28 Aralık 1950
Perşembe
SİYASÎ İKTİSADÎ MÜSTAKİL
Yıl 2 — Sayı
uruş
) eni İstanbul'un
KIPOM
TAHSİL KUPONU
B A
A 71
UOOO Saat 1.000 r rooo
1.000
1.000
1.000
JLOOO
1D00
Saat aat at nt at
1.000
1.000 LOOO rooo

Beyoğlu - Müellif Caddesi 6.8.
1.000 Saat
1.000 Saat
1.000 Saat
Posta Katuan : 447 - îstanbnl. Telgrraf Adresi : Hetlo, tatanbul
Uzmanlardan
%
bıkış
U UNECCtMBAŞILARIN ha-
zırladıkları eski takvimlerde yaprak dökümü fırtınaları e-hemmiyetll bir yer tutar. Bizim kalkınma takvimimizde de, yıllardan beri, böyle fırtınalar esmektedir. Yabancı ülkelerden uzmanlar getirtiriz, para harcarız. Günün birinde çenesi kuvvetli, öfkesi yerinde bir vatandaşımız çıkar ve harcanan e-ineklere acır. Biz de, o zaman, niçin getirttiğimizi bilmediğimiz bu uzmanları, birer birer memleketlerine yollarız. Elimizde ya birkaç Öğüt kalmıştır, veya henüz karıştırılmamış birkaç rapor. Uzman meraklısı memleketimiz, uzmanlardan bezmiş gibidir. Bunlardan bir tanesini daha göndermeye karar vermiş bulunuyoruz, Prost’u.
M ÜNECCİMB AŞILARIN
rlnrl ı L la r« i 4-tiLflr
Getirttikten sonra kendilerinden birer birer usandığımız uzmanlar, bilginler değerli şahsiyetler nılydller acaba? Ayrılmalarından memnun olduğumuza bakılırsa değersiz olmaları lâzım. Fakat kendilerine bizden çok İleri memleketlerde hemen en ehemmiyetli işler, kürsüler verildiğine bakılırsa hükümlerimizin yanlışlığı meydanda. İş göremediğini sandığımız için hizmetlerine nihayet verdiğimiz bilginler, uzmanlar başka ülkelerde neden haşan gösteriyorlar da bizde hiç bir şey beceremiyorlar T Bıınun sebeplerini doğrudan doğruya kendimizde aramalıyız.
Uzman, tılsımlı bir şahsiyet değildir. Yapabileceği şeyler olduğu gibi yapamıyacağı şeyler de vardır. Uzmanın çizdiği faaliyet programı bir makamdan öteki makama geçmekle çok kere hem mânasını kaybedebilir, hem de mahiyetini. İlkönce akla gelen şey de btıdıır. Çünkü: her konu, şahsiyetin seviyesine, kültürüne, anlayışına göre çeşit çeşit şekillere girebilir. Biz hor günkü hayatımızda bunun sayısız örnekleriyle karşılaşabiliriz. Bundan sonra uzmana vermesini düşündüğümüz hareket serbestliği, başka bir sözle» yetkiler gelir. Her ağacın nasıl bir çiçeklenme ve yemiş verme zamanı varsa, ete alınan bir konunun da, normal işlemek şartlylc, öyle bir netice verme zamanı vardır. Bir vergi dâvası kanun yoliyle kısa bir zamanda, şu veya bu şekilde çözülebilir, ama, bir eğitim dâvası, neticelendlrilehllmek İçin sırasında nesillere İhtiyaç gösterebilir. Şehirlerin plânlaştırılına dâvaları da başka türlü değildir. Demek oluyor ki, uzmanın faaliyetini yalnız bir noktadan değerlendirmek yanlıştır.
Tesis eden: Hablb Edîb - TÖREHAN
Telefon : 44756.44757 Santral
milyon dolarlık tahsisat istedi
için 582
verecektir
gerekli izahatı
milli savun-
organı olan Borba de yayınladığı bir Sovyet Rusyanın
Belgrad. 27 A. A. (Lps) — Mareşal Tito’nun yakınlarından olan bir Yugoslav sayla-vı,Yugoslav Komünist Partisi merkez komitesinin resmi
raporunu gazetesin-makalcde Koredekl
’ «A
arzularının tezahür gören saylav ezcümle
etmek
ettiğini şöyle demektedir:
Savunma masraflarını karşılamak için
Bir harp tehlikesine karşı Yugoslavya silâhlanıyor
Tito., savunma masraflarını karşılamak
Belgrad, 27 (YtRS) — Ma-reşal Tito bugün Parlâmentodan, dünyadaki tehlikeli durum karşısında. Yugoslavya-nın hızla silâhlanması için, fevkalâde müdafaa bütçesinin tasvibini istemiştir. Teklif e-dilen bütçe tasarısında, savunma işlerine 582,000.000 dolar ayrılmaktadır ki, bu umumî masrafların yüzde 11 i nis-pe tindedir.
Bütçe tasarısını Parlâmentoya sunan Maliye Komisyonu. müdafaa masraflarının arttırılmasına, bilhassa halihazırdaki dünya buhranının sebep teşkil ettiğini açıklamıştır.
e ™ w a *
k r^" * ı^ Av fek / /
• Mİ 7 & f

1 o* A SVı

"Bu gibi bir teşebbüse mukavemet edebilmek için İşçilerin bu hâdiseyi tam mânasiy-le idrak etmeleri lâzımdır: Dünyaya tahakküm etmek isteyen yeni bir devlet mevcuttur.,,
Ordıı manevralarında, General Dapchovich Tito’.yu veriyor
emellerini tahlil etmektedir. Kore hâdiselerinde, Sovyetler Birliğinin dünyaya tahakküm
Saylav bundan sonra» Fransız inkılâbının hürriyetçi hareketin! şahsi temelleri için istismar etmeye kalkışmış olan Napoldon un ihtirasları ile Sovyet emperyalizmini mukayese etmektedir. Yugoslav saylavı, Kore hâdiselerinde bilhassa Yugoslavyanın kafa tutması ile kaybedilen Rus prestijini yeniden kazanmak hususunda bir teşebbüs mahiyeti görmektedir. Sövyet Rusya bundan başka Batı Devletlerini Çin ile mücadeleye sürüklemeye çalışmakta-dır.
dün bir hitabede bulundu
Arzularınızın tahakkuk yolunda bulunduğuna inanmanızı dilerim
Karabük 27 (AA.) — Geceyi ülkü İstasyonunda geçiren Cumhurbaşkanımız Celâl Bayar yanında İşletmeler Bakanı Muhlis Ete ile Ankara Milletvekili Mümtaz Faik Fenik ve Manisa Milletvekili Kâzım Taşkent olduğu halde saat 9 da kalabalık bir halk kütlesinin alkışlan ara-
sında Karabürk’e geldi.
Cumhurbaşkanımız öğleye ka. dar fabrikayı gezdi, öğle yemeği fabrikanın davetlisi olarak sosyal binada yenildi.
Cumhurbaşkanımız Celâl Ba-yar öğleden sonra Karabük Belediyesinin yeni yaptırdığı su tesislerini bizzat açtı.
Şehrimizden geçen iki Amerikan senatörü
Ferguson, bugünkü şartlara karşı dünya müdafaasına yeter derecede alâka gösterilmediği kanaatinde e
ya milletlerinin dünyayı muhafaza ve kontrol etmeleri şarttır. Esas gaye olan Birleşmiş Milletler ideali ancak o vakit gerçekleşecektir. Birleşmiş Milletlerin Kore meselesine müdahale etmeleri bu uğurda yapılması icap e-den işlerin en mükemmelidir. Fakat bu müdahaleyi tasvip c-den Birleşmiş Milletlere mensup 52 devletin tek bir vücut halinde mütecavizi önlemeleri gerekirdi.
Başkan Truman vergilere zam icrasını isteyecek
*
■s®* 1 ■
Memleketimize gelen uzmanlar. sırasına göre, ya rapor verdikten Honra giderler veya yurdumuzda yıllarca kalarak kendilerine verilen davaları çözmeye çalışırlar. Uzmanlardan tek tük faydalar sağlıyabllmlşsek, bu no yine kendimize borçluyuz. Uzman istediği yetkiyi almış ve faaliyetini ona göre ayarlıyabll-mişse, netice elde edilmiştir. Fakat böyle durumlar, bizim kalkınma tarihimizde, son derecede azdır. Genel olarak uzmanların nasıl çalışmaları gerektiğini henüz anlıyamamışızdır. Bu anlayışsızlığımız da, uzmanlarla aramızdaki geniş anlayış, görüş, seviye ayrılıklarından, dolayısiyle, çalışma metodu farklarından ileri gelmektedir. Bizim hayat görüşümüz bambaşkadır, hayat teşkilâtımız bambaşkadır. Üstelik tuhaf tuhaf İddialarımız da vardır. Bunlardan bir tanesi iliklerimize kadar sinmiştir: Biz yabancı memleketlerden fikir ve metod alırız ve onları kendimize göre işleriz! Bıı yanlış görüş yüzünden büyük kalkınma fırsatları kayhetmlşlzdlr. Fikir ve metod her kalıba, her kılığa giren bir şey değildir. Çağdaş bilgiyi tepelemek Istiyenler yalnız böyle düşünebilirler. Yurdumuzda uzmanların faaliyetini öldüren de bu görüş tarzıdır. Çok temelli fikirlerle hazırlanmış teşkilât projelerimiz, hep bu yüzden, tanınmıyacak şekillere girmiş ve teşkilât yerine anarşi ve teşkilâtsızlık yaratmıştır. Daha doğrusu anarşi ve teşkilâtsızlık uğrunda yıllardan beri servetler harcamışızdır.
Amerika Cumhurbaşkanı halka “müsait bir zamanda,,
Washington. 27 (YtRS)
Başkan Trumanın, ma masraflarının karşılanabilmesi için. Kongreden vergilerin arttırılmasını istiyeceği. bugün geç vakitte. Basın Sekreteri Joseph Short tarafından bildirilmiştir. İzahatına göre, vergilerin arttırılması teklifi Kongreye o-cak avının başında, açılmasından birkaç hafta sonra, sunulacaktır. Avnca bu hususta, Başkan Truman “müsait bir zaman” da halka gereken izahatı verecektir.
Mr. Short’un ilâve ettiğine göre, Başkan, bu teklifi yapmak
için Kongrede bütçe meselelerinin görüşülmesini bekilyeeektir.
Bu beyanattan birkaç saat önce, Mr. Short gazetecilere Truman ın Kongreye böyle bir teklifte bulunacağını ummadığını söylemişti.
VVashington. 27 (AP) — Beyaz Saray sözcülerinden biri, Başkan Truman ile müşavirlerinin. dün yapmış oldukları müzakereler sırasında, Kore buhranını “her zaviyeden mütalâa” etmiş olduklarını bildirmiştir.
Başkan Truman, Missourfde geçirmekte olduğu Noel tatilin!
Amerika, Almanları
Rusyaya satmıyacak
McCloy, fllmanyada beliren bir endişeyi izale etmek için teminat verdi
— Al-YUksek bugün demeç-
Frank fut, 27 (YtRS) manyadaki Amerikan Komiseri John McCloy, gazetecilere verdiği bir
te, Amerikanın Dört Büyükler Konferansında, ^Almanları Rusyaya satmıyacağını,, söylemiş, tir. McCloy sözlerine devamla, Almanlar arasında, bu hususta bir endişenin mevcudiyetini sezdiğini, fakat Batı Devletlerinin. Almanya için zarar tevlit edecek herhangi bir teklifi, asla kabul etmiycceklerini belirtmiş ve silâhlanma mevzuunda şu izahatı vermiştir: "Dört Büyükler,
Konferansı, Almanyanın sllâh-landınlması işini sekteye ıığrat-mıyacak veya geciktlrnıiyecek-tir. Amerika lüzumlu silâh ve teçhizatı da en kısa bir zamanda Almnnyaya sevkedecektir. Ancak Amerikanın yapacağı yardım, Almanyanın ve diğer Avrupa memleketlerinin kendi savunma sistemlerini bizzat ne derecede ve hangi suretle takviye edeceklerine bağlıdır.”
McCloy. Doğu Almanya Başbakanı Grotewohl*un iki AL manyanın birleştirilmesi teklifine temasla, bunun samimiyetinden şüphe ettiğini söylemiştir.

kısa keserek ^Vashingtoua avdet etmiştir.
Sözcü, General Bradley’in, düne kadar Korede vuku bulmuş nlan askeri harekât hakkında geniş izahat vermiş olduğunu ve diğer bir müzakere mevzuunun da. gelecek ay, Başkanın Kongrede vereceği nutuk olduğunu belirtmiştir.
Eisenhower’in karargâhı Pariste kurulacak
Gl. Eisenhower kumandayı deruhte eder etmez, İngiliz kıtaları emrine verilecek
Paris, 27 (AP) — Atlantik Paktı Silâhlı Kuvvetleri Başkomutanlığına tayın edilen General Eisenhower’in Genel karargâhını muvakkaten Pariste, As-toria Hotel’ınde kuracağı bugün Birleşik Amerika ordusundan resmen bildirilmiştir.
Londra, 27 A A. iReuter) — Savunma Bakanlığı sözcüsünün bugün Londrada bildirdiğine göre General Eiaenho^’er kumandayı deruhte eder etmez Ingiliz kıtaları derhal Atlantik Paktı ordusu emrine verileceklerdir.
Sözcünün ilâve ettiğine göre, General EisenhoWer’in emrine verilecek olan İngiliz kuvvetleri. Almanya, Avusturya yestedo bulunan İngiliz lvrlni ihtiva edecektir.
Kuzey Atlantik Paktı
yınin Brükselde yaptığı toplantı sonunda Amerika Dışişleri Bakanı Dean Acheson General Ei-senhowcr’in emrine asker vermelerini âza hükümetlerden talep etmiştir.
Çocuklara yardım
Dünya buhranının yükünü, muhtelif memleketlerde milyonlarca mMum çocuk çekmekledir. Snğıık veya sıcak harbin nüfuz ettiği hor yerde sayısız çocuk ncı ve sefalet İçinde kıvranmakta, j tıkardaki recimde eörülen çocuğun yüzündeki tebcsMÜmden nıah-rıını bulunmaktadır.
ve Tri-bîrlik-
Konsa-
Japonyanın silâhlanması
Tokyo, 27 A.A. lAFP) — Japon Hükümetinin yan resmi naşiri efkârı olan "Nippon Times” gazetesi bugün yazdığı baş makalede “Japonyanın yeniden silâhlanması" gerektiğini belirtmektedir.
Bilhassa Japonyadaki Amerikalılar tarafından okunan gazetede bu başma-kalenin intişar etmesi mânidar görülmektedir Bu hususta İleri sürülen mütalâalarda bu gazetenin İşgal makamlarının fikirlerine aykırı bıı-hınamıyacnğı belirtilmektedir.
Bir müddetten beri aşırı sağrı Japon gazetelerinde intişar e-den bir çok makalelerde dahi, muhtemel komünist hücumlarını karşılamak için Japonyanın yeniden silâhlanması zarureti ileri sürülmüştür.
Bl/.lın dün olduğu gibi bugün de uzmanlara şiddetle ihtiyacımız vardır. Fakat onlardan faydalanmayı bilmek de uzman getirtmek kadar ehemmiyetli bir dâvadır. Uzman yalnız boy gösteren bir şahsiyet olmadığı için, her şeyden önce, bizim ondan ne ihtediğlrıılzi bilmemiz lâzımdır Bıınu tesblt etmek her halde Kanıklığı gibi kolay bir şey değildir. Teslıh kudreti gösterildikten sonra İse uzman faaliyetini güçleştiren engellerin kaldırılması İşi gelir, işte biz uzmanlardan faydalanmak İstiyorsak, tam bir çağdaş anlayışla, bunu yapmak zoı undayız.
M. NERMİ
Başbakan Konrad Adenuuer, (nag(Ia) Alınanyadakl Amerikan Yüksek Komiseri John McCloy İle
Birleşik Amerika Âyan üyelerinden Mr. Ferguson ve Mv. Green dün sabah saat 5.45 te Beyruttan şehrimize gelmişlerdir. Yeşilköy Hava Alanında Amerikanın Ankara Büyük Elçisi Ekselâns G. WadsWorth, A-merlkan Haberler Bürosu Müdürü Mr. Carter ve şehrimiz basın mensuplan tarafından karşılanan Ayan üyeleri gazetecilerle bir müddet görüşerek, sorulan sualleri cevaplandırmışlardır.
Mr. Ferguson dünyanın bugünkü durumu hakkında şunlar’ söylemiştir:. 1
°Şahsi kanaatim, bugünkü şartlara rağmen dünyanın müdafaası mevzuuna yeter derecede alâka gösterilmemektedir. Dünyayı tek bir milletin korumasını beklememeliyiz. Bütün dün-
Kore harbi
S(?ul’e yapılacak hiiyük taarruzun 15 gün içinde başlaması bekleniyor
Tokyo, 27 AA. «United Press) S inci ordu sözcüsü. Güney Kore kuvvetlerinin düşman taarruzu karşısında 2000 yarda gerilediklerini, fakat hava taar-nızlanyle desteklenen mukabil hücumlarla mevzilerini sağlamlaştırdıklarını söylemiştir.
Tokyo. 27 A A. (United Press) -- Birleşmiş Milletler kuvvetleri genel karargâhından bildirildiğine göre. 300.000 mevcutlu bir komünist kuvveti, biri Seul’ün 35 mil kuzeyinde diğeri de doğu bölgesinde olmak üzere iki grup halinde cepheye sürülmüştür Seul’e yapılacak büyük taarruz 10-1.5 gün içinde beklenmektedir. Birinci hattA bulunan bu kuvveti destekliyecek mevcudu bir milyondan fazla olan ihtiyat komünist ordusu da hazır vaziyettedir.
Dünya durumu nazik bir safhadadır. Halk, harpten, sefaletten bıkmış ve usanmıştır. İnsanlığın mahvına sebep olacak bu tecavüz karşısında, Birleşmiş Milletler bu tecavüzü durdurmaya muvaffak olamazlarsa büyük bir muvaffakıj’etsizliğe düşmüş olacaklardır. Bu mlş Milletler için Ilhan devresidir, dan. imzalanan ziyade, icraat ve dır.
Bîrtejlftî? KTfîT>t7-er Tıîh-
insanlık duyguları ve sulhun muhafazam uğrunda çalışan devletlerden biri olan Türkiye, Koreye bir savaş birliği göndermekle bu ideale ne kadar bağlı olduğunu İspat etmiş bulunmaktadır. Korede döğüşen Türk askeri bu 1-dealln tezahürü olarak karşımıza çıkmaktadır.
durura Birleş-büyük bir im-Verilen oylar-protokollardan fiiliyat lâzım-
Türklyeye bundan önceki gelişimde bu ruhun bu memlekette tam mânası İle yaşadığını hissetmiştim. Bugün de aynı şekilde yaşadığından emin bulunmaktayım.
Dâva, hür insanlık dâvasıdır. Birleşmiş Milletlerin bu uğurda daha fazla müzaherette bulunacaklarını ümit ediyorum."
Mr. Ferguson ve Mr. Green Ne\v-York’a müteveccihen yollarına devam etmek üzere saat 6.30 da aynı uçakla Yeşilköy hava alanından ayrılmışlardır.
Türkiye hakkında bir makale, senato kayıtlarına geçirildi
VVashington, 27 A A. (Usla) — 1. Edgar Pnna’nın Washing-ton Evening Starda çıkan “Or-tadoğıınıın bekçisi kahraman Türkiye" isimli makalesi senatör J. William Fullbright ın talebi üzerine senato kayıtlarına geçirilmiştir.
Müsabakası
5M hikâye ile 23 milletin iştirak ettiği bu büyük müsabakaya Türklyrden de gazetemizin İki hikâye ueçerek katıldığı malûmdur. Türklyeden derece karanan İki Muhipleri Saınlnı Kor a güz ve Necdet ökmenin ve kiNH hal tercümeleri hıı müsabakaya katılan gönderilmiş bıılıııımaktadır.
Harp sonrası beynelmilel hikâyeciliğinin en güzel örneklerini verecek ve dünya hikâyeciliği hakkında bir fikir edinmek fırsatını sağlayacak olun bıı hâdisenin büyük bir alâka toplayacağından eminiz.
ilk hikâye 1 ocakta
"Başıboş lokomotif Milvvaukee’den geçiyor
Yazan : Hansjörg Schmitthenner (Alman)


500 okuyucuya hediye edilecek bilek saatleri
Bu saatin resmini ve izahını bugün 3 üncü sayfamızda bulacaksınız.
Bundan sonra Belediyeyi ziyaret etti. Belediye binası önünde toplanan büyük kalabalığın sürekli alkışlarla izhar ettiği arzu Üzerine balkona çıkarak Karabük halkını selâmladı. Cumhurbaşkanımız halkın sevgi tezahürlerine teşekkür etti ve dedi ki:
"Şimdiye kadar bir çok defa Karabük’e geldim. Sîzlerle bir çok hasbıhaller yaptım. Bu iyi günlerin hâtırasını daima muhafaza etmekteyim. Bu defaki ziyaretimin sebebi bir çok emekler ve paralar harcanan fabrikanın memleket iktisadiyatına ne dereceye kadar faydalı olduğunu ve bundan böyle ne kadar faydalar Bağlıyacağını tetkiktir. Bundan bilistifade şehrinizi bir kere daha görmek ve sîzlerle dc konuşmakla ayrıca büyük bir zevk duymaktayım. Bundan emin olabilirsiniz."
Cumhurbaşkanımız sözlerine şöyle devam etti;
"Sîzlerle günün meseleleri ü-ze rinde. konuşamamak mazeretimi takdir edeceğinizden eminim. Her halde sizin vâkıf olduğum arzularınızın tahakkuk yolunda bulunduğuna itimat etmenizi bilhassa rica ederim. Her gelişimde naçiz şahsıma karşı muhabbet gösterdiniz. Bu defa da göstermiş olduğunuz muhabbet yine her zamanki gibi beni fevkalâde mütehassis etti. Hepinize ayrı ayn teşekkür ederim.
Karabük garnizon komutanlığını da ziyaret eden Cumhurbaşkanımız Saf ran bol uluların gösterdiği ısrarlı arzu üzerine işletmeler Bakanı, mületvekille. ri ve Zonguldak Valisi ile Kara-bükten Safranboluva gitti.
Bütçe
Komisyonu
Milletvekillerinin mesken tazminatı ittifakla kaldırıldı
Ankara 27 (THA.)’ — Bütçe Komisyonu bugün saat 14 te 1951 yılı bütçelerini müzakereye başlamıştır.
Komisyon, ilk olarak B. M. Meclisi bütçesini müzakere etmiştir.
Konuşmalar arasında bilhassa Milli Sarayların durumu bahis mevzuu olmuş» sarayların B. M. Meclisi tarafından mı yoksa Hükümet organları tarafından mı idaresinin doğru olacağı mevzuu münakaşalara yol açmıştır. Sarayların idaresi şeklini incelemek üzere Çanakkale Milletvekili Kenan Akmantar, Samsun Milletvekili Kemal Eyüboğlu, Bursa Milletvekili Halûk Şamandan mürekkep bir tâli komisyonun kurulması karar altına alınmıştır.
B. M. Meclis bütçesinin geçici tazminat faslının müzakeresi sırasında komisyon üyeleri milletvekillerine
yekûnu 583.200 liralık tazminatının bu nlmak suretiyle masını ittifakla dır. Komisyon
yarın devam edecektir.
ayrılmış olan ve mesken fasıldan çıka-tasarruf olun-kabul etmişler-müzakerelerine
hikâyenin resimleri gazeteler»*
AĞAÇ SEVGİSİ 1
8(e kuRjS



YENİ İSTANBUL
•n Arn.li> 1950
skerlik bahisleri

Amerikan tedbirlerinin


askerî mânası
nedir ?
Şehir köşesi
Tevfik Rüştü Arasın gazetemize beyanatı

■erinden ancak 5-6 yıl gibi a* bir müddet geçmiş ve bundan evvelki hnrbln tecrübeleri hâlâ kıymetini muhafaza etmekte bulunduğuna göre hazırlık müddetinin bundan daha as olması da kabildir.
Akla diğer bir sual dalın geliri
Bağlıyacak kuvvet çıkarmaları kabil midir? sualinin cevabını vermekte kalıyor.
Şuram mulıakknJc kİ eğer A-morl kail lor vo Garbi Avrupadıv-İd demokrat devletler bugüne kadar Runyayı yola getirmek İçin birlik olma ve daha üstün bir ordu
Basın hürriyeti
Yazan : M. Şevki Yazman
Bugün bulun-RuNya-askori
mertebede
■ |ZVN bektemelerden, mÖn> “ kasalardan sonra Başkan Truman’m ilân ettiği fevkalâde tedbirler, her şeyden evvel Amerikan vatanının ve soııra da dünyadaki hür milletlerin ve memleketlerin savunmasını tlgilcndlrdiğlııden bu bakımdan mânalandınlması yerinde olur. Bo snrotlo bıı fevkalâde tedbirlerin ileride doğurabileceği hâdiselerin ve bilhassa inkişaf edecek askeri hareket-
lerin tahminini de yapabilirin.
Fevkalâde hal ilânının askerlikçe açık mânası sudur:
Amerika şimdiye kadar kendisinin ve birlikte bulunduğu diğer milletlerin haiz olduğu bÜydik siyasi ve İktisadî kudrete dayanarak ve bir harp çıkarmadan Rusyayı yola getireceğini zannediyordu, hn zannında aldanmış duğuno kahııl ederek nuı güvendiği büyük kudreti altedccek
bir ordu vücuda getirmeye ve kendisiyle birlikte hareket e-docck milletlerin (bilhassa Atlantik Paktı devletleri) silâh ve malzeme bakımından takviyesine ve bu suretle onların da silâh altına alacaktan ordularla evvelâ Rusyaya bir taarruzun kendisine pek pahalıya mal olacağını İspat, sonra da demokrat memleketler harp kudreti onu fiilen ve sükûn Fllhakilo kânlarının bilmek İçin Amerika her şeyden evvel İster soğuk, İster sıcak şekilde olsun harp ve kargaşalık ihtimallerini ortadan kaldırmak zaruretini duyduktan başka mütemadiyen kendirini atfetmek İçin tedbir ve tertip düşünen Rusyanın nAnîlıa-ye hanr bulunmasına da müsaade edemezdi.
Amerikalılar bugüne kadar Rusya yi sulh ve sükûn yoluna getirmek için çeşitli tedbirlere başvurdular. Roosevelt’in hesapsız avans ve kredi politikasından tutunuz da Trunıan’m bidayetteki yatıştırma ve İyilikle yola getirme düşüncesine kadar her şeyi denediler. Fakat sonunda onlar da bizim gibi şuna kani oldular ki; Rus-yanın istediği ne sosyal bir inkılâp ve adalet, ne de dillerine doladıktan gibi milletlerin refah ve saadetidir. Eğer bol§e-vlkler bunlan İstemiş olsalardı haksız ve hesapsız olarak galibi bulunduktan ikinci Dünya Harbi sonunda bunlan bütün dün\uya kolaylıkla bahsedebilirlerdi- Fakat Ortaçağ fatihlerinin İstilâ hırsı ne dereceye kadar İnsanî ve diğerkâm İdiyse, Sovyetlerinki de ondan bir kanş ileri gidememiştir. Bu sebepten de Amerika aynı yoldan» yani kuvvet yoliyle bunun cevabını vermek zaruretini hissetmiş bulunmaktadır.
Akla derhal su sual geliyor: — Amerika bu Işde ne dereceye ve ne zamana kadar muvaffak olur?
Birinci ve tklnci Dünya Harpleriyle Korede gördüğümüz gibi zafer, her şeyden evvel iktisadi ve teknik üstünlükle hazırlığa bağlı olduğuna ve Amerikanın da bu hususlarda Rusyaya en az 3-4 defa üstün bulunduğuna göre, nihaî safhada zaferi elde etmemesine İmkân yoktur. Yalnız, hazırlanmak ve Rusyaya karşı fiili üstünlük sağlamak için muayyen bir zamana ihtiyacı varılır. Bu müddet, Birinci ve tklnci Dünya Harplerinin tecrübesine göre iki seneyi pek geçmez. Hele şimdi olduğu gibi, ikinci Dünya Harbinin sona ermesi ü-
memleketler Rusyamnklnl aşarca. İcbar suretiyle sulh yoluna sokmaktır, geniş İktisadî İm-meyvasını toplıya-
— Rrııya bu müddetin geçmesine vo Amerikanın tlMir-Innnıofiina müsaade edecek mİ?
Biz Rusyanın daha ewd bir taarruz harbine geçeceğini zan-netmlyonıı. Zira iktisadi potansiyeli düşmanlarından çok düşük olan Rusya bir müdafaa harbine kabiliyetli olsa dahi büyük bir taarruz harbini göze alamamakta ve mütemadiyen Koro harbi gibi kendisinin fiilen karışmadığı harpler çıkarmaktadır. Meselâ Şark! Almanya Ue Garbi Almanya arasında bir harbi körüklemeye veyahut Fransa ve italynda çıkacak iç hanileri desteklemeye taraftar ve hazır olduğu halde İran ü-zerlnden Basra Körfezine inmek ImkAn ve fırsatına mâlik olduğu halde buna dahi pek yanaşmamıştır ve yanaşacağa da benzemiyor.
Şurası var kİ; eğer Amerikalılar daha Garbi Avrupanın müdafaası tamamlanmadan, mesela atom bombaslyle Rus-yayı yola getirmeye kalkışırlarsa o vakit SovyetJerİn Amerikan tehlike ve istilâcını geciktirmek üzere Garbı Avrupa-yı İşgale kalkılacakları ve bunu da kolaylıkla başaracakları muhakkaktır. Amma bugünden Garbi Avrupayı İstilâ. Ruslan başaramıyacaklan kadar büyük iktisadi zorluklar karşısında bırakır ve zayıflatır.
Biz şuna da kaniiz kİ. eğer bir gün Amerikalılar ve garplı demokrat devletler tam hazır-lıkiannı yapar ve Rusyanm karşısına üstün kuvvetler yı-ğahUlrlerae, bu kuvvetin tazyiki karşısında Rucyanın , tahliye etmlyeceği memleket ve yanaş-mı ya cağı. kabul etmlyeceği tedbir ve teklif yoktur. Elverir ki bu kuvvet bu derece sarahat ve katiyetle teşekkül etsin ve Rusyanın karşısında yer alsın.
Şimdi mesele. Amerfkaîılann ve garplı demokrat devletlerin hn kadar kati bir hâkimiyet
çıkarma huRURiında a-nUarındn anlaşmış bulun Raydılar, bıına muvaffak olmamaları Içüı hiçbir sebep yokta. Ne İnuin kaynaklan. ne mail. Ikti-Rinaİ İmkânları hn hu-
•adi vn
■usta İz han Bezetmez. Aksine olarak yalnız basına Amerika bu hususta yukarıda da dediğimiz gibi üç defa üstün durumdadır. Buna İngUtere. Fransa ve İtalya İle biz dr dahil olmak üzere bir (IÜ2)ne AvrupalI devleti ilâve ederseniz bunların 70-90 tümen ve fakat makine kudreti İtibariyle en az bir misli daha kudretli bir kara ordu-Hİyle Rusyunınkl İle mukayese edllemlyrcrk derecede üstün müteaddit hava ordulun çıkar-mamnlanna sebep yoktur. Yalnız şimdiye kadar gördüğümüz manzara, Amerikalıların bu işe karar vermesi ve AvrupalI devletlerin de yan çizmesi, yükü hep bnşknlannın üzerine yüklemeye çalışması Mi. Belki t-klncl Dünyn Harbinin sebep olduğu büytlk yorgunluk da bunlara âmil olmuştur. Fakat İş cfddî safhaya girip Rnsyanın kuvvet sinden kanaat vet ve
nlmaması için sebep kalmaz.
Koro bizi şaşırtmasın. Orada Birleşmiş Milletlerin yüz binine karşı kızılların milyonu savaşıyor. Hem de bu milyon oldukça yetiştirilmiş ve teçhiz e-dllmlştlr. Fakat milyona karşı beş yüz bin kişi yığıldığı zaman kızıl Çinliler İçin zafer ü-mldl kalmaz. Hem Amerikalılar birkaç defa beş yüz hinlik orduyu teçhizde zorluk çekml-yecekler! halde. Kini Çinlilerin teçhiz etmeleri lamız.
Hulâsa: Bîr,
kalâde tedbirlerini, bu nihai zaruretin anlaşılmış bulunduğu mânasına alıyoruz. Avrupadakl hazırlık da İnşallah bu derece katı olur. Ondan sonra Sovyet'lerin kendi had ve hudutlarına çekilmeleri hiç de zor olmıya-caktır.
Tûrkiyenin basın merkezi İetanbuldur, bu itibarla Mco lifteki eon münakaşalar bizi yakından alakadar ediyor Bugün, Gazeteciler Cemiyetinde, basın hürriyeti mevzuu etrafında bir de toplantı yapılarak.
Evvelki yün, Amerika Ua-borler Semdri, muharrirlere Park Otelinde 9tBae\n Hür-nyctiM isimli bir /Uim gösterdi. Pilim Amerlknda bu mefhumun nasıl tcldkki ve ne geMlde tatbik edildiğini gösteriyordu Huldsa olarak şu: Bir gazetenin politika temayülü ne olursa olsun, lehinde veya aleyhinde tecelli edebilecek her hangi bir havadisi tahrif etmeden vermek, halfa olan, bitenden dosdoğru haberdar etmek. Yani bir gaeete havadisleri aynen, cereyan ettiği gibi, bir tarafım saklamadan bildiriyor, amma, makalelerinde, her muharrir mensup olduğu fikir temayülüne göre hadiseleri tefsir etmek hususunda serbest kalıyor.
Filmi seyrederken aklıma, Amerikanın sayılı muharrirlerinden olan Bayan Rooee-veWin hür ve güdümlü buata dair bir fıkrası Bayan Roosovelt hür buatı bir elmaya, hür
yanım da bir yumurtaya benzetiyor ve diyor fci:
— Elmada çürükler olabilir, ayaklanınca geri kolam iyidir, yenebilir. Amma murtada çürük olunca..^
Kıssadan hisse: Çürük murtayı tercih edenler,
yemeye de katlanmalıdırlar
BİR tSTANBULLU
mat-geldi.
mat-olm(-
zorlyle yola getirilme-başka çare kalmadığına getiıiî(llgl gün bu kuv-ordunıın meydana çıka-
y*-
yu-
onu
MeksikalI milyonerin basın toplantısı
Sovyetlerce, İkinci milyonu hiç de kolay o
Amerikan fev-
Mehmet Akif için dün bir toplantı yapıldı
Dün şehrimize geldiğini haber verdiğimiz M eksik anın tanınmış şahsiyetlerinden Sinyor Jeorges Pasquel, dün Park Otelde bir basın toplantısı yaparak gazetecilerle konuşmuştur. MeksikalI milyoner, önce gazetecilerden Türkiye hakkında malûmat almış ve kendi bildiklerini söylemiştir. Sinyor Jeorges’un mem-leketlmlz hakkında bir hayli bilgiye sahip olduğu görülüyordu-1914 senesinden beri Türkiye etrafındaki haberleri alâka ile takip ettiğini belirten Sinyor, ae-nede iki defa büyük av partileri tertip ettiğini, aralan, kaplan, panter gibi hayvanlan avlamaktan hoşlandığını ve bu seferki avda da, Meksika Cumhurbaşkanının oğlunu yetiştirmekle mükellef olduğunu bildirmiştir.
Hava vaziyeti
Edeblj'at Fakültesi Talebe Cemiyeti dün saat 15 te Eminönü Halkevlnde büyük şairimiz Mehmet Akif için bir ihtifal tertip etmiştir. Toplantıda Doçent Mehmet Kaplan, Doçent N u reddi n Topçu birer konuşma yapmışlar ve gençler Aklfin şiirlerini okumuşlardır.
Yukarıdaki resimde toplantıdan bir köşe görülmektedir.
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğünden büdirildiğine göre, son 24 saat İçinde yurdumuzda hava, bütün bölgelerde kapalı ve yer yer yağışlı geçmiştir.
Yağışlar, Doğuanadoluda kar. diğer bölgelerde yağmur şeklinde olmuştur.
24 saat zarfında yurdumuza düşen yağış miktarları metrekarede : Bodrumda 41, Aydında 22, Konyada Antalyada 8, ve Kayseride dır.
En yüksek
en düşük im Erzurumda —5 derecedir.
15, Yozgatta 14, Salihli, Kangal 7, tzmlrde 6 kg.
®ı Bodrumda 17,
“Araplarla İsrail arasında bir harbe ihtimal vermiyorum,,
“’nirkîye, Ortaşarkfa dalma iyi bir âhenk ve sulh unsuru olmuştur. Diğer âzalarla aramızda tam bir âhenk vardır”
Birkaç günden beri şehrimizde bulunan Filistin Uzlaştırma Komisyonundaki Türk Delegesi Dr. Tevfik Rüştü Araş, Anka-raya hareketinden evvel YENİ ÎSTANBUL’a verdiği bir beyanatta, Araplarla tsruü arasında yeni bir harbe ihtimal vermediğini ve Ortadoğuda sulhun tesisi hususunda nikbin olduğunu söylemiştir.
Komisyonun son faaliyetinden bahseden Dr. Araş, bu ana kadar, Genel Kurul tarafından da kabul edilon iki mühim karara varıldığını bildirmiş ve şu izahatı vermiştir:
"Komisyon şimdiden sonra a-lâkadar tarafları İki mesele üzerinde uzlaştırmaya çalışacaktır. Bunlardan birincisi Arap mültecileri dâvası. İkincisi Lse İsrail ile Arap Devletleri arasında normal münasebetlerin tesisi meselesidir, İsrail Devleti, evvelce muhalif bulunduğu Arap mültecüerinln en başta görüşülmesi hususunu nihayet kabul etmiştir. Binaenaleyh halli müstacel olan bu insani mesele, 24
Cemiyet Hayatı
KuIUbÜn-grev ve bir kon-
Makine
Konferans
♦ iktisat Fakültesi Profesörlerinden Dr. Orhan Tuna, 29-12-1950 cuma günü saat 17 de Bursada Dağcılık de ‘İş mücadeleleri.
lokavt" mevzuunda ferans verecektir.
♦ Teknik üniversite
Fakültesi Talebe Cemiyeti, bugün saat 17.30 da "Kore Savaşı" hakkında bir konferans tertip etmiştir. Konferans, Teknik üniversitede. Kurmay Binbaşı Rasim Savaşkan tarafından verilecektir. Giriş serbesttir.
Oy
♦ Vefa Kulübü idare Heyeti, dün akşam Kulüp lokalinde, Şehrimizde misafir bulunan Admira Takımı şerefine bir çay ziyafeti vermiştir. Basın mensuplarının da hazır bulunduğu bu toplantı, geç vakte kadar samimî bir hava içinde geçmiştir.
TEŞEKKÜR
Aile büyüğümüz
MEHMET MAHİR
E R T E M ’ m
vefatı münasebetiyle cenazesine gelen, telefonla, telgrafla blzleri teselli eden akraba» dost ve tanıdıklarımıza ayn ayn teşekküre, teessürümüz mâni olduğundan, bu hususta gazetenizin tavassutunu rica ederiz.
Behlce Ertem. Muzaffer Emel, Abdullah Necati Gülsan, Tevfik Emet, Muzaffer Tayfun, Nail Gülsan, Neclâ Tayfun.
ÖLÜM
Bergûzar Çetlnor'un kıymetli eşi, Y. Mimar Belkla Çetlnor, Baki Çetlnor, Bülent-Çetinoriun babalan, Emekli İstihkâm Binbaşısı
İBRAHİM ATA Ç E T 1 N O R 27/12/1950 çarşamba günü hakkın rahmetine kavuşmuştur. Ce-nazesi bugün evinden alınarak, ikindi namazı Kadıköy Osmana-ğa Camiinde kılındıktan sonra Kuzguncukta Nakkaş Mezarlığına tevdi edüecektir. Mevlâ rahmet eyleye.
uMohini„ bugün Ankaraya gidiyor
Aoğuknlgınlığı yüzünden, mürrbbisl bir an evvel Molılni'nlrı kaloriferli evine kavuşmnsiDi İstiyor
SANAT HABERLERİ
Bugün Saat 6 Tiyatrom bir deneme temsili
ALBERT CAMUS
YABANCI
Çeviren ?
REŞAD NURİ GÜNTEKİN
Polis bu sefer daha kuvvetle vurdu: bir zaman sonra kadının ağladığı işitildi ve Sintes kapıyı açtı. Ağzında bir sigara ve halinde bir tatlılık vardı. Kadın kapıdan fırlayarak polise Sintcs’in kendisini döğdüğünü söyledi. Polis "Adın ne?" diye sordu. Sintes cevap verdi. Polis "Benimle konuşurken sigaranı çıkar ağZzindan" dedi Slntcs durakladı; bana baktı ve sigarasını ağzında tuttu. O dakikada polis onun suratının ortasına var kuvvetiyle ağır bir tokat yapıştırdı. Sigara birkaç adım öteye fırladı. Sintes’in birdenbire yüzü değişti. Fakat hemen bir şey söylemedi ve müeddep bir sesle “Sigaramı alabilir miyim?" diye sordu. Polis alabileceğini söyledi ve üâve etti: "Fakat polisin bir kukLa olmadığını bir daha unu-tayım dedim."
Bu esnada kız ağlıyordu ve "Bana vurdu. Herif bir pezevenktlr" diye tekrar etti.
O vakit Slntes: "Memur Efendi bir adama pezevenk demek kanunda var mıdır?" diye sordu. Fa«8t polis ona sade "Gagasını kapamasını" emretti. Slntes kadına doğru döne-36
rek: "Sabret yavrum; sonra yine görüşürüz* dedi.
Polis "Sana ağzını kapamanı emrettim, dedi, o gidecek, sen karakola çağınlıncaya kadar odanda kalacaksın". Sonra Sintes’in böyle zangır zangır titreyecek derecede sarhoş olmaktan utanması lâzım geleceğini söyledi.
Slntes o zaman izahat verdi: "Ben sarhoş değilim polis efendi. Yalnız huzurunuzdayım ve tltreyorum. Titrememek elimde değiL" Kapıyı kapadı ve herkes dağıldı.
Mart ile ben nihayet yemeği hazırladık. Fakat onun karnı aç değildi ve hemen hepsini ben yedim. Saat birde o gitti ve ben biraz u-yudum.
Saat üçe doğru kapıma vuruldu. Sintes içeri girdi. Ben yataktan kalkmadım. Karyolamın kenarına oturdu. Bir müddet lâkırdı söylemeden durdu ve ben kendisine işinin nasıl gittiğini sordum. İstediği şeyi yaptığını fakat kadının kendisine bir tokat attığını ve kendisinin de onu döğdüğünü anlattı. Meselenin ö-te tarafını gözümle görmüştüm, "Bana öyle geliyor ki o alacağını aldı; siz de herhalde memnun olmalısınız" dedim. Kendi de bu fikirde İdi. Polis ne yaparsa yapsın onun yediği dayaktan bir şey eksilmiş olmayacaktı. Polisleri gayet iyi tanıdığını ve onlara ne muamele edileceğini bildiğini üâve etti. Sonra polisin tokatına mukabele etmesini bekledim mİ acaba, diye sordu, öyle bir şey beklemediğimi ve zaten polisleri sevmediğimi söyledim.
Sintes cevabımdan memnun oldu ve kendisiyle sokağa çıkmak isteyip istemeyeceğimi sordu. Yataktan kalktım ve saçlarımı taramağa başladım. O vakit kendisine şahitlik et-37
mem lâzım geleceğini bana söyledi. "Olabilir, dedim; fakat ne söylemek lâzım geleceğini bilmiyorum". Sintes’e göre kadının ona hakaret ettiğini söylemem kâfi idi. Hâsılı şahitliği kabul ettim.
Evden çıktık ve Sintes bana bir konyak ikram etti. Sonra bir parti bllârdo oynamak istedi. Nedense beceremedim. Daha sonra bir umumi eve gitmemizi teklif etti. Fakat •'Hayır* dedim. Böyle yerlerden hoşlanmıyordum. O vakit ağır ağır geri döndük ve bana metresini İstediği gibi cezalandırablldlğl için ne kadar memnun olduğunu söyledi. Bu adamı bana karşı çok nazik buluyordum.
Uzaktan kapının önünde Salamano’yu gördüm. Çok telâşlı bir hali vardı. Yaklaştığımız zaman köpeğinin yanında bulunmadığım far-kettlm. Dört tarafa bakıyor, kendi etrafında dönüyor, kulvarın karanlığını delmeğe uğraşıyor. karmakarışık bir şeyler söylüyor ve kızarmış küçük gözleriyle tekrar sokağı arıyordu. Slntes "Neniz var?" diye sorunca hemen cevap vermedi: "Pis hayvan, cife., diye mırıldandığını işitir gibi oldum ve telâşlı hareketlerine devam etti.
Köpeğinin nerde olduğunu sordum. Birdenbire "Gitti" dedi. Sonra garip bir ağız ka-labaiiğiyle konuşmağa başladı: "Her zamanki gibi manevra meydanına götürmüştüm. Satıcı barakalarının etrafında kalabalık vardı. Bunlardan birine bakmak için bir parça durmuştum. Tekrar yürüyeceğim zaman yanımda olmadığını gördüm. Çoktandır ona daha küçük bir tasma almak istiyordum. Fakat bu cifenin bu şekilde kaçacağını aklıma getirme-
38
ocakta Beyrutta yapılacak konferansta Mültecilere Yardım Komisyonu âzalarının iştirakiyle görüşülecektir. Alâkadar taraflar arasında normal münasebetlerin kurulması hususuna gelince. bu sahada da Araplardan gayret ve anlayış beklenmektedir.”
Dr. Araş, geçen zamanın, a-lâkadAr taraflara bir hayli şey Öğrettiğini belirtmiş ve hâlen muallâkta bulunan meselelerin halli İçin de yine zamana ihtiyaç olduğunu söyliyerek, Filistin meselesinin pek yakm bir gelecekte halledilemiyeceğini 1-fade etmek istemiştir. Bununla beraber Dr. Aran, Ortadoğu d a İsrail ile Arap Devletleri arasında yeni bir harp vuku bul-mıyacağma kanaat getirdiğini, zira böyle bir şeyin alâkadarlara bir menfaat sağlamıy ocağını açıklamıştır.
Komisyon dahilinde Türklye-nin aldığı faal rolden bahşeden Dr. Araş, "Türkiye Ortaşarkta dalma İyi bir ahenk ve sulh unsuru olmuştur” demiş ve şunları Uâve etmiştir:
"Komisyon nezdindeki Türk Heyeti. Hükümetin bu hayırhak politikasına uygun olarak hareket etmektedir. Diğer âzalarla aramızda tam bir ahenk ve görüş birliği mevcuttur."
Dr. Araş, Ortadoğuda komünizmin bir tehlike teşkil etmediğini, bu bölgedeki hükümetlerin bu mevzuda pek şuurlu davrandıklarını da belirtmiştir.
Delegemiz bugünlerde Hükümete şifahi raporunu sunmuş o-lacaktır.
Hindistan Başbakanı tarafından Türk çocuklarına hediye e-dilen "Mohinl” adındaki küçük fil. bu sabıhkl 8.30 treniyle Ankaraya hareket etmiş olacaktır.
Dün sabahtan itibaren Mohmi, Bulgari»candan gelen muhacir çocuklar menfaatine bir hayli para toplamıştır. Yüzlerce çocuk. Sümer Bank Pavtyonunu ziyaret İçin 25 kuruş mukabilinde bilet satın almıştır. "Mohinl" nin soğuk algınlığı mühim olmamakla beraber, mürebblsi bir an evvel kaloriferli evine kavuşmasını münasip görmektedir.
yapıyor
Teşekkülünü haber vordlği-nuz Saat 6 Tiyatrosu, ilk çalışmalarının mahsulü olarak merhum Orhan Veli Kanık'ın 8ar-tre'dan tercüme ettiği "Saygılı Yosma., İsimli iki perdelik eseri ile bir deneme temsili verecektir.
Temsil bu gün saat 6 da "Yeni 8ea" Tiyatrocunda yapılacaktır. Bu temsile, fikirlerinden, zevklerinden ve ten-kldlerinden istifade edilecek şehrimizin münevverleri dâvet edilmiştir ve bir hususi tenrurtJ mahiyetinde kalacaktır.
Komünizm propagandası yapmaktan sanık dört genç Savcılığa feslim edildi
15 mayısta Lâlelide Çiçek las Gazinosunda komünizm lehinde propaganda yapmaktan sanık Yüksek Tahsil Derneği mensuplarından 4 genç, dün Savcılığa teslim edilmişlerdir.
Bunlardan Vecdi Özgören, Gönül Yaçaroğlu, Nuran Boyer, Kemâl Ccnab tevkif edilmişlerdir. Zekâi Kara kaş, Veysel Ak-kaş. Şehnaz Akıncı, Enver Ay-tekin zabıtaca aranmaktadır.
Dün, sorgu hâkimliği tarafından samklar aleyhinde dâva ikame edilmiştir.
Fa-
KISA HABERLER
lki gezinti
hareket e-
Uludağda
Temsilden sonra, "Saat (T Tiyatrosunun kurucular heyeti bir toplantı yapacaklar, edinecekleri intıbaa göre, bu yeni teşebbüsün ciddî bir surette ele alınıp ahnamıyacağı hususunda bir karar vereceklerdir. Karar müspet olduğu takdirde, "8aat 6” Tiyatrosu için bir idare heyeti seçilecek ve repertuarı üzerinde konuşulacaktır.
Heykel Sergisi
Taksimde, Fransız Konsotote hanesi galerisinde, genç bir heykel sanatçısı, ÇalHı Osman M> çunlu, yaptığı İçlerden mürekkep bir sergi açmış bulunuyor-
Göçmenlere Yardım Komisyonunun çalışmaları
e
Vilâyette kurulan Göçmenlere Yardım Komisyonu, dün akşam saat 17 de Vali ve Belediye Başkanı Prof. Gokay’ın başkanlığında toplanmıştır. Ticaret Odası Reisi, Tüccar Derneği Başkanı, Merkez Bankası Müdürü, Zahire Borsası Reisi, tş Bankası Müdürü, Rum, Ermeni ve Musevi cemaati ile sigorta şirketleri. Millî Reassürans ve Üç siyasi parti temsilcilerinden mürekkep olan Komisyon, dün akşamki toplantısında "Yardım işini organize etme" mevzuunda müzakerelerde bulunmuş ve komiteler seçimi yapılmıştır.
00.30 da
temizlik zarfında
Dün Haliçte bir kayık devrildi
Dün sabah Haliçte bir deniz kazası olmuş, İki sahil arasında işleyen bir dolmuş kayığı, bir motörün sade meşine maruz kalmış, denize dökülen yolcular etraftan yetişen sandallar tarafından kurtarılmıştır.
Malûmatına müracaat ettiğimiz İlgili makamlar, hâdiseden haberleri olmadığını beyan etmişlerdir.
Eski ve yeni Millî Eğitim müdürleri için çay verildi öğretmenler Demeği dün Fındıklıdaki İlkokulda eski ve yeni Millî Eğitim Müdürleri şerefine bîr çay ziyafeti vermiştir. Vali ve Belediye Başkantnm da hazır bulunduğu bu çayda samimî hasbıhaller yapılmış, eski ve yeni Millî Eğitim Müdürleri konuşmuşlardır.
★ İstanbul Muallimler Birliği Turizm Bürosu, yılbaşı dinlenme tatilinden istifade ederek, biri Ankaraya, diğeri Bursa-U-lüdağa olmak üzere tertip etmektedir.
2 ocak salı günü decek olan kafileler
5, Ankarada 3 gün kalacaktır.
★ Yılbaşı münasebetiyle Denizyolları İdaresi şehir hatlarına yeni seferler İlâve etmiştir.
Yılbaşı gecesi Adalara son vapur 00.20 de, Boğaza hareket edecektir.
★ Belediye motörlü ekipleri son bir hafta
yaptıkları kontrolde, şehn kirleten 67 kişiye ceza zaptı tutmuşlardır. Bunlardan 150 liraya kadar para cezası alınacaktır.
★ Belediyece kurulacak süt şirketine iştirake davet edilmiş olan Osrnanh Bankası Müdürü, dün Vali ve Belediye Başk&nım ziyaret etmiş ve Belediyeye bir cemile olmak üzere bütün masrafı Banka tarafından ödenmek üzere şehrin süt içini her bakımdan esaslı bir şekilde etüd etmek için, Paristen maruf btr Fransız mütehassısını îstanbula getirtmekte olduklarını bildirmiştir. Bu mütehassıs 10 ocakta şehrimize gelecek ve tetkiklere başlıyacaktır-
★ Bazı fınncılann bakkallara kâr bırakmamak suretiyle, bunların ekmek satmalarına mâni oldukları yolundaki şikâyetler İncelenmektedir. Belediye, gerekirse lüzum görülen bölgelerde ekmek satış yerleri açacaktır.
★ Belediye, gazino ve eğlence yerlerinde yılbaşı gecesi, geçen senekl tarifenin aynen tatbikına karar vermiştir. Belediye mura-kipleri, yılbaşı gecesi bütün gazino ve eğlence yerlerini dolaşarak sıkı bir kontrole tâbi tutacaklardır. Tarifeden fazla para aldığı görülenler şiddetle cezalandırılacaktır.
★ Belediye, fakirlere dağıtılmak üzere 135 ton mangal kömürü hazırlamış ve tevziata alt bütün formaliteyi tamamlamıştır. Havaların soğumaya başlamasını müteakip derhal tevziata başlanacaktır.
Geçenlerde, yine bu galeride açılmış ve resim sergisinden bahsederken, "sergi" denilen şeyin muayyen bir "sanat seviyesi” i-cap ettirdiğini yazmıştım. Filhakika o sergide bir çok tablo teşhir edilmişti ve bu tablolar bir takım manzara, yemiş ve portreyi temsü ediyordu. Lâkin bunların, lügat ve mefhum mâ-nalariyle, sanatla alâkası yoktu.
Osman Macunlunun yaptığı, büyük bir sabır ve gayretle ortaya çıkardığı işler de bu tablo lara benziyor. Bu genç, bir hayli tanınmış İnsanın başlarını m er mere oymuş. Fakat bu şahsiyet* lerin hüviyetleri, özleri, İç âleno leri bize nakledilmem İştir. Osman Macunlu iyi bir ustadır, İşi •le iyidir, "madde" si vardır. Bize ruhu da nakletmeğe muvaffak olduğu ve bu ruha kendisinden de bir şeyler üâve edebildiği takdirde onu bir sanatçı olarak selâmlayabileceğiz.
fa.
YENİ İSTANBUL
SÎYAS! İKTİSADÎ müstakil günlük GAZETE
Sahibi:
YENÎ ÎSTANBÜL NEŞRİYAT LtMÎTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal H. SAKLICA
Yazı İğlerini fiilen İdare eden mesul müdür: Saeld ÖGET
NeşredÜmiyen yazılar iade edilmez.
Basıldığı yer:
YENİ tSTANBUL MATBAA( CILIK LIMITED ŞÎRKETİ MATBAASI
Abone: Türkiye İçin seneiltl 33, altı aylığı 17. öç aylığı 9 llraurr. Hariç memleketler iki misildir
İlanlar: S no sayfada santime^ rest 2 Uradır. İlânlardan hiç bir mesuliyet kabul edilmez.
Slntes köpeğin belki kaybolduğunu ve tekrar geleceğini söyledi. Efendilerini bulmak için onlarca kilometre yürümüş köpeklerden misaller getirdi. Buna rağmen ihtiyar daha telâşlı göründü. "Polisler götürürler onu, diyordu, biri çıkıp da evine alsa Fakat buna imkân yok. Üstündeki kabuklar herkesi iğrendiriyor. Polisler onu muhakkak götürürler.” Bir kere hayvan deposuna gitmesini, köpek o-rada ise taksasını ödemek şartiyle kendisine iade edeceklerini söyledim. "Taksa pahalı mı?" diye sordu. Bilmiyordum. O vakit öfkelendi: "Bu cife için bir de para vereceğim öyle mi? Gebersin." Sonra daha başka küfürlere başladı. Slntes gülerek eve girdi. Ben de onu takip ettim ve katımızın sahanlığında birbirimizden ayrıldık.
Bir müddet sonra İhtiyarın ayak sesini I-şittim. Arkasından kapımı vurdu. Açtığım zaman bir an kapı eşiğinde durdu ve bana "Kusuruma bakmayın; kusuruma bakmayın" dedi. îçeri girpıeğe davet ettim, fakat istemedi. Kunduralarının burnuna bakıyor ve kabuklu elleri titreyordu. Yüzüme bakmadan: "E-limden almazlar değil mi Mösyö Merso, dedi. Alırlar mı dersiniz? Ben ne olacağım?"
Polis deposunun kaybolmuş hayvanlan üç gün beklettiğini, o müddetten sonra ne lâzımsa yaptığını söyledim. Sükût içinde bana baktı. Sonra: "Bonsuvar" dedL
Kapısını kapadığını ve odasının içinde gelip gittiğini İşittim. Yatağı gıcırdadı ve duvarın arasından gelen garip sesten ağladığını anladım. Bilmem neden anam aklıma geldi. Fakat yarın sabah erken kalkmalıydım. Kar-39
mm aç değildi. Akşam yemeğini yemeden yattım.
V
Sintes büroma telefon ettL Benden bahsettiği bir dostunun beni gelecek pazarı Cezair civarındaki küçük evinde geçirmeğe davet ettiğini söyledi. Memnuniyetle gelmek istiyece-ğimi fakat o günü mü bir kadın arkadaşa vaade ttiğlmi söyledim. Sintes hemen onu da davet ettiğini söyledi. Dostunun kansı erkekler arasında yalnız kalmadığına çok memnun o-lacaktı.
Telefonu hemen kapamak istedim. Çünkü patron bize dışarıdan telefon edilmesinden hoşlanmaz. Fakat Slntes beklememi istedi; bu daveti akşam da haber verebileceğini fakat bana acele söyllyecek başka bir şey bulunduğunu anlattı. Bütün gün bir takım Araplar tarafından takip edilmişti. Bunların arasında eski metresinin kardeşi de vardı. "Bu akşam evin civarında ona tesadüf edersen bana haber ver" dedi. "Pekâlâ" diye cevap verdim.
Biraz sonra patron beni çağırtınca birdenbire canım sıkıldı. Bana daha az telefon etmemi ve daha çok çalışmamı söyllyecek sanıyordum. Meğer o değilmiş. Patron bana daha pek belli olmayan bir projeden bahsedeceğini söyledi. Fakat mesele hakkında şimdiden fikrimi almak istiyordu. Pariste bir büro kurarak büyük kumpanyalarla olan bazı işlerini doğrudan doğruya yerinde İdare ettirmeyi düşünüyor ve benim oraya gidip gltmiyeceğimi öğrenmek istiyordu. Bu bana Pariste yaşamak ve senenin bir kısmında da seyahat etmek imkânını verecekti.
(Devamı var)
40
I
28 Aralık 1950
olmuş
Bediî FAİK
JJALİÇ kayıklarındaki dolmuş usulünün taksilerimize gl-11 rişinden beri, şehirde, bir vesaiti nakliye kolaylığının doğduğu muhakkak. İşiniz biraz acele İse, ne tombalak san Belediye kızını beklemeğe, ne do sünnet alayı gibi çığlık çığlığa yürüyen hustısf sermaye malına tıkılmanıza lüzum var. Nerede olursanız olunuz, Önünüzden çeçen taksiye elinizle nfak bir İşaret yapıp, gideceğiniz İstikameti bildirme-niz, kâfi. Hoş, siz söylemeseniz de olur. Renk renk arabaların küçücük camlarından uzanmış çeşitli başlar, şehir rehberi okur gibi, semt sıralamağa başlarlar^.
Fakat hemen İtiraf etmeli ki. dolmuş usulünün, çok vatandaşın vaktini nakde çevirdiği nekadar hakikatse, pek çoklarını da Asap bozukluğuna uğratmağa başladığı o derece doğrudur. Sanki hususî bir vasıta olmaktan çıkarak, böylece umumileşen taksilerimiz., kendilerini diğer umumî vasıtalara lıenzemeğe mecbur addetmişlerdir. Hattâ, otobüs ve tramvayın az çok bir nlzaıım bağlı oluşlarına mukabil. tamamen şoförlerinin keyfine tâbi kalan ,4dolmuşlar” hu bakımdan daha da ileridirler. Otobüs ve tramvaylarda sigara İçemezsiniz, Ama dolmuşta yanınızdaki müşteri, ö-nünikzdeki hamın, bahis mevzuu değildir. Otobüs ve tramvayın muayyen durakları vardır. Halbuki dolmuş, şoförünün aklına esene ve İçindeki müşterinin en acarına bağlı kalmayı şeref sayar. Hele vakit akşam da. İstanbul Radyosu meyhane ile teşriki mesaiye başlamışsa, yandınız: nekadar sarhoş nârâst varsa içeri dolarak, bindiğiniz vasıtayı, tekerlek takılmış bir çalgılı kahve haline getirir. Ve o zaman büsbütün aşka gelen sürücü, direksiyonu yumruklayıp, klaksonu parmak!ı.varak caddeyi târümar eder de. siz o-turduğunuz köşeye büzülmekten başka hlrşey yaptunaz-st-nrz. Sakın ağzınızı açmağa kalkmadanız, şoför derhal sizin yarım liranız, gibi yüzlerceslni her gün kaldırıma bıraktığını söyllyerck, arabanın kapısını açı verir. I>ahn olmnz-sa, hemen demokrasinin klâsik rey usulü ortaya dökülerek, nasıl yapıldığına şaştığınız bir gizli tasnif sonunda, tek başınıza kaldığınızı görüverirsiniz!^
Istanbulun son derece faal ve bütün imkânsızlıklara rağmen varlığını her an gösterebilen bir Altıncı Şube teş-Idlâh olduğunu biliyorum. Bugünkü genç Emniyet Müdürümüzün, o şubenin başında iken kurduğu mükemmel düzen, şimdi gene genç bir şube müdürünün elinde devam e-diyor. Eminim kİ, Altıncı Şubenin bıı enerjik şefi, çok değil iki gün. dolmuşlarımızdaki lâübalillğî parmağına dola-sa, çekip koparması işten bile değildir.
Bizim İstanbul şoförlerinin pek çoğuna, müşteri ayağını içeri attığı dakikadan İtibaren, arabalarının artık kendi emirlerinden çıktığını anlatmak zamanı gelmiş olsa gerek*
Beş Bakan lığın lağvı isteniyor
Sayfa 3
YENÎ İSTANBUL
Washington toplantısı
uzun
Yılbaşı dolayısiyle Meclis
bir hafta tatil yapacak
a t b u a t
diplo-edilen
Bakanlığı Başkanı, Yardımcısı
Ankara, 27 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Atatürk koşusu neticelerini bildiriyorum.
Aşağıdaki hususların tetkik edilmekte olduğu bildirilmektedir:
♦ • ( • • •
1 — Komünist Çin’in mütecaviz olup olmadığı cihetinin tetkiki ki, Sovyetlcr bunu veto etmişlerdi.
Takım tasnifinde 12 puvanla Demirspor birinci. 15 puvanla Ankaragücü ikinci ve 27 puvanla da Gençler Birliği üçüncüdür.
► •••••• • •• • • • • • • •
• • • • • • • • > ♦
2 — Çin’e tatbik edilen Amerikan ambargosuna diğer hür devletlerin iştirakini temin etmek.
Yüksek okul ve Üniversite talebeleri arasında yapılan Atatürk koşusu neticeleri de şöy-IcdLr:
• • • (
• ••••••
• •••••
• •••••
• • • • «
I • • * • • * ( I • • • • • V (


Amerikan Güreş kafilesi
Başkanı Morris’in demeci
Türk güreşçilerinin kuvvet, teknik ve güreş kabiliyetlerine hayran
Ankarada yapılan Atatürk koşusu; neticeleri
Birinci kategoride: Mustafa özcan (Gençler Birliği) birinci, Recep Het (Demirspor) ikinci, Mustafa Kaplan (Demirspor) ü-çüncü, Haydar Erturan (Anka-ragücü) dördüncü. Haşan Top-sakaJ (Ankaragilcü) beşinci, Ekrem Koçak (Ankaragücü) altıncı gelmişlerdir.
1 inci AH Polat, ikinci Kâzım, üçüncü Hızır Çamur.
ikinci kategoride Atatürk koşusu da şu şekilde neticelenmiştir: 1 inci Niyazi Yıldırım, i
kinci Atillâ Mete, üçüncü Erdoğan Tuncer.
Amerikan güreş kafileni İdarecileri
K. Çine iktisadi boykot yapılması düşünülüyor
Amerikan ambargosuna diğer milletler de iştirak edecek
Washington 27 (AP) — Kore buhranının halli sadedinde atılacak yeni bir adım olarak, hür dünyanın, Komünist Çin’e karşı bir İktisadî boykot tatbik etmesi keyfiyetinin düşünüldüğü bil-dirilmektedir.
Pekln’in ”ateş kes,, emrini ve projesini reddetmesi üzerine, Birledik Amerikanın gelecek hafta. Genel Kurul tarafından tatbik edilecek yeni tekliflerde bulunacağını iyi haber alan çevreler bildirmektedirler.
Ortadoğu, komünist tehlikesine mâruz
Arap ve Güney Asya milletleri temsilcileriyle yapılan toplantıda Mac Ghee, karşı azimle durulacağını söyledi resinin güneyinde kati bir vaziyet almak hususundaki azmini belirtmiş olduğunu açıklayabileceklerini ifade ve sözlerine şunları ilâve etmişlerdir:
“McGhee aynı zamanda dünya durumunu, VVashington çevrelerinin görüşüne göre umumî o-larak gözden geçirerek bizlere Birleşik Amerikanın bütün cephelerde komünizme karşı takınmış olduğu azimli tavn devam ettireceğini temin etmiştir. A-mcrikalı şahsiyetler bilhassa, Ortadoğunun komünist tasavvurlarının tehlikesine marui bulunduğuna inandıklarım uzadıya anlatmışlardır.,,
Toplantıya iştirak eden matlar kendilerine tasvir
bugünkü karanlık ahvale rağ-hen: Gerek Rusk, gerekse
McGhee’nin Kore ve başka yerlerde Birleşmiş Milletlerin beslediği uzak istikbale ait ümitler bakımından gayet iyimser olduklarına dair kesin intibalar elde ettiklerini söylemişler ve McGhee, Arap dünyası milletlerinin ilerdeki güç zamanlarda Birleşik Amerikan azimle des-tekliyecekleri ümidini İzhar etti.” demişlerdir.
komünizme
Washington 27 A.A. (United Press) — Dışişleri Bakanlığı Uzakdoğu meseleleri yardımcısı Dean Rusk 8 Arap ve Güney Asya milleti temsilcilerine, üstün bir askeri kuvvet tarafından çıkarılmadıkça. Birleşik Amerikanın Korede kalmak meramında olduğunu söylemiştir.
Rusk, Pakistan, Suudi Arabistan, Lübnan, Irak, Mısır, Suriye, Afganistan ve Hâşimî Ürdün Kırallığı yüksek siyasî temsilcileriyle, Dışişleri Ortadoğu Şubesi Dışişleri Bakan
McGhee’nin dairesinde 90 dakika görüşmüştür.
Bu toplantıya iştirak eden murahhaslar, Rusk’un, kendilerine vermiş olduğu malûmatı bildirmeye salâhiyeti! olmadık-lannı, fakat onun, Birleşik Amerikanın Korede 38 inci arz dai-
Dünkü oturumda Göçmen Piyangosu Kanun tasarısı bir hayli tartışmalardan sonra kabul edildi
urdur Milletvekili tarafından iyi karşılanmadı keresi arasında söylenilmiş idi. Meclis Başkanı mevzuun göçmen piyangosu olduğunu hatırlatarak Sinan Tekelioğlunu sus-turmuştur. Başbakan Yardımcısı tekrar kürsüye gelerek Sinan Tekellugluna sözleri dikkatle dinlemesini ve tahrif etmemesini tavsiye etmiş ”yeni bakanlık ihdası kararlaştı demedim, faydalı olup olmıyacağı etüd ediliyor. dedim. Bu Hükümetin göçmen işine verdiği ehemmiyeti gösterir,, demiştir.
D.P
hazırlanan tasarı
Ankara 27 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Mevcut Bakam lı klan n çok olduğu ve bunlardan bazılarının lâğvedilmesi yolunda bir düşünce D. P. Milletvekillerinden bazılan tarafından ileriye sürülmekte, fakat İyi karşılanmamaktadır.
Bu arada Burdur Milletvekili Mehmet Ozbey Meclis Başkanlığına bir kanun tasana vermiştir. Burdur Milletvekili Çalışma Bakanlığının lâğvedilerek işlerinin içişleri Bakanlığına verilmesini, Tekel Bakanlığının kal-(hnlarak işlerinin Maliye Bakanlığına devredilmesini, İşletmeler Bakanlığının lâğviyle işlerinin Ticaret ve iktisat Bakanlığına devrini, Ulaştırma Bakanlığı ile Bayındırlık Bakanlığının birleştirilmesini, Devlet Bakanlıklarından Marshal Yardımı işi İle meşgul olanın muhafazasını ve Başbakan Yardımcılığının lâğvı-nı istemektedir.
Meclisin bugünkü toplantısında Başbakan Yardımcısı Samet Ağaoğlu tarafından toprak, iskân ve göçmen işleriyle meşgul bir bakanlık kurulması hususunun etüd edildiği açıklanınca bazı milletvekilleri bunu iyi karşılamamışlar. Mehmet özbey kürsüye gelerek itirazda bulunmak istemiş fakat henüz böyle bir karar olmadığını anlayıp itirazından vazgeçmiştir. Mecliste Seyhan Milletvekili Sinan Tcke-lioğlu da bu münasebetle söz almış, Bakanlıkların çok olduğunu söylemiş, uzun izahata giriş-iniştir. Başbakan Yardımcısının sözü göçmen piyangosu müza-
"UNESCO” Türk Millî Komitesi toplandı
• •
Hatay Devlet Üretme Çiftliği, topraksız köylüye dağıtılacak
Antakya 27 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Hatay vilâyeti dahilindeki devlet arsalarının topraksız vatandaşlara dağıtılması suretiyle bu bölgede toprak dâvasının halli mevzularını tetkik vazifesiyle Başbakanlıkça salâhıyetlendirilen Hatay D. P. Müfettişi ve Seyhan Milletvekili Mahmut Kibaroğlu bugün Reyhanlıdaki Devlet Üretme Çiftliğinde.meşgul olmuştur. Antakya ve Iskenderundan bir heyetle çiftliğe giderek temaslara başlayan Mahmut Kibaroğlu çiftlik Müdürü Nail Yazıcıoğlundan etraflı malûmat almıştır. Hâlen 45 bin dönüm olarak İşletilen bu haddizatında 77.300 dönüm tutan Hatay Devlet Ü-retme Çiftliğinin topraksızlara dağıtılması hususunda çalışılmaktadır. Bu geniş arazilerin bir kısmına da Bulgaryalı ırk-daşlanmızdan 500 kadar ailenin yerleştirilmesi ümit edilmektedir.
Amerikan Millî Serbest Güreş Takımı kafile Başkanı Mr. W. Morris, son geceki güreş müsabakalarından sonra kendisiyle konuşan bir arkadaşımıza; Türk güreşçileri ve Amerikadaki gü-reşbrriurumu hakkında şunları söy lemlştir:
— Amerikada güreşe çalışanların yüzde doksanı yüksek tahsil talebesidir. Bizde halk; boks, beyzbol ve Amerikan futbolü I-le alâkadar olduğu kadar, güreşle alâkadar olmaz. Amerika-da senenin hor mevsiminde de güreş maçları yapılmaz, güreş müsabakaları yalnız aralık ayında başlar, nisanda sona erer, buraya gelen Millî Takım da. nisan ayında seçilen millî takımımız-dır, ancak bunlardan biri seyahate çıkmadan bir gün evvel rahatsızlanmış. biri de yeni vazife aJarak güreşi bırakmıştır Diğer bazılan da askerî vazifede bulunmaktadırlar.
Biz güreşte üç usul üzerine çalışırız. Bunlardan biri Amateur Athletic Union, diğeri National Collegiate, üçüncüsü de International stilidir. Olimpiyat senelerinde beynelmilel kavaıdi; diğer seneler bazı kulüpler a-matör, bazdan da National Col-
legiatl kavaldlni kabul etmişlerdir. Burada Türk güreşçilerinin kuvvet, teknik ve güreş kabiliyetlerine hayran kaldık. Bir güreşçide bulunması lâzım gelen bütün kabiliyetlere güreşçilerimiz malik bulunmaktadır. Bilhassa Atik, Doğu, Yücel ve Atan fevkalâde güreşçilerin izdir. Buraya gelirken neticenin 1-1 berabere veyahut 5-3 lehimize olacağını tahmin ediyorduk, fakat maalesef acı bir mağlûbiyetle karşılaştık.
Türklerin misafirperverliğinden de bilhassa bahsetmek isterim. Her gittiğimiz yerde fevkalâde hüsnükabul gördük, Güreş Federasyonu erkânına ve bilhassa bize yakın bir arkadaşlık gösteren Bay Şinasl özdemire kafile başkam sıfatiyle teşekkürü bir borç bilirim. Güzel memleketinizden, çok güzel hatıralarla ve serbest güreşte iyi bir ders almış olarak ayrılıyoruz.
İki Amerikalı güreşçi şehrimizde kalıyor
Amerikalı güreşçilerden 67 kilodaki Northıoop ile 87 kilodaki Louis Hontz, şehrimizde bir ay kadar kalarak antrenör Nuri Hocanın nezareti altında çalışacaklardır.
Birinci kategorinin 1 inci, 2 n-ci ve üçüncüsüne birer kol saati. 4 üncü, 5 inci re 6 ncıaınn da Atatürkün hayatiyle alâkalı birer kitap verilmiştir.
Şehrimizdeki koşu
îstanbuldaki koşularda da aşa. ğıdaki neticeler alınmıştır:
Günün teknik sonuçlan şunlardır:
Küme İÜ: 4000 metre 1 — E. Yahrgav (Fenerbahçeı 15.26.5, 2 — P. Lambrinidis (Beyoğlu-spor) 15.32.1.
Takım tasnifi
1 — Fenerbahçe 1 + 5 + 9 — 15 sayı.
2 — Beyoğluspor (A) 2 + 84-17 = 27 sayı
Küme I: 6000 metre, 1 — Cahit Önel (Galatasaray) 20.37.4,
2 — F. Barı? (Defterdar) 21.32,
3 — :
21,34.1.
A. Peniçe (KaragücÜ)
Takım tasnifi
1 — Galatasaray 14- 6 4-10
17 sayı.
2 — Tekel 54-94-11-25 sayı.
3 — Karagücü 13 + 21 + 24=58 sayı.
Ankara 27 (ANKA) — Unesco Türk Millî Komitesi bugün Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesinde yıllık toplantısını yapmış, tır. Toplantıyı Bakanlık adına Millî Eğitim Müsteşarı Reşat Tardu açmıştır. Profesör Sıddık Sami pılan muş. Ziya.
Bay Kibaroğlu Başbakanlığa sunulmak üzere geniş bir rapor hazırlamaktadır. Aynı çiftliğin bir kısım arazisinde tohum ü-retmesl de aynca İncelenmektedir.
Zonguldak Verem Paviyonu açıldı
Atatürkün Ankaraya ayak basışının yıldönümü kutlandı
Halkevinde Belediye tarafından bir anma töreni tertip olundu. Gece,
Ankara, 27 (A.A.) — Atatürkün Ankaraya gelişinin 31 inci yıldönümü bugün başkentte hararetli bir şekilde kutlanmıştır
Bu münasebetle sabahın erken saatlerinden itibaren bayrak larla süslenmiş Ankaradn 11 törenler tertip edilmiş, türk anıtları ile geçici AnkaralIlar tarafından ve çelenkler konulmuştur,
mende başiıyarak Samanpaza-rında sona eren Ankara efelerinin gösterilerinden sonra saat 17 de Halkevindc Belediye tarafından bir anma töreni tertip e-dilmİNtir.
çeşit-Atd-kabre buket
Dik-
binalar tenvir edildi
Spor idarecilerinin seçimleri başlıyor
Onar’in başkanlığında ya-çalışmaların raporu okun-Adnan ötügen, Dr. Bediî hem raporun hem de
Unesco merkezinin Türkiyeye karşı gösterdiği alâkasızlığı ten-kid etmişlerdir. Remzi Oğuzarık, raporu ve idare heyetini müdafaa ettniş, komitenin elindeki imkânların azlığından, senelik bütçenin 15 bin lira oluşundan bahsetmiştir, Yönetim Kurulu Başkanı Profesör Tevfik Sağlam. Unesco'nun imkânlarını na. zan dikkate almak lâzım geldiğini söylemiş ve bugün başarılanların dahi öğütmeye değer olduğunu belirtmiştir. Neticede komisyon seçimleri yapılmıştır.
Zonguldak, 27 (A.A.) — Halkın ve Sağlık Bakanlığının yar dımlarlyle inşa edilen otuz yataklı Zonguldak Verem Paviyonu Vali Sefaeddin Karanakçfnın bir hitabesiyle açılmıştır. Açılma tö. reninde parti mümessilleri, doktorlar. kesif bir halk kütlesi hazır bulunmuştur.
Bu münasebetle vali, halk ve Hükümetin işbirliğiyle büyük ve başardı işler yapılabileceğini 'belirtmiş ve misal olarak otuz yataklı Zonguldak Verem Hastalın nesini göstermiştir.
İran Şahının nişanlısı hastalandı
Ankara 27 (A.A.) — 1nın
Büyükelçiliğinden bildirilmiştir:
İran Şahı Muhammed Rıza Şah Pehlevi İle Bayan Süreyya-nın evlenme törenleri dolayısiyle Iran Büyükelçisi Mııhammcd Seed tarafından bu akşam 8,30 da verilecek yemek, Bayan Sü. reyyonın rahatsız olması yüzün, den tehir edilmiştir.
Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koraltan, bazı milletvekilleri. C.H.P. Genel Sekreteri Kasım Gülek ve kalabalık bir hulk kütlesinin hazır bulunduğu törene istiklâl Marşiyle başlanmış daha sonra kürsüye gelen Ankara Belediye Başkanı Atıf Ben-derlioğlu, hazır bulunanları A-tntürkün aziz nıhunu tâzlz için iki dakikalık bir saygı duruşuna davet etmiştir.
Tâzirn vakfesinden sonra Atıf Bcnderlioğlu ile tarihçi Enver Behnan Şapolyo, Atatürkün An. karaya gelişini tasvir eden birer konuşma yapmışlardır.
Bıı mutlu gün münasebetiyle akşam da tenvirat yapılmıştır.
Ankara, 27 (T.H.A.) — Yurdun muhtelif vilâyetlerinin Beden Terbiye Bölge Müdürlüklerinde futbol, güreş ve diğer spor kollarını idare eden ajanların klüpler tarafından seçilmesi için alâkadarlara tebligat yapılmıştır. Fakat bu tebligatta bütün kulüplerin seçimlere iştirak ettirilmesi kaydı, tereddütlere sebep olmuştur. Meselâ, yalnız güreş sporiyle meşgul olan bir kulübün futbol ajanı seçimine de katılıp katılmıyacağı bir çok böl. geler tarafından merkeze sorulmuştur.
Bu hususta bu günlerde bölgelere sarih malûmat verilecektir. ilk kademelerde başhyan seçimler yüksek kademelere kadar devam edecek ve sırasivle bölge müdürleri, Federasyon er. kânı da seçimle vazife başına getirileceklerdir.
Yunan Ordu Takımı Ankarada
Atatürk müzesi
Ankara, 27 (TH A.) — Atatürkün Anknrava gelişinin 31 inci yıldönümü münasebetiyle Niğde Milletvekili Halil Nuri Yurdakul Ankara Palas salonun, da bir (Atatürk Müzesi) açmıştır.
Müzede Atatürke ait muhtelif eşya ve resimler camekânlarda gösterilmektedir.
Ankara, 27 (A A.) — 1951
yılı dünya ordülararası futbol birinciliğine iştirak edecek takımı seçmek üzere Türk - Yunan ordu takımları arasında bu hafta şehrimizde bir karşılaşma yapılacaktır.
Yeni îstanbulun yılbaşı hediyesi?
Dolmabahçe Sarayında resim sergisi açılacak
bir
1 Ocak 1950 sabahı YENİ İSTANBUL’U muhakkak alınız ve tanıdıklarınıza do almalarını tavsiye ediniz. YENİ İSTANBUL o gün her zamanki münderecatına ilâveten gayet zengin bir yazı ve fotoğraf buketi halinde elinize geçecektir. Ayrıca gazetemizin yılbaşı hediyesini de o günkü sayımızda bulacaksınız.
27 (TH A.) Sarayında tarihi
Dol-kıy-
Ankara, mabahçe metteki eserleri ihtiva eden bir resim sergisinin yakında açılması için Milli Eğitim Bakanlığında hazırlıklara başlanmıştır.
Bu karşılaşma için Yıınan ordusu futbolcuları bugün öğleden sonra uçakla şehrimize gelmişler ve Etimesgut Askeri Hava Alanında Genelkurmay adına kurmay albay Fikri Oğuz, Spor Kurulu adına kurmay binbaşı Nuri GÜcüyener, kurmay binbaşı Şefik Erener ve Ankara Belediyesi adına müfettiş Ferit Karalı tarafından karşılanmışlardır. Belvü Oteline inen kafile üç idareci, bir antrenör ve 16 futbolcudan müteşekkil olun futbolculardan sekizi bundan evvel milli forma giymişlerdin Takım, yarın saat 15 te ilk antrenmanını yapacaktır.
Ankara, 27. (Yeni îstanbulun Ankara mümessili Refik Ahmet Sevengil bildiriyor) — B. M. M. Başkan vekillerinden Sıtkı Yıı* calinin reisliğinde toplandı.
Çalışma Bakanlığına tâyin e-dilen Hulûsl Köymenin Meclis Başkan vekilliğinden çekildiğine dair tezkeresi okundu. Mardin Milletvekili Aziz Urasm (C.H. P.) soru Önergesine Bayındırlık Bakanı Kemal Zeytinoğlu cevap verdi. Mardin Milletvekili iki sual soruyordu: Güneydoğu ovasını sulama projesi ne safhada? İskenderun - Iran yolu inşaatı ne zaman tamamlanacak ?
Yeni Bakan kürsüye ilk defa geliyordu. Soruya etraflıca cevap verdi:
••Evvelce hazırlanmış olan projelere göre Gurs Suyu üstünde baraj vücuda getirilmektedir. I-halesi bitmiş, müteahhide verilmiştir. Şimdilik ele alınan h 50 bin dekarlık sahanın sulanmasını sağlayacaktır. İskenderun - İran yolunun toprak tesviyesi bitmiş gibidir. Toprak yolun oturması lâzımdır. Şimdilik bu sebeple seyrüsefer toprak yol dan yapılıyor. Üstünün kaplanması sonraki iştir.”
Sual sahibi Aziz Uras kürsüye geldi. Verdiği izahata göre Gurs Suyunun güneydoğuyu sulaması meselesi gayet hayatîdir. Burası Mezopotamya Ovasının şimal kısmıdır. Bu sulama tamamlanırsa burada her şey eki-lebllecektir ve doğuyu kendiliğinden kalkındıracak bir servet kaynağı hâsıl olacaktır.
Meclisin meşgul olduğu ikinci mühim mesele göçmenler için piyango tertip edilmesi hakkında Konya Milletvekili Saffet Gürol’un kanun teklifidir. Tasan hnkkındaki umumi konuşmalara devam edildi. Aleyhte söyleyenlere nazaran ikinci bir piyango ihdas ederek Milli Piyangonun gelirine zarar vermemeli. Göçmenler İçin devlet bütçesine ödenek koymalı. Lehte konuşanlara göre o yapıladursun. Bir defaya mahsus âcil bir piyango tertibi ile şimdilik 3-4 milyon lira kazanıp göçmenlere tahsis etmek fena bir şey değildir.
Cezmi öztürk (D.P.) bu piyangonun şiddetle aleyhinde bulundu. O, göçmen meselesini böyle piyango hâsılatlyle halletmeye kalkmanın işi hafil tutmak demek oluğunu söylüyor.
Bu milletvekiline göre muhaceret dâvası âtıfet. sosyal yardım veya hissiyatı milliye dâvası değildir. Milli istihsâl milli kalkınma dâvasıdır. Memleketimizin nüfusa ihtiyacı vardır. Bu sırada memleketimize insan ithali fırsatı elimize geçmiştir Bu fırsattan faydalanmalı, esaslı bir plân yapmalı, devlet bütçesinden veya Amerikan mındfin mühim nispette sari etmeli, muhacirleri müstahsil hale getirmeli.
Milletvekillerinden HCsamed-din Tokaç (Ç.H.P.) göçmen mevzuunda Hükümetin ne düşündüğünü, ne tedbirler aldığını sordu. Seyhan Milletvekili Sinan Tekclioğlu da bu münasebetle ve kendi tabiriyle Tayyare Piyangosundaki oyunların masını istedi.
Başbakan Yardımcısı Ağaoğlu, Hüsameddln sualini cevaplandırdı:
Hükümet göçmen işini ciddiyetle ele almıştır. Göçmenlerin iskân edilmesi, müstahsil hale getirilmesi hususlarında düşüncelerinden faydalanmak Üzere Amerikan mütehassısları bugünlerde memleketimize gelecekler-
masraf yazılır. Piyango tayyare falan almaz. 10 Milli Piyango İdaresi 94 liralık İkramiye dağıt-Hazineye net olarak
dir. Hükümet göçmen işine o kadar ehemmiyet vermiştir ki, toprak, iskân ve göçmen işleriyle meşgul olmak üzere bir bakanlık kurulmasını bile etüd etmektedir.
Maliye Bakanı Haşan Polat-kan, Sinan Tekelioglunun Tay-* yare Piyangosu dediği Milli Pi-yango hakkında izahat verdi. 10 sene evvel çıkan kanuna göre Millî Piyango hâsılatından ikramiyeler ödendikten sonra geri kalan hâzineye ırad kaydolunur. Bir taraftan da Millî Savunma bütçesinin hava kısmının levazım ve teçhizat faslına
İdaresi senede milyon mıştır.
62 milyon lira hâsılat vermiştir. 1951 bütçesinde de Millî Piyango geliri devlet varidatı arasında 11 milyon lira olarak tah. mln edilmiştir. Masrafı ise sadece 400,000 liradır. Anlaşılıyor ki, öyle oyun falan da yoktur.
İstanbul Milletvekili Hamdı Başar, bir önerge vermişti. Göçmen piyangosu tertibi hakkında-ki tasarının reddedilmesini istiyordu. Meclis bu önergeyi kabul etmedi. Tasannm maddeleri konuşulup kabul edildi. Bu piyangonun da Milli Piyango idaresince tertiplenmesi ve hâsılatının yeni kurulan Göçmenlere Yardım Komitesi emrine verilmesi uygun görüldü. Meclis Yılbaşı münasebetiyle bir hafta sonraki çarşamba günü toplanmak üzere tatil edildi.
hürriyeti
Tahran, 27 (AP) — 6 muhtelif mebusla 10 kadar gazete sahip ve başyazarı, Hükümetin son günlerde bazı gazeteleri kapatmış olmasını protesto makamında İran Parlâmentosu binasını pansiyona çevirmişlerdir. Göstericiler, komisyon odalarında yatıp kalkmakta, sobaların üzerinde yemek pişirmekte, kendilerini akın akın ziyarete gelen misafirlerini ağırlamakta ve Başbakan Razmara aleyhinde a-tıp tutmaktadırlar. Göstericiler İranda asırlardan beri herkesin hürmet ettiği ”bast” veya ”mel” ce hakkına müsteniden Meclis binasına yerleştikleri için kendilerine hiç kimse dokunama-maktadır. Gösteri 20 aralıkta başlamış ve evvelâ 3 “Millî cephe” mebusu yataklarını sırtlı-yarak Parlâmento binasına yerleşmişler ve Hükümetin basına karşı giriştiğini İddia ettikleri taarruzlar duruncava kadar, binadan çıkmıyacaklannı ilân etmişlerdir. Bu harekette kendilerine 3 mebusla 10 gazete başyazarı iltihak etmiştir.
Hükümet son günlerde üç gazeteyi kapatmış ve iki başyazarı tevkif etmiştir. Bu gazeteciler “Hükümete hakaret” le suçlon-dınlmışlardır. Gösteri başladıktan sonra mevkuflar tahliye ve gazetelerin yeniden faaliyete geçmelerine müsaade edilmişse de, göstericiler Basın Kanunu değiştirillnceye kadar protestolarından vazgeçmiyeceklerini bildirmişlerdir.
yardı-punt derhal
açıklan-
Samed Tokacın
Snyfa 4
T E N t İSTANBUL
İhracat hareketlen
HABERLER

(Husurf)

yıllık
hareketlerinde daralma baş-
Yunanlstana tohumu, 120
topîana fş vo îşçl Bulma Kurumunun toplantısından bir görünüş
• • • • • • •
• • • • • • •
• • » • • • • • 0 ■
Brüksel Konferansında bir açık
Noel münasebetiyle dış piyasalardan mal almak için yeni teklifler gelmemektedir
Alman kimya sanayii
kapı siyaseti
Noel yortulan münasebetiyle, dış memleketlerden piyasamıza mal almak İçin teklifler gelmemektedir. Bu suretle tüccar. 1950 yılına ait bilançolarla, aym zamanda eski satışların muameleleriyle meşgul olmaktadır. Bu itibarla ihracat zaruri olarak bir göstermiştir.
Hafta içinde 5.000 kilo kendir
bin kilo fasulye. 7750 kilo küçük baş hayvan derisi, şevke-di İm iştir. Bundan başka Fransa ya da 15.000 kilo kendir tohumu, 8.000 kilo iç fındık, A1-manyaya 30.000 kilo, Holnâdaya 12.000 kilo kabuklu ceviz gönderilmiştir.
Almanya kimyevî maddeler dünyada geliyor
imalinde dördüncü
Düsseldorf 27
Batı Almanya kimya sanayii bu sene harice 200 milyon dolarlık mal ihraç etti. Geçen seneki imalât kıymeti 95 milyon dolardı. Bu seneki vaziyete göre ihraç edilen maddelerin değeri Bata Al manyanın bütün ihracat kıymetinin % 13 üdür. Bu nispet 1936 da %16.5, 1938 de de % 14,3 idL
Hindistan Amerikadan hububat alacak
h ve İşçi Bulma Kurumunun toplantısı
V i ■ ■■ ■■■■ ■ — ■(
Çalışma Bakanı, Kurumun kuruluşundaki maksadı bir nutukla izah etti
1 ■

Dünya kimyevi maddeler imalâtında Batı Almanya bugün Amerika Birleşik Devletleri. İngiltere ve Rusyndan sonra dördüncü gelmektedir.
Bu sene Almanyadan ihraç edilen kimyevi maddelerin %30 u denizaşırı memleketlere, Avrupa memleketlerine de Doğu blokıma dahil ketlere verilmiştir.
% W ı
7 ri memle-
New-York, 27 (YÎRS) — Hin-d i atanın Amerika Sefiri Bayan Vijayft L Pandit, yaptığı bir basın konferansında. Amerikan Hükümetinin. Hindistanın 2 milyon ton hububat için yaptığı müracaatı, gayet iyi karşıladığını söylemiştir. Bayan Pandit şunlan ilâve etmiştir:
•'Hindistan, hayat seviyesi yükseltilirse komünizme karşı bir siper teşkH edebilir. Halen Hin-distanda fena iklim şartlarının bir neticesi olarak açlık hüküm sürmektedir. Amerikada, buna son vermek için Hindistanın dostlan tarafından bir Yardım Komitesi kurulmuştur- HindistanlI! yiyecek meselesi, insani bir dâvadır*
Bayan Nehru. 2 milyon ton hububatın önümüzdeki şubat a-ymdan önce Hindistan* ulaşması gerektiğini söylemiş ve Hint Hükümetinin Kanada, Avustralya ve Arjantinden aynca 4 milyon ton hububat satın almayı kararlaştırdığını açıklamıştır.
Ankara, 27 (Hususi) — îş vo tşçl Bulma Kurumunun yıllık kongresi bu sabah Ankarada toplanmıştır.
Çalışma Bakanı, İşverenle işçi orasında bir ahenk sağlama amaciyle kurulan kurumun maksat ve gayesini tebarüz ettirmiş ve demiştir kİ:
“Gelecek yıllar için bu servisin memlekete hayırlı hizmetler vadettiği ümidini telkin edecektir ve hakikatleri, korkma-
dan yakından görmek cesaretini, bu zengin ümitle bu konferans, duyduğu heyecan altında hayırlı müzakereleri yapacak ve müspet neticelere ulaştırmanın te-minatı olacaktır. Bütün temennilerimiz, Türk milletinin muhtaç olduğu refaha erişmesi ve dünya sulh vö sükûnu İçinde kendisine teveccüh etmiş olan milletlerarası iktisadi görevini şan ve şerefle başarmasıdır. .
Değerli mesainizde hepinize başarılar dilerim."
* • I
Amerika, Isralfe milyon dolarlık kredi açıyor
WaKhlngtop, 27 (YÎRS) — Amerikan ‘Thracat ve İthalât Bankam" bujrün tsraile 35 milyon dolarlık yeni bir kredi açtığını Hân etmiştir. Banka, geçen sene tsraile dolarlık bir bu meblağ maktadır.
35 bîr
aynca 100 milyon istikraz açmıştır W. sarfedilmiş bulun-
bîr sözcüsü, istikraz
Liberasyon listesi
/ - -1
Ankarada bulanan sanayi erbabının son teşebbüsleri
v.
İstanbul Bölge Sanayi Birliği, ne mensup sanayi heyeti liberasyon listesinde yapılacak tadilât hakkında» Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı nezdinde teşeb. b üsler de bulunmaktadırlar.
Sanayi heyeti, yurdumuzda imal edilen İç pazarın ihtiyacını tamamiyle karşılıyacak sanayi maddeleri hakkında, alâkadar makamlan tatmine uğraşmaktadırlar. Sanayicilerin fikrine göre, sanayiin gelişmesi bakımından» bu maddelerin ithaline lüzum yoktur. Sanayi heyeti bu maddelerin bir listesini Ekonomi ve Ticaret Bakanlığına bildirmiştir.
öğrendiğimize göre. Bakanlık İthal serbestisin! ihJâl etmemek aynı zamanda sanayiin gelişmesini mahrum etmiyecek şeküde her iki menfaati telif eden formül hazırlamaktadır.
bir
Pamuklu dokuma fiyatları yükseliyor
Pamuk flyatlanna muvazi olarak, piyasada pamuklu dokuma fiyatlan yükselmektedir Son günlerde Sümerbank’ın kaput bezleri, perakende olarak 110 kuruştan 120 kuruşa kadar fırlamıştır.
Anadoludan şehrimize geler. manifatura tacirlerinin tan fazla mal aldıktan maktadır. Buna sebep ileride flyatlann daha
artacağı ileri sürülmektedir.
ıhliyaç-anlaşıl-olarak, ziyade
Batı Almanyanın Amerikaya ihracatı artıyor
Frankfurt. 26 (Hususi) — Al-manyanın Amerikaya olan İhracatı mütemadiyen artmaktadır. Bu sene haziran iptidasından eylül sonuna kadar Amerikaya 68.1 milyon dolarlık İhracat yapılmıştır. Bu miktar mart iptidasından mayıs sonuna kadar yapılan ihracattan yüzde 65.5 nispetinden daha fazladır Geçen sene Almanyanın Amerikaya yaptığı İhracat miktariyle bu aenekini mukayese edecek olursak bu sene geçen senekinin üç buçuk misli mal İhraç edilmiş olduğunu görürüz.
Amerika Birleşik Devletlerine yapılan ihracat mühim bir yekûn tutmaktadır. İhraç edilen mallar arasında hurda ve ham demir, demir ve çelikten yapılmış yan mâmul maddeler, alüminyum. kurşun ve çimento başta gelmektedir.
Lâtin Amerika memleketlerine yapılan ihracat da geçen se-nekinin dört misline baliğ olmuş tur. Bu memleketlere satılan mallar arasında kimyevi maddeler, demir ve çelikten yapılmış yan mâmul maddeler, saç levhalar, demir eşya, makineler ve hassas âletlerle optik cihazlar mühim bir yekûn işgal etmektedir.
Brezilyanın kahve stoku
— ■ ■
1951 yılında dünyada kahve darlığı olacak im ?
Bankanın
hakkında şu izahatı vermiştir: İsrail Hükümeti bu krediyi, ziraat malzemesi satın almak ve boylece tarımın gelişmesini sağlamak üzere Bankadan istemiştir. Meblağ. 15 sene müddetle % 3 1/4 faizle tediye edilecek, malzeme de doğrudan doğruya Birleşik Amerikadan satın alınacaktır.
(Hususi) — ihraç mik-tah-
mev-dahlü
17 mil-miktarı
ihracat
Washington 27 1950 - 1951 mevsiminde edilmesi beklenen kahve tan hakkında aşağıdaki minler yapılmaktaydı:
Mevcut yekûnu geçen simden artan miktar ve
stoklarla birlikte 19,800,000 çuval kadardır. Geçende sona eren 1950 rekoltesi, 14 milyon çuval kadar kahve ihraç edilmesi imkânını verecektir. Normal mikar ihtiyatta bırakılacak olursa 1950-1951 mevsimi içinde ihraca hazır 17 milyon çuval mev-cu olacaktır. 1949 . 1950 de bu miktar 22,700.000 çuval yani şimdiki miktara nispetle üç milyon fazla idt Fakat hakikatte Brezilya kahve ihracatı yon çuval, yani şimdiki aşmamıştır.
Amerikaya yapılan
1948 . 1949 da 11,900.000 çuval iken 1949 - 1950 de 10,700,000 çuvala inmiştir. Avnıpaya yapılan ihracat İse bilâkis 1948 •
1949 da 3,900,000 çuvaldır. 1949 . 1950 de 4,600,000 e yükselmiştir. Brezilya kahve ihracatı 1949 senesinin ilk altı ayı İçinde 8,100,000 çuvaldan 5,800,000 çuvala düşmüştür. Fakat haziran ve temmuz 1950 aylarında Brezilya kahvesi için çok talepler olmuştur.
Eylülde Santos’da piyasanın pek canlı olduğu söylenmekte idi. Yabancı memleketlerden siparişler yağıyor, fiyatlar yükselmekte devam ediyor, ihracat artıyordu. İstihsale gelince, memleket İçinden alınan rapor-
larda yağmur yağmadığından şikâyet ediliyor, mahsulün zararlara uğrayacağından bahso-lunuyor ve yağmur, vaktinde yağmazsa mahsulün az olacağı belirtiliyordu. Sıcaklık mevsime göre fazla idi.
Santos’da İşaret edildiğine göre senenin ilk yedi ayı içinde kahve ihracat yekûnu 7,152.000 çuval idi. Bu miktarda 1949 senesinin aynı aylarına nispetle yüzde 28 nispetinde bir eksiklik vardı. Birleşik Amerikanın mubayaaları umum! yekûnun yüzde altmışı nispetinde idi. Bir sene evvel bu nispet yüzde altmış üçü bulmuştu.
Washi.ngton’da Amerika Ticaret Bakanlığı bazı kimselerin iddiası hilâfına kahve darlığı mevcut olmadığını bildirmiştir. Fakat 1951 de vaziyetin daha müşkül olması İhtimali vardır. Birleşik Amerika şimdiki halde BrecUya ve Columbia mahsullerinin Amerikan müstehlikleri-ninl 1950 de 20 milyon çuvaJ kadar olan ihtiyaçlarını temin etmeye kâfi geleceği kanaatindedir. Fakat 1951 mahsulüne göre ihtiyatlar tükenmekte olduğundan bir darlığın başgöster-mesi ihtimali vardır. Bu vaziyetin müstahsil memleketlere senelik istihsali tevzi etmek ve bütün talepleri karşılamak imkânını vereceği şüphelidir. Kah. ve istihsal eden memleketlerin senede 30 müyon çuval kahve üıraç edeblldilderl. fakat dünya istihlâkinin senede 32 milyon çuval olduğu Washington‘da umumiyetle kabul edilmektedir.
Diğer taraftan, Banka bu hususta neşrettiği bir tebliğde, îs-railin bu yeni kredi He, ziraî is-tihsalâtını 1953 senesine kadar % 100 yükseltmek imkânını bulacağını, sulama tertibatını kuv-vetîendirebileceğini . ve mevcut çiftlik ve kolonilerin miktarını arttırabileceğini açıklamıştır.
EV
EV
Amerikada otomobil fiyatlıırı yükseliyor Detroit, 27 (Hususi) —- Nash Motor Kumpanyası. 1951 model otomobillerinin fiyatını, % 3.5 ile 5 nispetinde yükseltmeye karar vermiştir. MNashM, bu karan Chrysler Şirketinin yeni model otomobillerinin fiyatlarım yükseltmesinden sonra almıştır. Artış 90 dolar civarındadır.
Hindistan, A.BD den yardım görecek Yeni Delhi, 27 (Hususî) Hint ve Amerikan Hükümetleri arasında vanlan bir anlaşmaya göre, Hindistan, Truman’ın İnkişaf Etmemiş Memleketlere Mahsus Yardım Programından istifade edecektir. Anlaşıldığına göre, Hindistan, bu programa göre takriben 2 çaktır. Yine aym Amerika, sahada çaktır, mühim salatın tın
memlekette umumi sıhhi durumun düzeltilmesidlr.
Amerikada şekerin İstihlâki kısılmıyor
Wa8hİDgton. 27 (YÎRS) — Tarun Bakam Charles Bren-nan, bugün Birleşik Ameri-kada tahminî olarak önümüzdeki sene 8 milyon ton şeker istihlâk edileceğini söylemiştir. Bakanın ilâve ettiğine göre bu miktar, memlekette lje-kerin tahditsiz istihlâkini ve mevcut stokların muhafazasını mümkün kılacaktır. •Hemlngton" Japonyada bir ymo makinesi fabrikası knruyor New-York. 37 (YÎRS)
“Remington Rand tnc.M Şirketi bugün, Japonyada büyük bir yazı makinesi fabrikasiy-le bir satış merkezi kurmuş olduğunu bildirmiştir. Bu, harpten beri Japonyada A-merikan kapitaliyle kurulan flk endüstriyel merkezdir.
Bu fabrika, bilhassa Japon ve Çin harflerini ihtiva eden yazı makineleri imal edecektir.

*

milyon dolar ala-
programa göre Hindi s tana teknik yardımda da buluna-Hindlstanın halen en ihtlyaçlan, zirai Lstlh-arttmlması. nakllya-
modernleşUrilmesl ve
Fransa, Almanyanın silâhlandmlmasından önce Moskova ile temasa geçilmesini istiyor
Paris 27 ( Hususi) — Birleşik Amerika, İngiltere ve Fransa Moskovaya bilindiği gibi aynı cevabı vermişler ve bu suretle
Batı ile Dogıı arasındaki müzmin ve kaçınılmaz münakaşalara rağmen açık bir kapı bırakmışlardır. Şimdi Brüksel Konferan-
Paraşütçüler için yeni bir miğier
a

1*7

1951 Yılı
ikramiye plânında
EV
EV
ve müteaddit para ikramiyeleri
BEYOöLü Şubemiz müşterileri bu ikramiye keşidelerine iştirak edecekleri gibi aynca bu şube için tertiplenen
20.000 Liralık
Para ikramiyesinden de istifade edeceklerdir.
Türk Ticaret Bankası
Amerikan bava kuvvetleri mütehassislan son olarak paraşütçüler için yeni bir miğfer tipi hazırlamışlardır. Resimde görüldüğü gibi, miğferin ön tarafı, paraşütçünün serbestçe teneffüs edebileceği bir tertibatı İhtiva etmekte, aynca miğferin. atlama sırasında uçmamasını sağlamaktadır.

TAHSİL 'KUR’AMIZ
Gazetemiz okuyucularına kültür sahasında hizmet etmiş olmak için onlardan bir tanesini Avrupa veya Amerika üniversitelerinden birinde. diğerini İstanbul veya Ankara Üniversitelerinden hangisini arzu ederse orada 3 sene okutmak kararını vermiş ve bu kararını intişara başladığı gün bildirmiştir. Gün geçtikçe gazetemizin bu hayırlı emeline karşı gençler He evlâtlarını okutmak isteyenler arasında büyük bir alâka uyandığını memnuniyetle görmekteyiz.
Kur’ayı kazanan okuyucumuzun şayet kendisinin bizzat bu tahsili yapmak veya ailesi mensuplarından birini üniversitelerden birisine göndermek imkânı yoksa. bu takdirde işbu talihli, kendisine isabet eden hakkı başka birisine satabilir. Ne-tekim geçenlerde Zürich’e tayyare ile sevaba t etmek ve orada bizim hesabımıza 15 gün kalmak kur’asını kazanan talihli okuyucumuz bu hakkını başka birisine devretmiştir Devrettiği takdirde bu hakkı satın alan işbu tahsili daha ucuz yapmak İmkânını bulacaktır. Şayet kazandığı hakkı başka birine devretmek istemezse. bu talihli okuyucumuza derhal birinci mükâfat olarak 8.000. İkinciye 4.000 lira ödenecektir.
Avrupada, üniversitelerin ilkbahar sömestrinin mart nihayetinde başladığını nazarı itibara almaktan sarfınazar, her gün artmakta olan okuyucularımız bize müracaat ederek bu haktan istifade etmek arzusunu bildirmişlerdir. Onun için biz. sene başından itibaren 90 kupon için mart nihayetine kadar bu müsabakamızı son olarak temdit ediyoruz. Bu suretle kupon toplamış ve şimdiye kadar okuyucumuz olanlara yeni bir şans imkânını daha veriyoruz. Çünkü onlann şimdiye kadar malik oldukları 90 ar kupon şanslarını arttırdığı gibi. yeniden kupon da bu lunacaktır.
Gazetemiz,
muhtelif üniversiteler hakkında tetkikler yapmış ve bir hayli malûmat toplamış tır. Muhtelif fasılalarla bu üniversitelerin resimlerini, oralardaki tahsil şartlar n. hayat tarzlarım okuyucularımıza aynca bildirecek ve onlann faydalanmalarını temine çalışacaktır.
Bundan başka gazetemiz şimdilik İsviçre. Avusturya. Almanya. Fransa ve ttaî-yada tahsil etmek isteyenler için soracaklan sualleri o-ralordaki bürolarımız vası-tasiyle tetkik ettirecek ve onlara cevap verecektir.
tophyacaklan şansa ilâve o-
bu esnada
277X11/1950 Çarşamba

KAMBİYO ve ESHAM
açılış Kupunla
1 sterlhıg 7.85.50 7.85.00
100 Dolat >80.30 280.30
100 Fr Franjo O.MÛ 3.80
100 İsviçre Pr 64.03 61.03
100 BeıÇıkh Fr 5.6ü 0.60
100 İsveç Kr ... 54.12 50 H. 12.50
(no Florin 73 6Ö.40 73 68 W
|l|O bircı 0 44 |2b 0.14 128
I0Ü ünthm’ 0.01 87P 0.01 870
HXl d>(*«ri(lna 9.73.90 9.73 90
22.70
^•5 I93J* Ikrnmiycll 19.90
Milli MUfifllfUi 1 20 10
*(•5 *941 i»rmırvul I iv 100.80
194) Ueınirvol t- V •••»>*• 95.20
1/2 1949 1 Icrnmiveli ...- V6.65
194) Uernırvolt v ı 93.45
Kalkınma 1 96.45
Kalkınma 11 95.65
*^6 Kal kırma *11 .... 95.65
İÎMr iNtıkraaj 1 97 75
«Ş dHb mi İkrarı il .W. 97 75
IM4U istikrası 1 97.25
MliH ÜUdHlab IV 20.2(
*7 .hîH Sivas-Lrıurum 1 21 05
*1 1934 1LVL1 19.72
•frî 194 J .Jerniryoi u 1 19.70
194) Defhırvoitı 11 20,85
f«7 194) .»crnırvolu U1 20.20
(t7 MHP Mlıdnluü 1 30.50
«>7 Mim MiKiniaa H 21.05
%7 dili) Mndafoe 111 21.20
^7 Milli Müdafaa IV. 20.28
Şirket Tahvilleri
i’.C (iraai Buna 21.—
Anadolu D. Y l*ertu A/B 110.30
’• •* CUMi
M M MlimM Senet 69 —
Şirket Hisse Senetleri
PC Merkez 3annui;/tMHW türlüye »e uank.(K •— riirk l’icareı BanKaaı ....^ Ar«ı*n .....
124.—
31.—
5.—
»60
MEMLEKET ve D
MEMLEKET TİC ARE
İstanbul Ticaret Borsası
Satışlar Kilosu > Kuruş Kuruş
Buğday Ofisin D. 29.0H
,, aort D. M 32 10
V vunw8Hk eko. D M 38.20
Arpa D. M 22.10
Akdarı D. ev 18.20
Kaplıca D. M 16.20
Fasulye horoz Çu. • • 63
,, ^barbunya Çu. M 35 M
Mercimek yeşil Çorum •« 46
Nohut sıra D. re | 23
Ayçiçeği tohumıı D. 99 37 38
Fındık İç tombul 317 321
Un 79/81 randımanlı 2683 3850
Razmol 15 22
Kopek 12
Beyni! peynir fam yağlı 160
peynir yağlı 150
.. peynir yağsız 99 80 100
Kaşar peyniri yağlı Trakya 99 840 360
Zeytinyağı oka. ek», tenekell N.„ 235
. I. yemek. N. çıplak 99 193 195
Margarin yağı Ft 28/ı
Kuzu derial hara kurucu knaap fl S3O
Krema manda M 410
Tiftik deri M 590
Keçi kılı kırkım W 385
Oğlak derial tuzlu kuru kasap adedi 325
Yapağı Anadolu kırkım kilonu 135
Keçi derlal tuzlu kuru kanap 99 222.20 832.20
Kuyun derisi tuzlu kuru kasap 240
Porsuk derisi çifti 1600
Sığır derisi salamura kasap kilosu 168 190
Koyun derisi yaş •• 650
Sun a ar derisi çifti 16000
Sığır derisi yaş kilosu 150
Malak d er lal yaş 99 m
ÜNYA BORSA ve PİYASALARI
BORSALARI
İzmir Ticaret Borsası
Bugüb Son Kapana
Üzüm çekirdeksiz No >ı 73.75 74.75
tncir A serisi No.* — —
tncir M âcrlsı No. 108 —
Pamuk AJc&ıa j —« 140 —
Pamuk Akala u .. 105 — —
Pamuk Alınla. ili.. — «w
Pamuk erli
Pamuk «mgı (rafine* 140.— 110.—
Pam ıl( -ekirdegl 18.— İM —
• Adana Ticaret Borsası
Birinci Akaın 412/415 4 (0
İkinci 360.— 390
Üçün(j(l A Inıla
«irme Alnın vâdeh
Hamır
İkinci Akala vagmur
vemu
Yerli —
Altınlar
KlHçr rcrlı Ur.
Klılçr DeıcUMBU. Cumhuriyet — Kvşut ........
Hamil Gulden
İn^ıiıaı Fransız Kok Napnl^on UJ . tevıcre
Buğun Lira
4.70
4.72.—
32.40
87.89
Kut
Lire L75
29.10
42.00
37.00
29.15
42.75
YABANCI BORSALAR
New-York Borsası
Dün tttlu MUI
Buğday (bu^eh=Sent)
Sert Kış mansulu No. 2 281.— ’/gl.—
Kırmim Kıs mnhıuılO No 2 .... 259.— 258.—
Putnıık Mlddllne * 1 lbrftal=Setıi>
Mart — 42.41
l. • 1 • * • • »m • «ta* • • e • • • A « *• • • • » — 12.50
Temmun — 42.41
TUfık ( LıS4*nt> 150.- 136.15
Tek ra* No ( 135.15 135.-
• I Jhrn-I TM*ııt>
Kanuktu yerli m .M
•• **•«**««•••*
Levanı iç «thaı .nalı M» 63.—
Sgaırn iri »ç 4hm -nah — 66.—
Hıırıı ıı/ıirn Mnr(*ki - Nrot)
ChünıpNün ,'ukır»Mkai7 ^eçnı* U l/( D D«
Krl^n ’Htıumu Bikcü-z Dolar >
Mınneupulıs dJg lift
Kalas ıLibru — Svnt) — 149.—
Uevna-tcneke ıııc ılhr* -*r»iHri — 7.30
Londro Borsası
Krtrıı tohumu «Tunu Sterli a*»
Bombay 7X08 '73.-
Kaıkum * 73.-
Yet Clntıfcı IlIndRtun — 79.-
Brodford Piyasası
Tirtil* »yİ «nul IJbroui— Fiyat.
^ını mab
Yüı» Anadolu '* ** *
•• ITakvo •• —
İskenderiye F Arsası
151.— Ha.—
l'umul* ı ItunUurızzTatları> .... Aahmounı Kısa dyaflı F'G. KflfiiHh ri»ın -»Ivnfh h (i
sının pratik neticelerini daha İyi anlamak mümkündür
Avrupanm müdafaası için 1A zımgelen teşkilât yapılacak. AL-man ve müttefik askeri eksperleri 8 ocakta Bonn’da toplanacaklardır. General Elsenhower umumî karargâhını Strasbourg*-da kurmaktadır, Ingiltere ve Fransa. Generalin emrine derhal birincisi beş, İkincisi üç tümen vermişlerdir.
Salahiyetli bir kaynaktan te-yid edildiğine göre Yüksek Müttefik Komisyonu He Federal Hükümetin mümessilleri arasında yapılacak müzakerelerin neticesi ne olursa olsun müttefikler. geçen eylülde New-York’ta toplanan Üçler Konferansının karan veçhile IşgaJ statüsünde mahdut bir değişiklik yapacaklardır.
Bu, açıkça o demektir İd, müttefikler şimdiki işgal statüsü İle tesbit edilmiş olan galiplerle mağlûplar arasındaki münasebetlerden vazgeçecekler vc onun yerine kendileri He Batı Almanya Hükümeti arasında serbestçe müzakere edilen bir anlaşmayı ikame edeceklerdir. Fakat işgal statüsünde yapılacak değişiklik ocak ayının ilk İki haftasından evvel İlân edilemlyecektlr. Çünkü Bundea-tag 8 ocakta müttefikler tarafından ileri sürülen şartlarda birini, yani harp borçlarının nmması meselesini müzakere edecektir.
Bu noktada Alman zOâhlaz^ masının siyasi cephesi hakkında Paris ve Londranın müşterek hareket hatlarını hatırlat mak faydalıdır:
Rusya İle yeniden temas etmeden kati mahiyette hiç btr tedbir alınmamalıdır. Parisln yan resmi mahfillerinde, diplomatik vaziyetin bundan on beş gün evveline nispetle daha az kanşık olduğu belirtilmektedir. Çünkü şimdi Moskova» bir anlaşmaya yanlamadığı takdirde batının ne şekilde hareket edeceğini kati bir şekilde bilmektedir. Bununla beraber Paris ısrar etmiş ve derhal bir anlaşma temin edilemese bile Doğu Ue Batı arasında bir müzakere zemini bulunması için bütün diplomatik imkânlar harekete getirilmeden evvel Sovyetler Birliğinin bir emri vâki karşv sında bırakılmaması hususundaki görüşünü kabul ettirmiştir.
Burada zaman kaybeailmedi-ği kanaati hüküm sürmektedir. Çünkü bu müzakereler menfî bir netice verdiği takdirde Fraıu sanın sot itirazları dikkate alu nacak ve Almanya hukuk müsavatı ve yüksek rütbeU Alman subaylarının müttefik kurmay heyetine iştirakleri hak kındaki talepleri bakımından tamamiyle tatbik edilecektir.
Diğer taraftan başta Fİ ev en olmak üzere Fransız Hükümetinin Atlantik politikasının takip ettiği istikametten memnun olduğu söylenebilir. Fransız Hükümetinin şefi, Fransamn Atlantik camiasına karşı giriştiği taahhütleri yerine getireceğini söylemiştir.
Esasen Fransız efkârının büyük bir kısmı serbeat Avrupa-nın silâhlanması saatinin bu sefer hakikaten çaldığı kanaatindedir. Batı camiasının seferberliği. kuvvetli Amerikan bir. İlklerinin mevcudiyeti. General Eîsenhower’in Başkumandanlığı ele alması, Paris ve Londrada bundan on beş gün evvel mev. cut olmayan bir emniyet havası yaratan âmillerdir.
Sovyetler Birliğine gelince: salûhiyetli mahfillerde hâsıl olan kanaate göre Birleşik Amerikanın, îngllterenin ve Fransanın müşterek notaları bazı kötümser ajansların iddiaları hilâfına Moskova tarafından reddedilmiş yecektlr.
Moskovamn, Almanyanın silâhlanmasına mâni olmak, hiç olmazsa geciktirmek için ne mümkünse yaptığı söylenmektedir.
Dörtlü konferans bu yolda yegâne çareyi teşkH etmektedir. Bu sebeple Parısteki Amerikan mahfillerinde Sovyetler Birliği He yapılacak görüşmelerin pek uzun sürmesinden endişe edilmektedir. Filhakiku Avrupanm herkesin yardımına muhtaç bulunduğu bu saatte Almanyanın askeri yardımına büyük bir e-hemmiyet verilmektedir.
Fransa, evvelce de görüldüğü gibi bu temayülün aleyhindedir, tngilterc ise tereddüt etmektedir. İspanyanın Atlantik müdafaası içine alınması ve TUrkiye-nln. Yıınanistanın. Yugoslavya-nin, îtalvanm. İspanyanın ve Portekizin iştirakiyle ufkî bir müdafaa hatlı vücude getirilmesi hakkmdaki Washıngton tekliflerine Pahste ve Londrada kulak aşılmaması, bundan ileri gelmektedir.
Bununla beraber bu fikirde ısrar cdlimekte ve hükümet mahfillerinde bu mevzu etrafında münakaşalar cereyan etmektedir. Böyle bir tasavvurun tetki-kında şahsi hislerin hiç bir rol oynamıyacağı tabiidir.
» AnMt 19
YENÎ t ST A NBÜL
Sayfa 5
Gördiild^rimiz
*: • i» • w» »• * l v j _ ..
Eski sanatlar ve müzelerimiz


R
Yeni Yoğurtçu
TEFTİŞ
Bt7(îe teftişin bin bir çeşidi vardır. Hangilerinin lüznmta ▼e hangilerinin lüzumsuz olduğunu Hükümet el har. ı tetkik eder ve kararlarını da ona jröre verir. Bu sütunlarda bundan bahsetmek İstemiyoruz.
Bizim istediğimiz şey halkın kendi yaşamalarım, yoluna koymak İçin, teftiş yapmış olmasıdır. Bizde teftiş kabahatli İle kabahatsizi ortaya çıkarmak mânasına gelir. Kabahatsizin bn kabahati görüp görmediğini pek bilemiyoruz.
Biz bu zihniyetten biraz ayrılsak ve bize mal satanları kendi ölçümüzde cezalandırıp veya mükâfatlandırmak öyle zannediyoruz kİ Hükümet ve belediyelerin teftişinden daha kuvvetti bir şey yapmış olunız. Bize mal satanın pahalı veya fena sattığını gördüğümüz zaman artık onun semtine uğramaz ve onu dostlarımıza tavsiye etmezsek, mukabilinde İyi tüccar ve esnafı alışverişlerimizle himaye eder ve o-nun propagandasını yaparsak öyle zannediyoruz kİ en kuvvetli bir teftiş .yapmış ve madrabaz İle doğruyu birbirinden ayırdetmiş oluruz.
Resmi teftişlerle, verilen cezalarla bir netice husule gclenıiyeccğinl gördük ve bu hal en İptidai ceza usulü olan falaka zamanında dahi bir tesir yapamamıştır. Bu münasebetle hatırımıza gelen ufak bir hikâyeyi anlatalım,
Yeniçerilik zamanında şimdiki belediye iktisat müdürü veya belediye başkam gibi vazifelerle mükellef olan Ih* ttsap ağası kocaman kavuğu, arkasında falaka değneklerini taşıyan iki kavuklu ve cübbeli memuru İle esnafın mallarım teftiş ediyormuş. Bir gün ağa. birinin cevizlerini çürük ve pahalı bulmuş. Satıcıya hem falaka attırıyor, hem de cevizleri yutturuyormuş. Adam ayaklarının ve boğazının sızısına rağmen gülmeye başlamış, thtlsap ağası kızmış. “Bre madrebaz ne gülüyorsun ?" demiş. O da, “Efendim yanımdaki elmacının el mal an da çürük onu nasıl yutabileceğin] düşünüyorum.~ demiş. Oörüyorsunuz İd esnafın madrabazlığına falaka kifayet edemiyor ama bunu halk yaparsa muvaffak olur. YENİ İSTANBUL
Topkapı Müzesinde saat koleksiyonu
*
İstanbul
Tahsin ÖZ
Kuş
kafesi şeklinde saat
saat hangi asırda geldi?
Teni tstanbulda Prof. Alfred C ha pula, memleketimize garptan gönderilen saatlerin tarihçesini, kıymetli İki yazı ile belirttiler, Profesörün işaret ettiği veçhile Topkapı Sarayı Müzesinde, çeşitli birçok saatler bulunmaktadır. Bu asırdîde saray, müze haline konduğu sırada, muhtelif yerlerde hattâ bodrumlarda yığın halinde bulunan saatler de ele alınmış, bir kısmı değerli sanatkâr Şcm’l eliyle tamir edilmiş ve temlzlenmiştL
Yazan : Turgut Fuat
Bu saatlerden bazılan. harem ve köşklerde münasip yerlere konmuş, bir kısmı da Hazînede, Gümüş Dairesinde teşhir olunmuştu. Ancak yerin müsaadesizi iği yüzünden bu sanat eserlerinin bu suretle dağınık ve hattâ kan şık bir halde teşhiri, tam bir fikir edlnilcbilmeslne imkân vermiyordu.
Mabfnzasi Istanbulda Türk bezemesiyle süslenen London marka saat
Halvete girmek için hep beraber: »Destur, Bismillah» diyerek,
Onların arkalarından böbürlene

böbürlene ben de yürüdüm. Mu. rad da benim hamama gitmek için çok büyük olduğumu telmih etti ise de ona aldırmıyarak
mta, sıkı büyük annemin elinden tuttum. Hamamın önüne gelin-
hi

etçiler yerlere
kadar
sim bulmaz göçüp gider. İkisine de yazık edersin... Şu bacaklara bakın.- Kırk bir kere ma-şallah.^
Büyük annem az evvelki kızın annesLne savurduğu ÜUfatlan bitirmişti kİ kadınlar beni farkederek dehşet İçinde kaldı-
da ele alınmış, da-bir tarzda teşhire
Bir kısmı evvelce yine haremde ve
eğilerek bizi karşıladılar. Fakat beni görünce biraz tuhaf olmadılar değiL Mamafih bir şey belli etmediler ve bizi İçeri aldılar.
Büyük annemin hızlı, aceleci adımlarına ayak uyduramamak-la beraber e1 ini de bırakmıyor, d um. Methalin ortasında fıskiyeli bir havuz vardı. Gazoz şişeleri soğumak üzere buraya bırakılmıştı. Kadınlar yıkanıp çıktıktan sonra burada yemek yer ve dedikodu yaparlardı. Duvar diplerinde sedirler sıralan-
lar. Lâf mı. aralarında beş yaşında bir delikanlı vardı. Hemen hepsi garip, garip şekillere girerek mahremiyetlerini örtmeğe ve benim çıplaklığıma a-çık saçık telmihlerde bulunmağa başladılar. Büyükannem kaşlarını çattı. Kendisi herkese istediğini söyllyebilirdl ama hiç kimsenin telmih ve kinayesine tahammülü yoktu.
Ciddiyetle toparlandı. Bize sert bir işaret yaptı. Küçük kafile tekrar yürümeğe başladık. Bana ve beni hamama getirdiği için
Topkapı Sarayı Müzesinde, bu defa yeniden tanzimler yapıldığı sırada, bu kıymetU saat koleksiyonu ha mftnalı konmuştur, olduğu gibi
köşklerde vazife yerinde bırakılmıştır. Avrupa saatlerinden mühim bir miktarı, yeni tesis olunan bir salonda, üç büyük dolapta sıralanmış olup tekmil teferruatiyle görülebilmektedir. Diğer bir grup kİ, Türk saatçileri tarafından yapılmış, hepsi imzalı ve ekserisinin tarihi de bulunmaktadır. Bunlar da ayn bir köşede yer almıştır. Üçüncü
grup olarak; zümrüt, yakut, elmas ve incilerle bezenmiş mumsa saatler bulunuyor ki, bunlar da Hazînede büyük bir vitrinde sanat ve servet nümunesl halinde yer almıştır. Bunların arasında bir buçuk metre yükseldiğinde gümüşten yapılmış, etrafı zümrütlerle bezenmiş â-bidevt saatlerden başlıyarak bir kaplumbağa büyüklüğünde keler derisinden mahfazası olan yastık saatleri, pırlantalar içinde gömülmüş olanlan ve nihayet bir gül koncası cesametinde zarif olanlan da var. Hele mineleri üzerlerindeki bilhassa îs-tanbula ait resimler, armalar, kordonları hattâ anahtarları bile tarif edllemi^cek derecede güzeldir. Bunların bîr kısmının, hanım sultanların göğüslerinde murassâ bîr nişan halinde yer aldığı muhakkaktır.
ETyevm Harem Dairesinde Hünkâr Sofasında bulunan bir saat 2,46 yüksekliğinde, bir metre eninde ve 50 santim de-rinliğtndedlr. Markwlch London markalı ve çalgılıdır. Çal-
de bulunmaktadır.
yapılmış asma bir de, üzerindeki yazı-

mıştı. Daha evvel tenblh edildiği için gözlerimi yerden kaldırmıyordum. Sağa, sola bakmadan geçtik Bir elimden de Feride tutuyordu. Bir kaç basamak çıkarak bize ayrılmış soyunma odasına girdik. Feride evvelâ beni soydu, sonra büyük anneme yardım etmeğe başladı. Bir hiZT'^tçl kadını kapının önünde durarak emir bekliyordu. Hazır olunca Feride onu çağırdı, sabunlan, kolonyayı ve tamam taran verdi.
Benim takunyalarım altın yaldızlı Idt Büyük annenıinkller ise İşlemeli ve siyahtı. Büyük annem, gül rengi bornozunun içinde gayet gösterişli duruyordu. Saçlanm kulaklarının arkasında toplamış, başına altın kenarlı bir tarak iliştirmişti. Fe-ridenin üstünde vücudunu sıkı, sıkı saran bir peştemal vardı. Alçak basamakları indik ve eşyalarımızı taşıyan hizmetçinin arkasından, takunyalarımızı tın-gırdata, tıngırdata iç tarafa geçtik
Kadınların bir kısmı yıkanıyor, diğerlen de göbektaşında yorgunluk çıkarıyorlardı Hamam gününe kadar sakladıkları konuşmak İhtiyacı ve dedikodularla kubbe çın çın ötüyordu.
Biz içeri girince bîr sükût oldu. Hamam günlerinde gösterişi ve merasimi çok seven büyük annem kısa bir vakfe geçirerek tanıdıklarının hatınnı sordu A-lıa göziyle etrafına bakınıp kızlan tetkik etti. Eski âdeti idi Beğenmediği bir kız olursa hemen uluorta orasını, burasını tenkid eder ve eğer toplamazsa dünyada koca bulamıyacağıru açık, açık söylerdi Kızın mahcubiyetle kızarmasına, ananın da ezilip, büzülmesine bakmaz:
— Hamur işi yedirin, bol, bol hamur İşi yesin der. geçip giderdi. O gün de yine böyle sağa sola çattıktan sonra nazarı dikkatini çeken genç, güzel bir kızı ya-nına çağırarak sırtını okşadı Bu alâka erkek evlât analarının dikkatini çekmişti. Büyükannem kıza alıcı göziylc baktıktan sonra:
— Eğer bekâr bir oğlum olsa vdı, seni ona alırdım dedi.
Büyükannem diğer kızların kendisine hırsla bakmalarına aldırmaz Bütün dikkatini on üç, on dört yaşlarındaki güzel kızlarda toplar. Çok hoşuna giden birisini bulunca da anasına dö ner Kızı vakit geçirmeden ev lendirmeşini tavsiye ederek:
— Aman hanımcığım kızına güçlü, kuvvetli bir damat bul. derdi. Yoksa adamcağız hafta
büyükanneme tevcih edilen mırıltılar takunyalarımızın mermeri döven tıkırtıları arasında e-ridl, gitti.
Halvete girmek için hep beraber •'Destur, bismillâh” diyerek kirli suların aktığı açık oluğun üstünden aUadık... O zamanlar çok mutekid olduğumuz İçin böy. le çlrkefin üstünden atlarken “Destur, bismillâhM der, cin ve peri tayfasına karşı icap eden resmi tâzimi yerine getirmiş o-lurduk. Aksi takdirde talfel cinden sırtımıza bir tekme yiyerek çlrkefin içine yuvarlanmamız, yahut bir tarafımıza felç inmesi muhakkak addedilirdi.
Halvette yalnız bir kurna vardı. Feride yemek sepetlerini duvardaki bir hücreye yerleştirdi. Hizmetçi de sabun, havlu ve kolonyayı bir rafa bırakarak çıktı. Feride kapıya bir peştemal a-sarak dışarısı İle temasımızı kesti Sonra kumayı, yeri ve duvar* lan sabunlu su ile yıkadı. Büyükannem her yeri üç defa yıkamasını, aksı takdirde temiz sa-yılamıyacağını söylüyordu. E-ger her yer temizlenmezse yıkanırken cinlerin kötü bir muamelesine mâruz kalmamız ihtimali vardı.
Feride her yeri temizleyince oturmam 12 için mermerlerin üstüne örtüler serdi. Sonra yıkanmak faciasına bir mukaddime yapmak ve beni eğlendirmek t-çin yanıma diz çökerek sabun köpüğünden balonlar uçurmağa başladı. O da yıkama bahsinde înci gibi katiyen müsamahakâr değildi. Beni iyice bacaklannın arasına sıkıştırır, sabunlayn sa-bunlaya üç defa yıkardı. Sonra eline keseyi alır, adamakıllı kir çıkıncaya kadar keselerdi. Ben mütemadiyen bağırdığım için yi kamasına hiç fasıla vermezdi. 1-şln bence en mühim ve can sıkan kısmı bitince de. beni Ista koz gibi kızartıncaya kadar kay nar suyu defalarca tas tas ba-nmdan aşağı dökerdi.
Sıra büyükanneme gelince dinlenmek üzere beni bir tarafa yatırırlardı. Hamamda insan çok acıkır. Onun için gözümün önüne sepetteki yemekleri getirerek yattığım yerde yemek vaktini beklerdim. O gün bir aralık fırsat bularak halvetten dışarı çık. tim. Biraz serinliyebilmck için fişleiyell havuzun olduğu yere gitmek istiyordum. Çırıl, çıplak tim.
(Dcvann var)
KERVANSARAY
DA
I -£YEMİ PROGRAMe-
I ANNIE BERRYER |2j^ BRYMAN'S ve
I EOERLINDA - GOZALBO
I I
1 HENRIÇUE COFINER
1 ’8
İLHAM GENÇER j
a
KERVAN
KEMAN ORKESTRASI OARVAŞ
Telt 84750
Rüya Görüyor musunuz?
BÜYA fORUMUKINI Kıtnpçılards arayınız Fİ. ifr*
Sayın Profesör, bu ıribî saatlerin Kanuni Sultân Süleyman zamanında 1562 senelerinde geldiğini tahmin ediyorlar. Her halde Avrupa île sıkı teması-mız.hediyeler teatisi bu devirde boşladığına nazaran fazla miktarda bu tarihlerde gelmiş olması pek tabiidir. Fakat bîz 1505 tarihli bir Harine defterinde (Frengi saat) kaydım buluyoruz kİ 15 İnci asırda saatin geldiği hattâ Istanbulda Türk saatçi ustalannın bulunduğu tes-bit edilebiliyor. Maamaflh bu husustaki tetkiklerimiz devam etmekte olduğundan, müzede bulunan bilhassa Türk İşi saatler hakkmdakî malzemeyi tamamlamaya çalışıyorum
Avrupa hükümdarlarının, muhtelif vesilelerle hediye olarak gönderdikleri saatlerle beraber, bunlara alt tarifelerin geldiği de görülüyor. Fakat bazı saatlerde, o kadar karışık tertibat oulunuyor kİ, beraberce bir uslanın da geldiği tebarüz ediyor •
Hediye gelen saatlerden birini eski kayıtlarımızda (Zarfı uru-sekli - nedofli - yaldızlı, tepesi âleti harbiye ita müzeyyen altı türlü mokam çalan begayet mu-sannâ üç adet sanduka vazolun-muş kebir asma saat) yolunda târif ediyor kİ, cidden muhteşem | bir eser.
Santral Şefi Aranıyor
Murgul Bakır İşletmemizdeki Termik ve îdrollk santraltar şefliğini yapmak üzere tecrübeli bir makine veya elektrik mü. hendlsi aranmaktadır.
Görüşmek üzere 4.1.1951 tarihine kadar Etibank İstanbul Şubesine müracaattan. (18038).

İstanbul Belediyesinden:
Yılbaşı münasebetiyle yalnız lüks vc birinci sınıf müessese-lerden, en az beş kişilik müzik heyeti de bulundurmak şartiyle, her günkü programın fevkında eğlence tertip ettiğini Belediye Başkanlığına bir dilekçe ile bildiren içkili lokantalarda Yılbaşı gecesi için aşağıda maddeler halinde yazılı olup, daimi komisyonun karariyle kabul ve tasvip edilen şartlar dairesinde tarife tatbik edileceği ilgililere ve sayın halka İlân olunur.
1 — Yılbaşı gecesi hususî tabldot, (menü) fiyattan lüks sınıflarda (850) ve birinci sınıflarda (500) kuruştur.
2 — Yemek yiyenler başka bir konsomasyon yapmaya mecbur edilmiyeceklerdir.
3 — Yemek yiyenler mutlaka İçki içmeye mecbur tutulmı yacak ve yemekle beraber içki ve diğer konsomasyon alanlardan her günkü normal tarifeden fazla para alınmıyacaktır.
4 — Yemek yiyenlerin içeceği kahve ve emsali için her günkü normal tarife tatbik olunacaktır.
5 — Rakı, bira, şarap ve emsali meşrubatın esas tarifede kayıtlı çalgılı, revülü ve varyetcli zamanlarındaki fiyatlanno % 30 zam yapılacaktır.
6 — Alâkart yemeklerde mezeler esas tarifedeki hor günkü fiyatlarla satılacaktır.
7 — Başka hiç bir konsomasyon alamayıp, yalnız kahve, çay, limonata ve emsali meşrubat atan müşterilerin ödeyecekleri miktar lüks sınıflarda (200), birinci sınıflarda (150) kuruştur.
8 — İkinci ve üçüncü sınıf içkili lokantalarda hiç bir değişiklik olmayıp her çünkü fiyat tarifeleri tatbik olunacaktır.
9 — Masa, duhuliye, kuver parası veya diğer hiç bir nam vc suretle halktan para ahnmıyacaktır.
10 — Kot iyon mecburi değildir, gardrop için de mütcftmil paradan fazla para ahnmıyacaktır.
11 — Müşteriler, yapacakları herhangi bir şikâyete esas teşkil edecek olan hesap puslalarını İcabında İbraz etmek üzere yanlarında alakoyablleccklerdir.
12 —r Yupılacak şikâyetler Belediyece tesblt edilecektir.
13 — Üç nüsha olarak içkili müessesclcrce hazırlanacak
(menü), (konsomasyon, % 30 zamlı İçki) fij’atlarmı ihtiva edecek olan tarifeler Belceye tktlsat işleri Müdürlüğünce tasdik edilecektir. (18040). 4
yıldızların hareketini ve küreyi gösterenleri
Londrada duvar saati
lan dolayısiyle dikkate şayandır. Saatin kadronun bir yanında eski harflerimizle (Makam etmek, makam etmemek) yazılmış, alt köşeöindeld yuvarlak dairelerin birinin içinde yine av-
Güneş vo yıldız manzumelerini havi saat
dığı havalar; Hüseynî, Uşşak, Saba hafif, Semâ, Rast, Benisait, Candomlroğhıdur. Saatin üzerinde bir ç çeve içinde Sarayburnunu Adalara kadar gösteren bir manzara bulunmakta, buradan gemiler hareket halinde geçmektedir. Her halde bugünün pikaplarının zengin bir başlangıcı.
Bunların çeşitlerini böyle bir yazıda belirtmeye şüphesiz imkân yok. İçlerinden bîrinde (Gamler) bronzdan Altın yaldızlı bir filin Üzerinde saat durmaktadır. Bunun üzerindeki mahrutl kısım, dakikaları ve ayın safahatını göstermekte, saat İşledikçe, filin hortumu, kulakları ve kuyruğu oynamakta, hattâ saatin alt kısmında kristaller sular fışkırıyor gibi bir şekil almaktadır.
m harflerle aylar» diğerinde günler yazılıdır. Yu kan köşesindeki madalyon içinde bu yazılan türkçe olarak yazan zat İsmini hakkettirmiştlr. Bu saatler Avrupadan geldikten sonra, bazılarının mahfazaJan, beLkl de odnîann dahilî süslemelerine uyması gayesiyle Edirnckâri dediğimiz îâke tarzda boyanmış ve bezenmiştir.
Her halde gelen bu saatlere muhak-kogu-tami-v&kıf
Yine bir saat bulunuyor ki, kuş kafesi şeklindedir. Kafesin ait kısmı saattir. îçlnde tünekler üzerinde bulunan kuşlar zaman zaman yerlerini değiştirmekte ve ötmektcdirler. Saat istedikçe güneş manzumesinin,
çok kıymet verildiği kaktır. Hattâ Baltacılar yünde bulunan bir saatin ri için, ağalardan birinin
bir para tesis ettiğine dair bir kayda tesadüf ettik. Topkapı Sarayı Müzesinde bulunan Avrupa saatlerine şöylece bakmak bile, garp saatçiliğinin çok ileri gitmiş ve bilhassa hususi suret» te yapılmış olanların fevkalâde eserler olduğu görülür.
Buna mukabil, bir Türk saatçiliği de mevcut bulunmakta dır kİ. şimdiye kadar pek karanlık kalmış bu mevzuu, diğer bir yazımızda belirteceğiz.
Ahşap evlerin gölgeleri, sokağın iri taşlı bozuk kal-dınmtannda uzamaya baş* ladığı »aman, evlerine çekilmek Üzere dağıtan çocuklarla yuvalarına dönen kargaların yaygaraları akşamın garipliğini tedirgin eder. İnsan günün çekilişindeki hüznü. içinin derinliklerine rahatça sindiremez.
Evlerde, alt kat pencerelerinin fistolu beyaz perdeleri çekilir. Kuytu odalarda lâmbalar yakılır, sofra hazırlamak için rutubetli taşlıklarda dolaşan kadıntann nalın sesleri, aralık kapılardan sokağa sızar.
Bu saat, yoğurtçunun köşe başına dikilip bütün mahalleye meydan okuduğu saattir.
O. askının altında ezilmiş küçük boyu ile köşede belirir. Ağır yükünden kurtulmak İstiyormuş gibi gerinip boynunu uzatarak çarpık bir ağızla göğüs dolusu bağırır:
— Yoğurt kaymak!.. Koyun südünden yoğurt!..
O. köşe başında ilk belirdiği akşam, ses! bu kadar yırtık değildi. Bu ses onun ağzından çıkıp da bozuk kaldırımlarda yuvarlanarak sokağın alt başına doğru sü-züldüğü vakit, İnsanın yüreği kirpi gibi dikenleşirdl. Ötmesini yeni öğrenen küçük bir çöplük horozunun sesini andınr, akşamın garipliğinde aczin bir ifadesi gibi kapı gölgelerine sığınır, oralarda erirdi.
Halbuki şimdi» İsli çatı direklerindeki kırlangıç yuvala nna kadar, hırsız mahalle kedileri gibi tırmanıyor.
Evet, sokağın başında ilk öttüğü akşam, mahalleli onu yadırgamış, hiçbir kapıdan tabak usanmamıştı. Dipteki aşı boyalı evde oturan mütekait topçu feriğinin papağanı dahi şaşırmış olacak kİ. kafesin arkasından:
— Yoğurtçu!., diye beslenmemişti. O da bütün mahalleli gibi İhtiyar yoğurtçunun kaim ve yumuşak sesini beklemişti.

Yine her zamanki gibi, kargaların sürü ile servilere dağıldıkları bir akşam; çocuklar, birkaç mahalle ötedeki yangın yerinde toplanmışlar avazları çıktığı kadar bağırıyorlardı.
— Evli evine... Kövîfl kö-vüne... Evi olmayan sıçan deline L
Bîr anda çrt yavrusu gibi dağıldılar. Bu, çocuk çömün-den kopan 12-13 yaştannda, yahnanyak şopar bir oğlan; yanındaki kuru çeşmenin çökük duvarına yaslanmış, poyraz tarafı teneke ile kaplı bir harabenin kapısına daldı.
Toprak avlu karanlık vc evin içi sessizdi Odadan a-calp mınltılar İşitiliyordu. El yordamiyle kapıyı bulup açtı, İçerde beyaz yemenili birkaç kadın, üç tane sakallı erkek yavaş yavaş bir şeyler konuşuyorlardı. Bet bir sesle:
— Anne!., diye seslendi, ama aldıran olmadı. Usulca içeri süzüldü; minderin üstünde boylu boyunca uzanmış olan babasını görünce, işi anladı.
Ona. ölenle öltlnmiyeceğinl ve ağlayıp bağırmanın da fayda vermlyeceğini söyledikleri zaman, küçük kardeşi "Mama” diye sayıkhyarak yoğurt askısının kefelerini karıştırıyordu.
Gösü ona daldı; takı, avlunun bir köşesine yığüıver-miş gibiydi. Yoğurt tenekesinin biri kaymış, dirhemler karışmış, İpler birbirine dolaşmıştı. Kalkıp onlan tojr tadı ve ekmek sandığının önüne doğru aUrükledL
Ertesi gün sokAğa çıkmadı. Kardeşi mütemadiyen ağlıyor ve mama sayıklıyordu. Komşu kadınlardan biri onu alıp gittiği zaman annesi gelip yanına oturdu, şis gözlerle ona baktı ve:
— Artık, dedi, evin erkeği senain... Ben de. kardeşin de senin eline bakacağız.
— Peki, dedi oğlan. Babamın gittiği mahalleleri bili-yorum-
— Askıyı taşıyabilecek misin ?_•
— Taşırım.
— Yedek teneke alma, bîr tenekeyi bilirsen yeter.
Oğlan ağır ağır askının yanına gitti. Dizleri titriyor, boğazı kuruyordu. Eğilip iplerini düzeltti, sırık, bir ö-lüntln kolu gibi soğuktu. Bir hamlede omuzlayıp evden dışarı uğradı. Babasının kolu omuzundaymış gibi, ensesi diken diken oluyordu.
Adım attıkça yoğurt tenekesinin kapağı, dirhemler, terazi ayn ayn sesler çıkarıyorlar, sanki bu beceriksiz gidişten şikâyet ediyorlardı. Kefeler sallanarak ayaklarına dolaşıyor, onu kâh sağa, kAh sola yalp&tatıyorlardu
Dürüp ipleri Rastı ve askıyı tekrar omuzladı. Babası gibi bir omuzunu İleri vererek ve kefelerin sallantısına ayak uydurarak yürümeye çalıştı. Yangın yerinde bir iki kere bağırıp sesini denedi, beğenmedi-
Çenesini ve ağzını bir tarafa çarpıtarak damarları şişlnceye kadar bir daha bağırdı:
— Yoğurt kaymak!.. Koyun südünden yoğurt L
Sesi babasınmki gibi derinlerden gelmiyordu ama, eh, pek de fena olmamıştı.
Sokağın başına geldiği zaman adımlan oldukça afiliydi. Fakat ne çare kİ o akşam hiçbir sokakta kendisine bir tabak dahi uzatılmadı.
Hava İyice kararmış, yemek zamanı çoktan gelmişti. Omuzundaki askının bastığı yer ezilmiş ve uyuşmuştu. Mescidin önünde biraz dinlenip evin yolunu tutat
Tam köşeyi döneceği serada bir otomobil komam işitti. Askının muvazenesini bozmadan yavaşça yana kaymak istediyse de geç kaldı. Süratle çıkan otomobil askının sol kefesine çarptı vc onu olduğu yerde topaç gibi çevirdi, akabinde yırtıcı bîr teneke gürültüsü dujnıldtL
Yerden kaldırdıkları zaman, şaşkın şaşkın askıyı aradı, birkaç metre ilerdeydi. Yoğurtlar dökülmüş, terazi ve dirhemler dağılmıştı. Şoför: r
— Korkma, korkma bfr şey yok. diyordu. Sadece başın yarılmış. Zararını ödeyeceğim.
Nelere alışılmaz ki... Onu köşe başında sargılı baş iyi e tekrar gördüğümüz akşamlardan sonra, yırtık sesini yadırgamaz olduk.
Artık yeni yoğurtçu 0e, paşanın papağanından başka kimse eski yoğurtçunun kaim ve yumuşak sesini hatırlamıyor.
Turgut Fuat
FAKIR
HERKES KESESİNE GÖRE
9
ZENGİN
BEYOĞLU
PASAJINDA
KARLMAN
Yjbşı KeJiyelikieri Bulabilir
ÇOCUKLAR ÎÇÎN
yatak çarşafları.
ÎPEKLÎ ve YÜNLÜ kaşkollar. kravatlar, gömlekler, pijamalar; robdöşambrlnr, kazaklar, pamuklu ve yünlü İç fanüâlar, çoraplar; mendiller; para cüzdanları, evrak çantaları, Naylon yağmurluklar, şapkalar; eldivenler; kemerler;
Masa ve yemek örtüleri, havlular.
Naylon masa örtüleri; masa muşambaları, yemek ve çay takımları. vazolar, btblolar: Kütahya nıamulâtlan, kahve ve çay fincan-lan; sunî çiçekler; saatler ve bütün mutfak takımları vs. vs.
Kumaş ve örgü elbiseler, fantazi mantolar; düz ve güzel desenli kazaklar, golf pantalonlar, yünlü ve pamuklu eskl-molar; İç çamaşırları, çoraplar; bereler vs. vs.
pantolon ve çorap askıları vs. vs.
EV î
ÇÎN
battaniyeler;
BÜYÜK OYUNCAK SERGÎSÎ
FAKIR
ZENGİN
BAYANLAR İÇİN
En son model süet vc deri çantalar . spor Naylon çantalar - halta ipek krepseten ve krepdamur eşarplar, yün eşarplar, Naylon yağmurluktan. şemsiyeler, Naylon çoraplar, keten ve Naylon önlükler; terlikler; pudriyerler ve muhtelif kolyeler; bilezikler ve İğneler ıtriyat çeşitleri, süet ve lâme kemerler, son moda yünlü fantazi blûz ve ceketler, jersin ve İpekli kombinezonlar; gecelikler; son moda bereler; eldivenler: manikür takımlan. vaporlzatörler vs. vs.
K A ER E M A N MAĞAZASI HALKIN MAĞAZASIDIR

y •
Sayfa 6
TENÎ İSTANBUL
2« Aralık İDSO
İSTİKBALİN radyosu
KİBAR ÂLEMİN RADYOSU
Hezaren Cad. No. 1 24 - 1 28 • Galata-lstanbul Tel.: 44616 ♦ P. K. 1400 » Telgr. HELIOS Galata
BULMACA
yüzyıl Divan şairi, 2 — Belirti; Istırap. 3 — Terni ayak direme; Geleceği. I — Pek cüz'l (mürek-kep kelime). 5 — Tcrnl frnnHir.cn. kadın: Geviş getir. 6 — Bir hayvan. Kur'anın tamamen okunması. 7 — Bir harfin okunuşu; Geri tepme; Soru okl. S — Çift tabaka (İki kelime), fi — Trral bir demir cinai; Denizyollarının bir vapuru. 10 — Etrafa duyur (İki kelime); Yahya Kemalin o Isİmdö nefîa bir şiiri vardır.
Yukarıdan aşftğı:
1 — Uğursuz. 2 — Şart edatı; Az. 3 — Dört mezhepten biri; Telmih. 4 — Adanın üstü. 5 — Cerahat. Bir harfin okunuşu; Tutsak; Burç. 6 — Baştaki harf-aiz sem 7 — Eski harflerden birinin okunuşu: Orta. 8 — Cefa; Ger. 9 — Tersi eski harflerden birinin okunuşu- Tersi dullar. 10 — Fransızca salgın; Sahip.
DÜNKÜ BULMACANIN liA1X1 Soldan snfcn:
1 — İtikat eden. 2 — Şaka; A-lâka. 3 — Amirane; ty. 1 — Ra; Ada; AlA. 5 — Emire; Atik. 6 — Tir ; Mala. 7 — Ak: Mck. 8 — Dirayet; Ya. 9 — Emin ol; Cay. 10— Nafile tasa.
Yukarıdan aşağı:
1 — İşaret eden. 2 — Tamamı; İma. 3 — İki; Firari. 4 — Karar; Kani. 5 — Adem; Yol. 6 — Dana; Amele. 7 — Ele; Alet. 8 — Da; Atak. 9 — Ekili: Yas. 10 — Ayağı kayan.
BRONŞİTİ keser
ECZANELERDE BULUNUR
hmbmm Hindistan cevizinden çıkarılmış
Hokikî VEJETALİN Yoğ,
Pilâv, kızartma, tatlı ve her nevi yemeklerde kullanılan bu saf yağ, mide ve karaciğer rahatsızlıklarını önler Bakkallardan ısrarla isteyiniz.
S İ B İ R Nebatî Yağlar Fabrikası Ld. Şti.
Telefon: 20280
Merinos kumaşından ısmarlama elbise 135 liradır. Yerli ve Avrupa palto, pardesülük kumaşlarımız gelmiştir.
Tüccar Terzi SALAHADDtN KARAKAŞLI
Mahmutpaşa Kapalıçarşı kapısı yanında No. 18
AYDA 10 LİRA TAKSİTLE

TOPLAR
ÇIKARIR ÇARPAR BÖLER
KULLANIŞI KOLAY
KAPASİTESİ BÜYÜK HATASIZ HESAP
ZARİF GÖRÜNÜŞ...
_ İşte hesap işlerinizde sür’af ve kolaylık temin edecek TUŞLU Numerio hesap ma-kinast. Oemonstrasyon ve mütemmin malumat için müessesemize müracaat ediniz !



k
Galata, Hezaren Caddesi No. 84 - İstanbul - Tel.- 40870
J
B AKARA İ
İstiklâl Caddesi No. 324 - Tel.: 44417 İTİNA İLE İNTİHAP EDİLMİŞ ÇEŞİTLİ YENİ HEDİYELİKLERİMİZ GELMİŞTİR .
PORSELENLER-DEKORATİF FAYANSLAR-BİBLOLAR MİNYATÜRLER - AVİZELER—ABAjURLAR.VESAİRE
Beden Terbiyesi İstanbul
Bölgesi Başkanlığından:
Kulüplerimizin davetlisi olarak şehrimizde bulunan Avusturya’nın Admira, Yugoslavyanın Sarayevo Takımlariyle İnönü Stadyumunda yapılacak futbol karşılaşmaları; 30. XIV!950 cumartesi günü Galatasaray - Admira. Vefa -Sarayevo, 31. XII/1950 pazar günü Vefa - Admira. Bekiştaş -Sarayevo Takımları arasında yapılacaktır.
Bu müsabakalara giriş bilet fiyatlarının numaralı yerler: 5.—, kapalı tribün 2,50, açık tribün 1.50 ve duhuliyenin de 1.00 kuruş olarak tesbit olunduğu, biletlerin bugün saat 10 dan itibaren İnönü Stadyumu gişelerinde satışa çıkarılacağı sayın halka ilân olunur. (18041).
YILIN ANSİKLOPEDİSİ
Umumî rağbet rekorunu kıran, vaktinden evvel mevcudu tükenen, En büyük takvimcilerin, âlimlerin, sairlerin, filozofların, mütefekkirlerin, doktorların, muharrirlerin, -hikayecilerin, hazırladıkları.. Her yıl seve seve aldığınız:
SAATLİ MAARİF DUVAR TAKVİMİ
- , • ■ . ' •
Sadece bir takvim değil, hakiki bir bilgi hazînesidir. Aylardonberi mütehassıslara hazırlatılmakta olan bu eşsiz takvime sahib olmak fırsatını kaçırmayınız...
SAATLİ MAARİF DUVAR TAKVİMİ
Yeni yılın en kuvvetli ansiklopedik eseri olacaktır. Bayiinizden istemekte acele ediniz.
İstanbul Karayolları
I. Bölge Müdürlüğünden:
EKSİLTMEYE KONULAN İŞ £
Cebeci Taşocaklanndan 2000 M3 moloz ocak taşının İhracı ile Cebeci Konkasör şantiyesine nakli işi açık eksiltmeye konulmuştur. ’
Keşif bedeli 0690 liradır.
Geçici teminatı 726 lira 75 kuruştur. Eksiltme 30/12/1950 tarihine rastlayan cumartesi günü saat 11 de Küçükyalı Yollar Birinci Bölge Müdürlüğünde toplanacak eksiltme komisyonunda yapılacaktır.
Bu işe ait keşif, rayiç, fennî ve özel şartlaşma Karayolları Bölge Müdürlüğünde çalışma saatleri içinde her gün görülebilir.
İsteklilerin 1950 yılı Ticaret Odası belgesi ve geçici teminat makbuzları ile belirtilen gün ve saatte adı geçen komisyona gel. meleri İlân olunur. (17192)
İstanbul Telefon Başmüdürlüğünden:
1 — İdaremiz operatrisleri için 10.000 adet yedök kartonu ile birlikte kartodeks tesisatı satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 10.500 lira olup muvakkat teminat 787.50 liradır.
3 — Açık eksiltme 4.1.1951 tarihine rastlayan perşembe günü saat 15 te satmalına komisyonunda yapılacaktır.
4 — Taliplerin şartnameyi görmek ve teminatlarını yatırmak üzere kanunî vesaikleriyle birlikte her gün mesai saatlerinde başmüdürlük Levazım amirliğine müracaatları. (17533)
a >’•
.z
. . •
, , . . .
* • • s
a • o
• • •
9 • • • • _ • •
• • 4
I • • ■
• • • 1
• "L — s>w-
■ '

w
• • 4
* • « • 4 , • • ■ « • • • • • «
• • % • 9 •
9 9 9 9 9 9 9 9
• ■••••44
» • • 9 9 • «
• 9999999
• 9999999»
«* — — ■ — **
...... . . .v.v ••

.•••••• 9 9 9 9 9 (
• • • * • • • • 4 4 M • « • . •
» • • • • ...«•«• ■ •> 4 • • - •


e • •
>»!

• 9 9 • • •
• • • • •



9 9 9 9 9 »
9 4 • • 4 9 •
• • 4 «


•• • • • • 4 • •••••. ı • • •>••••
4 • •••••’ • ••«••••
• • • • • •


• • • • • • w «
• 4 4 4 • W • • »•••••••
• • • • 4 4 • •
• • • • • 9 • 4
• * • • •
«•44SV44 »••4«»44«
• •••••••
• • • • • 9 • 4 9
444««4«« sv.v.y.v
• • 9 ♦ • • 9 9 • • h_4 • 9 • 4 • )44««444«
— — — — —— — — ——— — — _ — 4 _ ®I
-------
I • •• • • • • • • • • * • • • • ♦ • • * (
Harpten evvelkinden daha üstün koli
tede, meşhur Güldner DİZEL motorları
gelmiştir.
Güldner DİZEL motorları ekonomik sar
fiyatı
ve
emin çalışmaları
ile bütün
dünyada şöhret kazanan motorlardır
•'.y-
4 • • •
...............•
• • W
• • • - • • • •
• • •
• • •
• • • • •
• w • • •
D • 4 • •
• • • • •
9 9 9 9 «
• *
• • • • •
• • •
• • •.





«»I--,---
(..••«.••t
• •••••• • e • »••••••• • • • • .


» • ■ • • 9 • • W •
• • • • •





• • %W




Comments (0)