28 Haziran 1950 — Çarşamba
J
İL
StYASl İKTİSADİ
□ 1/1
M
Sayı 210
10 kuruş
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6 - 8 Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Abone: Türkiye İçin seneliği 32, altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki mislidir.
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis eden : HABİB EDİB-TÖREHAN
llânlar ı 6 ncı sayfada santimet-resi 2 liradır. İlânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmoz.
Telefon : 44756 - 44757 Santral
Telgraf Adresi : Hetlo. İstanbul
Birleşik Amerika harekete geçti

SON DAKİKA
Meclisteki iddia üzerine
kuvvetleri arasında çarpışma
New-York, 28 (YİRS)— Birleşmiş Milletlerdeki A-merikan delegesi Austin’in Amerika tarafından alınmış olan kararın diğer âza nıenıleketlerce de desteklenmesi yolundaki isteği bir çok devletler tarafından tasvip edildikten sonra oturuma ara verilmiştir.


Dış politika
Kore, bir dönüm noktası olmalıdır
KORE haberleri, lıeyııelmilel siyaset sahnesinin birdenbire ön plânını işgal etmiştir. Kırk sekiz saatten beri As yanın bir ucunda cereyan etmekte olan hâdiseler, Avrupanın yahut Amerikanın göbeğinde imiş gibi, dünya durıımu ile alâkadar resmi ve gayri-resmi çevrelerin şiddetle dikkatini çekmiştir.
îşin bu tarafından memnun olmak lâzımdır. Çünkü dünyamızın kenarı, ucu. bucağı yoktur. Hürriyet ve istiklâlimize sahip olarak yaşamak kararında isek, en ücra ve tenha bir köşede yaşayan milletin dahi mukadderatı ile alâkadar olmaya mecburuz. Kore vakasının hizler üzerinde bıraktığı tesir gösteriyor ki, bu alâka artık teessüs etmiş bulunmaktadır.
Potansiyelini gizli gizli arttırmaktan biran dahi hali kalmayarak indireceği darbeyi sinsice hazırlayan ve, kurdun avladığı koyunu bir kenara çekip yemesi gibi kâh şu ve kâh bu memleketi |>ordesînin ardına çekmeye çalışan Sovyet emperyalizmi bilmelidir ki, bunları devanı ettirmesine İmkân yoktur. Bilmelidir ki, bıı gibi hareketlerin medeni vicdanda doğurduğu tepkiler gittikçe şiddetlenmektedir. Hattâ tasmim ederek giriştiği bu hareketten, Sovyet emperyalizmi mahcup ve pişman çıkmalıdır.
Bazı memleketlerde ırizli teşkilât İle, bazılarında doğrudan doğruya komünist partileriyle bazılarında da normal ve meşru hükümetlerin karşısına komünist hükümetler dikerek muayyen genişleme ve istilâ plânlarını tatbik eden ve bir takım emrivakiler ile bugün bu, yarın o memleketi çökerterek dünyayı huzursuz bırakan Sovyet emperyalizmi. Korede-kl tecavüzün kendi tarafından tertip edilmediğini iddia edemez.
ilk yirmi dört saat İçrlnde gelen haberler, fena halde ümit kırıcı idi. Bu haberlere göre, Amerikan Senatosundaki Cumhuriyetçi grup, Kore yüzünden hir harbin çıkmasına aleyhtar bulunduğunu beyan ediyordu. Ko-reden verilen haberler, taarruza uğrayan Cenupluların ricat ve panik halinde bulunduklarını bildiriyordu. Lake Success’de alınan karar ise, bir tavsiye olmaktan daha ileri gidemiyordu.
Fakat, ikinci yirmi dört saat içinde, durum birdenbire değişti. Hem Cenupluların kendilerini müdafaa ettiklerine hem de Tnıman'ııı çok nıü-hlmjbir karar vermek üzere bulunduğuna dair haberler gelmeğe başladı.
Şu saatte biliyoruz kİ, Trunıan, Birleşmiş Milletlerin kararını cesaretle tefsir ederek, Cenuplulara yardım etmek kararını vermiştir. Ayrıca^ Formoza ve Filipinlerin müdafaası İçin filoya emirler vermiştir.
Ve yine şu saatlerde. Amerikan u-çakları, taarruza uğramış olan Cenupluların himaye ve müdafaasına fiilen girişmiş bulunuyorlar.
Muhakkak ki. Kore meselesine göz yummak ve meseleyi sadece Şimal-İller He Cenuplular arasında bir İhtilâftan ibaret saymak, bir İkinci Münih olacaktı. Tecavüzü passif hir politika ile karşılamak, mütecavizi teşvik etmek, yeni tecavüzlere cevaz vermek demektir. Bir diğer bakımdan da tecavüze karşı koymak kararında olanları ümitsizliğe mahkûm etmek demektir. Birinci ve ikinci Cihan Harpleri gibi büyük faciaların ruhi sebebi, müsamaha yüzünden mütecavizin şımarmasına muvazi o-larak mazlum yahut mazlum namzedinin ümitsizliğe düşmesidir.
Bu bakımdan Trunıan, tâm zamanında. tarihi bir karar vermiş bulunmaktadır. Birleşmiş Milletlerin Öteki âzası da. Cenup Korelilere derhal yardım etmelidir. İngiltere adına Attlee. bu taaııbüde girmiş bulunmaktadır.
Yani ve bir kelime ile. Sovyet emperyalizmi, tıpkı Yunanistan ve Berlin ablukasında olduğu gibi rlcate İcbar edilmelidir.
Bilhassa garplı büyük devletlerin bil'neleri lâzımdır ki, Kore meselesinin şu yahut bu şekilde halledilmesi, hürriyet ve istiklâllerine bağlı bulunan küçük milletleri ya sıkılmış ve tehlikeli birer yumruk yahut yumuşa- ık birer lokma haline koyacaktır.
Medeni ve hür bir dünyaya eğer İnanıyorsak. irili ufaklı olarak hepimiz. hu dünyanın haysiyetini müda-f *n etmesini, artık öğrenmiş bulunmalıyız.
Yetkili
Filipindeki Amerikan kuvvetlerinin Filipin Hükümetine askeri yardımın
Korelilere bunları himaye etmeleri emrini vcr-
7 nci Amerikan Deniz Filosuna
Truman’ın emriyle Amerika deniz ve hava kuvvetleri Cenup Koreyi destekliyorlar

g 49 >
Burhan BELGE
Moskovaya göre suç cenuplularda
Londra, 27 A.A. (LPS) — Moskova Radyosu bu sabah Kuzey Kore Komünist Başbakanının beyanatını yayınlamıştır. Bu beyanatında Başbaken Gii-i)cy Kore’yi pazar sabahı Kuzey Küreyi istilâ etmekle suçlandırmakta vc faşist kuklalarla halk düşmanlarından mürekkep Güney Kore Hükümetinin kaldırılmadım istemektedir.
Formöza'mn müdafaası için emir verildi
✓*
VVashington, 27 A. A. (United Press) kaynaklardan bildirildiğine göre Birleşik Amerika bizzat
kendi kuvvetleri ile Güney Koreye, komünist müstevlilere karşı giriştiği savaşta yardım edecektir. Küçük Güney Kore Cumhuriyetine yakında bulunan Japon hava üslerinden yardım edilmesi kararına bugün Beyaz Sarayda Başkan Trumanla askerî şefler arasında akdedilen konferans neticesinde varılmıştır.
Başkan Truman kararının esbabı mucibesini şöyle İzah etmiştir
“ Hudut tecavüzlerini püskürtmek ve Iç asayişi ve güvenliği korumak maksadiyle silâh altında bulunan Güney Kore Hükümet kuvvetleri komünist müstevlilerin taarruzuna uğramışlardır. Güvenlik Konseyi müstevlilerden ateşi kesip geri çekilmelerini istediği halde Kuzey Koreliler taarruzlarına hız vermişlerdir.
Güvenlik Konseyi bu kararın tatbik edilmesi için Birleşmiş Milletler üyelerinin her türlü yardımda bulunmalarını istemiştir. îşte bundan dolayıdır ki, Birleşik Amerika hava ve deniz kuvvetlerine Güney yardım etmeleri ve miş bulunuyorum.,,
Başkan ayrıca, takviye edilmesi ve
hızlandırılması emrini verdiğini bildirmiştir.
Amerikalılar dört komünist uçağı düşürdüler
VVashington, 27 (YİRS) — Tokyodan gelen haberlere göre Kore’de Amerikan avcı uçakları dört komünist uçağını düşürmüşlerdir.
Amerikanın Uzakdoğudakl hava kuvvetleri 509 uçaktan müteşekkildir. Bunlardan 473 ü muharebe uçağıdır.
Fornıoza’yı müdafaa vazifesini tize, rine alan 7 nci Amerikan Filosu Filipin - Guam mıntakasmda Üslenmiş olup Amiral Arthur Struble tarafından komuta edilmektedir.
Mac Arthur’ün askeri
yardımı
New-York, 27 (YtRS) — Güney Kore Cumhurbaşkanı Rhee, General Mac Arthur’ün Cumhuriyetçi kuvvetlere havadan ve denizden yardım etmeyi, aynı zamanda da cephane ve askeri müşavir göndermeyi kabul ettiğini açıklamıştır.
Şiddetli hava muharebeleri
Tokyo, 27 A.A. (Reuter) — Hava yolu ile bugün Japonyaya gelen ilk mülteciler, Klmpo hava alanı üzerinde şiddetli hava muharebesi cereyan ettiğini ve her iki taraftan da uçaklar düştüğünü bildirmişlerdir.
Beyaz Sarayda yapılan toplantı
Waahington, 27 A.A (United Press)
— Savunma Bakanı Louis Johnson, refakatinde General Omar Bradloy, Ordu Kurmay Başkanı Lawton Col-hns, Savunma Bakanı Vekili Scphem Carly olduğu halde Başkan Truman’ı ziyaret ederek kendisiyle yarını saat görüştükleri Beyaz Saraydan bildirilmiştir.
Öte yandan, Başkan, Birleşik Amerikanın Kore harbinde takip edeceği siyaseti tesblt etmek üzere Kongre liderlerini Beyaz Saraya davet etmiştir.
Bugün yapılacak olan bu toplantı, çok ehemmiyetli kararların alınmasına yol açacak bir çok görüşmelerle ilgilidir.
Amerikan ordusu sözcüsü. Koro durumundan bugün Greenwlch saatiyle 16,30 da fevkalâde mühim gelişmeler beklemek lâzım geldiğini söylemiş ve sözlerine şunları ilâve etmiştir:
"Ordu genel karargâhı Amerikan bombardıman uçaklarının Kuzey Kore kuvvetlerine karşı harbe iştirak edeceklerine dair haberi teyit edecek hiçbir malûmat almamıştır"
VV^şhlngton, 27 A.A. (Atpı — A-merlkan hava vc deniz kuvvetlerinin Güney Korcde harekete geçmiş oldukları Savunma Bakanı tarafından bildirilmiştir.
New-York, 27 A.A. (Afp) — Amerikan Broadcastlng Company Radyosu, Trumanın aldığı karar üzerine Amerikan deniz kuvvetlerinin Küreye doğru gitmekte olduklarını haber aldığını yayınlamıştır.
Washington, 28 (YİRS) — Askeri bir sözcünün bildirdiğine göre Amerikan askerî harekâtı 38 arz derecesinin cenubuna, yani Cumhuriyetçi Koro arazisine inhisar edecektir Komünistler hududun öbür tarafına çekilir çekilmez, Amerikan askeri rnüda-helenl de sona erecektir.
Lie, mesuliyeti Güvenlik Konseyine bırakıyor
Lake Succçss, 27 A.A, (United (liselerinden mevdana Vnlnn rhırıırr Press) — Birleşik Amerikanın bugün öğleden sonra toplanacak Güvenlik Konseyinden Komünist Kuzey Koreye karşı askerî zecri tedbirler tatbik e-dilmesinl istiyeceği bildirilmektedir.
Birleşmiş Milletler Amerikan heyetinin merkezinde heyet üyeleriyle yup-tığı uzun bir görüşmeden sonra Amerikan baş delegesi tVarren Austin şu beyanatı yayınlamıştı:
“Birleşmiş Milletler nezdindeki heyetimiz üyeleriyle dün ve bu sabah yaptığım görüşmeler son derece memnuniyet verici olmuştur. Güvenlik Konseyine tarafımızdan bugün son derece ehemmiyeti haiz bir takrir sunulacaktır." Lİa’jiİii görüşü
Lake Succcss, 27 A.A. (Afp) — Birleşmiş Milletler Genclsekreteri Trygvo Lie, pazartesi günü radyo ile yayınlanan bir basın toplantısında Kore hâ-
★★★
İngiltere, Amerikan
tezini destekliyor
Her şey, tedbirlerin kısa zamanda ve tesirli olarak alınmasına bağlı,,
Londra, 27 (YİRS) Trııman’ın yapmış olduğu beyanatı Avam Kamarasında okuyan İngiliz Başbakanı Attlee ezcümle söyle demiştir:
"Güvenlik Konseyindeki Ingiliz delegesine tam salâhiyet verilmiştir. Müstevli kuvvetleri tard edebilmesi 1-çın âza memleketlerin Güney Kore'ye her türlü yardımı yapmalarını inleyen takriri Ingiliz heyeti destekleyecektir. Durum muhakkak ki, çok vahimdir. Her şey tedbirlerin kısa zamanda ve çok tesirli olarak alınmasına bağlıdır. Bunda muvaffak olunursa tecavüz önlenmiş olur ve tekerrürüne İmkân kalmaz. Kuzey Kore'nin hareketi askeri bir tecavüzdür Bütün alâkalılar rın bu basit vakayı anlamaları lâzımdır..,
İl
V
(liselerinden meydana gelen durumu şimdiye kadar Birleşmiş Milletlerin karşılaştığının en vahimi olarak vasıflandırmış vo arubulma ve müzakerelerle Kore buhranına bir bal çaresi bulmak ümidini izhar etmişti.
Genelsek ret er, müstevliye karşı tatbik edilmesi mümkün cezai tedbirlerin alınması mesuliyetini Güvenlik Kopscyino bırakmıştır.
Bu tedbirler arasında silâh kullanılması ihtimalini bertaraf etmemiştir.
Lie, bundan başka alınan bu tedbirlerin fiilî sahaya intikal edeceğini söyliyerek Koro meselesinde Güvenlik Konseyi tarafından şimdiye kadar takip edilen süratli ve şiddetli hareketi tasvip etmiştir.
ismet İnönü: “Muazzam bir iftira
karşısında bulunuyoruz,, diyor
Diğer taraftan hâdiseye ismi karışanlardan Haldun Tandoğan da bir açıklamada bulundu
Yeni İstanbul gazetesi Yazı İşleri Müdürlüğüne
(Açıklama)
Ankara, 27 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Dün Mecliste geçen müzakereler hakkında İsmet İnönü gazetecilere şu beyanatta bulunmuştur:
"1945 martında îstanbulda vuku bulan bir otomobil hâdisesine ait Büyük Meclisteki sözlü soruyu okuyucularınız görmüşlerdir. Bugünkü Ulusta neşrolunan vesikalar gösteriyor ki, hâdise adalet cihazında bütün derecelerden geçerek kati şeklini meydana çıkarmıştır.
Bütün hâkimlerin kararlarına göre hâdisede İnönü ailesinin hiç bir iştiraki ve tesiri yoktur. Şu halde Meclis kürsüsünde ailemiz aleyhine söylenen sözler yeni bir hakikat ve soru sahibinin dediği gibi elinde bulunan vesikaların icabı ise ihbar mahiyetinde telâkki olunarak Cumhuriyet Savcısının ve Adalet Bakanının harekete geçmesi icap eder. Bu muamele yapılmadığı takdirde muazzam bif şantaj tertibinin devamına meydan bırakılmış olur. Şurasını kati olarak beyan ederiz ki, hâdisede Ömer İnönünün hiç bir dahil yoktur. Ömer İnönü hâdisede adı zikrolu-nanlardan Haldun Tandoğandan başka erkek, kadın hiç birini bugüne kadar tanımamıştır, ismet İnönü, mağdur olanın babasının mektubu ve nakdî tazminat talebi ile hâdiseden haberdar olmuş ve adlî takibatın neticesini resmi kanaldan öğrenmiştir. Ailemiz muazzam bir iftira karşısında bulunmaktadır.”
Diğer taraftan hâdiseye ismi karıştırılanlardan merhum Ankara Valisi Nevzat Tandoğanın oğlu Haldun Tandoğandan aldığımız mektupta deniliyor ki:
.. Seçim tutanakları itiraz müddetine dair bir tefsir

sebep sala-ince-
D.P. esba-
Ankara. 27 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Milletvekillerinin seçim tutanaklarına Büyük Millet Meclisi nezdinde yapılacak itirazların Seçim Kanununda yazılı müddetlere bağlı kalıp kalmıyacağı meselesi D. P. Meclis Grupunun evvleki içti-maında uzun münakaşalara sebep olmuş ve sonunda Büyük Millet Meclisinin, milletvekilleri için tutanaklarına yapılacak itirazlarda Seçim Kanununda yazılı müddetlere bundan böyle bağlı bulunulmaması gerektiği kanaatine varılmıştır. Bu kanaat tezahürünün Ulus gazetesinde şiddetli neşriyata olması yüzünden hâdiseyi hiyetli D.P. mahfillerinde ledlk.
Bize söylendiğine göre Grupunun verdiği kararın bı mucibrsl şöyledir:
Malûmdur ki seçim tutanakları hakkında Büyük Millet Meclisine yapılacak itirazlar İçin Seçim Kanununda müddet hükmü yoktur. Grupta bu mesele bahis mevzuu olduğu zaman vazıı kanunun bu mevzuda kas-dinin anlaşılması İçin Meclis zabıtlarına müracaat olunmuş ve bu zabıtlarda meseleyi halleden şöyle bir mükâlemeyc rastlanmıştır: Müddetler meselesi bahis mevzuu olurken geçen devre milletvekillerinden Haşan Dinçer, zamanın Başbakan Yardımcısı Nihat Erlm’e şöyle bir sual tevcih etmiştir; “Büyük Millet Meclisi, yapılacak itirazlarda, bu kanunda yazılı müddetleri gözönüno alacak mıdır?,.
Erim bu suale şöyle cevap vermiştir:
— Meri bulunan iç tüzüğün sarih hükümleri baki kaldığı takdirde B.M.M. yapılacak itirazlarda, bu kanunda yazılı müddetlerin cari olmaması gayet tabiidir.

îç SAYFALARD
İKİNCİ
A
Büyük Millet Meclisinin 26.6.1950 içtimaında Muzaffer Kayabbay’m ö-lüm hâdisesi dolayısiyle Milletvekili Ahmet Gürkan tarafından verilen sözlü sorunun görüşülmesi sırasında alâkalı Bakanın izahatından sonra, soru sahibi hâdise hakkında beyanatta bulunurken şahsımdan bahsiyle: “Burada Nevzat Tandogan'ın oğlu Haldun Tandoğan ile karşılaşıyorlar. Haldun Dolmabahçe Sarayına telefon ediyor ve diyor ki: (İşte istediğiniz kadınlar burada, gelin beraber gideceğiz) demektedir.,.
Muhterem Büyük Millet Meclisi kürsüsünden hakkımda yapılmış o-lan bu beyanat dolayısiyle, kanuni hakkım sadece beyanatın neşrini tekzip gibi en dar bir çerçeveye inhisar etmektedir. Bu itibarla Milletvekili Ahmet Gürkan’ın bu beyanatı karşısında hâdisenin bahsedildiği gibi cereyan etmemiş olduğunu bildirir, şahsım hakkında yapılan kötü isnadı ta-mamlyle reddeder ve hâdise gecesi Ö-mer İnönü ile hiçbir telefon muhaveresinde bulunmadığım gibi kendisi ile de herhangi bir arkadaşlık münasebetim bulunmadığını ve mevzuu bahis hâdisede sadece tesadüfen şahit olarak bulunduğumu efkârı umumiye huzurunda açıklar ve bu açıklamanın muhterem gazetenizin aynı sütununda lütfen neşrini derin saygılarımla rica eder, Milletvekili Ahmet Gürkan’ın da efkârı umumiye huzurunda şahsıma karşı reva gördüğü kötü isnadı yine efkârı umumiye huzurunda ispat etmesi, kendisinin gerek teşebbüs eylediği hak ve adalet hâmiliğinin ve gerekse şerefli ve namuslu vatandaşların şeref ve namuslarına göstermesi lâzım gelen dikkat ve hürmetin zaruri bir neticesidir.
Ordunun yeni zihniyeti .M. Şevki Yazman DÖRDÜNCÜ
Doğu Karadeniz bölgesinden notlar
Yeşil Giresun
Sait Bilâl Çakıroğlu
Bir ziyaret
(Hikâye)
B E Ş 1 N C î
Limanlarımızda tarama işleri
Faruk Yönter
Yeni sözlü
sorular
Bir milletvekili, İnönü Gezisine
Fatihin heykelinin dikilmesini istiyor
İstanbul, 27 haziran 1950 Haldun Tandoğan
Ankara, 27 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — B.M.M. ne D.P. milletvekillerinin sözlü soruları akıp durmaktadır. Bu arada yeniden 11 sözlü soru Meclis Başkanlığına verilmiştir. Sani Yaver Ataman tstanbulun fethinin 500 üncü yıldönümü münasebetiyle verdiği takrirde Fatihin bir heykelinin İnönü Gezisindeki kaideye dikilmesini istemektedir. Çankırı Milletvekili Kazım Arar da Etimesgut Uçak fabrikası. Atatürk Gezisi vc Sarar o-kulu arsalarının kimlere ait olduğunu sormaktadır.
Meclisin yarınki gündeminde dc 15 sözlü soru bulunmaktadır.
• •
Demokrat Parti Meclis
Grupu dün toplandı
Anıt - Kabir ve Meclis binası arsalarına ait Meclis soruşturulması. Bayındırlık Bakanlığının yapacağı tahkikat neticesine bırakıldı
Ankara, 27 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — D.P. Meclis Grupu bugünkü toplantısında gündeminde mevcut meseleleri müzakere etmiş ve bazı kararlara varmıştır.
Zonguldak C.H.P. Milletvekili Sebatı Ataman’ın. durumunu inceleyen Grup İhtisas Komisyonu rapou bahis konusu edilmiştir. İhtisas Komisyonu raporunda i milletvekili aleyhte ve 11 milletvekili Ataman’ın lehinde bulunmuştur. Hararetli münakaşaları müteakip Grupça herhangi bir karar almaktan sarfınazar edilmiş ve keyfiyetin Meclis Umumî Heyetinde milletvekillerinin verecekleri oylarla tecelli etmesi hususundu ittifak edilmiştir.
Erzuum Milletvekili Memlş Yazıcının. Meclis vc Grup müzakerelerine mazereti olmayan milletvekiierinin tisnasız iştirak etmeleri hususundaki teklifi do uzun konuşmalara yol açmış ve bunun yeni bir temenni mahiyetinde dikkate alınmasına karar verilmiştir.
tstanbul Milletvekili Sani Yaver A-taman’ın Anıt-Kabir ve yeni Meclis binası arsalarının istimlâki hakkında-ki Meclis soruşturması açılmasına dair olan takrir üzerindeki konuşmalardan sonra bu hususun Bayındırlık Ba-
kanlığirtca yapılacak tahkikatın neticesine bırakılması kanaatine vsrıU m ıştır.
Dünkü Grup toplantısında söz alan Başbakan Adnan Menderes birkaç günden beri dünya efkârını ciddi şekilde meşgul eden Kore hâdiseleri hakkında ajans haberlerini okumuş ve dünyanın ciddî meselelerle karşı karşıya bulunduğunu hatırlatmıştır.
İngiltere, İsrail’e silâh satacak
Londra, 27 - A.A. (Reuter) — Ingiliz Hükümetinin İsrail’in Ingiltere-den silâh satın almasına müsaade etme imkânlarını incelemekte olduğunu. Dışişleri Bakanlığı Müsteşan Ernest Davies, dün bildirmiştir.
Parlâmentoda sorulan bîr suale cevap veren Davies. yakında bu mevzuda bir demeç vermek niyetinde olduğunu bildirmiştir.
İşçi üye Barnett Jakner, İsrail barışı İmzalamaya hazır clmakla beraber etrafındaki Arap milletleri bunu reddettikleri için bu mevzuda kararsızlık olduğunu belirtmiştir.
Kaıı koca çalışanlardan az maaş alanlar tasfiye edilecek (Gazeteler)
Dünya Hikâye Müsabakası
“New-York Herald Tribüne” gazetesinin dünya çapında en iyi hikâyeyi bulmak üzere tertiplediği “Dünya Hikâye Müsabakası” na en güzel iki hikâyemizi yollamak üzere Türkiye için açtığımız hikâye müsabakasının hikâyeleri yollama tarihi, 2 gün sonra nihayete eriyor.
Müsabakaya iştirak etmek istiyenler, en son, 30 haziran günü akşamına kadar hikâyelerini yollamalıdırlar.
O güne kadar gönderilmiş olan hikâyeler, birkaç günden beri listesini verdiğimiz Jüri tarafından tasnife başlanacak ve neticeler alınabildiği takdirde, en iyi 30 hikâye neşrolunacaktır. Bu hikâyelerin beherine 30 lira verileceği gibi, en iyi iki hikâyeye de 300 er lira ödenecek ve bu İlci hikâye, dünyanın muhtelif memleketlerine mensup gazeteler, ki, bu meyanda “Yeni İstanbul” gazetesi de mevcuttur, tarafından konulmuş 5.000 dolarlık Dünya Hikâye Müsabakası mükâfatına namzet olacaklardır.
2 giin sonra hikâyelerin gönderilme müddeti sona eriyor.
— Hayrola korucu!
— Ne yaparsın birader, bizim hanımın maaşı daha fazla İdi de...
Sayfa 2
TENİ İSTANBUL
28 Haziran 1950
Askerlik bahisleri
Ordunun yeni zihniyeti
Y’azatı: M. Şevki Yazman
YENİ Genelkurmay Balkanımız Orgeneral Nuri Yamut kendismdeıı beklenen yeniliği göstererek orduya, komutanın haiz olması lâzım gelen vasıfları bildirir bir tamim yaptı. Bu tamim belki klâsik, herkesin bilmesi ve tatbik etmesi lâzım gelen bir şeydi amma, itiraf edilmek lâzım gelir ki bizim orduda ve urun ramandan beri pek tatbik sahası bulan bir şey de değildi. Çünkü bizde şimdiye kadar iyi kumandan diye her şeyden cy \vl bir baba gibi maiyetini düşünen insan değil ve fakat bağırıp çağıran, sövüp sâyan ve şiddet gösteren insan nıılaşıla-gelmişti. Ne değerli insanlar tanırım ki kâfi derecede bağırıp çağıramadığı, hiddet ve şiddet gösteremediği için iyi kumandan olarak kabul edilmemişler, şu \-eya bu kademede ordudan ayrılmak zorunda kalmışlardır. Y’ine öyle insanlar tanırım ki bir çok defa ordu ve memlekete muzır işler görmelerine rağmen haksız ve yersiz-bir şöhrete sahip olmuşlardır. Sayın Kurmay-başkanınm şimdi koyduğu ölçü bundan sonra bu düzensizlikleri ortadan kaldıracaktır.
Yeni Genelkurmay Başkanı* nur komutanın her şeyden evvel iyi bir baba, sonra iyi hir muallim zihniyetiyle hareket eden ve ancak bu yoldan tesis edeceği sevgi ve saygıya dayanarak maiyetinden vatan için kayıtsız şartsız hizmet ve fedakârlık bekleyen hir insaıı obuası hususundaki düşüncesinin samimiliğine inanıyoruz. Çünkü bizzat kendisi bütün hayatınca böyle hareket etmiş nadir kumandanlarımızdan birisidir.
Ben kendisiyle birlikte çalışmak şerefine nail olamadım. Kendisini şahsan da ancak |»ek an tanırını. Fakat sann orgeneralin muhtelif rütbelerinde kendisiyle beraber çalışıp da onun bahaca hareketlerine ve meziyetlerine hayran olmamış arkadaş görmedim. Ne yazık ki son zamanlarda bıı meziyetleri bu derece haiz komutanlarımıza da pek fazla rastlamadım.
Orduda zihniyet meselesi (.sık mühimdir. Ben teğmenliğimin ilk günlerinde intisa]i ettiğim taburdaki diğer arkadaşlar gibi “îyi zâbitin neferlerine en çok dayak atan'* kimse olacağına kani olarak bu işe yeltenmiştim. Fakat vakta ki karşıma tecrübeli hir yüzbaşı çıkarak bu kötü huyun harp için en lüzumlu olan neferin izzeti nefsini kırdığını ve en büyük bir cürüm olduğunu anlattı, o tarihten sonra biiiün zorluklara rağmen kimseye bir fiske vurmak zaruretini duymadım. Şimdi yeni tünümle komutanlığın birinci vasfının babalık olduğu anlaşılırsa bundan sonra şöhretleri yalnız sövüp saymadan, hiddet ve şiddetten ibaret komutanlara rastianıayaca-ğmuza emin olabiliriz.
Hakikat şudur ki; çok sabırlı vatanperver ve ınuti olan Türk neferi ve subayı icap edince, yeri gelince hiç bir fedakârlıktan çekinmez. Fakat onuıı bu ınuti. bu fedakâr halini görerek sulh zamanında dahi, lüzum olmadığı anlarda da onun ihtiyaç ve zaruretlerini düşünmeden cendere içinde tutınak bizzat Yatan müdafaası için hir suçtur,
İkinci Dünya Harbinin en büyük komutanı Eiscnlunver. dünyanın en babacan ve müsamahalı insanıdır. Avrupa harplerinin en büyük zaferlerini kazanan İngiliz Mareşali Montgo-
*
• •
nıery kışlaların kaldırılmasını ve askerlerin lokantalarda yemek yemesini isteyecek kadar askerlerine serbestlik talep eden bir şahsiyettir.
Bıınun gibi bizde de artık nefer ve subayın aile sahibi insanlar, sullı zamanında konfor, huzur ve sükûn isteyen insanlar okluğunu, seneler ve aylarca lüzumsuz dağ başlarında, ücra yerlerde tutulmalarının babalık zihniyetiyle kabili telif olma dığmı anlatacağı*. Geçenlerde bu sütunda emirerleri için yazdığım bir tazıya biraz da serzenişle cevap vereıı ve İni sebepten ismini ve imzasını dnhl yaşmaklan çekinen bir yiiahaşı o-tuz beş kilometre ötedeki genç ailesini hemen de keyfî düşüncelerle aylarca uasıl göremediğinin ıstırabını yana yakıla anlatıyordu. Bunlar benim için de meçhul değildir \e halledilmeleri için yalnız bir zihniyet değişikliği kâfidir.
Vatın askerlik ve idarecilik hayatını bana şunu öğretmiştir ki; insanlardan güç hizmetler talep edebilirsiniz, onları fedakârlığa se\gedebilirsiniz, hattâ t arım yoğunu alabilirsiniz. Eğer bunlar vatani ve İçtimai zaruretler ise bu insanlar bunu çok defa arzu ile yaparlar. Fakat hu esnada onların insan olduklarını, benliklerini, hayaiyetleriııi unutarak muamele yapmaya kalkarsanız İsyan etmeseler dahi iyi randıman vermelerine İmkân yoktur. Yapar görünürler, tapmazlar. Gider görünürler, gitmezler. Aynı mukaddes gaye uğrunda çalışan komutanla kıta ve sııbay arasında daima mevcut olması lâzım gelen â-hengiıı lıozulnıası yalnız te yalnız hu sebepten, yani komutanın maiyetindekilerin insanlık şeref te haysiyetlerini ııııutmasmdan çıkar, llalıa zihniyetiyle hareket edecek koıııutaıı için ise bıı vaki ulamaz, Sıılıaylanmızın kabiliyeti hir çok yanlış düşünce sahiplerini mahcup etmiştir. Ik-lim ve sıhhat şartlarımıza hiç de muvafık olmayan eski kapalı sulıay ünifornıalannm değiştirilmesi ve yakalarının açılması istendiği zamıııı bir çok t ilksek rütbeli ve saiAhiyet sahiiu şahsiyetler bu yeni üniformanın bizim sıılıaylarımızın bir takını kirli çamaşırlarını meydana çıkaracağını üne sürerek mâni olmuşlardı, İ nlformnlar değişti, yakalar açıldı. Mahran olanların yalnız eski kafalı insanlar olduğu görüldü. Bunun gibi yeni zihniyet, her şeyden evvel subay ve nefere İmha gibi, sonnı muallim gihi muamele yapılması bizde hakiki ve demokrat zihniyetti or duyu meydana çıkaracaktır. Kötü kumandan, ağzı bozuk, küfürbaz kumandan ve suhay hir şöhret olarak meydana çıkamayacak, sevilip aranan hir ıncta olmayacaktır. Faziletli ve ağırbaşlı Türk ordusuna da yakışan hudıır. Yani sayın Genelkurmay Haşkanııııızın tipimle ve herkes tara tından sevilen kumamlan.
Pâkistan Tümg. li Nevabzade Ağa Mehmet Raza bugün geliyor
Paklatan Tümgenerali Neveb-zade Ağa Mehmet Roza, bıı ak-çam 21 de Yeşilköy Hava Alanına bir Pnn-Amerikan uçağı ile gelecektir.
Misafir Tümgeneral şehrimizde parlak bir şekilde karşılanacaktır. Genelkurmay Başkanlığından mihmandar olarak görevlendirilen Kurmay YÜzha-• fi Nurrddiıı Alpknrlal ve Birinci Oldu Haber Şubesinden bir kurmay aubây karçtlamada. va-Bifelendirhmie bulunmaktadır. Nevabzade Ağa Mehmet Kazanın îstanbulda ve Ankarada yapacağı aiyaret için Pakistan Büy’ükclçlsi ve Basın Ataşesi hazır bulunacaklardır, ayrıca bütün ziynı-etlcre Büyükelçilik Üçüncü Kâtibi de katılacaktır. Misafir General, hava kuvvetleri tarafından tahriş edilecek bir askeri nakliye uçağı ile. refa-ketindvkilerle birlikte yarın sabah 7 de Yeşilköy alanından An-karaya harekat edsotkUr.
Ankarada Gonelkurmay Ha-her Alma Balkanı, Garnizon Komutanı, Harekât Başkanı ve Eğitim Dairesinden bir şube Müdürü tarafından karşılanacak» saat 10 da Atatürk'ün muvakkat kabrini; 12 de de Milli Savunma Bakanını ziyaret edecektir. Gere 21.15 te Ankara Palasta Büyükelçilik tarafından kabul resmi tertiplenmiştir. Ne-vabzade Ağa Mehmet Raza Ankaradan a(mra Çankırı ve Es-kişehıve geçecek, oradan da 5 temmuzda İstanbul* avdet edecektir. 8 temmuzda da yine bir Pan-Amerikan uçağiyle cehrimizden ayrılacaktır.
• t
Yunan Basın Ataşesi döndü
Mezuniyetini geçirmek üzere bir müddetten beri \tinava gitmiş bulunun Yunan Basın Ataşesi Nuum dün Burlctlo vapuriylç Pireden şehrimize gelmiştir.
Pakistan Basın Ataşesi geldi
Paklatan Basın Ataşem p«d««l, G«-neral Raza nın karşılama töreninde bulunmak üzere dün sabah ekaprevle Ankaradan şehrimize gelmiştir.


Ş E H I İt II A IS E İt L E It t
t •
Diln llmaııııııı/.n gelen Uludağ vapuru
Uludağ vapuru da ticaret filomuza katıldı
Dün donla ticaret filomuza modern biı* yolcu gemiyi daha katılmıştır.
Devlet Denizyolları İdaresinin î-talyadu Anaaldo teıgâhMrında yaptırdığı gemilerden Uludağ vapuru dün saat 15 te ^imanımıza gelmiştir.
Marmara tipi geçen ay «crvlzş giren Bandırma vapurunun tnnmmiyle bir oşi olan Uludağ llmandukl bütün gemiler tarafından düdükle selâmlan-mıştır.
880 yotou alacak salonları şevkle döşenmiş olduğu gibi güvertelerinde
Vingaland gemisinin ilk seferi dolayısiyle bir kokteyl verildi
Svcnzka Orient Liıuen kumpanyasının Götehurg tezgâhtarında yeni İnşa ettirdiği İsveç bandıralı 6000 tonluk Vingaland «Hepinin ilk seferi do-layısıylo dün gemide kumpanyanın İstanbul acentesi tarafından saat 17 de bir kokteyl verilmiştir.
Toplantıda şehrimizdeki İsveç kolonisi. deniz ve liman dairesi mensupları, armatörler ve basın mensupları hazır bulunmuşlardır.
Teknik Üniversite ders
sistemi etrafında ihtilâf
Tedris mitinginden sonra hâdiselerin yanlı; aksettirilmesinden müteessir olan talebe nizam
İstanbul Teknik llniver.sıted talebeleri. tedris sistemi etrafında cereyan edan ihtilâlin düzeltilmesi için yaptıkları nuıiııg ve dlğvr teşebbüs» lerın çok yanlış tçfsır edılmvsuu ve kendilerinin mizam bozmak) çıbı çok ağır bir itham altında bııakılmaları-nı teessürle karşılamışlardır.
Teknik Üniversite Talebe Birliği tarafından bu hususla gazetelere gönderilen bir bültende ştçvle ilenil-mektedlr*
‘'Talebe Birliğimizin thıiverailvmiz-dekı tedris aksaklıkları hakkuuiu yaptığı toplantıyı müteakip yayın-, ladıgı ve İlgili ınakamhr amamda Teknik Üniversite Rektörlüğüne gönderdiği muhtıra hu muvzudakı Hk vesmt müracaatımız değildir. Son seneler içeriaindv yaptığımız yazdı müracaatlar dosyalarda, şifahi teşebbüslerimiz ise rektör ve dekan* (arımızın hatırlarında heı halde mevcuttur. •
Haftada 12 saatlik deva programlan ders saatlerinin miktarı hakkında kâfi tür fikir verebilir. Gen© Jü47 den bu yana Üniversitenin açılış nutuklarında randıman mevzuunda evvelce verilmekte olan rakama
nın şimdi çok altına düşülmesi öğretimin verimim açık olarak göstermektedir.
Talebelerin maruz kahhklan müşküller dolayısiyle Üniversite ve fakültelerin muhlehf organlarına müracaat İmkânları anayasanın vatandaşa verdiği istida verme hakkının tabii »mırlannı aşmamaktadır, Bıma mukabil müracaatlar mezkûr organların salâhiyetsizlik hoyanlurı dola-yıaiyle nctlco vçnniyen bir fasit daire üzerinde dolanmaktadır.
bozmak ithamını reddediyor
Kitap mevzuunda niMpcitıgimiz broşürde zikredilen hususlar tanıa-ıpiyle variUiv. Talebenin müracaat edobilocvgı klluplurm adedi ıııaalvaef çok azdır. Bir misal almak üzere lıı-guat Fakültesinde on onoınli dersler olan hidroliğe, helonarmoye, su getirmeye ait hirer kitabın mevcut ıd-madıgını ini meyauda aikıedebılTrlz.
RektörUmüztln Talebe Birliği ve cemiyetlerinin uğratmasını istediği talebenin sosyal ihtlvaçlan, ııot basımı mevzularlvİe letekkUUtrimıa yakından alakadar almaktadır- Fakat bunun yanında diğer bir gaye olarak talebenin iyi bir şekilde yetinmesini lumm mevzuunda gerekli teşebbüslerde de bulunmaktan «alıl müstağni kalmamaktadır,
Ute hu gu.vomUlıı tahakkuku tûln «imdiiik bir tedris tmlanim yapmı# ve bir brondr nesrelınig hühmuymuz. Toplanliimzın bütün talebenin iştirakiyle yapılmış olması dâvanın benimsenmiş olduğunun açık bir delilidir. Bunu inkâr etmek lıakikulı görmemek «dur Ve gene hu toplantının şuur vc nezaketi ileri ailrilten (Nizam bozmak gibi) çok ağır bir ithamı teessürle reddeder.
Biz talebenin tamamen iyi yetişmek arzusuna istinat eden bu hareketlerimizde Üniversite mevcılerini yanımızda bulacağımızı ümit ediyorduk. Ne yazık ki hâdiseler ümidimizin hilâfına inkişaf etmekte, Birlik vo Cemiyetlerimizde çalışan arkadaşlarımız güç bir durumda kalmaktadır- Bu arkadaşlarımızın duydukları baskı ondlşoivrlnln en kısa bir zamlında izalesini ric» ederken bu yokla ki çal\şjualarunızuı iyi niyetle kavşılanmasııu temenni ederiz.,,
-"T-
ayrıca bambu ağacından yapılmış hasır koltuklar mevcut bulunmaktadır.
Geminin Hanvağı o sırada Balyada bulunan fes sanatkâr) Müzeyyen Sonar Jşıl tarafından çekilmiştir.
Gemi süvarisinin venllğl İzahata göre dün feco Adalar denizinde oldukça şiddetli bir fırtınada seyreden Uludağ'ın denizlere çok İyi mukavemet ettiği ve büyük dalgaların gemiyi katiyen sarsmadığı görülmüştür.
Çekoriovakyada yapınılmış Denizyolları forsunu taşıyan kristal takımlar. ayrıca yatak, servis takımları, lsveçle yaptırılan seyir kontrol ol-hıızlaviyle teçhiz edilen vapur demirbaş kontrolü yapıldıktan »onra bu hafta İçinde servise girecektir
Diğer taraftan İstanbul - Bandırma arasında ışliyen yeni yolcu gemilerinin beynelmilel kaidelere göre istiap haddi hakkında İstanbul Liman Kontrol Dairesi ile Devlet Denizyolları arasındaki ihtilâf halledilmiş ve yolcu adedi iki misline çıkmıştır.
Bundan sonra 800 kişilik olan Uludağ ve Bandırma gemileri pazartesi, cuma günleri sürat postası yapacaklardır, Ayrıca pazartesi, çarşapıha. cuınarteri İstanbuldan; salı, perşem-he, pazar günlen Bandırmadan aralık postalan yapılacaktır.
Marmara tipi gemilerin d© dörde baliğ olması üzerine Marakas ve Sus gemilerinden biri»! Ayvalık hattuıu tahsis edilecektir. Bandırma ve Uludağ vapurları hem Mudanya hem de Bandırmaya sefer yapacaklardır. Yeni gemimizin Türk ticaret filosuna hayırlı ulmaaınt temenni ederi».
~ ~ ■■ ■” "
C. H, P. Kurultayına iştirak edecek heyet
Ilhami Sancar: “Kuru jöhrel sahibi ve yıpranmış adamları seçmekten kaçınacağı»” diyor
Yanıl Ankarada toplanacak olan O. H. P. Kurultayına iştiıak edecek plan htanhul ılelegderinin W kıamı U Bankam Hhami Sancarla birlikte dün hareket etmişlerdir.
Hareketi aua»mda kendisiyle konuşan bir arka\laşunıza Uhemı Sansar şunlavı ettylendşUçı
n— O. H. P, nin bu İstihale devrinde kuruculuk vasimin galip olabil-nıvel için İştirak edenlerin ilaha geniş kadrolu olması iyi olurdu. Seçimin kaybı bir çok kıymetlerimizin iştirakine mâm olmuştur.
Her kongre arifesinde, fikir ayrılıkları ve guruplaşmalar olabilir. Bu manzara partinin zaafına değil fikir hürriyetine delâlet eder. Kurultayın vereceği karara kadar bütün bunlar tubihlir. Karardan sonra bütün partililer vanl vazıyete mutavaat vdecek-leıxüv...
— tş başına kimlerin getirileceğini tahmin ediyorsunuz?
— Kuru şöhret ve yıpranmış adam-lun seçmekten kuvmacağız. Geniş görüşlü vç enerjik kimselerin partide ileri kademelere getirileceği tabiidir. Bunların aynı zamanda parti kude^ meleıindu vo sun samanlarda parti başında faal iş görmüş insanlar olmasına dikkat edilocektir.

Tuzlaların tesisi için elevatör, lokomotif ve çuvallama makineleri alındı
Monıhall yardım plânından ayrılalı 810.000 dolarlık tnhHİJiatla Çarnoltı ve Yavşan Tuala İşletmelerinin tevali için lâzım gelen makine ve levazımı mübayaa etmek üzere bir müddetten heri Almanyada bulunalı ()-nwr Refik Ynltkaya’nın başkanlığın* dakl Tekel heyeti şehrimize dönmüştür.
Öğrendiğimize göre mübayaa edilen malzeme vc makinelerin mühim bir kısmım tuz isUhaalim arttırmak Içlıı elcvatörler. ray, küçük lokomotif çuvallama makineleri ve nakliye mekanizmaları bulunmaktadır Bu makine ve mataeınelerin tealimi i ay sonra başlayacak ve İki «ene kadar devam edecek, nakllyeai de Türk şilepleri He yapılacaktır.


Radyo Evi hâdisesi sanıklarının muhakemesi
Mareşal Fevzi VHknıak’ın Ölümünden Korna Radyoevi önündv yapılan nümayişler «ırasında sabit a kuvvetlerinin vazife govmelvrlntı mâni ol-nınk ve nakaret etmekten sanık a-ralarında üniversite talebeleri de bulunan 72 sanığın muhakemelerine dün de 10 uncu Asliye Cezada devam edilmiştir.
Mahkeme, gelnılyen iki şahidin celbi İçin 11 temmuz tarihine tâllk edilmiştir.
O gün tanıklar dlnltmlitl takdirde Savcının iddianamesini aerdetmasi muhtemeldir.
Devlet Tiyatrosu artistleri geliyor
Şehrimizde üç temsil verecek olan Devlet Tiyatrosu. Tiyatro bölümü sanatkârları bugün lzmlrdon vapurla geleceklerdir. 20 kişiden mürekkep grup. Ses Tiyatrosunda ikisi komedi, tıiri trajedi olmak üzere üç eser temdi edecektir.
Muhallebiciler zam istiyor
Şehirdeki muhallebiciler nanuna b|r heyet dün Vali ve BeMıye Reisini ziyaret ederek fıyatlaruı arttırılmasını, veyahut serbest bırakılmasını İstemişlerdir Vah, şekerin de u-CUaladıböyle bir zamanda zammın doğru olamıyacağı cevabını vermiştir.
Cahide Sonku bir film çeviriyor
Şehir Tiyatrosunun eski artistlerinden Cahıe Sonku. Na* nuk Kemalin "Vatan ve SHislre" eserinden faydalanarak hır film hazırlamakladır Filmde Dv\ k t bvuıserva-tııvarı saııalkârlarindan bazıları rol almış buhınmaktadır.
da
o-
Devlet Operasının Üniversiteliler şerefine özel temsili
Şchrimızdv temriUer vermekle
lan Ankara Devlet Tivalvosu Opera bölümü bu akşam Cumhurbaşkanlığı Filâmuıni Orkestrasımn ışlirakiyle İstanbul Üniverrilesı Talebe Birliği şelfine özel bir programla teıpsil verecektir.
Elen Devlet Operam Imşsopıauosu Zoe Vlahpnpulu'ııun baş rolünü oynı-yarağı Palyaço operasmulaıı başka orkestranın hafit mltalk konseri, karo kanseri ve şan salaları programda yer almaktadır
Lokalde gösterilecek filmler
Bugün İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği taralından Talebe Birliği Marmara Vokalinde saat 16 da ı istikbalin Kanatları» vc t Ormanda Hayatı mevzuunda renkli ve Türkçe, hclıkop-ter'm tekamülündün bahseden filmler gösterilecektir. Giriş serbesttir.
Kemal Aygün Emniyet Müdürü oldu
İstanbul Emniyet Müdürü Cemal Göktan merkeze tâyin edildi
—(
İstanbul Emniyet Müdürü Cemal Göktan merkeze nakledildiğinden yerine hâicn Emniyet Müdür Muavini bulunan Kemal Aygtln tayin edilmiştir.
Bugün vazifesine başlayacak olan yeni Emniyet Müdürü Kemal Aygün 1936 da Mülkiye Mektebinden mezun olmuş îstanbulda bir müddet r.T.T. Müfettişliği ve Vilâyet maiyet memurluğu vazifelerinde bulunduktan sonra pıı-aMyle İstanbul Belediyesi Kalemi Mahsus Müdürlüğünde. Adalar Kaymakamlığı. Emniyet 3 üncü 2 nci ve 6 ncı Şube Müdürlüklerinde Çalışmıştır.
Kendisini yet temenni
tebrik eder, muvaffakı ederiz.
İskenderun lommuı
Samsun ve ayı sonuna kadar gelmlj olacaklar
Cenovadaki Ansalda tezgâhlarında yapılmakla olan Akdeniz tipi gemilerden İskenderun ve Samsun vapurlarının inşasının bitinlmeai İçin fabrikada geceli gündüzlü mesai zar-/edilmesine başlanmıştır.
Her iki gemi de temmuz ayı için* de tealim edilmedikleri takdirde m ev» cut anlaşmaya göre Ansal do fabrika* aı geçen her gün için tazminat ödemek mecburiyetinde kalacaktır.
Bu gemiler geldikten sonra Doğu-batı Akdemi postasına tahsis edile» cek ve hâlen bu hatta işlemekte o-lan İstanbul ve Adana vapurları da Karadeniz sürat postalarına tahriş edileceklerdir.
Bulgaristandan gelmiş olan göçmenlerle alâkadar olunulması isteniyor
Gotnivnler Deııw£ı ınüımMMİl dün Vali ve Belediye Heıainı u.vaıet ederek «ımdıye kadar Bulgarlatandan Kelmiş olan anbinl mütecaviz • menin vaziyetiyle alakadar akının» ı-m rica etmifilv-

Komedi Fransez ekim ayında geliyor
Unyon Fransez Hayır Cemlvetı namına BvrJn’nun uşKanbğmda Wy Fransız heyeti bugün Vali ve Beledi* ye Reisini ziyaret ederek ekim ayında şehrimize gelecek ulan Komedi Fransez artistlerinden mürekkep büyük bir tı.vatjo trupu hakkında malûmat vermişler ve bazı kalayhklarda bulunulmasını rica etmişlerdir.
SİYASÎ İKTİSADÎ
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GA3ETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED biHKETİ Müdyrü: Kriual H. SAKLICA Bu sayıda yazı işlerini fiilen idare eden : Sacld ÖGET
Neşre a yakılar
iade edıluifz.
Basıldığı yer i
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
REŞAD NURİ GÜNTEKİN
Kavak Yelleri
27
Parti reisi ise daha ileri giderek:
— Müftü korkarım ki, bu gidişle senin bu dilin günün birinde göğsüne kadar sarkacak, diye münasebetsiz şakalar yapar. Reisin her sözünde bir nevi otorite vehmeden ve böyle bahislerde şakadan aniampk kabiliyeti derhal felce uğrayan Müftü gülünç bir korkuya düşer, Cumhuriyete bağlılığım müessir yeminlerle temin eder.
Yeni yazıya ve öz türkçeye çevrilmiş levhalar ve onların yanına asılmış artist resimleri hep bunun içindir.
Yine bu sebepten Müftü eski sarıklıların ve hele cer hocalarının dehşetli düşmanıdır. Onlara karşı, yeni tâbiriyle, âdeta kampanya açmıştır. Bu cer hocalarından bazdan bir kaç sene evveline kadar Ramazan aylarına doğru, heybelerinde köylü çorabı, ayna ve tarak gibi bir kaç döküntü eşya ile, güya satıcı kıyafetinde kasabaya uğrarlardı. Yeni kıyafetleriyle daha ziyade hahamlara benzeyen bu hocalara Müftü şiddetle musallat olur ve kendi korkusunu onlara da sirayet ettirerek adamcağızlan kasabadan dar kaçırırdı. Zaten Müftü de hocaya benzememek gayretiyle kendini lstanbuldaki protestan İncil satıcılanna benzetmişti.
181
Son zamanlarda Ramazan hocaları kasabaya hemen hiç uğramaz olduklarından, büyükler Müftüye ramazanlarda:
— Hadi bakalım... Göster kendini... Yeni u-sûle göre sen vaiz et de dinleyeftm, derlerdi.
Müftü bir yandan çekinir fakat bir yandan "kendini göstermek” zevkine karşı durama-vaiz ola-kere hür
da
dıgı için bu fedakârlığı kabul eder ve onun verdiği gün caım adam almazdı. Memnun cağını bildiğim için bu vaıriara bir kaç ben de uğramıştım. Tanrıya karşı en büyrük
metin camie başı açık girmek olduğunu anlatmakla söze haşlayan ve ara sıra cebinden çıkardığı bir tarakla saçlarını tarayan Müftü, yanlış mâna çıkarırlar korkusıyle hemen hiç diliden imandan bahsetmez ve münhasıran Cumhuriyet, ve lâikliğin faziletlerini anlatır dururdu. Fakat yine de öteki beriki: “Mtütü Efendi... Sen §tty|e söyledin. Ondan şu mâna da çıkmaz nu acaba' diye muziplik ederek adamcağızı ürkütürlerdl. Meselâ hır gün Cumhuriyeti anlatırken .şöyle söylemişti: “Cumhuriyet idaresi cemaatle kılınan namaza benzer. Şu küçük fark ile ki namazda cemaat imama uyar; Cumhuriyet idaresinde imam cemaate" bu teşbih için istasyon parkında günlerce kendisine takıldılar, “Söyle bakalım Müftü Efendi! Sen dünya İşlerini nasıl din işlerine benzetirsin? Hem kimmiş bakalım o imama benzettiğin adam gibi sözlerle biçareyi günlerce terlettiler. Adeta ağlamaklı olan Müftüye bir gün usulca: “Vazgeç., Şaka ediyorlar’1 dedim. Boynunu kulağıma uzatarak: MBenim türlü lâtifeler edile edile adam asıldığını da görmüşlüğüm vardır” diye sevap verdi.
Yine bu vehm ilo yine bu vesvese yüzünden Müftü muvakkıthaneye ve bahçesine şüpheli bazı kimseleri hele eski sarıklıları aslâ sokmak I 132
istemezdi. Fakat bunu açıktan açığa söylemek de olmayacağı için böylelerinin —aşağı yukarı doktor İsa Beyin yaptığım yaparak—ayaklarını kesmeğe uğraşırdı. Misafirlerinden biri kendisine din ve şeriat meselelerine dair bir §ey soracak olursa:
— Müftü ile görüşmek istiyorsun arife akşamı teşrif edersin... Ondan evvel Müftü hanesinde yoktur, diye cevap verirdi.
Müftünün meşhur tırlar. Bir akşamüstü bir İhtiyar kadın:
— Müftü Efendi
bir vakasını daima anla-sokakta yolunu çeviren
• •
Dün gece ben bir rüya gördüm. Pek fena korktum... Sana anlatayım da, Allah rızası için, bana tabir edıver, demiş. Müftü birden bire pirelenmiş; aynı zamanda da sıkıntılı bir zamanına rastladığı için gözlerini açarak:
— Kadın, kadın. Sen rüya tâbirinin falcılıktan mâdut olduğunu, falcılığın ise memnu bulunduğunu bilmiyor musun? Git işine Allahaş-kına.. Başımı belâya mı sokacaksın? diye öfkelenmiş.
Bu sefer kadın da kızarak: — Ne oluyorsun ayol.. Ben sana ulemasın diye sordum, deyince Müftü büsbütün köpürmüş ve avaz avaz:
— Ben ulema mulema değilim kadın. Ben lââyiğim lââylg. Ağzımı mı arayorsun nedir? Hem ben senden korktum... Taharri memuru mu sun nesir.? ^afol yanımdan, diye bağırmış, fakat aynı zamanda da ince ve ıızun bacaklarını arşın arşın açarak kendisi kaçarmış.

Açık havalarda asıl toplantı yen muvakkit-hanenin arkasındaki bahçe idi. Dereboyu uçurumu üstüne asılmış bir terasaya benzeyen bu küçük bahçenin iki tarafındaki iki viraneden 133
kalım^ duvar parçalarını, mevsimine göre, ya yosunlar» ya yabani otlar ve devedikenlori kap. lar» insan muvakkıthanvnm arka kapısından buraya çıkınca kendini adeta bir kır sükûneti içinde bulurdu Bahçe tamlık olduğu içip çiçeklerini eski gaz sandığı veya teknelerinden yapılmış saksılar içinde yetiştiren Müftü bunlan daima oradan oraya taşıyarak aık sık manzarayı değiştirir ve yine gaz sandıklarından meydana getirilmiş bir nevi büfe üzerinde, eski bir bakır semaverde, nefis çay demlerdi. Müslim Bey eczahanesinin nane suyu gibi burasının çayı da bir spesyalile idi. Tok sözlü bazı misafirler “Müftü senin halın malûm, İkram bir kere. İki kere olur” diye, para vermek istemişlerdi. Fakat o buna yanaşmayarak yalnız isteyenlerin ara sıra bakkaldan getirecekleri az miktarda çay. şeker ve kömür gibi ayniyatı kabul edebileceğini söylemişti ki netice bakımından bu» çay parasından çok daha kârlı oluyordu.
Bahçeye ilk girdiğim gün gaz sandıkları ve uçurumların ilk bir kaç şeddi üzerindeki çiçeklere bakarak:
— Müftü Efendi, aferin sana» dedim, tarihte BAbil’de mİ ne bir “Asma Bahçeler ‘ diye hır şey okumuştuk. Sen buraya o ismi vermelisin.
İsim birdenbire adamcağızın hoşuna gitmişti. Fakat sonra durgun ve karanlık bir bakışla ^Sevmedim o “Asma” kelimesini, dedi. “BA-bıl Bahçesi'* desek o aa olmaz. BAbü filân diye Arap memleketleri Türkiye ları içinde ne halt arar? O haneye “Kurum evi" desek
— No münasebet? diye
— Vaktin öz türkçe karşılığı kurumdur.
O günden sonra Müftünün bahçesi benim kasabada en rahat nefes aldığım yer olmuştur.
134
Cumhuriyeti hudut-değıl de muvakkit-nasıl olur? sordum.
• r XXX J
MÜFTÜNÜN ÇAY ZİYAFETİ
Müftü uzun ve derin düşüncelerden »onra kasabada bir "Yetimler Yurdu" kurmayı kafa-»ma koymuştu. Fikir ymo malûm vesvesenin bir ilhamıydı. Fakat çay vc şeker teherrulanmn bırakmağa başladığı büyükçe kârın da bunda his, sesi olmalıydı. îş yürüdüğü halde kaynayacak kazan veya tencereden hiç olmazsa kendi on on iki nüfusluk çoluk çocuğunun d» nafakası çıkabilecekti ki onlar da zaten. Müttünün geçim durumuna göre, bir nevi babalı ve dedeli ye-Umier sayılırlardı.
Fikir şöyle doğmuştur: Gösterişli hayır İşlerinde daima bırbınyle baş koşan bazı zenginler çay ve şeker teberrıılarım gitgide arttırıyorlardı. Hattâ Ankara ve Îstanbulda yaptığı bazı işler hakkında çirkin rivayetler çıkmış bir tacir günün birinde, çarşının en civcivli ve muvakkıthanenın eı\ kalabalık bir zamanında Müftüye, hamal sırtında hır sandık şeker göndermişti. Adamcağız bir yandan seviniyor, bir yandan da: “Yahu etmeyin bunu. Ne yapacağım bu kadar şekeri? Bu kadar şeker bir orduya yeter" diye söyleniyordu.
Bazıları: “Kalanını eve götürürsün. Daha olmazsa bakkala satarsın. Bu sana ana sütü gibi helâldir. Beyhude mi bu kadar uğraşıyorsun, kahrımızı çekiyorsun" diye şaka etliler. Fakat o bundan alındı:
— Yok efendim. Eyle şey olur mu? Ben ne tüccarım, ne kahveci anlaşıldı mı efendim? İster miriniz yarın “Müftü resmi binada ruhsatsız» vergisiz çayhane işletiyor diye Muvakkıt-haneyi bassınlar, zabıt tutsunlar n Ben eyle şeye gelemem, diye söylenmeye başladı.
135
(Devamı var)
yenî İstanbul
1
Haziran 1950
Sayfa 8
VEREN BİR İNKILÂPÇI
Yazan :
F A LİH R I F K I AT AY
“Amerika her an bombalanabilir”
— 24 —
“Tevhid-i-tedrisat”tan maksat da bu değil midir? Ali Su-avi'nin tenkid ettiği medreseler, zamanına kadar bozula soy-suzlaşa gelmiş olanlardır. O da, Cevdet Paşa gibi, eskiden büyük ilim adamları yetiştiren, çağdaş garp maarifinden çok ileri medreselerin parlak devrini unutmaz. Mesele medresede de değil, okunanda ve okutandadır. Asıl derde çare bulmadıktan sonra medresenin adını mektebe, mektebin adını okula çevirmekten ne çıkar?
»Tarihte ilk defa yabancı bir hükümet
Amerikaya hücum imkânına sahip»
i
Ali Suavi garp eserlerini tercüme edecek bir heyet kurulmasından, ve bilhassa terimler işinin halledilmemesinden şikâyet eder. Gerçi bu terimler işi daha sonra halledilecektir, fakat medresenin tahakkümü altında! O kadar ki yirminci asrin ilk dekadında ileri milliyetçilik dâvası güden Ziya Gök-alp bile, arapçanın Türkler için bir ilim dili olduğunu söylemek zorunda kalacaktır. Bugün ona sade Türklerin din dili diyoruz. Bir gün hiç şüphesiz bundan da kurtulacağız. Fakat ne zaman? Henüz Türkiyede Tanrının ululuğunu türkçe veya arapça söylemek. Türkiye’de iktidarı almak veya iktidarı vermek gibi büyük meseleler arasındadır. Ali Suavi. bazı görüşlerinde. hâlâ bizden ileridedir. Ulûm gazetesinde yazdıklarından bazılarını bizde müdafaa edecek adam çıksa bile, sürümden olmak kaygısı ile, bu fikirleri neşredebilecek gazete ya çıkar, ya çıkmaz.
O vakitki Osmanlı İmparatorluğu Adriyatik. Yuııan Denizi, Adalar Denizi, Karadeniz, Şap Denizi ve Körfezi ile çevrilmiştir. Avrupa kıtasında 353,341, Asya kıtasında 1.228,000 ve Afrika kıtasında 892.000 kilometre kare toprağı vardır. Nüfusu Avrupa Türkiyesinde 10.510.000, Asya Türkiyesinde 16,463,000. Afrika kıtasında 750,000 dir. Henüz pek az demiryolu yapılmıştır ve parça parçadır. Bunların da çoğu Rumeli'dedir. Anadoluda sade İzmir-Kasaba ve Îzmir-Aydın hatları ve İstanbul - İzmir yolu yapılmaktadır. Sâlnameler 1871-1872 bütçesini on yedi buçuk milyon, ve 1872-73 bütçesini de on dokuz buçuk milyon olarak gösterir. İmparatorluk, bir ırklar, milliyetler, dinler, mezhepler ve diller kaynaşağı-dır. Hıristiyanlar ve ecnebiler imtiyazlıdırlar. Ticaret ve serbest meslekler kazancını elde tutan Hıristiyanlar Hâzineye pek az vergi öder. Ecnebiler ise kapitülâsyonların himayesi altındadırlar. Ali Suavi: "Kapitülâsyonlar verildiği vakit ara sıra gelip gidenlerden başka Fransız yoktu, 1073 te Istanbul-da yalnız 6 evlik Fransız vardı ve ticarette dönen bütün sermayeleri de sadece 600,000 kuruştan ibaretti” der. Halbuki artık Osmanlı İmparatorluğu Avrupa devletlerinin bir yarı sömürgesi hâline gelmiştir: “Bu devleti maliye çökertecektir. Sefahetin, israfın ve tedbirsizliğin doğurduğu züğürtlük yıkacaktır.»
Böyle bir memleketi nasıl bir rejim kurtarabilir? Tanzimat ve ondan sonrası tarihlerimizde çok defa bu suale cevap aramışımdır. Pek çok hayal ve pek az doyurucu fikir gör-müşümdür. Çağdaşları arasında, bence hakikati en yakından sezmiş olan ve bugünden geriye bakıldığı vakit inanılabilecek amelî yolları gösteren Ali Suavi’dir. Ali Suavi'ye göre anayurt dışındaki topraklan elde tutmak bir büyük kuvvet işidir ki artık onu başaramayız. Emaretleri serbest bırakmalıyız. Trablusgarp ve Bingazi ile Mısır’ın birleşmesine yardım
Drtrolt — Michigun 27. A. A. lAfpi — Birleşik Amerika Sanayi Seferberlik Teşkilâtı Başkanı S tu art
Japon Kabinesi dün istifa etti
On bakanın değişmesi kuvvetle muhtemel
Tokyo, 27 A.A. (Arp) — Başbakan Yosbhla. bu sabah kabinenin istifasını vermiştir. Bununla beraber Başbakan mevkiinde kalmaktadır.
Barış kabineni kurulacak
Tokyo, 27 - A.A. (Afp) — Japonya-nın siyasi durumunu tesis etmek ve bir “barış kabinesi* 'meydana getirmek için Japon kabinesinin büyük bir değişiklikle yeniden kurulması çok yakındır.
10 bakanın değişmesi bahis mevzuudur. Yeni bakanlar Liberal Partiden veya liberalleri destekleyen “Vinl. Virt Kulübünden seçilecektir,"
Yoshida Başbakan olarak kalacaktır.
Symington. Koro iht ilâ fı meydana çıkmadan önce hazırladığı nutkunda ezcümle şunları söylemektedir:
“Amerika tarihinde ilk dofrı olarak yabancı bir hükümet bize kendi topraklarımızda, hattâ bu akşam hücum etmek imkânına sahiptir. Bu memleket in atom bombası ihtiyatı mütemadiyen arttıkça uçak ve denizaltı gemileri evsafı ıslah edilip sayıları da bizimkinden üstün oldukça bu tehlike günden güne yaklaşmaktadır."
Hatip. Stalİn’in bir çok defalar hiç olmazsa bir defa Japonyanın istilâsından sonra kapitalist devletlerin yıkılmaları İcap ettiğini söylediğini bildirmiştir.
Symington, devamla şu sözleri ilâve etmiştir:
"Sovyetlerin Birleşmiş Milletlerle işbirliği yapmayı reddetmesi yüzünden silâh yarışı devam ettiği tukdirde bir gün Rusların atom ihtiyatı o kadar çoğalacaktır ki Amerikaya karşılıya-mıyacağı beklenmedik bir taarruz yapacaktır."
Bununla beraber Sanayi Seferberlik Başkanı. 12 dakika kadar önce haber alındığı takdirde sivil savunmanın atom bombası taarruzu tahribatını yüzde 50 ye indirebileceğini bildirmiştir.
Harbin Kore hayatında
yaptığı değişiklikler
Ulaştırma ve muhabere sistemi bozuldu
Kore Komisyonundaki Türk delegesi Cumhuriyetçilere fazla şans veriyor
Tarsuslu Türklyeye gelmekte olan eski 9 vatandıı^ıınızdan sekizi
gemi komiseri ve Turizm Kurumu üyeleri arasında

— 25 —
ederek Afrika'da kuvvetli bir İslâm devleti kurulmasını temin etmeliyiz. Bu devletle Osmanlı İmparatorluğu birbirlerini destekliyecekierdir. Afrika topraklarımıza bir tecavüz olsa, Cezayir vakasında olduğu gibi, protestoda bulunmaktan başka ne yapabiliriz? Geriye ana vatan. Suriye, Filistin ve Ira-kı da içine alan Anadolu ile Rumeli kalacaktır. Burası hâkim milletin yurdudur. Ali Suavi, "hâkim millet” sözü ile türkçe konuşan Müslümanları kasdeder. Türkçe konuşan Müslüman, Türktür,
Suriyeli, Iraklı, Boşnak, Arnavut, Çerkeş. Lâz, hepsi türkçe konuşup türkçe okuduğu ve yazdığı vakit Türklüğün içine girer. Hâkim millet o zamanın nüfusu 27 küsur milyonun 15 milyonudur.
Kötü saray idaresi hiç şüphesiz yıkılmalıdır. Fakat yerine nasıl bir rejim koymak lâzım? Çok defa bir Millet Meclisi idaresinden bahsetmekle beraber Ali Suavi, Mithat Paşa ve arkadaşları gibi, Meşrutiyet usulünün Osmanlı İmparatorluğunu kurtaracağına inanmaz. Demokrasi sistemini, o zamanki İmparatorluk Türkiyesinin şartları bakımından, şöyle tenkid eder: Gerçi lslâmın başlangıcında hükümet şekli, demokrasi idi. Yani ne melik, ne padişah, fakat müsavat vardı. Ömer devrini hikâye eder. Fransız hürriyetçiliğini sevmez. Hürriyet, aklına geleni söylemek ve dilediğini yapmak dili değildir. Demokrasi için ahlâkı şart sayar: "Bizim büyük şehirlerimizde ahlâk Av.upada olduğundan daha kötüdür. E-büssuut Efendi bir kızla bir gece bir odada bulunmuş da nefsini zaptetmiş, kıza dokunmamış. Bu, Avrupada pek tabii bir şeydir, metholunmaz.” Biz bunu ahlâk terbiyesi ile temin edebiliyor muyuz, mesele bundadır: "Her hâlimiz, şehvet hâlimize benzer.” terbiyeye ihtiyaç vardır. Hükümet halkın yalnız refahını sağlamağa değil, ahlâkını da düzeltmeğe bakacaktır. Ömer bile hürriyet ve müsavatı kasmak zorunda kalmıştır. Yoksa demokrasinin en iyi hükümet şekli okluğunu kim bilmez: "Ne c. re ki İstanbul halkı koskoca Cezayir gibi bir uzvu koptu da hissetmedi. Semerkant. Taşkent ve Buhara gürültülerini sivrisinek vızıltısı kadar duymadı. Dört mektep çocuğu bir araya gelsin biri padişah olup ötekiler mansıplar tevcih ederek oynarlar. Dört saçlı sakallı bir araya gelse her biri reisliğini ilân ederek kumandanlık taslar. Böyle bir halkta uhuvvet ve müsavat kaziyyelerini kim satar, kim alır? Bir meclis âzalığı, zengin ve hiç bir şeye muhtaç olmayan Mustafa Fâzıl Paşanın ağzına ot tıktı. Demokrasiyi vaktiyle Haccac’a teklif ettiler:
"— Siz Ebuzer (1) olunuz, ben de size Ömer olayım, dedi."
Fakat Osmanlı devletinde demokrasi yalnız ahlâk değil, başka bir sebepten de olmaz: Memleket türlü kıtalarda parça. parçadır. Geniştir. Diller, âdetler, dinler ayrı ayrıdır. Bir Mısırlı ile Sırp, bir Tunuslu ile Bulgar nasıl birleşip de OsmanlI İmparatorluğuna düzen vermeği düşünecektir?
Fakat idare böyle de kalamaz. Padişah ve Hükümet, murakabe altına alınmalıdır. Bir Meclis kurulmalıdır. Os-manh İmparatorluğunun Rumeli ve Anadoluda. yani doğrudan doğruya vergi almakta olduğu sayılı ve belli topraklarda tutunabileceğim söyleyen Ali Suavi, anlaşıldığına göre güdümlü bir Meşrutiyet usulü ister. Asıl fikri, hâkim milletin devletini kendi kontrolü altına almasıdır.
Rejim dâvası, Tanzimat'tan beri Türk düşünürleri için içinden kolay çıkılmaz bir mesele olmuştur. Her iki Meşrutiyet denemesi dekomrasinin Osmanlı saltanatı şartlarına uymayacağını iddia edenlere ne kadar hak verdimi işse, birinci denemeden önceki ve iki deneme arasındaki istibdad devirleri de, mutlak saray idaresinin memleket ve millet için daha az zararlı olmadığını göstermiştir.
(Devamı var)
îtazuki (Kyushu) 27 «Associated Press’in hususi muhabiri bildiriyor) — Güney Koreli kuvvetlerin yeniden gruplaştın İması ve savunma birlikleri şeklinde teskllâtlandırılabilmcsi halinde. Kore yarımadasının komünistler tarafından tamamiyle istilâsına mânı uıinak elan mümkündür.
Memleketten ayrıklığım sırada durum şu merkezdeydi: Bütün iç ulaştırma ve muhaberat sistemi bozulmuştu. Güney Kore Hükümetine mensup idareci ve memurlar jeeplei ve diğer cins morörlü taşıt vaşıtalariyle memleketin güney’ bölgelerine doğru çekilmekteydiler. Bu bölgelerde Güney Kore ordusuna bağlı birlikler mevcuttur. Koredeki iki hava akını Amerikan tahliye hareketi için kullanılmaktaydı. Avcı uçaklarının himayesinde seferler yapan Amerikan askerî taşıt uçakları şimdiye kadar takriben 560 kişi nakictm isi erdir
Hükümet, bu sabah erken bir saatte Amerikan Elçiliğine haber vermeksizin Seul’dan ayrılmamıştır Güney Korenin Suvon şehrine çekildiği
zannedilmektedir. Koredeki Birleşmiş Milletler Komisyonu mensupları da. bugün Amerikan uçaklariyle memleketten ayrılmışlardır. Birleşmiş Milletler Kore Komisyonu nezdİndeki Türk delegesi Dr. Kâmil İdil de tahliye edilenler arasındadır. Bir kaç hatta evvel Güney Koreye gelen Dr. İdil bu sabah Seuldan ayrılarak Güneybatıda bulunan Siion şehrine git-miştir. Hareketinden evvel kendisiyle görüştüğüm Türk delegesine Güney Korenin Komünistlere muvaffakiyetle karşı koyup koyamıyacağını ve bu hususta ne düşündüğünü sordum. Muvaffakiyetli bir müdafaanın bahis konusu olamıyacaği kanaatim belirtti.
Tahliye hareketinde çalışan Amerikan askeri taşıt uçakları bir iki defa Kuzey Koreli avcı uçaklarının tecavüzüne uğramışlardır. Ruslar tarafından kurulan komünist hava birliğine mensup bir “Yak,, uçağı bir A-merikan “C. 47.. uçağına makineiitü-fek ateşi açmış, Amerikan uçağına isabet vukubulmuşsa da varalanan olmamıştır.
Japon sulhunu hızlandırmalı
Koredeki durumdan sonra Japonya daha ehemmiyet kazandı
Londra, 27 - A.A. (Afpı — Schuman plânı hakkında yapılan müzakereler sona ermeden evvel Muhafazakâr saylavlardan V. Teeling, söz alarak Japonya ile sulh andlaşması imzasının hızlandırılmasını istemiş vp demiştir ki:
“Birkaç güne kadar tamamiyle müstevlilerin eline düşebilecek olan Güney Korede’ki durum bu meseleye her zamandan fazla âcil bir mahiyet vermektedir. Neden dolayı bu meselede kararı yalnız Birleşik Amerikaya bırakıyoruz?..
Devlet Bakanı Kenncth Younger, şu cevabı vermiştir:
“Durumun hakikatlerini kabul etmek mecburiyetindeyiz ve bu hakikatlerin en büyüğü de bu meselede Birleşik Amerikanın en fazla mesuliyet yüklenmiş olması keyfiyetidir. Birleşik Amerika, anlaşmanın hangi hatlar dahilinde tahakkuk edeceğine karar vermedikçe meseleye memnuniyet verici bir hal şekli bulunamaz,,.
Yeni bir uçak kazası
Londra, 27 - A.A. tAFP) — Ex-change Telegraph Ajansının bugün bildirdiğine göre. "Austtalian National Airways”e mensup bir Skymas-ter uçağı. 22 yolcu ve 5 kişilik mü-rettebat-ivle Batı Avustralya da Mo-kinin 10 kilometre güneyinde bir ormana yanarak düşmüştür
Guilford’a gitmekte jlaıı uçak yere çarpınca infilâk etmiştir Kuıtar-ma ekipi uçağı aramağa çıkmıştır. Fakat son haberler kaza yerinin henüz bulunmadığım bildirmektedir.
^MEMLEKET HABERLErF|
r
e
63 kaymakamın yerleri değiştirileli
Ankara. 27 «Hususî muhabirimiz bil-dııiyor» - Bugünkü Resmî Gazetede 63 Kaymakamın yer değiştirdiği ilân edilmektedir.
Deniz komutanları arasında tâyinler
Ankara, 27 «A A.) Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümamiral Rıdvan Koral’ın Donanma Komutanlığı vekâletine, Muhrip Filotillaları Komutum Tuğamiral Krma-leddin Bozkur'un da Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı vekâletine tayinleri yüksek tasdikten çıkmıştır
Tumana) Rıdvan Koral, Türkiye Cumhuriyeti donanmasının dördüncü komutanı olup yat ın uçakla yeni vazifesine hareket edecektir
Romado yapılacak Kronometrörler toplantısı
Ankara, 27 «Huhusİ muhabirimiz bildiriyor) Öğrendiğimize göre temmuzun 13 ünde Rom ada Beynelmilel Kronometrörler Islah Encümeni toplanacaktır Toplantıya bir çok memleketlerden üyeler katılacağı gibi Tür-kİyeden de Eedon Terbiyesi Atletizm Federasyonu Başkanı Naili Morun iştirak edecektir. 4 gün kadar devam edecek olan toplantıda bilhassa son zamanlarda kullanılmağa başlanan elektrikle işleyen mekanik kronoınc.t-rörlerin esasları üzerinde durulacaktır.
Yeni Manisa Valisi görevine başladı
Manisa. 27 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) Manisa Valilisine tâyin edilen Çorum Valisi Recal Güreli E-gc ekspresiyle gelmiş ve istasyonda karşılanmıştır. Yeni Manisa Valisi, merhum General Kâzım Dirik zamanında ödemiş Kaymakamı olarak bu havalide İnkarcılığı ile tanınmış bir simadır.
Milletlerarası Hususî Hukuk Kongresine iştirak ediyoruz
Ankara, 27 (A.A.) - Haber aldığı-
mıza göre, yakında Roma’da toplanacak olan Mllletloraraaı Hususi Hukuk Kongresine memleketimizi temSİlcn Adalet Bakanlığı Hukuk İşlci Umum Müdürü Amil Artun iştirak edecektir
31 millet temsilcilerinin iştirak edeceği kongre, Birleşmiş Milletler Teşkilâtının himayesi altında yapılmakta olan Milletlerarası Hususi Hukuk alanında mevcut ayrılıkların giderilmesi müzakere konusu olacaktır
Hukuk İşleri Umum Müdürü Amil Artun bu akşamki Ankara ekspresiyle lstanbula hareket etmiştir Yarın da Istnnbuldan muhtemelen uçakla Komaya gidecektir.
(1) Sahabeden. Doğruluğu ve faziletleri ile meşhur.
Aydında afyon mubayaası
Aydın, 27 (A.A.) İlçemizde Ofis namına Ziraat Bankası tarafından on beş gündür afyon alınmaktadır. Fiyatlar otuz İle kırk lira arujundadır. Rekolte bir buçuk ton olup, bugüne kadar dört yüz kilo alınmıştır.
İktisadi İşbirliğinin Tündye İcra Komitesi Başkanı
Dün yaptığı basın toplantısında Tiirkiyeye 3,041,000 dolarlık tahsisat verildiğini bildirdi
Ankara, 27 fA.A.l İktisadi Isbir-IİBİ İdaresi Türkiye icra Komitesi Başkanı muavini Orren R. McJun-kins bugün basına beyanatta buluna rak Türkiye yollarının inşası için kullanılacak makine ve yedek parçaları temin etmek üzere yen‘den 3 milyon 041.000 dolarlık tahsisat verilmiş olduğunu bildirmiştir.
Bu tahsisatın 2.651.000 doları mal* zemc ve yedek aksam, 390.000 doları da n.ikiiye için ayrılmıştır.
Mr. Mçjunkins beyanatına devam ederek, bu son tahsisatla şimdiye kadar yollar İçin talısis edilen Marshall Plânı yardım foıııı tahsisatının 14 milyon dolan bulduğunu açıklamıştır. Btı yekûnun 10.201.000 doları mu kine ve malzeme, 459.000 doları y(*-(lek parça, 1 200.000 dohııı da nakliye için sarfedilmlştir. Türkiyeye yollar için Marshall Plânı yardım fonundan verilen tahsisatta bir yırtma gozükmekt«’(Jir Meselâ Marshall Plânının ilk senesi olan 1948-1949 senesinde bu İş için 5 milyon dolar ayrılmış, 1949-1950 senesinde bu miktara İlâveten 9 milyon dolar tahsis edilmiştir.
işçi sendikalarının fevkalâde toplantısı
Ankara, 27 A.A.l Ekmek, simit ve unlu maddeler, Motorlu Taşıt Vasıtaları ve Lokanta, Otel ve Eğlence Yerleri İşçileri Sendikalarının fevkalâde toplantısı bugüfi öğleden sonra Ankara Halkevi büyük salonunda yapılmıştır.
Toplantıda ilk defa olarak Lokanta, Otel ve Eğlence Yorleri İşçileri sendikası Başkam İsmail Araş, söz alarak toplantının sebebini izah etmiş ve üç sendikanın müştereken Çalışma Bakanlığına -umulmak üzere hazırladığı 11 maddelik dilekçeyi okumuş ve maddeler üzerinde birer birer durmuştur. Maddeler arasında işçilerin 8 saat çalışması, işçi sigortalan esaslarında değişiklik yapılmam dileği, iş elbiselerinin işçilere İş verenler tarafından temini, garsonların yüzde onlun. işçilerin smıflandınlınası meseleleri vardır
îsınail Arus’ı müteakip Ekmek, Simit ve Unlu Mad(lcler İşçileri Sendikası Başkanı Kemal Şengül ve Taşıt Vasıtaları Sendikası namına M. E-min özdemir konuşmuşlar ve bilhassa son zamanlarda işsizliğin artması mes»?lesine temas etmişlerdir. Bazı sendikalar üyeleri de söz alarak muhtelif İşçi meseleleri üzerinde konuşmuşlardır.
Kadirliye şiddetli yağmurlar yağıyor
Kadirli. 27 (A A.) İlçemize şiddetli yağmurlar yağmaktadır. Düşen yıldırımdan bir köylü vatandaşımız ölmüştür.
İzmir kaymakamları arasında değişiklik
İzmir, 27 (Hususi muhabirimiz bildiriyor» — ödemiş Kaymakamı Ce-vat Çapanoğlu. Mardinin Dirik Kaymakamlığına, Kemalpaşa Kaymakamı Şerif Eper. Erzurum Hukuk îşleri Müdürlüğüne tâyin edilmişlerdir.
Eski iktidar zamanında Erzurum Millî Eğitim Başmüfettişliğin»1 tâyin edilen İzmir Milli Eğitim Başmüfettişi Halil Vedat Fıratlı tzmirdeki vazifesine İade olunmuştur.
İzmir Belediye Meclisi otobüs fiyatlarını 15 kuruştan 10 kuruşa indirdi
İzmir, 27 «Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Belediye Meclisinin şehirde otobüs ücretlerini 15 kuruştan 10 kuruşa indirmeye karar vermesi, D. P. nıehaflHnde hayretle karşılanmıştır. C. H. P. iktidarı zamanında bir kuruşluk İndirmeye razı olmayan bu meclis, yakında yapılacak belediye seçimlerinde kazanma ihtimalinin az olması itibariyle İzmir balkına son bir jcat yapmak istediği D.P nu-hafiıındc belirtiliyor ve bu fiyat İndirmesi ile ESHOT idaresinin 600.000 liralık bir açıkla karşılaşacağı iddia olunuyor.
Demokrat İzmir gazetesi, bugünkü sayısında bunun bir C.H.P. oyunu olduğunu yazma atadır. C H . P İleri gelenleri ise, D. P. iilcrla hor şeyi kötülemek âdetinde olduklarını iddin etmektedir.
C.H.P. İzmir delegeleri Ankaraya hareket ettiler
İzmir, 27 t Hususi muhabirimiz bildiriyor» — Perşembe günü Ankarada toplanacak C. H. P. Kurultayında bulunmak üzere kurultay delegeleri buğun Ankaraya hareket etmişlerdir. Manisa, Aydın ve Balıkesir C H P. İlleri de aynı ekspresle gitmişlerdir
Ege. bölgesinden Halk Partisi Kurultayına gidenler, partide geniş ölçüde ıslahat taraftarlığı yapacaklar ve Halk Partisinin köylüye dayanmasını Istlyeceklerdir. Çok şayanı dikkattir ki. Egeli delegeler bu defa seçimlerin kaybına sebep olan hâdiseleri doğrudan doğruya Nihat Erimin şahsına tevcih etmişlerdir. C. H P Genel Başkanlığında Inönünün kalması arzu edilmekle beraber C. H. P. Genel Başkan Vekilliğine gayet akıllı, tedbirli, faal ve genç bir simanın seçilmesi için kurultayda geniş propagandalar yapılacaktır. Bazı Egeli delegeler bu makam için Yozgat Milletvekili Avni Do-ğan’ın adından bahsetmektedirler
Izmirde uçuruma yuvarlanan bir kamyonun şoförü öldü İzmir, 27 (A.A.) — tzmir Belediye-sinin* 949 plâka numarasını taşıyan şoför Şahabeddin’in İdaresinde bulunan bir kamyon diin gece yarısından sonra Dıra/.lı köyü ıistlirinde Kavak-lıpınnr rrıevkilndon geçerken şııftı kırılmış ve uçuumdan aşağı yuvarlan mıştır. Sukut neticesinde hol) kırılan şoför Şohfthcddin ölmüştür.
Tarsus'un Amerikada
yaptığı propaganda
Vapurda tertip edilen kokteyle 250 kişi davet edildiği halde 670 kişi geldi. Ve bütün davetliler büyük memnuniyet ve takdir hisleri içinde gemiden ayrıldılar.
Tarsus vapuru 2 haziranda New-York’a vardığı zaman acente, vapurda yapılacak resmi kabulün 8 haziran olarak tespit edildiğini ve iki yüz elli davetiye gönderildiğini bildirmişti.
Aradaki zaman Turizm Kurumu â-zalarının New-York'ta yapacağı temaslar ve ziyaretlerle geçti. Herkes, Tarsus gibi güzel bir Türk vapurunun New-York limanına geleceğinin neden daha evvel haber verilmediğini ve yolcu ve eşj'a alabileceğinin ilân e-dilmediğini soruyor ve buna teessüf ediyordu.
Davet günü vapur gelin gibi süslenmişti. Aşağı salonda resim ve elişi sergileri tanzim edilmiş, yukarı güvertenin bir tarafı boydan boya büfeye tahsis edilmişti. Hor taraf kırmızı beyaz karanfiller ve bayraklarla donatılmış, büfenin üstünde de ayrıca Türk, Amerikan ve Yunan bayrak lan gruplar halinde çiçeklerin atasına dağıtılmıştı.
Tarsusla New-York’a giden İngilizce bilir no kadar hanım varsa ev sa-hibeliği etmek üzere yardımları rica edilmişti. Bunlar, kırmızı-beyaz kor-delâdan yapılmış birer rozet takarak fark edileceklerdi.
Son hazırlıklar tamamlanırken misafirler gelmeye başladılar. Davetliler, Amerikaya yerleşmiş eski Türk vatandaşlarından başka New-Ybrk’-taki bütün vapur acentelerinin ileri gelenleri, belediye erkânı, gazeteciler. Türk dostlarından mürekkepti.
New-York gibi dokuz milyona yakın halkı olan bir şehirde her gün yüzlerce davet yapıldığından, bunların içinde en cazip bir kaçı seçilir, diğerlerine icabet edilmezmiş. Havanın da tahammül edilmez surette sıcak olması bizleri büsbütün korkutmuştu. Halbuki, misafir kafilesinin ardı arkası kesilmiyordu. Tarsus’un koskocaman güvertesi tıklım tıklım dolmuştu. Büfenin etrafına yanaşma); kabil değildi. Dört sıra ha'k birbirinin omuzu üstünden bakarak, birbirinden cazip görünen nefis Türk yemek ve ı kilerine durmadan lltifal ediyorlardı.
Garsonlar tertemiz beyaz keten ceketleriyle herkesi memnun etmeye çalışıyorlar, fakat her taraftan seslenen insan nkınına yetişeniiyorlardı. Hepimiz vardım ettik.
Gemi süvarisi Sait Özeğe, Komiser Ferdi Tuğruler, Ncw-York Konsolosluğumuz ve Haberler Bürosu erkânı, Milletler Cemiyeti Türk Delegasyonu Başkanı Selim Sarpcr yabancı nıisa flrlerl ağarlıyorlar. bunların hepsinin viizü gülüyor, saat dokuza geldiği halde kimsenin gemiden ay» ildiği görülmüyordu.
Misafirler sergileri gezdiler, gör-dükelrl resim ve işler hakkında uzun uzun malumat aldılar. Amerikan gümrüğü Kızılayın işlemelerinin, evvelden izin alınmadığı İçin, satılmasına müsaade etmediğinden, bunlar da ayrıca masalar üzerinde gayet cazip şekilde teşhir edilmişti*
Gece saat on. hâlâ güverte dolaşı lamıyacnk derecede kalabalık .. Misafirlerin hepsi fevkalâde memnun... Böyle muvaffak bir toplantının. Türkiye ve Devlet Denizyollarının yapabileceği »m büyük propaganda 'ildıı-ğıınıı birbirlerine söylüyorlardı.
Son misafirler gece yarısı gittiler Bir aralık Komiaer Ferdi Beyi yalnız görerek kaç misafir geldiğini sordum
— 670 kişi vardı, hanımefendi. Her şey su gibi aktı, dedi.
Blzler iki yüz elli kişi g»*lmiyıcok diye üzülürken bu rakamın üç misli ne yakın çıkmış olması. Turklycnin Amerikada ne derece sevgi ve alâka uyandırdığını isbnta kâfi bir delildir Bu altı yüz yetmiş 1(İŞİ hakikaten memnun kalmış olacaklar ki, Tarsus 12 haziranda New-York’tan ayrılacağı dakikaya kadar hor gittiğimiz ver-de, her görüştüğümüz kimseler bu
Yazan: Nazlı Tektaş
dâveten ve muvaffakiyetinden Lah-settller.
Şubat ayında îstanbula gelen Cu-nard’ın “Britannic" transatlantiği Kruviziyer Direktörü Mr. Hennessey ile uzun uzun görüştüm ve davet hakkındaki İntihalarım sordum.
— Bu kadar candan ve samimi bir davet olur, muvaffakiyetinizi bilhassa tebrik ederim. Bu sıcakta buraya bu kadar misafir celbedebilmek büyük teşkilât ve propagandaya bağlıdır. Burada hepimizin bulunması memleketinizi ve misafirperllğmlzi ne kadar takdir ettiğimizi gösterir, dedi. îstanbulda geçirdiğimiz günden o kadar memnun kaldık ki, Cunard gelecek bahar için yeni bir kruvazi-yer hazırladı, istanbula tekrar geliyoruz, dedi.
Gece yarısı olmuştu. Açlıktan ve yorgunluktan bîtap bir halde idik. Fakat vapurun hâlâ pırıl pırıl yanan güvertesinde kahkahalar devam ediyordu.
Suriyede yeni hâdiseler oldu
Parlâmentoya bomba atıldı
Şam, 27 A.A. ( Afp) — Saat 23.30 da Parlâmentoya bir el bombası atımış-tır. Civardaki mağazalarda h^sar meydana gelmişse de yaralanan olmamıştır. Bombanın Parlâmento ö* nünden süratle geçen bir arabadan atıldığı sanılmaktadır. Tahkikat açılmıştır.
Stalin’i durdurmak için işbirliği lâzım
New-York. 27 - A.A (Afp> — Es-kı Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Atlantik Birliği Komitesi 2 nci Başkanı \V. Clayton, dün Başkan Truman'a gönderdiği telgrafta Senatoya sunulmuş olan ve Atlantik Paktı imzacısı devletlerin tek bir nükûmet idaresi altında birleşmelerini ileri süren kararnameyi desteklemesini istemiş» İH.
Atlantik Birliği adına konuşan Clayton, Stalin’i durdurmak için en sıkı bir birliğe ihtiyaç olduğunu bildirmiştir.
Kıbrıs için miting yasağı kaldırıldı
Atina, 27 - A.A. (Reuter) — Yu-nan Başbakanı Plastiras, Kibrisin Yunanistan ile birleşmesini desteklemek gayesi ile yapılan kütle halindeki mitinglere müsaade verilmemesi yolunda geçen hafta verdiği kararı kaldırmıştır.
Bunun üzerine Hükümet, Patrik Osimate Spiridon’un Başkanlığındaki “Kıbrıs için mücadele ’ komisyonuna 6 temmuzda yapmak istediği miting için izin vermiştir,
Bir açıklama
Emekliye ayrılmış bulunun Osmaneli Kaymakamı Refik Kıızııcmlan aldığımız bir mektuplu (leııiliynr ki:
Yeni İstanbul Gazetesi
Sayın Yazı İşleri Müdürlüğüne İstanbul
20 haziran 1950 tarihli gazetenizin birinci sahifesinin 5 inci sütununda 14 mayısta vazifemizi tek taraflı ifa ettiğimiz iddiaslyle emekliye ayrıldığımız öğrenildiği yazılmış İse de; bilâkis 11 mayıs seçimlerinde tarafsız hareket ettiğim gibi hakkımda herhangi bir şikâyet vâki olmamış ve tahkikat da yapılmamıştır. 38 senelik dürüst memuriyet hizmetim neticesi emekliye ayrılmış bulunuyorum.
Tavzihini saygı ile rica ederim.
Osmaneli Kaymakamı Refik Kuzucu
Himalaya fethedildi
Khumuııd — Nepal — 27. A. A.
(Afpj — Himalaya Dağının 8.150 metre yükseklikteki tepesine çıkmak üzere geçen nisan sonunda bağımsız Nepal Devleti başkentine gelen Fransız dağcılık heyeti*, dünya tarihinde ilk defa olarak 3 haziranda Amma* purma Hıınal tepesinin 8.078 met m yüksekliğine tırmanmaya muvaffak olmuştur.
Dağcılık uzmanlarının söylediklerine göre, bu yükseklikte bir topo “can kaybı vermeden ve kırk gün gibi kısa bir zamanda,, ilk defa fethedilmiştir.
/-----------------------—^1
MÜSABAKA KUPONU
1 aralık 1950 de çekilecek büyük kurunuza İştirak İçin a-şağıduki kuponlardan 90 tane getirerek bir kura numarası n-labllrı « ksinlz.
Tafsilâtını her pazar günkü (YENİ İSTANBUL) da arayınız.
Yeni Itlanbul'un
k u p o n ı r
V---------____________/
Sayfa 4
— Y E H T İSTANBUL —
3* Haziran 1050
DOĞU KARADENİZ
YEŞİL
g i k ı: s ı\
Yazan: Sait Bilâl Çokıroğlu
Dış meseleler:
Dünya sulhunun müdafaası
DENİZİN kara ile ilk temasım yaptığı noktadan itibaren yükselen kayalıklar üstüne kurulmuş iki cepheli Giresun vilâyeti, bu sahillerin birbirinden güzel beldelerinin belki de en güzelidir. Şehrin hemen arkasına yerleşen arazi birdenbire yükselmeye başlar. Ve 10-15 kilometre sonra yükseklik 1000 metreyi bulur. Bir çok irili ufaklı hattı içtimalann baaan tatlı hazan dik meyillerle yırttığı bu arazi uzaktan, birbiri üzerine oturtulmuş tepeler manzumesi halinde görünür; Giresun bu çehresiyle cidden muhteşem bir güzellik arşeden Şairler kaside ve medhiyelermde fındık ağacının sık yapraklarının bıraktığı koyu gölgeden sitayişle bahsederler. Hattâ İ falyanın kızgın güneşi altında yanan Lâtin şairleri bıı kıymetli a-ğacı bir aşk sembolü sayarlar.
Fındığın mitolojik ve tarihi c-hemmiyetl de vardır: Ziya Gök a İp, eski Ttlrkler nazarında fındığın, gökten aralarına nur inen iki ağaçtan biri olduğunu söyler. Eskiler fındık dalını, timsali mânevi mah.ye-tinde telâkki eder, sulh, barışma ve saadet alâmeti sayarlardı. Bir zamanlar fındık değneği sihirbazların elinde yegâne silâh olarak bulunur, onunla su pınarlarını, para çömleklerini, madenleri, hattâ hırsızları meydana çıkaracaklarını iddia ederlerdi. Kırık vo çıkıklan iyi etmek için fındık dalının slhirkâr kuvve-
tinden İstifade edildiği, verem, gırtlak ve kum hastalıklarının, böbrek sancılarının tedavisinde fındığın çok değerli bir ilâç olarak kullanıldığı söylenir. Bizde de, elinde fındık değneği olan bir kimsenin yanına akrep ve yılanın yanaşamıyacağına inananlar olmuş ve bunun tesiriyle bu bölgede yaşayan ihtiyar köylülerin, ellerinde birer fındık değneği gezdirdikleri görülmüştür.

Zamanımızda fındık artık bir ilâç olarak kullanılmıyorsa da muhakkak ki en iyi besleyici mey valsı dan biridir. Terkibinde bulunan yağ ve azotlu madde nispetleriyle mükemmel ve kesif bir gıda mahiyetini haizdir. Bir kilosunun mecmu kalorisi (70001 ve istifade edilen kısmın kalorisi (6000) kadardır. Uzviyet dahilinde kabili haziın ve istifade kısmı büyük, zayi olan kalori miktarı ise binde sekiz nispet indedir.
Giresun, fındık bahçelerinin kesafeti ve sahasının genişliği itibariyle bölgenin başta gelen vilâyetidir. Yağlı tomhul fındıkları beynelmilel bir şöhreti haizdir. Trabzon fındıklarına nazaran, dış manzarasının gösterişli, iriliği, güzelliği, kabuğuna nazaran İç nispetinin fazlalığı, aynı zamanda yağ ve protein miktarının yüksekliği dolay isiyle hariçte daha yüksek fiyat ve fazla revaç temin eder. İhtiva ettiği yağ miktarı fazla
- • s .

Glresıından bir nuııııanı
merika Millî Savunma Bakanı Johnson’un hesaplı riziko
politikası ile ordu
mevcudu meselesi
Tahrir heyetinin notu: Ordu mcvrudıı ıiM*sclesl Türkiye İçin (İe mühim hir dâva teşkil etmektedir. Silâh altında bulunan nskerlerlmi/ln mlklarıııı, silâhlarıtnızı çoğaltmak ve büyük kuvve-tlerbı genelkurmayı tarafından tâyin edilen harp harekâtını gidiştirmek suretiyle azaltabilir ıııiyiaT uıtall bir çoklannıı/.ııı kafusını yormaktadır. Anıerlkiihlarm urdıı mevcudu nırM?leNhm dair
dübüııcidvrlııi ihtiva «Men ayngıdaki makalenin nehrini enteresan kulduk- şüphemiz, hu inekle hiide, Amerika vr l ı ansınla ohlu^ıından dalla mühim bir 'eçhe arzet-mcktedlr. Fakat, askeri akidelerimiz) dün.vn •»tratcjKInin şnrllarma uydurduğumuz takdirde neticenin memleketimizin menfaatine daha uygun ulacağııuı şüphe yoktur. Bıı yüzden aşağıdaki makaleyi alâka ile okumalıyız.
Resmini gördüğünüz gelin, Joaıı Myıık, doğmadan önce Isıtıl gazetelere akseden bir şöhrettir. Joaıı’uıı annesi 1920 senesinde, Joan'a hamile iken bir otomobil kazasında ölmüştür. İşte Joân hu ölü anneden ve cerrahi bir ınüda-hele neticesinde dünyaya getirilmiştir
olduğundan bu fındıklar daha ziyade sanayide İstimal noktasından c-hemmlyetlldir. Bu bakımdan dünyanın en kıymetli, en makbul fındığı Giresun fındığıdır. İstihsal, normalin üstünde ve altında olan seneler hariç olmak Üzere, 25 sene evvel (15) milyon kilo İken bugün (25) milyon kiloya yükselinle bulunmaktadır. Hâlen kilosu (80) kuruştan yüksek bir fiyatla cereyan eden alivre satışlara bakacak ve bııııa göre mahsulü kıymetlendirecek olursak, yalnız fındıktan Girvsımıın senede (20 milyon lira temin etmekte olduğu anlaşılır. Ancak Giresun, Trabzon ve Ordu gibi fındıktan başka çeşitli mahsulü olmadığı için burada halk, tek mahsule gönül bağlamış bir durumdadır. Mahsulün az veya para etmediği yıllarda Köylü her türlü tasavvurun fevkinde bir müzayaka içine düşer. Fındık ziraatınla hususiyeti yüzünden yani topıağı hazırlamak, gübrelemek, çapalamak, ekmek, biçmek- gibi devamlı emek Istiyen bir ziraat nov’i olmadığı ve her sene ne Allah verdiyse bunu toplamakla iktifa edildiği için tembelliğe alışan köylü, tâli mahiyette hir işle meşgul olmamaktadır. Evvelce mcyvacılığı, tavıık ve yumurtacılığa hayvancılığı olan köylü, bugün bunları unutmuştur. Birinci Cihan Harbinden evvel Giresımıın bir de keresteciliği vardı. Ormanları bol olan Giresun, devlet orman işletmelerinden sonra bu isin de iktisadi cephesinden faydalanamaz olmuştur, Denizin ucunda bulundukları halde, basit balıkçılıktan başka, deniz mahsulleri bakımından teknik bir faaliyet göze çarpmamaktadır
Vaktiyle muhtelif anasırın bulunduğu zamanlarda Giresun, daha uyanık, önemli bir şehir imiş; Anadolu-da ilk sinema binası burada yapılmış; hâlen bu eski tenevvürün izleri vardır: Emsaline nazaran bıırada çok güzel gazete ve mecmualar neşredilmekte. kültür hareketleri görülmektedir. Şehirde lise, ticaret mektebi, erkek sanat enstitüsü, akşam kız sanat okulu ve altı kazasının 4 ünde birer ortaokulu olan Giresun. İç Anndoluya nazaran, münevveri bnl, kültür hareketleri yüksek bir vilâyet merkezidir.

Gırosıınun iki tip arazisi vardır j Birisi sahili bir şerit halinde takıp eder ki, fındık bölgesini teşkil eder. Ve burada Görele. Tirebolu, Keşap ve Bolancak kazaları bulunur. Diğeri dahile doğru uzanan orman ve yaylâ nuntakasnlır. Bu kısımda da Alucra ve Şıbin Karakıştır kazaları vardır; bu yaylâ mıntıkasında fındık bahçelikleri yoktur. Köylüsü sahilde bulunanlara nazaran fakirdir; hububat, hayvan ve hayvan mahsulleri ile geçinir, Sahilde yaşı-yanlar daha uyanık ve daha müsait geçim şartlarına mâliktir. Köylünün burada da baş gıdasını teşkil eden ınısır, cüzi miktarda ekilir ve senelik İhtiyaçlarının ancak dört ayını karşılar. Madenleri bpl olan Doğu Karadeniz bölgesinin bu kısmında da, çimento ve simli kurşun madenleri varsa da, henü% bunlar etlld safhasını geçememiş, işletmeye açılamamıştır. Bu suretle vilâyetin yegâne geçim membaı fındığa inhisar etmiştir.
Öğrenmek i İH i var ıııda olduğumuz lıcrşcy
Hicri 19 5 0 HAZİRAN 28 Çarşamba Rumi
Rzn. 12 1369 HAZ. 15 1366
VAKİT VASATİ EZAXJ
Güneş 5.20 8.44
öftle 18,17 4.32
ikindi 17.18 w
Akşam 20.15 12.00
Yatsı 22.48 2.05
îmflâk 3.12 6.27
DEVLET TİYATROSU
Opera Bölümü Temsiller)
Bu akşam saat 21.30 da
İstanbul (' nlvcrsltesl şerefine OLAĞAN t Slt .M ( ŞAMERE
CAVAL.LERİO RL’STICANA
ve
KONSER (Senfoni 1 -
Solistler — KORO —
ve
P A L Y 1 Ç O
Operacında =
(NEDDAı roltinli bir kere için ZOİ \ LAHOPOI LOl' oynıyaeaktır.
29 ve 30 haziran akvamları SON IK1 TEMSİL MADA3JE BVTTEHFI.Y
Opersüincla
ZOİ VI.AHOI’ÖI 1.01
BEYOĞLU ( İIIEI İ
ALHAZAK; (12562) Zoronun Kara Kamçını.
AK H1894I 1 - Varyete GtUol-İbi'j. 2 — K ıbus gatosu.
ATLAS (10835ı 1 — Karımı A-nyorum, 2 — Muhtoşvm Macera.
BEŞİKTAŞ BAHÇESİ 1 — Deniz Yıldızlan. 2 — Aşk Cehennemi.
İLHAMSA G3595) 1 - Gönül Yaralan. 2 — Ebediyen Yaşanmaz.
JNCt (84595) 1 — İki Yetime. 2 — Kahkaha Tufanı.
İPEK (44280) 1— Üç Mavi
Melek. 2 — Kara Ok.
LALE (43595) 1 — Şanghay
Ekspresi (Türkçe), 1 — Krlatof Kolomb (Renkli).
* MELEK: (408681 1 — Zorlu Ml-c. 2 — Vahşi Arzular.
KAH AY (41656) 1 — CaSUfilar
Çarpışıyor. 2 — Şarlatan. blJATPAHK (83148) 1 — Cinnet. 2 — Damgalı Doktor. 3 — Deniz Yılıl izin rı
StMEK (42881) 1 — Modern Venüs. 2 — Ni| Kırallçasl.
BARK: (40880) 1 — Arjantin
Güzeli. 2 — Balıkçının Karısı. ŞIK: (43726) 1 — VaUn Esrarı.
2 — Lorel Hardl Pasif Korunma Memuru.
1 AKSİM (43191) 1 — Çingene Baron. 2 — Kadın Seveni»’, TAN 1 — Gökler Senfonisi. 2 — Hayal Peşinde. 3 — ATarışlar Kıralı,
INAL (19306) 1 — Günah Ço-cuûu. 2 — Dehşet Kulesi.
( NAL Yıı/hk 1 — Tarzan Fan-tomalara Karşı. 2 — İKİ Yetime.
YENİ 1 — Şeytanın Kurbanları. 2 — Son Macera. 3 — Savaş Dönüşü.
YILDIZ: 142547) 1 — Sarışın
Bülbüller. 2 — Ateş.
İSTANBUL CİHETİ ALEMIHH-j (236A3) 1— Tar-znn Geliyor. 2 — Hint Rüyaaı. \/Ak: Z8542) 1 — İçli Kız.
2 — Tehlikeli I(H(hn.
(, EMBEKI.İT \Sî (22513) 1 — Üniformalı htelekler. 2 — Denizaltı 104. 3 — Ölüm Kervanı. FEUAH 1 — Kanunsuz Sokak.
2 — Suı.lu Ber im. 3 — Savrulan Kılıçlar.
HALK 1 — Kaçınlan Kız. 2 — Lorei Hardy Silâh Arkadaşları.
imMH L: (22367) 1 — Dişi
Haydut. 2 — Su Perileri. KISMET: (26654) 1 — Tuzak.
2 — Hıılya .
M akma II A: (23860) 1 — Ca-Mualar Çarpışıyor. 2 — Ateş Çemberi.
MİLLİ: 1 — Tarzan Geliyor-
2 — Hint Rüyası,
I I KAN : (22137) 1 — Maceralar Kıralı. 2 Çalınan Kalp. 3 — Dertli Zeynep.
1 EN I (Bukırköy 16-126) 1 -Para Hırtlı, 2 — Deniz Ejderi.
KADI KOk CİHETİ HALK: (601)2) 1 — Baba Kailli. 2 — Er Meydanı, OI’EHA (6Û82İ) 1 - Gönülden Şeşler, 2 — Gangster Tuzağı, x( HEY YA (60852) 1 — Cezayir Dansözü ıTürkço). 2 — Ateş Bekçileri.
A.NKARA
AN KAKA (23432) 1 — Unutulmaz Günler, 2 — Petrol Kıralı. ||üYÜK (15031) Fedailer Kalesi.
CEBECİ (iak46) 1 — Dişi Haydut. 2 — Yıkılan Saadet.
PARK (11131) 1—Şehitler Kule-el. 2 — Sızlıynn Kslh.
SI'S (1407]) Sonen Rüya. SÜMEK (14072) 1 — Doktor
Model Arıyor. 2 — Hayat Mektebi.
CLirs (22294) 1 — Gülen Gözler. 2 — Kanlı Gölge.
YENİ (14040) 1 — Cifte Hayat.
3 — Dökülen Yapraklar. Geceleri «aat 21.15 te Zati Sungur4 •m temsilleri.
GAH GAZJSObi; İtalyan Ak r o butlan,
İZMİR
ELHAMItA; 1 — Altın Kelepçe. 2 — Mnekeli Frene. 3 — Kıskanç Kadın.
LALE 1 — Gaip Ormanlar Hâkimi. 2 — Hüenü Yueufun Aşkı.
TAYYARE: 1 — Açıkgöz Periler Arteında. 2 — Kadınlnr DüşmzGA.
TAN 1 — Gaip Ormanlar Hâ-
kimi. 2 — Hüsnü Yuaufun Aşkı» YENl SİNEMA: 1 — Naınun Sözü. 2 — İstiklâl Madalyası, j 3 — Tarzan Ne\v-York hı.
MEI.EK: 1 — Aşk Sultapl. 2 — Çaylak Hafh’c Zindanda.
DEVLET TİYATROSU TEMSİLLERİ
SES I
TİYATROSUNDA
29 haziınn perşembe saat
21.30 dan İtibaren
YALANCI
Komedi 3 perde
Biletler 8 E s Tiyatronundu «atışa çıkarılmıştır. Telefon: I93IİH
UÇAK - TflEN . VAPUR
(İİ LEC EK OLAN I Ç AKLAR
9.35 D.H.Y. (Türk) Ankara-dan. — 9.45 D.H.Y. (Türkl
Burundun. — 9.50 D. H. Y.
(Türk) İzrnlrdrn. — 15.35 D. H.Y. (Türk) İskenderun, Adana, Ankurndan. — 15.50 UngUiz.) Londra, NIh, Roma. Allnndım, — 16.30 D. H. Y.
(Türk) Erzurum, Elâzığ, Mala t va. Knvserl, An karadan. — 18.05 D.H.Y. (Türk) izinliden.
— İR 30 C.G D.T. Kahire, Bey-
rut tan. — .18.36 D.H.Y. (Türk) Ankaradun. — 21.10 P.A.A.
(Amerikan) Nmv-York, Boulon, Londra, Brüksel. Milnllil.cn.
GİDECEK OLAN İ t Ahl AK
8.30 D.H.Y. (Türk) Hursu-yn. — 9.00 L.A.l. I hülyan) A-tlıın, Komaya. — 0.00 D.H.Y, (Türk) Ankara, Mnlutyu, Elazığ, D. Bakını. — 9.30 D.H.Y (Türk) An kuruyu. — 10.05 D H.Y. (Türk) Afyon, Konya, Ad un aya. — 10,15 D.H.Y, (Türk tamire. — 10.30 D.H.Y. (Türk) Ankara, Adana, lekendin unu.
— 11.20 D.H.Y, (Türk) İzmiro.
— 16.00 D.H.Y. (Türk) Izınlre,
— 22.10 P. A. A. (Aıın-riluııi) Şam, Kuraşl, Delhi, Knlküta, Bangkok, Honıdiung’a,
GELECEK OLAN TRENLI-jR
8.30 Ankanulnn. — 0.15 An-kurudan (Eks.).
GİDECEK OLAN TRENLER
10.00 Anka raya (Motörlü). — 18.10 Ankara Ifikspreal. — 22.20 Semplon Eka. (Avrupu).
GELECEK OLAN VAPURLAR
(1.30 Dmnhıpınar, Ülgen. Bandırmadan, — 7,00 Anafartn, ta-kund(rımdan. — i|.80 Glromın, İzmlrdcn. — 1'4.3lı Marn kuz. MiKütnyadım. — |6,o« Kodoş, Karadrnlzdcn.
GİDECEK OLAN VAI’VRLAK
9.00 M «rain, Ayvalığa. — ll.oo Tırharı, lzrnire. — n.oo Sus. Mudanyaya. — 18.01) Antalya, hnroza. — 20.00 Dıiınlupınur, , Ülgen, Bandırmaya.
A N K VIIA :
7.28 Açılış ve Program. —
7.30 M S Ayarı. — 7.31 Bando Müzikleri (pl.). — 7.15 Haberler — M,(Kİ Halil Parçalar (pl ). — 8.30 Moaarl-En Majör Obuaİı Kuartet ve Do Majör Flüt ve Harp Knnçvrioı«u)Hh(n 1 İnci Kısım (pl.ı. — 9.110 Kapanış.
12.28 Açılış ve Program. —
12.30 Şarkılar. — 13.İM) llahtır-
Jer — J3.I5 Sinema Orguyla Melodiler (pl.). — 18.30 Ö£le
Gazetesi., — 13.15 Karen Komple Söylüyor (pl )- iloo Hava Ruporıı. Akşam Programı vu Kapanış.
17.58 Açılış ve Program. — 18.1)9 .M S.Avnrı. — 18.00 Şarkılar. — 18.30 Konuşma. — 18.15 Caz Orkü.strnlnrın(lnn FrfaldlO Martin pb). — 10.00 M.S.Ayarı vo Haberler — 19.15 Geçmişte Bugün. — 10.2a Cvaur Fram k-I-a Majıîr Kuman v« Piyanı) Sona 11 (pl.). — lfl.46 Konuşma; Maliye Bulca nli|;i Adına. — 211.00 Halk Türkiılnrl — 20.15 Radyo Gazetcel, — 2O.3I| Serbest Saat — 20.35 Tarihi Türk Müziği. — 21.15 Konuşma.
21.30 Dan« Parça hırı ıpl.). — •42.0(1 Konuşma. — 12.15 Varyete Müzikleri (pl.). — 22.30 şarkılar. — 21,15 M.S.Ayarı vo Ha-herlı-r. — 98.00 F’rogıum ve Kapanış.
İSTANBUL:
12.57 Açılış vo Programlar. —
13,00 Haberler. — 13.15 Orkestra Enerleri (pl.). — 13.45 Şur-l(l ve Tuıi ul'-ı , »y 14.20 SrrİH’Şt Saat — 11.3(1 Şarkı ve 3'ıırlıiller (pl.ı. — 11.60 Dana Müziği (plJ. - 15.(Hl Pl m r.ııııhır ve Kapanış.
17.57 Acibe vr Programlar. —
18.110 Caz MüzhM iplJ. — 18.20 Sorbeat Saat. — 18.80 Türküler Geçidi, — 19.00 Ihıberlor. — 10.15 Ifitanhııi Haberleri. — 19.20 Utaıüml Konaervatuarı Türle MumIIcIhI loro Heyeti Kuıı-Hrri. — 20.00 Rudyo Salon Or-kvatı-UHl l.’nu ,t rl. — tO.SO Snlo-lar (pl.ı. — 90.6U Şarkı ve Tür-klIler-Müzcyycn Sonar Işıl. — 21.50 Celebi- Radyofonik Teman. — 92.15 llaberlıır. — 23.0(1 1». mâ MÜKİ&1 (ul,), — 23.3(1
Pınunmılıır vo Kupam?.
ECZAN
EMİNÖNÜ 1 Smhıllah (Eminönü) — Yorgl ((Tnkupııni) — A-rif NaiMt (Alemdar) — Huydur Ycıri (Ltılell) f
BEYOÛLl : Klnvoll (Merkez) — Sıhhat (Merkezi — Keınul Robui (Taluılm) — Fındıklı (Galata) — Tunu (Galata) — Asım (Şişil) — Nişantaşı (Şişil) — Hulıpıoğlıı (Hımköy) — Yani Turan (Kaoıınpaşa) FATİH; İbrahim Balmuınon (Şühzaılulnışı) — Ziya Nuri (Alçaarav) — Yedlkulo (Sunınt-ya) — Nazırn Malkoç (Şehro-mlnl) — Gündoğllu (Kuragıuu-rükı — Haynn Berk (Fener) EYfPî Eyüp SulUn BEŞİKTAŞ; Vıdin — Ortaköy
Soldan «ağıl:
I — Düşmanı kuvvetli (tfcı kel İrim). 2 — Uh; Meşin işleriyle iştigal eder, 3 — Sulu inean-larn da öyle donlr; Muvafakat. •I — Kaba kumaş; Halimlen mcmııuıı olunlar aöyier; Tar^l kunduracının aletlerinden biri.
5 — Ketler; HiHiınlurunizdan biri, (i ileri doğru İHI mir e-dftn; Cild. 7 — Boru »rai. Gözü ııelı; işaret sıfatı. 8 — Kap-dlna gelen. 0 — Ingiliz asalet dnvanhırımlaıı; Sııal vo terıal-tlüt edatı. Kİ — Yaptığın İyiliği mütemadiyen tokcuriu tiki kelime),
\ııkurıdıın unnjlı:
1 — Kuıı aldır dld kelime). 2 — Sunıını; Su, 3 — Kıı üçlenmiş veya çimentolanmış; Coğrafya tnrlınlorlndon. 4 — Sıcakla soğuk aranı Lala gel; GbHlerlş, 5 — İşleri güçleıi e-iine geçeni Icaaka.il yııpmak-tır. 6 — SahİPI Ferj’iıt atlen. 7 — Cenabın '•Eşini kaybryll-yen bir kuş,, a beıızcllfti; Hind prenslerinden^ 8 — Bozukluk (eski terim çoğul); Teral ahlatıl. 9 — Durum; Pederin yanal. lü — Gvruâlııl yap ınAmtMi-na gelir ilki kolime).
BÜNKll HILMACANTN HALLİ
Soldan sııSu:
1 — İyi mıalhat. 2 — Talimat; La. 3 — İkamet; Sel. 4 — Yaııur; Mani. 5 — İçelim.
6 — Donuk; Lo. 7 — De; Kıı-rııhot. 8 — Dallanan; Şu. !) — Ecalî Sekil, lü — Niyabet.
Yııkııritlıııı umıût:
1 — lıi .d (dt'iı 2 — Ynlm; Odam. 3 — 116nen; Yod, 4 — Amin; Ukula. 5 — Amerikan. 6 — Sat; Ruşu. 7 — ’lt; Melanet. 8 — ÖâlûD: K«‘ ö ~ A-lenl; Eşit. 10 — Talimat ul.
Beyoğlu 41041 Kudıköy (İ0872
tuUnbul 24222 Üsküdar 00943
Ankara 00, İzmir 2222
Karmyak!L_!Şrçjj*_____
— Gıyanetldİn Dlvanlıojilıı (Ar-nrı vııt köy) — Mıu’kez. (Bobnk) KADIKÖY: R. Muhtar — F«-ncryolu — Erenköy — A.On far Çafcatay
( SKİ DAR; SolInıiye llEVBEl.İADAı II. ITûllC
IIlYflİADAi Halk
İZMİR: Knranllmı (Yalılar) — Saflık (AİHHiıcakı — Ali Hoy-ruddln (BnHnıuhanc) — Sıhhat (Kemeraitı) — İki Çogındlk (Eşref pasa)
BİLİNDİĞİ gibi, Amerika. Almanya ve Japonyamn kapitülâsyonundan sonra ordusunu terhis etti; fakat, kimsenin görnaodiği müthiş âletlerini âlılaetta pjıı».da(iı.
Bu bir hata mıydı? Sulh, gelip ge-
- ı( 1 ..i ıhllirdi.
Buna rağmen, Amerikalılar yakın zamana kadar, ordu mevcutlarını a-zaltnuya devam ettiler. Bu büyük memleketin idarecileri böylece vatanlarının sıhhat ve kuvvetini muhafaza edebileceklerine kanidirler.
1(M9 senesinin zon altı ayında orduda oldukça mühim bir tasfiye yapıldı: 2000 subay ve 63000 adam, aivU hayata döndüler; 115000 sivil işçi terhis edildi, 51 askeri müesaeae kapatıldı.
1H9 senesi sonunda Quantlco‘dakl “Deniz piyadesinde U müfreze vardı; halihazırda bunların sayısı 8 e inmiştir (Savaş zamanındaki 1010 kişiye mukabil 543 kişi). Bu sene başında 23 tayyare filosu He indirilmiştir; yakında 2 tanesinin de tasfiyeye tâbi tutulacağı çok muhtemeldir. -.---.(i
Bazı propaganda ajanlarının İddia etlikleri gibi, Amerika emperyalist bir savaşa hazırlanan bir devirt olmadığını boylere ispat etmiş oluyor.
Savaş esnasında Amerikalılar 90 fırka teşkil etmişlerdi, içlerinden bir tanesi hariç olmak üzrıe hepsi yanıp kül oldu. Bugün fırka miktarı onu geçmez; * ,ı'
Halbuki Rusyada 175 fırka vardır! Bu mnvazeneaizhk, dünya sulhu için bir tehlike teşkil etmez mİ?
Amerikanın Milli Savunma Bakanı M. Louls Johnson, bu hususu hiç düşünmüyor. Kuvvetli bir şahsiyet ve mücadeleci bir karaktere sahip olan Johnson, geçenlerde:
— Yağı adale haline getirin dt.ve bir emir verdi.
Emri yerine geldi.
Fakat yukarda izah ettiğimiz tasfiyeler yüzünden kendisine imada bulunanlar çok oklu. Bütün bu sitemli sorulara Johnson aşağıdaki sualde cevap vermiştir:
— Bu, son aylar zarfında oldu. Mevcudu arttı. Ordu, 1949 temmuzuna nazaran 4000 kişilik fazla askere sahiptir.
“Milli Savunmaya çok fazla lüzumu olımyan şubeleri kaldırdım; fuzulî şeylere savaş açmış vaziyetteyim. Fakat her yaptığım şeyde güttüğüm bir prensip var: Sccurit.v Co-mes first, ecnimmy Secoııd, ki bunu şu şekilde tercüme edebil iris: önce emniyet, sonra ekonomi.”
Meslekten olan erler
Bu ordunun iyi olduğuna kanaat getirmeliyiz. Zira içinde askerliği meslek edinmiş adamlar ekseriyeti teşkil ediyor. Aynı zamanda bu erler gayet iyi yetiştirilmişlerdir. Sık sık, iyi terbiye edilmiş büyük ve oklukça hakikate uygun manevralar yapılır: Geçen şubat ayındaki F(>rtcx çıkarma nuınevrasmda Üç ordudan 80000 kişi bulunmaktaydı; aynı sıralarda Yukonda, Arctique teçhizatının kıymetini belirtmek üzere tertip edilen ve 5200 Amerikalı ile KanadalI eri alan Suoıdhrlar tecrübesi yapılmaklaydı. Kuzey Karolinada yapılan Su ar mor denemesi, 60000 eri bir a-raya toplamıştı; bu. yeni bir tekniğin ilk tatbikiydi. Uçaklar düşman memleketleri zaptetmek üzere er taşıyorlardı.
Amerikanın askerî çalışmalarım ilmi ve sınat araştırmalar takip etmektedir.
1.551.0(10 klsi
Bu memlekette her şeyin kolayına gidildiğini ispata çalışırsak yanılmış oluruz.
Filvaki Anflerlkan ordusunun her kısmı tasfiyeye tâbi tulıılnıuştuı. Fakat, buna rağmen kara, hava ve deniz kuvvetlerinden müteşekkil olan orduda halen 1.551.U00 er mevcuttur.
M. John.son:
“Bu, müthiş bir kuvvettir” demektedir. Bu erlerin emrinde olan silâhları da düşünecek olursak Johnson’u haklı buluruz.
M. Juhnson:
“Elimizde mevcut olan modeller en yüksek kalitedir, bütün milletle-rinklnden de üstündür.” diye ilâve etmektedir.
Buna da inanılabilir; fakat hepsinin miktarı ordu mevcudu gibi azdır.; 1
Askerî fırkaların çoğunda Birinci Cihan Harbinden kalma silâhlar vardır. Tıpkı bize ynllanılanlar gibi 7 seneliketir. Bu arada en moılern teçhizatı iıavi birlikler de yok değil.
Yeni tank olarak, ordunun elinde sadece mükemmel örnekleri vardır.
En modern bombnrdman tayyareleri olan B 36 1ar sadece 36 tanedir. gelecek ay başlıyacak olan mali seneyi müteakip bu bombardıman uçaklarının sayışı 250 ye çıkacaktır.
Bütün bunlar dünyaya endişe vere-1 bilirdi. Fakat tank devri somı ermiş addediliyor. Amerika Birleşik Devletleri. bütün klâsik telâkkileri değiştirecek olan tanka krnzemeyen yeni bir Alet keşfetmiş bulunuyor. Büyük bombardıman uçaklarına karşı yeni müdafaa tertibatları da alınmıştır.
Amerikalılar imalâtında her an yeni hamleler yapılabilecek olan âletleri, seri halinde ortaya çıkarmayı lüzumsuz görmektedirler.
Zaten, icabında bu silâhları yapmaya yarayacak maddeler, stok halinde muhafaza edilmektedir, Oeçen senenin sonunda mili! savunmanın e-linde 11.000 i avcı olan 36.000 uçak mevcuttu. I
I I milyarı geçen milli savunma bütçesinin yüzde 20 si teçhizat için nİMH.^tır.
11.000 avcının yansından çoğu harpten sonra imal edilmiştir, en a-şağı 2000 i tepkilidir. 5.400 den fazlası hâlen matlup görülen tahsisat-
tan, gen kalan 2.200 ü de Cumhurbaş kanı tarafından Önümüzdeki bütçe yılı için teklif edilen tahsisattan i-uıal edilecektir.
SarıayHıı rolü
İlmi araştırma servisi, imalâtlarına ınüvazl olarak 13.000 projeyi içine alan bb program takıp ediyor.
Gerek )i;hj« gerekse sulh zamanında olsun, harbe lâzım olan insan ve maddeye tanı mânaslyle hiçbir zaman malik uhunayız, diyen Johnson böylece “Heuuplı riziko., pülitikaaım İzah etmekledir.
M. Johnson’un düşüncesine göre pasif fakat kuvvetli kalmak isteyen bir millet, daima ber nevi terakkinin menbaı olup âoi bir taarruza karşı hazır bulunmalıdır.
İşte bu yüzden Amerika sadece mükemmel örnekleri imal ediyor. Gene bu sebeple lüzumunda sen halinde makine yapabilmeleri için sanayicilerle anlaşmalara varılmıştır. Bu alanda yapılan kontratların sayiHi 470 lir. Amerikalılar daima her çıkan yeniliğe çabuk olarak İntibak O-dr biliyorlar.
A. B. D. aynı şamanda hava, deniz ve yedvte kuvvetlerin talim ve terbiyesine son derecede itina etmektedir. Yedekler, harp zamanında federal ordunun içerisinde teşekkül eden ve-
ya muntazam talim gören gönüllülerin meydana getirdiği Amerikalılara has National Oyard ın birliklerinden meydana gelmiştir.
629.000 subay ve erden müteşekkil olan ordunun sene sonundaki mevcudunun 979.000 e çıkacağı kuvvetle tahmin edilmektedir. Bunlar herhangi bir taarruz vukuunda acele olarak toplanabilecek yedeklerdir. Tabii taraz talim görmeleri elzemdir.
Orduyy meydana getiren bütün bu çeşitli unsurlar — ordu, yedek, ilmi ve teknik gelişme sınai hazırlıklar — gözönütule tutulacak olursa M. Johnson un dettiği gibi ”A. B. D. nin ordu kuvveti müthiştir,, denilebilir. Fakat hu kuvvetli silâh altına çağırırken bir gecikme husule gelecektir.
Bu gecikmenin mümkün olduğu kadar kısa olmasına gayret ediliyor. Amerikalılar Avrupa için bu gecikmenin ne gibi zararlar doğuracağını hissetmiş bulunuyor.
Bu şartlar dahilinde Avrupaya âni bir taarruz yapılabilecek mı?
Amerikan Ve Fransız mütehassıslar: “Elbette hu. yeni sıUhlarm imali ile Atlantik Paktının tatbikına bağlıdır” diyorlar, _____
Çeviren; Selva SEZER
HİKÂYE
Bir ziyaret
Yazan: Kurbanoğlu
SOĞUK bir kış günü ıdı. Zehir gibi esen bir rüzgâr, kocaman otel odasını bannılmaz hale getirmişti. Adam, kalın yorganı altında üşümüş, buz kesen bu o-dada sabaha kadar bir kaç ue(a uyanmıştı. Dışardaki kana tesiriyle donuk bir renge bürünmüş odada nasıl giyineceğim düşünüyordu, Gözlerini oğuşturdu, Lâkın, yine yorgam başına çekip, kafasuu yastıkların anısına soktu. Günlerden beri, aklına geldikçe, kendisine heyecan veren mühim ziyareti bugün, bu soğuk pazar gününde yapnıuğa karar vermişti.
Kalın yorganı altında geceleyin üşüyüp her uyanırında yüreği ezilmiş, ve sanki gözleri bu ezginliğin verdiği dermansızlıkla tekrar kapanmıştı. Şimdi, yine yüreğinin ezildiğini duyuyor, yollarda yürümeğe takati yok, »anıyordu. İmtihan kapısı önünde, sırası gelmeden derhal uzaklaşmak isteyen bir talebenin yılgınlığını hissediyordu. Bu hissin ardından gelen dehşetli bir korku bütün vücudunu sarsıyordu: Çocuğunu görememek korkusu.
“Bugün gidemezsem, bir daha hiç gidemem” diye düşünüyordu. Korkuyor, kalbı çarpıyor, düşünüyor, cesaretini toplamak için başını kaldırıyor, fakat müthiş bir ağırlık onu mütemadiyen yalağa doğru çekiyordu.
Çocuğunun sevimli yüzü, canlı gözleri, pembe yanakları, uçlarında daima tebessümler ürperen tatlı dudakları gözünün önüne geldi ve bu hayal çabucak bütün odayı doldurdu. Duvarlarda. pencerelerde, odanın boş havasında. ellerinde, göğsünde, senelerden beri yakılmamış çini sobanın üstünde çocuğundan bir parça, bir hâtıra şekillenmiş, o-turmuş veya asılmıştı. Peltek peltek söyliyecegı kelimeler kulağında çınlamağa başladı: “Babacığını. neye evde kalmıyorsun?”, “Dur biraz, seninle beraber yemek yiyeceğiz!’’, “Arlık gitme, bizde kal!”
Bu soğuğu yırtıp yataktan bir fırlayabilse, gerisi kolay. Çocuğunu düşününce, gözlerinden a-kan bir kuç daınla yaşın yunakları üstünde (lonuvermesi. yüzüne vurulmuş bir kamçı tesiri yaptı, ileriye atılan bir at gibi, yorganı itip yere atladı. Hemen pan-talonunu giydi, elini yüzünü yıkayıp saçlurıııı taradıktan sonra, ceketini arkasına aldı. Süratle merdivenleri indi. İnerken ceketini giymeye devam etti. Sokağa çıktığı zaman, odndakindcn daha müthiş bir soğukla karşılaştı. Akşam yağan kar caddelerde diz boyu gibi birikmişti. Biraz yürüdü. Bir pastahaııeniıı önünde durdu. Ellerini ıığuştuıar^k vitrindeki şekerlere, çikolatalara baktı. Birden sıcak bir şeyin e-liııden tuttuğunu hissetti. “Bu, çocuğumun sıcak eli utacak herhalde ’ dive düşündü.
— Baba, bu çikolatalardan al. Arabanın üstüne nasıl da yüklemişler ?
— Karlı yolda arabayı nasıl taşıyacaksın t
Çocuk biraz düşündü.
— O da var ya! dedi.
— Babacığım, blskül de alalım.
— Alalım evlâdım. Annene de bir şey almayacak mıyız?
— Alacağız. Şu köşeli böreklerden al.
— Onlar börek değil, pasta. A-dı da piramit.
Bu söz, çocuğunun bu buluşu ona geçmiş günleri hatırlattı.
Karısını ilk gördüğü gün, o-nu bir gül dalımı benzetmişti, öyle taze, öyle kıvrak bir genç kızdı. Gözlerinin tatlı rengi, dudaklarının kızılcık rengiyle birioşti-ği zaman, sanki bu yüz, içmeğe
duyamadığı keskin ve in»anın başını sonsuz bir aşkla saran bir içki idi.
Sokaklar ne kadar tenha! insan bu şehrin halkı soğuktan başka bir vere göç etmiş, sanacak. Fakat, adamın kafasının İçi o kadar kalabalık, öyle güzel hâtıralarla dolu ki, sokakları tenha bul-mek şöyle dursun, her adımda, karisiyle beraber mesut geçmiş yılların izlerini görerek caddeleri, sokakları her zamankinden daha kalabalık buluyor.
— Sevmek ne kadar tatlı?
Karısı, bütün kuvvetiyle kocasının koluna asılıyor. Sanki kalbinin içine girmek istiyor.
— Bugünler hiç bitmesin istiyorum! diyor Bu sözleri söylerken. dudaklarının Öyle bir titreyişi. öyle bir saadetle ürperişi var kİ..
— Sevgilim, her şey bizim elimizde. Bir bahçenin gülleri, biz onlan soldurmak istemedikçe, mümkün mü solsun?
— Sana bütün sevgimle inanıyorum.
Çok güzel günler geçirdiler.
Adamın kalbi derin bir heyecanla çarptı. Karlı yollarda düşünceler onu başka başka his â-lenılerinde dolaştırırken, soğuğu hissetmiyor, mesafelerin sağından solundan nasıl akıp gittiğini far-ketmiyordu. Fakat, başım kaldırınca burasını derhal tamdı. Sevgilisiyle en tath aşk sohbetlerini burada yapmıştı. Saatlerce haşhaşa, yorulmadan, dinlenmeden konuşurlardı. Yorulmadan bir-hirleıini severlerdi. Elleri birbirinden ayrılmasın isterlerdi.
— Şu saati durdursak!
— İsterse durmasın, zamandan bize ne! Onunla bağlı nuyız?
Adam sevgilisinin avucunun i-çini öperdi. Sevinç, aşk demlerinde içimizde zaptedilmeyen bir kü-heylândır.
O, bir kızı olsun istemişti. Fakat, uzun süren doğum ıstırapla-undan sonra doğan yavrunun erkek olduğunu müjdeledikleri zaman, sevinci az büyük olmadı. Varlığından yeni bir hayata can vermiş karısının yorgun melek yüzünü okşayıp, alevli dudaklarım öpünce kendisini saran saa* det, içinde hâla çağıldayan gür bir kaynaktır. Şimdi, elindeki paketlerle eve giderken, karısından ayrı geçmiş uauıı yılların birden bire süinıverdığiııi sezer gibi oluyor, işinden evine dönen bir adamın huzurunu, rahatını duyuyordu. Sabahleyin kalbini yoran ezginlik yavaş yavaş hafiflemiş, dizlerini büken deı inansızlık azalmıştı. Eski günlerinde sokaktan gelince kapıda kendisini karşılayan iyi kalbi! karısının yüzünde beliren tebessümün Udini tatmağa susamış taptaze bir heyecan, adama kederlerinin hepsini u-;nutturnuıştu.
Evin önüne geldiği zaman, kalb çarpuılılarındakı eski ağrı yerine, bir ferahlık hissetti. Zili çah dı. Biraz bekledi. İhtiyar bir kadın kapıyı açtı. Buruşuk yüzünde ne bir elem, ne de bir sevinç ifa-s desi vardı.
— Kendisi evde yok, dedi Çocuklu itt i-.iber çıktılar.
İhtiyar kadın biraz durdu ve ilâve etti:
— Çocuğu görebilmeniz için, istediğiniz, yere gönderectk.
Adam hiç cevap vermedi. Kapıyı yavaşça çekip kapadı. Hayalete benzeyen bu çehreyi gözlerinden silmek istermiş gibi elleriyle yüzünü örttü. Sonra, ayaklarını sürüyerek karlı yollara daldı. Kafasının içimle bir çekiç, muntazam fasılalarla ve Ahenkle:
— Güzel günler gitti gider! Güzel günler çitti gider! diye in-leyerekten. gûya bir örs üstünde adamın ıztırabını perçinliyordu.
İ8 Hudran 1930
YENİ ISTAN B ü L
Sayfa 8
Limanlarımızda
ŞİMDİYE kadar yaptığımız bir çok işlerde, bu işlerin neticelerini cüz-jyetten ziyade kül üzerindeki tesirlerini düşünmeksizin, bizlerden çok evvel aynı yollardan geçmiş ve neticelerini daha evvel görerek ona göre ıslahatta bulunmuşların, en son İktisadî ve verimli buluşlarından zaman ve para kaybetmeden İstifade etmemiz lâzım iken, bunlara yon çizmemiz veya göremememiz en büyük ha-tamııdır.
Bilhassa tatbikî işlerde, kitap edebiyatından ve merkeziyetçilikten ayrılıp, biraz da işin ameliyatını bizzat yapan ve dünya üzerinde tetkiklerde bulunmuş, aynı vasıfta muhitteki insanlardan gelecek mâkul ikazları nazarı dikkate alarak, yo) değiştirmek daha doğru olur.
İşte bunlardan bir tanesi edan, hah İnşada ve inşası mutasavver limanlarımızda tarama işleriI
Ümumf olarak tesis ve işletme masrafları ve bu muhtelif tesislerin işletme tarzlarında vereceği randıman bakımından bu işleri iki kısma ayırmak icap eder.
A — Hali inşadaki limanlan taramak ve bu tarama ameliyeainde elde edilecek malzeme ile imlâları yapmak (Bilhassa en iyi imlâ malzemesi kumdur)
B — İnşası çok zaman evvel yapılmış ve zamanla dolmuş limanları tekrar kabili istifade hale getirmek. (Fırtınalı denizlerle her zaman dolan ve daimi bir tarama ameliyesini icap ettiren Zonguldak ve zaman zaman taranması icap eden İnebolu. Amasra. Haliç ve bunlara mümasil yerleri Hariçte de. Süveyş, Tanama, Şattülarap, New-York, (Cheasapeal. Philadelphia (Delavvar nehri) Los Angeles gibi yerler.
Bugün mevkii tatbıka koymak mecburiyetinde olduğunu a birinci hale göre, deniz tabanının tabiatı muhtelif evsaf arzetmesi, en mühim rolü oynar.
Sahillerimizi çeviren^ denişler ye-pl saman teşekkülleri/az miktarda karalardan aşınıp rüzgârlar ve yağmurlar VMilasiyle denizlere sürüklenen kara döküntüleri, daha çok da •tır denizlerin hırpaladığı sahillerin •|inme»( ile tevekkül etmiş, kum sığlıklardan müteşekkildir. Met ve cezir sahillerimizde hemen hemen hiç hissedilmeyen bir hâdisedir.
Binaenaleyh, sahillerimizin tamamen sığ deniz evsafını haiz olması ve yukarda zikredilen hâdiselerin tesiriyle teşekkül etmiş arazide kum ve iri kumdan ibaret, taranması çok kolay, dolay isiyle maliyeti çok ucuzdur.
Halbuki bizde düşünülen ve üç küsur milyonluk kısmı mübayaa edilân • Seyhan tarak gemisi ve açık deniz Gayret romurkorlU vo ilerde tamamı, ÜÇ çamur dubası ile beraber beş milyonu geçecek olan teshin, çalıgauh çalışmasın. işletme bakım ve amortisman masrafları da aepçde on az 600.000 lira civarında olacaktır. Hele bir de çamur dubalarına yüklenen tarama m*ilmesi, tekrar çamur dubalarından pompalarla imlâlara aktarma edilmek islenirse, ikinci lur işletme masrafı meydana çıkar kî o vahit bu iş, bataklığa dllş-müş insamn çabaladıkça daim huda çamura gömülüp kaybolmasına benzer.
Bu kısmı âzami kurulmuş ve gerisi de kurulmakta olan tesisin kendi nefsi işinden başka inşaata yapacağı faydalar İmlâlarda hiç bir vakit su sathından aşağı üç buçuk metreden yakarı çıkmayacaktır. Çünkü bu türlü kovalı taraklar tabanı kil, çamur, özlü çamur ve büyük çakıllık gibi emilmeğe müsait olmayan limanlar ve nehirlerde kullandır. Ko-valşrla aldıkları muzahııiatı, altı a-Çihr ve açıldığı zaman dibe sarkan kapaklarıyle beraber çektiği üç metreyi geçecek klepelere doldurup. İi. munlarda, liman harici derin sulara, nehirlerde ve kanallarda ise harice veya müsait göller varsa gollere götürüp boşaltır voya başka bir emici Sistemle kenarlardaki çukurlara basarlar.
Bundan böyle taraklarla (dipten yukan aldığı malzemeyi hemen ittisalindeki dubaya vermeğe mecbur
tarama işleri
Yasan: Faruk YÖNTER
olduğundan) nâkıs üç buçuk metreden ısu sathından üç buçuk metre a-şagn yukarı yapılacak imlâlar için müteahhide metre mikâbında vasati allı hra ödenirken, her ne garip hık. met. tatbiki akla gelmemiş (!) mukayeseleri kısaca aşağıda zikredilecek, daha basit bir sistemle çok bü. yük para tutan imlâları bilâbedel (bedava) temin imkân dahilindedir.
Haddinden fazla masraflı ve buna nmimeten çok (kısır) bir sistemin seçilisi apaçık bir belâhet ve bütçeyi ızrardır.
İnşası müteahhide ihale edilmiş veya inşası mutasavver ve taranması icap eden limanlar Trabzon, Sam* sun» İnebolu, Amasra, Zonguldak, E, regli, İstanbul, İzmir ve Menün (İstanbul limanının Haydarpaşa ve Kız-kulesi arasındaki sahanın en münasip yer) olduğuna göre böyle bir şey mevzu bahaolmayacağından diğer limanların tabanı kum ve iri kumdur.
Bugün inşaatı oldukça ilerlemiş cilan Ereğli limanım misal olarak ele alırsak bu limanın hitamında lak" rlbl olarak 2.000.000 metre mikâp imlâya mukabil, taban onbir metreye indirildiği takdirde de takriben 1.200.000 metre mikâp da tarama amellyeai vardır.
Seyhan tarak gemisi nazari olarak saatte $00-1000 ton tarayacak denmekte ise de, kovalarla çıkacak mu-zahrafat su dahilinde askıda ve ba-zan da kovaların dibine yâpışıp geri gideceğinden, manevra zamanlan, ft-rızi aksamalar da hesaba girince hiç bir vakit 500 tondan fazla taraya-maa. yani a^ağı yukarı iki yüz metre mikâp.
Binaenaleyh 1,200,000 metre mikâptık tarama ameliycsmi 750 iş gününde ikmal edecek, günlük işletme, bakım ve amortisman masrafları 2400 Hra civarında dolaştığına göre, hiç durmadan çalışırsa 2100X750= 1.800.000 liraya limanı taramış alacak, fakat bu müddete fena havalar, tatiller vesair ânzi aksamalar için %85. bu zamanların işletme ve bakım ması avlarına da ( (30 ilâve edersek günler 037 ve bu fazla günlerin masrafları da 3d0.üûû Hra, tamamı 3Ö0.000+1,800,000=2, İOO.OOO liraya ve bunlara ilâveten 1,200.000 metre mikâpHk imlâya da vasati 7.200,000 lira ödeneceğine göre bu işlerle ilgili masrafın yekûnu
2,100.000 + 7.200.000=0,360.000 liraya baliğ olacak ve bu limanların inşaatı temadi ettikçe alabildiğine, nâmütenahi yükselecektir. Bilhassa Trabzon, Samsun ve Mersin gibi çok büyük masrafları icap ettiren limanlar gcUönüne getirllirşe» rakamların ne kadar büyüyeceği daha aşikârdır.
Halbuki emici sisteme geçilir ve lekl dvniz vaaıtalarunn hırıpden istifade etmek şaetiyle (lâulcttayin bir dubal bu tesis dahilde yapılırsa 200.000 liralık Wv vasıta uışaat masrafına ve senede en Haala 150,000 liralık işletme masrafına mukabil, ta-»ama miktarı kadar imlâ, su sathından yukarı üç buçuk metreye kadar bedava yapılır.
Hulâsa olarak bir tarafta 5.000,000 luk Hır vasıtalar grupunun her limanı aym mamaflâriâ taradığım kabul etsek, ki aşağı yukarı bu köyledir. (Kovalı taraklat* saHaıılüaıdan mütecasir olurlar Bu sebepten iş günlen yine akaaı i Neticede îrı.uuo.odo ikayı bulmasına mukabil emici sistemde. taş çallaau 5.000,000 lirayı geçmez. Çünkü kovalı sistemde 2500 - 3000 beygir kuvvetine ve 80-90 kişiye mukabil, emici sistemde 400 beygir kuvveti ve 15 kişi yetişir. bu, dünyadaki bu gibi işleri görüp tetkik etmiş olmak ve basit bir hesap meselesidir.
Bütçede türlü tasarruf çareleri a-uınukcıı, yaptıkları işde müspet fikirleri önleyip bir (robot) gibi çalı, şan. mütebasbıs, teknik edebiyat kahramanları; hâlâ devamda olan yanlış, verimsiz ve dolayısıyle memleket İçin çok bahalı bir sistemde ısrarları ve bu gibi İulerc nüfuz imkânım henüz bulamamış olunlann ınugaluta ile ucızlvrimlvn istifade imkânlarını araştırmaları ve bu gibi hallerde müşkülleri bertaraf ederek yine yağ gibi su sathında kalmaları artık ilânihaye imkân dahilinde değildir.
Doğuda pamuk az olmasına ve dolar kıtlığına rağmen pamuk istihlâk) arttı
Londra (Hususî) — Amerikan pamuk istihsalinden arta kalan miktarın 71 2 milyon balyadan daha uz olduğu tahmin edilmektedir. Bunun I 1 2 milyonunu hükümet elinde hu-lunduıacaktır. Diğer 3 milyonu ine serbest bırakılacaktır. Geçen yıl serbest kalan miktar daha da aa olup, 112 milyon idi. Bütün dünyada istihsalinden arta kalan miktarın büyük bir kısmı Amerikan istlh.Hal fazlasına aittir.
Amerikan mahsulü 4 milyon balya azaltılır ve Amerika dışında mahsul 11, 2 milyon arttırılırsa, gelecek mevsim mahsulünün bu mevsim mahsulüne tekabül edeceği beklenmektedir. Yani, arta kalan miktar 2 1/2 milyon artacak, dünya mahsulü 2 1/2 milyon inecektir. Amoıikıula azalan miktar, diğer memleketlerde mnhsıılün arttırılmadı .voliyle telâfi edilecektir. Pa-rlte endeksinden anlaşıldığı üzere, gelecek mevsim için takviye fiyatı bu mevsim fiyatının ya aynı olacaktır, yahut da bu fiyatı geçecektir. Daha önceleri, takviye fiyatının daha az olacağı tahmin edilmekteydi.
Doğuda pamuğun az olmasına ve kâfi miktarda dolar bulunmamasına rağmen dünya istihlâki az bir miktarda artmıştır. Gülecek mevsim bu istihlâk, endüstriyel kumarların istihlâki dolayısıyla do. daha, fazla artacaktır. Dünya pamuk ticaretinin hemen hemen yarwm» tesir eden dolar kifayetsizliği güçlükleri yavaş yııvaş kalkmaktadır Marshall Yardımı a-zaltılmakln bamber^bu yardımın daha biiyük bir kısmı pamuk üzerine sarfedilccektir.
Sentetik rekabet fazladır. Pamuk flyatluvh talep ve teklife göre ayarlanmaktadır.
Kısa Haberler
Filipin şeker mahsulü tasarıları- 1 1
★ Manila, «Hususi) ~ Filipin şeker mahsulü 1950 - 51 movsinıl için 1.065.050 ton alarak tahmin edilmiştir. İlk Hefn olarak harp öncesi »enderindeki istihsal seviyesi elde edilebilmiştir. İhracat 952.000 tonu bulacaktır. Eylül ayında toplanacak olan yeni mahsul, miktar bakımından 700.Oüü tonluk 1949-50 mahsulünden Çok daha fazla olacaktır. Bu artış. daha fazla araziye ekim yapılması ve geçen seneki kürakhğa mukabil bu seneki yağmurların iyi ve \a-kıtli yağması (julayıaiyİvdir.
Amerikan ham ipek İNtihlAkiııtle mühim artış
★ Washmgton, (Hususi» — Amerikan tabii ipek istihsali mayıs a-yuıda 1.876 balya olup lf)4S ocak ayından beri en yüksek aylık rakamı leşkil ölmektedir. Bciylcce. hu senenin :lk beş ayında istihlâk ilk defa olarak 3,510 balyaya baliğ olmuşlm. UH» uçak - mayıs devresinde ialihlAk 15.116 balya İdi.
İthalâtçıların ve tacirlerin ellerindeki stoklar 8.183 balyaya Lrıdi-î'ilmiştir. Bu miktar bir ay önce 10 021 ve 31 mayıs 1910 da 19.162 balya idi.
Batı Alman.,umu kaıvun ihracatı
★ Bonn (Hususi) — Almanya îaşe Bakanlığı, Almanya hayvan yetiştiriciler teşkilâtiyle mutabık kalarak Almanya İle ecnebi memleketler arasımla yapılan ticaret anlaşmalurınıia besi ve damızlık hayvan ihracatım temine muvaffak olmuştur.
1949 senesinde aB(ı Almanya, başta Belçika, İsviçre ve İtalya olmak üzere muhtelif memleketlere
Al nur pamuk epekülâayoııu
tskıindorlye t Husus» — Senatör Abdül Selâm Mahmut Reyin Senato-da "ınhlaaroıların hayli pamuklar a-hm aatımiu diye vaaıflandırdıftı durum ııotlceslndo takenderiyo ileri pamuk plyaaalannda, hor gün mua> «nnı Norvotlor kaybedilmekte veya kazanılmaktadır.
Haslıanda İHkcnılorlveyo pamuk aevketmek mecburiyetinde olan an fıçılar iki milyon aterllng kıymetinde bir aiyanla karşıUenıışlardır. Bu ay başında, satıcılar alıcılara 499,000 kantar pamuk tealim etmişlerdir. Bunun 80.000 kantarı, npoalflkaeyonlara ujmınmakta olduğundan, alıcılar, bu satıcıları, piyasaya hâkim olan muayyen bir gruplan yükack fiyatla pamuk satın alıp telâfi etmeleri İçin zorlamaktadırlar. Hükümet de bu hareketi teşvik ettiğinden, Batıcılar itiraz etmektedirler.
Sabık Başbakan Abdül Hadi Paşanın bildirdiğine göre, hükümetin spekülatörlerin faaliyeti hakkında tedbir almadığı takdirde, İskenderiye ileri pamuk piyasalarının yeniden a-çılması büyük hir hatadır. İskenderiye pamuk pJymuım
İskenderiye (Hususî) — Mısır yerinde teslim pamuk piyasasında son hafta zarfında satışlar 7.340 balyadır. Geçen hafta hu miktar 7.778 bAİ-ya idi. Ticaret oldukça faaldi. İş hacmi, sonenin hu mevsimi için tatmin edici durumda idi. Daha ziyade Kar-nak ve Monufi kalitolcri üzerinde iş yapılmaktadır. Yeril fabrikalar. Aşmuni yerine bir miktar aşağı kaliteli pamuk teklif etmişlerdir. Bunların da fiyatı çok yüksek olduğundan pek satılamamıştır.
1.9 milyon dolar kıymetinde hayvan ihraç etmişti.
Alman - İtalyan ticaret konuşmaları
★ Bonn, (Hususi) — Salahiyetli bir Alman mahfilinin bildirdiğine göre, Romadaki Batı Almanya delegesi, İtalya ile yeni bir ticari anlaşma yapmak için giriştiği müzakereleri tahmin ettiğinden daha güç bulmuştur. Başlıca İki gÜQİUk vardır:
1 — Partiler tediye üzerine havale almayı kabul etmiyorlardı. Çünkü henüa Avrupa Tediye Birliği teessüs etmiş değildir.
2 — Almanlar İlalyanın gelecek ay yürürlüce girecek.olan yeni gümrük tarifesini kabul edecek durumda değildirler. Bildirildiğine göre. Almanyanın kalyaya İhraç etmek İstediği eşyalar üzerine yeni gllmrllk vergileri kopmuştur. Almanyanın ihracatını durduran hu vaziyet oldukça fenadır, çünkü harpten önceki seviyesine erişmek için Almanya ihracatım üç misline çıkarmak mecburiyetindedir. Britanya, Avıısiraiya yıımıırtala-rıııa daha fazla para verecek
★ Avustralya ı Hususî) — Avustralya Ticaret ve Tarım Bakanının Mümessiller Meclisinde bildirdiğine göre, Britanya, geçen senekl kontrat fiyatına nazaran. Avus-tralyadan aldığı yumurtalara daha yüksek bir fiyat vermeyi kabul etmiştir. Müzakereler son kulmak üzeredir ve yeni fiyat yakında tebliğ edllecoktir.
Hülyan zeytin yağı piyasası
★ Milfttıo (Hususi) — Gecen hafta Llguriun zeytin yağı piyasası durgun geçti. Tunus ve Kuzey Af-rikadan alınan ve İtalyada rafine hale sokulan nalürel zeytin yağı
Devlet fabrikalarının hususî teşebbüse devri
İzmirli sermayedarlor, şeker fabrikalarını istiyor tamir, 27 (Huauri) — tflctırıeler Bakanlığı, Devlet elindeki fabrika ve İsletmelerden bir kısmının olve-rigli şartlar altında uaun vâdeli kredi yollyle huauel teşebbüs rahiplerine devri için yarın aaat 17 de Ticaret Odağı salonunda bir toplantı yapılacaktır. Fabrikatör ve sermayedarların iştirak edecekleri bu toplantıda bilhaaaa şeker fabrikalarının, çimento. demir gibi sanayiin hususi sermayedarlara devredilmesi görüşülecektir. Sermayedarlar fabrikaların mü-bayaat fiyatı ile devir şartlarını hü-metten latlyeceklerdir.
Şeker fiyatları indi
Fakat şeker şirketi cumaya kadar şeker satamıyor
Şeker fiyatlarında tenaHât yapıldığı yaaılmıeiı. Şeker şirketinin tfitanhul Satış Bürosu, cuma gününe kadar şeker satışını durdurmuştur. Toptan şeker alun canaf, çikolata, reçel, şekerleme imalâthaneleri müşkül durumda kaldıklarından bahsederek kendilerine daha evvel şeker verilmesini istemişlerdir.
Reçel, marmelât, meyve konservesi yapan bir fabrika sahibi, bir aya yakın zamandan beri şeker fiyatlarında yapılacak tenailâlı beklediğini, bu yüzden bir kısım imalâtını durdurmak pounda kaldığını ^söylemektedir. Bu ifadede bulunan fabrikatör, cumadan evvel yeni fiyatla esnafa şeker verilmesi hususunda ısrar etmiştir. Şeker şirketinin şehrimizdeki bürosu, bu yoldaki şikâyetleri merkeze bildirmekle İktifa etmiştir.
İzmirde çimento fabrikası
İzmir, 27 (Hususi) — İzmirde kurulacak çimento fabrikası mukavele^ sini İmzalamağa salâhiyetli dört temsilci bugün uçakla Ânkaraya gitmiştir. Fabrikanın kurulmasına lüzumlu makineler sonbaharda tzmıre getirilmiş olacaktır.
Sebze ve meyva fiyatları 27-6-1950 gününde. Sobze ve Meyva Halindeki toplan fiyat-
1ar: Kurun
Bamya 90-110
Yerli bamya 170
Patlıcan 55- 75
Dnmateı 12- 20
Dolmalık biber 50- 55
Sivri biber 70- 85
Ayşekadın fasulye 30- 40
Çalı fasulye 15- 35
Ivibak 8- 15
Patates 30
Semizotu 7- 10
Enginar 15- 45
Çilek 70-110
Erik 18- 51)
Kayısı 80-100
Kiraz 15- 3 0
Settgli 30. Sf»
Ağaç çileği 90-120
Visnv 36- 65
Taze üzüm 60
Elma 30
Karpuz 25-140
Kavun 80-140
alış verişi durmuştur. Şimdi yapılan bazı ufak tefek sevkıyatlar ancak az miktardadır.
Toskann piyasası, aksine olmak, iyi olup Güney Amerikadan Tunus, Fransız, Kuzey Afrika rafine yağları için talep vardır. Lucea'da en iyi. saf. birinci kalite yağ kilo başına 110, 150 liret olarak fiyat biçilmiştir. Alelâdc y ığ yani ikinci HhIKc, ise 380. 390 11-I «•(tir.
Güney İtalya piyasası durgun o-lup piyasa şeraiti ve fiyatları değişmemiştir.
Ankara Pamuk kongresi cuma günü toplanıyor
Kongreye iştirak edecek delegelerden bir kısmı standardizasyona taraftar değiller
İzmir, 27 (Huaual) — 30 haziranda Ankarada Ticaret Bakanlığında toplanacak pamuk standardı nizamname taaaıısını tetkik edecek kongreye iştirak edecek Ege bölgesi temsilcileri yarınki uçakla Anka raya hareket etmektedirler. Heyete, İhracatı Kontrol Dairesi Müdürü Ah Emre. Pamuk İhracatçıları Birliği heyetinden üç temsilci, İzmir Pamuk İhracatçıları Birliğinin de üç temsilcisi dahil bulunmaktadır. Toplantıyı Ticaret Bakanı Veli Beşe a-çacak, bir pamuk müstahsili olan Başbakan Adnan Menderes de bu toplantıda bulunacaktır,
Ankara Pamuk Kongresi, ponıuk-lârımunn gelecekteki satış durumu ile yakından ilgili bulunması itibari-le Ego bölgesinde büyük hararetle karşılanmıştır. Tüccar delegeler standardizasyon taraftan değillerdir.

İkinci Dünya Harbinde yanlış bir görüşle yalnız iç istihlâke hasretmek suretiyle baskı altında tuttuğumuz pamuk, harp sonrası ihracat ticaretimizde ehemmiyeti gittikçe artan bir mevki almıştır.
Bunları kısaca izaha çalışalım:
1 — Arzettiği kalite hususiyeti 1-tihariyle ahoüarın bilhassa Ege akala pamuğuna karşı gösterdikleri alâka ve istek bu bölgede pamuk ziraatl-ni gittikçe genişletmektedir. Bu vü 170 bin balya olarak tahakkuk eden rekoltenin, önümüzdeki sone 200 binin üstüne çıkacağı tahmin edilmektedir.
2 — Eğenin mevcut pamuk ıslah istasyonu mıntakanın çeşitli hususiyetler arzeden toprak ve iklim şartlarına göre akala tohumlarını ıslah edecek ve yenileyecek kıyafette olmadığından» pamuklar gittikçe dejenere olmakta vs kalite gerilemektedir.
3 — Memleketimizde toprağı işleme faaliyeti motörlü vasıtalar istikametinde süratli bir gelişme kaydetmektedir. Toprağı traktörle süren ve fakat ekimi mibzer yerine el ile yapan bir kısım müstahsiller bu sone tohumlarının büyük kısmı itibariyle çok yüksek Saw-Gln çırçır makinelerinden meınlekatiınizde iyi netice a-

(tıKıır(‘ViH|ıı, ıııakiııe İle hıığduy harmanı yapılıyor
Çukurova ziraati makineleşiyor
Adamı, 'J7 (Humhİ) — Çukıırovada zlraatiıı ıııntörleşmoal hızlı adımlarla hıklşıri etmektedir. Marshall Yardım Plânının ziraat sahasında da tatbiki, Çukurova /.Iraatçlllğl Iclıı enk İstifadeli olmaktadır. Rıı İse, ekonomik politikamızın ve Iştlhsal dâvamızın ımıvufjak nlmasım kolaylaştırıyor.
Mgrshall Plânı goreğlnpe memleketimize .yapılan >ardımın başlmıgıç tarihinden 1050 mayı* sonuna kadar, Zirai Dmıatmı Kurumu Adana Depo Müdürlüğüne muhtelif tl|i ve modellerde 153 traktör, 166 pulluk, 35 biçer-d(»ğorf 171 ıııllızer, ’JOfi kültlvatör, 30 santrifüj, 37 nuıtoponıp, 3 çayır makinesi gelmiştir. Hıı müddet zarfında uene Mnı^hull Planı dahilinde muhte-llf rirnuılar Cukıırııvaya binlerce Inıktör, pulluk, hlçer-döger, mibzer, külti-vatör, selektör, Hâçlauui- mııklııcsl vesaire İthal etmişlerdir. Marshall Plânından evvel elde bulunan ve hâleıı çalışır hahle olanları da hesaba katarsak, bugün, sırf Adamı hölgeslııdc 1500 traktörün çalıştığım görürüz.


1
r
hnamamaktadır. Bir tek Ayarla tam bir akış halinde çalışan hu makineler. sulu veya sıısua. gühreh veya gübrcslz ziraat yapıldığına göre iri veya küçük çekirdekli olan ve elyaf mukavemet ve uzunluğu bakımından bir çok varyasyonlar aızedcn ve mÛs. tahsil tarafından da en iptidai bir ayırmaya bile tâbi tutuhnıyan pa» muklarımıza intibak edememektedir-ler.
— ( e
4 — Ziraat Aletlerinin ve parçalarının temininde kolaylık görüldüğü halde, aynı pamuğun Ucarete arzım temin yolunda bir kademe olan çırçır ve prese makineleriyle parçalarının ithalâtında döviz temini mühim bir mesele teşkil eylemektedir.
(5 — Cihan ticaretinde yalnız bir
6 — Cihan ticaretinde yalnız bir isimle alınıp satılan ve geniş mikyasta alivre uhş veriş mevsuunu teşkil eyliyen pamuk, sabit vasıflı tiplere irca edilmiş bulunduğu halde, bizim pamuklarımız henüz yabancı maddelerden bile tamamiyle ay irilmiş değildir.
B. K.
Rumen limanlarına gidecek gemilerin vize resmi kaldırıldı
Kumanya Konsoloslugru, Rumen limanlarına gidecek gemilerimizin sıhhat patentlerinin harçlı vizeye tâbi tutulmalarını iatemi(ti. Bu vazıyet karsısında Dışişleri Bakanlığımızın Rumanya Hükümeti nezdlnde yaptığı te.ebhüaler sonunda Ruınen limanlarına gidecek gemilerin bundan sonra harçlı vizeye tâbi tutulmamalın temin edilmiştir.
"Tarsus" un turistik seferi italyada alâka ile karşılandı
Tarsus vapurunun limanımızdan 4 temmuzda hareket ederek Akdeniza de yapacağı 16 günlük turistik sefer yabancı memleketlerde de büyük bir rağbet görmüştür. Bu cümleden olarak 200 İtalyan turisti Cenovadan binmek üzere yerlerini tutmuşlardır.
26/VI/1950 Pazartesi
İzmir Ticaret Borsası
Devlet Tahvilleri
New-York Borsası
BugUn
Adana Ticaret Borsası
Londra Borsası
Trabzon Ticaret Borsası
Bradford Piyasası
Şirket Hisse Senetleri
Eskişehir Ticaret Borsası
Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
tenokoli) oıru) Çıplak)
Akala Akala Akala yeril yeril
İstanbul Ticaret Borsası
İkramiyem tahvlUer
J933 Ergani .....
1938 ikrarniycli ....
Mitil MUdulaa X Uiri
IHI
1/2
Müdafaa
••
Demiryolu
II
Borsalarda vaziyet İstanbul s
Ticaret Borseaınüa hııdık fiyatları sağlam durumunu muhafaza etmektedir. Dün en ziyade muhtelit tıp hftik ve ya-pa(}ı üzerinde heraıetlı muameleler ol-muşluı. Dlğvc müdürlerin durumunda kayde değer bu Lahavvül görülmemiştir.
Kambiyo. Esham ve Tahvilât Boraksında yüzde 5 faizli muhtelif tertiple Demiryolu tahvilleriyle, yüzde 7 faizli Millî Müdafaa, tahvilleri üzerine hararetli içler olmuştur. A Km piyaaaaı üUne nazaran daha hareketli geçmiş, külçe altın fiyatı ilerleme kaydetmiştir.,
İzmir :
Dünkü takas hatıennii) hâsıl etliği çekingenlik dolayıaiyle bugün Boraada kuru üzutn piyasası sakin bp manzara arzetnnştlu Pek az miktarda aatıs olmuştur. Dün gayet hararetli olan pamuk piyasası bugün biraz gevşemiş ve düşük fiyatla mübayaalaı yapılmıştır. Pamuk yağında bir değişiklik yoktur. Pamuk çekirdeğine karşı alâka devam etmektedir.
Adana :
Pamuk fıyalİHn sağlam durumunu muhafaza etmekledir. Boraana az ı§ ol-muştur.
Trabzon :
Fındık piyasası gevşek bir durum aızetmektedir. Tüccar, yeni ilân edilecek olan 1950 fiyat baremini beklemektedir.
İMİ
Kalkınma
IUiU( İRlIkrazı 104^ Ullkrazı Milli Müdafaa 1919
1031 1931
1941 1811 1911 Milli
Uam deriler»
Sığır flalamura (kasap) Kİ. Keçi tuzlu kuru kilosu ... Koyun hava kurusu klloau i»
Nebati Yağlar)
Zeytinyağı (E.E. Sımanıvağı (Raf. Ayçiçeği (Rafine
Kindik yağı (Çürük)
Hn kubatı
Buğday yumuşak (Tüc.) Buğday Ofla ............
Arpa yemlik (dökme)
Mimi* #arı (çuvalı) .....
Faaulya tombul ..........
Eaaulya Çalı a«rt .......
Kuşy emi
Mercimok kırmızı kabuk. Morclmok yeşil ..........
Nohut natürol ...........
Tatlı Cuhumlar ;
Ayçiçeği tohumu «•MKMHH Keten tohumu .............
Kendir tohumu ..............
Susam ......;**•••*•*«•
ı e» ıı- tifj! kabuklu *.••(«•**
FINDIB
a) randımanlı
kabuklu tombul ....
b) tç sıra kontrollü ..
Kugduy (Buıali—S«ntı
Sırı Kıa mahsulü No. 3 Kırmı») 1 ” No a
ranuik Middiing (İ4breaı=:8aui)
Temmuz •«•••••••••••»••e•••••••••••(•••
Ekim
Aralık .••••••••••••
liftik 1 Llbreüi=Sent) aaeaaaaaeeatae» rcl(aa& No. 1
Fındık (Llbrc8| = Sent) f^eeaeeeeeeteH Kabuklu veril İri .Ml1
orta
Levanı İç ithal malı v., Ekatra (rl iç İthal malı ...........
huni Uıüm (Llbrcai^Sent) .............
Thompson çekirdeksiz seçme ...
keten tuhunııı (Buşall^Dolar) ... Mİııneapolia ........... .............
Kalay (Llbrosi=:Sent) ..............
Lovha-tcneke- (100 libre dolar)
Kuru Meyvalar i
Fındık (kabuklu eCvrl) ... Fındık (İç tombul) ......
Cevig (kabuklu) .........
Ceviz (İÇ natürol) ......
Buğday yumuşak aateot Buğday sert ..... eeeeeMeet Arpa ............................
Maeett»
Demiryolu IV.......
Demieyçiu v ........
1949 Ikramıyell ...
biterleri
Demiryolu VI
l ««•«••« 11 (U
l* HfM’ (I.
I .....
(•) Gününde B orsada muamelesi tescil edilen em İş tahvilât ve eshamm ara ve talepler» göre taayyün eden takrlb) piyasa değerleri.
KAMBİYO
İsfonbu 1 Borsası
Açın, Kapanış
l Sterling 7.00.50 791-
100 Dolar 281.50 281.60
100 Ft Frangı .) 80 t
100 İsviçre Fr .... 61.03 tH Hi(
lûC Help. Fr î.tkı
100 İsveç Kr öl, 1250 01.125ü
UM) Florin 7a.6M0 ra.naiö
100 Liret 0,44128 0,44»28
100 Drahmi 0.01870 0,01876
ıoo Bepçudoa 9.7390 9.7390
Altınlar
Bugün Baki kur
Lira Linı
Külçe Yerli ür. 4.70 4.68
Külçe Decimsa
Cumhuriyet ... 32 50
Rc^at 37- 36 30
Hö-nıit »«•••••••••»
Gulden 32 70 31.0(1
î nailiz 41 25 41 20
Franmz kok ...
Nopoleon 111 .. —
laiviçro 32.50 —
N«w~Yorlt't* ı omu; | 35
Gümüf, Platin
En aşa ğı En yukarı
Gümüş Gr —
PIAtin ” W.- 11.-
Zürich Borsası (Serbest)
23.0.1950 İsviçre Frangı
Durumu En aşağı En yukarı
Türk Lirası 1 05 1 15
4.31 1.2 •122 12
Sterlini; 1110 11 20
Fransız Frangı 1.22 1.21
Siva3-Erzurum !.,•
M - II.-VII...
I... n..w ın...
Kapanış (•)
22.50 24.-
2ü 40 22.-
21.10 21.-
99.45 100.-
99.S0 101».-
1)9.25 98.-
97.15 UO.—
07.50 110.-
97.50 100.-
97.30 »9.-
100. - 110—
07.50 ııo.-
97.60 90.-
21.80 98.-
20.77 aaao
21,25 100.-
21.40 21.61
21.08 22.-
2 i no 82.-=
21.40 21.45
20.70 22.-
20 90 21.-
21.10 21.05
E«ld Kapanış
Bu# ün 6on Kaptım»
Özüm çokirdekfliz No.v 49- (9. -
tnelr A serisi No. 8.... • W — W-
•’ B nerlal No. 108 U1. - 48^
PMimık Ak Al» i ... 280 — 319 -
Pamuk Akait 11 195 — 100.-
Pamuk Akala III 160.- 16ıl -
Patnuk yeri) 172.8 180 -
Pamuk yağı (rafine) ... 110.— 110.-
Pamuk çekirdeği 13— ıa.îa
Dun Eekl kur I
26ü-— |
— 251.^- 1
33.13 33.32 I
32.76 32.74
32.65 32.70
1 w - 11|
32.- 22.50 I
29.50 21.-
86.- 88.^ 1
U.— 40.- 1
U 1/4 11 1/4 I
3.23 3.85 I
76.87 76.—
7.30 7.30 ,
Şirket Tahvilleri
T.C, Ziraat Bankası H3.5O 20.20
Anadolu D.Y. Tortlp A/B. 112.50 L1L-
• 4 C. —
M u ÇçüO 22.30 69.-
tğ „ Müınes, Senet. 64.- 67.60
Dokuma İlam Maddeleri)
Tiftik (ana mal) .........
Tiftik (Natürel) .........
Yapak Anadolu (Kırkım)
’T.C. Merkez Bankası 124.— 120,25
Türkiye İş Bankası ......... 30.— —
Türk Ticaret Bankası 5.- 5.-
Aralan Çimento 15.25 10.75
Bark Değirmencilik 23.25 23.50
Milli R(?«isürıınn •••••••(••••••«•• 16.25
Ecnebi Tahviller k a* 1 m as
Keten tohumu (Tonu=Storllng) Bombay
Kalkflta
Yer fıstığı Hindistan —•
Tiftik Ij-i mal (Ldbresl=Flyat) 34.— Kom
• 1 Sıra malı ° — 30.- °
Yün Anadolu M •’ M» 20/21 20 21
• e Trakya M ” • •• 1S/21 18/21
İskenderiye Borsası
Pamuk (Knntarı=ralları) Ashmounl Kısa elyaflı F/G K&rnall Uzun elyafiı F/G
Sayfa 6
YENİ İSTANBUL
28 Haziran 1950
BLAVPCNKT - \VERKE GMBH • DARMSTABT • ALMANYA
(
Devlet
Tiyatrosu
BOO ■ ■ • ••
olumu
vo
Cumhurbaşkanlığı Filârmonik orkestrası temsilleri
Bu akşam
Özel program: Üniversite gençliğinin arzusu üzerine son defa olarak

t İSTANBUL SERGİSİ
İÇİNDE
Firma vo mamulâtınızın gayet cazip olarak PROJEKSİYONLA RENKLİ REKLÂMINIZI yaptırmakla, «atış vo kârınızı arttırınız. PROJEKSİYONLA REKLÂMCILIK Kol. Ort
41871 veya 82590 No. ya telefon ederek mütehassıs bir memurumuzu İsteyiniz veya 83235 - 36 No. ile Sergİovlndekf Büromuza müracaat ediniz
Devlet Orman İşletmesi
Balıkesir Müdürlüğünden :
SCHVVEIZERISCHER BANKVEREIN
SW1SS BANK CORPORATION
Basel, Zürich, Geneve
St. Güllen, Lausanne, La Clıaux-de-Fonds
Neuclıâtel, Schafflıausen, Biel
Clıiasso, Herisau, Le Locle, Nyon, Zofingen Algle, Bischofszell, Morges, Borsciıach
LONDON: 99, Gresham Street, E.C.2
11c, Regent Street, S.W.l
NEW-YORK: 15, Nassau Street
4

I
3
Sermaye ve ihtiyat akçesi, İsviçre Frankı : 205,000,000

/
Cavalleria Rusticana, Palyaço ve ilâveten konser
Biletler 9 dan 20 ye kadar Şehir Tiyatrosunda, 20 den sonra Açıkhava Tiyatrosunda satılmaktadır.
Telefon: 42157
llllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll
Dünya haberleri Ecnebi muhabirlerin mektupları
En güzel yazılar En güzel resimler
YENİ İSTANBUL dadır.
Gazete satan tütüncü dükkânlariyle gazete müvezzilerinden isteyiniz. Bulamazsanız, İdarehanemizden tedarik ediniz.
1 — İşletmemizin Çatal bölgesinin Elmagediğl istif yerinde mevcut 669 adede denk 345.634 M3. kayın tomrukları 14 parti halinde 30.6.1950 tarihinden İtibaren 10 gün müddetle açık arttırma suretiyle satışa çıkarılmıştır. Her parti ayrı, ayrı ihale edilecektir.
2 — Açık arttırma 10.7.1950 pazartesi günü saat 11 de İş-
letmemizde toplanacak komisyon önünde yapılacaktır. Beher metreküpünün tahmini bedeli aşağıda gösterilmiştir. Her parti için % 7.5 hesabiyle geçici teminat alınır. (8445)
Parti Adet M3.DS.M3. Beher MS.nUn Kutur
No, muhammen B.
Lira Kuruş
2 74 21 95 22.704 3.410 26.123 36 06 Kalın ince
3 53 25.652 37 50 Kalın
4 47 25.462 37 50 a
5 47 25.020 37 50 •»
6 48 25.525 37 50 99
7 50 26.224 37 50 >•
8 48 25.390 37 50 tt
9 51 23.690 36 86 99
7 1.451 İnce
58 25.144
10 49 23.154 36 65 Kalın
9 1.954 ince
58 25.108
11 34 24.256 37 16 Kalın
4 774 İnce
38 25.030
12 29 25.424 37 50 Kalın
13 14 13.980 37 50 99
14 40 26.081 37 50 99
15 44 25.462 37 50 99
3 — Bu işe ait şartname Ankara Orman Genel Müdürlüğün, de ve İstanbul İzmir Ankara Merkez Bandırma Bursa M. Kemalpaşa ve işletmemiz müdürlüklerinde görülebilir.
4 — isteklilerin belli gün ve saatte milsbit evrak ve ilk te-minatlariyle komisyonumuza müracaatları.
Dünyaca tanınmış AMERİKAN aylık READER’S DIGEST Mecmuasının TEMMUZ sayısı zengin münderecatla piyasaya dağıtılmıştır.
İzmir Belediye Başkanlığından
1 — 1950 İzmir Enternasyonal Fuarının muhtelif kısımlarında yapılacak dekoratif elektrik ışıklama ve tesisleri için muhtelif ampul ve transformatör ve teferruatı Fuar Müdürlüğündeki şartlaşması gereğince açık eksiltme ile satın alınacaktır. Muhammen bedeli 13189.35 lira ve geçici teminatı 990 liradır. İsteklilerin teminatlarını bedeliye veznesine yatırarak makbuzları ile ihale tarihi olan 12.7.1950 çarşamba günü saat 11 de encümene başvurmaları.
2 — Fuar sahasında sergi sarayının B ve C paviyonları ara-
sındaki 400 metrekarelik sahanın kapatılarak paviyon haline if-rağı Fuar Müdürlüğündeki keşif ve şartlaşması gereğince açık eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli 20305.19 lira ve geçici teminatı 1520 liradır, isteklilerin teminatlarını belediye veznesine yatırarak makbuzları ile ihale tarihi olan 12.7.1950 çarşamba günü saat 11 de encümene başvurmaları. (8524)
î 3 aylık YENİ İSTANBUL
-Paris’te Londra’da L o z‘a n’d a İstanbul’da “Ankara’da
Paris’te», Londra’da Lozan’da-İstanbul’da-Ankara’da-
=90 kupon |
> K
T AHSİL = ıo.ooo lira I
TAHSİL - 5.000 lira |








1 1 I


t
“YENİ ISTANBUL”ıın Renkli ve Tenviratlı İLÂN KULELERİ aksim Meydanında Faaliyete Geçmiştir.
Şehrimiz için bir yenilik olan bu kulelere reklâm vermek istiyorsanız, müsait şartlarımızı öğrenmek için 44756-57 sayılara telefon ediniz. Bir memurumuz, sizi derhal ziyaret ederek, gereken izahatı verir.

9

Comments (0)