Kütüphanesi
26 Nisan 1950—Çarşamba
SİYASİ İKTİSADİ
CTA
3 l/ı
d
A
Sayı 147
10 Kuruf
r


Beyoğlu - Müellif Caddesi 6 - 8
Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Abone: Türkiye için seneliği 32, altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki mislidir.
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis eden: HABİB EDİB TÖREHAN
İlânlar: 6 ncı eahifode santimetresi 2 liradır. Hânlardan hiçbir mes’uliyot kabul edilmez.
Telefon: 44756 - 44757 Santral
Telgraf Adresi: Hetlo. İstanbul

İÇ ve DIŞ POLiTiKA
'------ ----'
İngilterede iki partili dış siyaset kuruluyor
Britanyanın Or taşar k
kara kuvvetleri
*
YENİ İST AN BUU un Kuponu.
İÇ SAYFALARDA
Trigve Lie Moskovaya
gitmelidi£
KABUL etmek lâzımdır ki, Trigve Lie, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği vazifesini mümkün olduğu kadar iyi bir şekilde yapıyor. Allah bilir ya, bu vazife güç, hem de çok güçtür. Geçenlerde bir gazete, güreşen iki hasmın vaziyetini yakından takip etmek isterken aralarında kalıp ezilen bir güreş hakeminin fotoğrafım neş-retmişti. İşte Trigve Lie de. her an böyle bir macera ile karşılaşmak tehlikesine maruzdur. Üstelik, herhangi bir tarafı tutar gibi olduğu takdirde, iki dünyadan birine mensup coşkun seyirci kütlelerinin hakaretlerine uğraması mümkündür.
Onun vaziyeti bir hakemden daha zordur. Çünkü, birçok milletlerden mürekkep iki blok arasındaki “Soğuk harp,, öyle şiddetli ve kesif bir hal almıştır ki, ne kadar dürüst ve hakşinas olursa olsun, Trigve Lie kendiliğinden herhangi pratik bir karar alır almaz, iki taraftan biri derhal ona “şüpheli,, damgasını vuracaktır.
İşte, Avrupada bir seyahat teşebbüsüne giriştiği şu sırada, onun başına gelen de budur. Hareketinden evvel o, bir sulh turnesine çıktığını, belki Mos-kovaya kadar gideceğini söylemişti. Bunun üzerine, Sovyet-leri mütecaviz bir kuvvet olarak tanıyan ve sayılan pek çok olan kimseler, ona derhal şu tavsiyede bulundular: “Moskovaya gidip Vişinski’yi hattâ Stalin’i görmekten sizi tabiî menedeme-yiz. Fakat dikkat ediniz. Fazla ileri gitmeyiniz. İsterseniz, Rusları Güvenlik Konseyine tekrar getirmeye çalışınız. Ama kendinizi Batı ile Doğu arasında bir arabulucu gibi takdim etmeyiniz. Bu sizin salâhiyetleriniz dahilinde değildir. Zaten, böyle bir teşebbüs için zaman da henüz gelmemiştir.,,
Böyle bir tavsiye karşısında Trigve Lie'nin uzun uzun düşündüğüne şüphe yoktur. Şimdilik Moskovaya gidip git-miyeceğini kati olarak bildirmemiştir. Fakat oraya gitmediği takdirde Rusların, ona karşı şöyle bir dil kullandıklarını görecektir :
“Avrupada bir turne yaptığınız halde, ne hakla bizi ziyarete gelmediniz. Birleşmiş Milletlerin Genel Sekreteri olarak bütün dünyanın fikrini almak, bilhassa kâinatın en büyük kuvvetlerinden biri olduğumuz için evvelâ bize uğramak vazifenizdir. Bu hareketiniz şunu ispat ediyor ki, siz de dolar emperyalizminin bir adamı olmaktan başka bir şey değilsiniz.,,
Bunları söylemekle Ruslar, belki de ilk defa olarak haklı bir tenkid yapmış olacaklardır.
Hakikaten, makul düşünen kimseler, Amerikan devlet a-damlariyle görüşmüş bulunan Trigve Lie’nin Londra ve Pa-risten geçtikten sonra Moskovaya gitmesinin mutlaka lâzım olduğu kanaatindedirler. Bu münakaşa edilmez bir zarurettir. Hem Trigve Lie, bugün bütün siyaset adamları içinde, böyle merhale merhale her milletin fikrini yoklıyacak tek insandır. Onun milletlerarası şöhret ve zekâsı bu işi faydalı bir şekilde yapmağa müsaittir. İşgal ettiği mevki icabı da, daima bitaraflığı muhafaza etmiştir.
Onun vazifesini tahdit etmenin mânâsı nedir? Niçin, bu seyahati esnasında onun ufak tefek teşebbüslerle, Birleşmiş Milletler Teşkilâtını, ağır ağır bünyesini kemiren hastalıktan kurtarmaktan başka bir şey yapması istenmemektedir?
Bilâkis, onun bu sulh seferinde, Avrupayı dolaşırken, daha geniş teşebbüslere geçmesini temenni etmek lâzımdır. Kendisinin de evvelki gün radyoda bütün dünyaya ilân ettiği gibi “Birleşmiş Milletler Teşkilâtı vaaılasiyle sulhu tahakkuk ettirmek için yeni bir programı, bütün halinde ele almalıyız.”
Eğer o. bu güzel teşebbüsünde muvaffakıyetsizliğe uğrarsa, bütün dünya buna sebep olanları mesul tutacaktır.

Acheson - Dulles işbirliğine bir nazire olarak Bevin Churchill İngiltere dı ş siyasetini görüşecek
Londra, 25 . A.A. (AFP) — Üç Dışişleri Bakanının Londrada yapacakları toplantıdan evvel bir Bevin-Churchill mülakatı yapılacağına dair dolaşan şayialardan sonra, Üç Büyükler konferansı münasebetiyle ln-gilterede iki partili siyasetin yeniden doğup doğmayacağı suali, bazı siyasî çevreleri işgal etmektedir Resmi çevrelerde bu konu etrafında tam bir sükût muhafaza edilmektedir.
Bugün Londrada dolaşan şayialar. Amerikada Cumhuriyetçi Foater Dulles’in Acheson’a müşavir tâyin edilmesiyle iki partili siyasetin yeniden meriyete girmesi keyfiyetine dayanmaktadır.
Bundan başka, ayni çevrelerde belirtildiğine göre. Londra konferansı boyunca Birleşik Amerika Dışişleri Bakanı Acheson’un yanında bir Cumhuriyetçi murahhas bulunacaktır. Bu şartlar altında Bevin’in muhalefet lideriyle müşaveresi mâkul görülmektedir.
İngiliz gazeteleri Attlee kabinesine az şans veriyorlar
Londra. 25 A.A. (AFP) — İngiliz gazetelerinin çoğu bütçe münasebetiyle ileri sürülecek itimat meselesinde hükümet lehine pek az muvaffakiyet ihtimali görmektedirler. Liberal mebusların yarın nasıl oy vereceklerini kararlaştırmamış olmaları bu görüşe âmildir.
Cripps cevap veriyor
Londra. 25 A.A. (United Pressl — İngiliz Maliye Bakam Sir Stafford Cripps. Muhafazakârların îşçı Partisine yaptıkları hücumları haksız olarak reddetmiştir. Muhafazakârlar İşçi Partisini milli serveti hayret verici bir israf zihniyetiyle israf etmekle itham etmişlerdi. Cripps bir çok Ingi-lızlenn bugün, harpten evvelki Tory rejiminde bulundukları vaziyetten çok daha iyi bir hayat sürdüklerini ileri sürmüşlerdir.

komutanı Aııkarada
Sir John T. Crocker Ankarada
ChurchUl Montgomery He beraber
mühim temaslarda bulunacak
Amerika atomla işliyen denizaltılar imal edecek
Bunlardan şnorkel ile mücehhez olanları aylarca su altında kalabilecek
VVashington. 25 (YtRS) — Birleşik Amerika Deniz Harekât Dairesi Başkam Amiral Forrest Sherman, salı günü Kongreye müracaat ecerek a-
^uwin(ıwHw»'i''İR!!Sjı|w|^^ımtr im• atııtMt ııı*icı

Mac Arthur’e göre, Japonya ile barışın zamanı geçmiştir
Ancak Rusların Japonyaya girmesini önlemek lâzımdır
Washington, 25. (YİRSı — Amerikan bahriyesinin resmi tarihçisi Yüzbaşı Samuel Morrison, Japonya har-

Marshall yardımından
İsveç 10 milyon doları Türkiyeye devretmiyor
Stockholm, 25 (Ap) — İsveç Dışişleri Bakanlığı bugün, tsveçin, Marshall yardımı hissesinden 10 milyon doların Türkiyeye devrini teklif etmiş olduğuna dair Ankara radyosu tarafından yayınlandığı söylenen bir haberi tekzip etmiştir.
Dışişleri Bakanlığının bu konuda yayınladığı tebliğe göre, Türkiye ile İsveç arasında yapılan ticaret müzakereleri sırasında Türkiyenin, İsveç tarafından kendisine yapılacak bazı teslimat mukabilinde tsveçin Mar-ahall yardımı borcunun bir kısmını ödemek sorumluluğunu deruhte etmesi fikri derpiş edilmiştir. Ekonomik İşbirliği idaresi 1948-1949 da tsveçe 20,400,000 dolar borç vermiştir Gözönünde tutulan plân gereğince Türkiyenin, bu borcun 10 milyon dolarını ödemesi teklif edilmiştir. Buna karşılık İsveç, Türkiyeye bazı emtia temin edecektir. Dışişleri Bakanlığı, Türkiyenin bu konuyu W»-shingtondakl Ekonomik işbirliği İdaresi makamlariyle müzakere ettiğini fakat bu görüşmelerin neticesinden malûmattar olmadığını belirtmiştir.
bine dair bir tarih hazırlamak için Tokyoda uzun rilüddet kaldıktan sonra Los Angeles’e dönmüştür.
Gazetecilerle temasta bulunan Morrison demiştir ki: "General Mac Arthur, Japonyadaki işgal idaresinin çoktan kaldırılması icap ettiğini ve Japon barış andlaşmasının imzalanması için zamanın çoktan gelip geçtiğini söylemiştir. Fakat Amerikan işgal kuvvetleri, Japonyadan çıkartmıyorsa, bunun sebebi, Rusların .Japonyaya girerek Japonları bir harp gücü olarak lehlerine istismar etmelerini önlemektir. Birleşik Amerika kuvvetlerim çektiği takdirde, Japon-ya.vı herhangi bir taarruza karşı müdafaa edeceğine dair teminat vermelidir.,,



I
tomla işliyecek olan denizaltıların 1-mali için 952 yılı bütçesinden tahsisat ayrılmasını istemiştir.
- Biri atomla işleyecek olan yeni tip dört denizaltı, Amerikan bahriyesi tarafından çeşitli tecrübelerden sonra seri halinde imal edilecektir.
Amiral Sherman. atom devri deniz-altılannın imali hakkında ezcümle demiştir ki:
"Denizaltıların biri 250 tonluk olacak ve 3 milyon dolara çıkacaktır. Bu denizaltı, normal denizaltıların onda bili boyundadır ve 1941 aralık ayında Pearl Harbour’da ele geçen iki kişilik Japon cep denizaltısından biraz büyüktür.
ikinci tip denizaltı 1100 tonluk o-lacak ve on milyon dolara çıkacaktır. 2200 tonluk üçüncü tip denizaltısı ise 37 milyon dolara malolacaktu. Hazırlanan programda bütün denizaltıla-rın "şnorkel" teneffüs cihazı ile teçhizi de kararlaştırılmıştır. Almanlar tarafından inkişaf ettirilen şnörkel’li denizaltılar, aylarca denizin altında kalabilmişlerdir.,,.
Amiral Sherman, "İmal ve Tadil" bütçesinden alınacak para ile V bombaları atabilmesi İçin bir kruvazöre plâtform yapılacağını, bir uçak gemisinin modernleştirileceğini ve 117 tekneye de gerekli tâdillerin yapılacağını açıklamıştır.
Amiral Sherman, 270 den fazla de-nizaltıya malik olan Rusların şnorkel cihazını kullanıp kullanmadıklarım bilmediğim söylemiştir.


Anadolu’da Refik Halid
Gazetemiz adına Anadoluda oldukça uzun bir seyahate çıkmış bulunan "Memleket Hikâyeleri" müellifi Refik Halid, kendisine bu değerli eneri kuzandırnn Anadolu-dan yazılarını göndermeğe haşladı.
Dulles, Achesonla tam bir işbirliği yapacak Washington 25 A A. (AFP) — Dışişleri Bakanı Acheson'un Cumhuriyetçi Müşaviri Koster Dulles, yaptığı bir basın konferansında demiştir kı: "Hür dünya, komünist âlemin gittikçe artan meydan okuyuşuna karşı müttehid bir cephe arzetmedıkçe yaşayamaz. Bu birliği şimdi kurabilirsek harp olmaz.,,
Dulles, yeni vazifesinde. Amerikanın dış siyaset hedeflerinin gerçekleşmesine yardım etmek üzere elinde bulunan her şeyi yapacağını söylemiş ve hedeflerin barışı koruyacağını ve hür müesseselerin gelişme İmkânını bulacağı bir dünya yaratacağını belirtmiştir.

Şu anda Ege bölgelinde bulunan kıymetli muharrlmlzın gönderdiği İlk yazıları
Bu büyük röportajlar, sadece şehirlere İnhisar etmemekte ve ücra, ıssız ve yolsuz köyleri de İçine almaktadır.
40 sene evvel dolnşl ığı yerlerden edindiği İntibaları, sanalının $a-hlkasınA çıkan bir Üslûpta birlere aksettirmektedir.
Yarından itibaren neşre başlıyoruz

Ankara. 25 (A.A.) — Büyük Britanya Ortaşark Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Sir John Crocker beraberinde Kurmaybaşkanı General Miller, refikaları ve maiyeti olduğu halde bugün saat 12 de özel bir uçakla Etimesgut askeri hava alanına gelmiştir.
Orgeneral Sir John T. Crocker a-landa> Genelkurmay İkinci Başkam Orgeneral İzzet Aksalur. Genelkurmay Harekât Başkanı Korgeneral Üresin, Kara, Hava, Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanları, Genelkurmay Haberalma Başkanı, Garnizon Komutam, Büyük Britanya Büyük Elçisi Sir Noel Charles, Ingiliz Kara ve Hava ataşeleri, tarafından kar. şılanmıştır.
Orgeneral Sir John T. Crocker u-çaktan indiği zaman, Orgeneral izzet Aksalur kendisini karşılayarak "Hoş geldiniz" demiş ve yanında bu-ulnanlan takdim etmiştir. Bu arada Bayan Aksalur tarafından Bn. Cro-cker’e bir buket verilmiştir. Bundan sonra bandonun çaldığı Ingiliz ve Türk milli marşları dinlenmiş, müteakiben Orgeneral Crocker ihtiram ki-tasmı teftiş etmiştir.
Misafir. Türkiyeye gelişi hakkında-ki intihalarını şöyle anlatmıştır:
•‘Türkiyeye ilk defa olarak geliyorum, Ortadoğuda bulunduğum zamanlar daima Türkiyeye gelmeyi arzu etmiştim. Bu bölgeden ayrılırken Türkiyeye gelmek fırsatına nail olduğumdan dolayı çok bahtiyarım. Burada Türk makamlariyle, Türk komutanlariyle ve Türk askeri birlikleriyle temas edeceğimden çok memnunum. Cumhurbaşkanı tarafından kabul edileceğimden dolayı da ayrı bir bahtiyarlık duymaktayım."
Cumhurbaşkanının kabulü
Ankara, 25 . (A.A.) — Cumhurbaşkanı ismet İnönü bugün Çanka-vada Ingiltere Büyük Elçisi Sir Noel Charles refakatinde bir kaç gün için memleketimizde bulunan Ortaşark Ingiliz Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Sir John Crocker’i kabul buyurmuşlardır. Bu kabulde Dışişleri Bakanı Necmeddin Sadak hazır bulunmuştur.

Crocker Şadak'ı ziyaret etti
Ankara 25 (A.A.) — İngiltere Büyük Elçisi Noel Charles saat 13 te. bugün memleketimize gelmiş olan İngiltere Ortadoğu Kara Kuvvetleri Başkomutanı Orgeneral Sir John T. Crocker'le birlikte Dışişleri Bakanı Necmeddln Sadak’ı ziyaret ve Generali Bakana takdim etmiştir.
ÎKÎNCÎ
Siyasi partilerin radyoda konuşma saatleri
ÜÇÜNCÜ
Yabancı göziyle seçimler arifesinde Türkiye Kremlinde çok ciddi hâdiseler oluyor
DÖRDÜNCÜ
Nijinsky’nin iki Öliimti Ayşe Nur
B E.ŞÎNCÎ
Türkiyenin dericiliği
Dr. Zeki Mağdenli
ı I
9 *
Eisenhower’in nutku
Aydın bir umumî efkâr
komünizmi mağlûp edebilir
Dünya Amerikalıların her zaman kararsız kalacağını sanmamalıdır
General sabah, malûmat sahibi bir umumi komünizmi mağlûp edebi-
Ne\v-York. 25 lAPl — Dwight D. Eisenhovver bu "Ancak efkârın
leceğinl” söylemiştir.
Müttefik Kuvvetlerin eski Başkomutanı. bir ziyafette 1.400 ü mütecaviz misafir huzurunda konuşmuştur.
General, İkinci Dünya Harbinin, efkârı umumiyeye. Amerikan basını tarafından şimdiye kadar hiç bir zaman görülmemiş olan bir süratle aksettirilmiş olduğunu anlatmış ve
"Herhangi bi rbuhran karşısında A-merikalılar yine aynı heyecan ve anlayışı göstererek, icap eden harekete tevessül edeceklerdir. Fakat korkulacak cihet, dünya efkârının, Amerikalıların her zaman kararsız kalacaklarını sanmalarıdır., demiştir.

MI
Belçikada 10.000
amele ile polis
birbirine girdi
Amerikan yardım malzemesi gelmeden komünistler tahrikat yapıyor
Brüksel, 26 lYİRS) — Belçikaya Amerikan askeri yardım sevkıyatının yapılmasını protesto etmek için grev ilân eden 10.000 Antverp liman işçisi yüzünden bugün komünistlerle 1 motörlü polis arasında vuku bulan çarpışmada, aralarında mebus Franz Branden olmak üzere on üç komünist tahrikçi tevkif edilmiştir. Antverp limanında bulunan gemilerin 109 u, grev dolayısiyle âtıl kalmıştır.
Sanıkla tanık birbirlerini görmemezlikten geliyorlar
Komünistlikle itham olunan Owen Lattimöre (ön plânda) aleyhine
• •
dette bulunan Louis Budenz’e arkasını çeviriyor, Bilindiği gibi Senatör Mg* Carthy, Lattinıore’un komünist ofdtı-frunu İddia etmişti. Resini, Senato tahkikatı esnasında çekilmiştin
r *
Taft'ın bir teklifi
I
Yabancı memleketlere yardımı azaltalım
Washington. 25 (YİRS) — Cumhuriyetçi Parti Liderlerinden Senatör Taft, yabancı memleketlere yapılan yardımın kesilmesini istemiş ve In-giltercye Marshall Plânından hiç hisse verilmemesini talep etmiştir. Taftl "Belki silâhlı kuvvetlerin müstesnş, diğer bütün bütçelerde masraflar â-zaltılmalıdır" demiştir.
Milletvekilliği İçin kadınlardan pek az aday gösterilmiş (Gazeteler»)

r e ' • ı
— Adaylar oranında niye bu kadar az, kadın varf
— Otuz yaşını aşnııe olanını güç buluyoruz data

Sayfa 2
Y E N t İSTANBUL
2* Nl.an 18»
Haydarpaşa - Ankara
yeni tren seferleri
Ankarada yapılan toplantı
Partilerin radyoda yapacakları konuşma saatleri tesbit edildi
Millî Kalkınma Partisi 3 mayıs akşamına kadar 5 yerden aday gösterecek olursa, o da radyodan
Ankara. 25 (AA) — Seçim Kanunu gereğince siyasi partilerin Radyodan faydalanacakları gün ve saatler bugün Basın-Yaym Ve Turizm Genel Müdürlüğünde. Genel Müdür Ahmet Şükrü Esmer in başkanlığında yapılan bir toplantıda kur’a İle tesbit edilmiştir. Kur ayı Üçüncü Noter Zihni Nayman çek* miştir. Bu «uretle 4 mayıs 1950 den 10 mayı» 1950 ye kadnr Istan, bul ve Ankara Radyolarında hangi parti temsilcisinin hangi saatte konuşacağı aşağıdaki listeye göre tesbit edilmiştir.
Milli Kalkınma Partisi 3 niAyi6 1950 günü akşamına kadar beş yerden aday gösterdiğini tevsik edecek olursa kendisine ayrılan saatlerden istifade edebilecektir.
Liste aynen şudur:
ANKARA RADYOSUNDAN
1950i
(21.15-21 25) (18,00-18.10 (18.30.18 40) (19,30-19.40) 1950:
(18.00-18.10)
(21 15-21 25)
(18.30.1840) (19.50-20,00) 1950:
(19.30-19.40)
(19,50-20.00) (18.00-18.10) (20.30.20.40) 1950: (20.80*20,40) (18.00-18.10) (19 80.1940) (18 30*18.40) 1950: (18.00-18,10) (18.30-18.40) (19.30.19.40) (21.40-21.50) 1950: (20.30-20.40) (18.00-18.10) (18.30-18.40) (19.50-20.00)
istifade edebilecek


f
Yataklı ekspresi ve motorlu tren 1 mayısta işlemeye başlıyor
Yaz mevsiminin gelmesi dolay isiyle İstanbul - Ankara arasında tren yolcularının sayısı arttığından ekspreste yer bulmak çok güçlenmiştir. Devlet Demiryolları bu vaziyeti Önlemek için yataklı ekspresini 1 mayıs
950 akşamından itibaren İstanbul ve Ankaradan servise koymağa karar vermiştir. Bu tarihten itibaren Anadolu ekspreslerinde yataklı vagon bulunmıyacaktır. Bundan başka mo-lörlü tren seferleri de 2 mayıs salı gününden itibaren ilk trenin Anka-radaıı Haydarpaşava ha roketiyle başlamış olacaktır. Motörlü tren hor hAfta salı ve cumartesi günleri An-karadan Haydarpaşaya, çarşamba ve pazar günleri de Haydarpaşadun Anka raya hareket edecektir.
Limanda dün
müessif bir

• ' ’• 1 B rll
kaza oldu
Çoruh Belediye Reisi Marakaz vapurundan denize düştü, öldü
M.P.
M.K.P.
6 mayıs CHP. D.P.
M.P.
M.K.P.
7 mayıs
C. H.P,
D. P. M.P.
M.K.P,
8 mapa CHP.
D.P.
M.P.
M.K.P.
9 mayıs
C. H.P.
D. P.
M.P.
M.K.P/
10 nuıyıa 1950:
C. H.P.
D. P.
M.P,
M.K.P.
(18.20-18.30)
(19.20-19.30) 1950: 119.20-19.30) (18.20-18.301 (1850-19.00)
(21 50-22.00) 1950:
(18.50-10.00) (19.20-19 30) (18.20-18.30) (21.50-22.00) 1950:
(19.20-19.30)
(20.10.20.20) (18.20-18.30) (18.50-19,00) 1(>50e
(20.00-20 101
(18.50-19 00)
(18.20-18.30) (19.20-10.30)
(20.00.20.10)
(20.00-20.10)
(20.20-20.30)
(20.50-21.00)
(20 20.20.30)
(20.50-21.00)
(20.00-20.10)
(20.20-20.30)
(20.50-21.00)
(21.50-22.00)
(2050-21.00)
(21.50-22.00)
(20.00.20.30)
Yeni alınacak gemilerin İhalesi bu hafta bitiyor
Marnhnll PlArn gereğince vnptırı-lacak olan yeni gemilerle liman malzeme ve tesisatının kati ihalesi bu hafta sonuna kadar bitmiş olacaktır. Bu işleri deruhte etmek Istiven mü* csscselcrln içinde Alınan, Fransız. Hollanda ve İngiliz firmalarının teklifleri uygun görülmüştür
Dünkü duruşmndrın bir görünüş
Radyoevi hâdisesinin muhakemesi başladı
■■ 1 •
Dünkü duruşmada sanıkların sorgusu yapıldı. Tahliye talepleri reddedilerek duruşma, 29 nisana
Dün sabah naat 9 da Mudarıyava hareket eden Marakaz vapurunun rıhtımdan ayrıldığı sırada bir sandala atlıya ra k gemiye binmek isteyen Çoruh Belediye P.eısi Adil Moral, çantasını uzattıktan sonra muvazenesini kaybederek denize düşmüştür. Hareket halindeki vapurun gövdesine çarpan Adil Moral, kolu kırıldığından, ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastahanede ölmüştür.
Buz satışına başlanıyor
Havaların birdenbire ısınması üzerine Belediye bayiler vasıtaaiyle buz satttırma}ra başlıyacaktır Bayilerde buzun kilosu 7 buçuk kuruştan (azla satı İmi yaraktır. Belediye bayilere buzun kilosunu dükkâna buz fabrikasında teslim satacaktır.
tealim 4,5.
3,5 kuruşa
Edirne’nin yüzdürülmesi mümkün görülüyor
Fransaya giden Denizyolları heyeti dün şehrimize döndü
Man?. Denizinde batan Edirne Şi-lepinin kurtarılmasına İmkân olup olmadığını mahallinde tetkik etmek üzere Fransaya gitmiş olan Kaptan Aziz Deryanın başkanlığındaki Devlet Denizyolları heyeti dün Ankara vapurlyle şehrimize dönmüşlerdir.
Heyet, raporunu Umum Müdürlüğe vermiştir.
Bugün şehrimize gelecek olan U-ınum Müdürün tetkikinden geçmeden evvel, bu hususta hiç bir şey söylenilmek İstenmemektedir. Umum Müdürün gazetecilere rapor muhteviyatı hakkında bugün geniş tafsilât vermesi muhtemeldir
Öğrendiğimize göre heyet, Edirne-nin yüzdürülebilecâği neticesine varmıştır. Fakat bu İşin kaça mal olacağı ve geminin yeniden sefere girebilecek vaziyete getirilebilmesi için ne kadar masraf gideceğinin tesbit edilmesi ve ancak bundan sonra kat'I bir karar verilmesi rayorda tebarüz ettirilmiştir. Şu hele göre bu iş için gerekli maliyet hesaplan yapıldıktan sonra geminin kurtarılmasında bir istifade sağlanıp sağlana-mıyacagı belli olacağından fazla masraflı görüldüğü takdirde bu işten sarfınazar edilecektir.
bırakıldı
4 mayıs CHP.
DP.
MP.
M.K.P,
5 mayıs
C. H.P,
D. P» M.P.
M-K-P.
6 mavi»
CH.P.
DP.
MP.
M.K.P. î mayıs
CHP.
D.P. MP.
M.K.P*
8 mayıs CHP.
DP.
M.P
M.K.P.
9 mayıs
CH.P.
D.P.
M.P.
MK.P*
10 mayıs 1950: CHP.
D.P.
M.P.
M.K.P.
(21.40-21.50) (20.30-20.40) (19 50.20.00)
(19.80-19.40)
(21.40-21.50)
(20.30-20.40)
(21.40.21.50) (2115-21.25) (18 30-18.40)
(21 40-21 60)
(21.15-21.25) (19.50.20 00)
(21.15*21.25)
(20.30-20.40)
(19.50-20*00)
(21.15*21.25) (19.30-19.40) (21.40-21.50)
(21.40-21.50) (21.15-21.25) (20.30-20.40)
(18.20-18.30)
(20.20.20.30) (10 20-19.30)
(18.50-19.00)
(21.50-22.00) (20.50-21.00) (20.00-20.10)
Belediye işletmelerinin ıslahı
Su, Elektrik, Tramvay, Havagazı. Tünel ve Otobüs İşletmelerini ıslah etmek için lsviçreden colbedllen mütehassıslar hu işletmeler hakkında e-saslı bir rapor hazırlamayı vaadet-mlşlerdi. Mütehassıslar bu rapora e-soa olacak noktaları notlar halinde göndermişlerdir. Bu notlara istinaden İşletmelerin ıslâhı İçin mevzuat, tarife ve idari tadilât hakkında mUte-hasBislarla birlikte çalışmış olan bir Türk uzmanı gerekli raporu hazırlamaktadır.
neye kimsenin teşvik veya tahrikiyle iştirak etmediklerini, yoldan tesadüfen geçerken polis tarafından yakalandıklarını İfade etmişlerdir.
Avukatlar, maznunların tahliyesi talebinde bulunmuşlarsa da bu talep reddolunmıış ve mahkeme, şahitlerin dinlenilmesi için duruşmaya 29 nisan cumartesi günü saat 10 da devanı edilmesine karar vermiştir.
Bir Türk şllepinin Atlantik denizinde öldü
latanbuldan Amenkaya gitmekte olan Aslan SadıkoğlU firmasına ait Atlantik şilepi Atlantik denizinde seyretmekte iken geminin süvarisi Zeki kaptan ölmüş ve vapurda so-ğııkhâva tertibatı bulunmadığından taaffUn etmemesi için ceset denize atılmıştır.
süvarisi
Istaııbulda partilerin
listeleri nasıl karşılandı?
9U şekilde crvap-
do listelerini ilân listeler üzerindeki
postada adli-yolda, milli Zabıtaca ah-hlç bir inti-
verilıneden tam Salon
»
4 mayıs CHP. D.P. MP M.K.P.
5 mayıs
CHP.
D.P.
(19.50-20.00)
(18.00-18.10)
(19.30-19.40)
(18.30-18.40)
İstanbul Radyosundan
1950 i
(19.20-19.30)
(18.50-19.00)
(18.20-18.30)
(20.00-20.10)
1950:
(20.20.20.30)
(18.50-19.00)
(21.50-22 00) (20.20-20.30)
(20.50-21 00)
(20.50-21.00)
(2150-22.00)
Ankara vapuru geldi
Ankara vapuru Batı Akdeniz seferinden dün saat 14 de 281 yolcu ve 264 ton yükle limanımıza dönmüştür. Gelen yolcular meyanırıda Buenos-Alrea Elçimiz Emin Ali Sipahi, İstanbul Amerikan Viskonaoloau John Hâle Stataman, Profesör G®briel ve Batı Akdenlzde tetkik seyahatine çıkan Robert Kolej talebelerinden kişilik bir grup da bulunmaktadır.
0. H. P. ve D. P. Müfettişi ile M. P. II başkanı görüşl
Her Üç partinin milletvekilleri a-daylarına ait listeleri neşretmeleri ü-zerlne seçim kampnnyaıu şehrimizde de tAm mânaslyle başlanuştır. Dün bu partilerin şehrimizdeki yetkili şahsiyetleri basına listeler etrafındaki görüşlerini belirlmişlordlr.
C. H. P. İstanbul Bölge Müfettişi Prof. Sadi Irmak, dün sabah gazetecilerin kendisinden sormuş oldukları sşağıdıkl sualleri landirmışlır:
— Her Üç parti ettiğine göre, bu görüşünüz nedir?
Bütün partiler kozlarını ortaya koymuş bulunuyorlar. Seçim beyannameleri çıktıktan sonra vatandaş İçin hüküm vermek kolaylaşacaktır. Biz bu hükmün vatan menfaatlerine uygun ve isabetli olacağına inanıyor ve güveniyoruz. Çünkü milletimizi tanıyoruz.
Listelerde yer almış olan bağımsız zevatın seçildikleri takdirde Mecliste nasıl bir durum alacakları enteresan bir nokta olacaktır. LİBielorlnn girdikleri partilere karşı dahi objektif kalabilirlerse enteresan bir yenilik göstermiş olacaklardır,”
— Listelerin neşrinden sonra seçim şansı hakkında ne dersiniz?
Oyların çokluğunu C. H. alacağını muhakkak görürüm, mücadelesinin en şiddetlisinin
bulda olacağı anlaşılıyor, çünkü muhalefet partileri hemen bütün as şahsiyetlerini Istanbulda toplamışlardır. Bununla beraber bu sert mücadeleden C. H. P. nln iyi bir netice De çıkacağı ümidindeyim.”
Diğer taraftan Millet Partisi İstanbul 11 Başkanı Enis Akaygen. bir arkadaşımızın ayni konudaki suallerine su cevabı vermiştir:
”— Biz üsteler arasında bir muka-ycBo yaparak kimseyi rencide etmek
P. nin
Seçim l’slan-
55
e • . • •
;rlnl açıklıyor
İstemiyoruz, olsun adaylığını koyan zevatın lete hizmet etmek gayesiyle letvokili olmak islediklerine nlz. Bu itibarla biz şahısları programları trnkld ediyoruz, programdaki esaslann on faydalı olduğuna kanaat gol irerek hu partiyi kurduk. Hiç bir parti bu memleket-yalnız kendi üyeleHnhl reylle seçimi kazanamaz. Bu hiç bir partiye mensup olmayan müstakil halk kütlelerinin göstereceği temayüle bnghdır. Bu itibarla şans derecemiz hakkında bir şey söyüyecek durumda değilini. Halk kendi ideallerine uygun gördüğüne reyini verecektir.
Demokrat Parti İstanbul Müfettişinin iddiaları
Demokrat Parti İstanbul Müfettişi Hüsnü Yaman, dün yaptığı bir beyanatta. teftişleri sırasında idare âmirlerinin son günlerdeki faaliyet ve çalışmalarını propagandaya hamlettiğini söylemiştir. Hüsnü Yaman, bunu Halk Partisi lehine idnrî bir baskı telâkki ettiğini belirttikten sonra mistir ki:
“Seçimin temiz yapılması kadar landonların vicdan hürriyetlerine en küçük bir müdahalede bulunmamak lâzımdır. Bu takdirde temiz seçimden ve efendice mücadeleden bahsedenler samimi olmadıklarını ortaya koymuş olurlar. İşte teftişlerim Birasında bu türlü üzüntü veren hâdiselerle karşılaşmış bulunuyorum. Bütün bunlara ve daha bir çok baskı tezahürlerini' rağmen Demokrat Parti dimdik ayaktadır ve seçim gününe teşkilât ve taraftnrlarlyle hazır iunmaktadır. Muhaliflerimizin ve re âmirlerinin telâşını ifade edi n roketlerden istidlal edilebilir kİ, mokrat Partinin seçim şansı elbette kuvvetlidir.

Hangi partiden olursa mil-mil-omi-dcğll
Bizim
Mareşal Fevzi Çakmağın cenaze törenine takaddüm eden günlerde Taksimde ve Radyoevi önünde vuku-bulan hâdiselerden sanık olarak mahkemeye verilen 72 kişinin duruşmasına dün sabah Asliye 10 uncu Ceza mahkemesinde başlanmıştır. Sabahın erken saatlerinden itibaren adliye koridorlarını büyük bir meraklı kalabalığı doldurmuştu. Sanıklar, Cezaevi otomobiliyle İki yeye getirilmişler ve marşlar söylemişlerdir, nan tertibat sayesinde zamsızlığa mahal
saat 10 da celse açılmıştır. Riıcak sanıklan güçlükle aldığından gazeteci ve avukatlardan başka hiç kimse muhakemeyi takıp edememiş* lif.
Hüviyet tesbiti bittikten sonra iddianame okunmuş ve sanıkların Te-cemmÜat Kanununa aykırı hareketten bu kanunun 1. 2 ve 6 ncı maddeleri mucibince zabıta kuvvetlerine karşı koymak ve devlet memurlarının vazifelerine müdahaleden dolayı da Türk Ceza Kanununun 80. 254/2, 266-3. 266-2, 266-1, 64. 69. 76 ve 56 ncı maddelerine göre yargılanmak üzere mahkemeye sevkedlldiklerl belirtilmiştir. Savcılıkça istenilen ceza miktarı azami 8 seneye kadar hapistir.
Sanıkların hepsi, haklarındaki ithamı reddetmişler, ve böyle bir
Seçim hazırlıkları ilerliyor
Partiler dışında 50 kişi adaylık için müracaat etti
C. H. P. adayları Parti Müfettişinin başkanlığında toplandı.
Behçet Kemal Çağlar D.
İstanbul milletvekilliği için Seçim Kuruluna müracaat edenlerin sayısı 50 yi bulmuştur. Evvelce adlanm bildirdiğimiz 11 kişiden başka dün adnyhgı 11 Seçim Kurulu tarafından tasdik edilenler şunla t dır:
Reşat Reisoghı. Bakırköy Ebüzzi-ya caddesi 25, komisyoncusu, köj' Kayışdaf
Halil Güden, gümrük Orhan Tugay. Ercn-caddeai 19, Halit U«-
de-
vade
bulda-
ha-Dp*
hâdi-
tŞ-? **
s
e v İRS
öğleden
kadar çalışarak tetkiklerini ta-
Partlsi
İstanbul Parti 11 Dr. Sa-toplana-
İstanbul boks birincilikleri bitti
Galatasaray takımı şampiyonluğu kazandı
Dört günden beri Galatasaray Kulübünde devam eden İstanbul boks bi. rlnclllkleri dün gece sona ermiş ve Galatasaraydan 27. Beşlktaştan 18. Elektrikten 10, Vefadan 9. Boks İhtisastan 14. Defterdardan 8. Beykoz-dan 5, Güneşten 1, Barutgücünden 1, boksörün iştirak ettiği bu şampiyonada şu dereceler alınmıştır:
51 kiloda: Elektrikten Recep birinci. Galatasaraydan Saim ikinci.
54 kiloda: Boks îhtısaatan Abdi birinci, Galatasaraydan Necdet ikinci, Boks İhtisastan İsmail üçüncü.
58 kiloda: Elektrikten Hüsnü ö-zarı birinci, Barulgücünden Adnan inan ikinci, Galatasaraydan Yaşar ü-çüncü.
62 kiloda: Galatasaraydan Vural birinci, Elektrikten Necip ikinci, Ga-latasaraydan Aleko üçüncü.
67 kiloda: Boks İhtisastan Garbis birinci, Elektrikten Oktay ikinci. Be-şlktaştan Turhan üçüncü.
73 kiloda: Galatasaraydan Ayhan birinci, Boks ihtisastan Antranlk i-kinci.
80 kiloda: Galatasaraydan Muammer birinci, Tayyar ikinci.
Ağırda: Ferdi olarak müsabake’ ra giren Cevdet birinci, Galatasaıs dan Şahan İkinci oldular.
Umumi puvan tasnifinde Galatasaray 18 puvanla İstanbul şampiyonluğunu, Elektrik 12 puvanla İstanbul ikinciliğini, 10 puvanla da Boks ihtisas üçüncülüğü kazandı.
Konferans
Başbakan dün Vilayet ve C. H. P il merkezini ziyaret etti
Hıışhakan Şrınseddin Günaltay dün Öğleden smtrıı Belediyede Vali Belediye Başkanı Fahreddln Kerim Gökay’ı ziyaret etmiştir.
Başhnkıın bundan sonra Cumhuriyet Halk Partisi il merkezine İMfanhıı) milletvekili adaylarının yapmakta oldukları toplantıya bir başkanlık etmiş ve kendileriyle görüşmüştür.
Şeınseddin Giinaltay, parti merkezinden ayrılırken gazetecilere gün sonra baaın toplantısı yapa ra k istanhuldakl temasları ve memleket ine* seleleri hakkında izahat vereceğini ve bugüıı partisinin adayları İle görüştüğünü söylemiştir.
giderek
aralık
blr kaç
P. adaylığından çekildi
mangll, Sümerbank memurlarından, Cemalcddin Köknar, Siirt Orman İşletmesi Müdürü, Muhiddln Yöney, avukat, Dr. Mustafa Nevzat Refik (Paristen namzetliğini bildirmiştir), Dursun Atatunç. emekli kurmay tuğbay. Fehmi Eren, inşaatçı, Nu-reddln Ünen. Çanakkale milletvekili ve Tırpan gazetesi sahibi.
Bu suretle 21 müstakil namzedin adaylığı katlleşmiştir.
Diğer taraftan küçük partiler de aday listelerini II Seçim Kuruluna vermişlerdir. Kurul, dün sonra geç vakitlere bu listeler üzerinde maml&nnştır.
Cumhuriyet Halk
milletvekili adayları dün merkezinde Bölge Müfettişi di lrmak’ın başkanlığında r«k seçim propagandası İçin görüş-
müşlerdir. Bu görüşmelerde İstanbul seçim kampanyasının bütün teferruatı tesbit edilmiştir.
Diğer taraftan Demokrat Partinin Kütahya gılaylârı arasında ilân edilen eski Erzincan milletvekili şa-ir Behçet Kemal Çağlar gazetelere gönderdiği bir tavzihte:
DefnokrAt Parti umumi heyeti ü* yelerl ve Genel BaşkAnına ancak müstakil olarak listelerine girebileceğini blldlrğini.i Kütahya a-daylan arasında adının ilân edilmesi karşısında hayret ettiğini belirttikten sonra şöyle demektedir:
“İntihaba beş on gün kala, sırf mebus olmak hırsından başka şeye atfedılemlyecek şekilde, bir prensip adAmı için uygun düşmeyecek tarzda herhangi bir partiye intisabı aklımdan bile geçirmedim. Binaenaleyh Demokrat Parti listesindeki Kütahya adaylığını hükümsüzdür.0
İstanbul Üniversitesi
İktisat Fakültesi
kanlığınd
Paris Hukuk Fakültesi profesörlerinden Emile James tarafından 26 ve
27 nisan günleri saat 12-13 te fakültemizde İki numaralı dershanede
”1945 den beri Avrupa memleketlerin, de yapılan para ıslahatı,, hakkında i-ki konferans verilecektir. Bu konfe-
ranslar herkese açıktır.
(5263)
HAVA RAPORU
Buçün Öğleye kadar havanın bulutlu, öğleden sonra hafif yağış olması, rüzgarların gUney-doğu yönlerinden orta küvette esmesi, hava Ricaldik derecesinin aynı kalmağı muhtemeldir.
Ahmet Hamdl Tanpınar
Sahnenin
Dışındakiler
- 49 -
Abdullah Bey, bu sözü söyllyen patavatsız genel ayaklarının altında ezmediği için b&kışla-riyle ez^i. Ban tabii aldırmadım. Leylâ ile bu tatlı sahbete yeni giren paşanın kızı beni bakışlariy-le alkışladılar. Hakikaten mühim bir söz söylediğimi zannederek Sabihanın yanımızda olmamasına üzüldüm. Abdullah Bey devam etti:
— Zaten Ankaradakller de çoğu tereddüt içinde...
— Tahmin ederim. BÖylesi bir hareket başka türlü mü olur? Bir kısmı sadece sürüklenir. Bir kısmı daha derin düşüncelidir. Hayatın hareket olduğunu bilirler, doludizgin yürürler. Bir kısmı ilk fırsatta vaziyete hâkim olmayı beklerler. İnananlar da böylcdJr. Şimdi paşanın etrafında onu kıskanan ve kıskandığı için her şeyin kötü gittiğine inanan kaç kişi vardır, sanıyorsunuz? Eminim ki onların çoğu her an "Hayır, hayır, böyle olmıyacaktı? Böyle olmamalıdır? Ben olsaydım katiyen böyle yapmazdım.,, diye çırpınıp duruyorlar. ittihat ve Terakki öyle değil miydi? Benim henüz girmediğim ve galiba da girmlyeceğim Hürriyet ve İtilâf da Öyle değil mi?
— Çeteler de çok mezalim yapıyormuş... Da-241
ha o zamanlar Tstanbuldaki hâdiselerde o kadar kötü bir ad yapan Abdullah Bey hep kendi fikrini takip ediyordu. Zaten bu adnmm hiç bir zaman karşısındakini dinlediğini görmedim. Bu itibarla. hemen o anda salona giren ve etrafı söyle bir süzdükten sonra, Nâsır Paşaya doğru giderek:
— Mirim, sultamın, efendim, paşam... diye ellerini sıkan Ah RdTnale çok benziyordu.
Onun salona girişiyle hepimiz sustuk. Anadolu aleyhtarlığının bu ateşin kalemi ortadan biraz yüksek boylu, geniş cüsseli.
— Kimdir o? diye sordum.
— Siz tanımazsınız? Nerden tanıyacaksınız?. dedi. Babamdan sonra dünyada en çok sevdiğim insan... Küçük bir kız... Gelse görürdünüz ama gelmiyor, hiç bir yere gitmiyor artık... Ve elleriyle Sabihanın çok lâtif işaretlerinden birini yaparak çaresizliğini anlattı.
Leylâ beni evvelâ Sakine Hanımla, sonra Kudret Beyle, sonra da uncu Haşan Beyle tanıştırmaya başladığı için başka bir şey sormadım. Bu kızın yüzü Hatan Bey gelir gelmez ateş içinde kal- • mıştı; fakat kendine çabuk gelmişti. Şimdi başta ben olmak üzere herkesle Alay eder gibiydi. Haşan Bey elimi sıkarken, beni biraz evvel İhsanla gördüğünü söyledi. Kudret Bey kim olduğumu öğrenince bir kaç kişinin ayağına basarak beni kucakladı. Burnuna bir şey olacağından korkma-saydı, muhakkak öpecekti. Babama dair bitmez tükenmez sualler sordu ve sık sık buluşacağımızı vâdettı.
Sakine Hanım, o anda ayağına basan Kudret Beyi azarlamakla meşgul olduğu için beni tanımaktan duyduğu saadeti pek gösteremedi. Zaten böyle bir saadeti duyduğu da münakaşa edilebilirdi. Bana daha ziyade, hor hangi bir şeye ba-242
kılır gibi bakmıştı. Rezzan Hanım beni böyle herkesin tanımasına şaşırmıştı. Ben yüksek sesle ona:
— Hiç şaşırmayın! dedim. Daha tanıdıklarım da var. Meselâ hanımefendiyi çok eskiden bilirim. -Sonra Sakine Hanıma hitap ederek- Honımefen-dicıglm, vaktiyle adınızı her gün dinlerdim, öyle ki aize ait havadis almak benim İçin bayağı en lezzetli itiyat olmuştu. Akrabanızdan küçük Sa-blha. hem komşum, hem de en yakın arkadaşımdı. Sonra tekrar Rezzan Hanımın kulağına eğildim: 4 ,
— Artık dünyada en çok sevdiğim insanı tanımadığımı İddia edemezsiniz, değil mİ? Rezzan başını tıpkı Sabiha gibi salladı.
— Hayır... Hiç bir suretle. Sonra sizinle konuşalım! dedi.
Sabihanın adını böyle ortaya atmam, Ekrem Bey de dahil, hemen herkeste garip bir tesir yaptı. Haşan Bey sarardı ve bana, kinle diyemezsem bile, dikkatle baktı, Kudret Bey bir kaç dakika evvel bize ikram edilen fine napolâon’u telâşından sigara iskemlesinin üstüne döktü. Leylâ Hanını kaşlarını çattı ve elbisesinin kıvrımlarını düzeltmeye başladı. Ekrem Beyle Sakine Hanını uzun uzun bakıştılar. Fakat hiç birisi sözüme cevap vermedi. Sanki Sabihanın adı, Sınopta deniz kenarında benimle beraber gezen Kasını Onbaşının denize attığı çakıllardan biri imiş gibi birdenbire genlşllyen derin bir sükûtta kayboldu.
Bu sükûta pek müteessir olmadım. No de olsa ilerlemiştim. Kendi kendime: "Artık Nâsır Paşanın kâtipliğini kovulursam bırakırını!,, diye düşündüm. Fakat içimde başka bir üzüntü vardı. Bana o kadar iyi davranan küçük Rczzana bu kararımla fenalık ettiğimi sanlyordunı. Anlata-243
cağını hâdiseler bu duygunun haksız olmadığım gösterecektir.
Ali Kemal Beyin etrafında yükselen geniş ve gürültülü bir kahkaha bu sükûtu kırdı:
— Tramvay mı, dediniz T Hangi tramvay, monşer!. Herifler memleketimizde eşek arabası bile kullanacak adtıın bırakmadılar. Adam kaldıysa ehliyet, ehliyet kaldıysa dirayet kalmadı.
Helvaruıa tdblnkdr İteım? Ol kûra da iktidar lâzım!
Tramvay’.. Tuhaf da bir talihim var ne zaman bu icada bınaenı, en aşağı bin yaşında bin Rum karısı beraberimde olur. Müstevli mahlûklar. Zaten ihtiyar kadınlar dalma müstevlidir. Buraya kadar nasıl geldiğimi siz tasavvur edin.
Bir halile kim ueuzU bilMh!
Bunu söylerken ıkı elini binlen açmıştı.
— Bir de sıkılmadan haktan, hukuktan bahsederiz. Bir takım zırtapozlar, hıyar turşuları, lâhana yapraklarının başına geçmişler söylemedik lâf bırakmıyorlar. Fakat biz de cevap veriyoruz. Onlara hadlerini:
Bi mrhâbd nlıt ad refteye aitsem apla, Kabri haçm Içhi âîde âdâdır hâmem.
Reşit Paşanın bu beytini sanki dâvası bu ve-zirinki kadar haklı imiş gibi gurur ve azametle söylemişti.
— Evet, yazıyoruz, yazacağız da... Bu milletin hakkını koruyacağız. Bu sergüzeşlçulara Ana-dolunun son ümitlerini de mahvottirmiyecegiz.
Tıpkı yazdığı gibi, fakat daha canlı konuşuyordu. Fakat hakikaten bu muydu? Çocukluğumda okuduğum o iki kitabın sahibi bu biçare miydi? Sakine Hanımın sesi beni bu düşüncelerden çıkardı.
244
— Anadolud&n bahsediyor... dedi. Herkes Anadoludan bahsediyor, fakat hiç kLmse bilmiyor! dedi.
— Bilemez de hanımefendi.,, dedim. Anadolu kolay kolay anlaşılmaz.
Deminden ben beni, sinirlendirecek derecede ısrarla süzen uncu Haşan Bey, gözlerimin içine bakarak:
— Sanki siz biliyor musunuz? dedi. Nerden bileceksiniz? Bir kere yaşınız müsait değil, henüz çocuksunuz. Sonra bir sahil kasabasında oturmuşsunuz?
— Doğru söylüyorsunuz, dedim. Hakkınız var. Yani altı ay evveline kadar bu dediklerinizin hepsi doğru idi. Fakat altı ay evvel kasabamızda Öyle bir şey oldu ki... Ondan sonra benim için her şey değişti.
Sakine Hanım: ı ■* K
— işle onu anlatınız! diye ısrar etti. Ama | bize masal okumayın. Yaşının, güzelliğinin, o kadar tecrübe ile dolu mazisinin verdiği bir kudretle konuşuyordu. Ben Haşan Beye cevap vermeden sözüme devanı ettim:
— Anlaşılınca da kolay kolay tahammül e-dilmez. Çünkü Anadolu acıdır, dedim Eliniz kesildiği zaman, bir yere çarptığınız zaman duyduğunuz şey yok mu, işte onu çok büyültün, tahammül edılıniyecek hale getirin, işte Anadolu odur... dedim.
Sakine Hanım beni bırakmıyordu:
— Bunlar güzel sözler, yani boş zarflar... Buna gördüğünüz o şeyden bahsedin... Sonra tekrar etti:
— Ama masal veya hikâye olmasın Gördüğünüz şeyi anlatın!
'(Devamı var)
245
î
Çek kabinesinde değişiklik yapıldı
Dünyanın en uzun asfalt yolu yapılıyor
Yunan Hükümetinin kararı



Savunma Bakanlığına Klement GotiwalcPın damadı getirildi
Viyana. 25 (YtRS) — Çekoslovak Kabinesinde yapılan değişiklikler, Cumhurbaşkanı Klement Goltvald’ın bir beyanatiyle açıklanmıştır
Gottwald’m damadı ve Adalet Bakanı olan Aleksel Cepıka. Savunma Bakanlığına getirilmiştir. Kendi ar-zusiyîe istifa ettiği bildirilen eski Savunma Bakam Ludvıg Svoboda, aynı zamanda hem Başbakan Yardımcılığına, hem de Eğitim ve Spor Bakanlığına tâyin edilmiştir.
Eğitim ve Spor Dairesi Başkanı o-lan İstihbarat Bakanı Vaklev Kopek, İstihbarat Bakanı olarak vazifesine devam edecektir.
Siyasi çevrelerde belirtildiğine göre Cepika’nın doğrğudan dogğruya silâhlı kuvvetlerin başına getirilmesi, geçenlerde Budapeştede yapılan Sovyet ve Doğu Avrupa Savunma Bakanları konferonsivle ilgilidir. Digeı bazı çevreler ise, Budapeştedcki konferansta peyk memleketlerin askeri t ** ■mil mr ı
talim ve ordu teşkilâtı meselelerinin ele alındığını söylemişlerdir.
Kiliseye karşı girişilen baskı hareketim şiddetle desteklemiş olan yeni Savunma Bakam Cepika'nın Savunma Bakanlığında da aynı enerji (Ie hareket etmesi beklenmektedir.
>


Orbay ve 50 Türk eri
Tahrana gidiyorlar
300 milyon dolara Atlantik sahili Pasifiğe bağlanacak Ottavva, 25 - A.A. (AFP) — I(a-nadanın Atlantik sahilini Pasifiğo bağlayan büyük bir yolun inşasına bu yaz başlanacaktır. Takriben 8200 kilometre olan bu dev asfalt şose dünyanın en uzun asfalt yolu olacaktır.
İnşa masrafı 300 milyon Kanada doları olarak tahmin edilmektedir.
Saint . Laurent’ın kuzey sahilini Montreal ve Ottawa‘ya kadar takip ederek, Ford Willıamdan geçecek o-lan yol Büyük Göllere varacak, Kenrna, VVinnipeg, Revelstoke, New Wesminster’e uğrayacak, Vancou-ver’de son bulacaktır.
Vergi kaçakçıları idam edilecek
Yolsuzluk yapan memurlarda şiddetle cezalandırılacaklar
Baş-HÜ-Yu-Bal-
dostane

rou>rjw#« er * rtMtM t*H
t**- > «o ( ( »W t '
te• «w* t» «m «w
-«nR. «.td! •• I Cm - 4
.........— w ........
A travers le prlsme sovi^tigue
— .'.Ar-/ i y ■*A -n
■w. .... « ı». *-***• "fi4** **>*V»'*'*
. .(r> »-'.•* . . « I * --**•
X- .. **•
• • VMM'.. ** - J L — •_ :
J
6 mayısta Rıza Şahın cenaze töreni yapılacak
Tahran. 25 - A.A. (AFP) — 6 mayısta Tahranda yapılacak olan Rıza Şah Pehlevinin cenaze töreninde Pakistan biı* generalin komutasındaki bir kara, deniz ve hava birliği tarafından temsil edilecektir.
Türk iyeyi eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Orbay’ın komutasında elli asker temsil edecektir.
Şimdiki hanedanı kuran Rıza Şahın cenazesinin Kahirede bulunduğu hatırlatılmaktadır.
Atom Enstitüsünde yeni bir yangın çıktı
VVashington, 25 - A A. (Reuter) — İtfaiye erleri, Berketey Üniversitesi, Atom Enerjisi Komisyonu idare binası enkazında son söndürme a-meliyesine devam ederken buradan 200 metre uzakta bulunan atom projeleri binasında bir başlamıştır.
Tahkikata memur rinin kanaatine göre
maden üzerinde bulunan bir haznesinin parlaması sebebiyet vermiş olması mümkündür.
başka yangın
şahıslardan bi-buna, sıcak bir as id
Atina 25 . A.A. (AFP) — bakan Plastira6 dün Mecliste kûmet programını okumuştur, nanistanın barışçı emellerini ve kan komşulariyle yeniden
münasebetler tesisi arzusunu kaydettikten sonra Başbakan çeteciler tarafından kaçırılan 28 bin çotuğun tekrar yurda avdetini görmek hususunda bütün Yunanlıların temennisini tekrarlamıştır.
Pîastiras bir sükûnet devresine girildiğini bildirmiş fakat komünist şeflerin "ihanetlerinde ısrar ettiklerini ve askerî mağlûbiyetlerini kabul etmediklerini de açıklamıştır.
Başbakan bununla beraber genel af tedbirleri alınacağını ve bazı kimseler serbest bırakılmadıkları takdirde hakiki demokratlara yakışan insani bir şekilde muamele göreceklerini kaydetmiştir.
Pîastiras imara dair, Hükümetin mutedil bir sanayileşme programı tatbik edeceğini, güvenliğin müsaa-
de ettiği nispette askeri masraflarını kısacağını büyük amenajman ça-lışmalariyle ziraatı teşvik edeceğini teyit etmiştir,
Programın münakaşa ve izahı perşembe günü yapılacaktır.
200 milyon dolarlık elektrik santralı
Atina 25 (AP) — Yunan Başbakanı vergi kaçakçılarının idam e-dileceklerini ve yersiz vergi İstisnalarının kaldırılacağını söylemiş "geniş ölçüde kalkınma tedbirlerine â-cıl ihtiyaç olduğunu" belirtmiştir.
Ham maddesi memleket dahilin-den% temin edilecek bir sanayi kalkınması programı derpiş edildiği gibi. 200,000,000 dolara çıkacak bir e-lektrik santralı için de Amerikalılarla mutabık kalındığı hususunu Başbakan programında bildirmiştir,
Pîastiras, bilhassa memurların yolsuzluklarını açıklamayı ve bunları cezalandırmayı vaadetmiştir.
Makalenin çıktığı İsviçre gazetesinin haslığı
Türkiye aç değildir, fakat hayat pahalılığı, en mühim mevzudur
partinin imkan olmadığını yazıyor ve serbest ve dürüst cereyan bulunduğunu ilâve ediyor.
Ge-pek
ise de, çok fakir
ak-
Düşürülen Amerikan uçağının tekerleği dün bulundu
Stockholm 25 iYİRS) — Sah
şamı limana giren isveçli bir balıkçı gemisi, mermilerle delinmiş bir u-çak tekerleğini ilgili makamlara teslim etmiştir. Tekerleğin, Ruslar tarafından Baltık denizine düşürülen silâhsız Amerikan uçağına ait olduğu zannedilmektedir.
Nehru, Karaşiye hareket etti
Yeni Delhi 25 (YIRS) — Pandit Nehru bugün uçakla Karaşiye hareket etmiştir. Hindistan Başbakanı, Liyakat Ali Hanla her iki memleketi alâkadar eden mevzuları rüşecektir.
gö-
Amerikan işgal kıtaları Tokyoyu boşaltıyorlar
Tokyo, 25 - A.A. (AFP) — Resmen bildirildiğine göre işgal kıtaları yakında Tokyo bölgesini boşaltacaklardır. Bu şehre ait tesis ve binaların Japon Hükümetine geri verilmesi sağlanacaktır.
Tokyoda sadece Genelkurmay dairelerine bağlı olanlar kalacaklardır.
“Kiralık ev,, levhası bir filmi yarıda bıraktırdı
Los Angeles, 25 «Nafen) — "Kiralık bir ev" burada çevrilmekte olan bir filmde rol alan artistlerin dağılma larına ve filmin geri kalmasına sebep olmuştur. Sokakta çevrildiği sırada filmin figüranları hır tarafta “Kiralık Kat" levhasını görmüşler ve hemen o tarafa doğru koşuşmuşlardır.
Atlantik ö-kombine başlayacaklardır.
Atlantik'te müttefik deniz manevraları
Londra 25 iYİRS)
Paktına dahil olan memleketler, nümüzdeki ay içerisinde manevralara
Manche denizinde Hol ânda ve İn-
giltere bahriyesi harekâtta bulunacaklardır. Amerika tarafından peyderpey îngiltereye gönderilen uçan kaleler, hafta sonunda taktik uçuşları yapacaklardır.
İngiliz - Ürdün andlaşması Arap Filistine de şamildir
Londra, 25 A.A. (United Press) — tyi haber alan kaynaklardan bugün bildirildiğine göre, İngiltere ile Ürdün arasındaki 1948 tarihli ittifak anlaşması Ürdün Hükümetinin Arap Fılistini ilhakı ile otomatik olarak bu sahaya da şamil olacaktır. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü anlaşma ü-zerinde herhangi bir tefsir yapmaktan kaçınmıştır.
Sözcünün bildirdiğine göre, ilhaktan önce İngiltere ile Ürdün arasında herhangi bir görüşme yapılmamıştır.
DENİZALTININ
yapılan manev-perlskoptur.
ralarda “nefes alma,, tertibatını
t HiHtteMii:iMiımthiMmrutMi»4ii'WM(tvRw;ımHiHiNiunır.ınımıınpnnıwu>«mTWYirHnH*>
1
az
- -
K •’
Resimde, Manche Denizinde manevralarda bulunun H. M. S. “Trespusser" denizaltısını “şnorkel" tertibatını kullanmak üzere hazırlanmış bir vaziyette görüyoruz. “Trespasser" geçenlerde batan “Truculent" tipinde nöbetçi denizaltı sınıfındandır.
j MEMLEKET HABERLERİ )
“Ş N Ö R K E L” TERTİBATI
Bahriye Bakanlığının 1950-51 seneleri İçin bulunduğu tahmine güre, herhangi müstakbel bir harpte İngiliz bahriyelinin en mühim ta/JIesi gemileri denizaltı hücumundan korumak olacaktır. İkinci Dünya Harbinde, denizal-tıların bataryalarım doldurmak için satha çıkmak mecburiyeti olmadan uzun müddet denizin altında kalmalarını ve bu sayede alış mesafe ve kuvvetinin artmasını temin eden “Şnorkel" tertibatının ortaya çıkması ile bu vazifesinin ehemmiyeti artmıştır. Bu yeni tertibat sayesinde dünyanın en kuvvetli denizaltı filosunu meydana getirerek denizin altından düşman filotillalarına karşı hücuma gcçnıek imkânları hakkında plânlar da lıazırlanmaktadır. Her türlü muharrik kuvvet tecrübe edilmektedir. Bu meyanda denizin altında 25 knot (deniz mili hız) verebilen hidrojen peroksid de akaryakıt olarak kullanılmaktadır.
Bahriye Nezaretinin hususî izniyle çekilmiş olan bıı resimler hu tertibatla teçhiz edilmiş denizaltılann ne şekilde olduklarını ve neler yapabildik lerini göstermektedir. Resimdeki denizaltı Manche Denzlnde kullanıyor. Diğer taraftaki
ukreş’te yeni bir muhakeme
Bugün
New - York Times muhabiri sanık mevkiinde
Montreal, 25 (YÎRSı
Bükreşte, Amerikalılarla Ingilızler
hesabına casusluk yaptıkları İddia edilen beş Rumenîn yargılanmasına başlanmıştır. Muhakeme edilenlerin üçü kadındır. Bunlardan dördü Amerikan ve İngiliz Haberler Bürosunda memur olarak çalışmışlardır. Beşincisi İse New-York Times gazetesinin muhabiridir. Muhakeme sırasında İsviçre ve İsveç diplomatlarının adı da geçmiştir.
Shirley'in yeni kocası mı dersiniz?
Film yıldızı Shlr-ley Teınple’in İlk kocasından geçenlerde ayrıldığı malûmdur. Shirley’in geçen hafta Sun Francfaco’da yapılan bir baloda, Sun FrancİBCo'hı İş a-danılarıııdaıı birinin oğlu olan Char les Black ile pek canciğer nhbııplık ettiği görülmüştür. Tabii, balonun ertesi günü Shirley'in Mr. Binek İle nişanlandığı de. dikoduları etrafa yayıldı. Her ne kadar Black'ln annesi bıınıı yalanla-dıyha da, Shirley’in Mirf bu baloda lıınnıak İçin Angcles’ten Fran ci re ile g kılıma dolarda
kut payı olduğuna inanmak lâzım geliyor. Fotoğraf, Shld^i San Fraachco'dakl baloda yeni arkadaşı ile beralıer gösteriyor
bu-Lok Sun ya tayya ilgine ha-bu dedlko-hlr haki-



Meşhur bir İsviçre gazetesi; seçimlerde hangi kazanacağını tahmine seçimlerin tamamen edeceğinden emin
İSVUÇRE’dc çıkan Journal dc ■ ııerc (jaz^tc^ı memleketimizde
yakında yapılacak umumi seçimler hakkında bir yazı neşrederek, parti-lcrin vaziyetini ve Tıırkiyenin iç vc dış siyasetini tahlil etmiştir. Gazete* nin Ankaradaki muhabiri tarafından kaleme alınmış olan bu makaleyi, o-kuy ucaları miza aynen sunuyoruz:
“Turkler an'ane haline gelen istikrarı ve disiplini, memleketin tarihinde ikinci defa olarâk yapılacak serbest ve demokratik umumi seçimler sırasında, yeni bir tecrübe geçirecektir. 14 mayısta yapılacak olan seçimler için, siyasi partiler, şimdiden ileri atılarak çok şiddetli bir seçim kampanyasına başlamışlardır.
Seçimlere başlıca üç parti iştirak e-dlyor: İktidarı elinde tutmakta olan Cumhuriyet Halk Partisi, Demokrat. Parti ve Millet Partisi...
Dış siyaset bakımından bu partiler arasında hiç bir fark yoktur. Bu vaziyet, bütün gayretlerini, Sovyet Rus-yaya karşı en kuvvetli bir kale halinde duran Türkiyenin müdafaası üzerine çevirmiş bulunan Batı Müttefiklerine sükûnet vermektedir. Zaman zaman, Millet Partisi mensubu bazı milletvekilleri tarafından. Marshall yardımını tenkid eden ve Rusyaya yaklaşmağı tavsiye eden akordu bozuk tektük sesler işltiflyor. Meselâ bunlardan biri, bütçe müzakereleri sırasında Dışişleri Bakanı N. Sadak tan Türk ticaretinin Sovyetler üzerinde teksif edilmesini istemiş. Bakan ise, bunun Türkiyoye bağlı olmadığı Rusların böyle bir ticareti ıslaha taraftar olmaları lâzım geldiği cevabını vermiştir. Netice olarak, bu gibi âhenksiz telkinler, dış siyasetini sadakatle Amerika ve Îngiltereye uydurmuş olan Tiirkiyede, boşluğa fırlatılmış sesler gibi kaybolup gitmeğe mahkûmdur.
Memleketteki hayat pahalılığı, seçim propagandalarının başlıca mevzuunu teşkil ediyor. Hayat pahalılığı, Türkiye için mühim olduğu kadar, nlsbeten mahdut bir meseledir. Çünkü. hakikaten Anadolunun hayat se-
Bunun en açık ispatı da; Ameri-iktisadi idare bürosunun, bir zi-memlcketi olan Türkiyenin yiyc-fazlasını dışarıya ihraç etmesini
viyesi ıslaha muhtaç şckiklr giyinen Türk köylüsü, gıda bakımından kendisini iyi beslemeğe devam etmektedir. Anadolu aç değildir.
kan raat cck
tavsiye ve bu hususta gayret sarfet-mesidir. Hayat pahalılığı, bilhassa şehirlerde, memur sınıfı ile pek az ücret alan iş ve hizmet adamlarına tesir ediyor. Bazı şehirlerde büyük ölçüde sefalet vardır ve mesul makamlar, gitgide artan verem âfetine karşı mücadele için tedbirler almaktadırlar.
Hükümet, masrafları azaltmak gayesiyle elinden geleni yapıyor. Fakat Türkler uyanık ve ihtiyatlı olduklarından. bir Rus tecavüzünü hesaplıyor ve bu yüzden bütçelerinden ağır ve ezici bir meblâğa varan büyük kısmını milli savunma için ayırmağa devam ediyorlar. (Askerî masraflar. Türk bütçesinin yarısını almaktadır.)
Halkın büyük ekseriyetini köylü teşkil ediyor. Bunun içindir ki, seçim neticelerinin Anadoluda, köylerde taayyün edeceğini bilen iktidar ve muhalefet partileri, bilhassa köylüyü kazanmağa ve ona hoş görünmeğe çalışıyorlar. Gerek Cumhurbaşkanı İnönü, gerekse muhalefet lideri Ba-yar, Anadolu halkı tarafından sevildiğine göre, neticeyi şimdiden tahmin etmek güçtür. Bazı çevreler, rakiplerinden daha iyi teşkilât kurmuş olan Halk Partisinin kazanacağını ileri sürüyorlar.
Her şeye rağmen şunu peşinen söy-liyebiliriz ki. serbest ve demokratik mento rejimine dayanan bütün mem-parlâmento rejimine dayanan bütün memleketlerde olduğu gibi, seçimler esnasında ufak tefek tatsız hâdiseler vukua gelebilirse de. Türkiyenin açık ve dürüst olan iç bünyesini tehlikeye koyacak hiç bir cebir ve şiddet hareketine asla baş vurulmıyacaktır. Bu gibi baskı ve terör hareketlerinin. İktisadî ve sosyal kalkınması için elbir-liğlyle çalışan, ayni zamanda dış emniyetini sağlamak üzere hudutlarda nöbet bekliyen Türklerin istikbali için çok zararlı neticeler doğuracağım herkes bilmektedir.



«AH , '
w AA -



Stockholm hususî muhabirimiz bildiriyor
Kremlin'de çok ciddî hâdiseler oluyor
Stalin muamması etrafında yeni bilgiler
Stockholm, 20 (Hususî muhabirimiz bildiriyor.)
Izmirde askeri seyrüsefer
tatbikatı yapıldı
Dün saat 11 de bir albayın idaresinde başlayan tatbikat gece yarısına kadar devam etti
İzmir 25 ■ Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Bugün saat 11 sularında otobüslerle şehre gelen seyrüsefer 1-şaretini İftbis subaylarımızın Hükümet meydanı. Alsancak ve Basmahane garları ile vapur iskeleleri ve umumi meydanlarda Belediye seyrüsefer memurlarına işaret vererek şehrin seyrüsefer işlerine cl koydukları görülmüş, az sonra verilen alârm işareti üzerine itfaiye ekiplerinin Hükümet konağına gelerek kendilerine ait merdivenlerle Hükümet konağı çatısına çıktıkları görülmüştür.
Hikmet Turhan Dağlıoğlu C. H. P. den istifa etti
Ankara 25 ı Hususi muhabirimiz bildiriyor) — C.H P Antalya millet, vekillerinden Hikmet Turhan Dağlı-oğlu C.H P Gene) Başkan Vekilliğine aşağıdaki mektubu göndererek bu partiden istifa ettiğini bildirmiştir.
“C H P. sinin milletvekili aday seçimlerindeki hareket tarzı ve son zamanlarda memleketi idare etmek hususunda partide hâkim olan zihniyet siyasi görüş ve kanaatime aykırı bir hal almış bulunmaktadır Bu itibarla uzun yıllardan beri bağlı bulunduğum C.H.P den istifa ediyorum şimdilik bağımsız kalmağa karar vermiş bulunmakla beraber D.P. nin yurdumuzda hakiki demokratik bir İdare sistemini gerçekleştirmek için bildik bir rol oynamakta olduğuna kanaat getirmiş bulunmaktayım.
Saygılarımla."
İstanbul ■ Ankara telefon muhaberatı otomatikleştiriliyor
Bir albayın idare ettiği bütün bu hareketlerin D.P. adaylarının ilân edil-(İlgi bir güne rastlamış olması gûya şehirde Asayiş işlerini askerî idarenin ele aldığı şeklinde bazı şayialara sebep olduğu anlaşılmış ise de hakikatin böyle olmadığı verilen izahattan öğrenilmiştir.
tşin aslı bugün askerî seyrüsefer kursunu bitiren genç subaylara bir seyrüsefer tatbikatı yaptırılmak is. tenmiş, vilâyetin ve belediyenin malûmatı tahtında bir seyrüsefer tatbikatı yaptırılmış ve genç subaylar bu mayanda alârm işareti vererek itfaiyenin temsilî bir yangın söndürme tatbikatı yapmasını da tecrübe etmişlerdir. Tatbikat gece yarısı nihayet bulmuştur.
D. H. Yolları
yaz seferleri
Diin ilk uçak İstanbul - Ankara -İzmir - İstanbul arasında uçtu
İzmir, 25 ı Hususi muhabirimiz bildiriyor)— D. H. Yolları yaz seferlerinin başlaması dolayısiyle tertip edilen geziye iştirak eden İstanbul ve Ankara gazetecileri bugün saat 13.45 te hususi bir uçakla buraya gelmişlerdir. Basın mensuplarım hava alanında Vali, Emniyet Müdürü ve İzmir gazetecileri karşılamışlardır. Kafile bu akşnm yine aynı uçakla lstanbula hareket etmiştir.
P. T. T. İdaresi hazırlıklara başladı, Ankara santralı takviye olunuyor
Ankara 25 ( Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Haber aldığımıza göre, Ankara İle İstanbul arasında doğrudan doğruya telefon konuşması İmkânlarını temin etmek maksa. diyle P T.T. Genel Müdürlüğünce yapılmakta olan hazırlıklar son safhasına gelmiş bulunmaktadır.
Yeni tesisler sayesinde İstanbul, da ki bir abonenin numarasını evimizden çevirerek araya herhangi bir vasıta konulmadan bulmak mümkün olacaktır. Bu iş için gerek İstanbul* da ve gerekse Ankarada yapılması zarurî olan tesisler tamamlandıktan sonra yurdumuzdaki telefon muhaberatı yeni bir inkişaf hamlesi kaydet, iniş olacaktır.
Diğer taraftan Ankara otomatik telefon santralını takviye etmek ve her abonenin ihtiyacını derhal cevap-landırabılmek için ilâve olarak yapılan yeni kuranportör tesislerinin inşası tamamlanmak üzeredir.
“Stalin muamması" 12 martta, Sovvetelerın seçim gününde meydana çıktı. İlk haberi, Amerikan "News Week” mecmuası verdi. Mecmua, üst üste çıkan nüshalarında, Moskova gazetelerinin Stalinin, seçimler sırasında alınmış fotoğraflarını, Rus diktatörünün daha eski devirlerde çıkmış resimleriyle mukayese etmiştir. Netice şayanı hayrettir. Rus propaganda teşkilâtının. Moskova gazetelerinin 70 yaşındaki diktatörü, on yaş daha genç gösteren sahte resimler neşrettirdiği tahakkuk etmiş gibidir. Diğer bir rivayete göre,Stalin’in eski bir resmini, kafa kısmı, üniformalı bir seçmenin fotoğrafına eklenmiştir.
zun müddet Moskova Büyük Elçiliğini yapmış olan Harold Stassen gibi ağırbaşlı bir politikacı bile Sta-lin in, bu seferki seçimde alınan fotoğrafını görünce, gayrı İhtiyari resmin en aşağı on senelik olduğunu söylemiş ve şunları ilâve etmiştir:
— “Neşredilen bu resmi Stalln'-in bu sefer seçime iştirak etmediğinin en bariz delilidir. Son haftalar zarfında Kremlinde çok ciddi hâdiseler cereyan ettiğine muhakkak surette kaniim."
esrarım arttıran diğer yok değil. Pravda ile gazetesi "Trud"da neş-seçmen Slatinin,
Meselenin noktalar da sendikaların redilen resimlerde,
birbirinden çok farklı seçim binalarında oy'unu kullandığı görülmektedir.
Kremlin‘de “çok ciddi hâdiseler" oluyor!
25 ı Hususi muhabirimiz
— Emekli Sandığının
Gerek Moskovada. gerekse Rusya işlerini yakinen takip eden muhitlerde büyük bir heyecan hüküm sürmektedir: Stalin. seçim günü hakikaten Moskovada değilmiydi, ve ne sebeple seçimlerden uzak kalmıştu. Bu sefer, niçin, her seçimde yaptığı gibi, seçim arifesinde, millete bizzat hitap etmedi? Stalin’in yeniden a-ğır bır*kalb krizi geçirdiğini İddia eden Amerikalı radyo tefsircisi DreW Pearson kadar ileri gitmeye belki lüzum yoktur, Fakat. Amerikanın ıı-
Stocklıolıııdan gelen mütehassıslar
Artık Stalin’in sıhhi vaziyeti ve Rusyada iktidarı tek başına elinde tutan en yüksek makamda vuku bulabilecek bir değişikliğin muhtemel neticeleri üzerinde her türlü tahminlerde bulunmak ve münakaşalar yürütmek fırsatı gelmiştir. Bu arada yem bir hakikat daha öğrenildi. Stalin, memleketlisi olan Aleksi Zakarya’mn cenaze merasimine iştirak etmemiştir. Stalin’in, “üstadım" dediği 85 yaşındaki Zakarya, geçenlerde Tiflis’de ölmüş ve Stalin, ne cenazeye, ne de Komünist Partisinin Moskovada Zakarya için tertip ettiği matem toplantısına iştirak etmemiştir.
Şimdi Stockholm mehafili, iki seneden beri Moskovaya îsveçli mütehassısların davet edildiğini ve Sta-lın’ln gırtlağındaki bir hastalığı tedavi ettiklerini hatırlatmaktadırlar. Haber alındığına göre Başkan Tru-man. Amerikan Gizli îstlhbRvat’ı şeflerinden Amiral Ellıs M. Zocharıas'ı, Stalin’in sıhhî durumu hakkında istihbarat toplamaya mecbur etmiş ve elde edilen bilgiden, Stalin’ı gırtlağındaki bu hastalıktan başka kalbinden de rahatsız ve bu sebeple, her zamankinden daha hırçın ve maneviyatının, yakında öleceği korkusiyle çok bozuk olduğu anlaşılmıştır.
Emekli Sandığı, hazirandan evvel memurlara borç veremiyor
Ankara, bildiriyor)
memurlara ne şekilde borç para vereceği hakkında hasırlanmakta olan tüzük nezdinde çalışmalara devam edilmektedir.
Borç para almak içııı sandığa yapılan müracaatların adedi çok fazla olduğundan hazırlanan tüzüğün, sandığın faaliyetini sarsmayacak şekilde çıkarılmasına çalışılmaktadır. Memurların borç para talepleri ancak hazirandan sonra bir neticeye bağlanabilecektir.
*:ge bölgesine bol ve bereketli yağmurlar yağıyor
İzmir, 25 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — 24 saatten beri Ege bölgesine bol ve bereketli yağmur yağmakta ve müstahsil nisan yağmurunun mahsule getireceği iyilik bakımından memnunluk göstermektedir.
M iden kof. arka perdede:
Hakikat ne merkezde olursa olsun, bütün bu rivayet ve münakaşalar, Stalin’in halefi hakkında bin türlü tahminlere yol açmakta ve bu arada dalma, Rus Komünist Partisinin hâkimi ve 1926 dan beri, Stfthn'în bil-tün kanlı temizleme hareketlerini ji da re etmiş olan, amk suratlı Georgi* Malenkof’un ismi ortaya atılmakta* dm
Sayfa 4
L
BEN DE ORADA İDİM!
yazan*. Or amir al WHliam D.Leahy
— «w _ Çeviren: Halûk TANSU A
"Önümüzdeki beşyüz sene içinde her hangi bir gün,,
Sovyetlerin andlaşmaları tefsir etmekteki hususî
maharetlerini az çok öğrenmiştik
Çin Dışişleri Bakanının cevabı gayet tipiktir "Önümüzdeki 500 sene içinde herhangi bir gün.”
Sovyetlerin andlaşmaları tefsir etmekte kl hususi meharetini az çok öğrenmiş olmakla beraber, Rus ordularının işgali müteakip Mançurya’yı bu kadar güzel soyacaklarını doğrusu o zamanlar tahmin etmiyorduk.
13 haziran da, Davles. Hopkins ve ben, Beyaz Sarayın kuzeye bakan taramasında Trumanla beraber kahvaltı ettik. Hopkins, Stalin'İn ancak Borün eıvannda bir yerde yapılacak toplantıyı kabul edeceğini bize bildirmiş bulunuyordu. Churchlll ise. her halde Ingiltere’nin dahili meseleleri ile alâkalı olarak konferansın en yakın bir tarihte toplanmasını İstiyordu Başkan Truman toplantı tarihini 15 temmuz olarak, konferans mahallini de Berlin civarında tesbit etti.
zuların genişliği bakımından da misi bir karakteri haizdir.
hu-
u-
TENİ İSTANBUL
*
H XiMLW
yu-yo-
et-
Paristeki büromuz bildiriyor:
Paris Operasında büyük dansörün hatırası anıldı
senesinde İken girdi Don
Pet-
ve
Gio-
senede Diagilev Ruh balelerini istiyordu. 1909 İlk turnede Ni-
CHURCHİLL UYSALLAŞIYOR
Gene 13 haziran günü fakat geç vakit, Londradaki elçimiz Wjnant-dan bir telgraf aldık. İngiliz Başbakanı Amerikan birliklerini Rus işgal bölgesinden geri çekmek hususunda Truman’ın aldığı kararı tasvib ediyordu. Berlin’in İşgali hakkında da VVonant bazı tafsilât veriyordu: Büyük Berlin şehrine birliklerimiz girecek ve eski Alman başkentine serbest girme hakkını elde edeceğiz.
Berlin e giriş serbestini bahsinde Ruslarla yapılan bir andlaşmaden hiç bilgim yoktu. Zaten o zamanlar bu mesele ehemmiyetli telâkki edilmiyordu. Halbuki, 1945 senesinde ve bu yüzden Amerika ile Rusların a-rası son derece açılacaktır.
Churchiirin bizim nokta-l mızı böyle çabucak kabul hayret ettim. Çünkü İngiliz
kanı yanlış bile olsa fikrini inatla müdafaa eden bir insandı. Churchlll’-in fikrini çabuk değiştiricini, bundan dolayı sıhhatinin muhtemel bozukluğuna hamlettim.
Truman derhal, üç büyükler toplantısını hazırlamaya koyuldu. Beni çağırdı ve hücuma geçmek niyetinde olduğunu söyledi. 15 haziranda da meydana çıkması muhtemel meseleler için bir ajanda yapmamı istedi. Bu gayet geniş bir emirdi.
nazarı-edişine Başba-
TERMİNAL BAŞLIYOR
Potsdam için seçilen TERMİNAL şıfre-ismi harp içinde kullanılmış o-lanların en mânahsıdır. TERMİNAL’ de 13 umumî toplantı, yapıldı. Avuca her gün askeri liderler ve dış bakanlan toplanırlardı. Potsdum'ın yükünü bu gündelik toplantılar yüklenmiştir. Çünkü aşağı yıkan her mevzuda. Ruslar devamlı itirazları zünden kaleme alınan tekliflerin niden yazılması icap etmiştir Churchill’in korkusu tahakkuk
medi. Yani Trumanla Stalln arasında konferanstan önce hususi bir top lantı yapılması halinde İngiliz seçmenlerinin bunu yanlış tefsir etmeleri ihtimali varit değildi. Çünkü Stalln, 15 temmuz günü Potsdam a gelmedi. Böylece ilk konuşma Truman ile Churchlll arasında yapıldı ve iki saat sürdü.
Potsdam’da askeri meseleler İkinci plânda kalmıştır. Zaten konferansın hitamından ancak 12 gün sonra Japonya’nın teslim oluşu askeri mevzuların ehemmiyetini azaltmıştır.
Konferansın açılışı tehir edilince. Truman, bundan istifade ederek 13 mil ötedeki Berlin’i gezmek istedi. Dünyayı fethe kalkan Almanya’nın bir zamanlar hükümet merkezliğini yapmış olan bu şehir, şimdi baştan başa harabeye dönmüştü. Hltlerin balkonum!^ nutuklar verdiği Şan-«Ölyelik binasının enkazı önünde durduk. Burada Truman, barbarlığa dönen bir milletin ne katlar büyük bir hata işlediğini belirtti. ‘‘İnsen kendi kabiliyetleri hududunu aşarsa, bu gibi neticelerle karşılaşır. Hayatımda böyle tahribat hiç görmemiştim. Ders alıp almadıklarını çok moruk edı yorum.”
HOPKİNS BİZE YARDIM EDİYOR
Truman’ın yukarıda geçen emrini aldıktan bir gün sonra Hopkins’in Georgetovvn'dakî evinde öğle yemeyi yiyordum. Hopkins’in üç büyükler toplantısına gidemiyecek kadar rahatsız olduğu açıkça belli lal Toplantıda konuşulması muhtemel mevzuları ve bu mevzular hakkındakı lüzumlu malûmatı uzun uzun münakaşa ettik, gözden geçirdik. Hopkins bedenen çok rahatsız olmakla beraber her zamanki seviyesini muhafaza ediyordu. Truman’nın Potadam’da takib edeceği politikanın ana hatlarını o tesbit etmişti.
Hopkins’in Moskovacia geçirdiği bir hafta, her bakımdan iyi semereler vermişti. Gerek başkan, gerekse ben. Hopkins’in Stalln nezdinde büyük bir muvaffakiyet gösterdiğine, ve Rusların şüphelerini dağıtmaya kısmen muvaffak olduğuna kani idik.
Üç büyük devletin harp içinde yaptıkları son toplantı Potsdam’da yer almıştır. Potsdam Konferansı gerek 6Üresi gerekse temas ettiği mev-
Stnliıı İllilerin yaşadığına kani
Stalln, Postdam’a geldi ve öğle yemeğini Başkanla beraber yedi, tkl lider ilk defa olarak karşılamıyorlardı. Görüşmede Molotof. Bjınes ve ben hazır bulunduk. Hitler’k ilgili olarak Stalln, Moskova’da Hopkins’e söylediklerini bize tekrar etü. Füh-rer’in kaçıp bir yerde saklandığına kani idi. Sovyet uzmanlarının yaptıkları araştırmalar hiç bh netice vermemi?, Nazi liderinin öldüğüne dair hiç bir delil elde edilememişti.
Rus Mareşali. Truman’ın beraberinde getirdiği şaraplara büyük bir ilgi gösterdi. Hattâ, şişenin üzerindeki e-tiketi görmek için garsondan şişenin etrafına sarılı bezi kaldırmasını istedi. Şarapların hepsi CaliL»rnla‘da yapılmıştı. Sonra. Başkan, bahsi geçen bu şaraplardan bir miktarım Stalln’e hediye etmiştir.
Rusya ve Japon harbi
Başkan ve Byrnes öğle yemeğinden önce ve ben yok iken Rus lideriyle yaptıkları konuşmadan edindikleri intibaları bana anlattılar. Sovyet ordularının ağustos 15 de Japon harbine katılacaklarına İnanıyorlardı, lnglliz-ler'in Pasifik harbine iştirak etmeleri Stalin’ı ilgilendirmiyordu. Rus Mareşali îngilizlerin Pasifik te tikleri harp siyasetinde de
Truman ve Byrnes’ün göre, eğer Çan Kay Şek
takım tavizlerde bulunmazsa Rusya ile Çin arasında bir anlaşma müm-
küıı görünmüyordu. Çin, tavizde bulunsun bulunmasın Rusya, Japon harbine katılacaktı. Çin, Sovyetlerin İsteklerini müsbet karşılamazsa, Rus-lnr emrivaki yaparak plânlarını tatbik etmek niyetinde İdiler.
Pofttdıını'da İlk toplantı
Post da m Konferansının birinci
mumî toplantısı 17 temmuz günü saat 17 (lo başladı. Toplantı yeri, bir zamanlar veliaht Prens Vilhelrn’lıı ikamet ettiği, harp içinde İse has-tnhane olarak kullanılan Cccllienhof Sanıyı idi. Sarayın resmi kabul odası üç milletin mümessillerini ve müşavirlerini yuvarlak bir masa etrafında toplayacak kadar genişti. Yal-ta'dakl Llvidla Sarayında okluğu gibi, ev sahibi rolünü oynayan Rusıar Sarayı yeniden döşemek hususunda büyük bir muvaffakiyet göstermişlerdi.
Stalln, Truman’ın riyaseti almasını teklif etti, Churchill’de bu teklifi destekledi. Başkan bu suretle ele geçirdiği fırsatı derhal kullanarak hücuma geçti ve sözünün kesilmesine meydan vermeden Amerikan heyetinin hazırladığı 4 teklifi ileri sürdü:
1 — Sovyetler Birliği, Ingiltere, Fransa, Çin ve Birleşik Amerika dış işleri bakanları bir komisyon kurmalıdırlar. Bahsi geçen bu komisyon sulh şartlarını hazırlamalı, alâkalı hükümetlere arzetmclldlr.
2 — Almanyaya karşı takip edilmesi lâzım gelen bir politika.
3 — Kurtarılan bölgelerle ilgili, olarak Yalta hükümlerinin derhal tatbiki.
4 — ltalyaya karşı takip edilecek politika. Japonyava harb ilân etmiş bulunan bu memleketin Birleşmiş Milletlere kabulü.
İngiliz Başbakanı, Trumnn’ın böyle birdenbire Amerikan siyasetini formüle edişine şaşırmıştı, ileri sürülen tekliflerin dikkatle gözden geçirilmesi lüzumunu belirtti ve o günkü konferansın sadece bir ajanda tanzim edilmesini istedi.
Truman, bundan sonraki toplantılarda bahis mevzuu etmek istediği başka mevzuların bulunduğunu tasrih ederek diğer âzaların da İlgi duydukları meseleleri her zaman ileri süreceklerini ümid ettiğini söyledi.
Stalln listesini hazırlamıştı: 1 — Alman gemileri meselesi. 2 — Harp tazminatı. 3 — Sovyet Hükümetinin himayesine bırakılacak bölgeler, Bu bahiste Ruslar. diğer memleketler kadar arazi istiyorlardı. 4 - Peyk devletler. 5 — İspanyadaki rejim meselesi. Stalln İspanyol rejiminin Almanya ve İtalya tarafından lspan-yollara zorla kabul ettirildiği ve Birleşmiş Milletler için bir tehlike teşkil ettiği kanaatinde idi. 6 — Tanca meselesi (burada Churchlll söze karıştı ve Tanca ile ilgili olarak Fransanın reyini almak belirtti.) 7 — Suriye 8 — Polonya meselesi.
göre Londradaki Polonya Hükümeti mükllât çıkarmakta olup tasfiye edilmek lâzımdı.
Churchlll. İngiliz tekliflerinin daha sonra ve yazılı olarak yanılacağını söyledi. Daha bu birinci toplantıda Churchill’in Potsdam’a iyi hazırlanmadığı anlaşılıyordu. Seçim neticelerini öğrenmek için tngiltereye döndüğü tarihe kadar da hazırlıksız geldiğini söz ve hareketleriyle belli etti.
(Devamı var)
DU asrın başında Rus baleleri, batı sanat dünyasında büyük bir inkılâp yaratmıştı. Diagilev’iıı idaresi altında bir trup Avrupuya Nijlnsky, Anne Pavlova, Tamar Karsavina ve lda Rubinsteln gibi, İsimleri bugüh efsaneye karışmış bale dâhilerini tanıtmıştı. Hele Nijinaky... dört senelik akıllara durgunluk veren bir yükselişten sonra, birdenbire aklını kaybederek sönen bu büyük dansörün ha^vatı başlı başına bir efsanedir.
Vaalav Nijlnsky 1890 Kiev’de doğdu. On yaşında rograd bale mektebine 1908 de ilk defa Mozart’ın
vannl balesini oynarken, baleye aşina Çarlık saray muhitinin dikkatini tl-zerlne çekti. Aynı ile tanıştı. Diagilev Avrupaya tanıtmak da Paris’e yapılan
Jlnsky Paris’i teshir etti, ve Pet-rograd balelerini bırakarak Diagilev-le beraber Paris’e yerleşti. Büyük dansörün yıldızı gitgide parlıyor, klâsik balede o zamana kadar görülmemiş cüretli yenilikler yaratıyordu. 1911 de Stravinsky’nin ”Pet-ruşka" balesini, 1913 te de "Bahanın Doğuşunu" oynuyor. O tarihte Ni-jlnsky acayip melankoli krizleri geçirmeye başlıyor ve Dlagilev'in Güney Amerikaya yaptığı bir turneye iştirak etmek istemiyor. Diagilev A-meı lkada İken NİJİnsky genç bir Macar bale dansözü ile evleniyor. Bu habere fevkalâde kızan Diagilev dönüşünde onu trupundan kovuyor. Nl-Jlnsky Londra Operası ile bir anlaşma imzaladığı halde, hastalanıyor ve bir daha dans edemez hale geliyor. Karısı İle Saint Moritz’te oturduğu evde hastalığı gitgide vahimleşiyor, bir kaç sene içinde NiJinsky büsbütün çıldırıyor. *
Dünyanın muhtelif akıl hastah&ne-lerinde neticesiz tedaviler gören Vss-lav NiJinsky geçen hafta Londra’da öldü. Dünyadan uzak, loş bir karanlık içinde geçen otuz senelik İstırabı da bu şekilde sona ermiş oldu.
Bilmem neden esrar perdesi hâlâ yırtılmamış olan NiJinsky dramı beni hor Z8man çok çekti, ölüm haberini alınca, Paris Operasında, bale sanatına dair en zengin kitap, fotoğraf ve hâtıra koleksiyonu bulunan kütüphanesine gideyim dedim. Talihim varmış! Nijinsky’nin karısı Romola Nijinsky’nin hatıra defterine dalmışken. karşıma bale dünyasının en büyük yıldızları çıkıverdi: Serjc Llfar, bütün Opera balesi ve bale sanatının milletlerarası şöhret kazanmış büyük münekkldlerl. hepsi birbirini tanıyan, seven, bale mesleğinin parlak olduğu kadar ağır ve çetin şartlarını paylaşan cins cins, boy boy İnsanlar, beraber Nijinsky’nin hatırasını maya gelmişlerdi.
Serje Lifar 40-45 yaşında
boylu, ince ve çirkince bir adanı. Yüzü her geceki maklyajdan olacak, sönük ve buruşuk. Dansta blnbir şekil, binblr ifade ala ala elleri bir sinir kumkuması olmuş, onlaı da yüzü gibi kül renginde. Derhal gittim, kütüphanenin bir köşesinde satılan eserlerinden Rus balelerine alt hâtıralarım aidini ve Llfar'a yaklaşarak, bir Türk gazetecisi olduğumu, NiJinsky hakkında bir yazı yazmak istediğimi söyledim. Güldü.
— Gazeteciler mi? Ah, onlar NiJinsky hakkında ne çok saçma şeyler yazdılar! Siz daha iyi yazmaya çalışın, diyerek, kitabı aldı, uzun biı-ithaf yazdı. Sevincimi gizlemiyerek teşekkür ettim.
Serje Lifar. Nijinsky’nin bale sanatında yerini tayine çalışan bir konuşma yaptı. Rus talâffuzu ile acayip bir Fransızca konuşuyor, Serje Lifar’ın ıstırabını anlıyorum. Nijins-ky dramının Lifar üzerindeki akislerini görmek, çoğu ihtifallerde söylenegelen cansız methiyelerden ne kadar daha ilgi verici!
Ayşe NUR
HIKA YE
Hep an-
orta

lüzumunu ve Lübnan. Sovyetlere
takip et-muhaliftL kanaatine esaslı bir


Pofruhka (1928) Opera Mihnetinden (19?9j
Hayat Zinciri
Çeviren: Nuriye Müstakimoğlu
G- ÜZEL olmak İçin berbere gelmişti. Saçlarını kızıla boyatacak. yüzüne masaj ve makiyaj yaptıracak vekondiainu en çok yAraxan saç tuvaletini soçe-cckı l.
Kendilini uzun zaman ihmal ettikten jonra, artık 42 yıllık ömründen arta kalan son gençlik günlerinden istifade etmeye, j’cnl bir tecrübeye girişmeye karar vermişti.
Neden vermesindl? Hayatla serbest değil mİ idi? Yirmi yıldan beri onu kocasına bıığlıynn bağla rı, VVilllnm kendi eliyle koparmıştı. Evet, hçniiz gençti. Veya, eyle görünüyordu. Yetişmiş bir kızı ol duğuna kimse inanmak İstemiyordu.
Muhakkak k1 Pete de onu ol* düğündün çok daha genç farzedi-yordu. Bir zamanlar, yabancı bir erkek ona fazla düşkünlük gösterecek olursa, ona hemen gelinlik bir kızı olduğundan bahsederdi. Akşam da bunu VVilbaın’a urıluta rak beraber gülüşürlerdi. Fakat, şimdi her şey değişmişti. Ve bıı değişikliği» VVilliam sebep olmuştu.
Kocasını hatırlayınca küllenen acının İçinde tekrar canlandığını duydu. Yirmi iki sene evvel, haya ta yeni açılan kalbinin bütün temizliğiyle bağlandığı adnmı bir kaya gibi sağlam ve sarsılmaz sanmıştı. Fakat o; yeni bir cazibenin tesirinden kendini sıyıramı-yan zayıf bir erkek olduğunu ispat etmişti. Onun kalbi, dibi gö-rünmlyen bir kuyuya benziyordu, içinde kaynaşan hisleri hazan kendileri bile anlıyamıyorlardı Kocasının, yeni aşkını itiraf eden mektubu da böyle bir muamma idi. Bazı cümleleri halâ hatırında idi.
"Sana bu hikâyeyi oldtgıı gibi anlattım. Fakat bilmem sana karşı olan duygumu ifade edebildim mi? Bu vaka aramızdaki sevgiyi, müşterek hayatımızı sona erdiremez. O, yıllarla le bir anlaşma sidir kl... Onu ğiştiremez!,,
WÜIiam‘ın; varken, yine bağlı kalmak anlıyamamıştı.
koparmak için çok çalışmış, fakat sonradan, kızını düşünerek, kocasız geçecek olan bu evlilik hayatını (levanı ettirmeye razı olmuştu.
Willlam; elvcrlnde ve yaşayışlarında hiç değişiklik olmasını îste-
kökleşmiş olan öy-ve arkadaşlık his-hlç bir kuvvet de-
başka bir evine ve isteyişini Evvelâ,
kadın sekansına bir türlü bu bağı
l
ASYA HİKAYELERİ
Kandehar Aşıkları
8
ka bir
zaidi
Ar. 5 — Fr-— Ta. Aza.
9 — Ran*.
olan süvaride büsbütün intiba hft-Mııhseni ciddi bir nezaketle solâmtıya-
lef işini ayıran. 5 — Zamanın kısımlarından. 6 — Büyüksem*. El ile i maki t. 7 — 6u. Arkadaş. Bir hayvan. 8 — Donuk. Bir renk. 9 — Sap. Tenbelllk. 10— Direnme. Kuşatma.
Çukurdun anıtı:
1 — Dayanıklı. Bir noLa. 2 — Namaz vaktini bildiren hitaba. Vakit.. 3 — Tersi boyun eften. Tersi bir emir. Afta. 4 — Belirti. S — Lâkap, fi — Ter»! limit et. Yenecek şey. 7 — Ayrıcalık. Nida işaretİ, 8 — Tersi benze. Bir nevi şapka. İyi. 9 — Tersi yüzün kısımlarından biri. Taftlak halinde küçük Örnek. 10 — Döşem. Uzak işareti.
İH .VHC BULMACANIN HALLİ
Suldnn »nftu:
1 — Manifatura. 2 — Enire. Adaş-3 — Sİ. İzi İni. 4 — İyi. Âlâ. Ar. 5 — Rrdi. Eni. fi — Ada. Gama. 7 — Ya. E-
к. Anî. 8 — Ere. Ana. Ad. 9 — Raha. Arena. IQ — İleri giden.
i ılkttrdMn »ıtaâı*.
1 — Mc/ihe yeri. 2 — Aalye. Aral. 3— în. Adi. Ehe. 4 — IrL İde.
аа. Aka. fi — île. Gani. 7 Ari. 8 — Udi. t ma, Edâ. An^nc. JO — Aşırı giden.
memlştl.
yakından olduğu kadar oluyordu. Kızından için ura sıra ona mektup yazıvor-
birl, bu zannede-
O evi ile, uzaktan da. alâkadar haber almak
hilmiyen mektubu
kocasına
karşı çok
du. Hakikati mektupları aşk bilirdi.
Ayrılırlarken
kibar davranmıştı. Acı sahnelere, göz yaşlarına meydan vermemişti. Çünkü bunlar lüzumsuz şoj-lerdl Bir kere olan olmuştu. Ağlamak cızlamak neye yarardı? Yalnızlığı, üzerine bir matem elbisesi gibi giymiş ve kendini büsbütün çocuğuna hasretmişti.
Fakat, İşte artık kızı büyümüştü. Hayatını kazanıyordu. Erkekler de hâlâ ona takdirle, istekle bakıyorlardı. Ve yalnız yaşadığından heri de ilk defa olarak bir erkeğin bakışları karşısında heyecan duyuyordu. Güzelleşmek için bu kadar gayret sarfrlmeninln sebebi de bu idi.
Artık tuvaleti tamamlanmıştı. Saçları, bir kucak alev gibi parlıyordu. Aynada uzun uzun kendine baktı ve sonra, güzelliğinden ve cazibesinden emin bir kadının kıvrak yürüyüşiylo dükkândan çıktı.
Pete. 45 yaşında, uzun boylu, zarif bir erkekli. Gözlerinde bir aavlnç parıltıslyle onu karşıladı. Ve "No kadar güzeliniz! Bir şahesersiniz!,, diye mırıldandı.
Bu gece, yeni bir hayat, yeni bir his ve heyecan âlemi başlıyordu. Bunun bas döndürücü hlr zevki, ruhu ısıtan bir harareti vardı. U-2un zamandanbcrl yalnızlıktan do-nAn ruhunun böyle bir hararete Öyle İhtiyacı vardı ki!
VVilliam bunu bilse acal a ne duyardı. Erkeklerde temellük hissi o kadar kuvvetliydi kl, başka bir kadını sevmesine rağmen yine muhakkak ki ıstırap çekerdi.
Ahlâk, namus, bunlar İnsanın 1-çindo yor etmiş mefhumlardı. İnsan kolay kolaj- onları çiğneyip geçemezdi. Fakat böyle şeylere i-nanarak şu üç günlük ömürde ele geçen saadeti tepmek budalalık o-lurdu. insanın yaşamaya, yaşadığını hissetmeye ihtiyacı vardı
O sırada gazinoya genç bir çift girdi. Saçları altın dalgaları halinde omuzuna dökülen ince zarif bir genç kızla dimdik yürüyen yakışıklı bir delikanlı.
Birbirlerine o kadar yakışıyorlardı ki insan bir türlü gözlerini onlardan ayıramıyordu. Onun bu dalgın bakışının farkına varan Pete sinirli bir tavırla:
"Güzel gözlerinizi bu kadar kuv-
ba-
AA
Itu-bır Biraz
Yazan: Eliıabeth Dum
vetîe üzerine çeken erkek kimdir?,, diye söylendi.
Gevşemiş olduğu için tazyikini hissetmediği bir zincirin tekrar bütün vücudunu kıskıvrak bağladığını duydu. Bu, bir hayat zinciri idi; vo onu, VVilliam’l. ve şu karşıdaki altın saçlı kızı birbirine bağlıyordu.
Bu zincirin halkaları öyle sağlamdı ki ihanet ve ıstırabın tazyiki bile onu koparamamıştı! Birden arkadaşına döndü ve kararını veren bir insanın katiyetiyle:
— Ben o delikanlıya değil, kızıma bakıyorum, dedi.
— Kızınıza mı?!
— Evet Sırası gelmediği İçin size ondan hiç bahsetmemiştim. 21 yaşındadır. Gelin sizi onunla tanıştırayım. Bnn bütün dostlarımın onunla tanışmasını isterim. Sev-mek, sevilmek... şimdi onların hakki. Bizden artık böyle şeyler geçti.
Ppte. dansa kalkan gençlere karak:
— Kızınız çok güzel! dedi.
"Siz de onun kadar genç ve zelsinlz!,, demek İstediği halde türlü cesaret edememişti,
evvel onları büyüliyen sihir artık bozulmuştu. Ayrılırlarken Pete o-nu bir daha göremlyeceğlni hissediyordu.
Bunca sene koc&slyle beraber yaşamış olduğu eve girerken içinde, bir tehlike atlatan bir insanın ferahlığı vardı. Doğru odacına çıktı. Tuvaletin üstümle bir mektup duruyordu.
"Sana dönüyorum. Yaptığım işin büyük bir çılgınlık olduğunu, hakiki saadeti ancak senin yanında bulabileceğimi şimdi anladım. Bu harabelerin içinde yalnız ikimizin bildiğimiz ve her şeye rağmen hâlâ bütün olarak yaşadığına inandığımız o büyük, o eşsiz hissi bulmaya çalışalım. Zaten onun büsbütün kaybolmasına imkân yoktu. Köklerini toprağın tâ derinliklerine salan bir ağaç, fırtınalardan ve kasırgalardan korkmaz. Asırlar bile ; butıin âfetlerine rağmen onu yerinden oynatamaz.,,
Gözleri gayri ihtiyarî kocasının resminin durduğu yere kaydı. Fakat şimdi orada bir vazodan başka bir şey yoklu. Çekmeceyi açtı. Resmi tekrar eski yerine, başueun-daki masanın üstüne yerleştirdi.
Biraz evvel başını döndüren, ruhuna tatlı bir ürperti veren heyecan şimdi çok uzakta kalmış, yerini daha hakikî ve dııha esaslı o-lan bir hisse bırakmıştı.
z
Muhsen. naibi öldürmek, amca oğlunu yaralamak ve daha başkalarını da vurmak suretiyle düşmanlarını önüne katmış ve bunlar, nasıl tutunacaklarını kestiremiyerek geri-leve gerileve farkına varmadan viranelikten çıkıp kendilerini sokakta bulmuşlardı. Mahalle halkı, bu gibi işlerin her memlekette uyandırdığı büyük alâka ile kavganın seyrini takip etmek üzere toplandı. Efganlılar gibi savaşçı bir millette bu alâka çok daha büyüktü; kendi başına o kadar çok düşmanı hırpalıyan bu cesur ve güzel delikanlı halk arasında büyük bir ilgi uyandırıyordu, Düşmanlarının bu kadar kalabalık olup hep birden tek bir kişiye hücum etmeleri ayıp görülmemekte idi. Bu çeşit ince duygulara her devirde ve her yerde raıtgelinemiyeceği gibi, umumiyet itibariyle, hasını her hangi bir şekilde öldürmenin faydası takdir edlUr; lâkin Muhsenln yiğit bir genç olduğunu görüyorlar, bu manzaradan zevk duyuyorlar ve çocuğun cüretli saldırmaları her defasında heyecan ve hayranlık hâsıl ediyordu. Bununla beraber, damlan kaplıvan kadınların bilhassa iştirak ettiği ve yüksek sesle izhar olunan dua ve temennilerden baş-Muhsenİ tehlikeden kurtarmak hususunda şey yapıldığı yoktıı. .
O aralık genç bir süvari göründü. Kırmızı yollu mavi ipek sarığının ucu bir tarzda omuzuna doğru sarkmakta
rif
Keşmir kumaşından kısa bir cepken giyinmiş, ayağına kırmızı ipek bir şalvar geçirmiş, beline de fevkalâde güzel bir kılıç asılı ve kıymetli taşlarla süslenmiş bir kemer kuşanmıştı. Türkmenistan cinsinden beyaz bir safkan olan atının koşumlarında da yaldız, mine, inci ve yakutlar parlıyordu. Süvarinin önünde kalkanlar, kılıçlar, kamalar, tabancalar ve omuzlarında tüfekler taşıyan on iki asker yürümekte idi.
Adamlariyle beraber durup seyrettiği kavgadan hoşlanmadı; kaşları çatıldı, yüzünde


Yazan : A. de Gobineau
S____________________
Çeviren : Reşaf Nuri Darago ____________________________r
korkunç ve hakaretU bir ifade belirdi ve gür sesle:
— Kim bu adamlar? diye haykırdı.
Halkın İçinden:
— Ahmetgiller! diye cevap verenler oldu. Ahmetgillerden Osman Beyin deminden beri kendini müdafaa eden bu gencin kanına neden susadığını da Allah bilir!
— Her halde ben bilmem, fakat melûrı bir ailenin gelip de kendinin olmıyan, benim olan bir mahallede adam öldürmeye kalkışması küstahlıktır. Hey! Osman Bey, geri çeki), şıı çocuğu bııak, yoksa imamlar hazeratı şahit olsun ki buradan ölün çıkar!
Ve, bu sözler yetmiyormuş gibi süvari e-ilnc kılıcını almak atını savaşçıların arasına süıdü; adamları (la kalkanlarını kaldırıp kılıçla ıını çekerek Osman Beyinle ileri ite kaka uzaklaştırdılar. Muhsen şimdi, kendisine el uzatanları doğramaya hazır insanlardan mürekkep canlı bir duvarın himayesinde İdi.
Vaziyeti derhal kavramış olan ve kavga etmenin İmkânsız bulunduğunu gören Osman Bey İtiraza bile tenezzül etmeden adamlarını topladı ve yeni hasmina garez, meydan okuma ve İntikam tehdidi ifade eden gözlerle bakıp uzaklaştı.
Kalanlar o zaman tanışabildiler. Tehlikeli
bir cidalden hiç ummadığı bir sırada kurtulan ve aklı sevgilisinde olan Muhsen hemen onun saklandığı yere gitmeye yeltendi İse de genç kızın yanında olduğunu, bodrumda bı-ıatığı tüfeğini uzattığını gördü. Savaş ortasında erkeğine silâh taşıyan sadık bir kadının bu hareketi, etrafta toplanmış halkın hoşuna gittiği gibi, kuvvetliye karşı zayıfın tarafım tutmuş sil etti, rak:
— Beni vaktinde yetiştiren Cenabı Hakka hamd-ü sena! dedi. Ve can çekişen naibi göstererek ilâve etti:
— Gençliğinize göre bileğiniz pek güçlü imiş! f
Muhsen ciddi bir surette gülümsedi; bu sözler gururunu okşamıştı; ezilen bir yılanın üstüne nasıl basılırsa aynı ilgisizlikle ayağını düşmanın göğsüne dayıyarak cevap verdi:
— isminizi öğrensem de lâyıkivlc teşekkür edebilsem efendim..
Süvari:
— Adım Ekber Handır, dedi. Muratgiller kabilesindenlm.
Muhsen, kendi soyunun en amansız düşmanına hayatını borçlu idi demek!
öteki devam etti:
— Pederim de Abdullah Handır. Emir Hazretlerinin en çok sevdiği nedim ve vekili olduğunu her halde bilirsiniz.
Muhsenle Cemileyi kurtaran kimse, yalnız nesiller boyunca ailesine düşman bir ailenin ferdi değil, kendi soyuna en ziyade husumet göstermiş adamın da oğlu idi. Hem de bunları kurtarmakla beraber şinıdl elinde tutmakta idi: Doğanın serçeyi pençesinde tuttuğu gibi...
Mehmet Beyin oğlu kurtulduğunu — hiç olmazsa bir zaman için kurtulduğunu — sanmış ve Cemilenin biraz rahat edeceğini, sâkin ve mesut günler geçirebileceğini ummuştu; bu tatlı manzara birdenbire gözünün önünden silinerek karanlık hakikatle karşı karşıya kaldı. Arkalarında anıcaslyle adamlarının bekledikleri muhakkaktı; kim olduğunu söylemeden, bir iki yalan sayesinde Ekber Handan kurtulsa dahi bir kaç dakika veyahut bir kaç saat sonra aynı tehlikeye düşegeldller. Güpegündüz bir yere saklanmanın imkânı yoktu; saklanamadı klan için do yakalanacaklardı. Bir hileye başvurarak, sahte bir hüviyet takınarak Ekber Hanın himayesine sığınmak büsbütün mahvolmaktı. Osman Bey hüviyetlerini meydana kovmakta gecikmiyecek, o zaman Ekber bunları korkaklık itham edecek, h olarak ileri takdirde ?
Endişe ve
ve alçaklıkla kendisinden çekindiklerini hak-aürecektl. Cemile ne olacaktı o
kararsızlığı İçinde Muhsen ona baktı. Genç kızın yüzünde vakur bir gülümseme, güzel gözlerinde ile sanki iirmiştl. Ses çıkarmadı; fakat anladı ve Ekbere:
— Pederinizi tanımıyorum,
adını bümiyen var mı? Uzattığınız eli benden çekmeyin. Beni huzuruna götürün; orada her ikinizle konuşurum.
bir ilhanı be-Muhsen onu
dedi; fakat
(Devamı var)


(
Hicrî
RECEP
8
1369
1950 NİSAN
Çarşamba
Rumi
NİSAN
13
1366
V
AKİT VASAT] EZ AA
Güneş ö,C0 10. (A
öftle 13.12 5.12
ikindi 17.01 9.02
Akşam 20.00 12 00
Y'atsı 21.41 1.41
lmsAk 4.16 8.16
StYASÎ İKTİSADÎ
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi :
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ ı FARUK A. SÜNTER Bu sayıda yazı işlerini fiilen idare eden : Sacld ÖGET
GruetehıUe bHO-
tnum ya zıların itofirudan doy raya yazı mildürlilğihıc y önderli -
meai lâzımdır.
ikinci sayfamızdaki siyasî, üçüncü sayfamızdaki kültürel, beşinci sayfamızdaki İktisadî başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamlyle yazarlarına aittir.
Basıldığı yer :
YENÎ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
W Nlnân 1WW
— YBNÎ t 8 T A N B U t
Sayfa 8
GÜNÜN EKONOMİK
■ ■ ———R—ı—^■^■ıı ■ — - *■—"■—— - — - — — — - - -- ~ - ' ■ _ ■ - _ ————■ ~ 1 ’
HAREKETLERİ
Kurulmakta olan et kombinaları münasebetiyle.
Türkiyenin Dericiliği
Yazan: Dr. Zeki Mağdenli Veteriner İşleri Umum Müdür Muavini
EKONOMİ sahasında son yıllarda hlıkûnıetçe ele alınan hlenlen en önemlisi. Marshall yardımından da Isı İfade edilerek kurulmasına ballanılan et kombinalarıdır.
Memleketiniltin büyük İstihsal ve LstlhlAk büİKelerlnl içine alıuı et kombinaları, bütün dünyanın en modem tesisleri olnrak milMah-sllln malını en İyi bir surette kıymetlendirmek, büyük şehirlerin et ihtikarını ve ihracatımızı eıı ucuz ve bol bir şekilde karşılamak bakımlarından Türkiye ekonomisine büyük kalkınma saırlıyııcaklmdır.
Bu yeni cııdüstrlınlz, hayvanlardan ctteıı ınaada elde edilen1 bütün tali mahsulleri kıymetlendireceğinden burun İptidai bir şekilde olan dericiliğimizin gelişmesinde de büyük amil olacaktır.
Hiç şüphesiz kİ. İstihsal ve endüstrinin Önemli hanı maddelerinden biri de suni deri, kauçuk ve bir çok "Eraats" lara raftmen deridir.
Başta ayakkabı olmak üzere, deriden yapılmakta olan eşya ve malzemenin çe|ltliliğl, llerllyen endüstri ile birlikte her gün biraz daha artmaktadır.
insanların günden giiııe yükselen refah seviyesine ve sıhhi bejlenme anlayışına muvazi olarak artan et, süt ve tereyağı gibi yüksek kıymetli proteinli ve vitaminli besinlere olan büyük talebi karşılamak üzere genişlediğini gördüğünüz hayvan İstihsali, deriyi de dalma bol olarak meydana getiren tabii bir kaynaktır. x
Ancak Avrupa memleketleri gibi fazla nüfus kesafeti dolayıslyle arazisi darlaşmış olan memleketlerin bilhassa koyun, keçi, kuzu, otlak gibi küçük baş deri İstihsalleri mahdut ve ihtiyacı karşılamamaktadır. Büyük huş deride de bu darlık vardır. Memleketimizde Birinci Dünya Harbinde olduğu gibi, İkinci Dünya Harbinde de köselelik de-ridç çekilen büyük sıkıntı henüz unutulmamıştır. O günlerde sırf derisi İçin on binlerce sığır ve mandanın kesilmesiyle bir memleket dâvası halini almış olan köselelik deri yetersizliğinin sebebi, harb ekonomisinin bir neticesi değil, tabii kasnaklarımızın bize bahşettiği geniş imkânlardan tanıamiyle İstifade edemememiz ve deri istihsalimizi henüz düzenlememiş olmamızdandır.
Memleketimizin küçük baş deri İstihsali 1946 yılında mezbaha kayıtlarına göre 3.707.280 adet olup mezbaha dışı kesimlerle 6-6,Ö milyon adettir.
ihracatımız: 1946 yılında 14.784.000 Hra kıymetinde 6.493 ton ve 1947 yılında da 11.582.000 Hra kıymetinde 4.210 1 ondur. Harbden evvel 1935-1988 yıllarında da vasati olarak 2.962.000 lira kıymetinde 4.110 ton deri ihraç edilmiştir.
Büyük baş deri İstihsalimiz de mezbaha kesimlerinden 1946 yılında 407.582 adet olup, mezbaha dışı kesimlerle 600.000 adet kadardır. Küçük baş deri ihracatımıza mukabil, büyük baş deri İthal etmekteyiz.
1946 yılında 16.148.000 lira kıymetinde 8.272 ton ve 1947 yılında da 29.824.000 lira kıymetinde 10.617 ton ithalât yapılmıştır. Normal yıllarda İse 1935-1938 yılları ithalâtı ortalaması 3.069.000 lira kıymetinde 6.805 tondur.
En büyük deri fabrikamız olan Beykoz Fabrikası 1985 yılında köselelik 257 ton. yeril büyük baş deriye mukabil bu miktarın 10 mislinden fazla olarak 2.681 ton İthal malı kalırı deri kullanmıştır.
Geri kalan büyük baş deriler, çarıklık vesaire gibi mahalli llıti-• yaçlar için kasaba ve köylerde ya dehbağlaıımadan v£yahııt da iptidai debağhanelerde yarı sepilendikten sonra kullanılmaktadır. Bu ınaınûl-lerln dayanma müddeti 1,5-3 ay gibi son derece kısa olduğundan milli servette büyük ziyan kaydedilmektedir. Memleketimizde bir yılda a-daın başına düşen mamfıl deri miktarı 400 gram kadar olup ileri memleketlerde bıı miktar 2.5 kilogram kadardır.
Küçük baş derilerimizin kaliteleri iyidir, İhracat maddesi olarak aranmaktadır. Ancak deriye tesir eden bazı mahdut hastalıklar hlr tarafa bırakılırsa, daha ziyade yüzme, fena tuzlama ve fena muhafazadan meydana gelen zararlar fiyatları düşürmektedir.
Büyük baş derilerimizin ekseriyetinin kusuru İse ağırlıklarının 10-20 ve mamul ağırlıklarının da 6.5-7 kilo olmamdır kİ, ancak taban astarı ve vaketa gibi İnce kösele imaline elverişli bulunmaktadır.
Bıı sebeple memleketimize ithal edilen büyük baş yaş derilerin % 68 I 18 kilogramdan yukarı olup, ortalama ağırlıkları 42 kilo ve ekserisi he 26-28 kilodur.
Mamul derilerin % 92 si ise 10 kilogramdan yukarı olanları teşkil etmektedir. Köselelik derilerin yaş ağırlığı 25-50 kilodur.
Memleketimizde bu ağırlıktaki kalın deriler Kara, Trakya ve Batı Anadolu. Marmara bölgelerinde yetiştirilen büyük cüsseli sığırlardan elde edilebilir. Deri kalitesinin iyi olması İçin, sığırların en besili oldukları zamanda kesilmeleri gerekmektedir.
Et kombinaları tanı kapasite İle çalıştıkları takdirde her yıl 400.000 baş sığır, 3,5 milyon baş koyun ve 700.000 baş keçi keseceklerdir. Sığırların 140.000 başı Doğu ve Batı Anadolu ve Trakya malı olacağından bunlar köselelik derileri teşkil edeceklerdir. Konbinalard.ı bu deriler, asrımızın en modern Alet ve maklnaları İle yüzülmüş, temizlenmiş ve muamele görmüş olacak hırından iç ve dış pazarlarımızı tamamen tatmin edecektir.
Dericiliğimizin gelişmesi İçin et kombinalarından büyük faydalar beklenmektedir.
Kısa haberler
"Flnebel" projesinin terkedilıneai ihtimali var
★ Parla, ıHususi) — “Financial Times” in AmsterdamdaJci muhabirine göre, Fransa - Benelux • İtal-yayı içine alan “Finebei” grupu iktisadi birliği projesinin terke-dileceği kat'i gibidir.
Ayni gazeteye göre, bu projenin tahakkuk etmemesi sebebi, Batı Almanyanın bu teşekkülün içine alınması hususunda Hollanda tarafından yapılan teklife karşı Frans&nın cephe alması ve Hollandanın, Almanya bertaraf edildiği takdirde, birlik içinde diğer Azalara nazaran borçlu millet durumunda kalmasıdır.
şüphesiz bu haberi, her türlü ihtirazı kayıtlan dermeyan ederek veriyorua.
Milletlerarası Kalkınma
Bankasının yardımları
★ Washlngton, 25 A A. (Usis) — Milletlerarası Kalkınma ve İnşa Bankası 31 martta sona eren dokuz aylık devre zarfında 9 milyon 856.856 dolarlık safi gelir temin etmiştir. Bu rakam geçen se-neki aynı devrede elde edilen gelirden 7.383.006 dolar fazladır.
Yeni neşredilen bir rapora göre banka 31 mart tarihinden itibaren 23.497.950 dolarlık masraflardan artakalan gelir fazlasını biriktirmiştir, O vakltki hususi İhtiyat akçesi 12.231.732 dolardı. Banka 31 mart tarihinden beri tahsis edilen ödünç paraların 744 milyon 145.000 dolara vardığım bildirmektedir. Maamaflh bazı iptaller dolayıalyle hakikaten verilen ödünç para yekûnunun 737 milyon 706.983 dolar olduğunu a-çıklamıştır. Rapor 14 martta Po-lonyanın bankadan çekildiğini hatırlatmaktadır.
Bankanın Başkanı Eugene Black, yaptığı bir radyo konuşmasında bu milletlerarası ödünç verme teşkilâtının, Marahall Plânı gibi Amerikanın doğrudan doğruya yaptığı yardımlar sona erince, daha fazla ehemmiyet kes-bçdeceğini tahmin ettiğini bildir-mlştr.
Japunyanın İktisadi kalkınması ve Birleşik Amerika
★ Tokyo. 25 A.A. lAfp) — Maliye Bakanı Hayato tkodo, Amerikan idarecileriyle Japonyanın iktlsa-den kalkınması İmkânlarını incelemek üzere bugün uçakla Birleşik Amerikaya hareket etmiştir.
Maliye Bakanı, Japon bütçesini Trumamn şahsi temsilcisi sıfatiy-le iki kere Japonyaya gelmiş Detroltli bankası Joseph Dodgc ile müzakere edeceğini teyit etmiş, fakat WaMhingtondakl ikameti esnasında ıslahat hazırlamak hususunda herhangi bir tasavvuru bulunduğunu yalanlamıştır.
Amerikan kürk piyasası
fual görünüyor
★ Washlngton. (Reuter - Hususi) — Alınan haberlere göre, son üç hafta zarfında İşlenmemiş kürk piyasasında çok büyük bir faaliyet göze çarpmaktadır» Kürk müstahsilleri ve perakende satış tüccarları, satışların durgun olmasına mukabil,- piyasanın hayret verici bu faaJiyetine şaşmaktadırlar. Aslında piyasa şimdiki mevsimin değil, gelecek mevsimin Ihtyacını gidermektedir.
Bu kış, av ve toplama mevsiminde. avcılara ve toplayıcılara çok düşük fiyat teklif edildiği İçin ham kürk stokları düşmüştür. Kürk stokçuları, satışı zorlamadıklarından, iki seneden heri mevcut olan alıcı piyasası, birkaç cins kürk müstesna, sona ermek üzeredir.
ARJANTİN MEKTUBU
Yağlı tohum ve yağ piyasası
İhraç tahdidinin kalkması üzerine Arjantin Ingiltereye ketentohumu şevkine başladı
Buenos Aires, nisan sonu (Hususi muhabirimizden uçakla) — İktisat Bakanlığının bildirdiğine göre, bu yılın ilk üç ayı zarfında Arjantin, tâli mahsul maddelerinden 300.000 tona yakın küspe ve elenme-iniş kaba küspe unu ihraç etmiştir.
Kefentx>htunu ve yağı — Nisan başında İngiliz gemilerine 10.000 ton Arjantin ketentohumu yüklenmiştir. Bir kaç yıl önce konulan tohum ihracatı tahdidatından beri bu, Arjantinln yaptığı ilk İhracattır. Bu muamele geçen haziranda İngiliz . Arjantin ticarî anlaşması mucibince cereyan etmiştir. Anlaşmanın İkinci senesi 1 temmuz 1950 den itibaren başhyacaktır. Arjantin, bu sene zarfında da, Inglltereye ketentohumu yollamayı kabul etmiştir, İngiltere, nin bu sene içinde satın alacağı tohum ve yağ miktarı yekûnunun yüzde (30) u nispetlndedir.
İngiltere, ketentohumu yağı için de. 1 temmuzdan sonra teslim edilmek üzere. 80.000 tonluk bir talepte bulunmuştur. Ton fiati 108 sterling-ten olacaktır. Bu fiat her zamanki Arjantin İhracat fiatinden biraz düşüktür. Ingiltereye bir müddet evvel yapılan 50.000 tonluk yağ satışı ile beraber, Fransaya yapılan 10.000 tonluk satış ve diğer bazı satışlarla» son Üç ay zarfında yapılan rapora göre, Arjantin ketentohumu yağı satış mecmuu 130.000 tonu bulmaktadır. Bu netice İle, Arjantin yağ stoku meselesini halletmiştir denilebilir.
Nisanın ilk yarısında çiftçiler 100 kilo tohum başına 35.80 den 36 peso-ya (1) kadar İstiyorlardı. Yerli yağ piyasasında ketentohumu yağı için kilo başına 1.10 peso olarak fıat tesbit edilmişti. Halbuki toptan ve fob olarak, ticarî anlaşmaları olan memleketlere ihtacat fiati, kilo başına 1.57 pesodur ve bu miktar dolarla ödendiği takdirde 1.50 peso’ya düşmektedir.
Marshall
BU HAFTA VERİLEN YENİ TAHSİSATLA TÜRKİYEYE YAPILAN YARDIM 82.408.000 DOLARI BULDU
VVashıngton, 25 (A. A.) — Geçen hafta içinde yapılan Marshall Plânı tahsislerinin yüzde 90 ı endüstri malları için ayrılmıştır. Bu son tahsisat-la Marshall Plânı tahsisat yekûnu 8.749.763.000 doları bulmuştur. Geçen hafta 16 memlekete ayrılan tahsisat yekûnu, 63.744.000 dolardır.
Bu tahsisatın en büyük kısmı İ-
Karabük fabrikası genişletiliyor
Divriği ocaklarına
Ankara, 25 (A. A.ı — Bize verilen malûmata göıe, Karabük Demir ve Çelik Fabrikaları için Türkiyenin Almanyadan almakta olduğu tiraj hakkı He 21 kok ocaklı bir batarya temin edilmiştir.
Bu kok ocakları bataıy'asının fiyatı takriben 1 milyon dolar kadar tutmaktadır. Satmalına kontratı Al-manyada Üç Türk ve bir Ingiliz müşavir mühendis tarafından, yapılan
Ayçiçeği tohumu ve yağı — Hafta içinde tohum ticaretinde hareket kaydedilmişse de fiatler düşmeğe meyyaldir Mubayaacılar nlsan-ma-yıs aylarında teslim edilecek mal I-çin 100 kilo başına ancak 30.30 peso vermektedir. Dahilî piyasada ra-
fine yağ flatlcri, Hm ve muamele tıcıya ait olmak
toptan, tes-vergisi sa-üzere, ki-
lo başına 1.72 den 1.71 e kadar olup bir değişiklik kaydedilmemiştir. Ma-
mafih, tabiî yağ Halleri hafif düş-
müş ve toptan teslim halinde kilo ba-
şına 1.55 pesodan bazı muameleler görülmüştür. Tesbit edilen ihracat fi-ati beher kilo başına 1.70 ten 1.75
pesoya kadardır.
Amerikan fıstığı ve yağı — Yeril yağ piyasası durgundur. Toptan teslim ve muamele vergisi satıcıya ait olmak Üzere tabiî ynğ satıcılârı kilo başına 2 peso almaktadırlar. Bayi-ler, rafine yağı kilo başına 2,20 peso dan satıyorlardı, fakat hiç bir alıcı çıkmadı. Resmen bildirildiğine göre. Amerikan fıstığı İçin yeni satış fia-
ti, geçen senek! gibi 100 kilosu 50 peso olarak tesbit edilecektir, Bu yağ Ha tinde kilo başına 30 centavosluk bir düşüş olacak demektir.
Kolza tohumu ve yağı — Bu hafta içinde ufak miktarda tohum satışı, 100 kilosu .33 ve 33.50 pesodan yapılmıştır. Bazı bayiler tabiî yağı kilo başına 1.39 pesodan satıyordu, fakat nıübayaacılar 1.32 pesodan fazla vermemişlerdir. Mezkûr maddenin ihraç fiati tesbit edilmemiştir.
Pamuk tohumu ve yağı — Pamuk tohumu için, vagona yüklenmiş ofa-rak, 100 pesodan flat tesbit edilmiştir. Yağ piyasası durgundur. yan rafine yağın tesbit edilen fl&tl, muamele vergisi satıcıya ait olmak ü-zere, kilo başına 1.53 peso idi. Pamuk tohumu ve yağında ihracat muameleleri görülmemiştir.
(1) 13.53 peso = I İhkİHk llrnnıdır.
lihlİllİtilbMHlillllllliIl TlİlliİtltılllİIMilHilinıillIl imi • 4JL-
yardımı
talyaya ayrılmıştır. İtalya İçin ayrılan 31.930.000 dolardan sonra Fransa 19.766.000 dolarla ikinci, Felemenk de 3.990.000 dolarla üçüncü gelmektedir.
TÜrkiyeye geçen hafta için ayrılan miktar 217.000 dolardır TÜrkiyeye yapılan yardım yekûnu, bu aon tahsisatla S2.408.000 dolara baliğ olmuştur.
yeni tesisat geliyor
bütün teklifler tetkik edildikten sonra imzalanmıştır.
Bu kok ocakları daha fazla hararet elde ederek kömürü koka tahvil için kullanılacaktır.
Türk endüstrisinin ınaklnelcştiril-meai için bir ikinci hamle de Divriği demir cevheri madenlerinde yapılmıştır. Bu proje de tasdik edilmiş ve şimdiye kadar memlekete 900.000 dolar kıymetinde traktör, buldozer
Üzüm ve incirlerimizi
Almanya lüks sayıyor
İzmir, 25 (Hususî muhabirimizden > — Almanyadan tamirdeki ihracatçılara ırolcn mektuplarda Batı Almanya Hükümetinin üzilm ve diğer kurıi meyvalarınıızı lüks maddeler listenin* * İthal kararı verdiği ve bu maddelerin gümrük resimlerine zam yapmayı kararlaştırdığı bildirilmiştir. Çok mühim ve acele işareti ile gelen bu mektuplarda Alman ithalâtçıları Önümüzdeki mevsimde bu memlekete üzüm ve incir satmak İstiyorsak diplomatik yolla bu kararın tebdilini talep etmemizin uygun njiLcağnıl bildirmişlerdir. Türkiye Kuru Meyva İhracatçıları Birliği bu konu ile ehemmiyetle alâkalanmış!ır.
Israilie ticaret
Üç kişilik bir tacir grupu geldi
İzmir 25 t Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Telâviv tacirlerinden 3 kişi tamire gelmiş ve ticarî tetkiklerde bulunarak Istanbula hareket etmiştir, Telâviv Ticaret Odasının mâruf bir siması olan Albert Tara-katseh İzmir Ticaret Odasını ziyaret ederek Oda umumi kâtibinden bölgemiz hakkında ekonomik malûmat istemiş ve memleketimizle İsrail devleti arasında ticaretin gelişmesi için gereken tedbirleri aramak maksadiyle TÜrkiyeye geldiğini beyan etmiştir. Kendisine her türlü malûmat verilmiştir. Bu zat tetkiklerine devam etmek üzere bugün Giresun vapurivle îstanbula gitmiştir. İstanbul Ticaret Odası mümessilleriyle de temas edecektir.
Fuarlar kongresi 1952 senesine kaldı
Ankara. 25 (Hususî muhabirimizden) — 1951 yılının ocak ayında tamirde yapılacak olan Milletlerarası Fuarlar Birliği kongresi görülen lüzum üzerine 1952 yılına tehir edilmiştir.
Balıkesirde tereyoğ
350 kuruş
Balıkesir (Hususî) — Bu yd hayvan mahsulleri fiyatları geçen seneye nazaran çok ucuzdur. Mustafa Kemalpaşada taze tereyağının kilosu 350 kuruş, krema İse 150 kuruştur. Bugünlerde İatanbula 300 tenekeden fazla krema sâvkedilmiştir,
Nevşehirde kimyevî gübre rağbette
Nevşehir 25 (A.A.) — Dünkü pazartesi pazarında ilçe Zirai Donatım şubesinden bahçe ve meyveci köylülere bir gün içinde 341.000 kilo kimyevi gübre satılmıştır.
Tütün dişlenmesine başlandı
İzmir, 25 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Bu yıl Amerikanın harmanlarını erken hazırlamak arzusunu izhar etmesi üzerine, tütün iş yerleri erken açılmış ve bir kısım tütünler işlenmiştir. İşlenen tütünlerden ilk partiler vapura yüklenmektedir. Tütün sevkıyatına mayısta devanı edilecektir.
ve yeni bir yeraltı kuyusunun açılması için malzeme gelmiştir. Bütün pi'ogram takriben 4 milyon dolar tutmaktadır ve bunun 1 milyon doları Marshall yardım fonundan temin edilecektir.
Yeniden arttırılacak olaıl demir istihsali He senede 100.000 ton cevher eldo edildiği zaman bile. TÜrkiyeye seksen sene yetecek kpdftr demir cevheri Divriği madenlerinde mevcuttur.
Yağ piyasasında zarar başlıyor
Eski yıldan kalan iiç yüz fon yağın zararsız tasfiyesine imkân görülmüyor
Cenup bölgelerinde yanı mahsul sade yağın düşük olarak açılması ü-zerine, şehrimiz sade yağ piyasasında toptan satışlarda durgunluk baş-göstermiştir. Yağ tacirlerinin ifade-sine göre, şehrimizde soğukhava depolarında» ve mağazalarda 300 ton kadar cenup mahsulü eski seneye n-lt sade yağ bulunmaktadır. Bu stoklar vaktiyle yüksek fintle satın a-lındığı İçin, piyasada sürüm temin edememiş elde kalmıştır.
IJrfa ve civarından piyasamıza yeni sene mahsulü yağ geldiği takdirde eski seneye ait yağ Hallerinde ne nispette tesir yapacağı tahmin edilememektedir. Fakat yeni sene mahsulünün tesiriyle sade yağ piyasasında bir fiat indirmesi olacağı muhakkaktır. Bu yüzden sade yağ tacirlerinin ziyana katlanmak zorunda kalacakları anlaşılmaktadır. Görülüyor ki yeni sene mahsullerinin geçen seneye nazaran düşük açılması, yiyecek maddelerindeki fiat gerilemesi, piyasada bir çok tacirlerin ziyan etmesini mucip olacaktır. Alâkalı tacirler fiat gerilemesi hâdiselerinde, hu gibi ziyanları ta-. bil karşılamaktadır.
Son yağmurların faydası görülmedi
Bir iki günden beri İstanbul ve civarına yağan yağmurların ihtiyaca kâfi gelmediği anlaşılmaktadır. Yağan yağmurlar toprağa nüfuz edememiştir.
Bursa ovasının yağmura ihtiyacı vardır. Buraya yağan yağmurların istenildiği gibi bir tesiri olmamıştır. Balıkesir bölgesinin Mustafa Kemalpaşa gibi sulak kısımlarından başka, diğer yerlerinde de yağmur beklenmektedir.
Sanayi Kalkınma Bankası hazırlıkları
Sanayi Kalkınma Bankasının idare heyeti, dün Cumhuriyet Merkez Bankasında toplanmış, Bankanın kuruluşuna ait tescil formalitelerine başlanmıştır.
Kanada ile ticaretimiz
Kanada Ticaret Ataşeliğine tayin edilen Hüseyin Kunter, cuma günü Ticaret Odasında, Kanada ile İş yapan tacirlerle ijci memleket arasındaki ticarî münasebetler hakkında görüşme yapacaktır.
Bir Fransız profesörü
Paris Üniversitesi Hukuk Fakültesi Profesörlerinden Emile James, iki konferans vermek üzere. İktisat Fakültesinin davetlisi olarak şehrimize gelmiş bulunuyor.
Profesörün vereceği konferansın mevzuu “1945 den beri Avrupa memleketlerinde yapılan para ıslahatı0 olup birinci kısmını bugün ve ikinci kısmını yarın Beyazıtta Üniversite arkasındaki yeni binada İktisat Fakültesinin 2 numaralı dershanesinde verecektir. Giriş serbesttir.
I JIMflIllB İMII» hiMMSUUMMMMM
Kanaviçe tevziatı
İzmir, 25 ı Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Ticaret Bakanlığından Odamıza gelen bir yazıda Kanaviçe tahsislerinden tütün mübayaa ederek İşleyen ve ihracatçılara satan tacirlerin de faydalanmasına karar verildiği şimdilik elde 8 ve 10 once’luk kanaviçe kalmadığından 70 santim eninde 10 once’luk kanaviçe verilebileceği bildirilmiştir. Ayrıca 115 santim eninde 11 once’luk kanaviçe mevcutlarının da tevzle tâbi tutulduğu bildirilmiştir.
34.—Nom
30— '• 20/21 ” 18/21 °
88—
67—
64 3/4
25/IV/1950 Salı
İstanbul Borsası
İzmir Ticaret Borsası
Devlet Tahvilleri
New-York Borsası
Kapanış
Buttun
Bugün
Altınlar
Adana Ticaret Borsası
Müdafaa
Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
E«lu Kapanırı
Sterllng ... Dolar ....
Fr. Frangı İsviçre Fr öelç. Fr taveç Kr..( Florin ...
Liret ....
Drahmi ....
Eacoudoa
Tıığh tohumlar : Ayçiçeği tohumu , Keten tohumu .......
Kendir tohumu .... Sııeam ............
Yer fiHtığı kabuklu
Son
Kapanış
İzmir
İstanbul Ticaret Borsası
Borsalarda vaziyet
İstanbul :
Ticaret Borsasında nebati yağ gru-punda Hat düşüklüğü devam etmektedir. Ayçiçeği 5 ağı 110 kuruşa kadar muamele görmektedir Fındık piyasam i6e durgundur. Trabzon muhabirimizin telgrafla verdiği bir habere göre, eada fındık üzerine iş olmamıştır.
Kambiyo, Esham ve Tahvilât
ttailm çekırdekBiR Nö.H İncir A «erİMİ No.
B «erişi No. 108 A kzı İn i >.....
Akala 11 ......
Akala (11
yerli . ........
yağı ıra fine) ... çekirdeği ......
Ikrnml.ıell tahviller
1933 Ergani ........
198b İkramiyen .....
Milli Müdafaa I ... 1041 Demiryolu IV .. HHJ Demiryolu V ...
1 2 1949 ikrnmlyell
Bor-eaeında Ziraat Bankası tahvilleriyle muhtelif tertipte devlet tahvilleri üzerine az iş olmuştur. Altın pivnaAsında fiat düşüklüğü devam etmektedir.
Buftday (Buşeil^Sent 1 .........
âort Kış mahRulü No. 2 .......
Kırmızı “ M No. 2 ............
I’ıımıık Mlddhng (LII>re«İ=Sentl
Mayıs ........................
I enpuuz
fc.kI m
tiftik (Llbrefl=Sent) .........
1 e k s a s No. 1
Fındık (Lıbı eal=Soııt) ........
Kabuklu yerli iri .....
“ ” orta .............
Levant İç IIhal malı .........
Ekstra iri İç ithal malı .....
Kıirıı ÜRtlnı (Llbrcnl = Sont) .
Hulıııbat:
Buğday yumuşak (Tüo.) Buğday sert (Ofisin) .......
Arpa yemlik ıdhkma) ........
Mısır (Sarı) çuvalı ...... Fıuıulya tombul ............
Faaulya Çalı aert ..........
Ix uşy em i ,ı. >■( ı«(ı..ı.... ...«»«•
Mercimek kırmızı kabuk. Mercimek yeşil .............
Nohut natürel ..............
Zürich Borsası (Serbest)
En yukarı
4*1 Gününde Boreada muamelesi leacll
0 03
4 28 1/2
10.40 1.22
1 03
4.20 1/2
10 60
1 24
En azıagı
Iuvlçra Frangı
Adana :
Ticaret Borenamda kAyda değer bir Hy olmamıştır
New-YorkMıı t onau: $ 35
Gümüş, Platin
En aşağı En yukarı
İL—
10.—
••••••«e
Gümüş Gr. Plâtln M
Şirket Tahvilleri
6
S fi
M «77
■ 7 ^7
*7 (Tr7
%7
Vİ7
1041 Kalkınma
II
||
1048 intlkrezı 1048
Milli
1940 1034 1934
1941 1011 1041
Milli
II
II
—4 —
20.76 21.60 21.—
98.30 99.26 08.30
I
98.80 90 70 OOPU 99 60 90 — 90 30 96.36 97 «0
21.30 21 46 21.— 21.— 21 — 21 70 20.85 21 0R 21 50
fi (I
Demiryolu
II lı Müdafaa
ıı
â
VI
Demiryöhı IV Demiryolu V .......
1949 ikrnmlycll ...
Diğerleri
Demiryolu VI ......
I ....
IX iti.....
I ....
II ....
I ....
I ....
Siv&ş-Erzurum 1... iL-vır...
1...
II... III...
I... ilin... iv...
Şirket Hisse Senetleri
20.20
111 —
69—
67 M
edilmemiş tahvilat vo cakamın ara ve
Irlandadon siparişler gelmekte devam ettiğinden Bortâdâ çekirdeksiz kuru ü-züm hareketli durumunu muhalazo eylemektedir. 5000 tonluk yeni bir İngiliz mübayaaaı ihtimali de hu canlılıkta ayrıca Amil olmaktadır, incir piya&am sağlamlık ve istikrarını muhafaza ediyor. Hariçten yeni siparişler gelmediğinden Borsada pamuğun sakin hlr durum srzot-moAine rağmen stokun büyük olmaması fiatlorin gerilemesini şimdilik önlemek* tedir. Pamuk yağı piyasasındaki gevşeklik devam ediyor Borsada pamuk çekirdeği ağır vaziyetini muhafaza eylemektedir.
külçe Yeril Gr.
Kıılçe DfguMK
Cumhuriyet .... Reşnt ..........
ilûniit «MI..II.I.H Gulden
tagllis..........
F'rnnötz kok ..., NapoMon m .. İsviçre
07 50
98,55
99.80
100—
99.10
98—
90—
08—
20.30
20.40
21.61
21 —
22—
21.46
20.60
21—
21.96
lenckull) tenekoli) çıplak)
Dokuma Ihım Mııddrlvrlı Tiftik ınnn mail .........
'i İttik (NitiirsD . Yapak Anadolu (Kırkım)
Nebati Ynftlıır: 2Xrytlnyağı (E,B. Sııaamyağı (Raf. Ayçiçeği (Rafine
Fındık yağı (Çıplak)
İlam derileri
Sığır salamura (kasap) Ki. Keçi tuzlu kuru kilosu Koyun hnva kurusu kilosu
Kuru Meyvnlar ı
Fındık (kabuklu sivri)
Fındık (îç tombul) ......
Ceviz (kabuklu) .........
Ceviz (İç nntürel) ......
Eskişehir Ticaret Borsası
İskenderiye Borsası
• ••
• • •
• • •
110— 199— 178.—
32.26
31—
118.—
Oİ.M
240. 190.-130.-160.-
TifUk
• •
\un
• •
32.26
31.-
21.60
taleplere gort taayyün eden takribi piyasa değerleri.
İyi mıd ıIdbre»i=Fiyat) Sıra malı Anadolu Trakya
Buğday yumuşak ....
Buğday a er t
Arpa ..............
Pamuk (I(antnrı=Ta(hırı)
Aahmmınl Kısa elyaflı F/G. ...
Kariıak (Jıun elyaflı F/O. ...
20/21
18 21
6.70
5 76
38.70
40.25
38—
37 05
49,90
40—
37.50
38—
6.7O
6.76
38.86
10.50 3826 37 36
5n
Ki
38.60
37 70
160.-165— 130— 140—
•• a M
Levanı İç Ekatra ırl
Kum tUtLnı
Thompson çekirdeksiz seçme ...
Keten tnhumıı (Buşo(l=Dolar) ... Mlnnenpolls ........... •........
Knlııy t LlbrovlcSent) Levha-lenelce (100 libre dolar)
Londra Borsası
Bradford Piyasası
3.80
76.76
7.30
146—
Trabzon Ticaret Borsası
260—
270.—
205—
70— 168—
67—
65—
61 —
76— 160,—
28—
Keten tohumu (Tonu=Sterüng) Bnınbay ......................
Kalklıta ...................
\ rr fıstığı Hindiatan
180 183 165—
HO 147
15" 155
3.85
76 60
7.30
Pamuk Alışla 1 .......
Pamuk Akala 11
Parrruk Akala 111 ....
Pamuk Parlak .........
T.C. Ziraat Bankası 20.40
Anadolu D.Y. Tertip A. B. 108—
*’ •' *• Ç. —
»• *’ ftfiO 62.26
** „ Mümes. Senet. 67.90
FINDIK
a) rtfto randımandı kabuklu tombul
b) îç sıra kontrollü
10.IV.10AO
Durumu
Türk Lir m «i ..
Dolar ..........
Starllng .......
Franeız Frangı
T C. Merkez Bankası .....
Türkiye İş Bankanı ......
Türk Tlcarol Bankası ....
Aralan Çimenin ..........
Şark Değirmencilik ......
Milli Reaaürnnn .........
130.—
30.—
6.-
16.25
23.26
8.-
1.17—
92— |
¥ O L V O

i

Sayfa 6
YENİ 1 o , A N . J L
26 Nlnan 1950
4
Dünyaca maruf İsveç çeliğinden mamul
Türkiyed^ci arazi ve yol vaziyeti gözönünde tutularak, getirttiğimiz en elverişli tiplerini sayın müşterilerimize arzc-diyoruz:
Model Fabrika
tonajı
7
Motor Hususiyetler cinsi
249
DİZEL
1303 1304
6,5
BENZİN

201/ 202
2.5
BENZİN
Kesik burunlu DİZEL
5 ileri 1 geri vitesli, uzun şaşl. 2200 devirde 100 fren beygir kuvveti
Takviyeli, orta ve uzun şaşi, 3000 devirde 90 fren beygir kuvveti
Kamyonet - kaptıkaçtı, şoför mahalli ve şoför ma halsiz. 3600 devirde 90 fren beygir kuvvetinde
ve normal burunlu BEbTnrtN motörlü
uzun otobüs şasileri.
TÜRKİYE GENEL MÜMESSİLİ :
MEHMET KAVALA
Tfthir Han Galata
Telefon 10480-12678 Telgraf: Lfiınct İstanbul
■M

r
olarak ödenir.
HAKKI EKREM
_ _----------- ■ rn — o ~tt n B ılın r nııı—tt-r- rrt-ff—
Türkiye İmar Bankası
Sermayesi : 1.500.000 - Kuruluşu : 1928
Yem Postahane arkasında Aşirefendi caddesi No. 35 37
% 4,5 % 6
Vadesiz tasarruf tevdiatına Vadeli tasarruf tevdiatına
Faiz verilir ve vâdeli mevduat faizleri aylık





V!
DEUTSCHE ORtENT LÎNlE HAMBURG
Limanımızda bulunan EENDRACHT vapuru 25 nisan ilâ 5 mayıs arasında
İstanbul - Samsun - Trabzon - Giresun ve Ordu’da Anvers - Koterdam - Amsterdam - Hamburg ve Bremen için eşyayı ticariye yükliyecektir» Yakında gelecek vapurlar:
Kaethe Grammerstorf vapuru 10
Henry Boge „ 20
Stettiner Greif „ 30
™XTmOabich ve Şsı
Mayısa doğru
» M
»F M
Galata Voli Alemdar Han 202/204 Tel: 42221


UN
MIDDLE EAST AGENTS Ltd İSKENDERİYE
Panama bandıralı 3000 tonluk K t S A C U A vapuru 27 Nisan'da
İskenderi^edeıı beklenmekte ve yine İskenderiye için eşvayi ticariye kabul edecektir.
Fazla tafsilât için acentesi olan K. TKAB1CH ve Şsı acenteliğine müracaat: Galata Veli Alemdar Han Telefon: 42221
FERN - LİNE - NEW - YORK
FER NS E A vapuru 1 mayısta limanımızda beklenmekte ve
New - York - Boston - Baltimor ve Filadelfiya için eşyayi ticariye kabul edecektir.
Yakında gelecek vapurlar:
FERNBAY Vapuru
FERNFİORD
Fazla tafsilât için: Galata Veli Alemdar Hanında
SCANDSHİP vapur acenteliğine müracaat.
Telefon: 42221
15 Mayısa doğru
5 Hazirana „



İzmirde Satılık Dodge otomobili
Dört kapılı, kaloriferli. 948 modeli hususi otomobil yeni vaziyette satılıktır.
Müracaat: İzmir İkinci Beyler sokak Ap. İzzeddin Şaykam. Telefon: 4143.
------ Prof. Dr.
SALÂHADDİN ERK
Rönt gen M ü trhassısı
Tomografi tertibatiyle beraber yeni büyük Röntgen tesisatını ikmal ederek hastalarını kabule başlamıştır. Cağaloğlu. Dr. Süreyya B.
Apt. Tel: 20726
k
MAYIS YENİ ABONMAN SATIŞA
19 5 0
İSTANBUL KARNELERİ ÇIKARILDI

( •
BAYİLERİ İLE TÜTÜNCÜ
TANINMIŞ GAZETE
DÜKKÂNLARINDAN 280 KURUŞA ALABİLİRSİNİZ
BULAMADIĞINIZ TAKDİRDE:
YENİ İSTANBUL İdarehanesinden isteyiniz
Müellif Cad. 6-8, Beyoğlu - İstanbul Telefon 44756 - 57
(DERMAN^
"Grip, Nez/e.
Boğuk a/gın/ığı, Romatizma Baş, Diş ağn/anm

ZAYİ — İnce ve kalın çivili kayışlar gecikme cezası karşılığı olarak Tekel Genel Müdürlüğü veznesine yatırmış olduğum Türkiye İş Bankası A-nonim şirketinin 2/11/948 gün ve 1961 sayılı 14962 lira 50 kuruşluk teminat mektubu mukabilinde almış olduğum 3 11 948 günkü makbuzu zayi ettiın. Hükmü olmadığı ilân olunur.
Hakkı Tanır
11 ı* MM
ANKARA
Okuyucularımıza...
Gazetemiz hergün ilk uçakla Ankaraya gönderilmekte ve derhal otomobil veya bisikletle evlere dağıtılmaktadır. Bütün gayretlerimize rağmen ' YENİ İSTANBU’L‘,un ellerine geç veya intizamsız geçtiğinden şikâyeti olan abonelerimizin arzularını Ankara Büromuza bildirmelerini rica ederiz.
Büromuz doğrudan doğruya abone kaydı yapmakta ve ilân kabul etmektedir. Acele ilânlar I telefonla Istan bula bildin)inektedir.
Ankara Büromuzun adresi:
Kâzım Özalp Cad. No. 19 İlgar Apt.
Telefon: 16112 YENİŞEHİR
K

MÜRACAAT YERİ
t
Yeni İstanbul İlâncılık Ltd. Şirketi
Müellif Cad. 6-8 Beyoğlu - İstanbul
Telgraf : Hetlo - İstanbul Tel. : 44756.44757

Soğuk Hava Tesisatı İşi
İstanbul Belediyesinden:
Karaağaç Kurulularının buz fabrikası ve soğuk hava tesisleri tamamen yenilenecektir. Yapılması düşünülen yem tesisat hakkında taliplere esaslı fikir verecek malûmatı ihtiva eden şartname tasarısı ve avan - projelet Belediye Zabıt ve Muamelât Müdürlüğünden (2) lira bedel mukabilinde alınabilir
Bu tesisatı yapmaya talip olacak firmaların önceden yapacakları teklifler ve verecekleri plân ve projeler tetkik edilerek neticeye göre muamele yapılacaktır.
Bu tesisatı yapmak isteyenlerin en küçük teferruata kadar tafsilâtlı ve izahlı fennî ve malî şartlarım teklif mektuplarına dercederek ve tesisatın plân ve projelerim de raptederek bu ilân tarihinden itibaren nihayet biı ay zarfında İstanbul Belediyesi Riyasetine tevdi etmeleri ilân olunur. (4888)
Soğuk hava tesisatı ve buz fabrikası için istenen teklif mektupları 2190 numaralı Arttırma, Eksiltme Kanununa göre eksiltme teklif mektupları olmayıp, bu işi yapabilecek taliplerin fennî şartlarını ve plân ve projelerini öğrenmeye mâ t uf olduğundan teklif vermek için teminat akçesi yatırmaya tüzum olmadığı gibi teklif mektuplarında bedel zikretmeye de şimdilik lüzum olmadığı, bazı alâkalılarda husule gelen tereddüdü izale bakımından tavzihen ilân olunur. (5019)


■ •
« •
>0V

YENİ İSTANBUL
ANKARA MÜMESSİLLİĞİ
Kâzım Özalp Caddesi, Ilgar Ap. 1-9
Telefon: 23031

t
Karaköy ve Sarıyer Börekçisi
Sıhhat ve kuvvet için en nefis ve leziz bir gıda olan halis Trabzon yağından mamul dünyaca meşhur
BÖREKLERİNİ
Büyükdere İskele Karşısında
29.4.950 cumartesi günü açacağı BÖREKÇİ FIRININDA satışa bavlıyacağını sabırsızlıkla bekleyen sayın
BÜYÜKDERE HALKINA MÜJDELER.
BUGÜN AÇIK ULAN MÜZELER
İSTANBUL
Atatürk İnkılâp Müze»!: 10-12. 14-17.
Tupkupt Sanıyı: (Telf. 21090) 13.30-17
Aya»ofy& (Telf: 21750ı 10-16, Arkeoloji: 13-16.
E*iki Sark Enerleri Sübeği : (Telf. 21682) 10-12.
Belediye Müzesi: 10-12. 14-17.
Tevflk Fikret Aalyan Müzesi: 10-12, 14-17.
İZMİR
Arkeoloji MÜzeel (3321) 9-12, 13,30-17.
TİYATROLAR
İSTANBUL
ŞEHİR TİYATROLARI :
DRAM KISMI 20.30 da Dell Saraylı.
KOMEDİ KISMI: 20.30 da Üvey Kardeşler.
ÇOCI K TİYATROSU: 14.30 da.
YENİ SES OPERETİ: 21.00 de A-par Topar.
KONAK P AV YÖNÜ: Ispanyol aX-rakayon trupu.
ANKARA
KÜÇÜK TİYATRO: (11169) Kıskançlar.
ÇOCI K TİYATROSU (11169) 14 de Keloğlan.
GAR GAZİNOSU — Parla Revü Heyeti.
PAVYONDA — Italyan Akrobatları.
İZMİR
feEJULfc TİYATROSU Oyuncu.
BEYOĞLU CİHET!
ATLAS: (40835) Şarlatan.
AKIN (80718ı I — Uçuruma Doğru. 2 — KÖroğlu.
ALKAZAR (42562» 1 — Şehzade Slndb&d. 2 — Meçhul Ada.
AK (44394ı Sihirli Aşk. ELHAMRS (43595) Sülirb Aşk.
İPEK (44289» Zorunun İşareti.
İNCİ (84595) 1 — Vatan Kurtaran Aslan (renkli). 2 — Yanlış Numara.
Suare: J — Huvnımda Festival. 2 — Şanghay Ekspresi.
LALE (43595) Ateşlen Gömlek (Türk filmi).
MELEK (10868) San FruriHiako. Suare: Sihirli Bahçe.
SARAY (41659) 1 — Vasilla Logo-thetidls Elen Komedi Trupu.
SI ATPAKK (83143} 1 — Fırtına Gecesi. 2 — Dinmeyen Sızı.
Si MEl( (42851» 1 — Dalavereciler 2 — Şehrazadın Doğuşu.
ŞARK (40380) 1950 Dünya Grekoromen Güreş müöabakalun (Tekmili ve Türkçe).
Suare: Tomıton Caniler Çetesi.
ŞIK (*13726) 1 — Denizler Aslanı (Türkçe). 2 — Ölüm Yuvaları.
TAKSİM (43191) Kapanan Gözler
TAN 1 — Uçuruma Doğru, 2 — Efsuncu Baba.
YENİ (84137) Nesimaçı Amerika-da.
t NAL (49306) 1 — Hazine Peşinde. 2 — Amber.
YILDIZ (42847) Son KısnıeL
İSTANBUL CİHETİ
ALEMDAR (23683) 1 — Haydutlar Kirallçeai. 2 — Meçhul Arkadaş.
AYSl (21917ı 1 — Kahire - Bağ-dad. 2 — Macera Limanı.
AZAK (23542) 1 — Lüküs Hayat. 2 — Daınga.
ÇE.MBEKI.İTAŞ (22513) Bir Fırtına Geceni. 2 — Senede F,ir Gün.
FERAH İstanbul Geceleri.
HALK 1 — Firavunun H ızlnesi 2 — Kızıl Tepe (Renkli).
İSTANHI L (22367) 1 — Kihçların Gölgelinde. 2 — 3 Ahbap Çavuşlar Canushır Peşinde.
KISMET (26654 ı 1 — Saratoga Güzeli. 2 — Gazi Salahaddin.
MARMARA (23860) 1 — Şanghay-lı Kadın. 2 — Zehirli Kadın.
MİLLİ (22962» 1 — Mcçhuı Arkadaş 2 Haydutlar KıroHçrd
YENİ (Bakırköy J6-İ26D 1 — Bar Çiçcfci 2 — Zafer Abideni.
KADIKÖY CİHETİ
HALE (60112) 1 — Kanlı Altın.
2 Yaşamak Arzunu
OPERA 1 — Afllanlnrın Pençesinde. 2 — Aşk Besteni.
Sİ REAYA (60682) 1 — Zafere Doğru 2 — Rio Aşkları.
Y ELI) EĞİRMEN i 1 — Hayat
Başlıyor. 2 — Kaldırım Kuşları.
3 — Yumruk Yumruğa.
ANKARA
ANKARA (23432) 1 — Çingene
Prenses. 2 — Renkli Mu( Izeîer.
BÜYÜK (15031) Kaptan Siroko.
CEBECİ (13846) Dağların Canavarı.
PARK (11131ı Düşman Kardeşler. SU6 (14071) Düşman Kardeşler.
SV.MER (11072ı Tarzan ve Kaplan Kadın.
LU S 122291) Karanlık Geçil. YENİ (14040) Vatan Haini.
İZMİR
ELIIAMRA Şöhret ve Para.
LALE 1 — Kanatlardan Türbe 2 — Bir Yabancı.
TAYYARE 1950 Stockholm Güreşleri.
TAN 1 — Kanatlardan Türbe 2 — Bir Yabancı.
YENİ 1 — Tarzan Ormanlar Atılanı. 2 — Ağır Ceza.
KARŞIYAKA OtffETl
MELEK 1 — Zamane Kızı. 2 — Genç Kartallar.
SÜMER Zehirli Yalan.
••YEM İSTANHI L.. »in bugün için lavMye ettiği programlar : DAHİLDE:
19.20 İstanbul: İstanbul Konservatuarı Türk musikisi icra heyeti konseri. — 19.20 Ankara: Lolo - Senfoni İspanyol
(Pl.). — 20 35 Ankara: Tarihî Türk müziği. — 21.45 İstanbul: Operada bir saat. Weber.. “Der Frelschütz,, operası,
HARİÇTE:
12 30 Londra: Plâklardan klâsik müzik. — 17.15 Londra: O-peralardan parçalar.
AN K \RA:
7.30 M. S. Ayan. — 7.31 Hafif üverlürler (Pl.). — 7 45 Haberler, — 8.00 Hafif müzik (Pl.).
— 8.25 Günün programı ve hava raporu. — 8.30 Çeşitli melodiler (Pl.). — 9.00 Kapanış.
12.28 Açıb§ ve program. — 12.30
M, S Ayarı. — 12.30 Şarkılar.
— 13.00 Haberler. — 13.15 Melodiler (Pl ). — 13.30 öğle Gazetesi. — 13.15 Dağ havaları (PL), — 14.00 Altşaın programı, hava raporu ve kapanış
17.58 Açılış ve program — 18.00 M. S. Ayan. — 18.00 Şarkılar
— 18.15 Halk türküleri. — 18 30 Konuşma: çiftçilerle bnşbaşa.
— 18 45 Artie Shaw ve orkestra-
sı (PL). — 19.00 M S. Ayan ve haberler. — 19.15 Geçmişte Bugün — 19.20 Lala. Sonfoni İspanyol (PL). — 19,45 Konuşma: Maliye Bakanlığı adına.— 20.00 Şarkılar — 20.15 Radyo Gazetesi. — 20.30 Serbest naat. —
20.35 Tarihî Türk müziği. —
21.15 Konuşma: Kanun konuları. — 21.30 Dans parçaları (Fİ.)
— 22.00 Konuşma. — 22.15 Filim yıldızları söylüyor (Pl.).
22.30 Klâsik saz eserleri. — 22.45 M S Ayan ve haberler. — 23.(M) Program ve kapanış.
İSTANBUL:
12.57 Açılış ve programlar. — 13.00 Haberler. — 13.15 Müzeyyen Sonar Işıldan şarkı ve türküler (Pl ). — 13.30 Rosarlo
Bnurdon orkestrasından sevilmiş parçalar (PL). - 13.50 Şar-
kı ve türküler. — 14.30 Serbest saat. — 14 45 Valeler (PL) — 15 00 Programlar ve kapanış.
17 67 Açılış ve programlar. —
18.00 Caz müziği (Pl.) — l«.lft Serbest saat. — 18,25 Radyo
tango orkestrası konseri.
18 45 Saz eserleri. — 19.00 Haberler. — 19.15 İstanbul haberleri. — 19.20 İstanbul konservatuarı Türk Musikisi İcra Heyeti konseri. — 20.00 Piyano soloları (PL). — 20,15 Radyo salon
orkestrası konseri. — 20.45 Dinleyici istekleri (hafif batı müziği». — 21 15 Şarkı ve türküler.
21.45 Operada bir saat. —
22.45 Haberler. — 23 00 Dans
müziği (Pl ) — 23.30 Programlar ve kapanış.
YABANCI RADYOLARDAN SEÇME YAYINLAR
LONDRA:
8.00 Donald Peera’dcn şarkılar.
8.45 Dinleyici istekleri.
9.15 Klâsik müzik dinleyici İstekleri.
12.30 Plâklardan klâsik müzik
14.15 Dinleyici istekleri.
15 30 Hafif orkestra konseri.
17.15 Operalardan parçalar.
19.15 Dans müziği (45 dakika).
21.30 Dona id Peers’den şarkılar. 22.00 Londra FIlArmoni orkestrası konseri.
23.16 Palm Court orkestrasından hafif müzik.
24.00 Rlllv Munn ve piyanosu.
SIHHÎ İMDAT
İstanbul Beyoğlu 44998
Anadolu yakası 60536
Ankara 91
İzmir 2251
Beyoğlu 44644 Kadıköy 60872
İstanbul 24222 Üsküdar 60945
Ankara OO.lzmlr 2222. K.yaka 15055
UÇAK - TREN - VAPUR
GELECEK OLAN IÇAKLAR
10.50 D.H.Y (Türk) Ankaradan.
12.50 D.H.Y. (Türk) tzınirden.
15 50 B E A (İngiliz) Londra, NIs.
Roma. Atlnadan.
16 20 D.HY (Türk) Adana. An-
karadan
18.30 C.G.D.T — Kahire Beyrut-tan.
19.50 P.A.A. (/Amerikan) New-York, Boston» Londra, Brükseldrn.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8 30 B E.A. (İngiliz) Atina. Roma, Nls. Londraya.
9.— L.A.I. (İtalya) Atina, Komaya,
9.— D.H.Y (Türk) Ankara. Malatya. Elâzığ, D. Bakır, A-dana, lskcnderuna.
11.20 D.H.Y. (Türk) tzmire.
13.50 D.H.Y. (Türk) Ankaraya.
19.50 P.A.A. (Amerikan) Şam, Karaşi. Delhi. Kalküta, Bangkok. Hongkong.
GELECEK OLAN EKSPRESLER
8.30 Ankaradan.
GİDECEK OLAN EKSPRESLER
18.10 Ankara Ekspresi.
GELECEK OLAN VAPURLAR
6.30 Konya (Bandırmadan).
9.— Giresun (lskcnderundan).
11.30 Ordu (îzmirdrn).
15.35 Marakaz (Mudanyadan). 17.00 Tırhan (Karadentzden).
GİDECEK OLAN VAPURLAR
9.— Bursa (Ayvalığa).
11.— Etrüsk (îzmire)
18.— Antalya (Imroza).
20.— Konya (Bandırmaya).
EM İNONi* :
i
Mehmet Kazım (Eminönü» — Hikmet Güney (Küçükpazar) — Sırrı Kasım (Çenıberlıtaşı — Süreyya ıKumkapı).
BEYOĞLU:
Beyoğlu (Merkez» — istiklâl (Merkez» — Taksim — Merkez (Galata» — Halk (Şişli) — Has-köy — Merkez «Kasımpaşa).
FATİH:
İsmail Hakkı (Şehzadebaşı) — Sabıhaddtn Gürgen (Cerrahpaşa) — Yedikule (Samatya) — Haseki ıŞehremini» — Ahmet Suat (Karagümrük) — Hay İm Berk (Fener).
EYÜP: Eyüp Sultan.
BEŞİKTAŞ:
Vidiıı — Ortuköy — Gıyasp ) i»n Dlvanlıoğlu lArnavutkoy) Merkez (Bebek».
KADIKÖY:
R. Muhtar — Fenervolu — E-renköy — A. Cafer Çağatay • Bostancı).
ÜSKÜDAR: İttihat.
HEY BELİ ADA. He.vbeliadA
BÜYÜK A DA: Merkez.
ANKARA
Ba.var — Ege — Başkent.
İZMİR
Halk (Basmahane) — Blrdk (Ke-meraitı» — Cumhuriyet »Eşrefpa-şa • — Karantina (Yalılar) — Yardım (Alsancak).

Comments (0)