29 Mart 1950
Çarşamba
StYASİ İKTİSADİ
Sayı 119
10 Kuruş



r
t
%
A A
1
k

I
k

k
n.
o
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8
Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Abone: Türkiye için seneliği 32. altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki mislidir
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tosis cdon: HABİB EDİB TÖREHAN
İlânları 6 ncı sahifedo santimot-resi 2 liradır, hânlardan hiçbir mes'uliyot kabul edilmez.
Telefon: 44756 - 44757 Santral
Telgraf Adresi: Hetlo. İstanbul
İÇ ve DIŞ PO LiTiKA
_ 28/111/1950
Üç/ü birleşme fikri
Amerikada, savunma meselesi üzerinde mühim münakaşalı
f
ıf*

z
a
AVRUPA Birliğinin meydana gelmesini geciktiren âmillerin başında, Fransanın, İngiltere ile Almanya arasında duyduğu ve geçirdiği tereddütlerin geldiğini dünkü yazımızda kısaca belirtmeğe çalışmıştık. Filvaki, bu hususta verilen haberler gibi beynelmilel neşriyat sahasında raslanan tetkikler de, bu noktaya geniş yer ayırmaktadır.
Halbuki Fransanın hem Ingiltere hem de Admanyaya doğru duyduğu incizabı bir âhenge götürerek üçlü bir anlaşma ve kayanşmayı meydana getirmesi, engelleri sistemli bir şekilde tasfiye etmek yolundan, pekâlâ mümkün olsa gerektir.
Fransa ile İngiltere arasında, on dokuzuncu asrın başlangıcından itibaren, her ikisinin dünyaya yayılmış birer imparatorluğu bulunması ve bu imparatorlukların ya şu yahut bu Okyanusta veyahut kıtada müşterek denilebilecek tehlikelere mâruz kalması yüzünden, mükemmel bir anlaşma mevcut olagelmiştir. Ki, iki cihan harbine birden beraber ve aynı kombinezon dahilinde girip bunlardan gene beraber ve aynı kombinezon dahilinde çıkmaları da. bunu gösterse gerektir.
Bugün, dâvalarının mahiyeti değişmiştir amma, benzerlik vasfı aynı kalmıştır.
iki büyük deniz ve tarih komşusu devletin, imparatorluklarına yeni şartlara uygun bir çeki düzen vermeleri yahut harpte harap olmuş olan şehirlerini imar etmeleri yahut istihsallerini, ticaretlerini ve paralarını, imparatorlukları ölçüsünde tanzim etmeleri icap eylemektedir.
işte dâvalarında ve bir bakıma göre hattâ tarihî mukadderatlarında görülen bu benzerlikler sebebiyle, bu iki devletin bir üçüncü devlet lehine büyült ölçüde bir büyük teşebbüse geçmesine imkân yoktur. Meğer ki. böyle bir karan her ikisi birden versin.
Şu halde. Avrupa Birliğinin bü yük birleşmeler yoliyle meydana gelmesi için. Ingiltere - Fransa-Almanya’nın bir üçlü anlaşma ve birleşmiye gitmesi lâzımdır. Bu ise, bugünden yarına tahakkuk edebilecek bir iş değildir. Fakat bunu tavsiye eden politika adamlan mevcut olduğu gibi ergeç zarurî gibi gösteren hâdiseler de eksik değildir.
Zaten meydana geldiği far-zedilse bu üçlü, İtilâf ve İttifak değil de, iğnesinden ipliğine kadar bütün kuvvetleri içine alacak olan üçlü İttihad’ın, Amerika ile Rusya arasında hatın-nı derhal saydırabilir bir “üçüncü kudret’’ i temsil edebileceğine şüphe yoktur. Şöyle ki, Ingiltere ile Fransa, denizaşırı durumları, Fransa ile Almanya da kıtanın üzerindeki durumları ile, bir tarih lâhzasının içinde, kendilerini bir mekân genişliği ve ferahlığı içinde bulacaklardır.
Bu cazip düşünce, her üç memlekette de taraftar kazanmaktadır. Fakat, aleyhte olan âmiller de mevcuttur.
Bir kere, ingilterede. imparatorluktan ayrılmamak ve onun uzviyeti içinde düşünmek düşüncesi hâkimdir. Ayrıca, Avrupa ile Amerika arasında bağlantısız kalarak İmparatorluğun hüviyetimi, hem kemiyetinde hem de keyfiyetinde müstakil tutmak temayülü mevcuttur.
Fransızlarda da buna benzer düşünce ve temayüller vardır.
Bu sebepler yüzünden, daha başka esaslara dayanacak bir Avrupa Birliği fikri ile, bütün işleri Birleşmiş Milletlerde halletmek temayülleri, bu merale^-ketlerin şimdiki politikalarına hâkim bulunmaktadır.
Buna rağmen, Avrupanın ve dünyanın müşterek bir âhenk ve barışa doğru teşkilâtlanmasını, izaha çalıştığımız şekilde yani birleşmeler yolundan isteyenler ve bekleyenler, dâvalarını ortaya atmış ve bunu ciddî, hattâ resmî şekilde münakaşa edilir bir mesele haline getirmiş bulunuyorlar. Onun için, hâdiselerin bu istikametteki inkişafını, gözden kaçırmamak lâzımdır.
etrafında münakaşalar
Savunma ve Ordu Bakanları, Eisenhower’e cevaben, Amerikanın bir taarruzu önliyebilecek kuvvet ve kudrette olduğunu bildirirken

Ordu Bakan Yardımcısı, "Yaşamak için sanayiimizi derhal seferber etmeliyiz"
diyor
Polatlı ve Kırıkkale nutukları, muvafıklar ve muhalifler arasında ayn ayrı yol açıyor
tefsirlere
•j


Bütün münakaşalardan uzak Key VVest’te programını hazırlayan Başkan Truman. bir kadın vatandaşının arzusunu not ederken
Yeni ve mühim kararlara doğru

Acheson, Bevirı ve Schuman
8 mayısta toplanacak
Almanya seçimleri ve soğuk harp karşısında Avrupanın vaziyeti görüşülecek
Berlin, 28 jYİRS) — Bugün resmen açıklandığına göre, İngiltere Dışişleri Bakanı Mr. Bevin, Amerika Dış Bakanı Acheson ve Fransa Dış Bakanı M. Schuman’a birer davetiye göndererek, mayıs ayı başlarında Londrada toplanılmasını teklif etmiştir.
Paristeki yetkili siyasi çevreler, teklifin kabul edildiğini ve 8 mayısta bavlıyacak olan görüşmelerde ele alınacak meselelerin mektuplaşmak suretiyle tesbit edildiğim bildirmişlerdir. 4
Görüşülecek en önemli mevzular, Batı Almanya meselesiyle, diğer Avrupa memleketlerinin Sovyet Rusya karşısındaki durumlarıdır.
Washington, 28 A.A. (Afp) — New-York Times gazetesi, Washing-ton muhabirinin bildirdiğine göre, mayıs ayında Londrada toplanacak olan üç batılrDışişleri Bakanlan konferansı gündeminde mevcut Sovyet Rusya İle batılı devletler arasındaki münasebetler meselesinden başka bu toplantıda iki mühim mesele daha müzakere edilecektir. Bunlardan biri. bütün Almanyayı birleştirmek i-çin memleketin her tarafında yapılacak genel seçimler meselesi, diğeri de güneydoğu Asyanın müdafaası yolunda siyasi, iktisadi ve askeri sahada Amerika, Fransa ve İngiltere tarafından takip edilecek müşterek si-
yasette bir prensip anlaşmasına varılması için Fransa tarafından ilen sürülen tekliftir.
Bildirildiğine göre üç Dışişleri Bakanı, batı dünyasının insicamını daha müessir kılmak imkânını ve soğuk harbi ilgilendiren muhtelif meseleleri inceleyeceklerdir. Yine bu toplantı esnasında üç Rusyaya müşahhas lifi yapmaya mahal karar vereceklerdir.
bakan. Sovyet bir barış tek-olup olmadığına

- Det-akşam
Ankara 28 (Hususi muhabirimiz bildiriyor ) — İnönü’nün Ankara ilçelerinde arka arkaya söylemiş olduğu üç nutuk siyasî mahfillerde çeşitli tefsirlere yol açmış bulunmaktadır. C.H.P. ve bu partiye müzahir olan çevreler Cumhurbaşkanının bu konuşmalarını hayranlıkla karşılamakta, bunları seçim arifesinde vatandaşlara arzı mutat olan mükemmel bir program olarak vasıflandırmakta ve gerek Anayasa değişi kliği, gerekse Ayan meclisi teşkili mevzularında ortaya attığı fikirleri memleket realitelerinin bir icabı telâkki etmektedirler.

Buna mukabil muhalif çevreler, Anayasanm tâdili fikrini mevsimsiz bulmakta ve bunu 1-cap ettirecek sebeplerin henüz tebellür etmediğini, zira rrm^ut Anayasanın şimdiye kadar tam mânasiyle tatbik edilmemiş olduğunu ileri sürmektedirler.
Gene bu çevrelere göre C.H.P Kurultayı henüz toplanmamış olduğu için teşkilâtta böyle bir temayül olup olmadığı herkesin meçhulüdür. Onun için bu beyanat iktidarın aşağıdan yukarı mı, yoksa yukarıdan aşağıya mı İdare edildiği sualine mükemmel bir cevaptır.


YENİ ISTANBUL'un Kuponüj
ÎÇ SAYFALARDA
■■ ■ ■ ■ ■ 1 MK1
î K î N C 1
Rusya ile harpten kaçınılamaz mı ? G. Keunan
ÜÇÜNCÜ Rusların güvendikleri kuvvet
M. Şevki Yazman
İsviçre mektupları
DÖRDÜNCÜ
Stockholm güreşlerinin tafsilâtı
Sacid öget Mesut bir vilâyet Reşat Nuri Güntekin
B E Ş I N C I
Avrupa Tediye Birliğinin İngilizlerce tefsiri
Key West (Florlda) 28 A.A. (AFP) — Savunma Bakanı Johnson dün Başkan Trumanla yapıtğı iki saatlik bir görüşmeden sonra verdiği beyanatta:
“General EisenhoWer ne derse delin, Birleşik Amerikanın milli savun-na programı memleketin güvenliğini tağlamak için kâfidir,, demiştir*.
Detroit, 28 A.A. (AFP) olt İktisat Kulübünde dün
>eyanatta bulunan Ordu Bakanı Gor-lon Gray demiştir ki:
“Birleşik Amerikanın savunma »lânları, bu memleketin kilit noktala-ı mevkiinde olan sınai merkezlere â-ıl bir atom hücumu yapıldığı taktirde bir felâketi önlemek için Ame-ıka ve diğer hür milletlerde yeter lerecede askeri kuvvetlerin mevcudiyetini derpiş etmektedir.
Ordu Bakanı dinleyicilerinden Ge-eral Eisenhower‘in geçenlerde yapığı beyanata büyük bir ehemmiyet ıtfetmemelerinı istemiştir. Filhakika. Amerika milli güvenliği tehlikeye koyacak derecede silâhsızlanmıştır,. diyen General Eisenho'ver'in sözlerini hatırlatan Bakan skzlerine şöyle son vermiştir:
“Generalin orduyu ima ettiğini sanmıyorum. Ordu bir yıl evvel kinden üstün bir durumdadır ve bir seneye kadar daha da fazla kudret kesbede-cektir.,,
\Vashinglon, 28 (AP) — Birleşik Amerikanın ileri gelen donanma mensuplarından birisi dün. yakında vuku bulacak bazı gelişmelerden sonra, “Birleşik Amerikanın denizlere denizaltı gemisi çıkaramıyacak bir hale geleceğini” ileri sürmüştür.
Amiral C. B. Momsen bu beyanatını mühendislerden müteşekkil bir grup huzurunda yapmıştır. Kendisi, batmış denizaltı gemilerinden kaçmak için kullanılan meşhur Momsen âletinin mucıdidır ve Denizaltı Harpleri Kurmay maktadır.
Başkanlığını yap-
28. A.A. (United Bakan Yardımcısı
San Francisco, Press) — Ordu Kari Bendetson, dün verdiği demeçte. Birleşik Amerikanın yaşaması için Amerikan sanayiinin bir kaç ay zarfında bütün potansiyelini seferber etmesinin lâzım olduğunu belirtmiştir.
Türkiye, Güvenlik Konseyi
âzalığına adaylığını koyacak
Arap Birliğine, Hükümetimiz tarafından bu hususta müracaat yapıldığı bildiriliyor
Kahire, 28 (Apı — İyi haber alacak mevkide olan Arap diplomatlarının bugünkü ifadelerine göre Türkiye, Arap Birliğim teşkil eden yedi memleketten, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyeliği için koyduğu
7^ d>


Memleketimizden ayrılan dost Amerikanın Ordu Kıırmaybaşkanı General Collins
Orgeneral Collins, memleketimizden
Ankara, 28 (A.A.) — 26 marttan beri memleketimizin misafiri bulunan Amerikan Ordusu Kara Kuvvetleri Kurmay başkanı Orgeneral J. La'vton Collins. beraberindeki heyetle ve özel uçağiyle bu sabah 8.25 te Esenboğa hava alanından Kıbrısa müteveccihen hareket etmiştir
Orgeneral Collins alanda, gelişinde kendisini karşılayan Türk ve Amerikan ricali tarafından uğurlanmış ve başında bando bulunan bir kıta ihtiram resmini yapmıştır.
Amerikan Kara Kuvvetleri Kurna ay başkam Kıbrıstan Irana gidecektir.

-u^anef mı -■ ■
Yeni Meclise 22 mebus fazla girecek
•Ankara 28 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Bakanlar Kurulu, son genel nüfus sayımına göre her seçim bölgesinden seçilecek milletvekili sayısını tesbit etmiştir. Bu seçimde Afyon, Ankara, Bilecik, İzmir, Kars, Kastamonu, Kocaeli, Konya, Manisa, Maraş, Muğla. Niğde, Seyhan. Tokat, Urfa, Zonguldak birer; Çanakkale iki, İstanbul dört milletveki-li fazla çıkaracaktır. Fazla çıkacak milletvekili sayısı 22 dir.

New-York Times’in bir yarısı
”Türk Ordusunun
miktarı azalmış, kuvveti artmıştır”
Washıngton 28 (YİRS) — Amerikanın belli başlı gazetelerinden olan New-York Times, bir sahifesinin yarısını, Türkiye ordusuna hasretmiştir.
Türk zırhlı ve hava ordularının resimlerini neşreden gazete, ordudaki er miktarının azaltıldığını fakat eski kuvvetini muhafaza ettiğini» ve A-merıkanm, Türk ordusunda bilhassa teçhizat bakımiyle ulaştırma bakımına ehemmiyet verdiğini hatırlatmıştır.
• 1 ■'
Sovyetler Birliği de müzakereye taraftar
adaylığı desteklemelerini istemiştir.
Diplomatik Arap çevreleri, Brezilyanın da bu yolda bir müracaatta bulunduğunu. her iki talebin Birlik Siyasi Komitesinin şimdiki toplantısında tetkik edileceğini söylemiştir.
Uçak kazası kurbanları dün getirildi
Molotof, Rusyanın bir dörtler konferansına hazır olduğunu açıkladı Stuttgart 29 (YtRSı — Mos-kovadaki siyasi çevrelerden alınan haberlere göre, Molotof, Sovyet Rusyanın bir dörtler konferansına hazır olduğunu 1-ma edecek açıklamalarda bulunmuştur.
’l.
AH Fuat Cebesoy dün gazetecile””* beyanatta bulunurken
Ali Fuat Cebesoy, istifasını basma izah ediyor

Eski Meclis Başkanı, dün bir basın toplantısı tertip etti
C. H. P. den ayrılması türlü tefsirlere yol açan General Alı Fuat Cebesoy dün saat 15 te Vatan gazetesinde bir basın toplantını yaparak vaziyetini aydınlatmak istemiştir. Generalin R/rzete-ellere verdiği beyanat aynen şudur:
“— Gerek askerlik ve gorek siyaset sahasında bütün hayatım doğrudan doğruya memleket hizmetine hasredilmişti. Vakit vakit parti hayatına girmiş olduğum zamanlarda da bunu ancak memleket hizmetinin bir yolu diye telâkki etmiştim. Bugünku dünya vasiyeti ve memleketimizin buna karşı cilan durumu milli menfaatlerin politika mücadelelerinin üstünde tutulmalını A-mir kılmaktadır. Bütün askeri ve siyasî mazimin beni şevkettiğl bu gayeye mevcut şartlar altında Halk Partisinin bir mensubu diye hizmet imkânı bulamıya-cağıma kanaat getirdim. Ve daha dört sene gibi bir müddet kendimi n mew kldc bırakmayı göze alamadım. Bu sebeple vazifemi daha İyi yapabilmek üzere istiklâlimi ele almayı doğru tıuMura, Şimdiye kadar mensubu bulunduğum partiye karşı olan hissim, siyasi cihazımızın mühim bir parçası sıfatlyle gelişmeye devam etmesini ve memlekete fay. dalı olmasını temenni etmekten ibarettir.
Vatandaşlarım beni yeniden siyasî bayata kabul ederlerse milletvekilliği vazifeme devam edeceğim.,.
9 4
Millî Eğitim Bakanı geldi
Milli Eğitim Bakanı Tahsin Bangu-oğlu, âlin sabahki Anadolu ekspresiyle An karadan şehrimize gelmiştir
Bakan, kendisiyle konuşan bir arka, daşımıza. îstanbulda iki gün kalacağını söylemiş ve demiştir kİ:
tatanbulun 500 üncü fetih yıldönümü dolayıslyle. tamir edilecek eski eserleri, yeni kanun gereğince açılacak olan türbeleri ve yeniden açılmış olan öğrenci yurtlarını gözden geçireceğim.,, Bakan bugün saat 16 dn Milli Eğitim Müdürlüğünde bir baaın toplantısı yapacaktır.
r
4 * »a
Ait


j ! • *. f YS

£Mın, Ankara kazazedelerinin cesetler i Yeşilköy Hava Meydanında uçaktan indirilirken. Etrafta toplanan kalabalık bu sahneyi gözyaşları ile takip etmişlerdir.
Yeşilköy Hava Meydanında, :esedler hazin bir merasimle ailelerine teslim edildi
25 mart 1900 cumartesi günü Ankarada ııku bulan müeaaif uçak kazanında ve-at edenlerden beş klıjlnin nöşı. dün >evloi Havayolhırının tabela ettiği hu-un! bir uçukla şehrimize getirilerek alt •Idugu dairelere ve ailelerine tealim e-( İlmiklerdir.
Getirilenler şunlardır: l) Bayan Mü-ellk Emir. 2) Tcvfik Sınmaz. 3) Bulgar CoılBOloğhtMieai memurlarından îvan în-ov, I) Bulgar konfloloHhaneal memur-arından Petko Sıthov, ftı Stcııwarth tnglllzı.
Yeşilköy Hava alanı cenazeleri gedecek olan tayyarenin geliş ana t İnden ok önce. Devlet Havayollan peraonoli o geniş bir halk klitlcMl İle dolmuş bu-unuyordu. Saat. II İS te kaza kurbanla-ınt taşıyan uçak ufukta gözüktü ve tgır ağır an.hnya İndi, Bu «ırada halk uranından konik konik hıçkırıklar ve eryntlar işitiliyordu. Koca alan Adeta nuazzatn bir inatçın havanına bürünmüştü, Tayyareden milliyetlerine göre bayraklara »arılmış olan tabutlar büyük bir itina He alınıp meydanda hazırlanmış olan katafalk Uzorhıo nııa ile kondu. Her tabutun baş tarafına muhtelif İdarelerden gönderilen çelenk* lor yerleştirildikten Aonra ihtiram duruşu yapıldı ve cenazeler ailelerine tenlim edilerek YeşilkÖydeki moranlme nihayet verildi.
İngiliz StcHwarth'ın nûşı Haydarpaşa-• Işkı Ingiliz mezarlığına. Mücellû Emlrh Tcvfik Sınmazın nAşı Beynzıt Camiine götürüldü, iki Bulgar memurunun flaşları da konnoloaluk erklini tarafından a-iındı.
Hindisini do Vletmin başkaldırdı:
*
.1- 4
23İİ
Rnyfa 2
- V D N t tlTANFUL-
î>n Mart 1050
Sovyet Rusya ile harpten kaçınılanız mı?
Sulh için 5 mühim şart
1, fİMUır bite harp ncmaıjı fasnr-hyhrlar mı?
Tahtalıyla, bu 6uale ancak Sovyet ileri gelenleri kat'l bir cevap verebilir. Ama anlıdaki noktalan hatırlamak da faydalıdır.
Vaka» idenin, şu satırları ramış-tır: •■Snvyetler Cumhuriyetinin, emperyalist devletlerle uzun bir müddet yanyana vaşamaaı tasavvurun dışındadır. Ergeç, ikilinden biri sonunda galip gelmelidir, Ve bu aonug meydana gelmeden Sovyet Cumhuriyeti ile burjuvazi devletleri arasında çarpışma vukuu önüne geçtlemlyecek bir meşaledir."'
Bu fikir, hâlâ kabul edilmiş komünist doktrini olarak kalmıştır, Fakat şimdiki Stalinlst doktrin harp taraftan delildir. gilAkls, bu doktrin, aym zamanda kapltaliamin eninde sonunda kendi yükü altında, yani komünistlerin bu rejimde mevcut olduğuna inandıkları dahili "ihtilâller" neticesinde çrtkeoeglnl anlatmaktadır,
Ruayanın uaun bir genişleme tarihi vardır. Umumiyetle bu, kurnan ve tedbirli bir yayılmanın, aabırla ve ciddi bir tehlikeye atılmakaıaın mevcut sınırlarını genişletme fırsatını kallıyan bir alyaaelin tarihidir. Fin harbi gibi göze görünür latlanal vakalar İse sadece bir yanılma neticesidir.
Gerek Sovyet doktrinini, gerek gelenekleri, gerekse bir takım basit hakikatleri gdaönünde tutarsak, vaziyetin şu merkeade olduğunu görürü»: Rtıa liderleri bilini çÖkUşümüaün kat'l ve öntine geçilemlyecek bir hâdise olduğuna İnanmışlardır. Bu çöküşün bir an evvel vukubulması için ellerinden gelen asam! gayreti göstereceklerine şüphe yok, ama dünya komünizminin kalesi olan 8.B.C.B. nln emniyetini tehlikeye koymayı da tahlatiyle istemezler.
Bu şartlar altında, yeni bir dünya harbi böyle bir tehliko arzedccegi için Ruaların Batı dünyasına karşı bir asker! hücum hazırlamakta olmaları muhtemel değildir.
2. Rviyada atom silâhlarının »ntl-kemmellr^tirilmen vasiyete nazil tetir edebilir?
Fasla tesir edemez. Bombanın inşası hem güç hem masraflıdır. Sonra, bir endüstri devletine karşı tek bir bomba bir şey yapamaz, tâ ki, bütün askeri kuvvetleri imha edecek miktarda bomba atılabilain. Rusyanın ABD. üzerinde böyle bir tesir yapabilmesi için bol miktarda bombaya sahip olduğuna dair hiç bir delil yoktur. 1846 da Sislin şöyle demişti: I
"Atom bombasının, bir çok polltl-kacılann söylediği kadar mühim bir kuvvet olduğuna ben İnanmıyorum. Atom bombasının maksadı siniri zayıf insanların gözünü korkutmaktır, yoksa harbin mukadderatını tayin edecek bir mahiyeti yoktur,"
Bundan başka, bugün atom harbi her aamankinden çok bir intihar mahiyeti taşımaktadır. Mitler ile Japonların aksine olarak. Kremlin İleri gelenleri hiç bir suretle intihar fikrinde değildirler.
3. Harp mümkün müdür T
a) Her iki tarafın da istememesine rağmen harp ânlden, restgele patlak verebilir. Prestije verilen ehemmiyet ve her yerde silâhlı kuvvetler etrafındaki tabi! heyecan ve telâş, milletlerin isUmiyerek bir harbo ka-
Yatan
George F. Konttan
Gsnrgr F. Retinan, Amerikan Ma-rlclys mesleğinin •rnrlik e»kl ve tanınmış hlr Dışişleri Bnknn-lıftının kararlnttırma MeclIM Barklını olarak Avrupa komünizmine kar&l yapılan "soğuk hnrp”tc çok büyük emrti ve 1rwlrl ohluğu rlhl, Avrupa Kalkınma Planının ilk kurucularındandır.
" 1 ■" ■ ■ a ■■r ■—
Kahire hututî muhabirimiz bildiriyor
Arap birliğinin Kahire toplantısı
Arap politikasındaki tezatlar için bir hal çaresi bulunabilecek mi ?
Kahire, 28 i Hususi muha birimiz bildiriyor) — Arap Birliği Konseyi u-zun bir fasıladan sonra, Kahlrede toplanmıştır, Acaba bu toplantıya, İsrallde ve Arap memleketlerinde yeniden etmeye başlayan harp havası mı sebep olduî Herhalde, birlik halinde çalışmalara devam edebilecek yeni İmkânların bulunabildiği zannediliyor. Hattâ Birlltin, Birleşmiş Milletler dahilinde mıntakavl bir teşekkül olarak kabul ettirilebileceği bile düşünülmektedir. Bu arada, birliğin idaresini, şimdiye kadar olduğu gibi, bir genel sekretere bırakmaktanaa, hlr başkan seçmek hususunda da temayüller belirmekte ve bu makam için şimdiden, eski Suriye Cumhur-hs,kanı Şükrü F.l Kuvvetli ve Lübnan Başbakanı Riyad El Bulh. namzet o-larak ileri sürülmektedir. Mısırlılar ise, Mısır Dışişleri Bakanı Balahaddl-nl destekliyorlar. Diğer Arap devletleri, gelecek yıllar, Arap politikasını Vafd'ın hâkimiyeti altına vermemek için, Balahsddlnin namzetliğine taraftar olmuyorlar.
Irak ve Buriye
Surlyedekl siyasi istik rarsıahk. I-rakı, lurlye İle birleşmek fikri üzerinde yeniden tahrik etmiş ve bu da bilmukabele Mısırı kızdırmıştır. Eski Irak Hükümeti bu fikre muhalif ol • mak yüzünden düştüğünden beri, bu tasavvur Iraka yeniden hâkim olmuştur. Inglltercnln terviç ettiği Surlye-Ieak birliğine mukabH, Amerika, An
rışabllecek-lcrine delâlet eder.
b) Ruslar, hlr devletin kendilerine tecavüz edeceği zehatıjna kapılır Jarsa harp patlak verebilir, Onların ideolojileri bir.o tecavüz etmelerini icap ettirmlyoisu da, bizim onlara harp açma İhtimalimizi de ortadan kaldırıyor demek değildir. Böyle bir İhtimalin saçına olması dahi |ş|n e-hşınmiyetlni bertaraf c(lcıue» Totaliter hükümetlerin en kötü iarnfla-«lıdan biri do ekseriyetle yanlış haber alına teınayllllertdlr. Hiç bir kimse, hattâ diktatörün kendisi bile, tam doğru ve güvenilir malûmattı sahip olduğundan cinin değildir. Hia iste-digimia kadar. Sovyet liderlerinin, nıütecavla hlr harbe haaırlnıımaltta olınadıgnnıaı bildiklerini zannedelim, yine de asıl ınaksadımıa hakkındakl halıerlerln tam ve doğru olarak, Sovyet giall pollal vasıtasıyla, Sovyet liderlerine verildiğinden eınln olamayış..
Bu ıkl nokta harbin muhle mil detil. sadece mdınkUn olduğunu göstermektedir.
i. Bu tartlar altında, KomÜnıtl tehlikesi bakımından, Hovyetler Birliğinin siyaseti hangi nokta üzerinde durmaktadır t
S. B. nln siyaseti, efor mümkünse, harbe müracaat etmeksizin beynelmilel güçlükleri halletmek fikri üse-rindc toplanmaktadır. Şayet Rus komünistleri, Avrupa ve As.vadH komünist olmıyan memleketleri kendi nüfusları altına sokmağa muvaffak o-lurlarsa, o saman Amerika Devleti de bir atom hücumuna uğramış kadar, belki de daha faala tehlikeye maruş kalmış olur. Çilnkü o saman dünya kuvvetleri muvazenesi, bir müddet için dah| olsa aleyhimize dönmüş demektir.
İkinci Dünya Harbinden sonra bu siyasi genişleme projesi hakiki Sovyet programını teşkil etmektedir. Rusyanın atom bombasına sahip olması durumu değiştiremez.
S. AoırriA'oııırı emniyeti tam olarak neye dayanmaktadır t
Emniyetimiz, her şeyden evvel, askeri bir hücumun İmkânsız değilse de hiç olmazsa İhtimal dışı kalmasını temin etmemize bağlıdır. Ayrıca, müttefiklerimizin komünist baskısına karşı gelebileceklerini kuvvetle hissetmeleri lâzımdır. Müttefiklerimizi, kat iyetle onlarla beraber ol-dugumusa inandırmalıyıa. Aynı zamanda. onlara İçinde bulundukları tehlikenin derecesini soğukkanlılıkla idrâk etmeleri hususunda da yardım etmeliyiz ki, düşmanları onların bu lüzumsuz, asılsız korkularını istismara kalkışmasın.
Kendi memleketimizde emniyet ve hürmet hislerini İdame ettirmemiz lâzımdır. Eğer başkalarının bize hürmet etmezini İstiyorsak, her şeyden evvel kendi kendimize hürmet etmemiz İcap eder
8on olarak, başka milletlere karşı adalet ve İyilikle muamele etmemiz lâzım gelir. Bu şekilde dünyada dostça ve sulh yollyle bir İşbirliği husule getirmeyi mümkün kılabiliriz.
Eğer bütün bunları yapabilirsek bize verilen bu beynelmilel vazifeyi göğsümüzü gere gere başarabiliriz. Bu karışık ve dâvâlı dünyada elimizden gelen en büyük İş1, meydana getirmiş oluruz. Hiç bir millet de bun-dan fazlasını yapamaz.
kara - Bağdat - Kahire mihverini desteklemektedir. Bu çeşit bir gruplaşma Iraka 300 milyon dolarlık bir kredi temin edecek ve buna mukabil, Ingiltere, bazı İmtiyazlardan vazgeçerek, Amerikalılara, Irak Petrolleri İdare Meclisinde daha fazla ndfıız verilecektir. Bu noktal nııaarı kabul ederek, Mısırla bu yolda bir anlaşmaya varan eakl Irnk Hasbakşnı, parlâmentoya tezini kabul ettlrenıemlş ve çekilmiştir. IJImdlki Irak Başbakanı RUveydi, tamamen Suriye İle birleşmek taraftarı olduğu. Vafd Parti-al İse, Arabistan meseleleri dolayısile "saraya kata tutmanın henüz zurnanı gelmediği" kanaatinde bulunduğu İçin, hu seferki toplantıda Irakla Mil sır da pek doat vasiyette yer ulamı* yanaklardır.
Mütavassıt tahlifler
Arap dovletlerlnln dahili durumu böyle olunca, Vafd Hükümeti hlr "A-rap Paktı" yapılması teklifini ortaya utmaya düşünmüştü. Bu pukt, birliğin siyasi bünyesini, ekonomik ve askeri bakımdan tamamlayacak vo Atlantik Paktlyle irtibat tesisine yara-.yacaktır. Hu suretle kurulacak esasa dayanılmak. Büyük Britanya İle Mısır ve Irak ııraamdakl savunma anlaşmaları, bııtı bloku nskorl sistemine göre ıletlştii'lloblllr vo komünizme karşı müşterek bir İslâm • Hıristiyan cephesinin kurulması mevzuu, Arap İç işlerinin mümanaatınt ugramaksı* zın, münakaşa edilebilir.
Amerikalı gazeteci McCormick’e göre :
“Türk gazetelerinin Avrupada bile eşi yoktur”
Toprak mahsullerinin sigorta edilebilmesi imkânı aranıyor
Bu ziraî sigorta, tabiî âfetlere karşı korunmak üzere tedbir mahiyetinde olacak
Türk basını, tam bir haber serbestisine maliktir”
Paris, 28 A A, (United Press) — Bir müddet evvel TÜlklye.Yİ ziynrat eden Amerikan gazctecIleriiKİon Robert McCormielt, Türklvenln Okyanusun beri yanında en İyi gaaetelorc malik bulunduğu kanaatini izhar etmiş ve şöyle dcmlptipı
'Türk gazeteleri birçok Amerikan gazetelerinden bile iyidir. Türk gazeteleri tam haber serbestisine malik bulunmaktadırlar.,.
t 4 -» ——— - — o, — — v - - —* «o -(> *
Kahlredekl Arap Birliği toplantısında
Ürdün hakkında bugün karar verilecek
Kahire, 9» AA. (Router) — Arap Bırllfi Siyasi Komitesi bugün Birlik Konseyinin hâlen yapmakta oldu-|ru toplantılara katılmayan Ürdün Kıralı Abdullah'a ceza tatbik edilmesini görüşmektedir. Komitenin yarınki konsey toplantısında Ürdün’ün derhal birlikten çıkarılması tavsiyesinde hulunacafı tahmin edilmekledir,
Arap Birlıfci yasasının bir fıkrası "Birlik konseyi, hu paktın veoiheleri-ni yerine getirmeyen herhangi bir memloketi, bu memkket hariç, öteki devletlerin, oyblrllfrt ilv verecekleri kararla, birlikten çıkarılmış addeder.” demektedir,
Arap Hlrllgl çevrelerinde şu o e salar derpiş edilmektedir;
1 — Ürdün'ün Arap Birliğinden çıkarılması,
3 — Komşu Arap memleketleriyle Ürdün arasında hudutların kapatil-maaiı
3 — tsraile yapıldıfı gibi Ürdüna
N. Sadak, Paristen bugün Strasbourg’a gidiyor
Diflflerl Bakanımız, Kont Sforza'ya bir tefekkür telgrafı gönderdi
Paris 30 A.A. (United Prese) — TUrklye Dillileri Bakanı Nıcnwh 4in Sadak» Komada Türkiye l)e İtalya doatluk nndlaımaaım imzaladıktan aonra bugün tronla Komadan Par t «e gelmlıtlr.
Bakan Avrupa Konseyinin idare merkoainde yapılacak Bakanlar Konaeyl toplanlıaına iıtirak etmek Ilınır e çaııamba «ünü Blraabourga hareket edecek ve Avrupa İktisadi İlbirliti Teşkilatı Konseyinin toplantısında haaır bulunmak için bu hafta içinde tekrar Pariae dönecektir.
Roma, 28 A A. (Huaual muhabirimizden) — İtalya Dışişleri Bakanı Kont Sforaa, Türkiye Dışişleri Bakanı Neomeddin Sadaktan ^Italyadn kaldığı müddet, kendisine ibzal edilen mimtiıporverllfte tefekkür ve Komada Türkiye İle İtalya arasındaki iıbirlıgi ile dostluk boglarını sık-laftıran andluımnyı intaç ettiğinden dolayı duyduŞu büyük memnuniyetin, İtalyan Hükümeti nezdlnde ter-oümanı oliflaainı kendisinden rica e-den“ bir telgraf almiflır.
Endonezyada yeniden İsyan başladı
Jakorta, 28 A A. (Afpı — Hollan-da • Endonezya ordusunda tayan çıkmıştır. Endoneaya cumhuriyetine taraftar vo dUfman olanlar arasında çarpifma bafiamiftır.
Bu hadiseler dû£u Endonezyada Şeiebes adaları ile Yeni Gine arasında yarı yolda bulunan Ambon adasında vukubulmuçtur.
Kısa haberler
Amerikanın Kaıuıdu Kefiri uçak kalasında öldü
Ottawa. 28 (YÎHB) — Amerikanın Kanada Sefiri Mr. Stcln-hardt, bugün bir hava kazası neticesinde ölmüştür. Wfmhington*ft gitmek Kin bir Da kola uçağı tie OttaWadan dört kişilik maiyetiyle havalanan Sefir şehrin on mil ö-tesinde düşerek parçalaman uçaktan kurtulamamıştır.
Çok parlak bir siyasi maslys sahip olan Mr. Stclnhardt. Moskova ve Ankara sefirliğini yapmıştı. Hıılânflndun sonra bir ü.v© duhu tanırsa Knmünlat Çin, MIIIİ5 etrlh'riıı m ini
alacak
VVashlngton, 28 A.A. (LPS) — Amerikan Dışişleri Bakanlığının yüksek memurları Holûnda Hükümetinin Komünist Çin Hükümetini tanımak kararını yorumlamışlardır.
Dışişleri Hhkanlığı memurları urakdoğU komisyonunda üye bulunan 13 devletten 8 İnin Çin komünist rejimini tanulıklarını belirt-mişlcrdlr. Yeni bir Üye bu rojlmi tanıdıâı takdirde, komisyondaki Milliyetçi Çin temsilcisinin yerin! komünist relimin temsilcisi alabilecektir.
Svııl Aagmur yağdırmak mUmkUn ulat tık
Alhaııy (New-Yorkı 28 A A. (AFP) - Hnsnnlşrriekl «uyun tehlikeli derecede alçak bir seviveye
de Arap iktisadi ablukası tatbik e-dtlmeel,
4 —- Teklif edilen mUUreke, Arap güvenlik andlaşmasınııı stın gelişmeler ıpılmda İncelenmesi,
Siyasi çevreler, Konseyin İhraç mo-selesini oy» koymadan önce Kil'Uİ Ab-dullaha: ‘'Arap Blılifi üyesi (Ilgar altı memlükotle çalışmaya nlyetlnla var n»(?" sorusuna yalnıa "evet" veya "hayır" cevabım vermcel İçin hu-sual bir elçi göndereceği fikrindedir
Kahlredokl siyanı müşahitler, her |kl Hnşim! devleti lirasındaki alllâlevt münasebetler bulunduğundan ürdü-nün Birlikten çıkarılmasına matuf her hnıokete karşı Irak'ın lakındıf tavrı dikkatle takip etmektedirler.
Amman, 28 A A. (Afpi — Ürdün Bakanlar Kurulunun kararı üzerine "El Misrl ve Ahbarül Yevrn" adlı Mısır gazetelerinin Ürdüne girmesi mcnedllmiştir
Bunların son neşriyatının ürdllne zararlı olduğu kanaatine varılmıştır.
Amerika, 1952 den eonre yardıma devam edecek
Vondenberg'ln teklifi, geniş akit uyandırdı
\Vashington 28, A.A. (USİ8) — Ayan üyesi Arlhur H. Vundcnbcrg'in teldir etliği gibi 1052 sentalnde Mnr-slıall plânı bittiği zaman "Amerika İçin en akıllı ve emin yolun" ne o-lacnfrını tesblt İçin hiç hlr partiye dahil olmayan bir komite tarafından tetkikler yapılmasını Ameri-kun basını desteklemektedir. Van-denberg dün açıkça Amerikanın harice yaptığı yardım siyasetinin önceden kararlaştırılmasını istemişti.
Basın haberlerinde Vandenberg'ln tokllfinln hem Cumhuriyet .ler beni de Demokratlar arasında gaj'et hoş karşılandığı bildirilmekte ve bugünkü gazeteler Başkan Truman'ın Florlda'dakl latiıahalgâhından Van-denberg'e göndei'dıgi tebrik mektubunu neşretmektedirler.
Cumhuriyetçi âyan üyoal Roberl Tef t da Amorikan yardımının 1069 den sonra da devam etmesinin gerekli olacağı kanaatini İzhar ederek bir tetkik yapılması fikrini desteklemiştir.
Nihayet sırrı meydana çıktı
Ntw-York 28 A A. (AFP) — Tef-, sirel Henry Taylor, Texasla Dallas şehrinde yaptığı radyo konuşmasında; "Uçan daireler hakikattir, bunlar bn.şka yıldızlardan ve Rıısyndnn deŞİl, Blrlofik Aınerikadan gelmek-tedir” demiştir.
Taylora göre, uçan daireler askeri aır leçkil etmektedir. Bunlar bir müddet sonra fezada tebahhur edon ve radyo İle idare edilen füzelerdir.

düştüğü New-Vork Şehri, kimya maddeleriyle suni bulut yapmak ve hu suretle yağmur sağlamak için mütehassıslar anlaşmaya varmıştır. Teorüholer geçen cuma günü başlayacaktı, fakat belediyenin günde yüz dolur verdiği mütehassıs poln tecrübslerlne başlayama-iniştir. Zira geçen perşembeden be» rl hemen hemen her gün ynğmuı yağmaktadır.
Dovftu) ııetloe ulamıyor
Bnıxdlüs: — Liberal l’uı tı ı ı-deri Devâfce, kirşi meselesini hal için yaptığı müsakeroİsr hakkında perşembe günü hem Kırnl Naibine hem de matbuata malûmat vereceğini bildirdikten sonra Ikl şıktan birini ihtiyar etmek durumunda kalmasının ihtimal dahilinde bulunduğunu İlâve etmiştir; Ya kahine teşkilinden vazgeçmek yahut Parlâmentonun feshini teklif etmek.
Altın ve döviz kuçııkçılığı yüzünden Nuriye - Lübnan hududu knımtıüıouk
Şam, 28 A.A. (AFP) Suriye Genel Emniyet Direktörlüğü geçen cuma gllntl kararlaştırılan ISO ve 100 liralık Suriye banknotlarının tedavülden çelcUmealmlon beri gayet geniş nispet kesboden altırı vo dövls kaçııkçılığma mâni olmak için Suriye - Lübnan hududunun her gün saat 18 den 5 o kadar kapatılmasını emretmiştir.
Ankara 28 (Hunin)! muhabirimiz bildiriyor) —Toprak mahatıHcrlmlzin tabi! Afetlere karçı sigorta edilmesi İmkânlarını araştırmak ve bu sigortanın esaslarını toabit etmek Ü««* re Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı uzmanlan İle birlikte İsviçreli müt( iuıssifl NT. Fah yurdumuzun çefitU hdigeierinUû lutklklcr yapmaktadır M. Fah yıırduınusda tatbiki düşünülen prensipleri ve alınması gereken tedbirleri fu tekilde ifade et-mektrdlr;
“Zirai sigortadan zira! mahsullerin dolu, don, kuraklık ve seylâp gibi tabii Afetlere icarın korunması an-Infilır, Zirai sigortanın ihdası ve tatbiki için en osaslı fart linyitin oldukça geiigmis olması ve zira! teşkilâtın da bulunmasıdır.
Bu tefkllât sigortalılar ile aogarta müessesesl arasındaki rabıta va münasebetleri tesis ve tanslm eder. Yurdunusıın bir çok brtlgelorlnde ve bu arada bilhassa Eğede ztraatin b lorlemlf vo gelismlf okluğunu ve lüzumlu olan teşkilâtın da kurulmuf bulunduğunu memnuniyetle müşahede ettim. Zirai Kredi vo Tarım
Erzurum yolunda bir trşn kazstı
Dört vagon, bir furgon devrildi. Can kaybı yok...
Eraıırum, 28 (A.A.) — 26 mart oumartoal günü Haydarpaşadan Er-zııi'uına hnrokot eden yolcu treni, hu gece Tercan lataayonuna girerken, makaaın bomılınuaı yüaündon, furgon yoldan ayrılarak devrilmiş ve arkacında bulunan dört vagon da ynldan çıkarak vhiir yatmıştır. Hâdlne yerine Enturumdan gönderilen imdat katan. yolcuları aktarma aurctiyle Er-zuruma getirmiştir. Can knybı olmamıştır. Yolcular 8 saatlik bir gecikme ile Eızuruma varmışlardır.
İngiliz Avam Kamarasında Almanya meselesi
Londra, 28 (YİRSı — Bugün A-vam Kamarasında dışişleri müznkerelerinde söz alnn muhalefet Başkanı Cuhrchül. Batı Almanyanın Avru-padskı kollektif müdafaa sistemine alınmasını ısrarla istemli ve cetüm-le demiştir kİ:
”— Batı Almanyanın iştiraki olmadan bsfanlı bir Avrupa müdafaası teessüs edomos ve hür bir Almanya-nın yaşaması için müttehit ve hür bir Avrupanın rnovcudiysU şarttır.”
Sovyet Kusyaya temas eden Chur-chlll, pek yakında bir harbin patlak vereceğinû inanmadığım söylemiş, fakat bir uzlaşnm yolu dururken beklemenin hatalı olacağını ve Sovyet önderleriyle yüksek seviyeli bir top-Inntı akdetmek İçin hiç hır fırsatın kaçınlmamas, gerektiğini belirtmiştir.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Kcn-neth Younger. Avusturya sulbünün bir an evvel yapılabilmesi için tngil-terenlrı elinden geleni yapacağını söyledikten sonra, Churchlll’ln mütalâalarına cevap vermiştir.
Bakan Yardımcısına göre, İfrattan tcfrlta giderek Almanyaya taviklerde bulunmaya lüzum yoktur. Alman harp potansiyelinin yeniden ortaya çıkması, garplı devletler için de garantiyi icap ettirecek bir meseledir. Acele karar vermemek lâaımdır.
Almanyanın garplılar arasına girmesinde büyük fayda olmakla berâ-ber. bu memleketin kendine koşulan taahhütleri yerine getirmesi de şarttır.

Adeııaııer bugün PturlâmentodB Avrupa Konseyine katılma meselesini açıklay aoak
Bonn. 28 A.A. (AFP) — Ilıısba kan Adennueı* yarın Federal Par* lâmentodnkl grupların başkanları ile Batı Almanyanın Avrupa Kon şeyine katılması imkânı konusunu ghrllşevuktlr.
Adenautr, aynı samanda ıntlttcv Tik yüksek komiserleri ile müsake» relerini vo Almanyanın Htarabuurg konseyindeki vaalfeslne müteallik İsteklerine vermiş oldukları yarı resini cevapları açıklayacaktın -Paklatan llaşbnkıını Delhi,>© M İdareli .Nvhru ile konıışııeak
Karaşİ. 28 A A. (AFP) — Pa» Ulatan Başbakanı Liyakat Ali Hanın Dolhlye giderek Pandlt Nehru İla Jlangalenİn durumu hakkında görüşeceğini Exolıange Telegraph Ajansı bildirmektedir.
Paklatan Başbakanı Kuruculuı Meçllslndo verdiği beyanatta görüşmenin lüauınu hnkkında Nehru ile mutabık kaldığını söylemiştir, İkinci ilim Koııfernıinı M nisanda Kuraşhle toplannouk
Karaşt, 28 ıNnfon) — İkinci İlim Konferansı burada 3 nisanda açılacak ve 7 nisana kadar devam edecektir. Bu konferansa Türkiye, İngiltere, Avustralya. Mısır. Iran. Endonezya ve Sevlândnn gelecek İlim adanılan iştirak edeceklerdir.
Satış Kooperatiflerinin çok miktarda mevcudiyeti ziraatın ve zirai tekniğin gelişmiş oldugnnurt de* 1 İllidir. Bu teşekküllerin mevcudiyeti sigortanın kuruluşuna ve muvaffakiyetle gelişmesine büyük ölçüde hizmet edecektir. Düşünülmesi elzem olan diğer bir mesele de sigortaya tâbi tutulacak mahallerin tâyin ve teshilidir, Şimdilik sigortanın kuru üzüm, incir, tütün ve pamuk hakkında tatbiki düşünülmektedir.
D.P. Genel Başkanı tstanbula geliyor
Celâl Boyar, D. P. nln seçim kampanyasını lıfanbulda genişletecek
Anakrıı, 38 (Hunui! muhablrlınlı bildiriyor) — D.F. Başkanı Calâl Ha* yar, yarın î.tanbula hareket edecektir. FUyar, .30 martta toplanacak D. P. 11 Kongrealndo hazır bulunarak bir nutuk irat edecektir,
Şehrimi* alyan! mahfilleri D. P. Balkanının bu konuymaaına olatan-Uetü bir ehemmiyet atfetmektedir. Ayni mahfillere Köre bu nutuk İnO^ nünün konulmalarına bir cevap tej-kll edecek vo D.P. bu «eklide resmen seçim kampanyattina girmiş bulunacaktır. Bayar Ankaraya avdetini müteakip doğu vilâyetlerine yeniden »e-yahate çıkacaktır.
Dr. Behçet Uz
İzmir belediye reisi oluyor
tamir, 2M (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Denizli Milletvekili Dr. Behçet Uı’un İzmir Belediye Başkanlığı meselesi günün en enteresan hâdisesi olmuştur. Partili ve partisiz İzmir halkından herkes Doktor Behçet Uzun başkanlığına taraftarlık etmektedir. Doktor Behçet Uz, İzmir Belediye Başkanlığını kabul için i İd şart İleri sürmüştür. Söylendiğine göre iki şarttan biri çalışabilmek ü-zere kendisine vâsi salâhiyetler verilmesi ve mensup olduğu partinin kademeleri tarafından lüzumlu lüzumsuz tenkid edilmemesidir. Bununla beraber İzmir Belediye Başkanlığı meselesine halledilmiş nazariyle bakılmaktadır.
Çimento fabrikası
için Ankaradaki
hazırlıklar
Ankara, 28 (Hususi- muhabirimiz bildiriyor) — öğrendiğimlıe göre Darıimarkadan alınan tiraj hakkı ile ve Bükûmetçe gösterilen kredi kolaylıklarından faydalanılarak hususi toşebbüs tarafından tamirde kurulması kararlaştırılmış bulunan çimento fabrikası ile ilgili hışırlıklar tamamlanmıştır.
Fabrikanın kuruluş mevsuuna nihai bir İstikamet verilmek üsera Ti* caı*et ve Ekonomi Bakanlığında temsilcilerin dc iştirakiyle bir toplantı yapılmıştır. Toplantıya Merkes. İş. Yapı ve Kredi, Garanti Bankaları temsicilerl ile İzmir hususi teşebbüs erbabı adıııa bir mümessil katılmıştır. Toplantıda şirket statüsünün hazırlanması ve bir an önce siparişin verilmesi mevzuları ürerinde görüşmeler olınuş, neticede gerek sermaye taahhüdü ve gerekse şirket kıırma İşinin teşkilâtlanması bakımından a-lmacnk kat'l kararların. İlgililerin daha geniş topluluğu içinde itllhaaı yolunda banka mümessilleri tarafından ileri sürülen teklif ittifakla kabul edilmiştir. Bu itibarla toplantının bahsi geçen bankalar temsilcilerinin vo ösel teşebbüs erbabının daha geniş ölçlhjo katılması ile 3 nisan paaartesl günü timinle yapılması kararlaştırılmıştır.
Rıı toplantı nihai karara varabll-mok, teşebbüsün biran evvel tahakkuku hususunda İcap eden şartları Bakanlık namına tertiplemek Usei'e Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı Tetkik Kurulu Başkanı tamire hareket edecektir.
HAVA RAPORU
Busün şohrlmlade hava öğleye kadar kapnl), hafif nralılılı (ılarulc yağışlı ge-çouokilr, öftleılcn suıını ııqılnuya başlı-vauaûi inlııııin edilmemedir,
HüsuArhınn kuaeydıuıu İnillınnırtİnden orbı kUVVetto onıncni, hava sıcaklığının n\ ııı kalıntısı muhtemeldir. CîUniin âzami muaklığı s.10,0, en dllşük geco sühuneti 10.2 (Ur.
İstanbulluların Eskişehire yardımı
Dün 7.700 lira toplandı
Armatörler Birliği 8000, 2|ngg| glrketl KM), gark Tlıarol ve Boya Şirketi SO, flnkrnt Boyahanesi M, fiamusl ve hak ğ0( Korl H. Bn-ver 250, Anadolu Çimentolaıı müdür. memur ve işçileri 1300, Rp-ğuzlçl Llesol öfr vo 0ğrrı>(*kerl 500. Yasin Uygunca Londra Barı sahibi 200. Londra Barı srtletleri kâtibi (k). gemel Kaşen 50. Müteahhit Cahit ino 0ra.
NOT; Bildirildiğine güre. Eskişehir fol A ke (zedeleri I-çln şehrimizde açılmış olnn yardım defterleri 10 nHan «ünü kapatılacak ve toplanan miktar Ankaradaki umumi yardım komltaeine tealim edilecektir.
Beyazıt Umumî Kütüphaneıl bugün açılıyor
Bugün aııııt 15 te Beyssit umumi kütüphanesinde kırk bin ciltlik yeni bir koleksiyon umumi İstifadeye araedlle* eskiir. Bu münnatıbntle Vali ve Belediye Başkanı bir konuşma yapacaktın
Amerikadan turist sıfatiylt gelecek eski vatandaşlar
Türk tâbiiyetinden çıkarılmış olan saki vatandaşların turist aıfallylt memleketimizi ziyaret edebilmelerine İmkân veren kanunun meriyete girmesi üzerine Türkiye Turizm Kurumu Amarlka-dakl vatandaştan TUrklveyl ılyarste teşvik İçin hazırlıklara başlamıştır.
Yabancı uçaklarda yolcu navlunları arttı
Yabancı havacılık şirketleri bütUa dünya memleketlerine ait yolcu bilet navlunlarını yüzde 30 nispetinde arttırmışlardır.
•‘Çoruh" şilepi, Pakistandan buğday getiriyor
Çoruh şllepı Toprak Ofisi hesabına yüklediği 8.500 ton buğdayla Paklstanın Karaşi limanından hareket etmiştir.
Bir avukatımız, Milletlerarası Mukayeseli Hukuk Kurumuna üye seçildi
Geçenlerde Pttils Hukuk Fakültesinde İsviçre Kanunu Medenisinin tatbikatı hnlckında bir Ronferan» veren îs-tanhul Barosu avukatlarından İsmail Kemal Elblr, alâka İle karşılanan bu konuşmasından sonra Milletlerarası Mukayeseli Hukuk Kurumuntın âza-lığına seçilmiş w gelecok temnıua a-yında Pariate toplanacak olan M Ulut-Iarara«j Hukuk Kongresine iştirake davet olunmuştur.
"Tarsus", Atinadan Iskenderiyeye Yunan turistleri de götürecek
Tarsusun 5 nisanda Akdoıılede yapa-cağı turistik sefer büyük bir rağbet Körmüıj ve heımn hemen yerlerin hepsi salıinuştır, Şohrlmlsdekl bir seyahat acentesi tarafından paskalya dolayısıyla tartıp edilen İstanbul • Atina seyahatine İştirak eden 150 klş! de aynı vapurla hareket ederelılordlr. Ayni acentenin Atina - İskenderiye arasında tertip oyMIğl seyahate İştirak edan bir çok Yunanlı da Pireden Tareua vapu-riyle Iskenderiyeye sldoeeklerdlr.
Muallimler Birliğinin Balosu
İstanbul Mualhmler Birliğinin balosu bu gece saat 21 den İtibaren Taksini Belediye Gazinosunda verilecektir.
Paris Hukuk Fakültesi Dekanının konferansı
İstanbul üniversitesi Hukuk Fakültesinin davetlisi olarak şehrimizde bulunan Parla Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Julllet de la Morandlere düp e«at 15 da Hukok Fakültesinde ♦ Fransız Modenl Hukukunun reformu1’ mevzuunda bir konferans vermiştir.
D. P. İl Kongresi yarın toplanıyor
Birkaç kere teldi* «dilen D. P. 11 boa-üresi yarın saat 10 dan İtibaren Taksimdeki Maksim salonunda başlayacaktı^ D. P. Genel Başkanı Celâl Bayarla Genel İdare Kurul diaları ve D P. milletvekillerinin kongrede hasır bulun» mak üzere bugün şehrimize zelmelerl beklenmekledir.
Konferans
İzmir Lisezlnden Yetişenler Derneğinin tertip ettiği sert kor^eranslardân birincisi de yarın «zat İd da Be> aşıttaki Marmara Lokalinde felsefe doktoru Zlva somer larafnman (Gençlik ve İnkılâp Ruhu) mevzuunda verilecektir»
Talebe Federasyonu kongre başkanı dün yeniden seçildi
İzmir# 38 (Huzusi nnıhabirtmlz bil-dlriyor) — Türkiye Millî Talebe Federasyonu Kongresinin ıkiııcl günü sabııhleyin yapılan umum! celsesinde Ankara Üniversitesi Talebe Birliğinin verilen takriri okundu. Bu takrirde ba^luınlık dlvunına itimat edilmediği bildirilerek seçimin yenilenmesi isteniyordu» Takrir reye konulunca başkanlık divanına itimat gös-Urmiycnlorin sayısı fazla olduğundan divan icra makanuııı terkettl.
Yeniden yapılan seçimde kongre başkanlığına İstanbul Teknik üniversitesinden Talim Ergeç, ikinci başkanlığa tamir Yüksek Ekonomi ve Ticaret Okulunadn Vedat llgllner seçildi ve öğloden sonra komisyon çalışmaları devam ederek akşam vakti yapılan umumi toplantıda Federasyonun bir yıllık faaliyet raporu o-kundu. Müzakerelere yarın devana edilecektir.
%
29 Mart 1950
YENİ İSTANBUL
Sayfa 3
Sııriyr Başbakanı Hal ı d El Asm İle Lübnan Başbakanı Riud El Sulh, Beyrut'ta yaptıkları mülakat esnasında alınmış resimleri. Suriye Başbakanı, Riad El SuİK'un sigarasını yakıyor.
Suriye hususî muhabirimizden
Suriye ile Lübnan arasındaki
ihtilâfın asıl sebebi
Şam, (S.B. Çakıroğlu bildiriyor) — Komşu Arap devletlerinden Suriye ve Lübnan, müstakil iki ayn devlet olmakla beraber istiklâllerine kavuştuktan sonra da müşterek bir servise tâbi ölmıya razı olmuşlardı. Aynı İklim memleketi olan bu iki devlet **gümrük, inhisar, şimendifer ilh..„ gibi âmme hizmetlerini birlikte görüyorlar ve temin ettikleri varidatı a-ralannda, Suriye lehine küçük farkla, taksim ediyorlardı. Suriyelilerin iddialarına göre Lübnan tâcirleri Beyrut limanı üzerinde hiçbir kayda tâbi olmaksızın bu cüzi bir rüsum ile istedikleri her malı, diledikleri her memleketten getirtebiliyorlar ve bu suretle ithal etikleri bu mallara yüksek kâr marjları ile Suriye pazarlarına ve bu pazarlar vasıtasiyle de kısmen komşu memleketlere yine hiç bir kayda tâbi olmaksızın satabiliyorlar. Bu suretle Lübnanlılar. Suriyelilerin harici ticaretlerini ellerine almış ve tamamen omuzlarına binerek büyük servetler yapmışlar. Suriyelilerin iddialarını dört noktada toplamak mümkündür:
1) İthalâta ait serbestinin tahdidi,
2) Gümrük resimlerini arttırmak suretiyle. Suriye sanayiinin himayesi.
3) Müşterek serviste istihdam o-lunan memurlardan Suriyeli olanların miktarının arttırılması,
4) Temin edilen müşterek varidattan bugün Suriye için tefrik edilen yüzde 56 nispetin, hiç olmazsa, yüzde 75 nispete çıkarılması.
Geçen hafta Suriye Hükümeti bu esaslar dahilinde yeni bir anlaşma yapmak Üzere Lübnan Hükümetine 48 saatlik bir nota tevdi etti. Lübnan Hükümeti bu teklifi gayri müsait karşıladı.. Bunun üzerine Suriye, Lüb-nanla iktisadi alâkayı kesti ve gidip gelme serbestisini kaldırarak evvelâ pasaport, bilâhare pasavan (iaissez passez) mecburiyetini vazetti. Aynı zamanda kendi ithalâtını kendisi resen yapabilmesi için de Lazkiye (La-
Seyyarelerarası seyahat acentesi
New-York (Nafen) — Ay’ın imtiyazını isteyen bir cemiyetin kurulduğu ve bunun da Amerikan Hükümetine müracaat ederek bu hakkı aldığı bildirilmişti. Şimdi de ilk “Seyyarelerarası Seyahat Acentesinin” teşkil edildiği bildirilmektedir.
Yalnız kurulduğu bildirilen bu seyahat acentesinin ancak 15 mart 1975 ten itibaren bilet Resmiye baş-lıyacağı da ilâve edilmektedir.
Diğer taraftan, Aya gitmeyi düşünen bazı kimselerin de, bu tarihten evvel “hayali projenin" hakikat o-lacağından emin bulundukları ilâve edilmektedir.
tikiye) iskelesine ait tevsi teşebbüsünü hızlandırdı. Şimdi bu İskeleyi genişletmek, ambarlar, antrepolar ve-sair liman hazırlıkları yapmakla meşguldürler. Ancak alâkalılar, Su-riyenin ithalât ve ihcaratı bakımından bu limanı kifayetsiz görmekte ve İskenderun limanından faydalanmanın doğru olacağı kanaatini izhar etmektedirler. Bu hususta Çamdaki Türk elçisinin Arap gazetelerinde çıkan beyanatı Suriyeliler arasında umumiyetle iyi karşılanmıştır.
tki memleket arasındaki bu ihtilâf Kahirede toplanan (Arap Birliğinde) görüşülecektir. Bu görüşmede Mısırın aracılık rolü oynayacağı ve Lübnan - Suriye ihtilâfının muslihane bir surette hallini sağlamaya çalışacağı düşünülmektedir. Zira garp devletleri gibi ikiye ayrılmış olan Arap âleminde, bugün için, bir muvazene unsuru sayılan Lübnanın yer değiştirmesi, Mısır blokunu zaafa uğratması bakımından, tehlikeli görülmektedir.
Diğer taraftan Lübnan Başbakanı M. Riad El Sulh, Kahire toplantısına gidilmeden evvel siyasî meseleleri bir defa daha gözden geçirmek maksa-diyle Suriye Başbakanı M. Halit El Azm’ı Beyruta davet etmişti. Bu davete icabet eden Başbakan dün Beyrut ta yaptığı bir basın toplantısında görüşmelerin müspet bir netice verdiğini ve konuşmaların anlaşmaya bir hazırlık teşkil ettiğini açıkladı. Ve ezcümle: ‘ Buraya iktisadi meseleleri görüşmek için gelmedim, bunu Kahirede iktisat adamları yapacaktır. Her halde Suriye bu İktisadî ayrılıkta bir müddet daha tecrübe devresi geçirecektir. Çünkü, şimdiye kadar yapılan anlaşmalar hep icmali olmuştur, rakamlara dayanılmamıştır. Yani hesabi olmamıştır. Şimdi lehimizde ve aleyhimizde olan rakamları, puvanlan toplamak istiyoruz. Ancak bu ayrılma hiçbir vakit Suriye - Lübnan siyasetine tesir etmiyecektir. Herhalde sizin Başbakanınızla aramda bir düşmanlık yoktur. (Sulh’u) severim ve takdir ederim. Kendisinin Arap devletlerine olan hizmetleri, fedakârlıkları inkâr edilemez. Hulâsa herhalde Suriye nihai olarak kapıyı kapamadı. Anlaşmaya, iktisadi ittihada daima hazırdır. Yarın mümessülerimiz Kahirede bu meseleyi iyi bir ruhla, iyi bir anlaşma zihniyeti ile konuşacaklardır" dedi.
Suriye Başbakanının bu beyanatını Şam gazetelerinde okuyan Suriyeliler bir bayram havası ve sevinci içinde neşelendiler. Hâdiselerin ne suretle inkişaf edeceği merak edilmekle beraber her iki devletin, şimdiye kadar olduğu gibi, müşterek menfaatleri i-cabı alışılmış olan serbest rejime tekrar avdet edeceği tahmin edilmektedir.
Askerlik Bahisleri
ile bÜ-ZÜ-mu-
İSVİÇRENİN Ren kenarında ve Al-| manya ile karşı karşıya bulunan güzel ve eski şehirlerinden birisi BASEL denilen Bal şehridir. Muazzam bir istasyonu, geniş caddeleri, büyük otelleri ve bilhassa etrafında bulunan İsviçre için en büyük addedilebilecek kimya fabrikaları beynelmilel rekabet sahasında yük bir mevki alan bu şehir, rich’e nazaran küçük olmasına
kabil muhtelif memleketlerden İsviçreye giren ve çıkanların güzergâhı bulunmak ve sanayi memleketi olmak noktasından zengin ve büyük bir ehemmiyeti haizdir.
Alman İsviçresinin bira fabrikalarının hemen hepsi denilebilir ki bu şehir civprında toplanmıştır. İsviçre gibi küçük bir memlekette çok şarap istihsalâtı olmasına ve hariçten ve dünyanın her köşesinden müskirat ithali hiç de bir mâniaya maruz bulunmamasına rağmen, burada bu kadar büyük ve çok bira fabrikalarının mevcudiyeti insanın hayretini mucip olmaktadır. İçlerinde bazıları iki yüz ve hattâ iki yüz elli senelik bir hayata mâliktirler. Bir taraftan ilerlemek için meşrû olmak şartiyle birbirlerlyle rekabet ederler, diğer taraftan hariçten gelen Alman, Çek ve hattâ İngiliz biralarına karşı hiç bir gümrük himayesi veya ithal memnuiyeti istemiyerek rekabet yollarını mallarının iyiliğinde, ucuzluğunda ve propagandasında ararlar ve hükümetin yardımından müstağni olduklarını söylemek onlar için sanayicilik hayatlarının en mühim bir ifadesini teşkil eder. Ren nehrinin muhtelif memleketlere giden bir noktasında bulunan Bal şehri, Avrupa-nın en büyük bir kısmı ile İsviçre arasında ve muhtelif Avrupa şehri beyanında nakliyat cihetinden de büyük bir ehemmiyeti haizdir. Bu küçük memleketin beynelmilel şöhreti haiz ve bütün dünyada şube ve ajanları bulunan nakliyat şirketleri burada toplanmıştır.
Ren üzerinden Almanya tarikiyle eskiden bütün Doğu Avrupaya Hollanda yoliyle tekmil dünyaya pılan sevkıyat için bu şirketlerin yanı hayret bir intizam içinde,
ve ya-şa-ne-
hirierde işlemeye mahsus vapurları, kendilerine ait nakliyat depoları, so-ğukhava mahzenleri, tahmil ve tahliye alât ve edevatı o kadar güzel tanzim edilmiştir ki, memleketimizde u-zun senelerden beri arasıra nakarat halinde tekrar olunan serbest liman derdini bir masal haline koyacağımıza ve Londra veya New-York limanlarını gözümüzün önüne getireceğimize bu küçük şehirdeki teşkilâtı yapanlardan bir fikir alsak veya bu işi onlara bıraksak öyle zannediyorum ki hiç de fena olmıyacak. Nehir üzerinde işliyen ve kullanılması hiç de zor olmıyan bu küçük va-puriara kaptan değil, fakat tayfa yetiştirmek için bile yapılan mektebi ve oradaki talim ve terbiyeyi görseniz o vakit en basit bir işin bile bir bilgiye istinat ettiğini ve bizde işlerin niçin yürümediğini biraz daha niz.

canlı bir
misal ile görebilirsi-
f
SANAT ALEMİNDE
KIRAL LEAR’IN
Bal Şehrimle Sergi saluiNi.

Bal şehri, İsviçre iktisadiyatında her sene yaptığı umumi bir sergi İle de ona büyük bir hizmet etmektedir. Bu sergi bu sene de otuz dördüncü defa olarak nisanın on beşinde açılacak ve on gün devam ettikten sonra kapanacaktır. Bu sergi, beynelmilel bir mahiyet arzetmekten ziyade doğrudan doğruya İsviçre sanayiinin, İsviçre ticaret ve turizminin güzel bir misali olarak kendini göstermektedir. 100 bin metre kare ü-zerine ayrılmış sekiz büyük pavlyon-dan ibaret sergi daireleri, bizim İz* mir panayırının aksine olarak bir eğlence yeri olmaktan ziyade ciddi bir mahiyet arzetmekte ve size memleketin iktisadi faaliyeti hakkında bin bir misal göstermektedir. 1949
Şehri.
Bal
senesinde sergiyi 60 ecnebi memleket insanlarından 600.000 kişi ziyaret etmiştir. isviçreye getirdiği para düşünülecek olursa, serginin memlekete ettiği hizmet kendini sarih bir surette gösterebilir. İsviçre, ufak bir memleket olmasına rağmen, büyük memleketlerden daha fazla bir münakale imkânına mâliktir.
Zaten saat geçmeden İsviçrenin her istikametine hareket eden trenler, sergi müddetince daha çok art-tırlmış, ucuz otobüsler ve bilhassa şimdi Avrupada herkesin mâlik olduğu irili ufaklı otomobillerle şehirler arasında seyahat bir işkence değil, âdeta bir zevk ve eğlencedir. Her

yol köşesinde sizi bekliyen otel, lokanta ve kahveler, yolcunun bütün ihtiyaçlarını temin eder. Onun için bu 600.000 kişinin ikamet ve iaşesi hiç de müşkül bir şey değildir. Burada en çok nazarı dikkati celbeden nokta, böyle 10 gün gibi kısa bir zamanda 600.000 ziyaretçiye mâlik o-lan Bal şehri ve yatların en ufak termemesldir.
İsviçreye sergi
oradaki işlerini bir iki gün içinde bitirirler ve bunun bakiyesi olan bir kaç günü tsviçrede geçirirler. Bu da ayrıca serginin İsviçreye temin ettiği istifadelerden biridir. Çok arzu ve temenni ederiz ki, güzel bir başlangıç olan İzmir Fuarımız, gün geç-
küçük tsviçrede fl-bir artış eseri gös-
için gelen kimseler
91
- >• RK. * • 4 w
1 f 1 - n ı K
a . W
T • w» -W
tikçe tekâmül etsin ve bilhassa ecnebi ve yerli ziyaretçilere gösterilecek suhulet sayesinde onların rağbetini arttırsın. İzmir fuarının bu hususta büyük bir istikbali olduğuna kani bulunuyoruz. Çünkü Bergama ve Selçuk harabeleri gibi emsalsiz eserlere mâlik olan Ege mıntakası güzel iklimi, sevimli insanları ve büyük ihraç metaımıza mâlik olduğundan sergiye bir çok ziyaretçi celbe-dilebilecek ve motörlü tren yahut da otobüslerle tarihi âbideleri göstermek suretiyle onların alâkalarını daha arttırabilecektir. Her halde sergi ve panayırlar hakkında memleketimizin bilgili şahsiyetlerini bu hususta dinlemek ve bir de sırf bu iş için hariçten bilhassa sergiler kurmuş şahsiyetlerden birisini getirirsek öyle zannediyoruz ki bu husustaki mesaiden dalıa müsmir neticeler elde etmiş olacağız.

1681 İle 1840 seneleri arasında Shakespeare mezarında dönüp durmuştu. Ingllterenin en sevilen şairlerinden biri, Nahum Tate, Kıral Lear’ Ln sonunu değiştirmiş ve piyesi mesut bir şekilde bitirmiştir. Piyesin bu değişik şeklini halk çok beğenmiş ve bilhassa büyük İngiliz edibi Dr. Sa-muel Johnson uzun uzun alkışlamıştır. Hattâ, piyesin bu şekilde bitişinden hoşlanmayan ıııünekkid Charles Lamb bile, eserin bazı dramatik ka-
Rusların güvendikleri kuvvet
M. ŞEVKİ YAZMAN
DÜŞMAN kuvvetinin mahiyet ve derecesini bilmek, muvaffakiyetin birinci şartıdır. Bu itibarla dünya ile beraber bizim ve Sovyetlerin dayandıkları, güvendikleri kuvveti iyice bilmemiz ve ona göre tedbir almamız lâzımdır.
Atom bombası, Kızılordu. peyk devletler orduları, Sovyet stratejisinde ehemmiyetle yer alan unsurlardır. Fakat kanaatimce bunların hepsinin üstünde bir unsur vardır ki Sovyet sevk ve idaresi bakımından çok daha mühimdir: Başka memleketlerdeki komünist beşinci kollar.
Sovyetlerin son senelerdeki genişleme tarzlarını Moskovada bulunup yakından tetkik fırsatını bulan. Kus ların dilleri gibi tarihlerine de iyice vâkıf olan Amerikan muharriri George Kennan diyor ki: “Dünyaya komünizmi yaymak ve bu vasıta ile tahakküm etmek siyasetini güden Stalin’in hiç bir nutuk veya nazari-yesinde Kızılordu ile dünyayı zaptetmek işareti yoktur. Bu hal, zaten Rus ananesine aykırıdır. Rusya sabretmek, beklemek, müsait fırsatı bulup vurmak usulünün eşsiz bir nü-munesidir. Tarihteki bütün zafcrien-ni bu yoldan kazanır. Hudutlarını bu usullerle genişletir, fetihlerini bu u-sulle yapar. Bunun tek ayın misalini 1939-1940 kışında Finlândiyaya saldırışında görürüz. O da her halde Finlândiyanın küçük bir devle»' olmasından dolayı meydana geldi. Fakat Ruslara çok pahalıya maloldu. Memleketlerini müdafaada hakikaten kahramanca dövüşen Rualann, başka memleketlere taarruzlarmda bu kahramanlığı gösterdiklenne pek şahit olmadık. Bu itibarla yarınki Rus taarruzlarını Kızılordunun büyük fedakârlıklan göze alarak kuvvetli memleketlere tevcih edeceği tarzda beklememeli. Hangi memleket komünist beşine» kollar veya iç kavgalar ve meselelele takatsiz hale getirilirse, Rus taarruzunu da orada ve mümkün olduğu kadar dış harplere sebep olmıyacak tarzda beklemelidir... llh„.
Bu meseleyi biz yalnız bir fikir olarak görmüyoruz, fakat etrafunız-da her gün tahakkuk eden bir vâ-kıa olarak görmekteyiz: Ufak Yunanistan, ordusu zayıf İran dahi kendi içlerinde yaratılan kargaşalıklar, beşinci kollar ve komünist ajamany-le istilâya uğratıldı. Bunlara Kızı-lordunun müdahale ederek istilâyı tamamlaması işten bile aeğıUen, Yunanistana Bulgar topraklarından ve İrana doğrudan doğruya Rus aıa-zisinden ordu göndermek Rusya için hiç de güç değilken bu yapılmadı, dahili kargaşalıkların tasfiyesi, ajanların ve Sovyet adamlarının bei taraf edilmesi bu memleketlerden Komünist belâsını ve Sovyet istilâsnu uzaklaştırmaya yetti. Bu iki memleketin kuvvetleri Kızılorduyu tabiî ne durdurabilir ve ne de Korkutabilirdi. Fakat bu istilâlar önünde sonunda harbi intaç edebileceği için Sovyetler bakımından aslâ azip gc-rünmemiştir. t
1939 eylülünde Almanya Polaıua-yı ezip yarısını istilâ etmeden öov-yetler buraya girmediler. Çekoslovakya dost diye göğsünü açıp ça£ir-
YENİ ŞEKLİ
biliyetlerl olduğunu itiraf etmiştir.
Geçenlerde piyesin bu değişmiş şekli tekrar ele alınmış ve Oxford Üniversitesi aktörleri verdikleri temsilde. Cordelia’yı Edgar ile birleştirmişler ve Kıral Lear’in aklî muvazenesini yerine getirmişlerdir.
Piyesin facia ile değil de, böyle mesut bir şekilde bitişi, seyirciler tarafından çok beğenilmiş ve Times gazetesinde uzun uzun nıethedilmiştlr.
madan onu Alman işgalinden kurtarmayı akıllarına bile getirmediler. Nihayet bütün sanayii ve münakale vasıtaları İngiliz ve Amerikalılar ur-rafından tahrip edilip yansı da yine batılı devletler tarafından istilâ edilmeden bitkin ve harap Aln.aa-yada dahi büyük işler görmeyi düşünmediler. Bunların hepsi Sovyet stratejisi ve istilâ metodu hakkında çok güzel fikirler vermektedir.
Keza 1945 de İtalya ve Fransamn hudutlarına dayandıkları ve bu memleketlerin kuvvetli orduları bulunmadığını bildikleri halde komünist beşinci kolların memleketi kolay tıkla teslim olur hale getirmelerini ock-liyerek Batı Avrupaya karşı bir harekete geçmediler. Atlantik Faklı muvacehesinde ve Batı Avrupa kuvvetlenirken ilen sürdükleri kuvvetler de yine parlâmentoda, fabrikada, köydeki beşinci kollardır. Bunlaı muvaffak olmadıkça Kızılordunun haıe-ketini beklemek yanlış olur.
Rusların atom bombasını imâl etmelerinin bu stratejide bir değişiklik vukua getireceğini zannetmiyoruz. Zira atom bombası büyük şehirlere, kesif nüfusun bulunduğu mıntakaıa-ra ne derece müessir olursa olsun ar kasından, ordu gelmedikçe hiç oîr memleketi saftan hariç kılamaz. A-tom bombası var diye hiç bir devlet kendisini malûm olan Rus esaretine teslim edemez. Arkasından oüyük fedakârlıklar ve teşkilâtla memleketlerin zaptı, istilâsı lâzım gelil. Bu ise ne Rus iktisadiyatı gibi zayıt bir iktisadın ve ne de Demirperde arkasında tutulan kitlelerin harcı değildir. O halde iş yine dönüp dolaşıp atom bombasiyle hırpalanacak memleketlerin de peşinen ve içteki kuvvetlerle kolay istilâya hazırlanması lüzumuna yani beşinci kollara dayanmaktadır.
Bize öyle geliyor İd Rusya ile mücadeleye hazırlanan milletlerin ilk yapacağı şey kendi içindeki zaafı tasfiye ve Rus beşinci kollarını ortadan kaldırmaktır. Her nerede bu temin edilirse orada Rus taarruz ve istilâsından kor*maya mahal Kal-mıyacaktır. Çünkü bu gibi yerler Rus taarruzuna karşı kâfi mukavemeti gösterdikten başka dünyanın öteki kısımlarını ve hattâ Sovyet peyk devletlerinin gayri memnun unsurlarını dahi kendi yanlarında bulacaklardır.
Rusyanın genişleme ve yayı ima suretiyle zaafa uğrıyarak iş yapa-mıyacak hale geldiği nazariyesinl de son günlerde İstanbula gele(r A-merikalı tanınmış -gazeteci Mac Cornick ileri sürmektedir.
Napol^on ve Hitlerln felâket sebepleri olan bu genişleme, fikrumz-ce Sovyetler hakkında pek vârit değildir. Zira onlar bu geni;lemeueiı mütevellit chute de tension’u mükemmelen bildikleri gibi tarihte ve bugün Demirperde arkasında tutulan ve her istilâda şehre düşmüş köylünün acemiliğini duyan Kendi insanlarında da bu çeşit aktif hareketleri yaratmadığını bilirler. Bu yüzdendir ki dışarıya doğru genişlemelerinde de kuvvetten ziyade ideolojiye sarılmaktadırlar. Şu halue Stalin kendisini Hitler gib* harap edeceğe benzemiyor. Onun alt edilmesi ancak dış memleketlere uzattığı beşinci kollarının kesümesıyie olacaktır.
Büyük bir muvaffakiyet
Neo-empresyonist koy manzaraları yapan amotör bir ressam, bu hafta profesyonel ressamlar mertebesine yükselmiştir.
Kansas City’de bir şirket VVİnston ChurchilFin 18 tablosunun telif hakkını yüksek bir fiyatla satın almıştır.
Ahmet Hamdı Tanpınar
Sahnenin Dışındakiler
- -21 -
Biraz sonra bu bedbinliğini bir aüs, bir çeşni gibi taşıyacağına emindim.
— Daima kendimden biraz şüphe ettim. Zayıf bir tarafım var, burası muhakkak. Sonra meraklı insanım da. Bu merak ne müthiş şeydir, bilmezsin. Tabii Sakine Hanımın dostluğu da ayrı. Onu hiç bir zaman kırmak istemem. Yoksa kadın denen şeyin envaını gördüm, hem nasıl kadınlar...
Ve çehresi hayatına girmiş kadınların bolluğu içinden, sanki kurtulmak İster gibi bana doğru yaklaştı.
— Sahi, dedim. Siz çok geniş yaşadınız!
Kudret Beyin hayati hakkında hiç bir fikrim ve sarih bilgim yoktu. Sadece gönlünü almak, memnun etmek için bunu söylemiştim
— Evet.., Doğrusunu istersen artık tecessüsüm kalmadı. Kadın şimdi benim için sade dosttur. Her nevini gördüm. Belki dünyanın en güzel kadınları arasında yaşadım. Artık bıktım. Şimdi sükûnet istiyorum. Aradığı sükûneti önünden geçtiğimiz dükkânın vitrin kenarını süsliyen dur aynasında bolmuş olacak ki oradan bir müddet ayrılamadık: — Sakine Hanım olmasaydı evden adım atmazdım. Bu son sözü hemen eve dönmek 101
istiyormuş gibi söylemişti.
Bununla beraber geç kalmak korkusiyle yine hemen oracıkta bir arabaya bindik. Apartmanın kapısını çalarken hiç görmediğim şekilde heyecanlıydı ve bir eli kalbinin üstünde bana fısıldadı:
— Halimde bir şey yok ya.., tik intibalar çok mühimdir. Onun için soruyorum. AvrupalIlar bilhassa oöyle şeylerde çok titizdirler. Sakın unutma bunu.
Hayatımda bir çok hayal sukutu gördüm. Fakat o günkü kadar beni şaşırtanını pek az hatırlarım. Salona girdiğim zaman Sakine Hanım, otuz otuz beş yaşında, gözlüklü, mürebbiye veya hastabakıcı olduğu ilk bakışta anlaşılan, kıpkırmızı yüzünden sıhhat, azim, otorite, hulâsa güzellikten başka her şey akan şümullü bir kadınla, daha doğrusu bu kıyafete, bu milliyete girmiş, sırtına hâki renkte sağlam, imkânsız derecede sağlam bir kumaştan bir tayyör geçirmiş, ayaklarına belki bir tabur askerin ancak eskitebileceği alçak ökçeli, —en garibi üstü flyongalı— bir ayakkabı geçirmiş bir nevi dolapla baş başa o-turmuş, konuşuyorlardı.
Sakine Hanımefendi bizi görür görmez, adına ve yaşına meydan okuyan bir heyecanla yerinden fırladı, dostumu iki elinden ynkalıyarak kendisi için hazırladığı saadetin tâ önüne kadar getirdi Bu, o kadar çabuk olmuştu ki kadıncağızı görür görmez Kudret Beyin yüzünü altüst eden çok ıstıraplı hayretle, onu tanımanın sevincini ilân eden Ariyet tebessüm birbirine karışmış, zavallı baba dostum Adeta iki çohrell bir hilkat garibesine dönmüştü. Türkçede bir gözlyle ağlıyor. öbür gözlyle gülüyor, tâbiri vardır Kudret Beyin o anda hayal sukutu, şaşkınlık, yeis, hattâ bir nevi hirafî korkunun beraberce zap-102
tettiği yüzünü, ve onların üstünde hiçbirini dağıtmak şöyle dursun, sanki hepsi teker teker ve daha iyi görülsün diye parlıyan o şirin ve terbiyeli tebessümü, onun sahte sevincini, bu tâbir bile anlatamaz. O kadar ki, tanıdığım Kudret Bey ortadan kaybolmuş, yerine aynı kafa hacminde birbirine ebediyen yabancı çizgileri mücadele halinde iki ayrı yüz taşıyan bir insan, bir nevi mitolojik mahlûk geçmişti.
Sakine Hanım dostunun bu halini ferketmiş miydi. Belki de bize doğru acele acele koşması. Kudret Beyin ellerinden öyle yakalayıp genç kadının önüne âdeta sürükll.verek getirmesi, iki tarafı birbirine bakmaya vakit bırakmadan tanıştırması iyi niyetindeki bu İsabetsizliği farket-tigi içindi.
— işte size o kadar methini ettiğim aziz mu-hibbem Fraulein Bettına van Groeimer! Türkçe-yi, fransızcnyı, nlmancayı çok iyi bilir. Azız dostum, büyük entelektüelimiz Kudret Beyefendi! Genç kadın için bizlere hitaben yaptığı gibi Kudret Bey için de küçük ve övücü bir diğer mülâhaza hanesi açtı: — Kudret Bey aynı zamanda büyük diplomatlarımızdan ve politika adamları-nurdandır. Sonra biri politikada ve entellektüel hayatta, öbürü iyilikte, şefkatte ve o müphem Avrupalılıkta yürüyen bu gelişmeleri aynı çatı altında birleştirmek için çok tatlı bir tebessüm-lo ilâve etti: — Birbırınızle çok iyi anlaşacağınıza eminini. Çünkü ikiniz de musikiyi çok seviyorsunuz.
Sakine Hanım bütün bunları, kendisinde genç kızlık devrinden kalma, tek hâtıra gibi sakladığı sol elinin çok acemice bir işaretiyle yapmıştı. Fakat bir nevi «Afiyeti gösteren bu kol ve el işaretine rağmen bize konuşmamızın yolunu da evvelden çizmeyi unutmamıştı. Kudret Bey, 103
genç kadının kalbini büyülemek isterse, behemehal musikiden ve politikadan bahsedecekti. Bu, dostumuza yapılan bir teklif değildi; tabiat! düşünülürse bir nevi gizli emirdi.
Daha takdimin başında dolap yerinden kı-mıldamıştı. Ben ilkönce kapısının açılıp, önünde talihin bu hazin cilvesinden şaşırmış bekliyen Kudret Beyi, Sakine Hanımın saydığı ve saymadığı bütün meziyetleriyle — derin ve bir kaç kollu kültürü, hayalî projeleri/zaman zaman gözlerinde kan dökmek nrzusiyle parlıyan hiddetleri ve ilk defa bir başkasının ağzından işittiğim politika dehâsiyle; — içine alacak sandım. Böyle olmadı, ilk bakşta yekpare imiş hissini veren cüssesinde birdenbire bulduğu mafsallarla çok muntazam bir reverans yaptı, sonra sağ elini büyük bir azimle uzatarak dostumun elini Sakine Hanımdan teslim aldı. Bakışlarında hemen oracıkta Kudret Beyi kıındaklıyacaknuş gibi taarruz halinde bir şefkat vardı.
Bu şefkat ve bütün yüzünü aydınlatan içi gülümseme dolu bakışlar, bütün konuşmamız boyunca Kudret Beyi hep böyle gözümüzün Önünde sarıp sarınaJıyacak. âdeta mumyalıyacaktır.
Sakine Hanımefendi her zamanki tavus edâ-siyle odanın içinde bir kaç adım süzüldü, sonra tekrar, çocukluğundan en kıymetli hediye gibi sakladığı o istiyeıek beceriksiz jestin tatlılığını arttıran yarım kalmış bir hareketle kolunu hiç kımıldatmadan sağ elini bana doğru uzattı, ve çok ehemmiyetsiz bir şey işaret eder gibi:
— Doktor Cemal... diyerek beni, —alâkalıların birbirlerlyle meşguliyetine nazaran, daha ziyade etraftaki koltuklara, küçük masalar Üstünde renkli ipek abajurları içinde, aydınlatmaktan ziyade sırf bu abajurların desenlerini aydınlatmak içinmiş gibi yanan lâmbalara, tam 104
önünde durduğum rahmetli Kerim Paşanın, başına takke gibi geçmiş fesi, Istatıbulini, hafif şişman gövdesi ve alaturka sakalın her çehreye getirdiği iyilik ifadesiyle, bütüh sima, yaş, rütbe hususiyetlerinin üstünden Sait Paşaya, Kâmil Paşaya ve devrin bütün ricaline o kadar benziyen fotoğ-rafisıne. biraz ilerisinde klmbilir hangi türbeden bir kaza eseri olarak buraya düşmüş, kenarı çerçeveli eski çinilere, hasır paspartudııkl hâtıra fo-toğrafilerine — takdim etti
Bu suretle ben de Sakine Hanımın böyle günlere mahsus cömertliğinden hissemi almış oldum ve gireli henüz altı ay geçmiyen Tıbblyeyi bir çırpıda bitirdim. Yazık ki ümitlerimin çok üstünde olan bu başarının bütün tadını çıkaramadım. Çünkü hemen o anda Sakine Hanımın, belki şahsımı ikinci derecede görmesinin, belki de o kadar çok konuşan bu kadının birdenbire ânî bir hidayetle az konuşmaya karar vermesinin sebep olduğu hâdise, beni ve etrafımdakileri o kadar korkutan hâdise oldu.
Az konuşmak daima iyi şeydir; fakat derli toplu olmak şartiyle. Sakine Hanım beni takdim ederken adımın başına meselâ, müşterek dostumuz, ahbabımız gibi bir şey ilâve etseydi, yahut o affedilmez gençliğime kıymetli, filân gibi bir sıfat ekliyerek adımı söylese idi, şüphesiz Kudret Beyi o kadar altüst eden, Fraulein Bettl-na’ya bir kaç dakiKa içinde ömrünün bütün hesaplaşmasını en kötü bilânçolarla yaptıran bu hâdise olmazdı.
Sakine Hanımdan devraldığı Kudret Beyin eHni — belki de nikâh muamelesi bitmeden — bırakmaya razı olmıyan genç kadın beni evvelâ gözleriyle uzaktan, her hangi bir nesne gibi selâmladı. Sonra birdenbire yüzü değişti. Daha dikkatle baktı. 105
(Devamı var)
Sayfa 4
V F N t t P T A * V I
2T» Mart BW)
(
Dünya İkincisi Milli

Güreş Takımımız yarın geliyor
Arkadaşımız Sacid Öget, güreşlerin tafsilâtını bildiriyor j

GÜREŞLERİN TAFSİLÂTI
Muharrem,
kazanacağı güreşe giderken
*
Finallerin yapıldığı gece İsveçliler hâd derecede bir asabiyet içerisindeydiler
Stockholm’de yapılan müsabakalarda Grekoromen dünya ikinciliğini kazanan milli güreş takımımız yarın İskandinav Havayollarının bir uçağı ile saat 14,45 lo Yeşilköye gelecektir. Yapılan müsabakalarda büyük bir başarı gösteren ve şampiyonluğu bir talihsir.Uk eseri olarak kaybeden güreşçileri karşılamak İçin parlak bir merasim programı hazırlanmıştır. Bilhassa Üniversiteliler ve Milli Türk Talebe Birliği ayrı bir program yapmıştır. Güreşçilerimiz Stockholm’dan bugün hareket edecekler ve yarın 14,45 te Yeşilköye vasıl olacaklardır.

STOCKHOLM. 23 mart — Dünkü güreşler bittikten sonra bizim durumumuz iyice tebellür etti. Türk takımı bugünkü güreşlerinde en fena ihtimalle dahi üç şerefli derece İçinde muhakkak surette ver alacaktır. Fakat acaba bu hangisi olacak* tır? Birincilik mİ. İkincilik mi, üçüncülük mü?. Kafile Başkanı Vehbi Emre güreşlere gitmeden önce ,pu-vanların dökümünü yaparak vaziyeti iyice gözden geçiriyor. Evet, durum gayet iyidir. 3 üncü turda elimine olan Mehmet Oktavla dünkü güreşlerden sopra ağırda 3 üncü olan Adil Candemir ve yine 62 de 3 üncü olan Tevfık Yüceyi bir kenara bırakırsak bizim çocuklar; Ali Yücel. Halil Kaya» CelAl Atik, Ali Öıdemir ve Muharrem Candoş kilolarında dünya şampiyonluğu için çarpışacak lar. Greko-Romendeki şöhretleriyle nam salmış İsveçliler bile finale ancak beş güreşçi ile katıştılar. Macarların finalde 3. İtalyanın 1. Fin-lândiyanın da sadece bir güreşçisi var. Diğer milletlerin güreşçileri maçın müsabaka heyecanım bırakarak şimdi birer seyirci haline geldiler. Hepsi, minder üstündeki üstatlarıru seyrederek ilerideki müsabakalar İçin bir şeyler kapmaya çalışacaklar.
ııa erdi. Kurada Tevflk Yüce alta düşüyor. Derhal süratle çalışmaya baş-Uyan Macar 7 nci dakikanın 32 nci saniyesinde Tevfiki küntayo getirerek tuşunu yapıyor. Bu tuş bu kilodaki büyük ümidimizi kırdı. Tevfik tasfiyeye uğrarken 3 öncülüğü garanti etmişti ama, ne çare...
CrZdl AfıA ÇrAoslo cağ yalı MikahZc İM karşılaşu/or.
Müsabaka çok süratli başladı. Celâl Atik kol kapmaları ve kuvvetli elenjselenyle Çeki sarsmaya başladu Celâlin her oyununa bir para(l uy* durmaya uğraşırken. 3 ilenil dakikada Önden bir burgu yiyen Çekoslovakyalı sırtını minderden kurtaramı* yarak tuşta mağlûp oldu. Celâl geceki son güreşinde maçı sayı İle de kazansa kilosunda dünya şampiyonu olacak. Aynı seanstaki güreşlerde Ali Yücelin rakibi Yugoalavı ittifakta mağlûp etmesi bu güreşte de bize şampiyonluk Ümidini veriyor. Ne çare ki bugün Ali belki de güreş hayatının en talihsiz gününü yaşıyor» du. Çünkü rakibi Yugoalavı çok tehlikeli bir köprüde dakikalarca tut* taktan sonra kaçırması ve bu müsabakayı sayı ile kazanması şans değildi.
87 kiloda Macar Kovanc’nın NU-sonu tuşla mağûlp ederek iki fena pııvanla bu kilonun başında giden İsveçliyi bertaraf etmesi Muharrem Candagın hesabına tabii çok İyi oldıı.
Buna mukabil 67 kiloda Tevfik Yücenin İsveçli Freij’e ittifakla mağlûp olması bu kilodaki bütün Ümitlerimizi yıktı. Müsabaka başlar başlamaz. Tevfik kafa kolla İsveçliyi yere çevirdi. İlk dakikalarda çok tehlikeli anlar geçirmeye başhyan İsveçli bilgi ve tecrübesi sayesinde kendisini

Mesut bir vilâyet
Yazan : Rejol Nuri GüntUcin
■ Gündü* fajrefîajmaMmtirt tıeNcelerı
Tevflk Yüce Macar Gol ila oynı-yac&k. Macar dehşetli kuvvetli ve çevik. Bilhassa üstte çok iyi çalışıyor. Bu karşılanmadaki bir galibiyet finalde Tevfike 67 kilonun dünya şampiyonluğu için şansım denemek fırsatını verecek. Müsabakanın ilk dakikalarında İki taraf da İhtiyatlı. Macar bir İki kafa kol tecrübe ediyorsa da Tevfik ustalıkla kurtuluyor. Devre her iki tarafın da mühim bir hareketi kaydedilmeden berabere bo-
SOLDAN SAĞA:
1 — Eftlenoe yeri (iki kelime)
2 — Birdenbire - (Törel) Ateşten kor-
kan bir hayvana
3 — Ek odntı - Beddua et - İki harf
4 — Bir güreşçimizin soyadı - Büyük
birader
5 — Malik • Bir nehrimiz
0 — Dünya - Kusyuda bir nehir
7 — Üç eeJiHİz harf - Mitlerin B»*vgUI-
«I - Tek tırnaklı hayvanlardan biri
8 — Arapça bu - Yapmak • Mooato
9 — İlgi gösteren
10 — Bir oyun
YUKARIDAN AŞAĞI;
1 — Kesici bir âlet «atın almak
2 — Genişliği • (Tersi) Varhglyle
3 — Bir nota - öoşına hir harf llııvc-
siyle meşhur bir şul olur - Şikâr
4 — Geleceğin - Yapmak
6 — Bir din adamı • Parça al tiki ke-
lime)
6 — Kalbur - Sıvaalu
T — Tenezzüh gcmlel - Kaba kumaş -(Teral) Su
8 — Zeret - Çıplak - Çocuğu olan ka-
dın
9 — Bir dana • Vasıta
10 — (iki kelime) Meyhaneciye
DtNKÜ BULMACANIN HALLİ
SOLDAN SAĞA:
1 — KeUnıcU ar 2 — Atalet 3 — La Atar, Jm 4 — Arı, En. Ana 5 — Haram, Ayaz 6 — lyul, Alaya 7 — Dir. Öc. Ren > LP, Eler, Ta U — Elemek 10 — Na-aarlyşcl
YUKARDAN AŞAĞI t
1 — HU Ahi olah. 2 — Acayip, 3 — La, Irak, Ez 1 — AK» Al, EIA 5 — Matem, Öter 0 — Elan. Acemi 7 — Tor, Al, Rey k — Et, Ayar» Ke 9 — İnayet İU — Kamaşan ayı.
Dünya GrrkoRonırn birinciliğinde nerece alan güreşçiler mcranlm cananında. Ön mı hakiler birinci gelenlerdir, Şuhlan İkinci Muharrem Canda>ı görülüyor. İklııcl eırada dört Türk gürefçhl yer almış, üçüncü «ırada İki Türk gürraçlal bulunmaktadır. En arkada kihmunun hafirilâlıın rafmen ağır aıklrttr üçüncü olan /\dll Candeınlr görünüyor. Hiç bir millet, hıı grupta Türkler kadar güreşçi bul undu ra m amil tır. Türk takınıından 8 aıklette yedi güreşçi derece alarak yabancıları hayrette hıralım ıhlardır.
kurtarabildi. Vo ânlde aynı güç duruma Tcvfıki soktu. Maç gayet seri ve canlı oluyor. İsvoçh bütün gayret ve didinmelerine rağmen Tevflkten sayı koparamıyor. Bütün salon İs* veçiı için tempo ile avaz avaz bağır* maya başladı. 6 dakika, hiç bir şey olmadan geçti. Kurada Tovflk alta düştü, İsveçli üstte tatbik eltlftl bir iki oyunla sayı topluyor. tavaçUde nefes kalmudı, Tevflk bir İki puvan alacak vuiyotlor meydana getirse müsabakayı derhal kazanacak. Fakat o da yorgun... Son üç dakika a-yakta itişme halinde geçiyor, nihayet İsveçli Fıvlj müsabakayı İttifakla kazanıyor.
Bu karşılaşmalardan sonra, yu-İcarda da söylediğim gibi, finale girecek olanlar belli oldu. Şimdi herkes heyecan içinde önümüzdeki 5-6 saatin na.sıl geçeceğini sanıyor. Bu heyecan tıpkı mınduru çıkarak olanlarda son haddini almış olmak lâzımdır değil mİ? Halbuki Muharrem gayet sakin vo noşcli.
— Aman Muharrem, diyoruz. Dikkat yt, Tüîkiyoyc dünya şampiyonluğu götüreceklerin başında aen varsın.
— Merak etmeyin, diyor; rakibim
Norvşçll Andoraen’I İyi tanırım. O* nu muhakkak yeneceğim. Yenmek için elimden geleni yapncafım.
Çocukları güreş salonuna götürecek otomobil geldi, biz do hemon »a* lona koşuyoruB. Çünkü bugün güreş* loro rağbet hor zamandan fasladır. Bunu, Öftle üzeri bilet gişesi önünde cadde boyunca kuyruk yaparak bl* let almak İçin sıra bekliyenlertn yekûnundan anlıyoruz.
Herkeste heyecan son haddini bııb muştur, Asıl imtihan şimdi başlıya-çaktır. Güreş müsabakalarını seyre* derken no kadar heyecanlandığınla) düşünürseniz, güreşçilerin heyecanının no kadar çok okluftunu tahmin edersinls.
Güreş salonunun kapısından du daklanmıa İyi temonnilorlo kıpırdanarak girdik. İsveçlilerin a£zını bıçak açmıyor. Çünkü vaziyet çok ciddidir. Kendi nıumleketlerindo birincilimi başkasına kaptırmak Greko-Romen’in bu eski kurtları için her halde hazmodilir şey olmasa gerek.,.
Mektubumu postaya almak üzere yazıma burada ara veriyorum. Bundan sonraki mektupta sîzlere telsizle ofrencceg'lniz iyi haberlerin inşa-allah tafsilâtını vorlrlm.
Galatasaray Gançlerbirliği maçında çıkan hâdisenin izahı
Ankurada, geçen pıuar günü yupılan Galatasaray Gençlnrbir-ll&l maçında çıkan hâdise hakkında, pnsnrfcRİ nüshamızda neş-rettltlmlı bir Ankara haberinin hâdiseyi tamamiyle akaettlrme-diâlni hârenmiş bıılunmaktnvız Hu arada Galatnanray takımının santrforu Rrna Kkon kendi durumunu bir mektup do bile izah etmiş bulunuyor. Reha'nın neşradlyo-
Ehemmiyetine binaen bu mektubunu aynen ruı.
87 kiloda dünya birincini otan Muharrem Canda» son güreşimin rakibini glkcl bir tuşla yare «erdikten sonra arkadaştan vo Stockholm'dük! Türklor tarafından hararetle tebrik ediliyor.

"97 mart )9(5û tarihli do Ankaradakl takımımıza te* cavüı hâdisesine adımın karıştı-rılmıı olduğunu teessürle gördüm. Filhakika üç kitinin telden atlıyarak ellerinde m opal arla Bülend'I ayaklarının altına almaları üzerine Ruhi vo Muhtar kendisini mütııoavialcrln ellerinden almaya teşebbüs eylediler. Fakat beş dakika İçinde bu yükün be» yüzü do geçmiş oldu» tundan bunları kurtarmaya te-şobbüs edecek yerde hoplmla süratle sahayı terketlik.
gazeten is-
Ben hâdiseyi çıkış merdiveninin konarında büyük bir teessür* la «adeco seyrettim.
Hâdiaenin dofrmaeıntı aeboblyçt veren Necati adındaki şahsı da zâbıtanın yakaladığını sonradan Ötrondlk.
Bölendin Kabahati do; Topu toplamayarak takımımıau vakit kaybettiren alâkalı memurların bu lltlaaml hareketlerine mâni olarak kenarlara kaçan topu, hor yarde ve İki gün bu maçlarda yapıldıtı gibi oliylo sahaya vermekten İbaretti.
Koyflyetln Matbuat Kunununun alâkalı maddesi mucibince «ayın gazetrnizin 28 mart 19ft0 tarihinde çıkacak nüshasının aynı «U» tununda ve aynı puntolarla not-rint derin saygılarımla ve bil-batsa rica ederim.
Galatasaray Futbol Takımı oyuncularından
atılır adam yorgundu, olan vo bir bulunan bu
örümcckll ocaklarının" ekmişlerdi.
Yüksek dağlar arasında kaybolmuş yoksul bir küçük vilâyetti. Yalnız rnaarifçi vali tarafından bahtı oldukça açıktı. Beş yıl gibi kısa tur zaman içinde birbirini kovalarcasına bir süratle geçmiş dört validen sonra bu beşincisinin de gene bir rnaarifçi çıkması bundan başka bir şeyle İzah edilemezdi. Bir do belki kayıp hâzinelerinden bir u-mulmuz kapı açılıncaya kadar memlekette yapılacak daha ciddi bir iş bulunmamasından.
Küçük vilâyetin kışlan, boyundan poşundan umulmayacak kadar zorlu idi. Son bahanla kar bir kere yağmağa başladı mı nisan sonlarına kadar bir daha arkası kesilmez; bütün yollar kapanır Boşta merkez, şehir veya kasabası olmak üzere bütün kasabalarla köyler, bir açık denizin takım adaları gibi, mübalâğasız üç, dört ay birbirlerini karşıdan seyretmek durumuna dlH( r|. rh,
Vllâyot ve kaza merkezlerinde hiç bir eğlonco yeri, hattâ sinema bile yoklu. Cumhuriyetin İlk yıllarında genç kaymakamlarla gayretli emniyet memurları kahvelere musallat olmuşlar, ana kanunun sustuğu yerde sıhhat ve polis kanunları vo belediye nizamnamelerine dayanarak ‘ Bu miskinlik ve irtica köküne kibrit «uyu
Şimdi ancak kumarbazlarla sarhoşlar kendi aralurında toplanabilecek köşe bucaklar bulabiliyorlar ve aralarında belli başlı ve dilli dişli kimseler bulunduğu için pek üstlerine de yarılamıyordu.
Fazilet sahiplerine gelince, onlara bitip tükenmez kış gecelerin» de halkevleri ile orta mektebin ve bazı gayretli ilk okulların sık sık yaptıkları "Kültürel ve artistik" toplantılardan başka bir şey kal* iniyordu. Ancak genç amatörlerin hasırladıkları konferanslar, konserler vo piyesler, çok beğenilip alkışlanmakla beraber, nedense bir türlü kızışamaa, çarçabuk dağı* hrdı.
O zaman meydan rnaarifçi valilerle büyük memurlar ve muallimlerin yaptıkları toplantılara kalır ve hazan horozların ölmeğe başladığı saate kadar "Akademik kültür tartışmaları" olurdu,
Maarıfçi valilerin hapsi inkılâpçılık, lâiklik v.8. prensiplerinde, birbirinin ağzına tükürmüıçesine bir ve beraber İdiler. Fakat ann programın uygulanmasına ait teferruatta az çok içtihat ihtilâfla* rina düşerlerdi. Ancak her vali kendi projelerini kendi evrakı a-rnsında götürdüğü ve arkasında pek dik kafalı taraftarlar bırakmadığı için bütün bu tartışmalar biç bir «aman "Akademik ağn haşlılığım" kaybetmoa, arada bir geçmişe karşı yapılan usturuplu ve üstü örtülü tenkıdlcr bilâkis konuşmaların tadını arttırırdı
Gecenin İlerlemiş saatlerinde’ büyük tepsiler içinde -ince bellerinin yaldıadan altalerlyle şiveli kanto kızlan gibi- titreşerek dolaman çay kadohlori karşısında doğan pu Ilhan; ve projelerden ne peri masalları gibi bir memleket olacaktı Fakat "Ah para! Çok değil, şu bilmem hangi Amerikan sinema şirketinin ilân bütçesi kn lar bir para ”.
Bütün toplantıların finalini teşkil eden ve bir fatiha duası gibi kalbi bir sesle bütün cemaat tarafından tekrarı yıllardan l>cri â-det hÜkmllnr girmiş olan bu cüm* ledon sonra ihtiyar maarif müdürü köşesinde doğrulur; bütün go co aralık durmuş gözlerini açar o ciddi mi konuştuğu, alay mı ettiği hiç bir zaman anlaşılamamış çehresiyle aşağı \nıkarı şunlar sövlerdl: "Maarifçl valimizin di rektlf ve himmetleriyle biz bize düşeni yaptık. Bizce asıl ulan pro İvdir, fikirdir. Biz onu bir çuval diz boyu ilerlettiğimiz zaman va-alfamla! yapmış sayılırız öte tara fı biitço moaolealdlr kl elbette gene kendilerinin himmetiyle go lecektır. Meyus olmıyalım arka daşlar. Hiç bir şey yapmadıkça su ilmi müzakere ile bu gece ken dimisin kültür potanalyallmiıl bir kaç parmak yükselttiğimizi inkâr edebilir miyiz?"

Maarif müdürü rasgele bir adam
gözlüğünü yerleşti ra-
vazUeltri
detildi. Gençliğinde epeyce okuyup yazmış, oldukça kültürlü ve heyecanlı memleket dâvalarına karışmıştı. Bir çok sultanilerden başka eski Darülfünunda teşehhüt miktarı hocalıth orada burada çıkmış makaleleri vardı. İttihatçılar zamanında iki defa sürgüne gitmişti. Buna mukabil kısa bir zamanında »on İstanbul Meclisinde mebusluk yapmıştı. Evet maarif müdürü aslâ yabana değildi. Fakat artık Kanamın memleketi kaç parça da emlâki
küçük vilâyette, artık etliye sütlü-ve kanşmadun, emekli İkramiyesini bekiemofte gelmişti.
Senenin büyük bir kısmında kuş uçup kervan geçruiyen bu kenar köşede, sobacının önündeki ayı postuna yatarak bir köstebek uykusuna dalmağa hazırlandığı bir zamanda vaiıkrin Ustüste hep rnaarifçi çıkması onun için muhakkak ki bir şanssızlıktı. Fakat artık bir zaman suyun dikinr gitmemeğe karar verdiği ve insan meram edince büyüklerle geçinmenin no kadar kolay olduğunu tecrübeleriyle öğrendiği için buna o kadar da aldırış etmemişti. Vilâyette bir İki lâkırdı anlar orta mektep öğretmeniyle gayretli bir kaç ilk Öğretim müfettişi vardı. Bunlar tam gezip dolaşacakları aylarda yani kışın bütçe darlığından da daha ehommlyetll olan yolsuzluk dolayısiyle, merkeze çakılıp kaldıkları İçin işi ilme vo nazari ye ye dökmüşlerdi. Yani türk-çeye çevrilmiş bir kaç pedagoji kitabını âdeta harfi harfine ezberlemişlerdi kl toplantıların cazibesi biraz da mukabele hâfızlan gibi bunları sıra ile tekrar etmelerinden İleri gelmekteydi.
Müfettişler ihtiyar maarif müdürünün Adeta genelkurmayı idiler. Toplantılarda onları valinin etrafında stratejik noktalara dizer, kendisi hazan oturduğu yerde uyuklamaktan korktuğu zamanlara mahsus kalın kara kalın kaşlarının altına rek küşeaino çekilirdi.
Müfettişlerin başlıca
valinin ilham ve direktiflerini müdafaa etmekti. Bunlardan basıları el rafta bir parça tereddüt uyandıracak gibi olur, yahut herhangi bir sebeple bir çıkmaza girerlerse müfettişler gerçek ilim adamlarına mahsus bir tevazııla söz alırlar ve direktifin pedagoji kara kaplısındaki yerini hemen bularak Rousseau, Pestalozzi vesaire gibi büyük imamlardan ezbere parçalar okurlardı. Valiler hazan kendilerinin bile tereddütle İleri sürdükleri hakikatleri böyle sağlam bir İlim otoritesi İle müdafaa eden genç arkadaşlara hayran olur vo müdürlerini tebrik ederlerdi.

Maarifçl valilerin on ele avuca sığmazı birincisi olmuştu. Bu inkılâbın uzun beklcnıolero tahammülü olmadığı İddiasında civa gibi bir inkılâpçı (di. "Bana bakın arkadaşlar! Biz şunu bunu bırakarak cahil halkı bulunduğumuz yerde bastırmak, bir kaç ay içinde o-kumayı öğretmeliyiz. Gerisi sonradan gele dursun" derdi. "Şunu bunumdan maksat devlet kanunları ve maarif teşkilâtının ta kendisi İdi. Müdür bunu gayet iyi anlar fakat üstüne varmayı doğru bulmazdı. "O şunu bıııuı" kendine benzemez ne çnkır pençelerin başını yemişti. Gider ayak adamcağızı azdırarak kim vurdııya gitmenin mânası var mıydı? İnkılâpçı vahye bu cesareti veren 5ey yeni harfler senesinde oldukça muvaffakiyetle iglenftş olan aksam dershaneleri idi. Evet saçlı sakallı adamların, ak saçlı büyük anaların bir kaç ay içinde, torunlarıyla beraber: alfabeyi söküp kıraate geçtikleri meydanda idi. Bu böyle ikon eldeki ufak tefek vasıtaları diken tohumlarına ziyan etmekte mâna var mıydı? Yeni mektep binaları ve daha bilmem neler sonradan düşünülecek lükslerdi. Şimdilik eldeki İşe yarar elemanları. yani vilâyet emrindeki muallimleri daha başka İyi niyet sahibi okur yazar vatandaşlarla bir kaç nıisli çoğaltarak seferber etmeliydi.
I
H&roketo getirici ve yaratıcı kuvvetleri, hattâ bunların en âsilerini, en ulularım ole geçirmek ve idare etmek mümkün olduğunu öğrenmiş, bu kudreti ele geçirmek istiyor; hem de ölmemek kabil olabileceğini biliyordu.
Hiç şüphesiz ki, bir mahlûk ölmez. Fakat içinde bulunulan zarfı, kendimize alt olan şahsiyeti muhafaza etmek çaresi bulunduğunu anlamıştı artık, İşte, bunu sağlamak iddiasında İdi! Ve kendinin. Kasım adlı o kendisinin nasıl bir kimse olacağını düşünerek vocd İçinde haykırdı:
— Ben, yani ben olan ben* bundan böyle hükmedeceğim muhite girmekte o kadar güçlük mü çekiyorum l(| şıı altın parçasını hâlâ elimde tutuyorum? Sanki dün verdiğim kıy meti henüz taşıyormuş gibi!
Altın parçasına hor gözle bakıp viraneliğin hir tarafına fırlattı. Fakat düşünüyordu kl her hangi bir şeyi elde etmek için onun tam değerini vermek lâzımdır. Bu ise, gözüne pek ağır göründü. Ama nefsine artık vazife bildiği bu yeni düşkünlükle cenkleşmiyordu: hattâ son tereddütlerini de çelerek kalktı, evinin yolunu tuttu vo karısının karşısına çıktı:
— Emine, dedi, «eni no kadar sevdiğimi bilirsin Bizim gibi klmso Movlşmemlştlr, Yüreğim kanamaktadır; çünkü oşlnl üzcaolc.
Emine, kocasının uzatmadığı elini tutarak sordu:
— Nen var? Nedir meramın?
— Şu dünyada her insanın, ezelden kararlaşmış kısmeti var. No etse ondan kurtulamaz. öyle ki, baş oğmokton gayri çare yok.
Emi ne t
— Tabii, şüphesiz, dedi. Lâkin senin kıa-matln şikâyet cdlloccic gibi değil. Kaşlarını çatmaya hacet görmem. Senin kısmetin binmişim. Başkasını dilemediğini kaç ladin.
i Mirza Kasım, içinden geçirdiği rağmen, genç kadının bu işvesi
V - _________ _
kora söv-
kararlara karşısında

asYfi hikâyeler!
Reha Eken
(Sonu yarın)
Hicri
C. Ahir
Biiyiik Sihirbaz
Yazan : A. de Gobintau
_____________________
gülümsemedim kendini alamadı: bunu gören Emine do kocasının dizino yaslanarak, onu çl-ledon çıkaracak gözlerle baktı. Bir çok defa muradına ermişken bu sefer muvaffak olmadı.

Mirza Kasım yİ no «öz aldı:
— Emino, benim klarnetim bugünden ötü-gitmek, gönden büsbütün uzaklaşmaktır!
— Büabütün mü? Uzaklanmak mı? Git-
mek mi? Rar.ı delilimi
— Ben do değilim! Ama kıgmetl Söz götürmez! Derviş gözümü açtı. Kaderin bana no gösterdiğini sezdim. Gidcceftlm,
— Nereye? Ya Allah! Çıldıracağımı
Gözlerinden sel gibi yaş akan Emine Kılgıma sarılarak yine çığırdı:
— Söyle, söyle! Nereye gideceksin?
— Dervişe kavuşacağım.
— Nerede o?
— Horasan’a gitti; Meşhet'len, llornt’tan ve sonra Kâbll’derı geçenek, Buralarda yetişe-meşem Bamyan Dağlarında bulurum,
— Peki, ona ne ihtiyacın var?
— Benim ona ihtiyacım var, onun da bana. Oldu olacak, sana h(r şe.vl aöyliycylm.
— Söyle ya! Her şoyl abyie, Ah, Rabblm, aklım başımdan gidiyor! Konuş canım, konuş ruhum, konuş!
Acı, şefkat ve merhamet içinde kıvranan Kasım, Eminenln elini tutup silili ve biralımı-

4
Çeviren : Hoşaf Nuri Darago ____________________________r
*
yapmadan bahsottiğl müddetçe onu dik-diıılorlor. fakat biniz ruhlarını yükselt-kalkıştı nu hiç bir gayret göstermezler, on gayretlileri bile soğurmuş, Fakat
yarak anlattı;
— Derviş no islerse yapabilecek bir a-damdır. Bu gece ispat etti. Her şeyi yapabiliyor, tok bir şeyden başka; onu da ancak bir arkadaşla yapabilir, bir arkadaşın yardımı İle. Bu arkadaşı yıllardan beri aramış, onu bulmak ümidiyle İranı, A ı abisi anı, Türklyoyl. Mısırı, hattâ Fransız denilen fronklorin İşgal ettikleri Mağrlp Ülkesini dolaşmış. Nereye gittiyse dar kafalı, kararsız adumlar görmüş. Altın
İcatla meye hattâ
derVİ* Uniltalallğe düşmemiş; maksadını gerçekleştirmeye hizmet ederek adamın yer yüzünde mevcut olduğuna eminmiş.Bunu remille keşfetmiş... Kumun üzorinde yaptığı işaretler vo tertipler sayesinde, yanılmak Ihtlıua-h olınıynn hesaplar notlcesinda öğrenmiş. Ancak o can dostunun nerede bulunduğunu bile ıniyormuş. Bunu Tüıklstanda aramaya gider-kendir İd dün şehirden geçti. Konuştuk: barın kalbini açtı; benim gönlüm do tamamen aydınlandı. Aradığı adaın benmişim. Ben! Esrarı yalnız ben çözebileceğini. Hazırım işte! Gitmek lâzım. Gidiyorum da. Son esrar perdesini yırtmak hinde dervişe ölsem de vardım ede c( ğım
Kasım o kadar heyecanla konuşmuştu, sözlorinda o derece sarsılmaz inan ve azim görünmüyordu ki Emine başını eğdi. Fakat onun SAtdetl bahis mevzuu idi; o sebeple bu katlanma uzun sürmedi; metin bir sesle:
— Y’a ben? diye sonlu.
— Sen mi? Ne diyeyim? Yer yüzünde her şeyden çok sevdiğini sensin. Fakat yapmak zorunda bulunduğum şeyi yapmamaya imkân yok. Sana karşı duyduğum aşka rağmen, sandığından çok daha müthiş bir kuvvet beni sürüklemektedir. Bu kuvvete tâbi olmalıyım. Oluyorum da... Sen babanın, annenin evine gidersin. Şayet geri gelirsem... Fakat gelecek miyim acaba? Nc olacağımı kııu bilir? Yüklendiğim vaalfedon başka bir iste ğim olmamalı? Hor no İM. geri golocek olur sam...
— Gelirsen benim olacak mısın?
Mirza Kasım, yeni iptllâsının kalbindeki aşkını söndürmediğini gösteren bir şefkat vo hararetle cevap verdi:
— Tamamiyle! Hem de Ölünceye kadar. Senden başka kimseyi düşünmlyecek, istemi-yeooğlm, Fakat dinle... Avdet ihtimali o kadar zayıf ki... Giriştiğim iş pek karanlık. Bel kl İyi edersin... Beni dinlersen ayrılırız... Baş ka bir kocaya varırsın. Çocukların olur...
Kasım bu sözleri söylerken acı acı ağla dı. Emine ise, kederi içinde, sevinç ve hattâ ümit duvar gibi olup cevap Vttdh
— Hayır, ayrılmaya rası değilini. Seni biı sene, iki, Üç, on sene... Ölünceye kadar beklerim. Hm ölünceye kadar anladın mı? Hele senin basına hır kaza gelirse ben de pek gv clkmoın. Babamın evine da gitmem; çünkü sen gittin dıyo değil do yalnız kaldım diye bedbaht olduğumu sanırlar; beni tekrar evlendirmeye kalkışırlar. Senin kız kardeşinin evine giderim, onunla otururum. Ged gelirsen hani orada bulursun
l 950
MART
Rıınıî
Mart
• Ol
t De venin varj

10
1369
VAKİT
29
Çarşamba
VASATİ
16
1366
EBA>»
G ıincş öğle İkindi
Akşam Yntii InısA l(
5.48
12.19 1551 18.31 20.03
4 10
11.19
5.49
9.21 12.00
1.33
9.41
BM
te
StYASl tKTÎSADl
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ : FARUK A. SUNTER Bu sayıda yazı Işlorinl fillon idare eden : Mithat PERİN
Basıldığı yer :
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK ıJMfTED ŞİRKBTİ MATBAASI
ikinci sayfamızdaki siyasî. üçüncü sayfamızdaki kültürel, beşinci sayfamızdaki İktisadî başmakalelerde İleri sürülecek fikirler tamamiyle yazarlarına aittir.
Y E N t İBTANBVL
Sayfa 5
20 Mart 1950
GÜNÜN
KONOMiK

Yazan : Andrev/ Shonfield
Kısa haberler

Peçeta’nın
* Son birkaç yıl gtadsn geçirilecek olursa, Avrupa kıtasının, İngiltere hakkındaki umumî efkârında 3 müteakip safhanın geliştiği görülecektir. Evvelâ hayal sukutu devresi yer almıştır. 1947 yazında sterlinin kon-vertıbllitesi tecrübesinin akım kalma-siyle birlikte bu devre şahikasına u-laşmış ve Büyük Britanyanın ekonomik alanda bir kudret olmaktan çıktığı görüşü umumileşmiştir. İkinci safha, İngilterenln şaşırtıcı ekonomik toparlanmaslyle 1948 de gelişmiştir. Eu devre zarfında memleketin atıldığı istihsal vo ihracat gayreti. İngiliz mamullerini her zamankinden daha yüklü miktarlarda denizaşırı piyasalarına eevketmişUr.
O devirde Avrupa "Sterlin darlığı" adım verdiği mesele ile ilgilenmeye başlamıştır. Avrupa memleketlerinden birçoklan dolar açıklanın a-zaltmak gayesiyle, Büyük Britanya ve diğer «terlin bölgesi müstahsilleriyle gittikçe daha fazla iş yapmaya başlamışlardır. Bununla beraber, endişeleri zail olmamış, zira Büyült Britanyanın tutturduğu tasarruf siyaseti yüzünden Birleşik Kırallık piyasasında muhtaç olduklan sterlin fazlasını kazanmaya muktedir olamı-yacaklannı zannetmekteydiler. Halbuki sterlin bölgesinin geri kalan kısmından ham maddeler mübayaatı İçin bu sterlin fazlasına muhtaçtılar.
Hakikatte geniş ölçüde endişelere yol açan bu sterlin darlığı hiç bir zaman tahakkuk etmemiştir. Birleşik Kırallık Hükümeti, bunun bütün Avrupa kalkınma programı için taşıdığı tehlikenin tamamiyle farkında o-lup, ticaret ve mali siyasetini buna göre ayarlamıştır.
Büyük Britanya, Avrupa kalkınma programına iştirak eden herhangi bir memleketin, alelâde ticaret yolu ile kâfi miktarda sterlin kazanamadığı için aksamamasını sağlamak gayesi-le. Avrupaarası ödemeler tasarısı mucibince, 1948-1949 yılında diğer Marshall Plânı memleketlerine 312 milyon dolar tutarında sterlin tiraj hakları tanımıştır. Bu haklar, sterlin bölgesine satışlarından fazla bu bölgeden mübayaalar yapamak zorunda olan memleketlere sağlanmıştır.
Avrupa memleketlerinde, Büyük Britanyanın Avrupanın mukadderatı karşısında kayıtsız kaldığı merkezindeki kanaat hâkimdi. Sterlinin deva-
4 lüasyonuna takaddüm eden Washing-ton Konferansının İngiltere hakkın-daki bu kanaati kuvvetlendirdiğinde şüphe yoktu. O devirde AvrupalI müşahitlerden birçoklan, Büyük Britan-vanm, herkesi ilgilendirmesi lâzım gelen bir konu hakkında, diğer Marshall Plânı memleketlerini nazan itibara almadan doğrudan doğruya Birleşik Amerika ile müzakere etmeye çalıştığına kani idiler. Amerikan Hükümetinin sonradan durumu tavzih
> ■ ■ I ımm»———:n—g»—EBCT—
BBC’nin rkoııomik konular ter»lrci»| (Türklycdr nr»lr hııkki ca«r1cmUhullr>
edip, sterlin bölgesine müşküllerini aitetmesi için yardım etmek meselesini dış ekonomik siyasetinin arın gayelerinden biri telâkki ettiğini ilân etmesi, gerginliği azalmamıştır, Daha sonra, Mr. Hoffınann’ın, Parlstokl Avrupa Ekonomik İşbirliği Teşkilâtına Avrııpanın ekonomik kaynaşması hakkındalci tekliflerini sunmalını müteakip İngiltere Maliye Bakanı 8ir Stafford Cripps’in buna verdiği cevap, birçok kimseler tarafından İngilterenln yeni bir infirat siyasetinin resmi teyidi telâkki edilmiştir. Bir Stafford Cripps. Birleşik Kıral-lığtn bu ekonomik kaynaşmayı, sterim bölgelinde esasen tahakkuk etmiş olan ekonomik kaynaşma sistemine zarar vermediği takdirde destekllye-ceğini beyan etmişti.
Avrupa noktal nazarından sterlin bölgesinin avantajı, yalnız önemli ham maddeler ve mamuller kaynağı oluşu değil, fakat aynı zamanda dünyadaki en geniş çok taraflı ticaret bölgoal oluşudur. Meselâ Fransa îngiltereye yaptığı ihracatla kazandığı parayı Malaya’dan kauçuk gibi emtianın satın alınması için kullanmaktadır. İtalya Hindiatana yaptığı ihracat için elde ettiği para ile A-vuatralyadan önomll miktarda pamuk ithal etmektedir.
Bazı hallerde Avrupa memleketleri sterlin bölgesinin diğer kısımlarından elde ettikleri kazançlarla muhtaç oldukları esas sınai teçhizat ve mamulleri İnglltereden satın alabilmektedirler. İngiltere hakikatte Avrupa kalkınma programı bölgesine 1949 yılının ilk 6 ayı zarfında 213.000,000 şterlin tutarında ihracat yapmış o-lup, bunun yansı çelik mamulleri ve makinadır. Akaryakıt, Avrupanın sterlin bölgesinden temin ettiği önemli maddelerden biridir. Denizaşırı bölgelerde işleyen İngiliz petrol kumpanyaları bugün Avrupa kıtasının petrol sarfiyatının takriben yarısını karşılamaktadırlar.
Bununla beraber bazı hallerde BtjyUk Britanya hakkındaki kanaatler el’an düzelmemiştir. Şu ciheti iyice belirtmek lâzımdır kİ, Büyük Bri-tanyanın sterlin bölgeni meseleleriyle ilgilenmesi, Avrupadan ayrı durmak hususunda bir karara delil değildir. Avrupa daha geniş ölçüde bir ekonomik kaynaşma tahakkukuna matuf gayretlere girişmiş olup. İngiltere bu gayretlere yardım etmektedir. Hakiki gaye iki büyük grupu birleştirmek olmalıdır. Bu gruplar, hâlen teşekkül halinde bulunan Avrupa grupu ile esasen işler ve koordine bir sistem olan sterlin bölgesi «rupudur. Büyük Britanya sterlin bölgesinin mihveri olduğuna göre, bu sistemden münferiden kendi başına bir Avrupa Birliğine katılmak suretiyle Avrupa ekonomisine faydalı bir yardımda bulunamaz.
fiTTU(ı a*nn
Marshall Yardımı Plânı ile Türkiyenin ziraî kalkınması
Ankara 28 (A.A.) — Bugün saat 15 te Tarım Bakanlığında, Mr. Dorr bir bazın
R. toplantını yapmıştır.
Mr. Dorr. bu bir konuşmada, tktıaadî İşbirliğine müracaat ederek. Amerlkadan tarım mütehassislan istediğini söylemiş ve İktisadi İşbirliği İdaresinin bu arzuyu memnuniyetle karşıladığını BÖyliyerck, altı Amerikalı ziraat uzmanının bu şekilde memleketimize gelmiş oldııkla-
münasebetle yaptığı Tarım Bakanlığının
rını belirtmiştir.
Mr. Dorr’dan »onrg Tarım Bakanı Cavit Oral da şu mış ve:
konulmayı yap.
meınlekotimize Türk ekonomi-bizim kadar gösteren
"Bu münasebetle geldiği günden beri sinin kalkınmasında candan alâka ve gayret
Mr. R. Dorr'a bilhassa teşekkür etmeyi bir vazife bilirim.0 diyerek A-menkalı uzmanlardan ettiğimiz İstifadeleri belirtmiştir.






Arjımtlnin ayçiçeği yağı satışı Boenos Aires (Reutor - Hususî) — Havalar, hububat ve yağlı tohumlar ekimine müsait gitmektedir. İngiltere, son hafta içlide* Arjantindcn, tonu 113 sterlingtan 15 bm ton ay çiçeği yağı satın almıştır. Hâlen Arjantlnde 15 bin ton daha ayçiçeği stoku mevcuttur,
Alman demir ve çelik sanayiinin durumu görüşülüyor Londra 28 A.A. (Lps) — Alman kömür, demir ve çelik sanayilerinin yeniden teşkilâtlandırılması karşısında İngiliz Hükümetinin durumunu soran bir saylava, Dışişleri Bakanlığı Parlâmento Müsteşarı M, Ernest Davies şu cevabı vermiştir;
*‘1048 senesinde Askeri Hükû« met tarafından tasdik edilen İngiliz ve Amerikan bölgelerinde tatbik edilecek olan kanuna göre, bu fabrikaların sahipleri Alman Hükümeti tarafından tesbit edilecek, başlıca kombinalar lâğvedilecek ve Alman eksperleri tarafından hazırlanıp Askerî Hükümet tarafından tasdik edilecek plânlar muoibınce bu sanayiler yeniden kurulacaktır, O zamandan beri Federal Hükümetin kurulmadı nazan itibara alınarak, bu kanunun bütün Almanvaya şâmil olmak üzere dcğiştirilmeai kararına varılmıştır. Yüksek komisyonda bu hususta müzakereler devam etmektedir ve kanunun yakında değiştirilmesi ümidi vardır.
Ingiltere, Alınan ve Japon rekabetinden çekiniyor
Londra 28 (YİRS) — İngiltere Hükümeti, 1950 yılı ekonomik durumu hakkında bir rapor neş-retmiştir. P^aporda belirtildiğin© göre, İngilterenln İktisadî durumu, üç sene evveline nispetle çok daha sıhhatlidir fakat dolar açığı bir mesele olarak kalmakta devam edecektir.
Dolar memleketleriyle bir Öde-deme muvazenesini kurmak, İngiltere ekonomisinin en müşkül meselesi olacaktır.
Rapor. Alman ve Japon malları karşısında çetin bir rekabetin başlayacağını da dir.
I’akistanın pirinç Karaşi ı Reuter -
kıştan pirinç rekoltesi, ayıklanmış pirinç olarak, 8.053.000 ton tahmin edilmektedir. Geçen rekoltesi 8.427,000 ton idi, Avrupa Tarım Komitesi çalışmaları
Cenevre (Hususi) — Birleşmiş Milletler Avrupa İktisadi Komisyonuna bağlı Tarım Komitesi toplantısında, zirai mahsuller istihsalinin arttırılması ve bunların milletlerarası mübadelesinin kolaylaştırılması mevzuu ele alınmıştır. Komite bilhassa şu meseleler üzerinde durmaktadır: Hayvan yetiştirilmesi ve beslenmesi; İstihsal vasıtaları; orta ve küçük çiftçilere yardım; bozıı-labllecek maddelerin evsafı: ekmek imalinde kullanılan hububat.
İspanya, Arjantindcn hububat alıyor Brazzaville 28 (YÎR8)
ridden alınan haberlere göre, imzalanan İspanya dolarlık tır.
Birleşik Amerlkayn giden tarım uzmanlarımız Washington 28 (YİRS) — Birleşik Aıııerlkada tarım üzerinde tctklknt yapacak olan Akif Çapman ve Kemal Gökçora adında İki Türk tarım uzmanı. Ohio devletinin Cohımblıs şehrine varmışlardır. Uzmanlar, bir çiftçi ailesinde üç ay müddetle kalarak bilgilerini genişleteceklerdir.
durumu
İspanya iktisadi buhranını halletmek için, peçeta’nın kıymeti yeniden takdir edilecek mi ?
İşaret etmekte-
rekoltesi
Hususî) — Pâ-
sene
Mad-
bir mukavele mucibince, Arjantınden beş milyon buğday ve arpa alacak-
Peçeta’nın sorbest yabancı piyasalardaki düşüşü Ispanya inal) mehafl-Hndft ondlşe doğurmaktadır. Buralnr-du, peçeta’nın dolara kıyasen nazari rayici üzerinde yeniden bir takdir ve tahmin ameliyesinın yapılması, ispanyanın ekonomik buhranına karşı alınabilecek yegâne hal çaresi olarak görülüyor.
Maliye Bakanı, yeni bir beyanatında, İspanyada gittikçe artan enflâs* yonlst temayül üzerinde durmakta ve bunu diğer memleketlerdeki emsaliyle mukayese ederek, bütçe, milli gelirin yüzde 15 İnden fazlasını karşıladığı müddetçe, İspanya vaziyetinin müsait bir inkişâf göstereceğini sözlerine ilâve etmektedir,
Peçeta’nın ânl düşüşü, bu son seneler zarfında en kuvvetli doğlglklik-lerln kaydedildiği Tanca da görülmüştür. 1 dolar İçin resmi rayiç 10.90 peçeta iken. Tanca'dalH rayiçler 1 dolar için 60 ve 65 peneta arasında değişmişlerdir.
Bu ânl düşüşün meydan verebileceği bazı şayialara evvelden cevap vermek için, Ispanya Haricî Ekonomi ve Ticaret Müsteşarlığı tarafından kaleme alınan bülten, kat i bir tekzip neşretmiş ve burada, resmi veya yarı resmi hiç bir İspanyol teşekkülünün Tanca piyasasında satışlara girişmediğini belirtmiştir. Bu temayülü durdurmak için İspanya Hükümeti tarafından ilk tedbirler geçen sene sonunda alınmış ve İspanyol Fas’ına yapılacak her peçeta transferinin kambiyo idaresinin müsaadesine ar-zedilmesi icap ettiği ve İspanyâ Merkez Bankası (Banco de Espana) vasıtasıyla icra edilebileceği esası va-zolunmuştur.
Peçeta’nın hariçteki kıymeti meselesi, bugün ispanyanın bilhassa buğday nevinden olan ithalâtını tediye etmek için duyduğu döviz ihtiyacı dolayısiyle hususî bir ehemmiyet ar-zetmektedir. Bu buğdayın 350.000 tonu. açığı kapatmak için elzemdir ve ton başına 17 ilâ 20 dolar üzerinden ödenecek navlun, buğdayın ucuz da olsa, ton başına 80 dolar tutan alım fiyatı üzerine ilâve olunur.

Bu mevzu üzerinde Chase National Banque, tarafından kabul edilen altınla temin edilmiş kredilerin tediyesi, Birleşik Amerikaya olan ihracatını güçltiklo artııabllen Ispanya için nazik bir malî mesele ortaya koyar; zira ihracat mevzuundakl hususi kambiyo sistemi, damping aleyhtarı Amerikan kanunu ile karşılaşır. Bu fasit daireden kurtulmak için, mali mahfillere İnanmak İcap ederse, bir hal çaresi vardır: Peçeta’nın nazari rayicinin, dolara kıyasla, yeniden takdiri.
Eğer, İspanya dış ticaretinin yeniden kalkınması için zaruri olan peçeta’nın ayarlanması, bilhassa Ingiliz lirasının devalüasyonu sırasında vuku bulmamış ise, bunun sebebini, İspanyada hayat seviyesinin yükselmesinin ücret taleplerini sürüklemesini, her nc pahasına olursa olsun önlemek Istiyen Falanjist sendikalar tarafından der meyan edilen sosyal sahadaki sebeplere irca etmek icap e-der. Bazı mütehassısların fikirlerine göre, ücretlerin, hayatın bugünkü seviyesine göre ayarlanmanı, 20 milyar pHçeta’dan fazla bir masrafı mucip olur; bu masraf, tapanya devletinin umumi bütçesinden de yüksektir.
''Combat’' dan
İkinci Dünya Harbinde tütüncülüğümüz tamamen rakipsiz bir haldeydi. Yunanistan, Bulgaristan, Yugoslavya, İtalya ve hattâ Amerika tütün ziraatlnt kendi ihtiyaçlarına kâfi gelemiyecek şekilde asgari haddo İndirmiş bulunuyordu. Böyle bir vaziyette. Yakınşark tütünü, ihtiyaca karşı dış piyasalarda tamamen denecek derecede serbest vo rakipsiz bulunuyordu. Lâkin, bazı sebeplerden dolayı, bu fırsattan, maalesef, istifade etmek kabil olamadı. Esasen, goc-mlş ile uğraşmanın bugün bize faydası olamıyacağındun bundan sonraki hattı harekotimlzdo maziden ders alarak, tedbirlerimizi daha vukuflu vo plânlı temclloro istinat ettirmemiz icap etmektedir.
Bvvelomlrde dünya tütüncülüğü muvacehesinde tütünlerimizin durumunun ne olduğu veya nasıl olması lâzımgeldlğl tesbit edilmelidir. Alakadarlarca malûm olduğu üzere, yer yüzünde her seno birkaç milyar kilo tütün ekilmektodlr. Bunun yalnız sekiz yüz küsur milyon kilosu Amerika Birleşik Devletlerinde vo bir o kadarı da Çlnde ve Japonyada yetiştirilmektedir. Bu arada, müteaddit memleketler, Rusya hariç, 20 ilâ 100 milyon kilo arasında tütün yetiştirmektedir, îtalyanın istihsalâtının 64 milyon kilo ve son harp sırasında tütün zlraatlne girişen Cenubi Rodezya istihsalâtının İse 38 küsur milyon kiloya baliğ olduğu, belki birçoklarımızın malûmu değildir. Keyfiyetin en şayanı dikkat tarafı buralarda ekilen tütünlerin Türk tütünlerinden üretilmiş oluşudur, Gerçi kalite bakımından hâlen tütünlerimiz ayarında mahsul elde edememiş bulunuyorlar, Fakat ıslahına çok gayret ettikleri muhakkaktır. Binaenaleyh, Türkiyenin senede 80 ilâ 100 milyon kilo tütün yetiştirdiği nazarı itibara alınırsa, dünya piyasalarında bizim, miktardan ziyade, kalite bakımından rekabet etmemizin mümkün olacağı anlaşılır.
Yüksek kaliteli tütün yetiştirmek prensipini kabul ettiğimiz takdirde, tütünlerimizin ecnebi harmanlarda oynadığı rolü tesbit etmemiz doğru olur. Bunlar tâyin edildikten sonra ise, ıslah ve istifa işine süratle başlamak icap eder. Bu arada, az miktarda çok çeşitli tütünden ziyade, muayyen vasıf ve karakterde mebzul
miktar Standard tip tütün yetiştirmemiz, yeknesak ve devamlı ihraç imkânları sağlamış olur.
Tam bir istifa işinin »ekiz senede tamamlanabileceği ilgili mütehassislarca malûmdur. Bu itibarla, bir taraftan istifa ile meşgul olunarak, diğer taraftan âcil ıslah ve tip standardizasyonu işine gün geçirmeden başlamamız yerinde olur.
Yukarda işaret edilen zirai hareketlere muvazi olarak, a) Hariçte tütünlerimizin kıymetini belirtecek ' vl harmanlardaki lüzum ve ihtiyacını ispat edecek mütehassıslarımızın bilgili ecnebi memleketlere gönderil-1 mesi, hattâ bazı fabrikalara yerleştirilmesi. b) Küçük fabrikaların kolaylıkla ulaşabüecekleri konsinyas-yon, satış merkezleri İhdas edilmesi, 0) Müşteriyi bekle âdetinin terkedt-llp alıcının ayağına gitme fikrinin Itlyad edinilmesi zaruretler cümlesin-dendir.
İstihsal maliyetinin de bu arada en mühim unsurlardan biri olduğunu unutmamak lâzım gelir. Amerika, ma-kineleştlrilmiş ziraat yaparak karşı konulmaz bir rekabet elde etmektedir, Çin ve Japonyaya gelince, bedava denecek derecede az bir ücretle çalışan bu memleketler halkı, istlh-salâtını yine çok ucuza mal etmektedir. Her ne kadar tütünlerimiz yüksek vasıflı mahsullerden mürekkep olacak ise de satışta fiyatların dünya piyasasındaki fiyatlara uyması da İcap eder. Zira, bilhassa İkinci Dünya Harbinden sonra, bütün yabancı müstehlik pazarlar, yaprak tütünde iyi kalite ile beraber ucuz fiyat aramaktadır.
Memleket ekonomisinin muvazeneli bir veçhe almasında mühim bir rolü olan ve en esaslı İktisadî dâvalarımızdan birini teşkil eden bu mevzu ziraat, sanayi, dahilî istihlâk ve ihracat gibi çeşitli cepheler arzetmok-tedir. Ve bunlara muvazi olarak muazzam bir ekici, işçi ve tüccar kütlesinin en yakın hayatî ihtiyaçları ile alâkalı bulunmaktadır. Bu büyük memleket dâvasının artık esaslı bir surette tetkiki ve yalnız hükümetten bekliyemiyerek bütün alâkalıların bunu hayatî bir mesele halinde tetkik etmeleri zamanı gelmiştir ve belki de geçmek üzere bulunmaktadır.
Tütün Mütehassısı Ekme) Selcen
Tiftik ve Yapağı İhracatçılar Birliği bugün toplanıyor
Bir-top-1950
I950 yılının ilk iki ayında
Ticaret bilançomuz lehte
r
Geçen yıla kıyasla rakamlar tamamen aksi bir vaziyet ortaya koyuyor
lan ise 1949 yılı neticeleriyle mukayeseli olarak
Başbakanlık İstatistik Genel Müdürlüğü şubat 1950 ayına ait lış ticaret istatistiklerini yekûn olarak neşretmiştir; verilen malûmata göre vaziyet şöyledlr:
• •
Şubat
Şubat
Şubat
Şubat
1050
1949
1050
1949
(milyon lira) İthalât
46.8
55.8
İhracat
53.1
40.5
(bin ton)
82.3
69.5
79.8
56.6
oylık, yarıl o-
Yılbaşından beri iki
cak ve şubat aylarının bir aradaki ithalât ve ihracat kıymet ve miktar-
Aydında zeytin yağı ve pamuk işletme tesisi açıldı
Aydın, (A.A.) — Tarım Satış Kooperatifi tarafından Koçarlıda yaptırılan zeylin yağı ve pamuk işletme tesisi dün açılmış, milletvekıl-lorlmizle şiddetli yağan yağmura rağmen kalabalık bir halk kütlesinin bulunduğu törende iktisadiyatımızda önemli tesir ve rolü olan kooperatifçiliğin Koçarlıdaki hususiyeti belirtilmiştir.
şöyledir:
(milyon lira)
İthalât İhracat
1950 07.8 127.4
1949 121.8 99.0
1950
1049
(bin ton)
175.0
173.8
145.5
135.8
1940 yılının ilk iki ayı sonunda ticaret bilançomuz 22.8 milyon lira açık verirken, bu yıl aynı devre sonunda bilâkis ihracatımız 29.6 milyon liralık bir fazlalık göstermektedir.
Bu rakamlara göre,

Başlıca maddelerimizin İhraç durumları hakkında esaslı malûmat veriliyor
Tiftik ve Yapağı ihracatçılar ligi, bugün öğleden sonra yıllık lantısını yapacaktır. Toplantıda
bütçesi, murakıplar raporu, idare heyetinin ibrası gibi mutad mevzulardan sonra, tiftik ve yapağı durumu hakkında hazırlanan raporun müzakeresine geçilecektir. Toplantıdan evvel birlik âzalanna matbu bir şekilde dağıtılan bu raporda, tiftik v© yapağı ticaretine dair kayde değer malûmat bulunmaktadır.
"Borsalarda vaziyet" sütununda muhtelif defalar izah ettiğimiz gibi, bu yıl tiftik, ihracatı için en müsait bir yıl olmuştur. Tiftik Birliği, bu ciheti raporunda izah ederken, Kep is-tlhsalâtının noksan olduğunu, İngiltere ve Almanyanın bu mala karşı daha ziyade alıcı olduğunu tebarüz ottirmektedlr. Bundan başka İç piyasada da Sümer Bankın, devamlı olarak mal alması da, tiftik fiyatlarının değerlenmesine sebebiyet vermiştir. İhracata gelince, 948 yılındaki ihracat kıymeti itibariyle 4.190,625 lira iken 1049 yılında 6.127.143 liraya yükselen ihracat olmuştur.
Yapağıya gelince, 1948 yılında yapağı ihracatı 82S bin lira idi. 1949 yılında ise 322 bin lira olmuştur. Arada 503 bin liralık bir noksanlık müşahede edilmektedir. İhracat böyle olmakla beraber, mevcut yapağı mahsulü yerli fabrikalar tarafından satın alınmıştır.
Tiftik ve Yapağı İhracatçılar Birliği, ayni zamanda küçük baş hayvan derileri, keçi kılı, bağırsak, paçavra, kaşar peyniri, kitre, ipek döküntüsü gibi maddelerin ihracatlyle do meşgul olan tacirleri de sinesinde toplamış bulunmaktadır. Bu sebeple raporda bu maddelere de yer verilmiştir. Bunlardan küçük baş hayvan derisi ihracatının 1948 yılında 15 milyon 455.155 Hra olduğu halde, 1949 yılında 11.806.044 liraya düştüğü, buna sebep olarak da, takas usulüne nihayet verilmesi ileri sürülmektedir. Bağırsak ihracatında ise, 1948 yılına nazaran geçen sene artış müşahede edilmektedir. 1948 yılında 4.128.658 liralık olan bağırsak ihracatı, 1949 yılında 5.768.520 liraya kadar yükselmiştir. Bu yükselişe sebep, Alman-yanın 1949 yılında bağırsaklarımıza karşı tekrar müşteri olmasıdır.
Paçavra ihracatı da, Almanyadan vaki olan istekler karşısında artmıştır.
1949 yılında peynir ihracatının a-zalması karşısında ihracat da diğer yıllara nisbetle az olmuştur. 1948 yılında 208 bin liralık İhracat yerine 1949 yılında 71 bin liralık ihracat olması bunu teyit etmektedir.
İhracatçılar Birliği bugün 1949 yılı işlerini görüştükten sonra 1950 senesi için bütçeyi müzakere edecek, i-çinde bulunduğumuz yet raporunu tesbit seçimleri yapacak ve rine getlrmiyen bazı
da karar ittihaz edecektir.
yıla ait faall-edecck, mutat taahhüdünü ye-aaalar hakkın-
'X
I
Hayvancılıkta ıslah çalışmaları
Ankara 28 (Hususi muhabirimizden) — Hayvan ıslah İşlerinde en e-hemmiyetli konu, damlalığa yara-mıyan erkek hayvanları iğdiç ederek damızlıkta kullanılmaktan menetmektir. Bıı maksatla 1949 yılında yurdumuzun muhtelif bölgelerinde at, sığır, koyun, keçi, merkep ve deveden İbaret olmak Üzere 347,241 baş hayvan enemeye tâbi tutulmuştur.
Çimento şirketi hazırlıkları
Bugün Ticaret Odasında, Iznıirde kurulacak olan çimento fabrikası I-çln bir toplantı yapılacaktır. Bu toplantıda çimento hissedarları tesbit e-dılecektir.
Parla Hııluılc Fakültesi Profesörü vo yazı alicinizden:
HENRİ LAUFENBOURGER
in Paristeıı gönderdiği yeni ma-kalesini yarın bu sütunlarda bulacaksınız.
ve DÜNYA
MEMLEKET
28/111/1950 Sah
ESHAM VE TAHVİLAT
Devlet Tahvilleri

172.-
*6
%5
%4
I
u 111.
i. II.
••••••
••••••••e
I .......
1 •••«••
linru Meyvalar ı
Fındık (kabuklu sivri) .....
Fındık (İç tombul) .........
OovIm (kabuklu) ............
Ccvlı (İç natürel) •tiaeaeeoeee
BORSA
Borsalarda vaziyet
İstanbul Ticaret Borsası
İstanbul ı
İzmir :
Adana :
tı........
ILI.........
I........
II. •••«.. (II.........
IV. ««••••

ve
P i
S
L
R I
Ticaret Borsasmda fındık flatlerl sağ’ lam durumunu muhafaza etmektedir Trabzon hususi ıktleat muhabirimizin telgrafla verdi gri malûmata göre, Kimlik Tarım Kooperatifi piyasadan 80 ton fındık mübayaa ettiği için, piyasa hararetli bir devreye girmişti; fakat. Kooperatif mübeyansını bitirdikten sonra piyasa gene durgun bir hale gelmiştir.
Kambiyo ve Esham ve Tahvilât Borsacında, muhtelif tertipte devlet tahvil-Itrine Karşı her güne niepetle daha ziyade iatek olmuştur. Altın piyasası ise düşmoktedir. Ortada alıcı yoktur.
Çr/dr/Seltaiş karu. üsûtn müdahale mubayaası için Hükümetçe Tarişin emrine verilen 600 bin İha ile yapılan 1000 tonluk mübayaa he tükendiğinden yeni krediye ınbzaıon istihsal nııntakalarınd&kl Tariş müdahale mubayaaları durmuştur. Kredinin açılması uzadığı takdirde fiatlerin yeniden gerilemesinden endişe edilmektedir, /nelr sakin durumunu muhafaza etmektedir. Bnrsada pamukta fazla hır haıpkot yoktur. Pö-mukyağı piyasasındaki gevşeklik devam ediyor. Borsada pamuk çr kirdf fjı ağır durumunu muhaiaze etmektedir.
Ticaret Bordasında İkinci vo uçitnciı akala pamukları üzerine az miktarda ie olmuştur.
KAMBİYO
İstanbul Borsası
1 Sterllng 100 Dolar 100 Fr. Frangı... 100 İsviçre Fr .. 100 Delç. Fr 100 İsveç Kr.„. 100 Florin 100 Liret 100 Drahmi 100 Escoudos m, Açılı» Kapanı*
7 84.5U 280 - 0.80 04.03.— 5 00.-541250 78.68,40 0.44 128 0.01.876 O.TjOO TM.— 280.— 0.60 64.03 0.00 64.1260 7368.40 0.44.1# 0.01. n7»> 9.7300
Altınlar
Klllçe Yeril Gr. Külçe Drgusna. Cumhuriyet ... fte|sı Bugün Eski kur
Lira Lira
5.85 5.00 8D.M/İ ♦2.00 ♦0 20 38.80 51.00 42 60 10.60 40.50 5.88 5.00 30.80 42.60 ♦0.80 39 — 61.70 ♦3.60 41.25 ♦ 1 60
Hamli
Gulden
tngllls
Frs-ntu kok ... NapolCon (11 İsviçre
New-York'tn : onsu: | 35
Gümü$, Platin
ünmuo Ur. ...... Pl*tln •• En A|sgı En yukarı
10- İL-
Zürich Borsası (Serbest)
18.111.1950 Durumu Türk Lirası ...... Dolar İsviçre Frangı
En uşağı En yukarı
OO 06 4.2H 1/2 10.30 1 1 10 1 03 ♦.20 3/4 10.48 1 17 1 2
Rlerllnu
Frensiz Frangı
İkramlyrll tahvili» 1033 urganı 1038 İkramiyen Mim Müdafaa ı 1041 1041 1/2
e !«•••••• Demiryolu IV ... Demiryolu V ....
10tÜ IkramlytU .... Diğerleri
Demiryolu VI.
Kalkınma
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
İzmir Ticaret Borsası
•?h
*6
916
%6 %6
%5
%7
%7 %7
%7
%7 %7
%7
%7 %7
1U48 IsUkrazı
1948
Milli MUdaioa
1949
1934 1934
1941
1041
194) Milli
•9

11
«ivas-Eraurum I. M «. ıı.-vıı. Demiryolu 1. .....
• 4
UUdk/aa
M
•ş,
ir
Kapanış (•)
23.30 24.-
21.60 22-
21.15 —
97.75 98.-
99.15 100,-
08.25
05.— 07.60
08.50 00.-
90.- 100.-
08.60 100.-
08.— 00.—
08.82 08.-
06.35 90.-
97.60 08.-
21.15 20.30
21.15 20.40
21.20 21.01
20.80 21.—
21.75 22.-
21.75 21.20
20 60 23.-
21.20 20.80
20,40 23.—
ıı tı imbatı
Huğdav yum. (Tüe.)
Buğday yumuşak (Ofisin).. Arpa Yemlik (dökme) Misli ıSıt.rı) çuvalı »•••••*• FaHulya lombııl
Fasulye. Çalı sert ..••*>.«•*•1
ICuşyami ........
Mercimek kırmışı İç (ju. Mercimek yeşil (Eskişehir) Nohut natürel ...............
Ta£h (uhumlnv ı
Ayçiçeği tohumu .........
Ketontnhumu .............
Kendlrtohumu ............
fllusam (Bandırma) ......
Yor fıstığı kabuklu .....
Şirket Tahvilleri
T. 0. Ziraat Bankası . 20.40 20.20
Anadolu D.Y. Tertip A/B. UL- 109.-
H C.
ti f| 191919 60 25 80.-
„ „ Mıimeıı. denet OT.OD 67.60
Şirket Hisse Senetleri
T. C. Morkts Bankası ... 130- 131.-
Türklyo tş Bankası 29.50 28.—
Türk Tloarst Bankan» 6.- 5.-
Arslan Çimento 17 26 16.76
Şark Defllrmencllik 23.28 23 50
MIH! Rnanürans 8.- 10.25
Ecnebi Tahviller
Mısır Kredi fonslva UhıS
D o İnim u Hanı Maddeleri:
TifUg (ana mal) .........
TiftiU (Natürel) ..........
Yapak Anadolu (Kırkım)
İlam deriler ı
Sığıı salamura (lensap) kİ Keçi tuzlu kuru kilosu..... Koyun havn kurusu kilosu
Nebutl 1 uflar »
Zeytinyağı (M.E. tenokelD Sunam yağı (Ruf. teneksll) Ayçiçeği (Rafine çıplak) Fındık ynftı (Çıplak)
Bugün Eh kİ Kapanış
20.86 80.—
31.— 31.—
M 21.—
22.— 22.—
Mi 26.20
27.20
M 80.10
46.20
37.-
29.—
81.— 81.20
39.— 30.—
M» 85.—
43.— 78.—
75-
84.—
170/166 170/184
40.—
1T0.—
300.—
330.—
210.— 210.—
142.— 160.—
—r 192.—
100.—
250.—
210.—
140.— ır»u
162.20 160,—
üztlm çcklrdoKNls No.V İncir A öorİBİ serisi Akala
Akala Akala yeril
No. 8,,.ı
No. 108
I.
(1. ••••»• uı .........
şşş
M B Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
Pamukyağı (rafine) Pamuk celdrdoğl ...
Bu^ün
48,6.—
56.—
43.—
230.—
210.—
185.—
185.—
130 —
13.50
Aon
Kapanıl
40.—
66.—
43.—
230.—
310.—
185.— 1*5 — 130.—
13.50
Adana Ticaret Borsası
PnmııK Akala L
Pamuk Akala ti. ......
Pftmuk Akala, HI .....
Pamuk makine parlalh
Pamuk Yarll .........
Pamuk parlak ..........
ıeo —
J 10 —
150/151
140.—
150.—

175/185
160.—
140.— 150/151
140»—
151.—
Trabzon Ticaret Borsası
FINDIK ı
a) **50 randımanlı kabuklu tombul
b) İç e ıra kontrollü
82.— 176.—
Eskişehir Ticaret Borsası
Buğday yumuşak ....
Buğday «ort
Arpa ..............
32 25
31.—
32.25
31.—
21.50
YABANCI BORSALAR
New-York Borsası
Dün Eski kur
Hııftduy ((Buşoll—Sent) Şort Kış mahfiulü No. 2 ••• 267 5/8 SM8 6/8
Kırınızı .. t. No. 2 .... 248.— 244 T/8
Yamuk Mlddling (Llbresi=Sont) 32.15 32.15
l’cm inUT 32 19 32.20
İUİCİ tlî İISHMHHHM | »M M* 30.51 32.67
Tiftik (Libresi —Sent) Teksaa No. 1 a. 59.60
Fındık (Libresi —Sent) Kabuklu yeril İri 22.— 22 50
OrtZl seeee>Beeew 22.30 21.-
Dovant ıç İthal malı •••••«••• ' 86.— 36.-
Ekstra İri iç İthal malı ♦0.- 40.—
Kuru üztim (LlbresIzrSont) Thompson çekirdekli* seçme U 1/4 11 1/4
Keten tohumu (Buşell=Dolar)... 3.73 3.30
Mlnnoapolla 8.80 8.80
Knlay (Librcal=Sont) 77.20 76.25
Levha-tenelco (100 libre dolar) 7.30 7.30
Londra Borsası.
Keten tohumu (Tonu=Stwllng) Bombay 07.— 08.—
Kalküta 05.— 67.—
Yer fıstığı Hindistan ............... 04.— 64 8/4
Bradford Piyasası
Tiftik İyi mal (Llbrcsi=Pent) — 31.—Koni
Sıra midi .. — 30.— at
Yün Anadolu .. .. — 20/21 20/21 ..
„ Trakya „ „ 18/21 18/21 o
İskenderiye Borsası
Pamuk (Kantarı=Tu Ikın Ashmounl Kısa elyaflı F/G. 80.74 84.20
Karnalc Uzun elyaflı F/G. 93.05 92.20
Gününde Boraada muameleBltaacU odllmomiö tahvilât vo eshamın ara ve taleplere göre taayyün eden takribi piyasa değerleri-
Sayfa 8
KORUR
xz
1
50 ADET OTOBÜS MÜBAYRASI EKSİLTMESİ TEHlR EDİLMİŞTİR İ. E. T. T. İşletmelerinden :
Satın alınacak 50 .adet otobüs için tekliflerin kabulü 1 - 5 - 950 tarihine tâlik edildiği ilân olunur. (3152)
r
L
A
Yukardan cereyanla işleyen.
Çok sağlam
Hafif. İşletme Buna mukabil
VVflGGONFABRIK
KREFELD -
Cyprus
Airvvays
şasistz ince yapı otobüs
ve dayanıklı.
masrafı az.
içerisi geniş.
UERDINGEN fi. G.
UERDINGEN
DÜSSELDORFER WAGGONFABRIK A. G., Düsseldorf İle beraber çalışmaktadır.
Türkiye mümessil!:
Taylan - Etker, İstanbul - Galata, Tahir Han 31/33






fŞYA Pİ* 7 At AV ISTA
İSRAİL.' E
Seyahat
HAVA SEFERLERİ
12 Nisono kadar her Çar>ambo ve 12 Nisandan sonra her Cuma günü İstanbul'dan müsait saatlerde kalkan tayyareler, AYNI GÜNDE İSRAİL'E VARIR. Ingiliz pilotları tarafından sevk ve idare edilen ve Ingiliz mühendisleri tarafından bokımı yapılan motörlerle mücehhez KIBRIS HAVAYOl* LARI'na oit uçaklarla uçunuz. Sür'ol ve rahatlıkla gideceğiniz yere varırsınız.
İzahat atmak ve yer ayırtmak için binitiz Hava* yollan, Ayasfrasa Kan Palas No 1t Telefon • 82982 ye veya başlıca seyahat acentelerine müracaat ediniz.
KIBRIS HAVAYOLLARI Ingiliz Havayolları ile Müştereken
ve Yük
İYİ IŞIK
GÜZLERİNİZİ
YENİ İSTANBUL İLÂNCILIK LIMITED ŞİRKETİ
I
YENİ İSTANBUL
İÇİN
İlân kabul eder, sizinle faydalı ilânlar istişarede projeler tanzim ilân klişelerinizi yapar
için bulunur, eyler,
SUITANDAGI!
Aylık ★ Fikir — Sanat dergisi
Nisan Sayısı
Temiz bir baskı
En tanınmış imzalarla
ÇIKIYOR!...
SATILIK KAMYONET
Şevrole 946 modeli
Beyoğlu, istiklâl Cad. 354
Ay han, 17
lspiro
YENİ İSTANBUL’A vereceğiniz ilândan çok istifade edeceksiniz. Tecrübe ediniz.
nnT YERİ:

MÜRflC
YENİ İSTANBUL İLÂNCILIK LİMİTED ŞİRKETİ | Beyoğlu Kaymakamlığı karşısı NO. 6-8
i

.Tl ıra lOIfî I Uics.j-4.tljlü ıv-c,uı

M Ü Z
BIGIN AÇIK OLAN MÜZELER İSTANBUL
Atatürk İnkılâp Müze*!; 10-12. 14-17.
Topkupı Sarayı: (Tclf. 21090) 13 30 - 17.
Ayasofyn (Telf. 21750) 10-16.
Arkeoloji: 13-16.
E«kl bark Eterleri Şubesi: (Telf. 21682) 10-12.
Belediye Müzesi: 10-12, 14-17.
Tevfik Fikret Aglyan Müzesi: 10-12, 14-17.
İZMİR
Arkeoloji Müzeni (Tclf. 3324)
9-12. 13.30-17.
TİYATROLAR
İSTANBUL
OEHİR Tİ Y A TİCULA 1(1 j
DRAM KISMI: 20.30 da Deli Saraylı.
KOMEDİ KISMİ 20.30. Hanımlar Terzihaneni. *
ÇOCLK TİYATROSU: 14.30 da.
MUAMMER KARACA ÖPERE-Tl: Gece 20.30 (14 Osman Blkes.
YENİ SES OPERETİ; Evvel Zaman İçinde.
TAKSİM BELEDİYE İ'AV İUM:
(Tclf.
AvrIL
4) Parisli Şantöz Rose
KONAK FAVlTUNUı Heı ak-gam. Yunun Şantözü ZOZO
ANKARA
BÜYÜK TİYATRO (10370) Temsil Yok.
KÜÇÜK TİYATRO (11160) 20 de Kıskançlar.
ÇOCI K TİYATROSU (11169) 14 te Keloğlan.
İZM İL
ŞEfllR TİYATROSU ı Oyuncu (Komedi).


SATILIK MOTOSİKLET Az kullanılmış, 1948 model 12 1/2 beygirlik, sepetli • fhırley - Davldaon” motosikleti satılıktır. Yeni yedek lâstik mevcuttur- Telf. 24060 Yıfdız Yurdoğlu ile Nvri Gögüş Nişanlandılar. 26-ÜI-1950 Ankara

Prof. Doktor SELAHADDlN ERK Röntgen Mütehassısı Tomografi tertibatiylc beraber yeni büyük röntgen tesisatını İkmal ederek, hastalarını kabule başlamıştır Cııgaloğlu, Dr. Süreyya B. Apt. 1 - Tclf. 20726

GÖZ HEKİMİ Dr. Murad Rami AYDIN Beyoğlu Parmakkupı, imam «okagı No. 2 Tel: 11558
r7
Gözlerinizi fılznlv ynıgunlııkun koruyunuz. Uzun ömütlü MVLtARD ampullerimin verdig?-tendiricîdir.
DAHA BERRAK... DAHA PARLAK...
Mullard
İNGİLİZ AMPULLERİ
Türkiye GeneLAcentalığı (
ŞAFAK TİCARET A O.
Merkez* Posiahanejl karşısı. MuhsJnoOlu Han. 3-8 ^Istanb^
TLLEGRAF: ANTANT—İSTANBUL P. K. 44* TELEFON.:»ao7(|



Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğünden :
Türkiyede yangın, nakliyat, hayat ve kaza sigorta İşleriyle iştigal etmek üzere kanuni hükümler dairesinde tescil ve ilân olunarak bugün faaliyet halinde bulunan Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi bu kere müracktla Bahçekapı Acenteliğine Şirket namına yangın, nakliyat, hayat ve kaza sigorta işleriyle meşgul olmak ve bu işlerden doğacak dâvalarda bütün mahkemelerde dâvacı, dâvâlı ve üçüncü şahıs sıfatiylc hazır bulunmak üzere T. C. Ziraat Bankası Bahçekapı şubesini tâyin eylediğini bildirmiştir. . 1 ı "
Keyfiyet Sigorta şirketlerinin teftiş ve mürakebesine dair 25.6.1927 tarih ve 1149 sayılı kanun hükümlerine uygun görülmüş olmakla İlân olunur.

Ay başında kullanılacak karnelerinizi, şimdiden almayı unutmayınız. Tenzilâttan istifade eder, ikramiye hakkını
kazanırsınız. Tanınmış gazeteci ve gazete satan tütüncü
dükkânlarından sorunuz. Bulamazsanız,
idarehanemizden talep ediniz.
Yl-M
İSTANBUL
Gazetesinin Reklâm Atölyesi, size en güzel resimler yapar,
satışınızın artmasına yardım eyler. İstifade ediniz !
mükemmel Klişehanesi, reklâm klişelerinizi imâl eder ve
18.— Antalya (îmroza).
20.— Konya (Bandırmaya)
ECZANELER
EMİNÖNÜ:

SİNE
M A
beyuGld OİHETİ
ATLAS (4
ıx
5) Aşk Adası.
AKIN (80718) 1 — Aziz Ruhlar 2 — Yılanlı Mabude.
MELEK (40868) Aşk Adası.
ALKAZAR (42562) 1 — Monte Kriatonun Elmasları. 2 — Fırtına.
AK (44394) Zafere Doğru.
ELHAMRA (43595) VaUn Kurta ran Aslan.
İPEK (44289) Deniz Ejderi.
LALE (43595) ölüm Gemıaı SARAY (41659) Dağlar Canavarı SUATPARK (83143) 1 — Kanlı
Bubc. 2 — Sönen Hayat.
SÜMEK (42851) Sirk Kıralı,
ŞARK (40380) üvey Babn eyerli;
Suare: Akdeniz Korsanları.
SİK (43720) 1 — Kara Güneş 2 — Kanunsuz ülke.
TAKSİM (43191) Aşk Ölme*
TAN: 1 — Sarışın Şeytan. 2 —
Dell Gönül.
YENİ (64137) 1 - Canavar Ya-
Uıği. 2 — Paylaşılrnıyan Sevgili.
ÜNAL (49306) 1 - Hak vo Adalet. 2 — Bağdad Perisi.
YILDIZ (42647) Kızıl Nehir.
(8TAMUI LİİİET)
ALEMDAR 123683) 1 — Düşman
Kurdeşler. 2 — Sönmez Aşk»
AYSU (21917) 1 - ölümden Firar.
2 — Aşkım ve Günahım.
AZAK (23542ı 1 - Sızlayan Knlb. 2 — Zehirli Şüphe.
ÇEMBERLİ TAS (22513) Akdeniz Korsanlan.
FERAH ı Uçurum» Doğru.
HALK; 1 — Balıkçı Osman. 2 — Hüsnü Yusufun Aşkı. 3 — Kaliforniya Fatihi.
İSTANBUL (22367) 1 — ölünceye Kndnr Şeninim. 2 — Kahveci Güzeli.
KISMET (21904) 1 — Yılmayan Aslanlar. 2 — Zambanın Oğlu.
MARMARA (23860) 1 — Balnlay-ka. 2 — Zorlu Misafir.
MİLLİ (22962) 1 — Düşman Kardeşler .2 — Sönmez Aşk.
TURAN (22127) 1 — Baba Katili. 2 — Zehirli Şüphe.
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 — Tarzan. 2 — Gönül Fırtınası.
KADIKÖY onum
HALE (60112) 1 — Kahraman Yüzbaşı. 2 — Şeyhin Aşkı.
OPERA 1 — Mücrim Gönüller, 2 — ölüm Seferi
SÜREYYA (60682) C«te - (Yerli)
ANKARA
ANKARA Altına Hücum.
BÜYÜK Seven K/ılhler.
CEBECİ Cehennem Zindanları.
PARK Bir Fırtına Gecesi.
ULUR Zevk Kurbanları.
SÜMER 1 — Kara Cinayet. 2 —
Mr. Moto Haydutlar Arasında.
8CS Bir Fırtına Gecesi.
YENt Şeytanın Kudreti.
İZMİR
ELHAMRA: Büyük Günah.
LÂLE, 1 — Kristof Kolomb
Gönülden GönUlo.
TAN, 1 — Kristof Kolomb.
Gönülden Gönüle.
TAYYARE; üvey Baba.
YENt 1 — Lekeli Hayat 2 — Kahraman Arkadaş.
KARŞIYAKA CİffETİ
MELEK: 1 — Kara Bayrak. 2 — Saadet Günleri.
SÜMER: Altın Küpeler.
SIHHİ İMDAT
İstanbul Beyoğlu 44998
Anadolu yakası 60536
An icara 91
tzmh 4251
Beyoğlu (4044 Anuıkoy ÜOH72
İstanbul 24222 Üsküdar 60945
Ankara 00. İzmir 2222. K. yaka 160551
A D Y
••YENİ tSTANBVU’un bugün İçin tavsiye ettiği programlar:
DAHİLDE:
8.3(1 Ankara: Beethoven Do Maj. Piyano konçertosu (pl) — 13.50 İstanbul: Necmi Rızadan şarkı vo türküler -L 19.20 İstanbul: İstanbul Konscrvatu-varı Türk musikisi İcra Heyeti konseri — 21.15 tstanbui: Operada bir saat. Beethoven ••Fidrlio’*
HARİÇTE:
20.30 Londra: Bach.. Brunden-burg konçertosu No. 1.
ANKARA:
7.30 M. S. Ayarı — 7.3i Goldman bandosu çalıyor (pl) — — 7.45 Haberler ve hava raporu — 8.00 Hafif Müzik (pl) — 8.25 Günün programı —
8.30 Beethoven: Do Maj.. Piyano konçertosu (pl) — 0.00 Kapanış.
12.28 Açılış ve program — 12.30 M. S. Ayarı — 12.30 Şarkılar — 13.00 Haberler — 13.16 Ü ver t Urlar (pl) — 13.30 öğle gazetesi — 13.15 Hafif şarkılar (pl) — 14.00 Akşam programı, hava raporu vo kapanış.
17.58 Açılış vo program - 18.00 M. S. Ayan — 18.00 Şarkılar —
18.30 Çlltçllerlo başbaşıı — İ8.16 Caz orkeBlr/darmdnn l.ıtv Sears (pl) — 10.00 M. S. Ayarı ve haberler — 10.15 Geçmişte bugün — 19.20 Elgnr: MI Mln. Sonat (pl) — 10.15 Konuşma: Maliye Bakanlığı adına — 20.00
şarkılar - 20,15 Radyo gazetesi — 20.30 Serbest saat — 20.35 Tarihi Türk müziği — 21.15 Konuşma: Tarihten önceki Türk-lcr — 21.30 Piyano soloları — 22.00 Konuşma — 23.15 Rltinciler (pl) — 22.30 Klasik saz eserleri — 22.45 M. S. Ayan vo haberler — 23.00 Program ve kapanış.
İSTANBUL:
12.57 Açılış ve programlar — 13.30 Haberler — 13.15 Şarkı ve türküler (pli — 13.30 Hatif öglo müziği (pi) — 13.50 Necmi Rızadan şarkı ve türküler — 14.30 Serbest saat — 11.15 Dana müziği (pl) — 15.00 Programlar vo kapanış.
17.57 Açılış ve programlar — 18.00 Gitar kuarteti konseri — 18.20 KütııphııncdUğimlz vo îs-tanbıılun tarihi kUtüplunıvlerl hakkında konuşma — 18.30 Dans müziği (p!) — 18.15 Saz eacrlo-ri — 19.00 Haberler — 19.15 Htı-flf ara müziği (pi) — 19.20 Istan İmi Konsorvatuvarı Türk musikisi icra heyeti konseri — 20.00 Piyano sololnrı (pi) — 20.15 Radyo salon orkestrası konseri — 20.15 Dinleyici istekleri ıIm-flf batı müziği) — 21.15 Şarkı ve türküler — 21.15 Operada bir saut — 22.45 Haberler — 23.00 Dans müziği (pl) - 23.80 Prog-rumhır vo kapanış.
YABANCI RADYOLARDAN SEÇME YAYINLAR:
LONDRA;
7.15 Dinleyici ı«tekleri — 8.80 Klı) s İle müzik dlnlcvlcl istekleri — 11.30 45 (faklıca senfonik-müzik ipi» — 13.15 Dinleyici İstekleri 11.30 Hafif orkestra eserleri - 15.15 Leallo Baker vo orkestrası — 10.15 BBC opera
orkestrası — 18.15 Dana müziği — 20.30 Bach... Brandenburg konçertosu No. 1 — 21.30 Donald Pcera‘den şarkılar — 23.15 Palm Court orkestralı — 23.00 Dans müziği.
UÇAK - TREN . VAPUR
DİKKAT: llava dulayıstylo seferlerde değişiklik olabilir.
GELECEK ULAN UÇAKLAh
m.50 D.H.Y (Türk) AnR&radan
12.60 D.H.Y (Türk) tzmirden
16.20 D.H.Y. (Türk) Adana. An-karadn n
IU.öü P.A.A (Amerikan) New-York. Gander. Londra. Sor ton. Brükseldon
GİDECEK ULAN UÇAKLAR
9.- L.A.1 ıltulva) Atina. Ro
9.- maya D H Y (TUrK) Ankara. Mu-
falya Elazığ. D Bakır. A>
dana. tskcndoruııa.
10.- C Y I Kıbrıs) Atina, Lef-
koşeyo
11.29 D.H.Y rrurk) Izmiro
13.50 D H Y (Türk) Ankaraya.
21 40 P A. A ( Amerikan) Şam.
«araş-. Delin. Kalküta Bançkok. Hongkonj
gelecek ulan ekspresler
8.30 Ankara
GİDEUEK ULAA EKSPRESİ ER
18.10 Ankara Ekspresi
GELEC EK OLAN VARI RLAR Ü.30 Konya (Bandırmadan). 8.00 Çorum ıKarndonlzdcn).
0.00 Erzurum (talccnderundıın).
11.30 Tırhan uzmlrden) .
15.35 M ura kaz (Ntudanyadun). GİDEC EK ULAN VAPURLAR 0.— Bursa ı Ayvalığa).
11.— Elrüuk (İzmiru).
İstanbul (Eminönü) — Haşan Hulûs! (Küçükpazar) — Abdül-kndir (Alemdar) — A zad ur (Ge-dlkpaşa).
BEYOĞLU:
Matkoviç (Merkez) — Galatasaray (Merkez) — Ertuğrul (Taksim) — İsmet (Taksim) — Ka-raköy (Galata) — Maçka (Şiş. it) __ Feriköy (Şişli) - Hasköy — Merkez (Kasımpaşa)
FATİH:
Üniversite (Şehzadebaş11 - Sa-lûhaddfa Gürgen (Cerrahpş.) — Emin Rıdvan (Samatya) - Ha--eki (Şehremini) — Edlrnektpl (Karagümrük) — Hfin* pork (Fener).
EYÜP:
Ayvansaray (Şifa).
BEŞİKTAŞ: Nail Hallt - Yeni (Ortaköy) — Arnavutköy —
Merkez (Bebek).
KADIKÖY:
Sıhhat Kızıltoprak — Göztepe — Bostancı.
ÜSKÜDAR: Çamlıyurt.
HEYBELİ ADA: Heybeliada.
BÜYÜK ADA: Merkez.
AN KAİLİ
Güray — Ankara — Hayat.
İZMİR
A1 jul n vak — Kar&taş (Yalılar) — Asri (Eşrefpaşa) — Ege (Baa-laâbam» — Hilâl (KsmoralUA

Comments (0)