ÇARŞAMBA 29 Ağustos 1945
Cumhuriyet Halk partisi
keşfolundu
Askerî terfi listesi
Günler Geçerken
Orgeneral Sabit Noyon.
Kisling’in fazileti
alınan tel-
general de seyahatine-
Bu protestolara sebep Yug-osiavya da madenlere el konulması ve iiç Italyan gemisinin çevrilmesidir
Japonlara dair
Vaşlngton 29 (OWI) — Harbiye Bakanlığı, dün İranda bulunan Amerikan kıtaları kısmı küllisinin tahliyesinin 1 kasım tarihinde tamamlanacağını bildirmiştir.
Birleşik Amerikanın Sovyetler Birliğine Amerikan malzemesi sevkıyatı İşlle meşgul İran’da 27,000den fazla askeri vardı. Bunlardan üçte İkisinden fazlası çekilmiştir. Kalan kısmı ekim ayı zarfında tahliye edilecektir.
Yalnız 1 kasım tarihinden sonra as-
Mıittefik makamları vasıtasile yapılan Italyan protestosun^ ise bir hâ dlse sebep olmuştur. Bari yakınında (Arkası sahife 2; sütun 3 te)
Ankara 28 (AA,) — 30 Ağustos ordu terfi listesi yüksek tasdika İktiran e’-njlşUr. .
Bu listeye göre bir derece terfi eden subay ve asseri memurlar şunlardır:
Orgeneralliğe yükselen korgeneraller:
Sabit Noyon. Nuri Yamut.
Korgeneralliğe yükselen tümgeneraller:
Zeki Doğan. Viimnü tiresin. Şahap Gürler, Haşan Fehmi Atakan.
Tümgeneralliğe yükselen Tuğgeneraller:
Hamdl Koyutürk, Mustafa Uludağ, Kâzım Dudaç, Fahri Ateşalp. Resim Saltuk. Naci Altuğ, Adil Alpay, Hakkı Talan, Muzaffereddln Göksenln, Feyzi Uçaner, Aziz Vecthl Zorlutuna. Sırrı. Ersayan. Kadri Koray.
Koramiralliğe yükselen tümamiral: M. Ali Ülgen.
Tümamiralliğe yükselen tuğamiraller:
Ertuğrul Ertuğrul. Ihsan özer.
(Arkast 3 iincü sahifede )
Fransanın Ruhr üzerinde istekleri gerçekleşmedi, Çin Hindistanmda Çine bırakılan stratejik bölge kaldırılmadı
ne şiddetli hücumlarda bulunuyor
Sahibi: Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaan
tır. Yalnız, Slamın Çin Hindibanın-dan aldığı eyalatlerl geri alacaktır. Italyan sömürgelerine gelince, Fransa Trablusunun italyaya bırakılmasını ve ingllterenln Blngazlyl almasını teklif etmiş ve Llbyanin da milletler arası vesayet altına konulmasını ileri sürmüştür. Erltre üzerinde Fransanın hususi mahiyette bir teklifi yoktur. Arıcık, Boğazlar üzerindeki kontrol işteşlerine İtiraz edildiği İçin, Rusların bu bölgeye hususi bir alâka gösterdikleri söylenmekçe dlr.
Başka partilerden önce
kert tesisleri muhafaza etmek üzere İran'da 2,600 e yakın Amerikan aske-rlle hava hatlarını muhafazaya devam edecek olan hava ordusu nakliyat servisi komutanlığına mensup bir kaç kişi kalacaktır.
Basra körfezindeki Amerikan komutanlığı, 1 ekim tarihinde umum! karargâhını Basra körfezinin başlıca limanı olan Hurremşah'e nakledecektir.
(Arkası sahife 2; sütun 4 te)
Paris 29 (A.A.) — Fransız gazetelerinin Balkan hâdiselerine temas şekilleri, muhakkak kİ. Gaulle'lln Amerikaya bağlıdır,
Mamafih Anu'rikadan graflara göre, bu seyahatin neticeleri ehemmiyetli gibi görünmemektedir. Fransa İktisadi bakımdan yardım görecektir. Fakat hiçbir slyaâl karar verilmemiştir.
Filhakika tanınmış gazeteci Pertl-nax France-Bolr gazetesine Nevyork-t&n şu telgrafı göndermektedir:
Resmi tebliğ tasavvurlardaki a-henkten bahsediyor. Bundan asla Şüphe edilmez. Fakat, vasıtalardaki ahenk büsbütün başka bir şeydir. Her iki hükümet sıkı bir surette İşbirliği yapmak arzusundadırlar. Ancak, yapacakları İşbirliği İçin bir for mül bulunması meselesi kalıyor.
Dalma iyi hao*r almakla tanınmış olan gazeteci diyor ki-
En ehemmiyetli mesele olun Rrhur meselesinde İsteklerimiz gerçekleşmiyor, Rhuru milletler arası bir bölge haline koymak bazı husus! sebeplerden dolayı Amerikaya hoş gelmiyor. Çhı Hlndlstnnı meselesinde Fransa Çine bırakılan stratejik bölgeyi ortadan kaldırmağa muvaffak olamamış-
Londra 29 (A.A.J — İngiltere. Fransa ve İtalya mareşal Tltonun Yugoslav hükümetine protestolar göndermişlerdir. Fakat bu protestoların sebepleri muhteliftir. İngllterenln protestosuna sebep, Yugoslav-yadakl Ingiliz çinko re kurşun madenlerinin bedelleri ödenmeden devletleştirilmiş c-lmasıdır. Fransız hükümeti de Fransız devletlimi inalı cilan Avrupamn en mühim bakır madenlerini teşkil eden Yugıslavyadakl bakır madenleri İçin gene aynı sebepten dolayı protestoda bulunmuştur. Bu protestoların ehemmiyeti yal nız yapılmış olmalarında değil fakat daha razla bunların rttıır.en petrolleri ve Bulgar altın, bakır çimento ve kurşun madenlerlle Yugoslav çimento ve kurşun madenleri ve Polonya v» Macarlstandakl diğer menfaatler de dahil olmak üzere Balkan clevletlerlle Tuna böl?-İtrindeki diğer madenlere ve menfaatler» de şamil olabilecek birer tip hâdiseler olarak telâkki edilmesindedlr
En salâhiyeti! kimselerden dkıliyerek hazırlanmış olan bu dikkate değer yazı serimiz Bugün beşinci sâhifeml2de
Resmi makamlarca müstah. zararların evsafı tesbit edilmek istenince, diş macunu âmilleri de İmalâtı kesmişler.
Şimdi piyasada bir macun darlığı başgösterdi, Macunlar elal-tından beş altı misli pahalı satı. hyor.
Ekseri hastalar, ölümlerine ya. kın şöyle bir iyileşir gibi olurlar. Karaborsa da, can vermeden evvel, beyaz dişlerini gösterip başında ağlaşanlara gülümseyor, onların yüreklerine ümit veriyor. Fakat muhakkak kİ. bu, olsa olsa ölüm iyiliğidir. Biz uzaktaki, ler emri Hakkin yakın olduğunu biliyoruz! Bunu son yağma sayı, yor tedbir alınmak için incelemeğe konulmasını bite nrtık «değmez» sanıyoruz.
Üç aylıklar
Emlâk vo Eytam bankası üç aylıkların tevziine önümüzdeki cuma günü bağlıyacaktır.
, evini hıı-; kendisini âdeta temiz
EKREM MÜH İDDİN YE GEN İn ALATURKA V8 ALAFRANGA
Yemek öğretimi
Kitabının İkinci ve son cildi çıktı. İçindekiler: BÜtlin kümes hayvanları, Av etleri, bllûmutn sebzeler, pilâvlar, muhtelif dolmalar alaturka v« alafranga, makarnalar, börekler, pideler, hasta yemekleri vj. İNKILÂP KİTABEYİ Fİ: 300 kuruş
kadar ödenecek
------------- M
Londra 29 (R.) — Frankfurttan ge(D neral Eiscnhoverln riyasetinde topJî lanmakta olan konferansta beyan caJ dildiğine göre, Almanya, Müttefiklere olan, tamirat borçlarını 19-18 senesi şubatının onuna kadar Ödemesi lâzımdır. Bu konferanta hangi Alman endüstri fabrikalarının kaldırılacağı da tespit edilecektir.
İngiliz İşgal mm takasın da gazetelerin neşri serbes bırakılmıştır, şu şartla kİ gazete sahibi Nazi olmasın. Bundan başka sahipleri Alman olan gazetelerin faydalı olmak şartlle Ingiliz ordusunu tenkit etmelerine müsaade edilmiştir.
Bir siyasî parti ciddî olabilmek memleket politikasında rol oyna, yabilmek için iki şart lâzımdır: Belirmiş bir fikir cereyanını tem. sil etmek, bir gün iş başuıa geçe, bilecek kudrette bir lidere malik olmak. Son asırda politika haya, tında, partilerin kuruluşunda daha ziyade liderler, yani Baş. kanlar âmil olmuştur, çünkü medenî memleketlerde birçok partilerin, birbirinden çok farklı sos. yal _ politik inanlardan fazla, parlâmento hayatından sivrilmiş şahsiyetler etrafında kurulduğu görütüyor. Çünkü parti, hükümet iktidarını, siyasî vasıtalarla ele geçirmenin yoludur. Bununla beraber. bir lider etrafında toplan, mış partinin — programı her ne olursa olsun — üyeleri arasında, bilhassa belli başlı meselelerde, düşünce birliği esastır.
Halk Partisi, uzun yıllar Tür. kiyeyi tek başına idare etti. Baş. ka parti denemeleri oldu. Şu ve. ya bu sebep’e, hiç birisi vaşıva. madJ. Her memleket gibi, Türkl. yeyi de altı yıldır sıkı tedbirler altında tutan harb bitince, siyasî hayatımızda beliren gelişmeler, hiç olmazsa bir muhalefet partisinin doğmasına, parlâmen. toda kontrol vazifesini görmesine ihtiyaç duyurdu. Fakat bu partinin. yaşayıp kendinden beklenen işi başarab’ln’esî için, hakikî unsurlara dayanarak kurulması şarttır, diyoruz.
Fakat, başka partilerin kurul, masını özlerksn, memleketin en eski iktidar partisi olan C. H, Partisinin durumunu düşünmek gerektiğini sanıyoruz.
C, H. Partisi, kuruluş ve yaşayış şartlarından birine, dünyadaki partilere az naslbolmuş bir derecede maliktir: Yeni Türkiye, nin iki büyük, müstesna Şefi bu partiye liderlik etmişlerdir. Bu bakımdan, siyasî hayatta. Halk partisiie yarışmak, başka kurul, lar için güç olmuştur. Halk partisinin, Atatürk ve İsmet İnönü gibi Başkanlar tarafından İlân edilecek namzetlerinin, açık bir politika savaşında dahi, yenilmeleri ihtimaline akıl ermez.
C. Halk Partisinin, yalnız Tür. kiyede değil, bütün dünya parti, lerine gene pek az naslbolmuş ba~ka bir kudr.t kaynağı, vatanı kurtaran ve Saltanat , Hilâfet gibi bir rejimi yıkan millî dev. rimden doğmasıdır. Partilerin doğuş ve kuruluşunda çok seyrek raslanan bu talih. Halk Partisine hem mânevi nüfuzu, hem teşkilâtı için paha biçilmez değerde bir tarih kazandırmış oluyor.
Fakat, partilerin kuruluşu ve doğuşunda ağır basan bu İki şart —• büyük Millî liderlere, şe. rcfli bir tarihe malik olmak şart, lan — her zaman yetmiyor. Siyasî bir parti, herşeyden önce. İnan birliğine, sosyal — poll. tik — ekonomik alanlarda meslek ve mezhep birliğine dayanan kuruldur.
Kurtuluş savaşından doğan Halk partisi İlk devrinde, yalnız Millî Mücadele idealine dayanı. Ior. mensuplarını bu vatan ve stiklâl kaygısı birleştiriyordu. Hattâ, bu kurul içinde, siyasî Görüşlerde birbirlerine zıt unsurlar yanyana bulunuyordu. Za. man ve tekâmül bunları ayırdı. Partinin sosyal — politik bir programı oldu, bu program ge. reğince — ve bilhassa Türkiye tarihinin iki eşsiz liderine dayanarak kuvvet alan Parti ve hükümetleri büyük işler başardı. 1ar.
Ancak, ilk devrinde sadece Millî kurtuluş ideali etrafında birleşen Parti — bu ideal gerçekleşince — nasıl birbirine ayrı ve aykırı, hattâ hazan zd düşünen İnsanlar camiası haline gelmişse, programlı bir parti olduktan sonra da, program prensiplerinden en başlıcalann devlette ve memlekette gerçekleşmesi parti içinde düşünce birliği bağlanılın gevşemesine sebep olmuştur,
Cumhuriyetçilk, laiklik, mü. llvetçilik, hakçılık gibi vargılar. Türkiyede artık hakikat olmuş-
Romanya'da iki suikast
Yazan: Halide Edib - Adıvar
Bugün beşinci sahifemizde
Suikastçıların başında eski Başbakan general Radescu bulunuyormuş
Ankaradaki Polonya sefareti binası
Ankara 29 — Şehrimize gelen bir Polonya hükümet! mümessili, Anka-radakl Polonya sefaretini tesellüme başlamıştır. Bir İki gün sonra da Po-lonyamn Ankara temsilcisi şehrimize gelecektir.
Mahkeme huzurunda hususi hayatının pek sade, şatafatsız, ufak bir memur gibi geçtiğini söyleyen Kisling’in kışlık ve yazlık evlerini gezen resmî heyet aksine, büyük bir lüksle karşılaşmış: Şuradan buradan aşırıları nadir sanat eserlerde dolu vitrinler, stil eşya, son sistem konfor ve hattâ mermer banyo... Peki, Nor. veçteki Alman «satrap» ır sözlerinin pek kolay tahkik edilip yalanı yüzüne vurulacağını bildiği halde neden çok basit, orta halliden aşağı bir hayat geçirdiğin! ileri sürdü, mahkemeyi aldatacağını mı sandı? O yaman herifte hiç de mi akıl yoktu veya kalmamıştı? Hayır, fikrimce Kisllng, müdafaasında samimi idi; İnanını söylemişti; kendisi de sade yaşadığına inanıyordu. Zira geçici bir talih darbesile birdenbire mevki ve servet sahibi olan politikacılarda daima öyle bir ruh haleti hasıl olur: ellerindekini az görürler, daha büyüğüne ve çoğuna hak kazandıklarım, bunu yapmadıklarını sanırlar. Hattâ karşısındakılerin yüzüne mânalı mânalı bakarlar, demek isterler ki: «Fırsat senin eline geçseydi kanın olurdun, beş mislini yapardın!»
Zaten öyle adamların, hırslarına hudut çizilemiycc eğinden gözleri kendilerinden daha çok kazanmışlardadır; meselâ Kisllng’ İn hazînesi elbette Goobels’den fakirdi, dünya müzelerini evine nakledememfşti, onunla ve benzerlerde kendini kıyas edince sa. de, şatafatsız, âdeta yoksul olduğunu görüyordu. «Pöh, diyordu, benim banyom mermerden,,, ötekiler somakide yıkanıyorlar!» Pek iyi hatırlarım, Sultan Hamil devrinde bize yeni yaptridığı saray yavrusu köşkünü gezdiren bir sayılı hırsız, hayranlığım» karsısında İçini çekerek «evet ama, demişti, mabeyinci bilmeni kİ. inin yalısında elektrik tesisatı var!» Nasılsa bu adam, ' ’ ’
susi nıoiörle aydınlatmak müsaadesini alamamıştı; karanlıkta buluyor ve bu sebepten basit yaşadığına, kalmış ricalden, hiç değilse zemzemle yıkanmışlardan olduğuna, yarın yüzünün akile meydana çıkacağına, başkalarını itham bile edeceğine inanıyordu.
Servetlerini meşru yoldan kazannııyanlar bu serveti kendi mevki ve hizmetlerine karşı az görürler: Kisling misali, basit bir ömiir sürdüklerine inanarak dalın ölçüsüz hırsızlardan bir kaç derece aşağı kalmalarını fazilet diye göstermekten utanmazlar.
Refik Halid Koray
cnııııt
AHŞAM
SÖZÜN GELİŞİ
Hiddetlerimiz
D İr arkadaşım. Zahir GüvemH, geçen gün «Vakit» de yazdı, ğı fıkraya şu cümle ile başlıyordu* «Tahtakurusu, bu »efil mahlûk nerede yok kİ?»
Anlaşılan, muharririmi* talıtakurusuna çok kırmış ve hldde. tini ycnemiyerek ona «sefil!» diye bağırmıştır. Sonra, «tabiatlın yarattığı mini mini, pis kokulu, ve bir sıkrmlık canı olan bu h«y_ van...» diyerek hiddetlenmesine sebebolan meselenin İzahına ge. çıyor.
Tahta kurusunu müdafaa edecek değilini. Şüphesi* ben de hepsinin gebertilip yeryüzünden kaldırılma tanrım taraf! ısıyım. «Köklerine kibrit suyu!» duasına el kaldırmayan onların şerrine uğrasın? Fakat tahta kurusu denen mahlûk arkadaşımızın Wr hiddet ânında yapıştırdığı «sefil!» sıfatını hak etmiş midir? *
Tahta kurusu niçin «sefil!» dlr? Arkadaşımızın ensesini ısır, dığı için! Eğer Giivemli'nin ensesini ısıracağı yerde yazı odası, nın döşemesindeki pireleri toplamak İtiyadında bir hayvan olsaydı ona «sefil!» demek aklından bile geçmez, tam tersine, çoğalma, lannı temenni ederek her fırsatta hayranlık duygularım belirtirdi.
Arkadaşımızın hoşuna gitmiyen ikinci nokta tahta kurusu, nuıı «pis kokulu» oluşudur. Ne yapsın! İyi kokmak elinde olsaydı tahta kurusu en nadide esanslara bulanmakta şüphesiz tereddüt etmezdi. Halbuki zavallı tahta kurusu o fena kokusunu ancak üzerine bir parmak dokunup hayatı tehlikeye düştüğü veya iki parmak arasında can verdiği zaman neşreder. Hayır, bizim için, koku çıkarmadan ölmesi, yani son dakikada dahi bir edepsiz, lik etmemesi lâzımdır. Bunu yaptığı için edebiyatımızda hak ettiği sıfat »sefil!» dir.
O vurup vurup düşürdüğümü* kuşların, o kesip kesip yed. İlt m iz piliçlerin, tavukların, kuzuların, koyunlann, edebiyatı varsa, bu mahlukların orada insanlara nasıl hitabettiklerinl merak ediyorum. Halbuki şair Oktay Rifate bakarsam*! «Kuşlar, avcılara bile kin beslemezler» diyor.
Şevket Rado
Leon Blum un Kızıl
Yıldıza cevabı
" Rusyaya karşı yöneltilmiş bir batı bloku projesini akıldan bile geçirmedim, Ingiliz işçi partisine bu güvensizlik nedir ? „
Başka partilerden önce Cumhuriyet Halk partisi
Hulûs sayımı hazırlıkları
istanbulda hararetle devam ediyor n'ümerotaj işi sona erdi
Paris 29 iaA.) — France - Press ajâbsı blldlrlydfl
Leon Blum sosyalist partisinin organı olan Papulalro gazetesinde «Kızıl Yıldız yanfiş yol tutuyor» başlığı altında neşrettiği bir yazıda, Sovyet ordusunun resmi gazetesi «Kızıl Yıldız» gazetesinde çıkan bir makaleye cevap vermektedir. Kızıl Yıldız bu makalesinde Fransız sosyalist partisini, komünist partisiyle birleşmek istememiş bulunmasından ve İngiliz ve Fransız sosyalist partilerini, bir Batı blokunun teşkilini müsait karşılamış olmalarından dolayı tahtle etmekte İdJ.
LZon Blum bu cevabında şunları yazıyor:
«Kızıl Yıldız gazetesi, bizim komünist partisiyle birleşmenin Fransanin şimdiki dış politikasına ve bilhassa Ingiltere ile yakınlaşmasına zararlı olacağı fikrinde olduğumuz haklındaki öğrendikleri hakikat değildir. Biz nasıl bir Fransız - Sovyet paktına taraftar olmuş İsek, bir Fransız İngiliz paktına da taraftarız. Ben, Sovyetlerle antlaşmayı ve İngiltere ile antlaşmayı Fransanın blrlblriııl tamamlı-yan iki siyasi vesikası olarak telâkki ediyorum. Ve İngiltere ile Sovyetier Birliği arasındaki antlaşmayı da Avrupa politikasının temel taşı addediyorum. Senelerdenberi tuttuğum hareket hattı budur.
Bugün Avrupanın ve dünyanın sulh teşkilâtı her zamankinden fazla geniş bir ölçüde İn gll ter enin işçi hükûmetl-le Rusyanın Sovyet hükümeti arasındaki ahenge bağlıdır ve işte birinin
olduğu gibi, diğerinin de müttefiki olan Fransanın bu elzem olan ahenge ayak uydurabilmesini ben do İstiyorum. Rusyaya karşı tevcih edilmiş bir «Batı bloku» projesi aklımdan bile geçmediğini söylemek kâfidir.
İngiltere ile Fransa arasındaki ittifakın, şimdiki veya müstakbeldeki Batı demokrasileri üzerinde çekici bir tesiri olacağı muhakkaktır. Bu ittifak bu demokrasilere eski dostluklarını bulmakta yardım edecek ve bu da umumî sulhun nef’lne olacaktır. Fakat ben Batı devletlerinin fiili bir blok kurmalarına muarızım. Çünkü ben Avrupanın bölünmesini ve parçalara ayrılmasını değil, bilâkis onda birliğin ve güvenin kurulmasını İstiyorum. Şu halde Kızıl Yıldız yalnız yol tutuyor.»
Blum yazısına şöyle devam ediyor:
«Kızıl Yıldız'ın korkularını teskin etmek fikrinde bulunuyorum. Fakat bunu yapabildiğime tamamen emin değilim, o makalede hissettiğim şey, bizim sosyalist partimize karşı olmaktan ziyade İngiliz İşçi partisine karşı esaslı bir güvensizliktir.
Fakat neden dalma bu güvensizlik oluyor? Niçin şüplıe ediliyor? Sovyet Rusya korkunç günleri geride bırakmış ve işin İçinden zaferle çıkmıştır. o, dünyanın en büyük devletlerinden biridir. Herkes onu arıyor ve ondan çekiniyor. Eski günlerin zan ve şüphelerine yer kalmamıştır. Sovyet Rusyaya büyüklüğünün şuur ve İtimadını temenni ediyorum »
Genel nüfus sayımı hazırlıklarını gözden geçirmek tinere şehrimize gelen İstatistik umum müdürü B. Celâl Aybar'a şimdiye kadar yapılan işler hrkkında İzahat verilmiş ve bu yoldaki çalışmalar anlaşılmıştır. Sayım hazırlıkları devam ediyor. İstanbulun numarataj İşi sona ermiştir. Yalnız numaraların çakıldığı ba2i dükkânlarda kepenkler kapanınca numaraların örtüldügü görüldüğünden bu numaraların dükkânlar kapalı halde İken de görünür bir şekilde çakılması hususu ve numarataj İşinin tekrar gözden geçirilmesi Valilik tarafından kaymakamlıklara tamim olunmuştur.
Bir müddet evvel İstatistik umum mü lürlüğünden sayım bürosu emrinde çalışmak üzere gönderilen 6 kontrolör, İstanbulun yangın yerlerde meşgul olmakta ve buralarda oturanların da sayılması İçin lüzumlu İşler yapılmaktadır. Umumi hizmet mües-Sese'r.nnde çalışanların sayım günü vazife başında kalmaları, gazete mü-vezzlierL'Ju topluca bir yerde sayıldıktan sonra o gün evlerinde oturanlara gazete dağıtmaları İşi, sayım günü diniz üstünde olanların sayılma şekilleri tesblt edilmiş ve umum müdüre bildirilmiştir. Bunlardan başka sayım yapacak memurların semt-lerp taksimi İşi de umum müdüre bil-
dirilmiştir. Buna göre İstanbulda 15 bin kişi sayıma memur edilmiştir. Her memur en çok «0-100 nüfus yazacaktır. Nüfus sayımının tesblt edilen esaslar dairesinde cereyan etmesi İçin 3-4 bin kontrolör bulundurulacaktır. Bayım yaklaştığı zaman memurlara sayım hakkında konferanslar verilecek ve sayım tatbikatları yapılacaktır. Sayımda vazife verilenlerin bunu kabul etmemeleri ve sayıma memur edilenlerin mazeretsiz vazifelerine gitmemeleri halinde kendllerlle daire âmirleri cezalandırılacaklardır. Memur ve kontrolörlerin tesbitl İşi kay: ıakamlıklara verilmiştir. Her memur kendi evi civarında sayım yapacaktır. Sayıma alt umum müdürlük tarafından hazırlanan afişler de vilâyete gönderilmiştir. Sayım memurlarına, sayımdan 3-4 gün evvel birer zarf dağıtılacaktır Bu zarflarda sayımın nasıl yapılacağı hakkında umumi talimatla birlikte her memurun yazacağı semtin krokisi, ev numaraları ve sayacağı kimselerin listeleri bulunacaktır Memurlar sayımdan evvel kendi bölgelerin! görüp tetkik ederek sayım gününe hazırlanacaklardır. ■,'esblt edilen bu İşler hakkında sayım kurulundan İzahat alan umum müdür 3-4 gün daha şehrimizde kalarak bu İşlerle meşgul olacaktır.
Budapeşte ne halde?
Buda kısmı harabedir, Peşte tarafı nısbeten tahribattan kurtulmuştur. Macaristana serbesçe girilemiyor
Zafer bayramı
Yarın parlak törenle kutlanacak
AmeriKaı^ordusu
İki buçuk milyon kişiye indirilecek
Budapeşte 28 (A.A.) — Sovyet kıtaları Macar başkentine karşı yaptıkları savaş sırasında şehrin Buda kesiminde ev ev, karış karış savaşmak zorunda kalmışlardır, şehir bugün bir harabe yığını haline gelmiştir. Müdafaa edenlerin cesetleri kaldırılmıştır. Fakat sokaklar hâlâ 1944 aralık ayı ile 1945 ocak ayı zarfında cereyan eden savaşın bakiyeleri olan çeşit çeşit araba ve molozlarla tıkalı bulunmaktadır. Buna mukabil şehrin Peşte kesimi nispeten masun kalmıştır. Fakat Budapeşte, Viyana ve Londra kadar müteessir olmamıştır. Tah-rlb edilmiş veya yanmış bir eve mukabil beş veya altı ev sağlam ve oturulabilir vaziyettedir. Bugün bir milyona yakın insanın yaşadığı bu yaralı şehirde dükkânlar, kahveler, lokantalar, sinemalar, dans mahalleri ve bankalar açıktır. Birçok tramvay arabaları hizmete girmiştir.
Macaristana serbesçe girllememek-tedir. Memleketi işgal altında bulun-
duran ordu geçitler* nezaret etmektedir. Ordu aynı zamanda hava alanlarını da ciddi surette kontrol etmektedir. Macar gazeteleri Sovyet sansürüne tâbi tutulmaktadır. Sovyet makamları bir muvakkat hükümetle beş siyasi partinin kurulmasına müsaade etmiştir.
Amiral Horty
Londra 28 (A.A.) — Resmi mahfiller. Amiral Horthy'nln İnglltereye geldiğine dair çıkan haberleri kati olarak tekslbetmektcdlrler. Mayıs ayında Amerikan kıtaları tarafından tevkif edilmiş olan Horthy hâlâ Almanya'da İngiliz Amerikan kıtalarının elinde bulunmaktadır. Oğlu ise İtalya’da mevkuftur. Resmi mahfiller Amiralin yargılanacağı tarihi bilmemektedirler.
Macar makamlarının amirali Macar askeri mahkemesinde yargılamaya arzu etmeleri mümkür.
(Baş tarafı 1 inci sahifede)
Parti programının başlıca ko. nusu ve zamana göre dünyada en ehemmiyetli ekonomik mesele olan Devletçiliği ele alalım. Par. tide, hattâ Mecliste göze çarpan v* çarpışan fikirlere göre, bu devletçilik prensipl ki bugünkü ve yarınki başlıca idealimizdir, ayn ayn yorumlanıyor. Eski İt. beral ekonomiye ve tam kapita. üst sisteme bağlı olanlar bulunduğu gibi. Devletçiliği sadece ferdi erin ve hususî teşebbüslerin yapamadığı işlere hasretmek yo. lunda anlayanlar, yahut bu prensipe göre Devletin her saha, ya el koyarak bütün ekonomik hayatı kontrol altına almasını İsteyenler var. Gene Devletçilik bakımından, bazılarında Devletin — ferdin yerine geçerek — istihsalde kazanç temin etmesini haklı gören «Devlet kapitalizmi» gayesi olduğu gibi, Devlet istihsallerinin sadece halkı terfihe yaramasını ve kazanca yanaş, mamasını özleyen «Devlet sosya. Jistliği» taraftarları da var.
Bugünkü dünyanın başlıca konusu olan ekonomik bir program maddesindeki bu ayn görüşler yanında en temelli sosyal işlerdeki farklı düşünceler köy. lüye toprak dağıtımı kanunu konuşulurken şiddetle meydana çıktı.
Bunlar, bir partinin — bilhassa bu zamanda — en esaslı idealleri olan sosyal ve ekonomik nizamı ilgilendirdiği için üzerle, rinde durduk. Misalleri uzatma, ya lüzum yoktur.
Bundan başka, bu prensip ay. rıhklanna, bir de son aylarda günlük politika anlaşmazlıklarının katıldığı, parti grupu için, de değil, Mecliste hükümete şiddetli hücumlar yapıldığı, ancak muhaliflere yaraşır sert tenkid. lere girişildiği görüldü. Bunlar, millet efkârında, Millet Meclisi kürsüsünde serbes tenkidin lüzum ve faydası İnanım kuvvetlendirdiği nispette, parti mensu. bu bazı Millet Vekillerinin parti, ye muhalif o’dulrTan kanaatim uyandırmıştır.
Bu şartlar altnda halkın aklına gelen ilk soru, muhalefet
İthalât malları gümrüklerde ne kadar kalacak
Hazırlanan yeni esaslara göre ithalât eşyası gümrük ambarlarında en çok iki av kalabilecek, bu müddet zarfında malını çekmeyen lthalâtçi-rın mallan Ticaret Bayatlığınca piyasaya çıkarılacaktır
ödemiş ve Trabzon şilepleri »atın alınacak
Denizyolları İdaresi, evvelce İngl-lizîerden kiralanan Ödemiş ve Trabzon şileplerini 750 bin liraya satın almağa karar vermiş ve bu hususta temaslara başlamıştır.
3Q Ağustos zafer bayramı yarın sabah parlak törenle kutlanacaktır. Törene saat 9.30 da İstanbul komutan lığında evvelâ askerlerin, sonra sivil memurların trbrlklerile başlanacaktır. saat 10.30 da Taksim meydanında âbideye bayrak çekilmesi ve çc-lenkler konmasını müteakiben nutuklar söylenecek, sonra da büyük as keri geçit resmi taşıyacaktır.
Yarın şehrimiz bayraklarla duna-tllacak. gece de tenvirat yapılacaktır. Resmi dalne ve müesseseler yarın tatil yapacaklardır.
Bayram münasebetlle Halkevlerinde de konferanslar ve temsiller verilecektir.
Yaman bir hırsız ve t dolandırıcının mahkûmiyeti
Ankara 29 (Telefonla» — Hırsızlık, dolandmlık gibi çeşitli suçlardan sabıkalı bulunan Beşiktaşlı Saba haddi-Din duruşması dün Ankara birinci asliye ceza mahkemesinde sona ermiştir.
Sabah addl n Malatyada, Antepte ve şehrimizde kendisine subay süsü yererek çeşitli evlenme tekliflerinde bulunmuş, törene gidileceği sırada sivil elbisem yok, bir sivil elbise verLrıwnlz giderimi., demiş ve bu elbiseleri giyer giymen gözden uzaklaşmış ve böylelikle pek çoklarını dolandırmıştır.
Duruşmanın son oturumunda, hâdise, gerek suçlunun ikrarı, gerek şa-hltlerla sabit olduğundan, Salâlıaddl-nln on beş ay hapsine karar verilmiştir
Londra 29 (R.) — Amerika askeri encümeninden beyan edildiğine göre, sekiz milyondan fazla olan Amerikan ordusu 1946 senesi temmuzunda iki buçuk milyona indirilecektir. Bu kuvvetten 370.000 1 Avrupada, 830 bini Pasifik te, 115,000 i Alaska, Karayıp ve diğer adalarda, 1,185.000 i Birleşik Ameri kada bulunacaktır. Bundan başka seri bir müdahaleyi İcabettlren haller için Birleşik Ame-nkada tâblye vuruş kuvvet) olarak 250,000 kişi bulundurulacaktır.
laviçre - Türkiye arasında ticaret görüşmeleri
Ankara 29 (Telefonla) — İsviçre ve Türkiye ticari görüşmeleri devam etmektedir. Bu itibarla 31 ağustosta hitam bulacak olan eski ticaret muahedesinin müddeti daha bir ay uzatılacaktır.
İki tevkif
Karasu maliye tahsildarı Nuri Kaya 977 lira lhtllftstan, Bahçekapıda Atabey Hanında ithalât taciri Abdül-lâtif Ingiliz pamuk İpliklerini menşe rintlerinden yüksek bir şekilde ihtikârdan dolayı Milli korunma savcılığınca tevkif edilmişlerdir.
Kuyuya düşerek boğuldu
Cerrahpaşada 43 numaralı evde oturan Ahmet Murat İsminde bir genç dün gece kuyuya salladığı testiyi kuyudan çıkarmak İsterken muvazenesini kaybederek baş üstü kuyuya düşmüş ve boğulmuştur.
Ahmet Muradın cesedi, kuyudan çıkarılmış, savcılık tahkikata el koy-I muştur.
Ingiltere, Fransa
(Baş tarafı 1 inci sahifede) küçük bir limandan hareket ettikten sonra güneye doğru yol alan üç İtalyan balıkçı gemisi silâhlı bir Yugoslav gemisi tarafından çevrilmiş ve Yügoslavyaya götürülmüştür. İtalyan Dışişleri Bakanına bu gemiler mürettebatının pek yakında memleketlerine İade edilecekleri bildirilmişse de bu hâdisenin tafsilâtını vereD Gtomale del Mattlno gazetesi gemiler hakkında hiç bir haber alınmamış olduğunu ve bu hâdisenin sebebi hakkında hiç bir İzahatın verilmemiş olduğunu yazmaktadır.
Fransız gazeteleri Tito’ya hücum ediyor Paris 29 (A.A.) — Sosyalist basınında Yugosiavyaya karşı başlıyan neşriyat doğrudan doğruya M. Beyinin nutkundan, işçi partisinin vaziyetinden İtalyan sosyallstleriie olan sık! sempati bağlarından ve kısmen de İç siyaset sebeplerinden mülhem olmaktadır.
Bu neşriyata müvazl olarak, baş-
larında «Epotıue» gazetesi He yan resmi Monde gazetesi de olmak üzere Mutedil basın israfından da neşriyat yapılmaktadır.
Çivi ihtikârından iki mahkûmiyet
Ankara 29 (Telefonla) — Faik ve Yusuf adlarında İki kişi fazla fiatle çivi satmaktan sanık olarak Ankara Milli korunma mahkemesine verilmişlerdir. Bunlar, duruşma sonunda suçlan sabit görüldüğünden, her İki sanık birer sene hapis ve beş yüzer Ura ağır hapis cezasına mahkûm edilmişlerdir.
Amerikan askerleri
(Baş taraf] 1 inci sahifede) Moskova radyosunun hücumları
Londra 28 (B B.C.) — Moskova radyosu. İrandaki durum hakkında şöyle demiştir:
«— İran Başbakanı Sadr. uzun müddet Almanyada kaldığı İçin Alman efkârını benimsemiştir. Rıza PehlevV-nin totaliter zihniyeti İrandan silinmemiştir. Köylü ve işçi hâlâ ezilmektedir. Hükümet bunlarla hiç alâkadar olmamaktadır.»
Radyo, İran Dış İşler! Bakanına hücum etmiş ve bugünkü hükümetin İranın menfaatlerini yabancılara sattığını İddia eylemiştir.
Âsî İran subayları
Tahran 28 (A.A.) — İran ordusu, âsi subayların hareketlerini müttefik surette takbih etmektedir.
Bildirildiğine göre, birinci tümen, ı şehlnşaha sadakat yeminini yenile-] miştlr. Bununla ilgili olarak birinci tümen komutanı şehlnşaha gönderdiği bir telgrafta, hükümdarlarına ve vatanlarına karşı olan sadakat yeminlerini tutmıyan subayların ihaneti dolayıslle tümenindeki subayların nefretini belirtmiştir. Birinci tümen subayları sadakatlerini teyldeylemiş-lerdlr.
Mısır çölünde Uranıum madeni var mı?
Kahire 28 (A.A.) — Kahire üniversitesi fen fakültesi en kıdemli profesörü Dr. Mustafa Moşarra. 1934 yıitn-da Doğu Mısır çölünde Cebel Moveleh bölgesinde bulunan çinko madenleri yakınında uranlunı madeninin bulunduğunu açıklamıştır.
Okullarda öğretim
istanbulda ilkokullar 17 eylülde, resmi ortaokullarla İlseler 26 eylülde derslere başlı yasaklardır. Özel okullar da umumiyetle ilkokullarla birlikte eylülün 17 sinde öğretime bağlıyacaklardır. Tesblt edilen bu tarihlerde öğretime başlamak üzer? okullarda hazırlıklar başlamıştır.
ilkokul öğretmenlerinin vazife görecekleri yerlerle Millî Eğitim müdürlüğü meşgul olmağa başlamıştır Bu işin eylülün balsamda sona ereceği ümit ediliyor.
Zeytinyağı tevziatı
Z kuponlarile halka yapılmakta olan zeytinyağı tevziatı 31 ağustosta sona erecektir. Eylülün 4 ünden İtibaren mutemet bakkallara ticaret ofisi depolarından zeytinyağı verilmeğe başlanacaktır. Ayın 8 İnden itibaren de halka nüfus başına iki ayda bir litre yeniden zeytinyağı tevziatına başlanacaktır. Yeni tevziat eylûl-ekim aylarına mahsus ekmek kartlarındaki C kuponlarile yapılacaktır, Zeytinyağı flatlerl eskisi gibidir.
Elektrik ampullerinin fiatlerı tesbit edildi
Memlek.ilmlze ithal edilen 210,1)00 ampulden 50,000 adedinin halka dağıtılmak üzere vilâyet emrine verildiğini yazmıştık.
Bu ampüllerden; 30 bini 110. 20 bini de 220 voltluktur. 18400 adedi İthalâtçı Slmer Gorik tarafından gümrükte çekilen 220 voltlukların İthalâtçı Azami llatlerl de: 25 voltlukların 97,5, 40 vatlıkların 108,5, 60 vatlıkların da 133,75 kuruş üzerinden tesblt olunmuştur.
Ayrıca memleketimizin diğer limanlarına getirilmiş olan 258 bin ampul de tstanbuia geldikten ve muameleleri ikmal olunduktan, sonra aynı suretle tevzfe tabi tutulacaktır.
partisinin veya partilerinin doğ. ması istendiği bu devirde Halk Partisi gruptında beliren bu ayrı görüş ve düşünüşlerin, niçin ye. -ni parti veya partiler halinde — ve çok daha normal sayılacak şekilde — meydana çıkmadıkla^ rıdır, *
Bu, memleket için ancak faydalı olur ve çok değerli bir hiz. met sayılır.
Bu halin devamı, partiye muhalif, parti hükümetinin işlerini kendi İnan'anna ve isteklerine aykırı bulan ve bunu — parti toplantılarında değil, Mecliste açıkça söylemeyi lüzumlu gören faal politikacıların gene partide kalmak isteme'eri gibi, nartiyl zayıflatıcı tesirler doğurur, LL
Yeni ve hakikî br partinin, O bugünkü şartlar içinde, pek ça. û_ buk doğacağını sanmıyoruz. Par-CM tiye, lıerşeyden önce yeni pıog.'fc ram değil (her önüne gelen gü_ zel ve cazip bir parti programı C yazabilir) bir lider lâzım olduğu ,2 için bu kanaattayız. Memleket, OT te, parti lideri olabilecek vasıflarda siyasî şahsiyetler yok de. > ğildir. Fakat bunların bir teşeb. büse girişmelerini beklememeli. (D dir. kt
Başka parti kurulsun, kurul- >s masın her iki ihtimalde de, ilkin-O Halk Partisini Terletmek ve iyi. "O leştirmek gerektiğine inamvo. (D ruz. "(Q
Sosyal ve ekonomik idealleri yorumlara ve şüphelere yer ver./\ miyecek şekilde açık ve duru olan, mensuplan arasında sadece ideale bağlılıktan doğma birlik bulunan, memleketin gençliğine kendini sevdirerek dayanan tam mütecanis bir Halk partisi, uzun zaman tek başına yaşasa da, yahut yarın başka ve belki de çok mütecanis ve kuvvetli parti, lerle mücadeleye girişmek zorun, da kalsa da ilk gave olmalıdır. Bu memleketin, yalnız Cumhuriyet ve Demokrasi müesseslerine güvenerek yaşamak ve yürü, mek zorunda kalacağı ıızak istikbalde başlıca dayanak — dün de yazdığımız gibi — bu olacak, tır.
Necinrdd in Sadak
Bir kadın, kurbağa doğurdu
Zonguldak 28 — Bartının
Kasbaşı köyünden t sınai 1in otuz bes yaşındaki karısı Hatice normal çocuk büyüklüğünde tam teşekküllü bir kurbana doğur, muştur, Haticenin a’tı çocuğu vardır. Bundan beş vıl evvel de domuz şekl’nde bir r^cıık doğur, muştu.
İstanbul halkının dilekleri dinlenecek
İstanbul Milletvekilleri, bayramdan sonra, muhtelif Halkevlerinde halkın dileklerini dlnllyeceklerdlr İstanbul Milletvekillerinden B. Ziya Kûramür sel dün belediyeye gelerek geçen sena tespit edilen halk dileklerinden hangilerinin yerine getirildiğini, hangilerinin ne gibi sebeplerle verine getirilmediğini ineelemM'r
28/8/1945 flatleri
Londra üzerine 1 sterlin 5-M
Nevyorit üzerine lilfi dolar 132.—
Cenevre 1011 İsviçre fT 30.3255
Madrid üzerine 100 pezeta 12 9376
Stokholm üzerine lOfl kuron 31 1325
KSII.4M VE TAHVİLAi
% 5 Caiz» ikramiyeler;
1933 Ergani 34»
1938 ikramiyen 22.—
M11U Müdafaa 22.—
Demiryolu ikramiyen 98 78
% 7 faiz» Tahviller:
Sivas - Erzurum ■ 29,30
Sivas - Erzurum 2-7 20 50
1941 Demiryolu I 20.40
1941 Demiryolu fi 20.10
1941 Demiryolu UJ 19,63
Milli Müdafaa I * 20,43
Milli Müdafaa H 1980
Milli Müdafaa m 1985
Anadolu Demiryolu Gıupu:
Tahviller 1-2
Hisse senetleri % 60 95.—
Mümessil senet
Hisse senetleri:
Merkez Bankası 146 —
T- İş Bankası M.80
T. Ticaret Bankası 4.25
Aslan Çimento
BORSA DIŞINDA
ALTIN FÎATLERÎ
Gulden 33-65
Reşadiye 35.43
İngiliz 42.0Ş
Külçe (Bir gram») B.21
59 Ağustos 1945
AHŞAM
Sahi Ie 5
AKŞAMDAN AKSAMA
«Hürriyetsiz vatan»
ve
«Vatansız hürriyet»
B. İllıamî Bekir'in yazdığı «Hürriyet kasidesi» ııi, Tan gazetesi çift sütun üzerine neşretmiş. İlhaıni Bekir, bunda « hürriyet» e hitaben şu serbes mısraları söy. lüyor:
Ey vatanlarında vatansız gezenlerin sıla hasreti!
Sen ey vatandan üstün olan! Sen «Eyn kİ sensiz vatan bir cesettir, üstünde akbabaların dolaştığı...
Sen ey vatandaşların lıer ıslığı çığlığı sırrı
HÜRRİYET!
En sonu da. Nazını Hikmet’in «Emeret kî ölelim! Emret.» söz. lerile bitiyor.
Hürriyet hakkında Victor Hugo da demişti ki;
Şu dünyada İki şey bana hayatı sevdirir;
Aşk ve hürriyet— Bunlar, arzu ettiğim yegâne hâzinelerdir.
Aşk uğrunda lcabederse, hayatımı veririm.
Fakat, hürriyet uğrunda da aşkı feda edelim.
Kinıbilir hangi metresinden yakayı kurtarmak istemiş de, hürriyet uğrunda askını feda etmiş! Koca şair,,. Yoksa, aşkın da ne tatlı esareti vardır.
Namık Kemal da, malûm, der İt'.
Ne efsunkâr imişsin, ah ey dldar-ı hürriyet
Eslr-1 aşkın olduk, gerçi kurtulduk esaretten I Fakat hu sefer, iş değişiyor; «vatan» mefhumu ile «hürriyet» mefhumu karşılaşıyor. Aman, bav I'hami Bekir! Siz de isterse, niz. şahsî bir mevzuunuz olan aşkınızı feda edin. Lâkin vatanı! Sakın ha...
Misali hayattan alalım. Kızıl Sulan dive vasıflandırmağı âdet ett'kleri Sultan Hanıid zamanın, da vatan var, hürriyet yoktu. Bir de aksi misal; «Serseri Yahudi» diye edebiyata ismi giren Musa ümmetinin şurada burada ala. bildiğine hürriyeti olmuştur, va. tanı olamamıştır.
Sair İThami Bekir, ikinci şıkkı tercih edecek galiba. Fakat değil Filistin hasretile yanıp tutuşan İsrail oğulları, hattâ inkılâplarında muvaffak olan Rus prole. taryası bile dört elle vatanlarına sarıldılar İttihat ve Terakki ise. Kızıl Sultan’ı 10 temmuzla 11 temmuz arasında bir telgrafla yıktı. Hürriyet bîr havadır. Ça. buk esebiliyor: ona derhal yelken açabiliyoruz Onun didanna Na. mık Kemal’in gönlünden şairane ahlar çekebiliyoruz. Fakat — (hele vezin ve kafiye zarureti de olmayınca) — sakın ha. Öyle kolav kolay:
Sen, ey vatandan üstün!
Dememeli... Bunu, hürriyete hitaben bile söylememeli... Bu yatanın bize ait olması için ne Malazgirt meydan muharebeleri, ne Fatih’ler, ne Selimler, Süleyman’lar. Kemal'ler, Tsnıet'ler lâzım gelmiştir. Ne Ahmed'cikler, ne Mehmed’cikler...
Yeni havalar, yeni hürriyetler, yeni saadetler, yeni ve sosyalist, yari teşkilât... Bütün bunları Türk vatanına. Türk milletine, Türkiyede şimdiye kadar gün göremeyenlere iyilik getirecek diye arzu ve temenni ediyoruz.
Asıl gayeyi şaşırmayalım! Asıl gaye bu memleket ve bu memleketin halkıdır. Hürriyet, bu memleketin halkını mesut etnıck İçindir. Tabiî: tnsanlık ailesinin saadeti ortasında Fakat biz, âle. mİ değil, kendimizi mesut ede. biliriz. Hürriyetsiz vatanın dalma üstesinden gelinir, 1908 de olduğu gibi Türk milleti onu er-geç nizamına sokar anıma, va. tansız hürriyet yerinde dursun. Onu kimseye temenni etmeyiz. Sair İlhami Bek’r’e bile.
(Vâ . Nû)
Bulgaristandan 300 bin kilo kömür geldi
îki gün zarfında Bulgarlstandan şehrimize 300 bin kilo mangal kömürü getirilmiştir. Satışları yapılmakta olan kömürlerin perakende kilosu 17-ie kuruştur.
Devlet orman İşletmelerine bağlı revir amirliklerinin İstanbul için hazırladıkları kömürler de şehrimize aevkedllmek üzeredir. Bu kömürler perakende 16 kuruşa satılacaktır. Şehir İçine dağılmış bulunan 600 kadar mahrukat satıcısı revir amirliğinin bayiliğini yapacaklardır.
ŞEHİR HABERLERİ
Saklı 2400 gömlek
Marpuççularda bir manifaturacı dükkânında bulundu
Şehrimiz adllyes! üçüncü sorgucar-gıçı B. Kâmil Boran gömlek almak üzere Marpuçç ularda Yenen manifatura şirketine gitmiş ve gömlek İstemiştir.
Müessese memurları gömlek bulunmadığı şeklinde bir cevap vermişlerdir.
Sorgu yargıçı, dükkândan ayrılmış, murakabe kontrol teşkilâtını haberdar etmiş, yanma bir kontrolör, bir de sivil memur alarak bir müddet sonra tekrar dükkâna gitmiş ve aynı İstekte bulunmuştur.
Sorgu yargıçmm bu sefer aldığı cevap şöyle olmuştur:
— Gömlek yok dedik ya, yaratacak mıyız?
Bunun üzerine müşteri sıfallyle gelen bu şahıslar İşe el koymuşlar, Tah-takalo polis karakolu komiserini de çağırtmışlardır. Dükkânda derhal bir arama yapılmış ve 2400 gömlek saklı bulundukları yerlerden çıkarılmış, ayrıca da satışa arzedilmekten İmtina olunan diğer bir kısım manifatura oryası daha bulunmuştur.
Hâdise hakkında İcabeden evrak tanzim olunmuş ve MIHI Korunma savcılığına verilmiştir.
30 Ağustos
Zafer Bayramı Günü gişelerimiz kapalıdır.
3 1 Ağustos
CUMA
Aile Cüzdanı almak istiyenîer için son gündür ve gişelerimiz saat 9-30 dan 21 . e kadar aralıksız açık bulundurulacaktır. YAPI ve KREDİ BANKASI A. Ş.
İstanbul . Galata . İzmir
Nüfus sayımına hazırlık
Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğünden:
21 Ekim 1945 pazar günü memleketimizde yapılacak olan genel nüfus sayımının esasını, içinde insan oturan veya İnsan oturması İhtimali olan bütün yerlerin numaralanması teşkil edecektir. Sayım yönetmeliklerine göre, numarasız yerlerde oturanlar hükümete haber vermek zorundadırlar. Bu mecburiyete uymı-yanlar para cezasına çarptırılacaklardır. Şehirlerde, numara levhası takılmamış veya sonradan numara levhası konulmak üzere geçici olarak fırça İle numarası İşaret edilmemiş binalarda oturanların sözle veya yazı ile en yakın Belediye dairesine haber vermeleri lüzumu bildirilir. ______________
İstanbulda süt hayvan’ larının yemini Ofis veriyor
İstanbulda ve civarda süt İçin beslenen koyun, keçL ve İneklerin yenisizlik sebebile satıldığı veya kesildiği, bu yüzden de bugünkü stit flatlerlnln İdare etmediği hakkında bazı haberler dolaşmaktadır. Bu hususta yaptığımız tahkikat neticesinde İstanbulda mevcut koşum hayvanlarlle birlikte süt almak İçin beslenen hayvanların da arpa ve kepek İhtiyacı toprak mahsuller! ofisi tarafından ucuz fiatlerle muntazaman temin edilmekte olduğunu öğrendik. Hayvanatın ot ve saman ihtiyacı şimdiye kadar ekseriyetle Trakyaclan temin edilirken bu senekl kuraklık yüzünden Trak-yanm ot ve samanı ancak ora hayvanlarının İhtiyacı için sarfedlldlğln-den müvaredat geçen yıllara nazaran azalmıştır. Bu durum karşısında İstanbul hayvanatı için Anadoludan ot ve saman temini için teşebbüslere girişilmiş ve siparişler verilmiştir. Sütçülerin yemslzllk yüzünden hayvanlarını satmağa mecbur oldukları haberi asılsızdır. Toprak mahsuller! ofis! hayvanat İçin kepeğin kilosunu 12, arpanın kilosunu 22 kuruşa vermektedir.
Kahve fiatleri indirilecek
Tekel İdaresi kahve fiatlerint u-cuzlatmağa karar vermiştir. Ucuzluğun kilo başına 1 lira kadar olacağı tahmin ediliyor.
ASKERÎ TERFİ LİSTESİ
Mustafa Göretekln, A. İzzet Bentürk, Kemal Süler, İhsan Üner, Refik As-' lan, Ragıp Turgay, M. Ziya Sümerkan. ' Albaylığa yükselen muhabere yarbayı:
İrfan Poklz.
Yarbaylığa yükselen muhabere binbaşıları:
M. Ali Altın terim, İ. Ziya Kaypak oğlu, vellyeddln Esin, Emin Tokkaya, Fehim Okan, Şükrü Altaca, Sadeddln Şenman.
Albaylığa yükselen demlryol yarbayları:
A. Hikmet Tümer. Yaşar Aksoy, Hayrl Sağkal, Kemal Oüran.
Yarbaylığa yükselen demlryol binbaşıları :
A. Kemaleddln Alpar, İshak Salaçin, Haydar Erten.
Albaylığa yükselen nakliye yarbayı: Hamdl Özoğlu.
Yarbaylığa yükselen nakliye binbaşıları :
Akif Aytaç, Suphi Dalkılıç. Hüsnü İlgaz, Vasfi Tuncay, Cemal Küçük-erkan, Mustafa Yücelen.
Albaylığa yükselen piyade yarbayları:
M. Edip Alpan, A. Hamdl Aytu, M. Reşit Göçerden. M. Mecdl Tunç. M. Nafiz Vural, A. Hüseyin Yalçın, İbrahim Çetlnkaya, Kâşif Işın, O. Nuri Yılmaz. Niyazi Erten.
Yarbaylığa yükselen piyade binbaşıları:
t. Ethem Aktuğlu, A. Fahri Ak, Zeki Çetlner, Şahabeddln Onal, Mustafa Sevgen, İ. Hakkı Çermik, Ahmet Kavrım, Emin Güney, Fuat Yalçın,, Tahsin Coşkun, Tevfik Işın, Süleyman Erkut, A. Rıza Erkan, Alâeddln Tüzün, M. Lâtif Mutlu, Selim Gökçen. Süleyman Aktürk, Faik Süre, Rlfat Sezener, Refik Gökçeokan, O Sena! Aktuna, Şa kir Atik, Bahaeddln Tlnmaç. Hüseyin Savaşçı, Reşat Albat. Sami Beklen, Esat Altenar. Mehmet Yalçın. M. Emin Özer. Abbas Ayıner, Sabrl Topçu Kasımpaşa, Hikmet Süalp, M. Nuri Çakı, A. Hicri Alpayday, Nlzamed-din Sevgün, Fehmi Oral, H. İbrahim Konural, M. Hamdl Yargıman, Y. Kemal Pulur. A. Sakir Altan. t. Atillâ, Eryaşar, Baki Öztezcan, Necmeddln Enginsoy, M. Fuat Demlray. Rıza Al-gan, B. Avnl Akat, Danlş Karabel, M-Reşat Oksay, Hasarı Ergin, Kenan Akson, Salâhaddln Kutbay, A. Rıza Gürel, Abdülkerlm Tolun. Hayreddln Çiçekdağ, Bahaeddln Tulunay, S. Sırrı SÜer, Nasır Vurgeç, M. Şükrü Gü-nay, Sabrl Ünal, Sadık Alpaslan, M. Reşat Satçılar, M. Nuri. Okan,, i. Hakkı Gerek, Şefik Suvat. A. İhsan Bener, M. Arif Akkut. t Hakkı Kutllıhan, Mehmet Alkan.
Albaylığa yükselen Tbb. yarbaylar:
M. Sadeddln Suay, S- Sudl Oral, M. Kemal Serav, M. Mubalıl Sander, Mus tafa Hepgörür. A. Fazıl Ersin. İbrahim Atasavun, M. Tevfik Güner. İnayetul-lah Vral, M. Şefik Erdemlr. A. Cemil Akkün, A. Esat Blrol
Yarbaylığa yükselen Tbb. binbaşılar:
H. Rıza Doğrusoy, Salp Birkan. H. Hüseyin Derin, A. Cevdet Alpasoy, Refik Tllkicloğlu, Müslim Gür. M. Fah-reddln Yakal, A. Hilmi Demlronat, A. Süreyya Atamal. Seyfullah Nutku, Sa-lâhaddin Baş, Ömer Salp Tezel, Necati Bicloğlu. A. Şevket Topar, A. Esat Ülgen, M. Vehbi Tüjlk, M. Nurullûh Arcan, M- Rüştü Turgul. A. Hamdl Ergene.
Albaylığa yükselen hava yer yarbayları:
Osman Kökhnn. H. Hulkl Gökdenlz. A. Esat- Yarkınöz.
Yarbaylığa yükselen hava yer binbaşıları:
Salih Dirik, Seyfl Alok. Ümran Karakuş, M. Kâzım İldlğ, M. Nureddln Tesar.
Albaylığa yüselen veteriner yarbayları:
Rlfkı Ünlü, M. Nâzım Erkan. Ab-dürrahman Akgün. Necati Denglll. Kadri Şenyurd. Cemal Aksüliin, Lût-fl Doğu, Mergup Dlnçcr, Nedim Çağ-lak, Zahld Blrol, Sıtkı Senin. Refik Yetgln, a. Rıza önaydın.
Yarbaylığa yükselen veteriner binbaşıları:
■Ratlb İçten. Seyfeddln önen.
Binbaşılığa yükselen veteriner yüz bağılar:
Nuri Yıldırım, A. Remzi Tarakçı-oğlu. Turgut Yalkat, Nihat Sözer, H. Fazlı Yener.
Yarbaylığa yükselen süvari binbaşıları:
Sadi Süslü, Şevket Atsal, Sadeddln Oklar, Hüsnü Tanker, t Safa Sunal, Nuri Anakoç, Abdttlhallm Olcay, R. Rüştü Narter, Muharrem özaydın, Feridun Daryal, Tevfik Kılıç, Hamdl figümen, M. Fuat eükan. Ziya Şcn-ath, C. Maclt Akagün, İrfan Uludo-ğan, Hamlt GCnco.
Binbaşılığa yükselen süvari yüzbaşıları:
Talât Bayraktaroğlu, H. Suat Tan-İü, Abdlilkadlr önal, Cevat Gürkan, Hamdl Yurtsever, O. Zeki Alpan, Ab-düttevap Terzi.
Albaylığa yükselen levazım yarbayları:
Sam! İpçi, Şevki Foyzioğlu, A. Sa-bahaddln Bilen, Ali Heklmofilu, M. şehubeddln Köprülü, Ziya Şardoğ, Fevzi Köksaltık, H. Kâmil Beşpınar,
(Baş tarafı 1 inci sahifede)
Tümgeneralliğe yükselen tuğgeneraller:
Ali Karadeniz, İhsan Sonatın, Re-fet Türtll.
Tuğgeneralliğe yükselen albayları
Faik Pamlr, Alâeddln Yakal, Salm Topçu, Muzaffer AJakıış, Rüştü Erdel-hun, A. Rıza Gürcan, t. Hakkı Güvendik, İ. Hakkı Tıınaboylu, Tahsin Ce-keblcan, Nureddln Aknoz, Osman Gii-ray, n. Nuri Onuralp, M. Fasih Kaya-balı, Şevket Aykan, Niyazi Mumcuoğ-lu, İhsan Eriş, Vedat Karan. Yakup Gürkaynak, Mustafa Eren. Y. Adil Egeli, Ekrem Atasel, Hüsnü Ersu, M. Rüştü Pekdemlr', Hayrl Aytepe, Naci Aka, Necati Tacan, M. Şevki Altınay, Azmi Akbuğ, İhsan Eslner.
Tümamiralliğe yükselen deniz albayları:
Hilmi tiler, Sadık Allıncan.
Tuğgeneralliğe yükselen Tbb. albayları:
Nazım Şakır Şaka, Ziya Özda, Cemal Sipahi, Kemal PlevneU.
Tuğgeneralliğe yükselen veteriner albayları:
M. Ali Güner, İbrahim Erseş, İbrahim Gokteoğlu.
Tuğgeneralliğe yükselen eczacı albay:
Arif Kökes.
Tuğgeneral muadili askeri yargıçlığa yükselen:
M. Kemal Kalkan.
Albaylığa yükselen topçu yarbayları:
M, Suphi Gönen, Feyzullah Anlıtan, Kadri Tümel*. Hüsnü Etkin, Ahmet Arcasoy. Kemal Demlrkan, M. Cevdet Erkut, Sadi Durma.
Yarbaylığa yükselen topçu binbaşılar:
Abdiilfettah İpokşon, Lûtfullah Ke-bapçıoğlu. İrfan Demlröz, Kâzım Öz-çetin. Hüsnii Sargın, S. Fahri Tekiner. Cemil Öltem, Abbas Dlr.çer. Fethi Kural, Üzeyir Kingır, Zeki Tanberk, Nl-m:; İlgün, M. Nedim Özsevlnç, Mümtaz Talu, Ferit Ünsetl, Mümtaz Çakar, Hallt Tomaç, Hallt Göşiim, Fikri Or-hon. O. Fikri Gürgen. A. Pertev İylgör, Hayreddln Kıvanç. Muzaffer Oray, Behçet Araş, Nureddln Vülceğe, S. Sami Erbllgln, B. Sıtkı Kural, Ali İşlt-man, Kemaleddln Koçaydın, A. Rıza Güç.
Binbaşılığa terfi eden topçu yüzbaşıları:
Alâoddln Kıral. Salâhaddln Deınir-alp, Yaşar Polat, Hayreddln Mete, Celâl Turgay. BurhaneddJn Aka, Kâzım Erlimi, Cemal Uluğ, Bahaeddln Bilen, Nalm Şaen, Racl Alpsan, A. Muhtar Özpamlr, Fethi Oralkan. Sald Özgüç, Riiştü Oğan, Nedim Ergün, Rıza İmer.
Kur. albaylığa terfi eden deniz Kur. yarbaylar:
Asını şinik, Salp Çener, Safi Ertiirk, Sadık Özccbe, Fuat Başak, Sermet Gökdenlz.
Deniz Gv. albaylığa terfi eden Gv. yarbaylar:
Celâleddin Orhan, Hayreddln Er-gülgen.
Deniz Gv. yarbaylığa terfi eden Gv. binabaşılar:
Ekrem Işıklı. Rebll Albay, Vehbi Dümer, Naml öker, Hilmi Okçlgll, Asal Demlrtiirk.
Deniz Gv, binbaşılığa terfi eden Gv. yüzbaşılar:
Rıza Uralman, Şerefeddln Erdem, Vedat Burak.
Deniz makine albaylığa terfi eden makine yarbay:
Faik Meral.
Deniz makine yarbaylığa terfi eden makine binbaşılar:
Osman Konuk, Kemal Şenel, Muammer Akerman, Rlfat Anman, Hakkı Arıca, Ethem Baykal, Rlfat Küskü-sügüzel, Ahmet işıköndeş,
Deniz Tbb. binbaşılığa terfi eden Tbb. önyüzbaşılar:
Şahabeddln Özpay. Behlç Onul.
Deniz eczacı binbaşılığa terfi eden eczacı Önyüzbaşı:
Fatln Rona.
Deniz levazım albaylığa terfi eden levazım yarbaylar:
Cezml Dcnlzmen, Salâhaddln Soner.
Deniz levazım yarbaylığa terfi eden levazım binbaşılar:
Nuri Tekçe. Şeklp Altıntuğ.
Albaylığa yükselen hava yarbayları:
Celâl Bayrnktaroğlu, Mustafa Zeyrek.
Binbaşılığa yükselen hava yüzbaşıları:
Cemal Köker, Ztyaeddln Glincü, Mulılddln. Turgay. Hakla Sayıl, Rüştü Atagök.
Albaylığa yüselen mühendis yarbayları:
A. Melih Barluçuoğlu, Zihni Üner, Seyfeddln Klpmen.
Yarbaylığa yükselen yüksek mühendis binbaşıları:
M. Kemaleddln Kuşçu, Haşan Kır-erl.
Binbaşılığa yükselen yüksek mühendis yüzbaşılar:
t). Süreyya Berksan, M. Kâmil Aş-kun, A. Fuat Dörtbudak, Salâhaddln SevgÖr, Nlzameddln Narman,
Albaylığa yükselen İstihkâm yarbayları:
Şiikrü Över, t Nuri Akdlkmen, S. Sırrı Conklu.
Yarbaylığa yükselen İstihkâm binbaşıları:
Ncşot Işınan, Abdülbald özgüler,
VEFAT
Beyoğlu Tepebaşı Cumhuriyet gazinosu sahibi Vangel Kost-arldlsTn kızı 16 yaşında ■
KATİNA KOSTARİDİ8 feci bir tren kazası neticesinde vefat etmiştir, cenazesi bugünkü çarşamba gilnil saat 16 da Bakırköy Aya Yörgt Rum kilisesinde İcra edilecektir.
Kederli babası, annesi ve akrabaları
Piyasadaki «Uçtu, uçtu»
oyunu,.
Sait Duyar, H. Osman Kuntel, Neclt Erglner,
Yarbaylığa yükselen levazım binbaşıları:
Neşet Gökçek, Fuat Koçer, Kadri İnan, Naci Aktuna, Devrlş öşmat, Nâ zım Gilrsü, H. Ziya Besler, Rasih Kunter, Emin Tuncer, Seyit K.uyu-lulu.
Albaylığa yükselen kurmay yarbayları:
Ralf Yasa, Namık Argoç, Tevfik Gürel, Saim Kanra, H. Hayrl Gltsel,. Hüseyin Ataman, H. Suphi GÖker, M. Neşet Tolun, Adnan Kan, Lûtfi Güvenç, Muharrem Savtekin, Faiıreddin Aykut, Enver Aka, Halim Onalt, Niza meddln Karacebe, Necati İlter, Kakkı Önel, Kadri Perk, Fikri Oğuz, M. Fuat Sargın, Kâmil Giray.
Yarbaylığa yükselen kurmay binbaşıları :
İ. Gavsl Açagök, Enver Sökmen, Hulkl öcal, Nlzameddln Oktay.
Binbaşılığa yükselen kurmay yüzbaşıları:
Sıtkı Ülay, Talât Batur, İ. Hakkı Alpay, Yusuf Demlroğlu, Ertuğrul Erkmen, Seyfeddln çotur, Necmeddln Ergüven, Mustafa Yoruç. Nüzhet Akıncılar. Sabrl Alkm, Ferit Gökçek, Naci Aşkun, Kenan Kocatürk, Ethem Talay, Kemal Atalay, M. Haydar Sükun, M. Kemal Tunçayma, Kenan E-sengiıl,'Kâmil Ateşmen, Nidai Tetik. Yahya Okçu. M. Tank Uçaner, Nevzat Gökerl, a. Necml Akyıidız, Osman Kögebay, Kâzım Doğancı, M. İhsan Duray. Şevki Alsaçıntı. Fikri önügö-ren, A. Sırrı Ülkü. Refik İlkin, Burhan Alpan. Necati Artun, Nihat Turgay,. Zeki Okçu.
B. Vüverte albaylığa yükselen B. Güverte yarbayları:
Eşref Acar, Tuğrul Kılıçtı, Niyazi Heper, Hüseyin Gülen, Hüseyin Kı-ral.
B. güverte yarbaylığa yükselen B. Güverte binbaşıları:
Muzaffer Tandoğan, Celâleddin İ-sen, Sedat Ülgür.
Binbaşılığa yükselen harita yüzbaşıları:
Hayreddln Eryaşa, Muhiddln Üşer. İhsan Tiryaki, Reşat Göktuna, Kadri Tan, Cevat Göktuna, Kenıal Deıık-er, Cevat Türten, H. Ijlüsnü Ercntok, Fıulk! Büyüküıier Salâhaddln Esen.
Yarbaylığa ytkselen eczacı binbaşıları:
A. Cemil Menokan, A. Kâzım Gür-man.
Binbaşılığa yükselen eczacı yüzbaşıları:
Y, Kenan. Salman, M. Reşat Tüzün. Cemil Olcay. Sıtkı çersu. Arif Kük-çü, A. Cevdet Ege, H. Fehmi Ersel, İ Safa Altınkök, M. Erdem.
Albaylığa yükselen diş tabibi yarbay:
Sadrcddln Aripek.
Yarbaylığa yükselen diş tabibi binbaşıları;
M. Rüştü Türesin, Salâhaddln Güven. İ. Hakkı Önen, O. Kâmil Özen. H. Fikret Emcloğlu. Remzi Güleryüz.
Binbaşılığa yükselen, diş taolbl yüzbaşı:
A. Hikmet, üralkan.
Jandarma terfi listesi
Ankara 28 (A.A.) — 30 Ağustos
jandarma terfi listesi yüksek tasdl-ka İktiran etmiştir:
Bu liste ile rütbeleri birer derece yükselen jandarma subayları şunlardır:
Tuğgenc rall lkten tümgeneralliğe yükselen:
AH Haydar Akyar.
Albaylıktan tuğgeneralliğe yükselen:
Refik Giinsev.
Yarbaylıktan albaylığa yükselenler:
Hamdl Korkut, Mithat Altınbu-lak, M. Emin Ardıç, Muclb Süzen, R. Recal Akman, A. Rıza Tilmer, Necati Arbak, Sezai Ordemlr.
Blnbalışıktan yarbaylığa yükselenler:
Kasım Selçuk, M- Hikmet Tunç, A. Kâşif Hatunoğlu, Enver Erten, M-Muzaffer Mutlu, Rlfat Ülkenalp.
«Uçtu, uçtu kuş uçtu» oyunu, nu bilir misiniz?,. Hattâ belki de çocukken oynamışsınızdır. Bu oyunda ebeyi şaşırtmak için dai. nıa uçurulan şey değiştirilerek söylenilir. Meselâ evvel: «Uçtu, uçtu, kuş uçtu!..» denirse, ikin, cide «Uçtu, uçtu at uçtu» söziyle bir şaşırtma yapılır.
Şimdi piyasada, bilhassa kara borsada en ziyade rağbet gören oyuıı işte budur. Hem de aynı mükemmel ve şaşırtıcı usulle oy. n anıyor.
Bir gün bakıyorsunuz ki orta, da diş fırçası yok. Fırçalar uçup gitmiş!..
İkinci defa aynı şeyi uçurmak doğru olamıyacağı için bu sefer de uçtu, uçtu, diş macunu uçtu’.. Macun varken fırça uçtu. Fırça, meydana çıktı. Bu sefer macun“ uçtu!.. Sıra İle.. LJ
Karaborsacı denilen adam illeû. bize diş uğdurmıyacak!.. BirOJ türlü fırça ile macunu yanyana'ta getiremiyoruz Belki de fırça ile U macun meydana çıksa bu sefer C de karaborsacı dişlerimizi sökiip.2 saklıyacak... W
Harbin daha ilk senelerinde heniiz kumaş meydanda iken. > bir aralık düğmeler uçmuştu, Q Düğmeler meydana çıktı, Kumaş uçtu?..
Oyunu gayet ustalıklı, gayet şaşırtmaca oynuyorlar. Uçurulan şeyleri pek mükemmel b-r tarzda değiştiriyorlar, Q)
Hem bu usul son derece uğraş. tırıcı. katiyen başa çıkdamıva. cak bir iş oluvor. Çünkü siz bir L_ uçan şeyin te'âşiyle meşgulken ü onu hallederken, onu meydana çıkarırken bu sefer gözlerinizi hemen başka tarafa çekiyorlar. Adeta alay eder gibi davranıyor, lar. Faraza bîr gün karaborsacı:
— Su adamlara kendi kend’le. rini tıraş ettirmeyeceğim!., divor.
Evvelâ tıraş fırçalarını saklı. yortar. Jilet var fırça yok...
Bakıyorsunuz ki fırçanın piyasaya çıktiBi giin j:let yok!.
Adam kati karar vermiş. Sizi tıraş ettirmiyecek!.. Zorla değil ya..
Piyasada korkunç bir «Uçtu, uçtıı» oyunu var..
Hikmet Feridun Es
Üsküdar ikinci erkek okulu
Üsküdarda Doğancılarda bulunan İkinci erkek ortaokul binasının kon-turat müddeti, bittiğinden ve sahibi tarafından konturatın yenilenmesi arzu edilmediğinden okul civarda bulunan 19 uncu ilkokula nakledilecek va orada öğretim yapacaktır. 19 uncu ilkokul öğrencileri İse civarda bulunan lkl ilkokula taksim olunacaktır.
Kari n’**
-----■
Bir semt halkının Fatih kaymakamlığından ricası
-----B-----
Aksarayda İneöey mahallesi Tiryaki Hasanpaşa sokağmda oturan birkaç okuyucumuzun bize anlattıklarına göre, bu sokak toztoprak-tan oturulamıyacalî bir hale gelmiştir.
Önce, bu taraflardan geçmek mecburiyetinde olan araba ve diğer nakil vasıtaları, ya tramvay yolu üzerindin, yahut tramvay deposu önünden geçmek mecburiyetine tabi tutuldukları halde, son zamanlarda her nedense buna riayet edilmemeğe başlanmış ve Tiryaki Hasanpaşa sokağı tam mâna-siyle bir toz deryası haline gelmiştir.
r'atlh kaymakamı B. Rüştü: bu sokakta oturanların sağlığını muhafaza için araba ve nakil vasıtalarının tramvay caddesinden geçmeleri mecburiyetini yeniden kuracak olursa bütün o civar halkı memnun - edilmiş olacaktır,
1
Tarabya yangını tahkikatı
Evvelki gün Tarabyada Dereiçlnde r :uradlye bayırında vukua gelen yangın hakkında Sarıyer savcılığınca tahkikata devam edilmektedir.
Yanan üç ev Olıanes Papasyan isminde birine alt olup yirmi lkl, yirmi ve diğeri dört numaralıdır. Bunlardan birinde kendisi, diğerlerinde de oğlu ve kızı oturmaktadırlar. Dün alâkadarlardan mürekkep bir heyet yangın yerinde keşif yapmışlardır. Bu keşif neticesine dair tanzim edilecek rapor S* ıyer savcılığına verilecektir.
Yangının bir gazocağı parlamoslle çıktığı öğrenilmiştir
Radyo Karbon Tabletleri
Piyasaya bol miktarda arzedilmiştir
?9 Ağüstos 19*5
AKŞAM
Saftlfe 4
Mali ve İktisadi Meseleler
SERBES SÜTUN
Kibrit çöpleri
Halet Efendiye dair son fıkralar
Hâlet efendi kendisine İstihale Ah İttihaz ettiği Yeniçerilere dokunulmamızı cihetini ömrünün sonuna kadar iltizam etmiştir. Fakat o bu ILkrlni açığa vurmaz, padişahı avutmağı tercih ederdi. İkinci sultan Mahmudun ısran karşısında bir ara muztar kalınca kendisini bu işle meşgul göstermek İstemiş, bu önemli meselenin sa-vabıkina vâkıf olanlardan izahat alıp tedbir düşünüyor gibi görünmeği ihtiyar eylemiş idi.
Meclisine müdavim olanlar ende-run tarihi sahibi Ata beyin babası ihtiyar Tayyar efendiyi haber verdiler.
Tayyar efendi celbedilerek müzakerelere iştirak ettirildi, o günlerde Te-pedelenli Ali paşa meselesi de gittikçe büyümekte idi. Hâlet efendi Tepede-lenlinln izalesi fikrinde bulunuyordu. Tayyar efendinin bu baptaki mütalâası soruldu. Tecrübeli ihtiyar işin Akıbetini idrâk ile geçiştirmek istedi. Biliyordu kl Hâlet efendiye muhalefet mutlaka başa belâ davet ederdi. Fakat olmadı: Halet efendi ısrar etti. Doğru düşündüğünü söylememeği ya-pamıyacak bir mizaçta olan Tayyar efendi mütalâasını beyandan evvel:
— Bendenizin yaşım doksan! Uzun mesafeye gitmeğe kudretim kalmadı. Yakuı bir yere seyahate müsaade buyurun!
Temennisinde bulundu. Hâlet efendi böyle bir şey »âkı olmıyacağl hakkında teminat verdi. Tayyar efendi de Tepedelenll AH paşanın izalesi yoluna gidiimeklen ise Rumlara karşı kullanılması fikrini müdafaa etti.
Tayyar efendinin bu sözleri dinledikçe Halet efendinin çehresi taabbiis ediyordu. Tayyar efendi bunu gördü.
— İstifsarı niza verdiğim cevabın nefsime mazarratı olacağını anlıyorum. Evvelki niyazımı tekrar ederim! diyerek veda ettL
Tayyar efendi (hanesinde bazılarlle hükümeti seniyeye İtiraz ediyor) bahanesiyle Bursaya nefyediMli
Hâlet efendinin nüfuzunun derecesini düşünmeli ki bu Tayyar efendi ikinci sultan Mahmudun cülusu esnasında hayatını kurtarmağa çalışanlardan birisi idi. Padişah şimdi bu doksanlık ihtiyarı Hâlet efendiye karşı himaye bile etmiyor, beş yüz altın yol harçlığı göndermekle iktifa ediyordu!
Tayyar efendi, Hâlet efendinin kesilen başı Koııyadan İstanbula geldiği gün avdet etti. Başı Bahçekapı İskelesinde görerek dehrin inkılâbına hayran, hayran evine döndü.
***
Pek ziyade şiddet erbabı olmakla maruf bulunan sadrâzam Benderll Ali paşa Hâlet efendinin dolaplarından gafildi. Bir gün Babiâllde efendinin siyasi tedbirleri aleyhinde şiddetle fikir yürütmüştü. Böyle bir savleti hayalinden geçirmemiş olan Hâlet efendi sadrâzamın ağzından:
— Bre kaldırl Bre vur!
Gibi âni bir emir dahi çıkacağından korkmuş, bir takrip ile meclisten çıkarak arka kapıdan sıvışmış idi. Merdivenden inerken arkasından kavas başı idamına geliyor mu? diye dönüp bakarmış! Avı kaçırdığı sadrâzama İşaret edilince o da hemen kalkıp o gün Eyübe ziyarete gitmiş olan sultan Mahmudun huzuruna girerek Hâlet efendinin idamına irade almak isledi. Fakat Yeniçerilerden çekinen padişah İşi erteye bıraktı, o gece Hâlet efendi ne yapıp yaparak sadrâzamı azil ve Kıbrisa nefyettirdi. Arkasından idamı İçin Kuşçubaşıyı da gönderttll
Zavallı Benderll İdam fermanını görünce:
— Haydi Bilemedim! Evvel icra, sonra inha etmeli İmiş!
Diyerek Hâlet efendi hakkında aklina geleni Babiâllde icraya koymadığına esef etti!.
Hâlet efendi hakikaten menflyen Konyaya giderken İdamına memur edilen Üsküdar havalisi koruları ağası Haseki Mehmet Arif ağa menzil İle süratle hareket ederek yolda Hâlet efendiyi geçmiş İdi.
Bunu gören Hâlet efendi kalbine ânz olan şüphe ve endişe İle mahzun, mahzun yanındakilere:
— Şu herifin gidişi kalbime tesir etti! demiş.
Endişesi pek yerinde idil Çünkü korktuğu başına gelmekte gecikmedi.
***
Hâlet efendinin nefyolunduğu gün sultan Mahmudun musahiplerinden olup umumun Hâlet efendi ile temas vasıtası haline gelmiş olan, meşhur Sait efendi kapı kâhyası olduğu Mora seraskeri Hurşit paşaya hâdiseyi bildirmek İçin bir tahrirat ile çifte Tatar çıkarmıştı. Tevkif olunan Sait efendinin bu teşebbüsü Babıâlice anlaşılması üzerine padişaha arzolunarak bu tatarlar nerede bulunurlarsa hâmil oldukları tahriratın mührü fekkolun-madan iadesi irade olunmuştu.
Yazılan emir 11e arkadan hemen çifte Tatar çıkarıldı.
Salt efendinin tatarları 1238 reblül-evvellnln dördüncü günü Yenlçehre vararak tahriratı Hurşit paşaya teslim eyledikleri anda çıka gelen diğer tatarlar yetiştiler. Hurşit paşa tahri-
Ödünç verme ve kiralama kanunu yürürlükten kaldırılırken
Yazan: Mehmet OLUÇ
ratın mealine muttali otamadan ahp İstanbula döndüler.
Hurşit paşanın ailesi Mora âsilerinin eline düşmüştü. Bundan ve Mora ordusunun perişanlığından pek mustarip İken Tepedelenll aleyhine blrle-şerek çalıştığı Hâlet efendinin nefye-dilmlş bulunduğunu evvel gelen tatarların ifadelerinden öğrenmişti; mealini anhyamadığı tahriratın bu suretle istirdadından dolayı kendisini, endişe ve hayret İstilâ etti. Kederinden hastalandı. Gece yarısı altmış yaşlarında vefat etti.
Hâlet efendinin lstirkabederek îs-tr.nbuldan uzaklaştırdığı ve Yunanistan tarafına memur ettirdiği Erip paşa kahrından ölen (Anabolu) seraskeri Drama!ı Mahmut paşa yerine kumandan vekili olmuş, o da az sonra ölümü lntucedecek bir hastalığa tutulmuş İdi. I-Iâlct efendinin idamından sonra Mora ordusuna İstanbul-dan gelen bir mübaşirden hal ve durum anlaşılmaslle kâtiplerden Bahir efendi hemen Erip paşanın yanma varır. Hâletl nczl’dc bulduğu paşaya pekçe, pekçe hltabedcrek:
— Paşa efendimiz! Hâlet efendi katlolunmuş! haberini vermesi üzerine Erip paşa gözlerini açar, bir defa:
— Ha!
Diyerek can veriri
Bu zamanlarda İstanbulda sonraları (Ağa merhum) diye yâdedilen İhtiyar birisi var İmiş ki vüzera Kavas-başılıklariyle dolaşarak dünya görmüş bir bir koca kurt imiş. Tekaüt İhtiyariyle (Bozdoğan i kemeri semtinde Otururmuş. Ağalar arasında büyük hürmet ve şöhret kazanmış; onlara İncili çavuşvari nükteler sarfedermlş. Pek çok menkıbe ve fıkraları varmış. Ahlfif kendinden bir şey naklederken
— Ağa merhum şöyle derdi!
Denilc, denile asıl ismi unutulmuş!
Hâlet efendinin Konyaya teb’ldlnde İstanbulda (Çelebi efendi himaye edecekmiş; teslim etmiyecekmiş.) gibi sözler şayi olmuş. Kapı ağalan ve kavaslar bu husus hakkında ağa merhumdan fikrini sormuşlar. Sultan Mahmudun mizacını bilen ve halin nereye varacağını idrâk eden ağa merhum da:
■— Bana kalırsa (dedem! Sen düdüğün çal! Böyle işlere karışma!) derlin. Cevabını vermiş.
***
Hâlet efendinin ukubetinden dolayı sultan Mahmudun nedamet ettiğini rivayet edenler de vardır.
Bir gün sultan Mahmut Galata Mevlevihaneslne gittiğinde Hâlet efendinin mezar taşı gözüne ilişir.
Hâlet efendinin iltizam ve tensibile postnişln olmuş bulunan Kudretullah dedeye:
— Şeyhim! gu bizim Hâlete ne dersin? diye sorar. Dede efendi de:
— Efendimiz! O bir hâlet İdi, geçti! diye zarlfane bir cevap İle kendisini müşkül durumdan kurtarır.
*¥*
Galata mollası şair Keçeclzade İzzet efendi nedimlerinin havassmdan olduğu Hâlet efendinin gayretini güderdi. Hâlet efendinin menkûblyetin-de mensuplan birer belâya uğradıkları halde İzzet molla kurtulmuştu. Fakat suhanperdazlık vâdlsinde Hâlet efendinin kadhlne ve basımlarının kadhine dair söz söylemekten hâil kalmıyordu.
Hâlet efendinin bilir, bilmez zeminini dillerine dolayanlara karşı şiddetle hücum ederek:
H&letin cantm hak. malını fildi miri Kaldı ehil hasede... lerile...i!
Beytini lradeylemlştl!. Sadrâzam Hamdullah paşa aleyhinde de sözler söylediği duyulması üzerine «ıslah ve terbiye» için Keşana nefyolundu.
Hâlet efendinin oğlu olmamıştı. İzzet molla Keşana gönderildikten bir müddet sonra üçünçü oğlunun dünyaya geldiği haberini almıştı. Bu müjdeyi şu garip beyitleriyle tasvir ediyor:
Üç erkek veled verdi rabbı ehad Eder ml ana dahi ihvan hased? Değil ya hu da ffdletln nimetti Bana ol mu verdi rüculiyetf? Anın çelmedi dehre Jerzendi hiçi Ederdi tebennl eğer bulsa piç!
Devrinin en parlak sohbet encümeni Hâlet efendinin dairesinde kurulurdu. Birçok ulema ve urefa, şuara ve zürafa her akşam bu konakta toplanır. ilmi ve edebi meseleler üzerine tatlı, tatlı bahisler İle vakit geçirirlerdi. Bazı kere üstat musikişinaslar da bu meclislerin zevkine zevk katarlardı.
Hâlet efendinin musahabe bezmlne müdavemet edenler arasında bazen ulema kıyafetinde boylu poslu. levendi endamlı, giyimli, kuşamlı bir zat da bulunurmuş. Her hafta gelir, cehli hasebile hiç bir söze karışmaz, oturur, oturur, ev sahibi tarafından ikramlar! görür, gidermiş. Hâlet efendiden bunun hikmetini sormuşlar.
— Dimağ, kulak, ağız telezzüz eylediği gibi göz dahi hakkını istiyor. Bu zatın endam ve kıyafeti de gözün hakkını veriyor!
Cevabını vermiş.
Auleuman Kâni irtem
Parayı hor gören Yunan filozofları bile, onun, bir memlekete, diğer hir memleketi, güttüğü siyasette âlet olarak kullanabilmek İmkânını bahşettiğine İşaret etmekten kendilerini alamamışlardır. Bir vakitler paranın en mühim mümessili ve hattâ müteradifi olan altın ve gümüş, bir kısım memleketlerin, düşman addedilen memleketlerle çarpışmağa sevkedllmesi İçin o memleket zimamdarlarının satın alınmasında İşe yaradığı gibi, harbin İcabettlrdlği teçhiz ve iaşe masraflarının karşılanması hususunda da lcabeden yardımlar için kullanılmıştır.
Hulâsa Birinci cihan harbine gelinciye kadar beynelmilel siyasette para, harb işleri İçin gerek idare edenlerin satın alınmasında rüşvet olarak, gerekse harbin güdümünde harbi kazanması matlup devletlerin hâzinesine ya yardım ve ya kolay şartlarla borç verme şeklinde rol oynamıştır. Harblerln muazzam tcsllhat ve malzemeyi lcab|tlirmcdlği ve en mühim harb unsurunu İnsan ve nakil vasıtası olarak hayvanın teşkil ettiği devirlerde devletlerin harbİeri İdamesi için ekseriya dahili ve kısmen de haricî piyasalardan lüzumlu iaşe maddelerini tedarik edebilmeleri İçin en değerli vasıta para idi Birinci cihan harbinden itibaren ve hele son cihan harbinde muharebeler bir malzeme çatışması şeklini alınca; bu vasıtaları temin hususunda en yüksek istihsal kudretine malik olan devlet, en fazla nüfuz sahibi olmuştur. İşte bu muazzam kuvveti elinde bulunduran Birleşik Amerika devletleri İster maddi menfaatlerinin şevkiyle, İster mânevi duyguların tepkisiyle İstihsal kudretini totaliterlere karşı vaziyet atan cephe lehine kullanmağa ilk karar verdiğinde ailâh İhracına alt ambargo yerine, süâlı siparişlerine ait «bütün tehlike ve nakil müşteriye alt olmak üzere peşin tedlyat) şeklindeki teslimat formüliyle Almanları fiilen Amerikan sanayiinin yardımlarından m alır um bırakmış Jİdu. Çünkü Almanlar nakliyat İçin denizlerde hâkim bulunmadığı gibi, peşin tediye İmkânlarından da mahrum idiler.
1941 martına kadar İngilterenln Birleşik Amerikaya yaptığı sipariş bedelleri 2700 milyon dolara baliğ olmuş ve bunun yüzde «2 sini teşkil eden 1082 milyon doları nakten öden mlştl. Artık İııgllterenin de peşin tediye imkânları gittikçe azalıyordu. Gerçi Birine! cihan harbinde İngiltere, gerek kendisinin, gerekse Müttefiklerinin harb gayretlerinin finansmanında Amerikan kredisinden çok faydalanmıştı. Fakat sonradan .bu borçların ödenmemesi Yeni dünya ile Eski dünya arasına bir soğukluk getirmiş ve Amerikalıların İnfiratçı bir siyaset gütmelerinde en büyük âmillerden biri olmuştu. « Bir dostuna borç verme, elinden geldiği kadar büsbütün ver. Verilen şeyin ladesi mecburiyeti aranızı açar» diye bir söz vardır. İşte müteveffa Roosevelt, Ödünç verme ve Kiralama kanuniyle bir taraftan, peşin tedlyata daha uzun müddet dayanmıyacak olan İngilterenln ve arkasından Rusya ve diğer Birleşmiş milletlerin malzeme ihtiyaçlarını temin çarelerini bulmuş: diğer taraftan harb sonrasında, geçen harb sonunda olduğu gibi çıkması melhuz çatışmaları önlemek istemiş ve Kongreye gönderdiği mesajda «Zafer ve iyi tesis edilmiş bir suih bize tediye edilmesini istediğimiz yegâne paradır» demştir. Vakıa «Kaz gelecek yeredn tavuk esirgenmez» kavlince İngiltere de gerek müstemleke ve dominyonlarından ham madde göndererek, gerekse buralarda ve İngiltere adalarında bulunan Amerikan ordusunun iaşesinde kolnyıkiar göstererek, Amerikanın bu âlicenaplığını pek de karşılıksız bırakmak İstememişse de bu karşıLıklı yardım, tam bir mütekabiliyet esasına dayanmaktan çok uzak kalmıştır. Ödünç verme ve Kiralama kanunu gereğince Birleşmiş milletler mensuplarına harb malzemesi kadar gıda maddeleri ve ham maddeler gönderilmek suretlle de yardımlarda bulunulmuştur.
Hiç şüphesiz, değeri milyarları aşan
— TAKSİM SİNEMASI—'
Yeni sinema mevsimini
Türkçe Sözlü
Neşe ve kahkahalar filmi İle 30 Ağustos Bayramı günü açılıyor. Sinemamızı dalma şereflendiren .rayın halkımızın bu filmi görmelerini tavsiye ederiz.
bu muazzam fedakârlığa Birleşik Amerika, zaferin temini gayesile katlanıyordu. Zafer temin edilince gaye ortadan kalkacak ve mezkûr kanunun yüklerini Amerikalılara katlanılmağa değer gösterecek hiçbir sebep kalmayacaktı. Daha 1944 martında Crowley bir mülâkatta «Amerikan hükümetinin milyarlarca dolarla İfade olunan bütün İhracat ve İthalâtın, vaziyet düzelir düzelmez tekrar hususi ticaret ve sanayi teşebbüslerine tevdiini arzu ettiğini» söylemiş ve harb bitince Ödünç verme ve Kiralama sisteminin mümkün olduğu kadar çabuk terke-dileceğini Amerikalılara vadetmtşti. Amerikan gazete ve mecmualarında Amerikan devletinin borcunun İngiliz devletinin borcundan çok fazla olduğu ileri sürülerek, Almanya mağlû-bolur olmaz, İngilterenln arzusuna bakmıyarak bu konun müddetinin daha fazla uzatamamasına taraftarlık eden yazılar çıkmakta İdi. Bu itibarla kanunun yürürlükten kaldırılmasının İngiliz İşçi hükümetini müşkül duruma düşürmek için olduğu hakkındakl söylentiler, eski neşriyatı taklbetmlş olanlar için her hangi bir tekzibe mahal bırakmıyacak kadar inanılmaz bir mahiyet taşımaktadır. Çünkü yukjırıda bahsettiğimiz neşriyatın yapıldığı sıralarda İngiltere de sosyalist bir hükümetin iktidara geleceği tahmin bile edilmemekte İdi.
26 ağustos 1945 tarihli Akşam’da Çrowley’ln bir beyanatı vardı: «Ödünç verme ve Kiralama gereğince durmadan sevkıyat yapacağımızı hiçbir zaman temin etmiş bulunmuyorduk» diyen Amerikan Dış ticaret da-lresL başkanı, yeni sevkıyatlar İçin ya peşin tediyeyi, yahut da İthalât ve ihracat Bankasından bir kredi istihsali için anlaşma müzakeresine girişmeği teklif ediyordu.
Bu suretle 1944 yılında, harb biter bitmez, mümkün olan süratle İthalât ve ihracatın hususi teşebbüse bırakılacağına dair olan hükümet va’dl, yerine getirilmiş bulunuyor. Bu tekliften İlk hamlede istifadeye koşan de Gaulle ile beraber Amerikada bulunan Fransız murahhas heyeti olmuştur ve İthalât ve İhracat Bankasından 240 milyon dolarlık bir kredi İstemiştir. İngiliz heyeti de yola çıkmıştır.
Amerikalıların verecekleri kredinin tediyatına karşılık istedikleri garantinin mahiyeti gazetelerde çıkan beyanattan pek anlaşılmamaktadır. Truman’dan evvel Roosevelt'ln muavini olan Wallace daha 1943 te «İlk dünya harbinde yaptığımız hataları tekrar etmiyeceğiz. 1920 den sonra Avrupaya, karşılığı olmaksızın 15 milyar dolarlık kredi açıldı. Bu defa Birleşik Amerika artık ivazsız lkrazat-ta bulunmıyacaktır. Krediler, bunların ödenllmeslni temin edecek şekilde kullanılacaktır» demişti. Bu garantiler. ya devletlerin şahsi İtibarı olur kl, evvelce bu teminatın İş görmediği anlaşılmıştır. Yahut da borç alan devletlerdeki büyük kredi müesseseler} olabilir. Meselâ İngiltere Bankası İngiltere için böyle bir garanti verebilir. Fakat sosyalist hükümetin İlk İcraat plânı olarak İngiliz Bankasını devletleştirme teşebbüsü, İnglltereyi böyle bir teminattan mahrum bırakacak demektir. Diğer bir tedlyat garantisi de Osmanlı İmparatorluğuna yapıldığı gibi, bir düyunu umumiye idaresidir. Devletlerin buna ne dereceye kadar rıza gösterecekleri malûm değildir.
Croviey’ln dediği gibi, Ödünç verme ve Kiralama sistemi, her hangi bir devletin ekonomisini ihya için değil, zaferin kazanılması İçindi. Fakat Amerika, dış ticaretini geliştirmek ve böylece İşsizliğe mâni olmak İçLn haricî piyasaların İştira kuvvetlerini arttıracak İmkânları yaratmak mecburiyetindedir. Bunun İçin açılacak kredilerin en büyük tediyat garantisi kanaatimizce. Amerikanın bir daha İnfiratçılığa dönmemesi ve dünya siyasi nizam ve muvazenesinin korunmasında olduğu kadar beynelmilel ticaretin geliştirilmesinde, satıcılıkta olduğu kadar alıcılıkta da muazzam İştira kudretlle dalma dünya piyasa- ı sına müdahale edici bir rolü bir an olsun elden bırakmamalıdır.
Mehmet ÜLUÇ
Bayın gazetenizin 11/8/045 tarihli sayısının Serbea sütununda Şe. Ta. Lmzosile kibritlerimiz hakkında çıkan bir yazıda ileri sürülen haklı tenkld-letl derin bir alâka lk okudum. Gemilerin kilTrit kutusu ibl seri halinde denize indirildiği, uçakların nerede Ue kibrit çöpü İmalindeki sürat ve çabuklukla havaya salıverildiğl bu devirde, üç seneyi aşkın bir zamandan beri devam, edegelen bir kibrit kutusu ve bir kibrit çöpü konusu İle karşı karşıya bulunmak hakikaten çok acı.
Fakat Tekel kibrit ve çakmak geçici İşletmesi ne yapsın? Ortalığı bir âfet dehşetile kasıp kavurmuş olan harb yıllarına her halde yedek malzemesiz girmiş olacak, Zaten demokrasiler de harbe girdikleri zaman ellerinde yeter derecede gemi, emniyetlerini sağlayacak miktarda uçakları var mı İdi? Fakat şu farkla kl berikiler bu basit (!) ihtiyaçlarını çok evvel gidererek işlerini gömüşler, harbi bitirmişler, daha doğrusu unlarını ekmiş, eleklerini asmışlardı. Artık harb-den sulha giriliyordu; bir devir kapanıp yenisi açılmıştı; her şey değişmiş atomlar bile parçalanmıştı. Halbuki bu kibrit çöpü ve kutuları konusu eski kılık ve kıyafeti erile hiç değişmemiş bir vaziyette hâlâ karşımızda.
Bununla beraber sayın Şe. Ta. gibi ben de o kadar müşkülpesent değilim. Varsın kibrit kutuları mukavvadan olsun; çöpleri taşıyor ya kâfi. Kutunun yalnız bir tarafı eczalı İmiş, ne çıkar? Olsa olsa ara sıra boş yere birkaç kol sallamış oluruz. Çöplerin boyalı veya boyasız oluşunun da bir kıymeti yok, Fakat- kibrit çöplerinin yandıktan sonra kor olmasının, şimdiye kadar, önüne geçilememiş olması- hemen hemen hiç bir özür kabul etmeyen affedilmez bir alâkasızlıktır.
Çünkü kibrit çöplerinin evsafındaki bu noksanlık, diğer saydığımız noksanlarla kıyas kabul etmeyecek derecede önemlidir. Hattâ kelimenin tam mânasile tehlikeli bir maddeden başka bîr şey olmıyan bu çeşit kibritlerin imali ve memleketin dört bucağına dağıtılması, hususi bir teşebbüsün elinde bulunmuş olsaydı, savcılık lcabeden kanuni müdahalesini çoktan yapar ve bu suç cezasız bırakılmazdı.
Zaten bunun böyle olduğunu İdare de kabul etmekte ve bir suç derecesinde olan bu hareketin mesuliyetinden kurtulmak için, evvelce neşretmiş olduğu beyannamede, halkın kibritleri dikkatli kullanmasını tavsiye etmekte ve zuhur edecek kara ve yangınlardan mesuliyet kabul etmeyeceğini belirtmekte idi. Fakat o mesuliyet kabul etmeye dursun, hâdiseler kendi seyrinde akıp gidiyor. Bilhassa bu pahalılık devrinde İçtiğimiz bir sigaranın bedelini, onu, bu kibritlerle yakarken, bütün dikkatimize rağmen, hangimiz bir elbise ile ödsmemlşizdir. Bugünkü orman yangınlarının, sebepleri neye atfedilirse edilsin, kibritlerimizin bugünkü durumlarının bu sebeplerden
BULMACA
birini teşkil etmlyeceğinl kim iddia edebilir.
Bu emniyetsiz kibritlerin artık blM rahatsız eden çılgınlıklarını önlemek için İdarece neden tedbir alınmadığını ve kibritlerin kor olmasna mâni olan maddenin şimdiye kadar Avru-padan neden getirilmediğini sorarken sayın Şe. Ta (D. D. T. yi yapabilen. Türk kimyagerleri arasında bu maddeyi yapabilecek bir 'mütehassıs kimyager bulunamaz mı?) sualini de, çok haklı olarak, ortaya atmaktadır. İşte bu sorudur ki beni bu yazıyı yazmağa mecbur etmiştir.
Evet; kibritlerimizin kor olmasına mâni olacak kimyasal maddenin Av-rupadan getirilememiş olması gibi bir Özür dolayışiiç kibritleri bugünkü vaziyette çıkarmakta mu2tar kaldığını tahmin ettiği kibrit ve çakmak geçici İşletmesine ve dolayısile memlekete ve memleketin sayın halkına bir hizmette bulunmuş olmak için cemiyetimiz üyelerinden ve Lâboro-teknlk kimya müessescsl sahibi kimyager Salih Turgay arkadaşımız, lâ-boratuvarında uzun zamandan beri yaptığı araştırmalar sonunda bu müşkülü tamamen hallederek Avru-padan gelmesi beklenmekte olan madde yerine kaim olmak üzere tamamen yerli birkaç madde imaline muvaffak olarak bunların ihtira beratını almış ve bu önemli buluşu Tekel ve Gümrükler Bakanlığının emirlerine sunmuştu. Bakanlığın emirleri üzerine bu maddelerin tecrübesine başlanacağı sırada Salih Turgay, kibriç ve çakmak geçici işletmesinden (kibrit çöplerinin cezalanmasında kullanılmakta olan cezanın İR! seneliği ahiren İnglltereden celbcdil-mlş olduğundan bu mevzuun tetkiki vakti ahara bırakılmıştır.) mealindeki tezkeresi üzerine mesele de zaruri olarak yüzüstü kalmıştır.
Esefle kaydetmek lâzımdır kl, kimya sahasındaki fenni buluşlara bir binanın projesi veya posta pulları üzerindeki resimler kadar olsun bir değer verilmezse bu hareketin neticesi elbette böyle acı ve birçok şl-krâyetlerl intaç ettirecek kadar zararlı olur.
Biz daha ziyade ideal bir Tekel idaresinin bu gibi müşkülât karşısında Türk kimyagerlerine müracaat ederek, onlarla el ele vererek çalışmasını umardık. Halbuki onun yaptığı tamamen aksine; kendiliğinden işi halleden bir kimyager arkadaşımızın idareye yaptığı bu önemli teklif. bilmiyoruz hangi maksat veya hangi İlmi ve idari sebeplere dayanılarak reddediliyor. Tezkerenin tarihine nazaran en az alta ay evvel gelmiş olduğu Tekel idaresinin resmi tazkeresile itiraf edilen kora mâni olma eczasının hâlâ kullanılma yarak kibritleri eski şekillerinde çıkarılmasına devam edilmesini, ya bu ikrarın doğru olmadığına veya bu madde gelmişse bunun kullanılmamasının idarenin kazancı bakımından daha muvafık görüldüğüne hükmetmek doğru olmaz mt?
Türk Kimya Cemiyeti Umumi kâtibi İbrahim Hakdlyen
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Marmara sahilinde bir kasaba halkından.
2 Kanunu esasi - Kalın sicim.
3 — Tarassut etme - Tersi esalet-lidir,
4 — Avuçiçl - Boyu büyümek.
5 — Musiki notasında İki şakuli çizgi arası - Kasık.
6 — Tersi bir notadır - Meydanda
7 — Bir nevi müsamere - Vilâyet -Asker.
8 — Bayındırlık - Kocaman.
9 — Dil - Tersi akar sudur.
10 — Tersi İstonbulun kapılarından biri.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan sağa »e yukarıdan aşağı:
1 — Salı gecesi, 2—Acemaşiran, 3— Leman, Veda, 4 — ima. İvadet, 5 — Ganimet. De, 6 — Eş, Ve, Abld, 7 — Clvata, Ale, ® — Ered, Babam, 9 — Sadedllâne, lo — İnatedemem.
YENİ TAYIN
İKTİSADÎ YÜRÜYÜŞ
Türkçe, İngilizce, Fransızca olarak dört renkli kapak içinde çıkmağa başlıyan mecmuanın 136 ncı sayısında:
İhracat zorluklarının kaldırılması lâzımdır (Nazmİ Topçuoğlu), İngllle-rcdekl ekonomik değişikliğin ekonomik tepkileri (Prof. Şükrü Baban), Ticaret politikamızda yeni değişiklikler (Server Somııncuoğlu) Hayatı-ucuzlatmak İçin plân lâzımdır (Aslan Tufan Yazman), Ticaret evlerinde plânlı çalışma (İsmet Alkan). Hayatı nasıl ucuzlatacağız (Hayrl Alp). Orman sanayiimiz (Dr. Rıdvan Pınar, Amerikanın elindeki fırsat, Amerika ile fındık ticaretimiz, Muamele vergisi kaldırılmalı mı? İzmir fuarının durumu, D. Ziraat İşletmeleri, Piyasa, İktisadi portreler,
TIBBÎ DEONTOLOJİ DERSLERİN-DEN KISA BAHİSLER
Tıp tarihi ve Deontoloji profesör doktor Süheyl Ünverln bu eseri Tıp tarihi enstitüsü yayınlan arasında neşredilmiştir.
RADYO
ANKARA RADYOSU
Bugünkü program
18.00 Salon orkestrası, 18.30 Ziraat saati, 18.45 Dans müziği (pl.). 19.00 Haberler, 19.20 Geçmişte bugün, 19.25 Karışık şarkılar, 19.45 Sağlık saati, 20.0ü Marşlar, 20.15 Radyo Gazetesi
20.45 Yurttan sesler. 21.05 Müzik, 21.30 Dans Müziği (pl.) 21.50 Fasıl, 22,15 Konuşma. 22.30 MÜZİK (pl-)',
22.45 M. S. ayarı, haberler
Yarın sabahki program
7.30 M. S- ayan. Marşlar (pl). 7.-1B Haberler. 8.00 Müzik (pl.». 8.25 Müzik (pl.). 9-00 Pehlivan. Gelin havalan ve karşılamalar, 9.15 Miizlk (pl.), 9.40 Düğün türküleri (Kadın Sesleri) 10.00 Konuşma (T.H.K.). 12.30 M. 8. ayan ve oyun havaları, 12.45 Haberler. 1300 Müzik.
Japonlara dair Prajnb
«Deve kuşuna, uç, demişler, deveyim demiş; yürü, demişler kuşum, demiş.»
Japonları biraz tanır gibi olun, ca aklıma derhal bu darbı mssel gelmişti. Çünkü teknik bakım, dan herhangi Şarklı milletten ileri olan bu milletin kuş tarafı gaiptir ve bu kuş tarafı . ne kadar yüksek uçarsa uçsun, yabancı bir medeniyetin hiç bir zaman kendine mal etmediği en sathi bir tarafından ibarettir. Deve tarafı ise her halde Japon harsının köklerini, mület _ içi ve millet - dışı bütün insani, jçtimaî teşekkül ve müesseselerint yaratmıştır,
Japonlar hakkında ilk ciddî fikri bana veren D, T. Suzuki adlı bir Japon muharriridir ki, kendisini Londra'da bir tesadüf eseri otarak tamdım. 1925.29 yıl. lan arasına Ingilterenin üstün, den çok kudretli bir sulhçuluk havası esiyordu. Fakat bu sulh, euluğu, sırf zaferden, maddî refahtan doğmuş bir «neme lâzım» cılık ile karıştırmak doğru değildir. Bu, büyük bir münevver kitlesi arasında âdeta dinî bir mahiyet alıyordu. Dünyada sulh, milletler arasında dostluk ve kardeşlik için saymakla bitmez tevekküller ortaya atıldı. Bun. a. rın arasında bu dostluğu ruh ve fikir esaslarına bağlıyarak yaratmak için, bir çok meşhur Anglo . Amerikanların Londra’da toplan, mış bir teşekkülü vücuda geldi. Bur’ar, her mi’letln, kendi hars, inanç ve düşünüş tarzlanm temsil eden bir takım adamları bir araya getirerek Londra’da halka hitabeden birer konuşma yaptırdılar, Bu yabancı münevverleri, memleketlerini her hangi şekil. d!e siyasi sahada temsil edenlerden seçmekten içtinap ettiler. Tab î o'arak. bu faaliyete iştirake davet edilenler Anglo . Amerikan dünyasında eserlerile az çok ta. mnmışlardı. Bu faaliyet, yalnız millete konferans vermeğe de inhisar etmedi. Umumi bir salon, da dostane münakaşalar yapıldı, her pazar günü bir mabedde beraber dua ettiler. Dini merasim, terinde bulunmadım, münakaşalarının yalnız bir kaçma iştirak ettim, fakat İngiliz muharrir arkadaşla nn ısrarile halka yapılan konuşmalardan birini üstüme aldım.
Bunlardan birinde, en son söz söyliyecek Suzuki idi. Salonun ön kısmını bilhassa genç üniver. site kalabalığı doldurmuştu. Bugün en çok hatırımda kalan bu genç yüzlerdeki dikkat ve salı, nede söylenilen sözlerin hanglle. r| bunlarda en çok alâka uyan, dırdığıdır.
Suzuki konuşmağa başladığı vakit hepimizde samimi bir tecessüs vardı, çünkü Uzak Şark'ı, romantik romanlar haricinde pek az biliriz. Fakat itiraf ederim ki sözlerini anlayan her halde pek azdı, ve bu azlık her halde genç, lerin arasında değildi. İsterseniz kalın karalığıma verin, ben de pek birşey anlamadım. Fakat Anglo „ Amerikanlara Japon ruhunu eserlerile tefsir eden bu adam, en mühim eserini bana gönderdiği zaman, ilk fırsatta dikkatle okumağa karar verdim. Muhtelif zamanlarda okudum da. Fakat Japonlar teslim olunca bu defa daha çok dikkatle oku. dum, çünkü bazılarınca kötü, bazılarında iyi telâkki edilen Ja. ponlann millet halinde kamını deşmesi, kollektlf bir intihara gitmesi İhtimali ortaya sürülü. yordu. Teslimiyetleri dünyaya nefes aldırdı, çünkü kâinatın ru. hu olan hayata karşı bu nevi lâ_ kaydi insaniyetin istikbali İçin kötü bir şeydir. Her hangi bir milletin kötü bir felsefesi, yahut din ve felsefesini kötü bir tefsire tâbi tutması, millî terbiyesine sokması kendisi için de, komşuları için de pek fena neticeler verebilir. Neteklm Almanların Nietzche felsefesini ifrata kaçan bir taraflı tefsiri dünyayı yerinden oynatabilirdi.
Aciz kanaatime göre, Garp'ta dürüst veya muz İr düşünen bir Almanya ne ise Uzak Şark'ta da Japonya aynıdır. Bunların zarar, lan bilhassa İkisinin de düşündüklerini daima hareketle İfade etmelerinden İleri gelir Ne şarkın, ne de garbın yakını ve uzağı kalmadığı bir devirde yaşıyoruz. Bundan dolayı Japonları objektif bir kafa İle tınlamağa çalışmayı faydalı buldum.
Bir çok mezheplere ve dinlere
TANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR
ayrılmakla beraber Japonun ru. huna hâkim olan Buddhism’dif. Fakat Japon topraklarında kök salmış olan kısmına Zen _ Budd. hism ismi verilir. Zen, Japonyaya; 8 inci asırda Çinden gelmiş, Çine de cenubî Hindistandan 6 ncı asırda geçmiştir. Esasen teknik hayatında garbı taklldeden Ja. ponyanın hars ve ruhu, yani bütün medeniyeti Çinin ve dolayı. sile Hindistarun yaydığı felsefe, din vc fikir hayatının bir aksin, den başka birşey değildir. Japon münevverlerinin ve filozoflarının , iddiasına göre Zen, Buddhism’in ' şekilden, âyinden, nastan tecer. ’ rüt etmiş, sadece Buddha'nın ru. ’ huna dayanan bir koludur. I Bıı Zen ruhu, Japonların sans. ( krit dilinden alıp iki kelime ile { ifade ettikleri iki cepheye daya, tur: Prajna, tecrübe üstü hik. met. görüş ve anlayış: Kanına, muhabbet ve merhamet. Gerçi Japon bu iki kıymeti pek birbirinden ayırmıyorsa da, biz. Ja. ponlann tecrübe _ üstü hikmet ve bundan doğan terbiye ve fikir sistemleri üstünde duracağı, rmz için Prajna cephesine temas edeceğiz:
Suzuki’ye göre (1) Zen, dimağla, muhakeme ile, mantıkla, hattâ kelâmla ifade edilemez. Bundan, Zen’in bir ruh . hâletl olduğunu kabul edebiliriz. Ve bunu Sung hanedanından Goso Hoyen on ikinci asır başında, belki Nasred. din Hoca’yı hatırlatan aşağıdaki hikâye ile İzaha çalışıyor:
Bir hırsızın. oğlu babasının İh. Uyarladığını görerek kendi kendine: «Babam sanatını yapamı. yacak hale gelirse aileyi benden başka besliyecek yok. Bu zanaatı mutlak ve babası zengin ğa götürmüş. Konağın bahçe duvarını aşıp İçeri girmişler, hır. sızlığa başlamışlar. Nihayet kocaman bir sandığı açmışlar, ba. bası oğluna, sandığın içine girip kıymetli eşyaları seçmesini söylemiş. Fakat oğlan sandığa girer girmez babası kapağını kapamış, kilitlemiş, kendisi de bahçeye inip oradan «Hırsız var» diye bir nâre attıktan sonra sa. vuşmuş. Ev halkı yataktan fırlamış, hırsızı aramış, bulamamış, tekrar yatmış. Bu aralık sandıktan. kurtulmak için oğlanın ak. İma birşey gelmiş, derhal sandığın kapağına vurmağa başlamış. Aile tekrar ayaklanmış, hizmetçi kız gürültünün sandıktan geldiğini görmüş, sandığı açmış, fakat oğlan, kızın elindeki mumu söndürüp kaçmış. Fakat bütün aile, belki de mahalle halkı sokağa fır. lamış. hırsızı kovalamaya başla, mı şiar. Oğlan kaçarken gözüne bir kuyu ilişmiş, yerden büyük bir taş alıp kuyuya fırlatmış. Ma. halleli karanlıkta hırsızın kuyuya düştüğüne zahip olmuş, kuyuyu sarmış, oğlan da bundan İstifade ederek kurtulmuş, evine gitmiş, derhal babasına kendine neden bu oyunu oynadığını sor. muş. Babası «Şimdi onu geç, na. sil kurtuldun, onu anlat» demiş. Ve oğlanın macerasını dinledikten sonra. «Artık sen benim zanaatımı öğrendin» demiş.
tşte bu Zen metodudur. Her hangi İşi yaparak ve sezişe daya, nar ak öğrenmek, bilhassa, kitap, tan, lâftan ve mantıktan kaç. mak. Zen'e İnananlar için İnsanı hakikate götüren tek metod bu. ; dur.
Acaba akla dayanan herşey. den kaçmak, sadece sezişe ve tecrübeye dayanmak İnsanları yüksek bir medeniyet seviyesine çıkarabilir mİ?
Hayırf Çünkü kitapsız, lâbora. tuvarsız, akla hiç dayanmıyan bir tecrübe sistem İle verilen terbiye hiç şüphesiz çok becerikli İnsanlar yetiştirebilir, fakat onlan muayyen bir dereceden İleri gö. türemez.
Zen’in Japonların aristokrat ve İdareci sınıflarına da büyük bir tesir İcra ettiği görülüyor. Gerçi Japon filozoflarına göre bu sınıfı teşkil eden Samural'leri kanlı maceralara sevkeden Zen değildir. Fakat Zen bu 3inifın ahlâk ve felsefesinde doğrudan doğru, ya bir âmildir. Samural sınıfının sert inzibatı, havatla ölümü bir nailde EdW» . ADTVAR (Devamı 6 ncı sahlfcde)
(İl Zeu Buddhlsm and İta tn-fluence on Japanese culture.
The Enstern Buddhlst Soelely tora-| Ksasen yeryuzunae onıar «gemi. tından Kuyoto,da basılmıştır. [kaynana» sevgisinin en güze!
Zevcesinin Talât paşaya gönderdiği bir davetiye..
DanimarkalI kadın gazeteciye: «Bu davetiyeyi evimden aldım madam...» diyerek gülümsedi..
z- - -
(Talât paşanın gölgesi — Talât paşanın ev hayatı — Sofra kurulurken çalan telefon — 25 geceden beri yemeğe gelemi yen koca — Zevcesinin Talât paşaya gönderdi ği davetiye — DanimarkalI kadın gazeteci— Talât paşa kendi evine davetli — Saat tam sekizde — Biitiın aile sofrada
Öğrenmeliyim.» demiş babasına fikrini açmış,
da onu beraberinde bir konağı soyma.
Süleyman Nazif bir yazısında Talât paşadan bahsederken hemen hemen şöyle der:
«Hakikî hükümdar Talât paşa idi, İstediği gibi emretti. Şiddeti hem padişahı korkutmuştu, hem mebusları. Zavallı Sultan Reşat kendisini yeryüzünde «Allahın gölgesi» değil de Talât paşanın gölgesi zannediyordu. Paşadan kimse hesap soramazdı.»
Talât paşa, koskocaman bir imparatorluğu avucunun içinde tutan İnsandı. Ve asıl marifet bu ( kadar kuvvetli, bir derece hesap sorulmiyan bir vazıyette fazilet. Ji, namuslu kalmaktır,
Talât paşa yakın tarihimizde bir fazilet ve namus heykeli halinde yükseliyor, öyle bir namus ki devirlerin, zamanın titiz İmtihanlarından geçmiş ve hiç bir şey kaybetmemiştir. Senelerden sonra bütün bir memleketin he« sınıf insanının bir şimendifer gan karşısında onun yad illerin, den gelen na’şını nasıl karşıla, dığı da bunun en güzel delilidir.
Padişahın gölgesine sığındığı bu büyük ve kuvvetli memleket evlâdının resmî hayatını biliriz. «Talât paşa» artık bir tarih ve İlim mevzuudur. Ve bu mevzu pek çok cepheleri olan bir mensur halindedir.
Ben onun yalnız ev hayatını, »evde Talât paşa» vı tesblt etmek istiyorum.
Takın tarihinizin İdealist evlâdı Talât paşa zevcesile birlikte
Uçakla muhabere kablosu döşeniyor
Uçakla kara mürettebatı arasında uzun zıımanlardanberl telsize başvurmak auretlle İrtibat temin edilmekte idi. Fakat son zamanlarda, Birleşik Amerikada inkişaf ettirilen bir usul sayesinde kara mürettebatı İle uçakta bulunan bir adam arasında 4 dakika konuşma İmkânı hasıl olmuştur
Askerî telefon hattını bataklık ve dağlık mintakalardan geçirmek güç ve hem de gayet tehlikeli bir iştir. Fakat, bu yeni usule başvurmak su-retlle bir Amerikan uçağı tecrübe yaparak gayet kısa bir zamanda havadan kablo döşenebileceğin! İspat et-
Neteklm, saatte 100 mil süratle uçan bir uçak, kablonun ucunu bir mühendis grtrpuna attıktan sonra, diğer ucunu da 7 rtnklka sonra diğer bir mühendis grupuna atmıştır, üçak, bu 7 dakika esnasında, 16 millik kablo döşemiştlr.
Diğer taraftan, bir kara mürettebatına atılan kablo ile İlk defa olarak kata eratı İle uçak arasında 4 dakika süren bir muhabere yapılmıştır.
Çin pusla sı
Çinlilerin kullanmış oldukları pusla, “ dünyanın diğer kısımlarında kullanı- O-lanlardan farklıdır. Çin pusiası daima CXI cenubu gösterir. M—
O Parlak boyanın c
ameliyatta faydaları ,O
Bir ameliyat odasının duyarlan, (/) döşemesi ve tavanı parlak boya ile Jg boyandığı takdirde. öper» ferlerin ŞP başlarından, ellerindeki alt ilerden husule geletlk gölgelerin (yıayak (D olacağı tehlikeler bertaraf edilmiş G) olur. Hattâ siyah bir reflektör
bası kullanmak suretile bütün gölge-lerJ ortadan kaldırma^ bile miim- Q kiindür. _
Soğuğa mütehammil p
bir kaktüs nev’î ®
Kaktüs ağaçlarının hiç bir suretle u_ soğuğa mütehammil olmadıktan ma- u lûmdtır. Fakat son zamanlarda, Co-
lorado’da deniz seviyesinden 7.000 kadem yüksek olan bir noktada gayet şiddetli kıştara tahammül eden bir kaktfi* ne-l Imlunmustar
Sadrâzamın evinde sofra hazırdı. Hep Talât paşanın sevdiği yemekler vardı. Ahçı Mehmet yine bütün marifetini göstermişti, Fakat son dakikada telefon çaldı. Paşanın zevcesi Hayriye hanım telefonu açtı. Konuştu. Son dakikada Talât paşanın gitmemesine imkân olmıyan bir ziyafet çıkmıştı. Bu gece yine yemeğe gelemiyecektl. Pek sevdiği hayat arkadaşından uzun uzun özürler diliyordu. Hayriye hanım buna canının sıkıldığını hiç bel. 11 etmedi. Zira kocasının gönül rahathğile çalışmasını İsterdi. Bu ziyafet de, ziyafetten ziyade muhakkak kİ bir İşti. Hattâ:
— Üzülme paşa... Ne yapalım? Artık yarın gece hep birlikte yemek yeriz... dedi.
Telefon kapandı.
Talât paşanın annem gelinine sordu:
— Ne oldu kızım?,. Tine gele, mlyor mu?
Bu İşe yalnız Hayriye hanım değil, bütün aile üzülmüştü. Çünkü onların en büyük zevki hep birlikte yemek yemekti, Böyle zamanlarda Talât paşa ne kadar neşeli olur, ne güzel şeyler anlatırdı.
O gece İle tamam 25 günden beri sıra İle akşam yemeklerine gelmemiş olacaktı. Hayriye hanım hep onun sevdiği yemekleri yaptırtıyor, akşama sofra hazır, tanıyordu. Lâkin son dakikada ya bir büyük elçi, ya bir nazır, ya büyük bir politikacı 1
paşayı akşam yemeğine ediyordu.
Tamam 25 günden beri râzam evinde karısı, ve anaslle yemek yemeğe hasret kalmıştı, kendi sofrası burnunda tütüyordu,
25 günden beri evin erkeği bulunmadan sofraya oturan aile, o gece yemekten kalktıktan sonra Hayriye hanım:
— Bu böjde olmıyacak... BJr çaresine bakalım,,; Benim bir fikrim var... diye gülümsedi.
Fikrini kayınvalidesine anlattı, Talât paşanın annesi, gelininin fikrini pek mükemmel buldu, (Esasen yeryüzünde onlar «gelin.
Sad.
nümunesiydi. Bir ana . kız arasında da ancak bu kadar muhabbet olabilirdi. Birinin dediği, nl Ötekinin kabul etmemesine imkân yoktu. Bu sefer de «ka. ymvalide», gelininin fikrini gayet parlak bulmuştu. Bunun üzerine Hayriye hanım masanın başına geçti. Güzel bir kâğıda, ko_ yu mürekkeple ve büyülö bir itina İle şu tarzda bir davetiye yazdı:
«Muhterem paşa hazretleri.
Sadrâzam Talât paşa hazret. Itrinin validesi ve zevcesi sizi yarın akşam evlerinde verecekleri ziyafete davet etmekle şeref duy. maktadırlar. O gece akşam ye. meğine lütfen şeref vermekle bu aileyi pek mesrur edeceğinize şüphe etmeyiniz. Bu vesile Ue derin hürmetlerimizi leriz efendim,.,»
Hayriye hanım. 25 gece akşam yemeğine gelmeyen Sadrâzamı, yani gayet meşgul olan kocasını bu suretle resmen davet ediyordu. Davetiye postaya verildi.
Zarf jadaret dairesinde açıl, dığı zaman büyük bir hayret ve sevinç uyandırdı. Evinin bu İnce alâkası genç Sadrâzamı pek mü. tehassis etmişti. Çok memnun oldu. Tekrar tekrar okudu. Hayriye İmzasının altında bir de şu hftşlye vardı: «Bütün sevdiğiniz yemekler yapılmıştır efendim»
Buna da gülümsedi.
Hayriye hanımın davetiyesi tam zamanında gelmişti. Zira biraz sonra Sadrâzamı reddedil-talyecek kadar mühim İki yerden birden akşam yemeğine çağırdı, lar. Fakat Talât paşa gülümsiye. rek bunların İkisini de reddetti:
— Maalesef... Bu gece gele, mem efendim... Daha önce çok mühim bir yere söz verdim... Çok mühim bir yer... dedi.
Bir gazeteci kadın
Tam bu sırada DanimarkalI genç bir kadın gazeteci sadaret dairesine gelmişti. Sadrâzamla görüşmek İstiyordu. Randevusu da vardı.
Genç kadın, bir imparatorluk idare eden insanı davetiyenin neşesi içinde buldu.
Konuşurlarken:
— Sizin resmi hayatınım ve mükemmel bir devlet adamı olduğunuzu biliyoruz. Bir de lütfen nasıl bir zevç olduğunuzu söyler misiniz?.,
Talât paşa gülümsedi:
— Her halde berbat bir zevç,..
Kendi davet
takdim ey.
İşte şimdi şu davetiyeyi aldım. Bakınız....
Genç kadına evden gelen da. vetiyeyi verdi. Gazeteci anlama, mıştı. Merakla sordu:
— Fakat bu davetiye nereden geliyor?.,
Talât paşa gülümsedi:
— Evimden madam... evimden... Evime resmen
ediliyorum, Çünkü 25 günden beri evimin yemek odasını uput-tum. Bu kadar meşgul bir koca, ağzile kuş tutsa nafiledir.
Kadın gazeteci bu sözlere ba. yılmıştı. Talât paşanın refikası, nı görmeği pek merak etti.
—. Acaba evinizi ziyaret et. mem ve zevceniz hammefendlle görüşmeme imkân dedi,
Talât paşa;
— Hayhay,,,
Diyerek telefonu gazeteci kadın İçin hımdan randevu aldı..
O gece Sadrâzam tam sekizde gayet memnun bir çehre He evine giriyordu. Annesine lokıım, zevcesine de lâvanta getirmişti, Kendisini:
— Ziyafetimizi kabul ettiğiniz, den dolayı pek mütehassisiz... dİ. ye karşıladılar.
Talât paşayı en tantanalı ziya, fetler bile bu derece memnun edemezdi. Sofrasına davetli sıfatlı e oturdu. Hattâ yemek arasın-da pek minimini bir de nutuk söyledi.
Mesuttu.
Hikmet Feridun Es
Vitamin C
Vitamin C azlığı, kemikleri çok çabuk kırıtabilir bir duruma sokmaktadır. Diğer tafaftan. kırılan kemikler de kaynamam'>!ri'»'*"
Çamaşır kuru.uıak i^in
Yağmurlu günlerde artık ev kadınlan çamaşırlarını nasıl kurutacaklarını düşünmlyeceklerdlr. Harb sonu dünyasında çamaşır kurutma maki-nası bu müşkllâtı tamamen ortadan kaldıracaktır. Bu işi görmek hiç de güç olmayacaktır. Ev kadını, asılan çamaşırları, makinenin cereyan düğmesine bası n o® İçinde husule gelen bir sıcak hava Ilç o kadar elverişli bir şekilde kurutmaktadır kİ, bunlardan birçokları ütüye bilr» İhtiyaç göstermemektedir,
var mıdır?..
açtı. Genç Hayriye ha-
P AKŞAM 83
Abone bedeli
Türkiye
Bonem
iruruş 6400 kuruş » ““
*
tebdili için elli kuruşluk
Senelik
8 Aylık
3 Aylık
Adres
pul gönderilmelidir. Aks) takdirde ndrrs deftiştlrllmez
2800 1500
800
2000 »
1600 »
Telefonlarımla Başmuharrir: 20565
Yazı İşleri: 20765 — tdare: 20081 Müdür: 20407
Ramazan 21 — Hi2ir 118 imsak Güneş Öğle tklndl Ak. Tatsı E. 8.4fl 10.35 6.37 9.10 12.00 1.37 V. 4,36 6.24 13.16 18.68 19.48 21.26
İdarehane Babıâil civan
Veremle mücadele
Tek mücadele çaresi herkesi röntgenle muayene ettirmektir
Tüberkülozla tam mânaslle mücadele etmek İçin tek bir çare vardır: Memleketteki bütiin vatandaşları röntgen muayeslne t.Abl tutmak.
tşte, bu esası göz önünde tutan Birleşik Amerika Sıhhat İçleri servisi, senelik bir murakabe usulü İhdas etmek İçin, Birleşik Amerika Kongreden 10 milyon dolarlık bir tahsisti almağa muvaffak olmuştur.
Diğer taraftan, minyatür ciğer resinden 10 milyon dolarlık bLr tahsisat koda yeni bir makine İcacledUmiştr. Bu sayede muayene edilecek olan adam, ne kadar cüsseli, şişman olursa olsun, makine otomatik olarak ciğerin fotoğrafını çekmektedir.
Yüksek bir süratle çalışan bu röntgen makinesinde «phototlmor» l$ml verilen bir elektrik göz vardır. Muayene edilen İnsanın vücudundan geçen X şuamın bir kısmı bu göz tarafından zaptedllmektcdlr. Böyıece, kâfi derecede poz verilir verilmez, elektrik öz otomatik olarak makineyi kapatmaktadır. Halbuki, büyük «imlere lâzım olacak poz müddetini ancak gayet mütehassıs röntgenciler tâyin edebiliyordu.
Portatif bir şekilde İmal edilen bu makine, günde 1.000 resim çeknıete-dtr. Resimler, alelâde sinema tıiım-lerinde tesblt edildiği için istenildiği vakit bunlardan herhangi birini lâzım gelen eb’atta büyütmek kablldlr.
★ Eminönü Halkevinden: Büyük Zaferimizin 23 Üncü yıldönümü, 30/8/1945 perşembe günü saat (17) de Evimiz salonunda aşağıdaki programla kutlanacaktır. Davetiyeler Halkevinden alınabilir
1 — Konferans: Biiyük Zaferimiz, İbrahim Kemal Baybura tarafından.
2 — Temsil: (Ateş). Temsil şubesi tarafından.
29 Ağustos 1045
Japonlara dair Prajna lAVUSTRALYJlOAMAtfTARGİBİ
HER AKŞ/IM BİR HİKÂYE
Kan ap ey e gömüldü:
— Doğrusu bu işe son derecede sevinçlim, şu yemek derdinden kuıtul-dum ya, benim için.kâfi!.. Harbin son.
* dört senesini ahçısiz, mutfakta go-‘ (irdim. Şu ellerimin haline bakınız bir kere. Mcğ^r bir ahçı olmak ne mühim şeymiş, insan zaten bütün Baadtftleri kaybettikten sonra arıyor... dedi.
Ve keyfini tamamlamak için pek İçmediği halde tür de sigara yaktı, bocası sordu:
— Lâkin, ahçıhk derecesi nasıl acaba?... Biz bu kadına bu kadar para yeriyoruz anıma snnatinde ne kadar mahir bilmiyoruz.
____ Tuhaf söylüyorsun İrfwi... Oturup zavallıyı yemek pişirmekten yapa bakalorya imtihanına tâbi tuta-pak değildik ya... İmtihanla ahçı alacak zamanda değiliz ki...Zaten iyi yerlerde çalışmış. Baksana elindeki bonservisinde ne diyor: «Yaptığı petlı-Eınh pilâvın yemesine doyum olmaz, terine gül suyu döktüğü su mahal -blsi İse bir şiir kadar güreldir.» Bir (Hiçinin bonservisinde yemeklerin ismi sayılarak medhedllmesl görülmüş pey değildir. Her halde bizim ahçı da Îvkalâde üstad bir şey... Çağıralım t konuşalım...
İrfan ahçı kadını dışarıdan çağır-4t Ferhunde gülümslyerek kendisine ■tlfat etti. Bonservisinde yemeklerl-jnln medhedilmesine mukabil ahçı ■adının gösterişi hiç de yerinde değildi. Acaip bir kırmızılıkta suratı »ardı. Oöz!®rl mübalâğalı bir derecece şaşı İdi. Güldüğü zaman ağız uçları kulaklarına kadar yaklaşıyor gibi oluyordu.
Ferhunde kocasına Fransızca:
— çirkin amma sempatik kadın... He di.
— Çirkinliğinden bize ne?... Sen •nun sanatlue bak...
Ahçı kadın kendisinin anlamadığı Cilde konuşan bu erkekle kaduıın yü-eüne çehresindeki o ebedi gülümseme ile bakıyordu
Nihayet Ferhunde onar
— Bak senin bonservisinde patlıcanlı pilâvın İle su muhallebisini pek giyade medhediyorlar. Bu gece için yap da yiyelim...
Ahçı gözlerini büsbütün şaşılaştı:
— Artık yarına... Şimdiden sonra yetişmez!..
Ferhunde hayret etti:
— Aman ne diyorsun?.. Pilâvın pişmesi nedir ki?- Ateşe bir koyup bir kaldırmaktan İbaret..
Ahçı gayet ehemmiyetli bir tavır: la:
____ Pilâv deyip geçmeyiniz efendim. Pilâvdan pilâva fark vardır... Hrin bu bizimki üstelik de patlıcanlı pilâv kolay kolay pişer mİ?.. Patlıcan haşlanacak... Ne İşler!.. Ne işleri. Ne İşler - dedi.
Konuşurken o derece ciddileşiyor du kİ tavırlarının Ehemmiyetinden gözlerinin şaşılığı bile geçlyordü, İlâve etti:
— Herkes pilâv yapar amma yen-pıez Pilav vardır, pilvcılık vardır naiûmya..
Ahçı kadın bir sanatkâr, bir dahî artist .titizliği içinde konuşuyordu Karı koca onun İşi hakkında konuşurlarken takındığı bu bilgiç tavrın karşısında birbirlerine bakındılar. VE başlarını salladılar.
Ferhunde:
____ Peki? dedi, ne yapalım artık ■enin meşhur patlıcanlı pilâvımı yatın yeriz.
Ertesi günü shçt kadın şaheserini yaratmak*üzer? bulunan sanatkârların siniri içinde İdi. Başka iş güç yoktu. Üst üste kahve içiyordu Yermekler öğleye yetişmedi. Bunun için biraz kavunla peynir yediler.
Akşama sofra hazırdı. Ahçı kadın patlıcanlı pilâv ve su mahalleblsi İle meşgul olduğu İçin birinci baş yemeğe karışmamıştı. Hizmetçi Despl-na köfte kızartmıştı. Daha doğrusu köfte kızartmamış, köfte vakmıştı.
kal-
Nihayet sıra patlıcanlı pilâva geldi. İlk çatalları ağızlarına götürdüler, karı koca birbirlerinin yüzlerine baktılar. Hakikaten bu yemek değil başka blrşeydi. Hayatlarında hiç bu derece lezzetli yemek tatmamışlardi. Pilâv denilen şeyin bu kadar lezzetli pişirileblleceğl akıUar.na bile gelmezdi.
Tevekkeli kadın o kadar mağrur sanatkâr tavrı İle öfeünnjemişil. Patlıcanları mini mini kesmişti. Ve pilâva bir şeyler karıştırmıştı. Küçücük ciğer parçaları da ilâve etmişti.
Fethimde:
— Cennet taamı.»
— Ben Fransız yemeklerine bayılırım amma,.. Bu hepsini geçti. Pilâv değil, bir hârika bu.,. «Pilâv var, pi-iâvcık varl..* demesinin sebebi bu İmiş..
Arkasından sofraya su raahallebl-sl geldi, ilk kaşıkları aldılar.
Ve gene birbirlerinin yüzüne baktılar. Basit bir su mahallebıslncle bu derece marifet akla gelmlyecck bir şeydi. Gül suyu ınahalleblnln her tarafına sinmişti, Ferhunde sordu:
— Sen hiç böyle nıahallcbl yedin mİ?..
— Ne münasebet?.
— Görüyorsun ya... Bir de 50 lira maaşı çok gördün. Bu bir sanatkâr... Hem elimizden kaçmaması İçin şimal kendisini açğırıp maaşını 55 yapacağım Bu hükümdar saraylarına lâyık bir ahçı!..
— Hakikaten de Öyle..
Hemen oracık*'-» ahçı Kadın çağrılıp tebrikler arısında maaşı 55 e çıkarıldı.
Tadı o kadar damaklarında
mıştı kİ. ertesi günü patlıcanlı pilâvla mahalleblyl tekrarlattılar.
Daha ertesi günü misafirleri gelecekti. Onlara da bu nefis yem.klcri tattırmak istediler. Gene patlK-nlı pilâvla su mahalleblsi yaptırttılar Yalnız irfan karısına:
____Fakat sakın misafirlere bu yemeği ahçı yaptı deme... Hattâ biz onlara böyle nefis yemekler tattırma-saydık daha İyi olurdu. Zira ahçıyı kaçırmağa kalkışırlar... Yemekleri sen yaptığını söyle... Olur mH?.
— Tabii, tabiî..
Misafirler de plâkla mahallebiye bayıldılar. Dördüncü günü bir de baktılar. Ahçı kadın gene aynı şeyi yapmış!.. Beşinci, altıncı günü nep öyle!.. Kendisini çafrınp biraz da başka yemekler yapmasını söylediler. O başını salladı:
— Siz gene patlıcanlı pilâvla, su mahalleblsi yiyiniz... Onlar insana yarar... Başka yemekleri ne yapacaksınız?.. dedi. Yoksa pilâvımı beğenmediniz mi?
— Çok güzel amma... Hemen her gün. her gün!.. Biraz da başka yemekler yesek..
Ahçı kadın bir kere bamya yaptı. Lezzetsiz bir çorbadan farta yoktu. Kabak dolması yapmağa kalktı. Kömür gibi yaktı. Ve gene eskisi gibi patlıcanlı pilâvla su mahalleblsine dönüldü. Kadın bu iki yemekten başka bir şey bilmiyordu. Nihayet iş çatallaşınca ahçı şunları söyledi:
— Ben senelerce prenseslerin yanında pllâvcılık yaptım. Ben her yemeği yapan âdi ahçı değilim. Mütehassısım... Patlıcanlı plâv mütehassısı... Siz bir doktordan hem ameliyat yapmasını, hem doğumla, hem dit hastalıkları İle, hem kalb hastalıkları 11e uğraşmasını ister misiniz?.. Bıi dünyada artık herkes ne biliyorsa onu yapar... Benim ihtisasım pilâv!,.
Ve böyle söyleyince kapıyı vurup dışarı çıktı.
(Bir yıldız)
Osmanlı Bankası İLÂN
Zafer bayramı münasebetile, OsmanlI Bankasının Galata merke-zlle Yenlcaml ve Beyoğlu şubeleri 30 ağustos 1945 perşembe günü kapalı bulunacaktır.
(Baş tarafı 5 inci salıifede) tutmaları onların yüksek cesa retlerinin, fedakârlıklarının bir ifadesidir, Fakat ne de olsa, bu defa Samurai sınıfının da bu ha. yata karşı lâkaydîslnin bir derecesi olduğunu teslim oldukları zaman öğrenmiş bulunuyoruz. Zen’in ahlâklarına olan tesirine gelince, bunu Suzuki pek sarih ve vflzih olarak anlatmıyor. Yal. nız ne arkaya, ne de yanlarına bakmadıklarına, daima varmak istedikleri gayeye, yani ileriye doğru yürüdüklerini, ahlâkta bilhassa irade unsurunun hâkim olduğunu söylüyor. Âciz anlayı. şım şudur ki: Japonlar varmak istedikleri gaye için, ahlâkî ve insani olsun ve yahut olmasın, hiç bir vasıtadan çekinmezler Fikr şüpheye, hlss, tereddüde sev. kettiği için bu İki şeyden içtinap ederler. Bunun, biraz da Zen’in adını bile bilmeyen Alman idare, sini azbuçuk hatırlattığını ithaf etmek lâzım. Japonların bilhassa fikir ve histen kaçınmak tarafları, Mazilerin temerküz kampları cinayetlerini, vahşetlerini işlemelerindeki ruh.hâletine pek benzemiyor değil. Her halde Samurai' ı in bu irade terbiyesi de sözle, kitapla değil, bir nevi sezişle ve çıraklık ile öğreniliyor. Zen metin, leri Japonyanm kudsî bir kıymet ifade eden kılıç . kullanmasını nasıl öğrendiğine dair şu hikâyeyi veriyorlar:
Bir genç, vaktile dağa çekilmiş olan meşhur bir kılıç ustasına müracaat ediyor, bu sanatı Öğrenmek istiyor. Usta onu ya. runa alıyor, fakat ilk günden onu odun yarmak, yemek pişirmek, su taşımak, yer süpürmek gibi işlerde kullanıyor. Genç hizmetçiliğe değil, kılıç kullanmasını öğrenmeğe geldiğini nihayet ustaya söylüyor, usta da ertesi gün bu talimin başlıyacağını bildiri, yor. Fakat bu talim şöyle başlı, yor, Genç adam her hangi bir işi görürken ustanın hücumuna uğruyor. Yemek pişirirken, su taşırken, odun keserken birden, bire hiç beklemediği bir anda ve beklemediği bir yerden sırtına bir sopa iniyor. Bundan dolayı genç adamda heran tetikte olan bir ruh . haleti hasıl oluyor. An. ladığıma göre Japonun silâhşor, luk sanatında ilk merhalesi bu-dur. Biraz sonra genç bu hare, ketten bizar oluyor, usta yemek pişirirken arkasından yavaş ya. vaş gelip tepesine bir sopa indir, mek istiyor, fakat sopası havada kalıyor, çünkü usta tencere ka. pağını birdenbire kaldırmış, şa. kirdinin sopasını defetmiştir. I Gene anladığıma göre, bu da Samurai terbiyesinin ikinci ve son merhalesidir. Yani, sadece kendisi tetikte olmak kifayet et. miyor, düşmanın da heran tetik, te olduğunu hesaba katmak, ona göre harekete geçmek lâzım ge. llyor. Bana öyle geliyor ki kendisi daima tetikte olmak ve karşısındakini gafil avla, mak metodunu Japonlar en iyi Amerikaya karşı kullandılar. Ya. ni mümessilleri Waşington’da müzakere ederken PearI Har-bour’a âni olarak hücum etti, ler. Medenî dünyanın asırlar, dan beri o kadar müşkülâtla tesisine çalıştığı ilânı harbden sonra hücum yerine, zaptetmek istedikleri milleti gafil avlayıp
memleketlerine girivermek usu.) lu yalnız Japonlar tarafından yapılmış değildir.
Acaba, bugünkü medeniyete göre — hattâ milletler arası ah. lâka lüzum olmadığını da kabul etsek — bu muvaffak olacak bin usul müdür?
Hayır! Çünkü bugünkü silâhları kullanmak, hattâ daima ye. nilerini icadetmek için fikir sükûnuna ihtiyacı vardır. Tetkik, te olmadıkları için bu harbin ■ başında dayak yiyen milletler, * sırf bu iç _ sükûnu ve kafa _ hür. : riyeti sayesinde düşmanlarına ga- . lebe çaldılar, hattâ Japonların eğilmez iradesini iki atom.bom. , basiyle yere serdiler.
Şimdi bu tetikte olmak ruh. : haletinin acaba millet - içi ve : ya millet . dışı münasebetlerde ■ (harb hariç) faydası var mıdır : diye soruyorum?
Gene hayır! Çünkü milletlerin , ve insanların iç ve dış münase. ( betlerinde sulhu temin edecek bu tetikte olmak ruh . haleti değil. 1 bilâkis birbirlerine telkin edecek. 1 leri itimaddir. Karşısındakini ; gafil avlamakla değil, karşı. , sındakile iş _ birliği yaptıracak J bir güven yaratabilmek suretile ; dünyada ve milletlerin içinde sulh teessüs edebilir. Demek ki i Japonların «biz bize benzeriz-» | taraflarında yani hayat felsefe. : ierinde onları dünyaya ayak uy. ' durmaktan menedecek bir taraf : vardır. O halde, bu Zen terbiye, sinin verdiği ruh hâleti ve hayat , felsefesinin onları dünya ile iş birliği yaptıracak tarafını ara. mak lâzımdır.
Acaba Zen’in, bütün insaniyete : faydalı tarafları var mıdır? Ja. ! ponlar için asıi mesele bulup inkişaf ettirmek, yete hayırlı bir iş ortağı olabilmektir. Fakat bunu Japonların sadece sezişe dayanan, mücerret fikirlerden kaçan Prajnâ taraflarında bulmak müşküldür. Tec. rübe _ üstü akıl ve hikmetin se. zişe dayanan bir kısmı olması elbet lâzımdır, fakat insanlara bu hikmeti veren sadece kendi za. inanlarının, kendi dar muhitleri, nin tecrübeleri olamaz. İnsaniye, tin tarih boyunca nasıl ilerledi, ğini, nereye takılıp kaldığını an. lamak için ilmin, hem de her saf. hasının yardımına muhtacız.
Gelecek sefer, Zen’in sanatte kültürde Karunâ yani muhabbet ve merhamete dayanan tarafını anlamağa çalışacağız.
Halide Edib . ADTVAR
bunları insani.
CĞömlekiş—ı
BlKİNCİ SINIF GÖMLEKLİ |
— Tel 7ilOW Sirkem
Zayi — Kilıçall nüfusundan almış olduğum nüfus cüzdanımı zayi eyledim, yenisini alacağımdan eskisinin hükmü olmadığını ilân eylerim.
Satenlk Eyribey
Zayi — İstanbul Erkek lisesinden 938 - 939 yılında aldığım oelgeyi zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Adres: Fahrettin Kalıtalkaya, Aksaray Cerrahpaşa cad. No. 55
Zayi — Safranbolu nüfus memurluğundan aldığım nüfus kâğıdımla birlikte yabancı askerlik şubesinde kayıtlı askerlik tezkeremi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Uzunçarşıbaşı Şekerci sokak Cezayir hanında Haşan oğlu Kâmil Taşpınar
Gün Doğmadan Paris
EDEBÎ ROMAN
Yazan; Loûis Bromfield Tercüme eden: Vfi . Nû
Locanın önünden ikinci defa geçerken o tarafa bakmağa niyet etti. Lâkin, hareketlerinin kontrolünü kaybetmiş gibi oldu. Bu yanan gözlerin bakışlarındaki kuvvet, onu başını çevirmeğe mecbur etmiş gibiydi. Locaya baktığı zaman, erkeğin, kollarını çapraziamış, iskemlesinin üstünde dimdik, mütemadiyen kendisini süzdüğünü gördü. Ve şifhdi, bunca yıldan sonra, gayet terbiyeli bir genç bakirenin dehşetiyle çıplak olduğunu farketmlşti. Bu hissi ilk defa olarak duydu. Perde indi; ve dört defa, askerlerin alkışları ve (yaşa» seslerine cevap olarak açıldı. Her seferine gözler orada; muzlim ve yaldızlı karanlık'a; sert ve genç güzel yüsün çc. .:-vesl içinden onu sömürüp yutuyor. ■
O gece İki defa, d'AbrlzzI. Rovle'nln locasına girdi Kapıyı ihtiyatla kepa-dı Anahtarı kilitte çevirdi. Sonra alçak sesle:
— İyi gidiyor .. Müthiş. - dedi.
O anda, eski •timlerin heyecanı seline keskinlik verdi.
— Evet.
Genç kız. locadaki adamın şaşkınlığı altındaydı; fakat bu bahse dair d'Abrlzzi'ye bir şey söylemedi. Şüphesiz kİ, tiyatro sahibi, artistin bunca yıllık tecrübesinden sonra, harta bir seyircinin bakışlarından rahatsızlık duyuşunu gülünç bulurda. Kıı, bunu*,-ötekilere genzemedlğlnl ve bu göçlerde pırıldıyan cinnetin (xm utandırdığını izah edemezdi.
— Kızların iktai daha tdatere katildi. - dedi.
Roxie;
— Kendilerinden emin misin? - diye sordu.
, — Eski dostlar, AHce ve OdeUe. İç--leşinden, biri on dört senedir benim, için çalışıyor. On ita yaşında bir oğlu var. İkisine de HimadedUeMMr.
— Peki. Nicky?
— Hiçbir haber alamadım. Fakatl endişe edecek Nt şey yok. Pek bet*--rifcll ve kurnazdır. Gözü dc pektir.
— Demek ki, Lyon'un birkaç hafim-evvel söylediği gibiymiş; Nickj, dev-
rinin adamı değilmiş. Balkanlarda, çok eski zamanlarda, çeteler mevcutken dolmalıymış.
Perde indikten sonra, d’AbrlzzI, gözleri sevinçle parıldıyarak geldi.
— Peynirler bir fareyi cezbetti. -dedi.
— Ne cins fare?
— Askeri valinin yaveri. Bizzat voa WesseUhoft.
— Yal
— İşimizin düştüğü zabit. Sana takdim edilmeği istiyor. Seni yemeğe gö-»Krrmek arzusunda.
— Ne yapmalıyım?
— Kabul etmelinin. Bu derece na-mu».U2 bir kâeataMi teküMnl reddo-rdemeyte.
— Peki, Nicky?
— Ona ehemmiyot veeeeek demlim, ‘-Sum lUuradedebtMr.
Erkek, keskin bir n&oarla bakir
— Öyle değil mİ? - diye sordu.
Kız. ânf bir hiddete kapıldı-;
— Ne düşünüyorum şen?
'fflratro müdürü omuz silkti.
— Mükemmel, clotm.
Sonaa, mevmatva döndü-:
— denlin birinde b* komutana fh-'■Uyaomıa olma* muhtemeldir. Şayet «nu icabı şekilde idare edersen, is«-ıttademta otaMMr. Ne fiMrdcsta?
— Caeuehık tecrübem az.
— Ehemmiyeti yek. Hoşuna -iteadtataU u«iür ek Bildikte
musallat olmazlar.
Locadaki adamın o yanan bakışlarını düşünerek gene bir rahatsızlık duydu. Zira o adamın, komutan von Wessellhoft olduğuna şimdi emindi. Erkekler hususunda tecrübesi vardı. Dalma sükseler kazanırdı amma, sarhoşlardan da, d elli m den de hoşlanın azdı. çünkü neler yapacakları biU-nemezdl. O adamıa gönleri İse, muhakkak ta ddl deü bakıyordu.
Hemen hemen giyhunlştl ki, d’Ab-nata sordu:
— Getlrtbüir raiyim?
Bir an l«kı tat tereddûdettl. Garip ,blr hissi kablelvuku anıt üzüyor. Gizil He ses. sanki ona korunmasını tavsiye ediyor.
Nihayet kalkıp aynadan dönerek cevap verdi:
— Peki.
D'Abrieal kapıyı açtr azıcık hürmetkar ve sahte hissini veren bir «este:
— Glrlata! d«ctL
Alınan eşiği oşü. Kadın da locada ıgördüğü erkeği kuuctL
Leon tanıştırdı:
— Matmazel Rozana D*wn.
Alman âni bir hareketle eğildi. Yü-rzü solgundu, fakat göklerinde hâlâ o ■fharsTeGİ bakış vardı. Rozle, tabii bir hareketle öptürmek İçki elini uzattı. Sonra, subay, gırtlaktan çıkan bir t«-
gtt.
bize Jâlfuzla, kransızca olarak:
Bu imar hamlesi böyle devam ederse yakında bu kıta, Amerikaya rekabet edecek
Geçen umumi harbe kadar şimali Amerlkada imar ve İskân sahasında dev adımlar atıldığı ve ıssız çöllerde mamurelerin ve muntazam biiyük şehirlerin âdeta mantar gibi bitiği hatırlardadır,
şimdi aynı hal ikinci bir yeni dünya Ve kendi başına bir kıta olan Avustralya’da görülüyor. Burada yirmi, otuz sene evvel birer bataklık vc ya balta görmemiş orman olan yerlerde modern şehirler mantar gibi az bir zamanda meydana geliyor.
Bu hayret verici imar hamlesi o kadar fevkalâdedir ta AvustralyalIların kendileri bile yeni mamureleri gördükleri zaman şaşırıp kalıyorlar.
Meselâ bir AvustralyalI gazeteci bu kıtanın cenubunda Victoria hükümeti dahilinde doksan millik PlâJ na-nılle maruf sahilin gerisindeki yarı bataklık bir gölün kenarında kurulan Sale şehrini bir kaç ay evvel ziyaret ettiği zaman hayretler İçinde kalmıştır.
çünkü muharrir şehrin bulunduğu mevkiin yirmi sEne evvelki vaziyetini pek iyi biliyordu, o tarihte burada yegâne mamure olarak Melbourne'den uzanan demiryolun bir İstasyonu İle bunun civarındaki İptidai evlerden İbaretti. Birer katlı olan evlerin üzerleri kiremit yerine saman İle örtülmüştü. Ş mineleri bile ağaçtan İdL Ateş şömineyi çerçeveleyen tahtaları yakmaması İçin bunlar kalın bir balçık tabakası 1le sıvanmıştı. Şimdi İse burada Amerlkada olduğu gibi gayet muntazam ve mamur büyük bir şehir peyda olmuştur, Caddeleri geniş ve düz olup şehri muntazam hendesl şekillere ayırmaktadır Bütün caddeler İki tarafına dikilen ağaçların gölgesi İçindedir. Gazeteci buraya geldiği zaman evvelce gördüğü Sale olduğuna âdeta gözleri inanmamıştır.
Demiryolu buraya gelmezden evvel Sale mevkiinde büyük bir bataklık ve kesif bir ormanlık vardı Buraya gelen ilk seyyahlar göle ve buraya akan nehirlerin sahiline gidebilmek için sarmaşdolaş olmuş yükesk ağaçlan haftalarca baltalarla devirerek bir insan geçebilecek yol yapmışlardı.
O tarihte burada yegâne hayat eseri Avustralyanın vahşi yerlilerini» konakladıkları kampların ocakları ve kökünü yiyerek yaşadıkları bir ağacın köklerini muhafaza İçin açtıkları çukurlar ve yükesk otlar arasında saklanmış bir yeril kayığından ibaret İdi.
sale'tn ilk. adı Yürek istasyonudur. Çünkü istasyon yapıldığı zaman buna verecek bir İsim bulunmadığından civardaki asırdldç bir ağacın gövdesine bir kalb resminin oyulmuş olduğuna bakılarak b uad verilmişti. Daha evvel buraya İlk gelerek yerleşenler meşhur Montgomery ailesidir. | j
Bunlar göl sahilindeki uçurumdar^ bir Kartal yuvası bulduklarından but“ raya Kartal burnu adını vermlşlerdlrP-Garlptlr kİ bu ailenin ahfadından^ Mlss Marion Montgomery vaktile bu*fc rada yaşayan hayvanların, ahfadını^ muhafaza İçin muazzam bir hayvan^ hastanesi tesis etmiştir. O
Gerek bu kadın, gerek buraya ılk(Q gelip yerleşenlerden çoğu Sale'in eskij— halini pek iyi hatırlıyorlar. Buraya® ilk gelen İngiliz muhacirlerinin men-^ şel İngiltredeta Bale şehri olduğundan® Yürek istasyonu büyüyüp ümran art-® tık t an sonra yeni şehre dahi Saltfc namını vermişlerdir.
Gariptir kİ İngiliz muhacirlerini^® çoğu Yeni dünyanın hangi tarafına— gidip yerleştikten sonra tesis ettikleri^ şehir ve kasabalara İngiltered? yaşa-jü dıklan şehir ve kasabaların adlarını ro veriyoralr. Nadiren bu şeh'rierin or.u-JD ne «yeni» sıfatını İlâve ediyorlar Bu> suretle ayni isimde bir. çok şehirler** peyda olmuştur. Londra'nın İngilizcesi olan London adını taşıyan Yeni dünyada bir çok şehre tesadüf olunmaktadır,
Ynl Sale on sene içinde o kadar ümran bulmuştur ki eskiden bunun yerinde ve etrafında bulunan sık oımanlardan şimdi-eser kalmamıştır. Bunların yerini dalma işleyen muazzam fabrikaların tüten yü'zsek bacaları işgal etmiştir. Bu ümıan hamlesi şimdiki ölçüde devam edecek olursa Avustralya. Amerikaya rekabet etmekte geclkmlyfcektir.
Sayın Millet Vekillerine
D. Demir Yollan Genel müdürlüğünden:
Haydarpaşa Üst geçici köprüsünün açılış töreni 30 ağustos 1945 perşembe günü saat 17 de yapılacaktır.
İstanbulda bulunan sayın Millet vekillerinin bu törene onur vermeleri saygı ile rica olunur. (11568?
Türk Hava Kurumundan:
Türk Hava Kurumunun topladığı fitre ve zekât kendiskle Kızılay ve Çocuk Esirgeme Kurumlan arasında kardeşçe paylaşılmak tadır, Bunları Hava Kuramıma vererek Kızılay ve yoksul yavrularımıza da aynı zamanda yardım edebilmek zevkini tadnlım. .11352»
[
İstanbul Belediyesi İlânları
]
32254 lira 46 kuruş keşif bedelli Beykoz ilçesi sahilindeki muhtelif yolların âdi kaldırım inşaat ve tamiratı kapalı 2*ri usullle eksiltmeye konulmuştur, İlk teminatı 2419 lira 08 kuruştur. Keşif, şartname ve ekleri Fen işleri Müdürlüğünde ve Belediye Zabıt ve Muamelât Müdürlüğü kaleminde görülebilir, ihalesi 10/9/945 pazartesi günü saat 15 de Daimi Encümende yapılacaktır. İsteklilerin ilk teminat makbuz veya mektupları, ihale tarihinden üç gün evvel Belediye Fen İşleri Müdürlüğüne müracaatla alacakları fenni ehliyet keşif ve şartname ve eklerini okuyup imza ettiklerine dair belge ve kanunen gösterilmesi gereken diğer belgelerle birlikte 2490 numaralı kanunun tarlfatı çevresinde hazırlayacakları teklif mektuplarını İhale günü saat 14 e kadar Daimi Encümene vermeleri lâzımdır, (11184)
— Teşerrüf ettim, Amerikalı olduğunuzu söylediler.
— Evet. Mersi.
— Yüksek kabiliyetinizden dolayı sizi tebrik edebilir miyim?
— Ona da teşekkür ederim.
Yüksek kabiliyeti olması fikri, ona dayanılmaz şekilde, kahkahalar atmak arzusu veriyordu. Allah ve tabiat ona, İndlana’nm Evanston'unda ağaçlara tırmanmak ve yüzmek sayesinde inkişaf eden şahane bir vücut İhsan etmişti. Muvaffakiyetine olduğu gibi, sanatına ve ahlâkına dair de kendi kendini dev aynasında gördüğü yoktu. Bütün bunlar şuurlu bir gayretle pek az arttırılmış, yahut ıslah edilmiş basit ve tabii mevhlbelerden ibaretti. Muvaffakiyetinin aslı, Fransız kızlarının müzik hollerde kendi kendilerini teşhir etmelerine rağmen, kendlsinlnkLne kıyasla çirkin vücutlu olmalarından İleri geliyordu. Sesi cihetinden mezzo - soprano idi; kuvvetli ,ve ahenkli bir ses; amma az ter-■btye görmüş; Cenabı Hak, ona, hattâ en kültürlü, en muğlâk Fransız kadınlarının mahrum bulundukları İptidai ritm duygusunu vermişti. Muvaffakiyetinin geri kalan kısmı, vücudunun harikuladeliğini teşhir ederken hicap hissinden tnmamiyle mahrum oluşuydu. Bu lş onu katiyen utandırmıyordu. İşte bu sebepledir kİ, işittiği knnuılim azı çma gülmek aııu-
sunu verdi. İstidadı mı?
Aynı zamanda da Alman komutanının yüzünü ve endamını muayeneden geçiriyordu. Omuzlarının, kalçalarının ve tavır lan mn mükemmeliyeti dikkati çekiyordu. Yüzü haşin ve keskin bir güzellikteydi. Bu bir erkek güzelliğiydi. Fakat bıraktığı tesir erkekçe değildi. Tecrübe ve sevkı tabiîsi cihetinden bütün vücudu itimatsızlık hareketleri içindeydi: halbuki kadın, vücudun hareketçlklerlne o gayrı muayyen ve cahil akla güvendiğinden ziyade güvenirdi. Karşısındaki erkek hüviyeti Nicky'ninkl gibi doğrudan doğruya bir erkeklik değildi. Almanın güzelliği, ölçüye tamamlyle uymıyan bir bozukluğu olan güzellikti.
— Benimle supe etmek lsterseniı çok şeref bulurum, matmazel.
Sevkı tabiisi, Roxie'ye reddetmeği, özür dilemeği, vakit henüz münasipken kaçmayı tavsiye etti. Acaba niçin? Bunu bilemiyordu. Fakat, komutanın arkasında. d’Abrlzzi’nln siyah gözleri > e lügatle konuşuyor. ısrar ediyor. Nlcky’nin evvelce söylediği şeyleri tekrarlıyor.
Alman:
____ Nereye İsterseniz oraya gideriz. «Rabıtalı» bir yere.
«Rabıtalı* kelmisesl kıza saçma göründü. ‘Arkası var?
29 Ağustos 1945 A K. i? A M
Sahife 7
| - İŞ ARIYANLAR
APARTMAN — Mağaza, köşk, ardiyelerde gece ve gündüz bulunmak flzert bekçilik ve yahut ayak hizmeti arıyorum. Akşam’da (İZ) rümusun a mektupla müracaat. 140 —
TİCARÎ VAZIYETİNİ BİLMEK İSTEYEN — Toptancı tüccarların «A. Süren» Galata posta kutusu 1050 No. dan İzahname İstemeleri. 139 — 1
OTO SAHİPLERİNE — Tamirden anlar, tecrübeli dürüst ve terbiyeli bir şoför çok az bir ücretle İş aramaktadır. Akşamda (Şoför). z 171 —
ASKERÎ FABRİKALARDA UZUN MÜDDET TESVİYECİLİK YAPMIŞ — Resimden İyi anlayan bir genç İş arıyor. Akşamda (Tesviytci Se.) 172 —
2~ İŞÇİ AR1YANLAR
HASTABAKICI ARANIYOR — Ortaköy Şifa Yurduna hastabakıcı bayanlar alınacaktır, isteklilerin her gün öğleden sonra müe-sseseye müracaatları. Muallim Naci cad. No. 115 101
ACELE BAYAN MEMUR ARANIYOR Yazıhaneyi İdare edebilecek kabiliyette olma» tercih edilir. Galata Ömtrâbit han 2 nci kat 23 Ferdi Selek Türk Emlâk telefon 42368 132 — 1
MAKİNİST VE ateşçi ARANIYOR — İzmir havalisinde büyük nebati yağ fabrikası yüksek ehliyetli buhar makinelerinden ihtisaslı bir makinist ve ayrıca 2 ateşçi aramaktadır. Taliplerin Sirkeci Yalı Köşkü caddesinde Şen İzmir Nakliyat ambarına müracaatları. 141 — 1
BİR BAYAN ARANIYOR — Lise tahsil dereceli çalışkan bayan aranıyor. Daktilo. Fransızca bilen tercih edilir. Her gün saat 18 - 20 arasında Beyazıt (Baysal Biçki Kursu) na, 169 — 2
ESKİ HARFLERİ BİLEN — Bir daktilo isteniy orPazartesi ve perşembe günleri beşe kadar Bahçekapıda Taş hanında birinci katta 17 ve 18 No U yazıhaneye müracaat oluna. 160 — 1
KALFA IKI BAYAN ARANIYOR — Mcrdfonda çaİLşacak dişçi kalfasına, sahil vilâyetlerinden birinde birisi avukat, diğeri doktor yanında çalışacak bayan lâzımdır. 43431 telefona müracaatları. 162 — 2
TAHSİLLERİNE MÂNI OLMADAN — Hayatlarını kazanmak İsteyen faal gençlere ihtiyaç vaTdır. Saat 17 - 19 arası Galata Gümrük Sok- No 2 Ömer Ef. han No. 7 153 —
DİPLOMALI ECZACI ARANIYOR— Eczane idare etmiş tecrübeli bir arkadaşa İhtiyaç vardır, ahçckapı Salih Necati eczanesine müracaat. 157 — 2
ISTANBULA CİVAR BİR Ç İTLİKTE — Nezaret ve İdare İşlerinde çalışmak üzere ziraat ten anlar bir zata İhtiyaç vardır. Taliplerin 23717 No. ya telefon etmeleri. 155 — 1
HOCA ARANIYOR — Y. Mühendis giriş imtihanları İçin cebir, geometri, fizik, kimya dersleri verebilecek b._ hoca aranmaktadır. Tafsilâtlı mektupla Akşam’da A.E. 164 — 2
^-SATILIK EŞYA
OTOMOBİL ALMAK VEYA SATMAK istİyenlerîn — Mufassal mektupla İst. posta K. No. 618 e müracaatları. 917 — 8
DEVREN SATILIK DÜKKÂN — Pendik Gazipaşa caddesi 2 No. lı tren istasyonunda dondurma iki güzlü derin Frijider marka bütün takımla-rlyle birlikte devredilecektir. İçindi -kine müracaat. 119 — 1
SATILIK MAKİNE VE ELEK — Sert maddeleri öğütmeğe mahsus makine ve elek takımı satılıktır. Müracaat telefon: 40748 123 —1
SATILIK TAKSİ — Opel Kadet marka 938 modeli hâlen işlemektedir
Uygun fiatle satılacaktır. Taksim Sı-raservi Billurcu sokak Lüks garajına. 81 _
SATILIK — Otomatik ve asansörlü garaj kapısı. Fenerbahçe Koru Yolu durağı karşısında sütçüye müracaat. 152 — 1
PİYANO ACELE SATILIK — Pek a* kullanılmış mükemmel bir piyano fırsat flatlnde acele satılıktır. Müracaat; Beyoğlu. Tepebaşı Yeniçar-(1 Ağası «okak 32 içerde 2. 166 — 2
—- Kiralık — Satılık
ACELE SATILIK BAÖ, HANE -38139 zİram da 4 oda 3000 kütük mahsuldar boğ 400 meyva ağaçları abı rkuyu re salreyl müştemildlr. Sl-Uvrlkapı Tepebağ 10 No, ya Galata Ömerâblt han 23/2 Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna telefon 42308
127 — 1
3000 LİRAYA — Üsküdarda Ayazmada 3 odalı kâgir boş teslim edilir aecle satılık ev. Ferdi selek Türk Emlâk Galata ömerâblt han 23/2 telefon 42368________________130 - 1
KÂRLI İŞ YAPMAK İSTIYENELE-RE KAÇIRILMAZ FIRSAT — Gayet ucuz makaralı bir bez slnlidiri, elektrik, havagazı ve su tesisatını havi İşlek caddede, geniş dükkânla devren satılıktır, çarşıkapı, Azak sinemasında Şefik Yavuzkana müracaat.
131 — 1
SATILIK KAGİR EV ALTINDA DÜKKÂN — 4 oda, mutfak, ana cadde üzerinde tramvaya beş dakika elektrik, terkos, kuyu, tulumba mevcut. Vefa bozacısı köşesinde Vefa cad. Kâtip Çelebi sokak Molla Hûsrev 84/86 No. h berber dükkânına berber İbrahim? pazarlık İçin Akşam ilân memuru Nuriye müracaat.
103
' BİNBİRDİREKTE — 12 No. 11
apartımanin badrum katında İki büyük oda depo veya mesken olarak kiralıktır. Saat İkiden beşe kadar iiçün-üç dairesine müracaat. 142 — 1
SATILIK - KİRALIK — Ferlköyde her İşe elverişli telefonlu emprime atölyesi, Müracaat her gün 10 - 12 arasında Sultanhamnm Dikranyan han 30 126 — 3
ACELE SATILIK EV — Büyükdcre Canfes sokağuıda 16 No. iı dört katlı yedi odalı iki mutfak, bahçe, elektrik tulumbası mevcut içindekilere müracaat. 129 — 1
BAŞINI DİNLENDİRMEK İSTİ-YENLERE — Bostancının fevkalâde bir mevkiinde temiz hava bol manzara denize plâja ve vesaite pek yakın satıhk fevkalâde villâ flati çok ehven ve tediye şartlarında kolaylık Ferdi Selek Türk Emlâk Galata Ömerâblt han 23/2 Ulefon 42368
165 — 2
7500 KELEPİR — Tarla başı asfalt üzerinde beş oda sağlam kâgir terkos elektrik. Galata Büyük Millet han 26 Üçten altıya. 162 —
HEYBELİDE — Lozan Zaferi caddesindeki 48 No. 11 yeni beton ev dükkâniarlle satılmaktadır. 5 odası, banyosu, bahçesi, suyu bol, nezareti denizedir. İçindekilere. 167 —
SATILIK EV — Unkapanı Hızırbey mahaüesi Sabunhane sokak 3 No. kö-şebaşı görmek İçin İçindekilere müracaat, görüşmek Ankara Yenişehir Maltepe arkası 38 No. ya. Ahmet Nazif Coşkun 158 — 9
Yatak, yorgan ve yastık alınacak
İstanbul aksam erkek sanat okulu müdürlü"
ğünden: Muhammen Geçici îhaJe
Cinsi Mlkdan finti Teminatı tarihi
Yatak Yorgan Yastık 200 adet 200 > 200 * 7200^ 5200.— 1100.— 1022.50 Hra 12 Eylül 1945
ACELE SATILIK APARTMAN — Kadıköy Talimhane Recalzade sokak. No. 75 uç daire geniş bahçe 2180 lira İcar getiren apartman satılfctır. Bl-rincl kata müracaat._______980 — 3
ORTAKÖY — İç tramvay durağı 31 No. da kuru yemiş ve leblebi dükkânı sahibi memleketine gideceğinden acele devredilecek. Taliplerin lçindeklne müracaat etmeleri. ___________________________9 - 6
SATILIK — Bostancıda Küçûkya-lıda İstasyona yakın asfaltta çaınlık-lı mamur bahçeli havadar fevkalâde manzaralı S odalı beton köşk satılıktır. Müracaat: Telefon: 83434. ___________________________47 —2
LÂLELİDE SATILIK EŞSİZ İKİ ARŞA — Lâleli Mesihpaşa caddesinde bir! 213 diğeri 190 Mtr. murabbaı apartmanlık kıymetli iki arsa satılıktır. Müracaat yeri: Lâleli caddesinde 26 No. !ı Celâl Apart. kat 4 B. Oyal. 43—7
SATILIK — Maçkada klracısız kâ-gir ev tafsilât saat 9 - 12 ve 15 - 18 arasında (40982) ye telefon edilmesi. ___________________________56 — 1
SATILIK KÂGİR HANE - Gedik-paşa Sarayiçl sokak 54 No. köşcbaşı deniz görür beş kat 10 oda hamam, terkos, elektrik, havagazı mevcut. Telefon: 21078 91 — 2
FATİH ÇARŞAMBASINDA — Fethiye Kâtip Musllhiddln mahalleri Tayyareci Salâhaddin sokağı 13 No h İki kat beş oda iki bodrum kuyu elektrik ve mLktarı kâfi bahçe tamiri olmayan ahşap ev satılıktır. Ayın sokakta 10 No. ya müracaat. —■ 1
GALATADA — Mertebanl sok. Hürriyet hanında 3-4 numaralı yazıhane eşya ve telefonuyla beraber devren satılıktır. Kapıcıya müracaat. ___________________________104 —
KELEPİR SATILIK APARTMAN — Beyoğlunda caddeyi görür, 2 dük-kânlı, 6 katlı fevkalâde iratlı, imar durumu mükemmel. İki dairesi boş teslim, sağlam, apar tim an. 30000 liraya satılıktır. (Deney Emlâk) Galata rıhtımında Kefeli Hüseyin han' 2. Telefon: 43840 128 -
acele SATILIK — Göztepe İstasyon yanındaki bol müşterisi ile muhallebici dükkânı İçinde odalarlyle bir dondurma, bir havuz bütün ta-kımlarlle satılıktır. Müracaat: İçinde kine. 124 — 1
KİRALIK İMALATHANE ARANIYOR — Perşembepazar, Karaköy. Galata, Tophanede han İçerisinde veya sair şekilde defter İmalâthanesine müsait yer aranmaktadır. - Ka-raköy Tünel arkası sokak 9 No. Kırtasiye mağazasına müracaat. ___________________________118 - 1
HEM IRAT HEM MÜLK — Bakırköy istasyonuna çok yakın iki katta camfkânla ayrılmış dörder oda sofa fevkalâde İçme suyu İle bahçeli ev boş olarak acele satılıktır. İstanbul posta kutusu 230 Hüseyin 120 —
KAD1KÖYÜNDE — Osmanaga mahallesinde İskeleye yakın 10,000 liraya yedi odah acele satılık kâgir ev. Ferdi Selek Türg Emlâk Galata Ömerâblt han 23/2 telefon 42368
121 — 1
SATILIK — Ankara'da Atatürk bulvarında Bakanlıklar karşısında 281 No. lı kaloriferli betonarme apar-tıman satnıkıtır. Müracaat: Ankara-da Orman İşletmesi merkez müdürlüğünde avukat Nail İstanbul’da Kum-kapı eczahanesi sahil Süreyya. 161—2
ACELE SATILIK KÂR GIR EV — Boş teslim edilir. Sultanahmet Küçük Ayosofya şehJV Mehmet paşa sokak No. 8. Her gün Sabahtan öğleye kadar lçcrdekilerine müracâat.
154 — 1
ORTAKÖY ÇARŞISINDA — İki katlı sekiz odalı, altında dükkânı, büyük bahçesi, caddeye katlarının ayrı kapısı, elektrik, terkos, kuyusu olan No. 51. 51/1, 53 kâgir bina acole sn-tılıktır, Müracaat: Ortaköy Derebo-yu No. 96 143 —
7500 LİRAYA ACELE SATILIK EV — 9 oda bahçeli ahşap köşe sağlam çarşı yakın kısmen boş teslim edilir. Beşiktaş Mısırlıoğlu No. "6 İsmail. .150—4
BOĞAZIÇİNDE — Yirmi İki metre muntazam rıhtımı bulunan, yalı arsası satılıktır. Telefon 80891
151 — 4
UYGUN BİR FIATLE ACELE SATILIK — Ve boş teslim. Gedikpaşa-da üç katlı apartiman görmek İçin Lâleli Fethi Bey caddesi No. 1 İbrahim Çelik. 170 — 2
7500 BOŞ TESLİM — Kadıköy Fener stadyomu tramvaya kırk metre bahçe hamamlık beş oda sağlam nim kâgir. Galata Büyük Millet han 26. Üçten altıya. 163 —
müteferrik
ORTA - LİSE TALEBESİNE - Tuna Dersevl’nde Riyaziye - Fizik -Kimya - Lisan dersleri verilir. Tuna Dersevl Atatürg Bulvarı No 88 İstanbul - Aksaray. 881 — 3
ALMANCA DERSLERİ — AvrupalI öğretmen büyüklere, talebelere gramer ikmale kalan talebeleri muvaffakiyetle yetiştirir. Pratik öğrenmek ve ilerletmek istiyenler Taksim Ho-cazade sokak 11 kat 3 Frau Siftar.
125 — 3
YENİ İMAR EDİLMİŞ — Lüks dükkâna bir ortak arıyorum veya devren satıyorum. Cağaloğlunda Türkocağı caddesinde 3 No. da muhallebicilik, börek, baklava, pilâv, tavuk. dondurma ve şerbetçilik yapmak üzere 2000 lira sermayeli ortak arıyorum. Her gün saat ikiden altıya kadar müracaat. 148 —
FRANSIZCA DERSLERİ — Çok tecrübeli bir Fransızca öğretmeni, bu lisanın esaslarını çabuk öğretmekte vc (Möthode mlscte) takibile öğrencilerini ilk dersten itibaren konuşmaya başlatmaktadır. Ders müddeti bir buçuk saattir. Dlvanyolunda. Çemberi i taş karşısında No. 210 kitapçı bay Arif'e müracaat olunması
149 — 2
SATILIK IYI CİNS KURT KÖPEK LERI — 11 aylık ve İki yaş-
larında İki bolduk satılıktır. Mercan Uzunçarşıbaşı İsmetlye caddesi 3-5 No. da Kâmil. 168 —
MEKTUPLARINIZI ALDIRINIZ Gazetemiz idarehanesini adres olarak göstermiş olan karilerimizden
ABC — Ş.G — Y.N.O — Seri Metod — P.K — Y.T — Emniyetli _ 1.Ü — îdiomatle namlarına gelen mektupları uta rehan emirden aldırmaları rica olunur
17 Kalem çeşitli mutbak ve
yemekhane levazımı alınacak.
İstanbul akşam erkek sanat okulu Geçişi teminatı müdürlü- Ihale tarihi
günden: Cinsi Mikdnrı Muhammen bedeli
Bakır tabak (normal 500 ad. 1080.00
Bakır maşrapa 225 » 272.00
Tevzi kaşığı 30 » 84.00
Büyük kazan kapağiyle 12 » 4127.50
Büyük tencere kapağiyle 6 ■ 24Î.50
Bakır tepsL 18 » 1075.75 12 Eylül 945
Yağ tavası 3 » 224.25 çarşamba
Kevgir 12 ■ 115.50 814 90
Kepçe 12 » 80.50
Karavana 150 » 2691.25
Et süzgeci 3 » 91.12
Su güğümü 45 » 450.00
Semaver 4 litrelik 3 » 150.00
Et satın 3 • 30.00
Et makinesi No. 32 3 » 120.00
Çatal 360 » 216.00
Kaçık 860 » 216.00
11265.37
1 — Yukarıda cinsi, mlkdan. muhammen bedeli, geçle! teminatı ve İhale günü yanlı 17 kalem mutfak ve yemekhane levazımı 2490 sayılı kanun hükümleri gereğince kapalı zarf usulüyle eksiltmeye konmuştur.
2 — İhale, 12 Eylül 1945 çarşamba günü saat 11 de Sultanahmet te Akşam Erkek Sanat Okulu binasında toplanacak satmalmn komisyonunda yapılacaktır.
3 Bu İşe alt umumi ve fenni şartname her gün okulda görülebilir
4 — Usulüne uygun olarak hazırlanacak teklif mektuplarına aşağıdaki vesikalar eklenecektir.
a) Yüksek Okullar Muhasebeciliği veznesine yatırılacak geçici teminat makbuzu.
b) Bu yıla alt ticaret odası vesikası.
c) Müteahhidin bu gibi işleri başarı He yapabileceğini İnandırır vesika.
5 — Kapalı zarflar. 12/9/45 çarşamba günü saat 10 a kadar makbuz mukabilinde» knbu! edilecektir.
8 ___ İsteklilerin, yukarıda belirtilen gün ve saatte komisyona baş
vurmaları.
(Postada vaki olncag gecikmelerden komisyon mesul değildir.) (11451)
DEVREN SATILIK KAHVE — fiüt-Kcç Karaağaç Pay mahalli karşısında M No. çok işlek bir kahve salı-Nttır. İsteklilerin içindekilere müra-•aattan. 145 — 1
SINANIN MİMARBAŞILIĞI ZAMANINDA YAPILMIŞ SATILIK HAMAM — Unkapanında Hac ika din hamamı namile maruf, İ&tanbulun ilk kadı ve belediye reisi Hızır bey camisi aynında ve bekâr semti olmak ltlbarlle gayet Işleg hamam satılıktır. Taliplerin: Etyemez Milıri Hatun sokak 27 No. ya müracaat. 122— 1
DEVREN SATILIK DÜKKÂN — Frijideri mevcut dört köşe ağzında gayet İşlek Ve kârlı bir tütüncü dükkânı mazerete binaen satılıktır. Beşiktaş Yeni Hamam caddesi Aynalı-fırın sokak ağzında ve köşe başında 80 numaraya müracaat. )W — >
13500.—
1 — Yukarıda cinsi, mlkdan, muhammen bedeli, geçici teminatı ve ihale günü yazılı yatak, yorgan ve yastıklar, 2490 sayılı kanun hükümleri gereğince kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konmuştur.
2 — İhale, 12 Eylül 1945 çarşamba saat 15 de Sultanahmette Akşam Erkek Sanat Okulu binasında toplanacak satın alma komisyonunda yapılacaktır.
3 — Bu İşe ait umumi ve fentıl şartname her gün okulda görülebilir.
4 — Usulüne uygun olarak hazırlanacak teklif mektuplarına aşağı dnkl vesikalar eklenecektir.
a> yüksek Okullar Muhasebeciliği veznesine yatırılacak geçici teminat makbuzu.
b) Bu yıla alt ticaret odası vesikası.
c) Müteaahhldln bu gibi işleri başarı De yapabileceğini İnandırır vesika.
5 — Kapalı zarflar, 12 Eylül 1945 çarşamba günü saat 14 de kadar (makbuz mukabilinde) kabul edilecektir.
6 — İsteklilerin, yukarıda belirtilen gün ve saatte komisyona başvur-|j_
malan. Q
(Postada vaki olacak gecikmelerden komisyon mesul değildir) (11452)^
Creâted by freeVetsiön
İstanbul Üniversitesi A. E. P. komisyonundar
1 — 5 691 068.69 lira keşi fil İstanbul üniversitesi Fen ve Edebiyat ft kültelerinin 2/3/4/6/7/8/9/10/16 sayılı bloklarının kaba inşaatı eyl 1945 cuma günü saat 15 te Rektörlükte kapalı zarfla eksiltmeye konulmu tur.
2 — Eksiltme şartnamesi ve buna bağlı kâğıtlar Rektörlükten 50 liraya alınır.
3 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin nsulüne göre 184 483 liralık geçici teminat vermeleri ve 2490 sayılı kanunda yazılı belgeleri haiz olmaları,
4 — istekliler İhale gününden tam günleri hariç 7 gün evvel İstanbul üniversitesi Rektörlüğüne müracaatla vesika almalıdırlar. Bu müddet İçerisinde vesika İsteğinde bulunanlar, dilekçelerine (harbden evvel 500.000 ve harbden sonra 1.500.000 liralık ve bir parçalık bu İşe benzer ehemmiyette bina inşaatı veyahut bir defada en az 4.500.000 kıymetinde İnşaat işini muvaffakiyetle yaptığına dair işi yaptıran idareden alınmış vesika ve mali vaziyetini bildiren belgeleri bağlamaları
5 — Rektörlük İstekliler tarafından ibraz edilen belgeler ile kayıtlı olmayıp yeterlik belgesi verip vermemekte takdir hakkını kullanır
8 — İstekliler teklif mektuplarını eksiltme günü saat 14 e kadar alındı karşılığı Rektörlüğe vermeleri lâzımdır.
7 — Postada Olacak gecikmeler kabui olunmaz. (11002»
5500 Kg. İnertol (tecrit maddesi)
Bayındırlık bakanlığı î«t. malzeme grup amirliğinden: .
(0600) lira muhammen bedelli 5500 safi kilo birinci kalite yerli İnertol tecrit maddesi kapalı zarf usuliyle satı» alınacaktır.
İhalesi 6,9.945 perşembe günü saat 15 te Gııiatada Karaköy Perçemli sokak Cemaat Hanında Gıınıp âmtriiğiekslltme komisyonunda yapılacaktır.
İsteklilerin (405) liralık geçici teminat makbuzu veya banka teminat mektupları İle 945 akçalı yılı Ticaret odası vesikalarını ve teklif mektuplarını havi olacak zarflarım 2490 sayılı eksiltme kanununun 32 nel maddesi tarifatına göre düzenllyerek tâyin olunan gününde saat 14 e kadar komisyon başkanlığına vermeleri.
Şartlaşma kâğıtları Gurup ânıLrllği kalomeinde görülecektir. (11109)
Sözleşmelerin fesih ve tadili bakımından MÜCBİR SEBEPLER VE BEKLENMEYEN HALLER
Yazan:
Dr. Abdullah Pulat Gözübüyük
Ankara Cumhuriyet Savcı muavini
Taahhüt sözleşmelerinin nasıl fesih ve ne suretle tadil edile, ceği incelenmiş ve ilgili Yargıtay, Daniştay ıçtihat'arı ve Bakanlar kurulu kararlan tahlil edilmiştir.
Ankara Kınacı Han No. 26. Berkitip ve Istazıbukla Cihan kitapeı 'eri. FiatL: 3 lira. (10876)
Kadıköy Kız Enstitüsü müdürlü f ân i en:
1 — Okul binasında İki kıta keşif mucibince yapılacak, olan (amiral pazarlıkla eksiltmeye konulmuştur.
2 _ İhale l/DC/945 günü saat 11 de yüksek okullar muhasipliği binasında toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
3 - Keşif bedelleri 9000 lira muvakkat teminatı 675 liradır
4 — Eksiltmeye iştirak edeceklerin bu gibi işler yaptıklarına dair Milli Eğitim Bakanlığı Teknik bürosundan alacakları ehllUl verilraslyle Ticaret odasının 1945 yılı vesaikini komisyona göstereceklerdir
5 — Keşifler muhteviyatının hususi fenni şartnameyi görmek isteyenlerin pazartesi ve perşembe günleri idareye müracaatları (11054)
Maliye Bakanlığından:
Beşiktaş'ta Hayrettin iskelesi yarındaki Mnliye Kırtasiye Deposunda hâlen mevcut ve 945 maLi yılı sonuna kadar toplanarak olan tersüdc ambalaj kâğıtları ile bir dsfada satılacak olan bir miktar mukavva parçaları açık arttırmaya konulmuştur, isteklilerin, birincisi için 12ü ve İkincisi İçin 50 lira teminat parasile birlikte 31 Ağustos 1945 cuma günü saat 14 de mezkûr Depoya müracaatları. ( l(ıiHQ)
Ankara telefon müdürlüğünden:
1 — Kâğıt Ve kartonu Idaremkce verilmek üzere 10.000 tane Ankara telefon rehberinin bastırılması işi kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konmuştur.
2 — Muhammen bedel 9(JW> liradır
3 — Bu İşe ait eksiltme ve fenni şartnameler Ankara teteton müdürlüğünden parasız olarak alınabilir.
4 — Eksiltme 12/9/945 çarşamba günü saat 15 de Ankara te’-elon müdürlüğünde yapılacaktır.
5 — Muvakkat teminat 675 liradır.
6 — Eksiltmeye gireceklerin muvakkat teminat makbuzları He kanu-
ni vesikalarını teklif mektupları İle beraber eksiltme tarihi olan 12/9/945 çarşnmba günü saat 14 e kadar Ankara telefon müdürlüğüne »eslim etmeleri Hân olunur. (11401)
Türk Hava Kurumu İstanbul vilâyet şubesin-ıden:
Hava Gedikli hazırlama Yuvasına kayıt müddeti Orta Okul Bütünleme İmtihanları sonuna kadar uzatılmıştır. İsteklilerin vesikalarını tamamlamak için şimdiden şubemize müracaatları. ______(11349) _
Kabataş Erkek Lisesi müdürlüğünden’
1 — Eski yatılı öğrencilerden 10 eylül akşamına kadar birinci taksit tutan olan 168 lirn 39 uuııışu yatırmıyanlann kayıtları gündüzlüye çıkarılarak yerlerine başkaları alınacaktır.
2 — Eski gündüzlü frencilerin kayıt yenileme İşlerine 1 eylülden itibaren sah, çarşamba ve cuma günleri saat 12 ye kadar bak'lacaktır.
, (11309)
BâfflTg M
29 AğUflfo* 1943
Kayıp para cüzdanı 23 Ağustos D4B cumartesi ğilnü iaat 13.30 - 16 raddelerinde içinde 2B0 lira para ile şahsıma alt evraklar bulunan koyu vişne renkli para cüzdanımı Tünel - Sirkeci - Köprü Ada iskelesi arasında kaybettim. Cüzdan İle İçindeki paralan bunla -na hediye ediyorum. Şahsıma ait evrakları Sirkecide Köprülü handa 93 numaralı yazıhaneye, ya posta vaM-taslle gönderen veya bizzat getirene ayrıca elli lira verilecektir.
Sevil Kit ah evi
Park Geçidi No. 10 - Karaman Akşam ve bütün gazets ve kitapların Karamanda satış merkezidir. Kitap satışlarında yüzde 10 Iskonto yapar v« sayın okuyucuların bütün okuma İhtiyaçlarına imkânlarını acık bulundurur. Karaman gençlerinin istidat v« inkişaflarına yardım etmek gayesile kurulmuş yegâne bir uğrak merkezidir.
Zayi — Ticaret Bakanlığından aldığım 516 numaralı kereste İhracatı ruhsatnamesini kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü kalmadığını Hân ederim- Paruta mahtumu M, Baruta Galata eski Gümrük sokak Yeni Küçük han 4 KİMYAGER HÜSAMEDDİN İdrar, Kan ve sair tahliller. Eminönü, Emlâk Eytam bankası karşısında İzzet Bey han No. 6
Bu akşam SUAOiYE
PLAJ Gazinosunda
Safiye Ayla - Zehra bilir FERDİ TAYFUR
Vo bir çok sürprizler
Nişantaşı Çınar caddesi - Hususî ■■■■■■
ŞİŞLİ TERAKKİ LİSESİ
KURULUŞ TARİHİ 1879
Bütün sınıflarımıza yatılı, gündüzlü öğrenci kaydına devanı edil-
mektedir. Tel: 80547
Eşi görülmemiş bir dekor! I Zevk ve neş‘e
hususiyetleri bu zor ve İnce zevke cevap verebilir. Plin Vft Dekor: O. CEZAİRLÎ
veren orkestralı Zengin ve yeni artistlerle varyete programı!!. Modern soğuk ve sıcak Hava tesisatı.
İşte 1 Eylül Cumartesi akşamı açılacak olan
KIZILAY HEMŞİRE OKULU
Kızılay Hemşire Okulu, Mezun Hemşire olmak isteyen genç kızlarımıza 3 sensllk bir tahsil sağlar TahsUtn pratik kısny, nezaret altında. Üniversite Kliniklerinde yapılır.
Kabul şartları şunlardır:
1 — Türk olmak
2 — Orta okul mezunu olmak
3 — Tam sıhhatte olmak
4-16-25 yaş arasında olmak
İsteklilerin yazı İle veya şahsan aşağıdaki adrese müracaat etmeleri:
Kızılay Hemşire Okulu Direktörlüğü
Haseki caddesi — Aksaray - İstanbul
Satılık Arsalar
İstanbul Defterdarlığından
Kıymeti Teminatı
Dosya No. Cinsi Lira Lira
62301/4764 Kadıköy, (Kuşdili Kasan paşa malı. Mah 346 2A
62301/1598 mut Baba so. 456 ada, 2 parsel, taj 10 sayılı 86.50 M2 arsa. Kadıköy, (Rıhtımı Rasimpaşa mah. Nem- 565 43
55100/5776 lizade so. 194 ada, 43 parsel eski 12 yeni 10 sayılı 56.50 M2 arsa. Kadıköy, eski Bostancı yeni Suadlye inalı. 76 7
65100/5776 eski Çatalçeşme yeni Allpaşa so. eski Ve yeni 15/75 kapı sayılı 152.15 M2 arsanın 1/3 hlsssl. Kadıköy, eski Bostancı yeni Suadlye mah. 78 7
65100/5564 eski çatalçeşme yeni Ali paşa so, eski 16 mük. yen! 15/60 kapı sayılı 155 M2 arsanın 1/3 hissesi, Üsküdar, Kuzguncuk, eski Arnavut yeni 26 3
65100/4163 Bozacı so. eski ve yeni 3 kapı sayılı 32.17 M2 arsa. Üsküdar, Kuzguncuk eski Arnavut Çık- 276 21
65100/2940 nıazı yeni Bozacı Çıkmazında eski 50, 52 yeni 10, 12 taj 6, 8 kapı sayılı 345 M2 arsa. Üsküdar, Kuzgunck, Çiçek so. eski ve yeni 9 kapı sayılı 54.50 M2 arsa. .12 1
65100/6345 Üsküdar, eski Yenimahalle, yeni Selâmi Ali 260 20
65100/6417 mah. eski Bedros Kalfa yeni selâm! Değirmeni so. en eski 41 eski te yeni 1 kapı sayılı 86.50 M2 arsa. Üsküdar, (Nuhkuyusu) Pazarbaşı mah. eski 200 16
62301/653 Dibek yeni Şair Talât so. eski 43 yeni 43 kapı sayılı 86.52 M2 arsa. Eminönü, (Aksaray) Yalı mah. Çuhacıoğ- 145 11
55100/6190 lu so. 839 ada, 1 parsel, eski 19 Tpük. yeni 2, 4 kapı sayıÎL 58.50 M2 arsa. Sarıyer. Yenimahalle, eski Dördüncü yeni 70 7
ikinci Bağlar Sö. eski 1 milk. yeni 32 kapı sayılı 72 M2 arsa. Yukarda yazılı gayri menkuller 21/9/945 cuma saat 14 de M11U Em-
I&K Müdürlüğündeki komisyonda ayrı ayrı açık arttırma ile satılacaktır. İsteklilerin geçici teminat makbuzları ve nüfus cüzdanlarlle komisyona, fazla bilgi İçin sözü geçen müdürlüğe başvurmaları. (11565)
T (ırkiye Palamutçuları
Ananim şirketinden:
şirketin fevkalâde İhtiyat akçesinin tamamının veya, bir kısmının sermayeye kalbi suretlie şirket sermayesinin tezyidini görüşüp karar vermek üzere şirket hissedarlarının 28 Eylül 1945 cuma günü saat 16.30 da İzmir Ticaret ve Sanayi odası salonunda fevkalâde toplantıya gelmeleri ve toplantı gününden 10 gün evvel şirket yazıhanesine müracaatla toplantıya girme kartları almaları rica olunur.
İDARE MECLİSİ
GÜNDEM:
1 — Fevkalâde İhtiyat akçesinin tamamının veya bir kısmının sermayeye kalblle şirket sermayesinin arttırılması.
2— Sermayenin arttırılmasına karar verildiği takdirde Statünün sermaye vç biııse bahislerine taalluk eden 5 İnci madleslnln ona göre değiştirilmesi
Sümerbank Çimento Sanayii
Müessesesi Müdürlüğünden:
Sivas Çimento Fabrikamızın Çimento satışı
20 ■ 8 - 945 den itibaren serbesttir
Bu çimento Türk çimento normlarının verdiği vasıflardan çok yüksek oluşiylo dalma ün almıştır. Türk Çimento Normunun istediği çekişe dayanıklılık 32, Sivas çimentosunda 45 - »0; Basınca dayanıklılık normda 400, Sivas çimentosunda 480 - 520 dlr.
Donma kabiliyeti Süper simana yakındır.
Bu üstünlükler; Sivas Fabrikamız çimentosunu kullanacaklara, bilhassa yüksek ve ağır inşaatta önemli ÇİMENTO ve KALIP KERESTESİ TASARRUF sağlamaktadır. Çimentomuz Şehirlçl yolları, kaldırımlar, bahçe parmaklıkları ve kanapelerl için en iyi malzemedir.
KİREMİT ve Tuğlada sıkıntınız varsa bunu en ucus ve sağlam olarak SİVAS ÇİMENTOSU İle yapabilirsiniz. Bütün bu işletin yapılış v* faydalarını belirten, broşürleri SİVAS ÇİMENTO FABRİKASI'ndan isteyiniz. Bir tecrübe çimentomuzun üstünlüğünü ispata kâfidir
SİPARİŞLER süratle yerine getirilir. Fabrika sevkıyatta her türlü kolaylığı gösterir. Vagonlar Fabrikaca temin ve sevkedillr. Çimentonun tonu: Fabrikada teslim 60 liraya indirilmiştir. Torba depozitosu: Bir No. torbalar İçin 15. İki No. Jılar için 10 liradır.
Kısa tel adresi: ÇİMENTO — SİVAS
Petrol Niyıın
SON PARTİ
Gemici Feneri Yarın çıkıyor
Taşralı sayın müşterilerimize siparişlerini bir an evvel göndermeleri tavsiye olunur.
Umumi toptan satlş deposu
PORSEMAY ŞİRKET/
Tahtakule Telefon merkezi sıragı. İstanbul
İKRAMİYE plânım merakla bekleyiniıl
Kutn&Aa.,, st% e&, ÇoeaJcsuh
Baraka enkazı ve kullanılmış kapak tahtası satılacaktır Toprak mahsulleri ofisi genel müdürlüğünden:
Adapazarında yapılan İnşaattan artmış tahminen 210 metremlıkâbı ahşap baraka enkazı ve kullanılmış kapak tahtaları satılacaktır.
isteklilerin en geç 6. 9. 945 gününe kadar Adapazarında bu malzemenin tasfiyesi İle ödevli ofis fen memuru Mustafa Yücetürke başvurarak keresteyi görmeleri ve 1000 liradan ibaret İnancayı en yakın ofla teşekkülüne, alacakları «makbuz» un gün ve sayısını bildiren bir yazı veya tel ile bu keresteye üstüste verecekleri en son kilo flatını genel müdürlüğümüze bildirmeleri İlân olunur. (11610)
Türk Hava Kurumu İstanbul Vilayet Şubesinden
Mahalli Sokağı Parsel No. Balaban ağa Kurultay 2
» Harlkzedeler 7
> >11
» > 12
» > 13
Mesahası Muhammen bedeli
116 M2 5800 Lira
580 > 43500 >
86 » 6450 »
48 » 6300 »
86 > 6450 »
Kurumumuzca sattlığa çıkarılan yukarıda mevkii, miktarı ve muhammen bedeli yazılan beş parça arsanın yapılan arttırmasında verilen bedeller haddi lâyıkını bulmadığından arttırmanın 6 eylül 945 perşemba günü saat 15 de devamına karar verilmiştir. Alıcılar sözü geçen giin ve saatte mutamı. en bedelin yüzde yedL buçuk nispetinde teminatları ile birlikte yeni postahane caddesinde 47 No. 11 şube binasında satın alma komisyonuna müracaatları. (11501)
KERESTECİLERİN NAZARI DİKKATİNE Karadeniz Orman işletme Türk Anonim Şirketinden: 945/17 numaralı liste muhteviyatından 216,015 metre mikâp muhtelif ebadda fabrika malı çam kerestesi tercihan Bartmda yalıda teslim satılacaktır. Talip olanların flat ve şeraiti görüşmek üzere sabahları saat 10 dan 12 ye kadar şirket merkezimiz olan 4 üncü Vakıf han 4 üncü kat 36 numaraya müracaatları İlân olunur.
Fenni Sünnetçi EMİN FİDAN Kabinenin yeni O A flT
Telefon numarası İlil
Taşradan gelenlerle gayrimüslimlerden fennenamelı-yeye ihtiyacı olanların yaşlan büyük de olsa sünnetleri kolaylıkla yapılır. Sünnet düğünlerine karar verenler 10 gün evvel angaje olmalıdırlar. Adres: Beşiktaş Erip apartımanı, Evi: Suadlye tren istasyonu arkası Akkurd sokak No. 17
İstabnul halkının beklediği Şişli
30 Ağustos yarınki perşembe günü açdıyor.
12000 kütüklü bağ, 3000 muhtelif cins meyva ağacı. çlflLk bahçelerinin kavun, karpuz, mısır ve taze sebzeler!, üzüm kameryelerl altında 40.000 kişilik oturacak yer kapalı salonları şarkılı taverna, müzikli şark ve garp mutbahları. Düğün ve ziyafetler kabul olunur.
Dikkat: Taksimden ve Boğazdan hareket eden belediye otobüsleri Çiflik önünde durur; Mecidiye köyüne yürümekle de 10 dafilkadır.
Erkek
Kız
■■■MM İLK — ORTA — LİSE
VENö KOLEJ
Öğrenci kaydına başlamıştır.
Yatılı
Yatısız
Eskilerin kayıtlarını, taksitlerini vererek Eylül başına kaçlar ye-
nilemeleri gereklidir.
Taksim - Siraselvller 88. Tel: 41159.
İstanbul Ticaret ve Sanayi Odasından:
Odamızda kayıtlı âzanın aidatından tahakkuk etmiş borçlarını Sİ. 8, 1945 akşamına kadar odamız veznesine müracaatla ödemeleri aksi halde 4355 numaralı kanun mucibince aidatlarının ile misil tahsili zaruret kesbe-deceği ildin olunur. (11358> _______
Muhtelif inşaat malzemesi
ALINACAK
Anitarada inşaatına başlanan Tayyare Motör Fabrikası İçin muhtelif kuturda beton arme dctnlrl. çelik, ve Galvanizli borular. Flttlngsler çinko ve saire alınacaktır. Satmak Ist.lyenlerln ellerinde bulunan malzemenin cinsi, flati ve miktarını Ankara Posta kutusu 9, İstanbulda, Galata Posta kutusu 1310 adresine bildirmeleri. Görüşmek Lstlyenlerln do Ankarada Tayyare motör fabrikası Tarko inşaat müteahhitliğine İstanbulda, Üniversite Fen Fakültesi İkmal İnşaatı Tsrko şantiyesine müracaatları ilân olunur.
Öğretmen alınacak
Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları müessesesi müdürlüğünden:
Müessesemiz Orta Okul emrinde çalışmak üzere Türkçe, Fizik _ Kimya, İngilizce. Beden Eğitimi, Biçki - Dikiş M Ev idaresi, Resim. Müzik derslerini resmî orta okullar programına göre verecek kabiliyette ve ehliyette yedi öğretmen ve orta okul ilk kısım öğretmenliğine de İlk okul öğretmenliği şeraitini haiz üç öğretmene ihtiyaç vardır.
Barem kanunu hükümlerine tevfikan tesbit edilecek intibak derecelerine göre barem dahili maaş ve icabında bir üst dere_ ce işletme zammı verilecektir. Senelik ikramiyeler ve pahalılık zammı bu maaştan hariçtir.
isteklilerin Millî Eğitim okullarında öğretmenlik evsafını haiz kısa hal tercümesi ve hizmet vesikaları suretlerini ve birer boy fotoğrafı İle halen vazifedar bulundukları yerden ayrılmalarında mahzur olmadıklarına dair yazılı muvafakatlerUe birlikte 15 Eylül 1943 tarihine kadar Müessese Müdürlüğüne, müracaatlarıilân olunur.11550
Sümerbank İplik ve Dokuma fabrikaları müesse-sesi Defterdar fabrikası müdürlüğünden:
Aşağıda mlkdan yazılı döküntüler 3 Eylûl/945 tarihine tesadüf eden pazartesi günil saat 14 de açık arttırma suretiyle satılacaktır, şartname ve nümuneler Fabrikamız ticaret servisinde görülebilir.
Geçici güvenmeleri her cinsin hizasında gösterilmiştir. İsteklilerin belli gün ve saatte geçici güvenmeleriyle birlikte Fabrikamıza başvurmaları.
Fabrika İhalede Serbesttir. 20.000 Kilo temiz tarak altı 2.000 * Makas borası
8.000 » Dlınk borası
1.000 lira geçici güvenme
(11503)
Comments (0)