26 Mayıs 1950 — Cuma
Abone : Türkiye için seneliği 32, altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki mislidir.
Kütüphanesi
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis eden ; HABİB EDİB-TÖREHAN
Sayı 177 — 10 kuruş
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6 - 8 Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Telefon : 44756 - 44757 Santral
w
Telgraf Adresi : Hetlo. İstanbul
îç politika
Tek parti sistemine doğru mu ?
VENİ Büyük Millet Meclisimizin si-■ ması belli artık. Demokrat milletvekillerinin karşısında, bir tanesi Millet Partisinden olmak üzere, yal-ftı. 70 muhalif var. Bu bakımdan Tûrklyenin mukadderatı yine bir partinin dindedir, Tek partili bir parlâmento hayatını doğru bulmı-yanlara göre tam bir demokrasinin gelişmesi ve serpilmesi için, bir ç* memleketlerde olduğu gibi, bizde de çeşit çeşit partilerin kurulmasına ve Mecliste faaliyet göstermesine lüzum vardır. Böyle bir anlayış ve görüş, doğrusunu isterseniz, hem yerinde değildir, hem de demokrasinin ruhuna aykırırdır. Çünkü: partiler, ilkönce, istemekle teşekkül etmezler. Hattâ etseler bile geniş halk yığınları tarafından desteklenmedikçe bir politika kudreti haline gelemezler.
Son seçim propagandası yurdumuzda başlarken, parti bakımından, büyük bir sıkıntıda olduğumuzu Büyüyenleyiz, Ekonomik ve sosyal yapımızı dikkatle incelersek, belki, parti bolluğundan bile bahsedebiliriz. Fakat partiler, dünyanın her ülkesinde, faalli başlı gerçek menfaatleri dile getiren teşekküller ve faaliyet cepheleridir. Bunların doğabljmeleri için de aynı ekonomik ve sosyal şartl_ann bir zâruret olarak duyulması lâzımdır.
Biliyoruz kî, demokrasinin temeli ZjıTr insaıı'dır ve halk iradeci adını verdiğimiz hükümet kurucu kudret de hür insanların müşterek iradesinden başka bir şey değildir. Demek oluyor ki, hürriyet olmayınca demek* rasi de olamaz. Dünyanın her yerinde seçim kanunlarına verilen büyük ehemmiyet de bundan ileri gelmektedir. Hür insan fikrinin demokrasi hayatında birinci derecede bir rol oynadığım ve parti teşekküllerinin, e-hemmiyet bakımından, çok daha sonra geldiğini bundan da anlayabiliriz. Onun için parlâmento hayatında sayısız partilerin bulunması ne demokrasinin çok ilerde olduğuna, ne de geri kaldığına bir delil olarak gösterilemez. Bunun aksi de doğrudur. Halk iradesi isterse tek partili, isterse çok partili bir meclis kurabilir. Asıl dâva, parlâmentoyu yaratan kudretin tam bir hürriyet içinde kararını vere hi [meşindedir. - ■ --■
Çok partili bir parlâmentonun, kontrol vazifelerinin görülmesi bakımından. yurda daha büyük menfaatler sağlayabileceğini iddia edenler vardır. Böyle bir iddianın doğru olup olmadığını anlayabilmek için çağdaş parlâmento hayatının bütün karışık safhalarım hiç olmazsa üstünkörü gözden geçirmek lâzımdır. Çok partili bir parlâmentoda müzakere çıkmazları son derecede boldur ve güçlükler, eğer mümkün ulursa, yalnız uzlaşma (compromiş) yeliyle giderilir. Her uzlaşma teşebbüsü, çok kere, yalnız prensip fedakârlıkları ile. bir netice verebilirse verir. Bunun ne demek olduğunu arılamak güç değildir. Bir çok işleri sürüncemede bırakan bu usul, parlâmentoların kontrol vazifelerini de büyük bir ölçüde güçleştirebilir. Demek oluyor kı. çok partili bir parlâmento hayatının da gölgeli tarafları az değildir.
Bütün devlet teşkilâtında iyi işleyen Ulr kontrol sistemi kurmak her vatandaşı en çok ilgilendiren bir şeydir ve bu, bütün masrafları ödeyen hür vatandaşın hakkıdır. Fakat bu kontrolün yalnız çok partili bir parlâmento ile mümmkün olabileceğini zânetmek gerçekliğe uygun değildir. Kontrol sistemi sosyal hayatımızı bütün dallanışlariyle kucaklamadıkça beklenilen yemişleri veremez. Hattâ kuvvetli bir sorumluluk duygusu olmaksızın hiçbir kontrol sistemi dilediğimiz gibi İşleyemez. Böyle menfi durumlarda karar yine halk iradesinin ve milletindir.
Halle iradesinin desteklediği bir parti, parlâmentodaki mutlak çokluğu eline geçirmekle, kendisini halk kontrolünden sıyrılmış sayamaz. Elde edilen bu çokluk; halk güvenini ^aten apaçık dile getirmektedir. Hele buhranlı zamanlarda böyle bir güvenin ne büyük bir yapıcı rolü olduğunu söylemeğe bile lüzum yoktur. Biz Büyük Millet Meclisimizdeki parti durumunu bu görüşler çerçevesi içinde münakaşa edersek daha döğvu bir fikir edinmiş oluruz. Bir partinin, seçimlerden eşsiz bir zaferle çıkışı, mutlaka tek parti sistemine doğru atılmış bir adım gibi düşünülemez. Bu, oJsa olsu muhtelif menfaatleri yüzünden zümrelere ayrıları geniş halk yığınlarının bcllıbaşh hayat dâvalarımızda tam bir fikir birliğine eriştiğini gösterir. Bütün ekonomik faaliyetimizin durduğunu, geçim sikini nınm lıoyuna arttığını, çeşit çeşit yolsuzlukların alıp yürüdüğünü ve bu tehlikeli durumun mutlaka tasfiye edilmesi gerektiğini hllmiycn ve istemiyeıı tek bir Türk vatandaşı var mıdır? İşte bütün Tüıkiyeyı birleştiren ve D P. yi iş başına getiren kudret budar, tek parti sistemine bağlanmak sevgisi değil . Biz bunu böyle anlamalıyız. Çünkü, böyle bir anlayışın yapıcı demokrasi hayatında çok büyük bir ehemmiyeti vardır.
M. NERMİ
Ç YENİ İSTANBUL'UN | KUPONU
ANKARA MUHABİRİMİZ BİLDİRİYOR
BAKANLAR KURULU
PROGRAMI HAZIRLIYOR
r.
Dünkü toplantıya Fuat Köprülü Başkanlık etti
Ankara. 25 «Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Kabine bugün öğleden sonra yaptığı toplantıda Hükümet. Beyannamesi üzerindeki çalışmalara devam etmiştir. Geç vakte kadar devam eden bu toplantıya dün gece hafif bir rahatsızlık geçirdiği bildirilen Adnan Menderes bugün evinde istirahat etmiş ve Bakanlar Kurulu Fuat Köprülünün başkanlığında toplanmıştır. Hükümetin girişeceği icraata dair henüz esaslı bir tahmin yürütmeye imkân yoktur. Hemen bütün Bakanlıklar kendi sahalarına giren çeşitli konular üzerinde ihzari bazı çalışmalar yapmaktadırlar. Bu hazır hkları dikkatle takip eden müşahitlerin mütalâalarına göre bugünden sarahaten söylenebilecek bir şey varsa o da yeni hükümetin her türlü
devlet giderlerinden mümkün olan a-zami tasarrufu son haddine kadar tahakkuk ettirmeye çalıştığıdır.
Askerlik müddetinin indirilmesi mümkün olduğu takdirde bütçeye bu maksatla derpiş edilmiş olan tahsisat sair ihtiyaçlar için serbest kalabilecektir. Böyle bir karar aynı zamanda iki senesini tamamlamış olan erlerin derhal terhisine imkân vereceği için bu yıl bereketli olacağı tahmin edilen mahsulün alınmasında müstahsil bir unsur olarak kendilerinden istifade edilebileceği düşünülmektedir.
Lağvı bahis mevzuu olan Bakanlıklara gelince. Ekonomi ve Ticaret, işletmeler Bakanlıklarının tek bir Bakanlık haline getirileceği şimdiden anlaşılmış gibidir. Tekel Bakanlığı işlerinin kısmen Maliye, kısmen diğer
[Amerikan Senatosu Marshall tahsisatını dün kabul etti
2.894.1 oo.ooo dolarlık yardım edilecek 2.894.000 dolarlık yardım edilecek
Washlngton. 25 (YİRS) — Amerikan Senatosu 1 temmuzda başlayacak yeni mail yıl zarfında 3.120.550.000 dolarlık yardım yapılmasını 27 muhalife karsı 47 oyla kabul etmiştir. Bu tahsisatın 2.849.100.000 doları Marshall Plânına aittir.
(-------
Batı Almanya ve Batılılar
Adenauer, Schuman Plânını derhal tatbika hazır olduğunu söyledi
Bonn Hükümeti, Avrupa Konseyine girmeyi kabul etti
Bonn, 25 A.A. (Lps) — Batı Almanya Federal Hükümeti Başbakanı M. Adenauer’in dün akşam bildirdiğine göre. Batı ve Doğu arasındaki gerginlik Almanyayı ani bir karar alarak Avrupa Konseyine girmeğe teşvik etmiştir. Fakat Federal Hükümet Atlantik Paktına dahil olmak niyetinde değildir.
Alman Hükümet Başkanı, Alman ve Fransız kömür ve çelik sanayilerin i birleştirmek için alınacak bütün tedbirleri memnuniyetle karşılayacağını bildirmiştir.
Paris, 25 A.A. (Lps) — Paristeki resmi çevrelere göre M. Monnet'nin Fransız ve Alman kömür ve çelik sanayiinin birleştirilmesi hakkında Bonn’a yaptığı ziyaret gayet iyi neticeler vermiştir.
\Vashington, 25 A.A. (Afp) — Hali hazırda bazı Avrupa başkentlerinde bilhassa Patiste, Batı Avrupanın tarafsızlığı lehinde başlayan mücadele gitgide \Vashington resmî çevrelerini endişeye düşürecek bir mahiyet almağa başlamıştır. Bu yeni tecerrtlt siyaseti taraftarlarının, Schuman Plânının bazı veçhelerim kendi lehlerine istismar ederek Londra konferansında alınan kararların tatbikini geciktirmesinden korkulmaktadır. Batı Almanya
Avrııpa Konseyine İltihaka karar verdi
Roma, 25 (Yirs) — Batı Almanya senatosu bu gün öğleden sonra Al-manyanm Avrupa konseyine iltihakını 16 muhalife karşı 27 oyla tasvip etmiştir.
Cumhurbaşkanının Amerika seyahati teeyyüt etmedi
VVashington. 25 ^A.P.) — Birleşik Amerika Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz saray çevreleri. Türkiyonin yeni Cumhurbaşkanı Celâl Sayarın, Amerikayn yapacağı bildirilmiş olan seyahatinden
malumatları olmadığını bildirmişlerdir.
Resmi bir şahsiyet. "Bu bizim için yeni bir haberdir,, demiş ve "Nihayet. Boyar yeni seçildi,, diye ilâve etmiştir.
Bakanlıklara devri suretiyle tasfiyesi bahis mevzuudur.
Yetkili kaynaklardan alınan malûmata göre, ekmek fiyatlarında derhal bir değişiklik yapılması mümkün değildir. Buğday müstahsili köylüyü korumak ve fiyat bakımından oynadığı nâzım rolü idame ettirmek için Toprak Mahsulleri Ofisinin vücuduna bugünkü şartlar altında kati bir zaruret hissedilmektedir.
Şeker fiyatlarında hor hangi bir indirme ancak istihlâk resminde tenzilât yapılabildiği takdirde bahis mevzuu olacaktır. Bugün şekerin kilosundan 90 kuruş istihlâk resmi alınmakta ve bununla hâzineye takriben 125 milyon lira gelir sağlanmaktadır. Alâkalıların mütalâalarına göre maliyeti derhal indirmek mümkün olmadığı için Hükümet, istihlâk resmini muayyen bir nispet dahilinde azalttığı takdirde şekerde bir ucuzluk sağlanabilecektir.
Hükümet Beyannamesi cumartesi günü kati şeklini aldıktan sonra Halk Partisi ile birlikte Millet Partisine de verilecektir.
Meclisin yarınki toplantısında seçim tutanaklarının incelenmesi için kura çekmek suretiyle 30 kişilik bir komisyon ayrılacaktır. Hakkında itiraz yapılmış olan seçim tutanakları bu komisyon tarafından tetkik edilecektir. Yine bu toplantıda henüz and içmemiş milletvekilleri ve bu arada Malatya Milletvekili İsmet İnönü and içeceklerdir.
İki yerden seçilmiş olan milletvekillerinden Ali İhsan Sabis «Afyon) Osman Şevki Çiçekdağ «Ankara). Fııat Köprülü (İstanbul), Refik Kocaltan ı İçel), Halil özyöriik (İzmir). Refik Şevket İnce (Manisa) millet vekilliklerini tercih etmişlerdir. E-dirne Valisi Fazlı Güleç tekaütlüğünü istemiştir. Hakkâri Valisi Naci Rol-las'ın istifası kabul edilmiştir.
CH.P- Divânı yarın öğleden evyı tnontl'nlin BâjRnhhjında töpla'nacak-tır. C.H.P. nin iktidarı kaybetmesinden sonra yapılmakta olan bu İlk Di vân toplantısında, partinin gelecek çalışma tarzı üzerinde durulacağı v( haziran sonuna talik edilmiş olan Büyük Parti Kurultayına sunulmak üzere bir takını esaslar tespit edileceği anlaşılmaktadır. Partinin program ve tüzüğünde değişiklikler yapılması ihtimali kuvvetlidir.
Kızıl Çinin tanınması meselesi
Amerika ile İngiltere anlaşamıyorlar
Londra, 25 A.A. (Lps) — Avam Kamarası dün öğleden sonra Güneydoğu Asya ve Uzakdoğudaki durumu görüşmeye başlıyan Avam Kamarasında muhalefet namına M. Eden İngiliz Hükümetinin Çin komünist hükümetini zamanından cvVel tanıdığını lnglltrrenin bu hükümeti tanımak i-çin Ameriknyı ve diğer İngiliz milletler camiasına mensup devletleri beklemek lâzım geldiğini söylemiştir.
Tenkidlrre cevap veren M. Bovin. Çin komünist hükümetinin tanınması kararının yerinde okluğunu söylemiş ve şunları ilâve etmiştir:
Rusların Çinde sadece kendilerinin bir şey yaptıkları zannına kapılmalarına müsaade edemezdik. Bu şekilde hareket etmiş olmnsyadık ebedî olarak Uzakdoğudan ayrılmamız icap e-derdl.
Wasbington, 25 (A.P.) — İngiliz Dışişleri Bakanı Erncst Bovjn’in, Ingil-torenin komünist Çinin Birleşmiş Milletlere kabulüne taraftar okluğu yolundaki beyanatı Amerika Parlâmentosunda sürpriz yaratmış ve parlak Mr şekilde karşılanmıştır.
Kongre Atom Enerjisi Komisyonu Başkanı senatör Toııı Connaly, Amerika Dışişleri Bakanlığının kofljünlsl Çini tanımayı düşündüğünden haberi olmadığını Söylemiştir.
İran Futbol Milli Takımı geldi
Pazar günü Ttirk futbol .Milli tnkınılyle karşılaşacak olan İran Milli takımı düıı uçakla şehrimize gıdmlşlir. Misafir takıın, ham meydanındı» sporcu Yardan mürrkkep bir kıılııluıhk tanıtından kıı rşıla ıınıışt ır. Pazar günü
jupıhtcak ınnça dair hubcrleriınk iç t»ayYalanmadadır.
İlânlar : 6 ncı sayfada santimetresi 2 liradır. İlânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
Anıt-Kabir inşaatı 1950 de tamamlanacak
İzmir, 25 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — D. P. Genel Merkeziyle teması olan zevatın beyanlarına göre, Adnan Menderes Hükümeti, Türk gençliğinin ve memleket efkârının arzusuna uygun olarak Anıt-Kabir inşaatını 1950 yılı sonunda mutlaka ikmal etmek üzere tedbir alacak ve Anıtın açılışı, yurdun dört köşesinden Ankaı-aya gelecek vatandaşların iştirakiyle yapılacaktır.
Devlet Başkanı, helikopterle gezdi
Ankara, 25 (A.A.) — "C&man Aircraft Corporation., kumpanyasının malı olan helikopter bugün saat 11 de Cumhurbaşkanı Celâl Bayar huzurunda bir gösteri uçuşu yapmıştır.
Helikopter ilk önce köşkün üzerinde uçmuş ve arkadaki meydanlığa inmiştir. Cumhurbaşkanı helikopterle çok alâkadar olmuş, yaveri hava yüzbaşısı Fikret YükseVden ve helikopteri memleketimize getiren “Canıan” kumpanyasının mümessili olan Mr. Hagenah’dan helikopter hakkında malûmat almıştır.
Mr. Hagenah, Cumhurbaşkanına helikopterin doktor indirme, felâketzedelere ilk yardım gibi işlerde de kullanılmakta olduğunu söylemiş ve yüksek manevra kabiliyeti hakkında izahat vermiştir.
Bundan sonra Cumhurbaşkanı, Yaveri Hava Yüzbaşısı Fikret Yükselin helikoptere binmesini istemiştir.
Yüzbaşı Yükse] indikten sonra Cumhurbaşkanına helikopterin evsafı hakkında tamamlayıcı izahat vermiş ve Mr. Hagenah, Cumhurbaşkanından helikoptere binmesini rica etmiştir. Celâl Bayar bu daveti kabul ederek helikopterle köşkün üzerinde muhtelif irtifalarda uçmuş ve indikten sonra Mr. Hagenalfa teşekkür etmiştir.
Bu gösteride hazır bulunan Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koral tan ve Tarım Bakanı Nihat Eğrlboz Gaman Aircraft Kumpanyası mümessili Mr. Hagenah İle konuşmuşlar ve helikopter, hakkında kendisinden izahat almışlardır.
Bir dâvanın dosyası
Mersinde bulunan tarihi lahit
Eserin, Milâttan 5 asır evveline ait olduğu tahmin ediliyor
Adana, 25 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Mersinin 13 kilometre batısında bulunan Pompeipolis şehir kalıntısının mezarlığı okluğu anlaşılan Kuyuluk köyünde, bir evin avlusu kazılırken mermer ve kapaklı bir JAhit bulunmuştur. Arıthroide denilen insana benzer şekilde yapılan bu iâhlt. kapağında muhteşem bir kadın heykeli taşımaktadır. Adana Milletvekili Prof. Arkeolog Remzi Oğuz Arık tarafından tetkik edilen lâhit Adana müzesine getirilmiştir. Milâttan önce 5 el asrın sonu ve 4-ün. cü asrın başında yapıldığı sanılan ve Mısır mumyalarına bonziyen bu lâhitlerden daha evvelce de Sayda’da bulunmuş. İstanbul Müzesine nakledilmişti.
Japon sulhu
Sulh andlaşmasının yakında imzalanması bekleniyor
Tokyo. 25 A.A. (AFP) — Japon kabinesi Genel Sekreteri Katsuo Oka-zakl bugün İtasına verdiği beyanatta, Japon Hükümetinin. Japonya llo yapılacak barış andlaşmanının bu «ene sonunda veya önümüzdeki (cne içinde İmzala nacağını »andığını söylemiştir.
Bu kanaat, Başbakanın hususi temsilcisiyle Maliye Bakanının Ameılka-ya yaptıkları seyahatte Amerikan mn-kaınlarjyle olan görüşmelere İstinat etmektedir
New-York, 25 A.A. (United Press) — 01 yaşında Japon Diye» Meclisi iıyele-tinden Yukio Ozaki, Kore'nin akıbetine duçar olmak istemediği takdirde Japonyanın Birleşik Amerika ile bir anlaşma imzalamasının elzem olduğunu söylemiştir.
O/.akl, memleketinin hemen hemen tamamen harap bir halde olduğunu, fakat Allahın milletini henüz terket-mediğlne İnandığını belirtmiştir.
nasıl çalınır! ?
Yalanda Yeni îstanbuVda
Reşat Nuri Giintekin’in
KAVAK
YELLERİ
Kavak Yellofİndö yalnız çalıkuşu, Ateş Geceni gibi sevilmiş ve tutulmuş eserlerin romancısını değil, Anadolu Notlarının kuvvetli müşahedesini de bulacaksınız.
Altın kaçakçılığına dair bir dosya, Ankara Adliye Sarayında kayboldu
Ankara 25 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Altın kaçakçılığından sanık Orhan Şadi Kavur’a ait dosya mahkeme kaleminden kaybolmuştur. Üç günden beri yapılan bütün araştırmalar boşa gitmiş ve dosya bulunamamıştır.
İçinde Dışişleri Bakanlığına ait bazı mühim vesikaların da bulunduğu söylenen ve hâdisenin bütün teferruatını da ihtiva eden dosyanın kaybolması oldukça değişik söylentilere yol açmış bulunuyor. Aramalara devam edilmektedir .
Diğer taraftan Orhan Kavuı’da bugün Adliyeye giderek ilgililer nez-dinde temaslarda bulunmuştur.
Batı Almanya ile Frunsıının demir ve çelik sanayii birleştiriliyor
(Gazeteler)
İşbirliği!
Sayfa 2
YENİ Î8TÂN BVL
26 Mayıs 1050
Serbest sütun
Siyasi partilerle işçi sendikaları arasındaki münasebetler
Kıbrıslı talebelerin
PakistanlI gazetecinin dünkü
işçi snndikalariyle siyasi partiler arasındaki alâka ve münasebetler eski sanayi memleketlerinde gerek ilmi neşriyat »abasında, gerek sendikacılık ve particilik hareketlerinde usun münakaşaları mucip olmuş ve neticede milli camiaları teşkil eden halkların mizacına göre tatbikatta muhtelif istikametlere gidilmiştir. Maamafih üzerinde hiç değilse sırf nazari bakımdan mutabakat hâsıl olan nokta, sendikacılık hareketlerinin parti politikaları karşısında tamamen “tarafsız bir durum almalarıdır.
Sendikalar âzasının ve hattâ bir çok hallerde sendikaya kayıtlı olmı-van meslekdaşların alâka ve menfaatlerini hem iş verenlere, hem âmme müesseselerine karşı temsil eden ve diğer taraftan sırf âzaaını muayyen sosyal organizasyonlar vücuda getirmek suretiyle zaruret ve sefalet hallerinden korumaya çalışan meslekî teşekküllerdir. İşçi sendikaları devletlerin İçtimaî siyaset tedbirleri* ne. iş kanunlarına ve sosyal hukukuna müessir olmak ve bunlara şekiller vermek yollarım ararlar. Ayrıca mevzuatın müsaade ettiği memleketlerde dahi iş mücadelelerine sapmadan işçi menfaatlerinin korunması hususunda bu on zecrî ve nihai vasıtaya yani kollektif mücadeleye başvurmamak maksadiyle gerek resmî, yan resmi ve hususi tahkim ve uzlaştırma müessesleriyle» gerek bizzat işverenlerle uyuşma ve uzlaşma imkânlarını ararlar. Uzağı gören, âzasının menfaatini düşünen, tecrübeli ve tedbirli işçi sendikalarının a-radıklan yol daima budur, Bu yol sosyal sulh mukavelelerine müncer olur. Avrupanın sanayi sahasında çok ileri gitmiş memleketlerinde sırt sendikalarla işveren dernekleri arasında akdedilmiş bulunan bu kabil içtimai sulh mukaveleleri, bütün kanunî imkânlara rağmen. grevleri, iktisadi hayatı felce uğratan bu iş mücadelelerini bir çok hallerde fiilen memleket harici bırakmıştır.
Bu suretle asıl meselemize, yani işçi sendikalariyle siyasi partiler a rasmdaki münasebetlere gelmiş oluyoruz. Dünyanın ileri sanayi memleketlerinde sendikacılık hareketlerinin tarihi tetkik edilecek olursa, işçi meslek teşekküllerinin zamanla siyasî mücadele organizasyonu olmaktan çıkarak gittikçe artan ölçüde gayri siyasi, yani politik bakımdan tamamen bitaraf teşekküller haline gelmekte oldukları görülür.
Esasen bütün siyasi oyun ve tâ-biyelerden âzade bir sendikacılık hareketi. siyasi mahiyetteki işçi hareketlerini çok zayıf düşürmektedir. Bu suretle sendikacılık hareketleri siyasi ütopyadan gittikçe uzaklaşarak işçilerin günlük mesleki alâka ve menfaatlerine taallûk eden bir cereyan halini almış ve bir çok Avrupa memleketlerinde işçi sendikalarına ait kanunlar sosyalist partilerden ziyade burjuva partiler tarafından desteklenmiştir. Esasen işçi sendikalarını en ziyade zayıf düşüren, bunları Adeta kötürüm hale sokarak kuruluş maksatlarını yokeden en nâ-hos ve meşum parçalanma, siyasî
Daima anlatılanların neşri, bir gelenek haline geldi. Fakat
YENİ İSTANBUL
yakında
Skorzeni’nin anlatmadıkları
nı neşre başlayacaktır, tarihî hakikatler gizlenemez, zamanla meydana çıkar YARIN BAŞLIYORUZ
Yazan : Doçent Orhan Tuna
mahiyette olanıdır. Nitekim Avrupa-nın bazı memleketlerindeki "sendika-llstler,,, yani ihtilâlci sendikaların mensupları münhasıran siyasi görüş farklarından dolayı bu yola sapmışlar ve neticede işçi hareketlerine çok büyük zararlar vermişlerdir. Bunlar gerçi adet itibariyle her tarafta azdırlar. fakat işçi organizasyonlarının teşekkül ve işlemelerine mânı olmak ve sendikaların muhtelif dünya görüşlerine göre dağılmalarını temin eylemek itibariyle zararları pek fazla olmuştur.
Esasen sendikalarla siyasi partiler arasındaki her bağ ve rabıta, mesleki işçi teşekküllerinin bu partiler karşısında serbestllennl muhafaza edememeleri itibariyle büyük mahzurlara yol açmakta ve sendika hareketlerini politikaya Alet etmek suretiyle bunları asıl maksatlarından uzaklaştırmaktadır.
Binaenaleyh sendikacılık hareketlerinin henüz başladığı ve bu teşekküllerin hâlen emekllyen bir çocuk durumunu muhafaza eylediği memleketimizde, bu sakim ve bütün sanayi memleketlerinde tecrübe edilmiş kötü usulden dikkatle sakınmak zorundayız. Böyle bir duruma gerek işçi ve işveren sendikalarımız, gerek siyasi partilerimiz mahal vermemek mecburiyetindedirler. İşçiler dünyanın her tarafında olduğu gibi bizde de sendika hareketleri dışında istedikleri partiye girmek, bir fert olmak sıfat ve salâhiyetiyle arzu eyledikleri siyasi programı benimsemek ve desteklemek hakkına Aşikâr olarak sahiptirler. Ancak siyasi parti programım sendikacılık hareketleri dahilinde bir vasıta olarak kullanmaya teşebbüs, sendikalar dahilinde siyasi partilerin çeşitli akidelerini yerleştirmeye ve propaganda etmeye kalkışmak, dünyanın her tarafında işçi hareketlerini şiddetle sarsmakta ve bu hareketlerin iptizaline, parçalanmasına zemin hazırlamaktadır.
Birleşmiş Milletler Verem Kursu, çalışmalarına devam ediyor
Birleşmiş Milletler Sağlk Teşkilâ-tinin Sultanahmet teki dispanserde. Yakınşark memleketleri için veremle mücadele maksadiyle bir kurs açtığı malûmdur.
Kurs, hararetle devam etmektedir. Birleşmiş Milletler Sağlık Teşkilâtı şehrimizdeki kureta çalışmak üzere Cenevreden bir radyoloji mütehnsısı da göndermiştir. Şehrimize geldiğini yazdığımız Dr. Ashwin. derslerine başlamış bulunmaktadır. Bu mütehassıs mezkûr kursta dört ay kalacak ve müteakiben aynı mevzuda çalışmak üzere Hindistana gidecektir. Dr. Ashwin 15 gün evveline kadar. Mısırdaki verem mücadele teşkilâtında vazifeli bulunuyordu.
Evlenme
Matbaacı ve gazeteci arkadaşlarımızdan Avni Altmer ile Behire Al-tıner’in düğünleri dün gece yapılmıştır. Saadetler dileriz.
• •
Üniversiteliler, Kıbrıs meselesinde de açık konuşulmasını istiyorlar
Dün gazetemize, altında 21 imza bulunan ve Kıbrıslı üniversiteliler tarafından Dışişleri Bakanına çekilen bir telgrafın sureti gönderilmiştir.
Bu telgrafta aynen şöyle denmektedir:
Sayın Fuat Köyrülü
Dışişleri Bakanı — Ankara Biz, Kıbrıslı Üniversiteliler zaferinizi tebrikle yeni vazifenizde slzo candan başarılar dileriz.
Kıbrıs meselesinin Yunanlılar tarafından her zamankinden fazla ciddiye alındığı bu günlerde Türk Kibrisin âkıbe-tl hakkında endişe duymakta-yız.
Bu meselede de açık konuşmanın her şeyi halledeceğine İnanıyor ve bunu sizden bekliyoruz.
Hürmetlerimizi lütfen kabul ediniz.
Kıbrıslı Üulverailehler
Denizyollarının turistik seferleri rağbet gördü
Tarsus vapuru, New-York’tan 500 yolcu ile gelecek
Devlet Denizyollarının tertiplediği turistik seferleri büyük bir rağbet gördüğünden İdarece, önümüzdeki aylar içinde yeniden bu gibi seferler yapılması kararlaştırılmıştır.
New-York*a gitmiş olan Tarsus vapurunun dönüşüne ait yerlerin tamamen satıldığı ve Amerikadan 500 yolcu getireceği, acenteden alınan telgrafta bildirilmektedir.
Paris Radyosunda İstanbul
hakkında bir röportaj
Bir müddetten beri şehrimizde bulunan Fransız radyocuları, halk türkülerini de plâklara aldılar
Bir müddetten beri şehrimizde Fransız radyo postalan adına röportajlar yapmakta olan Paris radyosundan Drolt ve Canevet, dün Beyru-ta müteveccihen Lübnan uçağiyle şehrimizden ayrılmışlardır.
Fransız radyocuları şehrimizdeki Fransız Kültür Ataşesi Bergeud ve
İstanbul - Kahire uçak seferleri başlıyor
Devlet Hava Yollan İstanbul — Kahire seferlerine 29 mayıstan itibaren başhyacaklır.
Pazartesi günleri saat 10,25 te kalkacak olan Türk uçakları. Ankara ve Beyruta uğrayarak Kahireye gidecekler, sah günleri saat 8 de Kahireden kalkarak aynı yoldan îs-tanbula geleceklerdir.
İstanbul, Kahire, 241,20 Hra. Ankara, Kahire 201 liradır. Gidiş, dönüş biletlerinde yüzde 10 tenzilât yapılacaktır.
Devlet si rakip ha ucuz
yük rağbet göreceği muhakkaktır.
Hava Yollarının bu tarife-kumpanyalara nazaran da-olduğundan bu hattın bü-
Konferans
Bugün saat 18 de Beyoğlu Halke-vinde Dr. Mümtaz Turhan tarafından "Kültür ve Terbiye” mevzuunda bir konferans verilecektir. Giriş serbesttir.
basın toplantısı
Hindistan ile Pakistan arasındaki münasebetler, 8 nisandan beri iyileşti
Pakistan) n İngilizce. Ordu ve Ben-gali dillerinde basan en büyük günlük gazetesinin başyazarı Hüseyin Eltaf, Pakistan Basın Ataşesi Dada-şl’nîn de İştirakiyle dün saat 16 da Park Otelde bir basın toplantısı yapmıştır.
Türk inkılâbı ve Atatürk hakkında lcl hayranlıklarını belirttikten sonra kendisine sorulan müteaddit, sualleri cevaplandıran Hüseyin Eltaf. PnkisUının bugünkü durumuna dair geniş İzahat vererek 8 nisana kadar Pakisüının en büyük düşmanı sayılan Hindistanla olan münasebetlerin 48 saat sonra harp patlıyacakmış kadar gergin bir hale geldiğini, fakat bu tarihte Chamberlaln’ln Münlch’e gidişi gibi Liyakat Ali Hanın Yeni Delhiye yaptığı ziyaret sonunda her iki memleket arasındaki münasebetlerin hakiki bir anlayış çerçevesi dahilinde ve dostane bir şekilde İnkişafa bnşlıyarak büyük terakkiler kaydettiğine işaret ederek, henüz kuruluş halinde olan Pakistan Anayasasının 1951 de seçim kanununun 1952 de hazırlanacağını ve seçimlerin 1953 te yapılmasını müteakip demokratik bir idarenin kurulacağını belirtmiştir.
Bundan sonra Pakistaııdaki din telâkkisi hakkında sorulan muhtelif suallere cevaben resmî dil olarak Or-
İstanbul hakkında İngilizce bir broşür bütün dünyaya dağıtılıyor
Türkiye Turizm Kurumunun İstan-bula ait yayınladığı İngilizce broşürden Amerikaya Taısus gemisiyle 5.000 adet gönderilmiştir. Bu broşürler, havacılık şirketleri ve seyahat acenteleri vasıtasiyle bütün dünyaya dağıtılacaktır.
Air France Müdürü Warris ve Fransız Arkeoloji Heyeti Başkanı Prof. Gabriel ile Türkiye hakkında görüşmeler yapmışlar. Beyoğlundaki eğlence yerlerinden bazılarının programlarını ve bilhassa Türk halk şarkılarını ve oyun havalarını, sanatkârlarla yaptıkları konuşmaları plâğa almışlardır.
Radyocular, köprü ve limandaki şehir hattı vapurlarının ve Taksini Meydanından geçen vasıtaların seslerini ve Tarabya korularındaki bül-bülelrin dem çekmelerini de plâğa almayı unutmamışlardır.
Şark memleketlerinde de röportajlar yaptıktan sonra Parise dönecek olan Fransız radyosunun mütehassısları Paris Radyosunda şehrimiz hakkında bir röportaj yaparak, Istan-bulda hazırladıkları plâklardaki seslerden istifade edeceklerdir. Bu röportajın ne günü yayılacağı henüz tesbit edilmemiştir.
İzci kampları açılıyor
Ortaokul ve lise öğrencileri için bu yaz tatilinde de yeni izci kampları açılacaktır. Kamplar ellişer kişilik ve on beşer günden üçer devrelik o-lacaktır .
Erkek izcilerin kampı 10 temmuzda Pendiğin Çamlık mevkiinde, kız izcilerin kampı 15 temmuzda yine aynı civarda kurulacaktır.
~ *—
du lisanının kabul edildiğini fakat ekseriyeti Müslüman olan halkın Kur anı Kerimi lâyıkiyle anlaması ve okuyabilmesi için Arapçanın yardımcı dil olarak liselerde tedris edilmekte olduğunu söylemiş ve Pakistanın yeni bir devlet olması itibariyle din anlayışının 600 sene evvel İngiltere-nin durumuna benzcdiğnıi, MühİÜ-manlar için şeriat ve İslâm dininin ahlâki esaslarına göre tedvin edilen kanunlara tâbi okluklarını tebarüz ettirmiştir.
Pakistanda gazetelerin İngilizce, Ordu, Bengall ve Gucuraki lisanlarında çıktıklarını, dilde fazla tirajlı rnk 27.000 basan olduğunu. İngilizce
lorin dizgi makinelerinden ve bu lisanda yapılan haber neşriyatından vesaireden çok faydalandıklarını söylemiştir.
kendisinin üç ve norma) ola-bir gazetesi çıkan gazete-
Bebek Sergisine iştirak edecek olan memleketler
1 temmuzda İstanbul Sergisinde Kapalı Spor Sarayının büyük salonunda açılacak olan Enternasyonal Bebek Sergisine Amerika, Avustralya, Avusturya. Belçika, Birmanya, BurniAj Danimarka, Ekvator, Filipin, Fransa, Hindistan, Holândo, Ingiltere, İrak, İran, İspanya, İsrail, İsveç, İsviçre, İtalya, Japonya, Kanada. Küba, Macaristan, Monako, Norveç, Panama, Polonya, Siyam, Şıli, Uruguay, Venezüella, Yugoslavya. Yunanistan devletleri kızılhaç teşkilâtı iştirak edeceklerini bildirmişlerdir.
Belediye murakıplarının dünkü teftişleri
Son 24 saat zarfında Belediye murakıpları tarafından 59 kasap, 78 manav, 77 sebzeci, 34 fırın, 10 ekmek bayii. 44 kahve, 22 tuhafiyeci» 26 bakkal, 78 lokanta, 23 berber, 8 sakatçı, 13 pastohane, 10 mezeci kontrol edilmiştir. Aynca muhtelif esnafa muhtelif suçlardan dolayı 11 Belediye ceza zaptı ve bir de Millî Korunma zaptı tutulmuştur.

Yüksek fiyatla* meyva ve sebze satanlar hakkında kanunî takibat yapılacak Belediye Başkanlığı, muhtelif semtlerdeki perakende meyva ve sebze fiyatları arasındaki farkları tetkik ve tesbit ettirmiş, dokuz yerde yapılan bu tetkikler neticesinde Kara köy, Nişantaşı, Beyoğlu ve Şişlide fiyatlarda diğer yerlere nazaran yükseklik görülmüştür. Vali ve Belediye Başkanı, bugün Vilâyette yapılacak olan Kaymakamlar toplantısında perakende meyva ve sebze fiyatlarının esaslı surette kontrol edilerek yüksek fiyatla satış yapanlar hakkında kanuni takibat yapılmasını emrede-çektir.
Ayrıca Vali ve Belediye Başkanı Prof, Kökay, dün Koca Mustaf&paşa, Sümbülefendi civarında incelemeler yapmış, bir fırına verilen unun iyi olmadığını görerek ofisin ve değirmencilerin dikkatini çekmiş, perakende sebze fiyatlarının bazılarını da indirtnıiştir.
Kaymakamlar, bugün bir toplantı yapacaklar
Bugün Vilâyette, Valinin başkanlığında bir kaymakamlar toplantısı, yapılacaktır. Bu toplantıda; şehirde gürültünün men’İ. hoparlörlerle sinema reklâmı yapılmasına müsaade e-dilmemesi, mağaza Önlerinin temiz tutulması, sokaklarda açılan lâğım bacalarının süratle kapatılması, gıda maddelerinin kontrol edilmesi gibi hususlar konuşularak kararlar alınacaktır.

Sarhoşluğa karşı açılan savaşın miisbet neticesi
Istanbulda sarhoşluğa karşı açılan savaş sosyal alanda müspet neticeler vermiştir. İstanbul Belediyesi Sağlık Muayene Komisyonu Başkanlığı geçen yılın bu aylarında vukuat yapmış ve kazaya sebep olmuş şoförlerden haftada bir kişinin muayenesi dört ayda kazaya bir tek şoförden
muayeneye gönderilmediğini ve bunun da sarhoş değil karlı havada afabası patinaj yapmış bir şoför olduğunu Vilâyet makamına bildirmiştir.
iki ve bazan dört yapılırken »on sebebiyet vermiş başka kimsenin
Şehir Meclisinin yaz toplantıları
per-
Meclis, 1 haziran 1950 perşembe gününden itilmren toplantılarına başlıyor
Şehir Meclisi 1 haziran 1950
şembe gününden itibaren yaz devresi toplantılarına başlıyacaktır. Birinci toplantının ruznamcsl hazırlanmış ve davetiyelerle birlikte Umumi Meclis âzalarına gönderilmiştir.
Hazırlanan ruznsmede, perşembe günü başkanlık divanı iktisat korniş-yonlariyle, daimî komisyon üyelerinden bir yıllık seçim müddeti sona eren dört üyenin yerine yenilerinin seçilmesi, saymanlıklardan gönderilen raporlar. Zincirlikuyu meydanlığında ailelere satılacak mezar yerlerinin bedelleri, Fener Nahiyesi Sa-1 İh paşa caddesinde umumi pazar kurulması. Tophanedeki Kılıç Ali medresesinin Çocuk Esirgeme Kurumu, na tahsisi, mesken işlerinin belediyenin mecburî işleri arasına alınması hakkındakl tekliflerle ucuz fiyatlı meskenlerin yapılması ve satışa çıkarılması hakkında hazırlanan tali-matnamenin ve aynca belediye He Üniversitenin müştereken idare ettiği hastahanelerin müşterek idaresine alt anlaşma taslağının tetkiki ve Mezbahada kurulması kararlaştınlan tecrıthanenin inşası hakkında tekİLf vardır.
al-
Lokantacılar, fiyatları indiremiyeceklerini Belediyeye bildirdiler Lokantacılar. 1944 e nazaran,
dıkları gıda maddelerinin fiyatl&riy-le bugünkü fiyatlar arasında fark olmadığını ilen sürerek fiyatları indi-remıyeceklerini Belediyeye bildirmişlerdir. Belediye lokantacıların bu iddialarını varit görmemekte ve fiyatların indirilmesi mevzuu üzerinde durmaktadır. Vali ve Belediye Başkanı Prof. Gökay. Aııkaraya gittiği zaman vaziyeti Hükümete bildirecektir.
Gemilerde radyo ile tıbbi neşriyat yapılacak
Merkezi Romada bulunan radyo ile tıbbî neşriyat "Centro Radyo Medico Internationale,, kurumu seyir halindeki Türk yolcu gemilerinde de sıhhî konularda neşriyat yapmak Üzere Devlet Denizyollarına müracaat etmiştir.
Kurulun bu talebi İncelenmektedir.
Orman Fakültesine dünyaca tanınmış bir profesör geldi
Hamburg Üniversitesi Ordinaryüs Profesörlerinden ve Ormancılık araştırma müesaesesi direktörü Franz Heske üç yıllık bir mukavele ile İstanbul Üniversitesi Orman tesi amanejman sahası için iniştir.
Dünya ormancılık âleminin
simalarından olan ve orman politikası sahasında müteaddit eserleri ve tetkikleri bulunan Ord. Prof. Franz Heske Orman Fakültesindeki vazifesine başlamıştır.
Fakül-getiril-
mühim
s p o R
ıran Milli Takımı dün geldi
Pazar günü millî futbol takımnmz-la karşılaşacak olan İran futbolcuları dün saat 20.30 dn hususî bir uçakla Yeşilköye gelmişlerdir.
hanlı futbolcular hava meydanında Beden Terbiyesi Bölge Müdürü ile kulüp temsilcileri ve şehrimizde bulunan Iranlılar tarafından hararetle karşılanmışlardır. Bilhassa şehrimizdeki tranlılar tarafından yem kurulan Ateş Kulübünün hanlı .’utbolcu-ları hususî surette karşılayıştan pek parlak bir şekilde olmuş ve bayraklar üzerine yazdırdıkları 'Iranlı kardeşler hoş geldiniz” "Türk , İran kardeş kucaklaşması,. İbareleri nazarı dikkati çekmiştir. Iranlı sporcular kendilerine tahsla edilen hususi bir otobüsle Tarabyadakl Konak Oteline gitmişlerdir. Iranlı futbolcular, pazar günü milli, çarşamba günü temsin olmak üzere iki karşılaşma yapacaktır.
Gelen Iran Milli Takımı oyuncuları şunlardır:
Dr. Ali Cenl (Kafile Reisi), Mehmet Hatanl (Takım kaptanı), Hüseyin Sacıdynni, Feridun Ferihzade, Kurbanoğlu Tari, Abdülkasım Fara-yı, Abhas Tur-ennari, Mesut Fuare-pur, İbrahim Emirhablb, Mahmut Sekıbl. Hasarı Kırblatani. Hüseyin Mureçlr, Yarzdem Matlamzade, Bay-kil Islâm, Melek Sahi, İbrahim Na-Kimyan, Mahmut Tirzen, Mesut Bur-men. Cevat Nuri, Mensul Haciyan, Hüseyin Şükrü.
Iranlılarla karşılaşacak
Millî Takımımız
Futbol Federasyonu 28 mayıs pa* zar günü yapılacak olajı Türk - Iran millî maçı İçin aşağıda isimleri yaSF h futbolcuları davet etmiştir.
Beşiktaş futbol takımının Amerika,* da bulunması dolayısiyle İrana karşı çıkacak Türk Millî takımı Galatasa. ray, Fenerbahçe, Vefa ve Ankara D> mirspordan çağınlan şu oyuncularla kurulacaktır:
Galatasaray: Turgay, Naci, Doğanı Isfendiyar. Reha.
Fenerbahçe: Hilmi, Kâmil, ElrdK Lefter. Halit.
Vefa: Şükrü, Rahmi, Melih, BÜlenfc Ankaradan: Demirsporlu ismet»
Türk _ Iran maçını idare edecek hakem geldi
Pazar günü İnönü Stadyomunda yapılacak Türk - Iran maçını idare edecek olan hakem Mısırlı Muham-med El Said dün bir uçakla şehrimize gelmiştir. Muhammed El Said, Ati-nada yapılan Türk - Yunan maçını idare eden hakemdir.
İngiliz takımları bugün gidiyorlar lngilterenln profesyonel Sunderland ve Hull City takımları bugün hususi bir uçakla şehrimizden ayrılacaktır. An karada Hull Citynin iki ma-çını idare eden Ingiliz hakemi kendisiyle konuşan bir arkadaşımıza, An-karada futbol takımlarını vasat bulduğunu, ferden de Demlrspordan İsmet ve Iskenderi beğendiğini, fakat AnkaralI seyircilerin futbol kaidelerini bilmediğinden şikâyet etmiştir.
Adliyede yeni tâyinler
İstanbul Cumhuriyet Savcı Yardımcılarından Fehmi Çağıl, Ağırce-za Mahkemesi üyeliğine, Kadıköy Savcı Baş yardımcısı Nedim Evliya Uı-fa Ceza Yargıçlığına, onun yerine de Rize Savcı Yardımcısı Kemal Balkanlı tâyin edilmiştir.
KÜÇÜK HABERLER
★ Ankara vapuru yarın saat 12 de Batı Akdeniz seferine, Adana vapuru da pazar günü saat 14 de Doğu Batı Akdeniz seferine hareket edeceklerdir.
★ Sivas ve Kocaeli tankerleri Abadandan akaryakıt yüklü olarak Türkiyeye hareket etmişlerdir.
★ Muallimler Birliğinden 7Q kişilik bir heyet yakında Fransaya bir tetkik seyahati yapacaktır.
Hava raporu
Ahmet Homdl Tanpınar
Sahnenin Dışındakiler
- 79 -
Bir müddet oldujrum yerde iaşırdını kaldım. Sablha bu işi niçin yapmıştı? Zavallı Sablha, elindeki tek oyuncakla oynar gibi hayatiyle oynuyordu. Bu belki biricik aile mirası idi. İki ay evvel, bu odada onu gördüğüm zaman içimde birden bire canlanan ümitleri düşündüm. Demek bütün o kaçışlar, korkular, tereddütler hep bu iş içindi. Fakat bununla da kalmıyordu. Nuri Adil kumpanyasının teşekkülü Haşan Beyin parasıyla olmuştu. Sablha, tam bir muhasara halindeydi.
°— Ah, bir karar verebllsem?.,*
Sablhanm öteden beri tiyatroya hevesli olması, belki bu işleri İzah edebilirdi. Fakat bu izah, benî teselli etmiyordu..
Nihayet giyindim ve meseleyi konuşmak, belki yeni bir şeyler öğrenmek İçin aşağıya, Muhlis Beye indim. Orada benî daha başka bir haber, daha korkuncu bekliyordu.
389
Odada Muhlis Beyle Kudret Bey karşı karşıya oturmuşlardı, ikisinin de yüzü bozuktu. Etraflarında, küçük masanın üstünde o sabahki gazeteler yayılmıştı.
Muhlis Bey, sinirli sinirli!
— Neredesin? Seni bekliyorduk., dedi.
Kudret Bey daha trajik bir sesle:
— Gördün mü felâketi? diye üstüme yürüdü. Ben. elimdeki Uâm göstererek;
— Elbette., dedim. Çok can sıkıcı bir şey! Niçin yaptı bunu Sablha! Zavallı...
Muhlis evvelâ İlâna, sonra yüzüme, sonra gazetelere baktı.
— Bırak Sabihayı şimdi., dedi. Daha mü-himml var. Gazete okumadın mı? Dün gece Nâsır Paşayı öldürmüşler... İhsan dn orada İmiş...
Bana yerdeki gazetelerden birini uzattı. İlk önce Nâsır Paşa İle İhsanın yanyana resimlerini gördüm. Paşa vakur tebessüm kıyafetiyle idi. O güçlükle okudum.
"Esbak Nafıa Nazırı Abdünnâsır Nudir Paşa Hazretleri dün akşam saat on buçuk sularında Nişantaşındakl konağında meçhul rafından öldürülmüştür. Ailesi ve kın akrabasından Kerim Paşalara lifine giden Paşa o geceyi evinde dostu olan İhsan Beyle geçirmişti,
sında konuşurlarken paşa birden bire bir şey almak Üzere Aşağıya inmiş, arkasından dn üç el silâh sesi işitilmiştir. Bu seslerden telâşlanan
İhsan Bey, derhal aşağıya fırlamış ve son nefes-
ıneınslm elbisesi içinde ciddi, ediyordu. İhsan. İhtiyat zabiti kadar şaşkındım ki, havadisi
bir şahıs ta-kerimenl ya-gece misafir-eski bir aile Çalışma oda-
390
lerini vermek üzere bulunan Nâsır Paşayı salonda yere yıkılmak üzere iken bulmuş, kendi eliyle yakındaki kanapeye yatırmıştır. Paşa, derhal vefat etmiştir. Paşanın uşağı, hanımlarla beraber olduğu için evde yalnız aşçı kadın bulunuyordu. O da İhsan Beyden hemen biraz sonra yetişmiş, daha sonra da silâh sesine koşan komşular, Türk ve ecnebi polisleri gelmiştir. Tahkikatı evveliye konakta yapılmış ve merhumun ailesi efradına derhal haber verilmiştir. İhsan Bey, aile efradının teessürü karşısında geceyi ko-nokta geçirmiştir.”
Gazete, bir ara nasılsa eve giren katilin alt katta gizlenmiş olması İhtimalinden bahsederek, paşanın bir şişe Fransız şarabı aramak için aşağıya indiği zaman "melanetini İcra etmek fırsatını” bulduğunu söylüyordu. Bundan sonra Nâsır Paşa İle İhsanın bayatlan hakkında izahat veriyordu. Nâsır Paşa için •’Damad-ı Hazret! şehri-yari" unvanını kullanıyor ve onun milli harekâta müzaheretinden bahsediyor, İhsan için "Avru-pada tahsil etmiş. İstikbali parlak, milliyetçi, ateşin bir genç” tâbirini kullanıyordu. Bir başka gazete, her ikisinin de yakında Anadoluya geçmeleri ihtimali olduğunu kaydediyordu.
Muhlis Bey:
— Bu işde İhsanın canını sıkarlar gibi geliyor, bana, dedi. Ne dersin?
Ne diyecektim? Sahnenin dışı karışmıştı. Durmadan, hâlâ elimde tuttuğum ilânA bakıyordum. Fakat Sabihayı unutmuş gibiydim. Etrafımı alan insanlar bana, onu düşünmem için imkân bıı akmıyorlardı. Islaubula geldim geleli bu,
391
hep böyle olmuştu. Şimdi de Nâsır Paşanın dost çehresi, iradesiz halleri, kibar tavırları, babasını çok seven kızının ıstırabı, İhsanı bekllyen sıkıntılar etrafımı almışlardı.
Fakat hayatım garip bir rltm İçinde yürüyordu. Hiç kimse, kendisinin fazla unutulmasına razı olmuyordu. Nitekim Kudret Bey:
— ikdamdaki havadiste, Nâsır Paşanın elinde Nuri Adil kumpan^’usının bir İlânı olduğunu, polisin, paşanın parmaklan arasında buruşuk, yeşil kâğıdı bulduğunu yazıyor, diye haber verdi.
Gazeteye baktım, doğru idi. Aylardan beri etrafımda olan işlerde bütün isimleri yanyana görmeğe o kadar alışmıştım ki, hiç şaşırmadım.
Muhlis Bey:
— O da ayrı bir sıkıntı! dedi. Fakat ben Ihsan için korkuyorum...
Etrafımdaki kül rengi boşluktan Nâsır Paşa İle İhsanın çehreleri tekrar sıyrıldılar.
— Haydi gidelim! dedim. Belki yapacağımız bir şey vardır.
Muhlis Bey, etrafına baktı. Busefalos, gazetelerin ortssınA. hâdiselerin önünden akıp gitmesine alışmış bir Sfensk sükûnetiyle oturmuş, çok munis, muamma yüziyle efendisini ona bakmadan dinliyordu. Perdesi açık pencereden dışarıda hızla yağan kar görünüyoı*du. Bir rüzgâr kabardı, iki yolcu geçti. Karşı evde birisi elektriği yaktı.
— Haydi gidelim!
Muhlis Bey önde yola çıktık.
* SON
392
Son 24 saat içinde yurdumuzda hava Orta Anadolu ve Gtlney Batı Anadolu da yaftışh. diğer bölgelerdo bulutlu vfc yer yer yağışlı geçmiştir. Yağışlar yağ* mur şeklinde olmuştur.
24 mum t İçinde yurdumuza düfen yz^ gış miktarlnn metre karede: Ankara» da 20, l.«ken(l«*rıındn 17, Ulukışlada 14, Ilgında 12. Çankırı, Karamanda 10, Ig-dırdn 8, Kayseri. Adana ve Maçkada 7. Niğde. Mardin ve Osrnanlyede 6. Ardaksın, Elbistan ve Patnonta 5, Konya Ereğllzlndc ve Sankamıştn 4, Yozgat ve Erzlncanda 3. Karaköse. Elâzığ, Konya Akrarayında, Kilis ve Vartoda 2. diğer yağış alan yerlerde 1 kg. dır.
Gilnün en yüksek Bıçaklığı Akhisar» da 31. günün en düşük sıcaklığı Erzurum ve Afyonda 6 derecedir.
SİYASÎ tKTÎSADÎ
YENt İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İ8TANBUL NEŞRtYAl LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ: FARUK A. SÜNTER Bu sayıda yazı İşlerini fiilen İdare eden:
MİTHAT PERİN
gönderilecek bl-hlnıum. yazıların doğrudan doğruya Yazı İşleri Müdürlüğüne gönderilmedi kUımdır, Basıldığı yer : YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI

26 Mayıs 1950
HUSUSÎ
Yugoslav Dışişleri Bakanı Kardelf verdiği bir beyanat, Yunan umumî efkârında endişe uyandırmış bulunuyor
Takımımızın mütemadiyen değişmesi ve maçın sonunda Bölendin ileri alınması, İtalyanlara üç gol fırsatı verdi
Yugoslav Dışişleri delj’ın Parlâmento Dışişleri Komisyonunda söylediği nutuk. Atina siyasî çevrelerinde hoşnutsuzluğa sebep oldu. Bu sözler arasında Yunan Makedonyasındaki ekalliyetlerin haklarından bahsetmek, her halde Yugoslavya İle Yunanîstanın münasebetlerinde yeniden kurulmak üzere bulunan emniyet ve itimadı kııvvet-lendirmeye yaramıyacnktı. Nitekim böyle telmihlerde bulunulması iyi bir tesir yapmadı. Bununla beraber Kardelj’in yakında Yunanistanla normal mUnasebatın ve muhaberatın bavlıyacağına ve nihayet Yugoslavyamn Birleşmiş Milletler Teşkilâtının kararını yerine getirerek iç haıp esnasında çeteciler tarafından kaçırılan Yunanlı çocukları iade edeceğine dair samimî sözleri, çok mâkul karşılanmış ve iki memleket arasında hâlâ mevcut olan ihtilâfları tasfiye etmek hususundaki gayretleri des-tekleyici mahiyette görülmüştür. Fakat Kardelj’in: “Eğer Makedonyada oturan ekalliyetlerin esaslı haklan Yunan Hükümeti tarafından tanınmış olsaydı. Yugoslavya - Yunan münasebetlerinin tam ve kati şekilde düzelmesi çok kolaylanmış olurdu.,, şeklindeki iddiaları, aşikâr öfke yaratmıştır.
Umumî intiba, bu meselenin şimdilik mevsimsiz olduğu merkezindedir. Müttefik çevrelerinde işaret edildiğine göre, Yugoslavlar, Yunanistan-la aralarında normal münasebetlerin kurulması için yapılan hazırlık görüşmelerinde bu mevzua dair hiçbir imada bulunmamışlardı. Bilâkis A-merikalılar ve Ingilizler. merkezi Skoplj^’de bulunan Makedonya hareketlerinin artık iki Balkan memleketi arasında hiçbir hususî ehemmiyet arzetmediği kanaatine varmışlardı. Bunun daha ziyade, Tito rejimi aleyhine Yugoslav halkını kışkırtmak İçin Kominform propagandası tarafından ortaya atılan bir mesele olduğuna inanmışlardı. Bel-
MEMLEKET HABERLERİ
İZMİR MUHABİRİMİZ BİLDİRİYOR
C. H. P. cephesinin bugünkü görünüşü
olmasını Halk siyasi olgunluk hamletmek bir
her yerinde ol-
Halk Partisi, yeni iktidarın icraatına intizar ederek, bütün vaktini faaliyetini hızlandırmak yoluna hasrediyor
İzmir, 25 (Hususi muhabirimiz bildiriyor» — 27 yıl devam eden iktidarı, milletimize has bir olgunluk içinde ve sayısız efendice jestler yaparak Demokrat Partiye teslim eden C.H.P. teşkilâtı, Eğenin her yerinde yeni iktidar hükümetini, iç hlslerin-deki kırgınlığa rağmen sempati ile karşılamıştır. En ufak bir hâdisenin dahi bu el değiştirme günlerinde cereyan etmemiş Partili vatandaşların ve vatanseverliğine realitedir.
Şimdi memleketin
duğu gibi tzmirde de Demokratlar haklı bir bayram havası içindedirler. Yeni Hükümet memnunlukla karşılanmış. Adnan Menderesin şahsında memleket bir çok yeniliklere İntizara hazırlanmıştır.
Halk Partisi idarecileri “Sessiz İhtilâl” adını verdikleri yeni rejimimizin memlekete daha mutlu günler getireceğini tahmirt ve temenni etmektedir.
Şimdi ayakta olan ve yapacağı büyük inkılâplar ve yenilikler için vaz’ı hami halinde bulunan Demokrat Partinin karşısında C.H.P. teşkilâtının gösterdiği hususiyetleri kaydetmek yerinde olur.
Kendileriyle konuştuğum bazı H. Partisi İleri gelenleri şimdi Halk Partisinin derlenip toplanmağa ihtiyacı olduğunu söylüyorlar. D P. nin memlekete getireceği yeniliklere intizaren C.H.P. bu yeniliklerin ilk tatbikat
Ad fitin liilgrf
HUSUSİ MUHABİRİMİZ TELSİZLE BİLDİRİYOR
Ordu takımımız
3-0 mağlûp oldu

Kıbrısta
Yılmaz
V
Kcı-bü-
Bakanı Kar-
River 25 (Hususi muha-bildiriyor) — Beşiktaş Amerikada İkinci karşı-River
River takımına
Yazan : Marc Marceau
gı addaki bazı tefsir çiler de. SkopljC’-deki Makedonya komitesinin rolünü küçümsemeye gayret ediyor, böyle bir hareketin Yugoslav Hükümeti ile alâkası olmadığını söylüyorlardı. Hattâ bu gibi hareketlerin hakikaten ciddi bir mahiyeti olumıyacağı-m ve bunların kahve münakaşalarında âdet olan dedikodulardan ibaret’ bulunduğunu iddia ediyorlardı.
Diğer taraftan, Yugoslav Makc-donyasını ziyaret eden ve oradaki MakedonyalI idarecilerle temas eden İngiliz müşahitler de, Belgıad Hükümetinin, Kominform tarafından körüklenen muhtemel hâdiselere meydan vermemek ve bu gibi tehlikelerden kendini korumak için Yunan hududu bölgesindeki komitacıları geri çekmeğe uğraştığı intibaını edinmişlerdi. Nihayet on binlerce MakedonyalInın Yunanistanı kasıp kavuıan iç harpten kurtulmak üzere Yugoslavyaya iltica ettiğini de görmüşlerdi. Halbuki şimdi Kardelj’in beyanatı, Yugoslavyamn fiilen Yu-nanistanla dostluk kurması için, bu ekalliyetler meselesinin peşinen hal. ledilmesi şartını ileri süreceğini anlatmıştır.
Yunan Hükümetinin, kendi toprakları üzerinde bir Yugoslav ekalliyeti tanıması ve bunlara bazı haklar vermesi pek mümkün görülemiyor. Böyle bir hareket, Yugoslavyaya, ekalliyetlerin menfaatini korumak bahanesiyle Yunanistan işlerine müdahale imkânını verecektir. Yunan umumî efkârı. Belgrad Hükümeti tarafından takip edilen siyasetten açıkça endişe eder gibidir. İki yüzlü bir siyasetten de bahsedilmektedir.
Bu. Yugoslavlar hesabına kendi bindiği dalı kesmekten farksız bir harekettir. Çünkü Yugoslavyada da bir sürü Bulgar ve Arnavut ekalliyeti bulunmaktadır. Aynı usulle, bu peyk devletler ekalliyeti de, Sovyet Rus-yanın müdahale ve yardımını isteyebilirler. * *
şeklini merak etmekle beraber memleketin en büyük muhalefet partisi o-larak pek erken bir takım hareketle-geçmeğo niyetli görünmüyor. D. ye muvaffak olmak için zaman imkân vermek kararında olduğu-ortaya koyuyor. Bunun yanında
re P. ve nu
C.H.P. nin büyük bir endişesi vardır. Diyorlar ki:
“— En Önemli nokta bu nazik zamanda Halk Partisinin eski varlığım muhafaza etmesi, bünyesini kuvvetlendirmesi. günün adamı olmak istl-yenleri gönüllü bir tasfiyeye tâbi tutmasıdır. Bu tasfiye kendiliğinden o-lacaktır. İktidar partisi olmanın fay-
dalarının bertaraf edildiğim gören yarım particiler şimdi saflarımızdan ayrılacaklardır. Bunların ayrılması Halk Partisine kuvvet verecektir. Fakat büyük kütleyi muhafaza etmek ve büyük kütleyi teşkil eden köylü vatandaşlar arasında çözüntü-ye meydan vermemek lâzımdır!"
Halk Partisi binasında günlerden beri sessiz, fakat eskisine nisbetle daha önemli toplantılar yapılmakta ve bir muhalefet partisi olarak işler yeni baştan düzene konulmaktadır. Bu toplantılara iştirak edenler ne istediklerini daha iyi biliyorlar. Bunlar bütüıı işleri daha ideal bir mânada alarak partinin derli toplu bir kütle halinde kalmasını temine çalışıyorlar. C H P. cephesinin bugünkü yeni görünüşü budur.

Atlantik Konferansında "resmî" bayanlar
L (Hidradaki Atlantik Konferansının soıı celsesinde (soldan sağa) Loııdradakl Amerikan Büyükelçisinin refikası Bayan Dougla*, Bayan Achesoıı ve Kontes Sforza, nutukları takip ediyorlar.
Ingilizler, komünistlerin toplantısına izin vermedi
Lefkoşe 25 A.A. (Reuter) — münistler de dahil olmak üzere
tün solcenah teşekküllerini içine alan Milli Kurtuluş Cephesinin senelik kongresini yapmasına müseuade edilmemesi dolnyısiyle İngiliz Sömürgeler Bakanı ile Kıbrıs Valisine protestolar gönderilmiştir.
Protestolarda kongrenin toplanmasına müsaade etmemekle Ingiliz idaresinin “halkın Yunanistan’la birleşmek emellerini ortadan kaldırmak,, gayesini güttüğü söylenmektedir.

Ulaştırma Bakanının tamimi
*•
Vatandaşa iyi hizmet baş prensipimizdir
Ankara, 25 (A. A.) — Ulaştırma Bakanı Tevfik İleri, Bakanlık teşkilâtına aşağıdaki genelgeyi göndermiştir:
Sayın Adnan Menderes Kabinesinde Ulaştırma Bakanlığı vazifesine başlamış bulunuyorum. Memleketin İktisadi, içtimai. idari hayatında ve millî savunma hizmetlerinin ifasında pek ehemmiyetli vazifeleri yüklenmiş bulunan Devlet Demiryolları. Devlet Denizyolları. Devlet Havayolları ve Posta Telgraf ve Telefon Teşkilâtımızın mutlak bir intizam ve ahenk içinde • çalışmaları İşletmelerimizin ana prensibidir.
Bugünkü şartlar İçinde pek ağır ve mesuliyeti! olan bu vazifeyi kabul ederken devlet ve millet hizmetinde her zaman ve her yerde şartlar ne kadar ağır olursa olsun dalma sadakat ve feragatle çalışmayı şiar edinmiş olduklarına İnandığım bütün mesai arkadaşlarımın gayret, dürüstlük ve yardımlarına güvendim.
Çalışmalarımızda vatandaşa iyi hizmet etmek baş prensibimiz ve itiyadımız olacaktır. Tasarruf zihniyetini daima ön plânda tutacağız. Tam randıman vermİyen bir çalışmayı israf telâkki edeceğiz.
Türk basınında hizmetlerimize müteallik olarak çıkacak ikaz ve tonkld yazılarını yerinde halk hizmetleri gibi telâkki ve önemle takip edeceğiz.
Millet yolunda büyiik vazife ve mesuliyetler! müdrik olarak feragatle çalışan bütün arkadaşlarımı en küçük kademeden en yüksek kademeye kadar mu-hıbbetle selâmlar ve yeni ruh ve hava içinde kendilerine başarılar dilerim.
Bayındırlık ve İşletmeler Bakanlarının tamimi
Ankara, 25 «Hususi muhata Cİmiz bildiriyor) —- Bayındırlık Bakanı Fahri Belen İle İşletmeler Bakanı Muhlis Ete de teşkilâtlarına birer tamim göndererek kırtasiyecilikten uznklaşıl-masını. daha rasyonel ve verimli çalışabilmek için mümkün olan tedbirlerin alınmasını, halk biz metinde süratle hareket edilme nin esas İttihaz edilmesini rien etmişlerdir.
Yeni Hindistan
Maslahatgüzarı Ankaradc
Ankara, 25 ( Hususi muhabirimi: Dildiriyor) — Yeni Hindistan maslahatgüzarı O. S. Jha, bu sabahki ekspresle tstanbuldan şehrimize gelmiştir Maslahatgüzarı istasyonda Ingiltere Büyükelçisi, Pakistan Büvükeİ çişi ve elçilikler erkânı karşılamışlardır.
Resimde soldun sağa, Arap Birliği (ir nelsekrelori Ahdıırrahınaıı Az/nnı Paşa, t’rdün Dışişleri Bakanı ve Suriye Bav bakanı llalıd El Aznı konuşurlarken..
Üç Büyüklerin Yakındoğu politikasının esasları
Yayınlanan beyannamede, hem İsrail, hem de Arap Birliği, silâha müracaattan menediliyor Paris 25 (YİRS) — İngiltere, Fransa ve Birleşik Amerika, İsrail ve Arap memleketleri hakkında şu müşterek beyannameyi yayınlamışlardır:
1 — israıle ve Arap memleketleri-
ne yalnız savunmalarına yetecek silâhlar verilecektir. *
2 — Bu devletler, alacakları silâhları başka hiçbir devlete karşı kul-Janmıyacaklarına dair teminat verecektir.
3 — Üç hükümet Yakındoğuda sulh ve istikrara büyük ehemmiyet atfettiklerinden, bu bölgedeki devletler arasında her türlü zorbalığa karşı şiddetle muhalefet edeceklerdir.
4 — Yakındoğu devletlerinden birisinin hudutları veya mütareke şart, larını ihlâl edeceği anlaşılırsa, üç hükümet hem Birleşmiş Milletler âzası aıfatlyle hem de bu bölgede
barışı korumak azmiyle derha) harekete geçecektir.
VVashington, 25 A.A. (Reuter) — Başkan Trııman bugün, Birleşik Amerikanın üç büyüklerin Ortadoğu hakkında ki beyannamesine iştirakinin, bu bölgede sulhü kurmak isteğini belirtmekte olduğunu bildirmiş ve: "Geçenlerde Londrada yapılan toplantılarda. Birleşik Amerika, Ingiltere ve Fransa Dışişleri Bakanları, Yakındoğudaki güvenlik ve silâh durumunu gözden geçirerek, bu bölgede daha ziyade muvazene teinini için hükümetlerinin ne gibi faaliyetlerde bulunabileceklerini inceleme fırsatını bulabilmişlerdir.
Bu istişarelerin neticesi olarak üç devlet beyannamesi neşrolunmaktadır.
Bu, Londra Konferansının kıymetli neticelerinden bindir.,, demiştir.
Milletlerarası Dış Ticaret daire reisleri toplantısı
Munis Faik Ozansoy, 5 haziranda yapılacak bu toplantıya Türkiyeyi temsilen gidecek
Ankara 25 «Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Ticaret ve Ekonomi Bakanlığı Dış Ticaret Dairesi Reisi Munis Faik Ozansoy beş haziranda Parlste toplanacak olan Dış Ticaret
Da iresi Reisleri toplantısında bulunacaktır. Bıı toplantıda ithalâtın scrbestısi ve gümrük tarifelerinin tesbiti meseleleri görüşülecektir.
Roma 25 (Hususi muhabirimiz telsizle bildiriyor) — Bugün Roma stadyumunda 20 bin seyirciyi aşan bir kalabalık önünde Türk -İtalyan ordu takımları karşılaştılar.
Türk Ordu Takımı ltalyanlar karşısına şu kadro ile çıktı:
Remzi — Murat, Mehmet — K. Mustafa. Bülent. Mustafa — Fikret. Salâhaddin. Sabahaddin. Refik, Faruk. .
Oyunun ilk dakikaları her iki tarafın da karşılıklı akınlarıyle geçti, rüzgâra karşı oynı.van takımımız onuncu dakikada mühim bir fırsat kaçırdı, solaçık Faru-ğun korner köşesinden kaleye ortaladığı mükemmel bir topa Sa-lâhaddin yetişti ise de çektiği şüt kalenin dibinden dışarı çıktı. Devrenin ortalarında da İtalyanların eline geçen fırsatı Murat yere yatarak kurtardı, tik devre (0-0) golsüz berabere kapandı.
İkinci devreye ltalyanlar daha seri başladılar, rüzgârı da arkalarına alan takımımız onuncu dakikada mühim bir fırsat daha kaçırdı. Küçük Fikret ortaya doğru kaçarak sıkı bir şüt çekti. İtalyan kalecisinin elinden kurtulan topu Refik avta attı. Takımımızın kaçan bu fırsatından sonra ltalyanlar hâkimiyeti ellerine aldılar ve yirmi ikinci dakikada kaleci Remzinin elinden kurtulan topu soliç köşeden kaleye soktu. Takımımız mağlûp vaziyete düştükten sonra Sabahaddin sağaçı-ğa, Fikret! de santrfora alarak oyuna başladı. Yerinde yapılan bu değişiklik derhal tesirini gös-
Beşiktaş, Fail River ile 1 -1 berabere kaldı ■
Fail birimiz takımı taşmasını dün gece Fail şehrinde Fail karşı yaptı.
On vedi bin seyircinin takip ettiği bu maç. çok heyecanlı ve zevkli geçti. Maçın ilk devresinde Beşiktaş takımı baştan sona kadar hâkim ve güzel bir oyun çıkarmasına rağmen iyi bir mü-
dafaa sistemi tatbik eden Fail River müdafilcrıni mağlûp edememiştir.
İlk devre Siyah-Beyazlılarm hâkimiyeti altında geçmişse de gol olmamış ve devre 0-0 berabere kapanmıştır.
İkinci devrede Sivah-Beyazlılar biraz gevşer gibi oldular ve Be-
Dr. Fuchs’un Amerikadaki
suç ortağı
Amerikan gizli polisi, bini aşan sanık arasından Harry Gold’u tevkif etti
Londra, 25 (AF) — Cacusluktan sanık olan Harry Gold’un Filâdelfi-yada tevkif edilmesi, Amerikan Federal Polisi FBI’ın, İngiliz casusu Dr. Klaus Fuchs’u daha derin sorguya çekmesini intaç edecektir.
Gold’un tevkifinin neticesi olarak, cumartesiden beri her gün Fuchs ile görüşen iki yüksek menim seyahatlerini temdit edeceklerdir.
olan tev-\Va-tah-
VVashington, 25 (AP) — Casusluktan sanık olarak tevkif edilmiş Harry Gold’dan sonra geniş bir klf ameliyesınin devam edeceği shington çevrelerince kuvvetle min edilmektedir.
Gold’un beş sene evvel New Mcxi-coda Dr. Klaus Fııchs ile buluştuğu ispat edilmiştir. *
FBI, İngiliz casusu ile temas etmiş olması muhtemel 1,200 kişi hakkında tahkikat yaptıktan sonra Gold’u tevkif etmiştir
terdi. Flkretin müdafıler arasından yuvarladığı topa Selâhaddin yetişti, çektiği şütü kaleci elinden kaçırdı ise de İkinci bir plon-jonla kurtardı.
İtalyan futbolcularının uzun boylu olmaları ve takımımızın daima havadan oynamaları hâkimiyetin İtalyanlara geçmesine sebep oluyor.
Otuzuncu dakikada takımımızda yine tadilât yapıldı, Sabahaddin solaçığa Faruk sol hafa, Mustafa da santrfora geçti, yapılan bu değişiklik aleyhimize oldu, îtal-yanlar daha hâkim oynamıya başladılar. İtalyan sağiçı mükemmel bir şut çekti fakat top kalenin üstünden dıaşrı gitti. Kırkıncı dakikada Selâhaddinden Reflğe geçen topıı İtalyan kalecisi mükemmel bir plonjonla kurtardı.
Forvetimizin atak yapmaması bütün yükün müdafaaya binmesine sebep oluyordu. 41 inci dakikada yine takımımızda tadilât yapıldı, müdafaanın en iyi oyuncusu olan Bülent santrfora alındı. bir dakika sonra müdafaanın topa yetişememesinden istifade eden Italyan soliçi ikinci golü de köşeden attı. Yapılan santra ile tekrar kalemize sağdan sarkan İtalyan muhacimleri Muradın müdahalesine rağmen üçüncü gollerini de kazandılar, ve maç iki dakika sonra 3-0 aleyhimize sona erdi. Bülendin oyunun sonlarına doğru ileri alınması Italyan gollerinin fazlalaşmasına sebep oldu.
jiktaşlılann bu duraklamasından istifade eden Fail River sağiçi takımının ilk ve son golünü kaleci Feyzinin müdahalesine rağmen ağlara taktı. On üçüncü dakikada yapılan bu golden sonra Beşiktaşlılar Adeta şahlandılar, soldan Şükrünün kale içine dorğulttuğu topu Şevket yakaladı ise de çektiği şütü Fail River kalecisi güzel bir yumrukla kornere çıkardı, Süleymanm çektiği korneri müdafiler uzun bir vuruşla uzaklaştırdılar. Nihayet otuzuncu dakikada Recebin Şükrüye geçirdiği topu, Şükrü Fail River müdafileri arasından sıyrılarak Şevkete aktardı. Şevketin köşeyi bulan şütü Beşiktaşa beraberlik golünü kazandırdı ve maç da 1-1 berabere bitti.
Hulûs! Tuion
Batıklar ve Almanyanm silâhlanması
Washmgton 25 A.A. (Afp) — Gazetelerde çıkan bazı haberlere cevaben, Amerikan resmî çevrelerinden yemden teyit edildiğine göre, Al-manyanın yeniden silahlandırılması meselesi şimdilik bahis konusu değildir.
Londradaki üçlü konferansta Alman Federal Hükümetinin hangi mahiyette olursa olsun askeri birliklere sahip edilmesine ait hiçbir gizil anlaşmaya varılmamıştır.

Niagara Şelâlelerinde helikopterle insan kurtarma
Sinir buhranı geçirirken Nla-gara Şelâlelerine çok yakın bir kaya üzerinde kulun bir kadın, İki helikopterle kurtarılabllıniş* tir. Birinci helikopter, kayaya çarpıp sakatlanınca İkinci bir helikopter İmdada gitmiştir. Altta sağdaki re a! m, sakatlanan helikoptere yapışan kadınla tayyarecilerin, ikinci helikopter tarufıiKiaıı atılan bir halatla gönderilen sandala alının ılarını. soldaki resmi, kurtarın.ı sırasında İkinci helikopterin havada •kleyişhıi göstermektedir.
Sayfa 4
Y E N t r 8 T A N B ü t
Mayıs 19F»n
GENÇLİK, DÜNYAYI SARIYOR
BİR DENİZ FACİASI

mesafe gibi engelleri ortadan kaldırarak, milletlerin anlaşması için gayret ediyorlar

Yedi yıldır koltuk
değneği ile dolaman ameliyat yapılmıştır
yüzbaşıya oniiçüncii
• (
1 949 yılı, eadece harp sonrası turist ■ seyahat rekorunu kırmakla kalma-mit. aynı zamanda dünya tarihinde misil görülmemiş bir şekilde gençliğin toplu olarak başka memleketlere akınına şahit olmuştur.
Beynelmilel münasebetler üzerinde büyük tesiri olacağı muhakkak olan bu insan akım hakkında elimizde tamam bir istatistik mevcut değildir. fakat geçen seneye nazaran bu senek! rakamların daha yüksek olduğu katiyetle bilinmektedir. 11 Avrupa memleketinde gençliğin başka memleketlere akınım ineeliyen U-NESCO, 1948 yılında 40.000 gencin tahsil, çalışmak veya tetkiklerde bulunmak için yabancı memleketlere gittiğini kaydetmiştir. Bu sene bu miktar artmıştır ve Unesconun incelediği 11 memleket hariç, binlerce Amerikalı Batı Avrupava gitmiştir.
Bugünkü dünya gençliği, yardımın gerektiği yerlerde elinden gelent yapmaya hazırdır ve bu yardım sadece lâfla ve para yardımında kalmamaktadır. Yoksa hangi sebeple, geçen yıl, 50.000 genç tatil günlerini 23 milletin çalışma kamplarında geçirmiş olabilir?
Unesco, bu yıl, Avrupa. Amerika ve Kuzey Afrlkada 168 tane enternasyonal çalışma kampının faaliyette olduğunu bildirmiştir. Son iki yıl boyunca, Unesco, bu kampları idare eden 27 teşkilâtın arasında bir bağ vazifesini görmüştür. Esas gaye başar gören sahalarda tamirat yapmak, Ziraî vş sosyal vazifeler İfa etmektir.
Kamplarda çalışanlar medenî memleketlerin dört bir tarafından gelmekte, bütün vakitlerini bu uğurda sarfetmekte, lıattA kendi yol masraflarını kendileri ödemektedirler. Hor kamp, küçük çapta bir Birleşmiş Milletler şeklindedir. Umumiyetle, yapılan iş ağır bedeni işlerdir. Meselâ, şose ve tren yolları, mektepler, han ve talebe yurtlan tamir veya inşa etmek, senenin en sıcak mevsiminde açık havada çalışmak gibi... Harap olmuş bölgelerde kurulan kampların adedi Almanyada 28, Britanyada 18, Fransa d a 16 dır.
Milletlerarası Gençlik Barındırma Teşkilâtı da yedi Avrupa memleketinde aynı çalışma hareketine iştirak etmiştir. Bu yedi memleket; İngiltere, Fransa. Hollanda. Norveç. Finlandiya, Avusturya ve Almanyadır. Son bir kaç sene zarfında bu teşkilât mühim miktarda terakki etmiştir. A İm an-Avusturya harbi neticesinde kalkınma gayesiyle 1907 de meydana getirilen bu teşkilâtın ilk kurucusu Richard Schirmann’dır. 23 memlekette açılan talebe yurtlarının adedi 1946 yılında 1.816 iken şimdi 2.233 e yükselmiştir. Yatak adedi ise 49.360 dan 79.612 ye çıkmıştır. İngiltere 369 yurd ile birinci, Almanya 32b ile i-klnci. İsviçre de 292 ile üçüncü gelmektedir.
Hükümetler ve milletlerarası teşekküller daimi olarak, gençliğin diğer memleketlere akınım arttırmak yollarını incelemektedir. Brüksel Paktını imzalı yan beş memleket —İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda ve Lük-semburg— bu gaye ile hususi bir komisyon kurmuştur. Her şeyden çok, bu memleketler, kendi vatandaşları arasında bir kolektif pasaport kullanmak yolunu tetkik etmektedirler. Bu pasaport bir hüviyet cüzdanı gibi olacak, üzerinde sahibinin bir mektep yahut üniversite talebesi, veya herhangi bir gençlik teşkilâtına mensup olduğu gösterilecektir.
Milletler arasında talebe mübadelesi, hem kültür, hem de enternasyonal münasebetlerin gelişmesi bakımından çok mühimdir. Unsconun neşrettiği bir broşürden anlaşıldığına göre, 1948-49 yılı için 34 memleketten 16,000 talebeye ücretsiz tahsil temin edilmiştir. Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığının Yabancı Döviz Bürosu. Amerika ve diğer memleketler arasında döviz meselelerini teferruatiyle ineeliyen bir broşür neşretmiştlr. Bu broşürün a-dı "Sulh Yolunun Kuruluşu” dur.
Dünyada İngiliz lisanım kullanan memleketler arasında tam bir anlaşma husule getirmek gayesiyle bugüne kadar Britanya İmparatorluğu ve Amerıkadan 2.000 den fazla talebe Oxford Üniversitesine gönderilmiştir. Amerika ve Ingiltere İmparatorluğuna dahil memleketlerde senede 100 talebe Oxfordda meccani okutulmaktadır.
Bir kaç yıldan beri Lâtin Amerikalından 400 talebe A.B.D, e okumaya gitmekledir. Buna, hükümet de kolaylık göstermekte ve aynı şekilde Amerikalılar da Lâtin Amvrikasını ziyaret etmektedirler.
Bundan başka, enternasyonal kültür mübadeleleri. Amerikan Kongresinde alınan iki yeni kararla desteklenmiştir. Bu kararlardan biri olan 1946 Fulbright Kanununa göre, harp artığı maddelerin satışından temin edilen paralar, kültürel gayeler için kullanılacaktır. Bu paralar yabancı memleketlerde Amerikan talebeleri okutmak için veya Amerikaaa okuyacak yabancı talebelerin yol ücretlerini ödemek üzere kullanılabilir. Bu karara göre, Ingiltere, Fransa, Belçika. Hollanda, Lüksenburg, Nor-• eç, İtalya, Yunanistan, Yeni Zelanda, Jtn, Burma ve Filipinlerle (ı ulaşmalar imzalanmıştır. İlerde, Türkiye, Avusturya, Avustralya, Mısır, Hin-
distan. İran, Pakistan ile de anlaşma yapılacağı Ümid edilmektedir. Başka memleketler do sonradan bu programa dahil olabilirler. Diğer Kongre karan, 1948 Smith-Mundt Kanunudur ve tajebe, stnjiyer, speslynllst ve öğretmen mübadelesi Üzerinde durulmaktadır.
Unesconun bildirdiğine göre, bu yaz dünya gençliği için Avrupa, Kanada ve Birleşik Devletler. Lâtin A-merikası, Lübnan, Filistin ve Hin-distanda 200 kadar yaz öğretim kursları açılmıştır. Bunların 43 ü lngilte-rede. 27 si Fransada, 22 si tsviçrede, 19 u Lâtin Amerikalında. 11 i Mek-slkada, 18 i Kanadada, 10 ar tane İtalya ve Avusturyada. 9 tane Hol-lândada, 7 tanesi İspanyada ve bir
kaç tanesi de diğer memleketlerdedir.
Bu yaz kurslarının en karakteristik olanı. Harvard Talebe Birliğinin idare ve himayesinde, bir Avusturya dağ köyünde kurulan üçüncü Salz-burg Semineridir. Bu seminere 16 Avrupa memleketinden 100 üniversite talebesi iştirak etmiştir. Müracaat a-dedi ise bunun dört mislidir. Seminerin tesirini genişletmek için, öğretmen, gazeteci, artist ve sivil memur olmak Istlyen namzetler tercih edilmiştir. Aynı zamanda yüzlerce AvrupalI talebe, yaz kursları için Ameri kay a gitmiştir.
Aynı zamanda bu yaz, Enternasyonal Gençlik Çiftçi Mübadelesi projesine göre, Amerikanın 22 eyaletinde bir çiftçi ailesinden 31 genç kız
ve erkek, 10 Avrupa memleketine çiftçilik yapmak üzere gönderilmiştir. Aynı şekilde, 44 genç AvrupalI çiftçinin Amerikaya gelip en son Amerikan ziraat metodlarını İncelemeleri sağlanmıştır.
Kısaca, bugün yabancı memleketlere akın eden binlerce genç, en İyi sefaret ve elçilik vazifesini görmektedirler. Milliyet farkı, anlaşmazlık ve mesafe gibi engelleri ortadan kaldırarak bütün milletlerin kaynaşıp anlaşması için gayret ediyorlar. Bugünün gençliğinin İdare edeceği yarınki dünya, iyi ellere tevdi edilmiş demektir, çünkü bugünün gençliği tam&miyle açık fikirli ve açık kalb* İldir.
Çeviren : Filiz KAR A BEY
İSTANBUL HAYATINDAN ENSTANTAN ELER
Istinyede sosyal yardım faaliyeti
ÇtZE bugün Istinyede Yardımseven-1er Cemiyetinin himayesindeki dispanserden bahsedeceğim. Hartada bir gün, bayanlanmız aralarında iş taksimatı yaparak bu dispansere gidiyorlar. kimsesizlerin derdini dinliye-rek onlara ilâç, giyecek ve yiyecek tedarik ediyorlar, fakir çocukları sevindiriyorlar. Dispanserin faaliyetini yakından tetkik etmek üzere, oranın müdavimlerinden bir arkadaşa rica ederek, onunla beraber oraya gittim. Saat iki buçukta orada idik. Dispanserde haftada bir kere gönüllü olaraıt çalışan, biri dahiiiyeci, biri çocuk doktoru olan iki bayan doktor hususi odalarına çekilerek hastaları muayene etmek üzere hazırlandılar. Hastaların dertlerini dinlemek, yoksul annelerin haftalık yiyecek te bar-rularını tesbit etmek üzere başka iki bayan da bitişik odada faaliyete koyuldular.
Dışarıda sıra bekliyen dertliler birer birer içeri girip 25 kuruş vererek doktor muayenesi için bir fiş alıyorlardı. Geçinecek vasıtası olmadığı dispanser tarafından tesbıc edilen kimseler ise fiş için para vermiyorlar, bedava muayene oluyorlardı. Ekserisi siyah çarşaflı üstü başı pejmürde, kucağında bir çocuk, yardım istemiye gelmişti. Bunlar 17-22 yaş arasında, soluk benizli kadınlardı. Sorulan suallere tereddütle cevap veriyorlardı.
Sefaletin doğurduğu emniyetsizlik korkusu onların ruhuna derin bir surette nüfuz etmişti.
İsminin Lamla olduğunu cöyUyen, altı aylık çocuğunu tedavi ettirmeye getiren ve dispanserden iaşe yardımı gören 17 yaşındaki kadına sordum:
— Kocan sana bakmıyor mu? Çocuğun henüz pek küçük, sen ihtimal çalışamazsın, fakat her halde babası size biraz ekmek parası getirebilir.
Yüzüme, ifadesi pek anlaşılmayan gözlerle donuk donuk baktı.
— Hanım abla, benimki, çocuk doğduktan sonra hiç görünmedi kİ. •İdi başını çıktı gitti.
Meğer çocuk nikâhsız olarak doğmuş. Adam eve bir gün imamla beraber gelmiş ve imamın yüksek himmetiyle Allah tarafından birleştirildiklerine dair teminat verevek bir kaç ay beraber rahat yaşamışlar. Fakat yoldaki bebek mevcudiyetini hissettirince baba ortadan kaybolmuş.
Tam o sırada içeri 45 yaşlarında iri yeşil gözlü, yüzü buruşmuş bir kadın girdi. Yüzünde, tabiatla didinen insanlara mahsus sert ve derin çizgiler mevcuttu, fakat gözlerinde sanki eski günlerden kalma canlı ve şuh bir mizah parıldıyordu. Ayağındaki çanklar delinmiş, kirli tırnaklarını açıkta bırakmıştı.
— Merhaba Meliha, diye kendisini
Yazan : Leylâ Kara
selâmladılar. Yanımdaki bayan, fran-sızca olarak,
—Nasılsın, Paılsten ne haber? diye sorunca ben hayretler içerisinde kaldım. O alaylı alaylı cevap verdi:
—Geçti o günler hanımcığım, sen bana Hacı Gamandaki tarladan haber sor. Meğer asıl ismi Karmel olan bu Parisli kadın 25 senâ evvel Lstanbula, babasiyle beraber gelmiş. Tezgâhlarda ustabaşılık vazifesi gören baba-siyle beraber otururken Yeniköylfc bir amele İle sevişmiş, evlenmiş ve Türkiyede kalmış. 15 yaşında bir kızı var. havanın soğuk olmasına rağmen kızcağızın üstünde yalnız amerikandan bir donla pazen bir elbise vardı, bu eşyalar da dispanser tarafından verilmiş. Kadıncağız hep dua ediyordu. Kocasının başka bir karısı ve o kadından üç tane çocuğu varmış. Ayda bir kere kulübeye uğrarmış, o zaman da sarhoş olarak gelir, kavga ve döğüş faslından sonra kadıncağızın elindeki beş on kuruşu da alır çekilip gidermiş. Yegâne geçim vasıtası. tarlaya ektiği bir kaç sebzeden ibaret .Hacıosman bayırının tepesinde bir kulübede kıziyle beraber yaşı-yan bu Parisli kadın İstinyeueki dispansere yürüyerek gelip gidiyor. 20 seneden beri çektiği meşakkate rağmen kendine has bir espriyi hâJâ muhafaza edebilmiş, fakat kızında o korkak ve donuk bakışlar mevcut.
“Hepsi öldükten sonra, sanki ben niye kurtuldum !“diye döğünüp duruyor, gözüne bir türlü uyku girmiyordu.
Halbuki Heyn, ertesi gün, kendisinden evvel dokuz kişinin daha kurtulduğunu Öğrendi, Kauçuk salla giden Hur|ney, Fitzgerald ve yüzbaşı Wang, dördüncü gün, adaya varmışlardı. Holnıgren, Zook, Butterfleld. Man ters ve Gardiner beşinci gün bir PBY uçağı tarafından kurtarılmıştı. Friend İsminde bir gemici, sal üzerinde baygın yatarken ve köpek balıkları kaba etlerine hücum ederken kurtanlabilmişU. Yirmlsekiz Kişi taşıyan büyük sal bulunamadı. Öteki salın macerası
■ uneau’da kmoutan pasaparolası ve * cephanecl olan Frank Holmgren, gemi infilâk ettiği zaman Heyn’in civarında İdi ve onunla beraber suya daldı. İlk zamanlar başından geçenler Heyn'inkine müşabih olmakla beraber, Holmgren, yaralı olan çocukluk arkadaşı Hayes’ln yanında kalmaya çalıştı. Üçüncü gün Holmgren, küçük sarı sala pek yakındı ve yüzbaşı Blodgett’in Wang’a, salla hareket etmesini emrettiğini duydu.
Dördüncü gece çıkan fırtınada Heyn’in salı koptuğu zaman Holmg-ren, birbirine bağlı kalan diğer iki saldan birinde idi.
Ertesi gün, öteki salda bulunanların, sekiz sağlam adam seçip sallardan biri ile San Kristobal’a gönder» /neyi konuştuklarını duydu. Hemen, sağlam ve beraber gitmeye talip olduğunu söyledi, ötekiler kabul ettiler. Vakaa Mayes bu suretle yalnız kalacaktı. Fakat Holmgren, gidip yardım getirmek suretiyle, arkadaşına daha müfid olacağına kanı idi.
Ertesi gün, yardım getirmek üzere yola çıkan sekiz kişi altıya İnmişti. Geri kalan bu altı kişinin de hali haraptı. Kürek çekmek çok müşküldü. Ancak bir defa, o da az ilerde denizde bir Hindistan cevizi gördükleri zaman, hep beraber srİi yürütmeye çalıştılar. Sal ağır ağır cevize doğru yaklaştı ve ceviz sala alındı. Muhtevası paylaşılan cevizin sütü bal, eti de süt gibi idi. Saatlerle ağızlarında hindistan cevizi çiğnediler.
Birden. San Kristobal civarında olduklarını gördüler. Holmgren ve topçu onbaşısı Mantere, adanın etrafına büyük bir çit çevrilmiş olduğunu gördüler. Çitin arkasında hakiki bir cennet görülüyor, fakat saldakilere, adaya çıkmak müsaadesi verilmiyor-
öğrenmek ihtiyacında olduğumuz herşey
Hicri 19 5 0 MAYIS 26 Cuma Rumi
ŞABAN 9 1369 MAYIS 13 1366
VAKİT VA8ATÎ EZAN!
Güneş 5.33 9.05
Ö&lo 13.11 4.43
İkindi 17.10 8.41
Akşam >0.29 12.(»0
Yatıı >2.25 1.56
İmsâk 3.25 6.53
İSTANBUL
KONAK PAVİYONU: Ispanyol Atraksiyon Trupu.
ANKARA
BÜYÜK TİYATRO 21 de Yanlışlıklar Komedisi .
KÜÇÜK TİYATRO : 6 gahıs Muharririni Arıyor.
GAR GAZİNOSU : Ispanyol Trlyoıu,
PAVİYONDA ı İtalyan Akrobatları.
SİNEMA
BEYOĞLU CİHETİ
ATLAS (10835) Tehlikeli Dostlar.
AKIN (80718) 1 — Bir yetimin Ahi. 2 — Nü KıraUçeui.
ALKAZAR (12562) 1 — Dehşet Diyarı. 2 — Korsanlar Kralı.
AR (11394) 1 — Kaliforniya Hâkimi. 2 — Periler dünyanı.
İPEK (44289) 1 - Aşılmaz Duvar. 2 — Kılıçların GÖlgcııindo (Türkçe, renkli).
İNCİ (84595) 1 — Vatan Fedaini. 2 — KAyıp Adam.
LâLK (43593) 1 — Istırap Çocuğu. 2 — Saray Gözdeleri, MELEK 140868) 1 — İki Kalb
2 — İlk Arzular.
SARAY (41656) 1 — Ölümden Firar. 2 — Yaşasın Aşk. sl'ATPARK (83143) 1 — lld
Cingöz Askerin Dönüşü. 2 — Unutulmaz Aşk. 3 — Garp Ca-nuMİan.
sC.MER (42551) I — Şarkınız Yaşayamam. 2 — Çılgın Haya-let
ŞARK (40380) Ekmekçi Kadın. şiK 143726) 1 — Fakir hlr delikanlının Hikâj’eai. 2 — Kadın Kasabı.
TAKSİM (43191) 1 — Londra
Kalesi. 2 — Port-Salt Faciası.
TAN 1 — Katiller. 2 — Sihirli Aşk.
('NAL 1 — Günahtan sonra. 2 — Göz Yaijlan (Arap filmi).
YENİ 1 — Zoronun İşareti. 2 — Çam Sakızı KAşlf. 3 — Lor el Han’y Çingene Prens.
•V.LDIZ 42847) 1 — Gllda Şey-
tanın kızı. 2 — Beklediğim Sevgili.
İSTANBUL CİHETİ
ALEMDAR (23683) 1 — Aslanların Pençesinde. 2 — ICÖr Düğüm.
AYSU (21917) 1 ~ Günahkâr Kadın. 2 — Aşkıma Sadık Kaldım.
AZAK (235(2) 1 — öldüren Para. 2 — Kara Ejder (30 kısım) ÇEMBERI.İTAŞ (22513) 1 —
Büyülenmiş Adam. 2 — İhtilâlci Ruhlar.
FERAH 1 — Aaya Ateşler î-çlnde. 2 — Kahraman Kılavuz. 3 — Deniz Kızı.
HALK 1 — Tarzan Kaplan Kadın. 2 — Ali Baba Hindletanda. KISMET (26654) 1 — Büyük İskender. 2 — Şeyhin Kızı Munise.
MARMARA (23860) 1 — Aşk ve Kıskançlık. 2 — Alevden Gönül.
MİLLİ (22962) Aslanların Pençesinde. 2 — Kördüğüm.
TURAN (22127) 1 — öldüren Para. 2 — Kara Ejder.
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 — Büyük Günah. 2 - Deniz Ejderi.
KADIKÖY CİHETİ
HÂLE (60112) 1 — Asilzade
Haydut. 2 — Aşk ve Cürüm.
OPERA (60821) 1 — Lulu Belle 2 — Namus Sözü (türkçe).
SÜREYYA (60862) 1 — Gecenin Gözleri. 2 — Bu Evde Ne var?
ANKARA
ANKARA Hayat Yolu. BÜYÜK İki Ruhlu Adam. CEBECİ 1 — Bir Hizmetçi Kızın Hâtıraları. 2 — üç Ahbap Çavuşlar Caaus Peşinde.
FARK 1 — Müthiş Korku. 2— Şeytanın Kurbanları
SUS Şad i yo.
SÜıMEll 1 — Sör. Silâhındır.
2 — Ruati PollH Haflyesl.
ULUS 1 — Müzik Beldesi. 2 -Amber.
YENİ Yeşil Yunus Sokağı, 2— Şen Kızlar.
İZMİR
ELHAMRA 1 — Muhteşem Macera. 2 — Meksiko Çiçekleri.
3 — Lorel Herdi, Boğa Güreşçisi.
LÂLE 1 — Ya Aşk, ya ölüm. 2 — Buffalo Bl|l Maceralar Kıralı. 3 — Kansan Süvarisi.
TAYYARE: 1 — Kadın İntikamı. 2 — Bir Yetimin Ahi, TAN 1 — Ya Aşk. ya Ölüm. 2 — Buffalo Bili Maceralar Kıralı. 3 — Kansa* Süvarisi.
YENİ SİNEMA 1 — Vahşi
Koşu. 2 — Kanunsuz Sokak.
KARŞIYAKA CİHETİ
MELEK 1 — Aşk ve intikam. 2 — Yalancı Pehlivan.
UÇAK - TREN - VAPUR
GELECEK OLAN UÇAKLAR
H.(0 S.A.8. (İskandinav) L.vd-da’dan. — 9.35 D.H.Y. (Türk) Ankaradan. — 9.45 D. H. Y. (Türk) Bursadan. — 9.50 D.H.Y.
(Türk) İzmirdcn. — 15.35 D.H. Y. (Türk) İskenderun, Adana, /kn kara dan. — 15.50 B.E.A. (İngiliz) Londra, Roma, Atinadan.
— 10.80 M.It. (Mısır) Kahire, Lcl köşeden. — 10.30 D. H. Y. (Türk) Erzurum, EH«zığ, Malatya, Kayseri, Ank&radan. — 17.00 T.A.E. (Yunan) Atiııadan.
— 18.05 D.H.Y. (Türk) İzmir-den. - 18.35 D.H.Y. (Türk)An-ka radan.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8.30 D.H.Y. (Tiirk) Buraaya.
— 0.00 D.H.Y. (Türk) Ankara, Sivas. Elâzığ. Diyarbakıra. —
9.30 D.H.Y. (Türk) Ankaraya.— lo.oo S.R. (İsviçre) Atina, Cenevre, Zürlh. — 10.05 D. H. Y. (Türk) Afyon. Konya, Adana-yn. — 10.15 D.H.Y, (Türk) Iz-mirc. — 10,30 D.H.Y. (Türk) Ankara, Adana, lskendcruna.—
12.10 C.Y. (Kıbrıs) Ankara, Nl-knsya'ya. — 16.00 D.H.Y.(Türk) lzmire.
GELECEK OLAN VAPURLAR
6.30 Konya (Bandırmadım) — 8.00 Saadet (Karabigadnn) — m.ou Ülgen (Ayvalıktan) — II.(H) Kadcş (Karadenizden) -
21.30 Bandırırıu (Bıındınnudan)
GİDECEK OLAN VAPURLAR
3.00 Ordu (Karadcnlze) —4.00 Necat ılneboluye) — 8.15 Bandırma (Bandırmaya) — 17.00
Ülgen (Ayvalık - lzmire) — 19.00 Seyyar (Karablgaya),
GELECEK OLAN TRENLER
7.10 Toros — 8.30 Ankara — 0.15 Ankara (Eks.) — 22.20
Scmplon.
GİDECEK OLAN TRENLER
8.20 Semplon (Avrupa). —
18.10 Ankara — 80.80 Ankara
ANKARA:
7.28 Açılış ve program. —
7.30 M. S. Ayan. — 7.31 Hafif
uvertürler (pl>. — 7.45 Haberler. — 8.00 Sez eserleri (pl), — 8.15 10 dakika, keman (pl). — 8 25 Günün programı ve hava raporu. •— 8.30 Hafif müzik
(pl). — 9.00 Kapanış.
12.28 Açılış ve program. —
12.30 M. S. Ayarı. — 12.30 Semai ve şarkılar. — 13.00 Haberler. — 13.15 Salon orkestrası çalıyor (pl). — 13.30 öğle Gazetesi. — 13.15 Piyano İle caz parçaları (pl). — 14.00 Hava raporu, akşam programı ve kapanış.
17.58 Açılış ve program. — 18.00 M. S. Ayan. — 18.0ü İnce saz, — 18.30 Konuşma: Çalışanları saati. — 18.45 Hafif melodiler (pl). — 19.00 M. S. Ayarı ve haberler. — 19.15 Geçmişte Bugün. — 19.20 Tarihi Türk
müziği, — 20.00 Piyano soloları (pl). — 20.15 Radyo Gazetesi. — 2U.30 Serbest saat. — 20.35 Dcbussy - Nnktürnler (pl) — 21.00 Konuşma: Türkiyede Maruhail Plânı. — 21.15 Opera arya, düet ve koroları (pl). — 22.00 Kon iş m a» — 22.15 “'nna parçalan (pl). — 22.45 M. S.
Ayarı ve haberler. — 23.00 Program ve kapanış.
İSTANBUL:
12.57 Açılış ve programlar. —
13.00 Habcrlor. — 1.3 15 Orkestra eserleri (pl). — 13.15 Şarki ve türküler. — 14.20 Serbest
saat: Konuşma veya müzik. — 14.30 Şarkılar (pİ). — 14.50
Jhonny Guarneri’den piyano ile caz parçaları (pl). — 15.00
Programlar ve kapanış.
17.57 Açılış vo programlar. —
18.(K) Dans müziği (pl). — 18.30 Yurdun her köşesinden deyişler ve söyleyişler. Tertip ve 1-dnre eden: Nedim Otyam. — 19.00 Haberler. — 19.15 İstanbul haberleri. — 19.20 Radyo
senfoni orkestrası konseri. — 20.00 Saz eserleri. — 20.15 Hafif orkestralardan melodllor (pl). — 20.30 Şarkı ve türküler
— 21.10 İktisadi bahisler. Konuşun: Prof. Hazım Atıf Ku-yucak. — 21.2ü Fasıl heyeti konseri. — 22.00 İzahlı opera.
— 22.45 Haberler. — 23.00 Karışık hafif gece müziği (pl). — 24.00 Programlar ve kapanış.
YABANCI RADYOLARDAN SEÇME YAYINLAR:
LON’DIIA:
7.30 Rıılph Elman hafif orkestrası. — 8.45 Dinleyici la-teklcrl. — 9.15 BBC opera orkestrası. — 12,30 BBC varyete orkestrası. — 13.30 BBC İskoç hafif orkestrası. — 15.15 Londra hafif konser orkestrası. — 10.80 John Buli hafif orkestra-aı. — 17.15 BBC İskoç orkestrası konseri. — 18.15 Caz kulübü
— 19.15 Yeni plâkları takdim ediyoruz. — 20.30 Geruldo konser orkestrası. — 23.15 Operalardan parçalar.
BERLİN 308,9 - 189.2 m. — 22.00 Donlsettİ'nln “Don Pas-quale.. operası.
EMİNÖNÜ: Mehmet K.»zım
(Eminönü) — Hikmet Gün o.v (Küçükpazar) — Sırrı Raalm (Alemdar) — Süreyya (Kum-Itnpı).
BEYOĞLU; Beyoğlu (Merkez)
— istiklal (Merkez) — Taksim
— Merkez (Galata) — Halk (Şişli) — Hasköy — Merkez (Kasımpaşa).
FATİHı İsmail Hakkı (Şohza-debaşı). — Sarım (Aksaray)— Yedikule (Sumalya) — Nüzhet Onat tŞchremini) — Ahmet Suat (KuraRÜmrÜk) — Gülscren Slpnhloğiu (Fener).
EYÜP: Eyüpsultan.
BEŞİKTAŞ: Vldln — Ortaköy
— Gıyıısetldln Dlvanhoğiu (Ar-navutköy) — Merkez (Bebek). KADIKÖY: Halk — Foneryolu
— Erenköy — A. Cafer Çağa-tay (Bostancı).
ÜSKÜDAR: İttihat.
HEYBELİ AD A: Heybeliada. BÜYÜKADA: M erk z.
İZMİR: Halk (Basmahane) —
0

*» • * «
Soldan sağa:
1 — Vazifesi kesir bulunan. 2 — Geçmişi kötü. 3 — Şefe yakışacak surette; Tersi su. 4— Boştaki harf okunmazsa hırslı olur. ESÜ. 5 — Büyüğe yakın; Abide, 6 — Pırtının kardeşi; Fransızca koymak; Başına bir harf gelirse bir divan şairimiz olur; Cüz’i ahzeden. 8 — Bir harfin okunuşu: Yeni ctün.va. 0 — Tersi reci anlam. 10 — Galibiyet I kesin.
Yukarıdan ıtlağı:
1 — İnanışı noksan. 2 — To-katı kötü. 3 — Sonuna bir harf ilâvesiyle nişanesi helllsiz olur: Bağış, 4 — Bir İştial maddesi satan; Tersi baraak. 5 — Baştaki harf değişirse bir futbol tâbiri olur; Şef. 6 — Garazı. Baştaki harf okun muzsa akıllı olur. 7 — Ofe (aynen); Tersi İMticar et. 8 — Edat; Zekice. 9 — Valideni Arızalı. 10 — Sonsuz.
EVVELKİ Kî LMACAN1N HALLİ
Soldan «utğa:
1 — Fedakârano. 2 — îçl boşalan. 3 — Lema; ileri, 4 — Riziko. 5 — Iz; İlin; Kİ. 6 — Ozan; Itab. 7 — Fi; Arifane. 8 — Al; Şir; Day. 9 — Nafile toaa. 10 — Evine Giden.
Yııkıırıdıtn aşağı:
1 — Fllozofaııe. 2 — Valizi keçe. 3 — Dimi; Fİ. 4 — Nh şanı kaba. 5 — Ok; Berile. 6 — Aşırı; Geri. 7 — Lar; Fin; Ti. 8 — Alem; Tadad. 9 — Nar: Kanepe. 10 — En İyi beyan.
SIHHÎ I M D A
İstanbul Beyoğlu 41998
Anadolu yakası 60538
AnkAra 01
İzmir 2251
F A
Beyoğlu 44614 Kadşköy 60872 İstanbul 24222 Üsküdar 60943 Ankara 00. İzmir 2222
Karşıyaka 15055 •
Biıllk (Kemeralli) — Cumhuriyet (Eşrcfpaşa) — Yardım (Aİ-«ancalO — Karantina (Yalılar) ANKARA: Başkent — Derman — Bayar.
du. Cennet adaya mensup bir adam, sahile ayak banmak için, Guadalca-nal’dan müsaade almak icap ettiğini söylüyordu. Holmgren ve Mantere bu adamla şiddetli bir münakaşaya giriştiler. Fakat adamı ikna etmeye İmkân yoktu.
Halbuki sal ne San KrlstobaPa, ne do başka bir adaya gelmişti. Ne de çit, yahut münakaşa eden adam vardı. Hepsi buhran geçiriynrlaıdı^ Fakat, gördükleri hayal onlara o kadar hakikat görünüyordu kl, Holnıgren ve Mantere. iki ay sonra, Fici adalarında tekrar buluştukları zaman, meseleyi ve bilhassa gördükleri adamı tekrar münakaşa ettiler.
Beşinci gün öğleden sonra, birdenbire bir PBY uçağı tepelerinde dolaşmaya başladı ve bir paket attı. Paketin içerisinde yiyecek, İçecek ve bir de şöyle bir mektup vardı:
'‘Üzerinizde dolaşan uçaktan!
Sizi kurtaracak gemi gelinceye kadar üzerinizde dolaşmak emrini aldık. Gemi yoldadır. Şafaktan evvel gelmezse, Rlngbolt’a döneceğiz ve sabah yine geleceğiz. Sıkı durun arkadaşlar, kurtuluş yakındır.
Yedek Deniz Yüzbaşısı McWnilams,.
Az. sonra diğer bir uçak geldi ve rüzgâr istikametini tâyin için denize bir duman bombası attı. Yakınlarına inen uçak, sala doğru yaklaştı. Hepsi uçağa tırmandı ve hemen uçakta hazırlanan yataklara uzandı, Holm-gren’in bundan sonra ilk hissettiği şey, birisinin kendisini uyandırmaya çalışması idi. Uçağın kapısı açılmış, dışardan hindlstan cevizi ağaçları görülüyordu. Tulagiye gelmişlerdi. Holmgren yataktan çıkarak hastaneye gitmek istedi. Fakat dizleri titriyordu. Koluna girdiler ve hastahane-ye götürdüler.
Holmgren, yirmi sekiz denizciyi taşıyan salın da bulunacağını umuyordu. Fakat bu sal bulunamadı. Memlekete döndüğü zaman, arkadaşı Ha-yea’ln annesine yaralı oğlunun en son, Pasifik ortasında yüzen, etrafı köpek balıklarlyle çevrili bir sal üzerinde görüldüğünü söylemeye cesaret edemedi ve Haycs'in, hemen infilakla beraber, gemi ile birlikte denize gömülerek öldüğünü anlatarak yalan söyledi. Fakat bir hafta sonra, bu yalanın vicdan Azabına dayanamıyarak, kadına, oğlunu 28 yaralı ile birlikte yüzen bir sal üzerinde bıraktığını anlattı. Şimdi, Hayes’in annesi, oğlunun hâlâ yaşadığını ve salın, 28 yaralı ile adalardan birine düştüğünü ümit edip durmaktadır.
Kauçuk mandalın macerası
Yüzbaşı Wang ile iki gemici, Hart-ney ve Fitzgerald, kauçuk sandal i-çinde, dört gün denizde kaldılar. Wang, buhranı atlattıktan sonra, hilâlin kenarını kerteriz etmek ve uzun bir salvoyu kıçtan çekerek nıed ve cezir istikametini tâyin etmek suretiyle cihet bulmaya muvaffak oldu. Hepsi, dehşetli acıkmıştı. Bir giln, Fitzgerald, kürekle bir martıyı sersemletti. Martı biraz uzağa düştü ise de, onlar yetişene kadar, kuş tekrar kendine gelerek uçtu, gitti. Marti, hepsine hindi gibi görünmüştü.
Adaya yaklaşırken, çatlakların i-çlne düştüler ve kürekleri bırakarak canlarını kurtarmaya baktılar.
Kırık, şişmiş ve morarmış bacağı ile kıçta oturun \Vang, dalgalara «ırt çevirmiş olan iki gemiciye, çatlaklara göre kürek çekmelerini, siya etmelerini, yahut tutmalarını emretdiyor-du. \Vang. sandalın çatlaklara daima baş vermesi ve —devrilmemek için— hiçbir zaman aykırılayarak borda göstermemesi icap ettiğini çok iyi biliyordu. Altı saat, dev gibi çatlaklarla uğraştıktan sonra, denizlerin hafiflediğini ve sahile, toprak kokusu duyacak kadar yaklaştıklarım hissettiler. '
Adanın etrafını denizlerin dövdüğü kayalıklar çevirmişti. VVang, dehşetli ıstırap çekiyordu; sandalın her hareketi bacağının kırık kemiklerim etlerine saplıyordu. Tek ümitleri, kayalık lar arasında bir geçit bulabilmekte idi. Nihayet dar bir geçit bulabildiler, fakat sandal, ancak, geçitten dalgalarla beraber geçebilecekti. Kendilerini hazırladılar, büyük bir çatlağın önüne düştüler ve geçide doğru ilerlediler. Fakat, sandalın kıçı bir mercan kayasına takıldı. Sular çekilir- I ken, sandal meyillendi ve hemen 15 derece meyiilendiği sırada, sandalın başı, başka bir mercan kayasına takıldı.
Sular tamamen çekildikten sonra, sandal, altı metre aralıklı iki kaya a-rasında, hamak gibi asılı kalmıştı. Hepsi sandalın kıçını tutan kayaya çktılar. Fakut Wang, yürüyenüyordu ve mercanlar, emeklemeyi imkânsız kılacak derecede keskindi, ikinci bir dalga yaklaşıyordu. Wang. kayaya yapışacağım söyleyince, öbür ikisi, sandalı atol’un lagün’üne doğrıı kaçadılar. VVang» dalga İle muvaffakiyetle debelenirken, sandal emniyete a-lınmış oldu. Fitzgerald geri gelerek, VVang’ı taşımaya çalıştı. Fakat, mercanlar, ayaklarını kesmiş ve munzam ağırlıkla yürümesine imkân kalmamıştı. Sandalla branda gerdelini keserek ayaklarına sardı ve yüzbaşıyı sandala doğru, 15 metre kadar taşıdı. Fakat, sandal, cezir dolayısıle alçakta kaldığmdan, VVang’ı, sandala |
indirmek mümkün olmadı. VVang, iki gemiciye, kendisini bırakarak sandalda istirahat etmelerini, kendisinin de, sular yükseldiği zaman sandala yuvarlanabileceğin! söyledi.
Yüzbaşı, sandala yuvarlanınca ya kadar, sabahın ikisini buldu. Gemicileri uyandırdı ve hep blrlikU, la-gün ün sakin sularını geçerek sahilo vardılar, sandalı karaya çekip, 3 üz-başıya rahat bir döşek hazırladıktan sonra hep beraber uykuya daldılar
Sabahleyin, Hartney ve Fitzgerald su bulmak üzere dolaşırken, tek ba 1-na uyuyun VVang’ın etrafım vcrlljer sardı. Wang, yamyamlara sabah kahvaltısı olmaktan korkarken, küçük bir kızın göğsünde bir madalyon gördü. Hemen kendi göğsündeki madalyaya işaret edince, herkesin yüzü güldü. Yüzbaşı, İşaretle İçecek bir şey istedi. Yeril çocuklardan biri koşup, bal gibi sütlü bir hjndlstan cevizi getirdi.
Hartney ve Fitzgerald, kınk dökük İngilizce konuşan bir yerli ile geri döndüler. Yerli, yakındaki küçük a-dalardan birine haberci gönderildiğini, oradaki bir Alman çiftçisinin melez oğlunun sandalla gelmekte olduğunu söyledi.
Çiftçinin, uzun boylu, esmer yüzlü oğlu şülfamidll ilâçlar getirmişti. Üç denizciyi sandala bindirerek, öteki a-daya geçirdi. Müttefikler hesabına kıyı gözcülüğü yapan babası telsizle “Kazazedeleri bulduk" mânasına gelen “Cheesecake - Peynir tatlısı,» şifresini vermişti.
Kıyı gözcüsü, ertesi sabah bir deniz uçağının geleceğini haber verdi.
Ertesi gün Kuper’ln, kocaman beyaz evinin yakınma bir deniz uçağı İndi. Üç Amerikan denizcisi uçağa binmeden, Kupere. paketlerle sigara verdiler ve Espiritu Santo adasına hareket ettiler.
Kurtulanların akıbeti
Bütün donanma, Juneau’dan kurtulan bir avuç insana artık deniz hizmeti verilınlyeceğl kanaatinde idL Halbuki bu kanaat tahakkuk etmediği gibi, ekserisine kurtulanlara mahsus izLn bile verilmedi.
Juneau’dan kurtulanlar, kısa bir zaman için, Espiritu Santo’daki bir menzil hastahanesinde buluştular. Ailen Heyn, hastahanenin subay kısmına giderek, erler namına yüzbaşı VVang'la görüştü ve kurtulan yegâne subay olmak sıfatiyle, bütün kurtulanların memlekete iade edilmeleri hususunda müracaatte bulunmasını, erler adına kendisinden rica etti. Heynes, aynı zamanda o sıralarda Amerikaya hareket edeceği rivayet edilen bir hastahane gemisine bindirilmeleri hususunda teşebbüse geçemıyeceğini yüzbaşıdan sordu VVang, elinden geleni yapacağını vâ-detti.
Halbuki yapabileceği tek şey. Nor-»thampton gemisi komutanına vaziyeti anlatmaktan ibaret kaldı. VVang’ı hastahanede ziyaret ederek arzularını soran Northampton komutanı» VVang'ın kurtulan dokuz denizciyi memlekete götürmesi hususundaki ricasına. düşüneceğini söylemekle iktifa etti. VVang, kendi vaziyetinin çok ciddi olduğunu. 25 kilo kaibettiğini, ameliyat olması icabettığini ve bu 1-tibarla kendisinin behemehal memlekete iade edileceğini biliyordu. Hakikaten ertesi gün yola çıkarıldı.
Northampton komutanı, Juneau-dan kurtulanlar hakkındaki kararını vermeye vakit bulmadan, Japoniar, onun da gemisini batırdılar ve başına, kendi gemisinden açıkta kalan yüzlerce adam üşüştü. Neticede Juneau’dan kurtulanları memlekete iade için hiçbir şey yapılamadı.
Harpten sonra. Heyn, Detroit’a giderek evlendi ve hır tu ruftan koleje devam ederken, öte taraftan bir bankada çalıştı. Fakat harp faciasının tesirlerinden hâlâ kurtulamamıştı. Bu itibarla koleji ve bankayı bırakarak memleketi oJan Ne'v-Yoık’ta-ki Callicoon’a gitti. Bumdu kendisine bizzat ufak bir ev yaparak kanm ve iki çocuğu ile sakin bir hayat sürmeye başladı.
Frank Holmgren’e 30 griin izin verildi ve sonra Juneau’ya benzer bir gemiye tâyin edildi. Evvelâ gitmekten çok korktu, fakat neticede, yine vazifeye başladı. Harbi, Oklna'Va’dakl deniz muharebesiyle bitirdi, Holmgren, şimdi evlidir ve patlatıcı maddeler üzerinde çalışan bir ordu donatını müessesrslndc meşguldür.
Yoralı yüzbaşı VVang, canını dişine takmış, halâ bacağını kurtarmaya çalışılor. 7 seneden beri koltuk değneği ile dolaşmaktadır. Babası da hekim olan VVang, hâlen tıp fakültesinin üçüncü senesine devam çimektedir. Geçen yaz, 13 üncü amtliyabm geçirdi. Eğer bu sefer de. kendisini senelerden beri üzen Htih._‘j>hırdan kurtulanuyacak olursa, baca-»mı d.'z kupağından kestirmeye mecbur olacaktır. •
Juneau’dan kurtulan on kişiden ancak üç tanesi mükâfat gördü. Lâatik sandal içerisinde kıyıya ilk çıkabilen VVang, Hartney ve Fitzgerald'a liya-kbat madalyası verildi.
SON
Çeviren: Behçet CEMAL
t
Sayfa 8

M Mayna 1050
HAREKETLERİ
Tütün meselemiz
Memleketimizde meşhur ziraat mahallilerinin başında tütün gelir.
Toprakları dünyanın en İyi şark tütünlerini yetiştirmeye müsait ohın yurdumuzda tütün meselesi Ur Cumhuriyetin ilânına kadar hiç uğraşılmamıştır. O zamanlar tütüıı denildiği vakit umumun nazarında Rejinin manmlntı hatıra nellr ve tütün meselesi diye de dahildeki tütün kaçakçılığı fikirleri meşgul ederdi.
Cumhuriyet devrinden itibaren tütünün memleketimizdeki ehemmiyeti, biri devlete varidat temin etmek, diğeri de büyük bir köylü tabakasının İş sultasına girmek bakımından anlaşılmış vc bu mahsulün İstihsal ve İhracatını arttırmak bellllmşlı bir millet Ikısadı konusu haline gelmiştir. Eski Reji; devlet İnhisarına inkılap etmiş» tütün İstihsal ve İhracatı da hazan elemli ve hazan da mesut hâtıraların doğ-masına sebep olmuştur. Ancak itiraf etmeliyiz ki» tütün İşi» İki cephesi de matlup olan faydayı temin etmekten çok uzak bulunmaktadır. Bugün artık memleketimizde tütün kaçakçılığının eskisine göre âdeta kaininmiş olduğunu aöyliyeblUriz. Ancak bu sevinçli müşahedeye mukabil 18 milyonluk bir memlekette tülün İstihsalinden elde ettiğimiz menfaat, başka memleketlerle mukayese edilirce, neticesi de, esefle tcsblt edileceği gibi, bllftııçosu da hepsinden daha azdır(l).
İstihsal ve İhracat cephesinden do tütün meselesi bir çeyrek asırdan beri bütün gayretlerimize rağmen memleketimiz iktisadiyatında matlup olan faydaları temin edememiştir. Bir zamanlar Tüık tütünleri diye satılan bütün sigara tütünlerinin sürüm durumu Halkan Harbinden sonra değişmiş. Yunan, Bulgar, Sırp ve Gnııey' Rusya tütünlerinden başka bilhassa Virginla denilen Amerika tütünleri bizim tütünlerimizin en büyük rakibi olmuştu. Bütün dünyada inhisar veya bandrol usulü tatbik edilmiş olsıın, olmasın, umumiyetle tütün sarfiyatı zamanla hayret edilecek bir derecede artmıştır. Bilhassa harp gibi, elemi. ıstırabı ve asabiyeti çoğaltan sebepler İstihlâkin şaşılacak bir derecede artmasına aebep olmuştur. Bu hal, nazarı dikkate alınırsa, bizim tütün istihsalimizin evvelki senelere göre artmış olduğunu ve İhracatımızın da çoğaldığını söylemek doğru olamaz ve blzler için iftihar edeceğimiz bir hüküm vermeye de vesile teşkil edemez. Bu tehlikenin en ziyade şark tütünlerinin blrblriyle rekabet etmesinden İleri geldiği zannolunuyor, Virginla tütünlerinin, değil yalnız Türk tütünlerine, bütün şark tütünlerine ne kadar büyük bir rakip olabileceği tahmin edilmiyordu. Halbuki önümüzde canlı bir misal vardı. 1914 ten 1918 e kadar olan Birinci Dünya Harbi esnasında Ingiltereye Türk ve şark tütünleri gönderilemediğinden orada halkın zevki değişmiş ve Virglnia tütünü yerleşmeye başlamıştır.
Böyle bir ihtimalin başka memleketlere de sirayet edebileceği hazan pek az bir endişe halinde ortaya çıkıyor, fakat neticede verilen hükümler Türk ve şark tütünlerinin yerlerini başka bir tütüne bı-rakamıyacağı kanaati halinde tecelli ediyordu. Bu hüküm yalnız bizde değil. Balkanlı komşularımızda da aynı haldeydi. Onun içindir ki, istanbıılda 1932 de toplanan Şark Tütünleri Kongresinde bu noktaya âdeta temas edilmek istenmemişti. O tarihlerden evvel yazdığımız yazılar ve 1932 de mukayeseler yapmak suretiyle neşrettiğimiz kl-tapta(2) da bu endişelerimizin yerinde olduğunu İspata çalıştık, fakat nc yazık ki, dinlenmek ve dinletmek imkân ve kudretini bulamadık.
İkinci Diinya Harbinin elemli vaziyeti ve bilhassa bütün Avru-payı İkiye ayırdıktan başka şark tütünü müstehliklerini demirperde arkacında bırakması, aynı zamanda satın alma İmkân ve kudretinin ya hiç mevcut olmaması veya az bulunması tütünlerimizin yerine Virginla tütünlerinin kaim olması tehlikesini diriltmlştlr. Bu tehlike giin geçtikçe bariz bir şekil almaktadır.
Bu hususta bir çok hatalarımız olduğunu itiraf etmek zarureti vardır. .Ancak bu gibi hataların kabul ve teslimidir kl, onların belki düzeltilmesi imkânını ortaya çıkarabilir. Muharebe zamanında Almanya gibi tütünlerimizin en çok satıldığı bir memlekete lütün vermek için bir çok endişeler İzhar ettik. Vereceğimiz tütünler İçin vaziyetten istifade etmek isteyerek mukabilinde en kıymettar malları talep ettik. Netice. Almanyaya giden tütünlerimizin gün geçtikçe kalitesinin bozulması ve bir de azlığından dolayı halkın artık tütünlerimizin tadını kaybetmeye başlamış olmasıdır.
Harpten sonra İsviçre ve diğer tarafsız Avrupa memleketlerinden Virginla tütününden yapılmış Amerikan sigaraları evvelâ hediye halinde, sonra da hudutlardan kaçak olarak büyük miktarlarda Batı Almanyaya gelmeye ve bunun arkasından da Amerika, güzel paketler içinde Virginla sigaralarını muazzam miktarda yine Almaııya-ya göndermeye başladı. Bu hal zaten harp zamanında şark tütünü lezzetini unutmaya başlıyan Almanların Amerikan sigaralarına gösterdikleri rağbetin artmasını mucip oldıı. Tacirlerimizin, değil tek tek, hattâ kafileler halinde Alrnanyayı ziyaret ederek tütün vaziyetini tetkik etmeleri ve Hükümeti bu hususta aydınlatmaları icap ederken buna ehemmiyet verenlerin miktarı |M*k az oldu ve şimdi Icarşı-nuza, öteden beri endişelerle düşündüğümüz, tütün dâvası çıktı.
Bize öyle geliyor ki, bir taraftan tüccar ve ihracatçılarımızın tütün meselesini ilk plâna alarak çalışmaları ve öte taraftan Hükümetin Amerikan dostlarımızın bizimle, orada, fazla rekabete girmemeleri için teşebbüse geçmesi sayesinde henüz lehimize halletmek yollarım bulamadığımız bu meselenin lehimize neticelenmesi İmkânı vardır. Biz, bu hususa dair düşüncelerimizi sırası gelince izaha çalışacak ve milyonlarca vatandaşımızın ekmek parasını temin eden tütün mahsulümüzün kıymetlendirilmesi yollarım araştırmaya gayret edeceğiz.
Hablb Edib - TOREH.AN
(1) Avrupada Tütün İnhisar İdareleri ve Türkiyede Tütün İnhisarı. Hablb Edib. Burhaneddln Matbaası, 1932. .
(2) Türk. Şark Tütünleri ve İhracat. Hablb Edib. Burhaneddin Matbaası, 1932.
Almanya’da maden ve kömür sanayiinin yeniden teşekkülü Bonn. — Müttefik Yüksek Komiserliğinin bugünkü toplantısında, Alınanyanın çelik, demir ve kömür endüstrisinin yeniden teşekkülünü dü-genliyecek bir kanun lâyihası imzalanmıştır.
Resmen bildirildiğine göre, bu yeni lâyiha hemen neşredilecektir. Teferruat t hakkında henüz bir şey bilinmemektedir. Fransızlar itirazlarını geri almadıkları halde, ekseriyet usulüne dayanarak kanun meriyete girecektir: çünkü Amerikan ve İngiliz Yüksek Komiseri kanunu olduğu gibi neşretmeyi kabul etmişlerdir.
Müttefik çevrelerde zannedildiğine göre, Fransız ve Alman ağır endüstrisini müşterek kontrol altına koymak hususundaki Fransız plânının bu netice üzerinde tesiri olmuştur. Fransamn itiraz ettiği muddenin. Almanya ağır endüstrisi millileştirildi-ği takdirde, iktidarın merkezileştirilmesine sebep olacağından korkulmaktaydı.
Yeni kanun, eski Anglo.Amerlkan kartel dağılması ve yeniden teşkilât kanununu yenilemekte ve Fransa işgal bölgesine kadar genişletmektedir.
Kanun, "Vereinigte Stahhverke-Birleşmiş çelik endüstrisi” gibi Batı bölgelerdeki çelik sanayii müeesse-leıinin yarısından fazlası ile bir çok kömür ocaklannı birleştiren eski Holding şirketlerinin son likidasyonunu sağlıyacakttr.
Hâlen kurulmuş olan Çelik Sanayii Birliği ile henüz ilân edilmemiş olan Kömür Sanayii Birliği vasıtasiyle bu iki endüstrinin büyük teşkilleri parçalanarak, daha küçük fakat daha iktisadi ve randımanlı çalışan müesseseler meydana getirilecektir.
Yeni teşekküllerin tanzimi bittikten sonra, yeni kanun dahilinde, mülkiyet hususunda karar vermek salâhiyeti Alman Hükümetine bırakılacaktır. Hükümet isterse endüstriyi devletleştirebilir.
Kısa Haberler
Amerikan Senatosu 3.12(1.550.üüü dolarlık kredi açılmasını derpiş eden kanun tasarısını incelemeye başladı
★ VVashington. 25 A.A. (Afp) — Senato dünkü toplantısında salı günü Temsilciler Meclisinin kabul ettiği. Birleşik Amerikanın yabancı memleketlere yapacağı yardım programını karşılamak için 3.120.550.000 dolarlık kredi açılmasını derpiş eden kanun tasarısını incelemeye başlamıştır. Bıı ilk oturum esnasında Cumhuriyetçi senatörlerden Taft ve Ma-lone Başkan Trumanın dördüncü madde programını şiddetle tenkid etmiş ve bu programın Marshall yardımının aksine daimi bir program olacağına işaret etmişlerdir.
Taft bu dördüncü nokta programının tatbikine dair kanun tasarısının ifadesinden Amerikan yardımının bütün memleketlere açılacağı anlaşıldığını ilâve etmiştir.
Amerikan Ticaret Bakanının kanaati
★ Philadelphıa, 25 A.A. (AFP) — Ticaret Bakam Charles Sawyer dün akşam Amerika ticaret âlemine mensup şahsiyetlerle beraber bulunduğu ziyafet esnasında şu kanaati izhar etmiştir:
Birleşik Amerika, diğer milletlere dolar sağlamasına yardım için her çareyi aramakta devam etmesi lâzımdır. Bunu bilhassa yabancı ihracatçılara A meri kaya satış u-sullerl hakkında tavsiyelerde bulunarak temin etmemiz kabildir.
Bakanın sandığına göre Amerika
Gümrük ve Tekel Bakanının tütün mevzuundaki beyanatı
TEKEL İDARESİNİN BU YIL TÜTÜN PİYASALARINDA, DESTEKLEYİCİ MUBAYAALAR YAPMAKTAKİ NAZIMLIK VAZİFESİ BUNDAN SONRA DA DEVAM EDECEKTİR
Altın fiyatlara yine düşüyor
Ankara, 25 (A.A.) — Bursada
Tekelin tütün mübayaasını kestiğine dair çıkan şayia dolayısiyle bir muhabirimizin kendilerine müracaatı ü-zerine Gümrük ve Tekel Bakanı Nuri Özsen aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
“Bursa bölgesi tütün piyasasında Tekelin destekleme mubayaalarına ara verdiğine dair çıkan şayia üzerine muhtelif tütün piyasalarının son durumu hakkında bilgi vermeyi faydalı bulmaktayım.
1 — Ege bölgesinde bu yıl 51 milyon 763.776 kilo olan mahsulün 51 milyon 411.949 kilosu süratle satılmış ve piyasa memnuniyet verici şekilde kapanmıştır. Bu miktarın 12 milyon 246.800 kilosu Tekel ve Tütün Limited İdarelerince satın alınmış bulunmaktadır.
2 — Karadeniz bölgesindeki istihsal miktarı 24.304.404 kilo civarındadır. Şimdiye kadar satılan miktar 13.577.246 kiloyu bulmuştur. Bunun 7.574.008 kilosu Tekel tdaroaince satın alınmıştır. Geri kalanı yerli ve yabancı tUccar ahmlarını ifade etmektedir.
İstatistik Genel Müdürünün Amerikadaki beyanatı
Dr. ŞEFİK BİLKUR, TÜRK HÜKÜMETİNİN MUTASAVVER PROGRAMLARINI TATBİK EDEBİLMEK ÜZERE MARSHALL PLÂNINDAN 300.000 DOLARLIK İSTATİSTİK MAKİNELERİ İSTEDİĞİNİ BİLDİRMİŞTİR
TVashlngton. 25 A.A. (Usis) — Türkiye İstatistik Genel Müdürü Dr. Şefik Eilkur, burada yaptığı bir konuşmada Türk Hükümetinin istatistik sahasında elde ettiği inkişaflar ve istikbale ait plânlarım izah etmiştir. Dr. Bilkur Amerikan Hükümetinin muhtelif dairelerinden 35 istatistik şefinin iştirak ettiği gayri resmi bir toplantıda, iki seneye kadar Türk milli hayatına ait istatistiklerin en şümullüsünün dünyaya arzedile-ceğini bildirmiştir. Bir çok Amerikan uzmanı, Türkiyenin istatistik faaliyetlerinde “şümul, sıhhat, faaliyet ve vaktinde yapma” hususlarında elde ettiği inkişaftan dolayı Dr. Bilkur’u tebrik etmişler ve Türkiyenin bu sahada bir çok milletlerden ileride bulunduğunu bildirmişlerdir.
Dr. Bilkur, üyesi bulunduğu Birleş-
iktisadında herhangi bir bozukluğa meydan vermeden ithalâtı arttırmak mümkündür.
Fransız hububat mahsulü
★ Paris (Hususi) — Fransamn Ziraat Bakanlığından bildirildiğine göre. 1 mayısta hububat ekilen a-razlnin yekûnu 8.157.220 hektan bulmaktadır, Geçen sene de ekilen arazi aşağı yukarı aynı miktarda idi.
Hububatın muhtelif çeşitlerinin e-kildiği arazi tahminî olarak şu kadardır:
Buğday: 4.227.570 hektar. (1949 mayıs 1 inde 4.270.860 İdi); çavdar 507.750 (514.340 1949 da); arpa 928.870 (856.840 1949 da); yulaf 2.324.890 (1949 da 2.377.025) diğer bazı hububat maddeleri de 118.140 (131.397 1949 da).
Bu rakamlara bakarak Bakanlık nisan ayındaki yağmurlu günlerin ekimi dürdürdüğünü söylemiştir.
3 — Marmara bölgesindeki istihsal 17.303.359 kilodur. Bugüne kadar satılan miktar 6.305.686 kilodur ki bunun 4.807.116 kilosu yine Tekel İdaresince satın alınmıştır.
4 — Şark bölgesindeki istihsal miktarı 3.164.293 kilo olarak tahmin edilmektedir. Tamamının Tekel İdaresince satın alınması mukarrer o-lan bu tütünlerden İdare şimdiye kadar 2.463.582 kilosunu satın almış bulunmaktadır.
Yukankl rakamlardan anlaşılacağı üzere Marmara ve Karadeniz tütün piyasalarındaki mübayaalar günün şartlarına müvazi bir seyir takip e-derek devam etmektedir. Geçen yıllara nazaran piyasaya daha geç vo ınuhteriz girmiş olan tüccarın alınılan da az olmakla beraber devamlı bir seyir takip etmektedir. Bu alım-ların önümüzdeki günlerde inkişaf edeceğini ümit ediyoruz.
Tekel İdaresinin bu yıl tütün piyasalarındaki, destekleyici mübayaa-laı yapmak suretiyle ifa etmekte olduğu nâzımlık vazifesi, şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da de
vam ettirilecektir.
miş Milletler İstatistik Komisyonunun bir toplantısına iştirak etmek üzere 29 nisanda New-York’a gelmiştir. Kendisi VVashington'da İktisadi İşbirliği İdaresi ve Amerikan Hükümeti istatistik uzmanları ile istişarelerde bulunacak ve takriben haziran ortalarında memleketine dönmek ü-zere New-York’tan hareket edecektir.
Dr. Bilkur’un saydığı Türk projeleri arasında bu yıl yapılacak bir nüfus sayımı, şümullü bir zirai sayım, 1951 de Türkiye milli gelirinin tetkikine başlanması ve işçi ve S8ir ana istatistikler için daimi büroların kurulması vardır. Dr. Bilkur, bu yıl yapılacak nüfu6 ve zirai sayımın Türkiyenin Amerikan iktisadi yardımından ne dereceye kadar istifade ettiğini gösterecek ilk ana unsurları vereceğini söylemiştir. Bu sene yapılacak nüfus sayımında Türk halkına sorulacak sualler bu seneki A-merikan nüfus sayımında sorulan şimallerin bir iktibasıdır.
Şimdiye kadar alınmış veya istenmiş olan İktisadi İşbirliği Teşkilâtı yardımlarının müfredatından bahseden Dr. Bilkur, hâlen Amerlkada e-ğitim görmekte olan 14 Türk istatistikçisinin vatanlarına döndükleri zaman istatistik sahasında mühim mevkiler İşgal edeceklerini söylemiştir. İki ay evvel dört Türk istatistikçisi iktisadi işbirliği teşkilâtının teknik yardımından istifade ederek Amcri-kaya gelmişti. Son günlerde eğitim görmek üzere bunlara 10 kişi daha İltihak etmiştir. Bunlar Amerikan Hükümetinin istatistik çalışmalarının muhtelif safhalarında eğitim göreceklerdir.
Dr. Bilkur Türk Hükümetinin mutasavver programlarını tatbik edebilmek üzere Marshall Plânından 300 bin dolarlık istatistik makineleri istediğini de bildirmiştir.
Küçük tasarruf eshabı, parasını devlet tahvillerine yatırıyor
Altın fiyatlarındaki düşüklük hakkında, her gün “Borsalarda. vaziyet., sütununda haberler verildiği malûmdur. Altın fiyatlarındaki sukutun, Esham ve Tahvilât Borsacında bazı devlet tahvilleri fiyatlarının yükselmesine sebebiyet verildiği görülmektedir. Bir kaç günden beri gazetemizin Tahvilât sütununda görüldüğü veçhile, % 6 faizli muhtelif tertipte Kalkınma Tahvilleri fiyat ilerlemesi kaydetmiştir. Bir borsa acentesi, bir
Adanada altın I fiyatları
Adana (Hususî) — Adana piyasasında altın fiyatları düşmektedir. Burada Reşat altınının fiyatı 36.50 kuruş, külçe altının gramı ise 480 kuruştan muamele görmüştür. |
Adanada ticaret mchafılindeki ka-1 naate göre altın fiyatlarındaki sukut emtia fiyatlarım da ucuzlatmış ola- i çaktır. ı
Bir Amerikalı tarım profesörü
Ankara, 25 (A.A.) — Marshall
Plânı Türkiye İcra Komitesi Başkan Yardımcısı Orren R. McJunkins bugün basına beyanatta bulunarak Illinois Üniversitesi Nebatat Genetiği profesörlerinden Dr. Robert VVilliam Jııgenheimer’in Ankaraya gelmiş olduğunu bildirmiştir.
Dr. Jugenheimer Illinois Üniversitesinde melez mısır cinsleri araştırma lâboratuvarının başında bulunmuştur. Genetik uzmanı memleketimizde altı ay kadar kalacak ve Tarım Bakanlığı emrinde müşavir olarak çalışacaktır.
Bu uzman, Marshall* *Plânının teknik yardım programı dahilinde memleketimize getirilmiştir. Kendisi memleketimizde kaldığı müddetçe Ame-rikadan getirtilmiş olan yüksek evsafta mısır tohumlarının memleketimiz iklimine intibak ettirilme imkânları üzerindeki tetkik ve çalışmalara yardım edecektir. Bu melez mısır tohumları takriben 100 kadar köyde ve 10 tecrübe istasyonunda tecrübe edilecektir. Yeni mısır cinslerinin kullanılması ile şimdi ekilmekte olan arazinin miktarı arttırılmadığı halde bile takriben yüzde 25 nispetinde fazla bir İstihsal mümkün olabilecektir.
İzmir tacirleri Avrupa seyahatini tehir ettiler
İzmir, 24 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Hükümetin değişmesi ü-zerine bir çok ihracatçılar, muhtelif Avrupa merkezlerine yapacakları se-yahatları tehir etmişlerdir. Buna sebep, yeni hükümetin dış ticaret rejimimizi tayin etmesi ihtimalidir.
Burada beyan edildiğine göre Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı, her şeyden evvel bu konuyu ele alacAk ve ticaret âlemindeki tereddütleri İzale maksadiyle hem Türk parası kıymeti pahasını, hem de dış ticaret rejimini, hiç olmazsa bir sezon İçin tayin edecektir.
Bu işin gecikmemesi, yapılacak alivre satışlar bakımından birinci derecede önemi haiz bir konu olarak mütalâa edilmektedir.
muharririmize, devlet tahvillerindeki bu yükselişi, şu suretle izah etmiştir:
°— Bilindiği gibi altın fiyatlan düştüğü için, küçük tasarruf eshabı, devlet tahvillerine, kıymetli kâğıtlara para yatırmaktadır. Piyasada ^7 faizli muhtelif tertipte devlet tahvilleri nâdir bulunduğu için, istekler daha ziyade Çc 6 ve % 5 faizli tahviller üzerinde toplanmaktadır.,,
Romada Milletlerarası Tütüncülük Kongresi
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığından Ticaret Odasına gelen bir mektupta, önümüzdeki eylül ayının onunda Romada Milletlerarası ' Tütüncülük Kongresi toplanacağı bildirilmektedir.
Bakanlığın mektubunda, tütün tacirlerimizden mürekkep bir heyetin bu kongreye iştiraki tavsiye edümek-tedir. Ticaret Odası. Roma Tütün Kongresi hakkında, tütüncüler meslek heyetini haberdar etmiştir.
Almanyaya gönderilecek tütün nümuneleri
Frankfurt Ticaret Mümessilliğimizden. Ticaret Odasına gelen bir mektupta, Almanyaya bedelsiz olarak tütün numunelerinin gönderileceği bildirilmektedir.
İzmir Ticaret Heyeti Ankaradan döndü
İzmir. 25 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — D.P. ye mensup bazı tanınmış ihracatçılar, Ticaret Bakanlığının memleketin dış ticareti hakkında niyetlerini öğrenmek üzere gittikleri Ankaradan dönmüşlerdir. Bu zevata göre Başbakan Adnan Menderes. bütün Bakanlıklarda olduğu gibi Ekonomi ve Ticaret Bakanlığını ilgilendiren bütün ana meselelerin Bakanlar Kurulunda müzakere edilerek karara bağlanmasına taraftardır. Bundan böyle ekonomik ve ticari mevzularda ilgili Ticaret Odalarının, Borsalann, Sanayi Birlikleri ve Odalarının görüşleri tesbit edilmekle beraber Oda Başkanları veya ida-re heyetleri Ankaraya davet edilml-yeceklerdir. Bunun yerine bir yüksek ekonomi ve ticaret şûrası teşkil edilecek ve bu şûra memleketin dış ticaret politikasını tayin edecektir. Yeni Ekonomi ve Ticaret Bakanlığının hedefi bütün ekonomik konularda mümkün mertebe serbestlye gitmek. her türlü formaliteleri basite irca ederek kırtasiyeciliği Ticaret Bakanlığının kapısından uzaklaştırmak»* tır.
Adana pamuklarında yeşil kurt
Adana, 25 (Hususî) — Adanada yağmurların pamuk ve buğday ziraatı üzerine zararlı tesirleri olduğu anlaşılmaktadır. Tarsusta çıkan Cü-tek gazetesi, bugünkü sayısında. Tar* sus ovasındaki pamuklarda yeşil kurt görüldüğünü yazmaktadır.
Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin taşması neticesinde, ekin Bahalarının ne nısbette zarar gördüğü henüz tesbit edilmemiştir. Su altında kalan pamukların su baskım yüzünden iyi olmıyacağı anlaşılmaktadır.
25/V/J950 Perşembe
MEMLEKET ve DÜNYA BORSA ve PİYASALARI
Borsalarda vaziyet
İstanbul
Ticaret Borsasında fmJık fiyatları İlerleme kaydetmiştir. Düıı de yazdığımız gibi Mısırda kabuklu fındığa karşı istekler devam etmektedir. Diğer maddelerin durumunda ehemmiyetli bir tatıav-vül görülmemiştir.
Kambiyo, Esham ve Tahvilât Forsasında yüzde 6 faizli Kalkınma Tahvillerine karşı istekler devamlı bir şekil almıştır. Alhn piyasasında düşüklük devam etmektedir.
Boraada çt kirdt klız kuru uzu m istikrarlı bir manzara arzetmektedir. Mısır ve diğer Arap memleketlerinin ramazan için yaptıkları mubayaalarla incir stoku hemen hemen erimiştir. Elde yalnız 600 ton hurda incir kalmıştır. Bor* şada bilhassa vadeli pamuk muamelelerinde canlılık göze çarpmaktadır. Pamuk yağı piyasası oldukça hareketlidir. Pamuk çekirdeğine karşı alıcılar istekli duıumlarını muhafaza ediyorlar.
Adana
Ticaret şey yoktur.
Borsacında kayde değer bir
Trabzon :
A
Fındık fiyatları İlerleme kaydetmiş tir, Piyasa canlıdır._________________
İstanbul Borsası
Sterllng ... Dolar .....
Fr Frangı İsviçre Fr. Bclç. Fr.... l«veç Kr... Florin ....
Liret ....... Drahmi .... Escoudos .
Altınlar
Bugün
Lira
Külçe Yerli Gr. 1 30
Külçe DcgUBSA. 4.34
Cumhuriyet .... 31.»1
Reşat 31
FIstmİC ••••(>(>>••••
Gulden 28.75
İnciliz 11.—
Fransız kok ....
NapoIOon 111 .. —
İsviçre 31—
New-Tork’tıı : onsu: $ 35
Gümüş, Platin
Gümüş Or Plâtln “
En aşağı
Devlet Tahvilleri
îkramiyell tahviller
5 1933 Ergani • •• t ••••••••• e •• •• 0 1938 ikramiyen .............
5 Milli Mildaftt.a I
5 1941
5 1241
e 4 1/2
Demiryolu IV .. Demiryolu V ... 1949 ikrnmlycli
Diğerleri Demiryolu VI ..
1941 Kalkınma
Kapanış
İstanbul Ticaret Borsası
Bugün
Eski Kapanış
İzmir Ticaret Borsası
Bugün
YABANCI BORSALAR
New-York Borsası
Dün
Eski kur
4.59
4.00 31 İM) 30.32 34— 30.16 42—
31.60
En yukarı
Zürich Borsası (Serbest)
235.1930
Durumu
Türk Lirası ....
Dolar ..........
Sterling • •tets Fransız Frangı
En yukarı
Sivas-Erztıruın J.
*7 1034 M •• n-vn...
1041 Demiryolu I...
1911 • • n...
'.7 1911 IJİ III...
rr? Millî Müdafaa I...
7 19 II...
%7 f III...
'7 ft IV...
100.60
100.70
100.70
100.7ü
100.70
100,66
97.60
21.30
21.35
21.67
21.60
21 10
22 50
22—
21.20
21.35
21.70
Şirket Tahvilleri
T.C. Ziraat Bankası 20 60
Anadolu D.Y. Tertip A/B. 112.50
H •• (• Q —
•• M tf60 22.30
M „ MÜmes. Senet. 67.00
Şirket Hisse Senetleri
T.C. Merkez Bankası Türkiye İş Bankam .., Türk Ticaret Bankası Aralan Çimento ......
Sark Değirmencilik ... Milli Reasürans .....

121.—
30.—
5.-
18.25
23.25
8.-
Ecnebi Tahviller
Mısır Kredi Fonslye 1903
110 — 110.— 110.— 110.— 110.— 120 —
99.—
98.-
20.30
20.40
21.61
22.—
22.-21.15
22.—
21.— 21.05
20.20 111.-
59.—
67.50
120.25
29.50
5.-
16.75
23.50
16.25
■ ■ V
Hububatı
Buğday] yumuşak (Tüc.)
Buğday sert (Ofisin) .....
Arpa yemlik (dökme) ......
Mısır (Sarı) çuvalı ......
Faaulya tombul ...........
Fasulya Çalı sert ........
Kuşysml ..................
Mercimek kırmızı kabuk. Mercimek yeşil ...........
Nohut natürol ...........
Tağh tohumlar :
Ayçiçeği tohumu ..........
Keten tohumu ••••••••••••••#*•• Kendir tohumu ............
Susam ....................
Yer fıstığı kabuklu .....
Kuru Moyvalar :
Fındık (kabuklu sivri) ... Fındık (tç tombul) .......
Covlz (kabuklu) ..........
Ceviz (İç natürol) .......
Dokuma Hnın Maddeleriı
Tiftik (ana mal) .........
Tiftik (Natürol) .........
Yapak Anadolu (Kırkım)
Ham deriler:
Sığır salamura (kasap) Kl. Keçi tuzlu kuru kilosu .. ICoyuo hava kurusu kilosu
Nebntl Yağlar:
Zeytinyağı (E.E. tenekelk) Sufuımyagı (Raf. sıru) Ayçiçeği (Hafine çıplak) Fındık yağı (Çıplak) .....
üzOm çcklrdckflİB No.9
İncir A serisi No. 8....
•• B sorlBİ No. 108 Pam. Akala 1 •
Pamuk âkaln fi ..........
Pamuk Akala HI •«•••• Pamuk yeril ..............
Pamuk yağı (rafine) ... Pamuk çekirdeği
88—
187—
320— 205—
28.10
30 20
32-
68.—
72.—
80.-1S5.—
30.—
88.—
300.—
315.—
200.—
140.—
162.—
182—
254 — 210.— 110— 130—
Adana Ticaret Borsası
Buğday (Buşell=Scnt) ..........
Sert Kış mahsulü No. 2 .....
Kırmızı ” " No. 2 .........
Pamuk Mlddling (Llbresl=:Sent)
Temmus ..................
Ekim ........................
Aralık ......................
Tiftik (Llbrcai=Sent) .........
Telcsas No. 1
Fındık (Libresl=8ent) ......
Kabuklu yerli İri ...........
” orta ............
Levant İç ithal mah .........
Ekstra iri iç İthal inalı ...
262— 218—
267.— 250.—
33.22
31.93
31.78
M 19
31.77
31.M
22—
22.50
36.—
40—
22.50 21.-
35. —
36. —
Pamuk Akala 1
Pamuk Akala II
Pamuk Ak&la III
Pamuk veril I ...
Pamuk yerli II.
172/160 152— 140.—
172/180 152— 117— 140.-
Kuru Ünüm (Ltbresi^Sent) «•••«. Thompson çekirdeksiz seçme ...
Keten tohumu (BuşeU=Dolar) ... Mlnneapolls .................*
Kalay (Llbresi=Sent) .......
Lovha-tcncko (100 libre dolar)
11 1/4
U 1/4
Trabzon Ticaret Borsan
FINDIK
a) ?e50 randımanlı kabuklu tombul ......
b) İç nıra kontrollü.
Eskişehir Ticaret Borsası
Buğday yumuşak
Buğday sert ...
Arpa .........
81.— 172—
3.22
78.37
7.S0
3.85
77.50
7.30
Londra Borsası
Keten iolıumu (Tonu=Stsrllng)
Bombay ....................
Kaiküta ...................
Yer fıstığı Hindistan .......
Tiftik
• •
Yün
I ’
65—
6350
64—
Bradford Piyasası
İyi nıai (Libresi—Fiyat) Sıra malı
Anadolu
Trakya
• ••
•••
• • •
20/21
18/21
İskenderiye Borsası
■ y ■ —-■■■
Pamıık (Kantarı=Talterı)
Ashmoutü Kısa elyaftı F/G. . —
Ksrnak Uzun elyafh F/G. ... -
65.—
63 —
64 3/4
34.—Nom
30.- 11
20/21 M
>8/21 M
153.—
92.—
Gününde Bordada muameleni tcacli edilmemin tahvilat ve eshaıaın ara vo taleplere göro taayyün eden takribi piyasa değerleri.


Sayfa
26 Mayıs 1950
/
AYDA 1 GÜN
5
GÜN KALDI
antetti?
295.1950
Çekiliş 1 haziran saat M dedir. Herkes gelebilir.
Kumaş ve İthalât T. A. Ş,
Eski KULA, Bahçekapı 32
Kumaş alacaksanız acele ediniz...
A
ALMAN MAKİNE ENDÜSTRİSİNİN MÜHİM TEŞEKKÜLÜ





r





r *
ELEKTRİKLİ
ÇAMAŞIR MAKİNELERİ
ve
En çok beğenilen
DÜĞÜN HEDİYELERİDİR
r
HAN - Tel. : 44996

ö"re KATRAN HAKKI EKREM
Devlet Orman İşletmesi
Giresun Müdürlüğünden:
1 — İşletmemiz Kayadibi bölgesinin Aksu sahil deposunda evsafı bozuk 634,326 M3. Lâdln tomruklan 22.5.1950 tarihinden itibaren 15 gün müddetle açık arttırma ile satışa çıkarılmıştır.
2 — Açık arttırma 5.6.1950 pazartesi günü saat 15 te Giresun İşletme Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
3 — Arttırmaya konan beher metreküp Ladin tomruğunun muhammen bedeli 20 liradır. Yüzde 7,5 hesabiyle muvakkat teminatı 951 lira 50 kuruştur.,
4 — Bu İşe ait satış şartnamesi Ankarada Orman Genel Müdürlüğünde Samsun, Ordu. Trabzon İşletmeleriyle İşletmemizde ve Kayadibi Bölge Şefliğinde görülebilir.
5 — İsteklilerin belirli gün ve satto mûsbıt evrak ve ilk teminatlariyle komisyonumuza müracaatları. (6739)
MERKEZİ:
D U İ S B U R G (ALMANYA)
'fi..
.fi * .
y.'J; r**
•( - w 1 i
i
• \ w *•
M
A

I
‘I* V.r

KOMPLE LİMAN TESİSATI HER ÇEŞİT VE TAKATTA VİNÇLER TAHMİL, TAHLİYE, KÖMÜR VERME TESİSLERİ
MADEN İŞLETMELERİ İÇİN KOMPLE TESİSAT
MAKİNE VE ÂLETLER
HADDEHANELER, YÜKSEK FIRINLAR VE ÇELİK FIRINLARI
EKSKAVATÖRLER, BULDOZER VE İNŞAAT MAKİNELERİ
O
KOMPRESÖRLER, TAZYİKLİ HAVA ÂLETLERİ
r.ı
i
FABRİKALARI:
D U I S B U R G
H A M B O R N
DÜSSELDORF-BENRATH
W ETT E R - R U H R
DARMSTADT
7 - ~

ijb
An
L A ı a v t* 0 a
DEMİR KÖPRÜ VE ÇELİK İNŞÂAT
TÜRKİYE UMUM MÜMESSİLİ!
TAYLAN - ETKER
GALATA-TAHİR TELGRAF : TAYLANETKE
MÜHENDİSLERİMİZ, SİZE LÜZUMLU TESİSLERİ TESBİT İÇİN İSTİŞAREYE
HAN
TELEFON : 4 10 4 4
MAKİNE VE
AMADEDİRLER.
BEDAVA KUMAŞ PİYANGOSUNUN SON ÇEKİLİŞİNE
İstanbul Asliye 4 üncü Ticaret Mahkemesinden :
950/229



Aron ve Nesim Kanat! tara-fınddan Türkiye Garanti Bankası Çemberlltaş şubesine çekilen 4/5/1950 tarih ve 14533 numaralı ve (550) Türk liralık meblâğı ihtiva eden çekin hâmili, Kula Mensucat Fabrikası T. A. Şirketi tarafından zayi edildiğinden bahisle iptali müstefit - hâmil, Kula Fabrikası T. A. Şir. tarafından talep edilmiş olduğundan Ticaret Kanununun 638 inci maddesi gereğince 15 gün zarfında mezkûr çeki bulanın mahkemeye İbraz etmesi lüzumu, aksi takdirde iptaline karar verileceği ilâjı olunur. 25/5/ 1950.
SATILIK J E E P OTOMOBİLLERİ
Jeep marka üç adet otomobil satılıktır. Her gün Cağaloğlunda C. H. P. Vilâyet Merkez Binasında görülebilir.
X
ZAYİ: ölen karını Zehra Er-glnaz'a ait olup ve tş Bankasının 134816 cari cüzdanı zayi olduğunu dlririm.
İstanbul
Hesabı bil-
Adres:
Tophane Fırın sokak 8 lı evde kocası Abdülmeclt ginaz.
No.
Er-
Ağaç İşleri İçin her çeşit testere imâl eden bir Alman firması Türkiyede bir
Komisyoncu -Mümessil
aramaktadır.
Muhaberatın Almanca yapılması rica olunur.
Adres: W. Padberg & Co., Saegenfabrik,
Remcheid/Deutschland

Devlet Havayolları
Genel Müdürlüğünden
İstanbul — Ankara — Beyrut — Kahire hattı pazartesi gününden itibaren işletmeye açılacaktır.
Bu hat seferini yapacak uçaklar her hafta pazartesi günleri saat 10.25 te lstanbuldan. Ankara, Beyrut yoliyle Kahire’ye gidecek, salı günleri Kahire’den mahalli saatle, saat 8.00 de kalkarak aynı yoklan İstanbul’a döneceklerdir.
idare, yurt dışı hatlarda birçok yenilikler ve kolaylıklar yapmaktadır. Daha fazla bilgi için Bilet Satış Bürolariyle Acentalar sayın yolcuların emrindedir. (6886)
Gazetemizin karneleri bugün satışa çıkarılmıştır. Gazete satan meşhur tütüncü dükkânlariyle gazete müvezzilerinden alabilirsiniz. Şayet bulamazsanız, Beyoğlu Kaymakamlığı karşısındaki İdarehanemizden tedarik ediniz. Karnelerimizi ay başında kullanmak için şimdiden satın alırsanız, büyük menfaatleriniz vardır:
1 — Bir ay için gazetenizi evvelden temin etmiş olur, her gün cebinizden 10 kuruş çıkarmak veya para bozdurmak zahmetlerinden kurtulursunuz.
2 — Gazetemizin aralık ayı başında karne ve kupon sahipleri arasında çekeceği büyük kur’aya iştirak edersiniz.
3 — Kur’ada kazananlardan birincisi üç sene için Londra, Paris, Frankfurt, Cenevre, Zürih, Viyana veya Roma üniversitelerinden birinde tahsile gönderilecektir. Gideceği üniversiteyi seçmek kazananın hakkıdır. Gitmek istemiyenlere derhal sekiz bin lira ödenecektir.
İkinciye Ankara veya İstanbul üniversitelerinde üç sene meccanen tahsil imkânı verilecektir, istemiyenlere dört bin lira tediye olunacaktır.
4 Gitmek

YENİ İSTANBUL’un karnesini derhal alınız








ı


f





Mühim memleket meseleleri
En taze ve doğru dış ve iç haberler
Meşhur muharrirlerin roman ve hikâyeleri
En güzel ve bol resimler SPOR,
MODA
VE SANAT
!

• * . ,T‘ .
* r

Comments (0)