----BU®ON------
EV-KADIN-MODA
Sabite 6 da
U--------------
Yarın
Bane 81____No. 10913 — Flati: her yerde 10 kuruştur.
Kataagaç'ta Nuri Killijll fabrikasının İnfilâktan sonraki hail, (hususî fotoğrafçımızın bu
Karaağaç’da Nuri Killigil tapa ve fişek fabrikasında müthiş bir patlama oldu
Fabrika tamamen h^rap oldu, ölenlerin sayısı henüz belli değildir
İnfilâk bazı eczanın ateş alması yüzUnden çıktı ve şehrin her tarafından duyuldu. Karaağaç ve Sütlücedeki binaların camları kırıldı
İtfaiye büyük fedakârlıkla çalıştı ve bir kaç kurban verdi. İnfilâk esnasında fabrikada 125 ijçi çalıçıyordu. Fabrikanın sahibi kayıptır
ff astar ey e kaldırılan İki yaralı, ortada
bayından yaralanan fabrika mubasebeetst Franguli
Dün akşam İstanbul büyük bir fa-Oİa ile karşılaşmış tır. Bu facia, Sütlücede Karaağaç caddesinde emekli general Nuriye alt «Tapa fabrikasın lam i verilen ve patlayıcı maddeler İmal eden fabrikada olmuştur.
Saat on yediyi birkaç dakika geçerek bu fabrika üzerinde müthiş bir; duman sütunu görülmüş ve bunu, yakı nen gören Hahcıoğlu itfaiye grupu derhal hâdise yerine müteveccihen hareket etmiştir, tik hareket eden on kişilik itfaiye grupu, vakayı bir yangın mahiyetinde görerek 'hâdise yerine yaklaşırken birdenbire müthiş patlamalar olmuştur
Bu hal karşısında itfaiye grupu ne yapmak lâzım geldiğini düşünürken, bir facia ile karşı karşıya kalmıştır. Ani bir İnfilâk yüzünden itfaiyenin Hahcıoğlu grupundan on kişilik eklpl yaralı ve ölü olarak kaybolmuştur.
Ümitsiz bir halde yaralı bulunanlar İtfaiye şoförlerinden Hüseyin, Refahı, 330 numaralı Ahmet, 238 numaralı DuriiUn'dur. Gene bu ekipten Şiikrli çavuş, Saîihaddin, Durmuş, İbrahim, diğer İbrahim ve Hüseyin de ortada yokturlar. İnfilâk esnasında part;a-laii'Jıkları bu sabah tahakkuk etmiştir
Fabrikadaki barut mamullerinin
PERŞEMBE 3 Mart 1049
İnfilâkı o kadar şiddetli olmuştur kİ buradan çıkan duman sütunları şehrin uzak semti erinden, görüldüğü gibi Köprü üzerinden geçenler barut kokusunu duymuşlardır.
Sütlüce, Hahcıoğlu. Ha.sk öy, Kasımpaşa vo hattâ Şişil, Osmanbey, Pangaltı vo diğer zahilde de Eyüp, Defterdar. Ayvansaray ve Fener gibi Haliç sahillerindeki birçok evler, ln-' filâkın sarsıntısından müteessir olmuş, facia mahalline yakın binaların camlan kırılmıştır.
İşin feci, tarafı, yüzlerce işçisi bulunan Nuri Paşa fabrikasında, İş saatlerinin en mühim ânında infilâkın vukua gelmiş olmasıdır.
Fabrkadakl İnfilâkı önlemeğe giden İtfaiye ekiplnin feci bir Mabetle k arşılaşın ası herkesi büsbütün dehşete düşürmüş ve asıl İnfilâk yerindeki facianın müthişlisi hakkında bir fikir verebilmiştir.
Feci hâdise, kısa zamanda İstan-bulun her yerinde duyulmuş, vali. İstanbul Cumhuriyet savcısı, emniyet müdürü, İstanbul komutanı. Beyoğlu kaymakamı. İtfaiye müdürü, Beyoğlu emniyet âmiri. Çalışına Bakanlığı İstanbul bölge müdürü, müfettiş, Jandarma alay komutanı ve diğer alâkalı memurlar hâdise yerine gitmişlerdir.
İnfilâkın vukua geldiği yer civarına gelindiği zaman, birbirini takiben ve fasılalı olarak patlamaların devam ettiği görülünce bu İşteki vukuf ehlinin gösterdiği lüzum üzerine İnfilâk yerinden beş yüz metro açıkta durulması mecburiyet zavedU-mİştir.
Her an yeni İnfilâkların, vukuu He nâçar vaziyette beklemek, alâkalı memurları çok üzmüş olmakla beraber, facianın daha genişlemesine mâni olunmak İçin bu haldi beklemek zarureti karşısında kalınmıştır.
öte taraftan Nuri Paşa, fabrikasındaki İnfilâkı haber alan ve bu fabrikada çalışan İşçi ve ustaların aileleri de hâdise yerine koşmuşlardır.
Bu «ırada Sütlüce ve civarı mahşeri bîr hal almlş. herkes, âciz bir vaziyette üzüntü İçinde kalmıştır-
Beyoğlu va İstanbul mıntakalanna alt cankurtaran otomobilleri, İtfaiye menşublnl olan yaralıları taşıdıktan sonra emre müheyya bir vaziyette bulunuyorlardı.
Nuri Paşa fabrikası olvttrındakl tuğla hartnanlarlyle bir kısım barakalarda bulunan yirmiden fazla şahıs, infilâkın şiddetiyle yerlere düşmüşler. ve bir kısmı da yaralanarak (Arkası sablfe 2; sütun d tef
Sahibi: Necmeddin Sadak — Yazı İşlerini fiilen idare eden C. Bildik — Akşam Matbaam
’.-'r ''■ ’ X**
Bu sabahki vaziyet
Kandın tamamen söndürüldü, fakat enkaz henüz kaldırılamıyor
Sabahleyin hâdise yerine gönderdiğimi» arkadaşımızın telefonla bldlrdlglne göre bu anda yangın tamamen söndürülmüş vaziyettedir. İtfaiye bütün gece cıboKa tadar çalışmış «e yangının depolara sirayeti tehltkeol-nl önlenmiştir. Fakat her İhtimale karşı hâlâ İtfaiye enkaza su sıkmağa devam etmektedir Hâdise yerinde emniyet tertibatı devam etmektedir. Kayıpların adedi vo hüviyeti henüz tesblt edilememiştir. Fabrika civarında babasını, kardeşini, arkadaşını ve akrabasını arayan ve ağlaşan kimseler görülmektedlr-
BıltOn gece Sütlüce karakoluna yüzden fazla kimse müracaat ederek ailesi hakkında malûmat İstemiştir. Hentte hiç bir ceset çıkarılamamıştır. Savoı ve adliye tabibi huzurunda enkazın kaldı-rılmtısına başlanacak ve kayıp miktarı ancak o naman anlaşılacaktır.
Güney ekspresi tehlike atlattı
Büyük bir hızla aşağı inerken. güçlükle zaptedildi
Konya S (Akşamı — Salı akşamı saat 21,40 da H&ydarpaşadnn kalkan Güney ekspresi Gebze ile Dil iskelesi arasında büyük bir tehlike atlatmıştır. Kartal - Dil İskelesi rampasından inerken makinist franlere hâkim olamamış ve saatte 100 kilometreyi aşan bir süratte aşağıya doğru İnmeğe başlamıştır. O esnada yemek vagonunda bulunan yolcular masalar üzerinde duran sürahilerle bardakların devrildiğini görerek telâşa düşmüşlerdir.
Katar bir müddet bu süratle gittikten aonra güçlükle zaptedllcbll-mIştir. öğrendiğimize göre trenin İnişte süratlenmesine Ankara - Eskişehir arasında çalışmakta olan bir makinistin Haydarpaşa - Eskişehir hattına yeni verilmeslle bu hattın yftbanoını olması sebebiyet vermiştir. Süratin felâkete inkılâp etmemesi rampanın kısa oluşundan dır. yoksa büyük bir felâketle karşılaşılacaktı. Demiryolları umum müdürlüğünün ehemmiyetle nazarı dikkatini celbe-deriz. Şevket RADO
Marshall orduya döndü
Vaşlngton 2 (AA.) — Ordu dairesinden bildirildiğine göre, General Marshall kendi talebiyle Amerikan ordusunda yeniden faal Orgenerallik hizmetine kabul olunmuştur.
Atlantik paktı müzakeresi bitmek üzere
Italyan ve DanlmaıKamn da bu pakta katılmaları muhtemel görülüyor Fransa ve İtalya'da komünistlere karşı sıkı tedbirler alınıyor
Sovyork 1 ÖL) — Atlantik p.ıkiı nıtlaakereierl şimdi diğer milletlerin bu pakta girmesine imkân verecek bir safhaya girmiştir. Dışişleri Bakanı Acheson dün bıinü bildlrtnlştlr.
Pakta İlk olarak talya'nın alınması tetkik ediliyor. Amerika, talya'-nın eski sömürgeleri meselesinin tekrar gözden geçirilmesine taraftar bulunmaktadır. Birleşmiş milletler kurulunun nisan toplantısında Amerika, İngiltere ve «■ransamn bu meseleyi İleri sürmeleri muhtemeldir.
Danimarka meclisi dışişleri komitesi Danlmarkamn pakta girmesini tetkik etmeğe başlamıştır Bugün bir karara varılması muhtemeldir.
Komünistlerin durumu
Londra 3 (R ) — Rusya savaşa girerse ne yapacakları hakkında, Fransız. Italyan komünistleri liderleri Thorez ve Togllattl'nln demeçleri büyük alaka uyandırmıştır.
Hatırlardadır kİ bunların İkisi de Rusya İte savaş takdirinde kızıl orduya yardını edeceklerini söylemişlerdi. Thorez dün akşam yeni demeçte bulunarak bir tecavüz savaşının önüne geçmek üzere İhtilâlci tarzda silâh kullanacaklarını, Duclos ise komünist olnuyan her hangi bîr hükümeti ortadan kaldırmanın komünistler için vazife olacağını söylemiştir. Amerikan, İngills ve Norveç komünistleri de bu tarzda demeçte bulunmuşlardır.
Lort Vanslttard bu hususta dün akşam şu demeçte bulunmuştur: «Bu
dikkatler
500 üncü yıla hazırlık iyi ama, ya şu Üsküdar
Fethin 500 üncü yıldönümüne hazırlanıyoruz. İkinci Umumi harble ve onu takip eden iktisat buhranına rağmen, şu son on küsur senede, İstanbul şehri, yeni meydan, cadde, tamir ve ıslaha-tiyle, kendi kendine bir tuvalet-çik yapabilmiştir.
Yok. Ilayır! Fatihin şanlyle, fpthin azametiyle hiç mütenasip değil. Lâkin, geçen neslin tamamen harap İstanbulinle kıyaslanırsa hayli ileri admh (Hafızası kuvvetli olmıyanlarla yaşı küçükler, tstanbuida yapılan son yenilikleri Belediyenin neşrettiği bir kitapta toplu olarak dahi bulabilirler.)
Fakat Üsküdar?
Created by free version of 2PDF
sözler Sovyet taarruzunu açıkça davettir. Bir parti lideri menfaat ta-rain etmedikçe kendini hain yerine koyamaz.»
Komünist liderlerinin sözleri Auıe-rlkada da büyük İnfial uyandırmıştır. Frans&da birçok komünist askeri ıuahrmeye verilmiştir
Akdeniz paktı
Vaşlngton 2 - Akdeniz paktı burada alâka uyandırmıştır Bu paktın Türkiye ve Yunanistan’dan başka İtalya, Fransa ve ispanyayı içine alması muhtemeldir
Roma 3 (Nafcn» - «Kızıl ordu
tolyaya gelirse otlunla birlikte çarpışacağız. diye beyanatta bulunmuş olan Togllattl'nln bu sözleri ile yarattığı hâdiseden sonra İtalyacta komünistlerle tethlşçl teşkillerine karşı savaşa hız verilmiştir,
Milano'dan gelen bir habere göre, dün yapılan araştırmalar sonunda İtalyan polisi «Kızıl savaş» tsnü altında faaliyet gösteren bir tedhişçi teşekkülünün 17 üyesini tevkif etmeye muvaffak olmuştur.
İtalyan Kabinesi
Roma 3 (Nafen) — İtalyanın mutedil sosyalist liderleri uzun süren tartışmaları sonunda Kabineden ayrılmak hususunda bir karar verememişlerdir. Koallsyan Kabinesinde kalıp kalmıyacaklarım tesblt edebilmek için müzakerelerine devam etmeye karar vermişlerdir.
Üsküdar. t stan buldan çok daha evvel, binaenaleyh beş yüz seneden önce Tiirk malı olmuştur. Bizans ta Konstantin hükümdarken, sonradan Şemsi Para İsmini alan Saitlilerde ecdat dolaşırdı.
Acaba oraların haline bir nazar attığıma oluyor mu? Çamur deryası ortasında sokaklar, yürekler acısı meydanlar... Devrimizin hemen biricik eseri olarak kaba bir havuz! Karşıdan fıskiyesinin cakası seyredilebilsin diye...
Başka ne varsa harab, türab!
tşte, yüzde yüz denecek derecede Türk olan İstanbul, beşinci asrın ortasında bu haldedir. Bu güzel beldeyi bu halden kurtarmalı. -
Sahile 3
SÜZÜN 6ELİŞİ
Maksat memlekete hizmet ise...
Birçok »ahaLarda kalkınma plânlarına İhtiyacımı» var; mütehassıslara ihtiyacım» var. Hükümet ihtiyaçları v® «aru-retleri gÜı ününde tutarak hem yabancı mütehassıslardan fayda* Banmayı, hem de uaun devreli plânlar hasırbyarak bunları tatbik etmeyi düşünmektedir. Meselâ bir ziraî kalkınma plânı, bir maden tetlhsalini arttırma plânı, bir Türkiye limanlan ve yollan plânı ha deyince yapılacak; işlerden değildir. Beş senelik, on senelik devamlı çalışmalara ihtiyaç vardır. Bu devamlı çalışma navd temin edilecek?
Anayasamızın iktidara geçecek partiye ayırdığı aralıksa çalışma müddeti dört senedir. Bu dört senenin sonunu» ayın partinin iktidarda kalacağı garanti edilemez. Halbuki memleketimizin on senelik, on beş senelik plânlara ihtiyacı vardır. Eğer dört sen® tonunda iktidar partisi değişirse hükümet sandalyesine oturanlar başL imiş ve bir kısmının gerçekleşmesi İçin milyonlar harcanmış plânlan devam ettirecekler mlT iktidar değişince plânlar yüz üstü kalırsa bundan en çok memleket sarar edeceği için girişilmiş nün vadeli işlerin hangi parti gelirse gelsin mutlaka tamamlanması nasıl temin edilecektir?
Müşterek memleket dâvalarında partilerin tş birliği edeceği noktalardan biri de her halde bıı olsa gerektir, iktidar partisi memleketi refaha götürecek olan beş aanellk, on senelik plânlan hasırlarken hakiki' mütehassıslarla beraber muhalif partilerin de reyini ve muvafakatini alırsa sarfedilocek gayretlerin ve paraların boşa gitmesi bir dereceye kadar Önlenmiş olur.
Siz şimdi dlvcblUrslnlı W: Pekâlâ amma partiler o »aman hangi sahada btrblrlerlyle rekabet ve mücadele edecekler?
Hazırlanmış olan kalkınma plAnmi daha İyi tatbik edeceğini ilân ve iddia etmek suretiyle.
Maksat bu memlekete hizmet, bu memleketi biran evvel refaha. saadete kavuşturmak değil midir?
Şevket RADO
Ingilterede körlerin ve sağırların bakımı
Lady Kelly’nin konferansı biyiik
alâka ile takip edildi
Haalran İçLndö »ohrlmlsd» yapılacak olan Avrupa güreş şam plyonazı -o» hazırlanmak vs yeni ystLşoa elemanları böyl» mühim müsabakalara alıştırarak kabiliyetlerini denemek için Beden Terbiye»! güreş federasyonu tarafımdan tensip »dilen Avrupa turnesi bugünden İtibaren b«ş* iamış bulunuyor.
Güreş federasyonu reisi Vehbi Star e ve antrenör Nuri Boytoriun idaresindeki 18 kişilik güreş »kipimi» bir İsveç uçağı 11» bugün saat 18 da şehrlmiaden ayrılacaktır.
Malûm olduğu (işere Avrupa şampiyonası gibi mühim bir müsabaka arifesinde güreşçilerin «anın ve yo-ruou bir seyahate çıkarılması aleyhinde ileri geri söylenildi, yasıldı, girildi. Fakat teknik karar vermek salâhiyeti teşkilatta olduğu İçin bütün bu aleyhte bulunanların İleri sürdükleri ve basılan İnsana makul gibi gelen İddialara rağmen güreş ek İpim! a yorucu eeyahatln» çıktı-
Allah yollarını açık, şanslarım ke-elr etsin... Bu seferki güreş »kipine hastalığı dolayısiyle Gazanfer, seyahati m m ansın bütan ve oyuniarınu-n on kuvvetli rakiplerimize öğreteceğiz diye gücenen Celâl Atik ve nihayet son kamp çalışmalarında ba-oağından sakatlanan Badik Eş dahil değildir.
Ayrıca kampa son günlerde katılan Mersinli Ahmedln idmanının pek yerinde olmadığı da söylenmektedir
Takım daha fazla genç »temalılardan teşkil edilmekle beraber ssrbea güreşlerde kazanma şansımız, Grekoromen güreşlere nazaran daha fazladır.
Tesblt ednleıı programı aşağıya kaydettik. Bundan anlaşılacağı veçhile seyahat programı çok yüklü vı karşılaşacaftımız takımlar o nispette çetindir. Bilhassa dünyanın en sayıl» pehlivanlarını kadrocumda bulunduran İsveçlilerle yapacağımız müsabakalar gayet mühimdir- çünkü İsveçlilerle gerek şehrimizde ve gerekse Londra olimpiyatlarında yap-Muma müsabakaların bir rövanşı mahiyetinde otan bu karşılaşmalarda
İngiltere Büyükelçisinin eşi Lady Kelly, îngllterede körlerin ve »adlıların bitkimi hakkında dün akşam Ankara Di). Tarih ve Coğrafya fa-külteeinde bir konuşma yapmıştan Konferansta Bayan İnönü, milletvekili eri. Genelkurmay Eğitim yarbaf-kanı tümgeneral Rüştü Erdelhun İle eşi, kordiplomatik mensuplan İle seçkin bir daveti! Jrütleel hazır bulunmuştur.
Lady Kelly, Ankara saftırlar ve dilsizler derneği boş kaninin d&vetl üzerine bu konuşmayı yapmak fırsatını bulduğundun dolayı memnuniyetin! beyan ettikten sonra rîcmlş-’tlr kİ:
«Körlerle uğraşan ilk müessese İn-gllterede Edward Ruhston ve Jamc» Chrlitle adında 'ki kör tarafından 1701 de kuruldu. Bunu başka müesseseler taklb etti. 1923 senesinde 25 »teİyede 1286 kör çalışıyor ve bunlar 250 bin İngiliz lirasını aşan değerde mal imal ediyorlardı. 1882 d'e kurulan ve Brallle sistemine göre yazılmış kitaplar çıkarak körler kütüphanesi yeni bir adım teşkil etti. Bugün bu kütüphanede her mevzuua dair 100 binden fazla eser vardır, tstanbulda bulunan kör bir Türk genci Br alile «isteminin ve tnglliı kültür heyeti tarafından temin olunan bir öğretmenin yardımıyla İngilizce öğrenmiş ve İngilteredekl körler milli kütüphanesinden gönderilen kitaplardan muntazaman istifade etmeğe başlamıştır. Bu genç okuduğu İngilizce kitapları Türkçe Braille sistemine çevirebilmektedir.
1046 da yapılan bir tahmine göre, İDglltedede mektep çağında bulunan
Millî eğitim bölge baş müfettişleri
Ankara 2 — Milli Eğitim Bakanlığınca memleketin 6 teftiş bölgesine ayrıldığını bildirmiştim. Bölgelerden Adana bölgeni başmüfettişliğine Refik Oünel, İzmir bölgesi başmüfettişliğine Halil Vedat Kıratlı, Diyarbakır» Fethi İsfendlyaroglu «İyin edilmişlerdir, Buralara ayrıca dörder müfettiş de tftyLn edilmiştir.
Diğer taraftan müfettişlerden Hilmi Yolaç, Seniha Hızal, Bedrlya Çnn-devaMaclt Arda öğretmenliğe nakledilmişlerdir.
Zam isteyen işçiler
İstanbul 2 (AA) — Üsküdar - Kadıköy Lramvay ve otobüs işletmesi işçileri!® devlet basımevi İşçilerinin yevmiyelerinin arttırılması hususun-ı müesseselerüe aralarında çıkan i- dâftar, vilâyet hakem kuruluna l> ılkal etmiştir.
Üsküdar - Kadıköy tramvay ve otobüs işletmesi işçileri yevmiyelerine yüzde 30, devlet basımevi İşçileri di* yüzde 50 zam istemektedirler
Vilâyet hakem kurulu, önümüzdeki cuma günü bu İki İhtilâfı İnceleyecektir.
Lady Kelly
çocuklar arasında tamamen kör olanların »ayısı 1200 ü geçmekte idi Bunlar için 5, gözleri kısmen gören çocuklar için de 3 yatılı okul açılmıştır. Tamamen körler hususi surette yetiştirilmiş köpeklerden İstifade edebiliyorlar. Bir de yazılmış kitaplar vardır. Bilhassa İhtiyar körler İngilizce yazılmış roman ve hlk&ylerl plâklarda dinliyorlar.
Bugiln tnglterede kör avukatlar, musikişinaslar, daktilolar, çlfçller, mühendisler, dakik Alet İmalâtçılan, meslek mensupları vardır.»
Lady Kelly’nln konuşmasında Bağırlar hakkın d akl kısımdan yarınki nüshamızda bahsedeceğiz.
îki Rus hudut harici edildi
Ankara 2 — öğrendiğime göre, vaziyetleri şüpheli görülen İki Sovyet tebaasının hudut haricine çıkarılması takarrür etmiştir. Istaubulds bulunan bu İki Rus bugün yola çıkarılmışlardır ve Kars hududunda Lenln-akanda numarası Sovyetlore bildirilen bir hudut taşında Sovyetk-re teslim edileceklerdir.
Diğer taraftan bugün Yugoslav elçiliği ataçemlllterinln şoförü Peter Pkavanoviç de Ankara ilgili makamlarına müracaatla İltica ettiğini bildirmiştir.
Hakaret dâvası
Ankara 2 — Mtıhlddln Baha Para ve yargıç Ferruh Adalının Vasfl Rajlt Sevlg aleyhine açtıkları hakaret dâvasına bugün de devam edilmiş ve bu dâvaya sebep olan sözlerin tetkiki için ikinci asliye cezadan zabıtların getirilmesine karar verilerek duruşma başka güne bırakılmıştır .
Rezenin kurtuluş bayramı
Rize 2 (AA.) — Rizeliler, kurtuluşlarının 31 İnci yıldönümünü bugün coşkun tezahüratla kutlamaktadırlar.
Güreşçilerimiz bu gün gidiyorlar
Seyahat bir ay sürecek 3 miilî
6 temsilî müsabaka yapılacak
Güreş Federasyonu reisinin beyanatı
rakiplerimizin öç almak letlyecekte-ri muhakkaktır.
A
Bu turne münasebetiyle güreş federasyonu reisi Vehbi Emre dön akşam Gazeteciler Cemlyetlnd» »por muharrir terin» isabette bulunmuş ve şunları söylemiştir:
«Katil» it güreşçi, b|r antrenör (Nuri), bir mutemet (Vernik Go»> gen), bir doktor itteki), bir d» ben olmak fiser» 18 kişiden teşkil »dilmiş tLr,
Çocuklar tam form ünde olmıya-oaklardır. Çünktt onlara tam fonnü haziranda yapılacak Avrupa şampiyonasında tutturmak mecburiyetindeyiz- Takımın an kıymeti elemanları birer sıklet yukarıya güreşecekler ve esas siki silerin» Avrupa şampiyonasında ineceklerdir.
Hedefimle çocukları Avrupa şampiyonasına hazırlamak olduğundan bu seyahatte bilhassa serbes güreş maçlarına fazla ehemmiyet vermek-teyta ÇttJcnü Avrupa şampiyonası »erbaş güreş olarak yapılacaktır. Bu bakımdan, bu seyahatte G rekorum en güreşlerde İyi derene alamazsak Üzülmemek lâzımdır, terbes güreşlerde kazanmak ümidimi» finindir
Seyehat programı şöyle d İr:
4 martta: îtalyada Barl'de Grekoromen (Temsili)
8 martta: îbalyada Oenova'da mi-bes (Temsilli
12 martta: İsviçre d e Bern’de Grekoromen (Temsilli
18 martta'- Zürlhte nr'boe (Tem-■111)
17 martla lıveçte Btokholm'da eerbes (MU 11)
18 martta: tsvegte Btokholm’da Grekoromen (Milli)
31 martta: İsveç ta lakJstule’de şerbet (Temsil!)
33 martta: îsveçte Malmo'da Grekoromen (Temsili)
2 nisanda: Belçlkada Brükseld» serbes (Milli).
1 nisanda memlekete avdet edlte-ooktir. Temsili müsabakalarda Ankara ve İstanbul takımları namı altında güreş yapılacaktır.
Güreşçilerimize bu çetin seyahatlerinde muvaffakiyetler dlleriı- Yollan açık olsun.
Büyük piyanist Cortot
Dün şehrimize geldi, akşam Ankaraya hareket etti
Cortot, Cemal Reşit Rey le bir antla
Büyük Fransız piyanisti AJlred Cortot dün bir İngiliz uçağı ile Ro-manyadan şehrimize gelmiştir. Yeşilköy hava meydanında Fransız konsolosluğu, Konservatuvar, Filarmoni derneği, Ünyon Fransez temsilcileri taraflından karşılanan Cortot, Park otele inmiş ve saat j6 da bir basın toplantısı tertip etmiştir.
Memleketimize gelmekte duyduğu heyecanı belirten sanatkâr turneleri hakkında malûmat verdikten sonra konserleri hakkında şöyle demiştir:
«—- Geçen sene fliooo Jnol konserimi verdim. Fakat her konserimde, nerede olursa olsun ilk konserimin heyecanını duyamıyorum. Chopln bütün hayatında halk huzurunda ancak 23 konser vermiştir. Ben maalmemnuniye bu eoookonserhnl Ohopln'in iki konserin» değişirini.
Biz, kendimiz! oüyük bestekârların mümessilleri addediyoruz, Konserlerimizde bizi en fazla heyecanlandı-
ran, bestekârın fikrine ihanet etmek korkusudur. Bu ölük undan lılzlm mesleğimiz alelade bir meslek olmaktan çıkıp bir vazire hrl’ni almıştır.»
Cortot bu toplantıyı müteakip, akşam Ankar hareket etmiştir. Büyük sanatkâr yarın akşam Ankara Halkevlndıe bir konser verdikten sonra şehrimiz® dönecek, 7 ve 8 mart akşamları tstanbulda İki resital verecektir. Cortot bundan sonra tekrar ttalyaya dönecek, oradan da Fl-llstlne glderke müteaddit konserler verecektir.
Ankara 3 (Akşam) — Meşhur Eransıa piyanisti Cortot bu sabah geldi, Konservatııvardan. Güzel Sanatlar umum müdürlüğünden ve Fransız büyük elçiliğinden alâkalılar tarafından karşılandı. Yarın akşam Halkevlnde vereceği konser biletleri bir kaç gün evvelden satılmıştı. Üstat, KonsCrvatuvarda talebeye biri de konferans verecektir.
Karaağaçtaki infilâk
(Baş tarafı 1 Ind uhlfede) Beyoğlu ve Şişil Çocuk hastaneleri-ab nakledllmlçterdir-
Dün gooe sabaha kadar bütün fab rlkt ve olvarında emniyet tertibatı alınmış ve muhtemel hâdiseleri ön-Uycot'k tedbirler ittihaz edilmiştir.
Fabrikadaki ölü ve yaralıların hakli miktarı ancak bugün belli ola-blleoekse efe bu rakamın fazla olacağı muhakkaktır. Fabrika sahibi Huri Başa da ortada gözükmediğinden bunun da hayatından endişe edilmekte- tnîüâktı berhava olduğu kuvveti» tahmin olunmaktadır.
Facia, Ankarada içişleri vs Savunma Bakanlıkları İle emniyet umum müdürlüğüne dBrhal blldlril-mi|, ve diğer taraftan savcılık ve emniyet teokil&tı İnfilâk sebepleri taerlnd» ehemmiyetle durmuştur.
Dün gece geç vat» kadar elda edilen netice faciadaki ölü v» yaralı adedinin fasla olduğundan başka bir ley değildir.
Fantada şükürle karşılanan' bir bu İnfilâkın fabrika bl-»It deposundaki merml-o civarda bulunan Zûm-fabrlkaaına sirayet »t-olmuıdır Bu feci İnfilâkı
müteakip alâkalılar, her hususta tekmil gayretlerini aarfederek bütün tertibatı almışlar, bu müthiş patlamanın civarda daha müthiş neticeler tevlit etmesine mâni olabilmişlerdir. Nöbetçi savcı Yavuz rındıkgll sabaha kadar facia, esna-nnda kurtulanları dinlemekle ve diğer soruşturma lorla meşgul olmuş-
ı ve ide
Tahkikatın hakiki veçhesi bugün »ti şeklini alabilecektir. = R- T.
Adlı tahkikat devam ediyor
Tahkikatın ilk anlarında facianın, fabrika kimyahanssinde bir iştial yü-tünden vukua geldiği, bu parlamanın Trotil maddesine geçmeslle infilâk halini akağı tesblt odllmlştlr.
Dün 8eoe yarısından sonraya kadar fabrikanın müdüriyet binam altında bulunan yüzlerce sandık m erminin patlaması ihtimali tlserln.de ehemmiyetle durulmuş ve itfaiye buraya büyük bir cesaretle yaklaşarak hortum tutmak suretiie faaliyete geçmiş, mütemadiyen su işlenerek yeni va daha müthiş bJr faciayı önleyebilmiştir.
Gece yansına kadar faaılaîarla devam eden ufak tefek patlamaların tamamen arkası kesildikten sonra İtfaiye ve tahlisiye ekipleri tarafından projektörler yakılmak suretiie hfidl-m yerinde araştırmalar yapılmış, İlk aramalarda itfaiyeye ait İki su tankının paramparça olduğu görülmüş ve fabrika müdüriyet holüne İsabet sdsn kısımda da be» ceset görülmüştür. Bunlardan başka, berhava olan altı İtfaiye neferinden Şükrü çavuş U» Balâhaddlnln parçalanmış cesetleri bulunmuştur.
Bugün de hâdise yerinde aramalar yapılmaktadır. Vaka yerinde alınan emniyet tertibatı İle ctvardaki evler tahliye olunmuş, halkın vaka yerine sokulmasının önüne geçilmiştir.
Üç büyük İnfilâk sırasında muhtelif şekillerde yaralanmış bulunan, gerek fabrika İdaresi mensuplarından ve gerekse hariçte olanlar, Beyoğlu, Şişil ve Etfal hastanelerine yatırılmışlardır.
Fabrikada kaç kişi vardı?
Facia sırasında fabrika binası İçinde çalışanların miktarı 135 dİ. Maalesef bunların kısmı fisammdnn haber yoktur. Enkaz arasında v» dvarda yapılacak araştırmalar işin İçyüzünü meydana koyabilecektir.
Faciadan kurtulanlar neler anlatıyor?
Hâdiseyi müteakip muhtelif vesilelerle hafif yaralı kurtulmuş olanların malûmatlarına müracat edilmiş, bunlardan tornacı İsmail Saylav şunları anlatmıştır:
«Torna tezgâhında çalışıyordum, nfıtak olur olmaa dışan fırla dun, Klmyahanede yangın, çıkmıştı- Saat tahminen 11 ye beş kata İkinci İnfilâk oldu. Bu sırada bürodan dışarı tırhyan Nuri Paşa, kapılan »çın-bütün İşçiler çıksın, dedi- Ve ambara doğru yürüdü. Bundan sonra Paşayı göremedim, çüncü İnfilâkta ben yere düşmüştüm. Kalktığım saman bir I 'raiye neferinin önümde oansıa yattı-mı, bir diğerinin de uçtuğunu gördüm. Bu sırada da bir polis memuru yaralanmıştı. Emekliye emekliye fabrikadan uzaklaştım.»
Modelhane işçileri tamamen kurtulmuş
Fabrikanın Modelhane şefi Fuat da İnlllâkın klmyahanod» vukua geldiğini, dışarı fırladıkları zaman ambarın uçmuş olduğunu gördüklerini ve Modelhane işçilerinin kurtulduğunu söylemiştir.
Fabrika muhasebecisinin anlattıkları
Hfldlsc esnasında yaralanan fabri-
3 ı.îurl 1« 13
*"’■ ■ 1
Vilâyetin tebliği
İstanbul 3 (AA.) — İstanbul
Valiliğinden tebliğ edilmiştir: Sütlücede emekli General Nuri Küllgl'le ait madenî eşya fabrikasında 2 mart 849 çarşamba günü saat 16,50 de kimya lâboratuva-rrnda ameliye yapılmakta İken, kimyevi maddelerde çıkan yarığın derhal orada bulunduğu arılaşılan İnfilâk maddelerine de sirayet etmiş ve üstüste vukua gelen üç İnfilâk ile fabrika yanmağa başlamıştır.
tik defa yangını haber alan Sütlüce İtfaiyesi derhal fabrikaya gelmiş, 10 kişilik İtfaiye grubu binanın üzerine su sıkmağa başladığı »ırada vukua gelen İnfilâk İle altı İtfaiye neferi de maalesef havaya uçmuşlardır. İnfilâkın şiddeti semtteki bütün binalarda hissedilmiştir.
Yangının muhasebe dalı esinin altındaki sandıklarda bulunan külliyetli miktarda İnfilâk maddelerine sirayeti semti büyük tehlikeye düşüreceği göz önüne alınarak bütün gayretle yangının oraya sirayetine engel olunmağa çalışılmış ve bilhassa itfaiyenin her türlü takdirin fevkinde fc ' ''âra-ne çalışması neticesinde y .ngının sirayeti önlenmiş ve semt mutlak bir tehlikeden kurtarılmıştır.
Şimdiye kadar 7 ölü ve 16 yaralı tesblt edilmiş, yaralılar derhal hastanelere kaldırılarak tedavilerine başlanılmıştır.
Yangının ve infilâkın devanı) müddetlnce bir korunma tedbiri olarak civardaki mahalle ve müesseseler tahliye edilmiş ve zabıtaca gerekli bütün tedbirler alınmıştır.
Adlî tahkikat devam etmektedir.
ka muhasebecisi Franguli de bildiklerini şöyle anlatmıştır;
«— Kazanın vukuunda fabrikada 125 İŞÇİ mevcuttu- Eğer yangın kapsül dairesinden çıktıysa burada Tekel kapsüllerinin tecrübesi yapılmakta idi. Hâlen depoda 81 milimetrelik 2 bin piyade havanı mevcuttur. Bunlar infilâk ederse civarda saft-lam İnsan kalmaz Yangının lâboıa-tuvardan çıkmasına hiç bir sebep mevcut değildir. Ancak kendi kendine kimyevi bir iştial mevzuu bahis olabilir. Büyük cephane deposu muhasebenin altındadır.:
İnşaat ustası Haçiğin oğlu ne diyor?
Fabrikada inşaat ustalığı yapan Haçlk'in oğlu Berç Eroğlu da şunları söylemektedir:
«— Babam bu fabrikada inşaat ustasıdır. Ben de yanında çalışıyordum. Birinci patlamadan sonra çıkan yangında babamı kaybettim. Herkes yangına yardıma koşuyordu Bu arada babam ben! buldu, * Hemen dışan çıkı . dedi ve yangın kovasını kaparak yardıma koştu îklncl büyük İnfilâkta ben dışarda idim. Fakat babam İçerde kaldı.»
Fabrika paviyonl arının enkazı yıktırılacak
Yangın bu sabaha kadar devam edl yordu. Bugün zararsız bir lk! küçük infilâkın daha vukuu muhtemeldir. Fabrika binasının duvarları hemen tamamlyle çatlamıştır Yen! bir faciaya meydan vermemek için fabrika paviyontan bugün yıktınlaeaktır. tnfllâk sırasında Hasköv Ermeni kl-ltseslle Kalfnyan yetimhanesi de hayli hasar görmüş ve duvarları vıkıl-raşıtır._________
Vergi sistemi ıslah edilecek
Ankara 2 — MallyeBakan lığı, hükümetin alacağı tedbirlere uygun olarak bugünkü vergi sistemini ıslah etmeye çalışamktadır. Diğer taraftan Bakanlık bütçe açığım kapayabilmek İmkânlarım şimdiden tetkik» başlamıştır. Kuvvetli tahminlere gör», önümüzdeki aylarda tatbik edilecek tasarruf tedbirleriyle açığın kısmen kapatılacağı ümit edilmektedir.
DOĞUM
Arkadaşımız Bilâl Akba*nın kızı bayan Ülker ile Ticaret Bankası İstanbul merkezi kontrolörlerinden İhsan ürazın bir erkek çocuğu dünyayâ gelmiştir. Bilâl Akbayt. genç anne vâ babayı tebrik eder, nevzada uzun v» sıhhatli ömürler temenni ederiz.
VEFAT
Yüksek Müh endi» NİHAT GEYRAN
Allahın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi Ayaspaşadak. evinden 4 Mart cuma günü kaldırılarak Öğle vakti cenaze namazı Bayezlt camiinde kılındıktan sonra. Ş?hltnkte toprağa tevdi edllecc’ttlr Mevlâ ı^’ınıet cylrye.
Sahlfe 3
3 Mart 1949
AKŞAMDAN AKŞAMA tngilleredeki sıhhat teşkilâtına dair, dinlediklerim
Aşağıki iki yazıyı, «TiirkiyCtlc de sosyalistçe bir sıhhî nizam olsun!» diye yazmıyorum. O temenni, mevzuun dışındadır-
Gerçi, biitün garp Avrupasında, Amerikadakindc de ayrı, Bolşe->lklcrinkiııdon de ayıı, ikisinin ortasında, siyasetçe Amerika?» müttefik, kuruluşça Sosyalistliğe meyyal bir nizam gelişiyor. Ve Avrupa Birliği kurulmaktadır. Bayrağının resmini bile gazetelerde gördük. Avrupa Birliğinin de, Amerika ve Rusya ortasında kendisine göre müstakbel bir hususiyeti olacak. Bu hususiyet, tam kapitalist değildir; Komünist de hiç değildir. Fakat İngilterede, Fransada, İtalyada, İsveçte vesaire vesaire harbden evvelki Avtu-patunkine ayrı havalar esiyor- Nihayet buraları, bizlın iktisaden ve kültürce ötedenberi mübadelede bulunduğumuz, ilerde de bulunmağa mecbur olacağıma memleketlerdir. Tekrarlıyorum: Avrupa Birliğinin bavrağı çekilmiştir. Papa, Avrupa Birliğini takdis etmiştir. Avrupa Birliğinin temel taşları olan müdafaa ve iktisat plânları hazırlanıyor. Kâfi derecede ilgileniyor muyuz? Avrupa-da neler oluvor. neler bitiyor? Bir iktisadi, içtimai istihale var. Ne yanadır? Bizse Liberal bir iktisat tutturmuşuz, zemine ve zamana uvuvor mu?
*
Her ne hal ise lıen bir dostumun şikâyet mevzuunu ele alıyorum.
Mevki sahibi ve parası bol olan dostumun evinde bir hastanın burnundan kan boşanmağa başlamış. Tansiyoudanmış. Ölııdire-iniyorlar, dindirsinler mi, dindirmesinler mi? Ya fazla akar da. maazallah feci hir akıbet olursa?
Aile, telefonda saatlerce uğraşıyor. Muhitin bütün maruf doktorlarına baş vuruyorlar. Tabloları uzun uzadıya çizmeğe ne hacet?
— aEvde yok- > — a Şimdi çıkmak mecburiye tindeyim, efendim... Evvelce »öz verdim. ' — aBirim (1c elbet bîr istirahat zamanımız olacağını kabul edersini?,., — «Âeil bir vaka saymıyorum... — (Telefon ötüyor, ötüyor, açılmıyor. ı
Muhtelif temasların neticesi bu ohnıış. Nihayet, otomobillere binerek, yalvararak, yakararak filânca doktoru başka bir hastaya giderken bulmuş, getirmişler.
Ben şahsan, doktorlarımızın çok idealist olduklarına, diğer memleketlerdeki emsaline kıyasla para birsiyle hareket etmediklerine kaniim. Lâkin, bizde bir »Nöbetçi eczane» usulüne benzer «Nöbetçi doktor - usulü ihdas edilememiştir. Edilemeyince de, böyle hâdiseler olabiliyor. Nihayet doktora da hak vermeli: Günde şu kadar saat çalıştıktan sonra İstirahat etmek hakkıdır. Başka yere randevu verdiyse oraya gitmesi, size gelememesi lâzımdır. Bahsettiğim ailenin uğradığı müşkül, teşkilâtsızlıktandır.

Aynı dostum, bana İngiltere deki »aziveti anlattı. Bir ailenin (Aile doktoru) varmış. Sosyal sigortaya girdiğinden kendisine bir yeni kadnı doktor gösterilmiş. Bundan sonra, aile, eski hekimi ile alakayı kesip bu (■ bedava., kadın doktorun adresini defterine yazmış-
— Bedavadır, ya aldırmazsa? — diye (lc korkarmış.
Günün birinde, çocuklarının başına hir felâket gelmiş: Yavru, oynarken düşmüş, kaskatı bayılmış. Eski doktor olamıyor, yenisine baş vurmuşlar. «Mezun ve hasta» olduğunu öğrenince. korktuklarına uğradıklarını sanmışlar.
Fakat, teşkilât usulünce, onun yerine nöbetçi olan ilgilenmiş. Mezun ve hasta kadın doktora telefonla haber gitmiş. Hasta ço-cuğu_ otomobille gelip almışlar, yatağı hazır hastaneye hemen koşturmuşlar. Hasta,' kapıdan karşılanmış. Akşama kadar ayıll-ınak miimkiin olamayınca ana baba evlerine çekilmişler. Sabahleyin erkenden hastaneye tekrar geldikleri vakit, kadın doktoru hâlâ evlâtlarının başında uğraşır bulmuşlar.
Bir «idealizmi gösteren masal» diye dinledim. Fakat bu idealizmin, hemen biiiün İngilterede böyle vaziyetler yarattığını bana temin ettiler.
Ar
Tekrarlıyı ram ki. bu kadarını değil. «(rf «n ;i-« -i doktor» ıısuhi-1 »un ihdasım istiyoruz, 't eşkilat |
Ekmeklerin kalitesi
Şimdilik un harmaninin değiştirilmeme»! kararlaştı
şehrin ekmek meslesl ürerinde görüşmek üzere belediyede alakalılardan müteşekkil bir komisyon* toplanmıştır. -Komisyon, muhtelif semtlerde çıkan ekmeklerin kalitesi üaerlnde durmuştur.
Fırın şirketi dağılmağa yüz tuttuğu fırıncılar arasından rekabet boşladığı İçin ekmekler nisbeten daha İyi çıkmağa başlamıştır. Fırıncıların bu gayretin» İlâveten un kalitesinin yükseltilmek suretlle ekmeklerin daha iyi bir hale getirilmesi üzerinde durulmuşsa da havalar dolayıslyle nakliyatın henüz intizama girmediği bilhassa gözönünde tutularak ekmeklik buğday harmanının şimdilik değiştlrllmenıeslne karar verilmiştir.
Ekmeklik buğday harmanındı yüzde 60 yumuşak, yüzde 25 sert, yüzde 3 de Cenup serti buğdaylarıyla yüzde 10 çavdar vardır. Bir ay İçinde sert buğdayların yerine yumuşak buğday konulmak suretiyle ekmeklerin kalitesinin düzeleceği ümit ediliyor.
Şehirdeki fabrikalar
Sanayiciler, şehir içinden çıkarılmaya itiraz ediyorlar
Belediye, Ticaret Odası ve Sanayi Birliği arasında sanayi bölgesi plİnini tespit etmek için görüşmeler başlamıştır. Bu iş İçin davet edilen Dr. Cudl Blrtek, Hüsnü Hlmmetoğlu, Hilmi Naili Barlo ve Hnlit Clüleryüz t-mar Müdürlüğüne giderek müzakerelere başlamışlardır. İlk toplantıda beliren havaya göre Belediye yeni sanayi bölgesinin tespiti üzerine hâlen şehir içinde bulumu fabrikaların oraya taşınmalarını istemektedir. Halbuki tüccar ve sanayiciler buna katiyen muarız olup fabrikalarının yerlerinde bırakılmasını istemekle, ancak sıhhi ve sosyal baa tedbirler a-hnmaşını tabi! karşılamaktadırlar. Vaziyetin alacağı şekil llerlkl toplantılarda belli olacaktır.
Teknik Üniversite mimarî fakültesinde konferanslar
İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakülte al tarafından bu yıl İçinde vertimeal kararlaştırılan ser-bes konferanslardan birincisi Teknik Üniversitenin »afisinde dün raat 17,30 da Prof. Dr. Süheyl Ünver tarafından «larlhte Türk evlerinde süslen» ve onun normal tesirleri» tnev-zuunda verilmiştir. Gelçeek sah günü Prof. Dr. E. Dlez tarafından t erilecek konferansın mevzuu «Yapı sanatı tarihi mimarlara neler öğretir’- üzerindedir Ondan sonra da sırasıyla Tahsin öz. Bedri -Rahmi Eyiiboglu, S-’dat Çctlııtaş. Muzaffer Ramazanoğlu, Cemal Tollu, Mızhar Şevket İpşlr, Sedat Hakkı Etti om, Zeki Faik Izer, Dr. Mansel. Nurullah Berk, Bellin", tsmal! Hakkı Oygar ve Arif Hikmet Holtay tarafındım çeşitli mevzularda birer konferans verilecektir
Güzel Sanatlar talebesinin resim sergisi
Güzel Sanallar Akademisi hocalarından Nurullah Berk'ln otuz talebesi ilk sergilerini sanat sevenler cemiyeti daimi galerisinde açmışlardır.
Resimler. Türk motiflerini pentiir hnvasına uydurarak bize mahsus bir resim ekolü meydana getirmek gayesiyle toplanmıştır.
Teşhir edilen eserler arasında Pertev Variınm cKayıklar» adlı tablosu ile Neca'l Kocasu’nun cHamamdu kadınlar,- adlı tablosu orijinal eserler olarak telâkki ediliyor. Bugün saat 18,30 da Beyoğlu IsplAndit lokantası üstündeki salonda sanatkâr Nurullah Berk tarafından talebelik hâtıraları isimli bir konferans verilecektir.
Sağlık Müdürü rahatsız
Şehrimiz Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürü doktor Faik Yargıcı bir kaç gündür rahatsız bulunmaktadır. Doktor Faik Yargıcının bugüu vazifesine geleceği tahmin ediliyor. Sağlık müdürüne geçmiş olsun deriz.
babında bu kadar bir adımı dahi atmak biziın İçin kâr olacak.., |
Ve birlikte taşıyacağımız şu Sosyalist Avrupadaki hareketleri de takip ctınek bilhassa faydadan hâli değil.
(Vâ-NÛ)
___________A K Ş A M
M. Garner’in basın konferansı “Ziraî istihsali arltırmak birinci plânda gelmelidir,,
“Tlirkiyenin iktisaden gelişme bakımından geniş imkânlara mâlik olduğuna inanıyorum,,
Milletlerarası İmar vo Kalkınma Bankasının umum müdür muavini M. Lee Oarner dün akşamki ekspresle Aakaraya hareket etmiştir. M. Gar ner saat lî de Park Oteldeki dairesinde yerli ve ecnebi basın ve ajans temsilcileriyle etraflı bir görüşme 'yapmıştır- Hazin» umum müdür muavini Nahlt Alparın da hazır bulunduğu bu konuşmaya başlarken demiştir kİ:
(— Esas vazifem, banka hesabına Akdeniz ve Orta Şarkla bir tetkik gezisi yapmaktır. Buradan sonra, Mısır. Cezayir ve Fası ziyaret edeceğim. Bankanın özel bir heyeti genel ekonomik ve mali şartları ve İslâhat projelerini tetkik etmek üzere bir kaç haftadanberl Türklyede bulunuyor Yakın bir gelecekte Vaşlnstona dönecek olan bu heyetin haztrlıyaeağı rapora göre ödünç vermenin şimdilik münasip olup olmıyacağı kararlaştırılacaktır. Ben de AnkaradakI memurlarla Türk İyenin nasıl ve ekono-
ıiılk durumunun muhtelif cephelerini görüşeceğini. Fakat ödiinç vermek
hakkında müzakerede bulunmıyaca-ğmı,
Türkiye hakkında şimdiye kadar çok şeyler İçilmiştim. Buradaki İntiba! arını duyduklarımı teyit ediyor. Gerek arkadaşlarımın bana verdikleri malûmattan ve gerekse şu bir kaç gün içinde edindiğim İntihalardan, yurdunuzun iktisaden gelişnıo bakımından geniş imkânlara malik olduğuna İnanıyorum. Zengin tarihinizle de İlgiliyim- Bugün öğleden sonra tarihi eserlerinizi, âbide vo müzelerinizi gezeceğim.»
Bundan sonra çeşitli sorulan cevaplandıran M. Garner Türklyede zirai İstihsali arttırmanın birinci plânda gelmesi İcap »den bir iş olduğunu, bunun yanında Ulaştırma İşlerini, liman tesislerini takviye etmenin lüzumlu olduğunu söylemiş, bankanın finanse edilmesi lâzım galen kuvvetli projeler! destekllyecek kâfi miktarda parası bulunduğunu, Tür-klycde memleketin karşılaştığı ve karşılaşacağı güçlükleri yenecek kabiliyette insanlarla tanıştığını belirtmiştir
15 gün içinde cevap verilecek
Belediye Başkanlığının kendi dairelerine tamimi
Belediye Başkantığı, kendi dairelerine birer tâmlm göndererek eshabı mesallhln işlerini neticelendirmek I-çln ıızıın fnüddet dairelere gidip gelmelerine mâni olunmasını ve işlerin azami 15 gün İçinde halledilmesini bildirmiştir.
Başta Anayasa olmak üzere birçok kanuntarita İş sahiplerinin müracaat-lerlne verilecek cevap müddetleri ve İşlerin neticelendirilmez! hakkında kayıtlar vardır.
Belediye daireleri arasında en çok şikâyetleri mucip olan cihet, iuıâr müdürlüğüne yapılan müracaatlere geç cevap verilmesidir. inşaat yapmak için müracaat edenlere Yapı ve yollar kanunu mucibince belediyenin 15 gün İçinde müspet veya menfi bir cevap vermesi İcap etmektedir. Bu müddet zarfında cevap verilmediği takdirde inşaata başlanabilecektir. Bundan doğan zararlardan da kanunen cevap vermlyen daire mesuldür. Belediye dairelerine yapılan timim bilhassa bu cihetten ehemmiyetli telâkki edilmektedir.
Türk Hava Kurumu
Siyasî parti çekişmeleri haricinde kalacak
İSTANBUL HAYATI
Biraz da kendimize bakalım!
Sabah gazeteleri ne diyor? İ
---------------------------j
Bütçe müzakerelerinden ilhamlar
CUMnURİl'ETİn bu sabahki başmakalesinde bu sene bütçe müzakerelerinin mutedil bit hava içinde ve yapıcı bir tanda cereyan ettiği beyan edildikten sonra şöyle denmekledir:
«Hükümetin, bu senek! bütçe müzakerelerinden İlham alarak mali ve iktisadi vaziyetimizi yen! bir düzene koyması lâzmı geliyor. Ümit verici bir şekilde işe başlamış olan Şemseddln Oünaltay hükümetinin bu hayati ehemmiyeti Iıatz işi başaracağını ümit ve başarmasını temenni ediyoruz.»

Normal adese bu mudur?
MümİM Faik Fenik de VATANds-kl başmakalesinde bütçeye temas ederek, bütçenin iıaraklerhıfa yapıcı değil, yiyici tc yıpratıcı olduğunu beyan ettikten sonra şöyle demekledir:
«İşin hülâsası şudur kİ. şimdiye kadar, hele bu harbden sonra gelip geçen Halk Partisi hükümetleri, memleketi umumi bir kalkınmaya sovkedecek hiç bir tedbir almamışlardır. Hayat pahası günden giine artmakta, memlekette iş hacını azalmakta, istihsal ve ihracat düşmekte, paramızın alım kabiliyeti zayıflayıp e ılızlamaktadlr. Eğer hakikaten Şemseddln Gtlnaltaym söylediği gibi •Biz memleket meselelerini fıtratın bahşettiği ziya alLında vo normal adese ile» incelersek, bundan başka
bir şey görmemize İmkân yoktur. Kaldı ki, böyle bir bütçeyi tekabülil etmek bir mesele değildir; bunu ayrıca tahakkuk ettirmek de lâzımdır.
Bizim bildiğimize göre vaziyet günden gün» kötüye gitmekte ve milletin başındaki sıkıntı gittikçe artmaktadır. Bütçenin önümüzdeki tatbik yılında iktidarın, çok daha büyük zorluklarla karşılojacağftıa asla şüphe etmiyorum.»

Başbakanın vaidleri
YENİ gARAH'ta da bütçe hakkında şöyle denmektedir:
Tenkldler sert veya yumuşak olsun, hoşa gitsin veya gitmesin, hakikat şudur kl bütçe çok ağırdır va yük herkesin sırtına eşit şekilde yiıkletUmeuılştlr. Daha geniş tasarruf İmkânları mevcut olduğuna biz şahsen kani v» kail bulunuyoruz. Buna rağmen vaktin darlığı bahanesi hükümetin elinde İyi bir silâh olmuştur. Nitekim Başbakan bu ciheti ısrarla tebarüz ettirmiş ve gelecek sene için, siyasî ömrü olur da yeni bütçeyi hazırlamak kendisine nasıp olurca yapılan tenkİdlerden âzami faydalanacağını ifade eylemiştir. Bu gibi vnidleri o kürsüden o kadar çok işittik kl bu lâkırdıların sorfediilp edilmemeli arasında hiç de esaslı bir fftrit yoktur. Reoep Peker mİ, Saraçoğlu şükrü mil, Haşan Saka mı. kim ve hangi Başbakan denk bütç» ve hafif bütçe İle Meclis huzuruna gelmek Ütemiyorum dedi?»
Türk Hava Kurumu genel merkez kurulu son yaptığı toplantısında, memleket havacılığının İlerlemesini sağlamak nıaksadiyle şimdiye kadir olduğu gibi, kurumun her türlü siyasi partiler çekişmelerinden uzak kalmasını memnunlukla karşılamıştır.
Genel Merkez kutulunun bu kararı yurttaki bütün teşkilâta ve vatandaşlara ulaştırılacaktır. Aynı inaksalın Türk Hava Kurumu genel boşkanbğı da bir tâınim neşrederek Türk Lift »a Kürtününün sadece milletçe harcanan ortaklaşa emekten doğduğunu ve yal nızc» milli duygulardan kuvvet ala rak beslenen bu kurumun, bütün yurddaşların malı olduğunu bildirmiştir.
Memleketin muhtelif köşelerinden gelen haberlere göre, mahalİ! Türk Kava Kurumu İdare kurullarında C. H P., Demokrat ve Millet Partilerine mensup vatandaşlar yer almış bulun maktadır.
AKİSLER
M arsal plânı ve biz
>v«*ıraııraı«««««»•«■•■«■■■••«•■•■■••■■«•■ıtıımıı(ıı«ı«ıııııifmtıtıt«t«ı
Şoseler için yeni yo! yatakları
İskenderun civarında lstlmla çalışan muazzam bir kürek parçalanmış taşları ağır bir kamyona doldurmadadır. Kamyon, bu malzemeyi Türki-yevc yapılan Amerikan yardımının, şoseler programına istinaden yeııl yollara nakletmektedir. Parçalanmış taşlar kuvvetli yol yatakları yapmak üzere Türklyanlır muhtelif kısımlarında kullanılmaktadır.
GRİP GEÇİRENLERİN
Balık yağlı veya Iletnoğlobinll
KEPLER
MALT Hülâsası kullanmaları faydalıdır.
Marshall plânının AnJrarada ial-bifcl Işlariie vazifeli bir zatın oldukça mufassal beyanatını merakla okuduk. Ilemcu soy Üyelini lr| bu muazzam yardım plânının Türklyeyc ayrılan kısmı hakkında bu yetkili şahsiyetin verdiği izahat maalesef bizi tatmin etmekten çok uzaktır.
Ortada bütün dünyanın İvİn bilmesi lâzım çelen bir hakikat rar: Türk milleti yıllık bütçesinin yarısından çoğunu milli müdafaasına hasretmek zorundadır ve on yıidanberi bu ağır yükü fasılasız taşıdığı İçin de beli bti killin eğe başlamış ve daha lisan müddet mukavemet edemlyMek bir dereceye yaklaşmıştır.
Medeniyet dünyasının müdafaa kalesinin ileri karakolu mevkiinde bu liman bir memleketin bütün varlığı I abasına yüklendiği külfet ve mesuliyetin ağırlığı İle, ona yapılalı yardımın ağırlığı İnsaf ve adalet terazisine vurulursa, bu yardımın nc katim cılız ve zavallı bir mahiyet ar-aclllği kolayca anlaşılır.
Denilebilir kl âlicenap Amerikan ıııl.*vtlnlıı büyük fedakâriıklaıına dayanan bu yardımları azımsamak kadirşinaslıkla telif edilemez, evet, bir fincan kahvenin bile kırk yit hakkını vı uiıunynıı âlâlarımızın, o derece âedirşlnns evlâtları olan btaJıı- bunu l»*k iyi biliriz- Fakat bu yardımın tek taraflı olmadığını ita lâyık! te İdrâk eden bir m ille lir. Her Türk vatandaşın» göre bu hareketin doğru ismi uTürkiyey» Tardım-' değil. «Türkiye ilo Yardımlaşma ♦ dır!
Eğer mesele böyleee ortaya konulursa işin mâna ve mahiyeti çok değişir ve üzerinde müsavi şartlarla ko-ı uşınak ve hattâ dostça çekişmek, iki taraf için de kanilikli hak ve vazife Olur.
Mlltet Meclhlmizde bütçe müzake releri sırasında, bu çok ehemmiyetli n-.tvzuun bu baâıı.tdan geresi gibi deşilmesini çok isterdik. Fakat Millet Vekillerimizin rakifclerhıl .ihmal vo ir İki do siyasi nezakete kurban elmiş olmaları bizi de sükût ve ihmale sev-kc t memelidir- — D.
Müflisin parası tükenince eski defterleri karıştırırmış. Bizim Belediye de parasız kaldıkça sağa soJa el atıyoT, gelir kaynağı arıyor.
Bu sefer de eski deftclreri karıştırmış Elektrik, Tramvay. Otobüs, Havagazı. Sular işletmelerinin kazançlı birer müessese haline getirilebileceğini farkederek faaliyete geçmiş. Isvicreden mütehassıslar çağırmış. Fakat o zatlar şimdilik meşguliyetlerinin fazla olduğunu ileri sürmüşler, temmuzdan ewel memleketimiz» gclemiyeceklerini bildirmişler ve bu işler üzerinde tetkikat yaparak kendileri gelinciye kadar esas lı bir rapor hazırlamak üzere bir Türk mütehassısı Belediyeye tavsiye etmişler.
Desenize, kendi aramızdaki becerikli adamlurı bile bize yabancılar tanıtıyorlar- Yani birbirimize itimadımız yok, iş adamlarımızın kabiliyetine ancak vabanalann tavsiyeleriyle inanabiliyoruz.
Başa çıkamadığımız daha bir sürü işler var. Avrupaya baş vur-sak da. İçimizde bunları yapabilecek adamları bize tanıtsalar bari!
Bir zamanlar tetkik seyahati sevdasına düştük, yabancıların usullerini taklîd ederek işlerimizi ıslah gayretiyle dışarıya sürü sii-rii heyetler gönderdik, avuç avuç paralar saçtık, fakat hiçbirinden en ufak bir fayda dahi göremedik.
Şimdi de yabancı mütehassıs hevesi uyandı. Duvara bir çivi çakmak için ecnebi mütehassıs bilgisine ihtiyaç hissediyoruz.
Medeniyet hamlelerinde geri kalmış memleketler için tetkik seyalıatlerinin de. vabanet mütehassısların da faydalı olması tabiidir. Ancak, hu faydanın sağlanabilmesi için, tetlükata gönderilecek heyetlerin hakikaten o işi becerebilecek kimseler olması ve dışarıdan gelecek mütehassısların da tavsiyelerini yerine getirmek şarttır.
Diğer taraftan, kendi aramızda da elemanlar yetiştirmek zaruridir. Biz bunların tiçünii de yapmağa çalışıyoruz, fakat hiç birinden faydalanaınıyonKT,
Şimdiye kadar tetkik seyahatlerinden dönen hangi heyetin veya hangi ratın görgüsünden istifade ederek hangi işimizi yoluna koyabildik; lıaııgi mütehassısın tavsiyesini yerine getirerek hangi aksaklığı düzelttik?
Ya birim elemanlar? Seneler-denberi Avıupaya talebe gönderiyoruz. bir çok fedakârlıklara katlanarak onları okutuyoruz. Çeşitli bilgiler edinerek diplomalarını koltuklarının altına alan o gençler memlekete dönünce ortadan kayboluyor.
Niçin bunlardan istifade edemiyoruz? Onların yabancı memleketlerde öğrendikleri bizim ihtiyacımıza elvermiyor mu, yok^a bize lâzıın olan bilgileri bırakıp du lüzumsuz şeyler mi öğreniyorlar?
Harcanan paraya da, kaybedilen zamana da yazık değil mi? Bi? beccremiyorsak bunun için de yabancı mütehassıslar getirelim, ihtiyaçlarımızı tcsblt etsinler. Avrupaya gönderilecek talebeyi de onlar seçsinler.
Yirmi beş senedir gözümüz hep dışarıda. Biraz «Ja kendimize bakalım, kendi bilgimizden, kendi ihtisasımızdan istifade imkanlarını arıyalmı, bulalım.
Cemal Refik
Tiirk — Çek ticaret anlaşması yenilenecek Çelroslovftkyanın yeni ticaret ataşesi Hnns Hermanıı şehrlmlae gelmiştir. Ataşe, eski ticaret ataşesi Stel-ncr’ln muamelâtını tetkik edip hir hafta sonra Çekoslovak ya ya Gidecek, sonra gelip vazifeslna başhyacaktır.
Diğer taraftan Türkiye — Çekoslo* vakya kliring anlaşması bıı ay donun» da biteceğinden anlaşmanın uzatılman için Avusturyads. bir ticaret anlaşması yapmak iizere bulunan ticaret heyetimizin bu iş >Ç'n de meşgul olacağı haber verilmektedir.
Milletlerarası İmar Bankası müdür muavini M. Garner şehrimizde bulunan milletlerarası imar Bankası müdür muavini M. Oar-ner dün Öğleden sonra yanında Belediye Turizm İşleri şefi Semuh Yesarl-oğlu olduğu halde şehrin tarihi yerlerini ziyaret etmiştir.
Bu arada mtsaflr, Doimabahç», Yıldız ve Topkapı saraylarlyle Sultanahmet çiniline de gitmiştir. Belediye Turizm şef! M. Gar'ier’e gereken 1-zahatı vermiştir.
Sahlfe 4
AKSAM
Bizim ve Norveçin gösterdiğimiz cesaret
Riski göze almıyan tüccarın muvaffak olamayışı gibi cesaretsiz barış da temin olunamaz
Selânikten Istanbula
Lorley vapurunda yemek — Abdülhamit paşalarla görüşüyor. — Abdülhamidin kararı: «Ben gece katiyen çıkmam, gece hali bin türlü şeyler olur»
Yaran: M. Şevki YAZMAN
________________________ 3 Mart 1040
MAHKEME KORİDORLARINDA:
Cenabı Ha' , kuyruklu yıldızı görmeyi bana kısmet etmemiş!
Sovyetlerİn İki notasına rağmetı Norveçin Atlantik paktına girmeği kararla.)tumaşı şüphesiz kİ «esura-ne bir harekettir ve bütün dünya tarafından öviilmege değer. Fakat unutmamak lâzımdır kİ bu Sovyet-lere mukavemet ve cesaret bahsinde dünyaya İlk numuneyi gösteren, misali veren biriz ve bu İmtiyazlı vaziyetimizi sonuna kadar muhafaza edeceğiz.
Vakıa üç milyonluk Novreçle yirmi milyona yaklaşan nüfusumuzla bizim harb potansiyelimizi kıyaslamaya imkân yoktur. Fakat diişün.-jnek lâzımdır ki biz bu cesareti Sov-yetlerin bütün Av rupiyi yere serdikleri ve bütün diğer galiplerle can ciğer ahbap oldukları. yardım gördükleri zamanda yalnız ve yalnız kendi kuvvetimizle, cesaret ve mukavemetten başka çare bulunmadığına İman ettiğimiz için verdik. Bugünse Norveçin arkasında atam bombası ve bütün kudretiyle Amerika ve Avrupnnın bütün diğer hür milletleri bulunmaktadır.
Buna rağmen biz Norveçin gösterdiği cesaret ve azlmlLlIğl küçümseyecek değiliz. aksine olarak bütün diğer devletlerden korkaklığı bırakarak Norveçin ve daha evel de bizim gösterdiğimiz cesaret ve azlmll-lirtl göstermelerini Istlyeeegla.
Her gün bir sürü riskle karşılaşan, bir tüccarın muvaffak olması için akıl, fikir, hosap lâzımdır ımma bunların hepsinden evvel cesur olması şarttır. Yanlış bir hesap bu tüccarı zarara loknblllr, sendelete-bUlr, hattâ bazan yıkabilir. Fakat cesursa kendisini toparlayıp ayağa kalkması İhtimali çoktur. Buna karşılık ilk adımda cesaretini kaybeden bir tüccar ne kadar akıllı ve hesaplı olursa olsun muvaffak olmasına, yürümesine İmkan yoktur
Politika ve dünya üzerindeki hayat da tüccarınk inden daha fazla-aJyle bu cesaret ve azme bağlıdır.
1945 senesinde Rusya galip, hâkim, her tarafa saldınr ve öteki galipler bu foyası meydana çıkmamış saldırgan] masum ve kahraman bir L) arkadaşı görürken Sovyetle-rtn bize çevirdiği taleplere korkaklıkla cevap verseydik bugün hafimiz ne olurdu? Bu uysalhıgunızın mükâfatı olarak (1) bugünkü peyk memleketlerin düştüğü feci ve esir akıbetten başka ne bekllyebilirdik? Senelerce müddet Stallnl demokratlaştıracağım. onu Avrupa yararına kullanacağım diye yapmadık fedakârlıklar bırakmıyau akıllı ve filozof Beneşin memleketi bugün ne halde bulunuyor bir görün.
O halde yatıştırma gayretinin, İyi görüneyim ve yaranayım düşüncesi-' nin müstebldi ve saldırganı akıl ve mantık ILe yola getireyim felsefesinin yeri kalmamıştır. En basit formül: «Namus erbabının en az eşkıya kadar cesur olması» dır. Bizim ve Nor-veçln yaptığımız da budur.
Şurası var kİ bizim gösterdiğimiz misalden nasü İran ve Norveç faydalanarak başlarını kaldırdılar ve
llıilr milletler topluluğna katıld ıiorsa. Norveçin gösterdiği misal ve bu cesaretin zannedildiği gibi bLr felâketle neticelenmemesi öteki milletleri, Danimarka, İsveç, telânda gibi henüz demir perdenin berisinde bulunan, küçük hür milletleri de cesaretken direcek re barışı aağhynoak büyüle milletler topluluğunu vücuda getirecektir
Bu bakımdan vaziyet 1939 dakin. den çok daha ümit vericidir ve bu vödlde alınan yol da hedefe ulaştıran mesafenin yarısını ve en çetin kısmını çoktan aşmış bulunmaktadır.
Mareşal Montgomery çok güzel söylüyor: Harbi ancak deliler İster, diyor. Henüz ortada deli demesek bile muvaffakiyeti harb. darp ve karışıklıkta arayan bir «yarım akıllı» var. Amma bu bir bonedir ve dünyanın öteki kısmı buna karşı birleşmenin tek çare ve kurtuluş yolu olduğunu anlamışlar ve bu yolu tut-mnşlardır- ümit de buradadır.
Şimdi cesaret ve azlmk&rlık sırası lopun ağzında bulunnnyanlara. büyük, kuvetll ve Sovyetlerden uzak oldukları İçin korkutma sırası henüz kendilerine gelmemiş olan devletlere. Amerika, İngiltere. Frans3 vc diğer Garbi Avrupa devletlerine gelmiş bulunmaktadır Kurmak İstedikleri topluluklarla hiç değilse bizim ve Norveçin gösterdikleri cesareti göstererek İcabında dünyanın ve hür milletlerin İstiklâli için harbi göze aldıracaklannı sarih olarak İfade etmeleri lâzımdır. Saldırgana hiç bir tereddüt, cesaret ve ümit ver-mlyecek tarzda kesin kararlar almaları feshetmektedir. Eğer İ939dan evet bu devletler, böylece ve cesaretle hareket etmiş olsalardı Hltler delisi İkinci dünya harbini çıkarmaz ve insanlık bu felâketlere kstJarl-mazdı. Amerika ve diğer büyük devletler Türkiye ve Norveçin cesaretini gösteremezlerse üçüncü dünya harbinin çıkacağına da şüphe etml-1 yelim-
I Dün Rıısyanın cüsse ve kuvvetine l bakılarak ona karşı cephe almaktan I çekiniliyordu. Fakat, başta biz olmak Üzere İran ve Norveçin gös-
1 lerdlğl misallerden öteki devletler 'de artık İbret almalıdırlar. Cesaret artık ucıizlanuştır. Korkmaya mahal yoktur. Borleşip ayakta duralım Saldırganın şişirip ortaya saldığı ve herkesi korkuttuğu balon çabuk söner. Temeli açlık, sefalet ve istibdat olduktan sonra bu dünya top-luluğna karşı bir şey yapamaz.
Her hakkı mahfuzdur.
4
LOrley vapuru Selânikten hare-ket edip yürümeğe devam ederken İkinci Sultan Abdülhamit, yanında bulunan damadı Arif Hikmet Paşa İle Damat Mehmet Şerif Paşaya Yalılar cihetindeki Hamfdlye ramisini çille göstererek »Bunu Üçüncü Ordu müşiri Hayrf Paşa yaptırmıştı, İyi bir adamdı. Eğer ben de ölürsem buraya defnedilmek İstemiştim. Hem de Selânlğe pekâlâ alışmıştım Şimdi tstanbıılda ne muamele göreceğim? Abdülâzlz ccnnctmekânln (Sultan Hamil amcasını çok severdi' ecdadımızdan diğerlerinin Uğradığı hale mi ağrıyacağım? Hele Selânikten çıkmak bana ağır geliyor O kadar üm-' metl Muhammet orada kaldı?» deyince. onun çene vehme kapıldığını gören Şerir Paşa, ilil İnin döndüğü kadar teminat verdi. Ve söyle bir cevap [ateh: *Sia buraya Kadar geldiniz. Bunu hiç unutamam Siz, sarayda da bina gelirdiniz, Siz; lâkayıt bulundum. Bir İyilik edemedim. Hau etmişim, hakkınızı helâl ediniz *
Şerif paş* büyük bir teessüre kapılarak bir insan evlâdı İnsan edasiyle ona şükranlarından bahsetti ve «Ömrüm oldukça size dua ederim: duasını aldı; huzurunda:] çıktılar.
Yemekten sonra...
Vapurda yemeklerden sonra ancak bir sigara İle kahve zamanı geçmişti; musahip Nuri ağa paşalara geldi ve vapurun ne raman İstanbul» erişeceğini; «akşam olursa gece mi vapurdan çıkılacağını efendimiz soruyor» dedd. Şerif Paşa da bu bapla bir şey ancdemtyeceğinl ve bunun raşuruu seyrine tabi olduğunu söyledi.
Nuri ağa bu cevabı alıp gitti, fakat bir daha geldi*, paçalın İstedi, Arif Hikmet Paşayla beraber huzura çıktılar. Doğrudan doğruya Şerit Paşa ya bakarak «Ne vakit Istanbula glrece-. ğlzî» diye bir sual dalı* sordu. Paşi, vapur akşam üzeri fthmbula’ varırsa, yani bu akşam Çınnkkalcdcn geçilebilirse. muvasalatın akşama tesadüf edeceğini arzedfnce, «Ben gece sureti katlyede vapurdan çıkmam Allah aşkına söyleyiniz; böyle re! talimat verdiler size?» diye halecan gösterdi
Bunun üzerine artık ketini haalkati uygun görmlyen şe.lf Paşa. Selanik Valisine gelip kendisine gönderilen telgrafname mtınılıreestını yani ts-tanbula akfjtım varılacağın: ifade etti Büsbütün sinirlenen B ııtan Abdülna-mlt. hemen «... İste bunlar hep *er-tib edilmiştir. Beıı .{ece kallyen çıkmam. Gece hail bin türlü .şeyler ol,.ır İnsanın ayağı kayar denize düşer: sanda) sandala çarpar. Heuı vücudum ‘da müsait değildir, Çotuğum çocuğum
Semih MCMTAZ S
da çıkamaz. Gece ver-isıc bile t... vapurda kalırım.» hükmünü verdi vc azminde sebat edeceğini anlattı.
Bu defa dahi Şerif Paşa tararından verilen mükerrer teminata karsı gene tereddütlü kalarak «Niçin benden bu kadar korkuyorlar? Ben birkaç klşly-' le kapanmış bir adamım. Bana hal'l-1 mi tebliğ için gelenler içinde Arif Pa-l«a derler bir çapkın vardı. — eliyle İşaret ederek — ?u kadarcıkkcn yanıma almıştım. İşte o esnada ona da söylediğim ğlbl. ben tnmamlyetl Devleti allyyeyi ve Istlklâıiyet! Devleti a-llyyeyl Ve muahedatl oüvellycyı lıep yolunda oldu halde bıraktım. Allah bu hallere, bu felâketlere sebeb olanları Kahhar ismiyle kahretsin. Şimdi İse devlet ne hale gelmiş? Ben farzı muhal olarak davet uivnsam bile gelmem. Elhasıl gece vaktt ben vapurdan çıkmanı vesselâpi- Selânikten çıktığıma Kibriya hakkı İçin ulşınnn oldum. Hata ettim. Sİ3 Çanakkalcden bir telgraf çekerek rica ederim buna bir çare bulunuz. Siz vapurdan barın bir adiye der gidersiniz; memuriyetiniz orada biter...» sözlerini heyecanla söyledi.
Bu sözlerden, lkaaıet edeceği mahalle kadar kendisinden ayrıhuafar:-nı istemediği mânasını Istldlâl eden paşalar; «Hayır efendimiz; ferman buyurunuz. Teşrif buyuracağınız saraya kadar biz de geliriz» dediler. O gene sözlerine devam ederek «Sizin gözlerinizin önünde dahi öyle bir şey yapılır. O fedayı siz görürsünüz hem de faili bulunmaz» dedi durdu. -îe yapacağını î*şirnn.van Mehmet şerif Paşa derhal cevap verdi ve «Efendimiz nasıl aran buyurursanız öyle yaparız. Hiç endişe buyurulmasın. Vapurdan gece çıkmak arzu buyurulmam Çanakkaleden telgraf veririz. Merak buyurmayınız. Yalnız maruzatımın doğruluğuna İtimat buyıırul-mad ığı fcltt çok müteessir oluyorum. Öj'lp bir şey olsa birim İçin ona âlet olmak tasavvur buyurulur mu? İnşallah birkaç sant sonra maruzatımızın aynı hakikat olduğu sabit olacaktır» dedi. Dedi ise de j gene « , Ben size emniyet ederim. Emniyet etmiyor, derseniz ban de müteCsslf olurum. Fakat evlâdım siz bilmezsiniz benim birçok tecrüben vardır. .» cevabını aldı. Ve müsaadesiyle huzurundan ayrıldılar; gemideki Kamaralarının önündeki küçük salona çekildiler. Aksam yemeğinden sonraya, kndar bir daha huzura çağırmadılar.
(Mabadı var»
S. M. S.
Aba ceketli, ablak: yüzlü, kırçıl bıyıklı efendi amca kasketin! çıkardı, ustura ile kazınmış kafanın sabunlar gibi ovuşturarak vanımıza geldi, selâm verdi:
— Esselâmü aleykiim, efendiler.
— Aleyküıniisselâm, babalık. Mahkemede bir işin mİ var?
— İşisiz adam olur mu? Bu dünyada herkesin kendine göre bir işi vardır.
— Senin ne İşin var? Kavga filân mı yoksa?
»— Allah göstermesin. Ben şimdiye kadar karıncayı bile indt-memişimdir. Bizimki başka türlü bir İş.
— Nasıl şeymiş o başka türlü M?
Başını kaldırdı, gözlerini tavanda dolaştırdıktan sonra gülümsedi;
— Siz hlc kuyruklu yıldız gördünüz mü?
— Kuyruklu yalan çok. dinledim amma yıldızın kuyruklusu İle de, kuyruksuzu ile de alâkam yok
— Benim çok merakım vardır.
— Müneccimliğe mİ niyetleniyorsun, efendi baba?
— Yok canım. Onlar derin ulemaların işidir. Ben ne anlarım müneccimlikten?
— Kuyruklu yıldızlarla ne İşin var ya? .
— Diinya göziyle bir defa görmek isterim de onun için merak ediyorum.
— t yi amma İstediği zaman kuyruklu yıldızı göremez kİ insan.
— Biliyorum, efendi oğlum. Her zaman kuyruklu yıldız görünmez tabii. Velâkin, birisi tutar da göbterirse bakmak fena mıdır?
— Kuyruklu yıldın tutanlar da var demek?
— EllyU tutmuyur ya, evlâdım. Hani, bir idam gök yüzünde kuyruklu yıldız görür de sana dâ gösterirse bakmaz mısın?
— Bakarım tabi!.
— Ben de baktım, günah mı İşledim?
— Ne münasebet? demek ki kuyruklu yıldızı gördün, o muradına da erdin? Büyük müydü bari? Hangi tarafta gördün?
— Yıldın mı soruyorsun?
— öyle ya. Gördüm dedin ya. Sağ elini göğsüne bastırıp başını salladı:
— Hâşâââ. Ben öyle bir şey söylemedim.
— Kuyruklu yıldız gösterdiler, ben de baktım demedin mİ?
— Baktım amma görmedim, e-fendl oğlum. Görmediğim bir şeyi (Arkası yedine! sahlfedo)
Ce. Re.
■“ Bu Akşam “•
ATLAS sinemasında VİYANA OPERETİ
Bütün trupun lştLraklle
DuO
Yârın Akşam
Viyana Kanı
Matine süvarilerde Talebeye tenzilâtlı liatlar. Her temsil için ayrı ayrı bilet satılmaktadır.
sarayı
Mal Meriyararına BÜYÜK PİYANİST CORTDT iki ayrı programla 2 RESİTAL
?MAğT v
PAZARTESİ 1 S33t
9 MART ( 2fd
ÇARŞAMBA ’ biletItri Satılıyor
İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu Dram kısmı saat 20 de
KARANLIK Yazan: Brever Jr. Bloch Türkçesl: Mebrure Alevok Komedi kısmı
P Af DOS
Yazan: Cevad Fehmi Başkut . Cunutecl ve Ça-f»mb» aünJerl M d« Çocuk tiyatrosu
MUAMMER KARACA OPERETİ
Bu akşam
MAKShTda
20,30 da PLÂTİN PALAS
NİNI Zaba’nm iştirakile Cumartesi pazar matineler uat IS da
Pazr.rtnd akşamlan (erteli yoktur.
Sosyeterleriııden MATİE VER TURA -- JEANE
NOT: Her zaman matbaada bulun-| madiğim için mukAcrem karilerimin I lütfen gönderdikleri mektupların doğruca bendehanoye İrsalini tercih ediyorum: (Vali Konağı cadcıcri 73. Harbiye - Nişantaşı). Semih
Gazetelerin, radyoların sinema âlemini» Aylare» bahsettiği bir müzik hâdisesi
«RENKLt»
GECE GÜNDÜZ
«NİGHT AND D AY*
ĞARY GRANT — ALESİS SMİTH’ln
12 ateşli şarkı, efsanevi danslarla süsledikleri baş döndüren bLr if ,!ı p e r 1 ft 1 e m i
A R Sinemasında devam ediyor .,
>■.......

KISKANÇLIK
Yazan: ALPUON9E DAIİDET * Türkçesl: MFBRVRE ALEVOM
l Tefrika No. 19 -
demek vardı; düğün dernekI Otlar bürümüş, viran manastır âvLıaınm orta yerinde, uzun bir masanın etrafını bir alay İnşân sarmıştı: Grosboug'un, mavi üniformalı koru bekçileri, alacalı bulacak yabanlık elbiselerini giyip kuşanmış yanık, esmer yüzlü kanca-gız.ları üzeli es çiftlik âğa.slle kızı kızanı, düğün için tutulmuş ik! çalgıcı: entarisi de. bakinin süslenişi dc yek fiyakalı, çirkin şirini, fındık kurtlu gelin hanıma, tek gözlüğünün altından baygın baygın bakıp duran» rugan İskarpini!, açık renk pantalonlu, ışık mı şık müsto Alcxandre cenapları...
Rlchard İçeri girmek, düğün sofra-ama biraz olsun oturmak zorunda kaldı. Zaten yemeğin sonuna gctmLş-lerıll- Gelin güvey şerefin» bir iki bardak beyaz şerap daha İçtiril. Sonra da gaydanın ■.•erdiği bir İşaretle, ba-.
İtan güneşin ölgün kırıntıları İçinde, bir kadrile ıraksa) hazırlanıldı.
Blchardi» Hintli, dirsekler masaya dayalı, dansı seyrederek konuşuyorlardı.
Koca suratında ne dc ufacık kalan, — Hani fil, gergedan gibi İri kıyım hayvanlannklnl hatırlatan — boncuk gözleriyle, gelininin beyaz tacını takip edip duran orman kolcusu:
— Doğrusunu İstersen mösyö Rt-chard, diyordu; bu kız bana pek oynak, pek fingirdek geliyor... Zaer, hu yüzden, oğlan da onu gayr) mağazaya yollamak İstemiyor... Zâti ciğerleri de biraz zayıfmış... Hele bir İki mevsim Çilehanede kalsıplar bakalım... Oğlan, büliin gün Parisle, işinin başında olacak, ben de karısııu kollayacağım. Vaktiyle benimkinden yana yüzüm gülmedi; artık buna göz açtırırsam, suratıma tükürünl
Rıchard zoraki bir tebessümle, bir
MARTİNELLi ve GEdRGES CUSıN taralından martta bağlıyacak temsiller için biletler satılmağa başlanmıştır. Evvelce yerlerini ayırtanların 3 gün içinde bi-•etlerini aldırmaları rica olunur.
ATLAS Müdüriyeti
Kadıköy SÜREYYA Sinemasında
Bu akşam: Yılın İki harikam birden
1 - BEYAZ İNCİ (Renkli)
BETTY UI TTON - COHN LVND’nn îafjrı
2-DLDOREN SOR
FATRİCİA MORİSON — DON PÖRTER
yandım da kendi kendine «Keşke evi-' mİ şu Hintliye emanet edeydim* diye düşünerek:
— Sen bu Ljiıi hakkından gelirsin, dedi.
Çllehaneden çıktığı saman, ormana gece karanlığı çöküyordu; kuşlar artık ötmez olmuştu. Sade düğün gaydasının değişmek bilmeyen, cırlak sesi duyuluyordu. Ama, Rlchardın işittiği, bir düzüye, o içler acısı «pum pıım» Jarîle tempo tuttuğu; bu hava, bu musiki değildi.
Bezginlik getirip, artık dışarı çıkmaz oldu. Köşkün alt katında, çama-şu'lığın yanında atelye dedikleri biri yer vardı. Karısının kaçışından beri,; şatodu, anneslnlnklne bitişik, eski, bekârlık odasında yatan Rlchard, koca meşin koltuğa gömülüp öğle uykusu çekmek, rahmetli noterin yıızj masası önünde kâhyanın puslu hesaplarına bakmak için, bu kimselerin uğramadığı atelyey! hâlâ kullnnı-yordıı. İşler bu yola dökülünce, oraya kapandı, çocukken yaptığı ylbl, pencereden yolu seyrediyor; eski tanıdıkları, yol İşçisinin tek tekerlekli arabasını, terlik kundura satıcısı kıi-' çiik kamhııru tekrar bulmakla oyalanıyor, âdeta büyük bir kaz oyununun
ili bu çocuksu resimleri üstüne, yanında, ta yanı başında, beraberce eğilen Lydle"nin güzel kafaçığını da görür gibi oluyordu, «O» nun, pazar kurulacağı günlerden bir akşam önceleri, ortalığı kaplayan öküzlerden nasıl ödü koptuğunu hele banyo mevsimi başlayınca, Foııcart'ın yük arabasında, çuval gibi kaba bir örtünün altında taşınıp götürülen nehir kurbânlarından, o «yüzeyim, biraz daha açılayım* derken boğulup gitmiş biçarelerden, ne kadar korktuğunu hatırlıyordu... Halı İşte, tam da yine o esrarengiz araba, ağır ağır Selneden yukarı çıkıyordu: bu seferki, ihtiyar Merlvet'ln uşağı İdi: Evvelisi gün, kimblllr nasılsa, kazara boğulmuş, kıyıdaki otlar içinden demin cesedini çekmişlerdi. Küçük Kilisenin bekçtsl İdi o: İşte
|1] Un cümlede kastedilen «kas oyummuş belki de büyükler herren hatırlayanı azlar diye, kısaca İzah edelim: Zar atıp, düşen sayıya göre, rengârenk kır, köy manzaraları taşıyan bir resimli karton üstünde, minimini kaz biçimi taşların, dolambaçlı yollardan muayyen bir hedefe doğru yû-rütüldüğii, yarışa sukulıluğu bir nevi ıncult oyunudur.
— Mütercim —
ııeteklm, zavallı efendisi, her zamankinden daha İki büklüm, daha ufacık kalmış bir holde, ağlaya ağlaya ölünün arkasından gidiyordu.
—... Tuhaf şey! Koca sopası elde, koltuğunda yarım somun »kmek Georges baba... İyi ama. buglln fıka-raların günü değil M; zaten İhtiyar serserinin bir kaç zamandan beri Uzelles’ten ayrıldığı yok- Sanki gözlüyor, bekliyor samrsunz! Her Allahın günü ya şatonun etrafında dört dönecek, yahut da yol tarafındaki veya orman tarafındaki demir kapılardan birinin dibinde uzanıp yatacak. Chuchln imrene İmrene «Herifin artık hiç ayıldığı yok, gece gündüz sarhoş!* diyor. Mutfakta çalışan, bulaşık yıkayan kızlar da, İhtiyar serseri bodrum katındaki pençelerinin parmaklılarına, köpeği andıran suratını, daima yaşlı, çlpll göllerini yaklaştırdı mı gülerek adama; «Georges babacık, yoksa bir gönül derdin mİ var?» diye bağırıyorlar.
Sıcacık, apaydınlık, güzelim günde, bu zavallı karakoncolosun yolun üstünde sürünmesini, ağaçlara duvarlara tutuna tutuna yürümesini görmek, hiç de hoş bir şey değildi.
Nereden türemiştir bu nesne? Bir yer! yurdu var mıdır acep? Bu dişsizi
ağız nemene dil, ne çeşitten bir argo 'geveler durur? Gelne-et-Olsc’ın şu köşesine hangi rüzgâr atmıştır onu, sanki Afrlkanın göbeğinde sürter dururmuş gibi yol şaşkını, ne KJuğln! kimse bilmez, bu biçare ihtiyar dİ. lenclyl?
... Bakındı hele! İşte çeşmeye yaklaşıyor, maşrabaya uzanmağa, sonra da bunu gürül gürül akan gümüş gibi suyun altında tutmağa çabalıyor. Elleri titriyor, ayakları kayıyor, şapkası, hoş şapka değil ya bu, ne biçimi, n» rengi kalmış partal bir keçe külah, devrilen maşrabanm yanına düşüyoı", bu hale, karşıkl komşu ağanın karısı — İki elJnl küp gibi şiş, gebe karnmuj üstüne bağlamış, çiftlik kapısında duran, «Eh İnsanlık haildir bu dlyef avlusuna göz kulak olan taze —, katıla katıla gülüyor. Nihayet ihtiyat garip, müthiş çabalamalaı* sonundi ağamı musluğa dayıyor, sakalından İki İnce su sızıntısı süzülürken, kalın, mavi damarları fırlak, dazlak kırmızı kafa tasını da gllneş hablre ısıtıyor.
Bu aralık Rlchard, bir kere, kırabilir hangi gün, Lydle'nln ağzında» duymuş olduğu sözleri, ne hikmettir kİ. hemen kelimesi kelimesine hatır->*yor;
(Arkası var)
r@üıraün mİuDanl~ M s K ~l Beethoven festivali
Ahlâk zabıtasına göre
Seçimde ciddîlik
Erkek avlayan kadınların başlıca faaliyet sahaları
Soilst: ftilhelm Kvnıpff
Beethoven festivalinin ikinci gecesi Saray sinemasında yer aldı. Solist Wilhelm Keınpff'di. İstanbul Konservatuar orkestrasını şef -Cemal Pcsid Bey idare ediyordu. Egmont uvertürü orkestranın muvaffak olduğu ferlerden birisidir. Şimdiye kadar dln-j İrdiğimiz müteaddit icralarında Cemal Reşidin bu eserde her isteğimiz! eıı ince tefcrruatuıa kadar yerine getirmeğe muvaffak olduğunu gördük. Goethe’nln 1787 de neşrettiği Egmont dramı Beethoven’e bir eser yazmak ;İhamını vermişti. Besteci zaten Goet-he’ye karşı bir hayranlık besliyordu.

demokratik bir tlhnlyetle hareket edebilecek, bu memlekette çalışan bu milletin sadık, samimi birer unsuru olmak lstiyen bütün vatandaşlara imkân ve şereflerde müsavat hakkı tanıyacak kadar kuvvetliyiz.IBu uvertür Beethoven’in yazdığı mu-Böyle olduğumuz ve arlık hiç bir........................
tefrikadan endişe etmediğimiz içindir kl, bütün unsurların tecrübe w bilgilerinden İstifade İmkânım araştırmak yerinde olur ve bütün unsurlara karşı da. en geniş düşünceler ve sevgi fle hareket etmekte’ ancak fayda vardır.
Bu mevzuda tam medeni ve demokratik İcaplar lle camiamızın hakiki ve devamlı menfaatleri arasında hiç bir tezat yoktur ve olamaz.
Ticaretin en kuvvetli medeniyet vo demokrasi ft.mll! olduğu hakikatini, tüccarın, ticaret organlarının en geniş zihniyeti taşıdıkları müşahedesi lle tamamlamak yerinde olur.
Hele Sanayiciler arasında ayrılık taraftan olanları susturmak için şubelerin temsili hususunda Azanıl genişliği göstermek faydalı olur.
vakıa yukarıdaki düşüne elerimizi eeThetmek için tatbjk mevkiinde olan kanuna göre tüccarın meslek heyetlerini seçtikleri vo oda meclisinde her heyetin muayyen bir ölçüye göre temsil edildiği haklı olarak iddia olunabilir.
Fakat ası) meslek heyetleri intihabında ciddilik, Azami ciddilik lâzımdır ve bu da nihayet rey salılbl olan-|lann elindedir.
». ....j___ra........... ...... i Mftntehipler. şimdiye kadar olduğu
-" sâhsi. lütteaıhk göstedrter v« bunlu-
. ... .. ... — —.1,0, »•-Hcaİr
Geçen parar günü ÇLkân yazımızda, {Ticaret odası ve Sanayi odası diye ı ayn iki teşekkülün lüzumsuzluğunu, 1 hattâ mânasıalığım tebarüz ettirmiş İdik. Fakat müşterek olacak, olması İlktim gelen odanın muvaffak olma- ' «. memleket ekonomisine karşı vazifesini yapabilmesi için bir takım 1 şartların tahakkuku lâzımdır vs bun- ı İarın başında bu teşekkülün içine I girecek, başına geçecek elemanların t riddUikle intihabı gelir. !
Esefle söylemeliyiz iri glmdlye ka- ; dar yapılan Ticaret ve Sanayi odası 1 seçimlerinde, piyasayı temsil kabiliyetinden başka ve buna yabancı 1 olan hususlar göz önünde bulundu- ' ruiıııuş, belki müfrit bir particilik. ' arkadaşlık, yarenlik gayreti ile. oda organlarına bazı çok kıymetli piya- 1 sa adamlarının yanında, İş muhiti- 1 mizi hiç bir bakımdan temsil etml-yen kimseler girmiştir. I
Odanın piyasamızda lâyık ve muhtaç olduğu sevgiyi kazanmasının ve ' hattâ kendi bünyesini de herkesi tatmin edici bir derecede takviye edememesinin esas sebebi ağleb! ihtimal seçimdeki lâubaliliktir.
Oda meclisine ve idare heyetine ; girecek zatlarda bazı vasıfların bu- ' iunması şarttır;
1 — Gayet temiz bir ticari mazi;
2 — Piyasada mevki ve itibar sahibi olmak;
3 — Ticaret ve sanayi ve umumi
olarak ekonomi hayatını bilmek ve bıı hususta faydalı mütalâalar yürütecek kabiliyet ve durumda olmak; üstüne ç^7’umumî' moıTaat" Mçü-irın *ncak yüzde onu "çüne ”tlr&k ■üne göre düşünme kabiliyetine sa- ^er İse, kendi alAkanılıklarının ne-hlp bulunmak; ticeslnden şikâyet hakkını kaybeder-
5 — Asgari bir İktisadi ve umumi ,er-kültürden mahrum bulunmamak. 1-'Rkat dl^r itiraf Lan bütün plya-
Bu şartların hepsi ehemmiyetli ve “d* ciddi ve samimi «çim yapılma-taruri olmakla beraber, hepsinin ba- « > urum una re imkânın* İnandırıcı şında piyasada mevki ve itibar rahl-İMr hs"’a yaratmağı da ihmal etrae-b! bulunmak şartı gelir. melldlr. Çünkü, şimdiye kadar, tabii
Bugüne kadar, bilhassa bu son huksm olarak, herkeste neticenin «arta, yüsde yüz riayet edildiği sa- evvelden belli olduğu gibi, mânasın mlmlyetle İddia edilemez Kendileri k*naat mevcut İdi. Bu kanaatin muhakkek dürüst, belki kıymetli, fa- maziye ait tezahürleri hakkında hiç kat piyasaca tamamen meçhul bazı ’' —-ıc- •- *-* •-
kimseler sırf partiye mensubiyet veya partide mevki sahibi olanlara mensubiyet yüzünden, oda organlarının içine girmişler ve bu, odaya Ticaret ve sanayi muhitinin temsllcl-llğlnclen başka bir hüviyet vermiştir. O h*Jde. kendi evlâdınmtı kendimiz Belki odaların birer hükümet dairesi dünyaya getirecek ve büyütecek ol-çcşnlsl taşunaiannın boş sebebi, par- duğumııza göre haklarımızı tamamen , tiye, hükümete dayanan, ancak on- kullanmağa ve memleket ekonomi-1] lan temsil eden bazı Azanın fartı sinin temsili hususundaki vazifemizi ( gayretleridir. yapmağa şimdiden hazırlanmalıyız ,
Yeni bir kanun lle ttUkllllne JSL'!Ü '
vuşacak olan û^u.uu uu lAfzilikten kurtarmaları İçin, organlarını müstakil olarak, met, parti nüfuzlarına
bir mütalâa yürütmek islemeyiz. Fakat bütün 1? adamlarımı» emin olmalıdırlar iti, bugün kendileri tamamen mühtakil olarak rey verebilirler ve netice ancak kendi İstedikleri gibi olur.
odal.nn b» Isllklâll ■»HımMSUlcrl »temek İçin SlmSlbsn ljendl kazıdıklar yapmak ve tabii namzet-hûkû- ' ‘ ı
tâbi olmadan, sırf ve münhasıran oda, piyasa ölçülerine göre seçmeleri zaruridir. Yoksa, İntihapta lâûballlik. teşekkü- ■ tûn ölçülerinden ayrılmak, kanun İle verilen istiklâli, fiiliyatta, sıfıra in-dlrir.
Bu vesile İle şunu da bauriatmak isteriz kl. piyasanın bihakkın temsili, ticaret muhitinde mevki ve İtibar sahibi olanlar arasından, din, ırk ayırmadan, her unsurdan kıymetli adamların İntihabı Lle mümkün olur.
Belki muvakkat bir zaman İçin, bazı tarihi zaruretlerin sevklle, vatandaşlar arasında bir tefrik yapmak Hzumla idi. Fakat bugün en geniş ■rınııiHUimınnnııınııııuıııııııınıııuiniHiHiuıııiHiıııiKiiıiııııiııııuuuı
lerl bulmak için, piyasamızda bir hareket görmek isteriz.
CEVAT NİZAMI
Sovyet parası
Londra 2 (AA.) — Şehir çevrelerinde İsrarla dolaşan bazı söylentilere göre, yakında Sovyet mâli siyasetinde çok mühim değişiklikler olacaktır.
ı İddia edildiğine göre, Kremlin makamları rubleye milletlerarası bir değer vererek, İçinde bütün kambiyo muamelelerinin serbesçe cereyan e-cteccgi bir ruble bölgesi tesisini kararlaştırmışlardır. Rublenin kambiyo değeri, Sovyet Rusyanm son 30 sene içinde biriktirdiği altın sfflklarile teminat altına alınacaktır.
..ikinin tam bir sentezidir Kont Eg-mont'un asıl çehresini, kararından f'önmfyen karakterini, halk uğrunda '■ektiği ıstırabı, sonunda karşılaştığı nankörlüğü ve nefsini bir İdeale vak-ı f etmenin İşkence anında bile verdiği saadet ve huzuru bu eserde duyabiliriz.
Büyük piyanist Wi!helm Kempff’ln orkestra eşliğiyle çaldığı Beethoven'in İlk üç piyano konçertosu festivalin ilk gecesinde yer almıştı. Son iki konçerto (sol majör op. 58 ve m! bemol majör op. 73) İlk konserin unutulmaz tesirini devam ettirdi; solist ve orkestraya yeni yeni değerler kazandırdı. 1806 yılında bestelenmiş olan dördüncü konçerto, klâsik çerçeve İçinde bir Allegro, bir Andante ve bir Ron-do'dan müteşekkildir, ilk Allegro’da İnsanı hayal âlemine siiriikliyen sükûnet dolu kısımlardan sonra parlak, göz kamaştıran pasajlar dinledik. Andante'de yaylı sazların sonu gei-nılyecekmiş gibi görünen bir şiddet ve ısrarla çaldığı mütehakklm musiki, piyanonun ulvi bir sükûnet İçinde verdiği cevaplarla perde perde hafifledi, silindi. Yaylı sazların hırçın teması uzaklara kaybolurken Vlvace taşkın bir neşe içinde çınladı. Istırapla örülü musikinin tesirini bir nefeste elllp götüren bu kısımda bestecinin virtüözlüğe verdiği mühim mevkii de görüyoruz.
Wllhelm Rtmpff’in bu konçertoyu kendinden geçercesine bir vahiy ve ilham anında çalar gibi çaldığını gördük. Denilebilir kl orkestra ve onun başındaki şefin ruhları da ayni mânevi ışıkla aydınlanmıştı.
Beethoven sonuncu konçertosunu 1809 da bestelemiştir. Konçerto ebadına âdeta sığmayan, bu çerçeveden taşmak lstiyen azameti, dolayıslyle bu etere (İmparator konçertosu) adı verilmiştir. Bazı sanatkârlar bu büyük eseri Mozart*varl bir in-çelik, bir zariflikle çalmak doğru o-KCÛğlnı İddia etmişlerdir. Beetho-Ivenln ilk konçertoları için düşünülebilecek olan böyle bir görüşü, bilhassa mi bemol majör konçerto İçin tamamıyla yersiz buluruz. Maamafih birçok Alman piyanistleri ve orkestra şefleri eserin metafizik cihetini mübalâğaya kadar varmışlardır. Muhakkak olan blrşey varsa bu konçertoya yaraşan, musikinin derinliğine nüfuz edip öylece İfade etmektir. Piyanist ilk Allegro’nun şiddet ve hararetini, dinamizmini nadir rastlanır bir muvaffakiyetle belirtti. Adagto'nun sükûneti İçinde akıp giden llfth! musikisinde, bazı piyanistlerde rastladığımız Chopln’vari lirizmden eser yoktu; o kadar ağırbaşlı ve asî! bir lera-nın mahsullydl. Son Allegro yaşama , zevkinin taşkın bir İfadesidir. Solistle orkestra temaları teshir edip işllyen konuşmalarında, hazan gülümslycn ve baran önüne geçilemez bir sevinçle dolup taşan musikiye blrblrlerlyle yarışırcasına tercüman oldulnr.
Beethoven festivalinin son gecesi, büyük piyanist Kempff'le el el® yürüyen değerli şet Cemal Reşld Rey’i ve Konservatuar orkestrasına hakl-ki ve büyük değerler kazandıran unutulmaz bir gece oldu.
Fikri ÇİÇEKOfiLU
V
■ ■■
Vitrin önünde erkek nasıl kandırılır?
■| Yazan : Cemaleddin Bildik j.
*
Erkeklere pusu kurulan sekiz saha: Lokanta ve pastahaneler, sinemalar, vitrin önleri, tramvay ve otobüs duraklarile iskeleler ve tren bekleme salonları, yazın plajlar, kır kahveleri, kumar oynanan yerler, kokteyl salonları ve barlar! — Tenekeden mamul tabanca— Muayene kaçakları
Türkiycde mevcut en JyJ matbaalardan biri olan Esklşchirockl Tülü Hava Kuvvetleri matbaasında eğitim ve teknik el kitapları ile teknik referans kitapları basılmaktadır. Bu bütün makine Amerikan Yardım Kurulu Hava Grubu tarafından teslim ve
monte edilmiştir Soldan sağa Amerikan Hava Grubundan üstçavuş Al-phcııs Balkus, yüzbaşı Kemal tntepj ve bay Hamil; Gedik görülmektedirler. Üs t. çavuş Balkus matbaanın teknik uzmanıdır, yüzbaşı Kemal ise matbaayı idare etmektedir.
Trakya’da bazı belediyelerin yanlış tefsiri
Gazetelerin, dergilerin bayiler tarafından satılmayan nüshaları onba-lâj veya kesekâğıdı olarak kullanılır.
Trakyada yazıl! veya basılı kâğıtların kesekâğıdı olarak kullanılan»-yacağı hakirindeki kanunun tatbikatının bazı belediyelerce gazete ve derğl kâğıtlarına d» teşmil edildiği haber verilmektedir.
Yazılı veyn basılı kâğıtların kese-kfiğıdL olarak kullanılmamasına dair olan 3517 sayılı kanunun blrlnel mad efesinin İkinci fıkrası aynen «öyledir: «Neşri ruhsat almaya bağlı matbualardan yapılan kesekağıtları hakkında yukarıkl fıkra hükmü tatbik olunmaz.»
Gazete ve dergilerin kanuna göre
neşri ruhsat almaya bağlı matbualardan olduğu meydanda olduğundan i bu husustaki yasağın dışında ve ser-bea kaldıkları bellidir.
Bir yanlışlık yapan belediyeler varsa düzeltmeleri lâzımdır
bir
Beyoglunda erkek avlayan, ladıkları erkekleri de son kuruşlarına kadar sızdıran kadınların faaliyet metotları hakkında İzahat veren ahlâk zabıtası şefinin anlattıklarına 11] göre bu kadınların faaliyet sahaları yalnız lokantalarla pastahanele-re İnhlsr etmemektedir. Şef diyor kl:
«— Lokantalarla pastahanelerl bir numaralı faaliyet sahaları diye kaydedersek daha yed! sahaları var demektir. İkincisi: Sinemaların bilet gişeleri civarı, üçüncüsü: Mağazaların süslü vitrin önleri, dördüncüsü: Tramvay, otobüs duraklarile vapur iskeleleri ve tren istasyonlarının bekleme «üonlan. beşincisi: tabl’i sadece yaz mevsimine mahsus olmak üzere pl&jlar, alt incisi: Yine yazları kır kahveleri, yedinclsl: kl bu en mü-himmldlr: kumar oynanan yerler.. Bunlar, erkek avlıyan ve sızdıran kadınların başlıca faaliyet sahalarıdır. Seklzlnclsl de kokteyl salonları ve barlardır .
Vitrin önünde erkek nasıl avlanır?
Ahlâk zabıtası şefinin saydığı bu sekiz faaliyet sahasından ç üne Usunu teşkil eden «mağazaların süslü vitrin önleri» üzerinde durmaktan ve ₺Lr erkeğin buradan nasıl avlanabildiğin! öğrenmekten vazgeçemedim. Uzıuı senelerin tecrübeslle vardığı neticeyi anlatan şef diyor kJ:
«— Avladıkları erkeklerden para sızdırmağı meslek edinmiş olan bu kadınların çoğu, ahlâk zabıtası kaydına geçmiş «uygunsuz kadınları vasfını almış kimselerdir. İçlerinde güzelleri ve gayet şık giyinenleri vardır. Harici görünüşler! lle. kendilerine güvenen erkekleri dahi kolaylıkla ağlarına takabilirler. Şimdi de size, vitrin önlerinde pusu kuran bu kadınların erkekleri nasıl bir metotla avladıklarım son günlerdeki müşahedelerimden blrlîe anlatayım: Bizce malûm ve basılması için de emri hazırlanmış olan bir evden çıkarak Tarlabaşı caddesinden İstiklâl caddesine geçen malûm kadınlardan birini takibe başlamıştım. Bu kadın, gayet ciddî bir tavır ve yürüyüşle Galataaaraya kadar İndi. Dikkat ediyordum, sağından ve solundan geçen erkeklere tebessüm etmek şöyle dursun bakmıyordu bile... Güzel olduğu kadar dn iyi giyinmiş olduğundan bir çok erkeklerin nazarı dikkatini cel-hediyordu. Hattâ bu arada peşine takılanlar da oluyordu,.. Uza tanıyayım, bu kedin büyük mağaralardan birinin vitrini önünde durdu, az sonra diğer bir vitrine geçti,.. Böyfece beş altı vitrin önü değiştirdikten sonra bir erkeğin kendisini tâklb ettiğinin farkına vardı, şimdi erkeği de görüş zaviyeme almıştım. Kadın vtt-rln değiştirdikçe erkek de peşinden gidiyordu. Erkek, bu arada bir kaç defa kadınla konuşma teşebbüsüne geçtiyse do kadın, sert bir bakıştan sonra hızlı adımlarla vitrin değiştirdi. Fakat yine bir vitrin önünde erkeğin suallerine cevap verdi, konuştu, Erkek, ne mal olduğunu bilmediği İçin güzel bir kadını ele geçirmiş olmanın sevinci içinde idi.»
Tarlnbap caddesin den bir görünüş
ne davet etmiş. Bu evin adresini erkekten sormadan önce «şu adresi mi verdi» diyerek bizce malûm olan evi söyledim. Adamcağız sigara tabakasını çıkardı, arkasına not ettiği adrese baktı tıpatıp ayni İdi! Vitrin önünde erkek avlıyan Ye sızdıran kadınların hepsi de ayni metotla hareket ettikleri İçin teferrüata girmeğe lüzum görmüyorum.»
— Acaba, dedim, o erkek ikazınıza rağmen o eve gitmiş midir?
«— Bana, ucuz kurtulduğunu ve gltanlyeceğlnl söylediği halde maalesef gitmişti. Çünkü ertesi günü o evi bastığımız raman, erkeği aynı kadının odasında bulduk. Muayene kaçağı olan kadın da, diğerlerHe birlikte zührevî hastalıklar hastanesine sev-kedildl.»
Tarlabaşı caddesi ve kokteyl salonu
Ahl&k zabıtasmca «uygunsuz» diye vasıflandırılan erkek avcısı kadınların saat 17 - 21 arasında ' caddesinde, 21 den sonra da Tarla-başı caddesinde gezinerek ‘' yaptıklarım söyleyen ahlâk zabıtası şefi ve arkadaşlarla bir kokteyl salonuna girdim. Zabıtaca tanınmış kadınlar, dışarıda avlayıp getirdikleri erkeklerle masalarda baş-bnşa idHer. Bu kadınlar arasında 1617 yaşlarında olanları da vardı, ötürünü aşmışları da... Hepsi de Taksim merkezine götürülerek sorguya çekildi ve muayene cüzdanlarına bakıldı. Bir kaçının frengi tedavisi gördüğü cüzdanlarında yazılı İdi. Fakat muayyen günlerinde zührevi hastalıklar hastanesine gltmkyerek muayeneden kaçmışları da vardı. Bunlar hemen hastaneye sevkediledursun, sizo kokteyl salonunda gözden kaçmayan enteresan bir sahneyi anla-
İstiklâl
avcılık
tayım: Zabıtaca yapılan araştırmada, kadınlardan biri ile masada konuşmakta olan bir delikanlı, cebinden çıkardığı bir şeyi, az yüksekteki pencere kenarına koyuverdi Zabıta memurunun gözünden kaçmamıştı bu... Hemen elini pencere kenarına attı ve delikanlının oraya bıraktığı şeyi altlı: Tabanca- ■
Fakat öyle bir tabanca kl sadece korkutmak için... Bir Brovning tabancanın tenekeden yapılmış ve gayet gllzel lehimlenmiş bir modeli... Zabıta memurunun anlattığına göre, bar-laîda ve kokteyl salonlarında kadınlarla düşüp kalkmaktan zevk alan bazı delikanlılar, kavga falan olursa, kaışılanndalrinl korkutmak için böyle tabanca modelleri taşıyoriarmış!..,
Zabıtanın çalışma sahası o kadar geniş ki bunu ve ne kadar yorulduklarını, ancak benim gibi kendileriyle bir gün gezen, çalışmalarına şahit olanlar görür ve anlıyabi-lirler.
Cemaleddin BİLDİK
UJ Bu husustaki birinci yazı 1 mart 949 tarihli AKŞAM'da çıkmıştır______________________
Çok feci bir cinayet
Malatya — tilmize bağlı Hekimhan ilçesi halkından olup Tende köyünde oturan Abo karısı ve Mustafa km Hanlfedeö doğma EUf Polat ve kızı on İki yaşlarında Mahire, Polat lle oğlu Yaşar Polatı meçhul bir şah» gece yarısı balta İle başlarını kesmek suretlle öldürdüğünden bu azılı kaa-til şiddetle takip edilmektedir.
|.4şA Ansiklopedisi^ Bugün çıktı.
SAYIN DOKTOR ve ECZACILARIMIZA
0 H1 NO IN fabrikası mamulütındnn aşağıda İsimleri yarılı müstahzaratın yeniden piyasaya

Sonrası fecaat!
Ahlâk zabıtası şefi, «İşte bundan sonrası fecaat!* diyerek «tizlerine şöyle devam etti:
c— Kısa bir yürüyüşten sonra kadınla beraber ileride bir korsacıya giren erkek, yine o kadınla mağazadan çıktı. Pasajdan geçip bir İçkili lokantaya girdi. Yediler içtiler, oradan da çıktılar. Kadın ayrıldı. Bu sırada erkeğe sokulup kim olduğumu, kRdinin ahlâk rabıtasında kayıtlılardan bulunduğunu söyledim. Adamcağız hayretler İçerisinde kalmıştı... Anlattığına göre kadın, bir korsa almağa çıkmış, fakat parası kâfi gelmemiş. Erkek İstediği kors&yı satın alıvererek kadınla ahbaplık tesis etmiş... Fakat İşin asıl garip ve feci tarafı şu kİ, bu kadın kendisini evli olarak tanıtmış... Gûya kocasından aldığı korsa parasını kumarda kaybetmiş de buııu kocasına «Öyllyemlye-ceğl için vitrin Snündo tanıdığı erkeğin maddi yardımına boyun eğmiş... Ve tabii bir adres vererek erkeği avl-,
mebzulen arzedildlğlnl saygı He bildiriri*.
AKTEDRON Amp. SURPARYL Forte Comp.
AKTEDRON Komp. TETRACOR Amp. 1 cc.
AN,AR A TETRACOR Amp. 5 cc.
LANACLARINE Amp. TETRACOR Solution 10 cc.
LANACALRINE Solut. UROCARMINE Komp.
LANACLARINE Komp. V1TATLEX A-D Solution
LARYNGOBIS Supp. VİTAPLES C 1 cc.
NOVURİT Amp. 1 cc. V1TAFI.EX C 5 cc.
NOVURİT Amp. 2 cc. VtTAPLEİ D Solution
NOVURİT Supp. VİTAPLEX D Forte Anıp.
8URPARYL Amp. VİTAPLEX N Ampul
SURPARVL Supp. VlTAPLEX N Comp.
TI3TONCO KIZI KITTY
Yaran: W*rwlok D tep İn g — çeviren: Bcblül Toygar
Daima avucu içinde tutarak bir eşya parçası gibi temellük etmek İstediği genç oğlunun seçtiği hayat arkadaşını reddederek, onların hayatını zehirlemeğe çalışan aristokrat bir anne lle mütevazı gelini arasında açılan amansız vo acıklı mücadelede sevgi ve iradenin ıa-ferlni hikâye eden büyük edebi roman. BÜtfln kitapçılarda bulunur, Fiyatı 3 lira.
■■■■■■■■■ Satış merkezi. Hilmi Kltabevl.

XI
Sal 'ie S A K Ş A M
3 Mart 1049
EV-KADIN-MODA

Elde Örme bluz ve elbiseler
Bunlara bu sene çok rağbet var
Uzun kış elde örme blüz ve elbiselere gösterilen rağbet İlkbaharda ve yazın daha fazla artacaktır- Büyük terzilerin koleksiyonlarında muhakkak elde örme, birkaç blûz, elbise ve tayör modeli vardır. Bınıl&rin elde örülmüş olmaları, ası] kıymetlerini teşkil ettiği için çok pahalıya Batılın aktadırlar.
Kadınların ekseriyetinin eti bu gibi örgü İşlerine yatkındır. Dışarıda ördürüp birçok para vermektense kendileri örmeği tercih ederler.
Yün örmekte iki zevk vardır: Biri, iki şiş ve İntihap edilen yünle arzu edilen desende bir kumaş vücuda getirmektir. Diğeri terziye muhtaç olmadan vücuduna uygun bir blîıta yahut elbiseye sahip olmaktır-
Dilnyanm her tarafında yün örgüleri çok taammüm etmiştir. Birkaç ahbap bir araya toplandıkları vakit bile yün işlerin! elden bırakmazlar. Durmadan ören bu kadınların nasıl ve ne şekilde ördüklerine bakarak bundan ahlâklarını, zevklerini anlamak mümkün olduğunu ileri sürenler olmuştur.
Amerikalı bir doktorun tetklkatıııa göre:
Dalma kalın şis ve kalın yünle örgü ören kadın tembeldir-
Gevşek ören, hiç bir şeye ehemmiyet verniyen kadındır.
Sıkı ören, asabidir.
örgüde yanıldığı zaman sökmeyen, İşine devam eden kadın, tasasızdır! ve her şeye bigânedir.
Eski yünleri yıkayıp tekrar ören kadın, muktesit, aile kadınıdır.
Dalma aynı şekli ve aynı iğne örgüsünü seçen kadın basit ve dar görüşlüdür.
En güç biçimleri ve İğne örneklerini İntihap eden kadın ise İnatçı ve nefsine İtimadı vardır-
Blçlmlni ve işlenen İğne örneğini kendi ibda* eden kadın artisttir. Yaratma kudreti vardır.
örmesi, uzun süren, zamana muhtaç olan manto, tayör, elbise gibi şeyleri ören kadın, sabırlıdır. Kendisine her hususta itimat edilebilir-
Ehemnüyetslz şeyler, küçük eşarplar, yünden bebekler, yastıklar ören kadın hodbindir ve bavalmeşreptir.
Kendisinden ziyade etrafındakilere, kocasına, çocuklarına ören kadın düşünceli, muhabbetti, fedakârdır.
Mo*'a haberleri
ir İlkbahar ve yaz elbiselerinin yaka ve ceplerini tüy ile süslemek moda olacaktır, iler hangi kuşun tüyü kullanılacaktır-
★ Tayör İçine giyilecek yiinle örme blûıJnra ekseriyetle floş İpeği de karıştırılmaktadır.
dr ince dantelden yaka ve jile bir çok modelleri süslemektedir.
★ Pilse etekle yün örme blûı çok giyiliyor.
dr Ekose elbiseler ürerimi omuzlar, ûıerinc kadar İnen pelerin şekllndo beyaz yakalar konuluyor-
Yünden örme sak şeklinde kı-l aa ceketler modadır.
Manto yerine kısa ceketler
Bu sene baharda görülecek yeniliklerin birisi de sokağa (antayl yatıl mantosuz çıkmak olacaktır. Düz yünlüden usun kollu elbboler» pö-tikaıe ve ekosa kumaşlardan yapılmış kıs* ceketli elbiseler rekabet edecektir.
1 — Lâcivert beyaa (piyedöpul» kumaştan yapılan bu elbiseye kolluğu arkaya toplanan piller vermek-
Faydalı bilgiler
Sertleşen eller
Esmerleşen vo sertleşen eller» şu pomat sabah akşam sürülür v» bir çeyrek saat durduktan, sonra yıkanırsa eller pamuk gibi beyaz va yumuşak olur;
23 gram talk pudrası. 100 gram bol, 50 gram dövülmüş v» elenmiş keten tohumu. 20 gram gliserin- 10 gram toz halinde dövülmüş badem almalı. Bunlar İyice karıştıktan sonra sıkı kapanan gir kap içerisinde muhafaza edilmelidir-
Göz altlarına krem
Otuz yaşını geçen kadınlar mutlaka gece yatarken göz altlarına yağlı bir krem sürmelidirler- Krem bulunmazsa, düz zeytinyağı bil» bu işi görebilir.
Yüzde ilk kırışma alâirnl göz altında başlar. Buranın cildi ince olduğundan, bunu yağlamak, yumuşaklığını ve el&3tlkıyetlnl muhafaza eder, bu suretle kırışıklara da mâni olur.
Çatlak yumurtalardan istifade
Çatlak yumurtaları yalnız yomek-lerdo değil,, alakok ve katı olarak da kullanmak mümkündür.
Bir parça pamuğu siıi:ey» batırdıktan soıır» yumurtanın çatlak yeri üzerine sürmeli, ve bir tama kaşıkla yumurtayı kaycar su içine yavaşça oturtmalı.
Bu suretle pişirilen yumurtalar sağlamlarımla.! faiksız olur.
tedir. Belden aşağıya kadar düğme ile iliklenen elbisenin eteğinde 11:1 büyük cep vardır-
2 — Gri yünlüden elbUe. Eteği pll-sedlr, Bolero hissini veren şekilde bluzu dikilmiştir.
3 — Gri kırmızı .ekoseden etek Gri yünlüden yapılan ceket gri kırmızı ekose ite astarlanmıştır. Bu
Fırında karnabahar Orta bl)yusi«kte bir karnabahar, bir bardak süt, İki yumurta» iki çorba kaşığı rendelenmiş gravyer» peyniri- yirmi tana siyah zeytin.
Karnabahar temizlendik ten ve yıkandıktan sonra tuzlu su İçinde haşlanmak Sile tutulunca karnabaha rın çiçekleri ezilirse, ateşten İndirmeli »e suyunu süzmeii.
Karnabaharı prespüreden, yahut kefğlrden geçirmeli İçerisine siitü, yumurtanın yalnız sarılarını, rendelenmiş peyniri, tuz ve ince İnce doğranmış çekirdeksiz zeytinleri karış-tırmalı. Nihayet de telle vurulup köpürtülen yumurta aklarını İlâve ederek yağlanmış kalıba dökerek yarım saat kadar orta sıcaklıktaki fırında pijlrmelL Kalıptan çevirince sıcak sıcak sofraya çıkarmalı.
Yemeği soğutmak için ne yapmalı?
Ateşten İnen bir zeytinyağlı yemeği, bir mahaliebiyl bazan acele soğutup sofraya çıkarmak İcabeder. Soğuk su İçerisine oturtmazdan evvel suyun İçine bir avuç tuz atılırsa' yemek daha çabuk soğur.
Koyu renk el çantaları
Koyu renk deri el çantaları eskimeye başlayınca, soyulan bir pot Laka lın kabuklarını ikiye katLıyarak çantayı pvalamalıdır. Portakal kabuklarındır. çıkan yağ, çantanın derisini parlatır, cilalar ve yenileştirir.
kostüm İle kırmızı yünden Örme blftz giyilmektedir.
i — Lâcivert yünlüden kloş ve önden tek plili elbise. Blûzunda ve eteğinde dört cebi vardır. Kemeri lâcivert rugandandır.
5 — Kahverengi ile yeşil pötlka-ra elbise- Üzerindeki ceket yeşil yünlüdendir. İçerisi aynı pöLlkarc ile kaplanmıştır.
ilk defa ona kumsalda Tosladım. Dudakları olgun İki kirazı andırıyordu ’ Yarı çıplak- mevzun ve tombul bacaklarım, bembeyaz ve ince kumlar üzerine uzatmış, iri mavi gözlerini yan kapamış denize bakıyordu.
Karplde görülen ve insanın teneffüs ettiği fevkalâde havadan İleri gelen şu garip hâdiseyi kaydedeyim:
Bir erkek o yerde sevdalanmadan bir kadına bakamaz, işte aynı hal de benim başıma geldi. Böyle bir yıldırım aşkına tutulacağımı hatır ve hayalimden bile geçlrmcmlştlm. Gene kadına baktıkça. benden başka bir erkekle evlenemlyeceğlnl düşünüyordum, onıı elde edebilmekten asla şüphe etmiyordum. Çünkü bir müddet evvel Şopenhauerln bir kitabını okumuştum. Bu büyük filozofun eserinde ileri sürdüğü meşhur tezatlar nazarlyeslne itimadım vardı.
Bu nazarlyeyl, İki kellim» İle size anlatayım: Şopenhauere göre kadıu, kendi karakterine zıt karakterde olan erkeği sever. Bu sebepten dolayıdır ki ekseriyetle cesur erkekler korkak kadınlarla evlenirler, korkak erkekler cesur kadınların kucağına atılırlar. Şairler, pratik düşünceli kadınlara bayılırlar, kötü ruhlu ve kiistnh erkekler de. kurbanları olan gayet iyi ve haUm kadınlara kendilerini sevdirirler.
Beni tepeden tırnağa kadar süzdüğünü görünce, derhal sakin, halim ve nazik tabiatlı bir kız olduğuna kanaat gelirdim. Bir erkeğin bir bakışta bir kadının karakterini — bahusus sırtında yalnız mayo bulunursa — anlaması . gayet zor bir iştir. Giyinmiş bir kadının karakteri hakkında hüküm vermek nispeten daha kolaydır.
Ben bu kadın hakkında güzlerine bakarak hükmümü verdim ve İçimden böyle acık mavi gözler, ancak dünyanın en sakin, en halim va en nazik kadınında bulunabilir dedim.
Benlin karakterim de tıpatıp ona uyuyordu. Ben İğrenilecek derecede sakin ve halim bir İnsanimdir. Eğer kız. bunun farkına varırsa biitün ümitlerim suya düşecekti. Binaenaleyh genç kıza, bambaşka bir tabiatta olduğuma, yani sert ve otoriter görünmeğe, bu suretle kendisine en uygun cş ben olduğuma inandırmağa kurar verdim. Yanına sokuldum ve mukaddemeler» lüzum görmeksizin;
— Bonjur matmazel, nasılsınız? diye selini verdim. O. beni tepeden tırıaga kadar bir daha süzerek kıpkırmızı kesildi ve çekingen bir sesle:
— Ben sizi tanımıyorum mösyö cevabını verdL
Güldüm, ve daha küstah ve cüretkâr bir tavırla göğsümü kabartarak:
— Kimse prezante etmediğine göre benimle konuşmanın münasip olup olmadığını düşündüğünüzü mü söylemek İştlyorsumı»? Bunlar batıl göreneklerdir şekerlin dedim,
Genç kız daha ziyade kızararak:
— Fakat... diye kekeledi.
— Fakati. makat! bir tarafa bırakalım. Kim olduğunuzu bilmiyorum. Fakat hoşuma gittiniz. Açıkça söyll-yeyim ki sizinle evlenmek İstiyorum. Kabul mü? diyerek yanına oturdum, D. yine:
—. öyle sanıyorum kl.. diye itiraza kalkıştı.
— öyle sanmak, manmak yok. Hoşunuza gidiyorum değil mİ matmazel? diye sözünü kestim.
Genç kız:
— Aman Allahım diye kekeledi.
— O halde kabul ediyorsunuz demek. Banyoyu alıp almadığınızı bana söyler misiniz?
— Hayır, henüz almadım.
— ö halde beraber denize girelim
düş Önüme bakayım. 1
Evlenme yıldönümlerinİn adları
Ayaspaşa Be ima E: 1 — Evlendiğinin her yıldönümüne bir İsini takarak tesit etmek ecnebilerde âdettir. Bunlara sene sırasıyla şu isimler verilmiştir:
Birinci şenel devriye: Pamuk düğünü. İkinci: Kâğıt düğünü. Beşinci: Odun düğünü. Yedinci: Yün düğünü. Onuncu: Kalay düğünü. On beşinci: Porselen düğünü. Yirminci: Blllûr düğünü. Yirmi beşinci: Gümüş düğünü- Otuzuncu: İnci düğünü. Kırkıncı: Yakut düğünü. Ellinci: Altın düğünü. Elli beşindi PlâUn düğünü. Altmışıncı: Elmas düğünü'
Bu düğün senet «tevriyelerindi» yıldönümüne verilen isme uygun bir hediye vermek âdet olmuştur.
2 — Ecnebilerde gelin tel takmaz fakat bizde takılır,
Timsah ve kertenkele derisi ayakkabı ve çantalar
Timsah, yılan ve kertenkele derisinden ayakkabı va çantaları temizlemek için kolay bir usul:
6Q gram kaynar su içine 90 gram loz halinde (rendelenmiş) beyaz sabun atmalı, karıştırmak Hık olduğu zaman dört, beş gram amonyak ilâve etmeli. Bu bir pomat, halini alır.
Temiz bir fanili parçasını bu po-mata batırarak çanta ve ayakkabıların hej tarafını ovarak sllmeli. Ayrı bir fanila İle parlatmalı. I
Aşkımızın hikâyesini ve nişanlı olduğumuz müddetçe bu kızın bana bahşettiği saadeti size anlatmak için niçin vakit kaybedeyim. Yalnız şunu söyliyeyim kİ, nişanlım cihanın en nazik, en İnce ve en tatlı kadım İdi.
Eler emrime boyun eğiyor ve bütün kaprislerimi, başka hiç bir kadınla görülmeyen bir tehalük ve arzu İle derhal tatmin ediyordu.
Genç kız, hakikaten otoriter olduğuma ve hiç bir arzu veya emrimi mıinakaşa etmemesi lâzınî geldiğine iman etmişti. Bununla beraber samimî olmak için şunu soy Üyeyim B, bu komedyaya devam etmekte artık kendimde kuvvet bulamıyordum. Hakiki karakterimi açığa vurmak için izdivacımızın İlk gecesini bekledim. Odada yalnız kaldığımız zaman karımı yanıma oturttum:
— Meleğim dedim sana bir İtirafta bulunacağım. Karakterim, hakkında seni aldattım. Ben zannettiğin mizaç ve tabiatte bir erkek değilimi ı Seni ilk gördüğüm zaman yumuşaly-ş ve nazik tabiatlı olduğunu anladım^ ve seni elde etmek için senden bam--^. başka mizaçta bir adam olduğum tf. göstermek istedim. Halbuki ben dün-Q yanın en halim ve yumuşak tabiatlı adamıyımdır. Bilmem meşhur filozof^ Şopenhauerin tezatlar nazariyeslıı->,_ den bahsedildiğini hiç işittiniz nü?to
Karım: Q)
— Bu nazarlyeyl yalnız İşitmek^» değil okudum bUe cevabını verdi ve^» şimdiye kadar gördüğümden bomba?-İra bir tarzda bana baktı ve ilâ'iletti:
— Bu nazarlyeyl o kadar İyi bili-yorum ki, yanıma geldiğin zıımatr4J kendimi sana sevdirmek İçin sakLnO ve halim kadın rolünü oynamak lâ-CD zim geldiğini anladım. Bana yaptığın gj haşin muameleden İçimde seni to-fl) katlamak arzusunu duyduğum halde^r zavallı kadın rolünü oynadım. Zan-v-J nedersem maksadımda muvaffak oldum. Fakat şimdi niçin, bana garip garip bakıyorsun. Bu andan itibaren Amir vaziyetinde benim. Çabuk yat! Yarın sabah erken kalkacaksın, İlk İşin de misafirlerin yemek yedikleri tabak ve çanakları yıkamak olacak. Çünkü hizmetçimiz yok. Emirlerimi İyi işittin mİ? Ağzını açmağa kalkışma! Yoksa tokatı yersin.
Çeviren: A. HtLÂLÎ
RADYO
ANKARA RAOIVSlI Ba akşamki proçratn
17.5B Asıltı ve prvarojv. ıs M. î. «/arı ve Dans trt(İEi£l (PİJ, İB.M Konuşma. 18.44 Şarkılar. 19 M. S. ayan ve Hobcrter, İB.I* Geçmişte Bujfiin. H40 Mandolin BlrllıJI.. 19.15 İncesu. M.1J Ba(b* Gısetest. SOJ» Scrbeı aaat. ».35 Yurtlar, sesler. 81 MU-tik: (PLı. 31.ZS MeladUer {Pl-I. 01.45 Ko-nustııa. 22 Varyete mUelkleri (?L>. —W Dana mOılfii (Fİ», S2-« M. 3. «yan ve Ua herler. 23 Program ve kapanı».
Varın aaOıa »» âil» proiraıUı
7.28 Açılış ve proeratn. 7.» M. S. ayarı ve Valiler (PLİ. 7.45 Haberler. 8 Hatır Uvertürler (PLİ. ais Sa« «ekeri ve oyun havaları (PLİ. 8.30 Operet Potpurileri (PL). 9 Kapanıy. 12JM Açılış ve program. 12.S» M. 3. ayan ve Karıjık şarkılar, 13 Haberler. 13.15 MOılk; (PLİ. 13,39 Öğle Casetert, 13.45 Filim yırtışlarından şarkılar (Pi.l, 14 Kapatuj.
| Konser0®!’ |
KONSERVATUAR TÜRK MUSİKİSİ KONSERİ
Konservatuar tarafından her on bej günde bir vcrlimelce olan ve alâka İle takla edilen TUrk mualldsi kötuerltrlnden Isfahan Faslının tekrarı biıümüzdeM 8 mart salt gani! saat 18 de Şehir komedi tiyatrosunda verilecektir.
İPEKLER İÇİNDE
AŞK ve MACERA ROMANI
Yazan : Cralg Rica Tercüme eden 1 Vâ-Nû
t Trfrilr. No. 33 J
— Elbisem mİ?... (Yan gözle mantosuna ve çıplak omuzuna baktı} Butunda bu varken uyuyakalmışım. Günün bu saatinde garip bir tesir hasıl ediyor değil mİ?... Jackson gittikten sonra soyunmak kudretini kendimde bulamadım. Evet erendim... (Jake’e baktı. Gözleri birdenbire pırıldadı.! Kaçta gittiğini bilemiyorum, çünkü uyuyordum. Bir saat yahut İki »aat yanımda olduğu muhakkak. Ancak, gidişinin lam saat kaçla olduğunun farkında değilim. (Malone'a endişe ila baktı) Siz, avukatsınız, oııu kurtarırsınız, değil mi?
Malone, ekşi bir sesle:
— Uınarun. — dedi. — Teşekkürden gayri da mükâfat beklemem, şimdilik... (Kıza ciddi ciddi baktı.) Btı hikâyeyi birlerden gayri kimse bilmemeli.
Kız, valtte bulundu;
— Korkmayın, kimseye söylemem.
Gazeteciler» bile-
Jake, tavsiyede bulundut
— Bilhassa gazeteciler».
Angela Doll, İçini çekil!
— Peki, fotoğrafçılara? Eğer ısrar ederlers» ne yapayım?
Jake, başını salladı:
— Eğer fotoğrafçının biri Haminizi çekmek için ısrar eders» bırakın çeksin.
Angela Doll, mutabık kaldığım göstermek üzere gülümsedi!
— Gidip üst baş değiştirmek en iyisi galiba. — dedi. — Buraya inmeden evvel değiştirmeliydim ama meseleyi biliyorsunuz. Uyanır uyanmaz, dün gcc» bana oynanan kötü oyun aklıma geldi. Ansızın öyle tepem attı kİ, buraya İnip skinle ho-saplajmaktan gayri bir şey düşünemedim. O elice, (hiddet, yanaklarım birdenbire kızarttı. Lâkin, kendin! tutup bir kahkaha attı ) adam işte
oldu bitti... O cüce, haya tunda rastladığım İnsanların en rezili imiş Fakat yaman komikti. Numaramın taklidi her halde pek hoşmüşlur.
Malone:
— Ben o fikirde değilim. — dedi. — Düşünmesi bile bana ayıp geliyor.
Angela, muhatabına istihfafla baktı:
— Sk avukatların en kötü tarafınız, sanattan anlamııyışınızdır.~ dedi. (Kalktı v» zarif bir eda ile kapıya doğru yürüdü- porselenden yapılmış melek gibi bir müddet hareketsiz durdu. Gaipten bir harp çalıyor muş da 6özkrLno refakat edlyormuşcasına ahenkli ahenkli konuştu.) Ah, bay Ju»tusf.. Ben de size bunu sormak İstiyordum, (Başını bir yana eğdi, yilzlinü bir tebessüm!» güzelleştirdi.) Acaba kabil nılî Program mecmuasının kapağın» .resmimin konulmasını İstiyorum, şimdi, elice de öldüğüne göre...
Jako, boşun sallaaıi tatlı tatlı cevap verdi:
— Maalesef çocuğum, olama». Cücenin yerin» başka bir numara aramak mecburiyetindeyim. Bizimki gibi yüksek bir kabarede...
Angela Doll, hiddetten adeta yeşil bir renk aldı. İnler gibi, fakat keskin,
bir sesle biyografisini tekrara başla-1 dı- Altı yaşında Havva rolüne çıkmasından, yefll yüz elli dolara vücudundaki lekeyi çıkartmasına kadar her şeyi tekrarladı,, Sözlerini de şöyle bitirdi:
— Yüksek kabare ha!... Mahalle sinemalarına giden erkeklerin kılık kıyafetleri bile seni nbarma gelenlerden daha İyi-
Kendini koridora atıp kapıyı çarptı O kaybolduktan sonra odanın için, de bir ölüm sükûtu hüküm sürdü,
Malone. ancak bir kaç dakika son. ( konuştu;
— Şu kıaı Havva rolünde görmek İsterdim.
Hilene, ayağa kalkıp gerindi vb bir sigara yaklı. Düşünceli düşünceli dedi kl t
— Belki d» enaiyimdLr. Fakat kafamı yoruyorum, gea» -de aynı neticeye varıyorum. Malone, »öyle kuzum! Rutıh Rawlson'un şu saatte uyanık ve canlı bir halde bulunmasına İhtimal verir mlsLn?
Küçü kavukat başını salladır
— Uyanık, belki... Canlı asini Hâlâna ı
— Ben de öyle tahmin ederim, — dedi. — Bu takdirde. Olgaraaıum
ucunu bir müddet temaşaya daldı.' Evet, belki ahmak, belki enniylmdlr. Artle Clute, cücenin ölmüş bulundn-duğunu biliyordu. Nasıl bilebilir? Eğer, Ruth Rawlson, cücenin öldüğünü Angela DoU'a haber verdi ise, bunu dün gece kendinden geçmeden evvel yapmış olmalı.O takdirde, Ruth, mesleğinin farkında mıydı? Ve şayet Angela, haberi Rüth’dan almadıysa, ölüm hâdisesini kimden öğrendi?
İlci erkek, yeis İçinde bakıştılar'
Malone:
— Anlıyorum. — dedi. — Gene kn-ıı yumaklar meselesi... Bu yumakların. kargaşalığı İçinden çıkamadığınla İçin sîzleri kabahetll bulacak variyette değilini.
Jake:
— EeoB.r — diye haykırdı. — Benim hayattaki işim, sırf bLr bar İşletmektir. Malon&'un da hayattaki vazifesi, cürüm İşlememiş olun bir müşterisini hapiste bırakmamak. Peki, sen, sen na yapıyorsun? Vazifen nedir?
Helene. cevap verdi t
— Benim mi? Annett» Oinnls'ln başına ne geldiğini öğrenmek. Kuzum Malone...
Kapıya vurdular.
' Helâne, iki erkeğin yolunu keşti;
— Gelenler kim olursa olsun bana vız- — dedi. — Bu aefer sualime verin bakalım cevabı. Malone! O kadın evlendi mİ evlenmedi mi?
Malone, cevap verdi:
— Hayır.
Genç kadın:
— Pekâlâ. — dedi, — Şimdi ikinci sual: Başından ne gibi bir hâdise geçmiş kl seni sabahın karanlığında çağırtmış?
Jake, haykırdı:
— E, sen de be! O meselelerin cücenin katli İle alâkası yok.
Kapıya bir kere daha vurdular. Bu sefer daha hızlı.
Malone:
— Tabii alâkası var. — dedi' — Cücenin hikâyesine bağlı. Annette'in talihsizliği.,, öylesine korkmuş kİ sinirleri altüst olmuş.
Hâline, sordu:
— Kim korkutmuş?
Malone, boğuk, âdeta şikâyeti! bir sesle:
— Cüce korkutmuş. — dedi.
Kâlâne'hı nefesi tutuldu :
— Peki, o kadına cücenin öldüğün! nly» söylememen?
(Arkası var)
akşam
Sahlfel
8 Mai l 1949
Çanakkale «Akçain) — Çanakkale-deki Mehmetçik âbidesinin harap halde olduğuna dair gazetelerde çıkan yazılar üzerine vali Ferit Nomer şu demeçte bulunmuştur: .
■ Rntemimi daima en büyük İtina ve ihtimam ile sağlayıp takip etmekte bulunduğumuz Türk kahramanlısının Çanakkale harbi tarihindeki şanlı sembolü olan Mehmetçik âbidesinde ve civarında en ufak bir seklide bile domuz tahribatı yoktur ve olamaz. Mânevi değeri çok büyük olan bu âbide hakkında milli hisleri kırarak asılsız haberlerin hiçbir tetkike tabi tutulmadan yazılması hiç doğru değildir. Âbide, bildiğiniz gibi denize muvazi derin dereler ve kesif funda ve .onu anlarla çevrilmiş bir tepenin üstündedir, etraflar duvar ve dikenli tellerle çevrilmiştir, giriş yerinde ı
merdivenleri v« etrafındaki duvar w telleri aşarak domuzların bu sahaya girmeleri kabil değildir. Anıt güzel va tanzim edilmiş, bakımlı bir parkla ve hususi surette yetiştirilmiş ağaçlarla çevrilmiştir.
Bu vesile İle şunu da hatırlatmak lata rlm kİ, 048 yılında 5654 yaban domuzu öldüren ilimiz yurt çapında önemli bir mücadele yapmıştır, domuzların barınmasına elverişli bulunan ve insanların girip avlanması imkânsız olan manialı aıazlsl çok olan dar Gelibolu yarımadasında da domuz mücadele işi T3nm Bakanlığının büyük yardım ve alâkasına katılan vilâyetin mütemadi takibiyle başarılı olmaktadır. Bu yarımadada 048 yılında 701 domuz öldürülmüştür, İşe önemle deham edilmektedir.»
Av derisi piyasası
Bu sene yurdun her taralında şiddetle bastıran ve devam eden kış yüzinıden av derisi piyasasının çok verimsiz geçeceği zannediliyordu. Filvaki uzun zaman şehrimize av derisi gelmemiş ve bazı mıntakalarda da az av olmuştur. Bununla beraber en fazla par* eden tavşan ve sansar dörtleri bu yıl bol elde edilmiştir.
Kaille ltibarlle de geçen senekllere üstün olan bu deriler parlak, uzun ve yumuşak tüylüdürler. Son on gün içinde Ameriknya 2500 — 3000 adet sansar dertsLsaUlmıg ve gönderilmiştir Tavşan derisinin de geçen seneye nazaran daha bol olacağı bildirilmektedir. Tahminlere göre bu yıl takriben bir milyona yakın tavşan derlel elde edilecektir. Bugün İçin Erzurıımda sansar derisinin çifti 320 liraya muamele görmektedir. Tavşan derisinin de 100 tanesi 125 - 130 liraya satılmaktadır Porsuğun çifti 18 liraya, sansara benzeyen zerdeva derisinin çifti de 110 Hraya verllmekta-dir Hâlen tilki postları muamele görmemektedir. Ancak Alman tüccarlarının takas yoluyla bizim tilki postlarıyla ilgilendikleri haber verilmektedir. Almanyayla yapılmış olan ticaret anlaşmasında tilki derisi unutulmuş olduğundan şimdi Alman tacirleri bizim kürkleri ancak takas yoluyla atabilmektedirler.
Berlin’de kadırga
Berlin 2 (AA.) — Dün akşam saat 11 İle 21 arası Berlin! müthiş bir ka-nrga kasıp kavurmuştur. Elliye yakın İnsan çöken binaların altında kalmış veya yıkılan bacalar tarafın-: dan yaralanmıştır,
tttaiycye beş saat zarfında otuz beş defa müracaat edilmiştir.
Ingiliz kesiminde kâin Wllmenssorf da kasırga İki katlı bir eri çökertmiş- [ tir Evde bulunan Qç kişi enkaz ara-; unda bulunmuştur Bunlardan blri-j fcln kolu kırılmış, dikerinin ayağı burkulmuştur. Üçüncttsüne bir şey olmamıştır.
Görüş şartlan gayet berbat olduğundan hava nakliyatı saat 12 yi 20 geçe durdurulmuştur.
Dünya ne kadar zamandanberi mevcuttur
Pasadena 1 (AK) — Kaliforniya Teknoloji enstitüsü astronomi bilginleri tarafından dün açıklandığına göre, Kaliforniya devletindeki Pasado-na şehrinde bulunan 200 inçlik muazzam teleskop, 1.000.000.000 yıl evvel mevcut bulumuş olan yıldız kümelerinin (şefaat! muit) resmini lesbit et meye muvaffak olmuştur.
Filozoflara bakılırsa bu neticeler, kainatın en az 1000.000000 seneden beri mevcut olduğunu lısbet etmektedir.
Tepeköy sağlık memuru okulunu bitirecek gençler
Savaş Tepeköy Enstitüsü köy sağlık memuru kısmını bu sene bitirecek olan 30 genç şehrimize gelmiş ve staj yapmak Özere muhtelif hastanelere yerleştirilmiştir. Bu gençler 3,5 ay hastanelerde staj gördükten sonra okullarına dönerek mezuniyet İmtihanlarına gireceklerdir.
öğrenciler, Yeşilköy pansiyonlu okulda yatıp kalkmaktadırlar.
İ5AYÎ — Refahiye nüfus memurluğundan aldığım kimlik cüzdanımı kaybettim. Bulanın BİTkecide şekerci Asım beyin kapıcısı Ahmede getirmeleri. aks! takdirde yenisin! alacağımdan eskirinin hükmü yoktur.
1930 Doğumlu Fikri oğlu İsmet DtREK
DEMETRİU8 I. ZERVOUDAKİ8
VAPUR Ace atası
PAHANG
Vapuru Ş martta beklenmekte EASTERN MED
Vapuru 12 martta beklenmekte Ve SELANİK — PİRE _ İSKENDERİYE FORT 8AİD — BE«-
RtJT ve KIBRIS *
İçin eşyay> ticariye yüklJyecek-lerdlr. FmI* tafsilât için Galata Hovagimyan hanında 147/1 Rıhtım eaddeal acenteliğin* müracaat Tel: 42199
EüHİM eir müessese I iADAR - MUHASİP I in iyi refenuu göstermesi «arttır. Yazı İte 577 poate ku | tunu adresine nıOracaat olunması. C3jŞ®MWPKO«2l
SAYIN ANNELERE I
Fevkalâde zarif ve çok savlam BEBEK KtLOTlartle SICAK SU TORBALARIndan 11 Ingiliz nıalı yeni ve zengin bir parti gelmiştir._I
TAK SİM ECZANESİ
Pik döküm hurdası salın alınacaktır
Etibank İstanbul Şubesinden:
Bu husustaki şartname hergün satmalına sarvıtinden temin tülle-bUİT. a7M
Mahkeme koridorlarında
(Baş tarafı dördünvtt eahifcd») gördüm diyerek yalan »öyleyip d s gflnaha mı gireyim?
— Peki efendi amca- üşülme, bir gün onu da görülsün inşallah. Çimdi «enin işin...
«özü ketti:
— fiua, öyle lâkırdı söyteme. Bir daha kuyruklu yıldıza bakar mıyım benî Gelip de gözümün içine girse gene bakmam.
— Ne oldu, darıldın mı kuyruklu yıldıza?
— Tövbe del O nasıl lâkırdı? Gökteki yıldıriara darılmak birim haddimize mi düşmüş? Onların Üstünde kimler var. biliyor musun?
— Bas yıldızlarda canlı mahlûka! var, diyorlar amma ben...
Yumrulunu salbyarak azarladı:
— Hâşâ., »tinime hâşâ. Canlı mahlûklar da ne demekmiş? Yıldızların üstünde hûrfler, melekler oturur anladın mı? Sen neden böyle cahil kaldın, efendi oğlum? Böyle şeyleri bllmlven insan zorluk çeker.
— Eh, «enin sayende bunu ben de öğrendim içte, amca bey. Yıldızlarda meleklerin oturduklarını öğrendik amma şu senin içi öğrenemedik.
— Benim İşim de öyle içte, kuyruklu yıldız meselesi,
— Anlıyamadım kİ, kuyruklu yıldızla mahkemenin ne alâkası var?
— Olmaz mı hiç? Bana kuyruklu yıldı» gösterdiler demedim nü?
— Dedim amma görememişsin kl.
— Bende yalan yok, lâfın doğrusu bu. Göremedim yıldızı.
— Göremediğin İçin mİ geldin mahkemeye?
— Yıldızı göremedim amma başka şevler "ördüm, efendi oğlum.
— Nedir o başka çeyler? Yıldızların Üstündeki hûrlleri, melekleri mİ gördün yoksa?
öfkelenir gibi oldu:
— Benimle eğleniyor musun sen?
— Estağfurullah, babalıkl
— öyle ya. hurileri, melekleri soruyorsun, insanın gözüne görünür mü onlar?
— Senin gördüklerin ne imiş bakalım?
— Acele etme de anlatayım. Kuyumcu dükkânından çıktım, ağır ağır gezinerek gldiyordum-
— Kuyumcuya mücevher mİ ısmarladın?
— İstanbula gelirken bizim kö-roğlu İle ortanca kızım birer çift elmas küpe ısmarlamışlardı, onları aldım. Tamam dokuz yüz lira verdim ikisine. Ayrıca kıza bir de tek taşlı pırlanta yüzük aldım, dört yüz Ura da ona verdim.
— Güle güle kullansınlar, efendi amca. Sonra ne oldu?
— Ondan sonra efendime söyleyeyim, ben giderken önümde bir adam peyda oldu, elini gözlerinin üstüne siper ederek gök yüzüne baktı; «Vay vay vayl Amma da büyük ha. Kuyruklu yıldızın böy-leslnl kitaplarda bile görmemiştim» diye söylenmeğe başladı. Yıldız lâfını duyunca benim de merakım depreşti, hemen adamın yanma yaklaştım; »Affedersin, efendi kardeşim. Kuyruklu yıldıza çok merakım vardır, şunu bana da göstero dedim. Ben de sağ elimi kaşlarımın üstüne siper edip gözlerimi havaya kaldırdım. adam da yanıma sokuldu, sol elinin şahadet parnıağıyle gök yüzünde kuyruklu yıldızın yerini tarif etmeğe başladı Herif çok uğıaştı. bir koliyle beni kucaklayıp gövdemi sağa sola çevirerek havada işaretler yaptı amma ne yalan söyllyeylm. kuyruklu yıldızı gözlerim farkedeme-di vesselâm. En nihayet herif de; «Babacığım, senin gözlerin bozuk galiba, Koskoca yıldızı göremiyorsun. Ben vapura verişeceğim. i hadi Allaha ısmarladık» diyerek I savuşup gitti. Ben havaya bir hayli daha bakındımsa da gene göremedim mübarek yıldızı. (Eh, demek kİ Cenabı Hak bunu bana kısmet etmemiş» diyerek gene, yürümeğe başladım, iki adım at-| toktan sonra bir de baktım k1 ceketimin göğsü açılmış, yeleğimin ' cepleri tersine tünmüş, yüzükler de. küpeler de uçmuş,
Mübaşir seslendi. Eefendl amca gürültülü bir besmele çekti:
— Herif bana yaptı yapacağını. Kendisini yakaladılar amma bizim küpelerin ikisi meydana' çıkmadı, Bakalım hâkim beyin; huzurunda ne olacak?
Diye söylenerek gitti.
Ce. Re.
BULMACA]
ıa»(»«ı«»ıo
■-.i*— aaŞaı ı _ Baytar. I — İtikadı Mİı-■an d«m. • — Sabah temltiO* yapılan «1* bar - tama »X* gallraa kocaman Uf. ( — Tn«1 btr YllIyaUmtı - memur, I — HenO* bAflayaa yıl. • — Batını «M» aallrM öteden olur ■ taıal rual «dar. 7 — Birlim* -rUaletıln hafi. • — Dafaden • teori bir şaae aglaneael. » — T«m Cojkıın «u • dereea. 10 — Tadadlltr - niyet açma.
Yutandan 1 — İl - noU, » —
Muvakkaten mal bırakan, » — Kvln en tat katı, 4 — sa«0n ea tayaŞııı. f — Tarat taklama. tahammül - Knlneaıun knıalartn-dın. a — garkta tbrahirot bftyle tatırırlaf -terri Mr şehir - ırfadır bap, T — Çıplak r**lm - Martında bir tara, » — tarafı ayık dolap • *6r. » — Uykuda «OrtUOr - mrılrör •nahalde. İS — İçinde çok nana rar.
Oeçaa bulmacama I^IU
boldan aaflaı 1 — Bacartkala, 9 — Alan, Alla, 1 — Tavamotmak. 4 — ikal. Ko. Çi-I — Athat. Rai. • — Frigorifik. T — FUra». riw. • — Ik. BHar. » — Kibar. 81. » — Aferin, Mim.
Yutandan efaÇıyaı 1 — Baüatrlta, 1 — Elektrik. 9 - Cevahir. Ke. 4 - BveJagalİr. ■ — Rbn. Tos. Bl, 9 — Ok. Ban. 9 — Kaloriler. 4 - Blm. Afta. I - İMcütaal. 10 -Zata, kerim
HALKEVLERİ — KURUMLAR
+ TClrk »ahine AanalkSrian darnıBI mu-leta tanferansları »artalndan: JorJ Papaa'm konferansı 3/9/1949 pei'emhe (Hnû uet 11.30 da Şehir Tiyatroıu Dram taamında. Mavsu; (AktOr SanatkSr mtdırl), 1. Calip Arcan Urafıhdan terotlm» edilocak. Kûnf+-nnu ftrlf lorbaıtlr.
Yardım Sevenler darncll fatih İlce av-beti bu defa da I mart tali akaanu Çtm-barlIUf elnamuıııda yoknullar yararına bü-yflk bir konser tartlp etmljMr. IÇonrere ta-nınmıı aea eanatkarlartmıı Otel bir programla Ijtirak edeceklerdir.
■f, Çocuk doıtları derneğinin 1/3/1043 cu-mnı-lael gflnO aaat 1« da CalaU Ltaan Ifr-kantannda feekatlde konjfraei akdedilecektir.
'’| 'Y'EN t ”'Y A Y"İN"'f
KAD» CAZETKai
Madıa loıatral 28/pıtal.'IO«9 rOnb «ılun 109 tnei Beyniyle İki yıllık yayın rtreatnl Uma m lamı si ır tıı tanınma mealak kadın-lanmula aydın Türk annelerinin daterli ya-ularını v« mtmltkat içtima! ve alyaat hayatı Öterindeki mOtalla ra dileklerini yayını»■ makta olan bu faıeta mOcadelaaina davam etmektedir. İki yıllık çalınmalarının flUl neticeleri de tOrülmûtfttlr. Bir taraftan klm»a-alz çocukları kurtarma yolundaki Mfftyat natlcaalnde «KlmeeaUlerl Koruma Cemiyeti» İranı İare te bukttnlerda hayırlı çalınmalarına bajlarteen drgar taraftan «Aile, Çocuk ve Cançllk ofltlml komisyonu» taırulmııjlur Su komisyon aliyle yetkili profaaBrler v« dl|»r eflUmclterle annelertmlıln bu yoldaki çs-Ufmaiarı aatlaıımıstrr. Sanat hayatımızda da bUham sanat anstıttllerimizih lurMteâertal deıtekllyen Kadın Garetesl Türk sanal gi-rfljanO kSklertlrmeye yardım atmekledlr. Alla hayatında kadının birinci plândaki roltlnO dUjûncn (aiete ev İçi hizmetlerine yarar har türlü bilgiyi varın»ktadlr. Ayrıca alyari hak sahibi bulunan kadınlarımı?m bııgOnkO demokrasinin inkişafındaki vazlfa-lerlnl desteklemekte yazılarıyla her ttırlü fikir hayatımızın inkişafına «alınmaktadır
AŞK ANSİKLOPEDİSİ
ttelyancnden dilimLre çevrilerek form» forma nevrine başlanan bu eserin hfrtnel fBAlkUia 3/marf/lHfl perjembe ıtlnUndcn İtibaren satılmaya ta’lanmıglır.
Bir çocuk yanarak öldü
Emet (Akşâm) — öğrencik nahlye-al Demir Oluk köyünden, tsmall ve Narlf* tlnverin çocukları, İki yaşındaki Emine Ünver, yanarak ölmüştür.
Yapılan Jandarmn tahkikatına göre hâdise şöyledlr. Nazif e akşama yemek yetiştirmek İçin çalışırken, testileri doldurmaya gitmiş, bu sırada ocak kenarında uyumakta olan, İki yaşındaki Emlnenln itatftne. yanar vaziyette bir çırpı düşmüştür. Evvelâ yavrunun yorganı, yerdeki hasırların birlikte yanmaya başlamış ve küçük Emineyl de saçlarından tutuşturmuştur.
AKŞAM
Abone bedeli
Senelik «UO Kurut M00 taırın
6 aylık 1300 » iSOu ■
» aylın m * i«oo *
i aylık km * - ■
Adres irinlin Lçm pili kurugluK pııı conderılmolldlr Atan tanında artı t.
dcRIgtlrUmK
I
ı
Telefonlarımı» Başmuharrir »*3U3 |
Vatı Ijlerl 20:ıi3 - İ4er» jnmı>
Mojor 90101
Camulyelavral ] — Karım 116
lowl GU ÖÇl« İkindi Ak Yatı,
E 10. W 13.30 0.24 0,33 12,00 1,31
V- B.âa 1İ.3I 1149 15,36 -Ü.U9 10.31
idarehane Bahı&ıl civan
Cemal Nailli sokaa No 19
— Genç eczacılara fırsat ■■ «•tek M »MAneM bulunu W»k bir buad* veya jmnl kanundu iı-ttitd* «tm*k ttaer» aoaanerta Mr kotada ytnl tfütcak bir aczin eda mftaalt şartlarla aahlp vay* ortak olmak tetiyan aoıacılann Türkiye «oaaoılan Depostuu. mtiraoaatUn. Posta kutusu MI, Talefon: S2295.
Deniz Okullar ve Kurslar Komutanlığını’
1 — Deniz ( iedlkll erllğs tetekll olanlar alınacaktır. İaleklucrıu aşağıdaki şmltl halı olmaları lâaundır.
a — 18 yaşına basmış olmaları.
b — Orta okul mezunu bulunmaları,
« — Tam sıhhatli olmaları. •
t — Deniz Gedikli sınıfına İstekliler İki yıl sınıf okulu eğiti mini ta-muıLadıktan sonra gecikil erbaşlığa yükselirler, va 180 lira aylık alırlar Ayrıca beslenme vo girinrnelerl ^8 Devlet tarafından yapılır.
* — Deniz gedikli erbaşlarına subaylar gibi harcırah ve mesken hakkı Terlldlğl gibi emekliye ayrılmakta ve emekliye ayrılu-ken ikramiye veril inektedir.
4 — Kayıt va kabul ve daha fazla tafsilât İçin isteklilerin Mart 649 sonuna kadar KasımpaşadaH Deniz gedikli Erbaş Orta Okulu Müdürlüğüne başvurmaları. , (1891)
Ankara Bdediye Başkanlığından:
1 — Temizlik İşleri müdürlüğü için (21 İki şasi mübayaaslyle bunların ve belediye tarafından verilecek diğer İki şael üzerine ceman dört karoseri yapılması kapalı zarf usulü İle eksiltme ve İhaleye konulmuştur.
I — Dulltme 1 Mart/949 pazartesi günü »ât 18 da belediye binasında encümende yapılacaktır.
3 — Muhammen bedeli (73000) yetmiş üç bin Ura olup muvakkat te-«ürat (4900) dört bin doktu yüz liradır.
4 — Teminat belediye veznesine yatırılacaktır.
B — Evsaf ve şartları tutanak ve muamelât müdürlüğünde görülür.
« — Zarfların en geç 7 Mart 1949 pazartesi günü saat (15) onbeşe kadar makbuz mukabilinde başkanlığa verilmiş olmazı lâzımdır. 1954
Bina ikmal inşaatı İşçilikleriyle demir konstürksiyon işleri yaptırılacaktır. Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü Genel Direktörlüğünden:
1 — Ankarada Akköprü civarında Enstitümüze alt sahada yaptınla- ; oak bina ikmal inşaatı şçlllkleriyle demir korutrükslyon İşleri kapalı ■ zarf usulü İle ve ayrı ayrı ekallhneye konin üş*, m
3 — İstekliler 3490 Nolu Eksiltme ve Arttırma Kanununun özel maddesine göre nazıtlıyacuklan teklif zarflannı 7 Mart 19-19 Pazartesi günü Mat 12.00 ye kadar Ankarada Genel Direktörlük Yazı İşleri Müdürlüğüne vermiş olacaklardır.
3 — Teklifler ayni gün aaat 15.00 te Enstitü Eksiltme ve Arttırma Komisyonunca incelenecek ve Komisyon katan Müdürler Encümenince kabul ve tasdik olunduktan sonra keslnleşecörttlr.
4 — tstckliler bu İşlere alt şartname, proje ve vaziyet plânından müteşekkil iki ayrı dosyadan her birini beşer Ura mukabilinde Enstitü İnşaat Müdürlüğünden alablUrler.
B — İstekliler nyn teklif zarfı vermesi şartiyle eksiltmelerden her İkisine birden veya herhangi birine girebilirler.
8 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin. Demir Konstriikstyonu İşleri İçin (BûOO) (Bsşbln) lira ve bina ikmal inşaatı İşçilikleri İçin de (2000) (lklbln) lira geçici teminat vermeleri ve;
a) En geç 6 Mart Cumartesi saat 12.00 ye kadar Enstitü İnşaat Müdürlüğüne müracaatla bu İşlere girmek üzere ayrı ayrı belge almaları;
b) Demir Konstrüksivonu İçin (25000) (Ylrmlbeş bin) liralık, bina İkmal leçtllklerl İçin de (l«M00) (Onhln) liralık benzeri bir işi başardıklarına dair belge göstermeleri şarttır.
7 — Bu işlere alt bilcümle Devlet ve Bpledlye resim ve vergileri İle Noter harç vc masrafları ve bunların samları İşi alana aittir.
8 — Enstitü lholeyl vapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta
tamamen bağımsızdır _
Maroken alınacak
Maliye Bakanlığından
BeşlktMta Devlet Kâğıt Deposu Atelyesl İhtiyacı İçin yarısı Nefti vş yansı Kahverenginde olmak üzere 110.000 dert Maroken açık eksiltme ile satın alınacaktır. İsteklilerin 1185 lira geçici teminat ile birlikte 10 Mart 1049 Perşembe günü saat 14 te mezkûr depoda hazır bulunmaları. (2441)
D. Bakır Valiliğinden:
1 — Bir kısmı yaptırılmış olan özel İdare vş Bayındırlık müdürlükle» ri binasının noksan kalen kısımlarının bitirilmesi İş! kapalı zarf yoluyU •kslltmeye çıkarılmıştır.
2 — Yapılacak İşin keşif bedeU (144830) Ura (71) kuruş olup İlk teminat (84931 Hradır.
3 — Eksiltme ihalesi SO/Mart/94» çarşamba günü saat (11) de 11 dal-mt komisyonunda yapılacaktır.
4 — isteklilerin teklif mektuplarını İlk teminat makbuzu ticaret odası kayıt vesikası, ruhsat teskeresi ve Doğu bölgesinden alınmış ehliyet ve? sikası İle birlikte 30/Mart/949 çarşamba günü saat (10) a kadar kontisyo^ başkanlığına vermeleri lâzımdır. Teklif mektuplarının kabul zamftûl İçlll Ayarlanmış bulunan salondaki saat esastır. Posta gecikmeleri kabul edile mez
8 - Kesif, şartname, plân ve dlge revrak parasız olarak Doğu bölge? sİ yapı İşleri müdürlüğünde görülcblUr, 2431
Devlet Orman işletmesi Mudurnu Müdürlllğlir Jen:
1 — bjelıueınlzln ÇaykÖy bölgesinin Bektenılrler istif yerine, mevcut 781 adede denk 233,215 M3 san çam tomruğu bir parti halinde '3 21049 tarihinden itibaren 20 gün müddetle a$Lk arttırma suretlle mil i konmuştur.
2 — Açık arttırma 15.3 949 salı günü saat. 15 te Devlet Orman lşletmed Mudurnu müdürlüğü binasında toplanacak komisyon önünde yapjlac.'::tı£
Beher metreküpünün tahmini bedeli BO iirn fiü kuruştur. «7.8 hesablylf geçici teminat alınır. ı
3 Bu İşe alt şartname Ankarada Orman Genel Müdürlüğü, Anka* rada Merkez İşletme müdürlüğü, İstanbul, Bolu, Göynük, Beypazarı işlet* nıc müdürlüklerinde görülebilir.
( — İsteklilerin belli gün ve saatte mflsbit evrak ve İlk teminatlf ;.1( komisyona müracaatları. 2364
Kadıköy 2. nci Suth Hukuk Yargıçlığından 948/80
Kndıltöy Erenköy Sııadlyc Bağdat caddesi 408 No. da oturmakta iken ölen vc terekesine tedbir olarak el konulan Vasflye Şad an Ermana alt menkul ev eşyasının açık arltırma suretiyle 7.3.949 pazartesi güntl saat 14 te vut'vda yazılı lkam"Le;linnda satılmalına karar verilmiş olduğundan bilekliler)» yazılı giin ve saatte çatış yerinde bulunmaları yayınlanır
2891
Created by free version of 2PDF
öalıtfe B
AKŞAM
8 Mart. 1940
SUCUK ALGINLIKLARINDAN MÜTEVELLİ D
KIRIKLIK, BAŞ
VE BEL AĞRILARINA KARŞI
NEVROZİN
kullanınız. NEZLE ve GRİP vakalarında SİNİR Hanlarında
NEVROZİN
süratle tesir eder.
Dört saat ara İle ğ tinde 3 kaşe alınabilir.
T. GARANTİ Bankasının
1949 ikramiye keçide?erine iştirak ediniz.
12 AYDA 12 ÇEKİLİŞ
Sentde:
1465 adet para ikramiyesi,
3000
1500
1000 liralık büyük ikramiyeler
200.000 liralık Garanti apartımanının 2 dairesi
2 kıymetli arsa (İstanbul ve izmirde)
2 lüks otomobil
396 adet çocuk doğum günü hediyeleri,
100 liralık bir hesapla bütün çekilişler* Ta W Hra ile 1-11 yaş if‘” çocuk hesapları keşidelerine girersinla.
Her 100 lira İçin ayrı bir kura numarası verilir.
Hesapların keşide günün* kadar düşürülmemesl şarttır. Okul tuar-ruf1a.riy.le diğer para biriktiren müesseseler mevduatına en müsait faiz verilir ve bütün İkramiyelere İştirak ettirilir.
Tafsil ki gişelerimizde..
Satılık Emlâk
İstanbul Defterdarlığından
Dosya No.
Chısl
Kıymeti Teminatı lira lira
1720
129
PMS yeni
«8—3807
518-3803
«16—1806
518—2808
818—2808
BlU—2384
811—2448 Kınalıada, Kınalı çarşı cad. 10 ada, '2 parsel 344 M2 arsa.
«0—3003 Beyoğlu, Kacatep» matı. Yenlkafa ve Dıvar-ci Adem ao. 530 ada. 2» parsel eski 02, 39, 41, 43 yeni ve taj «0, 31, 38, 33 kapı sayılı 84.50 M2 arsa.
515—12075 Beyoğlu, Boştan malı. Serdar Ömer cad. 802 ada, 8 parsel eski 59.39 mük.
89, 7! taj 98 kapı sayılı öl M2 arsa.
518—2800 Eminönü, Çarşı mab. Cevahir Bedestanı
2763 ada, 25 parsel eski ve yeni 29 kapı sayılı arkasında kârglr mahzeni olan 12.50 M3 ahşap dolap
I Eminönü, Çarşı mah. Cevahir Bedestanı 2765 ada, 10 parsel eski yeni ve taj 20 kapı sayılı 2.25 M2 ahşap dolap.
I Eminönü, Çaışı mah. Cevahir Bedestanı 2765 ada, 4 parsel eski yeni ve taj 42, 43 kapı sayılı 3 50 M2 ahşap dolap.
5 Eminönü, çarşı mah. Cevahir Bedestanı 2785 uda, 20 parsel eski ve yeni ve taj 19 kapı sayılı 2.25 M2 ahşap dolap.
I Eminönü, çarşı mah. Cevahir Bedestanı
2764 ada, 14 parsel eski yeni ve taj 54 kapL sayılı 1 M2 ahşap dolap.
I Eminönü, Çarşı mah. Cevahir Bedestanı 2705 ada, 18 parsel eski yeni ve taj 21 kapı «ayılı 2.25 M2 ahşap dolap.
I Üsküdar, Helmanağa mah. eski Karacaahmet yeni Hakimiyeti Milliye cad. eski 89. 71 yeni 81, 63 kapı sayılı 138.86 M2 fırın ve dükkânın 1392/7168 payı.
770
59
000
38
ıao
230
10
950
78
250
10
150
11
250
10
91
2300
1205
80at 15
. Yukarıda yatılı gayrimenkuller 23-3-949 çarşamba günü ______________
MIHI Etnlûk Müdürlüğündeki kambiyonda ayrı ayrı açık arttırma İla satılacaktır. İsteklileri!) nihayet saat 15 e kadar yatıracakları teminat makbuzları ve nüfuz cü'danlariyle satış günü komisyona, fazla bilgi İçin sözü geçen müdürlüğe başvurmaları. (Teminatlar .önceden de yatırılabiliri.
(27081
de
Güzel Sanatlar
Birliğinden
B.nıart.lMO salı saat 15 d« Alay Köşkünde birlik kongresi toplanaoa-ğuıdan azanııı gelmeleri.
Gündem:
Papor okunması>
Hesabın tetkiki;
İdare heyeti seçimi.
İLÂM 948 '10588
İkitler İçin Bir
ÇOCUK ARABASI
Bat ılıktar. Ay av. paşa Emektar
Sok. No- 6
tıUnbul Cumhuriyet Savcılığından:
Batışa arzetllğl »tlorln üzerin» cins ve fiyat etiketi koymamak suretiyle MUll Korunma kanununa aykırı hareketten suçlu Beşiktaş. Kömür İskelesi, 9 No. da oturur ve Karakö-j, Necatlboy caddesi, 100 No. da kasap. Rasim oğlu 1334 doğumlu Osman Ka pıcı hakkında 3005 sayılı kanun gereğince İstanbul Asliye (9) cu coaa mahkemesinde yapılan duruşma so-l nunda suçlunun sabit görülen suçundan dolayı hareketine uyan Milli Korunma kanununun değişen 31/7. 57/ 10. 63 vs TCK. 50 cu maddelerine göre (33.30) İha ağır para cezaslyle cezalandırılmasına, ve hükmün katileştiğinde yayınlanmasına dair sözü geçen mahkemeden verilen 4/10 048 gün ve 885 047 sayılı karar kesinleşmiştir , (2888>
Hasköy Bahriye Tamir deposunda tahmil tahliye tesisatı yaptırılacaktır
Toprak Mahsulleri Ofisi Genel müdürlüsünden:
İLÂM 948'11384
İstanbul Cumhuriyet Savcılığından:
Satışa arzetllğl etler üzerine cins ve fiyat etiketi koymamak suretlie Milli Korunma kanununa aykırı hareketten suçlu Beyoğlu, Sahne sokak, ı 46 No. da oturan ve aynı yerde kasap ' ltk yapar. Afulya oğlu 1905 dokumlu j Miço Merçadls hakkında 3005 sayılı kanun gereğince İstanbul Asliye (9) cu ceza mahkemesinde yapılan duruşma sonunda suçlunun sabit görülen suçundan dolayı hareketine uyan Milli Korunma kanununun değişen 31/7- 57'10, 03 eli maddelerine göre i (80) lira ağır para cezaslyle cezalandırılmasına, ve hükmün katileştiğinde yayınlanmasına dair sözü geçen I mahkemeden verilen 8/10 948 gün ve 1089 ’9T1 sayılı karar kesinleşmiştir. 12672)
Hasköy depomuzda mihaniki tahmil - tahliye tesisatı yaptırılacaktır
İşin tahmini keşif bedeli 250000 lira ve geçici güvenlik akçesi de 15.000 Uradır. Teklifler er. geç 16 4 949 tarihine kadar Toprak Mahsulleri Ofisi malzeme müdürlüğüne tevdi edilecek »o 30 gün muteber olacaktır.
Şartlaşmalar, Ankarada genel müdürlük malzeme müdürlüğünden. ts-tanbulda Beşiktaş. Afyon ve Malzeme işletmemizden ve İzmirde bölge müdürlüğümüzden. 10— Hra bedelle tedarik edilebilir.
Beyoğlu birinci sulh hukuk yargıçlığından : 948 815
Mazhar Osnıan Uzman tarafından Beyoğlunda Taksim Şehit Mühim caddesinde 19 sayılı Sülün Apt, 2 İnci dairesinde mukim Olynn Jones a-leyhine açılan tahliye davasının yargılamasında:
Dâvâlıya llânen yapılan tebligata rağmen gelmediğin ilen 15 gün mOd--detle ıglyap kararının llânen tebliğine karar verilmiş olmakla yargılama günü olan 29-3-949 günü saat 10 da mah kemede blzazt hazır bulunması veya
Ofisimiz 2490 sayılı kanuna tâbi ol-1 bir vekil göndermesi aksi halde dava-madığındau bu İhaleyi kısmen veya [ nın gıyabında görüleceği giyap kararı tamamen yapıp yapmamakta serbes- yerine geçmek üzere UAnen tebliğ o-tlr. (2465) ' lunur. (2345.»
Türkiye Demir ve çeıik Fabrikaları Müessesesinden: KARABÜK
Müşterilerimizin devamlı İstekleri üzerine aşağıdu yazılı temalar stok çeşitlerimize ilâve edilmiştir.
Bu lâınalar St. 34 ve St 60 evsafında olup tonu sahada teslim 420 liradır.
10 X 120, 123, 135 mm.
12 X 120. 125, 135 mm. 3726
Toprak Mahsulleri Ofisi Afyon ve Malzeme işletmesinden:
1 — Beşlktaşta bulunan malzeme mağazamıza on adet etajer, açıt eksiltme suretiyle yaptırılacaktır. Bu işe ait renim ve şartlaşmalar çalışma günlerinde malzeme kısmında görülebilir.
2 — Bu İşe alt muvakkat teminat 485. — liradır.
3 Eksiltme 15.3.040 günü saat 15 te Beşlktaşta Afyon ve Malzeme İşletmesinde kurulu komisyon huzurunda yapılacaktır.
4 — İsteklilerin kanuni belgeleri ile komisyona müracaat edip ehliyet belgelerini almaları lâzımdır.
___5 — Ofis İhaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. 2707
f İSTANBUL BELEDİYESİ İLÂNLARI
Sari ve İçtimai hastalıklarla mücadele şubesi İstanbul, Beyoğlu ve Üsküdar tebhlrhanelerlnde kullanılmak üzere lüzumu olan kilosu 110 kuruştan ve 2000 kilo krezll İle İki kalem rekor şırıngası vo 13 kutu şırınga iğnesi 2-190 saydı arttırma, eksiltme ve ihale kanununun 46. inci maddesinin (L) fıkrası hükümleri dahilinde pazarlık suretlla satın alınacaktır.
Tahmin bedeli 2331,25 lira ve İlk teminatı 174.84 Uradır
Şartnamesi Dlvanyolunda Belediye merkez binasındaki Zabıt ve muamelât müdürlüğünden alınacak veya görülecektir.
Ihale7/mart/949 pazartesi günü saat 14 de Belediye merkez binasındaki Daimi Komisyonda yapılacaktır
İpeklilerin "ik teminat makbuz veya banka mektubu, 949 yılı ticaret veya esnaf odası veslkalarlle birlikte İhale günü saat 14 deDaimt komisyonda bulunmaları lâzımdır. (2731)
İstanbul Sıtma savaşı Bilgesi Başkanlığından
1 — Sıtma savaşı İşlerinde kullanılmak üzere (12) ton (Triton x - 100) maddesi kapalı zarf usulü İle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Bu maddenin tahmin bedeli (58.400) Ura olup geçiol teminatı 4070 liradır. Lâzım gelen döviz temin edilecektir.
8 — İhale 18.3,949 cuma günü saat 15 te Kadıköy-Haydarpaşa Rıhtım caddesi 130 numaralı Başkanlık binasındaki satın alma komisyonunda yapılacaktır.
4— Şartname mesai saati İçinde hergün başkanlık*, muhasebesinde görülebilir.
5 — İsteklilerin 2490 sayılı kanun hükümlerine göre hazırlayacakları kapalı zarflan ihale gününden bir saat evveline kadar mezkûr binadaki komisyon başkanlığına (evdi etmeleri lâzımdır.
Postada gecikmesi nazarı itibara almmiyacnlttır. 2727
İNCİLTefltOE LİMiraö
ltd. ştaKSTi .M^eo-UMİsrijj.
BaHCe KAPI - KVTLU KAİM- İSTANBUL
NA
‘ASPRO*
Tesir sahası hak birfikir:
Tekel Gen?l Mü “•-'•"■’v ilânları
Malzeme alım şubesinden
Güvenme İhale
Cinsi Miktarı parası Tarihi Günü. Saati
Kırmızı uçluk bobin 11.000 a der 8250 lira 8.4.949 Cuma 10
Portakal rengi boya
«Oranga n» n ton 4538 » 8.4.949 Cuma 10.lt
Fosfor 10 » 2250 > 19,4.949 Sah 10
Klor at dö potas 100 • 7500 > 19.4.949 Salı 10.15
Soyma bıçağı 130 adet 975 » 1.4.949 Cuma 10
Hopslka dest ere 150 > 1688 » 1.4.949 Cuma 10.18
Tonga İpi 8.000 kilo 1680 * 18.3.949 Cuma 1015
çivi 75 ton 6150 > 8.3.949 Salı 1030
1 — Yukarıda cins ve miktarı yazılı malzeme pazarlıkla satın alına* çaktır.
2 — Pazarlık, hizalarında gösterilen gün ve saatlerde Kabataşta lenal Müdürlük Malzeme alım şubesindeki komisyonda yapılacaktır.
3 — şartname, resim ve numuneler hergün sözü geçen şubede görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli gün ve saatte hizalarında gösterilen güven mo puralarlyle birlikte mezkûr komisyona müracaatları Hân olunur.
5 — İtfiare kısmen veya tamamen veya kısım kısım ayrı ayrı taHpler»
İhalede serbesttir. (2668
Perakendeci Manifaturacıların Dikkatine
Sümerbank İplik ve Dokuma fabrikaları Müesscsesl İstanbul Toptan, » Deposu Müdürlüğünden
26 Şubat 949 tarihine kadar depomuzdan mal alan perakendeci manifaturacıların, siparişlerini vermek ve pamuklu satışları hakkında mütemmim izahat almak üzere en geç 10 mart 949 tarihine kadar depomuz müdürlüğüne müracaat etmeleri lüzumu iten olunur. 2493
Kadıköy ikinci sulh hukuk yargıçlığından:
948/51
Kadıköy Osmanağa mahallesi telefon caddesi 57 No. da mukim v« Kadıköy Moda caddesi 182 No. İt dükkânda kömürcülükle meşgul bulunmakta İken 21.4.948 tarihinde ölen Arşen Bedikyan'ın terekesi iflâs kaidelerine tevfikan tasfiyesine 11.11.948 tarihinde. 48'51 No. ile karar verilmiş olduğundan
ı — ölüden alacağı olanların ve İstihkak İddiasında bulunanların alacaklarını ve istihkaklarını ilândan bir ay içince gelerek kaydettirmeleri ve delillerini (senet ve defte* hülâsaları vesaire asıl veya musaddak suretlerini tevdi eylemeleri)
2 — Hilâfına hareket cezai mesuliyeti müstelzim olmak üzere ölünün borçlularının ayni müddet İçinde kendilerini ve borçlarını bildirmeleri
3 — Ölünün mallarını her ne sıfatla olursa olsun ellerinde bulunduranların o mallar üzerindeki hakları mahfuz kalmak şartiyle bunları ayni müddet içinde daire emrine tevdi etmeleri ve etmezlerse makbul mazeretleri bulunmadıkça sorumlu tutulacaklar ve rüçhan haklarından mahrum kalacaklardır.
4 — 11.3.949 tarihine müsadif cuma günü saat 10 da alacaklıların Kadıköy 2. nel Sulh Hukuk mahkemesi başkâtiplik odasında İlk toplantıya gelmeleri ve ölü İle müşterek borçlu olnular ve kefillerinin ve borcunu tekeffül eden sair kimselerin toplanmada hakları olduğu Hâl) olunur. 2093

Comments (0)