3 Aralık 1950
Pazar
teni İstanbul'un
ı
1
SİYASÎ İKTİSADÎ MÜSTAKİL
■V
m A
(BF.
Yıl 2 — Sayı 368— 10 kuruş
KUPONU


TAHSİL KUPONU
; i t ( i
1 000 (7!
fpOO
cOOO 3aât t.ûuO Saat K000 Saat 1.000 Saat 1.000

d
O
J.CHrU
LO1X>
000
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6 . R.
d
d

Telefon : 44756 . 44757 Santral
Teste eden: Rabfb Edîb - TÖREHAM
PnRfa Kufıım : 4 T7 . Tfrfanhııt Telgraf Acfraıl : TTetlo. îsfanbnî
Kahramanlıklanmız
BİRİNCİ Dünya Harbinden sonra memleketimiz kurtuluş mücadelesine girdiği vakit tek başına kalmış, yardımlardan mahrum bir millet halinde bulunuyordu. Sevres Muahedesinin ihtiva ettiği maddeler Türkiye için bir idam hükmünden başka bir şey ifade etmiyordu. Türk milletinin başına geçen Büyük Atatürk ve arkadaşları mahrumiyetler i-’çinde yıllarca canla, başla ve bütün millet iradesiyle desteklenerek uğraşırken, bize memleketimizi çok iyi tanıyan ve seven bir ecnebi dostumuz en fena zamanlarımızda bile bu mücadeleden zaferle çıkacağımızı söylemiş ve endişelerimizi dağıtmaya çalışmıştı. Onun düşüncesine göre Türk milletinin en büyük ve insanı hayran bırakan vasfı, müşkül zamanlarda kendini toplayarak mucizeyi andıran yararlıklar göstermesi ve güçlüklerden sıyrılmak yolunu bilmesidir. Bu zat bize, bıçak kemiğe dayandığı zaman, Türkün nasıl bir kuvvet olabileceğine dair bir de eski atalar sözümüzü tekrar ediyordu.
Hakikaten Kurtuluş Savaşımızda çok tehlikeli durumları, gösterdiğimiz kahramanlıklar ile aşmaya muvaffak olmuşuzdur.
Bizleri çok seven ve muvaffakiyetimizi candan isteyen ihtiyar dostumuzun fena günlerde iyimser kanaatlerine karşı bir de endişesi vardı. O kurtuluş harbini kazandıktan sonra rahata kavuşursak artık çalışmamızda bir durgunluk başlamasından korkuyordu. Hakikaten savaşı kazandık, rahata kavuştuk ve savaş zamanlarındaki hamle hızımızda bir gevşeme ve yavaşlama peyda olmaya başiadı. Bunun neticesini yirmi sekiz senelik Cumhuriyet devrimizde istediğimiz gayeye erişememekte görmekteyiz.
Bizim eski vasfımızı, tarihin akan uzun yıllan içinde, kaybetmediğimiz şimdi Kore savaşında gösterdiğimiz irade kudreti ve göğsümüzü kabartan kahramanlıklar bütün genişliği ile belirtmektedir. Subaylarımız da, teşkilât bakımından, siviller gibi memur sayılabilirler. Şimdi onlar ve silâh altında bulunan erlerimiz, yüksek vazifelerini, büyük Türk milletinin geleneklerine yakışan bir şeref ölçüsünde yapmakta ve bu suretle ideallerine karşı derin bağlılıklarını göstermek fırsatını bulmaktadırlar.
Tugayımız vazife fedakârlığının yüksek örneklerini verirken bütün Türk ruhlarında derin bir hayranlık ve hürmet uyandırırken, dünyayı kasıp kavuran yıkıcı komünist dünyasına karşı mücadele etmekle de kültür insanlığını kendisine minnettar bırakmaktadır. Ayrıca övünmeye ihtiyacımız yoktur.
Çünkü, dünya tarihleri asırlar boyunca Türk kahramanlıkları ile doludur. Biz bugün Korede yararlıklar göstermekle kendimiz için propaganda yapmış olmuyoruz. Biz bu kahramanlıklarla müşkül zamanlarda neler yaratmak kabiliyetinde olduğumuzu tekrar göstermiş oluyoruz. Gönlümüz çok arzu ediyor ki, bu yaratıcı ve kahraman ruhu ile memleketimizin her yükseliş sahasında büyük hamlelere girişelim. A-sırlann ihmal ettiği yurdumuzun yükselmesi için şimdi yapacağımız bir çok savaşlar vardır. Bu savaşlarda bütün Türk milleti Korede çarpışan evlâtlarının. baba, kardeş ve oğulları olduğunu ispat etmelidir. Ancak bu sayededir ki, dünyanın ve tarihin bir dönüm noktası olan şu zamanda güzel memleketimiz bilhassa iktisa-den yükselecek ve onun bu yükselişi kuvvetimizin en büyüğünü teşkil edecektir Bütün vatan evlâtlarını aynı z: manda kendi menfaatleri olduğu için çalışma savaşma dâvet ederken muvaffakiyetin yalnız irade kudretiyle gerçekleşen bir şey olduğunu söylemeyi bir vazife biliriz.
Hahib Edib - Törehan
Türk - Bulgar
hududu açıldı
r
Göçmenler, Türk vizesi almadan
Başbakan ve Genelkurmay Başkanı, Kore Tugayımıza şükran mesajı gönderdiler
Adnan Menderes
“Kuvvetlerimizin gösterdiği büyük fedakârkk ve kahramanlık, kalblerimizi haklı bir iftiharla doldurmuştur
Orgl. Nuri Yamut
“Dost, düşman, istisnasız bütün dünya, sizin kahramanlığınızın hayranı ve takdir kârı oldu”
S. *
r r w t ■i: 1
Mac Arthur
ikaz ediyor
Komünizmle Karede çarpışılmadığı takdirde harp Avrupaya sirayet edecektir
2 A.A. (United General Mac Ar(
evlerini terketmeyecekler
Ankara 2 (A.A.) — Başbakan Adnan Menderes, Koredeki Türk silâhlı kuvvetleri komutanlığına aşağıdaki mesajı göndermiştir:
Korede Birleşmiş Milletler emrindeki Türk silâhlı kuvvetleri komutanlığına: N
Sulh ve hürriyetin bütün tecavüzlere karşı korunması gibi en yüksek
insani gayeyi, .kendine milli gaye edinen Türk milletinin korede aynı ideale bağlı diğer milletlerle beraber giriştiği hak ve adalet mücadelesinde yüksek kumandanız altındaki kuvvetlerimizin gösterdiği büyük fedakârlık ve kahramanlık kalplerimizi haklı bir iftiharla doldurmuştur.
Hükümet, kendilerine tevdi edilen çok şerefli vazifeyi bu kadar büyük bir başarı ile ifa ederek bütün sulh ve hürriyet dünyasının hayranlığım kazanan başta kıymetli şahsiyetiniz olmak üzere yurdun aziz ve kahraman evlâtlarına en samimi takdir ve şükranlarını sunar.
Başbakan Adnan Menderes
Ankara 2 (AA.) — Genelkurmay Başkanı Nuri Yamut, Koredeki savaş birliğimize hitaben radyef Iİe şu mesajı yayınlamıştır:
Kore TÜtk Silâhlı Küvetleri Komutanlığına ve onun bütün mensuplarına:
Aziz evlâtlarımız, yiğit askerlerimiz.
Mücadelenin en güç hal ve şartlarını dahi tabii karşılayarak milletimizin verdiği şerefli vazife yolunda ve büyük cedlerimizin yarattığı şerefli ananelere uygun ve lâyık bir surette savaştığınızı öğreniyoruz.
Çetin savaş günlerinizden birine rastlayan 27 kasım 1950 tarihinde de Türkiye Müyük Millet Meclisinin sizlere selâm ve sevgisinin iblâğına karar verdiğini bildirmekle bahtiyarım.
Asil Türk Milletinin Türk askeri hakkında daima beslediği güven duygusuna liyakatini Korede d* bir defa daha göstermiş oldunuz.
Dost, düşman ve istisnasız bütün dünya sizin kahramanlığınızın
Frankfurt,
Press)
thur, United Press Müdürü Hugh Bal İlle* ye cuma günü telgrafla Tokyodan Frankfurt* gönderdiği beyanatta, Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin vaziyete hâkim olmadıkları takdirde harbin Avrupaya sirayet edeceğini söylemiş ve şunları ilâve etmiştir:
“Kore harbi başladığından beri bu savaşın mahalli olmakta devam etmesi için her türlü gayret sarfedilmiştir. Kuzey Korelilere karşı girişilen harp boyunca tesbit c-dilen milletlerarası hudut îa ihlâl edilmemiştir.
" ‘•/Asya harbinin Avrupa yunmasını geciktirdiği
lunda Avrupada beliren kanaate gelince:
“Bazı AvrupalIların böyle düşünmesi uzağı görmediklerine delâlet eder. Filhakika Avrupamn emniyeti düşünülmüştür. Avrupa batıdan de-• ğil, fakat ancak doğudan gelebilecek bir hücuma karşı hazırlıklı olmalıdır. Avrupa-nın emniyeti için Asyanın istikrar kesbetmesi şarttır.
Dünyaya meydan okuyan komünizmle Korede cesaretle ve yenilmez bir âsimle carpı-şılmadığı takdirde bu harbin Avrupaya sirayeti ve belki de orada kaybedilmesi imkân dahilindedir^
Ankara. 2 (A.A.) — Bilindiği gibi, Bulgaristandan Türk vizesini hâmil olmayan bazı çingenelerin topraklarımıza şevki ve bunlan Bulgar hududu makamlarının geri almamaları üzerine Hükümetimiz, Türk - Bulgar hududunu 7 ekim 1950 tarihinden itibaren kapamış bulunmakta idi. Hududun açılması hususunda Bulgar Hükümeti tarafından vâki olan müracaat üzerine iki taraf arasında yapılan görüşmeler neticesinde aşağıdaki noktalarda mutabakata varılmıştır:
1 — Bulgaristandan Türkiyeye göçetmek isteyenler. Türk makamlarından Türk giriş vizesi almadan Önce evlerini terketmiyecekleri gibi mallarını da tasfiyeye başlamı-yacaklardır. Bunlara, ancak Türk giriş vizesi istihsal olunduktan sonra, Bulgar çıkış vizesi verilecektir.
2 — Bulgar hudut makamlarına, Türk giriş vizesini hâmil olmıyan-ların hududu geçmelerine imkân vermemeleri hususunda gerekli e-mirler verileoktir.
3
Türk giriş vizesini hâmil ol-
madiği halde göçmenler aranma karışarak Türk topraklarına girenler bulunursa, Türk hudut makam, lan tarafından geri çevrilecek bu kimseler Bulgar hudut makamlarınca derhal geri alınacaklardır.
4 — Evvelce Bulgaristandan vizesiz gelmiş olup hâlen Edirnede bulunan ve çingene oldukları anlaşılan 67 ailede 360 nüfusu Bulgar hudut makamları geri alacaklardır.
Cumhuriyet Hükümeti, bu duruma binaen ve iyi niyetinin yeni bir nişanesi olarak, Türk - Bulgar hududunu 2 aralık 1950 akşamından itibaren normal münakalâta açmaya karar vermiştir.
öte yandan öğrendiğimize göre, Hükümetimiz, Bulgar Hükümetine tevdi ettiği 28 ağustos ve 16 ekim 1950 tarihli 2 cevabi notasında zik-rolunan ve göç meselesi ve bilhassa, göçmenlerin menkul ve gayri, menkullerl halkındaki noktai nazarını tamamen mahfuz tuttuğunu aynı zamanda bu vesile ile de Bulgar Hükümetine belirtmiş bulunmaktadır.
Yol programının tatbiki için
a.s-
Marshall Plânı fonundan
Askeri harekât
Orgl. Nuri Yamut mikrofonun önünde pılan süngü hücumunu şahsan idare etmiştir.
Komünist Çinlilere çok ağır zayiat verdirmiş ölmasma rağmen, Türk Tugayı komünistlerin ezici çoğunluğunun ağır tazyiki altında bulunmakta idi.
Türkiye, Kore harbine yardım hususunda Birleşmiş Milletlerin talebine müspet cevap veren nadir milletlerden biridir. Kendi kudretine nispetle, çok daha büyük milletlerden daha üstün şekilde bu harbe iştirak etmiştir. Türkler bizim en iyi müttefikimiz olarak kabul edilebilir. Türklerin hür müesscselere sahip istikrarlı bir hükümetleri vardır. Birleşik Amerika muvaffakiyetle savHanbilccek hu müttefikine rrtinneftardır/'
hayranı ve takdirkftn oldu. Türk askerinin değerini dünyaya tekrar göstermek gibi büyük ve şerefli bir vazifeyi yapmak sizin payınıza düştü. Bundan dolayı hakikaten talihli ve bahtiyarsınız.
Miukaddes şehitlerinizin yeri milletimizin kalbidir. Bütün dünyanın hürmet ve takdir duyguları da onlara çelenktir.
Başta Milli Savunma Bakanımız olduğu halde Türk silâhlı kuvvetlerine mensup bütün arkadaşlarımız sizlere gönülden takdir ve sevgilerini sunuyor. Sağolunuz, varolunuz.
Hak, rehberiniz ve yardımcınız-dır.
Ankara. 2 (A.A ) — 10 mimara^ lı ResmTT^I^“4,‘ ^T>3r^V
Milli Savunma Bakanlığından bil. dlrilmiştir:
Birleşmiş Mîlletler kuvvetlerinin yeni savunma mevzilerine çekilmelerinde başarılı vazifelerini yapmış olan Savaş Birliğimiz Pyongyang bölgesinde ihtiyat olarak toplanmaktadır. Zayiat hakkında henüz bir malûmat alınamamıştır.
Chicago, 2 A.A. (Reuter) — “Chicago Tribüne” gazetesi bugünkü başmakalesinde Korede çarpışan Türk Tugayım methetmekte ve Birleşmiş Milletlerin harp gücüne iştirak ettiğinden dolayı Türkiyeyi tebrik etmekte ve şunları yazmaktadır:
Türk Tugayı Korede ateş hattına girer girmez kahramanca savaşmış, tır.
Türk Tugayının Komutanı General, Türklerin yanında irtibat subayı olarak vazife gören bir Amerikan albajnnı kurtarmak için ya-
★ ★ ★
Birleşmiş Milletler kuvvetleri Pyongyang’ı tahliye ettiler
Tokyo 2 (YİRS) — Bugün 600.000 kişilik komünist ordusu. Korenin muhtelif kesimlerinde Müttefik hatlarına yaptıkları hücumlarını arttırmışlardır. Bu arada. batı Korede tutunmaya çalışan 8 inci Ordu birlikleri artan düşman baskısı altında Pyongyang’a doğru çekilmektedirler. Komünist kuvvetleri bugün Pyongyang’ın 25 mil Kuzeydoğusundaki Songçon’u işgal etmiş ve bu şehrin güneyine ve o civarda toplanmış olan Kuzey Korelilerle birleşerek ilerlemelerine devanı etmişlerdir. Düşman hücumlarını durdurmak maksadiyle karşı hücumda bulunan 1 inci Amerikan Süvari Tümeninin bütün gayretleri neticesiz kalmıştır.
Merkez kesiminde gayet büyük sayıda kuvvetlerle hücum eden komünist Çinliler. Yangdok'u işgal e-•iıp doğuya kıvrılmış ve VVonsan’a 25 mil mesafede bulunmaktadır. Kızılların bu teşebbüsü muvaffak olur ve VVonsan düşerse, kuzeydoğu cephesinde çarpışmakta olan 50.000 Müttefik askerinin istikbali tehlikeye girecektir. Bu kuvvetlerden 15 ilâ 20.000 i hâlen çosin civarında çember içinde bulunmaktadır. Gelen haherler. Çinlilerin gayet hunhara-
ne çarpışmakta olduklarını belirtmekte ve ellerine geçen yaralı Amc. rikan askerlerini de ya o anda sün-gülediklerini veya yaktıklarını belirtmektedir. Aynı haberde, kamyonlar dolusu yaralı Amerikan askerinin yakıldığı tebarüz ettirilmektedir.
Doğu sahili boyunca ilerlemekte olan Güney Kore kapitol tümeni bugün de fazla mukavemet görmeden hududa doğru ilerlemeye devam etmiştir.
Tokyo. 2 A.A. (AFP) — Birleşmiş Milletler kuvvetleri Pyong-yangı tahliye ederek güneye doğru çekilmeye cumayı cumartesiye bağlayan gece başlamışlardır. Kuzey Kore eski başkentinden gelen raporlara göre, bu kıtalara 1500 Koreli refakat etmektedir.
Koredeki 8 inci Ordu resmi sözcüsü 8 inci Ordunun arkasında düşmanın işine yarayacak hiçbir malzeme ve İaşe maddesi bırakmıyaca-ğını ve su. elektrik gibi halk servisleriyle. 8 inci Ordu tarafından işgal sırasında tamir edilmiş olan köprü ve demlryolların da Birleşmiş Milletler Pyongyangı işgal ettikleri zaman ne halde iseler o halde bırakılacağını söylemiştir.

sa-yo-


Ermeni Patriği seçildi
Ermeni Patrik seçimi dün saat 10 dan 23,25 e kadar sürmüş ve Cenubî Amerika Başpiskoposu Karakin Haçadoryan 67 ve Lübnan Piskoposu Horen Paroyan 62 reyle Patrik namzetliğine seçilmişlerdir. Arslanyan ancak 2 rey alabilmiştir. Bu seçime ait tafsilâtı ikinci sayfamızda bulacaksınız.
Ingiliz-Fransız hükümet reisleri dün buluştular
İki Başbakan, Çin ile harbi önlemek üzere zemin hazırlanması mevzuunda
Londra 2 (YİRS) — İngiliz ve Fransız Başbakanları bugünkü görüşmeleri neticesinde Komünist Çin ile her ne pahasına olursa olsun bir harpten kaçınılmasına karar vermişlerdir. Bu karar. Truman’la yapılacak görüşmelerde, Amerikan siyasi şahsiyetlerine de bildirilecektir. Başbakanlar. Mac Arthur’ün Komünist Çin ile Birleşmiş Milletler arasında ilân edilmemiş bir harp bulunduğu şeklindeki sözlerinin, tahakkukunu önlemek üzere. Komünist Çin ile görüşmelere zemin hazırlanması hususunda da tam hır görüş birliğine varmışlardır.
Aynı zamanda iki Başbakan da Komünist Çinlilerle harbi önlemek için Birleşmiş Milletler kuvvetleri-
görüş birliğine vardılar
nln Mançurya hududundan çekilerek Korenin dar kesiminde tutunmaları hususunda da hemfikirdirler.
Truman’la yapılacak görüşmelerde. batıkların takip edecekleri siyaset şu şekilde hulâsa edilebilir:
1) Koredeki harp, Mançurya hududundan öteye götürülnıemelidir.
2) Çin’in Koredeki menfaatleri garanti edilmeli ve icap ederse, görüşmelerin neticesine kadar tampon bölge yaratılmalıdır.
3) Mac Arthur’ün kumandasındaki kuvvetler Birleşmiş Milletlerin emirlerini almamalıdır.
4 ı Atom bombası kullanılmamalı, şayet kullanılacak olursa, bu. Birleşmiş Milletler Üye devletlerine danışmadan yapılmamalıdır.
35 milyon lira ayrıldı
Mr. McJunkins, bunu açıklarken yol dâvasının önemini belirtti
Ankara. 2 (A.A.) — Devlet Bakanlığı ve İktisadi İşbirliği İdaresi özel Misyonu tarafından tebliğ e-dUmiştir:
Marshall Plânı karşılık fonu paralarından 35.677.378 lira» içinde bulunduğumuz seneye ait Türk Hükümeti yol programının hemen hemen yansının ftnansmanında kullanılmak üzere, bugün serbest bırakılmıştır. .. yt
HU tabiin ‘sVl b’ırakıîdi)î\ Devlet Bakanı Fevzi Lûtfi Karaos-manoğlu İle Marshall Plânı özel Misyonu Başkanvekili Orren R. Mc Junklna tarafından açıklanmıştır.
Mr. McJunkins. serbest bırakılan bu yekûnun, yol programı bütçe tutan olan 82.677.378 liradan petrol vergisinden elde edilen 47 milyon liranın tenzili ile tahassül eden fark olduğunu izah etmiştir.
Mr. McJunkins yaptığı beyanatta ezcümle şöyle demiştir:
“Türkiyenin İktisadî kalkınmasında ulaştırmanın geliştirilmesi esastır. Bugün serbest bırakılan bu meblâğ, çiftliklerle pazarlar ve maden ocaklariyle mahrukatın kullanıldığı sanayi merkezleri arasındaki yollar için yapılan masrafların bir kısmını karşılayacaktır.
Bıı paralar, tünel ve köprü İnşaatı. bataklıkların kurutulması ve aynı zamanda da ana yolların inşası işlerini finanse edecektir. Bu yolların bir çoğu vilâyet yollarıdır..,
Mr. McJunkins. sözlerine şöyle nihayet vermiştir:
“Bayındırlık Bakanlığı şoseler ve köprüler şubesi başkanı Vecdi Di-
kerin çok muktedir İdaresi altında, Türkiyenin geniş yol programının tatbikatında, fevkalâde terakki kaydedilmektedir.,.

Denizyolları
anonim şirket
oluyor
Şirket sermayesinin % 55 i Devlete: 45 i de hususi sermayeye ait olacak
mütehassıs-araştı rm a-Denizyolla* halinde 1da-
Devlet Denizyollarına verilecek şekiller hakkındaki tetkikler nihayet bulmuştur. Öğrendiğimize göre, Ankarada muhtelif lar tarafından yapılan lar neticesinde. Devlet rının bir anonim şirket
resine karar verilmiştir.
Devlet Denizyolları Türk Anonim Şirketinin sermayesinin yüzde elli beşi devlete, yüzde kırk be^i de hususi sermayeye ait olacaktır. Millî bankaların yüzde 45 hisseye iştirak edecekleri anlatılmaktadır.
BACASINI TEMİZLETTİRMEYE NLER CEZALANDIRILACAK (Gazeteler)

— Ne yapıyorsun orada!
— Vallahi bir şey değil ahi! Bacayı temizlemişler mi diye bakıyordum...
NOEL BABA — Tuhaf şey, bu memlekette benî düşünmeleri Içhı bir sebep yok kİ!..
— Kıırumıındaıı yanına varılmıyor.
— Tabii haraları kontrol memuru!
Yeni İstanbul, okuyucularına
1.000 saat hediye ediyor
Bu 1.000 saatten 100 tanesi muhtelif saatlerdir. Hergiin marka ve Avrupadaki satış fiyatlarını 3 üncü
sayfamızda bildiriyoruz. Bugün bir okuyucumuzun kazanacağı 1.500 lira değerindeki saati bulacaksınız.
Gazetemizin sağ iist köşesindeki kuponları keserek saklamayı unutmajınız. Bunlardan 90 tanesi size bir kur’a numarası alma hakkını verecek ve belki de bu kıır’a numarası 3 ay sonra size gayet kıymetli bir saat kazandırabilecektir. Eksik kuponu olanlar, biriktirmeğe geç başlayan okuyucularımız endişe etmesinler. Kendileri için diişiindiiğiinıüz. tedbiri önümüzdeki günlerde bildireceğiz. Şimdilik kuponlarımızı dikkatle saklayınız.
V
Sayfa 3
V E N î î S T A n n n L
S Aralık 1950
■ Siyaset âleminden ■
Üçüncü dünya harbi mi ?
Yazan : Selim SABÎT
* a ’

Bugünlerde en çok yürütülen " muhakeme şudur:
-Amerikalılar Birleşmiş Milletler adına atom bombasını kullanmaya karar verdikleri takdirde Çinliler, karşllıkh yardım andlaşması ile bağlı bulunduğu Moskova Hükümetine başvurur. Kızılordu Uzakşark-ta harekete geçer. Rusya mütecaviz devlet ilân edilir. İşte üçüncü dünya harbi o zaman başlar.„
Ve, mantıkî görünen bu seyre göre harbin patlamak üzere olduğunu da zannedenlerin sayısı büyüktür.
yle bir ihtimalin varit o-
lup olmadığını tetkik etmeden önce şunu belirtmek zaruridir: Rus yanın son yıllardaki bütün gizli faaliyeti ve propagandası dünyayı bir üçüncü harp tehdidi ile korkutmak maksadını gütmüştür. Yine bu sebepledir ki, Moskova peykleri ile türlü yardımlaşma muahedeleri imzaladı. Yine aynı gayeye hizmet içindir ki, Rus ajanları Kızılordunun kudreti hakkında korkunç haberler yaydılar. Bu suretle bir çok demokrat milletin siyasetinde hâkim olan unsur, Rusyanın en ehemmiyetsiz bir fırsattan faydalanarak harp açması korkusudur. İtiraf etmek, demokrasi âleminin bir çok siyasî adamla-riyle gazetecileri. Rusları dünyanın mukadderatına hâkim bir millet diye göstermekle farkına varmıyarak onların hesabına çalışmışlardır. Meselâ "Stokcholm çağrısı,, gibi sözde banşçı teşebbüslerin muvaffak olması da böyle bir ruh haletinin neticesidir.
Halbuki Milletlerarası vaziyetin en buhranlı bir devre geçirdiği bugünlerde, barış düş-manlariyle savaşın idaresinde uliyetli mevkiler işgal eden terin, kötümserliğin yayılmasına âlet olmamaları lâzımdır. Umumî efkâra hitap eden kimselerin de kâhinliğe meyli vardır. İşte bunlar, geleceğe ait görüşlerini ihtiyatlı bir surette açığa vurmamakla takip ettikleri gayeye ihanet etmiş olurlar.
Meselâ bugün o kimseler, Çin bir taarruza uğrarsa Rusya harbe girer demekle Mosko-vanın maksatlarına hizmet e-dip etmediklerini vicdanlarından sormalıdırlar. Böyle bir ihtimali ileri sürmek, milletlerarası efkârı endişeye düşürmek olur.
İlli
Aylık karneleri kaldırdık
•4 i •(
OkByumlMFTmTra kola yi t k el-maâ ttzere gazetemİEİB çaktığı günde» beri tatbik etmekte ok değumaz aytık karne cnulünü 1 aralıkta» İtibara» luddırtnış toanayım Bu karan almamızdaki eebep» bas ok uyu çula-ruBiıaa ve tevzi memurlarının karşılaşmakta oldukları müşkülâttır. Karneleri kaldırmamıza mukabil aylık karne kapaklarından 8 tanenini bira getfrarr.k tahMI kurası İçin kura numaracı almakta olan okuyuculan-■H7.ii menfaatlerini korumak gayesiyle btı okuyucularımızdan gazetemize ttç aylık abone olanlara derhal bir (ah»!] kur’a oo-maras verilecektir.

Koreyi müstevlilerden kurtarmak hususundaki Birleşmiş Milletler kararının tabiî bir neticesi olarak Çin; bir "tedip,, hareketine maruz kalırsa Rus-yanuı Çine yardım edeceği hiç de muhakkak değildir. Çünkü:
1 — Hakikati görmeyi bilen Stalin, memleketini harbe ancak kazanacağına emin olursa atar. Halbuki ne denirse densin şu dakikada bundan emin değildir.
2 — Stalin, ucuz bir harp yapmak ister. Plânı malûmdur: Batı Devletleri ve hele Birleşik Devletleri, her hangi bir mukavemetten alakoyacak bir İktisadî ve İçtimaî buhrana yuvarlandıkları vakit Rus ordularını dünya üzerine saldırmak... îşte tatbik etmeye öteden beri şiddele çalıştığı plân budur. Halbuki Batı Devletlerinin mukavemet kudreti henüz muazzamdır.
3 — Kore hörbi Stalin’în arzu ettiği şekilde gelişmedi. Fakat şimdiki şekli de hoşuna gidecek mahiyettedir. Birleşik Devletler Asyada asker sayısını ve para masrafım ne kadar çoğaltırsa Stalin’e göre o nispette zayıflıyacaktır.
Hatırlarsınız kî, Jâponya 1930 da Çine taarruz ettiği ve daha sonraları Mançuryayı işgal eylediği ve nihayet 1942 ve 1943 te bütün Asya kıtasına hâkim olur gibi bir hale geldiği zaman Stalin kımıldamadı. Fakat Japonya Birleşik Devletlere teslim olmayı teklif ettiği vakit müdahalede bulundu. Belki bugünkü vaziyet o tarihin kine benzemez. Fakat o-nu gözden uzak tutmamak gerek ir.Hulâsa, Hitler Almanya-yı harbe soktuğu vakit Musso-lini nasıl harbe girmedi ise Stalin de müttefiki Mao - Tse -Tung'a taarruz edildiği takdirde harbe girmemesi ihtimali vardır: Hattâ bu da belki Moskova ile Pekin arasında kararlaştırılmış olabilir.
İşte, Kore işinin muhtemel ihtilâtlan sayılırken bu noktanın gözönünde tutulması lâzımdır. Böylelikle serbest milletlerin mukavemet iradesi de kuvvetlendirilmiş olur.
İstanbul Adliyesinde terfii er
Memnuniyetle öğrendiğimize göre îst. 2 nci As. Ceza Başkanı Reşit Nomer, İcra Başkanı Veli Necipoğ-lu, Savcı Başyardımcısı Hicabi Dinç, yargıçlardan Necmeddln özgen, Zübeyde Nimet Yeğen. Kadıköy Yargıcı Galip, Yalova Yargıcı Orhan Tiğrak, İst Sava Yar-dımcıcılanndan Cahit Türesay, Hazım Çelik, Silivri Savcısı Muhtar İpek’in terfileri Yüksek Tasdike İktiran etmiş ve keyfiyet telgrafla savcılığa bildirilmiştir.
Şehrimize gelecek Yunanlı talebeler
Aralık ayının sonunda, Türkiye Mili! Talebe Federasyonunun davet, llsl olarak Atina Üniversitesinden ve diğer yüksek okulların talebelerinden müteşekkil karma 50 kişilik bir grup îstanbula gelecektir. Misafir talebe kafilesi şehrimizde bir hafta kadar kalacak ve görülmeye değer yerleri gezecektir. Bu kafileyle beraber, dost Yunanistan gençliğini temsilen bir basketbol takımı da gelecektir. Bu basketbol takımı, İstanbul Üniversitesi. Teknik Üniversite Talebe Birlikleri basketbol takımlarlyle birer basketbol maçı yapacaktır.
Şehir kodesi
Aza yazılınız
Bcyo^unffn, Kıs Olpunta9-firma Enatitüsünda, bir ^ergi acilde.
Bu moda gü-
eel MiTUitlarla alâkalı d ir.
Bocin w fooi bir maJite O* *, verem ile alâkalı bu »ergi frizleri ciddi bir 9ckilde intlbaa davet etee yeridir.
Mcmlekctiınisılc \>erem için yapılan neşriyatın haddi, hesabı yoktur. Yalnız hepimiz bunJo.n okuyup acınmakla iktifa ediyor, doğrucunu »fryle-lemelc lâzım gelirse, bu vddi^ de naâiMit gösteriyoruz.
Yapılacak şey basittir. Bor aif vereceğimiz elli kuruş, ydz kuruş gibi bw(yVbı için m mfl-bir bütçe için dahi ehemmiyetsiz bir meblâğ ile bir çok hastayı kurtarabiliri». Bir elin şakırtım duyulma* derler. Fakat Verem Savaş Derneği „ liramklarımızı birbirine vurarak Öyle bir »e» çıkartır ki, verem mikropları bv gürültüden yokolurlar.
Bir şartla: Muhterem hem-gerilerimin bu satırlara kulak vermeleri şartivle*
BİR İSTANBULLU

Mülkiye mektebinin kuruluş yıldönümü
En eski mülkiyeli bür top lantıda takdim od iliyor
Memlekete bilhassa idare adamı yetiştirmek gayesiyle 1856 da Uk defa kurulun ve sonra kapanarak 1877 de ikinci defa açıian Mülkiye Mektebi bugün İH yaşını idrak etmektedir. Mülkiye * 1916 den yılı sonunda tekrar kapanmış ve 1918 de üçüncü defa açılmıştır.
önce İstanbulda muhtelif binalarda dolaşan Mülkiye, nihayet An-k araya nakledilmiş ve müstakil bir bina yapılarak oraya yerleşmiştir.
Esasen Uç sınıftan ibaret olan Mülkiye, sonra dört sınıfa çıkarılmış ve nihayet geçen yıl sonunda Ankara Üniversitesinin bir şubesi olmuştur.
KISA HABERLER
★ Denizyolları idaresi» ilkbaharda memleket içi turistik seferler tertibine bağlıyacaktır.
İlk olarak Marmarada yapılacak bu seferler bütün gün devam edecek ve Marmara iskeleleri ziyaret edilecektir.
★ Denizyolları fabrikalarında çalışan işçilerin ihtiyaçları hakkında Sendika tarafından idareye yapılan müracaat ehemmiyetle tetkik e-dllm ektedir.
Bilhassa yemeklerin yüksek kalorili ve temi» bir şekilde hazırlanmam için gerekli tedbirler alınmıştır.
Diğer taraftan DenlzyoTîarmın bütün iş yerlerinde verilen yemekleri kontrol edilecektir.
★ Liman Başmuavini Reşit Uğur. İstanbul Liman Başkanlığına tâyin edilmiştir.
★ Ortaköyde, inşası kararîaştın-lan modern tütün bakımevlnln ihalesi yapılmıştır.
★ Hazırlıkları biten Millî Türk Talebe Birliği Teknik Okul Derneği resmen teşekkül etmiş ve dünden İtibaren faaliyetlerine başlamıştır.
Tekelin yeni
sigaraları
Bafra ve Bahar, 15 aralıkta satışa çıkıyor
Tekel idaresi bayanlara mahsus Bahar ve yeni tip Baframaden sigaralarını ayın 15 inde satışa arzc-decektir. Bilhassa yüksek kalite ri-garalannı yetiştirmek hususunda çekilen sıkıntı yeni Bafra ambolâjı çıktıktan sonra önlenmiş olacaktır.
Diğer taraftan şimdiye kadar muayyen ban vilâyetlerimizde satılmakta olan yeni ambalajlı birinci nevi sigaraların 1 aralıktan İtibaren bütün Anadolu vilâyetlerine tevziine başlanmıştır.
Muvasala güçlüğü dolayısiyle 6 aylık İhtiyacı evvelden gönderilen ban çark vilâyetlerimizde gelecek sevkıyat yeni dna Üzerinden yapı* lacakür.
Böylece dört
mezunların*
1885 mezun-
Atatürk, bu mektebe Siyasal Bilgiler Okulu arlını koymuştu, şimdi Siyasal Bilgiler Fakültesi adım aldı.
Mülkiye, idari, riyari. malî olmak üzere üç meslek üzerine tertiplenmiştir. şimdi buna bir de Köycülük Enstitüsü ilâve edildi, enstitü haline geldi.
Mülkiyenkn en eski dan hayatta kalanlar,
lanndan İki zattır. Bunlar 87 yaşlarını doldurmuş olup tam 65 yıl önce Mülklyeyi bitirmişlerdir. Memleketin her yanında İdare, maliye gibi mühim hizmetleri boşan ile görmüş ve görmekte olan Mülkiyeliler talebenin müsabaka Ue alınması ve mektebin yatılı olup tam bir disiplinle idare edilmesi dolayı-siyle her zaman memleket hizmetlerinde üstünlük göstermişlerdir.
Mülkiyelilerin birbirlerine karşı olan sevgi ve saygılariyle bağlılıkları dalma bir örnek olarak gösterilmiştir.
Mektebin ük kuruluşu 4 arahk tarihine rastadığı için her sene Mülkiyeliler bu tarihte gerek İstanbul ve Ankarada, gerek diğer vilâyetlerde toplantılar yaparak eski hâtıraları tazeler ve müşterek bir sofrada yemek yerler.
Bu sene de aynı tarihte Taksim Belediye Gazinosunda saat 20 do bir toplantı yapılacaktır.
Bu verile ile bütün Mülkiyelileri sevgi ve saygı Ue selâmlarız»
Emniyet Umum Müdürünün tetkikleri
Evvelki gün. Emniyet Umum Müdürü Servet Sürenkök, şehrimize gelmiş ve dün Emniyet Müdürlüğünde tetkiklerde bulunmuştur.
Servet Sürenkök kendisiyle görüşen bir arkadaşımıza şunlan söylemiştir:
“— Şehrinize ban temaslarda bulunmak üzere geldim. Yann sabah (bugün) Trakya bölgesini teftiş etmek için Edimeye gideceğim^.
Talebe Federasyonunun Hükümete müracaatı
P — I
Gençler, bursun tamamen kaldırılmaması™, bir öğrenci bankasının kurulmasını, ve öğrencilerin sigortalanmalarını istiyorlar
TUrkye Milli Talebe Federasyonu. Başbakanlığa. Maliye vo Milli E-ğitim Bakanlığına müracaat ederek aşağıdaki hususların Hükümet tarafından derpiş edilmesini rica etmiştir:
1. — Hükümetimizin eski devreye nazaran, yüksek tahsil yapmakta bulunan talebeleri leyli - meccanilik veya burs şeklindeki himayesini muayyen bir nispet dahilinde azaltmasını makul bulmakla beraber, milli realitemiz bakımından, çalış* kan ve liyakatli arkadaşlarımızın yüksek tahsil yaparak memleketimize faydalı olabilmelerine imkân verebilmek İçin bundan böyle, bir intikal devresi için dahi olsa, bursun tamamen kaldırılmaması kana* atlndeyiz. Ve bu inançla, 1950 - öl ders yılı İçin muhtaç, fakat çalışkan ve liyakatli arkadaşlarımızın
Gazetecilik Enstitüsünde haber alma dersi
İstanbul Üniversitesi iktisat Fs-kültestne bağlı olarak kurulan Ga-mtectllk Enstitüsünde, “Haber alma ve haber verme,, dersi bu derzin hocası Cevat Fehmi Başkut tarafından büyük bir kalabalık hu runında verilmiştir. Ders geniş bir alâka uyandırmıştır.
DanimarkalI cerrahi profesörü Ankaradan döndü
Bir müddetten beri memleketi-milde bulunan DanimarkalI Profesör Husfedt Ankaradan şehrimiz* gelmiştir. Profesör şehrimiz hasta-hanelerine de bazı cerrahi ameliyatlar yapmakta ve tıbbın son me-todlanru doktorlarımıza göstermektedir.
HoRanda Radyosu Spikeri şerefine kokteyl
Bîr müddetten bert memleketi mlzde bulunan Holânda Radyo İstasyonunun Spikeri ve Program Direktörü Eduard Startz şerefine Türk Philips Ltd. Şirketi tarafından Park Otel salonlarında bir kokteyl verilmiştir. Bu toplantıda Holândanın İstanbul Konsolosu, basın temsücllerL, ve spikerin Türkiyede muhaberelerde bulunduğu dinleyicileri de hazır bulunmuşlardır. Arnavutköy Amerikan Kız Koleji talebelerinden Gül ve Nur Sedon Ue Engin İnerin şikâyet ve ikazları üzerine dünyanın tanınmış dilleriyle Şen İstasyondan yaptığı neşriyata türkçeyl ithal eden spiker bu defa İzmir ve Istan bulu ziyaretinde emisyonunda kullanmak üzere zengin detaylar toplamıştır.
Holânda Radyosunun program direktörü ve spikeri dün akşam 8,45 te İstanbul Radyosunda neşeli bir konuşma yapmıştır.
Devlet Denizyolları memurlarının terfi muameleleri tamamlandı
Devlet Denizyolları memurlarından terfi edecek olanların terfi muameleleri ikmal olunmuştur. Bunlardan genel müdürlükçe terfileri tasdik olunanların muameleleri tamamlanmış. Bakanlığın tas d i kın a sunulacak listeler de alâkalı komisyonun tetkikinden geçirilerek dün ak^am Bakanlığa gönderilmiştir.
“Samsun” Gemisinin ocak ayında gelmesi bekleniyor
Denizyollarına dün gelen malûmata göre, An sal d o Fabrikası ile işçi sendikası arasında çıkan ve bir müddetten beri devam eden ihtilâf sona ermiş ve bir anlaşmaya varılmıştır. Yine bu habere göre fabrikada normal çalışmalara bugün, yann başlanacaktır. Bu duruma göre Samsun gemisinin inşaatının ikmaliyle ocak ayı ortasına kadar İstanbul» gelmesi beklenmektedir Hâlen Samsun gemisinin döşeme kısmı İnşaatının ikmali ile son seyir tecrübelerinin yapılması i?i kalmış bulunmaktadır.
burriuluğa kabulünü talep ediyoruz.
2. — Garpta çoktan beri terkedi-len ve bizde de terkedilmiş bulunan ve bir nevi vesayet sistemini andıran leyli - meccanilik şeklindeki devlet himayesine muhalif bulunmaktayız.
3. — Keza, Devlet himayesinin, talebenin mezuniyetini müteakip hizmeti mecburiye şeklinde ödetilmesine de muhalif bulunmaktayız. Devlete borçlu bulunan mezundan borcu, mecburi emek ve hizmet yerine, uzun vadeli ve az faizli nakit şeklinde tahail edilmelidir.
4. — Burs, yüksek tahsilin himayesi gayesine matuf olarak, muhtaç, çalışkan ve liyakatini la tesblt etmiş arkodaşlnrn ildir.
6. — Ayrıca, daha iyi
imtihan* verilme-
yetişme şartlarını sağlamak gayesine matuf olarak para yardımı görmek İsteyen talebeye, faizi ve ödeme vadesi daha yüksek nispette tcsblt e-dllmek üzere, bu İmkân verilmelidir.
6. — Son İki maddede dilediğimiz hususların, tasavvurum uzca, gerçekleşmesine imkân verecek bir (Talebe Bankasının) bir an evvel tahakkukuna şahit olmak, Türk yüksek tahsil gençliğinin iyi yetişmesi imkânlarını bir kaç misli arttıracaktır. Aynı suretle, böyle bir tesisin (Talebenin siortalanma-m) keyfiyetini deruhde etmesini arzuluyoruz.
7. — Talebenin ikamet, iaşe, İçtimaî ve kültürel her türlü ihtiyacım karşılTyabileceği yurtlan ve müştemilâtını İhtiva eden (Talebe Sitelerinin) bir an evvel gerçekleşmesini özlüyoruz.
Namık Kemalin
MHE Türk Talebe Birliği Namık Kemalin heykelini dikmek İçin harekete geçti
Büyük vatan şairi Namık Kemalin 62 inci ölüm yıldönümü münasebetiyle, Millî Türk Talebe Birliği tarafından, dün Eminönü Halkevin-de bir anma töreni tertip edilmiştir.
Birlik Başkanı Suphi Baykam bir dakikalık ihtiram vakfesinden sonra. Namık Kemalin şahsiyetini anlatan bir konuşma yapmıştır.
Bundan sonra Tıp Derneği Başkanı M. Selçuk Aybar, şairin edebi hüviyetini ve cemiyete yaptığı tesiri anlatmıştır.
Son olarak Şair Behçet Kemal Çağlar, Namık Kemal İçin yazdığı bir şiiri okumuştur.
Diğer taraftan öğrendiğimize göre, senelerce eıve! Samet Ağaoğlu. Behçet Kemal Çağlar ve bir kaç arkadaşı, Namık Kemalin heykelini dikmek için, teşebbüse geçmişlerdir. Toplanan bir miktar para da İş Bankasına yatırılmıştır.
Millî Türk Talebe Birliği Samet Ağaoğluna bir telgraf çekerek yan kalan bu harekete devam edeceklerini bildirerek ilgisini rica etmişlerdir.
Yapı ve Kredi Bankasının ikramiye keşidesi
Yapı ve Kredi Bankasının ikramiye keşidesi dün kalabalık bir kütle huzurunda yapılmıştır. Keşidenin en büyük ikramiyesi Beşik taşta Yün İplik Fabrikasında idare memuru Hallt Ergun’a çıkmıştır.
Teşekkür
Gazetemizin ikinci yaşma basması dolayıriyle okuyucularımızdan ab dığımız tebrik, mektup telgraf ve telefonları devam etmektedir. Hepsine ayn ayn teşekkürlerimizi bildiririz. Aynca bize dünkü nüshalarında muvaffakiyet temennisinde bulunan refiklerimize aleni teşekkürlerimizi sunmayı, mütekabil muvaffakiyet dileklerimizle birlikte, bir vazife sayarız.
Ermeni Patriği dün
23,25 de seçildi
Rio de Joneiro Başpiskoposu Karakin Haçadoryan patrik oldu
Geçen hafta seçilen Ermeni kiliselerinin delegeleri dün sabah saat 10 da yeni Ermeni Patriği seçimi için Kumkapı Patrikhanesinde toplanmışlardır.
Muhtelif nutuklar teati edilmiş, Atatürk hürmetle ayakta anılmış ve Hükümete, vilâyete ve emniyet makamlarına teşekkür edilmiş, bundan sonra seçimlere geçilmiştir.
Şiddetli münakaşalardan sonra Ruhani Meclisi seçimine geçilmiş ve meclis şu şekilde teşekkül etmiştir: Tcodoros Kıçıcıyan. Kare kin Kayıkçı yan, Vartan Tarpinyan, Ananla Balyan, Huslg Keresteciyan. Khoren Bab&yan, Emmanuel Kapamaciyan. Gevort Ananisn, Vaşdağ Karakaş-yan, Garabed Bahan. Aram Basma-elyan. Barker Mirzaharyan, Hov&r-res Gomlgyon.
Mürakabe heyetine seçilenler şunlardır:
Aram Hıdıryan. Canlk Verter, Gc* zaros Nişanyan, Harutyan Büker, Vah ram Gesar, Keğam Kavafyan, Arşavir Pişmiş, Bedros Küpelyan, Kir kor Sarraf yan. H i ma yak Hagop-yan, Hrant Hayrabedyan, Kirkor Papazyan, îstepan Gülbenkyan.Gar-bls Gazarosyan, Dr. B. Manuely&n, Vaham Hüdaverdi, Şarkla Kürkct-yan, Harutyun Hallaçyan, Manav-yan, Haygaser Nişanyan.
Umumi meclis ve Ruhani moo-ha âzaJarı kilise nizamlarına göre bu seçimi müteakip Meryem ana Kilise tane İnerek, patrik seçimine başlamışlar ve neticede Rio de Ja-neiro Baş Piskoposu 70 yaşuıda Karakin Haçodoryanı, 67 ve kendisi herhangi bir sebepten gelemiyecek olursa Baş Piskopos 36 yaşında Khoren Paroyam 62 reyle patrik namzetliğine seçmişlerdir.
Seçimler 23.25 te bitmiş, külse w dışını dolduran binlerce halk tarafından büyük bir din) âyin ve ar* vinç tezahürata yapılmıştır.
CEMİYET HAYATI
Kenere
O İstanbul Elektrik ve Motörlü TV şıt İşçüer BendikAMinTT>, olağanüstü kongresi 3 aralık pazar günü Fatih Halk evinde yapılmaktır. ? _
4 Siirt Yüksek Tahsfl Gençlik ve Kültür Derneği Kongresi 10 aralık pazar günü saat 10 da Taksim Kristal Gazinosunda yapılacaktır.
♦ Haydarpaşa Lisesinden Yetişenler Cemiyetinin senelik âdi kongresi 3 aralık 1950 pazar günü saat 1330 da Kadıköy Halkevm-de yapılacaktır.
Vpv •
♦ Kabataş Mezunlan Derneği tarafından 16 aralık cumartesi günü saat 15 te Park Otelde bir çay tertip edilmiştir.
Ziyafet, A
Açılış töreni
♦ Yüksek Tahsil Türk Sporîan Cemiyetinin açılış töreni 6 arahk çarşamba günü saat 16 da Marmara Lokalinde yapılacaktır.
YENİ İSTANBUL I
SİYASI İKTİSADI
müstakil günlük gazete
Sahibi:
FENÎ İSTANBUL NEŞRtTAT LİMİTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal H. SAKLICA
Yazı iğlerini flDen idare eden mesul müdür:
SaeM ÖOET
Bakıldığı yer ı
Ylfrri tSTANBUL MATBAACI L1K LÎMÎTED çîRKETİ MATBAASI
Abone: Türkiye İçin seneliği 38. altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki misildir.
Hânlar : 8 neı sayfada santimetresi
2 liradır. Hânlardan hiçbir mesuliyet kabul edil:

PEYAMİ SAFA
YALNIZIZ
— 82 —
Fakat şimdi kalbi daha şiddetle çarpıyor ve acele hareket etmek ihtiyacından kurtula-■uyordu. Gardroptakl kutudan pırlanta yü* sOklerint iğnelerini ve kolyelerini alırken elleri titriyor ve gözleri kararır gibi oluyordu. Nedir bu helecan? Sinirlerim ne kadar boğulmuş benim. Çok fena. Meral, yavrum, hâkim ol kendine. En mühim şeyleri unutabilirsin. Mektup kutusu, aman mektup kutusu. Ellerine geçmeein. Başka ne var?
Tuvalet masasının gözünden de ufak tefek boan iğnelerini aldı, çantaya koydu, dolaptaki paralarını, banka defterini, mektup-lannı, çamaşırlarının yenilerini, ipekli pijamalarını ve kimonosunu da, titreyen elleriyle çantaya tıktı.
Ayağa kalktı. Artık hiç bir şey düşüne-mîyordu. Bir sigara yakmak istedi. Çakmağında benzin bitmişti galiba. Fitili güç alev aldı. Bfgarasım İçerken, gittikçe daha fazla uğuldayan kulaklariyle, gecenin gizli •eslerini yakalamağa çalışıyordu. Uyudu mu acaba Ferhat? Kolay sandım bu işleri Hareket olarak bari t, kolay. Fakat beni bu kadar telâşlandıran şey mânalar, mânalar...
Içlhl çekti. Kalbini şişiren hislerin daya-mlmaz derecede çoğaldığını duyuyordu. Sık «k babası ve Samım gözünün önüne geli~ 402
yordu- Vazgeçmeyi düşündü. Gidip divana o-turdu. Bir sigara daha İçmek istiyordu. Bu sefer çakmak hiç yanmadı. Elleri daha fazla titriyordu. Benzin koymaya üşendi. Çakmağı bıraktı. Yumruklarını ve dişlerini sıkarak tereddüdünü ezmeğe çalışıyordu.
Birdenbire ayağa kalktı: Gideceğim. Dolaba koştu. İki elbise aldı ve çantaya tıktı. Kürkümü giyerim. Bu havada... Münasebetsiz. Fakat gece ehemmiyeti yok.
Çantayı kapadı. Şimdi de anahtarım bulamıyordu. Zararı yok. Yann başka bir çanta alınm.
Artık duramadı. Kapıya koştu. Analı tan yavaşça, sessizce çevirdi. Kanadı ağır ağır, gıcırdatmadan açtı. Koridora baktı: Karanlık ve boş. Bir kaç adım attı. Solda, ikinci kapının önünde durdu. Orada Ferhat yatıyordu. Kulağını kanada dayadı. Kendi kalbinin çarpıntısından başka bir şey duymuyordu. Uyumuş olacak. Eğildi ve anahtar deliğine gözünü uydurdu. İşığa benzer bir şey göremedi. Doğruldu ve biraz daha içerisini dinledi. Sonra hemen odasına döndü. Kürkünü giydi ve çantayı aldı. Apartman kapısına kadar geldi Kalbi o kadar çarpıyordu ki sokakta nasıl yürüyeceğini düşündü. Apartman kapısını açıp kaparken Ferhat uyanırsa, koşup onu sokakta yakalıyabtlirdi. Ah, kapıda bir taksi olsa,.. Birdenbire hatırına geldi: Ferihaya telefon edip kapıya bir araba yollamasını istemek. Çabuk, çabuk... Fakat... Dur... Ay ne kadar çarpıyor kalbim. Ne yapayım mı 7 Telefon edeyim mJ? Haydi, yavrum, düşünme, aç şu kapıyı, çık. Durma.
Fakat eli bir türlü kapıya gitmiyordu,
403
Çantayı yere bıraktı, yemek odasına doğru yürüdü. Son bir tereddütten sonra telefona koştu. Ferihayı odasında buldu. Alçak ve telâşlı bir sesle:
— Flflclğim, dedi, her şey hazır. Geliyorum. Şimdi çıkacağım. Uyuyorlar. Sen soyundun mu? Bana bir taksi yollıyablllr misin? Apartmanı tarif et Gelip kapıda dursun.
— Ben soyunmadım daha Şimdi geldim odama. İstersen ben bir taksiye atlayıp gelip seni aJayım.
— Ah... O çok daha iyi olur. Haydi.
— Peki. Beş, nihayet on dakika sonra oradayım.
Meral telefonu kapadı, koştu, çan tası m kaptı ve odasına döndü. Kapıyı kapadı. Oh... Bu daha lyt Ferihanın gelmeri büyük bir kuvvet. Hem bir de otomobil. Ferhat onu sokakta yakalıyamaz artık. Her şey hazır. Bir kapıdan çıkmak kaldı. O da kolay
Bir sigara içmek istedi, fakat çakmak yanmadı, Vazgeçti. Ayaklarının ucuna basarak odada dolaşıyordu. Saatine baktı. On biri yirmi geçiyor. Beş dakika daha bekler. Kapıdan ve apartmandan çıkıncaya kadar da bir kaç dakika geçer. O zamana kadar da otomobil gelmiş olur.
Fakat bu beş dakikayı geçirmek sordu. İçinde hep koridora fırlamak ve kendini bir an evvel apartman kapısından dışan atmak arzusu vardı, tklde bir kol saatine bakıyordu. Pencere ile oda kapısı arasında bir kaç defa gidip geldi Eşyaya, hele İçinde gençlik rüyalarını yaşadığı karyolasına gözleri Lliştlkçe 404
ûrperiyordu. Bir daha banlan görmiyecek hiç, hiç. Babasını da görmiyecek belkL
Yatağının kenanna oturdu ve hemen kalktı. Ağırlığının örtü üzerinde bıraktığı hafif çukura bir göz attıktan sonra» oda kapısına gitti, kanadı gürültüsüzce açtı ve dışarıyı dinledi Aynı sessizlik. Artık sabredeniiyecek-ü. Otomobil yoldadır. Çantasını aldı ve apartman kapısına yürüdü. Ayaklarının ucuna basıyordu.
Kapının önüne geMnce, sinirli bir el hareketiyle kulpu çerindi ve şaşırdı. Kapı kilitliydi ve anahtar üzerinde değildi. Nerede anahtar? Kilitlemişler kapıyı ve anahtarı almışlar. Hemen portmantonun kenanna baktı. Ba-zan oraya asarlar, iyice baktı» yok .Ferhadm pardesüsünün bütün ceplerine baktı, bulamadı. Felâket. Eğer ağabeyai anahtan saklamışsa dışan çıkmak mümkün değildi. Kiram az ya kilidi. Ferhat uyanır, imkânı yok. Anah-tan bulması lâzım.
Emineyi uyandırayım mı? Aman, Ferhat da uyanıverir. Ne yapacağım şimdi? Kaldım, kaldım içeride. Ferlha da aşağıda» kapıda boş yere bekliyecek ve telâş edecek. Anahtar! A-nahtar! Çıldıracağım!
Portmantonun bütün çengellerine bir daha baktı. Terliyordu. Üstündeki kürk birdenbire ağırlaşmıştı. Kalbi o kadar çarpıyordu W, böyle giderse, anahtan bulmanın da faydası yoktu. Şaşırdı Büyük bir korku içinde Fertıadın oda kapısına bakıyordu. Çantayı aldı ve yemek odasına doğru yürüdü. Bel-
405
ki anahtar büfede veya etajerlerden birinin kenannda İdi. Koştu. Yemek odasına girince, sokaktan gelen bir klâkaon sesi duydu. Hah! Geldi işte Feriha. Fakat yavrum, şekerim. Flfîciğim, bilsen ne haldeyim, çıldıracağım, analı tor yok, anahtar!
Büfeyi ve etajerleri aradı. Yok musibet Her halde sakladı onu Ferhat Her ihtimali düşündü yezit Ne yapmalı şimdi? Klâkson bir kere daha çalmıştı. Bu sefer daha uzun. Her halde ışığı gördü Feriha. Dur şekerim, dur. Sen de ^direğimi hoplatma. Dur. Bir çare... Ay bayılacağım şimdi.
Kanının aralığına bir bıçak soksa, ma-nivelâ kuvvetiyle kilidi bir çekişte sökebilir mi? Çok tehlikeli. Gürültü çıkar, Ferhat uyanır. Bir çekişte sökeceğinden emin olsa, cesaret eder. Kapı açılır açılmaz çıkar, hızla aşağıya iner ve otomobile atlar. Ferhat uyanıp gelinceye kadar çok geç kalır. Fakat ya birinci hamlede kilit sökülmozae?
Evde kalmaya razı olmak! Aman, şimdi bunu hiç İstemiyor. Kendini pencereden atacağı geliyor. Şimdi, şimdi, sokağın hürriyeti gözünde tütüyor. Ferihanın yanında ve otomobilde olmak. Ah, Yarabbim. kalbim duracak.
Artık başı dönüyordu. Hiç bir şey düşünemedi. Odadan çıktı. Apartman kapısının önünde durdu. Şurada, şuracıkta, bir odun ötede, hürriyet» hürriyet, Feriha, Paris...
(Devamı var)
406
3 •
50

Günler geçerken
Belediyesizliğin ispatı
Refik Halid KARAY
mebuslarım ve Şehir Meclisi azasım vazifeye davet bir dilekçe vermiş. Kanaatimizce parti müfettişlerini doğrudan doğruya alâkadar ohımıyacağı işlerde sa-addetmek usulünü bırakmalıyız. Ta ‘•İttihat ve Te-
I1ZORE muharebeleri bizi bihakkın meşgul ettiği su sırada ufak-■> tefek İşlerden bahis açmak doğru görünmese do nc yapalım ki günlük hayat ve günlük hayat ihtiyaçlariyle düşünceleri durduru-lamıjor. Birinci Cihan Harbinin en kötü safhasında yine belediyeden bahsediyorduk; hattâ Runıelihisarını bir müzeye çevirmek, Sa-rayburnundan Üsküdar yakasına asma köprü kurmak gibi projeler hazırlıyorduk. Her ikisini de İkinci Dünya Harbinin sonunda ve üçünciisünün arifesinde bile başarmış değiliz. O. başka mesele! Maksadımız kısa bir “istitrat!,, ı müteakip ayrı bir İşe temas:
Kadıköyü İskelesiyle Mühürdar arasındaki saha, dökülen moloz, süprüntü, taş toprak ve saireden bir hale gelmiş ki umumî sıhhati tehdide başlamış; sinekten, kokudan, murdarlıktan geçllemiyorınıış. Civar haJkı, şimdiye kadar yaptıkları müracaatlara ilâveten İstida İle Vilâyet makamına başvurmuş; ayrıca iktidar partisi müfettişine de — İstanbul İçin olacak — böyle, partinin lâhiyct sahibi
rakki., kâtibi mesulleri zamanından arta kalıp Halk Partisi devrinde son haddine erişmiş olan bıı idari bidati demokrasi kaidelerine uydurmak güçtür ve hükümet mevcutken hükümet dışı teşkilâtı İkinci bir hükümet yerine koymak hatadır. Lüzumsuz makamlar ve kuvvetler yaratmaktan hayli zarar gördüğümüzü kim inkâr edebilir? Eğer gazetelerin yazdıkları gibi hakikaten dilekçe verildiyse verenler cahillik etmişlerdir; müfettiş de dilekçeyi aldıysa dalgınlığına gelmiştir. Müfettiş ile konuşulur, ona dert yanılır; lâkin kendisine dilekçe sunulmaz. Haberde bîr yanlışlık olacak.
Biz her şeyden önce bir belediye kurmaya bakalım. Karşımızda belediye olursa şehir İşlerinde ne müfettişe, ne Başbakana, no de Cumhurroisine müracaat lüzumunu hissederiz Şimdiye kadar bir belediye mevcut bulunsaydı Mühürdar o hale düşmezdi ve Mühürdar ahalisi de bu güzellikte misilslz semti zevksizliğe numune, çirkinliği göze batan binalarla dolduranuızdı. Baliği geçen mezbeleyi küçük bir himmetle temizlemek mümkündür; lâkin mimarisi bozuk, mevkiin letafetine aykırı sakil binaları nasıl kaldıracağız? Bu yere, her hangi semte kurulacak tipte inşaat yaptırılmıyacaktı. Mühürdar sırtı, ön tarafını güneşten koruyan uzun saçaklı, büsbütün ayrı üslûpta şaleler İçin biçilmiş kuttandı. Suadiyenin manzarasız sokak İçlerine öylelerini yaptık; Mühürdar yamacını ancak Beycığhınıın İç mahallelerine uygun irattık kat kat apartmanlarla tıkadık; Cihangiri de aynı tarzda berbat ettik.
Mühürdardan İstaııhula bakış bir saltanatı seyretmekten fark-mdır. İstanbul tarafının şahane kubbeleri ve endamlı minareleri hiç bir yerden burada olduğu kadar toplu ve zarif biçimde görüne-mez; sabahının güzelliği akşamınklylc hny ölçer. Lodos güruhlarının şaşaasına hayran kalırsınız; fırtınasının azametine de (Ioyanmz-srnız. Mühürdar, İstanbul sahnesini bütün azameti, bütün cazibesi, bütün hususiyetiyle temaşaya müsait bir locadır. Sol taraftan tâ Yeşilköy Fenerine uzanan, ortaya Sarnybıırnunu. Ayasofyayı. Sultanah-met Camiini altlıktan sonra öbür taraftan Galata İle Reyoğlunıı — "Bakınız! Ne mükemmel ve ne kötü şeylerin yan yana geldiği Mr aehir!» derceslne — önünüze seren bir manzara...
Böyle bir mevkie başka mimarî, başka çeşit imar, haşka zemin, başrka raman lâzımdı: Sırtta şaleler, basit gazinolar ve kahveler .. Aşağıda, Moda’ya ulaşan iki katlı bir korniş... Ve genişliği ölçülü, ne engin, ne dar bir deniz parçası üzerinden kayarak eşsiz İstanbul» tertemiz, sulak ve gölgeli, şık ve sevimli bir mamureden bakış!
Eski Kadıköyüniin İsmi — İstanbulu görmeyip oraya yerleşenlere te im i han — -Körler memleketi^ imiş. Hayır! Asıl görmezler ve bakmasını bilmezler, KadlkÖyünün en güzel mevkiini bu şekilde btnalayanlar, bu vaziyette bırakanlar, yetmiynrmıışçasina mezbeleye çevirenlerdir. Belediye! Mühürdar öyle durdukça senin varlığına taanamayrz!
K
• •
7
Sııyfa 8
• • • •
• • •


Nehru’nun fili yola çıktı

Hindistanlı çocukların, Türk kardeşlerine hediye ettiği filin
adı ”Mohini” dir
Washington hususî muhabirimiz bildiriyor
Yeni kısa dalga radyo istasyonu bugün açılıyor
Dursunbey ve Bigadiçte zelzele
Bu istasyonla neşriyat istenilen bölgeye çevrilebilecektir
Zelzele dönlii çok şiddetli olmak üzere 7 defa hissedildi. Bazı hasarlar var
Yeni Delhi. 2 (H.H.S.) — Türk çocukları. “Doğarı Kardeş,, çocuk gazetesi vasıtasiyle Hindastan Başbakanı Nchruya müracaat etmişler ve kendisinden bir fil yavrusu istemişlerdir. Haber alındığına göre Başbakan Nehru, Türk yavrularının ricasını memnuniyetle kabul etmiş ve müspet haberi Barbakan Adnan Menderese bir mektupla bildirmiştir. Bahsi geçen yavru fil hâlen Hindistandan yola çıkmış bulunup kendisinin pek yakında ts-tanbula varması beklenilmektedir.
Hindistan Barbakanının Türk çocuklarına hediye ettiği fil yavrusunun ismi bizzat Başbakan tarafından konulmuştur. Beş yaşında bir dişi yavru olan file. Nehru “Mohinl,, yani “Şirin,, adını vermiştir. Yaşının küçüklüğüne rağmen “Mohini., tam bir ton ağırlığı ndadır ve seyahati esnasında
kendisine Sultan adındaki dadısı refakat etmektedir.
Nehru, bu münasebetle Türk çocuklarına şu mesajı göndermiştir:
•‘Aziz çocuklar;
"Size bir Hindistan fili gönderiyorum. Bu benim hediyem değildir: fakat daha çok Hint çocuklarının sîzlere gönderdiği bir hâtıradır. Fil ile beraber bütün Hindistan çocuklarının sevgi ve iyi temennileri de beraber gelmektedir.
“Fil. gayetle büyük ve kuvvetli bir hayvandır, fakat cüssesi kadar da zeki ve iyi tabiatlidlr. Eğer iyi muamele görürse çocuklarla oynamasını sever. Gönderdiğimiz filin Türkiyede dostlar kazanacağını ve orasını evi gibi telâkki e-deceğini ümit ediyorum.
“‘Sevgilerimle,
( Jauaharlal Nrhnı)
Uzakdoğu siyasetine
Washington, 30 (Hususî) — U-zakdoğu diplomatik hareketlerini bir satranç oyununa benzetmek mümkündür. Bu satranç tahtasında, batı devletleri, hareketleri bir-birleriyle güç telif olunan üç büyük taşa mâliktir. Bunların biri Fransa - Ingiltere - Hindistan, ö-teki Mac Arthur - Syngman Rhee -Çan Kay Şek ittifakıdır. Bunun dışında mutedil bir cephe tutan Ingiliz - Fransız - Hint ittifakına meyleden Amerikan Hâriciyesi bulunmaktadır. Amerikan Hâriciyesi
olan üç unsur
îtidal taraftan Amerikalıların Mac Arthur’e söz geçirmeleri zor oluyor
Ankara, 2 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Ankarada Etimesğut civarında Çakırcılar Çiftliğinde yaptırılmış olan 100 kilovatlık kısa dalga büyük radyo istasyonunun a-çıbş töreni yarın (bugün) saat 17 de yapılacaktır.
1946 senesinde İngiliz Marconi f« masıyle mukavele yapılmış, inşa, a .a başlanılmıştır. İstasyonun inşa fi geçen sene bitmiş, 5 milyon 400 b n liraya malolmuştıır. Ankara kısa dalga istasyonu memleketimizi dışarıya tanıtmak hususunda büyük bir ihtiyacımıza cevap verecektir. Bu istasyon tevcihlidir. Yani sesimizi nereye duyurmak tasyonun neşriyatını o virmek mümkündür.
Askerî Birliğimizin reketi ile beraber bu tecrübe mahiyetinde
yata başlanılmıştır. Yarınki açılış resminden sonra bu istasyonda akşam saatlerinde çeşitli yabancı dillerde yayına başlanacaktır. Yarınki merasimde Cumhurbaşkanının da bulunması ve açılış resminin onun tarafından yapılmam büyük bir ihtimal dahilindedir. Bu merasimde Dışişleri Bakanımız Fuat Köprülü ile Basın-Yayın ve Turizm Genel Müdürü Halim Alyot tarafından birer nutuk söylenecektir.
Bigadiç, 2 (A.A)
1.50 ile 6.40 şiddetli yedi zelzele olmuştur. Bazı evlerin bacaları yıkılmıştır. Işıklar köyünde bir ev yıkılmış, iki ev çok hasara uğramıştır. İnsanca zayiat yoktur. Zelzele muhtelif fasılalarla devanı etmektedir.
Bu gece arasında dördü çok
Zelzelo Dursunbeyde de hissedildi
Dursunbev, 2 (A.A.) bah 6.40 da iki saniye süren şiddetli bir deprem olmuştur Köyler* den henüz haber alınamamıştır Merkezde hasar yoktur.
Bu sa-


istersek is-tarafa çe-
Kokulu radyo
Kareye ha-istasyondan olarak neşri-

olan bir toplantı yap-
mektepli gençlerimizin şiirler halkın yer yer
Kore kahramanları için Mersinde dün bir miting yapıldı
Mersin 2 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Şehrimiz Millî Eğitim mensuplan Koredeki kahra-manlanmızın dünyaya ün salan şecaatlerini tebcil maksadiyle bugün saat 15 te Cumhuriyet Alanını dolduran binlerce halk ve mekteplilerin de katıldığı ve büyük tezahürlere vesile Duşlardır.
Bilhassa okuduktan
kaynaşmasına vesile olmuştur.
Genç hatiplerden birisi heyecandan doğan gözyaşları arasında bugünkü başımızda bulunan Hükümet. yerinde bir kararla milletten Koreye gönderdiği 4500 kişilik bir kuvvetle ezelî düşmanımız komünistlerin başını ezmiş ve mazideki kahramanlıklarımızı unutanlara Türkün ne demek olduğunu bir kere daha göstermiştir., dedi. Toplantıya saat 16. 15 te hftdisesız olarak son verilmiştir.
Komünizmle mücadele kanunu
Ankara. 2 (ANKA) — Hükümetin hazırlamakta olduğu komünizmle mücadele kanunu tasarısı Bakanlar Kurulunda görüşülmüş ve tasan Meclise sevkedilmiştır. Tekirdağ Milletvekili Şevket Mo-can ile 107 arkadaşının imzaladığı aynı mevzudakl tasan da, Hükümet teklifi ile mezcedılmiş bulunmaktadır.
Bu tasannın hazırlanıp hazırlanmadığı hakkında ve Meclise ne vakit verileceğine dair, yine Şevket Mocan tarafından verilen sözlü soru. Meclisin çarçamba günkü gün demine ahnmıştır.

TEKNtGÎN kokulu film yapma-1 ya çal şt ğını elbette biliyorsunuzdur ama, kokulu radyoyu herhalde hiç İşltnıemişsinizdir. Onu da ben söyllye.vlm: Bizim radyomuz televizyonu bir nefeste aşarak, kokulu olmanın yolunu bııldıı!
ŞİHidl Beyoğlu meyhanelerinin ne kadar, ter, pllâkl, piyaz ve rakı kokusu varsa, zammı zaman mikrofonlarımızdan intişar ediyor! Ve Ikhlc bir çatal sesleriyle “Ya hey!., çeken hanım kızlarımız da buna eklendi mi, kokulu radyo, tıalllşbaa gelmekte... O zaman oturup da Türk musikisinin haline ağlamamak I-çin. yürek ister.


I
Geçen gün bir dostum Morıı-vordu: “Kuzum bizim alaturka hanendeleri hiç ilıtlyurlamazlıır mı? Yirmi sene evvel olgun birer hanım kız olarak tanıdıklarım. ilaınaşa-ıllah hâlâ plya* şadalar!.,,
Cidden meraklı soru değil mİ?
Her Allahın gecesi durup dinlenmeden, o meyhane atmosferi I-çinde, avaz avaz bağırıp da bozulmamak. hakikaten meseledir. Lilly Pons, Metropoliten Operasında — hem de meyhanede değil, operada — altı aylık devamlı bir çalışmadan sonra, kendini Avrupaya dar atardı. Meşhur soprano Erııa Szak, bir yıllık devamlı bir çalışma kontratı İmzaladığı zaman, sesini sigorta eden şirketler, mukavele İmzalamaya güç yanaştılar. Anlaşılan şu alaturka musikide sesi koruyucu bizimkiler her lar!
Fakat gene bizim alaturka meyhaneden ne kadar doğra İse, İyilik buldokları da o derece mutlak. “Çünkü diyor, meyhane, sesleri bozuyor ama. o bozuk sadaJan, kafalarını dumanladığı müşteriye gene tatlı gösteren de odur.„ Meyhane müşterisi için İhtimal böyle. Aynı hed sesler, bütün takımları taklavatları ile.
hlr hassa vur kİ. dom taze kalıyor-
o dostuma göre, hanendelerinin, fenalık gördükleri

Tlbe-baş-
yüz
Mabetlerle mühim binalara bayrak çekmek ve uzun bjr dua okumak suretiyle, hava hücumlarına karşı da icap eden tertibat alınmış bulunmaktadır.
Grev yapan 6 PolonyalI, Hukuk Müşaviri, steno-daktilo. iki şoför ve bir tercümandır.
u radyo ■ Kırılan cevizler - Yobazın karnı
Dalai Lama, Lhasa’yı terke hazırlanıyor
Altın ve gümüş yiiklii katır yola çıktı
Yeni Delhi, 2 (Hususî) — tin ruhanî reisi Dalat Lama şehir Lhasa’yı terketmek üzere ha-zırlanmaktadır. Tatmaya ait altın ve gümüş yüklü yüz katır, askeri muhafızların nezareti altında Pha-rijdong’a gelmiştir.
Tibet Hükümeti, başşehri müdafaa için yeni askeri ve ruhî tedbirler almaktadır. Teşkil edilen bir alayla beraber, Tibetln asil ailelerinden seçilen 35 kişilik bir subay grupu, düşmanı karşılamak üzere yola çıkmıştır. Şehrin mühim mevkilerine askerler yerleştirilmiş ve örfî idare ilân edilmiştir.
Alınan ruhanî tedbirler arasında Lhasayı çeviren bir sihirli daire vardır, şehrin stratejik noktalan merasim elbiseleri giymiş, mukaddes bayraklar taşıyan rahipler tarafından takdis edilmiştir.
Varşova’daki Elçiliğimizin PolonyalI müstahdemleri grev yapıyor !
Varşova,* 2 (AF) — Varşovadakî Türk Elçiliğinin PolonyalI müstahdemleri bugün ücretlerinin kanuna aykırı bir şekilde verildiğini ileri sürerek grev yapmışlardır. Bu şahıslar ekim ve kasım ücretlerinin yalnız üçte birini aldıklarını iddia etmişlerdir.
Şoförü greve kalkıştığı için Maslahatgüzar Şakır Bengütaş bugün Varşovadan 17 mil mesafede bulunan ikametgâhından Elçiliğe geç gelebilmiştir.
pörsük, ekllr tek ell»ı-kıır-
radyodan aksedince, no yapacağız? Türk radyosunda, Türk musikisini dinlemek için, İlle o-tıırup kafaları dumanlamak mı lazım ?
Türk musikisinin üzerine Iğl-loııler, musikimizin tek sesli o-lıışıınu en esaslı kusur olarak sayıyorlar. Ben buna meyhaneyi de katacağım. Meyhaneyi ve meyhanenin, sarkık,
tombul kuşlarını da buna ycccğinı. Türk musikisini sesten evvel, meyhanenin den ve o kuşların dilinden
tarınak lâzım! Ondan sonra sesini fazlalaştırmak kolay. Bırakalım meyhane kendi havaaındu kalsın. Birtakım tazeler çıkıp, hık’lı.va pık’lı.va halk türküleri; ah’lıya, of’lıya Arap nağmeleri söylesinler. Ama, radyomuzu bunlardan uzak tutalım. Musikinin bir kültür meselesi olduğunu hilelim. Siz zannediyor musunuz kİ. radyomuzdan meyhaneye dökülen para azdır? Ne münasebet. Aynı .mkAn İçinde, halis sanatkârlardan müteşekkil devamlı bir kadro yapmak dalma kaabll...
Ve bir devamlı kadro musikisi İle meyhane toplamasının farkı aşikâr. Açın Ankara Radyosunu. Orada disiplin var. İntizam var, nota var, kültür var. Burada ne var? Bir kaç halis sanatkâr hariç, kırk dokuzluk şişe, pllâkl ve lâkcrda!..
Değerli sanatkâr Cemal Reşit Rey, Filârmoııl Dergisine yazdığı bir fıkrada, tek sesli musikimizi, yüksek duvarlı bir bahçenin ortasında uyuyan bir güle benzetiyor. Vo tavsiyesi şu: “Etrafın-daklleri uyandırmadan o duvarları aşarak, muaikiml/.i kurtaralım.,,
Muhterem müzisyeni, tahlisiye amel İyesinden evvel, derhal İkaz edelim: Aman dikkat üstat! O duvarların arasındaki halice değil, meyhanedir. Ve Türk musikisinin gözleri kapalıysa, uyumu-

iç siyaset sebeplerinden dolayı arzusu hilâfına bir takım milliyetçi ve müfrit çarelere başvurmak mecburiyetinde kalmıştır.
New-York Times gazetesinin muhabiri James Reston, büyük bir cüret göstererek. Amerikan Hâriciyesinin yapılacak işler hakkında makul fikirler besledikleri, fakat Kongreye ifşa edilir korkusiyle bu fikirlerini açığa vurmaktan çekindiğini iddia etmektedir. Aynı fikri. Hariciye diplomatlarının itidale meyilli oldukları, fakat kararlarını Mac Arthur*e kabul ettirecek kuvvette bulunduklarına emin olmadıkları şeklinde ifade etmek her halde daha doğru olur. Tarafsız müşahitler, Mac Arthur’ü itaat ettirmek çarelerinin Amerikan Hâriciyesini baştan başa meşgul ettiği fikrindedirler. Zira Mac Arthuriün Hâriciyeye itaatsizlikleri günden güne çoğalmaktadır. Meselâ Hâriciyenin verdiği ve Birleşmiş Milletlerin de tasdik ettiği talimatı hiçe sayarak, Mac Arthur, Kuzey Ko-renin Syngman Rhee tarafından tâyin edilen ve yerlerine gönderilen komiserler tarafından idare edilmesine göz yummaktadır. Bu komiserler ise fethedilmiş bir memlekette hüküm süren satraplar gibi hareket ediyorlar. Koreye ait diplomatik ve siyasi kararların tatbiki, Mr. Acheson’un politikasına muha-
Rusyada atom bombası üzerinde çalışmalar
New-York, 2 A. A. (United Press) — İki mülteci Sovyet âlimi Sovyet Rusyanın Türkistan Cumhuriyetinde Fergana vadisinde yeni keşfedilen bir uranyum madeni üzerinde çalıştığını bildirmiştir.
Prof. Andre Karpinsky ile Prof. Yeonid Smirnov, Türkistamn maden bakımından çok zengin olduğunu açıklamışlardır. Demirperde arkasındaki memleketlerden gelen mültecileri Milletlerarası Kurtarma Komisyonunun toplantısında söz alan bu iki âlim Sovyet Rusyada atom bombası bulunduğunu söylemiş ve fakat Sovyet modelinin A-merikan modellerinin recesinde olmadığını lerdir.
tekâmül de-îlâve etmiş-
bir otom
Yazan:
Bedii
yor. Biçare, rakı kokusundan bayıldı!..
Kırılan cevizler
BİR gazete haberi beni hayli güldürdü ve düşündürdü: “Yeni ceviz mahsulü
İhraç edlleml-
Kendi kondl-»e: işte dedim, ııhallflor İçin, üzel bir espri hrsatı. Türki-cniıı bütün ce-ı lzlerl içerde ka lir da. söylcne-•ck. sarfedlle-•rk nükte mi bulunmaz? Meselâ şöyle diyebilirler:
tabii İhraç edile-
Yeni İktidar millini madan zor du-
haberden muvata-
“Cevizler mİ. mez. Dıırıın bakalım daha dahilde no cevizler kırılarak!.. Siz kırılan cevizin bini akmasına ne hakıyorsıııııız. ynnu. milyarı rur.„
Fakat aynı
kat İrin de »öyleme fırnatı çıkabilir. Meselâ onlar da: “Ceviz İhraç elnılyoruz. çünkü vatandaşları cevizle, hâilemle beslemek niyetindeyiz. Halk l’artİHİniıı kepekten elemeğini yiye yiye az rnı takatten düştüler?,, diyebilirler.
Bir ceviz şakası ama, biz tarafsızlar İçin lıayli eğlenceli. Çünkü muhalefet İçin, iktidarı ceviz kırmakla itham etmek ne derece kolaysa, muvafakat İçin dünün icraatını parmağa dolamak da o kadar loudt oldıı.
Geçenlerde İktidar partisine mensup hir milletvekiline, haklarında scrdedllen İthamlara karşı

Amerikada yeni merkezi kuruluyor
2 A.A. (United
— Yetkili kaynaklardan gecesi öğrenildiğine göre,
• •
5Vashington, Press) cuma Tnıman atom bombasının imalinin
hızlandırılması için talep ettiği tahsisatla Oak Ridge. Tennesee ve Hanford ile kabili kıyas bir atom imalât merkezi tesis edilecektir.
hiç ses yok. kız kardeşini Gene mi kızmıyor-
de
çene mephut. var. Karını da kan-
ne düşündüğünü Hordum. Hemen hikâyeyi yapıştırdı: Delinin biri Anide sancılanmış. Bakmışlar ki ölecek, hemen müstakil bir odaya yatırmışlar. Hasta, koğuşta yanımla yatan arkadaşını da İstetmiş. Onu da getirmişler. HA-letl nezide olan başlamış İtirafa:
— Ben. demiş, senin kızını iğfal ettim. Kızmadın mı?
Boriklinle
— Sonra kandırdım, sıın ?
Ayaktaki
— Dahası
dırdım. Birader gene mİ kızmıyorsun ?
İşte o zaman, öbürü ağzını açmış:
— Hiç hoşuna üzülme, kıznu-yııcağım. (,'üııkü seni de lıen zehirledim. İşte bak ölüyorsun!
Dostımı İlâve etti: “Hiç İstifimi bile bozmuyorum birader, ne derlerse desinler. (üııkü onları da biz zehirledik. Bak öldüler bile,.
Fakat İşin tuhafı nerede biliyor musunuz; Aynı mevzuda fikrini sorduğum bir da “Dıır sana bir yım„ diyerek aynı lef meye kalkmadı
muhalif dost fıkra anlata-hlkâyeyi naklin ?
Yobazın karnı
ÎSMAİL Hahib üstadımızın bir ■ makalesinden Öğrendim: Vaktiyle Siirt mebusu Mahınııt Bey merhum, sahibi olduğu Milliyet gazetesinde bir anket açmış: Mustafa Kemalin yaptığı İnkılâplar İçinde eıı hayırlısı haııgl-shlir?
Netice ne olınıış biliniyorum. ÇUııkü İsmail Hahib Sevük anketin rrsultatsını değil de, kendi fikrini yazıyor. Ve ona göre, Mustafa Kemalin en hayırlı hareketi, TÜrkiyeye. hariçte ve dahilde, İtibarı yüksek bir devlet haysiyeti verınesidiç
Hiç şüphesiz doğru. Yalnız, bu, Mustafa Kemalin İnkılâplarının ve icraatının en iyi bir çası değil, mııhass ilasıdır türkün bütün ikılâplarının kameti bıı değil iniydi?
Fakat, İnkılâplar İçinde bir tanesini çekip ön plâna yerleştirmek de kaabll olmadığına göre, üstadın gene hakkı var. Mustafa Kemal. İcraatını, birbirine öyle sihirli İplerle bağlamıştı kİ, hangisini çekseniz diğerleri de birlikte gelirler. Aksi de vârlt: Hangisini İtmeye kalkışsanız. öbürleri de sallanıp geriliyorlar. Nitekim yobaz hareketleri biraz ortalığa yayılsa, sadece lâikliği değil, fakat onıın peşi sıra harf yeniliğini de. kıyafet İnkılâbını da titretiyor. Bakınız sakallı dergilere. Sağdan sola yazılar sıklaştığı gibi, pantalo-ıııın yerini şalvar; şapkanın yerini de sarık alsın arzıısıı, gittikçe belirmekte. Ve artık yobaz pervasızdır. Açık İstidalarla din fer. yadı kopardığı gibi, inkılâbın ü-zerine kıuıat gerenleri de terin etmek cüretini gösterebiliyor. Şimdi “Karakuvvete fırsat ver-mlycllm,, dediniz mİ, din aleyhtarısınız. Yobaz, hakiki müslüımı-nın İleri fikirli olacağını ve Islâ-miyetin karanlık faaliyete cevaz vermediğini nereden kııvrıya-cak ?
par-Ata-
Istl-
t


Onurı hedefi, vurdun bütün ışıkları sönüıı-reye kadar çalışmaktır. Bir defa karanlığa gömüldük mii, üst tarafı kolay. Hâkimin yerine kndı.vı, doktorun yerine üfürükçüyü. Üniversitenin ye
rlne medreseyi getirir ve ylrıni milyon birden müşterek bir bağdaş kurarak kolayca çökebiliriz!
Bir arkadaşım anlattı: Ge-
çenlerde bunlardan biri. Millî Mücadeleyi bile kendilerine mal ederek, ‘Kfiklâl Savaşı hocaların ve din ehlinin sayesinde kazanılmıştır., demiş. Gülmeyiniz. Yarın bir diğeri çıkıp da, “Demokrasiyi hlz getirdik, daha dalın İsteriz,, diyebilir.
Rahmetli Reşit Galip, no güzel söylemiştir: “irticaın karnı doymaz. İyisi ınl gırtlağım ku-rııtmalı.,,


lif olup, Mac Arthur ve Çan Kay Şek lehinde hareket eden Ameri-öan Sefiri M. Muncio’nun takındığı tavırla daha da güçleşmektedir. Mr. Acheson’un gönderdiği direktiflerin Syngman Rhee’ye hiç verilmediği veya vakitleri geçtiği zaman verildikleri de pek muhtemeldir.
Fransa - Ingiltere - Hindistan ittifakının hedefi âşikârdır. İngiliz-ler, Fransızlar ve Hintliler Amerikanın Çinlilere karşı harp ede ede zayıf düşmesinden ve sonunda sabrı tükenerek, komünistlere tam merkezlerinde yani Sovyet Rusyada nihaî bir darbe vurmak üzere, bir cihan harbine sebebiyet vermesinden korkmaktadırlar. Bu sebepledir ki, bu üç devlet bir uzlaşma yolu aramaktadırlar.
Mr. Bevin her gün Nehru ile tel-graflaşmakta ve Nchruya önceden haber vermeksizin hiçbir harekette bulunmamaktadır. Bu temaslar o .kadar İleri gitmiştir ki, Yeni Delhi-deki Amerikan Elçisi Mr. Loy Hen-derson, tngiltereyi Amerikan siyasetinin Asyada gerçekleşmesine en büyük engel saymaktadır. Mr. Hen-derson bilhassa Lady Mountbat-ten’in Nehru üzerindeki tesirinden şikâyet etmektedir, zira yalan veya gerçek, Lady Mountbatten Amerika aJeyhtan olmakla şöhret kazanmıştır. Bütün bu şahsî unsurların e-hemmiyeti vardır, çünkü neticede milletlerarası siyaseti yapan adamlar da çoğu zaman prensiplerden u-zak insani mülâhazalarla hareket e-derler.
Variyetin insani Gephesîni senatör Knowiand’ın takındığı tavır bariz bir şekilde belirtmektedir. New. York Post gazetesine göre, Kno^-land Mr. Acheson’a karşı tam Çin ile Amerika arasındaki görüşmelere tesadüf edecek bir kampanya hazırlıyor. Bu kampanyada vereceği nutuklara malzeme hazırlamak Üzere, senatör Knowiand hâlen Tokyoda bulunmakta ve Mr. Acheson’un Mac Arthur’e gönderdiği telgrafların birer kopyasını almaktadır. Bu telgraflardan Mr. Acheson’un Çin müdahalesinden mesul olduğunu ispat edebileceğini ümit ediyor.
Bu vaziyette Birleşmiş Milletlerin vazifesi çok güçleşmektedir, çünkü Fransız - İngiliz - Hint ittifakını, Amerikan hâriciyesini ve Mac Arthur’ü hesaba katmak mecburiyetindedir.
Etna’nın lâvlarının akması durdu
Ratanya (Sicilya) 2 (A.P.) —
Geçen cumartesiden beri indifa halinde olan Etna Dağının akmak- • ta olan lâv deresinin durmuş gibi olduğunu. Ratanya Üniversitesinden bir heyet, mahallinde yapmış olduğu tetkiklerden sonra dün bildirmiştir.
Bütün hastalıkları iyi eden bir mûcize ot bulundu
Yeni Delhi, 2 (Hususi) — 12 şında bir sığırtmaç çocuk bazı larla bütün hastalıkları tedavi susunda mucize göstermektedir.
Orlssa’ya 75 mil mesafede olan bu kasabaya hücum eden halk. Hükümet için ciddi bir nakliye me-selesi doğurmuştur. Kasabayı bir günde 40,000 kişi ziyaret etmiştir.
ya-ot-hu-
Partisini hapishaneden idare eden bir lider
Accre (Altın sahili): 2 A.A. (U-nlted Press) sahili müstemlekesinde en kuvvetli parti olan Halk Partisi lideri, partisini hapishaneden idare etmektedir. Halk Partisi Başkanı Nknımah,. halkı isyana teşvik suçundan hapis cezası giymiştir. Hapisten yeni çıkmış olan arkadaşı Agbeli A. Gbedemah, her ne kadar partinin başkanı olarak görünüyorsa da asıl idare Nkrumah’ın elindedir.
Ocak ayında yapılacak olan meclis seçimlerinde halkçı partinin oylardan çoğunu takriben yüzde doksanını kazanacağı tahmin edilmektedir. Halkçı parti solcu ise de sağ ve sol partiler arâsında işbirliğini temin edebilecek yegâne partidir. Nkrumah’ın cezasının affedilmesi işi. hâlen İngiltere Hükümeti tarafından tetkik edilmektedir.
Afrikadaki Altın
w
Kömürden petrol istihsal ediliyor
Loulslana, (Missouri), 2 (AP) — Birleşik Amerika Madenler Dairesi dün. ilk defa olarak, kömürden, İktisadî bir şekilde petrol istihsal edilebilmiş olduğunu açıklamıştır.
St Louis’nln 110 mil kadar kuzeyinde, Missiaippi Nehri kenarında. Büronun “kömürden petrole tecrübe fabrikasında” şimdiye kadar 225.000 galon petro) istihsal edilmiştir. Fabrika, 25 milyon dnlar »ar fı İle kurulmuştur.
Büro, petrol ihtiyaçlarının azalmakta olduğu hakikati muvacehesinde, yeni kaynaklar bulmak İçin kurulmuştu.
AP nin aldığı malûmata göre, fabrikanın günlük petrol istihsali son ay içinde günde 9.000 galon idi.
Fabrika müdürü, İstihsal masraflarının “İktisadî” olacağım ve mantık hudutları dahilinde kalacağını, yapılan hesaplardan anlamış olduklarını açıklamıştır.
Sayfa 4
T IN t İBT A N BUL
I Aralık im


GÜNÜN
K O N O M i K HAREKETLERİ
>
Ziraat ve
Malî bahisler |
Hususî bîr teşebbüs
araştırma
Yazan : Naki IİNKR YUkaek Ziraat MUbendlfll Bundan bir müddet Öncw YENÎ İSTANBUL gatetaslnde, yn« meyvs İhrucafında İhtı koni olun bir sat, bazı meyvalarımıv ele alarak, bunların günden güne dlS pazarlarda kıymetten düştüklerini iıah ederek diyor İri: *Ya( nıeyva ticaretinden ziyade, yaş meyvıılarımızı mlnlı etmek çarelerini düşünmeliyiz. Hangi mey-valarımız dejenere olııyorT Bunu tetkik etmeliyiz Mcy>* ve sebz c-rimlzln cinslerini ıslah ettik ton sonra dünya pazarların* satmak için çareler bulmak kolajdır, iyi kalitede. standart» ucuz mili berkçe alır. Fuknt bu gayeye varmak İçin, mey-vacılığı tslalı etmek lâzımdır.** öte 5 andan, aynı gazetenin 27 ekim 1950 tarihli aayınında da muhterem profesörümüz K- Ömer Çağlar. aynı nıovıuu ele alarak. mey%alanınızın bugünkü durumunu gözden geçirdikten sonra- nakliyat ve ticari organizasyon ıslah edildiği takdirde, İhracatçılarımızın arzu etlikleri mey-vaların mevcut olduğunu ve menılo kctinıizln moyvacılık bakımından fevkalâde elverişli tabii şartlara malik bulunduğunu Uerl sürmektedir.
Gerçekten her İki rörüş dr Üze-rindo fazlasiyle düşüıuııcğc değer mevzulardır. Zira; bugünkü hally-1 lc, “Meyvaİannuz ilmi müdahalelerle iHİalı edilmiştir ve bütün dünya mcmlukcUeriyte boy ölçüşecek duruma getirilmiştir.* diyecek kadar bir iddiada bul unamu uçağımız gibi.
*Bu memlekette ihracata elverişli nıeyvalaruniF yoktur” demeye de dilimiz varamaz. Ancak ortada bir vrtUiA var^a, o da, l'Ürkl^cnin. dün-vanuı en güzel mecralarını •,yrd — tlrcbllir” bir dike olduğudur Fakat hu tabir, hiçbir raman, ‘yetiştiriyor” d. nıvk değildir. KMibcn durumu hu zaviyeden incelemek de, bire hamle yapmak >e tindi m leri çok taran» düşünmek imkânını vermesi bakımından çok fajdalıdır. Bugünkü cırtlar içerisinde mevcuda kıymetlendirmesini bileceğimiz gibi, re-Icccği düşünerek de» jrann için ça-lıs nı ak zo run da> ul
Bu dAva yolnu meyveciliği Hgi-lendinnez: bütün koüariylc Türkiye zinuıtlnl içine alır. Köylümüzün üzerinde çalıştığı mahsul, genel o-Inrak tabii eelcksb'onun hinıınriinr terkedilmiştir. Hayvanlanmış da ajTiı durumda değil midirV
Mahsullerimizin bu dıınımda kalmasına teeir eden bir çok faktörler vardır. Fakat bunların IçeriMnde başta geleni, “zihniyet ve ani» iş” nıcselrzldir. Ancak hu “zihniyet ve anlayış” meseleal, sadece köylüyü değJ. münevver râmiayı da içine a-br. Bizde ziraat, daima dar mânada anlanır ve onun teknik ve ilmi te- I rafı unutulur. Bu yüzden de çiftçilik. amprik bir zanaat bilgisi olarak kabul edilir. Halbuki yalıancıte-nn. bize nazaran ziraat anlayışındaki üstünlükleri, onlan*, hayvan veya nebatı. tekâmül edebilir birer I varlık olarak kabul etmelerinden l-lerl gelir. Buırün bütün dünya mem-I IcketlerU bu “zihniyet ve anlayış** I içerisinde, ziraatln her rahatında sürekli bir ilmi çalışmaya koyularak çiftçi kütlesine yeni neticeler rnalo derken bizde ziraat, sadece mevcudun devamı şeklinde kavranmış ve boylece devam ettirilmek İstenmiş-1 tir. I
Türk iyede İlmî çalışan müessese-1 iorimlz çok mahduttur; onlar da tam I kadro İle çalışma imkânını bulamamışlardır. Böyle olmalarına rağmen. I bu memlekette zirai alanda ortaya konan ve köylüye malediien her türlü yenilikler onların eserleridir. Fakat» millet ekonomisinin temelini I teşkil eden geniş Türkiye ziraatı I-çerialnde, böyle ran ilmi çalışan birkaç müessese ne mâna ifade ede- I bilir.
Bu sebepten ziraatimizi. aınprik zanaat biIgizinden kurtarıp muasır ziraat -eviyesine yükseltim k zo-rundsj »i- Bunun İçin (!e bu dn\anın. | Mâd**c(* makim-l» şme ve bol Istihrallv mümkün otarağma İnanmak balalı olur. BHİui"a mahsullerimizin kaliteleri üzerinde durmak, onların sağlığını. \erimini ve ke>fiyetlerini mü-krmnı-l1 eştirmek ve ılolayısiyle d» maliyeti düşürmek lazımdır. Bu işlerin bararıimaMnda Imj boştu gelen faktör, ziraat in, her «eyden önce araştırmaya dayanan, geniş bir ilim I olduğunu ve ancak böyle bir anlayış içerisinde çlftçdiğe yeni veçheler verilebileceğini kabul etmektir. Zlraat-te yeni neticelerin istihsali.* uz un vâ-deli deneme vc araştı rinalara bağlıdır. Ziraat) uıünkeşlf oı emle ketlerin, bizden ileri olmalarına sebep, rastı rm a işlerine bu den Çok evvel başlamış olmalarıdır.
Ziraat, her zaman endüstri
dünyada çıkan herhangi bir tekâmu- I IÜ takip ederek, kcmdlne olduğu gibi malrtmek hususiyetini gösteremez. Ancak ziraat te ortaya konulan bir çok yeniliklerin nâıhite adaptasyonu I şarttır. Bu yüzden de tabiat şartlan hâkim rol oj nur. Bunıın içindir ki. zamAittmızdA ziraat, genel kanun ve prensiplerden mahalline uygun neti çeler istihsal eden bir ilim olarak kabul edilmektedir. Ziraatla böyle bir ilim oluyudur ki, onda mahallinde anıştırma yapmak esastır, iklimlinizin. toprak tumunyonianmu-la nebat ve hayvan çeşitlerimizin zengin oluşu, memleketlinizde tam bir ilim zihniyetiyle araştırma yapmamı ra başlıca sebep teşkil etmektedir. Ancak araştırma, herkesin a-kıi erdirebileceği basit bir çaİLşnıa mevruu değildir. Biz. araştırmadan, ıuuny>«*n prensip ve oıvlodlardan faydalanarak müspet veya menfi neticeler istihsal eden vc muhakkak bir gaye güdülerek yapılan ilmi çalışmaları anlıyoruz. O halde araştırma, köylümüzün akıl erdiremediği fakat neticesine muhakkak muhtaç bulunduğu bir İhtisas mevzuudur. M *nıleke tim izde herkesin ziraatçi
olmasın m. bu mc\xua verilen değerin azlığı ile ilgisi vardır, gayet a* raştırnıa mevzuu bir dâva olarak ele alınırsa, yurdumuzda, üzerinde kına bir müddet çalışıp iyi neticeler alabileceğimiz pek çok materyal uieventtur.
İienÜLi laaartaı hazırlanıp yakında Mecilae sunulacağını duyduğu-
bu a-daha
rlbl
Büyük Britanyanın İktisadî durumu
Marshall Yardımının neticeleri, en büyük hissenin Büyük Britanyaya tahsis edilişinin yerinde olduğunu ispat etmiştir
Marshall Yardımı başladıktan iki buçuk vıl sonra Birleşik Amerikanın Avrupa Kalkınmasına yatırdığı envestlsnıan sağlam kâr hisse* leri getirmeye boşlaınıştır. Batı Av-rupanın İktisadi kaynaklan o derecede seri bir kalkınma göstermiştir kt fimdi bu. soğuk harpte önemli bir faktördür. Marshall Yardımı gören bütün nıemeleketlerdc bu kalkınma vc terakki az veya çok yer almış fakat en önemli tesir Büyük Britanyanın durumundaki değişiklik olmuştur. Böylece ddc edilen neticeler (uı büyük yardım hissesinin Büyük Britanpnya tahsis edilmiş olmasının isabetli olduğunu ispat etmiştir. Zira Marshall Plânının başlangıcında. Amerikan yardımına Uı-tiyaç gösteren Avrupa memleketleri arasında hiçbir suretle en fakiri olmamakla beraber mevcut dolar fonundan en büyük hissenin Birleşik Kırallığ* ayrılması kararlaştırılmış ve buna göre hareket edilmişti.
Tablatlyle karar 5U mülâhazaya nıüsteniddl: Marshall Yardımı tahsislerinden Büyük Britanyaya ayrılan hisse, neticede, kendi Öz 30 milyon nüfusunun ihtiyacından çok daha geniş bir kütlenin ihtiyaçları-.ıı karşılayacak şekilde kullanıla-çaktı»
Son yıl zarfında vukua gelenin ö-nem ve mânasını izam etmek kolaydır. Sterllngin mlHetleraran bir döviz olarak durumuna çok şeyler bağlıdır. Sterling lirası milletlerarası ticaretin finansmanını la bir vasıta olarak geniş ölçüde kullanıldığı cihetle herhang bir devrede kuvvetine psikolojik faktörler geniş Ölçüde tesir etmektedir. Bunlar şimdiki halde tamamiyle müsaittir. Fakat bundan bir yıl evvel devalüasyona takaddüm etlen devre zarfında itimadın ani olarak sarsılması neticesinde bunun sterling bölgesi altın ihtiyatı üzerinde ne gibi felâketli neticeler husule getirebileceği görülmüştü. O devrede dünyanın her tarafındaki tacirler sterling bölgesinden yapmakta oldukları satın olmaları durdurmuşlar, zira bunlan daha ucuza alabileceklerini kestirmişlerdi.
Drnlraşm memleketlerden ımr* akışı
Şimdi bunun aksi yer almaktadır. Herkes çok miktarda sterling lirası satın almaya girişmiştir. Neticede, dolarlar da dahil olmak üzere hâlen denizaşırı memleketlerden Londraya yabancı döviz akmakta olup, altın ihtiyatı sterling bölgesi satışlarının hakiki değeri fevkinde artmış bulunmaktadır.
Tabla tiyle bu gibi hareketlerin nispeten küçük bir altın ihtiyatı ü-zerindekl tesirleri muazzamdır. Şu ciheti hatırlatmak yerinde olur ki 1950 nin başlangıcından beri Birleşik Amerika, Büyük Britanyanın devalüasyona tekaüdüm eden nazik devre zarfında kaybettiğine kıyastın iki misli altın elden çıkarmıştır. Halbuki bu kayıplara rağmen hiç kimse doların devalüe edilmesi lâzım geldiğini ciddî olarak ileri sürmüş değildir. Bunun sebebi basittir. Elinde takriben 23 milyar 100 milyon dolar tutarında bir İhtiyat bulunan Birleşik Amerika 1950 yılının
muz yeni “Ziraat Teşkilat Kruıunu" nıı bu dâıanın halli için atılmış bir adım olarak kabul ediyoruz. İlim ve araştırma ile birlikte pratiğe de ö-nemll yer vrrt?n bu kanunun, ziraat tarihimirde bir döıtilm noktası o Laca t ma tnanı^oraı. nalitıazırda kanun muhtevaaından olan bolse ena-tttüierindrn birisi Bomovada faaliyete seçmiş bulunmaktadır.
2/XII/l 950 Cumartesi
KAMBİYO ve ESHAM
Yazan : An d re w Shonfield
ilk 9 avındaki tempo He daha aşağı yu kan 16 yıl müddetle sarsılmadım altın kaybetmekte d ovam edebilir. Ancak bu mefhum devre sonunda elindeki ihtiyat sterllngin devalüasyonuna takaddüm eden devre zarfında sterling bölgesi ihtiyat.] mlk-tanna inmiş olur. Şlnıdl ster-Hng bölgesi altın ihtiyatı takriben yüzde yüz artmış olmaaına rağmen, tutan Birleşik Amerika ihtiyatının sakinle birinden azdır.
Sterling bölgesi Ö70.000.000 dolarlık bir açıktan 220 milyon dolarlık bir fazlalık arşeden duruma geçmiştir. Bu itibarla net ilerleme 800.000.000 dolar civarındadır.
Bunun beli i başlı sebepleri nedir? Bu faktörlerden biri. Afrika ve Güneydoğu Asyadnki İngiliz sömürgelerinde İstihsal edilen ham maddelerin satış fiyatlarının yükselişidir. Fakat bu artış hakikatte takriben 110 milyon dolara tekabül etmektedir. Daha büyllk Mr faktör, sterline bölgesinin dolarla yaptığı ithalâtta yer alan kesintileridir. Teiniz Büyük Britanya dolar mukabilinde yaptığı satın almalardan 200 milyon dolarlık kesinti yapmıştır. Sterling bölgesinin müstakil idareli diğer üyeleri de dolar muvazenelerinde aşağı yukarı aynı tutarda tasarruf yapabilmişlerdir.
Son aylar zarfında sterling bölgesinin dolar kazançtan. Birleşik A-merikaya satılan kauçuk, yün ve kalay flyatlannın olağanüstü yükselmesi neticesinde birdenbire artmıştır. Fakat aynı zamanda Mar-shall Yardımı programı da daralmakta olduğundan Büyük Britan-yanın görmekte olduğu dolar yardımı esash surette azalmıştır. 1950 j’ilinin temmuz - eylül dgvrcri zarfında dolar yardımı, bir yıl evvelki aynı devreye kıyasen yan yarıya inmiştir. Bu münasebetle şu ciheti belirtmek yerinde olur id. Birleşik Amerikanın Marshall Plânı mucibince en esaslı yardım malzemesinin satın alınmasını finanse etmek hususundaki yardımı neticesinde, sterllngin devalüasyonunu takip e-den yıl zarfında sterling bölgesi altın ve dolar ihtiyatı takriben üçte iki nispette artmıştır. Bu yardım olmasaydı ihtiyatın hacmL Birleşik Kimilik Hükümetinin asgari emniyet seviyesi telâkki ettiğini belirttiği 2.250.000.000 dolardan daha aşağı sevivede kalmış olacaktı.
Hâlen Marshall Yardımı malzemesi temininde daha fazla kesintiler yapılması İhtimali mevcut olduğu cihetle sterlin? bölgesinin dolar muvazenesi yeniden sıkıntılar geçirecektir.
Elektrik santralı İçin |lrke» kuruluyor
Adana 2 (Hususi) — Toroslarda, Kadıncık suyu üzerinde kurulması kararlaşan H8eyhan HJdro-Elektrik Santrali** için hissedar koydına haşlanmıştır. Bir şirket halinde İşletilecek olan Seyhan santralına ortaklığı kabul eden Adana, Mersin, Taraus ve Ceyhanh hissedarların taahhüt ettikleri meblâğ 11-500.000 lirayı bulmuştur.
Muharrik kuvveti bu muazzam s&ntraldan alarak Tarsusta İnşa o-dilecek olan ve tahakkuk safhasına giren Çimento fabrikası etrafındaki çalışmalar da hayli inkişaf etmiştir. Günde 300 ton çimento verebilecek olan bu fabrika da Adana, Mersin ve Tarsustan bazı şahıslar tarafından inşa edilecektir. Mersin ve Tarsusla çimento fabrikasına hissedar olmak isteyenlerden bir kısmı, taahhüt ettikleri para miktarını organizasyon İşiyle uğraşan komiteye bildirmişlerdir.

YARIN AKŞAMA
kadar
Bankamızda Açtırılacak
250 liralık
Her Bayan Hesabı
21 ARALIK 1950
ikramiye keşidesine iştirak eder
AKBANK
Karsta vagon meselesi
va-
Devlet Demiryolları Umum Müdürlüğü, neşriyatımıza cevap veriyor
Kars muhabirimiz, Karata
gonsuzluk yüzbünden diri hayvan nakliyatının zor bir duruma girdiğini haber vermişti, bu hususta Devlet Demiryolları Umum Müdürlüğü. gazetemize gönderdiği bir mektupta şu izahatı vermektedir:
Gazetenizin 10.11.1950 tarihli sayısında TUH hayvan nakliyatı” başlığı altında çıkan yazı ile yapılmış olan şikâyet konusu incelenmiştir.
Bilindiği üzere Kars İstasyonu, anahatta, nakli kabiliyeti çok mah dut olan Hasankalc • Sarıkamış dar hat tiyle bağlı bulunmaktadır. Karatan tam yüklü vagonlarla geniş ölçüde yapılan hayvan nakliyatını zamanında anahatte geçirmek bu dar hattın mevzuu dışında olduğundan. Karatakl diri hayvan tacirlerine istedikleri vagonlar derhal verilememektedir.
Şikâyette vaka zikredilmemiş olduğundan daha fazla İncelemeye imkân bulunmamış olmaktı be ra-ber hâlen idaremizin Karan vagon borcu kalmamıştır.
İzmir Borsasmda muameleler
İzmir, 2 (Hususi) — Bugün Bor-sada (lzüm satışları düne nispetle daha alâkalı geçmiştir. Bir gün evvel 71 kurup üzerinden muamele gören 9 numara bugün 71,5 kuruş olarak tesblt edildi-
încir, Borsa d akl sakin durumunu muhafaza ediyor. Bununla beraber Borsa dışında yapılan anlaşmalar gittikçe kabaran bir yekûna varmaktadır. Bu muamelelerin önümüzdeki günler içinde tesbıt edileceği ümit olunabilir. Zeytin yağ'ina muvazi olarak pamuk ya#1 piyasasında bir kıpırdama müşahede e-di İmiş tir. Alâkalılar önümüzdeki günlerde piyasanın daha da ısınacağını tahmin etmektedirler. Pamuk çekirdeği üzerinden 64) ton kadar muamele olmuştur. Ahrıla-rm isteksizliği devam etmektedir.
İhtilâfların hallinden sonra pamuk piyasası
İzmir 2 (Hususi) — Alivre satışlardan doğan müşkülâtın büyük bir kısmı halledilmiş bulunuyordu İhtilâfların halline doğru atılan a-dımlar, pamuk piyasasında yeni bir emniyet havası yaratmıştır.
Dün Ticaret Borsasmda üç alıcı, 390 kuruş üzerinden hazır mal mubayaa etmiştir.
Altın fiyatları düşüyor
Şehrimiz altın piyasasında yeniden bir düşüklük başgöstermtştir. Evvelki gün 30.30 Hra olan gulden aJtını, dün 29.75 liraya kadar düşmüştür.
Pamuk satışlarındaki ihtilâfların halli
Almanyaya ucuz fiyatla satılan pamuklar teslim ediliyor '
Taahhütlerin ifasından sonra, Almanyadan piyasamıza teşekkür
İzmir. 2 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Alivre pamuk satışlarındım doğan IhtfIAnann tamamına yakın bir kısmının halledilmiş olması uzun zamandır kaybolan 1b-tlkrarm yeniden doğmasını temin etmiştir. Bugün Bordadaki bütün muamele, piyasanın artık »ağlarn bir veçhe aldığını göstermektedir. Hafta sonu olmasına rağmen bu- “ gün 4 alıcı 395 kuruşla mubayaaya girişmişler ve öğleye kadar piyasa hararetli bir seyir takip etmiştir. Bu arada bir alıcı 50 tona yakın pamuğu 400 kuruştan almıştır. Ka. panışa doğru diğer alçılar da ay-ru fiyattan mubayaada bulunmak istemişlerse de bu sırada satıcılar flyatlan 5 kuruş daha yükselttikleri için çok cüzi miktarda satış olmuştur. Piyaza 100 alıcı. *105 batıcı olarak kapanmıştır.
Diğer taraftan alivre muamelelerden doğan ihtilâfların halli yolundaki cereyan da gittikçe umu. mlleşmektedlr. Alıcıların va sabaların karşılıklı fedakârlıklar yüklenmeyi kabul etmeleri ve mevcut İhtilâfı tatlılıkla hal yolunu tercih etmeleri memnunluk ve takdirle takip olunmaktadır.
Bu arada Almanyaya ncur pamuk satış taahhütlerini ifa eden bazı ihracat firmalarımıza oradan
telgrafları geliyor
teşekkür telgrafları gelmekte ve AJmanyaya kadar aksetmiş olan ihtilaflı meseiolerin anlaşma yo-liyle halledilmesi karşısında dr. mnlanmız tefrik olunmaktadır.
Belirtildiğine göre Almanyadan şimdiki fiyatlar esas tutulmak su. retiyle bazı yeni teklifler alınmıştır.
Ticaret Borsasmda muameleler
Dün gene fasulye üzerine hararetli satışlar oldu
Ticaret Borsasında muhtelif kalitede fasulyeler üzerine hararvtü muameleler cereymn etmiştir. Horoz fasulyesi 52 kuruştan, battal tip 63 kuruştan, yumuşak çalı da 40 kunttan muamele görmüştür.
Bundan başka muhtelif evsafta nohut üzerine do ufak partiler tinde İş olmuştur.
ha-
tel-
Altın fiyatları yükseliyor
Porlsten piyasamıza gelen grafiarda. altın fiyatlarının yüksel-
diği bildirilmiştir. Bu haberlerin tesiriyle de piyasamızda altın fiyatları, düne nazaran daha ziyade ilerleme kaydetmiştir. Evvelki gün gramı 4.75 lira olan külçe altın dün 4.85 liraya, 29,55 Ura olan gulden altını da 30.30 liraya kadar yü kse İm Lş 11 r.__
Adanada ekmek fiyatları
Adana 2 (Hususi) — Adanada un fiyatlarına torbada 90 kuruş zam yapılmıştır. Tanesi 20 kuruşa satılmakta olan 590 gramlık ekmekler de 1 aralık 1950 tarihinden İtibaren 572 gram olarak satılacaktır.
YAPI ve KREDİ BANKASI
nın
İKRAMİYE KEŞİDESİ
YAPI ve KREDİ BANKASININ. İkramiyen Aile Cüzdanı sahiplerine 1950 yılında hediye etmekte olduğu ikramiyelerin bu seneye ait son keşidesi dün Atlas Sinemasında İkramiyeli Aile Cüzdanı sahipleri ve Noter huzurunda yapılmıştır.
Senenin yedinci ercü olan tzmirdc Karşıyakadaki Bahçeli evi Bay Halit Ergun kazanmıştır. Ayrıca 160 cüzdan sahibi de yüzer lira para ikramiyeleri kazanmışlardır. Buna ait liste altıncı sayfamızdadır.
1
100
100
100
100
100
100
100
100
100
%5 %5
%5 ^5 «^5
%4 %6
%6 %6
%6 %6 *1 %7
%7 %7 %7 %7
^7 %7
W
Aça ne Kepe tu
Sterling 7.85.50 7.54.90
Dolar . 280.30 280 30
Fr. Frang) 0.50 o.«.
tevıçra Fr. 64.03 64.03
Beıçıka Fr. aoo 5.60
tsveç Kr. 54 12 50 M 1X50
Florin 73.fe4Û 7Xt>H.4O
Liret 0.44.128 0.44.U8
Drahmi — 0.01. «7f ÛOLS76
tûıcoudoa 9.73.90 9.73 90
ı933 t^rganı 1935 İkramiyen Milli Müdafaa i •3-41 Demiryolu IV 194) Demiryolu V . 1/2 1949 İkramiyen 1941 Demiryolu Kalkınma Kalkınma Kalkınma 194b La t İkrazı 19U 1949 MIHI 1Ü34 1934 1941 194) 1941 «41111 Milli Milli M1U1

VI
I
II m
1
ı«tıkrux n
istikran I
Müdafaa rv
Sivas-ISrvurum 1 .
• • 44 u-vu
Demiryolu 1
Demiryolu n
Demiryolu m
Mtıdafaa I
Müdafaa n
Müdafaa Ol
Müdafaa VL
Şirket Tahvilleri
T.C Ziraat BanMum Anadolu D. T Tertip A/B.
• (*60
w „ MUmea. Senet
Şirket Hisse Senetleri
T.C M ürker 3amuuıı rurtuye İş Kan İcra» Tura Ticarci Bankası Ar-Uun
22.45 2U.20 20.15 2115 98 50 96.® 97 J0 97.40 97^5
97.50
97.30
97.40
96.50
9O.X 2L10
21.60 19.75 X.» »52
20.15 90-85
90.15
19.60
2).— uo—
5T.50
124.—
a-ısso
Trabzonda Ingiliz Sanayi Sergisi
Trabzon, 2 (Hususi) -tere Büyükelçiliği Basın tarafından tertiplenen Britanya Sanayii Sergisi'* vinde törenle açılmıştır.
Başta valimiz Memdub olduğu halde komutan, Ingiliz ve İran Konsoloelariyle. Hükümet er-kânı, tacir ettiği törende. İngiltere Büyükelçiliği ~ sa bir hitabe ile, “Serginin Ingiltere sanayiinin bugünkü ulaştığı yüksek seviyeyi göstermek bakı, mından kâfi derecede bir imkân vermlyecekae de, yine bu hususta bir fikir verebileceğini, bu gibi teşebbüslerin iki dost ve müttefik millet arasındaki ekonomik ve kültürel münasebetlerin kuvvet, lenmesine, kökleşmesine yardım edeceğini ve Trabzon gibi çok eakl bir ticaret merkezinde bu sergiyi açmaktan duyduğu memnuniyeti i fado ederek davetlileri seLâml&mı ve sergiyi açmalarını Valimiz Mem duh Payzın’daa rica etmiştir.
Valimizin muvaffakiyet temenni teriyle kurdelâyı kesmesinden son ra davetliler büyük bir alâka ile sergiyi gezmişler ve bu sırada El çlllk Sergiler Müdürü G. Nock ta rafından her bölüm üzerinde kısa, faydalı izahlarda bulunulmuş ve İn giltere sanayiinin bugünkü derece sini belirten malûmat verilmiştir.
Büyük bir alâka toplayan aergl an gün devam edecektir.
înglb Bürosu ‘Büyük Halk e-
Feyzin
banka müdürleri, seçkin bir ve halk zümresinin iştirak
Sergiler Müdürü G. Nock. ki-
İngiltereye pamuk satışları
Adana 2 (Hususi) — tnglMz bandıralı L&castrian vapuru Mersin Limanına gelerek 400 ton pamuk almıştır. Cbioggoia adındaki Italyan vapuru da aynı limandan 750 ton pamuk. 250 ton fasulye. 30 ton yer fıstığı alarak ayrılmıştır.
Adanada Otobüs İşletmesi
Adana 2 (Husus!) — Adana Belediyesi otobüs işletmesini lâğvet-miştir. İşletme 1 aralık 1950 tarihinden itibaren faatiyetine son verecek ve bu hususi ellere terko Lunacaktır.
Pamuk Üretme Çiftliği çırçır fabrikası kuruyor
Adana 2 fHusust) — Hacizli köyünde devlete ait Adanadakl Pamuk Üretme Çiftliği bir çırçır fabrikası kurmaya başlamıştır.
Bu köyümüzü ve devlet çiftliğini Adana - Karatan şosesine bağlıyacak olan yolun inşasına da başlanmıştır. 223 bin lira olan yol masrafı müesseesnln m Ü tedavi) serma-yasinden ödenecektir.
Kırmızı biber ihracatı
Son zamanlarda dış memleketlerden kırmızı bibere karşı istekler artmıştır. Son defa olarak taraile küçük bir parti halinde kırmız biber gönderilmiştir.
Dışarıdan en ziyade Marn* mallan aranmaktadır. Fiyatlar 110 -140 kuruş arasındadır.
MEMLEKET ve DÜNYA BORSA ve PİYASALARI
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
İstanbul Ticar et Borsası
Hububat: Bugün ttek) Kapanı.?
Buğday yumuşak (TUe.) . XL— SX— ,
Buğday Ofla 29.Ö8 29.06
Arpa gemlik (dökme) — 31.30
îâısır »an (çuvalı) — 94.—
F&aıılva .ombu) — 42.—
Fasulye Çalı sert — 5â—
KuşYarai 4â— 4U —
Mercimek kırmıxı kabuk. — 3Û-3Û
Mercimek yeşil .. ■■t 55.—
Mobut .ıaldrri — n.ıo
Ta£l> tabumlar:
Ayçiçeği ujhuma ... — »50
Keten tohumu 5O.X
Kendir tohumu .
Susam - - -- 90.— te.—
Yer rıatıgı kabukla ■■■■■.■ 80.—
Ruru Meyveler ı
Fındık kabuklu sivri)
Pınlık ılç tombul 1050)
Ceviz (kabuklu) 4â—
Ceviz (îç natürel) — 1&>—
Dokuma bam maddrirri ı
PıfUk ana ma) ...... ... —
tiftik 'NaıüreD
Çapak Irakya (Kırklın) « 3da —
Ham deriler t
Sığır miamura (kasap) Kj — m.—
Keçi tuaJu mutu kilosu .— — 23a—
(ovua hara rurusu kdoev 20A—
NebaU Zağlar î
6eyunyagı ıfe^E. Çene kail) •— 745.—
Su^amyaSi ( Raf ^ra) — •• 230.—
âyçiçeğ) »Rafına Çıplak) .. 150.—
Fındık vrgı ’ÇOrÜk) 157.—
İzmir Ticaret Borsası
8uge* 8oo Kaparue
Orihn çekirdekats Na.9 n_® TL—
tneir A moim Na# — —
incir H şeriri Na 108 w
P*mu* AJuJ* 1 . 330'400 390.—
Pamuk Akala O • te
Pamuk Akala, LU... te «■
(rr1l 390.—
Pamuk ragı (rafine) » 145 — 140.—
Pam ık ^klrdegl iâ— ıa—
Adana Ticaret Borsası
Birinci Akala , m m —
ikinci w lrt 350.—
Birine Akala râdefl . MM
Hajur - —
İkinci Akala ragmur
remle
Altınlar
tiU(UD kiaiü kur
Ura Ur*__?
KtHçe Yeril Gv. t»
Külçe DegUBO. 4-54 —
Cumhuriyet M 2X50
Rc^at - Zâ— J7.75
M M mit *
Gulden »75 30.30
İnini u «40 43.50
Fransıa kok —
NapolAoo LU . — —
laviçre — —

YABANCI BORSALAR
New-York Borsası
Rntdsy (BuşeU=Sent) „ Sert Kış mahsulü No. 2 Kırmızı Kış mahsul* No. 9
Fam ek Mlddllos (I Jbreat=Senl> Aralık ——- ..............,----
Mart -----------------1-----
İ4ayıa ... —......... t »r«,, ■ ■ ı, ■, »■■■■ ■»»«i
Tiftik (LibredzrSeııt) -------
Teksaa No. 1_______________
Fındık (Ubrevl-=Sw(> —.-------
Kabuklu yeril iri ----------
•• * orta -----------.
Lerant İç ithal oaab -EUUru* iri iç ıthaı mah
Hanı arttra .LlbreM — Sent> Thompâoo çekirdeksiz seçme
Ketea telıama ( Doları
MinotML polis
Halay (L4bra=Sent)
Levha-teneke *100 ılbre ^olar»


LKİO
(2.06
42.15
41.»
150.—
135.15
Q.~
U 1/4
U 1/4
Londra Borsası
73.-
79.—
IX-
71.—
78.—
Bradford Piyasası
İskenderiye Borsası
Pemeb ( Kanlarım T al i artı ...
Aihmounl Kı&a uy afi» F/G Karnak Usun Hvaflı F'G.
140.25 134 —
ısa—
Milletlerarası ticaretinde tahditler başlıyor mu ?
Kora harbinden sonra liberasyon rejiminin tatbikinin zor bir duruma girdiği müşahede edilmektedir. Geçenlerde Al manyanın liberasyon rejiminden ayrılacağına dair ortaya haberler çıkmıştı. Bundan başka bazı memleketler de, serbest ticaret mefhumuna tezat teşkil edecek derecede yeni yeni tahditlere girmektedir. Paris muhabirimiz, son defa olarak Fransa Hükümetinin hangi maddelerin ihracını menettiği hakkında şu malûmatı vermektedir:
Paris. 2 (Hususi) — Fransız resmî makamları, serbest olarak ihracına irin verilen maddelerden, bazı lan nın ihracını menetmlşlerdlr. Bu maddeler arasında» karbon sülfid, çinko oksit, bazı yün mâmulleri, kalın kösele, bazı tip kâğıtlar» kaneviçe çuvallar vrs bazı tip elektrik malzerncHiyle teller vardır.
Kösele ve yün Hıracı i
lisansın, doğrudan doğruya Dış Ticaret Kontrol Bürosu tarafından verileceği bildirilmiştir.
M 11
Zeytin yağı Gyatlan niçin düşüyor ?
Müstahsilin ilen sürdüğü sebepler
Ayvalık. 2 (Husus!) — SeytîB yw-gı fiyatlarının» günden güne düzmesinin ve alıcı bulunmamasını* neden ileri geldiğini, alâkalı şahıslardan sordum. Verile* cevaplar çeşitli olmakla beraber, hemea te» men aynıdır:
Türkiye Zeytin Ta£ı ve Nebott Yağlar” Kongresinde temsildlez. zeytin yavrun başka yağlarla ko. nşUnlmamam fikrini izhar etnılp-lerdt Böyle olduğu halde Hükûmo-tin henüz tağşişi nıenedlci bir karara varmamamı piyasanın kararan bir durumda bulunmasına sebep olmuştur. Müstahsil, İstihlâk ettfgî yağı böyle kararsız piyasada nov llyet fiyatına satmakla ıBilmecbo-riye satmakla) müşkül bir durama düşmektedir. Bugün, bunda* dolayı sabunluk yağlar 145-14B kuruş gibi asgari bir fiyatla ao-tılmaktadır. Diğer, yani İyi kalitedeki yağlan* da bugünkü fiyat düşüklüğü, hariçten alıcı bulunmamasından ileri gelmekte olduğu beyan edilmektedir.
( •
İthalât hareketleri
Geçen hafta limanımıza aelen bellîbaslı esvalor
Geçen hafta İçinde Um&nnnısa 11 gemi Ue gelen ithal mallan şunlardır.
263 ton kimyevi madde, 853 ton cam, 15 ton kAtfıt, 95 ton ptnolyum, 61 ton kuru batarya. 144 ton tet 15 ton otomobil lâstiği. 20 ton ampul. 26 ton radyo, 786 ton kahve, 33 ton deri. 639 ton demir çubuk, 297 ton saç levha. 580 ton çimento. 125 ton tebeşir tozu. 30 ton ziraat âleti.
Marshall Plânı temsilcilerinin toplantısı
Paris 2 A.A. (A.FJ>.) — Mar ahali Plânından İstifade eden İS memleket temsilcileri dün bu teşkb lâtın teknik komitesince iptidaî maddeler üzerinde hazırlanmış olan raporun ilk incelemesini yapmıştan dır.
Adanada gecekondular nisanda yıktırılacak
Adana 2 (Hususî) — Alâkah ma-maklar tarafından verilen malûmata göre. A danadaki bütün gecekondular nisanda yıktınlacaktır. Bu kararın tatbiki sırasında ne gibi sor-lukiann zuhur edeceği bilinmemekle beraber, teşebbüsün akamete uğraması ihtimalinden de bahsedil-mektedır.
Kupon getirecek _ "okuyucularımıza
Gazetemizin Tahsil Kaponla-riyle. ya kında \ ekmeye ta^şlıya-aûımu (LOtM> Saat) kaoonlansı kabul etmek, mukabilinde kur’a nomamlannı -ermek ve Monra da hediyelerini dağıtmak ûsere yeni bir büro tesisine karar verdik. Biri bu karara sevk eden sebep. okuyucuîaruniBdan r»ne müracaat etmekte olan büjük kitlenin işini süratle görmektir. Bo maksatta
Gala tada. Bankalar Caddesinde, Adalet Hanının 2 nci katında bir daire kuşat edilmiştir
1 Aralıktan itibaren
Kur a numarası, kup^n ve be diye İçin o kuyucular muz me> kür adrese müracaat edeceklerdir. Yurdun ner tarafiulan gönderilmekte olan kupon mektuplarının Üzerine de adresin
(YENİ İSTANBUL. Bankalar Cadde*!. Adalet Hanı kat t> şeklinde yatılmasını okoyucuia-nmırdan blltıasAA rica -derli
a Aran* tpob
YENİ İSTANBUL
Sayfa 5
Birleşmiş Milletlerin yeni merkez binaları
İnşa edilecek binalar arasında 39 katlı Sekreterlik
Asamble
binası, Delegasyonlar binası vardır
BUNDAN Sil yıl önce Kuzey Amerikada Atlantik sahilinde
bir arazi parçam, o zamanın va-UrI tarafından Dd İngiliz tütün yetiştiricisine^ kızıl dertlilere karşı girişilen savaştaki yararlıklarından dolayı hediye edilmiş tL Vaktiyle Kaplumbağa Koyu Çiftliği denilen re bugün Nror-York şehrinin göbeği Manhattan Adası üzerinde bulunan hektarlık arazi. 1946 yılında ohn D. Rockefeller. Jr. taralıdan Birleşmiş Milletler Teş-ı A tının daimi merkez binala-un inşam İçin bahis mevzuu kil Ata hediye edildi. Bu 8.5 Uyon dolarlık hibeye, New-rk şehri 31 milyon dolarlık .izi. tesisat v.a. şeklinde yar-mda bulunduğu gibi, Birleşik ınerika Kongresi faizsiz 65 dlyon dolarlık bir borç verme-’i karar altına aldı. Böylece anhattan’ın çok sağlam kayalık zemin üzerine inşa edilecek olan Birleşmiş Milletler Teşkilâtının binaları sağlam mail temellere de dayanmış oldu.
Mimarî re mühendislik plân ve projelerinin hazırlanması için. N©w-York’tâki Rockefeller Çen
ter! New-York
arındaki Trilon ve Periaferin
projelerini yapmış olan Ameri-kah mimar Wallace K- Harri-son'un idaresinde on kişilik bir proje heyeti. dünyanın şu en
»t»3
tan mm ış mimarlarından teşekkül etti:
mtmart w şehlrcfllk
mütehassısı Fransız Charles Le
Corbusier. Brezilyalı Oscar Nle-roeycr, Peking üniversitesi plânlarım yapan Çinli Ssu-Cheng-Liaag, Çene vtcö eki Milletler Cemiyetinin inşasında müşavir olan İngiliz Robertson. Rus Ni-
Brunfault. KanadalI Emeet Cor-uüer, İsveçli Sven Markeüua ve Uruguayb Julio VLlamejo.
Bu üstatlar 70 kişilik bir mü
hendis ve mimarlar bürosunun
yardımiyle 30 dan fazla umumî plân ve 300 e yakın tadilât üzerine uzun müddet çalıştılar ve nihayet kati plânı meydana çıkardılar.
İnşa edilecek binalar arsamda 39 katlı Sekreterlik Binası, ti
yatro biçiminde Asamble Bina-m, Toplantı Salonları Bina»), Delegasyonlar Binası başta gelmektedir.
1947 yılından itibaren arazi 0-zerindekı eski ve metrûk yapıların yıkılması ve temizlenmesine başlandığı gibi, su. havagazı, buhar, kanalizasyon. elektrik, telefon hatlarının yeniden tanzimi ve 213.000 tonluk toprak ve kaya kazılmasına başlandı. Bundan sonra toplam uzunlukları 24.000 metreyi bulan ve binaların temellerini kayaya o-turtmaya yan yan kazıkların çakılması yapıldı ve nihayet asıl binaların inşasına geçildi.
Procrramda ilk olarak Sekreterlik Binası gelmektedir. 39 katlı olan bu yapının 13.775 tona baliğ olan iskeletinin yalnız kurulması için 20 muhtelif millete mensup 83 kişilik bir ekip devamlı olarak çalışmıştır. Yüksekliği 166. genişliği 22 ve uzunluğu 87.5 metre olan bu binanın inşası ve bilhassa rüzgâr tesirlerine göre hesaplanması pek mühim bir mesele olmuştur. Halen binanın çelik iskeleti ve büyük bir kısmı bitmiş vaziyettedir. Penceresiz olup baştan başa mermerle kaplı bulunan şimal, cenup istikametindeki dar cephelere mukabil, alüminyum vç camla bezenmiş geniş şark ve garp cepheleriyle ve düz basit hatlarla kendini gösteren Sekreterlik Binasına ta-mamlyle bitmiş nazariyle bakıp içinde bir dolaşalım:
4000 kişiyi rahat, rahat İstiap edebilen bu binanın içine giren kimse istediği kata çıkmak için bir asansörü 30 saniyeden fazla beklemez. Diğer taraftan odalar geniş ve aydınlıktır; her 120 santimlik duvarın bir penceresi vardır, odalar arasındaki çelik bölmeler ihtiyaca göre hareket ettirilerek bürolar küçültülür veya büyültülebUir. Telo-fon. elektrik ve her türlü işaret tertibatına ait kablo ve borular ve diğer tesisat döşeme altındadır. Her odada flüoresant ışık tertibatı vardır ve bina, ı-sıtma, soğutma ve havalandırma sistemleriyle teçhiz edilmiştir.
6 ncı. 16 ncı. 28 inci ve 39 uncu katlarda büro yoktur, bunun yerine havalandırma, elektrik işaret tertibatı, buhar, su, transformatör, vanllâtör vjl tesisatı yerleştirilmiştir.
Kütüphanedeki bir kitap en kısa bir zamanda herhangi bir kattaki bir memura konveyör vaaıtasiyle gönderilebilir.
Toplantı Salonları Binası, Sekreterlik Binasının yanma in-şa edilecektir. Alt iki kat normal yükseklikte olup, muhtelif servisleri ihtiva emektedir. Üst iki kat ise, üç büyük konferans salonu Üe, üç büyük konsey o-dasından müteşekkildir.
Birleşmiş Milletler Teşkilâtında kullanılan beş dilden (İngilizce. fransızca. Çince, rusça, İspanyolca) her biri için bir tercümanlar odası ve aynca radyo mühendis ve teknisyenleri, fotoğrafçılar, muhabirler, televizyon makinesi ve bu servisin mühendis ve teknisyenleri için 21 tane hususi oda vardır.
Konferans salonunda sarf edilen sözler delegenin ağzından çıkıp da muhafaza altına alınıncaya kadar pek karışık ve uzun safhalardan geçer. HeV delegenin masasının altına yerleştirilmiş bir tertibat, sözleri kaydeder, diğer tarafan bu sözler tercümanlar tarafından dört dile derhal tercüme edilir ve
salondaki diğer delege ve dinleyicilerin kulaklıklar vaaıtasiyle dinlemeleri, hususî bir sistemle temin edilir; aynı sözler orijinal dil ve tercüme edilmiş şekilleriyle belli başlı İdarecilerin bürolarına bağlanır. Muayyen bir düğmeye basılmak suretiyle delegenin sözleri beş düden biri Ue dinlenebilir.
Pek mühim hallerde radyo ve televizyon da, bunlara ilâve o-larak faaliyete geçer.
Nihayet Toplantı Salonlarında konuşulanlar kaydedildikten sonra ses dosyalarında muhafaza edilir ve icabederse ait oldukları servislere dağıtılır
Konferans neticesinde delegeler oy verecekleri zaman, ma-salannm üzerindeki “Evet”, "Hayır" veya ‘•Müstenkif’* düğmelerinden birine basarlar ve derhal duvardaki bir levha üzerinde o delegenin mensup olduğu memleketin adı yanında verdiği oy okunabilir. En sonunda konferans başkam, kendi masası üzerinde bulunan "Stop" düğmesine basarak kararın o variyetini otomotik olarak oradaki makineye kaydettirmiş olur.
Asamble Binasına gelince; bu-
Birleşmiş Milletler Mnasınm görünüşö
e
Bir Rusun Amerikada görecekleri
Memleketimizi ziyaret eden bir Rus, Birleşik A-merika Cıımhurreîsini ve bütün eserlerini teııkid e-den kitaplar bulacaktır. Sinema filmlerinde derin siyasi bir mâna bulamayacaktır. Kapitalizmin komünizme kıyasen faziletlerini gösteren bir tablo bu-lamıyacaktır. Gizli polis ve temerküz kampları tarafından yardım görmeksizin modern bir hükümetin nasd çalıştığına hayret e-decektir. Serbest bir seçim, grev yapan işçiler, bir hâkim heyeti tarafından muhakeme edilen bir dâva ve bir beyzbol maçımla Amerikan Devletinin şan ve şerefini yükseltmek için değil, sırf oyunu kazanmak için gayret eden oyuncular görecektir.
Ferdin hürriyeti, Sovyet materyalist felsefesi ile beslenmiş bir ziyaretçiye tesir etmezse, teşkilâtlan-
mak, azalan rey vermeye davet etmek, maaşa zam istemek, işini terketmek, mesken değiştirmek ve halkın arzıılamna mukabe-
le eden idareciler seçmek hakkı, yani ferdin hürriyetinin insanın refah ve saa-
nun plânlan daha tam olarak bitmiş değildir. Maamaflh bu bina bir nevi tiyatro salonu şeklinde olacak, duvarlar Önden arkaya doğru gittikçe eğri bir satıh boyunca daralacaktır. Bunun, takriben 115 metre uzunlu ğunda, ön kısmı 70. arka kısmı 50 metre genişliğinde olacaktır. Salon İçinde en as 70 âza devlet için 1300 kişilik mümessil ve seyirci yeri hazırlanmış olacaktır. Bundan başka delegeler ve idareciler için aynca çalışma yerleri bulunacaktır.
Birleşmiş Milletler Te ekil linin en mükemmel bir surette çalışabilmesi için bu merkez binalan dahilinde her iş. en çabuk. en modern, en rahat bir şekilde yapılmış olacaktır. Bütün tesisat ona göre tanzim vc tertip edilmiştir.
Bu yeni sitede verilecek kararların. oradaki binaları tasavvur etmek, kurmak, meydana getirmek için kâğıt ve kalem, çelik ve taş, ahenk ve İşbirliği ile çalışmış olan mimar, mühendis ve işçilerin bu maddî eserine nazire olarak bir sulh şaheseri yalatacağını temenni edelim. İsmail İSMEN
YAZISI7,
derini husule getirmesi ona derin bir tesir yapacaktır. Bundan başka, Rus ziyaretçisi Amerikalıların, onlara olduğu kadar kendisine de faydalı olan devamlı bir sulhu tesis için dostln-ğunu candan ve samimî olarak aradıklarını öğrenecektir^.
Seyahat İntibaları
Suriye^ şarklı bir memleket
olmaktan artık çıkmıştır
GAZETECİLİK. düşünce vu
fikirlerin nabzını yoklıyan meslektir. Gazeteci de bu mesleğin adamıdır. Bu mülâhaza 1-lc gazete sütunlarında yor alan yazılar, bahsedilen muhitin, cemiyetin, millet hayatının, fertlerin birer aynası olsa gerektir. Bu gayeden aynlmadıkça gazeteler ve gazeteciler muvaffak o-luyor demektir. Mesel A Fransız gazeteleri evvelâ kuzey komşuları Almanyaya, sonra da diğer yakın komşularına ait haberlere, hâdiselere, hareketlere geniş yer ve ehemmiyet verirler. Bizde ise bu usul henüz câri değildir.
Bilhassa yakın komşumuz o-lan memleketlerdeki hayata, yaşayışa» hâdiselere. hareketlere karşı alâkamız zayıftır. Gerek güney, gerek batı komşularımızdaki siyasî, İçtimaî* İktisadî, kültürel hareketler ve gelişmeler, gazetelerimize ekseriya nakil veya iktibas suretiyle aksettiği IçLn, hiçbir zaman tam olamaz.
Daha yakın maziye kadar içli dışlı yaşadığımız, kültür, anane, din rabıtaları çok kuvvetli iki memleket Türkiye ile Subyenin bugün birbirlerini iyi tanıyamamaları, iki taraf için de bir noksanlıktır. Yakın yıllara kadar yüksek tahsil, için Tür-klyeye gelen, Türkiyede evlenen, Türk ordusunda yetişen, İstanbul Üniversitesinden mezun o-lan Suriyeli münevverlerin sayısı mühim bir yekûn tutar. îki hafta müddetle Suriye ve Lübnan gezisine çıkan Adanalı gazetecilerin arasında bulunarak bu İki memlekette yaptığım temas ve tetkikler, buraları biraz daha yakından tanımamıza imkân verdL
Türk âdet ve ananesiyle yetişmiş, türkçe konuşan Suriyeli münevverlerin çoğu, bugün, t-dare mekanizmasının başında bulunmaktadırlar. İşte Türkiyede uzun müddet mutasarrıflık yapmış olan bugünkü Suriye Cumhurbaşkanı muhterem Haşini El-Atâsi. işte Adalet Bakanı ve Başbakan Vekili Zeki El-Hatib bey, işte Cumhurbaşkanlığı Umumi Kâtibi Halid Şatıîa, işte Adalet Bakanlığı İdari İşler Umum Müdürü Mehmet Ali Yakub, işte Halep Valisi Halil Rıfat, işte Halepte Memun Lisesi Müdücü Abdülganl Cudı beyler.
Şamda Cumhurbaşkanlığı sn rayına çıktığımız zaman, bizi dairelerinin eşiğinde karşılıya-rak murassâ salonuna alan Cumhurbaşkanı Haşini El-Atâsi, türkçe konuşuyor:
"— Galiba dün gelecektiniz, doğrusu özledim, buyurun" diyordu.
Başbakan Vekili ve Adalet Bakanı Zeki El-Hutlb bey, Tür-kiyeye ve İstanbulda geçen yıllara alt hâtıralarından bahsederek şunları ilâve etmişti:
"— Ben de Türkiyede tahsil ettim. O güzel memleketteki arkadaşlan m, buradakilerden az değildir. Türklyenln terakki ve tealisine bütün kalbimizle dua ederiz. Ağabeyimiz Türkiye ile Suriye iki kardeş mülettlrler. Suriyeye sık sık geliniz, bundan derin bir memnuniyet duyacağız.
Çocukluğunun ilk yıllan Adu-nada geçen Cumhurbaşkanlığı Umumi Kâtibi Dr. Halid ŞatUa, hep Türkiyeden bahsederek türkçe konuştu.
Adalet Bakanlığı İdari îşler Umuın Müdürü Mehmet Ali Ya-kub bey:
“— Ben Türklerin damadıyım" diyerek eşinin Türk olduğunu, bizim Askeri Rüştiyede okuduğunu, Türk olan dedesinin Şama mühürdar olarak gelip OsmanlI idaresinin mümtaz simalarından biri say ildiğini belirtti.
Halep Valisi muhterem Halil Rıfat bey. Valilik Konağında şerefimize verdiği ziyafette türkçe şiirler okuyarak, Gülistandan tercümeler yaparak, eski Türk edlb ve şairlerine dair hâtıralarından bahisler açarak, 40 yıl evvelki tstanbuldan tablolar canlandırarak. Hüseyin Rahminin romanlarındaki hayat ve tiplerin tenkidine girerek, eski İstanbul türkülerinden hatırında kalanların sözlerini okuyarak şunları İlâve etti:
"— Görüyorsunuz ki, ben de sîzdenim.' ’
Mihmandar olarak Halepte refakatimize verilen Maarif Dairesi Program ve İstatistik Şubesi Müdürü Suad Naz m i bey, bizim Adananın Kozan İlçesinden. Diğer mihmandar arkadaşımız Polis Komiser Muavini Cemal Çelebinin ağabeylsi Fah-reddin Can öztürk de halen ordumuzda albay.
Haieptekî Memun LAaeai MU-
Buküii idare mekanizmasının başındakiler, ekseriyetle Türk âdet ve ananesiyle
yetişmiş, türkçe kennşan münevver kimselerdir
dürü Abdülganl Cudl bay. bizim Halkalı Ziraat Lisesinden mezun. 67 yıl evvel Türkler tarafından inşa edilen Memun Lisesi ve o-nun muhteşem sutunlan üzerin -de yükselen eski Türk armasını gözlerimiz ve gönüllerimizle selâmlarken. aynı lisenin coğrafya öğretmeni İsmail Hakkı bey. şöyle diyordu:
*— Güle güle kardeşlerim!* Adana Garında Suriye Konsolosu Selim Elyaf! bey tarafından uğurlandıktan sonra. Halep Garında Polis Müdür Muavini Yüzbaşı Haşan Tahhan, Basın Yayın Dairesi Müdür Muavini Sabit Taceddln maariften Suat Nazmi, komiser muavini Cemal Çelebi ve konsoloshanemiz namına da bir memurumuz tarafından karşılandık. Bu gönül alıcı sürprizle başlıyan onların biz* karşı alâkası, Suriyeden ayrılıncaya kadar devam etti.
U. Müdürlüğü
En fazla tasarrufa riayet eden memleketlerin bile güzel sanatlar İçüı yeni teşkilât kurtlukları bir zamanda bizim. Umum Müdiirhigli lâğvetmek istememiz, izahı ve müdafaası güç bir hâdisedir

Geçenlerde. Millî Eğitim Bakanlığındaki Güzel Sanatlar U-mum Müdürlüğünü!) kaldırılacağı bildirildi. Verilen habere göre» umum müdürlüğün işleriyle yüksek tedrisat, dairesi meşgul olacakmış.
Bu habere inanmak istemiyoruz. Zira. Güzel Sanatlar Umum Müdürlüğü Bakanlık merkez teşkilâtı halikındaki 2287 numaralı kanuna ilişik bir kanunla kurulmuştur ve şöyle der:
"Goııol Direktörlüğün göreceği işler şunlardır:
Okullarda re okullar dışında dramatik sanatlarla, müzik ve plastik sanat işlerinin nluuıl ülküye uygun olarak yürümesine ve yapılmasına, ulu Kim bu yönden yetişmesine, yücellenmeslne çalışmak ve bu çalışmanın sosyal eğitim bakımından gereği gibi verimli olması yollarını aramak ve göstermek".
Görülüyor ki, mesele sadece bir tedrisat mahiyetinde değildir ve bu itibarla Yüksek Tedrisat U-mum Müdürlüğü çerçevesini aşmaktadır. O halde, nasıl olur da. okullar dışında dramatik ve plâstik sanatlarla» müzik ile alâkadar olacak bir teşkilât kaldırılmaya teşebbüs edilir? Nerede kaldı ki bu, ancak bir kanun ile kabil olabilir.
Memleketimizin coğraFı vaziyeti, onu, en eski çağlardan bugüne gelene kadar bir Güzel Sanatlar merkezî haline getirmiştir. Eski Yunan sanatının beşiği Anadoludur. ve, orada her gün onun izlerine tesadüf ederiz. Türk - İslâm sanatı. Bizans sanatı merkezi Türkiyedlr. Bunların tedvin, tasnifi, yayımı baş-1) baş ma bir İş, değil bir umum müdürlüğü, bir bakanlığı İşgal edecek derecede bir iş iken, buna modern sanatlar, umumi a-I âk anız lığa rağmen günden güne, memleket hudutlarını aşacak kadar bir inkişaf arzetmesinl de ilâve edersek, hususî bir kanunla vücude getirilmiş bir teşkilâtın kaldırılmak istenilmesi, izahı
21de
I
Z AMALIK M* PAZARTESİ
BÛYÛK OM İISTADI
Vasa PRiHOM
RESİTALİ i
pîyanobaFERDI STATZER
IU
Yazan : Yusuf AYHAN
Suriyede gördUgrümOz yenilik-ler, İnkişaflar, medenî ve İçtimaî hayattaki tahavvüller parlaktır. Asla mübalağa etmeden denilebilir kİ, Suriye artık bir şarklı memleket olmaktan çıkarak, garp dünyasının medeni ve ileri memleketleri arasında yer almağa koşuyor. Türk inkılâplarını en İyi benimseyen ve muvaffakiyetle tatbike özenen Suriyede şapka giymek serbest olduğu gibi, peçe ve çarşaf giymek mecburiyeti de yoktur.
Suriyedeki tetkiklerimizin neticelerini müteakip yazılarımızda belirteceğiz. Ancak, şurada kısaca kaydedeyim kİ, bugün bu komşu memlekette İktisat, ticaret, sanayi, maarif, şehircilik, kütüphanecilik, müzecilik bakımlarından atılmış a-dımlann hepsinde de isabet ve •tam bir muvaffakiyet vardır.
ve müdafaamı müşkül bir hâdise-•dir.
Bir çok yabancı memlekette Güzel Sanatlar Teşkilâtı kabinede yer almaktadır vc nezaretler haLindedir.
Dünyanın Güzel Sanatlara verdiği ehemmiyeti burada tekrara lüzum görmüyoruz. Fakat bir misal olarak, hâlen Türkiyede olan "Vera Korene., tiyatro heyetinin. bütçe vaziyeti bizimkinden hiç de parlak olmayan Fransa Hükümeti tarafından verilen tahsisatla turneye çıkmış olması üzerine dikkati celbedebiliriz. Ispanya Hükümeti de hususi bir zapur kiralayarak halk dans ve şarkılarını neşretmek üzere yüz kişiden fazla bir heyeti aylardır dünya memleketlerinde dolaştırmaktadır. îngilterenin.duhllde es ki ve yamalı smokinlerle dolaşıldı ğı. millî tasarrufa bu kadar riayet edildiği bir zamanda» yabancı memleketlerde milyonlar sariederek sanat merkezleri kurması da İbret vericidir.
Ya biz ne yapıyoruz? Dünyaya ayak uydurmak için vücude getirilmiş biricik teşkilâtı lâğvetmek istiyoruz.
Sanat mazisi olmayan btr milletin istikbali de olamaz— /o.
Yemekleri
Salonu
Masalarınızı
evvelden ayırtabilirsiniz
Tef: 84730
Sınıfın ortasında
Yazan : Janset Berkok
Sınıfta. fA sınıfn ortAsında. kabahat İşledi.»
Bunun için afthyarak dıgan çıkıyordu.
Genç öğretmeni bir kaç çevik adımla yetişti:
— Yann okula gobneHaln; gelmelisin anlıyor musun? Yoksa darılırım sana—
Başını salladı. Hıçkırıkları boğazında düğümleniyor, yer yer ıslanmış şosonları ile sık adımlar atarak İlerliyor, öğretmeninin uzaklaşıncaya kadar kendisini seyrettiğinin farkında. Bir an evvel koridorun bitmesini İstiyor. Şu anda bütün arzusu bu. Fakat onun k>-sa adımlan, minik vücudu altında yer, uzuyor, genişliyor..
Kendini mektebin önünde buldu. Düşünüyor: Herkes bana güldü. Bunu hiç unutmıya-caklar. No yapabilirim? Ne yapmalıyım? Yürüyor, ve hıçkırıkla n başındaki sah bukleleri sallıyor. Bir sokağa saptı; karşısında tanıdık biri var. Hanım m üt ebese! m, yüzünü okşuyor ve soruyor:
— Ne oldu sana?
— Hastalandım..
Ürkek mavi bakışları şosonlarında—
Başka ne diyebilir? Tutup da. Tarih dersinde sınıfın ortasında.» Aman Yarabbim!
Yine yürüyor... Eve mi gidecek? Bilmiyor. Yürüyor işte ve küçücük kafasında düzenliye-mediği nice plânlar var. Eve gidemez» bir kere. Annesine, "Benim küçük kızım büyüktür w diyen annesine, o lan lan anlatamaz. Ya yarın talebeler... Kendisine kim bilir ne kadar gülecekler. Öğretmen onlan:
— Susun, susun diyorum... diye azarhyacak, sonra kendisi de gülerek onları öğretmen arkadaşlarına anlatacak.
Ne yapmalı? Ne yapabilir? işte ev! Eve gelmiş!
Komşudaki arkadaşlarını düşünüyor. Artık oyunlarında anlaşmazlık çıkarsa gelip onn akıl sormıyacaklar. Biri m laklarsa, kazan patlarsa:
— Bak, ben dedim ki "Gördüm seni, çık„ O dedi kJ. Beni başkası sandın. Halbuki ben.» diye dert yanmıyacaklar.
Biriblrlerine sokulup;
— Aman Yarabbim bjz de zannederdik kİ.» diye onun eskisinden yan alayla bahsedecekler. Sonra kahkahayı basacaklar,
— Sınıfın ortasında» diye başlayıp son hâdiseyi biribirle-rina anlatacak, dönmece ve şakşak oynıyacaklar.
Birinin seksek oynarken bir gün donu düşmüştü, artık o:
— Ne yapayım, annem iyi dikmemiş, halbuki o sınıfın ortasında» diye anlatıp kendini arkadaşlarına karşı koruyacaktı. sonra hep beraber onun evine bakıp güleceklerdi.
Artık eve glrmelL»
Ve bir daha çıkmamalı.» îp aü&mamalı, seksek oynamayalı. Evcilik de oynamamak. Çocuklara yokuştan denize inmenin kolay olduğunu öğretme-melL»
Yine ağlıyacak. Çantasını a-çıyor. bej astarlı çantanın büzgülü cebinden katlı pembe mendilini çıkarıyor. Üzerinde kendi acemi elleriyle isminin baş harfi İşlenmiş. Mendili yerine koyarken muntazam yerleştirilmiş defter ve kitaplarına balo yor. HepsJ mavi kaplı ve üzer
iteamiiil gördüğünüz kuvvetli adanı, 25 er beygir kuvvetiyle ilerle İrmeye çalışan iki Jcep otomobilinin hareketine mâni olmaktadır
lerinde büyük mavi etiketleri ▼ar. Defter iyi kaplardı, ve İntizamdan daima "Pekiyi., alırdı. Ama şimdi bunlan hatırlamanın mânası ne? Artık mektebe gidecek değil nasıl olsa.» Allah göstermesin.» Asla.» Bunlan düşünürken yine Öğretmeninin yumuşak sesi kulaklarında:
— Gelmezsen darılırım.
Eve giriyor. Hizmetçiler yüzüne bakmasın diye hıılı hisli yürüyor, evin en uzak köşesinde ağa^eyalnin odasına gidiyor. Oda loş. Bütün duvarı kapbyan pencereden arka bahçe görünüyor. Salkınısöğüde benziy^n incir ağacı, etrafında süslü çakıllar topladığı havuz yine orada. Ama o sruk havuzun etra
fına arkadaşlarını toplayıp kendini de içine koyduğu masallar an latam ıyacak.
— Haydi canım, diyecekler, padişah seni dinleyip adamı öldürtür mü? Adam ona derse
Ve annesi odaya
biricik yavruca-bir şey diyemez öldürürüm*
ki, sen sınıfın ortasında».
Tekrar hıçkırıklarla ağlamaya başlıyor, girip:
— Kızım, ğum, kimse
sana ben onlan diyene kadar hıçkırıyor. Sonra ona ısrarla soruyor:
— Anneciğim sah! mi? Sahi öldürür müsün onlan eğer derlerse kİ ben.»
— Elbette öldürürüm, bele
bir ağışlarını açsınlar».
Ona inanıyor, öldürür annesi onlan eğer bir şey derlerse. Gözlerini açarak ümitle:
— Anneciğim, aiz hiç sınıfın ortasında».
— Tabii kızım, tabii kaş defa»
Bir zaman düşünüyor. O halde yine İncili süpürgesiyle açabilir, padişaha gidip,
— O adama bakmayın, benîm annem de sınıtn ortasında».
diye anlatır. Sonra onun bir alçak olduğunu, fena bir deve tam yüz kişiyi yedirdiğini, hattâ» hattâ dev doyduğu halde, "Ye, ye bunu da ye, bunu da ye,ww diye ısrar ettiğini anlatır-öl Ve padişah onu dinleyip fedamı kaplanlara parçalattınr-du Tabi! parçalattırırdı.
— Anneciğim eskiden İnsanlar taştan baltalar mı yaparlardı?
— Evet kızrm, çok eskiden».
— Ben öğretmene dedim ki. her hadde yanlış bu. Çünkü insanlar aslanlardan korkmazlardı ki o zaman. Değil mi? O zaman insanların kanatlan vardı. Uçarlardı. Aslanlar uça-mazdı. öğretmen, yok, dedt Sen çalışmamışsın, bilemedin dersini, dedi.
Sınıfta olanları hatırlayıp yeniden biraz ağlıyor. 8onra t>-çanlar diyarındaki hayatı düşünmeye başlıyor. Yann arkadaşlarının havuzun etrafında oturup, beyaz elbiseli kızların güzel prensi uçurup prensesleri ne götürmeleri İle başlıyan yeni masalım nasıl heyecanla dinllyeceklerini tahayyül ediyor. Sonra annesinin boynuna atılıyor:
— Anneciğim, güzel anneciğim, ben çok, çok acıktım.

Temek hazırlanırken onun mavi gözleri hülyalı, yumuşak san bukleleri sakindir. Tavandaki şekiller de "Uçan Prensesin Masalı* m tamamlıyor.
Sayfa 6
Y E N î İSTANBUL
X Aralık
Cennet Türki yenin görülecek ne kadar güzel köşeleri vardır! Ne acı ki biz, memleketimizden daha fazla yabancı ülkeleri ta-nıyoruz. Hakikatte ülkemiz, ön-asya memleketleri hattA dünya memleketleri arasında coğrafya, tarih, sosyal yaşayış, ekonomi ve nihayet turistik değerler bakımından büyük bir hususilik taşımakladır.
Bu yazımda, sayın YENİ İSTANBUL okurlarına yurdumuzun güzel köşelerinden birini, (Denizli)yi tanıtmağa çalışacağım.
Bu Ege şehrinLn eski ismi "Lâdik” Ur. Bugün geniş harabelerinden başka bir şey kalmamış olan eski Laodikya, Islâm . Türk istilâsından sonra tarih! ömrünü doldurmuş, yerine bugünkü Denizli kurulmuştur. Şehrin ahalisi ve kurucuları kâm ilen TÜrktÜr. Fazla zelzele olduğundan bahçeler IçLne yapılmış olan eski Denizli, hakikatte bir şehirden ziyade bir sayfiye sayılırdı. Netekim bir 1-ki defa zelzeleden harap olan Denizli, bundan sonra geniş ve engin bahçelere çekilmiş, pazar veri de hâlâ kullanılmakta ve Kaleiçi denen mevkide kalmıştır. Kalın duvarlarla çevrilmiş olan bu eski pazar mahalli, gündüzleri açılır. Akşam Üstü kapıları kapanarak bekçilere teslim edilir. Asırlarca evvel kurul, muş olan bu Kaleiçi pazar nizamı bugün de devam etmektedir. Şehrin büyük mağazaları, depolan» çeşitli mahsullerin pazar yerleri, yani ah? verişin ağırlık merkezi hep bu kapalı ve Ortaçağ karakterini taşıyan Kalci-çmdedir. Dünkü ihtiyaçlara cevap veren bu pazar yeri, bugünkü modem telâkki ve ihtiyaçlara cevap vermekten uzaktır. Denizlinin pazartesi ve perşembe günlerinde olmak Üzere iki hafta pazan kurulur. İşte daha çok zirai ve sınai mahsuller üzerine kurulan bu hafta pazarları, Kaleiçi denen eski kapalı çarşıdadır.
Denizlide lnançoğullan: Güllü. Germıyanoğullarına bağlı o-lamk asırlarca hükümran olmuştur. Nihayet Murad Bey zamanında OsmanlIlara geçen De. nizli ve çevresi; aynı zamanda Romalılara ve BizanslIlara alt zengin eserlere maliktir. Bu a. rada Laodikya, Hierapolis - Pamukkale. Tripolis gibi kadim şehirler, Denizli topraklarının ma. ri zenginliğini ifade eder. Bunlardan Hl^rapohs ve Pamukka-le harabeleri, eşsiz traverten şekilleriyle her sene binlerce yabancı ve yerli ziyaretçi çeker. Tamamiyle tarihi ve turistik bir yer olan Pamukkale suları ve harabeleri Denizli şehrine 22 kilometre mesafede, güzel bir yamacın üzerinde, uzaktan pamuk yığınlarını andırır güzel ve emsalsiz görünüşü ile görülmeğe değer bir yurd köşesidir.
Denizli. Ege bölgesinin sonuna düşer. Arazi ve coğrafî şart-lar bakımından bulunduğu yer İnkişafa fevkalâde müsaittir. Topraklan geniş, verimli, sula-n bol, iklimi pamuk, susam, ü-züm. İncir, bostan ve her türlü hububatın yetişmesine son derece müsaittir. Dağlan gür ormanlarla kaplı, ovalan kuvvetli! ve canlı bir tarım merkezidir. Denizli Ovası, baştanbaşa bir pamuk tarlası sayılabilir. Yıllık pamuk istihsali yedi milyon
GÜZEL KÖSELERİMİZDEN
Denizli Ovası bir pamuk tarlasıdır Günden güne gelişen Denizli : Bilhassa tarihi debbağçılığı, sınaî mahsulleri, pamuklu dokumaları, Pamukkale gibi turistik tarihî harabeleri ile şöhret kazanmıştır
Yazan : Tartı an TOKER
Yeşillik ve su şehri Denizliden bir görünüş
kilodan fazladır. Görünüşte bir ziraat memleketi sayılan Denizli; aynı zamanda bir sanat beldesidir: Tarihî dokumacılığı, debbağçılığı, mutaflığı... Mem-
leket ölçüsünde bîr kıymet taşır. Ünlü Siyah. Evliya Çelebi, îbni Buluta Denizli dokumacılığı ve debbağçılığı hakkında altaylşkâr yazılar yazmışlardır.
Bugün bıı sanatlar oldukça gelinmiştir. Yüzden fazla deri İmalâthanesi. iki deri şirketi ve fabrikası ile çevresinde on iki binden fazla dokuma tezgâhı bulunmaktadır. Denizli deri mamulleri İstanbul kalitesindedir.
İzmir . Eğridir hattı üzerinde bulunan Goncalı İstasyonundan on bir kilometrelik bir şube hattına bağlı bulunan şehir, aynı zamanda Orta Anadolu ve Akdenızden gelen ana yollar ü-zcrlndo bulunur. Alaşehir . İzmir şosesi Denizliye bağlanır. Bu yüzden ticari değeri büyüktür. Şehirde bir çok un fabrikası var. dır. Bu suretle Denizli, memleketimizin un sanayi merkezi «ayılır. Nefis unları İzmir ve hinterlandını doyurur. Günden güne imar edilmekte olan şehirde bir lise, bir erkek, bir Kız Sanat Enstitüsü ile bir de Akşam Kız Sanat Okulu ve altı kadar ilkokul vardır. Halkı küitürse-ver olan Denizli, yakında 13 bin iğlik bir iplik fabrikasına da kavuşacaktır. Gökpınar hidroelektrik santralından kuvvetli enerji ve ışık alan Denizli, pek yakında tazyikli şehir suyuna da kavuşacaktır Şehirlerarası telefon haltı ile İzmir, hlnterlând, kasaba ve şehirleriyle Anknrnya bağlıdır Nü fusu 21 binden fazla olun şehirde canlı bir ticari hayat vardır. Yeşilliklere gömülmüş olun bu güzel şehir, günden güne boy alarak gelişecektir,
Tarlııuı Toker
TERZİ
Mmc. M. STANGALÎ, yeni adresi İstiklâl Caddesi Gtlney Palas Apt. No. 257'3 (Galatasaray) olduğunu, sayın müşterilerine bildirir.
İtfüyadA filim çeviren Frumuz artlMlerl memleket hasretlerini maknrnn yemekle avutmaya çalışıyorlar. Bunun ncUccalnde (le bir hayli kilo alıyorlar. Cluııdlııe Dupııls de İşte bu suretle boş kilo gibi mııaxT4im bir artı şu maruz kıdmışUr. Bunu gidermek İçin bahanı meşhur jimnastik profesörü SaulrıFer'nin ellerine kendisini trrkrderek mütevekkllân«> mıısajlarına boyun eğiyor. Her nimetin bir külfeti olduğunu söyllyen ntabırınıız ne kadar haklı imişler, değil mİ?
ARALIK
Rumî
1
9 5 0
136£
Pazar
EZANİ
VASATİ
VAKİT
Bo-
4
GELECEK OLAN VÇAKLAK
(2157
İki
(Her
matine
SF.S
Bo-
de
21.35
D 1
F R O
T
Perde
1 Tublo
GİDECEK OLAN VAPUHLAR
IIEYBIIİ ADA: H Halk.
Ilü YÜKADA: Halk.
GELECEK OLAN TRENLER
do
KARACA
Y
R
D
0
L
R
A
e-
ANKARA:
A •
SIHHÎ İMDAT
UÇAK-TREN-VAPUR
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
Gö-In-
Letanbul Beyoğlu Anadolu yakası Ankara İzmir
ANKARA: Başkent — Baycr Cebeci,
m«-saa i
4499» 60530
91
225)
KADIKÖY: Merkez (Kadıköy) — Kızıltoprak — Göztepe — Merkez (Üsküdar).
de matine.
49369
(Ga-Ata-Hnr«-(Ka-
İZMİR; Tilkilik (Basmahane) — Çankaya (Alsancak) — Şifa (Kc-meraitıı — E^rcfpoşn. (Yon!) — Kara tat, (Yalılar).
her glln
20.45
(Merkez) AvanpnşH Tav
Beyoğlu 44614 Ankara 00 tntnnbul 24222 tamir 2222 ÜBkUdur 6OT4O K.köy 00872 Kar$ıyn.ka 15085
9.00 Sus. Mudanyaya. — 14.00
İstanbul, Akdenlze. — 1800 Mersin, Çanakkalcye.
BBTOÖLU: Delloauda — Nihat (Taleri m) — (Tak/ılm) — Hayrcddln lata) — Sporldlıt (Galata) —
kan (Şişil) — Meridlyoköy — köy (Hntıktiy) — Yont Turan «ımpoşal.
GELECEK OLAN VAPURLAR
16 30 Etriisk. İzmlrden. Bandırma, Mudanyadan.
r.San*
20
Pazartesiden ada
8.30 Ankara — 9.15 Ankara.
22 20 Semplon (Avrupa).
EMİNÖNÜ: Boçlr Kemal. — îtl-mnt Sadrl ıKüçbkpazarl — Sultanahmet (Alemdar) — Salâhaddin Çarşıknpı (Kumknpı).
EYÜP: Ayvansaray şifa. BEŞİKTAŞ; Nail Halil — Yeni ı Orta köy) — Merkez (Bebek).
(15031) Aşk Köprüsü.
(13846) 1 — Ncilmnçl
Kahraman. 2 — Firari (11131) Arslanlar Penço-
GHO3E
Öğrenmek ili tiyaeında olduğumuz herşey


Safer
22
1370
Güneş öğle tkındl
Aksam Yetin tmeAk
7.06 12.04 14 38
16 41
18.19
5 28
2.25
7.22
».46 12.00
1.38
12.41



11 20 K.L.M. (Hollanda) Tahrandan. — 11.40 İzmlrden. — 11.60 Anka rada n. — 14.25 A-F. (Fransız) Parla. Roma, Atlnadan. — 14.50
Adana. Ankaradan. — 15.40 B.E.A, (İngiliz) Londra, Nls, Roma, A-tinadan. — 19.25 P.A.A. New-York, Londra. Brükselden.
6.30 Ankara, Ad&naya. — 9.00
T A.E. (Yunan) Atinaya. — 12.15 KL.M (Hollanda! Roma. Münih, Amsterdama. — 12.30 Ankaraya.— 14 20 lzmire. — 20.40 P.A.A. Beyrut, Basra. Karaşi, Delhi, Kalklı-ta, Bangkok’a.
GİDECEK OLAN TRENLER
8.20 Semplon. — 10.00 Ankara
(Motrlü) — 18.10 Ankara- — 20.30 Ankara.
(Tarifelerin habersiz değişmelerinden dolayı mesuliyet kabul dilmez)
BEYOĞLU
ALKAZAR (42562) 1 — Şişko Kif-in Yeni Maceraları. 2 — Ateş Bekçileri.
AR (44394) Jony Bellnda. ATLAS (40835) Kanlı Irmak.
ICLHAMRA (42235) 1 — Hd Açıkgöz Tarzantar Diyarında- 2 — Kraliçe Kristin.
GtREL 1 — İki Açıkgöz Tarzan Diyarında. 2 — Chicago Kaplanı. İNCİ (44595) Jandark.
İPEK (44289) Üç Sllâhşörier. LALE (43395) Jandark.
MELEK (40*J68) Üç Sllâhşorler SARAT 18.30 Yunan Opereti.
SCATPABK (83143) 1 — Nesimaçl Amsrlkcda, 2 — TaUı Mira». 3 — Caaua Kıralı.
SÜMER (42851) Jandark.
SARK (403801 Kara Tarzan Boza m bo.
ŞIK (43726) 1 — Lizbon Mataha-riri. 2 — Kaplan Kadın.
TAKSİM (43191) Estergon Kalesi TAN (807 40) Çakırcalı Mehmet
Efe.
ÜNAL (49306) 1 — Şarlokholmee 2 — Zoronün İşareti.
YENİ (84137) 1 — îlk Arzular 2 — Şarlatan.
YILDIZ (42847) Jandark.
• İSTANBUL».
(23863) 1 — Memnu öldüren Buse, 1 — Soysuz ^Yerli) Kıdb (Yerli).
1 — Madam
2 — Yayla Kaplanları.
ALEMDAR Mıntuka. 2 — AYSÜ (21917) 2 — Sızlayan AZAK (28542) vitri.
ÇEMBERLİTAŞ (22513) 1 — Allah Kerim, 2 — Kan ra Beni Aldatırsa. *
EMRE 1 — Frankeştaynın İntikamı. 2 — HAzine Peşinde.
HALK (21904) 1 — Virgtnla Kaplanı. 2 — Örümcek Kailinin Avdeti. 3 — Şam Güzeli.
İSTANBUL (22367) 1 — Zafer A-oldeM. 2 — ölüm Dlyan.
KISMET (26654) 1 — Casuslar
Çarpışıyor. 2 — Düşman Kardeşler 3 — Korkunç VkdL
MARMARA (23860) 1 — Memnu Mıntuka. 2 — öldüren Buse. MİLLİ (22962) 1 — Nesimaçİ nülltl Kahraman. 2 — Vahşi tlknm.
TURAN (22127) 1 — Madam vari. 2 — Yayla Kaplanları. YENİ (Bakırköy 16-126) 1 - O lümden Firar. 2 — Kanon Leako
KADIKÖY
BİZİM SİNEMA (Üsküdar): 1 — Üç Ahbap Çavuşlar Elmas Peşinde (Türkçe). 2 — ölümden Firar (Türkçe).
HALE (Kadıköy) Söylerin Anama Ağlıtm/Lüin.
OPERA (68714) 1 — Madam Bo-
vary. 2 — Tüccar Horn.
SUNAR 1 — Aşk Maceraları. 2 — Kahraman Kılavuz.
SÜREYYA (60862) 1 — Filistin
Harbi. 2 — Paylaşılmıyan Sevgili YELDEĞİRMENt 1 — Atom Fedaileri. 2 — Çöl Sakini.
ANKARA
ANKARA (23234) Kara Mnjıke.

BÜYÜK
CEBECİ Gönüllü
PARK sinde.
SUS (14071) İstanbul Geceleri, st MF.R Çöl Silâhşorları.
ULUS (22294) Yayla Kanraman-lan.
YENt (14046) Genç Dpi. BUYUR Rigolctto.
KÜÇÜK Melekler ve Şeytanlar.
İZMİR
ELHAMRA Madam Bovari. LALE Çakırcalı Mehmet Efe. MELEK 1 — Kanun HaricL 2 — Bu Gece Seninle.
TAN Çakırcalı Mehmet Efe. TAYYARE Kahraman Yüzbaşı YENİ 1 — Tarzan Maymunadam — Bufalobll Şarkısı.
İSTANBUL BELEDİYESİ Şehir Tiyatroları 20 30 da DRAM İhtiras Tramvayı
Telf. î
Komedi kısmı Tersine Dün>a tiyatroda da 15.30 da)
Mb*
YENİ
TİYATROSU
Müzikal Fantezi 3
Eser: Pierre Louys ve Louis de Gramont’dan
Türkçesi: Münir Hayrı Egeli Müzik: Erianger - Mnssenet Gluck
Çarşamba, cumartesi »ant 15 Paxar 15 ve 18
Telefon:

MUAMMER
TİYATROSU BEL A M I ’
8.28 Açılış ve program. — 8.30 M S.Ayarı, haberler ve hava raporu, — 8.45 Günaydın (pi). — 9.10 Günün programı. — 9.15 Radyo ile İngilizce. — 0.30 Sevilmiş parçalar (pl). — 10.10 Konuşma. — 10.25 Makamlardan bir demet. — 11.15 Hep beraber eÖyliyelim (Yurttan Sözler Korosu). — 11 45 Telden tele. — 12.15 - 13.15 Asker Saati: (16 m. 83 - 17840 Kc/s T.A V. klan dalga poMtaaiyle beraber yayın), — 12.15 Memleketken «cifim. — 12.30 Temsil: Pazar »keçi. — 13 00 M.S.Ayarı ve haberler. — 13.15 Radyo salon orkestrası (Halil Onnyman ve arkadaşları), — 13.30 Öğle Gazetesi. — 13.45 Radyo salon orkestrasının devamı. — 14.00 Hava raporu, akşam programı ve kapanış.
17.58 Açılış ve program. — 18.00 M.S.Ayan. — 18 00 İncesaz (Muhayyer faslı). — 19.00 M. S. A yarı ve haberler. — 19,15 Tarihten bir yaprak. — 10.20 Akşamın karma müziği (pl). — 20.00 Şarkılar. — 20 15 Radyo Gazetesi. — 20.30 Genç mlUlkçinin asal. — 20 45 Filim melodileri (pli, — 21.15 Müzikle gezi (pl). — 22.00 Konuçma: Spor saati (günün ha-
FATİH: Muharrem Tanır (Şoh-r.adcbajjil — Elem Pertev (Aksa-ray) — Emin Rıdvan (Snmatyn) — Hrırndl Emgen (Şehremini) — M. Fuat Baycr (KnrngUınrük) — Orhan Avcıoğlu (Fener),
berleri. — 22 15 Duna müziği (pl). — 22.45 M.S A-yan Ve haberler. — 23,00 Program vo kapanış.
İSTANBUL:
12.57 Açılış ve progrıunlıır. — 13.00 Haberler. — 13.15 Küçük orkestradan melodiler. — 13.15 Charles Trene! ve Jncquellne Frarıçois dun şarkılar (pli. — 14.00 Saz eserleri, oyun havaları, — 11 20 Dans
müziği (pl), — 1130 larull - Tllrk futbol maçının yayını. — 16.30 Dans müziği (pl). — 16.45 Şarkılar (Muallâı Gökçay), — 17.15 Çocuk .röşfsi. — 17.30
Şarkılar (Ceınal Kamil Gprıonç), — 18.(M) Haftanın bestekarı: Zollun Kodaly (pl). — 18.30 Dasrı müziği ve lürkçe tangolar. Çalan: Fehmi Ego Orkestrası. Söylh vn s- ( 'lunyeril. — 1*'"" Haber-
ler, — 19.15 Kısa şehir haberleri. — 19.20 Kadınlar fasıl heyeti konseri. — 19 50 Milli Türk Tnlebo Birliği adına konuşum — 20.00 Viyolonist Frltz «reislerden melodiler (pİı, — 20.15 Radyo Gazetesi. — 20.30 Şarkılar (Safiye Ayifi), — 21 (XI Spor ve Sergi Sarayından Dllnya Güreş Şampiyonası revıınş müsabakalarının naklen yayını. Müsabakaların hitamında programlar vc dans müziği (pl).
Avrupada yapılan büyük hava manevraları
"Hafta sonu kuvvetleri" Avrupa askeri
kudretinin inkişafında rol oynıyan önemli bir unsur haline gelmiştir
6 devlete mensup 1.000 kadar ııçak geçenlerde 9 gün ve f> gece müddetle, şimdiye kadar Büyük Britanya’da yapılan ve ”Exerc.İHO Emperor” adı verilen hava manevralarına İştirak etmiştir. Bu filolar bir taraftan her türlü tanrınız ve müdafaa harekâtı yaparken, karadn şimdiye kadar görülmemiş büyüklükte bir kontrol şebekesi her hareketi plânlaştırmaktaydı.
Manevralar başlamadan ev. vol Kıraliyet Hava Kuvvetleri Avcı Kolu Şefi Hava Mareşali Sİr Basil Embry. kumanda etmekte olduğu teşkilâtın bazı yc. nl metnd ve teknikler deniyccc-ğint söylemiştir. Malta müdafii ve İngiliz bombardıman kuvvetleri Komutanı Sir Hugh Phughc Lloyd İle uçaksavar top. çusu ve harekâta İştirak eden Avrupa ve Birleşik Amerika kuvvetlerine mensup “Atlantik Paktı” filohın da aynı şeyi belirtmişlerdi. Fakat en büyük İmtihan, Büyük Britanya hava müdafaasının en elzem bir kısmım teşkil eden binlerce ve binlerce gönüllü tarafından verilmiştir.
Bu gönüllüler vakitlerinin bir kısmını memleketlerinin müdafaasına hasreden insanlardır. Büyük Britanya, askeri İşlerinde bu gönüllü kuvvetlere en ö-ncmll bir rol vermiş bulunmaktadır. ”Excrcise Enıpcror” adlı manevralarda hemen hemen bütün uçaksavar topçuları ve harekâtı kontrol postalarında çalışan personel bu gönüllülerden müteşekkildi. Bunlar ihtiyat a-navatan veya “Tcrrltorial” orduya mensuptur. Yüksek rütbeli birkaç subay müstesna Ro-ynl Observer Corps’un bütünü ile müdafaada en önemli b|r rol
oynayan radar tesialeri şebeke-Hinde çalışan erkek ve kadınla, nn birçokları da gönüllülerden müteşekkildi. Harekâta iştirak eden Kıraliyet Hava Kuvvetleri avcı filolarından 20 «inin personeli Kıraliyet Yardımcı Hava Kuvvetlerine mensuptu, MHaf-tasonu Havncılan” olarak anılan bu meşhur grupun Alemleri 1910 tn Büyük Britanya muharebesinde en şanlı bir şekilde dalgalannuştı, Bundan başka 1-klncl Dünya Harbinden beri İlk defa olarak nEmperor” manev-ralarınin ıdaıc edildiği harekâtı kontrol merkezlerinde diğer bir kudretli gönüllü kuvvetin, Sivil Müdafaa Teşkilâtının tem-Bllcilcri de yer almıştır
“Excrcl«e Emperor,, sıraaıncln gönüllülere düşen vazifeleri etraflı bir şekilde tetkik etmek yerinde olur. Kıraliyet Yardımcı Kuvveti tanı teçhLzatlı 20 seferi filo temin etmiştir, filolar 6 devlete mensup vazzaf” filolarla muvaffakiyetle
rak etmişlerdir, zira Kıraliyet rdımci Hava Kuvvetleri, Js-.ne rağmen bir birinci hat kuvvetidir. Bu manevralar sırasında "Haftasonu Havacıları” «antte 960 kilometreden üh-tün süratle uçan tepkili uçakları idare ettikleri gibi teknik talimin en yüksek bir derecesine ulaştıklarını ispat etmişlerdir. Fakat unutulmamalıdır ki aralarında İkinci Dünya Harbinin en mâruf aslan vardır. Yardımcı Hava Kuvvetlen filo komutanı üniformasını taşıyan bu aslar, genç havacı, lara en müşkül şartlar altında edindikleri tecrübe ve bilgiyi vermektedir.
yanyona harekâta


Bu Mmu-ve İşti-
FOnCMF MĞITIMI
rMmuou
Hindistan cevizinden çıkarılmış «bm
Hakikî VEJETALİN y°9>
Pilâv, kızartma, tatlı ve her nevi yemeklerde kullanılan bıı saf yağ mide ve karaciğerini Önler Bakkallardan ısrarla isteyiniz
S I B I R Nebatî Yağlar Fabrikası Ld. Şti.
Telefon 20280
İNŞAAT İLANI
genişletilecek kısmı İnşaatı bi-usullylc eksiltmeye konulmuş-
(1.330.000,—) lira ve geçici te-
Sümerbank Genel Müdürlüğünden
1 — Sivas Çimento Fabrikası
rim fiyatı esasiyle ve kapalı zarf tur. j
2 — Yapılacak inşaatın keşfi minat miktarı j(53.650.—) liradır.
3 — Eksiltme evrakı Ankarada Sümerbank Genel Muamelât Mlblürlüğünden (100) liraya alınabilir.
4 — Eksiltme 14 aralık 19.50 perşembe günü saat 16 da Ankarada Sümerbank Genel Müdürlüğünde toplanacak komisyon marifetiyle yapılacaktır.
5 — İstekliler teklif evrakı arasına, şimdiye kadar yapmış
oldukları bu gibi İşlere ve bunların bedellerine, firmanın teknik teşkilâtının kimlerden teşekkül ettiğine dair belgeler koyacaklardır. «
0 — Bu eksiltmeye İştirak edeceklerin bir taahhütte (1.000.000,—) liralık benzeri betonarme karkas İnşaatım bizzat İkmal ederek kabullerini yaptırmış olmalan şarttır.
1 — Banka l?i dilediğine yaptırmakta serbesttir. H6257)
İstanbul Sular İdaresinden:
îdare ihtiyacı olan muhtelif miktarda priz ve tevkif ğunun dökümü ceman 10800 liradan talibi uhdesindedir.
Daha az fiyat teklif edeceklerin teklif bedellerinin % T,5 nispetinde yatıracaklan teminat makbuzlari.vle 712.1950 perşembe günü saat 14 te idare merkezinde yapılacak pazarlıkta bulunma-lan.
Şartnamesi bedeli mukabilinde idare veznesinden ahnabfflfe. (16586$
AİLE CÜZDANI
sahipleri arasında
2 nci Noter huzurunda çekilen kur’anın talihlileri
İzmir, Karşıyakadaki bahçeli EV’i kazanan:
H a I i t E r g u n (Cüzdan No, 8494)
Yılda her 100 müşteriden birine hediye edilen para ikramiyelerini kazananlar:
İSTANBUL:
Asım Eksat-Miistenir Seven Vasil Teofiloktidis Kemal Gençel Cemal Şahingiray Talıir Alenıdahığlu Mehmet Yüksel Prodromos Orailoğlu Mehmet Gezinti Mustafa Yensem Karabet ihnıalyan Emine Haylök Raşel Roso Rııkiye Erişkin Aron Tuna Necnıeddin Tanışer Nesim Kolıen Mııhiddin Sekkan Hıfzı Bakım Mazalto İmano Hikmet Konşuk Mente.ş Veissit Nevin Baş Paymas Kosti Zaharyadis Ulvi Hergüner İlya Kolıen Naciye Türkan Naciye Daryal Nuri İsıdan Feyzi Beğir Meziyet Turan Avgidor Mazaltov Sami Seskir Muadil Su Mehmet Erim Sultana Benfranko Faruk özerengin HUsniye Tuğteldn Olıanııes Moralıyaıı Rahiye Barbarosoğlu Fehime Kayan Karabet özteynn Haşan Karahan
Ahmet Rıza Pektaş Cemile Urgancı şükran Y’urdakul
İhsan Kömeç Halil Çınar Belo Yidya
Hikmet Bostancı Bolisa Biçaca Emine Tekol
Menelaos Vasiyadis Nezaket Ertız
Marika Nikolayidu Zümhül Bayrisa Dora Bornstein Lambrini Makridu Ester Baesea Emel Kınacı
Eleni Hatineos Fethi Gezer Coya Russo Kiveli Doriza •Jale Ağlar
Haçik Norayir Arzîvyan Nazire ikiz
Evdoksiya Naili Vartııhi Turikyan M i rat Uysal Pandeli Farnıazi Celile Berk Lıına Sultani Luiza Harreııs Mari Oklazoğlu Rafael Levi Tanya Damla Evgeniya Petropulidis Iclâl Balkan
Nebalıat Erker Tevflk Kendi
Niyazi Gürkaynak Candan Kutsal
Belılre Uras
Elise Tomaj-idis
Hadi Baykar Betiil Ünalan
Fuat Nurar
Salîlı Erkıış Seniye Ata Saadet Erek Necmiye Silen Zekiye Doğan Nazım Koçkan Havva İclâJ Ar Ömer özyurt Perihan Oğuz Moiz Bcrker Yusuf Karaveli Hayri Antan Sabriye Yıldırım Mahir üzeren Orhan Güray Beyhan Tuna Belliye Şekercioğlu Cafer Adalı
Halil Doğansoy İhsan Rüştü Bilcen Katina Uyguncu Aka Nuri
Saime Tümay
İZMİR;
Hüseyin Soytürk İrfan Bayraktar Hüseyin Tazegül Cahit Gürkaynak Yeşin Bııldanlıoğlu Nimeti Turhan Celâl Tiirker Remzi Soyoğuz Fatma Giingelen Şakir Toyran Nazlı Demirarslan Ahmet Yılnıazkapıcı Hamide Birsen Amiye Bozkurt Zehra Ceyhan Lâtife Ergin İbrahim özdoğan
ANKARA,
Nezihe Erel
Ahmet Çobanoğlu İbrahim Berkçin Halise Göbel
Bilgin Ansan Şevket özgen Osman Badırr
Mehmet Taneri Hayriye Akgün Hamdi Başar Fuat Bayazıt
Feyyaz Berker Ahmet Uğur Kuyuhı Cemil Karadavut Suat Fişek
ADANA:
Hakkı Akdeğirmen Abdullah Can
Davut Doğan Hatice Akgül
Reşat İzJer
BURSA:
Galip Atalık
Emin Kantar
Yhmet Erteyin
Mehmet İsmetullah Öztiirk
Huriye örgen
İbrahim Şenesen
Kenan Osman Gerekli
KONYA:
Zekil Oral
Hatice Bahadır Tiirk
Ayşe Anadolu
İSKENDERUN:
Şükrü Can
ESKİŞEHİR:
Hidayet Kızıl
Yukarıda adları yazılı olan müşterilerimiz 100 er lira kazanmışlardır.
YAPI ve KREDİ DANKASI
3 Aralık 1950
Y E N t tSTANBÜL
Sayfa 7
FİYATLARA DİKKAT: 10 — 12.5 — 15 — 20 — 25 TL
İSTANBUL DEPOSU
ISRARLA ARAYINIZ
Tersi bir edat;
Temerrüt; pey man. 7
sa^'Bûe
American Export Lines Kumpanyası
»
ve
İ3-
AMERICAN EXPORT LINES








L
SOLDAN SAĞA:
1 — izzet Mollanın IA kabı. 2 — Tersi birini güzel sözlerle eğlendiren mân&oma bir kadın İsmi; altın. 3 — Işık, mabut, büyük. 4 — As (mürekkep kelime); İçkt 5 — Ters) tahtından feragat eden bir kiralın taşıdığı unvan; Temi mukadder Akıbet. 0 — Kaba hitap; Göktckllerden; Şafak. 7 — Beşinci harf a olursa kokulu bir ot fü-ruht et anlamına gelir (iki kelime).
8 — Bir renk; Terzi birlikte bağlanmış şeylerin heyeti umumlyesl.
9 — Sondaki harfsiz doğma mânasına bir erkek ismi; Bir göz rengi. 10 — Ay; Arsız çocuklar yapar. YUKARIDAN AŞAĞI:
I — BJrinin edaya mecbur olduğu şeyi yapamadığı takdirde onun yerine ifa etmeği deruhte eden (İki kelime). 2 — Tersi uşak; Fena. 3 — Hâlen yanık meşhur bir saray; Alkış. 4 — Bunaklık. 5 — Ak (mürekkep kelime). 6 — Şart edatı. 8 — Yola çıkan (iki kelime). 9 — Kademe (eski terim çoğul); Sıfat takısı. 10 — Mayi haline gelen; Dal.
EVVELKİ GÜNKÜ BULMACAMIN HALLİ
SOLDAN KAĞA;
1 — Kore; AdL 2 — Van; Fi zan. I — Bah; Maval 4 «— Alâka; Araa. 5 — Satılan; İn. 6 — Eziyet 7 — Tıka; Ada. 8 — îş; LA; Asan. 9 — Net; Nevama 10 — Eşeleme; Ar.
YUKARDAN ASAdTı
1 — Şefin a 2 — Ovala; Şeş. 3 — Rahat et; Te. 4 — En; Kızıl. 5 —-Mallkâna 6 — İfa; Aya; M e. 7 — Divane; Eva. 8 — Azar; Tasa. 9 — Alan; Dama. 10 — An; SI; Anar.
İPEKLİ KUMAŞLAR
LlK kadife Fransız 20.00

12:50
... 6.50
---- 4.80
---- 4.90
. 11-14.00
İLAN


bi pattotak Lıglliı kuponlar
• •
YÜNLÜ KUMAŞLAR
LL K.
30.60
32.00
Mantoluk Fransız Mantoluk İngiliz Mantoluk İngiliz ipliği .............
Mantoluk İngiliz ipliği ..........
ipekle robluk ....
Medyana robluk Fantazl robluk Mele robluk ___
ERKEK KUMAŞLARI
U
64.00 Merlnoa
140-160.00Tob boyamalar
• ••
• • •

••••••••••••••
STOK MANİFATURA MAĞAZASI

17.00
23.50
9.90
7.80 1L50
6.25
U
22.00
17.25
Çorlu Mahkeme Kaleminde Tasfiye Memurluğundan :
947/1 Tereke
Çorlunun Silâhtar Mahallesinden olup Sultan Köyünde İkamet etmekte iken 4.6.1947 tarihinde ölen İbrahim oğlu Şevket Yalçının terekesi tasfiye edilmekte i-ken yapılan satış muamelesine vereseden Emine Yalçın tarafından ademi kanaatle temyiz olunarak yargıtayca ilân süresi bakımından bozulmuş olmakla bu defa müteveffa Şevket Yalçına ait 5000 lira muhammen kıymetli Çorlunun Silâhtar Mahallesi 132 ada 4 pafta numaralı ayrı ayrı iki hane barındırabilecek vaziyette üst kat İki oda alt kat bir oda bir mutfak bir yüz numara ve ikinci kısım üst kat ü( oda bir hol alt kat bir oda bir hol bir banyo mutfak bir belâ ve bir bahçe köşesinde odun ve kömür konulabilecek aynca bir odayı ihtiva eden kısmen ahşap ve kârgir bulunan iki katlı ev ile ittisalindeki 100 metre mu-rabbaı bîr arsa ve yine müteveffaya alt Çorlunun Sultan köyünde 1500 lira muhammen kıymetli deniz kenarında üç oda bir sofa olmak üzere iki katlı ev Ue ji-maJ ve cenubundaki iki ahır ve bir miktar bahçesi bulunan ev ile Kuru Çeşme mevkiinde dekarı 25 lira muhammen bedelli 5509 metre murabbaı tarla açık arttırma ile satılacaktır. Bu işe ait şartname 30.11.1950 günü mahkeme ilân levhasına asılmıştır. Birinci müzayede 28.12.1950 perşembe günü saat 14 Ue 16 arasında yapılacaktır. Arttırma muhammen bedelin % 75 ini bulmadığı takdirde ikinci arttırma 9.1.1951 cuma günü saat 14 ile 16 arasında yapılacaktır. İhaleyi müteakip satış bedeli derhal tasfiye Memurluğuna yatırılacaktır. Müzayede tapu vergi veaair masraflar alıcıya ait olmakla beraber bozmadan evvelki satışta Hüseyin Boyuneğmeze satılan Sultan Köyündeki harap evin a-lıaaj tarafından tamiratı İçin yapılmış olan 700 liralık masra-îın da ilk alıcısına aynca ödeneceği muhammen bedelin müzayededen evvel % 7,5 nispetinde teminat yatırılması gerektir.
Fazla malûmat isteyenler her gün saat 10 dan 12 ye kadar Çorlu mahkemesi kalemindeki tasfiye Memurluğundan malûmat alabilir. İsteklilerin tâyin o-lunan günde tasfiye Memurluğuna müracaatlar) ilân olunur.
(16614)

2 Kişi 1 Liraya bir Paris Seyahati yapabilir mi?
Dünyaca Maruf
Seçeceğiniz yo! arkadaşı ile birlikte efsane ve eğlenceler diyarı Paris'e konforlu bir seyahat. Paris'te en lüks otellerde, en kibar gazino ve kabarelerde eğlence. zevk ve sefa ... Bütün bunları. Fakir ve Yetim Çocuklara Yardım Eşya Piyangosu bir tek liraya mukabil size hediye ediyor.
Çekiliş Tarihi :
10 Aralık 1950
TUTUM BANKASI
IASARRÜF HESAPLARI
Yalnız BEYOĞLU Şubemiz için
ALMAN yapısı PLATİN uçlu
DOLMA KALEMLERİNİ
TÜRKİYE MÜMEMESSILLIĞI
CAM Lld. Şİİ. ÎZMİR-P.K. 293
TAHTAKALE No. S
Edirne Belediye
Başkanlığından

Belediye mezbahasının soğukhava deposu ve buzhanesi bü tlln fenni şartlara uygun ve pek mükemmel şekilde bina inşa edilmiş yalnız makinelerinin temin ve yerleştirilmesi muamele ve ameliyesl ikmal edilememiş bulunduğundan bu binaya projelerine mutabık şekildeki makineleri satın alınacak ve yerleştirilecek veyahut da isteklilerine makineleri vazetmek suretiyle icarla verilebilecektir. Makine satanlar ile işletilmesi hususundaki müteşebbislerin müesseseyi yerinde görmeleri ve tekllflrini bildirmeleri encümen karan gereğince ilân olunur. (16591)
Devlet Denizyolları ve Limanlan işletmesi Genel Müdürlüğünden:
Şimali Avrupa muntazam yük postamnm onuncu seferine aralık ayının ük haftasında Kastamonu Şllepi kalkacaktır.
Gemi gidişte İzmir, Pire, Anvcra, Rotterdam, Bremen Hamburg Limanlarına ve dönüşte aynı limanlardan maada kenderuna da uğrayacaktır.
1000 sterltngten fazla navlun temin edildiği takdirde yol üzerinde bulunan program harici limanlara da uğranmaktadır.
Aralık ayının ikinci haftasından sonra kalkacak Kars Şilep) Londraya da uğrayacaktır.
Yük sahiplerine, nakliyeci ve komisyoncu firmalara büyük faydalar sağlanmıştır. Program ve tafsilât için idaremiz Şilep Servisine ve acentelere müracaat edilmeni rica olunur. (16395)
I
Tertip edilen İkramiye
1951 YILI İKRAMİYE PLANI
Bebekte koru içinde ve deniz üstünde
APARTMAN
DAİRELERİ
PARA İKRAMİYELERİ
İLK DAİRENİN
31 OCAK 1951
ÇEKtltŞl
5 Aralık 1950 tarihinden itibaren
1 İkramiye numarası alacaktır.
MERKEZ : Galata, Bankalar Cad. 48 - Telefon : 44668 İstanbul Ajansı : Postahane Meydanı, Muhzirbaşı Sok. 5 - Tel. 29702
İzmir Şubesi : Mimar Kemaleddin Cad. 28 - Telefon : 5710
yatırılacak her 100 lira
Norveç birinci nevi gayet saf
MORİNA BALIKYAGI
Gobniştir. TAKSİM EOZAHANE81
LÂSTİK ve ELİŞİ YÜNLERİ
Fabrika fiyatından % 5 noksanına birinci Gislavet lâstikleri, Avusturya Ekstra - Ekatra Elişi yünlerinin toptan satış yeri; Çarşı kapı İskender Boğazı Karadeniz Han No. 18 İHSAN KARADENİZ Telefon : 23355

20.000
Büyük ikra
10.000 5.000 1.000
500
m
LİRA
iyeler
Lira
Beyoğlu şubemts müşterileri diğer
ojmumf İkramiyeden de istifade ederler.
şubeler Içtn tertiplenen
c i •
TÜRK TİCARET BANKASI
Kartal Sulh Mahkemesi
Başkâtipliğinden :
840/248
Huriye» Samlye, Bedriye, Mü-nire, Zehra, Ender ve Günerln şayian ve müştereken mutasarrıf olduklan Pcndlkte Batı Mahallesinde Çatra mevkiinde kâin o-lup 769 ada 25 parselde kayıtlı 2980 metre ve İçinde kuyusu ve dolabı bulunan 3480 lira muhammen kıymetli boşlanın izalel şu-yuu zımnında satılmasına dair verilen karar mucibince 2512. 1950 tarihinde «Ant 15 te birinci arttırması yapılarak işbu günde verilen bedel muhammen kıymetin yüzde yetmiş beşini bulduğu takdirde ihalesi icra olunacağı, aksi takdirde en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak üzere 4.1. 1.951 tarihinde saat 15 te ikinci arttırması yapılarak hor kaça baliğ olursa kati ihalesi icra o-' anacağından talip olanların mu-hammen kıymetin yüzde yedi buçuğu nispetinde pey akçesiyle muayyen günlerde ve daha fazla malûmat almak isteyenlerin ve şartnamesini görmek isteyenlerin ilân tarihinden itibaren Kartal Sulh Yargıçlığı başkâtibine müracaatları İlân olunur.
(16078)
Bu seyahat esnasında BEYRUT. İSKENDERİYE, PtRE. NAPOLİ. Lî-VORNO, GEN OV A, MARSİLYA ve BARSELONA’ya da uğran ıl makta olduğundan mezkûr limanlara da İSTANBUL'dan seyahat mümkündür.
"Dört ECE S” nam yolcu vapurlarının yeni sefer programlarına istanbulu da dahil ettiğini bilumum yolca ve seyyahlara bildirmekle krabi şeref eyler
Mezkûr Dört ACES vapurlarının mükemmel konforları bütün kamaralarında ve salonlarındaki en son sistem (alr - conditioned) nam havalandırma tertibatı ve birinci sınıf lüks kabineleriyle. Boston ve New-York’a gidecek yolculara 25 günlük lüks ve fevkalâde ls t i nıl uU li bir seyahat temin edecekleri muhakkaktır.
İstanbul Beşinci İcra Memurluğundan :
950/5561
Bir borçtan dolayı teminatlı bulunan T. C. Merkez Bankacının yüzer liralık üç adet tahvilinin 7.12.1950 perşembe günü aa-at 10 da İstanbul tahvilât borsacında satışına karar verilmiş olduğundan almak isteyenlerin orada bulundurulacak memurumuza müracaatları ilân olunur.
(16582)
Çiftliğinizde tam bir Diesel tasarrufu temin edin.
BUtün yıl güvenilir bir traktör takatına olan ihtiyacı ile geniş ölçüdeki çiftçilik; Diesel tasarrufuna muhtaçtır. Bu tasarrufu size: McCormick International WD - 9 Diesel Standard modeli temin edebilir.’ Çekide 45 B.K. motoru ile kayış kasnağı ve kuyruk milinde fazlası ile kuvvet temin eden bu model bir çok modern çiftlik işleri için asgari masrafı olan en uygun traktördür.
*
ISTERSAÎIONAL HARVfSYTR
M
Tam bir Diesel... Otomatik marş tertibatı... Beş vitesli popüler transmisyonu... Otomatik regülâtörü... Kolay vites değiştirme ve kontrolü... v.s.... Evet WD - 9 modelinin kullananı pek memnun eden bir çok hususiyeti vardır. Daha fazla tafsilât almak için hemen bugün müessesemize müracaat ediniz. Benzin veya gazla işler VV-9 modeli, Pirinç yetiştirenler için hususî modeller : WR-9 ve WDR-9 vardır.
IKPORT te. CHICA90 t U S.â TOrkly» 0«mI MOmetıirtl|i ı
TÜRK İNTER MAKİNELERİ A. 0.
İSTANBUL - ANKARA - ADANA • ESKİŞEHİR - KONYA
INTERNATIONAL
HARVESTER

Satılık piyano
CRAPAUD şekil çaprazlı ve kuyruklu ve WaLD HAEUSEL markalı bir piyano temiz bir halde satılıktır. Telefon: 81865

İstânbuldan sefer başlangıcı tarihi aşağıda gösterilmiştir
EXCAMBİON — 16
EXOCHORDA — 30
EXETER — 13
EXCALİBUR — 27
Aralık Aralık Ocak Ocak
1950
1950
1951 1951
Her 14 günde Cumartesi günleri öğleden sonra muntazaman Galata Rıhtımından bir vapur kalkar.
SELANİK BANKASI
Galata
Fazla malûmat almak İçin seyahat acentamza ve Galata Tabir han 8 Üncü kat HAYRI ARABOGLU ve çki vapur acenfalanna müracaat ediniz. Telefon 44993-2-1
Müteaddit ve yeni KİRALIK KASALAR

ZİRAAT mütehassisi ARANIYOR
Büyük bir müessese bir veya iki ziraat mütehassısı aramaktadır. İngilizce veya başka bir ecnebi lisana vakıf olanlar tercih edileceklerdir. Talip olanların mufassal tercürael hallerini fotoğraflariyle birlikte “Ziraat Mütehassısı** Posta Kutusu 176, tstanbul adresine bildirmeleri.

Dünya güreş müsabakaları dün başladı
2 yenildik
Bir ay önce Tel-Avivde yapılan Türk - İsrail millî maçında hakem topu kontrol odlyoi
Greko - Romen olarak yapılan karşılaşmalarda
e

Dünya güreş şampiyonası rövanş müsabakaları dün gece Spor ve Sergi Sarayında mahşerî bir kalabalık Önünde saat tam 21.15 te başladı.
Mindere çıkan İsveç, Lübnan, Mısır vc Türk güreşçileri halka takdim edildikten sonra İstanbul Vali Muavini, müsabakaları açarak şehrimize gelen dünya güreşçilerini selâmladı ve bütün müsabıklara muvaffakiyetler di İrdi.
Vali Muavinin müsabakaları açtıktan sonra hemen güreşlere geçilmesi orada bulunan seyirciler tarafından hayretle karşılandı.
çünkü beynelmilel bir temasta millî bir forma ile müsabakalara katılan milletlerin mutlak surette millî marşlarının çalınması icap ederdi. Müsabakaları tertip eden organizasyonun, bunu düşünmemesi teessürle karşılanacak bir hâdisedir. Açılış merasiminde İsveç, Lübnan. Mısır ve Türk mtllt marşları çalınmadan îlk gecenin Greko-Romcn maçlarına 52 kilodan İtibaren başlandı.
Ali Yücel, tuşla; Celâl Atik, ittifakla kazandı — Nasuh Akar, S. Meriç, Muharrem Candaş, A. Candemir yenildiler — Yaşar Doğu mindere çıkmadığı için isveçli Groenberg’le A. Özdemir hususî bir maç yaptılar, Groenberg ittifakla galip
Artık yeter
istismsn
ha-bu
R ESİMLER: Dün gecenin en güzel güreşini yapan Ali Yücel. Mısırlı A bd (ilham İdi tuşla yenerken. Altta yine Ali Yücel rakibini tuşa getirirken
Sporda istismar zihniyetine bir son verilmelidir
Sporculuk, spor Hni alalı çoktandır. Fakat •on haftanın hâdiseleri bardağı taşıran damla olmuştur.
Bilet karaborsasını Önlemek için, bundan tahminen bir sene eyrel turnike usulünün tatbikini tavsiye etmiştik. Birtakım idareciler, sureta haktan görünerek:
— Efendim, halkı saatlerce yağmurda, karda, güneş altında kapılarda bekletemeyiz!
Diye İtirazlarda bulunarak bu tarafa yanaşmadılar. Halbuki aynı idareciler, dört gündür, bilet satışı için binlerce vatandaşı, saatlerce stadyum kapılarında bekletmekte mahzur görmüyorlar. DoLmabahçeden geçenler bu manzarayı şüphesiz görmüşlerdir.
Nerede kaldı halk adına bu iddialar?!!..
Halbuki vaziyet şudur: Büyük futbol ve güreş maçlarının yapıldıgrı İnönü Stadı ile Spor Sarayının halihazırda bir sürü turnikesi vardır ve halk esasen buradan geçip içeri giriyor. Giderken dc bileti kontrol ediliyor. Dasit bir teşkilâtla, bilet yerine bilet parasını verip girse, hiç de fazla bir zaman kaybetmiş ve beklemiş olmayacaktır. Hem, bugün mevcut kapılar kâfi de. Süse, hâlen battal edilmiş olanlar da açılabilir, hattâ yenileri İlâve edilebilir. Meselâ Spor Sarayında, 16 kapı vardır, bunlardan yansı kullanılmıyor. Sırası gelmişken söyliyeyim, burada, şimdi, eğer yanılmıyorsam turnike işliyor, kişi alsa, beher kişi isabet eder yekûn değildir.
Bütün bunlan ye yarar? Turnike usulünün tatbiki müşkülât doğursa dahi, bugünkünden fazla olmayacaktır. Olduğunu kabul bile etsek, mukabilinde Öyle kazançlar vardır kİ, bu fedakârlığa değer. Bu kazançlardan birisi maddîdir: Halk soyulmayacak, öteki İçtimaîdir: Karaborsacı tipi. evve. lâ bu sahada ortadan kalkacak, ve, bunun tadını alan daha büyük işlere tevessül edeceğine göre diğer sahalarda da kısmen önlenmiş zanç da, menliğin
talanıverlyorlar. Aman. raman... Derken bir bakıyorsunuz, fücceten iyiteşiveriyorlaj. Her halde alâkadar doktorlar hastalıklarım gcçiriverecek ilâcı bulmuşlardır.
Yooook... Artık yeter. Bu İşlere bir nihayet vermeliyiz. Biz. bu gibi şampiyonları istemiyoruz. Biz sportmen istiyoruz. Mindere çıkar, güreşir. Temiz temiz. Amma yenilirmiş Galip sayılır bu “tarzda” mağlûp. Zarar yok. Şerefimiz kurtulur ya.
Hem bir şey söyliyeyim mi? Meşhur kasap hikâyesini bilirsiniz. Bu gibi şampiyonlara “Al şampiyonluğunu, ver sporumuzu” deyip işin işinden çıkmaktan başka çare kalmamıştır, fa.
Vefa - Altınordu karşılaşması berabere bitti
(Hususi muhabirimiz
— İki maç yapmak gece şehrimize gelen
İçerisi beş turnikeye ki, mühim
söylemek
Bugünkü Millî Maç
İsrail Milli Takımı
10 bin 500 bir
ne-
1 - 1
îzmir, 2 bildiriyor) üzere dün
Vefa Takımı bugün ilk maçını AJtınorduya karşı yaptı. Zayıf bir kadro ile oynayan Vefalılar mütevazin bir oyun neticesinde bu maçtan 1-1 beraberlikle ayrıldılar.
Ankara lik maçları neticeleri
Ankara, 2 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Ankara lik maçlarına bugün öğleden sonra soğuktan dolayı az bir seyirci kütlesi önünde devam edilmiştir. Birinci kümede Gençlerbirllği Maitepeye 9-0 ve Hacettepe Ka-lespora 3-0 galip gelmiştir.
olacak, Bir başka ka-spor İşlerinde sport-tekrar ihyası olacak.

Artık yeter diyeceğimiz bir i-kinci nokta daha var. Bilhassa güreş ve futbol şampiyonlarından bir kısmından doğrusu bıktık. Evvelâ mütevazı bir şekilde spora başlıyorlar, muvaffakiyet gösteriyorlar. Halk onları alkışlıyor, göğüslerine madalye-ler takılıyor, kendileriyle iftihar ediyoruz, sokakta geçerken gördüğümüz zaman onlara gıpta ile bakıyoruz “Aferin" diyoruz, resimlerini gazetelere basıyoruz. Hulâsa, milletin gözbebeği yapıyoruz. Bu az bir şey midir? Bu ne büyük bir şereftir. Fakat bazıları bu şerefi az buluyorlar. O zaman bu amatörü şampiyonların refahını temin için kaçamak yollardan kendilerine evler bile veriyoruz. Bu da az geliyor ki, milletlerarası bir temas arifesinde, amatörü
piyonlardan bir kısmı —bereket sayıları az - hikmeti hüdâ has-

çam-
Ingilterede bugünkü
futbolun durumu
fert Yu-Aı-
hattı.
çıkartacak kadar seri ki, İngiliz
Voleybol maçları
Dün Teknik Üniversite Spor Salonunda voleybol bölge teşvik maçlarına devam edilmiştir. îlk maçta rakibine nazaran daha kuvvetli olan Galatasaray Ana-doluhifiarını 15-5 — 15-7 mağlûp etmiştir.
Galatasaray: Uğur. Sadi, Sağman, Selçuk, özdemir, Halûk,
İkinci maçta, kümenin kuvvetli takımlarından Vefa çekişmeli geçen bir oyundan sonra ,Kara-gümrüğe 13-15 — 15-10 — 15-12 yenilıplştir.
Karagümrük: Turan. Zühtü, Haydar. Yiğit, Yaşar. Cahit.
Son maçta da Beyogluspor Şiş-iki sette 15-4 — 15-4 m&ğ-etmlştir.
dar görülmemiş bîr spor festivali yapılacaktır. 6 mayıstan 17 mayısa kadar bütün memlekette enternasyonal futbol karşılaşmaları tertip edileceği gibi» başka çeşitli sporlar da yapılacaktır.
Fakat bu sporlar belki dc halkın çok sevdiği futbola rekabet edemiyecektir. Ascot’un büyük haftası için 1 1/2 mil koşusuna 20.000 liralık bir hediye hazırlanmıştır. Bu miktar şimdiye kadar hiçbir koşuya verilmemiş olduğu gibi, aynı zamanda bu yekûn arttırma ile de yükselebilir.
Son Derby koşusu galibiyetini alan sporcuya 17070 lira Ascot altın kupası da 11460 lira kazandırmıştı. Bunlar gibi daha yanm düzine kadar koşudan her biri için husule gelen 8000 liralık hediyelerin hepsi Fransızlar tarafından kazanılmıştı.
52 Kilo AbdÜlhanılt (Mısır Alî Yücel (Türk) (Ali Yücel tuşla galip)
İlk müsabakayı 52 kiloda Ab-dülhamit ile AH Yücel. Lübnanlı orta hakemin idaresinde yaptı-dılar. Oyunun ilk devresi hor İki güreşçinin de birbirini denemesiyle geçti, ikinci devrede Mısırlı daha hâkim güreşmesine rağmen. Ali Yücel 14 üncü dakikada rakibini köprüye getirmeye muvaffak oldu ve Mısırlının sırtını eze eze mLndere yavaş yavaş değdirerek maçı tuşla kazandı.
57 kilo Mahmut Hasım (Mısır) Nrvuıh ?\kıır (Türk) (Mahmut Haşan sayı ile galip) Lübnanlı orta hakemin idaresinde güreşen Mısırlı Mahmut Haşanla Nasuhun güreşinde ilk devre Mahmut Haşanın lehine bitti. Bundan sonra Mısırlı, rakibini bir kaç kere de oyuna getirdi ise de maçın sonunda verilen yanlış kararla Nasuh Akar galip İlân edildi. 15 dakika sonra yan hakemlerin kâğıtlarını kontrol eden jüri heyeti verilen İlk kararı İptal ederek yerinde bir kararla Mısırlı Mahmudu galip İlân etti.
62 Kilo
Sua/îvnn (tran) Taha (Lübnan)
(Taha İttifakla galip)
Türk hakeminin idaresinde güreşen Iranlı Suadyanla Lübnanlı Taha güreşe çok yavaş ve İsteksiz başladılar, hattâ lranlı pasif güreştiği İçin Lübnanh Taha maçı ittifakla kazandı.
67 Kilo
FrciJ (İsveç) Servet Meriç (Türk)
(Freij ittifakla galip)
Orta hakem Mısırlı, Servet Meriç, oyunun başında rakibinden kaçtığından bir ihtar aldı ve hâkimiyeti İsveçliye kaptırdığı için maçın sonunda Servet Meirç müsabakayı 3-0 kaybetti.
73 kilo CeîAî Atik (Türk) Simıınnnien (Fin) (Celâl Atik ittifakla galip) En teknik güreşçileriınizdcn Celâl Atik rakibini oyunun başında sıkı bir kafakolla altına almak istedi ise de Simananlen güzel bir dönüşle Celâlin bu hareketinden kurtuldu. Neticede A. tik maçı ittifakla galip bltlrdL
79 kilo Groenberg (İsveç) A. Özdemir (Türk) (Groenberg ittifakla Yaşar Doğu mindere ğı için Groenbergle Ali
hususi bir karşılaşma yaptılar ve Groenberg İttifakla maçı kazandı.
galip) çıkmadı-Özdemir
Hyl lûp
İkinci Küme maçları
Dün Şeref Stadında yapılan i-kinej küme lik maçında, Demir-sporla Beyoğluspor karşılaşmışlardır, Mütevazin geçen bir o-yunda, her iki taraf da müteaddit gol fırsatları kaçırmış ve o-yun da 0-0 berabere neticelenmiştir.
Beyoğluspor: Snopulos — Çi-çopulos. Maruh — Arpacı, Di-nıltn. Remzi — Yafa. Kamlk. Niko, Koçi, Kadri.
Demlrspor: Nevzat — Mahmut, Şevket — Nezihi, Bedri. Burhan Orhan. Enver, Mustafa, Rauf, Ömer.
Eğer mtıha-iki olta ra-
Düdüğünü yutan hakem
H7 kilo
Palm (İsveç)
Muharrem ( ıınılaş (Türk) (Palm ittifakla galip)
İsveçli Palm güzel bir güreş çıkartarak rakibi Dünya Greko-Romen şampiyonu Candaşa karşı ittifakla galip geldi.
ile karşılaşıyoruz
İsrail Takımı, çok iyi bir şekilde hazırlanmış olarak geldi
Takımımız da Telâviv’de çıkan kadrodan farklı olarak İsraillilere karşı çıkıyor
Yeşuva Glazer: Son millî maçta santrfor mevkiini İşgal etmiş ve takımına 3 gol kazandırmıştır.
İsraile Çıkacak Türk MHT1 Takımı için de Futbol Federasyona
bugün sahaya çıkı-
Futbol Takımı ise maça bir ay evve-
Bundan bir ay kadar evvel Tel-Avivde oynanan ve 5-1 gibi ağır bir mağlûbiyetimizle neticelenen Türk - İsrail milli futbol maçımızın rövanşı bugün İnönü Stadyomunda oynanacaktır.
Israllde aldığımız üzücü neticeyi telâfi için fazlası ile çalışarak ve kendimize güvenerek sağlam bir moral ile sahaya çıkmamız lâzım iken maalesef iyi hazırlanamamış ve maneviyatımız bozuk olarak yoruz.
İsrail Milli Tel-A vivdekl
ünden beri hazırlanmıya başlamışlar ve oynanan millî maçtan sonra da çalışmalarını bırakmı-yarak şehrimize gelmiş bulunmaktadırlar.
İsrail Millî Takımında oynıyan oyuncular şunlardır:
Yaokov Hotlerov; Hapoel Tel-Aviv Takımının kalecisi olup “Ls-rallin en iyi futbolcusu,, olarak tanınmaktadır. Yaokov Hoderov en iyi oyununu 1947 senesinde Yugoslavyaya karşı Belgradda oynamış ve 6 gol yemesine rağmen Yugoslav sporcularının ve basının takdirini kazanmıştır.
Halm Buş: Takımın yedek kalecisidir.
tzrael Vays: Sol bek olarak takımın en İyi oyuncularındandı. Millî ve 24 yaşındadır.
îzak Şnur: Maccabi Tel-Aviv Takımı oyuncularmdadır. millîdir, 24 yaşında bulunan İzak Şnur son millî maçını TUrkiyeye karşı oynamıştır.
Gamboş: 1923 de Türklyede doğan bu oyuncu futbola genç yaşta tsrallde başlamıştır. Çok süratli bir oyuna sahip olan Gamboş santrhaf oynamaktadır.
Ellahu Fuks: İsrailin en iyi sol haflarındandır. 26 yaşında olan Fuks 10 seneden beri 'Maccabi Tel-Avivde oynamaktadır.
Milli Takımımız nasıl çıkacak ?
Son dakikada aldığımız malûmata göre, tsraile çıkacak mjl-Takımımızın bugün sahada şekilde yer alması kuvvet-muhtemeldir:
Turgay Naci Vedit M. Ali Bülent Muzaffer Galip Leftcr
tsfendiyar Gündüz Halit
11 şu le
Moşe Melamed: •‘Stopper*’ yani doldurucu lâkabile anılmaktadır.
$imon Zimerman: Solhaf mevkiinde oynıyan bu fulbolcu Hapoel Tel-Avlvin kaptanıdır.
Turika: 1923 de doğmuştur, şu oyuncuları davet etmiştir: Sağhaftır. Kulübünün Yugoslavya. İsviçre ve Kıbrıs turnelerine iştirak etmiştir.
Noymann: Bu sene yeni millî olmuş fakat bir çok yabancı takımlara karşı, bu arada geçen sene îsrailde Fenerbahçeye karşı oynamıştır.
Merivomiç: 26 yaşındadır ve futbol hayatına 1942 senesinde “Maccabi Tel-Aviv,. Takımı saflarında başlamıştır.
Studlnskl: Maccabi Tel-Aviv ile milli takımda soliç mevkiinde oynılan Studinski acar ve golcü bir elemandır.
Çeçik: 17 yaşında Hapoel Tel-A vivde futbola başlayan bu sporcunun muvaffakiyetli oyunlannı seyreden İngiliz askerleri ona “Manion” lâkabını takmışlardır.
Beşiktaş Kulübünden: Vedü Tosuncuk, Fahreddin Canseven. Ali İhsan KarayîğiL
Galatasaray Kulübünden: Turgay Şeren, Naci özkaya, Bülent Eken; Muzaffer Tokaç, Gündüz Kılıç.
Fenerbahçe Kulübünden: M. Alt Has. Erol Keskin. Lefter An. donyadis. Halit Deringör. Müjdat Yetkiner.
Vefa Kulübünden: Şükrü Er-soy. Isfendiyar Açıksöz, Galip Haklanır.
Emniyet Kulübünden: Muammer Tokgöz.
Adalet Kulübünden: Bülent E. sel.
Takımımıza muvaffakiyetler dileriz.
Vedat ETENSEL
★ ★ ★
Nelere dikkat etmelisiniz ?
Milli Takım
oyuncularına
Yazan : Sadi KARSAN
D
Londra, (Hususî spor muhabirimiz bildiriyor) — İngiltere -Yugoslavyaya karşı oynadığa maçtan sonra nisan ayına kadar milletlerarası bir takım çıkarmak mecburiyetinde değildir. 14 nisanda İskoçyaya karşı VVemb-ley maçı tertip edilmiştir, tngi-lizlerln Yugoslav oyuncularına karşı çıkardığı oyunu şiddetle tenkld eden spor münekkldleri Ingilterenin futboldaki itibarını düzeltmek için yeni milli bir takım kurulması icap ettiğinde hemfikirdirler Yugoslavya maçında İngiliz takımındaki oyuncular birlik olarak değil olarak oynadılar. Halbuki goslavlann müdafaa senal Takımına taş kadar kuvvetli idi. O taktikler kullandılar
ön sıra oyuncuları topu mütemadiyen muhasım tarafın mil-dnfilerine geçiriyorlardı. Ingillzlorin haf-bek hattı sim tarafın yansı kadar saydı hiç olmazsa karşı
fa 4-^ gol atabilirlerdi. 2-0 İngiliz aleyhine neticelenen bu maçta İngiliz Takımı Yugoslav hücumu karşısında yıldı. Yugoslav Takımı Avrupa futbolunda kullanılan, fakat Ingilterede bi-linmiyen bazı taktikler kullandı. Enternasyonal maçlarda oyuncuyu saha haricine çıkarmak biraz güç ve nazik bir Işdlr. Fakat maçtan önce Yugoslavlara İngiliz futbolunun esasları öğretilmeliydi. tngiüzlerin bu maçı kaybetmelerindeki başlıca sebep üc iyi oyuncunun değiştirilmesidir. Arsenrd Takımından alınan Les-lie Compton kendi takımında çok daha iyi bir santrfordur. Çünkü orada takım arkadaşları onun ovun tarzına alıştıkları i-çin nasıl hareket edeceklerini bilirler.
Gelecek maç için oyuncu seçecek olan seçmenlerin bütün bu noktaları nazarı itibara almaları lâzımdır. İskoçyaya karşı olan maçla İngiliz takımının bilhassa haf-bek hattı kuvvetli olmalıdır. Ayrıca santrfor meselesi de pek mühimdir. Önümüzdeki beş ay zarfında seçmenlerin ve kulüp başkanlarının en mühim vazifesi İngiliz futbolunun eksik taraflarını iyice tetkik e-dip yepyeni ve kuvvetli bir futbol takımı kurmak olmalıdır.
Bristol, — Geçenlerde Bristol-da oynanan Ley ton - Rovers futbol maçı esnasında gülünç bir hâdise oldu.
Maçı idare eden hakem, oyunun ortasında birdenbire düdüğünü acı acı ötürmeye başladı. Ingiliz hakemlerinin hususiyetlerine uymıyan bu hareketi seyircileri hayret içinde bıraktı. Fakat hakemin yüzündeki ıstırap. 22 oyuncuyu ve yan hakemlerini endişeye düşürdü. Yanına koştukları zaman, biçarenin düdüğü yutmuş olduğunu gördüler. Hakemin her nefes alışında gırtlağından acayip sesler çıkıyor ve zavallı ıstırap içinde kıvranıyordu. Oyuncular hakemin sırtına vura vura on dakika sonra düdüğü çıkarmaya muvaffak oldular.
Hakem maçı sonuna kadar 1-darede ısrar etti ama düdüğü de iki eliyle tutmak şartiyle.
Ağır sıklet
Antonson (İsveç)
Adil Caııdemlr (Türk)
( Antonson tuşla galip ı
Gecenin son maçını Antonson İle Adil Candomir yaptılar. Antonson güzel bir güreş çıkartarak rakibi Adil Candemlre taktı-gı kle ile 7 dakikada tuşla galip geldi.
Bu geceki müsabakalar serbest olacak
Vedat ETENSEL
Dünya şampiyonası revanş müsabakalarının bu geceki karşılaşmaları serbest olarak yapılacak ve dün gece güreşen bütün güreşçiler serbest olarak karşılaşacaklardır.
Ray Robinson, Jean Stock’a galip geldi
G.Saraylı Bülent
Italyaya gidiyor
Inglltered spor bayramı
1951 senesinin ilkbahar ve yazında Ingilterede şimdiye ka-
Milll futbolcularımızdan GalatasaraylI santrhaf Bülent Eken ltalyadaki kulüplerden birinden aldığı teklif üzerine bu hafta 1-çinde Romaya gidecektir. Bu suretle Şükrüden sonra Bülent de ltalyada ikinci profesyonel futbolcu olarak İtalyan takımlarında yer alacaklar.
slklet boks şampiyonu Raj Robiıısoıfun Fransız orta
Dünya hafif slklet şampiyonu Jean Stock’a İkinci ravuntta teknik nakavtla galip geldiği maçtan hlr görünüş. Yerde yediği yumruğun şiddetinden kendine gel eni iyen Jeaıı Stock ve ayakta rakibi Ray Robinson'dur
OST îsmllln Milli Futbol Takımı İle bugün kendi sahanızda, kendi halkınız önünde ikinci bir müsabaka yapmış oluyordunuz. Bıı, birinci karşılaşmada alınan hiç beklenmedik neticenin tesirlerini sildirmeğe vesile teşkil edecek elinize geçmiş güze) bir fırsattır. îstifade edeceğin İzden emin bulunuyoruz. Sporda galibiyet ve mağlubiyetin tabii telakki edilmek lâzım gelen bir hâdise olduğunu sizJier de takdir edersiniz. Çünkü netice itibariyle bir tarafın galip gelmesi diğer tarafın da yenilmesi mukadderdir. Fakat her ne pahasına olursa olsun behemehal galip gelmeV şartı esas tutularak hareket edilecek olursa, bu zihniyetle yapılan spordan bir fayda beklenemlye-ceği gibi, sporun mâna ve gayesi (le İyi anlaşılmamış olur.
Bununla beraber hiç şüphe yok kİ her iki taraf da, iktidarlarında olan bütiin gayret ve enerjiyi sarfederek temiz ve sportmen bir mücadeleden sonra yenmek amacını başlıca hedef tutacaklardır. Bu onların en tabiî bir hakkıdır. Ve esasen hangi taraf daha fazla çalışmış ve muvaffak olmuşsa galibiyetin o tarafa teveccüh edeceğine de şüphe yoktur. Ancak galip gelinmesi ihtimali ve şansı kuvvetli bulunduğu ahvalde yenilmenin ıstırabı büyüktür. Bunu o zaman tabii telâkki etmemek, beklenilen ga^Tetin göstcrilrmenırsindrn tevellüt eden bir başarısızlık saymak İcabetler. İşte bugün futboldaki tecrübenize liyakat ve iktidarınıza nazaran galibiyet şansının size daha fazla müteveccih bulunduğu aşikârdır, yalnız hakkınız olan bu galibiyete ulaşabilmeniz İçin çok dikkatli ve İhtiyatlı hareket etmeniz. elinizden gelen bütün gayreti sarfetıneniz lâzımdır. Ben de sîzler gibi bir vakit uzun soneler meşin topun peşinden koşmuş hlr MğııisFylnlz olduğum İçin, futbolcu haleti ruhiyeslnl bilerek, muvaffakiyette ûmll olan aşağıdaki hususlara dikkat nazarlarınıza çekmeği bir vaalfo bileceğini:
1 — Her şeyden ev\p| asabiyete kapılmadan, serin kanlılığınızı muhafaza ederek oynayınız. Sinirlenmenin bir futbolcu için en büyük naklse olduğunu düşürterek sizi zayıf düşürecek böyle bir kozu basınınızın eline vermekten sakınınız.
2 — Enerjinizi. celıdii gayretinizi müsabakanın devam müddetine göre ayarlayınız. Lüzumsuz yere efor sarfetmek-ten İçtinap ediniz ki son bir gayrette bulunmak mecburiyeti hâsıl olduğu zaman bunu yapabilecek takat ve İktidarı kendinizde bulmuş olııbilesiniz.
3 — Hasnunızın kuvvetini küçümsememek şnrtlyle* maneviyatınızı yüksek tutunuz. Futboldu sürprizlerin bol olduğunu hatırlayarak, müsabakanın son dakikasına kadar ihtiyatlı ve tedbirli hareket ediniz.
4 — Elinize geçen fırsatları kaçırmayınız. Bunlardan âzami derecede İstifade etmeye çalışınız. Unutmayınız ki kaçırılan bir fırsat buzun bir mağlûbiyete kadar sebep olabilir.
5 — Top size geldikten sonra değil, daha gelmeden ne yapacağınızı tasarhyarak, geldiği ânıla beklemeden hemen verdiğiniz kararın tatbikimi geçiniz. Bir ân tereddüt hasmın mevzi alarak tehlikeyi savuşturmasına yarılım etmiş olabilir.
6 — Gerek ferden ve gerekse beraberlik halinde olsun oyun tâbiyenlzl hasının zayıf ve kuvvetli taraflarını kollayarak kurunuz.
7 — Lüzumsuz yere yorulmamanız için topu daima size nazaran (İnha müsait vaziyette olan arkadaşınıza geçiriniz. Bunu yaparken de pas vereceğiniz yeri belli sizden fazla koşmalıdır.
M — Lüzum ve zaruret olmadıkça ayakla tercih ediniz. Çünkü ayağa emniyet baştan ayakta oynamak imkânı olmadığı zaımııı başlıı
9 — Müdafaada hasmı ımırke etmeğe.
etmeyiniz. Top
oynamağı başa fazladır. Esasen müdahale edilir. Hücumda da daima hanımdan demarke vaziyette kalmağa ve birbirinizin de boş-
luğunu kapatmağa gayret ediniz. Müdafaa ve hücum vaziyetine göre hatlar lirasında (lalmu âlıeıık ve irtibatı muhafaza ediniz. Sîzlerden bugün elinizden gelen gayreti sarfederek muvaffakiyetli bir oyun bekliyoruz. Hepinize şimdiden başarılar dileriz.

Comments (0)