Kaynak: TÜSTAV - Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı Arşivi
Sahibi : VEDAD BAYKURT
Neşriyat Müdürü : CAMİ BAYKURT
Fransız Bankası millet malı oldu
Paris 2, (R) Fransız Müessesan Meclisi Fransız Bankası’nın millîleş-dirilmesini gürültülü münakaşalardan sonra kabul etmiştir.
S A o a H ü A Z t T t S I
Cami BAYKURT
Türkiye, Sanfransiskoda imzaladığı «Birleşmiş Milletler Misakı» nı Büyük Millet Meclisine getirmekte iken bu misakla -üzerimize almış olduğumuz vecibeleri yerine getirmek zamanı da gelmişti. Bu zarureti ilk defa olarak idrâk eden ve bu yolda bir takrir ile hükümeti vazifeye davet eden dört millet vekili çıkmıştı. Bu küçük grubun başında eski Başvekil Celâl Bayar bulunuyordu. Devletin cumhuriyet şeklini tesbit, Türk vatandaşlarının siyasî haklarını teyid eden ana yasaya aykırı kanunların değiştirilmesini istiye-rek demokrasi inkılâbı yolunda ilk adımı atan • bu küçük heyet, bugün yeni bir fırka bayrağı altında toplanmış- olduğunu ve yakında programını halkın gözü önüne koyacağını haber alıyoruz. Celâl Bayar tu adımı attıktan sonra kendisinin ve arkadaşlarının karşısına çıkan kuvvetli bir hükümet muhalefeti önünde iki şıktan birini ihtiyara mecburdu: Ya ekseriyet fırkasından istifa edeıek Meclis içinde bir muhali! grüp teşkil etmek veyahut bugünkü hükümete karşı müdafaasını üzerine aldığı davayı milletin huzuruna çıkarmak ve halkı bu davada hakem kılmak... Faşist kanunların tâdilini isteyen takrire imza koyanlardan üçü, Halk Fırkasından çıkarılmış ve Meclis içinde^ muhalefet safına atılmış bulunuyorlar. Celâl t> a var ise yukarda söy-ledığrmız şıklardan İkincisini ihtiyar-edeıek bay-rağını açmış, davasını, mil.etin huzuruna çıkarmıştır. İstiklâl mücadelesine ve cumhuriyet inkılâp tarihine adı. karışmış olan Celâl Bayar. ... acmıs oldusru bu bayrağr-.elînden düşüremezdi.
Londra,3,(R)—TahranRadyo-stınuıı bildirdiğine göre", İran Dışişleri Bakanlığı Sovyet’ere mukabil bir nota verilmiştir. Bu notada şöyle denilmektedir t «.Notamıza verilen cevaptan Sovyet memurlarının Kuzey İrandaki dahilî işle-e müdahale etmedikleri anlaşılmıştır. 942 de imzalanan üçlü pakt hakkında verilen teminat memnuniyetle öğrenilmiştir.-'
İranın tam tahliyesine kadar, Sovyet memurlarının Kuzey İranda harekâta müdahale etmeyecekleri umulmakta-, dır. ı
Notadaki Kuzey İrana, ( Iran kuvvetlerinin şimdilik j girememesi ve girdiği takdirde ( İrandaki Sovyet kuvvetlerinin takviye edileceği endişe u-yandırmıştır, Zira Kuzey Irana İran kuvvetleri girmediği takdirde isyan mahallelerinin emniyeti imkânsızdır.
Iran, üç devletin Iranı tahliyesini beklemektedir.
. Tahran, 2,. (A.. A.)— Başkente takviye kuvvetlerinin gelmesi üzerine, hükümetin uuıumun duzelığdini bildirmesine rağmen, Tanran halkının endişesi gittikçe artmaktadır.
sı'yet'er. olmalarına rağmen, en ufak bir hadisenin’karışıklıklar çıkarabileceği ve kd'n dökülmeşine sebebiyet verebileceği ' cihette, kendilerine dokunmaktan korkulmaktadır.
İş adamları aileleri ile defterlerini güney bölgelerine göndermektedir.
Arazileri Tebriz ile İrak hududu arasında bulunan ldü bin kişilip Şahsuvar kabilesinin Azerbaycan demokratlarına karşı isyan etmiş olması, Oovyetıerin doğrudan doğruya bir müdahalesine sebebiyet verebileceğinden korkulmaktadır.
Kuzeydeki hadiselere büyük bir alâka gösteren Amerikanın Tahran .Büyükelçisi, dutum hakkında mufassal bir rapor .vermeleri için tebriz’e ikinci bir murahhas heyeti göndermiştir.
Dışişleri bakanlığı, mahfillerinde hayal sukutuna sebebiyet veren Rus cevabı hakkında, Londra’da l an hükümetinin şimdilik cevap vermek niyetinde olmadığı düşünülmektedir. Sovvet büyük elçisiğile İran hükümeti arasında temaslar tekrar başla-yfmamıştır. Buna mukabil İran dışişleri bakanlığı ile Amerika ve Ingiltere büyükelçilikleri arasında ehemmiyetli bir gidiş geliş hareketi göze çat pmaktadı, .
Tahran, 2(A,A.)—Resmen teyid edildiğine göre, Merag-he'de otomatik silâhlarla şehre hücum eden demokrat un-
surlar valiyi ve garnizon komutanını idam etmişlerdir.
Londra, 3 (R.)— Moskova radyosunun tefsir.cisi Sov-yet.erın, ıran' hükümetine verdiği cevabî notasında, Rus-ya..m görüşlerini açıkça bildirmiş olduğunu söylemiştir.^
Tefsiıci, "silahlı hiçbir iov-yet kuvvetinin, İran dahilî işlerine . müdahale etmediğini bildirerek Şimalî İramdaki millî demokratik hareketin
Diğer vilâyetlerden: Sedad Dikmen, Cemil Çölgiiııer, Faik Abası-yanık, Şükrü Okan seçildiler
Dün, İstanbul da dahil olduğu halde 4 vilâyetimizde milletvekili seçimi yapılmış, fakat şehrimiz ikinci seçmenlerinden otuzu reylerini kullanmadık-arı için milletvekili seçilememiş ve seçim çarşamba gününe bırakılmıştır.
Diğer vilâyetlerden seçilenler şunlardır :
İzmirden 892 reyle Sedad Dikmen, De-
Adaylardan biri konuşurken
nizliden Cemil Göigü-ner.ızmltten 370 reyle Adapazarı eski belediye reisi Faik Abası-yanık ve 356 reyle Donanma Kumanlığın-dsn emekli amiral Şükrü Okan.
İzrnitin en kuvvetli
namzedi sayılan İsmai Rüştü Aksal 346 rey alabilmiş ve bu suretle seçimi kaybetmiştir.
İstanbulda neticesiz kalan seçim nasıl oldu ? Buna dair tafsilâtı dördüncü sayfamızda bulacaksınız.
Londra 2 (A A).-r Siyasî mahfiller yeni senenin başlangıçlarında kabinede deği-
■“^aigTmir^îlcIârSan^îRînciSinı ~îti tîy ar e de r eK~Day-^onte' takVîye kuvve Serinin
rağını açmış, davasını miLetin huzuruna çıkarmıştır. İstiklâl mücadelesine ve cümhuriyet inkılâp tarihine adı karışmış olan Celâl bayar,. açmış olduğu bu bayrağı elinden düşüremezdi. Deruhte ettiği yeni vazıte onu bu yolda sonuna kadar yürümeğe mecbur ediyordu. Kendi nefsine hürmet eden t.er erkeğin böyle yapması icabeder-’ di. ’lürkiye. Cümhuriyetinin yemlenmesi uğrunda mücadele meydanına atılmış olan bu küçüx grubun, şimdi asıl yapıcılık vazifesine başlamiç olması günümüzün en mühim meşe.esidir. Çünkü demokrat partinin programını yazmaktadır-
gelmesi üzerine, hükümetin uuıumun duzehğdini bildirmesine rağmen, Tanran halkının endişesi gittikçe artmaktadır. Hükümet kuvvetleri şehrin çevresinde müdafaa mevzileri tutmuş bulunmaktadır.
Takriben 2000 yolcunun gelmiş olduğunu bildiren polis raporları üzerine hükümet mahfillerinde endişeler uyanmıştır. Yolcuların şüpheli şah-
öovyetıerin doğrudan doğruya bir müdahalesine sebebiyet verebileceğinden korkulmaktadır.
Siyasî faaliyet
Tahran, 2. (A. A.)—Tebriz’e gitmiş olan Amerikan büyük elçiliği heyeti Tahrana donmuştur. Bu seyahattan Azerbaycan mukavemet hareketinin faaliyeti hakkında edinilen intiba müsait bir intiba değildir.
TefsiİcI^fahlı hiçbir Sovyet kuvvetinin, İran dahilî işlerine müdahale etmediğini bildirerek Şimalî İramdaki millî demokratik hareketin tamamiyle İranın’dahil işlerini alakadar ettiğini söylemiş ve «Sovyet komutanlarının bu hareketlerle ilgisi yoktur* demiştir.
Bv. meyanda, Irandaki bâzı mültecilerin esassız haberler neşri için hiçbir fırsatı kaçırmadıklarını da ilâve etmiştir. ■ ‘ •
. Londra 2 (A A).-r Siyasî mahfiller yeni senenin başlangıçlarında kabinede değişiklikler olacağını tahmin etmektedirler. Bu değişikliğin bir çok îşçi partisi saylavları, faal üyeler ve hattâ bunlar haricinde bulunar müşahitler tarafından istenilmekte • olan bir «kadro gençleştirilmesi* şeklini alacağı zannedilmektedir.
milyon kişi tahmin ediliyor
lar. Bu fırkanın kendi ismile halka karşı deruhte ettiği vazife büyüktür. Onların teşkil edeceği yeni siyasî uzviyeti halkın mahrum olduğu hıkları müdafaa edecek ve mâruz kaldığı haksızlıklardan onu kurtarmağa çalışacaktır. Biz, Celâl Bayar ve arkadaşlarının teşebbüsünü bu mânada anlıyoruz, ileri demokratik bir anayasa ile kurulmuş bir cümhuriyet içinde halkın fer’î kanunlarla maruz kaldığı* tazyikler ve tecavüzler vardır. Bundan başka kuvvetini kanundan almayan suiistimallerin, -soygunculuk ve vurgunculuğun binbir çeşidi var. Yeni fırka., kendi bayrağına ve davasına sadık kalacaksa bütün bunlarla mücadele etmek icabedecektir. Zaten etmeyecekse bu yola girmeğe ve fırka teşkiline lüzum yoktu.
Totaliter devlet sistemleriyle memleket idare etmeğe alışmış olan muhafazakâr reaksiyonez Cümhuriyet Halk Partisinin bu" yeni teşebbüsü batırmak için bütün kuvvetlerini seferber etmesi tabiî idi. Nasıl ki de böyle oldu. Hükümet fırkası, elinde bulunan bütün vasıtaları, memurları, polis kuvvetini, para kuvvetini, her çeşit tezv?r vasıtalarını kullandı „ve kullanmaktadır. Fakat Millet Meclisinin büyük bir ^karaltı teşkil eden muhalefet cephesi karşısında yılmadan halk davası bayrağını kaldırmış olan dört kişinin bugün karşılaştığı tezvir kuvvetleri ve entrika vasıtaları önünde rirkilmiyeceklerine inanmak Js-teriz. , .
Hükümet fırkası, bu memleket halkına karşı vazifelerini yapmış; adaleti, temizliği, doğruluğu müdafaa etmiş olsaydı, bugün, bu çirkin vasıtaları kullanmak mecburiyetinde kalmazdı, Bir avuç muhalefetten korkuyorsa, bu korkunun mânası, geniş halk yığınlarının bu muhalefete göstermiş olduğu teveccâlidendir. Millet ıztırap içindedir. Kendisini kurtaracak adanılan arıyor. Hükümet fırkası, bu ıztırapları kaldırmak ve halka hizmet etmek suıetiyte vazifesini ifa edeceğine, halkın dertlerine ter ceman olan üç cö.t kişinin kafasını ezmekle uğraşıyor. Cüm-huriyeti kuranların, halk namına memleketi idare ettiğini soyliyenlerin bu hale düşmesine acımak-Un başka yapılacak bir şey kalmadı,
Yorkshire Post gazetesine göre değiştirmeler bilhassa sivil ve askerî havacılık ve iş bakanlarına şâmil olacakktır. Şubatta çekileceği malûm olan istihbarat bakanı bunlardan hariçtir.
Paris, 2 (A.A.)— Rusya’nın uğradığı insan kayıpları hakkında Rus hükümeti tarafından şimdiye kadar resmî hiçbir rakam yayıklanmamış olmasına rağmen Sovyet iktisadiyatı hakkında araştırmalar yapan Paris enstitüsü. Rus kayıplarını T 7 milyon olarak tahmin etmektedir.Bu tahminlere goıe muharebe meydanında aldıktan yaralar neticesinde ölen askerlerin sayısı 7 milyona varmaktadır.
Sivil halkın- uğradığı kayıp ordunun, kayıplarına nazaran
daha (azladır. 5 milyon, sivil öldürüjpüş, 5 milyon sivil de açlık ve soğuktan ve Almanların sürgün etmesi neticesinde ölmüştür. Yaralıllarm sayısı 11.500.000 olarak tahmin ediliyer.
Bu rakamlara göre, Rusya harpten evvelki halkının/ yüzde onunu kaybetmitşir.
e
YENİ DÜNYA- — Kaynağı tamamıyla mevsuk, ölmiyart yukarıdaki haberin İhtiyatla karşılan* ması daha doğru olur. .
Londra, 3 (R.) — Tiran radyosunun bildirdiğine göre bugünkü seçimde, seçmenlerin yüzde sekseni reylerini kullanmışlardır. Köy bölgelerinde yüzde yetmiş beş, Tiran ve Avlonya şehirlerinde yüzde doksan ııisbetlerinde halk, seçim hakkını kullanmıştır. Seçim tam bir sükûnet ve intizam içinde ceryan etmiştir.
Yunan milliyetçilerinin seline boykot ilânına kulak asmayan güney Arnavutluklaki Yunanlılar seçime iştirak etmişlerdir.
Çarşaflı müslüman kadın-arı da millet vekili seçimi
için rey sandıklarına koşuş -muşlardır. - -
Londra, 2 (R.) —- Arnavutlukta bu sabah seçimlere başlanmıştır. Netice saai 21 den sonra belli olacaklır.
Moskova, 2 (R.) — Bugün Arnavutlukta son derecede mühim bir bayram kullanmıştır. Dışarıdan hiç bir müdahale yapılmadan, Arnavutluk tarihinde birinci defa olarak gerçek demokrasi seçimleri yapılıyor. Bu demokrasi halk yığınlarına seçip seçilmek hakkını sağlayacaktır.
Bir avuç faşist hariç olmak üzere, 18 yaşını bitirmiş olan kadın ve erkek bütün
Beşiktaş Enosisi I - 0 Yendi
— Spora alt tafsilât 4 üncü sahlfemlzdedlr •—
Arnavutlar, seçimi kampanyasına birinci defa olarak katılmışlardır. v .
Geçici Arnavut hükümeti reisi korgeneral Enver Hoca, Arnavutlar kan pahasına bu hakkıe’de ettiler, demiştir. Cumhuriyetin ilân edilmesi yakındır.
Belgrat, 3 (R.) —• Arnavutluk MiHet meclisi ocak ayının ortalarına doğru toplanacak ve ilk iş olarak da Zogo ailesini iskat ile bir Arnavutluk demokrat cumhuriyeti kuracaktır.
■KAPATMAK, 9 Toplamak l J[ O
Mahkame“va Meclis kapatmak elbet de kimsenin aklından geçmez. Gazete kapatmak, kitap toplatmak fikri ise bir türlü hükümetin kafasından çıkmıyor. Onun bütün düşündüğü bu işin merciini değiştirmektir. Halbuki devleti teşklT eden teşriî, icraî ve kazaî üç kuvvetin safında bir d* basın ve yayin kuvveti vardır kî, bu* na da dördüncü kuvvet der-
■ ler. Ve bu kıiyvet demokraside bizzat milletin kendisidir. Millet İse kapatma, toplama mevzuu olamaz I
I / ★
Apaçık, Dosdoğru „»|
Polis teşkilâtını DemokratÎEşlırmalıyız
Siyasî edebiyatımızda “Hükümeti Hafiye,, diye bir tâbi-ıe rastlanır. Bu tâbirin manâsı şudur : Devleti idare İçin kanunlarla kurulmuş olan hükümetin mekanizmasının dışında gizli ve siyasî bir otorite vardır. Ve bu otorite kanun dışı çalışır. Vatandaşın budan hak ve büriyetlerini islediği zaman tahdit veya gasp edebilir. Herkesten korkar, şüphe eder .ve herkesi korkutur. Gizli mahkemeler, gizli tevkifler yapar, hattâ cinayetler işler ve hiç bir kuvvet kendisinden hesap soramaz. O, legal teşkilâtı emrinde tutup gizli icraatını serbestçe yürütebilmek için kanunları sertleştirir. Bu suretle mukaddes insan haklarını, vatandaş hürriyetlerini hiçe indirir.
Abd.ülharnit devri tam bir “Hükümeti Hafiye» devri idi. Görünüşte devlet idaresi az çok kanunlara bağlı idi. Fa-, kat gizli kuvvet her şeye hâkimdi. Her şey onun irade-sile olurdu» İttihatçılar da başka türlü yapmadılar. .Onlar da meşrutiyeti başka bir “Hükümeti Hafiye» idaresi kılığına şoktular» Kendilerine muhalif
AÖİLOÖLU olanları bu kuvvet sayesinde ezdiler, dağıttılar.
Cümhuriyet devri, millet hâkimiyetinin, millet iradesinin üstünde gizli hiç bir kuvvet bulunamaz. iddiasile ortaya çıktı. Demokratik bir idarede yflnız kanunlar hâkimdir, kanunlar da milletin serbest iradesinin, mahsulüdür, dolayısiyie vatandaşın haklarının ve emniyetinin koruyucusudur, prensibini kabul etti. Fakat uzun yıllar hükmünü yürütmüş olan “Hükümeti Hafiye» ananesi yavaş yavaş canlandı, şartlan elverişli bulunca birdenbire meydana çıktı ve bütün devlet kuvvetlerine nüıuz etti.
Demokratik cümhuriyet kanunlarını, bilhassa ceza kanununu sertleştirdi. Anayasanın ileri prensiplerine kulak asmadı ve bu arada kendi gizli icrââtının legal bir vasıtası olan po’is’n vazifesini ve salâhiyetlerini lüzumundan fazla arttırdı. Her türlü siyasî fikirleri devlet emniyetine, daha doğrusu kendi emniyetine aykırı bulduğu için sivil mahkemelerden ayrı mahkemeler icat etti. Halkın her
türlü teşkilatlanma haklarını ortadan kaldırmak suretiyle rtek otorite,, sistemini sağlamlaştırdı.
«Hükümeti Hafiyeridaresini yoketmek içûı onun en kuvvet-! li istinat ve icraat merkezi olan polis teşkilâtını- hem kanun-lariyle, hem zihniyeti ile * tamamiyle demokratlaştırmak-taıı başka çare yoktur. Polis kuvvetleri yalnız demokratik kanunla’m mümessili, vatandaş hak ve hürriyetlerinin koruyucusu haline getirilmelidir.
Gerek .jandarma, gerek polis teşkilâtı kanun ve zihniyet bakımından demokratlaştırılmadıkça bu büyük icra kuvvetIerini“Hükûmeti Hafiye,, Ierin elinden .kurtarmak, dolayısiyle «Hükümeti Hafiye* sistemini sınırlar .. dişini atmak imkânını göremiyoruz.
Türk demokrasisinin gelişmesini geciktiren sebeplerin başında gelen bu büyük siyasî problem artık çabucak çözülmelidir. Ve bunun mü, sebbipleri bu mesele üzerinde daha fazla İsrar ederek tarihî mesuliyetlerini büsbü tün ağırlaştırmamahdırlar I
2
YENİ DÜNYA
Adese Altında
PIERRE VAN RAASSEN
Milletler cemiyetinin babası sayılan Groçıusı: hayalini gerçekleştirme yolunda 25 haziran 1919 tarihinde miyeti . toplantısının açılış inişti:
“Sayın delegeler biz mümessilleri olarak değil, rak bulunuyoruz.
O zamanlar, Vi'sonun tan bu sözlerini Davning Street ve Kua’sJD ors-ay pö'etikaciları umursamadılar bile ve meydana getirdikleri sulh muahedelerinin tecellisi is* tikbale yazılan bir davetiye olmuştu.
İkinci dünya harbinin sonunda, mes'ut bi dünya kurmak gayesiyle toplanan birleşmiş mi: letler konferansı da şatafatlı protokollar, parla nutuklar arasında nihayete erdi, Ve zıt menfaatlerin çeşitli ihtilâfların üzerinde hukukî kalıp lar hazırlârlarken asıl düğüm noktalarını beşleıe - üçlere,; haric'ye-vekilleri toplantısına, ekonomi/ /konseye bıraktılar. :
- Bu neden böy’e oldu? Çünkü hükümetle, temsil eden' bu sayın baylar. V.Ison'un tarihî söylevinden hisse payı çıkarmamışlar, insanlığın, halkın menfâatlerinden ziyade Ingilic, Franslz,A-Dierikan menfaatlerinin mümessilleri alarak haıe-ket etmişlerdir. " . .
Eric JVİariâ Remark «Garp Cephesinde yen. bir şey yok,, isimli romanında bir as(eri . şöy.e konuşturur:
“Mademki harp etmek geliyor bü kadar milyonla, pisi pisine feda etmes ne, sarılmasına ne lüzum var.
“Karşılıklı geçsinler, harp ilân eden devlet ■"'şefleri ellerine birer kaİın sopa alsınlar, kimkimi alt ederse sağ kalanın milleti galip sayıIsın.Haıp kundakçıları hakkında Er'c Maria Remark’ın.nalk psikolojisinin mükemmel bir ifadesi olan bu sözünü sulh yapıcıları için de neoen teşmil etmı yelim?
Devletlerde hakikî bir sulh dünyası kurmak insanları istikbaldeki daha kanlı ve daha geni4 ölçüde bjr Habii-Kabil boğazlaşmasından ku.tar-mak istiyorlarsa sulh konferanslarına ipek gömlek giymeğe alışmış, tahta kurusu ısırmasından müteessir olacak kadar nazenin temsilciler yerine Guadalcanal da doğuşmuş bir as :er, konvoylarda türlü tehlikeler içinde vatani vazifesini yapmış biı- denizci, halk cephelerinde doğuşmuş bir idealist, btalingrat da vuruşmuş bir fedai, ■ doksan-lira maaşla beş lıârp yılı içinde üç çocuklu ailesini geçindirmek zarureti ile ezilmiş haysiyetli bir memuru gönde.-şeydiler her halde insanlık Yeni bir diinva c-örüıü davasında haki-
yürüyen Vilsoı Parişteki" milletler ce-nutkunda şöyle de-
■ -
burada - hükûmetleriı halkın mümess’Irjola-
olması gereğini anla-
ve döğüşmek lâzım cı insanın hayatlarını biı birinin gırtlağına
NİÇİN HALA HİMAYE GÖRÜYOR?
■ ★ ★
“Papanın yakınlarından Kardinal von Garlach’ın da karıktığı bir casusluk dâvâsı,'[
bu hususta: çevrilen entrikalarımeydana çıkarmıştır...
r
-Dünkü ajans; Mitlerin sağtolduğuna dair verilen haberlerle beraber tıristiyanlık Islahatçıları cemiyetinin yayınladığı demeç etrafında yorum lar vermiştir.
Demeçde Mitlerin dünyayı birleştirmek için gönderilmiş bir mesih olarak telakki edildiği anlaşilıyor.«Vatlkanın entrikaları» adlı bu yazımızda görüldüğü gibi Nazizmin teessüs ve inkişafında, himayesinde Papalık müessöşesrnin büyük rolü görülmektedir.
ve hakikî büyüklüğü kim buldu?.. KatoÜkler... Şüpes'z hepsi değil;.- Fakat hür jolnı:-yan ve meşru vaziyeti me,-kûk bir hükümeti “katolik, denilen kimselerin herkesten evvel mukaddes ve , kurtarıcı olarak tes'it etme’.eri ne'radaı acıdır. • "
Roma'da «ekseriya, 'mensubiyetleri do'ayısile reddedilmesi kolay olmıyan çömezlerin karıştırıcı budalalık hareketlerine. teessüf edilmeli-
Bu eser 1938 senesinde ilk defa neşredilmiş ve 21 defa basılmışdır. ' Son yir-m.lbaş- ■ senenin politikasında rol oynanrş nüfuzlu si-JTyas_et ve devlet adamlarının 4 hakikî .çehrelerinijneydana;
- vurduğu vs bilhassa^ dünya jt .devlatler_arası politikasında $ oldukça kaypak ve tek taraf-.J
.11 menfaate dayanan İngiliz politikasının karakterini müspet vakalara dayanarak açıkladığı için İmparatorluk topraklarında okunması nüve
Amerikâya . gitti Monsenyor Ludvig . Haas Alman işleri hakkında Papalığın mütehassıs müşaviri oldu. Romada Dışişleri Bakanlığı yapmakta olan Mon-senyor Pacelli’yi yeniden buluyordu. Ka.d.'nal Pacedi.Mü-nihte, ihtilâl.n hadiseleri sırasında bulnnmuş ve bundan dolayı sol cenah insanlarına çarşı ileri de,ecede bir ner-.et muhafaza etmişti. General von Epy, otomob’lle dolaştığı bir sırada onu çok müşkül bir vaziyetten kurtarmağa mecbur olmuştu. -
Ne oluısa olsun, Kardinal Alman hürriyetlerinin can çekişmesinin şahidi oldu. Papa ve katolik dirijanı olan ougiinün harp mücrimi von Papen gibi münasebette bulunduğu kimseler onu ancak cumhuriyete ve hürriyetin son müdafiierine karşı koruyabili-yorladı. Zaten Kardinalin/ 1923 ae, Ruhr havzasının işgaline Karşı Papalığın protesto etme-s.ni âmü olanıı rapotuıi müellifi olduğu söylenilir.
de muahede:
okunduğu vakit J Versayk , tamirat, cumhuriyet, demokrasi, herşey papas cübbesi darbes'yle süpürülmüş oldu: •
■ “Devletin yeni makamları; egoistliklerine adaleti feda
eden, vazifeleri'© sarhoş o-lan . galiplerin bize vurmuş oldukla? ı ,zincirleri kırmak istiyorlar. Irkın sıhhatini mükemmelleştirecek tetbirler sayesinde, hükümet . halkımıza taze bir hayat vermek .ve o-nu yeni ve . büyük bir mukadderata . hazırlamak ; istiyor. Bunların hepsi katolik fikirle-rile tam ahenk içindedir". Millî birliğin partiler ' mücadelesinin yerine geçmesi hepimizi tam ve .hamiyetli bir iş birli-L-_._ L..I______l.ı._ ■-
ç’ııl? bu’u.ıan antidemokratik unsurların açık ve kapal: muvafakati ile desteklediğini hatırlatmak lüzumsuz mudur?, ...“Bugünkü Zaman,, isimli cesur: bir gazete «politikaya karıştıkları zaman katoliklerin
şansları yoktur,, diye yazıyor ve 2 mayıs tarihli “Informac:. ones„ İgazete3:nde çıkan i-şu metni zikrediyor: “Hıristiyan kilisesi/çocüğu Adolf Hitler hıristiyanlığı müdafaa ederek ölmüştür... Ölümün külleri arasından onun muzaffer ahlâkı, Çehresi yükselmektedir. Dini uğrunda ölen bedbaht kahraman Hitle.e cenabılıak zaferin çelenglerini tevdi eder Avrupada ölümünün yarattığı deıin ve kesif mistisizm bütün insanlık üzerinde zafer
-Ne olursa' olgun, mukaddes-makam tatbiki 1918 de olduğu gibi barış - hazırlık l.arile muvazzaf büyük konferansların- .dışında tutulacak Alman meselesile karşı karşı' yâ ’ bırakılmış bulunmaktadır. Böyle olmakla beraber 1918 senelerinde bahis mevzuu yalnızca Alman, ihtilâlini boğmak, sonradan sosyal - de mokratların müzahe.eh'e bir Burjuva biloku kurmaktı. Bu defa . ise, Ortodoks • Rusya kendi nüfuzunu, birleşmiş ye vatansever-bir kilisenin yaı-dımi'e merkezî Avrupaya kadar genişletmekte, buna karşı Alman devleti parçalanmış bulunmaktadır. . Amerikan ve Ang'o - sakson işgalcferile sempati halinde olan ■ ıslâh edilmiş Alman kiliselerinin rekabetine rağmen, Vatikan kendi nüfuzu altındaki, insanların namzetliklerini destekliye-rek konformist olmıyan Islâvla-ra karşı bir set teşkiline çabalamaktadır." Bu, nankör ve. u-zun süren bir iştir, fakat bu gibi birçok başka şeyler becermiş olan' Papalık- için za-
■ kûmeiçe yasak edilmiş kitap toplattırılmışdır.
Oldukça uzun olan bu eseri karilerimize toplu bir halde vorebilmek İçin bazı parçalarını telhis ve hatta atlamak mecburiyetinde kaldık, ilk sayfalar Hollandada Gorcum kasabasında geçen çocukluk günlerine aittir.
Dayırnın melânkolik olduğu kadar cazip bir adetini daha hatırlıyorum.
Yağmurlu san bahar akşamlarında muhakkak bize gelir beraber çabuk yürümek için İsrar ederdi. Böyle gezintilerimizde, yağmurun bolca yüzümüze çarpacağı bu kaya üstü veya viran bir kale burcu seçer yanyana o-tururken kee dayı dişleri arasında sıkıştırdığı piposunu tüttür© tüttürc keyifle gülümserdi. . i.';;.-.
Her pazar sabahı dayımla civar köylerin kiliselerinde vaaz dinlemeğe giderdik. Kazanda başında Paristen hususî getirdiği “Flombard,, şapka e-ünde ince baston, bir tarafdan şeker atıştırıp eve dönerken dinlediğimiz vaızlar'.n münakaşasını yapardık.
:.“Kee dayı trinitanizm doktrini hakkında söyledikleri oldukça kapalı değil aniydi ?
boş geçmesini sevmediği için daima uyanık kalmayı sever ve orgunun; başına geçerek Hyden’den Vagnerden parçalar çalar. Eğer neş'eli olduğu saatlere tesadüf ederse “ Vâterlo - muharebesi „ adlı parçayı tercih ederdi.
Sonraları dayım gibi aıı-tirnilitarist düşüncede bir insanın harp ruhunu-, alevle-yen bu parçayı bu kadar sevmesinin sebebini çok düşündüm. Sade bu neviden parçaları değil dayım he» tüylü askerî - gösterilere de meraklı bir adamdı. -
Onunla Gelderlend de senede bir defa yapılan askerî gösterileri hiç kaçıröiâzdık.
Pazar geceleri ekseri eline bir kitap alırken bana da u zatırdı. Onun kitap okuyuşunu seyretmek zevkli olduğı kadar da eğlenceliydi.-Okurken etrafında her şeyle alâ kasını kaybeder ' fakat haki katte okümakdan ziyada ade ta müellifle münakaşa eder.
Odada her şey söküne içindeyken birden bir se.-yükselirdi.
.“Hayır beğim, hayır...Bira! hepsini,, çok ileri gidiyorsun Bütün bunlar saçma.. Hey böyle koriuşmakda devat edersen seni ocağa fırlatırım Ben on altı yaşıhdâyke: dayım ellisine yaklaşıyordu Uzun boylu, mavi gözlü, muh kem vücudu, kadınların hıızıı rundan sıkılan ve daha fazl mütekait bir adamı, hatırlata haliyle kasabamızın e-ı me; hur slmasıydı.,
16 met yaş-günümün sen yi devriyesinde dayım, tava arasında duran- siyah. meşi I....I,--j.x.„ ■. a,.
cüklu ailesini ğeçin3irmek^^§rm-etF?dİe^e^İmış haysiyetli bir memuru gönderşeydiler her halde insanlık Yeni bir dünya görüşü davasında hakikî başarılar elde etmek-imkânını bulurdu,
Oğuz ORAN
Apidig^ınzprotesto/etme-'
ilmiş . / , *■*(>' - - '
YENİ NEŞRİYAT:
GÜN
Bu haftalık Kültür ve Aaktüelile gazetesinin 4üncü sayısı çıkmıştır.
Bu sayıda: Esad Adil, E. Ö. Toprak, Kemal Yalazkan, Hüsameddiiı Bozok, Doğan Rü-şenay. Cemil Meriç, Orhan Kemal.Aziz Nesin, Haşmet Akalx Adilğolu, Ilhan Berk .imzalı makale.ve. .hikâyeler, şiirler veKültür haberleri vardır. Sayısı 10 kuruştur. T avsıye ederiz.
GÖRÜŞLER
. Reaksiyoner matbuatın, bütün kışkırtıcı neşriyatına rağmen halkın büyük bir rağbetine, uğramış olan “Görüşler,, mecmuası öğ: endiğimize göre iki üç gün :çnde Tainamile satılıp tüken-miştir.
s hi âmil oianri Yapöıun. mü? ellifi olduğu söylenilir.
Nasyonal -sosyalizm, milletlerarası mevkiini 1939 üa hey etlerle Papalık arasında imzalanan muahede sayesinde almıştır. Yon Papen:“Uçür.çü Rayh papalığın yüksek prensiplerini yainız tasdikYetmekıe değil, onları ayni- zamanda, a-, melî sahaya geçirmek hûsü-sunda da .dünyada Ytek ,.iktidardır.,, demiştir.
Artık, “dindar,, insanların içine kabul edilen sergüzeştçinin büyük sevinci aşikârdır. Yon Papen, ’ az sonra radyo ile yayılan bir nutkunda “Hitlerizm 1789 ruhuna karşı bir Hıristiyanlık reaksiyonudur.,, diyecektir. Tam bir program, doğru değilmi?
Son olarak; - aşağıdaki pasajı, içinden aldığımız Papalığın dinî., beyannamesi 1933 Haziranında Almanya-daki bütün kilise kürsü’erin-
tt -Dirıtg^m/paruier ~.
sİnin yerine geçmesi hepimizi tam ve hamiyetli bir iş birliğine hazır bulacaktır.»
Artık temerküz kampları açılmaya bâşlıyabilirdi.
Katollklerln şansı yoktur
Filhakika Vatikan, hiç bir zaman ırkçı nazariyö’er ileri sürmemiştir. Ruhanî re'slere yazılan beyannamelerde hit-lerizm daima mahkûm edildi; fakat Papalığın totaliter rejimlerin iktidar mevkiine 'gelişleri lehinde bulunmakla'ateşle oynamadığına emin Solunabilir mi?
Hüküm hatası .mı? Her hangi bir- • “nizâm,; ın; .taraftarlığındaki fıtrî meyilmi?
"Mukaddes makamın-Habeş harbini tasvibettiğini/Fran-. ko’yu, Mosolini’yi, . Sîdâzar’ı, Petaine’i, Dollfs’u, Shuschnîg’i, fitoyu, Belçika kralı .Leopol-du ve diğerlerini her milletin
zun -süren, bir iştir, fakat bu gibi birçok başka şeyler becermiş olan Papalık- için zamanın; ehemrniyett yoktur. Seçilen namzetler hiç şüpesiz Hitler aleyhtarıdırlar, -fakat onların, çok şükür kİ -pânceri manistlikleri hususundaki . referansları'itimada lâyıktır.
Avrupa'da ölümünün yarattığı deı in -v.e kesif mistisizm bütün,. . insanlık üzerinde ' zafer kszanâcaktır. Bu .ölüm' cesur bir kahramanın, bir büyüğün ölümüdüı..... Allah asil kahramanlarla beraberdir. Gökyüzünde büyük bir bayram vardır. Yeryüzünde, de ./insanlar tanrının bu türlü • bir ölüm •nasib; etmesini dilerler. : “Bugünkü Zaman,, gazetesi devam - ediyor “Fransada ; da ordularımız mağlûp olduğu vakit devlet adamlarımızın en; DSîHGkrcıi şerefsizinde, bir fazilet örneği • Derç
SH
Beyoğlu
. Ar:
' ipek: Saray: Sümer: Melek: Taksim: ' •• Elhamra:
isilnbul
Narmara:
Alemdar s. Mızraklı Fedailer Alayı
as Millî
Kadıköy
: Hale:
Çifte tazminat
. Gizli Vazife ten Gide i ceh Gideli
BeJr.cİ senfoni
Aşk ve Feda arlık
Alaska 'Fedaileri
Tuzak - Caz Yıldızları
Çin Gangsterleri
Beşinci Kol-Kahire
Yolcuları
Caz Çiçekleri
öper®
L—
İç Politikanın Büyük.. Meşe*eleri;î
8/ fi* ■* B 83
.S
L
- Hürriyet İçin söylenilen şu Arka yansı, benlmdiı, senin hakiki sözün güzelliğini her hürriya- km yok. Hakikaten, pazarlık bu ce âşık adam nasıl tatmaz. İşte,şekilde, yapılmıştır. Bu variyet birincisi: Söyleyen İngiliz feylo-r; karşısında mahkemeye b.aş vu-so?u, H. Spencer «Bütün dünya rurlar. Neticeda pazarlığın ine-
içla mümkün bir hürriyet ola- ğln ön ■ yarısı İçin yapıldığır'şa-mezsa kimse hürüm diyemez.» Âm6rika Cümhurreislerinden B.
Frahklin de şöyle diyor: /
«Benim memleketimi harriye-tln hüküm sürdüğü her-yerdir.
Dünyanın en hasis adamı
hitlerle: Isbat edilir. Bununhüze-rine .zavallı damat, ineği .-..besle-, lemeğe de mecbur edilir. Hattâ bir defasında İnek ön .ayakİârile bir çiti devirdiği Jçin (kâyi’hpe* ■ der "damadından tazminat da
alır.-/’.’-*.?- :
Tuzun şu marifetleri olduğu1 kozanda bir boşanma davası, nu billrmiydlnlz?
görülürken kadın kocasını dün» yanın en hasis adamı diye İtham etmiştir. Senede 40ÖÖ00 Frank geliri olan adamın karısına haftada verdiği 100 Frânkmış.
Bu cömertlik sayılabilecek hasislik karşısında insan ihtiyarsız Mark Tvain’ln bir hikâyesinin Jekelerini temizler, kahramanını hatırlıyor > Mark T valilin kahramanı bir köylü, damadına bir ineğin yansını satar. Damad, satışın ertesi günü sağılan sütün yarısınî almak İsteyince köyiü, hiç öyle şeymi olur? der. Ben 6âna İneğin yarısını sattım, amma ön yarısını sattım
Tuz;: sönmek üzer® ©lan ateşi alevlendirir. . .
Büyük parça halinde kaya tuzu demirin pasını giderin
Suyun ve herhangi bir mayi-in kaynamasını’geciktirir. .'''
Porselen takımlarında çay
Soda ile karıştırılırsa âri...sökj masına karşı birebirdir; Ilık suya katdmış tuz donmuş bira bo», rularıni ve her nevi .soğuktan donmuş boruları açar. • t?.
Soğuk suda eritilen, tuz, çamaşırlardaki kan lekeUrtnl. giderir.
-
■—Kea -aayi'Tnrntarnzın trini hakkında söyledikleri oldukça kapalı değil aniydi ? anlayamadım.,, .
“Her şeyi anlamayı istemek doğru değildir. Yalnız şu sözümü iyi dinle Hollanda da her kasabanın bir allahı ■yardır. Yaşadığın müddetçe insanlar iç.n ou hakikatin daima varit olabilebeğini hatırından çıkarmamalısın/,
Grocumun sakinleri gündüzleri muayyen saatlerde uyumayı adet edinmişlerdi
Fakat ; Kee dayı dakikaları Çrvh
---ne. yi devriyesinde dayım, tavan arasında duran- siyah .'/meşin kaplı ■ sandığın/anahtarını hediye etmişdi.? Hayatımda bundan daha kıymetli, bir hediye -aldığımı . hatırlamıyorum-Bu meş'n sandıkla Voltairlerin Prudhamlârm, Goethelerin dün yasma girebildim.
Kendimi zindanda kapatılmış bir adamın birden çiçeklerle, dolu bir bahçenin hür havasındı bulması gibi bir ruh ha’etlnde his ediyordum.
(Devamı var)
//
S ■ Sj
Celâl BayarTıı kuracağı yeni parti etrafında•' dün de. sabah. gazetelerinin neşriyatı az ehemmiyetli olmamıştır. Bu da birkaç bakımdan • böy’edîr: 1 Bir kere muhalefet- mevkiinde Celâl Bayâr’ın vazıyeti, -sonra Celâl Bayar’ın adından muhaliflerin istifade etmek istedikleri yolundaki nejriyat itiba-rile' dünkü sabah '. gazete'eri-hin yazdıkları tekrar bu bahsi ön sıraya geçirmiş oldu.
Dün de yeni parti etrafında daha ziyade tafsilât vermek merak ve arzusu görülü7 yordu. Partinin adı «Demokrat Halk Partisi > olacaktır-Parti merkezi Anlcaradadır • Sonra Halk Partisinde tasfiye yapılacak, Hikmet . Bayur da bu tasfiyeye tabi tutulacak. Yeni partinin ismi üzerinde dünkü gazetelerin istihbaratı ittifak edemiyordu.
Cumhuriyet, yeni parti için .topladığı malûmatı gerçj etraflı olarak vermektedir. Fakat Celâl Bayar Cumhuriyet muhabirine ; sadece ■ pârti’nin kurulmakta olduğunu, şü var-
ki bir kaç-giln/geçmeden taf; s ilât veremiyeceğin'söylemiştir.
Verilen malûmat. daha ileri geçmemektedir. Yeni partinin programını hazırlamakta olduğu ve nihayet bir kaç güne kadar hükümete müracaat edeceği söylenirken bu programın
esasları - hakkında yazılanlar . şimdiye kadar ölan haberlerin’ daha -genişlemiş : şekillerine benziyor.- . ..... ■
“Son Feste,, da Salim Rağıp Emeç
“Son Posta» da Selim Ra-ğıp Emeç de muhaliflerle Ce-: lal Bayar mevzuuna gelmektedir. .'Celâl Bayar' İzmir millet vekilliğinden istifa etmişti. İstifa etti edeli nisbeteu sessiz ve’ .tamamiyle- . hareketsiz durmuştu. Fakat başkaları durmamış. Celâl Bayar, fikir birliği etmesine imkân olmayan bir takım zümre ve neşriyat ocakları için bir istismar vesilesi olmuştu. Celâl Bâyarıh adı bu suretle «bir nevi setir nikabı Tıâline gelmişti. Kıpkızıl bir mecmua» onu yazılar kadrosunun ’ başına geçiriyor, Selim R ağıp, i Emeçin - merak ettiği şudur: Celâl Bayar'bu mecmuaya yazı yazmağı gerçekten vâdetti mi Muharrir bundan sonra bunun... tahlili rile? meşguldür- Ondan sonra Celâl ; dayarın .sön/ günlerde PârtLdışı bırakılmış bazı millet vekilleri -ile birlikte yeni bîr parti kurmak kararından do-layı , da Selim Rağıp Emeç memnundur. Çünkü Celâl Ba- ; yarın bu kararı-, vuzuhsuzluğu 1 aydınlatıyor ve kendisine vu- ı
rulmak istenen|(kızdhk^ ..damgasından " bü bahiste ne kaçlar müdafaa istiğnası içinde bulunursa bulunsun- onu kendi hesabına da, memleket hesabına de kurtarmış bulunuyor. Sözün kısası «Son Posta» ya göre dava bir hüriyet davası ise de, bir de işin, şu tarafı vardır :
«Ufak bir zümre için dava I ortalığı karıştırmak ve bu arada dayanılabilir her kıymeti yıpratmaktan ibarettir. Çe-âl Bayar da bu zümrenin yemek istediği başlardan biri gibi örünmektedir.»
© “Tasvir,, i’a "Körse®,,
“Hürseş,, yei.i partinin adı “Kemalist Demokrat Partisi» olacağını5 yazıvorau. Manisa millet vekili Hikmet Bayürun yeni partiye geçmesi muhtemel olduğunu yine “Hürses» söylüyor. Fakat “Tan,, Halk partisinin tasfiye edilerek Hikmet Bayurun da tasfiyeye tabi tutulacağını yazıyordu. Hikmet Bayur bu tasfiyeyi bekli-yecek mi, beklemeden mi kendiliğinden çekilerek yeni partiye iltihak edecek ?
“Tasvir,, de Ziyad Ebiizzi-’yaıun Ankaradan telefonla bildirdiğine göre partiyi . şimdilik şu dört kişi kurmaktadır: Celâl Bayar, Adnan" Menderes, Fuat Köprülü ve Refik
Koraltan. . Ziyad çok. konuşmuş, fakat Köprülü ile mülakatının . ancak hülâsasını veriyor. O da şudur:. Daha tatmin edecek kadar tafsilât vermek zamanı . gelmedi. Bu da olacak. -
“Tasvir» e göre’de yeni siyasî partinin âdi «Demokrat Çiftçi Partisi,, dir.
©
Zekariya Sertel ve “Sors Fosie,,
Son Posta dünkü sayısının baş tarafında “iktidar ve nüfuz gayrimeşru kazanç vasıtası imiş,seriehası ile bir bahis açmış. Zekeriya Sertel evvelki gün Millet karşısında hesap soruyordu.
«Sön Posta» da bunu tazelemektedir. Lâkin bahsi daha genişletiyor: Rivayet ederler ki, diyor, hüküm'-1 938 ve 939 tarihlerinde vekillik ve mebusluk etmiş bazı kimselerin servetleri hakkında derin tahkikat yaptırmış, merkezi İsviç-rede bulunan -teşkilat vasıta-sile bir listede hazırlanmış, fakat bu liste neşredilmemiş-tir. «Son Posta» şunu da söy-ıiyor: .. .
«Çünkü bu listenin .- neşri dün ve bugün başımın üstünde tuttuğumuz birçok kimselerin foyasını meydana çıkaracak, iktidarın .ve nüfuzun naşı gayri meşru bir kazanç vasıtası olduğu anlaşılacaktır.»
m
3*12-045
YENİ DÜNYA
l
3
SABAHATTİN ALİ
i. T
bir
İHÎ-
Bu gidip gelmeler, üç hafta kadar sürdükten ve Avnİ Akbulut,., hemşe-
Temsilcileri bugün
Millî ekonomimizin inkişafı seyrinde bugüne kadar dev-. Iet sermayesiyle muhtelif istihsâl sahalarına kredi vermek , ve finanse etmek maksadde birçok bankalar kuruldu.
Bugün bu bankalar şebekesine yeni tertip olan Kredi Fonsiye. bankası katılmak üzeredir.
Meclis bankanın ihdas î.ç’n teklif lâyihasını bugünlerde müzakere edecektir. Her .türlü gayrimenkul (arazi, ev,
yapı) üzerinde vâdelerle 23 — 40 seneye kadar) ucuz kredi vermek suretiyle ’ halkın ey, mülk sahibi olmasını sağlıya çaktır.
Banka ayrıca devlet arazî iş’erile de meşgul olacaktır. 1939 danberi artan tedavül hacminin, «inflâsyon» neticesi olarak artan arazi spekülâsyonunun önüne geçmek, bankaya düşen v ızifeler arasındadır.
Müessese bu bakımdan bir
İÇ. HABERLERE
Ankarada bir Amerikan ticaret bürosu kuruluyor
İstanbulda da Beynelmilel Ticaret Odası tesis edilecek '
Ankarada bir Amerikan Ticaret bürosu kurulmaktadır. Bu büro, ithalat ve ihracat işlerinde Türkiye ile Amerika .nrasında mûtavassıthk ve -komisyonculuk yapacaktır.
Diğer taraftan merkezi Paris te bulunan Beznelmilel Ticaret Odası ile irtibatta bulunmak üzere Istanbuîda da bir Beynelmilel Ticaret Odası kurulması kararlaştırılmıştır.
İngiltere ile yeni Ticaret anlaşması Haber . verildiğine göre Ingiltere ile mevcut ticaret anlaşmasının tâdili yerine yeni esaslara dayanan bir başka ticaret anlaşması yapılması daha muvafık görülmüştür, j. Bu maksatla sene başından sonra Londraya Ticaret; Ba-; j>ıkânlığ.t mümessineri-vile- Tica-ret Odası delegelerinden mürekkep bir heyetin gönderil-•’mesi tekarrjir etmiştir. ’■ , Zeytinyağı, r un , tevziatı
Yıınanistana buğday ve hububat gönderiliyor
Amerikan bandıralı Eme-ricoi adlı gemi yakında limanımıza geleıek Yunanistana götürmek için buğday ve hububat alacaktır.
Amerjkadan 50 bin ten eşya ithal edilecek
- Amerikadân memleketimiz için 50 bin ton kadar ithal eşyası gelmesi beklenmektedir. Yakında Amerikaya gidecek olar Bakır şilebi bu eşyadan bir kısmını alarak limanımıza dönecektir.
Bakır şilebi Amerikaya gidiyor
- Bakır , gemisi. Amerikaya sefere hazırlannıaktadır. İhracat emtiasile beraber . tahsile gidecek olan talebeyi götüren gemi dönüşte ithalât eşyasiyie birlikte tahsilleri biten talebemizi de geri getirecektir.
âmme müessesi karakteri taşımaktadır, Müessesederi lüks semtlerin ayarını hedef eden yapı koperâtiflerinin kurulması ve finanse edilmesinden ziyade ‘ elinde mütevazı paraları bulunan küçük tasarruf sahiplerinin kuracakları inşaat kooperatiflerine öncülük vazifesi de. terettüp etmektedir.' Böylelikle halkımızın çektiği mesken yokluğu derdi le azalmış- olacaktır;
Diğer taraftan Kazhçeşme
--........;-------- ---....>
İpek çorsp ihracı meselesi
lngiltereys ipek çorap, ih-racı için şimdiye kadar kimseye lisans verilmemiş ve bu yolda birliklerden hiçbir talimat gönderilmemiştir.
ihraç, havadisi fiyatların artmasına sebep olmuştur. Havadisin, - spekülâsyoncular tarafından çıkarıldığı söylenmektedir.
İngiltere de ipek çorap imalini "tahdit eden kararlarını kaldırmıştır. İhracat ancak bir iki tüccarın ânzî kazançlarına karşılık yerli çorap istihlâkâ-tını altüst edecek ve halkımızın tamanıen aleyhine olacaktır. Ingilterenm daimî müşteri olmasına asla kânı yoktur/ -
Haliç.gibi işçi semtlerinde sıh" hî işçi apartımanları kurarak işçilere ucuz meskenler.; kiraya vermek suretiyle banka kendisine hem sağlam bir irat temin edecek ve sermayeyi temin hususunda ye cmükeffe! olarak- feraında bulunan hakikî müstahsil halk' kütlesine birâmme hizmeti” ifâ etmiş olacaktır.
Banka faaliyeti, esnasında spekülâsyonlara ve * dalavere yapan müteahhitlere kredi vermemelidir. /
Bugünkü Emlâk ve Eytam Bankası, bankanın nüvesini teşkil edecektir... Gayrimenkul kredisi ile meşgul diğer malî mÜesseseleri malî murakabesi altına alacak müessese-nin önünde toprak reform tatbikatı da bir faaliyet; mevzuu olarak bulunmaktadır. Neşriyatımızda sırası . geldikçe müessesenin faaliyetine temas edecekler.
Kazanç vergisi kanununun şimdilik tatbik
... .... ' surauKten ve nvnı rtKuuıur, nemse-
edllmemes. .Stamyor vHerden tedarik etüm diye cebindeki
Ankara, İzmir ve İstanbul. paranın dört yüz liradan fazlasını dok-tiçaret odalarının İzmirde yap-!töi. vİ2İte&ine; tahlillere, filimle» ve fakları devre kongresinde ve ■. iu Iara [ yat!rdlktan men kararlar hakkında go-lD_____
rüşmeler yapmak üzere odaların mümessilleri bugün Ticaret Bakanlığında toplanacaklardır.
Şehrimiz "Ticaret odasını temşilen Mithat Nemli .ve Su-t ad’ Kara Osman dün akşam ekspresle Ankaraya hareket etmişlerdir. Aynı toplantıya' İzmir Ticaret odasından Hak-; kı Balcı ile- Şerif Remzi Re-yent ve Ankara Ticaret Odasın/temşilen de «Vehbi-' Koç i’e Uzeyir - Avundukiştirak etmektedirler.
■ Ticaret.. âlemimizin alınacak ka arları merakla -bekledikleri bu -'toplantılarda, konuşma mevzuu olacak meseleler şunlardır ; • ’ ” :/
Eh- Fransız Ticaret Heyeti Moskova’da
Moskova 2 (A A.)— Bir fransız ticaret heyeti, Fransız-Rus tî'caretmünasebetleri hakkında müzakerede bulunmak iizeıe Moskova’ya, gitmiştir.
Fransız heyetinin, Ruhr ve Rönenyanın istikbali hakktnda-_kjLz.Dİaıi.Iat-ın£ .Rjıg'.rlıülaAjırieıfctrifeC
İtalyan limanları . ROMA 2, (A A.) — Itaİ-yan limanlanma işe yarar bir hale getirilmesi için 100 milyar liret para, ve 7 sene çalışma lâzım gelmektedir. Bu iş içir» İtalya şimdiye kadar. 10 milyar para sarfetmiştİr. İtalya,. yabancı menbalardan kredi elde /edebileceğini- .ümit etmektedir. - - , - -
İtalya - İsviçre hududu
Bern, 2 (A. A.) Öğrendi-.gimg(.gore^muttefik?m^ajgljfe
---—---------------
Kısa Haberler :
Nevyork 2, ( Â.A ) — İngiliz - Amerikan malî ğöiüşmelerinin önünıüzdekH. günler içinde sona ermesi beklenmektedir. Ingiliz maliye . şeflerinden M. Bridğe’in ..Vâşig-ton’a hareketi bu kanaati desteklemektedir. Sanıldığına gö-. re, M. Bridge son " bîr kere daha vaziyeti düzeltmeğe , çalınacaktır. /
Zürih 2, (A. A) '-'-/ İsviçre federal meclisi dün aldığı bir kararla malî araştırmalar. merkezine, _ Ahnan alacaklarına ait tatbikat.^ap’hrken bahka-lardaki,.kasalar : açmak salâhiyetini yermiştir. Bu karar, şimdiye kadar mukaddes tanınan ve' mecburî olan banka sırlarının( muhafazası * - hakkin-
1 —-1939 senesındenberİ kurulan bütün teşekküllerin bir an evvel ilgası ve bilhassa ticarî sahanın 'tamamen hususî teşebbüslere bırakılması.
2 —. Sümer Bank .manı dilerinin . diğer toptancı . ve, pe • rakendecilere de tahsisi, Yerli-malların ilk teşekkülündeki zihniyetle idare edilmesi.
- 3 —: Harbin sona .ermesi dolayısıyla . 510 numaralı;, kararnamenin- ve /Millî Korunma kanununda, bu kararname .ilgili maddelerin kaldırılması.. . . 4 — ithalatçı, ve ihracatı. ı birliklerinin lağvı -
■■ 5 — Birikmiş’ olan dövizlerle, istihsalâtımızi çoğaltacak maddelerin ithali
6 — Takas usulünden sarfı nazar edilerek, dış- ticaretimizde: serbest dövizi‘siste • minin ön plâna; alınması/. -■ ’bakânlığıuca Lazırlanmâkfa olan yergi kanununun şimdilik tatbikatından ’sarfı' nazarla bir- defa da Ticaret odalarının tetkikinden geçiriImes^Cîst.ertnıektedir. ;
ı sonra, bir gün Borlu Hayır sahibi ortadan kayboldu. Otel kâtibine sorunca, '• “Nufus. kâğıdını aldı gitti.,, ybllu kısa bir cevapla karşılaştı. Bir ön.lirayı daha, gözden çıkarıp tekrar ’ baş' vurduğu doktor İrfan, yüzünde o korkunç can sıkıntısı ifadesiyle, ilâçlara devam etmesini ve bir kaç'ay. sonra bir daha gelmesini söyledi’,
Nasıl bir tuzağa düştüğünü yavaş yavaş anlıya n Avni, büsbütün halsiz ve perişan, yatağına uzanıp düşüncelere daldı:
' “Ülen allahın sersem kulu nasıl ol-dir da; basiretin bağlandı ? Borlunun. kır sakalıma mı kandın, tatlı diline .mi? Sen böyle dolaplara girecek • • adam-miydin/ gel geleliin şu kör olası hastalık insana -göz açtırmıyor.;. Aman anam bü sancılar, böyle gelip geçtik;. Çe karşıma azrâil: çıksa medet ya me-lâike diyip .eline sarılacağım. İlâçların da bir’, faydaısnî 'görmedik!’.’ İnsaniyetine kurban olduğum doktorun bir ke-’.e yüzünün güldüğüne raslamadım. Ne gidersin bilmediğin adama? Niğde doktorunun verdiği.mektubu nerelere tiktik acaba? Koskoca profesörü* bırakıp" soyguncuların elinde- kâz gibi yolundun, Avni • Akbulut-, senin ettiğini parmak kadar çocuklar etmez.”
İnleye inleye . karyoladan inip bavulunu karıştırdı, ikiye-katlanmış mektubu buîûûca' cebine" yerleştirdi. Son-tl ra iskemlenin kenarına ilişerek komodinin mermerinde n parasını hesapladı: Oda kirasını haftadan haftaya ödemiş; perhiz . yemekleri pişirtttiği şişman hizmetçiye masrafları günü gününe vermişti. Şimdi {yanında yol parası içinde, yüz yirmi. ■ beş lirası vardı. Böbreğinde: iki. tâşile , kolunu sallaya sallaya. Niğdeye dönmeli miydi, yoksa şu profesörü - bîr‘ denemek daha mı akıl kârı idi.:.- Borlunun hastaneler-için söylediklerini şimdi şüphe ile karşılıyor, "Devletin hastanesinde adamı çoluğa çocuğa doğratırlar mı?-Attı
doğru, oldukça ağır bir eklampsi, ..yani hayale geçirmiştir. Bu hastalığın böbreklerdeki komplikasyonlarını •. -bi-liyocsünuz.. Yani böbrek ensüfisya'nsı.» Yani ademi kıfayesi... Evet 'efendim.. Ama bü aradan’ bu kadar .aylar geçtikten sonra.. Nasıl, efendim? Üç hafta mı? Evet, üç hafta geçtikten sonra bu şekilde egü bir üremi halinde tezahürü tıp literatüründe; pek ender görülür. İnzarı ekseriyetle, vahimdir. Nasıl efendim? Zevcimisiniz efendim? Merak etmeyiniz, geçecek efendim. Hastayı kaldırsınlar.» '
Iki_ hademe, yakardaki nisaiye koğuşundan sedye ile indirdikleri hasta kadını tekrar alır götürdüler. Kocası as.:stanlara ve talebeye sokularak, .«inzarı »vahim/ tabirinin , ne demek . olduğunu öğrenmeye çalışıyor, fakat hepsinden kaçamaklı çevaplar alınca .telâşı -büsbütün artıyordu,.... Nihayet profesöre başvurdu: -
«Ölecek mi!» ' - ' -
■ Öteki, gözlüklerinin arkasında kaybolan. gözlerini karşısındakine dikerek yumuşak bir ses’e:
.«Biz doktor Lir hiç bir. hastadan ümidi kesmeyiz efendim!» dedi.
. Hasta kadının kocası, bu cevabın derinliğini kavramak . istiyormuş gibi düşünceli-ve şaşkın, dışarı çıktı.
.Profesörün gözleri bu anda önün-de beliriveren Avni Akbulut’a ilişince bir şeye.hayret ediyormuş gibi kaşları, yukarı kalktı, alnı buruştu, o yumuşak fakat her şeyden uzak şeşiyle sordu:
«Sizin neyiniz var efendim?»
Avnİ bîr şey söylemeden Niğde hükümet doktorunun mektubunu uzattı. Profesör, her kaşları kalkık ve al-nı. kırışık, zarfı açtı ve içindeki kâğıda şöyle bir göz ge/dırdi. . Altındaki imzayı hatırlamak ister gibt biraz düşündü, sonra haçını salladı ve Avni’-ye dönerek: ,? y
«Peki, ne istiyorsunuz?» dedi.
Hasta hemen - derdini anlatnuya başladı. Cebinden raporları; tahlil neticelerini, koltuğunun, .alündan, sayısı onu geçen röntgen filimlerini - çıkardı. İlk defa nasıl ■ ameliyat olduğunu, son ra. hastalığın nasıl yeniden teptiğini
reCÖdasi Tteİcğe’erinde'n mii -rekkcp bir heyetin gönderilmesi tekârrjir etmiştir.
Zeytinyağı, un ievziaiı
Ayin lû’ undan itibaren vilâyet mutemetliğine zeytinyağı verilecektir.
.. Önümüzdeki: iki ay için nüfus başına ikişer kilo un 'dağıtılacaktır.
kında müzakerede bulunmak tize) e Moskova'ya gitmiştir.
"Fransız heyetinin, Rulır ve Rönenyanın istikbali hakkında-ki planlarını Rus hükümetine tevdi edeceği zannedilmektedir.
Fransız heyetine, Dış İşleri Bakanlığının ticaret dairesi nıüdüıü M. Alphand (başkanlık etmektedir. ■
İtalya - İsviçre hududu
Beni, 2 (A. A.) Öğrendiğime göre, müttefik makamla-n İsviçre İtalya sınırının kontrolünü İtalyan makamlarına tevdi etmişlerdir.
Buhdan sonra vizeler İtalyan konsolosluğu tarafından verilecektir.
DIŞ HABERLER
Almanya ihya olursa?..
Londra 3(H)— İngiliz ve Amerika Fabrikatörleri İsveç-re, ispanya, Portekiz, İsveç ve Amerikaya iltica etmiş Ala-man tabaları elinde bulunan hisse senetlerini spekülasyon maksadiyle satın aimaktadır-4ar.- ' - . . .
■ Ataman sanayilerinden İ.‘ G. Farbeıı, Hermaiın Göring ■Verke ye Krupp'a, ait otan bu hisselerden, Alanıaııya zararsız kurtulduğu takdirde spekülatörler istifade etmeyi düşünüyorlar. -
; . İrsnhlsr İngiliz i tesisatını satın alıyorlar
Tahran 3 (H.)— Amerikalılar tarafından, inşa edilen demiryollaı mı hükümet 2.5()0. 000 Ingiliz lirasına satın almıştır. Şimdi Ingilizler tarafından Iharp. içinde yapılan telefon ı ve telgraf tesisatının da sa-: tın alınmasına karar verilmiş-! tir. Mezkûr tes’sat İngiliz or-• duşuna 1,500.000 Sterline mal İ olmuştu,.
I
Deniz nakil vasttalart üzerinden kontrol kaldîrtlacak
Londra 3 (H.)—17 Müttefik Devletin eksperleri harp içinde deniz nakil yolları üzerine konmuş olan, kontrol ve tahdidatın 2 mart 1946 da kaldırılmasına karar vermiş» lerdir.
Mamafi bundan ________...
bazı kararların ilgası mevzu-
Fransız Altınları
Paris 3(H)— Tedirikte bulunan kâat paraya karşılık olmak üzere Fransız Bankası
evvel de
TiTgetîni^ry®îmfşTîr;sfiTl3u’ karar, şimdiye kadar mukaddes tanınan ve mecburî olan banka sırlarının muhafazası- hakkın-daki nokiai- nazardan vazgeçilmiş olduğunu göstermektedir. ' ■ - '
Londra 2, (A.A.) — lıigi-tere’nin geçen eylüle kadar olan devre zarfındaki dış ticareti hakkında Ticaret Bakam tarafmdkn verilen raporda işaret edildiğine göre,- eylül ayında yapılan ihracat harp malzemeleri hariç olmak üzere 29 milyon 600 bin İngiliz lirasına yükselmiştir. Bu ili-racat, ağustos aynıda 36 milyon beşyüz bin ve 1944 eylülünde de 23 milyon 100 bin İngiliz lirasını bulmuştu.
elinde bulunan 250 ton altın Maliye Vekâletinin emrine tahsis edilmişti. Son rakamlara göre altın miktarı 1327 tona çıkmıştır. Tedarikte : bulunan kâat para 65 milyar franktır.
1iazi'rTâ'önıaRta'(:oıân'jyergi^ili^7:' nûriun'un şimdilikfatbıkâtîri-dan sarfı nazarla bir defa da Ticaret odalarının tetkikinden geçirilmesi. İstenmektedir. -* Ticaret odaları 510. numaralı kararnamenin lağvı hakkında' aşağıdaki sebebleri ileri sürmektedirler; , . .
1 — Kanunen tatbiki' baş-
lar başlamaz derhal isteklerin ve maliyetin tespiti yapılmamıştır. ' ’
2 — Tevziat sistemi sadece bazı maddelere tatbik
edilmiş.ve muhtelif zamanlarda şekil değişiklikleri yapıl-•mıştır. ’
3 .—■' Bakanlık harp yıllan
içinde bir çok kararlar vermiş ve bu karar yekdiğerini bozmuştur. ’’.,:■ . .'
4 İ ktîsadîi ■ devlet - teşekkülleri, mîllî korunma kanunu' haricinde. bırakılmış ve fiatlerini istedikleri . şekilde tanzim. etmişlerdir. ;
5 — Kanntıun verdiği geniş salâhiyetle bir çok tüccar sebebsiz lekelenmiş veya bu korku , ile iş yapmaktan! vaz geçmişlerdir. •
JOHN STEİNBACK Tefrika No. 1
Sayısız silâhta melikler, i
Onun hükümranlığından nefret etmeğe Şi? Ve behi üstün tutmaya T?
Ve onun hudutsuz kudretine karşı '
Göğün ovalarında, SONU BİLİNMİYEN BİR ' MÜCADELEDE i Ona karşı gelip tahtını 'sarsmaya cüret ettiler i ■ Bu savaş kaybedilmişse ne çıkar? '
I Her şey kaybedilmiş değildir: eğilmiyen irade
İntikam hırsı, ölmeyen kin Ve aslî boyun, eğmeyen cesaret.
sa s s
John Sieînbeck — Günümüzün en büyük Amerikan romansılarından biridir. (Doğumu: 1SO2). Eserlerinde daha çok Amerikan ziraat İşçilerinin hayatından, dert-
Mlllton (Kaybolmuş co/met)
Serinden, sosyal müordsle-r-nden bahseder. En büyük eseri oîan -Gazap üzümleri» Bankalar ve malî sermaye tarafından satın alınıp, rna'-klnelerle işletileı. topraklar-
dan açıkta kalan, yüz bin-ferce köylünün uçsuz bucaksız, Amerika'da sefil ve perişan dolaşmalarını anlatır.
Tercümesini sunduğumuz Sonu bilinmiyc-n mücaceiede - İn Dubious Baitle - adlı e-serl de ziraat işçilerinin büyük arazi sahipleriyle mücadelesini aksettirir- Andre Giderin kanaatine göre Jhon Stelnbeck-in bu romanı işçi kitlelerine önderllk'edenlerln psikolojisin! inceleyen en derin bir tetkik' eseridir.
Kent Cumalı
Nihayet akşam olabilmişti. Dışarda, sokakta ışıklar yanıyordu. Köşebaşmdaki lokata-nm neonlu reklâmı,' kesik kesik, bir sıra küçük sıçramalarla yanıp sönüyor, kırmızı ışığının yumuşak aksi Jim Notan’ m odasına doluyordu, Jim, salıncaklı. koltuğunda, ayakları yatak örtüsü üzerine uzalı, iki saattir oturmuş kalmıştı. Hava iyice kararınca ayaklarını yataktan çekerek döşemeye bastı. Ellerinin ayasıyla birkaç defa uyuşmuş bacaklarına
vurdu. . Baldırlarında müphem karıncalanmalar dalgalar halinde inip çıkıyordu. Bir müddet daha öylece oturduktan sonra, kalktı, e'.ektirik düğmesini çevirdi. Döşeli odanın eşyası, abajursuz lâmbanın çiğ ışığı altında ortaya çıktı: büyük, beyaz yatak: beyaz yatak örtüsü; meşeden açık renk yazı masası; havı dökülmüş, eski, takat temiz hali.
Köşedeki lavaboya yaklaştı. Ellerini yıkayıp ıslak parmaklarını saçlarına götürdü. Sonra başım kaldırarak aynada küçük, kül rengi gözlerine baktı. Cebinden tarağını çıkardı. Saçlarını yandan ayırarak taradı. Sırtında koyu renk bir elbise, yakası; açık kiil rengi pazen bir gömlek, vardı. Sabunun ‘havluyla kutulayıp, yatağın üzerinde duran, ağzı açık bir torbaya attı. Torbanın içinde,, bir Gillette marka traş makinesi; - dört çiif yeni çorap, bir başka* kül rengi pazen gömlek daha vardı.
Odanın içine şöyle bir göz gezdirdi . Arkasından kâğıt torbayı ağzını bükerek kapattı. Bir daha aynaya baktı, ve elektiriği söndürüp odadan çıktı. . . ■ ': ' !
Daracık merdivenden indi. Sokak kapısının yanında küçük bir' kapıyı çaldı. Kapı aralandı; İri sarışın bir kadın Jim'i gördükten sonra kapıyı açtı. Kadının ağzının bir tarafında i büyük kahve rengi bir beni' vardı. Gülümsiyerek:
— Bay Notan, dedi.
Jim:
— B.en gidiyorum, deye cevap 'iverdi.'
— Tabi döneceksiniz? O-danızı' muhafaza edeyim mi?
-—Hayır büsbütün gidiyorum'. Bir mektup aldım.
Kadın güvensiz bir edayla: —. Burada mektup almadınız? ' *' ’ •
’ ■ -— Çalıştığım yere geldi. Tekrar gelmiyeceğim. Bir haftalık borcumu peşin ödemiştim. (Devamı var)
fâ r f ri'd t>İ fe'r
için . söylediklerini şimdi şüphe ile karşılıyor, “Devletin hastanesinde adamı çolıığa çocuğa doğratırlar mı? Attı köpoğlu köpek!,, diye kendine cesaret veriyordu. . '.. _ . . '
Hemen erte's’, gün hastanenin yolunu futtu. Elindeki mektubu önce kapıcıya, sonra koridorlara rasladığı, doktor mudur, kademe mi belli olmı-yan beyaz gömlekli ■. bir kaç- kişiye gösterdi. Nihayet “Bevliye,, kliniğinin önünde sıra bakliyenleriri arasına karıştı. Etrafında şahirli, köylü, kadın, erkek, yaşlı, genç bir çok insanlar, ellerinde birer kâğıtla, başkt servislerden gönderilmiş dar ve kısa pija-mah hastalar, koridorun bîr başından öbür başına apış■■' apış gidip gelen delikanlılar vardı. Öğleye kadar bir kenarda durdu. Doktoru yalnız görüp mektubu vermek istediği: için ortalığın tenhalaşmasını. beklemeyi muvafık bulmuştu. Kapının önündekileri teker teker içeriye bırakan hademeye bir kaç. kere sokulup, doktorun 'yanı kalabalık rftı? diye , soracak oldu, fakat öteki cevap olarak: “Numara aldın mı?» diyince elindeki mektubu gösterdi, “Hususi konuşacağım!» dedi,. Hademe Avni Akbulut’un bütün ümidini bağladığı mektubu bir. göz bile atmadan onu eliyle kenara, itti :
“Bekle öyleyse, çıkarken yanma sokulabilirsen verirsin!,,
Orada durdukça bazı beyaz gömlekli asistan,ve doktorların, sıraya filân bakmadan, hastalardan tanıdıkları her hangi birini arkalarına takip içeri soktuklarını gören Avni, açıkgözlük ederek bunlardan birinin peşine takıldı.) içerde oribeş, yirmi kadar.de-likadlr-ile iki kız'vardı. İkisi de gözlüklü ve kısa boylu olan kızlar, orta yerde bir hastayı muayene eden küçücük, sıska, buruşuk yüzlü, kır bıyıklı bir adamın etrafında dönüp ağzının içine bakıyorlar, delikanlılar kendi aralarında konuşup gülüşüyorlardı.’ Profesör olduğu anlaşılan . ortadaki sıska adam, camları pajadıgı için gözlerini göstermiven kocaman gözlükler I rini bu gençlere dikerek!
I “Bakınız hanımlar... : Zahmet öl-! m azsa siz de bakınız efendiler... Bu ! hasta bayan, bir müddet evvel lohu-| salık sıralarında... Nasıl, efendim.? Doğumdan önce mi ■ başlamıştı?... Evet | efendim, şu halde hamlin sonlalına
’tîce’.erîhîjTkoltüğüriuff-taltındart,sayısı onu geçen röntgen fİlimlerini -çıkardı, ilk defa nasıl ameliyat olduğunu, iŞon ra hastalığın nasıl yeniden teptiğini saydı döktü.
■ Bu sırada doktor muslukta ellerini yıkıyor, ispirto ile oğuşturuyor, beyaz bir havluya- kuruluyordu. Onun kendisini pek can kulağıyla ■ dinlemediğini farkeden Avni şimdi asistanlara, talebelere dönmüş, hikâyene devam ediyordu. Sözünü tamamladığı zaman doktor da gömleğini çıkarmış, beyaz sadakor ceketini giymişti. Başasistana dönerek sordu: :
«Neymiş?»
öteki bir kaç doktorca kelime mırıldandı ve {ilimlerden birini uzattı. Profesör az önce yıkadığı ellerini kirletmemek için filme dokunmadı, asistanına tutturarak gözlerini büzdü ve dikkâtle baktı. Sonra Avni’ye dör.dü : . ... > ; .:
«Böbreğinizde taş var.»
«Biliyorum efendim.»
«Aldırmanız lâzım.»
«Başüstüne efendim.»
- «Ama hemen ameliyat olmalısınız. Her geçen gün sizin için tehlikelidir.» «Hemen olsun efendim. Emredin bu günden yatayım.»
Profesör karşısındakinin ne demek istediğini ilk anda anlıyamamış gibi başını arkaya atarak bir an düşündü, sonra baş asistana dönerek:
«Bizim serviste boş yatağımız var mı?» diye sordu. . , '
«Hiç yok efendim.»
Avni atıldı:
«Bir kaç gün beklerim, belki o zamana kadar boşalır.»
Asistan cevap verdi:
- «Zannetmiyorum, yakında çıkacak hastamız yok. Sonra bir çok da sıra bekleyen var.».
Profesör kapıya doğru yürüyerek ilâve etti: . i
«Siz bilirsiniz, fakat hastalığınızın beklemeye tahammülü yok.. Hemen bir hastaneye, yatıp taşları aldırmaksınız.» • ■
Bunlarrsöylerken kapıdan çıkmıştı. Avni’nin cevabını beklemeden koridorda hızla yürüdü gitti. Talebelerle asistanlar da arkasından odayı boşalttılar. Avni elinde raporları, filimler! ile orta . yerde kalıverdi. Bu sirada içeri gelip ortalığı düzeltmeğe koyular, o kapıdaki hademe, onun hâlâ onu odada dikildiğini görünce :
(Devamı var)
Bugünkü dünya ne halde?
'. Huzdısuzluk, emniyetsizlik ya'nız Tü.kîyeye mahsus değil, bütün bünyayı sarmışı bütün dünyayı sardığından dolayıdır-ki bizde huzursuzluk içindeyiz. Daha altı ay evvelisine gelinceye ka dar faşizmi ezmek ve demokras yi kurtarmak için bir safda muharebe öden mil.et’.er, bugün ayni faşizmi kurmuş olan kara kuvvet.er tarafından bir emniyetsizlik ve tehlike havası içme atılmış bulunuyorlar. Bugünkü halimizi anlatmak için küçük bir fıkrayı şuracığa kaydedelim: On sekizinci asırda ya-amış pacifiste (barışçı) bi. Ingiliz diyor ki: Köpek yavrularını bir torbaya kapayın. Torbayı sıkıca sallayın. Duydukları rahatsızlıktan bu hayvancıkların sinirleri o derece bozulur ki birbirlerini ısırmağa başlarlar. Fakat torbayı sallayan eli ısırmak ® hiç birinin aklına gelmez. İşte, zalim faşizmin kalesini yıkmak ve yeni bir adalet dünyası kurmak’ sevdasiy’e car. vermiş olan milletler daha evlerine veni dönmüşken onların şimdiki hâlini yukarıdaki fıkra lâyı-kiyle gösteriyor. - ■
Kendi zümı» menfaatları, sınıf roenfaatları uğrunda dünyayı kana bulayan finâns enternasyonali, cüziyetlerin kara enternasyonali yeniden bir üçüncü dünya harbi haziılamakla meşguldürler. Kendilerinin imt.yazlı sınıf ve kilise menfa-atlarını kurtarmak için harpten başka çareleri , olmadığına inanmış görünüyorlar. Almanyayı yeniden bir tecavüz kuvveti haline getirmek, sanayimi tahrip ettirmemek yolunda milletlerarası yüzsek finans mahfillerinin gayreti, Avrupanın garbinde yeniden bir dörtler bloku ihya etmek maksadile Ingiliz diplomatlarının sonsuz faaliyeti, bunu gösteriyor. Ingilte.e Haric.ye Ijlezaıeti-nin 1936 danberi Papalığın nufuzu altına düşmüş olduğunu pek' iyi btLyoıuz.' Ayni makamın Amerika politikası üzerinde nasıl hâkim olduğunu da herkes bilir. î ■
Cümhurıeisî Roosevfe't’in ölümü ile bu kara kuvvetlerin serbestçe 'çalışmalarına müsait geniş bir meydan hasıl.oldu. Diğer taraftan ayni kuvvet.er Japonyayı Asyâda yeni hir tecavüz unsuru oiara.khazirlamaktalar.Roossvelt'in ölümünden' sonra b.rçok alâmetleri gö.uıen bu politika değişme halı ve Japonyanın yıkılması ile uzak şarkta ve Çin üıkesı ıç.nde kendisini göste.en alâmetler, .Sovyet bmiğınin: ga.p mem.e.»et.en'ne kanji taşımakta olduğu e.nn.yers.zliğı son oeiece arttırdı, - boy.ece ■- mıı.et.e. a, ası umumî vazıyet Ç°x ge.g.n.e^uıştır. ‘I ru.uaıı m gaçe.ı hafta zar-fınaa İran etmiş ;olduğu bu kaç soz bu ge. ğtn.i-ğın çabuk zan oımây-cağmı. au.atıyor, Luadıâ konle.aus.nda tesb.t u.uuaıı KUv»eç tec.ubes.ni daûa geniş m.i.-etjsra.as. bn aem.n. u^e.ıüe nakletme.» .st.yur. be.ı.u’ue açga vu.u.an maksat
4 sene içinde işler iki misli artacak, fakat gündelikler 2 milyar dolar azalacak •
Nevyork 2, (A A.) A-merika’da gelecek sene 7 milyon işsiz ve aralık ayından itibaren de bir milyon grevci bulunacaktır. Harpten sonra maruz kalacağı kaçınılması güç sınaî karışıklıklara karşı lk defa olarak son derece güç bir mücade’eye girişecek olan bu memleket için en fer na ihtimallerden biri de bu-dur.
Resmen tahmin edildiğine göre 7 milyon kişi işsiz kalacaktır. Bir kaç zamandanben bilinen bu tahmin gizli tutulmakta idi.
Ticaret bakanlığı sekreteri M. Henry Vallace iş verme komitesine verdiği bir raporunda bu meseleden bâhs etmişti. . Bu rapor Başkan Tru-man’a verilmeden evvel; yar yınlanmıştı.
Raporda tahmin edildiğine göre, ge’ecek . dö.t sene zarfında iş sayısı eskisine ıia-
zaran iki misli artacak fakat buna karşılık gündelikler ve gelirler, geçen sene yüz doksan dört milyar dolara varan millî ge'ire nazaran iki milyar dolar azalacaktır.
Şikago 2, (A.A.) — Konserve fabrikalarında ve mezbahalarda çalışan ve ücretlerinin günde iki dolar arttırılmasını isteyen 100.000 işçi bir grev ihtimali üzerinde konuşmak ve karar almak üzere bir toplantı yapmışlardır;
Gelen ilk haberlere göre, i çilerden ezici bir çoğunluk g.ev lehinde bulunmuştur. Küçük sanayide çalışan işçilerden yüzde 94 ü bu karara iştirak etmiştir.
Detroit 2, (A.A.) — Kayda değer bir nrt'ceye yaramadan sona ermiş olan patron ve işçiler konferansının ‘muvaffakiyetsizliği, kongrede, grevle: e karşı bir kanun çıkarılması nakkında yeni taleplere sebebiyet verecektir. ,
• Sanfıransısko, 3 ( R )— Cavada yerli hükümet, kuvvetleri bütün demiryolu hatlarını ve bütün telgraf ve telefon merkezlerini- son hücum-iarile zaptetmişlerdir.. Yerli kuvvetlerin son tat iyesi muvaffakiyetli neticeler vermiştik. Bu. tabiye ile, yerli kuvvetler evvelâ Ingiliz’erih şehirleri ve köyleri işgal etmesine müsaade ediyorlar veşe-hirin cenup kapılarında top’a-nıyorlar. tngilizler m uy af fak olduk diye başka yerlere hücuma kalktıkları zaman onların bıraktığı şehirleri tekrar işgal ediyorlar.
Gerek saylavlar meclisinin gerek ayanın tali komisyonlarında, hükümet hakemliğinin mecburî olması hakkında yapılan teklifler İncelenmektedir. Bununla beraber Başkan Truman ile İş Bakanı Sche-vellenbach’ın, kararlara bir mecburiyet mahiyeti verilmek sîzin uzlaşma usulünün tensi-kihe taraftar bulundukları zannedilmektedir.
ingiliz. kuvvetlerinin çıkarılması isteniyor
Kahire, 2 (A. A.) Mısır maliye bakanı dün akşam hükümet başkanına bir muhtıra vermiştir. Burada söylenildiğine göre bu notada Nokraşî Paşa’nın derhal İngiliz dışişleri bakanı M. Beyin ile temasa geçip şu noktalar üzerinde tam bîr teminat alması isten? oektedir: ,
1. —’ Ingiliz kuvvet'erînin geri alınması. .
2. — Sudan’ın Mısır'la birleştirilmesi.
Nota,görüşmeler için mümkün olduğu kadâv yakın bîr tarihin tesbitini de istemekte dir. ' • •
Dün başbakanNokraşi Paşa ile diğer partilerin şefleri sarayda toplanmışlar ye uzun uzadıya görüşmelerde bulunmuşlardır. Verilen bir karar üzerine sah günü 18 devlet adamından kurulmuş olan komisyon toplanacak- ye meseleyi inceliyecektir. Bir cinayete kurban gitmiş olan Ahmet Mahir Paşa tarafından kurulmuş olan bu komisyonda 4 esri başbakan bulunmaktadır.
tinin bir teşebbüs
Budapeşte 2, (A Â.) — Ma-caryhükûmeti, Budapeşte’deki müttefik komisyonu ile mutabık kalarak, İktisadî müzakerelere başlamak için İsviçre Federal B ürosuiıa- müracaat etmiştir.
Diğer taraftan Başbakan Renner’in, Avusturya hükümetinin macar hükümeti ile olan İktisadî münasebetlerini yeniden kurmağa hazır olduğuna dair yaptığı beyanat ü-zerine, ilgili bakanlıklarda bu husustaki ilk hazırlıklar başlamıştır.
Rusya d ışı nifak i erme-niler istcrlerss Rusya-da yerleşebilecekler
Paris, 2 (A.A.) — Sovyet radyosunun bildirdiğine göre, ■ halk komiserleri konseyi özel bir kararname ile dünyanın ■muhtelif yerlerinde bulunan ermenilere arzu ettik’eri takdirde Rusyada yerleşmek hakkını vermiştir.
Macar dışişleri bakanı
Londra 2 ( R ) -- Macar dış işleri bakanı Tildy maiyyetils beraber Prağa hareket etmiştir. ; Tildy geçan hafta parlamentodan , Slovakyadaki Macar azlıkları için 1 Çekoslovakya ile anlaşmaya varılacağını umduğunu söylemiştir.
Yunan takımı dünkünden daha İyi bir; oyun çıkarmasına rağmen yenildi
Enosis takımı dünaü kar-[ akrobatik ka'ec.si bütün se-şılaşmasmdaa sonra bazı spo. [yuçilerin takdirini kazanmış-
Hakkı kuvvetle istihsale,,çalışanlar nazilige mâ| edilecaklsrdir-ikinciseçmehler kahye içiyorlar-ıtkaüt sandığı olan Millet Meclisi r ..............2,2 .11
den çıkarılmış, bay radarla | segime haşlandı.
Rey sandığı dün akşam muhafaza edildiği yer-
Bahçede yer alan bando- leri cezaî kayıtlarla menedil--şile miş kimselerdir. Şu halde bu hâdisn tek partili bir rejimi
nun çaldıği istiklâl mar;
maraya g
On b'eş ğündenberi şehrimizde bulunan Berar Prensesi ve son Halîfe Abdülmecidin kızı Dürrüşebvâr bû akşam eks pre sle Ankaraya gidecektir.
Doğduğu şehiri özlediği için Türkiyeye geldiğini söy. liyen Prenses, şehrimizde kaldığı müddetçe Cumhur Başkanı İnönünü ziya:et etmiş ve kendisine Savarona yatında bir ziyafet çekilmişti.
Prensesin Ankarada ne kadar kalacağı belli değildir. Ankaradan .Suriyeye geçecek olan Prenses bu seyahati bir ’ akrabasını ziyaret maksadile-yapacağını evvelce bildirmişti, büriyeden doğruca Hindistana döneceği sandan Prensesin, yolculuğunu Kahireye kadar da uzatması ihtimalinden bahs edilmektedir.
Malûmdur ki Osmanlı hanedanı mensuplarından kadın ve erkek cümlesinin Türkiyede ikamet eri .ebediyyen yasak edilmişti.
Araba ile Tranvay çarpışması
Saraatyada fırıncı Melımed in yanında araba' sürücülüğü yapan Angilo adında biri, evvelki gün 1569 numaralı araba ile Kocanıustafapaşa cad-. desinden geçerken, 2991 sayılı vatman Ahmedin idaresindeki tranvayla çarpışmıştır.
Araba parçalanmış, arabacı Argılo muhtelif'yerlerinden ağır surette yaralanmıştır.
Yaralı Cerrahpaşa hasta-hanesine kaldırılmış, tahkikata başlanmıştır.
İhtiyar bir kadın merdivenden düştü
Küçükpazarda Hacıkadın mahallesinde Darülhödır sokağı 1-3 numaralı evde o-turan 85 yaşlarında Azime adında bir kadın, evin; üçün-
■ >,
fırida irau etmiş-olduğu bnkaç spz bü"ğe7g5nT-ğın çabuk . zan öımay-cağaıı. . (iu.at.yo,-, Lv.ıd.a konie.aı.s.nda tesb.t o.Uıian KUv.ec tec.ubes.ni dafla ge.uş m.he.-.e, a.as, b.r zem.n. u~e.ıi.e naK-letme- .si.yo.-. be.i.oue aç g^ vu.u.ân massat Moş.rovr (-e..et - auauı.a.ı.u ,(cı ı-vagıosa.moıi,
Yunan takı m iünkiin d e -fdâhaifyi W ı r oyun çıkarmasına rağmen yenildi
ikinci seçni ehler kâlıy e içiy orfar-Tekatit sandığı olan Miiiet M selisi
Enosis takımı . dünaü karşılaşmasından sonra bazı spo. , .. muharnr.e.inin zayıf bir takım
Fransa ve v.nuea ıba.et mu te.ek b.. cepnemnj..
• v . oıarak hukum ve.me.e.ını sa-
ekse-.yec basK.s.a.tu.a almaK ıu>. Ş.mdi luosyo.
lıumanın aa.ıa uog.usu onun a.kas.ıiuan yu.u-mezıe oıan yen. ra^.sı.fcUvvec.e.'.n maksadı oov-ye.[.e»'i, bır.eşmış mıı.et.e.’ cepaesı karşis.na çıkarıp ekalliyete düşürme.ctır.tsu yanlış politikanın sonu ûovyet.er Birliğini infirada sevkeder. Birinci dünya harbinde Amerika infirada çekilmiş : olmakla beraber gaiip devletler bir Ve. siy muahedesi yapabilmişlerdi. Fakat bugün 3ovyet.er birliği infirada çekilirse yeni bir Versay yapılamaz. Dünya iki hasım cepheye ayrılır ve üçüncü dünya harbi başlar. I4te vaziyet budur. Bu tehlikeyi Çunkingdeki müşahede mevziinden görmüş olan Amerikanın sefiri Mister Hurley hükümetine verdiği- istifanamesinde bunu açıkça ifa-
■ de ediyor. Sefirin hükümetine gönderdiği bu tarihî vesika, bir ithamnamedir. Gizli diplomas:yi, çıkacak yeni harbin yegâne mes'ulü olarak gösteriyor. Öyle bir ha.-p ki Mösyö Hûrley’in işaıet etiiği gibi bu sefer garp medeniyeti denilen nizamın tamamen harap olmaşiy.e nihayet bulacaktır. Millet eri yeniden harhe sürmek isteyen-
- lerin bu arzuları açıkça görülüyer. Fakat açıkça gö.ü’.en birşey daha var; Milletler harpten nefret ediyorlar. Onların bu duyguları gayet tabiidir. Mösyö Çö, çil, işçi husûmetinin politikas aleyhine vermiş olduğu son takrirde Ingilte.ede geniş halk yığınlarının ne istediğini anlatıyor:Harp • sanayiinin sulh sanayiine tahvili, silâh altında -durmakta olan asker.erin hemen evlerine dön .mesi, yıkılan evlerin yeniden, yapılması... Onlar sulh, ve sükûn iç.nae ekmeklerini kazanmaktan başka birşey istemiyorlar. Ame. ikadaki halk yı ğınları da ba,k şey istemiyor. Avrupanın perişan, aç miliet.eri ise harpten bahsolunmasına
■ katiyen razı olamazlar. Eri başta Fransızlar olmak üzere - işte milletler, bu halde..,' Üçüncü dünya harbinin olmasını bekleyenler de boş ye re'kendilerini aldatmakta..
YENİ DÜNYA
balarımızda e.ıder gö.üen e-nerjik ve teanİK bir oyun.» butun seyuCûerm taKdirin. Kazanmış, maa.esef Feridun Kılıç in verilmemesi icab eae.ı bir penaltıyla haksız bir mağ-lûb.yete,.düşmekle beraber, bütün spor sevenlerin takdirini kazanmıştır.
Evvelki- günkü maçı idare eden Şazi Tezcan’ı iyi idaresinden dolayı tebrik ederken Feridun Kılıç’a da bilhassa böyle haricî temaslarda’ kararlarında çok dikkatli olmasını hatırlatmakla sporumuza yardım etmiş oluruz.
Enos’s: Devolinyas — Pa-padopulos, Gasparis—- Spiri-, ais, Canetis, Maginös — Mar-kopulos, Yalamid:s, Mavropu-los. Nikolaidis, Kondo’.emis.
Beşiktaş : M.'Ali —• Yavuz Vediî — Hikmet,' Hristo, Ça-çi — Vecdi, Şükrü, Kermi, Şe-ef, Faruk.'
Hakemler: Feridun Kılıç Şazi, Sami. -
Beşiktaş takımında Ömer, Hakkı ve Hüşeyinin yer almamış olmasından dolayı Beşiktaş beklenilen oyununu gösterememiştir. Enosiş ise dün-(ü oyununda ■ kat ve kat üstün teknik ve enerjik bir o-
akrobatik ka'ecisi bütün seyit çilerin . takdirini kazanmıştır. Kendisi ilk devre sonlarında güzel bir. kurtarış ne-c.cesnue sakatlanarak oyunu cer-etmiştir. ;
Birinci devre 0 — 0 netice enmiştir.
; İKİNCİ DEVRE
. ikinci devıe Beşiktaşm üst üste, yaptığı tehlikeli akınlar Enosıs müdafaaıının güzel tak-diği karşısında neticesiz kalıp oyun havadan oynanıyor ve sahalarımızda ender göıülen güzel kombinezonlarla kaleden kaleye akınlar teati ediliyordu.
15 inci dakikada Enosiş takımı,” takımlarının sağ açığı aksadığından dolayı değiştir; mek mecburiyetinde kaldığını gördük, * ’ .
Rey sandığı dün akşam muhafaza edildiği yerden çıkarılmış, bayraklarla süslenm.ş olarak ' Beyazîftari univeıe.te' konferans salonuna getirilmiş ve teftiş heyeti tarafından kontrol edildikten sonra, mühürlenerek- reylerin atılmasına başlanmıştır. Rey sandığı yanında, teftiş hey eti ede-bir
üyelerine daimi kontrol bilmeleri için muayyen yer almıştı.
Seçim teftiş kurulu
Karaborsacı sinema artisti
Paris, 2 (Radyo) •—- Nazi şerlerinden Otto Abetz'in met.esi olan meşhur sinema artisti Dita Parlo Pariste tevkif edilmiştir. Aktris karabor Sanın en meşhur ajanlarından biri olan Fochs'uı. yardımc sı idi. Örerinde 800 milyon frank bu lunmuştur. BundanbUşka özentide 27 kratilk biı pırlantadan maada »yüzlerce küçük büyük taşlaı bulunmuştur. Paris mahkemelerinde hain sıfatile tnahkeme edilecektir.
20 ncî dakikada Şerefin kaçırmaması lâzım gelen bir j voleyi avuta5 attığını ve 2 5. inci dakikada hakemin düdüğü île herkesin hayreti mucip olan penaltı Şükrünün enfes bir şutiyle gole çevirdi.
Bu gol Enoşis takımını harekete getirdi ve arka arkaya Beşiktaş kalesine güzel kombinezonlarla akınlar yaptığını, fakat vaktin gecikmiş olmasından en az, beraberliği yapabilmek imkânım bulamadıklarından dolayı bütün ^akımın yorulmuş ve eksik o-yunla, hemen-hemen bütün [an Beşiktaş takımına böylece oyun müddetince Beşiktaş'a ..endi oyununu kabul ettirmiş ve sağlı söıiu. yaptığı akınlar-a Beşiktaş ka.esmi tehlike altında bırakmıştır.
Hakemin bütün oyun müd-detirice karaısız ve yanlış ha-■ .eketle.-i büyük zevkle devam eden maçın “seyrini değiştirmiştir. ■
İlk devre ' Beşiktaşm Şük-rüşü Çok çalışmış,, fakat Eno-s'S'iıı Sistematik defansı' karşısında net'ceSÎz kalıilıştır. Bilhassa fevkalâde güze! öynıyan
başkanı sıfatile vali ve belediye reisi Lütfi Kırdar seçimden evvel, ikinci seçmenlere hitaben bir tebliğ . neşretmiş ve adaylık için müracaat edenlerden kanunî şert ve vasıfları haiz olanların isimlerini bildirmiştir. ’..- 5
Millet vekili namzedleri sabahın erken saatinden ..itibaren seçim salonu etrafında propagandaya başlamışlardı. Bir kısım namzetler avlusuna konmuş olan kürside/ halka hitaben nutuklar söyliyorlardı.
İlk Reyler
Saat 9,15 de Beşiktaş i-kinci seçmenleri üzerinde "hususî araba, yolcu almaz,, levhası asılı iki • tramvayla gelmişler ve seçim salonunda yerlerini almışlardır.
mağlûp olmaları oyunu neticelendirdi,
ÖZDEMİR
Ankara at yarışları
Ankara 2 —(Yeni Dünya) Sonbahar at yanşlaıı bugün yapılmıştır.
Birinci koşu yapılmftmış-t!r>. . ' ‘ T .
ikinci koşüt Fettan birinci, Gelincik ikinci. Ganyan 180/ plaseler 105, 105i J ‘
Üçüncü koşul Miria birinci 2)5, .1
Dördüncü koşu:. Kovboy birinci, Yunt ikinci. Ganyan 225,. plaseler 145, 183.
- Beşinci koşu: Fışfış, . juan, Çağlayan. Ganyan plaseler 200, 410, 193.
Çifte bahis 10 lira.
İkili bahis 58 li ra 65 ruş vermiştik.
Don
549,
ku-
.Nam BAoIMEVİ
Hakkı Oynanıyor
Beşiktaş kaptanı Hakkı bir kalp krizi geçirdiğinden doktor oyun oynamamasını tavsiye etmiştir.
. Hakkı bir müddet maçlara çıkmıyacaktır. Şifalar dileriz.
■ y • '■ ' -.V - ■ ■
Bahçede yer alan bando; r.un çaldıği istiklâl marşih seçime başlandı.
Bandığa ilk evvel tam saat 9,33 da Fatih ikinci seçmenleri taraflndan atılıhıştır. Bu sırada dışarıdaki kürsüden namzetler nutuklar vermeğe başlamışlardı. Meydan karşısındaki 2(5 numaralı evin pençe, esinden baş öğretmen Adi Ü.kü boru ile halka,
“İkinci seçmen! Oyunu partili arkadaşına, Arif Ülkü ye ver.,, diye durmadan propaganda yapıyordu.
Kara nakil vasıtaları cemiyetinin reisi Senibi, Yürüten de salonun bulunduğu sokakta 16 . numaralı evin
penceresine yerleştirdiği hoparlörle:
-, . — Sayın ikinci seçmenler I Reyinizi Senibi Yürütene veriniz., diye bağırıyordu. ’ ' ■Bütün gün halk arasında en kuvvetli namzetlerin, Vasfi Aktik, Zühdü Çubukçuoglu, Mekki Hikmet Gelenbeg oldukları söyleniyordu.
Fakat bütün bu rivayetlere rağmen yukarıda da yazdığımız gibi 33 ikinci scçriıe-cuk da bflir' ’ nin reylerini kullanmaması neticesi olarak seçim çarşan-bu günü saat 16 dan sonra tekrar edilecektir.
Hoparlör önünde propaganda
Hoparlörlü kürsiye Şair Asaf Halit Çelebi lan söylemiştir :
“Aziz vatandaşlarım 1 Ben halk içir, den çıkdım, ancak sizin aranızdan halkın teker teker arzusiie rey kazandığım taktirde seçilmek islerim. Burada beni sçmek hakkı verilmiş oıan kimseler mahdut bir zümredir, bîr ekalliyettir, mens.ub olmadığım bir fırkanın azalandır. Fırkalarının disiplinine göre, kendilerinden olmâyanlanseçme-
Ieri cezaî kayıtlarla menedilmiş kimselerdir. Şu halde bu hâdisn tek partili bir rejimi olan- bu memlekette iş başında bulunan tek part> tarafından göz boyamak için tertip edilmiş bir oyundur.
Belki ikinci seçmenler ara-sındada demokrasi hidayetine erişebilecek olanlar vardır. Ben burada halk fırkası men-şuhlarına değil, demokrat dü-şünce’ere alışabilecek olan vatandaşlarına hitap ediyorum.
Uygurcclarla dil Değiştirmek
Size eski yararlıklarını,ken-ağızlarından menkul reva-
yetlerile hamiyetlerini sayıp döken ve timar, zeamet, arpalık gibi bir beylik hakkı istiyenleri, meb’uslvğu bimevi dere beylik imtiyazı şeklinde göstermek istiyenleri gördük ve duyduk. Boğazları yırtılarak, hamiyeti kendi . aralarında bile paylaşamayan hasut, egoist propagandacıları gördük ve dinledik.
Bu şartlar altmda meb’us seçilemeyeceğimi biliyorum. Bunu beş yaşındaki bir ço-
di
çıkan
şun-
Egoist düşüncelerle böbürlenenler, halckı .kuvvetle istihsal edilece.c bir imtiyaz gö-ien.er, başkalarının tıkir ve spz hürriyetlerine tahmil ede-uuyece.( olanlar kim olurlarsa o.sunıar, nazıliğe mal edileceklerdir . hur, demokrat insanlık bugün zincirlerini kırmış, egoısc ve kan ıçm nazılıği ezmiş, ı>ır kaç kişinindi men-îaatı uğuruna butun insanların çektiği ceraya nihayet vermiştir.
İrkçılık ve turancıhğı şimdilik dilimize hasretmek isteyenler var. Tat a: çalar ve ;uy-du, çalarla güzei dilimizi zorla değiştitrmek, bütün halka zorla değiştirmek, bütün halka zorla belletmek istiyenler'var Evlâtlarımızı başka bir millet-
Küçskpazardâ~~'Hâcıkadın mahallesinde Darülhödır sokağı 1-3 numaralı evde o-turan 85 yaşlarında Azime adında bir kadın, evin üçüncü kat merdiveninden düşe-rex ağır surette yaralanmıştır. •
İhtiyar Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmıştır.
Sarhoş şoför Elektrik direğine çarptı
- Evvelki gece. Niyazi, Rıfat ve Ali adlarında 3 arkadaş, beraberlerinde Aliye, Fahrîye ve Melâhat adında 3 kadınla Farlarda eğlenmişler ve sabaha karşı şoför Ahme-.din idaresinde 2503 sayılı taksi otomobili ile Taksim Büyük-dereye doğru gezintiye çıkmışlardır.
Şoför Ahmet fazla sarhoş olduğu halde direksiyona o-turmuş, otomobil Şiş iye geldiği zaman şoför uyuyakalmış ve araba hızla bir elektrik direğine çarpmıştır.
Bu mçsademe neticesinde Rıfat başından ağır, şoför Ahmet ve kadınlardan Aliye de hafif surette yaralanmadır.
Yaralılar hastaneye- kaldırılarak tahkikata başlanmıştır.
denmiş gibi uydurma dille bizden ayırmak isteyenler ve bunu hükümet otoriteşile zorla yaptırmak istiyenler var, bütün bu yaraları sizde görüyorsunuz.
Müteakiben kürsüye gelen Nazmi lyidoğan başka namzetler gibi gazetesi ^olmadığı için propagandasını yapamadığını, ikinci seçmenlerin adayları tanımadığını söylemiş ve şunları ilâve etmiştir:
’ — İçerdeki salonda Vali ve diğer ileri gelen'erin çevirdiği bir kürsü var, eğer konuşacaksak, biz orada konuşalım. Gazete dağıtmak, beyanname dağıtmak suretile yapılanlar, kötü propagandalardır.
Sahibi : VEDAD BAYKURT
Neşriyat Müdürü : CAMİ BAYKURT
Fransız Bankası millet malı oldu
Paris 2, (R) Fransız Müessesan Meclisi Fransız Bankası’nın millîleş-dirilmesini gürültülü münakaşalardan sonra kabul etmiştir.
S A o a H ü A Z t T t S I
Cami BAYKURT
Türkiye, Sanfransiskoda imzaladığı «Birleşmiş Milletler Misakı» nı Büyük Millet Meclisine getirmekte iken bu misakla -üzerimize almış olduğumuz vecibeleri yerine getirmek zamanı da gelmişti. Bu zarureti ilk defa olarak idrâk eden ve bu yolda bir takrir ile hükümeti vazifeye davet eden dört millet vekili çıkmıştı. Bu küçük grubun başında eski Başvekil Celâl Bayar bulunuyordu. Devletin cumhuriyet şeklini tesbit, Türk vatandaşlarının siyasî haklarını teyid eden ana yasaya aykırı kanunların değiştirilmesini istiye-rek demokrasi inkılâbı yolunda ilk adımı atan • bu küçük heyet, bugün yeni bir fırka bayrağı altında toplanmış- olduğunu ve yakında programını halkın gözü önüne koyacağını haber alıyoruz. Celâl Bayar tu adımı attıktan sonra kendisinin ve arkadaşlarının karşısına çıkan kuvvetli bir hükümet muhalefeti önünde iki şıktan birini ihtiyara mecburdu: Ya ekseriyet fırkasından istifa edeıek Meclis içinde bir muhali! grüp teşkil etmek veyahut bugünkü hükümete karşı müdafaasını üzerine aldığı davayı milletin huzuruna çıkarmak ve halkı bu davada hakem kılmak... Faşist kanunların tâdilini isteyen takrire imza koyanlardan üçü, Halk Fırkasından çıkarılmış ve Meclis içinde^ muhalefet safına atılmış bulunuyorlar. Celâl t> a var ise yukarda söy-ledığrmız şıklardan İkincisini ihtiyar-edeıek bay-rağını açmış, davasını, mil.etin huzuruna çıkarmıştır. İstiklâl mücadelesine ve cumhuriyet inkılâp tarihine adı. karışmış olan Celâl Bayar. ... acmıs oldusru bu bayrağr-.elînden düşüremezdi.
Londra,3,(R)—TahranRadyo-stınuıı bildirdiğine göre", İran Dışişleri Bakanlığı Sovyet’ere mukabil bir nota verilmiştir. Bu notada şöyle denilmektedir t «.Notamıza verilen cevaptan Sovyet memurlarının Kuzey İrandaki dahilî işle-e müdahale etmedikleri anlaşılmıştır. 942 de imzalanan üçlü pakt hakkında verilen teminat memnuniyetle öğrenilmiştir.-'
İranın tam tahliyesine kadar, Sovyet memurlarının Kuzey İranda harekâta müdahale etmeyecekleri umulmakta-, dır. ı
Notadaki Kuzey İrana, ( Iran kuvvetlerinin şimdilik j girememesi ve girdiği takdirde ( İrandaki Sovyet kuvvetlerinin takviye edileceği endişe u-yandırmıştır, Zira Kuzey Irana İran kuvvetleri girmediği takdirde isyan mahallelerinin emniyeti imkânsızdır.
Iran, üç devletin Iranı tahliyesini beklemektedir.
. Tahran, 2,. (A.. A.)— Başkente takviye kuvvetlerinin gelmesi üzerine, hükümetin uuıumun duzelığdini bildirmesine rağmen, Tanran halkının endişesi gittikçe artmaktadır.
sı'yet'er. olmalarına rağmen, en ufak bir hadisenin’karışıklıklar çıkarabileceği ve kd'n dökülmeşine sebebiyet verebileceği ' cihette, kendilerine dokunmaktan korkulmaktadır.
İş adamları aileleri ile defterlerini güney bölgelerine göndermektedir.
Arazileri Tebriz ile İrak hududu arasında bulunan ldü bin kişilip Şahsuvar kabilesinin Azerbaycan demokratlarına karşı isyan etmiş olması, Oovyetıerin doğrudan doğruya bir müdahalesine sebebiyet verebileceğinden korkulmaktadır.
Kuzeydeki hadiselere büyük bir alâka gösteren Amerikanın Tahran .Büyükelçisi, dutum hakkında mufassal bir rapor .vermeleri için tebriz’e ikinci bir murahhas heyeti göndermiştir.
Dışişleri bakanlığı, mahfillerinde hayal sukutuna sebebiyet veren Rus cevabı hakkında, Londra’da l an hükümetinin şimdilik cevap vermek niyetinde olmadığı düşünülmektedir. Sovvet büyük elçisiğile İran hükümeti arasında temaslar tekrar başla-yfmamıştır. Buna mukabil İran dışişleri bakanlığı ile Amerika ve Ingiltere büyükelçilikleri arasında ehemmiyetli bir gidiş geliş hareketi göze çat pmaktadı, .
Tahran, 2(A,A.)—Resmen teyid edildiğine göre, Merag-he'de otomatik silâhlarla şehre hücum eden demokrat un-
surlar valiyi ve garnizon komutanını idam etmişlerdir.
Londra, 3 (R.)— Moskova radyosunun tefsir.cisi Sov-yet.erın, ıran' hükümetine verdiği cevabî notasında, Rus-ya..m görüşlerini açıkça bildirmiş olduğunu söylemiştir.^
Tefsiıci, "silahlı hiçbir iov-yet kuvvetinin, İran dahilî işlerine . müdahale etmediğini bildirerek Şimalî İramdaki millî demokratik hareketin
Diğer vilâyetlerden: Sedad Dikmen, Cemil Çölgiiııer, Faik Abası-yanık, Şükrü Okan seçildiler
Dün, İstanbul da dahil olduğu halde 4 vilâyetimizde milletvekili seçimi yapılmış, fakat şehrimiz ikinci seçmenlerinden otuzu reylerini kullanmadık-arı için milletvekili seçilememiş ve seçim çarşamba gününe bırakılmıştır.
Diğer vilâyetlerden seçilenler şunlardır :
İzmirden 892 reyle Sedad Dikmen, De-
Adaylardan biri konuşurken
nizliden Cemil Göigü-ner.ızmltten 370 reyle Adapazarı eski belediye reisi Faik Abası-yanık ve 356 reyle Donanma Kumanlığın-dsn emekli amiral Şükrü Okan.
İzrnitin en kuvvetli
namzedi sayılan İsmai Rüştü Aksal 346 rey alabilmiş ve bu suretle seçimi kaybetmiştir.
İstanbulda neticesiz kalan seçim nasıl oldu ? Buna dair tafsilâtı dördüncü sayfamızda bulacaksınız.
Londra 2 (A A).-r Siyasî mahfiller yeni senenin başlangıçlarında kabinede deği-
■“^aigTmir^îlcIârSan^îRînciSinı ~îti tîy ar e de r eK~Day-^onte' takVîye kuvve Serinin
rağını açmış, davasını miLetin huzuruna çıkarmıştır. İstiklâl mücadelesine ve cümhuriyet inkılâp tarihine adı karışmış olan Celâl bayar,. açmış olduğu bu bayrağı elinden düşüremezdi. Deruhte ettiği yeni vazıte onu bu yolda sonuna kadar yürümeğe mecbur ediyordu. Kendi nefsine hürmet eden t.er erkeğin böyle yapması icabeder-’ di. ’lürkiye. Cümhuriyetinin yemlenmesi uğrunda mücadele meydanına atılmış olan bu küçüx grubun, şimdi asıl yapıcılık vazifesine başlamiç olması günümüzün en mühim meşe.esidir. Çünkü demokrat partinin programını yazmaktadır-
gelmesi üzerine, hükümetin uuıumun duzehğdini bildirmesine rağmen, Tanran halkının endişesi gittikçe artmaktadır. Hükümet kuvvetleri şehrin çevresinde müdafaa mevzileri tutmuş bulunmaktadır.
Takriben 2000 yolcunun gelmiş olduğunu bildiren polis raporları üzerine hükümet mahfillerinde endişeler uyanmıştır. Yolcuların şüpheli şah-
öovyetıerin doğrudan doğruya bir müdahalesine sebebiyet verebileceğinden korkulmaktadır.
Siyasî faaliyet
Tahran, 2. (A. A.)—Tebriz’e gitmiş olan Amerikan büyük elçiliği heyeti Tahrana donmuştur. Bu seyahattan Azerbaycan mukavemet hareketinin faaliyeti hakkında edinilen intiba müsait bir intiba değildir.
TefsiİcI^fahlı hiçbir Sovyet kuvvetinin, İran dahilî işlerine müdahale etmediğini bildirerek Şimalî İramdaki millî demokratik hareketin tamamiyle İranın’dahil işlerini alakadar ettiğini söylemiş ve «Sovyet komutanlarının bu hareketlerle ilgisi yoktur* demiştir.
Bv. meyanda, Irandaki bâzı mültecilerin esassız haberler neşri için hiçbir fırsatı kaçırmadıklarını da ilâve etmiştir. ■ ‘ •
. Londra 2 (A A).-r Siyasî mahfiller yeni senenin başlangıçlarında kabinede değişiklikler olacağını tahmin etmektedirler. Bu değişikliğin bir çok îşçi partisi saylavları, faal üyeler ve hattâ bunlar haricinde bulunar müşahitler tarafından istenilmekte • olan bir «kadro gençleştirilmesi* şeklini alacağı zannedilmektedir.
milyon kişi tahmin ediliyor
lar. Bu fırkanın kendi ismile halka karşı deruhte ettiği vazife büyüktür. Onların teşkil edeceği yeni siyasî uzviyeti halkın mahrum olduğu hıkları müdafaa edecek ve mâruz kaldığı haksızlıklardan onu kurtarmağa çalışacaktır. Biz, Celâl Bayar ve arkadaşlarının teşebbüsünü bu mânada anlıyoruz, ileri demokratik bir anayasa ile kurulmuş bir cümhuriyet içinde halkın fer’î kanunlarla maruz kaldığı* tazyikler ve tecavüzler vardır. Bundan başka kuvvetini kanundan almayan suiistimallerin, -soygunculuk ve vurgunculuğun binbir çeşidi var. Yeni fırka., kendi bayrağına ve davasına sadık kalacaksa bütün bunlarla mücadele etmek icabedecektir. Zaten etmeyecekse bu yola girmeğe ve fırka teşkiline lüzum yoktu.
Totaliter devlet sistemleriyle memleket idare etmeğe alışmış olan muhafazakâr reaksiyonez Cümhuriyet Halk Partisinin bu" yeni teşebbüsü batırmak için bütün kuvvetlerini seferber etmesi tabiî idi. Nasıl ki de böyle oldu. Hükümet fırkası, elinde bulunan bütün vasıtaları, memurları, polis kuvvetini, para kuvvetini, her çeşit tezv?r vasıtalarını kullandı „ve kullanmaktadır. Fakat Millet Meclisinin büyük bir ^karaltı teşkil eden muhalefet cephesi karşısında yılmadan halk davası bayrağını kaldırmış olan dört kişinin bugün karşılaştığı tezvir kuvvetleri ve entrika vasıtaları önünde rirkilmiyeceklerine inanmak Js-teriz. , .
Hükümet fırkası, bu memleket halkına karşı vazifelerini yapmış; adaleti, temizliği, doğruluğu müdafaa etmiş olsaydı, bugün, bu çirkin vasıtaları kullanmak mecburiyetinde kalmazdı, Bir avuç muhalefetten korkuyorsa, bu korkunun mânası, geniş halk yığınlarının bu muhalefete göstermiş olduğu teveccâlidendir. Millet ıztırap içindedir. Kendisini kurtaracak adanılan arıyor. Hükümet fırkası, bu ıztırapları kaldırmak ve halka hizmet etmek suıetiyte vazifesini ifa edeceğine, halkın dertlerine ter ceman olan üç cö.t kişinin kafasını ezmekle uğraşıyor. Cüm-huriyeti kuranların, halk namına memleketi idare ettiğini soyliyenlerin bu hale düşmesine acımak-Un başka yapılacak bir şey kalmadı,
Yorkshire Post gazetesine göre değiştirmeler bilhassa sivil ve askerî havacılık ve iş bakanlarına şâmil olacakktır. Şubatta çekileceği malûm olan istihbarat bakanı bunlardan hariçtir.
Paris, 2 (A.A.)— Rusya’nın uğradığı insan kayıpları hakkında Rus hükümeti tarafından şimdiye kadar resmî hiçbir rakam yayıklanmamış olmasına rağmen Sovyet iktisadiyatı hakkında araştırmalar yapan Paris enstitüsü. Rus kayıplarını T 7 milyon olarak tahmin etmektedir.Bu tahminlere goıe muharebe meydanında aldıktan yaralar neticesinde ölen askerlerin sayısı 7 milyona varmaktadır.
Sivil halkın- uğradığı kayıp ordunun, kayıplarına nazaran
daha (azladır. 5 milyon, sivil öldürüjpüş, 5 milyon sivil de açlık ve soğuktan ve Almanların sürgün etmesi neticesinde ölmüştür. Yaralıllarm sayısı 11.500.000 olarak tahmin ediliyer.
Bu rakamlara göre, Rusya harpten evvelki halkının/ yüzde onunu kaybetmitşir.
e
YENİ DÜNYA- — Kaynağı tamamıyla mevsuk, ölmiyart yukarıdaki haberin İhtiyatla karşılan* ması daha doğru olur. .
Londra, 3 (R.) — Tiran radyosunun bildirdiğine göre bugünkü seçimde, seçmenlerin yüzde sekseni reylerini kullanmışlardır. Köy bölgelerinde yüzde yetmiş beş, Tiran ve Avlonya şehirlerinde yüzde doksan ııisbetlerinde halk, seçim hakkını kullanmıştır. Seçim tam bir sükûnet ve intizam içinde ceryan etmiştir.
Yunan milliyetçilerinin seline boykot ilânına kulak asmayan güney Arnavutluklaki Yunanlılar seçime iştirak etmişlerdir.
Çarşaflı müslüman kadın-arı da millet vekili seçimi
için rey sandıklarına koşuş -muşlardır. - -
Londra, 2 (R.) —- Arnavutlukta bu sabah seçimlere başlanmıştır. Netice saai 21 den sonra belli olacaklır.
Moskova, 2 (R.) — Bugün Arnavutlukta son derecede mühim bir bayram kullanmıştır. Dışarıdan hiç bir müdahale yapılmadan, Arnavutluk tarihinde birinci defa olarak gerçek demokrasi seçimleri yapılıyor. Bu demokrasi halk yığınlarına seçip seçilmek hakkını sağlayacaktır.
Bir avuç faşist hariç olmak üzere, 18 yaşını bitirmiş olan kadın ve erkek bütün
Beşiktaş Enosisi I - 0 Yendi
— Spora alt tafsilât 4 üncü sahlfemlzdedlr •—
Arnavutlar, seçimi kampanyasına birinci defa olarak katılmışlardır. v .
Geçici Arnavut hükümeti reisi korgeneral Enver Hoca, Arnavutlar kan pahasına bu hakkıe’de ettiler, demiştir. Cumhuriyetin ilân edilmesi yakındır.
Belgrat, 3 (R.) —• Arnavutluk MiHet meclisi ocak ayının ortalarına doğru toplanacak ve ilk iş olarak da Zogo ailesini iskat ile bir Arnavutluk demokrat cumhuriyeti kuracaktır.
■KAPATMAK, 9 Toplamak l J[ O
Mahkame“va Meclis kapatmak elbet de kimsenin aklından geçmez. Gazete kapatmak, kitap toplatmak fikri ise bir türlü hükümetin kafasından çıkmıyor. Onun bütün düşündüğü bu işin merciini değiştirmektir. Halbuki devleti teşklT eden teşriî, icraî ve kazaî üç kuvvetin safında bir d* basın ve yayin kuvveti vardır kî, bu* na da dördüncü kuvvet der-
■ ler. Ve bu kıiyvet demokraside bizzat milletin kendisidir. Millet İse kapatma, toplama mevzuu olamaz I
I / ★
Apaçık, Dosdoğru „»|
Polis teşkilâtını DemokratÎEşlırmalıyız
Siyasî edebiyatımızda “Hükümeti Hafiye,, diye bir tâbi-ıe rastlanır. Bu tâbirin manâsı şudur : Devleti idare İçin kanunlarla kurulmuş olan hükümetin mekanizmasının dışında gizli ve siyasî bir otorite vardır. Ve bu otorite kanun dışı çalışır. Vatandaşın budan hak ve büriyetlerini islediği zaman tahdit veya gasp edebilir. Herkesten korkar, şüphe eder .ve herkesi korkutur. Gizli mahkemeler, gizli tevkifler yapar, hattâ cinayetler işler ve hiç bir kuvvet kendisinden hesap soramaz. O, legal teşkilâtı emrinde tutup gizli icraatını serbestçe yürütebilmek için kanunları sertleştirir. Bu suretle mukaddes insan haklarını, vatandaş hürriyetlerini hiçe indirir.
Abd.ülharnit devri tam bir “Hükümeti Hafiye» devri idi. Görünüşte devlet idaresi az çok kanunlara bağlı idi. Fa-, kat gizli kuvvet her şeye hâkimdi. Her şey onun irade-sile olurdu» İttihatçılar da başka türlü yapmadılar. .Onlar da meşrutiyeti başka bir “Hükümeti Hafiye» idaresi kılığına şoktular» Kendilerine muhalif
AÖİLOÖLU olanları bu kuvvet sayesinde ezdiler, dağıttılar.
Cümhuriyet devri, millet hâkimiyetinin, millet iradesinin üstünde gizli hiç bir kuvvet bulunamaz. iddiasile ortaya çıktı. Demokratik bir idarede yflnız kanunlar hâkimdir, kanunlar da milletin serbest iradesinin, mahsulüdür, dolayısiyie vatandaşın haklarının ve emniyetinin koruyucusudur, prensibini kabul etti. Fakat uzun yıllar hükmünü yürütmüş olan “Hükümeti Hafiye» ananesi yavaş yavaş canlandı, şartlan elverişli bulunca birdenbire meydana çıktı ve bütün devlet kuvvetlerine nüıuz etti.
Demokratik cümhuriyet kanunlarını, bilhassa ceza kanununu sertleştirdi. Anayasanın ileri prensiplerine kulak asmadı ve bu arada kendi gizli icrââtının legal bir vasıtası olan po’is’n vazifesini ve salâhiyetlerini lüzumundan fazla arttırdı. Her türlü siyasî fikirleri devlet emniyetine, daha doğrusu kendi emniyetine aykırı bulduğu için sivil mahkemelerden ayrı mahkemeler icat etti. Halkın her
türlü teşkilatlanma haklarını ortadan kaldırmak suretiyle rtek otorite,, sistemini sağlamlaştırdı.
«Hükümeti Hafiyeridaresini yoketmek içûı onun en kuvvet-! li istinat ve icraat merkezi olan polis teşkilâtını- hem kanun-lariyle, hem zihniyeti ile * tamamiyle demokratlaştırmak-taıı başka çare yoktur. Polis kuvvetleri yalnız demokratik kanunla’m mümessili, vatandaş hak ve hürriyetlerinin koruyucusu haline getirilmelidir.
Gerek .jandarma, gerek polis teşkilâtı kanun ve zihniyet bakımından demokratlaştırılmadıkça bu büyük icra kuvvetIerini“Hükûmeti Hafiye,, Ierin elinden .kurtarmak, dolayısiyle «Hükümeti Hafiye* sistemini sınırlar .. dişini atmak imkânını göremiyoruz.
Türk demokrasisinin gelişmesini geciktiren sebeplerin başında gelen bu büyük siyasî problem artık çabucak çözülmelidir. Ve bunun mü, sebbipleri bu mesele üzerinde daha fazla İsrar ederek tarihî mesuliyetlerini büsbü tün ağırlaştırmamahdırlar I
2
YENİ DÜNYA
Adese Altında
PIERRE VAN RAASSEN
Milletler cemiyetinin babası sayılan Groçıusı: hayalini gerçekleştirme yolunda 25 haziran 1919 tarihinde miyeti . toplantısının açılış inişti:
“Sayın delegeler biz mümessilleri olarak değil, rak bulunuyoruz.
O zamanlar, Vi'sonun tan bu sözlerini Davning Street ve Kua’sJD ors-ay pö'etikaciları umursamadılar bile ve meydana getirdikleri sulh muahedelerinin tecellisi is* tikbale yazılan bir davetiye olmuştu.
İkinci dünya harbinin sonunda, mes'ut bi dünya kurmak gayesiyle toplanan birleşmiş mi: letler konferansı da şatafatlı protokollar, parla nutuklar arasında nihayete erdi, Ve zıt menfaatlerin çeşitli ihtilâfların üzerinde hukukî kalıp lar hazırlârlarken asıl düğüm noktalarını beşleıe - üçlere,; haric'ye-vekilleri toplantısına, ekonomi/ /konseye bıraktılar. :
- Bu neden böy’e oldu? Çünkü hükümetle, temsil eden' bu sayın baylar. V.Ison'un tarihî söylevinden hisse payı çıkarmamışlar, insanlığın, halkın menfâatlerinden ziyade Ingilic, Franslz,A-Dierikan menfaatlerinin mümessilleri alarak haıe-ket etmişlerdir. " . .
Eric JVİariâ Remark «Garp Cephesinde yen. bir şey yok,, isimli romanında bir as(eri . şöy.e konuşturur:
“Mademki harp etmek geliyor bü kadar milyonla, pisi pisine feda etmes ne, sarılmasına ne lüzum var.
“Karşılıklı geçsinler, harp ilân eden devlet ■"'şefleri ellerine birer kaİın sopa alsınlar, kimkimi alt ederse sağ kalanın milleti galip sayıIsın.Haıp kundakçıları hakkında Er'c Maria Remark’ın.nalk psikolojisinin mükemmel bir ifadesi olan bu sözünü sulh yapıcıları için de neoen teşmil etmı yelim?
Devletlerde hakikî bir sulh dünyası kurmak insanları istikbaldeki daha kanlı ve daha geni4 ölçüde bjr Habii-Kabil boğazlaşmasından ku.tar-mak istiyorlarsa sulh konferanslarına ipek gömlek giymeğe alışmış, tahta kurusu ısırmasından müteessir olacak kadar nazenin temsilciler yerine Guadalcanal da doğuşmuş bir as :er, konvoylarda türlü tehlikeler içinde vatani vazifesini yapmış biı- denizci, halk cephelerinde doğuşmuş bir idealist, btalingrat da vuruşmuş bir fedai, ■ doksan-lira maaşla beş lıârp yılı içinde üç çocuklu ailesini geçindirmek zarureti ile ezilmiş haysiyetli bir memuru gönde.-şeydiler her halde insanlık Yeni bir diinva c-örüıü davasında haki-
yürüyen Vilsoı Parişteki" milletler ce-nutkunda şöyle de-
■ -
burada - hükûmetleriı halkın mümess’Irjola-
olması gereğini anla-
ve döğüşmek lâzım cı insanın hayatlarını biı birinin gırtlağına
NİÇİN HALA HİMAYE GÖRÜYOR?
■ ★ ★
“Papanın yakınlarından Kardinal von Garlach’ın da karıktığı bir casusluk dâvâsı,'[
bu hususta: çevrilen entrikalarımeydana çıkarmıştır...
r
-Dünkü ajans; Mitlerin sağtolduğuna dair verilen haberlerle beraber tıristiyanlık Islahatçıları cemiyetinin yayınladığı demeç etrafında yorum lar vermiştir.
Demeçde Mitlerin dünyayı birleştirmek için gönderilmiş bir mesih olarak telakki edildiği anlaşilıyor.«Vatlkanın entrikaları» adlı bu yazımızda görüldüğü gibi Nazizmin teessüs ve inkişafında, himayesinde Papalık müessöşesrnin büyük rolü görülmektedir.
ve hakikî büyüklüğü kim buldu?.. KatoÜkler... Şüpes'z hepsi değil;.- Fakat hür jolnı:-yan ve meşru vaziyeti me,-kûk bir hükümeti “katolik, denilen kimselerin herkesten evvel mukaddes ve , kurtarıcı olarak tes'it etme’.eri ne'radaı acıdır. • "
Roma'da «ekseriya, 'mensubiyetleri do'ayısile reddedilmesi kolay olmıyan çömezlerin karıştırıcı budalalık hareketlerine. teessüf edilmeli-
Bu eser 1938 senesinde ilk defa neşredilmiş ve 21 defa basılmışdır. ' Son yir-m.lbaş- ■ senenin politikasında rol oynanrş nüfuzlu si-JTyas_et ve devlet adamlarının 4 hakikî .çehrelerinijneydana;
- vurduğu vs bilhassa^ dünya jt .devlatler_arası politikasında $ oldukça kaypak ve tek taraf-.J
.11 menfaate dayanan İngiliz politikasının karakterini müspet vakalara dayanarak açıkladığı için İmparatorluk topraklarında okunması nüve
Amerikâya . gitti Monsenyor Ludvig . Haas Alman işleri hakkında Papalığın mütehassıs müşaviri oldu. Romada Dışişleri Bakanlığı yapmakta olan Mon-senyor Pacelli’yi yeniden buluyordu. Ka.d.'nal Pacedi.Mü-nihte, ihtilâl.n hadiseleri sırasında bulnnmuş ve bundan dolayı sol cenah insanlarına çarşı ileri de,ecede bir ner-.et muhafaza etmişti. General von Epy, otomob’lle dolaştığı bir sırada onu çok müşkül bir vaziyetten kurtarmağa mecbur olmuştu. -
Ne oluısa olsun, Kardinal Alman hürriyetlerinin can çekişmesinin şahidi oldu. Papa ve katolik dirijanı olan ougiinün harp mücrimi von Papen gibi münasebette bulunduğu kimseler onu ancak cumhuriyete ve hürriyetin son müdafiierine karşı koruyabili-yorladı. Zaten Kardinalin/ 1923 ae, Ruhr havzasının işgaline Karşı Papalığın protesto etme-s.ni âmü olanıı rapotuıi müellifi olduğu söylenilir.
de muahede:
okunduğu vakit J Versayk , tamirat, cumhuriyet, demokrasi, herşey papas cübbesi darbes'yle süpürülmüş oldu: •
■ “Devletin yeni makamları; egoistliklerine adaleti feda
eden, vazifeleri'© sarhoş o-lan . galiplerin bize vurmuş oldukla? ı ,zincirleri kırmak istiyorlar. Irkın sıhhatini mükemmelleştirecek tetbirler sayesinde, hükümet . halkımıza taze bir hayat vermek .ve o-nu yeni ve . büyük bir mukadderata . hazırlamak ; istiyor. Bunların hepsi katolik fikirle-rile tam ahenk içindedir". Millî birliğin partiler ' mücadelesinin yerine geçmesi hepimizi tam ve .hamiyetli bir iş birli-L-_._ L..I______l.ı._ ■-
ç’ııl? bu’u.ıan antidemokratik unsurların açık ve kapal: muvafakati ile desteklediğini hatırlatmak lüzumsuz mudur?, ...“Bugünkü Zaman,, isimli cesur: bir gazete «politikaya karıştıkları zaman katoliklerin
şansları yoktur,, diye yazıyor ve 2 mayıs tarihli “Informac:. ones„ İgazete3:nde çıkan i-şu metni zikrediyor: “Hıristiyan kilisesi/çocüğu Adolf Hitler hıristiyanlığı müdafaa ederek ölmüştür... Ölümün külleri arasından onun muzaffer ahlâkı, Çehresi yükselmektedir. Dini uğrunda ölen bedbaht kahraman Hitle.e cenabılıak zaferin çelenglerini tevdi eder Avrupada ölümünün yarattığı deıin ve kesif mistisizm bütün insanlık üzerinde zafer
-Ne olursa' olgun, mukaddes-makam tatbiki 1918 de olduğu gibi barış - hazırlık l.arile muvazzaf büyük konferansların- .dışında tutulacak Alman meselesile karşı karşı' yâ ’ bırakılmış bulunmaktadır. Böyle olmakla beraber 1918 senelerinde bahis mevzuu yalnızca Alman, ihtilâlini boğmak, sonradan sosyal - de mokratların müzahe.eh'e bir Burjuva biloku kurmaktı. Bu defa . ise, Ortodoks • Rusya kendi nüfuzunu, birleşmiş ye vatansever-bir kilisenin yaı-dımi'e merkezî Avrupaya kadar genişletmekte, buna karşı Alman devleti parçalanmış bulunmaktadır. . Amerikan ve Ang'o - sakson işgalcferile sempati halinde olan ■ ıslâh edilmiş Alman kiliselerinin rekabetine rağmen, Vatikan kendi nüfuzu altındaki, insanların namzetliklerini destekliye-rek konformist olmıyan Islâvla-ra karşı bir set teşkiline çabalamaktadır." Bu, nankör ve. u-zun süren bir iştir, fakat bu gibi birçok başka şeyler becermiş olan' Papalık- için za-
■ kûmeiçe yasak edilmiş kitap toplattırılmışdır.
Oldukça uzun olan bu eseri karilerimize toplu bir halde vorebilmek İçin bazı parçalarını telhis ve hatta atlamak mecburiyetinde kaldık, ilk sayfalar Hollandada Gorcum kasabasında geçen çocukluk günlerine aittir.
Dayırnın melânkolik olduğu kadar cazip bir adetini daha hatırlıyorum.
Yağmurlu san bahar akşamlarında muhakkak bize gelir beraber çabuk yürümek için İsrar ederdi. Böyle gezintilerimizde, yağmurun bolca yüzümüze çarpacağı bu kaya üstü veya viran bir kale burcu seçer yanyana o-tururken kee dayı dişleri arasında sıkıştırdığı piposunu tüttür© tüttürc keyifle gülümserdi. . i.';;.-.
Her pazar sabahı dayımla civar köylerin kiliselerinde vaaz dinlemeğe giderdik. Kazanda başında Paristen hususî getirdiği “Flombard,, şapka e-ünde ince baston, bir tarafdan şeker atıştırıp eve dönerken dinlediğimiz vaızlar'.n münakaşasını yapardık.
:.“Kee dayı trinitanizm doktrini hakkında söyledikleri oldukça kapalı değil aniydi ?
boş geçmesini sevmediği için daima uyanık kalmayı sever ve orgunun; başına geçerek Hyden’den Vagnerden parçalar çalar. Eğer neş'eli olduğu saatlere tesadüf ederse “ Vâterlo - muharebesi „ adlı parçayı tercih ederdi.
Sonraları dayım gibi aıı-tirnilitarist düşüncede bir insanın harp ruhunu-, alevle-yen bu parçayı bu kadar sevmesinin sebebini çok düşündüm. Sade bu neviden parçaları değil dayım he» tüylü askerî - gösterilere de meraklı bir adamdı. -
Onunla Gelderlend de senede bir defa yapılan askerî gösterileri hiç kaçıröiâzdık.
Pazar geceleri ekseri eline bir kitap alırken bana da u zatırdı. Onun kitap okuyuşunu seyretmek zevkli olduğı kadar da eğlenceliydi.-Okurken etrafında her şeyle alâ kasını kaybeder ' fakat haki katte okümakdan ziyada ade ta müellifle münakaşa eder.
Odada her şey söküne içindeyken birden bir se.-yükselirdi.
.“Hayır beğim, hayır...Bira! hepsini,, çok ileri gidiyorsun Bütün bunlar saçma.. Hey böyle koriuşmakda devat edersen seni ocağa fırlatırım Ben on altı yaşıhdâyke: dayım ellisine yaklaşıyordu Uzun boylu, mavi gözlü, muh kem vücudu, kadınların hıızıı rundan sıkılan ve daha fazl mütekait bir adamı, hatırlata haliyle kasabamızın e-ı me; hur slmasıydı.,
16 met yaş-günümün sen yi devriyesinde dayım, tava arasında duran- siyah. meşi I....I,--j.x.„ ■. a,.
cüklu ailesini ğeçin3irmek^^§rm-etF?dİe^e^İmış haysiyetli bir memuru gönderşeydiler her halde insanlık Yeni bir dünya görüşü davasında hakikî başarılar elde etmek-imkânını bulurdu,
Oğuz ORAN
Apidig^ınzprotesto/etme-'
ilmiş . / , *■*(>' - - '
YENİ NEŞRİYAT:
GÜN
Bu haftalık Kültür ve Aaktüelile gazetesinin 4üncü sayısı çıkmıştır.
Bu sayıda: Esad Adil, E. Ö. Toprak, Kemal Yalazkan, Hüsameddiiı Bozok, Doğan Rü-şenay. Cemil Meriç, Orhan Kemal.Aziz Nesin, Haşmet Akalx Adilğolu, Ilhan Berk .imzalı makale.ve. .hikâyeler, şiirler veKültür haberleri vardır. Sayısı 10 kuruştur. T avsıye ederiz.
GÖRÜŞLER
. Reaksiyoner matbuatın, bütün kışkırtıcı neşriyatına rağmen halkın büyük bir rağbetine, uğramış olan “Görüşler,, mecmuası öğ: endiğimize göre iki üç gün :çnde Tainamile satılıp tüken-miştir.
s hi âmil oianri Yapöıun. mü? ellifi olduğu söylenilir.
Nasyonal -sosyalizm, milletlerarası mevkiini 1939 üa hey etlerle Papalık arasında imzalanan muahede sayesinde almıştır. Yon Papen:“Uçür.çü Rayh papalığın yüksek prensiplerini yainız tasdikYetmekıe değil, onları ayni- zamanda, a-, melî sahaya geçirmek hûsü-sunda da .dünyada Ytek ,.iktidardır.,, demiştir.
Artık, “dindar,, insanların içine kabul edilen sergüzeştçinin büyük sevinci aşikârdır. Yon Papen, ’ az sonra radyo ile yayılan bir nutkunda “Hitlerizm 1789 ruhuna karşı bir Hıristiyanlık reaksiyonudur.,, diyecektir. Tam bir program, doğru değilmi?
Son olarak; - aşağıdaki pasajı, içinden aldığımız Papalığın dinî., beyannamesi 1933 Haziranında Almanya-daki bütün kilise kürsü’erin-
tt -Dirıtg^m/paruier ~.
sİnin yerine geçmesi hepimizi tam ve hamiyetli bir iş birliğine hazır bulacaktır.»
Artık temerküz kampları açılmaya bâşlıyabilirdi.
Katollklerln şansı yoktur
Filhakika Vatikan, hiç bir zaman ırkçı nazariyö’er ileri sürmemiştir. Ruhanî re'slere yazılan beyannamelerde hit-lerizm daima mahkûm edildi; fakat Papalığın totaliter rejimlerin iktidar mevkiine 'gelişleri lehinde bulunmakla'ateşle oynamadığına emin Solunabilir mi?
Hüküm hatası .mı? Her hangi bir- • “nizâm,; ın; .taraftarlığındaki fıtrî meyilmi?
"Mukaddes makamın-Habeş harbini tasvibettiğini/Fran-. ko’yu, Mosolini’yi, . Sîdâzar’ı, Petaine’i, Dollfs’u, Shuschnîg’i, fitoyu, Belçika kralı .Leopol-du ve diğerlerini her milletin
zun -süren, bir iştir, fakat bu gibi birçok başka şeyler becermiş olan Papalık- için zamanın; ehemrniyett yoktur. Seçilen namzetler hiç şüpesiz Hitler aleyhtarıdırlar, -fakat onların, çok şükür kİ -pânceri manistlikleri hususundaki . referansları'itimada lâyıktır.
Avrupa'da ölümünün yarattığı deı in -v.e kesif mistisizm bütün,. . insanlık üzerinde ' zafer kszanâcaktır. Bu .ölüm' cesur bir kahramanın, bir büyüğün ölümüdüı..... Allah asil kahramanlarla beraberdir. Gökyüzünde büyük bir bayram vardır. Yeryüzünde, de ./insanlar tanrının bu türlü • bir ölüm •nasib; etmesini dilerler. : “Bugünkü Zaman,, gazetesi devam - ediyor “Fransada ; da ordularımız mağlûp olduğu vakit devlet adamlarımızın en; DSîHGkrcıi şerefsizinde, bir fazilet örneği • Derç
SH
Beyoğlu
. Ar:
' ipek: Saray: Sümer: Melek: Taksim: ' •• Elhamra:
isilnbul
Narmara:
Alemdar s. Mızraklı Fedailer Alayı
as Millî
Kadıköy
: Hale:
Çifte tazminat
. Gizli Vazife ten Gide i ceh Gideli
BeJr.cİ senfoni
Aşk ve Feda arlık
Alaska 'Fedaileri
Tuzak - Caz Yıldızları
Çin Gangsterleri
Beşinci Kol-Kahire
Yolcuları
Caz Çiçekleri
öper®
L—
İç Politikanın Büyük.. Meşe*eleri;î
8/ fi* ■* B 83
.S
L
- Hürriyet İçin söylenilen şu Arka yansı, benlmdiı, senin hakiki sözün güzelliğini her hürriya- km yok. Hakikaten, pazarlık bu ce âşık adam nasıl tatmaz. İşte,şekilde, yapılmıştır. Bu variyet birincisi: Söyleyen İngiliz feylo-r; karşısında mahkemeye b.aş vu-so?u, H. Spencer «Bütün dünya rurlar. Neticeda pazarlığın ine-
içla mümkün bir hürriyet ola- ğln ön ■ yarısı İçin yapıldığır'şa-mezsa kimse hürüm diyemez.» Âm6rika Cümhurreislerinden B.
Frahklin de şöyle diyor: /
«Benim memleketimi harriye-tln hüküm sürdüğü her-yerdir.
Dünyanın en hasis adamı
hitlerle: Isbat edilir. Bununhüze-rine .zavallı damat, ineği .-..besle-, lemeğe de mecbur edilir. Hattâ bir defasında İnek ön .ayakİârile bir çiti devirdiği Jçin (kâyi’hpe* ■ der "damadından tazminat da
alır.-/’.’-*.?- :
Tuzun şu marifetleri olduğu1 kozanda bir boşanma davası, nu billrmiydlnlz?
görülürken kadın kocasını dün» yanın en hasis adamı diye İtham etmiştir. Senede 40ÖÖ00 Frank geliri olan adamın karısına haftada verdiği 100 Frânkmış.
Bu cömertlik sayılabilecek hasislik karşısında insan ihtiyarsız Mark Tvain’ln bir hikâyesinin Jekelerini temizler, kahramanını hatırlıyor > Mark T valilin kahramanı bir köylü, damadına bir ineğin yansını satar. Damad, satışın ertesi günü sağılan sütün yarısınî almak İsteyince köyiü, hiç öyle şeymi olur? der. Ben 6âna İneğin yarısını sattım, amma ön yarısını sattım
Tuz;: sönmek üzer® ©lan ateşi alevlendirir. . .
Büyük parça halinde kaya tuzu demirin pasını giderin
Suyun ve herhangi bir mayi-in kaynamasını’geciktirir. .'''
Porselen takımlarında çay
Soda ile karıştırılırsa âri...sökj masına karşı birebirdir; Ilık suya katdmış tuz donmuş bira bo», rularıni ve her nevi .soğuktan donmuş boruları açar. • t?.
Soğuk suda eritilen, tuz, çamaşırlardaki kan lekeUrtnl. giderir.
-
■—Kea -aayi'Tnrntarnzın trini hakkında söyledikleri oldukça kapalı değil aniydi ? anlayamadım.,, .
“Her şeyi anlamayı istemek doğru değildir. Yalnız şu sözümü iyi dinle Hollanda da her kasabanın bir allahı ■yardır. Yaşadığın müddetçe insanlar iç.n ou hakikatin daima varit olabilebeğini hatırından çıkarmamalısın/,
Grocumun sakinleri gündüzleri muayyen saatlerde uyumayı adet edinmişlerdi
Fakat ; Kee dayı dakikaları Çrvh
---ne. yi devriyesinde dayım, tavan arasında duran- siyah .'/meşin kaplı ■ sandığın/anahtarını hediye etmişdi.? Hayatımda bundan daha kıymetli, bir hediye -aldığımı . hatırlamıyorum-Bu meş'n sandıkla Voltairlerin Prudhamlârm, Goethelerin dün yasma girebildim.
Kendimi zindanda kapatılmış bir adamın birden çiçeklerle, dolu bir bahçenin hür havasındı bulması gibi bir ruh ha’etlnde his ediyordum.
(Devamı var)
//
S ■ Sj
Celâl BayarTıı kuracağı yeni parti etrafında•' dün de. sabah. gazetelerinin neşriyatı az ehemmiyetli olmamıştır. Bu da birkaç bakımdan • böy’edîr: 1 Bir kere muhalefet- mevkiinde Celâl Bayâr’ın vazıyeti, -sonra Celâl Bayar’ın adından muhaliflerin istifade etmek istedikleri yolundaki nejriyat itiba-rile' dünkü sabah '. gazete'eri-hin yazdıkları tekrar bu bahsi ön sıraya geçirmiş oldu.
Dün de yeni parti etrafında daha ziyade tafsilât vermek merak ve arzusu görülü7 yordu. Partinin adı «Demokrat Halk Partisi > olacaktır-Parti merkezi Anlcaradadır • Sonra Halk Partisinde tasfiye yapılacak, Hikmet . Bayur da bu tasfiyeye tabi tutulacak. Yeni partinin ismi üzerinde dünkü gazetelerin istihbaratı ittifak edemiyordu.
Cumhuriyet, yeni parti için .topladığı malûmatı gerçj etraflı olarak vermektedir. Fakat Celâl Bayar Cumhuriyet muhabirine ; sadece ■ pârti’nin kurulmakta olduğunu, şü var-
ki bir kaç-giln/geçmeden taf; s ilât veremiyeceğin'söylemiştir.
Verilen malûmat. daha ileri geçmemektedir. Yeni partinin programını hazırlamakta olduğu ve nihayet bir kaç güne kadar hükümete müracaat edeceği söylenirken bu programın
esasları - hakkında yazılanlar . şimdiye kadar ölan haberlerin’ daha -genişlemiş : şekillerine benziyor.- . ..... ■
“Son Feste,, da Salim Rağıp Emeç
“Son Posta» da Selim Ra-ğıp Emeç de muhaliflerle Ce-: lal Bayar mevzuuna gelmektedir. .'Celâl Bayar' İzmir millet vekilliğinden istifa etmişti. İstifa etti edeli nisbeteu sessiz ve’ .tamamiyle- . hareketsiz durmuştu. Fakat başkaları durmamış. Celâl Bayar, fikir birliği etmesine imkân olmayan bir takım zümre ve neşriyat ocakları için bir istismar vesilesi olmuştu. Celâl Bâyarıh adı bu suretle «bir nevi setir nikabı Tıâline gelmişti. Kıpkızıl bir mecmua» onu yazılar kadrosunun ’ başına geçiriyor, Selim R ağıp, i Emeçin - merak ettiği şudur: Celâl Bayar'bu mecmuaya yazı yazmağı gerçekten vâdetti mi Muharrir bundan sonra bunun... tahlili rile? meşguldür- Ondan sonra Celâl ; dayarın .sön/ günlerde PârtLdışı bırakılmış bazı millet vekilleri -ile birlikte yeni bîr parti kurmak kararından do-layı , da Selim Rağıp Emeç memnundur. Çünkü Celâl Ba- ; yarın bu kararı-, vuzuhsuzluğu 1 aydınlatıyor ve kendisine vu- ı
rulmak istenen|(kızdhk^ ..damgasından " bü bahiste ne kaçlar müdafaa istiğnası içinde bulunursa bulunsun- onu kendi hesabına da, memleket hesabına de kurtarmış bulunuyor. Sözün kısası «Son Posta» ya göre dava bir hüriyet davası ise de, bir de işin, şu tarafı vardır :
«Ufak bir zümre için dava I ortalığı karıştırmak ve bu arada dayanılabilir her kıymeti yıpratmaktan ibarettir. Çe-âl Bayar da bu zümrenin yemek istediği başlardan biri gibi örünmektedir.»
© “Tasvir,, i’a "Körse®,,
“Hürseş,, yei.i partinin adı “Kemalist Demokrat Partisi» olacağını5 yazıvorau. Manisa millet vekili Hikmet Bayürun yeni partiye geçmesi muhtemel olduğunu yine “Hürses» söylüyor. Fakat “Tan,, Halk partisinin tasfiye edilerek Hikmet Bayurun da tasfiyeye tabi tutulacağını yazıyordu. Hikmet Bayur bu tasfiyeyi bekli-yecek mi, beklemeden mi kendiliğinden çekilerek yeni partiye iltihak edecek ?
“Tasvir,, de Ziyad Ebiizzi-’yaıun Ankaradan telefonla bildirdiğine göre partiyi . şimdilik şu dört kişi kurmaktadır: Celâl Bayar, Adnan" Menderes, Fuat Köprülü ve Refik
Koraltan. . Ziyad çok. konuşmuş, fakat Köprülü ile mülakatının . ancak hülâsasını veriyor. O da şudur:. Daha tatmin edecek kadar tafsilât vermek zamanı . gelmedi. Bu da olacak. -
“Tasvir» e göre’de yeni siyasî partinin âdi «Demokrat Çiftçi Partisi,, dir.
©
Zekariya Sertel ve “Sors Fosie,,
Son Posta dünkü sayısının baş tarafında “iktidar ve nüfuz gayrimeşru kazanç vasıtası imiş,seriehası ile bir bahis açmış. Zekeriya Sertel evvelki gün Millet karşısında hesap soruyordu.
«Sön Posta» da bunu tazelemektedir. Lâkin bahsi daha genişletiyor: Rivayet ederler ki, diyor, hüküm'-1 938 ve 939 tarihlerinde vekillik ve mebusluk etmiş bazı kimselerin servetleri hakkında derin tahkikat yaptırmış, merkezi İsviç-rede bulunan -teşkilat vasıta-sile bir listede hazırlanmış, fakat bu liste neşredilmemiş-tir. «Son Posta» şunu da söy-ıiyor: .. .
«Çünkü bu listenin .- neşri dün ve bugün başımın üstünde tuttuğumuz birçok kimselerin foyasını meydana çıkaracak, iktidarın .ve nüfuzun naşı gayri meşru bir kazanç vasıtası olduğu anlaşılacaktır.»
m
3*12-045
YENİ DÜNYA
l
3
SABAHATTİN ALİ
i. T
bir
İHÎ-
Bu gidip gelmeler, üç hafta kadar sürdükten ve Avnİ Akbulut,., hemşe-
Temsilcileri bugün
Millî ekonomimizin inkişafı seyrinde bugüne kadar dev-. Iet sermayesiyle muhtelif istihsâl sahalarına kredi vermek , ve finanse etmek maksadde birçok bankalar kuruldu.
Bugün bu bankalar şebekesine yeni tertip olan Kredi Fonsiye. bankası katılmak üzeredir.
Meclis bankanın ihdas î.ç’n teklif lâyihasını bugünlerde müzakere edecektir. Her .türlü gayrimenkul (arazi, ev,
yapı) üzerinde vâdelerle 23 — 40 seneye kadar) ucuz kredi vermek suretiyle ’ halkın ey, mülk sahibi olmasını sağlıya çaktır.
Banka ayrıca devlet arazî iş’erile de meşgul olacaktır. 1939 danberi artan tedavül hacminin, «inflâsyon» neticesi olarak artan arazi spekülâsyonunun önüne geçmek, bankaya düşen v ızifeler arasındadır.
Müessese bu bakımdan bir
İÇ. HABERLERE
Ankarada bir Amerikan ticaret bürosu kuruluyor
İstanbulda da Beynelmilel Ticaret Odası tesis edilecek '
Ankarada bir Amerikan Ticaret bürosu kurulmaktadır. Bu büro, ithalat ve ihracat işlerinde Türkiye ile Amerika .nrasında mûtavassıthk ve -komisyonculuk yapacaktır.
Diğer taraftan merkezi Paris te bulunan Beznelmilel Ticaret Odası ile irtibatta bulunmak üzere Istanbuîda da bir Beynelmilel Ticaret Odası kurulması kararlaştırılmıştır.
İngiltere ile yeni Ticaret anlaşması Haber . verildiğine göre Ingiltere ile mevcut ticaret anlaşmasının tâdili yerine yeni esaslara dayanan bir başka ticaret anlaşması yapılması daha muvafık görülmüştür, j. Bu maksatla sene başından sonra Londraya Ticaret; Ba-; j>ıkânlığ.t mümessineri-vile- Tica-ret Odası delegelerinden mürekkep bir heyetin gönderil-•’mesi tekarrjir etmiştir. ’■ , Zeytinyağı, r un , tevziatı
Yıınanistana buğday ve hububat gönderiliyor
Amerikan bandıralı Eme-ricoi adlı gemi yakında limanımıza geleıek Yunanistana götürmek için buğday ve hububat alacaktır.
Amerjkadan 50 bin ten eşya ithal edilecek
- Amerikadân memleketimiz için 50 bin ton kadar ithal eşyası gelmesi beklenmektedir. Yakında Amerikaya gidecek olar Bakır şilebi bu eşyadan bir kısmını alarak limanımıza dönecektir.
Bakır şilebi Amerikaya gidiyor
- Bakır , gemisi. Amerikaya sefere hazırlannıaktadır. İhracat emtiasile beraber . tahsile gidecek olan talebeyi götüren gemi dönüşte ithalât eşyasiyie birlikte tahsilleri biten talebemizi de geri getirecektir.
âmme müessesi karakteri taşımaktadır, Müessesederi lüks semtlerin ayarını hedef eden yapı koperâtiflerinin kurulması ve finanse edilmesinden ziyade ‘ elinde mütevazı paraları bulunan küçük tasarruf sahiplerinin kuracakları inşaat kooperatiflerine öncülük vazifesi de. terettüp etmektedir.' Böylelikle halkımızın çektiği mesken yokluğu derdi le azalmış- olacaktır;
Diğer taraftan Kazhçeşme
--........;-------- ---....>
İpek çorsp ihracı meselesi
lngiltereys ipek çorap, ih-racı için şimdiye kadar kimseye lisans verilmemiş ve bu yolda birliklerden hiçbir talimat gönderilmemiştir.
ihraç, havadisi fiyatların artmasına sebep olmuştur. Havadisin, - spekülâsyoncular tarafından çıkarıldığı söylenmektedir.
İngiltere de ipek çorap imalini "tahdit eden kararlarını kaldırmıştır. İhracat ancak bir iki tüccarın ânzî kazançlarına karşılık yerli çorap istihlâkâ-tını altüst edecek ve halkımızın tamanıen aleyhine olacaktır. Ingilterenm daimî müşteri olmasına asla kânı yoktur/ -
Haliç.gibi işçi semtlerinde sıh" hî işçi apartımanları kurarak işçilere ucuz meskenler.; kiraya vermek suretiyle banka kendisine hem sağlam bir irat temin edecek ve sermayeyi temin hususunda ye cmükeffe! olarak- feraında bulunan hakikî müstahsil halk' kütlesine birâmme hizmeti” ifâ etmiş olacaktır.
Banka faaliyeti, esnasında spekülâsyonlara ve * dalavere yapan müteahhitlere kredi vermemelidir. /
Bugünkü Emlâk ve Eytam Bankası, bankanın nüvesini teşkil edecektir... Gayrimenkul kredisi ile meşgul diğer malî mÜesseseleri malî murakabesi altına alacak müessese-nin önünde toprak reform tatbikatı da bir faaliyet; mevzuu olarak bulunmaktadır. Neşriyatımızda sırası . geldikçe müessesenin faaliyetine temas edecekler.
Kazanç vergisi kanununun şimdilik tatbik
... .... ' surauKten ve nvnı rtKuuıur, nemse-
edllmemes. .Stamyor vHerden tedarik etüm diye cebindeki
Ankara, İzmir ve İstanbul. paranın dört yüz liradan fazlasını dok-tiçaret odalarının İzmirde yap-!töi. vİ2İte&ine; tahlillere, filimle» ve fakları devre kongresinde ve ■. iu Iara [ yat!rdlktan men kararlar hakkında go-lD_____
rüşmeler yapmak üzere odaların mümessilleri bugün Ticaret Bakanlığında toplanacaklardır.
Şehrimiz "Ticaret odasını temşilen Mithat Nemli .ve Su-t ad’ Kara Osman dün akşam ekspresle Ankaraya hareket etmişlerdir. Aynı toplantıya' İzmir Ticaret odasından Hak-; kı Balcı ile- Şerif Remzi Re-yent ve Ankara Ticaret Odasın/temşilen de «Vehbi-' Koç i’e Uzeyir - Avundukiştirak etmektedirler.
■ Ticaret.. âlemimizin alınacak ka arları merakla -bekledikleri bu -'toplantılarda, konuşma mevzuu olacak meseleler şunlardır ; • ’ ” :/
Eh- Fransız Ticaret Heyeti Moskova’da
Moskova 2 (A A.)— Bir fransız ticaret heyeti, Fransız-Rus tî'caretmünasebetleri hakkında müzakerede bulunmak iizeıe Moskova’ya, gitmiştir.
Fransız heyetinin, Ruhr ve Rönenyanın istikbali hakktnda-_kjLz.Dİaıi.Iat-ın£ .Rjıg'.rlıülaAjırieıfctrifeC
İtalyan limanları . ROMA 2, (A A.) — Itaİ-yan limanlanma işe yarar bir hale getirilmesi için 100 milyar liret para, ve 7 sene çalışma lâzım gelmektedir. Bu iş içir» İtalya şimdiye kadar. 10 milyar para sarfetmiştİr. İtalya,. yabancı menbalardan kredi elde /edebileceğini- .ümit etmektedir. - - , - -
İtalya - İsviçre hududu
Bern, 2 (A. A.) Öğrendi-.gimg(.gore^muttefik?m^ajgljfe
---—---------------
Kısa Haberler :
Nevyork 2, ( Â.A ) — İngiliz - Amerikan malî ğöiüşmelerinin önünıüzdekH. günler içinde sona ermesi beklenmektedir. Ingiliz maliye . şeflerinden M. Bridğe’in ..Vâşig-ton’a hareketi bu kanaati desteklemektedir. Sanıldığına gö-. re, M. Bridge son " bîr kere daha vaziyeti düzeltmeğe , çalınacaktır. /
Zürih 2, (A. A) '-'-/ İsviçre federal meclisi dün aldığı bir kararla malî araştırmalar. merkezine, _ Ahnan alacaklarına ait tatbikat.^ap’hrken bahka-lardaki,.kasalar : açmak salâhiyetini yermiştir. Bu karar, şimdiye kadar mukaddes tanınan ve' mecburî olan banka sırlarının( muhafazası * - hakkin-
1 —-1939 senesındenberİ kurulan bütün teşekküllerin bir an evvel ilgası ve bilhassa ticarî sahanın 'tamamen hususî teşebbüslere bırakılması.
2 —. Sümer Bank .manı dilerinin . diğer toptancı . ve, pe • rakendecilere de tahsisi, Yerli-malların ilk teşekkülündeki zihniyetle idare edilmesi.
- 3 —: Harbin sona .ermesi dolayısıyla . 510 numaralı;, kararnamenin- ve /Millî Korunma kanununda, bu kararname .ilgili maddelerin kaldırılması.. . . 4 — ithalatçı, ve ihracatı. ı birliklerinin lağvı -
■■ 5 — Birikmiş’ olan dövizlerle, istihsalâtımızi çoğaltacak maddelerin ithali
6 — Takas usulünden sarfı nazar edilerek, dış- ticaretimizde: serbest dövizi‘siste • minin ön plâna; alınması/. -■ ’bakânlığıuca Lazırlanmâkfa olan yergi kanununun şimdilik tatbikatından ’sarfı' nazarla bir- defa da Ticaret odalarının tetkikinden geçiriImes^Cîst.ertnıektedir. ;
ı sonra, bir gün Borlu Hayır sahibi ortadan kayboldu. Otel kâtibine sorunca, '• “Nufus. kâğıdını aldı gitti.,, ybllu kısa bir cevapla karşılaştı. Bir ön.lirayı daha, gözden çıkarıp tekrar ’ baş' vurduğu doktor İrfan, yüzünde o korkunç can sıkıntısı ifadesiyle, ilâçlara devam etmesini ve bir kaç'ay. sonra bir daha gelmesini söyledi’,
Nasıl bir tuzağa düştüğünü yavaş yavaş anlıya n Avni, büsbütün halsiz ve perişan, yatağına uzanıp düşüncelere daldı:
' “Ülen allahın sersem kulu nasıl ol-dir da; basiretin bağlandı ? Borlunun. kır sakalıma mı kandın, tatlı diline .mi? Sen böyle dolaplara girecek • • adam-miydin/ gel geleliin şu kör olası hastalık insana -göz açtırmıyor.;. Aman anam bü sancılar, böyle gelip geçtik;. Çe karşıma azrâil: çıksa medet ya me-lâike diyip .eline sarılacağım. İlâçların da bir’, faydaısnî 'görmedik!’.’ İnsaniyetine kurban olduğum doktorun bir ke-’.e yüzünün güldüğüne raslamadım. Ne gidersin bilmediğin adama? Niğde doktorunun verdiği.mektubu nerelere tiktik acaba? Koskoca profesörü* bırakıp" soyguncuların elinde- kâz gibi yolundun, Avni • Akbulut-, senin ettiğini parmak kadar çocuklar etmez.”
İnleye inleye . karyoladan inip bavulunu karıştırdı, ikiye-katlanmış mektubu buîûûca' cebine" yerleştirdi. Son-tl ra iskemlenin kenarına ilişerek komodinin mermerinde n parasını hesapladı: Oda kirasını haftadan haftaya ödemiş; perhiz . yemekleri pişirtttiği şişman hizmetçiye masrafları günü gününe vermişti. Şimdi {yanında yol parası içinde, yüz yirmi. ■ beş lirası vardı. Böbreğinde: iki. tâşile , kolunu sallaya sallaya. Niğdeye dönmeli miydi, yoksa şu profesörü - bîr‘ denemek daha mı akıl kârı idi.:.- Borlunun hastaneler-için söylediklerini şimdi şüphe ile karşılıyor, "Devletin hastanesinde adamı çoluğa çocuğa doğratırlar mı?-Attı
doğru, oldukça ağır bir eklampsi, ..yani hayale geçirmiştir. Bu hastalığın böbreklerdeki komplikasyonlarını •. -bi-liyocsünuz.. Yani böbrek ensüfisya'nsı.» Yani ademi kıfayesi... Evet 'efendim.. Ama bü aradan’ bu kadar .aylar geçtikten sonra.. Nasıl, efendim? Üç hafta mı? Evet, üç hafta geçtikten sonra bu şekilde egü bir üremi halinde tezahürü tıp literatüründe; pek ender görülür. İnzarı ekseriyetle, vahimdir. Nasıl efendim? Zevcimisiniz efendim? Merak etmeyiniz, geçecek efendim. Hastayı kaldırsınlar.» '
Iki_ hademe, yakardaki nisaiye koğuşundan sedye ile indirdikleri hasta kadını tekrar alır götürdüler. Kocası as.:stanlara ve talebeye sokularak, .«inzarı »vahim/ tabirinin , ne demek . olduğunu öğrenmeye çalışıyor, fakat hepsinden kaçamaklı çevaplar alınca .telâşı -büsbütün artıyordu,.... Nihayet profesöre başvurdu: -
«Ölecek mi!» ' - ' -
■ Öteki, gözlüklerinin arkasında kaybolan. gözlerini karşısındakine dikerek yumuşak bir ses’e:
.«Biz doktor Lir hiç bir. hastadan ümidi kesmeyiz efendim!» dedi.
. Hasta kadının kocası, bu cevabın derinliğini kavramak . istiyormuş gibi düşünceli-ve şaşkın, dışarı çıktı.
.Profesörün gözleri bu anda önün-de beliriveren Avni Akbulut’a ilişince bir şeye.hayret ediyormuş gibi kaşları, yukarı kalktı, alnı buruştu, o yumuşak fakat her şeyden uzak şeşiyle sordu:
«Sizin neyiniz var efendim?»
Avnİ bîr şey söylemeden Niğde hükümet doktorunun mektubunu uzattı. Profesör, her kaşları kalkık ve al-nı. kırışık, zarfı açtı ve içindeki kâğıda şöyle bir göz ge/dırdi. . Altındaki imzayı hatırlamak ister gibt biraz düşündü, sonra haçını salladı ve Avni’-ye dönerek: ,? y
«Peki, ne istiyorsunuz?» dedi.
Hasta hemen - derdini anlatnuya başladı. Cebinden raporları; tahlil neticelerini, koltuğunun, .alündan, sayısı onu geçen röntgen filimlerini - çıkardı. İlk defa nasıl ■ ameliyat olduğunu, son ra. hastalığın nasıl yeniden teptiğini
reCÖdasi Tteİcğe’erinde'n mii -rekkcp bir heyetin gönderilmesi tekârrjir etmiştir.
Zeytinyağı, un ievziaiı
Ayin lû’ undan itibaren vilâyet mutemetliğine zeytinyağı verilecektir.
.. Önümüzdeki: iki ay için nüfus başına ikişer kilo un 'dağıtılacaktır.
kında müzakerede bulunmak tize) e Moskova'ya gitmiştir.
"Fransız heyetinin, Rulır ve Rönenyanın istikbali hakkında-ki planlarını Rus hükümetine tevdi edeceği zannedilmektedir.
Fransız heyetine, Dış İşleri Bakanlığının ticaret dairesi nıüdüıü M. Alphand (başkanlık etmektedir. ■
İtalya - İsviçre hududu
Beni, 2 (A. A.) Öğrendiğime göre, müttefik makamla-n İsviçre İtalya sınırının kontrolünü İtalyan makamlarına tevdi etmişlerdir.
Buhdan sonra vizeler İtalyan konsolosluğu tarafından verilecektir.
DIŞ HABERLER
Almanya ihya olursa?..
Londra 3(H)— İngiliz ve Amerika Fabrikatörleri İsveç-re, ispanya, Portekiz, İsveç ve Amerikaya iltica etmiş Ala-man tabaları elinde bulunan hisse senetlerini spekülasyon maksadiyle satın aimaktadır-4ar.- ' - . . .
■ Ataman sanayilerinden İ.‘ G. Farbeıı, Hermaiın Göring ■Verke ye Krupp'a, ait otan bu hisselerden, Alanıaııya zararsız kurtulduğu takdirde spekülatörler istifade etmeyi düşünüyorlar. -
; . İrsnhlsr İngiliz i tesisatını satın alıyorlar
Tahran 3 (H.)— Amerikalılar tarafından, inşa edilen demiryollaı mı hükümet 2.5()0. 000 Ingiliz lirasına satın almıştır. Şimdi Ingilizler tarafından Iharp. içinde yapılan telefon ı ve telgraf tesisatının da sa-: tın alınmasına karar verilmiş-! tir. Mezkûr tes’sat İngiliz or-• duşuna 1,500.000 Sterline mal İ olmuştu,.
I
Deniz nakil vasttalart üzerinden kontrol kaldîrtlacak
Londra 3 (H.)—17 Müttefik Devletin eksperleri harp içinde deniz nakil yolları üzerine konmuş olan, kontrol ve tahdidatın 2 mart 1946 da kaldırılmasına karar vermiş» lerdir.
Mamafi bundan ________...
bazı kararların ilgası mevzu-
Fransız Altınları
Paris 3(H)— Tedirikte bulunan kâat paraya karşılık olmak üzere Fransız Bankası
evvel de
TiTgetîni^ry®îmfşTîr;sfiTl3u’ karar, şimdiye kadar mukaddes tanınan ve mecburî olan banka sırlarının muhafazası- hakkın-daki nokiai- nazardan vazgeçilmiş olduğunu göstermektedir. ' ■ - '
Londra 2, (A.A.) — lıigi-tere’nin geçen eylüle kadar olan devre zarfındaki dış ticareti hakkında Ticaret Bakam tarafmdkn verilen raporda işaret edildiğine göre,- eylül ayında yapılan ihracat harp malzemeleri hariç olmak üzere 29 milyon 600 bin İngiliz lirasına yükselmiştir. Bu ili-racat, ağustos aynıda 36 milyon beşyüz bin ve 1944 eylülünde de 23 milyon 100 bin İngiliz lirasını bulmuştu.
elinde bulunan 250 ton altın Maliye Vekâletinin emrine tahsis edilmişti. Son rakamlara göre altın miktarı 1327 tona çıkmıştır. Tedarikte : bulunan kâat para 65 milyar franktır.
1iazi'rTâ'önıaRta'(:oıân'jyergi^ili^7:' nûriun'un şimdilikfatbıkâtîri-dan sarfı nazarla bir defa da Ticaret odalarının tetkikinden geçirilmesi. İstenmektedir. -* Ticaret odaları 510. numaralı kararnamenin lağvı hakkında' aşağıdaki sebebleri ileri sürmektedirler; , . .
1 — Kanunen tatbiki' baş-
lar başlamaz derhal isteklerin ve maliyetin tespiti yapılmamıştır. ' ’
2 — Tevziat sistemi sadece bazı maddelere tatbik
edilmiş.ve muhtelif zamanlarda şekil değişiklikleri yapıl-•mıştır. ’
3 .—■' Bakanlık harp yıllan
içinde bir çok kararlar vermiş ve bu karar yekdiğerini bozmuştur. ’’.,:■ . .'
4 İ ktîsadîi ■ devlet - teşekkülleri, mîllî korunma kanunu' haricinde. bırakılmış ve fiatlerini istedikleri . şekilde tanzim. etmişlerdir. ;
5 — Kanntıun verdiği geniş salâhiyetle bir çok tüccar sebebsiz lekelenmiş veya bu korku , ile iş yapmaktan! vaz geçmişlerdir. •
JOHN STEİNBACK Tefrika No. 1
Sayısız silâhta melikler, i
Onun hükümranlığından nefret etmeğe Şi? Ve behi üstün tutmaya T?
Ve onun hudutsuz kudretine karşı '
Göğün ovalarında, SONU BİLİNMİYEN BİR ' MÜCADELEDE i Ona karşı gelip tahtını 'sarsmaya cüret ettiler i ■ Bu savaş kaybedilmişse ne çıkar? '
I Her şey kaybedilmiş değildir: eğilmiyen irade
İntikam hırsı, ölmeyen kin Ve aslî boyun, eğmeyen cesaret.
sa s s
John Sieînbeck — Günümüzün en büyük Amerikan romansılarından biridir. (Doğumu: 1SO2). Eserlerinde daha çok Amerikan ziraat İşçilerinin hayatından, dert-
Mlllton (Kaybolmuş co/met)
Serinden, sosyal müordsle-r-nden bahseder. En büyük eseri oîan -Gazap üzümleri» Bankalar ve malî sermaye tarafından satın alınıp, rna'-klnelerle işletileı. topraklar-
dan açıkta kalan, yüz bin-ferce köylünün uçsuz bucaksız, Amerika'da sefil ve perişan dolaşmalarını anlatır.
Tercümesini sunduğumuz Sonu bilinmiyc-n mücaceiede - İn Dubious Baitle - adlı e-serl de ziraat işçilerinin büyük arazi sahipleriyle mücadelesini aksettirir- Andre Giderin kanaatine göre Jhon Stelnbeck-in bu romanı işçi kitlelerine önderllk'edenlerln psikolojisin! inceleyen en derin bir tetkik' eseridir.
Kent Cumalı
Nihayet akşam olabilmişti. Dışarda, sokakta ışıklar yanıyordu. Köşebaşmdaki lokata-nm neonlu reklâmı,' kesik kesik, bir sıra küçük sıçramalarla yanıp sönüyor, kırmızı ışığının yumuşak aksi Jim Notan’ m odasına doluyordu, Jim, salıncaklı. koltuğunda, ayakları yatak örtüsü üzerine uzalı, iki saattir oturmuş kalmıştı. Hava iyice kararınca ayaklarını yataktan çekerek döşemeye bastı. Ellerinin ayasıyla birkaç defa uyuşmuş bacaklarına
vurdu. . Baldırlarında müphem karıncalanmalar dalgalar halinde inip çıkıyordu. Bir müddet daha öylece oturduktan sonra, kalktı, e'.ektirik düğmesini çevirdi. Döşeli odanın eşyası, abajursuz lâmbanın çiğ ışığı altında ortaya çıktı: büyük, beyaz yatak: beyaz yatak örtüsü; meşeden açık renk yazı masası; havı dökülmüş, eski, takat temiz hali.
Köşedeki lavaboya yaklaştı. Ellerini yıkayıp ıslak parmaklarını saçlarına götürdü. Sonra başım kaldırarak aynada küçük, kül rengi gözlerine baktı. Cebinden tarağını çıkardı. Saçlarını yandan ayırarak taradı. Sırtında koyu renk bir elbise, yakası; açık kiil rengi pazen bir gömlek, vardı. Sabunun ‘havluyla kutulayıp, yatağın üzerinde duran, ağzı açık bir torbaya attı. Torbanın içinde,, bir Gillette marka traş makinesi; - dört çiif yeni çorap, bir başka* kül rengi pazen gömlek daha vardı.
Odanın içine şöyle bir göz gezdirdi . Arkasından kâğıt torbayı ağzını bükerek kapattı. Bir daha aynaya baktı, ve elektiriği söndürüp odadan çıktı. . . ■ ': ' !
Daracık merdivenden indi. Sokak kapısının yanında küçük bir' kapıyı çaldı. Kapı aralandı; İri sarışın bir kadın Jim'i gördükten sonra kapıyı açtı. Kadının ağzının bir tarafında i büyük kahve rengi bir beni' vardı. Gülümsiyerek:
— Bay Notan, dedi.
Jim:
— B.en gidiyorum, deye cevap 'iverdi.'
— Tabi döneceksiniz? O-danızı' muhafaza edeyim mi?
-—Hayır büsbütün gidiyorum'. Bir mektup aldım.
Kadın güvensiz bir edayla: —. Burada mektup almadınız? ' *' ’ •
’ ■ -— Çalıştığım yere geldi. Tekrar gelmiyeceğim. Bir haftalık borcumu peşin ödemiştim. (Devamı var)
fâ r f ri'd t>İ fe'r
için . söylediklerini şimdi şüphe ile karşılıyor, “Devletin hastanesinde adamı çolıığa çocuğa doğratırlar mı? Attı köpoğlu köpek!,, diye kendine cesaret veriyordu. . '.. _ . . '
Hemen erte's’, gün hastanenin yolunu futtu. Elindeki mektubu önce kapıcıya, sonra koridorlara rasladığı, doktor mudur, kademe mi belli olmı-yan beyaz gömlekli ■. bir kaç- kişiye gösterdi. Nihayet “Bevliye,, kliniğinin önünde sıra bakliyenleriri arasına karıştı. Etrafında şahirli, köylü, kadın, erkek, yaşlı, genç bir çok insanlar, ellerinde birer kâğıtla, başkt servislerden gönderilmiş dar ve kısa pija-mah hastalar, koridorun bîr başından öbür başına apış■■' apış gidip gelen delikanlılar vardı. Öğleye kadar bir kenarda durdu. Doktoru yalnız görüp mektubu vermek istediği: için ortalığın tenhalaşmasını. beklemeyi muvafık bulmuştu. Kapının önündekileri teker teker içeriye bırakan hademeye bir kaç. kere sokulup, doktorun 'yanı kalabalık rftı? diye , soracak oldu, fakat öteki cevap olarak: “Numara aldın mı?» diyince elindeki mektubu gösterdi, “Hususi konuşacağım!» dedi,. Hademe Avni Akbulut’un bütün ümidini bağladığı mektubu bir. göz bile atmadan onu eliyle kenara, itti :
“Bekle öyleyse, çıkarken yanma sokulabilirsen verirsin!,,
Orada durdukça bazı beyaz gömlekli asistan,ve doktorların, sıraya filân bakmadan, hastalardan tanıdıkları her hangi birini arkalarına takip içeri soktuklarını gören Avni, açıkgözlük ederek bunlardan birinin peşine takıldı.) içerde oribeş, yirmi kadar.de-likadlr-ile iki kız'vardı. İkisi de gözlüklü ve kısa boylu olan kızlar, orta yerde bir hastayı muayene eden küçücük, sıska, buruşuk yüzlü, kır bıyıklı bir adamın etrafında dönüp ağzının içine bakıyorlar, delikanlılar kendi aralarında konuşup gülüşüyorlardı.’ Profesör olduğu anlaşılan . ortadaki sıska adam, camları pajadıgı için gözlerini göstermiven kocaman gözlükler I rini bu gençlere dikerek!
I “Bakınız hanımlar... : Zahmet öl-! m azsa siz de bakınız efendiler... Bu ! hasta bayan, bir müddet evvel lohu-| salık sıralarında... Nasıl, efendim.? Doğumdan önce mi ■ başlamıştı?... Evet | efendim, şu halde hamlin sonlalına
’tîce’.erîhîjTkoltüğüriuff-taltındart,sayısı onu geçen röntgen fİlimlerini -çıkardı, ilk defa nasıl ameliyat olduğunu, iŞon ra hastalığın nasıl yeniden teptiğini saydı döktü.
■ Bu sırada doktor muslukta ellerini yıkıyor, ispirto ile oğuşturuyor, beyaz bir havluya- kuruluyordu. Onun kendisini pek can kulağıyla ■ dinlemediğini farkeden Avni şimdi asistanlara, talebelere dönmüş, hikâyene devam ediyordu. Sözünü tamamladığı zaman doktor da gömleğini çıkarmış, beyaz sadakor ceketini giymişti. Başasistana dönerek sordu: :
«Neymiş?»
öteki bir kaç doktorca kelime mırıldandı ve {ilimlerden birini uzattı. Profesör az önce yıkadığı ellerini kirletmemek için filme dokunmadı, asistanına tutturarak gözlerini büzdü ve dikkâtle baktı. Sonra Avni’ye dör.dü : . ... > ; .:
«Böbreğinizde taş var.»
«Biliyorum efendim.»
«Aldırmanız lâzım.»
«Başüstüne efendim.»
- «Ama hemen ameliyat olmalısınız. Her geçen gün sizin için tehlikelidir.» «Hemen olsun efendim. Emredin bu günden yatayım.»
Profesör karşısındakinin ne demek istediğini ilk anda anlıyamamış gibi başını arkaya atarak bir an düşündü, sonra baş asistana dönerek:
«Bizim serviste boş yatağımız var mı?» diye sordu. . , '
«Hiç yok efendim.»
Avni atıldı:
«Bir kaç gün beklerim, belki o zamana kadar boşalır.»
Asistan cevap verdi:
- «Zannetmiyorum, yakında çıkacak hastamız yok. Sonra bir çok da sıra bekleyen var.».
Profesör kapıya doğru yürüyerek ilâve etti: . i
«Siz bilirsiniz, fakat hastalığınızın beklemeye tahammülü yok.. Hemen bir hastaneye, yatıp taşları aldırmaksınız.» • ■
Bunlarrsöylerken kapıdan çıkmıştı. Avni’nin cevabını beklemeden koridorda hızla yürüdü gitti. Talebelerle asistanlar da arkasından odayı boşalttılar. Avni elinde raporları, filimler! ile orta . yerde kalıverdi. Bu sirada içeri gelip ortalığı düzeltmeğe koyular, o kapıdaki hademe, onun hâlâ onu odada dikildiğini görünce :
(Devamı var)
Bugünkü dünya ne halde?
'. Huzdısuzluk, emniyetsizlik ya'nız Tü.kîyeye mahsus değil, bütün bünyayı sarmışı bütün dünyayı sardığından dolayıdır-ki bizde huzursuzluk içindeyiz. Daha altı ay evvelisine gelinceye ka dar faşizmi ezmek ve demokras yi kurtarmak için bir safda muharebe öden mil.et’.er, bugün ayni faşizmi kurmuş olan kara kuvvet.er tarafından bir emniyetsizlik ve tehlike havası içme atılmış bulunuyorlar. Bugünkü halimizi anlatmak için küçük bir fıkrayı şuracığa kaydedelim: On sekizinci asırda ya-amış pacifiste (barışçı) bi. Ingiliz diyor ki: Köpek yavrularını bir torbaya kapayın. Torbayı sıkıca sallayın. Duydukları rahatsızlıktan bu hayvancıkların sinirleri o derece bozulur ki birbirlerini ısırmağa başlarlar. Fakat torbayı sallayan eli ısırmak ® hiç birinin aklına gelmez. İşte, zalim faşizmin kalesini yıkmak ve yeni bir adalet dünyası kurmak’ sevdasiy’e car. vermiş olan milletler daha evlerine veni dönmüşken onların şimdiki hâlini yukarıdaki fıkra lâyı-kiyle gösteriyor. - ■
Kendi zümı» menfaatları, sınıf roenfaatları uğrunda dünyayı kana bulayan finâns enternasyonali, cüziyetlerin kara enternasyonali yeniden bir üçüncü dünya harbi haziılamakla meşguldürler. Kendilerinin imt.yazlı sınıf ve kilise menfa-atlarını kurtarmak için harpten başka çareleri , olmadığına inanmış görünüyorlar. Almanyayı yeniden bir tecavüz kuvveti haline getirmek, sanayimi tahrip ettirmemek yolunda milletlerarası yüzsek finans mahfillerinin gayreti, Avrupanın garbinde yeniden bir dörtler bloku ihya etmek maksadile Ingiliz diplomatlarının sonsuz faaliyeti, bunu gösteriyor. Ingilte.e Haric.ye Ijlezaıeti-nin 1936 danberi Papalığın nufuzu altına düşmüş olduğunu pek' iyi btLyoıuz.' Ayni makamın Amerika politikası üzerinde nasıl hâkim olduğunu da herkes bilir. î ■
Cümhurıeisî Roosevfe't’in ölümü ile bu kara kuvvetlerin serbestçe 'çalışmalarına müsait geniş bir meydan hasıl.oldu. Diğer taraftan ayni kuvvet.er Japonyayı Asyâda yeni hir tecavüz unsuru oiara.khazirlamaktalar.Roossvelt'in ölümünden' sonra b.rçok alâmetleri gö.uıen bu politika değişme halı ve Japonyanın yıkılması ile uzak şarkta ve Çin üıkesı ıç.nde kendisini göste.en alâmetler, .Sovyet bmiğınin: ga.p mem.e.»et.en'ne kanji taşımakta olduğu e.nn.yers.zliğı son oeiece arttırdı, - boy.ece ■- mıı.et.e. a, ası umumî vazıyet Ç°x ge.g.n.e^uıştır. ‘I ru.uaıı m gaçe.ı hafta zar-fınaa İran etmiş ;olduğu bu kaç soz bu ge. ğtn.i-ğın çabuk zan oımây-cağmı. au.atıyor, Luadıâ konle.aus.nda tesb.t u.uuaıı KUv»eç tec.ubes.ni daûa geniş m.i.-etjsra.as. bn aem.n. u^e.ıüe nakletme.» .st.yur. be.ı.u’ue açga vu.u.an maksat
4 sene içinde işler iki misli artacak, fakat gündelikler 2 milyar dolar azalacak •
Nevyork 2, (A A.) A-merika’da gelecek sene 7 milyon işsiz ve aralık ayından itibaren de bir milyon grevci bulunacaktır. Harpten sonra maruz kalacağı kaçınılması güç sınaî karışıklıklara karşı lk defa olarak son derece güç bir mücade’eye girişecek olan bu memleket için en fer na ihtimallerden biri de bu-dur.
Resmen tahmin edildiğine göre 7 milyon kişi işsiz kalacaktır. Bir kaç zamandanben bilinen bu tahmin gizli tutulmakta idi.
Ticaret bakanlığı sekreteri M. Henry Vallace iş verme komitesine verdiği bir raporunda bu meseleden bâhs etmişti. . Bu rapor Başkan Tru-man’a verilmeden evvel; yar yınlanmıştı.
Raporda tahmin edildiğine göre, ge’ecek . dö.t sene zarfında iş sayısı eskisine ıia-
zaran iki misli artacak fakat buna karşılık gündelikler ve gelirler, geçen sene yüz doksan dört milyar dolara varan millî ge'ire nazaran iki milyar dolar azalacaktır.
Şikago 2, (A.A.) — Konserve fabrikalarında ve mezbahalarda çalışan ve ücretlerinin günde iki dolar arttırılmasını isteyen 100.000 işçi bir grev ihtimali üzerinde konuşmak ve karar almak üzere bir toplantı yapmışlardır;
Gelen ilk haberlere göre, i çilerden ezici bir çoğunluk g.ev lehinde bulunmuştur. Küçük sanayide çalışan işçilerden yüzde 94 ü bu karara iştirak etmiştir.
Detroit 2, (A.A.) — Kayda değer bir nrt'ceye yaramadan sona ermiş olan patron ve işçiler konferansının ‘muvaffakiyetsizliği, kongrede, grevle: e karşı bir kanun çıkarılması nakkında yeni taleplere sebebiyet verecektir. ,
• Sanfıransısko, 3 ( R )— Cavada yerli hükümet, kuvvetleri bütün demiryolu hatlarını ve bütün telgraf ve telefon merkezlerini- son hücum-iarile zaptetmişlerdir.. Yerli kuvvetlerin son tat iyesi muvaffakiyetli neticeler vermiştik. Bu. tabiye ile, yerli kuvvetler evvelâ Ingiliz’erih şehirleri ve köyleri işgal etmesine müsaade ediyorlar veşe-hirin cenup kapılarında top’a-nıyorlar. tngilizler m uy af fak olduk diye başka yerlere hücuma kalktıkları zaman onların bıraktığı şehirleri tekrar işgal ediyorlar.
Gerek saylavlar meclisinin gerek ayanın tali komisyonlarında, hükümet hakemliğinin mecburî olması hakkında yapılan teklifler İncelenmektedir. Bununla beraber Başkan Truman ile İş Bakanı Sche-vellenbach’ın, kararlara bir mecburiyet mahiyeti verilmek sîzin uzlaşma usulünün tensi-kihe taraftar bulundukları zannedilmektedir.
ingiliz. kuvvetlerinin çıkarılması isteniyor
Kahire, 2 (A. A.) Mısır maliye bakanı dün akşam hükümet başkanına bir muhtıra vermiştir. Burada söylenildiğine göre bu notada Nokraşî Paşa’nın derhal İngiliz dışişleri bakanı M. Beyin ile temasa geçip şu noktalar üzerinde tam bîr teminat alması isten? oektedir: ,
1. —’ Ingiliz kuvvet'erînin geri alınması. .
2. — Sudan’ın Mısır'la birleştirilmesi.
Nota,görüşmeler için mümkün olduğu kadâv yakın bîr tarihin tesbitini de istemekte dir. ' • •
Dün başbakanNokraşi Paşa ile diğer partilerin şefleri sarayda toplanmışlar ye uzun uzadıya görüşmelerde bulunmuşlardır. Verilen bir karar üzerine sah günü 18 devlet adamından kurulmuş olan komisyon toplanacak- ye meseleyi inceliyecektir. Bir cinayete kurban gitmiş olan Ahmet Mahir Paşa tarafından kurulmuş olan bu komisyonda 4 esri başbakan bulunmaktadır.
tinin bir teşebbüs
Budapeşte 2, (A Â.) — Ma-caryhükûmeti, Budapeşte’deki müttefik komisyonu ile mutabık kalarak, İktisadî müzakerelere başlamak için İsviçre Federal B ürosuiıa- müracaat etmiştir.
Diğer taraftan Başbakan Renner’in, Avusturya hükümetinin macar hükümeti ile olan İktisadî münasebetlerini yeniden kurmağa hazır olduğuna dair yaptığı beyanat ü-zerine, ilgili bakanlıklarda bu husustaki ilk hazırlıklar başlamıştır.
Rusya d ışı nifak i erme-niler istcrlerss Rusya-da yerleşebilecekler
Paris, 2 (A.A.) — Sovyet radyosunun bildirdiğine göre, ■ halk komiserleri konseyi özel bir kararname ile dünyanın ■muhtelif yerlerinde bulunan ermenilere arzu ettik’eri takdirde Rusyada yerleşmek hakkını vermiştir.
Macar dışişleri bakanı
Londra 2 ( R ) -- Macar dış işleri bakanı Tildy maiyyetils beraber Prağa hareket etmiştir. ; Tildy geçan hafta parlamentodan , Slovakyadaki Macar azlıkları için 1 Çekoslovakya ile anlaşmaya varılacağını umduğunu söylemiştir.
Yunan takımı dünkünden daha İyi bir; oyun çıkarmasına rağmen yenildi
Enosis takımı dünaü kar-[ akrobatik ka'ec.si bütün se-şılaşmasmdaa sonra bazı spo. [yuçilerin takdirini kazanmış-
Hakkı kuvvetle istihsale,,çalışanlar nazilige mâ| edilecaklsrdir-ikinciseçmehler kahye içiyorlar-ıtkaüt sandığı olan Millet Meclisi r ..............2,2 .11
den çıkarılmış, bay radarla | segime haşlandı.
Rey sandığı dün akşam muhafaza edildiği yer-
Bahçede yer alan bando- leri cezaî kayıtlarla menedil--şile miş kimselerdir. Şu halde bu hâdisn tek partili bir rejimi
nun çaldıği istiklâl mar;
maraya g
On b'eş ğündenberi şehrimizde bulunan Berar Prensesi ve son Halîfe Abdülmecidin kızı Dürrüşebvâr bû akşam eks pre sle Ankaraya gidecektir.
Doğduğu şehiri özlediği için Türkiyeye geldiğini söy. liyen Prenses, şehrimizde kaldığı müddetçe Cumhur Başkanı İnönünü ziya:et etmiş ve kendisine Savarona yatında bir ziyafet çekilmişti.
Prensesin Ankarada ne kadar kalacağı belli değildir. Ankaradan .Suriyeye geçecek olan Prenses bu seyahati bir ’ akrabasını ziyaret maksadile-yapacağını evvelce bildirmişti, büriyeden doğruca Hindistana döneceği sandan Prensesin, yolculuğunu Kahireye kadar da uzatması ihtimalinden bahs edilmektedir.
Malûmdur ki Osmanlı hanedanı mensuplarından kadın ve erkek cümlesinin Türkiyede ikamet eri .ebediyyen yasak edilmişti.
Araba ile Tranvay çarpışması
Saraatyada fırıncı Melımed in yanında araba' sürücülüğü yapan Angilo adında biri, evvelki gün 1569 numaralı araba ile Kocanıustafapaşa cad-. desinden geçerken, 2991 sayılı vatman Ahmedin idaresindeki tranvayla çarpışmıştır.
Araba parçalanmış, arabacı Argılo muhtelif'yerlerinden ağır surette yaralanmıştır.
Yaralı Cerrahpaşa hasta-hanesine kaldırılmış, tahkikata başlanmıştır.
İhtiyar bir kadın merdivenden düştü
Küçükpazarda Hacıkadın mahallesinde Darülhödır sokağı 1-3 numaralı evde o-turan 85 yaşlarında Azime adında bir kadın, evin; üçün-
■ >,
fırida irau etmiş-olduğu bnkaç spz bü"ğe7g5nT-ğın çabuk . zan öımay-cağaıı. . (iu.at.yo,-, Lv.ıd.a konie.aı.s.nda tesb.t o.Uıian KUv.ec tec.ubes.ni dafla ge.uş m.he.-.e, a.as, b.r zem.n. u~e.ıi.e naK-letme- .si.yo.-. be.i.oue aç g^ vu.u.ân massat Moş.rovr (-e..et - auauı.a.ı.u ,(cı ı-vagıosa.moıi,
Yunan takı m iünkiin d e -fdâhaifyi W ı r oyun çıkarmasına rağmen yenildi
ikinci seçni ehler kâlıy e içiy orfar-Tekatit sandığı olan Miiiet M selisi
Enosis takımı . dünaü karşılaşmasından sonra bazı spo. , .. muharnr.e.inin zayıf bir takım
Fransa ve v.nuea ıba.et mu te.ek b.. cepnemnj..
• v . oıarak hukum ve.me.e.ını sa-
ekse-.yec basK.s.a.tu.a almaK ıu>. Ş.mdi luosyo.
lıumanın aa.ıa uog.usu onun a.kas.ıiuan yu.u-mezıe oıan yen. ra^.sı.fcUvvec.e.'.n maksadı oov-ye.[.e»'i, bır.eşmış mıı.et.e.’ cepaesı karşis.na çıkarıp ekalliyete düşürme.ctır.tsu yanlış politikanın sonu ûovyet.er Birliğini infirada sevkeder. Birinci dünya harbinde Amerika infirada çekilmiş : olmakla beraber gaiip devletler bir Ve. siy muahedesi yapabilmişlerdi. Fakat bugün 3ovyet.er birliği infirada çekilirse yeni bir Versay yapılamaz. Dünya iki hasım cepheye ayrılır ve üçüncü dünya harbi başlar. I4te vaziyet budur. Bu tehlikeyi Çunkingdeki müşahede mevziinden görmüş olan Amerikanın sefiri Mister Hurley hükümetine verdiği- istifanamesinde bunu açıkça ifa-
■ de ediyor. Sefirin hükümetine gönderdiği bu tarihî vesika, bir ithamnamedir. Gizli diplomas:yi, çıkacak yeni harbin yegâne mes'ulü olarak gösteriyor. Öyle bir ha.-p ki Mösyö Hûrley’in işaıet etiiği gibi bu sefer garp medeniyeti denilen nizamın tamamen harap olmaşiy.e nihayet bulacaktır. Millet eri yeniden harhe sürmek isteyen-
- lerin bu arzuları açıkça görülüyer. Fakat açıkça gö.ü’.en birşey daha var; Milletler harpten nefret ediyorlar. Onların bu duyguları gayet tabiidir. Mösyö Çö, çil, işçi husûmetinin politikas aleyhine vermiş olduğu son takrirde Ingilte.ede geniş halk yığınlarının ne istediğini anlatıyor:Harp • sanayiinin sulh sanayiine tahvili, silâh altında -durmakta olan asker.erin hemen evlerine dön .mesi, yıkılan evlerin yeniden, yapılması... Onlar sulh, ve sükûn iç.nae ekmeklerini kazanmaktan başka birşey istemiyorlar. Ame. ikadaki halk yı ğınları da ba,k şey istemiyor. Avrupanın perişan, aç miliet.eri ise harpten bahsolunmasına
■ katiyen razı olamazlar. Eri başta Fransızlar olmak üzere - işte milletler, bu halde..,' Üçüncü dünya harbinin olmasını bekleyenler de boş ye re'kendilerini aldatmakta..
YENİ DÜNYA
balarımızda e.ıder gö.üen e-nerjik ve teanİK bir oyun.» butun seyuCûerm taKdirin. Kazanmış, maa.esef Feridun Kılıç in verilmemesi icab eae.ı bir penaltıyla haksız bir mağ-lûb.yete,.düşmekle beraber, bütün spor sevenlerin takdirini kazanmıştır.
Evvelki- günkü maçı idare eden Şazi Tezcan’ı iyi idaresinden dolayı tebrik ederken Feridun Kılıç’a da bilhassa böyle haricî temaslarda’ kararlarında çok dikkatli olmasını hatırlatmakla sporumuza yardım etmiş oluruz.
Enos’s: Devolinyas — Pa-padopulos, Gasparis—- Spiri-, ais, Canetis, Maginös — Mar-kopulos, Yalamid:s, Mavropu-los. Nikolaidis, Kondo’.emis.
Beşiktaş : M.'Ali —• Yavuz Vediî — Hikmet,' Hristo, Ça-çi — Vecdi, Şükrü, Kermi, Şe-ef, Faruk.'
Hakemler: Feridun Kılıç Şazi, Sami. -
Beşiktaş takımında Ömer, Hakkı ve Hüşeyinin yer almamış olmasından dolayı Beşiktaş beklenilen oyununu gösterememiştir. Enosiş ise dün-(ü oyununda ■ kat ve kat üstün teknik ve enerjik bir o-
akrobatik ka'ecisi bütün seyit çilerin . takdirini kazanmıştır. Kendisi ilk devre sonlarında güzel bir. kurtarış ne-c.cesnue sakatlanarak oyunu cer-etmiştir. ;
Birinci devre 0 — 0 netice enmiştir.
; İKİNCİ DEVRE
. ikinci devıe Beşiktaşm üst üste, yaptığı tehlikeli akınlar Enosıs müdafaaıının güzel tak-diği karşısında neticesiz kalıp oyun havadan oynanıyor ve sahalarımızda ender göıülen güzel kombinezonlarla kaleden kaleye akınlar teati ediliyordu.
15 inci dakikada Enosiş takımı,” takımlarının sağ açığı aksadığından dolayı değiştir; mek mecburiyetinde kaldığını gördük, * ’ .
Rey sandığı dün akşam muhafaza edildiği yerden çıkarılmış, bayraklarla süslenm.ş olarak ' Beyazîftari univeıe.te' konferans salonuna getirilmiş ve teftiş heyeti tarafından kontrol edildikten sonra, mühürlenerek- reylerin atılmasına başlanmıştır. Rey sandığı yanında, teftiş hey eti ede-bir
üyelerine daimi kontrol bilmeleri için muayyen yer almıştı.
Seçim teftiş kurulu
Karaborsacı sinema artisti
Paris, 2 (Radyo) •—- Nazi şerlerinden Otto Abetz'in met.esi olan meşhur sinema artisti Dita Parlo Pariste tevkif edilmiştir. Aktris karabor Sanın en meşhur ajanlarından biri olan Fochs'uı. yardımc sı idi. Örerinde 800 milyon frank bu lunmuştur. BundanbUşka özentide 27 kratilk biı pırlantadan maada »yüzlerce küçük büyük taşlaı bulunmuştur. Paris mahkemelerinde hain sıfatile tnahkeme edilecektir.
20 ncî dakikada Şerefin kaçırmaması lâzım gelen bir j voleyi avuta5 attığını ve 2 5. inci dakikada hakemin düdüğü île herkesin hayreti mucip olan penaltı Şükrünün enfes bir şutiyle gole çevirdi.
Bu gol Enoşis takımını harekete getirdi ve arka arkaya Beşiktaş kalesine güzel kombinezonlarla akınlar yaptığını, fakat vaktin gecikmiş olmasından en az, beraberliği yapabilmek imkânım bulamadıklarından dolayı bütün ^akımın yorulmuş ve eksik o-yunla, hemen-hemen bütün [an Beşiktaş takımına böylece oyun müddetince Beşiktaş'a ..endi oyununu kabul ettirmiş ve sağlı söıiu. yaptığı akınlar-a Beşiktaş ka.esmi tehlike altında bırakmıştır.
Hakemin bütün oyun müd-detirice karaısız ve yanlış ha-■ .eketle.-i büyük zevkle devam eden maçın “seyrini değiştirmiştir. ■
İlk devre ' Beşiktaşm Şük-rüşü Çok çalışmış,, fakat Eno-s'S'iıı Sistematik defansı' karşısında net'ceSÎz kalıilıştır. Bilhassa fevkalâde güze! öynıyan
başkanı sıfatile vali ve belediye reisi Lütfi Kırdar seçimden evvel, ikinci seçmenlere hitaben bir tebliğ . neşretmiş ve adaylık için müracaat edenlerden kanunî şert ve vasıfları haiz olanların isimlerini bildirmiştir. ’..- 5
Millet vekili namzedleri sabahın erken saatinden ..itibaren seçim salonu etrafında propagandaya başlamışlardı. Bir kısım namzetler avlusuna konmuş olan kürside/ halka hitaben nutuklar söyliyorlardı.
İlk Reyler
Saat 9,15 de Beşiktaş i-kinci seçmenleri üzerinde "hususî araba, yolcu almaz,, levhası asılı iki • tramvayla gelmişler ve seçim salonunda yerlerini almışlardır.
mağlûp olmaları oyunu neticelendirdi,
ÖZDEMİR
Ankara at yarışları
Ankara 2 —(Yeni Dünya) Sonbahar at yanşlaıı bugün yapılmıştır.
Birinci koşu yapılmftmış-t!r>. . ' ‘ T .
ikinci koşüt Fettan birinci, Gelincik ikinci. Ganyan 180/ plaseler 105, 105i J ‘
Üçüncü koşul Miria birinci 2)5, .1
Dördüncü koşu:. Kovboy birinci, Yunt ikinci. Ganyan 225,. plaseler 145, 183.
- Beşinci koşu: Fışfış, . juan, Çağlayan. Ganyan plaseler 200, 410, 193.
Çifte bahis 10 lira.
İkili bahis 58 li ra 65 ruş vermiştik.
Don
549,
ku-
.Nam BAoIMEVİ
Hakkı Oynanıyor
Beşiktaş kaptanı Hakkı bir kalp krizi geçirdiğinden doktor oyun oynamamasını tavsiye etmiştir.
. Hakkı bir müddet maçlara çıkmıyacaktır. Şifalar dileriz.
■ y • '■ ' -.V - ■ ■
Bahçede yer alan bando; r.un çaldıği istiklâl marşih seçime başlandı.
Bandığa ilk evvel tam saat 9,33 da Fatih ikinci seçmenleri taraflndan atılıhıştır. Bu sırada dışarıdaki kürsüden namzetler nutuklar vermeğe başlamışlardı. Meydan karşısındaki 2(5 numaralı evin pençe, esinden baş öğretmen Adi Ü.kü boru ile halka,
“İkinci seçmen! Oyunu partili arkadaşına, Arif Ülkü ye ver.,, diye durmadan propaganda yapıyordu.
Kara nakil vasıtaları cemiyetinin reisi Senibi, Yürüten de salonun bulunduğu sokakta 16 . numaralı evin
penceresine yerleştirdiği hoparlörle:
-, . — Sayın ikinci seçmenler I Reyinizi Senibi Yürütene veriniz., diye bağırıyordu. ’ ' ■Bütün gün halk arasında en kuvvetli namzetlerin, Vasfi Aktik, Zühdü Çubukçuoglu, Mekki Hikmet Gelenbeg oldukları söyleniyordu.
Fakat bütün bu rivayetlere rağmen yukarıda da yazdığımız gibi 33 ikinci scçriıe-cuk da bflir' ’ nin reylerini kullanmaması neticesi olarak seçim çarşan-bu günü saat 16 dan sonra tekrar edilecektir.
Hoparlör önünde propaganda
Hoparlörlü kürsiye Şair Asaf Halit Çelebi lan söylemiştir :
“Aziz vatandaşlarım 1 Ben halk içir, den çıkdım, ancak sizin aranızdan halkın teker teker arzusiie rey kazandığım taktirde seçilmek islerim. Burada beni sçmek hakkı verilmiş oıan kimseler mahdut bir zümredir, bîr ekalliyettir, mens.ub olmadığım bir fırkanın azalandır. Fırkalarının disiplinine göre, kendilerinden olmâyanlanseçme-
Ieri cezaî kayıtlarla menedilmiş kimselerdir. Şu halde bu hâdisn tek partili bir rejimi olan- bu memlekette iş başında bulunan tek part> tarafından göz boyamak için tertip edilmiş bir oyundur.
Belki ikinci seçmenler ara-sındada demokrasi hidayetine erişebilecek olanlar vardır. Ben burada halk fırkası men-şuhlarına değil, demokrat dü-şünce’ere alışabilecek olan vatandaşlarına hitap ediyorum.
Uygurcclarla dil Değiştirmek
Size eski yararlıklarını,ken-ağızlarından menkul reva-
yetlerile hamiyetlerini sayıp döken ve timar, zeamet, arpalık gibi bir beylik hakkı istiyenleri, meb’uslvğu bimevi dere beylik imtiyazı şeklinde göstermek istiyenleri gördük ve duyduk. Boğazları yırtılarak, hamiyeti kendi . aralarında bile paylaşamayan hasut, egoist propagandacıları gördük ve dinledik.
Bu şartlar altmda meb’us seçilemeyeceğimi biliyorum. Bunu beş yaşındaki bir ço-
di
çıkan
şun-
Egoist düşüncelerle böbürlenenler, halckı .kuvvetle istihsal edilece.c bir imtiyaz gö-ien.er, başkalarının tıkir ve spz hürriyetlerine tahmil ede-uuyece.( olanlar kim olurlarsa o.sunıar, nazıliğe mal edileceklerdir . hur, demokrat insanlık bugün zincirlerini kırmış, egoısc ve kan ıçm nazılıği ezmiş, ı>ır kaç kişinindi men-îaatı uğuruna butun insanların çektiği ceraya nihayet vermiştir.
İrkçılık ve turancıhğı şimdilik dilimize hasretmek isteyenler var. Tat a: çalar ve ;uy-du, çalarla güzei dilimizi zorla değiştitrmek, bütün halka zorla değiştirmek, bütün halka zorla belletmek istiyenler'var Evlâtlarımızı başka bir millet-
Küçskpazardâ~~'Hâcıkadın mahallesinde Darülhödır sokağı 1-3 numaralı evde o-turan 85 yaşlarında Azime adında bir kadın, evin üçüncü kat merdiveninden düşe-rex ağır surette yaralanmıştır. •
İhtiyar Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmıştır.
Sarhoş şoför Elektrik direğine çarptı
- Evvelki gece. Niyazi, Rıfat ve Ali adlarında 3 arkadaş, beraberlerinde Aliye, Fahrîye ve Melâhat adında 3 kadınla Farlarda eğlenmişler ve sabaha karşı şoför Ahme-.din idaresinde 2503 sayılı taksi otomobili ile Taksim Büyük-dereye doğru gezintiye çıkmışlardır.
Şoför Ahmet fazla sarhoş olduğu halde direksiyona o-turmuş, otomobil Şiş iye geldiği zaman şoför uyuyakalmış ve araba hızla bir elektrik direğine çarpmıştır.
Bu mçsademe neticesinde Rıfat başından ağır, şoför Ahmet ve kadınlardan Aliye de hafif surette yaralanmadır.
Yaralılar hastaneye- kaldırılarak tahkikata başlanmıştır.
denmiş gibi uydurma dille bizden ayırmak isteyenler ve bunu hükümet otoriteşile zorla yaptırmak istiyenler var, bütün bu yaraları sizde görüyorsunuz.
Müteakiben kürsüye gelen Nazmi lyidoğan başka namzetler gibi gazetesi ^olmadığı için propagandasını yapamadığını, ikinci seçmenlerin adayları tanımadığını söylemiş ve şunları ilâve etmiştir:
’ — İçerdeki salonda Vali ve diğer ileri gelen'erin çevirdiği bir kürsü var, eğer konuşacaksak, biz orada konuşalım. Gazete dağıtmak, beyanname dağıtmak suretile yapılanlar, kötü propagandalardır.
Comments (0)