3 Temmuz 1950
Pazartesi
(1
A

m:



® SİYASİ İKTİSADÎ

A
. F.
8.
Kütüphanesi |

Sayı 215
10 kuruş
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8 Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Abone : Türkiye İçin eeneliğl 32. altı aylığı 17. üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki mislidir.
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
HABİB EOİB .TÖREHAN
Tesis eden :
İlânlar • 6 ncı «ayfAda Bsntlmet-resi 2 liradır. İlânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
Telefon ; 44756 - 44757 Santral Telgraf Adresi : Hetlo. İstanbul
İç politika
Millî kalkınmamız
ve Devletçilik
Çağdaş milletlerle aramıza giren büyük mesafeyi kısa bir zamanda aşmak ve onlara yetişmek, bizim milli amacımızdır. Hepimiz, istisnasız biliyoruz ki. bizi l>öyle yüksek bir a-maca kavuşturacak tek bir yol vardır: Milli gerçekliğimize u.\ gıın hlr kalkınma politikası. Politika, karşılaştığımız dâvaları ve güçlükleri hâdiselerin mantığına, zaruretlerine göre çözmek hüneridir. Demek oluyor kİ, bir dâvayı politika bakımından İncelemek; onun thenr| taraflarını değil, çözülüş İmkânlarım araştırmak, tartmak ve karar vermek faaliyetidir. üstünkörü dikkat edilirse görülür ki. bu faaliyet, tanı mânasiy-Je pratik bir faaliyettir. Pratik İşler; dogmatik görüşlerden, tımdecllikler-den hoşlanmaz. Onıın İçin gerçekten büyük politika şahsiyetleri, beliren ehemmiyetli hayat dâvaları karşısında umdelerin çerçevesinden sıyrılarak, çok kere, prensiplerine de aykırı yollarda yürümekten çekinmemişlerdir. Zaten bütün hayat dâvaları, yerinden oynamayan umdelere göre değil. geniş bir hareket kıvraklığı isteyen gerçekliklere göre düşünülür.
Bizim kalkınma dâvamız, tam mft-n as İyi e pratik bir dâva olduğu halde, ne kadar yazık ki. yıllardan beri, yalnız umdeclllk anlayışına göre ele alınmış bulunmaktadır. Yurdumuzda bu konu He İlgili başlıca İki fikir vardır: Devletçilik ve serbest İktisat sistemi... Devletçiliğin ne olduğunu hu omde.ve bağlananların çoğu henüz bütün aydınlığı İle bilmemektedir. Devletçilik; hlr zümre ekonomisi midir. Hltler ve Mussnlinl tipinde hedefleri yalnız askeri hlr kalkınma plânı mıdır, Fabian sosyalistliği midir, geniş ölçüde hlr kamu hizmeti hareketi midir. yoksa, Bismarck Alnıanyası zamanında beliren devlet sosyalistliği gibi bir şey midir? Tefsiri sosyal temayüllere göre değişen böyle herkesçe anlaşılması güç bir politika tezi üzerine biz nasıl olur da kalkınma politikası yapısı kurmaya çalışabiliriz?
Zamanla, biz. devletçiliğin bir de mutedil şekli olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz. Bundan anlaşılıyor kİ. devletçiliğin, şimdiye değin tefsirle-nen türlü türlü şekillerinden başka, az devletçi, orta devletçi, aşırı devletçi gibi şekilleri de vardır. Bellibaş-lı bir kalkınma politikası gütmek İsteyenler; her şeyden önce, devletçilikten ne anladıklarını tcsbİt etmek, ondan sonra da bunun ortalama tipi üzerinde durmak zorundadırlar.
Halk Partisinin X III inci Kurultayı; milli kalkınma İmkânlarımızı, eskisi gibi, gene devletçilik politikasında görmektedir. Biz. bıı kanaatte olmadığımızı belirtmeye bile lüzum görmüyoruz. Hattâ Kıırultayr dola-yısiyle Halk Partili aydınları tarafından neşredilen bir broşürde bile devletçiliğe karşı ciddi bir tenkld vardır. Buna göre devletçilik, şimdiye değin, devlet İçin devletçilik şeklinde kalmıştır ve artık halk için devletçilik yapılmalıdır. Broşür, bundan başka, kelimeleri oldtığıı gibi kullanıyoruz, partinin otorite zihniyetinden şikâyet ediyor. Otorite fikrine dayanan hlr devletçilik çağımızın yalnız bütüncül (totaliter) devlet tiplerinde göze çarpmaktadır. Bu noktanın belirtilmesinde parti İçin fayda yoktur sanıyoruz. Kurultayda söylenen hlr nutukta sosyalist lngllterenin do devletçiliğe kaydığından ve devletçiliğin başka memleketlerde de boyuna kökleştiğinden bahsohiiımaktadır. Sosyalistlik, zateıı devletçilik demektir. İngiltere’nin bıı bakımdan mi-al gösterilmesi gerçekten büyük hlr hatadır. Yurdumuzun kalkınma plânlarını çizmeye girişenler, İngiliz sosyalistlerinin, hiç olmazsa, neden devletçi olduklarını daha doğruca araştırmak zorundadırlar.
Biz, Halk Partisi Kıırııltayrnın devletçilik tezine verdiği özel ehemmiyeti anlamakta güçlük çekiyoruz. Herkes kanaatinde hürdür. Halk Partisi de öyle. Yalnız yurdumuzun yüksek menfaatlerini düşünerek belirtmek isteriz kİ. devletçilik, hugtin, ülkemizde konusuz kalmışıır. Bıında yeni İktidar partisinin hiçbir tesiri yoktur.
Biliyorsunuz kİ. Avrupa Konseyine girmekle serbest mal mübadelesi sistemini ve bununla ilgili İktisat prensiplerini kabul etmişizdir. Önümüzdeki aylarda yüzde altmış nispetinde hür bir mal alışverişi başlayacaktır ve bunun İçin bütün hazırlıklar tamamlanmıştır hile. Gelecek yılda biz herhalde yüzde yüz nispetli hür ticaret sistemine girmiş olacağız. Böyle hlr durumda Halk Partisinin en başta gelen devletçilik anıtları, fabrikalar rekabet yüzünden en çok hlr hafta I-çlnde birer birer çökecektir. Uzıın devletçilik tecrübelerinin vatandaşlara dağıttığı ölçüsüz vergi yükü milli İstihsalimizin sırtına bindiği İçin serbest pazar şartlarına göre hazırlıksız sayılabiliriz. Serbest pazar bizden yalnız ııcuz değil aynı zamanda yük-rfek kaliteli mal Istlyceektlr. Halbuki biz, istihsallııılzi takas veya buna benzer sistemlerle desteklemeyi hlr iktisat politikası sanmıştık. O halde ne yapacağız? Mutedil devletçilik bizi bu tehlikeli durumdan nasıl kurtaracaktır? Fakat asıl öğrenmek İslediğimiz şey, devletçilikle serbest İktisat sisteminin bir arada nasıl yaşayabileceğidir? İktisat problemleri sağlam incelemeler İster. Böyle tezatlarla da hiçbir müspet adım ahlamaz. Halk Partisi Hükümeti Marahall Yardım Plânına ve Arkasından d» Avrupa Konseyine girmemiş olsaydı, devletçilik tezi konusunu kaybetmezdi. Devletçilik yalnız hlr fikir dâvası olsaydı, bıı konu üzerinde fazlara durmak gerçekten lüzumsuz sayılabilirdi. Fakat biz bugün çok ciddî ve büyük buhranlar yaratması muhtemel bir durumla karşı karşıya bulunuyoruz. Dikkatlinizi theorîden ziyade pratik noktalara çevirmek zorundayız.
M. NERMİ
Kızıl Kore Kominformdan
askeri yardım talep etti
Sovyet uçakları, Kore harbine katıldılar
Mac Arthur, Koredeki Amerikan Komutanı GI. Church’ü değiştirdi
Londra 3 (YİRS) — Moskova radyosunun Piyong Yan’dan bildirdiğine göre Komünist Kore Hükümeti Amerikalıların larruzuna karşı, komünist dünyasından yardım talep etmiştir.
Kore komünistlerinin bu yolda bir beyanname neşretmeleri, beyannamenin Moskova radyosu tarafından neşri. Moskovada Kore lehine yapılan nümayişler ve nihayet Kore semalarında beliren Sovyet işaretli av uçakları gayet manalı telâkki olunmaktadır.
Kızıllar ilerlemeye
başladılar
VVashington, 2 (YİRS) — Komünist Kore kuvvetleri Suvon üzerine ilerlemeye başlamışlardır. Komünistler topçu ve manda ile çekilen tanksavar toplara maliktirler.
Amerikan Mustang ve Jet uçakları komünist askeri topluluklarına hücum etmektedirler. Komünistler yeni bir gedik açtılar
Tokyo, 2 (Ap) — Koredeki Amerikan karargâhı sözcüsü pazar akşamı Seul'un jrüneylnde Güney Kore müda-fAA hattında llerliyen İki komünist kolu tarAfından bir gediğin açıldığını bildirilmektedir. Sözcü bu gediğin ciddi olduğunu ve müdafaa hatlarını birleştirmek için Kore’ye gelen Amerikan birliklerinin harbe katılmadan evvel hatlar boyunca yayılmağa başladığı bir sırada olduğunu ilâve etmektedir.
Amerikanın hava kuvvetleri Hediyen iki komünist kolundan birini şiddetle bombalamıştır. Fakat yapılan tAhribat bilinmemektedir. Çan-Kay-Şek’in teklifi reddedildi
VVashington. 3 (YİRS) — Cumhuriyetçi Çin tarafından yapılan askerî ve fiili yardım talebini Amerika reddetmiştir.
Çan-Kay-Şek, FormozadAki ordusundan 33.000 kişilik bir kuvveti Koreye göndermeyi teklif etmişti. Amerikan hava hücumları
VVashington, 2 (YİRS) — Amerikan hava kuvvetleri karargâhının bildirdiğine göre, komünist Kore arazisine ve komünist Kore kuvvetlerine yapılan hava hücumları artmaktadır.
B-21 tipi bombardıman uçakları komünist Kore başkenti Piyongyang’ın hava meydanına hücum etmişlerdir. Meydandaki uçaklardan bir çoğu tahrip olmuş veya hasara uğramıştır. Meydan tesisatına da büyük mikyasta zarar İka edilmiştir.
Bu arada miidaheleye kalkan "YAK 9” ve "FA 7" tini İki kızıl avcı uçağı Amerikan uçakları tarafından düşü-
• • • •• . ••
rulmuştur.
Kore harbi şaşırtma mı ?
VVashington. 2 (YİRS) — VVashlng-ton'un salâhiyettAr mehafilinden öğrenildiğine göre, askerî liderler Koredeki komünist taarruzunun bir şa-şırtma olması ihtimalini nazarı İtibara almaktadırlar.
Kızılların asıl maksAtlan Yugoslavya. Yunanistan ve petrol bakımından çok zengin buiunsn İran olabilir.
Herhalde. Amerika, durum tam mâ-nasivle aydınlanmadan çok büyük taahhütler altına girmek niyetinde değildir Avustralya h*varıl*rı da fnnllyrtr geçtiler
VVashington, 2 (YİRS) — Avustralya hava kuvvetleri pazar günü Kore’de İlk defa olarak askeri hare-kâla İştirak etmişlerdir.
Hava kuvvetleri karargâhının verdiği diğer bir tebliğde B29 üstünka-îeler 38 inci arz drrerosinln kuzeyin deki hedefleri bombardıman etmişlerdir.
Sovyet işaretli uçaklar faaliyette
New-York, 2 (YİRS) — Sovyet a-lâmeti olan kızıl yıldız işaretini taşıyan 4 uçak, Seul’tin 20 mü güneyindeki Suvon hava alanına hücum et. /nişlerdir.
Muhasamatın başından beri İlk defa olarak Sovyet İşaretli uçaklara tesadüf edilmektedir.
Amerikan .
Komutanı değiştirildi New-York. 2 (YİRS) — Cuma günü Suvon şehrinin ve hava alanının loıkedlimesl ve güneye doğru ricat edilmesi İçin Amerikan ve Cumhuriyetçi Kore kuvvetlerine emir vermiş olan General Church vazifesinden a İmmiş, yerine General Dean gotlrlb rnlştir. Emir GI. Mac Arthur’ün karargâhından verilmiştir.
Deniz, çarpışmanı
VVsMhington. 2 (YİRS) — Amerikan deniz birlikleri Sanı Şok bölgesinde 8
r
Savunma Bakanı Johnson GI. Collinsle görüşüyor
Türkiyeyi, Kore’ye yardıma davet eden telgraf
Hükümet, Güvenlik Konseyinin karcriyle hareket edecek
İnönü’nün Kore harbi hakkmdaki görüşü


AnkarA. 2 (AA) — Kore hâdiseleri dolayısiyle Birleşmiş Milletler Umumî Kâtibi M. Trygve Lie bu teşkilâta dahil bütün devletler dışişleri hnkanlıkalnna ve bu arada hükümetimize de aşağıdaki telgrafı göndermiştir;
Bu talgrAfın metnini ve hükümetimizce Konseye aynı gun verilen ceVahî aynen neşrediyoruz:
Dışişleri Bakanlığı
ANKARA
Emniyet Konseyinin 27 haziran 1950 tarihli 474 üncü toplantısında ittihaz etmiş* olduğu karar üzerine nazarı dikkatinizi celbetmek İsterim. Bu karar. Güney Kore’ye vâki silâhlı tecavüzü püskürtmek ve hu bölgede devletlerarası sulh ve emniyet) tekrer tesis etmek çiln gereken yardımın Kore Cumhuriyetine sağlanmasını Birleşmiş Milletler üyesi devletlere tavsiye etmektedir.
Ankara. 2 (Hususî muhabirimiz
İsmet İnönü bugün Kurultay müzakereleri sırasında bir ara basın temsilcilerini kabul ederek hasbıhalde bulunmuştur.
Gazetecilerden Kurultay hakkındaki İntihalarını sornn İnönü, sözü dış politikaya intikal ettirmiş ve Kore savaşına temas ederek gazetecilerin bu savaşıp bir üçüncü dünya harbine müncer olup olnııyacağı sualini şöyle cevaplandırmıştır:
Öteden beri böyledlr, şu veya bu hâdise bir umumî harp şeklinde tecelli etmez derler Birinci Dünya Harbi olmadan evvel de aynı şoyl söylemişlerdi. Fakat birbiri nrdısııa tevali eden hâdiseler; 1911-1918 harbini doğurdu. Nitekim İkinci Dünya Harbi de böyle zuhur etti. Bıınıın için ihtiyatlı davranrriak zarureti vardır Esasen benim nutuklarımdaki endişe de bundan ileri gelmektedir. Dış tehlike karşısında milletimizin particilikten sıyrılarak mütecanis bir külle manzara arzetmesl elzemdir.,,

Hükümetiniz yardımda bulunmak durumunda olduğu takdirde, İşbu yardımın şekli hakkında bana en kısa müddet İçinde bir ’ ccvnp serebilirseniz kararın tnt-blkı kolaylaşmış olur. Vereceğiniz cevabı Emniyet Konseyine ve Kore Cumhuriyetine bildireceğini- .
Tryg\r Ur
Mnnsloıır Trygve Ur Birleşmiş Milletler Umumi Kâtibi NEW-YOI(K
1 temmuz 1950 tarihli telgrafları cevabıdır. 29 haziranda zatı devletlerine bildirmekle müşerref olduğum üzere Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti Birleşmiş Milletler şartından mütevellit tanh-hütlerlne Türkiye Konseyinin kararlara Konseyle dır.
sadıktır. Binaenaleyh Hükûmpli Güvenlik hu hususta alacağı tevfikan harekete ve
temasa gelmeye hazır-

bildiriyor) —
Fııat Köprülü
C. H. P. Genel Başkanı
C.H.P. Kurultayı bugün sona eriyor
Tarık birinci kararın
hat Erim, Hıfzı Oğuz Bekata, Vedat Dicleli. Cemil Sait Barla*, Raşit Börekçi, Nazif Çağatay, Fuat Coşkun. Sedat Çumralı, Sadi Irmıık, îlhami Sancar, Nazif Ergin, Şevket Raşit Ha-tıpoğlu, Sait Köksal, Faik Odyak. Yusuf Ziya Ortaç, Doktor Lebip Yurd-oğlu Şemseddfn Günaltay, AH Kemal Ylğitoğlıı, Mehmet Orhon, Cahit Za-mangil. İsmail Rüştü Aksal, Fahri Kurtuluş, Refik Ahmet Sovongil.
Kurultaydı öyleden evvelki ot uru-uıuna ait haberler J üncü sayfamız:-d(uhr.
IÇ SAYFALARDA
İKİNCİ
Stalin’in korkulu rüyası : Ukrayna
John M. Year
DÖRDÜNCÜ
Kitaplar arasında Tasavvuf
Cevdet Perin
Karga ile serçe (Hikâye)
beşinci
Yeni bir orman rejiminde muhafaza ormanı
Prof. Dr. Ş. N. îlkmen İstanbul ve tzmirde haftalık piyasa vaziyeti
ALTINCI
Kadın - Moda :
Saadet ve beyazlar İçinde
da toplanacak ve tüzük tasarı-geri kalan maddelerini milza-ettlkten sonra, Parti Genelbaş-ile Genelsekreter seçimini ya-Parti Genelbaşkanlıgına muhakkak ol-
Program ve tüzükte değişiklikler yapıldı
1 t
Halk Partisi Kurultayı, yeni genelbaşkanı ile genelsekreterini bugün seçecek
Ankara 2 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — C. H. P. Kurultayının öğleden sonraki celsesinde, program ve tüzük tasarısı etrafında delegeler çeşitli dilek ve temennilerde bulundular. Feridun Fikri Düşünsel ve bir arkadaşının programın tefriki kuva terkibinin kabul edilmesinin bu. kurultayca karara bağlanmaması yolundaki teklifi ile Hakkı Us un bu mevzudakl tadilin müzakeresi yapılarak aaıl
9 uncu kurultayca verilmesine dair teklifi reddedildikten sonra tüzük üzerindeki müzakerelere devam edildi ve raporda derpiş edilen değişikliklerin hemen hepsi aynen kabul edildi. Bu gece saat 21.30 da çalışmasına son veren kurultay yarın saat 9 sının kere kanı
pacaktır.
İnönünlln seçileceği inakla beraber Genelsekreterllk için muhtelif listeler dolaşmaktadır. Dolaşan listelerde genç elemanlarla partide ıslahat yapılmasını istiyenlerin isimleri başta gelmektedir. Yalnız gözümüze çarpan bir listede de müfritler diye anılan bazı yıpranmış isimlere rastlan maktadır.
Inönünün görüşü
Kurultayda seçim mücadelesi
Ankara. 2 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Tüzüğün tadil edilmesiyle Genelbaşkan vekilliği kaldırılmış olduğu için Parti Genelsekreterliği vazifesi ehemmiyet kazanmış bulunmaktadır. Bu yüzden seçim mücadelesinin mihverini. genelsekreterliğe kimin getirileceği meselesi teşkil etmektedir. Edindiğimiz Intıbaa göre hu makam için üç sivrilmiş isim dikkati çekmektedir. Bunlar. Faik Ahmet Barutçu. Nihat Erim ve Cemil Sait Barla*. diğer, taraftan C.H.P. divanına seçilecek kimseler için de hararetli propagandalar yapılmaktadır. Elden ele dolasan 3 liste mevcutur. Bunlardan İkisi partinin genç ellere tevdi edilmesini istiyenlerin rağbet ettikleri İsimleri tanımaktadır/üçüncÜKÜ İse. müfritler olarak vasıflandırılan kimseleri İçine almaktadır. Bazı gençleri de içine alan bu listede Feridun Fikri Dıi-sünsol. Cevdet Kerim tncedayı. Kâzını Özalp, Fuat Sirmrn. Arif Çubukçu, Ahmet Hâmlt Sclgil, Faik Ahmet Barutçu. Tahsin Banguoğlu. Bahir Ku-rutluoğlu, Haşan ÂH Yücel, Kemali Bayczit, Süreyya örgcevren. thsan Yalçın, Muhiddin BahA Para, Şükrü Koçak, Hulkl Karagülle, Eşref Dizdar. Falth Rıfkı Atay, Haşan Saka. Hâclm ÇHrıklı, Mazhar Germen. Emin Erlşirgll. Ekrem Oran, Nâzım Poroy, Recal Güreli, Atıf İnan bulunmaktadır.
Mutedil olarak vasıflandırılan ve bilhassa ıslahatçılar adı verilenlerin dahil bulunduğu diğer listelerde şu İsimlere rastlanmaktadir:
Süreyya Anamur. Cenah Aksu. Nl-
Iran Başbakanı RAznmra
SEKİZİNCİ
Spor
VVashington
Büyükelçimiz dün geldi
Washlngton Büyükelçimiz Feridun Cemal Erki* dün akşam saat 21 de uçakla şehrimize gelmiştir. Büyükelçi, hava meydanında kendisi ile görüşen bir arkadaşımıza memlekete hükümetle normal mûtat istişareler, de bulunmak üzere geldiğini, 15 güne kadar tekrAr vazifesi başına dönmeyi ümit ettiğini söylemiştir. Elçi yorgunluğunu bahane ederek beyanat vermekten kaçınmıştır.
Feridun Cemal Erkin bu akşamki ekspresle Ankaraya hareket edecektir.
Iranda yeni kargaşalık
-F
Kargaşalık Başbakan Razmara aleyhinde yapılan nümayişlerden çıktı
Tahran, 2 A.A (Afpı — Dün öğleden sonra saylavların grlmeaihden önce İran Parlâmentosu önünde kargaşalıklar çıkmıştır . • ’
Nümayişçiler bir taraftan Lider Kasani’ntn, diğer taraftan yeni Başbakan General Razmara’nm taraftarlarından müteşekkildi.
Başbakan Razmara aleyhinde nümayişlerde bulunanlar Parlâmentonun giriş kapısına ilerlediklerinden kılıç darbeleriyle geri püskürtülmüş-lerdir. Bu hâdiselerin sonunda 20 ye yakın yaralama olmuştur.
Russell Dorr, gelemedi
Dün şehrimize gelmesi beklenen M ar aha 11 Plânı Türkiye İcra Komite-
si Reisi Mr. Dorr hareketini iki gün tehir etmiştir, öğrendiğimize göre bu teâhhurâ sebep. Pariateki konferansın çalışmalarının uzamasıdır. Mr. Dorr şehrimize «ah günü gelecektir.
delegesi Ke-Cenevreden
ile konuşan
Çalışma Konferansına giden delegemiz geldi
lsviçrede toplanmış olan Milletlerarası Çalışma Konferansında memleketimizi temsil eden işçi mal Erçetin dün uçakla gelmiştir.
Kemal Erçetin. kendisi
bir arkadaşımıza. Konferansta işverenlerle İşçiler arasındaki kolektif mukavelelerin ve asgari yevmiye meselelerinin gözden geçirildiğini, verilen kararların üye devletler Çalışma Bakanlıklarına bildirildiğini söylemiştir. .
İsrail-Mısır hududunda çarpışmalar
İskenderiye 2 A.A. (United Press) — Harbiye Bakanı Mustafa Nusret İsrail kıtalarının cuma günü Mısır hududunu geçerek bazı sivilleri öldürdüklerini fakat Mısır kuvvetleri tarafından geri atıldıklarını bugün bildirmiştir.
Milletlerarası Ticaret
Teşkilâtı toplantısı
Türkiyenin bu konferansa katılacağı bildiriliyor
Genova 2 (A.P.) — Milletlerarası Ticaret Teşkilâtı Sekreterliği pazar günü bütün milletlere hitap eder.ek
komünist torpitobof una rastlayarak onları batırmışlardır.
3 Amerikan üstün ııçnrknlesl düşürülmüş
Frankfurt. 2 (YİRS) — Moskova radyosunun bir neşriyatında bildirildiğine göre 2 Amerikan B 29 üstün uçarkalesi perşembe giinii komünist Koreliler tarafından düşürülmüştür.
Mac Arthur, gayriresmî sansür vazediyor
Tokyo, 2 A A. (Afp) — GenerAİ Mac Arthur, resmen Bnnsür ilân etmemekle beraber gazele muhabirlerinden sansürün İptidai kaidelerine riayet etmelerini İstemiştir.
Mac Arthur’ün hasın servisi şifi ekseriya muhabirler tarafından gönderilen haberlerin hakikate uymaması keyfiyetine dikkat nazarı çekmiştir
Almanyada 350.000
Rus askeri mevcut
Sovyetler, Amerikalıları patates böceği atmakla itham
etmektedirler
r
SS Firıleri 6-2 mağlûp ettikj
güreşte
Berlin, 2 A A. manyada kara, polis kuvvetleri bin ile 350 bin kişilik Rus kuvvetinin mevcut olduğu tahmin edilmektedir.
Diğer taraftan Doğu Alman polis kuvvetlerinin yekûnu 40.000 olduğu sanılmaktadır.
Müttefiklerden salâhiyetll bir şahsiyete göre bu kuvvetler, bir çok aylardan beri hu sahada bulunmakta ve nisan ayından itibaren yaz manevralarına başlamış bulunmakladırlar.
Sözcüye göre bu hakikatler kimseyi hayrete düşürmemelidir.
Patates böceği meselesi
Paris, 2 A.A. (AFP) — Tasa Ajansı dün akşam Sovyet Hükümetinin Amerikan Hükümetine verdiği notayı yayınlamıştır Bu notada Sovyet Hükümeti» Amerikan uçaklarının Doğu Almanya Cumhuriyeti toprakla rina pa. tates böceği (dorifora) atmalarını pro-
(United Prese) — Al-hava. deniz ve gizli dahil olmak üzere 300
teato etmektedir. Bu nota. Alman Hükümetinin Sovyet Hükümetine gönderdiği mesajı bahis konusu etmektedir. Alman Hükümeti mesajı. Amerikan uçaklarının dorifora attıklarını teyid eden mütehassısların raporunu İhtiva etmekte idi. Bu mesaja dayanan Sovyet Hükümetine göre. Amerikan uçakları çok ince hazırlanmış bir plâna göre Doğu Almanya ve civar memleketlerde genle bir bölgeye patates mahsulüne hasar vermek uzore patates böcekleri alınışlardır.

Ruı faaliyeti dikkatle takip olunuyor
Frankfurt, 2 (YİRS) — Sovyet kontrolündeki Doğu Alman gazetelerinin Kore harbi dolayısiyle kullandıkları lisan ve Rusların. Amerikalıların pa-tates bricegl ati ıklan yolundaki İthamları batılı mohalilin dikkatini çekmektedir.
Kulübü serbest
Dün gece Şeref SUulının yüzme hmnzıında yapılan Flnhındlyn-İManhııl Güreş Ilıtınm kfirşılnşııımını takımımız 6-3 gibi bariz hlr farkla kazanmıştır. Yukarıdaki resimde 57 kiloda Naaııh Aknr ni yerden yere vururken görülüyor. Güreşlerin tafsilâtı ve diğer spor haberlerimiz sekizinci »ayfaınızdadır

* > 4 ' a • U
Fn • V A- i
güreş rakibi-
dünyanın ekonomik gelişmesini çabuklaştırmak İçin ticaret güçlükleri, nln ortadan kaldırılmasını istemiştir.
Teşkilâtın fAal sekreteri İngiliz E-rlc Wyndham’ın neşrettiği raporda. 1947 de Genovada toplanan 23 milletin vardığı ticaret anlaşmasına göre bazı mâniaların nasıl ortadan kalktığı hulâsa edilmektedir. Rapor ayrıca eylülde İngilterede Torguay’da toplanacak olan konferansı ilân etmekte ve 23 devlete ilâveten Türkiye. Batı Almanya, Avusturya. Güney Kore, Guetalama, Peru ve Flliplnlerin de iştirak edeceklerinin ümit edildiğini bildirmektedir.
Almanya işgal statüsü gözden geçirilmek üzere Londra, 2 A A. (United Press) — Al-manyadaki İşgal statüsü, pazartesi günü yeniden İncelenerek Bonn Hükümetine dahs fazla. Batılı Müttefiklere ise daha az kuvvet verilmesi hususunu tetkik edecektir.
Amerikan, İngiliz ve Fransız delegelerinden mürekkep olan heyetler İşgal statüsünü incelemek üzere toplanacaklar ve tadili İçin lüzumlu olan tavsiyeleri kendi memleketlerine bildireceklerdir.
Heyetin çalışmaları üç nokta üzerinde toplanmıştır:
1 — lçgAİ statüsünü tetkik.
2 — Batılı kuvvetler İle Almanya arasındaki harp halinin değiştirilmesi.
3 — Almanyanın borçları İle yeni hükümetin Üçüncü Reich’in hukukan yerini Alması meselesi.
-------------------------)
Dünya Kupası finalistleri belli oldu
Dünya Futbol Kupası maç-lan hakkında (YtRS) Radyo Servisimizin aldığı en son haberleri 8 İnci sayfamızda bulacaksınız.


Sayfa 2
T E N t İSTANBUL
3 Temmuz 1950
Sovyetler ^Milliyetler,, meselesini halledemiyor
Stalin’in korkulu rüyası: UKRAYNA


IA BE»LERİ I


-
Serp! köşesi :
1. ILClîstanbul Temsilcisinin beyanatı
Hitler’ın beşinci kolunu teşkil eden Ukrayna milliyetçileri, şimdi
Rusyanın en zengin topraklarında Batının beşinci kolu oldular
Yazan : John M. Year
Son günlerde kendilerine "Ukrayna Mukavemet Hareketinin Mümessiller!" adım veren bazı kimseler. Almanya’nın, Amerikan işgalindeki bölgesinde, üstüste basın toplantıları tertip etmişlerdir. Çoğu 1911 ve 1942 den beri memleketlerini terketmtş o-lan bu adamlar, kendilerini inanarak dinliyen Amerikalılara, Bug ve Dln-yester bölgelerinde kuvvetli bir Sta-lin muhalefetinin yaşadığını ve bu muhalefetin ise, Rusyanın buğday anbannı kundaklıyarak, temeli çürük koca devleti ateşe vermek için, hariçten paraşütle atılacak silâhlar beklediğini telkin edip durdular. Dünya komünizmi -için büyük bir korku teşki leden bu çeşit "itimada şayan" havadislerin mevsuklyeti, oldukça şüphelidir.
Komünistlerin, Sovyet İade komiserlerinin parlak vaadlerine inanmı-yarak, toplama kamplarının sefaletini tercih edenleıdn faaliyeti hakkında neler düşündükleri malumdur: Bunların hepsi harp mücrimi, İkinci Cihan Savaşı sırasında Almanlarla işbirliği yapmış olan Vlasof Ordusu mensupları veya Rusyada hırsızlık vs. dolayısiyle mahkûm olup, Al-manyanın Amerikan işgal bölgesine sığınan canilerdir. Acaba, "Hür Ük-ravnamn mümessilleri" kimlerdir?
Bunlar na cani, ne de kahramandır. Ekserisi, vaktiyle Stalin’in daveti üzerine çete olmaktansa, Almanların teşkil ettiği "Doğu îş Taburlarım tercih edenlerden ibarettir. Bunlar —Sovyetler Birliğine İhanet etmemi? olmakla beraber— Stalin rejiminden hoşlanmamışlar ve 1945 den beri "Bourgois memleketlerinde sürgün hayatının" tadını tattıktan sonra da, "Îşçl Vatanı” na dönmekten gittikçe soğumuşlardır. Saf Amerikan erleri bunlara "kahraman" gö-zivle bakıyor. Halbuki bunlar, ateş hattından uzak olmayı, cephede dövüşmeye tercih eden "kahramanlar" dır.
İşbirliği devresi
Ukrayna millî kahramanlarının Münihte neşrettikleri mübalâğalı beyanname bir kenara bırakılacak olursa, Ukraynadakl vaziyetin ne merkezde olduğunu kestirmek hakikaten müşkül olacaktı. Fakat, tesadüf bizi, Pariste Alman eri olarak 1949 a kadar Ukrayna Esir Kamplarında kalmış olan iki Alsaslı ile karşılaştırdı. Bu Abartılar bize, yıllarca süjren müşahedelerine, nöbetçi erler ve Kolhos köylüleriyle yaptıkları konuşmalara dayanan bilgileriyle. Ukrayna vaziyeti hakkında oldukça bilgi verebildiler.
Evvelâ şurasını hemen söylemek lâzımdır ki, RomanyalI müttefikleriyle birlikte. 1941 de ilk taarruzda, Ukraynanm derinliklerine giren Almanlar, Ukrayna köylerinin hemen % 60 ında, köy hocaları tarafından hazırlanmış, çiçeklerle süslü "Heil Hitler!" levhalariyle karşılanmışlar. Polonyada olsun, Rusyada olsun, Alman istilâ ordusu, UkraynalIlar tarafından bir "Kurtuluş Ordusu" telâkki edilmiştir. Filhakika, 1 inci Savaşta Ludendorff zamanında bile bir •‘Ukrayna kıralhğı" kurmayı tasarlamış olan Almanlar, İlk zamanlarda, müstevliden ziyade halâskâr olarak hareket etmişlerdir. Ukrayna köylerine geniş bir muhtariyet verilmiş, Polonya ve Rusyadan gelen Ukrayna işçileri, Rus ve PolonyalIlardan daha iyi gıda ve ücret almışlardır. Bu sayede, UkraynalI harp esirleri arasında hemen, Alman dâvası için gayet faal müsmir bir faaliyet başlamıştır. ,
Almanlar tarafından işgal edilen memleketlerden hiç birisinde, Ukray-nadaki kadar "işbirliği" yapılmamıştır. Vlasof Ordusunun % 70 1 UkraynalI idi. Polonyadaki UkraynalIlardan "Ukrayna" adında bir SS-Tugayı teşkil edildi. Stalin, Moakovada köpürürken, Goebbels, Berlinde sırıtı-
yordu. Smolensk ve Moskova arasında, Sovyet çeteleri, Almunlara, her adımı, ölüm tehlikesi haline getirirken, güney cephesinde bulunan Hitler erlerine, köylüler, yağlı tavuklar ve taze mısır ekmeği hediye ediyorlar. köy güzelleri ise, A imanlara günlerini hoş ettiriyorlardı.
Sovyetlerin Stalingrad Zaferinden sonra, balayı nihayet buldu. Ukray-nnlAnr daha çekingen davranmıya, köylüler arasında, tek tük Sovyet taraftarlığı görülmlye başladı. Almanlarla işbirliği hareketine kendilerini tamamen Kaptırmış olanlar ise, kaçan Almanlarla kovahyan Ruslar arasında hasıl olacak boşlukta, büyük bir Ukrayna istiklâl hareketi yaratmıya çalışan Ukrayna çetelerini teşkil ettiler. Harpten yorulan Rusya, "müstakil Ukrayna" enırlva-kiiyle karşılaştırılacaktır. Filhakika 1945 yılında bile, Alman silâhlarlvle mücehhez hemen 200.000 çeteciden mürekkep "Ukrayna Çeteciler Ordusu", Doncts ile Bug arasındaki ovanın büyük kısmına hâkim bulunuyordu..
Berianın NKVD teşkilâtı, batı â-. lemini her zaman dehşete sokmakla meşhur, aman vermez hunharlığıyla işe girişti. "Ukrayna Hür Halk Cumhuriyeti" nin mümessili Man-nilskl’yi henüz aralarına kabul etmiş olan Birleşmiş Milletlere, Ukraynadakl istiklâl arzuları hakkında hiç bir haber sızmaması için, her şeyden evvel Ukrayna etrafına sıkı bir ketumiyet perdesi örüldü. Evvelâ büyük şehirler. Ukrayna çetecilerinden temizlendi ve sonra ağır ağır köy ve ormanlara nüfuz edilmeye başlandı,
Harkof, Kiyef ve Kerson’dakl teşkilât merkezleri bir defa yokedildlk-ten sonra, hakikî mânaslyle zoraki bir millet muhaceretine inkılâp eden o müthiş misilleme başladı: üç milyondan fazla UkraynalI ve Kırımlı, Ural ve Mançurya hududundaki madenlere sürüldü. 12.000 insan "hıyaneti vataniye" suçiyle idam ve bir kaç bJn kişi de "idoreten" yokedildi. Mannilski, 1948 de, Sovyet Yüksek Şûrasının bir toplantısında, Ukray-nadaki "milliyetler dâvası" nın kökünden haledilmiş olduğunu iftiharla rapor edebilmiştir.
Ya bugün?
Buna rağmen. Ukrayna, "Baba" Stalin’in, hâlâ korkulu rüyası olarak kalmaktadır. Vakaa, kocd Sovyetler Birliğinde, yer yer ufak köylü İsyanları. sanayi baltalamaları. Ko1-hoz yangınları olmaz değil; Kırgız-lar, Tacikler, TÜrkmenler ve Öz-bekler arasındaki huzursuzlar hakkında, Kremlin’e senelerden beri muntazaman malûmat gelmektedir. Fakat Asya milletleri arasındaki bu baş kaldırmalar, saman alevi mahiyetini aşmamakta ve hiç bir zaman, asırlardan beri müstakil devlet olmak uğrunda mücadele eden Ukray-nadaki gibi milli bir yangın halini alamamaktadır. Sovyet rejimine karşı toptan bir milli ayaklanma, ancak Ukraynadan gelebilir.
Ukraynanm sabık hâkimi. Danetz-M maden işçisi Nikita Kruşev Pollt-büro âzası olur olmaz, NKVD’de hususi bir "Ukrayna şubesi" kuruldu. Bu şube, malûm olan dehşetle hemen işe başlamıştır.
Şimdi artık, Gurikof isminde bir şef etrafında toplanan 2000 kadar milliyetçi, Karadenlzin kayalık kıyılarına sığınmışlar ve herhangi bir faaliyette bulunamaz hale gelmişlerdir. Bunların sembolik mukavemeti, ancak millî destanlara mevzu olmakta ve Stalin için bundan böyle, herhangi bir tehlike teşkil etmemektedir.
11 inci asırda istiklâllerini kaybettikten beri Rusları müstevli sayan ve millî istiklâli, masal değil, tarihî bir vaka olarak telâkki eden UkraynalIlar, müstebide karşı giz-
Birleşmiş Milletler Mülteciler
Kore için şehrimizde gönüllü kaydına başlandı
İstanbul Serg sinin uyandırdığı büyük alâka
be-ol-
Kı-
Bebekler
İtiraf rtb tjhn, Btbck Sergisine pi-derken» beyhude vakit kaybetmek ch-diqc8İ içindeydim, bunu **çocukça^ buluyordum.
Meğer '^anatkdrane* inılş, bu nlm için cidden hoş bir sürpris du.
Sergi Sarayının cephesini bir
zdoy ve bir Kızılhaç silsliiyor. Çok güzel. Ortada Bebek Sergisini ildn eden muazzam bir pano var. Çirkin, İki sene evvel KadtkbyÜndf n nakle-dilm boğa bile beğenmemiş ki» ona arkasını ddnnıiiş, Kaka t Bebek Scr-gisine girince bunu unutuyorsunuz.
Milletlerarası serginin bir çok stan-dt henüz boş. "Bebekler yolda'1 deniliyor. Acaba kOçar aylık f Herhalde gelecekler. Mevcutlardan en hoşuma gideni, Avustralyauın bir tanecik be-beği oldu. Lâkin heyeti umumiye ile, şark bebekleri, garp bebeklerine faik. Irak, Iran, Lübnan, Pakistan, Si-yandın minnacık bebekleri, Japon-yanm Madam Butterflyflı ve nihayet bizimkiler! Hani bir söz vardır "tarifi derler, işte o kabil-
den, ancak görülmekle zevkına varılır. İnsan bu bebeklerin karşısında Çocuklaşıyor re sergiden, saçından, sakalından utanmasa - hoş şimdi herkes matruş ya - sıçrayarak çıkacağı geliyor.
Bebek Sergisi, güzel bir buluş. Onu tertip edenleri tebrik ederim.
BİR İSTANBULLU
*

Türkiye Bürosu kapanmıyor
I. R. O. TEŞKİLÂTININ MEMLEKETİMİZDEKİ FAALİYETİ DOKUZ AY DAHA TEMDİT EDİLDİ
Üç seneden beri memleketimizde bulunan BlrleşmLş Milletler Beynelmilel Mülteciler İdaresi 1. R. O. nun bürosu çalışmalarını bitirmiştir. Bu münasebetle î. R. O nun uzun za. mandan beri memleketimizde bulunan temsilcisi M. VVİlbrandt dün kendisiyle konuşan arkadnşınııza aşağıdaki İzahatı vermiştir:
°— t. R. O. nun Türkiycdeki teşkilâtı 1947 senesinin temmuz ayında 3 sene İçin kurulmuştu. Bugün bu müddet sona ermiş bulunuyor. Fakat çalışmalarımızı 9 ay daha uzattık. Bu 9 ay zarfında yeni mülteciler kabul cdllmiyecek ancak tasfiye olunacaktır.
I. R. O. Türkiyede faaliyete tlği andan itibaren takriben
mülteciyi himayesi altına almıştır. Bunlar arsamda Demirperde arkasındaki memleketlerden gelmiye muvaffak olanlar İle harp içerisinde Nazizmden kaçan Müsaviler ve siyasî mülteciler ekseriyeti teşkil eder.
1. R. O nun bu mültecilere karşı
işler
geç-1000
himaye tarzı muhteliftir. Evvelâ
R. O., mülteciyi yardımı altına alabilmesi için onıı bu yardıma lâyık görmesi lâzımdır. Yani mülteci hiçbir yerden yardım görmemelidir. Ancak o takdirde müracaat edebilir. Şayet İltica sebebi de samimî görülürse I. R. O. nun himayesine maz-har olur.
Türkiye Hükümeti gerçi yabancılara iltica hakkını tanımıştır. Fakat haklı olarak yabancı mültecilerden evvel kendi ırkdaşı olan mültecilerle alâkadar olmaktadır. 1. R. O. bu cümleden olmak üzere bugüne kadar 2800 Türk mültecisini yeye getirmiş bulunuyor.
Temmuz ayı içerisinde 300 bir grup, ağustosta da bir
grup daha gelecek ve böylece takriben 800 Türk mültecisi daha anavatanlarına kavuşmuş olacak. Bunlar Rusyadan Almanyaya kaçmış olan Kafkaslı, Kırımlı Türklerdir.
Diğer taraftan dün gelen bir Fransız heyeti Rus ve Bulgar mültecilerden Fransaya gitmek istiyenler arasında İş kabiliyetlerine göre bir seçme yapacak, biz de bu seçilenleri Fransa ya göndereceğiz.
Şunu belirtmek isteriz kİ, Türk Hükümeti teşkilâtımızı gayrı resmî olarak tanıdığı halde bize İnsaniyet namına ne yapmak lâzımsa yaptı. Bilhassa Kızılay büyük maddî yardımlarda bulundu.,,
I.
Türk!-
kişilik diğer
YENİ İSTANBUL
BEBEK SERGİSİNDE
En güzel bebeği seçenler En güzel bebekler hediye edecek
1 •
YENİ İSTANBUL
Gazetesi
Okuyucuları arasında bir jüri teşkil ediyor
1 temmuz tarihinden 31 temmuz tarihine kadar olan nüshalarımızdan 5 adet mavi gazete başlığını, Sergide beğendiği bebek veya bebek paviyonunun numara veya ismiyle bize getiren okuyucularımıza bir adet kur’aya iştirak numarası verilecektir.
Sergi hitamında, yapılacak olan tasnifte en çok rey olan bebek veya bebek paviyonunu seçenler arasında yapılacak kur’ada kazanan on okuyucumuza kıymetli bebekler hediye edilecektir.
liden gizliye mücadele etmekten geri durmuyorlar. Çete savaşı, vaktiyle nazilerin "fısıltı savaşı" dedikleri mücadeleye inkılâp etmiştir. Ukrayna köylerinde Amerikalıların Karadeniz kıyılarına çıkarma yaptıkları yahut Kiyef ve Harkof’un paraşütçüler tarafından işgal edildiği hakkında hemen her gün, çeşitli rivayetler dolaşmaktadır. Bugün Stalin’in sui-kaste uğradığı, yarın ise, vaktiyle kurşuna dizilen Mareşal Tukaçefski’-nin tekrar ortaya çıktığı kulaktan kulağa fısıldanmaktadır. Millî İstiklâl mefkuresi hâlâ yaşıyor, "işbirliği devrinde" Ukrayna Peygamberini Adolf Httler temsil ediyordu. Bugün Jse denizlerin ötesinden gelecek "meçhul er" dlr. Sesi İse "Amerikanın sesi" dlr.
YENİ
I S T A N B U L’a göndermek
gazetemize gönderilen İade etmemeye karar Sadece şu farkla kİ, yazılar on beş gün ncşrolıifinıazHa, huıı-
Amerika, UkraynalI mültecilerin mübalâğalı beyanatına güvenerek Ukraynadakl mukavemet hareketini politik bir kuvvet sonarsa, tehlikeli bir hataya düşmüş olur. Buna rağmen denilebilir ki, asıl Rusyada halkın şevkine dayanan Stalin Rejimi, Ukraynada omuzlarda değil sırtta taşınmaktadır.
yazı
isfiyenlerin dikkatine !
Gazetemiz, evvelce almış olduğu bir prensip kararına uyarak hıiRÜne kadar, gazetemize yollanan bilumum yazdan neşretmediği takdirde sahiplerine yollamakta idi.
Fakat, tatbikatta bu prenslpl-mlzin bize bir çok külfetler yüklediğini görerek* diğer refiklerimiz gibi yazılan verdik, yollanan zarfında
hırın neeredilmlyecejrinl anlamak lâzım geldiğini tebarüz ettirmek isteriz.
Bu vesile ile, bize yazı yollamak gibi cidden şayanı teşekkür bir harekette bulunanların nedreti İlmiyen yazılarını bundan böyle gazetemizden istememelerini rica ederiz.
Yazılarını mutlaka almak isteyenler matbaamıza bizzat müracaat edebilirler.
yeni İstanbul
Kızıllara karşı savaşmak üzere bir gün içinde yapılan müracaatler 1000 e yaklaştı
Kore savaşırım şiddetle devam ettiği şu sıralarda TUrklyenln Güvenlik Konseyinin teklifini desteklemeye karar verdiği hakkında Dışişleri Bakanı tarafından yapılan açıklamanın bir neticesi olarak Kore Cumhuriyetini müdafaa savaşma şehrimizde laruruştır.
İstanbul tenin oğlu dan açılan 800 kişi müracaat etmiştir. Tev-flk Yürüten kendisiyle görüşen bir arkadaşımıza, taliplerin Kore’ye gönderilmesi İçin bir taraftan teşebbüse geçeceğini, bayan müracaatçıların geri hizmetlerde çalıştırılmak üzere Kore'ye gönderileceğini ve şimdiye kadar yalnız bir gün İçinde 800 kişinin müracaat ettiğini söylemiş ve bir yabancı devletten yardım görmediğini ve teşebbüsünün doğrudan doğruya sembolik mahiyette olduğunu belirten Tevfik Yürüten, rnürs-caatlerin birdenbire beklenmeyen bir rakamı bulması üzerine "teca. vllze uğrayan hür milletlere Türk halkından fiilen yardım cemiyeti,, namtyle bir dernek kurmak üzere teşebbüse geçtiğini sözlerine ilâve etmiştir.
Gönüllü olmak üzere müracaat eden kadınların ekserisi hastabakıcı talebe ve İşçidir. Erkeklerden çoğu sanatkâr ve bilhassa serbest meslek erbabıdır.
de gönüllü
katılmak için kaydına baş-
Senlhl Yürü-
Milletvekili
Tevflk Yürüten tarafın-gönüllü kaydına şimdiden etmiştir.
Teknik Üniversite bugün iki basın toplantısı yapıyor
BU TOPLANTILARDA, TEKNİK ÜNİVERSİTEDEKİ TALEBE VE İDARE ARASINDAKİ İHTİLÂFIN
M. T. T. B. BAŞKANI DA
İÇYÜZÜ AYDINLATILACAK. BİR MEKTUP GÖNDERDİ
İstanbul Teknik Üniversitesi törü Ord. Prof. Hulkl Erem, tim yılının sona ermesi münasebetiyle bugün saat 17 de bir basın toplantısı tertip etmiştir. Rektörün, son günlerde talebe İle idare arasında çıkan ihtilâf üzerinde de duracağı ve bu huBusta izahat vereceği zannedilmektedir.
Teknik Üniversite Talebe Birliğinin basın toplantısı
Diğer taraftan aynı saatte Teknik Üniversite Talebe Birliği de bir basın toplantısı tertip etmiştir. Bu toplantıda, tedrisat meselelerinin ve son günlerin olaylarının konuşulacağı bildirilmektedir.
Türkiye Milli Talebe Federasyonu Başkanındı Teknik Üniversite Rektörüne gönderdiği mektup
Teknik Üniversite talebesinin yap-miş olduğu tedris toplantısının akisleri hâlâ devam etmektedir. Bu cümleden olarak Türkiye Millî Talebe Federasyonu Başkanı Can Kıraç. Teknik Üniversite Rektörüne aşağıdaki mektubu göndermiştir:
Sayın Rektör,
Türk Yüksek Tahsil Gençliği, İstanbul Teknik Üniversitesi talebelerinin tertiplediği toplantının ortaya koyduğu neticeyi derin bir alâka ile takip etmiştir. Şunu derhal ifade e-delim kİ, yarın Türk cemiyet hayatında uhdesine düşecek vazife ve mesuliyetleri daha derin bir anlayışla mütalâa etmek ve Türk Milletine lâyık evlâtlar olarak istikbalde daha emin adımlarla ilerlemek arzu ve gayretlerinin vermiş olduğu enerji ile Teknik Üniversiteli talebelerin a-sil bir İfade sadeliği içinde ortaya atmış oldukları dâvalar bugün otuz bin yüksek tahsil gençliğinin en sa-
Rek-öğre-
mimi müzaheretini kazanmış bulunmaktadır.
Teessürle haber almış bulunuyoruz kİ. böyle necip bir gayenin tahakkukunda organizatörlük vazifesini benimsemiş bulunan talebe mümessili arkadaşlarımız bozgunculukla itham edilmektedirler.
Sayın Rektör,
Şerefli bir maziye sahip İstanbul Teknik Üniversitesinin en yüksek makamında bulunan ve İnsan yetiştirmek gibi ulvi bir vazifeyi senelerce benimsemiş olan siz de çok iyi bilirsiniz ki. hiç bir Türk talebesi zam bozucu değildir. Kaldı ki, talebeler sizler gibi nizam âşığı calann yetiştirdikleri kimseler lursa.
Bu sebepledir kİ, böyle bir toplantının organizatörlüğünü yapmış talebe mümessili arkadaşlarımızı nizam bozuculuktan tamamen tenzih ederiz. Gene gayet İyi takdir edersiniz ki. ideallerini gerçekleştirmeye aynı yuva ve mesleğin membalannda baş-lıyan insanların kendi aralarında yaratmaları arzulanan karşılıklı teşvik ve anlayışı temin etmek öğretim ü-yelerinin esas vazifelerinden birisi ve hattâ en başta gelenidir.
işte bu esas düşüncelerden hareket ederek Türkiye Millî Talebe Federasyonu Türk yüksek tahsil gençliği a-dına gerek Talebe Birliğinde, gerekse talebe cemiyetlerinde çalışan arkadaşlarımızın fakülte yönetim kurulları tarafından hiçbir suretle cezaya çarptırılmamalarmın temini maksa-dlyle İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğünün tavassutlarını rica e-der.
Bu vesile ile en derin hürmetlerimizi arzederiz.
ni-bu ho-o-
Sergiyi iki gün zarfında
70 bin vatandaş gezdi
Evvelki gün açılan 1950 îatanbul Sergini çok büyük bir alâka uyan-dırmıştır. Nitekim sergiyi iki glla zarfında yetmiş bin kişi geznrdş bulunmaktadır. İlk gün saat 18 den 24 e kadar sergiyi ziyaret edenlerin yekûnu 21,592 kişiyi bulmuş, dün de öğleye kadar 20.000 kişi sergi sahıu sına akın etmiştir. Bu rakam öğleden sonra daha da artmış ve 24 • kadar 50 bin kişiye yükselmiştir.
Bu seneki sergide bilhassa Mar-ahali Yardımı, Bebek. Sümerbank, Etlbank, Tekel, Cam, Şişe, Kız va Erkek öğretim paviyonlan büyük bir alâka toplamaktadır. Bu arada husus! teşebbüsler tarafından yapılan pavlyonİAr arasında da çok güzelleri vardır. Bunlann yerleştirildikleri Şark stilindeki çarşı âdeta tarihî bir köşe manzarasını arzetmektedir. Ayrıca Montemar revüsünün temsilleriyle, Şehir Bandosunun konserleri de sergiye renk vermektedir.
Muzaffer Kayalıbay hâdisesi tahkikatı
Dün bazı şahitler dinlenildi ve yüzleştirmeleri yapıldı Teknik Okul pansiyon âmiri Muzaffer Kayalıbay’ın ölümü hAdlaeal-ne alt tahkikata pazar olmasına rağmen dün de devam edilmiştir.
İstanbul Savcısı Nail Özkan Savcı Sclman Yörük dün sabah saat 8,20 de Adliye Dairesine gelmişlerdir Eski Ankara Valisinin oğlu Haldun Tandoğan, Firuzağa bekçisi Mustafa Kıt, Sabri. ismet adındaki şahitler tekrar dinlenerek muvacehe edilmişlerdir.
Vaka günü otomobili kullanan Ro-bert de savcılığa celbedllerek ifadesi alınmıştır.
Kendisiyle görüşen gazetecilere îatanbul Savcısı, hâdise hakkında tahkikatın sırrı bakımından hiçbir şey söylemenin doğru olmadığı, zamanı gelince açıklamada bul una ca^ ğmı söylemiştir.
Lokanta fiyattan üzerinde duruluyor
Yiyecek maddeleri fiyatları üzerinde son aylarda görülen tenezzülün lokanta tarifelerine aksettirilmedi Belediyenin ele aldığı mühim meselelerden birisi olmuştur.
Bu mevzuda mücadeleye girişen Belediye murakıpları, Beyoğlu ve E-minöntlnde bazı lokantaların maliyet hesaplarını yapmışlar, satış fiyatları İle maliyet fiyattan arasında büyük farklar görerek kanunî takibata geçmişlerdir.
Belediye murakıplannın her gün şehirdeki bütün lokantaları dolaşarak maliyet hesabı yapmayacaklarına göre, lokantalar İçin yeni fiyat tarifeleri tanzimi en kestirme 5rol olarak ileri sürülmektedir.
Kuleli Askerî Lisesinin
105 inci yıldönümü
Bugün saat 17 de Kuleli Askeri Lisesinin 105 inci yıldönümünü kutla, mak üzere bir tören tertip edilmiştir,. Bu münasebetle aynı zamanda diploma dağıtma merasimi de yapılacaktır.
SİYASÎ İKTİSADÎ
YENt İstanbul
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi t
YEMİ İSTANBUL NEŞRİYAT LtMtTED ŞÎRKETÎ Müdürü: Kemal H. SABUCA Bu sayıda yan işlerini fiilen İdare eden ; Mithat FERİN
Neşredilmeyen yazılar iade edilme».
Basıldığı yer ı YENÎ İSTANBUL MATBAACILIK LÎMÎTED ŞİRKETİ MATBAASI
REŞAD NURİ GÜNTEKİN
Kavak Yelleri
— 32 —
— Etmez olur muyum? Onu da ettim: "U-tanmaz mısınız be yahu... Çıkın gidin şuradan edep ve namusunuzla"* diye yalvardım.
Baba polislere ne kelimelerle ve nasıl bir sesle yalvardığını anlatırken Müftü İle ben kendimizi tutamayarak gülmeğe başladık. Nihayet kendisi de anlayarak bizim gibi yapınca Müftü: "Bu tatlı dillere canlar dayanır mı?" dedi.
O gün öğleden sonra Baba ile arkadaşlarını mahkemeye çağırarak ifadelerini almışlardı.
Müftü tekrar gülerek:
— Savcıya da eyle yalvardın mı? diye sordu.
Baba artık onu dinlemiyor, benimle konuşuyordu:
— Bir şey yapamaz mıyız Allahını seversen Doktor Bey? Bu gece Allah gönderdi belki seni...
Ben çehremi karartarak:.
— Güç, dedim, mahkemeye hiç bir şey söylenemez.
— Söylenir, söylenir. Senin hatınnı herkes sayar.. ."Bırakın şu garibi yahu... Ayıptır*1 dersen dinlerler.
Müftü tekrar sözü aldı*
— Savcıya nefes okuduğumuzu itiraf ettin mİ?
156
— Nasıl etmem yahu... Sokaktan hepsini dinlediler herifler diyorum sana...
Müftü elleriyle bir ümitsizlik işareti yaptı:
— Bu İdrakle senin başına daha çok şey gelir Baba...
Bektaşi dargın bir bakışla sordu:
— Ya ne demeliydim?
— Ne diyecektin? tnnâr edecektin. "Ayin yapmıyorduk. Kanun ve edebü terbiye dairesinde rakı içip manastır şarkılarını söylüyorduk, diyecektiniz.
— Yahu işitmişler sokaktan diyorum.
— Canım onlar nefesi ne bilir "Manastırda böyle şarkı söylenir*’ derdin. Olur biterdi.
Babanın buna aklı erdi:
— Bir daha çağırdıktan zaman öyle söyleriz, dedi ve Müftünün verdiği bu aklı beğendiği İçin ona: "Vay gâvur imam vay" diye iltifat etti. Fakat bu sefer de Müftü heyecanlanarak söylenmeğe başladı:
— Ben gâvur olutum Müslüman olurum... O senden sorulmaz efendim... Sen karışamazsın efendim... Şimdi lâylgllk kanunu var efendim... Bir yandan nefes okur başını derde sokarsın... Öte yandan yok gâvur yok müslüman deyi aklının ermediği İşlere burnunu sokarsın... Nene lâzım, sen lokantada otur; etleri sinek gibi doğrayıp milleti soymağa bak...
Baba ferahladığı İçin artık kızmıyor, savcıyı yumuşatmak İçin benden bir vaat koparmağa uğraşıyordu.
— Mahkeme işine müdahale olmaz, diye tekrar ettim, yalnız sen öğleyin, benim muayenehaneye uğra... Avukatımı da çağırarak bir konuşalım... Bakalım Allah ne gösterir?
Gitmek İçin ayağa kalkmıştık. Baba bana dua etti. Ve ertesi gün muayenehaneye gelirken 157
ev için bir sepet de »İnek kâğıdı getireceğini va-detti. Reddedecektim. Fakat bunun zavallı Celi-leyi, ıstıraptan arasında belki bir parça gülümseteceğini düşünerek vazgeçtim.
xxxrv
HACI ÖMER — MÜFTÜ KAVGASI
Ben avukatım İle Baba meselesini bir hale yola sokmağa uğraşırken Hacı Ömer ile Müftü arasında epeyce şiddetli bir kavga çıktı. Hâdise şudur:
Müftü ara sıra ^Yetimler Yurdu"nda toplantılar yapar ve bunlara kasabanın ileri gelenlerini davet eder.
Evvelce de söylediğim gibi, eskiden Eyyu-bane denilebilecek büyük fukaralığına rağmen kimseye halinden şikâyet etmeyen ve kimseden bir şey kabul etmiyen Müftüde Yurt açıldıktan sonra yırtıcı bir cerrar ruhu inkişaf etmiştir. O kadar kİ sokakta ona rastlayanlar para İsteyecek diye âdeta kendisinden kaçmağa başlamışlardır. Müftü bunu bildiği İÇİn toplantı günlerini bir mütareke günü olarak ilân etmiştir. Bunu "Maksat hep bir araya toplanıp şöyle bir muhabbet etmek ve o yetimlerin gönlünü almaktır. Kimseden on uara lstemiyeceğim Vallahi Tallahi" diye her fırsatta teyit eder ve nazı geçtiğini bildiği teklifsiz dostlara: "Korkmayın. Vakti gelince ben sîzleri İğnenin deliğinde bulurum. Semerinize binmek İçin Allahın günü mü kıttı" diye takılır.
Müftü bu yeminine o kadar sadıktır ki davetlilerden biri, herhangi bir sebeple kendiliğinden para vermeğe kalkarsa onu bile şiddetle reddeder: "Bugün perensiplmiz para değil vaat dahi kabul etmemektir. Yalnız gönlünüzden kopanı kendiniz unutmayın. Bu kâfidir" der. Fa-158
kat ertesi sabahtan tezi yok Yurdun muhasebecisini o adama musallat eder. Çünkü Müftü dedikodudan korlituğu ve hesapların düzgün olmasını istediği için ilk mektep muallimlerinden birini muhasebeci tayin etmiştir. Kendisi pek mecbur olmadıkça paraya el sürmekten kaçınır.
Bununla beraber bu toplantıların asıl gayesi ne Müftünün dediği gibi muhabbet ve ne de böyle dolambaçlı bir menfaat ümidi değildir. O bu toplantıları sadece Yurt’ta ne yapıldığını zaman zaman hemşerilerine göstermek ve .akla gelebilecek şüpheleri önlemek için yapar.
Toplantı vakti yaklaştı mı iki Üç gün evvelden mahallenin kadınları ve Yurt çocuklarından bir kısmı seferber edilerek medresede temizlik yapılır; avludaki eski şadırvanın yerine taktırılmış olan tahta tulumbada çocukların yüzü gözü yıkanır; komşu kadınlara, koyun kırkar gibi makasla merdiven merdiven, saçları kestirilir.
Müftünün çocukları arasında ceketi, pantolonu ve pabucu olanlar pek azdır. Çoğu, dikiş tutmayacak hale gelmiş kısımlarına renk renk yamalar vurulmuş, mintanlar ve donlarla gezerler. Ayağı çıplak olanlara nalınlar giydirilir ve Müftü taban biçiminde kesilmiş tahta parçalarına saraçlardan topladığı meşin ve kayış parçalarını tasma gibi kesip çakmak suretiyle sandallar yapar.
Çocuklardan llkmektepte okuyan bir kaç tanesine bin zorlukta mektep kasketleri tedarik edilebilmiştir. Onlar başta olmak üzere davetliler önünde evvelâ bir geçit resmi yaptırılır ve bunu evvelâ Cumhuriyet İdaresi büyüklerine, sonra Yurda yardım eden velinimetlere dualar takip eder.
Müftü hazırlık yaparken llkmektep muallimlerinden bir kısmını da İşe koştuğu için prog-159
ramda âdeta İlkokul müsamerelerine benzer bir çeşni vardır. Fakat Müftünün gizli maksadı lâiklik ve inkılâpçılık terbiyesinde Yurdun resmî mektepleri de geçtiğini davetlilere teslim ettirmek olduğu için programın Ötesinde berisinde pek çiğ bazı aykırılıklar göze çarpar. Meselâ çocuklara İstiklâl Marşından sonra söyletilen ve galiba yine bu muallimlerden biri tarafından bestelenmiş olan bir lâiklik marşı vardır ki soğuk olduğu kadar da münasebetsizdir. Sonra ezberletilmiş bazı söylevlerde "Biz Cumhuriyet çocukları küflü ve örümcekli medreselerin yerine asri okullar kurduk" demeleri ve hitabet icabı elleriyle yine medresenin avluya doğru eğilmiş damlarım göstermeleri pek çiğ düşer. Hele kasketli küçük hatiplerin "Sırtına giyecek gömleği kalmamı? zavallı fakir milleti efendi yaptık" gibi cümleleri söylerken kollarını gererek avuçlarım o biraz evvel anlattığım mintanların göğsüne vurmaları tuhaf kaçar.

Heyetin koruyucu başkanı sıfatlyle bu toplantılardan bazılarında hazır bulunan Hacı Ömer ara sıra oturduğu yerde, Meclisin neşesine biraz aykın kaçan hoşnutsuzluk sesleri çıkarır, hattâ teşbihini şakırdatarak "Allah Allah" diye ho-murdanırdı. Fakat ileriye gitmezdi.
Bu toplantı günlerinden birinde Hacı Öme-rin mâhut paytonunun kapıya yanaştığını duyan Müftü telâşla karşılamağa koşmuş fakat o-nun Gafura arabadan bir çuval pirinç indirtmekte olduğunu görünce, yan gülerek, mûtat tekerlemesine başlamıştı. "Oldu mu ya başkan, oldu mu ya? Bugün teberru kabul edilir mİ ya?
Müftü söylenirken Hacı Ömer birdenbire gürledi:
(Devamı var)
260
8 Temmuz 1050
T E N t İSTANBUL
Sayfa 9

C. H. P. Kurultayında son gün
Tefriki kuva prensipi
bekleniyor
31
Deli mi? Hayır velî!
kurultayca kabul edildi
bir
iki
partinin
derpiş noktada
bir için madde-
BAŞVEREN BİR İNKILÂPÇI Yazan :
FALİH RIFKI AT AY

l
Rusyanm aksülâmeli
Suavi
Velî olmasından çıkarılan mesele, halk yığınları üstünde sancağın dalgalanmasıdır.
Ali Suavi heyecansız ve telâşsızdır. Aynı günü Çamlı-ca’da Sami Paşa ile Suphi Paşanın oturdukları köşkün bahçesinde görünmüştür. Gençliğinde Rüştiye hocalığı imtihanını birincilikle kazandığı zaman kendini Maarif Nazın Sami Paşaya sevdirmişti. Onun için ara sıra onun köşküne gider. Fakat o gün şaşırmışlardır. Çünkü kimseyi aramamıştır. Bahçeden bir demet çiçek toplayıp gitmiştir. Hâlinde hiç bir fevkaladelik de yoktu. Ali Suavi’nin oraya gidişi, köşkün bazı kısımlarına sığınan Rumeli muhacirlerini ertesi güne hazırlamak için olduğu sonradan anlaşılmıştır.
Yine o pazar günkü Basiret gazetesinde Ali Suavi imzası ile şöyle bir fıkra çıkıyor: "Herkes ve bütün gazeteler hal-i-hazırın tehlikesinden bahsetmektedirler. Ha-kı-âciza-nemde mevcut emniyet-i-âmmej7e mebni söyliyeceğim şeyi herkesin dinleyeceğine şüphem yoktur. Müşkilât-ı-hazıra pek büyüktür. Fakat çaresi pek kolaydır. Yarınki nüshamızda bu çareyi kısacak şerh ve beyan edeceğim.”
Pazartesi sabahı alaturka saat üçe doğru muhacirler Çı-rağan Sarayının önünde toplanmaktdır. Ali Suavi de kendi adamları ile birlikte Kuzguncuk’tan bir mavna ile saray rıhtımına yanaştı. Nöbetçiler kalabalığı önlemek istediler. Doğrusu anlaşılmayan rivayetlere göre Ali Suavi ya tabanca veya hançeri ile bir ikisini yaralamıştır veya öldürmüştür. Kalabalık, deniz tarafındaki pencerelerin camlarını kırarak sarayın içine girdi. Telâşından şuraya buraya kaçan Sultan Murad’ı nihayet buldular. Ali Suavi kendisinin koluna girerek:
— Aman efendim, gel bizi Moskoftan kurtar, diyordu. Gariptir ki Çırağan vakası olurken. Rus Sefareti tercümanı Sultan Hamid'in yanında idi. Bir aralık haznedar Hafız Behram Ağa Sultan Hamid'in yanına koşarak:
— Efendim, Sultan Murad’ı cülus ettirecekler. Ahali Sarayı basmışlar. Aman efendim başımızın çaresine bakalım, diyordu.
Sultan Murad’ı güçlükle ele geçiren Ali Suavi ve arkadaşları onu henüz dışarı çıkarmağa vakit bulmadan Beşiktaş Karakolu Kumandanı Haşan Paşa ve askerleri saraya yetiştiler. Kısa bir vuruşmadan sonra Ali Suavi ve bazı arkadaşları öldürüldüler. Molla Mustafa ve Hacı Ahmet Ağa ö-lenler arasında idi.
İki rivayet vardır: biri bahçede koruya sığınan Ali Suavi-nin teslim olmadığı için kurşun ve süngü ile öldürülmüş olduğudur. Fakat asıl doğrusu. Haşan Paşa kendisini elindeki sopa ile öldürmüştür ve son günlerine kadar da bu sopayı karakolun duvanna asarak, gelene gidene göstermiştir.
Saray gazetelerinin edebiyatını kolayca tahmin edersiniz: Ah Suavi bir serseridir. Sultanî Mektebinin Müdürlüğünden azledilmesini hazmetmemiştir. Başına bir takım gafilleri toplamıştır. Hattâ, İstanbul'da bir karışıklık çıkmasından fayda görecek olanlara, yani Moskoflara âlet olmuş olması ihtimali de vardır. Ne yazık ki sarayın vakadan sonraki gazetelerde çıkan bu uydurma yazılarını bugün bile vesika diye kullananlar görülmektedir.
1908 Meşrutiyeti hâdiselerini yakından bilen rahmetli General Seyfi Uzgören'e bu hikâyeyi anlattığım vakit:
— Ali Suavi’nin muvaffak olmak ihtimali, İttihatçıların şansından daha fazla idi, dedi.
Bu bir dakikalar meselesi idi. Eğer Ali Suavi Sultan Murad’ı tahta çıkarabilse ve harp devam etse ne olacaktı? Eğer Atatürk, 1919 maynamda Galata rıhtımından bindiği vapurda Ingiiizler tarafından tutulsaydı ve Anadoluya geçe-meseydi, Sevres andlaşması Türkiyesinin bugünkü muharrirleri onun teşebbüsü hakkında acaba ne diyeceklerdi?
Ali Suavi, bir dâvayı sonuna kadar güden ve onun uğruna korkusuz, telâşsız, gurur ve imanla başını vermiş bir inkılâpçıdır. Ali Suavi, Türk inkılâbı tarihinde eşsiz bir fikir kahramanlığı misali bırakmıştır. Mezarı yoktur: Gönüllerimizde bir yeri olmalıdır.
— SON —
Genelbaşkan Vekilliği kaldırıldı. Bu vazifeyi genelsekreter görecek
Ankara. 2 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — C.H.P. sekizinci Kurultayı bu sabah İstanbul delegesi llhami Sancar'ın başkanlığında toplandı. Bu celsede Tüzük ve Program Komisyonu raporu okundu, delegeler bu husustaki görüşlerini bildirdiler.
Raporda programla alâkalı olarak şu değişiklikler ifade edilmektedir;
Parti programında kabul edilen a-na prensipler yanında devlet idaresini ilgilendiren kısımda hâlen cari o-lan kuvvetlerin tevhidi esasından ay-rılarak kuvvetlerin tefriki esasına gidilmesi prensip olarak kabul edil mekte ve bu hususa nihai şeklin gelecek kurultayda verilmesi istenmektedir Devlet idaresinde milletin hâkimiyeti, mahkemelerin İstiklâli ve 6 okta mânasını bulan milliyetçi, halkçı, devletçi, lâik, inkılâpçı ve cumhuriyetçi esaslar aynen bırakılmaktadır
Raporun tüzük hakkında ettiği değişiklikler de mütalâa edilebilir:
1> Muhalefete geçen daha aktif hale gelmesi lere elastikiyet verilmesi
2) Parti merkezinin kuruluş ve İşleyişini müessir kılacak vazife ve salâhiyetlerin tevzii, birinci kısımda ü-ye kaydını ve teşkilât kurulmasını kolaylaştıracak maddelerde il ve ilçe kongrelerinin her yıl yapılmasını temin edecek maddelerin tâdil ve ilâvesi bulunmaktadır.
İkinci kısımda İse parti genel başkan vekilliğinin kaldırılarak kurul tayca seçilecek daha geni? salahiyetli bir sekreterliğin ihdası, divân üye sayısının 30 a İndirilmesi ve g^nel Idarn kurulu üye sayısının da 10 a iblağı vardır.
Parti çalışmasında mühim rol oynı-yacak olan bu hususa alt maddelere göre parti divânı kurultayca partililer arıutındsın seçilen genel sekreter ve 30 üye ile parti hükümetinin balkanından. partili Meclîs balkanından, parti Meclis grup başkan ve başkan vekillerinden kurulacaktır. Parti divânı iki ayda bir toplanacak, toplan tıya genel başkan başkanlık edecektir. Genel başkan hulunmadı£ı takdirde başkanlık vazifesini genel sekreter görecektir. Divân, İki aylık top lantdanndan başka genel başkanlığın veya idare kurulunun göstereceği lüzum üzerine kendi üyelerinden en az 7 sinin teklifi ile toplantıya çağırılacaktır.
Parti politikasının sevk ve idaresinde ahengin saflanması, hükümet ve diğer partilerle olacak temasların yapılması hususları genel başkan, genel sekreter ve Meclis grupu başkan ve başkan vekillerinden mürekkep komisyonca tespit edilecektir.
Raporda iktidarda derişikliğin gerektirdiği murakabe ve kontrol vazifesine büyük bir azimle devam edileceği belirtilmekte ve vâki teklifler hakkında kati kararın en kısa zamanda toplanacak olan 9 uncu kurultaya bırakılacağı zikredildikten başka muvakkat bir madde İle 9 uncu kurultayın bugünden itibaren en geç bir sene içinde toplantısı tesbit e-dilnıiştir
Rapor üzerinde İlk sözü alan Hakkı Tank Üs, İleri sürülen derişiklikler ve bilhassa tefriki kuva prensipi üzerinde teşkilâtın da sahibi olabilmesi için müzakere
gönderilmesini istedi.
Feridun Fikri Düşünsel tevhidi ku-vadan. tefriki kuvaya gidilirken bu hususları tatbik mevkiine koymuş olan memleketlerden hangisinin esas alınacağının bilinmesi lüzumu üzerinde durdu ve Amerikada oldufu gibi doğrudan doğruya halk tarafından seçilen bir cumhurbaşkanı ve onun tâyin ettiği ve gerek Ayan ve gerekse Mebusan Meclisince ıskat edilrnıi-yen hükümet tarzında mı bir tefriki kuvaya gidileccrinl. yoksa bazı Avrupa memleketlerinde olduğu gibi çift Meclisli, fakat Mebusan Meclisince icabında Iskat edilebilen bir hükümet şekline mi gidilmesinin düşünüldüğünü sordu ve meselenin e-hemmiyetlne işaret ederek bu hususta acele karar verilmemesini İstedi.
tam kanaat şimdilik bir yapılmasını ve teşkilâta
Kore
harbinde yaralanan bir Amerikalı asker sedye ile haatahaneye naklediliyor. (Resim radyo-foto İle Tokyodan alınmıştır)
Kore harbinden
Suriye hususî muhabirimiz bildiriyor
Suriye’de durum vahametini muhafazada devam ediyor
Bütün komşulariyle arası açık olan Suriye, hükümetin Ingiliz - Amerikan petrol rekabetini idare edememesi yüzünden her an patlayabilecek bir volkan manzarası orzefmektedir.
Şam. • rHus’tsî muhabirimiz bildiriyor) — Suriye İçişleri Bakanlığı, memlekette her türlü siyasî tezahüratı meneden bir kararname neşret-miştir. Aynı zamanda devlet dini etrafında her türlü âlenl münakaşalar da yasak edilmiş ve parti toplantıları polis nezareti altına konulmuştur. Zahiren totaliter gibi görünen bu tedbirler, filhakika iç ve dış politika sahalarında mevcut gerginlik karşılında yerinde aayılabüir. Suriye ahvali, Hüanü Zalmden beri, bir türlü sükûnet bulamamıştır ve yakın âtide durulacağa da hiç benzemiyor. Suriye, "Can Düşmanları Birliği” adı verilen Arap Birliğinin âzasıdır ve Şama göre (1) sayılı can düşmanı Am-mandadır. Suriye, çöller kıralı Hâ-şlml oğlu Abdullahın, Arap Fıllstlninl kan dökmeden İlhak etmekle, tatmin edilmediğinden endişe etmektedir. Çamdaki umum! kanaate göre, Ab-dullahın bundan sonraki hedefi Suriye olacaktır. Filhakika Suri)renln dış politika durumu o derece zayıftır ki, en kötü ihtimallerden bile endişe edilebilir. Cumhuriyetin iç politika durumu karmakarışık olduğu halde, hıristlyan Lübnana düşman kesilmiş ve Iraka karşı da emniyetsizlik beslemeye başlamıştır.
beri, Suriye hattı İngiltere için hayatî bir ehemmiyet kazanmıştır. A-merikalılar ise Lübnana yerleşmişler ve bir kaç milyon dolar sarfiyle Basra körfezinden Beyruta kadar 2000 kilometrelik bir petrol borusu döşemek için, “Tapline Co.” adında bir şirket kurmuşlardır. Bu kısacık malûmat bile» Suriyenin İngiliz - Amerikan petrol rekabetinin düğüm noktasında bulunduğunu ve petrol şirketleri arasındaki rekabetin, Suriyedeki politika kavgalarına müessir olduğunu göstermeye kâfidir. Yakınşarktan Akdenize varan bütün boru tesisleri, bugüne kadar tamamen lngilizlerln elinde bulunduğu İçin, Amerikan şirketleri, îngilizierden müstakil olarak sevklyat yapabilmek kasdlyle, A-rabistanı bütün genişliği ile kateden yeni bir boru döşemeye mecbur olmuşlardır.
lelâmiycti, resmi devlet dini olarak kabul eden ve bu İtibarla diğer dinlere mensup Suriyelilerin şiddetli muhalefetine uğrayan yeni anayasa da, kargaşalığı arttırmaktadır.
hakiki sebcple-mlll etle rar ası merkezlerinden
Fransız Kabinesi kuruldu
Schuman, gere Dışişleri Bakanı
Paris. 2 A A (Afpl — Yeni Fransız Kabinesi üyelerinin listesi:
Başkan: Henri Queuille.
İçişleri Bakanı ve Başbakan Yar dımcısı: Georges Bİdault.
Denizaşırı ve Uzakdoğu Fransa Birliği devletleriyle münasebetleri temine memur Devlet Bakanı: Paul Reynaud.
İstihbarat işlerini tanzime memur Devlet Bakanı: Jean Letourneau.
Âmme hizmetleri ve İdarî ıslahat. i«lerlnl tanzime memur Devlet Bakanı: Paul Glarobbl.
Adalet Bakanı: Rene M a yer.
Dışişleri Bakam Robcrt Schuman Milli Müdafaa Bakanı: Rene Pir-ven.
Maliye ve İktisadî işler Bakanı* Maurlce Pelsche.
Bütçe Bakanı Edzar Faure.
Milli Eğitim Bakanı: Andre Morice Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı * Maurlce Bourges Manoury.
Ticaret ve Sanayi Bakanı: Marie Louvel.
Denizaşırı Fransası Bakanı; Coste Floret.
tş ve
Baron.
İmar ti t.
Eski
Jacqulnot.
Umumi Sıhhat ve Nüfus Bakanı: Pierre Schmeltcr.
PTT. Bakanı: Charles Brııne.
Bahri Ticaret Bakanı: Lıonhl Tinguy.
Lcb
Midede büyüyen hurma ağacı
Paris. 2 (Nafen) — Monceau
Mines’den bir şahıs mide ağrılarından dolayı ameliyat, olmuş ve operatörler hastanın karnından sekiz santim kadar uzamış bir hurma ağacı çıkarmışlardır. Zannedildiğine göre, hasta tarafından yutulan bir hurma çekirdeği midenin zarına yapışmış orada kok salmıştır.
ve
Jcan
Paul
Sosyal Asayiş Bakanı:
Paul
8.000 senelik iskeletler
BakAn: Euglue Clandlus Pe-
Muharipler Bakanı: Louİs
le
de
laponyadaki
tamamiyle yandı
Tokyo, 2 A.A. (Afp) — Tokyoda, büyük bir mimari kıymeti olan “Altın Köşk” dun akşam bir yangın neticesi tamamiyle yanmıştır. 14 üncü asrın sonlarına doğru yapılmış olan bu bina Tokyoda mevrut şaheserlerden birini teşkil etmekte İdi
O zamanın insanları
2 metre boyundaymış
Kahire, 2 (Nafen 1 — Kahire yakınlarında yapılmakta olan arkeolojik araştırmalar esnasında 8.000 sene evvel ölmüş bazı hayvanlarla İnsanların iskeletleri bulunmuştur, tüm adamlarının şimdiye kadar ele geçirilen elli İskelet üzerinde çalışmakta oldukları kaydedilmekledir. Bu iskeletlerin çoğu tetkik edildikten sonra şu neticeye varılmıştır: O zamanın adamlarının boyu iki metreye yaklaşıyordu. Bunların dişleri gayet sağlamdı, ölenler oturmuş bir vaziyette gömülüyorlardı Bunların elli yaşından sonra öldükleri de tahmin edilmektedir.
Diğer taraftan aynı mezarda bulunan ceylân iskeletlerinin dr oturmuş bir vaziyette ve doğuya dönmüş bir şekilde gömüldükleri tesblt edilmiştir. Bu da o devirde ceylâna tapılmnkta olduğunu göstermekledir.
Leopold meselesi bu hafta içinde hallolunacak

Hıristiyan Sosyalistler, Kıralı geri getirmek azmfndeler
Brüksel 2 (Nafen) -r- Bu hafi a Kıral Leopold meselesinin kökünden halledileceği iddia edilmektedir Cumartesi günü yeni Belçika Parlâmejv-tosu huzuruna çıkan Hıristiyan Sosyalist Kabinesi programını açıklamış, Kıralı geri getirmek azminde olduğunu belirtmiş ve Parlâmento kendisine 8 reyllk bir ekseriyet ver. miştir. itimat oyunu böylelikle alan Başbakan da perşembe günü için iki Meclisi de fevkalâde bir toplantıya
dAvet etmiştir. Bu toplantıda. Kiralın geri dönmesine mâni olan kanunun lûğvı isteneceği ve aynı zamanda naipliğin de sona erdirilmesi ileri sürüleceği zannedilmektedir. Her iki Mecliste de ekseriyeti elinde tutmakta olan Hıristiyan Sosyalist Hükû. meti bu iki hedefine de ulaşacağından emin görünmektedir. Fakat Sosyalist Parti Kiralın avdet etmesine şiddetle muhalefet edeceğini, grevler çıkaracağım yeniden ifade etmiştir.
alınacak dersler
Ac8ba bu durumun ri nelerdir? Suriye, petrol menfaatlerinin birisidir. Irakta istihsal edilen İngiliz petrolü, Suriyeden geçerek Trablus-şamda denize dökülmektelir. Iraktan. Filistini geçerek Hay fay a varan boru hattı, Irakın lsraile karşı tatbik ettiği boykot yüzünden kesildiğinden
İşte polisin, yukarıda da anlatıldığı gibi, siyasî toplantıları kontrol etmeye başlamasının başlıca sebebi, her siyasi toplantının gizli bir siyasi komplo, yahut yeni bir ayaklanma hazırlaması endişesiyle, memurlarını, memleketin bütün siyasî faaliyetine dahil etmek arzusudur. Yeni kararname, çok elastiki bir ifade ile, polise hususî mahiyette siyasî toplantıları menetmek salâhiyetini tanımakla, 1-cabında, mahiyeti ne olursa olsun, her türlü siyasî faaliyeti, devlet için musirdir bahanesiyle durdurmak imkânlarını da taşımaktadır.
Memleketine döneceği bildirildi Belçika Kıralı Leopold, karısı ile birlikte Belçika Başbakanı İle görülüyorlar
Amerika, takip edeceği siyaseti yeniden gözden geçirmelidir
\Va3hington 2 AA, (Afp) — Rus-lar tarafından teçhiz edilen, fakat Ruslar tarafından doğrudan doğruya desteklenmeyen Kuzey Kore ordusunun Güney Kore müdafaasını yarması ve Birleşik Amerika tarafından teçhiz edilen ve talim gören Güney kuvvetlerini Amerikanın müdahalesi olmasaydı muhakkak suretle bozguna uğratması ihtimali VVashington-daki diplomat ve askerleri düşünceye sevkedecek geniş konular ihtiva etmektedir. Ve bu keyfiyet Birleşik Amerika’nın yalnız Uzakdoğudaki değil, bütün dünyada takip edeceği siyasetin yeniden gözden geçirilmesini intaç edecektir.
Şimdiki halde Amerikan diplomatlarının gözü önünde bulunan başlıca keyfiyet şudur:
Siyaseten ve iktisaden zayıf olan bir memleketi komünizme karşı bir kale haline koymak ve teşkilatlandırılmış bir demokrasi yapmak için iktisadi yardım çerçevesi dahilinde bu memlekete silâh ve iptidaî madde göndermek kâfi değildir. Bu hususta Kore hakkında beslenen hayaller Fi-llplnlcr için de vakidlr. Binaenaleyh şimdi Amerikan devlet adamları tarafından az çok vâzıh olarak bildirilmiş olan dış siyaset prensiplerinden bazılarının gözden geçirilmesi bahis konusu olacaktır.
Güney Kore bahsinde söz şimdi as-kederdedir. Zaten askerler de güç bir vazife İle karşılaşmaktadırlar. Zira daha iki gün evvel tasavvur edildiğinin aksine mütecavizi 38 nc| arz dairesi kuzeyine püskürtmek sürat- -le mümkiln olamıyacaktır .
Japonya ile barış andlaşması meselesi de bahis konusu edilmektedir. Yetkili çevrelerden bildirildiğine göre Birleşik Amerika’nın işgale son ver. meyi yeniden derpiş etmesi için aylar lâzımdır. Bu arada Tokyo Hükümetine daha fazla İdarî istiklâl verecek geniş tedbirler alınabilir.
Formoza statüsü de daha uzun zaman tavazzuh edenılyecektlr: Strate. jik mevkii uzun zamandan beri General Mac Arthur’ün zihnini işgal eden bu ada. son harbin bir kısmında Malta'nm tâbi olduğu “Mecburî tarafsızlığı., idame etmek zorundadır. Fakat bunun sebepleri tamamiyle ayrıdır.
Komünist Çin e gelince; evvelce sadece Komünist Çin’in Birleşmiş Milletlere kabulüne karşı oy verecek ve çoğunluğun kararına uyacak olan Birleşik Amerika'nın bu hususta takındığı tavır da gözden geçirilecektir. Amerikan siyasî çevrelerindeki kanaate göre. Birleşik Amerika Mao • Tse - Tung Hükümetinin kabulü talebinde vetosunu kullanacaktır.
Filiplnler ve Çin Hindine gönderilen harp malzemesi sevkıyatı da hızlandırılacaktır. Hakikatte. Sovyet Rusya tarafından tanınan Ho w Şi -Min kuvvetlerine karşı F'ransa’nm 3 seneden beri devam eden mücadelesinin mânasının Amerikan umumî efkârının büyük bir kısmı tarafından anlaşılması için Kore hâdisesinin çıkmazı lâzımgeldl.
Nihayet yetkili çevrelerde sanıldı-
gına göre Birleşik Amerika’nın Uzakdoğu ve Güneydoğu Asya’da sarfedecekleri munzam gayrete Atlantik camiası devletlerine harp malzemesinin süratle gönderilmesi yolundaki gayretler de eklenecektir.
Başkan Truman’ın özel yardımcısı A vereli Harriman, daha şimdiden faaliyete geçmiştir ve Kore’nin 5’ük-sek askerî şahsiyetinin kanaatine göre her şeye rağmen Birleşik Amerika Savunma Bakanlığının başlıca meşgalelerinden birini teşkil
Avrupa’yı unutturmamasına gayret edecektir.
eden
Japonyada Kızıl Kore lehine bir nümayiş yapıldı
Moskova, 2 A A. (Afpı — Moskova bölgesinde bulunan fabrika ve atölyelerinden büyük bir kısmının işçileri tarafından yapılan mitinglerde Amerikan kuvvetlerinin Koreden çekilmelerini talep eden karar sureti alınmıştır. öle yandan General Stalini barışı müdafaada gösterdiği azimden dolayı tebrik eden kararlar da alınmıştır.
Bu mitinglere hatipler, alkışlar mesul olanların olunması zaruretini belirtmişlerdir
iştirak eden bütün arasında harpten hareketlerine mâni k
Mütehassıs Amerikan idarecileri ve salahiyetli tefsirciler, bundan endişe duymaktadırlar VVashlngton, 2 (YİRS» — Ko-re’de cereyan eden hâdiselerin inkişaf şeklinden ve bunların milletlerarası neticelerinden, sulhun mukadderatı belli olacaktır. Bu fikir, umumi bir ferahlığın başlangıcını izhar eden bugünkü Amerikan gazetelerindeki intihalardan ve VVashlng-ton’daki diplomatik çevrelerde yapılan tefsirlerden çıkarılmaktadır. Kore cephesinden gelen telgraflarda bildirildiği gibi. Kuzey Koreli komünistlerin kazandıkları ilk muvaffakiyetler ve bilhassa Rusların hâdiseleri tahrif ederek bunu bir “Amerikan tecavüzü,, olarak gösterme gayretleri, Şimal Kore İçin açık ve müessir bir askeri destek olacak mahiyette değildir.
Bununla beraber, mütehassıs Amerikan İdarecileri ve salahiyetli tefsirciler, Rusyanın göstereceği aksülamelden endişe duymaktadırlar. Fakat umumî efkârın kanaati, Amerika tarafından Kore’de tecavüzü durdurmak için komünistler üzerinde nüfuzunu kullanmasını isti-yerek yapılan tavsiyeyi reddet-mlş olan Rusyanın, şimdi propaganda mevzuu yapmak üzere Amerikanın silâhlı kuvvetlerle yardım ettiğini, kendisinin İse ne derece “sulhçu., olduğunu göstermeyi tercih edeceği merkezindedir. Rubanın niyetleri hakkında Washingtonda hüküm süren üzüntülü şüpheye rağmen. Amerikanın çok uzakta baş-gosteren bir tecavüze karşı koymak için silâha sarılması, yepyeni bir dünya vaziyeti yaratmıştır.
Şimdi Rusya, Amerikanın Kore'de’ giriştiği silâhlı müdahaleye ne mâna verirse versin, bunun karsısında ne derece öfkeli sözler sarfederse etsin, bu hareketin milletlerarası münasebetlerde yeni bir devrenin başlangıcına alâmet olduğunu görmekten geri kalmıyacaktır.
Bu yeni devrenin esas vasfının şu olacağı emniyetle söylenebilir: Bundan böyle, bütün
batı demokrat memleketler tarafından desteklenmekte olan Amerika, açıktan açığa yapılan her türlü tecavüze «ilâhla karşı koyacaktır. Bilvasıta ve gizli yapılan tecavüzleri de önlemek için gayret sarfedecektir. Bu vaziyet, bilhassa Kore’de eski statükoya dönüldükten sonra, Rusları batı dünyası ile doğrudan doğruya temasa geçmeye mecbur edecektir. Eğer her iki tarafın sulh arzusu samimi ise bundan da en hayırlı neticeler doğabilecektir.
Amerikalı diplomatların fikrine göre, bu ihtimaller tahakkuk etmese bile, Kore deki son hâdiseler. Acheson’un komünist tecavüzlerine yol açtığını söylediği ‘"zayıf noktalar., nazarlyesini tamamen, değiştirmiş olacaktır. Zira, bundan böyle 'zayıf noktalar., ın müdafaası Amerika tarafından zımnen taahhüt edilmiş demektir. Kore’deki vaziyetin düzeldiğine dair haberler gelmeye başladıkça, Wa-shingtondaki bütün Elçilikler ve bu arada Sovyet Rusya Elçisi de, milletlerarası münasebet, terdeki bu derin değişikliği görecek ve ona göre hareket edeceklerdir. ı
C umhuriyetçi Korenln istiklâli tanınmadan önce hudutta Amerikalı askerleı nöbet bekliyorlardı. Kore’yi tahliye eden Amerikalılar Cumhuriyetçilerin tekrar yardımına koşuyorlar
uStalin, Kore’de deneme yapıyor,,
Rus Lideri, bir dünya harbi istemiyormuş
Londra. 2 A.A. (Reuter) — Parlâmento üyelerinden komünist meseleleri mütehassısı General Fitsrov Mc Lean, dün akşam yaptığı beyanatta Staiİnln halihazırda bir dünya harbi İstemediğine kani bulunduğunu bildirmiş ve demiştir ki:
“Stalin'ln nereye kadnr gidebileceğini ve bir harp tehlikesini göze almadan ne türlü faydalar elde edeceğini tecrübe etmesi muhtemeldir. Bundan dolayı Kore’yi intihap etmiştir, zira burada Rup kuvvetleri kullanmaksızın taarruza geçebilir...
Columbia’da uçak kazası
15 yolcunun hepsi öldü
Cohımhia, 2 A A. i’Afp) — Birleşik Amerikalı misyonerlerin bulunduğu bir uçak Venezüella’ya giderken bir dağa çarparak ateş alıp yanmıştır. Kaza mahalli kayalık kurtarma dlr.
Bogota, da Sierra Amerikan nun Öldüğü teyit edilmektedir»
olduğundan ekiplerinin işi güçleşmekte-
2 AA. (Afp) — 15 haziran-
Nevada kaybolan bir B 36 uçanında bulunan 15 yolcu-

MÜSABAKA KUPONU
1 aralık 1950 büyük kuram ıra şağıdakl kuponlardan getirerek bir kura numarası *-labiiecekslnlz.
Tafsilâtını hep pazar rilnkü (YENİ İSTANBUL) da arayınız.
de çekilecek İştirak İçin a-90 tane
e
Yeni İstanbul'un
kitoai
• • % •
—x
J
BnyTft 4
Y E N t . İSTANBUL
M Temmuz 19M
---m
Kitaplar arasında -|
TASAVVUF
Yazan : Cevdet Perin
Tlîrkler tslAmlyell kabul ettikten sonra, yani sekizinci yüzyıldan itiha-den, Islâmiyctin geliştirdiği tasavvuf (1) dinî, İçtimaî ve edebî hayatlarında çok mühim bir yer tutmuştur. Allah, varlık, yokluk, yaradılış, ölüm, güzellik, iyilik, çirkinlik, kötülük mefhumları ve nihayet vahdet-l vü-cud nazariyesi zihinlerde o kadar yer etmiştir ki, tasavvuf cereyanını bilmeden. Türk tefekkür tarihini anlamak hemen hemen imkânsızdır diyebiliriz. Gerçi, bu mistisizm, bugün Islâm Alemini olduğu gibi, Türkleri de, garbin gittikçe maddileşen medeniyeti karşısında, hazan gülünç denecek kadar derin bir atalete sürüklemiş, onlara korkunç bir bigûnelik İçinde Adeta uhrevî bir hayat yaşatmıştır. Fakat, buna mukabil, bütün garplıların da gıpta ile bahsettikleri sagesss arientale (şarklı hakimliği) vardır kİ, bu da yüz yıllardan beri devam eden bu mistisizm cereyanlarının manevî bir mirasıdır.
Yüzlerce milyon insanın mânevi hayatına hâlâ hâkim olmakta devam eden böyle mühim bir cereyanın mn-mlyetini tetkik etmek için Avrupai» Alimler bugüne kadar bir çok eser yazmışlardır. Kendileri için bir nevi meçhuller diyarı olan şark mistisizmi cazip olduğu kadar da heyecanlı bir mevzudur. Fakat, bu mevzu, her nedense, memleketimizde lâyıklyle ele alınmamış, ve bu yüzden, kültür tarihimizin mühim bir kısmı aydınlanamamıştır. Vaktiyle Profesör Fuat Köprülünün İlk Mutasavvıflar adlı e-seriyle açtığı çığırda yürüyerek büyük Türk mistiklerinden bazıları hakkında monografiler, makaleler neşredilmişse de, mevzuun azameti karşısında bu bibliyografya ciddefı tatmin edici olmaktan henüz çok u-zaktır. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde kurulan ÎslAm Tetkikleri Enstitüsü, herhalde bu sahada çok faydalı olacak ve kültür tarihi-mirin ÎslAm dünyaaîyle olan münasebetlerini İlmî bir şekilde meydana çıkaracaktır. Böyle bir Enstitünün. İlmî hakikatleri meydana çıkarırken, bir zamanlar Türkiyat mecmuasının, aon yıllarda ise İslâm Ansiklopedisi' nin yaptığı gibi bazı garplı Alimleri de dalâletten kurtaracağını da ümit etmek isteriz.
Ömer Rıza Doğrul’un Tasavvuf adlı eseri, bu sahada çalışmak istiyenle-re, edebiyatımızın mühim bir kısmını daha iyi anlamak ve öğrenmek arzusunda bulunanlara faydalı bir kılavuzdur. Çünkü, bize tasavvufun ne olduğunu, tariften başlayarak izah ettikten sonra, tarih boyunca geçirdiği gelişmelerden ve yetiştirdiği en büyük şahsiyetlerden de etraflıca bahsediyor. Muharririn bu sahadaki herkes tarafından bilinen geniş ve denn vukufu hakkında söz söylemeyi lüzumsuz addediyoruz. Şark ve garp dillerini bilmesi, Ömer Rıza Doğrul’a bu mevzuda yazılmış muhtelif dillerdeki kaynaklara baçvurmak imkâ-
nını da vermiştir. Bu da esere bir hususiyet vermekte ve değerini arttırmaktadır.
EYÜPLÜ HATTATLAR
Almaııcadan yaptığı tercümelerle ve tiyatroya dair birkaç eseri ile tanıdığımız Nıırullah Tllgen 1650 den 1950 ye kadar uzanan Üç yüz yıl boyunca yetişen Eyüpltt Hattatlar'ı (2ı tanıtan bir kitap neşrotmlştlr. Sonunda büyük hattatların yazılarından bazılarının fotoğraflarını da ihtiva eden bu değerli eser, sanatkârlarımızı alfabe aırasiyle birer birer ele alarak mazinin nisanından kurtarmakta ve gelecek nesillerin kadirşinaslığına tevdi etmektedir. Yazı sanatının Türk sanat hayatında ne kadar büyük bir yer işgal ettiği ve bugün hâlâ Güzel Sanatlar Akademimizde bu sahada az çok bir uyanış husule geldiği malûmdur. Byüplü Hattatların bu sahada çalışmak istlyenlcr için güzel birer örnek olacaklarına ve bu sanat şubesinin devam etmesine yardım edeceğine şüphe yoktur.
BEN DE ONUN GİBİYİM
Amber romanının muharriri Kath-leen Winsor, Amerikada yalnız eseriyle değil, aynı zamanda hususî hayatiyle do bir çok dedikodulara mevzu teşkil eden orijinal bir kadındır. Onun evlenmeleri ve boşanmaları, sinema yıldızlarının yarattıkları hâdU seterden aşağı kalmaz. Kathleen Wınsor şimdi de, otobiyografik olduğu rivayet edilen bir kitap yazmış ve adını Star Money koymuştur. Türk-çeye bu İsmi Ben de Onun Gibiyim (3) diye çeviren Vahdet Gültekin çok haklıdır. Fakat, onun haklı olduğunu anlamak için romanı okumak lâzımdır. Çünkü, bu meşhur kadın muharrir Amber’in tâ kendisidir. Romanın kahramanı nitekim bir kadındır. İkinci Dünya Harbi esnasında New-York’a gelen Shireen adındaki bu kadın, garipjtir, kocasını sevdiğini defalarla tekrarladığı halde, bir çok maceralar geçiriyor ve bu maceralar nihayet kendisini içinden çıkılmaz bir vaziyete düşürüyor. Shireen modern âşık kadın tipini gayet iyi canlandırmaktadır. K. Winsor, kanaatimizce, yirminci asrın romantik kadınını en iyi canlandıran muharrirlerden biridir. Bu öyle bir romantizmdir ki, artık geçen asrın o eflâtun! aşkiyle zerre kadar alâkası yoktur. Bu%modem aşk mefhumu, ruha, vücuda, hislere verdiği ehmmiyet kadar şehvete de ehemmiyet vermektedir. Amber muharririnin bu yeni romanı, okuyucularının zihinlennde birer istifham halinde kalan bazı noktala-ları artık aydınlatmış bulunuyor.
(1) Ömer Rıza Doğrul, tslâmlyetin Geliştirdiği Tasavvuf, Ahmet Halit Kitabeyi, İstanbul.
(2) Nurullah Tllgen, Eyiiplü Hattatlar, 1650-1050, İstanbul. 1950.
(3) K. Winsor, Ben de Onun Gibiyim. Çeviren: Vahdet Gültekln. Arif Bolat Kitabevi, İstanbul, 1950.
★ ★ ÇOCUKLAR VE MODERN SANAT
Londra parklarından birinde yer alan hu iki heykel, küçük sanatseverleri tereddüde şevketmiş gibi gözüküyor
★ ★ KIRALİÇE HORTENSE DEVRİ
Kıraliçe Kortense devrini canlandırmak İçin Tariste bir toplantı yapılmıştır. Herkes o devirde yaşıyun bir şahsiyetin rolünü almış bulunuyordu. Resimde sağda Kıraliçe Hortense’l temsil eden Kontes De Les-trange ile, împaratorlçe Eugenle’yl canlandıran Mil. de Barbantane'nl görüyorsunuz.
Hicrî Kzn. 17 1369 19 5 0 Temmuz 3 Pazartesi Rumi
HAZ. 20 1366
VAKİT VASATİ EZANİ
Güneş 5.31 8.47
öğle 13.19 4.33
ikindi 17.19 8.34
Akşam 20.45 12.00
Yatsı 22.46 2.02
îmsAk 3.15 6.31
SİNE
M A
BEİUÛLU CİHETİ
AKIN 1 — Canavar Pençesi. 2 — Asr! Boksör.
ALKAZAR: (42562) Zuronun
Kara Kamçısı.
AR (44394) 1 — thnltfilz Aşk
2 — Gece Yarışı (renkli).
ATLAS (40835) 1 — Genç Kız Kalbi. 2 — Tanca Güzeli.
BEŞİKTAŞ BAHÇESİ 1 — Kör
2 — Kaçırılan Kız.
ELHAMRA 1 — Saratoga Güzeli. 2 — İzmirli Dlmltrio*.
İNCİ (84595) 1 — Kan burun
İntikamı. 2 — Renkli Mûctze-ler.
İPEK (41289) 1 — Aşk Yarışı.
2 — Kara Ok.
LALE (43595) 1 - İsimsiz
Kahramanlar (türkçe). 2 —
Yaban GÜ1Ü (renkli).
MELEK: (40868) 1 - Zorlu Misafir. 2 — Vahşi Arzular.
SARAY (41656) 1 — Gençlerin Sevgilisi. 2 — Monte Krlalonun Mirası.
KL’ATPARK (83143) 1 — Kahraman Yüzbaşı. 2 — İki Cingöz Haydutlar Arasında. 3 — Kalbime Doğmuştu.
SÜMER (42851) 1 - Modern
Venüs. 2 - Nll Kırftliçeal ŞARK: (40380) 1 — Arjantin
Güzeli. 2 — Balıkçının Karısı. ÇIK: (43726) 1 — Vatan Esrarı. 2 — Lor d Hardl Pasif Korunma Memuru.
TAKSİM (43191) 1 - Leylâ.
2 — Kızım.
TAN 1 — San Antonlo Aslan-
ları, 2 — Monte Kristonun Elmadan. 3 — Şeytan Ruhlu Adam.
ÜNAL (49306) 1 — Tahlr İle
Zübre. 2 — Lorel Hardy Dans öğretmeni.
ÜNAL Yazlık 1 — Çöl Şahini, 2 —‘Dişi Şeytan.
YENİ 1 — Meksika Çiçekleri. 2 — Asilzade Haydut. 3 — Günahtan Sonra,
YILDIZ: (42847) 1 — Sarışın
Bülbüller. 2 — Ateş.
İSTANBUL CİHETİ
ALEMDAR: (23683) 1 — Tarzan Geliyor 2 — Hint Rüyası. AZAK: (23542) 1 — İçli Kız.
2 — Tehlikeli Kadın.
ÇEMBERLÎTAŞ: (22513) 1 —
üniformalı Melekler. 2 — Denizaltı 104. 3 — ölüm Kervanı. FERAH 1 - Monte Kriato Kontesi. 2 — Kılıçların gölgesinde. 3 — Harrov Kumarbazı. HALK 1 — Mahzun Gönüller. 2 — Banş Kahramanı. 3 — Gizil Teşkilât.
İSTANBUL: (22367) 1 — Dişi Haydut. 2 — Su Perileri.
KISMET: (26654) 1 - Tuzak.
2 - Hülya .
MARMARA: (23860) 1 — Ca-
«uslar Çarpışıyor. 2 — Ateş Çemberi.
MİLLÎ: 1 — Tarzan Geliyor.
2 — Hint Rüyası.
TURAN: (22127) 1 - Maceralar Kıralı. 2 — Çalman Kalp. 3 — Derdi Zeynep.
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 —
Gecelerin Hâkimi. 2 — Genç Dul.
KADIKÖY CİHETİ
HALE: (60112) 1 — Baba Katili. 2 — Er Meydanı.
OPERA (60821) 1 — Aşk UeuİBİ. 2 — Şüpheli adam.
SÜREYYA (60862) 1 — İstırap Çocuğu (türkçe). 2 — Tehlike İşareti.
ANKARA
ANKARA (23132) 1 — Solan
Gölgeler. 2 — Zehirlenen Ruhlar.
BÜYÜK (15031) Kahraman Yüzbaşı,
CEBECİ (13846) 1 — Kleopat-ra, 2 — Hacı Murat Geliyor. PARK (11131) Ayşenln Duası.
2 — Efsuncu Baba.
SI S (14071) Sahte Evlât. SÜMER (14072) Hortlaklar A-dası. 2 — Şampiyon Ağı.
ULUS (22204) 1 — Güzeller Revüsü. 2 — Aşk Senfonisi.
YENİ (14040) 1 — Siyah Göl-
geler 2 — Monte Krİsto. Gece bhhL 21.15 te Zati Sungur'un te malileri.
GAR GAZİNOSUNDA Dalyan Akrobatları.
İZMİR
ELIIAMRA: 1 - Ahin Kelepçe. 2 — Maakell Prens. 3 — Kıskanç Kadın.
LALE 1 — Leylânın Aşkı. 2 — Dalma Kalbimdesin. 3 — Korkunç VAdİ.
TAYYARE; 1 —•Açıkgöz Periler Arasında. 2 — Kadınlar Düşmanı.
TAN 1 — Leylânın Aşkı, 2 — Dairna Kalbimdesin, 3 — Korkunç VAdİ.
kimi. 2 - Hüsnü Yusuf un Aşkı YENİ SİNEMA: 1 — Namus Sözü. 2 — îstlklAl Madalyası.
3 — Tarzan New-York’ta.
MELEK: 1 — Aşk Sultanı. 2 — Çaylak Hafiye Zindanda.
run, Adana, Ankara — 15.50 B.E.A. (İngiliz) Londra. NIs. Roma, Atina — 16.30 D.H.Y (Türk) Erzurum. Elâzığ. Malatya, Kavserl, Ankara — 180.5 D.H.Y. (Türk) İzmir - 18.35 D.H.Y. (Türk) Ankara — 20.25 P.A.A. (Amerikan) Londra. BrUksclden. B
GİDECEK OLAN UÇAKLAR 8.30 B.E.A. (İngiliz) Atina, Roma, Nis, Londra — 8.30 D.H.Y. (Türk) Bursa—0 00 A.F. (Fransız) Atina, Roma. Paris — 0.00 D.H.Y. (Türk) Ankara. Malatya. Elâzığ, Diyarbakır. Adana, İskenderun — 9.30 D. H.Y. (Türk) Ankara — 10.05 D. H. Y. (Türk) Afyon Konya. Adana — 10.15 D.H.Y. (Türk) İzmir — 10.25 D.H.Y. (Türk) -Ankara. Kahire — 10.30 D.H.Y. (Türk) Ankara. Adana, İskenderun — 16.00 D.H.Y. (Türk) İzmir — 21.40 P.A.A. (Amerikan) Şam. Basra. Karaşİ, Delhi, Kalküta, Bangkok, Hong-Kong'a.
GELECEK OLAN VAPURLAR 6.30 Dumlupmar. Saadet (Bandırmadan) — 7.oo Seyyar (Ka-rablgndnn) — 20,00 Sus (Mu-danyadan) — 21.80 Bandırma (Bandırmadan).
GİDECEK OLAN VARIRLAR
8.15 Bandırma (Bandırmaya) — 9.00 Sus ıMudanyaya) — 14.00 Ege (Karadenlzo) — 20.00 Dumlupınar, Saadet (Bandırmaya).
GELECEK OLAN EKSPRESLER
8 30 Ankara — 9.15 Ankara Eks. — 20.30 Ankara.
GİDECEK OLAN EKSPRESLER
9.00 Tarsus. — 18.10 Ankara ekspresi — 20.30 Anka raya
(Eks.) — 21.40 Doğu ekspresi.
c KKA ■J MO
! Amerikadaki İktisadî cereyanlar (»MMİZIHli! YOL
UÇAK - TREN - VAPUR
GELECEK OLAN UÇAKLAR
9.35 D H Y. (Türk) Ankara — 9 45 D H Y. (Türk) Bursa. — 9.50 D.H Y. (Türk) İzmir —
15.35 D.H.Y. (Türk) İskende-
ANKARA:
7 28 Açılış ve program. — 7.30 M S. Ayan. — 7.31 Marşlar (pl>. — 7.45 Haberler. —
8 00 Hafif parçalar (pl>. —8.25 Günün programı ve hava raporu. — 8.30 Bale müzikleri (pl). — 9.00 Kapanış.
12 28 Açılış ve program — 12 30 M. S. Ayarı. — 12.30 Şarkılar. — 13 00 Haberler. — 13.15 Vale festival orkestrası çalıyor (pl). — 13.30 öğle Gazetesi. — 13.45 Hafif şarkılar (pl).
— 14.00 Hava raporu, akşam programı ve kapanış.
17 58 Açılış ve program — 18 00 M. 8. Ayarı. — 18.00 Dans müziği (pl). — 18.30 Konuşma: Kitap enatl. — 18.45 Havai melodiler (pl), — 19.00 M. S. A-yan vs haberler. — 19.15 Geçmişte Bugün. — 19.20 Şarkılar. — 10.45 Tarihi Türk müziği. — 20.15 Radyo Gazetesi. 20 30 Ccsnr Franck Re Minör senfoni (pl). — 21.15 Konuşma
— 21,30 Drıns parçaları (pl), — 22.00 Konuşma. — 22.15 Şarkı-
lar. — 22 45 M S. Ayarı ve haberler. — 23.00 Program ve kapanış,
İSTANBUL:
12.57 Açılış ve programlat.— 13.00 Haberler. — 13.15 Havai Adalarından melodiler (pl). — 13 30 Hafif öğle müziği. Çalan: Semlramls orkestrası. — 14 00 Şarkı ve türküler (pl). — 14.30 Serbest saat: Konuşma veya müzik. — 14.40 Uvertürler (pl)
— 15.00 Programlar ve kapanış.
17.57 Açılış ve programlar.—
18.00 Fasıl heyeti konseri — 18.40 Caz müziği (pl). — 19 00 Haberler. — 10 15 tslnnbul haberler). — 19 20 Caz saati. Takdim eden: Erdem Burl. — 19.10 Gitar kuarteti konseri. — 20.00 Türkiye Turizm Kurumu hakkında konuşma. — 20.10 Küçük orkestradan melodiler. — 20.30 Şarkı ve türküler. — 21.00
Türkçe tangolar (pl). — 21.15 Dinleyici İstekleri (Türk müziği). - 22 40 Hafif ara müziği (pi). - 22.45 Haberler. — 23.00 Dans müziği (pl). — 23.30
Programlar ve kapanış.
YA B4 NC! RA D YOL ARDAN SEÇME YAYINLAR
LONDRA:
7.40 Hafif müzik. — 8 00 Var-yete programı. — 11 00 Operalardan parçalar. — 12.30 Vic-tor Sllvester dans orkestrası.
— 13.30 Klâsik müzik dinleyici
İstekleri. — 15.15 Chrnlle Kunz ve piyanosu. — 15.30 Harry
Leader ve orkestrası. — 16.16 Piyano soloları. — 17.15 Varyete programı. — 18.15 Hafif orkestra konseri. — 19.18 Dinleyici İstekleri. — 20.30 Haftanın şarkıları. — 22.00 Bach programı. — 24.05 Dinleyici istekleri.
F A
Beyoğlu 44644 Kadıköy 00872
İstanbul 24222 Üsküdar 60943
Ankara 00. İzmir 2222 Karşıyaka 15055
EMİNÖNÜ: İstanbul (Eminönü) — Haşan Huiüsl (KÜçÜk-pazar) — Abdülkadir (Alemdar) — Haydar Yeni (LAlell).
BEYOĞLU: Matkovlç (Mer-
kez) — Galatasaray (Merkez) — Ertuğrul (Taksim) — İsmet (Taksim) — K&rakÖy (Galata) — Maçka (Şişil) — Feriköy (Şişil) — Hasköy — Merkez (Kasımpaşa).
FATİH: İbrahim Balmumcu
(Şehzadebaşı > — Snlâhaddln
Gürgen (Cerrahpaşa) — Emin Rıdvan (Snmatya) — Haseki (Şehremini) — Gündogdu (Ka-ragümrük) — Orhan Avcıoğlu (JP* cnor).
Soldan snğat
1 — Vaziyeti çok güzel (üç kelime). 2 — Kapıyı pek az açtır; Az. 3 — Miktar; Bir renk. 4 ~ Konje İstihsal et (Mürekkep kelime»; Yılan. 5--Rabıt ed&ti; Başındaki harf o-kunmazsa nıedih olur. 6 — Chnteunbrland’ın bir eseri. 7— Soy birliği; ligi. 8 — Beğendiğimiz zaman öyle deriz; Rakam. 9 — Şecaat. 10 — Güven (Mürekkep kelime).
Yııknrıdıın uşağı;
1 — Sahte (»lmıyan bir ziynet vasıtası (İki kelline). 2 — Büyük toprak parçası; Ciğer. 3 — Ingiliz nsaiot unvanlarından; Geri tepmesi. 4 — Etrafa duyur (Mürekkep kelime); Uyu.
5 — İştira vasıtası; Büyük.
6 — Bir gıda maddesi; Sadrazamların ikinci Unvanı; Fransızca bir harfin okunuşu. 7 — Sofranın çerezlerinden. 8 — Kovma, örf. 9 — Hedmeden; Tersi danıen. 10 — Bir sırrın söylenmesi (eski terim çoğul).
DÜNKÜ BULMACANIN HALLİ
Soldan sağa:
1 — Avenesi çok. 2 — Klba-rane. 3 — üşenir; Kaç, 4 — Mide; Aside. 5 — llânon. 6 — Lâyik; Remi. 7 — E1A; Zlnet. 8 — Telli et; Ra. 9 — öc; Damlan. 10 — Ramazaniye.
Yukarıdan aşağı»
1 — AkümülAtör. 2 — Vlşi; Alaca. 3 — Edebiyat. 4 — Naneli; Ani. 5 — Eri; Ak; LA* 6 — Saran; Telâ. 7 — în; Se-retAn. 8 — Çekinen; İri. 0 — Ad; Yarım. 10 — Kaçecizade.
EYÜP: Ayvanaaray Şifa.
BEŞİKTAŞ: Nail Hslit — Yani (Ortaköy) — Arnavutköy — Merkez (Bebek).
KADIKÖY: Yeldeğlrmenİ —
Kızıltoprak — Göztepe — Bostancı.
ÜSKÜDAR: Çamlıyurt. HEYBEIJADA: Heybellada. BÜYÜKADA; Merkez,
İZMİR: Sağlık (Alsancak) — Ali Hayreddln (Basmahane) — Iklçeşmellk (Eşref pnşa) —Kareleş (Yahlar) — Sıhhat (Ke-meraltı.
ANKARA:
Ulus — Ankara — Sağlık.
Yazan : John T. Flynn
Birincisi, bunlan hükümet dairelerinden birine tâbi kooperatiflere vermektir. Meselâ, şehirler dışı Elektrifikasyon ldarca! gibi. 1-kinclal. bunlara tamamen devletin sahip olmasıdır. İktisadî sistemin geriye kalan öbür kıaıirilarını millî İktisadı plânlamaya tâbi tutacaklarını İlân ediyorlar.
İktisadî sisteme istedikleri şekli vermek ve onu kendi kontrollan altına alabilmek için, her şeyden evvel ellerindeki vergi tarhetmek ve bütçeden para sarfetmek salâhiyetini şiddetli bir şekilde kullanmak tasav-vu rundadırlar. Kendi tâbirleriyle *'Rüttln memleket ekonomisinin tamamı için muvazeneli İstihsal hedefleri” tesbitlni müdafaa ediyorlar ve “fiat” tahsisi, envanter ve kredi kontrollan’1 olmalıdır, diyorlar. Onların dillerinin pelesengi olan bu ve bunun gibi diğer sözler, hakikatte. Sosyalizmi maskelemek için birer nlkap olarak kullanılmaktadır. Bu plâncıların Amerikada tahakkuk ettirmeği akıllarına koydukları şey. Fabİan'lann Ingilterede fiile çıkar-dıklan şeyin ta kendisidir.
Demokratik Hareket taraftan A-merlkalılar teşekkülü üç büyük İşçi grupunun en nüfuzlu simalarını sinesinde toplamıştır. Eski Nevv Deal plâncılarının çoğu da oradadır.
Aynı teşekkül kendisinin "Siyasi bir parti olmadığını”, "Mevcut partiler İçinde çalıştığını" ve "Kullandığı vasıtalanna sadece eğitim ve siyasi faaliyet olduğunu” açıklıyor. Maksadının "Halka vâkıalan ve gerçekleri anlatmak ve onların bu vakıalar hakkında ne yapabileceklerini söylemek; partilerin yüksek mahfilleri nezdlnde liberal kimselerin namzet gösterilmelerine çalışmak; ve bu a-dayların seçilmelerini ssglamak için İntihabat mücadelelerine girişmek” olduğunu İlân ediyor. Bu teşekkül 48 Cumhuriyetin hepsine yayılıp dal budak salmıştır. İyice gelişmiş 75 ten fazla şubesi ve 100 tane talebe cemiyetleri vardır.
tngilterede olduğu glbj o da muhtelif gruplara elbet menfaatler va-dedecektir. Şimdilik var kuvvetiyle, pek mühim bir hareket olan tababeti sosyalleştirmeyi destekliyor. Fakat bunu yaparken Sosyalizm kelimesini kullanmıyacaktır. TA memleket sosyalizm yolunda artık en cahil o-lanın bile gözünden gizlenemiyecek kadar llerleylnceye kadar da bu kelime kullanılmayacak, ancak o zaman açığa vurulacaktır.
Bu mevzuun her safhasında Komünist meselesi ortaya çıkıp bizi şaşırtıyor. Amerika Birleşik Devletlerindeki Komünist partisi siyasi bb teşkilât olmakla beraber, bizim bu kelimeden anladığımız mânada bit parti değildir. Amerikayı Sosyalist bir memleket haline koymağa bir başlangıç olmak üzere Amerikan sistemini tahribe uğraşan gizli bir fesat ocağı, bir kardeşlik teşkilâtıdır. (Bu parti aynı zamanda yabancı bir devletin ajanı olmak ve Amerikada Rus Hükümetinin gayelerini tahakkuk ettirmeğe çalışmak cephelerinden mütalâa edilince, bir vatana ihanet teşkilâtıdır.)
Bir solcu topluluğunda muayyen bir kimsenin bir Komünist mİ yoksa bir Sosyalist mi olduğunu kestirmek zordur. Hepsi, kapitalist rejimin yıkılması lüzumuna kanidirler. Bunun yerine şu veya bu şekliyle Sosyalizmi bu memlekete sokmağa ahdetmişlerdir. Bu bakımdan onların hepsi —gerek komünistler ve gerekse İktisadi plâncılar— ananevi Amerikan sistemimizin düşmanları olarak bir arada tasnif edilmelidir.
Komünist Partisi üyeleri, hususi teşebbüs sistemimizi tahrip İstidadında olan her şeyi terviç ederler. Meselâ onlar bu sistemimizi, çılgınca bütçe masraflarından ve devlet borçlarının aşın nispette çoğalmasından başka hiç bir şeyin daha çabuk ve daha emin bir şekilde tahrip etmiye-ceğini bilirler. Onun için. Komünistler, milletin sırtına dağ gibi yeni borçlar yükleyen her programa taraftardırlar. Onlardan daha az zeki ve iktisadi bilgileri kıt olan, iktisat ilminin önümüze serdiği tecrübeleri ve dersleri İstihfaf ile karşılayan Sosyalist ıslahatçılarımızın devlet bütçesinden yapılan bu aşın sarfiyatı terviç etmelerinin sebebi ise başkadır. Evvelâ, bu sarfiyatın ilk adımda tesirleri hoştur; sonra, bu ıslahatçılar yeni bir sözde iktisatçılar mektebi tarafından bu sarfiyatın salim bir politika olduğuna ikna edilmişlerdir.
Kongrenin Amerikan aleyhtarı Faaliyetler Komitesi, zâhiren memduh ve makbul her türlü içtimai gayeler takip etmek üzere Komünist Partisi tarafından vücuda getirilmiş olan 1160 teşekkül ve hareketin bir listesini tanzim etmiştir. Harbin bittiği tarihe kadar; Sosyalist faaliyetlerinde ön safları işgal etmiş kimselerin en çoğunun İsimlerine komünistlerin biraz evvel işaret ettiğimiz bu "cephe” teşkilâtlarında da rastlayabilirdiniz.
Asıl anlatmak istediğim, Komünistlerle Sosyalist plâncıları arasında İnce fark gözetilmesine lüzum olmadığıdır. Bunlar iki ahbap çavuşturlar. Müşterek hedefleri, Amerikan kapitalist cemiyetini Sosyalizmin lehine olarak hırpalayıp harap etmektir. İşçi sendikalarına, meslekî teşekküllere, öğretmen gruplarına, siyasi heyetlere, dinî topluluklara. ırkî zümrelere sokulmuşlardır. Her ikisinin de yaptığı iş aynıdır: Amerikan halkının dimağı ve şuuru üzerinde İşliyorlar; bizde an anevi yaşayış tarzımız hakkında bir hayal inkisarı vc
Çeviren : M. O. Beykozlu
Ümitsizlik hâleti ruhlyesl vücuda getirmeğe çalışıyorlar. Amerikayı gayet kötü tasvir ediyorlar; bu memleketi sefaletten ve adaletsizlikten çürümüş gibi gösteriyorlar. Alenen, artık bizim için bundan böyle Avrupa **de-mokraslleri” nin* tuttukları yola gitmekten ve kendimizi plâncıların kucağına atmaktan başka ümit bulunmadığını söylüyorlar.
Harp bittikten sonra, Komünist Rusya hakkındaki korkunç hakikat meydana çıktığından beri anti-komü-nlat olmak moda oldu. Fakat bu komünist aleyhtarlığı yaftasının arkasında pekâlâ bir Sosyalist Plâncı olabilirsiniz; buna hiç bir mâni yoktur. Dalma göz hapslndo tutulması ve yıkıcılık işini yapmasına müsait iktidar makamlarından merhametsizce atılması lâzım gelen hakiki düşmanı etrafımızda ararken onu iyi tanımalıyız. Onun kim olduğunda hiç bir şüphemiz olmamalıdır. Bu düşman, Sosyalist Plâncıdır.
1936 da John L. Lewis, Sidney Hill-man ve David Dubinsky, Cumhurbaşkanı Roosevelt ile yaptıkları bir anlatmada, sendikalarını ve CIO İşçi teşkilâtını politikaya karıştırdılar ve M İster Roosevelt’e, ondan kopardıkları bazı taahhütlere karşılık olmak üzere, seçim kampanyasında kullanması için 500.000 dolar verdiler (T). Bu anlaşmanın tâli neticelerinden biri de. sendikaları - bunların idarecilerini, paralarını ve eğitim cihazlarını kendi kontrolleri altına almak îstiyen - radikal işçi politikacılarının ellerine teslim etmek oldu. Bunlar bu propaganda cihazlarını yine işçiler üzerinde kullanmağa başladılar.
Hayırhah, kerim bir hükümetten gelecek o - daimî iş, sonsuz refah, her işçinin halinin ve vaktinin İyi olmasının hükümetin boynunun borcu olması glbj - türlü türlü nimetler hakkında halk tabakalarının fikirlerini kuvvetli propaganda baskısı altına aldılar. Bunlar bir sosyalist programda İlk adımlar denebilecek hususlardır ki, arkasından hekimliğin sosyallstleştirilmesl. mütemadiyen artan ücretler ve fiyatlar bahasına herkese iş bulmak üzere hükümetin nihayetsiz masraflar yapması gibi şeyler gelir.
Sendikaların muazzam, kuvvetli, İyi finanse edilmiş propaganda cihazı şimdi Sosyalist plâncının hizmetindedir.
İngiliz Liberal Partisi vaktiyle nasıl İngiliz tşçi Partisinin esiri olmuş İse. bugün Amerikada Demokrat Parti dc tıpkı öylece Sosyalist Plâncıların zebunu olmuştur. Üçüncü partiler vasıtasiyle New-York Devletinde Sosyalist Plâncılar. Demokrat Partinin mukadderatını zafer veya hezimete çevirebilecek miktarda, rey sahibi bulunuyorlar. Onun için bu par-
ti onlann isteklerine boyun eğmek mecburiyetindedir. tkJnci mesele Demokratik Cenup cephelini parçalamaktır. Pli^eıların şimdi bu iş için de İhtimamla hazırlanmış plânlan vardır. Arada boş durmayıp mekteplerle, basınla, tiyatrolarla, sinemalarla ve en garibi, kiliseler vasıtasiyle propaganda yapıyorlar.
Amerikan «istemimizin, bu memleketi türlü valdlerle kandırıp înglllı modeli bir sosyalizme sürüklemek .gizli emeli etrafında Birleşmiş gruplar tarafından tahrip edilmekte olduğunu açıkça göstermeğe çalıştım. Komünistler Amerikan sistemini kafasına odunla vunıp Öldürmek İsterler. Sosyalist Plâncılar ise onu tedricen zehirliyerek öldürmek isterler. Şimdi Amerikada bu iki çeşit katilin ikisi de faaliyettedirler, fakat İkincisi kıyas kabul etmez derecede daha çok tehlikelidir. Hem bunlar, savaş ve mücadelelerinde muvaffak oluyorlar da.
Acaba Sosyalist Plâncılar bu memleketi sosyallstleştirmek İçin programlarını nereye kadar İleri götürmüşlerdir? Evvelâ şurası elde bir kİ, hükümetimiz, bugün hususî banka sistemimiz üzerinde hemen hemen în-gilterenln İngiliz bankaları üzerinde haiz olduğu murakabe derecesinde bir kontrola maliktir. Bu salâhiyet, henüz hususî sanayie ne neviden İtirazlar yapılabileceğini tayine kadar götürülmemizse de, şimdi, kuruluşunda ufak bir değişiklik ile, yavaş yavaş bu kudrete sahip olacak tarzda tertiplenmektedir. O zaman her sanayi şubesinin can daman hükümetin eline geçmiş bulunacak ve hükümet bunların hayat ve m em atına hâkim olacaktır.
Bizzat hükümet de bankacılık işine atılmıştır. Faizli İkraz muameleleri de yapmaktadır. Pek büyük sayıda İkraz müesseselerinl mutavassıt olarak kullanıyor. Bunların ikraz ve ya-tınmlan 6.575.000.000 dolar gibi şayanı hayret bir mlktan bulmuştur. Diğer taraftan hususî bankacılık a-man diler vaziyettedir, hükümetin o-cağına düşmüştür. Çünkü şimdi hükümet bankalann en büyük ve en kudretli müşterisidir.
(Devamı var)
(1) Seul Allnsky yeni neşrettiği (John L. Levlfl, An Unautorizet Biog-raphy) adlı eserinde Mr. Lewls‘ln şahsen kendisine şunları söylemiş olduğunu zikreder:
Kongreden eldo ettiğimiz kanunların her biri İçin CIO amele sendikası He Maden İşçileri Birliği peşin peşin avuç dolusu para vermişlerdir. Herkesin bildiği bir şeydir ki, 1936 seçim mücadeleleri esnasında üç çeyrek milyar dolara yakın para sarfettik. Belki Öğrenmek hoşunuza gider, şunu da ilâve edeyim ki, seçim masraflarına doğrudan doğruya iştirak hissemiz olarak teşbit edilen 500 bin dolar benim değil Beyaz Sarayın biçtiği bir fiyat olmuştur. Üstelik, bu parayı temin etmem için bana takriben 48 saatlik bir mühlet verilmişti.”
HİKÂYE |
Karga ile Serçe
Yazan: James THURBER
EVVEL zaman içinde bir erkek karga bir dişi serçeye âşık oldu. Onu. her bahar kuzeye ve her sonbahar da güneye uçarken görürdü. Her yıl, kuzeye başka bir erkek kuş refakatinde gelirdi. Fakat bay karga bu rakiplerin hepsi serçe olduğu İçin vaziyeti mühim-semiyordu. Onları nasıl olsa alt e-derlm diye düşünüyordu. Bir gün karısına giderek vaziyeti anlattı ve boşanmalarını teklif etti. Kan-sı da kapıyı açarak eline şapkasını tutuşturdu ve o andan itibaren boşanmış olduklarını bildirdi.
"Ama eğer o seni atlatırsa sakın bana dönme. Eminim, her mevsim bir yerden bir yere uçan o havainin kuş kadar aklı yoktur. Allah bilir, ne yemek ne de dikiş bilir. Senin akima turp suyu sıkayım. Zaten sen karga oluncaya kadar karga nesli en akıllı ve kabiliyetli kuş cinsiydi" dedi. Erkek karga omuzlarını silkti. "Püf!. Sen sadece kıskanç bir kadın gibi hareket ediyorsun,, diyerek ona bir kaç dolar fırlattı:
"Git, kendine biraz elbise falan al! öyle boş çaydanlık gibi fıkırdanıp durma., dedi ve sevgilisini bulmak üzere yola koyuldu.
Vakit bahardı ve sevgilisini kuzeye gelirken gördü; yanında hiç tanımadığı bir erkek kuş vardı.
Çeviren: Güner ÎZER Karga dişi serçenin yolunu keserek vaziyeti anlattı. Onun sert ve çatlak sesle İlânı aşk etmesi, dişi serçeyi güldürdü. Gagasını büzerek. "Gıcırdayan eski pencere pervazlarına benziyorsun,, deyiverdi. Bay karganın hiddetten tüyleri kabardı.
"Ben senin erkek arkadaşlarından daha kuvvetliyim,, diye böbür-lendi. "Onlardan daha geniş bir konuşma lisanım var. Bütün memleketin serçeleri, tuttuğum mısır tanesini gagamdan alamazlar. îyl bir gözcüyüm. Herhangi bir tehlike anında sesimi çok uzaklara duyurabilirim.,, Dedi. Dişi serçe gagasını büzerek, "iyi ama, bütün bu söylediklerin beni değil, ancak diğer bir kargayı alâkalandırır” diye cevap verdi ve gülerek oradan uzaklaştı. Dişi serçenin yanındaki erkek kuş bay kargaya bir kaç metelik fırlatarak, "Git kendine bir tıraş makinesi al. Kahve cezvesinin dibi gibi karasın,, dikiverdi.
Bay karga kanadı kırık, gagası düşük, küskün küskün yuvasına döndü. Karısı orada yoktu. Kapının üstüne bir kâğıt iliştirilmişti. ■Ben. komşunun oğlu genç karga ile başka bir yere kaçıyorum. Ecza dolabında sana biraz arsenik bıraktım.,,
DİKKAT —DİKKAT —DtKKfiT
I Yeni İstanbul I
I Okuyucularına bir sürpriz I
I hazırlamaktadır I
1----- PEK YAKINDA --■-
TAFSİLAT BEKLEYİNİZ
8 Temmııe 1050
TENİ İSTANBUL
Sayfa 5
muhafaza ormanı
Yazan : Prof. Dr. Şeref Nuri llkmen
Ormancılığımıza yeni bir veçhe ve yeni bir İstikamet verdirilmek maksadiyle, Tarım Bakanının başkanlığında yapılmış olan toplantıda çeşitli meselelere temas edilmiş ve bu meyanda hazırlanacak yeni bir orman kanunu projesinin milletvekillerinden, profesörlerden ve pra-tsiyenlerden mürekkpe bir komisyon tarafından ele alınıp tanzim edilmemesi hususunda karar verilmiş bulunulmaktadır. Memleketin kalkınmasını en kısa zamanda ve en az masraf ve fedakarlıklarla temine çalışacak olan hükümetlerin, alacağı tedbirlerde salâhiyeti! kimselerin görüş, lerine yer vermesinde, hiç şüphe yok ki büyük bir fayda vardır. Çünkü ilim ve ihtisas adamlarının uzun tecrübeler ve araştırmalar neticesinde bulup ortaya koyduğu esaslara ehemmiyet vermemek hakikate yüz çevirmek ve kaypak bir zemin üzerinde yürümek demektir. Biz yakında toplanacak olan bu heyetin varacağı neticeleri kat! olarak bilmemekle beraber, ormanlarımızın tâbi olacağı bir rejimde her şeyden önce muhafaza ormanlarına büyük bir önem verilmesi lâzım geleceğine İşaret edeceğiz.
Bilindiği üzere orman sadece mahsul veren bir kaynak olmayıp, aynı zamanda memleket ikliminin düzelmesine, yurdun yeşillenip güzelleşmesine ve yeraltı sularının zenginleşmesini temin ederek, zira! İstihsalin artmasına hizmet eden bir iktisadi varlıktır. Buna göre ormanları ön plânda mahsul teminine yan* * yan ormanlarla muhafaza ormanlan gruplarına ayınp. her bir grupu da, kendi fonksiyonu dahilinde ve millet ekonomisine sağladığı fayda ve hlı-metlerl İhlâl etmlyecek surette bir İdare ve işletme tarzına bağlamak İcap eder. Eğer ormanların mevkii, durumu ve muhitine sağladığı çeşitli faydalar gözönünde tutulup, ona göre bir Eşletme plânı tanzim edilmezse, yanlış bir yola sapılmış olur. Netekim Fransa’nın 1827, Avusturya'nın 1852, İtalya'nın 1877. Macaristan’ın 1879. Rusya’nın 1888, İsviçre’nin 1902, Yugoslavya’nın 1930 tarihli orman kanunları bir ormanın hangi şartlar altında muhafaza ormanı kategorisine gireceğini açıkça gösterdiği gibi, bu ormanların hangi metodiar ve esaslara göre idare edileceğini de tâyin etmiş bulunmaktadırlar. 3116 sayılı kanunumuzda da muhafaza ormanlarına ait bir hüküm bulunmakta ise de* bu hüküm tatbik edilmediğinden, bugün memleketimiz ormanlarından hangilerinin muhafaza ormanı olduğunu ve bunun umum orman yekûnu içerisinde ne nispette bir yer İşgal ettiğini bilememekteyiz. Halbuki memleket ormanlan işletmeye açılırken, bu or-manlann millet İktisadına bağlıyacakları faydalar peşinen malûm olmalıdır. Gerçekten mahsul temin eden ormanlar kadar, millet iktisadına dolayısiyle faydalı olan muhafaza ormanlarının da ehemmiyeti büyüktür. Hattâ bu iki grupa giren ormanlardan hangisinin ön plânda geldiğini mücerret olarak tâyin etmeye de imkân yoktur. Bu doğrudan doğruya memleketin morfolojik vaziyetine, ormanların bulundukları mahallere ve dağılışlariyle sahaya olan nispetlerine ve nihayet memlekette odun yerine yakacak ve kullanılacak başka maddelerin bulunup bulunmamasına göre değişir. Buna göre de bazan muhafaza ormanları ve baran da kâr beklenen işletme ormanlan birinci plânda yer alabilir. Mem
leketimizin morfolojik vaziyeti İle iklim şartlan gözönünde tutulur ve ormanların bulunduklan sahalarla durumlan hesaba katılacak olursa, Türkiyede de muhafaza ormanlarının Ön safta ehemmiyet arzettlğlni tereddütsüz söyliyebiliriz. O halde Türkiyede tatbik olunacak bir orman rejiminde muhafaza ormanlarına aynı önemi verdirtmek ve bunu kanunda ifadelendirmek ormancılık politikasının en önde gelen bir vazifesidir. Bu itibarla yeni bir orman rejiminin tesisini İstihdaf edecek olan orman kanunu projesi hazırlanırken, bu kategoriye ithali zaruri olan ağaçlıklı sahaların şunlardan ibaret olacağını zannediyoruz:
1) Taşların, toprakların ve kar kütlelerinin yuvarlanmalarına, toprakların kaymalarına ve yıkanmalarına, sel ve seylâpların vukuuna mâni olan dağ tepelerinde, sırtlarında ve maillerindeki ağaçlıklı sahalar;
2) Deli suların toplandıkları mahallerde, nehirlerin kaynaklarında ve mecraları boyunca bulunan ve su taş. malarına ve nehirlerin sahillerindeki toprakların kaymasına engel olan ve su kaynaklarının muhafaza edilmesine ve suların İyi bir şekilde tevziine hizmet eden ağaçlıklı sahalar;
3) Kumlu arazide bulunan ve kumların tesbitine hizmet eden ağaçlıklı sahalarla, ziraat arazisini rüzgârların zararlarından koruyan ağaçlıklı sahalar;
4) Büyük şehirlerin clvAnndA, sanatoryumlarda, banyo mahallerinde ve tebdilihavaya mahsus yerlerdeki ağaçlıklı sahalar;
5) Bataklık mmtakalardakl ağaçlık sahalar;
6) Tâblve ve sevkulceyş bakımından mühim olan noktalardaki ağaçlıklı sahalar;
7) Orman hudutları dahilinde olup da. kendi kendisine tekrardan yetişmesi güç olan yerlerdeki ağaçlıklı sahalar;
8) Orman nispetinin % 20 den
aşağı olan yerlerdeki ağaçlıklı sahalar. *
Bütün bu ağaçlıklı sahaların muhafaza ormanı olarak kanunen kabul edilmesi ve buralarda yapılacak her türlü kesim işlerinin sıkı bir nizama bağlanmasında, katiyatın ve hayvan otlatma hususlarının mene-dilmesinde ve buna mukabil açılmış olan sahaların süratle ağaçlandırılmasında kati bir zaruret vardır. Aksi takdirde bu esas üzerinde yürümeyen bir ormancılık politikası ormancılığımızı daima yanlış bir yola ve daima tehlikeli bir mecraya sürüklemiş olur. Netekim ovaların bekçisi ve ziraatın koruyucusu olan dağ maillerindeki ormanlar sıkı bir inzibat altına alınıp, bunlara birer muhafaza ormanı damgası vurulmadığı için sel ve seylâpların önüne bir türlü geçilememiştir. Oduna karşı olan İhtiyacımız çoktur, fakat ağaçların gelişi güzel devrilerek odun haline getirilmesiyle doğacak felâketler de büyüktür. Gerçekten ormanı sadece mahsul temin eden bir varlık olarak görmek hatalıdır. Hele Türkiye gibi ormanlan perişan olmuş ve yeniden ağaçlandırma İmkânları zorlaşmış olan bir memlekette hâlâ clbal-i mubaha zihniyetini yaşattırmak büsbütün tehlikelidir. Hiç şüphe yok ki. dâ. va, hem İhtiyaçları gidermek ve hem de ormansızlığın doğurduğu ve doğuracağı kötü akıbetlere mâni olmaktır. Bunu ancak ormanların memleketteki haklk* fonksiyonlarını tanıyıp, bunları ona göre işletmek ve idare etmekle temin edebiliriz. Eğer bir
İktisadî haberler
İsviçre'nin 1949 da dış ticareti
İhracatın azalması, son senelerin başlıca hâdisesidir
Lozan (Hususî) — Bilindiği üzere tsviçrenin İktisadî hayatı bilhassa ihracata tevcih edilmiştir. Memleketin dış ticareti 1949 yılında da mühim bir rol oynamış, yalnız, sûat ihracatı tsviçrenin dış memleketlere gönderdiği mallarnî yüzde 20 sini teşkil etmiştir. 40.000 kişi kullanan bu sanayi, İstihsalinin yüzde 95 ini İhraç eder. Dokuma sanayii de az çok aynı vaziyettedir. Tahminlere göre lsviçrenln dış ticareti 600.000 İsviçreli geçindirmektedir ki bu miktar, umum "faal., nüfusun yüzde 30 u kadardır.
Bu şartlar içinde, mahreç meselesi İsvlçrenİn mühim dâvalarından biridir. Zira iç piyasası istihsal hacmine göre dardır. Diğer taraftan memleket harbin felâketlerine uğramamış olmak sayesinde parasının sağlamlığını muhafaza edebildi. İsviçre frankı "kuvvetli^ dövizlerden sayılır: Kambiyo serbestliği de memleketi Avru-panın malî merkezi haline getirdi. Diğer bîr nokta da, İsviçre frankının kolay elde edilmemesi, mahreçleri daraltmak gibi bir tehlike doğuruyor. Bu sebeple, hem mahreçlerini hem de müsait bir ihracat seviyesini muhafaza edebilmek İçin tsviçrenin yüksekçe bir İthalât seviyesi dahi tutması lâzım geliyor.
tsviçrenin ticaret muvazenesi öteden beri açık vermekte ve bu açık dış memleketlerdeki plasmanlar iradı ve içeride turist akınları ile kapanmaktadır.
1948 den beri bu açık azalmakta ve alacaklı vaziyeti de kuvvetlenmektedir. Meselâ 1948 ithalâtı 4,999 milyon İsviçre frankı ve ihracatı 3,435 milyon tutmuşken 1949 da ithalât değeri 3,791 milyona düşmüş ve İhracat 3,456 milyon raddesinde kalmıştır.
Diğer taraftan son vaziyet. îsvlç-renln âdeta bir sermaye fazlalığından rahatsız olduğunu belirtmektedir. İsviçre maliyecileri her yerde para yatırmak fırsatım aramaktadırlar.
İsvlçrcnin coğrafi vaziyeti onu. ticaretini hem batı, hem doğu memleketleriyle gütmek zorunda bulunduruyor. Doğu memleketleri arasında en iyi müşterileri Çekoslovakya He
Kısa Haberler
Al manyada yabancı en vest İsınan ın liberalleşmesi
★ Frankfurt (Hususi) — 16 haziranda Batı Alman Federal Cumhuriyeti tarafından bildirilen yabancı envestismanl&rmın serbest bırakılacağı haberi Maliye Bakanlığı tarafından çok iyi karşılanmış ve İstikbalde her türlü tahdidatın kalkmasına doğru atılan hayırlı bir adım olduğu kabul e-dllmiştir. Maamaflh, bazı salâhiyeti! makamlar şimdi servet dağınık olduğu için bu yeni karar yüzünden bir fayda göremiyeceğln! bildirmişlerdir. Bu paraların hususi endüstri işlerinde veya borsada kullanılmayacağı aşikârdır. Şimdilik envestisman, meselâ, sermaye teşkil eden mallar, ham maddeler ve yarı mamul eşyalar, yabancıların ilgili olduğu sahalarda kullanılacaktır.
muhafaza ormanım sadece mahsûl veren bir kaynak mshiyetlnde görür ve bunu kâr beklenen bir işletme ormanı gibi İdare etmeye kalkarsak, ormanın fonksiyonuna aykırı ve ölçüsüz şekilde hareket etmiş ve bunun neticesinde de ziraî randımanın azalmasına, millî gelir seviyesinin düşmesine ve bu vatanın yaşanılmaz bir hale getirilmesine sebep olmuş oluruz.
Polonyadır. Bu iki memleketin teçhizat ve İnce âletler alanındaki İhtiyaçları îsvlçreyp devamlı mahreçler temin etmektedir.
İsvlçrcnin dış memleketler mahsulleri hususundaki talebi 1949 da hayli azaldı. Ham madde ihtiyacı daha mahduttur;» bundan başka harp zamanında tükenen stoklar şimdi yeniden teşkil edilmiş bulunuyorlar. Bu sebepledir kİ ithalâtın bilhassa ham madde faslı ve mamul eşya faslı daralmıştır.
İhracata gelince, 1948 de 8.434 milyon İsviçre frankı İken 1949 da 3,457 milyona çıkmış olup, son zamanlarda da mühim bir istikamet değişikliği göstermeye başlamıştır. Meselâ elde İsviçre frankı bulundurnmıyan Fransa, Felemenk, İsveç, Arjantin. Çekoslovakya, Güney Afrika Birliği gibi memleketlere yapılan ihracat a-zalmıştır.
1949 senesinin mühim bir hâdisesi de Almanya pazarlarının İsviçre mahsullerine açılması oldu, tsviçrenin Al-manyaya ihracatı 1948 de 69 milyon Ikon 1949 da 313 milyon İsviçre frankına yükseldi. Fakat, bu memleket tüccarları, vaziyetin bu şekilde inkişaf etmesini pek müsait bir gözle görmüyorlar. Zira Almanyanm viçreye mühim miktarda borcu olup Almanya kaynaklı ithalât da İsvlçre-nln Almanyaya ihracatını hissedilir derecede karşılamaktadır kİ, bu, İsviçreli alacaklıların pek işine gelmemektedir.
Son olarak, tsviçrenin 1948 ve 1949 senelerinde ihrnç ve ithal ettiği başlıca maddelerin n* olduğuna bir bakalım: İthalât faslında en başta gelen hububattır (1948 de 593 milyon İsviçre frankı, 1949 da 384 milyon). Sömürge mahsulleri, mevva ve sebze, hayvani maddeler de mühim bir yer tutar. Demir ithalâtı ise dikkate değer bir nispette azalmıştır, ihracata gelince en önce makine (1949 da 772 milyon) ve saat(633 milyon) gelip ipek, kimyevi mahsuller, boya, tıbbî müstahzarat ve âletler gibi kalemler vardır.
Avustralya ve çav vesllcaaı
★ Canberra (Hususî) — Eylül başında federal bütçe palâmentoya verildiği zaman Avustralyada çay vesikasının kaldırılacağı beklenmektedir. Bazı çevrelerde İse vesikaların daha önce kaldırılacağı tahmin edilmektedir.
Bildirildiğine göre, şimdi Avustralyada bol miktarda çay vardır ve İlerde kıtlık olacağı mevzuu bahis değildir. Gelecek ay sona eren kuponlar için yeni bir seri kupon basılmamıştır.
tngllterenln pamuklu ve suni ipek kumaş istlhMali
★ Manchester (Husus!) — 27 mayısta sona eren dört haftalık müddet zarfında İngiliz fabrikaları 172.940.000 yardası pamuklu, 57.250.000 yardası sunî İpek ve karışık olmak üzere 230.190.000 yarda kumaş dokumuştur.
Bu rakama göre, haftalık vasati 57.550.000 yardadır. Harp sonrası en yüksek vasatisi. 1 nisan 1950 de sona eren dört hafta için 55 milyon 390 bin yarda idi. 29 nisan 1950 de sona eren dört hafta mlld-detlnce 51.810 ve 28 mayıs 1949 da sona eren dört hafta içinde ise 53.080.000 miktarında bir haftalık vasati elde edilmiştir.
İngiliz dokuma fabrikalarında İşçi adedi 4.000 artmış ve 150, 140 olmuştur. Bu miktar 31 aralık
Kore savaşlannın piyasamızdaki tesirleri
Kore savaşları; kalay, knu-çuk, yün gibi maddelerin fiyat ve stok durumlarının, yeniden gözden geçirilmesini İcap ettirmektedir. Piyasamız, yün ihracatçısı olduğu için, yalnız ihracat bakımından yün mevzuu İle alâkadar bulunmaktadır. Esasen Koro savaşlarından evvel de, piyasamızda yapağı ve tiftik fiyatları hararetli bir devreye girmişti.
Kore savaşlarının devamı veyahut genişlemesi ihtimalleri, Güney Doğu Asyasmda yeniden bir emniyetsizlik yarattığı malûmdur. Nitekim dünkü sayımızda İngiltere ve Amerikada kalay ve kauçuk stoklarına ne kadar ehemmiyet verildiği yazılmıştı.
Son haftalar içinde piyasamızda kalay ithalâtındaki zorluklardan bahsederken, Ingllte-renln siparişleri tahdit ettiğini, her tacire ancak iki ton kalay tahsis ettiğini haber vermiştik. Kore savaşları yüzünden, muhtelif memleketlerin kalay stoklarına ehemmiyet vermesi karşısında, kalay ithalâtı mevzuu-nun milli stoklar bakımından yen! bir mesele teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Piyasadaki alâkadar tacirler, hükümetin bu gibi maddeler üzerinde millî stoklar vücuda getirmesine ihtiyaç görmektedir.
Memleketimizde kauçuk İşll-yen fabrikaların temsilcileri de, bugünlerde Bölge Sanayi Birliğinde bir toplantı yaparok, bu mevzu etrafında görüşmeler yapacakları anlaşılmaktadır
Piyasada takas cereyanları Piyasamızda takasla İhracata müsaade edileceği yolunda söylentiler vardır. Yeni Hükümetin İzmir, İstanbul gibi ticaret şehirlerinde takas cereyanlarına karşı ne düşündüğü hakkında henüz bir bilgi mevcut değildir. Buradaki düşüncelere göre, takas bir zaruret olarak ifade edilmekte. diğer düşüncelere göre de, hayat pahalılığını arttırmaktan başka bir işe yaramadığı Heri sürülmektedir.
İncir ihracatımızın son durumu
İzmir (Hususi) — incir satış mevsiminin kapandığı evvelce yazılmıştı. Mevsim başından şimdiye kadar dış memleketlere 64.873 ton miktarında incir sevkedllmiştlr. Bu miktarın kıymeti 44.036,271 lirayı bulmuştur.

M
vustralya
yün fiyatları
Brlsbane, 2 (Hususi) — Geçen haftaki satışlara göre, aşağıdaki tahminî rakamlar verilmiştir. «Avustralya parası He):
Yağlı Merinos taranmış
Merinos en iyi taranmış ve yarı la-
ranmış 70 lik 187 peni
Merinos en İyi taranmış ve yarı ta
ranmış 64 iü 179 peni
Merinos en iyi taranmış ve yarı ta-
ranmış 64 lük 175 peni
Merinos en iyi ve yan taranmış 70 lik 183 peni
Merinos en iyi yarı taranmış 64 lük 170 peni
Merinos İyi taranmış 70 İlk 184 peni Merinos iyi taranmış 64 lük/70 İlk 179 peni.
1949 da 146 870 idi. Bükme fabrikalarında 10 haziran 1950 tarihinde işçi adedi 118.410 idi. Bu miktar 31 aralık 1949 da 117.110 idi.
Almanya . Venezüella ticaret konuşmaları
★ Frankfurt, (Hususî) — Alman iktisat Bakanlığının dış ticaret kısmının Güney Amerika kolu Başkam Dr. Kar^ Panhorst ve Her Bruno Schubcrt Venezuellaya ticaret görüşmeleri için gitmişlerdir,
Mersin Bahçeciler ve Çiftçiler Derneğinin gazetemize mektubu
Don felâketine karşı ne gibi
tedbirler almak lâzımdır?
Bahçe sahipleri, Tarım Bakanlığından yardım bekliyor
Cenup bölgesinde, portakal ve limon bahçelerinin donlardan büyük zararlara uğradığı malûmdur. Mersinde, Bahçeciler ve Çiftçiler Derneği tarafından gazetemize gönderilen bir mektupta, don felâketine karşı, milyonlarca gelir getiren bu mahsulün korunması için çareler aranması lüzumundan bahsedilmektedir.
Bu mektubun en ehemmiyetli kısımlarını aşağıya alıyoruz:
İçel narenciye bahçeleri 350 - 400 milyon lira ile ifade edilebilecek mühim bir mili! servet yatağıdır. Geçen kış içinde büyük bir âfete manız kaldık. Görülmemiş soğukların bu millî servette 50 . 60 milyon liralık bir rahne Açtığı tahmin ediliyor. Narenciye İşine yatırılmış paranın ehemmiyetinden ve soğukların yaptığı zararlardan kimsenin haberi yok gibi.,.
İane beklemiyoruz. Fakat, teknik hususlarda Tarım Bakanlığı teşkilâtının ve Ziraat Fakültesinin alâkasını ve rehberliğini, bazı hususların temini İçin Hükümetin yardımını ve Ziraat Banknsının imar ve kalkınmaya bihakkın yarayacak kredi sağlamasını istiyoruz.
Narenclyecillğlmlz yenidir. Yetiştirme ve bakım usullerimiz göreneğe dayanmaktadır, eskidir, fertlerin ayrı ayrı müşahede ve lstidlâl kabiliyetlerine göre başka başkadır, sistemsizdir. Kendi hususî şartlarımızın etüdlcrinl havi ufak bir broşür bertaraf, narenciyeclllkte bizden ileri olan memleketlerdeki usuller hakkında halkı tenvir edecek bir eser dahi meydana konulmamıştır. Halbuki, Yüksek Ziraat Enstitümüz ve Antalya Narenciye İstasyonumuz kurulalı epey bir zaman oldu. 1942 de bir don felâketi daha olmuştu. Bu, kimseyi intibaha dâvet etmedi. Geçen ocak ve şubat aylarında, eskisinden daha müthiş donlar oldu. Yine tedbirsiz yakalandık. Ne 1942, ne de 1950 âfeti bir etüd mevzuu oldu. Hatırımıza gelen tedbirler şunlardır:
1 — Ziraat Bankasının açacağı krediler imar ve kalkınmayı hakkly-le karşılamalıdır. Aksi takdirde, bahçecilere hiçbir fayda getirmiyecek krediler başka ihtiyaçlara «arfedlle-cek, kredi sahibi borcundan kurtula-nuyacak, Banka parasını bir türlü tahsil edemlyecektlr.
2 — Narenciye yetiştirilmesi, hastalıklarla, haşerelerle mücadele usullerini de havi olmak Üzere soğuklara karşı tedbir olarak, gübreleme. sulama ve sair ameliyelerin nasıl ve ne zamanlar yapılması lâzım-geldiği, soğuklardan sonra bakım usulleri hakkında muhtasar ve müflü bir el kitabına ihtiyaç vardır. Senelerden beri, millete yüz binlerce liraya mal olmuş teşkilâtımızdan, asıl gayeyi tazammun eden, bu İşi başarmak üzere, birkaç bin lira tahsisatın esirgenmemesi lesp ettiği kanaatindeyiz.
3 — Donlar dolayısiyle aşı ve fidan İhtiyacımızın nasıl temin edileceği hususunun hemen nRzan itibara alınması gerektir .
4 — Narenclyecllerl soğuklara karşı mücadelede teçhiz etmek imkânlarının temini için bir an evvel tet-
klkata girişilmesi ve neticeye göre esbabına tevessül edilmesi lâzımdır.
Polatlı mektubu
Polatlıda, Örnek Tarım İstihsal
Kooperatifi kuruldu
Polatlı (Husus!) — Poltalı, Orta Anadolunun zahire anbandır. Burası yalnız tiftik ve yapağı bölgesi olmakla beraber, aynı zamanda birinci derecede buğday merkezidir. Buğdayları kalite itibariyle Kanada buğday* lan ayannda bulunmaktadır.
Ekilen cinsler kırmızı başak, köse beyaz ve sert buğdaydır. Burada ziraat tarzı ve tekniği gittikçe ilerlemektedir. On beş sene kadar evvel tamamiyle öküzle ziraat yapılırdı. Bugün öküz azalmış, atla ve traktörle ziraat ilerlemiştir, ilçede 120 traktör vardır ve bu miktar gittikçe artacaktır.
Evvelce 400.000 dekar olan ziraat sahası bugün 1,150.000 dekar radde-sindedlr. Dört sene evveline kadar çeltik ziraatı bulunmayan İlçede bugün 4800 dekarlık çeltik,1800 dekarlık pancar ekilmiştir. Yonca ziraatı de gittikçe artıyor. Hayvan bakımı hususunda burada çiftçi pek hassas ve dikkatlidir.
Polatlı bölgesinde tohum ıslah İstasyonları kurmuş, bu suretle ekilen hububat cinslerini ıslah etmiştir. Buğdaylara musallat olan Kör hastalığı da tamamiyle önlenmiştir.
Geçen sene bir de Çiftçiler Birliği kurulmuştur. Beş yüze yakın Azası bulunan birlik bir (Örnek Tarım istihsal Kooperatifi) kurmuştur. Kooperatif bu sene faaliyete geçecektir. 30 çiftçiden ibaret kuruculardan her biri beş bin lira ve 500 çiftçi olan diğer âzadan her biri de beş yüz hra sermaye koymuştur.
Hayvancılıkta da İlçe hayli İleri bir durumdadır. Boz ırk, montofon ve yarım kan cinsleri burada hâkim durumdadır.
ilçe çiftçisinin geçen senekl kuraklık sebebiyle Ziraat Bankasına 3 milyon 150.000 lira borcu vardır. Başka ilçelerde görülemlyen bu miktar borç, tohum, donatım, hayvan, yem bedeli mukabilidir. Bu sene mahsul iyi olduğundan çiftçiler bu borcun tamamiyle ödeneceğine emin bulunuyorlar. Bu kadar yüksek bir borcun banka tarafından köylüye verilmiş olması da gösteriyor kl, Polatlıda çifçllik durumu her bakımdan kuvvetlidir. İlçede altı büyük çiftlik vardır. Bu çiftliklerde makineli ziraat yapılmakta ve arazinin bir kısmı da köylüye icar edilmektedir. Makineli ziraat sistemi geniş arazi istediğinden meralar bu sebeple daralmıştır.
Seneden seneye genişleyen Poltalı kasabasında Çiftçiler Birliğinin çok güzel bir lokali var. Dansı öteki ilçelerin başına..
Polatlı çiftçisinin bugün bir takım önemli ihtiyaçlan da mevcuttur. Bunlardan en önemlisi bir ziraat orta okulu, bir de mükemmel bir tamir atölyesidir. Tapu işlerinin yoluna girmesi, meslekî öğretime kuvvet verilmesi gibi bütün memleketi ilgilendiren mevzuların da bir an evvel hallini beklemektedirler. Hububat ziraatı ve hayvancılık hakkında etütler yapmak Istlyenlerin Poltalıyı ihmal etmemelerin! tavsiye ederim.
ihracat mevsimine girileceği bir sırada, tüccarın zihnini meşgul eden birçok meseleler vardır. Bunlardan biri, yeni Hükümetin dış ticaretimizde, takasa hangi şartlar altında ve ne gibi mallara yer ayıracağı meselesidir. Vakaa bundan evvelki Hükümetin Ticaret Bakanı “Takas, tarihe mal olmuştur vg takasa dönülmiyecektir” demişti. Fakat bu kati ifadeden sonra, bazı İktisadî zaruretlerin, takası icap ettirdiği de çok görülmüştür. Bu İtibarla takas usulünü, “tarihe karışmıştır" diye kati bir surette reddetmek de elimizde değildir. Adnan Menderes Hükümetinin takas hakkındakl düşüncesi nedir? İhracat mevsimi başlamadan bu ciheti tüccarın bilmesine çok ihtiyaç vardır.
İkinci bir mesele de şudur: Bir çok defalar bahsedildiği gibi. 19 memleket araaındaki serbest ticaret rejimi mevzuudur. Bu serbest mübadele rejimine İştirak etmek İçin, Ekonomi ve Ticaret Bakanlığının yeniden tüccan tenvir etmesine ihtiyaç vardır. Şimdiye kadar ileriye sürülen fikirlere göre haziran sonunda dış ticaret rejimi hakkındakl kararnamenin neşredilmesi lâzımdı. Bu kararnameyi geciktiren sebeplerin de tüccara izah edilmesine lüzum görmekteyiz.
İstanbul :
Geçen hafta İçinde Ticaret Bordasında ttfflk ve yapağı piyasası hararetli durumunu muhafaza etmiştir. Henüz mevsim başında olmamıza rağmen, fiyatlar en yükşek seviyesini bulmuştur. Oğlak mallar 480 kuruşa, keçi kılı İse 380 kunışa kadar muamele görmüştür. Yapağıya gelince, yerli fabrikalar yapağı ihracatının alacağı şekil gözönünde tutarak, ihtlyaçlan olan malları almakta acele etmektedirler. Bu yüzden Sümerbank ve diğer dokuma fabrikalarının Trakyadan mal topladıklan anlaşılmaktadır
Hafta İçinde fındık piyasasında bir duraklama olmuştur. Halbuki geçen haftanın sonunda alivre satışlar yüzünden eylül teslimi iç fındık fiyatının 205 kuruşa kadar çıktığı malûmdur. Fakat satıcılar, vâdettikleri malı teslim edip edememek huşunda mütereddit davranmışlardır. Bu tereddüdü icap ettiren sebeplerin mahsulün geçen seneye nazaran yüzde 40 nispetinde az ouluşu hakkındakl haberlerin tesiri olduğuna şüphe yoktur. Bu yüzde kırk nispet, ortalama bir nispettir. Bazı istihsal bölgelerinde mahsulün geçen seneye nazaran yüzde 30 nisbetlnde az olduğundan bahsedilmektedir. Netice itibariyle anlaşılıyor kl, fındık mahsulünde görülen noksanlık, alivre satışların sahasını tahdit etmiştir.
Geçen hafta içinde yağlı tohumlar, nebatî yağların durumunda ehemmiyetli bir LahavvÜl görülmemiştir. Bilindiği gibi nebatî yağ grupunda umumiyet itibariyle fiyatların gerilemesi devam etmektedir. Fakat bu senekl zeytin mahsulü hakkında ilk tahminlere bile girişmek mümkün değildir. Vakaa cenup bölgelerinde, bazı istihsal merkezlerinde sıcakların umumiyet itibariyle zey-
İstanbul ve İzmirde haftalık piyasa vaziyeti
tin mahsulüne zarar verdiği söylenmektedir. F'akat bu zararın da nlsbetl hakkında ciddi bir bilgiye malik değiliz. Böyle olmakla beraber, çok kere rekoltelerden evvel, bu gibi haberlerin piyasa Üzerine tesirler yaptığını, fiyat düşüklüğünden müteessir olan müstahsil ve tüccara tatlı bir ümit verdiğini de kabul etmek lâzımdır. Fakat bu haberlerin piyasanın seyri üzerinde istenildiği kadar da bir tesir yapmadığını gözönünde tutmalıyız. Çünkü rekolteler vaziyet anlaşılmadan evvel piyasadaki şayiaların ancak oyalayıcı mahiyette olmaktan ileri gidemediği de malûmdur.
İzmir :
İzmir. 2 (Hususî muhabirimizden telgrafla) — Hafta İçinde İzmir Ticaret Borsacında muamelelerin merkezi sıkletini pamuk mahsulü teşkil etmiş ve bu meyanda stoklan Azalmış oİAn çekirdeksiz kuru üzüm mahsulü üzerinde de bazı dikkate çarpan satış. Inr lolmuştur.
Manlsadan Ankarayn giden D P. heyetinin, üzüm stoklarını tüketmek üzere takasa müsaade edilmesi hakkında yaptığı mü-racarıte Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı erkânının (evet) cevabını vermelerine rağmen stokların müstahsili ve tüccan üzüntüye sevketmlyecek kadar azalması üzerine Hükümetin takasa müsaade etmiyeccğl anlaşılmıştır.
tngllizlere yapılan üzüm teslimatından sonra hafta İçinde Mısır ve Merkez! Avrupa pazarlarına ufak partiler halinde bazı satışların yapıldığı ve haftalık ihracatın 750 tonu bulduğu anlaşılmıştır.
İncir kalmadığı İçin hafta içinde tek kiloluk muamele olmadıktan başka ihracat da yapılmamıştır. Mevsim başında şimdiye kadar 10.068.378 lira kıymetinde 13.512 ton İncir ve 1.425.615 Ura kıymetinde 4.220.140 kilo incir ihraç edilmiştir. Büyük bir memnunulukla şunu belirtmek İsteriz kl, gireceğimiz incir mevsiminde ufak bir parti çekirdeksiz incir borsada muamele görecek ve bu incirler, yetiştirici tarafından incir alıcılarımıza hediye olarak gönderilecektir. Bilhassa İngiltere ile Kanda'nın çekirdeksiz İncire büyük ilgi gösterecekleri şimdiye kadar alınan raporlardan anlaşılmaktadır.
Hafta içinde borsada yapılan pamuk satışları hazır mallar üzerine 1. Akala 204-220 kuruş, 2. Akala 170-190 kuruş, 3. Akala 160-175 kuruş arasında değişmiş ve bu meyanda avanslı ve avanssız pamuk satışları da geniş ölçüde devam etmiştir.
Hafta içinde pamukyağı üzerine büyük ve dikkati çeken satışlar olmamasına -ağmen çekirdek satışları alâka veriri bir tem
po İçinde geçmiştir. Bundan sonra bütün alâka yeril mahsul üzerinde toplanmaktadır. Üzüm, incir, pamuk ve zeytinyağı rekolteleri üzerinden tahminler yapılmakta ve bu mahsuller üzerine alivre satışlara önem verildiği görülmekle beraber, dış ticaret rejiminin ilân edilmemiş olmasından ihracatçıların alıcı piyasalara müspet ve inandırıcı teklifler yapamadıkları nazara çarpmaktadır.
Adana :
Adana, 2 (Hususî muhabirimizden telgrafla) — Pamuklardaki yeşil kurt ile mücadelede çalışmak üzere Erenköy Ziraat Mücadele İstasyonu Asistanlarından Kahraman Nizamlı ve Muzaffer Çakıllı, Adanaya gelmişlerdir. Diğer taraftan yeşil kurda karşı helikopterle de mücadeleye başlanmış, ilk deneme bugün tklzcl çiftliğinde yapılmıştır. Helikopterle yapılan llâçlama çok ümit vericidir. Tehlike şimdilik azalmış, kurtların sirayeti önlenmiştir. Çııkurovada tetkiklerine devanı eden Tarım Bakanı Eğrlbozun, Atatürk Çiftliğinin 30 bin dönüm arazisiyle Yaramış ve Karaçerçl bölgelerindeki Devlete alt 25 bin dönüm arazinin topraksız vatandaşlara tevziini emretmiş olması bütün Çukurovada müsbet ve geniş akisler uyandırmış, topraksız köylüleri son de. rece sevindirmiştir. Bakan Eğriboz, Helikopterle yapılan llâçla-manın tesir ve neticeleri üzerinde de meşgul olduktan sonra yarın otomobille Ankaraya dönmesi muhtemeldir.
Haziranın son haftası zarfında bilhassa Fransa Adanadan pamuk taleplerini arttırmıştır. Bu talepler daha ziyade Hatay pamuklan üzerindedir. İtalya ve bir miktar da Ingiltere aynı taleplerde bulunmuşlardır. Hatay, geçen yıla nazaran ekini sahasını bu yıl bir misli arttırmış ve 17 bin dönüme vardırnnştır. Hatay malına Avrupa teslimi 215-220, Çukurova malına da keza Avrupa teslimi 200-205 kuruş verlnıektedlr. Bu fiyatlar üezrinden Avrupa ile açığa satışlara burada da başlanmış, bu sahadaki faaliyetler hafta zarfında oldukça hararetli geçmiştir. Diğer taraftan İzmir Tarım Satış Kooperatifleri Birliğinin Fransaya 222 kuruştan satış yapması burada oldukçA geniş ve çeşitli tefsirlere yol açmıştır. İzmir 222 kuruştan Fransaya açığa satışlar yaparken aynı günlerde pamuk, İzmir bordasında da 222 kuruşa muamele göremekteydL Halbuki 222 kunışa satılan malın 8 kuruş da masrafı olsa 230 kuruş tutmaktadır. Adana. Halay ve Mersin piyasalarında buna verilen mâna yeni mahsul kampanyası açılırken pnmuk fiyatlarının düşeceği merkezindedir. Nitekim Ada-nada da pamuğun yeni kampanya içinde (tabiî birinci akala) aza
mî 190-195 kuruşu geçemiyeccği kanaati vardır. Bu yılın ekim sahaları da gayet geni? olduğundan fiyatların düşmesine tabiî bir nazarla bakılmaktadır.
Ege bölgesi bu yıl tâ Fethlyevc kadar pamuk ekmiştir. Hattâ bir kısım tütün müstahsili pamuğa dönmüştür. Çukurovada Hatay ve İçel dahil 2.5 milyon dönüm arazi pamuk ekilidir.
Bir. iki gün evvel bölgemizde tetkikler yaparı Milletlerarası imar ve Kalkınma Bankası heyetine mensup Amerikalı bir ziraatçı Mersinde ihracatçılarla yapılan bir toplantıda: "Amerika pamuk fiyatlarını yüzde 30-33 nisbetinde düşürecek olursa ne yapacaksınız? Tedbirleriniz nelerdir?” diye sorduğu zaman ikna edici bir cevap verilememiştir. Bu da gösteriyor ki, pamuk fiyatlarının bütün dünya piyasalarında bir miktar düşmesi ihtimali kuvetlennıektedir.
öte yandan gerek Adana Borsasmda gerek Borsa haricinde eski mallar üzerindeki pamuk satışları da devam etmektedir. Ellerinde külliyetli miktarda stok bulunduran resmî nıüessesclerîe, gayri resmî firmalar fiyatların düşeceği İhtimalini varid görmi-yerek stoklarını hâlâ muhafaza etmektedirler. Hafta içiııde Kadri Azinç Çukurova Pamuk Tarım Kooperatifleri Birliğinden !20 ton, Vitalls Eskinazi de Ziraat Bankasından bir miktar pamuk alarak ihraç etmişlerdi.
Adana Borsasının yaptığı en son istatistiğe göre. 1949 yılı Çukurova pamuk rekoltesi, Hatay ve İçel dahil 301685 balya olarak tesblt edilmiştir. Bu miktardan bugüne kadar ancak 116947 balya ihraç edilmiştir.
Yrenl mahsul keten tohumu dahili piyasada hâlen isteksizdir. Fiyat, araba Üstünde 35-36 kuruştur. Lübnan ve Portekiz keten tohumu Üzerine yeni tekinler yapmıştır. Suriyeye de deblokaj usullyle külliyetli miktarda keten tohumu sevkedllmektedir. İs-kenderunda fob 4 2 kuruştan 200 ton keten tohumu satılmıştır, lzmırin, Adanadan yaptığı keten tohumu aruştırmalan da hararetlidir.
Fasulye üzerine olan muameleler durgun, hattâ ölüdür. İskenderun depoları ağzına kadar fasulye doludur. Mersindeki stoklar da büyüktür. Adanada keza fasulyenin takasa bırakıldığı haber verilmekte İse de henüz hiç bir ihracat yapılmamıştır. Fasulyeler çürümek tehlikesine maruzdur. Dış piyasalardaki fiyat düşüklüğü ve rekabet karşısında fiyat ayarlaması yaparak mukabil tedbirler alamadığımızdan, ihracat imkânlarım kaybediyoruz. Bu yüzden fasulyenin durumu çok kötü ve karanlıktır.
Ofisin buğday mübayaatı ise sıfır, Çukurovada günde 1800 tona varmıştır. Ofis, Veyslye. Mlsis ve Yumurtalık bölgelerinde de mubayaa ekipleri. teşkil etmiştir. İçelin Taşucu bölgesinde de bugünlerde bir mubayaa ekibi faaliyete geçecektir. Gayet fazla hububat getirildiğinden, Ofis ekipleri azami gayret snrfctmek-tedır.
Sayfa
3 Temmuz 1950
beyazlar içinde
Saadet
Müstakbel gelinlere
YATAK ODASI (Mobilya hariç)
sonra
SOFRA TAKIMI
GELİNİN ÇAMAŞIRI
Jerse külot (Tanesi 350 Kr.)
MUTFAK LEVAZIMATI
Renkli
Yekûn
Geline refakat edenler için peaıbû
organtinden
xarU bir
Geniş dekoltesi İşlemeli, prenseslerlnklnl andıran beyaz faydan elbise.
eski Malatya 140. iki yatak
saten gömlek emprime gömlek
Havlu ı Tanesi 750 Kr.) Ayak havlusu (Tanesi 450 Kr.) Bornuz
çiçeklerle İsli «Uu> bir uİjkH.u
(Yeri İmali arda metresi 20 lira olan döşemelik parlak kumaşlarından eni
olarak ge-daha ilk saydıkları-üzülecekler
Kocanız için bunu
6
6
Raflara konulan nv
6 Kişilik çay takımı
1820 senesinde > aşıya n bıı Bostonlu genç kız diigiinü İçin bazı rlanıjor. O zamanlar evlenme bir İşkence ile başlardı;
Korsenin azabı.
1850 senesinde Purlstekl nişanlılar, bu bisiklet üzerinde, istikballeri hakkında rahatça konuşnbÜİrlerdL
Fabrikasının için 20 x 7 m.
Ortaçağ İngilterelinde, âşıklar, ebe. veynlerlnden habersiz buluşmak için acayip çarelere başvururlardı.
1 Abajur
1 Gece lâmbası
Tualet lakımı
6
6
( Eni 140 cm
Her günlük Işkım peçeteleriyle birlikte hazır
5 Kişilik komple yemek Işkımı
6 Kişilik paslanmaz çatal bıçak (Tanesi 135
Beyaz satenden, Mide vc şahane bir elbise
Krep saten gecelik »Metresi 850 Kr dan 4 M.) ....
Emprime kllis kumaşından gecelik (M.si 450 Kr. dan 4 M.)
Suni jorjet, gecelik (Metresi 4 liradan 4 M.J , , , , , r , Saten Korse
Krep
Kilis
Sutyen (6x4 lira) , . (
Sura (suni) sabahlık (Metresi 7.50x5 Terlik
İLKBAHAR ve yaz. düğünlerin en bol olduğu mevsimdir Bu münasebetle, bugün «izlere, zarif gelinlik modelleri veriyoruz. Müstakbel evlilerin karşılaşacakları güçlükleri de gözönünde tuttuk.
Evlenmek üzere bulunun genç kızların birçok düşünceleri vardır. Hele mail durumu çok İyi olmayan bir gelin, mümkün okluğu kadar az para sarfetmek suretiyle, evimi nasıl zevkli bir şekilde döşeyebilirim diye kara kara düşünceye dalar. Bugün nişanlı kızlarımızın

sıkıntılarını biraz olsun hafifletmeye gayret edeceğiz. Yeni evli bir kadın olmak sıfatiyle, her şeyden evvel «izlere çeyizinizi hazırlarken, hiçbir şeyi izam etmemeyi ve her şeyin en lüzumlu ve pratik olanını «atınalmayı tavsiye ederim. Fakat size vereceğim fikirlerde yemek odası ya salonun mobilyalarını hesaba katmıyorum, zira anane olarak biz Türklerde mobilyaları erkek tarafı hediye eder. Şu halde gelinlerimizin asıl düşüncelerini bunlar teşkil etmese gerek!
Düdüklü tencere (Prestige)
Fırın tencere
Tava (biri balık İçin) (9,80x7,25) Kevgir
Kepçe ,
İbrik
Çaydanlık
Süzgeç
Bulaşık tası
Teldolap
Muşamba (Mutfak masası için)
Kup
Maşraba .
Cezve (1 İlk. 3 lük) (3.80x325)
Kahve fincanı (1.00x6 m.)
Su bardağı (0.85 x 6)
domnteı, Î50 çıkarılmış taze gram karabiber, tüylerini derhal için de, tüyleri
metreleri
Güneşten kullanabilirsiniz. Mahmutpaşa’da da
yapınız f
DOMATESLİ PİLİÇ (4 kişi için)
Lüzumlu malıeme:
I Körpe vfjumumk piliç, 1 bardak zeytinyağı, 250 gr. temizlenmiş manlar (nebatı, 500 gram kabuğu «oyulmuş ve çekirdekleri çıkarılmış gram sapları yeşil biber, 175 Kesilen piliçin yolunuz. Bunun bir cımbızla ve tabii istikametinin tersine doğru yolmak lâzımdır. Hayvanın başındaki tüyleri, fırının alevine çevire çevire tutarak yakınız. Boynunun derisini yararak, oradan pilicin içini temizleyiniz. Karaciğerin Ödünü çıkarınız. Çok dikkatle yıkayınız ve sıkınız.
Bundan aonra, içine zeytinyağı konmuş ve tabaka tabaka en alta mantarlar, üstüne yeşil biberler, sonra domatesler ve nihayet karabiberler yerleştirilmiş ve fırına girecek olan kapta pilici aleş Üstüne koyunuz. Piliç tamamen kızarmadan koyu «an bir renk aldığı zaman, bu kabın İçinde fırına koyunuz. (0 dakika fırında tuttuktan «onra avm kabın İçinde sofraya getiriniz.
var 675x4 m. 50)
Kişilik sofra örtüsü, peçeteleriyle '..I 2 l, metresi 675 Kr. olan örtüliikler
İşte ihtiyaçların en mühim bir kısmını İçine alan 1502 lira 84 kuruşluk bir yekûn, fakat sakın bu meblâğ sizi korkutmasın, zira göreceksiniz yukarda saydıklarımızın çoğu size düğün hediyesi lecektlr. Boylece.'yükünüz biraz olsun hafifleyecek. Fakat günden, sofra ve çay takımlarını almayın. Üstelik yukarda mız içinde dikiş parası hiç hesaba katılmamış diye içiniz olcak Fakat 4-5 aylık sistemli bir faaliyet neticesinde bu iş de kendi İlginden halloluvcnr. Gayret!...
bevas organtin Mİblıuod
İL’JiıııİA» Lir Liiı.ıfO olun Ul**‘ »mIİ argunUrıdiu»
Uir
Çift yatak •
8 Yatak çarşafı ............
(140 eninde M.sİ 260 Kr. olan Sümerbank patiskası x3m.~ 780 Kr.) 8 Yorgan çarşafı .................
(Yorgan çarşafları İçin 185 cm. eninde, metresi 750 Kr. olan patiskayı tercih edin. Boy 250 cm. x 8x750.)
6 Yastık (Her yastık için 15 kilo pamuk; pamuğun kilosu
2.50 liradır 1.50x6x2.50 . . .......
6 Yastık yüzü (260 Kr. x6 m.) - , . . ( •
2 Şilte (Toptancılarda m al 750 Kr. olan kelen var 7.50x4x4) . , .
2 Yatağın pamuğu (250 Kr. x 4 x 2) , . ,
2 Yatak örtüsü ......
Perdeler pencere adedine göre yapılabileceği İç hesaba katmadan kumaş nevileri üzerinde duralım korunmak İçin stor veya bej renkte poplin Üzerlerinde tül veya daha ucuz olmadı İçin metreyle satılan düz yemenlllk bezleri alıp boyayın kolalayın, zarif bir tül elde edeceksiniz )
2 Yorgan (60 liraya hazır, çok zarif yorganlar var.)
S Temmuz 1950
TEN t İSTANBUL

Sayfa 7
ORION radyoları, yüksek kalite, zarif görünü} ve bilhassa ehven fiat ve tediye şartlan dolayısiyle, en çok takdir kazanan radyolar olmuştur.
Sizin de bir radyo olmağa niyetiniz vorso, en iyisini alınız- hem de en ehven fiatal
Yolnız 20 veya 30 lira peşin ödeyerök mükemmel bir ORION radyosuna sahip olabilirsiniz-
Aydo ufak bir masrafla, siz de fevkalâde bir radyoya.sahip olmanın, zevkipe kavuşunuz.
4 Lâmbalı
— İLÂN —
Eskişehir Valiliğinden :
1 — Eskişehir Vilâyetinde Güllük Mahallesinde yaptırılacak ilkokul olup keşif bedeli (105.689) lira (25) kuruştur.
2 — Bu işe alt şartname ve evrak şunlardır:
a) Eksiltme şartnamesi,
b) Mukavele projesi,
c) Bayındırlık İşleri genel şartnamesi,
d) Yapı İşlerir umumi fenni şartnamesi,
e) Metraj, fiyat bordrosu, keşif hulâsası, proje vesair ilişikleri. Bu evrak bedelsiz olarak Eskişehir Bayındırlık Müdürlüsünde görülebilir.
3 — Eksiltme 20.7.1950 gününe rastlayan perşembe günü saat 15.30 da Eskişehir Hükümet Konağında toplanan Daimi Komisyonca yapılacaktır.
4 — Eksiltme kapalı zarf usulü İle yapılacaktır.
5 — Eksiltmeye girebilmek İçin isteklilerin:
a) 7926 lira 69 kuruşluk geçici teminat vermesi.
b) En az bir defada bu İşe benzer 50.000 liralık bir bina işi taahhüt ve başardtgına veya denetlediğine dair bonservis İbraz ederek eksiltmenin yapılacağı günden en az (tatil günleri hariç) üç gün evvel bir dilekçe ile tl Bayındırlık Müdürlüğüne müracaat ederek alacağı bu eksiltmeye ait girme vesikası İbraz etmesi şarttır,
c) Yüksek mühendis, yüksek mimar, mühendis olan İsteklilerin İş taahhüt ettiklerine daJr vesika İbraz edememeleri halinde diploma suretleriyle bu İşi başaracak mail durumda bulunduklarını banka referanslyle tevsik etmeleri kâfidir.
6 — Teklif mektupları yukarıda 3 üncü maddede yazılı saatten bir saat evveline kadar getirilerek Eksiltme Komisyonu Reisliğine makbuz karşılığında verilecektir.
Posta ile gönderilecek mektupların nihayet üçüncü maddede yazılı saate kadar gelmiş olmaaı ve dış zarfın mühür mumu ile iyice kapatılmış bulunması lâzımdır. Postada olacak gecikmeler kabul edilmez.
Sabriye Çetin |_ Mehmet Simira Evlendiler
2.7.1950
KOK KÖMÜRÜ TEVZİAT
Türkiye Kömür Satış ve Tevzi
Miiessesesi İstanbul Şubesinden:
Devam eden tevziata ait haftalık izahat:
1) SATIŞ YERLERİ :
FATİH
EMİNÖNÜ (Şimdilik)
KADIKÖY (Şimdilik) ÜSKÜDAR
KOZLUCAHAN
2) ÇAĞIRILAN VE BİR
ADRESLERİ
Büyük Karaman Caddesi, No. 8/66 Halkevi, Şerefefendi sokağındaki kapı Bahariye, ileri sokak No. 19
Toptaşı Cad. Kefçedede Mektebi S. No. 14 Galata, Rıhtım Caddesi
HAFTA İÇİNDE MUAMELELERİ
YAPILACAK OLAN BEYANNAME Numaralan :
Günleri
Fatih
Eminönü
Kadıköy
Üsküdar Kozlu ra han
3)
200699—169690 169689—167900 167899—167000 166999—158480 158479—157620
165979—158481
158480—157273
157272—155957
155956—154508
15450.7—153286
müracaat edememiş olanların günüdür.
167366—165819
165818—165658
165657—165542 165541—165415 165414—165295
158716—157501
157500—156301
156300—155001
155000—153781
153780—152401
M
»e
M

Takip eden
DİKKAT :
163677—161884
161885—161489
161488—161130
161129—158500
158499—157202
Mazereti dolayısiyle o hafta gününde
davet numaraları her hafta pazartesi sabah gazeteleriyle ilân edilir.
Bu »ene namelerindeki 4) GİŞE SAATLERİ ;
halka kesintisiz olarak otla ve soba esasına göre
Sabah öğleden sonra Cumartesi
5) EMEKLİ, DUL VE
Saat
9-12 13 -16
9-12
YETİMLER :
Bunlara ait beyanname muamelesi her gün .pılacaktır.
6) TOPLU MEMUR MUAMELELERİ:
1948 - 1949 kışında olduğu gibi beyan-kömiirleri verilecektir.
(öğleden sonra) sıra numarası aranmadan ya-
* * • ( »E?-- I • ' - • • «T
S' J • '«*
BURLA
• * f ~ . t ** | A
BİRADERLER..Ş”'
vr • . - • -î :
!• • • » » *•
PAL luçaÂ/adinut en Jtûîidvı.
IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIİIİİİİİIİİİİIIIIIII GÜZEL VE FAYDALI İLÂNLAR YENİ İSTANBUL'da
Daire âmirlerinin muhteviyatına ait mesuliyetleriyle tâyin edecekleri resmi mutemet vası-ta9İyle takip edilen bordro, bir defaya mahsus Kozlucahandan alınır. Semtlere göre doldurularak tasdik edilir ve her gün öğleden sonra ait olduğu satış bürolarına tevdi olunur. Gününde kuponu İle müracaat edeceklerden 1949/50 turuncu renkte beyanname numarasını havi kııpon ile hüviyet varakası istenir.
Kuponlarını kaybedenler ilk önce Kozlucahan satış servisinde zayi muamelesini ikmal ettirdikten sonra ait olduğu semt satış bürosuna kömür ordinolarını almak üzere müracaat ederler.
LİNYİT ve AĞAÇLI KÖMÜRLERİ:
Linyit ve Ağaçlı kömürlerinin satışı serbesttir. Almak isteyenler, nuntakalarının satış bürolarına müracaat ederek arzu ettikleri miktarda alabilirler.
Tonu
Linyit kömürü fiyatı 36 Lira
Ağaçlı ” M 25 "
NOT; Geçmiş senelerde tevziat başlangıcı en küçük sıra numarasından itibar edilmişti. Bu yıl hakka riayet tein en büyük sıra numarası mebde olarak kabul edilmiştir. (8764)
ÇIKAR
IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIH
——— Türkiyenin en büyük Müzik Holü "
TEPEBAŞI BELEDİYE BAHÇESİ
Hiçbir müesseserie
emsali olmayan 2 nel programımız muvaffakiyetle devam ediyor. Pek yakında büyük sürprizler
Genç sanatkârlarımızdan ERCÜMEND BATAN AY
Kıymetli sanatkâr YORGO BACANOS
Keman üstadı NECATİ TOKYAY
Genç ve kıymetli sanatkâr AHMET ÜSTÜN
Büyük sanatkâr HAMİYET YÜCESES


%
18 kişilik kıymetli sanatkârlardan müteşekkil Küme Fasıl
Beynelmilel İspanyol Dans yıldızları C A R M E N
M O N TOYA M A R I A DEL CARMEN
Saz Heyeti
Dünyayı hayrette bırakan küçük ve büyük bisikletler atraksiyonu
THE
G U R U M LAY
MAYNA
FEHMİ EGE
Fent büyük
Skeç programı
Eseri yazan: BELİĞ SELÜRÜ — Müzik:
Dekor ve kostümler yepyeni şekilde hazırlanmış 30 kişilik büyük topluluk, Ramazan gecelerinde hiçbir müesBcsede bulamayacağınız
alaturka ve aJafranga müzik ayrıca muhtelif eğlenceler
Temiz mutfağımızdan nefis yemekleri bulabilirsiniz. Telf.: 12690
YAPDIRDIGI
950 modeli
EMMİ HE LEH
EMLÂK)
(SATILIK
İstanbul Defterdarlığından :
Dosya No.
CinM
Kıymeti Teminatı Lira Lira
511—1718 Kınalında, Macar (Korkut) ve Ma- 3438 257.75 nastır cad. 39 ada, 5 parsel 687.50 M2
arsa.
511—2147 Büyükada, Maden mah. eski Avanl- 10000 750.— kola yeni Yılmaztürk so. 70 ada, 5 parsel eski 34 kapı sayılı 1394 M2 arsa. (İmarda sokak ismi Camitepesi
* kapı No.su 15, 17 dlr.)
511—2987 Kınalıada, Çandarlı ve Macar cad. 2200 165.— 48 ada, 20 parsel 491 M2 arsa.
517— 1 Eyüp, Nişancı Mustafapaşa mah. 660 49.50
Ahmet Çelebi so. 128 ada, 3 parsel yeni 5 kapı sayılı 132 M2 arsa.
Yukarıda yazılı gayrimenkuller 28.6.1950 de açık arttırma He satışa çıkarılmışsa da İstekli çıkmadığından satış ON GÜN uzatılmıştır.
İsteklilerin geçici teminat makbuzları ve nüfus cüzdanlariyle bLrlikte 8.7.1950 cumartesi günü saat 11 de Milli Emlâk Müdürlüğündeki komlsyoha başvurmaları. (Müracaatların bir gün evvelden yapılması). (8827)
Devlet Orman İşletmesi
Balıkesir Müdürlüğünden :
1 _ İletmemizin Çatal bölgesinin Elmagedigi İstif yerinde mevcut «89 adede denk 345.634 M3. kayın tomruklan 14 parti halinde 30.6.1850 tarihinden İtibaren 10 gün müddetle açık arttırma auretlyle satıpa çıkarılmıştır. Her parti ayrı, ayrı İhale edilecektir.
2 — Açık arttırma 10.7.1950 pazartesi günü saat 11 de iş-
letmemizde toplanacak komisyon önünde yapılacaktır. Beher metreküpünün tahmini bedeli aşaftıda gösterilmiştir. Her parti için % 7.5 hesabiyle geçici teminat alınır. (8445)
Parti Adet M3.DS.M3. Beher MS.niin Kutur
No. muhammen B.
Lira Kuruş
2 74 21 95* 22.704 3.419 26.123 36 06 Kalın rnce
3 53 25.652 37 50 Kalın
4 47 25.462 37 50
5 47 25.029 37 50 M
6 48 25.525 37 50 M
7 50 26.224 37 50 H
8 48 25.390 37 50 M
9 51 23.690 36 86 W
7 1.454 înca
* 58 25.144*
10 49 23.154 36 65 Kalın
J9. 1.954 ♦nce
58 25.108
11 34 24.256 37 18 Kalın
£ 774 înce
38 25.030
12 29 25.424 37 50 Kalın
13 14 13.980 37 50 H
14 40 26.081 37 50 • »
15 44 25.462 37 50 91
3 — Bu işe ait şartname Ankara Orman Genel Müdürlüğünde ve İstanbul îzmlr Ankara Merkez Bandırma Bursa M. Kemalpaşa ve İşletmemiş müdürlüklerinde görülebilir.
4 — îsteklilerln belli gün ve saatte müsblt evrak ve İlk te-mtnatlariyle komisyonumuza müracaatları.
GAYRİMENKUL
İstanbul Defterdarlığından
LMAN
MAGtRUS
MOTOPOMPLARI GELMİŞTİR

A r(«
MAGtRUS - TSW - 508 - L
Yangın Motopompu
BELEDİYELERİN — RESMÎ MUESSESELERtN ve FABRİKALARIN çoktan beri BEKLEMEKTE OLDUKLARI dünyaca meşhur Alman malı M A G I R U S Motopomplarından İlk partide az bir miktar gelmiştir.
İşbu Motopomplar. İstanbul Belediyesi İtfaiye Müdürlüğünün tercihan kullandıkları TİPTEN olup İki kişi tarafından kolayca taşınır, bina, bahçe ve yangın yerinin en lüzumlu ve gtlç yerine götürülerek çalıştırılabilir.
MAGİRUS ■ TSA - Kapalı Tip Arabası
Türkiye Tevzi Merkezi :
OKLAR LİMÎTED ŞİRKETİ
Bankalar Caddesi — No: 132 — Tel: 41085
Telgr. Adresi: OKLARLÎMÎT İstanbul
SATIŞ İLÂNI
Mevkll, Mah. Sokağı Beyoğlu Tophane Lüleciler Caddesi
Kapı numarası Eski Yeni
2,22,24 12, 30, 32
No. taj 12 ve 24/1
Tamamının mukayyet kıymeti 12 000 Ura
Cinsi Hissesi
Üstünde müteaddit odaları ve 2/3
altında da dükkânı bulunan tapu kaydına göre 267 metre mu-rabbaında olduğu anlaşılan gayrimenkul.
vergisi borcundan dolayı yukarıda yazılı gayrimenkulu Tahsili
Hisseye düşen pey akçesi 600 Hra
Neslbe Anîann Tarlabaşı Maliye Şubesine olan kazanç nunu hükümleri dairesinde »atılacaktır.
îlk arttırması 10.7.1950 pazartesi günü saat 14.30 da ve son arttırması da 20.7.1950 perşembe günü aynı saatte yapılacaktır. İsteklilerin pey akçelerini Malmüdürlüklerine yatırarak bu husustaki makbuzlarıyla birlikte belli saatlerde Beyoğlu Kaymakamlığı İdare Kurulunda hazır bulunmaları ilân olunur. (8295)
Emval Ka-
X
4
ta-Kulü-Ik İnci net leo «ona güreş-

Futbol mevsiminin kapanışı münasebetiyle
Yazan : Sadi Karsan
Nihayet futbolun ölü mevsimine girmiş bulunuyoruz. Bir taraftan on aydan beri haftada en aşağı İki maç yapmak mecburiyetinde kalan futbolcularımız, ziyadesiyle hak ettikleri istirahate kavuşurkçn. diğer taraftan da futboldan artık gına getirmiş olan halkımız, şimdi biraz da kendini deniz eğlencelerine, yaz »Çorlarının zevkına vermiş olacak... Bu mevsimde spor sahalarından kalkan faaliyetin bütün yükü kulüp ve teşkilât idarecilerinin üzerlerine yüklenir. Temmuz ayı transfer ayıdır. Kulüpler, önümüzdeki mevsim çıkaracakları takımlarının kadrolarım şimdiden tesbit ile meşguldürler. Takımlarının aksiyon taraflarını düzeltmek için geçen mevsim gözlerine kestirdikleri oyuncuları satın almak pazarlığına girerler. Ecnebi temasları için yeni angajman teşebbüsüne başvururlar.
zaruretinin esas itibariyle ilgili ar-kadaşlarımca da kabul edilmiş olduğunu haber almış bulunuyorum. Bu husustaki düşüncelerimi geçen haftaki yazımda arzetmiştim. Ancak ileride her hangi bir itiraza mahal kalmamak üzere alınacak kararın mevsim başında tesbit edilerek ilân edilmesini tavsiyeye şayan görülüm.
Futbol faaliyetinin iki aylık tatil devresine girmesinden en ziyade faydalanmak fırsatım hiç şüphe yok kı federasyon bulur. Çünkü günlük mevzular ile iştigalden başı dinç kalacağından daha selâmetle çalışı.tak İmkânım elde ederek gelecek yıla ait faaliyetin tespitinde bir sene evvelki programının, şayet varsa, pürüzleri üzerinde durup bunları rötüşe tâbi tutar. Bu vesile ile, sırf İlgili arkadaşlarımızın dikkat nazarlarım çekmek Üzere, bizim de aklımıza gelen bazı noktalan burada açıklamayı faydalı görüyoruz:
4 — Federasyon, programını futbol mevsimine göre ayarlamalı, bu programın aksamadan tatbikim başlıca hedef tutmalıdır. Bu iki aylık tatil devresi içinde Federasyon, milli takımımızın yapacağı maçtarın takvimini hazırlamalı, kulüpler de ecnebi takımlarla angajmanlarını bu devre içinde yaparak anlaştır klan tarihleri Federasyona bildirmelidirler. Bu suretle karşılıklı bir mutabakat dahilinde müsabakaların tarihleri kararlaştırılmış ve faaliyet programı da ona göre hazırlanmış olur. Yalnız burada fevkalâde vaziyetler müstesna, takarrür ettirilen programın bilâhare hiç bir suretle değiştirilmemesi hususunda büyük bir hassasiyet gösterilmelidir.
52 kiloda İlk defa milletlerarası hlr güreş yapan yeni İstidat Ahmet Bilek rakibi ile böyle «onayarak İttifakla galip geldi
Atletizm Milli Takımı seçildi

1 — Uzun senelerden beri yılan hikâyesi kadar uzayan profesyonellik meselesine artık bir hal çaresi cul-inak zamanı gelmiştir. 1946 yılında toplanan Spor Şûrasında uzun müzakere ve münakaşalardan sonra profesyonelliğin memleketimizde de kabulü muvafık görülmüş ve bu karar Kongre temennileri meyanmda Umum Müdürlüğe bildirilmişti. U-mum Müdürlük bu mevzu üzerinde gereken tetkik ve etüdlerde bulunmuş, projeler hazırlamış, kulüp mümessilleri m Ankaraya dâvet ederek fikir ve mütalâalarını almış, memleketimiz bünyesine uygun bir talimatname vücuda getirmiş ve n»ha-yet keyfiyeti Merkez Danışma Kuruluna sevkederek tam tatbikat sahasına geçeceği sırada Londra O’im-piyatları ortaya çıkınca nihaî kararın istihsalini Olimpiyatlar dönüşüne tAlik etmişti. O zamandan beri bütün hazırlıkları ikmal edilmiş olan bu konu askıda bulunmaktadır. Danışma Kurulunda bu mevzuu tekrar görüşerek eğer böyle bir temayülün tatbikmdan sarfınazar edilmesi daha mülâyim görülürse ona göre bir karar alınıp bu mesele kesip atılır. Aksi takdirde bu kararın tatbikine geçmek zamanı artık gelmiştir sanırım
5 — Yeni sene başından itibaren millî takım mevzuu ile yakından a-lâkadar olunarak tesbit edilecek namzetleri fırsat düştükçe takım halinde daima antrenman üzerinde tutmak çareleri araştırılmalıdır. Milli takımı daha ziyade takım halinde yetiştirmek gayesi hedef tutulmalıdır.
Işfe, futbol sahalarımızdaki faaliyetin sona erdiği şu sıralarda, idarecilerimiz için açılan faaliyet sahasının yakından bir görünüşü...
Dlln İnönü Stadında 7 bölgeden gelen 167 atletin iştirakiyle yapılan müsabakalar oldukça heyecanlı bir şekilde cereyan etti. Bilhassa gençler arasındaki 100. 200. 800 metre yarışmalarda sona kadar göğüs göğüse çekişmeli geçerek müsabakaların heyecanım arıtırdı. Yine bu yarışlarda 400 engellide A Öztokln 59.3 ile bir Türkiye rekoru yaptı Üç adım atlamada İse Altıok en iyi sonucu temin etti.
Günün teknik neticeleri şunla rdır:
100 metre netler: 1 V. f*nel «îst )
11.7.
200
• tat.)
23.7.
100 tekin (IstJ
800 ray (Ank.) 2:09.1. ralh ıtst.) 2 09.2.
1500 metre netler: 1 E. Ya-lırgav (tat.) 4:20.4. 2 P.
Lnmbrinldls (tst.) 4.34.
5000 metre netler: 1 Akka-ya «Ank.) 17:01.3 5. 2 T To-
yun rif) 17:30 2'5.
lı.7. 2 N. ^lanya (îat»
metre
23.7.
metre (İst) 57 5 metre
netice: 1 U. Ünol 2 H. Epcr
(Ank.)
netice: 1
54.4. 2
r r ı
netice:
E,
Z. öz-Dışkol
1 H Gü-
2 t. öza-
Dünkü yarışmalara
167 atlet iştirak etti
engelli netler: 1
2 C.
H. E-Kunt-
Z öz-
llo
per (Ank.) 17.8. kan (Kok.) 18.
100 engrlll netice: 1
tekin (İst ) 50.3 (Y.T R.). 2 Ö Öztlirk (Esk.) 62.4.
Gülle atma netleo:
Enire (îst.) 11 m 19.
Akbllolc (îst.) M m Disk alnın netler: ki ıtst?) 33 m 73 2
Irk (İst.) 33 m 13.
Mızrak alnın nrtlee: ören (İst) 88 m 95. Arnntckln (îst ) 36 m
Çrklç atnın nrtlee:
Drnılrkır (Zon.) 25 m
S. Güneş (Zong.) 24 m 16.
Yüksek atilinin netice:
E. Akkan (İst l 1 m 70. Haçlkynn (İst.) 1 m 65,
1
2
1 H.
2 Ö
02.
1 E. ör-Ö. Akbi-
1
2
44.
1
55
F A.
A
2
A.
I ıun atlnmn netler: Altıok (Ank.) 6 m 13. Kavrar (içeli 5 m 96.
t'ç adım atlama netler:
A. Altıok (Ank.) 13 m 35.
Güm''» (-Balıkesir) 13
1 2
A A.
1
2
A.
B.
00
Sırıkla nllnnın netice: 1
Bllgitay (İst ) 3 rn 30. 2
Hansoy (İst.) 3 m 30.
4X100 metre netice: 1 İs-
tanbul 16 0. 2 Zonguldak 19.J
MİI.Lİ TAKIM SEÇMESİ 100 metro: (İst.) 11.2. (İst ) 11.4.
(Ank.) 11.4.
200
(İst.) 2S..5.
(İst.) 23 7.
(Ank.) 23.7.
Yüksek ntlnnıa: 1 — M. A-2 — V 3—
Horolu - D. A-
C. Önel - E. Ko-
m. M. özcan
M. Batman
Halil Kaya, Servet Meriç, Muharrem Candaş rakiplerini tuşla mağlûp ettiler Şehrimizde bulunan Fin -güreş kimi, dürı gece İstanbul Güreş bü takımı ile serbest olarak kıırşıhıurrınlarını yapmışlar ve 6-2 t n kuı uru izin galibiyetiyle ermiştir. Saat 9.50 de başlıyan İride şu neticeler alınmıştır
52 kilo: Ahmet BİLEK - HAKOLA
«Ahmet Bilek ittifakla galip)
Gecenin İlk güreşini Finli hakenıih idaresinde Güreş Kulübünün yeni bir güreşçisi olan Ahmet Bilekle Hakola yaptılar.
Ahmet Bilek gonkln beraber rakibini »altoya alarak yere vurdu İse de, Hakola köprü ile kurtulmasını bildi Bundan sonra Ahmet oyun müddetinin sonuna kadar Hakolayı altına nla-,rnk acı kuvveti ile ezerek haklı bir galibiyet kazandı. Ahmet Bilek bütün maç uıiiddeUnre seyircilerin takdirini toplayan bir güreş çıkarmıştır Ahmet Bilek dün yaptığı güreşle bizlere parlak bir İstikbal vadetmiştir.
57 kilo: Naıuh AKAR • JOHANSON (Natuh Akar ittifakla galip)
Türk hakemi İdaresinde güreşen Naauh Akar llo Johanson çok heyecanlı bir gııreş yapmışlar ve Naauh. dalma kazık yapmak istemesi yüzünden Johansona tuş yapamamış ve maçı İttifakla kazanmıştır.
62 kilo; Halil KAYA - TALOSELA (Halil kaya tuşla galip)
Halil Kaya İle Taloscla maçını FinlandiyalI hakem İdare etti. Halil Kaya, Taloselayı gonkla beraber altına alarak 4 dakika 20 saniyede ma İle tuşla mağlûp etti. 67 kilo: Servet MERİÇ -(Servet Meriç tuşla
Türk hakemi Vcfik’in Servet Meriçle Aposalml Servet Meriç çok atak bir hareketle maça başladı Kaçak bir şekilde güreşen Aponalmiyl Servet ortaya çekerek taktığı burgu ile 5 dakika 54 saniyede tuşla yendi. 73 kilo: Ahmet ŞENOL - SİMENAİEN
(Ahmet Şenol ekseriyetle galıpı
Ahmet .Şenol, dünya şampiyonu Sl-monalen İle FinlandiyalI hakemin idaresinde güreştiler. Bir gece evvelkinin rövanşı mahiyetinde olan bu müsabakaya Ahmet Şenol evvelâ yavaş başladı İse de müsabakanın sonlarında Simonalon’e yaptığı bir aalto ve köprü İle maçı 2-1 ekseriyetle kazandı. Bu suretle Ahmet Şenol dünya şampiyonu Simenaien l bir kore Greko-Ro-mondc ve bir kere de serbestte yen-
taktığı sar-
APOSALMİ galip)
İdaresinde güreşinde
Greko-Konıen ve serbest güreşte 73 kiloda dünya Greko-Romen şampiyonunu mağlûp eden Ahmet Şenol ringde
metre:
1 — T. Tükcl
2 — 1. Dinçcan
3 — Y. Yerdeş
1 — T. Tükcl
2 — t. Dinçcan
3 — Y. Yerde*
ra s (Ank.) 1 m 80. Holyafkln (lst.ı 1 m 75. A. Kırlı (KÜtshvaı 1 m 70.
Cç adını allanın: 1 Sarın İp «İst.) 14 m 40. Ö. özkap (Ank) 3 — 80.
Bıı
Milli tir:
- R.
2 —
13 m 57.5.
T. Gürel «İzmir) 12 m
yarışmalardan aonra Takım şöyle seçilmiş-
I 100 m. Karakulak - TOkel.
! 200 m. Karakulak - D. A-
carbay..
400 m. K.
carbny.
I 800-1500 m. çak.
50.10 - 11)000
O. CoşgUl.
110 engelli:
E. Barkay.
400 engelli: Horoiu-Acar-bav.
Gülle: Y. Oktav - N. Turan.
Disk: Y. Oktay - C. Uçar-er.
Mızrak: H. Zira man - N. Turan.
Çekiç: T. Balcı - A. Bozdoğan.
Yüksek: M. Araş - Batman.
Uzun: A. Akgün - M. Göktürk.
Üç adım: R. SariAİp - ö. özkap.
Sırık: M. Akın - Ş. Toker 4X100: Barkay - Göktürk-Tükel - Karakulak.
4x400 Horolu - Acarbay -Cengiz - Göker.
2 — Futbol Müsabaka Talimatnamesinde sakat görülen maddeler varsa bunların da bir kere gözden geçirilmesi her halde faydalı olacaktır. Bizim aklımızda kalan çok sakat bir madde vardır ki bunun ü-zerinde bir kaç defa ısrarla durmuş ve dikkat nazarı çekmiştik. Tâ oda yanda kalan bir müsabakanın baştan tekrar edileceğine dair ulan maddedir. Bu maddenin behemehal değiştirilmesi zarureti vardır. Çünkü bir çok haksızlıklara yol açmak-tadır. Okuyucularımızın pek çokları Fenerbahçe ile Beşiktaş arasında mahut 35 saniye eksik oynatıldığı iddia olunan oyunun Teşkilâtı ne kadar güç bir duruma düşürdüğünü kolaylıkla hatırlıyacaklardır.
3 — Türkiye birinciliği müsabakalarının yeni bir tertipte yapılması
Dünkü atletizm müsabakalarında 110 metre engelli yarışılırken
Dünya Kunası maçları finalistleri
Brezilya,
Uruguay finale kaldılar
t
* -
spanya, İsveç,
Dünkü maçlarda ; ispanya, ingiltereyi 1 - 0 ; İtalya, Paraguay'ı 2 - 0 ; Uruguay, Bolivya'yı 8 - 0 ; İsviçre, Meksikayı 2 - 1 ; Şili, Amerikayı 5-2 mağlûp ettiler
larmın finaline kalmışlardır.
İspanya. İngiltere milli takımını
1-0, İtalya. Paruguayı 2-0, Uruguay ise Bolivyayı 8-0 mağlûp etmişlerdir. 1« n IVATim
Rio de Janeiro. 3 (YİRS> — Dün yapılan maçlar neticesinde İspanya -İsveç ve Urugay takınılan kendi gruplarının birincisi olarak Brezilya ile beraber Dünya Kupası Futbol ıırv.
bLr hücumunu görüyorsunuz
İngil terenin Şlliyi 2-0 yendiği ma^ta Ingiliz n lif Manııion’un uklın kalan




gruptan olan İsveç finale kalmıştır. Çünkü Paraguay galip gelseydi o zaman İsveçle Paraguay arasındaki pu-van durumu müsavi olacaktı. Uruguay İle Bolivyaya gelince bu iki takım gruplarında yalnızdılar.
İsviçre, Mekalkayı 2-1, Sili, Birleşik Amerikayı 5-2, mağlûp etmişlerdir. Bu maçların cn heyecanlısı İtalya ile Paraguay arasında olanıydı. Prestijini muhafaza etmek iaLiyen İtalyan millî takımı bütün gayretiyle çalışarak ParaguaylIları oyunun başından itibaren baskı altına almışlardır. İlk İtalyan golünü birinci haftaymın 11 inci dakikasında Cnropellese atmıştır. 15 inci dakikada yapılan ikinci gol Pan-dolfinl tarafından atılmıştır. Bu iki golü müteakip İtalyan lar çok dikkatle oynamağa başlamışlardır.
İngiltere — İspanya maçı
İspanyolların tngillzlerc attıkları golü santrfor Zarro atmıştır. Gol ikin-. cl haftaymm başında atılmıştır, lngl-Jİzler, Milbur'ün ayağiyle bir gol atmışlarsa da, bu gol ofsayt sayıldığından îngilizler bcylece tasfiyeye uğramışlardır. I
Cumartesi gününe kadar yapılmış olan maçların neticesini veriyoruz: İngiltere İspanya Amerika Brezilya Brezilya Brezilya Y’ugoslavya Yugoslavya İsveç
2— Şill
3 — Amerika
1 — Ingiltere
2 — Yugoslavya
4 — Meksika
2 — İsviçre
4 — Meksika
3 — İsviçre
3 — İtalya
0 1 0 o o 2 1 1 2
İstanbul
yüzme teşvik yarışları
İstanbul yüzme teşvik müsabakalarına dün sabah Lido yüzme havuzunda devam edilmiştir. Alınan teknik neticeler şunlardır:
100 metre serbest erkekler; 1 — Nejat Nakkaş (Moda Spor) 1.05 9’l0, 2 — Haldun tşmen
(Yüzme thtısas) 1.08 6 10. 3 — Suat Karasu «Ferdi).
100 metre serbest kadınlar: 1-Şiikran «Moda Spor) 1.47 6/10. Melek ferdi olarak müsabaka harici 1.415/10.
2oo metre kurbağalama1 1 — Süha Erler (Yüzme İhtisas) 3.32 5/10. 2 — İnal «Moda Spor) 3 46. müsabaka harici yüzen Musa Gerday 3.29.
100 metre kurbağalama kadınlar: 1 — Güngör Tunalıoğlu (Moda Spor) 2,08 9/10.
100 metre sırtüstü erkekler: 1 — Yalçın Sarıer ıModa Spor) 1 26. 2 — Fuat Tüzünel 1.32. 3 Tuğrul Kıyas (Moda Spor) 140
4X200 de Yalçın Sarıer. Hâ?im Tankut, Lazo. Nejat Nakkaştan mürekkep Moda Spor takımı 12.23/2 ile birinci olmuştur
1500 metre: 1 — İbrahim Sulu 23.54 6/10, 2 — Haluk Oksa
23.65 8/10, 3 — Rauf Orhan «Galatasaray).
yarışlarının birincisi koşu yerinde yapılmış-
met-
2 — mot-
İstanbul at yarışları dün başladı
İstanbul at dün Veliefendl
tır. Yarış neticeleri şöyledir:
Birinci koşu: 1 — Civelek. 2 — Seyyar. Mesafe 1600 metre, (her iki at da aynı ahıra mensuo olduğundan bu koşuda bahsi müşterek yoktur).
İkinci koşu: 1 — Uğur. 2 — Macera, 3 — Azize. Mesafesi 2000 metre, ganyan 18 lira, plaseler 2.90. 4.90 ve 2.40 lira verdi).
Üçüncü koşu: 1 — Doreo, 2 — Amber. 3 — Sarakoga. Mesafesi 1400 re. ganyan 1.15.
Dördüncü koşu: 1 — Tufan. Kovboy, 3 — Dabi. Mesafe 2200
re. Ganyan 4.65. plaseler 2.35. 3.90. 5.25.
Beşinci koşu: 1 — Prenses. 2 — Dezdamona, 3 — Arda. Mesafe 1600 metre, ganyan 3.85. plâseler 1.40, 3.95. 1.90.
İkili bahis (Uğur - Macera) kombinezonu 188,95 lira çifte bahiste (Tufan-Prenses) 31,90 lira vermiştir.
Kılıç müsabakaları
Eskrim Kulübü taralından hazırlanan ve İstanbul Tenis, Eskrim, Dağcılık Kulübü salonunda güzide bir seyirci kütlesi huzuriyle yapılan merhum Salih Raif Çorlulu kılıç müsabakaları 1 temmuz cumartesi akşamı saat 24 de sona ermiş ve Vural Baka-nay (İstanbul) birinci, Seyit Mısırlı (Ankara) ikinci, Osman Taner (İstanbul) üçüncü olmuşlardır.
İstanbul, Ankara, Bursa eskrimcilerinin iştirakiyle yapılan bu müsabakada iştirak eden bütün eskrimcilere ayrıca birer madalya hediye edilmiştir.
Ahmet Şcnolun mağlup ettiği 78 kilo dünya şampiyonu Slıuenalen
meye muvaffak olmuştur. FinlandiyalI hakem bu maçı İyi idare edememiş ve bu bu retle Ahmet Şenol tuşla kazandığı maçı ekseriyetle kazanabilmiş-tir.
79 kilo: Hilmi TAFRACI - KEU8ELA (Keusela ittifakla galip)
Türk hakeminin İdaresinde güreşen Hilmi Tafracı ile Keusela maçı çok zevksiz geçmiş ve 15 dakikalık müddet zarfında Hilmi Tafracı hiçbir hareket yapamadığı için maçı ittifakla kaybetmiştir. Hattâ minderden kaçan Hılmiye Türk hakemi Ur de ihtar cezası vermiştir.
87 kilo: Muharrem Candaş - Sappolen ( Muharrem Candaş tuşla galip)
Finli hakemin idare ettiği hu maçta Muharrem Candaş Finli Sappolenl üç dakika 26 saniyede tuşla mağlûp etmiştir.
Ağır: Yusuf GÜMÜŞ - Rühimeki (Rühimoki tuşla galip)
Türk hakeminin İdare ettiği bu güreşte Rühimeki Yusuf Gümüşe kiloca faik olduğu için daha müsabakanın başında altına alarak tuşla yenmiştir.
Bir gün eve) ağır sıklette Mehmet Çoban’ın güreşeceği ilân edilip de yerine Yusuf Gümüşün çıktığını gören seyirciler ıslıklarla bu hareketi protesto etmişlerdir,
Finlilerle gelecek hafta cumartesi ve pazar akşamı yine Şeref Stadının yüzme havuzunda serbest güreşler yapılacaktır.
Vedat ETENSEL
Vefa 7 - Racing I
Bir müddetten beri şehrimizde bulunan Beyrut birincisi Racing futbol takımı üçüncü karşılaşmasını dün Vefa Stadında pek az bir seyirci ö-niınde Vefa ile yapmıştır.
Zevksiz ve hareketsiz başlıyan oyunun ilk dakikalarından itibaren Vefalılar rakip takım kalesini bastırmaya başlamışlar ve attıkları iki golle devreyi 2 - 0 galip bitirmişlerdir.
İkinci devrenin İlk dakikalarında Beyrutlular bir gol almışlar, buna Vefalılar 5 golle cevap vermişlerdir. Bu suretle Yeşil-beyazlılar Beyrut Racing takımım 7-1 yenmeye muvaffak olmuşlardır.
I
Resmini gördüğünüz 2-1 yadındaki Amerikalı, Steve Reeves, Londra'- updŞB bir müsabakada •‘dünyanın en tüzel erkeği - aej,î’n«»jtır

Comments (0)