28 Eylül 1950 — Perjembe
SıYASİ İKTİSADİ, MÜSTAKİL
4
, Yıl 1—Sayı 302 — 10 kuru;
FIKRA
TflHAb
A
Tesis o(lon: Hnblh Ertlh - TÖREHAN
Abone: Türkiye İçin seneliği 32, altı aylığı 17. Üç aylığı 9 Hradır. Hariç memleketler IkJ misildir.
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8. Telefon :
41750- 11757 Santral
İlânlar : 6 neı sayfada santimetresi
2 liradır. flAnlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
447 - İstanbul. Telgraf Adresi : Hetlo. İstanbul.

KORE TECAVÜZÜNÜN TASFİYESİNE DOĞRU

N
Kore * ’
Amerikanın harp tahsisatı kabul edildi
/ç politika
Program ve plân Memleketli izde cumhuriyetin ilânından beri en çok işittiğimiz sözlerden biri de şüphesiz ki plândır. Buna mukabil program, kabinelerin değiştiği vakitler ilk defa Meclis huzuruna çıkarak kendilerini takdim ettikleri zaman yapacakları şeyleri bildirmelerine inhisar etmiş ve hıınıın haricindi» program kelimesi okulların ders cetvelini ifade eden bir kelime haline gelmiştir. Halbuki bizim anlayışımıza göre, bilhassa memleket İdaresinde ve oııun faaliyetinde ilk Akla gelecek ve düşünülecek şey programdır. Çünkü yapılacak şevlerin ana hatları ancak programla teshil olunabilir. Memleketin muhtaç olduğu şeyler belli olunca işlerin yapılması bir plâna bağlanır.
Memlekette yapılması gereken şeyler ve memleket ihtiyaçları bir programa bağlapnıuılı mt plândan İşe geçmek keyfiyeti, çok defa, zevahire e-hemmiyrt vermekten başka bir inana ifade etmez ve hüsran He neticelenir. Birinci Diinya Harbinden sonra memleket idarelerinde büyük değişmeler olduğu ve totaliter sistemlerin hüküm sürdüğü yerlerde plândan bahsedilmek aşağı yukarı bir İdare âdeti olmuştu. Bizde de az çok. taklit saikası ve bilhassa gerçekten bir halk İdaresinin henüz kurulamamış olması neticesi duruk plânlar tanzim edilmeğe başlanmıştır. İışnıa programı getirilmiş olun ramların mahsulü olun eserlerin mem- I lekele ümit edilen faydaları temin e-demedlği artık üzerinde münakaşa e-dilemiyecek bir hakikattir. Halbuki bizler bu beş senelik plânın nihayetini beklemeden ve oııun vereceği neticeleri İncelemeden bu husustaki nara ri muvaffakıytleri sayarak övündük ve yeni plânlar yapmağa teşebbüs ettik. Geçen bir çeyrek asırdan fazla zamanın hayata nazaran değil, hattâ tarihe göre de oldukça uzun | bir müddet olduğu düşünülür ve elde edilen bahtsız netlccb-r gözden geçirilirse herhalde hu planlardan istifade etmek .şöyle dursun bir huyll zararlar husule gelmiş olduğu iııunen anlaşılır. Çünkü ofükIh asıl memleket bünyesinden doğan İhtiyaçları ve onların tatmini gayesiyle takip edilecek "yolları sarahatle çizen ve gösteren bir program yoktu. Öyle zannediyoruz ki bıı hususta düşündüğümüz şekilde şimdi de böyle bir işe henüz girişil-r emiştir.
Yeni İktidarın herhalde demokrasi esasla rina dayanarak memleketi İdare etmeal icap ettiğinden bu program ve plân işini artık yoluna koyacağını kuvvetle ümit ediyoruz. Bizim düşüncelerimize göre memleket İni izin ihtilaçları ve bünyesinde bulunan İmkân ve kabiliyetler ötrdonheri tetkik olunmuştur. Memleketimize gelen ecnebi mütehassislar bıı husustu bir
hayli incelemeler yapmışlardır. Memleketimizin İlim adamlarından bir I haylisinin de kendi sahalarında yapmış oldukları tctvbbular vardır. Fakat bunlar hakiki bir surette gözden geçirilmemiş ve bu esaslar» göre bir çalışma programı yapılacağı yerde, büyük rııusraflur ve emeklerle ehle edilen etüdler nihayet evrak ıııah/.rn-leri arasında unutulmağa ve küfleiı-nıeğe mahkûm olmuştur.
Memleketin programdım mahrum olması bizde şahısların ehemmiyetini Arttırmış ve onun İçin yapılacak İyi veya fcııa şeylerin hepsi bir veya bir kaç şahsiyetten beklenmiştir. Halbuki, bıı düşünce ve görüş tarzının demokrasi İle telif edilecek bir tarafı yoktur. Biz. memleket idaresinde şahsiyetin ehemmiyet ve kıymetini takdir etmekteyiz. Fakat hiç bir raman memleket mukadderatı üzerinde büyük tesir icra edecek teşebbüslerin yalnız onların düşüncesiyle yapılabileceğini ne doğru görmekteyiz, ııe de memleket idaresi bakımından uygun. Çünkü bu tarzda hareket edilmesi yüzünden plânların tanzimine rağmen program olmadığından fena neticeler elde etmiş olduğıımu/u biliyoruz. Şimdi ilk İş olarak memleket İn umumi idare tarzı ile iktisadi sabada ilerlemesi İçin evvelâ bir program yapmaklığımıza şidıletlr İhtiyaç olduğunu tekrar etmek İsteriz. Bu program memleketin unııınıı hayatı İçin âdeta bir anayasa olmalıdır. Hükümet ler değişse ve hattâ politika ha-ynfınıt/rla beklenilmeyen İktidar t-e-beddÜllerl vukua gelse bile yine bu programın tâdili İmkânı olmamalıdır. Böyle bir program viicııda getirildikten sonra artık plân İşinin tanzimi o kadar zor olmayacağı fikrindeyiz. Çiinkii bu plânlar programın esas çerçevesi İçinde kaknağıiKİan şahsî fikirlerin veya memleket İdaresinde âmil olanların nüfuz ve tesirleri önlenerek netlcell ve verlrııH çalışmak imkânları elde edilmiş olur.
Kon dört sene zarfımla çok zararlar gören ve Adeta bir harabe haline geleli Avrııpanın kalkınmasında on mühirıı âmil hükümetin veya İktidarın İlk İş olarak bir program yapmış olmasıdır. Hattâ hususi teşebbüslerin bile şimdi kendilerini kurtarmaları, yıkıntı yığını haline gelmiş olan yerlerde muazzam fabrikaların faaliyete göçmesi evvelâ programlarını yapmaları ve sonra da bunu plânlnşfırnutlnrı saveslnde kabil olabilmiştir.
Memleketimizin bıı çok muhtar olduğu programın yapılması, her şeyden evvel: bir İhtisas İşidir ve biz bunıı mutlaka böyle kabul etmeliyiz. Bıı İhtisası hariç ve dııblldo aramak ve bulmak mrrhıırlyetlmlryl/. Onlara şimdiye kadar yapılmış olun tetkikleri eski raflarından çıkararak göstermek ve bu ııuretlo ihtiyaçlarımızın lrar»l.'irııı:ı göre tetkik yapmalarını ve memleket İçin en elverişli İmkanları hazırlayacak bir program vücuda getirmelerini teklif etmek bizim İçin artık en büyük zaruret haline gelmiştir. Bıınıı yapabilirsek bir tiirlii İstikrar bıılamıyan ve gayelerinden uzak kalan faaliyetimiz İçin doğru ve emin bir yol bıdnııış olacağız. Yeni İktidar şimdilik plâîîları bir tarafa bırakarak hakiki bir •mı temin biiylik M olacaktır.
Hakiki bir ça-olmaksızın vücuda beş senelik prog-
4 *
> 4
ıımumi program yapılma-ederse bil memleket/» eıı birini vanmıs Habıb Edib - Törehan
Kuzey Kore, Hindistan vasıtasiyle bir sulh teklifinde bulunurken; İngilizler, Birleşik Amerika ve birçok devletlerin muzaheretine dayanan diğer bir sulh plânı ileri sürüyorlar
1

Ingiltereye göre. Güney Kore de
işgal edilmezse sulh yapdamaz
Flushing Meadows. 27 (YİRS) — Bugün çıkan haberlere göre Kuzey Kore Hükümeti Pelping’deki Hindistan Sefareti vasıtasiyle bir sulh teklifi yapmıştır Gelen habere göre Kızıl teklifi dört nokta halinde sıralanmış olup şu hususları İlâve etmektedir:
1 — Çarpışmalara son verecek bir mütareke imzalanması.
2 — Birleşmiş Milletler tarafından Kore harbi başladığı vakit verilen emir mucibince Kuzey Kore ordusunun 38 inci arz dairesinin kuzeyine çekilmesi
3 — Koredekl Amerikan birliklerinin Pusan limanı kesimine çekilmesi diğer milletlere alt birliklerin de Güney Korenin mütebaki kısımlarını İşgal etmesi.
4 — Bütün Korede Birleşmiş Milletlerin kontrolü altında seçimler yapılması.
Sözüne güvenilir kaynaklar' bu haberlerin doğru olduğunu ileri sürmektedirler. Fakat gerek Birleşmiş Milletler ve gerekse Amerikan resmî makamları Kuzey Koreden ne doğrudan doğruya ve ne de dolayısiyle bir sulh teklifi almadıklarını açıklamışlardır.
• «
GÜney Kore’nin sulh teklifi
New-York, 27 «YlRSl — Güney Kore Hariciye Nazırı, iki Koreninhlr-leştirBmestne dnır olan kendi görüşünü şu şekilde açıklamıştır:
1> Mütecavizler iyice mağlûp edilmeli ve liderleri tecziye edilmelidir. 2j 38 inci arz dairesi denilen hudut ortadan kalkmalıdır, 3) Müsait bir zamanda seçimler yapılarak kuzey için ayrılmış bulunan yüz mebusluğa
• •
Kuzeyin mümessilleri seçilmelidir, 4 i Güney Kore polisi kuvvellonlnceye kadar beynelmilel bir polis mevcut olmalıdır, 5) Üç milyon muhacire yardım edilmelidir, 6) Birleşmiş Mîlletler, memleketin kalkınmasına yardım etmelidir. 7i Kore Birleşmiş Milletlere kabul edilmelidir, 8> Kore hakkınca kararların İttihazından Sigman Rı Hükümeti müsavi salâhiyetle, Birleşmiş Milletler müzakerelerine iştirak etmelidir.

17 milyar doların 4 milyarı dost ve müttefik devletlere ayrıldı
Hashingfnıı 27 (AF) —Cumhurbaşkanı Trııııuin Birleşik A-merlka He müttefiklerinin müdafaalarını takviyeye matuf 17 milyar 99 milyon dolarlık tahsisatla ilgili kamın tasarısını bugün imzalamıştır.
Yeni kanun gereğince, dost ve müttefik devletlere 4 milyar tutarında askeri yanlım yapılacaktır. Aynı kamına göre, Rus-yaya veya Sovyet peyki memleketlere askerî malzame gönderen dost devletlere yapılmakta nlaıı İktisadi Amerikan yardımı durdurulacaktır.
VVashlngt.on, 27 (AF) — 17 milyar 99 milyon 902 bin dolarlık fevkalâde askerî tahsisatın takriben II milyar doları Blr-h\şik Amerika ordu, donanma ve hav» kuvvetlerine, 260 milyon dolar Atom Enerjisi Komisyonuna ayrılacak, ayrıca 598 milyon dolar snrflyle harp endüstrisi için önemli maddelerden stoklar teşkil edilecektir.


Po«ta Kutunu :
I J Dünkü törende denizcilerimiz Beşik tastaki Barbaros Abideni önünde.
Donanma Bayramı
büyük merasimle kutlandı
Fluahing. (New-York). 27 (AP) — Dün öğrenildiğine göre. Ingiltere. Kore İhtilâfının barışçı yollarla halli hususunda teşebbüse geçmeye razı olmuştur.
Bu teşebbüs. Birleşmiş Milletlerin Genel Kuruluna sunulacak bir karar sureti şeklinde tecelli edecektir.
Karar sureti Amerikan resmî şahsiyetleri tarafından görülmüş ve tasvip edilmiştir.
Bunda:
1 — Müstakil ve tek bîr Kore devleti.
2 — Silâhlı tecavüzleri bertaraf etmek İçin Birleşmiş Milletler yardımının devamı.
3 — Birleşmiş Milletler kontrolü altında cereyan edecek seçimlerle bütün Kore için demokratik bir hükümet teşkili.
4 — Karar hükümlerinin tatbikini temin için kuvvetli bir Birleşmiş Milletler heyetinin huzuru, derpiş edilmektedir.
Birleşmiş Milletler Kuvvetlerinin 38 İnci arz dairesini geçip geçmemeleri hakkındaki kararın diplomatik olmaktan ziyade askeri bir hususu alâkadar ettiği nazara alınarak şimdilik ittihazının geri bırakıldığı da öğrenilmiştir.
İyi haber akın bir kaynaktan blldi-rHdlğlne göre, karar suretinde İngiltere. Korenin askeri işgal altına alınmasını da derpiş etmekte fakat bunun mümkün olduğu kadar kısa bir zaman devam etmesini İstemektedir.
Aynı kaynak, seçimlerin, askerî kuvvetin çekilmesinden sonra yapılacağını da belirtmiştir.
Karar sureti henüz katî şeklini almamıştır ve İngiltere bunun hazırlanmasında diğer devletlerin de kendisine müzaheret edeceklerini tahmin etmektedir.
38 inci arz dairesini geçmek İçin Blrlcşnılş Milletlerin karurı bekleniyor
Londra, 27 «A.P ) — Birleşik Amerika, Büyük Britanya ve Fransa ancak ve yalnız Birleşmiş Milletler Ge neî Kurulunun böyle bir hareketi tasvip etmesi halinde, Kore'deki Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin bu memleketi ikiye ayıran 38 inci arz dairesini geçmeleri hususunda mutabık kalmışlardır.
Gelişmeyi bu gece haber veren resmî bir şahsiyete görp. keyfiyet Genel Kurula arz ve bu konuda müsaade İstenilecektir.
• •
Atlantik Konseyinin tebliğini hazırlamakta büyük rolleri olun üç büyüklerin Dış ve Savunum Buknnlan Bevln. Shîn\vell. Sehunmn. Moch, Achesoıı ve Marshali
Atlantik Paktı Devletleri
Konseyi bir tebliğ neşretti
Konsey, Komünist tecavüzüne karşı Avrupayı müdafaa edecek müşterek bir kuvvet teşkilini kabul etti
Almanyanın bu kuvvete iştirak ettirilmesi
New-York, 27 A A. (United Press) — Atlantik Paktı Konseyi mümkün okluğu kadar yakın bir tarihte, komünist tecavüzüne karşı Avrupayı müdafaa etmek üzere müşterek bir kuvvet teşkilini kabul etmiş fakat Al-
tebliğle
yüksek altın l ı
şimdilik tehir edildi
Barbaros’un Âbidesinde heyecanlı bir toplantı yapıldı. Akşam Yavuzda, donanma komutanı tarafından bir çay verildi
Her sene donanma bayramı olarak kutlanan Preveze Zaferinin 412 nci yıldönümü dün şehrimizde büyük törenle tes’lt edilmiştir.
Sabahın erken saatlerinden itibaren kesif bir kalabalık Taksim ve Barba-
Bulgar Notası Hâriciyemize dün geldi
Ankara, 27 (ANKA) — Bulgaristan Hükümeti tarafından Sofya Maslahatgüzarımıza verilen ve göçmen durumu ile alakalı olan ikinci Bulgar notadı bugün Dışişleri Bakanlığımıza gelmiştir.
Esasları Sofya Radyosu tarafından bildirilen notayı Dışişleri Bakanlığımız tetkik edecek ve muhtemelen bir hafta veya on güne kadar ikinci cevabî notamızı Bulgar alâkalı makamlarına tevdi edecektir.
Bayar, Şark illerinde seyahate çıkıyor
Bu hafta sonunda Ankaradan ayrılacağı tahmin edilen Cumhurbaşkanımıza Başbakan refakat edecek
Ankara 27 fHushsl muhabirimiz bildiriyor) — Cumhurbaşkanı CelA.1 Bayann refakatinde Başbakan Adnan Menderes olduğu halde Sivas üzerinden Şark vilâyetlerine müteveccihen bir seyahate çıkacağı haber verilmektedir.
Cumhurbaşkanının bu seyahatinde Raman bölgesine de uğrayacağı ve petrol araştırmaları üzerinde tetkiklerde bulunacağı anlaşılmaktadır. Bayann bu hafta sonunda Ankradan ayrılacağı zannedilmektedir.
Komada bıılıınaıı
altın madenleri
Kominforma karşı yeni bir cephe
Uç Büyükler; Türkiye, Yunanistan, Yugoslavya ve ttalyaya bir araya toplanmalarını tavsiye ediyor
Londra 27 (AF) — Diplomatik şahsiyetlerden buğun öğrenildiğine «oro. Birleşik Amerika, Büyük Britanya v« Fransa. İktisadi refaha daha çabuk ulanmak ve Ruslar tarafından hlııre edilen Kum İri forma karıyı müdafaalarını takviye için Türkiye, Y'unnnlHtan, Yugoslavya ve İhtivaya bir araya toplanmalarını tavsiye etmişlerdir
Diplomatik şahsiyetlere güre, henüz I devletin anılarında tanı teşekküllü bir sa\ ıııırnn paktı kurmaları resıııeıı tavsiye edilmemişse de, bıı yoldaki teşebbüslerin gaye ve hedefi vazıhtır: Bıı Güneydoğu Avrupa devletlerinin Komin formun her türlü tazyiklerine karşı koymak İçin dııhn İyi teşkilâtlı olmaları İsten İlmektedir. Her 4 devletin Akdeniz üzerinde sahilleri, İtalya hariç Komlnform memleketleriyle müşterek hudutları vardır. Bıına İlâveten bıı Akdeniz devletlerinin her biri soğuk harpte önemli roller oynamış ve oynamaktadırlar.
Birleşik Amerika Rusya He hemhudut olan Türk İyeye ıızun nmnn-tlaııberl İktisadi ve askeri yardım raprmıktadır. Komünistler tarnfın-
dan çıkarılan bir iç harbe anhne leşkil etmiş olan Yunanhtnn dıı Amerikan yardımı görmektedir. Bakı koınüııht doHttarlyic uranı a-çıhın Yııgmdavya İktisadi bir buhran geçirmektedir, italyada İhh \v-rııpadaki en kalabalık komünist partisi mevcuttur.
MıılıiMivver gruplanma tahakkuk edecek ulursa, yeni grupun, komii-nlat aleyhtarı diğer devletlerden müteşekkil İttifaklarla doğrudan doğruya rabıtaları olacaktır. .Meao-Ifı Türkl> eııln Büyük Britanya ve Fransa He bir Mtvıırınıa aiHİlaşıııası mevcuttur. Birleşik lııırrikada Trıırııaıı doktrini gercğinca Türkiye ve Yunanlıdan a yardımla mükelleftir. İtalya Atlantik Faklında Üyedir. Şimdilik yalnız Yuğoatav-yanın koınilnld olmayan devletlerle resmi bağları yoktur. Bununla beraber Birleşik Amerika ve Büyük Brl ta oyadan şimdiden daha geniş İki hadi yardım talebinde hıl-hııımııştur. Diplomatik şahalyetlo re göre, InuHIzler Mareşal Tifoya. Batı He daha osıuılı vekilde anlaş-matlan ilanllıaye borç ve kredi bek llyemiyeceğlnl belirt m İşlerdir.
manyanın İştiraki meselesini tehir etmiştir.
Konsey, kararını dünkü toplantısının sonunda yayınladığı bir bildirmiştir.
Konsey müşterek kuvvetin komitanın merkezi komutası
olmasını ve bıı komutana diğer memleketlerin genelkurmay balkanlarının yardım etmesini kabul etmiştir.
Yüksek komutanlığa General Du’ight D. Eİ8cnhower*In tâyin edil-meşl muhtemeldir.
Konsey, müzakereler esnasında Avrupa ordusu için lüzumlu tümenlerin adedini kararlaştırmam ıştır.
Tebliğ, müşterek bir kuvvet kurulmasının Konsey tarafından aşağıdaki prensipler dahilinde tasvip edildiğini bildirmektedir:
1 — Bu kuvvet Kuzey Atlantik Paktı dahilinde teşkil edilecek ve bu teşkilâtın mahsus teşekküllerinin siyasi ve stratejik İdaresine tâbi olacaktır.
2 — Sulh zamanında okluğu kadar harp znmunmda da komutası altına konan birliklerin teşkilâtlandırılmaları ve tesirli bir müşterek kuvvet halinde yetiştirilmesi için lüzumlu otoriteyi haiz olacak bir yüksek komutanın idaresi altına konacaktır.
3 — Yüksek komutana bu kuvvete iştirnk eden memleketlerin Kcnelkur-nmylnrı yardım edecektir.
4 — Yüksek komutan tâyin edilinceye kadar seçilecek bir genelkurmay ordunun yetiştirme ve tcşkilâtlandırıl-masııulun mesul ulucoktır.
llılilâfı mucip olun Almanyanın İştiraki meselesi hakkında tebliğ şunları bildirmekledir:
^Almanyanın kaynakları İle İnsan gücünden İstifade edilmesi hakkında demokrat liderler tarafından Alnmn-ynda ve diğer taraflarda ifade edilen görüşler ot rııfhra müzakere edildi. Konsev, Almanyanın Batı Avrupanın müdafaasına iştirak ettirilebilmesi hususunda anlaşmış ve işgal devletlerinin meseleyi incelediklerini kaydederek savunma komitesinden mümkün olduğu kadar yakın bir tarihte Al manyanın faydalı bir şekilde iştiraki yollan hakkında tavsiyelerde bulunmasını Isterniştir.
Atlantik Konseyi Başkanlığı
New-York. 27 AA. (AFP) — Belçika Barbakanı Van Zneland bir sen* müddetle Kuzey Atlantik Konseyi Başkanlığını ifa edecektir.
Kore, Kızıllardan temizlenmek üzere
Taejon da düştü
Seul 27 (YİRS) — Seul'un işgali tamamlanmak üzeredir. Şehrin üçte ikisindeki kızıllar tamamen temizlenmiştir. Gen kalan Üçte birinin ise kısa bir müddet şuura temizleneceği muhakkaktır. Zaten tahrip olmuş olan Seul, şiuıdi de sununa kadar çarpışmak emri almış. Kızılların a-nûdane mukavemetlerinden dolayı daha fazla tahrip edilmektedir Bugün elçilik binaları işgal edilmiş ve bunlara Birleşmiş Milletler bayı ağı çekilmiştir. Güneyden gelen kulla dün birleşmiş olan Seul cephesindeki- birlikler böylece Pusan bölgesindeki 40.000 kızıl askerinin ricat hatlarını kesmiştir. Mac Arthur, Kızılların lnchon çıkartması yapıldığı vakit birliklerini güneyde tutmakla çok büyük bir hata yaptıklarını bildirmiştir.
Taejon cephesinde çarpışmakta cilan müttefikler süratle ilerlemekte, dlrler. Bugün Taejon düşmüştür. Tankların desteklediği müttefik hücumu, bir ara benzin bittiğinden hafiflemiştir. Bundun istifade etmek Is-tiyvn kızıllar karşı hücuma geçmişlerse de benzinleri geldiğinden tanklar yeniden hücuma geçince durum drğ İşın iştir.
Güney Kore kuvvetleri Chunyang-dan kuzeye doğru 30 mil ilerlemişlerdir.
İkinci tümene mensup birlikler Hypong köprübaşınn yakın mesafe-deki hâkim tepelerden birini işgal etmiştir. Bu köprübaşı Taegu cep-hosindedır. Taegu’nurı 20 mil güneybatısındaki Kuryong üstüne yapılmakta olan hücum şiddetlendirilmiş, tir. Taejon’un 50 mil güneydoğusundaki Kochang da düşmüştür, Cephelerde harekâtta bulunan pilotlar ateş edecek pek az hedef bulmakla olduklarını söylemişlerdir.
Aladrnm binde ,5 stıf nlhnı ihtira etmedi duaya ölçülünde bir değer tadıyor
Konya, 27 «Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Konyaya bağlı Hadım ilçesinin 30 kilometre batısında bir dağda Bilgenner Müe.ssescsl teknisyen lerı tarafından iki aydan beri aranmakla olan'altın, kurşun ve kalay mtıdenleri yepyeni bir inkişaf arzet-rhekte vc bilhassa altın madeni dünya ölçüsünde büyük bir kıymet taşımaktadır. Yapılan tahlil neticesinde binde 5 nispetinde, saf altın bulunmaktadır. Bu nispet, arz üzerinde ender tesadüf edilen yüksek hır değer olarak vasıftandın İmakCadır.
ros âbidesinin etrafındaki meydanları doldurmuştu. Saat 10 da Taksim Meydanına gelen deniz birlikleri Cumhuriyet Âbidesine çelenk koyduktan sonra Beşiktaşa inmişlerdir.
Barbaros anıtı önündeki törene saat 11.30 da başlanmıştır. Merasimde Tümamiral Rıdvan Koral, Birinci Ordu Müfettiş Vekili Korgeneral Şükrü Kanatlı, generaller, amiraller, yüksek rütbeli subaylar ve kalabalık bir halk kütlesi hazır bulunmuştur.
tik olarak donanma komutanı, deniz birliklerini teftiş etmiş ve bunu müteakip deniz bandosunun çaldığı İstiklâl Marşı ile Barbaros Hay reddinin donanma sancağı Şeref direğine çekilmiştir.
Bundan sonra genç bir deniz subayı hazırlanan kürsüye gelerek bir hitabe He 27 eylül Preveze Zaferinin dünya tarihindeki ehemmiyetini belirtmiş ve sözlerini şöyle bitirmiştir: ‘•Koca Barbaros bu zaferinle tarihe yeni bir altın yaprak ilâve ettin. Akdeniz sahilleri asırlarca bu zaferin teranesiyle çınladı. Bugün de senin çocukların olan bizler aynı iman ve azimle bu vatanı bekliyoruz. Türk denizcileri, Türk ordusu İcap ettiği anda yeniden tarihe zaferler katacak ve JerefTî bir milletin çocukları olduğunu gösterecektir...
Bundan sonra kürsüye gelen başka bir hatip. Barba rosun Andrea Dolaya karşı kazandığı zaferin kısa bir tarihçesini yapn^ş ve bunu müteakip Erzurum MilletvekHlerindçn Emrullah Nutku, denizcilere hitaben bir konuşma vapmış ve Preveze d*»ntz muharebesini tasvir eden bir şiir o-k um uştur.
Son olarak hücum ve emniyet filo komutam Tuğamiral Fuat Uzgören konuşmuş ve Preveze Zaferinin denizcilik tarihindeki büyük önemini anlatmıştır.
Preveze Deniz Zaferinin 412 inci yıldönümü ve Donanma Bayramı münasebetiyle dün saat 17 de Yavuz zırhlımızda donanma komutanı tarafından bir çay verilmiştir.
Muğlalı, dün tahliye edildi
Ankara 27 (ANKA) — Özalp İl-çeslnde 33 vatandaşın kurşuna diz-dirilmesl suçundan 20 sene hapse mahkûm edimkş olan ve bilâhare temyizden hakkındaki karann bozulması Üzerine Gülhane Hastahancsin-de müşahede altına alınan emekli Orgeneral Mustafa Muglalı’nın. muhakemesine dün de d&vem olunmuştur. Bu oturumda Muğtah’nın sıhhi durumuna ait rapor okunmuştur. Raporda Muğlah’mn 1943 ten ben söylenilenleri anlamıyacak şekilde bir damar hastalığından muztarıp olduğu yazılmakta idi. Mahkeme mütehassısları da dinlemeye karar vererek duruşmayı başka bir güne bırakmıştır.
Mustafa Muğlalı hıhlivo iMİİldi
Ankara 27 (ANKA) — Emekli General Mustafa Muğlalı sıhhi aııru-ıııu dölayistyle bu gün mahkeme karan ile tahliye edilmiştir.
— Bizde veremle mücadele ediliyor mu?
— Hayır, veremlilerle mücadele ediliyor!^
Sayfo 2
Günün hâdiseleri |
Türkiye Muallimler Kongresi bugün Kayseride toplanıyor
Yazan : A. H.
Gullbn KHzrteh»rln>İ7 yrtpHİye haberdar olmadılar ve bir ujuııs haberi olsun neşretmediler. Filân sinemi* ıır-tut iniıı evlenme vcyu hoşaıı inanına sütunlar hasreden gazeteler lınizlıı (1950 eylülünün 28 İnde Kayseride toplanarak bütün Türkiye öğret İrilerinin büyük kongresi) ne kayıtsız kıılnmlıırındaki günahın lıer ne kadar bir azı gazetelerimize ve gazetecilik anlayışımıza alt İm' de kısmen, kongreyi tertip edenlere ve propagandaya ehemmiyet vermemelerine teveccüh edeceği (la» şüphesizdir.
Evet! Bugün Kayseride 03 vllâyetl-mİBİn mühim bir kısmında mevcut öğretmen derneklerinin mümessilleri toplanıyor. X mart IH1X tarihinden bugüne kadar «levam ellen 32 senelik bir faaliyet zincirinin on mülılm halkası karşısındayız. Hole bıı toplantı 14 ımı-yı»* 1950 den Nonrıı ilk toplantı olduğu İçin bir kut daha nıânu kazanmakta-«lir. Otur İki sene evvel Istan bulda bir kaç muallim (İstanbul Muallimler Cemiyeti) ni kurmuşlar, maaşla-rını vermiyen Meşrutiyet Hükümetine karsı grev ilân etmişlerdi. Bu meslek şmırıı, otuz İki seıır İçinde çeşitli istihaleler geçirdi, şüphesiz 1050 de toplanan Kayseri kongresi bu İstihalelerin en mühimınidlr. yahut mühim olan bir istihalenin başlangıcı olacaktır.
Elimize geçen ve bugün Kayseri kongresinde okunacak olıııı nıporu bukılırsa pek ciddi konulara temas e-dilerrktir. Raporun il inci maddecinde Şöyle deniliyor: • Türk hocasının son 28 sefirden beri kaybettiğini, bıı kayıpları nasıl telâfi edebileceği hususunda derneklerimize bir anket yııfıtık. Gelen sekiz cevaptan ancak beşinde gerekli alâka ve biiyük yardımı bulduğumuzu şükranla kaydederken ıımumi alâkasızlık, verilen cevapların pek geç gelmesi bizim hu İşdc düşünüp hazırladığımız tarzda hareket ce-sa rot i m İzi kırdı. Öğretmenin ve öğretmenliğin bütün meselelerini ve maarifimizin en mühim dâvalarını, hiç kimseyi aldatmadan ortaya atmak ve lud çarelerini bulmak mnksadiyle yapmak İstediğimiz toplantıyı tehire mecbur kaldık.,. Kongreyi tertip edenler. bugün kongre önünde bu mecburiyetin sebeplerini şüphesiz izah edeceklerdir. Acaba ne gibi bir mecburiyet? Eğer bu mecburiyet, 11 mayıs 1950 den evvel ise İzah başka türlü, sonra ine yine başka türlü olmalıdır. Buııunlu beraber 14 mayıs 1950 den önce de bu gibi toplantılar yapmak guyri mümkün değildi. Hele buna mektep bocalan teşebbüs edince her mukavemeti Önlemek pekâlâ mümkün idi. Nitekim İzmir ve İstanbul muallimleri bu gibi toplantıları yapmamış değildirler. Eğer .Ankara Öğretmenler Birliği de bunlara iltihak etleydi bcJ-ld tesirleri daha fa/Ja olurdu. 14 mayıs 1930 den sonra ise bu gibi toplnıı-(jlan. siyasi saik ir r emretmekte idi. Her ne hal İse Kayseri kongresine, Türkiyenltı dört bir köşesinden gelen öğretici zümre durumu aıılıyucaklar-dır.
Raporun rn hüzün verici tarafı, mesleki teşekküller İçin mevcut ulâ-kasıldığa işaret eden şu satırlardır: “Dernekler arasında Anlamı Birliğine karşı vecibelerini yerine grtirme(l i İçleri ve hele yüzde beşlerini ödemedikleri ve ödemeyi belki de düşünmedikleri halde. Birlikten sanki kanun vâ-y.ıı veya onun üstünde otoriteye sahip bir makam imiş gibi kununlar çıkarma.* ını ve>ıı çıkartmasını istiyenler bulunmakta. Birliğimizin, yürürlükte olan Cemiyetler Kanunu karşısındaki durumu hiç bir zaman gözöniine n-lııımıımaktadır.,,
Buruda evvela, (dernekler) in (birlik) e alâkasızlığı, şuura Cemiyetler Kanununun köstekleyici ve antidemokratik vasfı İleri sürülüyor. Birinci nokta ne kadar mühim ise ikinci nokta da o kadar dikkat çekicidir. Birincinin tedavisini yine öğretmenlerimizin kendileri yapsınlar. İkinciyi Millet Meclisindeki maarif?! milletvekillerinden bekliydim. Zira Cemiyetler Kanununun 12 nel maddesi muallimlerin hak ve hukuk talep etmesine mânidir. Keza sendika kurmak muallimler için yasaktır. Her halde Kayseri kongresine katılan öğretmenler bıı antidemokratik hususları ince-llycceklerdlr.
Bununla beraber Kayseri kongresine bugün arzedilen raporun bu noktasında mübalâğa edildiği zannedil*^ bilir. Zira Cemiyetler Kanununun 12
ııci maddesi tefsire değer. Gerçeğe bakılırsa şimdiye kadar, yani 1946 -195(» anısında öğretmenler ve dernekleri bir çok luık talebinde bulunmuşlar, bir çok İyi neticeler elde etmişlerdir. Anıl nıctelr hareket etmek, harekete geçmek, hareket ve aksiyon gösterme kabiliyetini kullanmaktadır. 19.M seçimini şimdiden düşüm*eek politikacılar ve Hükümet, hıılk tcrblyo cInI olan muallimlere artık arka çı> viroıııezhT ve onların her hangi haklı bir dileğini, kamın ambarının bir kösesindeki filân knmııııın filân köhne maddesini göstererek boğanıa&lar. Nitekim t/.mlr, Eskişehir ve i*tanhııl-dakl Öğretmen teşekkülleri, bir çok meseleh’rde harekete geçmişler, mes-lokdaşlara rehberlik etmişlerdir. Sendika hukukunu elde etmeye gellııcc bu. ayrı bir dâvadır. Czcrlndc yalnız Türkiye değil, başka memleketler de durmaktadır. Sendika haklarını ehle edinceye kadar teşkilâtın şuurunu bulması lâzımdır.
Raporda iki sene evvel başvurulan bir banka teşebbüsümh'iı bahaolıınu-yor. Eaknt ortada ıııüsfad bir şey yoldur. Rapora göre bir çok ııuuıilcr, teşebbüsü kösteklemiş Acaba llknıek-tep borularının yapı sandığı işi. böyle bir bankaya kalbrdllcmez mİ? 7,5 milyon Tiirk lirasını senelerden beri passif olarak bulunduranlardan hesap soracağı şüphesiz olan kongrenin bıı hedefe doğrıı adıııı atacağı anlaşılıyor.
Raporun umumiyet itibariyle l)p(l-bin bir hava İçinde yazıldığı görülmektedir» Halbuki biz tıedblnliğlıı, mukavemetleri ortadan kaldırmadaki cesaretMİBİİğin Tanrı mesleki mensuplan tarafından İmle edileceğine emin olmak istiyoruz. Kayseri kongrealnln hamle ve hız faktörleriyle harekete geçecek. 63 vilâyetin öğretmen dernekleri arasında sıkı bir tesanüt ve mcslekduşhk bağı vücudu getirecek yeni ve kuvvetli bir birlik İdare Heyeti Bcçlnıİ İh* ıırtIcehuırcrftlfil umuyoruz. Zira her zamandan ziyade bugünkü Türkiye, resmi teşkilâta yardımcı hareket etmesini bilen bir moa-Irk teşkilâtına şiddetle muhtaç bulunmaktadır.
Millî Talebe Federasyonunun fevkalâde toplantısı dün sona erdi
Türkiye Milli Tulebe Federasyonu fevkalâde olarak 24 eylül pazar gününden 27 eylül çarşamba gününe kadar İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği lokalinde toplanmıştır# Lau-sanne Türk Talebe Birliğinin 32 inci cemiyet olarak federasyona itlihak müracaatı ittifakla kabul edilmiştir.
VV.A.Y. TerLıp Konfitesi faaliyet raporu ile muhasebe durumu tertip komitesinin teklifi üzerine bir tetkik komisyonu serilerek incele m niş ve neticede ittifakla ibra edilmiştir. Federasyon genel idare kurulunun değişmesi karar altına alındığından yeni gene) idare kurulu seçimine geçilmiştir. İstila eden genel başkan On Kıraç’ın yerine latanbuldan Oğuz Al-tan. ikinci başkanlığa Ankaradan Aydın Gençokman ve genel İdare kurulu üyeliklerine Kemal Demirci, Temel Enderoglu. Allan Göle. Polat Revhaıı, Selçuk TuzlaJı, Sami Koca-aralan. İV azmi Çengelli. Uğrur Gündeş. Efdal Önev. İlhan Yetkin, Ethem Algan. Necdet Bag seçilmişler ve tabii azaldıklara da BabOr Arım. Noyan. Ethem Algan. Kemal Okan-Gahp Baloglu, Emin Pinti, Cengiz şar, gelmişlerdir.
Tophanede yapılacak rıhtım ve antrepoların projesi Bakanlığa gönderildi
Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankasından alınacak kredi İle Salı pazarı ve Tophane arasında Devlet Denizyolları tarafından yaptırılacak rıhtım ve antrepolara ait projeler Bayındırlık Bakanlığına gönderilmiştir.
Bakanlığın tasdik in d an aoııra inşaata derhal başlanacaktır.
YENİ İSTANBUL
Şehir köşesi
Buyrun kürküm
Avrııpadan Ankara vapuru ile 520 yolcu geldi. ♦
Bir o kadar da kürk,
Barrraıntn dördüncü gününü, kollarında bir, iki, üç kürk ibı buyanların gümrük salonundu geçirmeleri, görülecek şeydi. Haranın harareti salonunkınr, salonunki heyecana inzimam e-dince kürklerin bile tüyleri diken diken oluyordu.
Herhalde kesesi dc boş olacak ki kolu da boş bir l>ayan, kürklüleri göstererek bir gümrük memuruna:
— Ayol, diyordu» fazla üzmeyin hanımları/ Idilbarnk bayramdır. Avrupuda kestikleri kurbanların postlarını getiriyorlar. Fena mı rdiyorlarf
Haber aldığımıza göre, ymi alınan bir kararla her yolcu bayana şahsi eşya olarak bir kürk getirebilmesi mâkul görülmüş. Bğcr kürk getiren olursa kendMnın ^içtimai vaziyeti^ gümrük tarafından tetkik edilip müsaade verilecek veya veril-miuecek. Yu ikiden facia getirirse T O saman Maliye Bakanlığına bibi irilecekmiş, “içfi-mai vaziyeti*' oraca tesbit edilecekmiş. Buna '*mall vasiyeti^ demek daha doöru olur sanıyorum Zira bu bir ^buyurun ktlr-kilmu meselesidir.
BİR İSTANBULLU
Güzel Sanatlar Akademisinin yapılmasına başlanıyor
Yanan Güzel Sanatlar Akademisi binasının Hükümet tarafından tamirine karar verilmiş» inşaat projeleri hazırlanarak tasdik edilmek üzere gönderilmiştir.
Kış gelmeden yanan kısmın damının kapatılması için Hükümet 520.000 liralık tahsisat vermiştir.
İnşaata derhal başlanacaktır.
. Limanımıza gelecek yabancı harp gemileri
Colonel VVilliam O’Brien adındaki Amerikan harp gemisi 1 ekimde limanımıza gelerek 4 ekimde ayrılacaktır.
İngiliz donanmasına ait Detvon-shire İngiliz kruvazörü 5 ekim tarihinde limanımıza gelerek 4 gün kalacaktır.
Fronsanın Ticaret Ataşesi Pariste vefat etti
Ankaradaki Fransız Sefarethanesinin Ticaret Ataşesi M. Roger Sar-ret 19 eylül günü Pariste vefat etmiştir.
1948 yılından beri memleketimizde bulunan M. Roger San el, mayıs avında hastalanmış ve tedavi edilmek üzere Parise götürülmüştü. O-rada kendisine gösterilen bütün ihtimama rağmen amansız hastalıktan kurtulamamıştır.
M. Sarret, nezaketi ve bilgisi ile kendisini tanıyan herkesin sevgi ve takdirini kazanmıştı, Hat ırasını lâ-ziz etmek Üzere bu sabah saat 10 da Fransız Sefarethanesinin kilisesinde bir âyin yapılacaktır.
Suriye Meclis Reisi Ankaraya gidecek
Şehrimizde bulunan Suriye Meclis Reisi Rüştü Kâhya Bey, Suriye Büyükelçisi Emir Adil Arşları ile birlikte Ankaraya gidecektir.
Büyükelçi. Meclis Reisini, Hükümet ileri gelenleri ile tanıştırmak il-zere bir resmi kabul tertip edecektir.
Rüştü Kâhya Beyin memleketimize hususi olarak geldiği söylenmiş idiyse de, kendisinin Ankamda Türkiye ile Suriye arasındaki münasebetlere dair temaslarda bulunacağı kuvvetle muhtemeldir.
152 liklerden 30 u daha il emrine verildi
AYRICA TERFİ ETTİRİLEN İLKOKUL ÖĞRETMENLERİNİN TAM LİSTESİNİ DE BİLDİRİYORUZ
Kadro fazlası olmaları dolayıslyle geçen ders yılı başka illere verilen öğretmenlerden yeniden İlimiz enirine tayin edilenlerin listesi aşağıdadır:
Fazilet Orhon, Hayriye Tüzel. Mü-keıreın Taragay, Nadire özkes, Nimet ÖzyaJıın, Nezahat Yasa. Salmc özsezen, Meliha Kılıçer, Kıymet Baş-doğan, Niyazi Ardel, Saba hat Timur. Atiye Andlç, Zchı*a özsün, Hamide ünsal. Çevriye A takan. Saimo özeri, Hacer Üzmen. Bedriye Taşbaş, Sadde özker. Müşerref Atavik, Malike Arkım, Nezihe Conker, Fazilet Ayla, Borla Kür, Fikriye Üresin, Aliye Yaşar, LÜtflyc Er, Nimetullah Yurdakul, Hatice Mclâhat Uruz, Falıriyo Açıkel.
Terfi ettirilen ilkokul öğretmenleri
1919 - 1950 ders yılı raporlarına göre başarılan görülen ve aylıktan birer üst dereceye çıkartılan İlkokul ögretınenJor listesi aşağıdadır:
Muzaffer Çebış, Sabahat Aktin. Mebruke Ökıncn, Muazzez Taner. Kânı uran Ersöz, Belkıs Kulaksız, Nadide Ergüvcn, Raııa Deniz. Mü-nife Gönalan, Rukiye Yüeebaş. Fe-tahat Çataloğlu, Merzuka Angay, Mahir Tonk, Fehmi Asya. Ali Er-aan, Mustafa Eraoy, Kadriye Raz-lıkh, Ahmet Omurtak, Şükrü Bcrk-caıı. Talât. Gür. İffet Uyanık. Muk-bil Kısa kürek, Necati Baycr, Sezai Gündüz, İhsan Ann. LAmla Ertan. Belkıs özallan, Seıniha Toygar. Fatma A cartan, Pakize Işık. Şadiye Türemen, Sürchan SoygÜder, Sabriye Andlç, Müşerref Tamer. Nuri Güzel-tuna, Memnuna Ülker, H. Hülâgü Armağan. Haydar Gürkan, L Ethem
Belediyenin yeni otobüslerine ait münakaşa neticelendi
Belediye Otobüs İdaresinin satın alacağı 50 yeni otobüsü eksiltmesine ait teklifleri inceleyen komisyon rne. saisini bitirmiş ve dün raporunu hazırlayarak Belediyeye vermiştir.
Öğrendiğimize göre komisyon iki tip üzerinde mutabık kalmış ve kati kararın verilmesini Belediye Encümenine bırakmıştır.
Ay başında toplanacak olan yeni Belediye Encümeni bu hususta kail karannı verecektir.
Marmaris ve Keçiadası deniz fenerleri otomatik " oldu
Kıyı fenerlerinin otomatik teçhizatla işletilmesi hususundaki çalışmalara devam edilmektedir. Marmaris ve Keçiadası fenerleri asetilenle otomatik çalışır bir hale getirilerek İşletmeye açılmıştır.
Tekel Umum Müdürü Ankaradan döndü
Bakanlıkla temaslarda bulunmak üzere bir müddet evvel Ankaraya gitmiş olan Tekel Genel Müdürü Hadi Hüsnıen dün sabah şehrimize gelmiştir.
Genel Müdür, bugün bir basın toplantısı yaparak An karada kİ temasları hakkında izahat verecektir.
Bir açıklama
Gazetemizin gerek Neşriyat Müdürlüğüne ve gerekse Neşriyat Müdürlüğüm* bağlı «llğer aervbJerlne yapılacak «»laıı bütün müracaatlarını işlerimizin uksanıaıııası bakıııııiKİan hor gün saat 16 İle 18 arasında olmasını ehenunhctlc rica etleriz.
Aral, İhsan Coşkun, Galip Erklp, Ihsan Bcşean. Haindi Canel. î. Hakkı Günsel. M Alı Bezmez, Mikraıne Başar Tevfik Ergene, Nedim Taran, Z*hra Çevik, Zeki Boragan, Kemâl Göksu, Sadi ALasoy, Şaibe Kansu, Saniye Sözen, t. Hakkı Oıbek, Aliye Günkut.
Nüfus sayımı hazırlıkları
Başbakanlık İstatistik Genel Müdürü Şefik Bilkıır, Vali ve Belediye Reisini ziyaret edetek şehrimizde yapılacak nüfus sayımı hakkında görüşmüştür. Bugün şehrimizde sayım memurları için bir kum açılacaktır.
Nüfus sayınımı müteakip şehrimizde bir koy ziraat sayımı yapılacaktır. Bunun İçin Tanıtı Bakanlığından bir heyet gelmiş ve dün öğleden sonra beş vilâyet ziraatçllerinln iştirakiyle 44 üncü okulda bir toplantı yapılmıştır. Tanm sayımını yapmak için hazırlanan bu kuran Vali ve Belediye Reisi Prof. Gökay kısa bir .söylevle açmıştır. Prof. Gökay çoğunluğunu köylerin teşkil ettiği ınemleketinıızxJe böyle bir sayımın ehemmiyeti üzerinde durmuş ve vilâyet tarafından her türlü müzaheretin esirgenmlyecegini belirtmiştir
Pakistan Basın - Yayım Genel Sekreteri şehrimizde
Pakislanın Basın - Yayım Genel Sekreteri Şeyh Muhammed İhram dün gece uçakla Londradan şehrimize gelmiştir. Şeyh Muhammed ihram. lstanbulda iki gün kalacak ve bil âlla re resmi temaslarda bulunmak üzeli: Ankaraya gidecektir.
Terbiye Kongresi kararları
Muallimler Birliğince tertip edilen ve Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri tarafından açılan Terbiye Kongresi kararlarını, ilgili heyet bir rapor "halinde bir aravs getirmişti. Rapor bir daha gözden geçirilmiş ve Bakanlığa sunulmuştur. Bu kararların bir kısmı Kayseride toplanan Türkiye Umum öğretmenler Kongresine de gönderilecektir.
MUHACİR İŞLERİ İÇİN ŞEHRİMİZDE KOMİSYON KURULDU
Bulgari storu! an göç eden küçükler
Vali ve Belediye Reisi Prof. Gökay, yanında Jandarma Komutanı, Emniyet ve İskân müdürleri olduğu halde Demlrknpı göçmen mlsaflrhanesblc Tophanede Nuaratlye Camllndekj muhacirlerin durumunu yerinde incelemiştir. Gerekil âcil tedbirlerin alıııniMM için Vilâyette muhacir İşlerimle meşgul ohııak ürere ilgili Vali Muavininin başkanlığında Sağlık, Emniyet, iskân müdürleri ve Kızılay Aşocaklan Müdüründen mürekkep bir koordinasyon heyeti kurulmuştur.
Şehir Hattı bilet gişeleri fasılasız açık kalacak
Köprüdeki gişelerin sayısı G dan 8 e çıkanldı. Tophanede yeniden 2 gişe açıldı
Devlet Denizyolları İdaresi Şehir Hattı ve iç hatlar yolcularının rahatça bilet almalarını temin için yeni-den bazı tedbirler almıştır.
Bütün Şehir Hattı vapıır iskelelerindeki gişeler sabah ilk seferden itibaren son vapurlar kalkıncaya kadar açık kalacaklardır.
Köprü, Kadıköy, Adalar gibi müteaddit gişeleri olan İskelelerde ise daima bir gişe fâsılasız şokilae açık kalacak, diğerleri ise seferlerden yarım saat evvel açılacaktır.
Diğer taraftan Köprüde Demiryollarına ait 1 gişeden ikisi Denizyolla-rina devredilerek mevcut vapur bilet gişelerinin adedi 6 dan 8 c çıkarılmıştır.
Ayrıca iç hatlar yolcularına ait bilet gişelerinin de kâfi gelmediği nazarı dikkate alınarak Tophanedeki iki gişe yeniden faaliyete geçirilmiştir.
İktisat Fakültesi profesörlerinden bir grup Merinos Fabrikasına gidiyor
İktisat Fakültesi işletme ve lktı-sat Profesörü Dr. Ahmet Ali öze-ken. Sosyal Siyaset Profesörü G. Kessier, Doçent Dr. Orhan Tuna ve Avukat Mediha Arol. Merinos Fabrikasında konferanslar vermek ve tetkiklerde bulunmak Üzere Bursaya davet edilmişlerdir. Heyet, dönüşünde İstanbul civarındaki Hereke Fabrikasında da konferanslar verecektir. Profesörler bugün Bursaya müteveccihen hareket edeceklerdir.
Bandırma hattında kış tarifesi 2 ekimde başlıyor Devlet Denizyolları Bandırma hattında kış tarifesini 2 ekimden itibaren tatbika başlı yaraktır.
Hazırlanan programa göre ekspres seferleri pazartesi ve cuma günleri İstanbuldan 8,30 da, Bandırmadan 15.30 da kalkacaktır.
Gece seferleri de pazartesi, çarşamba, cumartesi günleri Is Can buldan 22 de müteakip akşam Bandırmadan saat 22.30 da kalkacaktır.
28 Eylül 1950
yapılacak - 30 okulun inşaatı
3 senede bitirilecek
Umumi Meclis son toplantılarında gerek şehirde, gerek köylerde yeniden otuz okul In.şa edilmesi muvafık görülmüş ve bunun İçin dört milyon liralık bir tahsisat bütçeye konarak hükümetçe tasdik edilmiştir.
Bu otuz mektepten birincisi Yalo. vada inşa edilecektir. Yeni mekteplere alt bütün hazırlıklar ikmal edilmiştir. Yalovada esasen beş dershaneli bir ilkokul binası daha vardır.
Yalovanın nüfusu ve ihtiyacı gün. den güne arttığından yeniden yapılacak bu yeni okul lüzumu karşılayacak mahiyette bulunacaktır.
Binanın inşâsına ait münakaşa evrakı Milli Eğitim ve Bayındırlık Müdürlüklerince hazırlanmış ve daim! encümene verilmiştir. Bayındırlık müdürlüğünün tanzim ettiği keşif evrakına göre Yalovanın yeni İJk okulunun keşif bedeli 156 bin lira tesbit edilmiştir.
Daim! encümen yakında bu İnşaatı münakaşaya çıkaracaktır. Yalova okulu iki sene içinde tamamlanacaktır.
Diğer 29 okul da kısmen şehirde, kısmen köylerde yapılacak ve nihayet üç senede tamamlanacaktır.
Ancak Yalova okulunun inşasından sonra yapılması takarrür eden diğer otuz mektepten hangisinin daha evvel inşa edileceği yeni umum! meclis tarafından vilâyetle yapılatacak istişareden sonra tesbit edilecektir.
Bununla beraber bu otuz okul üç senede ikmal edilmiş olacaktır.
Adalet Bakanlığı, yeni bir tâyin listesi hazırladı
Adalet Bakanlığı mensuplan arasında yapılacak yeni tâyinlere ait liste Başbakanlığa verilmiştir.
Listenin bir iki güne kadar Resmi Gazetede neşredilmesi beklenmekte-dir.
Mısır Büyükelçisi, Dışişleri Bakanı ile konuşacak
Pariste Mısınn Avrup&daki elçilerinin toplantısından dönen Mısır Büyükelçisi bugünlerde Ankaraya gidecektir. Elçi, Anka ra d a konferans hakkında, Dışişleri Bakanı İle görüşecektir.
Yeni çıkacak pullar
Haber aldığımıza göre P.T-T. İdaresi yeni pullar çıkarmaya karar vermiştir.
Ekim avında; "
1) Nüfus sayımı haLıra pullan, 15 kuruş ve 20 kuruşluk,
2) Kooperatifler Kongresi Hatıra pullan: 15 kuruş ve 20 kuruşluk,
3) Milletlerarası Sivil Havacılık Teşkilâtı, İkinci Ortaşark Konferansı Hatıra pullan: 20 kuruş. 40 kuruş ve 60 kuruşluk,
Aralık ayında;
4i Faratd Hatıra pullan: 15 kuruş, 20 kuruş. 60 kuruş ve 100 kuruşluk çıkarılacaktır.
Havacılık ve Farabl pullan İsviç-rede basılmaktadır.
YENl İSTANBUL
SÎYASl İKTİSADÎ MÜSTAKİL, GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENl İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal IL S ARLICA
Yazı iğlerin) fiilen İdare eden rneaul müdür:
Sacid ÖGET
Ne^redümiyen yazılar iade edilmez.
Basıldığı yer : yeni İstanbul matbaaci-LJK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
PEYAMİ SAFA
YALNIZIZ
— 17 —
Septisemi, verem, kanser, bunlar hep boş lakırdıdır. İnsanı yalnız bir Uict öldürür: Sıkıntı. Öteki hastalıklar bunun vücuttaki çeşitli görünüşleridir. Bu çocuk da çok sıkıldı. Bir yandan matematik, hır yandan annesinin yüz ton ağırlığındaki ruh baskısı. O dayanılmaz istibdat Sinemaya bile zor. giderdi oğlan.
— Nedir o ba^ağı ısı. çırpınmalar ? Doktor ne dedi? Fena bir şey mi?
Besim eğildi, iri bir gül kopararak Şetmine verdi:
— Bunu bir bardağa koy odana götür, karşısına geç, otur, zihnini boşalt, hiç bir şey düşünme, gözlerini buna dik, on beş dakika başka hiç bir tarafa bakma. İçine ummadığın bir ferahlık, bir bahtiyarlık dolacak. İnan buna Bir tecrübe et.
Selrııin gülü tutan elini aşağıya sarkıttıktan sonra, dayısına yan gözlerle baktı ve sordu:
— Menenjit değil mi?
— Senin zekâna en güzel güller bile mağlûp olur. Henüz belli değil. Işttisen öyle far-zet. Alışmalısın. Analiz yapıldıktan sonra anlaşılarak. Benziyormuş çok. ArLık düşünme.
Selmin çiçeği burnuna götürdü. Bu harc-
81
keti otomatikti. Ne koku duyuyor, ne de gülün rengini görüyordu. İçinde fena günlerin sıkıntısı vardı. Zihni bulanıktı. Aydının ölümüne benzer acı bir hissin içine kırmızı bir renk karışıyordu. Annesinin yüzü belirip kayboldu. Orta kata çıkan merdivenlerin trabzan-ian arasından alt kat sofadaki koltukta u-nuttuğu kitabın kapağım görüyor ve kapı gıcırtıları (lııyar gibi oluyordu. Birdenbire midesinde bir bulantı duydu ve avucunu ağzına kapadı. Yüzü sararmış olacaktı kİ, dayısı ona dikkatle bakarak sordu:
— Ne oldun?
Selmlnln yüzü buruştu ve omuzlan yukarı kalktı. Beşlin ona dikkatle bakmaya devam ederken, bu evde kendisinden başka herkesin birer problem haline geldiğini düşünüyordu. Ne olau bu kıza birdenbire?
Tekrarladı:
— Ne oldun?
Selinin elini ağzından çekti. Yutkundu ve kendini toplamaya çalıştı. Rengi düzeliyordu. Sonra elini tekrar ağzına götürdü ve esnemeye başladı.
— Geçti, dedi.
Besim en karışık meseloieri bir kelime ile savmak ihtiyacını duyduğunun farkında olarak başını salladı
. — Sinir!
Ve bahçe kapısına baktı. Samim geliyordu. Selmln büyük dayısına doğru koştu. Besim de ağır ağır ilerledi. Ağabeysl Doktor Sabriyi bulamadığını söylüyordu. Besim olanları anlattı.
— Bereket ki ablanı teşhisi sezmedi. Aptal Nikolaides güç belâ bir yalan kıvırabildi.
82
Galiba bir ponksiyon yapılacak ama, bence, muhakkak. GalatasaraylI Nahidi bilirsin. Sonra Şükran. Onlarınki de hep böyle başladı.
Bahçede oturdular. Selinin yan gözlerle sık sık büyük dayısına bakıyordu. Samim gözlerini köşkte Aydının yatUğı odanın pencerelerine doğru kaldırdı, sonra önüne indirdi.
— Yalana lüzum yoklu.
— Sen ablamın halini goraeydin, dedi Besim başını sallıyaralc, yüzü kıpkırmızıydı. Teşhisi ögreliseydi, beyninde bir damar çatlıya-bilırdi. Yalan o anda can kurtarandı.
— Teşhis henüz konmamış. Bir ihtimal, kuvvetli bir İhtimal. Bunu Mefharete haber vermek lâzımdı. Yarın hakikati birdenbire Öğrenil’ veya sezerse, işte o zaman bir beyin kanamasına uğnyabllir.
Sunum alçalt ve kederli bir soalo devam etti:
— Bizim hatamız budur. Kurnazlık denilen küçük zekâ ile büyük halleri karşılarız.
Selmln yerinden kalktı ve Samimo yaklaştı. Elindeki gülü onun yakasına iliştirirken:
— Ben sizin gibi düşünmüyorum, dayı, dedi.
Besim bağırdı:
— Tabi!... Yahu... Bak, şu gül bile yalan söylüyor, öyle taze bir duruşu var kl, mânası: "Ben solmıyacağım, ben ebediyim,, den başka bir şey değil. Yarına kadar solacak halbuki. Yalan söylüyor.
Samim yakasım tutup gülü burnuna yaklaştırarak cevap verdi:
— Solacağını bilmiyor, dedi, istikbalinden emin.
83
Besim ayakta duran Selmini gösterdi:
— Fakat bu gül biliyor. Yine de solnuya-cakmış gibi bir gururu var. Değil mı öyle Sel-minciğim? Güzelliğin sonsuz olduğuna kendi kendini de kandırıyorsun.
Kız cevap vermedi, yürüdü, bir sarı gül kopardı ve Besimin yakasına laktı»
— Yalanı müdafaajrun mükâfatı nu bu? dîye sordıı dayısı.
— Evet.
— Adı Üstünde: Yalan dünya. Yalansız bir dünya tasavvur edilebilir mi?
Ve Saminıe dönerek sordu.
— Sizin Simeranvada şifasız hastaların yüzlerine kai'şı öleceklerini hekimler dank diye söylerler ini? ı
Ağnbeysi cevap vermedi. Besim onun Si-meranya hayalinde bu tarafın henüz eksik veya tamire muhtaç olduğunu düşünüyordu. Samlın her parçası yerli yerinde bir makine gibi kusursuz bir dünya tasarlamış olamazdı. Besim bu emniyetin verdiği bir üstünlük vehmi İçinde ayak ayak üstüne at avale:
— Sen bunu bir düşün, ağabey, dedi.
Samim bir küçük sıçrayışla başını arkaya eğdi ve kardeşinin yüzüne baktı. Simeran-yosından balısctnıeyc her hazırlan ışında yaptığı gibi, hayalinin tuhaflığına gülmekte herkesten evvel davranmak İçin gülümsedi.
— Ben düşündüm onu çok, dedi, Sİme-ranyada yalan tamamiyle lüzumsuz bir hale gelmiştir; anlaşılmıştır ki bu, tabiatın ve hayatın içindeki zıtlıkları barış t ıramı yan insa-84
nın bir görünüş ahengi yaratmak için kutuplardan birini örtmek ihtiyacıdır. Bu zıtlıklar ortadan kalkar veya uzlaştınlırsa yalana lüzum kalmaz. Yani prensipinde kutuplaşma bulunan olmak dramına karşı âciz İnsanın elindeki geçici silâh, yalandır.
Besim doğruldu ve bir kulağını avuçla-yıp Saminıe doğru uza tarak bağırdı;
— Nasıl, nasıl?
Samim nefes halinde kısık bir kahkaha ile gülerek cevap verdi:
— Dur sana bir misal ile anlatayım: Yıldırım bir elektrik hâdisesidir, değil mi?
— Öyledir.
— tnsan fizik sahada müspet ve menfi arasındaki zıtlığı uzlaştırarak elektrik ışığım elde ediyor. Tabiatın bu yıkıcı kuvveti insanın elinde fayda vericidir. Fizik sahada böyle. Fakat içine insan ruhunun knnşbğı sosyal hayat sahasında bütün zıtlıkların barışması mümkün olmuyor. Yalan o aman müspet ve menfi kutuplardan birini muvakkat bir zaman için örtmek suretiyle zıtlığı ortadan kaldırır. Tabii muvakkat bir zaman İçin.
— Buna da bir misal söyle.
(Dvvaını var)
Düzeltme — jaj/ıh tefrikamızın 2 nci sütunundaki ^müdahale gerginliği», terki binin birinci kolimesi aslında ^müdafaa», dır. Dünkü fefrikamiztn dördüncü sütunundaki ^ponksb yon lomber^e çok benziyor,» cümlesinin de tamamı ve aslı şudur: ^Bir ponksiyon lAzım, ponksiyon lombvr. Çok benziyor,
85
Bayta 3
i.
28 Eylül 1950
Y E N t t S T A N R U L
FIKRA
Bedii FAİK
Washington muhabirimiz G. H. Martin telgrafla bildiriyor
Almanyanın silahlandırılması işi ileride tekrar ele alınacak
Marshall'ın Amerikan Millî Müdafaasının başına getirilmesi,
ANKARA YA gidip gelen bir meslekdaşım, oradaki bütün Ika-^nıeti esnasında hükümet adamlarımızda “tenkide tahammül., anyarak vakit geçirmiş. Herhalde pek bulamamış olacak kİ. suratı asık, gözleri endişeli İdi. \e bıı ruh haleti İçinde anlatıyordu: “Şenin inönüye komünist diyenleri tenkid edişin, hepsini sana karşı bir kanaat nlaburasma şevketmiş. Bir sabah gazetesi, muhalefetin tasfiyesini mtijdellyen Başbakanı tenkid ettiği xa* man, ah! Ankarada olup da İktidar mensuplarının halini görmeliydin
Hakkımda söylenenlere benden çok sinirlenen dostumu teskin etmek gene bana düştü. Müstakil gazetecinin bu gibi hallerin gönüllüsü olduğunu, kendisine defaatle anlattım da yatıştı. Tarafsızlığın, doğru gördüğüne doğru, çarpık saydığına çarpık, dedirten caalbesi yanında, İki üç İktidar adamının siniri, çamaşır İpi kadar manasız kalmaz da ne olur?
1946 senesinde çalıştığım bir akşam gazetesine, resmi İsrafın alıp yürüdüğü İddiaları üzerine küçücük bir fıkra yazmıştım. Sonunda “Bence diyordum. Büyük Meclisteki, Hâkimiyet bllA-kaydüşart milletindir levhası hazır kalkmışken, yerine “Talâ|. Paşa kira evinde otururdu., şeklinde bir levha koymalıyız.,. Rahmetli Peker başbakandı ve Utan bulda örfi idare vardı. Akşam üstü evime dönerken örfi idare merkezine uğramamı tebliğ ettiler. Babıûli Yokuşunu endişe İçinde İniyordum ki, o zamanın ateşli muhaliflerinden ve bugünün iktidar mensuplarından biri, yolumu kesip hatırımı sordu. Anlattım. İki elini omuzlarıma bastırarak söylediği cümle aynen hatırımdadır: “Yooo! güleceksin demişti, böyle olmaz. Şunu unutma kİ, müstakil bir gazeteci İçin, herhangi bir İktidarı sinirlendirmek kadar neşe verecek hiç bir şey olmamalıdır.,,
iğillniz de kulağınıza aöyllyeylm: İnönü komünist olamaz deyişime kızanların başında şimdi bu zat da var!.. Birdenbire muharrirliğe heves eden bir sekreter arkadaşım, AnkaralI bir akşam gazetesinde benim için: “Aşkolsun diyor, sen ki, Halk Partisinin İler tutar tarafım bırakmayan bir yazarsın, şimdi nasıl oluyor da İnönüyü müdafaaya geçiyorsun ?„
inönünün komünLst yapılmasına karşı, yirmi milyonun birden isyan etmesi Icahettİğinl hatırlatmayı bırakayım da, aynı mantık köprüsünden geçeyim: İki gözüm! Sen kl, ben kl, hepimiz kİ, hu memlekette senelerdir serbest fikir serdlnln hasretiyle kıvrandık; bu yolda yürüyen dostları nasıl layib ederiz?
Dahası var: Beş senelik demokrasi mücadelesi İçinde. Meclisin gayrimeşrû oluşundan, o zamanki iktidar mensuplarının hususi hayatlarına kadar, her mevzuu mütemadiyen konuşanlar bugün. Kore meselesinde niçin muhalefete danışmadınız? diyen muharrirleri, ceza kanununun senelerdir unuttuğumuz İki maddesine tutunarak mahkemelere sevkedlyorlar! Demokrasinin, arabın “men dakka dııkka,,sı İle İlgili olamıyacağını hilen birler, şimdi bu hail sükûtla mı geçiştireceğiz? Ve şayet konuşursak, Halk Partisinin borusunu çalar mı olacağız?
Hayır.. Hayır. Tenkide tahammül ile demokrasi, o derere Içlçedlrler kl, İkisini birbirinden ayırmaya İmkân ve İhtimal yoktur. Bu iki sevgilinin anılarına giren her gövde. İnandırın olmaktan alabildiğine uzaklaşacak, uzaklaşacaktır. Ingiliz Muhafazakârları, Attlee’yl vatana İhanetle İtham ediyorlar da, o gene gülüyor. Aynı şekilde. İşçilerin sert hücumlarına Chur-chilTln mukabelesi, ancak kahkahadır.
Batı, değil tenkide karşı, şahsi hücumlara bile diş blllyen. yahut parmaklık gösteren demokrasiyi, çoktan kapı dışarı etti. Muhalefette oldukları yıllar, garp demokrasilerini; İnglltereyl, Fransayı, Amerikayı, sık sık hatırlatan dostlarımız, bugün aynı İbret İşaretini acaba niye vermez oldular?
11 inci Millî Tıp Kongresi
16 ekimde Ankarada Dil, Tarih Coğrafya Fakültesinde toplanacak
Ankara. 27 (ANKA) — 11 inci Milli Tıp Kongresi 16 ekimde Ankara Dll-Tarih ve Coğrafya Fakültesinde toplanacaktır. 2 yılda bir toplanması âdet olan bu kongreye yurdun her tarafından 1.500 e yakın doktor iştirak edecektir. Kongre statüsün#» göre, medical ve medico sosyal 2 konu üzerinde durulmakta ve aldığı kararları raporlar halinde İlgili bakanlıklara vermektedir. Aynı zamanda her kongrede, gelecek kongrenin gündemi de hazırlanmak tadır. 11 İnci Tıp Kongresinin gündemi hazırlanırken de medical ve flzlco sosyal olarak tüberkülozun ele alınması uygun görülmüş ve seçilen iki raportör iki yıl zarfında bu alanlarda büyük iki etüd hazırlamışlardır Kongrede bu et ödler tartışılacak ve ayrıca bir dahak kongre için ele alınması uygun görü len konular tesbit edilecektir.
Türkiye Öğretmen Dernekleri Kongresi
Tevfik İleri, bu münasebetle Kongre Başkanına bir telgraf gönderdi
Ankara 27 (ANKA) — Kayserlde toplanan Türkiye öğretmen Dernekleri Milli Birliği Kongresi Başkanlığına Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri tarafından şu telgraf çekilmiştir:
“Milli birliğin hüviyetinde, yurt çocuklarını hudutsuz bir feragat ve fedakârlıkla yetiştirmekte olan vatansever ve idealist bütün Türk öğretmenlerini muhabbet ve hürmetle selâmlarım. Bakanlığımız öğretmen dernekleri milli birliğinin şahsiyetinde, maarifimizle ilgili mühim meselelerin halli bakımından en büyük ve salahiyetli bir yardımcı merci görmekte olduğunu. bu teşekkülün kuvvetlenmesini bu babımdan candan arzu ettiğini arzeder, kongrenizin hayırlı sonuçlara varmasını yürekten dilerim ,.
Meriç ihtilâfını halletmek için
Türk - Amerikan - Yunan temsilcilerinden müteşekkil komisyon, bugün Bayındırlık Müdürlüğünde toplanacak
Ankara 27 (Türk Ajansı) — Meriç Nehrinin taşmasından mütevellit ihtilâfı önlemek ve mecrasının ıslahını temin etmek maksadıyla kurulan A-merlkan - Türk ve Yunan temsilcilerinden müteşekkil komisyon, yarın İstanbul Bayındırlık Müdürlüğü binasında toplanacaktır.
Komisyon çalışmalarına bir sene devam edecektir
Komisyonda. Türk iyeyi Bayındırlık Bakanlığı Su Dairesi Fen Kurulu Başkanı Salâhi Drmlrbllrk temsil c-decektlr.
KIS S
Bu sene saatler ~/8 ekim gecesi bir saat geri alınacak
Ankara 27 »Ankara Ajansı) — Ekim ayının İlk cumartesini pazara bağlayan gece, yani 7-# ekim gece yarısından sonra kış saati kullanılmaya başlanacaktır.
Hoffman’ın istifasına dair Russell Dorr’un
verdiği beyanat
Ankara, 27 ıA.A-» — Marshall Plânı idarecisi Paul G. Hoffman’ın İstifası ve yerine Mr, VVilliam Foster’in tâvini hakkında Maraball Plânı Türkiye icra Komitesi Başkanı Russel H. Dorr en beyanatta bulunmuştur:
“Bir kaç zamandan beri rahatsız o-lan Marshall Plânı İdarecisi Mr. Paul G. Hoffman’ın istifası haberJ ile bütün hür memleketler haJkının da biz Marshail Plânı mensuplarının hissettiği derin üzüntüyü duyduklarından e-minim. Dirayetli ve enerjik Önderliği, kendisi ile işbirliği yapmak mazhariyetine erişmiş olan blzler için bir ilham kaynağı olmuştur.
Marshail Plânı işlerini idare etmekte göstermiş olduğu ileri görüşlülükten dolayı bütün Marshail Plânı mem-'eketlerinin Mr. Hoffman’a medyıın »Iduklarını zannetmekteyim.
Mr. Hoffman’ın bıraktığı boşluğu oldurmak üzere Mr. VVilliam C. Fos-er’ln tâyinine dair haberi görmem benim İçin hem şahsan ve hem de resmen bir memnuniyet vesilesi olmuştur Mr Foster Marshail Plânının başlangıcından beri bu teşkilâtın bir parçası olmuştur. İlk vazifesi başkanın Av-rupadakl Marshail Plânı İşleri İle meşgul olan hususi temsilcisi Büyükelçi \V. Averell Harriman’ın vekilliğidir. Mr. Foster de büyükelçi payesini haizdir. Mayıs 1949 tarihinde Türkiyeyi ziyaret eden Mr. Foster. 1949 haziranında Paristen U’asblngton’a çağrılmış ve Marshail Plânı İdarecisi Vekilliğine getirilmiştir. Mr. Foster, böylelikle Mr. Hoffman’dan sonra gelen bir şahsiyet olmuştur Binaenaleyh bu yeni İşin icabı olan tecrübe ve malûmatı tamamen haizdir Mr. Foster 1946 dan 1948 e kadar Amerikan Ticaret Bakanlığı Müsteşarlığında bulunmuştur
Ulaştırma Bakanının Zonguldakta tetkikleri
Zonguldak. 27 »A A ) — Ulaştırma Bakanı Seyfi Kurthek bugün saat 9 (la vilâyete gelerek Bakanlığını İlgilendiren hususlar üzerinde çalıemıştır
Bakanın başkanlığında Vali ve Belediye Başkanının do İştirak ettiği bir toplantı yapılmıştır. Toplantıda Denizyolları Accntası. Demiryolları. PTT,, tüccar ve halk temsilcileri bulunmuş ve Zonguldağ’ın ulaştırma işleriyle İlgili ihtiyaçları tesbit edilmiştir. Bakan, beraberinde Vali. Belediye Başkanı. Zonguldak milletvekilleri olduğu halde Ulaştırma Bakanlığına bağlı tesisleri, inşa halinde bulunan limanı gezmiştir.
İşletmeler Bakanı Muhlis Ete, Ereğli Kömürleri işletmesi Genel Müdürlüğünde çalışmalarına devam etmiştir Baknnlar beraberinde milletvekilleri olduğu halde saat 16.20 de hareket, e-den trenle Fllyosa gitmişlerdir. Orada da tetkikler yaptıktan sonra Ankara ya döneceklerdir.
İl Genel Meclisi seçimleri için Radyo propaganda kur'ası bugün çekiliyor
Ankara, 27 A. A. (Basın-Yayın) — 15 ekimde yapılacak 11 Genel Meclisleri üyeleri seçimi münasebetiyle seçime İştirak eden siyasi partilerin sözcüleri 5 ekimle 11 ekim arasında 7 gün Ankara ve İstanbul Radyolarında propaganda konuşmaları yapacaklardır.
5545 sayılı Milletvekilleri Seçimi Kanunu gereğince yarın “28-9-1950 günü., saat 10 30 da Ankarada Basın-Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğünde partilerin birer temsilcisi huzuriy-le kur’a çekilerek konuşma sıra ve zamanlan tâyin edilecektir.
Üçler arasındaki müzakereleri
New-York 27 ı Hususî muhabirimiz G. H. * rtin tarafından) - Son günlere ka ar Almanyanın silahlandırılması meselesi yüzünden ya Fransız Amerikan münaaobetlerihin bozulacağı, yahut Amerikalıların talepleri kabul edildiği takdirde Fransız Hükümetinin düşeceği ihtimalinden bahsedilmekte idi. Fakat Marshall’ın A-merikan Milli Müdafaasının başına get-lrilmiş bulunması üç büyük memleket Hacirlye ve Müdpfaa Nazırları arasında burada cereyan etmiş bulunan müzakereleri tnmamiyle müspet bir neticeye götürmekte âmil olmuştur.
Srhunmn İle Moch. müzakereler hitam bulduktan sonra bir anlaşmaya varıldığını gazetecilere bildirmişlerdir. Amerika He Fransanın bu bahiste karştlıklı tavizde bulunmuş olmaları, anlaşmayı mümkün kılmıştır. Şöyle ki: Amerika adına Marshail Alman-yanın silahlandırılması hususunda ısrar etmemiştir. Bunun daha ilerde yapılacak görüşmelerde yeniden ele alınmasını ise. Frnnsızlar kabul etmişlerdir.
Karşıhkh tavizler sayesinde kabil olmuş ol*»n bu anlaşma, jevahiri korumaya matuf sathi bir ifade birliği değildir t)c büyük devletin Hariciye
“Dünya sulhu beş büyüklerin anlaşmasına bırakılamaz,,
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda konuşan İsrail Delegesi; Beşler, aralarında anlaşamadıkları takdirde ekseriyetin işe müdahale etmesini teklif etti
Flushlng Meadows, 27 (YÎRS) — Birleşmiş Milletler Genel Kurulu bugün de toplantılarına devam etmiştir. İlk konuşan Ekvador delegesi Quedo, Birleşmiş Milletlerin kuvvetlendirilmesini teklif eden Amerikan takririni desteklemiştir. Bunu müteakip konuşan Hindistan delegesi Fransa. Ingiltere. Rusya ve Amerika dışişleri hakanlarının toplanarak beynelmilel ihtilâfları halletmelerini teklif edince Ingiliz delegesi oturduğu yerden, şimdiye kadar yapılan bu tip görüşmelerin neticesiz kaldığını Rusya batı ile teşriki mesai yapmak İstediği takdirde batılılann buna hazır olduklarını söylemiştir. Hint temsilcisi bundan evvelki görüşmelerin neticesiz knlnı:ş olmasına rağmen böyle bir toplantı yapılarak her devletin ihtilâfları hal-
Demiryolu Kongresi
Roma. 27 A.A. »Reutcr) — Yirmi üç memleketten gelen 500 delege Avrupa ve Asyanın büyük bir kısmında daha iyi, daha süratli, daha rahat ve daha emin demiryolu ulaştırması için plânlar hazırlamak üzere dün burada toplanmışlardır.
Milletlerarası Demiryolu Birliğinin on beşinci senelik toplantısında İngiltere milletler camiası, Belçika, Fransa. Avusturya. Danimarka. Mısır. İspanya. Finlandiya. Yunanistan. Hindistan. Pakistan, trlânda. İtalya Lüksemburg. Norveç, Hollanda. Portekiz ve müstemlekeleri, İsveç. İsviçre, Siyam, Türkiye. Yugoslavya v« Batı Almanya temsil edilmektedir.
Rus - İran ticaret müzakeresi kesildi
Tahran 27 (YÎRS>) — Hükümet mahfillerinden sızan haberlere göre L’isya ile İran arasındaki ticaret müzakereleri inkıtaa uğramıştır. Buna sebep Rusların t ran tacirleriyle doğrudan doğruya münasebet tesis mek İstemeleri, İrrçn Hükümetinin İse kandlnlh sovkÖ idare etmekte olduğu boş büyük firmaya münhasır kalmasında ısrar etmesidir.
Hind Kongre Partisi
Yeni Delhi. 27 (YİRS) - Kongre Partisinin beş' büyük lideri Başbakan .Vchruyu kendi komiteleriyle temasa gelmeye davet etmişlerdir Bu beşli komitede Rnjagopalaçari ve geçenlerde kongre * riyasetine seçilen Tandon dahildir. Nehru bu daveti kabul etmediği takdirde partinin yüksek sevkü I-daresl buhran geçirecektir
Not!Inglıarnda bir madende çıkan yangın neticesinde 80 khlnln Öldüğünü bildirmiştik. Havadan alınmış olan yııkarıkl resimde cankurtaran otomobilleri ve felâketzedelerin akrabaları bekleşirken görülüyor.
müspet neticeye götürmüştür
ve Milli Müdafaa Nazırları meseleyi çok esaslı bir şekilde görüşmüşler, noktai nazarlarını yaklaştırmışlar Ve bu suretle samimi ve gerçek bir görüş birliği hasıl olmuştur.
Bilhassa Jules Moch. Amerikan Müdafaa Nezaketinin Almanyavı silâhlandırma bahsinde çok ısrar ettiğini bildiği için Ncw-Yorka gelirken, bir tazyika maruz kalacağını zannetmekteydi. fakat Marshall'ın huzuru bu endişeyi tamamen bertaraf etmiştir. Diğer taraftan Fransızlar hem Al-manyanın silahlandırılması işinin şimdi değil de daha sonra görüşülmesi esasını kabul etmişler, hem de Amerikalıların Alnıanyada, hor ihtimale karşı koymak üzere, bazı hazırlıklar yapmalarını tasvip etmişlerdir. Bu hazırlıklar esasen 1945 senesinden beri kısmen yapılmaktaydı. Amerikan istihbarat teşkilâtı bürolarına bireoic Almanlar müracaat ederek kendilerinin silâhlı kuvvetlere iltihak etmek arzusunda olduklarını bildiriyorlar ve buna göre bürolar tarafından listeler tanzim ediliyordu.
Mamafih bunlar İşin tekniğiyle alakalı birtakım hususlardı, esaslı nokta Schuman’ın da belirttiği gibi Al-manyayı silâhlandırma meselesinin bandan böyle Amrrikayla Fransayı artık birbirinden ayıramıyacağıdır.
letmek hususundaki fikirleri bilinirse dünyanın bundan faydalanacağına i-şaret etmiştir.
Söz alan İsrail Dışişleri Bakanı Sharoit, Komünist Çinin Birleşmiş Milletlere kabulünü talep etmiştir. 1-klye avrılmış bir dünyanın devam e-dlp edemiyeceği hususuna işaret eden Sharott dünya sulhünün beş büyüklerin anlaşmasına bırakılamıyncağını. anlaşamıyorlarsa ekseriyetin işe müdahale etmesini teklif etmiştir.
Amerikanın İstilayı önlemek için Birleşmiş Mihdtler kuvvetlerini arttırmayı teklif eden takririnin dikkatle tetkik edilmesinin gerektiğini, istilâ hareketleri kanun dışı addedilmeden atom bombası ve diğer tahripkâr silâhların yokcdilmesinln doğru olmayacağını söyliyen Sharett. dünyada sulh kurulsa bile mevcut ekonomik ve kültürel eşitsizliklerin sulhu tehdit ettiğini İleri sürerek Almanyanın şimdiki durumundan bahsetmiş ve Alman halkı arasında Nazi ruhunun yaşamakta olduğunu ve Almanyanın silahlandırılmasının doğru olmadığını söylemiştir. Arap devletleriyle olan münasebetleri hakkında ise. suçun Araplarda olduğunu ve sulh yapmak niyetindeyseler yanlış ithamlara son verip yapıcı bir şekilde çalışmalarının gerektiğini belirtmiştir.
Flushing Mcadows. 27 (YtRS)— Bugün Ingiliz delegesi Sİr G1adw>»n Jebb-in riyasetinde toplanan Güvenlik Konseyinde Rus delegesi Malik, For-mozoya Amerikan donanmasının gönderilmesinin İstilâ teşebbüsü teşkil edeceği hakkındakl takririn müzakere sinde kızıl Çinin de bulunmasını sağlamaya çalışmıştır.
İngiltsredeki maden kazası
Cresvcll (Ingiltere) 27 (AP) — Yerin bin kadem altında dün vukua gelmiş olan yangın neticesinde ölmüş •ilan 80 maden amelesinin cesetlerini çıkartmak maksadlyle temizleme e-kiplerl çalışmaya başlamışlardır.
Yangın neticesinde hasıl olmuş o-lan dumandan boğulmuş 40 kurban şimdiden, mahalli morgtn yatmaktadır.
120 kişinin kurtulmuş olmasına rağmen, bu kaza 1947 don beri tn-glltorede vaki en feci maden kazasıdır.
içerde kalmış olan seksen kişinin hayalından ümit kesildikten sonra kuyunun ağzı kapatılmış ve havasızlıktan >angının sönmesi heklcnmlş-tlr. Kuyudan halâ duman sızmakladır.
Güneybatıdaki bıı müdafaa mevkii birçok defa el değiştirmiştir. Resimde, mnklnelltüfeğiyle dağlık bölgeye giden yegâne yolu kontrol eden bir askeri görüyorsunuz.
Deniz piyadeleri Seul'a giriyor!
ıSeul Şehrinin dış mahallelerinde bulunan muhabirimiz Margaret Higgins bildiriyor) 26 eylül-— Seul’un dış mahallelerinde kırmızı çatı direkleri. çam korulukları son 24 saat I-çlnde haykırmalar ve ateş içinde titremiş ve inlcmiştir. Harbin en kanlı muharebelerinden biri cereyan ederken yorgunluktan bitap düşen Amerikalılar canlarını dişlerine takarak adım adım Güney Korenin başkentine doğru ilerlediler.
Sinşon civarında Seul harbinin en müthiş sokak muharebeleri cereyan ediyordu. Amerikalıların tesis ettiği Şuen Hıristiyan Üniversitesi muharebe neticesinde paramparça oldu. Bu hazin manzaralara hiç lüzum yoktu. Fakat komünistler inatçı bir şekilde ayak direyerek geri çekilirken bütün Seul şehrini bir harabe haline getirmeye karar Vermiş görünüyorlardı Bu bahsettiğim üniversite 1915 de Koreye ilk ayak basan hıristiyanlar-dan biri olan A. C. Undervvood tarafından kurulmuştu. Şimdi Korede bir milyondan fazla hıristiyan var.
Bu öğle üstü geç vakit deniz piyadeleri, üniversiteye doğru ilerliyordu. Kuzey Kore 17 nci tümeninin burada karargâh kurduğu anlaşılmıştı. Düşman topçu ateşi altında iyice sersem-liyen Güney Kore piyadelerinden bir hayır gelmeyince yeni Amerikan takviye kuvvetlerinin gelmesi beklendi. Bu arada deniz piyadeleri “Amerikalılar Seul Şehrini her iki taraftan muhasara ettiler,, diye büyük manşetlerle yazılan bir yazıyı Amerikan gazetelerinden birinde görünce acı a-cı güldüler. Çünkü henüz şehre girilmemişti ve bir hayli uzun zamandan beri takviye kuvvetlerinin gelmesini bekliyorlardı. Erlerden biri* gazeteyi alarak şöyle dedi:
“Herhalde şimdiye kadar attığımız kurşunlar sadece bir hayalden ibaretti. Baksanıza biz çoktan şehre girmişiz. Gazeteyi alıp, şu karşıdan bize ateş eden bacaksızlara gösterelim de ı eslini olsunlar.,,
Seul eteklerinde 24 saat bekledikten sonra deniz piyadeleri komutanı Binbaşı John Canney şöyle demiştir:
“Son bir İki gün içinde değişik ırktan olan bir çeşit düşmanla karşılaştık.,,
Tabur Komutanı şehre bakan bir tepede stratejik mevki almıştır. Sözlerine şöyle devanı ediyor:
“Son 24 saat içinde ele geçirdiğimiz harp esirleri daha iyi beslenmişe benziyor. Daha uzun boylu fakat daha fanatik görünüşlü insanlar bunlar. Meselâ, bir tepede öyle hır tank ateşine başladık ki, az zamanda ortalığı cehenneme çevirdik ve onların havan toplarını harap ettik. Fakat az sonda bacaksızlar, yerden bitmiş gibi.
Lewis Douglas istifa etti
\Vashlngton. 27 A.A. (AFP) — Birleşik Amerikanın Londra Büyükelçisi sıhhi sebepler dolayıslyle İstifa etmiştir. istifası kasım ayının birinde yürürlüğe girecektir. Lewls Dougias’ın istifasını haber veren Beyaz Saray, aynı zamanda Trumanla Büyükelçi arasında bu hususta teotl edilen mektupları neşretmlştlr. Lewls Douglas 3.5 seneden beri Londra Büyükelçiliğini I-fa etmekte İdi.
Lewis Douglas’a gönderdiği mektupla Başkan Trunıan “En samimi teessürleriyle,. İstifayı kabul ettiğini bildirmekte ve bu güç ve nazik seneler içinde büyükelçinin memleketine yapmış olduğu hizmetleri teşekkürle anmaktadır.
Hür Sendikalar Konfederasyonu
Londra. 27 A A. (United Press) -Sendikalar Kongresine mensup resmi şahsiyetlerin dun söylediklerin^ görn Milletlerprası Hür Sendikalar Konfederasyonu Güney Asynda komünizmle mücadele etm»'k için bir plân hazırlamıştır.
Bu şahsiyetler Ingiliz. Amerikan, Belçika ve Hint sendika mensuplarının Sovyet ajanlarının komünist kontrolü altındaki Dünya Sendikalar Federasyonu temsilcileri kılığında sızmaları hakkında tahkikatta bulunmak üzere Uzakdoğııdn bir seyahat yapacaklarını şoylemlşlİr.
Heyet raporunu bu ay başında milletlerarası Hür Sendikalar Konfederasyonuna vermiştir.
Cepheye yakın olan evlerin hepsi bomboştu. Sakinleri, civardaki çukur ve hendeğe birikmişler başlarına hasırlar gererek, vızıldıyarak geçen kurşunlardan korunuyorlardı
yeniden havan ateşine başlamazlar nru!
Sonradan öğrendiğimize göre, Kuzey Korelilerin bir gözcüsü bizim cepheye çok yakın bir yerde mevki almıştı; onun için düşmanın havan topları pek isabetli atışlarda bulunuyordu. Komünist havan ateşi her seferinde bize 30 ilâ 40 kişilik bir zayiat verdiriyordu. Daha sonra taburdan ayrılıp alaya iltihak ettiğimiz zaman da bir an hile izimizi düşmana kaybettlremedik.
Düşman bir türlü teslim olmuyordu. Deniz piyadeleri yükscj( mevkileri ellerine geçirdiği halde, delice dövüşüyorlardı. Hattâ bir bölüğümüz, tepeyi aJan diğer bir bölüğe İltihak etmek için tepeye çıkmaya çalışırken pusuda gizlenen düşman, ağaçların arkasından gelerek hafif makineli tüfekle ilerlememize mâni oldu. Bu a-rada her taraftan acıklı hikâyeler duyuyorduk.
Biz Seul’u ele geçirirken mümkün olduğu kadar tarihi binalara ve âbidelere zarar vermemeyi gaye edindiğimiz halde komünistler hiç de böyle düşünmüyordu. Herşeylerini bize son bir darbe indirmek için feda etmeye hazırdılar; biz de kendimizi müdafaa için onlara cevap vermeye meöbur-duk. tşin en hazin ve acı tarafı düşmanın bize karşı kullandığı silâhların çoğu biz çekilirken geride bıraktığımız ve onlar tarafından ekle edilen parçalardı.
Düşmanın her cv damında veya herhangi bir ağaç arkasında pusu kurabileceğini hissetmek ve ekseriya bunun doğru çıkması yaralılarımızı taşıma işini pek güçleştiriyordu.
Bu karşılıklı top ateşi sivil halka da pek fazla zayiat verdiriyordu. Bütün gün, bütün gece küçük çocuklar, kadınlar, kağnı arabaları ile sıhhi yardım görmek ümidiyle karargâhımıza geliyorlardı. Onlara imkân buldukça yardım ediliyordu, fakat kendi yaralılarımız o kadar çoktu kl, ekse* riya onlara vakit kalmıyordu.
Cepheye yakın olan evlerin hepsi bomboştu. Sakinleri civardaki çukur ve hendeğe birikmişler, başlarına hasırlar gererek vızıldayarak geçen kurşunlardan korunmaya çalışıyorlardı.
Hele korunmak için herhangi bir duvar arkasına gelen askerlerin Kore kadınları ile burun buruna gelmeleri pek alışılan manzaralardan biri idi. Bu kadınlar kucaklarındaki çocuklara sanki hiçbir şey olmuyormuş gibi süt veriyorlardı. Onların bu stoik hareketleri hepimize pek tesir etmişti.
Avrupa devletleri müdafaalarını kendi imkânlarile sağlamalıdır
Senatör Connaly: “Avrupa üzerine düşeni yapmazsa, Amerika gidip onları müdafaa edemez,, diyor
Wnsh)ngton. 27 (AP) — Demokrat Teksas Senatörü ve kudretli Dışişleri Münasebetleri Komisyonunun Başkanı Tom Conally dün. Batı Avrupa devletlerinin, kendi sahalarını kendilerinin müdafaa etmeleri liızumuna İşaret etmiş ve ECA. iktisadi işbirliği Teşkilâtı tarafından Avrupaya tahsis edilmiş olan kredinin kesilmesini talep etmiştir.
Senatör Conally. »liin tertip etmiş olduğu bir basın konferansında. kendisinin. Birleşik Amerlka-dan, “Batı devletleri üzerine onların mııtecavlzane hlr tarzda silâhlanmalarını temin etmek İçin tnz-\ ik yapmasını lste(llğini’’ söylemiş ve şunları İlâve etmiştir? “Onlar kendi uhdelerine düşeni yapmazlarsa. Amerika gidip onları müdafaa edemez."
Senatör, Fransanın, Atlantik Paktı kuşetlerinin kara kısmını temin etmesi icap ettiğini de ileri sürmüştür.
Senatör. ECA. iktisadi işbirliği yahut Marshail Plânının zaten i-lerde kısılmak üzere nazara alın-
öğleden sonra deniz piyade, top a-teşi İle hava kuvvetleri harbin en muazzam barajını kurdular. Tepenin arkasında mevzi tutmuş olan düşman İyice hırpalandı. Uçaklar ateş bomba lan ile imdada yetiştiler ve az sonra birliklerimiz tekrar ilerlemeye başladı.
Siyasî komitenin mesaisi
Flushing Meadow 227 (YİRS) — Kızıllann mağlûbiyetinden sonra Korede iktisadi, siyasî meseleleri ldarç ve sükûneti iade etmek için 9 kişilik bir komisyon kurulması hakkın-daki plânlar gelişmektedir. Komisyon Koreyle coğrafi bakımdan İlgili memleket temsilcilerinden teşkil edilecektir. Bu dev.letler Hindistan, Fili-pinler. Avustralya, Yeni Zelânda, Kanadadır. Diğer dört Avrupa, Arap ve Lâtin Amerika Devletlerini temsil edebilecek bir şekilde seçilecektir.
Müşahitler, Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin Korede bir müddet daha kalmalarınuı komisyonun işlerini kolaylaştıracağı fikrindedir. İlk yapılacak işlerden biri Birleşmiş Milletler kontrolü altında serbest seçimlerin tahakkukudur. Bu komisyonun diğer işlerinin de süratle ilerlemesini mümkün kılacaktır.
SCHUMAN PLÂNI
6 memleket eksperlerinin müzakereleri hakkında hir muhtıra hazırlanıyor
Paris 27 A.A. 1AFP1 — İyi haber a-lan çevrelerden bildirildiğine göre, Schuman Plânına iştirak eden 6 memleket eksperlerinin 31 ağustosta yaptıkları müzakerelerin neticesi hakkında Fransız Plân Komiserliği bir muhtıra hazırlamaktadır. Çok yakında tamamlanmış olacak olan bu vesika bilhassa siyasi. İktisadi ve sosyal m es e-lelorle "istihsal birliğinin” daimi devresine ait tesis meselelerini ihtiva edecektir. Bilindiği gibi, işlemeğe boşlama devresi daha ethrelki müzakerelerde bahis konusu edilmiştir.
Bu suretle, ekAsperlerin yardımı ile toplanan heyetler balkanlarının yaptıkları görüşmeler yakında nihai safhaya girecektir. Bundan sonra. Milletlerarası yüksek otoriteyi kuran anlaşmanın hukuki şekliyle kaleme alınması işi kalacaktır.
Mısır -
İman Ticaret

nlaşması

Frankfurt. 27 »A.P.) — Batı Al-
manya İle Mısır arasında burada yapılmakta olan ticaret anlaşması müzakerelerinin memnunluk verici bir tarzda gelişmekte olduğu Alman makamlarından öğrenilmiştir» İki memleket arasında 45 milyon dolar tutarında karsıhklî ticaret yapılacaktır. Batı Almanya. Mısırcıan bilhassa pamuk ve pirinç İthal edip otomobil ve makine yedek parçaları satacaktır.
mış olduğunu kaydettikten sonra bunun bu sene yapılması lüzumunu belirtmiş ve biz “Hor ihtiyacı olan devlete yardım edemeyiz, İktisadiyatımız hu kadar geniş bir yardımı kaldırmaz." demiştir.
Conally. Atlantik Paktının bir Rus tecavüzünü önlemek gayesini yerine getirebilmesi için, hor devletin on İyi yapabildiği işi yapmasının İcap ettiğini belirtmiş ve misal olarak. Hol&nda deniz kuvvetlerini takviye edecek yerde, kara kuvvetlerine ehemmiyet vermelidir, demiştir.
Senatör, "Almanyanın silâhlı kuvvetlere sahip olması" lüzumunu kaydettikten sonra, bunun Baldılar tarafından vazedilecek bir murakabeye tâbi tutulmasını teklif etmiş ve “Şayet onları kendi cemiyetimiz İçine almazsak, kendilerinde atalet ve alâkasızlık belirecektir" demiştir.
Conally, Japonya İle de barış anlaşmasının icap ettiğini kaydederek "Sanırsam Japonya hlr değilse şimdilik dersini almıştır." demiştir.


Sayfa 4
GÜNÜN
Turizm dâvamız
Turizmde propaganda ve reklâm
Yazan: Salâhaddin ÇORUH
YEN! İSTANBUL
KONOMiK
YUNANİSTAN
MEKTUBU
Amerikan kredilerinin kısılması
28 Eylül 1050
Ziraat Bankası Umum Müdürünün basın toplantısı
Kuraklık yüzünden, noksan mahsul çıkaran
TURİZM propagandasının şekil ve ■ mahiyeti Üzerinde kısaca durulursa görülür ki. dış turizm propaganda ve reklâm çeşitleriyle, iç turizm ve propaganda reklâm çeşitleri arasında oldukça mühim farklar vardır.
Dışa müteveccih olan propaganda ve reklâm hem memleketimizi ve halkımızı tanıtmak, hem de ya ban C) seyyah celbelmek gayesiyle, içe müteveccih olanlar ise, bir taraftan halk arasında seyahati teşvik etmek, diğer taraftan memleketi dış turizme hazırlamak gibi maksatlarla yapılmalıdır.
Seyahat arzusu: sosyal ve kültürel bakımdan normuJ bir kabiliyette olan her insanı, gençliğinden itibaren saran bir arzudur. Bu arzu, görmek ve öğrenmek merakının tahriki, tedavi ve istirahat ihtiyacının temini ila, spor ve tahsil gibi daha bir çok âmillerle kuvvetlen dirildiği takdirde, fiili bir hale geçebilir.
Bu maksatla; bir mal veya hizmet için yapılan reklâm ve propagandanın deleri, bu malın veya hizmetin evsafına ve kıymetine bağlı olacağına göre, böyle bir propaganda ve reklâm İşinin, seyahat edilecek yerlerle, seyyahın bekleyebileceği hizmetlerin nebilerine ve mahiyetlerine göre de kıymetlendirilmiş olması lâzım gelir.
Turizm propagandasında mühinı o-lan cihetler; propagandanın mevcut imkân ve tesislere göre samimi olmayı srzedllecek hizmetlerin ilk plân la göze çarpması, daha sonra da elde edilecek ne U çelerin belirtilmesidir. Şunu unutmamak lâzımdır kİ, gayri samimi ve mübalâğalı bir propaganda kadar memlekete zararlı olan hiçbir şey yoktur.
Bir memlekette iç turizm için de olsa, muayyen bir cazibe noktasının propaganda edilmesi şekil, her zaman aynı müspet neticeyi vermivece-finden, bunun mevzulara ve hattâ ge-•rakirse mevsimlere göre guruplanma-11 d*ha faydalıdır.
Her propaganda mevzuu gibi turizm de muhtelif vasıtalardan faydalanır. Aynen ve fazla olarak turizm propaganda ve reklâmı bizzat turistler tarafından da yapılır. En canlı ve çekici olanı da budur. jL
Turizm propagandası vasıtalarının en müracaat edilen şekli, pros-
pektüsierdir. Buna benzemekle beraber daha noksan olduğu için tesiri de daha zayıf olan diğer bir propaganda vasıtası da afiştir. Gerek resimli prospektÜsler ve gerek afifler mevzuların münhasıran fotoğraflı olarak temsilini gösterirler.
Diğer vasıtalar; gazete ve mecmualarla daha yeni ve modern vasıtalar olan radyo ve filmlerdir. Bunlar her türiti propagandada çok mühim rol oynarlar.
Gazetelerle yapılacak turizm propagandası, alelâde ilân şekilleriyle, muayyen turizm mevzularını hikâye ve tavsif eden veya canlandıran bir ifade ve üslûpla yazılan yazılar, makalelerdir.
Turizm propagandası için radyodan istifade yeni olmakla beraber gazete ve mecmualarda olduğu gibi bunlar ilânlar veya bu mevzuları canlandıran konuşmalardır.
Filmin lunzm propagandasındaki rolü; tamamen ticari mahiyette olan diğer işlerde olduğu gibidir. Herhangi bir fabrika mamulâtının reklâmı t-çin film yapılıp gösterilmesi şeklinde. bir memleketin turizm hizmetleri için de propaganda filmleri meydana getirilerek gösterilmektedir.
öteden beri ve her yerde yapılagel-dığı gibi bir memleketin resmi turizm teşekkülleri tarafından yayınlanan ve Vx>l resimlerle yazılan ihtiva eden umumi mahiyette turizm propagandası prospektüsteri olmalıdır. Bu pr'j^pektüsler alâkadarlara muhtelif
turistik hizmetlerle, lüzumlu teknik teferrüat hakkında malûmat edinmek imkânı vermelidir.
Memleketimizde, turizm propagandasının çeşitli vasıtaları gözöntlnde tutularak bu işe de lâyık olduğu o-hemnıiyet verilmek istenmiş ve ilgili dairece bir kaç prospektüs, broşür I-k snrf fotoğraflardan mürekkep bir seri afişler bastırılmıştır. Amma, bunlar o kadar az ve o kadar çeşit-«izdir ki, herkesin barbar bağırdığı gibi ne memleketin tanınmasında, ne de turizm alanında islenilen f ay dala • n temin edememiştir. Bütçeye mevzu propaganda tahsilatı o kadar azdırki, pahalı baskılı hır broşürden ancak beş ilâ on binden fazlasının bastırılmasına maddeten imkân hasıl olamamaktadır. •
Üç liraya malolan bir broşürden 100 bin baskıya verilen 300 bin liray ı bulmak ve harcamak hiçbir zaman nıı-sıp olmamış, bu gidişle de olamıya-caktır.
Amerikaya değil, yakın memleketlere yapılacak bir propaganda için beş ilâ on bin kitabın bir iş göremeyeceği tabiîdir Hele Amerikaya göre düşünülürse yüz binler bile bir şey i-fade etmez.
İkinci ve mühim bir mesele de baskı nefaseti meselesidir. Dış memleketlerde bastırılmaya kalkışılsa döviz temini duvar gibi işin karşısına çıkmaktadır. Sonra memleket dahilinde nefis bir şekilde renkli bir broşür veya prospektüsün bastırılmanı, bir kere mevcut mali formül iteler yüzünden imkânsızdır. Artırma ve eksiltme ve ihale kanununa tâbi olan bu işler, neticede en ucuz talibe verildiğinden, baskı nefasetinin neden elde edilemediği, ilk bakışta anlaş dır.
Baskı mevzuuna ve tekniğine göre kâğıt temini de Mr hayli güçtür. Maliye kırtasiye deposunda buiunmıyan kâğıdın, depoca piyasaıian alınması, kırtasiye umum müdürlüğünün yüzde bilmem kaç zammı İle verilmesi, kırtasiyeciliğe ve fiyat yükselişine götürdüğühden ilgililer mecbur olmadıkça hu yola başvurmaktan çekln-m ek t eler ve elde mevcut iyi, kötü kâğıtlara razı olmaktadırlar.
Yabana memleketlerin bellibaşlı gazetelerinde yapılacak turistik propagandalar ise, bir kaç bin. dolar m birden harcanmasını icap ettirmektedir.
Fransada mensucat fiyatlarını indirmek için suni maddeler kullanılıyor
Paris, (Hususi) — Ham madde fiyatlarının artması ile dünyanın her yerinde olduğu gibi Fransada da mensucat fiyatları yükselmiştir. Bunun üzerine mensucat uzmanlan yünlü ve pamuklu kumaşların dokunmasında kullanılan sunî maddelerin mik-tannı arttırmışlardır. Fakat neticede kumaş kalitelerinin bozulacağından endişe edilmektedir.
Bu arada Fransız mensucat sanayicileri askeri hizmette kullanılmak Üzere suni maddelerle yapılmış ku-maşlann yetkili makamlar tarafından k8bul edilmesi için uğraşmaktadırlar Bu sum iplik meselesi tktisadi işbirliği Teşkilâtı tarafından da tetkik e-dilmektedir.
İsviçrede mensucat fiyatları yükseliyor
Zürich iHubusİ) — Ticaret ve en-düstri organizasyonları tarafından a-iınan kararlara göre, ham maddelerin fiyatları yükseldiği için yünlü ve pamuklu iplik kumaşlarının da fiyatlan artırılmıştır. Dokuma fiyatlarının yükselmesi piyasada yüzde 15 nispetinde diğer maddelere de tesir etmiştir. Buna göre ihracat fiyatlannın da artacağı tahmin edilmektedir.
27/IX/1950 Çarşamba

Borsalarda vaziyet
İstanbul :
Dün T icara t Bor sasın da fındık
üzerine hararetli muameleler olmuştur. Nebati ve yağh tohumlar gru-pu da sağlam durumunu muhafaza etmiştir.
Kambiyo, Esham ve Tahvilât Bor. sasında yalnız % 6 faizli Kalkınma Tahvilleriyle 1947 istikrazı üzerine İş olmuştur. Altın piyasası yine durgundu.
İzmir :
4 günlük bayram tatilinden sonra açılan Borsa da büyük bir faaliyet nazara çarpmasına mukabil çekirdeksiz üzüm fiyatları bir kuruşluk bir gerileme göstermiş, çekişe çekişe devam eden pazarlıktan sonra 10 numara 75 kuruştan muamele görmüştür. Satış 5 bin çuvaldır. İncir piya-sası kapanışa nazaran daha müsait şartlarla açılarak yemiz çarşısına gelen bütün mallar satılmıştır. Pamuk piyasası 320 kuruştan açılmış vadeli, vadesiz ve hazır malların fiyatları birleşerek 328 kuruşa kadar yükselmiştir. Satışlar hararetlidir
«
Yunan İktisadî mehafilinde hayal inkisarına sebebiyet vermiştir
Atina (Hususi) — Yun ama t an d akı Amerikan iktisadi heyeti başkanı Mr. Porter in son beyanatı pek fena bir tesir icru etmiştir. Gerçekten. 1850 - 51 senesi kredilerinin 46 milyon raddesinde kıaılacağı haberi yalnız siyasi çevrelerle babında şiddetli münakaşalara yol açmak değil, umumî efkârda da ciddi endişeler doğurdu. Evvelce verileceği söylenen ve Ih. tivaca katiyen yetişmiveceği İddia o-liman 265 milyon dolarlık tahsisat 219 milyon dolara indirilmiştir (Bunun 115 milyonu bilvasıta Avrupa yardımı, 104 milyonu da bilâvasıta Amerikan yardımı naınınadır).
Tahsisatı kısma kararının neticeleri anlaşılıyor Jci. hayli ağır olacaktır. Şinnliden, imar işlerine mahsus ithalâtın hayli azalacağı, bütçe açığının 400 milyondan 3 trilyon drahmi, ye çıkacağı, kararlaştırılan hidro -elektrik işlerinin duracağı, nihayet memleketin sanayileşme tasavvurlarının geri bırakılacağı anlaşılıyor. İşsizlik korkusu da başgosterınt ktedir.
Amerikalılar iktisadi sahada pek ehemmiyetsiz neticeler elde etmekten . Yunanlılar da Anıerıkalılann pek açık siyasi temayüller gösterdiklerinden şikâyet ediyorlar. Bu suret-le münaknşalar bir bayii şiddet peyda etmiştir. Amerikalılar da bıkkınlık izhar eylemektedirler. Diğer taraftan Yunanlıların kendileri dc ikiye ayrıtmış, bir kısmı Amerika kararının mesuliyetini bütün Yunan siyasi âlemine, ötekiler de o mesuliyeti yalnız Plasüras Hükümetine yükletmek istiyorlar.
Bununla beraber bütün bu dedikodular, hâdisenin kendisine nispetle pek ehemmiyetsiz sayılır. Filhakika alınan tedbir Yunanistanın iktisadi muvazenesi üzerinde vahim neticeler vereceği gibi istikbaline de tesir edebilecektir. Bu itibarla mesuliyetin şu veya bu partiye ait olmasının e-hemmiyeti yoktur; zira Yunanistan siyasî âleminin umumî heyeti hükû-met istikrarını temine ve —daha vahim olmak üzere— iktisadi sahada zaruri olan karar ve hareket birliğini kurmaya muktedir oianıadı. Keza, Yunan Devleti, pek bozuk o-ian vergi usulünü de ıslah edemedi
kı. bu yüzden, bütçe muvazenesini sağlamak için girişilen gayretlerden bir netice çıkacağı şüphelidir.
tarafgiranc edilen Plas-Amerikanın tarafından
Hükümetin istikran gibi bir dâva ile pek ilgili görünmeyen siyasi partiler aleyhinde “Mr. Porteriin ileri sürdüğü ithamlar, hükümet taraftarı bssında şiddetli tenkldlere mevzu olmaktadır. Bu gazeteler, 5 mart seçimlerinden beri siyasi istikrar namına bir şey görülmediğini, hattâ memleketi uygun bir şekilde idareye muktedir bir hükümet çıkmadığını, nihayet, yeniden canlanan komünizme kapılan açan bir nevi Ke-renskl Hükümeti meydana geldiğini İddia ediyorlar. Az çok bir şekilde böyicce tanf tiras Hükümeti gûya Büyük elçisi Mr., Grady
zorla kabul ettirilmiş ve Mr Porter de, Plastirus iktidarda kaldığı müddetçe işlere kanşmaktan kaçınmış İmiş...
Görüldüğü gibi münakaşa pek hararetli ve şiddetli olup henüz tükeneceğe dc benzemiyor. Buna tabla, tiyle siyasi ihtiraslar da katılmakta-tır. Amerikan kredilerinin kısılma kararının birlik kabinesinin kurulmasına rastlantam bazılannca Amerikalılar tarafından gösterilen hir tepki şeklinde tefsir edildi. Fakat fikirler ve hükümlerde İttifak yoktur. Yunan milleti İçin ehcnrtnıiyelli olan nokta bu boş münakaşalar değil de, kredilerin ileride yeniden gözden geçirilip geçirilmiyeceğı yahut da daha kısılıp kısılmıyacağıdır.
Mnrc Marrenn
Arjantin, zeytinyağı . istiyor
İzmir, 27 (Hususi) — Ekonomi ve Ticaret Bakanlığının zryttnyağı ihracına müsaade etmesi üzerine, bu sabah daireler açılınca 3 İhracatçı 50 şer tonluk limit halinde ihracat için lisans talebinde bulunmuş ve lisansları verilmiştir. Bu kararının tathikuıa mıştır. Çok şayanı Arjantinden rafine
rişleri alınmaya başlanmasıdır.
suretle Hükümet bugün ba-şlan-dıkkat bir olay, zeytinyağı sipa*

İkramiye Plânımız
1951
1951 İkramiye Plânımız

Her 100 liraya ayrı bir kur’a numarası
a
ve
150 talihliye hesaplarındaki para kadar para ikramiyesi
(Bir kur’a nnmarBMna en çok 2500 lira)
ŞU HALDE :
* Ev Ikramh‘elerinde talihinizi arttırmak için
Tasarrufunuzu arttırınız.
Para ikramiyelerinde atacağınız ikramiyeleri çoğaltmak İçin
Tasarrufunuzu arttırınız.
YAPI ve KREDİ BANKASI
MEMLEKET
ve
(
DÜNYA
bölgelerin borçları tecil ediliyor
Ziraî sanayi için kooperatifler kurulursa, Ziraat
Bankası
muhtelif bölgelerinde Ziraat Bankası Mithat Dülge dün
milyon lira kredi ise bu kredi liraya iblâğ
mkk-©dil-
Koo-
her türlü yardımı
yapacak
Yurdumuzun tetkikler yapan Umum Müdürü Trakyadan şehrimize gelmiş. Taksim
Belediye Gazinosunda bir basın toplantısı yapmıştır. Umum Müdür, bu toplantıda, geçen ekim ayından itibaren zürraa 136 verildiğini, bu sene tannın 215 milyon d İğim söylemiştir.
“— Geçen sene Tarım Kredi peratlfleri vasıtasiyle de zürraa 40 milyon kredi vermiştik, bu sene bu miktar 50 milyona çıkarılmıştır. Bu. nıın dışında kredi kooperatiflerinin kendi sermaye ve kabiliyetleri nispetinde verdiği krediler, bu rakamlara dahil değildir.,,
Ziraat Bankası Umum Müdürü, zirai kredi hacminin geçen seneye nispetle arttığım, bu suretle tebarüz ettirdikten sonra, bellihaşh İhraç maddelerimizi ihraç eden tacirlere de kredi verileceğini izah etmiş ve demiştir ki:
'*— Bu suretle ihraç maddelerimi, zin de, dış memleketlere sürümünü arttırmış olacağız. Bu itibarla bu İhracat hareketi, zürrauı kalkınmasına yanlım edecektir.,.
Umum Müdür, bu izahatı verirken. bu kredi miktarı hakkında şimdiki halde bir rakam söylevi m iye-ceğini T C. Merkez Bankasıyle, Zi-raat Bankası arasında bu sahada he. nüz miktar hakkında bir anlaşmaya varılmadığını izah etmiştir.
"Bu sene Ziraat Bankası kredi mevzuunda yeni yeni zorluklar kar-
zaruri
borçlan
listeyi
şısınıla kalmıştır. Bilindiği gibi, ilkbaharda mahsulün bereketli olacağı tahmin edilmişti Fakat yurdumuzun muhtelif yerlerinde sıcak dalga, lan, kuraklık bu tahmınlenn yerinde olmadığını göstermiştir. Esefle kay. detmek lâzımdır ki, Konya. Eskişehir gibi zahire ambarlan diye tavsif ettiğimiz yerlerde kuraklık ol-muştur. Ziraat Bankası mevzuatına göre, kuraklık yüzünden, bir bölgede Üçte bir nispetinde mahsul alındığı takdirde, bu bölgede köylünün Ziraat Bankasına olan borçları olarak tecil edilir."
— Hangi bölgelerde kredi tecil edilecek ?
Umum Müdür. elindeki
tetkik ederek, bu vilâyetlerin isimlerini okudu ve dedi ki:
u— İşte boylece, Ankara. İstanbul Vilâyeti köyleri. Erzurum, Erzincan, Yozgat, Kırşehir, Çorum. Maraş, Niğdenln de borçlarını tecil etmek zorunda kalıyoruz. Vakaa Konyaom Hadim gibi bazı ilçelerinde tecile ihtiyaç yoktur. Fakat umumiyet itibariyle bahsettiğim bölgelerde, mahsul noksanlığı yüzünden kredi borçlarını tecil etmek, bu suretle müstahsille yardım yapmak vazifesini üzerimize alıyoruz. Bilindiği gibi geçen stne de kuraklık yüzünden 90 milyon lira kadar kredi tecil edilmişti. Bu sene tecil edilecek miktar hakkında bir rakam söylemeye imkân bulamıyoruz. Bahsettiğim bölgelerde, tecÜ miktarı hakkındaki muameleler henüz bitmemiştir.,,
Kendisine sorulan sualler arasında
zirai sanayi sahası ha ne kadar kredi verildiği hakkında da bir sual soru t muştur.
Cevap olarak!
”— Bu sene zirai sanayie olan kredi hacmini de arttırıyoruz., demiştir.., Esefle kaydetmek lâzımdır ki, şimdiye kadar zirai sanayi sahası kredi bakımından ihmal edilmiştir. Bilhassa Trakyada süt müstahsilleri murabahacıların elindedir..,
Bu bahis üzerine, son defa olarak Trak yada ki müşahedelerim anlatan Umum Müdür, süı müstahsillerinin bir kooperatif kurmak suretiyle peynir istihsal etuklen takdirde, kendilerine kredi verileceğini, gezdiği yerlerde süt müstahsillerini bu yolda teşvik etliğini anlatmıştır.
Bundan başka, mahsulünü ambara teslim eden müstahsile de rehin mukabilinde kredi vermek imkânının da efde edildiğini, bu hareketin neticesi olarak lzmirde üzüm fiyatlarının arttığını memnuniyetle ifade etmiştir.
— Ziraat Bankası yeni tahvil çıkaracak mı?
— Evet, dedi. Biliyorsunuz ki. Ziraat Bankası tahvilleri piyasada büyük rağbet görmüştür. Maliye Bakanlığı ite yeni bir anlaşma yaparak, ikinci defa olarak 10 milyon liralık tahvil daha çıkaracağız.
Tahvil satışlarından elde edilen sermaye He, topraksız köylünün, bir toprağa yerleşmesini temin edeceğiz. Yani yüzde üç faiz alarak, topraksız köylüyü toprak sahibi mtb-tahsi! bir hale getireceğiz.^,
Kısa Haberler




Pamuk ihracatı lisansa tâbi
Nebatî Yağ Kongresi
Hir Norveç gemisi neyyar fuar olarak Ilınan liman dolaşacak
Oslo (Hususi) — Ocak ayında “seyyar ihracat fuarı,, adı altmaa bir gemi üç aydık bir sefere çıkacaktır. •‘Peter Wessel” adındaki gemi önce Kopenhag, Londra. Amsterdam ve Hamburg’u ziyaret edecektir. Bu fuara 100 Norveç firması iştirak etmiştir. Gemi Ku-zablanka. Oran. Tunus. İskenderiye, Hııyfa. Beyrut, İstanbul, Atina, Bari. Cenova, Marsilya, Barselona, Lizbon’u da ziyaret- edecektir.
Balı Almanya > i gara endüstrisi
Blelfeld (Hususi) — Bildirildiğine göre, Batı Almanya sigara fabrikatörlerinin durumu sigara vergileri azaldığı için düzelmiştir. Uzmanların söylediğine göre, vergilerde ikinci bir azalma olursa satış krizi tamamen ortadan kalkacaktır.
İngiltere bölgesinde VestfalyaMa işsizlik mevcut değilse de diğvr bazı tütün endüstrilerinde İşsizlik olduğu anlaşılmıştır.
Hindistan Almanyadan mal alıyor
Frankfurt, (Hiısusi) — Alman e-konomik haberler bürosunun bildirdiğine göre, Hindistan Demiryolları Mali Komisyoncusu Mr. Chandra Batı Al manyaya gelmiştir. Mr. Chandra Batı Almanya-dan sanayi maddeleri ithali için görüşecektir. Ticari anlaşma İçin yakında müzakendere^haşlanaeağı a nlaşıîmak tad ı r.
BORSA
ve
İzmir. 27 (Hususi) — Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı, Brüksel Ticaret Ataşemizin bir telgrafına atfen, büzün pamuk İhracatını bir lisans usulüne tâbi tuttııtunu şehrimizdeki ilgililere tabii ir etmiştir. Filhakika Ba kanlımın tabii ea tını m oton kıp Alnıunyadan alınan telgraflarda. Aıııerlkunın pamuk mahsulü hakkında vormîç olduğu karar teyit edilerek acele fiyat bildirilmedi Utanmiştir.
Bugün, Sanayi Birliğinde bir toplantı olacak
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı, Ankarada nebati yağ kongresi tertip etmiştir. Bu kongrede, nebati yağ istihsal ve ticaretine ait muhtelif mevzular görüşülecektir.
Bugün şehrimizdeki nebati yağ fabrikatörleri. Bölge Sanayi Birliğinde bir toplantı yaparak. Ankara nebati yağ kongresi hakkında görüşmeler yapacaklardır.
Dış ticaret rejimi hakkında toplantılar
Dün, Ticoret Odasında madenî eşya tacirleri toplantı yaptı
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı, dış ticaret rejiminin tatbik şekillen hakkında Ticaret Odasının fikrini sormuştu. Ticaret Odası d& dünden İtibaren muhtelif meslek gruplannı toplantıya dâvet etmiştir.
Dün ztkaeiye ve madeni eşya grupuna mensup meslek gruplan toplanmıştır. Toplantıda bulunan tacirler; kazma, kürek/ balta gibi eşyanın ithal listesinde yer olmadığından şikâyet etmişlerdir. Halbuki İstanbul. İzmir Bölge Sanayi Birlikleri de yerli sanayiin himayesi için, bu gibi maddelerin ithal edilmemesini Hükümetten rica etmişti. Toplantıda bulunan sanayi erbabı, bu gibi maddelerin ithaline sebep olmadığını ileri sürmüştür.
Bugün öğleden sonra yapılacak toplantıda, motör ithalâtçıları ithal listelen hakkında fikırlenni ileri süreceklerdir.
Tahran Konferansı
Tahranda toplanacak Islâm Memleketleri Konferansında neler görüşülecek ?
Tahranda İslâm memleketleri arasında iktisadi işbirliği konferansı toplanacağından bahsedilmişti. Konferansa iştirak edecek olan heyet başkanı. İzmit Milletvekili Mümtaz Kavalcıoğlu, konferans gündemi baklanda şu izahatı vermiştir:
‘Konferansın gayesi, İslâm memleketleri arasında iktisadi işbirliğini sağlamaktan iharetbr. Bilindiği gibi, Karaşide de bu yolda bir konferans toplanmak suretiyle bu sahada ilk adım atılmıştı^ Konferansta görüşülecek belli başlı*mevzular şunlardır:
1 — Islâm memleketleri arasında sanayi birliği,
2 — Gümrük anlaşmaları.
3 — Zirai kalkınma,
4 — Limanlardan transit türeliyle İstifade imkânları.
5 — Para transferleri.
PİYASALARI
KAMBİYO
İstanbul Borsası
Açuu» Kapan if
ı bferılng 7.H4J50 7.84
100 Dola* 2b»j.— 2h0.—
i00 Kt FYanıp .. 0,50 OM
LUO lavjçrr Fr ... ıH.OS Ö4 03
100 Bele Fr ö.w 8.60
hjû İsveç Kr „ 54.1250 M. 12.50
•00 Flört© F3 fe .40 73 6* 40
Lalrvi .••••••*( 0 44 I2> 0.44 12»
100 Drahmi 0.01 0.01.«7«
l(» tSacnıifins ... »7380 0.73 î»
Altınlar
BugU© fe^kJ kur
Lira Ura

Halce îeıl Ot 4.78 4.8»)
Hu İç» Degosaa •
Cun.hurlyet
Keöftt ..i- 37.10 •
Haitili —
Gul'3(£D - . 29.05 30.25
Ingiliz - — -— —■ IL30 44-60
Franauı kok m —
Napoieon UJ - *-
lavlçre . .
Zürich Borsası (Serbest)
ta * tç re Frangı
Durumu ki© tLn yukarı
rurk Girası ... L- LU)
DolAJ 4^4
CSltSTİ 1 O jl »e 10.7». lO.ÜÛ
Franau Frang» LU L10
%7 %7 %7
%7
%7
*7 *7
r(5 %5 %b
W
ESHAM VE TAHVİLÂT
Devlet Tahvilleri
ikramıydı uuıvlller LS33 t-rgaru .....
ISO ikram t yeli —— Mili) Müdafaa 1
1041
MHJ
V2
Kapaon
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
YABANCI BORSALAR
İstanbul Ticare t Borsası •
Bugün £alö Kapanış
Hu babalı
Hugüay ruınusak (Tüc.) 20.- 30,-
Buğday Ofla 29. W ».08
Arpa yamlLk (dökme) — 18.10
Mısır san (çuvalı) ’ 2X20 19^0
Fasulye tombul .. —— 32.-
FasuJya Çah «art 46.—
Kufyeml 57.05 35.10 '
Mercimek kırmışı kabuk. 31.— 30.—
Mercimek yeşü *
No but natllra) 18.— sı.—
Tagb Uıhomlaı î
Ayçiçeği lobumu ■■ „ ,■■■■ 36.—
Keten tohumu . ■■■- 50.— 47.-
34.-

76.- 7X—

Yer fıstığı kabuldü —... 85.-
Kura Meyvalar ı
Fındık (kabuldü «rvrn —
Fındık (iç tombul IÛ50) 343.— 340.—
Ceviı «kabuklu* 67.—
Cevt» (lç natural) — —
Oukuma Ham Maddeleri ı
Ciftik (aoa mal)
Ciftik (NatOraD — 680- 600.-
Yapak IVakya «Kırkım» 470.- 365-
Ham dorUarı
dıgu salamura (kaaap) Ki 165.— 183.-
Keçi (ualü kuru idlosu 210.—
Koyu© bava kururu kilonu - 210.—
NebaO Yatları
Zeytinyağı (&.&. teneken) 240.— 233.— 206 —
SuBimvıh (Rat sıra» 160 —
Ayçiçeği (Rafine çıplak» Fındık ve£> (Cbri»k» 16u.— 150.-
İzmir Ticaret Borsası
Oauro çekimekSiB No. w Tnclr A sen sı Na 1.. 8 •erişi No. 10e riemuk Akala 1 Pamuk Akals L1 ...... Pamuk Akala (11 «... Pamuk yerli Pamuk vagı ı rafine) .. pArnıık çekirdeği dUKûn Boa Kapama 73.— .420.- IWUL-lat-uu-• la-lf -
TX5 42.- 35.— 328.-iko.- INk- ITXt . 105).- 16-
Adana Ticaret Borsası
Pamuk Akala M Hatayı Pamuk AkaJa (Adana) Pamuk Akala L1 Pamuk Akala UJ ... Pamuk veri» l Pamuk veri» II 278.—
Trabzon Ticaret Borsası
FINDIK e) %60 randımanı* kabuklu tombul — b» te «ra kontrollü 142 — 310- 185. 300-
Eskişehir Ticaret Borsası
Buğday yumuşak ^... Buğday sert — Arpa 1 1 asi • . 2&-
New-York Borsası
UUD
Okı lur
Kııcdaw ( Buşell~S«nt) ----— •-
Sert kıe mabsulb No 1 Kırmısı No *• ...—
l'tuDuh Uıo*umtUbreni—Sent) tSsktiTfc ••• ••
Al/LTÎ •• ••••• 4 a ■ f
ı ınib lUbrastsSsnt) 1
TefttM* No I ...........
Fındık ıLtlbre»ı = Smîl Kabuklu Terli in —________
w
Devanı iç iri
hurcı mum l’botnpaon
Keten Utbumo ı Bü|cn = Dolar* Minneepob» .....
Halat (Uhr«ai=Seat> ------
Uevha-teneke 1100 libre doiarl
20.25
21.20
97.65
97.75
95.30
260.—
22^-
Domlrvolu IV — Demiryolu V IMS Ikramıyetl Dljtrrlrrl
Demiryolu ——
u zz LU-----
L____
11. • • •• • L
1041
Kalkınma
iiUkruı tırtlknun
«8
%e
UHW
IS4f
(8 IfMP lı0lkrnT.ı 1934 SivıuB'terzurum L.
I8S4
İM)
İM)
İM) Milli
• S
uemtryolu
LL-VH..
L..
IX...
tu...

Müdafaa
M
U... rv... uı.
ÎHLIO
90.40
96.30
96.40
955»
21.05
20.40
20.25
20.1»
20.23
21UI5
20.55
21.15
21.25
10.7V w.to 40.36
115.-
tO.Tp
10.72
10.36
U5.-
art»
(thoı rnoiı ..... l£ Hh*i inalı .
I L-ibreaı = Sürent 1 çeklrdaiou teerna
>•*
59.-
♦İ5-
U 1/4

52.-
51-
U D«
V *
3.86 102.-
J a
Şirket Tahvilleri
f.C. Ziraat Bankanı 20.65
Anadolu D.Y. Tertip A/B. Uk-
F» F8 •• —
M - S60 22.30
.. Müma» Senet. 63.—
Şirket Hisse Senetleri
r.C Merkea Bankası — 12X50
lürkiye İş Bankası 8Û.-
Türk Ticaret Bankası a-
Anılan Çimento IÛ.2C
Sark Dafcirroenellik 2128
Milli Reasüran» 16.-
Ecnebi Tohviller
Mıaır Kredi For.diye ISG3 | 17Z —
Londra Borsası
Kelen tubumu (*1 onu.=SL«riınK *
• Bombay KaJkUta —..........
Yat fifttı£ı Hindistan
• • • •

75.-Tk-SS.-
TOTO.-
M .V»
Pr(--M-rr' °ivr»«;QSj
Tırtılı iyi mal ı L-ı öresim Fiyat) ” Sıra mab
Tün Anadolu
Trakva
lskp-»('^rjvA
Panıub ( Knaian=T&llar*) Ashrooun) Kısa elyafb V/u Kamalı Usun olyaflı F/G.
il».-
m.-
104.-
133.-

4











* l■ •*! •





Y E N î İSTANBUL

Komünizm seline karşı korunması gereken bir ülke
hindiçini ve dünya ahvali
w
t
K2

Eğer Rusya ihtiyatı bir yana bırakıp, Hindiçiniye bütün kudretiyle saldırması için Çine emir verirse, Fransızlar mukavemet edemiyerek denize dökülürler
Almanya, Yu-Eğer Hin-düşerse, bü-
Hlndlçlni, yeryüzünde komünist hücumuna uğrayabilecek beş tehlikedeki memleketten biridir. (Diğer dört memleket: Formoza, goslavyn ve Irandır). di çini Rusların eline
tün Güney Asyayı da beraberinde sürükler. Amerikalıların da Filipin-lerdekl durumu bozulur. Birmanya, Sinm ve Endonezya’nın zayıf hükümetleri de, pek muhtemeldir ki, Kızıl tayyikına uzun zaman dayanamaz ve Kızıl seli Hindistan sınırlarına kadar yayılır. Hindiçlni, Amerikanın Asya politikasından beklediği ümitlerin ya tamamiyle iflas ettiğini veya yarı muvaffak olduğunu belli edecek bir yerdir.
Hindiçlni, komünizme karşı koru-nıılabilir mi? Bu suali cevaplandırmak için TIME Mecmuasının Paris Bürosu Şefi Andr£ Laguerre. harpten yıpranmış ve yıkılmış otan bu memlekete giderek altı hafta Size, raporunu veriyoruz: *
“Hanol’ye vardığımda öğle idi: Adeta bütün şehir öğle
auna yatmıştı. Sokaklarda kimsecikler yoktu. Sokağın kenarında bir Çinli çorbacı, elindeki ince uzun değnekleri biribirine vuruyor. Daha uzakta siyahlara bürünmüş bir ihtiyar.’ Buddha Heykelinin önünde e-ğilmiş dua ediyordu. Öğle yemeği-ni Hlndlçinill bir münevverle beraber yedim. Kendisi Htndiçminin milliyetçi münevverlerinden müteşekkil bir grupun reisi idi. Bu grup, Fransızların himaye ettiği Inıpara-
dedi.
23.000.000 nüfuslu komünizmle müca-bir zar oyunu gibi
Para sürmeden önce
kaldı.
vakti uyku-
Hirıdiclnideld âsi komünist tefi lio-ŞI-Minh
tor Bao Dai’yi destekleyip desteklememek arasında mütereddit idi. Misafirim benimle konuşurken, sokakta oynıyan çocukları eliyle işaret e-derek gülümsedi: “Asyada bütün insanlar gibi biz de kumar hastasıyız. Yalnız siyasette kazanacağımızdan emin olduktan sonra harekete geçmesini severiz.”
Hindiçininin halkının çoğuna dele, muazzam gelmektedir.
Hindlçinililer kimin kazanacağını bilmek istiyorlar. Onun içip kıssadan hisse çıkararak diyebilirim ki, misafirimin söyledikleri bütün batı dünyasının kulağına küpe olacak kadar mühim ve kıymetlidir. Eğer komünizme karşı olan mücadeleden muzaffer çıkmak istiyorsak, kaybet-miye hiç de niyetimiz olmadığını göstermemiz lâzımdır.
Bu memlekette birbirinin içine girmiş üç mücadele var. Birincisi ko. münist Ho Şi Minh’ln kuvvetlerine karşı olandır. İkincisi Kızıl Çin tarafından hazırlanan veya teşvik edilen bir muharebedir. Üçüncüsü ise. siyasi olup derhal halledilmesi icap eden kompleks bir mücadeledir. Batının. Hindiçini ile şimdiye kadar bozuk temeller üzerinde olan müna-sebati ancak bu üçüncü muharebenin kazanılması ile hem maddî, hem manevi bakımdan düzelebilir.
Fransanın geçmiş ve haldeki zihniyet ve harekâtı hakkında, istense, çok kötü şeyler söylenebilir. Fakat halen HindLiçiniyi komünistlerin eline düşmekten koruyan. Fransız ordusudur. Ordu 150.000 kişilik olup son derece müstesna subay ve erattan mürekkeptir. Hepsi gayretli ve kabiliyetli askerlerdir. Memleketin rutubetli iklimine, balta girmemiş ormanlarını, bataklık haline girmiş pirinç tarlalarını nazarı itibare alırsak. maneviyatları oldukça yüksektir. Fransa, bu ordunun emrine do-nanmasının dörtte birini ve hava ordusunun da yarısını tahsis etmiştir.
Hindiçinililerin “Viet Nam,, dedikleri memleketlerinde, komünistlerin asker! durumu hiç de fena değildir. 80.000 kişilik daimi bir orduları ve buna ilâve olsrak da küçük çeteler halinde teşkilâtlandırılmış 100.000 kişilik gruplan vardır. Daimî kuvvetlerinin yansı kuzeyde Tonkin civarındaki dağlık mıntakaya yerleş-
Hirıdiçinide son zamanlarda hiç eksik olmıyan sokak muharebelerinden bir salına
tirıimiştir. Ho Şı Minh’ln askerleri gayet disiplinlidir ve Fransızlarla yaptıkları beş senelik harpte, düşmanlarından pek çok şey Öğrenmişlerdi. Çinden birçok teçhizat ve cephane sızmıştır. Şimdi komünistler Fransızlerdan daha fazla mühimmata sahiptirler. Fransız silâhlarının modernleşmeye ihtiyacı vardır. İlerde. Çinden vuku bulacak herhangi bir İstilâ teşebbüsüne Fransızlar olanca kuvvetleriyle mukavemet edeceklerdir. Fakat eğer Ruslar ihtiyatı bi» yana bırakıp Mao'ya bütün kudretiyle saldırma emrini verirse, Fransızların az zamanda denize döküleceğine şüphe yoktur Lâkin böyle apaşikâr bir Çin ietilâsımn, siyasi zararları vardır
Hindiçinl Komünist Partisinin tahakkümü altında olan "Vietminh" hem ordu, hem de bir devlet halindedir. Rusya ve peyk devletleri ta-rafından başkenti olmadığı halde resmen tanınmıştır. Devletin ve par-tinin reisi "Parlayan., mânasına gelen Ho Şi Minh dir. Kendisi Britanya. Fransa. Rusya. Çin ve Hindi-
uKIZIL ALMANYA» NIN ÎÇ YÜZÜ
i
i
Doğu Almanya Cumhuriyetinde altı hafta

Yazan: Eric VValdmann
3
Çeviren: Behçet Cemal
BİR ÇİFTÇİNİN İTİRAZLARI
Halbuki devletin mubayaa sis- | temi yüzünden kiralarını ödeyemiy**-cek hale gelen çiftçi, toprağı terket-1 mekte ve Batıya kaçmakta yahut halk polisine girmekte ve o da olmazsa u-ranıum madenlerinde çalışmayı kabul etmektedir. Sovyet rejimi, memleketin gıdası pahasına otea bile, kilisenin varidatını bu slıreUo azaltmaya çalışmaktadır.
MEYHANEDEKİ TOPLANTI
Bazı küçük çiftçiler, nesiller boyunca sahibi oldukları topraklarına çok bağlı bulunuyorlar. Bunlar, Şağ kaldıkları müddetçe mallanma snıuakı bağlı kalmaya karar vermişlerdir. İşte Kari ile birlikte gittiğim içti mada bu çeşit adamlarla karşılaştım, içti mada koyun 19 yaşındaki komünist muhtarı dahil. 10 kişi kadar vardı. Muhtardan gayri hepsi orta yaşlı köylülerdi. Devlet satın alma teşkilâtının İki mümessili. uzun bir tahta masanın başında, Kar! ve ben de onların sağında yer almıştık. Meyhane karanlıkth ve pek fakir döşenmişti. Tek tezyinat, Sovyot-ler Birliğinin. Doğu Almanyadan alacağı olan tazminatı yarıya indirdiğini ilân eden, kocaman bir afişten ibaretti. Herkesin önünde, topraktan. litrelik bir bira dublesi duruyor, fakat kimse, tadı tuzu olmayan içkiye rağbet etmiyordu.
İçtima sırasında, meyhaneye müşteri gelmedi. Zaten meyhanenin tadı kalmamıştı ve kimse, mecbur olmadıkça, rejimin mümessilleriyle temas etmek emiyordu. Bana da. içtİmada ne I-şloı olduğunu sormadılar, ihtimal çiftçiler, devlet memuru olduğuma, devlet memurları ise çiftçi olduğuma zahip olmuşlardı. Mubayaa memurları, tıpkı halk polisi gibi, kendi mrmteketlerl dışına. kimseyi tanımadıkları yerlere tâyin edilrr^ktedlrter. Bu surette, mftea-muhakâr olrmık v**ya hcmşcrllerte rejim aleyhinde birleşmek ihtimalleri önlenmiş oluyordu
ÇİFTÇİNİN İTİRAZLARI
Ellisine yakın ve diğerlerinden daha cerbezeli görünen bir çiftçi, mukavemet göstermek İstedi. Devlet «atın alma teşkilâtının emriyle nohut yetiştirmiş olan bu çiftçi, nıahsu) almak üzere bulunuyordu ve memurlara murat larını gösterdi Tohumluk, sabit bir fiyat ve miktarda «atın alınmıştı, Ren.^ herlere, devletin tâyin ettiği yevmiye ve mesai fazlası ödenmişti. Bakırn ve teçhlsgt masraflariyte vergiler de muayyendi. RukurnİHn tetkik eden devlet memurları, doğru olduklarını tasdik etiller
Masraflarım toplayan çiftçi, bunla-n. devletin nohuda verdiği fiyatla karşılaştırınca 200 mark kaybedeceği meydana çıktı. Çiftçi diyordu kİ:
- Sorarın, nize, bu nohutları şimdi ne yapayım?
Memur sükûnetle cevap verdi:
— Mahsulünü topla ve teslim et!.
— Ama zarar edeceğim!
— Doğrusun... Fakat bu yıl mahsul bereketli oldu, bu yüzden fiyatlar düştü.
— Mademki mahsul bereketli oldu, su halde devletin, benim nohutlarıma İhtiyacı yok!... Bırakın öyle tee nohutlarımı hana, tohumluk olarak kullanayım da hiç olmazsa tasarruf edeyim!
Memur omuzbırını silkti:
— Size nohut ekmek ve mahsulünü-
kaidesi!
Olkardı. bağırdı:
zü tenlim etmek emri verilmiştir. Köylü ısrar etti:
— Amma para kaybedeceğim! Memur hiç oralı değildi:
— Ne yapalım, arz ve talep dedi.
Bu sözler, çiftçiyi çileden Yumruğunu malaya vurarak
— Ne kaidesi be! Devlet plânlı bir ekonomi tatbik etmektedir. Plânlı konomlde arz ve talep kaidesi cari larııaz!
MEMUR ALDIRIŞ ETMİYOR
Memur hiç İstifini bozmadı.
— Ne olııraa olsun, fiyat düyürül-müıjtür. Siz de mahsulünüzü teslim et-
o-
mekle mükellefsiniz. Başka yaparak bir şey yok! Ben de sizin için fiyatı değiştirmeye salahiyetli değilim.
— Pçki, sizin hikmeti vücudunu*, buraya gelip bize para kaybetmeyi emretmekten mİ İbaret?
— Ne yapalım, elimden başka şey gelmiyor k(!
— Nohutları, tohumluk olarak kullanabilir miyim?
— Hayır, teslim edeceksin!
— Kurutup, daha pahalı tarife ile satabilir miyim?
— Hayır «İze, taze mahsul teslim etmek emri verilmiştir, siz de emri yerine getireceksiniz.
(Devamı var)






İktibaslar
Bulgaristanın
acıklı hali
hü— ah-Bao tel-
toprak ile Fransız, efendileri Şimdi her
Eski komünist hükümetlere itimat edilmediği için idare, “Mahalli Sovyet ler” kurullarına veriliyor
ilk olarak Ituıııanyııyı, son o-larıık dıı Macaristam ete alan komünist rejimler, eski mahalli İdarelerin yerine “Mahalli Sov-yetler,, deııeıı kurullar kurmuşlardır. Bu kurullar sözde geniş halk kütlelerine dayanarak en demokrat hlr esaa üzeriur kurulacaklardır. ve demokratik merkezîleştirme prensiplerine tetabuk cdeıı, diğer kiitle teşkllât-larlyle İşbirliği yapan, ve komünist PartİBİnüı Liderliği ve korv trolünde bulunan bir mertebeler silsilesi teşkil edecektir.
Diğer peyk memleketlerde olduğu gibi Bulgıtrifdanda da idareyi bu "Mahalli Sovyet,, kurullarına bırakmak zarureti hâsıl olmuştur. Fakat Bulgaristan d a ziraat öyle bir keşmekeş içindedir ve sanayiin o kadar çok "kusur ve noksanı,, vardır kİ. mahalli idarelerin yeniden teşkilâtlandırılmasına girişi Imezdrn önce, bugünkü rejini, Bulgar Komünist Partisini "temizlemek ve müstacel zirai ve sınaî meselelerle . uğraşmak zorundadır. LAkin umumi gidiş, diğer halk demokrasilerinde olduğu gibidir. Bir zamanlar, Bulgarlhtan. hepsinden İteri gitmişti, lâkin son zamunlarda halkın İnfiali dola-yıslyle tempoyu yavaşlatmak i-cap etmiştir.
ÎVlahnlIî "Sovyet,, sisteminin kabulü neticesinde. Doğu Avrupa memleketlerinin idari bakımdan Sovyetieştlrllmesi ameliye*! tamanılaunıış bulunmaktadır. Dikkate şayandır ki mahalli komünist partilerinin, İdarelerinin ve sair bütün teşkilâtların büyük ölçüde “temizlenmesine., rağmen, komünist rejimler mevcut mahalli idare mekanizmasına İtimat edememişler, onların yerine mahallî “Sovyet,, lerl i-kanıp etmek mecburiyetini hissetmişlerdir.
Buropr,, dvrgMnd&n)
Cannes’da kırallar gecesi
hâkim olmalı, fikir batının en mühim aykırıdır. Ne Asya, ne tamamiylc dış kuvvetler müdafaa edilemez. Eve,
Mısır Kıralı Faruk, eski İtalya Kıralı Hunıberto ve İmparator Bao Dai; Palm Bencil Gazinosunda
çinide hareketli bir ihtilâlci olarak bir hayLl çekişmişti.
‘Vietminh"in karşısında pek fazla sevilmeyen zayıf bir "Vietnam” kûmeti vardır. Devlet başkanı, fadı göklerden inen imparator Dai’dir. Şahsiyeti hâlâ hürmet
kin etmektedir. Fakat son zamanlarca dahilî işleri pek fena idare etmesi yüzünden İtibarı düşmüştür.
“Vietnam”hların %90 ı geçinmektedir. Senelerdir Japon, Çin ve komünist elinde oyuncak oldular,
şeyden önce “Sulh” istiyorlar. Komünistleri sevmiyorlar. Eğer batı, onlara biraz emniyet ve işlerine dü-zen getirirse, pek bahtiyar olacaklar.
Fransızlar ne yapmalıdır?
Yapılan tekliflerin birine göre, Vietnam politikası muallâkta bırakıl, malı ve komünizmi ezmek için yalnız Fransız kuvveti Fakat bu prensipine de Avrupa vasıtasiyle
yardım edilir. Fakat o memlekette oturan halkın kendisi, yurdunu korumak ihtiyacım hissetmeli ve buna muktedir olmıva çalışmalıdır.
Amer ika ne yapabilir?
Amerika 23.5 nıllyon dolar vererek sivil halka yardımda bulunmuştur. Saigon, Güneydoğu Asyaya yapılan 300 milyon dolarlık askeri yardımın 200 milyonunu Hindiçiniye gideceğini tahmin etmektedir. Bu tahsisat verilirse, Amerika Viet Nam üzerinde nazikâne söz geçirecek ve Fran-saya yaptığı hataları düzeltmesini söyliyecek kadar salâhiyet sahibi o-lacaktır. Bir sosyal politika kurulması İktiza edecek ve enerjik devlet adamlarına, üstünde çalışılacak verimli sahalar verilecektir.
Bütün bular yapılabilir. Amerika-dan gelen idealist gençler, gittikçe dünyanın havasını teneffüs etmeli vc Çlndcki hazin vakanın tekrarına meydan verilmemelidir Hanol sokaklarında zar atarak oynayan çocuklara da yalnız memleketlerini kimin kazanacağı değil de kendilerinin mücadeleyi nasıl kazanmaları icap ettiği öğretilmelidir
Nis 27 (AP)— Dün güce Cannes’da-ki Palm Beach Gazinosunda kumar oynıyan Mısır Kıralı Faruk, sabaha karşı dörtte uyumak üzere Nis limanında demirli yatına gitmiştir. Kiralın takriben 4 milyon frank kaybettiği soylenilmektedlr.
Akşam gazinoda eski İtalya Kıralı Humberto İle bir çeyrek saat kadar konuşmuştur. Bu sırada gazinoda Vietnam devlet reisi imparator Bao-Dai de bulunmaktaydı.
bebiyle, oluyor.
Sayfa B
tnı tahditlere rağmen, bugün
büyük bir hareket sahip bulunuyorlar, kongrece alma-bu kongreye milletvekilleri
tamamiylc tahdit edilmiş
Yazan : Bahadır Dülger
Erzurum Milletvekili vs Parlâmentolar Birliğinde Ttlrk delegesi
Dördüncü Avrupa Parlâmentolar Birliği Kongresinin toplandığı bina: Alrıınn-yada Konttan* şehrimle Konıll Şatosu
Avrupa Parlâmentolar Birliği
4 üncü kongresi başlarken








Birleşmiş siyasi fa-olmak ü-BÜelemiş. sırıklara
K ona tan z, 18 eylül — Dünden beri Konstanz’dayız. Neşesiz, nispeten tenha ve küçük bir İstirahat şehri olan bu Alman kasabası, Avrupa fikrinin en büyük /diyetlerinden birine sahne zere kendisini hazırlamış. Başlıca caddelerde uzun
asılmış bayraklar. Konferansa iştirak eden bütün milletlerin bayrakları. Ve bütün binaların üzerinde istikbalde kurulacak olan Federal Avrupa Devletinin mavi üzerine sarı toparlak ve kırmızı haçlı meşhur bayrağı.
Bütün heyetler Insel . Hotel’de toplanmışlar. Yedi yüz elli sene evvel dominiken rahipleri tarafından bir manastır olarak inşa edilmiş olan bu tarihi binanın bütün salonları, âdeta kaynaşıyor. Pek kısa sürecek olan kongre esnasında, bütün murah-has heyetleri, müdafaa edecekleri tezleri, resmi toplantılar başlamadan evvel birbirlerine izah ediyor ve taraftar toplamaya çalışıyorlar.
ediyor, iktisadi
Dalıa İlk anlarda, kongreye hâkim hava kendisini belli etti, hiç kimse, bir müddet evvel Strasbourg’da toplanmış olan Avrupa Konseyinden memnun değil. Çünkü bu isticar! konseyin kararlan. Dışişleri Bakanlan tarafından tasvip edilmedikçe, tatbiki bir kabiliyet alamıyor. Sade bu da kâfi değil dışişleri tarafından verilen kararlann hükümetlerce ve bazı hallerde millî meclislerce tasvip olunması iktiza Harp tehlikesi ve türlü
ve İçtimaî buhranlarla karşı karşıya olan Avrupada, bütün milletlere sari müşterek kararlar alabilmek ve bu kararları derhal tatbik edebilmek Istırari konsey in tâbi olduğu bu for-maliteler karşısında âdeta imkânsız bir hale geliyor. Diğer taraftan Strasbourg toplantılanna iştirak e-den bütün murahhaslar hükümetlerin mümessilidirler. Bu sebeple cesaretli kararlar alabilmek serbestileri, hükümetlerin takip etmekte olduklan dış politikaya bağlı bulunmaları se-
YALNIZ YILDIZ SİNEMASINDA


Bütün
bir Avrupa Federasyonu kurulması, Avrupanın yaşaması için, kuvvetlerini ve imkânların; birleştirmek bakımın don son derecede hayati ehemmiyeti haizdir. Avrupayı bugün yaşatmakta olan Marshall Plânı 1952 senesi başında nihayete ermektedir. İkinci Dünya Harbinden bitkin ve perişan bir halde çıkmış olan Avrupa, o tarihte, sıralamaya başlayan bir çocuk gibi, kendi kendisini yürütecek bütün imkân ve vasıtalara sahip olmaya mecburdur.
İşte bu mecburiyet ve Avrupa Konseyinin bağlı bulunduğu formaliteler. Avrupa Parlâmentolar BırLiği hareketine büyük bir ehemmiyet atfedilmeğine sebep olmaktadır. Çünkü bu harekete iştirak edenler, sadece mitil parlâmentolardaki Birleşmiş Avrupa gruplarının mümessilidirler. Bu itibarla daha serbestisine Diğer taraftan cak kararların, iştirak etmekte olan tarafından, milli meclislere kolaylıkla intikal ettirilmesi ve böylece, pek kısa bir zaman İçinde tatbiki bir kabiliyet kazanması ihtimali daha kuv. vetli görünüyor.
Avrupa Parlâmentolar Birliği Kongresinin umumi siyaset bakımından haiz olduğu kıymet ve ehemmiyeti böylece belirttikten sonra, kongreye iştirak etmekte olan milletlerin düşünce ve hareketlerine, aralarındaki rekabet ve anlaşma zihniyetlerine de temas etmek yerinde olur.
Dikkatli bir göz, İkinci Dünya Harbinin galibi ve mağlûbu milletlerin . bu kongreye ayrı düşünce ve kanaatlerle katıldıklarını bir anda görüyor. Almanlar vc îtalyanlar, pek kalabalık bir delege grupiyle buraya gel. inişler ve Federal Avrupa fikrinin en hararetli müdafii eri olarak görünüyorlar. Bunun sebebi, hiç şüphesiz, İkinci Dünya Harbi «onunda kaybetmiş oldukları siyasi kuvvet ve nüfuzlarını. Federal Avrupa içinde cn kısa yoldan yeniden kazanmak ihtimalini kuvvetle görmekte olmalarındandır. Diğer taraftan Milletlerarası bütün siyasi topluluklarda İkinci plâna düşürülen ve fikir ve kanaatleri âdeta lütfen sorulan Almanlar ve îtalyanlar, burada, galip devletlerle bir hizaya girmiş oluyor ve on-lann haiz oldukları bütün hak ve salâhiyetlere sahip bulunuyorlar.
Bu vaziyet karşısında, kendisini İkinci Dünya Harbinin galiplerinden saymakta olan Fransa çok çekingen davranmaktadır. Fransızlar, Alman vc Îtalyanlar* karşı kazandıkları galibiyetin verdiği siyasi üstünlüğü muhafaza etmek istedikleri IçJn, kalabalık bir heyetle kongreye katilmiş olmalarına rağmen Adeta müşahit durumunda kalmakta ısrar ediyorlar. Ve faal bir dol almak istemiyorlar.
Çeviren
(Devamı var)
f
_ M
rrJ
»ordum, verdiği a iletmeği öğ-Sokak
s
T

ÜÇÜNCÜ muvaffakiyet haftasına başlıyor
Yurd - Fllııı
v
Yazan :
Gralıam Greene
I Ç I \ C I AD A M
— Vazifesi hll. Bu AvrupalIlara vicdanlı vatandaş olmağı öğretmek kabil değlL
Cooler, mahzun bir eda İle ha*ıııi kadehine doğru eğerek:
— Kata denilen şey pek tuhaf, Mr. Marliııı^ dedi. Birbirini tutan iki hlkâyreiııl duyamazdınız. Bakın, Herr Hurt* İle ben bile bazı noktalar üzerinde mutabık değildik. Hâdise o kadar çabıık geçer ki her safhası göze çarpamaz. Fakat gelip sizden her eeyi hatırlamanın ve naaıi olduğunu hm,Un aşağı anlat-niMHir.ı Üterler. Galiba alzbı o söylediğini* zat, kazadan evvel ve Mirıra geçen olayları birbirine karıştırmış vc dördümüzü birikirinden ayı rded ememlş olacak.
— Dördümüzü mü?
— llarry ile ImtiiIht dört. Daha ııe görmüş?
— Dikkat çekici başka bir şey görmemiş. Fakat Karry'nln eve getirildiği vakit ölmüş olduğunu söyledi.
— Yani ran çekişmekte İdi. Büyük bir fark teşkil etme*. Bardağınızı verin, Mr Martlns.
— Teşekkür ederim. Artık İçııılyeyim.
* — Ben biraz daha İçerim. Dostunuzu çok severdim, Mr. Martin*. OndMn bahM*derken İçimde bir arı duyuyorum.
— Peki, bir yudum daha İçeyim. Anna Sclırnldt'i tanır mı-siniz?
— Ilarry’nln dostunu mu? Bir kere nudgeldlm, o kadar. Doğrusunu söylemek lâzım gelirse onun hüviyet evrakını tertip hususunda Harry’ye yardım ettim. Bu gibi şeyleri bir yabancıya İtiraf etmek doğru değil amma prensiplerin hikmeti vücudu Miyılnıanıaktır. İnsan olmak da vazife...
— Eksik olan ne idi?
— Kız Morardır. Babasının Nazi olduğunu söylüyorlardı. R uslar tarafından yakalan maktan fena halde korkuyordu.
— Neden ynkalıyacaklarmış?
— Hüviyet evrakı muntazam değildi ondan.
— Harry’nin tarafından ona para götürdünüz değil mi?
— Evet- Amma bu bahsi kapatalım. Kendisi mi anlattı? Telefon çaldı. Cooler kadehini son damlasına kadar boşaltıp:
— Alo! dedi. Evet. Ben Cooler.
Telefonu kulağında tutarak oturdu ve yiızünde acı bir namlılık ifadesi belirdi. Bir aralık: "Evet evet" diye seslendi. 8(mra gözleri Martinse doğru dikildi, fakat sanki daha uzaklara bakıyordu. Nihayet konuşmayı, sinirli bir şekilde şu sözlerle bitirdi:
— Pek İyi ettiniz. Evet, evet, tabii, verilecektir. Vad ettim. Allaha ısmarladık."
Telefonu yerine koyup elini yorgun bir hareketle yüzünde gezdirdi. Sanki ne yapması lâzım geldiğini hatırlamağa çalışıyordu.
Martin*:

e
Rr.şat Nuri DAKAGO
balı «(‘(11 yor,
dedi. Sizin
bu?
kaçakçılık
— 12 —
— Zabıta hlr ksçakçılık İşinden halleriniz var mı?
— Affedersiniz amma ne meselesi
— Polis nıunıurlaruııo İddiasına göre llarry ediyormuş.
Cooler cevap verdi:
— Hayır, hayır. İmkânsız. Katiyen imkûhsız. bir vazife hissi vardı.
— Kurlz İhtimal veriyor.
Cooler:
— Kıırtz, bir Aııgiosaksonıııı hislerini anlsyamn*, cevabında bulundu.
Onda derin
— D —
Martin*, luırıal boyunca yol almağu başladığı^ vakit karufilik basmak üzereydi. Kar^ıkl yakada yıırı yarıya hıtrııp olmuş Olana harılanılan, daha ıı/akhı da Fmter’ln büyük çemberi görülmekte İdi. Kül rengi suyun öte tarafında Kuslnm alt olan ikinci bölge uzanıyordu, Skt-Stcphnn kilİNCsinlii muazzam kulesi de şehrin göbeğinden göklere doğru yükselmekte İdi. Kn-ertner «akağını çıkarken Martin* askeri zâbıta karakolunun ışıklı kapiNi önünden geçti. Milletlerarası devrlyeyl teşkil eden dört asker Jreplerİne binmek üzere idiler. Dört hafta süren başkanlık o akşunı Kuşlara devredildiğinden, Ruh İnzibatı şoförün yanına, Fransız, İngiliz ve Amerikalı da arkaya bindiler, busur. İçtiği viskilerin tesiri ile başı epeyce dönen Martin*.
•#*



ettiğim yahut başka herhangi
tabii bilmiyordu • (O nkşanı yoktu): meğer ki bunu da İL
geçerken hatırınızı sorayım dediniz diye fı-
geçerken mİ? Nereye gidiyordunuz? inglli* bölgesinin hududuna varmak İçin ya-
Aııifctenteın kızlarını, Paris kızlarım dü^ündil. Buranın sokağındaki kalabalık içinde kendisine CVtakat eden sadece yalnızlıktı. Bacher otelinin bulunduğu sokağın kösesini göçerek yoluna (levam etti, Rollo Martiıuı’e kumanda ederek onu, Viyan ııda tanıdığı tek kıza doğrıı aevkodlyordu.
Nerede oturduğunu nasıl bildiğini kendisine
— Bir aklını öııoe, haritayı tetkik ederken, resin yerini bulmağa çalıştıındı. İstikamet tayin
rcıııneğe hevesli, şehir plânlarını okumakta mahirdi, adlarını da İyi hatırlardı, çünkü nokağa Ikl defa çıksa bir defasında yııyu giderdi..
— Ikl çıkıkta bir defadan maksat?
— Yani... Bir kadını ziyaret birine gittiğim defa...
Genç kızın evde olduğunu JoM'ph*iad( tiyatrosunda terimli
yatro ilânlarından öğrenmiş o hu.. Her ne hal ise* km evinde İdi. Soğuk bir odanın İçinde oturmuş» oynayacağı bir rolün yazı makinesiyle yazılmış metnini dalgın bir eda İle gözden geçiriyordu. MıırtlıiK, çekingen bir hal alarak:
— Buradan sil dadı.
— Burudan
İç şehirden
rını saat yürümüştü. Amma har zaman hazır bir cevabı vardı.
— Cootar’le Çok viski Içtiııı. Yürümek İhtiyacını duydum tesadüfen slriıı nıalıallede buldum kendimi.
— İkram edecek İçkini yok. Çay var. Biraz kaldı.
— Teşekkür ederim, diye mukabele eden Martin*, kâgıtia-bnkıp sordu: "tşlnls var galiba."
— tik cÜmltHİen ötesine gidemedim,
Martin* yapraklardan birini alıp okudu: “I.uııise girer. Loıılse: "Ağlayan bir çocuk sesi İşittim." Sonra kâğıdı bırakarak tutlı bir «calr sordu: “Birkaç dakika oturabilir miyimf” — Kalmanızı ben de İstiyorum.
Sedirin üzerine oturdu. Pek çok zaman sonra bana anlattığına göre (Alıklar, knndlterinl dlnllyeeek birini buldular mı, hem konudur lıeııı de eıı hurda teferruata kadar anlatır) Martlns o gece Aıına'yu İlk defa dikkatte bakınıp Genç kı* eski bir fnnllâ erkek pantolonu giymiş» karcısına dikilmiş İmiş; kendisine tecavüz edecek bir dÜsnıana mukavemete hanrlan-mıs gibi bacaklarını ayırıp aylıklarını yere iyice saplamış. Kızın şekil, kısa ve toplu Ünlş; şahsındaki zarafet ve İnceliği yalnız mesleğinde kullanmak üzere sanki bir tarafa bırakmış
Martin* sordu:
• — Galiba keyfiniz yerinde değil.
ve
I fl


o
• .•
* • c*
4 » -X"
. • , Ed 1 ■ ’
1 • 4
f ** *
1
• • V *1



















İngılUlcre gelince; onların büsbütün başka bir durumlan var. Ingiliz-ler, Strasbourğdakl Konsey toplantısında Federal Avrupa fikrine muarız olduklarım açıkça izhar etmişlerdir Bunun sebebi» Ingilterenln coğrati bakımından bir Avrupa devleti olmakla beraber, imparatorluğu itibariyle dünyanın diğer kıtalarına ve dili itibariyle Anglo - Sakson dünyasına bağlı bir devlet manzarasında olmasıdır. Bir Avrupa Federasyonu kurulursa ve İngiltere bu federasyo-na dahil olursa, bütün İngiliz imparatorluğu camiasının da pek tabii o-larak federasyona girmesi ve Federal Devletin kararlarına itirazsız tâbi olması iktiza edecektir. Halbuki İngiltere, hem bir Avrupa devleti heın de bir imparatorluk olarak, bir nesi muvazene politikası gütmeye kendini mecbur görmektedir. Bu itibarla bir Avrupa Federasyonundan ziyade, bir Avrupa Devletleri Birliği İngillzlerin milli politikulıınnu daha uygun düşüyor. ÇUnkü birlik halinde verilecek kararların kabili tatbik olması İçin ittifakla verilmeleri iktiza edecektir. Yani devletlere veto hakkı tanınacaktır. Federasyon fikri nin en zayıf noktası da zaten burasıdır. îngilteresiz bir federasyon mümkün ve makul görünmüyor, in-glltereslz Avrupa fikrini kimse kabul etmiyor. Kongre, bu konuda çok ehemmiyetli müzakerelere elbet sahne olacaktır. Fakat bu müzakereler bu defa İngillzlerin gıyabında cereyan edecek. Çünkü, Avam Kamarası toplantı halinde bulunduğu ve her an hükümete itimat meselesi mevzuu bahis olabileceği için. İngiliz millet, vekilleri, kongreye iştirak edemi-yoriar.
Yunanlılara gelince; unlar, nıenıle-ketlenndekı hükümet istikr&rmzb-ğuun burada da cezasını çekiyor ve ûdeta faaliyetten mahrum bir durum, da görünüyorlar.
Avrupa Parlâmentolar Birliği Kon. gresi, İşte bu hava içinde başlıyor. Alacağı neticeleri dikkatle takip etmek yerinde olacaktır.
Sayfa 6
*
Bıı grAflkte ıtilıiMinın hrr kıtaNindakl gazete »atışları açıkça göatorllmlbtlr. Her bir kiiçiik hıırot 1 milyon nüshayı İfade eder. Böylece, meselâ Afrikadn 2 milyon. Okyıuııısyadn 4 milyon. Giinej Amerikada fl hııçıık milyon, \syadn 29 buçuk milyon, Kıızey Amerikada 58 milyon ve nihayet Avrupada da 120 milyon gazete hor gün satılmaktadır.
Yirminci asır medeniyetinin
büyük kazançları
Geçen asırda güvercinlerle gönderilen haberler şimdi radyo ve televizyon cihazlariyle dünyaya yayılıyor
20 nci asrın İlk yarısı Uç oy sonra nihayet bulacak ve böylece, beşeriyet tarihinin bu pek gürültülü, rahatsız, üzüntü ve endişelerle dolu asrının yarısı bitmiş olacak, ikinci yansına başlıyacağız...
Bu yanm asır içinde insanlar, daha iyi yaşamak, daha rahat ve müreffeh bir hayata ulaşmak için neler yapmadılar! Elektrik kudretinden otomobile, sinemadan hava yolculusuna, telefona, radyoya ve hattâ... atom bombasına kadar neler İcat etmediler! Jules Verne’in geniş muhayyilesi bile bu kadar baş döndürücü keşifleri o zamanlar düşünememiş, bütün bunların yarım asır kadar kısa bir zamamla tahakkuk edebileceğini aklından geçirememişti. Fakat işte ömrümüzün bu kısa devresi içinde biz bunların hepsini gördük (ve kimbilir daha neler göreceğiz!..).

Bundan tam 80 yıl evvel. 3870 te Almanlar Farisi her taraftan kuşatıp büyük şehrin dünya İle irtibatını tamamen kestikleri zaman, M. Degron adlı ve gazetecilerden dostu bir Fransız mühendisi, muhasara altında bitkin bir hayat yaşayan Fransız başkentinden diğer büyük şehirlere. oralardaki gazetelere harp havadislerini göndermek için güvercinlerden istifade etmedi düşünmüştü ve yüzlercç güvercinin bacakları-
HİKÂYE
& I
Kahraman memur
KARISI daha kapıdan karşılamıştı: "Ayol duydum. El Alemin tasası sana mı kaldı? Hasta olup da kıvrandığın zaman hizmet o* decek cariyelerin, çifter çifter maşallah! Alimallah başımı çevirip de bakmam bile. Herkesin karısından sana ne? Dentze düşmüşmüş. Dikkat etsin! Hem kimbilir nasıl şeydi aşlfte! Onun yerinde ben olsaydım atlamak şöyle dursun. başkasına haber verir miydin herif?"
Evet buffün Bay AH Yazıcı bir kadın kurtarmıştı. Daha doğrusu kendisini denizden çıkaranlar böyle söylemişlerdi. Kaptan bizzat e-lini sıkmış, parlak cümlelerle hayranlığını ifade etmişti. Daha sonra vapurun bütün yolcuları, teker teker tebriklerini sunmuşlardı. Hattâ bir aralık gazeteci olduklarını söyleyen iki zat, kendisine sualler sormuş ve bir kâğıda bir şeyler karaiamışlardı. Hoş, o-nun gözü kimseyi görmemişti ya! Sırılsıklam elbisesiyle tiril tiril titrer ve her tarafından sular sızarken çevresine nasıl dikkat ederdi. Kendisini bir kamaraya almışlar, kuru fakat yırtık pırtık bir gemici elbisesi vermişlerdi. Sonra da kendi üstündekileri bir paket yapmışlar. eline sıkıştırmışlardı.
Eve haberi, bu kadar nasıl çabuk yetiştirmişlerdi acaba? Ama eloğlunun ağzı durur mu! Kari6i sabaha kadar dırdırını kesmemiş, başının etini yemişti.

Şehir küçüktü, Ancak iki gazetenin çıkması ve onların da büyük puntolarla havadisi haber vermeleri. meseleyi çabucak etrafa yaydı. öyle ki Bay Yazıcı, dairesine gelinceye kadar herkes vnk’adan haberdar olmuştu. Çalışma odasına girerken, arkadaşları alkışlarla karşıladılar. İlk önce afallayan Bay Ali, derhal kendisine geldi ve zarif bir baş eğişiyle mukabele etli. Biraz sonra kapıcı, müdürün çağırdığını haber verdi. Alinin korkusu boşuna idi. Zira müdür onu görünce ayağa kalkmış, şu sözleri söylemişti: "Seninle İftihar ediyoruz oğlum. Bu hareketinle ne kadar övünsen yeridir. O-tur! Otur! Hüseyin! Bay Aliye, bir kahve getir. İşe biraz geç başlarsın. Hem kendini toparlıyamrımış-sındır daha!"
AH Yazıcının hayreti, asıl akşamüstü kahveye girdiği zaman arttı. Hiç Ummadığı insanlar ona selâm veriyorlardı. Herkes ona yakın bir vesile icat ederek, hattâ onun masasına oturmak arzu ediyordu. Vak’ayı, belki beş defa her yeni gelen için tekrar başlamak partiyle anlattırdılar. Zavallı AH, sabahleyin bir ara eline geçirip o-kudugu gazetedeki havadisi aynen tekrarlıyordu.
Evde, kendisini bir sürpriz bekliyordu. Her akşamki ncmnıt karısı tarafından bir melek tebessü-mlyle karşılandı. Bütün gün, pek sevilmediği İçin misafir nedir bilmeyen Gülsüm Hanım konu komşuları ağırlamaktan, gazetecilere havadis vermekten, telefonlara karşılık yetiştirmekten har ah olmuştu. Aranan ve sorulan nihayet kocasıydı. Bu sayede kendisine övünme payı çıkarmakta ih-m8İ göstermemişti. Hatlâ bir ga
na bağladığı mini mini pusulaciklor-la şehrin hayatına dair muhtelif havadisleri göndermişti. Bu güvercinlerin birçoğu şehir civarındaki Alman askerleri tarafından Öldürülmekle beraber, mühim bir kısmı da gidecekleri yere sağ salim varabilmişler ve kıymetli haberleri gazetelere götürmüşlerdi.
O günden bugüne kadar gazetelere haber gönderme tekniği muazzam terakkiler kaydetti. Bugün dünyanın en uzak köşelerindeki hâdiseler bile yıldırım süratiyle bütün memleketlere birkaç saat İçinde yayılıyor ve bu yayma İşinde üç büyük vasıta en mühim rolü oynuyorlar: Gazete, radyo, sinema.
İşte bugün yeryüzünde yaşıyaıı 2 milyar 350 milyon insan her gün, dünyada olup bitenleri bu üç tomd vasıta sayesinde günü gününe öğrenebiliyorlar. Fakat bu üç nimetten istifade, tabii dünyanın her köşesinde aynı derecede geniş bir şekilde vaki olmuyor. Hattâ bazı memleketlerde 20 nci asrın bu üç büyük İcadından henüz eser bile mevcut değildir. Bununla beraber, modern u-laştırma sistemleri oralara bile günün havadislerini göndermek yollarını bulabiliyor.
20 net asır medeniyetinin bu Üç muazzam kazancını birer birer gözden geçirecek olursak, çok fena bir devirde dünyaya gelmiş olduğumuza
. Yazan : Kubilâylıan l’ZEL zeteciye "Ben Aliyi Uk gördüğüm gün hemcinslerine karşı beslediği aşırı iyi hisleri sezmiştim. Evlenmemize esaslı âmil, bu hususiyeti olmuştur diyebilirim. Beraber yaladığımız müddetçe onun bu temayülünü inkişaf ettirmek için e-llmden geleni yaptım/* demişti.

Bu vak’ayı takibeden günler Bay Alinin şöhreti, zirveye erişti. U-mum Müdürlükten tebrik gelmiş bir ecnebi hayır müessesestnden hediye olarak "Birbirimizi Sevelim" isimli bir eser yollamışlardı. Yazıcı, türkçeden başka dil bilmediğinden onu okuyamadı amma, tanıdıklarına göstermekten de geri kaftnadı. Herkes hayranlıkla şu hususu belirtiyordu. Bay Ali, kadının arkasından elbİBesini, hattâ ayakkabısını çıkarmadan kendisini denize atmıştı. Sonra pek genç değildi ve vapurda sporcu delikanlılar vardı. Hareketi, o babayiğitlere bile örnek teşkil edebilecek bir mükemmeliyetteydi.

tik günlerin sarhoşluğu geçtikten sonra Bay Aliye —Ona artık herkes kahraman memur diyordu— bir durgunluk çöktü. Dairede becerikliliği hakkında şüphe kalmadığından her iş kendisine yükletiliyordu. Eskisine nazaran meşguliyeti bir-kat artmıştı. Kurtardığı söylenen kadın fakirdi. Kendisine bir mükâfat verilmek şöyle dursun, berbat olan elbisesi ve her taraftan çatlayan ayakkabısını bile yeniliyememiştn Karısı bayan Gülsüm, artan misafirleri ağırlayabilmek için ev İşlerini İhmal ediyor ve akşamlan hazan kahraman, sıcak yemek dahi bulamıyordu. Evde müthiş bir kahve, çay şekeri» misafir şekeri sarfiyatı başlamıştı. Bütün bunları nasıl karşılıyacaktı. Her halde iki senede bir yaptırdığı elbisesini daha uzun müddet tnşımak ve kendi ihtiyaçlarından kısmak gerekiyordu.
İşin en fenası, rahatı edemez olmuştu. Sokakta yürürken herkes kendisini gösteriyor, bir kahveye otursa, ahali etrafını çeviriyordu. Hani Alnını kaşısa, çevresindekiler bunu nasıl yaptığını süzecekler gibi geliyordu kahraman memura! Artık tahammülü kalmamaya başlamıştı. Düşündü...

Bir sabah şehrin mahut gazeteleri, kendilerine gönderilen şu mektubu neşrettiler:
"Ey ahali! Bilin kİ:
1 — Ben bir kadın kurtarmadım. Fakat sadece düşen bir kadının arkasından bakarken denize yuvarlandım.
2 — Ben denizdeki kadını yakalamadım. Fakat tam yuvarlandığım onda o, yüze çıkmış olduğundan batmamak için ona sarılılım, öğrenin ki hiç yüzme bilmese bile, denize düşmüş bir İnsan İki, üç defa «uyun yüzüne çıkmadan batmaz.
3 — Suya atılan cankurtaran simitleri, hakikatte kadın kadar beni de korumuş oldular. Zira yüzme bilmem.
4 — Benim ismim kahraman memur değil, fakat sadece Ali Yazıcıdır.
Tapu dairesinde memur AH YAZICI
dair içimizde kökleşen ve bize üzüntü veren bir kanaati biraz olsun almış, biraz teselli bulmuş oluruz:
1 — GAZETELER
Bugün yeryüzünde çıkan bütün gazetelerin günlük tiraj mecmuu 218.764.700 nüshayı bulmaktadır. Demek ki yeryüzünde yaşayan İnsanların aşağı yukarı onda biri her gün gazete okuyor. Bir yıl içinde basılan gazeteler bir araya getirilil -se 7 milyar kilo ağırlığında bir yığın, daha doğrusu bir dağ teşkil ederler

Bu nuıazzam yekûnun büyük bir kısmını tabii Avrupada basılan gazeteler teşkil eder. Filhakika kıtamızda her gün tam 119.776.000 tane gazete satılır ki, Avrupada her aile günde en az bir gazete alıyor demektir. Tiraj itibariyle İkinci, Kuzey Amerika gelir. Burada da hor gün 58.155.750 tane gazete satılır. Asyada günde 27.İ23.000 nüsha. Güney Amerikada 7.302.500 tane, Ok-yanusyada günde 4.186.000 ve nihayet Afrikada da her gün 1.920.650 nüsha gazete basılır.
En çok gazete okuyan millet İngilizlerdir. Bu memlekette her gün 1000 kişide 570’1 gazete okur, yani memleket ntlfusunun yarısından fazlası her gün gazete alıyor demektir. İkinci olarak. 1000 nüfus 472 gazete ile Norveçliler, üçüncü olarak 1000 kişide 445 gazete ile Lüksemburglu-lar ve sonra sıra ile: 1000 nüfusta 438 gazete ile AvusturyalIlar. 403 gazete ile DanimarkalIlar, 382 gazete ile İsveçliler, 374 gazete İle Yeni Zelândalılar, 357 gazete ile Amerikalılar ve nihayet 1000 nüfusta 355 gazete ile İsviçreliler gelir. Bu saydıklarımız, en çok gazete okuyan milletlerdir. Fakat Avrupa mn diğer birçok memleketlerinde gündelik gazete satışı bunlara nispetle azdır: Meselâ İtalyadn 100 nüfusta 98?Jdş! gazete okur, Yugoslavyada yine 1000 nüfusta 73 kişi, Arnavutlukta 71 kişi. Porteklzde 60 kişi, İspanyada da 56 kişi gazete okur. Yeryüzünde en çok gazete okuyan milletler bunlardır.
Asyada Japonya, Singapur ve ts-rail, en çok gazete okuyan memleketlerdir. Bunların haricindeki Asya memleketlerinde gazetelerin tirajı pek düşüktür. Bilakis gerek yukarı, gerekse aşağı Amerika memleketleri çok gazete okurlar, yalnız orta Amerika memleketlerinde gazete satışı pek azdır,

Muhtelif memleketlerde basılan günlük gazetelerin sayısına gelince: Burada da başta Birleşik Amerika gelir. Bu memlekette 1.887 günlük gazete çıkar ve her gün cem’an 52 milyon nüsha basarlar. Demek ki üç kişiye bir gazete düşüyor. İkinci olarak Hindistan gelir: Bu büyük Asya Devletinde 300 tane günlük gazete çıkar, fakat tirajları azdır. Hepsi birden günde 1 milyon 400 bin sayı basarlar ki, 360 milyon nufuslu bir memleket için azdır, lngilterede 112 tane günlük gazete, günde cem’an 28.503.000 nüsha basarlar; Alman-yada 162 günlük gazete günde cem’an 16.500.000 tane basarlar; Fran-sada 180 günlük gazete çıkar ve hepsi birden 11.790.000 nüsha; Itaî-yada 92 günlük gazete, cem’an 4.5 milyon nüsha basarlar. En az gazete basılan memleketler ise: Honduras. Bâkir Adalar, Leward Adalarıdır. Buralarda ancak bir iki tane günlük gazete çıkar ve tirajları 1000 nüshayı geçmez.

Sovyet Rusyada 70 dilde 7.163 günlük ve haftalık gazete çıkar ve hepsi birden 31.000.000 nüsha basarlar. Çinde 3000 gazete ve mecmua çıkar ve 4 milyon nüsha basarlar. Kanadadır 98 günlük ve 880 de haftalık gazete ve mecmua çıkar. Birleşik Amerikada, yukarıda söylediğimiz günlük gazetelerden başka, 9.974 haftalık, 6.893 onbeş günlük ve aylık mecmua çıkar. Arjantlnde neşredilen haftalık mecmuaların sayısı ise 700 _dür. İtalvada 710 haftalık ve 500 kadar da onbeş günlük ve aylık mecmua çıkar. Büyük Brltanyada da 1.162 haftalık mecmua neşredilir.
Kâğıt sarfiyatına gelince: Başta Birleşik Amerika gelir. Burada her yıl 5 milyon ton kâğıt sarfolunur. Büyük Britanya ise bunun ancan onda birini sarfeder. Kanada yılda 270.000 ton sarfeder. Bu rakamlar gösterir kİ Amerika. İngiltere ve Kanadada çıkan gazetelerin sayfa sayısı her gün en az 12-20 arasındadır ve bayramlarda 40-50 sayfayı bulur. Geçen yıl Noel Bayramı münasebetiyle bir Şikago Gazetesi, "Yeni İstanbul" büyüklüğünde tam 720 sayfa olarak çıkmıştı.
Dünya matbuatına şöyle umumî bir göz gezdirdik. Gelecek yazımızda da bütün dünyadaki radyolarla sine» malardan bahsedeceğiz.
Çeviren: Meral Cuınaoğlu
YENİ İSTANBUL
Harp ve sulh yüzünden unutulan »Harp ve Sulh» eserinin müellifi:
TOLSTOY
Dünya harp ile sııllı arasında çırpınır dururken "Hep ve Sulh,, muharririnin doğum yılım İdrâk etmeyi pek ha tırlı,yamadı.
Filhakika Tolstoy 9 eylül 182« tarihinde doğmuştur Eğer yaşamış olsaydı, bugün 122 yaşında olacaktı. Fakat 82 yaşında iken 7 aralık 1910 da öldü. Ne Birinci, ne de İkinci Dünya Harbini gördü.
Tohtoy hayatı boyunca 2 ve 8 rakamlarının uğursuzluğuna inanırdı. Vhkaa onun İçin 9 eylül 1828 do doğdu diyoruz ama, Ruslar da evvelce bizim yaptığımız gibi, ruml takvim kullanırlardı. Bu İtibarla doğum tarihi 28 ağustos 1828 e tesadüf e-der Garip tesadüf, kendisi 82 yaşına geldiği vakit, oğlu Kont Leon Tolstoy:.-' s ■ F 1
"Aman babacığım, demişti, dikkat et 82 yaşına bastın. 82, 28 İn tersine yazılışıdır.,, Ve Tolstoy o yaşta öldü.
Dikkate değer bir nokta da Tolstoy, her gün muntaznm bir surette tuttuğu hâtırat defterine, öleceği gün şu satırlan yazmıştı:
"Hayat bir uykudur. Ölüm, uya-nış.„
Ve Montaigne’in şu sözlerini ilâve etmişti:
"Ölüm bir başka hayatın başlangıcıdır.,, 1
Aynı sahifeye Lichîcnbergın şu dü-çünceHinl de yazıyordu:
"Ölmeden evvel doğmuş olduğum ve ölümle beraber ilk mevcudiyetime döneceğim fikrini bir türlü aklımdan çıkaramıyorum.,,
TOLSTOY’UN AİLE HAYATİ
Fransanın tanınmış münekkidle-rlnden Albcrt ThlbaudeL Tolstoyu klâsik roman üstatlarının başında, Thomas Hardy, Elliot ve Flaubert ile aynı derecede telâkki etmektedir.
Tolstoy’un aile hayatı üzerinde bir tetkik yapmış olan H. de Monther-lant, karısının sırnaşık bir alâka ile kendisini rahatsız ettiğini, Tolstoyun muazzep olarak evini bırakıp kaçtığım kaydediyor ve diyor ki:
"Bir Tolstoy’un bir kadın tarafından rahatsız edilmesi haddi zatında fazla bir şeydir; bir Tolstoy’un kendine çizdiği yolda yürümekten menedilmek ıstenişi tasavvur ve tahammül edilmez bir şeydir, onun bir kadın yüzünden rahatsız edilerek azap çekmiş olması İse nefret edilecek bir şeydir.,,
Hakikaten, evlendiğinden
9 ay
TOLSTOY son senelerinde
Çakırcalı Mehmet Efe
Sinema mevsimi açıhrkdh gösterilen Türk filmleri arasında "Bırakılan Çocuk" ve "Soysuz,, dan sonra "Çakırcalı Mehmet Efe" yi beyaz perdede göreceğiz.
Saltanatın idaresine kafa tutup isyan ederek hürriyeti bileğinin kuvvetinde ariyan meşhur Çakırcalı Mehmet Efenin heyecan dolu maceralarının filmi Murat Sertoğlu’nun aynı adı taşıyan eserine davaıularak. hazırlanmıştır. Senaryoyu hazırlıyan FARUK KENÇ aynı zamanda filmin rejisörlüğünü de yapmıştır.
Baş rollerde Gülistan Deniz, Bülent Ufuk, Vedat Karaokçu, Mehmet
Çakırcalı Mehmet Efe rolünde Bülent Ufuk
Gül Ut ıın Deniz "Çakırcalı Mehnıct Efe„ filminde
sonra Tolstoy hâtırat deflerine şöyle yazıyordu:
"Benliğim nerede? Küçük ve mâ-nnaızım. Daha fenası, ben, sevdiğim bir kadınla evlendikten sonra böyle oldum. Bu deftere yazdıklarımın hemen hepsi yalan ve sahte. Onun, defterime yazı yazarken orıııızumdan eğilerek okumak ihtimalini düşünmek, hakikati snklamaklığım için kâfi geliyor. Evet., evlendikten beri küçük ve mânasızım.,,
TOLSTOY ve MAX1ME GORKİ
Mnxlme Gorkl 1902 senesinde zTolstoy’u Kırımda ziyaret etmiş, ve bu ziyaretinden aldığı İntibaları bir kitap haline getirmiştir. Son senelere kadar hiç bir dile tercüme edilmemiş olan bu kitaptan. Fransız edebi mecmualarında bazı parçalar nakledilmiştir, Gorkl şöyle diyor:
"Şayanı hayret elleri vardı, Güzel değildi, damarları şiş ve düğümlerle dolu olduğu halde büyük bir ifade kudreti, yaratıcı bir mâna taşıyordu. Şüphesiz Leonardo da Vincl’nin elleri de böyle idi.
Konuşurken, parmaklarını oynatır, yumruklarını sıkar, ve güzel bir şey söylerken avucunu açardı. O bir ilâha benzerdi. Ama Jehovava veya Jtl-pltere değil. Bir ıhlamur ağacı altında yaldızlı bir taht üstüne oturmuş bir Rus ilâhına benzerdi. Ötekilerinden daha kurnaz bir İlâha!
"İlk okuduğum fransızca kitabın "Zemgano Biraderler,, olduğunu öğrendiği zaman müthiş kızdı.
"İşte, dedi, bu. romanların en mânâsız olanlarından biridir. Onun İçin kafanızı altüst etmiş. Fransızların üç büyük romancısı vardır: Sten-dhal, Balzac ve Flauhort. Maupassant da bunlarla sayılabilir. Fakat bizim Çekof ondan daha iyidir Goncourtlar. ciddi görünmek istemelerine rağmen birer şaklabandan ba«$ka bir şey değillerdir.
Bu sözleri beni ikna etmiyordu. Fakat o hiç bir zaman fikirlerinin reddedilmesine tahammül etmezdi. O zaman sinirlenir, tuhaf bir mantıkla ısrar ederdi. Meselâ:
."İnhitat diye bir şey yoktur, derdi, bunu İtalyan Lombrazo uydurmuş, ondan sonra M. Nordau bunu bir papağan gibi tekrarlamıştır, İtalya, şarlatanlar ve maceraperestler memleketidir. Orada ancak Areten-ler, Kazanovalar ve Caglloatrolar do-ğar.o
4,Ya Garibaldi?.,
"Bu siyasete müteallik bir şeydir. Başka şey!.,
Tolstoy insanı müşkül mevkide bırakmaktan hoşlanır ve garip sualler sorardı. Meselâ:
"Kendi hakkınızda bir fikriniz var mı ?„
Veya:
"Karınızı seviyor musunuz? Yahut:
"Karım hoşunuza gidiyor mu?,.
Ona yalan söylemek imkânsızdı. Bir defasında bana:
"Beni seviyor musunuz?,,
Diye sormuştu. Böylece büyük halk kahramanı beni tecrübe etmek istiyordu. Sanki ben onunla boy öl-çüşüyormuşum gibi. O. bundan hoşlanıyordu. Fakat ben hayır. O bir şeytandı. Ben ise bir çocuktum. Bana dokunması«4an korkuyordum.,, Derliyen: /a.
Karaca. Zeki Alpan, Münevver Coşkun, Sadri Alışık, ve Kemal Emin Bara görülmektedir.
Gülistan Deniz, bu filmde çevirdiği diğer bütün filmleredn daha fazla muvaffak olmuştur.
Yeni yeni tipler bularak perdeye koyan rejisör Kenç bu defa da Bülent Ufuk gibi ilerisi için bize ümit-ler veren genç ve kuvvetli bir artisti takdim ediyor.
Her bakımdan bir Anadolu kızı olan Münevver Çoşkun, İlk defa olarak büyük bir rol almış ve ne kadar değerli genç bir yıldız olduğunu göstermiştir.
Opera mı, batakhane mi
Yazan : Sadi Günel
VEM ISTAN Bİ L sütunlarında, yurdumuzun sahne kültürüne değerli
■ yardımlarla te hız verrıı \urecldln Sovln’ln, yaralarımızdan birine biber döken bir yazıaıııı okuduk. Başlığı "Hastahano mİ, Opera mı?” Kültürel ve İnsancıl varlığım yakından tanıdığımız bu sahne dostunun İçini sızlatan ve bu yazısına konu olan mesele şu: Belediye seçimleri dola.vMyle propaganda yapan siyasi bir sözcü "Millet opera değil. Iıastuhanc istiyor." «Imılş... . undan duyduğu acı İle Nııreddlrı Sevin, musikinin ve ınuslUHI piyeslerin rrıllli seriye terbiyesinde ne mühim bir rol oynadığını, gerrk bizim ve gerekse batının geçmiş günlerinden aldığı örneklerle belirtiyor.
( ok canı yanmış nuısıım bir insanın hıçkırığını andıran bıı "Şikâyetname" yİ okurken, her satırda artan bir arı ile, bizim de yüreğimiz cız etti, Bıı ıstırapladır kİ, aynı konuda, Nııreddln Srvln’ln ışık tutmadığı cerahatli, korkunç bir çıbanı da biz deşmek İstiyoruz.
Sayın muharrir, örneklerini biraz uzaktan almış. Henüz o|x*ra yokken, hayali gözlerimizden, hliyitaü içimizden silinmeyen, halkevleri ve okul müsamerelerlyle, genç öğrencileri kadar, her sınıftan halka da aşıladığı bediî zevk ve heyecanı unutmuş değiliz. Birer opera minyatürü yerine konulabilecek olan o müsamerplerden bütün halk nasibini almıştı. Hoşlaıımıştı. Hattâ müsamerenlz geçen yıllarda, öğrenci velilerinden tutun da, biraz sanat duygusu olanlara kadar, birçok kimse, Nııreddln Setine serzenişten kendilerini alamamışlardı.
Bu demektir kİ, halkın rnü/lkll sahneye karşı, en az. sempatisi doğmağa başlamış bulunmaktadır. Onu hasretle arayanlarsa, hiç de küçümsenecek sayıda değildir, flcle gençlerin müzikli filmleri kaçırmamak (aki İhtirasları, büsbütün bizi uy aracak derecededir.
Operanın yoksulluğumuza sırıtan tebessümlylc. yaşayışımıza göz kırpaıı bıırjııvazlllğlnl bu bahse karıştırmadan, Nurcddin Sevin’ln ıstırabını ele alalım:
Radyodan taşıp da, halkın henüz tomurcuk halindeki hevesini samyeli gibi kurutmağa yeltenen seslere karşı, bizim de söyliyeceklerlmlz var:
Bundun yirmi yıl kadar önce, Besim Atnlay meclis kürsüsünden “Musiki Muallim Mektebini kökünden sökellin, davul zurna nemlzo yetmiyor!" diye bağırmıştı. Buna karşılık da Atatürk, adamcağızın dudaklarını burkıı t ermişti. Geçen zamansa. Atalayın hatasını durmadan yüzüne vurmaktadır.
Daha birkaç yıl önce Knslh Kaplan "Kahrolsun opera!” yaygarasını basmıştı. Eğer bunu, millet keseslden opera binasına akan paralara acıyarak söylediğine inansaydık, elini bile öperdik... Halbuki...
Büfiin bu bay lar ve benzerleri, halkın «Üzme zevkli gnıpıınıın can altığı sanat yuvalarım taşlarken, onların sayısından kat kat üstün olan vatandaşların nasıl eğlendiklerini ve hu uğurda milyonları nasıl göz kırpmadan savurduklarını hiç düşündüler mi?
Böyle memleket çapında hlr çöküntüye göz liriyle dahi bakmadıklarından eminiz. O halde soralım:
Milletin hem maddi, hem mânevi ve hem de malt varlıklarım, zehirli birer çıban gibi kangrene götüren, İçkili ve kadınlı eğlence yerleri neden parmağa dolanamıyor?
Biricik operamız mı yıkılmalı, say ısız batakhaneler ml?
Dünyanın ilk gaz türblnll otomobili İmâl edilmiş ve yapılan tecrübeleri çok başarılı olmuştur. Bu suretle otomobilcilik sanayiinde yeni bir devir açılmıştır. Resimde, gaz türblnll otomobilin İç kısmı görülüyor.
Gaz türbinli
otomobil
Uart ayı İptidalarında dünyanın ’"hlk gaz türbinli otomobilinin Sıl-vertone yanş pistinin etrafında rüzgâr gibi döndüğünü görenler, otomo-
Diğer sanatkârlar da Çakırcalıp canla başla desteklemişlerdir.
4100 metre uzunluğunda olan film Çakırcalı Mehmet Efenin harekât sahası İzmir. Tire ve Aydın havalisinde çevrilmiştir. Elbiseler, hususi olarak çizilmiş ve diktirilmiştir.
Prodüksiyon: And Filmindir.
Prodüktörler: Turgut Demirağ ve Faruk Kenç'tir.
Pek yakında Taksim sinemasında göreceğimiz bu film hakkında verilecek son takdirkftr kararı meraklı sinema seyircilerine bırakıyoruz.
I. I.
28 Eylül 1050
Fende yeni buluşlar
bil endüstrisinde yeni bir devrin başladığını anlamışlardır Bundan 50 yıl kadar evvel buharlı türbin gemi inşaatı için ne İdi ise gaz türbinli cl-
haz da muhtemel olarak buharlı türbin ve gerek gaz türbininde, nazari-ciler, devvar bir makinenin mukabil sadmelt bir makineye müreccah olduğunda müttefiktirler. Ancak her seferde, akla gelen soru şu idi: "Ma-
* kine çaJışacak mı?„
Bırminghamlı Rover Motor Co. tarafından gösterileri yapılan otomobil muhakkak ki. çalışmıştır. Kı rali Otomobilcilik Cemiyeti tarafından verilen belgede, akselerasyon zamanı, 14 saniyede sıfırdan saatte 60 mile kadar gösterilmiştir. Kom-w
presor sürati dakikada 35.000 devirdir. Yakıt olarak korozln kullanılmaktadır.
Araba iki pedalla kontrol edilmektedir: Akseleratör ve fren otomobili kullanan Rover kumpanyası İşletme müdürünün eşi Mrs. Catherine Wilks, bu arabanın, şimdiye kadar idare ettiği arabaların en kolay kullanışlısı olduğunu söylemiştir, otomobil aynı zamanda kontrollara’ çok uysaldır. Bu cihet SUverstoneda yapılan gösteride ispat edilmiştir. Yeni tip otomobil pistin turunu BBC’nin mukayyit otomobiliyle yanyana yapmış, iki otomobil birbirlerine bir irtibat kablosu ile bağlanmış ve gaz türbinli otomobilin tepkileri bu şekilde kayda alınmıştır.
Kara taşıt vasıtalarına tatbik edilen gaz türbinli cihaz şu şekilde işlemektedir: Elektrikli bir "starter", iştial bölmelerine yüksek tazyikli havayı besllyen santrfüj kompresörü harekete getirmektedir. Yakıt püskürtülüp iştial ettirilir, sıcak gazlar, kompresörle aym şaft üzerine monte edilen bir türbini çevirmeğe yarar. Starter iştial hâdisesini başlattıktan sonra hareketsiz kalır, sıcak gazlar türbini ve dolayısiyle kompresörü çevirmekle devam eder. Kompresörden geçen gazlar müteakiben türbine gider, itici kuvveti sağlıyan türbindir. Türbinle kompresör arasında mekanik İrtibat olmadığı cihetle yeni tip otomobillerde dişli kutusuna ihtiyaç kalmanMjüjş

YENİ ISTANBUL'un
BÜYÜK EŞYA KÜR’ASINDA Talihli 2 okuyucumuz Mehmet Kavala MÜESSESESİNDEN
SATILIK, İPLİK BÜKÜM
A T E L Y E S I
360 iğli İngiliz büküm makinesi,
2 adet Ingiliz makara bobı-nuarı,
2 adet Bobinuar Alexandr,
2 adet otomatik çllellk.
Telefon her gün saat 11.00 . 16.00. 23710 numaraya.
YENİ ISTANBUL’un
BÜYÜK EŞY
Talihli bir
H
KÜR’ASINDA okuyucumuz
Köyceğiz Orman İşletmesi Müdürlüğünden:
1 — işletmenin Sansu sahil istif yerinde 1600 M3. çam travers 155 M3 çam kereste ile Köyceğiz istif yerinde 39 M3. çam travers ve 64 M3. çam kereste pazarlıkla satışa konmuştur.
2 — Çam travers ve kerestelerin beher mamûl metreküpü 140 liradır.
3 — Muvakkat teminât 19457 liradır.
t
4 — Pazarlık 6 ekim 1950 cuma günü saat 15 te işletme binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
5 — Traverslerin bedel karşılığı olarak altı ay vadeli banka mektubu da kabul edilecektir.
6 — Bu işe ait şartname örneği İstanbul, Adana, Mersin, İzmir, Fethiye, Muğla, Antalya ve Ankara merkez müdürlükleri ile Orman Genel Müdürlüğünde görülebilir.
İsteklilerin belirli gün ve saatte teminatları ile birlikte komisyona müracatlan. (13191)
KAYIP AV KÖPEĞİ
Kırmışı Irlânda seter ön ayaklarında birer nokta beyazı olan erkek av köpeği kaybolmuştur. Getirene mükâfat.
Trpebaşı, Feremeci woknk Lokantacı Yorgi Fnlkon.
Neşeli ve zevkli olan (MAMBO) Damı ögrenmelc Istiyenlere. Galatasaray Yeniçarşı No. 25. Müracaat saatleri pazardan maada her gün 12-20 arası.
T. TANOMAN
Soldan buru:
1 — Karşındakinin fikrine a kal mütalaada bulun (mürekkep kelime). 2 — Gelip çatma (eski terim); Çoğal. 1 — Keder (eski terim çoğul): Giydiklerimizden. 4 — Armağan. 5 — Mezru; istikbal. 6 — Birbirinden u-zaklaştıran: Eki et. 7 — Açıkça; Yüksekten aşağı doğru alçal. 8 — Sadası çok güzel (üç kelime). 9 — Vermek: Tersi soru eki; Tadat et, 10 — Soru eki; Çcvlrmo ve döndürmeye alt.
Yukarıdan a?ağ«:
1 — Devlet herhangi işi tacire o yoldan tahmil eder; Ad. 2 — Uzunluk; Bir harfin okunuşu; Eski bir Tllrk devleti. 3 — Tanrı (iki delinıe). 4 kıtası renk;
Tersi Tersi
peygamber. 9 — Bit harfin okunuşu; Güzel dost (iki kelime). 10 — Hem ayıltır, hem bayıltır; Çok Alrt (mürekkep kelime).
DÜNKÜ BULMACASIN HALLİ Soldan sağa:
1 — Mazisi fena. 2 — Asan; Masal. 3 — Taret; Şakı 4 — Aba; Aa; Sar. 5 — Milûs; Mera. 6 — Ayılan; Tam. 7 — To; Alay; Tı. 8 — Kazıma. 9 — Kaba: Arlna. 10 — Hazır olan.
Yukarıdnn «sağı:
1 1 — Matematik. 2 — AsıAiye>Ah.
|3 _ Znralı; Aba. 4 - Eni: Alamaz.
— Tasalı. 6 — Mİ: Na2ar. 7 —
Eaş; Zaıo. 8 — Esaret; Kil. 9 — Nakarat; Na. 10 — Alışamıyan.
kanunu Türklyenln Avrupa üzerinde oturan. 5 — Bir Tersi bir gaz nev’l. 6 — sıfat takası; Kanama. 7 — telmih» lâf. 8 — Bitir: Bir
J A W A e cz
Marka
E Hususî YENİ NESİL İlkokulu
Nuruosmaniye Caddesi No. 67
Yuva Kısmı vardır. uErkek„
mb Kayıtlar başlamıştır
MOTOSİKLETLER
İstanbul Sular İdaresinden
KAZANACAKTIR
Tekel İstanbul Başmüdürlüğünden:
1 — İstanbul Kâğıthane - Cendere mevkiinde barut depolarındaki Paratoner tesisatının ikmali 15 glln müddetle açık eksiltmeye konmuştur. Muvakkat teminat akçesi 498 liradır.
2 — Yine aynı mevkideki barut depoları yol, tel örgü ve müteferrik işleri de 15 glln müddetle açık eksiltmeye konmuştur. Muvakkat teminat akçesi 1344 liradır.
Bu işlere ait şartnameler İstanbul Başmüdürlüğünde görülebilir.
İsteklilerin 12 ekim 1950 tarihine rastlayan perşembe günü saat 15 te Başmüdüriyet Muhasebe Şubesine müracaatları.
(13185)
Kâğıthane. Feriköy sifonu 1000 m/m İik boru hendeği hafriyatı, kapalı mektup usulü ile eksiltmeye konmuştur.
Şartnamesi, bedeli mukabilinde idare veznesinden alınabüir. İsteklilerin, teklif bedellerinin % 7,5 ğu nispetinde yatıracakları teminat makbuzları ve Fen heyetinden alacakları yeterlik belgeleriyle şartnamesi dairesinde hazırlayacakları kapalı teklif mektuplarım en geç 2.10.950 pazartesi günü saat İle kadar muamelât dairesine vermeleri. (12874)
MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI
ERKEK ORTA TERZİLİK OKULU
K I Z
ERKEK
Yeni öğrenci kaydına başlamıştır
Müracaat saatleri her gün 9-17 ye kadar
Telefon : 43471
Öğrenmek ihtiyacında olduğumuz herşey
Hicri 19 5 0 EYLÜL 28 Perşembe Rumî
ZUhlc. 15 1369 Eylül 15 1366
VAKİT VASATİ EZANİ GUneg 6.51 11.51 O&le 13.05 6.05 İkindi 16.26 9.26 AkeaiD 18.58 12.00 Yatsı 20.29 1.31 îmjül; 5.15 10.14
(42235) Gangsterler
Raklbeler, Karanlık
Nesimaçi Kahraman
UÇAK - TREN - VAPUR
ELHAMRA
Çemberi.
İNCİ (84593) Gölgeler.
İPEK (44289)
Gönüllü (Türkçe).
LÂLE (43595) Takip (Suare). MELEK (40868) içimizdeki Şeytan. SARAY (41656) New-York Limanı Kaçakçıları.
SLATFAKK (83143) 1 — Bırakın in Çocuk. 2 — Silik Çehreler.
st.MER (42851) Aşk Melikesi (Renkli).
SARK (40380) Siyah Gözler.
ŞIK (43726) 1 — Ormanlar Prensi Tarzan (Türkçe). 2 — Zehra kesin Kadını.
TAKSİM (43191) Harman Dönüşü (ikinci hafta).
TAN (80740) Kahramanlar yi.
(İNAT# (Kırlık) I — Deınlrhane Müdürü. 2 — Kaptan Kid.
t‘NAL (Yazlık) (49306) 1 — Kanlı Meyhane. 2 — Demirhane Müdürü. YENİ (84137) 1 - Vahşi Koşu.
2 — ölmeyen Adam (Miki Mavs). YILDIZ (42847) Çingene Kızı Singoalla (ikinci hafta).
MİLLİ (22962) 1 — Hainler Geçidi. 2 — Aşk sız Yıllar.
TURAN (22127) 1 - Macera Ada-(n (Renkli). 2 — öldüren Sır. 3 — Yalnız
YKNt
Adası.
Gidenler.
(Bakırköy 16-126) 1 — Aşk 2 — Haydutlar KırıılIçesL KADIKÖY CİHETİ
(60112) 1 — Gençlerin Sev-
Hcr-
Sonu
AJn-
ZATİ — İst. Em. 4 üncü Şube Müdürlüğünden almış okluğum, Yunan uyruğundan 31/28604 sayılı ikamet tezkeremi zayi ettim. Yenisini çıkaracağımdan eskisinin hükmü yoktur.
5
llriftloB Llpiatos
BüyUkadn Temcna sokak 25
SWISSAIR
UÇAKLARİYLE
Isviçreye gidip, 15 gün ikamet ederek, îstanbula avdet edecek
YENİ ISTtNRUL’un
BÜYÜK EŞYA KÜR’ASINDA
Talihli 100 okuyucumuz
.’f
İstanbul Telefon
Başmüdürlüğünden:
1 — idaremiz için şartn^pıesine uygun olarak kapalı zarf u-sulü ile on ton kurşun levha satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 15.000 oobeş bin lira olup, geçici teminat 1425 binyüz yirmi beş liradır.
3 — Eksiltme 3-10-950 salı günü saat 15 de. Tahtakale Telefon Başmüdürlüğü Satmalma Komisyonunda yapılacaktır.
4 — Şartnamesi bedelsiz olarak mesai saatlerinde levâzım â-mlrllğındcn alınabilir.
5 — isteklilerin kanunî vesikalariyle usulüne uygun teklif
mektupların) muhtevi kapalı zarflarını, münakaşa saatinden bir saat evvel komisyona vermeleri. Postada vukubulacak gecikmeler kabul edilmez. (12758)
Ç O RAPLAR!
KAZANACAKTIR
YENİ İSTftNBUL’un BÜYÜK EŞYA KÜR’ASINDA
Talihli 3 okuyucumuz
HİLE
crllisi. 2 — Tehlikeli Dostlar. OPERA (68714) 1 - Öldüren Buse. 2 — Kördüğüm.
sCltKVYA (60862) l — Altın Hâzineleri. 2 — Sikago Kaplanı.
SCNAIC (21443) 1 - Haydutlar Kı-raUçcat
BİZİM StNEMA (Üsküdar) 1 — Balıkçının Sevgilisi. 2 — Hayal Yolu.
Beyoğlu 4)644 Ankara 0C İstanbul 24222 İzmir 2222
Üsküdar 69945 K. köy 60872 Karşıyaka 15055
SIHHÎ İMDAT
2 — Kanlı Dövüş.
UuınbuJ Beyoğlu Anadolu yakası Ankara
İzmir
44U98
60536
91 22ÛJ
İSTANBUL BELEDtYESİ İLÂNLARI
Satılık Belediye Malı
ARSALAR h
SİGORTA ŞlRKETİ’nden
• GELECEK OLAN UÇAKLAR
9.45 D.H.Y (Türk) Bursadam — 9 50 D.H.Y. (Türk) İzmir'den. — 15.00 D.H.T. (Türk) Van. Diyarbakır, Elâzığ, Sivas. Ankaradan.
— 15.15 D.H.Y. (Türk) Urfa, ^G. Antep. Adana, Konya. Afyondan.
— 15.35 D.H.T. (Türk) İskenderun. Adana. Ankaradan. — 16.00
D.H-Y. (Türk) lzmırdon* — 16.30 D.rLY. (Türk) Diyarbakır. Elâzığ, Sivas. Ankaradan — 16.45 D.H.Y. (Türk) Balıkeslrden — 17.45 C.T. (Kıbrıs) Nlkosya, Ankaradan. — 18.05 D.H Y. (Türk) îzmlrden. — 18.35 D.H.Y. (Türk) Ankaradan.— 19.10 S.R. (İsviçre) Zürich, Cenevre. Atinadan. — 20.20 P.A.A- (A-merikan) Hongkong. Bangkok. Kalküta. Delhi. Karaşl. Şamdan. 21.00 T.A.E. (Yunan) Atlnadan. — 22.30 8 A-S. (Iskandlnac) Stock-nolm. Kopenhag, MÜnicb'ten.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
S.30 B E A. (İngiliz) Atina, Roma, NIs, Londraya. — 8.30 D.H.Y, (Türk) Burmaya. — 9.00 D.H.Y.
(Türk) Ankara, Kayseri. Malatya. Elâzığ, Erzuruma. — 10.10 D.H.Y. (Türk) Ankara, Kıbrıs. Beyruta.
— 10.15 D.H.Y. (Türk) îzmire. — 10 30 D.H.Y. (Türk) Ankara. Adana. lskenderuna. — M.30 C.G.D.T. Beyrut, Kahlreye. — 14.45 D.H.Y. (Türk) ?*nkaraya. — 16 00 D.H.Y. (Türk) îzmire. — 17.00 D.H.Y, (Türk) Ankarava. — 17.05,D TLY (Türk) Buraaya. — 21.35 P.A.A. (Amerikan) Münlch. Londra, Gan-der. Boston. New-York a. — 22.3)) S.A.S. (İskandinav) Lydda’ya.
GELECEK OLAN YAPIKLAR
3.00 Ege, Karndenlzden. — 9.00 Vlgen, Ayvalıktan. — 13.20 Sum. M’idanyadnn. — 19.50 Marnkaz, Mınlanyadan. — 22.30 Bandırma, Bundırmadan.
GİDECEK OLAN VAPURLAR
* 00 Sus. Bandırmaya. — 9.00 M a ra kaz, Mudanyaya. — 1L00 Çorum. Karadenrze.
GELECEK OLAN TRENLER
6.45 Scmplon (Avrupa), — A30 Ankara (Ekspres). — 9.15 Ankara (Yalaklı).
GİDECEK OLAN TRENLER
10,10 Adanaya. — 18.10 Ankara (Ekspres). — 20.30 Ankara (Ya-taki«»
İSTANBUL 4 İHETÎ
ALEMDAR (238â3) 1 — Kahraman Yüzbaşı, 2 — Anna Karcnlna.
AZAK (235*12) 1 — Yalnız Gidenler. 2 — Macera Adem.
AYSl1 (21917) 1 — Rüyalar Kımli-çesl (Türkçe). 2 — Şimal Kanunu (Renkli).
ÇEMHERLİTAŞ (22513) 1 - Za-
vallı Kadın. 2 — Ahret Yolcuları. EMRE 1 — Kanlı Meyhane. 2 — Düşman Yumruğu Altında Paris 3 — Bstaana Dönüş
FERAH Aşk Melikesi (Türkçe). HALK (21904) 1 — Kazan ovanın Aşk Maceraları. 2 — Yaratılan Zafer.
İSTANBUL (22367) 1 — Zoronun işareti 2 — Beklediğim Sevgili.
KISMET (26654) 1 — Leylâ ile Sei-ma. 2 — Senyorita.
MARMARA (23860) 1 — Zoronun işareti. 2 — Anna Karenin*.
ANKARA
ANKARA: Aşktan da Üstün. BÜYÜK Büyük Intermezzo. CEBECİ 1 — San Antonyo Aratanı. 2 — Gangsterler Pençesinde PARK Vahşi Kuş.
SL’S* Dümbidlü Macera Peşinde SÜMER 1 — Pompeylnln Son Günleri. 2 — Çaylak Hafiye.
ULUS* öllhn Gemisi. YENİ Aşk ve Cürüm
GAR GAZİNOSUNDA İtalyan Ispanyol Revüleri
İZMİR
TAYYARE Pranga Kaçağı, MELEK 1 — Gönlümdeki Aslan 2 — Ölmeyen Rüyalar.
LÂLE 1 — Mağlup Edllnılyerdor (Türkçe). 2 — Karanlık Geçit.
TAN 1 — Mağlup Edllmlyenlcr (Türkçe). 2 — Karanlık Geçit.
YENİ I — Kahraman Kılavuz. 2 — Ali Baba Hlndistandu. 3 — KorsikalI Kardeşkı
EI IIAMRA I — Güzel Dust. 2 — Aşk ve Kıskançlık.
TİYATROLAR
TIYATltOSÜ Temsilleri eaat 20.45 do V E R C I N
YENİ SES
Müzikli
Her Ucşnın ÜÇ O tl
Operet i perde
Eser: SZİGİLETİ
Müzik; Kalman ve Brahma.
Tel.: 49369
vc
EMİNÖNÜ: Eminönü (Eminö-
nü) — Bensason (KUçükpaz&r) — Ali Rıza (Alemdar) — Süreyya (Kumkapı)
BEYOĞLU: Deliasuda (Merkez) — Nihat (Taksim) — A yas paşa (Taktim) — Hayreddin Tav (Galata) — Sporldis (Galata) — Alakan ıŞişil) — Meckiiyeköy (Şişil) — Halıcıoğlu (HaskÖy) — Yeni Turan (Kasımpaşa)
FATİH: İsmail Hakkı (Şehz&de-başı) — Ziya Nuri (Aksaray) — Emin Rıdvan (Samatya) — Nâzım Malkoç (Şehremini) — Ahmet Suat tKnraglimrük) — Hayım Berk l Fener)
EYİ’P: Ayvansnrııy Şifa BEŞİKTAŞ Nail Hnllt (Beşiktaş) — Ortaköy (Ortaköy) — G. Dlvanhofthı (Arnavutköy) — Merkez (Bebek)
KADIKÖY: Merkez (Kadıköy) — Fenervolu — Erenköy — A. Cafer Çağatay (Bostancı) — Merkez (Üsküdar)
HEYBELİ ADA: H. Halk
BÜYÜK ADA: Halk
ANKARA: Ulus — Numune — Buyur
İZMİR: Yardım (Aluancak) — Halk (Basmahane) — Cumhuriyet (Eşref paşa) — Birlik (KemcrnJ-tı) — Kjırutaş (Yalılar)
RADYOLAR
SİNEMALAR
BEYOĞLU CİHETİ
ALKAZAR (42562) 1 — Gangsterler Pençesinde. 2 — Silahların Seal.
AR (44394) Çılgın Kalbler.
ATLAN (40835) Kanun Karsısında. BEŞİKTAŞ BAHÇESİ 1 — Sönen Rüya. 2 — Gangsterler Cehennemi*
ANKARA :
7.28 Açılış ve program. — 7.30 MS. Ayan. — 7,31 Vahi, polka ve paMO dobleler (pl). — 7.15 Haberler-8.00 Türküler (pl.). — s.15 Hafif sololar (pl.). — 8.25 Günün programı ve hava raporu- — 8.30 MlUlk; Beethoven - ıMI Bemol Majör Sonat (pl.). — 0.00 Ka-panış.
12.28 Açılış ve program. — 12.2Û M. S. Ayarı. — 12 30 Şarkılar. — 13 00 Haberler — 13.15 Salon müzikleri (pL). — 13.30 öğle gaeetrsl. — 13 15 Sinema orguyla melodiler (pl.). — 14.00 Hava raporu, akşam programı ve kapanış.
17.58 Açılış ve program. — 18.00 M. S. Ayarı, — 18 00 InccNaz (Yegâh Faslı). — 18 45 Pattı Dugan eöylOyor (plj. — ıo.oO M- S. Ayan ve haberler. —
19.15 Tarihten bir yaprak. — 19.20 Yurttan Suelor (İdare eden: Muzaffer Sanezen). — 19.45 Radyo Ur İngilizce. — 20.00 &oleru>Ravel gazetesi. ~ 20.30 Serbest »aat. eserleri. — 21.00 Kahramanlar eıl Tülbentçi). — 21 15 Caz
(pl.). — 21.45 Sağlık itaati. — 22.00 MUzIkneverin aa-atl. — 22.30 Orkeatra parçaları (pl.). — 22.15 M. S. Ayan ve haberler. — 23 00 Program ve kapanış.
İSTANBUL :
12.57 Açılış ve programlar. — 13 00 Haberler. —
13.15 öğle Konseri (pl.) (Johnnn Bebaatlan Bııch... Toccata ve fugo(*; Jonef Haydn... Senfoni No. 91 “Mi Bemol"). — 13.45 Şarkılar. — 14.20 8erbeal «aat (Konuşma veya müzik). — 11.30 Yeaarl Asını Arsoy’-dun garkılar (pl.). — 11.İ5 Art Van Darnınc Kentc-
(pl). — 20.15 Radyo — 20.35 Tauburla rar/, Geçidi (Feridun Fa-Orkestraları çalıyor
tln’den dana nıiı/.lğl (pl.). — 15.00 Piügmndur ve kapanış
17.57 Açılış ve programlar. — U.00 Dana müziği (pl.). — 18.30 Türküler Geçidi. — 19.00 Haberler. — 10.15 Kıaa şehir b iberleri. — 19.20 Küçük Orkestradan melodiler. — 10.4ü Radyo KlAıdk Türk Musikisi Birliği Konseri (İdare eden; Cevdet Çağlar). — 20.15 Radyo gazetesi. — 20.30 Gelir Vergisi izahinn. — 20.45 Şarkılar (Okuyan: Akile Ari un). — 21 15 Klâsik şan soloları. — 21.30 Paaıl Heyeti Konseri * Hü-Heynl". — 22.00 Yeni Keşifler (Konuşan: Rıdvan Tesri). — 22.20 Sololar Julıann Seba^Unn Bach... Sonat "MI Majör". — 22 10 Ara müziği (pl.). — 22.45 Haberler. — 23 00 Duna müziği (pl ). — 23.30 Programlın* ve kapanış.
LONDRA :
7.15 Koman nolohın (19.85 m.). — 8.45 Plaklarla dana müziği (19,85 m.). — 9.30 KP.eik müalk (16.81 m.). — 10.30 B. B. C. Hafif Müzik Orkeatraaı Konseri (16.84 m.), — 12.30 Promenad Konaerlerinden yayın (19.85 m.). — 13.30 Semprlni piyanoda (16.8-1 rn ). — 14 15 Haftanın ocatckân Tchalkovvsky (16-84 m.). — 14.30 Zevkli piyano parçalan (16.84 m.). — 15 15 Keman aololan (16.84 m.). — 18.00 Plâklarla duna müziği (10.84 m.). — 19.18 Dinleyici İstekleri (HafK müzik) (16.84 m.) — 21.30 B, B. C. Opera Orkestrası (lU.kl m.). - 23.45 Romantik parçalar (16.81 m.), — 24 00 Dinleyici lateklerl (Hafif müsik) (16.84 m.). — 24.30 Dinleyici İstekleri (Klâsik mhalk) (16.84 m.). — 01.00 Haftanın bestekârı Tchulkowsky (16.84 mj. •
Mukadder kıynıcti flk teminatı Lira Kuruş Lira Kuruş
3570
416
325
102
267
75
20

0.000er Liralık
Aksarayda Mesihpaşa Mahallesinin Mesihpaaa caddesinde kadastronun 808 inci adasında 4 parsel numaralı ve Mesihpaşa Caddesine 5 metre yüzü olan 102 metreoıurabbaı belediye malı arsanın serbest arttırma suretiyle satılması,
Fatihte Şeyh Resmi* Mahallesi-nln Yusuf Ziya Paşa Caddesinde kadastronun 1445 inci adasında 3 parsel numaralı arsadan müfrez ve şartnameye bağlı krokide beş rakamiylc işaretli bulunan 52 metrem ııra bbıu belediye malı yüzsüz arsanın alâkalı arsa sahibine satılması,
Fatihte Şeyh Resmi Mahallesinin Yusuf Ziya Paşa Caddesinde kadastronun 1445 inci adasında 3 parsel numaralı arsadan müfrez ve şartnameye bağlı krokide dört rakam İyi o İşaretli bulunan 32,50-metremurabbaı sahalı belediye malı yüzsüz arsanın alâkalı arsa sahibine satılması,
Fatihte Şeyh Resmî Mahallesinin Yusuf Ziya Paşa Caddesinde kadastronun 1445 inci adağında 3 parsel numaralı arsadan müfrez ve şartnameye bağlı krokide (1-2-3) rakaınlariyle işaretli bulunan 17 mctremurabbaı belediye malı yüzsüz arsanın alâkalı aısa sahibine satılması.
kıymetleriyle iik teminatları yukarıda yazılı be-
Mukadder
lediye malı arsalar 19 ekim 1950 perşembe günü saat 14.30 da Divanyolunda belediye merkez binasında müteşekkil daimî komisyonda birinci kalemdeki serbest, diğerleri alâkalı arsa sahipleri arasında açık arttırma suretiyle satılacaktır.
Şartnameleri Belediye merkez binasındaki Zabıt ve Muamelât Müdürlüğünden alınacak veya görülecektir.
İsteklilerin ilk teminat makbuz veya mektubu ve alâkalılarına satılacak arsalar için de bu arsalara olan alâka derecelerini gösterir tapu senedi ve çap gibi resmî kâğıtlariyle birlikte satış günü saat 14.30 da Daimi Komisyonda bulunmaları lâzımdır.
(13197)
KAZA
SİGORTA POLİÇESİ
KAZANACAKTIR
Ankara Yollar 4. Bölge
Müdürlüğünden
1 — Ankara Akköprüde merkez ambarı ülşaatı yapımı kapalı zarf usulü ile eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — İşin muhammen bedeli 90719,54 lira olup geçici teminatı 5785,98 liradır.
3 — Eksiltme 13.10.1950 cuma günü saat 15 te Etlik Yolu üzerindeki Bölge Müdürlüğünde toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır. Zarflar saat 14 e kadar komisyona verilmelidir.
4 — Bu işe alt keşif hususi, fenni ve eksiltme şartnameleri ile vaziyet plânlan tatil günleri hariç her gün bölge müdürlüğünde görülebilir.
5 — İsteklilerin ihale gününden en az 3 gün evvel tatil günleri hariç en az bu bedelde iş yaptıklarını gösterir belgelerle bölge yeterlik belgesi komisyonunu müracaatları yeterlik belgesi almaları lâzımdır.
6 — 2490 sayılı kanunun ahkâmına uyularak müracaat eclfl-
mesi para gibi umumun elinde bulunan işaretlerle mühürlü zarfların ve postada vukua gelecek gecikmelerin kabul edilnılyeceği ilân olunur. (13127)
MÜHENDİS ALINACAK
Turgutlu Belediyesinden :
Belediyemizin 475 lira aylık daimi ücretli fen işleri mühen( dişlik kadrosu münhaldir. Bu vazifeye istekli bulunan mühendis veya mühendis mimarların belediye başkanlığına müracaatları rica olunur. (1317 i ı

Snvfa
DIŞ MACUNU
Mol,
VARINDA
4

Depoziterı
GABAY
Bahçekapı- İstanbul
Telg.: MAGABO
Türkiye Genel
MARYO
2« Evim 1950
Dünyanın En /Mükemmel Çakmağı J
Dünyanın en mükemmel çakmakları. olan RONSON'o siz de sahip olmak istiyeceğiniz muhakkaktır. Parmaklarınızı incitmeden ve kirletmeden en emin ve basit bir surette: basınca yanar • bırakınca söner Gerek hediye olarak vermek, gerek bizzat kullanmak bakımından, RONSON çakmaklarının muhtelif modollcri en mükemmel bir intihap mevzuudur
Türkıyede Mümessili: Eli Burlo ve Ortakları Galata, İstanbul
ONSON
BASINCA yanar -
BIRAKINCA söner
Crlerk esçe s eiri'/d7, ne ün yanın ka/bini kazandı
«SIEMENS!
1 Alman 1
Radyoları I
u“rikadır 1
LA
A cele
§ meymiz
9
NİŞANTAŞI - ÇINAR CADDESİ
9/örting
i
§
tik kısmın sınıf ve şubelerinde, gündüzlü öğrenci kadroları tamamen dolmuştur. Yatılı öğrenci kaydına şimdilik devam edilmektedir. Orta ve Lise sınıflarında yatılı ve yatısız öğrenciler için mahdut sayıda boş yer vardır.
SATILIK EV
Gedikpaşa Tiyatro caddesinde 99 No. lu kârgir ev boş olarak satılıktır. Karşısında 114 No. da Kunduracı marazasına müracaat.
te ■ *( r
HUSUSÎ
Kurulu; tarihi : 1879
şişli terakki lisesi
A •'
1
Acele Satılık
FİLM ALMA MAKİNESİ
16 milimlik Siemens marka yeni film alma makinesi seyahat dolayiHİyle acele satılıktır. Cuma akşamına kadar 20384 telefona müracaat.
. TÜRKtYZ UMUMİ-MÜMESSİLİ EGE PETROL T.A.O.
Taktim, Cumhuriyet Caddesi No 31. Telefon 82007



CİLDİNİZ ÇAMAŞIR DEĞİLDİR-
Beyaz sabun yerine
PURO
Tuvalet sabunu kullanınız
«SIEMENS!
I Alman 1
Radyoları I n Hârikadır A
LA cele
Etmeyiniz I
ŞARJ GRUPLARI

a
ELEKTROJEN
PROJEKTÖRLER
AHMET VELİ MENGER
Cumhuriyet Meydanı No. 9/1 - Tel-: 41442
TAKSİM — İSTANBUL


Kompresörler
AHMET VELİ MENGER
Cumhuriyet Meydanı No. 9/1 . Teî*î 41442
TAKSİM — İSTANBUL
Dr. Orfanidis
Deri, Frengi, Zührevi Hastalıklar Mütehassısı
Beyoğlu (Konak’ karşısı Suterazi (Turnacıbaşı) sokak Nil Apt. 6.3 Te): 43734
Ultramin


5
5 £ u 3 5
5

Comments (0)