktır.
İzmirde
yağmurlar
İzmir. 25 (Hususî muhabirimiz bildiriyor» — Bugün sabahtan akşama kadar fasılasız surette yağan ve zaman zaman dolu ile kanşık düşen şiddetli yağmurlar îzmirin günlük hayatını tamamen felce uğratmış ve muhtelif semtlerde biriken sular sokak ve caddeleri istilâ etmiştir. Bu arada bir çok ev. lerin alt katlarını da sular basmıştır. Aynca tramvay seferleri durmuş, şehir içi ve şehir dışı telefon tir.
muhaberatı kesilmiş-
Akşama lcrindc de şehrin bazı semtleri uzun müd. det karanlıkta kalmıştır.
doğru elektrik tesis-bir ânza olmuş ve
Ingiliz Kıraliyet tahtının mesnet taşı çalındı
Londra 25 A.A. (Reuter) — İngiliz Kırallannın üstüne otrr rarak taç giydikleri tarihi taş tahtı bugünün ilk saatlerinde Westminster*den çalınmıştır. Polis, bu sabah erken saatlerde kilisenin civarında bir otomobil içinde görülen bir kadınla bir erkeğin peşindedir.
bugün Ki raime rastm inde altında dur-
400 sene taç
175 kilo ağırlığında olan taş 1100 seneliktir ve lann taç giyme oturdukları tahtın makta İdi. Bu taş
giyme merasimlerinde İskoç Kırallan tarafından kullanılmış, 1926 senesinde Yedinci Edward, tskoçyadan Westmlnster kilisesine naklettlrmiştir. Bu sene başında taş tskoçyaya iade edilmediği takdirde çalınacağı yahut tahrip edileceği yolunda bir meçhul mektup alınmıştı. Bunun üzerine poHs tertibat alarak 60 saat taşı beklemiş fakat bir hâdise
olmamıştı.
Ifitflâsmm mevzun 1940 senesinde taş götü-
Ahman
bahsolduğu Westminster'de bir yere
rülnıüş ve bulunduğu yeri gösr teren plân da Kanadaya gönderilmişti.
“İncir’ plâğa alındı
New-York 25 (Lps) — Körlere Yardım Amerikan Birliği dört sene süren çalışmalar sonunda ikinci defa olarak İncilin plâğa alındığını bildirmiştir, incilin 1934
sene
ilk defa plâğa alınmasına te başlanmış ve bu iş cm sürmüştü.
Kooperatifçilik Kongresi bitti
markalı saat
V
f . -->
/
7 9
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, Kooperatiftiler Kongresinin İkinci Genel toplantısını takip ediyor
50 okuyucumuzun kazanacağı Zenith
Btı krononıetreli paslanmaz çelik
saatlerin Tiir-kiyede dükkân satış fiyatı 165 liradır. Gazetemiz okuyucuları arasından 50 talihli hu Zeııith marka saatlerden kazanacaktır.
Ankara, 25 (T H A.) —Türkiye Üçüncü Kooperatifçilik Kongresi bugün çalışmalarım bitirmiştir. Kongrenin bugünkü çalışmalarını Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, Devlet Bakanı Fevzi Lûtfi Karaosmanoğlu, Ekonomi ve Ticaret Bakanı Zühtü Veli-beşc, İşletmeler Bakanı Muhlis Ete takip ötmiştlr.
Bugünkü umumî heyet içtima-ında komisyon raporları oku:;-muş, müzakere edilerek kabul e-dilmiştir.
Kongrede hazır bulunan işletmeler Bakanı sorulan ba2i su-
allerl de cevaplandırarak hazırlanan tasanda gözönünde tutulan esasları İzah etmiş ve kooperatifçiliğin kökleştirilmesi I-çin Başbakanlığa bağlı bir dairenin kurulacağını açıklamıştır.
Muhlis Ete bundan sonra kooperatiflerin murakebesi hususundaki düşüncelerini İzah etmiştir. İşletmeler Bakanından sonra Ticaret Bakanı da bir konuşma ya-parak Bakanlığın kooperatifçilik mevzuuna hassasiyetle durduğunu belirtmiştir.
öğleden sonra saat 17 de sona eren kongre 5 kişilik bir he-
yet seçerek kooperatifçilik kanununun tasarısı üzerinde alâkalı bakanlıklarla temas etmek ü-zere Vâzifelendlrmlştlr.
Kongre ayrıca kredi komisyonunun raporunda belirttiği Kredi Bankasının kurulmasını da kabul etmiştir. Diğer taraftan âcü kredi ihtiyaçlarının temini için de 4 bankanın vazifelendirilmesi muvafık görülmüştür. Ayrıca, Yuva Yapı Kooperatiflerinin tasdik ettiği para biriktirme usulünün diğer kooperatiflere de tatbiki kararlaştırılmıştır.
Y KNÎ

Yirmi sekiz mütehassıs, şimdi ziraî yayın servislerinde de çalışacak
Marshall Plânı İktisadî işbirliği idaresi tarafından verilen malûmata göre. Amerikoda bulunan 28 Türk tarım mütehassısı Amerikanın muhtelif ziraat merkezlerinde çalışmaktadır. Bu hususta verilen İzahatı aynen aşağı alıyoruz:
Bu Türk tan m mühendisleri bilhassa Amerikada tatbik edilmekte olan zirai yayım servisleri üzerinde durmakta ve bu usullerin Türkiyede nasıl tatbik edilebileceğini tetkik etmektedirler.
Geniş zirai bir bölgeye tatbik edilmekte olan Amerikan tarım yayım servislerinin muhtelif branşlannda bizzat çalışmış ve tetkikler yapmış olan Türk eksperleri 12 aylık çalışma müddetleri sonunda memleketlerine döneceklerdir. Birleşik Amerikada birlikte çalışmakta olduktan Amerikalı eksperlerle görüşen bu Türk eksperleri Türkl-yede bu sistemi tatbik mevkiine koymaya yardım ettikleri takdirde beklenmedik iyi neticelerle karşılaşacaklannı belirtmişlerdir. Bu sayede Türkiye-pin gayet kuvvetli ziraî istihsali olan bir memleket haline geleceğini aynı eksperler kaydetmişlerdir.
Bu Türk tarım mühendisleri muhtelif mevzular üzerinde çalışmalarına devam etmektedirler, Bunlardan Tarım Bakanlığı Ziraat Şubesi Müdür Muavinlerinden mühendis Akif Çakman bilhassa hububat mevzuu ile ıl-gili ziraî yayım servisleri üzerinde verimli bir gelelide çalışmaktadır. Çakman. Birleşik Amerikanın bir çok ziraî böl- I gelerinde mevcut şartların TÜrkiyedekilerine uymakta olduğunu kaydetmiş ve Amerikan zirai yayım servisinin ufak değişikliklerle Türkiyede de mu-1 vaffakıyetle tatbik edilebilece- I ğinl söylemiştir.
Şimdiki halde Amerikada tetkiklerini devam ettirmekte olan Türk uzmanlarının Türkiyeye dönmeleri ve bu sahada edindikleri bilgiye dayanarak ziraî yayım servislerini idare etmeleri esasen bir ziraat memleketi o-lan Türkiyede gayet mühim neticelere varılmasını sağlayabilecek Ur.
Mersinde ithal mallan
Son hafta içinde çivi, çimento fiyatları yükseldi
Mersin, 25 (Hususî) — Şehri miz piyasalarında son 15 gün zarfında hissedilir bir fevkalâdelik göze çarpmaktadır. Bilhassa İnşaat malzemelerinden demir ve çimentoda fiyatların süratli yükselmesine rağmen, aranan bu malzemeler bulunamamaktadır. Hattâ mağazalarında “Burada çimento satılır” ibaresini taşıyan levhalar olduğu halde tüccarlar, sorulunca yeni gelen partinin henüz bittiği ilâve edilerek, yenisinin beklenmekte olduğu ihtiyatla kaydedilmektedir. On gün evvelsine kadar 4.80-4.90 kuruşa kadar satılan İsveç ve İtalyan çimentolan bugün 6.25 - 6.40 kuruşu bulmuştur.
Hakikati halde bu fiyat yükselmesi aranan malın piyasada yokluğundan değil, Koredeki harbin Birleşmiş Milletler aleyhine seyrinden müvellit kara-borsacr tüccarların piyasada endişe edilir bir hal yaratarak t-kinci Dünya Harbindeki karaborsacılığı ihya kastine hükmetmek gerekir.
Çivilerde de tedrici bir yükselme vardır. Birkaç gün evvelsine kadar kilosu 90 kuruş olan ambalaj çivileri bugün 125 -140 kuruşa kadar yükseldiği halde, bir sandık bile ele geçmemekte ve karaborsaya intikal etmiş durumdadır. Gıda maddelerinden hemen hepsinde artış ve hattâ fahiş denebilecek şekil arzet-mektedir. Bu mevsimin en müb-, rem ihtiyacı olan çay da, karaborsadan 200 -250 kuruşa temin edilebilmektedir.

Almnnyaya gidecek tütün tacirleri
İzm!) 25 (Hususî) — Devlet Bakanı Fevzi Lûtfi Karaosman-oğlunun Başkanlığında Alman-yaya gidecek tütüncüler heyetine İştirak edecek ( tütüncüleri seçmek Tütüncüler Birliği toplantı yapmış ve ti hap sonunda Egeli Hüseyin KavaJalı ile Sadeddin Birael’in temsil etmeleri kararlaştı nlm ıştır. Aynca aynı maksatla bir heyetin de Amerikaya gönderilmesini teklif edenler olmuşsa da şimdiki halde lıöyle bir karar vermeye lüzum olmadığı belutHmlytlr.
olan İzmirli üzere Ege bugün bir yapılan in-l tütüncüleri
Dünya Sağlık Teşkilâtının faaliyeti
Muhtelif hastalıklarla
Amerika ve Almanya, sentetik kauçuk istihsalini arttırıyor
Piyasamızda da, tabiî ham kauçuk dokuz yüz kuruşa kadar yükseldi
New-York 25 (Hususî) — Kore harbi dolayısiyle Uzak-şarktan tabiî kauçuğu eskisi gibi temin edemlyen Amerika. büyük çapta bir sunî kauçuk İmalâtına koyulmuş bulunmaktadır.
••Goodyear,. Kauçuk Kumpanyası kaş kan muavini Dr. R. Dinsmore’un aon olarak verdiği bir beyanata göre, ocak ayından itibaren, Ame-rikada ayda 900.000 ton sentetik kauçuk elde edilebilecektir.
Sun! kauçuğun fiyatı, tabii kauçuk fiyatına nazaran epey düşüktür. Bugün New-York’ta Uzakşarktan getirtilen tabii kauçuk 75 sente satılırken ve bu fiyat daha da yükselmek istidadım gösterirken. sunî kauçuk fiyatları 18.5 sent etrafında istikrar peyda etmiş bulunmaktadır.
Diğer taraftan haber verildiğine göre, 1950 senesinin ilk on ayı zarfında Ame-rikada 615.000 ton tabii ve
•130.000 ton suni kauçuk kullanılmıştır.
KANADA HÜKÜMETİ KAUÇUK İSTİHLÂKİNİ TAHDİT EDECEK
ALMANYA DA SUNÎ KAUÇUK İMALİNE BAŞLIYOR
Frankfurt 25 (Hususî) — Haber verildiğine göre, Almanya yakında sun! kauçuk imaline başlıyacaktır.
Harpten evveline kadar dünyanın en büyük sunî kauçuk imalâtçısı olan Almanya, Potsdam anlaşmasiy-le, bu sanayi branşında çalışmaktan menedihrıiştL
Müttefiklerin. Batı Alman-yaya telcrsr sunî kauçuk imalâtına müsaade etmelerine sebep, Rusların Doğu bölgesinde A İm an lora bu müsaadeyi çoktan vererek, anlaşmanın hükümlerini çiğnemiş olmasıdır.
Tahmin edildiğine göre, Batı Almanya, ilk zamanlarda ayda 600 ton kauçuk imal edebilecektir.
Ottavo, 25 (Hususî) — Kanada Hükümetinin yakında kauçuk istihlâkini tahdit edeceği bildirilmektedir.
Amerikada olduğu gibi, Knnadada da, bilhassa otomobil lâstiklerinin lstlhlâJd kısılacaktır.
Bununla beraber, İnanılır kaynaklara göre, Kanadada hâlen büyük tabiî kauçuk sıkıntısı mevcut değildir.

Şehrimiz bil ham 900 - 950 kuruş Sentetik kauçuk yıllarında lâstik mız tarafından t). Ham kauçuk
artışı karşısında, piyasamızın da sentetik kauçuk satın almak zorunda kalacağı muhakkaktır.
piyasasında taka uç tık fiyatları
arasındadır, yalnız harp fabrikaları-kullanılmış-flyntlannm
*
İzmirde pamuk fiyatları
IMin Borsada fiyatlar yeniden İlerleme kaydetti
İzmir 25 (Hususî) — Pamuk piyasam bugün dalgalı bir seyir takip etmiştir. 1 İnci akala için açılışta alıcılar 440 kuruş vermişlerdir. Satıcılar İse bir müddet 450 üzerinde ısrar ettiler Vakit İlerledikçe ufak partiler halinde 440 kuruştan muameleler yapıldığı görülüyordu. Öğleden sonra 450 den yazıp yarın cevap vermek üzere bir teklif ortaya atıldı ve bu fiyattan 250 balyalık bir parti için bağlantı yapıldı Böylece bugünkü piyasa 440 kuruştan muameleD 450 kuruştan bağlantılı olarak kapandı .
mücadele etme
Kıymetli mütehassıslardan mürekkep gruplar muayyen zamanlarda toplanarak Dünya Sağlık Teşkilâtına, programlarının teknik tatbik usulleri hakkında tavsiyelerde bulunmakta
ve yeni faaliyetlerini sağlam ilmi esaslara istinat ettirebilmesi için takip edilmesi lâzım gelen yollan göstermektedirler.
Son toplantılar esnasında Dünya Sağlık Teşkilâtının eks-
usulleri
Birleşik Amerikada
İktisadî durum
Bu sene dokuz aylık umumî istihsal değeri geçen senekinden otuz milyar dolar daha fazladır
New-York 25 (Hususi) — Geçenlerde Amerika Ticaret Bakanlığının neşrettiği istatistiklerde gösterilen dokuz aylık istihsal vaziyetine göre Amerikanın 1950 yılı İçindeki mal ve hizmet İstihsali yekûnu 284,3 milyar dolar kıymetine baliğ olacaktır. Bu sene dokuz ay İçinde yapılan istihsal yekûnu geçen sene aynı müddet zarfında yapılan istihsal kıymetinden 30 milyar dolar daha fazladır. Amerikan İstihsalinin bugünkü durumu Başkan Truman’ın geçen ocak ayında istihsalin 1955 te ulaşacağını söylediği seviyeye yaklaşmış bulunmakla aynca büyük bir ehemmiyet arzet-mektedir. Truman ocak ayında Mecliste verdiği bir hitabede Amerikan istihsalinin 300 milyar dolara çıkarılmasına gayret edilmesi lâzımgeidiğini bildirmişti. Bu sene istihsal hacminin böyle birdenbire gelişmesinde şüphesiz dünya hâdiseleri de büyük rol oynamıştır. Bir taraftan askeri hazırlıkların, diğer taraftan Amerikan iktisadının ve hususi müstehlik çevrelerinin stok yapmak maksadiyle piyasadan fazla mal çekmeleri dolayısiyle istihsal miktan arttırılmıştır, Sonra Kore harbinin başlamasından beri eşya fiyatlarının mütemadi artması da Amerikan İstihsal kıymetinin yükselmesinde büyüle rol oynamıştır.
Amerikan istihsali bundan sonra da aldığı bu tempoyu devam ettirecektir. Her İstihsal branşı bundan sonra da İÜ-
eylül ayı-olduğunu sebep son yapmak
deyi bulduğu müddetçe istihsalini bu seviyede tutmaya ve hattâ arttırmaya çalışmak azmindedir. Fakat vaziyetin değişeceğini gösteren bazı emareler de yok değildir.
Büyük endüstri konsemleri müdürleri birliğinin yaptığı bir ankette kasım ayı İçinde büyük endüstri müesseselerlnin aldıklan siparişler de na nazaran gerileme göstermektedir. Buna aylar zarfında stok
maksadiyle yapılan satın almaların azalmaya başlaması ve İktisadî kontrollann artünlmış olmasıdır. 1
Amerikanın en büyük kredi müessesesl olan Federal Reserve Board yayınladığı bir tebliğde istihlâk kredilerinin tahdit edilmesi ve taksitle satışların güçleştirilmesinin eşya mubayaatını azaltacağını bildirmektedir.
Çabuk İstihlâk edilmeyen eşyalara olan talep yazın istihsal hacmini çok aşmış olduğu halde şimdi İstihsalle istihlâk arasında muvazene hâsıl olmuştur.
Sayılan bu sebepler dolayısiy-le birçok istihsal branşları hususî müstehlikin taleplerinde azalmalar kaydetmektedir. Yeni ve kullanılmış otomobillere vâki talepler ehemmiyetli miktarda azalmış, buz dolapları satışı çok gerilemiştir. Telefonlarla, mobilyalar da artık eskisi gibi fazla satılmıyor. Bu son saydığımız sınai mamullerin satışlarının gerilemesine mesken inşaatına açılan kredilerin a-zaltılmıs olması da çok tesir et-
zumlu iş kuvvetini ve ham mad- iniştir. Geçen sene eylül ayında
25/XII/1950 Pazartesi
KAMBİYO ve ESHAM
merikada çelik istihsali artıyor
A
(’rİRS) — A-endüstrisi 1950 97 milyon ton-ile» büyük bir “Amerikan De-
Bu sene istihsal 97 mflyon tonu buldu; 1951 yılında 100 milyon tona erişecek
New-York» 25 merikada çelik senesi zarfında, luk bir İstihsal rekor kırmıştır,
mir ve Çelik Şirketi” nin bugün açıkladığına göre, Kore harbiyle daha ziyade belli olan çelik ihtiyacını karşılamak üzere, 1951 de İstihsal hızla arttırılacaktır.
Bu senek i istihsal, geçen »önekine nazaran 7.500 tonluk bir inkişaf kaydetmiştir. Bu inkişaf da bilhassa son üç ay zarfında olmuştur.
önümüzdeki yıl. çelik istihsalinin 100 milyon tonu bulacağı tahmin edilmektedir.
Amerikada 104300 yeni mesken inşa edildiği halde bu sene eylülde 103.000 İnşa edilmiştir.
Mesken İnşaatında ilk defa eylül ayında başlayan bu gerileme müteakip aylarda da devam etmiştir. Şimdiki bu vaziyet dahi hükümetin mesken inşası hususunda arzu ettiği miktarın çok üstündedir. Gelecek sene Amerikada mesken inşaatı 800 -850 bine indirilmek isteniyor. Bu vaziyette gelecek seneye mobilya» buz dolabı, çamaşır makinesi elektrikli süpürge, soba, ütü, radyo, telefon vesairenln satışı daha da azalacaktır. Elektrikli ev eşyası inşaat sanayii trikli ev eşyası inşaat sanayiinin nispetinde azalacağı hesap edilmektedir.
Radyo ve telefon sanayii önümüzdeki sene yalnız mesken inşaatının azalmasından değil aynı zamanda Kobalt kıtlığı doîa-yısiyle de radyo ve telefon İstihsalin! azaltmak mecburiyetinde bulunmaktadır. Amerikan otomobil sanayi! de kâfi miktarda ham madde bulamadığından gelecek sene daha az istihsal yapabilecektir.
1
100
I0U
ioo
100
100
100
100
10ü
100
%b
%6
%5
*4
h
%7
%7
%7
%7
%7
%7
Bterllııg ..... Dolar .........
Ft Frangı İHv.^re Fr. Be*çıka Fr.
lave$; Kr.
Flurıo .......
L.ll *•!
Drahmi ....^ tUiCuudo» ....
Açılış
7.85.50
280.30
0.80
64.08
5.60
54.12.50
73.68.40
0.44 128
0.0) «76
0.73.00

7.84.80
280 30
0.80
64.03
5.60
34.12.50
73.88 10
0.44 128
0.01 876
8.73.90
•933 n-r^anl ....
1838 İkramiyen Mim Müdalaa l ....^ »84) Dtimıryoh IV 1941 Demiryolu V i/2 1049 İkramiyen 19*11 Demiryolu VI Kalkınma i
Kalkınma U .»^.
Kalkınma ili
194^ lal ikrazı 1 ....
i84b lallkrajü U
1048 latıkraaı I ....
Milli Mııdalaa IV öi va.8-huzurum 1 U-VU i U U1
J u uı V!
.034 1934 UMl ian 194) «aıuı
Milli >11111 Mim
•9 »I
Uemlryoiu Uetnıryolu »umıryolu M iıd Qf ıui MüdaUuı Mlldülau Mlidulun
22.7ü
20.—
20 10
20.05 100.—
96.65
87.90
85.10
85.15
05.10
87 75 87 75 98.80 20.20 21.05
10 75
20.20
20.85
20.20
10.85
20.85
21.20
20.25
Şirket Tahvilleri
r.C- 4lraai BhoH'Jİi Anadolu D.î iertıp A/B. •* •• %«(• av bîümea Senet 21.— 110.30 50.—
Şirket Hisse Senetleri
T C Merkez JonMuaı ....... Türkiye ış Bankası Türk ricareı Bankası Arman «ıırnU 124.— 81.— 5.— 5 60
Korede mülteci meselesi f
Batı Almanya, ithalât sisteminde değişiklik yapıyor
Frankfurt 25 (Hususî) — Batı Almanya İthalât komisyonu bugünlerde yeni bir ithalât nizamnamesi hazırlamakla meşguldür.
öğrenildiğine göre bu nizamname bilhassa IthaJ edilen bütün mallardan menşe şahadetnamesi araması ve ödeme şekillerinin evvelden bildirilmesi mecburiyetini koyması bakımından yenilikler arzediyor. Komisyonun hazırladığı nizamname tatbik mevkiine konulacak olursa 1951 yılı şubatından İtibaren Almanya Hükümet! memlekete İthal edilen bütün mallardan menşe şahadetnamesi arayacaktır.
Almanyanm İthalâtına bu kayıtlan koymasına sebep, İçinde bulunduğu döviz müşkülâtıdır. Yeni İthalât nizamnamesi tatbike başlanılmazdan önce Almanya Hükümeti menşe nizamnamesini vermeye salâhiyeti! yerlerin teşebbüsü hususunda yabancı memleketlerle anlaşacaktın
■r. ’

t 1 -
KISA
HABERLER



Kore harbinin doğurdoğo felâketlerden bîri de mülteci meselesidir. Komünist mütecavizlerden kaçan Koreliler, her gün yeni bir İltica yeri aramakta» aç, çıplak ve sefil vaziyette şuraya buraya nakledilmektedir.
Resmîmiz, deniz tarikiyle yen! bir iltica merkezine nakledilecek bu zavallılardan müteşekkil bir grupu» bir Amerikan gemisine blndlrllirken göstermekte dlr.
Ingiltere» et sıkıntısı çekiyor
Londra, 25 (YİRS) — Ingiltere, harp zamanından beri en şiddetli et sıkıntısını halen geçirmektedir. Haber verildiğine tanyada haftaya et stoku Sıkıntı,
İngiltereye et sevkıyatını durdurtmam neticesinde, daha da fazlalaşmıştır. Yeni ithalât yapılmazsa, elde mevcut et konserveleri ancak bir aylık ihtiyacı temin edebilecektir.
TAHSİL
KUR’AMIZ
göre, Büyük bu anda ancak yetecek kadar mevcuttur.
bilhasa Arj an tinin
Bri-dört taze
Drahmi, kıymetini muhafaza edecek
Atina. 25 (Hususî) — Resmen bildirildiğine göre. Yunan Hükümeti. drahminin kıymetini, altının değerine nazaran alçaltmamak azmindedir. Yetkili çevrelere göne, Yunan Hükümetinin bu kararında sebat etmesi İçin bütün imkânlar mevcuttur
Kanadan m 1950 buğday istihsali
Montreal, 25 (Hususi) — Ka-nadanın 1950 • 1951 buğday istihsalinin cem'an 575 milyon kileye ulaştığı tahmin e-dilmektedir. Bu sayı, geçen aonekine nazaran çok daha yüksektir.
Gazetemiz okuyucularına kültür sahasında hizmet etmiş olmak için onlardan bir tanesini Avrupa veya Amerika üniversitelerinden birinde. diğerini İstanbul veya Ankara üniversitelerinden hangisini arzu ederse orada 3 sene okutmak kararııu vermiş ve bu kararını intişara başladığı gün bildirmiştir. Gün geçtikçe gazetemizin bu hayırlı emeline karşı gençler ile evlâtlarını okutmak isteyenler arasında büyük bir alâka uyandığını memnuniyetle görmekteyiz.
Kur'ayı kazanan okuyucumuzun şayet kendisinin bizzat bu tahsili yapmak veya ailesi mensuplarından birini üniversitelerden birisine göndermek imkânı yoksa, bu takdirde işbu talihli, kendisine isabet eden hakkı başka birisine satabilir. Ne-tekim geçenlerde Zürich’e tayyare ile seyahat etmek ve orada bizim hesabımıza 15 gün kalmak kur’asını kazanan talihli okuyucumuz bu hakkını başka birisine devretmiştir. Devrettiği takdirde bu hakkı satın alan İşbu tahsili daha ucuz yapmak İmkânını bulacaktır. Şayet kazandığı hakkı başka birine devretmek istemezse, bu talihli okuyucumuza derhal birinci mükâfat olarak 8.000. İkinciye 4.000 lira ödenecektir.
Avrupada, üniversitelerin İlkbahar sömestrinin mart nihayetinde başladığını nazarı İtibara almaktan sarfınazar, her gün artmakta olan okuyucularımız bize müracaat ederek bu haktan istifade etmek arzusunu bildirmişlerdir. Onun İçin biz. sene başından itibaren 90 kupon için mart nihayetine kadar bu müsabakamızı son olarak temdit edlyohız. Bu suretle kupon toplamış ve şimdiye kadar okuyucumuz olanlara yeni bir şans imkânım daha veriyoruz. Çünkü onların şimdiye kadar malik oldukları 90 ar kupon şanslarım arttırdığı gibi. yeniden toplıyacaklan kupon da bu şansa ilâve o-lunacaktır.
Gazetemiz, bu esnada muhtelif üniversiteler hakkında tetkikler yapmış ve bir havli malûmat toplamış tır. Muhtelif fasılalarla bu üniversitelerin resimle. ..ıi, oralardaki tahsil şartlarını, hayat tarzlarını okuyucularımıza ayrıca bildirecek ve onların faydalanmalarını temine çalışacaktır.
Bundan başka gazetemiz şimdilik İsviçre, Avusturya, Almanya. Fransa ve itil-yada tahsil etmek isteyenler için soracaktan sualleri o-ralardakl bürolarımız vasi-tasiyle tetkik ettirecek ve onlara cevap verecektir.
MEMLEKET ve DÜNYA BORSA ve
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
İstanbul Ticaret Borsası
Ûatıglar Kilosu Kuruş Kuruş
Bugduv ofUln dökme W 29.08 —
Buftdny sert dökme 82 32.05
Fiğ çuvallı * 96 25 20
Faııulya horoz çuvallı * ■ 52 —
Faaulya barbunya çuvallı 36
Fa^ulya yumuşak çalı çuvallı w 40 —
Sunam çuvallı b» t ; 89 80
Kendir tohumu çuvallı 47.30 —
Keten tohumu çuvallı W 49.20 —
Ayçiçeği tohumu dökme 87 —
Fındık İç tombul w 319 —
Un 79/81 rand. m 2673 3850
Razmol W 13 24.03
Kepek * 11.80 12
Pirinç mısır tohumu * - 85
Pirinç Gazdera 100 102
Buyası peynir tam yagh m 173
Sadeyağ Siverek eritilmiş w 450 >
Sadeyağ Diyarbakır eritilmiş 380 —
Tiftik deri «B 57Ö —
Pamuk yerli M 300
Tiftik derisi tola Itaaap •e 210
Keçi derisi tıizlukuru kartap 215
Sığır derisi salamura kasap 170 —>
Sığır derisi yaş * m 133
Manda derisi yaş 136
Koyun derisi yuş 510 «M
Kuzu derisi yaş 310
İzmir Ticaret Borsası
Özüm çekirdeksiz No.8 incir A tcnsı No.* tnclr H aerlMl No. 108 Pamuk
Pamuk Pamuk
Pamuk Pamuk Pam ıh
* • • •
i .. D .. LL1...
Akala Akala Akala, eril
(rafine/ . -»elrlrdeği .....
UUJ(QD
74.75
450.—
345.—
140.—
18.—
Adana Ticaret Borsası
Birinci AK ala .......
Ikına .. ........
Üçüncü Akala ..........
öir»nc Aicuib vâdell ..
Hazır .................
tktncı Akala yağmur vernu ................
Yeri! ...........
Stilce Veri) Or. Külçe Dezuaaa.
Cumhuriyet «M Hayat .•••«.»••m. Hamil --IT1-II Gulden lngıin ........
Franau kok
N&poieon lil • tavlı rr
410.—
360.—
Altınlar
BuşUO Ldra
4.70
37.70
42.80
71.25
37.80
42.80
SüD Kapanır;
410.—
36ü.—
340.—
140 —
18.—
450.
115.
Eflki Kuı
Lira
4.70~
PI YASA LA f II
YABANCI BORSALAR
New-York Borsası
DUd fetk.1 Kut
Buftduy (Buşoll=S(?nt)
Serr Kış mansuiu No. 2 231 — 281.—
Kırmızı Kış mahNulü No. 2 .... 250.— 258.—
Pamuk Midillini; (l ibresi~Srnı>
Mart 42.85 42.83
M A-Vis »««•••••• 42.50 41.41
Tenıınuz 42,41 41.78
Tiftik (LihreM=S«nt) .. 150.- 135.15
Tçltnns No ) 135.15 135.-
Fındık ( Llbretl ~
Kabuiuu veri) ın »*
>rta
Lovant iç ’thal meü 63.- 59.-
Ckotra iri *ç ’thAj malı 06.- 65.-
Kııru üzüm . Libresi— Ncnl>
rhompuoıı ceJ(İr*telem (ocnH U D4 U V4
Keten itburnu . Bu«nli^Dulur j
Minn^apoliB && 9. MÖ
Kq1m> (Ltbro = Sent) — 149.—
UevhO’terıeRe *100 tlbre -»nlRr» t 80 Î.M«
• Londro Borsası
Kelen lubunıu ( Tun u = Steril afi
fc'omöıiY ••••••(«••((•••( ••• 73.0ö 73.-
Kntkııta —. T3.-
Yer fiMtıt» HlndNtun , 78.-
Bradford Piyasası
Tiftik »yı mal Llbre«ı= Fiyatı «M
•• i>ını mub ” — *
Vüo Anadolu * 9* * *
° Irokva * *• —
İskenderiye B«rsası
Pamuk ( Kanları —TııJItırıl
Ashmounı Kim ^vafb F/O. „ 151.—
Knrr.Hh Uzun K'G M. 14A.—
etmek suretiyle vazifelerini ko*
memleketlerinin
yataklar
perîert aşağıdaki mülâhazalarda bulunmuşlardır:
Verem — Veremle mücadele işlerinde mütehasaıs personel darlığını gidermek İçin Dünya Sağlık Teşkilâtı bu sahada teknik eleman yetiştiren millî ve milletlerarası merkezler kurulmasına yardım etmeli, gerekil programlan hazırlamak, öğretmenler bulmak, yetişme buraları ihdas etmek ve konferans turneleri tertip bu merkezlerin lay laştırmalıdır.
Bazı Avrupa
hastahanelerinde boş
| vardır. Bunlar veremlilere tahsis edilebilir. Bu kaynaklardan beynelmilel bir ölçüde istifade edilebilmesi İçin anlaşmalar yapmak lâzımdır.
Diğer taraftan veremle mücadelede hiç bir noktanın ihmal edilmemesi için hayvan veremiyle de meşgul olunmalıdır. Bazı memleketlerde veremin hayvanlardan ziraat işçilerine ve ailelerine »irayet etmesi devamlı bir tehlike halini almıştır. Bu sahada müspet bir netice almanın yegâne çaresi doktorlardan ve baytarlardan mürekkep komisyonlar teşkil ederek bunların mahallî ziraat mahfilleri ve sıhhiye teşkilâtı ile işbirliği yapmalarını sağlamaktır. Bu komisyonların vazifesi bu yoldaki çalışmalara bir istikamet vermek olacaktır.
Akil sağlıflt — Halkm aM sağlığı bakımından memnuni* yeti mucip bir halde bulunması umumî sağlık idarelerinin vakfesidir. Akıl sağlığı prensip w metodlan umumî sağlık servislerinin bütütn şubeleri tarafından tatbik olunmalıdır. Bu maksatla Dünya Sağlık Teşkilâtını» eksperleri doğum gribi tabiî bir vakadan aile reisinin verem felâketine uğraması İhtimaline kadar insanların karşılaştığı bütün vaziyetlerde bahis mevzuu olan prensiplerin ne zaman kullanılacağını gösteren bir liste hazırlamışlardır. Bu liste doğum servislerini, küçük yaştaki çocukların korunmasın!, mektep sağlık servislerini, hastalıklı çocukların ihtiyaçlarım, bulaşık hastalıkları, yaşlı İnsanlara ba* kim usullerini, halkm sağlık idlerine alıştırılmasın) ve göçmenler meselesini ihtiva etmektedir.
Salgın uc Karantina — Bütün dünyada tatbik edilmek üzere gelecek sene Dünya Sağlık Teşkilâtına sunulacak olan yeni beynelmilel sağlık nizamnamesi hâlen kara, deniz ve hava nakliyatında tatbik edilmekte olan sağlık mukavelelerine nispetle hükümleri bakımından daha zengin olacaktır. Yeni nizamnamede kolera, veba, tifüs gibi hastalıkların bulaşmasına karşı alınacak âzami tedbirler tesbft e-dilmektedir.
EriteeUos — Bu hastalığın keşfi için hâlen müessir programlar tatbikin» imkân verecek nispette nazarî ve amelî malûmat elde edilmiştir. Bu malûmat sayesinde bu hastalıkla mücadele etmek ve onu yenr mek mümkündür. Keşif tedbirlerini ve lâboratuvar usullerini bütün dünyada birleştirmek ve standardize etmek için bir anlaşma yapılmıştır. Dünya Sağlık Teşkilâtı Şimalî Amerikada» Cenubî Amerikada, Avrupada» Asyada» Doğu Akdenizde ve Cenubî Afrikada on dört» Brüsellos merkezi İhdas etmiştir. 1 - 1
Kupon getirecek okuyucularımıza
Gazetemizin Tahsil Kupon-' lurlyle. ay başından itiburcn n e ç r e t nı « y e başladığını» (1.000 Saat) kuponlarını kabul etmek, mukabilinde kur’a nıınıanılarını vermek ve sonra da hediyelerini dağıtmak üzere yeni bir büro tesis etmiş bulunmaktayız. Bizi bu kar ura sevk eden tMîbep. okuyucularımızdan Dize müracaat etmekte ulan büyük kitlenin İşini süratle görmektir. Bu maksatla
Galatada, Bankalar Caddesinde, Adalet Hanının 2 nci katında bir daire k ü ş a t edilmiştir
1 Aralıktan itibaren
Kur’a numarası, kupon ve hediye için okuyucularımız mezkûr adrese müracaat e-deceklerdir. Yurdun her tarafından gönderilmekte kupon mektuplarının ne de adresin
(YENİ İSTANBUL, kalur Caddesi. Adalet kat 2) şeklinde okuyucularımızdan rica ederiz,
olan Üzeri-
Ban-Hanı kazılmasını bilhassa
2S Aralık 1950
T E N t İSTANBUL
Bayt* 5
Moskovada istirahat

VARtHÎN her zamanında ve bilhassa dış politika stıhamn-
■ da ciddiyetten uzaklaşmalar olmuş, hâdiselerle onların tefsirleri arasında |>ek çok aykırılıklar görülmüştür. Fakat, hu politika sahnesinin bugünkü ya acemi veya çok usta oyuncuları şimdiki hâdiseleri İnsanlarla alay etmek derecesine düşürmüşlerdir. Biz dünyanın bir çok köşelerinde güzel yerler, mutena iklimler ve istirahat imkânları olduğunu biliyoruz, fakat, Moskovanın, şimdi, sıfırın altında kaç derece olduğunu bilemediğimiz ikliminde bir İstirahat yeri olduğunu henüz bir türlü bilemiyorduk. Moskova hakikaten bu cihetten müstesna bir iklime malik ise çarlık zamanından beri hlr turist şehri olmadığına acımalıdır. Ve bu yüzden muhakkak ki şimdiye kadar bir çok şeyler kaylıetmlştlr.
Fransa gibi çok serbest ve hürriyetin beşiği olan bir ülkede ve Italyanm Akdeniz kıllarında cennete bcnzlyen yerler varken buraları bırakıp istirahat için Moskovaya gidişin mânasını hiç arılamıyoruz. Fransa ve kalyadaki komünist liderlerinin Moskovaya gitmeleri kendilerinin re partilerinin bileceği bir şeydir. Buna karışıp karışmamak o Memleketleri alâkadar eder. Bizim hayretimizi mucip olan nokta bu gibi seyahatlerin sebepleri sorulmadığı halde ona İstirahat seyahati denilmiş olmasıdır.
insanlık âlemi 20 nel asırda açık yüreklilik bekliyor. Gördüğü işkence, ıstırap ve elemlerden sonra artık aldatılmaktan tiksiniyor, karşısına onun tehlikesini, fenalığını yanlışlıklara doğra her gün demokrasi, bütün hatalarına
terken büsbütün başka bir âlem, hlnblr vesileyle ayn bir cepheden görünmeye çalışıyor ve arkasını İnsanlığa ve kültüre çeviriyor. Ümit edelim ve dört gözle bekleyelim kİ, saadet ve felâkete uzanan yollar derin bir karanlık içinde kalmasın ve insanların kollan hangi tarafa giderse gitsin, aydınlatılmış olsun.
çıkacak şey tehlikeli dahi olsa bilmek arzusunda. Yalan ve biraz daha kayan bu dünyada rağmen, apaydın bir düzen ia-
bir lü-
kann
Yazan : Turgut Fuat
TENİ İSTANBUL
■bir™ ailesinin
------------------
——rw
1

Bugünlerde hür dünyayı tehdit eden büyük tehlikelerden Mri: Komünist Çin. Tokankl haritada Kızıl Çinin muhtemel bir harpte kul lan ab ileceği askeri kuvvetler ve diğer imkânlar görülmektedir
Kızıl Çin Lideri Mao Tse Tung un kurcalıyan beş mesele
akimı
Rüzgâr dinmiş, tipi hallndo "■yağınukta olan kar, kuş tüylorl gibi ağır bir uçuşla dökülmeyo başlamıştı.
İri kar ianeleri istasyon fenerinin ışığından geçer, ken, sanki onu kalın le bürüyordu.
Saatler geçtikçe
serdiği yumuşak beyaz Örtü kalınlaşıyor ve küçük İstasyonu uykuya sürüklüyor-du.
Bekleme odasında dört yolcu vardı. Uzaklardan karlı dağlan aşarak gelecek olan treni bekliyorlardı. O, kim bilir ne zaman gelirdi? Hele böyle bir havada.,. Duvar gibi gerilen karlan yarıp menzile ulaşmak kolay mıydı?
Dört yolcu, bekleme odasının bir tülü ısınmayan havası İçinde büzülmüşler ve ağır basmıya başhyan uykunun yükü altında gevşemişlerdi.
Bu dört yolcudan biri askerdi. Buruşuk ve yanık elbiselerine bakılınca, hasta. haneden çıktığı anlaşılıyordu. Başım torbasının üzerine koyu. tahta peykenin köşesine dertop olmuştu.
Diğeri ak sakallı ve po-
dönük olarak yatıyordu.
Çantasından biraz çörek çıkarıp gevelemeye başladığı sırada ihtiyarla, amele göründüler, dizlerine kadar kara bulanmışlardı. İhtiyar tepinerek karlarını «likörken:
— Haydi kalkın bakalım, dedi. Tren on dakika sonra buradaymışı...
— Hele şükür, dedi şehirli. Nihayet sıcak bir yer bulacağız.
— He ya alimallah katı-layaztlık.
Cebinden fakfon tabakasını çıkarıp iri kıyım bir sigara doladı, fitilli çakmağı ateşlemeye çalışırken lâfın arkasını getirdi:
— Sabahleyin bir eyyam yerimden doğrulamadım. Bu yazının kışı netamelidir. Bıldır bir ihtiyarla, garip bir avradın başını yediydi...
Amele atıldı:
— Yolda az daha sav sak-lasamıdı, ben de sırtara-caktım. dedi. Bereket Hüseyin vardı da. yarenlik ede ede geldik. O hasta emme, tevatir yürüyor.
Kuru üzümle tayın tıkıştıran asker, boğuk boğuk lâfa kanştı:
1
bt! bir neticesi addetmek gerekir.
3 — Mançuryadakl harp sanayii ve gemi tezgâhlan da düşman hücumlarında tahribi kolay hedefler arasında bulunmaktadır.
4 — Çin, tabii ve sınai kaynaklarını geliştirebilmek için yabancı devletlerin mail ve teknik yardımına muhtaçtır. Rusyamn bu ihtiyaçtan karşılaması tam m ân asiyle beklenemez. Diğer taraftan Kızıl Çin Liderinin, Çinin kilit mevkllndeki noktalarına Rua teknisyenlerini yerleştirmeyi arzu edeceği de biraz şüphelidir.
5 — Mao. önümüzdeki 10 sene zarfında umumi bir harbe girişmeden Güneydoğu Asyanın kızıl ellere düşeceğini Ümit etmektedir. Böyle bir anda, elindeki tabii kaynaklan işleterek sağladığı petrol, kauçuk, şeker, alüminyum. manganez ve diğer maddeleri harice satmayı düşünmesi en norma] bir hareket olur.
Buna rağmen, Çini umumi bir harbe sürüklemesi bütün bu ini-kânlan heba edecektir.
Çinin "Büyük Kuvvetler arasına karışması daha ziyade Japonya ve Almanyanın çökmesi neticesinde mümkün olmuştur Bu yükselişi Çinin sulh veya harp kudretinin arttığı şeklinde izaha kalkışmak hakikaten gayet hatalı bir hareket olur.
değildir. Bu yüzden. Siyam, Malaya. Bir-hattâ Hindlstanda ka-muhtemel zaferler her
Türkçesl; Fikret ARIT
4
“Eğer başını kurnaya sokup seni haşlamaz, burnunu fil hortumu gibi uzatmazsam bana inci demes:n'er
Taran: İrfan ORGA

JDolayısiyle de bir çolc evlenmelere yol açılmış olurdu
Ba^an soyunma odalarında birbirlerine rakip genç kız ana lan arasında başgösteren kıskançlık kavgadan döğüşe kadaı giderdi.
İtibarda olan daima erkek ev lât analan idi ve bu fark UR nazarda göze çarpardı. Kız ana lan dikkati kendi taraflarına çekmek için mübalâğalı kahka hal ar atarken, oğlan analan da aradaki farka bozmamal; içiı mümkün olduğu kadar ciddi ve ağırbaşlı hareket ederlerdi Mü dekkik nazarlarla kızlan tetkik ederler, bazan sırtlarının kese Ienmesıne müsaade ederlerdi Genç kıza bahşedilen bu sırt ke seleme imtiyazı hemen etrafta fiskos ve dedikoduya vesile o-lurdu. Keselenme bitip, genç kı aynldıktan sonra, ihmal edile, kız analan teker, teker sırtı ke selenen kadının yanına gelir, az evvel sırtını keseliyen kız hak kında söylemediklerini bırak mazlardı.
Büyükannem İr. evlenecek oğlu yoktu amma hamamda varlığın, hissettirmeden duramazdı. Hamama gidileceği bfrkaç gün evvelinden şayi olur, oradaki dedikodularla alâkası olmıyan annem kendisine nâdlren refakat ederdi.
Aile efradının böyle beş yağında koca bir delikanlıyı çıplak kadınların bulunduğu bir yere götürmenin doğru olmadığım söylemelerine rağmen biz bü yükannemle sık, sık hamama giderdik. Eskiden buna kendisi de muarız olmasına rağmen şimdi o kanaatini unutmuş görünüyor ve beni de götürmekte ıs rar ediyordu.
Hamama gittiğimiz zamanlar herkesten ve hususi dik.
Hamam nun da kendine göre hususiyet leri vardı. Yirmi dört saat ev velinden hazırlıklar başlardı Dışandan öte beçi alınır, pişir lir. paketler yapılırdı. Soyumnr ve yıkanma bölmelerinin blrgü evvelinden tutulması lâzımdı.
Yine böyle bir Alem İçin Feride bir gün derek ertesi haber verdi, rum. Çünkü kararlaştırılmıştı Bu gibi hâd* seler. büyükanneme refakat et mesi bnk rnındsn. diğerlerini arasında bir tefevvuk temin ettiği için Fcridcnln çok hoşun»; giderdi. ,
Hem semtteki içtimai aevly? miz bakımından, hem de büyü kannemin hnaıısiyetlnt. titizli ğlrü bildikleri kin hamameılm daha önce başkalarına söz ver mlş olsalar da büyükannemir arzusunu hemen yerine getirir lerdl Büyükannem de bunu bilir ve istismar etmekten çekin m^di.
Hamam temin edildikten sonra İş hamamda yenecek yemeklerin hazırlanmasına kalırdı Aş çı Hacerle uzun, uzun münaka çalar yapılır, bir neticeye varıldıktan sonra hemen arabacı Muradın eline kendi boyunda bir «epet verilir ve pazara gönderilirdi, Bu yemeklerin çoğu zl-

ayn yerde soyunur bölmelerde yıkanır
deyip geçmlyellm. O-
evvel hamama gı gün geleceğimi?! Geleceğimizi diyo benim de gitmen
yan olur ve dökülürdü. Buna rağmen büyük annem bunları bir çok çeşitler içinden istediğini seçebilmek İmkânını verdiği ve o hamamda İken evde kalanların da kifafı nefs etmelerini istediği için aldırdığını söylerdi. Kimseye akıl sormayan, düşündüğünü yapan bir kadındı. Can boğazdan gelir der, aklına eseni yaptırırdı.
Hacer bütün gün yemek pişirirdi Yalancı dolmaların yapılması oldukça uzun bir zaman aldığı için büyük annem İkide bir mutfağa İnerek İşinin ehli olan Haceri mütemadi müdahaleleri İle deli ederdi. Hele o her şeyi tattıkça zavallı kadın ağlamaklı olur, ben de bir sinir buhranı neticesinde Hacerin ortalığı altüst etmesini beklerdim Fakat çok sabırlı idi. Endişeli nazarlarla büyük annemin yemekleri muayene etmesini beklerdi- KadıngÖbeğinl Feride hazırlardı. Ben kadmgöbeğine bayıldığım İçin bilhassa mutfakta oyalanır, soğuması İçin bırakılan tatlıdan bir iki tane aşırmak için fırsat kollardım Hacer. Ferldenln mutfakta aşağı, yukan salına, salma dolaşmasına tahammül edemez, ağı-za alınmıyacak küfürlerle homurdanır, dururdu.
Büyükannem, çok sevdiği Feride mutfakta oldukça her şeyin İstediği gibi olacağına İnanarak bu sefer tnelyi çağırır ve hamam takımlarının hazırlanması için yatak odasına çıkardı. Tabiî bana ve Mehme-de bakmak da bu sefer anneme düşerdi. Konsolun gözlerinden bornozdan, el ve yüz havlularına kadar kat, kat takımlar, kalıp, kalıp sabunlar, gizli yerlerden kolonyalar çıkanlır, bir hanımefendiye hamam İçin ne lâzımsa hepsi inci bütün sırma mam bohçalarını leştlnrdi. ikide yukarı çağırarak
sil durmam İcap ettiği hakkında talimat verirdi. Bütün bu hazırlıklar arasında aşağı yukan inip çıkmaktan bitkin bir hata gelen büyükannem. annemin oturduğu odaya girerek kendini gelişigüzel bir divana bırakırdı. Bir taraftan yelpazelenirken diğ**r taraftan da anneme serzenişte bulunmayı İhmal etmez dİ. Çok yorulmuşrhuş. kırk yılda bir hamama gitmeğe kalksa ne hikmetse kimse kendisine yardım etmez, bütün İşleri kendisi görmeye mecbur olurmuş...
(Devamı var)
Çin; 1931 senesinden beri geçirdiği harp seneleri yüzünden harap olmuş, geri kalmış, fazla nüfusu ve ilkel medeniyetiyle bu. gün de 20 sene evvelkinden farklı durumda değildir. Maamaflh, 50 senelik bir sulh devri, elindeki tabii İmkânlar sayesinde Çinin azametli bir kuvvet haline girmesini mümkün kılacaktır.
Birleşmiş Mllletlorle bu asrın sonundan evvel girişilecek topye-kûn bir harp, Çini Rusya ile eşit mevkide bir devlet, hattâ Asya milletleri arasında bir otorite haline getirmeyi düşünen Mao Tse Tung’un bu niyetlerine ebe diyen veda etmesi sonucunu doğuracaktır. Neticede, Çin, bugün olduğu gibi, komlnforma dahi)
hazırlanırdr İşlemeli ha-dik katle yer-birde beni de hamamda na-


Büyük muvaffakiyetle
TAKSİM Sinemasında
devam eden
ZÜLFİKARIN
GÖLGESİNDE
Salih Reis
Korsan hayatı - Macera -Açlı - işkence . Saray entrikaları. Bu filmi muhakkak görünüz. Mevsimin en güzel yeril filmi
HtLÂL FtLM
k

Komünist Çin Lideri Mao Tse Tung
gribi
devletler arasında, Rusya bir lider durumuna yükselemlye-cek ve İkinci mevkiini yeni fırsatlar çıkıncaya kadar muhafaza edecektir.
Bugün için Kızıl Çin Liderinin zihnini meşgul eden başlıca 5 mühim mesele vardır, bunlar:
1 — Çin, 4.000 millik sahllle-
rine mukabil» bunları müdafaa edebilecek kuvvetli bir donanmaya malik Hindlçlnf manya ve zan ıl acak
an İçin tehlikeye maruz bulunacaktır. Donanma himayesinden mahrum bulunan Çinin, Kanton. Fuçov, Şanghay. Tsing-Tao Ti-yençin ve Dayren limanlan yu-karikj zaferleri tehdit eden Çıban başlan halini alabilecek durumdadırlar.
2 — Çinin Rusya ve Hindlçinl ile olan kara irtibatı bugün İçin kifayetsiz olup, geniş mikyasta askeri harekâta müsait değildir. Bahusus bunların hava hücum-larlyle felce uğratılması gayet kolay bir İş olacak tır. Aynı şekilde, Çin dahilindeki 8.000 millik demiryolu da muhtemel bir harpte hava hücumlarlyle tahrip edilecek hedefler arasında yer ai. maktadır. Bunu, Çinin mevcut imkânları müdafaa edebilecek kudrette hava müdafaa tertibatından mahrum bulunmasının ta-
idi. Başını yan açık nefesi alı-parmağına teşbihi,
dedi. Ma yürünür, ben daha
T. P.
İTFAİYE
SIHHİ İMDAT
Sonu Dönü-
ECZANELER
Aratanlar Dövüşü
Şafakta Galen Kadın
R
A
0
L
A
R
ANKAKAl
Borjtalann İntikam*
Kadın Asta Unut
r
Öğrenmek
ihtiyacında olduğumuz herşey
KnhrnmRn Fecini Borjtaların întlkn
Ankara 00 tamir 2222 K.köv 60872
YEtft 8FS DK
TİYATROSU
Olunca. Dost
Altın Kt* (5 perde)
Telefon: (9369
İstanbul Boyoflu Anadolu yakam Ankara
İzmir
O- -
0O5îta
91
2251
7.28 Açılış ve program. — 7.30 M. S, Ayan, —
7.31 Bando müzikleri (pl.), — 7.15 Haberler ve hava raporu. — 8.00 Şarkılar - Türküler (pl.). —
8.25 Günün programı. — 8.80 Hafif Orkcatra E-Marlorl (pl.). — 9.00 Kapanış,
KOMEDİ KIAM1 (Temeli Yok)
mflalgl (pL). — 22.16 M. S. Ayarı ve haberler. — 23.00 Program ve luıpanıg.
İSTANBUL:
SÜMER (42851) Eyfel Kulesinin Earan (Suare).
ŞARK 140380) Kahire Esran. SIK (43720) 1 — Yedi Deniş Galipleri (Türkçe). 2 — ölüm Yarışı. 3 — içerideki Düşman.
TAKMİM (43191) ZÜlflkann Gölgesinde.
TAN (80740) Eyfel Kulesinin Esrarı.
ti NAL (49300) 1 — Korkunç A-kın. 2 — Kurban Adaleti.
YENİ ( 84137) 1 — Balalayka
2 — Tarzan Cehennem Dağında YIL DİZ (42847) Acı Pirinç,
İSTANBUL
ALEMDAR (23863/ â — Kar* Tarzan. 2 — Onu Öldürdüm.
AY8V (21917) 1 - Manon (Türk çc). 2 — îç Arzular.
AZAK (28542) i - Yanlış Numn ra 2 — Meksiko Haydutları. ÇEMBERLİTA8 22513i . - Jvo Jima Yanıyor. 2 — Korkak Kah raman.
UÇAK . TREN - VAPUR
Beyoğlu 44644 tatanbui 24222 Üsküdar 60945
Karşıyaka 15055
12.57 Açılış vo programlar, — 13.60 Haberler. — 13.15 Öğlo Konaşrl (pl.). — 13 40 Şarkılar (Ahmet Üstün). — 14.20 Veremi* Savaş Derneği adına konuşma. — 14.30 Şarkı v. türküler (pl.) — 14.45 Progrunılar ve dana müziği (pi.). — 15.00 Kapanış.
12.15 - 19.15 Atfkcr Saati: (16 m.83- 17840 Kc/a. T A V Kına dalga pONtMİylo beraber yayın). — 12.15 Memleketten Selâm. — 12.30 Özci Program (Aalıorın ıatcdlgl havalar). — 13.00 Haberler. — 13.lo Melodiler (pl.). — 13.30 Öğle gazeteel. — 13.45 Şen parçalar (pl.). — 14.00 Hava raporu, akşıun program* ve kapanış.
17.58 Açılış ve program. — 18.00 M.S.Avan. — 18.00 Şarkılar (Novin Dcmirdöven) — 18.30 Radyo Salon Orkeetraaı. — 19 00 M. S. Ayarı ve haberler. — 19 15 Tarihten bir yaprak. — 19.20 Yurtlan Sesler (İdare eden: Muzaffer SaneÖ-zcn). — lû.45 Radyo ile İngilizce, — 20.00 Gitar »olotan (pl.). — 20.15 Radyo gazeteni. — 20.30 tncesaz (Sultanlyeg/lh Faali). — 21.00 Temeli. — 21 45 Berbeet naat — 22 00 Konuşma. — 22.15 Ktar i not Solo: Hayrullah Duygu. — 22.30 Caz
17.57 Açılış ve programlar. — 18.00 Dans müziği (pl.). — 18 30 Karudoıılzdun So.Mior. — 19.00 Haberler. — 10.15 Kum şehir haberleri. — 19.20 Caz Saati (Takdim eden: Erdem Burl). — 10.40 Radyo Klâsik Türk Musikisi Birliği IConNerı (Şarkılar: Afife Ediboftlu). — 20.30 Suz ederleri: Lulka Karnboy vo Arkadaştan. — 20.60 Şiir Dünyamız: Behçet Cemal Çağlar. — 21.00 Türk Amerikan güreş mltaabakalnrının naklen yayını -MÜHabakatann hitamında programlar ve dan« müziği (pl.). — 21.50 Konuşma. — 22 00 Saz Beserleri. — 22 20 Piyano soloları. — 22 45 Haberler. — 23.00 Programlar vo dana müziği (pl.). —
23.30 Kapanıp
(22294) Bahar (14040) Güzel
İZMİB
ATLAS GOnün Kadım. ELIIA.MRA Ayrılmaz Gönüller. LALE Parmaksız Salih.
.MELEK 1 — Tuzak. 2 — Kanlı Taşlar.
TAN Parmaksız Salih. TAYYARE Pannaknız Salih. YENİ 1 - Kanlı İrmak. 2 -Yanlış Hüküm.
İNCİ 1 — Kam Kartal. 2 — Ormanlar HAklmeel.
T R O L A R
İSTANBUL
BELBDİYBSİ ^chlr Tiyatroları
D HAM
E M A L A R
•(42662) Kahraman
Hicrî ARALIK 19 5 0 26 Salı Rumî
R.ev 16 1370 K.evvri' 13 13GG
VAKİT VASAT! EZANI
Güneş 7.23 2.37
öğle 12.15 7.29
İkindi 14 34 9.48
Akşarn 16.46 12.00
Yatoı 18.25 1.39
tmsûk 5.38 12.52
GELECEK OLAN UÇAKLAR
10.10 tamirden. — 11.20 C. Y (Kıbrıs) Kahlredon. — 11.50 An-karadan. — 13 10 Bahkeslrdon. —
14.50 Adana, Anlmradan. — 14.55 8.A.8. (İskandinav) OhIo. Kopan-hng, Hamburg, Frankfurt, Münih, Rama. Atlnadnn, — 14.50 L A.i* (İtalyan) Roma, Atlnadan — 16.10 D.H.Y, (Türk) Beyrut Kahtreden. — 16.10 Diyarbakır. Elâzığ, Malatya, Anlcnradnn. —
23.50 P.A A. (Amerikan) Hong-hong, Bangkok. KaikÜta, Delhi. Knroşt, Bnara, Boyruttan.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8.30 Ankara, Adanaya. -Atina, Roma. Nls.
tamire. -
12 40
9.55 B.E.A. Atına, Roma, Nlfl. Lon-draya. 10.30 tzmlre, — 11.00 BnltküHİro. — 12.40 tamire. — 13.10 Ankarnya. — 16.25 S.A.8 (hıknndlnnv) Atına, Roma, Münih. Frankfurt, Hamburg. Kopenhag, Otrtoya.
GELECEK OLAN VAPURLAR 18,00 Analarla, Çanakkalcden GİDECEK OLAN VAPURLAR 9.00 Bandırma. Mudnnyaya. — 10.00 Buraa, Ayvalığa. — 12.00 Dumlupınar, takenderuna, — iv 00 Seyyar, Karablgaya.
CELİ ( EK Ol AN TRENLER
6 25 Erzurum. — 6,45 Toros. — 8 50 Ankara Ekspresi. — 9 20 Ya laldı.
GİDECEK OLAN TRENLER
18 20 Ankara Ekapreal. — 20.05 Yataklı.
(Tarlfolcrln habersiz değişmelerinden dolayı meHuliyot kabul edilmez),
S I N
ALKAZAR
Fedai.
AR (44394) (Orijinal). ATLAS (40835) Hileli Zar (Sun-r»).
ELIIA.MRA (42235) Borjtalarir İntikamı (Orijinal)
GÜREL 1 - Bir Yotlmenln Ro mam (Türkçe). 2 — Gecenin Gözleri,
İNCİ (84595) maz.
ll’EK 144289) LALE (43595) mı (Türkçe) MELEK (40868) Şahane Yalan SARAY (41656ı Yunan Opereti ^UATI’AICK (83143» 1 — Flravu nıın Hazînesi (Türkçe). 2 —
Tüccar Horu. 3 — Muntekriatc Kontesi.
EMRE 1
2 — ll(ı Cingöz riöllywuod*da IIALK (21904) 1 — Hint Esrarı 2 — Tüknakot (Kovboy filmi). İSTANBUL (22367) 1 - Haydut Aşkı. 2 — Ormanlar Kiralımı intikamı (Türkçe).
MARMARA (23860) 1 — îvojimo Yanıyor. 2 — Korkak Kahraman MtLİJ (22962) 1 - Sihirli Bnh ço, 2 — Ali Baba Kızlar Panol» y onunda.
TURAN 1 - Meksiko Haydutla n 2 — Yanlış Numara.
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 —
Dümbüllü Macera Peginde, 2 — Çığlık.
KADIKÖY
llALE (Kadıköy) (60112) 1 Eğlenceler Pertal. 2 — Vataı Kurtaran Kadın,
OPERA (68821) 1 — Son Çahlî 2 — Tuna Ağlıyor.
SÜREYYA (00862) 1 — Kanlı SI gara. 2 — Johnny Belinde. YELDEÖtRMENİ 1 — Bir Ya onncı, 2 — Karadeniz Postası.
dağ: sıralanıver
kolaylık versin ve ameleye dö-
yaşlarında
CsrCdar
SUNAR 1 — Kırmızı Gûltar, 2~ Kalbim Senin.
ANKARA
ANKARA (23^132) Kahramanlar Destanı.
BÜYÜK (15432) Aşk Mucizesi. CEBEOÎ (13846) 1 — Kahraman Yüzbaşı. 2 — Hürriyet SavaşL PARK (11131) Harman Sonu Dönüşü.
SÜMER (14072) 1 — AdeJetln İntikamı. 2 — Sinsi Düşman.
SUS (14071) Harman ş(L
ULUR
YENİ
Y
MÜAMMEH KARACA TİYATROSU Terkuft Evleniyor.
EMİNÖNÜ: Eminönü (Eminönü) — Bcnsoflon (Küçükpftzar) — Ali Rıza (Alemdar) — Cemil (Beyanı l)
BEYOĞLU ı Cemal Atasoy (Markta) — Llmonor (Taksim) — Cihangir (Taksim) — Sağlık (Galata) — Ziya Bjyer (Galata) — Şark Morko» (Şişil) — Kurtuluş (Şişil) — Hnhcıoğlu (Hasköy) — Merkez (Kasımpaşa)
FATİI!: İbrahim Halil (Şchzado-başt) — SalAhaddln Gürgen (Cerrahpaşa) — Samatya (Samntya)
— Haseki (Şehremini) — Ulupı-nar (Karag üınrük) — Huyım Berk (Fener)
EYÜP: Arif Beşer
BEŞİKTAŞ: S. Recep (Beşiktaş)
— Ortiilcöy — G. Dİvaniıoğlu (Arnavutköy) — Merkez (Bebek) KADIKÖYı Yeni Moda (Kadıköy) — Fonoryolu — Erenköy — A. Cafer Çağatay (Bostancı) HEYBELİ ADA: I-leybellada
Bl YfKADAı Merkez ANKARA: isnıetpaşa — Eren-
köy — Ankara İZMİR: Yeni İzmir (Bnrmahfine)
— Tartan (Alıumcak) — Millet (Komoraltı) — Eşref paşa (Eş-refpaşa) — Güzel Yalı (Yalılar)
turlu bir köylü duvara dayamış bir ağızla uyku yor ve şahadet asılı kalmış olan
zamanı ölçen bir rakkas gibi hafif hafif sallanıyordu.
Üçüncüsü yan fr^öylü yan amele kılıklı birTçcnçtL O-muzlanna iple bağlanmış dürülü bir yorgana yaslanarak yere uzanmış horluyor-du.
Dördüncü, bir şehirli IdL Odaya ilk girdiği zaman henüz uyanık olan ihtiyar tarafından °Selâmün aleyküm" le karşılanmıştı.
Otuz-otuzbeş
orta boylu, san benizli bir adamdı, ihtiyar, "Civar kasabalardan birine öğretmen falan olmalı” diye düşünmüştü-
Şehirli, biraz sonra başını paltosunun yakalan arkasına çekerek büzülmüş ve ayaklanın alâkasızca çimentonun Üzerine terketmişti.
Askerin kuru ve donuk yüzünde bir sıla sevinci t u-çuş mam akla beraber, teb-dllhava ile memleketine gittiği belliydi.
Amelenin, kendini talün .şuutbuz akışına terkettiği ve onun sürükleyişlerine mukavemet etmeğe niyetli olmadığı anlaşılıyordu.
ihtiyar ise herhangi bir hükümet işi için gidiyor olmalıydı.
“Şu üç İnsanın da ya geride veya iterde birer sıcak yuvaya, birer sevgili İnsana hasret oldukları muhakkak” diye düşündü. Yüzünü pencereye çevirdi. Fenerin ö-nünden kar sükûnetle akıyor, sanki gökte çöken bir şey pul pul dökülüyordu. Karın bir teviye çizdiği zikzak. uykusunu getirmişti-
bir
do-bir
Şehirli uyandığı zaman, etrafa saçılmış ve soğuktan katılaşmış olan kolunu, bacağını güçlükle toparlıya-bildl. Şafak sökmüş, odayı gri bir ışılda aydınlatmıştı, ıhtivarla amele orfnda yoklardı. Asker, yüzü duvara
Bu yol mu? navrada günlerce Hele dur bakalım, İşin başındayım. Köye kadar iki kÜD tren, iki gün de yaya dört günüm var.
Şehirli bir ıslık çaldı ve iki günlük yaya yolun ne demek cuaugunu tahmine çalıştı. Gözünün önünde bir sürü kaili misti.
İhtiyar:
— Allah evlât, dedi
nerek sordu:
— Yolunuz beraber mi?
— Yok, dedi amele. Ben Akyazıda ayrılacağım.
— Hemşeri misiniz?
— Köylüyüz. O köye gidiyor, ben de madende ça-lışacag-JU.
— kendimi toplayım da, dedi asker. Ben de gelirim belki.» Avara durmaya gelmez. Yaza kadar birkaç kuruş yapanz. Avrada çul, çaput almak ister. Hele bir yol, köye varalım.
Gözlerini pencereye çevir, di ve dalıa yumuşak sesle devam etti:
— Şöyle bir karmrm yursam. Avrat sıcak
çorba yapsa... Tahta kaşınan gırtlağıma bir döksem. Ocağa da İki kütük attın mı yorgunlukların hepsi çıkar. Akşam da akrabalar, bebe belik gelirler... Ondan sonra da...
Tiz bir düdük sesi, askerin lâfını yanda bıraktı. İhtiyar yerinden fırhyarak:
— Geliyor— dedi. Tren geliyor.
Hep birden ayaklandılar. Asker karların içine dalmıştı bile.
Yorganını sırtına geçirmi-ye çalışan amele, yanındaki şehirliye döndü ve çenesiyle askeri İşaret ederek:
— Gnrip.-. dedi, avrat sayıklayıp döküyor. Avrat öleli senesi olacak. Bıldır Hüseyin hastnhanedeyken onu görmeye gelesiymiş, bu yazı da donmuş Demin İhtiyar dediydi ya. İşte o.
Bıı ÇAR84MRA suarelerden itibaren Nenenin süjıcr müzikal filmi
YILDIZ ve ÎNCÎ (Pangaltı)
SÎNEMAI.ARTNDA BÎRDEN
ZAMAN MELODİSİ
( M e I o d y Time)
Renkli
Zamanını neşeli geçirmek isteyenler İçin Walt Disney'İn kahkahalar yaratan eşsiz müzikal şaheseri Orgla SAMBA Kıraliçesi ETHEL SMITH BUGİ-VUGİ Kıralı Frcddy Martin Orkestrası Meşhur Piyanist JACK FÎNA Sevimli şarkıcı kovboy ROY ROGERS Ses Kıralı DENNtS DAY ve BUDDY CLARK Eşsiz Andrevvs Sisters Trlyosu Şöhretli caz şantözü FRANCES LANGFORD Sons of the Pioncers korosu Fred VVaring Orkestrası DLnnlg Sisters şantözleri iştirak larlyle
DİKKAT: YILDIZ ve İNCİ sinemaları her seans numaralıdır
SÜR’AT FİLM
26 Aralık 1950
Sayfa 6
YEN î İSTANBUL
Meşhur İNGİLİZ mamulatı
TAM DİZEL DENİZ MOTORLARI
DÖRT ZAMANLI BWM MODELLERİ
Her türlü izahat için mûesscscmize müracaat ediniz
Modanın merkezi olan Paris, ktiydi büyük terzflennln
modellerine uyaD ölçülü zevki OMEGA saatlerinde
bulmuştur. Fransanın ve bütün dünyamı» sık kadmmm OME-
GA saatlerine itimat etmesi tesadüf eseri değildir. Her yeni
model yüksek terziliğin en yeni (catlarile hemahenktir. Yeni
bar bir kadınlık alâmeti vücude getirmektedirler
BAYMAN
yetini ilâve etmektedir. Artistler tarafından hazırlanan OME GA modelleri, hakiki şıklığın saygılı işareti olan yeni ve ki
SAKAN: Beyoğlu İstiklâl Caddesi 338
OMEGA dünyanın iti* inadını haizdir.
Bu itimat olaylara dayanmaktadır. OMEGA Kew-Teddington (Ingiltere) rasathane since tanınmış yegâne resmi hassaslık rekorunu 1933 yılından beri muhafaza etmektedir. 1948 de Neu-châtel rasathanesinin fevkalâde milletlerarası müsabakasında OMEGA saatinin kol saatlerinin en hassası olduğu anla» şdmıştu.
RÜBİ: BEYOĞLU İSTİKLÂL CAD. 898
100-1500 Beygir kuvvetine kadar hava süpürme tulumbalı tipler.
800-1200 devirli, 2-6 silindirli, 25-100 Beygir kuvvetine kadar şanjımanlı redüksiyonlu tipler.
İKİ ZAMANLI - ERL, HRL, CRL MODELLERİ
OMEGA Cenevre (İsviçre) de saatçilik endüstrisi İsviçre şirketinin mamulatı TtSSOT-
Her türlü deniz vasıtasına,balıkçı teknesine, büyük ambar gemilerine, römorkörlere, tankerlere ve yolcu gemilerine sürat, emniyet ve tasarruf sağlıyan son sistem deniz tipi DİZEL motorları.
bir biçimin saflığına. OMEGA, hassaslığı bütün dünyanın en salâhiyeti! teknisyenleri tarafından tasdik edilen ve yüz yıllık bir tecrübenin mahsulü olan bir mekanizmanın mükemmeli»





Yeni gelen son model
CHIRANA ve TESLfi
1
Marka Tıbbî ve Diş Tababeti Cihazlarımızın GALATA, RIHTIM CADDESt, TAHlR HAN altındaki yeni mağazamızda teşhir ve satışına başladığımızı SAYIN DOKTORLARIMIZA arzederiz.
Muhtelif Röntgenler (15 - 800 mA.)
(Radyoskopi ve
Metabolizma cihazı
Ultraviyole
Galvanofaradik
Sterilizatör
Ameliyat masası
Ameliyat lâmbası Pnömotoraks
vesair tıbbi
Radyografi için)
Diatermi Enfraruj Elektroşok Termostat Narkoz Kuvöz Inhalatör cihazlar
Cni t komple Muhtelif fotöyler
Diş Tur vesair diş tababeti
röntgenleri Elektrikler cihazları

TÜRKİYE GENEL MÜMESSİLİ :
MEHMET KAVALn
TAHİR HAN - GALATA
Tel : 49449 Telgraf : Lamet - İst.
1
i
i
YILIN ANSİKLOPEDİSİ
Lmumi rağbet rekorunu kıran, vaktinden evvel mevcutlu tükenen, En büyük takvimcilerin, • âlimlerin, şairlerin, filozofların, mütefekkirlerin, doktorların, muharrirlerin, hikayecilerin, hazırladıkları.. Her yıl seve »eve aldığınız :
BÜYÜK SAATLİ MAARİF DUVAR TAKVİMİ
Sadece bir takvim değil, hakikî bir bilgi hâzinesidir. Aylardanken mütehassıslara^ıazırlatılnıakta olan bu eşsiz, takvime sahib olmak fırsatın; kaçırmayınız...
BÜYÜK SAATLİ MAARİF DUVAR TAKVİMİ
Yeni yılın en kuvvetli ansiklopedik eseri olacaktır. Bayiinizden istemekte acele ediniz.


(
BAKARA1
istiklâl Caddesi No. 324 - Tel.: 44417
İTİNA İLl İNTİHAP EDİLMİŞ ÇEŞİTLİ YENİ HEDİYELİKLERİMİZ GELMİ5TIR .
PORSELENLER -DEKORATİF FAYANSLAR-BİBLO! AR
Mİ N YATÜRLER - AVİZELER - ABAJURi AR, VE5AİRE. m * ( l ı| -I
Yılbaşı gecesi İçin yapılan rezervasyonların 27 aralık 1950 akşamına kadar bedelleri yatırılmadığı takdirde anüle edileceklerini saygiyle arzederiz.
OTEL DENİZ PARK
Yeşilköy Tel: 18-215/218
1
Köçükpnzar Ylmılbe» Palas Oteli Cevdet Açıkalın
II.H.kâğıt 57x82 60 1.10
KNAPP
KASIMPAŞA, ŞH’L Tak«n* . Tep"b’*‘“■ Ç.mberlitM, R»dtköyJ
Bir gramın muhammen Mıılıaınmen Geçici
Cinsi Eh’adı Grm. fiyatı Miktarı bedeli teminatı
tohipi«(l"‘N
HUSUSİ. HİSAFLA»
BEDAVA
5”,e
lO.l.n l»l«»
(•«•
OKLA" *
V . ^rUî..l 4103i
Galofa, (■•*
■ -
SUMERBANK
Tasarruf Mevduatı 1951 Yılı ikramiye Tertibinin
31 -1 - 1951 deki
ilk çekilişine iştirak müddeti içinde bulunduğumuz Aralık ayının sonunda nihayete erecektir. Mezkûr tarihe kadar
100 LİRALIK
Bir hesap açtırarak veya her 100 lirası bir kur a bahşedecek olan mevduatınızı siz de bu talih fırsatını deneyiniz.
arttırarak
ŞUBE: AJANS
MERKEZ : ANKARA
Bankalar Caddesi No. 25 - Galata Bahçekapı - Sümerhan - İstanbul (17576)
Dûny..-" •" ”
...... •••»O
RlGINAt

fotocmf
K&ilTLMt
KNAPP
5B ••«•de*beri
DAİMA BİRİNCİ 1
KAYIP KEÇİ
23 aralık cuma günü öğleden sonra Beyoğlu Hamalbaşı semtinde üç maltız keçi kaybolmuştur.
Gören veya bulan Hamalbaşı Ömer Havyam Cad. 132 No. da Hanife Aydına haber verdikleri takdirde mükâfat verilecektir.
Açık Eksiltme ile II. H. Kâğıt Satın Alınacaktır
Devlet Kitapları Mütedavil
Sermayesi Müdürlüğünden
ZAYİ — Ankara Mevki Has-tahaneslnden almış olduğum 2.2. 1944 tarih ve 428/20665 sayılı heyeti sıhhiye raporumu zayi ettim. Yenisini çıkaracağımdan eskisinin hükmü yoktur.







Rüya Görüyor musunuz? RCYA YO RUMİ. AKINI
Kitapçılarda arayınız. Fİ. 160
BANT) ÎT
YENİ
Çanakkale Hukuk Mahkemeleri Başkâtipliğinden :
Tereke: 949 6
Çanakkale Bahrisefit otel ve gazinosu sahibi İsmail Şefik paşa Yigite ait otel ve gazino eşyası 5 ocak 1951 tarihine rastlayan cuma günü saat 10 da mezkûr eşyaların bulunduğu o-tei ve gazinoda bilmüzayede satılacağından İstekli olanların yovm ve vakti muayyeninde mahalli mezkûrde hazır bulunmaları ilân olunur. (17919)

İdare heyeti secimi
Feriköy Cemimi Güzelleştirme ve Yaşatma Derneğinin yıllık toplantısı 24.12.1950 pazar gürü Üzeyirin kahvesinde yapılmış ve
(250) top kanuni icaplar yerine getirildik
3500 kg. 3 850.— 288.75 ten sonra idare heyetine aşağı
dakj zevat seçilmiştir:

Devlet kitapları mütedavil sermayesi müdürlüğünce satın alınacak olan evsafı şartnamesinde yazılı kâğıdın açık eksiltmesi 5.1 1951 cuma günü saat 15 te müdürlüğümüzün Ayasofya arkasındaki merkez binasında yapılacaktır.
İsteklilerin yazılı gün ve saatte geçici teminat akçeleri ile komisyona başvurmaları.
Şartname bedelsiz olarak müdürlükten istenılebilir.
1 — Şadan Alpgiray, Başkan.
2 — Vasfi Güçerdem. muhasip,
3 — Celâl Akseki, kâtip; 4 — Lûtfi Aslanlepc, üye; 5 — Et-
(17416) ıhem Şeneroglu, Üye.
F A
1 L
Y D A L I ANLAR
İSTANBUL’DA ÇIKAR




Soldan s«a£a:
e
1 — İnanan (iki kelime). 2 — Lâtife; tlgl. 3 — Şefe yakışır surette; Mail hale getir 4 — Mabut; Bir coğrafya terimi; İyi. 5 — Arapla-
rın kadın reisi; Eaki. 6 — Fiil eki;
Duvarcının eli mesabesindedir. 7 —
Bir renk; Mastar eki. 8 — Mcha-
(mü-10 —
Irct; Nida. 9 — Kani bulan rekkep kelime); Vaı geç Beyhude keder (iki kelime).
Yukarıdan iumiCi:
1 — Gösteren (iki kelime). Hepsi; Telmih. 3 — Çift; kaçış halinde. 4 — Bir düşünme anından sonra verilir; İnanma. 5 — Bir no. lı sebeb-i hayatımız; Ruh. 6 — Bir hayvan; îşçl. 7 — Kabasını tasfiye et; Edevat S — .Bir edat: GÖzu pek; Sıfat eki.
9 — Meşru: Matem. 10 — Tersi 'bacağı sürçen (İki kelline).
2 — Ters!
EVVELKİ BULMACANIN' HALLİ
Soldan »ıigu:
1 — Müdaheneci. 2 — Üşür; Zarif. 3 — Beyanat; Ha. 4 — An; Zan. Hak 5 — Lehim; Sina 6 — Ani; Eytıl. 7 — Za; Eye. 8 — A-kademi; Do. 9 — Cereme; tde. 10 — Isınamıyan.
Yukarıdan a^Hgı:
I — MUbalâgaai, 2 — üşenen; Kes. 3 — Duy; Hızarı. 4 — Arazı; Aden. 5 — Name; Ema 6 — A-:zan; Yemem. 7 — Tan: Şayi. 8 — .Er; Hile; ly. o — Cihan; Oda. 10 — ifakat eden.

Comments (0)