----------------------------------1
Üç Ticaret temsilcilerinin hazırladıkları rapor Ticaret Bakanlığına gönderiliyor
AKŞAM
Et fiatleri Daimî encümen kararile yirmi kuru; daha indirildi
Sene 27 — No. 9819 — Flatl her yerde 10 kuruştur.
CUMARTESİ 28 Temmuz 1045 Sahibi: Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Ea — AKŞAM Matbaa»
Ingiliz seçiminin sebepleri
ve muhtemel neticeleri
Attlee Kabinesi
‘ İşçi partisinin, şimdiye kadar görülmemiş bir çoğunlukla seçimi kazanarak başka partilerin yardımına lüzum kalmadan hükümete geçmesi îngilterede olduğu kadar dışarda da hayret u-yandırdı. Bu hayretin ilk sebebi, yalnız İngiliz tarihinde değil, dünya ölçüsünde eşsiz zafer kazanmış bir devlet adamının, sulh temelleri atıldığı sırada milletin bu derece açık güvenslzligile karşılaşması, başardığı büyük esere rağmen işini tamamlamadan hükümetten çekilmek zorunda bırakılmasıdır.
Fakat millet denilen canlı kitlenin müşterek vicdan ve iradesi öyle çeşitli kimya sentezlerine benzer ki bu iradeyi doğuran türlü sebeplerin mahiyeti ve bir araya gelişi kadar bu terkibin neticesini önesden kestirmek sosyal ilimlerin henüz erişemedikleri bir vargıdır
Muhafazakâr parti niçin kaybetti. işçi parti neden kazandı, sualinin cevabını îngilterede dahi riyazi bir kesinlikle vermek mümkün değildir. Altı yıldır, İn* gilterenin iç politikasında ve sosyal bünyesindeki gelişmeleri çok uzaktan ve pek az vasıtalarla görebilmiş olan yabancılar için doğruya yakın cevap daha güçtür.
Fakat aynı hâdiseler her yerde aynı neticeleri doğurduğu için Ingilteredeki değişikliğin başlıca sebeplerini uzun süren harbin yarattığı durumda aramak yan-lış olmaz.
Bu sebepler bir yatıdan ruhî, öbür taraftan ekonomiktir.
Harbin İngiliz milletinde u-yandırdığı bezginlikle yeni harb korkusu ve sulh hasretinin bu büyük değişiklik isteğine sebep olduğu inkâr edilemez. Daha doğrusu, bunlar, bu dönemde, harbden yorulmuş her memleket için akla gelen sebeplerdir.
Fakat, İngiliz milletini Muhafazakâr parti yerine işçi partisini seçmeye götüren sebepler daha fazla sosyal ve ekonomik olmak gerektir,
İngilterenin bu harbde katlandığı fedakârlık, çektiği sıkıntılar bizde.tahmin edüemiyecek kadar büyüktür. Bu harb fedakârlıklarının. sulh devrinde İngiliz milletine yükleyeceği çalışma, vergi vazifeleri de. görülmemiş derecede ağır olacaktır
Yiyecek, giyecek, «v bakımından İngiltere hâlâ darlık içindedir. Harb bittiği halde Ingiliz milleti yiyeceğini ve giyeceğini yeniden azaltmak zorunda kalmıştır, îngilterede bugün kimsenin karnı doymuyor, hiç kimse sırtına ■ yeni elbise geçiremiyor. Bir çok aileler de mesken siz kalmıştır
Bunlar, harb görmüş bütün Avrupanın katlandığı günlük, olağan yoksunluklardır. Fakat yeni bir seçim karşısında her _ millet, hattâ siyasi eğitimde en olgun Ingiliz milleti dahi, zorluk ve darlıkların giderilmesini yeni İnsanlardan, yeni programlardan umar, yeni hükümetler arar.
İngiliz milletinin yarınki zorlukları yanında bugünkü sıkıntıları hiç kalır.
İngilterenin, harb yüzünden (Hindistan. Mısır, İrak. Cenubî Afrika gibi memleketlere) dış borcu üç milyar İngiliz birasını bulmuştur. Bunları ödemek İçin İngiliz milleti vergi verecek, fazla çalışacaktır. Bundan başka îngilterede madenleri verimli, hâle koyarak yenileştirmek için, üç yüz milyon Ingiliz lirasına ihtiyaç vardır. Maden sahipleri bu parayı veremiyeceklerdlr, İngiliz endüstrisini kurtarmak 1çln madenlerin devletleştirilmesi gerekiyor. Muhafazakâr parti bu tedbire vanaşamıyordu, îngilterede, hava bombardımanlarının yıktığı evlerden bir buçuk milyon , meskenin İki yılda yapılması , şarttır. Çünkü cephelerden dönecek askerlerden pek çoğu evinin yıkılmış olduğunu görecektir. : Cepheden dönecek gençleri bir de igsizlik tehlikesi bekliyor.
Daha radikal, sosyal ve ekonomik bir program, yıpranmamış bir azimle çalışmaya koyulacağım umduğu işçi partisini. îngi-liz milleti bu bellibaşh kaygılarla seçmiştir
Fakat bütiin bu hâdiseler dışında, İngiliz seçiminin daha derin mânasını asla unutmamalıdır.
Bir aralık Ingiliz siyasetinin başlıca vasfı olan Liberal partinin artık tarihe karışması nasıl tarihin bir akışı idiyse, bu harb sonunda İşçi partinin kazandığı çoğunluk da yeni dünya gidişine en kuvvetli alâmet sayılacak sosyal bir hâdisedir. İngiliz milleti, tarihinin en açık solculuk cereyanına girmiştir. Bu hâdise, yalnız Ingiltere için değil, dünya bakımından dikkatle gözönünde tutulmaya değer.
Bu seçimin İngiltere için ne-tîceleri ne olabilir?
İşçi partisi hükümetinin İç politikada neler yapacağım, ne gibi başarılara varacağını bilmiyoruz. Sosyal ve ekonomik siyasette değişiklikler olacağı gerçektir. Sosyalist bir hükümet, bilhassa parlâmentoda bu çoğunlukla. büyük İşler görmek zorundadır ve görecek kudrettedir.
Necmeddln Sadak
(Arkası sahife 2: sütun 5 te)
kuruldu daha geri bir tarihte
Yeni Başbakan altı esaslı Bakanın isimlerini tebliğ etti
toplanmasımuhtemel görülüyor
Londra 28 (R.) - Yeni Ingiliz Başbakanı B. Attlee, kabineye girecek! esaslı Bakanlardan altısının ismini; tebliğ etmiştir. Bunlar şunlardır:
Clement Attlee Başbakan, Hazin» Bakanı, Milli Savınma Bakanı.
Erttest Bevin: Dışişleri Bakam Hugh Dalton: Maliye Bakanı. , Slr Stafford Crlpps: Ticaret Bakanı.
Herbert Morrlson: Başbakanlık 1 Lordu.
Slı Wlillam Jowett: Lord şansöhye. Arthur Greenwood: Mührü has.
Herbert Morrlson, ayni zamtında Avam Kamarasında liderlik ve hükümet baş sözcüsü vazifesini de görecektir.
Hükümetin diğer üyelerinin isimleri sonra neşredilecektir.
Milî! birlik hükümeti zamanında İş Bakanı sıfatlle memlekette büyük bir şöhret ve itibar kazanmış olan yeni Dış İşleri Bakanı B Bevln’ln dış işlerde derin bir vukufu verdir, işçi partisi kjngresinde dış İşleri hakkında söylemi? olduğu mühim bir söylev, kendisin! bu makama g-‘Ir-nJztlr.
Yeni kabineye giren mühim şahsi-yellerden B. Mornson ile B. Green-a-ood, milli kalkınma plânlarını ha-zırhyacaklar, halkın İskânı, hükümetin endüstri v** Jçtlmari riyasetine İstikamet vereceklerdir.
Ingiliz seçim neticeleri hakkında tefsirler
11
Konferanstan esaslı kararlar vcl mühim değişiklikler beklenmiyor^ Boğazlar meselesi görüşülmedi^ M ........ -L.--._. _ _«... '(*>
Seçim neticesi memleketi bir sosyalist diktatörlüğe götürmiyecek, dış siyasette de Ingiliz nüfuzu azalmıyacak
Londra 28 (AA.) — Britanova ajansının siyasi muharriri yazıyor:
Yabancı memleketlerdeki aydın halk efkârı Ingiliz seçim neticeleri hakkında yanlış tahminlere düşml-yeceklerdlr. Bir komünist İnkılâbı bahis mevzuu değildir. Bu, siyasî prensiplerde sosyalltilğe doğru bir teveccühten ziyade dahili meselelerde İşçi partisine doğru bir yer değiştirme ifade eder. İngiltere parlâmentosundaki sosyalistlik Avrupa’daki İdeolojik sosyalistlikten tamamen başkadır ve yabancı memleketlerde tahmin edildiğinden çok daha fazla İngiliz geleneğinin umumî cereya-niyle müşterek noktalar taşımaktadır. Bu netice biz! asla bir sosyalist diktatörlüğe götürmlyecektlr.
Seçimlerde en sadık yardımcılarından bazılarını kaybetmiş olmakla beraber yeni mecliste Churchlll’ln şiddetli ve muterlz bir muhalefet kurması ve Ingiliz parlâmentosunun hükümeti kontrol mekanizması olarak kıymetinin büyük bir İşçi çoğunluğuna rağmen önümüzdeki aylar zarfında kendisini göstermesi beklenebilir.
Dış politikaya ait meselelerde yeni hükümetle muhalefet arasında esaslı noktalar İtibariyle az bir fark vardır.
Ve yabancı memleketlerde İngiltere İçin fenalık düşünenler, gerek tehlikeli maceralar yüzünden gerekse yabancı memleketlere karşı alınmış teahhütlerden feragat gibi sebeplerden İngiliz nüfuzunun azalacağını beklememelidirler.
Londra borsasmda heyecanlı bir gün
Londra 28 (AA.) — Reuter’ln işler muharriri yazıyor:
İş adamları, işçi partisinin İktidar mevkiine gelişini «Dünyanuı sonu» olarak görmüyor. Heyecanlı bir gün geçirdikten sonra borsa İngiliz devlet tahvillerinde çok ÇÜZ’l bir düşüş kaydederek kapanmıştır. Sanayi hisse senetleri yüzde üç. demiryolları hisse senetleri yüzde iki, Güney Afrika altın madenleri hL&şe senetleri yüzden birden daha az bir düşüş kaydetmişlerdir. Bu gibi düşüşler bu gibi ahvalde tabi! görülmektedir.
Borsa, fena haberlerden ziyade, kararsızlıktan hoşlanmaz. Bu, onun İçin bir gelenektir. 8eçlmlerln neticesi İS8 bir siyasi çıkmaz tehlikesini uzak-laştmntştır. Ijşgltere’nln, Avustralya (Arkası sahile 2; sütun 4 te)
t---------------------------------
DİKKATLERİ
Neredesin Himmler^in baltası
Kalpazanların bazılarına diğer sahtekârlardan farklı olarak en ağır cezalar veriliyor. O zümreden olmak üzere ormanları yakanları da düşündükçe İnsan Himmler’ln baltasına hasret çekiyor: İhmal yüzünden böyle seri halinde ve memleketin muhtelif yerlerinde yangınlar olabilir mi? İhmalse, kazasa bile bu yangın müsebbiplerini kalpazanlara döndürmeli! Fakat ya m aza İlah yeni orman kanunu sebebile kasıtsa, o zaman, bu cemiyetin laneti o adamların ve yedi zürri-yellerinin üzerinden kolay kolay kalkmayacaktır.
«AKŞAM tenis kupası» ---------■----
5 ağustos pazar günü Moda Deniz kulübü tenis kortlarında:
Fenerbahçe -Galatasaray
Tenis takımları arasında yapılacak
J
HAFTA KONUŞMASI
Servetler savrulmadan önce
Yazan: Refik Halid Karay Yarınki Akşam’da
Berlin 28 (Hususi muhabirimizden) — Berllnde bulunan yabancı harb muhabirleri, en çılgın faraziye ve tahminlerde bulunabilir: fakat Churchlll’ln yenileceğini ve Attlee’nin kazanacağını hatır ve hayallerinden geçiremezlerdi. İngiliz seçimlerinin beklenmedik neticesi haberi, Berlin Müttefik mahfillerinde bir bomba gibi patlamıştır.
Bu haberin Potsdam’da, konferans mahfilleri İçin de pek büyük bir sürpriz teşkil etmiş olduğuna şüphe yoktur. Bununla beraber. Üçler konferansının programında hiçbir değişiklik yapılmamıştır. Çünkü seçim neticesinde B. Churchlil'ln İş başından çekilmesi İhtimali pek uzak olsa bile, göz önünde tutulmuştu.
Fakat bur'» -,ı—-«.ı mahfillerlnd» Üçler konferaııau. . mühim kararlar ittihaz etmemesi pek muhtemel görülmektedir. Konferans, çalışmaları-* na fâsıla venneeden evvel mühim meseleleri görüşmüş olmasına rağmen bur$ siyasi mahfillerindeki kanaate fiöre, İngiliz seçimlerinin neticesi, her şeyi alt üst ettiği cihetle, daha müahhar bir tarihte yeni bir konferans toplanması gerekecektir.
Siyasi müşahitlere nazaran, Sovyet Rusyanin Japonya harbine katılması meselesi halledilmemiştir. Bunun böyle olduğu Japonyaya teslim ültimatomunun yalnız İngiltere, Birleşik Amerika ve çin tarafından gönderilmiş olmaslle sabittir.
Resmi siyasi mahfillerin muhafaza ettikleri şıkı ketumiyetten dolayı kontrolü kabil olmıyan haberlere göre, Almanyada merkezi bir hükümet kurulması meselesi de tehir edilmiştir.
Muhtelif kaynaklardan öğrendiğime göre, Boğazlar meselesi görüşülmemiştir. Bfıyük devletler, Boğazlar hakkında hiçbir karar vermemişler ve statükoyu muhafaza eylemekte bulunmuşlardır.
Umum! kanaat. Üçler konferansından sansasyonel kararlar ye büyük değişiklikler beklenmemesi merkezindedir. Harabolmu? Avrupanın iman ve kalkınması İşinin, konferans masasından, bu harbin galiplerinden olan Roosevelt :11e Churchlll’ln çekilmesinden sonra pek çetin olacağı kanaati burada hüküm sürmektedir.
Londra 28 (R.) — B. B. C. nln Berlin muhabiri üçler arasındaki görüşmelerin yarın öğleden sonra başlıya-cağını blMlrmektedlr.
B. Attlee. ağustos başında yeni parlâmentonun açılmasında Potsdam görüşmeleri hakkında beyanatta bulunacaktır.
Askeri eksperlerin Londraya dönmüş olmaları Potsdam konferansındaki asker! görüşmelerin sona ermiş olduğunu göstermektedir.
B. Attlee öğleden sonra Potsdam’a dönüyor
Londra 28 (R.) — Reuter ajansının Postdam'da bulunan muhabirine göre, Başbakan B. Attlee’nin bugün öğleden sonra Potsdam’a dönmesi beklenmektedir. Yeni Başbakanın muvasalatından az bir zaman sonra Üçler konferansı görüşmelerine yeniden başlayacaktır. B. Churchlll’ln veya B. Eden’ln konferans müzakerelerine İştir âkl İhtimaline dair Potsdam’da hiç bir malûmat yoktur.
Yeni İngiliz Dı? Bakanı B. Bevin, Başbakan refakatinde Potsdam’a gidecektir.
Potsdam’a dönerken. Başbakan M. Attlee’ye, kabine sekreteri Slr Ed-ward Brldges İle Milli Savunma Bakanlığı kurmay başkanı general Slr Hastlngs İsmay refakat edecektir.
B. ChurchilI Potsdam’a dönmiyecek
Londra 27 (AA.) — Rçuter’ln siyasi muhabirine göre. M. Ch tır ehlilin Potsdam’a dönmlyeceğl fiilen tahakkuk etmiştir.
Başbakan Attlee’ye yeni Dış İşleri Bakanı M. Bevin ile muhtemel olarak müşavir sıfatlle, M. Eden refakat edecektir.
B_ AWee San Francisco konferansında hasır» mümessilleri le görüşüyor
MÜTTEFİKLER JflPOHYflYÛ BEYANNAMELER ATIYORLAR
Bombalanacak şehirleri haber veriyorlar — Japonya teslim ültimatomunu reddetti
Nevyork 28 (R.) — Dün 6 süper uçan kale Japonya üzerinde uçmuşlardır. Bu uçaklar Japonyaya bombu değil, fakat beyannameler atmışlardır. Bu beyannamelerde Amerikan kumandanlığı, örfümüzdeki birkaç
gün içinde bombalanacak olan Japon şehirlerinin İsimlerini blldumektedlr. Bu birinci listede 11 Japon şehrinin İsmi bulunmaktadır. Bu, şunu gösteriyor kİ, Japon müdafaası tesirsiz bir (Arkası sahife 2, sütun 3 de)
Hiııınııımmmııtmııııınııııaııı
Günler Geçerken
Memura ve memurda güven
İş icabı geçen gün bir ecnebi miiessesesine gittim. Vesika, rapor gibi bazı evrak verecek, para yatıracak, kayıt muamelesi yaptıracaktım. Koca dairede genç bir kâtipten başka kimsecikler yoktu: tek başına raporları o gözden geçirdi, doldurduğum fişi o inceledi, parayı o aldı, makbuzu da o İmzaladı, Bütün bu işler ise ancak beş dakika sürdü: dışan çıktım. Kapıda sırasını bekleyen bir başkası girdi, daha girecekler de vardı: yani aynı kâtip aynı günde aynı işi bir çok kere tekrarlıyacak. büyük yoktu» tutacağı anlaşılan bir parayı — ortada ne müdür, ne murakıp. ne kasadar — yalnız başına tesellüm edecekti. Muamelenin bir kişi ile, en basit şekilde, çarçabuk görulebilmesinden pek hoşlandım. Belli kİ müessese, memuruna güveniyordu, mo mur da kendine!
Bu işi bir devlet müessesesinde gördürmek lâzım gelseydi her halde bir kâtibe değil, bir kaç memura ve hele bir veznedara başvurmak icabedccekti. önce âmire gidecektik, sonra bir kaç oda veya gişeden geçecektik, en sonunda da vezneye uğnyacaktık. Zira kırtasiyeciliğin temelli memurun iktidarından şiiplıe ve onuruna güvensizlik üstüne kurulmuştur Biz memurlarımızı sabi-katıymışlar gibi daima kontrol altında tutarız: başlarında âmirler dikili durur; âmir de daha büyüğünden emir bekler; lüzumlu lüzumsuz talimat ister Halbuki çok defa kâtibin yapacağı İşi yapması lâzım gelen âmirdir; yahut âmir lüzumsuzdur, memur aynı işi pekâlâ görebilir. Paraya e! sürmek içinse ille bir veznedar bulundurmalıdır, aksine hiç cevaz yoktur. Bir muamelenin ıızıın uzun kayıtlara geçmesi, her gişede deftere takılıp kalması da işi uzatır. Yukarıda bahsi geçen kâtip de elbette bir kayıt v* bir defter tutuyordu... Ama bunları iş sahipleri gittikten sonra rahat kafa ile tenhada yapıyordu.
Suiistimalleri önliyemeyen kırtasiyecilik memurda kendin» güvenme, iradesini iyi yerde kullanma ve iktidarını gösterme imkânlarını kaldıran kötü bir terbiye cenderesidir. .Yalnız işleri aksatmakla kalmıyor, ruh seviyesini de alçaltıyor
Refik Halid Karay
Sahife 2
AKSAM
2İ Temmuz 1945
HAFTA SONU NOTLAR^
V
Keçi doğup koyun ölmek zarureti öpriinün üstünden yürürken alttan geçen bir mavnaya baktık. İçi. mezbahaya giden koyunlar la dolu idi. Aralarında keçiler ve mandalar da vardı.
Mavnaya bakarken, öldükten sonra dirilmeye inanmamakla beraber tenasuha, yani ruhların başka vücutlara göçmesine de ihtimal vermediğini söyliyen arkadaşım:
— Manıafth, dedi, bu mavnadaki keçilerle mandaların öldükten Bonra keçi ve manda olarak kalmaları mümkün değildir. Koyunlar, derileri yüzülünce kasaplara gene koyun olarak giderlerken keçiler, aynı âkı betten sonra ka.^ap çengellerine koyun, mandalar Lse sığır alarak asılacak!
Tıp üstadı Süleyman Numan
Dün üçüncü iç hastalık* lar kliniğinde bir toplantı yapıldı
Ingiliz intihabatının
Eskilerin tamiri meselesi
7icaret odaları temsilcilerinin hayatı ucuzlatmak İçin ileri sürdükleri tekliflerden biri de eskilerin tamiri meselesidir. Diyorlar kd: «Eğer elbise ve salrede bir müddet yeni yapmaktan vazgeçip «skiler tamir edilerek kullanılırsa bu tedbir hayatın ucuzlamasına yardım eder.»
Eder mi? Etmesine eder ama şayet herkes şimdi yeni giyiyorsa ve herkes birden yeni elbise yaptırmayı bırakıp eskilerin tamiri yoluna giderse. Halbuki dört beş ay evvel, ayaküstü konuştuğum bir gömlekçl şöyle diyordu;
■— Şimdi biz haftanın beş günü ............... ’ bir
eskileri tamir ediyor, yalnız gün yen! gömlek yapıyoruz.»
•
Ensülin gelmiş dememeli, Ensülin geldi demeli!
7ürkiye Kızılay Derneği tanbııl deposu direktö
«gelmiş!» İstanbul geldiğini
3 Ticaret odası
temsilcileri
Görüşmelerini bitirerek kararlarını Ticaret Bakanlığına bildirecekler
Tıp üstatlarından Dr. Süleyman Kumanın ölümünün yirminci yıldönümü münasebetile dün saat 11 dc Gureba hastanesi 3 üncü iç hastalın-lan kliniğinde anmak için bir tören yapılmıştır. Törende Milli Eğitim Bakanı Haşan Âli Yücel, milletvekilleri, vali Dr. Lûtfl Kırdar. generaller, donanma komutanı, Süleyman Nuını-nın ailesi erkânı, eski Sıhhat Bakanı Bulûsi Alataş, Rauf Orbay, Sıhhat İşleri müdürü Dr. Faik Yargıcı, üniversite prof, ve talebeleri bulunuyordu.
Üniversite rektörü prof. Tevfik Sağlam kürsüye gelerek bulunanları İki dakika saygı duruşuna davet ettikten sonra Süleyman Kumanın hayatı, çalışma tarzı, memlekete getirdiği yeniliklerden ve hatıralarından bahseden bir söylev vermiştir. Söylevden sonra Dr. İzzet kürsüye gelerek Süleyman Numan hakkında yazdığı bir şiiri okumuştur, müteajdben Süleyman Numan lâborat uyarının açılış merasimi ya pilmiş Lir. Milli Eğitim Bakanı Haşan Âli Yücel birkaç söz söyllyerek demiştir kİ:
Arkadaşlar, bugün memleketimize bilim yolunda büyük hizmetler etmiş bir insanın hâtırasını anmak İçin burada toplanmış bulunuyoruz. Bugünün mânası mazinin kadrini bilmekle beraber İstikbale karşı da bir vazifedir. Gençler için bir nümune olsun, onlar da büyüklerinin kadrini bilmenin dersini alsınlar. Üniversitemiz İçinde diğer fakültelerde kıymetlerin anılması, sınıflara İsimlerinin verilmesi kadirşinaslığını rektördeu huzurunuzda dilerim.»
Lâboratuvar gezildikten sonra otomobillerle Sultan Mahmut türbesindeki Süleyman Kumanın mezarı ziyaret edilmiş ve müteaddit çelenkler konulmuştur.
Ankara 28 (Telefonla) — Gülhanc Tıp fakültesi iç hastalıkları profesörü merhum Süleyman Numan paşanın ölümünün yirminci yıldönümü münasebetile- dün Gülhanc konferans salonunda parlak bir tören yapılmıştır. Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanı Dr. B. Sadi Konuk, Tıp fn-kiıltfri dekanı ordinaryüs profesör B Abdülkadlr Noyan ve bir çok tanınmış doktorlar törende hazır bulunmuşlardır.
hariçte tepkileri
Londra 28 (R.) — Moskova radyosu tnglllz kabinesinde vuku bulan de-Eşiklik hakkında bir Rus ıcmakisinin yorumlarını yaymıştır. İcmaldye göre, tngilterede vuku bulan tebeddül, İngiliz dış kiyasetine tesir elmlyecek-tir. Bütün Rııslar, tngilterede işçi partisinin muzafferlyetl neticesi olarak Sovyet Rusya ile İngiltere arasın-, da daha samimi bir İş birliği yapılacağını umuyorlar, çünkü Sovyet Rusya, Yunanistan ve diğer yerlerdeki olaylardan sonra tngiltereye büyük bir şüphe ile bakıyordu.
Yunanistan^ Bulgaristan ve Yugoslavyada akisler
Londra 28 (R.) — Yunan liberal partisi şefi Sofulls, milli liberal partisi lideri general Gonatas ve eski Başbakan Papanndreu, Ingilterenin Yu-nanlstana karşı vaziyetini değlştlrml-yeceğint umduklarını beyan eylemişlerdir. Sağcı Yunan gazeteleri, İngiliz seçmenlerinin Churchlil'e mlnnetslz-11 k gösterdiklerini yazıyorlar.
Sofya radyosu, bütün Bulgar gaze-
Yeni kazanç vergisi kanunu
Ingiliz-Fransız itti akı
Londra resmi mahfilleri, iki memleket arasında birlikten ziyade bir ittifak akdine zamanın elverişli olduğu fikrinde
keleri, İngiiterede İşçi partisinin zaferini hararetle eelâmlamışlardır.
Yugoslavyada Tito taraftarlarında aynı sevinç tepkileri görülmekte, muhafazakârların taklbetmiş olduğu dış siyasetin İtimatsızlığa yol açtığı, şimdi Trlyeste Karintlya ve Yunanistan İşinde daha kolaylıkla anlaşılacağı iddia edilmektedir.
Yugoslav monarşlstlerl lee İngllle-redekl seçim neticelerinden hayal İnkisarına uğramışlardır.
De Gaulle’e karşı mukavemet sertleşecek Londra. 23 (R.) — İngilteredeki çim neticesi, Fransız komünistlerine göre. Avrupada mürteci unsurlar İçin büyük bir mağlûbiyet ve demokratlar İçin birleşmek hususunda bir teşvik teşkil eder.
Fransız İstişare meclisinde ana yasa münasebetile cereyan etmekte olan müzakereler sol cenah ve mukavemet guruplarının de Gaulle'e karşı tavır-lanınn BerteleşmesUe netieeleneceK-tlr
Londra 28 (AUL) — Ren ter ajansının siyasi muharriri yazıyor:
Londra resmi mahfilleri, İngiltere — ............. Fv....^uuU as.a
İle Fransa Arasında bir birlikten zl- gayelerinden birini teşkil etmektedir, yade bir ittifakın akdi İçin ramanın daha elverişli olduğu fikrinde bulunuyorlar, Ingiliz - Fransız birliğinin günün birinde gerçekleşeceği hakkında Paul Reynaud tarafından P&-taln dâvası esnasında İleri sürülen mütalâalar bu mahfillerin dikkatini çekmiştir, Londra'nın İyi haber alan mahfilleri umumiyetle bu meseleyi 1040 senesinden beri kapanmış bir mesele olarak telâkki etmişlerdir. Bununla beraber, Reynaud'nun beyanatı, İki memleket arasında sıkı bir dostluğun temin edeceği sağlam faydaları düşünenler arasında çok elverişli bir şekilde karşılanmaktan geri kalmamıştır. Yakın Şark meselesi hakkında geçen ay sonunda yapılan müzakereler neticesinde istişare meclisi tarafından verilen ve bir Fransız - İngiliz İttifakının akdi İsteğini tazammun eden karar ile Edouard Herrlot'nun 1940 dak! İngiliz politikası hakkında ahiren kullandığı slta-ylşll sözler nasıl ki karşılıklı hüsnü niyete yardımı dokunacak birer hareket gibi telâkki edilmişse Paul Reynaud'nun beyanatı da aynı şekilde karşılanmıştır. Hattâ, bir birlik vücuda getirmek tasarısı hayal saha-
sında kalmış olsa bile bir ittılakm akdi İmkân hudutları dahilindedir ve bu İttifak İngiliz politikasının açık
Paul Reynaud'nun bahsettğl birlik teklifi gayet şumiillii İdi. Bu teklif kabinenin Bordeaux'da 16 haziran IMo günii yapılan üçüncü toplantısında müzakere ve dört oyla reddedilmişti. Reynaud kabinesinin hemen düşmesi sebeplerinden birinin bu teklifin reddi neticesi olduğu zannedilmektedir. Mareşal Pftakn ertesi gün İktidar mevkiini ele geçirmiş ve Fransa’n m teslim olduğu İfân edilmişti
Churchiirin teklifi, iki memleketin çözülmez bir birlik teşkil etmelerini, müdafaa, dış işleri, maliye alanlarında ve İktisadi meselelerde müşterek bir siyaset takibeylemelerlni, bir tek barb hablnesl tarafından idare edilmelerini ve İki milletin müşterek vatandaşlık haldarına sahip olmalarını tazammun etmekte idi. Bu teklife göre, iki memleketin parlâmentoları resmen müşterek olacaktı. Bu, sulh zamanından ziyade harb esnasında daha kolayca yapılabilecek bir tasarı idi. Fakat bu tasarının İngiltere" de ve Fransa'da hâlâ taraftarlar bulabilmesi, iki memleketin münasebetleri üzfrinde hayırlı bir tesir yapması gerektir.
Ingiliz seçiminin sebepleri ve muhtemel neticeleri
beri yeni
Ankara 27 —• Uzu zamandan ha zırlan maşına eevanı edilen . kazanç vergisi kanunu son «eklini almak üzeredir. Tasarı bugünlerde malî tetkik heyeti tarafından alâkalı makamlara verilecektir.
Bu tasarı 11e memur ve miîstaiı demlerden kesîlnıfkte olan her türlü vergiler indirtmek suretlle tek, vergi haline getirilecek, her cins gelir kay «akları kazanç vergisine matrah teş-■ kll edecektir.
od" müddetten teri devam eden Ankara, İzmir, İstanbul Ticaret odaları temsilcileri dün sona ermiştir, ihtiva eden rapor gönderilecektir.
Bu raporda 310 neme ve bunun, ı İlgili mll'.l korunma kanununun 'itan ile bunun yerine konacak tedbirlerin Ticaret Bakaniığiylc ticaret odalarının birlikle tesblt etmeleri lüzum ı belirtilmektedir.
Ayrıca ihracatçı ve ithalâtçı birliklerinin ticaret 7c sanayi odasına devri, ulaştırma tav relerinin yeniden tetkik ve tenzili, jîman vas?alarmın çoğaltılması da Istenmekted'r.
Hayatı ucuzlatmak İçip alınması gerekli tedbirler hakkında verilen kararlar da bu raporla birlikte bugün Ticaret Bakanlığına gönderilecektir
Son Posta refikimiz
Son Posta renkliniz 17 yaşına bas-.r. Arkadaşımızı tebrik 12er, uzun başarılı bir ömür dileriz.
îiıasınd’.ki toplantı Verilen kararları bugün Ankara’ya
numaralı ksr.ır-
Sümerbank mamûlleri yüzde beş indirilecek
Sümerbank fabrikaları ve müesst-seelri müdürlerinin birkaç günden -beri edvam eden toplantıları dün bitmiştir. Yapılan konuşmalarda bilhassa Sümerbank mamullerinin maliyet fiatlcrinln t.csbtt ve tanzimi İçi en esaslı konuyu teşkil etmiştir. Mamullerin fiatlerlln indirmek için alınması gerekli tedbirler üzerinde esaslı kararlar verilmiştir. Flatlerl düşürmek ham madde flatlerlle, bunun de ücretle sıkı surette alâkalı olduğu neticesine varılmıştır. Bu konu özerinde varılan kararlar umıım müdürlükçe gözden geçirilecek ve Ticaret Bakanlığının da tetkikine sunulacaktır. Flatlerl İndirmede İkinci kuvvetli amilin de İstihsali arttırmak olduğu sonucu 11e karşılaşılmıştır. Fakat bir kısım fabrika müdürleri, İstihsallerini arttırmağa bugiin için İmkân görememektedirler. Bu da üzerinde durulmağa değer bir konu . olarak tekrar İncelenmeğe tâbi tut.u-lacaktır.
Sümerbank satış ifatlerint düşilr-m«k İçin kömür açığı gibi bazı açıkları kapamak maksadlle alınan paranın kaldırılması da toplantıda İleri sürülen temennilerdendir.
Bütün konuşmalar, hiç değilse fl-. atlerln yüzde beş nispetinde düşürülmesi etrafında cereyan etmiştir.
1946 bütçesi nasıl hazırlanacak?
Ankara 27 — Maliye Bakanlığı, alâkalılara gönderdiği bir tamimde 1946 yılı bütçesinin hangi esaslar da-besinde hazırlanacaını bildirmiştir. Bilûmum devlet daireleri hu esaslar ıbilinde bütçelerini önümüzdeki ay ->nndan İtibSrc-n hazırlamağa başlı-ıcaklardır.
öğrendir Iralze göre yeni bütçede tasarruf zihniyeti hâkim olacaktır.
Başbakan şerefine verilen dünkü ziyafet Şehrimizde bulunan Başbakan B. Şükrü Saraçoğlu şerefine dün Basın Bir 11 ti tarafından Taksim gazinosunda bir öğle ziyafeti verilmiştir, vali ve Lcledive Başkanı Dr. Lûtfl Kırdar, Sıkı Yönetim komutam general Sabit Noyan, Parti İdare heyeti başkanı B. Fikret Sil ay, gazete sahip ve başmuharrirleri zlyafetto hazır bulunmuşlardır
Müttefikler Japonyaya beyannameler atıyorlar (Baş tarafı 1 inci sahifede) hale gelmiş bulunmaktadır.
Londra 28 (R.) — Japon Haberler ajansının verdiği bir habtıe göre. Jüpon harb kabinesi 3 saat süren bir toplantıdan sonra Müttefik ültimatomunu reddetmeğe karar vermiştir.
Domel ajansı da, Japon kuvvetlerinin çarpışmaya devam edeceklerini bildirmiştir.
Londra 28 CR.) — Resmen bildirildiğine göre, bu ay içinde Amerikan ve İngiliz uçakları Japonyadakl hedeflere 32.000 ton bomba atmışlardır.
Her çün 5000 uçak taarruz edecek
Nevyork 28 (R.) — Hava general! Doolitle pek yakında Japenyaya her gün 5000 uçak taarruz edeceğini bildirmiştir.
Nevyork 28 (R.) — Borneu Birmanya ve Çin cephelerinde Müttefikler İlerlemeler kaydetmektedirler.
Borneo adasında, Baükpapan limanının şimalinde AvustralyalI birlikler şimal istikametinde ilerlemişlerdir.
Birmanya cephesinde. İngiliz kıtaları Japonlara ağır kayıplar verdlr-mlşlerdlr. Kuşatılmış olan 8000 kişilik bir düşman kuvvetinin yarısı imha edilmiştir.
Çin cephesinde, mareşal Çang Kay Şek kuvvetleri evvelden Amerikalıların elinde bulunmuş olan 11 hava üssünün geri alınmasını hedef tutan taarruzların] geliştirmektedirler. Bu üslerden yedisi Japonlardnn geri alınmıştır. Kuating dc ele geçirilme!; üzeredir. Yalnız Kııangsi eyaletinde Ja-ponlar .bazı terakkiler kaydetmişlerdir. Bu kesimdeki Japonların gayreti, ricat yollarını açık tutmayı hedef tutuyor.
Londra 27 CA-A-) — Salzburg'dan gelen bir habere göre, Almanya'nın teslimine kadar Japonya'nın Berlin' deki temsilcisi bulunan Niboşl Oşlma, Japon hükümetini teslim şartlarını kabule ' “ ‘
uçakla __________ _
Oşima, 10 gün evvel New - York'a gelmiş ve Japonya'ya gidebilmesi İçin kendisine bir uçak tahsis edllmlşlr. Bazı haberlere göre, O.şlma, Müttefik isteklerini derhal kabul hususunda Japonya'yı İkna edebileceğini Banmaktadır.
Amerikan resmi mahfillerinde belirtildiğine göre, ültimatom, Mikado' yu değil fakat Japon askeri şeflerini suçlu tutmakta ve böylece Japonya için barış kolaylaşmaktadır.
Uzak Doğu’da harbin mühtemel olarak sona yaklaştığını gösteren diğer bir belirti de, selimlerden «onra Churchill tarafından yayınlanan mesajdır. Bu mesajda Churchill şöyle demektedir:
Harbin sonu, şimdiye kadar tahmin ettiğimizden daha çabuk gelebi-
Ankara 28 (Telefonla) — Saracoğ-lu mahallesindeki memur apartman -farının inşasına hızla devam olunmaktadır. önümüzdeki Cumhuriyet Bayramında 142 daireli 9 apartman tamamlanmış olacaktır. Bu dairelerin ne suretle memurlara verileceği hakkında bir talimatname hazırlanmak-tadır. Buna göre daireler 70 lira asli maaşa kadar olan memurlara verilecektir. Dağıtımda, çadırda veya otelde veya başkasının yanında oturanlarla nüfusu çok olan aileler göz önüne alnacaktır. Her Bakanlığa bu 142 evden bir kontenjan verilecek ve Bakanlıklar talimatname esaslarına göre seçecekleri memurlara bu daireleri tahsis .edeceklerdir. Bu kabil memurlar çok oldukları takdirde ara-larmda kura çekilecektir.
Mall.ve Bakanlığı daireler için memurlardan alınacak kira miktarı üzerinde İncelemeler yapmaktadır. Kiranın memurun malt durumunu sars-mıyacak bir hadde olmasına bilhassa dikkat edilecektir
Ingiliz secim ne'iceleri hakkında tefsirler
(Baş tarafı 1 inci sahifede) ve Yeni Zelânda’dakllerlne benziyen bir hükümete malik olacağı tahmin edilmektedir. Bu iki hüıcümet görünüşlere göre oldukça muvaffak olmuşlar ve muhakkak ki şahsi hürriyetleri kaldırmamışlardır.
Memleketin istediği şunlardır-
Milletin çalışması semereli olsu ı, herkes iş bulabilsin. İçtimaî güvenlik teessüs etsin ve iskân meselesi, uesk Istihsalâtmda gösterilen millî hıza benzer bir hızla halledilsin, işçi partisi bu meseleyi halledemezse çelecek seçimKrde kazanamıyacaktu.
Sanayi şubelerinden cüz'l bir kısım devletleşttrilcektlr. İşçi partisi sanayie £1 koymayı hiç bir zaman dü-Bİ’-.memlş oldıı?ı gibi hiç bir İnrhlz paıtisl böyle ı! tasavvurda bulun-»nğa cesaret edemez. Açıkça bir d.-v-1-f.eştirme, gayr* n’rsu! bir kontrol3 veya iş inisiyatifine münasebeti olmayan bir müdahaleye müraccahtr
teşvik İçin Amerika'dan Tokyo'ya harekat etmiştir.
Son orman yangınlarının dört suçlusu
Çubuklu civarındaki son fundalık yangım ile B. Mehmet Aliye alt çif ■ lik civarındaki İkinci yangın hakkında Beykoz savcılığı ve jandarma komut anlığınc a yapılan tahkikat bu sabah İkmal alilmiş ve her iki yangının dört suçlusu olduğu tesbit edilmiştir, Bu yangınlara sebep olanlar Beykoz savcılığı taı atından sorgu al tına alınmışlardır. îkl yangın da bu sabah sekiz buçuğa doğru söndürülmüştür.
Yüksek öğretmen okulunun senelik gezintisi
Yüksek öğretmen okulunun senelik mûtat gezintisi dün Büyükderede Beyaz Park'ta yapılmıştır. Toplantıda mektebe muhtelif sonelerde müdürlük etmiş olanlar, 'Üniversite hocaları, eski mezunlar ve talebeler lştlrâk etmişlerdir. Bu tanışma gezisi, gece geç vakte kadar samimi bir hava içinde geçmiştir.
Saat 18 de toplantıya Milli Eğitim Bakanı B. Hasûn Ali Yücel de gelmiş, hocalar ve talebelerle muhtelif meseleler üzerinde görüşmüştür.
(Baş tarafı 1 inci sahifede)
Dış siyasette Ingilterenin değişmez bir geleneği vardır. Hangi parti iş başına gelirse gelsin, Büyük Britanya İmparatorluğunun menfaatleri hükümetlerin, tek kaygısı olmuştur. Ne muhafazakâr parti işçilerden daha çok harb taraftan İdi, ne İşçi partisi Muhafazakârlardan aşırı, sulh uğruna fedakârlık politikası güdebilir. Mil'etler arası siyasette M. Churchill ile M. Attlee kaç yıldır aynı yolu tutmuşlar, birlikte çalışmışlar, beraber konuşmuşlardır. İngilteredeki değişme, Berlin konferansındaki İngiliz tezini — o her ne isg — değiştirmeyecektir.
Bununla beraber, bu seçimin gerek İngiliz siyasetinde, gerek dünya işlerinde hiç bir tesiri ol-mıyacağını ileri sürmek mümkün değildir
İngiiterede sosyalist bir hükümetin iş başına gelmesinin sebepleri arasında, İngiliz milletinin dış nolitikada da az Çok başkalık özlemesi de hiç şüphesiz âmil oimuştur. İngiliz milleti. İşçi partisine, bir sulh ve anlaşma politikasında ihtimal ki daha çok güvenmiştir.
Londradan ilk gelen haberler arasında, yeni hükümetin Avrupa memleketlerinde irtica kuvvetlerini tutmıyacağı bildiriliyordu. Gerçi M. Churchill de irtica veya faşistlik unsurlarını desteklemekle şöhret, kazanmış değildi. Fakat elbette kİ İngiliz sosyalist hükümeti başka memleketlerde sol cereyanları ve solcu partileri teşvik edici bir siyaset güdecektir.
Bu bakımdan Ingiliz milleti, İşçi partisi hükümetinde Sovyet Rusya ile anlaşmayı daha kolaylaştıracak bir vasıta da görmekte haklıdır. Bu, Ingiliz İşçi parti sile Rus komünistleri arasında bîr benzeyiş olduğu mânasına gelmez. İngiliz parlâmentosunda yalnız iki komünist mebus vardır ve İşçi partisi, — sosyalist olmakla beraber — komünist değildir Fakat, hiç şüphe edilemez ki İngiliz seçimlerinin neticesi Sovyet Rusyada çok iyi karşılanacaktır, Çünkü yeni hükümet 1 dış siyasetinde Churehill'in yo-lündan aynlmasa da, Ruslara i daha fazla güven verecek, anlaşma yolunu açacaktır. Sovyet ı Rusya, îngiltereden daima şüphe ediyor, İngiltere ile birleşen devletlere karşı da hep bundan dolayı kuşku duyuyordu.
Bunun içindir kl Ingilteredek: değişiklik Avrupa politikasında
■ hayırlı neticeler doğurabilir, he. keşten şüphelenmek ve aşın eır
! niyet tedbirleri almak ihtiyacından kurtulan Sovyet-Rusya. Av
■ rupadaki siyasetini değiştir ıbib . ; sulh içinde tam işbirliği:.? dö-! ner.
İngiliz seçiminin sebep ve ne-‘ tlcelerl hakkında yürütülen bü-t tün bu düşünceler, uzaktan müşahede ve tahminlere dayanıyor.
Hakıkatı kısa bir tcuıube devresi meydana çıkaracaktır.
tngiltereyi harbin en karanlık, en ümitsiz günlerinden bugünkü parlak zaferine ulaştıran Churchill gibi bir devlet adamının böyle bir anda, millet iradem sile iş başından uzaklaştırılmasını, demokrat bir memlekette demokrasinin en tabii icap'arile muhakeme etmek lâzımdır. Liberal siyasetin ana yurdunda ezici bir çoğunlukla sosyalist hükümetin seçimi kazanmasını da, bütün siyaset düşüncelerinden üstün, ehemmiyetli sosyal bir hâdise olarak gözönünde tutmalıdır.
Nccm^ddin Sadak
Mübadil bonoları
Ankara 28 (Telefonla) — Mübadil bonolarının kati tasfiyesine dair olan kanuna uyularak şehrimizde bir »asriye komisyonu kvrulmuştın Tskâtı genel müdürü B Cevdet Ata&ığun* un başkanlığında toplanan korniş* yon, bonolar iizerinde kararını verç-cek ve yüzde 15 üzerinden Memeler» başlanacaktır.
Van deprem böl"?sinde tetkikat yapan heyet Ankara 28 (Telefonla) — Bayındırlık Bakanlığının emrlle nicelemeler yapmak özere Van deprem bölgesine giden uzmanlar heyeti cûn uçakla şehrimize dönmüştür. İncelemelere lştlrâk eden uzmanlar bugiİD Bayındırlık Bakaniığıyle temas ederek hazırladıkları raporu Bakanlığa suna-çoklardır.
Denizden ve havadan yeni bir taarruz
Guam 2a (O. W. i.) — Amiral N1-mtta umumi karargâhından blldilri-dlğtne göre 3 üncü Pasifik donanması ve İngiliz harb gemileri, bugiiü şafakla beraber Japonya'daki hedeflere karşı yeni bir hava-dEnlz taarruzuna geçmişlerdir. Taarruz devam etmektedir.
BORS A
27/7/1945 îiatleri
Londra üzerine 1 sterim 5.23
Nevyork üzerine 10(i dolar 132- —
Cenevre 10(1 tsviçre Pt 30.675
Madrid üzerine lü(J pezeta 12.89
SLORholm üzerine ll’U Kuron 31 1325
Borsa dışında ALTIN FİATIJBR1
Gulden 35.95
Reş: dîye 38.20
tngSllg 44.25
Külçe (Bir gramu 565
Dr. Kâmil Şakir Ilhan'ın eşi, Süııv r Bank umum muhasebe müdürü Ca-vifi Bilgen ve yarbay Mazhar Ülgen'lıı ablaları. Emniyet müdür muavini K- -mal Aygün'ün kayınvalidesi, Salâhad» din Ilhan’ın annesi bayan: MİHRİ İLHAN vefat etmiştir. Cenazesi bugün K.; lı-köyiîncle Bahariye caddesinde 72 nu' maralı evden kaldırılarak ikindi namazı Kadıköy Osmanağa camlslnda kılındıktan sonra Karaceahmet nw> zarhğına defnedilecektir. Merhumeye Tanrıdan rahmet diler, kederli ailesine tûzlyeUerlnüzi suna»®
28 Temmuz 1945
AHŞAM
Sah-
3
AKŞAMDAN AKŞAMA
Mûdiriyet odası fantezileri
Bir yan resmî büyük biiıa yapılacakmış, 1 milyon 100 bin liraya çıkacağı anlaşılıp onaylanmış, İnşaata da az daha başlanacakmış. Fakat «zamanın o zaman olmadığı» hesaba katılarak, tı-zun müddet için bu projeden vazgeçilmiş.
Tersine dünyaya bakın hele!..
Şu harb yıllan içinde, Orozdi-bak binasının tamirine 1.5 milyon verildi, (Aman yarabbi! Ne tamir! İçine girin de yer tahtalarının ve merdivenlerinin gacırtısını, kendini koyuverişini: staııd-İarnı hava alamayışını ibretle seyredin. Elbette eski şekil tercih olunurdu.) En pahalı arsalara maliye tahsil şubeleri gene şu harbin sıkıntısı içinde yapıldı ki, tmniar ergeç yıkılıp arsaları satılığa ve şubeler daha pek mütevazı sokaklara geçilmeğe mahkûmdur. Keza mermer Tekel sarayları yapıldı. Lâle devrinin İbrahim paşasına rahmet okutacak nev’ İnden!
Mobilyelere gelince... Maroken ve marangozluk işlerini bir yana bırakalım. Şayet «neresidir?» diye soran olursa cevap vermeğe hazır bulunduğum bir devlet fabrikası mûdiriyet odasında bir halı gördüm.
— 5000 lira eder galiba? - diye ■ordum.
— İyi tahmin ettiniz Halıdan anlıyorsunuz.
— Fakat bu oldu mu buraya?
— Evet, olmadı... Kenarlan birer karış açıktır... Şunu diğer bir odaya geçirmeli de, burası için, mevkii!e münasip yenisini dokutmak.
— 6000 liralığını mı?
— Ancaktır.
Zihniyet buydu. Bu fakir millet terazisinin böyle bir fanteziyi. böyle bir lüksü çekip çekmi-yeceği hesaplanmanuştı.
Şimdi akla geliyor Çok isabet... Gerçe söylediğim gibi «tersine dünya' : Harb zamanında yapılmış projenin sulh başlangıcında uzun müddet tatbik edilmemesine karar vermek ne demektir? Fevkalâde darlık devresinden artık çıkıyoruz. İnşaat, in-faat, inşaat için projelerimiz olmak lâzım Tabiî, ucuza maledîl-mlş, sağlam, makul ve güzel inşaat projeleri! Ve mûdiriyet odalarına 5009 liralık halılar değil! İnsafla nüfusumuza bakalım: senelik milli gelirimizi he-saplıyalım; diğer milletlerinki ile kıyaslıyalım Sonra, diğer milletlerin türlü mûdiriyet odalarında koltuklar, masalar, halılar, avizeler nasıldır; onları da gözönünde tutalım. Böyle şeylere ehemmiyet vermeği bir milli, ikt'sadi, içtimai ahlâk meselesi sayalım.
Acaba bizde köy evi. amele elbisesi. münevverin hususi kütüphanesi. esnafın tezgâhı, memurun kileri şu yanm asırda ne nis-betlerde terakki etmiştir?. Bütün bu mûdiriyet odası fantezileri de, onlarla mebsuten mütenasip olarak lüküsleşmeli. Devlet ve devletçilik müesseseleri, millî İnkişafa ayak uvdurmalı.
• ••
En yukarıda bahsi geçen yan resmî binanın inşası şayet bu mü'âhazalarla durduruldu ise: «Yahu, ne yapıyoruz? Şu milletin hayat üslûbuna biz de uyalım!» düşüncesi zihinlerde doğdu ise bu yümünlü doğumu kutlarız Aksı takdirde: İnşaatı artık kesmenin değil, ne yapıp yapıp yeniden her türlü inşaata başlamanın çarelerini aramak devresine girdik.
(Vâ . Nû)
Ankara. - İstanbul güreş müsabakaları
Güreş federasyonu tarafından tesblt edilen faaliyet programına göre Ankara ile İstanbul bölgeleri arasında tertiplenen güreş müsabakaları bugün saat 17 de Tepebaşında Şehir tiyatrosu komedi kısmında yapılacaktır. Ankarak güreşçiler hafta İçinde şehrimize gelmişlerdir.
Terfi eden öğretmenler
Bu yıl İstanbul vilâyetine bağlı İlk okullar öğretmenlerinden 143 ü bir üst dereceye terfle hak kazanmışlardır. Bu öğretmenlerin terfileri Bakanlıkça da tasdik edilmiş. Milli Eğitim müdürlüğüne gönderilmiştir Milli Eğnim müdürlüğü öğretmenlerin kararnamelerini hazırlamaktadır, Bunlar yakında öğretmenlere ve okullara bildirilecektir Orta öğretim kadrosunda da bu yıl 400 -iğreımeu terfi etmiştir.
t.
ŞEHİR HABERLERİ
Odun ve kömür
Tamir edilecek okul binaları
Bakanlık 80,000 liralık tahsisat ayırdı
İstanbulda bulunan seksene yakın İlse ve orta okullarla, öğretmen okulları İçinde tamire İhtiyaç gösterenlerin tamir ettirilmesi İçin Millî Eğitim Bakanlığı, Milli Eğitim müdürlüğü emrine 80 bin lira ödenek vermiştir.
Bir müddetten beri şehrimizde orta dereceli okullar Milli Eğitim mimarları tarafından gezilmekte ve tamir edilmesi zarurî görülenler tesblt edilmektedir. Bu halta sonunda tesblt ( işi tamamlanacaktır. Önümüzdeki hafta Milli Eğitim müdürünün başkanlığında mimarlar toplanarak tamiri lüzumlu görülen binalara bu ödenekten ayrılacak miktarlar tesblt edilecektir.
Diğer taraftan İstanbuldaki okullardan bazıları çok harap bir durumda olduğundan tamirleri hayli bir paraya İhtiyaç göstermekte, bazılarının da, İçinde okuyan öğrenciler sayısının fazlalığı yüzünden genişletilmesi lcabetmektedlr. Bu gibi binaların İstenilen hale getirilmesi bugün elde mevcut ödenekle mümkün ög-rülememektcdir. Bununla beraber bu gibi okulları başka binalara nakletmek İçin de ayrıca tetkikler yapılmaktadır Bu gibi binalar arasında İnönü kız lisesi basta gelmektedir. Taksim erkek lisesi de başka binaya nakli büşüniilen binalar arasında bulunmaktadır.
Balmumcuda bulunan İstanbul erkek öğretmen okulunun binası da okul binası olmaktan çok uzaktır. Bu yüzden İstanbul erkek öğretmen okulu yakında Yıldızdaki pansiyonlu İlk okulları binalarına nakledilecek, ilkokullar da Yeşllköyde bir binaya kaldırılacaktır,
Et fiatleri
Daimi encümen tarafından yirmi kuruş daha indirildi
Et fiatlerinin yeniden 20 kuruş ucuzlatılması hakkında Belediye İktisat işleri müdürlüğünün daimî encümene bir teklif varakası gönderdiğini yazmıştık. Dıln daimi encümende tetkik edilen teklif aynen kabul edilmiştir. Bu suretle her cins etin toptan ve perakende tlatl resmen 20 kuru3 İndirilmiştir Karar bugün gazetelerle ilân edilecek, yarından İtibaren de kasaplar yeni fiatler üzerinden satış yapılmağa başlanacaktır.
Pazar günü bütün kasaplunn bu fiatler üzerinden perakende satışları temin etmek üzere Belediye iktisat İşleri müraklplerl kasapları sıkı bir şekl'de kontrol edeceklerdir. Herkesin yeni fiatleri öğrenmesin.- v(* kasapların bu fiatler t zerinde normal tir şekilde satış rapmağa buşlama-sian kadar kontroller devam edecektir. " •
Tıp talebe yurduna alınacak öğrenciler
Tıp talebe yurtlarına bu sene parasız yatılı olarak alınacak talebelerin ne şekilde müracaat etmeleri lâzım çeldiği ve hangi evrakları tamamlamaları icabettlği Bakanlıktan Sıhhat müdürlüğüne bildirilmiştir. Aynı zamanda orta okul mezunlarından Sıhhat memuru olmak lstlyenlerln İmtihana girmek İçin müracaat şekilleri de bildirilmiştir. Müdürlük bu hususları İlgililere tamim etmiştir.
Geçen hafta, bu sütunlarda, Halkevlerinin kuruluşundaki gayeleri resmi ağızlardan dinledik. Bugün de bir Halkevclnin evini, dalma gözü önünde tutacağı gayelerine uygun olarak yürütebilmesi için nc gibi vasıflara malik olması veya ne gibi vasıfları , benimsemesi ve ne yapması lâzımgeldiğinl biraz tahlil edelim:
Halkevi her şeyden önce yurtsever, ülkülü bütün vatandaşların evi olması lâzımgeldlğine göre bütün Hal-kevcUer — başkan ve kol başkanlan, hattâ kollara seçilenler — kendi bilgilerinden, tecrübelerinden halkı, kabil olduğu kadar geniş ölçüde, faydalandırman ve bunu bir vatan borcu ödemek hazzlyle yapmalıdırlar. Ülkü-süz olanların, herhangi bir vazifeye gelir gibi Halkevlerine gelenlerin, yaptıklarını angarya damgasından kurtaramıyaniarın bu mazhariyetin tadını tatmaları İmkânı yoktur. Seçilip de gelmlyen, gelip de çalışmıyan çalışıp da İnkişaf İmkânlarını yaratamayanların Halkevlerinde yeri yoktur. Onlar «Halkevcl» sıfatına lâyık değillerdir. Halkevcl değillerdir.
•Halkevcl* olmanın İse ne büyük payeye erişmek olduğunu ayrıca belirtmeye bilmem lüzum var mı?
Tahran Milletlerarası
Tıp kongresi
Kongreden dönen Profesör Dr. Sedat 7avat’tn bir muharririmize beyanatı
Prof. X>r. Sedat
Tavat
Tahranda temmuz İptidasında toplanan milletlerarası tıp kongresine Türkiye namına Prof. Dr. Sedat Tavat ve operatör Dr. Faruk İlhanın gittiğini yazmıştık. Birkaç gün önce şehrimize avdet eden Prof. Sedat
görüş-
Ta vatla tük.
Prof., Tahran konferansına ali görgü ve hâtıralarını şöyle anlattı:
28 haziranda Ankaradan trenle
Bağdada gittik. Bağdattan da hususi surette hazırlanmış bir Ingiliz tayyareslle Tahrana vardık. Bizi hava alanında konferans tertip heyeti reis ve âza lan karşılayarak meşhur Tahran konferansına gelenlerin oturdukları Askeri kulüp binasına götürdüler. Kulübte diğer hükümetler ezcümle Amerikan. İngiliz Rus, Fransız, Çin, Efgan, Mısır, Irak Suriye, Lübnan. Filistin ve Hindistan delegeleri bulunuyordu.
Bu bina Avrupada dahi eşine nadir raslanan büyük ve konforlu düğün, eğlence salonları bulunan muazzam bir yer. Türk delegelerine Dahiliye Nazır m m otomobilini tahsis ettiler
Konferans (6cole Normale) salonunda 1 temmuz günü toplandı, açı-bş merasimi pek parlak oldu
Bütün Bakanlar, sefirler, mebuslar ve İranın muhtelif yerlerinden gelmiş 600 kadar doktor bulunuyordu. Salon bütün milletlerin bayrak-larlle süslenmişti. İran Sağlık Bakanı söz alarak misafir delegelere hoş geldiniz dedikten sonra bu konferansın Avrupa harbinin bitiminden sonra toplanan ilk uluslararası bir konferans olduğunu belirtti. Bakandan sonra Rus delegesi, İngiliz delegesi ve nihayet Türk hükümeti namına ben konuştum. İranın samimi davetine hükümetiniz namına teşekkür ederek Türk, İran entelektü-
İç yağlarının »atışı
Mezbahada kesilen ve yağcılara satılan içyağlarının. satış şekline ait bir usul konmasına çalışılmaktadır. Vilâyet millî korunma kontrolörlüğü mahlut yağ satışına mâni olunması için bu İçyağlarının satış şeklini tesblt ederken şehrin yağ durumunu da hesaplamıştır.
İçyağları, manda, sığır, barsak yağlan diye kısımlara ayrılmaktadır. Mahlut yağcılar, barsak yağlarını satın aimak suretile yaptıkları yağları sadeyağ diye satmaktadırlar. Mezbahadan satılan İçyağlarının satıldıkları yerleri kontrol etmekle mahlût yağcıların meydana çıkarılması kabil olacaktır.
Amerikadan İskenderu-na gelen mallar
İskenderun 27 — Limanımıza gelen bLr Amerikan vapurlle 1017 ton gazete kâğıdı, 132 ton sigara kâğıdı, 80 ton kalsiyum, 35 ton tıbbi ecza, 250 ton pencere camı, 434 ton oto malzemesi, 38 ton balık yağı, 897 ton makine yağı, 775 ton teneke levha, 50 İç ve dış otomobil lâstiği gelmiştir.
Bunlardan başka limana vapurdan 1786 ton muhtelif eşya çıkarılmıştır.
Gayelerine irişmek için
H alkevcilerim i z
Hangi vasıflara malik olmalı veya hangi vasıfları benimsemeli?
Halkevlerinde vazife alanların en bariz vasıflarını birer «entellektücl olmak» veçIzesUe ifade edebiliriz. Ağaoğlu Ahmet merhum bunu bakınız ne güzel tarif eder: «Bence entelektüel umumun seviyesi fevkine çıkan velâkln gündelik maddi ve mihaniki yaşayıştan ziyade hayatın mânevi kısmına kıymet veren ve ona karşı hususi ve şuurlu bir alâka gösteren adama denilir.
İlim ve sanatı, hayatı açılamak ve duymak için vasıta kılanlar ve bu anlayış ve duyuştan doğan fikir ve zevkleri etrafa saçmak ve başkalarını da faydalandırmak hırs ve hevesini taşıyan insanlardır kİ bence entelektüel sayılabilirler,
Entcllektüel, İçinde bulunduğu mu bitin üstadıdır. Onun mürebblsi olmak rolünü üzerine kendiliğinden almış bulunuyor. Yalnız gelecek nesil-
leri hazırlamak noktasından değil bugünkü nesil üzerine dahi derin te sirler yapmak noktasından rolü azimdir. Yetişen neslin, mürebblsi odur. Hayata atılmak üzere bulunan gençliğe İlham veren odur. Umumun fikir akışının istikametini tâyin eden onun çıkardığı mütefekkirlerdir. Yetiştirdiği şairler, muharrirler, ressamlar, heykeltraşlar, musikişinaslardır kİ muhitin kalbini terbiye, zevkini ten-mlye ederler. Hattâ İdare adamlarını, mütehassisları dahi o yetiştirir ve bütün bunların fevkinde olarak ahlâk ve seciye nümuneierlnl veren de odur. Bir kelimeyle muhiti hazırlayan, yuğuran, yetiştiren. Ona şekil ve İstikamet veren odur.
Entcllektüel zümresi ülkü yaratıyor mu? Ve cemaatlere ülkünün tahakkukuna doğru sOrükllven İlham verebiliyor mu? Ve bu yolda kendisi
el münasebetlerinin samimi ve dostane olarak devamını temenni ettim.
Konferansta bulunan tercümanlar her konuşan delegenin sözlerini Rusça, Fransızca, İngilizce ve Farsçaya tercüme ediyorlardı.
Salonun kalabalığı arasında fes-1 erile oturan ve ara sı ra söz alarak Arapça konuşan Arap delegeleri göze çarpıyordu.
Konferansta her gün muhtelif mevzular üzerinde görüşmeler oluyor, bu arada harb cerrahîsi, harb bulaşıcı hastalıkları hakkında tebliğler yapılıyordu.
Konferansın sonuncu günü yabancı delegelerin tebliğlerine hasredilmişti. Bizim ik! tebliğimiz vardı. Biri. memleketimizde kalb hastalıklarında tıbben büyük faydası bilinen dijital adındaki yaprakların hastalar üzerindeki tesirlerine ait, diğeri İse Dr. operatör Faruk İlhanın pankreas cerrahîsine alt nadir bir vaka hakkında Farsça olarak yaptığı tebliği İdi. Çin, Fransız, mistin delegelerinin tebliğleri de çok istifadeli İdi. Konferans 10 temmuzda gene Sağlık Bakanının nutku He kapandı. Konferansta bulunduğumuz müddet zarfında delegelere Gülistan sarayı Milli banka (Hazine) ve bu arada Hazînenin en kıymetli taşı bulunan (Nûru derya) yi gösterdiler. Milli Banka yep yeni bir binadır. İçerisinde memur aileleri için evler, büyük ve muntazam bir hastane, tenis salonları, eğlence kısmı ve soğuk hava tertibatlı büyük bir matbaa bulunmaktadır.
Üniversiteyi, fakülteleri gezdik, İş başında bulunan bütün İranlIların hepsinin 2-3 lisana aşina olduklarını gördük. Rus sefirinin. Sıhhat Bakanlığının, Belediyenin ve bir çok resmi dairelerin ziyafetlerinde bulunduk. Ayrılırken delegelere konferans hâtırası olarak birer rozetle. İran maarif nişanını ve fermanını verdiler .
Avdetimizde hava alanında İran büyüklerinin dostane sözlerilç uğurlandık. Konferans cidden İlim bakımından çok enteresan oldu. — H.D.
İstanbul Sağlık teşkilâtı ve müesseselerindeki açık yerler
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, Sağlık müdürlüğüne bir tamim göndermiştir. Bu tamimde, İstanbul sağlık teşkılâtlle sağlık müesseselerlnde mevcut bulunan münhal doktorluk eczacılık ve memurluklara tâyin edilmek İçin her gün Bakanlığa birçok İstidalar gelmekte veya çeşitli yollardan bizzat Bakanlığa müracaat edilmekte olduğu bildirilmekte ve İstanbul münhallerlne ancak yurdun muhtelif bölgelerinde ve bilhassa doğu vilâyetlerinde mahrumiyet İçinde uzun müddet vazife gören hekim ve memurların tâyini Bakanlıkça prensip olarak kabul edildiği bildirilmektedir. Bunun münasip surette müracaat sahiplerine anlatılması kaydını da taşıyan tamim. Sağlık müdürlüğü tarafından İlgililere bildirilmiştir.
Boğaziçi otobüs servisleri arttırılıyor
Önümüzdeki pazartesi gününden İtibaren Boğaziçi otobüs servisleri arttırılacaktır.
İhtiyacı temîtı için dün belediyede bir toplantı yapıldı
Dün belediyede reis muuvlni B. Rıfat Yenel'ln başkanlığında revir âmirlle diğer İlgililerin hazır bulunduğu toplantıda şehrin mahrukat meselesi tekrar görüşülmüştür.
Şimdiye kadar şehre odun ve kömür getiren mahrukat Ecirlerinden başka mahrukat ofisi de bizzat kömür imal etmekte, İstanbulda mevcut depoları vasıtaslle toptan ve perakende satışlar yapmakta ve aynı zamanda şehrin bir kısım resmî ve hususi müesseselerlnln odun ve kömür İhtiyaçlarını temin etmekte idi. Bundan başka vakıflar İdaresi de kendi ormanlarından İstihsal ettiği mahrukatı İstanbulda veya İstihsal yerinde satmakta, bu suretle de şehir ihtiyacının bir kısmını karşılamakta İdi. Bugün ise. bütün ormanlar devlet orman İşletmelerinin eline geçtiği için odun ve kömürlerin bizzat revir amirlikleri tarafından imal edilmesi lcabetmektedlr. İstanbul gibi kalabalık bir şehrin bütün bir yıl yakacağını temin etmek yeni kurulmuş revir Amirlikleri İçin oldukça güç bir meseledir. Bununla beraber diğer dairelerin de yardıtnlle bu İşin başarılması İçin gerek belediye gerekse revir Amirliği her türlü imkânlardan faydalanmak ve sıkı bir Lş birliği yapmak kararındadırlar. Diğer taraftan şehre muhtelif yerlerden tüccarlar vasıtaslle getirilen kömür ve odunun arkasını kesmeme* de alınsa tedbirler arasındadır
Yılda vasati olarak 35 milyon kilo mangal kömürüne İhtiyaç vardır. Bu miktarın mühim bir kısmı her sene Bulgarlstandan getirilmekte idi. Son aylar zarfında Bulgarlstandan gelen kömürlerin miktarı da azalmıştır. Bu itibarla revir Amirliğinin, şehrin İhtiyacı olan 35 milyon kilo kömürünü İstihsal etmek zarureti ortaya çıkmıştır. İleride Bulgarlstandan yeniden bol miktarda kömür getirtilmesi imkânları hâsıl olursa r°vir Amirliğinin İşi hayli hafiflemiş ılacuktır. Fakat bugün İçin oradan Kömür gelml-yeceğinl hesaplamak zarureti vardır. Şehirde odun sıkıntısı asla bahis mevzuu olmadığı ilgililerce söyleniyor. Asıl mesele ihtLyacı karşılıyacak miktarda kömür istihsal etmek ve bunları şehre nakledebllmektlr. Revir âmlrllğl İstanbulda semt semt mahrukat depolan tesblt etmiştir. Bu depolar belediye tarafından satın alınmaktadır. Bunlar revir Amirliğine kiralanacaktır.
■■■
Haklı şikâyetler
İrmik neden yok?
Bugünkü gazetenizde 850 bin kişiden 33 bin kişinin İrmik aldığı yazılıdır. İrmiği almadık değil alamadık. Bakkallarda çoktanberi İrmik yok. Ofise müracaat ettik, irmik çekilmediği cevabını aldık. Halktan artan İrmiğin tatlıcılara hastanelere verilmesi hakkında emir geldiği yazılıyor. Yazıldığı gibi İrmik aramamıştır verilmemiştir. Netice olarak verilmesi kararlaşan irmiğimizi nereden alacağımızı öğrenmek ve müracaatla almak İstiyoruz.
Lâleli Tayyare apartmanları Fqhredd1n Alpnttı
de fedakârlık örneği keslleClllyor mu?
işte entelleketüe! zümrenin üzerine düşen ödevleri ıra edip etmediğini temyiz ettiren miyar.»
Ağaoğlu'nun yazısının bir halkev-c.'nln malik olması veya benimsemesi l&zımgclen vasıfları belirten kısmı burada bitiyor. Bunu tekld İçin Halk evlerinin bir yıldönümü töreninde sayın Refik Saydamın söylediği şu güzel sözleri de alâkadarlara hatırlatalım: «Bugün de bu kutsal vazifeyi yaparken bütün memleket münevverlerine (cntellektüellerlnc) bu sahada yapmakla mükellef oldukları yüksek milli vazifelerini hatırlatır ve Evlerin sıcak sinesinde toplanarak, milletçe yükselmek İdeali İçin öğrenmeye ve öğretmeye koşmuş olan yurt duşlara sevgi ve teşekkürlerimi su narım.»
Sayıp Refik Saydamın sözü yalnıa bir ikaz değil, aynı zamanda bir davettir. Netekim Başbakanımız Saraçoğlu da bu sene «bütün aydınlarımızın kendilerini bu işe vermelerini» istemişti. Görülüyor kİ artık vazife münevverlerin, ülkülü gençlerin İşi dlr. Selim Nüzhet Gerçek
(Arkası ? inci sayfada)
I Bir çı r p(d a
Çiçeği burnunda ellilikler ..
Geçen hafta elli yaşına basan bir tanıdığımı gördüm. Seııc er var ki karşılaşmamıştım. Onu eskisinden hemen hiç farksız buldum. Hattâ:
— Artık ben yarim as;rhk insanım Yanm da olsa «asırdıde» sayılırım... diyince bayağı bana aykırı geldi. Zira karşımdaki insana delikanlı değilse bile «bZr genç adam!» denilm?sind? h'ç bir mahzur yoktu. Hele bu sıcak temmuz gününün kızarttığı sıhhatli yüzü, beyaz elbiseleri içinde büsbütün hayat dolu görünüyordu,
Genç ellilik karşısında bir an şüphelendim. Acaba bugünün insanlarına deri, kasavet mi yaıılı yor?.. Eski ellilikleri b r gözünüQ ziîn önüne getiriniz. Çoctrk;uQ_ ğumda 45 yaşındaki adaındüf^ bile: «45 lik kıranta, hattâ saç^_ başı ağarmış, yaşlı b’r insan» di-O ye bahsedilirdi
Daha 15-20 sene evv.’line ge;O iinceye kadar gazetelerde elliCO yaşında bir ihtiyar adam,.... d vejjj başlayan havadisler çıkar, isin> garibi bu tuhaf cümt? de o ıa-Qj manlar pek tabii gei’rdi q
Delikanlılık çağıma yaklaşırı^ ken yakın tanıdıklarımızdan*^ saçlı sakallı bir zat vefat etmişti^ Aile arasında çok hürmet göriir-0 dü. Bütün hayatını ilme vermiş© bir insandı. Öİdüğü zamanki hatg lini düşünüyorum BabayâniQ) hir »pirifani» denilecek çağda ya o manzarada idi. Ben onu "U - 80 yaşında ö'dü zannederdim.
Geçen gün bu zatın kendisinden 3 yaş küçük erkek kardeşile konuşuyorduk. Ağabeysin in öldüğü seneyi hesap etti. Meğer o «pirifani» manzaralı insan ö'dü-ğü zaman ancak 49 yaş-nda imiş! Yani henüz ellisine dahi basmamış.
Bir o zamanın elliliğini, bir de şimdiki ellilikleri hayalimde yan yana getirdim. Bugünün ellilikleri, dünün elliliklerinin oğulları gibi duruyor.
Halbuki dünün dünyası, rahatlığı. bolluğu, sükûneti, ferahlığı ile hâlâ bir masal halinde dillerde dolaşır. Buna mukabil bugünün dünyası, hemen hemen her memlekette kıtlığı, sinir bozuculuğu, kasveti, kederi, açlığı, ıstıraptan ile dillerde dolaşıyor.
Bol, müreffeh, mesut dünyanın insanlan elli yaşında ihtiyar görünüyor. Keder dünyasının ellilikleri de çiçeği burnunda!» Bu ııe garip vaziyettir?..
Belki: «Eski kıyafet, sakal filân insanı öyle yaşlı gösterirdi» diyenler vardır. Peki ya kadınlar?.. Gayet taze kırklıklara ras-gelmiyor muyuz?
Sonra sakal olsun olsun da 10 yaş fazla göstersin.. Haydi sakalı için 10 sene çıkaralım. Geri kalan fark gene şaşırtıcıdır
Hikmet Feridun Es
Satışa çıkarılan ithal malları
Gal. Mahmudiye Cad. A. çukur oğlu ve DLmltriye kurşun levha. İst. Tahmis sokak Camcı Handa Hayim Pin-has'a kaleır. ucu, GaL Güneş Han’da Marşa İth. İhra. bez horlum, Gal, Tünel Cad. Mlhran Gesaroğlu halefine kösele kayış. Yeni Postahane Cad. Horasan ve Mahdumlarına altın varak. ÇemberUtaş Peykhane Cad. İbrahim, Ethem Ulagay‘a asit askorbLk Sultanahmet Klişecilik ve Matbaacılığa anilin boya, ÇemberUtaşta İbrahim Abdi Barut'a sodyum sülfat. İst. Sultanhanıam’da Aşer J. Nahmlas’a ağaç düğme. Yedikule Kazlıçeşmede Aleko Samaras'a asit kloridrik. asit sülfürik, Sirkeci Güzel Handa Rornl-los Vamvakopulos'a asit klorldrik, asit sülfürik, İst. Meydancık Handa Mol« Parall'ye eter, asit laktik, sodyum klo-rür kalsyum klorür, benzin benzoat, su. İhttyol amonyum, Gal. Hezaran Han’da Kenan Kutay’a sûllyen. GoL Fermenecilerde Kemal Sünnetçioğlu-na metal. Gal- Manhaym Han'da Talât Kılıçoğluna 'kraft ambalâj, İst Yeni Postahane Cad Emine Kınalı’ya sargılık kraft ve sülflt kâğıdı. İsL Ebussuut Cad. Reslmllay Matbaasına âdi matbaa kâğıdı, İst. Yeni Valide Han’da Münir Erall’ye yıkanmış zifir, Beyoğlu Hava sokakta Mahmut Sevinç’e astarlık alpaka, Sultanhamam Cad. Atanaş Papadopulosa yün erkek kumaşı, Haşan ve İsmail Umur kardeşlere yünlü kumaş, Beyoğlu İstiklâl Cad. ' -işçi Armeo*yu yün mensucat^ Bahçekapı Anadolu Han’da İzmir Manifaturaya pamuk mensucat (poplini, f'ıdanyada Halıtpaşa caddesinde Sabrl Pozan’a lezar derisi, kameleon. vhlpsnakes ve boas derisi.
Sahi fe 4
AKŞAM
28 Temmuz 1945
Bin bir göl ve ulu orman diyarı Finlânda
Denizle ve buzla binlere® yıl mücadeleden doğan bir memleket — Altı ay batmağı, altı ay doğmağı unutan güııeş — Alaca karanlıklar diyarında Kuzey fecri gece gökte kfth ateşten bir halka, kâh etrafa meşaleler fırlatan saçaklı bir perde şeklinde görünüyor — Beyaz kefenlere bürünmüş ulu ormanlar — Bemardin de Saint - Pierre ne diyor? — «Gölgesine evini kurduğun köknarı dinlemeği unutma» — Şahlanmış, yeleleri rüzgârdan havalanmış, ağızlarından köpük saçan, nal sesleriyle yerleri titreten yüz binlerce at — Göz alabildiğine uzanan ve tabiatın blriblrlne bağladığı sayısız göller
nçnİt ve buz yüz binlerce yü süren yorulmak ve usanmak bilmez bir gayretle Finlânda topraklarını rendelemiş, törpülemiş, yoğurmuş ve ona yer yer damgasını vurmuştur İşte göl bakımından Avrupanın belki de dünyanın en zengin memleketi böylece meydana geldi. Bugün de su ve toprak Finlândada bir üstünlük yarışına girişmiş bulunmaktadır. Yüz binlerce sene önte Finlânda yarımadasının büyük bir parçasını sular ve buzlar kaplamakta İdi. Bugün sular altında kalmış olan toprakların yükselmesi yüzünden deniz karanın önünde ricat etmekte ve deniz kıyıları karaların lehine olmak üzere gerilemektedir.
Finlânda yarımadasının güney kuzey İstikametinde uzanmış olması yüzünden bu memleket bilhassa İklim bakımından bir tezatlar filemi halini almıştır. Güney ve güney-batı bölgelerinin Orta Avrupa ikliminden farklı bir İklime malik olmamasına karşılık kuzeyde kışları termometre aylarca sıfırın altında 30 ilâ 40 arasında oynar Flnlândanm güney limanlan bir kaç hafta buz tutarsa da buzlar limanda ulaşıma engel teşkil edecek kadar kaim değildir ve buz kıran gemisi kolaylıkla bunların hakkından gelebilir. Halbuki, Qvar-ken’den itibaren bütün Bothnle körfezini buzlar 3 ay müddetle kaplar, Lâponya gölleri İse, senenin büyük bir kısmında ıssın kar ve bıız çöllerine döner. Şimalde kış bazan şelâle ve akıntıları donduracak kadar rallm bir istibdat gösterir. Sıcak mevsim başlangıcında İse. sulann şiddetli cereyanına kapılan buz parçalarının kayalara çarpışı korkunç aksi şadalar uyandırır
Bu diyarlarda mevsimine göre sıcaklık (suhunet) rejiminde görülen tezatlardan daha büyüğü aydınlıklar Ur- karanlıklar arasında görülür. Kuzey memleketleri yazlarının aylarca süren sonsuz aydınlığından doğan zevki tatmamış, haftalarca v* aylarca güneşin batmağı unuttuğu niımakalarda bir iki haziran gecesi geçirmemiş olanlar ancak gün ağarmasını andıran garip bir aydınlığa batmış olan tabiatin tılsımlı ihtişam ve azametini kavrıyamazlar. Etraf ne tam mânasiyle bir aydınlığa vc ne c>- tam finaslyle bir gölgeye bürünmüştür Bildiğimiz aydınlık yerini biraz alaca karanlığa benzlyen hüsün verici bir loşluğa bırakmıştır; karanlıklarla aydınlıklar arasında tâ ezelden beri devam edegelen ayrılık buralarda artık bitmiş gibidir; butun mücadele durmuştur; böyle gıceier esnasında âdeta tabiat derin jtıl-âfa dalmış bir haldedir. Kışın aylarca süren karanlık geceleri unutturan bu alaca karanlıklı yaz se-c-lerl. memleketini bırakıp başka y rlere göçen. Finler in en çok has-rr tini çektiği ve sık sık rüyasında gördüğü gecelerdir. Memleketini tukedip giden Finli üzerinden uzun smeler de geçse bu gecelerin sessiz »zametini unutamaz.
Bu ışıklı kuzey yaz gecelerini Finlândada güneşin aylarca doğmadığı karanlık kışlar taklbeder. Hattâ memleketin cn güney noktasında bi-h günler çok kısalır Fakat bu yüksek enlemlerin üstün unsuru sanki karanlıklan değil de aydınlıklarmış gibi bitip tükenmek bllmlycn bu kış geceleri esnasında kuzey memleketleri göklerinde tabiatin yalnız kendilerine bağışladığı bir ışığın parıldadığını görürler: Kuzey fecri.
Bu gök hâdisesi bazan altını andıran ve yerinden oynamıyan bir halka halindedir, bazan da saçaklarından tutuşmuş ve zaman zaman etrarma kıvılcımlı meşaleler yağdıran dalgalı bir perde manzarası alır. Buz çölünün ıssızlığı İçinde bu gök alevine hayran hayran bakan Lâ-pcnlu fezada da kahramanlık des-Vnlan yaratmakta devam eden ced-lerinln ruhlarını gördüğüne inanır.
Kuzey memleketleri c,ogıafi görünümünün (peyisaj) diğer bir hususiyeti de .sonsuz loşlar esnasında beyaz örtülere bürünen ulu ormanlardır.
Yüz binlerce kilometrelik yer kap-byan bu ormarflarda üstün tür (nevi) dünyanın hemen hemen hiç bir tarafında burada olduğu kadar boylanmayan ram türüdür Bu ağaç ne d t rece yüksek enlemlere ulaşırsa gövdesi o derece kalınlaşır ve kıymetlenir Tesadüf ağacı İster sabit
olmıyan bir kumluğa, ister yetişmesi. boy vermesi İçin lâzım olan şartlardan hlc birisini bulamıyacağı sanılan bir kaya yarığının İçine yerleştirmiş olsun, o. gene aldırmaz, tıpkı yetişme şartlarını tamamiyle haiz bir bataklık yalanında İmiş gibi serpilir. gelişir, kırmızıya çalan levend endamını gokl're dofm tızatır. Çanı •ğaeiıun makslma b^v-ı 35 metreyi
bulabilir. Gövdesi üzerindeki boğumlara bakılarak yapılan hesaplar bu ağacın burada bazan 500 yıl kadar yaşayabildiğini göstermiştir. Çamdan sonra Finlândada en çok yayılmış ağaç köknardır. Dalma simetrili ve düz gövdesi, koyu yeşil çok İnce dallan ile uzaktan haşmetli bir piramide benzlyen köknar âdeta düşünceye dalmış haşin haille belki bu yerlerin en güzel ağacıdır.
1763 te Flnlfindayı gezen romancı Ve tabiat ressamı Bernardin de Saint - Pierre, köknar Üzerinde durmuş ve bu ağacın aylarca süren karakış esnasında vahşi hayvanlara ne de olsa bir siper ödevini görmek İçin yapraklarım dökmediği garip fikrini Deri sürmüştü; oldukça şairane bir görüş değil mi? Fakan FLnlerln uzun zamanlardan beri meskenlerini tercihen köknar ağacının dibine yaptıkları bir .hakikattir. Finler diyarının şu atalar sözü de oldukça m finali değil midir: «Gölgesine evini kurduğun köknarı zaman zaman dinlemeyi unutma».
Finler diyarının coğrafi güzel ve eşsiz pey İsa] (görü) lamdan biri de göllerdir. Bir haziran sabahının erken saatlerinde memKketLn İçlerine doğru sokularak İki vfidlyi birbirinden ayıran bir sırt (ose) üzerinden etrafını seyre dalan İnsan göz alabildiğine şu dekor karşısında kalır: Birbirlerinden dar boğazlarla ayrılmış ve tepelerinden, eteklerine kadar azametli çam ormanları İle süslü dik yamaçtı vadilerin çanaklarına yerleşmiş koyu mavi renkli sayı sız göller...
Sabahlan orman perdesinin arkasından yavaş yavaş doğan ve yükselen güneş ağaçların tepelerini kırmızıya boyamağa başlar; ortalığı keskin bir reçine kokusu kaplar, uy-
|BULMACA
123456780 10
Damarlara yapılacak penisilin enjeksiyonu
Doğrudan doğruya damarlara yapılacak penisilin enjeksiyonu ile bir çok hayatların kurtulabileceği ümit edilmektedir. Diğer taraftan, aynı usule başvurmak suretile yaralı erlerin ayaklarında ehemmiyetli cerahat yer edin-meşine ve gangrene mâni olunabilecektir
Penisilini doğrudan doğruya damarlara zerketmek suretile tecrübeye girilen S. Thomas Glasser, John Herrlin Junior ve Borris Pollack, bu tedavi usulünü savaş yaralılarına tatbikini tavsiye etmişlerdir. Çünkü, savaş erleri umumiyet itibarile kol ve ayaklarından yaralanmaktadırlar.
Doktorlar, damar enjeksiyonunun diğer usullere nazaran daha avantajlı olduğunu bildirmişlerdir. Netekim, damarlara yapılacak enjeksriyon netle-sinde ilâç, doğradın doğruya başlıca kan akışı ile ve tesirini kaybetmeden cerahatli nesicler? doğru ilerlemektedir; ve iştiran da sü-ratlp ortadan kalkmaktadır.
10 haftach inşa erblen muazzam bir hastane
Bu savaşın en sert İnşaatiann-
dan biri de, Avustralyada yapıl. mistir, Netekim, 3,500.000 dolar 'sarfetmek suretile ve 10 hafta zarfında inşaatı tamamlanan bu hastane, Birleşik Amerika ordu
kıllarından uyanıtaiş olan kuşların cıvıltısı ortalığı alır; daldan dala sıç riyan çevik sincabın zaman zaman düşürdüğü kozalakların çıkardığı ses ortalığı oldukça velveleye verir. Bu bfiklr tabiatın İçinde İnsan kendini dünya kuruluş tarifinin ilk çağlarında zanneder.
Demin üzerinden, uykusudan uyanan ulu tabiatı seyrettiğimiz ve 2 göl sistemini veya tkl akar suyu birbirinden ayıran bu sırtlar töse), Finler diyarında sık sik raslanan arazi şeklllerlndcndir. Bunların en meşhuru şüphesiz Salma gölünü yedi kilometrelik bir sahada ortasından boy-dnn. boya kesen Funkahaju'dur.
Şimdi bu dinlendirici manzarayı bırakıp coşkun tabiatı seyretmek İstersek. bulunduğumuz âsude ormanlardan, göllerden pek çok uzaklaşmadan bu «’melimlzc de kavuşabiliriz.
Bunun İçin Salma gölleri sistemini. kayaları yararak Ladoga gölüne ulaştığı noktaya, Tmatra akıntısına kadar taklbctmck kâfidir. Sıı İle granit arasındaki bu bitmez tükenmez savaşın vc azametinin derecesini zannetmem ki her hangi bir kalem hakkile tasvir kudretini kendinde görebilsin. Zafçr her İki taraf İçin şüpheli görünüyor. Granit sarsılmadan — eğer caiz olsaydı kılı kıpırdamadan diyecektim — suyun sav-lc-tine göğüs germektedir. Fakat bu köpüklü su yığınları da önlerine dikilen bu engeli her ne pahasına olursa olsun yoketmek azim ve kararından cfiyacağa hiç de benzemiyor.
Turku (Abo) üniversitesi profesörlerinden V. A. Koskemloml pitoresk Finlânda .La Finlânda plttoresque. ndlı güzel eserinde bu mücadeleyi İsabetli bir benzetiş İle ne güzel canlandırıyor: »Şaha kalkmış, yeleleri
havalanrr;- yüz. binlerce beyaz at dalma ileriye atılıyor ayakları altında yer âdeta sarsılıyor gibi oluyor, gür kişnemeleri kilometrelerce uzaktan İşitiliyor. Bu savletin hakkından ancak o da zaman zaman kış gelebiliyor Her yer gibi bu azgın sular da buzdan ketenleri altında haftalarca hareketsiz kalıyor Imatra’nın vahvşl, ele. avuca sığmaz dev cüsseli sulan bugün hâlâ başı boş gürleıpektedir, fakat bu tabiat şaheserinin de yulara vurulacağı sanayie bir ener]! kaynağı haline getirileceği gün ne yazık kİ uzak değildir».
İşte sayın okuyucularım, yazılarıma yeni bir çeşni vermek cmelile sizinle çok uzaklara, güneşin altı ay doğmadığı ve altı ay batmağı unuttuğu Finler diyarına bir gezinti yaptık. sıkmsıtız, çor ucuz bir gezinti Ümit ederim kİ yorulmadınız vc sı-kılmadınz?.
A. MACİT ARDA
1 — Uğraşmak.
2 — Haklı lâkırdı
3 — Bileyicinin âleti.
4 — Şii mezhebi mensubu -Kur’andan bir cümle.
5 ■— Tersi ismin baş harfi demektir.
0 — Birdenbire - Tersi insani demektir.
7 — Sağlamlık - Bir harfin eku-nıışu.
8 — Sükun ve huzur - Onun yaısıı.
9 — Bucak - Sonsuzluğa kadar.
10 — Aksi - Bebeğin salıncağı.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ Soldan sağa ve yukarıdan aşağı: 1 — Potsdam, 81, 2 — Oyalayamaz, 3 — Tabaka, Az, 4 — Slâv, Gak, 5 — Dı»|c, Pırasa, 6 — Ayağıkırık, 7 — Ma, Arılara, 8 — Makaralar, 9 — Saz, Sıraca. 10 — İz. Bakarak.
kuvvetlerin e hasredilmiştir.ödünç verme ve kiralama anlaşması dahilinde yapılan bu hastane, cenup yan kürresinin en büyük inşaatlarından birini teşkil etmektedir
Ehramlar diyarında
Ahmet Mahir paşay’a yapılan cenaze merasimi — Kahiredeki 7 ürkler
Marmara kupası
Tenis maçları ilgi ite takibediliyor
Turnuvanın 1 ci, 2 çi, ve yarım çeyrek son turları oynandı
Yazan: Enis® Münir Nureddin Selçuk
İngilterede pilotluk brövesi al an gençlerimizden bir kaçı
Sabah kahvaltısını Ankarada yapan bizi ere, birkaç saat sonra Kahire sokaklarında entarili, fesli halkın, gürültülü, hareketli geçişleri rüyayı andırıyordu. Sürat yılı... Alışmalı.
Birçok otele telefone edildi. Ancak bu akşam. Nasyonal Otel de boşalan bir oda varmış. Akşam, oluyor. Kahl-rede baş döndürücü bir kalabalık sokaklardan akıyor. Kürklü, entarili, üniformalı İnsanlar... ve hususi arabalı, taksiti, kamyonlu, gürültülü bir kalabalık.., Yazıhanenin penceresinden başım dönerek seyrediyorum: Vaktlle bizim Beyoğluna kozmopolit derlerdi. Dünün kıyafet İzleri Tflrkl-yenin her yerinden silindikten sonra kozmopolit nümuneslne bu kadar canlı bir şekilde. Kahlreden başka bilmem kİ nerede raslamak mümkün olabilir?
Şehir o kadar kalabalık kİ, otellerde yer bulabilmek için bir ay evvelin-edn listeye dahil olmak lâzım imiş, şansımıza boşalan ancak göz kapıya-rak girilmesi lâzım gelen odanın konforunu bu gecelik sineye çekebildik.
Bu kadar değişiklik beni fazlaca yordu kİ, erkenden Istlrahate çekildim. Münir, yemeğe İnince İki sene evvel birlikte Kahlreye geldiğimiz tayyareci gençlerimize salonda tesadüf etmiş. Londraöa stajlarını İkmal eden bu kıymetli çocuklar, ertesi günü etrafımızı, vatana olan bütün hasretle-rile sarıyorlardı. Münkrin evvelce kendilerine Sperts otelinde verdiği hususi bir konserin tatlı hâtırası, vatandan uzak geçen yıllarda kendilerine ne kadar kuvvet vermiş olduğunu, gene dinlemek İçin ne kadar sabırsızlandıklarını bildiriyorlardı, Ailelerine götürmek üzere, beraberlerinde getirdikleri ufak tefeli hediyelerden, İngiliz sigaralarından blzlere ikram İçin yarış edişleri, Türk cömertliğini bu temiz çocuklarda ne asil gösteriyor. -Göğüslerini bir gurur nişanesi olarak süsllyen brövelerini, bu kıymet tanıyan takdirin en canlı sembolü olarak taşıyorlardı. Hâtıralarını, staj sırasındaki muvaffakiyetlerini dinlerken Türk gençliğinin bu sahadaki parlak başanslyle iftihardan gözlerimiz yaşararak dinliyorduk.
Bir iki gün sonra Kontinantal otell-ı in çok şükür temiz, rahat. Opera meydanına bakan balkonlu bir odasına yerleştik.
Lâkin hayret. Kahirede titretici bir soğuk var. Orada ısınma itiyadı olmadığı İçin herkes titremeğe stajlı.. Fakat biz henüz soğuktan ve rütubet-ten kaçtık. Zavallı Münir, kendini İyi hissetmediğini söylüyor. Düşük bir fi-yevrle dolaşmak İhtiyatsızlığında bulunuyor.
O gün Mısırın Almanyaya harb İlân edeceği rivayeti dolaşıyor.. Kararın İlânı akşamı çok sevilen Ahmet Mahir paşanın Parlâmentodan çıkarken genç bLr avukat tarafından katledilişi, Kahlreyl pek sarstı. Heyecan son hadlnde . Bakışlarda okunan canlı mâna şu: Ne var. ne olacak?.. Cenaze merasimi günü Kahire sokaklarında bir kaynaşmadır gidiyor. Otele pek yakın olan camide cenaze namazı kılınacağından sabahın erken saatinde entarili halk, ve polisler Opera meydanını doldurmağa başladılar. Pek serin bir gün...
Hükümetin aldırdığı sıkı İnzibat tedbirleri bu fevkalâdeliği en anlamaz gözlere bile gösterecek kadar ciddi.. Otelin kapıları ancak hüviyeti İtimat verenlere açılıyor. Bu çok sevilen devlet r damlarının gaybubeti ne derin bir sarsıntı yaptı. Münir, evvelce söylediğini gibi vücudundaki kırgınlığı dolayislyle kendini pek yorgun hissettiğinden odamıza çıktığımızda balkonu mahşerî bir kalabalıkla dolmuş bıfluyoruz, Memleketin tanınmış şahsiyetleri, pek sevilmiş artisti Tahlyye Karyoka’sı. bazı İngiliz erkânı. hepsi bizim odanın balkonunda, sinema makinelerini yerleştirmiş operatörler, hislerin ve fikirlerin hareketlere tesir eden coşkunluğunun filmini, kesif kalabalığın vaziyetlerini. durmadan çekiyorlardı.
Manzara, üzerimde o kadar tuhaf tesir etmişti kİ. orada Münir benim yalnız kocam ve arkadaşım değil, memleketimin gûya beni muhafazasına memur ettiği kıymetli btr emanet hissini verdi Onu daha çok korumak hisler! İçinde çırpınıyordum. Belki hayatımda İlk defa gösterdiğim bir İsyanla kendisini odada alıkoydum. balkona çıkmasını İstemiyordum. Esasen havanm da pek serin oluşıı, bu isteğim! kuvvetlendiriyordu. Artist Karyoka da burada bana yardım etti..
Bir buçuk saat halkın ölçüsüz haykırışları, taşkın hareketleri, atlı po-
Üç gundenberl Dağcılık kulübü kortları AnkaralI, İzmirli ve İstanbullu tenisçilerin maçlarını görmeğe gelen güzide ve kalabalık tenis sevenler tarafından dolap boşalmaktadır. Bu turlarda birçok önemli maçların oluşu ve tabiatile de oyunların muhtelif kortlarda oynanması, herkesi kort kort gezmeğe mecbur ediyor.
Ne yazık ki, rüzgârın bir sağanak halinde şiddetle esmesi birçok zevkle seyredeceğimiz karşılaşmaları oyun kalitesi bakımından çok düşürüyordu.
Bunlar arasında teklerde Fehmi Kızıl (Ank.) Enes'i (İst.), Suat Subay (İst.) Zaferi (İzmir), teller i (Ank.) Kris'i (İst.), 8. Nemli (Lt.) İvan'ı (İzmir), Arev (İst) Rasim.'l (Ank.), Nejat Balkan (Ank.) Celâl Uluğ’u (İst), Musllh (İst.) Rahmi öıen'l (Ank), Süzan (İst.) Paradi-so'yu (İZmlr), Behbut (İst) Bekir Arpacı (Ank.), Botez (İst.) H. Glraud’-yu (İzmir), G- Giraud (İzmir) Lay-rof’u (İst.), Suat B. (İst.) Asım’ı (Ank.), Melih (İst.) Celisin Lüy'ü (Ank.), J. Giraud (İzmir) Ciras'l (İst-), R. Aliotti (İzmir) Vedat Abut'u (Ank.) ve Beliğ Beler de (İst.) A. Tandoğan'ı (Ank.) elediler
Çiftlerde, Haşan Suat S. (İst.) Fuat Divitçl Lefterl'yi (Ank.), Vedat Abut Fehmi (Ank,) Botez Davlt'l (İst.), Andon Behbut (İst.) Celâlin Feyyaz*ı (Ank.), İvan H. Giraud (İzmir), Celâl üluğ Ciras’ı (İst.), Suat Nemli Melih 'İst.) J- Giraud - G. Glraud'yu (İ2mir) ve Zafer Paradisu (İzmir) İstanbul'un genç favori çifti Eneş Suat Baykurt'u elediler. Bul on bu çiftler karşılaşmaları büyiik bir ilgi ile seyredildi. Zafer Paradisa He Melih Kutay Suat Nemli çiftleri kuvvetli rakiplerine karşı başarılı birer oyun çıkararak galtbiyetı hak etmişlerdir.
2 nel turlarda çok Heyecanlı karşılaşmalara şahit olduk. Bunlar arasında teklerde S. Baykurt G. Gi-raud’yu 6/2 8/3, Süzan Nejat Balkan’ı 6/3 6/3. S. Nemli Artv'l 2/6 6'2 6/2, Bowman Raslh’l 5/7 6/3 3/0 (Abandon), Melih J- Glraud’yu 6/3 1/6 6/3. Mir Musllh’i 6/1 6/1, R. AUotl Rafael’i 6/4 6/2, Fehmi Kızıl Andon’u 6/3, Suat Subay Lefterl'yi 6/3 6/4 ve Haşan Akev de Bowman'ı 6/1 6/2 kazandılar. Bu turlardaki en (azla ligi uyandıran karşılaşma eski Romanya şampiyonlarından Botez ile genç favorimiz Suat Baykurt arasında oldu. İlk seli RomanyalI rahatça 6/2 aldı. 2 nel set her İki oyuncu arasında epey çekişildi, neticede tecrübeli Botez genç rakibinden bıı set! de 11/9 alarak maçı kazandı.
çift maçlarında da yavaş yavaş müessir oyunlar çıkarmağa başlıyan ve istikbalde de iyi bir çift olmağa namzet olan Behbut Andon, kuvvetli rakipleri MeÜih S. Nemliyi 3 sette 8/4 3/6 6/2 mağlup ettiler. Tek bayanlar ve muhtelitler maçları da devam etmektedir. Bilhassa Ankaranın kuvvetli kadın tenisçileri karşılaşmaları daha heyecanlı bir duruma sokmuştur.
Turnuvanın dömi finalleri bugün, finalleri de yarın yapılacaktır.
Dağcılık kulübü tenis kortlarının rüzgârsız bir gününe daha hiç rastlamadık.
Bütün mevsim bir sağanak halinde esen şiddetli rüzgâr bu kortlarda İnsana tenis oynamağa katiyen imkân vermiyor. Her halde Taksim in böyle her zaman şiddetli rüzgâr tutan bir mahalline bu kortlar yapılmadan evvel, bu işlerden ani iyon teknik otoritelerin fikirleri alınmadığı kanaatindeyim.
CELÂL ULUĞ
Karadeniz kupası tenis maçları sona erdi
Ankara, Samsun, Zonguldak ve Trabzon'lu tenisçiler arasında tertiplenen bu güzel turnuva sona ermiş ve tekte Ank&radan Nejat Balkan An karadan Erol Boiel’l 4/6 6/1 8/2 yenerke 1 inci olmuştur.
çiftlerde de Vedat Abut - Nejat Balkan. Erol Bolci Fazıl. peker'L yenerek şampiyon çıkmışlardır.
Bu karşılaşmalarda Samsundan Bn. Nezihe, Dr. İsmet üluğ ve Tarık Taylan muvaffak olan oyuncular arasındadır.
Kazananlara vali tarafından kupalar sunulmuştur.
Türkiye küçüklen tenis şampiyonu
18 yaşından aşağı gençlere mahsus olmak üzere Türkiye tenis şampiyonası 1 ağustos çarşamba günü başlı-yacaktır. İştirak edecek gençlerin 28 temmuz pazar günü Dağcılık kulübünde bulunmaları federasyon tarafından rica edilmektedir
Yüzme teşvik müsabakası
Bonelik faaliyet programı mucibince bugün saat 14 de Moda havuzunda yüzme teşvik müsabakaları yapıl»* çaktır.
lisler tarafından, yatıştırılmağa çalışılıyordu. Bayılanlara, düşenlere hastabakıcılar hemen yardım ediyorlardı Kır al Faruk da otelin şeref balkonunda Mahir paşanın cenaze merasimini herkesle beraber bir buçuk saat ayakta taklbettl.
Ertesi gün gazeteler resmen Mısırın harb İlân ettiğini, kabineyi, Mahir paşanın mesai arkadaşlarından Nak-raşi paşanın yeniden kurduğunu İlân ediyorlardı.
O gece koyduğumuz termometre, Münir deki fiyevrin otuz dokuz buçuk olduğunu gösteriyordu. Yine kadirşinas dost Bürhanettin Aygen hususi doktorunu gönderdi ve pek yakın alâka gösterdi. Gece çok rutubetli ve soğuk... Koca odayı elektrik radyatörü güçlükle ısıtıyor. Münlre şifa verebilmek için uykusuz bir halde çırpınıyordum. Tamam bir hafta süren bu çok üzüntülü ve ağırca grip zavallı Münirl pek sarstı. Oteldeki Türk ar-1. daşlarmnzın gösterdikleri yakınlık, y..rdım o -.adar iftihar edilecek şeydi ki... Başta Kahire konsolosu sayın Mahmut Ömerl bey ve refikalarının asil, kibar ve candan alâkaları bize gurbet acılığım duyurmıyacak kadar samimi ve sıcak İdi. Bürhanettin Ay-gen ailesi h«r gün evinde hazırlatıp göndsrdii-.l bütün tefemıatlle bl-öden::nez derecede borçlandırıyordu. Dekorasyon mağazası sahibi Salâhaddln Refik Sırmalı da aynı otelde... İki sene gibi kısa bir zamanda derin görüşünün ve İnce zevkinin eseri olarak Kahirede kurduğu (Sırmalı) ismin! taşıyan mües-sesesl pek mükemmeldir.
Mısır aristokrasisinin her günkü uğrağı olan, aziz yurttaşımızın bu salonlarında, teşhir ettiği nadide, paha değer Türk eserlerini seyretmek İnsana ne büyük bir iftihar hissesi veriyordu.
Salâhaddln Refiğin candan hüsnü kabulü, neşeli Rahkahalarlle zarif nükteleri, o müesseseyl terki güç, seyrine doyulmaz bir yer haline sokuyor. Bu cömert Türk efendisi vatandaşlara müesseseslnde «herkese evinde imiş» hissini verecek rahat, sıcak bir hava yaratıyordu.
Münirl, o sanat müessesesLnde Ka-edekl vatandaşlarımıza dinletmek j..aksa(ille, Türkiye için vaktiyle VI-yana'da yapılmış saks parçalarının kırılmak ihtimaline, nadide Ttlrk ve acem hanlarının lekelenmek tehlikesine bile ehemmiyet vermeden her şey Münirin emrine âmade ve .-sana susayanlara güzel sesinden suni. Müessesem, dekorun olsun.* de-( Bu nazik teklife Münir, Salâhad-din Refik gecesi İsmini vererek otelde bLr müs amere hazırladı. Aramızda Cidde elçisi sayın Emin Ali Sipahi ve refikaları, Kudüs konsolosu B. Fuat vc refikaları ve diğer vatandaşlar... Tu arada Amerlkadan henüz gelmiş vatana dönen merhum büyük elçi B. Münlrln muhterem eş! de bulunuyorlardı. On senelik vatan hasreti, vatana alt her şey onu coşturuyor, rahmetli zevcinin vakitsiz zıyaı bu hasretini arttırıyor ve ağlatıyordu. Münir, sanatının kudretini cömertçe verdi ve okudu. Aynı akşam Mısır Kiralının cülûs gecesine tesadüf ettiğinden halk da dışarıda bayram yapıyordu.
Spor mükâfatı
Beden eğitimi ve sporun geniş halk kütlelerine yayılmasını sağlamak amaclyle Beden eğitimi mükâfatı namı altında bir tasan hazırlanmıştır. Bu yıl bir deneme olarak dört bölgede tatbik edilecek olan tasarıya göre sıhhati müsait olan her genç atletizm, yüzme, dağıcılık, yürüyücülük, atçılık ve araçlı sporlar üzerinden İmtihana girecek ve tesblt edilen dereceleri elde ettlğî takdirde bronz ve gümüş madalya De taltif edildiği gibi bu madalyalara hak kazıldığı günden itlbren bir sene zarfında seyahatlerde I uçuz tarifeden istifade edfcck, spor sahaları ve tesislerine tenzilâtlı olarak girecek ve ayrıca Beden terbiyesi umum müdürlüğünce neşredilen bütün spor neşriyatından parasız olarak faydalanacaktır. Alâkadarlara bu hayırlı teşebbüslerinde muvaffakiyetler dileriz. _ ______
İstanbul hakem komitesi
Eski futbol ajanı Nuri Bosu t De Avukat Abdullah Göz'iin istifası üzerine Inhllâl eden İstanbul hakem komitesi; fi? a miktarı beşe çıkarılarak Nedim Kaleci, Zeki Rlza Sporel, Suphi Batur, Sftlm Şahin, Basrl Bütûn’den teşkil edilmiştir.
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLA î
Lig maçları kuraları çekildi
Biricni hafta Beşiktaş - F. Bahçe, ikinci hafta Beşiktaş - G. Saray karşılaşıyor
Saraydaki odanın kapısı
açıldı bir baş uzandı..
Hamdi bey: “Niçin fala baktım?.. Merak içindeyim. Acaba ben mi erken öleceğim yoksa Abdülhamid mi?..,, dedi.
Cemiyete b^zuk ve mütereddi bir nesil yetiştirmeğe hakları yoktur
Vazon: Dr. İbrahim Zatî öget feşilaı/ Cemiyeti ikinci reisi
maçtan başlarken dört baş kııtiibünlüzun kaptanları
Lig
Yeni sene lig maçları kur'alarmı çekmek ve kulüplerin küme taksimatı üzerinde görüşülmek üzere hafta arasında Beden Terbiyesi müdürlüğünde şehrimizde mevcut kulüplerin salahiyetli murahhaslarının lştlrakile bir toplantı yapılmıştır. Beden Terbiyesi müdürü B Hüsnü Uğural’ın riyasetinde yapılan bu toplantıda önümüzdeki yıl lig maçlarında yapılacak olan değişiklikler ve küme taksimatı murahhaslara izah edilmiş ve kulüplerin bu hususta İleri sürdükleri bazı istekleri üzerinde görüşmeleri mûtaa-kip yeni sene lig maçları İçin kur’alar çekilmiştir. Evvelce bildirdiğimiz gibi bi inci küme A ve B namı altında İki grupa ayrılmış olup A grupunu: Beşiktaş, Fenerbahçe. Galatasaray, Beykoz. Beyoğluspor, İstanbulspor, Vefa. Sûleymaniye, ,B. grupunu: Anadolu-hirSr, Elektrik. Kasımpaşa, Taşkı-zak. Demlrspor. Sarıyer. Anadolu. Rami kulüpleri teşkil edecektir.
Lig maçları nihayetinde A grupun-da dördüncülüğe kadar derece alan takımlar Milli Eğitim mükâfatı maçlarına İştirak için ayrılacaklar geriye kalan dört takım B grupunda dördüncülüğe kadar derece alan takımlarla birlikte sekiz drulüp halinde İki devreli matlar yapacaklardır. Bu maçlar sonunda dördüncülüğe kadar derece alacak dört kulüp gelecek sene A grupunda oynamak hakkını kaza- I nacaktır. Yeni mevsimden itibaren , maçlar bu şekilde oynanacaktır
Maçlara eylül içinde Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray, Vefa statlarında başlanacaktır. Ayrıca havalar müsait gittiği müddetçe Bakırköyde Barıtgücü sahası Ue Beykoz çayırında İkinci küme maçları yapılacaktır. Yeni programa nazaran pazar günleri tam 18 maç yapılacak ve 36 kulüp yekdlğerile karşılaşacaktır.
Haber verildiğine göre Beykoz kulübü alâkadarlara müracaat ederek Beykoz çayınmn etrafını kapatacağını ve sporculara soyunma odaları !le duş tertibatı yaptıracağını bildirmiş ve birinci küme maçlarının bir kısmının da Beykozda yapılmasını İste mlştlr. Bu noksanlar maçlara başlanmadan evvel İkmal edildiği takdirde maçlardan bir kısmının Beykozda yapılması İhtimali vardır
Lig maçlarının başlama tarihi henüz kçsin olarak tekarrür etmemiştir. çünkü maçlara başlamadan evvel ilk İki haftada geçen seneden geri kalan kupa döml finali Ue final maçları yapılacaktır. Bu arada eylülün ilk haftalarında fuar maçları İçin İzmlre bir muhtelit takım gideceğinden muhtelite oyuncu veren kulüplerin lig karşılaşmaları bllmec-buriye tehir edilecektir. Bu bat: m-dan alâkadarlar lig maçlarını kup? finali ve İzmir karşılaşmalarından aenra başlatmayı düşünmektedirler
Murahhasların çektikleri kuraya göre liglerin İlk İki haftasına mev glmln en çetin lkl maçı tesadüf etmiştir Yeniden tesbit edilen fikstürde:
Birinci hafta : Beşiktaş - Fenerbahçe Galatasaray - Beykoz 1. Spor - Beyoğlu Vefa - Sûleymaniye
İkinci hafta : Bcşlktaş-Galatasaray Fenerbahçe - t. Spor Beykoz - Vefa Beyoğlu-Süleyman iye kulüpleri karşılaşmaktadır
İkinci küme kulüpleri de A re B grupları namı altında ve onar kulüp halinde Oynıyacaklar ve mevsim nihayetinde iki grup birincisi arasında yar-ilacak İki maçtan sonra İkinci küme şampiyonu taayyün ed6rck birinci küme B grupıınun sonuncusu Ue otomatlkman yer değiştirecektir
Birinci küme B grupuda birinci hafta: Kasımpaşa - Sarıyer, Elekti -t!k - Rami, Demrlspor - Anadolu, Hisar - Tuşkızak, İkinci hafta- Elektrik - Kasımpaşa, Sarıyer - Anadolu, Rami - Taşkızak, Hisar - Demlrspor kulüpleri karşılaşacaktır. TJg maçlarından ayrı olarak bütün kulüplerin iştiraklle kupa maçları da mevsim içinde yapılacaktır.
At yarışları
Haftanın program ve tahminleri
İstanbul at yarışlarının dördüncü hafta koşularına yarın Vellefcdi koşu mahallinde devam edilecektir. Programda büyük İngilizlerle 1800 metrelik koşusu Ue büyük Araplara mahsus hendikap yarışlarının bulunması koşuların yine geniş bir alâka göreceğine alâmettir.
Haber aldığımıza göre. Prens Halim Salt geçen haftaki yarışlardan sonra mevcut atlarını sattığından Elan Vltal, Nerklz, Zlgtrld, Safareftar, Tor badema Abdürrahman Tüter tarafından koşturulacak tır. Bu atlar başka jokeyler altında yeni sahibine bakalım nasü bir şans verecek. Haftanın program ve tahminleri: Birinci koşu
İki yaşında yerli saikan İngiil2 erkek ve dişi taylara mahsus olup İkramiyesi 850 lira, mesafesi 1200 metredir. Koşuya 1 — Levend 56, 2 — Bü-rücük 58, 3 — Çukorova 56 kilo ile iştirak etmektedir. Favori Levenddlr.
İkinci koşu
Dört ve yukarı yaşta safkan Arap at ve kısraklarına mahsus satış koşusu olup ikramiyesi 350 lira, mesafesi 2400 metredir Koşuya 1 — Her-gül 64, 2 — Ceylan 58. 3 — Ankara 56.5. 4 — Bora 52 kilo Ue İştirak etmektedir. Yarış Bora İle Ankara arasında geçecektir. Boru daha şanslıdır.
Üçüncü koşu
Üç yaşında safkan Araplara mahsus olup İkramiyesi 400 lira, mesafesi 1600 metredir. Koşuya 1 — Kovboy 56, 2 — Yunt 54.5. 3 — Nurcan 54.5, 4 — Dikmenkuı 54.5, 5 — Venüs 54 5 kilo Ue İştirak etmektedir. Yarış Yunt Ue Nurcan arasında geçecektir. Yunt daha şanslıdır.
Dördüncü koşu
Üç ve yukarı yaşta safkan İagiliz-lere mahsus olup İkramiyesi 950 lira, mesafesi 1800 metredir. Koşuya 1 — KomlsarJ 65, 2 — Yavuz 59, 3 — Şenkız 57.5, 4 — Buket 57.5, 5 — Dcs-tegûl 57.5, 6 — Diken 57. 7 — Elan Vltal 50 kilo İle iştirak etmektedir. Buketin yarışı kolaylıkla vurabileceğine Şüphemiz yoktur. Diken İle Şen-kız ikincilik İçin çekileceklerdir.
Beşinci koşu
Dört ve yukarı yaşta safkan Araplara mahsus olup ikramiyesi 500 lira, mesafesi 2400 metredir. Koşuya 1 — Tarzan 70, 2 — Dabi 66, 3 — Çağlayan 64, 4 — Yılmaz Ruşen 60. 5 — Maşallah 54, 6 — Güzel Bursa 53, 7 — Ankara 50 kilo Ue İştirak etmektedir. Bundan evvelki yarışlarda iyi bir varlık gösteren Çağlayan İle Yılmaz Ruşen yine favori vaziyctlndedir. Fakat her ihtimale karşı bu sefer Tarzım da tutmak lâzımdır.
Altıncı koşu
Üç ve yukarı yaşta yanmkan İn-glLizlere mahsus olup İkramiyesi 300 lira, mesafesi 1600 metredir. Koşuya 1 — Neriman 60,5, 2 — Bekâr 60, 3 — Güven 58.5. 4 — Safareftar 50 kilo İle iştirak etmektedir. Yarış Safareftar İle Neriman arasında geçecektir. Safareftar daha gansıl görülmektedir
Müşterek bahisler: İkili 3, 4, 5. 6 ncı koşulardadır.
çifte 3 - 5 inci koşular arasındadır. Üçlü 3-4-5 inci koşular arasındadır_____________Şazl Tezcan
MARiON
Büyük romancı V1CKI BAUM'dan dilimize çevrilen bu büyük eser, VI-yanalı bir genç kadının H İTL B R baskınları sırasında ve bu harbin başındaki heyecanlı hayatı, aşk maceraları. Fiat! 3 lira.
İNKILÂP KİTABEYİ
1
Hamdi bey mabeyinden çağırılıyor — Bir odanın içinde üç saat — Kapt t yavaşça açılıyor — Zencinin hayreti — Hamdi beyin hiddeti — Arabi y göğsünden itince — Abdülhamit Hamdi beyi niçin çağırttırmıştı?—Ham-] di beyin falt — Bir ziyafette söylenen sözler — Çalışma tarzındaki huşu- f siyetler — Bir tablo 8000 liraya — yalnız Amerikada 8 tablo, bizde ise ı topu topu 1 tane!. (
V—,
Hamdi bey bir gün âni olarak mabeyne çağırıldı, Kalktı, gitti. Kendirini bir odaya aldılar. Beklemesini söylediler, Hamdi bey gibi tez canlı bir insan beklemeği pek sevmezdi.
Aradan yarım saat geçti, bir saat geçti. Gelen giden yok!,. Hamdi bey sinirinden hastalanacak bir halde, saraydaki odada bir aşağı bir yukan dolaşıyordu. Can sıkıntısı tahammül edilmez bir hale gelmişti. Dışarıda perde perde hava kararıyordu.
Nihayet kapı hafifçe aralandı. İçeriye simsiyah bir baş uzandı. Bir haremağası!.. Zenci, her halde odayı boş zannediyordu ki Hamdi beyi birdenbire karşısında. can sıkıntısından bunalmış bir halde görünce pek ziyade ürktü ve; «lAaaaaa!.» diye bir çığlık kopardı. Hamdj bey. büsbütün kızmıştı Üstelik Arap, kendi şivesiyle:
— Ayol... sen kimsin?..
Diye sorunca artık tahammül edemedi, zenciyi göğsünden İtip yol açarak odadan fırladı. Artık o, Sultan da dahil olmak üzere, hiç kimseyi dinllyemezdl, Saray koridorlarının sükûneti İçinde, hızlı, hiddetli adımlarla ve saray adamlarının hayreti! bakışları karşısında yürüdü. Hâlâ bekle mekte olan arabasına atlayınca Kuruçeşmedekl evinin yolunu tuttu.
Bu hâdisenin mânası bir türlü anlaşılamadı. Niçin çağırılmıştı?. Kendisine ne söylenecekti? Tahmin etmek dahi mümkün değildi.
Bunu, bugün Hamdi beyin yolunu tutan, onun talebesinden kıymetli bir ilim adamımız anlattı,
Anlaşılıyor ki Abdülhamit, Hamdj bey hakkında bir karar vermek için çok tereddüdedir ordu, Şüphesiz kİ pek zeki bir insan olan Abdülhamit Hamdi beyin ilimden, sanatten başka hiç bir şey düşünmediğini çok 1yi anlamıştı. Esasen kıymetli bir devlet adamı olan babası Ethem paşa dolayıslle de Hamdi beye İtimadı vardı.
Lâkin ecnebilerin, bütün bir Avrupanın. hattâ o yetişmiyor-muş gibi Amerikanın bu zata bu derece ehemmiyet vermesi, sevmesi, hürmet etmesi onu şüphelendiriyordu.
Acaba kim önce ölecek?.
Sonra Hamdi beyin Abdülhamit bahsi etrafında bazı hakikaten şahane pervasızlıkları vardı. Bunlardan birini anlatalım:
Sabahlan knllanca, Kuruçeş-mede oturup kahvesini İçtiği salonun geniş pencereleri denize bakardı, Vç kayıkla geçenler içeriyi görebilirlerdi. Lâkin sabahın o derece erken saatinde pek gelip geçen de bulunmazdı.
Hamdi bey ara sıra — böyle şeylere inandığı için değil, sırf eğlence maksadı İle — kendi kendine iskambil falı bakardı. Bir gün kayıkla sabah gezintisine çıkan gayet ehemmiyetli bir zat Hamdi beyin evinin önünden geçerken üstadın iskambil falı baktığını görmüştü, lkl üç gün sonra büyük bir ziyafet veren bu zat sofrada, birçok nüfuzlu İnsanların arasında.
— Hamdi bey.. Geçen sabah kayıkla devlethanenin önünden geçiyordum. Sizi fal açarken gördüm Hayatta bu kadar ehemmiyet verdiğiniz, bu kadar merak ettiğiniz bir şey var mıî„ diye sordu.
Haindi
tablosu
beyin satış re korunu kıran
bey zeki gözlerinin içi
Hamdı . _ _ .
gülerek cevap verdi:
— Evet var,.,
— Bu muradınızı veya bu merakınızı biz de Öğrenebilir miyİ2?
— Tabii değil mi?. Neye fal baktığımı size anlatayım,,. Biz Abdülhamitle aynı doğumluyuz,, İkimizden hangimizin daha önce öleceğine dair fal bakarım.. Ve bunu pek merak ederim. ■
Sofrada müthiş bir sükûtl.. Zira dediğimiz gibi gayet nüfuzlu devrin adamları var. Bu konuşma. Hamdi beyin bu sözleri muhakkak kİ saraya kadar hemen gidecek „
Hamdi beyin meşhur «Gebzede akşam" eseri
[İhsan İpekçi koleksiyonundan]
Lâkin sevimli İlim adamı o taraflarda bile değil, sözlerine devam ediyor:
— Bereket versin ki hep falda ben ondan fazla yaşıyacağım çıkıyor!,,
«Padişahım çok yaşa» diye ba-ğınldığı bir devirde bu sözleri,.
Hangisini?
Hamdj bey yalnız fırça sanatkârı değil bir «söz sanatkârı., idi. Sözle böyle sanatkâranc sürprizler yapmasını pek severdi.
Bir gün yine bir ziyafette bulunuyordu. Sofraya balık gelmişti, Fakat tam bu sırada Hamdi beyi kendisinden geçirecek, coşturacak bir bahis açıldı. Tabiî arkeoloji bahsi.., Hamdi bey öylesine dalmıştı kİ farkında olmı* yarak ve ehemmiyet vermlyerek önündeki bir çatalı tuttu. Yanında bulunan züppeliği ile meşhur bir kadın sanki bir cinayet işlemiş gibi Hamdi beye telâşla fakat yavaş bir sesle:
— Aman, dedi, yanlış çatalı aldınız, Balık çatalını alacaktı nızl..
Alkolik baba ve analardan gelen nesiller:
Bütün İçkiler bir cümle! asabiye zehri olduğu İçin, veraset üzerine olan muzır tesirlerini izah etmek pek kolaydır.
İçkinin, doğacak çocuKiarm adedi üzerine olan tesiri yok gibidir. Yani umumiyetle içkiler doğum üzerine müessir değildirler. Fakat doğan çocukların keyfiyeti bakımından iş büsbütün başkadır. Bilhassa müzmin alkolizme müptelâ olanların çocukları birçok gayrı tabiîliklerle doludur. O kadar ki ırkı bozma nokta! nazarından en büyük tehlike yaratan büyük bir İçtimai belâdır
Alkolik babalardan gelen çocuklarda İçkiye olan meyil şayanı hayret derecede çoktur. Bunlar az zamanda alkolik oluveriyorlar. Âdeta morfine, müptelâ olanların morflnslz yaşıyajt mamaları gibi, bu çocuklarda da babU veya ecdattan İntikal eden bir alkJÎL İpti lası meyli vardır. İradeleri kendilerini İdare kudretleri de Çol^_ aşağı derecededir. Prof. LancereaıO hastanesinde gördüğü hasta çocuk-^-ların çoğunun Fransanm çok ilkte kullanılan vilâyetler halkının çocuk-— tan olduğunu tesbit etmişti. Bu ço-J2 cuklar çok asabidirler ve ruhan (D zukturlar. Nevrasteni İsteri ve ço-> cuklarda görülen ihtilâca t. (D
çok benzlyen bayılmalar, hiddet, şld^gj det Cinayetlere ve kavgalara istida^-muvazenesizlik, htı trlb! -enelerde çok^ görülür.
Dr. Nlclou, Stil tenaA-
Sfil çürümelerinde, sarhoş emzikli dınlann sütlerinde saf İspirto bııl-p( muştur. Bundan maada alkolün geb(0 kadınların rahimlerindeki son’daı (D Çok kolaylıkla cociict : M’t ıh tesbüte vJ nr Fere, yumurtaları alkol bunan-ı.h bırakarak ve yahut kuluçka tavukları sarhoş ederek çok bozuk ve eksik uzovl" clcivlerln çıktığım tecrübelerle göstermiştir. Fransadn cok ve ağır içki kullanılan bazı eyaletlerin (Normandle gibi» halkının yavaş yavaş borlarının kısaldığı görülmüştür
Çok içki ıç.nieraen geıen çocuklarda sar'a aptallık, beyin ve beyin zarı İltihaplan, kafanın İçinde su toplanma vakaları çok görülınrRtedlr. Hele sar’alı. aptal çocuklann yüzde 50 si-ı.ln alkolizm bozukluğundan Heri geldiği tesbit edilmiştir. Velâdi eksilikler ve vakitsiz çocuk ölümleri de cok tesadüf edilen vakalardandır
Umumiyetle alkoliklerin birinci nesilden sonraki nesilde sar’a, aptallık, muhtelif şekilde tereddi, ruhi bozukluklar, cinayet ve hırsızlık İstidadı, ahlâsızlıklar görülmüş ve üçüncü, cördüncü nesilden sonra o ailenin artık neslinin kuruduğu görülmüştür.
Barlarda, meyhanelerde sarfolunan ve heder edilen paralar ve zamanlar İnsanların umumiyetle çalışma kabiliyetini çok azaltmaktadır. İktisadi bnkımdan da büyük endüstri memleketlerinde içki ve sarhoşlukla geçen hafta ve bayram tatillerini taklberJen günlerde İş randımanının bütiin fabrikalarda çok azaldığı görülmektedir. Halbuki İçmlyen amele çok normal bir durumda çalışmakta İdiler
***
Alkolik ecdadın sulbüuoyh dünyaya gelen çocuklarda veremin çokluğu: Yapılan çok ciddi istatistikler çocuk ölümlerinde bilhassa beyin zarı vereminde İrsi alkolizmin çok büyük bir âmil olduğunu gösterin isur. Alkolik olanlarda verem çok süratle yürümekte ve yapılan tedaviler İyi netice vermemektedir. Bu hakikatler karşısında zevkleri İçin ırkı tehdidedenle-rln buna hakları olup olmadığının tâyinini okuyucularıma bırakıyorum.
Dr. İbrahim Zatf Öget
Hamdi bey gibi gün görmüş bir adamın balık çatalını bilmemesine imkân var mıydı?.. Esasen böyle bir şeyi tashihe kalkışmakla Hamdi beyin vecd İçinde anlattığı bahsi böyle mânâsız bir etiket meselesile kesmekle züppe hatun kötü bir şey yapmıştı. Lâkin Hamdi bey hiç bozmadı.
— Teşekkür ederim efendim!. Diyerek balık çatalını aldı. Sanat bahsine devam etti. Fevkalâde enteresap şeyler anlatıyordu.
Sözleri bittiği zaman, balık yenilmiş ve sofraya başka bir yemek gelmişti, Hamdi bey tabağına bundan aldıktan sonra yanındaki kadına Önündeki çatal bıçak vesaireyl işaret ederek sordu:
— Lütfen söyler misiniz efendim, hangisini kullanayım...
Hamdi beyin tabloları
Güzel resim âşıkı olan dostum İhsan İpekçi bana Hamdi beyin bir çok tablolarının fotoğraflarını ve bunlar hakkında doküman tedarik etmek nezaketini gösterdi. Kendisine teşekkür etmiyorum, çünkü o sadece bir sanat vazifesi yaptığına kaildr.
Hamdi bey bütün hayatında güzel eserlerin memlekette kalması İçin çırpınmıştır. Ne acıdır kİ onun şaheserlerini biz toplıya-madık. Bugün memlekette resmî ellerde', yani resim ve heykel müzemizde onun bir tek «Silâh tüc can» adındaki tablosu vardır,
I
YENİ VAVIN
KIZILIRMAK
Bayan Ncclâ Moraş’m bu kitabında küçük memleket hikâyeleri vardır. (Arkası T inci sayfada) Tevzi yeri: İbrahim Horoz Basımevi.
«nnnrııııııııınımm>ııııııun(ıııtııııııııııiıııiHinınınıttııııııııııııııııvımınınıınııııınuıııııııııııııııııııınııııııııııtııa CANLI TARİHLER
8
OPERATÖR CEMİL PAŞA HÂTIRALARI (Eski ve meşhur İstanbul Şehremini Cfmll Topuzlu»
Bu sayıda: Bahriye Nazın Cemal paşa — Bizi Balkan harbine sokan adam kimdir? — Sarayın bahçesinde yapılan miting — Şair Cenab Sahabettin — İttihat ve Terakki partisi — Talât paşanın karakteri — Devletten para almadan Avrupada tetldk seyahati yapan bir Şehremini!.. — Enver paşanın kuruntuları — ümumi harbde İstanbul halkını soyanlardan birisi: Kara Kemal.. — 100,600 çuval un dalaveresi — Halkın yüa binlerce lirası nasıl çalındı? — Neden ekmek yerine mısır koçanları yedik? — Paris sefirimiz Numan Menemençloğlu'nun babası. Maliye Nazırı Rıfat Bey — Fransa Hariciye kâtibi M. Bertole'nln sulh tavsiyesi — Amiral Wllson,un yaptıkları Eski İstanbul Valisi Muhittin Üstündağ ile yaptığım, münakaşalar — Eski Dahiliye Vekili Şükrü Kaya — Şehre-manetlnl hususi çiftlik gibi kullanan nazırlar — Dahiliye Nazırı Ebube-klr Hazım — Asker beslemek İçin Taksim kışlasını kiracılara verdik — Mezbaha yaptırmam İçLn teklif edilen rüşvetler — lştanbuldn İmarına M. Prost'tan evvel başladık — îstanbula yapılacak fenalıkların (-n büyüğü nedLr? — V.S. V.B. Bütün gazete bûyJlerinde bulunur Flatl 50 kuruştur.
Çıkaran: TÜRKİYE YAYINEVİ — İstanbul
Bahife 8
AKŞAM
28 Temmuz 4945
HER AKŞAM BİR HİKÂYE
Delikanlı kapıcının camını vurdu ve:
— Mehmet... MehmetLı. diye seslendi.
Şaşı kapıcı bakışlarını bir araya getirmeğe çalışarak koştu:
— Buyurunuz efendim...
— Kuzum Mehmet... Ben bugün bizim tavukçuya kesilmiş yağlı bir tavuk ısmarlamıştım. Gelmedi mİ?.
Kapıcı sanki kendisine çok mühim bir dünay meselesi sorulmuş gibi kaşlarını çattı:
— Geldi bir tavuk!.. Kafası kesilmiş, tüyleri soyulmuş emmek.
Dedi, durdu. Ve ilâve etti:
— Emme ben onu 5 nimreye teslim ettim!..
— Neden?.. Tavuk benimdl..
— Adam »Üçüncü katın!.» dedi bana... Benim de aklıma 6 nirnre geldi. 7 nlmreyi akıl edemedim.
Sonda gülerek lâüball bir tavırla
İlâve etti:
Sonra gülerek laubali bir tavırla
dışarıda yemek yersin diye düşün-
diim de.. çiğ tavuğu nldecektln?
— Canım bir arkadaşım misafir gelecek... Doktor beyâz etten başka bir şey vermiyor zavallıya... Ben de bir tavuk söyledim. Onu haşlaması ne olacak ki?.. Sonra bilirsin ya, benim elimden çok iyi yemek gelir... Derli toplu bir mutfağım var. Lokantacıya kızınca mutfağa girerim... Şimdi ne olacak bakalım?.. 2 saat sonra bizim arkadaş gelecek...
— İstersen fi nlm reden tavuğu lstl-yeylnı...
— Yooo... Ayıp olur...
— Neden olsun?.. Parasını sen vermedin mi?.. Zaten tavuğu götürünce şaşırdılar...
— İsteme, isteme...
____Belki de dok.unmanutlardır bile. Yanlışlığı gidip söylemek vazifemdir.
— Söyle amma sakın bir pot kır-
— Kırmam kırmanı...
Selim kendi oturduğu 7 numaraya girdi. Şimdi gelecek arkadaşına, peynir, reçel, haşlama kabak salatası ve saire gibi hafif şeyler hazırlaması lazımdı. Ah tavuk da olsaydı İşte!..
Biraz sonra kapı çalındı. Kapıcı muzaffer bir tavırlar ve elinde bir kap olduğu halde geldi:
— Al... Pişirmişler amma yanlışlığı anlayınca şana gönderdiler...
Selim baktı. Tavuk dondurulmuştu. Genç adam kapıcıya:
— Ne yaptın?.. Niçin bunu aldın. Onlar kendi erkekleri tavuk gönderdi diye itina İle pişirmişler, dondurmuşlar. Muhakkak akşam için hazırlamışlar. Ne diye aldın bunu?..
— Ivl emme tavuk senin değil mi kİ?..
— Benim amma almaman Icabe-derdı
Selim böyle söyliyerek elinde büyük cam tabak, İçinde dondurulmuş tavuk 6 numaranın kapısına gitti. Zili çaldı..
Ve birdenbire şaşaladı. Zira böyle güzel bir komşu İle aynı binada yaşadığını tahmin etmiyordu. Şaşkınlığının ilk ânı geçince tavuğu uzatarak:
— Af finizi rica ederim. Kapıcı sizi rahatsız etmiş. Yfmek programınızı benim için bozarsanız pek üzülürüm. Tavuğu buyurunuz. Ben yarın başkasını alırım... Genç kadın daha büyük bir nezaketle cevap verdi:
— Asıl biz sizin af finizi rica ederiz etendim, Yanlışlıkla tavuğunuzu alıp belki de İstemediğiniz bir tarzda pişirdik ve böylece dondurduk...
— Bilâkis ben bu tarzda tavuğa bayılırım efendim, ancak...
— O halde lııtffn kabul buyurunuz. Bize de bir komşumuzun yemeğini pişirmek şerefini veriniz. Hem kapıcı misafiriniz de olduğunu söyledi. Eğer yemek hoşunuza giderse .ne mutlu bize
— Fakat nasıl olur hanımefendi?-*— Efendim zaten bugün biz tavuğu görünce pek şaşırdık, zira fazla yemek de vardı.- Eniştem evden çıkarken tavuk gen • ğinden de bahsetmemişti. Bozulmasın diye dondurup buz dolabına koyduk... Doğru-
su bltmlyerelç size bir hizmet edebilirsek memnun olacağım... Lütfen tavuğu kabul ediniz ve Afiyetle yiyiniz...
Genç kadın bu sözleri o kadar tatlı söylüyordu kİ Selim:
— Teşekkür ederim...
Sözleri ile tavuk elinde geri geri çekilirken merdivenlerden çıkan ar-kadaşlylp burun buruna geldi.
Dostu sordu:
— Nedir o elindeki?-
Selim cevap verdi:
— Sen ne talihli adammışsın yahu... Bak yiyeceğin yemekleri kimler pişiriyor. Hem de ne şekilde... Buz^ gibi dondurulmuş tavuk... Gel baka-! hm...
Sofrayı kurdular. Güzel yemek meraklısı olduğu halde Selim dondurulmuş tavuktan ziyade 9 numaradaki nefis komşuyu düşünüyordu.
Yemeğe başladıkları zaman tavuğun lezzeti üzerinde haryetle durdular. Arkadaşı Necati:
— Bu ne yahu! Ne lezzetli şeyi., Meğer biz şimdiye kadar tavuk yemiş insan değilmişiz. Bu bambakşa bir şey... Acaba senin şeker komşu bunun içine parmağını da mı koydu?
Evet... Acaba hakikaten parmağından bir parça da mı koymuştu yoksa?.. Dondurulmuş tavuk ağızda eriyip dağılıverlyordu.
Şimdi Selimin gözünde komşusunun kıymeti büsbütün artmıştı.
Ertesi günü onunla merdivenlerde karşılaştı. Bir daha teşekkür etti:
— Doğrusu pek makbule geçti- Bu yanlışlık bizim için bir lütuf oldu. Ve şimdiye kadar tavuk yememiş olduğumuzu anladık. Ne güzel pişirilmiş...
— Yok efendim... Sizin tavuğunuz güzelmiş... Pişirilmesinde bir fevkalâde hüner olmasa gerek!..
Ahbaplıkları bu suretle doğdu. Selim arasira aldığı tavuğun yanlışlıkla yolunu değiştirmesini pek istiyordu. Lâkin tavuk artık yolunu hiç şaşırmıyordu. Dostlukları o derece ilerlemişti kİ hattâ bir gün Selim bunu güzel yemek pişiren komşusuna da söyledi ve:
— Tavuklar artık yollarını şaşırmıyorlar... Ne yazık!, dedikten sonra İlâve etti:
_ Hem bilir misiniz. hikâyelerde, romanlarda bu kabilden yanlışlıklarla tanışanlar soluğu nikâh memurunun önünde alırlar... Benimle evlenir misiniz?.
Genç kadın gülümsedi:
— Vallahi sizin güzel yemekler! sevdiğinizi görüyorum. Ancak tavuğunuzu pişiren ablamdır kl o geçen hafta evlendi. Bana gelince... Yumurta pişirmesini bilmem..
Bunu o kadar tatlı söylemişti ki, Selim cevap verdi:
— Zarar yok... Ben yumurta pişirmesini bilirim,.. Şayet canınız isterse pişiririm de... Yani, bu bir mân! değildir
(Bir yıldız)
Türkiye Ecnebi
Senelik 2800 kuruş 5400 kuruş
fi Aylık 1500 » 2000 »
3 Aylık £00 » 1000 •
Adres tebdili için elli kuruşluk pui gönderilmelidir. Aks) takdirde adres değiştirilmez.
Telefonlarımız Başmuharrir: 20535
Yazı İşleri: 20765 - tdare: 2038)
Müdür: 20497
Şaban 18 Hızır 84 imsak Güneş öğle İkindi Ak Yatsı E. 7.17 9.22 4.50 8.47 12.00 1.51 V. 3.47 5.52 13.20 17.17 20.30 22.22
idarehane Babıâli civan
Acımusluk sokak No. 13
Gün Doğmadan Paris
EDEBÎ ROMAN
Yazan: Louis Bromfield Tercüme eden: Vâ - Nû
Tefrika No. 13 .u.
Nlcky’riin .iyahlı kırmızılı robdö-şambrı. o kadar uzun gelmiş kİ, üst yanını bollaştırıp kemerini küçücük karnı üzerinde sıkmış, sıkmış. Siyah, saçları, intizamsız bir şekilde her ta-rada doğru kabarmış. Elinde yarı yarıya İçilmiş bir puro. Gayet canlıydı, uyanıktı. Zihnini tırmalıyan bir fikir yüzünden siyah gözleri pırıldıyordu.
— Seni uyandırdım mı? - diye «ordu.
— Hayır, uyuyamıyordum. Gir.
— Kafam fikirlerle doluyken gözüme uyku girmez, Bütün gecedir aklıma bir şey takıldı.
Kadın güldü:
— Biliyorum.
Erkek ilerledi, yatağın kenarına oturdu.
— Purom seni rahatsız ediyor mu?' ■— Hayır.
— İyice uyanık mısın? Çene çalabilecek kadar uyanık mısın?
— Evet, Ne oluyor?
D'Abrlzzi, sigaranın ucuna gözlerini dikti.
— Mesele şu.-
Tekrar sustu. Sonra kadına bakmaksızın:
— Nlc senin nazarında kıymetlidir, değil mİ?
— Evet, çok.
— Her halde onun ne olduğunu öğrenmeden Amerlkaya dönmek İstemezsin?
— Doğru.
— Şayet esirse, kendisine faydalı olmam mümkündür.
— Nlşıl? Almanlar nezdlnde mlf
Erkek, tasdik eder mânada gülümsedi.
— Güzelsin. Hattâ, pek güzelsin, diyebilirim. Meşhur bir yıldızsın. Bütün Almanlar, aralarında on bezginleri bile, şehre gelmiş köylülere benzerler,
— Demek kl Tosça rolü oynamam lâzım?
— İhtimal.
— Tam mânaslyle melodram!
Derinlere dalan gözleriyle, d'Abrlz-zl, kadına baktı.
— Değil mi ya? Yirmi senedenbcrl böyle yaşamıyor mıfyuz? öbür harb-denberl... Melodramlar ortamındayız, Hltler melodram değil da nedir? Mui-
Küçük San Francisco
Milletler arası dostluğun sağlanması için kurulan bir çocuk kampı
yazalı: JOSEPHİNE RİPLEY
Çocıık kampında muhtelif milletlerin bayraklarını taşıyan çocuklar
New-York’ta Cayuga gölü sahilinde, dünyanın en genç diplomatlarının toplandığı bir kanıp vardır. Burası San Fı/anc ise onun bir minyatürü gibidir. Üyelerini bir çok memleketlerden gelmiş olan 6 ile 12 yaş arasındaki çocuklar teşkil ederler.,
Bu çocuklar SHELDRAKE adını taşıyan kampın üyeleridir. Kampı kuranlar, milletler arası münasebetlerinin çocukluk çağından başlamasını gaye edinerek bu işe girişmiş olduklarını söylemektedirler. Bu kamp Amerika'da bu vasfı taşıyan yegâne kamptır. Kampta 16 milletin bayrağı dalgalanmaktadır. Kampın kurucuları olan New-Yorklu Mrs, Ellen Dunwoody Neşter ile, Mrs. Estiler Dunwoody Jacoba, burasını kurtılmasj İstenen sulh dünyasının küçük çapta bir nil-munesl diye telâkki etmektedirler Filhakika buna bir kamptan ziyade, müşterek çalışma ve birbirini sevme fikrini aşılayan kültürel bir hareket demek daha yerinde olur Mrs. Neşter: «Aynı gayeyi güden kampların dünyanın her tarafında kurulmasını temenni etmekteyiz. Bunun için yannı beklemek geç olur, asıl şimdi tam mevsimidir.» demektedir.
SHELDRAKE kampında, yaz kamplarına has, mutat eğlenceler ve faaliyetler vardır. Fakat en hâkim olanı, milletler arası dostluğunun sağlanmasıdır. Çocuklar kampa ilk geldikleri zaman. onların anlıyacağı bir dille, gayelerinin sulh İçinde yaşamanın mümkün olduğunu dünyaya ispat etmek olduğu söylenmiş, vazifelerinin de bunu ba-sarmak olduğu öğretilmiştir. Günlük duaları: «Allahım, sen bizi sulha kavuştur ve o sulhun benim şahsımla başlamasını mümkün kıl.» dir. Bayraklarına bağlılıklarını ifade etmek istedikleri zaman da, bu sadakati bütün millet bayraklarına karşı göstermeği de vadetmektedirler. Aralarında Alman mülteci çocuklarının da bulunduğu bu| grupun her günkü temennisi.
solltıl, Daladler, Reynaud ve küçük dostlan. Stalln, Carol, Lupescu? Melodram değildirler de nedlrler? Ras-putin ve Çariçe neydiler? Schuschnlg' den ve metresinden daha melodram zavallı Dollfuss? Stavlsky İle Thys-ne var? Ya beşinci kol mensupları ve sen? Köylü komik rolünde şemsiyesiyle gezen Chamberlaln? Bütün bun-l_r kötü melodramdır. Öylesine kl, sahnede temsil edilemez. Zira pek çirkin düşer. Yirmi senedir Avrupada bu hayatı yaşıyoruz.
Kadın, birdenbire, yatağında, bu derece çirkin bir adamın sihri altında doğruldu. Bunları hiç düşünmemişti, Fakat bütün bu işittikleri onda, bir sel halinde hâtıralar canlandırdı. Paris kİ, trajedi ve hâlle İle yoğrulur, kötü bir melodram olmaktan kurtulamamış.
L4on devamla!
— Mümkündür, mümkün. Şayet Nlc hayattaysa ona yardım edebilirsin. Sen aptal değllslndlr.
—. Mersi
— İhtimal kİ, bu arada Alınanlardan daha başka malûmat da elde edebilirsin.
— Tosça rolü oynamaktan başka Mata - Harl vazifesini de mİ göreceğim?
Lyon’un esmer yüzü birdenbire azaplı bir İfade aldı:
— Gayet ciddî İştir bu, şakaya gel-mez.
Avustralya’da bir bahçeler şehri yapılıyor Darvvin şehri gelişmesini ve gü-zelleşmesini son harbe borçludur
«Memleketime ve hürriyet, adalet, halk ve sulhun hâkim olacağı bir dünyada hizmet etmek» tir.
Programlarında mevcut olan gece eğlencelerinde, hemen her millet kendi efsanesini, ananesini yaşatan gösteriler, danslar ve şarkılar hazırlamakta, bu suretle birbirlerine hissen ve zevk bakımından da daha yakınlık duymaları temtn edilmektedir. Irk ayrılıklarına ait münakaşalara izin yoktur. Böyle bir anlaşmazlık olduğu zaman, her iki tarafın da hissine hürmet edilmek şartile mesele açıkça halledilmektedir Esasen bu hususta kamp idarecilerini üzecek hâdiseler hemen hemen hiç olmamaktadır. Kuvvetli dostluk hisleri, ırk ve milliyet hislerinin fevkine çıkmış gibidir. Meselâ bir Rus ve PolonyalI bayrak merasimine yetişemediği zaman, Rus kendi bayrağını başkasına taşıtarak arka-daşdaşının bayrağını taşımak yakınlığını göstermiştir. Sonra bir Çinli olan Hua ile Amerikalı Ada da birbirlerinin bayraklarını taşımaktan zevk almaktadırlar. Çinliye bunun sebebini sordukları zaman sadece; «Çünkü o benim arkadaşımdır.» demekle İktifa etmiştir.
Mevsim sonunda bir genel toplantı yapılmakta ve herkesin kamptan ne öğrendiği, ne gibi intibalar aldığı sorulmaktadır. Bu cevaplardan bazıları cidden çok enteresandır. Meselâ; bir Ingiliz erkek çocuğu hislerini şöyle ifade etmiştir: «Diğer memleket çocuklarile o derece iyi arkadaşlık ettik ki bundan sonra her millete mensnp kimselerle dost olmam daha kolaylaşmıştır.» Minimini Fransız kızı, küçük San Francisco’nun iyi bir murahhası olduğunu ispat eden veciz bir cümle İle hislerini söylemiştir: «İnsanlara güvenmeği öğrenmeliyiz.» Sekiz yaşındaki Çekoslovakyalı îvan: »Bizden ayrı oldukları İçin başkâlarile alay etmemeliyiz.» demiştir
Hayatından çok memnun görünen Amerikalı Tommy, bu
İkinci dünya harbi birçok memleketleri tahrlbederken diğer taraftan meçhul ve metrûk bir hayli sahanın dn ümranına sebep olmuştur. Bunlardan biri kendi başına bir kıta olan Avustralya adasının şimal arazisidir. Burasının dünyanın en zengin tabii servet kaynaklarından bLrl olduğunu harb İspat etmiştir, şimdiye kadar bu tükenmez Servet kaynaklarının lşletllmemeslne alâkadarlar teessüf ediyorlar.
Avustralya Jö birleşmiş hükümetten bir camiadır, şimal kısmı o kadar İhmal edilmişti kl bunun bir hükümet sayılmasına müsaade edilmemiş ve başkaları tarafından müştereken İdare olunan bir arazı parçası sayılmıştı, şimdi İse bunun on yedinci hükümet olacağı ve ümran ve servet cihetinden diğer hükümetlerden bLr çoğunun fevkinde bulunacağı tahmin olunuyor.
Bu sahanın başlıca şehri Darwin hattı üstüvadakl şehirlerin cenneti denilmeğe lâyık bir mevkide bulunuyor. Şehrin etrafı lâtif dağlarla çevrilmiştir. Mevkii İse gerek Timor denizinden gerek Arafura denizinden esen s«rin rüzgârlara maruzdur. Yüz sene evvel burası ve bütün şimal sahilleri yeril korsanlarla dolu İdi. Karaya yaklaşan gemiler ok ve mermi yağmuruna tutuluyordu, şimdi İse askeri idare sayesinde tam bir emniyet vardır.
Darwin modern bir şehir olmağa namzettir. Bunu da Japon harbine borçlu olacaktır. Çünkü bu şehir çok İptidai ve plânsız olarak yapılmış ve bir çok serserinin ve afyon ticareti yapanların yuvası olmuştu. Bunları temizlemek ve şehri baştan başa yıkarak yeni baştan yapmak imkân haricinde görünüyordu
Japonların hava hücumları ou mikrop yuvası binaları ortadan kaldırmıştır. 1042 senesi şubatının on dokuzundan İtibaren Mitsubishi bomba tayyareleri Zcro avcıları 64 defa Arafura denizinden akın yaparak. Çinlilerin yaşadığı sefalet mıntakası da dahil olduğu halde, şehrin bütün fena mahallelerini temelinden tahr’b-etmlşlerdlr. Bu suretle şehrin yen! taştan imarına İtiraz edecek adam kalmamıştır.
Şehrin şöyle böyle iyi olan mahallelerinin yarısı da bu arada ha-rabolmuştur. Japonlâra karşı Avus tralya tarafından alınan askerî tedbirler Darwln şehrinin merkez ittihaz edilmesini lcabeyledlğinden harabelerin üzerinde modern askeri tesisat ve kışlalar kurulmuştur. Kâra, deniz ve hava makamları burada muazzam binalar vücuda getirmişlerdir. Bu müesseselerdie hizmet eden memurlar İçin de modern evler yapılmıştır.
İki milyon İngiliz lirasına mal olan
kampı: «Oyunlarımızı, eğlencelerimizi, günlük hayatımızı arkadaşlarımızla paylanmak» şeklinde telakki etmişti. 9 yaşındaki Rus Nina, yaz zarfında öğrendiği dersin: «Başkalarına yapacağı muamelenin, kendine yapılmasını İstediği muamele olması lâzım geldiğini» söylüyordu.
On bir senelik bir mazisi olan bu teşkilâtın meydana gelmesi yolunda, başlangıçta epey zorluklar çekilmiştir. Birer öğretmen olan bu iki kız kardeş, işe evvelâ kendi çocuklarını ve ahbap akraba çocuklarını getirmekle başlamışlardır. Kampı idame edebilmek için her iki kardeşin kış mevsiminde çok
muazzam hangarh bir bava meydanı vücuda getirilmiştir. Menü-?kete çok miktarda ticari emtia, İlâç ve yiyecek getirilmiştir. Yeni yollar İnşa edilmiş ve nakliyat artmıştır Bu suretle Darwin hiç yoktan dünyanın en İşlek ve mühim bir Umanı olmuştur. Sefalet merkezini Çin mahallesi lamamlle ortadan kalkmıştır. Adam akıllı âllcler Darwin‘e gelip yerleştiğinden eski serseri unsur da orta-
dan kaybolmuştur.
Vaktll^ burası dünyanın en çok İçki sarfedllen bir köşesi idi- Bira su gibi akardı. Ehallsl pek az olduğu halde bu şehrin sakinleri senede altı milyon içki sarfedlyorlardı. Sarhoşluk yüzünden her gün kanlı hâdiseler oluyordu, şimdi ise burası LL emniyet ve âsaylşL en düzgün beI-Q delerden biri bulunuyor. Q_
Fakat Darvin bununla kaimi,va-^ çaktır. Bir mimar, bir ebnlye mu-^ haminin! ve bir resim hocasından Q teşkil edilen bir heyet *™*-— hazırlanan yeni şehir plânına göre Darwin bir bahçe şehri olacaktır.
Darvin şehri Avrupa ile Avustralya arasındaki başlıca hava yollarının uğrağı olacağından dünyanın en büyük ve modern hava meydanlarından biri burada kurulacaktır
Yeni şehri baştan başa geniş bul- _ varlar katedecektLr. Devlet dairde-M—
tarafmdan
O
E
(D
>
(D
P
rl, bankalar ve diğer büyük binalar geniş parklar İçinde inşa edilecektir. _Q Her bina ve ev mutlaka bir bahçe-— 11e muhat olacaktır. Her taraf züm- q rüt gibi yeşil ve gölgeli olacağın--^ dan yeni Darwln Hattıüstüva üze- C0 rinde bulunmasına rağmen inşirah P ve ferah veren bir belde olacaktır *> % Harb içinde inşa edilen askeri yol-'*-' ların yüzde sekseninden sulh zamanında yolcu ve ticaret etmlası nakliyatı İçin İstifade olunabilecektir. Ba yolların sevkulceyş cihetinden ehemmiyeti büyüktür. Çünkü kocaman bir kıta olan Avustralyanın şimal ve
cenup sahilleri bu yollar ile birbirine bağlıdır. Evvelce şimal erazlslne karadan yol yoktu
Avustralyanın tecrit edilmiş olan şimal erazlslnln müdafaasını temin İçin yapılan bu yollar yirmi uyak genişliğinde asfalt şoselerdir. Ceman tin İki yüz mil uzunluğunda bulunan bu yollar altı buçuk milyon İngiliz lirasına maloimuştur. Sulh zamanında senede 750,000 İngiliz lirası tamir masrafına muhtaçtır.
Milyonlarca koyun beslemeğe re geniş mikyasta hububat zerlyatı yapmağa ve zengin, madenler İşletmeğe müsait yerlere de ayrıca yollar yapılmıştır. Velhasıl şimdiki harb Avustralya kıtasının tabiî servetine rağmen metrûk ve hücra olan büyük bir kısmını fevkalâde ümrana kavuşturmağa vesile teşkil etmiştir. — F.
çalışmaları icabetmekte idi. Sonraki kamplarda bu miktar yavaş yavaş artmağa başlamış ve ni-hayet 90-100 ü bulmuştur. Shel-drake kampının, idarecileri için bu kâfidir. Çünkü yaymak iste-dikleri ideâl ve yaratmak istedikleri dostluk ve aile havasını bozar endişesile, kampın daha kalabalık olmasını arzu etmemektedirler.
Sheldrake kampının esas lti-barile çok faydalı bir faaliyet kaymağı ilduğuna şüphe yoktur. Fakat bilhassa bugün, taşıdığı mâna daha derin, başardığı iş daha önemli ve giriştiği teşebbüs daha şerefli bir mahiyet almış bulunmaktadır.
Purosu sönmüştü. Bir kenara bırakıp yenisini yaktı.
— Parislilerin bütün bu işleri muhalefetsiz kabul edeceklerini her halde tasavvur etmezsin? Parlsin bu şekilde yenilmiş ve bezgin bir hayata devam edeceğine İnanmazsın? Paris, şimdilik boyun eğmiştir. Fakat bu hal değişecek ve biz de İntikamımızı alacağız.
— «Biz»? Bizim İntikamımız?
— Evet. Yapacaklarımız var. Paris'i Almanlar İçin o derece nahoş bir hale sokarız kl memleketlerine kapağı atmayı canlarına minnet bilirler, tşte üç gün İçinde sıla hasreti çekiyorlar. Cidden hiçbir Alman, burada kendini evinde sayamıyor. Almana göre burası, kötü va ahlâksız bir yerdir. Herkes kendisinden daha kurnazdır; ve o, dönen işlerden bir şey anlamaz.
— Onlardan nefret ediyorsun, değil mİ?
— Evet. Dalma da etmiştim. Rasla-dığım her yerde, İskenderun'da, Atina’da, Mllân’dı»... Fakat, bilhassa Hariste nefret ediyorum. Bunların hiçbir zaman. Almanyadan çıkmaması lâzımdı.
— Ben Alınanlardan nefret etmiyorum. Yalnız Parlse gelmemeleri lca-bettlğlnl hissediyorum.
— Kendileriyle evvelce temasta bulunmuş muydun?
— Hayır. Cidden bulunmamıştım.
— Bir gün ne demek İstediğimi anlarsın.
— Peki ne yapmamı arzu ediyorsun?
— Bu akşam Fllomena'nın ne söylediğini İşittin mİ?
— Amerlkaya dönmlyeceğlmden bahsetmişti. Onu mu soruyorsun? Gülünç!
— İhtimal, fakat zannetmiyorum. Nlcky'nin haberini ahncıya kadar senin burada kalmanı İstiyorum. Tiyatroyu tekrar açtığı zaman, revüye Iştlrâk etmelisin. Bochelıarın zabitlerini cezbedersin. Balın sinekleri çektiği gibi. Nazarlarında şık bir manzara teşkil edersin. Sen Paris'i! kadınlardan ziyade hoşlarına gidersin. Amerikalı olduğun İçin de,_ senden şüphe edilmez.
— Gaye»- uğrunda Nlc’l aldatmamı istiyorsan nafile.
— O cihet seni alâkadar eder. Oyunu oynamaktaki maharetine bağlı. Ben de kendime göre oyunumu oynı-yacağım. GhTlerden bazılarının da keza rolleri olacak. Onlar sonuna kadar gidecekler. Ben Boche’larin nazarında fevkalâde ehemmiyetli. bir mevki alacağım.
— Meyhaneci sıfatlle mİ?
Erkek, omuz kaldırdı:
— Ne ad koyarsan koy... Diplomatlık, casusluk, baltalayıcılık yahut da meyhanecilik, baltalayıcılık yahut da
müsavi, Bütün Avrupada yirmi beş sene zarfında hep aynı vaziyetti. Harb bitmemiştir. Fransa ebediyete kadar yenilmemiş tir. Paris’te hiç bir Almanın kalmıyacağı gün gelecektir; zira, seyyah Almanların tüccarlarından biri bile burada emniyet altında bulunmıyacaktır. Bir gün gelecek, sen onları sokak fenerlerine, Laval dostumuzun ve kendilerini buraya davet eden diğerlerinin yanma asılmış göreceksin.
— Bilmiyorum. Bütün bunlar banim için feci şeyler, şimdi sana cevap veremem.
O esnada, sofadan hafifçe ayak sesleri aksetti- Bunu İlk İşiten d'Ab-rlzzl oldu ve doğruldu. Sonra, Roxle de işitti. Yastığının altından hızla tabancasını çekti. İkisi de kapıya doğru baktılar. Dışarıda biri lâmbayı yaktı; ışık kapının altından sızdı. D’Abrlzzi derhal tabancayı aldı.
Kapı açıldı: ve eşikte Nlcky göründü.
Sırtında alelâcaylp geniş çizgili bir ekose elbise; ve başında melon şapka vardı. Elbise, İri vücuduna dar geliyordu. Auteull'de ve Longchamps'da rastlanılan bookmaker'ler üslûbunda kapıcıların filân yarış seyretmeğe giderken giydiği neviden bLr elbise.
Yüzünde tam mânaslyle bir hayret İfadesi belirdi. Sonra genff bir tebeB-sümle güldü ve dedi kl:
(Arkan var)
23 Temmuz ı - -
AKŞAM
HALKEVCiLERiMiZ
vardır kİ İçki, kumar ve bütün öteki alçaltın sefahatler onun koynunda-dır.
Kısacası bütün gün çalışmış genç adama kafa ve kalbinin bütün İnsan ca ihtiyaçlarını doyuracak bir toplantı yer), bir Halkevi lâzımdır. Evvelisi gün on üçüncü yıidânütnünü memleketin her tarafında kutladığımız bu Halkevi bizim yükselme ve 1-lerleme ve yurdun geri kalmış parçalarını daha ileride bulunanlara ye tiştirme dâvamız bakımından düşünülebilecek şeylerin en önemli ve kutsalıdır.*
Bundan böyle Hal ke veli ere yeni bir hızla gayelerinin tahakkukuna çalışmak düşüyor.
Halkevcll erimiz, kuruluşlarındaki gayeyi dalma gözonünde tutarak, vazifelerini hakklle yapabilmek İçin iptida Evlerini muhitlerine intibak ettirmekle başlarlarsa muvaffak olmak için en esaslı işi yapmış olurlar. Güzel İstanbullunuzun her hangi bir köşesini diğerinden küçümsemek aklımızdan geçmediği için, bugün kapıları açık olan on beş Halkovinin hepsinin birbirini örnek tutarak hareket etmesini istemek ve beklemek hakkımız değildir. Her blrlle müşahhas olarak meşgul olacağımızdan bu bahse bir daha geleceğiz.
Bir Ev muhitine İntibak ederse muhiti de Evi başka türlü benimser. Resim sergisi açmak İçin Karagüm-rük ortaokulunun Beyoğluna geçmesi; semti Aksaray olan Pertcvnlyal lisesinin bir şiir giinü yapmak için Kadıköy Halkevine gitmesi: toprak bayramı vesilesUc Bakır köylüler in Şişliye gelmesinin elbette hususi bir mânası vardır. Fakat böyle olmamalıdır.
Geçen hafta Tasvir refikimizde çıkan bir yazıda: »Halkevi çatısına sadece onun eğlence vasıtalarından faydalanmak arzusunda olanların so kulduğu» na İşaret ediliyordu. Bu da yakışık almaz.
Son olarak (Halkevlerinin faaliyeti kışın başlar yazın tavsar.» dûşün-cesüe hareketin de çok yanlış olduğuna İşaret etmek İsteriz. HalkeVfltR) dokuz şubesinin faaliyetinden bahsederken mevsimin tesiri üzerinde duracağız. Esasen önümüzde parlak bir. misal de var: Fatih Halkevi. O yazın faaliyete geçer. Fakat faaliyeti kısa sürdüğünden kimse onu gıpte edemez. Biz de onu bu bakımdan örnek olarak veremeyiz.
Spor İçin de öyle değil mlî— Ne için öyle değil kİ... Gelecek yazılarda teferriiatile bu hususiyetler üzerinde duracağız. İlki tablatile temsil olacak.
Setim Nüzhet Gerçek
(Baş tarafı 3 üncü sahifcde)
Halkevlerimlz bu İkazlara uyarak göreneğe göre değil, fiili İhtiyaçlara göre İdare edilmelidir. İsminden de anlaşılacağı gibi Halkevi doğrudan doğruya halk İle de alâkadar olmıya taş lam illidir.
Reşat Nuri Güntekin Halkevlerini daima yakından tanımıştır, O bugünkü vaziyeti şu sözlerle İfade ediyor; «Anadolu dönüşlerinde bana Halkevlerini ne halde gördüğümü soranlara cevabım hemen her zaman şu olmuştur:
— Halkevleri mi? Özel aile evleri nasılsa o halde... öyleleri vardır kİ peri sarayı gibi binalara yerleşmişler dir; kuş sütünden gayri eksikleri yok tur. Öyleleri vardır ki tek odalı viran bir evde mesken tutmuştur; şu-su ve busu bakımından bir leylek yuvası kadar tıkaradır. Bu iki uc a-rasmda da daha bir çok şekiller. Gene aile evlerinde olduğu gibi bazılarında tam bir yaşama ve çalışma a-bengi kurulmuştur; bazılarında anlaşmazlıklar. geçimsizlikler, küskünlükler vardır. Fakat akşam olunca hepsinin bacası tütüyor; pencerelerinde ışığı yanıyor. Bana sararsanız ben Halkevleri İçin en büyük yaşama kudreti inancasını aile ocaklarına bu benzeyişte görmekteyim.
Bir Halkevinln yazılı bir tüzükle evvelden bellileştirilen bütün görevlerini yapması tam bir inanca mıdır? Bu, hiç şüphesiz çok memnunluk verecek bir şeydir; fakat tam 1-nanca asla. Ben bir camekânlı kış bahçesinde, para ve kimya kuvvctl-le, en yabancı bir iklimin ağaçlarını da yetiştirebilirim. Fakat camekân-dan dışarı çıkarmamak şartüe. Buna karşılık Halkevlerimlzin hepsi yazılı tüzükle önceden bellileştirilmiş vazifelerinin hepsini yapmıyorlarsa bunu hemen fenaya yormamahyız. Kolların bir tanesi, beş tanesi fena İşliye-tilir. hattâ hiç İşlem lyebl lir. Fakat ayaklar, eski çınar altına olduğu gibi, ona da alışıyorsa; eller onun kapısının ipini kendi evi gibi çekiyorsa; büyük veya küçük, fakir veya zengin Halkevlerinin akşamla beraber ışığı yanmıya, bacası tütmeye başlıyorsa aile tutmuştur: korkulacak hiç otr şey yoktur.»
Hakkı yok mu? Elbette var. Yalnız gene Reşat Nuri Güntekinln, Halkevlerinin bu on üçüncü yıldönümü ve-sileslle yazdığı son bir yazıda İşaret ettiği gibi »Gündüzleri çalışma telâşı veya zevkine dalan insan İçin çalışma yerinin pek ehemmiyeti olmıya-bllir. Fakat günün, akşam üstü adını verdiğimiz türlü zehirler ve garipsemelerle dolu Mt kaç ahlâksız saati
Tanımadığımız meşhurlar
daha küçük mikyastalarmı yaptığı gibi bazılarının da birinde erkek iken ötekinde kadın olarak gösterdiğini evvelce yazmıştık Meselâ «Okuyan adam» tablosunun hem erkeği hem de aynı vaziyette «Okuyan kadın» tablosu vardır ki bu, Beyoğlunda Ün-yon Fransezdedir. Müessese senelerce önce büyük kıymet verdiği bu eseri satın almıştır. Tablonun erkek modeli olanının Liverpool müzesinde bulunduğunu işaret etmiştk.
Hamdi bey eserleri bütün dünyaya dağılmış bir Türk ressamı-dn.
Hikmet Feridun Es TASHİH — Bundan bir evvelki yazıda Hamdi beyin Parlstekl odasından bahsedilirken: »Burası Eyfel kulesi hariç bütün şehri dahi görüyordu* cümlesindeki »hariç* kelimesi unutulmuştur. özür dileriz.
( Baş tarafı beşinci sahifede) Hamdı bey bizim malımız olduğu halde buna karşılık yalnız Amenkada onun 8 tablosu olduğunu Öğreniyoruz, Londrada 2 eseri resmi müzelerdedir. Hususîlerini bilmiyoruz. Tablolarından biri Fransız müstemleke nezareti tarafından satın alınmıştır, Biri İtalya Hariciye Nazırlığı tarafından alınmıştır. MAshur «Okuyan adam» tablosunu Avusturya imparatorunun 100 altın napolyona aldığını gördük
Hamdi beyin çalışma tarzında dikkate lâyık bir nokta da şudur: O bazı tabloları iki defa yapmıştır. Meselâ bu «Okuyan adam» tablosu böyledir.
Yalnız bu tabloda eşyada, kitaplarda ve penecrede bir takım küçük değişiklikler yapmıştır. Fransuva Jozef'in aldığı tabloda pencerenin sadece iki gözü varken, ikinci yaptığı aynı tablonun penceresi 8 camlıdır. Kitapların vaziyeti de değişiktir.
Resimden anlıyanlann söylediğine nazaran bu tablonun ikinci yapılanı bizde, satış bakımından en yüksek rakama ulaşmıştır. Bu tabloyu resim meraklısı bir eczacımızın 8000 liraya satın aldığını işittim. Bu da sanat meraklılarının Hamdi beye ne kadar kıymet verdiğini gösterir.
Hamdi bey bazı tablolarının
RADYO
ANKARA RADYOSU
ANKARA RADYOSU
18.00 M. 8. ayarı. Radyo çocuk kulübü. 18.45 Dans orkestrası, 19.00 Haberler, 19.20 Geçmişte bugün. 19.25 Dans orkestrası. 20.00 Konuşma, 20.15 Radyo Gazetesi, 20.45 Fasıl, 21.10 SSalon orkestrası, 22.00 Dans müziği (pl). 22.15 Konuşma. 22.30 Dans
müziği (pl.l, 22.45 M. S. ayan. Haberler
Şerbetçiotu alınacaktır
Tekel Genel müdürlüğünden:
Yurdumuzun birçok yerlerinde kendi kendine ve çok miktarda yetişen ve Şerbetçiotu ve Mayaotu ve Ömerotu denilen çiçeklerin kurutulmuş olanlan vasıflarına göre kilosu 3 liradan 6 liraya kadar satın alınacaktır.
Bu çiçekleri toplayıp satmak İsteyenlerin toplama ve kurutma İşleri hakkında bilgi edinmek üzere bulundukları yerin Tekel İdaresine başvurmaları. (*7965)
İnanlı inekhanesi ıslah istasyonu müdürlüğünden
1 — Islah istasyonu hayvanlan İçin «30» ton çayır otu şartnamesine göre açık eksiltme suretile satın aLınacaktır Muhammen bedeli «3.000» liradır. Muvakkat teminatı «225» liradır.
2 — Eksiltme 3 ağustos 945 cuma günü saat 16 da Tekirdağ 11 veteriner müdürlüğünde yapılacaktır,
3 — Eksiltmeye girecekler kanunî vesikalarım ve teminat makbuzu veya banka mektubu ile Tekirdağı ti veteriner müdürlüğünde teşekkül eden komisyon reisliğine müracaatları,
4 — Evsaf ve şartnameleri depo müdürlüğünde ve Tekirdağı
İl veteriner müdürlüğünde mevcuttur, (9951)
Satılık karışık odun
Devlet Orman işletmesi Bilecik müdürlüğünden
1 — Pazarcık bölgesinin Pazarcık deposunda 3 No; lu İstifte mevcut 3000 kental karışık odunlan açık arttırma suretile satılığa çıkanlmıştır,
2 — Beher kentalinin muhammen bedeli 2 Hra 90 kuruştur.
3 — Arttırma 2/8/945 tarihine rastlıyan perşembe günü saat 17 de İşletme müdürlüğü binasında yapılacaktır.
4 — Muvakkat teminat 653 liradır.
5 — Şartname Ankara Orman genel müdürlüğünde, İstanbul, Eskişehir. İnegöl, Geyve İşletme mtidürlüklerile Pazarcık Orman bölge şefliği ve Bozüyük orman mesahtı memurluğunda görülebilir.
6 — isteklilerin ihale gününde evrakı mtisbite ve İlk temlnat-
larile komisyona müracaattan.__________(9920)
Yüksek Ziraat Enstitüsü Rektörlüğünden:
Enstitüde mevcut tecrüba hayvanlan için aşağıda cins ve miktarı yanh 4 kalem hayvan yemi kapalı zarfla eksiltmeye konmuştur.
Eksiltme 7.8.945 salı gOnü saat İt de Rektörlük binasındaki komisyon tarafından yapılacaktır
Eksiltmeye gireceklerin kapalı zarflarını eksiltme saatinden bir saat önceye kadar Levazım Amirliğine ve teminatlarını Enstitü Muhasebe veznesine yatırmaları.
Şartnamesini görmek ve daha fazla izahat almak isteyenlerin Levazım âmlrtlğlne müracaatları.
Cinsi Miktarı Fiyatı Tutan Teminatı
Pancar Kuru et Keten ktisbesi Keten tohumu 25.000 kg. 100.000 > 3.000 » 500 > 20. Krş. 15 > 25 » 75 » 5000 L. 15000 > 500 > 375 > 9825 375 lira 1125 > 37,50 > 29 »
İnanlı inekhanesi müdürlüğünden:
1 — İnekhane ihtiyacı İçin 75 ton çayır otu şartnamesine tevfikan açık eksiltme suretile satın alınacaktır. Muhammen bedeli 7500 lira, muvakkat teminatı «562» lira «50» kuruştur.
2 — Eksiltme 3 /ağustos /945 cuma günü saat 16 da Tekirdağ îl veteriner müdürlüğünde müteşekkil komisyonda yapılacaktır.
3 — Eksiltmeye girecekler kanunî vesikaları ve teminat makbuzu veya banka mektubu ile komisyona müracaattan,
4 —Evsaf ve şartnamesi İnanlı inekhanesi müdürlüğünde ve Tekirdağ 11 veteriner müdürlüğünde mevcuttur, (9953)
İnanlı aygır deposu müdürlüğünden:
1 — Aygır deposu İçin 55 ton vulaf, 35 ton ot, 40 ton yataklık sap şartnamesine göre satılacaktır.
Muhammen bedelleri: Yulafın ( 12,1Mb, otun «3500», yataklık sapın «2800» Ura, muvakkat teminatları: Yulafın 909 lira 50 kuruş, otun 282 lira 50, sapın 210 Uradır.
2 — Eksiltme 3 ağustos 945 cuma günü saat 18 da Tekirdağı İl veteriner müdürlüğünde yapılacaktır.
3 — Eksiltmeye girecekler kanuni vesikaları ve teminat makbuzu veya banka teminat mektubu He Tekirdağ ti veteriner müdürlüğünde teşekkül eden komisyon reisliğinde bulunmaları.
4 — Evsaf ve şartnameleri depo müdürlüğünde, ti veteriner müdü -lüğünde mevcuttur.
5 — Yulaf kapalı zarf usullyle eksiltmeye konulacaktır. Taliplerin eksiltme mektuplarını komisyona bir saat evvel vermeleri lâzımdır. (99521
Türk Hava Kurumu Etimesgut Uçak
Fabrikasına iki denetçi (Murakıp) alınacak
Etimesgut uçak fabrikamız teknik denetçiliği İçin aşağıda yazılı vasıflan taşıyan bir Denetçi «Miiraklb» ve bir yardimcj--n alınacaktır. Denetçiye 600 Ura.va katlar, denetçi yardımcısına da 400 liraya kadar aylık ücret verilecektir.
A — Memurin kanunundaki şartlan haiz olmak,
B — Askerlikle İlgisi olmamak,
C — Yüksek tahsil görmüş olmak,
Ç — İşletme ve maliyet muhasebelerine hakklvle vâkıf olmak,
D — iktisat, ticaret ve maliye bilgileri çok kuvvetli olmak,
E — Yası 55 den yutan olmamak.
«Bu vasıflan taşıyan isteklilerden tayyare veya makine mühendisi olanlar tercih edilecektir.
İstekliler bir dilekçe ve kısa tercümel halle Türk Hava kurumu baş-kanhğma müracaat etmelidirler. __________(9999)
Ankara Fen Fakültesi Dekanlığından:
1 — Ankara fen fakültesine, İstanbul üniversitesi fen fakültesi doçentlik İmtihanı talimatnamesindeki esaslara göre. 1 genel nratf-matlk. 1 matematik analiz, 1 asivonoml. 1 denel fizik, 1 genel fizik, 2 geaeı kimya, ı fizlko kimya doçenti alma çaktır. (Talimatname örneği Ankara fen fakültesinden Istenlleblllr)
2 — Tezler. 4 nüsha olarak 10. VHI 1945 gününe kadar. Ankara fen fakültesi dekanlığına gelmiş bulunmalıdır.
3 — Tezler hakkındaki karar, 1945 ekim ayının ilk haftası içinde bildirilecek, diğer İmtihanlar, ekim ayı sonuna kadar yapılmış olacaktır.
İsteklilerin, (hal tercümelerini, doğum tarihlerini ve öğrenimlerini do bildiren) dilekçelerini 10. VIH, 1945 gününe kadar fakültemize göndermeleri. (9921)
P. T. T Meslek okuluna öğrenci alınacaktır
P. T. T. İşletme umum müdürlüğünden:
P. T. T. memuru yetiştirmek maksadlle İstanbulda bulunan P. T. T Meslek okuluna müsabaka İle parasız yatılı öğrenci alınacaktır.
Okul Lise muadilidir, Tahsil müddet üç yıldır.
Kayıt ve kabul şartlan:
1 — Türk olmak.
2 — Ortaokul mezunu olmak, l
3 — Okumağa ara vermemiş olmak,
4 — Oıı beş yaşını bitirmiş ve on dokuz yaşını geçmemiş olmak,
5 — Sağlık durumu: Resmi Sağlık kurullarından örneğine göre ala «akları raporla saptanmış bulunmak
Müsabaka imtihanları 20. 21, 22 Ağustos tarihlerinde Ankara. İs tanbul, İzmir, Edirne, Balıkesir, Eskişehir, Çankırı. Afyon, Styhan, Konya, Sivas, Erzurum. Van. Trabzon, Samsun, Diyarbakır Bölge Başmüdürlüklerinde yazılı olarak yapılacaktır.
Yukartkl şartları taşıyan iskelllerfn )8 Agustos’a kadar adlan sayı lan P. T- T. Bölge Başmüdürlüklerinden birine müracaatları gerektir.
Fazla tafsilât Bölge Başmüdürlüklerinden alınabilir. (9787 i
Kastamonu Göl köy enstitüsü müdürlüğünden:
Cinsi Miktarı Flatı tik teminatı
Lr. Kr. Lr. Kr.
Kuru fasulya 10000 kilo 00 57,5 431 25
Tosya pirinci 8000 » 1 35 810 00
Çankırı bulguru 10000 > 0 50 375 00
Sığır eti 12000 k 1 30 1170 00
Koyun eti (kavurmalık 5000 » 2 00 750 00
Taze yumurta 100000 adet 5 375 00
Sabun 5000 kilo 1 70 637 50
Sızdırılmış sadeyağ I000Û » 6 25 4687 50
Sızdırılmamış sadeyağ ıoooo » 6 00 4500 00
Odun 1000000 » 5 3750 00
1 — Kastamonu Göl köy enstitüsü ve eğitmen kursunun 1945 akçalı
yılı ihtiyacı olan cins ve miktarlarile fiat ve muvakkat teminatları yazılı
erzakın kapalı zarf suretile 6/VI1/1945 tarihinde yapılan eksiltmesine talip çıkmadığından e/VIl/945 tarihinden itibaren bir ay zarfında pazarlıkla alınacaktır Taliplerin teminatlarını yatırarak 6/VIII/1945 tarihine kadar her gün Kastamonu milli eğitim müdürlüğüne müracaatları ilân olunur.
(9091)
Millî Eğitim Bakanlığından:
Ortaokullarda Türkçe, Matamatlk, Tabiiye, İngilizce, Fransnta, Almanca, Resim ve Müzik Öğretmen Muavini olmak Istlyenler İçin 13 Eylül 1945 tarihinde başlamak ve 22 Eylül 1945 tarihince sona ermek üzere Ankara Gazi Eğitim Enstitüsünde ve İstanbul'da Yüksek öğret tnefl okulunda bir imtihan açılacaktır. (Resim ve Müzik derslerinin İmtihanı yalnız Gazi Eğitim Enstitüsünde ya| nacaktır.)
I — Bu imtihanlara girmek lstlyenler aşağıda yazılı şarttan taşımaları lâzımdır.
A> Türk olmak
B) 20 den aşağı ve 45 den yukanyaşta olmamak
C) Tam devreli liseden veya 4 veyaö veya 6 yıllık Öğretmen okulundan mezun olmak. (Olgunluk imtihanı İhdas edildiği tarihten sonra liseden mezun olanların olgunluk imtihanını vermiş olmaları ve öğretmen okulu mezunlarının en az İki yıl ilk okullarda öğretmenlik yapmış bulunmaları şarttır.)
II — İmtihana gireceklerin aşağıda yazılı belgelerini bir dilekçeye bağlıyarak 15 Ağustos 1945 tarihine kadar Milli Eğitim Bakanlığına göndermeleri lâzımdır.
A) Nüfus hüviyet cüzdanı (Tastlkll örneği).
B) Okul Diploması (Aslı gönderilecektir.)
C) Doğruluk kâğıdı (öğretmenler için lü2umu yoktur.)
D) Sağlık kurulu raporu (Milli Eğitim idarelerinde mevcut örneğine uygun olacaktır.)
E) Dört adet 4x8 boyunda kar tonsuz fotoğraf.
F) öğretmen okulu mezunlarının ilk okullardaki hizmet müddetlerini gösteren Milli Eğitim müdürlüğünden alınmış onanlı ödev fişi. (9357)
[
k
Açık bulunan 120 Lira ücretli müfettiş muavinlikleri İçin yazılı v»>» sözlü imtihan açılmıştır, imtihan îstanbulda yapılacaktır. .
İmtihana kabul edilebilmek için bunlara muadil Ecnebi okullarından mezun olmak.
A — İktisat veya Hukuk FHkültcleriyle Siyasal Bilgiler ve Yüksek'"' Ticaret ve İktisat okullarından veya aşağıdaki şartlar aranır. C
B — İmtihan gününde 30 dan yukarı yaşta olmamak. .O
C — Sıhhi durumu İklim değişikliklerine ve her çeşit yolculuk. (/) lüklerine dayanmağa müsait olmak. J—
D — Ahlâk ve seciye bakımından müfettişlik mesleğinde kalmasına^ mâni bir hail bulunmamak.
E — Fiili askerlik hizmetini yapmış olmak veya tecilli bulunmak. 0 İstekli olanların 10/8'945 gününe kadar dilekçe ile Genel Müdürlüğll-J) müracaat etmeleri ye dilekçelerine: l*—
1 — Nüfus kâğıdı asıl veya tasdikli örneği.
2 — Tahsil vesikası asıl vcva tasdikli örneği.
3 — İyi hal kâğıdını.
4 — Askerlik vesikası asıl veya tasdikli örneğini.
5 — 4.5x6 boyunda altı fotoğrafı.
8 — Tam teşkilâtlı hastanenin sıhhi raporunu. (İsteyenlerin sıhh^JJ muayeneleri İdarece yaptırılır.) eklemeleri gerekür. (D
İmtihana kabulü ehil görüleni-re nerede ve hangi günde imtiharfr edilecekleri yazı He bildirilir. Diğer isteklilere de vesikaları seri zönde\J rllerek neticeden bilgi verilir.
İmtihan Konuları:
ne
■o
0
İktisattan: İstihsal, Tedavül, İnklsam, İstihlâk bahisleri. Tcaret hesap ve Usulü def teri d en, Basit ve mürekkep faiz, Iskonto, faizli hesaoı cariler, ticari muhasebe.
Flnanstan: Bütçe, (İhzarı, asdlkl tatbiki, kontrolü) vergiler, vergi nazarlyelerl vasıtalı vasıtasız vergiler.
Hukuk: tdare Hukuku (Vilâyetler idaresi, Danıştay, Memurin kanunu, Memurin muhakemat kanunu. Ceza Hukuku: Devlet idaresi ve ammenin itimadı ve mal aleyhindeki suçlara müteallik hükümler. Ceza usulü: Vazife ve salâhiyet bahisleri.
Tahkikat usulerlne alt hükümler.
Ticari Hukuk: Kara Ticaret kanunu.
Medeni Hukuk: tera hizmet kefalet, akitleri, zaman aşımı hükümleri.
Ecnebi dilleri: Fransızca, İngilizce, Almanca dillerinden biri dlkto tercüme. (9252)
Çeşme yaptırılacak
Sümer Bank sellüloz sanayii müessesesi müdürlüğünden: (İzmit)
1 — Bankamız namına îzmitte yaptırılacak çeşmenin etüd, proje ve İnşaatı müştereken kapalı zarf usullyle ve vahidi Hatla İhaleye çıkarılmıştır.
2 — Eksiltme evrakı müessesemlz İnşaat Kontrol şefliğinde her zaman görülebilir.
3 — Muvakkat teminat 1500 liradır.
4 — Eksiltme 23 Ağustos 1945 tarihinde saat 14 dc müessese müdürlüğünde toplanacak komisyon marlfetile yapılacaktır.
5 — Teklif mektuplarını havi zarflar kapalı olarak ihale günü saat 12 ye kadar Muhaberat şefliğine te sil ol olunacaktır.
8 — Müessese İhaleyi icrada serbesttir.(9902)
BİRİKTİREN PAMAT-ED£Q
Senede 28.800 lira ikramiye
Ziraat Bankasında Kumbaralı ve lhbarsi2 tasarruf hesapla nnd a 13 Mart. 11 Haziran, 11 Eylül ve 11 BLrinclkânun keşide tarihlerinden bir ay evvelki matlûp bakiyeleri 50 Uradan az olmamakla beraber keşide tarihine kadar da matlûp bakiyeleri bu mikdardnn aşağı dûşml-yenlcr arasında senede 4 defa çekilen kur’a İle aşağıdaki plâna gö-
re İkramiye dağıtılacaktır.
4 Adet 1000 liralık 4000 Lir*
4 » 600 » 2000 •
4 » 250 » 1000 •
40 » 100 k 4000 •
100 » 50 • 5000 •
120 » 40 • 4800 •
180 • 10 » 3200 •
DİKKAT
Hesaplarındaki paralar bir sene İçinde 50 liradan aşağı düşm(yen
lere ikramiye çıktığı U kdlrde % 20 fazinsiie verilecektir.
Bahlfe 8
A g Ş A M
28 Temmuz 1945
PAPI Akf VB
YLMIIŞAI/ tâçtâA...
GÖZEN
KREM ve PUDRASI
Cildi korur, besler, gençleştirir. Her yerde arayınız. Biiyükpostane Cad. S, İstanbul.
■■■■■ Dr İhsan Sam-
I Öksürük Şurubu I
■ öksürük vo nefes darlığı, bog- 1 I maca ve kızamık öksürükleri için I | ■ pek tesirli İlâçtır. I ı
İI^BB Herkes kullanabilir ■^■1
Saçların dökülmesine kepeklenmesine ve kaşıntılara karşı
pGömlekiş”!
| BİKİNUl SİNİİ* GÖMLEKLİ |
Tel: 20098 Sirkeci «■■■
PeteoC M^aıtı
KARDOL
Her türlü sinir buhranlarına ve baygınlıklara karşı ferahlatıcı damla,„
Her eczanede bulunur.
BU AKŞAM mm
Büvükdere Beyazparkta
Münâır OMuır
ve arkadaşlarının Boftazlç halkına hazırladıkları
Büyük konser
Beyaz Parkın sürprizli?
Avdet icln İstanbul ve civar köylere otobüsler temin olun muştur.
Malatya Bez ve iplik Fabrikaları T. A. Ş. Malatya mensucat fabrikası müdürlüğünden EBE - BAŞHEMŞİRE ALINACAK
Malatya Mensucat Fabrikası Hastahaneslnin 120 Ura şehri ücretli ebe başhemşire lifti münhaldir. İaşe ve İbate hastahaney» alt olup ayrıca devlet ve mücsşesenln sağladığı haklardan da istifade edecektir.
Cerrahi servislerde çalışmış olanlardan İsteklilerin. İki fotoğraf ve kısa hal tercümeleri!e fabrikamıza müracaatları ilin olunur.
Fatih sulh ikinci hukuk yargıçlığından : 945/484
Davacı Vasfiye tarafından Şehremini küçük saray meydanı 20 No. İli evde ikamet eden Hatice, Ruklve, Ayşe, Emine, Hanlfc, Fatma, Hüseyin Mehmet aleyhlerine İkame edilen İza-lel şuyu davasının yapılmakta olan yargılanmasında müddelaleyhlerln JkamesgâhJan meçhul olduğundan ilânen davetiye tebliğ edildiği halde mahkemeye gelmemiş ve vekil dahi göndermemiş olduklarından ilânen gıyap kararı tebliğ edilmesine mahkemece karar verilmiş olduğundan yargılanmanın kaldığı 22. 8. 945 çarşamba günü saat 10 da mahkemede bulunmanız veya bir vekil göndermeniz aksi takdirde mahkemeye gıyaben devam ve karar verileceği İlânen tebliğ olunur. 110119»
Tashih
Herkese Lüzumlu — Her Keseye Elverişli mmmbh / — Viyana Tipi Ayakkabı Çekeceği 2 - BİRA ve GAZOZ ŞİŞESİ AÇACAĞI
Düz maden veya kromajh cinsleri, istenildiği kadar bulunur. I
HUMBAfiACIBfiŞI MÜESSESESİ |
İstanbul Drfderdarlığından:
24. 7. 945 gilnlü Akşam gazetesinde çıkan «satılık emlâk» başlıklı İlânımızda 128/0255 dosya sayılı Fatih. «Fener» Tevkil Cafer mahallesi Nakkaş Haydar sokak 2293 ada. 4 parsel en eski 1 eski ve*yeni 3 kapı sayılı 116 metre murabbaı arsanın 1/2 hissesi satılacağı İlân edilecekken tamamı satılacaktır şeklinde neşredilmiştir.1 Adı geçen arsanın 1/2 hissesi sarılacağı tashthan İlân olunur..
Galata Tünel caddesi No. 37, Te): 49179.
TÜRK ARMATÜRLERİ BiRUÛİNDEN
26 Temmuz 1945 perşembe günü ekseriyet bulunmadığından yapılamayan umumi heyet toplantısı 2 Ağustos 1945 perşembe günü saat 15,30 da Galata Yeni Yolcu salonu lokanta kısmında yapılacaktır.
Bu İkinci toplantıda ekseriyet olmasa dahi ruzname müzakere «dileceğinden mukayyet âzaların muhakkak gelmeler! Hân olunur.
Kullanan; tahtakurusu, pire, bit, güve, hamam böceği ve benzeri haşarat belâsından tamamen kurtulur.
Yapıldığı yer: Cenab Senğel kimyevi maddeler İmalâthanesi İstanbul, Aksaray
İyi ucuz ev satın almak isteyenlere
Kadıköyünde Osmanağa ve Raslmpaşa mahallerinde en şerefli iskele tramvaya yakın mevkide dört bab hane Beyoğlu sulh hukuk mahkemesi başkâtipliğinin 33 numaralı dosyasile 2/8/945 tarihinde saat 14 den 17 ye kadar ayn ayn açık arttırma ile satılacaktır. Fazla tafsilât almak istiyenler mezkûr numara ile başkâtipliğe müracaat eylemeleri. (10166)
Nazmiye tarafına
Beyoğlu 3 cü barış hukuk yargıçlığından: 45/1350
Hilmi tarafından Rahlme, Nazmiye ve Fatma aleyhlerine açılan lzalel şuyu davasının yargılanması sonunda: Beyoğlu Şahkulu yeni bostan sokak 28 No. lu haneden bir sene evvel adres bLrakmadan çıktığınız cihette dava arzuhali ve gıyap kararlarının llâ-nen tebliğine rağmen bizzat veya kendinizi temsil ettirecek bir vekil göndermediğinizden şayian ve müştereken sahip olduğunuz Beyoğlunda keçeci piri mahallesi cami sokak eski 17 yeni 19 ve keza mahalli mezkûrda eski (yeni terzi Hayim sokak) 18 ve yeni 32 ve 34 No. lu gayri menkullerin taksimi kabil olmadığı mahallen yapılan keşifle anlaşılmakla şuyuun İzalesine gıyabınızda karar verilmiştir.
Sekiz gün zarfında temyiz dava etmediğiniz takdirde hükmün, kesbl katiyet edeceği malûmunuz olmak üzere hüküm hülâsası tarafınıza liânen tebliğ olunur. (10128)
Çocuk hekimi doktor
Ahmed Akkoyunlu
Taksim - Talimhane palas, Telâfon: 82627
Devlet orman işletmesi Osmaniye müdürlüğünden:
Eksiltmeye konan mal: Odun
Mahal ve mevkii
Mikdar ve cinsi
Muhammen bedeli
Ük teminatı
Müddeti
İhale çekil
İhale tarihi
İhale yeıl
1 — Yukarda cinsi . ___________________ _____r_
mahalline nakil v • istif işi açık eksiltmeye konulmuştur,
2 — Bu işe alı şartname Orman Genel Müdürlüğünde, Adana, Osmaniye Devlet Orman İşletmesi müdürlük! erile Dörtyol, İskenderun bölge şefliklerinde görülebilir.
3 — Taliplerin ihale gününde evrakı müsblte ve İlk teminatları İle
komisyona müracaatları. (10140)
: Dörtyol bölgesinin 129 No .11 havzası
: 20300 kental odun
: «180» kuruş beher kentali
: 2808 Ura
: 15 gün
: Açık eksiltme
: 7/8/945 salı günü saat 11
: Devlet orman İşletmesi Osmaniye Müdürlüğü yazılı 20800 kental odunun kesim ve Dörtyol depo
nBHH DOKTOR
Fethi Erden
LABORATUVARI
Kan, idrar, balgam, mevaddı gaita tahlilleri ve (idrar vasıta-sile oebellfffn tik günlerindeki kati teşhisi) yapılır.
Beyoğlu. Taksime giderken Meşelik sokağı Ferah aparılmam.Tel. 40534
Malike Bakanlığından:
Mevcut 3750 adet ağaç yazı takımlarına mahsus kâğıtlıklara takılacak madenî akşamın yaptırılması açık eksiltmeye konulmuştur, Bu işi yapabileceklerin 6/8/945 pazartesi günü, saat 11 de Beşiktaşta Devlet kırtasiye ve. matbua deposu müdürlüğüne baş vurmaları
Şartname ve nümuneJerl ismi geçen depoda görülebilir.
(10112)
(Diclılor-Diplıenyl-Trichlormethyl-tnethan)
adiyle tanınan haşere öldürücü maddeleri yapan
Isviçrede, Bale şehrinde
J. R. GEİGY S. A., Kimya maddeleri Fabrikası mamulatından
İnsanlar ve ehil hayvanlara hiç bir zararı olmıyan. Arılara da zarar vermiyen :
Ziraata musallat haşereler, hamam böcekleri, kara vs sivri sinekler için kullanılan
G E S A R O L
Solucan, tırtıl ve toprak böcekleri için kullanılan
GESAPON
Tahtp kurusü, bit pire ve saire için kullanılan
NEOCtD
tfîjp
adlı maddeler memleketimize getirilmiştir.
Büyük ve küçük ambalajlar dahilinde pek yakında satışa çıkarılacaktır
Türkiye Umumî Mümessili’ BURKHARD GANTENBEIN ve Şs>.
İSTANBUL • Galata, Büyük Tünel han No. 23-28 Telefon: 44672
Her türlü izahat için emrinize amadedir.
■^“3000 Liradan 600.000 Liraya Kadar
GAYET BÜYÜK İSTİFADELİ: 1000 parça apartman, Han. Ev, Yalı, AHSA. VİLLÂ, Dükkân, ÇİFTLİK, V.S. emlâkler yatışa çıkarılmıştır.
işbu emlâkler: İstanbul, Beyoğlu, Kadıköy, Suadiye, Adalar, Boğaziçi. Ankara, Adana, Mfrsln v.a. gibi yerlerdedir.
Müracaat: FERDİ SELEK TÜRK EMLÂK BÜROSU:
İstanbul milli korunma yargıçlığından: İlâm: 945(960
Faturasız mal almak suretile mili! korunma kanununa muhalefetten suçlu Fatih Hafız paşa caddesi 25 No. da manav Mehmet eğlu 1329 doğumlu Mehmet Ak hakkında 3005 sayılı kanuna tevfikan İstanbul (3) No. lu milli korunma mahkemesinde yapılan duruşma sonunda suçlunun sabit görülen fiilinden dolayı hareketine uyan milli korunma K. nuû muaddel 32-1, 57-2, 63 Üncü maddelerine tevfikan 50 lira ağır para ceza-stle tecziyesine, 7 gün müddetle ticarethanesinin kapatılmasına ve bu müddet zarfında ticaretten metline ve hükmün katileştiğinde neşrine dair mezkûr mahkemeden vtrllen 4. 5. 045 tarih ve 945/20 sayılı karar katı-lcşmekle İlân olunur. Akşam gazete-slle neşrolunacaktır. 110030)
[
İstanbul Belediyesi ilânları
1
Fatihte Atatürk bulvarında İbrahim, paşa hamamının hedemlnden çıkıp muhafaza altına alınan enkazın satışı kapalı zarf usulü ile arttırmaya konulmuştur. Tahmltı bedeli 804Û lira 08 kurus ve ilk teminatı 603 liradır. Şartnamesi Zabıt ve Muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir. İhalesi 8 Ağustos 945 çarşamba günü saat on beşte Daimi Encümende yapılacaktır.
İsteklilerin ilk teminat makbuz veya mektupları ve kanunen gösterilmesi gereken diğer belgelerlle birlikte 2490 sayılı kanunun tarlfatı çevresinde hazırlayacakları teklif mektuplarını İhale günü saat on dörde kadar Daimi Encümene vermeleri lâzımdır. f9;59>
Zayi — Sultanahmet nüfus memurluğundan aldığım nüfus cüzdanımı ve beraberinde Sultanahmet askerlik şubesinde kayıtlı askerlik tezkeremi kaybettim. Yenisini alacağımdan es-k'slnln hükmü yoktur. 331 doğumlu Mustafa oğlu Bayarm Gazloğlu
Göz Mütehassısı
Doktor Cemil Görür
Hastalarım pazardan başka her gün saat 15 ten 18 e kadar kabul eder,
Çağaloğlu Nuruosmanlye caddesi Osman şerafeddln Aprt. No. 5 .
Lokman Hekim (Dr. HAFIZ CEMAL) Dahiliye mütehassısı
Divanyolu 104
Muayene saatleri Pazat hariç her gün 25 — 5 Tel: 22398
Devlet Deniz Yolları ve Limanlan İşletme Umum Müdürlüğü İlânları
1 — Şehir Hatları işletmesiyle Fabrika Havuzlar Müdürlüğü ihtiyacı İçin (00) ton — Rumeli mangal kömürü — açık eksiltme İle satın alınacaktır.
2 Açık eksiltme 3 Ağustos 1945 tarihine rastlayan cuma günü saat 16 de Genel Müdürlük Merkez binası karşısındaki binada bulunan Alım Satım, komisyonunda yapılacaktır.
3 — Bu İşe ait şartname her gün Ahm Satım komisyonunda görülebilir.
4 — Geçici güvenme (747) Türk lirasıdır.
5 — İsteklilerin arttırma saatinden önce Alım Satım komisyonuna baş vurarak alacakları bir yam He Genel Saymanlık veznesine geçici güvenmeyi yatırmaları ve tam eksiltme saatinde geçici güvenme makbuzla-rlyle birlikte komisyona baş vurarmaları lüzumu Hân olunur. (10122)
İstanbul belediyesinden:
Et fiatleri
Belediye kanununun 15 inci maddesinin 43 üncü fıkrası gereğince daimi encümen tarafından etler için toptan ve perakende azamî satış fiatleri aşağıda gösterildiği şekilde tâyin edilmiştir.
Keyfiyet İlân olunur.
Cinsi
Karaman ve dağlıç Kuzu ve kıvırcık Sığır
Manda
Keçi
Perakende F,
Toptan F,
153 175
158 188
135 157
100 122
125 147
(10167)
ilâna
1, — İşletmenin Kozlu bölgesinde yaptıracağı sahil direk derlvas-yonu saba tanzimi ve îhsanlye yolu İnşaatı kapalı zarf usulü ve vahidi Hat esası İle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Bu inşaat İçin işletme tarafından verilecek malzeme eksiltme dosyasının hususi şartnamesinde yazılıdır.
3 — Bu işin tahmin edilen bedeli a289,692.13» liradır.
4 — Muvakkat teminat mlkdan «15,340» liradır.
5 _ Eksiltme evrakı 25 lira mukabUidne Zonguldakta işletme İmar ve İnşa Gurup Müdürlüğünden. Ankarada Eti Bank İnşaat Müdürlüğünden ve İstanbulda Eti Bank şubesinden temin edilebilir
0 — Eksiltme 13 Ağustos 945 pazartesi gllnü saat 15 de Zongul-dakta Ereğli Kömürleri İşletme İmar ve inşa Gurup Müdürlüğü binasında yapılacaktır.
7 — Teklif zarfları eksiltme şartnamesine gdr» tanzim edilmiş olarak ihale günü saat 12 y» kadar makbuz mukabilinde İşletme Umum Müdürlük Başsekreterllğlne teslim edilmiş olacaktır.
8 — İşletme ihaleyi İcrada serbesttir.^^^£10115)
İstanbul Selimiye Hayvan sağlık memurları okulu müdürlüğünden:
İstnbul — Selimiye hayvan sağlık memurları okuluna talebe kayıt ve kabulüne başlanılmıştır. Kayıt müddeti ağustos 20 ye kadardır. Enemelerin! bitiren orta okul mezunlarının İstanbulda okul müdürlüğüme, vilâyetlerde mahalli veteriner müdürlük lerine müracaatları. (8253)
Comments (0)