3 Mayıs 1950
Çarşamba
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6 - 8 Posta Kutusu 2100 Beyoğlu

İÇ ve DIŞ POLiTiKA
2/V/1950
Se'.im beyannamelerini
bekliyoruz

ÜNE kadar, şu yahut bu memlekette yapılmakta o-lan seçimleri, alâka ile biz takip ediyorduk. Bugün, dünya, bizim seçimlerimizi takip etmektedir. Bu noktayı, bilhassa partilerimizin gözönünde tutmaları lâzımdır.
Bundan bir müddet önce, partilerimizin birbirleri hakkında besledikleri kanaatler, tercüme edilip yabancıların bilgisine arz-edilecek neviden değildi. Yeni Seçim Kanunu, bu çirkin havayı külliyetli ölçüde tâdil etmişti. Fakat "Bu kanunun acaba tatbikatı nasıl olacaktır?” diyenler vardı. Bugün memnuniyetle müşahede edebiliriz ki, bu merhaleyi de arkalarda bırakmış bulunuyoruz. Zira, partilerin kendi namzetlerini tesbit etme işinden namzetliği ilân edilmiş olan vatandaşın soluğu doğru kendi seçim bölgesinde almasına kadar, her hareketten, her sözden, her değişiklikten, işin ciddi olduğu anlaşılmaktadır.
Gerçi, seçime ait olan vazifelerini yerine getirmek hususunda, partilerimiz henüz aynı hizaya gelmiş değillerdir. Meselâ, Cumhuriyet Halk Partisi, milletin huzuruna, Avrupai mânâsında bir seçim beyannamesi ile çıktığı halde, Demokrat Parti, aynı işi henüz yapmış değildir. Yapacak mıdır, yapmıyacak mıdır, bu da belli değildir.
Demokratik rejimin memleketimizde yerleşmesi, buna dair o-lan usullerin evvelâ bilgimize arkasından terbiyemize ve bunu takiben de, sadece âdetlerimize girmesi ile kabildir. Nasıl ordu mefhumu. her memleket için bir askeri talim ve terbiyeyi şart koşarsa, siyasî parti mefhumu da, her parti için: Teşkilâtında, siyasî toplantılarında, parlâmento faaliyetlerinde ve bir de kendi seçim formalitelerini tamamlamasında, bütün medenî memleketler-ce kabul olunmuş kaideleri tatbik etmesini emreder.
Seçim formaliteleri derken, listelerin seçim kurullarına zamanında tevdi edilmesini kasdetmi-yoruz. Bir partinin, milletin huzuruna, icap eden merasim ile çıkmasını kasdediyoruz.
Kendine siyasî parti muamelesi yapılmasını isteyen, memleketin her tarafında milletvekili namzetleri gösterebilen, ayrıca da, iktidara talip olan bir teşekkül, gelip kendine rey vermelerini istediği seğmenlere, hem, yeni teşriî devrede devlet idaresi gibi son derece geniş ve mesuliyetli bir işi hangi hesap ve tekliflere istinat ettirdiğini resmen ve bir taahhüt şeklinde arzetmeli, hem de onlara bunu münakaşa ve mütalâa edecek kadar zaman bırakmalıdır.
Vatandaş partilerin birbirinden ne itibarla ayrıldıklarını, bunların programlarından çıkaramaz. Programlar, ona değil de bu partiye intisap etmek içindir. Zaten, hiç bir parti, programını bir veya, birkaç teşriî devrede tahakkuk ettiremez. Ettirdiği gün çünkü, yeni bir program kaleme almak yadıut yerini başka bir partiye bırakmak durumunda kadir.
Bu sebeple, demokratik memleketlerin siyasî partilerin, her seçim devresine yeni bir platform yani, o devrede başaracaklarını hesaplayıp bu hususta taahhüde girebilecekleri işlerin bir zübdesi ile girerler. Bu suretle, p’f teşkil ederek milletin huzu-a çıkarlar. Seçim beyannameleri. bunun için kaleme alınır.
Bu işi ihmal eden bir parti, hem sp.ahatsiz bir duruma düşer, hem de her seçmenin seçmek yani ötekini bundan ve bunu ondan tefrik etmek, ayırmak hakkına tecavüz etmiş olur. Daha doğrusu, bu hakkın lâyıkiyle istimalini temin edecek bir hizmeti ifa etmemiş sayılır.
işte bu bakımdan, vazifesini lâyıkiyle yapmış bir Cumhuriyet Halk Partisine mukabil muhalefet partilerinin bu işi bugüne ka-flar ihmal etmiş olması, hiç de müsamaha ile kargıtanftoak bir hareket değildik
D

ün
Abone: Türkiye için ceneliğl 32, altı aylığı 17, üç aylığı 9 Hradır. Hariç memleketler iki mislidir.
8.
Kütüphanesi
SİYA&İ İKTİSADİ
C’TA
3 1/1
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Teıis eden: HABİB EOİB TÖREHAN
Muvafakat: 278
Muhalefet: 278
Bir telefon muhaveresi, İngiliz Kabinesini kurtarmış oldu
Berlin Belediye Başkan Muavini Bayan Loulse Schroeder Londrayi ziyaret etmiş ve bu arada Başbakan Atiler İle samimi bir konuşma yapmıştır.
Londra, 2 (Ap) — İşçi Hükümeti dün gece, muhalefetin, Ulaştırma Bakanlığı bütçesi mevzuunda hiç beklenmeyen bir anda yaptığı bir taarruz neticesinde, bir tek reylık bir ekseriyet temin etmiştir.
Reyler sayıldığı zaman, muhalefetin 278 rey verdiği ve Hükümetin de 279 rey aldığı görülmüştür ki, bu. İşçi Partisinin bundan beş sene evel iktidarı aldığından beri elde etmiş olduğu en hafif ekseriyettir.
Avam Kamarası, reye müracaat edildiği zaman, 278 reylik iki tarafa ayrılmıştı. Mesele Ulaştırma Bakan lığı bütçesinden 1,000 İngiliz lirası tenzilât yapılması idi. Bu durum karşısında ancak pek fevkalâde hallerde rey veren müzakere başkanı ki, dün, İşçilerden James Milner idi, partisi lehinde rey vererek durumu kurtarmıştır.
Bir telefon muhavere*!
Londra, 2 (Ap) — İşçi Hükümeti-ni dün gece Avam Kamarasında mutlak bir mağlûbiyete uğramaktan kurtarmış olan âmilin bir telefon muhaveresi olması kuvvetle muhtemeldir.
Liberal Parti mensuplarından Ed-gar Granville, telefona çağırılmış ve
bu sırada Kamara, Ulaştırma bütçesinden tenzilât mevzuunda rey vererek lehte ve aleyhte 278 kişilik bir ekseriyet hâsıl etmiştir. Ancak böyle bir durumda rey verebilecek olan başkan, partisi lehinde verdiği rey ile durumu kurtarmıştır.
Granville: “Reyimi kullanmak için dönmeye vaktim var” sanıyordum demiş, fakat ne tarafa rey vereceğini bildirmemiştir. Ancak bütün Liberaller, Hükümet aleyhine rey vermişlerdir.
İngiliz Liberalleri ikiye ayrıldılar
Londra, 2 A.A. (Reuter) — Lord Roading ile Lord Rennell’in geçenlerde Liberal Partiden Muhafazakâr Partiye geçmeleri ileride tatbik edilecek siyaset hakkında Liberaller a-ıasmda ayrılık olduğu söylentileri teyit etmiştir.
Şubat ayındaki genel ticesinde bazı Liberaller,
aleyhtarı oy’un dağılmaması lüzumunu teslim etmişlerdir.
Diğer Liberaller. Liberal Partinin elân Muhafazakârlarla Sosyalizm a-rasında bir tercih payı bıraktığı ka-naatindedirler. Yapılacak herhangi bir koalisyonun partiyi ortadan kaldırmasından çekinmektedirler.
yolundaki
seçim ne-
Sosyalist
Suriyede 300 komünist nümayişçi tevkif edildi
Truman’ın doktoru, Suriyede Amerika aleyhinde yapılan iftiraları tetkik için Şama geldi
Demirsporluların yaptığı bir maçta hâdise çıkarmak isteyen 7 komünist, dün tevkif edildi
Şam. 2 (Hususi muhabirimiz bildiriyor l — Surlyedeki nazik durumu önlemek maksadiyle şimdilik bakanların değiştirilmesi bugün toplanacak olan Arap Birliği toplantısından sonraya bırakılmıştır.
Truman’ın hususi doktoru, dün Şama geldi. Ziyaretindeki maksat Amerika aleyhinde yapılan iftiraları mahallen tetkiktir, Mumaileyh. Amerikanın Şam Elçisi ile uzun bir mülâ-
r






Sayı 154
10 Kuruş
felâketi
Suların hışmına uğrayan Polatta 13 can kaybı var, 100 kadar da ev yıkıldı
Doğanşehir, 2 lA A.) — Bugün ilçemize bağlı 4000 nüfuslu Polat kasahası müthiş bir sel felâketine uğramıştır. Ani bastıran ael, kasabanın 20-30 evini tamamen yıkmış, 50-60 kadar evi oturulamıyacak hale getirmiştir. 100 den fazla evin de alt katlarını su doldurmuştur. Şu Ana kadar 13 vatandaşımız ölmüştür. Hayvan ve mal zayiatı da olmakla beraher ka M miktarı henüz tesbit edile memiştlr. Felâket haber alınır alınmaz ilçe ilgili makamları derhal tertibat almışlardır. Evsiz ve yersiz kalanlar camilere ve edalara yerleştirilmiştir. Polat kasabası. vatandaşların yardımını ve şefkatlerini beklemektedir.
___________________________________
kat yaptıktan sonra Bevruta gitmiştir.
Ben taraftan nümayişçi komünistlerden 300 kişi tevkif edilmiştir. A-merikan Elçiliğine atılan bombanın Elçilik memurları tarafından konulduğu haberini yayan gözet eleri Amerika Elçisi protesto etmiştir.
Halepte bulunan Demirspnr isimli Türk futbolcuları ile yapılan ma; esnasında hâdise çıkarmak isteyen 7 kişi tevkif edilmiştir.

Suriye öğretmenleri grev yaptılar
Şam, 2 i Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Suriye öğretmenleri dün grev ilân etmişlerdir.
Öğrendiğime göre grevin sebeh terfi zamanları gelmiş bulunan öğretmenlerin terfi ettirilememiş olmalarıdır. Bu yüzden bütün mektepler kapanmıştır.
Liyakat Ali Han VVashington’da
Waahington. 3 «YÎRSı — Liyakat Ali Han çarşamba günü Öğleden donra ve Truman’ın özel uçağı He Wnshlng-ton’a varmıştır. Hava alanında Başkan Truman ve Bayan Trumıın bekliyorlardı. Yabancı diplomatların da hazır bulunduğu askeri bir merasimden sonra Ali Han ve Truman otomobille şehre hareket etmişlerdir.
Graziani, 19 seneye mahkûm edildi
Roma. 3 fYİRS) — P.ütbn faşist «1-lâhlı kuvvetlerinin e*kı Başkomutanı Rudolfo Graziani harp uçlusu olarak 19 seneye mahkûm edilmiştin

-w
r
d

r
i

J
İlânlar: 6 ncı lahifedo santimetresi 2 liradır. İlânlardan hiç-bir mes’uliyet kabul edilmez.
Telefon: 44756 - 44757 Santral
Telgraf Adresi: Hetlo. İstanbul
Başbakanın memleket meseleleri etrafında konuşması
“Emniyetli bir durumla seçime girmeyi sağlamış bulunuyoruz,,
Türkiyenin Amerikan yardım plânına alınması sayesinde, memleketimiz için dış kredi bakımından çok faydalı bir kalkınma kanalı açılmış bulunmaktadır
Ankara, 2 (Hususi) — Başbakan Günaltay bugün Ankara Radyosunda umumî memleket meseleleri üzerinde uzun bir konuşma yaparak seçimler arifesinde yurdun iç ve dış durumunu anlatmış ve Bakanlıkların bir senelik «çalışmaları hakkında izahat vermiştir.
Çok partili bir rejimin başlangıç buhranını geçirdikten sonra, emniyetli bir seçim’ devresine girmekte olduğumuzu söyliyen Başbakan, yeni Seçim Kanunu-nunun demokratik memleketler için örnek olabilecek bir tekâmülde bütün millete mal edildiğini anlatarak vatandaşların, lâyık gördüklerini milletvekili seçmek hususunda tam bir ferahlığa ulaşmış bulunduklarını İlâve etmiştir. Sözü dış siyasete getirdiği zaman, Baş-V

Arap siyasetinin yeni istikameti J â - .
i
Ürdüniin Arap Filistinı ilhakı, bir emri vaki telâkki edilecek
Kahire, 2 (YİRŞ) — “Arap siyasetindeki yeni istikamet” başlığı altında bir makale yazan “El Mısri” gazetesi, Ürdün meselesi hakkında siyasi Arap çevrelerinde şimdiye kadar yürütülen fikirlere tamamiyle zıt bir yazı neşretmiştir.
Vaft Partisinin resmi gazetesi cilan “El Mısrî”, Arap Filistinin Ürdün tarafından ilhakını bir emri vaki olarak telâkki edilmesinin muvafık olacağını yazmıştır. Gazete, Arap memleketlerinin Arap Filistinini, Ür-düne emanet edilmiş bir bölge olarak telâkki etmeye hazır olduklarını ilâve etmektedir.
Meselenin bu şekilde ortaya atılmasının diğer bir sebebi, Arap çevrelerinin Britanya ile anlaşmaya meyilli olduklarını gösterir.

YENİ İSTANBUL’un Kuponu]
ÎÇ SAYFALARDA
İKİNCİ
Anadoluda Refik Halid Bursa
DÖRDÜNCÜ Harplerin hesabını çocuklar öder
BEŞİNCİ
1949 sonunda Ziraat Bankası Namık Zeki Aral
j
bakan, 4 senedir devam etmekte olan soğuk harbe karşı Türkiyenin azimle mukabele ettiğine işaret etmiş ve Türkiyenin emniyet ve istiklâlinin Amerika için hayatî bir ehemmiyeti olduğunu bildiren Truman doktrininin bu devrede dünyaya ilân edildiğini söylemiştir. Batı âlemiyle, tarihin hiç bir devrinde görülmemiş bir işbirliği sağlamış olduğumuzu ilâve eden Başbakan, bundan sonra Bakanlıkların çalışmaları hakkında rakamlara istinat ederek izahat vermiş ve sözlerini bitirmiştir. .
Başbakanın radyodaki konuşmasını 3 üncü sayfamızda bulacaksınız.

İnönü ve refikası
Komünist tahrikatından
6 kişi tevkif edildi
Ele geçirilen vesikalar da, bu şahısların Ankarada tevkif edilen komünist proapgandacısı ile alâkaları olduğunu gösteriyor
Ankara 2 (Hususi muhabirimizden) — Dün şehrimizde komünistlik propagandası yapan bir şahıs tevkif edilmiştir. Bu şalısın evinde yapılan araştırma sonunda elde edilen ipuçlarına dayanılarak İstanbulda ara malar yapılmış ve 6 kişi tevkif olunmuştur.
Aramalar Erzurum ve Adanada da yapılmıştır. Tahkikata devam olun maktadır.
Öğrendiğimize göre Ankarada tevkif edilmiş olan şahi6 1 mayıs do-layısiyle şehrin bazı yerlerinde komünizm propagandasını yayan bazı afişler yapmış ve yapıştırmıştır.
Suudi Arabistan Millî Savunma Bakanı Emir Mnnsıır Par iste





“Staliırin ölümü
rejimi yıkar
raul Hoffman, diktatörlüklerde halef ile selef arasında daima karışıklık çıktığını söylüyor
Washlngton. 2 - A.A. (United Pres») — İktisadi İşbirliği İdarecisi Paul Hoffman’ın bugün bildir-diğınt? göre Stalinin ölümü komünizmin yıkılmasını intaç edecek ve bu suretle devamlı bir barışın tesisi kabil olacaktır.
Ticaret Odasının 38 inci yıllık toplantısı münasebetiyle verdiği nutukta Hoffman bilhassa Stalinin ölümünden bahsetmemekle beraber cümle şunları söylemiştir:
°Hiç bir zaman bir diktatörün iâhiyetlerı bir karışıklık devresi madan halefine geçmemiştir,
bir devrenin Rıısyada da olacağını tahmin ediyorum ve bunun vııkuun da Yugcmlavyanın çoktan yaptığı gibi peyk devletler de Kremlin He alâkalarını keseceklerdir, ve hu suretle dünyayı esarete sürüklemek isteyen en korkunç diktatörlüğün yıkılışına şahit olacağız. Bu diktatörlüğün yıkılması İle hürriyet ve adalet Üzerine kurulmuş devamlı bir sulh ka zanılacaktır.''
Avrupa kalkındırma programı ida-
ez
Slv ol-Böyle
recisi aında lunmakta idi.
“Sulhu kazanmak” mevzuunu ele alan Hoffman soğuk harbin gelişme si üzerinde konuşmuştur.
Hoffman nııtkıınu şu şekilde bitirmiştir:
“Harbin bitmesinden sonra Sovyet Rusyanın Avrnpada bazı topraklar kazanmasına rağmen hatılı kuvvetler bu savaşı komünizme karşı iktisadi ve siyasi sahada mücadele etmekle hâlen kazanabilirler.
Bunu tam bir emniyetle söylüyorum. Zira son iki sene zarfında Avrupada asıl kazanan biz olduk.”
3B
Paul Hoffman. Ticaret Oda-söz alan 26 hatip arasında bu-
Johannesburg'da 10 yerli öldürüldü Johannesburg, ı Cenubi Afrika t (APı — Dün akşam .Johannes-
2
burg'da çıkan karışıklık neticesinde, on yerli ölmüş, yirmisi yaralanmtâ bir sinema y ve bir çok hasar
olmuştur.
Verilen malûmata nazaran bu hâ dişe her yıl bir mayıs gününde tesa düf edilen hâdiselerin bir benzerinden ibarettir.
Şehrimizde 6 komünist tevkif edildi
Ankarada yakalanan komünistle ilgili olarak şehrimizde de 6 kişi tevkif edilmiştir. Bu şebekenin memleketin bir çok şehirlerinde faaliyet te bulunarak komünist tahrikâtı yaptığı teabit olunmuştur.
tstanbulda yakalananlar şunlardır.
Pertev Varlı, Fuat İğdebelîi. Haşan Öztürk, Avni Öztürk. Necmed-din Ekesen. Salâhaddin Tarba. Bunların evlerinde yapılan araştırmada kuvvetli delil ve vesikaJar bulunması neticesinde istinabe suretiyle İfadelerini alan Sulh Ceza Yargıcı kendilerini tevkif etmiştir.
Öğrendiğimize göre Ank araya gönderilen sanıkların dördü talebe, biri memur, biri de işçidir.
Asıl şebekenin Ankaradan idare e-dildiği anlaşılmıştır. Sanıkların ev terinde ele geçen evrak ve broşürlerde bilhassa Amerikan yardımı aley ilinde ve Sovyet Rusya lehinde yazı lar bulunduğu görülmüştür.
Perşembe günü saat 18,30 da C. H. P. nin tertiplediği açık hava toplantısında mühim bir konuşma yapacaklar
Ankara, 2 (AA.) — Cumhur Başkanı İsmet İnönü, bugün saat 11JJÛ da beraberlerinde Bayan İnönü, CHP. Genel Başkan Vekili Hilmi Uran olduğu halde özel trenleriyle İzmJre müteveccihen şehrimizden ayrılmışlardır;
Cumhur Başkanını, garda, Büyük Millet Meclisi Başkanı Şürkü Saraçoğ-lu, Başbakan Şemseddin Günaltay, Devlet Bakanı Cemil Sait Barlas, Bakanlar, Danıştay ve Sayıştay Başkan-ları, şehrimizde bulunan milletvekilleri, Genelkurmay İkinci Başkanı, Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri Komutanları, Dışişleri Bakanlığı Umumi Kâtibi, Ankara Valisi, Basın - Yayın ve Turizm Genel Müdürü. Belediye Başkanı, Garnizon ve Merkez Komutanları, Emniyet Müdürü, askeri, mülki erkân tarafından uğurlanmalardır, mülkî erkân tarafından uğurlanmalardır.
İzmir, 2 (Hususî muhabirimiz riyor) — Sayın Devlet Reisimiz, öğleden evvel îzmirin Alsancak yonunda istikbal olunacak ve
akşama kadar letirahatle vakit geçireceklerdir.
Vilâyet mahakmından aldığını malûmata göre Cumhur Balkanımız perşembe günü saat 18,30 da Cumhuriyet Meydanında C.H.P, nin hazırladığı açık hava toplantısında İzmir halkına hitaben 1950 seçimlerinin en önemli konuşmasını yapacaktır.
D.P. m th afiline göre, Cumhur Balkanının bu seyahati sırf partisi adına yapılmaktadır ve bu seyahatin programını ve sayın Devlet Reisinin söy-Ilyeceği nutkun en önemli pasajlarını C.H.P. genel merkezi hazırlamıştır. Her şeye rağmen Cumhur Balkanının Ege seyahati gayet önemle karşılanmıştır.
bildi-yarın i s tas-varın

Komünist diyarını neden terkettim ?
Dış âlemle temas neticesinde, bir Sovyet İktisatçısı, komünist ekonomlstnln çürük olduğunu ve Sovyet Rusyadakl otoriter rejimin İşçi sınıfını hiçbir kapitalist memlekette imkân olamıya-cak bir nispet dahilinde çalıştırmakta olduğunu öğrenmiştir.
Bugün dördüncü sayfada okuyunuz !
t
5» yaşındaki Sandor Konal, istifa öden Szakasite'ln yerine Macar Cumhurbaşkanlığına namzet gösterilmiştir.


Sunî İlkah île majmıın-LnMin neeli üretilecekmiş (Gazeteler)
- nere ve BövuE ?
- H*VVANATEAHÇesİN£ .KUÇ.U_
SABASINI g-bRECE^l.&eiPİJaE.-.,
Sayfa 2
YENİ İSTANBUL
3 Mayıs 1980
JMF
T—
Anadoluda Refik Halid
Kırk yıl evvel- Kırk yıl sonra
ŞEIIIR 1IADERL1BRI
Siyasî partilerin seçim toplantıları
Dünya Gençlik Birliğinin I Raldyoevi hâdısesı
1 sanıklarının duruşması
Kırk yıl evvelki gibi — Memur aileleri olmasa eski hamam,
ikinci konsey toplantısı
İstanbul adaylarının tam listesi cumartesi günü ilân edilecek
11 «eçim kurulu, küçük partilerle, müstakil adaylardın listelerini Adliye daireline asmıştır.
Seçim Kanununa göre, aday müracaat müddeti cuma günü biteceğinden bu Halelerde cuma günü askıdan inecek ve haklarında bir itiraz vâki olmadığı takdirde katiyet keabcdecektir. Cumartesi günü İstanbul milletvekili adaylarının tam Halesi ilan edilmiş olacak ve derhal tabettirllecektlr. Öğrendiğimize göre İl Seçim Kuruluna yeni bir İtiraz yapılmamıştır.
D.P. nin dünkü toplantıları
Demokrat Parti İstanbul Müfettişi Hüsnü Yaman İûj milletvekili a-davlarından Salih Keçeci ve Mltluıt Sözcr dün Çatalca ve köylerinde dolaşarak siyasi toplantılar yapmışlar ve muhtelif konuşmalarda bulunmuşlardır.
DP. İller bugün de Karacaköy ve latrancada köy toplantıları yapacaklardır.
C.H.P. nin dünkü toplantıları
C.H.P. Eminönü bucağında dün cani 16.30 da bir siyasi toplantı yapılmıştır.
Toplantıyı ilçe başkanı Avukat Fehmi Atanç açmış, seçimde partililere düşen vazifeleri belirtmiş, bunu İstanbul adaylarından Hüdai Bukağılı ile Avukat Atıf ödül’ün konuşmaları takip etmiştir.
Bugün saat 18 de Hahcıoğlu C.H. P. merkezinde kadınlar kolu bir toplantı tertip etmiştir. Bu toplantıya yeni milletvekili adaylarından Meliha Avni Sözen, Ekrem özden iştirak e-de çektir.
Koza saat 21 de Şehzadebaşı Letafet apartmanında Direkler» rası semt ocağı siyasi bir toplantı yapacaktır.
15-22 ağustos tarihleri arasında şehrimizde toplanacak olan konseye 400 ü mütecaviz delege gelecektir
köş-top-ara-edc.
Dün 2 kişi daha tahliye edildi. Mahkeme, Emniyet Müdürü ve İl J. Komutanını şahit olarak dinleyecek
Mareşal Fevzi Çakmağın Ölümünden sonra. Radyoevi önünde yapılan nümayişlerde emniyet kuvvetlerine karşı gelmek ve vazife görmelerine kuvvetle mâni olmaktan sanık olan 72 kişinin muhakemesine dün saat 10 dan itibaren devam edilmiştir.
Duruşmada müdafaa şahitleri dinlenmiş ve avukatların tahliye tali, bini ınceliyen hâkimler heyeti sanıklardan Bozkurt Arn ve Bekli Berkin tahliyesine karar vermiş suretle mevkufların adedi 27 miştn.
Neticede duruşma Emniyet
İÜ ve Vilâyet Jandarma Komutanının tanık sıfatıyla dinlenilmeleri İçin cumartesi gününe tAUk edilmiştir.
rak edecektir 22 ağustostu Beylerbeyi Sarayında Millî Gençlik Komiteleri şerefine bir (Gençlik Balosu) verilecektir. Bu baloya d^l^geler. basın mensupları, hükümet erkânı, gençlik çalışmahınnu emeği geçmiş vc alûka duyan zevat ve Milli Talebe Federasyonu mümesıjinnri İştirak e-deceklır. Konseyin hitamını müteakip bazı delegasyon ar Ankaraya, Bursaya, lzmlre birer gezinti yapacaklardır.
Diğer taraftan Dünya Gençlik Birliği İcra Komitesi döırlünclı toplantısını İtalya Milli ticııçllk Komitesinin davetlisi olarak Fioransada yapacaktır. Bu toplantı gelecek nene 4-8 mayıs talihleri arasında icra edilecektir. Bu toplantıya İcra Komitesindeki Asamız da iştirak edecektir İcra Komitesi VVAY’in umumi ine-selelerini ve İstanbul Konseyi hazırlıklarını görüşecektir, Türk delegesi 10 mayısta Türkiyeye hitaben Roma Radyosunda W AY çalışmaları hakkında bir konuşma yapacaktır.
Dünya Gençlik Birliğinin İkinci Konsey toplantısı önümüzdeki ağustos ayı içinde Istanbuldo, ŞAle künde yapılacaktır. Bu konsey kınlısı 15-22 ağualoy tarihleri sında bir hafta müddetle devam
çektir. Asil Aza bulunan milli gençlik komiteleri delegeleri, müşahit ve müşavir delegeler ve gazeteci olarak bu münasebetle memleketimize 15 muhtelif memleketten tül) ü mütcavlz vcikbl gelecektir. Misafir delegeler Teknik üniversite ve Yüksek Denizcilik Okulu Talebe Yurtlarında. Malta köşkünde ve Emlrgân Korusu köşklerinde İaşe vc ibate edileceklerdir. İstanbul Konseyi tez olarak ı Demokratik eğitim) mevzuunu müzakere ve etüd edecektir. Konsey bu mevzuu, hâlen Dünya Gençlik Birliği İcra Komitesinde merkez A-zosı bulunan Türk delegesi Müker-rem Taşçıoğlu'nun teklifiyle kabul etmiştir. Dünya Gençlik Birliğini-kurucu ve asil Aza sıfatiylo bulunan Türkiye Milli Talebe Federasyonunun WAY Hazırlık Komitesi ve Türk Tezi Komitesi çalışmalarına hararetle devam etmektedir. Konseyin cereyanı esnasında 17 ağustosta Spor ve Sergi Sarayında delegeler için bir Milli Oyunlar Festivali yapılacak ve bu festivale bütün mahalli ekipler işti-
• • e e
Eskiye nazaran pek iyi vaziyette görünmiyen işçi — fakat uKabarma !„ — - Bir ^teşebbüsü şahsî,,
eski tas
Bir hatayı belirtmek lâzım — „Övün !
H
Susuz su şehri — Inşaallah, sonbahara I -hikâyesine girizgâh

M
•»
ve bu ye In-
müdU-
istibdat ve Meşrutiyet devirlerinde de şaşardım; yeni rejimde de şaşmaktan kurtulamadım: Nasıl oluyor da bir vali —eğer imarcı ise— imkânlarını bulup da devlet projeleri dışında mühim işler başarabiliyor; bir başkası —imRra kabiliyetsiz yaratıldığından— bulunduğu yerlerde sadece hükümetin yapmak istedikleriyle iktifa ediyor, ayrı eser vücuda getiremiyor? ikisi de vali... Hattâ çok defa ikisi de hükümet gözünde birbirinden farksız!
Meselâ II. Abdülhamid zamanında Halil Rifat Paşa ve Reşit Akif Paşa Sivas vilâyetini düzgün şoselerle bezemişler; civar vilâyetler ise yollardan mahrum kalmış. On beş sene evvel Lübnan'da, Trablus şehri ile iskelesi arasında işleyen bir atlı tramvaya binmiştim; Mithat Paşanın eseri imiş. Daha yeni kaldırdılar. Yani otomobil ve o-tobüs revaç bulduktan sonra!
Yeni Bursada göze görünen yollar çok iyi.... Otobüsler de intizamla işliyor. Lâkin şehrin üst kısmı henüz bıraktığım halde. Faytona binerek iki defa her tarafı, bilhassa bakımsız kısımları dolaştım. Bizim lstanbulun kenar mahalleleri gibi Allahlık! Kadın kıyafeti de değişmemiş: Siyah çarşaflı, çekingen gölgeler. Ancak ilk okul çağındakiler tek tip giyinmiş; her yerde-kine benziyor. Benziyor amma yaşına girince belli ki ekseriyeti siyah örtüye bürünecek; anasına ve ninesine dönecek. Bu, fazla ehemmiyet vermediğim bir müşahededir, ileride konuşacağız.
Dikkat ettiğim şudur ki İstanbul müstesna, Hükümet daireleri civarından uzakça her şehir ve kasaba mahallesinde benim kırk yıl öncesini bildiğim hayat pek az farklarla sürüp gidiyor, inkılâp daha ziyade memur ailelerinin yaşayış tarzında kendini göstermektedir. Kalabalık caddelerdeki, eğlence yerlerindeki bahçeli kahve, ve gazinoların müşterisi, süsü, kadım ve çoluk çocuğu memur a-ilesinden ibaret. Balıkesirde de öyle. Edremit ve Ayvalıkta onlar da yok. Eski hamam, eski tas!
Zaten yerli erkek, kadmiyle beraber sokağa çıkmıyor, gezmeğe gitmiyor. Kaçgöç hâlâ meriyette... Sırası geldikçe bu bahis üzerinde duracağım. Erkek erkeğe eğleniyoruz; yiyip içiyoruz, sonra evimize gidip yatıyor veya Bizıyoruz. Eskiden de başka türlü değildi.
Daha fenası var: Bursada işçiyi evvelkine nazaran pek daha iyi vaziyette bulmadım. E-
debiyatçilann Türkivede amele hayatiyle alâkalı ilk hikâye, ismi bile meçhul sosyalist görüşle yazılmış hikâye dedikleri benim (Hakk-ı-Sükût) tamamı tamamına kırk seneliktir. Bursa-da koza işçisinin zor durumunu tasvir maksadiyle kaleme alınmıştı. Şimdi gene aynı şehirde fabrikaları, bu arada büyük bir mensucat fabrikasını gezerken arada 40 yıllık zamanın sağlaması iktiza eden güzel farkı göremedim.
Beni grafikler ve istatikler-le iknaa çalışmak beyhudedir. Çehreler soluk ve kansız;^ kıyafet gene perişan... Umumî manzarada öyle bir ezginlik ve bezginlik, takatsizlik ve şevksizlik müşahede ediyorum ki fabrikaların çıkardığı malların gittikçe düzelen kalitesine ve daima artan randımanına sevinmek i-çimden gelmiyor. Amele dâvası te henüz iyi şekilde hal ve fasledilmiş olmamakla beraber bizde sanayiin gelişmesiyle birlikte atbaşı yürütülmediği, yani işe daha fazla ehemmiyet verilip işçinin ikinci plâna bırakıldığı meydana çıkıyor. Ancak bir müddetten beridir ki hatamızı anlamış, bir şeyler yapmağa kalkışmış bulunuyoruz.
Yoksa, neme lâzım, hangi şehirde, hangi fabrikaya uğraşanız idare odaları mükellef... Fabrika sahipleri veya müdürleri de tahsilli, hattâ bazıları hem tahsilden, hem mensup oldukları resmî müesseselerden aldıkları kuvvetle mobilyalar ve binalar kadar gösterişi sever adamlar. Ziyaretçi ile konuşurken ellerinde tuttukları kâğıt bıçağiyle güzel güzel oynamasını da, zahir tahsil esnasında ecnebi memleketlerinde öğrenmişler! Bir çok yerde emsaline ibretle rastladım : Bunlardan her biri, kendinde yarının mebusunu ve E-konomi Bakanını görüyor. Halbuki -“Babacan"demiyeyim amma- böyle müesseselerin başında işçi ile kaynaşmasını da bilen, daha az memur ruhlu ve tevazu ehli, disiplini iyi yüreklilikle mezcetmiş insanlara muhtacız. Kendimizi ve yaptıklarımızı başkalarının fikrine aldır-mıyarak pek beğeniyoruz. Bir "Baba hindilik” krizi geçirdiğimiz muhakkak. Bize "övün!" dediler amma durmamacasına ■kabarmağı kimse tavsiye etmedi. Demokrasi köklenip de güvendiğimiz dağlara kar yağınca şişmekten vazgeçeriz, elbette!
Bursa Valisi ne övünüyor, ne kabarıyor, iş görmek, eser vücuda getirmek için çırpınıyor, kendini yiyor. Bir vali köşkü
bilirim— hiç bir memleket-
yaptırmış, inci! O sayede bomboş değersiz arazi de kıymet ka. zansrak yepyeni bir sRha mâmur hale gelmektedir. Henüz ikmal edemediği üç büyük eser şunlar: Hastahane, otel ve su tesisatı...
Hastahane şimdilik Türkiye-dekilerin en büyüğü. Otel de öyle. Birincisi açılınca lstanbulun hasta yükü epeyce hafifliyecek. Oteli lüzumundan fazla muazzam ve lüks buldum amma Bur-sanın ve memleketin istikbali hesaplanarak yapıldığını söylediler. Bir fikirdir. Ne şartlarla, ne yapılırsa kâr olduğunu kabul edenlerdenim. Lûtfi Kırdan, Istanbula gelir gelmez Taksim Gazinosunu bir çırpıda kur-duıuvermişti de gazeteler liizum suz iş, fuzulî masraf diye kıyamet koparmıştı. On bir senedir balomuzu orada tertipliyoruz, darlığından şikâyetçiyiz. Şimdi daha büyüğünü ve iyisini istiyoruz. muhtacız da...
Bursa öteden beri su şehri diye tanılır; lâkin susuzluk çeker. "Pınarbaşı" denilen yere tekrar gittim. İçimi ağır bir su burada toplanıyor. Vaktiyle de toplanır, şehir çeşmelerine akardı. Amma hem kaba, hem kifayetsiz olan bu suyun yerine Uludağ’dan demir borularla su getirilmiş; bizim Terkos tertibi evlere ve çeşmelere akıtılacakmış. Onun Atatürk köşkü hizasındaki haznesine de çıktım. Gürül giirül kaynıyor amma şehre taksim ediliyor mu? Aşağıda e-maresine rastlamadım. Galiba mesele tekemmül ettirilememiş.
Balıkesirde de aynı vaziyet. Bizzat görmeğe gittiğim haznenin açılış töreni yapılmış; "Suya kavuştuk" denilmiş; kavuşulamamış.
— Bu sene, Inşaallah hara!
Dediler. İstanbul bile
yüzünü gûya sonbaharda görecek. Su işi gönül çekici bir va-ad. Teşebbüse de geçilmiyor değil. Fakat daima bir ciheti aksıyor; uzuyor. Her halde su meselesinde fen ve hesaba aykırı bir aceleciliğe kapılmaktayız. î-vedilikle yapılamayacak işlerden biri de sudur. Bursa ve Balıkesir bunu isbat ediyor, zannederim.
Bursanin Pınarbaşı ilk seyahatimde daha bakımlı bir mesire idi. Fotoğrafını çektiğim üç bacaklı çınar ise o devirde bu derece acaipleşmemiş olmalıydı ki dikkatimden kaçmıştı. Kırk yılda acınacak bir garibeye dönmüş. Çınarın o hale gelmesi bir saltanat veya hanedanın zamanla kuruyup, kavrulmasını, ucu-beleşmesini düşündürüyor.
Pmarbaşmda bir de horoz dö-

Keman konseri
Türk Sosyoloji Cemiyeti adına sosyoloji doçenti Nureddin Şazi Köse-mihal tarafından 15 mayıs 1950 pazartesi günü saat 18.30 da Ünyon Fıansez de bir keman konseri verilecektir. Kendisine piyanoda Ferdi von Statzer refakat edecektir Programda Haendel. Mozart, Beethoven, Kreisler, Veracinl, Wienlawsky’den eserler vardır.
Mudanya hattında yaz tarifesi
Mudanya hatlında yaz tarifesinin tatblkma yakında başlanacaktır. Bu tarifenin hazırlanmasında Mudanya Armutlu ve Gemlik iskelelerinden binecek yolcuların da bir günde Istan-bula gelerek şehri gezdikten sonra akşam üstü Mudanyaya dönmeleri hususu da gözönüne alınmıştır.
Bundan başka vapurların haftada bir defa Trilya iskelesine de uğramayı temin edilecektir.
daha
sonba-
bol su
Teknik Üniversitede spor bayramı mayıs cumartesi günü İstanbul
e
Teknik Üniversite Talebe Birliği tarafından bir Spor Bayramı tertip e-dllmiştir. Bayram Teknik Üniversitenin Spor Salonunda tesit edilecektir. Bayrama 14.30 da başlanacak atletizm, boks, eskrim, güreş gösterileri. ping-pong, voleybol, basketbol müsabakaları, eğlence yarışları yapılacaktır. Programda memleketimizde henüz yayılmamış olan aletli jimnastiğe büyük yer ayrılmıştır. Ayrıca mektebin eski bir ananesi yeniden ihya edilerek profesörlerin de dahil bulunduğu bir halat çekme müsabakası programda yer alacaktır. Bundan sonra her yıl aynı günde bu bayram tesit edilecektir.
Adliye sarayı inşaatı
Sultanahmette arsası istimlâk e-dilen Adalet sarayının inşasına haziranda başlanacaktır. Hâlen Üzerinde binalar bulunan inşaat sahasının meydana çıkarılması için Bayındırlık Müdürlüğü, bu sahadaki binaların yıktırılması ve temel hafriyatının yapılması işini eksiltmeye çıkarmıştır. Keşif bedeli 201 bin lira olan bu iş ayın 11 inde bir müteahhide ihale edilecektir. Temel atma mera-• siminin haziranın 10 una doğru yapılacağı tahmin ediliyor.
Amerikalı iki denizcilik mütehassısı geldi
Amerikalı deniz mütehassısları Swater ve Karmeli dün gece saat 22.30 da hava yoliyle şehrimize gelmişlerdir. Hükümetimiz tarafından davet edilen uzmanlar lstanbulda 15 gün kalarak Devlet Denizyolları işletmesinde incelemeler yapacaklardır.
*

vüşü seyrettim. Etrafa yüzden fazla insan halka olmuştu. Hayvanlar esasta çelimsiz... Biriıün gözü patlamış, öteki kan revan içinde. İkisinde de tâb ve tüvan kalmamış. Elbette yenilecek o-lan bir tanesidir amma muzafferin de iler tutar yeri kalmıya-cak. İçler acısı güreşi durduramadığım için uzaklaştım.
Peki amma Yeşil Burftmın güzelliğinden, tarihinden ve e-serlerinden, kısacası şiirinden bahsetmiyecek miyim? Edebiyat yapmıyacak mıyım? Belki, bir aralık o cihetlere de dokunurum. Daha evvel, başka bir anlatacağım var: Benim 1908 tarihinde Bursada bir maden suyu imtiyazı aldığımın hikâyesi! Meşrutiyetin ilânı üzerine hepimizde başgö’steren "teşebbüsü şahsî" cazibe ve hülyasını belirtmesi bakımından meskiıt geçmekliğim doğru olmıyacak.
Batı ve Kuzey-batı Akdenizde muntazam şilep seferleri
Batı ve Kuzey-batı Akdeniz muntazam şilep seferleri için Devlet Denizyolları tarafından yaptırılmakta olan tetkikat sona ermiştir. 15 günde bir defa yapılması muhtemel olan bu seferlere tamiri bitmiş olan Rize şl-lepi tahsis edilecektir.
Dr. Nehru’nun dünkü konuşması
Hindistan Başbakanı Pandit Neh-runun yeğeni Dr. Shri Shrldhara Nehrunun şehrimizde bulunduğunu dünkü nüshamızda, etraflı bir beyanatı İle birlikte okuyucularımıza, bildirmiştik.
Milletlerarası Avukatlar Birliğinin İkinci başkanı olan Nehru dün saat 16 da İstanbul Barosunda Türk avu-katlariyle bir konuşma yapmıştır. Bu konuşmasında, önümüzdeki temmuz ayında Lüksemburkda birliğin yeni bir kongresinin toplanacağım söylemiş ve İstanbul Barosunu da bu toplantıya davet etmiştir.
Bundan sonra Dr. Nehru Hlndis-tanda cari olan kanunları uzun u. zun izah etmiş ve Türk kanunlarına memleketinin çok büyük bir temayülü olduğunu ilâve ederek Hindistan m genç Türkiyeden ilham almak*-ta olduğunu söylemiştir.
Dün Nehrunun hava meydancıda Milletlerarası Avukatlar Birliğinin Türkiye temsilcisi Avukat Ismafl Kemal Elbir ve Avukat Resim Çene* nl tarafından karşılandığı yazılmıştır. Bize bildirildiğine göre ismi zilu redilen avukatların mezkûr teşkilâb» hiçbir resmî alâkalan yoktum
la
Bir
Orijinal
Fiyango Çekildi
Memleketimizde bugüne kadar eşine rastlanmamış orijinal bir piyango tertip ederek, bunu bir aydan beri gazetelerle, mektuplarla, el ilânlariyle (Ayda 1 gün parasız kumaş veriyoruz) adı altında ilân eden “Kumaş ve İthalât T. A. Ş. ı, dün saat 11 de İstanbul 2 ncı Noteri Kenan Örer, Defterdarlık ve Milli Piyango murakıpları, bankalar mümessilleri, tüccarlar ve müşteriler huzurunda. Nisan avının talihli müşterilerini tesbit etmiştir.
Kura, 11 nisana isabet etmiş ve o gün zarfında, sabahtan akşama kadar alış veriş etmiş oftın, bütün müşteriler, verdikleri ku* maş bedellerini tamamen geri almak hakkım kazanmışlardır.
Her ay tekrar edilecek olan bu piyangonun Nisan ayı talihlileri
şunlardır :
Mediha Karagüzel Şevki Utkan Ziya Ballı
Nazar Torosyan Hakkı Olaç Ömer Dişbudak
Eli Kallti Kâzım Akdoğan MUbeccel
Turhan Uyar Fahir Tezcan Haşan Özulaş
Himayak özşahin Hüseyin Kâzım Kayaoğlu
Fehmi Alkın Şahap Osman Münip Gülergin
Server Soyucr Güney İsmail Takmak
Adnan Atak Nejat Ulaker Ayhan Alemdar
Haşan Özsoy Mustafa Vefa Sadettin Güler
Nazım Çolak Alandi Gustav Davit Baruh
Sami özchji Turgut Paylı Bahattln A ra göz
Rıza Altıer Mehmet Çevik Hüseyin Altan
“Bandırma” vapuru bu hafta geliyor
Ansaldo tezgâhlarında inça edilen Bandırma vapurunun malzemesinin tesellüm muamelesi sona ermek U-zeredir. Geminin 5 mayısta Napoli-den hareketle hafta sonunda limanımıza varması beklenmektedir.
SİYASÎ İKTİSADÎ
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi t
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ: FARUK A. 8ÜNTER Bu «ayıda yazı illerini fiilen idare eden ı Sacid ÖGET
Gazetemize gönderilecek W-ftbnunı ı/tuttarttı doğrudan doğruya yazı idleri müdürlüğüne gönderilmedi lâzımdır*
İkinci sayfamızdaki siyasî, üçüncü sayfamızdaki kültürel, beşinci sayfamızdaki iktisadi başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamiyle yazarlarına aittir.
Basıldığı yer t
YENİ İSTANBUL MATBAACI LIK LIMITED ŞÎRKBTÎ MATBAASI
Ahmet Hamdı Tanpınar
Sahnenin Dışındakiler
- 56 -
Onun merdiven ballarında, bir zaman KuO’ dili ve Şehzadebaşı tiyatrolarında o kadar alkiy ve sevgi arasında oynadığı oyunlardan hatırında kalan tiradlan höyük bir ciddiyetle tekrarlaması doyulamıyacak feydi.
Madam Elekclyan oynadığı otuz beş, kırk kadar oyun içinde bilhassa Sumrıı. rolüne çıktığı Eşheri hiç unutmazdı. Hangimizi sokağa çıkmak için acele eder görse, derhal:
Kardeş, ne bu gördüğüm tedarik!
Diye bağırırdı. Bozan do bütün bir tiradı ezberden okuduğu olurdu.
Bütün bu sahnelerde Madam Elekclyan, üstadının jestlerini ufaktefek değişikliklerle tekrarlardı. Meselâ birincisinin ehemmiyetli vaziyetlerde elini büyük bir azim ve irade ifadesiyle karnına vurmasına — daha ziyade Pariate şöhretine vesile olduğu söylenen Neron rolünden bir hatıra olmalı; — mukabil, o çok kadınca bir ifade ilr tombul ellerini, gittikçe ihtişamı artan göğsüne götürürdü. Böylcce aslında sadece erkek oburluğunu gösteren bir hareket, onda yumuşak ve rehuvetli hatların d A vc t i olurdu.
Modam Elekciyan bu senelerin hatırasına çok
276
bağlıydı. Her vesile ile bize o zamanlar memlekette bultınmıyan ustasından bahseder. Hele onun atla ve büyük bir ihtişamla sahneye ilk defa çıktığı geceyi hiç unutmazdı. O devrin şairlerinin ve muharrirlerinin kendisi için yazdığı şiirler ve nesir parçaları, hattâ aralarındaki mahremiyeti büyükçe bir eser içinde sadece ima eden sayfalara varıncaya kadar yine ezberinde idi. Bu itibarla onu Sakine Hanıma benzetir ve bazı hatların insana içtimai merdivenin her basamağında na sip olduğunu düşünerek şaşırırdım.
Şunu da söyliyeyinı ki, Sakine Hanımla aralarında mühimce bir fark vardı. Silkine Hanımın aşk hatıralarına hemen herkes hürmet eder, onu eğer bahsetmek lûtfunda bulunursa memnuniyetle dinlerdi. Halbuki Madam Elekciyan’ın aşk hatıraları Salih Kaplanı çıldırtırdı. Aralarındaki kavgalar da çok defa bu yüzden çıkardı.
Muhlis Bey, Madam Elelcciyan’ın İlk â^ıkı idi. Fakat uçarımesrep bir delikanlı olduğu için iki ay sonra kadıncağızı bırakmıştı. Salih Kaptanı ondan sonra tanımıştı.
Salih Kaptan Rizeliydi. İstanbul denizcileri arasında elinin sertliğiyle, i§ bulmak, para kazandırmak, adanı kayırmak hususundaki civanmertliğiyle kendisine mühim bir yer yapmıştı. Bey-kozdo, kazancına ellerinin emeğiyle geniş bir şer kilde yardım ettikleri halde, belki de fazla israfa alışıp ahlâkları bozulmasın diye kıt kanaat geçindirdiği oldukça kalabalık bir ailesi vardı Filhakika oturdukları evin altındaki balıkhanede karısı, beş çocuğu, iki damadı, bir gelini ve yedi yaşında bir torunu sabahtan akşama kadar çalı şırlar, mevsimine göre palamut, uskumru, lüfer tuzlarlar, fıçılara doldururlınr, kayıkhaneye yo-naşan kayıklara yüklerlerdi. Sonradan bu balıkhanenin gizli bir tarafı bulunduğunu, çoluk ço-277
cuk âdeta bir barut deposu üzerinde oturup kalktıklarını ve Muhlis Beyin idare etliği mühim sevkıyatın bir kısmının burada yapıldığını öğrendim. İleride anlatacağım gibi bu balıkhanede, daha doğrusu onun gizli tarafında bizzat ben de bir gece kaldım.
1915 yılında Madam Elekciyan’ın hayatında dört mühim hâdise olmuştu. Evvelâ bu evi satın almışlardı. Yazık kİ bu sevincin üstünden iki ay geçmeden Kirkor Elekclyan Ölmüş, fakat talih bu kaybı telâfi etmek ister gibi beş seneden beri izini kaybettiği Salih Kaptanı karşısına çıkarmıştı İşte bu ikinci buluşma kat'i olmuştu. Talih bu sefer de bu saadeti kıskanmış olacâft ki, hemen arkasından Madam Elekciyan’ın vücudunun güzelliğinde o kadar zararlı bir rol oymyan kaza olmuş, Salih Kaplanın bütün ihtimamlarına rağmen, kırılan sol bacağı öbüründen biraz kısa kalmıştı. Fakat Madam Elekclyan Salih Kaptanın zoriylc daha evvelden sahne hayatını torkottlğl için buna müteessir değildi. Evin pansiyon olarak kullanılması yine bu «ene içinde olmuştu.
Mütarekenin başında Muhlis Bey evi kendine bir nevi karargâh gibi seçmişti. Gerek ev sahibimiz. gerek Aşıkı onun sözünden çıkmazlardı. Zaten Salih Kaptan, Muhlis Beyin «nğ kolu gibiydi. Bu cesur ve maceradan hoşlanan adanı gizli vc tehlikeli olan her şeyden çılgınca lezzet alırdı. Onun için Muhlis Beyin teklifini derhal kabul etmiş, altı takasını birden onun emrine vermişti Evdeki kiracıların, Moizden başka hemen lu yine Muhlin Beyin getirdiği adamlardı.
Muhlis Bey ilerde göreceğimiz gibi reji dc hâniyle doğmuştu. Ne olursa olsun oyunu idare etmekten hoşlanır, hakikisi yoksa, kendisi icat ederdi. O canı sıkılan ve kudretlerini kendisini oyalamaya harceden adamdı. Onda her şey biı 278
nevi aete gratııite, karşılık bcklenmiyen hareketti. Bu itibarla Tevfık Beyin ondan “Doludizgin hareket,, diye bahsetmesi kadar tabiî bir şey olmazdı.
Madam Elekciyan’ın pansiyonundan bahse derken, Muhli» Beyin büyük kurt köpeği Buse-phale’i ıınutmaımılıydım. Daha geldiğim gün bana o karlar dostluk gösteren — iki cebimi birden yırtınıştı, — bu köpek bu hâtıraların belli başl« kahramanlarından biridir. Evde kaldığı günlerde Muhlis Beyin zamanının çoğu bu köpekle geçerdi, Fakat, beraberinde gezdlrmezdi. O evde bulunmadığı zamanlar ise Agavnı köpeğe bakardı Bu kızcağız bir hafta o kadar zahmetini çektiği bu hayvanın, sahibinin sesini işitir işitmez hcı tarafı parçalaıvasınn ona koşmasını bir türlü af-fedemezdi. Bazı gece sofralarında Muhlis Beyin hu köpeği yanına aldığı olurdu. Kendisine sorduğum zaman "Arkadaşlığımız çok eskidir,,, demişti. Onunla dalatmak, âdeta güreşmek en büyük zevkiydi.
¥
. îstanbula 2 eylül perşembe akşamı gelmiş, ancak sah sabahı pansiyona yerleşmiştim. Yine o gün akşamüstü Behçet Beylere gittim! Hem ihtiyar adamı görecek, hem de kabilse evde cumaya kadar istirahat edecektim. Ayrıca odanın eşyasını beğenmemiştlrn. Köşkte emanet bulunan eşyamızdan bir kısmını getirmek istiyordum. Eve girdiğim zaman kapıyı açık buldum. Taşlıkta beyaz tüylü bir kedi bir nevi Nll Tanrısı gibi yere yatmış, bir yığın çocuğu bııden emziriyordu. Merdivende ise, Öteden beri alışık okluğum büsbütün başka bir sahne vardı.
Şerife Hamın alt basamaklarda, şifalı yeldirmesi. başÖrtüHİyle, büyük rönesans mezarlarının 270
ağlıyan kadınları gibi boynu bükük duruyor, ondan beş basamak yukarda Behçet Bey kendine mahsus talûkatle konuşuyordu. Boyu kısa olan Behçet Beyin, hizmetçisini merdivende kabul etmek ve böylece aradaki farkı örtmek âdeti İdi. Kendi kendime: “Her halde eski kabartmalardaki kıral tasvirlerinden daha akıllıca bir tedbir...,, diye düşünerek, Atiye Hanımın zevcinin talâka* tini dinledim.
— Bak Şerife Hanım, beni iyi dinle! Üzerim de hakkın var. Senelerdir bana hizmet ettin: sadakatine diyecek yok. Senin yüzünden bazı sevdiğim şeylerden mahrum olsam bile, yine seni severim. Sen merhume zevcem Atiye Hanımefendinin bana yadigârısın! Onun için sem sever, kusurlarım affederim. Fakat münasebetsizliğinin do pûyanı yok. efendim! Bir kere eve aldığın o kedi, kedi değil bir ifrit; bir canavar. Bir batında yedi çocuk doğurmak, ne demek efendim? Bıı zinanın tâ kendisi. Bu kadar azgın bir mahlûkla bir evde oturmak İstemem doğrusu. Helâl çocuk bir iki tane olur; haydi diyelim Üç tane! Fakat yedisi birden Allah saklasın, beklesin! Evin içinde bereket kalmaz, Zerre kadar iffetten behresi olmıyan bir mahlûk. Bir (le tutup tutup bana yavrularım getiriyorsun. Güzel mi, çirkin mı ? Düşüp kalktığı herifleri görmüyorsun sanki! Ya tak odamda böyle şeyler istemem. Çocuk sev-şeydim, kendini tedarik ederdim. Sonra ikide bir komşuların ahvaline dair bana haber vermene ne lüzum var? Yok, gümrük nazırının torunu Nur» Beyin küçük kızı, akrabasından Muhlis Beye â-şıkmış, tentürdiyot içerek intihara kalkmış! Olur ya, İnsanların zamanımızda senııı kedinden farkı mı kaldı?
(Devamı var) 280.
3 Mayın 1950
Sayfa 3
Eskiden
sağla-
ycrleş-
dc ha la ra n(jtı( r tenisçisi Cranıırı'a
Kahirc-muaaba-çok iyi Alman von
seçimler arifesinde




••••••••••••
Kutup denizinde Sovyet hazırlığı
Rusların, şimaldeki pilotsuz bombalar için hazırladıkları tesisler. Alaskaya müteveccih...
Schenectady. 2 (YIRS) bir Sovyet bahriye mühendisi olan o-tuz üç yaşındaki Victor Martunuk, Kutup Denizindeki Vaya Zemliya A-daçında Huşlar tarafından kurulmuş olan uçan bomba tesislerinin. Alaska
Bir hamlede Londra - Hartum
Mısırlı pilot Akif, rekor uçuşana dün başladı
Londra, 2 A.A. ıReutcri — Mısıı Kıralı Faruk’un hususi talebi üzerine çift motorlü bir Curtis Commando u-çağı Hartum a kadar hiç iniş yapmadan uçmak üzere dün .Londradan kalkmıştır. Mesafe 3000 milden fazladır.
Kıral Faruk’un Komando filosuna mensup olan uçak mürettebatı 6 kişiden ibarettir. Uçak, özel şekilde ilâve edilmiş hazneler içinde 2800 galon petrol taşımaktadır.
Uçağı kullanan Hava Komutanı Haşan Akif, havalanmadan ünce şöyle demiştir:
* Rekor kırmaya kati olarak karar vermiş bulunmaktayız. Uçuşu 16 saat kadar bir zamanda tamamlamayı u-muyorum..,
Uçağın kalkışını seyreden Kıraliyet HaVa Kulübü müşahitleri şöyle demişlerdir:
“Bu. muhakkak ki, çok olağanüstü bir uçuş. Londradan Hartum’a kısa merhalelerle şimdiye kadar birçok kere varılmıştır. Fakat iki motorlü bir uçakla merhalesiz bir uçuş yapılmamıştır.,,
ÖLÜMDEN ZOR KURTULAN KOVBOY
Bode*»larda göaterl yapan Kovboy Jim Fanrılng bindiği vahşî atları düşmek U»epe. Bu resim çekildikten bir kaç saniye sonra at manejin kenarındaki duvara çarpmış ve boynu kırılarak ölmüştür
Doğu Almanyada Rus kampları var
Birçok âlim, sanatkâr ve iş adamı, tahaşşüt kamplarına gönderiliyor
Berlin, 2 A.A. OLPSı DP A Ajan-
sının bHdirdlgine göre, Doğu Almanyada şüpheli şahıslardan kurtulmak fcln yapılan tevkifler devam et m ek-tediıs Bautzen kampından kaçmaya muvaffak olan esirler, bu kampa bü-miktarda siyasi mevkuf gönde-Öl^lğinl söylemektedirler. Bu da komünistlerin bir taraftan BuchenWald ve Sachenhauaen kamplarını kapat tıklarını ilân ederken, diğer tarat tan yeni kamplar açtıklarım gösterir
Belloise, fena dayak yedi
Montreal. 2 (YtRS) Bugün bin ir sız Laurrnt DoıPhilı»* Hp Amarikolı 8teve BrilOisa nrnsjndn yapılan bok.» maçının yedinci raundunda orta hakem RAİloise’nin dövüşe devam otlanıl-yeçek hak geldiğin»* kanaat getireren maçı durdurmuştur. Salonda 11.009 kişi hazır bulunuyordu, rnnç davamın* ca halk. BclloUc'a "dövüş” diye bağırmıştır.
İskenderun hova seferleri boşladı
İskenderun. 2 ı A.A ) — Devlet Havayolları uçak seferlerinin yaz tarifesi» 1 mayıstan İtibaren lsken-deruna pazar dahil her gün, Anka, ra. İstanbul, İzmir olmak üzere baş. lamıştır.
Devlet adlı uçağı alanından
Havayollarının “ ACA ” bugün on yolcu ile hava hareket etmiştir.
istikametine tevcih edilmiş okluklarını açıklamıştır. Kuzey Leningrad’daki uçan bomba tesisleri İse. İskandinavya memleketlerine tevcih edilmiştir.!" “İP -
Rus esirlerinden müteşekkil komünist aleyhtarı Alman ordusunda subaylık ettiği için yirmi beş yıl bir temerküz ve mecburi iş kampına mahkûm edilen Martunuk. bu gizli tesisleri kamyon şoförlüğü yaptığı sıralarda keşfettiğini ilâve etmiştir.
Birleşik Amerikavh kaçak bir yabancı olarak girdiğinden hudut dışına çıkarılması için muhakeme olunan Martunuk. bahsi geçen malûmatı vermek gayesiyle Amerikaya geldiğini söylemiştir.
Martunııkurı Birleşik Amerikada kalabilmesi için savcı kongrenin kararını isteyecektir.
Tenisçi Von Cramm, Jaroslav
Dorbny’yi yendi
Kahire. 2 (United Press) -yapılan beynelmilel ederek nuşâuır
Gottrriedt
iştirak alan Baron
Londrada Vımblcdon ve Pn-riste yapılacak Roland Garros müsa-
bakalarına iştirak etmemesi tavsiye edilmiştir. Bu haberi veri n Cramm’ın arkadaşları, buna sebep olarak da. bu iki büyük müsabakaya iştirak edecek bazı milletlerin Almanların iştirak etmesine taraflar olmadıklarının İlen sürüldüğünü ilâve etmişlerdir.
Von Cramm, Kahirede yapılan maç lardu bilhassa İspanyol Pelro Massip e karşı üstün bir oyun çıkarmıştı. Dört setlik maçta Ispanyol, Von Cramm* dan ancak dört oyun alabilmişti. Von Cramm. Kahiredckl final maçında Ja-roslay Drobny’c mağlûp olduysa da. bu mağlûbiyetin acısını on dört gün sonra Iskenderlyede Drobny’i yenerek çıkarmıştır.
ayının İlk 15 günü zarfında,
Nisan
Sovyet bölgesinde bulunan büyük şehirlerde bir hayli âlim, sanatkâr ve iş adamı tevkif edilmiştir. Sliezyada-ki Tost kampında bulunanlar on feci şartlara maruzdur. 5200 erirden 3500 ü ölmüştür. Ketchendorf kampında da fena muamele neticesi 7590 esir ölmüştür.
(. anılıcıı Kız Llneslnln 1919-1950 ders yılı snıııı koro knriMTi (1 mayıs 1950 cumartesi günü «uH H» da Kadıköj Halkcvinde verilecektir. Yukarıdaki resimde lisenin konsere hazırlanan koronu toplu bir halde görülmektedir

Japon komünistleri faaliyeti arttırdı

Gl. Mac Arthıır, Komünist Partisinin kanun dışı edilebileceğini söyledi
Tokyo, 2 A.A. (AFP) — Asahi ga
zetesine göre, üniversiteli 50 komünist talebe Japonvanın Kuzeydoğusuna giderek konferans vermekte olan Mac Arthur, hükümetinin eğitim servisleri şefi Dr. Oels’l faklteyi terke mecbur etmişlerdir.
İyi haber alan çerlere göre komünistler Oels’ı komünist birçok profesör v«* talebenin Eğitim Bakanlığı tarafından üniversiteden kovulmasından mesul addetmektedirler.
Mac Arthur'ün beyanatı
Tokyo. 2 ıAP) — General Mac Arthur, bugün, on ay içinde İkinci defa olarak, Japon Komünist Partisinin kanun dışı edilebileceğini bildirmiştir.
Japon anayasasının üçüncü yıl dönümü münasebetiyle yapmış olduğu konuşmada general, Komünist Partisini. ‘ peyk bir kuvvet ve Japonvanın yabancı siyasetine âlet edilmesinin vasıtası., olarak vasıflandırmıştır.
Suriyeli Bakan, istifasını geriye almak istemiyor
Şam. 2 A.A. iAFP) — Ekrem Horanı. kendisine yapılan bütün müracaatlara rağmen istifasını geri almadığından kabinenin dulumu henüz bir buhran mahiyetini almamakla beraber nazik olmakta devam dır.
Ekrem Horant, istifasına lan âmillerin hâlâ mevcut söylemiştir.
öte yandan Suriyenin Arap Birliği Siyasî Komitesinde temsilini mümkün kılmak için Başbakana verilen mühle-letten dolayı konsey toplantısının tehir eaildiğl sanılmaktadır.
etmekte-
sebep o-oldugunıı
75 yolculuk uçağın sürati 800 km.
Londra, 2 A.A. (Afpı — VVeight adasındaki Saunders Roe uçak fabrikalarında saatte 800 kilometrelik sürati haiz tepkili 6 motorlü 75 kişilik bir yolcu uçağının plânları hazırlanmıştır.
Yeni Zelanda bu tip birçok uçakların inşasını istemektedir.
Pamrıan Empire hava yollan kumpanyası ile girişilen müzakerelere devam edilmektedir.
N. Sadak, Slvasa hareket elti
Ankara, 2 (A.A.) — Dışişleri Bakanı Necmeddln Sadak bu sabah beraberinde özel kalem müdürü Necdet Kent olduğu halde kara yolu ile Slvasa hareket etmiştir.
Çalışma Bakanı Reşat Şemseddtn Sirer de Sivas milletvekili Muttalip Öker’le birlikte Sivas ve Malatya ya gitmek üzere şehrimizden ayrılmıştır.
• • • I » • • •

Alman Kontesi Roma yolunda
Helen Hohennu. Ba-nuınafctırından kal-yolıı at üstünde al-7
Alınan Kontesi varyadakl Ettal kıp 2000 Krn.lik diktan sonra Komaya gelmiştir,
hafta süren seyahat sırasında gayet cins bir at olan "Güzel Glsella” hiç huysuzluk etmemiştir.
Kontes Helen Hohenau, mukaddes yıl dolayısiyle bu şekilde Komaya varan İlk hıristlyandır.
- - ■ ---r

[ MEMLEKET HABERLERİ^
Pakistan Enternasyonal
Demokrat Parti İzmir İl
K ur ulu beyanı lamesi
Bahkesir Demokratları da bir toplantı yaptılar
Parti, bütün vatandaşları 14 mayısta yapılacak olan seçimlere iştirake davet ediyor
İzmir, 2 (Hususi muhabirimizden) — D.P. İzmir Î1 heyeti, İzmir halkına hitaben neşrettiği seçim beyannamesinde 4 yıldan beri beklenilen seçimlerin gelip çattığını, bütün dünya milletlerinin Türkiye seçimlerinin Anayasamıza. Seçim Kanununa ve insan haklarına tamamen uygun yapılıp yapılmadığını kontrol edeceklerini bildirmekte ve bütün vatandaşları 14 mayıs seçimlerine iştirake davet etmektedir. Beyannamede herkesin reyini kullanması tavsiye edildiği gibi seçim günlerinde kırmızı seçmen kartlarını satın almak isti-yenler bulunabileceği haber verilmekte D.P. nin ve C.H.P. nın rey pusulalarının olduğuna işaret edilerek bunu kullanacakların D.P. işaretine dikkat etmeleri gerektiği bildirilmektedir. Yine bu beyannamede kimsenin hiç kimseye baskı yapamıyacağı seçimin 14 mayıs sabahı saat R de başlayıp 17 de nihayet bulacağı, zarfa konulan rey pusulasını kimsenin göremıyeceği gibi kanun mevzuları da anlatılmaktadır.
Baltkeslrde Demokratların yaptığı toplantılar
Balıkesir, 2 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Bugün saat 17 de D. P. teşkilâtı tarafından Cumhuriyet Meydanında tertip edilen mitingde Bandırma, Bigadiç, Sındırgı, Erdek. Edremit ve Ayvalıktan binlerce kişi iştirak etmiştir.
D.P. İl Başkanı Esat Budakoğlu, mitingi açan bir konuşma yapmış, ondan sonra kürsüye gelen Refik Ko-raJtan yaptığı uzuıı konuşmasında ezcümle şöyle demiştir:
•— İçtimai, siyasi, bünyemizde ü-zennde durulacak bir çok dert ve yaralar vardır. Yıllardan beri milletin ihtiyacına uzak kalan ve aciz içinde çırpınan idareler, artık bu milletin hayatında tahammül edilmez ağır bir yük haline gelmiş bulunuyor. 10 yıl içinde dünya tarihinin pek ender

Kanada, Sovyet casuslarının bir listesini buldu
İngilterede Fııchs'dan başka dört Rus ajanı daha varmış
OttaAVa, 2 (AP» — Kanada Dışişleri Bakam Lester Pearson, Kanada Hükümetinin yanmış olduğu casusluk tahkikatı neticesinde 11946ı o zaman Ingiliz bilgini olarak tanınan Dr. Kari Fuchs İsminin, elde edilip Ingiltereye bildirilmiş olan beş isimden ancak biri olduğunu açıklamıştır.
Fuchs hakkında daha ileri tahkikat yapılması mesuliyetinin yalnız lngil-tereye ait olduğunu. Pearson. Ayan Dışişleri Tahkikat Tâli Komisyonunda beyan etmiştir.
Pearson, bulunan bir defterde 436 İsim yazılı olduğunu tahkikat neticesinde bunlardan 163 ünün Amerikada yaşadığının anlaşıldığını ve beşinin de lngilterede bulunduğunun öğrenildiğini ve 150 sinin de Kanadada olduğunun tesbit edildiğini belirtmiştir.
Keşmir meselesi hal yolunda
Lake Success, 2 A.A, (Usla) — Keşmir anlaşmazlığı meselesinde Birleşmiş Milletler arabuluculuğuna tâyin edilen Sir Owen Dixon, vazifesi başına hareket etmeden evvel burada bir hafta kalacak ve Birleşmiş Milletler şahsiyetleriyle müzakerelerde bulunacaktır.
Sir Owen, hafta sonunda New-Yorka giderek Birleşmiş Milletler genel merkezini ziyaret etmiştir. Gelecek hafta içinde vazifesi başına gitmek arzusundadır. Pakistan ve Hindistan Hükümetleri arabulucu ile tam işbirliği yapacaklarını vAdetmiş-lerdır.
Sir Owen, Keşmir’in Hindistana mı yoksa Pakistana mı bağlanacağını tâyin edecek ve Birleşmiş Milletler nezaretinde bir plebisit yapılmadan evvel her İki tarafla Kaşmirdeki askerlerin geri çekilmesi işini halledecektir.
idrak ettiği fırsatlardan bu efendiler istifade edemediler ve milletin ihtiyaçlarına cevap veremediler. Tarihin en şerefli insan olarak tanıdığı köylü efendimiz hâlâ kara sapan esiridir. Fakat, bu kara sapana koştuğu hayvanının boyunduruk ağacını bile ormanından alamıyor. Artık bu millet itimat edilecek hır iktidar istemekte ve iktidarı ehil ellere teslim kararını vermiş bulunmaktadır. Sabah o-luyor, artık güneş doğmak üzeredir. Türk milleti kaderin değişiyor, bir tarih yaratıyorsun.”
D. P. adaylarından Doktor hnrrem Tuncay söylediği uzun kunu şöyle bitirdi:
"C.H.P.. bu kansız ve cılız hasta. 14 mayıs günü ruhunu teslim edecektir.”
Yeni
Mu* nut-

Sinan Telcelioğlu, D. P. listesine alındı
Adana, 2 (Hususi muhabirimiz bildiriyor» — Burada siyasi toplantılar gittikçe artmakta ve meydan toplantılarında konuşanların heyecanı fazlalaşmaktadır.
Buradaki en esaslı siyasi hâdise, bir müddet evvel Halk Partisinden istifa etmiş olan Sınan Tckelioglunun hu kere D.P. listesindeki adaylıktan istifa etmiş olan Ali Alaybev’in yerine listeye alınmış olmasıdır.
Hint Maslahatgüzarının
yaptığı basın toplantısı
"Türk Millî Mücadelesinde savaşan ağabeyim yüzde yüz Türktü. Ben de en az ”
Ankara. 2 »Hususi muhabirimi* bildiriyor» — Hindistan Cumhuriyetinin Ankaradakl maslahatgüzarı Muhammet Yunus, elçilik binasında basın mensuplarına bir kokteyl vermiş v® bu arada Hindlatan. Paktisîan miina-sebetlerl hakkında İzahlarda bubin-muştur.
Bir Türk dostu olan Muhammet Yunus sözlerine Hindlatan - Paktlstan münasebetlerinin lyl blı mecraya «İrmiş bulunmasına temas ederek başlamış ve iki memleket Başbakanları* nın karşılıklı ziyaretlerine İşaret ederek ehle edilen lyl neticeyi tabii addetmek gerekliğini, zira İki memleket arasında tarihi dostluklar bulunduğunu İfade etmiştir.
Delhi anlaşmalının bu eski dostluk münaacbetlerlnl ihya edecek karakter taşıdığını söyliyen ımiHİahalgüzar Hlndiatanı iyi tanımayan çevreler yanlış bir kanaat mevcut olduğundan esefle bahsetmiş ve demiştir kİ:
— Bu kimseler Hındistnnın halâ Hint csasmA müstenit bir rejimle l-dare edildiğini zannet inektedirler Halbukin Hindlstanda bugün yeni bir
Başbakanın memleket meseleleri etrafında
radyodaki konuşması
Ankara, 2 (A.A) — Başbakan Şem-seddin Günaltay bu akşam Ankara Radyosunda umumi memleket meseleleri üzerinde aşağıdaki konuşmayı yapmıştır:
“Aziz vatandaşlarım.
Çok partili rejimin başlangıçta zarurî görülen buhranlı safhalarını geniş görüşe dayanan müsamahalı tedbir ve metanetli azim ile milletçe saısıntısız atlatmış, emniyetli bir’durum İçinde yeni seçime girmek imkânını mış bulunuyoruz.
Memlekette normal surette meşini hedef tuttuğumuz halk idare- I sinin İlk sağlam temeli olan yeni se- I çim kanunu, demokratik memleketler için örnek olarak bir tekâmülde bütün millete malolmuştur. Bu kanun sayesinde vatandaşlar, hor türlü tazyik ve tehditten masun olarak serbestçe oylarını kullanmak, lâyık gördükleri ve emniyet ettikleri zatları milletvekili seçmek ferahlığına erişmişlerdir. Bu kanun, seçimin milli iradeye göre tahakkuk ettirilmesini adalet cihazımıza vermektedir. Yine bu kanuna göre, idare cihazının rolü, seçim emniyetini, vatandaşların huzur içinde. sandık başına gitmelerini temin i-Çİn zaruri olan huzur ve asayişi tahakkuk ettirmeye inhisar etmektedir.
Aziz yurdun bu gününün ve yarınının emniyet içinde bulunmasını baş hedef tanıyan Türk Milletinin, karanlıklar içinde bunalmış, hergün başka bir şekilde beliren yeni tehlikeler karşısında çırpınan bir dünya içinde kendi mukadderatını selâmete çıkarmak vazifesini tevdi edeceği vekilleri seçerken karşı karşıya bulunduğu ağır m(> suliyctin icaplarını gözonüne alacağı pek tabiidir. Vatan mukadderatının emniyet içinde bulunması veya yurdun meçhul ve korkunç akıbetlere sürüklenmesi, vatandaşların verecekleri oylarla taayyün edecektir. Bunu hakkiy-le takdir eden Türk Milletinin, vatanı meçhul akıbetlere sürüklemekten koruyacağına inanıyoruz. Milletin olgunluğu ve aklı selimi bu hususta başlıca mesnedimizdir. Bu inanca dayanan hükümet milli iradenin tam ve kâmil bir surette tecellisini temin i-çin, seçim sırasında vatandaşların emniyet içinde sandık başına giderek serbestçe istediklerine oy vermelerim ihlâl edecek, her türlü şuursuz taşkınlıklara meydan vermemeyi, memleket huzur ve asayişini her şeyin üstünde tut-
Fuarı 1 eylülde açılacak
Ankara 2 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Pakistan Elçiliğinden bil. dirildiğine göre Pakistan Enternasyonal Sanayi Fuarı 1 eylülde Kara-şide açılacak ve 15 ekime kadar devam edecektir.
Bu fuar hususi bir teşebbüs olan "Pakistan Sanayi Limited Şirketinin” idaresi altında teşkilâtlandırılacak ve Fuarın başarılı olması için organ ize törlere âzami yardımda bulunan Paktstaaı hükümetinin himayesine mazhar olacaktır, ler bu Fuarı Pakistan dönüm noktası haline zusundadırlar.
Aynı zamanda başlıca icatların gösterilmesi için
maktadır. Pakistanm her cihetten ve yabancı memleketlerden gelmek suretiyle 2 milyondan fazla insanın Fuarı ziyaret edeceği hesaplanmaktadır.
Organizatörde ticaretinin getirmek ar.
ilim
pratik bir şekilde hazırlıkta bulunul.
ve sanayideki
Halil Özyörük hakkındaki karar, bugün tebliğ olunacak
İzmir, 2 (Hususî muhabirimiz bildiriyor i — İzmir İl Seçim Kurulu Başkanlığı, D.P. listesinde adı geçen Halil Özyörük hakkındaki kararın İzmir Seçim Kurulu tarafından değil, Yüksek Seçim Kurulu tarafından verileceğini, bu kararın bugün verilmiş olması gerektiğini, yarın tashihi! kararın İzmir 11 Seçim Kuruluna tebliğ edileceğini bildirmiş, İzmir Seçim Kurulunun ilk kararda zühul etmediğinin D.P. temsilcileri tarafından da kabul olunduğunu söylemiştir.
yüzde elli Türküm
rejim caridir. Bunun en güzel delili Hint parlâmentosunda 6ü müslıiman milletvekili bulunmasıdır,
Ayrıca kabine üyelerinin ve elçilerin bir kısmı müslümandır. Onu biz bir fevkalâdelik telâkki ettiğimiz İçin bahis mevzuu telâkki etmiyoruz, bilâkis bunu tabii görüyoruz. Bu şâhıslar ınüslüman oldukları için değil ehli-yotli kimseler oklukları için bu vazi-tafari almı(i • ıdit "
Muhammet Yunun, müteakiben tarihi Türk - Hint dostluğuna temas etmiş ve iki memleket arasındaki münasebetlerin tarihçesini sonra şöyle demiştir1
"Hint mücadelesi. Türk rekotmden ilham alınarak tır. 1912 den bu yana Hint tarihine Türk tarihi diyebilirini ve bunda mübalağa yapmış sayılmam.” Genç diplomat sözlerini şöyle bitirmiştir:
"Türkiyenln Hindlstnnda hususi bir yeri ve değeri vardır. Bilhassa brn, memleketinize. Türk milletine karşı çok iyi hislerle bağlıyım Türk Milli Mücadoleeinde aavnşmış o1nn ağabeyim yüzde yüz Turktü. Ben de en az yüzde elli Türküm.”
yapt ıhtan
İstiklâl hn-başarılmış-
mayı başta gelen kutsi bir vazife telâkki etmektedir.
Muhterem vatandaşlarım,
Huzur içinde yeni seçime giderken arkada bıraktığımız ve mesuliyetine katıldığım kısa devrenin küçük bir mesai bilançosunu arzetmekliğime müsaadenizi dileyeceğim:
Evvelâ dış siyasete temas edeceğim: Sekizinci Büyük Millet Meclisi işe başladığı zaman İkinci Dünya Harbi bitmiş, fakat cihan ufkunda sulh ümitleri verecek huzmeler belircmemlşti. Böyle bir dünyada Türkiye tek başına ve büyük tehlikelerle karşıkarşıya bulunuyordu. Soğuk harp denilen sulh-süz ve kararsız vasiyetin devam ettiği geçen dört yıl içinde, dış politikada hedef, memleketin emniyet ve selâmetini temine çalışmak olmuştur. Bu yoldaki mesai.*çok şükür, memleketimizin dış emniyeti bakımından başarı ile neticelenmiştir:
Tiirkiyenin emniyet ve istiklâlinin Amerika için hayati ehemmiyette olduğunu dünyaya ilân eden Truman doktrini bu devrede dünyaya İlân e-dilmiştir. Tiîrkiyeyc silâh yardımı yapılması hakkında Birleşik Amerika Devletleriyle yapılan andlaşma bu devrede imzalanmıştır.
Avrupayı iktisadı bakımdan kalkındırmak İçin yapılan yardımdan Tür-klyenın İstifade etmesi bu devrede temin olunmuş, Türkiye Avrupa İktisadi İşbirliğine girmiş. Amerika ile sıkı dostluk işbirliği geniş nispette artmıştır.
Başkan Truman'ın Cumhurrcisimize gönderdiği hususi mesaj, iki memleket arasındaki münaaebâtterin eriştiği yüksek derecenin kıymetli bir vesikası olarak yaşamaktadır.
İngiltere ve Fransa ile mevcut ittifakımız geçen yıl tekrar ve teyid edilmiştir. İtalya Hükümetiyle de son günlerde bir dostluk muahedesi imza etmiş bulunuyoruz. Yine geçen yıl, Türkiye bir Avrupa devleti olarak Avrupa Birliği Konseyine katılmağa davet edilmiştir. Bugün Avrupa Birliği Konseyinin hatırı sayılır bir uzvu bulunmaktayız. Dış siyaset bakımından, batı âlemi ile olan bugünkü işbirliğimiz tarihin hiçbir devrinde görülmemiş derecede genişlemiş ve kuvvetlenmiştir.
İç faaliyet
Şimdi iç faaliyetlere geçiyorum:
Evvelâ milli sanınma yolundaki çalışmalara temas edeceğim: İkinci Dünya Harbi olaylariyle, muharip ordulara başarı sağlayan esas ve imkânlar gözonüne alınarak çıkarılan 5398 sayılı kanunla millî savunma işlerine ve cumhuriyet ordusuna yeni bir veçhe verilmesi temin edilmiştir. Bu kanunla milli kudretin maddî tezahürlerinden en büyüğü ve en önemlisi olan silâhlı kuvvetlerin devlet teşkilâtı içinde yeri tesbit edilmiş, anayasanın tâyin ettiği siyasi sorumluluk müessese-sine bağlanması temin edilmek suretiyle istikrarlı bir sistem kurulmuştur.
Yine İkinci Dünya Harbinden alınan derslerle yeni silâhlara karşı memleketin topyekun savunmasını sağlamak üzere 5399 sayılı kanunla (Millî Savunma Yüksek Kurulu) tesis olunmuş, millî kaynakları yurt savunması için hazırlamak yolunda gerekli tedbirlerin salâhiyet ve katiyetle alınabilmesine imkân verilmiştir.
Dış siyasetteki verimli gayretler sayesinde ordumuz cn yeni silâhlarla teçhiz edilmiş, genç subaylarımız da asri teknik vasıtaları emniyetle kullanabilmek yolunda ihraz ettikleri bilgi ve maharetle göğüs kabartan başarılar gösterecek kudrette olduklarını ispat etmişlerdir. Ordu mensuplarının bütçe imkânları içinde terfilerin! sağlamak üzere askerî baremde ve terfi kanununda gerekli değişiklikler yapıldığı gibi cumhuriyet ordusu subay ve askeri memur kadrolarının yeni teş kilâta intibakları da sağlanmıştır. Bu teşkilâtın muhtelif kademelerinde e-mir ve komuta işlerinin daha verimli yürümesini temin etmek üzere bazı rütbeler için yeni bekleme süreleri ihdas olunmak suretiyle de bir mah-ru( esası kurulmuştur. Aynı zamanda devlet baremi esaslarına uygun surette üç yılda bir maaş terfii yolu da a-çılmış bulunuyor.
merkozle-ortudan do beledi-
Maliye hlerinc gelince:
Günden güne fonksiyon ve masrafları genişleyen devletin vergi sisteminde İktisadî rejimimize muvazi o-larak büyük bir inkılâp yapılmıştır.
Eski vergi usulleri bırakılarak bütün medeni memleketlerde olduğu gibi gelir vergisi sistemine gidilmek suretiyle yapılan bu inkılâp ile memlekette içtimai adalet tesis edilmiştir. Bu sistemi teşkil eden gelir, kurumlar, esnaf vergileri ile vergi usulü kanunu sayesinde vatandaşların ödeme kudretleri umumi gelirleriyle ahenkleştirilmiş, eski usule göre gelirlerine nispetle fazla vergi veren maaşlı ve ücretli vatandaşların vergileri miktarı azalmıştır. Bu suretle önümüzdeki bütçe yılında bu vatandaşların ellerine geçecek maaş ve ücret miktarları, bugün aldıklarından daha fazla olacaktır
Tatbikatta bazı şikâyetlere sebep o-lan damga resmi kanunu da yeniden tedvin edilmiştir Bu mayanda saydi mahi ve av derileri resmi de kaldırılmış olduğundan balıkçıların tuttukları balıkları muayyen satış rlne götürmek mecburiyeti kalkmış, eski balıkhaneler yelere dovrolunmuştur.
Muhtelif yolhırdnn yaptığımız devamlı teşebbüsler neticesinde Türki-yenin de Amerika yardım plânına a-lınması sayesinde memleketimiz için dış kredi bakımından geniş ve çok faydalı bir kalkınma kanalı açılmış bulunmaktadır
Bugün» kadar bu yanlımdan 103 milyon dolar direkt ve 58 milyon dolar da tiraj hakkı olmak üzere 167 milyon dolar yani 171 milyon Türk liralı yardım elde edilmiştir...
Ba.bakan bundan sonra Bayındırlık işlerinden bahsetmiş ve sözü ekonomi sahasına getirmiştir:
Ekonomi ve ticaret işleri:
"t.’nççn devrede ekonomi ve ticaret işli ı ıııin inkişafını temin edecek ö-mrnli kanunlar çıkarılmıştır. Bunlardan 5373 sayılı kanunla derin bir gelvneğn ve hayatiyete malik olan esnaf dernekleri kurulmuş, ticaret odaları ye bordalarının daha muhtar bir durum kazanmaları temin olunmuştur. Ziraat Bankasının memleketin zira! kalkınmnsında daha geniş bir fa atlyel göstermesini sağlamak yolunda büyük adımlat at ilmiktir. Momleke tın zirai kredi faaliyetini genişletebilmek için Ziraat Bankasının İtibarî ftr rmayesl 109 milyon liradan 300 milyon liraya çıkarılmış okluğu gibi Marshftll kredlleriyb? memleketimize getirilen ziraat âlet vo makinelerinin MitiŞ bedeltarlnden toplanan 7 milyon lira cin bankanın zirai kredisine tahsis olunmuştur,.
Giınnltnv bundan sonra bütün bakanlıkların faaliyeti hakkında İzahat vererek sözlerini bitirmiştir.
Sayfa 4
3 Mayw 1M50


Dünyayı düşündüren hazin bir mesele
Harplerin hesabını, her zaman ve her yerde çocuklar öder
O UR ADA harp olup bittiğine kimso ® inanmaz, italyanlar dünyanın en talihli insanlarıdır. Hayat burada öyle güzel ve rahat, hattâ öyle ucuzdur ki! Via Veneto’da bir gazinoda oturup şöyle bir etrafı seyrederseniz; kadınlar güzel, erkekler şık ve zariftir. Herkes güleryüzlü ve sakindir. Etrafta güneşin altında kıpkızıl parlayan Roma şehri yükselir. Belki, ortalıkta bir iki dilenci dolaşır durur, ama Italyada eskiden beri fakir insanlar bulunur. Hazin bir manzara, ama yeni bir şey değil. Hem, o yırtık pırtık elbiselerinin içinde, dilenci çocuklar öyle şirin, öyle muzip dururlar ki, sanki oyun için, lâf olsun diye dileniyorlar sanırsınız.
Bütün bunlar «anki bir masalmış hissini veriyor. Fakat işin tuhaf tarafı, hepsinin doğru oluşudur. Hiç bir şey, İtalyanların içindeki hayat atkını öldürememlştir.
Fakat harp unutulaınaz ve birinin bu harbin acılarını ödemesi gerekir. Ve ödüyor da.
Bunu en az suçlu olan ve en az dikkati çeken bir zümıe; Çocuklar ödemektedir. Tabii, hiç bir büyük, kendi yaptığı kötülükleri, çocukların ödemesini istemez. Fakat, gene de, o her günkü sakin ve güze! hayat çerçevesinin arkasında, çocuklar harbin acılarını kendi hayatları ile ödüyorlar.
Napolide, askeri binaların yanında, fakir halkın oturduğu kırık dökük evler de harap olmuştur. Yalınayak, üstleri yırtık, pırtık zayıf, kemikleri çıkmış, dokuz yaşlarında iki çocuk barınakları olan bir taş yığınının ö-ntlnde durmuş, saat ikide gelecek olan bir gemiyi bekliyorlardı. Gemi gelince, gidip gemilerden ekmek dileneceklerdi. Bir tarafta bir adam salıncak kurmuş, parayla çocukları bindiriyordu. Para almak, içine dokunuyordu ama, işsiz kalmıştı, kendinin de bakacak üç tane çocuğu vardı.
İlci çocuktatn küçüğü olan Luigi, burada, penceremiz bir odada, annesi, kız kardeşi ve iki erkek kardeşi ile beraber oturuyor. Luigt’nln küçük kardeşi bombardımanlardan çok korkmuş. Ondan beri hep buşı ağrırmış, üstelik biraz da aptallaşmış. Kız kardeşi hop öksürülmüş. Ağabeye! de şehirde, bir iki arkadaşiyle beraber dileniyormuş. Onları geçindiren de o imiş, zaten. Lulgi, bütün bunları gayet tabi! bir sesle anlatıyordu.
Yolda Luigi'nin bir arkadaşına Tasladık. Ufacık, kapkara bir oğlandı. Böyle kavrulmua çocukların yaşını tayin etmek hayli güç. İzmarit toplayıp satıyor. Yağmurla rüzgârın, işine engel olduğundan şikâyetçi. Bazan, eğer çok çalışır, hava da iyi giderse, yirmi, yirmi beş kuruşluk izmarit toplıyablllyormuf.
Fakat bunlar, harp çocuklarının en talihsiz olanları değil. Asıl en zavallıları kız çocuklarıdır. Bu talihsiz çocuklar, Napolide bir yetimhanede mahpus gibi yaşarlar. Kimsesiz, evsiz, barksız oluşlarından başka hiç bir suçları yoktur. Hepsi de bir nevi manastır, yahut ıslahhaneye benzer bir mektepte, biçimalz, çirkin elbiseler giyerek, herkesten, her türlü sevgiden uzak yaşarlar.
Tutulan istatistikler ekseriyetle yanlıştır ve asgari rakam bildirilmiştir. Fakat bunda da İtalyan Hükümetinin hiç bir kabahati yoktur. Ekseri rakamlar tahmine göre tutulmaktadır. Bu istatistiklere göre 300.000 çocuk vereme tutulmuştur ve bunların ancak 6,5 i yardım görebilmektedir. Eğer veremli bir çocuk bu yüzde 6,5 e dahil olabilirse, sıhhatli bir çocuktan daha talihli sayılır. Çünkü - verem prevantoryumlarında bakım çok daha iyidir. Daha fazla yemek —belki biraz süt— ve temiz bir yatak bulmak mümkündür
Romanın sayfiye yeri Fiumicino adında bir köydür. Burada, kum tepeciklerinin arasında seksen çocuk barındıran bir yetimhane vardır.
Yetimhanenin müdiresi, zeki yüzlü, genç bir rahibeydi. Çocukları isimleriyle çağırmaya başladı
Rahibe, çocukları göstererek,
“Karışık ırklar” dedi, “askerlerden kaldı.’* Bu üç çocuğun babalan, A-merikalı-zenci. Alman ve Iskoçyalıy-dı. îtalyada döğüşen, değişik ırklara mensup her asker, arkasında bir hatıra bırakıp gitmişti,
Roma’nın dışında, kocaman balkonlu,. geniş, modern bir bina vardır. Vaktiyle Mussolinl. burasını evlenmemiş anneler için yaptırtmıştı. Şimdi ise, faşistlerle mücadele ederken Partizanların çocukları için bir yetimhane haline konmuş. Burada tam 300 çocuk barınıyor. Erkek çocuklar mavi pantalon, beyaz gömlek giyiyorlar, kızlurın elbiseleri kırmızı-beyaz.Hep -si memnun görünüyor ve türlü türlü oyunlar icat ediyorlar Bütün oyun çokları, topu topu İki lâstik toptan ibaret.
Birden bu neşeli manzara bozuluyor. Bir rahibe, kahverengi saçlı, korkak bakışlı bir küçüğün elinden tutmuş, getiriyor. Çocuk, kendi kendine bir şeyler mırıldanıyor. Bir gün Almanlar gelip babasını sormuşlar. Babası evde yokmuş. Bunun üzerine kızıp, annesini, teyzelerini ve büyük annesini yakalayıp sokağa çıkarmış ve Öldürmüşler, Annesi Ölürken, çocuk onun yanındaymış. Kadın, çocuğun üzerine yuvarlanmış, çocuğu öldü zannederek gitmişler.
Kör çocuklar sessiz oluyorlar. Kötürüm olanlar da, onlara gördüklerini anlatıyor. Hepsi hayvanat bahçelerine ve sinemaya bayılıyorlar. Körler, hayallerinde renk renk, çeşit çeşit hayvanlar yaşatıyor ve sinemadaki konuşmaları dinleyip, hikâyeyi ken-
İl
Yazan
BİR S O V Y E T İKTİSATÇISI ANLATIYOR
Dennis Bardens Çevirenler : E. Karabay - G. Izer
tuğunu geçindirmek İçin sıkıntı çekerdi.
Harp sonrası İtalya'da felâketzede çocukların durumu yürek paralayıcıdır
Yazan j Marfha Gellhorn
pejmürde yavrular. Harbin ardından bunlardır.
Harplerin sersefil ettiği İm yavrucuklar. büyüklerin uü-ııııhını ödemekle meşguldürler, üst» (4* İki kör yavru, altta karoborsacı bir küçük kız ve sonra gülmeğe çalışan bıraktığı
Burada okuyacaklarınız, Binbaşı Vasatlı Mihailovlç Denisofun Sovyet Rusyanın Gorki eyaletinden yükselen sesi, hâlen yaşamakta olduğu İngiliz işgali altındaki Almanyamn u-fak ve münbit bir şehrine gönderdiği haberdir.
dileri uyduruyorlar. Bu hikâyelerin hepsinde güzel evler, bol yiyecek, iyi ana baba ve sürü ile mesut, neşeli çocuklar var, hiç kimse de kör de &
Havalar bozmaya başlayınca, dertler artıyor. Elleri olmıyan bir çocuk,
elinin sızladığından şikâyet ediyor, ayaksız bir kızcağız da, ayağının ağrıdığını söylüyor.
Sakat çocukların 15.000 tane olduğu tahmin ediliyor. Fakat bu rakam da eksiktir. Bunların ancak 3.000 tanesi takılabiliyor. öbürlerinin nasıl yaşadıkları bilinmiyor. Akli muvazenesi bozulan çocukların 45.000 tane olduğu tahmin ediliyor. Bunların (ln ancak yüzde 5.5 ine bak ilebiliyor. 180.000 tane başıboş, kimsesiz yetim vardır. Yetim mektep talebelerinin 2.000.000 11 hasta ve gıdasızdır Gıdaya en fazla ihtiyacı olan 900.000 çocuğa, Birleşmiş Milletler Yardım Birliği ve İtalyan Hükümeti vasıta-sivle yiyecek dağıtılıyor. Günde 900 kalori alıyorlar. 90Q kalori, ancak bir tabak haşlanmış pirinç, bir dilim ek* mek, ufacık bir parça et ve bir kutu toz süttür.
İtalyan halkı bu acıklı halin farkındadır. Bir çok kimseler ellerinden
geleni yapıp bu zavallı yavrulara yardım etmeye çalışıyorlar. Halbuki dünyanın bugünkü hali yüzünden paralarının üçte birini askeri masraflar için harcamaya mecburdur, öbür tarafta, istikbalin bütün kudretini, kuvvetini elinde tutacak olan çocuklar, parasızlık yüzünden bakmışız kalıyor.
Gene de, îtalyanın tarlaları, bir bahçe kadar temiz ve bakımlıdır. Şehirler insanla doludur. Çarşı, pazar daima canlı, hareketlidir. İtalyanlar kalkınmak için canla başla çalışıyorlar, gene de hayatı tam mânasiylo sevebilecek kuvveti kendilerinde buluyorlar. Yabancı milletler. İtalyanların bu sulh aşkına hayran oluyorlar. İtalya, dünyanın en güzel yerlerinden biridir, hattâ, en mesut memleketlerinden biridir de denilebilir. Bir iki milyon çocuğun derdi, sefaleti bu arada belli bile olmuyor.
Aradaki fark sadece coğrafi, ırki yahut kültürel değildir. Beşeridir.
İşte bu sebeple, Önce Kızılorduda binbaşı olarak hizmet etmiş, sonra da Doğu Almanyada Rus askeri kuvvetlerinde mühiın bir mevki İşgal etmiş olan Denisof, Sovyetler Birliği İle a-lûkasını kesmek İçin kati adımını atmış bulunuyor. Sovyet sistemine iyice vâkıf olan bu büyük iktisatçı yaptığı işin ehemmiyetini müdriktir. E-ğcr Rusların eline geçecek olursa, bunu hayatiyle ödlyeceğini biliyor. Artık RusyatİHki vazifesi bitmiştir. Bundan sonra memleketinden uzakta, yabancı insanların arasında, yabancı bir lisanla çabalıyarak kendini değişik bir hayat tarzına uydurmak mec-buriyeUndodlr.
Sovyet cennetini terkedip kapitalist bir âlemde yeni bir hayat aramasına sebep olan âmil nedir?
İşte hikâyenin meraklı tarafı.
Daha harbin ilk başından beri Sov yet Hükümeti, milyonlarca Kusun Sovyet sınırları dışındaki hayatı bizzat görmelerinden telâşa düşmüştü. O zamana kadar Rus halkının elinde, komünistlerin sansür ettikleri basından, radyodan ve kitaplardan başka, hiçbir mukuyese imkânı yoktu. Başka memleketlerin hayat seviyeleri, yaşayış tarzları başarıları hakkında doğru bir haber, komünist propaganda mekanizması tarafından değiştirilip, kısaltılıp, tefsir edilip, Sovyet üstünlüğü ve kapitalist memleketlerin sefaleti hakkında bir efsane haline getirilmeden, halkın eline geçemezdi. 9

Çeviren: Faik KARABEY
Hicri
RECEP
15
1369
VAKİT
RıiHyadükiııden daha iyi bir lıayııt
Nazi Almanyası, komünist rina yüz çevirince, Rusya binlerce askeri, memleket müdafaası İçin, hudut haricine yolladı. Dış dünyaya bir bakış — bu bakış harpten ve Alman istilâsından harap olmuş memleketlere dahi olsa — Rusyada. diğer memleketlere ait uydurulan a-sılsjz haberlerin mahiyetini ortaya koydu. Avrupada en kötü hayat şartları içinde bulunan köylülerin, vasat bir Rus köylüsünden daha rahat yaşadığı anlaşıldı. Şehirlerde, banyo yahut kol saat gibi lüks eşyalar kullanılıyordu.
Rus askerinin ilk reaksiyonu ister dost Slovakyada, ister düşman Al-
dostla-çaresiz
öğrenmek ihtiyacında olduğumuz herşey
19 5 0 MAYIS
3
Çarşamba
VASAT]
Runıî
NİSAN
20
1366
EZAN*
Güneş öğle İkindi Akşam Yatsı İm «Ok
5.56
13.11
17.03
20.07
21.52
4.02
9.50
5.05
8.57 12.00
1.44
7.56
İSTANBUL
YENİ SES OPERETİ : 20.45 de Apar Topar.
KONAK PAVİYONU: İspanyol Atraksiyon Trupu.
YILDIZ t (42847) 1 — Dağ Çiçeği, 2 — Tehlikeli Kadın.
İSTANBUL CİHETİ
ALEMDAR (23683) 1 — San Franslüko. 2 — JVltın Peşinde.
AYSU (21917) 1 — intikam
2 — Dağ Çiçeği.
AZAK (23542) 1 — Lüküs Hayat. 2 — Vurun Kahpeye.
ÇEMBERL1TA8 (22513) Ölmeyen Aşk. 2 — Şehzade Azmi.
FERAH I — Fırtına Gecesi 2 — Dertli Pınar.
HALK 1 — Zaloğlu Rüstem. 2 — Keşif Alayı.
KISMET (26654) 1 — Sönen
Hayat. 2 — Karanlıkta İzler.
MARMARA (23860) Aşlc Oyunları. 2 — Port-Salt Canavarı,
MİLLt (22962) 1 — San Fran-slsko. 2 — Altın Peşinde.
Tl RAN (22127) 1 — Lüküs Hn yat. 2 — Vurun Kahpeye.
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 -Kovboylar Kıralı. 2 — Gençlerin Sevgilini.
York, Boston. Londra, Brüksel. Münlhtcn,
18.30 C.G.D.T. Kahire, Beyrut-tan.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8.30
9.00
9.00
11.20
13.50
19.50
8.30
18.10
ANKARA
KÜÇÜK TİYATRO ı (11169) Kıskançlar.
GAR GAZİNOSU t Parla Revü heyeti.
PAVİYONDA : İtalyan Akrobatları.
İZMİR
ŞEHİR TİTATROSU : Oyuncu.
ATLAS : (40835) ölüm Busesi, ALKAZAR: (42562) 1 - Gangsterler Kıralı. 2 — Ikl Cingöz Kibarlar Arasında.
AR: (44394) Bahar Olunca. ELHAMRA : (43505) Macera
Adası.
İPEK ; (44289) ölüm Diyarı.
İNCİ : (84595) 1 — Havanada Festival. 2 — Şanghay Ekspresi,
Suare. : 1 — Krlstof Koloınb. 2 — Yayla Kaplanları.
VALE; (43595) Asiler Ülkesi.
MELEK ; (40868) Sihirli Bahçe. Sııurc ; Aşk ve Kıskançlık.
SARAY : (41659) VftsIUs Logo-thetidia Elen Komedi Trupu. SCATPARK ; (83143) 1 — Cebelitarık Canavarı. 2 — Annu Kurenlna (Türkçe)).
SÜMER: (42851) Hayal Peşinde.
ŞARK : (40380) Tomnton Caniler Çetesi.
Suare : Kimsesizler.
ŞIK t (43726) 1 -— Günah Peşinde (Türkçe). 2 — Ölüm Saati.
TAKSİM : (43191) 1 — Kapa-
nan Gözler. 2 — Şehitler Kalesi.
TAN t 1 — Her Şafakta ölürüm. 2 lar.
YENİ:
Sonra, Mirası.
ÜNAL :
(Türkçe), 2 — GJlda Şeytanın Kızı (Türkçe).
— Yılmaz Kahramıın-
(«4137) 1 — Rüyadan
2 — Monte Kristonun
(19306) I — Yuvanı
KADIKÖY CİHETİ
HALE (60112) 1 — Deniz EJ deri (Türkçe). 2 — Kafkas Kartalı.
OPERA 1 — Hint Esrarı. 2 — Yaşasın Aşk-
SÜREYYA (60682) 1 — Sihirli Aşk. 2 — Karanlık Ayna.
YELDEĞİRMENÎ 1 — Dlnml-yen Sızı. 2 — Tosun Paşa.
ANKARA
ANKARA (23432) Gangster Hafiye.
BÜYÜK (15031) Paylagılamıyaıı Güzel Sevgili.
CEBECİ 1 — Buffalobii. 2 — Beyaz Yıldırım.
PARK 1 — Zehir Kaçakçıları. 2 — Alevden Gönüller.
SUS 1 — Günahkâr Kalbler. 2 — Bir Fakir Delikanlının Hikâyesi.
SÜMER 1 — Paraşüt Taburu. 2 — HapİHhancde İsyan.
ULUS 1 — Kıskanç Kadın. 2— Tampiko.
YENİ: Genç Kız Kalbi.
İZMİR
El,HAM RA Balalayka.
LÂLE 1 — Kanlı DöğÜş. 2 Kutup Kâşifleri.
TAYYARE 1 — Akdeniz sanları. 2 — Hulva.
TAN 1 — Kanlı Döğilş, Kutup Kâşifleri.
YENİ 1 — Deniz Ejderi. Şeytanın Kudreti.
KARŞIYAKA CİHETİ
MELEK I — Kinlin Srv.TKe.
2 — Genç Karlnliar 2. devre.
SÜMER 1 — Tabancalar Patlarken. 2 — Donanma Şarkısı.
Kor-
2 —
2
UÇAK - TREN - VAPUR
GELECEK OLAN U
10.50
12.50
15.50
16.20
18.20
(AKLAR
D.H.Y. (Türk) Ankara-dan.
D.H.Y. (Türk) îzmirden. B.E.A, (İngiliz) Londra, Niw, Roma, Allnadan.
D.H.Y. (Türk; Adana, Ankaradan.
P.A.A. (Amerikan) New-
B.E.A. (İngiliz) Atina, Roma, Nis, Londraya.
L.A.Î. (İtalyan) Atina, Romaya,
D.H.Y. (Türk) Ankara, Malatya, Elâzığ, D.Bakır, Adana,
D.H.Y.
D.H.Y.
P.A.A.
Karaşi,
Bangkok, Hongkong.
GELECEK OLAN
EKSPRESLER
Ankaradan.
lakenderuna. (Türk) lzmlrc. (Türk) Ankaraya. (Amerikan) Şam.
Delhi, Knlküta,
GİDECEK OLAN EKSPRESLER Ankara Ekspresi.
GELECEK OLAN VAPURLAR
6.30
8.00
11.30
15.35
17.50
Konya, Bandırmadan. Ordu, Kaniden İzden. Giresun, İzmirden. Sus, Mudanyadıın.
Çorum, Karatenizden,
GİDECEK OLAN VAPURLAR
Malatya, Karadenize. Bursa. Ayvalığa. Etrüak, lzmire.
Ülgen, İmroza. Konya. Bandırmaya.
ö.OO
9.00 11.00 18.00
20.(9)
R A D
ANKARA:
7.30 M.S. Ayan — 7.31 Harry Horllck orkestrası çalıyor (pli — 7.45 Haberler — 8.00 Hafif müzik (pl) — 8.25 Günün programı ve hava raporu — 8.30 Schubort. Bitmemiş senfoni (pl) — 9.00 Kapanış.
12.28 Açılış ve program —
12.30 M. S. Ayarı — 13.00 Haberler — 13.15 Salon orkestralından melodiler (pl) —
13.30 öğle gazetesi — 13.45 Hafif şarkılar (pl) — 14.00
. Akşam programı, hava raporu ve kapanış.
17.58 Açılış vo program — 18.00 M. S. Ayan — 18.00 Şarkılar — 18 30 Konuşma: Çiftçilerle haşhaşa — 18.45 Caz orkestralarından Duke El-lington (pl) — 19.00 M. S. A-ynri ve haberler — 10.15 Geçmişte bugün — 10.20 Havdn Ro Majör violonarl konçertosu (pli — 19.15 Konuşma: Milliye Bakanlığı adına (Gelir Vergisi) — 2o.(io Halk türküleri — 20.15 Radyo gazetesi — 20.30 Serbest saat — 20.35 Tarihî Türk müziği — 21.16 Konuşma: Kamın konuları — 21.30 Caz müziği (pl) — 22.00 Konuşma — 22.15 Varyete müzikleri (pi) — 22.30 Klâsik saz e-serlerl — 22.45 M. S. Avun vo haberler — 23.00 Program ve kapanış.
Istan bu Lt
12.57 Açılış ve programlar.— 13.00 Haberler. — 13.15 Orkestra eserleri (Pl.). — 13.45 Şarla ve türküler. —. 14.20
Diş «ağlığı haftası münasebetiyle konuşma. — 14.30 Şıırkı ve türküler (PL). — 14.50 He.-
fil’ valeler (Pl.).—15.00 Programlar ve kapanış.
17.57 Açılış ve programlnr.— 18.00 Radyo tango orkestran.’.
— 18,20 Konuşma: Makedon-
yalI İskender. — 18.30 Türküler geçidi — 19.00 Haberler. — 19.15 İstanbul haberleri. — 19.20 İstanbul Konservatuarı Türk Musikisi İcra Heyeti konseri. — 20.00
Radyo salon orkestrası konseri. — 20.30 Seçim Kanunu ve müeyyldelorl hakkında. —
20.45 Piyano ve keman solo-
ları (PL). — 21 00 Şarkı ve türküler (Müzeyyen Sonar Işıl). — 21.30 Radyofonik
temsil, PeHeas ot Melisande.
— 22.30 Dans müzlfcl (Pl.).-
22.45 Haberler. — 23.00 Dans müziği (PL), — 23.30 Programlar ve kapanış.
YABANCI RADYOLARDAN SEÇME YAYINLAR] LONDRA:
8.00 Donald Pccrs’den şarkılar. — 8.45 Dinleyici istekleri. — 9.15 Klâsik müzik dinleyici İstekleri. — 11.45 Harry
Parry ve sokstotl. — 12.30
Plâklarla senfonik müzik. — 14.30 Dinleyici istekleri. ~ 17.15 Operada hlr saat - Roj-sini.. “Sevil Berberi.,. — 18.15 Bando müziği. — 19.15 Dana müziği (15 dakika). — 21.30 Donald Pccra’den şarkılar.--22.00 Kırallyet Fllârmonl orkestrası konseri — 23.15 Palm Courf orkestrasından hafif müzik. — 24.00 Piyano ile
parçalar.
EMİNÖNÜ:
Ankara (Eminönü) — Sırrı Başdoğan ( Küçükpazar) — Esat (Alemdar) — Aaadur (Godlkpaşa).
BEYOĞLU:
Güneş (Merkez) — Barunalı (Taksim) — Batlst Tülbentçi (Taksim) — Bankalar (Galata) - Necdet Ekrem (Şişil) -Çubukçu (Şişli) — Halıuıuğhı (Hankoy) — Yeni Turan (Kasımpaşa).
E \ 1 IH:
üniversite (Şehzadebaşı) — Ziya Nuri (Aksaray) — Sa-matya — Nazım Malkoç (Şehremini) — Edirnekapı (Kara gümrük) — Haylm Berk (Fener).
EYÜP: Arif Beşer. BEŞİKTAŞ:
S. Recep — Yeni (Ortaköy) — ArnnvutkÖy — Merkez (Bebek).
KADIKÖYl
Kadıköy — Kızıltoprak Göztepe — Bostancı. ÜSKÜDAR: Ahmediye. HEYBEI.ÎADA: H. Halk. BÜYÜK ADA: Halk.
ANKARA
Güruy - Hayat - Ünivorfiito İZMİR
Ege (Basmahane) — Hilâl (Kc-ıncraltıı — Asri (Eşrefpaya) — Alaancak — GÜzelyah (Yalılar).

BULMACA
.Şuhlan Miğıı•
1 — Elektrik deposu. 2 — Bir. Mecmua. 3 — Belirti. Tersi Allah. 4 — Sonuna bir harı' gelirse okuma olur. 5 — Mukadder akıbet. Bir nevi kumaş. 6 — Sondan İlci haıf okunmazsa eski bir Türk Devleti olur. 7 -Baştan birinci harf okunmazsa bir duygumuz olur. İki harı yan yana. 8 — Muafiyet vasıta Itırından biri. Falan ın kardeşi. 9 — Tersi kalın İp. istirham. 10 — Nida. Şarkı arasında tek-rnrlayış.
Yukarıdan 11 şoğı t
1 — Eşik (eski terimi. Teral gözü pek. 2 — Fena. Bir sıfat takısı. Bir nevi devlet reisi, 3 — Koyma. Bir nevi saç. 4 — Bir kumar vasıtası. Yâdet. 5 -Çoğal. Tersi torunlarımız. 6 — Bir sıfat takısı. İnanış. 7 — Kibarlık. Tersi askeri bir komut. 8 — Saymak. 9 — Cansız. Duman yolu. 10 — Bir şey mukabili alıkonulan. Tersi sabal. kızıllığı.
DÜNKÜ BULMACANIN DALLI
Suhlıın sağa:
1 — Kılıç oyunu. 2 — Alakalılar. 3 — Vaha. Uçaru. 4 — Ana. Kanto. 5 — Kinayeli. 6 — AhahyL Ma, 7 — îyl bağ. Aı-na. 8 — Sayacı. Aral. 9 — Çeşit. Akala. 10 — İti.
Ynkiirıdnn ıı«u£ı:
Otakar.
2 — llAnl-
4 —
iyiyi. 6 -A ka Nar.
1 — Kavak ağacı, hayat. 3 — Lâhana İlen. Alıcı. (> — Aç. Oluk İyi. At. 7 — İlâcı» 8 — TulAnl. Kara. 9 — Alfırm. 10 — Uru olunlar.
bn$ı.
Kadıköy 60871. Üsküdar 6094,>
Beyoğlu 44644
İstanbul 24222
Ankara 00. İzmir 2222
Karşıyaka 15055-
Istnnbul Beyoğlu Anadolu yakası Anlmra İzmir
41098
60538
91
2251
manyada olsun, nerede olduğuna bakmadan sağı sulu serbestçe yağma et* mek oldu. Fakat sonra, Rusyaya dönünce Sovyet basınının yahut komünist idarecilerinin tasvir ettiği bir “Avrupa tablosu"na aklı yatmadı, kabul etmek istemedi. Bunların siyasi bir tehlike teşkil ettiklerini sezen Sovyet idarecileri, asker bölüklerinin, Polonyada. Almanyada yahut başka yerlerdeki tecrit kamplarımla “tekrar terbiye*' görüp Rusyaya öyle dönmelerini temine çalıştılar. Döndüğü zaman tenkidde bulunmak gafletini gösteren bir Rus, derhal kendini uzun bir müddet için bu tecrit kamplarının feci işkencelere cn uygun bir şekilde riayet eden BtıchenU'ald’deki tecrit kampında — mahkûm edilmiş bulurdu.
Denisof hakikati görüyor
Binbaşı Denisof akıllı davrandı ve fikirlerini açıklamak gafletini göstermedi. Binbaşı. 48 yaşlarında, son derece zeki ve gayet yumuşak huylu, ufak tefek bir adamdır. Memleketine, votkaya ve sert sigaralara son derece düşkündür. Bütün hayatınca, Rusyanııı en üstün memleket olduğuna iman etmişti. Buna kaç hafta evvel, Doğu Sovyet lşgfil Kuvvetleri mühim mevkiini bıraktı, nnda Karlshorst’tekt
terkettl, 5.000 ostmarklhk muazzam aylığını (Rus hayat seviyesine göre bu hakikaten dolgun bir maaştır) feda etti ve Britanya bölgesine kaçtı. Neden?
Denisof, Gorki eyaletinde 600 evlik bir köyde doğmuştu. Babası Volga’da kayıkçılık yapar, karısını ve üç ço-
rağmen, bir Almanyada nezdindckl Berlin civa-ıahat evini
hikâye
Ailenin en gayretli çocuğu olan Vasili Denisof devlet mektebinde okudu. Sonra Uralda bir kâtiplik buldu ve bir gece mektebi olan Rabfak'ta iktisat tahsil etti. İleride bir iktisatçı olarak çalışmak istediğinden üç sene için Rostof İktisat Enstitüsüne talebe girdi. Buradaki derslerinin hemen hemen hepsini tamamladı ve bitirdiğine dair bir sertifika da aldı. Fakat, sonra. Almanlar Rusyaya hücum e-dlnce Kızılorduya iltihak etti ve teğmen olarak Letonya cephesi civarında bulunan Velkhof’a scvkedildı. 1219 numaralı alayda çalıştı, levazım trenlerinin başında vazife alarak. l.ç-ningrad ın tahliyesine kadaı o* a la kaldı. •
Harp ganimetleri
Daha sonra, Denisof, Byelo - Rus Grııpu Baş General Vekilliğine tâyin edilerek Moskovaya gönderildi. Harp sonuna kadar bu vazifede kaldı. Bunu takiben, şimdi kendisinin ıStettln Harp Ganimetleri Dairesi 1 diye isimlendirdiği birliğin başına geçirildi. Herhalde birliğin daha resmi bir adı vardı. Vazifesi Rusların. Polonyada Almanyada yahut herhangi bir yerde ele geçirdikleri ganimetleri tetkik e-dlp kaydetmek ve kıymetlerini tâyin etmekti. Bu ganimetlerin bir kısmı Rus işgal kuvvetlerine verilir, üst tarafı Sovyetlor Birliğine kalırdı. Denisof:
— Makine, cephane, ev eşyası, elbise, işe yarar ne varsa alırdık, diyor.
fDeuamı var^


İcra memuru
Yazan ; Marcel Ayme
Çeviren : Ayşe NUR

çalma-şefleri-şckllde
kazana
bir kepçe döker-sızlasın.
yakalayacakken, işaretiyle durdur-
FRANSANIN küçük bir şehrinde Mallkorne isminde bir icra memuru vardı. Malicorne vazifesine o kadar bağlı bir adamdı ki, icap etse, kendi eşyalarına bile haciz koymaya hazırdı. Fakat tabii buna hiç lüzum olmadı. Zaten kanun da icra memurunun kendi kendini icraya vermesini de derpiş etmez.
Malicorne, karısının yanında mışıl mışıl uyuduğu bir gece birdenbire ölüverdi, Derhal ruhu Salnt-Pierre’in huzuruna çıktı. Aziz, Ma-licome’u soğuk karşıladı;
— Adın Malicorne, kendin ise, icra memuru imişsin. Senin gibilere cennette pek raslanmaz, dedi.
— Daha iyi, zaten moslekdaşla-nmla bir arada olmaktan pek hoşlanmam.
Bir sürü melâikenin getirdiği kocaman bir kazanın yerleşmesini seyrederken. Saint-Pierre istihza ile gülümsüyordu.
— Bir hayli hayalperestsin, kardeşim, dedi.
— Ümitliyim, o kadar. Gerçi Tanrının günahkâr bir kuluyum, ama vicdanım rahat, çünkü ömrüm boyunca her pazar kiliseye gittim, kimsenin de bir meteliğini dım. Haciz vazifelerimi de, ml daima memnun edecek ifa ettim.
— Ya, öyle mi? Peki şu
ne dersin? Ruhun ile birlikte cennete gelen bu kazanın içi yetime ve dula döktürdüğün göz yaşı ile dolu.
icra memuru kazanın acı muhtevasını tetkik ettikten sonra,
— Ne yapayım, dedi. Yetim de. dul da borcunu ödlyemoyince, malları haczedilmek gerekir. Bu muamele esnasında bol bol göz yaşı dökmekten geri kalmazlar. Tanrıya şükür işlerim daima tıkırında idi. bir gün olsun boş durmadım.
Saint-Pierre, bu pervasızca lâflara kızarak, meleklere:
— Cehenneme, cehenneme götürün herifi, kızgın bir ateşe atın. Vücudu cayır cayır yansın. Günde iki defa da üzerine yelim ile dulun göz yaşlarından siniz ki yaraları
Melekler onu Malicorne bir el du:
— Bir dakika! Bu adaletsizce hükmünüzü, Tanrının nezdinde temyiz ediyorum, dedi.
Usûl usûldür. Saint-Pierre hükmünün temyiz edilmesine ister istemez boyun eğdi. Çok geçmeden Tanrı göründü. Gök gürledi, bir bulut üzerinde çıkageldi. Tanrı da haciz memurlarına karşı büyük bir sevgi besler görünmüyordu. Mnll-cornc'a sert bir eda ile sual sordu. O da cevap olarak:
— Tanrım, dedi, Saint-Pierre beni cehenneme mahkûm etti. Vazifem icabı yetim ile dula döktürdüğüm acı göz yaşlarını günahıma sayıyor. Bu bir haksızlıktır.
Tanrı Saint-Picrre’e sert bir bakışla:
— Tabii, haksızlıktır, dedi. Fakirin malını haczeden icra memuru kanunun elinde bir âlettir. Kendisi mesul ediğidir. Ancak işini gö-riirken dula yetime acıması lâzım.
Saint-Pierre atıldı:
— İşte bunu bile yapmamış. Bilâkis övünüp duruyor.
— Hiç de değil. Vazifemi harfi harfine yaptığımdan dolayı seviniyorum. o kadar. Mesleğini sevmek bir suç mu?
Tanrı:
— Çoğu zaman değildir, ama senin durumunda bir özellik var, dedi. Şimdi ne sevaplar İşledin, ona bakalım.
— Demin Salnt-Pierro’e de dediğim gibi, tek bir borç bırakmadan dünyadan göçtüm. Kilise âyinlerini de hiç kaçırmadım.
— Daha ne yaptın?
— Bir gün kiliseden çıkarken bir fukaraya para da verdim.
— Saint-Pierre atıldı:
— Doğru söylüyor, fakat para kalp idi.
Malicorne:
— Hiç merak etmeyin, nasıl olsa geçinmek yolunu bulmuştun
— Daha, daha ne yaptın?
— Ne bileyim, hatırlamıyorum. Sağ elinin verdiğini sol el bilmemelidir derler ya, ben de bilmiyorum.
İcra memurunun hiç bir sevap işlemediği besbelliydi. Tanrı büyük bir öfkeyle Saint-Plerre’e ibranlce çıkıştı:
— Herif beş para etmez. Ama sen de çok terbirslzce hareket ettin, hak ve adalet gözetmeksizin hüküm verdin. Vazifesini gören bir memura hakaret etmiş oldun. Elbette yeri cehennemdir. Fakat verdiğin hükmü usulen bozmak şart Ne yapayım,
Saint-Pierre somurtmuş, cevap vermiyordu. Tanrı Malicorne’a dönerek; bu sefer fransızca olarak:
— tyl bir adam değilsin, dedi. Ama Saint-Plerre’in hatası işine yaradı. Seni bir daha yer yüzüne gönderiyorum, mesleğine devam et. Ama bu sefer sevap işlemeye bak ki, bir daha gelişinde seni cenneto alabileyim.
Ertesi sabah Malicorne uyanıp da kendisini karısının yanında yatar görünce, rüya gördüğünü sanabilirdi. Fakat aldanmadı ve bir an evvel cennetini hak etmek çarelerini düşünmeye koyuldu.
Saat sekizde dairesine vardığı znman hâlâ bunu düşünüyordu 30 seneden beri yanında çalışan kâtibini görür görmez:
— Bourrichon, dedi, maaşına ayda 50 frank zam yapıyorum.
Katip şaşırdı, hayır dualarla teşekkür ettk Malicorne vakit geçmeden çekmesinden boş bir defter çıkardı, ilk sayfayı bir çizgi ile İkiye boldü. Büyük harflerle sol sütunun başına “günah”, sağ sütuna da “sevap” yazdı. Sabahtan beri yaptığı hareketleri tahlile koyuldu. Sol sütuna yazılacak bir şey bulamadı. Sağ sütuna işe şu cümleyi kaydetti: "Hiç hnk etmediği halde, kâtibim Bourrichon'un maaşına 50 frank 2am yaptım.”
Saat dokuzda en iyi müşterilerinden biri M. Gorgerin çıkageldi. M. Gorgerin şehirde 42 büyük bina sahibi çok zengin bir adamdı. Fakat bazı kiracılarının para darlığı onu sık sık Mallcorne'a müracaat etmeye zorluyordu. Bu sefer de bir seneddn beri kira ödomiyen yoksul bir aileyle başa yıkamıyordu.
— Dinlemem, Bir senedir lıyorlar.
Malicorne etmek için
— Biraz mühlet daha verin, ne çıkar, dedi. Zaten eşyalarını satacak olsanız, alncnğınızm yüzde onunu ya getirir ya getirmez.
— Biliyorum, ama ne yapayını. Ah şu körolasıca iyiliğim yok mu. beni bugüne kadar bekletti, elli bir tane kiracım daha var, sakın yufka yürekli olduğumu duymasınlar, yoksa kira ödemez olurlar. Halim harap olur.
— Hakkınız var. Lâkin merak etmeyin, ben çok adam görürüm, hiç bir hele kiracılarınız sizin İyi bir adanı olduğunuzu söylemiyor. Aksine.
— tsabet. isabet...
Malicorne müşterisini kapıya kadar götürürken. bütün l İr şehir halkının iyiliğine şahadet ettiği bir ruhun cennete varışını hayal ediyordu. öğleyin eve gelir gelmez, doğru mutfağa girdi. Karısının dehşet bakışları altında hizmetçiye:
— Melanle. dedi, aylığınıza elli frank zarıı yapıyorum.
Devamı var
sabrım tükendi, beni hoş valilerle oya-
yoksul aileyi müdafaa kendini zorladı:

$ Mayın 19*0
YENİ 18 T’ AN BUL
Sayfa B
GÜNÜN
KONOMİK
BANKALARIMIZ
1949 sonunda
Ziraat Bankası
Kısa
Haberler
İran Birleşik Amerlkadan yarılım talebinde bulundu

| BİRLEŞİK AMERİKA MEKTUBU
Avrupanın Amerikaya


Yeni
tiftik
1949 senesinde kabul edilen iki tâdil kanunu Bankanın bünyesinde ehemmiyetli iki nevi değişiklik vücude getirecek mahiyettedir. Bunlardan biri sermaye tezyidi, diğeri Bankayı tahvilât sermayesiyle takviye keyfiyetidir
Yazan: Namık Zeki ARAL
(İktibas hakkı mahfuzdur)
ZİRAAT Bankasının 1949 senesi bilânçosu bir evvelki seneye ait bılânço İle karşılaştırılmak suretiyle gözden geçirildiği takdirde bir yıldan öbür yıla rakamların e-hemmiyetli surette kabarmış olduğu görülür. 1948 in 690,1 milyonluk ba kıyeler yekûnu 1940 da 932,9 milyona çıkmıştır. Fakat bu kabarıklığın bir kısmı itibâri, bir kısmı hakiki faaliyetin ifadesidir. İtibari olan kı ■un, yılın son ayında banka serına yasinin ismen 100 milyondan 300 mil yon& çıkarılmasından mütevellittir. Hakiki olan kısım ise bilhassa bankacılık muamelelerindeki fiili teza-yütten doğmuştur. Bilânçonun "Aktif,, denilen mevcudat ve matluba, sütununa bir bakalım:
— AKTİF —
— Milyon hra --1948
biraz daha fazla müzaharetle bulunabilmesi fazladan gelen hangi memba-lorla mümkün olabilmiştir? Bunun İçin de aşağıki pasif (düyûnat) cetveline bakalım:
— PASİF —
— ATIlpon lira —
Sermaye
İhtiyatlar
Mevduat
Tediye emirleri
Taahhütler
Diğer kalemler
Yekûn
Ödenmemiş sermaye
1949 1948
97.2 87,—
58,6 51,4
326,7 325,6
11,— 11.5
166.9 142.—
69.7 59.6
730.1 677.1
202,8 13.—
932,9
690,1
★ VVashington, 2 A.A. (AFP) — 1-ran Büyükelçisi Hüseyin Alâ, memleketine dönmeden evvel Başkan Truman’i ziyaret etmiştir. Bilindiği gibi, Hüseyin Alâ Dışişleri Bakanlığına tâyin edilmiştir.
Bu konuşmada Büyükelçi Başkandan İrana mal! yardımda bulunmasını istemiş ve son iki kışın büyük baş hayvanlar arasında ve İranın başlıca ihracat maddelerini teşkil eden meyva mahsulünde büyük hasarlar İka ettiğini söylemiştir. Büyükelçi İran Umumi borçlarının arttığını ve komünistlerin hükümete hücum İçin iktisadi durumdan faydalandıklarını ilâve etmiştir.
Başkan Truman Acheson'la birlikte İran iktisadiyatını incelemeyi vadetmiştlr.
Bradford yün plyımıuu

yükseldiğini duyan taranmış müstahsilleri her çeşit taran-yün fiyatlarını yükseltmişler-Taranmış yün müstehlikleri
ihracatı meselesi
mahsulü geld
TİFTİK İ5TİHSALÂTININ 5.000 TONDAN FAZLA OLACAĞI ANLAŞILIYOR
Amerikada ihracatın azalması ve Avrupadan yapılacak ithalâtın inkişafı için alman tedbirler
IVashingtou, 29 nisan (Hususî muhabirimiz bildiriyor)
klu
bundan en çok n.^ceessir
Bakanlığı raporunda bu a-üç sebepten ileri geldiği
Senetler cüzdanı
Borçlu cari hesaplar Zira! krediler Kanunî karşılıklar Esham ve Tahvilât cüzdanı
iştirakler
Pamuk Müessesesi
Temlik edilmiş mat-lûbat
Yekûn
Diğer hesaplar
1948
25.8 22,9
179.8 239,8
334,3 235,8
71,8 63,7
25.9 24,1
15.6 15.3
0.5 0,5
1.5 1.2
655,2 603,3
277,7 86.8
932,9 690,1
ın kabarıklığı, bi-
Umumi yekûn
(Diğer hesaplar) roz evvel bahsettiğimiz sermaye tez yidi neticesi olarak bu kalemin içine 202,8 milyonluk bir (ödenmemiş sermaye) meblâğının girnıış olmasın dandır. Bankacılık muamelelerine müteallik olarak ehemmiyetli tebeddülü bilhassa İki kalemde müşahede etmekteyiz: 1 — Borçlu cari hesap lar, 2 — Zirai krediler! Evvelkisi 60 milyon liralık bir tenakus. İkincisi 98.5 milyon liralık bir tezaytlt göstermiştir.
Borçlu carı hesaplardaki tenakus şundandır:O altmış milyonun külliye-te karip kısmı yani 51 milyonu, banka iştiraklerinden (Yerli Ürünler Şirketi) ne bir kaç sene evvel Ticaret Bakanlığı nûnı ve hesabına açılmış tütün mukabili krediden mühim kısmının 1949 içinde — tütünlerden külliyetli kısmı satılarak — tasfiyesi üzerine erimiş bulunmaktadır. Bunu 1948 senesi idare Meclisi raporundan istintaç ediyoruz. Zirai kredilerdeki tezayüde gelince: Bu artı^ müstahsile doğrudan doğruya veya kooperatifler vasıtasiyle öteden beri açılması mûtat kredilerin genişletilmesinden mütevellit olduğu kadar fevkalâde hallerin İcabiyle ziraat erbabına yardım olmak üzere açılan kredilerden de neşet etmektedir. Filhakika geçen 1949 senesi memleke tin muhtelif mıntakalarında kendini gösteren kuraklıklar buralarda çiftçiyi eli böğründe bırakmıştı. Yer yer »eylâplar ve haşere de eksik olma mıştı. İşte bankanın bu gibi âfetlere karşı açtığı krediler de bu kalem İçinde dahildir.
Yukarki cetvele ait sair kalemle rln tetkikinden de anlaşıldığı veçhile senedat (Iskonto) cüzdanı, esham tahvilât cüzdanı ve iştiraklerle as çok tezayütler göstermişlerdir.

Bankanın 1949 da ziraat erbabına
ve de
Umumi yekûn
Yukankı rakamlardan anlaşılacağı veçhile • sermaye). ı ihtiyatlar). (mevduat) ve (taahhütler) ile (diğer kalemler) deki tezayütler bu fazla membalan temin etmiş bulunmaktadır. 1947 den 1948 e (mevduat) mem-baı bankaya birden 50 milyon hralıg bir fâzla vermişti. 1948 den 1949 a kendini gösteren fazla 1,1 milyon lira gibi cüzî bir kemiyetten ibaret kalmıştır. Bankanın tasarruf mevduatı 6.3 milyon lira kadar artmış ve fakat alelâde mevduat 5,2 milyon lira eksilmiştir. Mevduatın tezaylıt seyrinde görülen tevakkuf Ziraat Bankasına hâs olmayıp memlekette bankalar mevduatının heyeti ıımumı-yesine şâmildir. Netice itibariyle mevduat 1949 da bankanın fazla bir kredi açmasına medar olmamıştır, denilebilir.
Membalardakı fazlanın aşağı yukarı yarısı (24,9 mllyonı Merkez Bankası membaından gelmiştir. Bu membadan gelen paralatın hepM (taahhütler) kaleminde görünmez Bir kısmı da (nâzım hesaplan da kalır, Hükümetin Ziraat Bankasını araya koyarak su İşleri için çektiği 54,8 milyon lira buradadır ıHazini, kefaletini haiz bonoları. Esasen Ziraat Bankası yalnız ziraat erbabına mali müzaharet işleriyle değil, daha başka işlerle de iştigal eder. O işler dolayısiyle Millî Korunmaya. Zirai Donatım İdaresine ve Devlet Kâğıt ve Basım Umum Müdürlüğüne ait sermayeleri Ziraat Bankası verir. Bunların mecmuu 1949 sonunda 74,3 milyon lira kadar tutar ki yukarıda aktif sütununda gördüğümüz 179 milyon liralık borçlu cari hesaplar içinde yer alırlar. Bankanın kendi membalan bu kabil müzaharetle-rl yapmaya kifayet etmediği için o da Merkez Bankasına başvurur ve hazine kefaletiyle bu paralan Meı-kez Bankasından elde eder.

1949 senesinde kabul edilen iki tâdil kanunu bankanın bünyesinde e • hemmlyetli iki nevi değişiklik vücuda getirecek mahiyettedir. Bunlardan biri yukarıda da bahsettiğimiz sermaye tezyidi keyfiyeti, diğeri bankayı tahvilât aermayesiyle takviye keyfiyetidir. Her iki değişiklik de bankaya uzun vâdeli sermaye teminini tazammıın eder. Birinci kanıınur. hükmünü imâl'e hâdim tedbirlerden biri olmak üzere 1950 devlet bütçem bankaya yedi milyon liralık bir para tahsis etmiş bulunmaktadır. İkinci kanun hükmünün — 1950 senesi şubat ayında — İcrasına başlanması ise her türlü tahminin fevkinde ola-
Bradford (Reuter - Hususi.» — Re-kabetin arttığı ve yün fiyatlarının yün iniş dir.
bu fiyat yükselişine ayak uydurmak istemiyorlar spekülâtif satıştan kaçınıyorlarsa da, taranmış yün müstahsilleri piyasa fiyatlarına uymaya mecbur olduğu için vaziyeti değiştirmiyorlar.
Bir hafta evveline nazaran taranmış merinos fiyatı libre başına 4,d artmıştır. 64’s taranmış yün için iJM’d vasati fiyat ise de, bazı firmalar libre başına 156‘d fiat koymuşlardır. Fakat alıcılardan hiçbir talep görmemişlerdir. Yeni Zelanda'daki inkişaf taranmış yün için, libre başına 3’d fiyat koymuştur; bu 50’s taranmış yün cinsini 69’d yapar.
Birleşik Ameriknnın
Arjantin’e mali yardımı
2/V/J950 Sah
Borsalarda vaziyet
İstanbul :
Ticaret Borsacında ayçiçeği yağı üzerine muameleler olmuş, fiyat aynı seviyeyi muhafaza etmiştir. Çürük fındık yağına karşı da sabun İmalâthaneleri tarafından istekler olmuştur. Fiyatlarda bir tahavvül yoktur. Fıııdlfc piyasası durgunluğunu muhafaza etmektedir.
Kambiyo, Esham ve Tahvilât Borsacında % 5 faizlive $7 6 faizli muhtelif tertipte Devlet tahvilleri üzerine mahdut miktarda muamele tın piyasasındaki mektedir.
cereyan etmiştir. Ab düşüklük devam et-
İzmir :
Hafta başında
kuru uzum hareketli bir durum arzedi-yordıı. İncirin sağlam vaziyetinde Wr değişiklik olmamıştır Bugün Borsada pamuk Üzerine muamele ceıeygn etmedi. Ze//fı>ı yağının tesit i altında pamuk, yağı piyasasındaki gevşeklik devanı etmekte» dir. Boraada pamuk çekirdeği ağır vazıyetini muhafaza ediyor.
Bnrsada ceMrdefcete
Adana :
Ticaret Borsnsında yalnız birinci akala pamuk Üzerine muamele olmuş, fiyatlar İlerleme kaydetmiştir


i
100
100
100
100
100
100
100
100
100
New.York, 2 A. A. (AFP) — New-York Times gazetesinin Wa-shlngtondakl diplomatik muhabirine göre, Başkan Truman, Amerikan tacirlerine yakın bir vadede Arjantin’e 12 milyon dolarlık bir ikrazda bulunulması ihtimalini derpiş etmelerini bildirmiştir. 100 milyon dolar Arjantin Hükümetinin cari ticari borçlarım ödemeye yarıyacaktır.
Aynı muhabir, Birleşik Amerikanın bir hidro-elektrik santralı inşasında kullanılmak üzere Brezilyaya 15 milyon dolarlık muhtemel bir ikraz hususunda milletlerarası bankayı dcstekliyeceğini bildirmektedir.
Gene yazara göre Milletlerarası Export-lmport Bankası bilhassa Brezilya, Şili ve Meksikayı ilgilendiren diğer dört ikraz ihtimalini incelemektedir.
Milletlerarası Toronto sergisine İştirakler artıyor
Toronto şehrin-beynelmilel ser-fabrlkatörü mal
Londra. 2 A.A. (LPS) — 39 mayısta Kanada’da de açılacak olan giye 840 İngiliz gönderecektir.
Bu sergi geçen senek i ne nazaran daha büyük olacak ve daha çok Avrupa memleketi iştirak edecektir. Sergiye İştirak eden firmalar arasında Ingiliz firmaları ekseriyeti teşkil edecektir.

»i ' F
rak bankaya bir günün yarısı içinde on milyon liralık sermaye topla maya imkân vermiştir. Afili bu uzun vâdeli sermayelerdir ki Ziraat Ban kasını hakiki gayesine götürecek ve götürürken onu, uzun vâdeli işleri için Merkez Bankasının kısa vâdeli kredisine müracaat etmek gibi gayri tabii (anormali yollara sapmaktan alıkoyacaktır.

Birleşik Amerika Ticaret Bakanlığının nisan ayı ortalarında neşrettiği bir rapora göre, memleket ihracatında kaydedilen azalış bütün mal kategorilerine sirayet etmiş gibidir. Düşüş, bilhassa mamul maddelerde kendisini hissettirmiştir. Sanayi makineleri, elektrik cihazı vc kumaşlar olanlardı.
Ticaret zalmanın
bildirilmektedir:
1 — Alıcı memleketler, imkân buldukça dolar alacaklarını muhafaza etmek istiyorlardı,
2 — Bir çok alıcı memleketler, Birleşik Ameıikadan getirttikleri malları kendi memleketlerinde istihsal etmeğe başlamışlardı. Ve hattâ başka satıcı piyasası Birleşik Amerikanın yerine kaim olmaktaydılar.
3 — Nihayet harp dolayısiyle artmış bulunan talepler bugün kısmen tatmin edilmiş bulunuyordu.
Amerikan ihracatının bu azalışı karşısında bir çok Avrupa memleketlerinden yapılan ithalâtın yavaş yavaş artmakta olduğu da müşahede edilmekte idi. Böylece Birleşik A-merika ithalâtını ihracattan ayıran büyük fark azalmakta idi. İthalâtın en büyük kısmı iptidai maddelerde tezahür ediyordu. Bilhassa ham yapağı ve mazot mühim mevki işgal etmektedirler.
Fiiliyatta ihracatın bu azalışı, ve ithalâtta görülen bu artış karşısında, Trumamn tatbik mevkiine koyduğu Avrupa mallarının Amerikaya ithali imkânlarının inkişaf ettirilmesi plânı muvaffak olmuştur denebilir.
Ticaret muvazenesinin bu durumu yanında Birleşik Amerikada, ithalâtı teşvik için alınan tedbirler meya-nında gümrük tarifelerinde tatbiki tasavvur olunan tenzilâtı zikredebiliriz. Nitekim 2500 madde üzerinde yapılması düşünülen bu tarife indirici meselesi, gelecek eylülde İngil-terede Torquay’de toplanacak güm-
rük konferansının da nna mevzularından biri olacaktır. Alâkadar mahfillerde döleğin şayialara göre, mezkûr tarife tenzilâtından faydalanacak memleket mahsulleri, bilhassa Kanada, İngiltere ve Almanyadan ithal edilecek maddelerdir.
Gümrük tarifelerinde yapılacak tenzilât fikri, ilkönce Amerikan «a-nayiellennin itirazını mucip olmuştur, Meselâ Cumhuriyetçi M. Brawn tasavvur olunan programın işsizliği tevlit edecek mahiyette olduğunu L leri sürmüş, diğer taraftan çiftçi blo-kunun sözcüsü M. Anderson, zirai maddeler ithalinin menedilmesin! teklif etmiş, bu maddeler üzerinde Birleşik Amerikada fazla stokların bulunduğuna işaret etmiştir.
Bu vazıyet karşısında İngiliz me-haflll, Amerikan hükümetinin hakiki niyetleri üzerinde mütereddit görünmektedir. Bu mehafile göre, Wa-shington. şartsız tarife tenziline taraftar olmıyacak ve şimdiden Amerikan mahsulleri için de mütekabiliyet şartını ileri sürecektir. Başka bir tabirle, Birleşik Amerika, diğer memleketlerde aynı tenzilâtı elde etmek için, müzakere vesilesi olarak, yaptığı tarife tenzilâtını ileri sürecektir.
Bütün bu mütereddit vaziyete rağmen Birleşik Amerikada, Avrupadan yapılacak ithalâtın fazlalaştınlması prensip! fiiliyatta kuvvet bulmakta ve taraftar toplamaktadır. Bu cümleden olmak üzere, iki büyük Amerikan teşkilâtının bu meseleyi ön plâna aldıklarını ve iki senede Birleşik Amerika ithalâtı yekûnunu senede (100) milyon dolara yükseltmeyi taahhüt edeceklerini. World Trade Week isimli büyük iktisadi mecmuanın neşriyatını "satın alınız ve fazla ithalât yapınız, ancak bu şekilde kendi refahınızı temin etmiş olacaksınız’* düsturuna bağladığını, ve hayet Birleşik Amerikada daimi yabancı mahsuller sergisi ihdas dilmesi fikri etrafında kuvvetli
cereyanın bulunduğunu zikredebiliriz.
imuMdiaUihilItnilhh 4MlHni'lHf*1Tl*1if
Yeni yılın ilk tiftik mahsulü, Bol-vadinden kamyonla şehrimize gelmiştir. Kamyonda beş ton tiftik bulunuyordu. Fiyatı 310 kuruştan Bor-sada muamele görmüştür.
Birkaç güne kadar diğer istihsal bölgelerinden piyasamıza ufak partiler halinde, tiftik gelecektir, henüz kırkım tamamiyle bitmediği için, büyük partiler halinde sevkıyata başlananın iniştir. Fiyatlara gelince, Af-yonkarahlaar. Bolvadinln ince malları yerinde 275 kuruşla 310 kuruş ara-
•mda satılmaktadır. Ankara, PolatlI ve civarındaki malların fiyatı 240-265 kuruş arasında, Bolu ve civarının mallan da 230-240 kuruş arasında yerinde satılmaktadır.
Tiftik tacirlerinin verdiği malûmata göre, bu scnekl tiftik mahsulü, mukavemet ve kalite itibariyle geçen yılların malından Üstün evsafta olduğu anlaşılmaktadır. İstihsal miktarının ilk tahminlerde olduğu gibi 5000 tonu tecavüz edeceğine hükme-dilmektedir.

Sinopta kalkan
Soğuk havalı motörler gelmediği için halik sevkiyati mümkün olamıyor
Sinop, 2(Hususi) — Son günlerde limanımızda bol miktarda kalkan balığı tutulmuştur. Fiyat 30-40 kuruş arasındadır. Sinop Balıkçıla) Kooperatifine vâdedilen soğuk hava tertibatını haiz seri motörler henüz gelmemiştir. Bu yüzden balıkçılar, limanımıza uğrayan yüklemek zorunda Halbuki vapurlarda tibatı olmadığı için,
basit ambalaj usulleriyle tstanbula sevkedılmektedir.
vapurlara balık kalmaktadırlar, soğuk hava ter-kalkan balıkları
PETROLLERİ
İstihsale €fclkonııldıı£ıın(lan Rumen endüstrisi sıkıntı içinde
Belgrad, 2 A.A. (Lps) — Yetkili mahfillerde beyan edildiğine göre, bir müddetten beri, görünüşe nazaran, Rumen basını, Kumanyanın petrol Istihsalâtını arttırmasına yardım e-den Sovyet mütehassıslarının meziyetlerini methetmek hususunda Mos-kovadan emir almıştır. Belgradda dolaşan söylentilere göre, vakıalar Bükreşte tasvir ve izah edildiği şekilden çok farklıdır. Filhakika Ru-manyamn Kızılordu tarafından işgalini takip eden 1945 yılında, memleket içinde petrol ve müştakatının istihlâki azalarak 1,3 milyon tona inmiştir ki, bu rakam, Almanların Kumanyaya girdikleri zaman istihlâk edilenden 700.000 ton daha az istihlâk edildiğini gösterir. Bu azalma, Sovyctlerin Rumen petrolünü alelacele Sovyet Rusyaya göndermelerinden mütevellittir.
ni-bir e-bir
I
PAMUKLARI
IRAK, İSVİÇRE VE MISIR DA İZMİR FUARINA İŞTİRAK EDECEKLER
İzmir, 2 (Husus! muhabirimiz bildiriyor) — Irak Hükümeti, teşhir e-deceği mallara satış için imkân bahşedilme»! ve yapacağı satış tutarında döviz tahsis edilmesi şartiyle İzmir Fuarına iştirak arzusunu izhar etmiştir. İsviçre de ajmı şartı ileri sürdüğünden İzmir fuarına iştirak edecek devletler sayısının 18 e çıkmasını temin için bu yıl fuara iştirak eden devletlere daha fazla serbest döviz tahsis edilmesi Maliye Bakanlığından istenmiştir. Mısırın da İzmir fuarı ile ilgilendiği ve malûmat istediği anlaşılmıştır.
MarshalI Yardım tdaresl, Amerikanın MarshalI Yardımından Türkl-yeye yaptığı ve önümüzdeki 1952 devresine kadar yapacağı yardımları Türk âmme efkârına ve ziyaretçilerine takdim için 1950 fuarında geniş bir paviyon hazırlamağa karar vermiştir. Bu pavlyonun açılma törenini Russel Rorr yapacaktır.
r— r^. . H ■ I^MII ■ I
Marangozlar Ticaret odasında toplandı
Tesisatı genişletmek için, Marahall Yardımından ne suretle istifade edecekler ?
Ağaç işleri ve marangozluk sanayii mensuplan, dün Ticaret Odasında bir toplantı yapmışlardır. Bu toplantıda bu sanayi şubesinin MarshalI Plânından ne suretle istifade edeceği mevzuu .görüşülmüştür, lar ve ağaç işleri yapan sahipleri ne gibi tesisata duklarını tesbit ederek
dasına bildireceklerdir. Bu maksatla Ticaret Odasında birkaç toplantı daha yapılacaktır.
Marangoz-imalâthane ihtiyacı ol-Ticaret O-
Bereketli yağmurlar
İstihsal bölgelerinden şehrimiz Ticaret Borsasına gelen telgraflara göre son 24 saat içinde yurdumuzun muhtelif bölgelerine feyizli yağmurlar yağmıştır, Konya Ticaret Borsasmdan, İstanbul Ticaret Borsa-sına gelen bir telgrafta, Konya ovasına yağan yağmurlar ^lzünden. kuraklık tehlikesinin önlendiği, çiftçilerin sevinç içinde bulunduğu bildirilmektedir.
LİMANIMIZDAN İHRAÇ EDİLEN MALLAR
Ticaret Odası tarafından yapılan menşe şehadetnamesi kayıtlarına göre, mart ayında limanımızdan muhtelif memleketlere 16.429.828 liralık lann yüzde 38 ini fındık, yüzde 21 ini tütün teşkil etmektedir.
Çok iyi olan mahsulden en az 300.000 balya ihraç edilecek
Meksiko, (City) (Reuter - Hususi) Ziraat Bakanına göre, Mekşikanm pamuk mahsulü 1.000,000 balyayı bulacaktır. Meksikadakt ziraat uzmanlan 700.000 balya tahmin etmişlerdi. Senenin başında bu rakam 800.000 balyaya çıkarıldı. Maamafih Ziraot Bakanlığındaki nikbin uzmanlar bile, \Vashington un “Meksika mahsulü 1.000,000 balyayı bulacaktır" tahminine pek inanmadılar.
Buna rağmen Ziraat Bakanı bu sc-neki Meksika mahsulünün vaziyet’ "mükeınmer’dir demiştir. Bilhassa mısır, pamuk ve buğday mahsulü çok iyidir. Ziraat Bakanı, pamuk mahsulünün takriben 700.000.000 pesoluk bir değeıi olduğunu söylemiştir. Önce dahil! ihtiyaçlar temin edilecek ve sonra mahsul ihraç edilecektir. Maa-mafih, memleketin ihtiyacı 400.000 balya olacağına göre, mühim miktarda ihracat yapılacağı aşikârdır.
İZMİR İHRACATÇILARI YENİ MEVSİM HAZIRLIĞI YAPIYORLAR
İzmir, 2 (Husus! muhabirimiz bildiriyor) — İhracatçı yazıhanelerinin ekserisi yeni mevsim hazırlıklariy-le meşgul olmaktadırlar. İhracat mevsiminin sonu olmak münasebetiyle ihracatçılar, müşterilerine yeni mevsim için piyasa durumunu, muhtemel rekolteleri ve tahassııl edebilecek fiyatları bildirmekte ve yeni iş temennisinde bulunmaktadırlar. Bu meyanda, bu ayın ilk ve ikinci haftalarında bir çok ihracatçılar yeni pazarlar ve müşteriler elde etmek ve eski müşterileriyle olan münasebetlerini mahallen tanzim etmek için dış memleketlere gideceklerdir, ü-zünı ve incir mahsullerine artık kalmamış nazariyle bakılmakta buna mukabil hâlâ zeytin yağı ihracı için Hükümetin yeni imkânlar bahşetmesi istenilmektedir.
“Tarsus” gemisinde bir seyyar sergi hazırlanıyor
Aınerikadakl eski vatandaşlarımızı getirmek Üzere 16 mayısta New-York'a hareket edecek olan “Tarsus” gemisinde memleketimiz mahsul ve mâmullerine ait nümunelerin teşhir edileceği bir sergi de bulunacaktır. Bu sergiye Tekel, Sümerbank. ve diğer bazı hususi firmalar iştirak edeceklerdir.
Ayrıca gemide Türkiyeye alt fo. toğraflar ve Türk sanat eserleri de teşhir edilecektir. New-York limanında bulunduğu müddet zarfında geminin muayyen günlerde halk tarafından ziyaret edilmesine imkân verilecek ve çeşitli eğlencelerden başka Türkiyeye ait filmler de gösterilecektir.
MEMLEKET ve DÜNYA BORSA ve PİYASALARI
KAMBİYO
İstanbul Borsası
Sterllng ......
Dolar ..........
Fr. Frangı ...
İsviçre Fr....
Belç. Fr.......
İsveç Kr......
Florin ........
Liret ........
Drahmi ........
E&coud(»a .....

Açılış
700.50
280.28
o.M)
64,03
5.60
»>4.67
73.68,40
0.44 128
0.01,876
9.73 no
Kapanış
701.—
280.23
0.60
61 03
5 60
61 67
73.68.40
0.44.128
0.1.876
9.73,90
Altınlar
külçe lerll Gr.
Külçe DcKUMhft.
Cumhuriyet ....
Rojat ........
Hamit ........
Gulden .......
İngiliz .....
Fransız kok ....
Napol^on III ..
İsviçre . ..
Bugün
__L)rn
~~ 545
850 36.—
38 25
38.-
35 65
48 50
10.—
46.—
35.50
Eski kur
Lira.
5. M
3 60
37. —
38. —
38.25
36 10
40.35
40.-
37 JMl
36.50
»w-York’tu : onsu*. $ 35
Gümüş, Platin
Erı aşağı En yukarı
ESHAM VE TAHVİLÂT
Devlet Tahvilleri

MEMLEKET TİCARET BORSALARI
YABANCI BORSALAR
İstanbul Ticaret Borsası
Gümüş Gr. Plâtin "

10 -
11.—
Zürich Borsası (Serbest)
... —
t.V.1950
Durumu
Türk Lirası .......
Dnlar .......
Sterlin# .........
Franaız Frangı
Uviçra Frangı
En aşağı
0.90
4^8 1/2
7n
I Ih
En yukarı
1.05
1.29 1 2
10.90
1.20 I l
>
(55 r(5 *5
Çr.ft
%4
**r.6
%6
^6
^7
' 7
7
C$7
M
%7
İkrunılırll tohvlUer 1933 Ergani ...................
1938 Ikranıiydl ...,»»«,••••• Milli Müdafaa I ...............
1911 1911 1/2
Demiryolu IV ......
Demiryolu V .......
1949 Ikr&mlyali ...
Diğerleri
Demiryolu VI .......
1 ....
II
III ....
I .....
II ....
I .....
I .....
SivftB-Ersurum I... " 11 -VII...
I...
11.. .
III. .. I...
11.. . İli...
IV. ..
1941 Kalkınma f •
1918 İstikra») 1048
Milli
1940 1034
1034
1911
1911
1041 MİU1
08
f •
• •
M Müflalna
• •
Demiryolu
♦ •
Müdafaa
e
s •
Kapanış
20.75
20.55
90.60
98.70
99.25
08.30
98.80
99.50
90.30
100.—
9860
90 30
06.35
1)7.60
21.30
20 75
21 -
2U.VU
21.-
21.70
20.70
20.90
2L.30
(•)
24.—
22.—
100.-
100.—
98.—
Şirket Tahvilleri
T.C. Ziraat Bankası 2Ü. (0 20.20
Anadolu D Y Tertip A R. 108.— 111.-
•• " C. ■M
*• '• yi (10 62.25 59.—
.. Mumcu. Senet, 07.90 67.50
Şirket Hisse Senetleri
T.C. M.rkoz Bıınkam .. ... 120.— 120.25
Türkiye İş Bımkası 30.— 29.50
T^)rk Ticaret Bankası ...... 5- a.-
AF-’ilun CiîHOnto 15.25 10.75
Sark Değirmencilik 23 25 23.50
MIHI P.oıiflÜrana ... 16.25
Ecnebi Tahviller
Mımr Kredi FoiihIvo 19(>3 .| 172 — |
Hububat:
Buğday yumuşak (Tüc.)
Buğday «ert (OfisinI t..
Arpa yemlik (dökme) ....
Mısır (San) çuvalı .....
Fssııiya tombul ........
Fasulya Çalı aort ......
Kuşycml ................
Mercimek kırmızı kabuk.
Mercimek yeşil .........
Nohut natürr! ..........
Taftlı lobunıljM? :
Ayçiçeği tohumu ...........
Keten tohumu ............
Kondir tohumu .............
Yer fıstığı knbuklu .......
Kurıı Mcyvalur î
Fındık (kabuklu sivri) ...
Fındık ıİç tombul) ......
Ceviz (kabuklu) .........
Ceviz (Iç naiürnl) ......
Dokumu Hııın Maddeleri: Tiftik (miti miti)
Tiftik (Nmn-lı
Yapak Anadolu (Kırkım)

Ihım (lorilorı
Sığır aaiaınura (kasap) K). Keçi tuzlu kuru kilosu Kovun hava kurusu kilosu
Nrhatl Yağlur; Zeytinyağı (E.E. Stısamyağı (Raf. Ayçiçeği (Karine
Fındık yağı (Çıplak) ......
tcnrkali) sıra» çıplak)
Bugün
28.—
31.—
37.50
64 —
179-
2ÛÛ.-
140.—
180.—
mo —
125 —
110.—
210.—
Eski
Kapanış
160 —
28 —
116.—
140.—
180 —
178.—
28.—
31.— 22.20 22 10 27 -25.— 37.—
30.—
39.-
28.—
286 —
270.—
200.—
125.—
150.—
28.—
39.—
30.—
62.—
76.—
a İzmir Ticaret Borsası
Üzüm çekirdeksiz No.9 înrir A serisi No. 8.... “ B serisi No. 108 Pamuk Akala İ Pamuk Akala 11 Pamuk Akala III Pamuk yerli Pamuk yağı (rafine) ... Pamuk çekirdeği Bugün Son Kapanış
«10.5 56.— 42.-225.— 190.— 170.— 180.— 120.— 11.— 50.— 50.— 42,— 225.-190.— 170.— : — 12ü.— n.—
Adana Ticaret Borsası
Pamuk Akalıı i Pamuk Akala II Pamuk Akala 111 Pamuk Parlak 170/182 168.— ITO — 145 — 150.—
Trabzon Ticaret Borsası
FINDIK a) r-50 randımandı kabuklu tombul b) İq «ıra kontrollü 75.— 164 — 70.-168.-
Eskişehir Ticaret Borsası
Buğday yumuşak ...... Buğday aort Arpa 32.25 31.— 32.25 31.- 21.50

New-York Borsası
Dün Eski kur
Buğday (Buşell=Sent) Sert Kış mahsulü No. 2 270.— 271.—
Kırmızı " No. 2 250.— 249.—
Pamuk Middllnğ (Llbroâl —Sent) Mayıs 32.70 32.75
1 cnıınuz 32.88 32.01
Ekim 31.68 31.54
1 lf(lk (Libreni — 8>6nt.) ••••••••»•••••« Tek^a^ Xq. 1 ■M» 58.60
Fındık (Libresi—Sent) Kabuklu yorll İri 22.— 22.50
” ortA 22.50 21.—
Levunt iç ithal malı 36.— 36.—
Ekstra iri İç ithal rnnlı 40.— 36.—
Kurıı U/llm (Libresi=Sent) Thompson çekirdeksiz seçmo ... 11 1/4 11 1/4
Kölen tohumu (Bu#cli=Dobtr) ... Mlnneapnlls 3.85 3.S0
Kolay (Libresin Sent) 76. M) 76.75
Levha-teneko (100 libre dolar) 7 30 Î.30
Londra Borsası
Ketrn tohumu (Tonu=Storling) Bomba \ 07.— 68.—
Kalküta 65.— 67.-
Yer fıMıııı Hindistan 64.— 61 3/4
Bradford Piyasası
Tiftik İyi mal (Llbjreıi=Fiyat) 34.—Nom
Sıra malı — 30.— "
YUn Anadolu ** *' 20/21 20/21 "
" Tr.kyn " " 18/21 18/21 ’•
İskenderiye Borsası
«M
118.—
91,85
Pamuk (Kan t&rı=Tft Harı) Asbmouni Kısa elyaftı F/G. Karnak Uzun elyaftı F/G. ...
123 —
91.70

(•) Günündü Borsşda muamelesi teacil edilmemiş tahvilât vu çabamın arz ve taleplere goro ta a yy ün eden takribi piyaaa değerleri»

Sayfa 6
YENİ İSTANBUL
3 Mayıs 1950
4
Dünyanın en mukavim ve mütekâmil, aynı v zamanda rakipleri meyanındo en ucuz
ÇEKOSLOVAK MAMULATI
e
ccm.
ccm.
ccm.
BEA
125
250
350
MOTOSİKLETLERİNİ
DEVLET
DENİZYOLLARI
I

cz Jawa
Ogar
I
LÜKS YOLCU GEMİSİ
BOL YEDEK AKSAMİYLE, TÜRKİYENİN HER YERİNDE ISRARLA ARAMANIZ, MENFAATİNİZ İCABIDIR.
TÜRKİYE GENEL MÜMESSİLİ :
MEHMET KAVALA
Galata, Tahir Han
Telefon: 40430 - 42673 Telgraf: Lamel İstanbul TEŞHİR VE SATIŞ YERİ
Tepebâşı, Alp Oteli altında
YUNANİSTAN I T A L Y F R A N S
ve
A
rl
New-York'ta

O Gün
KONFOR ★ EĞLENCE RAHATLIK ve YENİLİKLER
Z E
M U
N T
G I N
F A K
a
r/
i

z
SERVİS
TEMİ
MÜSTESNA ORKESTRA
1
r 1
1 1
a
4.
û.


16 MAYIS 1950 SALI GÜNÜ

FİYAT ve TAFSİLÂT İÇİN
DEVLET DENİZYOLLARI
ACENTELERİNE
MÜRACAAT EDİNİZ
iı r


İP-
GÜLHANE PARKINDA
Ingiliz Havayolları
«le uçarak İngiliz Sanayi Fuarını (BİF)
ziyaret ediniz. Orada Ingiliz sanayiindekı
6-7 mayıs cumartesi ve pazar günleri sabahtan akşama kadar
Ballar ve Çiçek Bayramı
Arabalarla çiçek alayı, çiçek muharebesi, muhtelif esnaf ve cemiyetlerin geçit resimleri
e
t

'\(v-
I e.
7/
7
tâ Londra ve Birmingham da, 8—19 Mayıs
'İr'
BEA
(ngllız Havayolları (8 E A5 ilt uçarak İngiliz Sanayi Fuınna gidiniz. Orada Ingiliz lanıyiinin en ton gelişmelerini göreceksiniz. İngiliz Sinişi Fuarındı, tngiherenin ağır ve hafif sanayii gözlerinizin onuna serilmiş olacaktır. Her şey. vinç vç muazzam makinalardan tutunuz da çömlekçilik ve mensucata varıncaya kadar teşhir edilmiş olacaktır. Butun dünyanın iş adamlarına, Ingiliz Sanayi Fuarında mülaki olunuz. Oraya tUr’at ve rahatlıkla varınız. P E.A ile uçunuz.
60 4G ila dünyanın her tarafına Londradan aktarma.
8>'tı almak ct y(* ayırtmak fdn Ç_v(* ayırtmak Cerrıt rJbı drğtldır) ballıca uyahal attntdrrint ıt BEA «ur bürolarına mûraetat tdımg. 4yaifiaı», Kun Palat, Bark Otch Karıınrda htanbul Ttlt.fen ZjçSj.
British European Airways
Şehir bandosu ve saz, orta oyunu ve kukla, Luna Park eğlenceleri, halk oyunları ve rövüler, ses ve çiçek müsabakaları ve çeşitli eğlenceler
En büyük gazinoların müzik ve dans numaraları hiç bir mecburî masraf yoktur. Duhuliye sadece (25) kuruştur.

M
Karadan otobüs, denizden vapur ve motörler temin edilmiştir. (5537)
İKRAMİYELİ AİLE CÜZDANI
2 Eylülde çekilecek
Donatılmış arabalariyle hususî şahıs ve müesseseler de iştirak edebilir.
Tafsilât: Belediye Eğlence Bürosu Telef: 24560.
nmn^UİMZS l UiU • i
o

3 EVLİ
y e n


a

ve Para ikramiye!!

f :
- ••


Kuraya girebilmek İçin cüzdanı olmıyanlar
6 mayısa kadar
bir cüzdan almalıdırlar.

Cüzdanı olanlar birikmiş paralarını
6 mayısa kadar
hesaplarına yatırmalıdırlar.
Bu Kuradaki
W

2 EV için
Her yüz liraya bir kur'a numarası
3 üncü EV için
Her 1000 liraya bir kur’a numarası ve
Her 1000 liranın Bankada kaldığı her yıl için ayrı bir kur a numarası

Tafsilâtlı broşürler bütün şubelerimizde emrinize amadedir.
MAYIS
KARNELERİNİ
Y I
AL M n UNUTMAYINIZ.
i
i
GAZETE satıcılarında
bulamazsanız
MATBAAMIZDAN
tedarik

A*.MfiOOfS ‘
• * • • « • • • "V- • 0 fis*.
f
0W\0 » * • » ı _ı ( A.*
» • • ’• .
I
•. K .• . •..
'AJOOrJOCO
V-. •(;.


BELEDİYE BUZU Satmak İsteyenlere Karaağaç Kurumlan Müdürlüğünden:
Belediye buzu satmak isteyenler kurumumuza bir dilekçe ile müracaat ederek aşağıdaki şartlar dahilinde buz alabilirler:
1
2
i 3
4
5
6
7
8
— Bayiler buzu 7,5 kuruştan fazlaya satarmyacaklardır.
— Dükkânlarında daima buz bulunduracaklardır.
— Dükkânlarından başka yerlerde ve seyyar olarak buz satamıyacaklaıdır.
— Yalnız belediye buzu satacaklardır.
— Buz satılan dükkânlar kurumumuzca tâyin edilen evsaf ve şartlara uygun olacaktır.
— Bayiler, alacakları buzların bedellerini, cari hesaplarına peşinen yatıracaklardır.
— Buz kalıpları 25 kilo itibar edilecektir.
— Buz fiyatları aşağıda gösterilmiştir:
Müessesede teslim kilosu
Kuruş
Beyoğlu, Beşiktaş, Eminönü, Fatih, Kadıköy, Üsküdar. E-yüp kazaları için
Sarıyer, Beykoz, Bakırköy ve Adalar ilçeleri
Balıkçılar ve komanyacılar Yataklı Vagonlar için
3
3
3
3


Santim

^ACKERGERATE
LLER
50
25
50
50
(4875)
Dükkânda teslim kilosu Kuruş
Santim

4
5
a


AĞIR ALMAN PULLUĞU


(
A
(
** JA
1
50
00
V
K
Beyoğlu İstiklâl cad. 392 / 394, lıtanbul
Tel..-49244-49245. Telgrafı TûrkmofBr.
edebilirsiniz

BAS.Dl$. NEZLE. ADALE.SİNİR ROMATİZMA ve butun ağrılara «arşı
- - — &WDE i *ASE AL İN ABI UR. ■
o. Toprok Cini! Sürme Derinliği Sürme Gençliği Ağırlığı Gövde Yüksekliği
LZ22SO Ayır 22 / 28 santim 75 santim (2 x 14 inç) 335/350 Kgr. 52 saatim
İSTANBULDA DEPOMUZDA TESLİM PERAKENDE SATIŞ Fİ ATI T. L. 710

VADESİZ TASARRUF HESAPLARI
30 Haziran 1950
İkramiye çekilişinde
Yukarıda resmini gördüğünüz ev talihlisin! bulacaktır. Bu güzel ev ta tan bulda Bakırköy'ünde, BahçeUevlerde, asfalt üzerindedir. 5 odası, geniş bahçesi, garajı ve ayrıca 2 odalı bir bodrumu vardır.
Bu evi kazanmak isterseniz 10 mayıs 1950 akşamına kadar Ziraat Bankalarında 150 liralık bir hesap açtırmanız ve bu parayı 30 haziran 1950 akşamına kadar çekmemeniz lâzımdır.
Her 150 liraya ayrı bir kura numarası verilecektir.
Bu çekilişte
Aynca, 10,000 liralık bir adet 1.000 liralık beş adet para ikramiyeleri vardır»
T. C. 2 İRA AT BANKASI
\___________(
GELİR VERGİSİ MÜKELLEFLERİNE
İstanbul Defterdarlığından:
5421 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 93 üncü maddesiyle prensip olarak mükelleflerin ikametgâhlarının bulunduğu yerlerdeki vergi dairelerince teklif edilmeleri kabul edilmiş olmakla beraber iş yen ve ikametgâhı başka başka vergi daireleri bölgelerinde bulunan mükelleflerin vergilerinin, iş yerlerinin bağlı bulunduğu vergi dairelerince tarhediimesi hususunda Maliye Bakanlığına yetki verilmiştir. Bakanlık bu yetkisini kullanarak Ankara, İstanbul ve İzmir İllenndeki Gelir Vergisi mükelleflerinin, işlerini temerküz ettirdikleri iş yerlerinin bağlı bulunduğu vergi dairelerince vergilendirilmelerini kararlaştırmıştır.
Bu karara göre tatbikat şu şekilde yapılacaktır:
1 — İşlerini temerküz ettirdikleri iş yerleri, Ankara, İstanbul veya İzmir İlleri dahilinde bulunan ticaret, sanat ve serbest meslek erbabiyle okul ve hastahane gibi yerleri işletenler bilu-
z mum kazanç ve iratlarını ihtiva eden yıllık gelir beyannamelerini iş yerlerinin bağlı bulunduğu vergi dairelerine vereceklerdir.
2 — İş yerleri Ankara. İstanbul ve İzmir İlleri haricinde fakat ikametgâhları bu üç il dahilinde bulunan ticaret, sanat ve serbest meslek erbabiyle okul ve hastahane gibi yerleri işletenlerin vergileri de keza iş yerlerinin bulunduğu diğer illerdeki vergi dairelerince tarhedilecektir.
3 — Yukarıki 1 ve 2 numaralı fıkralar gereğince yıllık gelir beyannamelerini iş yerlerinin bağlı olduğu vergi dairelerine verecek olanlar yaptıkları vergi tevkif atına ait muhtasar beyannamelerini de aynı daireye vereceklerdir.
4 — Geliri arasında bir (iş yeri) faaliyetinden doğmuş kazancı bulunmayan (yani geliri münhasıran menkul ve gayrimenkul sermaye iradından ibaret olanı mükellefler İle muayyen bir iş yeri bulunmaksızın çalışan ve Gelir Vergisine tâbi bulunan ticaret, sanat ve serbest meslek erbabı ikametgâhlarının bulunduğu mahaldeki vergi dairelerince teklif edileceklerdir.
Keyfiyet sayın vergi mükelleflerinin ıttılalanna arzolunur.
(5590)

İstanbul Sıhhî Kurumlar Artırma
ve Eksiltme Komisyonundan!
Refik Saydam Merkez Hıfzıssıhha Müessesesi için (Ampul ve şişe üzerine yazı yazan makine) açık eksiltmeye konulmuştur.
1 — Eksiltme 10 mayıs 1950 çarşamba günü saat 14.50 de Cağaloğlundaki Sağlık ve S. Y. Md. lüğü binasında toplanan Sıhhi Kurumlar Satın Alma Komisyonunca yapılacaktır.
2 — Muhammen bedeli teferruatiyle 3748.— lira olup, ilk teminatı: 282,— liradır.
3 — İstekliler bu işe ait şartnameyi çalışma günlerinde komisyonda görebilirler.
4 — isteklilerin cari seneye ait Ticaret Odası vesikasiyle
2490 sayılı kanunda yazılı belgeler ve bu İşe yeter ilk teminat makbuz veya banka mektubu olduğu haide belli gün ve saatte komisyona müracaatları. (5192),

Comments (0)