25 Nisan 1950 —Sah

Beyoğlu - Müellif Caddesi 6 - 8 Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Abone: Türkiye için seneliği 32, Altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki mislidir.
Truman, Amerikan siyasetini izahla dedi ki

n

u


i a b. a |
| Kütüphane*! |
SİYASÎ İKTİSADİ
3 l/ı
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis eden: HABİB EDİB TÖREHAN
İlânla r: 6 ncı sahifede santimetresi 2 liradır. İlânlardan hiçbir mes’uliyet kabul edilmez.
Sayı 146
10 Kuru)
e
Telefon: 44756-44757 SantraJ Telgraf Adresi: Hetlo. İstanbul
f— lılUUlMMIMliatMaMIIMIMMI.
ı rr4H



Ankara muhabirimiz bildiriyor
YIN/ fnANBUrm K
Hı :îîc-- Uthı
“Türkiye’ye yardım, dış siyasetimizin
İÇ SAYFALARDA
sıklet merkezini teşkil ediyor,,

1 ’• - " •--^1 V â
İÇ ve DIŞ POLİTİKA \_____ 24/IV/1950 ----'
İki taarruz karşısında partiler
TÜRK Milleti bundan 29 yıl önce hürriyeti için kanını dökerken şeriatçiler ve yobazlar yer yer ayaklanıyor ve Türk ordusunu arkadan vurmaya çalışıyorlardı. Aradan yıllar geçti, dünyanın çehresi değişti. Fakat kara-kuvvet eskisi gibi kaldı, milli benliğimize düşman ve yabancı ruhundan bir zerre bile kaybetmedi. İkinci Dünya Harbinin son yıllarında Sovyetler, bilhassa Yalta Konferansında elde ettikleri başarılara güvenerek bizden ülke bütünlüğümüzü tehlikeye düşürecek şeyler istemeye başladılar.
Sovyetler, belki de. sarsılır gibi görünen millî birliğimizden cesaretlenerek, son günlerde. “Kızıl Donanma,, da neşredilen bir yaziyle bize karşı tekrar hücuma geçmiş bulunuyorlar. Basını hür ve kontrolsüz bir ülkede yazılan bir makalenin o kadar büyük bir ehemmiyeti yoktur ve bu. umumiyetle, yalnız yazanın kendi fikrinden başka bir şey değildir. Sovyetlerde bütün basın devletin elinde olduğu için her yazı devlet süzgecinden geçer ve devletin görüşünü ifade eder. “Kızıl Donanmada çıkan yazı, Karadenizin milyonlarca yıldan beri bir Rus denizi olduğunu iddia etmekle başlıyor ve Türk Boğazlarının, Rus topraklarının savunulması bakımından, ehemmiyetini belirterek eski Rus tezlerini bir kere daha tekrar edivor. Karadenizin 5000 yıl önceki tarihi bile karanlık i-ken milyonlarca yıllardan bahsetmek, ilimle şöyle böyle uğraşmış bir insanın hayalinden bile geçemez. Bizim bu yeni hücuma karşı vereceğimiz cevap bundan öncekilerden hiçbir suretle farklı olmıyacaktır. Bu konusuz iddia karşısındaki görüşümüz o kadar açık ve bellidir. Bizim i-çin en ehemmiyetli olan şey, bahsettiğimiz makalenin yazılmış ve eski Rus tezlerinin tekrarlanmış olması değildir. Asıl tam bir dikkatle incelenmesi gereken mesele şudur: Sovyet politikacıları, “Kızıl Donanmada neşredilen makalenin metnini gözden geçirirlerken, Ticaniler Ankarada bir mahkeme salonunda tekbir getiriyor, lstan-bulda ise Mareşal Fevzi Çakmak için hazırlanan cenaze töreninde yobazlık kendisine bir fesat ve tahrik sahası arıyor. Demek oluyor ki, yurdumuzun durumu ne kadar ciddî olursa olsun, kara-kuvvet, 1920-1923 Kurtuluş Savaşında olduğu gibi, arkadan vurmak için fırsat beklemektedir. Artık saklamaya lüzum yoktur, düşman, ülkemizin içindedir. Mızraklarına Kur'an yapraklarını takarak Halife Ali’nin ordularını bozguna uğratanlar gibi, şeriatçiler de, dini politikaya âlet ederek, tekbirlerle millî birliğimizi paramparça etmeye çalışmaktadırlar.
Aydınlatma vazifesini çok iyi sezen Türk basını gibi. Türk partileri de son günlerin belirttiği durum karşısında vatan dâvasına en başta bir yer ayırarak faaliyete geçmek krarını vermişlerdir. Bu, yurdumuz için, cok şerefli bir olgunluk örneğidir. Partiler, halk egemenliğinin ayrı ayrı ifade yollan olduğuna göre ilk önce halkın, milletin sosyal emniyetini düşünmek lâzımdır. Sosyal emniyet olmadı mı, milli birliğimiz gevşektir, zayıftır. Onun için müşahede ediyoruz ki. parti politikalannın üstünde tutulması gereken bir millî birlik politikası vardır ve en ileri partilerimiz bu hususta büyük bir anlayış ve birlik göstermektedirler.
★ irkir



r


i


i



r



4

• a






S

Mİ V


■>

r

t

*
t
Listelere göre partilerin tâbiyesi
t



•ir r
f
r - î?
c j



Başkan Truman Atlantik Paktını imza ederken
W* 4



Sovyet Rusyanın Amerikaya taarruz ihtimali her zaman için mevcuttur
“Komünizm, idaresi altında bulunanları fikren
ve bedenen ezen hunhar bir kuvvettir,,
’NVashingtön 25 fYİRS) — Pazartesi gecesi konuşan Başkan Truman, Sovyet Rus.vanın eninde sonunda A-merikaya taarruz etmesi ihtimalinin hakiki bir tehlike teşkil ettiğini ısrarla söylemiştir.
Sahte hürriyet ve iktisadi emniyet vaadi
Washington„ 25 (YİRS) — Birleşik Amerika Baro Birliğinde pazar-
* * • • • tesi gecesi bir nutuk veren Cumhur Başkanı Truman. komünistliği şiddetle takbih ederek demiştir kı: ' Komünistlik, sahte hürriyet ve iktisadi emniyet vaitleriyle ve zor kullanmak suretiyle yayılmak istıyen, aynı zamanda İdaresi altında nanların fikir ve vücutlarını hunhar bir kuvvettir.”
bulu-
ezen
Plastîras’ın
programı
Yugoslavya ile norrvu münasebetler kurulması
Atına, 24 A. A (AFPı — Yunan Hükümeti bu akşam Meclise programım sunacak ve güven oyu isteye çektir. Hükümet çevrelerinde 250 saylavdan 140 kişilik bir çoğunluk temin edildiği sanılmaktadır.
Hükümet programının ana hatlarını teşkil eden dört nokta şunlardır;
1 — Temerküz kamplarım lâğvetmek,
2 — Sağcı ve solcu müfritleri devlet otoritesine saygı göstermeye icbar etmek,
3 — Devletin Amerikan heyeti ile münasebetlerini tâyin etmek.
4 — Yugoslavya ile normal diplomatik münasebetlerin yeniden kurulması.


*



I
2?

İKİNCİ
İngiliz devletçiliği ve Avrupa birliği fikri M. Nermi
ÜÇÜNCÜ
Yeni icatların hayal ve hakikat tarafları
M. Şevki Yazman

Birleşik Amerikanın bu zalim kuvvete karşı bir set gibi dikildiğini söy-lıven Truman, hürriyet ve demokrasinin desteklenmesi için müessir ve müsbet bir programın tatbik edildiğini ilâve etmiştir: “Programımız Brleşik Amerikayı ve diğer hür milletlerin İfsat ve taarruza karşı kendilerini koruyabilmelerini temin etmektir”. diyen Truman, sözlerine şu şekilde devam etmiştir: "Birleşik A-merikadaki komünistler, dtğer herhangi büyük bir memleketle bulunan komünistlerden daha azdır. A-merikadaki komünistler patırtıcı ve sıkıntı verici olmakla beraber büyük bir tehlike teşkil etmiyorlar. Amerı-kada ve diğer memleketlerde komünistliğe karşı mücadele edebilmek için hayat seviyesini yükseltmek ve askeri savunma kudretini inkişaf ettirmek İçin çalışıyoruz”.
”— Dış yardım programı, bu hür milletlerin komünistliğe karşı mukavemetlerini İmkân dahiline getirdi. Türkiye ve Yıınanistana yardım programı. Marshall Plânı, Kuzey Atlantik Askeri Paktı programı ve Birleşmiş Milletler Kurulunu desteklememiz sulh işinde müreffeh bir dünyanın teessüsü İçin tatbik ettiğimiz siyasetin sıklet merkezidir ”
y.
* f >

4





C. H. P. nin "Sathı müdafaa»» tâbiyesi; D. P. nin »»Kuvvet teksifi» tâbiyesi
Ankara, 24 (Hususi muhabirimiz bildiriyor» — Günün mühim hâdisesi beklendiği gibi Demokrat Partinin listesidir. Liste Seçim Kuruluna öğleden sonra verilmiştir. Bu suretle siyasi partilerimizin aday malzemeleri milletin gözü önüne tamamen serilmiş bulunmakta ve seçmenlere bunların arasından kâh şahısları ve kâh partileri düşünerek kendi namlarına en 1yı bir temsil heyetini yani Meclisi seçmek vazifesi kalmaktadır. Listelere umumi bir nazar atfedecek o-lursak şunu görürürz: Cumhuriyet Halk Partisi kuvvetlerini 63 vilâyete göre taksim etmiştir. Bazı vilâyetlerde kuvvet teksifi vardır. Fakat umumiyetle her mahalli listenin bir veya iki elleme şahsiyeti mevcuttur. Bu memleket, sathı ölçüsünde bir seçim tâbiyesidir. Yüzde yetmiş ve yüzde otuzlar yolundan bir çok eski milletvekilleri emekliye ff>Tilmış ve hatırı savılır miktarda yeni isimler bu seferki listede yerini bulmuştur.
Demokrat Parti; 63 vilâyet için namzet gösterme işini başarmıştır. Şu var ki; D.P. nin tâbiyesi daha ziyade büyük şehir ve kasabaların milletvekilliklerini elde etınek için yüklü listeler tanzimine doğru teveccüh etmiştir. Bu ise bariz bir kuvvet teksifi tâbiyesidir.
Bağımsızlara yer verilmiştir. Hattâ sekiz bağımsızdan ikisine çift yerden aday olma hakkı tanınmıştır. U-mumiyetle kurucular ve umumi idare heyeti Arasının çoğu çift yerde aday gösterilmek yüzünden çift adaylıkların sayısı on üçe çıkarılmıştır. Bunun her ne kadar listede sürükleyici bir tarafı varsa da İşın emniyet meselesine de dayandığına şüphe yoktur. Yine bu listede tanınmış ikinci derecede bir çok isimler vardır ki. bunların sahiplerinin de Demokrat Partiye emekleri, listenin tanzim edileceği saate kadar hemen yok mesabesindedir.
Bu listenin Ali Fuat Cebesoy, Hamdullah Suphi Tannöver gibi bü-
M. P. nin "İki şehir»» tâbiyesi
yük sürprizlerine mukabil, Behçet Kemal Çağlar gibi de daha ufak ölçüde sürprizleri vardır. Yine bu liste hakkında ileri sürülen bir mütalâa da dörtte birine yakın bir kısmına muhtelif teşkilât başkanlannm namzet olarak alınmış bulunmasıdır. Yani vazifeleri seçtirmek olan kimselerin seçilecek adam durumuna inkılâpları nisbeti bir hayli mühimdir.
Millet Partisi: Bütün kuvvetini Ankara ve İstanbul üzerinde teksif »Imlştir. Bunun biraz da İzmire serpintileri dokunmuştur. Geriye kalan on dokuz vilâyetteki isimler daha ziyade mahalli ölçüde olsa gerektir.

Bugün Ankarada hususi ve umumi meclislerde ve bilhassa seçim İşleri ve memleketteki seçim bölgeleri hakkında malûmat sahibi olan mahfillerde listeler üzerinde mukayeseli tetkiklere girişilmiştir. Burslarda topladığımız malûmatı olduğu gibi arzetmekte fayda görüyoruz.
Demokrat Parti, bütün kuvvetini Aydın, Bursa, İstanbul, İzmir, Manisa, Muğla Üzerinde teksif etmiştir. Bu. 81 milletvekili demektir. Bu partinin bir de teşkilâtça kuvvetli o-lup liste bakımından daha ziyade mahalli şahsiyetlere yer verdiği seçim bölgeleri mevcutur ki. bunların başında Balıkesir gelir. Bunlar, E-dirne, Eskişehir, Kayseri, Kırklareli, Tekirdağ'. Zonguldaktır. Mecmu 53 milletvekillikleri diğer vilâyetlerdeki durum Demokrat Partinin bir takım küçük ve büyük istifham işaretleri vazedecek mahiyettedir. Şunu da kaydedelim ki, teksif tâbiyesi zaruri olarak bazı tahliyeleri icap ettirmiştir. Ezcümle bu hesaba göre listeleri olduğu dahi Mecliste temin edecektir.
ba-
150
ne-Bu
_ 4
I
Yüksek Seçim Kurulunun beyannamesi ıkara 24 (Hususi nıuhnbiri-6 bildiriyor) — Demokrat
Parti Genci idnrc Kurulu yüzde yirmileri do ilave ederek vilâyetlerin timi »(lay listelerini Yüksek Seçim Kuruluna bugün bildirmiş bulunmaktadır. Bıı münasebetle Vtiksok Seçim Kurulunun beyannâmesinde göyle denilmektedir:
‘•14 mayıs 1950 tarihinde yapılacak milletvekilleri seçimi İçin Demokrat Parti tarafından kurulumuza verilip aşağıda yazılı olan ııdny llatesi 5515 sayılı Mllletvekdlcri Seçimi Kanununun 38 İnci maddesi hükmünce ilân olunur.”
NOT — Yüksek Seçim Kurulu tarafından yayınlanan Demokrat Parti aday listeleri üçüncü sahl-f(‘mİ7(ledlr.
t


(

>
»

•(
- •
L)Ün dununınaıuıza 1?2 Yedek Subftâ katılmıştır. Rrsbıı, hu ıııUıuucbetle ynpılnıı törenden bir âııı tespit etmektedir. ‘ (lraznu 2 ncl huuızdadır)
Ankara ve Kütahya Demokrat Parti bu gibi koparacak olsa azami 134 sandalye Buna istifham işa-
reti taşıyan vilâyetlerden de bazı şanlar İnzimam edecek olursa civarında veya biraz üzerinde bir tice elde edilebilmesi lâzımdır,
hesap ve tahmini yapanlar tabiatiyle İstanbul. İzmir. Manisa, Muğla gibi yerlerde partiler arasındaki mücadelelerin çetin olacağı ve ittin liste koparmanın bir hayli müşkül bulunacağını kabul etmektedirler. Buna mukabil C. Halk Partisi kuvvet teksifi yerine kuvvet taksim ve tevzii kaidesini tatbik etmiştir. Dikkatini bir yığın ufarak seçim bölgesi üzerinde toplamıştır. Şu da kay d e şayandır ki, onun listesinde hem müstakillere yer verilmemiş, hem de çifte namzetlik hakkı yalnız Devlet ve Hükümet reisine tanınmıştır.
Partinin bir çok ehemmiyetli şahsiyetleri tek namzetlik yolundan par. tilerinin oradaki seçim kaderini peşinen kendi kaderleri olarak kabul etmişlerdir. Halk Partisi için yapılan hesap ve tahminler muhtelif temayüllere göre değişik bir mahiyet ar-zetmektedlr. Kuvvetlerini bir çok secim bölgelerine taksim etmiş bulunması yüzünden buralarda iyi neticeler alması beklenmektedir. Zaten bu partinin bu gibi emin yerlere dayanarak emin olmıyan seçim bölgelerinde halin icabına göre kâh müdafaada kalıp kâh taarruza geçerek mümkün olanı elde etmeğe çalışa-' cağı ve bu suretle geçen Mecliste muhafaza etmekte olduğu ekseriyetten kabil olduğu kadar az fedakârlıkla çıkmağa çalışacağı söylenmektedir. Maamafih bazı milletvekillerini emin olmayan bazı bölgelerden emin olan bölgelere liste tilerinde aktarması iktidar partisinin de bazı yerlerden kati olarak emin olmadığını gösterse gerektir.
Millet Partisine gelince bunun ts-înnhııl. Ankam, İzmir, Sinop, Kastamonu gibi yerlerde kısmî bazı mu-vaffakıyetler elde etmesi işin hesap ve tahmine gelen yegâne parçasını teşkil etmektedir.
Seçimlerin bu üçlü satranç oyunu lıakkıııdaki ilk teşhisler şimdilik bu merkezdedir Bunların da ne dereceye kadar doğru olduğunu seçmenlerin kararı, partilerin geriye kalan müddet zarfında gösterecekleri gayret ve m e har e t ortaya koyacaktır. Zannediyorum ki önümüzdeki günlerde partilerin hakiki kuvvetleri bölge bölge karşılaştıkça seçimin alacağı istikamet ve partilerin bir. birlerine karşı olan seçim tAbiyeleri daha belirli bir had alacoktıı\
DÖRDÜNCÜ
Karadenizin cenneti: Rize
Haşan Karakan
Spor
B E Ş ÎN C î
• Posta bankaları
.Gıyas Akdeniz
• ■ o
Çocuk Haftası bütün yurtta neşe ile devam etmektedir. Bu arada AnkaralI küçükler Çankaya Köşkünde Cumhurbaşkanını ziyaret etmişlerdir. Resimde Cumhurbaşkanı bir küçük yavrunun bayramını tebrik ederken görülmektedir.

Amerikalı bir âlime göre
Rusların atom
mayınları var
Amerika limanlarının daha iyi muhafaza edilmesi lüzumundan bahsediliyor
VVashington 24 A A. (United Press) — Atom Meseleleri Mütehassısı Dr. Harold Urey dün Birleşik Amerikanın. Amerikan limanlarım atom mayınları ile mayınlayabilecek denizal-tılara karşı korumak için daha fazla gayret sarfetmesi lâzım geldiğini bildirmiştir.
Chicagrf Üniversitesine mensup o-ian bu Alim, meseleyi radyo ile yayınlanan bir mülâkat esnasında münakaşa ederken bir düşman denizaltısmın başlıca Amerikan limanlarına girip su altında infilâk edecek atom bombaları koymasının pek muhtemel olduğunu açıklamıştır.
Alim şunları ilâve etmiştin
"Buna karşı korunmaya çalışmalıyız. Gazetelerde bunun İçin bazı tedbirler alındığını okudum. Daha fazla da alınacağını ümit ederim.,,
Alim, alınan tedbirleri açıklama-mıştır.
Callfornia’daki Atom Enstitüsünde esrarlı bir yangın
VVashington 24 (YİRS) — Califor-nia Üniversitesinin Atom Araştırma Enstitüsü pazartesi günü çok büyük bir tehlike atlatmıştır.
Teknik ve Araştırma büroları ta-mamlyle yanmış fakat cyelotron, re-vatron ve atom parçalamada kullanılan diğer unsurları barındıran beton binalara hiç bir hasar olmamıştır.
Atom tftboratuarımn başkanı olan Barton, yangından husule gelen kayıpların çok ciddî olduğunu fakat yanan çeşitli araştırma evrakının telâfi edilebileceğini söylemiştir.
Yangının söndürülmesinde çalışan itfaiye erlerinin gazetecilerle konuşmaları, Amerikan emniyet makamları tarafından menedilmiştir.

Kanunu daha müsamahakâr (Gazeteler)
Y’eni Orman
»
•w».’* •? •*
H'


su

— Henışeriııı! .Artık Ağaçları baJtalıynbileeeğlz demek»
— Evet ama, kanunu baltalamamak şar tiyle’»

'! . ?" 1
İngiliz devletçiliği ve Avrupa Birliği fikri
Birleşik Amerika'da Labour Party idaresine karşı uyanan memnunsuzluk acaba neden ileri gelmektedir? Doha objektif hareket edebilmek için biz bunun sebeplerini Ingiliz ve Amerikan basınını inceliyerek bulmaya çalışacağız.
I ABOUR Party (işçi partisi) inin İç-"haçına gelmesiyle Ingiltere’de başlayan devletçilik politikasına karşı Birleşik Amerika’da derin bir sevgisizlik vardır ve bu duygu gün geçtikçe artmaktadır. Yetkili Amerikalıların ileriye sürdükleri fikirlere göre İngiltere, açıklarını kapamak ve ayakta durabilmek için Birleşik Amerika’dan aldığı dolarları sosyalist tecrübeler uğrunda bol bol harcamaktadır. Kapitalist bir devletin milyarlara mal olan böyle bir tecrübeyi desteklemesi, tarihte İlk defa görülen bir hâdisedir.
Marshall Plânı vardım kredileri Birleşik Amerika Parlâmentosunda, görüşülürken Ingilterenln sosyalist tecrübeleri, devletçiliği: yıldan yıla artan bir hoşnutsuzlukla ortaya çıkar ve bu suretle geniş halk yığınları arasında çeşit çeşit tefsirlere yol açar. Bugün dıırıım biraz başka tür. lüdür. Labour Party, son seçimlerden büyük kayıplarla çıkmış ve zayıflamıştır. Fakat hükümet çok ufak bir çoğunlukla gene bu partinin elindedir. öyle olduğu halde Labour Party, en kudretli zamanlarında olduğu gibi hareket etmekte ve devletçilik plânlarını gerçekleştirmeye çalışmaktadır. İngiliz Parlâmentosundaki partilerin kuvvet durumu böyle bir politikanın tam bir şiddetle güdülmesin! oldukça güçleştirecektir. Bu konu üzerinde yürütülen mütalâalardan bunu çıkarmak mümkündür.
Birleşik Amerika’da hızı gittikçe artan hoşnutsuzluğa rağmen Labour Party’nin devletçilik politikasında neden ısrarla durduğunu anlamak da güç değildir. Seçimler başlamadan önce Labour Party’nin oldukça geniş devletleştirme plânları hazırlamış olduğunu biliyoruz. Bu bakımdan La-bour Party, seçim neticelerini bu programla ilgili görmekte ve kendisini bu yüzden seçmenlere karşı sorumlu saymaktadır. Halbuki bu, daha ziyade parti taktiğini ilgilendiren bir mtitalâadır.ÇünkÜ son seçimler,İngiltere’de devletçilik flkri'nin ehemmiyetli bir bozguna uğradığını ve Labour Party'ye karşı duyulan temayülün çok gevşediğini göstermektedir. Böyle güç bir durumda devletçilikten vazgeçmek, parti için, tehlikeli neticeler verebilir. Şimdiki Ingiliz Hükümetini destekliye» parlamento çoğunluğu son derecede zayıf Ur ve parlamentonun bu yüzden dağıtılarak yeni seçimlere başvurulması çok mümkündür. Labour Party, ayak diremeden devletçilik fikrinden vazgeçerse yeni seçimlerde seçmenlerinin daha büyük bir kısmını kaybetmekten ürkmektedir. Onun için dikkat edilirse görülür kİ. İngiliz İşçi HÜkûmetl’nin durumu, gerçekten üzüntülüdür.
Birleşik Amerika'da Labour Party idaresine karşı uyanan memnunsuzluk, acaba neden ileri gelmektedir? Daha objektif hareket edebilmek için biz bunun sebeplerini İngiliz ve Amerikan baaınını inceliyerek bulmaya çalışacağız:
İçlerinde tek tük sosyalist dergileri olmak şartiyle İngiliz basınının e-hemmlyetli bir kısmı devletin İyi bir müteşebbis olamıyacağım. Labour Party’nin son yıllardaki devletçilik politikasını ileri sürerek, anlatmaya çalışmaktadır. Tesisatının yenileştirilmiş olmasına rağmen devletleştirin len kömür ocakları hem verimsiz bir hale gelmiştir, hem de pahalı istihsâl yapmaktadır. İşbaşına gelmiyenlerin sayısı artmakta ve çalışma temposu boyuna düşmektedir. Halbuki kömür, çağda# sanayiin ruhudur. Bundan başka hususi teşebbüsler ne kadar tutumlu ise devlet teşebbüsleri de aksine o kadar bol keseden yaşamaktadır. Yüz kişiyle yapılacak bir iş, sırasında üçyüz kişiyle yapılmakta, buna mukabil çalışma müddetleri kı-
Yazan : Al. Nermi sanılmaktadır. İngiliz sanayii, bu yüzden, rekabet edenıiyecek bir hale gelmiştir. Marshall yardımı kesilince Ingiltere, bugünkü istihsâl sistemiyle kendi kendisini hesllyemiyecektir.îşte, bir kaç yıl süren devletçilik tecrübesi. dünyanın en kuvvetlilerinden sayılan İngiliz sanayii için büyle bir felâket olmuştur, İngiltere'deki istihsâl durumunu bu şekilde inceliyen Ingiliz ve Amerikan basım, nynı zamanda Amerikalı halk yığınlarının, fikir adamlarının düşüncelerini de dile getirmektedir. Yalnız Birleşik A-merikalılar İngiliz devletçiliğinin tehlikeli neticelerini çok başka bir noktadan belirtmektedirler. Biz. şimdi hu son derecede ehemmiyetli konuya kısaca göz gezdirmeye çalışacağız:
Biliyoruz ki. Birleşik Amerika, dünya barışım korumak maksâdiyle bir Atlantik Paktı imzalamış ve bunun çok tabii bir neticesi olarak Be-nelux ve Batı Blokıı gibi teşekküllerden sonra Avrupa birliği fikri doğmuştur. Biz Marshall Yardım Plânı'-nı böyle geniş bir politika gelişmesinin çok İyi düşünülmüş bir hazırlığı olarak kabul edebiliriz. Mnrahall P1A-nı'na göre, bu plâna giren devletlerin, iktisat bakımından, birbirlerini tamamlamaya çalışmaları lâzımdır. Hattâ bu tamamlama ekonomisinin bir neticesi olnrnk bir takım Avrupa memleketleri arasında gümrük birliği anlaşma lan yapılmış ve gümrük duvarlarının kaldırılması lüzumu üzerinde durulmuştur. Konumuzu ilgilendirmediği için burada Birleşik A-merika’nın düşündüğü yardımlardan ayrıca bahsetmlyeceğiz. Fakat bu UmıaınluıuH ekonomisi Labour Par-ty'nin güttüğü devletçilik politikası yüzünden aksamaktadır. Birleşik A-merlku'nın tanıpnıış şahsiyetleri işte bu bakımdan İngiliz devletçiliğini tenkid etmektedirler.
Amerikalılara göre Atlantik Bla-ku’nun mutlaka ekonomik bir tenfeli olmalıdır. Çünkü, ekonomik temellerden mahrum blokları, yalnız politika anlaşmalariyle ayakta tutmak güçtür. Bundan da anlaşılıyor ki. Birleşik Amerika kendi iktisat ve politika gelişiminden ilhamlansrak Avrupa’nın da böyle bir çerçeve içinde tam bir düzene kavuşmasını düşünmektedir. Bu yeni düzen, daha doğrusu Avrupa Birliği düzeni ise serbest bir istihsâl, serbest bir rekabet, serbest bir pazar zihniyeti Üzerine kurulabilir. Serbest istihsâlden el. e-tek çeken bir istihsâl sisteminin, asıl adiyle devletçiliğin ekonomik İnzivadan hiç bir farkı yoktur. Halbuki, Avrupa Birliğini desteklemesi gereken İktisat politikasının karşılıklı menfaatleri giriftleştiren ve daha derin kaynaşmalar yaratan bir kudreti olmalıdır. Onun İçin inzivs ekonomisi Avrupa Birliği İçin en büyük bir engeldir. Amerikan basınından olduğu gibi. Ingiliz basınından da biz bunu öğreniyoruz. Avrupa Birliğinin dünya barışma yapacağı büyük hizmete L nananlar. bu birliğin gerçekleşmesini güçleştiren engellerin vakit geçmeden giderilmesini istemekte elbette çok haklıdırlar. Hiç şüphesiz, devamlı politika birlikleri yalnız tamamlayıcı ve geniş ölçülü bir .iktisat sistemi İle mümkündür.
Söğütlü Yatı satılığa çıkarıldı
Bakanlar Kurulu, Kemal, Akbaş ve Söğütlü gemilerinin satılığa çıkarılmasına müsaade emiştir.
Bu gemileri almak İsteyen yerli firmalardan başka ecnebi müesseseler de satın almaya iştirak etmek üzere Denizyollarına müracat etmektedirler.
4 •
Dün Teknik Üniversitede yapılan münazarayı garp müziği tezi kazandı
Dün, Teknik üniversitede "Rudya-da Türk müziğine mİ yoksn garp müziğine mi dnha fazla yer verilmelidir?" mevzuunda bir münazara yapılmıştır. İnşaat Fakültesi gurp müziğini, Edebiyat Fakültesi de Türk müziğini müdafaa etmişlerdir. Edebiyat Fakültesi eklpi Türk müziğinin, Türkün esas malı olduğunu ve halicin ekseriyetinin kendi müzikleri olan Türk müziğini dinlemek istediğini ileri sürmüş, inşaat Fakültesi eklpi ise garp müziğinin beynelmilel olduğunu, sanatın garpten geldiğini söylemiş ve demiştir ki:’
"Mademki garbın bütün şeylerini kabul ediyoruz, müziğini de kabul et-nıcliyiı."
Neticede münazarayı İnşaat Fakültesi eklpi kazanmıştır.
Nümayiş hâdiselerinin duruşması başlıyor
Mareşal Ç»kmnk‘in vefatı günlerinde Radyoevi önünde tecemmüat kanununa aykırı hareketlerde bulunmak. »Abıta kuvvetlerine şiddet kullanmak sııçlarlyle sanık 72 kişinin duruşmasına bugün saat 10 da Birinci Ağır Ceza Mahkemesi salonunda başlanacaktır.
Fatihe heykel yapılması şarta muallâk
htfınbulun fetih yıldönümü için hazırlanmış Olan programda, bu iş için on yedi buçuk milyon liralık hır masraf liatesi yapılmıştı. Haber verildiğine göre. Heyeti Vekile, programda yapılması tasarlanan İşlerden, Fatih külliyeai ile Rumeli ve Ano-doluhisnrian ve Topkopı Sarayı onanın» için ancak bir milyon lira kadar tahsisatı kabul etmiş bulunuyor. Fatih adına dikilmesi düşünülen Abide için, iki milyondan fazla bir meblAğ İcap edecektir, bu cihet de ‘Fetih Yıldönümü Derneği,,ne bırakılmıştır. Şayet Demek bu meblâğı temin edebilirse heykelin yapılması kabil olacaktır.
Fetih Kutlama Derneğinin dünkü toplantısı
İstanbul Fethinin fiOO üncü ve Müteakip Yıllarını Kutlama Derneği dün toplanmıştır. ı '
Fatih heykelinin dikileceği yer hakkında mütehassıslar komisyonunun verdiği raporu tetkik eden idare heyeti azâları bu mahalli yerinde görmeleri için topluca Saraçhaneba-şına gitmişlerdir.
"Bosphorus,. gemisi yangını
Haydarpaşa açıklarında 4 günden beri yanmakta olan Norveç bandıralı Bosphorus vapurundaki yangın çok hafif bir şekilde hâlâ devam etmektedir.
Hâdisede mesuliyeti tesbit edilmiş olan ikinci kaptanın muhakemesine başlanmadan evvel Kadıköy savcılığı tahkikatı derinleştirmeğe lüzum gördüğünden yargılama tarihi bir kaç gün geri bırakılmıştır.
Diğer taraftan geminin, bulunduğu yer seyrüsefer için bir tehlike teşkil etmesi dolayısiyle oradan kaldırılması icap etmektedir. Vapuru sigorta eden kumpanyanın İstanbul r-centeaine bu hususta gereken tebligat yapılmıştır.
Gemiyi ya orada hurda haline getirerek kaldıracak yahut müsait bir yere çekecektir. Zamanında bunu yapmadığı takdirde, bu İş acente hesabına liman makamları tarafından yapılacaktır.
Öğrendiğimize göre mevzu bahis sigorta şirketinin müdürü bu hususta bir karar vermek Üzere Önümüzdeki cumartesi günü şehrimize gelecektir.
Doğan Kardeş çocuk dargİRİniıı beşinci yıldönümü dolayıelyle dün derginin kurucusu Kâzım Taşkent, tarafından Yeşilköy Çınar otelinde İstanbul gazetecilerine bir öğle yemeği verilmiş tir.
Çok anmimî hlr hııvn içinde geçen ve şehrimiz bacınının tanınmış simalarının hazır bulunduğu toplantıda Doğarı Kardeş'ln, çocuk eğitimi üzerindeki çok faydalı hizmetlerini belirten konuşmalar yapılmıştır. Resimde ziyafete İt-tlrak edenlerden bir grup görülmektedir.
KH;i*nMin«ıtmifmı>>ıuııuııtuııııtntNiıııııımııiıımııtiiiıwmtımiHftiııtMtM)nın!iitttHiKtn>nınııı
Heybeliadada diinkii merasim
Donanmamıza 122 yedek
subay daha katıldı
Donanma ve deniz kuvvetleri komutanları bulundular
törende hazır
Komutanı Ora-Donanma Komu-Sadık Altıncan, Tuğamiral Fuat
İstiklal
Fevki ordu-yetiştiren geçen yıl 113, bu yıl da
penlz Harp Okulunu bitiren ikinci devre deniz yedek subaylarının diplomaları dün saat 14 de Heybelia-dadakl mektep binasında merasimle verilmiştir.
Deniz Kuvvetleri mlral M. Ali Ülgen tanı Tümamiral tslanbu] Komutum
UzgÖren ve yüksek deniz Hubayln-rlyle seçkin bir davetli kalabalığının hazır bulunduğu merasime Marşiyle başlanmıştır.
Mektep komutanı Albay Güven 173 yıldan beri deniz muza kıymetli subaylar okuldan
122 yedek subayın donanmamıza iltihak ettiğini söyliyerek bu subayların en iyi şartlar altında yetiştirilmesi için hiç bir fedakârlıktan ka-çınılmadığını belirtmiş ve gençlere modern tekniğin en ince teferruatını sinesinde toplamış olan deniz Ordumuzda Alacakları görevlerde muvaffakiyet temenni eylemiştir.
Bu sözlere mezunlar namına cevap veren asteğmen Ali Sivrioğlu, Ata-türkün, Cumhuriyetin ilk günlerinde "İstikbal gençlerimizdir, bütün ümidimiz onlardır” dediğini tebarüz ettirerek:
-
Bebek sergisine hazırlıklar devam ediyor
Kızılay tarafından tertip edilen ve şehrimizde temmuz ayında açılacak Milletlerarası Bebek Sergisine Amerika. Avusturya, Belçika. Birmanya, Fransa, Holânda, Büyük Britanya, İspanya, Irak, İtalya, Kanada, Monako, Norveç, Şıli, Yunanistan, Yugoslavya devletleri iştirak edeceklerini bildirmişlerdir.
Ayrıca, sergi hakkında malûmat istemiş olan devletler de vardır, onların da iştirakleri tahmin edil inektedir.
Sergi işleriyle Kızılay Eminönü Şubesi meşgul olmaktadır, Memleketimizden sergiye iştirak edip bebek teşhir etmek isteyenlere her hususta malûmat verilmektedir.
İş ve İşçi konferansları
İktisat Fakültesi İçtimaiyat Enstitüsü tarafından iş ve işçi hayatımızı aydınlatmak maksadlyle tertiplenen seri konferansların sonuncusu bugün saat 18,30 da Eminönü Hal-kevtnde Doçent Dr. Orhan Tuna tarafından “İşçi Sendikalarının Mahiyet ve Vazifeleri” mevzuunda verilecektir. Giriş serbesttir.

o şan-hazır-ruhla-ve bu
büyükle-teşekkür
”— Mili! bir günün hemen ertesinde and İçmek yalnız sizi bizi se. vindirmeyecek aynı zamandA lı tarihi, kanları, canlan İle layıp bize devredenlerin aziz rina inanç verecektir.” demiş başarıyı borçlu oldukları rine ve öğretmenlerine
ve mektepten ayrılmaktan mütevellit teessürlerini ifade ederek mektebe ve talebelere veda etmiştir.
Bundan sonra 122 yedek subay Üzerinde Türk Bayrağı ve muhtelif silâhların bulunduğu masanın başına gelerek gür bir sesle şu andı içmişlerdir,
“Hazarda ve seferde, karada, de. ntzde ve havada her zaman, her yerde Milletime, Cumhuriyetime, doğruluk ve muhabbetle hizmet edece, ğhne, kanun ve nizamlara itaat edeceğime ve Askerliğin namusunu Türk Sancağının şanını canımdan aziz bilip icabında Vatan, Cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatımı feda edeceğime namusum ÜZefitıe and içerim,”
Eğitim komutanı Tuğamiral Ta-ceddin Talayman tarafından diplomaların tevziinden sonra bir resmi geçitle merasime son verilmiştir.
•* t, -j 4 r^ı. omn—mi» * ı.a.
Üniversite rektörleri
Ankaradan döndü
Doçentlik imtihanlarına bakacak jüriler tesbit edildi Ankara da toplanan Üniversitelerarası kurulu toplantılarını bitirmiştir. Kurulun toplantısına İştirak etmiş olan İstanbul Üniversitesi Teknik Üniversitesi rektörleri uçakla şehrimize dönmüşlerdir, lantıda nizamname mucibince
sanın üçüncü haftasında tesbit edilmesi lâzım gelen doçentlik imtihanlarını idare edecek jüriler seçilmiştir.
ve dün Top. ni-
Hilmi Uran, yakında mühim bir konuşma yapacak
C.H.P. Genel Başkan Vekili Hilmi Uran, kendisinden malûmat isteyen gazetecilere, parti merkezinde, birkaç gün sonra günün meseleleri etrafında parti görüşlerini açıklayan bir konuşma yapacağını söylemiştir.
--------
Bandırma Vapuruna Türk Sancağı çekildi
Gemi bu hafta içinde limanımıza gelmiş olacaktır Ansaldo tezgâhlarında inşa ettiril, mekte olan Bandırma gemisi Denizyolları mürettebatı tarafından teslim alınmış ve gemiye bayrağımız çekilmiştir. Bandırma önümüzdeki günlerde îstanbule gelecek ve Bandırma hattına tahsis edilecektir
Amiral Ginder yarın geliyor
Bir müddetten beri Nesv-Yorkta bulunan Tilrkiyedeki Amerikan yardım heyeti deniz grupu şefi Amiral Samuel Ginder’in çarşamba günü hava yollyle şehrimize gelmesi beklenmektedir.
Seçmen kartlarının dağıtılmasına dün başlandı İstanbul İli hudutları dahilindeki bütün seçmenlere seçmen kartlarının dağıtılmasına dünden İtibaren başlanmıştır.
İl Seçim Kurulu dün akşam geç vakitlere kadar süren bir toplantı yaparak, seçim hazırlıklarını gözden geçirmiştir.
Eminönü rıhtımının inşası yakında başlıyor
Bir çok istimlâklerle tamamen a-çılmış ve çok güzel bir hale getirilmiş bulunan İstanbul Eminönü meydanının denize uzanan kısmı rıhtım haline getirilecektir. Bu iş için ge. rekli keşifler yapılmış ve projeler hazırlanmıştır.
Diğer taraftan Karaköy ve Gaz! köprülerinin onanma muhtaç kısımlarının da derhal yaptırılmasına karar verilmiştin
Fırsatlardan istifade etmeyi bilmiyoruz
UNESCO heyeti umumiyeti gele, cck ayın 25 İnde Florajnsada toplanacaktır.
Türkiye Unesco Milli Komitesi, bu münasebetle, minyatürlerimizden ve mimari eserlerimizin rölövelerinden bir «ergi yapılmasını dükünmüş ve bir karara da varılmıştır. Bu sergide Bursa Mektebinin Sinana kadar olan mimari eserlerin rölöveleri yanma büjdlk kıtada fotoğraflar da konulacaktır. Fakat, bu kararın tatbik edilebileceğine dair henüz ortada bir hareket yoktur. Esasen vakit de gecikmiştir.
Hemen daima, memleketimizin hariçte sanat eserleriyle tanıtılması hususunda > teşvik edici mütalâalar beyan eder ve kararlar alırız. Lâkin İş tatbikat sahasına gelince ya kır-tasl sebeplerden veya lâkaj^diden tasavvurlarımızı tahakkuk ettiremeyiz.
Unesco gibi imkânlara sahip bir müessesenin kendimizi tanıtmak hususunda mühim bir rol oynayacağı Şüphesizdir. Nerede kaldı ki, Millî Komitenin böyle bir sergi yapacağı haberi üzerine serginin Floransadan sonra Milâno ve Pariste de tekrarı da düşünülmüş bulunuyordu.
HAVA RAPORU
Son 24 saat içinde yurdumuzda hava Marmara bölgesinde, Iç An&dolunun doğu kısımlarında ve Batı Karadeniz kıyılarında çok bulutlu ve yer yer yağışlı. diğer bölgelerde az bulutlu geçmiştir.
Yağışlar yağmur şeklinde olmuştur.
Son 24 saat içinde yurdumuza düşen yağış miktarları metrekarede Ke-mahta 7. Bllecikte 5, Rlzede 3 kilogramdır.
Günün en yüksek sıcaklığı Adanuda 31. en düşük sıcaklık Vanda 5 derecedir.
Bugün şehrimizde havanın umumiyetle bulutlu geçmesi, pek az bir ihtimalle hafif yağiilı olması .uzgârla-rın güney batıdan orta kuvvette esmesi, hava sıcaklık derecesinin durumunu muhafaza etmesi muhtemeldir.
Sanat Haberleri
İstanbul Şehir
Tiyatrosu turneye çıkıyor Ankara ve İzmir sahnelerinin bu ziyareti iade etmelerini bekliyoruz
İstanbul Şehir Tiyatrosu 30 nisan-do tatil devresine giriyor.
Bilhassa bu mevsim zarfında etrafında. çok hararetli mbnakaıalar yapılan ve hlr rejim derişikliği geçiren Şehir Tiyatrosu, malûm olduğu üzere her sene yedi ay faaliyet halindedir, beş ay tatil yapnr. Bu tatil devresi zarfında artistler tM ıra hat ederler. Fakat bu sene, Şehir Tiyatrosu sanatkârları tatillerinin bir ksımnu Anadoiunun muhtelif şehirlerinde yapılacak olan turnelere tahriş dr/ııtj bulunuyorlar. Böyleco, İstanbul Şehir Tiyatrosu. 15 piyestik bir repertuar ||r memleketin on iki şehrini dolaşacak temsiller verecek, iç turizm bakımın-dan j’Azın en hararetli mevsimin! İdrâk öden Istanbula gelenlerin tiyatrodan mahrum kalmalarına mukabil gclcnılyenlerr İstanbul havası götürerek bir nevi teselli do vermiş olacaktır.
Şehir Tiyatrosu. Komedi ve Dram kısımları ile İki koldan turneye çıkıyor. Dram Kısmı, altı piyes ile hareket ediyor, bunlar Pristley’in "Bir Komiser geldi,Klabund'un ‘"Tebeşir Dairesi,,. R. Voss’un “Katil.,, Cevat Febminin “Koca Bebek,,, “Karanlık,, ve “Aşk Uyumaz,, piyesleridir.
Dram Kınmı turneye 2 mayısta Konyada vereceği temsillerle başlıya-çaktır. Oradan 8 mayısta A d an aya, 13 mayısta Mersine, 17 mayısta Tar-suaa, 19 mayısta Kayserıyc, 22 mayısta Sıvasa. 27 mayısta Samsuna gidecek, 3 haziranda da Zonguldağa geçerek Istunbula dönecektir.
Komedi Kısmının repertuarı dahş zengindir ve şu eserler vafdirı Sha-kospeare'nin “Yanhkhklar KomedisTS Goidoni’nln “îki Efendinin Uşağı,,t “Kayseri Gülleri,,, Feydeau'nun “Ha* nımlar Terzihanesi,,, Verneuil'ln “Ne-mo Bankası,,, Birabe&u'nun “Üvey Kardeşleri,,, Bradell ve Anİta Hartan “Bebek,, 1. ve “Allahın Cezası,,(
Komedi kısmı turneye Bursad» başlamaktadır. 2 mayısta orada alü temsil verdikten sonra, 8 mayısta Bs-lıkesire geçecek ve 15 mayısta An karaya gidecektir. Ankarada on beş gün kalacak olan Komedi Kısmı, bütütı repertuarını verecek, ilâve olarak. lt-tıınbulda Dram Kısmında oynanmakta bulunan ve Ankarada gösterilmesi istenilen “Deli Saraylı., yi da hususi bir “arrangement,, ile temsil edecektir. Esasen hâlen Dram Kısmında bu eserin baş rollerini yapmakta olu Bedia Süıtzcr ile Mahmut Morali turneye Komedi Kısmı ile çıkmaktadırlar.
Ankaradan sonra. Komedi Kısmı l haziranda Kayseriye, 4 haziranda 8ı-vosa, 8 haziranda Samsuna geçip o-radan 15 haziranda Zonguldağa gelerek turneyi tamamlamış olacaktır. Fakat bilâhare fuar zamanı İzm İre gidip orada da bütün repertuarını gösterecektir.
Bizim bütün temennimiz, bu müddet zarfında. Ankara Devlet Tiyalro-riyle Operasının ve İzmir Şehir Tiyatrosunun latanbula, bizim Şehir Tiyatrosunun ziyaretlerini iade etmeleri, şehirler arasında bir sanat mübadelesini temin etmeleridir. Aynı zamanda böyleco, İstanbul Sergisi açıldığı zaman, bir hareket de yapılmış olur A-çık Hava Tiyatrosu İnşa edilirken, hep bir ağızdan, bunun bir İhtiyaç olduğunu iddia edip durmuştuk. Verili-n haberlere göre, hariçten burada temsiller vermek üzere trup celbi, döviz ihracına müsaade edilmediğinden dolayı imkânsız bulunuyor.
Bu müddet zarfında Istanbulun tiyatrosu» kalması da doğru olmaz kanaatindeyiz. Yahut, bir müteşebbis bu İşi ele alarak. îstanbulda kalan artistlerden yeni bir trup teşkil edip bu ihtiyaca cevap vermelidir.
KÜÇÜK HABERLER
* PertevniyaJ Ortaokulunda bir buçuk aydan beri devam eden Öğretmenlere mahsus uçak modelcilik kursunu bitirenlere yarın merasimle diplomaları verilecektir.
* Göztepe yatılı okulu talebeleri tarafından 29 nisan cumartesi günü saat 17 de Kadıköy Halkevi önilnda verilecek bir müsamerede “Sindrel-la’’ bir varmış, bir yokmuş adlı 1 perdelik masal temsil edilecektir.
A İngiliz hava ataşesi Josef Brooks dün uçakla Londradan şehrimize gelmiştir.
it Bugün saat 15 te İktisat Fakültesinde. “Üniversitede harç alınmalı mı, alınmamalı mı” mevzulu bir münazara yapılacaktır.
* Şehrimizdeki Türk azınlık ve ya-bancı özel liselerin hAziran ve eylülde yapılacak olan bitirme imtihanlarına alt resmi mümeyyiz listeleri İmtihanlardan bir kaç gün ewel Bakanlık tarafından Vilâyete bildirilecektir.
Ahmet Hamdi Tonpınar
Sahnenin Dışındakiler
- 48 -
Nâeır Paşanın hanımı, kırk, kırk beş yaşlarında, mevkiini ancak sükûtiyle ve kibirli du-ruşlyle dolduran bir kadındı. Kocasının kendisine bu kötü giyinmiş acemi çaylâk yerine göğsü kor-donlu çevik endamlı, kibar, gün görmüş bir yaver tanıştırmasını tercih edeceği yüzünden okunuyordu. Nitekim birkaç hafta sonra kızı, babasının sadaret ihtirasını annesinin körüklediğini bana söyledi. Tek çocukları olan kızlarına, Rez-zon Hanıma gelince, benimle daha o günden Ivl arkadaş oldu. Yirmi yaşlarında esmer, kıvırcık saçlı, uzun kirpikli,, daha ziyade içinden yaşamayı sever, fakat alaycı bir çocuktu. Bütün hususiyeti, cazibesi tabiiliğinden geliyordu. Bana çok dostça davrandı.
Fakat o gün bunlara dikkat edemedim. Hattâ çoğunu tanımadığım İnsanlarla dolan bu solonda, ilk anlarımı kolaylaştırdığı için duyduğum minnete rağmen varlığını dahi biraz sonra unuttum. Çünkü salonun bir köşesinde komşumuz Kudret Beyi, Sabihaya gitmesi muhtemel yolların en kısası olduğunu bir akşam evvel Tevfık Beyden öğrendiğim bu eski tanıdığı 236
görmüştüm. Yaşlıca, fakat hâlâ güzel ve bilhassa edalı bir kadınla, bu hatıralarda ismi o kadar geçen Sakine Hanımefendiyle - bunu yanlarına gidince öğrendim - konuşuyordu. Kudret Bey, altı sene evvele nisbetle epeyce ihtiyarla-mıştı. Düzgün çizgili ve pınl pırıl yüzünde kuru meyvelerin kabuğundaki içe doğru çöküşe benzer bir hal peyda olmuştu. Benim bilhassa dikkatimi çeken husus, anlattığı şeylere kendi de gülmesine rağmen etrafına hep endişeli bakmasıydt. Bununla beraber kıyafeti eskisi gibi muntazam, hattâ mübalağalıydı. Yine bir defa evimizde babamla konuşurken gördüğüm gibi eliyle ara sıra burnunu okşuyordu. Hiç vakit kaybetmeden bulunduğu yere doğru yürüdüm. Yanına giderek kendimi hatırlatacak, yahut yeni baştan tanıtacaktım. Fakat daha Üç adım atmadan omuzuma hafifçe bir el dokundu. Geriye döndüm. Sabihanın arkadaşı, Ekrem Beyin kızı Leylâ idi. Fakat ne kadar büyümüş, değişmişti. Gülerek banal
— Ben sizi tanıyorum., dedi.
— Ben de sizi tanıyorum, dedim. Ama çok büyümüş, çok güzelleşmişsiniz..
— Siz de çok yorgun görünüyorsunuz. Gelin sizi babamla tanıştırayım!
Ekrem Beyi o zamana kadar görmemiştim. Bir senedenberı “M.” de Hürriyet ve İtilâfın ileri gelenleri arasına girdiğini babamın sık sık ve esefle tekrarladığı Ekrem Beyin yanına gitti.
Ekrem Beyin mili! politikadan ayrılışı, daha ziyade mensup olduğu zümrenin kendisini haksız yere içinden atmış olmasından geliyordu. O-nun Slnoba nefyi hakikatte hiç bir siyasi sebebe dayanmıyordu; O, yukarıda söylediğimiz gibi harbe devamın daha kötü neticeler vermesi ihtimalinden korkmuş ve sulbün biran evvel akdi için birkaç makale yazmıştı, latanbulun muhale-237
fetten temizlenmesi sırasında bu makalaleler yü-zündon o da nefycdilnrrişU. Ekrem Bey, menfasında da rahat durmamış, Umumi Harp başlar başlamaz, Merkez-i Umumiye yazdığı mektuplarla harbe giriimemesinl tavsiye etmişti.
Harpten sonra latanbula dönüşünde kendisini yapayalnız bulmuştu. Dört harp senesi İçinde alıştığı siyasi tenkidin verdiği hızla ve bir de memleket meselelerinin girdiği çetin vaziyette bir şeyler yapmak arzııslyle muhtelif teşekküllere girmiş, fakat asıl mensup olduğu zümre ile bir türlü nnlaşabramıştı. Birinci Tevflk Paşa kabinesinde mağdur sıfatiyle kendisine verilen mühimce vazife - nezaretlerden birisinde müsteşar yapmışlardı; - ve aldığı işin mesuliyeti içinde kendisini hapseden dnr görüşü, bu yüzden gelen ak-sülamelier bu mizacı yavaş yavaş bozmuşlardı.
Benim tanıdığım zaman Ekrem Bey, İradesi olmadan girdiği — yahut da. aynı etiket altında seyircisi olduğu, — bir cürmün cezasını çeken adam halinde idi. Vakaa, teker teker, ve çoğu gündelik zaruretlerin çehresine bürünerek kendisine gelen bir harekete az çok iştirak etmişti Fakat daima kendisinin temiz olduğunu iddia edebilirdi. Bununla beraber içindeki mücrim hâleti ruhiyeslnin tesiri altında idi, Eski dpstlarını ithamı, Anadoludan şüphesi hep bu yüzdendi. Böyle zamanlarında insana bir uçurumdan yuvarlanmak olduğu fikrini veriyordu. Fakat daha sarih ( tuğu zamanlar sadece kendisinden şüphe ediyor, nefsini bîr takım zaaflarla İtham ediyordu. Yaşla hayatın, hattâ kendi içimize baktığımız zaman bir gözlük meselesi olduğunu öğrendim. Ekrem Bey dünyaya vef içine simsiyah bir gözlükle bakıyordu. Macerası onda insanlarla u-yuşmak kabiliyetini öldürmüştü. Bir devresinde
238
iştirak ettiği milli hareket esnasında lüzumsuz yere yaptığı şeyler, zaferden sonra ayrılışı hep buradan geliyordu.
Kızı babamın adını söyliyerek beni tanıttığı zaman dalgın dalgın “Cevdet Bey, bizim Cevdet Bey, Öyle ya... diye babamın bir oğlu olduğunu
ve bu erkek evlâdın da her hangi birisinin yerine pekâlâ benim olabileceğimi kabul etti. Sonra ayağa kalkarak elimden tuttu: “Hoş geldiniz, beyefendi...,, diye yanıbaşına oturttu. O zaman ancak muhatabıma baktım. Elli yaşlarında ancak vardı. Saçı sıtır numara traş edilmişti. Gayet iri Cüsseliydi. O kadar itina ile büyüttüğü bıyıkları bile cüssesine nisbetle — bu uzvun insan vücudunun bütününde asgariye indirilmiş nisbetine rağmen — küçücük kalıyordu. Atletik vücudiyle daha ziyade sonraları gördüğüm o küçük Şarlo filimlerınde ufak cüsseli muhasımmdan daima dayak yiyen atlet kılıklı kahramanına benziyordu. Yambaşında yirmi altı, yirmi yedi yaşlarında çok güzel. Adeta Prakziteles'ln başlarını andıran bir delikanlı vardı. Bu çocuğun saçlarının Adetn kaşının üstünde başlaması ne hazindi Sonra sesinin de o kadar bed ve çirkin olduğunu gör-düm.
Ekrem Bey beni oturttuktan sonra sözüne devam etti:
— Bence bu memleketin bütün felâketi İttihat ve Terakkidir. Hâlâ bu felâket devam ediyor, Hiçbir iddialarından vazgeçmiş değildirler. Onlar kaldıkça vahdeti milliye olamaz,
Abdullah Bey sordu:
— Nasıl temlzliyeceksln?.
— öldürürüm. Mesele çok basitti. Ekrem Bey konuşurken heyecana kapılan biçarelerdendi. Kızı bu katliâma beni dürterek güldü:
•— Zannediyormusunuz kİ bugün muhalefet 239
yapanlar, başka bir şey için yapıyorlar. İttihat v( Terakki düşmanlığını kaldırsanız muhalefet kalmaz.
— İyi ama, biz muhalif değiliz. Bir bakıma göre hükümet elimizde. Muhalefet veya İsyan orada... Bu dikkat, yalnız İstanbul için doğru idi. Ortada bir divanıharp kararı bile vardı.
Ekrem Bey alay etti:
— Biz mi hükümetiz? Ödlünüz patlıyor. Sonra birdenbire hiddeti kutup değiştirdi. Karşısındakine dik dik bakarak:
— Zaten, bu biz kelimesinin mânasını anlamıyorum, dedi. Ben sizden değilim ve olanıam. Tekrar sükûnet buldu, Ağlıyacak gibiydi:
— Ben sadece mütereddit ve zayıfım. Sürükleniyorum. Mazim beni sürüklüyor. Yoksa yaptıklarımın hiç birine inanmıyorum. Zaten siyasi mahiyette hiç bir şey yapmadım. Fakat ayıda iniyorum da.., Çnk rica ederim beni kendini*'’- n addetmeyin! Yapılan işlerin hiç birini, yari:-mımla oldu diye sevinerek hatırlamıyorum ..
— Ankarada olsanız başka türlü mü ula çaktı ?
— Orada da, korkarını kİ, neticenin alına bileceğine inanmıyacaktım. Bende bir şey kırttdı Hâdiseler üzerımc’c fazla tesir bıraktı. Onları birbirine fazla ekledim. Adeta kendi kendime bir kader icat ettim. Maamafıh orada, yapılan işe iştirakten buradaki nefreti duymıyacaktım. Yani hiç olmazca yapılmasına inandığını şeyi yaptığımı zannedeceğim. Abdullah Bey Medinenln hurmalıkları için ölmek de güzel bir şeydir.
— Mcdınenin hurmalıkları burada...
— Ama sabileri orada...
(Devamı var)
240



25 Nı 1λM
Sayfa 3

Amerika, Millî Güvenlik Konseyini yeni baştan kurmak arzusunda
Savunma ve Dışişleri faaliyeti
koordine edilmek isteniyor
VV&shington. 24 - A.A. »AFP) — Birleşik Amerika Hükümeti, Milli Güvenlik Konserinin yeniden teşkilâtlandırılmasını derpiş etmektedir. Topyekûn bir siyaset temin etmek Ü-zere kurulan bu konsey muhtelif Ba-kanıkların, bilhassa Savunma ve Dış. işleri Bakanlığının faaliyetini tanzimle vazifelidir. Acheson tarafın-
Askerlik bahisleri
lâle tarlaları arasında gezen bir sal
14 nisandan heri Holândadaki Llsse *ehri turistlere yeni bir İmkân hazırlamıştır. Hususî bir sala binerek lâle bahçelerinin arasından geçen kanallarda dolaşmak kabil olacaktır. Resimde bu kanallarda gerdirilen bir grup görülmektedir
Büyük Elçi H. Grady Yunan kabinesini iyi karşılamakta
Elçi, Amerikan yardımının devamı
lüzumunu açıkladı
Londra, 24 (APl — Birleşik A-merikanın Yunanistan Büyük Elçisi Henry Grady, dün, “seçimlerin akabinde, Yunan kabinesinin karmakarışık bir durum arzettiğini fakat şimdi müstakar bir hale gelmiş olduğunu” söylemiştir.
Atinadan uçakla Londraya varmış olan Büyük Elçi, Yunanistan* yapılmakta olan Amerikan yardımının behemehal devam etmesi icap ettiğini açıklamıştır.
Kendisi, Londradaki Amerikan Büyük Elçisi Lewis Douglas ile görüşmek üzere gelmiştir fakat bu hususta tafsilât vermemiştir.
Henry Grady’ye, Çinin Yunanistan Büyük Elçisi VVem Yaun-ning refakat etmekte idi.
Londra - Kahire
5 saat 37 dakika
Londra 24 (YÎRS) — Londra Kahire hava seteri, tepkili bir Ha-villand uçağı tarafından 5 saat 37 7 dakikada alınmıştır. Eski rekor bu suretle bir saatlik bir zamanla kırılmıştır. Uçak, saatte vasati 690 kilometre uçmuştur.
I
Maraşın Gâvurgölü
ataklığı
kurutuluyor
Samsunda bir verem dispanseri açıldı
Samsun 24 (A.A.) — Samsun Verem Savaş Demeğinin şehrimizde yaptırdığı verem dispanseri bugün büyük bir törenle açılmıştır.
Milliyetçiler
tahliye

Haynan’ı diyorlar
Hong-Kong, 24 - A A. lUnited Press) — Çinden gelen haberlere göre Komünistlerin çok yaklaşmış bulunmasından ileri gelen Milliyetçi kumandanlar Haynan adasını terket-mek üzere bu sabah Yulin limanının cenubunda’ vapura binmişlerdir.
Komünistler kuvvetlerinin adanın merkezi Hoihow dahil olmak üzere kuzey kısmın dörtte üçünü işgal ettiklerini. girdikleri yerlerde hiç bir mukavemetle karşılaşmadıklarını iddia etmektedirler.
General Hsieh .lueh’in Haynan’dan ayrılma kararını. Formoza’dan beklenen takviye kuvvetlerinin gelmemesi üzerine almış olduğu sanılmaktadır.
Savunma için Amerika^ adam başına 78.33 dolar sarfediyor
Londra. 24 - A A (United Press) — Birleşik Amerika senede şahıs başına 87.33 dolarla savunma için en fazla para sarfeden devlettir.
İngiltere şahıs başına 43,74 dolar, Fransa 28,60 dolar, Kanada 27.23 dolar. Holânda 22.40 dolar sarfetmek-tedir.
Diğer memleketlerden Portekiz şahıs başına beş dolar, Belçika da 19.30 dolar sarfetmektedir.
Finlandiya çok müşkül bir durumda
dan kurulup böylece yeniden teşkilâtlandırılan bu konsey, eski Ordu Bakanı Gordon Grey’in başkanlığı altında Maıshall plânının nihayete ermesinden sonra tatbik edilebilecek iç ve dış politik - ekonomik siyaset programını tanzim edecektir.
Aynı teşekküle dahil olmak üzere bir tâli komisyon kurulacaktır. Bu komisyon, Jessup gibi yüksek memurlar arasından intihap edilen ü-yelerin yardımcılarından teşekkül e-decek ve her gün içtima ederek A-merikan iç ve dış asker! ve iktisadi siyasetinin çeşitli veçhelerini Ahenkleştirecek tedbirler alacaktır.
Cebrail’in yeni bir ziyareti!
Eşya fiyatları artacak ve vergiler daha yükselecek
Hensinki, 24 - AA. (AFP) -Başbakan Keykonen basma verdiği beyanatta. Sovyet Rusya ile Finlân-diya arasındaki münasebetlerin. 1948 dostluk ve karşılıklı yardım paktının imzasından beri memnuniyet verici mahiyette cereyan etmediğini söylemiş ve yeni hükümetin İki memleket arasında bir itimat ha-vasi yaratmak için elinden geleni yapmak arzusunda bulunduğunu belirtmiştir.
Memleketin İktisadî durumunun vahametini belirten Başbakan demiştir ki:
“Ciddi bir devirdeyiz. Bundan dolayı bazı eşyanın fiatini arttırmak ve vergileri yükseltmek gibi tedbirlere baş vurmak zorunda kRİdık.
Keykonen daha sonra Fınlândiya-ru” yeni gelir kaynakları bulmağa ç. şması lâzım geldiğin i söyliverek Finlândiya ihracatına açık yabancı pazarların genişletilmesi zarureti ü-zerinde durmuştur.
Cezairli Celâli, Mehdiliğini iddia ediyor
Cezai rt 24 - A.A. (AFP) — Tahminen 30 yaşında bulunan Cezairli Celâl! Sadık Muhammed isminde bir şahıs, Mehdi olduğunu iddia etmektedir.
Celâli üç seneden beri Cebrail kendisini ziyaret etmekle beraber ancak 21 nisan 1950 tarihinde bu haberi yayınlamasına müsaade olunduğunu söylemekte ve cihanşümul bir vazifesi olduğunu ilâve etmektedir.
Bir kol saatine mukabil yağmur
New-York 24 - IAP) —
Sudan’ın içlerinde, yerliler kendilerine. altı aydan beri yağmur yağmadığını söylemişlerdir. Bunun Ü-zerine kabilenin sihirbazı, bir kol saati mukabilinde, yağmur yağdıra-bileceğini söylemiş ve eski sihirbazların kemiklerini bir kap içerisinde yakarak bazı dualar okumuştur. Bulutlar toplanmış ve bir iki saat sonra. 30 dakika devam eden şiddetli bir yağmur başlamıştır.
n
us - İspanyol diplomatları müzakerede
4 yüz İspanyolun iadesi için Kahirede buluştular
Madrid 24 (AP) — îyi haber alan bir çevreden bildirildiğine göre, İspanya, Rusya ile dahili harp esnasında Kızılordu tarafından esir edil-mlş olan “Mavi Tümen”e mensup 400 kişinin iadesi için dolayısiyle müzakerelerde bulunmaktadır.
Bu haber resmi İspanya çevreleri tarafından teyid edilmemiştir ve böyle bir şey beklenmemektedir fakat İspanyol basınına Rusyaya karşı tecavüzkâr bir lisan kullanmamaları hakkında emir verilmiştir.
Müzakerelerin. Kahiredekl İspanyol ve Rus diplomatik temsilcileri a-rasında cereyan ettiği sanılmaktadır.
Aşağıdaki yazıda, en salahiyetli neşriyata dayanarak, bu yeni icatların hakiki kıymetlerini ortaya koyacak ve bil»
Sağlık Bakanının bir nutku ile bataklığın evvelki gün kurutulmasına başlandı
Maraş 24 (A.A.) — Dün Milli E-gemenlik Bayramı şehrimizde çok heyecanlı bir şekilde kutlandı. Binlerce öğrencinin yaptığı geçit resmi bütün halkı coşturmuş v; sevindirmiştir.
Öğleden sonra saat 15.30 da Ma. raş civarındaki Gâvurgölü bataklığının kurutulması işine başlanmak üzere Kibli Köyü civarında tertip e-dilen törene şehirden ve civar köylerden gelen binlerce halk, davul, zurna sesleri arasında açılacak kanal kenarında toplanmışlardı.
Maraş Valisinin kısa ve veciz bir hitabesinden sonra Adana Sular Müdür Muavini ve Maraş C. H. P. İlçe Başkanı Doktor Emin Karpuz ve milletvekili Emin Soysal da birer konuşma yapmışlardır. Son olarak söz alan Sağlık ve Sosyal Yanlım Bakanı Doktor Kemali Bayizid de bataklığın kuru tül masından elde edilecek faydalar, toprağın köylülere dağıtılması ve Hükümetin şimdiye kadar yaptığı işlerde ve bu arada C H.P. hükümetlerinim verdiği sözde durduğundan bahseden uzun nutkundan sonra kordelâ kesilmiş ve İlk kanalı açan eklvilâtör İşletilmiştir.
Erzurum merkez ilçe sandık kurulları memurları seçildi Erzurum, 24 (A.A.) — Merkez İlçesi seçim kurulu bugün toplanarak merkez sandık kurullarına memur edilecek olanlan kur’a ile seçmiştir.
kbte ------------— jnsr — jı
Prof. Fındıkoğlu’nun Paris’teki konferansları
Paris, 23 1 Hususi muhabirimizden) — Fam Üniversitesi Hukuk Fakültesinin davetlisi olarak buraya gelen İstanbul Üniversitesi Profesörlerinden Fındıkoğlu. dün Tatbiki İktisat Enstitüsünde Türk Sendikaları hakkında alâka ile dinlenen biı konferans vermiştir. Fransadaki Türk sefir! Menemencioglu’nun riyaset ettiği bu toplanı ula misafirlere Türk işçi hayatım gösteren resimler ve vesikalar gösterilmiş. İstanbul Ü-• nıversltesı İktisat Fakültesinin neşriyatı takdim edilmiştir.
Fındıkoğlu, yarın Paris Edebiyat Fakültesinde Türklyedekı Sosyal hareketler hakkında, 26 nisanda da Paris Mukayeseli Hukuk Enstitüsünde Türk gelir vergisi reformu hakkında iki konferans verecek, ay sonunda Fransa Hariciye Vekâleti Milletlerarası Kültür Münasebetleri Bürosu tarafından yapılacak kabul resminde bulunduktan sonra Sivas-bourg Üniversitesinin davetine icabet edecektir.
FEN/ 1STANBVL UN NOTU :
Fmdıkoğlunun Pariste vermiş ol düğü ilk konferansa ait bir mektubu 5 inci sayfamızda bulacaksınız.
Ankara, 25 (Hususi» — Demokrat: Partinin 1950 seçimlerinde gösterdiği adayları bildiriyorum. İsimleri hizasında (EM.) yazılı olan «davlar hâlen milletvekilidir. Bağımsız adaylar (B) harfi iln işaretlenmiştir.
AFYONK VRAIIİSAR
Ali İhsan Sâbis, Kemal Özçoban (E.M.I, Ahmet Veziroğhı (E.M.). Dr. Avni Tan. Süleyman Kerman, Bekir Ovnaganlı. Gazi Yiğitbaşı. Abdullah Güler, Salih Torfilli.
AĞRI
Dr. Kasım Küfrevî. Celâl Yardım cı. Halis öztiirk.
AMASYA
Kemal Eren, Cevdet Topçu, Hâmit Kor av. î^met Olkaç.
ANKARA
Sadri Maksııdî Arsal, Salâhaddln Âdil. Osman Şevki Çiçckdağ. Osman Talât tltekin. Dr. Muhlis Bayramoğlu, Se.vfi Kurtbek, Muhlis Ete, Mümtaz Faik Fenik, Dr. Talât Vasfi Öz. Ra-nnlz Eren. Hamdİ Bulgurlu. Abriullal Gcdikoğlu. Salâhaddtn Benli, Fuat Sevhun, Ömer Bilen, Cevdet Soydan. Dağistan Binrrbey, Hâmit Şevket İnce.
ANTALYA
Dr. Nazifi Şerif Nabel. Ahmet T«*-kolloğlu. Akif Sarıoğlu. Dr. Burha-neddin Onat. Ahmet Tokuş, İbrahim Subaşı, Dr. Fatln Dalaman.
.U DİN
Prof. Dr. Fuat Köprülü (E.M.), Adnan Menderes ıE.M.>, Fevzi Lütfi Karaosmanoğlu, Ethem Menderes. Dr. Namık Gedik Şevki Hasırcı, Dr. Baki Öktem.
BALlKESfR
Refik Koraltan (E.MJ, Silki Yırcu-lı. Esat Budakoğlu. Dr Muharrem Tunçay, Enver Güreli. Sa,lâhaddin Başkan, Arif Kalıpsızovlu, Muzaffer Emiroğlu. Ahmet Kocabıyıkoğlu, Yah ya Pelivan. Vo.cit A«ena. Müfit Er-kuyumcu, Ali Fahri heri.
BİLECİK
İhsan Şerif Özgen «E.MJ. İsmail Aşkın, Dr. Talât Oran. Keşşaf Mehmet Korkut.
BİNGÖL
Zihni Taşkıran. M Mücdeltin Bilgi.
BİTLİS
Ziya Şrrafhanğolu. Rıza Geboloğlu.
BOLl
Fahri Belen. İhsan Gülez, Mithat Dayıoğlu. Vahit Yöntem. M ıhmut GÜçbÜtnez, Zuhuri Danışman, KânıÜ Kozak.
Bl RDI R
Mehmet özbev. Mehmet Erkazancı. Naci Aykon.
Bl RSA
Celâl Bayat »EM >, Hulûsl Köyrnen, Sadeddin Karacabey. Selim Ragıp E-meç, Ali Canip Yöntem. Halil Ayan, Agâh Erozan, Necdet Yılmaz, Halûk Şaman. Ratf Aybar, Mithat San. Selim Herkmen,
Ç\N\KKALE
Fahri Belen, Nihat İyrlhoz, Dr. Süreyya Endik. Kenan Akmanlar. İhsan Karaaioğlu, Bedii Eniistün, Emin Kalafat. Ömer Mart.
ÇANKIRI
Celâl Boynuk, Dr. Celâl Olman, Kâzım Arar, Kemal Atnkurt, Dr Kenan Çığman,
ÇOIH H
Dr. Ali Rıza Sağlar, Dr. Abbas Gi-gln. Dr. Meclt Bıımin, Zihni Ural. Mesut Güney.
ÇOR1 M
Dr. Sair Özer. Hakkı Yemenici, Dr Sedat Baran, Ahmet Başıbüyük. Baha Koldaş. Hafian Ali Vural, Hüseyin Ortakçıoğlu, Şevki Gürsen.
DENİZLİ
Ali İhsan Sâhis, Rrfni Tava^hnğlu General Fikret Karabudak, Hüanü Aknit, Ali Çobanoğlu. Dr. Mustafa Gülcugil, Fikret Bakaran, Eyüp Şa hin.
D. Parti Aday listesi dün akşam neşredildi
Parti 63 vilâyette
486 milletvekili namzedi
ile 1950 seçimlerine katılıyor
DİYARBAKIR
Nâzım Önen, Yusuf Kâmil Altuğ. Ferit Alplfikender, Dr Yusuf Azızoğ-lu, Mustafn Remzi Bucak, Mustafa Ekinci, Dr. Kâmil Tayşi.
EDİRNE
Rükneddin Nasuhloğlu. Cemal Köprülü. Haşan Osma. Arif Altunalmaz, Mehmet Engünün.
ELAZIĞ
Şevki Yazman. Ömer Sanaç. Ab-| dullah Demirtaş. Suphi Ergene. Hâmit Âli Yöney.
ERZİNCAN
Turgut Nalcıoğlu, Salt Bâlloglu, Mehmet Yavuz, Nuaret Bayındır, Muharrem Bedirhanoğlu.
ERZt RI M
Mustafa Zer en. Rıfkı Salim Burçak, Bahadır Dülger, Merniş Yazıcı, Rıza Topçuoğlu. Dr. Enver Karan, Sabri Erdumnn, Salt Başak, Dr. Fehmi Cobnnoğlu, Emrullah Nutku Ültav,
ESKİŞEHİR
General Ali Fuat Cebcnoy (E M. Hj Abidin Potuoğlu »E.M.ı. Haşan Po-latknn CE.M.I. Kemal Zeytlnoğlu «E. M İsmail Hakkı Çevik »E.M.ı, Muhtar Başkurt
GAZİANTEP
Cevdet San. Ekrem C» nani, Ali O-cak. Galip Kınoğlu, Salahaddln Ünlü. Süleyman Kurnnol, Dr. Samlh İnal. GİRESUN
Dr. Hayreddin Erkmen. Hamdİ Boz-bağ. Arif Hikmet Pamukoğlu, Adnan Tüfekçioğlıı, Mıızhar Şener, Doğan KÖymen, Tahsin inanç, Dr. Ali Naci Duyduk.
G(MfŞUANE
Raşlt Gürgen, Cevdet Baybora. Kemal Yıirukoğlu. Vâştl 'Lıhlr Kora-ttıık, Halil Zarbun. Halis Tokdemlr HAKKARİ
Mithat Eriş.-
H \TAY
Dr. Ahmet M d hat Kuseyrioğlu, Abdullah Muraaloğhı, Abdullah Feyzi Atahan. Mehmet Cercb, Fevzi Kur-tarel. Ömer Lûtfi Arıkoğlu.
İÇEL
Refik Koraltan (EM). Dr Celâl Rnrnazannğlu »EM. >. Dr Aziz Koksal »EM ı» Salih Innnkur ıRM L Hüseyin Fırat, Şahap Tol. Halil Atalay »E.M i.
İSP ART \
Reşit Turgay (EM ), Kemal Dcmlr-alay, Dı İrfan Aksu. Sn.it Bilgiç, Dr Tahsin Toln.
İST \NBLL
Celal Bayar (E.M.>, Prof. Dr, Fuat Köprülü (E.MJ. Adnan Mcndorea • EM ). Halil Özyiirük »B), General Alı Fuat Ccheeoy (B.), Funt Hıılûfil Demircili ( E.M.ı. Dr Nihat Reşat Beller, Faruk Nafiz Cnmlılıeİ (E.M > Enver Adakan, Hüsnü Yaman, Prof Dr. Snnl Yııver, Celal Fuat Türkgehli, Dr Mükvrrem Sarol, Sala-mon Adalin (EM), Senihi Yürüten (E.M ). Muhal Bcnker. Firuzen Tekil, Nazlı Tlabar, Salih Fuat Keçeci. Mithat SÖzer. Ahmet Hamdİ Ba-şar, Fahri Sayımer, Ahilya Moahos, Bedri
Nedim Göknil, Dr. Andre Vahram. Ahmet Topçu. İhsan Altınel.
İZMİR
Refik Şevket ince, Halide Edip Adı-var (B.t. Halil özyöriik (B ), Dr. Cemal Tunca »E.M.ı, Cihad Baban (E. M. B ). Dı\ Ekrem Hayrl ÜMündağ. Zühtü Hilmi Velibeşe, Avnl Başman, Vasfi Menteş, Osman Kapani, Muhld-dîn Erener, Mehmet Aldemir, Sadık Giz, Necdet incekara, Behzat Bilgin (M. Tuncer). Tarık Gürerk, Abidin Tektin,
KARS:
Dr. Turgut Babaoğlu. Emin Akıncı, İsmail Hakkı Alaca, Zeki Araş, Fazıl Baykal. Nevruz Giindoğdu, Ahmet Kağan. AH Topçu. Fahri YAzman. Dr. Kemal Tuğcu.
KASTAMONI
General Rifat Taşkın, Sait Kantarcı. Galip Deniz, Hamdİ Tiiıe, Dr. Fahri Keçectoğlu, Hayrı Tosunoğiu, Şükrü Kcrlmzade, Muzaffer Mühte, Hilmi Ayrancı, Ahmet Keskin.
KAYSEKİ
Suat Hayrı Ürgüplü (B.t, Kâmil Gündeş (E.M.ı, Fikri Apaydın (E.M.). İsmail Beı-kok, Ali Rıza Kılıçkale, İbrahim Kirazoglu. Ziya Turgut. Mehmet özdrmir. Emin Devoiloğlu.
KIRKLAR ELİ
Faik Üstün, Fikret Filiz, Şefik Bakar, Mahmut Erbil. Sıtkı Pekkip.
KIRŞEHİR
Amiral Rifat özdeş, Osman Şevki Çlçâkdağ. Elvan Kaman, Muharrem lllrz.
KOCA ELİ
General Saim Önhan, Dr. Et hem Vaasaf Akan, Salih Kal^mcioğlu, Mümtaz Kavalcıoğlu, Dr. Hüsnü Türkand, Dr Ziyıı Atığ. Ekrem Alişnn, Mehmet Yılmaz. Yeredoğ Kişioğlu* Lûtfi Tokoğlıı, Haindi Başak.
KONYA
Ahdurrahman Fahri Ağaoğhı, Kâmil Şnkir Ilhan, Himmet ölçmen, Remzi Birant. Muammer Obuz, Kemal Ataman, Tarık Kozbnk. Ali Rıza Ercan, Ömer Rıza Doğrul, Saffet Gürol Hidayet Aydıncı. Dr. Sıtkı Burçak. Rifat Alabay. Dr Zıya Barla*. Zeyyad Ebiiz-zlyn, Abdı Çilingir, Ümran Nazif.
Kütahya
Ihsan Şerif Özgen »E.M i» Hakkı Gedik «EMJ. Dr Ahmet İhsan Gür-Hoy »E.M.», Remzi Koçak. Süleyman Sururl Nasuhoğlu. Necdet Alkin, General Beşim Beşin, Yusuf Avanl, Ahmet Kavuncu, Behçet Kemnl Çağlar,
M KLATVA
Prnt Lûtfi Ülkmnn, Ziya Şakır Soku. Mİflbah Uras, Sayld Ağar, Reşat Cemal Emek, Salt Bllglncr, Kemal Özmumcu, Kemal Evliyaofclo Sabri Özbek Rıfkı Garipoğhı, Mustafa Sal-loğlu.
MANİSA
Hamdullah Suphi Tanrıöver (E .\1 » • Rı. Fevzi Lûtfi karnosmanağhı, Refik Şevket İnce, Samrt Ağnoğlu, Kâzım Taşkent Şemi Ergin. Muhlis Tii-may. Adnan Knrnosmnnoğlu Sudi Mıhçıoğlu. .Muzaffer Kurbanoğlu, Dr. Faruk İlker, Dr. Nafiz Körez.
ALABAŞ
Salâiıaddin Hüdaioğlu, Ahmet Ka-dıoğlu, Abdullah Aytemiz, Mazhar Öz-soy, Ahmet Bozdağ, Hamdİ Ongun. Nedim Ökmen,
MARDİN
Abdülkadir Kalav »E.M.), Cevdet öztürlc, Bahaoddin Erdem, Abdurrah-man Bayer, Mithat Güven, Tevfik Ker-mooğlu, Ethem Aybar,
MUĞLA
Samet Ağaoğlu, Nuri Ozsan (E.M.ı, Nadir Nadi Ababoğlu (B), Cemal Hü-nal. Zeyyad M anda linçi, Yavuz Başar
MUŞ
Ferit Kılıçlar, Hamdİ Dayı (E M.).
x I ( rDE
Fahri Köşkeroğhı, Dr. Hüseyin Ülkü, Ferit Ecer (E M.). Asım Doğanay. Necip Bilge, Hadi Arıbaş, Nuri Yurdakul, Süreyya Dellâloğlu.
ORDU
Feyzi Boztepe, Fazlı Ertekın, Dr. Cemil Bengü, İsa Çordan, Galip Serter, Refet. Aksoy, Dr. Salâhaddin Orhon, Cevdet Gürkan.
RİZE
Osman Kavrakoğlu. Kemal Balta. .Mehmet Fahri Mete, İzzet Akçal. Zeki Rıza Sporel, Ahmet Morgil.
SAMSUN
Tevfik İleri. Firuz Kesim, Muhiddin Özkefeli, Ferit Tüzel. Naci Berk-man, H. Şükrü I hıçay. İsmail Işın, Haşini Alışan, Haşan Fehmi Ustaoğ-lu, Hadi Uzel.
SEYHAN
Remzi Oğuz Arık. Zeki Akçalı» Ali Alfiybek, Arif Nihat Asya. Dr. Sedat Barı, Tevfik Coşkun, Yusuf Ziya Eker, Dr. Salim Serçe, Reşat Güçlü, Mahmut Kibaıoğlu, Prof. Cezmi Türk.
SİİRT
Şefik Tiirkdoğan. Ahdiilbaki Erdem. Cemil Yardım, Mehmet Daim Sualp, SİNOP
Vedat Ardahan, Aralan Torun, Ahmet Muhip Drnnas, Mahmut Pınar Dr Mustafa Sazak.
S h M5
Nureddln Ertürk. Ercütlıonl Damalı. Ilhan Dizdar. Rıfat öçten. Halil imre, Sedat Zeki Örs. Nazını Ataçcıkoğlu. İbrahim Duygun, Mahir Tîırkav. Şevki Ecevit. Dr. Bnhnddln Tamer. Hüseyin Yüksel.
TEKİRİ) \Ğ
Hüseyin Bingili (E.M.). İsmail Hakkı Akyüz, Dr. Zeki Erat a man. Şevket Maçan, Yusuf Ziya Tuntnğ,
TOK \T
Halûk ökeren, Hamdİ Koyul ürk. Nuri Turgut Topçuoğlu. Fevzi Çubuk. Mustafa özdemir. Muzaffer Ö-nap, Ahmet Gürkan. Sıtkı Alnnç TRABZON
Halil Ağanoglu. Salih Esat Aipenm, Mahmut Gnloğlu. SülcymruT Fehmi Knlnycıoğlu. İbrahim Çehreb. Hüseyin Çulha. Osman Kulnyln, Hanpi Pirse-llmoğlu. Dr Ahmet Sakaaoy, Kâzım Üstündağ, Şakir Şükrü Sanus. Hüseyin Avnl Snğıroğlu
Tl NCELİ
Haşan Remzi Kulu, Av(lın Hıdır t İM A
RflŞİt Kemal Timuroghn M Celâl Öncel, Dr. Feridun Ayalp, Ömer Cevheri, Dr Feridun Ergin. Şiikru Yük-«rl, Necdet Açana!
VAN
Şükrü Altay, İzzet Akın, Hamil Kartal.
Y OZGAT
Baran Baran. Niyazı Ünal Alçılı, Haşim Tatlıoğlu. Masan Üçüz. Fuat Nİzamoğlu. Yusuf Karshnğlu. Faik Erbaş.
ZONGl LDAK
Ah Rıza Incenlenıdaroğlıı (E.M.ı, .\l»ı..n naer Alaknnt (E M * Maksut çivi. Cemal Kıpçak, Suat Başol, Hüseyin Balık. Ahdurrnhman Royucıgiller. Fehnu Açıkgöz, Avnl Yurdabayrak, Rifat Sivişoglu.
hassa ufak ve fakat silâh icatlardan
YENİ silâhlarda durmadan iler-leme ve tekâmül kaydedilmektedir. Fakat insan hayali ekseriya bu yeniliklere öyle bir vüsat veriyor ki hayal ile hakikati birbirinden avırdetmek güçleşiyor. Öyle ufak ve kenarda köşede kalmış gibi görünen icatlar var ki; bütün kara muharebelerinin esasını değiştirecek kudreti haiz olduğu halde bunlardan hiç bahsedilmiyor da mütemadiyen 10.000 kilometreye giden füzelerden veya şu kadar bin kilometreyi altüst eden atom veya hidrojen bombalarından bahsolunuyor. Vakaa bu vâdi-de de bir hayli ilerlemeler olmasına rağmen bunların çok mahdut adette ve yerlerde kullanılacağı ve bıına mukabil diğer icatların çok harcıâlem ve her sahada istimal olunacağı unutuluyor. Bu itibarla en salahiyetli neşriyata dayanarak bu yeni icatların hakiki kıymetlerini ortaya koymaya ve bilhassa ufak ve fakat silâh fenninde inkılâplar yapan İcatlardan bıüısetmğye çalışacağız.
1 — Telsiz clhazlı topçu mermileri:
1944 kışında Amerikan kıtalarının Belçikada ve Lıyej mıntakasında Rundstett’in mukabil taarruzlarına uğradıkları zaman kendilerim tapa yerine telsiz cihaziariyle teçhiz e-dllıniş topçu mermilerile kurtardıklarını bilenler pek azdır. Filhakika hâlâ yalnız Amerikan kıtalarının elinde bulunan bu topçu mermileri eski mermilerde olduğu gibi tapalarla a-yar edilmezler. Çünkü tapaların bütün ıslaha rağmen mermilerin zeminden istenilen irtifada patlatılması her zaman kabil olamıyordu. Ya biraz yukarda veyahut toprağa düşerek aşağıda patlıyorlardı ki her ity halde de tesirleri azdır. Halbuki tapa yerine ufak birer telsiz cihazlariyle teçhiz edilen topçu mermileri bu cihazların dalgalarını radar şeklinde kullanarak zeminden muayyen bir irtifada, ıhıımın ne altında ve ne de Üstünde infilâk ederek canlı hedeflere karşı azami tesiri temin etmektedirler. Bu suretle normal mermilere nazaran elde edilen tesir derecesi de en az on misli fazla olmaktadır. Yani tek bir topla tam on topun tesiri elde ediliyor. Bu basit tertibatla kazanılan muvaffakiyet müthiş değil mi ?
2 — ( eri tepme tesiri olmıyan lop:
Topların büyük ağırlıkları geıı tepme tesirlerinden ilen gelir. Büyük kundaklar ve onları taşıyacak muazzam tekerlekler hep bu yüzden yapılır. Halbuki yine Amerikalılar şimdilik küçük loplarda (7-10 milimetre çapında) hu geri tepme tesi-
fenninde inkılâplar yapan bahsedeceğiz
Yazan: M. Şevki Yazman
rini ortadan kaldıracak bir tertip bulmuşlardır. Topun geri cidar üstüne tazyik yapan gazleri bir mecra ile alınıp dışarı salıverilmekte ve bu çıkan gazler tıpkı motörlerin egaoat gazleri gibi geride duran insanlara da bir zarar vermemektedir. Bu sayede topun ağırlığı bir kaç tondan bir iki yüz kiloya düşmüştür. Binaenaleyh Jeep otomobilleri üzerinde ve hattâ omuzda bu toplan taşıyarak tanklara, uçaklara ve hücum eden birliklere karşı kullanmak kabildin Bu sayede de piyade büyük kudret kazanmıştır.
3 — Yeni Bazaaka’lar:
Basit bir namlu içerisinde tanklar üzerine ağır mermiler atmak usulü ikinci harbin başında keşfolunmuştu. Piyade raketleri diyeceğimiz bu âlet? ler tekâmül etti. Bugünkü İktidarı şöyledir: 200 metreden 4 kiloluk mermiyi atar ve takriben 25 milimetrelik zırhları deler. Kendisi de iki kişi tarafından taşınıp kullanılabilir. Binaenaleyh cesur olmak şar-tiyle piyade birliklerinin bugün önleyip durduramıyacakları tank yok demektir. Amerikan ordusunda beher piyade tümeninde bu Bazaakalardan 500 kadar bulunduğunu nazarı itiba-re alırsanız tanka karşı müdafaanın ne mertebe ilerlediğini anlarsınız.
4 — Telsizle sevkedllen bomba:
Uçaktan veya raketle atılan bombanın üzerine konulacak telsiz Ahize cihazı vasitasivle ona muayyen istikamet ve zaviyeler vermek güç bir §ey değildir. Güç olan şey, bu istikamet ve zaviyenin isabet ettirilmek istenen hedefe karşı tam tetabuk ha-iınde olmasıdır. Harbin gürültüsü ve telâşı arasında bunun tam olarak muhafazası zorluğu vardır. Halbuki burada radar imdada yetişmektedir. Zira radar vasıtasiyle hedefin her dakika bulunduğu yeri tesblt kolaydır. Hele bu hedef meselâ bir deniz üstünde büyük bir gemi gibi her zaman tefrik ve tâyini kolay cinsten ise kabili sevk bombanın buna göre tevcihi her an kontrol edilip gözö-nünde bulundurulabilir»
Pasifikte »ve İkinci Dünya Harbinin sonlarına doğru Japon donanmasının birer birer batırılmasında bu kabili sevk bombalar en büyük rolü oynamışlardır. Keza Burma’da mühim denuryol köprülerinin tahribi de bu sayede mümkün olmuştur.
Fiilen tahakkuk etmiş bu silâh da hâlen tekemmül ettirilmektedir. Bunlar yeni silâhların hayal değil, hakikat hanesine kaydolunanları ve büyük değişikliklere sebep olmuş bulunanlarıdır Diğer tekemmül halinde ve büyük çapta olanlarından da ileride bahsedeceğiz.
Diyarbakırda öğretmen okulu tesis edildi
Ayrıca 520 beygirlik motöörle çalışan hidrolik
elektrik tesisatı
Diyarbakır 21 (AA.) — Milli Hâ. kimiyet ve Çocuk Bayramı dün şehrimizde büyük tezahüratla kutlanmış ve bu münasebetle ilk defa 1301 yılında inşa edilip sonra muhtelif za-
çalışmaya açıldı
inanlarda açılıp kapanan ve nihayet öğretmen okuluna tahsis edilen bina İle şehir hidro elektrik tesisatına I-lâve edilen «520 beygirlik dizel motö-rünün açılış törenleri yapılmıştır.
Sajla 4
î E N 1 İST A N B l' L
*nn h *
BEN DE ORADA İDİM!
ijfiıatr. Ora mİ rai Wİ/liam D.Leahy
| Çeviren: Halûk TANHüG
Evvelâ, en sonra ve her zaman İngilterenin menfaati geliyor
”Önümüzdeki birkaç hafta içinde birkaç neslin mukadderatım tâyin edecek ehemmiyette kararlar alınacak,,
Dâvien, y«zdı|h resmi rapordan parçalar okudu: "Başbakanın iddialarım ve İthamlarını dinledikten sonra kendisine şu suali sordum. Mademki Sovyet Ifderlcrinin sözlerinden ve maksatlarından bu kadar şüphe ediyor, Sovyet hegemonyasından bu kadar sert bir lisanla bahsediyordu, o halde Nailleri desteklememekle İngilterenin bir hata ettiği kanaatinde mi idi? Böyle bir fikre sahipse bunu alenen bütün dünyaya ilân etmek ister mi İdi? Çünkü benim anladığıma göre Başbakan. Hit. ler ve Göbbels'in Müttefiklerin ara-aım açmak maksadlyle son dört sene içinde tekrar tekrar ileri sürdükleri doktrini benimsemiş bulunuyordu. Naziler de aynı şartların mevcu-diyetinl iddia etmişler ve eeleri çıkarmışlardı.
"ChurchiH’in bu şekilde bu şekilde fikirlerini ifade gine inanamıyordum.
"Söziimil hiç kesmeden
katle dinledi. Sonra yüksek sesle düşündüğünü, çok yorgun olduğundan sözlerini istediği ribi kontrol edememiş bulunduğunu söyledi."
Danes e göre, Amerikan birliklerinin çekilmesi ihtimalini İngllıı Başbakanı dehşetle karşılıyordu. Chıır-ehill, o »aman, bütün Avrupanın Kı-nlordu ve komünizm için yutulması çok kolay bir lokma haline geleceğine samimi bir şekilde inanıyordu.
bir şekilde
mahrem ol-Başbakanf-

ı
aynı neti-
düşünüp edebilece-
beni dik-
“Ordularımızı Kir bölgesinde hilalim:
İngiliz Başbakanı, Merkezi Avru-pada İngiliz ve Amerikan ordularının tuttukları hatlann muhafaza e-dilmesi taraf t arıydı. Böylece Sovyetlerle pazarlığa girişmek imkânları elde edilmiş olacaktı, bölgeleri hudutlarının bit edilmiş olduklarını
ChurchlU: “Şartların çok değişmiş olduğu cevabını vermişti. Başbakan Amerikan bölgesinden daha doğuya İlerlemiş bulunan Amerikan birliklerinin bir anda geri çekilmelerini katiyen mâkul bulmuyordu. Hattâ böyle bir çekilmenin çok feci neticeler doğuracağı kanaatinde idi.
Davies, işgal evvelce tes-hatırlatınca.
muhalefet yapılacak hariç tu-beyan et-
Truman’ın, Davies vasıtasiyle Churchill’e sorduğu suallerden biri de şu İdi: “Başkan üçler toplantısından Önce Stalin’le başbaşa bir konuşma yapmak istiyordu. Bu teklife Churchill evvelâ şiddetle etmişti. Zaferden sonra İlk toplantıdan kendisinin tutmasına çok üzüldüğünü
inişti. Biraz sükûnet bulduktan sonra Başbakan telâşının sebebini izah etmişti. Yakın bir tarihte yapılacak olan seçimler ChurchılH ihtiyatlı davranmaya icbar ediyordu.
İngiliz lideri üçlerin ilk toplantısında bulunmazsa İngiliz efkârı u-mumiyesi bunu yanlış tefsir edebilirdi.
Churchill üç taraflı bir konferansın faydalarını ve lüzumunu be. lirtmişti. Başkan Truman’ın Pots-dam’a giderken Londraya uğramaması ihtimali bile seçimler bakımından Churchıll’i telâşa düşürmekte idi.
Alınarak mühim kararlar
Soğukkanlı lığını muhafaza ettiği zamanlar. Başbakan, durumun va-
hametlnl kabul ediyordu. •‘Önümüzdeki bir kaç hafta içinde bir kaç neslin mukadderatını tâyin edecek olan kararlan bir kaç kişi alacaktır”.
Davies in kanaatine göre, Başbakan, “Evvelâ, en sonra ve her zaman” büyük bir İngiliz devlet adamı sıfatlyle, sulhun kurulmasından daha çok İngilterenin Avrupadakl mevkii He ilgileniyordu. Başbakan, lngiltere.ve hizmet etmekle dünyaya hizmet ettiğine samimi kanaat getirmişti.
Davies. konuşmaların masına rağmen. İngiliz
nın Sovyetlcre karşı takındığı tavır ve sarfettiği lisandan Moskova’nın haberi olduğunu veya şüphelendiğim tahmin ediyordu. Davles'e göre Rusların takındıkları mütecanis tavırdan Churchill kısmen mesuldü.
Davis'in sözlerinden de anlaşıldığı gibi, Churchill, İngiltere’nin eski mevkiini kaybetmiş olması keyfiyetini bir türlü kabul etmek istemiyordu. Amerikan ordusunu Avrupada tutarak İngiltere’nin ka.vbolmıya yllztutan kredisini muhafaza etmeyi ümid ediyordu. Amerikan ordusunun Avrupa’dan çekilmesi halinde İngiltere’nin tek başına kalmasından korkuyordu Churchill kabul ediyor
Konuşmalarının sonuna doğru. Churchill, Amerika’nın Rusya'ya karşı tuttuğu politikayı tasvip ettiğini bildirmişti. Her ne kadar İngiliz Başbakanı R usla ra karşı daha sert bir Usan kullanılması taraftarı ise de. üç büyükler arasında meydana çıkan zorlukları halletmek uğruna bütün imkânların bir defa denenmesini kabul ediyordu .
Davies, Posidam Konferansında ChurchiH’in İşbirliğini temin etmek bakımından Londra seyahatinin muvaffak olduğu fikrinde idi.
Davies’in raporu beni biraz telâşa düşürmüştü. Başbakanın heyecanlı durumu soğukkanlı bir Stalin’le aynı masa etrafında toplanmayı biraz güçleştiriyordu. Sonra, yeni cumhurbaşkanının Churchill’e ne kadar tesir edebileceği de malûm değildi. Roosc -velt» İngiliz liderini idare etmesini gayet iyi bilmişti. Ingiliz Parlamentosun da verdiği son nutuklarda Churchill “İngiltere’nin tek başına yoluna devam etmesi”nden bile dem vurmuştu.
Hopkinn Çin ıne*((‘lr^inl konuşuyor
Hopkins, Çin meselesini Stalin’le teferruatlı bir şekilde münakaşa etmişti. Sovyet lideri, birleşmiş hır Çin isteğini tekrar etmiş, harp esnasında ve sarpten sonra Çan-Kay-Şek’i destek liyeceğinl söylemişti. Stalin,, Çin’i birleştirecek kadar kuvvetli bir komünist liderinin Çinde mevcut olmadığına da işaret etmişti. Mareşal bütün Mançurya’nm Çin tarafından kontrolünü kabul ediyor, Amerika’nın Açık Kapı siyasetini tasvih ediyordu. Her sahada ve manâda Çin’in egemenlik hakkına Rusya'nın riayet e-deceğinl Hopkins’e temin etmişti. Kore’de de, Birleşik Amerika, Çin, İngiltere ve Sovyetler Birliğinden müteşekkil bir idarenin kurulmasını kabul etmişti.
etmesini İstiyordu. Soong, Başkan Grew ve benimle Beyaz Saray da bir toplantı yaptı. Çin anlaşmaları hakkında bazı ihtiyati kayıtlar Heri sürdüğü vakit. Trumon kendisine Amerika’nın Kırım Konferansı kararlarını clestvkhyoceğinl bildirdi.
Soong, 15 haziranda Washıngton-dan ayrılacak, Çungking’e uğradıktan sonra Moskovaya gidecekti. Çin devlet adamı hususi olarak bana şu sözleri söyledi:
“Yalta konferansında Rusya’ya Mnnçurya üzerinde tanılan kontrol İmkânlarını memleketim kabul edemez. Çin, meseleyi silâhla halletmeyi tercih edecektir.”
“ÖNt M t ZDEKİ 500 SENE İÇİNDE HERHANGİ BİR G(LN„
Çan-Kay-Şek’tn gerek askeri gerekse siyasi zaafını bildiğim için Snong’a ŞU suali «ordum: “Meseleyi silâhla halledebilecek bir duruma ne zaman gelebileceğinizi zannediyor sunuz?”
Amerikalı »gır sıklet boksörlerinden VValcott İle dövüşecek olan Alnıaıı Ten Hoff antrenmanlarına başlamıştır. Maçın 7 mayısta Mannheim şehrinde yapılması kararlaştırılmıştır.
Dün gece yapılan boks maçları
(Ilcviunı var)
Otomobil yarışlarında iki kişi öldü
Roma. 24 (YlRS) — Bresciada yapılan 1000 millik otomobil «ürat yarışına İştirak eden milletlerden Ingiliz yamçısı Richard İle Italyan yarışçısı Bomİs. kaldırılmış olduğu Poude has-tahanesinde ölmüşlerdir.
Otomobiller virajda tarlaların içine uçmuşlardır. Bu kazarla 15 kişi de ağır surette yaralanmıştır. Gerek !-lalyan Richard ve gerekse Eossi’nln vefatı ItAİyada büyük bir teeaMÜr u-yandırmıştır. Yarışta ölenlerin cenazeleri yarın büyük bir merasimle kaldırılacaktır.
Motosiklet yarışlarında bir kaza
San Reme, 21 (YIRSı — Ospeda-letti motosiklet yarışında dün İtalyan yarışçısı Oscar Slemenchih bir kaza neticesi ölmüştür.
Yarışçı. Yarış pistinden fırlıyarak bir duvara çarpmış ve hastahanede vefat etmiştir.
İki bacağını harpte kaybeden Douglas Bader, Golf kupasını kazandı
Londra, 24 1YÎRS1 — Son harpte iki bacağım kaybeden hava kahramanlarından yüzbaşı Douglas Bader, takma bacaklarlyle gi/diği golf müsabakasında, Golf Galenç kupasını kazanmıştır. Yüzbaşı Douglas Ba-der in bu muvaffakiyeti takdirle karşılanmıştır.
Finaller bu geceye kaldı
İstanbul boks birincülklerint dün gece Galatasaray Kulübünde devam edilmiştir. Alman neticeler aşağıdadır:
58 Kiloda: Elektrikten Hüsnü öza-n Galatasaray dan Gül tekine abondo-ne He. Barutgücünden Adnan Be-şiktaştan İhsana abondone ile. Ga-latasaravdan Kemal Defterdardan Şerafettine hükmen galip gelmişlerdir.
62‘kiloda; Galata.** ar aydan Vural E-laktrlkten Mustafaya abondone He, Galatasarayclan Aleko Galatasaray-dan Sabaha hükmen. Galatasarayclan Necip Beşiktaştan Alpe ittifakla. G. Saraydan Cavlt Elektrikten Yılmaza hükmen galip gelmişlerdir.
67 kiloda: Eelektrikten Oktay Ga-latasaraydan Vevada hükmen. İhtisastan Garbis Vefadan Misbaha hükmen. İhtisastan Nubar Vefadan'lsma-ile hükmen galip gelmişlerdir.
73 kiloda: Galatasaraydan Ayhan İhtisastan Varujana ekseriyetle galip gelmiştir.
Ağırda Elektrikten Cevdet Galata-saraydan Şabana ittifakla gaüp geldi.
51 kiloda: Elektrikten Recep Vefadan Mesıopa hükmen,
54 kiloda: İhtisastan Abdi Beykoz-dan Hayriye ittifakla,
58 kiloda: Elektrikten Hüsnü Gala-tasaraydan Kemale İttifakla.
62 kiloda: Galatasarayclan Vural 1-nan Beşiktaştan Ruhiye galip gelmişlerdir.
Müsabık adedinin fazlalığı yüzünden final maçları bu gece yapılacak ve İstanbul şampiyonları beüı olacaktır.
Karadeııizin cenneti: Rize
sini çok iyi bilir. Bayramlında düğünlerde kenıençcye uyarak çok Karadeniz oyunları oynanır, mumiyetle düğünlerde kadın ve kekler beraberce hora tejıerlcr karşılıklı türkü söylerler.
Kıyılara dik İnen ve birbirine
ralel olan dağların hemen hepsinin arasından bir çay akar. V Adiler mümbit olduğu için buralarda halkın büyük bir kısmının tarlaları vardır, ilkbahar, yaz, sonbahar mevsimlerin-
ve bir U-er-
ve
|>ll-
de akşama kadar buralarda çalışan halk, akşam dönüşlerinde bütün bir günün yorgunluğunu türküden ve maniden çıkarır. Uzaklaştıkça yavaş-hyan ve sonundu kaybolan hu nağmeleri duymakla mesut, «öyliyenln halini görmekle ağlamaklı olursunuz.
Bütün güzelliği İle, fakirliği ve zenginliği He Rize, yurdumuzun görülmeye değer canlı köşelerinden bindir.
Hunin KARARAN
bir koy kenarında evleriyle ne kadar Kayını sağında ve bulurum fener bu-
II i KA Y E
Neronun bir muz’pbği
nırı Fo-
lıevecan eseri Marcus eğildi, arada, imparato-aslller ve daika-
tahmin etmeye önlerinde geçen seyrediyorlardı, saraya gelince.

Nakleden: Nihat PELEMEN
bubin Ya-bu

Soong İtiraz ediyor
Rus lideri, Yaita'da alınan kararların Çinliler tarafından kabulünü çok arzu ediyordu. Bu maksatla Çin Dışişleri Bakam T, V. Soongun 1 temmuzdan önce Moakovayı ziyaret
Dünya ağır sıklet şampiyonu muayenesini istiyor
VVashington, 24 (APj — Birleşik Amerika Millî Boks Federasyonu, dünya ağır sıklet boks şampiyonu Ezzard Charles’e iki tıbbi muayene geçirmesi icap ettiğini bildirmiştir. Charles, bunların ikisini de geçirip sağlam olduğunu belirttikten sonradır kİ, Freddie Boshore İle mayıs veya haziran ayında New-York’ta hır maç yapabilecektir.
Charles’ın kalbinin etrafında bir h-dall kütle teşekkül etmiş olduğu söylenmektedir kİ, bu tebeyyün ederse kendisinin ringi bırakması İcap edecektir.
Millî güreşçilerimizin yaptığı gösteriler
Nallıhan, 24 (A. A.) — Egemenlik Bayramı münasebetiyle dün Avrupa güıeş şampiyonlarından Yaşar Doğu, Dünya Greko-Romen üçüncüsü Tev-fik Yüce. Ankara güreşçilerinden Salim (inal, Ahmet Bulut ve Ekrem O-nuk ilçemize gelmişler, kalabalık bir halk kütlesi önünde ilçemiz güreşçilerinin de iştirakiyle yapılan güreş müsabakalarında desteyi Nallıhandan Ramazan Akıncı, ayağı Ankara güreşçilerinden Ahmet Bulut kazanmışlardır.
Ortada yapılan karşılaşmada Tev-fik Yüce ve Nallıhan güreşçilerinden Ali Olgun berabere kalmışlardır.
Başta Yaşar Doğu ve Salim Ünalın serbest güreş gösterisi halk tarafından takdirle karşılanmış ve derece a-1 ani ar a ikramiyeler verilmiştir,
YAZ. kış, ilkbahar, sonbahar Ri-zeyl hangi mevsim gezerseniz geziniz her an bir cennette yaşadığınızı sanırsınız. Tabiatın, bahar zamanı burada aylarca tükenmez Bütün renklerin yalattığı bu mende-ket, kendini yeşil maskesi altında gösterir. Yeşili bu kadar benlmslyen ve yeşilin bu kadar beniınaecUğl tabiat parçası pek az bulunur.
Anndoluyıı Asyadan ayıran sınır üzerinde bulunan Rize, Karadenizin bıı zümrüt yeri sıralanmış beyaz cana yakındır. Tophane solunda
runları Rlzeye iki liman kazandırır Sağdaki sığ. soldaki derindir. Gemiler soldakinc demirler. Şehir, arkasını dağlara yalamıştır.
Trnbzondon Hopaya kadar Karadeniz dağları denize doğru yüksekliklerini kademe kademe kaybederler ve kıyıya varmadan tatlı bir şekilde kaybolurlar. Bu tatlı alçalış ve bu sona eriş... İşte bu kıyı güzelliğinin mühim bir sırrı.
Rizeden kıyı boyunca doğuya doğru giderseniz yolunuz Askaros Çavını geçtikten sonra lamını, yetiştirdiği çaydan alan “Çaveiine,, uğrar. Daha doğuda İse Pazar, Viçe ve Arhave var.
Rize, yetiştirdiği nebatlardan en bodurundan, yavrularına rahat rahat hayat hazırlıyor. Bir gün yurda yettikten maada mühim bir döviz snğ-byacak olan bu mahsulden Rize ve bütün memleketimiz elinden gelen İhtimamı esirgememelidir. Çay, Rızcyl, denizden bütün kıyı boyunca karadan 14 kilometre içerlere ve 1500 metre yüksekliğe kadar şimdi len kapladı, ihtiyaca cevap veremlyen merkezdeki fabrikaya tam mânasiyle modern bir tane daha eklendiği gün Rizelilere iktisadi güneş doğacak demektir.
Çayelinden kısa bir yolculuk sizi Pazara götürür. Rizenln bu şirin lyısabası güzelliği kadar elması ile de meşhurdur. Almanların mayhoşluğuna bayıldıkları ve Demir elma dedikleri bu elma Karadeniz çımacılığının piridir. Arhave Viçe a.vnı tabii güzelliği devam ettirir.
Mavi suyundan Hopaya kadar tün bu kıyılar bin bir şekilde ve bir lezzette nıeyva yetiştirirler, zın Erzunıma kadar götürülen
meyvalar, Erzurumlunun lüks mey-valan olurlar. Akdenlzin limonu, portakalı, mandalinası burada daha iyi yetişir. Hele mandalinalarına doyum olmaz. Azerbaycanın armutları artık her evin bahçesine kadar getı rilmlştir.
Çay deyince Garaldağı akla gelir. Rızeniıı arkasını yasladığı bu tepeden deniz kıyısı, haritadaki Karadeniz çizgisi gibi görünür. Buradan şehrin bütün güzelliği belirir. Ve siz bütün bu güzelliğe saatlerce bakmak ihtiyacını duyarsınız. Zirvesi Tarım Bakanlığına ait olan kısımda güzel bir ziraat bahçesi meydana getirilmiştir. ömrümde bu kadar güzel bahçe görmemiştim.
Garal Dağının arkasında uçları denizde Tophane ve Fener burunlarını meydana getiren bir çevre dağ silsilesi var. Şehrin güneyinde 2000 metre yüksekliğinde Hohol, Rizenin bekçisi gibidir. Kışın geldiğini de o haber verir. Fener burnu tarafındaki kilisenin sırtında eskiden Rumlar o-tururdu. Yavuz Sultan Selimin Trabzon valiliği zamanında OsmanlIlara geçen Rize, Rumların bakiyesini İstiklâl Harbiyle silip süpürmüştür AbdUllıamit devrinde eşkıyadan Sandıkçı Şükrünün hükümetini kurduğu Mojina Dağı, şimdi çaylıktan ile halka fayda getiriyor. Eylül ayında yapılan bıldırcın avcılığının merkezlerinden birisi de orasıdır. O günler zarfında lüks lâmbalar ile aydınlanan tepe, kalabalık ve gürültülü bir şehri andınr. Moİiva ile Garal Dağı arasında kale var. Yavuzdan evveline ait olduğu sanılan kale şimdi erlerimize gözetleyicl yer olarak bırakılmıştır.
Rize, fakirliğine rağmen eğlenme-


MEROK, bir gün esirleri ve ■"tyeti He bh İlkte, Roma nın rum meydanından geçerken, yolu Üstünde, ço* çııkm aısa boylu ve hafif kambur bir adama rastladı.
Biı Romalıyı bu halde gorme-v( tahammül edemezdi. Canı sıkılarak onu seyrederken kafası İçinden sinsi bir düşünce geçti ve adamı çağırttı;
— ismin?
— Marcus Stampa
— Peki, yaıın toplantıdan sonra sarayda bulun.
H »ç bn göstermeden selâm verdi. Bu tun etrafındaki
vuklar, efendilerinin acı şakalarını bildikleri için, onun akimdan geçen şeytanlığı çalışıyorlar ve sahneyi sessizce Zalim diktatör
Sextus Pompelus’ü çağırttı ve kızını sordu:
— “Sevimli Clodia ne yapıyor? Güzelliği, gözlerimin, iyiliği de, kalbımın neşesidir. On3, yarın lop. lantıdan sonra sarayda bulunmasını rica et..”

Seatus Pompcius kâbuslar içerisinde bir gece geçirdi. İmparatorun ne düşündüğünü, ne yepmak istediğini anlayamazdı. Ertesi gün kızını saraya getirdiği zaman başına gelecek bir felaket hissi ile kendini yiyordu.
Nerem, önünde duran gene kızı biraz seyrettikten sonra, babasına dönerek:
— “Artık kızını evlendirmenin vakti geldi, ben de bu memleketin babası olmak sıfativle hu iş bana düşer. Tabaam arasında müsavatsızlığa hiç müsaade edemem, onu istediğim gibi evlendireceğim.’’ dedi ve işaret ederek Marcus Stampa’yı içeri getirtti.
Ucubenin gözükmesiyle genç kızın, babasının kollarına düşerek bayılması bir oldu.
“İşte müsavat yerini bulacak; en güzel ile en çirkin.”
Cüce kımıldamadan duruyordu, merhamet He dolu, tatlı bakışlı gözlerinde hafif bir alev parladı ve İmparatora bir iki adım yaklaşarak:
•’thsan çok fevkalâde, fakat reddediyorum.” dedi. Neron’un kaşları çatıldı:
“Emirlerime kim karşı gelebilir. Bundan tam on beş gün sonra evleneceksiniz, etmezse cezası
Sonra ayağa terketti.
Marcus için, artık yem hır isti-rap devri başlamıştı. Clodia ’yı bütün mevcudiyetiyle, kendim biler. ve şigıdîye kadar boş kalmış ruhunun bütün temizliği He seviyordu. Şimdiye kadar erkinmiş-tı vc belki hayatının sonuna kadar ini, bîı sır olarak kalacaktı, fakat nikâh merasiminden sonra Clodia nın âdet üzere, arkasından onun evine gelip yerleşmesi ve genç kızın ondan nefreti, ona çok arı nektirİyordu. Bu vaziyet bir senedir böyle devam ediyor, düzgün karakteri başka tüıüi hareket etmesine müsaade etmiyor, kendisini srvemlyecek bir insana asls yaklaşamıyordu.
Clodia» başta ona karşı çok zalim iken, sonraları, aslında iyi ve durgun mizacının tesiri ile bu vaziyete alışmıştı; hattâ bazı ona tatlı kelimeler söyllıyor, farkına varmadan Marcua'ü perişan ediyordu.
İşte o zaman, Marcus, bu aziz çocuğun ayaklarına kapanmak; aşkını, bütün ruhunun sesini, her-şeyde e^iri olduğu bu eşsiz varlığa duyurmak istiyor, fakat bu arzusu hemen sönüyor, kendine dahi komik geliyordu. O kimdi ki?.. Bir ucube... zavallı bir mahlûk.
Diğer taraftan Clodia daima onu tetkik ediyor, artık ondan kaçınıyor» bu çirkin kalıbın İçerisindeki altın kallıe, temiz ruha İyice nüfuz etmek İstiyordu. Onda diğer İnsanlara benzemiyen bir şey vardı; daima doğruluk ve iyilik için çalışıyordu, onu dinledikçe fikii'lerlnin tesiri altında kalıyor, kendini de ıslâh etmeye çalışıyordu. Artık onda babasının e-vindeki gibi lüks, gösteriş isteği kalmamış, sadeliğe, tabiiliğe alışmış, her şeyi başka bir şekilde görmeye başlamıştı.
*
buna kim riayet ağır olur.”.
kalktı ve salonu
*
Marcus çok iyi bir insandı, bu harikulade hâzineyi fırsattan istifade ile kabul edecek kadar alça-lemazdı. Gerek bu çirkin halinin ve gerekse asalet derecesinin bu birleşmeyi miimktln kdamıyacağı-nı düşündü ve genç kız İle babasının üzüntülerini biraz hafifletmek için onlara bir mektup yazıp. Clodia için hiç bir zaman bir sıkıntı kaynağı olmayacağını ve elinden geldiği kadar ona gözük-meyip, üzülmemeslne yardım edeceğini bildirdi.
Baba kız. bu yüksek düşünüşe lâkayt kalamadılar ve hiç olmazsa bu şekilde onlara bir kurtuluş yolu gösteren Allaha şükrettiler. Çünkü o, Clodia için bir koca değil, daima bir yabancı olacaktı.
Neron’un ölümü her şeyi değiştirdi. dahili harpler memlekette düzeni bozmuştu. Marcus, bu fırsattan istifade ederek bütün hislerini ayak altına aldı ve Clodia’-nın babasına giderek kızının artık serbest olabileceğini ve kendisinin de seyahate çıkıp ortadan kaybolacağını ve böylelikle, onun kendisine lâyık bir insanla evlenebileceğini söyledi.
Oradan çıkınca, son defa olarak, o zaman yeni yayılmaya br. layan hıristiyan dinine lardan olduğu için, bir vaz’ını dinlemeye gitti.
Kendinden geçmiş bir ken, yanında birisinin, onu, kendi adiyle çağırması ile uyandı. Gördüğü ş«.y onun inancı ve ümidi haricinde idi. Yanında, Clodia mabçup. tatlı gözleri ile onu seyrediyordu.
Marcus gözyaşları içerisinde, genç kızın ellerine kapandı, o zaman Clodia:
— “Senin Allahın, benim Allahım olsun ve ben de daima senin kalayım, maddi mevcudiyetin ne ehemmiyeti var! Ben sende yalnız Inr ruh görüyorum ve o ruh da bütün diğerlerinden en yükseği, en güzeli ve en iyisidir. Ne olur beni bırakma-Marcus” dedi.
Marcus bu saadete inanamıyor, gözleriyle din adamını İsticvap e-diyordu. O da iki elini sevgililere uzatarak: “karı koca olun, mesut olun, zira sizin aşkınız bir fazilettir.” diyerek onları takdis etti.
inanan-papazm
halde i-
&üldatı Musia:
1 — Her türlü kumaş ve dokumalar. 2 — Tutsak »MücnnejiL İsmi bir. 3 — Bir noU. (Terah Bir n«vi yuvayı. 4 — Güzel. İyi. Bir ÖlçU birlini, fi — Kötü, latıra 6 — Etrafı «u lk çevrili yer. Tersi Hİtier Almnnyaıunın IşaratL 7 — Bir edat. İlâvesi. Birdenbire, * — Askere. Çocukları olan kimse. İsim. 8 — Tersi başka. Temizlik malzemesinden biri. 10 — Başa geçen.
Yukardan
1 — Grzı mahalli. 2 — Bir kadın iw-ml. Takım ada. 3 — Temi yuva. Tersi bayağı. Bir edat. 4 — Büyük Fikİt Güzel sana t,İn rP 5 — Vzav. Ağa. C — îkl kelimeyi birbirine» bağlar. ıTeralı Zengin. 7 — leuıct edatı, üye. Nezih. $ — Bir çalgıcı, Dolayıalvle anlatma. Sonuna A harfi gelirse tavır olur, j — Bir kadın iaml. Gelenek. 10 — Haddinden fazla Heri giden.
ni'nkC Hl I.MACAMS HALLİ
Nnldan »nen:
1 — Havalename. 2 — îleılui mn. 3— Çakal Vidc, 1 — EyAl. Neler, fi — Sil. İsabet. 0 — İşemek, Engin. 7 — Clhad. Kef*. « — Be. Zehir al. D — Ne SİS reçel, 10 — İlası helöl.
Yukardan aşa*i:
I — Hileni Celi. 2 — Alâyişi bet. 3 — Vekalet. Ça. 4 — Aral, Selâm. 3 — Çil. İr od et. 6 — Et. Mek Rfih 7 — Bnvln. Kik. m — AftlIAnc hal. 0 — Midesi fena, lu *- Eteri güzel.

Emin bir yere sığınaı*ak sevgilisiyle birlikte haftalarca barınabileceğim, sevgilisinin hiç bir tehlikeye uğramlyacağını hesaplıyarak cesaret ve neşesini kaybetmiyordu.
Fakat akrabasını bulamadığını, sokakla kaldıklarını, nereye gideceklerini. Cemilenin hakaretten ve ölümden korunabileceği hiç bir yer olmadığını, hattâ aksine, beraberinde götürdüğü. kendisini o kadar seven ve onun için ölmeye hazır olacak kadar sevdiği o tatlı ve güzel kızın, o mukaddes ve harlkıılâde hâzinenin hakaret ve ölüme maruz kaldığını, bunların belki şu sokağın köşesinden karşılarına çıkacağım düşünüp hissedince, cesareti kırılmadı ama ilk önce gevşedi ve sonra büsbütün şiddet buldu; fakat neşesi kayboldu gitti.
Cemile iae tamamen aksine. Sevgilisine baktı ve benzi attığını görerek:
— Nen var? dedi. Seninle beraber dc-gil miyim? Hayatım senin hayatına bağlı değil mi? Birimiz ölürse öteki de hemen ölmiyecek mi? Kim ayırabilir bizi’’
Muhsen cevap verdi:
— Kimse ayıramaz, Fakat sen, sen! Senin bedbaht olmana, sana el kaldırmalarına tahammül edemem.
Ve bu sözler Üzerine arı acı ağlamaya başladı. Genç kız, Muhsenin gözlerinde tuttuğu ıslanmış parmaklarını nâzik bir hareketle çekerek boynuna atıldı:
—r Hayır, hayır! dedL Yalnız beni düşünme. İkimizi düşün, Biz beraber oldukça her şey mükemmeldir! Saklanalım. Vakit kazanmaya bakalım. Bilmem ben.,. Hc-r halde yalca-lanmıyalım!
Mııhsen ayağım yere vurarak haykırdı:
— Ne yapalım amma? Elde bir şey yok! Baban şu saatte bizi aramaktadır. Sonunda bulacak. Nereye gitmeli? Ne yapmalı?
Cemile:
— Nereye mi? dedi. Ben bilmiyorum. A-




fiSYA HİKÂYELERİ

Kandehar Aşıkları
Yazan : A. de Gobineau
______________________
ı
ma sen bilirsin. Bir şey bulacağına eminim. Aklına bir şey gelir. Çünkü cesursun. Hiç bir tehlike önünde korkmazsın, Muhsen, sevgili Muhsen! Karını da kurtarırsın.
Cemile delikanlıyı hâlâ kolları arasında tutmakta, fakat bir eliyle de gözlerim silmekte idi, Geçirdiği bu zaaf ânından sıyrılmak yahut da sevginin, hükmettiği kimseler üzerindeki tesirine kapılmak yüzünden olacak. Muhsen birdenbire kendine geldi, aklını başına topladı ve vücudunu saran sevgili kolların araâından yavaşça çıkarak Cemileye sâkin gözlerle bakıp, büsbütün başka bir adam olmuşçasına ciddî bir edâ He dedi ki:
— Bu mahalle ıssız bir yer; her tarafında harap binalar var. Şimdilik olsun bodrum gibi bir yere sığınalım. Orada dinlenir, uyursun. Bizi kolay kolay bulamazlar. Sabah olunca dikkatle çıkar yiyecek ararım. Her halde bu akşama kadar açlığa dayanırız; on iki, on beş saat kadar vaktimiz de var. Belki bu müddet içinde aklımıza iyi bir fikir gelir de yarınki geceyi daha uygun geçirmenin yolunu bu-luruz.
Cemile, dostunun tasavvurlarını yerinde bulduğundan yola koyuldular. Çok geçmeden harabeler arasına girip duvarlar aştılar; yürüdükleri esnada yılan ve ona benzer zehirli hay vanları kaçırıyor, fakat aldırmıyorlardı. Km»
7
Çeviren : Reşat Nuri Darago
________________________r
nlyetsizllk içinde oldukları için boyuna etrafı gözetlemekte, fakat keşfedildiklerini kendilerinin de gözlendiğini bilmiyorlardı.
Böylece, Osmanın naibi tarafından girdikleri görüldüğü bodruma varmışlardı. Kendilerini içeride buldukları vakit Cemile gençliğin ve yorgunluğun tesiri ile başım sevgilisinin dizine koyarak derin bir uykuya daldı. Muh-sen de bir iki dakika uyukladı İse de birdenbire uyandı. Yüreğindeki sıkıntı yorgunluğunu bile unutturdu Tehlike hissetmekte idi; kaybedebileceği şeyin kıymeti pek büyüktü de’ Ne kadar hazır, ne kadar tetikte olsa yine azdı.; ,-—
Uyumakta olan kıza öyle bir şefkat, sevgi ve heyecanla baktı kİ bunlar bütün vücudunu sardı. O zaman, Cemilenin o taparcasına bayıldığı başını yavaşça tutup bir ot yığın» üzerine dayadı ve etrafı gözetlemeye çıktı.
Meydanda bir şey yoktu. Ortalık süratle aydmlanmakta ve mavi ufkun önünde bir kaç evin damlariyle civar bahçeleri bezeyen sık yapraklı ağaçların yeşil ve altından şekilleri ı.lzgilenmekte idi. Görülmemek için yere usanarak belki bir saat kadar, mutlak bir sükût içimle o vaziyette kaldı. Nihayet» kalabalık bir ayak «esi duydu; dinledi; fısıldamalar işitti, Ve hemen:
— İşte onlar, diye düşündü.
Fakat çelik gibi sert cesaretine, korkuya benzer bir şey değmedi. Bir dizinin üstüne kalkarak uzun kamasını çekti, sımsıkı tuttu.
Tanı o sırada, düşnıanlaıına yol gösteren naip, Muhsenln arkasında tutunduğu duvardan atladı. Muhsen birdenbire dikilip henüz kendisini görmiyen naibin, başına müthiş bir vuruş vurdu, kırmızı yollu açık mavi sarığını ortasından yarıp adamı ölü olarak yere serdi ve sonra, naibin arkasından yetişen adamın üzerine atıldı: Bu da amca oğullarının büyüğü idi. Ona da kılıcının keskin tarafiyle sert bir darbe indirerek devirdi ve hemen amcasının kendisiyle ölçüşmeye koyuldu.
Amca, kılıcı ile daradar sakınabildi; ve bu andan ılibaı*en Muhsenle düşmanları ara* sında kuvvet eşitliği bıılunımyan amansız bir savaşa başladı.
Mühsen, haberi olmaksızın, düşmana karşı iki bakımdan üstünlük sağlamıştı: Kendisinin sürat, şiddet ve muvaffakiyetle saldırması Ötekileri müdafaa vaziyetine düşÜHİÜğU gibi bunlar, uğradıkları hayret ve şaşkınlık içinde Muhsenın yalnız olup olmadığı hakkında tereddüt geçirmekte idiler.
Diğer taraftan Osman Boy, Muhsenln canlı olarak ele geçirilmesini emretmişti Bu sebepledir ki onu vurmak değil de, indirdiği darbelerden dolayı pek yaklaşamayacak yorulmasını, ele geçirmek İçin halsiz düşmesini bekli, yorlardı. Fakat Muhsen henüz o hale gelmekten uzak olup sağa sola vurdukça kuvve» ti tazelenir gibi (di.
Fakat Osmaıı Beyin dUÜncosl haklı çıkabilecek, o cesur savaşçı nihayet kesilecekti. Ancak, bereket versin ki, hiç kimsenin umma* dığı bir hâdise işin seyrini değiştiriyordu.
fDavamı varj

I Hicri 1950 Rumî
| HECEr NİSAN NİSAN
7 25 12
13G9 Salı 1366
VAKİT VASATİ EZAN
Güneş 6.06 10.07
Ötle n.!2 5.13
İkindi 17 01 9.03
Akşaın 19.59 12.00
Yatm 21.40 1.41
InuAk 4.17 S. 18
SİYASI İktisadî
yeni İstanbul
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ ı FARUK A. SÜNTER Bu sayıda yazı işlerini fiilen İdare eden : Sacld ÖGET
Gaz t İt nıu( pöıuitTik Mlû" uıınn ifGZdann dajjrudau duüfuya Utm idleri mudurluyünv yaıiderıl-nıcsi ki'.ıındır.
İkinci şayiamızdaki siya-si, üçüncü sayfamızdaki kültürel, beşinci sayfamızdaki İktisadî başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamiyle yazarlarına aittir.
BaüiKhaı yor:
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
M Nisan 1950
GÜNÜN
KONOMiK
r «
EKETLERi
t
Posta bankaları
Yaıan: Gıyas Akdeniı
Matiye Müsteşarı
BUNDAN evvelki bir yasıımıda küçük tasarrufun ekonomik kalkınma-dakl rolünü belirtmiş ve tasarruf fikrinin yerleşmecinde ve inkişafında potta bankalarının görecofcl hizmetleri başka bir yazımızda İzah ede-ceğimiıl söylemiştik (•). İşte bu yazıda bu mevzuu Inccliyeceğlz.
Posta bankoları, posta İdarelerinin bünyesi İçinde kurulan ve muayyen vâde ve faizlerle mevduat kabul eden küçük tasarruf mücMeselerldlr. Bu müesseseler yalnız mevduat kabul etmek ve mudllere tedlyatta bulunmakla mükelleftirler. İkrazat ve diğer banker muamelelerle meşgul olmazlar. riıtMiıanları merkezleri tarafından yapılır. Diğer mevduat bankalarından hu bakımdan ayrılırlar. Fonksiyonlarının mahdut obua»! ve posta İdareleri bünyesi İçinde kurulmaları az masrafla İşlemelerini mümkün kılar. Bu suretle mevduat ımdlyeti düşürülmüş olur. Hu nıüee-seMCleıln bir avantaj! da her posta İdaresinin bulunduğu yerde kurulabilmesidir. Posta teşkilâtı gayet geniş hlr aahııya yayıldığğ! İçin tasarruf mupssesrlorl hu yoldan halkın ayağına kadar götürülmüş olur. Diğer taraftan mevduat devletin garantisi altındadır. Bunlar, merkezi bir İdare tarafından kanunun ve devletin garantisi altında en emin sahalara plâse edilir. Bu bakımdan vatandaşa diğer mevduat bankalarının temin edemediği bir emniyet telkin edebilirler.
Posta bankaları diğer memleketlerde çok inkişaf etmiştir, tngilterede bıı bankaların topladığı mevduat İki milyar İngiliz lirasını aşmaktadır. Bu suretle üç milyar liraya varan küçük tasarrufun üçte Ikinsinden fazlasını bu bankalar temin etmektedir.
Türkiyede küçük tasarruf fikrinin yerleşmesi mevzuunda hu şekilde kurularak mÜesseselerden çok faydalanacağımız muhakkaktır. Hiç şüphesiz İlk senelerde fazla bir şey beklemek yerinde olmaz. Inglltercde Ondokuzuncii Asrın başında kurulan, ilk tasarruf müessesinin birinci sene temin ettiğin tasarruf miktarının 179 sterling olduğu düşünülürse İlk senelerdeki neticelerden ümitsizliğe düşmemek lâzımdır. Çünkü tasarruf fikrinin yayılıp kuvvetlenmesinde zaman faktörünü bertaraf etmeğe İmkân yoktur. Bundan dolayı posta bankaları tosla edilirken işe küçükten başlamak lânnıdır. Evvelâ, muayyen hlr devre İçin, şartlan müsait olan birkaç mmtakada deneme müesseseler! kurmak ve bunlardan alınacak neticelere göre bu müesseseler! tamim etmek mümkündür.
Posta bankaları bilhassa küçük ta mi rr uf erbabının mevduatını kabul edeceği için bu nıÜCMsesolere yatırılacak paraların bu vakıfları üzerinde bilhassa durmak icap eder. Bu mevzuda alınacak tedbir miktarı muayyen bir haddi aşan mevduatı küçük tasarruf addetmemek ve bunların faiz haddini küçük tasarruf faizlerinden dûn tutmaktır.
Poata bankalarındaki mevduata tatbik edilen faize gelince, knııaati-tniıoe bu faizin ilk senelerde yüksekçe tutulması muvafık olur. Memleketimizde tasarruf fikri henüz uyanmamış olduğu İçin tasarruf fikrini faizle kamçılamak yerinde bir tedbirdir.
Posta bankalarının kuruluşunda blIhnsMi gözönüntle tutulacak nokta emniyettir. Binaenaleyh bu banknların idaresi ve plâzmaıılan huzurunda çok titiz davranmak ve mevduat rahiplerine tam bir garanti vermek lâzımdır. Bu mevzuda muhtelif memleketlerdeki tatbikattan İstifade edilebilir.
Küçük tasarrufun posta bankaları vasıtaulyle neşir ve tamimi için f
fo l bir propagandaya lüzum vardır. Halka keae ve çıkınlarda muhafaza edilen paranın şahai ve İçtimai zararını, tasarrufun şahsî ve İçtimai faldele-rlnl anlatmak birinci derecede bir ehemmiyeti haizdir. Bu huMista her nevi propaganda vasıtasından istifade ederek, diğer memleketlerden mu-inhhfi* misaller getirerek tasarrufun şahsi ve İçtimaî bakımlardan neler yapabileceğini yorulmak bilmez bir cehd-il gayretle geniş halk kütlelerine ulaştırmak İcap eder.
I
I
Tasarruf bankaları mevzuu. Maliye Bakanlığı İle Posta Telgraf ünıum Müdürlüğünü, bilhassa alâkalandırır. Bu İki İdarenin hu mevzuda müştereken harekete geçmeleri yuyunı temennidir. Yalnız böyle hlr tesise gidilirken ilk senelerde masrafları hnddlasgarîde tutmak şarttır. Çünkü, İlk senelerde yapılacak mevduat masrafları karşılayamaz. Binaenaleyh teşebbüse mütevazı bir hacimde mütevazı bir teşkilâtta ve az masrufla girişmek ve yukarıda söylediğimiz gibi, İlk Nenelerde yulnu bir kaç yerde deneme tesisleri kurmak ve bunların göstereceği inkişafa göre yeni bankalar açmak yerinde bir hareket olur.
(•) Küçük Tasnrrfun Ekonomik Kalkınmadaki Rolü, Gıyas Akdeniz. YENt İSTANBUL. 18 nisan 1950, aahife 5.

İspanyanın tütün istihsali
Madrid, (Reuter - Hususi) — 1949 senesinde ispanyanın yaprak tütün istihsali, Ziraat Bakanlığı tarafından 29.1 milyon libre olarak tahmin edilmişti. 19*18 senesinde istihsal 30.9 milyon ve 1947 senesinde ise 28 6 milyon İdi. Aradaki azalma bahar ve yaz aylarında hüküm süren ku-
raklığa atfedilmektedir.
Gayri resmi mahfillerden bildiril* diğine göre, bütün ekilen arazı 22000 dönüm olarak tahmin edilmektedir. Bu miktar 1948 senesinde de aynı İdi. fakat 1947 senesinden 2000 dönüm fazladır.
HAM VE MAMUL DOKUMA
MADDELERİNE DAİR
HABERLER
Dünya piyasasından geçen haftanın akislerini veriyoruz İSVİÇREDE
İsviçre ipek kurdele
AVUSTRALYADA
Yün piyasa»! canlı
Melburn, (Reuter - Hususi) — Bu haftaki yün müzayedesindeki rekabet, ticari muamelelerin her cinsinde canlı bir manzara arzetmlştir. En kuvvetli talepler Sovyet Rusya-dnn gelmekte idi. Piyasa gayet İstikrarlı olarak devam etmiştir. Seçilen mallar iyi olup, bilhassa Gipps-land’ın merkezî ve kuzeydoğu eyaletlerinden gelen güzel karışık merinos yünü büyük hır yer tutuyordu. Neticede 9200 balye yün satıldığı tahmin olunmaktadır.
Taranmış yün fiyatları, en ince taranmış merinos yünü için 132 pens, en ince taranmış yün için 113,5 pens'tir.
BİRLEŞİK AMERİKADA
New-York pamuk ihracatının
istikbaldeki vaziyeti
New-York t Reuter - Hususi) — 1951 in ekim ayı için yapılan ticari kontrat üzerine New-York pamuk bordasında alivre muamele başlamıştır.
Amerikan mensucat ihraeatı
afaldı
Washington, (Reuter - Hususî) — Amerikan Ziraat Bakanlığının bildirdiğine göre, 1950 yılının ilk iki ayı zarfındaki pamuklu kumaş ihracatı, geçen sene aynı aylar zarfında ihraç edilen miktara nazaran Çf 62,5 nis-betinde azalmıştır. Bakanlık, şubat ayında ihracatın 34,970.000 ve ocak ayında da 36,503,000 kare yarda olduğunu söylemiştir. İhracatın azaldığı yerler İran, Kanada., Endonezya. Slam, Güney Belçika Kongosu idi.
FRANSADA
PARİS MEKTUBU
Prof. Fındıkoğlu
Paris Tatbiki Ekonomi Enstitüsünde bir konferans verdi

İthâl permisi spekülâsyonu
endüstrisi sıkıntıda
Zürich. (Uçakla) — tnglliz lirasının devalüe edilmesinden sonra. İsviçre ipek ve sun’İ ipek kurdele endüstrisinde ihraç fiyatlarının İndirilmesine rağmen, ihracatçılar denizaşırı piyasalarla rekabette güçlük çekmektedirler. Ticarî çevrelerden bildirildiğine göre, İsviçre ipekli kurdele sanayiinde fiyatlar, Fransız kurdele-lesine nisbetle yüzde 10 ilâ 20, İtalyan kurdelelerine nisbetle de yüzde 15 İlâ 25 daha pahalıdır. Alman ve Çekoslovak firmaları ise, İsviçre ihracatçılarına nazaran yüzde 30 daha ucuz kurdele istihsal edebilmişlerdir.
Saf ve sun'I ipek kurdelelerinin yüzde 80 i ihraç edilmek için istihsal edilmiştir. Fakat son zamanlarda dışarıya yapılan sevkıyat mühim miktarda azalmıştır. 1949 senesinin ilk yarısında 15.5 milyon İsviçre frangı kıymetinde ihracat yapılmıştır. Halbuki 1948 senesinin aynı müddeti zarfındaki sevkiyat 19.6 milyon idi. Bu sene (elde edilebilen son rakamlara göre) şubat ayında ihracat 0.8 milyon İsviçre frangıdır. 1949 senesi şubat ayında ise bu miktar 1.4 milyon idi.
MISIRDA
Rusyanın Mısır pamuğu
alacağı şayiaları
Filipiııler. Afrika
ve

Macaristan Frajısaya parnıık satıyor
29
Paris, (Reuter - Hususî) arahk 1949 da imzalanan Fransız • Macar ticari anlaşmasına göre, Fransız İthalâtçıları Macarlatandan pamuk ipliği satın almağa mocbur edilmişlerdir.
İNGİLTEREDE
Bradford yün piyasası
Ta-çoğu, lesblt
Bradford (Reuter - Husus!) ranmış yün müstahsillerinin Merinos kaliteleri için fiyat etmemişlerdir. Bunun sebebi, ellerin-
deki bütün yünü satmaları, yeni rekolteye kadar piyasaya dahil olmamaya karar vermeleridir. Paskalyadan biraz önce satın alman yünleri esas tutarak takdir olunan fiyatların, câri piyasa fiyatlarından daha yüksek olacağı tahmin edilmektedir. Fiyat tesbiti mümkün olan yerlerde 64’5 incelikteki taranmış yün için esas vasati fiyat olarak 150 pens istenmektedir; fakat bazı firmalar bu fiyattan da bir İki peny fazla İstiyorlar. Tirnaru'dan gelen haberlere göre, karışık taranmış yün fiyatları bir peny yükselmiş ve 50’s incelikteki taranmış yün için de 67 peny istikrarlı bir fiyat olarak tesblt olunmuştur. Netice itibariyle taranmış yün piyasasında yem iş faaliyeti m.ıhdut-tur, fakat fiyatlar hakkında bir fikir verebilecek kadar alış veriş yapılmaktadır.
İskenderiye, (Reuter - Hususi) — Mısır Maliye Müsteşar Muavini Osman Abaza Bey, Hükümet gazetesi olan “El Mısri” de yayınlanan haberleri yalanlamıştır. Bu haberlerde, Mısırın uzun elyaflı Karnak pamuklarının hepsini almak İçin Rusyanın tekliflerde bulunduğu bildirilmekteydi. Maliye Müsteşar Muavini bu mesele hakkında şöyle demiştir: “Rusya-nın Karnak pamuğu alması imkânsızdır. Çünkü, Rusya, eskiden Mısırdan ithal ettiği Karnak pamuklarını şimdi başka bir memlekete satmış bulunuyor.”
Osman Abaza Bey, sözlerine ilâveten, Rusyanın daha ziyade Aşmuni ve Zagora cinslerine İhtiyacı olduğunu bildirmiştir. “El Mısrl” de bildirilen diğer bir habere göre. Rus mümessilleri İla iki mühim ihracatçı a-ıosında anlaşmalar olmuş ve Rus şekeri ile 50.000 balya değişik cins pamuğun takası kararlaştırılmıştır.
Mısır pamuğu çırçırları
Paris, ı Hususi Büromuzdan tırak postasiylcı — Türkiye Büyükelçisi Numan Mnnemencioglu, Paris Tatbiki Ekonomi Enstitüsünde, İstanbul üniversitesi İktisat Fakültesi eski dekanı Prof. Fındıkoğlu. Ziyaeddin Fahrinin konferansı münasebetiyle yapılan parlak İlim toplantısına gösterdiği a-lâkayı. bu konferansa riyaset etmekle ispat etmiştir. Salonda, vaktiyle Paris ve Strasbourg üniversitelerinde tahsil etmiş olan Pıof. Fmdıkoğluııun eski dost ve meslektaşlarından ve bir çok Türk şahsiyetlerinden s?çkln hlr kalabalık vardı. Konferansın mevzuu ’Türkiyede sendika hareketleri” idi. Sayın eski dekan evvelâ 19 uncu a-sirdan bugüne kadar işçi gruplarının teşekkülüne dair bir tarihçe çizdi. 1936 Çalışma Kanunu İle 1944 Sendika Kanununu inceledi. Movzuunun çerçevelerini hoylece çizdikten sonra. Prof. Fındıkoğlu Türk sendikalizıni-ııin bünyesini ve en ufak teferruatına kadar hususivetlcrlni keskin hlr sosyolog gözü ile tahlil ederek, geçirdiği safhaları, siyasi bitaraflığını, urev yasağının mânasını tebarüz ettirmiş, batı sendıkalızmi ile bir mukayese yaparak Türklyedcki sendika hareketlerinin nispeten yavaş inkişafının sebeplerini anlatmıştı!. Profesörün verdiği objektif, canlı ve müşahhas açıklamalar dinleyicilerin Türkiye scndikalizminln hususiyetlerini tamamen kavramalarına imkân vermiştir. Profesör bir Türkiye haritası önünde konuştuğundan, sendika hareketlerinin mahalli inkişafını harita Üzerinde gösterebilmiş ve açıklamalarını birçok tarihi vesika, endüstri merkezlerinde çıkan işçi gazeteleri ve fotoğraflarla desteklemiştir. Dinleyiciler çalışma usu) ve metodla-rının Fransız mesiektaşlannkine ne kadar yakın olduğunu görmekle zevk duymuşlardır. Bu gaye ve rhetod yakınlığı. işçinin yetişmesi, bir çalışma ıhlâkma sahip ııfınııı şuur ve çın Franaada ıatırlatmıştır.
olması, emektiler sı-terakkıslnin temini i-sarfedüen gayretleri
Yüksek İlmi değeri olan bu konferans bir ilim adamının, âlim olmakla beraber sosyal gerçeklerin özlü ve canlı bir tasvircisl de olabileceğini ispat etmiştir.
Ingilterenin harp borçlan
Iskenderiye. (Reuter - Hususi) — Tarım Bakanlığının bildirdiğine göre (ıskartalar da dahil) mart sonuna kadar 1949-50 mevsimi için Mısır pamuğu çırçırları 8,294,000 kantara baliğ olmuştur. Geçen mevsim bu miktar 7,052,000 kantar İdi.
İskenderiye pamuk piyasası
İskenderiye (Reuter - Hususi l — Pamuk satışları gittikçe azalıyor. Evvelki hafta altı bin beş yüz balya o-lan satışlar, geçen hafta beş bin beş yüz balyaya düşmüştür. Bu haftaki durum da mütereddit olarak düşük seviyeyi takip etmektedir. Fiyatlar da satış miktarına muvazi olarak gayri-muntazam bir seyir takıp etmekte, bilhassa uzun ve kısa elyaftı cinsler arsamda arz ve talebe göre değişiklikler teshlt olunmaktadır. Bu vaziyet talebi gittikçe azaltmakta ve piyasada yalnız mutat ve eski müşteriler görülmektedir.
VVashington, 24 (Y’İRS) — Wa-shington’daki yetkili siyasî çevrelerin açıkladıklarına göre, Amerika Dışişleri Bakanı Acheson, mayıs ayı başlarında İngiltere Dış Bakanı Bevin ile görüştüğü zaman. Ingilterenin İkinci Dünya Harbi sırasında Hindistan, Pakistan ve Mısıra borçlandığı muazzam sterlin# yükünün ne şekilde hafifletileceği ele alınacaktır.
Bu borçlar, dört İlâ beş milyar dolar arasındadır. Yürütülen bazı yorumlara göre, son geçen dokuz ay zarfında Birleşik Amerikanın bu mevzuda İnglltereye ne şekilde yardım edebileceği ele alınmış ve Ame-rlkadan Hindistan, Pakistan ve Mısıra mal şevki düşünülmüştür.
Amerika Dışişleri Bakanlığı sözcüsü McDermott, lngiltereden, borçlar muvazenesi hakkında geçenlerde A-merikan Hükümetine bir rapor verildiğini söylemiş, fakat ne gibi bir hattı hareket tayin edileceğine dair hiç bir karara varılmadığını da ilâve etmiştir.
Ticaret tüccar-313 *»a-bırakıl-
ELDEN ELE GEÇEN İTHAL PERMİLERİNDEN HABERDAR OLAN 3AKANLIK, BUNU ÖNLEYECEĞİ GİBİ, DİSPONİBİ-LİTE NİSPETİNDE İHTİYAÇ SAHİPLERİNE YENİ ALMANYA PERMİSİ DE VERECEK
İzmir, 24 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Ekonomi ve Bakanlığından zelrn bir yazıda ithal permilerinden bir kısmının lor arnundn birbirlerine devredildiğinin huubit olunduğu, halbuki yılı sirkülerle ithalât firma değişikliklerinin İthal rejimi dışında
dığı belirtilerek bu yolun vasılalı olarak kullanılması Bakanlıkça tecviz olunmadığından bundan böyle İthal permilerini devreden ve alanlara müteakip lahslnlerde perini verilmemesi kararlaştığı bildirilmiştir. Bakanlık hlr başka yazısında da Alımın menşeli manifatura tahsislerinden her firmaya nzafni 100 bin dolarlık İthal permisi verildiği, kendisine verilen ithal permilerini kullandığı halde hakiye ihtilacının teinini bakımından bazı tüccarların bir fakım İthal müsaadesi sahibi firmalar tarafından devir teklifleriyle karşılattıkları bildirilmiş, bu sribl halleri Önlemek üzere İthal permilerini müddeti İçinde kullandıklarını teshlt. ettirenlere müteakip İhtiyaçları İçin döviz dcspunlblllte durumuna göre tahsis yapılabileceği tebliğ edilmiştir.
ZİFTLİ PLÂK FABRİKASI KURULUYOR

TAHAN HELVASI, LOKUM İHRACI İMKÂNLARI

Fabrika inşaatı ucuzlatarak bu dâvada yardım edecek
1951 yılında kııJInnıUcak tiraj haklarından faydalanılarak kurulması derpiş olunan ziftlir plâk fabrikasına lzmirde bazı müteşebbis »imalar talip olmuşlardır. Bu fabrika lzmirde çimento fabrikası yakınında kurulduğu takdirde Ege bölgesinde ziftli plâklarla senede 50 bin ev inşa edilebileceği ve üç odalı bir banyo, mutfak ve holden ibaret evlerin beş bin liraya malolacakları hesap edilmiştir. Memleketin İskân politikası ile İlgili olan bu teşebbüse Hükümetin geniş Ölçüde müzaheret edeceği ve kurulacak sanayi bankasının bu konu ile de ilgilineceği alâkalılar tarafından beyan edilmiştir.
Ticaret Odaları
Ticaret Odasında şekerciler bir toplantı yaptılar
Londra Ticaret Müşavirliğimiz, İstanbul Ticaret Odasına yazdığı bir mektupta, İngıltereye şekerleme, lokum, tahan helvası gibi maddelerin ihracı imkânlarından bahsetmiştir.
Ticaret Odası, şekerli maddeler 1-mal eden müessese sahiplerini bir toplantıya davet ederek, hangi şartlarla ne fiate lngiltereye mâmul şeker ihraç edilebileceğini soracaktır.
Tahan helvası, lokum gibi maddeleri imal eden müessese sahiplerinin fikirlerine göre, şeker inhisar resminin, Gümrük idaresinden geri verilmesine ait formaliteler ıslah e. dildiği takdirde, lngiltereden başka bütün dış piyasalara bu gibi madde, terin ihracına imkân olabilecektir. Netekim çikolata imalâtçıları da çikolata ihracı için teşebbüslere giriştikleri zaman, şeker inhtear resmi* nin iadesi hususunda bir çok zorluk* lara tesadüf etmişlerdir.
tüzük tasarısı
İzmir 24 (Hususi muhabirimizden) — Hazırlanmakta olan odalar tüzük tasarısı için Sanayi Birliğinin seçtiği beş kişilik komite görüşlerini tes. bit etmiş gibidir. Bakanlık müşavirlerinden Lem’i Aksoy. îç Ticaretten Necfneddln Önder ve Hukuk müşavirlerinden Fethi Arıemre’nin mayıs ortalarına doğru îzmire gelerek odalar ve borsalar tüzük konusunu kararlaştıracağı Ticaret Bakanlığından bildirildi.
Yabani otlarla makineli mücadele Ankara 24 (Hususî muhabirimizden) — Devlet Üretme Umum Müdürlüğü tarafındaki yabani otlarla mücadele için Anıerikadan 50 adet Rotsvider marka makine ile 50 adet Vanvey adında toprak işleme âleti getirt ibiş ve bunları çiftliklerine dağıtmıştır. Bu sonuncu âlet memleketimize İlk defa getirtilmiş olup toprağı ne pulluk gibi çok derin ve ne diskkaro gibi sathi işlememekte ve orta derecede karıştırmak tadır. Bu makine son zamanlarda Amerihada çok ta-ammüm etmiştir.
İZMİT BALIKÇILARI KOOPERATİF KURDULAR
İzmit (Hususi) — Şehrimizde bu-lunan balık avcıları, kendi aralarında işletme ve satış kooperatifi kurmuşlardır. Şirkete 500 ortak dahil olmuş. şirketin bütün formaliteleri ikmal edilmiştir.
Fransa için döviz verildi
arat ve Ekonomi Bakanlığı, Fransadan memleketimize yapılacak İthalât için A listesine dahil mallara 800 milyon frank. B listeaine dahil mallara 500 milyon frank ve C listesine dahil mallara da 100 milyon frank döviz tahsis edecektir.
BOKSA SİMSAR AJANLARI CEMİYET KURDULAR
Yeni Ticaret Borsalan Kanununa göre, Borsa tellâllarına Simsar Ajanı ismi verilmektedir. Zahire ve Ticaret Borsasında iş yapan simsar a-Janlar, bir toplantı yaparak cemiyet kurmağa karar vermişlerdir.
YOĞURT UCUZLUYOR
Trakya ve civar bölgelerden şehrimize bol miktarda yoğurt gelmektedir. Toptan piyasada yögurt tenekesi 250 kuruşa kadar düşmüştür. Geçen sene bu mevsimde 350 . 400 kuruş arasındaydı.
ADANA TARIM
KOOPERATİFİNİN İNŞAATI
Adana. 24 (Hususi) — “Çukurova Pamuk Tarım Satış Kooperatifleri Birliği” Adanada büyük bir bina yaptırmağa başlamıştır. Şehrin en güzel yerinde inşasına başlanılan Kooperatifler Birliği Umum Müdürlük ve Şemsler binası üç kat o-lacaktır.
24/IV/1950 Pazartesi
MEMLEKET ve DÜNYA BORSA ve PİYASALARI
K(ıpamş|
Eskişehir Ticaret Borsası
İskenderiye Borsası
tan«k«ll) tenskoll) çıplak)
Pamuk (KantnnsTallan) Asbmounl Kısa elyaflı F/G Karnak Uaun «ü.vııfU F G
Buğday yumuşak .....
Buftday s#rt
Arpa ...............
Nebatî Yakhır:
Zeytinyağı (B.E. SuNHrnyagı (Raf. Ayçiçeği (Raftns Fındık yağı ‘Çıplak)
İstanbul Ticaret Borsası
lxmir Ticaret Borsası
New-York Borsası
YABANCI BORSALAR
İstanbul Borsası
Devlet Tahvilleri
Now->Ork’tu ı onsu; I 3ö
Zürich Borsası (Serbest)
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
1 Sterlin# ...
100 Dolar .....
100 Fr. Frangı ...
100 lavlçro Fr,...
100 Beiç. Fr....
İUU İsveç Kr....
100 Florin ......
100 Liret ......
100 Drahmi .....
100 Escoudos
Gümüş, Plâtin
| En
Gümüş Gr, ........ —
Plâtin “ ......I 10,—
(♦) Gününde Borunda muamelesi tescil erlllmcmiş tahvilat vo eahamın ora vo taleploro göre taayyün eden takribi piyasa değerleri.
Eski kur
68.-
67.—
64 3/4
34.—Nom
30.— “
20/21 “
18'21 ”
KAMBİYO
ESHAM VE TAHVİLÂT
Açılış Kapanış
Altınlar
Euki kur
Lira
6. W
3.74
38 AŞ
40.80
38 25
37 40
30.20
40 — 3* 50
37 70
En yukarı
lO.n .1050
Oıırumu Türk Lirası Dolar ......
Sterline .......
Fransız Frangı
luvlçra
En ııştığı
0.23
1.28 1/2
10.40
1.22
Frangı
En yukarı
1.03
4.29 1/2
10.60 1 24
272.— 248.—
32.6Ö
32.90
31.64
58.60
22. SÛ
İL—
36.—
36.—
H V4
3.80
76.75
T.30
7.90
280.50
0.80
61 03
5.60
64(t
73.Ot.1h
0.44.128 001.876 |
9.73 9(«
7.91
280.50
0.80
64.08
5.60
64 «7
73 66 40 (t. 14.128
0 1 H76
9 73.90
Bugün
Ecnebi Tahviller
Mısır Kredi I
120.35
29.50
5—
16 75
33.50
16.25
Dııkıırnıı ifanı M mideleri ı
Tiftik (ana msl) ...........
Tiftik (Nattlre!) ......
Yapak Anadolu (Kırkım)
100.—
100 —
98.—
20.20
111.-
24.—
22.—
97.50
98.55 90. R0
100.—
99.10 piton.— 98.—
20.30
20 40
31 61 21-
22.-
21.46
20.60
21.—
21 95
59-
67.50
İlanı deriler:
8ı#ır fifllamıını (kasap) Kİ. Kaçı tuzlu kuru kilosu ... Koyun hava kuruttu kilosu
Tıl|ll Colııımlnr :
Ayçiçeği tohumu ..................
IÇotcn tohumu ..«•••••• ••••«•••• Kendir tohumu ....................
Suhom ......
Yer fıstığı kabuklu ..............
11 tıİmbnt:
Buûduy yumuşak (Tüc.)
Buğday «art (Ofisin) ....
Arpa yemlik (dökme) ......
Mısır (Sarı) çuvalı .....
Fnaulya tombul ...........
I* iisuiya Ç>alı sert Kuşyeml .................
Morcımek kırmızı kabuk.
Mercimek yeırıi
Nohut nntüre! ...........
Ktırıı .Mcyvıılar :
Fındık (kabuklu shrl) ... Fındık (fç tombul) ........
Ceviz (kabuklu) ...........
Ceviz (İç naUlrel) ........
Bugün
İlli -190.-170.—
” c. *60 ........
Senet.,
Şirket Hisse Senetleri
Eski Kapanış
Şirket Tahvilleri
20.4(1 108.—
62.25 67 90
T.C, .Mcrkas Bankası .....
Türkiye İş Bankası .......
Türk Ticaret Bankauı ....
Arılan Çimento ...........
fjnrk Değirmencilik ......
Milli RetısüranH .........
130.—
80.—
5.-
16 25
23.25
8-
30 —
31
22.50
23.-
27.—
İkramiyen tahviller ?c5 1933 Ergani .........
(rf5 1938 İkramiyen .....
9c5 Milli Müdafaa 1 .....
r(>5 1941 Demiryolu IV ....... G5 1041 Demiryolu V .....
%4 1/2 1040 Ikramlyall ...
l*l(t erler I
%6 1941 Demiryolu VI ....
»16 Kalkınma I ...
140.—
185 —
İÎ0.-
36. —
37. —
39.—
28.—
25 — 39 — 30 — 62-76.—
79 — l«0.— 25.-146 —
260 — 276.— 205.—
Adana Ticaret Borsası
Londra Borsası
Trabzon Ticaret Borsası
Bradford Piyasası
Tiftik İyi m a i (Libreni Sıra malı
Yün ’ Anadolu
“ Trakya “
=Fiyat)
H
ata
• 9
• •t
M
Üzüm çekirdeksiz No.9 İncir A sorıaı No. 8....
” B serisi No. 108 Pamuk Akala I ...........
Pamuk Akala II ..........
Pamuk Akala IH ...... Pamuk yeril .............
Pamuk yogi (rafine) ... Pamuk çekirdeği .........
Dün
78.-
168.—
Keten tabumu (Tonu=Stcriing)
Bombay ....................
Kalküta ...................
Yer fıstığı Hindistan .......
67.-
65.—
64 —
23.10
21.50
21 —
98.-
99.25
98.30
08.80
90.70
99 90
99.60 08 50
99.10
96.35
97.60
21 30
20.75
21.50
21.—
21-
21.70
20.88
21.08
21.16
Pamuk Akala 1 .....
Pamuk Akala II ....
Pamuk Aktı la III .
Pamuk Parlak .a....
180'183 165 — 140.—
Son Kapanış
175.— 182 — 150.— 150.—
41.75
56.—
43 —
228 —
190.—
175.-
W._ 120.—
11.—
Lsvant İç Ekstra İri
Kuru üzüm
Thompson
Keten tohumu (Buşcll=Dolar) ... MlnneapoUş ..................
kalay (Llbreıl=Sent) .......
Levha«tenoko (HHi libre doları
Bııtday (Buşell=:Scnt> .........
Sert Kış mahsulü No. 2 ........
Kırmışı ’* 11 No. 2 .........
Tnnıuk Mlddllng (Librcsl=Sont)
Mayı* .........................
Temmuz ......................
El( t m
Tiftik (Llbr««l=Sent) ...........
Te İl No, 1
Fındık (Libresi—Sent) ..........
Kabuklu yerli İri •e«•••>•stesses
M orta ..............
İl bu I malı iç İthal malı .....
(Llbresl=Sont.) ....
çekirdekti* seçme .(•
a) f«50 randnn'kndı kabuklu tombul
b) İç sıra kontrollü
78.— .170-
Bugün
15.—
55.—
12.— 228.— 190.— 175.— 180.— 120.—
İL—
371 —
249.—
32.60
32.79
31.65
11 1/4
8.85
76.30
7.30
FINDIK
32.-
22.50
36.—
40.—
Borsalarda vaziyet
İstanbul : ı
Yem mahsul yılına girerken, geçen seneden kalma bakliyat «toklarında fiyat gerilemesi dana bariz bir şekil alınıştır. Dün kuru fatubj* fiyatı 22 kuruşa kadar muamele görmüştür. Fındık fiyatları. gerek İstanbul borsasında, ve gerekse Trabzon borsasında kararsızlığını muhafaza etmektedir.
Kambiyo, Esham ve Tahvilât Bordasında % 7 faizli muhtelif tertipteki Milli Müdafaa Tahvillerine karşı İstek fazla İdi. A Hm piyasasında durgunluk devam etmektedir. •
İzmir :
Hafta başında Borsada çekirdeksiz kuru üzlım hareketli bir manzara ar-zetmlştir. thracat evleri gerek İngiliz paçallarının düzeli,llmeaı ve gerekse tr-lamla teslimatı için Borandan üzüm ınübayaa etmektedirler. Ingiltere İçin Üzüm yükhyecek olan ilk gemi, varın akşam limanımızda bcklenmektediı Mısıra ihracı devam etmekle beraber Amr-rikadan da sipariş alındığından incir piyasacındaki sağlamlık devam etmektedir, Borsarla pamuk sakin durumunu muhafaza ediyor. Pamuk yağının gevşek vaziyetinde bir değişiklik yoktur. Bugün Boranda pamuk çekirdeği üzerine muamele olmamıştır.
Adana :
Ticaret Borsaaında birinci, ikinci, üçüncü nkala pamukları üzerine mahdut miktarda l« olmuştur.
Lira
külçe Yeril Gr. Ş.70
külçe Drguftsa 5.76
Cumhuriyet 38.70
Rcfjiıt «•••« • •• •* 40.50
Humit 38.
Gulden 37 35
İngiliz ... 50 —
Fransız kok .... 10.—
Napolâon III ., 37 50
İsviçre 38.—
%6 *6 41 • • II III ••••••«
•M 1048 istikrazı I
G6 1948 II II
f76 Milli MÜds (au I
w %6 1949 (t 1 ••«•••s
G7 1934 Sivas-Erzurum I...
G7 1934 >• •• II.-VIL..
^7 1941 Demiryolu I.M
G7 1941 II II ..
'7 1041 m...
G7 MIHI Müdafını I...
%7 fl II...
G7 • t • III...
r;7 ■ s «s IV...
T C. Ziraat Bankası .......
Anadolu D,Y. Tertip AZB.
•I
II

Sayfa 6
PASİF
AKTİF
31/12/1949
Bilançosu
Sermaye
İhtiyat Akçesi
Taahhütlerimiz
Bankalar
Mevduat ve Cari Hesaplar:
Cüzdanı
Senetler
Tasarruf mevduatı
Avanslar
Diğer mevduat
Borçlu Cari Hesaplar
Muhtelif Borçlular
%
kıymetler
Talep olunmamış
İştiraklerimiz
ı
t
»
Sabit ^kıymetler
>
I
t
»
65.000
»

100.000
I
1
NAZIM HESAPLAR
8.766.069 92
8.766.069 92
Kâr ve Zarar Hesabı
M
A T L U P
ZİMMET
267.229
88
180.880
46
37
I
248.695
45
53
54.300
09
e
68
163.543
Verilen Faiz ve Komisyonlar
932
11
9.292
48
I
577
97
Sair Aktifler
Alınan Faiz ve Komisyonlar . . .
Tediye Emirleri
NÂZDI HESAPLAR
Sair Masraflar
» 1
Vergi ve harçlar . . .
• •
( *
Sair pasifler
Kanunî Karşılıklar kasası
Personel Masrafları « »
Türk Lirası
• • 1
Türk Liralı
Geçen seneden «nUdevvet kâr . , t
Amortismanlar . % . .
Kasa ve Merkez Bankası
Muhtelif alacaklılar . .
• •İt
• •••Vtt»
tik Tesis Masrafları .•!«•»•••
Menkuller... Tl.
Kâr . . .
Muhtelif kârlar . , ♦ t . » .
Sigortalı... 105.954,51
Sigortalı... 54.073.24
Binalar
Muhtelif Zararlar
TUTUM BANKASI
25 Nisan
f
ELEKTRİKLİ ÇAMAŞIR MAKİNELERİ
ve
ELEKTRİK SÜPÜRGELERİ

M ATAŞ
Tel. :
44996
NKARA
Bu inşaat için işletmemiz tarafından veri-
lerini rica ederiz.
Ankara Büromuzun adresi:
SUMERBANK

Sermayesi : 200.000.000 Türk lirası
Merkezi: ANKARA
4
Otobüs
Mü* lif
a
’j
V A S I L
I
k
HIM
1
■ IW İM •WWWTT— r ■
GALATA T A H I R HAN
n
Okuyucularımıza...
TÜRK ANONİM ORTAKLIĞI
Kâr
Türk Lirası
519.089 96
582M12 50
424.394 6
1.501.799 7.5
295 969 60
2.018.460 57
14 639 41
331.250 —
160.027 75
384.384 44
15.553 19 W
6.247.981 80

M
31/12/1949
17,130
58.397

141.335
04








I
ı
t
I
I
I
• ı
• I • *


2.570.810,20
. . 1.103.113,26
Türk Lirası
1.500.000 —
29.360 37
167,990 58
3.673.923 46
5.976 88
1.830 —
329.487 44
398.078 .03
141.335 • 04
6.247.981 80
*



Kefaletlerimiz ..»>••• 5.485.013,7f
Diğer nâzım hesaplar . . , . . 3.281.056,16
Banka hizmetleri mukabilinde alınan komisyonlar . .
ücret ve
il





||ünyanın en mukavim ve mütekamil, aynı zamanda rakipleri meyanında en ucuz
125 ccm.
250 ccm.
350 ccm.
cz Jawa Ogar
MOTOSİKLETLERİNİ
BOL YEDEK AKSAMİYLE, TÜRKİYENİN HER YERİNDE ISRARLA ’ ARAMANIZ, MENFAATİNİZ İCABIDIR.
TÜRKİYE GENEL MÜMESSİLİ :
MEHMET KAVALA
Galata, Tahir Han
Telefon: 40430 - 42673 Telgraf: Lomet İstanbul
TEŞHİR VE SATIŞ YERİ
Tepebaşı, Alp Oteli altında



Şubeleri: İSTANBUL, GALATA ve BAHÇEKAPI Vadeli ve vadesiz tasarruf mevduatjyle ticari mevduatı en müsait faizlerle kabul eder.
Ankara Elektrik, Havagazı ve
İşletme Müessesesi
tarafından satın alınacak
Benzin ve Motorine ait şartnamenin
Şartnamenin fiate mütedair 3 üncü maddesinin sında. “Müessese aleyhine degiştirilemiyecek unsurlarının'*, yalnız akış payına ve şehir içi
münhasır olup, vergi ve resimlerde vukua gelebilecek tebeddüllerin nazara alınacağı tavzihan İlân olunur.
tavzihi
son fıkra-fiat tahlili nakliyata

MAYIS 1950 YENİ İSTANBUL ABONMAN SATIŞA
KARNELERİ ÇIKARILDI
BAYİLERİ İLE TÜTÜNCÜ
TANINMIŞ GAZETE
DÜKKÂNLARINDAN 280 KURUŞA ALABİLİRSİNİZ BULAMADIĞINIZ TAKDİRDE


YENİ İSTANBUL İdarehanesinden isteyiniz
Müellif Cad. 6-8, Beyoğlu - İstanbul Telefon 44756 - 57
İNŞAAT İLÂNI
Ereğli Kömürleri İşletmesi
Genel Müdürlüğünden :
1 — İşletmemizin Kandilli bölgesinde yaptıracağı transformatör İstasyonu inşaatı kapalı zarf u-sulü ve vahidi fiat esasiyle eksiltmeye konulmuştur.
2
lecek malzeme, eksiltme dosyasının hususî şartnamesinde yazılıdır.
3 — Bu işin tahmin edilen bedeli (241.123,90) liradır.
4 — Muvakkat teminat miktarı (13.310.—) liradır.
5 — Eksiltme evrakı (25,—) lira mukabilinde Zonguldak’ta: Etüd-Tesis Grupu Müdürlümüzden Ankara’da : Etibank inşaat Müdürlüğünden İstanbul’da : Etibank şubesinden
temin edilebilir.
6 — Eksiltmeye iştirak edeceklerin, ihale gününden üç gün evveline kadar işletmemiz etüd ve tesis grupu müdürlüğüne müracaat ederek ehliyet vesikası almaları lâzımdır.
7 — Eksiltme 10.5.1950 çarşamba günü saat 15 de, Zonguldak’ta Ereğli Kömürleri İşletmesi Etüd ve Tesis Grupu Müdürlüğü binasında yapılacaktır.
8 — Teklif zarfları eksiltme şartnamesine göre tanzim edilmiş olarak ihale günü saat 12 ye kadar makbuz mukabilinde İşletme Genel Müdürlüğü başkâtipliğine teslim edilmiş olacaktır.
Postada vaki olabilecek gecikmeler nazan itbara alınmaz.
9 — İşletmemiz, ihaleyi yapmakta tamamen serbesttir. (4832)
Bahçe Meraklıları
Villâlarınızı süslemek için büyük kenar çamları, yediveren güller, manolyalar, kamelyalar, süs fidanları vesaire. Orta köy Ankara Bahçesinde bulabilirsiniz.


En çok beğenilen
DÜĞÜN HEDİYELERİDİR
Gazetemiz hergün İlk uçakla Ankaraya gönderilmekte ve derhal otomobil veya bisikletle evlere dağıtılmaktadır. Bütiln gayretlerimize rağmen ’YENİ lSTANBUL”un ellerine geç veya İntizamsız geçtiğinden şikâyeti olan abonelerimizin arzularını Ankara Büromuza bildirme-

MÇB/R KADİN-y OKTUK Kİ
— Bir buz dolabına sahıb olmayı tahayyül etmesin
Fakat...
İdeal buz dolabı Sağlam Ucuz Geniş ve kullanıhşh ’ olanıdır -t
tedir.
Büromuz doğrudan doğruya abone kaydı yapmakta ve ilân kabul etmektedir. Acele ilânlar telefonla İstanbula bildirilmek-
Kâzım Özalp Cad. No. l/q D ^ar Apt.
Telefon: 16112 YENİŞEHİR

ENGLISH ELECTRIC
B112 dolüplamıdâ aradığınız bulun bu vasılhırı bulabilirsiniz
GRİP. NEZLE. vE SOĞUK1
k ALGINLIKLARINA KARŞI KULLANILIR J

M Ü
BUGÜN AÇIK OLAN MÜZELER
İSTANBUL
Atatürk İnkılAp Müzesi: 10-12, 14-17.
Ayaaofya: (Telf. 21750) 10.16.
Türk ve l*IAm Sterleri: 13.30 • 16.30.
Belediye Müzesi: 10-12, 14-17.
Texfik Fikret Aelyon Af Üzeni: 10-12, 14-17.
İZMİR
Arkeoloji Müzesi: (3324 ) 9-12. 13 30-17
TİYATROLAR
İSTANBUL
ŞEHİR TİYATROLARI :
DRAM HIŞMI 20.30 da Deli Sa-raylı.
KOMEDİ KISMI: TernMl Yok.
l’EM SES OPERETİ: 2100 Apar
Topar,
KONAK PAPYONU: Uparıyol at-raksyon trupu.
ANKARA
KlÇtK TİYATRO: (11169) Kıskançlar.
GAR GAZİNOSU — Parl» Revü Heyeti.
FA VI ON DA — İtalyan Akrobatları.
İZMİR
SLHİH lllAIKUeL; Oyuncu.
SİNEMALAR
BEYOĞLU CtHETİ
ATLAS: (40835) Şarlatan.
AKIN (80718) Tomur Paça.
ALKAZAR (42562) 1 — Meçhul A-da (renkli). 2—Donald'ın Çocuk Bayramları (renkli miki).
AR (44394) Sihirli Aşk.
ELHAMRA (43595) Sihirli Aşk.
İPEK (44289) Zoronun işareti.
İNCİ (84595) 1 — Vatan Kurtaran Aslan (renkli). 2 — Yanlış Numara.
LALE (43595) Ateşten Gömlek (Türk filmi).
MELEK (40868) Son Franalako.
SARAY (41659) 1 — VftBİllS Logo-thetidİB Elen Komedi Trupu.
81 ATTARK (83143) 1 — Fırtına Gecesi. 2 — Dinmeyen Sızı.
Si MEH (42851) Dirilen Koca (1-talyan filmi).
Suare: 1 — Dalavereciler. 2 —
Şehrazalın Doğuşu.
ŞARK (40380) 1950 Dünya Grekoromen Güreş mUaabakalan (Tekmili ve Türkçe).
SIK (43726) 1 — Süveyş Kanalı. 2 — Atlatılan tehlike.
TAKSİM (43191ı Kapanan Gözler
TAN 1 — Uçurumu Doğru. 2 — Efsuneu Baba.
1EM (M137) Neaimaçı Amerlka-da.
t* NAL (49306) 1 — Hazine Peşinde. 2 — Amber.
YILDIK (42847) Port Sait
İSTANBUL CİHETİ
ALEMDAR (23668) 1 — Haydut
Aşkı. 2 - Yılmaz Reis (Türkçe) AYSU (21017) 1 — Kahırc-Ba^dat
2 — Macera Limanı,
•'41 ’ • ’
AZAK (28542) 1 — Esrarengiz AL 2 — Ölümden Kuvvetli.
ÇEMBERLİTAS (22513) 1950 Dünya Grcko-Romen Güreş Müsabakaları (Tekmili ve Türkçe Sözlü»
FERAH İstanbul Geceleri.
HALK 1 — Firavunun Hazînesi. 2 — Kızıl Tepe (Renkli).
İSTANBUL (22367) 1 — Kanlı Döşek. 2 — Cici Berber.
KISMET (26651i 1 — Tarzanın Hâzinesi, 2 — Petrol Kıralı.
MARMARA (23860) 1 — Genç Kız Kalbi. 2 — Doktor ve Modelleri.
MİLLİ (22962) 1 — Haydut Aşkı 2 — Yılmaz Reia (Türkçe).
Tl RAN (22127) 1 — Earurenglu At. 2 — Ölümden Kuvvetli.
YENİ (BttkırkÖy 16-1260 1 — Bar Çiçeği. 2 — Zafer Abidesi.
• KADIKÖY CİHETİ
HALE 160112) 1 — Şehit lor Kalesi. (Türk filmi). 2 — Günahım (Türk filmi).
OPERA 1 — Aslanların Pençesinde. 2 — Aşk Bestesi.
St'REYYA (60682) 1 — Zafere Doğru, 2 — Rio Aşkları.
YF.l.DEGİRMENİ 1 — Asri Za-mnnlar-Şnrlo 2 — Cehclütarık Casusu,
ANKARA
ANKARA (23432) 1 — Çingene Prenses. 2 — Renkli Mucizeler.
Bt Yt K 115031) Kaptan Siroko.
CEBECİ (13846ı Dağların Canavarı
PARK llllûl) Düşnmıı Kardeşler, bVS (14071) Düşman Kardeşler.
St’MER (14072) Tarzan ve Kaplan Kadın.
ULUS (22291) Karanlık Geçit. YENİ (14040) Vatan Haini.
İZMİR
ELHAMRA Eğlenceler Perisi .
LALE 1 — Kanatlardan Türbe 2 — Bir Yabancı.
TAYYARE 1950 Stockholm Güreşleri.
TAN .1 — Kanatlardan Türbe 2 — Bir Yabancı.
YENİ 1 — Aslanların Pençesinde. 2 — Çam Sakızı Polis Kafiyesi.
KARŞIYAKA CİHETİ
MELEK 1 — Zamane Kızı. 2 — Genç Kartallar
gt'MER Zehirli Yalan.
•'•YENİ İSTANBI L,, un bııgil İçin tavsiye rtfljfl programlar:
DAHİLDE:
19.20 İstanbul; Radyo senfoni orkestrası konseri. — 20.30 Ankara: İnce saz — 21,15 İstanbul* Fasıl heyeti konseri.
HARİÇTE:
15.15 Loıulra; BBC opera orkestrası konseri. — 18.15 Londra: Piyano resitali.
ANKARA;
7.30 M. S. Ayarı. — 7.31 Harrv Horilck orkestrası çalıyor (Pl.).
— 7.45 Haberler. — 8.00 Şarkı-lfti- (Pi.). — 8.1Ö HnHf «nlolnr (Pl.). — 8.30 Günüıı programı ve Hava, raporu. — 8.35 Bale müzikleri (Pl.). — 9.00 Kapanış»
12.28 Açılış ve program. — 12.30 M. S. Ayarı. — 12.30 Şarkılar.
— 13.00 Haberler. — 13.15 Piyano soloları (Pl ). — 13.30 Öğle Gazetesi. — 13.45 Jlmmy Wa-kely Trionu (Pl.). — 14.00 Akşam programı» Hava raporu ve kapanış.
18.00 M. S Ayarı. — 18.00 Karışık şarkılar. — 18.30 Radyo salon orkestrası. — 19.00 M. S. Ayarı ve haberler. — 19.15 Geçmişte Bugün. — 19.20 Yurttan sesler. — 19.45 Radyo ile İngilizce. — 20.00 Varyete müzikleri İPİ.), — 20.15 Radyo Gazetesi. — 20.30 İnce saz (Acem Aşl-ran faslı», — 21.00 Temsil: (Bebek) Adapte eden: Hakkı Bi-geç. — 21.15 Serbest naat. —
22 00 Konuşma: (Serbest) — ^g.15 Dans orkestrası çalıyor (Pl.). — 22.45 M. S. Ayan ve haberler. — 23.00 Kapanış.
İSTANBUL:
12.57 Açılış ve programlar. — 13.00 Haberler. — 13.15 Perihan Altındağ Sözerlden şarkılar (Pl)
— 13.30 Hafif öğle müziği (Pl.)
— 13.50 Şarkı ve türküler. —
11.30 Ev kadını - Eakl elbiselerden faydalanma usulleri. Konuşan: Lcmnn Eydur — 14.40 Dans müziği (Pl.). — 15.00 Programlar ve kapanış.
17.57 Açılış ve programlar. — 18.00 Dans müziği (Pl.). — 18.30 Sadi Yaver Ataman memleket havaları ses ve saz. hlıllgl kon-«crl. — 19.00 Haberler. — 19.15 İstanbul haherleck — 10.20 Radyo senfoni orkestrası konseri.— 20.00 TüıkUleı. Zehra Bilir. —
20.15 Operadan sahneler ve orkestra eserleri (PL). — 20 50
Konuşma: Selim Sırrı Tarcan “Gençlik ve İhtiyarlık,.. — 21.00 Şarkılar (PL). — 21.15 Fasıl heyeti konseri — 22.00 Oda müziği (PL). — 22.35 Dans müziği (PL). — 22.45 Haberler. — 23.00 Karışık hafif müzik (PL). —
23.30 Programlar ve kapanış.
YABANCI RADYOLARDAN YAYINLAR
LONDRA:
7.30 Hafif müzik.
8.45 Dinleyici İstekleri.
9.15 Operetlerden melodiler.
12.30 Hafif müzik.
14.15 Grraldo konser orkestrası.
15.15 BBC opera orkestrası kon-«eri.
18.15 Piyano resitali.
19.30 Dinleyici istekleri.
20.30 John Bull orkestrasından hafif müzik.
21.30 Shakeaponrein “As vou İlke it., piyesi (İngilizce) —
23.15 Varyete orkestralı.
SIHHÎ İMDAT
İstanbul Beyoğlu 44998
Anadolu yakası 60536
Ankara 91
İzmir 2251

Beyofi-lıı 44644 Kadıköy 60872
İstanbul 24222 Üsküdar 60946
Ankara 00.İzmir 2222, K.yaka 18055
UÇAK - TREN . VAPUR
GELECEK OLAN UÇAKLAR
12.50 D H.Y. (Türk) Ankaradan.
14.— D.H.Y. (Türk) Umirden.
15.15 L A.î (İtalya) Roma* Ati-nadan.
15.40 C.Y. (Kıbrıs) Lefkoşe, A-tinadan.
16.20 D.H.Y. ıTÜrk) İskenderun. Adana, Malatya» D. Bakır. ElAzıg, Ankaradan
19.30 P.A.A. (Amerikan) Hong-Kong, Bangkok. Kalküta, Delhi. Knrcşl. Basra. Şamdan.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8.30 B E.A. (İngiliz) Atina. Nıs, Londra.
9.— D.H.Y. (Türk) Ankara, A-danaya.
13.50 D.H.Y. (Türk) İzmir©.
14.30 D.H.Y. (Türk) Ankaıava,
22.— P.A.A, (Amerikanı Brüksel. Londra, Gander. Ne>v-Yorka.
GELECEK OLAN YAPIKLAR
14.— Ankara - B. Akdenizden.
16.— Ülgen İncboludan.
18. — Antalya ÇanAkkaleden.
GİDECEK OLAN VAPVRL.AB
ö.— Ordu Karadentze.
9(— Marakaz, Mudanyaya.
19. — Seyyar, Karabigaya.
GELECEK OLAN EKSPRESLER
8 30 Ankaradan.
GİDECEK OLAN EKSPRESLER
18.10 Ankaraya.
EMÎNONt:
Beşir Kemal (Eminönü) — İtimat (Küçük pazar) — Sultanahmet (Alemdar) — Cemil (Beyazıt).
BEYOĞLU:
Dellasuda (Merkez) — Nihat (Taksim) — Ayaspaşa (Taksim) — Hayrettin Tav (Galaa) — Sporidls tGaiata) — Atakan (Şişli) — Mecidlycköy (Şişli) — Habcıoglu ıHasköy) — Yeni Turan (Kasımpaşa).
FATİH:
İbrahim Halil (Şehzadebaşı) — Ziya Nuri (Aksaray) — Emin Rıdvan (Sama t ya) — Nazım Malkoç (Şehremini) — Ulupınar (Karagümrük) — Gülseren Si-pahioglu (Fener).
EYt’P: Avlansa ray şifa.
BEŞİKTAŞ:
Nail Halit — Yeni (Çi’takdy) — Arnavutköy — Merkez (Bebek).
KADIKÖY:
Sıhhat — Kızıltoprak — Göztepe — Bostancı.
ÜSKÜDAR: Merkez.
HEYBELİADA: H. Halk.
BtYt KADA: Halk.
ANKARA
Yenişehir — Üniversite — Ulus.
tZMİR
Yeni İzmir (Basmahane) — Millet (Kemeraltı) — Eşrefpaşa — Karataş (Yalılar) — Tarlan (.Al-sancak).

Comments (0)