28 Mayıs 1950 — Pazar
Beyoğlu • Müellif Caddesi 6 - 8
Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
tç politika
Yeni Hükümet
programını beklerken
Yeni Hükümetin yarın Büyük Millet Meclisinde okuyacağı programını herkes merakla bekliyor Bir kaç günden beri bu intizar devresinde bir çok tahminler yapılmakta ve sözleş söylenmektedir. Bize Öyle geliyor ki, bu hal eskiden beri alıştığımız bir Adetin neticesi olmakla beraber, bu defa başlı başına bir ehemmiyet taşımakta ve herkesi haklı bir meraka sevketmek-tedir. Çünkü, şimdiye kadar kabine değişmelerinde ancak şahsiyetler değişir ve olsa olsa bazı koşnutsuzlukları izale için yollar bulunacağı vadolunurdu. Bu vaıtlcrin ne dereceye kadar tahakkuk edip edemiyeceği görüşülür ve ona göre hükümler verilirdi. Fakat, uzun £ir mücadeleden sonra şimdi memleket mukadderatını eline alan parti ve Hükümetin programında merakla dinlenecek bir çok noktaların bulunması lâzım gelir.
Filhakika, düşünülecek olursa C. H. P. ile D. P. nin birleştiği bir çok noktalar vardır. İkisi de Cumhuriyetçidir, ikisi de lâiktir ve ikisi de can ve mal hürriyetine riayetkârdır. Ancak D.P,, gerek programında ve gerek seçimden kısa bir zaman evvel neşrettiği beyannamede bildirdiği bir çok ayrı noktalar üzerinde durmuş ve bilhassa idare sisteminde ıslâhat taraftan olduğunu tebarüz ettirmiştir. Biz, bunlan yeni Hükümetin programında görmeyi merakla bekliyoruz.
Bizim, bu programda büyük bir memnuniyetle görmek istediğimiz şeylerin başında artık devletçiliğe nihayet verilmesi ve hususî teşebbüsün ön safa geçmesidir. Devletçilik, Cumhuriyetin tesis olunduğu zamanlar belki de o zamanki vaziyetlerin zarureti, yahut o zamanki komşumuzun taklidi saikası ile başlamış, gün geçtikçe ilerlemiş ve serbest sahaya ait olması icap eden bütün işlere kadar müdahale e-dllmlştir. Şimdi biz ilk hakikat olarak iktisadi devletçilik siyasetimizden ne kadar büyük zararlar gördüğümüzü kabul ve itiraf edersek, öyle zannediyoruz ki, yann için açılacak yolumuzun aydınlanmaya başladığını göreceğiz.
Memlekette fazla bir tetkike lüzum görmeksizin verilmiş kararlarla kurulan fabrikalarımız, pahalı istihsalleri yüzünden, hayatı ucuzlatacak yerde büsbütün pahalılaştırmışlardır. Bundan başka devlet fabrikalarının pahalı istihsalâtı, hususi teşebbüste yaratmak ve rekabet etmek kabiliyetini bırakmamıştır. Çünkü, devlet sanayii çok pahalı istihsal yaptığından hususi sanayi bundan fazla ucuz olmak hevesini göstermemiş, gümrük himayeleri İse bu sanayii memlekette âdeta imtiyazlı bir hale koynUâşUır. -Ekz.memleketimizde iptidai maddeleri çok bol, istihsali kolay şeyleri yapacak fabrikalara muhtacız, Bunun gayesi memleket mamûlâ-tını kolayca kullanmak ve hariçten gelen mallara nazaran daha ucuz imalâtta bulunmaktır. Aksi hakle sanayileşmenin bir faydası olamıyacağına inanıyoruz. Devlet sanayünin yaptığı zararlardan birisi de, dahil ve hariçte bir çok fedakârlıklarla yetiştirdiğimiz münevver insanların, birer memur olarak oraya girmeleri ve şahsi teşebbüs sahasından uzak kalmış olmalarıdır.
Memleketimiz için büyük paralar sarfiyle vücuda getirilen bu sanayiin şimdi bir rejim değişmesinden dolayı derhal tasfiyesi tarafına gidilmesi de münasip olamaz. Çünkü, bu sanayii kurarken gösterdiğimiz İsticali bu defa da yapacak olursak yine bir çok hatalara düşmekliğimiz ihtimali vardır. Onun için işi ciddi bir tetkik mevzuu olarak ele almak, şimdiye kadar yapılmış olan yerli ve ecnebi mütehassısların etüdlerini gözden geçirmek ve ihtisastan istifade etmek suretiyle iyi bir neticeye varmak hiç de zor olmıyaraktır.
Köy ve köylü ile meşgul olmak öteden beri herkesin en çok arzu ettiği şeylerin başında gelmekte idi. D. P. nin kurucuları senelerden beri vilâyet, kaza, nahiye ve köylerimizde mütemadiyen gezmişler, halk ile daima temasta bulunmuşlardır. Onların, bu müşahedelerden elde ettikleri bir çok kanaatlere sahip olduklarını zannediyoruz. Çünkü, onlar bu seyahatleri esnasında iktidarda olmayan bir partinin mensubu s ıf atiyle halk ile daha yakından temas etmişler ve bütün gördükleri şeyleri, iktidar partisinden farklı o-larak hiç süslemeden ve tahrif edilmeden müşahede etmişlerdir. Bunun, elbette kİ. pek büyük bir ehemmiyeti vardır. Esas karakteri ziraat olan ve bunun başka bir şekle ifrağı hiç de doğru ve münasip olmayan memleketimizde, şüphesiz en fazla ehemmiyet verilecek şey, toprak mahsulleridir. Zaten şimdilik toprağın altı ile üstünden İM ifade edebilirsek, öyle zannediyoruz ki, kalkınma hareketlerimizde en büyük adımı atmış oluruz. Bu cihetten köyün kalkınması ve köylünün ilerlemesi için yapılacak her şey tamamen yerinde olacaktır.
Ecnebi sermayesinin memlekete girmesi, memleketimizin en büyük bir gc ir ihtiyacını karşılıyacaktır.
Şimdi Ani' kan dostluğu ve Marsh a■’ Plânı gibi büyük bir fırsata malik. buUintıym üz. Bundan istifade etıhek bizim göstereceğimiz kabiliyet ve maharete bağlıdır. Bilhassa köylerimizin kalkınması, toprak altı ve üstü servetlerimizin istifade edilir bir hale getirilmesi için, ecnebi sermayesine ve Marshall Plânına karşı büyük bir alâka göstermek ve ondan İstifade etmek lâzımdır Memleketimizde Mar-fîhall Yardın nd.ın istifadenin ancak bu yardım nihayet bulduğu vakit anlaşılabilme «İncen korkmaktayız.
Bu sebeplerden yeni kabinenin programından bckliyeceglmiz en mühim nokta, şahsi teşebbüsün himayesinden ziyade, ona karşı olan engellerin kaldırılması, toprak üstü ve altı istihsalA-tının hususi teşebbüsle ilerlemeni ve ecnebi sermayesinin devlet fabrikalarına d* Ü huıusi teşebbüslere tahsisidir,
Bizim en büyük emelimiz, iktisadi Bahalarda serbest çalışan ve çalışına -Bir ” meyvpRinı toplayan bir memleketin evlâtlar olmaktır.
Hablb Edıb - TOKEHAN
Abone : Türkiye için seneliği 32, altı aylıyı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki mislidir.
>StYASÎ İKTİSADÎ
Sayı 179 — 10 kuruş
Telefon : 44756 - 44757 Santral Telgraf Adresi : Hetlo. İstanbul
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis eden : HABİB EDİB TÖREHAN
İlânlar: 6 ncı sayfada santimetresi 2 liradır. İlânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
tç SAYFALARDA
Sıııır toprakları, merasimle
A nkarada toplandı
Talebenin kahvehanelere rağbeti karşısında
Burhan Belge îtalyaya giderken
YELLERİ
ton içtlmada parti
Arkadaşımız Burhan Belge diin uçakla hareket etti.
hazırlık teriyle meş-lizere divan 23 hnzl-toplantı daha yapa-
Doğu Berlinde kızıl gösteriler
ALTINCI
İstanbul ve Ankarada yapılan Gençlik Bayramı resimleri
SEKİZİNCİ
Spor
Celâl Bayar bu samimi tezahürat a-r&sında Şeref Tribününe dönerek istirahat etmek üzere salona çekildikleri zaman halkın devamlı alkış ve sevgi gösterileri karşısında tekrar tribüne gelerek halkı selâmlamışlar ve daha sonra Hipodramdan ayrılmışlardır.
î K 1 N C 1
Türk vatandaşının çalışmak hakkı
M. Nermi
ÜÇÜNCÜ
Gayeler ve çareler
Fâzıl Ahmet Aykaç DÖRDÜNCÜ
Acayip şeyler
Oğuz Türk kan
“Kadın Aşkları” nın Müellifi (Hikâye) BEŞİNCİ
Mesken dâvasında teknik tedbirler îzzeddin Somer
sona kadar gözleri ve dolduran geçişleri başlamış-
Talebe Federasyonu
takım lü-cdilirkon cevap vo-üzere bü-
Moskova bildirilen bir sabık kaba-af talebin vurmuştur. Taas’a go-blr komü mektupta
Demokrat Parti iktidarı, ziraî ve İktisadî bünyeyi kuvvetlendirmeye çalışmayı başlıca hedef kabul ediyor
KAVAK Y E L L E R I nde küçük, isimsiz bir Anadolu kasabasının
Cumhurbaşkanına verildi
iktisadı ve değişiklikler sızan halk tisadî
Aşırı cereyanlara karşı mücadele takriri, az tadilâtla kabul edildi
GeJ şurada bir kahvehane açalım! Vazgeç, civarda hiç mektep yok, sarar ederiz.
İnönü, muhalefette tutulacak çalışma sisteminin ne olacağını açıklıyor
Ankara. 27 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — C.H.P. Divanı bugün toplantılarını bitirmiş ve bir tebliğ ne^retmiştlr. Divanın 2 gün süren çalışmalarında son milletvekili seçiminin neticeleri ve partinin bugünkü umumi durumu görüşülmüş, üyelerden bir çoğu seçimdeki müşahedelerini açıklamışlardır. Tebliğde “Bütün bu görüşmeler sonunda partimizin bundan böyle bir muhalefet partisi olarak Meclisin içinde ve dışında sarsılmaz bir azimle çalışmayı vazife bilmiş ve seçimlerde seçmenlerin yüzde 10 reyini kazanmış olmayı divan ayrıca teşvik edici bir unsur o-larak kaydetmiştir” denilmektedir.
Tebliğde daha sonra C.H.P. şimdiye kadar olduğu gibi prensiplerin ve açık, tnüs-prograınlarııı takipçisi ola-ve memleket menfaatlerinin
Mevsimlik moda yeniliklerini canlı modeller üzerinde ve şehrimizin mutena semtleri için tvsbit edilmiş enteresan fotoğraflarla yarınki moda sayfalımızda bulacaksınız.
Bulgar Kabinesinde mühim değişiklik
Sofya, 27 (A.A. - Afp.) — Bulgar Hükümetinde ehemmiyetli değişikliklerin yapıldığı bugün haber verilmektedir. Millî Meclis Şurası Balkanı Mlntcho Neltchev. Vladmir Poptomov’un yerine Dışişleri Bakanlığına getirilmiştir.
Savunma Bakanı General Georgiu Danlanov, Sobranya Şûrası Başkanlığına. Savunma Bakanlığına ise General Petre Pantchevski tâyin edilmiştir.
nin asil bet rıık partiler üstünde bulunduğunu e-sns tııüıruh Inm bl rtesanüt ve enerji ile muhalefet ve murakabe vazifesinde memlekete hiiyikk hizmetler edeceğine divanın ittifakla İtimat gösterdiği belirtiliyor.
Yine tebliğde zlkredildiğlne göre parti teşkilâtının merkez ve İllerde bugünün şartlarına İntibak edebilmesi İçin mühim kanır hır alındığı ve hu kararların hazırlaııubilnıeHİ için de parti kurultayının 29 haziranda toplantıya davet edilmesi kararlaştığı kaydedilmektedir.
Kurultay gul olmak randa bir ra k 11 r.
Bugünkü
rıbı Genel Başkanı İnönü muhalefette tutulacak çalışma sisteminin rıe okluğunu açıklayan bir nutuk söylemiştir. Bu nııt-kıin taın metnini üçüncü sayfamızda bulacaksınız.
Şimdilik Doğu ile Batı arasında bir hâdise olmadı
çerçevesi içinden en gerçek renkleri, kâh ümit, kâh lallı, acı hakikatleriyle bugünkü ve her zamanki Türkiyenin bir panoramasını seyredeceksiniz.
Ankara, 27 (A.A.) - Türkiye Milli Talebe Federasyonu dün de toplantılarına Ankara Üniversitesi merasim salonunda devam etmiştir. Evvelki gün müzakeresine» başlanılan memlekete zararlı aşırı cereyanlarla mücadelenin müessir hale getirilmesi hususunda yapılan şifahi ve yazılı müracaatların esbabı mucibesini havi öntasarı ufak tâdillerle kabul edilmiştir.
Dünkü celsede âzadan ve İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği Başkanve-klli Kemal Demircrin Türk gençliği nin bir marsı bulunmadığı ve bunun için federasyonun derhal bir müsabaka açması yolundaki teklifi ittifakla kabul edilmiştir.
Daha sonra W.A.Y. (VVorkl As-sembly of Youth) İstanbul konsey toplantısında Tünkiyeyi temsil edecek Türk delegasyonuna Can Kıraç, Mıi-kerrem Taşçıoğlu «hâlen Brükaelde W.A.Y. merkez idare heyeti âzası). Orhan Anman (t.Ü.T.B.), Vedat öz-san (t.T.U.TB.) seçilmiştir.
Haziran sonunda Brükselc gitmek üzere de Orhan Cemal Fersoy tâyin edilmiştir. Federasyonun bir temsilci grupu dün de İçişleri Bakanı Rükned-din Nasuhlğolu ile uzun ve samimi bir görüşmede bulunmuştur.
Ankara, 27 (A.A.) — Umumi seçim neticesi olarak geri bırakılmış olan 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı bugün Hiuodromda yapılan bir törenle kutlanmıştır.
Cumhurbaşkanının saat 16 da yapılacak olan törende bulunmak üzere gelişlerini takiben önde Türk bayraklarını ve okul flamalarını taşıyan gruplar olduğu halde Cumhurbaşkanlığı bandosunun refakatiyle genç öğrencilerin baştan kalbleri tır.
Resmi gençlik karşısındaki yerlerini almış bulunuyordu. Hep birden söylenen istiklâl Marşından sonra kürsüye gelen Milli Eğitim Bakanı Avni Başman İle Atatürk Lisesinin genç öğrencisi özde-mirin hitabelerinde de ifadesini buldu.
Koşucu ve bisikletçi atletlerden mürekkep bir grup sürekli alkışlar arasında Şeref Tribünü önüne gelerek yer almışlar ve sınır topraklariyle ü-zerinde 19 mayıs 1919-19 mayıs 1950 yazılı bayrağı Cumhurbaşkanına teslim etmişlerdir.
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, sınır toprağını ve bayrağı aldıktan sonha heyecanla ve gözleri yaşlı olarak e-manetleri getiren atletlere şunları söylemiştir:
“Çocuklarım, sîzlere çok teşekkür e-derim. Vatanın hürriyet ve tam istiklâlinin temiz kokusunu neşreden bu toprakları büyük Atatürkün manevî huzuruna takdim etmek için bana teslim ettiniz. Atatürk bize inandığı ve güvendiği milletle beraber çalışarak kurtardığı bir vatan teslim eylemişti. Milli Hâkimiyetin temelini atmış, Cunmburiyetln banisi olmuştu ve nihayet bunların korunmasını siz aziz gençlere emanet etmişti. Unutmayınız, vatanın istikbali, refah ve saadetinin temini Hrrn«n bir'KÜn gizlere gelecektir. Bunun şerefi kadar mesuliyeti de büyüktür. Bu tarihî vazifeye hazır ve lâyık olmaya çalışınız.
Bayramınız kutlu olsun,.,
Emanetlerin böylece tevdiini müteakip Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, öğrencilerin yanlarına giderek her grupu ayn ayrı selamlamış ve gençler bu iltifata “sağol” sesleri ile mukabele etmişlerdir.
geçidi müteakiben, bütün Cumhurbaşkanlığı tribünü
Muhakkak görünüz
Devletin millî sermaye üzerindeki fazyîkına son verildiğine göre, ecnebi sermaye ve teşebbüs için de emniyetli bir çalışma sahası açılmış olacaktır
tün hizmetlerin rasyonel şekilde tanzimi cihetine gidileceği de anlaşılıyor. Bürokratik devlet mekanizmamızın esaslı istifa ameliyesine tâbi tutulması maksadiyle yeni Hükümet, eski iktidar zamanında girişilmiş olan tecrübeleri dc gözonünde tutarak devlet hizmetlerinin verimini artırmak ye kırtasiyeciliğe son vermek için herhalde sistemli bir tasfiye ameliyesine girişecektir. Memur kadroları liyakat esasına göre yeni baştan gözden geçirilirken hiç bir vatandaşın mağduriyetine meydan verilmlyccek buna mukabil zamanla para tasarrufları sağlanarak bunlar iş verimini artırmak suretiyle halka, nisbî refahlarını teminat altına almak suretiyle de memura intikal ettirilecektir.
Muhakkak olan şey gerek D.P. Meclis Grupunda gerek B.M.M. de Hükümet programı üzerinde geniş ve esaslı müzakerelere şahit olunacağıdır.
Berlin, 27 (Ap) — Doğu Almanya-nın komünistler tarafından sürüklenen gençliği bugün Hitlcr devrini hatırlatan merasim gösteri ve bandolarla harp sırasında ölen Rus askerlerinin hatırasını anmıştır.
Führerln eski Şansöliyelik binasının harabelerinden kaldırılan mermerlerle inşa edilmiş bir Sovyet anıtına çelenkler konulurken komünist “Hür /liman Gençliği" hareketine mensup mavi gömlekli 3.000 den fazla genç dimdik hazırolda duurmuşterdır. Doğu Berlinin Treptov parkında yapılan bir saat süren merasim her bakımdan mazi devrindeki geçit resimlerine benzemiştir.
Daha bir kaç yıl evvel Almanyanın baş düşmanı öten bir memleketin harp ölülerine yapılan bugünkü tazime Doğu Alrı Lnyanın her tarafından Berline getirilen 370,000 kadar gencin ancak bir kısmı iştirak etmiştir.
Çelenk koyma merasimi sırasında verilen demeçlerde alelusul batılı müttefiklere hücum edilmiştir. Bununla beraber bugünkü törene yalnız komünist Almanlar iştirak etmişler ve ortalıkta görünen iki yüksek rütbeli Sovyet subayı ön plânda yer almamışlardır. Törene Bulgaristan, Çekoslovakya. Kızıl Çin. Avusturya, Vietnam ve Daninıarkadan gelen komünist delegeler de İştirak etmişlerdir. İntizamı Doğu Almanya “Halk polisi” temin etmiştir Tam mûnasiyle bir askeri teşkilât olan bu polis mensupları kızıl kravatlar takmışlar ve geçit resmi sırasında bir Rus askeri marşı söylemişlerdir.
Son günlerde gazetemize, İtalyan İl Globo gazetesi tarafından yapılan nazik düvele Icııbct etmek Üzere ıırka-dnşınıız Burhan Belge dün uçakla I-tal.va.vıı hareket etmiş bulunmaktadır.
Dünyanın muhtelif yerlerinden 25 gazeteye yapılan hıı düvetin TÜrklyede sadece «YENİ İSTANBI’L ’a yapılmış olması, gazeteni İzin memleket içinde olduğu kadar, memleket dışında da I-tlbarını gösteren delillerden bir tanesini teşkil etmektedir.
Arkadaşımız Burhan Belge, italyadu Dnlomidler'den «Sicllyaya kadar devam edecek ulan bu seyahatin vereceği müşahedelerden doğacak yazılardım başka, İtalyaııifi öıı plândaki siyaset ve devlet udunılurly İv de görüşmek fırsn tını nrıyucaktır.
Burhan Belge’nin yazıterım bir müddet sonra ocçru bağlıyacağız.
Eski Çek Dışbakanı suçunu itiraf ettil
Londra, 27 «Nafeni Radyosu tarafından Tas» haberi Çckoslovakyanın Dışişleri Bakanı Clcmentis’in hallerini itlruf ettiğini ve dc bulunduğunu açığa Resmi Sovyet ajansı olan re, Brattelavada toplanan ntet mitingine gönderdiği «ski Dışlrdrrl Bakanı Ciemen'is hata lâr işlediğini kabul etmekte ve ozüı dilemektedir.
Harp Okulu talebeleri geçit resminde
---------- ; ■-----------. - -r 2--
« İ ( /
19 Mıı.vıs Stadındaki geçit resminde Cumhurbaşkanı ve Meclis Başkanı
Ankara 27 (Hususi muhabirimiz bil-• diriyor) — D.P. Meclis Grupu yeni kabinenin programını görüşmek üzere yarın toplantıya davet edilmiştir. Grup içtimai akşam saat 19 da baş-lıyacak ve muhtemel olarak gece yarısından sonraya kadar devam edecektir. Mecliste Pazartesi günü bizzat Başbakan tarafından okunacak o-lan progıram üzerindeki görüşlerini muhalefet, çarşamba günkü Meclis toplantısında açıklayacaktır.
Kesin şeklini aldığı anlaşılan Hükümet beyannamesi hakkında yetkili mahfiller büyük bir ketumiyet gösteriyorlar. Bununla beraber Adnan Menderes kabinesinin mali politikada esaslı yapmağa hazırlandığı borlerden anlaşılmaktadır sahada devletin vatandaş üzerindeki nüfuzuna nihayet vererek zirai ve İktisadî bünyeyi kuvvetlendirmeğe çalışmak D.P. iktidarı için başlıca hedef olarak ele alınmıştır. Anlaşıldığına göre umumi masraflarda sıkı tasarruflar yapılarak devlet bütçesinde hakikî bir muvazene sağlanmasına çalışılacak, bütçemiz İktisadî bünyenin takati ile mütenasip bir hale getirilecek ve bu suretle elde olunacak imkânlar tercihen istihsalin arttırılması için kullanılacaktır. Hayat pahalılığına karşı müessir bir mücadele a-çabilmek ve maliyetleri düşürerek memlekette hayat standardının yükselmesini sağlamak için yeni kabine zirai kalkınma ve köy ekonomisi ile ilgili tedbirleri bir bütün halinde programının başına geçirmektedir.
Yeni vergi ihdası cihetine her halde gidılmlyecektır. Buna mukabil milli sermaye ve hususi teşebbüse geniş çalışma imkânları sağlanacağı muhakkaktır. Serbest iş sahasını daraltan kayıtlar kaldırılırken devlet inhisarcılığı gevşetilecek, iş hayatını engvlHyen kırtasi ölçüler mümkün o-latıildiği derecede bertaraf edilecektir.
Yetkili mahfillerin bu mcvzudakl mütalâaları şöyle hulâsa edilebilir:
Devletin milli sermaye üzerindeki tazyikına .son verildiği gün ecnebi sermaye ve teşebbüs için dc emniyetli bir çalışma sahası açılmış olacak, İktisadi kalkınmamızı süratlendirmek . bakımından hu tedbirlerin küçünı-s( nmiyccek müspet tesirleri olacaktır
İş bayatı üzerindi menfi tesirleri | tecrübe edilmiş olan bir zumsuz takyidnt tasfiye devlet cihazını ihtiyaçlara rebilecek bir hale «getirmek
Sayfa 2
Y W N I İSTANBUL
28 Mayıs 1950
TETKİKLER



Türk vatandaşının

şehir haberleri
Darülaceze günü dün kutlandı
çalışmak hakkı
J. de Rohozinski’nin
Yazan: M. NERM/
OON haftalarda demokrasi konula-rina temas edildikçe Türk vatandaşının hürriyet haklarından az çok balısolunmııştıı. Hürriyet kavramının bizde, henüz istediğimiz bir aydınlıkla belirmediğini Büyüyebiliriz. Hürriyet denilince birçoğumuz bundan bütün sosyal nizamı altüst edecek hareket serbestliği anlıyor ve bu suretle cemiyetimizin bütün yapıcı ve yaratıcı disiplinini benliğimizde isyanlar tutuşturan bir haksızlık gibi duyuyoruz. Anarşi İstemiyoruz tabii.. Ve bunun dağıtıcı ve yıkıcı bir şey olduğunu uzaktan uzagıı seziyoruz, gün-batısı kızıllığından derin bir gecenin gelişini sezdiğimiz gibi. Fakat doğrusunu İsterseniz, hürriyet, ölçüsüz hareket serbestliği değildir. Hürriyetin sosyal defteri asıl Ölçüdedir Bir veya birkaç vatandaşın başka vatandaşları kasıp kavut an hürriyeti, bütün insanlık ve kültür tarihinde yalnız istibdat ve zulüm olarak numn-ra almıçtır. Böyle bir hürriyet durumu ne zaman bir ülkede belirmişse, o zaman geııiç hnlk yığınları harekete geçmekten çekinmemiş ve bu haksızlığı kuvvete başvurarak gidermenin yollarını araştırmıştır. Demek o-luyor ki. bir cemiyetin baştanbaşa hür olabilmesi İçin hürriyet çöreftlnln yalnız bir veya birkaç kişi arasında paylaşılmaması lâzımdır.
Karşılıklı ve sezgili büyük bir hnk saygısı İsteyen hürriyeti birçoğumuz, öteden beri, oldukça romantik bir şekilde de anlamaktayız. Bir konuyu romantik bir şekilde anlnmak demek, onu gönlümüzü büyüleyen bir hayal gibi duymak ve yaşamak demektir. Hürriyet bu mudur, acaba? Biliyoruz kİ, gerçekleşmedikçe ne hayalin, ne de kuruntunun belllbaşlı bir defteri yoktur. Namık Kemal'in, güzel bir kadın gibi, kendi sözü ile peri gibi düşündüftü hürriyet manasızdır, boştur, temelsizdir. Onun için, esirlikten kurtulduk, ama, e.v hürriyet perisi, şimdi de senin esirin olduk, gibi hürriyet anlayışlarından müspet bir mâna çıkarmak çok güçtür. Vatandaşın, hürriyet perileriyle deftil, doğrudan doğruya kendi cemiyetiyle, hak ve hayat nizamiyle işi vardır. Bir vatandaş, kendisini istediği kadar hürriyet (»erişinin büyüsüne kaptırmış olmakla sosyal hürriyetini ekle etmiş sayılamaz. Bunun elbette sebepleri vardır:
İlkönce söylemeliyiz kİ. İnannlıırı esir eden kudret, yalnız hürriyet perisinin gönüllerde tutuşturduğu aşk değildir. Dâva bu kadar imslt olsaydı, vatandaşlar da ya birçok bahtsız sevdalılar gibi zamanla yatışırlar veya için için yanarak, küllerini sevgilinin eşiklerine iletsin diye, gamsız yellere bırakırlardı. Hürriyet uftrunda yapı-lân büyük ve kanlı güreşlerden pürüzsüz anlıyoruz ki, sosyal hürriyet duygusu. çok başka bir hayat kaynağından kudret almakta ve yatışmak şöyle dursun, zamanla, halk yığınlarını alevlendiren müthiş bir kıvılcım haline gelmektedir. Anayasalarda olduftu gibi bir çok kanunlarda da, vatandaş hürriyetini daha çok dile getirmek maksadiyle, eşitlikten bahsedildiğini biliyoruz. Vatandaşların hürriyetini kabul ettikten sonra eşitliklerini k bul etmek lâzımdır ve bu, bir mı tık zarureti sayılmalıdır. İyice dikkat olunursa görülür kİ, hürriyetin gerçek bir kudret haline gelmesi için ne lâzımsa, eşitlik İçin de aynı şey lâzımdır. Eşitsek hürriyet haklarımız birdir, hürriyet hnklartmız bir olunca da ister istemez eşidiz. Bunlardan birini mahiyet itibariyle inceler ve ne* ticelendirlrsek, ötekini de hem incele* miş, hem de neticelendirmiş oluruz. Bir taşla İki ceviz düşürmek buna der ler, işte.
Cemiyet, yalnız mânevi değerlerden örtllmüe bir sistem olsaydı, ana-hak-lardan doğan dâvalarımızı çözmek e-hemmiyetll bir Ölçüde kolaylaşmış ve sadeleşmiş olurdu. Halbuki cemiyet, bundan başka geniş bir mücadele ve yaşayış teşkilâtı olduğu İçin, kanunlarda yazılı haklardan ziyade bu hakları temin ve gurantl eden gerçekliklerin ve imkânların çok daha büyük bir ehemmiyeti olması lâzımdır. Kuru ve müeyyidesiz bir hak, dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun, hiçbir vatandaşın işine yaramaz. Kanun sistemleri kusursuz işlerse, hukukçulara göre, hak, yerini bulur ve adalet temin edilmiş olur. Bu görüş, adalet terazisi remzi bakımından, altsak değildir. Mademki biz tartıyoruz, bize, herşeyden önce, gram ve eşya lâzımdır. Adalet sisteminin gramı; kanun maddeleri, eşyası ise hareketlerdir. Fakat bir de, acaba gramların Ayarı iyi midir, eşyanın mahiyeti nedir, meselesi vardır ki, gerçekten incelenmeye değer.
irmiğiniz, şokerlniz. yağınız olursa, hor zaman helva yapabileceğinizi zannetmeyiniz. Ateşiniz, tencereniz yoksa tam bir muamma karşısında kalmış olursunuz. Cemiyet içinde de bir çok hakların yemiş vormemesl hop ateşsizlikten, tcncercsizlikton ileri gelmektedir. Onunu için kanunları yalnız hukukçu görüşü ile düzelterek sosyal nizamda gerçekçi bir ferahlık yaratmak mümkün değildir Biliyoruz ki, cemiyet, çok-cephcli bir hayat teş-kilâtıdır ve hukuk, bunun yalnız tek bir safhasıdır. Vatandaşın, hürriyet halikına sahip olması, mutlaka olmasını loap ettirmez. Dilediği çalışmayan bir vatandaş nasıl olabilir? Bundan da anlaşılıyor
vatandaşa çalışmak hakkı temin ç-dllmemlşse eşitliği de, hürriyeti de tam mânasiyle tehlikededir. Düzeni muvazenesiz böyle bir cemiyette büyük Ölçüde sosyal buhranların belirmesi pek tabiidir. Ortaçağda, bugünkü anlayışımıza göre bir hürriyet ve hak telâkkisi olmadığı İçin sosyal nizamın çok büyük bir sahası merhamet ve sııdııkıı prensiplerine dayanırdı. Bu iki prensipten ne büyük bir sosyal dilencilik, ekonomik tevekkül, insan şerefini silip süpüren yüzsüzlük doğduğunu söylemeye bile lüzum yoktur. Bu derekeye düşmemek, çağdaş insanın idealidir. Zaten hür insan idealini en yüksek bir prensip tanıyan modern cemiyette sadaka kadar hür VAtandoşı köleleştiren, küçülten başka bir şey düşünülemez. Hür bir cemiyette sosyal yardımlar bile hür insan Ve vatandaş kavramına aykırı bir mahiyet almamalıdır.
Biz hür vatandaş kavramını incelerken eski çağlardan kalmış ve Hlt-lor’cller tarafından tekrar ele alınmış fikirlerin son derecede yanlış olduğunu ve erkek vatandaşa ayrılan hakkın mutlaka kadınlara da verilmesi gerektiğini söylemek isteri». Cemiyet hayatında en ehemmiyetli şey gelişigüzel hak dağıtmak değil, hakkı hak yapan imkânları ve şartları yaratmaktır. Biz, onun İçin, Türk vatandaşına ayrılan hakların, mutlaka, hür vatandaşlığa uygun bir gerçeklik «İstemiyle desteklenmesini bir sosyal zaruret »ayıyoruz. Hür vatandaşlık, köleliğe imkân veren bütün şartların giderilmesiyle bir gerçeklik olabilir.
İstanbul radyosunda konseri
İstanbullu bir Türk olan bu meşhur sanatkârının kon-
Annesi hanımı Fransız
seri alâka ile bekleniyor
Paristo “Offrnndo Mu«lcale“ Musiki Kurumu Başkanı ve Or-ke»tra Şefi ve Fransız radyola* rında orkestra şefi B. Joan de Rohozlnskl, İstanbul Radyosu flonfonlk orkestrasının 30 mayıs salı günkü konserini idare edecektir. Saat 19.20 de başhyan bu konserin programında Beethoven’in Leonor III. uvertüriylo Sohumann'ın IV. senfonisi vardır.
Annesi İstanbullu bir Türk hanımı olan bu meşhur Fransız sanatkârının bu konserinin memleketimizde ayrıca bir alâka ile takip olunacağı şüpheyledir,

hür gibi hür ki.
Şehrimizdeki sıcak ediyor
Şehrimizdeki eıcaklar dün de devam etmijtlr. Dün on yüksek euhu-net derecesi 31, en düdüğü do 20 derece olarak tefibit odllmlştlr.
Sıcakların birdenbire banmam ve cuartonl olması dolnyıalylo dün bütün İstanbullular «nyflye ve monlre yerlerine dökülmüşlerdir.
Bu yıl fazla İnşaat yapılmanı dola* yıelyle sayfiyelerdeki ev kiralan gecen sonelere nispetle bir hayli daha ucuzdur. Bun(ı rağmen kiracı bulunmakta biraz müşkülât çekilmektedir. Alâkalılar bu isteksizliği piyasada hüküm sürmekte olan umumi krizlo ilgili bulmaktadırlar. z
Buna rağmen mezkûr yerlerdeki kahve, gazino ve çayırlıklar alçaktan bunalmış olan vatandaşlarla dolup taşmaktadır.
Sıcakların aynı şiddetle bugün do devam edeceği tahmin edilmektedir.
Gençlik Bayramı şehrimizde büyük bir törenle kutlandı
GENÇLERİN İNÖNÜ STADINDA YAPTIKLARI HAREKETLER BÜYÜK TEZAHÜRATA VESİLE OLDU. ÇİZİLEN TEMSİLÎ TABLOLAR KARŞISINDA
GÖZYAŞI
Milletvekili eeçimi dolayıelyle H» mayiB günü yapılamıyan Spor ve Gençlik Bayramı dün İnönü Stadyumunda 25 bine yaklaşan kalabalık ö-nünde parlak bir «eklide yapıldı. Daha «nbahın erken saatlerinden İtibaren atadyuma ycmcklorlyle girenler, İyi yerleri tutmuşlardı. Saat 15.45 te ilk evvelâ «ohir bandosu ntadyuma girdi. Bandoyu mekteplerin bayrak, (Iftmaları kızlar ve mekteplori takip ettiler, aaat 16 da dn Deniz Harp Okulu, Kolej ile Kuleli ve Maltepe Aakcrl Lleelorl halkın İçten gelen uzun alkımları aramn-da atadyuma güzel ve muntazam bir yürüyüşle girdiler ve yerlerini aldılar. Vali ve Beledlyo Bııekanı Ord. Prof. Fahrcddin Kerim Gökay da meraelme letlrak eden alvll ve aakcrl mektepleri t^ftlf ettikten aonra »ehir bandocunun ve sporcuların İştirakiyle hep beraber istiklâl mamı aöylenml* ve aeref dlrcfclne Türk bayrağı çokil-mlıUr.
İstiklâl marnından aonra Voli mikrofon başına gelerek »u nutkunu söy-lemlftlr:
— Sevgili talebeler, AtatÜık İnkılâbının İmanlı bekçileri, aziz yurttaı-larım! Tabiat ve tarihin yekdiğerine gıpta ederek Tllrk Milletine hediye ettiği 19 mayıs gününün 31 inci yıl-dönüm bayramı hepinize kutlu olsun. Bayram günlerinde dünü anmak, günün ve geleceğin heyecanını hızlandırmaya hizmet eder. Bu hatırlama i* çln gözlerimizi Atamızın bize en büyük hediyesi olan nutka çevirelim, 19 mayıs 1919 tarihine takaddüm o-den günleri Ata eöyle tasvir ediyor:
"133Ö senesi mayısının 19 uncu günü Samsuna çıktım. Vaziyet ve manzarayı umumiye: OsmanlI Devletinin dahil bulunduğu grup. Harbi Umumide mağlûp olmuı, Osmanİı ordusu her tarafta zcdclenml», çeralti ağır bir mülarekenamo lmznlanmı», büyük harbin uzun seneleri zarfında millet
BİRÇOK VATANDAŞLAR
DÖKTÜLER
yorgun ve fakir bir hulde...,, cümleleriyle günün acıklı durumunu tahlil ediyor.
Vali, İnsan cemiyetinde karşılıklı saygı ve sevgiye tebarüz ettirerek tlrmlçtir;
— 19 muyiHin
verdiği ehemmiyeti sözlerini şöyle bi-
erkek tam
Yarın Istanbulun
fetih yıldönümüdür
Devlet Denizyollarının iktisadi devlet
haline getirilmesi
EVVELCE HAZIRLANAN KANUN LÂYİHASININ YENİDEN
MECLİSE SEVKEDİLMESİ MUHTEMEL
Beyoğlu Halkevlnln yaz faaliyeti
Beyoğlu Halkevi. 1 hMlrandan i-tlbftren Üç n.v devanı etmek üzere İngilizcenin A.H.c.D. yaz kurlarım a-çacaktır. Devam etmekte olan bale, keman, piyano, ve biçkl-dlkiş demle-rlne de öğrenci kaydedilmektedir.
Devlet Denizyollarının iktisadi devlet teşekkülü haline getirilmesi hususunda hazırlanan rapor Umunı Müdür tarafından Atıkarada Bakanlığa tevdi edilmiş bulunmaktadır.
Cemil Parman, Ankaradakl temasları sırasında idarenin rasyonel blı-çalışma sistemiyle daha verimli bir şekilde faaliyetine devam edebilmesi içir) gereken İzahatı Bnkıfnlığa ar-«etmiştir.
Denizyollarına verilecek yonl veçhe kabul edildiği takdirde evvelce Mnllye Hakanı İsmail Rüştü Aksarın mali hükümlerine itiraz ettiği kanun lâyihası bazı küçük tadilâtla Meclise sevkodilecektlr.
Çünkü bugünkü mevzuatın idarenin çalışması hiç de verimli olmamakta, İşler süratle yürüyememek-
te, bir çok sakat talimatname ve hükümler yüzünden, İhtiyaçlar «imanında temin edilememektedir. Meselâ gemilere bir kutu boya temini için bir sürü formaliteyi ikmal etmek gerekmektedir. Yeni kanun lâyihası kabul edildiği takdirde bütün bu mahzurlar önlenecek ve ihtiyaçlar »üralle karşılanabiloccktir.

Avrupa veya Türkiyede meccanî
tahsil yapmak ister misiniz?
Şehrimizden ayrılon Amerikan konsolosları
Almıınyanın Amerikan işgal bölgesinde bulunan Bremen şehrinde diplomatik bir Vazifeye tayin olunan şehrimizdeki Amerikan Başkonsolosu Loferne Balhvvln İle lngllterede bir vazifeye tâyin olunan şehrimiz A-meriknn Konsolosu Paul Muttan ve refikaları dün Ankara vapurlyle yeni vazifeleri başına gitmek üzere şehrimizden ayrılmışlardır,
Vali ve Belediye Reisi Fahıeddln Kerim Gökay bir aralık vapura gelerek kendilerine İyi yolculuk temenni etmiştir. Şehrimizdeki homen hemen bütün demokrat memleketler konsolosları da Kendilerini teşyi miştlr.
kahraman yolcusu aziz Ataml Rahat uyu, Türk gençliği isinde ve yolundadır.
Valinin nutkundan sonra, mektepler adına Beyoğlu Lisesinden Şem-seddin Koioglu da güzel bir söylev vermiştir. Bundan sonra, Tüık Ulusu ve Cumhurbaşkanı İçin saygı çağırışı yapılmış ve merasime İştirak eden sporcular üç defa "Saftol,, diye bağırmışlar, saygı çağırışından sonra da sporcular hep bir ağızdan "Da# başını duman almış" şarkısını söylemişlerdir.
Bundan sonra geçit resmine geçilmiş ve sıraslyle bayraklar flftmalar, onları takiben de kız ve erkek liseleri, nihayet Deniz Harp Okulu ve Koleji ile Kuleli, Maltepe Askeri Liseleri Valinin önünden büyük bir intizamla geçmişlerdir.
Geçit resminden sonra sahada İlk evvelâ Kuleli. Maltepe askeri liseleri yer aldılar. Tüfekli jimnastik gruplarının gösterilerinden sonra müzikle yaptıkları jimnastik hareketleri uzun uzun alkışlara vesile oldu. Bilhassa yürüyüş kolunda İken (ATAM), jimnastik hareketlerinde (ATA) yazmaları halkın heyecanım arttırdı.
Tüfekli gruplar sahayı dolaşarak Türkiye haritasını güzel bir şekilde çizdiler, Samsundan İçeri giren Türk bayrağı ve Türk ordusu Samsundan lzmlre doğru yürürken stadyum alkıştan İnliyordu. Bayrak lzmlre doğru giderken, tiz bir ses de mikrofonda "Ben ezelden beridir hür yaşadım, yaşarım, — Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım,, diye haykırıyordu. Nihayet Türk haritası İçinde güzel bir (Ay-Yıldızi la (Atanın emanetimi yazdılar ve Atatürkün o zamanki kalpaklı resmini 4 eski kıyafetli Türk neferi Samsundan lzmlre getirdiler.
Uzun alkışlar arasında sahadan çekilen askeri liselerden sonra İlk evvelâ erkek liseleri, sonra da kız İlseler) Jimnastik gösterileri yaptılar. Bu arada Galatasaray Lisesinden 18 kişilik bir grup da ortaya gelerek güZeT • bir şekilde jimnastik gösterilerinde bulundu. Galatasaray Llaesi talebeleri sahadan çıkarken kız mektepleri koşar adımlarln sahada iTtlrk gençliği, övün, çalış, güven) ibaresini yazdılar,
Nihayet günün en son hareketleri Deniz Harp Okulu ve talebeleri tarafından yapıldı. Jimnastik öğretmenleri Tcvflk’in kumandasında sahaya girerek güzel bir yürüyüşten sonra stadyumda netice tablosuna Atatürkün Kocatepedckl resmini koyarken yine mikrofon başına gelen bir deniz talebesi "Biz uyurken o blzlerl bekledi. O uyudu nöbeti blzlcre verdi,, dedi ve Atatürkün resminin yanımı ( Samsundan Kocatepcye) İbaresi yazıldı. Tekrar koşarak sahaya giren talebeler bir anda sahanın içinde güzel şekilde ıATAYA İTHAF) çizdiler.
Stadyum kenarına gelen talebeler göğüslerine taktıkları mavl-beyaz kordelâ ile çıpaları halka Atarak güzel bir jest yaptılar. Ve saat 17.16 te yine muntazam bir şekilde sahadan çıktılar ve merasime son verildi.
Bu münasebetle İstanbul Radyosu yarın akşam hususî bir program yayınlanacak
Yarın, İstanbul fethinin 497 nel yıldönümüdür. Bu münasebetle İstanbul Radyosu hususi bir program hazırlamış bulunmaktadır. Program yarın akşam yayınlanacaktır.
Bu münasebetle radyo mensuplarından Ekrem Reşit Rey radyo temsil kolunda çalışmak üzere üniversite talebeleri anısından kabiliyetli bazı gençleri almıştır. Bu gençler yarın geçe için radyoda vazife alacaklardır.
Ayrıca yarın gece saat 21 de İstanbul Beş Yüzüncü ve Müteakip Fetih Yıllarını Kutlama Derneği adına, meşhur tarihçllerimtecten, îstanbulu çok iyi tanıyan ve müteaddit eserler vermiş olan muharrir Feridun Dirlmtekin bîr konuşma yapacaktır.
Feridun Dlrlıntekln İstanbul fethini çok iyi tetkik etmiş bir kimse olduğundan ve ayrıca Fatihin gemilerini Haliçe İndirirken hangi yolu takip ettiği hususunda diğer tarihçilerin bazılariyle ihtilâf halinde bulunduğundan bu konferansa alâkalı meha-filde ayrı bir ehemmiyet atfedilmektedir.
Gene yarın akşam saat 21.10 la 21.40 arasında lstanbulurf fetih yıldönümü münasebetiyle Fatihin ve diğer büyük şairlerimizin şiirleri okunacaktır.
Dün, Darülacezedeki yaşlılar ve çocuklar bir bayram havası yaşadılar
Darülaceze günü olması doiayıalyle dün Vali ve Belediye Başkam İle refikam bayan Gökay, Belediye Reis Muavinleri. Sağlık ve Soayöl Yardım Müdürü Dr, Faik Yargıcı, Şehir Meclisi üyeleri, Frannız Darülaceze Baş-aör ve sörleri ile baain temailclleri. üniversite talebeleri, yerli ve yabancı bir çok hayırseverler ve Milletlerarası Çocuk Himaye Komitesi Genel Sekreteri ve refikası, Darülacezeyi ziyaret ederek İhtiyarlar ve çocukların hatırlarını sormuş, hediyeler vermişlerdir. Darülaceze Müdürveklll Muzaffer Sezer ve arkadaşları gelenlere izahat vermiş, servisleri gezdirmişler-dlr. Ziyaretçiler gördükleri intizam-dan dolayı MUdürveklilnl tebrik etmişlerdir.
Darülacezedeki yaşlılar ve çocuklar bir bayram günü havası yaşamışlardır.

unu size 3 üncü sayfamızdaki kuponlar, karnelerimizin kapakları ve abonmanlarımız temin ediyor.
r


Y ENİ İSTANBUL çıkmaya başladığı zurnan abonelerine bir hizmet olmak üzere yeni birşey düşünmüş ve bir sene abone olunlar arasında kura ile birinciye Avrupa ve İkinciye memlekette 3 »ene meccanen tahsil İmkân ve fırsatını vermiştir,
Memleketimizde büyük şehirlerde Ve bilhassa İstmbülda yaşıyanlara abone oldukları takdirde gazetemizin posta ile gönderilmesi gecikmeye sebep olduğundan bizde tamamen ye-hi bir U6u) olarak karne ihdas edilmişti, Karneler 31 yapraktan ibaret bir defterdir. Alındığı zaman tenzilât elde edilir ve gazeteciye gazete alındığı vakit para yerine her gün bir yaprak verilmesi lâzım gelir. Bir çok okuyucularımız gazetemizin daimî kı.rii olmalarına rağmen, abone o madıklarindan bu haktan mahrum edilmemelerini istemişlerdir. Bunun üzerine gazetemize bir de kupon İlâve edilmiştir.
Bu kupon evvelâ gazetemizin birinci sayfasında sağ en baş tarafa konmuştu.
Bir çok okuyucularımız bunu kestikleri vakit İkinci sayfanın ilk sütununda olan başmakaleyi de kestiklerini, halbuki makaleleri muhafaza etmek arzusunda olduklarını da söylemişlerdir. Bunun üzerine bu kupon 1 inci sayfada başmakalenin altına konmaya başladı. Bu defa, 2 nci sayfanın altındaki romanın ke-

â
Bu haberler gazetemizin
sildiğini bildirdiler, atilmayarak «aklanmaya lâyık bir eser olduğunu bize ispat etti ve bizi çok Bevindirdi,
Şimdi bu kuponu 3 üncü sayfanın altına koymaya karar verdik. Buradaki yazılar haber olduğundan kesildikleri vakit gazetemiz kıymetinden bir şey kaybetmiyecektir.
Gazetemize abone olanlar her 3 aylık abone İçin ve keza 3 ay karne alanlar her 3 karne İçin bizden birer numara alacaklardır. 3 ay zarfındR kesecekleri 90 kupon da onlara bir yeni numara almak hakkım verecektir. Abone olmayan ve karne tedarik etmeyenler 90 kupon mukabilinde bir numara alırlar. Aldıkları numara kuraya girmek için bir hak verir.
Bu vaziyete göre meselâ gazetemize sene abone veya 12 ay karne almış
bir okuyucunun, 4 abone veya karne mukabili 4 numara ve bir de bunlara ilâveten verecekleri her 90 kupona karşılık bir numara almak hakkıdır.
“YENİ ÎSTANBUL”a abone olunuz. “YENİ lSTANBUL/'un kuponlarını satın alınız. “YENİ lSTANBUL“un kuponlarını saklayınız.
Ancak bu şekilde kolaylıkla Avrupa veya memlekette üç sene tahsil İmkânını kazanabilirsiniz. Bunu istemezseniz size derhal 8 veya 4 bin lira tediye olunur.
her
bir olan
et-
Devlet Denizyolları memurlarının baremi değişiyor
Devlet memurları baremine nazaran bir derece clügük bareme tâbi o* lan Devlet Denizyolları memurları maaşlarının, bir derece yükseltilmesi suretiyle aradaki farkın kaldırılması için eski hükümet zamanında hazırlanan kanun tasarısı yeniden ele alınmıştır.
Yakında Meclise sevkolunacagı anlaşılan bu tasarı kabul edildiği takdirde Denizyolları memurları aynen devlet memurları baremine tâbi ola-aaklardır.
r ■
Ortaokul ve İlseler dün yaz tatiline girdiler
Ortaokul ve liseler dünden itibaren yaz tatiline girmiş bulunmaktadırlar.
Dün öğleden sonra hor mektebin muallim mecllal toplanarak kanaat notu alarak sınıf geçecek talebenin Uearinda konuşmuşlardır.
Ortaokul ve liselerde kanaatle geçecek olan talebenin karneleri önümüzdeki cumartesi günü verilecektir. Orta ve lise son sınıfların imtihanları da birkaç güne kadar başlı-yacaktır.
YENİ
Hava raporu
Son 24 saat içinde- yurdumuzda hava Karadeniz kıyılariyle Ege ve Doğu Anadoluda flok bulutlu ve yer yer yağışlı, diğer bölgelerde açık geçmiştir. Yağışlar yağmur şeklinde olmuştur.
Son 24 saat zarfında yurdumuzda yağış miktarı metrekarede Roluda 6, Merzifon ve Muğlada 4, KarakösSj Oinar ve Doğu Beyazıtta 1 kilogramdır.
Günün en yüksek sıcaklığı Akhi-shrda 37, en düşük sıcaklığı Ankara ve Erzurumda 7 derecedir.
Bugün şehrimizde hava umumiyetle bulutlu veya açık geçecek, rüzgârlar orta kuvvette güneybatıdan esecektir, i
Ankara vapuru ile Batı Akdenize gidenler
İsveçli talebeler Türkiye lehine tezahürat yaparak, Dağbaşını Duman Almış Marşını söylediler
Batı Akdeniz postasını yapan Ankara vapuru dün saat 12 de 406 yolcu 50 ton yükle limanımızdan ayrılmıştır.
Giden yolcular meyamnda İspanyanın Ankara Elçisi Manuel Gomez, İngiliz Konsolosu Cyrll Grafton. Amerikan Yardım Heyeti üyelerinden Van Pllt, Merkez Bankası Müdürü Fohrcddln Ulaş, Milletlerarası Kriminoloji Kongresinde Hükümetimizi temsil edecek olan 5 İnci Şube Müdürü Azmi Yumak. Yunanlstanın İstanbul Basın Ataşesi Naum ve ts-voçll talebeler do bulunmaktadır.
—syrnırkMr tsveçiı talebeler. "Dağ başını duman almış" marşını tempo halinde terennüm etmişler ve Türkiye lehinde tezahürat yapmışlardır.
Edirne vapurunun kurtarılman, ı*ol( pahalıya mal olacağından, kurtarma teşebbüsünden vazgeçildi
Sis yüzünden Manş denizinde Kasket «daları kayalıklarına çarparak batan Edime şilepinin vaziyetini mahallinde inceleyen Aziz Deryanın başkanlığındaki Denizyolları heyetinin verdiği raporun incelenmesi sona ermiştir.
Geminin kurtarılabilmesi için ls-tanbuldan bir tahlisiye gemisinin hAdlsp mahalline gönderilmesi, oradaki çalışma şartları, geminin bugünkü durumu, yaranın kapatılması, teknenin tamir İçin İstanhula kadar getirilmesine imkân olmadığından İngiliz tezgahlarında tamiri masrafları hesap edilmiştir. Varılan neticeye göre Edlrncnln kurtarılması, çok fazla pahalıya mal olacağından şayanı İstifade görülmemiştir.
Yolcu gemileri için hususî çikolata, sabun ve kartpostal hazırlanacak
Devlet Denizyolları dış deniz hatlarına işleyen gemilerde yolculara satılmak Üzere hususi bir İtina ile çikolata, kartpostal ve sahun hazırlamaktadır.
Bu malların üzerinde Denizyollarının forsu bulunacak ve İyi kaliteden olacaktır.
Devlet Denizyolları yeniden gemi sipariş edecek
Bir Holânda firması İle Devlet Denizyolları arasında yeni gemi yaptırılması İçin cereyan eden müzakereler müspet safhaya girmiştir, idarenin kredi açılması hususunda firmaya yaptığı teklif Holânda Hü. kûmeti tarafından kabul edilmiştir,
Diğer taraftan İç hatlar servisleri İçin sipariş edilecek gemiler hakkın-dnki idarenin kredi talebi Bakanlıkça müsBit karşılanarak 1,5 milyon dolar tahsis edilmiştir.
--
GalatasaraylIların yıllık pilâv toplantısı
GalatasaraylIlar yıllık (Pilâv toplantısı) haziran ayının dördüncü pa-zar günü mûtad veçhile İlse binasında yapılacaktır.
öğrendiğimize göre bu senekl toplantının her senekinden daha parlak ve neşeli olması İçin gereken bütün hazırlıklar yapılmıştır.
Davetiyeler Beyoftlundaki cemiyet merkezinden ve toplantı günü de okul kapısından verilecektir.
Balkan Tahkik Heyeti hafta tatilini şehrimizde geçiriyor Brezilyanın Hollanda Elçisi Silviya Kangel de Kaatro'nun başkanlığında* ki 10 kişilik Balkan Tahkik Komisyonu Azalan hafta tatilini geçirmek Üzere dün hava yoliyle Atinadan şehrimize gelmişlerdir. Misafirler pazartesi günü şehrimizden ayrılacaklardır.
/ IRTIH A L
Arkadaşımız Abıdln Dav'erin kayınpederi, İstanbul Halk Bankası Müdürü Şakir Turalı ve İlhan Ara-konun büyük kayınpederi Natıka Ateş'in babası, Hüdadat Şakır Tura-lının ve Muadelet Yatmanın büyük babaları, İstanbul Belediyesi Mümeyyizliğinden emekli
SAMİ NOYAN
Allahın rahmetine kavuşmuştur. Cenaze namazı bugün, öğleyin Beyazıt Camiinde kılındıktan sonra, Edlme-kapıdakl Şehitliğe defnedilecektir, Kederli ailesine tazlyetlerlmtal suna* rız.
8İYA8Î İKTİSADÎ
YENİ İSTANBUL
müstakil, günlük gazete
Sahibi I
yeM İstanbul mesrİyat
LIMITED J0RKETÎ
MÜDÜRÜ: FARUK A. SÜNTER Bu sayıda yazı islerini fitlen İdare eden;
Sacld ÖGET
Gaıetoıniıe göndorUecok bi-lûmiım yatıları» doğrudan doğruya Yam İşleri Müdürlüğüne gönderilmesi lömmdtr.
BıuiiidıRı yer :
YENÎ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
İKİNCİ CİHAN
SON MEYDAN MUHAREBESİNİ ANLATIYOR
• —
HARBİNİN

|
.•


F
• •
.. fi
ıT
I “Mı» .nih
*
Wzz
Bu faciayı, mağlûplar safında yaşıyan bir müşahidin yazılarında yakında gazetemizde okuyacaksınız.



3


4
28 Mayıs 1950
PANAYIR :
Sayfa 3
Gayeler ve çareler
Washington muhabirimiz G. H. Martin bildiriyor
Yazan: Fazıl Ahmet Aykaç
M EŞHUR bir İngiliz muharrirLnln, içinde pek büyük fikirler biriken kü-•"■çük bir kitabı şu unvanı taşır: Gayeler ve çareler.. Evet, küre üzerindeki ilk günlerinden beri İnsanlık. —bilerek veya bilmlyerek— bir çok maksatlar gütmüş ve bunları sağlamak uğurunda da sayısız vasıtaya başvurmuş bulunuyor. Toprak Üstündeki süreksiz varlığı, yaşamağa değer bir kılığa sokabilmek için kendimizden ve tahiatten neler İstemiyoruz kİ?! Sıhhat, kuvvet, serset, güzellik, saadet, hakikat, hak, adalet, müsavat, barış, emniyet, sanat, şiir, musiki, aşk, vefa, ciddiyet, şaka vesaire vesaire...
Haksız nryız? Elbette hayır! Şayet bunları aramazsak, etrafımızda bulduğumuz şeyler, bizi bu mefhumlardan müstağni edecek mahiyette ini? Cevap meydanda: Yine hayır! demek ki...
İşte hu sebepledir kİ bahsettiğim İngiliz muharriri insanlığın sayısız derdine şimdiye kadar deva diye gösterilmiş çarelerden başlıcalannı kısaca hatırlamak İstiyor. Bir dakika düşünürsek bunların bizim de zihnimizden kolayca geçebileceğine şüphe yoktur: En ilkin devirlerde, tabiatln üzerimize saldıran her kuvveti, bize zalim bir dev gibi hücum etmişi Tuğyandan korkmuşuz; yıldırımdan korkmuşuz; tayfundan korkmuşuz, hayvandan korkmuşuz ve İnsandan korkmuşuz!. Bu korku, bizi kâh bize üstün kudretlerin ayakları altına serilmeğe, kâh kollarımızı göklere kaldırarak ondan medet beklemeğe şevketmiş... İşte her muhite ve devre göre kalıptan kalıba giren dinî, mezhebi duygularımızın, ve dâvalarımızın kaynağı... Fakat bu İlâç yetmiş mi? Vereceğimiz karşılığın müspet olmayacağı açık bir şey... Ellerimizi göklere çevirdiğiniz zaman dahi, gözlerimiz, etrafımızdaki varlık muammasının köşesini, bucağını araştırmaktan fariğ olamamış! Bir meçhulün kilidini açıncaya kadar bin bir yanlışın çukuruna düşmüşüz; zihnimiz sürçmüş, vicdanımız sendelemiş ve İdrakimiz sarmalara tutulmuş! İnanmışız, şüphe etmişiz. Y’ine inanmışız; yine fikrimizde şüphe şimşekleri çakmış!.. Peki amma bunların neticesi?! Diyeceksiniz. Şükranla söylemek gerektir ki bunların neticesi bir çok alanda menfî değil! işte artık hiç birimizin hepsini birden kucaklamasına İmkân kalmayan ilimler, tenler, teknikler, felsefeler, hukuklar, ekonomiler filân, filân ortada duruyor. Asırlar ve asırlar boyunca, bütün İnsanlığın meçhulûtla savaşmasından gelme bu uçsuz bucaksız (fütuhat) hakikaten harikulade! Adeta toprağın karanlıklarını deşe deşe oradan zi^va ve hararet unsurunu aydınlığa çıkaran madenciler gibi, biz de kürenin sinesinden bir çok esrarı söküp soruyoruz.
— Mesut olduk mu? Ne yazık ki verilecek
Yeni devirlerin mütefekkirleri yetişmiş; cihanın içtimai saadeti, ancak ekonomik kalkınmanın genişlemesinde olacağı iddiasını İleri sürmüş.. Gerçekten çok düşündürücü mülâhaza... (Modern) terbiyeciler, (pedagoglar) öne fırlamış: Onlar fertlerin gerek beden, gerek fikir ve ruh terbiyesi yoluna girmedikçe İnsanlar için hiç bir esaslı huzura varma imkânı olmayacağını İddiaya başlamış... Elbette bu düşünce do içinde mühim bir hakikat payı taşıyor. Fakat o kadar! Ahlâkçılar, politikacılar, diplomatlar, siyasilpr de bir çok (enteresan) sözler söylemektedir. Hattâ —asırlar boyunca kalkıp kalkıp yine devrilmiş İstibdat sütunlarını ıınutuı>— yeniden bütün Alemi bir bayrağın gölgesi altına toplamak İddiasındaki azgın müstebitler bile hâlâ mevcut !. Kadim jeolojik devirlerden tek tük kalmış bazı müfterls mahlûklar halinde!
Acaba bütün bunlardan ne çıkar? Benim anladığım şu:
Tıpkı tababet âleminde olduğu gibi siyasiyat ve içtimaiyat âleminde de bir sürü küçük İlâç mevcut! Ancak vaktiyle (simyagerlerin) aradığı bir (ŞAh-dârû) yok! Şu halde bütün insanlığı, sayısız derdi bakımından, nihayetsiz bir hastahaneye benzetebiliriz. İlmi, aklı, fenni ve felsefeyi de henüz küçük bir eczahaneye!
Yine şu halde ne tedaviden ümit kesmek, ne de üfürükçü ruhiyle bir lyiletme afsunu veya muskası bulunduğuna İnanmak lâzım gelir. Gerek fert, gerek cemiyet için!
Biz Tiirkler de bu dünyanın önemli bir unsuruyuz. Dün çalıştık, evvelki gün çalıştık bugün de çalışıyoruz. Yarın yine çalışacağız. Bütün medeniyetle beraber! Ve bütün medeniyetin yöneldiği amaçlara doğru... işte gaye ve işte çare!
koparmışız. Lâkin yine her gün kendi kendimize
Artık beşeriyet kurtuldu mu? cevap, yine kimsenin meçhulü değil!
Amerika, silâh kudretini arttıracak
Avrupa ise, talimli asker yetiştirecek
Son senelerde, Amerika ordusuna ait 9.000 tankın kaybolduğu ve bunların nereye gittiğini kimsenin bilmediği açığa vuruldu
Washlngton. 27 »Huhu6İ muhabirimiz G. H. Martin’den) — Atlantik Devletlerinin Londra görüşmelerinin neticeleri, burada ne nikbinlik, ne de bedbinlik uyandırdı. Amerikan tofsir-cllerl. bilhassa silâh İmalâtı için Av-rupadan ve Amerlkadan istenecek o-lnn yeni gayretlere İşaret ediyorlar. Silâhlanma meselesinde, endüstri bakımından dikkati çeken nokta. Amerikanın son harp esnasında yaptığı tecrübelerdir. Atlantik topluluğunun askerî kudreti mevzuunu önümüzdeki aylar içinde halletmek lâzım geldiğine göre, günün en mühim meselesi budur. Amerikan fabrikalarının «ilâh İmalâtı hususunda hudutsuz imkânlara sahip olduğuna dair beslenen itimat, onun İkinci Dünya Harbinde elde ettiği neticelere dayanmaktadır.
Bu sahada Amerika, tamamen rakipsizdir. Maamafih, o zamanlar hazır edilen silâh miktarı ile bunları kullanmaya muktedir insan mevcudu arasında mühim bir nispetsizlik vardı. O tarihte Amerikan fabrikalarının mamulatı ile- en az 100 zırhlı tümeni ve 500 piyade tümenini teçhiz etmek mümkündü. Fakat, Amerikanın azamî gayretini sarfettiği 1945 ilkbaharında. ancak 15 zırhlı tümenle 75 piyade tümeni tam olarak çıkarılabilmişti. O halde netice İtibariyle, harp içinde bile bir silâh imalât fazlalığı mevcuttu.
Şimdi diğer bir mesele de ortaya çıkmıştır. Amerikanın 1941-1945 seneleri arasında imal ettiği 86 hin tankın ne olduğu kati olarak bilinmiyor. Hakikaten Amerika ordusu bunlardan ancak 20 «binini, belki de daha azını kullanmıştır. Geri kalanlardan 12 bin verme usulu gönderilmişti, reislik eden
Herbert Hoover. büyük bir hayretle, tam 9.000 tankın hiç bir İz bırakmadan mükemmelen kaybolduğunu açığa vurmuştur. Bunlar acaba nereye gittiler? İşte büyük sır...
Harp sona erdiğinden beri silâh İmalâtı ile bunları kullanacak talimli birliklerin kifayetsizliği arasındaki fark büsbütün göze çarpacak bir hal almıştır. Senelik 100 milyon ton çeliğe tekabül eden imalâta karşılık A-merika. askeri bir hareketi tahakkuk ettirmeye muktedir, ancak iki zırhlı tümeni silâhlandırmakta ve teçhiz e-debilmektedir. O halde Amerikanın milli müdafaası için başlıca mesele, sanayi kudreti ile usta eleman ve in-
tank kiralama ve ödünç gereğince müttefiklere Tahkikat Komisyonuna eski Cumhurbaşkanı
san yetiştirme kudreti arasında bit muvazene kurmaktan ibarettir. SI lâhların bir harp kuvveti halini alması için, onları kullanmaya mukte» dlr ve kâfi derece hol birliklere sahip olmak İcap ettiği Aşikâr bir hakikat tir. Son iki eene zarfında. Amerikanın hayatında nüfuzlu bir rol oynıyan Bcrnard Baruch, soğuk harbi karşı lamak üzere en az üç defa feryat o-dercesine sınaî seferberlik İstemiş bulunuyor. Fakat ne Bcrnard Baruch, ne de milletin diğer büyük idarecileri asker toplamayı vo talimli birlikler yetiştirmeyi talep etmemişlerdir.
Onun için Londra Konferansını A-merika zaviyesinden tetkik edenler bu görüşmelerin, bir üçüncü dünya harbi olduğu takdirde karşılaşılacak olan asker mevcudu kıtlığı davasını halletmek üzere hiç olmazsa bir taklak hazırlayıp hazırlamadığını birbirle rine sormaktadırlar. Bütün gazete tefsirclleri, Acheson’un Londrada giriştiği taahhütleri yerine getirebilmek için Amerikanın deniz ve hava silâhlanmasını hızlandırmak üzere büyük gayretler sarfedeceğlne işaret ediyorlar. Yine aynı çevrelerin bildirdiğine göre, batı memleketleri. bilhassa Fransa ve Italyada, kara muharebeleri için birlikler yetiştirmek ve talim ettirmek vazifesini üzerlerine almış bulunuyorlar.
Londra Konferansının bu neticesi t ah İÜ edilirse, Amerikanın silâh imalâtının, Rusya bakımından harbi çok tehlikeli ve imkânsız bir hale koyacak mahiyette olduğu anlaşılır. Hattâ Amerikan kudretinin sadece karşı tarafta yer Bİmış olması bile, aulhü muhafaza İçin bir teminat telâkki e-dilebllir.
Bununla beraber, sanayi imkânları İle harp kudretini birbirine karıştırmak yanlış bir düşünce olur. Bu iki unsur birbirinden çok farklı şeylerdir. Bugün Amerika, birinci unsura fazlasiyle sahip ise de, İkincisi hak kında aynı katiyetle konuşulamaz. Bu yüzden maceracı bir politikadan çekinmek lâzım geldiği kanaati umumîdir. Bir çok tefsircilerin, bu arada Alsop kardeşlerin fikri de budur. New-York Herald Tribune’da bu kardeşlerin yazdığına göre. Londra Konferansı, ne bir fare ne do bir fil doğuracaktır. Bu görüşmelerde alman kararlar, mütevazı ve mâkul bazı çarelerden ibarettir. Zaman, bunların kıymetini daha iyi anlatacaktır.
aenesl-
w*



«W-. Â

M
'A
Parlste eski giiııleri anmak için bir geçit resmi tertip edilmiştir. 1900 nin modasına göre giyinen büyük bir kalabalık merasimi müteakip sokaklara dağılmış ve o zamanın danslarını yapmışlardır
"Radyo ile İngilizce,, mevzuunda
Ingiliz sefirinin yaptığı konuşma
(
Amerikan deniz manevraları
L
Kabilisevk mermilerin tecrübeleri yapılacak
Bu harp bir
VVashington. 27 A.A. »AFP) — A-merlkan deniz kuvvetleri çok yakında manevralara başhyacaktır. manevralarda bir Amerikan gemisine radyo İle İdare edilen mermi atılacaktır.
Bu tecrübe bu cins mermilerin gemilerde yapacağı tahribat hakkında bir fikir verecek ve deniz kuvvetlerimin müdafaasında yeni tâbiyelerin har zorlanmasına da yarıyacaktır.
Resmi deniz çevrelerinde söylendiğine göre, bu tecrübede 1946 da Bikinide atom bombası tecrübelerinde kullanılan uçak gemisi tır.
50 senede
15 sene geçiyor
27 (Nafcn) ile 75 yaş
kullanılacak*
uyumakla
— İstatistik-arasında her
New-York. lerc göre. 25 insan 15 seneyi uyumakla geçirmektedir. Ayrıca iyi uyuyan sıhhatli bir kimse do uykusu esnasında tam 35 defa yatakla yer değiştirmektedir.
Uyku üzerinde etudler yapmakta o-lan ilim adamları devamlı olarak sekiz saat uyuyan bir kimsenin bu ayarı bozmamasını tavsiye etmektedirler. Az uyunduğu takdirde ertesi gün daha fazla enerji sarfedilmekte ve bu hal de vücudu umulmadık bir şekilde zayıflatmaktadır.
Eski bir Yunan Bakanı
Divanı Âliye verilecek
Atina, 27 (Ap) — Yunan parlâmentosu dün gece gizli reyle ve 16 ya karşı 161 oyla, eski Ticaret Bakanı Panos Hacıpanos’un Divanı Ali tarafından muhakemesine karar vermiştir. Eski Bakan, nakliyat mukavelelerinde, devleti zarara sokmakla suçludur.
Plastiras, Tito’ya fikrini açıklıyor
“Yunan çocukları,, meselesini hal için müşterek komite kurulacak
/
MEMLEKET HABERLERİ
Atom casusu H. Gold ihtilâttan menedildi
Diğer mahkûmların H. Gold’a tecavüz etmelerinden korkuluyor
Inönüniin C. H. P. Divanındaki nutku
İktidar karşısındaki vazifemiz şerefli bir murakabe
teminidir
CHP Divanının dünkü toplantısında wenel Başkan İsmet İnönü şu nut-kt- vermiştir:
^umnunyet Halk Partisi Divanı m^suerem azası:
Büyük seçimlerden sonra ilk defa toplanmış bulunuyoruz. Seçim vaziyetini uzun boylu tetkik ettik
Mücadele ettiğiniz cereyanlar hesapsızda. Bunların mühim kısmı her memlekette her seçim esnasında karşı partilere reva görülen ifratlar ciim-lesmdendir. Bu kısım ifratlar normal memleketlerde seçim 11c beraber nihayet bulur. Bizde de böyle olmasını temenni ederiz.
Mücadele ettiğimiz cereyanlar arasında büyük inkılâp ve ıslahat içinde geçen şerefli mâzimizin biriktirdiği tepkiler vardır. Bunların içinde Cumhuriyet Halk Partisini 30 seneden beri bu memleketi ilerleten ve bin bir badireye karşı korumasını bilen başlıca siyasi teşekkül olarak her ne o-lursa olsun yıkıcı bir darbe İndirmek isteyen kuvvetlerin aşikâr ve sinsi çalışmaları vardır. Bütün bu unsurlara munzam olarak milletin değişmez zannettiği bir iktidarı değiştirmeyi tecrübe etmek arzusu müessir olmuştur Bu arzu her millet için olduğu gibi bizim milletimiz için do tabii ve masum bir şeydir. Bu şartlar altında iktidarı devretmiş ve şimdi millet i-çinde serbest murakabenin ve İktidara karşı yapıcı bir muhalefetin teşkilâtı olarak vaziyet almış bulunuyoruz. Sı; asi kanaatlerimize ve ideallerimize İştirak (-den vatansever yurd-dn^lar İçin de bu j'olda saflarımız daima a;lk olacaktır Bize duçen vazifeleri kısaca şu suretle hulâsa etmek inerim:
1 — tik yapılacak şey siyasi kanaati
Cumhuriyet Halk Partisi İçinde çalışmak yolunda tecelli etmiş olan ve bize itimat ile rey vermiş olan vatandaşlarımızın ve parti te kllâtımızın bun-dan sonra da emniyet içinde çalışa* b e' (' ne onları inar.dırmaki'r Bü-ti’n mensupları bilmelidir-
ler ki, şerefli bir maziden geliyorlar. § ‘pni yeni bir vazife almı-dardır Siyasi t anaalîerinin neticemi olarak hiç bir taryıl.a. hiçbir cebre maruz olnu-yacaklnt ’ır Cumhuriyet kanuni ırı bizim bu Iac -etimizi emniyet altında tutacaktır İktidarın bizim en.niyet I-çlnde ç’th rrarrıra müsamaha ct..miyece ini fa; îfctr leye hakkımız
Seçim neticesi olarak şurada burada vu ubulan h disclcri münferit teıeb-büaler addedl. oruz. Ve bu halin süratle geçmesini bekliyoruz. İktidardan tek istediğimiz şey bizim iktidarda I-k*n ver(l imiz kadar emniyetin bize de verilmesidir Bizim siyasi kanaat.l-n- zde olan bütün vatanda darım herli r-h ’
h
te kir ı; o £ emniyet meselesi özerinde herhangi b'r hâdiseyi bize bildirmeli dlrler. Parti teşkilâtımız bu intikal g inlerinde ıı-ak yerlerde ve köşelerde kalan te ıkllârimız^ ve köylerimize gitmeli. sıc ağı sıcağına «eçlnıl kaybetmenin bundan sonra her partinin başına gelerek bir hâdise olduğunu ve seçimi kaybeden tarafın emniyet içinde çalışmağı keyfiyetinin hiçbir suretle sarsıl mıyacağını anlatmalıdırlar.
2 — İktidarı kaybetmekle bı> memleketin fenalığını isteyen yıkıcı un-surların hücumundan kurtulmuş de-ğ ’ z. Ve kıırtu’nıvıcnğız, Biz büyük ıslâhat yapmış o1 mın pek az kalan küskünlerinin, hu* •mlvir İkinci Cihan Harbinin başından beri bu memleketi
kendi siyasetlerine uydurmak için çalışmış olan ecnebi unsurların taarı larına maruz olmakta devam edeceğiz Unutmamalıdır ki. memleketimiz hususiyle 1945 ten beri büyük bir sinir
Dr. Ali Naci Duyduk hakkındaki kararı Meclis verecek
27 (Hususi muhabirimiz — Giresun Mılletvekilligi-Dotkor Ali Naci Duyduk
Ankara, bildiriyor ı ne seçilen hakkında askerlik bakımından yapı-
lan bir ihbar. Yüksek Seçim Kurulunca incelenmiş ve durumun milletvekilliğine mâni teşkil etmiyeceği neticesine varılmakla beraber kesin bir karar verilmek üzere şikâyet Meclise
intikal ettirilmiştir.
Terhis şimdilik bahis mevzuu değil
Ankara. 27 »Hususi muhabirimiz bildiriyor ı — Bir kısım erlerin ter his edileceğine dair ortaya çıkan haberler teyit edilmiyor. Ancak son yıllarda emsali görüldüğü gibi muayyen bir müddeti dolduran bir kısım erata üçer aylık izin verilmesi bahis mevzuudur. Askerlik müddetinin 2 yıla indirilmesi ise bu mesele Hükümet programında yer aldığı takdirde Meclise sunulacak bir kanun tasarısı ile tahakkuk edebilecektir.
Cumhurbaşkanı, tebrik için gelen heyetleri kabul etti
yoktur.
Ankara, 27 t A.A ) — Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, huğun Çankayada Manisa Milletvekili Semi Erginin başkanlığında 4 kişilik Manisa heyetini, Kemal Erenin başkanlığında 5 kişilik Amasya heyetiyle 5 kişiden mürekkep Ankara heyetini. Kocaeli Milletvekillerini ve tebrik için gelen diğer zevatı kabul etmişlerdir.
bir l-îeavüz karşısında en yakın u ıct merciine tarn bir itimat ile raeaat aLmcIidirlcr. Bütürı siyasi
bir yazısı tekzip ediliyor
(A A.) — Bugünkü Ulus Demokrat Parti Genel Merkezinin teşkilâta Iş’arı âhire kadar yeni üye kaydedllmomcRİ ve partililerin yaş. tahsil ve İş durumlarının tesbjt edilerek hükümet veyıı hususi. İdarelerde vazife almak isteyip İst»” medi klerİnln bildirilmesi hakkında tamimler gönderdiği yazılıdır. Demokrat Parti, bu haberlerin tamamen durma olduğunu bildirmektedir.
Ulus'un
Ankara. 27 gazetesinde
uy-
Fuat Arna bir yıla mahkûm oldu
Ankara, 27 »Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Enkl Cumhurbaşkanı înonüye llsanon tecavüzde bulunmaktan nanik Fuat Amanın Ankara 6 ncı Afillyn Ceza mahkemesinde görülmekte olan duruşmanı sona ermiş ve sanık bir sene hapse mahkum olmuştur.
Philadelphla, 27 (A.P.) — Vatanına ihanet etmiş olan İngiliz bilgini Dr. Claus Fuchs’dan aldığı atom malumatım bir Rus ajanına vermekle itham edilmiş olan kimyager Harry Gold’u dün ilk defa olarak hapishanede ziyaret etmişlerdir. Ziyaretçiler babası Samuel ve kardeşi Josephtır.
Kendisi ile bir avukat tutmak mevzuunda 20 dakika Gold, her hangi bir sun bulundurulmak kûm ve mevkuflarla inektedir.
konuşmuşlardır, tecavüzden ma-için diğer mah-ihtilât ettirilme-
Türkiyeye dair İngiliz filmi
“Bir kaç hafta evvel Radyo ile İngilizce derslerinin başladığı gtln sizinle bir konuşma yaptığım zaman bir çoğumuzun verilecek dersleri dinliyeceğinize ve bu derslerden faydalanacağınıza inanmıştım. Maa-mafih o zaman binlerce kişinin bu dersleri dinliyecegine ihtimal vermemiştim. Onun için Türkiyede İngilizce Öğrenmek isteyenlerin sayısının bu kadar çok oluşu beni pek sevindirdi. Yalnız iyi biliyorum ki, şimdi dinli-yenlerin hepsi bundan altı ay sonra vazgeçeceklerdir. İçinizden bazılarınız muntazam dinlemiye vaktiniz olmadığını, bazılarınız da derslerin çok ağırlaştığını ve artık takip ede-miyeceğinizi ileri süreceksiniz. Şunu söylemek isterim ki ne olursa olsun İngilizce öğrenebileceğinize inanmanız lâzım, rı yarıya demektir, zin lisana
ve eminim ki çok kısa bir zamanda bu kabiliyetiniz sizin iyi İngilizce konuşmanızı ve kolaylıkla okumanızı sağlıyacaktır.’’
Umt ve fazla edebî bir lisana heves etmemek şartiyle İngilizcenin çok kolay öğrenildiğine, çünkü Ingiliz gramerinin basit olduğuna işaret eden Büyük Elçi. İngilizcenin pek ç?ok memleketlerde resmi dil veya i-kinci dil olduğunu söylemiş, bu suretle hayatta pratik faydalar temin ettiğini belirtmiş ve sözlerine şöyle devam etmiştir:
“Genç Alime, mühendise, diplomata, iş adamına, doktora, sosyologa, ev kadınına ve bütün sinema severlere şunu söyliyeyim ki İngilizce bi-
Eğer buna inanırsanız ya-muvaffak olmuşsunuzdur Asıl mühim olan nokta si-karşı olan kabiliyetinizdir
Bu sebeple bü-mahiyeti meş-gazeteleri, bro-partimiz aley-amansız miica-
Londra, 27 (Nafen) — Arthur Rank film şirketi tarafından son zamanlarda Türkiyede çekilmiş olan renkli filmin ancak ağustosta piyasaya sürülebileceği bildirilmektedir.
harbi içinde yaşamaktadır Bu sinir harbinin bizim memlekette ballıca hedefi Cumhuriyet Halk Partisidir. Cum-uıriyet Halk Partisi iktidarda olduğu -aman nasıl mukavemet etmiş ise muhalefette olduğu zaman da bu memlekete teveccüh eden sinir harbine ve yıkıcı cereyanlara bütün kuvvetiyle mukavemet edecektir, tün parti teşkilâtımız kuk olan sinir harbi şürleri ve ajanlarının hine devam ede’cekleri
deleyi farkctmelidirler. Bir memleket-1 te iktidar yalnız başına yabancı tesir I ve taarruzlara mukavemet edemez O memlekette kök salmış olan en kuv-1 vetli muhalefet partisi bazı ahvalde yabancı tesirlere mukavemet için daha kudretlidir. Teşkilâtımız türlü tezvirlerle bilhassa Cumhuriyet Halk Partisine tevcih olunan yıkıcı taarruzların bütün memlekete tevcih olunmuş bir suikasdin mukaddemesl olduğuna inanmalıdırlar. Vaziyet böyle geniş bir ufuktan mütalâa olunursa maruz olduğumuz ve olacağımız Iftlrala- I nn şiddeti arttıkça ruhumuzdaki kuvvet daha ziyade artacaktır.
3 — iktidar karşısında vazifemiz memlekette muhalefet ve murakabe ihtiyacını şerefli bir surette tatmin etmektir. Demokratik relimin bu memlekette yerleşmesi ve feyiz vermesi iki şarta bağlıdır. Bunlardan birincisi iktidarın muhalefete tahammül etmesi ve muhalefeti emniyet İ-çlnde yaşatmasıdır. Bu şartın beş senelik emeğimizle tahakkuk etmiş olduğunu zannediyoruz. İkincisi demokratik rejimin feyizli bir halk idaresi suretinde tecelli etmesi muhalefet partisine bağlıdır. Eğer İktidar karşısına geçen muhalefet partileri devleti ve milleti kötülemek pahasına da olsa her şeyi fena göstermek yolunu tutarlarsa, oğer muhalefet partisi her hükümetin tabiî olan her güçlüğünü büyütmeye kalkarsa, hulâsa iktidarla muhalefet arasındaki münasebet şuursuz bir çekişme ve dalaşma halinde soysuzlaşırsa demokratik rejimin âtisi yoktur. Belirtmek istiyorum ki iktidar karsısındaki mürakahe rolümüz tamamiyle yapıcı olacak ve milletimizin dört sene sonraki yeni seçimlerde İktidarı kime vereceğini sükûnetle ve selâmetle muhakeme etmesine fırsat verecektir.
4 — Biz 30 senednn beri devletin âli siyaset ve emniyetini memlekette kökleştiren ve koruyan başlıca teşkilât olarak çalıştık. Bu müddet esnasında hükümetlerin âli siyaset ve emniyetinin başlıca organı olarak onlardan her türlü yardımı ve müzahereti gördük. Bundan sonra hükümet müzaheretinden âzâde olarak kendi kudretimizle memleketin âli menfaatlerini muhafaza ve müdafaa etmeye çalışacağız. Bunlar büyük vazifelerdir. Cum huriyet Halk Partisi muvaffakiyetleri vr feragatli yetişmesi ve çahşmnsiyb* bu büyük vazifeleri Ifn etmeye, ehliyet kazanmıştır. Bütün teşkilâtımızın büyük bir İtimadı nefslle yeni imtihanlarda milletimizin karşısına daha büyük şanslarla çıkmasını temenni e-derim. Biz iktidarda iken halk İdaresini bütün icaplariyie tahakkuk ettirmek için çalıştık. Delili, buğun memleketin aldığı neticedir. Biz muhalefette İken halk İdaresinin feyizli bir surette yerleşmesi için daho çetin vazifeler karşısında kalabileceğimizi biliyoruz Vatanda-İtrimizin her su retle alâkasına ve yardımına güveniyoruz.
Demokrasi uğruna otomobilini satışa çıkaran başbakan
Tokyo, 27 (Ap) — Japonyanın Liberal Başbakanı Shigcru Yoshida, siyasi sebeplerden ötürü, yirmi senedir kullanmakta olduğu Rolls Köyce marka otomobilini satılığa çıkarmıştır.
Muhalefet, Başbakanın Japonyada yalnız birkaç tane eşi bulunan böyle bir otomobile sahip olmasını boyuna tenkid etmişti. Otomobil için fiyat teshil edilmemiştir.
lirseniz çok işine yarıyacak yeni bir âlet elde eden sanatkâra benzersiniz. Sadece İngilizce kitaplardan faydalanmak isteyenler de şunu bilmeli ki edebiyatımız zengin ve çeşitlidir. Şimdiki çalışmalarınıza karşılık olarak çok geçmeden fazlasiyle mükâfatlandırılmış olacaksınız.
’*Bazı şadalar bakımından İngilizce telâffuzun çok güç olduğu hissine kapılmayınız, “th,, sadağından biraz güçlük çekeceksiniz amma Fransız-lar. Almanlar, Ispanyollar da aynı güçlüğü çekiyorlar. Bazı harflerin bir araya gelişini oldukça gayri makul bulacaksınız fakat unutmayın ki bunlar esas kaideler değil, istisna teşkil eden noktalardır ve biraz konuşmak biraz da tecrübe sahibi olmakla bunları bertaraf edebilirsiniz.
“Bazılarınız bir an evvel spesya-list İngilizce öğrenmek isteyeceklerdir. Onun için size basit bir hakikati açıkhyayım. 1500 tane İngilizce kelime ve 300 kadar da gramatlk cjlmle teşkili bilirseniz her hangi bir mevzu üzerinde istediğinizi doğru ve kolayca anlaşılır bir şekilde ifade e-debilirsiniz. Onun için sakın sabırsızlanmayın. Çalışma sahanızı genişletmek için biraz İngilizce öğrenir öğrenmez, Türkiyenin her tarafında bulacağınız yardımcı kitaplardan fajrdalanmanızı daha sonra da basit bir lisan kullanan muharrirlerin kitaplarını okumanızı tavsiye Meselâ: Somerset Maugham, yan, T.S. Elliot, Priestley, Ntcolson ve Cronin gibi.
“Sözlerimi bitirirken, bu takip edişinizin size mesut bal temin etmesini ve yer
ki bütün milletlerle, bilhassa Türkiye ile İngiltere arasındaki dostane münasebetlerin artmasını temenni e-edreim."
Atina, 27 - A.A. (AFP) — Atina Ajansının bildirdiğine göre, Yunan Meclisinin dünkü toplantısında Yunan - Yugoslav münasebetleri hakkında müzakerelerde bulunulmuştur.
Mecliste söz alan Başbakan Plastiras Yugoslavyada bulunan Yunan çocukları meselesinin Yunanistan i-çin olan büyük ehemmiyetini tekrar etmiş ve Makedonya azınlıklar meselesi diye Yunanıstanda bir mesele olmadığını katiyetle beyan etmiştir.
Müşterek Komite
Atina, 27 . A.A. (Reuter) — Dün akşam öğrenildiğine göre, Yunanistan ve Yugoslavya. Yugoslavyadan vatanlarına dönecek Yunan çocuklarının adedini tahkik etmek üzere müşterek bir komite kurmağa karar vermişlerdir.
Yugoslavya ile Yunanistan arasında münasebetlerin yeniden kurulması hakkında parlâmentoda konuşan Başbakan Nikolas Plastiras müşterek komitenin her iki develtin ü-çer temsilcisinden teşekkül edeceğini söylemiş ve Hükümetinin başından beri kaçırılmış Yunan çocukları meselesine çok ehemmiyet verdiğini a-çıklamıştır. Plastiras, Yugoslav hükümetinin, Yunan görüşünü paylaştığını söylemiş ve hükümetin milli menfaatleri korumakta uyanık olmağa devam edeceğini İlâve etmiştir.
Bir şehir halkını öldürecek kadar zehir ele geçirildi
ederim. Trevel-Harold
dersleri bir istik-yüzünde-
Bilton (Stafforhshire, 27 (Ap) — “Büyük bir şehrin bütün sekenesini zehirliyebilecek miktarda” ve çok kudretli bir zehir, Londranm 130 mil kuzey batısında» serserilerin oturdukları bir bölgede dün gece polis tarafından ele geçirilmiştir.
Sodyum siyanidi olan zehir, çelik kaplar içerisinde bulunuyordu.
tavassutunu
Teşebbüs temmuzda yapPacak
bir
canavar yakalandı
YENİ İSTANBUL İzmir Bürosunun gönderdiği yukarıdaki fotoğraf, müddetten beri İzmir Körfezinin ağzını kapadığı ve her türlü küçük balıkları İmha ettiği bildirilen Izbiriliya adlı bir kÖ|»ck balığını göstermektedir. 429 Kg. ağırlığında olan hu balığı İzm irin Kızılbalıçe balıkçıları kurdukları büyük ağın Içlııdo görmüşler, ImrrP ile sahile çekmeye çalışr**şlardır. Ağların bir kısmını vııtan bu canavarı y: vnak için 14 zıpkın kullanılmış»
canavar ondan sonra j ukainruıbilmiştir
Herkes iş arar amma!..
Londra. 27 (Nafen> — Geçenlerde Times gazetesinde şöyle bir ilân görülmüştür: Oxford’dan mezun bir artist ve ilim adamı, 33 lisan bilir, resim yapar, bina inşaatı işlerinde çalışır. edebi veya ilmi araştırmalar yapar (her dilde) iş aramaktadır.’
Kıbrıslı Rumlar, Plastırasm talep ettiler
Plebisitte yüzde 30
Atina 27 (AP) — Yunan İBt an la birlik meselesini halletmeye memur edilmiş olan Kıbrıs delegasyonu, dün. Yunan Başbakanı General Plastirasa resmen müracaatla, kendisinin bu birleşme meselesini İngiliz Hükümetine arzetmesinl talep etmiştir.
Delegasyon Başkanı Kirenya Piskoposu, kendilerine, şayet doğrudan
lehte rey almışlar
doğruya yapılacak müzakerelerden bir netice alınamazsa, meselenin Birleşmiş Milletlere gönderilmesi ve plebisitle hallinin istenmesi hakkında salâhiyet ve talimat verilmiş olduğunu belirtmiştir.
Başbakan Plastiras, Yunan Hükümetinin Kıbrıs meselesini İngiliz-Yunan münasebetleri çerçevesi dahilinde halletmek salâhiyetini mahfuz tuttuğunu kaydetmiştir.
8 Norveç! H ma aya dağını fethe çtktıiar
O«lo. 27 A. A »United Press> — *
kişiden mürekkep bir Norveç heyeti Himalâyalnrın 7.700 metre Yüksekliğindeki Tlrihnur tepesinin zirvesine tırmanmak üzere bugün hareket e-dccoktir. Şimdiye kadar ancak 1.500 heyetten 4 ü Tirihmirln 7.050 metre yüksekliğine kadar tırmanahilmişler-dir.
Heyet uçakla Karaşiye gidecektir. Oradan Pcşaver'c trenle geçecek olan heyet Şitralc kadar olan yolu da kamyonla alacaktır
Zirveye tırmanma teşebbüsü, hava şartlarının, insanların tırmanmasına müsaade ettiği yegâne ay olan temmuzda yapılacaktır.
Delegasyon. Başbakana yapılmış olan gayri resmi plebisitin neticelerini takdim etmiştir ki buna gere, sekenenin Q 80 i Yunanistan ile birleşmeyi arzu etmektedir.





• •
MÜSABAKA KUFOJ'J
1 aralık 1050 büyük kuramıza yağıdaki kuponlardan getirerek bir kura oumarası a-la bileceksiniz.
de çekilecek iştirak İçin a-90 tane
Tafailâtııu her pazar günkü (YENİ İSTANBUL) da arayınız.

i
leni. Islaıibul'un
KIPOM


7
Sayfa 4
M Mayın İOAO
intibalar

J
ACAYİP ŞEYLER
'A

i
1
Amerikalıların yemekleri ve yemek âdetleri
Yazan: Oğuı Türkkan
TÜRKÎYB'ye gelen Amerikan soy-■ yahı, asfalt yollarımıza, fabrlkâia-rımııe» modern binalarımıza pek fazla ilgi göstermez. Hepimizce malûmdur: elinde fotoğraf makinesi. eşeğe binmiş köylüleri peçeli kadınlar, harap mahalleler arar. Rakıdan tatmak ve şiş kebnhi yemek ister. Ve eğer yazıcıysa, seyahat intihalarında daha çok bunlardan bahseder.
Bu hale çok zaman kızarız. Fakat bu ecnebilere niçin böyle yaptıkları sorulursa, anlayış göstermemek zordur: adamcağız, olmadık şeyler görmek ve tatmak için seyahate çıkmıştır. O. meraklı ve alışık olmadığı •eyler peşindedir. Memleketine dönünce, kendi şchıininkine bcnziyen evlerden, sokaklardan ve insanlardan bahsederse, uyandıracağı alâka pek vasat olacaktır. Onun için ecnebiler bizde egzotik, acayip, sansasyonel •eyler ararlar.
Ben de Amerlknya Öyle bir gözle bakayım dedim. Bir hafta boyunca gözümün ve kafamın adesesini bu zaviyeye göre ayar ettim. Bu intihalara, Amerikalıların bize acayip gelen yemeklerini ve yemek âdetlerini nakletmekle başhyacagım (acayipliğe karşı en hassas olan tarafımız midemiz olduğuna şüphe yok).
Her şeye şeker katmak Amerikalıların huyu. Ekmeklerini alın, içine süt ve vitaminden ayrıca, dolu dolu çeker, bal ve pekmez de kalmışlardır. Hiç bizim ekmeklere benzemez. Uzun, dört köşe, kâğıt gibi beyaz, deliksiz, ıslanmış ekmek gibi yumuşak. gevşek bir nesnedir. Kapalı paket içinde satılır ve yirmiye yakın firma bu lşde rekabet ederler. Bu "zenginleştirilmiş” (enriched) ekmeklerin şekerli tadına alışmak meseledir. Bizimkine (daha doğrusu francalalara) benzlyen ekmekler İtalyan ve Fransız ekmeği diye satılır.
Amerlkada şeker ve tatlının girmediği yer yoktur. Sebzeleri şekerlenir. Domates salçaları pekmezlenir. Hindiyi bile, yanına reçel koymadan yiyemezler!
Yemek bahsinde biz Türklerin garipsediğimiz başka bir taraf da, her yemeği bir tek tabağa koymalarıdır. Sonra asıl gayretleri, tabağı rengârenk yemeklerle kaplamaktır: yeşil, kırmızı v.s, Amerikalılar sebze yemeklerini ayrı yemesini bilmezler. Bunu illâ et yemeğine garnitür yapacaklar. Zaten sebze yemeği dedikleri de, sade, suda haşlanmış fasulye veya bezelya veya ıspanaktır; tabaklarına aldıktan sonra üstüne tereyağ koyarlar. Bizim zor alışacağımız iki yemekleri vardır: tatlı patates (Idaho patatesi, balkabağı gibi tatlıdır) ve mısır yemeği.
Amerikalıların öğle ve akşam yemeklerine verdikleri önem derecesi.
blzdekl ve Avrupadakinin aksinedir: Öğle vakti ayaküstü alelacele bir şeyler atıştırırlar; işe gidenler, iki ince dilim arasına sıkıştırılmış kâğıt inceliğinde et (veya peynir) ve bir salata yaprağından İbaret sandviçle İdare ederler (tabii her lokmada dn bir yudum sütlü kahve İçerilir). Akşam saat beş oldu mu hepsi kurt gibi acıkır. Beş buçukta her Ameri-kan ailesini akşam yemeğine oturmuş bulursunuz. Ve İyice de ağır yerler. Doktorlar asıl faaliyet saatlerinde kuvvetli yemeği ve akşamları hafif geçirmeyi tavsiye ederlerse de bu Amerikan Adetini bozamazlar.
Amerikalılar yemeklerini akla geldik gelmedik her yerde yerler. Lokantalar her adım başındadır. Kimini "gratsiyellerln” 40 inci, 80 İnci katında, kimini de mahzen katlarında bulursunuz. Sonra, sokak köşelerinde, ıskartaya çıkmış ve tekerlekleri sökülmüş otobüsleri andıran “Dlnnor" ler vardır. "Candy-store” denilen ve çukolata, dondurma, gazete, oyuncak gibi şeyler satan dükkânlarda da yemek yersiniz (daha ziyade sandviç). En şaşılacak 19, eczahanelerln en belli başlı yemek merkezi oluşudur (zaten eczahaneler —drugstore- Amerlkada ne isterseniz satar: gazete, hırdavat, fotoğraf malzemesi, kâğıt-kalem, manifatura... ilh... Nihayet seyyar kamyonetler, uzak yol başlarında, Amerikan halkının milli yemeği sayılan "frankfuıter” (sosis) ve “hamburger" (köfte) sandviçiyle “koka-kola“ satarlar.
Dondurma da Amerikalıların milli zevklerinden biridir. Yalnız küçükler defil, büyükler de çok düşkündürlor. Hem kışın da yerler. Paket halinde, buz dolabının buzluk kısmında aylarca muhafaza odlllr.
Amerikalıların "milli yemeâl" diye bir şey düşünmek zordur. Amerikan milleti gibi, yemekleri de her millotin mutfağının bir karışımıdır. En popüler olan "frankfurtor” (sosla) ve hamburger" (bir nevi köfte) Alman-yadan gelmiştir. “Chow-Mein" (tuhaf bir çorba) Çinlilerden alınmıştır. Et yemekleri İngiliz, pasta ve kekleri de Danimarka ve Viyana menşelidir. En milli sayılan yiyecek "apple ple" (epl-pay) denilen. İçi elmalı bir nevi hamur tatlısıdır.
Amerikalılar Fransız mutfağına hayrandırlar. Fransız lokantaları, New-York'un en şık caddelerinde bulunur ve fevkalâde pahalıdır. Bunların çoğunun "antre"lorl ve "holleri", sıra bekllyen müşterilerle doludur: içerde yer boşaldıkça, sinemaya alır gibi garsonlar, sırası gelen müşteriye buyur ederleri
Bazı Türk yemekleri de maruftur. O kadar kİ, "Türk" kelimesi cok kişilerde ya "şiş kebabı" veya "pilâv" tedai ettirir. Bu İlgiyi bilen konferans menacerlerl, Profesyonel Konferansçı Bayan İsmet Sanlı'yı. bu sezon sırf Türk yemekleri hakkında konferans vermek üzere angaje etmişlerdir.

PARİS MEKTUBU
ORİJİNAL
FRANSA Igçilerinin hepsi grev yapabilir de, polislerin grev hakkı yoktur. Halbuki onlar da insan, herkes gibi onların da şikâyetleri olur. Bu derde devâ Paris polisleri bir çare buldular: İşgüzarlık grevi. Bu da ne? diye şaşmayın, durun anlatayım: Seyrüseferin idaresi için bir sürü talimatname var ya, yok otomobil soldan saparsa şu kadar ceza, "Dur" işareti verilince frenlere basmazsa bu kadar caza İlh... Polisler işte bu talimat bolluğundan faydalanarak işgüzarlık ettiler, yani, çoğu zaman görmemezlikten geldikleri ufak tefek suçlar üzerinde durup uzun uzun zabıt tuttular, ceza yazdılar, sonu gelmez nutuklarla otomobilcilere yol talimatnamesini bir daha izaha kalkıştılar. Netice: Paris’in işlek caddeleri arap saçına döndü. Otobüs, kamyon, otokar, irili ufaklı otomobil, kaptıkaçtı, motosiklet, araba, bisiklet birbirine girdi ve saatlerce bek-
BİR GREV
leştiler. Paris haline o gün et yetişemedi. Ahali şaşıp kaldı. Şehir hayatının bu gibi cilveleri karşısında Paris halkının yapmaktan hiç geri kalmadığı şakalar, kavgalar gırla gitti, işler yüzüstü kaldı, tıkalı yollardan tek geçebilen yayalar bir de-facık olsun hallerine şükrettiler.
Kısacası herkes memnundu, bir istisna ile. Bu maceradan hoşlanmı-yan tek kişi, Paris Belediye P.eisl M. L6onard’dır. Şakadan anlamaz bir a-dam olacak ki, işgüzarlık grevi yapan bütün polis memurlarının vazifesine son verdi. Acaba İş bununla bitecek mi, yoksa polisler, isteklerinin yerine gelmesi için başka çarelere başvuracak mı? Bilinmez. Her ne ise, bu işin neticesi hür Fransa Cumhuriyetinde asayiş ve intizamı temsil ve temin eden bir meslek te, fantaziye yer olup olmadığını gösterecektir.
Ayşe NUR
Skorzeny'nin anlatmadıkları
iHHHIIIIIIIIIirAniota^H^rald^^lllllllllllllllllllHlllinilinillllllHIIIHIIIIIIHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII Çeviren? Behçet Cemanilllllllllllllll

— 2 —
Ol, Student plânını derhal kabul etmek suretiyle, bu gibi İşlerde ne kadar geniş düşünceli olduğunu bir dem daha göstermişti Plânımı kabul ettikten sonra, harekât beşlangıoını birua tehir ettirmeğe uğraştın! fakat buna ancak kıanıon muvaffak oldum. Student, geoiktlğlmla takdirde, Müssollnlnln (efor Oran Önsso’ da İse) başka yere kaçırılmasından korkuyordu. Bu sebeple baskının örtesi gün saat 17 de yapılmasına karar verildi. Musiollninin nereye götü-rülocegl do ayrıca mevzuu baheol-du. Ben, Duçeyi, tankların muhafazası altında, kara yolundan Komaya kaçırmak niyetinde idim. General Student daha iyi bir çare düşündü. Kendi pilotu olan yüzbaşı Gerlach ı emrime verdi» Yüzbaşı Gerlach helikopterle. otelin önüne İnerek Musso. Ilnlyl hava yolundan kaçıracaktı. E-ger otol önüne inmeğe imkân olmazsa, Gerlach vadiye İnecek ve Musao-llnlyi oradan alacaktı. Helikopterin iniş sırasında Arızalanması ihtimaline karşı, İkinci bir helikopter beraber giderek vadiye İnecek ve emir bek. liyecektl.
“ÖLÜ VEYA DİRİ....”
Anlattığım konuşmalar, Student İle benim aramda, başbaşa cereyan ediyordu. Skorzeny'nln harekâta İştiraki meselesi, o âne kadar mevzuu-bahis bile olmamıştı. Müzakerelerin hiç birinde bulunmamış olan Skorzeny, hazırlıklara hiç bir surette mü. essır olmamıştı. Student. Hltlerln “dostu MussolInC’yl kurtaracağımıza çok emin bulunduğumu, harekâtın muvaffakıyetslzllği halinde paraşüt kıtaları itibarının çok sarsılacağını şahsen söylemekten çekinmedi. Bana verilen emirde aynen, Mussollniyi "ölü veya diri" Romaya getirmekliğim bildiriliyordu. Bu vaziyet karşısında, plânda veya idarede yapacağım her hangi bir hata yüzünden harekâtın akim kalması halinde kendi kusuru İle gemisini kaybeden, bir harp gemisi komutanı gibi, bütün mesuliyeti yüklenmek icap ettiğini İyice anlamıştım.
SKORZENY İŞTİRAK RİCASINDA BULUNUYOR
Konuşmaları müteakip hemen, telefonla önceden sllâhbaşı ettirdiğim taburuma döndüm. Bölük komutanlarına vazifeyi, mümkün olan sara, hatle izah ettim. Hareketin hedefi çok mahrem tutulduğundan, bu izahatı vermek bir hayli güç oldu. Bu sırada, Skorzeny General Stu-dent’e müracaat ederek, harekete iştirak etmek üzere ricada bulunuyor. Vakaa asıl vazifesi hitam bulmuş ve kendisine yeni talimat verilmemişti. Ancak bu kadar hazırlık yaparak

Baskın komutanına Mussolini’yi ölü veya diri, mutlaka _________________kurtarması emredilmişti
★ MUSSOLİNİ UÇAĞA GİDİYOR ★
ön plânda, Alman paraşütçülerinin eline geçen Düçenlıı yanından bir türlü u.vrılma.van ve bilâhare MumroİI-ninlıı kaçırılm&Hinı kendisine maieden Skorzeny görülmektedir
Öğrenmek ihtiyacında olduğumuz herşey
Hicri 19 5 0 MAYIS 28 Pazar Rumi
j.ABA> 11 1369 MAYIS 15 1366
VAKİT VASATİ EZANİ
Güneş 6.32 9.02
Öğle 13.11 4.41
tklndl 17.10 8.40
Akşam 20.31 12 00
Yatsı 22.2S 1.57
îm»âk 3.23 6.53
TİYATROLAR
İBTANBÜL
KONAK PAVİTONU: Ispanyol Atraksiyon Trupu.
ANKARA
BÜYÜK TİYATRO 21 de Yanlışlıklar Komedisi .
KtlÇtİK TİYATRO : G Şahıs Muharririni Arıyor.
GAR GAZİNOSU ı Ispanyol Triyosu.
PAVÎYONDA : Italyan Akrobatları.
B1CYOÛLU CİHKT1
ATLAS (40835) Tehlikeli Dostlar.
AKIN (80718) 1 — Bir Yetimin Abı. 2 — Nil KıraliçesL ALKAZAR (425Ö2) 1 Dehşet Diyarı. 2 — Korsanlar Kıralı. AR (44304) 1 - Kaliforniya Hâ-kimi. 2 — Periler DUnyneı.
ELHAMKA (435Ö5) 1 — ÇtÜinan Hayat. 2 — Çin Harbi.
İPEK (44280) 1 - Aşılma» Duvar. 2 — Kılıçların Gölgesinde (Türkçe, renkli).
İNCİ (&I&W) 1 - Vatan Fedaisi. 2 — Kayıp Adam.
LALE (43595) 1 - Istırap Çocuğu. 2 — Saray Gözdeleri.
MELEK (40888) 1 — îkl Kalb
2 — İlk Arzular.
SARAY (41856« 1 — ölümden Firar. 2 — Yaşasın Aşk.
«l'ATFARK (83113) 1 - îkl
CingÖs Askerin Dönüşü. 2 -Unutulmaz A#k. 3 — Garp Ca-iUHlan.
SÜMER (42851) 1 - ŞarkieiB
Yaşayamam, 2 — Çılgın Hayalet.
ŞARK (40380) Ekmekçi Kadın. SIK (43726) 1 — Fakir Bir Da. İlhanlInın Hikâyesi. 2 — Kadiri Kasabı.
TAKMİM (43JBD 1 - Londra Kalesi. 3 *- Port-Salt Faciası.
TAN 1 - Kutlllcr. 3 * Sihirli Aşk.
İNAL 1 — Günahtan Sonra, 2 — Göz Yaşlan (Arap filmi).
YENİ 1 - Zoronun işareti, g — Çam Sakızı Kaşif. 3 —
Loral Hardy Çingene Prens.
YILDIZ (42847) 1 — Gilda Şey-tanın Kızı. 2 — Beklediğim
Sevgili.
İSTANBUL CİHETİ
ALEMDAR (23883) 1 — Aelanla-rın Pençesinde. 2 — Kördüğüm.
AYSU (21Ş17) 1 — Günahkâr Kadın. 2 — Aşkıma 8adık Kaldım.
AZAK (23542) 1 — Öldüren Para. 2 — Kara Ejder (30 kısım) ÇEMBERLÎTA8 (22513) 1 —
Büyülenmiş Adam. 2 — İhtilalci Ruhlar.
FERAH 1 — Asya Ateşler 1-çinde. 2 — Kahraman Kılavuz. 3 — Deniz Kırı.
HALK 1 — Tarzan Kaplan Kadın. 2 — Ali Baba Hindlstanda. KISMET (286M) 1 — Büyük İskender. 2 — Şeyhin Kızı Munise.
MARMARA (23860) 1 — Ajjk ve Kıskançlık. 2 — Alevden Gönül.
MİLLÎ (22063) Aslanlann Pençesinde. 2 — Kördüğüm.
TURAN (22127) 1 — öldüren Para. 2 — Kara Ejder.
YENİ (Bakırköy 16-126) ı -Büyük Günah. 2 — Deniz Ejderi.
KADIKÖY CİHETİ
HALE (60112) 1 — Asilzade
Haydut. 2 — Aşk ve Cürüm.
OPERA (60821) 1 — Dulu Bolle 2 — Namua Sözü (türkçe), St'REYYA (60862) 1 — Gecenin Gözleri. 2 — Bu Evde Ne var7
ANKARA
ANKARA Hayat Yolu. iiCyCk İki Ruhlu Adam, CEBECİ 1 — Bir Hizmetçi Kızın Hatıraları. 2 — Üç Ahbap Çavuşlar Casus Peşinde.
PARK 1 - Müthiş Korku. 2— Şeytanın Kurbanları .
SUS Şadiye.
SfMER 1 - Söz Silâhındır. 2 — Ruatl Polis Haflyeal.
ULU$ 1 — Müzik Beldeki. 2 -Amber
YENİ Yeşil Yunus Sokağı. 2— Şen Kızlar.
İZMİR
ELHAMRA 1 — Muhteşem Macera. 2 — Meksiko Çiçekleri. 3 — Lorel Hardi. Boğa Güreşçisi-
LALE 1 — Ya Aşk, Ya ölüm. 2 — Bııffnlo Bili Macernlur Kıralı. 3 — Ksnsas Süvarisi.
TAYYARE; 1 - Kadın İntikamı, 2 — Bir Yetimin Ahi.
TAN 1 — Ya Aşk. Ya Ölüm.
2 — Buffalo Bili Maceralar Kıralı. 3 — Kansa» Süvarisi, YENİ SİNEMA 1 - Vahşi
Koşu 2 — Kanunsuz Sokak.
KARŞIYAKA CİHETİ
MELEK 1 — Aşk ve intikam 2 — Yalancı Pehlivan.
UÇAK - İflLN . VAPUR
GELECEK OLAN UÇAKLAR
Ş.4Ş D.H.Y, (Tüvkı Bursadan — 9.60 D.H.Y. (Türkl İzmir-den. — !?.oo K.L.M (Holânda) Tahrandan. — II.SO P.A.A. (A-
merlkan) Basra, Şam, Beyrut-Un. — 15.15 D.H.Y. (Türk) İskenderun, Adana, Ankaradan.
— 15.15 A.F. (Fransız) Paris.
Roma ve Atinadan. — 15.50
B.E.A. (İngiliz) Londra, Roma ve Atinadan. — 15.55 S.A.S (İskandinav) Oslo, Kopenhag. Hamburg, Frankfurt, Münih, Roma, Atinadan. — 18,05 D.H. Y. (Türk) lzmlrden. — 18.3*
D.H.Y. (Türk) Ankaradan. GİDECEK OLAN UÇAKLAR
S.30 D.H.Y. (Türk) Bursaya
— 9.30 D.H.Y. (Türk) Ankara-ya. — 10.15 D.H.Y. (Türk) Iz-mlre. — 10.30 D.H.Y. (Türk) Ankara. Adana, İskenderun*.
— 15.00 K.L.M. (HolAnda) Roma, Amsterdama. — 15.30 P. A A. (Amerikan) Brüksel, Londra. Boston, New-Yorka. — 18.00 D.H.Y. (Türk) lzmlre. — 17.25 S.A.S. (İskandinav) Atina. Roma. Münih. Frankfurt, Hamburg, Kopenhag, Oslo'ya.
GELECEK OLAN VAPURLAR ie.30 Etrüsk, lzmlrden. — 21.00 Sus, Mudanyadan.
GİDECEK OLAN VAPURLAR
9.00 Sus. Mudanyaya. — 18.00 Antalya, Çanak kaleye.
GELECEK OLAN TRENLER
8,80 Ankara. — 9.15 Ankara.
— 22.20 Semplon.
GİDECEK OLAN TRENLER
840 Semplon. — 10.00 Ankara (Motörlü) — 18.10 Ankara— 20.30 Ankara.
R A D
ANKARA;
8.30 M. S. Ayarı, haberler ve hava raporu. — 8.45 Günaydın (pl). — 9.10 Günün programı. — 9.15 Radyo ile İngilizce, — 9.30 Sevilmiş parçalar (pl). — 10.10 Konuşma, — 10.25 Ma-
kamlardan bir demet. — 11.05 Temsil; Pazar skeçl "Çifte saadet,,. — 11.30 Salon orkestrası (Şef; S. Edlz). — 12.00 Hep beraber söyllyellm (Yurttan sesler). — 12.30 Telden tele. — 12.50 Oyun havaları (İnce saz takımı). — 13.00 M. S. Ayarı ve haberler. — 13 15 Dana mü zifti (pl). — 13.30 öğle Gazetesi. — 13.15 Dana müziği (pl). — 14.00 Hava raporu, akşam programı ve kapanı.-}.
17.58 Açılış v« program. — 18.00 M S. Ayarı, — 18.00 İnce aea (Uşşak faslı). — 19.00 M. S» Ayarı ve haberler. — 10.15 Geçmişte Bugün, — 10.20 Yarım naul (lnns (pl), — 10.50 Akşamın karma müaiğl (pl). — 20 15 Radyo Gusoteal. — 20.80 Sanat heveslileri aantl. — 30.48 tapanyol şarkıları (pl). — 21,15 Müzikle gezi (pl). — 22.00 Kpor saati (GllnÜn haberleri).
^.16 Dftn» mllılel (pl), 2U.43
M, 8. Ayarı ve haherhır.—23 00 Program ve kapanış
İSTANİİUL:
12.57 Açılış ve programlar. — 13.00 Haberler. -• 13.16 8ulon konser orkestrasından melodiler (pl), — 13.30 Rumba, samba ve tangolar (pl). — 13.50
Serbest saat. — 14.00 Saz eser-
leri, garkı ve türküler. — 14.45 Art van Damme kentetinden akordeonla caz parçalan. — 15.00 Konçerto - Haydn viyolonsel konçertosu (pl). — 15-30 Dans müziği (pl). — 16.00 Programlar ve kapanış.
17.00 Türkiye - İran milli futbol takımları arazındaki maçın İnönü Stadından yayını.
17.57 Açılış ve programlar. — 18.00 Çeşitli hafif müzik (pl).
— 18.30 Dana müziği ve türk-çe tangolar. — 19.00 Haberler.
— 19.15 İstanbul haberleri. —
19.20 Gcorg Wrlght’dan ham-mond orguyla caz parçalan (pl). — 19.30 Saz eserleri, şarkı ve türküler. Safiye Avlâ. — 20.15 Tantnmtş piyano parçala-n (pl). — 20.30 Radyofonik komedi: "Aradaki kel horoz,,. — 21.00 Hafif ara müziği (pl). — 21.05 Spor hasbıhalleri. — 21.20 Fasıl heyeti konseri. — 22.00
Dinleyici İBteklcrl (klâsik batı müziği). — 22.45 Haberler. -23.00 Dans müziği (pl). — 23.30 Hafif gece müziği (pl). — 24.00 Programlar ve kapanış.
YABANCI RADYOLARDAN
SEÇME YAYINLAR;
LONDRA:
7.30 Dinleyici İstekleri. — 9.30 Küçük orkestradan parçalar.— 11.00 Klâsik müzik dinleyici istekleri. — 13.00 Jean Marlovv piyano resitali. — 14.15 Operalardan parçalar. — 15.15 Akordeonla parçalar, — 16.15 Roberl Farnon orkestrasından hafif müzik, — 17.16 Konçerto-Men-delssohn No. 1 piyano konçertosu, — 18.15 Donald Pcers’den şarkılar. — 23.16 Keman soloları. — 24.30 BBC senfoni orkestrası konseri.
EMİNÖNCı İstanbul (Eminönü) — Haşan Hulûsl (Küçük-paıar) — Abdülkadlr (Cnftaloğ-lu) — Asadur (ûedlkpaşa). BEYOĞLU ı Matkoviç (Merkez) — Galatasaray (Morken) — Er-tuğrul (Taksim) — İsmet (Tak sim) — Karaköy (Galata) — Maçka (Şişil) — Feriköy (Şişil) — Hasköy — Merkes (Kasımpaşa).
FATtlIı Ünivcrslto (Şehzade-başı) — SalAhnddln Gürgen (Cerrahpaşa) — Eınln Rıdvan (Samatya) — Haseki (Şehremini) — Edirnekapı (KaıagÜnı-rük) — Orhan Avcıoğlu (Fener).
KYt’P: Ayvannarnv Şifa.
BEŞİKTAŞ; Nail Halil — Or-laköy — Gıyaseddin Dlvanlıoğ-lu (Arnavutlcöy) — Merkez
(Bebek).
KADIKÖY; Yvldcğlımenl Foncryolu — Erenköy — A Cafer Çafcatay (Bostancı).
UNKCDAKi Çamltyurl HEVIIELİ ADA ı Hoybellada.
IHI Yt‘ KAPA; Merkez tr.MİR; Ege (Basma hane » Hilâl lKorneralti) Asri lEe refpasa) — Alsuncak — Kara
Soldan sağa:
1 — ücretsiz bir içki. 2 — Temerrüt edenler öyle söyler. 3 — İyi; Yol; Tersi su. 4 — Dini tören; Bir nota; Vazife. 5 — Tersi geri tepme; Konuklandırma. 6 — Akıtma; Bir vilâyetimiz. 7 — Bir harfin okunuşu: Güzel bir oda eşyası. 8 — Tahlil, Son harfi değişirse garaz olur. 9 — Feci bozukluk. 10 — Güvoni çok.
Yukarıdan aşağı:
1 — Hanesi sağlam. 2 — Pek güzel ar. 3 — Zamanın bölümlerinden; Ankaranın eski sakinlerinden. 4 — İsim; Tersi denizde mesafe kateden. 6 — Tekrarlanırsa kocakarının çenesi olur; Sondaki harf okunmazsa feci mânaya gelir, 6 — Pratik; Salıverme. 7 — Uykusuz (eski terim); Bir harfin okunuşu. 8 — Tenezzül et; Netice (eski terim çoğul). 9 *-Sonundaki harf okunmazsa bağsız olur. 10 — Bahri sefaret zabiti.
DÜNKÜ BULMACANIN HALLÎ
Soldan sağa;
1 — Havalename. 2 — Alâkayı kes. 3 — CAUyet; Te. 4 — Etili; Ter. 6 — Alda; Ahali. 6 — İten; Ca; îğ. 7 — Esas; As; Gün. fi — Rahlme; Diz. 9 — Mûnah hibe, 10 — Amelesi bol.
Yukarıdan aşağıı
1 — Hacerlsemâ. 3 — Alâfı taınam. 3 — Validesine, 4 — Akllâne hal; iyal; Elâ.. 6 — Eye; Sıraca. 7 — Anıt; Hae; Hı. 8 — Ak. Ta, Dlb. 9 — Meteliği bol. 10 — Eseri güzel.
tstanbul »«yoğlu (4998
Anadolu yakası I0SN
Ankara 01
İzmir 225]
Beyoğlu (4644 Kudşköy 60873 İstanbul 24232 Üsküdar 60913 Ankara 0ü. Isnıir 3223 Karşıyaka 15055
(aş (Yalılar).
İNKARA: Guihunv — Ege — Güray.
malûmat topladıktan sonra, elde ettiği neticenin doğruluğu yahut yanlışlığını bizzat görmek İstemekte de haklı idi. Bu İtibarla da General Student, ricasını kabul ederek bana telefonla vaziyeti bildirdi ve Skorzeny-nin, taburuma, misafir müşahit olarak İştirak edebileceğini söyledi. General ayrıca şu talimatı da verdi:
“Skorzeny piânörlerle beraber gitsin. Ancak rütbesi yüzbaşı olduğuna göre, üstteğmen von Beriepsch’in emrine vermeyiniz. Bu itibarla, meselâ siyasi müşahit gibi, doğrudan doğruya size bağlı olacaktır. Kendisinin #emir ve komutaya hiç bir suretle salâhiyeti yoktur.”
Az sonra Skorzeny karargâhıma geldi. Kendisini şahsen sevmemekle beraber, çok az tanıdığımdan, her hangi bir itimatsızlık yahut endişe duymuyordum. Berlepsch’e Skorze-ny’yi planörlerden birine vermesi i-çin. bizzat talimat verdim. Bunun ü-zerine Skorzeny, Mussolininın aranıp bulunmasında bilhassa temayüz etmiş 16 SS askerini de beraber almak için ricada bulundu. Karşım-dakinln hırsı, gururu veya gizli niyetleri hakkında hiç bir şüphem olmadığı için, buna da, muvafakat e-derek, bu 16 kişinin, paraşütçüler a-rasına taksim edilmesini emrettim.
a
İşte Mussollniyi kurtaran birlikler arasına, bir kaç SS veya SD eri bu suretle dahil olabildi. Beriepsch müfrezesi içinde, hiç bir talimat veya vazife almaksızın ve her hangi bir komuta salâhiyetini haiz olmaksızın bulunan Skorzeny ile bu 16 a-damı, iki gün sonra, Berlindeki U-mum! karargâhın uydurduğu masala esas olmuşlardır. Bu masala göre, Mussollniyi» Skorzeny İle SS ler kurtarmış, von Beriepsch’in paraşütçüleri ile taburunun diğer 400 mevcudu ancak “yardım” İçin bunlara ilhak edilmiştir. General Student, Skorzeny gibi, paraşütçü ve havadan indirme işlerinden hiç anlamayan müşterek kara ve hava birliklerinin sevk ve idaresine yabancı bir şahsa, en iyi birliğine mensup 500 askeri zor teslim ederdi.
SON HAZIRLIKLAR
Taburumun subaylarına hor şeyi izah ederek son hazırlıklara geçinceye kadar saat 23 ü bulmuştu. Bcr-lopsch bölüğü, müfrez olarak vazife göreceğinden ve onlar havadan, biz İse karadan, ayrı ayrı gidip, ancak beraberce varacağımızdan, üstteğme-ne husus! talimat vermek icap ediyordu. Mümkün olan bütün hazırlıklara başlandığına kanaat getirdikten sonra, tekrar General Student’e gittim ve başbaşa bir görüşme daha yaptım. Ben, taburun küll! kısmiyle karadan gideceğim İçin, Gene-neral Student, hava müfrezesine son talimatı, hava meydanında bizzat verecekti, Bilhassa yedekteki plânör-Jerln, arazinin darlığı dolayıalyle gayet dikkatli bir iniş nizamı takip etmeleri ve her halde pike ile iniş yapmaları icap ediyordu. Zaten öğle saatlerinde aağnsklı esen hava, iniş şartlarını bir hayli güçleştiriyordu.
Bu son görüşmede de, Skorzeny'nin harekâta, vazifeli olarak iştiraki mevzuu bahaoimamıştır. Kendisi ancak, Mussollni'ya Romaya ve oradan de Berlin'e kimin refakat edeceği düşünüldüğü zaman akla geldi. Skorzeny Umumi Karargâhı iyi bildiği ve vazifesinin hitamı dolayıslyle zaten Almanyayıı döneceğine göre, General Student, kendiliğinden bu vazife için Skorzeny’yi düşündü. Bu sayede subaylarımızdan birini göndermekten kurtuluyorduk kİ. içinde bulunduğumuz tehlikeli vaziyette zaten az olan kadromuz için, bu çok muvafık düşüyordu. Eğer bu kararı-
mızın ne kadar mühim neticeler doğuracağını bilseydik, belki büsbütün başka türlü hareket ederdik. Her halde Skorzeny, bu kararımız saye-
sinde, 24 saat sonra, Hltlerln karşısına dikilerek “Buyurun DuçenizH’1 diyebilmiştir.
(Devamı var)
I HİKÂYE I
“Kadın Aşklarının Müellifi
Yazan: Aykut Görkey
Delikanlı, bir ikindi vakti şehrin dış mahallelerine giden tenha banliyö treninde bile, karşısına güzel bir kadın getiriveren şansına için için sevinerek, bıyıklarını sıvazladı. Karşısında oturan yirmi dört, yirmi beş yaşlarındaki sarışın kadını alâka ile tetkik etmeye başladı. Müstesna bir pırlanta elde etmiş kuyumcular gibi gözleri parlamıştı.
Fena bir tesadüf eseri, kadın evliydi ama, zarif elinin parmağındaki altın halka, mevzun bir vücut peşinden sürüklenip giden lâ-me bir tuvalet gibi pırıltılı harelerle dolu saçların çevrelediği pembe yüzlü, buğulanmış üzüm tanelerini andıran yemyeşil İri gözlü, küçücük ıslak dudaklı güzel bir kadını, çapkın bir eıkeğın ısrarlı nazarlarından uzak tutabilir miydi hiç?
Hele vücudunu sımsıkı saran tayyörünün dar eteklerini yukarıya doğru çekip, diz boğumlarını meydana bırakarak ayak ayak üstüne de attıktan sonra.
Delikanlı bütün mükemmellikleri kendisinde toplamaya muvaffak olan böyle enfes bir Kadınla, bu kadar müsait bir durumda ilk defa karşılaşıyordu. Ne yapıp yapınalı, bu harika mahlûkla bir dostluk tesis etmeliydi. Ne gibi çarelere başvurabileceğini araştırma-. ya başladı. Bakıştıkları zaman, hafif bir baş hareketiyle selâm mı vermeliydi acaba?
Fakat kadın kendisiyle meşgul bile değildi. Kucağında açık bir kitap olduğu halde dışarısını, yem-veşil ağaçların arasında kovalamaca oynıyan şirin köşkleri seyrediyordu. Tren raylann üstünde i-terliyor, arada bir kısık ve uzun sesi, bahar kokularına karışarak bütün kompartımanı dolduruyordu.
Kadın biraz da diğer sıralarda oturan birkaç kişiye göz gezdirdikten sonra, nihayet delikanlıya baktı. Onun hayran ve mütebesslm nazarlarla kendisini süzdüğünü görünce şaşırdı, toparlanmak istedi. O sırada tren de kuvvetlice sarsılmış, kadının kucağındaki kitabı yere düşülmüştü.
Delikanlı derhal yerinden fırlayarak kitabı aldı, tekrar verine o-turdu. Yüzü geniş tebessümlerle dolu olduğu halde kabına baktı. Kitabın ismi "Kadın Aşkları,, idi Sonra sahibine uzattı:
Romana meraklısınız galiba, dodl.
Kadın kitabı aldıktan sonra teşekkür etmiş, başını dışarıya çevirip, delikanlının sualini cevapsız bırakmıştı.
Fakat eline bu kadar güzel bir fırsat, geçirmişken susarsa, çapkınlığı nerede kalırdı sonra delikanlının. O anda aklına o kadar parlak bir de fikir gelmişti kİ.
— Bu romanı beğeniyor muşu-nus, diye sordu,
Kadın gözlerini delikanlıya doğ- • ru çevirdi. Kırmızı dudaklarında mânalı kıvrıntılar belirerek gülümsetil, hülyalı bir sesle
— Evet, diye cevap verdi. Beğeniyorum,
— Muharririni tanıyor muşunu»?
Kadın birdenbire alâka lanmıştı, Biraz durakladıktan sonra:
— Hayır, dedi, tanımıyorum. Niçin soruyorsunuz?
Delikanlı avının izinde adım a-dım ilerleyen kurtlara benziyordu.
— Tanımak ister miydiniz? dedi.
— Tabii, diye mırıldandı kadın, çok isterdim. Peki ama niçin?
Delikanlı kadına doğru eğildi, sesine mümkün olduğu kadar bir tatlılık vererek:
— Günün birinde karşınıza çıkacak olsa, ne yapardınız? diye sordu.
Kadın hafifçe gülümsedi. Sarışın başını ileriye doğru uzatıp, gözlerini kısarak:
— Muhakkak ki çok, pek çok mesut olurdum, dedi. O kımbilir ne hoş. ne olgun bir adamdır. U-zun boylu, son derecede yakışıklıdır. Sonra, sevmesini de çok iyi bilir herhalde.
Trenin düdüğü uzun uzun öttü.
Kadın birden durgunlaşarak:
— Bilhassa yazılarındaki sihirli üslûp, efsanevi fevkalâdelik, diye devam etti. Bilseniz Süreyya Kalem'! o kadar çok merak ederim kİ, her yerde, her an karşıma çıkıverecekmiş gibi bir his vardır bende. Çok erkekleri ona benzettiğim oldu, hattâ sizi bile...
Delikanlı mânalı mânalı gülümsüyordu, Kadın sözlerini yanda kesip, onun bu halini ifadelendirmek ister gibi bir müddet hayretle baktı, sonra gözlerini iri iri açarak:
— Yoksa.... diye kekeledi.
Delikanlı başını salladı.
— Evet, dedi, iyi tahmin ettiniz. Kadın çocuklar gibi sevinerek: — Siz, siz sahiden Süreyya Kalem misiniz? diye haykırdı. Doğru mu söylüyorsunuz?
Delikanlı, hayır yalan söylüyorum. ben Sular idaresi memurla* nndan Hayn Terkoaüm diyecek değildi ya. Elbette benim diyecekti. Nitekim gayet tabi! olarak:
— Evet, dedi, Süreyya Kalem
7,benim .i ‘ ‘ ' / . .
Kadın hafif bir çığlık attı.
— Aman ne hoş, diye mırıldandı. Ne hoş tesadüf değil mi?
Delikanlı işte ufacık bir yalanla (adını elde edivermişti. Çapkınlık dediğin de bu kadar olurdu.
Bir çabuk ısındılar, bir sıkı fıkı ahbap oluverdiler ki. Delikanlı kadına romanlarını nasıl yazdıgın-ian bahsetti, "sizden ilham alarak venl bir aşk romanı yazacağım,, diye valtte bulundu.
— Peki ama yazmak için yaşamak lâzım değil midir? diye sordu kadın.
Delikanlı o zaman da:
— Evet sevgilim, dedi, bu romanı sizinle yaşıyacağız.
Erenköye kadar tatlı tatlı konuştular. Nihayet kadın ayağa kalktı, dellkan da peşinden fırladı:
— Ben de burada inecektim, dedi.
Birlikte istasyona indiler Kailin bir müddet etrafına bakındı, kendisine doğru gelen bir erkeğe ellerini ulattı. Gülümelyerek:
— Bak seni kiminle tanıttıracağım, dedi, Bu bay "Kadın Aşkla-rı ’nın müellifi Süreyya Kalemmiş. Sonra memnun memnun sın tan delikanlıya dönerek;
— Sise do kocamı takdim «devim, diye ilâve etti. Romancı Süreyya Kalem.

GÜNÜN EKONOMİK HAREKETLERİ
- — - - - ^ı__ı__ı_^ ■ > - - - . - . - ■■■ ır~" ~ — ;—* — ■ - - -- . . . _ - - - -
Mesken dâvasında teknik tedbirler
^azans ./ızedd/n Somer
Yüksek Mühendis
Menken (lâvımı. şllphnnlz kİ Iiimhi toplululdnııüi» şehir nıvılvtıl.vHL
ıır vİrdikleri çıtğlurdtın beri msşgul rtnwl(tr(lir. llllhunnıı mm harpten sonrn bu. dünya devletlerinin nnnyal miIiiuIh hnllcdcveklcrl en mühim mesele hullııl aldı.
Şiddetli bombardımanlarla harabeye dönmüş ve Ikthıubn mahvolmuş olan Avtupada, irerek lld İnatçılar, arrekne toıı adamları, durmadan, dinlenmeden, luı konu üzerinde ıızun boylu etüdlor yapmışlar ve bilhassa teknik sahada büyük llerlomoler ve pek çok yenilikler kaydetmişlerdir.
Memleketimizde İse sonelerden beri çaresi bulunamamış ulıııı mesken buhranı, hiçbir bombardıman görmemiş olmamıza rağmen, harpten sonra büsbütün şiddetlenmiştir. Bunun da sebeplerini, nüfuz artımında, harp sonelerinde büyük şehirlere yapılım hicretin çok artmış olmasında ve bir do snıı romanlardaki zelzele, sol gibi kııçı-ndması mümkün olmıyan Afetlerin tahriplerinde aramak lâzımdır.
Nanuyllnılr.ı Marshall Plânının da yardıml,vle. tevessü ettikçe şehirlere yapılan hicretin artacağı süpheslr. olduğundan, son zamanlarda mesken dâvası bütün ciddiyetiyle meydana çıkmıştır.
Memleket dâvalarım yaklnoıı takip eden “YENİ tSTANBÜIJ’dn. Yüksek Mimar Asıın Mııtlıı, memleketimizde ne gibi tedbirler alınması lâzım geldiğini mufaaaalan İzah etnıls. Dr. Cahit Talaş İse yabancı illerde bu konu İçin ne gibi çarelere başvurulduğunu anlatmıştı.
Yakın bir zamanda, bu İsin ehil bulunan kimselerden teşekkül etmiş bir komisyonun, çalışmalarının neticelerini Şehir Meclisine bildireceğini ve bu hususta Acil kararların alınmasını temin edeceğini ummaktayız.
Muhakkak kİ, mali ve İdari tedbirler mesken dAvasının esnamı teşkil ederler, yalnız teknik sahada şimdiye kadar hiçbir faaliyet göre çarpmamaktadır. Halbuki inşaat tarzımızı değiştirmedikçe ve hâlâ çoktan demode olmuş melodlar, vasıtalar ve malzemelerle İnşaat yâpmaya devam ettikçe, bütün bu tedbirlerin kısır kalacağını gözün ünde tutmak lâzımdır.
Harpten sonra bütün Avrupa memleketlerinde, malt ve İdari tedbirlerin yanında, teknik çareler aramak İçin birçok resmi ve hususi müesseseler, hiçbir fedakârlıktan çekinmemişler ve bu hususta pek çok yeniliklerin İcadına sebep olmuşlardır.
Meselâ yalnız Alman>ada, harp bittikten sonra bin dürt yüz çeşit döşeme tipi için patent bürosuna müracaat vuku bulmuştur. Avusturyada burulmuş çelik (Torstahl) kullanıldığından beri betonarme demirinden senede yüzde elliden fazla nls|>ette İktisat yapıldığını bültenlerde okuyoruz. Fabrikalarda evvelden İmal edilen (Pr£fabrlqu£) ve şantiyelerde yalnız montajı yapılan yapı parçalarının ise her memlekette en küçük İnşaatlarda bile kullanılmakta olduğunu öğreniyoruz.
Bizde İse, en basit bir İş olan kapı, pencere mevzuunda hile henüz fabrika diyebileceğimiz bir müessese mevcut değildir, dolayıMyle küçük veya büyük marangozhanelerde hazırlanan ve her seferinde ayrı tipte yaptırılan bu çeşit malzemeler de, zayiatın çok ulınası ve imalâtın muntazam bir organizasyona tâbi bulunmaması yüzünden ateş pahasına malolmaktadır.
Bazı tuğla fabrikalarımız, varsa da. bunlar senelerden beri aynı cins tuğlayı İmal etmekte olup, çeşitleri üzerinde hiçbir yeniliğe ya-naşamamaktadırlar. Halbuki İsvlçrcdekk federal malzeme laboratuarının yayınladığı bültenlerde, ocaklarda hazırlanan ve en küçüğünden en büyüğüne kadar her türlü İnşaatta kullandığımız deliksiz tuğlanın elli seneden beri terkedilmiş olduğunu ve ancak bazı baca tiplerinde kullanıldığını okuyoruz.
Filhakika hususi İnşaat yaptıranlardan bıı yönde bir terakkiye önder olmalarını beklemek abestir. Teknik bilgisi hiç bulunmayan veya ancak kulaktan dolma olan İnsanlara bu tarz yeniliklerin İnkâr edilmez faydalarını anlatmak şüphesiz kİ, meslekdaşlarımız için çok müşküldür. Bahusus bu mevzuda henüz hiçbir sanayi bulunmadığından az miktarda İmalleri de çok pahalıya nıalolur ve İnşaat sahiplerini. bütün teknik avantajlarına rağmen, ürkütür.
Halbuki resmi inşaatların keşifleri bilgili ve görgülü mühendis ve mimarlarımızla dolu dairelerde hazırlanmaktadır. Bu bürolarda, muayyen tip ve normlara göre hazırlanan keşiflerde, yeni tip malzeme ve nıetodlar ka’le alınırsa, bunları yapacak olan fabrikaların da teşekkülüne sebep olurlar.
Hattâ mesken dâvamızda dalma en ön safta rol oynıyan bankalarımızın himayesiyle böyle bir İki fabrika kurulsa, diğerleri kendiliklerinden onları takip ederler. Zira bu suretle yersiz zayiatın önüne geçilecek, İşçilik mükemmelleşecek, yapı müddetleri kısalacak ve dolayıslyte İnşaat çok ucuzlıyacaktır. Böyle bir sanayi kurulduktan sonra, hususi İnşaat sahiplerinin de hu çeşit malzemelere büyük bir rağbet gösterecekleri şüphesizdir.
Önümüzde resmi dairelerimiz tarafından yaptırılacak pek çok binalar olduğu gibi, mesken dâvasını ciddi olarak ele almış olan belediyelerimizin İnşa ettirecekleri bir çok evler vardır. Esklşehlr-dekl son sel felâketi de bu hususta çok âcil kararların alınmasını İntaç ettirecek mahiyettedir. Bütün bu İnşaatta, İleri teknik zaruretlerin, büyük bir titizlikle ele alınmasının çok isabetli ve faydalı olacağı kanaatindeyiz.
Türk petrolü
Sondajlar, ümit verici durumda llarnHiıdngt petrol ıtrnnınİRrının bııglln ulaip-mııy olduğu İleri merimle muvacelıeNİnde bu an* lınnın nrtık bir İpletme mevxll olduğu katiyet keMİMdınlı, ve bu huauata lllr.umlu le«da ve llıza-ihIii da geçllmhtlr. Filhakika en aon vapdan heMiphıra Köre hu petrol havcamıaın 1800 — 1500 metre derinde raa'lııımn birinci petrol lıorl-lonu ÜS mllvon ton K^rünUr ve 82 milyon ton muhtemel olmak önere ceman 55 milyon ton ham petrol n'/.ervlnl İhtiva eylemektedir.
Bugllnden kesin bir f^cy »öylenememekle beraber, jeolojik etlkllere göre, daha derinlerde başkıı petrol hormonlarına da rastlama İmkânları mevcuttur. Bu hususun tahakkuku İçin çalı-^ılnıuktadır. Müspet sonuç ekle edildiği takdirde havlanın kıymeti tablatlyle daha da artacaktır. Bugünden tesblt edllnıltj olan ve yukarda belirtilen petrol görünür reaervlnln, görünmeı rayicine göre kıymeti takriben bir milyar Türk lirası raddeslndedlr. Bu durum muvacehesinde Tür-klyenlıı senelik akaryakıt İhtiyacını karalayabilmek üaere yevmiye 5000 varil kapasiteli rpjyo-ıml bir rafinerinin Batmanda ve 20.000 vnrll kapasiteli büyük bir rafinerinin de iskenderunda kurulması düşünülmüş ve Ranuındağ İle İskenderun arasında 534 kilometre uzunluğunda, ham petrolü rafineriye taşıyacak bir boru hattı tasarlanarak bunların mühendislik etüdlerl haaırlat-
hazırlat-
tırıhnıştır.
Ramandağında hâlen bir İşletme kurmak İçin lüzumlu bilcümle teknik ve İçtimai tesisler tamamlanmış, 80 kilometrelik geniş bir asfalt yol İle petrol sahası Batman İstasyonuna bağlanmıştır. Ayrıca Batmanda büyük bir varil fabrikası ve bir blown asfalt fabrikası kurmak için hazırlık İkmal edilmiştir.
Yunan tütün endüstrisi
Atina (Uçakla! — Yunanistan tütün müstahsilleri. Virginla tütün müstahsilleri İle Amerikan sigara müstahsillerini, harpten önce Yuna-nlstanın elinde bulunan Almanya piyasasını, zorla Yunanistanın elinden almış olmakla itham ediyorlar. Bu piyasayı tekrar kazanmak İçin şimdi her çareye başvurmaktadırlar.
Yunanistan Yüksek Kalkınma Dairesi âzası ve bir iktisat mütehassısı olan Mr. Philaretos’un bildirdiğine göre, her yıl Almanyaya İthal edilen 60,000 ton tütünün ancak 2.000 tonunu Yunanistan temin etmektedir. Halbuki harpten Önce Yunanistan, Alman-vaya senede 20 ilâ 25 bin ton tütün ihraç etmekteydi.
- » I
Harpten önce, tütün ihracatından elde ettiği dövizle, Yunanistan, gereken mallarını ithal edebiliyordu. Bundan başka. Kuzey Yunanistanda halk tütün ekimi ile geclnlvor. Makedonya ve TrakyRda 115,000 Yunan ailesi tütüncülükle hayatlarım kazanıyordu
Bu İki bölgedeki endüstri İşçilerinin de çofrıı tütün İşi İle geçinmekteydi.
Yunanistanda, senede 60,000 ton İyi kalite tütün yetiştirilmekte ve bu memleket “Sark tipi,, tütünlerin yüzde 45 İni İstihsal etmektedir. Kalitelerinin yüksekliği dolavısivle. Yunan tütünleri harmanlarda çeşni vermek le|n kullanılmaktadır. Yunanlstanın HUİIn Ihracatındnn elde ettlftl döviz
1946 yılında 46 mllvon dolar İken
1947 de 19 mllvon dolara dü’müstür. 1938 do. Almanya, Yunan tütünlerinin on iyi müşterisi olup, her yıl bu tütünlerin yüzdo 50 sini satın alırdı. 1948-49 yılında bu nispet, yüzde 7 yo düşmüştür. O zamandan beri vaziyet biraz daha düzelmişse de. Yunanistan. Alman piyasalarındaki eski yüksek movkllnl elde edememiştir.
Atlnadakl Amerikan İktisat mütehassıslarının bildirdiğine göre, istihsal fiyatlarını indirmedikçe Yunanla-tanın yabancı memleketlerdeki tütün piyasalarında tutunamıyacağını bildirmişlerdir. Bu mütehassısların bildirdiğine göre. İngiltere Yunanistandan tütün alacağı yerde, en aşağı yüzde 25 nispetinde daha ucuz olan Türk tütünlerini torclh etmektedir.
Kısa Haberler
Avrupa endüstrisinin birleştirilmesi
Dusseldorf 22 Mayi9 — 22 mayısta toplanan işçi sendikaları, endüstrinin birleştirilmesi için bir plân hazırlıyorlar. Bu plân, Fransız, Alman kömür ve çelik kaynaklarını birleştiren Schuman tasarısından daha ileri gidecektir. Bu plânı ihtiva eden rapor, Anti-komtlnist Milletlerarası Serbest İşçi Sendikaları Konfederasyonunda devam edecek olan İki günlük konferans müddetinde ele alınacaktır. Bu konfederasyon İngiliz İşçi Sendikaları Kongresinden sonra kurulmuştu. İşçi Sendikalarının Holânda Federasyonu, İşçi Sendikalarının Dünya Federasyonu komünist idaresi altında olduğu için ayrılmıştır.
Fransız Dışişleri Bakanı Robert Schuman Fransız ve Alman ağır endüstrilerinin bir el altında l-dare edilmesine dair yaptığı tekliften önce ayın 22 sindeki konferansın toplanmasına karar verilmişti.
Konfederasyon plânına göre, Fransa, Batı Almanya, Benelux memleketleri ve Î9veç, Milletlerarası Ruhr havzası yerinde ve tipinde bir teşkilât kurulması İsteniyor. Plân, bu yeni teşkilâtın kâfi derecede işçi sendikaları mümessillerini ihtiva etmesini temin etmeğe çalışıyor. Bu plân ayni zamanda yeni teşkilâtın bütün kuzey batı Avrupa ve İsveç kömür, demir, cevheri ve demir ve çelik endüstrilerini İhtiva etmesi için teşvik etmektedir.
Schuman Plânı ve Inglllzlerin takındıkları tavır, |
Nant 22 mayıs — Fransız Dışişleri Bakanı Robert Schuman’ın söylediğine göre, Avrupanın kömür ve çelik istihsalinin birleştirilmesi hakkında Fransızların# yaptığı teklif îngillzler tarafından iyi karşılanmış ve bu suretle bu plânın tahakkuk etmesi için
bir mâni kalmamıştır.
Bakan Almanyanın yeniden silâhlanması meselesine temas ederek, teklif edilen k6mür ve çelik endüstrilerinin birleştirilmesinin yalnız Pasiflğe münhasır olacağını söylemiştir.
Panama Kanalı meselesi
★ San Fransisko 22 mayıs — Pa-siflk Amerikan Buharlı Gemi Birliğinin bildirdiğine göre, Amerikan Bütçe Bürosu Pasifik Umanları için Panama Kanalı geçit parasım azaltmıyacaktır,
Andre Szobek Dış Ticaret Bakanı oldu
A Budapeşte, 27 - A.A. (AFP) — Macar Hükümeti Moskova Büyük Elçisi Andre Szobekin Dış Ticaret Bakanı tayin edildiğini bildirmiştir.) j j
Antrepoda çıkan bir yangında bir milyon dolar kıymetinde Amerikan p&nuığu yandı Barselon, 27 (AP) — Doklarda bulunan bir antrepoda dün gece çıkan bir yangın neticesinde bir milyon dolar değerinde Amerikan pamuğu tamamen yanmıştır. Yangının neden İleri geldiğini te9bit imkânı henüz bulunamamıştır. İnsanca zayiat olmadığı bildirilmektedir.
Deniz ulaştı rinaları İçin kredi
★ Washington, 27 . A.A. (AFP) — İktisadi İşbirliği İdaresi dün Tür-klyeye deniz ulaştırmaları ihtiyacı karşılığı 1.200.000 dolar kredi açmıştır,
Güney-doğu Asya Konferansı açıldı
★ Baguio, 27 (AP) — Yedi memleket, burada bir Güney-doğu Asya konferansı açmışlar ve gayelerinin siyasi ve iktisadi meselelerde işbirliğini teminden ibaret olduğunu belirtmişlerdir.
Temsil edilen devletler Filipln-ler, Avustralya, Hindistan, Pakistan. Seylân, Endonezya ve Taylan’dır.
Ucuz manifatura siparişleri
Dün Sümerbankta yapılan bir toplantıda, yeril manifaturaların durumu gözden geçirildi
r
*


r


T

*


Batı Almanya ve Çekoslovakyadan ucuz manifatura siparişleri devam etmektedir. Bilindiği gibi gerek Batı Almanya ve gerekse Çekoslovakya manifatura fiyatlarını İndirmişlerdir. Bilhassa Çekoslovakya manifatura sanayii, fiyatlarda yüzde 38 nispetinde tenzilât yapmıştır.
Dışarıdan ucuz manifatura ithali, başta Sümerbank olmak üzere, yerli fabrikalarımızı düşündürmeye ve yeni tedbirler almaya aevketmlştir. Dün Sümerbank İstanbul şubesinde bu maksatla bir toplantı yapılmıştır Toplantıda, sipariş edilen manifatura çeşitleriyle, Sümerbank’ın çeşitleri a-rasındakl kalite ve fiyat farkı göz-
İhraç »dilen bir kıtım pamuklar satıj şartlarına uygun görülmedi
İzmir hususi muhabirimizden aldığımız bir telefon haberinde. bazı firmaların Almanya ve diğer memleketlere bu mevsimde İhraç ettikleri pamukların mbİis nümunclerlne uygun olmadığı, Almanyaya sevkedilen bazı balyalar İçinde mısır koçanı veaalr maddeler çıktığından İthalâtçılar tarafından İtirazlarda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İhracatımıza zarar verecek bu gibi hallerin tekerrür etmemesi İçin alâkadarların dikkat etmesi lüzumunA İşaret ederiz.
Adanada yağmurların zararları
Adana 27 (Hususi) — Adana bölgesine yağan son yağmurlar ekili ve gövermemiş tarlalarda oldukça e-hemmiyetli zararlar yapmıştır. Mamafih mevsim henüz erken olduğundan bu zararların kısmen telâfi e-dilebileceği umuluyor. Nitekim, bazı yerlerde tarlalar sökülerek toprağa yeniden tohum atılmasına başlanmıştır.
Gerek hububat, gerek pamuk mahsul vaziyeti iyidir.
Elâzığ'da sadeyağ 280 kuruşa
Elâzığ 26 (Hususi) — Şehrimiz piyasasında sade yağ fiatleri başdön-dürücü bir süratle düşmektedir. Geçen hafta 350 kuruşa müşteri bulan, sade yağ. bugünlerde 280 kuruşa kadar düşmüştür.
Toprak Mahsulleri Ofisinin Iraktaki mubayaası bitti
Toprak Mahsulleri İstanbul Şubesi Müdürü. Enver Güreli Bağdad, Şarki Ürdün, Suriye, İsrail memleketlerinde yaptığı seyahatten dün avdet etmiştin
Kendisi Irakta bulunduğu zaman, Toprak Mahsulleri hesabına 2000 ton kadar arpa ve buğday satın almış, diğer memleketlerde de mahsul durumunu tetkik etmiştir.
Enver Güreli son seçimde Balıkesir milletvekili olduğu için, vazifesinden ayrılarak, Ankaraya hareket etmiştir.
kveçfen küsbe isteniyor
İzmir 27 (Hususî) — İsveçli bazı ithalâtçı firmalar TÜrkiyeden acele küspe almak arzusunu izhar ettiklerinden Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı acele olarak küspe stok miktarı ile fob ihraç fiyatlarını Bölge Ticaret Müdürlüğünden sormuş ve telgrafla İstenilen malûmat bugün gönderilmiştir.


s
den geçirilmiştir. Toplantıya Pazar tesi günü de devam edilecek, Çekos lovakya ve Almanyadan yapılan ma nlfatura İthalâtının piyasamızda n gibi tesir yapacağı görüşülecektir.
Piyasada yaptığımız tahkikata gö re, gerek Batı Almanya ve gerekil Çekoslovakya mallarının, perakends olarak metresi 80 kuruşa kadar satılabilecektir. Bu durum karşısında-yerll fabrikalarımızın, dışarıdan gelen bu emteaya karşı rekabet etmeleri imkânsız görülmektedir.
Öğrendiğimize göre, yerli dokuma fabrikatörleri de, hafta içinde Bölge Sanayi Birliğinde bir toplantı yaparak. ucuz manifatura İthalâtı karşısında, yeril sanayiin durumunu tetkik edeceklerdir. Bu toplantıda fabrikatörlerin.dışardan gelen bu emtiaya rekabet etmek için, her şeyden evvel Muamele Vergisinde ıslahat yapılmasını ileri sürecekleri anlaşılmaktadır.
İtin fiyatları
Fiyatlar durgun bir safhaya girdi
Altın fiyatlarındaki sukut durmuş, evvelki gün külçe altın fiyatında nie-bî olarak bir yükseliş görülmüştü. Dün, altın fiyatlarında yükseliş olmamakla beraber piyasa durgundu. Altın İşi yapan bankerlerin ifadelerine göre, son bir kaç gün içinde altın fiyatlarının bu derecede yükselişindeki sebep, Anadoluda bazı köylülerin sarraflara altın arzetmelerinden İleri gelmektedir. Nitekim dün İzmir muhabirimiz de, telefonla verdiği malûmatta bundan bahsetmiş. İzmirde köylülerin, “Altın daha ziyade düşecek,, diye sarraflara müracaat ettiğini bildirmişti. Bugün de Adana muhabirimizin altın sukutu hakkında verdiği haberi aşağıya yazıyoruzı
ADANADA ALTIN FİYATLARI
Adana (Hususî) — Altın fiyatlarının düşmesinden hâsıl olan akisler devam etmektedir. Bu sukut hâdisesi burada günün mevzuu olmuştur. Hatıra gelen düşüncelere göre, altın fiyatlarında görülen düşüklük, hayatın ucuzlamasına, paramızın kıymetinin artmasına âmil olacaktır.
İzmir Fuarı hazırlıkları
İstanbul — İzmir arasında uçak seferleri arttırılarak
İzmir, 27 (Hususî) — Ekonomi ve Ticaret Bakanlığından Fuar ve Turizm Müdürlüğüne 1950 İzmir Enternasyonal Fuarı münasebetiyle yapılacak kolaylıklar bildirilmiştir. Fuarın açık bulunacağı müddetçe Ankara - İzmir trenleri sıklaştırılacak, İzmir - Bandırma seferleri arttırılacaktır. Nazilli - İzmir arasında muntazam motörlü trenler lşliyecektir.
ltalyada hali inşada bulunan ve yakında ticaret filomuza katılacak olan Bandırma ve Uludağ tipi gemilerle her gün İstanbul - Bandırma a-rasında vapur işletilecek, İzmir - İstanbul vapur seferleri dörde çıkarılacaktır.
Fuar müddetince İstanbul - İzmir arasında muntazam uçak seferleri ihdas olunacak, 1950 İzmir Fuan münasebetiyle P.T.T. idaresi Fuar hâtıra pullan bastıracaktır. Dış memleketlerden fuar münasebetiyle gelecek ekspozan ve ziyaretçilerin iki ay müddetle İkamet tezkeresi almadan ikametleri sağlanmış bulunmaktadır.
Borsalarda vaziyet
İstanbul Ticaret Borsacı
New-York Borsası
Devlet Tahvilleri
Kapanış
Bugün
İstanbul
Bugün
bir değişiklik
Şirket Tahvilleri
Adana
Şirket Hisse Senetleri
Trabzon
Ecnebi Tahviller
Kredi Fon mİ ve ıoo(
Tahvilât Bor üzerine mah-
Nebati Vatlar»
Zeytinyağı (E.E tenekell) Sueamyagı (Raf. ura) Ayçiçeği (Rafine çıplak) Fındık vağı (Çıplak) ....
Dukmna Ham »laddeleriı Tiftik (ana mal) ..........
Tiftik (NatUrel) ..........
Yapak Anadolu (Kırkım)
Son Kapanış
Beki Kapanış
Hafta «onunda Borsada çcktrdaknit kuru UsUm sağlamlığım muhafaza etmiştir. ZıuHrin vaziyetinde bir değişiklik olmamıştır. Bugün Boranda pamuk üzerine muamele cereyan etmemiştir. Pamuk yağı piyasasındaki istlkrnr devam ediyor, Bordada pamuk çekirdeği sağlam durumunu muhafaza etmektedir.
Ikremlyell tahviller 1033 Ergani ... 103H ikramiyen MHI1
1941 1941 1/2
*60 .....
Mümcö. Senet
ÜKüm çekirdekli» No.9
İncir A eerlsl No. S....
M B terini No. 108
Aks la I .,*•••
S kain 11 ........
Akala 111 ........
yeril 11••e a eseesssee
Fındık piyasası gevrer, oir durum arzetmektedir
Ticaret Borsacında pamuk üzerine muamele olmamıştır.
T.C. Merkez Bankası Türkiye İş Bankam . rürjc Ticaret Bankası Aralan Çimenin Şark Milli
Dün Borsada fındık üzerine muamele olmamıştır. Ortada alıcı yoktu, diğer maddelerin durumunda da görülmemiştir.
Kambiyo, Esham ve sasında Devlet Tahvilleri dut miktarda iş olmuştun A/fıa piyasasındaki sukut durmuş, hattâ yükseliş baş göstermiştir.
İzmir Ticaret Borsası
1041 Kalkınma
27/V/1950 Cumartesi
Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
Pamuk yağı (rafine) Pamuk çekirdeği ...
Ziraat Bankası D Y Tertip A/B
(•) Gününde Boraada muamelesi teaclJ edilmemiş tahvilât vo eshamın arz vo taicplero göre taayyün eden takribi piyasa değerleri.
Ham derileri
Sığır salamura (kasap) Kİ. Keçi tuşlu kuru kilosu ... Koyun hava kurusu kilosu
VI ••••(■, t (•••(•« 11 m
!• «et»,.
£1......
I ....... I 81vaa-£rzurum I...
“ II.-VII.m Demiryolu t...
• • rı
Yağlı tohumlar ı
Ayçiçeği tohumu şeeeeeeeeeee Keten tohumu •aessaaesseeeıeeeS Kendir tohumu ........................
Suıam • •••>•••• •••••••iaaaeaaseeeeei Yer fıstığı kabuklu .........
Kuru Meyvaiar ı
Fındık (kabuklu sivri) ... Fındık (îç tombul) ......
Cavla (kabuklu) .........
Cavla (îç natürel) ......
Buğday yumuşak • HIM Buğday şart ..............
Arpa • • • • UtUllllfVttlI
Hububatı
Buğday yumuşak (Tüo.) Buğday sert (Ofisin) ......
Arpa yemlik (dökme) .......
Mısır Sarı (çuvallı)
Fasulya tombul ............
Faaulya Çalı aert .........
Kuşyemi
Mercimek kırmışı kabuk. Mercimek yeşil ............
Nohut natürel •»■,«»••■»»••«*
Buğday (Buşeli=8ent) ..................
8ert Kış mahsulü No. 2 .............
Kırmııı 11 No. 2 .........
Pamıık MİddHng (Libresin S en t) Temmuı (aeteııiMaiieıı»tııiM»Mtueiı« Ekim ••»•••tteeeeeeevaeeeseeeeeeşeeeeeaeeeee Aralık .................................
Tiftik (Ubreai=8snt) »eeeeeaaeeeeeve Tekaaa No. 1 ses••>•••eeeeeeeeeeeeeeeşaa Fındık (Llbreal=Sent) eeeeeeeaeeeeeas Kabuklu yerli iri saaeaeeseşeeeeeeeeeae “ orta ................................
Levent iç ithal mah ■ • Ekstra İri İç İthal malı eeeeaeeea
Kuru üzüm (Llbreal=Sent) •sesse Thompson çeklrdekals seçme ...
Keten tohumu (Buşeli=Dolar) ... Mlnneapolle ...........................
Kalay (LlbreaizzSent) ...............
Levha-toneke (100 libre dolar)
•••aaaeeeeee»
Müdafaa l ........
Demiryolu IV •eşeıee Demiryolu V ........
1949 IkramlyeH te« Diğerleri Demiryolu
KAMBİYO
Istanbu 1 Borsası
Açılış Kapanış
ı Hterllng ....... 7.00.50 7.01
100 Dolar 282.25 282.26
100 Fr Frangı ... 0.K0 0.80
100 İsviçre Fr.,.« 64.53 64.83
100 Boiç. Er 5.60 6.60
100 İsveç Kr 64.67 64.67
100 Florin 78.63 40 73 68 40
100 lulrot »••eessesşe 0.44.128 0.44.128
100 Drıtlıml •••••••• 0.01.876 0.1.876
100 Eecoudos 0 73.90 0.73.00
Altınlar
Bugün Eski kur
Lira Lira
Külçe Yerli Gr. 460- 4.50
Külçe Değilsen. — 4 60
Cumhuriyet ... — 31.50
Reşat 33.— 82.50
Hnmit
Gulden 30.45 80.60
InnilİB •.«••• 41.00 40.—
Fransız kok ...
NapolSon 111 .. — —
ÎBVİÇr® .e4lliei««ı - —
Nnu^Yurk'ta ı onsu i 1 36
Gümüş, Plâtin
En aşağı En yukarı
Gümüş Gr. — -
Plâtin “ 10,- İL-
Zürich Borsası (Serbest)
23.6.1950 K ( - Frangı
Durumu En aşağı En yukarı
l’ürk Lirası 0.97 I.0T
D«>iar ,,»»»» 4.23 V4 4 29 |/4
Sterünş io.sn 10.95
Fransız Frnntı I 22 12)
Anadolu
l|
• • ••»••aaaeeaa Değirmencilik .....
Reax(lranii ..........
121.— 120,26
|0.- 29.60
6.-*
16.2Ö 16.76
23.26 23.60
8.- 16.26
Adana Ticaret Borsası
Pamuk Akala 1 Pamuk Akala 11 ...... Pamuk Akala III ...... Pamuk yerli 1 Pamuk yeril (I 185.— 134.— 148.— 180.— 1Ö2.— 140.— e •
Trabzon Ticaret Borsası
FINDIK a) %50 randımanlı kabuklu tombul b) îç sıra kontrollü 86.— 134.— 55»— 182 —
Eskişehir Ticaret Borsası
Londra Borsası
Keten tohumu (Tonu=Sterllng) Bombay Kalküta 65.— 63.60 64.- 66.— 68.— 64 3/4
Yer fıatığı Hindistan
Bradford Piyasası
Tiftik iyi mal (Llbreal=3F1yat) •• Sıra malı Yün Anadolu ” " “ Trakya •• •• 20/21 18/21 34.— Nom 30.- » 20/21 •• 18/21 M
İskenderiye Borsası
Pamuk (Kantan=>Tallan) Ashmouni Kısa elyaftı F/G. Karnak Usun elyaftı F/O. ...|
Sayfa 6

teni İstanbul,
28 Mayı» 1950
7—
X-— -X(—rÂ

* *
istanbulda, İnönü Stadında dün yapılan gösterilere iştirak eden mektepli kızlarımızdan dördü mektep bayraklariyle ve yapılan jimnastik hareketlerinden birer görünüş
Erkek talebelerin aletli jimnastik hareketleri büyük alâka ile karşılanmıştır. Aşağıda bu gösterilerden bir enstantane görülmektedir.
★ M
Dünkü gösterilerden resimler
* ¥
(Yukarıdan aşağı) Bu sene içindeki muhtelif müsabakalarda deıece alanlar kupa vc madalyalarını aldıkta sonra — Dünkü gösterilerde Deniz Harp Okulu talebelerinin çıpası — Dünkü merasimde geçit resmi — (Aşağıda) Erkek öğrencilerin yaptıkları gösterilerden biri.
28 Mayıs 1950
yen! Ista n bul
Sayfa 7
ÇINAR
2 Haziran cuma gönünden itibaren güzel bir müzik ve birçok yeniliklerle emrinize Amadedir.
Çınar - Yeşilköy
Telefon: 18-2
lllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllllll
İlâncılık âleminde yeni bir devir açacak olan
KULELERİMİZİ
görmeye binlerce kişi koşacaktır»
KLİŞEMİZİ incelilerek» karar vermekte acele ediniz.
Anla [»ahali bulmayacağınız fiyatlarımızı öğreniniz.
ı
İstanbul Sergisi sahalında Sergi İdaresi tarafından yapılmakta olan büyük çarfidaki hazır küçük paviyonlan kiralanmaya başlamıjtır.
Gerek bu çarşıda, gerek diğer lehalarda yer almak lstiyen-lerin her gtln saat ondan on yediye kadar Bahçekapıda Dördüncü Vakıf Hanın üçüncü katında otuz altı numarada Sergi Bürosuna müracaatları rica olunur. (7069).
Manisa 11 Daimî
Komisyonundan :
1 — Akhisar Marmara yolunun 13 4- 0,40 — 13,040 moı küometreleri aranı »oee önerimi İla 19 + 000 — 20 4- 763 Üncü kilometreleri arası yani »oae ve menfez inşaatı 30700,99 Ura ke-»lf bedeli üzerinden 20.6.1960 »alı günü aaat 11 e kadar müddetle ve kapalı zarf uaûlü ile ekalltmeye konulmuıtur.
2 — Muvakkat teminat 2302,68 liradır.
3 — 2490 «aylı Arttırma ve Eksiltme Kanununun 32 noi maddesine gör» hazırlanacak teklif mektuplarının İhale tart-hinden bir saat evvelisin» kadar daimi komisyona gönderümesi veya posta İle bu saatte komisyona gelml» olması »arttır.
4 — Kegif, proje v» sair evrak Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir. (7014).
Sarıyer lora Memurlu tundan:
948/298 Esas 050/6 Satış Cevat Acar, Hazin*, Madlen, Alekaandr vo Karlonun taylan mutasarrıf oldukları Tarabya-dıı eski İkinci Bontan. yeni Beyoğlu caddesinde e«kl 131, yeni 64. 64/1. 64/2. 64'3 kapı No. İl gayrimenkul mahkemenin izale! şüyuu ilâmına müsteniden nçık arttırmaya çıkarılmıştır.
Kıymet ve evaafı: Gayrimenkulun içinde evvelce mevcut köşk yanmış olduğundan hâlen «akafı yıkılmış dört duvardan ibaret bir bahçıvan odanı mevcut bir kısmı ekilmiş meyveli ve meyveniz ağaçlan muhtevi kuyuiu 3789 metro murabbaı me-nahalı vo 16.000 Uru muhammen kıymetli bir arazidir. İbraz edilen Beyoğlu Birinci Noterliğinde 2-5-1960 tarihinde 9371 No. ile tandlk edilmiş, kunturata göre 1-5-1960 tarihinden itibaren 60 nene mUddotle Orhan Flruza kiralanmış olup bu kira akdi 364 yevmiye No. nlylo 10-5-1080 tarihinde tapu «idiline kaydedilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
1 — İşbu gnyrlmonkulün şartnameni 25-5-1950 tarihinden itibaren 050/5 natış No. «ile Bü-yükdorodokl Sarıyor İcra Memurluğunda açık bulundurulacaktır.
2 — 26-6-1950 tarihine rantla-yan pazartonl günü naat 14 ile 15 arazında Sarıyor tora Dairelinde birinci açık arttırmanı yapılacağından verilen bodol kıymeti mııhammnnonln yiizde yetmiş beşi seçmek şartiyle en çok arttırana İhale edilecektir,
3 — Birinci arttırmasında verilen bedel yüzde yetmiş beşini bulmazsa en «on arttıranın taahhüdü bâkl kalmak şartiyle 6-7-1950 tarihine rastlayan per-şembo günü «nat 14 ile 15 arasında yapılacak ikinci açık arttırmasında en çok arttırana ihale edilecektir.
4 — Arttırmaya iştirak edecek olanlar «atış başlamadan evvel gayrlnıonkulUn kıymeti muham-moncBİnln yüzde yedi buçuğu niabetindoki teminat parasını icra veznesine yatırmış olmaları İcap eder. Aksi takdirde arttırmaya iştirak edemezler.
5 — Yine bu gayrimenkulu al-mağa talip olanlar arttırma başlamadan evvel dosyayı vo şartnameyi tetkik etmiş ve gayrimenkulu görmüş ve beğenmiş sayılacüklarından bu hususa matuf itirazları mesmu olmaz.
6 — İpotek «nhlbi alacaklılarla diğer alâkalıların mezkûr gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa ait olan iddialarını evrakı miisbito-lorlyle birlikte İlân tarihinden 16 gün içinde lora Memurluğuna bildirmeleri lâzımdır, aksi halde hakları tapu siciliyle sabit olmadıkça satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar, işbu gayrimenkulün bu ilânda vo şartnamesinde yazılı olduğu ü-zere satılacağı İlân olunur.
SATILIK OTOMOBİL
İyi vaziyette 8TUDEBAKER marka bir otomobil, ısmarlama yapılmış, iki kapılı, 8 silindir, havalandırma tertibatı, kalorifer. radyo ve başka hususiyetleri vardır.
Müracaat: Pora Palas, Oda 106.
BANK FÜR ANLAGEMIERTE
ANQUE POUR VALEURS
SCHNEIZERISCHER RANKVEREIN
SWISS BANK CORPORATION
Basıl, Zürich, Gen^ve
Sermaye ve Ihtljat akçesi, İsviçre Frankı : 200,000,000
SOCIETİ DE BANOUE SUISSE
*5
■i ■se»»?.

St. Gailen, Lausanne, La Chaux-de-Fonds Neuciıâtel, Schaffhausen, Blel Chtasso, Herisau, Le Locle, Nyon, Zoflngen Algle, BischofszeU, Morges, Borschach
LONDON: 99, Gresham Street, E.C.2 11c, Regent Street, S.W.l
NEW-YORK: 15, Nassau Street
ELEKTRİKLİ ÇAMAŞIR MAKİNELERİ
DE PLACEMENT
ZÜRİCH
ve
ELEKTRİK SÜPÜRGELERİ
En çok beğenilen
TALBTRABSE 15
SERMAYE VE İHTİYATLARI : 7.500.000 İsviçre frangı
DOĞUN HEDİYELERİDİR
HER TÜRLÜ BANKA MUAMELÂTI
M ATA Ş
GALATA T A H I R HAN- Tel. : 44996
Bilhassa kambiyo ve tahvilât işlerinde İhtisası vardır
İzmir Belediye Başkanlığından:
Fuar sahasında Vâkıflar paviyonu ile Tekel paviyonu arasında yaptırılacak olan sergi salonu binasının B. kısmı inşaatı Fuar Müdürlüğündeki ke»lf ve şartlatması gereğince kapalı 2arf)a eksiltmeye konulmuştur. Ke»lf bedeli 49978.91 lira ve geçici teminatı 3748 Uradır. Bu İşe girebilmek için Fen İtleri Müdürlüğünden belge almak lâzımdır, t» eksiltmesi 6.6.1960 pazartesi günü aaat 16 tedlr. İsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde hazırlayacakları teklif mektuplarını ihale günü en geç saat 14 de kadar Encümen Başkanlığına vermeleri lüzumu ilân olunur. (6698).
Devlet Havayolları
Genel Müdürlüğünden:
İstanbul — Ankara — Beyrut — Kahire hattı 29.5.1960 pâ2artesı gününden itibaren isletmeye açılacaktır.
Bu hat seferini yapacak uçaklar her hafta pazartesi günleri saat 10.26 te İstanbuldan, Ankara, Beyrut yoliyie Kahireye gidecek, salı günleri Kahirc'den mahallî saatle, saat 8.00 de kalkarak ayni yoldan İstanbul'a döneceklerdir.
İdare, yurt dı$ı hatlarda birçok yenilikler ve kolaylıklar yapmaktadır. Daha fazla bilgi için Bilet Satış Bürolarlyle Acentalar sayın yolcuların emrindedir. (6886)
Telgraf Adresi : VALORHANK— ZÜRİCH
Yukardan cereyanla işleyen, şasisi» inca yapı - otobüs
Devlet Orman işletmesi
Giresun Müdürlüğünden:
1 — İ»ıetmemlE Kayadibl bölgesinin Aksu sahil deposunda evsafı bozuk 634.326 M3. Lâdln tomrukları 22.6.1950 tarihinden itibaren 16 gün müddetle açık arttırma ile satıpa çıkarılmıştır.
2 — Açık arttırma 6.6.1980 pazartesi günü saat 15 te Giresun lgletme Müdürlüğü binasında toplanacak komisyon Önünde yapılacaktır.
3 — Arttırmaya konan beher metreküp Lâdln tomruğunun muhammen bedeli 20 liradır. Yüzde 7,6 hesabiyle muvakkat teminatı 961 lira 60 kuruştur,
4 — Bu Ige alt »atı» şartnamesi Ankarada Orman Genel Müdürlüğünde Samsun, Ordu, Trabzon lfletmeleriyla î»l»tme-mlzdo ve Kayadibl Bölge Şefliğinde görülebilir.
6 — îateklllerih belirli gün ve sette müablt evrak ve ilk teminatlarıyla komisyonumuza müracaatları, (6739)
Çok sağlam
Hafif. İşletme Buna mukabil
WAGGONFABRIK
KKEFEIJA
ve dayanıklı, masrafı az.
İçerisi geniş.
UERDINGEN A. G.
uerdingen
DÜSSELDORFER WAGGONFABRIK A. G.; Düııeldorf lie beraber çalışmaktadır.
TÜRKİYE MÜMBBsİLt I
Taylan - Etker, İstanbul - Galata, Tahir Han 31/33
Kuma» alacaksam» acele adinle...
AYDA 1 GÜN
BEDAVA KUMA, PtYANCOSDNUN SON ÇEKİLİŞİNE
3
GÜN KALDI
Çekili» 1 haziran saat 11 dedir. Herkes gelebilir.
Kumaş ve İthalât T.A.f.
Eski KULA, Bahçekepı 32
EKONOMİDE TÜRKİYENİN en eski ve mejhur ERKEK TERZİSİ
En iyi kumaşlardan
alblaalarlnlzl yapar
Güzel makas, iyi iıçilik ve UCUZ FİYAT
GÜZEL VE FAYDALI İLANLAR
B^yuğhı» ÎAtiklâl Cad. 447

YENİ İSTANBUL
JÖÖMO

(
ç


M





& E

A
&
7


w
28 - Mayıs - 1950 Pazar


388
Hususi muhabirimiz Yılmaz Oğuz bildiriyor
Itaiyada niçin yenildik?
İlk devresi golsüz berabere bilen maçın, ikinci devresinde havadan oyununa kapılmamız en büyük hata idi. 3 - O lık mağlûbiyete rağmen, takım hiç de ezilmedi
Roma «Hususi muhabirimiz Yılmaz Oğuz bildiriyor) — Pazar gecesinden beri Romada bulunan Ordu futbol takımımız bugün Stado Nasionale’de İtalyan Ordu takımı ile beklenen maçını yaptı.
Ordulararası futbol şampiyonasında İtalyanların en korktukları takım, Türk Ordu takımı idi ve kendi takımlarının maçı galibiyetle bitirmeleri ihtimalim çok zayıf görüyorlardı
Filvaki Salâhaddin müstesna, Ordu takımı hücum hattı tutuk ve bozuk bir oyun oynamasaydı maç büsbütün başka bir netice verebilirdi.
Defans hattı elinden geleni yaptı. Fakat hücum hattı fırsatlardan fay-daîanamaymca, hücumda da bu hattı desteklemeye çalıştı. İşte Îtalyanlar bundan istifade ederek oyunu 3-0 galip bitirmek imkânını buldular. Bir de takımımızın İtalyanların havadan oyununa uyması muhakkak kİ hatalı
Asıkarada yapılan atletizm yarışları
Anharo birinci, İstanbul ikinci, Zonguldak üçüncü oldu
Ankara 27 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Bugün 19 Mayıs Stadyumu iç sahasında yapılan muhtelif böige atletlerinin iştirakiyle İstanbul - Ankara atletizm müsabakaları yapılmıştır. Neticede Ankara 91 pu-vanla birinci, İstanbul 21 puvanla 1-kınçi, Zonguldak Kömürspor 111 puvanla üçüncü olmuştur. 400 metre engellide Türkiye rekoru, 800 metrede Ankara rekoru kırılmıştır.
40ü metre engelli: 1 — Doğan A-carbay (Ank.) 54.6.10 (Yeni Türkiye rekory). 2 — Kemal Horulu (Ank.).
100 metre: 1 — Turhan Tükel (İst.) 11.2.10; 2 — Turgut Sağman (Ank.) 55.1.10.
800 metre: — Ekrem Koçak (Ank.) 1.57.10 (Yeni Ankara reko-ru).
Gülle: 1 — Yılmaz Oktay (Bal.) 13.75.5; 2 — Nuri Turan (İst.) 13.72.
Cirit: 1 — Halil Ziraman (Ank.) 63.21; 2 — Kemal Koksal (Zong.) 52.54.
Yüksek Atlama: 1 — Nurettin Sanı (Zong.) 1.75; 2 — Mahir Araş (Ank.) 1.70.
10.000 metre: 1 — Osman Coşgül (Ank.) 32.11; 2 — Tustafa özcan (Ank.) 33.15.6.
200 metre: 1 — Turgut Sağman (Ank.) 23; 2 — Fikret Güç (İst) 23.2.10.
400 metre: 1 — Doğan Acarbay (Ank.) 50.3.10; 2 — Kemal Horulu (Ank.) 51.2.10.
3 Adım: 1 — Ömer Özkap (Ank) 14.25; 2 — Ruhi Sanalp (İst.) 13.40.
Disk: 1 — Çelil Uçarar (Ank.) 41.83; 2 — Mehmet Oktay (Ank.) 37.47.5.
Sırıkla Atlama: 1 — Muhiddin A-kın (Ank.) 3.80; 2 — Şetvan Toker (Ank.) 3.40.
İskoçlar Fransızları 1-0 yendiler
Paris, 27 (YİRS) — îskoçya Fran-| sayı normal bir oyunla mağlûp etti. Fransız takımı tskoçlara ancak birinci devrede mukavemet edebildi. Eli saatlik oyundan sonra meydana gelen durum gözönüne alınırsa İskoç ların pek fazla muvaffak olamadıkları hemen belli olur. Fransızların ise heyecan ve tekniği îskoçları yenmeye kâfi gelmedi, lekoçlarda çekilen güllerde pek isabet yoktu. Fransız kalecisi ibrir güzel bir oyun göstermesine rağmen yediği gol de hatalı idi. Topu yumrukla uzaklaştıracağı yerde bloke etmek istedi ve elinden kaçırdı. Bu suretle İskoçlar tek gol-1 lerini kazandılar. j
Genç takımlar turnuvasında
Fransa ve Avusturya galip
Viyana, 27 A.A. (Reuter) — Genç takımlar arası futbol turnuvasının burada yapılan ikinci tur karşılaşmasında Fransa ve Avusturya kazanmışlardır.
Fi ansa Holândayı 4-1, Avusturya Lüxembourg’u 5-1 yenmişlerdir.
)e bi’yi bir Fransız atı kazandı
Londra, 27 (Nafen) — Muazzam bir kaiabılık önünde yapılan Derby d Epsom ot yarısını bir Fransız alı kazanmıştır. 17.000 sterling kazanan bu at Houssek’c aittir Yarış ga^'e* heyecanlı olmuş ve Fransız atı pe şini bırakmıvan Amerikan atı Prens S^ypıond’u bir baş farkı ile geçmeye m ırfak olmuştur
Dünya ağır siklet boks şampiyonluğu
Manhçım i Almanya» 27 (A.P.) — Geçen sene Amerilmda bir müsabaka yapmaya imkân bulamamış olan Alman boksröü Hein Ten Hoff, yarın, dünya ağır öiklet boks şampiyonluğu için Joe Walcott İle dövüşecektir.
bir hareketti. Çünkü İtalyan futbolcular bizimkilerden daha uzun boylu olduklarından havadan topa daima hâkim oluyorlardı.
On beş bini bulan bir seyirci kitlesinin toplandığı stadın etrafı bayraklarla süslenmişti. Hava, bunaltıcı denecek derecede sıcaktı. Sahaya evvelâ Türk Ordu takımı çıkarak seyircileri selâmladı ve tribünlere buketler attı, Biraz sonra da ItaJyan takımı çıktı. Sahanın ortasında yer alan İki takımın oyuncuları Millî Müdafaa Bakanına takdim edildi. Türk ve I-tab'an millî marşları çalındı. Kale İntihabını müteakip saat 14.15 de o-yun başladı.
Maçı, Holândadan dün akşam gelen hakem Sklpcr idare ediyordu. Takımımız ilk devrede şiddetli bir rüzgâr karşısında oypuyordu. Bu devrede î-talyanîar onuncu dakikadan sonra üstün bir oyun oynamaya başlndılarsa da bu üstünlük ezici bir şekil almadı. Defans çok gayretli oynuyor. Başta kaleci Remzi olmak üzere Mehmet Bülent ve Mustafa güzel müdahalelerle ttalyanlam gol fırsatı vermiyorlardı. Bilhassa Remzi güzel kurtarışlarla bir hayli alkış topladı.
Bu devrede Salâhaddinin on sekiz dışından çektiği mükemmel bir şut üst kale direğini yahyarak avta gitti. İtalyan kalecinin bozuk vuruşunda yakaladığı topu Sabahaddin iyi kullanabilseydi bu fırsat muhakkak golle neticelenebilirdİ. Devrenin sonlarına doğru Fikretle Faruk da birer fırsat kaçırdılar.
DEVRE 0-0 BİTTİ
İkinci devrede rüzgârı arkalarına alan takımımız, derhal hücuma geçti ve Italyan müdafaasını zorlamaya başladı. Onuncu dakikada güzel bir hücumla Salâhaddin topu kalecinin e-linden kaparak bir gol yaptı. Fakat Holândalı hakem bu golü aleyhimize bir favul cezası vererek saymadı.
Yirmi dördüncü dakikada İtalyan santrfor Mehmedi çalımla geçtikten sonra topu Remzinin elinden de kurtardı ve hafif bir vuruşla ilk golü yaptı.
Bu golden sonra İtalyan kalesini bir hayli sıkıştırdık. Fakat hücum hattında Salâhaddinden başka muvaffak olan oyuncu hemen hemen yoktu. Bu müddet zarfında bir kaç gollük fırsat da kaçırdık. Bilhassa Saba-haddinin çektiği sıkı bir şüt müdafiin sırtına çarparak kaleye girmedi.
Îtalyanlar otuz beşine! dakikadan itibaren bizim kaleyi adamakıllı sıkıştırmaya başladılar. Kırk üçüncü dakikada santrfor sol köşeye yanlamasına havale ettiği bir şütle ikinci, bir dakika sonra da solaçıkları Muradı atlattıktan sonra yerden bir şütle üçüncü golü yaptılar ve bu suretle Îtalyanlar sahadan 3-0 galip çıktılar. ____
YILMAZ OĞUZ

■■***• w
k
• I


H
l
r




■t •
J, i 6
► »rf > , *
l t ’ J
.A ’C ttA
K *

Hl a • â

- W *'
87 YILLIK BİR TEŞKİLÂT
.. b
• “ V-j »T* ’A
•> M - ‘



• (-•-
Ş& i • *■’










’ • ■ r * |
t M|
A|;
(/ Ol / rJI 3İ
( * 5 I.
rf.


%





e

I



••A*.
İngiliz Futbol


’.TJ
..** M
V
w
ı *•
1 f
l >
W-'
> İm

L*«
»•






* •-?
«8 W k




x r
;-
(
©i
•. te
d t
&


s



z7
- '
y

Bugün İranlIlara karşı çıkacak olaıı mili takımımız, geçen hafta İngiliz profesyonel takımı Sunderland’a oynadığı kadro İle. Bu takımda hâlen Amerikada bulunan Vedlî oynnmıyacak. Naci müdafi, Melih de hafta yer alacaktır
MİLLİ te mas
İRANLA BUĞUN
Bundan önceki karşılaşmalarımızda İranın hiç de ihmal edilir bir kuvvet olmadığını gördük. Bugün muhakkak ki, hasmın kuvvetini küçümsemeden oynamamız icap etmektedir
GEÇEN hafta iki İngiliz profesyonel takımının memleketimizi ziyaretini müteakip Beşiktaşın Amerikada, Ordu takımımızın da ltalyadaki maçlarından 6onra şimdi bütün futbol meraklılarının dikkat ve alâkası bugün İran - Türk Milli Futbol Takımları arasında yapılacak müsabaka üzerine toplanmıştır.
Millî takımımızın bugünkü haliyle pek hazırlıklı bulunduğu iddia edilemez. Her ne kadar futbol mevsimi henüz kapanmamış olduğundan oyuncularımız formlarını muhafaza etmekte iseler de ayrı ayrı kulüplerden alınacaklarına göre bunların bir arada çalıştırılmalarına imkân bulunamaması, oyunda beraberlik temin ve tesisini biraz güçleştirmiş olacaktır.
Diğer taraftan takımımızın gerek müdafaa ve gerekse hücum hattında birkaç kuvvetli elemanının hariçte bulunması kadrosunu ojdukça zayıf düşürmektedir. Maamafih yerlerine konacak oyuncuların bütün enerjilerini sarfederek arkadaşlarının bıraktıkları boşlukları lâyıkiylo dolduracaklarını kuvvetle ümit ediyoruz.
İran Milli Takımının hali hazırdaki kuvveti hakkında kati ve sarih bir malumatımız yoktur. Bilindiği gibi bundan üç sene evvel, İran Federasyonunun nâzik daveti üzerine milli futbol takımımız Tahrana gitmişti. iBfahan muhtelitine karşı yaptığımız birinci maçı büyük sayı farkiyle (10-1) kazanmıştık. Tahran karmasına karşı galibiyetimiz hiç de kolay olmamış ve çok sıkı öir maçtan sonra müsabakayı ancak 3-1 kazanabilmiştik. Ü-çüncü maçta ise müsabaka 1-1 devam ederken tatil edilmişti.
O zaman İran takımının pek de ihmal edilemiyecek bir kuvvet olduğunu görmüştük. Bilhassa oyuncuların nefesleri ve atletik kabiliyetleri çok iyi idi. Yalnız beynelmilel temaslardan uzak kaldıkları için eksik olan tarafları daha ziyade tecrübesizliklerine inhisar ediyordu. Kapma ve öğrenme kabiliyetleri yüksek olan bu oyuncuların blzimlo bir iki defa karşılaşmaları bile onlar İçin istifadeli olmuştu. Esasen alınan neticelerde tedricen iyiliğe gidilmesi de bunun açık bir misali idi. Bugün Millî Takımımızı teşkil eden oyuncuların hemen kâffesi o zaman da takımımızda yer almış bulunuyordu. Kalede Cihat, müdafaada Naci, Vedli, Ahmet, muavinlerimiz Salâhaddin, Bülent, Muzaffer, muhacimlerimiz, Erol, Hakkı, Suphi, Lefter, Şükrü, Şevket idi. Görüldüğü gibi birkaç oyuncu müstesna o zamanki takımımızın kadrosu hemen hemen bugünkünden farksızdı. Bununla beraber, bilhassa üçüncü maçta çok zorluk çekmiş ve sıkı bir mukavemetle karşılaşmıştık.
O tarihten bu yana İran futbolunun geçirdiği tekâmül merhalesi hakkında aydınlatıcı bir malûmattan mahrum bulunuyoruz. Maamafih, bu takımın milletlerarası futbol alanında pek kendini tanıtmamış olmasına rağmen herhangi bir sürprizle karşılaşmamak İçin İhtiyatı elden bırakmıyarak takımımızın iyi teşkil edilmesi, oyuncularımızın da hasmımızın kuvvetim küçümsemeden oynamaları lâzımdır. İranlIların Tahranda Türk sporcularına karşı gösterdikleri candan misafirperverliği bundan evvelki bir yazımızda belirtmiştik.
Yazan: Sadi Karsan
Biz de aynı samimiyetle dost ve kardeş İran sporcularına “Memleketimize hoş geldiniz” deriz.
Takım nasıl çıkıyor?
Bugün İnönü Stadında saat 17.30 da yapılacak olan Türk - İran millî maçına takımımız şu kadro İle çıkacaktır:
Turgay (G.SJ, Naci (G.S.), İsmet (Ank.), Melih (Vefa), Galip (Vefa), Muzaffer (G.S.), Isfendiyar (G.S.), E-rol (F.B.), Reha (G.S.). Lefter (F.B.), Halit (F.B.).
Maçı, Mısırlı hakem Muhammet! El Sayld İdare edecektir.
Fransız boksörleri yakında geliyorlar
İstanbul Boks İhtisas Kulübü ta-rafından dAvet edilen Fransız boks takımı haziranın ilk haftasında şehrimize gelecek ve 17, 21, 24 haziran talihlerinde üç müsabaka yapacaktır. Şehrimize gelecek olan Fransız takımının ayrı bir hususiyeti de boksörleri Fransız Federasyonunun seçmiş olmasıdır. 8 sıklet üzerine yapılacak olan bu karşılaşmalar için Boks ihtisas boksörleri şimdiden çalışmalara başlamıştır.

Türk takımı antrenmandan önce
Tflrif Ardıl Takırdı
F eder asy onu
Denilebilir ki, futbolun millî bir esas üzerinden teşkilâtlandırılmış olduğu yegâne memleket, lngilteredir
PROFESYONEL futbol, dünyada cni iyi şekilde kontrol edilmekti* olan aporduı. Zira futbol idarecileri, diğer spor idarecilerinin malik bulunmadıkları bir üstünlüğe, 87 yıllık bir teşkilâ tın sağladığı tecrübeye Hahiptlrlor.
Futbol Federasyonu lngilteredekl bütün teşkilâtlı futbolu İdare eden teşekküldür. Federasyon «veya Ingiltc-rcdekl ismiyle Assoclation). oyunun bütün şubelerini, profesyonel ve amatör. askeri güçler ve okullar, büyük ve küçük bütün takımları kontrol e-der. Sözü kanun mahiyetindedir. Futbol Ligi, Futbol Federasyonunun doğrudan doğruya kontrolü altında bulu nan 12 kadar kümeden sadece biridir.
Bununla beraber Futbol Ligi o derecede geniştir ki. bu teşekkülün İn giltere ve Gafın her tarafında üye kulüpleri mevcuttur. Futbol, “Combina tion” ve “Central” gibi diğer profesyonel ligler veya amatör teşekküllerle aynı sınıftandır. Nazari bakımdan Futbol Ligi, aile reisi Federasyon olaa kalabalık bir ailenin sadece bir üyesidir. Fakat son derecede Önemli bn üyedir. Lig maçları hor hafta bir milyondan fazla insan tarafından takip edilmektedir. îlerigelen kulüpler yılda onbinlerce sterlinlik ciro yapan büyün İş müessoselerldir. 3.000 den fazla profesyonel futbolcu maişetlerini kazanmak bakımından bu kulüplere bağlı bulunmaktadırlar .
Futbol Federasyonu, futbol liginin önemini teslim etmekte, bu teşekkülle diğer ligler arasındaki farkı göz önün de tutmakta ve İlgi. Federasyonun teşrii heyeti olan Federasyon Konseyine 8 temsilci seçip göndermeye davet etmektetir. Diğer liglere bu paye verilmemektedir. Futbol Federasyonu Konseyinin mütebaki üyeleri, il, silâhlı kuvvetler, okullar, dominyon veya sömürgelerdeki birliklerin temsilcileridir.
Federasyona bağlı daimî komiteler, profesyonel futbolun ne şekilde işletilmesini filen tayin ederler. Federasyona bağlı milletlerarası konsey ve neşriyat komitelerinde de lig temsilcileri bulunmaktadır. Şimdi ayrıca her teşekkülün 4 temsilcisinden müteşekkil bir Özel Futbol Federasyonu ve Fut bol Ligi karma komitesi de mevcuttur. Bu komite, her iki heyete müteallik konuları koordine etmekle mükelleftir .
Milletlerarası bir maçta tngiltereyl temsil etmek üzere bir takı mseçlldiğl vakit bu takımın resmi adı Futbol Federasyonu onblridir.
Futbol Ligi hakemlerin durumu ile bilhassa yakından ilgilenmektedir. Bi(* hakemin vereceği kötü bir kararla, meselâ bir golün sayılıp sayılmaması.
Lige dahil bir kulüp İçin daha üstün bir kümeye terfi veya kümeden yuvarlanmak gibi neticeler duğurabilh Bu itibarla 14 kişilik hakemler komi tcslnln 2 üyesi aynı zamanda Lig ten* sllcileridir.
Aynı tarzda Mali ve Umumi lşk» Komitesinin 16 üyesinden 6 sı 2 kimilik Disiplin Komitesinin 4 üyvs. Lig temsilcileridir. Futbol Lgıne mensup bir oyuncunun uygunsuz ha: ( kellen dolayı sahadan çıkarılması hal.tide, durumu, Futbol Ligi taralın »n değil Federasyon Disiplin Komitesi tarafından ele alınıp İncelenir. Eıı Ligin Federasyonun kontrolü altın-m bulunduğundan ileri gelmektedir. Fa kat Ligin de Disiplin Komitesinde 4 temsilcisi bulunmaktadır.
Gerek Futbol Federasyonu ve gerek Lig, profesyonel futbolcunun men-faatlarını candan gözetirler. Federasyonun bir yardım sandığı bulunduğu gibi oyunculara her türlü kolaylıklar sağlıyan bir mekanizma da mevcuttur, yon ve Lig temsilcilerinden müteşekkildir. Ayrıca antranör yetiştirmek için kurslar mevcuttur Federasyonla Ligin müştereken tertipledikleri bu kurslarda, ekserisi hâlâ takımlarda oynamakta olan 200 don fazla Lig o-yuncusu yetiştirilmektedir. Böylece bu oyunculara ileri için bir meslek ve iş imkânı sağlanmış olmaktadır. •
Futbol Federasyonunun mesleki tedris tasarısı mucibince, oyunculara, boş vakitlerinde sanat veya meslekler gösterilmektedir. Bu tarzda, futbol hayatı sona eren oyuncuların istikbalinin ta-min edilmesine çalışılmaktadır. Bu alanda da Federasyon ve Lig» İşbirliği yapmaktadırlar. Futbol Liginin 70.000 sterlinlik bir Jübile Fon’u vardır. Bu mesleki tedris teşebbüsleri Jübile Fonu tarafından sermayelen-di-rilir. #
Göz önünde tutulan yeni bir tasar! mucibince, bir oyuncu 35 yaşma vardığı veya profesyone Ifutbolden çekildiği zaman, kendisine muayyen bir nakdi yardımda bulunacaktır.
Futbol Federasyonu ile Lig. beili-başlı bütün kanunlarda tam bir aherk İçine işbirliği yapmaktadırlar. Bu. teşekküllerden her birinin kendi işini en ince teferruatına kadar bilmesinden ileri gelmektedir. Futbol Ligi I-dare Komitesinin üyeleri profesyone) fut bolden yetişmişlerdir. İngiliz fut-bolünün başında, teşkilâtçılıkta daha sahibi denilebilecek iki şahsiyet mevcuttur: Futbol Federasyonu sekreteri Sir Staley Rous ile Futbol Ligi sekreteri Mr. Fred Howarth. Bu bakım dan, İngiliz futbolunun saat gibi işle-, meşine spor aleminin gıpta etmesi şaşılacak bir keyfiyet değildir.
John HODDAN
Uçaklan yeni bir dünya turu
Milâno, 27 A.A. (Afp) — İtalyan tayyarecileri Bonzi ile Kraldi, haziran ayı içinde uçakla dünyayı dolaşmaya hazırlanmaktadırlar. Uçak, bilhassa bu seyahat için imâl edilmiştir. Tayi'areciler sırasiyle Ortadoğu. Hindistan, Singapur, Tokyo, Alausyen Adaları, Alaska, Kanada, Ternöv, Irlânda ve Avrupaya uğra yıp Komaya döneceklerdir. Uğradıkları yerlerde çocuk felcinden mustarip çocuklara iane toplıyacaklardır.
Tayyareciler bu seyahatte 38.000 kilometre katedeceklerdir.
■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■!
Bayılan galip!
Davib Kupası için İngiltere ile İtalya arasında yapılan maçların birinci devresinde Îtalyanlar 3-2 kazanmışlardır. Galibiyeti tâyin edecek olan son maç da İtalyan Gianni Cucelli, Ingiliz Geoffrey Palsh’i 1-6, 6-2, 4-6, 6-4. 8-6 yenmiştir. Maçbolu Paish fileye takınca Cucelli yorgunluk ve heyecandan böyle bayıl mıştı
Müsabakamızın tasnifi bitti
Sunderland’a en çok golü hangi takımın atacağına dair açmış olduğumuz müsabakaya gelen 10207 kuponun tasnifi bitmiştir. Bu kuponların içinden 40kupon neticeyi doğru olarak bulmuştur. Bunlar, en çok gol atacak takım olarak Galatasarayı 3 golle tutmuşlar ve penaltı hanesine de iki penaltı yazmışlardır. Bildiğiniz gibi İngiliz takımına en çok golü Galatasaray atmış ve maçlarda da iki penaltı olmuştur (Galatasaray ve Fener maçlarında). İngilizlerin son maçında penaltı olmasaydı neticeyi 3 gol, 1 penaltı ile 196 kişi bulmuş olacaktı.
Neticeyi doğru tahmin etmişler arasında
Kur’a, 30 Mayıs Salı günü çekilecektir.
Salı günii saat 11 de matbaamızda noter huzurunda çekilecek kur’ada doğru tahmin et iniş okuyucularımız da bulunabilirler. Buhuımak istiyenlerin saat 11 de matbaamızda hazır olmaları lâzımdır.
Kur'amızda kazananlara dağıtılacak hediyeler:
1 inciye: Philips marka bir radyo.
2 nciye: Luxor marka bir pikap (On plâk-
tık ve otomatik).
3 üncüye: Sheaffer’s marka altın udu dol-
ma kalem
4 üncüye: Bir çift ayakkabı (Tanca mağa-
zasından).
5 inciye: Güzel bir spor gömlek (Mayer ma-
ğazasından).
6 ncıya: Yeni İstanbul’a bir yıllık abonman.
7 nciye: Yeni İstanbul’a 6 aylık abonman.
8 inciye: Yeni İstanbul’a 6 aylık abonman.
9 ve 10 uncuya: Yeni İstanbul’a 3 er aylık
abonman.
__________________________________________J

Comments (0)