30 Ekim 1950 — Pazartesi
)eni İstanbul'un
KUPONU
İZAHATI ÜÇÜNCÜDE
SİYASI İKTİSADİ, MÜSTAKİL
Teste eden: Hnblb Edlh . TÖREHAN
Yıl 1—Sayı 334 — 10 kuruş
Abone; Türkiye İçin seneliği 82, ftlb aylığı 17. üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler İki misildin
Hânlar : G rırı Atıyfadn aanfimetr?M 2 liradır. tlânhırdan hiçbir mesuliyet kabul edilmez..
Beyoğlu - Milelllf Cadde*! 6-8. Telefon • 44756-44757 Mntral
CL-................................................ > ----=
KORE BİRLİĞİMİZ KOMUTANININ DEMECİ
Türk Birliği kasım
Koredeki içinde savaş hattına giriyor
Yetki güreşleri. ve neticeleri
KENDİSİNİ hrniiz bulamamış bütün cemiyetlerde olduğu jribi, bizim genel nayatunızda da. bir türlü (lu-ruhnıy.ın bir kararsızlık. gtfrüş a-heııksızliğl lıükikm sürmektedir. Bizden önceki nesillerden kaimi bıı mânevi mirasın, gelişmemizi adım haçında battalıyım tesirlerinden ne zaman kurtulacağımızı tahmin etmek, gerçeklen, çok güç bir şeydir.
Saltanatını yalnız bellibaşlı İnsan yığınlarına yaymış bir kararsızlığın tehlikeleri o kadar büyük olmıj abilir. Fakat bıı, en büyük sosyal teşkilâtımızda. devlette, kamu İşlerinde kendini gösterirse, o zaman, dâvanın rengi değişir ve kendine göre bir ehemmiyet kazanır. Biz. .şimdi, böyle bir durumdayız.
Nerede bir .topluluk düzeni varsa, orada, teşkilâtın İyi İşlemesini sağlıya n düşünceler. görüşler ve nihayet birtakım ölçııler vardır. Bunların a-rasında aykırılıklar, bozukluklar, tezatlar belirtil mİ, artık, konuşma dilimizde söylediğimi/ gibi, dirlik ortadan kalkınış!ir, faalivetlerimizin verimi azalmış, işlerimizin neticeleri kı-Birlaşimvyn İmişİnmiştir. Bıı görünml-yen uyuşukluk, milli âfetlerin eri büyüğüdür. Bunu gidermek ve önlemek İçin, hor şeyden ünce, teşkilâtı, gcııcl hayatımızın ihtiyaçlarına. İçimle ya-şndığınıu dünyanın geniş dirlik düzenine göre İşlemek, idare ıınluyişimızi temelinden değiştirmek lâzımdır.
Her teşkilâtın başlıca amacı; dağınık faaliyetleri mümkün olduğu kadar disiplin altına almak, sosyal bir maksada göre, ulıeilkleştirmek, kısa bir sözle, bir faaliyet ve zaman ekonomisi tenlin etmektir. Onun irin teşkilâtın durmadım çalışan ve işllyeıı muhtevasına, biz, İdare adını veriyoruz. Dâvayı, bu bakımdım, İncelersek şöyle bir neticeye varmış oluruz: İyi işlcnıiven teşkilâttan İdaresizlik, kötü bir idareden do yalnız teşkilâtsızlık bckllyebillriz. Çünkü; her teşkilât, sosyal bir netice versin diye kurulur, hor idare ise bu neticenin gerçekleşmesine çalışır.
İdare anlayışımızın on yüksek şekli hükümettir. Bizim, Cumhuriyet Devleti kuruluncaya değin, hükümet sözünden anladığımız şey. ilaha çok. polis ve zabıta tedbirleridir. Hükümetin başlıca vıızlfel»*ri .ırasında bu tedbirlerin. her ne kadar yeri vıırsa (la. asıl İdare faaliyeti. tiiriu türlü politl-k:ıî>» sokl'judt ’t'rnic'tce. hstTf» !>»■»-lis ve zabıta tedbirleri bile >alnız politika çerçevesi içinde düşünülmektedir.
Politika İdealleri besbelli bir çağdaş hükümetle başlıca vazifesini keyfi zabıta tedbirlerinde gören bir hükümet arasında, uçurumlu farklar vardır. Zabıta tedbirlerinin ncUce.slzliğl anarşiye ve zıılnu* yol açar. Teşkilâtın İyi işlememizi ise, modern devlet, tipinde, daha karışık neticeler verebilir: Sosyal disiplin sarsılır, sosyal ahlâksızlık başlar, milletin yaratma kudreti gevşer ve genel hayut tam bir huzursuzluğa doğru kayar. Böyle bir durumun karanlık mânasını belirtmeye hile lüzum yoktur. Biz, belki, bu teşkilâtsızlık ve idaresizliğin enginlerim* düşmüş değilizdlr. Fakat her halde kıyılarında olduğumuzu da saklamama lıyız. Buııu ilaha jyl anlıyııbilmrk İçin, Cumhuriyet kuruldu kurulalı, idare hayatırııızda beliren yetki ve sorumluluk buhranlarına üstünkörü bir göz gezdirmek yeter.
İdare teşkilâtımızın başında bulunanlara verdiğimiz yetkilerle sorumlulukları arasında, hayret edilecek n-henkslzlikirr vardır. Hattâ bu yüzden ya verilen yetki » fırlatmakla veya sorumluluk büsbütün konusuz kalmaktadır. Söz gelişi, biz. bir valimizin İdare faaliyetini bu bukımdaıı in-celorşck yetki yanında yetkisizlik, sorumluluk yanında sorııııisu/.luk görürüz. Kamıı düzenini şiddette İlgilendiren ve hemen hIiiiiiiiim gereken tedbirlerde, kendi kanunlarımızla yarat* tığımız güçlükler o kadar çoktur kİ, vali için olduğu gibi, halk İçin do yapılacak şey, günlerin, lıaflalarııı. ayların. hattâ, sırasında, yılların g«-çnirsini beklemekten İbaret kalmaktadır. Biz bıı yetki ve sorumluluk kararsızlığının. daha doğrusu. buhranının çok tehlikeli neticelerini şöyle böyle sezmeye haslar gibi göründüğümüz için, eski iktidar hükümetlerinin son zamanlarında* bilhassa bu konııdu. birtakım değişiklikler yapılmasını lüzumlu görmüştük. Fakat dâva, yalnız birtakım sorumluluklaruı ve yetkilerin az çok daraltılması veya genişletilme*-* si şeklinde düşünülürse, asil ehemnıl-yelinl, büsbütün kaybetmiş sayılmalıdır. Modern bir hükümet idaresi; eskilerin sandığı gibi umur-u ıbâdı, taım türkçeslylo, kulların işini değil, hür vatandaşların maddi ve mânevi İhtiyaçlarını gozönünde tutan bir İdare olarak anlaşılmalıdır. Bu İdare tarzı İse kuru bir Iş görmek (admlnlstra-tlon) olmaktan çok, bir sosyal politikadır: Sağlık politikası, su politikası, yol politikası, şolılr politikası, ilh... Her politika, İster İstemez, topluluk hayatımızın bütün dallanışlarına yayılmak zorundadır.
Biliyoruz ki, çağdaş cemiyet bir Iş-bölümü cemiyetidir. Devletin de bir İş-lıolümü devleti olmam tabiidir. Fakat hu lş-hölıırnii birbirini tamnmlıyıın ve sistemleşen bir birlik haline gelmedikçe, lş-d»>H>hpyiiğ| şeklinde soysuzlaşır. İdare hayatımızın hlr çok a-hrrıkslzliklerl arasında, idaredeki İşbölümünün henüz dımkleşenıemosl. ehtemlenememesl, aksaklığımızın en ehemmiyetli tarafıdır. Sözgelişi, knnııı hi/.metlerlnl ilgilendiren ciddi hlr konuda. bir zamanlar, bdodlyelerk* vakıflar, eğitim Icşkiintımızİa maliye. denlzyollarımı/Ja ekonomi ve ticaret teşkilâtımız anısında, yıllar boyunca, İhtilâflar belirmiş ve yaratıcı enerjimiz), zamanla, tüketmemiş o|ua bile, geniş ölçüde gev yetmiştir. Kanıtı İşleri ve mlllrl dâvalarında çeşit çrşM leş-kllâtınıırııı yıllarca süren İhtilâflara kapılması ve birbirini tamıınıhyaruk •Istemlenomemoal, çok değerli zamanların boş yere ııkıp gitmesine meydan vermiştir. Asıl kararsızlığımız da bu durumunu henüz tasfiye edilmemiş olmasından ileri gelmektedir. ()-mın İçin yetki ve sorum dâvasını gözerken teşkilâttan ne anladığımızı, ıın beklediğimizi bilmek ve faaliyet bölgelerini birbirini tam anıl lyacak bir şekilde sunrlnmlırmuk zorundayız.
M. NERMİ
Birlik, Cumhuriyet Bayramını dün bir geçit resmi ile kutladı
Talim hazırlıklarından sonra Türk Savaş Birliği, meşhur
8 inci Amerikan tümeniyle beraber harekâta iştirak edecek
Taegu, 29 lYÎRS) — Koredeki Türk Savaş Birliği Komutanı General Tahsin Yazıcı, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun 27 nc.i yıldönümü münasebetiyle emrindeki askerlere bir demeç vererek ezcümle şunları söylemiştir:
“Evlâtlarım, ay-yıldızlı bayrağımız altında, ana vatandan binlerce mil uzakta Cumhuriyetimizin 27 nci yıldönümünü kutluyoruz. Sulhperver milletimiz. Birleşmiş Milletlere müstevli-_______________________________
nin hücum etmesi üzerine bizi bura-
ya, Kore Milletine ve sulh isteyen 11-ğer devletlere yardıma gönderdi, memleketimize muzaffer olarak döneceğiz.,,
Bugün yapılan resmigeçitte Türk Bayrağı Kore topraklarında dalgalanmış ve askerlere izin verilmiştir. Merasimde Amerikan. İngiliz, Günev Kore, Avustralya ve Siyam subayları da hazır bulunmuşlardır.
Türk Savaş Birliği, burada Birleşmiş Milletler Askeri Karargâhında kasım ortalarına kadar Amerikan sl-lâhlariyle talim terbiye .görecek ve bundan sonra 8 inci Amerikan Tümeniyle birlikte harekâta iştirak e-decektir. Askerlerimiz talime pazartesi günü bağlıyacaklardır. Birlik subay ve erleri Koreye vaktinde gelerek muharebeye iştirak edemediklerinden dolayı esef etmekte ve bir an evvel çarpışmak için can atmaktadırlar. Bu hususta birlik Kumandanı General Yazıcı; “Talim yüzünden vaki olan gecikme bizi üzdü, fakat savaşta hizmet görmemiz için hazırlanmamız gerektiğini de müdrikiz,, demiştir.
Bugün bir tesadüf eseri olarak, birlik, memleketten gönderilen ilk taze e.t sevkiyatını almıştır. Akşam yemeğinde askerlere yeni gelen etten tayın verilmiş ve Korerjp harekâtta bulunan ,Birleşmiş MJUetlçr -»pirindeki subaylar şerefine de bir ziyafet çekilmiştir.
Henry Laııfenhurger
İngiliz lirası yeniden kıymetlendirilecek mi ?
Kıymetli Profesörün bıı n»e\-nıda yazmış olduğu makaleyi çarşamba günü iktisat Mihlfe-mlzde bulacaksınız.
VVoshingfon Büyük
Elçimizin beyanatı "Göçmen meselesiyle Amerika yakından alâkadar oluyor"
Washînglon. 29 lAPı — Türk Elcisi Feridun Erkin pazar günü verdiği bir demeçte Birleşmiş Milletlerin. Bıdgaristandan ihraç edilmek istenen 250.000 Türk hakkında yeni bir soğuk harple karşılaşacağını söylemiştir.
Erkinin ilâve ettiğine göre mesele derhal halledilmediği takdirde Türkiye Bulgaristanı insan haklarını filenen ihlâl etmekle resmen ıtbaın e-decek veya doğrudan doğruya Birleşmiş Milletlere müracaat edecek, yahut da meseleyi milletlerarası bir mahkemeye aksettirecektlr.
Bulgaristan 250.000 Türkün en son 16 kasım tarihine kadar naklini istemekte ve Türklyenin bu muhacirleri kabulünü talep etmektedir. Son hafta zarfında iki devlet arasında teati edilen ^Udötlİ hİMWrltr Ttr.’hM”' nin meseleye bir hal çaresi bulmak hususunda yaptığı itirazlar reddedilmiştir. Erkin şöyle demiştir:
“Bu trajik hâdisenin bütün neticeleri İle beraber bütün medeni âleme ilân edileceği zaman gelmiştir.,,
Erkin, Bufgarlstandaki Türklorin ihracının, Türklyenin son beş sene i çinde Huşlar ve Sovyet camiası tarafından hedef tutulduğu sinir harbinin yeni bir tezahürü olduğunu söylemiştir. Amerika Dışişleri Bakanlığı meseleye doğrudan doğruya müdahale etmemekle beraber, Bulgaristanın İlk ihraç talebinde bulunduğu 10 ağustostan beri geçen hâdiselerle yakından alâkadar olmaktadır.
İsveç Kıralı 5 inci Gustav dün öldü
Bütün İsveç yeis içinde... Saray 4 ay matem tutacak. Tahta geçecek olan 67 yadındaki Prens Gustav Adolf sarayda bugün yapılacak merasimde yemin edecek
Stockholm. 29 (â Pı — İsveç Kıral Gustav V. bu sabah Türkiye saati İle 9.03 te ölmüş tür. Dünyanın en yaşlı Kıralı olun Gustav 92 yaşındı* bulunuyordu. Kiralın en büyük oğlu 67 yaşındaki Gustav Adolf pazartesi gunu Stockholm Kırnllyet S« rayında yapılacak bir merasimde ye mln edecektir. Ay nı znmnn(la hükümet pazartesi günü resmen İstifa e-deçektir.
Kıral Gustav u-zun süren bir hastalıktan sonra 16 haziran 1858 tarl hinde doğduğu Drottingholm Sa rayında gözlerin kapamıştır. Gustat 43 sene Kıralhi yaparak İsveç tarihinin en uzun ö-mürlü hükümdar payesine ulaşmış tır.
Kırallanna son derece bağlı olan İsveçliler büyü) bir matem İçinde dlrlcr. Stockholn de binlerce İsveç ölüm haberini g( yaşları İçinde ai nıışlardır. Dışişhr» Bakanlığı hinaeı dahil şehirdeki bütün binaların bayrakları yarıya kadar indirilmiştir. Teessüre kapılan aayısız îşveçll. 5 a ğnn yağmura rağmen sokaklara do kûlmüştür. Pazar gunii isvççtekl hiı tün kiliselerde ayinler tertip edilmiştir.
Kıral ailesi İçin meşum bir gün
Stockholm. 29 AA. (,AFP) Fena hır tesadüf eseri olarak pazar günleri İskandinav Kıral aileleri için meşum bir gün olmuştur. Filhakika K-ral V. Gustgv huğun öldüğü gibi torunu. İsveç Vellahdlnin oğlu Prens Gustav Adolf da 3 sene önce bir pazar günü ölmüştür.
Müteveffa (İiiihIhv 5"
Saray, dört ^üıı matem tııhıcnk
Stockholm, 29 A A. (AFPı Stockholm bugün sessizliğe gömülmüş bulunuyordu. Sokaklarda hemen hemen hiç kimse görünmüyordu. Bütün eğlence yerleri kapanmış vo bütün Vitrinlerde müteveffa Kiralın resmi uımdanlar arasına konulmuştur,
Kıral V. Gustav'ın ölümü üzerine tavcı; Sarayı dört ay matem tıılacnk-ır-
Inglltcredr mııtem
Londra. 29 (APı — Kıral George /t. İsveç Kıralı Gustav’ın ölümü münasebetiyle pazar giınu »Sarayda 15 günlük matem Hân etmiştir.
rosto Ruhimi ! 4-47 - İstanbul. Telgraf Adresi: Metle, hfanbııl.
DÜn Taksim .Meydanında yapılan törende ağır tanklar geçiyor
Cumhuriyet Bayramı dün yurtta kutlandı
Her yerde yapılan heyecanlı törenler, dünya durumunun bu nazik devresinde millî birliğimizin ne kadar kuvvetli olduğunu bir kere daha gösterdi
Bütün Türk yurdu ve dünyanın dört bir köşesindeki Türkler, Cum-huriyetin 27 nci yılını dün içlen gelen bir heyecanla kutladılar. Kurtuluş Savaşından çıktıktan sonra sn. yısız inkılâpları memleket? kazandıran Cumhuriyetin kurucusu Atatürk, dün bir kere daha minnet ve şükranla anıldı. Yabancı radyo, basın ve dost milletlerin devlet adamları Tür. kiye Cumhuriyetini sltayişkâr sözler, le övdüler... Yrudıın her tarafımı yapılan heyecanlı törenler dünya durumunun bu en nazik devi esinde milli birliğimizin ne kadar kuşetli olduğunu beliğ bir şekilde ispat etti.
Şehirde ve yurtla yapılan Wren* ,’ıMin l ıfetlAiifit 2 ıwi v? -3»4)nni> «ay-falarıiTuzda bulacaksınız.
A aka nida İd resmi kabuller ve geçit rr*uni
Ankara. 29 (HUsuisf muhabirimiz bildiriyor) — Cumhuriyetin 27 nel dönüm yılı bütün yurdda olduğu gibi Ankarada da içten gelen tezahürlerle kutlanmıştır. Baştanbaşa donanmış olun Ankara coşkun bir bayram neşesi içindedir. Geçit resminin yapılacağı Hipodrom daha sabahın erken saatlerinde tamamen dolmuştu. Saat 12 de İstasyon tepesinden atılan 21 pâre topla meı asime başlan-mıştır
Meclis kapısında Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koraltan, Devlet Bakanı ve Barbakan Yardımcısı Samet Ağaoğlu ve Bakanlar tarafından karşılanan Cumhurbaşkanı dairelerine gelmişler ve protokol sıra-siyle devlet erkânı, milletvekilleri, aa. kerl erkân ve sÜİ'eranın tebriklerini kabul etmişlerdir.
Saat 11.30 da Cumhurbaşkanı Celâl Bayar. yanlarında Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamııt ol. duğu halde, hipodroma gelerek sabahın erken saatlerinden beri Hipod. romda yerlerini alan halkın bayramını kutlamış ve ınııkabeleten şiddetli alkışlarla sdâmlaıımışlardır.
Törene saat 15 te İstiklâl Marşı İle başlandı. (Tçnklann halkı coşturan uçuşlarını müteakip geçit resmi başladı. Başta Cumhurbaşkanlığı bandosu geliyor ve bunu merasim komutanlığı karargâhı takip ediyordu. Komutanlık karargâhının Şeref tribünü Önünden Cumhurbaşkanını se-lArıılıyurak geçişinden sonra izci grupları. Harp Okıılu alayı, başta bandoları olmak üzere azimli adım-kırla İlerliyordu.Diğer birlik ve teşekküllerin geçişini müteakip gündüz merasimi nihayet bulmuştur. Gece şehir baştanbaşa elektriklerle donatılmıştı. Ayrıca fener alayları da tertip edilmiştir.
Olııııhurbftşkanı Alntürklin muvakkat kabrinde
Ankara. 29 (A.A.) — Cumhurbaşkanı Celâl Bayar, bugün saat 12.30
Batı Almanyayı bekliyen tehlike
“Avrupa müdafaa sistemi kurulmazsa, Batı Almanya komünistleşecektir”
Frankfurt, 29 t YİRSİ Alman Sosyalist Partisi Lideri Dr. Kurt Schumacher, müttefikler muhtemel bir Rus tjuııuzunu durduracak ve Vistül Nehri kıyılarına kadar geri utacak nılktardu askeri kuvvete malık bulunmadan, Almnnyamn sılâh-landınlnınsının mevzuu bahsolnmıyn-tüğını bildirmiştir Schunıacher, AL manyaya garanti verilmediği takdirde, Almanların yok pahasına feda edilmiş olacaklarını söylemiştir,
Schumacher. ilâve edilen işgal kuvvetlerine Batı Alman Hükümetinin bakmak mecburiyetinde kalışını tenkiti ederek, bu kuvvetlerin demokratik dünyayı müdafaa etmekte olduklarını, ve Almanvantn da bu işde hin-sesine düşen vazifeyi askerlerin İskânını ası arak \(ıpmakta olduğunu bvlırlmiş ve müdafaa sisteminin kurulmasında ısrar ederek, aksi hal-de Batı Almanyanın da komünistle-şebılecegınl söylemiştir.
Cumhurbaşkanı ve Bakıınlıır
d» A ta türkün geçiri kabrini ziyaret ederek bir tâzim duruşunda bulunmuşlar ve kabre bir buket kovmuşlardır.
İngiltere Kiralının tebrik menajı
Londra, 29 t AFP) — Türkiye Cumhuriyetinin 27 nci kuruluş yıldöntlinU münasebetiyle Kıral Altıncı George Türkiye Cumhurbaşkanına aşağıdaki mesajı göndermiştir;
Atatürkün geçiri kabrinde
Sayın Cumhurbaşkanı-
Türkiye Cumhuriyetinin 27 nci kuruluş yıldönünıür.ü d^Tlr. memnuniyetle vesile ittihaz ederek dostane temennilerimin kabulünü rica ederim.
Memleketinizin ve Türk milletinin gelcûekte de hür milletler rftmlası ile birlikte barış ve refahın nimetlerinden faydalanmaya devam etmesini temenni ederim.
Ankarada canlı bir politika havası
sürmektedir
Salı günü Hükümetin, Meclis Grupundan itimat reyi istiyeceğine dair çıkan şayiaları D. P. tekzip ediyor
Ankara 29 iT.H.AJ — Bugünlerde şehrimiz siyasi çevrelerinde faaliyetlerin arttığı ve milletvekilleri-nin seçim bölgelerinde yaptıkları tetkik seyahatlerinden döndükleri mUşıı-lirde ediliyor B. M. Meclisi 9 uncu devre Birinci Dönemi toplantısına İki gün kalmıştır. Bu münasebetle 31 ekim salı günü saat 15 te D. P. Meclis Grupu toplanacaktır. Muhalefet çevreleri bu toplantıda Hükümetin i İti"»* t reyi Is t iveceğini ve kabine değişikliğinin bahis mevzuu edileceğini ısrarla söylemekledirler Buna mukabil D. P. Mrkezl Meclisin açılmasından önce Grup toplantılarının öteden beri yapılmakta olduğunu belirterek bu kabil şayiaların havayı bulandırmak için çıkarıldığına işaret etmektedir. Şurası muhakkak!ır ki. Meclisin açılması ve Cumhurbaşkanının vereceği açış nutku siyasi ve tarafsız her mahfilde merak ve alâka ile hcddcnmektedlr.
Seçim bölgelerinden dönen milletvekilleri yaptıkları temaslar neticesinde bölgelerinde yapılması İcap eden işler İçin yazılı somlar hazırlamışlar ve bıınlan Meclis Başkanlığına tevdi etmişlerdir.
Yeni Meclis faaliyeti arasında bilhassa bütçe hususu müzakeresi sırasında çok hararetli münakaşaların yapılacağı anlaşılmaktadır. Hazırlanan hlr çok mühim kanun tasarıları da bu devrede görüşülecektir.
B.M.M, 9 ııııcm dönem I inci devre içlinin hazırlıkları
Ankara, 29 (ANKA) — 1 kasını çarşamba günü saat 15 t? Devlet Başkanı Celâl Bayarın nutku İle hu yıl çalışmalarına başlıyacak olan B.M.M. de bir sene için Millet Meclisi Başkanı, Başkan Vekilleri, kâtipler ve idareci Üyeler seçilecektir.D. P salı gfhıkl grup toplantısında adaylarını '.sabit edecektir. Bugün yürütülen tahminlere göre, Meclis Başkanlığında değışikiLk obmyacak, D.
P. yine Refik Koraltanı aday gösterecektir. Başkan Vekilliklerinde oldukça geniş bir tebeddül bahis mevzuudur.
Haftalardan beri devam eden dedikodulara rağmen, milletvekillikleri arasında göze çarpar derecede tnaz-zııv etınlş grup ve hiziplerin mevcut olmadığı, ancak hepsinin de hâdiseleri büyük bir dikkatle takıp ettikle-n hissolıınmaktadır.
İÇİNDEKİLER
İKİNCİ
Avmpada mülteciler meselesi
Bahadır Dülger ÜÇÜNCÜ
Bir dünya vatandaşının hâtıra defterinden : Hürriyet komedisi
Selim Sabit
DÖRDÜNCÜ
Paris Mektubu :
Paris Otomobil Sergisi
Habib Edib - Törehan
Japon iktisadiyatına bakış
Yılmaz Poda SEKİZİNCİ
SPOR
Köprülü, Romaya gitmek üzere bu sabah geliyor
Bakan, Avrupa Konseyi Hariciye Nazırları Komitesinde hazır bulunacak
Ankara. 29 ı T.H A.) — Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü bu gece tatan-bula hareket etmiştir Bakanın seyahati vesilesiyle birçok haberler yakınlanmış, bu arada seyahatin Atlan-tik Paktı görüşmeleri ile alâkalı olduğu ileri sürülmüştür.
Fuat Köprülü garda kendisini u. ğurlayan gazetecilere seyahatinin sebeplerini şöyle anlatmıştır:
“Benim seyahatim sebebiyle şimdiye kadar gazetelerde türlü türlü şeyler neşredildi. Seyahatim Avrupa Konseyi Hariciye Nazırları Komitesinin toplantısında bulunmak İçindir.
Bu içtimalar, umumiyetle Purlste ve Strasboıırg da olur.
Fakat bu defa fevkalâde olarak Romada toplanmasına karar verildL lstanbuldan Öbür günkü tsveç tayyaresiyle Romaya hareket edeceğim.
Bakandan, bu seyahatinin Bulgaristan meselesiyle alâkalı olup olmadığı sorulmuş; Fuat Köprülü '‘alâkası yoktur” cevabını vererek şöyle devam etmiştir:
“Bu toplantıda da tabii meslek, daşlar arasında görüşülür, konuşulur müdavele-l efkâr edilir, bu İti. barla içtitnalann faydası büyüktür. Gaye, Avrupa Birliği ruhunu canlandırmak ve Avrupada maddi ve mânevi bir vahdet teşkil etmektir.”
Dışişleri Bakanı Konseyin bir hof. ta kadar süreceğini tahmin ettiğini ve çalışmalar sona erince Ankaraya süratle döneceğini ilâve etmiştir.
BVLGAJEl T.VRLtiE

Sayfa 2
80 Ekim 1950
_ ja
TETKİKLER
Şehir köjesl
Harp sonrası senelerinde, Garbi Avrupa memleketlerini hakikaten düşündüren büyük meselelerden biri de mülteciler meselesidir. Harbin felâketleri, İşgaller, istilâlar, harp talihinin değişmesi, bilhassa Şarki Avrupadan garp ülkelerine doğru milyonlarca insanın akmasını icap ettirmiştir. Bu insanlar, şahıslan ve ailelerini tehdit eden ölüm korkusu karşısında, bazan kendilerini yaşatacak en ufak servet membalarını da terkederek, ümitsiz, istikbaliz, perişan bir hayata sürüklenmiş bulunuyorlar. Kadınlı, erkekli, çocuklu, ih-tiyarlı milyonlarca serseri.
Bunlar şimdi, muhtelif memleketlerde, milletlerarası hayırsever teşkilâtların idare ettiği kamplarda biçare bir hayat yaşıyorlar. Ekseriyetle çalışma imkânından mahrumdurlar. Çünkü, zaten işsizlikten muzta-rip bulunan m e mİ eke 1101x16, meslek! teşekküller, sendikalar yeni İşçi gruplarının aralarına katılmalarına razı olmuyorlar. Çünkü, yeni işçi gruplarının ortaya çıkması demek, işsiz a-dedlnln artması, sendika fonundan veya dev tet bütçesinden yapılan yardımların farttırılması demektir. Bilhassa, yabancı telâkki olunan mültecilerin bu yardımlardan istifade ettirilmesi, hemen her yerde bir milli haksızlık, bir israf telâkki olunuyor ve bu tesirler altında hiçbir hükümet, muvakkat kaydiyle memleketine kabul etmiş olduğu muhacirlere çalışma hakkı vermek istemiyor.
Bazı müstesna hallerde, muhacir işçilere, çalışma hakkı tanınıyor ve bunlara bazı memleketlerde yaşamak hakkı veriliyor. Fakat bu iş yapılırken, muhaciri kabul edecek memleket, tıpkı bir makine, bir yük hayvanı seçer gibi, muhacir kamplarından ancak işine yarayacak olan, lan ayın yor ve ancak onlara memlekete girip yaşamak hakkını veriyor. Kabul etmek lâzımdır ki, mültecilerin hepsi, birer iş makinesi değildir. Aralannda kadınlar, ihtiyarlar, hastalar, çalışmaktan hakikaten âciz olan kimseler vardır. İşçiyi bir makine gibi düşünen memleketler bu hususa asla itibar etmiyorlar. Bu yüzden, biraz kazanmak ve kendine bir istikbal yapmak arzusuna düşen her mülteci, ekseriya yuvasından kopmak, ailesinden ayrılmak» çalışmak kudretinde olmayan yakınlarını ıstırapla dolu bir hayatta yalnız başına bırakmak mecburiyetinde kalıyor.
Diğer taraftan böyle büyük bir fedakârlığa mecbur kalarak, kendine bir sığınacak yer bulanlar için iş emniyeti dahi yoktur. Çünkü bütün garp memleketlerinde işçiyi sigortalayan mesleki teşekküllerden hiç birisinin kapısı muhacirlere açılmıyor. Onnun için, yakınlarım feda etmek bahasına da olsa bir işe sahip olan muhacir İstikbalinden emin değildir. Daima hareket halinde yaşamak, İstikrarsız bir hayat içinde her an İşinden atılmak tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor.
Münevverler için ise. durum büsbütün başka... Hayatını kolunun kuv. veti ile değil de fikri mesai ile kazanmak üzere kendisini yetiştirmiş olanların vaziyeti büsbütün fena... Bunlar, âdeta iş bulmak imkânından mahrum kalarak, kamplarda feci bir yoksulluk hayatı geçiriyorlar.
Avrupada muhacir meselesinin u-muml görünüşü hemen hemen bundan ibarettir. Son günlerde tabloda aldıkları iç tedbirlerle tebaalarından bir kısmını kütle halinde muhacerete mecbur eden devletlerin, bu arada Bulgaristanm durumu, bu meselenin başka bir cephesini teşkil ediyor.
Avrupa Parlâmentolar Birliği Kongresinde bütün bu esaslar teker teker mevzuu bahsoldu. Hararetli müzakereler sırasında, büyük heyecan ve alaka ile mülteciler işini takip edenlerin Almanlarla, AvusturyalIlar olduğunu gördük. Bilhassa kalabalık bir heyet halinde, mülteciler komisyonuna gelmiş olan Alman delegeleri, mültecilere karşı gösterilen zorlukların kaldırılması yolundaki temennilerini ve fikirlerini zaman zaman gözlerinde yaşlarla müdafaa ettiler.
Bu mevzuda bizim hedefimiz, herhangi bir devletin aldığı İç tedbirlerle _ tebaalarından bir kısmını kütle halinde muhacerete mecbur etmesinin, Birleşmiş Milletler tarafından sulhu tehdit edici bir hâdise olarak telâkki edilmesini temin edecek bir karar almağa çalışmaktı. Bunda, Avusturya! dan n ve Almanların da yardı-miyle tamamtyle muvaffak olduk. Ve kongre, noktai nazarımızı aynen
Yazan : Baltadır DÜLGER
Erzurum Milletvekili w Avrupa Parlâmento Birliği Konferansında Türk grupu mümessili • kAbu! ve ifade eden bir karar aldı.
Bununla beraber, unutmamak lâzım gelir ki, Avrupa Parlâmentolar Birliği Kongresi nihayet Istişarl hüviyet taşıyan bir topluluktur. Orada İfade edilen fikirlerin ve alman kararların. muhtelif parlâmentolarda aks! görülmedikçe elbet tatbikî kabiliyetleri yoktur. Bunu tebarüz ettirmekle beraber, muhtelif memleket parlâmentolarındaki Avrupa Birliği mümessillerinin katıldığı bu kongrede alınan kararların elbet bir akis yapacağını düşünmek hatalı olmayacaktır.
Deniz Harp Okulu talebeleri seyahate çıkıyor
Deniz Harp Okulu talebeleri başlıca Akdeniz limanlarını ziyaret etmek üzere 15 kasımda Sultanhisar ve Demlrhlsar muhripleriyle bir seyahate çıkacaklardır. Hazırlanan programa göre bir aylık gezilerinde talebeler, Pire. Taranto, Napoli, Tu-lon, Cezayir, Malta limanlarım ziyaret edeceklerdir.
Kapatılacak meyhaneler
Son zamanlarda şehirde sarhoşların çoğalması üzerine Belediye ve Emniyet Müdürlüğü yeni tedbirler
Bayram günü
Sabahın erken saatlerinde hafif bir yağmur başladı. Bereket versin, bu, sadece caddelerin tozunu bastıracak kadar devam etti ve Cumhuriyet Bayramını yazdan kalma bir güneşli günde tesit ettik.
lstanbulun ballıca caddeleri, meydanları bilhassa Taksim Meydanı ve caddesi, mahşeri bir kalabalık arzediyordu. Nüfusu, milyonu aşan İstanbul, sokaklara dökülmüştü. Fakat, sabahleyin, merasim ve geçit resmi bitince, bütün bu (?ısau-lar âvâre kaldılar, salma salma dolaşmaktan gayri yapacak bir şey bulamadılar.
Sinemalar dolu idi. Amma hepsi birtakım yabancı filimler gösteriyordu. Tiyatrolar da dolu idi. Lâkin hiç birinde günün hâdisesi ile alâkadar bir eser temsil ediliyor değildi. Bu cihetleri kaydetmekten maksadım şudur ki, bir Cumhuriyet Bayramı günü tesit edilirken, alâkadarlar, güzel sanatların bütün şubelerini seforbor ederek, halka, bir şeyler vermek vaziyetindedirler. Fakat bu, sanat tezahürlerinin mutaassıp ve dar bir görüşle kıymetsiz birtakım eserler vermesini icap ettirmemelidir. Sadece, halkı sanat eserlerini bir aarya getirmek, vatandaşları kendi kıymetleri ile karşı karşıya koyarak meşgul etmek lâzımdır kanaatindeyim.
Ve biraz da eğlendirmek.
Halbuki dün, İstanbul halkı, boşuna akan bir nehir gibi, sokaklarda beyhude dolaştı, durdu,
BÎR İSTANBULLU
almıştır. Bundan sonra sarhoşlara fazla miktarda İçki satan meyhanelerin kapatılması kararlaştırılmıştır. Ayrıca mektep ve cami gibi yerlere yakın olan meyhaneler de kapatılacaktır.
Millî Piyangoda kazanan numaralar
3oo.ooo lira Mersin, loo.ooo lira İstanbul,
5o.ooo lira fldanadaki biletlere isabet etti
Mili! Piyangonun 29 ekim 1950 çekilişi dün Ankarada saat 13 te yapılmıştır. Kazanan numaralan aşağıda bildiriyoruz:
300.000 lira kazanan numara 100089
100.000 lira kazanan numara 211830
50.000 Hra kazanan numara 005234
10.000 lira kazanan numaralar
020445 036900 167255 278454 309178 396171 422012 424855 485375 496232
5.000 Hra kazanan numaralar
019017 100582 016073 139377 150577 209001 211488 215489 276537 298197 309457 310709 318543 320860 387079 407656 419268 424745 468589 477023
2.000 lira kazanan numaralar
002008 003978 021934 030388 057852 070555 084992 085392 102453 116195 130058 130149 130879 131931 139929 142198 143076 153941 156802 184916 189378 227914 229048 237204 244223 246955 253047 261069 269880 272121 273694 286577 290738 319196 320960 313694 348902 351768 355817 379270 393508 409167 411518 412205 453258 462092 486929 497804 497899 499388
1.000 Hra kazanan numaralar
015104 018657 024994 032755 035795 040270 048494 054814 057632 064719 066320 069776 070032 091971 093809 103172 104012 107700 114165 114241 124528 131834 132744 135214 135425 138465 153609 158096 161826 180261 182962 185919 188733 191140 192982 194919 197191 204618 208315 210773 213559 216942 218602 227523 231848 239122 243195 244007 248982 252727 254125 254363 256332 259121 259856 260811 262379 263021 263923 267827 271349 275414 277138 280996 283547 286973 289669 300546 307010 307035 310114 311953 315419 320868 321682 327058 332763 345255 360789 362280 371766 374512 381622 391986 398668 408838 410702 410872 417241 420901 430462 434424 446692 448533 45-1025 469030 477179 477981 492348 499142
200 Hra kazanan numaralar
Son üç rakamı (066) ile nihayet bulan 500 numara iki yüzer lira,
100 Hra kazanan numaralar
Son üç rakamı (375. 607) ile nihayet bulan 1.000 numara yüzer lira,
40 Hra kazanan numaralar
Son İki rakamı (51) ile nihayet bulan 5.000 numara kırkar lira,
20 Hra kazanan numaralar
Son iki rakamı (49. 55) ile nihayet bulan 10.000 numara yirmişer lira,
10 lira kazanan numaralar
Son iki rakamı (22. 43, 57, 68) ile nihayet bulan 20.000 numara onar lira,
5 Hra kazanan numaralar
Son rakamı (0. 7, 9) ile nihayet bulan 1,50.000 numara beşer lira ikramiye alırlar.
2.000 lira teselli mükâfatı kazanan numaralar
000089 100009 100019 100029 100039
100049 100059 100069 100079 100080
100081 100082 100083 100084 100085
100086 100087 100088 100099 100189
100289 100389 100489 100589 100689
100789 100889 100989 101089 102089
103089 104089 105089 106089 107089
108089 109089 110089 120089 130089
140089 150089 160089 170089 180089
190089 200089 300089 400089
1.000 Hra teselli mükâfatı kazanan numaralar
011830 111830 201830 210830 211030 211130 211230 211330 211430 211530 211630 211730 211800 211810 211820 211831 211832 211833 211834 211835 211836 211837 211838 211839 211840 211850 211860 211870 211880 211890 211930 212830 213830 211830 215830 216830 217830 218830 219830 221830 231830 241830 251830 261830 271830 281830 291830 311830 411830
İkramiyelerin satıldığı yerler
300.000 lira büyük ikramiyeyi kazanan 100089 numaralı bilet satılmak üzere Mersine gönderilmiştir. 100.000 Hra kazanan bilet lstanbula, 50.000 lira Adanaya, 10.000 lira kazananlardan 3 ü lstanbula diğerleri Antakya, Urfa, Bursa, Şirvan ve Nazilliye gönderilmiş, iki tanesi Ankarada satıl-mlştir.
5.000 lira kazananlardan 5 I Istan-bula. 3 ü Adana ve Bursa diğerleri İzmir, Nazilli, Ayvalık. Ürgüp. IJşak, Mucur, Bigaya sevkedilıniş, 4 tanesi Ankarada satılmıştır.
YENİ İSTANBUL
İstanbul, Cumhuriyet Bayramını
hakikî bir heyecanla kutluy
or
Seyrüsefer için yeni kararlar alındı
Hususî otobüsler bu haftadan itibaren çok sıkı kontrol edilecek
Taksim Meydanında parlak bir geçit resmi yapıldı
Cumhuriyetin 27 nel yıldönümü şehrimizde heyecanla kutlanıyor... Sabahın erken saatlerinde yağmurun şakırtısını duyarak uyananların kaçan neşesi çabuk yerine geldi... Güneşin yükselmesi ile yağmur dindi... Tabiat sanki bayram şerefine belediyeyi zahmete sokmak istememiş, sokaktan temiz bir yağmur suyu ile yıkamıştı. Bilmem dikkat ettiniz mi. Hemen hemen her Cumhuriyet Bayramında günlerden beri yağmur yağsa bile hava düzelir, daima güneşli ve berrak olur... Dalma sancaklan dalgalandıracak kadar hafif bir rüzgâr eser...
Saat 8 e doğru., şehrin hemen her tarafından borazan ve trampet ve bando sesleri duyuluyordu.. Resmige-çlde İştirak edecek olan İzciler ve kıtalar bayraklarla donanmış caddelerden geçerek yerlerini almaya gidiyorlar... Taksime giden bütün yollardan., gittikçe artan halk yığınlan tören yerine doğru akıyor..
Köprüye yanaşan vapurlardan, Sirkeciye gelen trenlerden inen yolcular günlük iş yerlerine değil, İstiklâl Caddesi ve Taksime gidiyorlar...
Taksim alanmdayız... Şehrin her tarafından, uzak köylerden, hattâ civar vilâyetlerden gelenler, alayı görebilmek için rahatça bir yer arıyor... Saat 9... Daha merasimin başlamasına bir buçuk saat var,. Fakat Taksini meydanında bir karış yer yok... Bir çoklan geceden yiyecekleriyle gelerek en güzel yerleri İşgal etmişler... Meydana bakan kahve ve gazinolar, apartman-lann pencereleri, duvarların üstleri, her taraf mahşer gibi... İzciler, mektepliler, kıtalar saat 9.30 da yerlerini almış bulunuyorlardı. Yüksekteki kahvelerden biri iki lira duhuliye alıyor... Fakat General Eisenhower’tn New-York caddelerinden geçişini veya Ingiltere Kiralının tac giymek üzere VVctmlnlster kilisesine gidişini görmek isteyenlerin bu paranın bir kaç mislini ödediklerini bir zamanlar gazeteler yazmıştı...
Meydanda emniyet tedbirleri bu sefer çok İyi alınmıştı. Saat 10.30 da vilâyetteki kabul resminden dönen kordiplomatik, askeri erkân, şehrimizdeki milletvekilleri ve protokola dahil zevat tribünlerdeki yerlerini aldılar...
Saat 10.45 geçe Vali ve İstanbul Komutanı Korgeneral Nazml Ataç bir sahra Jeep’lne binerek merasime iştirak edecek birlikleri teftiş ettiler... Vali halk tarafından bir hayli alkışlandı... Ve onlann bayramını kutladı.
Şimdi Taksim Abidesinin önündeki şeret direğine Sancağımız izciler tarafından çekilirken bando istiklâl Marşı çalıyor... Fakat mektepler ve kıtalar o kadar uzakta ki... Hep bir ağızdan söyleyerek her 6eneki gibi gözlerimizi yaşartmadılar... Bizim istiklâl Marşının yüzlerce, binlerce... On binlerce göğüsten bir anda söylendiğini duymak kadar insana tesir eden, istemeyerek sevinç gözyaşını döktüren başka hiç bir musiki nağmesi yoktur... Orada 1000 kişilik değil 100, hattâ 50 kişilik bir mektepli grupu marşımızı söylemeye başlasaydı, meydanı dolduran 50 bin kişinin hiç olmazsa yansı iştirak edecekti... Fakat ne yazık ki bu zevkten mahrum kaldık, bunlan yazmakla, gelecek bayramlann program-lannı hazırlayacaklardan bu hususu unutmamalarım temenni etmek İstedim.
Hazırlanan hitabet köprüsünde mikrofon tertibatı her şey hazırdı... Fakat hayret, ne Vali ne de gençlik konuşmadılar... Milletin heyecanına, tercüman olmadılar... Yaşadığımız bu nazik günlerde milliyet hislerini kuvvetlendirmek İçin bu fırsatlan kaçırmamak lâzım gelmezmiydi. Hele bilhassa., bir birliğimizin Türk san-cağiyle Birleşmiş Milletler ordulan safında Korede kızıllarla savaştığı bugünde gönül isterdi kİ... Türk tarihine yeni bir yiğitlik destanı yazacak olân kahramanlar bir millet huzurunda o kürsüden hürmetle anılsın ve kalplerimizin onlarla beraber olduğu bir daha haykı-rılsın....

Vali ve İstanbul Komutanı yanında Malûl Gaziler Birliği Başkanı olduğu halde şeref tribününe geçtiler...
Yavnıtürk Oymağının İki yavrusu, törende bu köylü •rabaaiyle geçtiler.
Askeri bando tam tribünlerin karşısında yer aldı.
Resmlgeçit başlıyor... önde kıta komutanı ve alay sancağı göründüğü zaman, meydan alkışlarla çınladı... Tunç çehreli kahraman Mehmetçikler meydanı titreten adımlarla vekar içinde her seneden daha muntazam bir şekilde geçiyor... Tribünde, bizden hiç hoşlanmıyanîan hayli düşündürecek bir manzara İdi bu... Hele denizciler.. Daima en fazla alkışlanan belden kopan adımlariy-le en iyi geçişi yapan yine onlardı.. Geçenler fertler., manga, takım, bölük değil... yekpare bir makineydi sanki... Bindirilmiş kıtalar... dafi toplan tanklanyle.. Modern Türk ordusu tam bir intizamla geçti.
İzciler geçiyor:
Askeri bandolar yerini Şehir Bandosuna bıraktıktan sonra, ellerindeki Türk sancaklariyle İzciler göründü..
Bayrakların gölgesinde genç ve temiz Türk çocukları... Yarının büyükleri geçiyor... Cumhuriyetin İlk ilân edildiği sene doğanlar bugün 27 yaşma basmadılar mı?
izci genç kızlanmızın sayısı bu sene çok fazlaydı. Çünkü İstanbul izcileri her yıl olduğu gibi bu defa Ankaradaki geçide iştirak etmediler.
Kızıltoprak okulunun yavru izcilerinin gürbüz adımlarla geçişleri gözleri yaşarttı. Mekteplerden sonra.. Beyaz elbiseleriyle koruyucu melekleri andıran hastabakıcılar muntazam yürüyüşlerle alkışlandılar.. 2 saat süren geçit resmi tam bir intizamla sona erdi...
Gece, İstanbul... Baştanbaşa ışıklar içinde, camiler... resmi binalar., âbideler., meydanlar., resmî ve hususi müesseseler., denizdeki gemiler ışiklar içinde yürüyor.. En güzel tenviratı Kızkulesl yapmıştı.. Bütün şehirliler geç vakitlere kadar eğlendi...
İstanbul halkı yaz günlerini aratmıyan nefis bir hava ve mehtaplı gecelerden istifade ederek Cumhuriyet Bayramını en Jyi bir şekilde kutlayor...
Mehmet Ataker
Belediye Seyrüsefer Şubesi şehir caddelerinde seyrüsefer intizamının temini için bugünlerde yeni kararlar almak üzeredir.
Tetkik edilmekte olan yeni vaziyete göre at arabalarının Şişhaneden itibaren, tramvay yolunu takiben geçebilecekleri saatler tahdit edilecektir Gerek sabah, gerekse akşam seyrüseferin kesif olduğu zamanlarda arabalar buralardan geçemiyecek, Şişhaneden Kasımpaşaya indikten sonra ara sokaklardan Beyoğlu cihetine çıkabileceklerdir.
Bundan başka Tünel İstikametinden Galatasarâya gelen arabaların Ingiliz Sefaretine doğru geçmelerinin. Taksimden gelen arabaların Galatasaray köşesinden akışına mâni olduğu görüldüğünden bunun menedilmedi tetkik edilmektedir.
Diğer taraftan Şişhanede 6 yol ağzında seyrüseferin intizamla yapılması İçin tramvay yolunun sağa alınarak ortaya bir refüj kaldırımı yapılması üzerinde durulmuştur.
Altıncı Şube Müdürlüğü önümüzdeki hafta içinde hususî otobüsler üzerindeki kontrolünü arttırmak üzere gereken tedbirleri almıştır.
Şehir içi hatlarında İşleyen bu otobüslerin Belediye nizamlarına uygun haddlistlabllerlne göre yolcu alabilmelerinin temini için sık sık kontrol, lar yapılacak ve Belediye nizamlarına riayet etmeyen otobüs sahipleri ağır şekilde cezalandırılacaktır. Küçük taksiler için de alabilecekleri yolcu adedi tesbit edilecektir.
Vapur yolcularının Köprü altından Yataklı Vagonlar önüne geçebilmeleri için bir geçit açılmasına yakında başlanacaktır. Bu suretle Ziraat Bankası önündeki izdiham hafiflemiş olacaktır.
Amerikan Yardım Heyetî Yollar Grupu Başkanı geldi
Amerikanın Yardım Heyeti Yollar Grupu Başkam Mr. Jasse Willlams dün Ankaradan şehrimize gelmiştir. Burada bir kaç gün kaldıktan sonra Yol inşaatını tetkik etmek üzere Güney vilâyetlerimize gidecektir.
G. Saray Stadında otomobil festvali
Dün Mecldlyeköyünde Galatasaray Stadında bir otomobil festivali yapılmıştır. Renk renk çiçeklerle nıuhteUf şekilde süslenmiş 30 kadar arabanın İştirak ettiği festivalde birinciliği kazanan arabaya bir radyo hediye edilmiştir. Yulaırıdalıi resimde, festivale İştirak eden arabalardan biri görülmektedir.
"Solom" gazetesi 4 yaşında
Şehrimizde İntişar eden Musevi gazetesi (Şalom» dört yaşına basmıştır. Refikimizi tebrik ve uzun ömür dileriz.
"YENİ SES’’ Operefl Intendanlığından t
Önümüzdeki salı günü akşamı “Leblebici Horhor,, un 75 İnci yazılış yıldönümüdür.
Bu vesile İle yapılacak gala mü-sameresini, tiyatromuz, kuruluşunda ve tekâmülünde en büyük yardımını gördüğü basın mensuplan şerefine tahsis etmiştir. Arzu buyuran sarı kart hâmili basın mensuplarının pazartesi günü saat 14 e kadar tn-tendanlığımıza haber vererek yerlerini ayırtmalarını rica ederiz.
Aksaray . Topkapı yolu bitti
Topkopı - Aksaray asfalt yolunun inşaatı tamamlanmıştır. Topkopı tramvay durağı İle Sur arasındaki kısım da bugünlerde tanzim edilerek yol seyrüsefere tam bir şekilde açılacaktır.
YENt tSTANBUL
SÎYASÎ ÎKTÎSADÎ MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi t
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LtMÎTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal EL SAKLICA
Tazı tjlerini fiilen tdaj-e «den mesul mildik: Sacld ÖGET
Nefredflmiyen yazilar iade edilme».
Basıldığı yer l TENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
PEYAMİ SAFA
YALNIZIZ
— 49 —
Başını ağır ağır yukarıya kaldırdı, sonra arkasına döndü. Birdenbire, yıldınmlanmıç gibi sıçradı ve “A!.." diye bir çığlık kopardı. Babası, İki adım geride, arkasında duruyormuş. Gözgöze geldiler. Hepsini duyduğu muhakkak. Nasıl bakıyor! Felâket! Aman, felâket! “Moruk” dediğimi de duyduysa...
Meral artık onun yüzüne bakamadı. Gözlerini önüne indirdi. Kımıldamadı. Babasının a-yaklannı görüyordu, dizlerine kadar. Üst tarafı gittikçe bulanarak dağılan uzun bir gölge idi. Ayaklar kımıldadı ve geriye döndü. Kapıya doğru uzaklaştı. Meral hâlâ başını kaldıramıyordiL
Babası odadan çıktıktan sonra Meral kendini koltuğa attı. Çok fena. Ben bugün anneme gitmeli ve bLr daha bu eve dönmemellylm. Bir çuval İnciri berbat ettim. Ne dikkatsizlik! Nasıl oldu da ayak sesini duymadım? Ne kadar dalmışım. Ses de İyi gelmiyordu telefonda, bütün dikkatimi hapsediyordu. Mon Dieu! Duydu muhakkak “moruk” dediğimi. Yoksa çıkıp gitmezdi. Çok gücenmlştir. Kalbini kırdım. Ah, çok fena, çok fena. Gidip “Pardon” demeliyim. Hemen, hemen.
Meral koştu.
Babası portmantonun önünde, şapkasını
239
giymiş, pardesüatlnü tutmak İsteyen Emlneye sert bir sesle:
— İstemez! dedi.
Meralin yüzüne bakmıyordu. PardesUaÜ-nü koluna aldı. Çıkmak üzere idi. Meral atıldı. > Babasının bir kolunu tuttu. Ağlama hazırlıklarıyla titreyen sesine bütün plşınan-Lıklannı doldurdu:
— Baba! dedi.
Nail Bey kolunu çekti, kapıyı açtı, çıkıyordu. Meral bir daha atıldı. Bu sefer onun elini tuttu, dudağına götürmeğe muvaffak o-lamadan tekrarladı:
— Baba!
Sonra boğuk bir sesle:
— Pardon! dedi.
Babası onun yüzüne bakmadı, yürüdü. Merdivenleri İndi.
Meral geriye döndüğü zaman, gözleri kararıyordu.
Eminenln kapadığı kapıya arkasını dayadı ve gözlerini yumdu. Aglayamıyacaktı.

zlerini açtı.
Emine, karşısında ve gözleri merak içinde, ona bakıyordu.
Bir kelime söylemeden yürüdü, salona girdi ve koltuğa çöktü.
IV
Otelin holünde Öpüştükten sonra, ayakta, bir an bakıştılar. Ferihanm başından ayaklarına kadar bütün görünüşünde Meralin ilk aradığı şey, Paristl. Paris, Meralin rüyası, Fe-rihanın saçlarında başlıyordu. Ne merveüleu* bir colffure! Târif edilemez. Başın ortasında fevkalâde zarif bir şekilde toplanmış ve gall-240
ba rengi biraz koyulaştırılan saçların biçimi Ferlhayı yenileştirmiş, âdeta bütün... Bütün... Şahıs... —Nasıl derler ona?— şahsiyetinin mânasını değiştirmişti. Ya o plâtin üzerine İşlenmiş hakiki incilerle îstanbulun hiç bir kuyumcusunda görülmeyen zarafette klips küpeler? Fakat asıl Paris, Ferihanın deux piöce, beli sımsıkı ve kalçalardan superbe iki çizgi ile inen ceketin altındaki akordeon etekliğiyle insanın İçini titreten siklâmen elbisede.
— Tam parisienne olmuşsun, Feriha.
Arka salonda kimseler yoktu. Bir köşeye oturdular. Yine bakışıyorlardı. Feriha, o malûm coşkunluğunun yolda olduğunu haber veren İlk heyecanlarla başım iki tarafa salla-yarak:
— Ah, dedi, Meral, Meral, Meral, Meral, Meral, Meral. Meral, Meral.... Bir kelime söylerim. başka birşey söylemem: Paris!
Meral bitti.
Hayran gözleri buğulanıyordu. Paris... Ve şüpheli bir derinlikte mâhut ses: Bav-Medo gibi birşey... Üff... Klmbilir onun bu hayali Pa-rlsin ne budalaca İmltationu. İşte, sahici Paris, karşısında. Saçlan kiril ve saçak saçak, esmer yüzünde küçük siyah ve yaramaz gözleri ancak fazla hareketliliğiyle dikkati çeken, yanaklan çökük ve çenesi basık, ecinni suratlı ve pasaklı Ferihadan, şimdi Beyoğlu Caddesinde klmbilir kaç yüz erkek ve kadın bakışını peşinden sürllkliyeceğlne şüphe olmayan bu güzel bebeği yaratıyor, işte Pelüş, eseri meydanda!
Meral kaşlarım ve omuzlarını kaldırarak başını hafifçe yana doğru eğdi ve mırıldandı: 241
— Belli.
Feriha sıçradı:
— Aman şekerim, ben bir şey miyim? Belki oriental bir tip diye yolda tek tük yü-züme bakan oluyordu. İtalyan zannedenler de vardı. 8en 4!âgaııce gör Pariste. Bitersin.
— Ben şimdiden bittim.
— Yalnız o mu? Anlatamam. Haftalar sürer. Zaten neresinden başlayacağımı şaşırdım- Bırakalım şimdi. Aklıma geldikçe söylerim. Fakat bil kİ anlatılamaz. Fotoğrafta ve filmde bile görülemez orası. Paris başka. Paris için ne düşünüyorsan, bü ki, hepsi yanlış, hepsi karikatür.
— Şimdi ben de onu düşünüyordum.
Feriha garsona çayları ısmarladıktan son-
ra:
— Dinle şekerim, dedi, her şey hazır, gideceğiz Parise. Samimi, babanı, filânı, falanı bırak Allahaşkına. Sakın aptallık edeyim deme, hiç tereddüt etme, hepsini bir çuvala koy, 8arayburnundan denize at, Parlsl görünce boynuma sarılacaksın, hem sen kİ taşkınlığı sevmezsin, vallahi, zıp zıp sıçrayacaksın.
Meral, kendisi İçin, dinlemekten başka hiçbir fonetion kalmadığını görünce, hiç olmazsa Türk tütününün vereceği gururdan başka, Ferihanın karşısında küçülmekten onu kurtaracak birşey kalmamış gibi, çantasından bir Uludağ paketi çıkardı, fakat Cezminln calclum ampullerinin kutusuna benzettiği bu kaba ambalâjdan da utauıarak paketi Feriha-va uzattı. Kız, İyi temizlenmediği İçin dipleri siyah kalmış, kenarı köşesi kırık, manlkürsüz eski tırnaklarım Meralden başka herkese u-
242
nutturabllecek kadar güzel dİ âl anmış, hafif yaldızlı ve elbisesinin rengindekl tırnaklarının uciyie bir sigara alarak devam etti:
— Şimdi Meralciğim, bak nedir, Şaklr hazır. Sana bitiyordu zaten, biliyorsun. Fakat evlenmeğe niyeti yoktu. Germaine’l feda edemiyordu. Zaten onun için gitti Parise, apartman tuttu, malûm. Gidip gelecekti buraya gûya. Kan durur mu şekerim. Hakkı da var. Şakiri düşün. Trabzon şivesiyle bir fransızca. O da kaşını gözünü yararak. Gûya îsviçrede okumuş. Yalan vallahi. Bize ne canım. O değil. Şaklr lstanbula gittikçe Germaine tabii rahat durmuyordu. Biz Nusretle çaktık. Tabii, bizim efendi küplere bindi. Sıra bana gelir diye korkusundan. Halbuki, zavallı... Neyse, bunları da ayn konuşuruz. Ben kadına hak verdim içimden. Şakiri düşün: O karın, o ense, o kalın obur dudaklar... Fakat Parisin de yemekleri Meralciğim... Amanl Vallahi, lstan-bulda şu bildiğimiz patates kızartmasını bile yapamıyorlar yahu... Görme. O ne lezzet! Hani sen, ben de birkaç ay sonra Şakire dönersek şaşmam. Ne ise yıllar yılı onunla oturacak değilsin ya... Maksat senin Parise gelmen. Sonra fırsat ço...k. Ajılahnm sana. Şimdi bu meseleyi konuşalım. Karı gitlL Kavgalar, kıyametler, filânlar... Şaklr fena içerledi. Şimdi ona Germaine’l kıskançlıktan çatlatacak, senin gibi güzel, dlstingutfo bir kız lâzım. Hele fransızca da biliyorsun. Aman! Şakirin gözünde tütüyorsun. Çok konuştuk bunlan. Bizim efendi tabii nikâha aleyhtar. Arkasından sıra, bana gelmesin diye. Fakat ben senin namına dayattım şekerim.
(Devamı var)
243
30 Ekim 1950
Sfvyfa 3
Hürriyet
BÎR müddet önce Oknslovııkyndn Ostrova şehrinde hlr maden faciası olmuş ve 36 madenci ölmüştü. Prağ Hükümetinin resmi bir tebliğine göre, bu facianın mesulü Hükümet tarafından elinden madeni alınmış olan eski kapitalist patrondur.
ÇekoslovakyAnın merkezinde e-klm başında İki miilılm muhakeme cereyan etti. Fakat Çek matbuatında bunlardan bahseden satırlara rastlanmadı. Buz üzerinde Hokey Millî Takımı oyuncuları hıısıısi bir mahkemede slgnvn çekildikten sonra ciddî cezalara çarptırıldılar. Fakat hiçbir kimse, bu oyuncıılnrın verilen cezalara niçin müstahak olduklarını öğrenemedi. Gazeteler, h^r zamanki gibi bundan bahsetmediler.
Bir Çek gazetesi, memlekette ce-rejan eden hâdiseler karşısında. Hükümet tarafından gazeteler Ü-zerinde tazyik edilmekte olan susturucu baskıya şiddetle hücum etti.
Bu gazete şöyle yazıyor:
“Afcızdaıı ağıza dolaşan dedikodularla mücadele etmek için hakikati olduğu gibi hlldlmıek lâzımdır. Yalanla mücadele için hâdise bütün açıkhğlyle meydana konmalı, onu örten ve halk arasında muhle-
Çerkesköyde bir kamyon kazasında 4 ölü ve 1 8 ağır yaralı var
Çerkesköy, 29 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — 29.10.1950 günü saat 20.30 da şoför Kâzımın idaresindeki kAmvon Nahiyeden istasyona giderken virajı a 1a mı ya.ra.k devrilmiş yolculardan 4 kişi ölmüş, 18 kişi de a-ğır şekilde yaralanmıştır. Yaralılar Belediye Tabibinin gösterdiği lüzum üzerine hususî tren tahrik edilmek euretiyle Çorlu Hastahanesinc gönderilmişlerdir.
Diyarbakırda komünizm propagandası yapan genç Diyarbakır 29 (ANKA) — Burada lise talebeleri arasında komünizm propagandası yapan bir genç bizzat talebeler tarafından yakalanarak zabıtaya teslim edilmiştir. Bu husustaki tahkikat dennleştinlmektedir.
Ingiliz işçi saylavı şehrimize geldi
Ankara 29 (AA.) — Bir kaç gün-den beri şehrimizde İncelemelerde bulunan İngiliz İşçi saylavlarından M. Philip Prire bu akşamki ekspresle İstanbul a hareket etmiş ve garda İngiliz Büyükelçisi Sir Noel Charles tarafından uğurlanm ıştır.
Somanın su tesisatı İnşaatına başlandı
Soma 29 (AA ) — ilçemizi hol ve tyi suya kavuşturacak olan fennî su tesisatının yapılmasına bugün törenle başlanmıştır. Belediyenin tiler Bankasından sağladığı para İle yapılacak olan bu tesisat, 150 bin liraya mal edilecek ve 3 kilometre uzunluğunda olacaktır.
Ankara Sanal Enstitüsü Sergisi dün açıldı
Ankara 29 iTHAi — 1 ncl Erkek Sanat Enstitüsünün ders yılı sonu sergisi Ankara Valisi Necati tiler tarafından törenle açılmıştır. Sergi büyük bir İtina ile hazırlanmış. herkesin takdirini kazanmıştır Bilhassa Revölver torna tezgâhlan. Prefll saç makaslan, apareyler, basınç tıılumbalan gibi yapılması ileri bir teknik isteyen âletler Avrupa ve Amerika fabrikalannın yapabileceği mükemmeliyette idi.
Kız Enstitüleri tarafından sipariş edilen Tanm âletleri tel dokuma tezgâhlanılın, İmâllerindeki Lncelik ve ustalık da son derece beğenilmiştir
Bir dünyo votandaşının hâtıra defterinden

■i

komedisi
Selini
Sabit
»I» İare mü-
Kuzey Koreliler ve Komünist Çinliler
AVRUPANIN
lif şüphelere meydan veren bakası ortadan kaldırılmalı sebblpler eornİn namlıdır.”
Bu satırları okuyunca, böyle hlr isyan yazısının. Hükümet tarafından müsamaha İle karşılanan yan muhalif hlr gazetede çıktığına rahip olncaksınız, belki... Fakat hayır.. Bu satırları yazan gazete, Mo-ravya’da Komünist Partisinin organı olun hlr gazetedir. Ve bütün bu meseleyi şüpheli gösteren de zaten hudur. Güya» Marksist prensiplere uyarak kendi kendini tenkld vazifesinin memlekette serbestçe yapıldığını anlatmak istiyorlar.
Fakat hu oyun kimseyi aldatamaz ve Moravya gazetesine cevap vermek kolaydır:
"— Siz hakikatin bütün açıklığı İle meydana çıkarılmasını cidden İstiyorsanız. Hükümetin haberleşme üzerindeki kontrol ve baskısını kaldırmasını talep ediniz. Ve tek kelime İle hürriyet İsteyiniz."
Unutmamak lâzımdır kİ Morav-ya Komünist Partisinin idarecileri budala değillerdir. Onlnr, Çckosla-vak.vaya hürriyet girdiği takdirde kendilerinin zindanı boylayacaklarını bilirler. Hürriyet komedisi demirperde gerisinde daha uzun zaman devam edecektir.
Sivil Havacılık Konferansına iştirak eden delegeler İzmire vardılar
İzmir, 29 (A A t — 17 ekimden beri Yıldız Sarayında toplantılarına devam eden Milletlerarası Sivil Havacılık Kongresi delegeleri Ege böl. gesinde turistik bir gezi vapmak ü-zere bugiln saat 11.30 da İskenderun vapuru ile Istanbuldan şehrimize gel. inişlerdir.
Sivas
Ziraat Bankasının binası dün açıldı
yeni
Sivas 29 (AA.) — İnşaatı geçen seneden beri devam eden yeni Ziraat Bankası binası bugün Cumhuriyet Bayramı töreninden sonra kalabalık bir halk kütlesi huzurunda açılmıştır. Banka müdürünün kısa bir hitabesinden sonra Vali Tâki Gürkök binanın memlekete, SivaslIlara ve çiftçilerimize hayırlı olması temennisiyle kurdeleyi kesmiş ve banka bütün dâvetliler tarafından gezilerek çok beğenilmiştir. Her bakımdan büyük bir ihtiyacı karşılayacak olan yeni binanın açılışı SivaslIlar ve çiftçilerimiz arasında sevinç uyandırmıştır.
Bursa C. H. P. eski il başkanı istifa etti
Bursa, 29 ( Hususi muhabirimiz
bildiriyor) — C H P. eski Bursa İli Başkam Cevzi Mete partiye bir mektup göndererek kaydının silinmesini istemiştir Parti, bu arzuyu yerine getirmiştir. İstifa haberi Buranda derin akisler uyandırmıştır.
Deniz Harp Okulu öğrencilerinin Akdeniz seyahati
Ankara. 29 «T.H A 1 — ÖnÜmÜz-• deki ayın 15 inde Deniz Harp Okulu öğrencileri Akdenize bir geziye çıkacaklardır Seferihisar ve Demirhl-sar muhripleri seyahat edecek olan öğrencilerimiz bir ay içinde Pire, Taranto, Napoli, Tulon. Cezayir, Malta limanlarını ziyaret edeceklerdir.
Hindiçini’de Laokay da düşmek üzere
şimalde üç kasabayı geri aldılar
Doğu sahilinde 27.000 Amerikan askeri İwon sahiline çıkarıldı
Tokyo, 29 (YÎRS) — Bugiın Kuzey Koreliler ve komünist Çinliler merkez Kore cephesinde ani olmak Güney Kore hatlarına hücum ederek Güneylileri gafil avlamış ve Ongjon. Kjanson ve Taepyong’u İşgal etmişlerdir Hücum esnasında Güneyliler iki bataryalarını düşmana tcrketmişler-dlr. Çarpışmalarda Güney Koreliler ağır zayiata uğramışlardır.
BügÜh 7 nel Amerikan piyade tümenine mensup birlikler Mançurj’n hududuna 75 mil mesafedeki îvon’a hiç bir mukavemetle karşılaşmadan çıkmışlardır. Sahile çıkan kuvvetler 27 bin kişi olup, derhal cephej’e hareket etmişlerdir.
Batı cephesinde harekâtta bulunan İngiliz kuvvetleri mukavemetle karşılaşmadan hududa 60 mil mesafedeki Şongju şehrine girmiş ve ileri hareketlerine devam etmişlerdir. Müttefik uçaklnrı geri çekilmekle olan kızılları ateşe tutmuştur
Koredc mevsim icabı başlamıştır. Bu, cephe ğıriaştırmaktadır. Doğu pışan Güney Kore kuvvetleri kar fırtınasına rağmen Sangpodong’u İşgal etmişlerdir.
Mançurya hududu yakınlarındaki büyük hidroelektrik istasyonları tehlike İçindedir. Şayet bu fabrikalar müttefiklerin eline geçeCek olursa Kuzey Çin, M.ınçurya ve Sibirya o-leklrik kuvvetlerinden mahrum kalacak ve bu bölgelerdeki ağır endüstri sekteye uğrıyacaktır. MançuryadakI Mukden ve Harbin endüstri merkezleri İle Port Art hur çok fena bir duruma düşeceklerdir, Kuzey Kerenin İstihsal ettiği petrol, mamul maddeler, kömür, demir, altın ve suni gübre tamamen Çin vp Rusyaya gitmekteydi. Kuzey Korenin işgali Cin ve Rusyayı bunlardan da mahrum edecektir Ru-
kar yağmaya harekâtını a-sahilinde çar-
Komünist Çine petrol boykotu
Washington 29 (YtRS) — Amerikan Ticaret Bakanlığı gönderdiği bir emirle Komünist Çin’e petrol ve petrolden yapılmış maddelerin sevkını durdurmuştur. Vazelin gibi maddelerin de esas itibariyle petrolden elde edilmiş olmaları, ihraç edilmemelerine bir sebep teşkil etmektedir. Resmi şahsiyetler bunun sınai ve askeri makinelerin yağlanmasında kullanılabileceğini ileri sürmüşlerdir,
hnl-
radakl kanaate göre. Çin. hudut genindeki elektrik fabrikalarını korumak İçin muhasomata iştirak etmiştir.
Kuzey Korelilerin, harbin başından heri verdikleri zayiat 460 000 kişidir,
Arnavutluk Birleşmiş Milletlere nota verdi
Notada Yunanlıların tahriklerinden şikâyet ediliyor
Paris 29 A.A. (A.F.P.) — Arnavutluk Telgraf Ajansının bildirdiğine göre. Dışişleri Bakan Yardımcısı Mi-hal Prifti Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Trygve Lle’ye verdiği yeni bir notada “Yunan kara ve hava kuvvetlerinin Arnavutluk topraklarının bütünlüğüne karşı silâhlı tahrikleri protesto
Arnavutluk notasında işaret edildiğine göre, "Birleşmiş Milletlere, bu tahriklere son vermesi İçin yapılan müteaddit protestolara rağmen Yunan Hükümeti kasten hudut hâdiseleri çıkarmakta devam etmektedir.
yaptıkları etmiştir.
Polonya - Almanya kati hudut hattı tesbit edildi
Polonya Parlâmentosu, geçen yaz, Doğu Almanya İle İmzalanan anlaşmayı tasvip etti
Londra. 29 A A. (EPS) — Varşova Radyosunun dün akşam bildirdiğine göre. Polonya Parlâmentosu, geçen yaz Doğu Almanya Hükümetiyle İmzalanan anlaşmayı taavip etmiştir. Bu anlaşmaya göre Eder-Neisse hattı Polonya ile Alnınn.va arasında kati hudut teşkil etmektedir.
e
New-York’ta Alman muhacirleri
Sııturnlyn geınihl>le 22 ekimde New-York*a gelen muhacirlerden ISO u sorguya tâbi tııhılmak Üzere Long island'a gönderilmişlerdir. Reelmde, Amerikan memurları önünde İzahat veren hlr Alman kadın ve sırasını hekllycn diğer muhacirler görülmektedir.
MÜDAFAASI
Müşterek orduya 10 tümen Alman askeri iştirak edecek
WaBhlngton, 29 (YİRS) — Atlantik Paktı devletleri dün gizli bir toplantı yapmışlardır. Sızan haberlere göre, delegeler Avrupa ordusuna pakta dahi] devletlerin verecekleri askeri birliklerin miktarını kararlaştırmışlardır. Zannedildiğine göre Fransa 20-28, Belçika, Holânda ve Lüksemburg 5-10, İtalya da 10 tümen asker vereceklerdir. Deniz kuvvetleri İngiltere ve Amerika tarafından temin edilecektir. Hnva kuvvetleri ise İngiltere, Amerika ve Fransa tarafından müştereken temin edilip, en mühim Üsler İngiltere ve Fransada bulunacaktır.
Pazartesi günü yapılacak olan toplantıda Fransa ile Amerika arasında Almanyanın silâhlanması yüzünden çıkan ihtilâfın halledileceği tahmin •-dilmektedir. Yetkili çevrelerden bildirildiğine göre. Amerika Fransaya teminat vererek Avrupa müdafaasına iştirak edecek Alman kuvvetlerinin 10 tümenden fazla olmıyacağı ve FrRnsaya yapılan Amerikan yardımına Almanyanın sllâhlandırılmasından dolayı ara verilmlyeceğı bildirilmiştir.
a
Avnıpanın savunması ve Almanyanın durumu
Adenaııer : “Alman birlikleri, diğer memleketler kuvvetleriyle birlikte, aynı haklardan faydalanması şartiyle Avnıpanın savunmasına katılabilir” diyor
Bonn, 29 A.A. (AFP) — Başbakan Adenauer, gazetecilerle yaptığı bir mülftkntta demiştir ki:
"Eğer Almanya Birleşik Amerika -Avrupa ordusuna birlikler gönderecekse bu ancak, birliklerinin diğer memleketler kuvvetleriyle aynı haklardan faydalanmast şartiyle tahakkuk edebilir. Bu şart yerine getirilmediği takdirde. Avrupanın savunmasına hiçbir veçhile katılamayız.
BnşbAkan bundan sonra son senelerin tecrübesi neticesi Alman Milletin in yeni bir ordu fikrine pek güç a-lışablleceğini belirterek sözlerine şöyle devam etmiştir:
"Bu beş sene zarfında harp mücrimlerinin muhakemesine devam edildi, bu beş sene zarfında hiçbir kabahati olmayan Alman askerlerine iftira edildi. Bu suretle hasıl olan zihniyette bir değişiklik zamana muhtaçtır ve bir psikilojlk harekete lüzıım göstermektedir.
Maamafih Başbakan Alman birlikleri Birleşik Amerika - Avrupa ordusuna ithal edilse bile mazideki Alman ordusunun ihdasının bahis mevzuu olamıyacağını belirtmiş. Schu-man Plânı ile Almanyanın Avrupa savunmasına İştiraki keyfiyetinin birbirinden ayrılmasına teessüf ederek böyle bir usulün Schııman Plânının tahakkukuna yardım etmeyeceğini ve Fransa tarafından bir baskı teşebbüsüne geçildiği zehabını uyandırdığını belirtmiştir
Adenaııer sözlerine şöyle son vermiştir:
“Fransa İle olan ihtilâfımıza son vermeyi arzu ediyoruz, fakat eğer o-na itimat edersek aynı itimadı kendisinden bekleriz.,.
Dünkü törenlerden resimler
Cunıhurbaşkanı tebrikleri knbııl etmek üzere
Büyük Millet Meclisine geliyor
Ağır tanklarımız dünkü geçit resminde
Taksimdeki
geçit resmine iştirak eden okulların bayrakla n geçiyor
Atina mu! Tabirimiz bildiriyor
Alpha Adası hâdisesinin
hakikî mânası nedir?
Kaybolan Ingiliz âlimi İspanyada aranıyor
San Sebastien 29 A.A. (A.F.P.) — Atom Alimi Pontecorvo’nun Londra-dakt ikametgâhında İspanyada trun şehrindeki bir otelin kartı bulunması neticesi. Pontecorvo’nun İspanyadan geçişi hakkında tahkikat yapmakla vazifeli makamlann talebi üzerine mezkûr şehirde araştırmalara başlanmıştır.
Şimdiye kadar araştırmalar bir netice vermemiştir.
Bulgarlar bir deneme yapıyor
BALKAN Komisyonunun Alpha A-” dası hâdisesinden büyük neticeler doğabileceğini bildiren raporu siyasi muhitlerde hayret uyandırmıştır. Filhakika bu hâdise bir hudut hâdisesi mahiyetini aşmaktadır, Bulgarlar burada bir deneme yapıp Yunan halkının gerek siyasi, gerekse askerî sahada mukavemet imkânlarını yoklamak niyetindedirler.
Alpha Adası, Erros Nehrinin Yunanistan ile Bulgaristan hududunda bulunan küçük bir adadır. Erros Nehri ağzında Yunanistan İle Türkiye arasındaki hududu teşkil etmektedir. Bulgarların ada ile Bulgar toprakları arasında bir baraj nıek istedikleri nehrin
1920 de Neııılly anlaşması gereğince iki memleket arasında hudut olarak tesbit edilmiştir. İkinci Cihan Harbinin sonumla Paris anlaşması bu esasları muhafaza etmiştir., Erros Nehri baraj İle Bulgar topraklarına doğru çevrilecek olursa Alpha Adası da Bulgaristana bağlanmış ohır. Bu ada Bulgaristan İçin büyük bir kazanç teşkil etmemekle beraber. AlphA hâdiselerinin Bulgaristanm Makedonya ve Doğu Trakyayı elde etmek için öteden beri giriştiği mü-
caddenin yeni bir tezahürü olarak değerlendirilmelidir. Bu hâdise bir tesadüf değil, Yunan ve Bulgar komünist partilerinin İşbirliği ederek giriştikleri yeni hareketin bir cephesini temsil etmektedir.
Bu partilerin, yeni direkt bir harekete geçmezden evvel. Yunan hudut ordularının hazırlık devresini anlamak istedikleri pek muhtemeldir. Asi Yunan radyosu. Mosköv&yı taklit ederek, A nıeı i kal darı bilvasıta Bulgar Milletine tecavüzle suçlandırmaktadır. Pravda da uzun bir yazı neşrederek “Yûnanıstanın tecavüz emellerinden ve harp hazırlıklarından., bahsetmekte. Üstelik de Sof yada, Yunan faşist kirliliğinin boyunduruğu altında inleyen zavallı Makedonya halkının sözde temsilcileri. Gr&mmoa ve Vitsi kaçkını âsilerin de bulunduğu "Umumi bir Makedonya konferansı,. toplanmaktadır. Hakikatte ko-minforma öteden beri denenmiş bir usule başvurarak, Tunadan Svilin-grada kadar binlerce Yunan Asisini bir araya getirerek onlara "hür Makedonya taraftarı., lâkabını takmaktadır. Bu ••kıymetli vatanseverler,.U-mtıml Makedonya Birliğinin kararlarını tatbika gûya hazır bulunmaktadır. Maksat, Makedonyayı Atina boyunduruğundan kurtarıp Bulgar Halk Cumhuriyetine ilhak etmektir. İleri bütün MakedonyalIlar vatan cephesine İltihak edip Bulgar komünist partisinin idaresi altında birleşmelidirler.
İşte yeni bir MakedonyalI iddiasu Bir müddet evvel Kaıclelj’in MakedonyalIları vardı, şimdi Çevrenkofun-kller meydana çıktı. Sofya gibi Bol-grnd da bunu komşuya terket-mek niyetinde görünmüyor. Efsane-llk olmuş bu karışık meseleden kim daha çok istifade ederse, kârı da o-nun olur. Komitacılık kokan yeni bir komite de hortlamışa benziyor. Adı "İhtilâlci Trakya Komitesi’’dir. Bulgar komünist gazetesi (Raboniçesko Deloı bunun Bulgorlstnnda bulunan Trakya mültecileri tarafından Trak-yanın Bulgar halk cumhuriyetine bağlanması için giriştikleri bir hareket olduğunu yazıyor. Yunanistan tapası ağzmdadır, Fakat bu dA büyük bir yenilik sayılmaz, Manmafih Bulgari*-tanın, niyetleri iyice takdir edilecek olursa» Alpha Adası hâdisesi. Balkan Komisyonunun raporunda belirtildiğinden çok daha manidardır. Bundan iyi İstifade edilerek, dâvayı büyütmek mümkün olur. Herşey ko-minformun vereceği talimat ve emirlere bağlıdır.
Saygon. 29 (YİRS) — Fransız askeri gözcüsü Hanoınin 120 mil kuzey doğusundaki Dinlap karakolunun tahliye edildiğini açıklamıştır. Sözcü, karakolu coğrafi mevkiinin fena oluşundan dolayı lerkettiklerlnl bildirmiştir.
Laokaydakl sivillerin tamamen tahliye edildiğini bildiren sözcü, Ha-nolnin kuzeyinde uzanan Fransız müdafaa hattının cenahındaki bu karakolun askerler tarafından da tahliye edildiğine dair çıkan haberleri tekzip etmiştir Laokn.vla telgraf muhaberesi kesilmiş olup, karakol muhasara altındadır. Sözcü Laokay'ın her ne pahasına olursa olsun müdafaa e-dilrneaı diye bir şeyin mevcut olmadığını ve icap ettiği vakit burasının da tahliye edileceğini sözlerine ilâve etmiştir. Laokay etrafındaki düşman muhasarası her an daha ağırlaşmakta ve kaledeki Fransız kuvvetlerinin durumu güçleşmektedir.
Rcslmde görülen uçan otomobil, Arjantinde yapılan non yarışlara İştirak eden bir arabadır. Yolların pek Arızalı oluğundan bu kadar jükaefce fırlarruj
Amerlkaya kııbııl edllmlyen İki talihsiz daha: llanna Blnder ve korası eski Alman subaylarından Hııgo Blnder
keflmlyeccğlm, Adeta bir hayal ve bu da pek
Müessesemizle alâkası olanların dikkat nazarına
Bundan bir müddet evvel Hüseyin Kaya adında birisinin yurdun muhtelif yerlerinde dolaşarak gazetemiz namına aboneler yazdığını, bayiler ve müesaese-mlzle alâkalı kimselerle temaslarda bulunduğunu İşaret etmiş ve bu İsimdeki kimsenin gazetemizle hiç bir alâkası olmadığını İlân etmiştik. Bij kere aynı şahsın yine Anadohıdn gazetemiz namına muhtelif teşebbüslere giriştiğini haber alıyoruz. Mü-essrsrmizle alâkası olanlara ve bütün bayilerimizi bu isimdeki şahısla gazelimizin hiç bir alâkası olmadığını bir kere daha ha fırlatmayı lüzumlu görüyoruz.
Stalin'in benzeri Romada muhakeme ediliyor
Roma 29 A A. (A.F.P.) — Stnlin’c çok benzeyen bir şahsın Romada bir mahkeme salonuna girmesi üzerine halk heyecana düşmüş, polis, bu derece hayret verici benzeyişi görmek isteyen mütecessislerl dağıtmakta güçlük çekmiştir.
Mütemadiyen maruz kaldığı sıkıntıları bertaraf etmek üzere neden dolayı bıyıklarını tıraş etmediğini kendisine soran gazetecilere, komisyoncu olan Stalin’in benzeri şu cevabı vermiştir:
Hayır, bıyıklarımı zira beş seneden beri âleminde yaşıyorum nahoj bir «ey değil.

31 Aralık 1950de J
90 kupon, size belki bir istikbal hazırlayabilir
Gazetemizin İntlşarlyle beraber haşlamış olduğumuz tahsil kurası kuponları 31 aralık 19IS0 (le nihayet bulacaktır.
Bu kıır'ıuİH kazanacak bir o-kuy ucumuz 3 sene Avrııpada, diğer bir okuyucumuz 3 sene Türklyede tahsil yapmak İmkânını elde edecektir. Ayrım 9 o-kuyurıınıuza kıymetli saatler hediye edilecektir.
Kur'amızda birinciliği kaza' nnn I kl*l Avrııpada 3 senelik lahnll masrafı olan
AYRICA :
3
altın saat
• .inşa et-bu kolu
.000
Kiızrtenılz Inrafındnn ödenmek ürere yabancı memleketle okumak İmkânını ehle edecektir. Okuyucumuz t*h*dl çağında ol-mMflığı veya taliHİle gitmek 1*-tenırdlğl tnkfllnlr bu miktar % 20 rıoksnnlylr defaten kendisine tediye edilecektir.
Kur*nnii7.(lu İkinciliği karanan nkııyueıımumn Türklyrde 3 sene tahsil ynpınnk ürere gazetemiz tarafından ödenecek
5.000 liraya
hakkı olacaktır. Yukarıda olduğu gibi, tahmil iademlyenlere bu meblâğ da defaten yüzde yirmi noksanlyle Ödenecektir.
3 gümüş saat 3 ç e I i k saat
Bıı kıır’amızda diğer dokuz dereceyi kazanacak olanlara aıra-alylr 9 kıymetli saatten birini hediye edeceğiz. Birinci snhlfe-nln ani üst köşelindeki kupon alzr bir istikbal hnrırlıynbillr. Her gün İki makat darbcslylr bir kenara kovacağınız 90 kupon, size bir şans getirebilir
Bıı kuponlar numaraaırdır. 90 taııealnl getiren okııyııcuıntız. bir kur a numarasına hak kazanır. Ayrıca, aylık abone karnelerimizin ber kapağı da 30 kupon değerindedir. Kuponların neşri 31 aralık 1950 de nihayet bulacaktır. 90 kuponunu şimdiden hnrırlamış olanların kıır’a numaraları matbaamızda değiştirilmektedir. Mektupla gönderilen kııpon zarflarının üntüna (Tahsil Kuponu) kaydını ilâve ediniz.
"Observer” in
bir makalesi
"Birleşmiş Milletler bütünlüğünü muhafaza etmek istiyorsa, Trygrve Lie yeniden genel sekreterliğe seçilmelidir”
Londra, 29 A.A. (LPS> — Ohser-ver gazetesi Tryg-ve Lie’nin Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliğine yeniden adaylığı meselesini yorumlı-yarak şunları yazmaktadır:
Birleşmiş Milletler, büt ünltlğünü muhafaza etmek istiyorsa Trygve Lie yemden Birleşmiş Milletler reterliğine seçilmelidir.
Ruslar, Trygve Lie’nin Kore selesinde bitaraf kalması lâzım
diğini bildirmişlerdir. Ruslar Lie’nin tekrar seçilmesine mâni olmaya muvaffak olurlarsa, Birleşmiş Milletleri barış için müessir bir vasıta haline getirmek istlyen her hangi bir kimseyi Rusyanın kabul edemlycce-ğinl İspat etmiş olurlar.
Sek-
me-gel-
Sayfa 4
YENİ İSTANBUL
SO Ekim 1950
Paris mektupları
Paris Otomobil Sergisi
Yazan : Hablb Edil» - Törehan
Ekim ayının on beşinde kapanan Paris Otomobil Sergisi burada senenin en büyük bir hâdisesi sayılır. Bu yıl, 37 nd defa olarak kurulan bu sergide her sınıf halk öteden 'beri kendine göre bir şey arar ve bulur. Otomobil sanayii ve yedek parçalan île İlgilenenler, bilhassa satıcılar buranın. devamlı ziyaretçileri arasındadırlar. Sergiyi baştan aşağı gezmek ve tam bir fikir edinebilmek herhalde bir kaç saat içine sığacak bir şey değildir. Bilhassa incelemeler yapılmak istenirse artık bir hayli günlo-rln bu işe ayrılması zaruret haline gelir. Buraya dünyanın her tarafından akan birbirine rakip müesseseler; kendilerinden başkalarının da yaratmak kudretini görmek ister v© onlara yetişmenin çarelerini ararlar. Serbest rekabet ve demokrasi sisteminde yer alan meşrû vasıtalarla rakibini geçmek arzusu bu gibi sergilerde daha büyük bir açıklıkla görülür ve insanın yaratmak kudretine karşı duyulan hayranlık daha çok artar. Serginin bu ziyaretçileri arasında bir de henüz otomobil sahibi olmamış ve hattâ olmayı da pek hatırından geçirmemiş bir çok insanlara tesadüf olunur. Bisiklet yarışlarından kalma gelenekler neticesi, Fransızların İster insan kuvveti, isterse motörle hareket pden vasıtalarla yapılan yarışlara karşı pek heves ve alâkası olduğundan, herkes, burayı ziyaret ettiği zaman yalnız otomobillerin güzelliğini görmekle yetinmez. Motörler uzun uzadıya gözden geçirilir, izahat alınır ve mukayeseler yapılır. Bu geziciler arasında bir de bobstil gençlerle şık kadınlara Taşlanılır. Bunlar da otomobillerin dış görünüşlerine göre mukayeseler va-par, renk ve karoseri itibariyle göze en çok ilişenlere karşı alâka gösterirler.
Herhalde sergi, bu blriblrine zıt tiplerle on beş gün boyuna dolup boşalır. Zaten beş milyonluk şehirde böyle bir serginin az ziyaretçin olması hatıra bile gelemez. Fakat kalabalığı asıl arttıran Parisliler vo Fransanm her köşesinden gelmiş o-lanlarla turistlerden başka, bir de sayısı yüz bine yaklaşan insanın, sırf bu sergi İçin, dünyanın her köşesinden buraya gelmesi sergiye, her noktadan, büyük bir ehemmiyet verilmesine sebep olur. Paris gibi sokakları daimi bir otomobil ırmağına dönmüş bir şehrin şimdi her köşesi zaten başlı başına bir otomobil sergisi sayılabilir. Çünkü dünyanın tanınmış ve tanınmamış bütün otomobillerini bu geniş sokaklardan akarken görür veyahut cadde kenarlarında durdukları zaman istediğiniz gibi seyredebilirsiniz. Bunların içinde en pahalı ve lüks olanları oldukça büyük bir yekûn tu-> tar. Fransanın büyük sanayi ve maliye âlemine mensup olanlar, kendi memleketlerinin otomobilleriyle yetinmeyerek Amerika ve îngiltereden en güzellerini getirtmektedirler. Bunların yanında bir de belki otomobil icadından bir kaç sene sonra yapılmış olanlarına da rastlanır. Fransız zekâsı bunlan bugün bile kullanabilecek bir halde tutmaktadır. Bizdekl otomobil İsrafına mukabil burada bütün otomobillerin ömrü, bizimkiyle mukayese edilmiyecek kadar fazladır. Bunda belki Paris ve Fransa sokaklarının da büyük bir tesiri olduğunu kabul etmek lâzımdır. Fakat a-sıl sebep otomobili kullananın, bunun kıymetini anlaması, iyi kullanması ve motorün istediği bakımı esir-gememesidir. Memleketimizde bu işlere hiç ehemmiyet verilmediği için millî servetlerimizden büyük bir miktarının ziyaa uğradığını kabul etmeliyiz. Birkaç sene kullanılan resmî otomobillerimizin âdeta hurda diye satılması, her tarafı sarsıntılar içinde inleyen taksilerimizin bir kaç senelik olduğunu düşünürsek memleketimizde motör ve makine bakımı hususunda artık bir şeyler yapmamızın lüzumu anlaşılır. Paris taksilerinin hiçbiri lüks araba değildir. Yüz binlerce kilometre gitmiş ve asgarî 20 seneye yakın bir mazisi olan bu otomobiller elân hizmet görmekte ve sahibini geçindirmektedir.
Şimdi otomobil İhtiyacı artık bir zevk ve lüks olmaktan çıkarak daha ziyade bir zaruret halini almaya başlamıştır. Onun için bir taraftan in
san za'fı İcabı lüks otomobiller öntln-do durulurken öte taraftan asıl alâka ufak otomobillere çevrilmektedir. Kabil olduğu kadar az benzin harcamak, Avrupadaki otomobil satışlarında büyük bir rol oynamaktadır.
Şehirlerin durmadan büyümesi, tren ve tramvay yol ücretlerinin istenildiği kadar ucuz olmaması insanları otomobil almak kararına sevket-nıektedlr. Herhalde otomobil sanayiinin bu hususta sarfettlğl gayretler do gün geçtikçe artmakta ve herkesi bir otomobil sahibi yapmak için İmkân ve fırsatlar hazırlamaktadır. Avrupanın muhtelif şehirlerinde bulunan bazı dostlarinuz, biliyoruz kİ. kendi otomobilleriyle tren ve tramvaydan daha az masraf yapmaktadırlar. İstanbul gibi şehir içi kiralan çok pahalı olan bir şehirde şimdi artık şehir dışına çıkılmak mecburiyeti hasıl olurken, zaten dar sokaklarımız için, ufak otomobilleri tercih etmek yoluna gidersek herhalde daha ameli hareket etmiş oluruz. Bu otomobillerin benzin sarfiyatı çok azdır.
Paris Otomobil Sergisi, teşhir edilen otomobiller ve ziyaretçileri bakımından, tam mânasiyle milletlerarası bir mahiyet taşımaktadır. Fran-sada otomobil sanayiinin oldukça I-lerlemiş ve çeşitlerini çögaltmış olmasına rağmen teşhir olunan arabaların ekseriyetini Amerika otomobilleri teşkil etmektedir. Gün geçtikçe daha büyüyen ve madenî akşamı İle gözleri kamaştıran bu otomobillerde bu sene fazla bir yenilik yoktur. Modeller aşağı yukarı geçen senentnkl-nln aynıdır. İngiliz otomobillerinden bilhassa Rolls-Royce bütün muhafazakârlığına rağmen dikkati kendine çekmektedir. Servetler ve memleketler küçüldükçe azamet ve gösteriş arttığından şimdi bu otomobillerin en büyük alıcıları ekonomik durumları henüz kararlaşmamış kırallardır. Neteklrp sergide teşhir edilen ilk Rolls-Royce otomobilini Kıral İbnl Suut satın almıştır. Develerin en mühim nakil vasıtası olan bir memlekette bu tezadın nasıl bir manzara arze-deceği cidden düşünülmeye değer. Bunda, eski şarkın azamete karşı o-lan temayülünün de büyük bir hissesi olsa gerektir.
Sergide bu azametli arabalar yanında bir de çok küçük olmasına rağmen iki kişiyi eşyaslyle taşıyabilecek otomobiller göze çok İlişmektedir. Bunların içinde yüz kilometre I-çln Uç buçuk, dört litre benzin kullananları ve fiyatı bin beş yüz lira kadar olanları yalnız gençlerin değil.
9
İbnlssuu dun Paris Sergisinde satın altlığı otomo bil
Yeni bir tip harman makinesi
Amerikadan getirtilecek bu makinelerle İstihsal randmanı arttırılacak
Marshall Plânı vasıtasıyla yen! tip bir harman makinesinin getirtilmesi’ ne çalışılmaktadır. Türk iyede şimdiki halde bu yeni harman makinesi yalnız bir kaç adet mevcuttur ve bunlardan alınan neticeler memnuniyet verici olmuştur. Amerikan ziraat uzmanlarının belirttiklerine göre, eskilerine nispeten çok daha küçük çapta olan bu yeni hurman makineleri Anadolu-da mevcut şartlara tamamlyle uymaktadır ve köylü bundan fazlaslyle istifade temin edebilecektir.
Bundan evvel ithal edilmiş büyük harman makinelerinin tatbik sahasındaki verimi ile yakından ilgilenen Amerikan teknisyenleri bu makinelerin köylü tarafından tutulmadığını anlamışlardır.
Buna sebep, hem bu büyük makinelerin fazla masraflı olması ve aynı zamanda bunlardan elde edilen samanın fazlaslyle kaJm olması ve bu yüzden de hayvanlara yem olarak verilememesi gösterilmiştir.
Şimdi mühim sayıda getirilecek o-lan yeni ve küçük harman makinelerinde bu mahzurların hiçbiri mevcut değildir. Bunlarla köylü harmanı kaldırmak için haftalarca, hattâ bozan aylarca uğraşmaktan kurtulacak ve harmanı bir aile bir gün içinde kaldırabilecektir. Ayrıca, samanı da makineyi Ayarlamakla istediği kalınlıkta çıkarabilecek ve bundan hayvanlar eskisi gibi faydalanabilecektir.
Haftalarca devam eden eski sistem harman esnasında köylünün mahsulünün yüzde yirmisini yağmur, rüzgâr ve daha bir çok sebeplerden dolayı kaybettiği nazarı itibara alınırsa’ bu yeni küçük harman makinelerinden Anadolunun ne nispet dahilinde fayda temin edeceği aşikAr bir surette anlaşılmış olur.
bütün iş adamlarının alâkalarını u-yandırmaktadır. Sergiye harpten sonra Alman otomobil sanayii de ilk defa İştirak etmiştir. Mercedes otomobilleri herkesin ve bilhassa Fransızların takdirini toplamıştır. Herhalde bir müessesenln malî kudretinden ziyade adının en büyük bir sermaye olduğunu ve yaratmak kabiilyetlndo bunun en büyük bir âmil olabileceğini bu gibi eski müesseselerde görmek kabildir. Daha iki sene evvel tama-miyle yıkılmış olan bir fabrika, şimdi sırf adının verdiği kuvvetle cihan piyasasında mümtaz mevkiini tekrar alıyor ve teknik bilgiye, disiplinli bir çalışmaya dayanarak dünya rekabetinde muvaffak olmak yollarım buluyor.
Kısa Haberler
İtalya devlet bütçesi
★ Milâno, 29 (Hususî) — Italyanın geçen haziran sonunda nihayete eren 1949-50 mail yılı devlet bütçesi açığı evvelce tahmin edildiğinden çok fazla olmuştur. Filhakika bütçe tanzim edildiği sırada 174 milyar liret açık gösterildiği halde bu malî yıl içinde devletin 1712 milyar llretlIBc masrafına karşı 1397 liret geliri olmuş ve bu suretle bütçe açığı 315 milyar lireti bulmuştur. Açığın yükselmesini İcap ettiren sebepler aratfında geçen sene memur vo mütekaidin maaşlarına yapılan zamlar da vardır. Bu zamlar bütçe masraflarını ceman 51 milyar liret yükseltmiştir.
Kanada gazete kâğıdı fiyatlarını yükseltti
★ Toronto 29 (Husus!) — Powel Rivcr Kâğıt Kumpanyası gazete kâğıdının tonunun fiyatını 99 dolardan 109 dolara çıkarmıştı. Bunu takiben Alitibi Tower ve Şeriki Kûğıt Kumpanyası da fiyatlarını on dolar arttırmıştır. Ka-nadanın bu iki tanınmış kâğıt firması da fiyat yükseltmesine sebep olarak istihsal masraflarının arttığını ileri sürmüşlerdir. Kanada, Birleşik Amerikanın gazete kâğıdı ihtiyacının hemen % 80 ini karşılamaktadır. Kanada dolarının sabit paritesl serbest bırakılması Kanadanın Birleşik Amerikadan elde edeceği gelirin azalmasını İcap ettirdiğinden Kanada kâğıt endüstrisi kârını azaltmamak için şimdi fiyatları yükseltmek yolunu tutmuş bulunmaktadır.
Hindlstana yapılan Marshall Yardı ful
★ VVashlngton. 29 (Hususi) — Hindistan Hükümeti şeker kamışının müstahsilden satın alınması İçin Conımandity Credit Corporation-dan 4,5 milyon dolarlık kredi almıştır. Bu para ile 400.000 long ton şeker kamışı satın alınarak Hlndtatamn gıda maddeleri tedarikinde sıkıntı çeken mıntakala-
_rmdakl miktar arttırılacaktır.
İtalya askerî hazırlık İçin lüzumlu ham maddeleri nasıl temin ediyor?
★ Milâno, 29 (Hususî) — İtalya Hükümetiyle E.C.A. İdaresi arasında Italyanın askerî hazırlıkları için lüzumlu iptidaî maddelerin temini hususunda bir anlaşma imzalanmıştır. Bu iptidaî maddeler Atlantik Anlaşması Yardımı çerçevesi dahilinde Birleşik Amerikanın temin edeceği para İle tedarik edilecektir.
Japon iktisadiyatına bakış
Japon mallan dünya piyasalarında yeniden rekabete başladılar
Japon İktisadiyatı 1950 istihsal yılının ilk 6 ayında normal istihsal seneleri olan 1932-1936 senelerindeki »eviyeye yükselmiş ve istihsal daimi surette artmaya devam etmiştir. 1950 istihsal yılının ilk altı aylık bl-lânçosu, kömür, kimyevî madde, seramik ve hidroelektrik kuvvet istihsallerinde yüksek rakamlara erişildiğini göstermektedir. Ziraî sahada da aynı şekilde bir tekâmül vardır. Konserve sanayiinde artan istihsal, fiyatların düşmesine ve ihracatın artmasına sebep olmuştur, îş hayatı faal bir devir takip etmekte vc müstehlik masraflarında yeni rekorlar tesis edilmektedir.
Bu altı aylık devre İçinde Japon dış ticaretinde el değiştiren malların kıymetleri de yükselmiş ve bir aylık İhracat yekûnu 50.000.000 dolan bulmuştur. Düşen fiyatlar ve artan istihsaliyle Japonyanın dış ticaretini daha fazla canlandıracağı ve temin etmekte olduğu kazancın artmasından istifade ederek ekonomik kalkınmasını süratlendireceği tahmin e-dllmektedir. Netekim Japon nıamûl-lerl, rekabet etmesine müsaade edilen piyasalarda rakipleriyle boy ölçüşmeye başlamışlardır.
Amerika piyasasına sürülen Japon dokuma mamûlleri Amerikan malları yle boy ölçüşmekte ve Amerikan müteşebbislerini hükümetin müdahalesini talep etmeye bile aevketmek-tedir. Bu hususla ilgili olarak Amerikan gömlek müteşebbislerinin hükümete yaptıkları müracaat gösterilebilir. Amerikan piyasasına düzinesi 1 dolardan olmak üzere külliyetli miktarda mal sürel Japonların bu hareketlerinin önleneceği tahmin edilmektedir. Japon endüstrisi yavaş yavaş tahditlerin kalkması üzerine eski normal seyrine dönmektedir. Ko-redeki muhasamatın da başlaması Japon iktisadiyatında derhal tesirini göstermiştir.
Endüstriyel istihsal endeksleri 1932 - 1936 seneleri normal istihsal seneleri addedilip endekste 100 ra-kamiyle ifade edilecek olursa 1950 haziranındaki endeks numarasını 1096 olarak belirtmek gerekir. Japon sanayicileri istihsalin yükseleceğinden emindirler. İstihsalin artışı, sanayi sahalarının rasyonel bir şekilde işletilmesi, kâr getirmiyen lş-letemelerde istihsale son verilmesi, İdarî işlerde çalışan personelin ücretlerinde tasarruf yapılması ve işçilerin İş verimlerinin arttınlmaslyle sağlanmıştır. Ayrıca ham madde ithalinin kolaylaşması ve elektrik kuvvetinin artması istihsalin yükselmesine zemin hazırlamıştır.
Demir istihsali 1950 senesinin İlk altı ayında 1.000.000 metrik tonu ve çelik istihsali de beş ay İçinde 1.812.522 metrik tonu bulmuştur. Aynı müddet içindeki 1949 çelik ist-tihsaJi 1.137.859 metrik ton İdi.
Kimya sanayiindekl İnkişaf da nazarı dikkati çekmektedir. Mayıs ayının 150.000 tonluk amonyum sülfat istihsalinin yeni makineler ilâve edilerek yüzde 35 artacağı tahmin edilmektedir. Sunî gübre istihsali ayda 1700 metrik tondur, bu miktarın 5000 metrik tona yükseltilmesine çalışılmaktadır. Kalsiyum fosfat istihsali ham maddesinin temin edilememesinden dolayı azalmıştır.
Pamuklu dokuma sanayiinde istihsal tedricî surette artmıştır, tşgal makamlarının izniyle ihracatın artarak istihsale de tesir edeceği şüphesizdir. Nisan ayı içinde pamuklu dokuma istihsali 128.300.000 yard kareyi bulmuştur. İstihsaldeki bu artışın 1950 senesi içinde ihracına müsaade edilen 1.000.000.000 yard karelik talebi karşılıvablleceği tahmin edilmektedir. Ocak-mayıs aylan arasındaki dokuma thracatı 357.900.000 yard kare olup, aynı müddet içindeki 1949 ihracatını yüzde 5 aşmıştır. Japon dokuma mamûllerinin yüzde 80 İni satın almakta olan Güneydoğu Asya devletlerinin siparişlerini arttıracaklarına dair emareler belirmiştir. Bu da istihsalin büsbütün art-
Derleyen: Yılmaz PODA
masına bir Amil olacaktır.
Ham ipek ve ipekli dokuma istihsalinde bir dllşrne göze çarpmaktadır. Mamafih 1950 hanı İpek istihsalinin beheri 132 librelik 180.000 balyayı bulacağı tahmin edilmekte» Yünlü dokuma mamûllerinin istihsali de artmıştır.
1950 İstihsal senesi içinde zira! hayatın bir hususiyeti köylünün siyasi ve İktisadî işlere müdahale etmeye başlamasında görülmektedir. Hükümete istihsal arttığı takdirde daha fazla ziraî mahsul alnıak salâhiyetini veren kanuna çiftçiler şiddetle muhalefet etmişlerdir. Gıda maddelerinin fiyattan hariçten ucuz mal temini ve dahili mahsulün de iyi olmasından dolayı düşük bir seviyede istikrar bulmuştur. Aynı zamanda karaborsa fiyattan da düşmüştür. Fiyatlardaki tenzilât bazı mamûllerde fiyatın maliyetten daha düşük bir seviyede tesbit edilmesine sebep olmuştur.
Hususî işletmeler uzun bir müddetten beri devlet yardımına güvenerek İş yapmaktaydılar, son sene zarfında Japon müteşebbisi hususi işletmelere de başvurmak zorunda kalmıştır. Zira hükümetin açmakta olduğu kredi, işletmelerin umumî talebi kar-Pılıyacak kadar istihsal yapmalarına imkân vermemektedir. Bu yüzden hususî şahıslardan temin edilen krediye yüzde 80 a kadar faiz ödenmiştir. Bu, sermayelerin istihsal piyasasına akımını temin etmiştir. Yetkili çevrelerden bildirildiğine göre. 31 martta sona eren mail sene İçinde 101.000,000.000 yen lik sermaye yatınım yapılmıştır.
1949 senesinde ise bu miktar 80.000.000.000 yen olarak tesbit edilmiştir.
1951 yılı başından itibaren
Her ay bir çekiliş:
Bir ay ev ikramiyesi Bir ay para İkramiyesi
Birinci Çekilip
6 OCAK 1951
25 talihliye hesaplarındaki para kadar PARA İKRAMİYESİ
(En çok 2500 Ura) tkinci Çekiliş
3 SÜBfiT 1951
15 ilâ 20 bin lira değerinde
İkinci çekilişe girebilmek
Bu hafta sonuna
bir Ev
için
kadar
Cüzdan alınız veya birikmiş paranızı hesabınıza yatırınız
Bütün şube ve ajanslarımızdan broşür isteyiniz.
İKRAMİYELİ AİLE CÜZDANI
YAPIveKREDİ BANKASI
Düzinesi bir dolara gömlek
Japon sanayi mamulatı, dünya piyasalarına arzediliyor
New-York. 29 (YİRS) — Ja-pon müstahsilleri yeniden dünya piyasasına çok ucuza mal sürmeye başlamışlardır. Bu me-yanda Amerikaya ihraç edilen gömleklerin düzinesi 1 dolara satılmaktadır. Gönderilen gömleklerin her biri, satış fiyatı kalitesine göre 39 ilâ 79 sentten satılmaJctadır. Bu yüzden gömlek ve pijamacılar sendikası hükümet nezdlnde protestoda bulunmuş ve gömlek ithali azaltılmıştır.
Söylendiğine göre, hükümet Japon müstahsillerine gönderdiği bir yaziyle ellerindeki stokları paraya çevirmelerini bildirmiştir.
Düzce tütünleri bu
* sene çok iyi
Düzce, 29 (Hususî) — İlçenin başlıca geçim vasıtalarından olan ve senelik istihsali 5-6 milyon kiloyu bulan Düzce tütününün bu senekl rekoltesini tâyin etmek için Tekel İdaresince yapılan tahmin neticelenmiştir. Miktar 3.5 milyon kilodur.
Bunun 2 milyonu Çilml ve ÜskübO memurluklarında, 1.5 milyonu da Düze e dedir.
İstihsal miktarı bu sene oldukça düşüktür. Fakat buna karşılık, geçen yılın yeşil, çürük ve çoğu yangına giden tütününe nazaran bu esne havaların toplama ve kurutmaya çok elverişli gitmesi kalite yüksekliğini temin etmiştir.
Tekel İdaresi avans tevziine başlamıştır. Ekici tütünü az olmasına rağmen durumdan ümitvardır.
Maamafih piyasa açılmadan Gd dalla üç ay kadar bir zaman vardır) fiyat içtn tahminlerde bulunmanın fayda vermiyeceği muhakkaktır. Netice piyasa açılınca belli olacaktır.
Hafta İçinde günün en mühim fiyat mevzuunu, Adana, İzmir Ticaret Borsalarındaki pamuk fiyattan teşkil etmekteydi.
Bilindiği gibi İzmirde, Adanada birinci akala pamuk fiyatı 420 kuruşa kadar yükselmiştir. Şimdiye kadar pamuk fiyatlarının bu derecede yükseldiği görülmemişti. Türkiye pamuk ticaretinin tarihinde, pamuk fiyatlarının şimdikine nispetle daha çok yükseldiği kaydedilmektedir. 1863 yılına tesadüf eden bu fiyat yükselişinde, yine Amerikan pamuğu büyük bir rol oynamıştı. Bilindiği gibi 1863-1864 yıllarında Birleşik Amerikada güney, kuzey vilâyetleri arasında dahilî muharebeler cereyan etmişti. Bu yüzden pamuk zer’iytı da durmuş, dünya pamuk fiyatlarında gö-rülmemlş bir surette fiyat yükselişi olmuştu. Bu hâdisenin tesiriyle, başta İngiliz dokuma sanayii olmak üzere, dış piyasalardan Adana pamuklarına istekler olmuştu.
1950 yılında da Kore harbinin tesiriyle Amerikada esasen tahdit edilmiş olan pamuk mahsulü, pamuk fiyatlarının yükselmesine sebebiyet vermiş, bu arada Adana. İzmir pamuk piyasalarında dünya fiyatlarıma muvazi olarak fiyat yükselişleri cereyan etmiş, tir. Fakat bu seferki fiyat yükselişi, yerli dokuma sanayiimizi tazyik edecek dereceye kadar varmıştır.
İSTANBUL :
Dokuma ham maddelerinden pamuğun Adana, İzmir Bor. salarındaki fiyat artışından yukarıda bahsetmiştik. İstanbul Ti-car e t Borsasında, dokuma ham maddelerinden tiftik ve yapağı üzerinde durmak zorundayız. Fakat tiftik ve yapağı, en hararetli satış devresini geçirdiği için, bugün İçin pamuk gibi aktüel bir mevzu olmaktan çıkmıştır. Netekim hafta içinde Ticaret Borsa-smda tiftik Üzerine ancak iki defa muamele olmuştur.
Fındık piyasasına gelince, fındık satıcıları, mahsulün noksanlığını gözonünde tutarak, satışlarında nazlı hareket etmektedirler. Fındık 8atış Tarım Kooperatifi de aynı politikayı takip etmektedir. Evvelce de yazdığımız gibi, Alman firmaları fiyattan pahalı buldukları İçin, mal almak hususunda mütereddit davran-mışlardı, Alman firmaları flyatlann düşeceğini tahmin ederek, piyasadan mal almamaktadırlar. Netekim Alman flrmalan, kuru meyva ihtiyaçtannı gidermek İçin, piyasadan ceviz almışlardı, bu sene İri boy cevizler tamamlyle İhracata ayrılmıştır. Netekim iç piyasada ihracat için beğenilmeyen küçük boy cevizlere tesadüf edilmektedir.
Yağlı tohumlar grupu, yalnız İç piyasayı alâkadar *tmekte-dir. Mevsinı itibariyle susam için satışlar çoğalmıştır. Hafta içinde yüksek kalitede susamlar, 06 kuruşa kadar yükselmiştir. Ayçiçeği mahsulü az olmakla beraber, fiyatlar 38 kuruştan ileri gidememiştir, ihracat hareketi de yoktur.
Borsa ve piyasalarda haftalık vaziyet
Hafta içinde başta fasulye olmak üzere kuru sebzelerin fiyatları ilerleme kaydetmiştir. Borsada muhtelif menşelerde vs kalitelerde ehemmiyetli miktarda fasulye satıştan olmuştur. Bütün bu satışlar iç piyasanın ihtiyacı içindi, bu maddo üzerinde de İhracat için yeni bir hareket görülmemiştir.
İZMİR :
tzmlr, 29 (Hususî Büromuzdan - telgrafta) — Kore cephesinden gelen haberlere muvazi olarak dünya pazarlarında muhtelif emtianın bir tevakkuf devresi geçirmesi bizim piyasalarımızda henüz tesir icrasına başlamadığı için bu hafta içinde de ticaret ImyatımızdA tereddütlü bir hava estiğini kabul etmek yerinde olur. Ankarada toplanan Zeytin Yağı ve Nebatî Yağlar Kongresinin müspet neticeler vermesi beklenmemekle beraber, hiç olmazsa yeni D.P. Ticaret Bakanlığı erkânına bu mevzuda bir anlayış vesilesi getirdiği hissi hâkimdir. Kaldı ki Bakanlık bu yıl zeytin yağı mevzuunda cesurane bir adım attıktan başka pamuk ihracatını da serbest bırakmak gibi birçok pamuk istihsalctai memleketlerde hayretle karşılanan, fakat tenkid edilmlyen bir karar da atabilmiştir. Bunun yanında hafta içinde pamuk fiyatları 420 kuruşa çıkmış ve nihayet 410 kuruşta tutunmuştur.
Karabiber fiyatlarının menşeinde yükselmiş olması piyasalarımıza sarî bir hareketin uyanmasına vesile teşkil etmiştir. Yine lıafta içinde vâsi mikyasta tütün satılması ve ihracına başlanması İzmlrin en tipik ticarî hâdiseleri arasında yer alır.
PAMUK: Pamukta geçirilen hafta, İzmir Ticaret Borsasunn hayatında sayılı haftalardan biri sayılır. Şunu da önemle kaydetmek yerinde olur ki pamuk satışları muvacehesinde tüccarın ve memleketin halt düşünülmeğe ve uzun uzun tetkikten sonra kararlar ittihazına ihtiyaç göstermektedir.
Hesap edilmeli ki haftalar İçinde dış piyasalara binlerce ton alivre pamuk satılmıştır. Bu fiyatlarla ihracatçının pamukları teslim etmesi nasıl memleketin ticari İtibarını kurtaracaksa, teslim edilmemesi de birçok iflâstan önliyecek ve birçok lhracatçı-lann milyonlar kazanmasına sebep olacaktır. Zincirleme usulü ile yapılan alivre satışlann ilk elden başlıyarak son el olan ihracatçıya teslim edilmemesi, onun da yurt dışındaki müşterisine mahsup edilmesini intaç etmektedir. Eğer İhracatçı bu pamuktan mubayaa fiyatına eline geçirmiş olsaydı, Borsanın ve Ticaret Odasının ihracatçıyı, taahhüdünü yerine getirmesi için zorlama
sı mümkün olurdu. Her şeye rağmen Türkiyenln ticaret hayatında bu yıl yapılmış ve yerine getirilmemiş olan taahhütlerin bir kara nokta olarak kalacağını kabul etmek, işin en doğrusudur.
Hafta başından itibaren hareketli bir seyir takip eden pamuk piyasası müşterislz 410 kuruştan kapanmıştır.
ÜZÜM : Çekirdeksiz üzüm piyasası gayet hareketsiz günler geçirmektedir. Rekoltenin en büyük kısmı fiilen İhraç edildiği İçin, İhracatçı yeni ve daha büyük satışlara kadar Borsada çalışmaktan çekinmişe benzemektedir. Kapanış 7 numarada 75.50 kuruş, 8 numarada 76.50 kuruş, 9 numarada 77 kuruş, 10 numarada ise (ismen) 80 kuruştur.
İNCİR: ihraca salih incirlerin en büyük kısmı tarımın elinde bulunmakta, Tarım Satış Kooperatifleri Birliği de ötedenberi alıştığı müşterileri tatmine çalışmaktadır. Bu yıl incir müstah-slllerlnin yüzlerinin gülmediğine İşaret etmek yerinde olur.
ADANA :
Pamuk piyasası oynaklığını muhafaza etmektedir. Sona eren hafta zarfında 400 kuruşa kadar yükselen birinci akala bir ara 385 kuruşa düşmüş, haftanın son günü 390 kuruştan kapanmıştır. Küçük müstahsilin elinde pamuk kalmamış gibidir. Büyük müstahsil henüz satışlara girmektedir. Ağustos başından bugüne kadar pazar yerinde ve Borsada yapılan satışlarda çırçırlanmış 30 bin ton pamuk satılmıştır. Alivre muameleler ise bu miktara yakın bir yekûn tutmaktadır. Tüccar harice alivre satışlarla bağlanarak kontrat yaparken fiyatların bugünkü seviyeyi bulacağı asla tahmin edilmemiştir. Halbuki bilhassa Hong-Kong'un piyasaya girerek 2 sene evvel olduğu gibi yüksek bedellerle pamuk almağa başlaması fiyattan birdenbire fırlatmıştır. Bu vaziyet bazı kimseleri memnun ederken alivre suretiyle Avrupaya bağlanmış, İhracatçı firmaların da 2 ayağını bir pabuca sokmuştur. Bu sebeple kısa zamanda milyon kazananlara mukabil taahhüdünü nasıl yerine getireceğini bir türlü kestiremeyen firmaların da iflâsa sürüklenmesinden bahsedilmektdir. Müstahsil ile tüccar ihracatçı firmalarla yabancı alıcılar srasuıda pamuk üzerine o-lan anlaşmalan milletlerarası anlaşmalardan daha sağlam addeden bazı tacirler müstahsilin taahhüdünü tamamen yerine ge-tlrdlglnl İhracatçının da aynı yolu tercih etmesi zarurî olduğunu boyan ediyorlar. Bunun aksine olarak İhracatçı alıcıya karşı taahhüdünü münfesih addettiği takdirde tacirlerimiz haricî itibarını
kaybedecekleri gibi ortaya bir de dâva mevzuu çıkacaktır denl-llyor. Bugünkü şu vaziyete bir hal çaresi- bulunmadığı takdirde nfthoş hâdiselerin vukuu muhakkak savılmaktadır. Fransa» İtalya, Almanya halhazır fivatlan kabul etmiyerek evvelce yapılmış kontratlar gereğince alivre taahhütlerin tfası hususunda ısrar göstermektedirler.
Hattâ bir Fransız heyeti Ankaraya gelerek Ticaret Bakanlığı ile temasa geçmiştir. Ankaradakl bu temaslardan sızan haberlere göre aradaki mesele nihayet ticari bir mahiyet taşıdığından Hükümetçe yapılacak muamele olmadığı belirtilmektedir. Yapılan tek şey İki taraf arasında bir uzlaşma tavsiyesinden İbarettir.
Diğer taraftan pamuk Adana Borsasında 280 kuruş İken ts-vfçreye 192 kuruştan 163 balya İhracat yapan Vitalls Eskina-z1. 5 kilo arbitraj için mektup almıştır. Bu da gösteriyor
ki Avrupalı alıcılar yarım kilo bir noksan için dahi ihracatçıdan tazminat İstemektedir.
Piyasanın yatılması İçin Pakistan ay sonuna kadar pamuk borsasını kapatmıştır. Mubayaa için 12 milyon Ura tahsis edilmiş olmasına rağmen Sümerbank hâlâ pamuk almamaktadır. Evvelki haftalarda bir İki küçük mubayaa yapan SÜmer-bankm çok genç kaldığı muhakkaktır. Bu müessesenln bundan sonra alacağı pamuklarla dokuma ve IpUk fiyatlarına ne kadar zam yapacağı bilinmemektedir. Çukurova Pamuk Tanm Satış Kooperatifleri Birliği İse 15 milyon Ura kredi temin etmiş ve ortak malı teslimatı haricinde piyasadan pamuk alıp satmağa karar vermiştir. Çuko Birlik ortak malı olarak elinde bulunan 10 mil. yon kilo kütlü, 500 bin kilodan çırçırlanmış pamuğu tamamen satmıştır. Pamuğun Adanada da hayli yükselmesi üzerine İzmir artık Çukurovadan mubayaa yapmamaktadır. Son günlerde Taratıştan bir müstahsil firmanın 385 kuruştan Almanynya bir milyon kilo satış yaptığı bildirilmektedir. Diğer bütün maddeler ü-zcrlnde rekolte gayet düşük olduğundan satışlar da o nispette zayıftır. Susam hâlen 80,5 kuruştan muamele görüoyr. Keten-tohumu bütün bölgede hemen hemen kalmamıştır. Harup üzerine bugünler hariçten talep yoktur. Fasulye, palamut, yerfıstığı piyasasında küçük çapta İşler oluyor. Pirinç piyasasının yüksek fiyatla açılmış olması diğer maddeler üzerinde tesirini göstermektedir. Çiğit 12,5 kuruştan mubayaa edilmektedir. Buna mukabil çiğit küspesi 18-19, çiğit yağı 145 kuruş olarak yüksekliğini muhafaza etmektedir.
İsrail Hataydan balık, Adanr. ve Hatay piyasalarından elma almaktadır. Çekilmiş Maraş biberi ve yeni mahsul sumak pı. yasaya çıkarılmıştır. Hataydan İskenderun Umanı vasıtasiyle harice meyankökü v₺ krom İhracatına devanı olunmaktadır.
> İt
I I s , s B U L
Sayfa 5
30 Ekim 1950
Konser intibaları
Hindiçinî meselesi karşısında Fransız-Amerikan işbirliği
Pnina Salzman
devletlerini re-sömürgeciliğin olduğu bir demi?
başlayan fimdi bu etmekte-kesllmiş
deltaya teşkil e-ve pusu-arazisin-
Paris 24 (Hususi) — Fransız umumi efkârının Hındlçin! hâdiseleri karşısında gösterdiği sükûnet Paristeki yabancı müşahitlerin dikkatini çekmektedir. Hattâ "sükûnet., .sözünü, “alâkasızlık,, dememek için kullanıyorlar. Hatırlardadır ki. bundan 65 yıl Önce Clcmencoau, Hlndiçinlde bir Fransız askeri kolu hırpalandı diye Jules Ferry kabinesine şiddetle hücum ederek devrilmesine sebep olmuştu. Kaldı ki, hülcûnıetin düşmesine vesile teşkil eden o haber her nedense iyiden iyiye mübalâğa edilmişti. Fakat memleket ve meclisin heyecanı» pek büyük bir cumhuriyetçi olan Julot Ferry’yi mevkiinden ettt
Bugün böyle bir heyecan hissedilmiyor. Acaba yorgunluk alâmeti mi? Yoksa Fransanın. 65 sene evvelki gibi sömürgeciliğin başlangıcında değil de büyük Avrupa faha kavuşturan o yavaş yavaş ölmekte virde bulunduğundan
Her ne yüzden olursa olsun, hükümet ve meclis dışında Hlndlçinî için kimsenin heyecanlanmadığı muhakkaktır.
Mesele hangi safhada? Meclisteki ilk görüşmeler kesin bir netice çıkarmak imkânım vermedi. Veremezdi de. Çünkü askeri ve siyasî bakımdan kati kararlar vermeden önce hükümet General Juln ile B. Letour-neau'nun mahallinde yaptıkları tahkikatın sonunu beklemektedir.
Mecliste açılan tartışmalardan maksat, hem vaziyeti İyi görebilmek üzere vakit kazanmak, hem de hükümetin millete doğru malûmat vermekten kaçınmadığını muhalefete göstermekti.
Askerî vaziyete gelince, hâdiseleri objektif bir gözle gören müşahitlere göre parlak olmamakla beraber bugünkü şartlar içinde ümitsiz de değildir. On. on İki gün önce dağlık arazi olan Yukan Tonkin’de Çin hududu boyunca gerilemeye Fransız - Vietnam kıtaları bölgeyi tamamen tahliye dlrler- Bu suretle irtibatı
tehlikeli mevkiler terkedllerek cephe kısaltılacak ve büyük gemilerin yanaşabildiği mahal olan Along körfezinden Tay-Nguyen*in yirmi kilometre güneyine kadar uzanan sahan müdafaaya çalışılacaktır. (Tay-N güven, Hoşi-Minin muvakkat merkezi olup Fransızlar tarafından alındıktan sonra bir ay önce boşaltılmıştı).
Bu suretle Tonkin’in yansı kadan düşmana bırakılmış oluyor. Fransız - Vietnam kuvvetleri nereye kadar gerileyecek? Kızıl Nehir deltasının müdafaa edileceği sanılıyor. Yani Langson ve Hong-Gay dahil olmak üzere memleketin bütün dağlık kısmı Ho-Şi- Minh’ln ordusuna terkedilmiştir. Bu hareket, doğru umumî bir gerileme der. Savaş tertibatı, baskın lara İmkân bırakmıyan ova de alınacaktır.
Tertibat şimdiden tamamlanmış bulunuyor. Ricat hareketi intizam içinde yapılmakta ve General Juln, gelecek günlerde başlaması beklenen müdafaa savaşına hasırlanmaktadır.
Fransanın orada manevra kabiliyetini haiz ve sağlam kıtalar teşkil eden 165.000 askeri var. Fakat bu kıtalar yeni silâhtan, ağır toptan ve kamyondan mahrumdur. Hele uçağı pek azılır. Amerika, en yakın zamanda bu eksikleri tamamlamayı üzerine aldı. Şu saatte Amerikan malzemesi Hindlçlnlye gelmiş bulunuyor.
Fransız Genelkurmayı bu silâhlar ve malzeme sayesinde askeri vaziyetin kolaylıkla düzeleceği kanaatindedir. —Fakat Vietminh ordularının Çinlilerden takviye kıtalan almamaları şarti yİ e...
Meselenin siyasî cephesine gelince, arzettiği manzara şudur:
Fransız Hükümetinin Birleşmiş Milletler Teşkilâtına başvurmasına ihtimal verilmiyor. General Juln ve B. Letourneau’nun gönderdiği son raporlar, Komünist Çin Hükümetinin âsilere mühim Ölçüde yardımda bulunduğunu tasdik etmekle beraber beklendiği kadar kötümser değildir.
Hükümet içinde ise, selesinin milletlerarası llne getirilmesi fikrini nız Sosyalistler olup
fikirleri birbirini pek tutmuyor. Diğer taraftan Birleşmiş Devletler nez-dlnde siyasî bir teşebbüste bulunmak için hem diplomasi bakımından hazırlık ister, hem de Çinin müdahalesini resmen İspat edecek maddi deliller icap ettirir.
Bu noktada VVashfngtonla Parisln görüşleri birleşmektedir. Birleşik Devletler Hükümetine göre Fransa-nın Birleşmiş Milletlere başvurması biraz güçtür, zira Hlndlçinî meselesi Kore meselesine benzetilemea Fransa Hlndiçinlde beş seneden beri aynı âsilerle dövüşüyor. Bu. hukuk bakımından, dahili bir harp sayılır. Halbuki Korede bir devlet başka bir devlete taarruzda bulunmuştur kİ, hâdise o sebeple Birleşmiş Milletlere hemen intikal edebildi.
Hlndlçinî me-bir dâva ha-güdenler yal-bunların da

ÎNtanbuhın bu scnekl konser nıov-Hlrnl İsrailli piyanist Pnina Salzman. İle açıldı. Oldukça değişik programlarla karşımıza çıkan piyanist, enerjik ve o nİHpelto hâkim bir "tuyc”yc sahip. Meselâ, her İki rctdtaldo de Llszt'ln (al minör) aonafo’ı ve Funcs raillcH'ında tekniğinin "İyi ve "olgun,, tarafını gördük. Beethoven (op. 53) "Wald«tein„ sonate'ımn Üç kısmın* da ayrı m&naJarı duynriLİc, kompozitörün İfade etmek istediği "şeyhleri dinledik. Piyanist Salzman İcap ettiği zaman his âlemine girmesini çok iyi biliyor ve bu, eserin ruhunda yaşadığını gösteriyor. Chopln, (Fa dlez) Noc-turne’ünde derinlik olduğu gibi, (sol bomol - op. 70 No. 1) valslni incecik ve yumuşak bir teknikle çaldı. Ve gene her İki rcsftaldo Bcn-Halm’ln Toc-cuto'sı rltm bakımından kusursuzdu.
Pnina Salzman İkinci konsorini or-küstra llo verdi. C. R. Re.y İdaresindeki orkestra, Beethoven'in Fidolio o-peraaı İçin bestelediği uvertürlerden Leonore LU do çok muvaffak oldu.
Spollst Pnina Salzman, Tschalkovs-ky’nin (sİ bcınol minör) piyano konçertosunda daha olgun ve canlı bir atmosfer ynratablllrdl. Buna mukabtl C^sar Franck’m Variatolns Sympho-nlouea'lndo âdeta eserdo yaşıyor ve piyanonu ile orkestranın tem'Ierinl karşılıklı konuşturuyordu. F.Ç.
4
Yeni hazırlanan
Ingiliz filmleri

Hlndiçinlde şimdi her şeyden çekinil inekte, her şeyden süplıe edilmektedir. Resimde, bir sinema antresinde bir
müşterinin aranmasını görüyorsunuz.
gibi...
itibarla Amerika ile Fransa bir hal sureti üzerinde anlaş-
Dl£er taraftan. Fransanın Birleşmiş Milletlere müracaatı Hindlçlnide-ki vaziyeti değiştirmez: Fransanın orada 165.000 askerlik bir ordusu bulunduğuna göre savaşmak kendisine düşer. Korede Amerikaya düştüğü
Bu şöyle
Fransa, Hlndlçlntdcki "vazife,, sini terketmiyecek. Silâh ve malzeme bakımından Amerika ona imkân dahilinde ve tercihan yardım edecektir. Fransız-Vietnam orduları vaziyeti düzeltemlyecek oldukları veyahut Komünist Çinliler hududa tecavüz
-
BU AKŞAM
ettikleri takdirdedir kİ, Amerika Hin-dlcinlye asker gönderecektir.
işte, vaziyet bu şekilde hulâsa edilebilir. Fransa, Hlndiçinlde savaşabilmek İçin Amerikanın yardımını istiyorsa. Asyada kurulan komünist cepheleri birbirlerine bağlı bulunduğu ve herhangi bir yerde baş-gösterecek bir tecavüzün, sadece «aldırılan topraklan alâkadar etmekten uzak olan bir mesele teşkil edildiği İçindir.
Her halde Fransa, şimdilik, banş ve asayişi sağlamak hususunda üzerine aldığı rolü Birleşmiş Milletler yahut Amerikaya bırakmak niyetinde değildir.
ATLAS SİNEMASINDA
Büyük gala gecesi olarak Metro - Goldwyn Süperfilmi
CEHENNEM GEÇİDİ
( A M B U S H )
BAŞLICA YARATICILARI :
ROBERT TAYLOR - JOHN HODIAK . ARLENE DAHL '
Büyük bir aşk. Fevkalâde bir macera. Muazzam sahneler
î. V. S. D.
HEMŞİRE OKULU
Okulumuza öğrenci kaydına devam edilmektedir. Ortaokul mezunu kızlarımızın hemen “Verem Savaşı Hemşire Okulu MttdttrlttğU - Erenköy Sanatoryumu - İstanbul” adresine müracaatları.
KONSERVATUAR
Orkestra Konseri
Solist : Hanıit Alacalıoğlıı — Şef : Oma! Reşit Rej BU AKŞAM SAAT 18,30 da
ŞEHİR DRAM TİYATROSUNDA
Program : BRAHMB - BACH - LİSZT
Dun Junn Komedisinin "b„ eklpl ile
temsilinde soldun İtibaren: Susvl Tedü, E. Bohsat L4v ve Müfit Kip.r
Tiyatro kronikleri

44
ile temsili
Oldukça sakin geçen İlkbaharı müteakip Birleşik Kırallık stüdyolarında yaratıcı zihniyetin bugün her zamankinden dahu canlı olduğunu belirten hummalı bir faaliyet başlamıştır. Yaratılışlarında muhayyile kudreti ve incelik sezilen yeni Ingiliz filmlerinden en az 6 sının pek yakında stüdyolarda çevrilmesine başlanılacaktır.
Stil ve eğlence çeşitlerindeki değişikliği belirtmek bakımından nümu-ne olabilecek bu filmlerden dördünü tetkik etmeğe değer. Bunlar "The Woman in questlon", "Happy Go Lovely”. “The Magnet” ve "Tom Brown's Scholidays" dlr.
Birincisi "Bahis mevzuu Kadın" o-lağanüstü bir cinayet filmidir. Londra yakınlarında Pinewood stüdyolarında çevrilmektedir. Bir sahil sayfiye şehrinde bir falcı ölü olarak bulunur. Bir genç kız tarafından yutulan ihbar üzerine polis harekete geçer ve 5 şahıs hakkında tahkikata girişir. Esas İtibariyle hikâye, cinayetlerin meydana çıkarılmasında polis tarafından kullanılan metodlann belirtilmesine aitse de, film son derecede heyecan vericidir. Film sanatındaki meharet ve üstatlığın hakiki bir nümunesldlr. Filmi Büyük Bri-tanyanın en İleri gelep ve mahir direktörlerinden Anthony Asquith idare etmektedir.. Yıllarca evvel "Un-dergroung” adlı son derecede mü-heyylç filmle şöhret kazanmıştır. Yeni eseriyle şöhretinin artacağı muhakkaktır.
Nihal plânlaştırma safhasında olan "Happy Go Izıvely,, zengin bir müzikal komedidir. Dekor olarak Edin-burgh Festivali kullanılmıştır. İkinci Dünya Harbinden beri tngiliz stüdyolarında eğlencenin her çeşidine dair filmler çevrilmiş olmakla beraber, şimdiye kadar modern bir müzikal komedi yapılmamıştı. Bu itibarla yeni film bir bakıma bir deneme mahiyetindedir. Zira bundan takriben 4 yıl evvel çevrilmiş olan "Lon-don Tovvn" revülü bir filmden ziyade müzik ihtiva eden bir beyaz peı-de eseriydi.
Şehir Tiyatrosunda mevsimi açan Molldre’ln Don Jtınn temsili, hu sene, bir yenilik olarak İki eklpe verilmişti. İlk ekipte başlıca rollerde Hüseyin Kemal Gürmen, 1. Galip Ar-can ve Gülistan Deniz, İkinci ekipte, aynı rollerde Ercüment Behzat Lâv, Müfit Klper ve Şükriye Atav oynamakta idiler. Eseri sahneye koyan î. Galip Arcandı. Her iki ekip komediyi aynı sahneye konuşla oynuyorlardı. Bu takdirde, İki ekipi de gören bir seyirci, istemese dahi, a-ralarında bir mukayeseye gidiyor ve yine elinde olmadan, oynanışa bir not vermek vaziyetinde kalıyordu. Ben do bu umumî kaideden kendimi kurtaramadım ve hâfızamm müsaadesi nispetinde, kendime göre tatbik ettiğim bir usulle aktörlere not verdim., Şöyle kİ bir rolü anlayış ve temsilde heyeti umumiye itibariyle muvaffakiyet gösteren aktöre "1” numara veriyor, gösteremeyene sıfır
atıyordum. Aldığım netice şu oldu: A ekipi 4 jftıan, B eklpl 6 puan.
Derhal ilâve edeyim kİ, bir sanat eseri üzerinde bu şekilde bir hesap yapılamaz. Fakat Don Juan'ın aynı rejisör tarafından İki muhtelif eklpe temsil ettirilmiş olması, yukarda da söylediğim gibi, İnsanı bu mecburi tefrika ve kıymet hükmünü verdirmeğe sevkediyor. Şu noktayı tebarüz ettirmek İsterim kİ, aktör, rejisörün eseri sahneye konuş ve anlayış hudutlarını aşamıyaca^ı İçin, temsil ettiği rolü, kendi görüş ve imkânlarına göre mahdut bir şekilde, niabl bir ölçüde verebilir. Bu İtibarla kıymet hükümlerimiz de nlsbi olmaktan kurtulamaz. Eseri, iki ayn rejisör kendi ekipleri ile sahneye koymuş olsalardı. o vakit, dalıa sarih bir hüküm vermek imkân dahiline girerdi ve Mollâre’in bu komedisi İle he kas-detmiş olduğunu, İki ayn müfessir-den. ayn ayn mümessillerden din-
leyip görerek belki de her iki İfadeyi güzel veya her ikisini noksan bulurduk.
Bu itibarla, b ekipi İle oynanan Don Juan üzerinde de. a eklpl İle oynananda olduğu gibi fazla durmak imkânını bulamıyoruz.
Hüseyin Kemal GÜrmen’ln temsil ettiği Don Juan‘a, Ercümend Behzat Lâv’ın başka bir hüviyet verebilmesi kendi elinde olmayan bir şeydir. Zira, bu takdirde bütün temsilin ruhunu, arkadaşlarının da oyunlarını değiştirmeleri icap ederdi, bu da yukarda söylediğimiz gibi, eser ancak ayn rojlsörlerle sahneye konulduğu zaman kabil olabilirdi. Her iki ekip arasında bulabildiğim fark, bazı aktörlerin, kendilerine verilen rollere İntibak ve icra imkânlarından mütevellittir kİ, fazla blrşey ifade etmez. Çünkü bir başka rolde, bugün diğerine nazaran muvaffak olamayan aktör, ondan daha İyi oynayabilir,
— fa.
Yeni neşriyat
EV D O K T O R l(
Yazan: Dr. Salı» GİRAY
Altıncı kere basılan bu eser doktorsuz bir yerin ilk sıhhi yardımcısıdır. Muhteviyatı bütün hastalıklarda doktor yetlşlrıceye kadar yapılması gerekli bütün tedbirleri göstermekte olduğundan her evde, her mektepte v© her yerde bulunması gerekli bir eserdir. Fiyatı: 250 kuruştur.
MUSİKİ
Genç istidatlara dair
TÜRK musikisinin aleyh turlarına ■ rağmen, tam maksada uygun istikamette olmak, yâni nazariyata ve pollfonik bilgilere dayanmak şartly-le. yeni yeni genç istidatlar yetişmekte olduğunu görerek memnunluk duyuyoruz,
Musikimizin ne kadar sağlam ve ne kadar ilim İcaplarına uygun temellere dayandığını bilen ve onu ilerletmek için nelerin lâzım olduğunu anlıyım münew gençler çoğalmaktadır.
Meselâ, eğer 19 ekim 1950 perşembe günü akşamı saat 20.45 te İstanbul Radyosunu dlnledlnizse, bahsettiğim gençler zümresinden biri bulunan Sami Toker’ln kendi eserlerinden mürekkep olarak arkadaşlarıyla beraber verdiği n uzdur.
konseri duymuçsu-
Bu genç, Türk yatım Öğrenmiş, kıımak ve ud çalmak yoliyle müınare-se hasıl etmiştir; şimdi de armoni ve kontrpuajı tahsil etmektedir. Kendisi, bir vakitler Belediye Konservatuarında nazariyat dersi verdiğim sırada en kabiliyetli talebem arasında idi.
Benim, musiki bakımından Sami Tokerdo gördüğüm en büyük meziyet, bilhassa bestekârlıga olan kabiliyetidir.
musikisinin nazari-amellyatında da o-
Yazan : JLaika KARABEY
ten ziyade keyfiyete ehemmiyet verilir ve verilmelidir. Fakat bu gencin, o gece dinlediğim konserinde; Örneklerini gördüğüm parçalar keyfiyetçe de birçok eserlerden üstün bulunuyor. Sayısının çokluğu velûdlyc-tlni göaterir ki bu da. bir bestekâr İçin imrenilecek bir şeydir.
Sözü geçen konserde Hüseyni makamdan klâsik üslûpta bir Nakış Yüıllk Semai, bestekârın kendi yetirdiği arkadaşlariyle birlikte ve koro halinde okundu. Bundan sonra Sami Toker solo olarak. Kürdlli Hl-cazkftr. Rast ve Acem Aşiran makamlarından birer şarkı söyledi. Dalla sonra solo ve arkadaşlariyle beraber koro halinde Acem Aşlran makamından bir eser okundu. En son olarak da aynı bestekârın Acem Aşiran Saz Semaisi çalındı:
— Umumi çizgileri itibariyle klâsik üslûbun çerçevesi içinde görünen bu parçaların hepsinde bir "kendini uranın" gayreti sezilmektedir.
Bestekâr gerek lâhlnde, gerek geç-kilerde, gerekse formda bir yenilik yaratmak istiyor ve bu hedefe doğru hamleler yapıyor. Bilgisi ve-görgüsü İlerledikçe, bilhassa batı musikisinin bin türlü şaheserleriyle, ünslyet peyda ettikçe hamlelerinde muvaffak o-lacagma eminim. Bu itimatladır ki, İşaret ettiğim yolda çalışmasını samimi olarak temenni ederim
hakikaten de bu müessesenln yetiştirdiği filizlerden biridir. Atideki terakkilerinde de ayın müessesenln daha büyük bir haşan ile âmil olacağına şüphe etmem.
Deri Türk Musikisi Konservatu-vannın bu türlü semereleri çoğaldıkça ve artmasını özlediğimiz hem bilgili, hem kabiliyetli bestekârlar ortaya çıktıkça Türk musikisinin ne tükenmez defineler gizlemekte olduğu. agvâra karşı değil, yâra karşı sabit olacaktır.
Ehemmiyetle üzerinde durulmağa değen diğer bir hakikati zikretmeden geçmlyeceglm:
8aml Toker yalnız değildir. Daha birçok münevver gençleri tanıyorum kİ nazari ve amelî sahada ve bestekâr lık olanında gerçek kabiliyetler gösteriyorlar. Meselâ "Musiki Mecmuası" İdaresine sık sık gelen mektuplara ilişik birtakım eserler var ki. bestekârları ancak İki yıllık musiki meşguliyetiyle pek çok "üstad” geçinenlerden daha ziyade kabiliyetlerini ispat etmekte ve bu başarılarının mecmuada intişar eden nazariyat notlan sayesinde mümkün olduğunu açıklamaktadırlar.
îfte yapılacak İş sadece bunların yetişmelerine yardım etmekten İbaret kalıyor.
Ne kadar düşündürücü bir mesele: Kendi kendine ve "Hüday-1 nâbit" şekilde bu münevver gençler yetişmekte iken bir de Türk musikisin• hükümetin el uzatması takdirinde bu feyiz nerelere varır?
e
Kendisi, daima İleri Türk Musikisi Konservatuarının bir mahsulü olduğunu tekrarlamak itiyadındadır ve
Henüz genç yaşında 250 parça esor bestelediğini İşitince. İstikbalinden ümitvar olarak pek sevindim.
Gerçi, evvelce bir başka vesileyle yazdığını gibi, eserlerde kemiyet-
Jacçııes'ın suskunluğu İta uzayıp siden bıı "mıhtafaanaınr-yr„; yâri uğrumla dil dökmüş olan Flerre Emugny’don duy» duğıı lâfları ve üzerine Aldığı yalancı şahsiyetin maskesi alimdi», hfıla yana yaıııı, Mathllıle’ln dâvasını güdoıı kelimeleri katmıştı.
Soldan sağa:
Mebrure Alevok
15
I
bildirmeme} «•.
anlamıyordu

düşündüm.
İH yııpaıı
O
koptu:
çrkelrylp.
ıhıydu.
Hu ııeNIne
3 —
3 -bir
4 —
değil mi? fena şey I niçin sev-ya, oraya
Etrafımızda Siz erkekler de
EVEELKt GCNHf BULMACANIN
HALLİ
Yukarıdan »vattı
1 — Sakiye; Âsi. 3 — Atalar; Leş 3 — Misal; Bari. 4 — Avanak. A — Maden; Hana. 6 — İra. Yaft T — Kanlar; K0. S — Of; Vatikan. 9 —. Cakalı; Eri. 10 — A Uya bakara
tldıun ohnıysn anman; Dlbf
10 — TeorL
Soldan »afcaı
1 — Sauılıni koca. 3 — Ati; Arafat 1 — Kasadar; Ki. 4 — tUve: Yanı. S — Yalan; Lâle. « — Er; Bıkan. 7 — Bah; î-rl. S — Yakalat Tik. 0 — 8or; Makara. 10 — tşlne güven.
halslrilk var sanarak onu
1 — Harareti çok oüz t (Uç kell-ma). 3 — îfltanbulda bir semt; Valideye. 3 — Parlatır; Yarış kayığı. 4 — fcerhet; Toral bir göz rengi. 0— Taral şart adat»; Yad-ader. S — A-caylp şa.v; Franmsca do«L 7 — BU-yÜk; Genişliği; Beyni. 8 — Kiki harflorden birinin okunuşu: Meşgul ederek bir şeyi unutturmak. 9 — ip-çök.
Yukarıdan Aiagı:
1 — Mutavmsuıt (İki kelime» Saçları Intliûtua Şok; Akmaklık Kaklırllmnaı mutaıavver askeri veılfe; Kuvvetle taıvlk et. Teceddüt Edebiyatının Önderlerinden; Toral telefon şifreni. 0 — "Nre* ve tahaU ottiğln sıagar da nenden gamlıdır - Bir dokun bin ab dinle lcâecl fağfurdan., diyen şair. S — A-yak; Aptal. 7 — Rumen bir; Vilâyet. S — Bir cine at; Rumelilinin dilinin pelesengi. 9 — Kendine gelememe. 10 — Galibiyeti kealn (İM kelline).
C A
Henry Bordea
Düşen Maske
Çeviren :
gururunuzu düşünürsünüz. Biz sizin kuvvetinize, biraz da sevginize muhtacın Umurunuza blio gelmez, vaktiniz yoktur. Gönlümüz sevgiye, şefkate ne kadar s usu mı ş sn, o kadar daha çabuk kayar. İçimizden, aşkın eğri yoluna sapanlar, — bilin kl lıep «İzin körlüğünüz yüzünden — hem do en iyilerimizdir. Bizi «evnırHİnl bilmezsiniz, bizi tutmıuıinı bilmediniz. Kendiniz aebop olduğunu/, hıılch». hlr do sııçlarımuı ölçüp tartmaya kalkarsınız. Evet, ben kabahatliyim. Anın öziirllnı dr var. Hayalımı sevmeye lıurırhınmıştıın..* Elimden tutan olmadı, sürçtüm. Göroceksclnlı, yaptığım fenalığı tamir edeceğim, bunu yemin ederim Jacuııırs... Siz kl sııçu biliyorsunuz, beni affedin, affettiğinizi söyleyin...
s 6 f S iO


Monrevel, baldızında oturttu:
— Hemen gidemezsiniz Marthe. Biraz kendinizi toplayın. Dinlenin dedL
Fakat kadına, — hor, lıaklr görüşün nazik şekil otan — o azametli merhameti ibzal etmekten hâlâ vazgeçmiyordu.
Havadan sudan bahseder gibi bir tonla, Jııllette’ta de ilerdeyse geleceğini gÖyledL
— Bilmiyor muydunuz? diye ilâve etti. Demin çocuğu almaya, adam yolladım. Size haber verdim sanıyorum.^
Kadın şaşırdı, itiraz etmeye kalkıştı:
— Jııllcttal benden alıyor musunuz? Buraya mı geliyor? Onu bir kaç zaman barıa bırakmalıydınız... Daha çok küçük... Annesiz yapamaz kl... Ben elimden geldiği kadar, Mntbllde'lıı yerini tutmaya çalışıyorum.^ Oııa anasızlığını Ömrüm re gayret edecektim.
Adam no diyeceğini şaşırdı. Martlıe niçin Açık açık söylemek mİ istiyordu?
— Bu acılı günlerimde beni de nyntar diye
Zavallı, nihayet aııhyabüdl ve bir utanç ürpertisiyle til redl. Suçlu bir kadına, zina İşlemiş bir kadına, İnsan kız evlâdını emanet eder miydi?
Yavaşça:
— Baııa karşı çok sert duvranıynrsıınıız, diye mırıldandı. Yalancıktan kabullendiği bir rolün böyle bir netice vereceğini aklına getirmemişti. Hak etmediği bıı sillenin altında çok acı duydu. Ağlamadı, gözünden yaş akmadı; fakat al nl otan yanaktan, "tertemiz,, gözleri. İffet duygularının şahlanışını açığa vuran küskün hali; Jıılletle hakkında verilmiş baba kararını sanki protesto ediyordu. Benliğini saran bıı İsyanı belli etmemek kudretini bulamadı, hattâ nasıl bir hal aldığını kendi farketmedl. Şöminenin Öbür başında oturmuş, ona bakan, dikkatle, ısrarla ona bakan Jacuues, birdenbire ayağa kalktı. Aklına müthiş bir şey gelmişti. Şiddetle, birsin baldızının ellerine yapıştı, onu çekti ayağa kaldırdı ve gözlerini — farkında olmadan, İstemeden — kendini ele veren bıı duru gözlere daldırarak;
— Martlıe, yatan söylediniz; siz değilsiniz, bu ol diye bağırdı.
Kadının ağzından bir korku ve ıstırap çığlığı
— Değil! Değil! Vallahi o değil!
Adnın gözü dönmüş bir halde tuttuğu elleri onu tartaklıynrak, tekrar etti t
— Yutan Istanılyorııın. (> değil ınl? İlaydı söyleyin. İtiraf »ulln.
— nnyır, hayır! HâtırnMinn küfrtdmlft gibi oluyorsunuz.. Kardeşim bir ş«*y yapmadı. Yemlıı tMİerlııı. Nenin II mİ ti ne ta taraeıılz yauıln vdnrlnı. ftlvın mektuplarımı görmediniz mİ?
Adamın ellrrlnden kendini kurtardı, ocağa baktı, alevin iiumiImh lllbmeml» olduğu M(»n hlr kâğıt artığımı atıldı. Bir nk-silik çıkarabilecek olun teNudüfÜıı. bereket uysallığı (uttu. Hartlır, yariNi kavrulmuş kâğıdı, muzaffer bir eda İle bayrak gibi HHİlıyarıık, müjdeyi bıiMtı:
— İşte bakın... Okuyun. Benim yazını!
Adam, «alıldım baldızının yazısını tamdı ve bazı kolim**-b«ri göz kıırarlyle bularak, şunları okudu:
.... Kaderin na^ıl bir cih'esıno uğrayıp da bu r/eııl serr/ı ye kendimi kaphrabildim anlamıyorum: İçimi bağrımı m kadar arajftırsam da sebebi yakalamak, tahlil etmek İmk6‘ aihi bulamıyarum...
Mutmnzet de f^MpInasşe, tekrar "ıışk nteşlııde,, yanışını mazur göntarecok lâflar peşinde İdi!
Bıı satırları okuduğu halde, eniştesi bir şey söylemiyor, MiiHiıyorda»
.Marthe da korkudan boğuklaşan hlr sesle, hemen ateşli ııloşli, dil dökıııoye başladı:
— Gördünüz İşte! Artık şüphe etmiyorsunuz Şiıphe etmenize İmkân yok kl. Suçlu brn’lm...
yapan ben’ini. Halbuki mesuttum da. Ama İnsan dlğlnl biliyor mu? Kaderin cilvesi bu: Okudunuz da yazmışım. Hem biz çok znyıf ınulıhıklarız.» dört döner, başımızı döndürürler! Siz erkekler de bir soy görn^ZHİnlz. Kendi çıkarınıza bakar, Işlıılzl, mevki hınuııızı.
Artık kendkl için nıl. ölen karilimi için mİ yalvardığını hlliUer, hlr luılıle, rııIşt«Mİnlıı dlerltıe kapanmış, uf diliyordu. O hıllâ mum uy o r, fııknC ruhıııula kopan hin kargaşalığı, çrh resinden belli olııyortlıı. O kadar dalmıştı kİ. kadının dtKÜstti durduğunu görmüyordu. Bıı İmli farkcdlnce:
— Hiç öyle şey (dur mu. kalkın bakayım, dedi.
Yardım etmek İçlıı «dinden tuttu ve bu ali avucundun Ihrakııı»yarak, eğildi, öptü.
Mnrthe eliııfn ühtüııde, bir damla göz yaşı hİModor gibi oldu ve erkeğin, hürmetle, Adeta hûşûla:
— Affediyorum Mnrtlıe. Yüreğiniz rahat olsun, dediğini
"ııf.. ın komlI.Mİıır mİ. yoksa ölene nıl alt olduğunu bile sormalı ccumrrtlnl bulanından; şaşkın ve ürkek:
— Teşekkür ederini Jacııuea; diye nıırıidnndL
Yazıhanenin ümİünden, Muthlhlc'ln resmi gülümsüyordu. ’hıcquo*. hnhlzlpşon. «önükleşen bir gosîe:
— Haydi gidin Mnrthe. Bırakın tx*ııi... Yalnız kalmak 1a-Uyorııın... üzülmeyin, moruk edilecek bir şey yok. dedL Sonra dn yeniden kuvvet bulan bir achIo:
— JuUette »İzde kol Hin. Ona annesini gevmeyi öğretin. Bu-.o İMİlyorıım... diye İlâve etti.


Sayfa 6
Y is N I İSTANBUL
30 Ekim 1950
PEŞİN : 150 TL
AYDA : 100 TL
Türkiye Umum Mümessil
: Ticaret 1
Müracaat ve Satış Yeri: Galata, Bankalar Caddesi. Tel.: 44623
DEVLET DEMİRYOLLARI İLANLARI
EMIRGÂN cL



f * f i J •


YÜN KEÇE ALINACAK
Devlet Demiryolları Haydarpaşa Satınalma Komisyonundan :
1 — Muhtelif ebatta 1000 metre murabba) (takriben 2738 kilo) yün keçe kapalı zarf usuliyle «atın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 24642 lira olup muvakkat teminatı 1848 Hra 15 kuruştur.
3 — Şartnameler komisyondan parasız olarak damıtılmaktadır.
4 — Eksiltme 16 kasım 1950 perşembe günü saat 11 de Haydarpaşa Gar Binası dahilindeki Haydarpaşa Satın Alma Komisyonunda yapılacaktır.
Teklif mektuplarının o gün saat 10 a kadar makbuz mukabilinde komisyona verilmesi veyahut muayyen olan saatten evvel ele geçecek tarzda İadeli taahhütlü olarak posta ile gönderilmesi. (14761)
Çinko levha alınacak
Devlet Demiryolları Haydarpaşa Satınalma Komisyonundan :
1 — 3160 Kilo 14 No. çinko levha açık eksiltme ile satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 5214 lira olup muvakakt teminatı 391 Hra 5 kuruştur.
3 — Buna alt şartname, Komisyonda parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme, 13 kasım 1950 pazartesi günü saat 10.45 te
Haydarpaşa Gar binası dahilindeki Haydarpaşa SatınalmA Komisyonunda yapılacağından, arzu edenlerin vaktinde Komisyonda hazır bulunmaları. (14640)
MUSLUK ALINACAK
Devlet Demiryolları Haydarpaşa
Satınalma Komisyonundan :
1 — örnekleri komisyonda mevcut 4 kalem muhtelif cins, ebat ve miktarlarda pirinç su ve buhar musluğu taahhüdünü ifa edemeyen müteahhidi hesabına açık eksiltme ile satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 1159 lira 90 kuruş olup muvakkat teminata 87 liradır.
3 — Buna alt şartname komisyondan parasız olarak dağıtılmaktadır.
4 — Eksiltme 7 kasım 1950 salı günü saat 10,30 da Haydarpaşa Gar binası dahilindeki Haydarpaşa Satınalma komisyonunda yapılacağından arzu edenlerin vaktinde komisyonda hazır bulunmaları. (14343).
Bu 2 Krem
Cildinizin bakımına tamamile kifayet etmektedir.
Tasavvur edilebilecek en basit güzellik reçetesini aşağıda takdim ediyoruz »
Öğrenmek ihtiyarında olduğumuz lıerşey

İKRAMİYESİ
SON PADA KABUL TARİHİ:
12-12-1950
LİRASI BULUNANLAR VÇ BU PARAYI USŞİPÇ TARİMİNf KAPAR ÇtKAAÇ-YÇNLtR İŞTİRAK ^R^RLÇR..
BU KÇ$ID€'/€ SAPLARIMDA
EN AZ
| Hicri 19 5 0 Rumi
Mu har EKİM Ekim
18 1370 30 Pazartesi 17 186*
VAKÎT VASATİ EZANİ
Güneş 6.26 1.16
Ö£le 11.58 6.48
ikindi 14.49 9.39
Akşam 17.09 12.00
Yatsı 18.41 1.32
îmsAk 4.49 11.39
UÇAK-TREN-VAPUR
GELECEK OLAN UÇAKLAR
8.50 D.H.Y. (Türk) îzmirden. -9.15 D.H.Y. (Türk) Burandan. — 14.00 D.H.Y. (Türk) Elâzığ. Malatya, Kayseri. Ankaradan. — 14.35 D. H. Y. (Türk) Adana. Ankara-dan. — 15.20 D.H.Y. (Türk) İzmlr-den. — 17.15 D.H.Y. (Türk) Burmadan. — 17.35 D.H Y. (Türk) An-karadan.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8.00 D.H Y. (Türk) Ankara, Sivas, Malatya. Elâzığ. D. Bakıra. — 8.30 D.H.Y. (Türk) Bursaya. — 8.00 D.H.Y. (Türk) Balıkesir, Iz-mire. — 9.30 D.H.Y. (Türk) Ankara. Adanayn, — 10.05 D. H. Y. (Türk) — Afyon, Konya. Adana-va. — m.15 D.H.Y. (Türk) îzml-re. — 15.00 D.H.Y. (Türk) İzmi-re. — 15.30 D.H.Y. (Türk) Anka-raya. — 16.05 D.H.Y. (Türk) Bursaya.
SÜMER (42851) Güller Diyarı Bağdat.
SARK (40380) Lorel Hardi Rüyalar Ülkesinde.
SIR (43726) 1 — AH Babanın Mirası. 2 — Gecelerin Hâkimi.
TAKSİM (43191) Güller Diyarı Bağdat (Türkçe).
TAN (80740) 1 — Takip. 2 — Gangsterler Çemberi.
İ NAL C493OA) (Kışlık) 1 — Şehzade Azmi. 2 — Unutulmayan Mazi. YENİ (84137) 1 — Nesimaçl Gö-
nüllü Kahraman. 2 — Şeytanın Kudreti.
YILDIZ (42847) Kahraman Yahudi
İSTANBUL
ALEMDAR (23863) 1 — Kahra-
manlar Destanı. 2 — Korkunç Or-manlar.
AZAK (23542) 1 — Ölüm Gemisi. 2 — İki Açıkgöz Tarzan Diyarında. AYS1J (21917) 1 — Firavunun Hazînesi. 2 — Vahşi Kuvvet.
ÇEMBERLİTAŞ (22513) Çakırcah Mehmet Efe.
EMRE 1 — Cisko KİL 2 — Sevimli Haydut. 3 — Çılgınlar Kulübü. HALK (21904) 1 — Kan Dâvası. 2 — Yeşil Ölüm.
İSTANBUL (22367) Tarzan Kara Kaplana Karşı. 2 — Kara Şeytan. KISMET (26654) 1 — Zoronun İşareti. 2 — Hint Kaplanı.
MARMARA (23860) 1 — Korkunç Ormanlar. 2 — Kahramanlar Destanı.
MİLLİ (22962> Cebelitarık Casusu. 2 — Nesimaçi Amerlkada. TURAN (22127) 1 — ölüm Gemisi 2 — tkl Açıkgöz Tarzan Diyarında YENİ (Bakırköy 16-126) 1 — Vatan Kurtaran Aralan. 2 — Anna Karenina. *
SÜREYYA (60862) 1 — Zaferden Üstün. 2 — Çılgın Kalbler. TELDEĞİRMENt 1 — Kara qcş. 2 — Balıkçı Oaman,
Evvelâ bu iki kremi kullan-mayo ballarsınız. Her gece, yüz-ve göğsünüze parmaklarınızla Pond's Cold kreminden sürünüz Bu kremi bilâhare sildiğinizde, bütün
CİLDİNİZİ KOPUMAK İÇİN Yüzünüze hafifçe "Vanishîng" kreminden sürünüz. Bu krem, pudranızın sabitliğini bir kot orttırmaklo berober, yeni cazip teninizi koruyacak ve
İstanbul Gümrük Muhafaza Başmüdürlüğü Satınalma Komisyonundan:
45 kalem İlâç ve sıhhî malzeme kapalı zarf usuliyle satın alınacaktır. Muhammen bedeli 17702 Hra 10 kuruş, muvakkat teminat 1327 Hra 66 kuruştur. Eksiltme 10 Kasım 1950 günü saat 15 dedir. Şartname her gün Komisyonumuzda görülebilir, isteklilerin, teklif mektuplarını en geç eksiltme günü saat 14 a kadar Galata, Rıhtım caddesi Çinili Rıhtım Hanı ikinci kattaki Komisyonumuz Başkanlığına vermeleri veya göndermeleri.
(13978)
-— 1 ■1 1 ■1 —-
Mersin Belediye Başkanlığından:
Beledlyemizce satın alınacak 80 ton MC. 4 tipi katbek asfaltı kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur. İhalesi 15.11. 1950 salı günü saat 15 te belediye dairesinde yapılacaktır. Sözü geçen asfaltın her tonunun muhammen bedeli 330 liradır. Bu eksiltmeye girmek isteyenlerin teklif mektupları İle birlikte %7»5 geçici teminat akçesini ve banka mektubunu ve 1950 vılı ticaret odası kayıt belgesini İhale saatinden bLr saat önceye kadar yazı işleri müdürlüğüne vermeleri lâzımdır. Buna ait şartname fen müdürlüğünden parasız olarak temin edilebilir. (14814)

Gü-

Beyoğlu 4-1644 A.nkAra 00 İstanbul L4222 İzmir 2222 Üsküdar 60945 K.köv 60872 Karşıyaka 15055

kir ve makyaj izlerinden eser kalmıyccağını göreceksiniz.
saatlerce pudranızın uçması no imken bırokmıyacaktır.
GELECEK OLAN VAPURLAR
6.30 Erzurum. Bandırmadan. — 7.30 Seyyar, Karabinadan. — Gü-neyau. Karadenlzd(»n. — 19 30 Sus, Mud&nyadan, — 22.30 Uludağ. Bandırmadan.
GİDECEK OLAN VAPURLAR
8.00 Uludağ, Bandırmaya. — fi.oo Sun, Mudanyaya. — 14.00 Cumhuriyet, Karadcnize.
GELECEK OLAN TRENLER
8 30 Ankara. — 9.15 Ankara Ekspresi. — 20.30 Ankara.
GİDECEK OLAN TRENLER
9.00 Tarsus. — 18.10 Ankara.
21.40 Doğu Ekspresi.
KADIKÖY y
BİZİM SİNEMA (Üsküdar) 1 -
Nehirler Kırallçesİ. 2 — Ateş Bekçileri.
HÂLE (Üsküdar) 1 — Amber. 2 — Şnrlok Holmes Altın Hazineler! Peşinde.
OPERA (68714) 1 — Aşılmaz Duvarlar. 2 — Şarlatan.
SUNAR (Üsküdar) 1 — İstanbul Geceleri 2 — Bir Dag Masalı.
R
A
BEYOĞLU
ALKAZAR (42562) 1 — İntikam
(llıcı. 2 — Perili Maden.
AR (44394) Memnu Mıntaka. ATLAS (40835) Gehennem Geçidi. ELHAMRA (42235) Memnu Mın-ta.Ua..
İNCİ (84595) Kahraman Yahudi. İPFK (44289) Tarzan Maymun A-d&m.
i.Alk
(Türkçe).
MELEK (40868) Denizlerin Sevgilisi.
SIATPARK (83143) 1 — Kimsesizler, 2 — Kalbim Şenim
(43395) Memnu Mıntaku
ANKARA
ANKARA (23234) Singoalla. BÜYÜK (15031ı Madame Bowary. CEBECİ (13846) 1 — Madame Bo-wary (Türkçe). 2 — Suçsuz Cani. PARK (111311 Frankeştaynın Doluşu.
SÜMER (11072) Gizli Teşkilât.
SUS (14071ı Çakırcah Mehmet Efe ULUS (22294) Altın Hâzineleri.
YENİ (11040) Suçlu Benim. Bİ-lCK HAmiet.
KÜÇÜK Temsil yok.
GAR GAZİNOSU 7 Bryanus vüsü.
ANKARA PALAS PAVYONU za Şeydi idaresinde Viyana raksyon Orkestrası.
İZMİR
TAYYARE Söyleyin Anama Ağlamasın.
MELEK 1 — Tarzan Ormanlar Aralanı. 2 — Port LÂLE 1 — Altın Sihirli Aşk.
TAN
Sihirli Aşk.
YENİ 1 — Öldüren Buse. 2 —
İnler Geçidi.
ELHAMRA Tuna Ağlıyor.
Re-
Ge-At-

1 — Altın
Salt. Hâzineleri.
Hâzineleri.
İ8TANBUI
BELEDİYESİ
Srhlr Tiyatrolar»
Dram Kısmı Temsil yok Komedi kısmı
20,30 da
Gelir Vergisi
MUAMMER KARACA
TİYATROSU
BEL A M 1 (Müzikli komedi) Yazan: Refik Kordan
2 —
2 —
Ha-
44998
60536
91 2251
îstanbul Beyoğlu Anadolu yakası Ankara
İzmir
EMİNÖNÜ: Ankara (Eminönü) — Sırrı Bnşdofcan (Küçükpazar) — Esat (Divanyolu) — Asadur (Ge-dikpaşa)
BEYOĞLU: Güneş (Merkez) —
Barunak (Taksim) — Batlst Tülbentçi ıTaksim) — Bankalar (Galata) — Necdet Ekrem (Şişil) — Çubukçu (Şişli) — Halıeıoglu (Has köy) — Yeni Turan (Kasımpaşa). FATİH: Üniversite (Şehzjıdeba-
şıı — Ziya Nuri (Aksaray) — Sn-matya (.Sama t ya) — Nâzım Malkoç (Şehremini) — Edlrnekapı (Karagümrük) — Havım Berk (Fener)
EYÜP: Arif Beşer
BEŞİKTAŞ: S.Recep (Beşiktaş) — OrtakÖy — G. Dlvanlıoglu (Arna-vutlcöy) — Merkez (Bebek)
KADIKÖY: Kadıköy (Kadıköy) — Feneryolu — Erenköy — A. Cafer Çağatay (Bostancı) — Çamlıyurt (Üsküdar)
HEYBELİADA: Halk
BÜYÜ KABA: Halk
ÎZMÎR: Ege (Basmahane) — Alsa nen k (Alsancak) — Asri (Eş-refpaşA) — Güzel Yalı (Yalılar) — Hilâl (KemeraHD
ANKARA: Sakarva — Nümune — Güray
D
Y
0
L
A
R
V
Bundan sonra» cildinizin te-mfzlik ve yumuşaklığını mu* halaza etmek üzere, bir kerre daha Cold kreminden sürünüz.
T. C. ZİRAAT
POND’S
BANKASINDAN
Bankamız tarafından 5389 sayılı kanuna istinaden İhraç edilen muvakkat tahviller halinde satılmış olan birinci tertip 10 milyon liralık tahvilimizin asıllan» kuponlu olarak, bastı* rılnıış bulunmaktadır.
Tahvil sahiplerinden, ellerindeki muvakkat tahvilleri evvelce satın almış oldukları bankalarımıza getirip aaılian ile değiştirmelerini rica ederiz.
Değiştirme işine 1 kasım 1950 tarihinde başlanarak 3 ay müddetle devam olunacaktır. Bu müddetten sonra yapılacak değiştirmeler bazı kayıt ve masrafları İcap ettireceğinden tâyin edilen müddeti geçirmemelerinin menfaatleri iktizasından olduğunu tahvil sahiplerinin dikkatlerine arzederiz.
TEKLİF İSTEME İLÂNI
Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu
Orman Fakültesi Dekanlığından:
Fakültemizde 170 Hra ücretli elektrikçilik münhaldlr. isteklilerin ehliyet belgeleriyle 10.11.1950 gününe kadar Büyükdere Bahçeköydeki Fakülte Dekanlığına müracaatları ilân olunur.
(14739)
PROTEJİN
Frengi ve Belaoğuklujıınun teminatlı bir koruyucuaadar.
Yanık, ekzenıa ve cilt yaralarına fevkalâde iyi gelir.
Acele Satılık Kelepir Otomobiller
1948 modeli Chrysler ve Dodge otomobiller Maçka Garajında görülebilir. Radyo ve kaloriferleri vardır.
Müracaat: Aşirefendi Cad. İmar Han 28, Tel: 26144

ANKARA:
8.28 Açılış ve program. — 8.3(1 M S.Ayarı, haberler ve hava raporu. — 8.45 Sabah melodileri (pl). — 9.10 Günün programı. — 9.15 Köçc.kçeler. — 9.45 Sabahaddln Tanınmıştan zurna He düğün ve oyun havaları. — 10.00 Safiye Aylâ okuyor. — 10.30 Tat-lıyaydan parçalar. — 10.45 Zeybekler geçiyor. — 11.00 Yurttan sesler. İdare eden: Muzaffer Sarıah-Ken. — 11.15 İncesaz. — 12.15 Kısa dalga asker saatinden 15 dnklka nakil. — 12.30 Radyo salon orkestrası (Sedat Ediz ve arkadaşları). — 13.00 Haberler. — 13.15 Dans müziği (pl). — 13.30 öğle Gazetesi. — 13.45 Dans müzifrl (pl). — 14.00 Hava raporu, akşam programı ve knpanış.
17.58 Açılış ve program. — 18.00 M.S.Ayarı. — 18.00 Dans müzipi ipi). — 18.30 Konuşma: Kitap saati. — 18.45 Neşeli parçalar (pl). — 19.00 M. S. Ayarı ve haberler. — 19.15 Tarihten bir yaprak. 19.25 Kars folkloru, — 19.45 Tarihi Türk müziği. — 20.15 Radyo Gaztd(*Sİ, — 20.30 Radyo senfoni orkestrası (Şef: Halil Orı.fvman), — 21 on Kahramanlar geçiyor (konuşma). 21.15 Dnns müzikleri (pl). — 2145 Saflık saatleri — 22.00 Müzikseverin sastl, — 22.45 M.S.Ayan ve haberler. — 23.00 Program ve kapanış.
İSTANBUL:
12.57 Açılış ve programlar. — 13.00 Haberler. — 13.15 Orkestra eserleri ipi). — 13.45 Saz eserleri oyun havalan. — 14.00 Serbest saat (Konuşma veya müzik). — 14.10 Bağlama İle oyun havaları. — 14.30 Dana müziği (pl). — 15.00 Şarkılar. — 15.40 Çeşitli hafif müzik (pll. — 16.00 Türküler. — 16.15 Dana müziği (pl). — 16.30 Marşlar (pl). — 16.45
Çeşitli hafif müzik (pl). — 17.00 Dinleyici İstekleri (Türk müziği). — 17.45 Dans müziği (pl). —1 18.00 Fasıl heyeti konseri (Karcigar faslı). — 18 40 Kara türküleri. — 19.00 Haberler. — 19.15 Kısa şehir haberleri. — 19.20 Küçük orkestrndnn molodller. — 19 40 Radyo klâsik Türk musikisi birliği konserinden Rumeli türküleri. — 20 15 Radyo Gazetesi. — 2u.3o Ziraat sayımı münasebetiyle konuşma. — 20 10 İstanbul türküleri. — 21.00 Spor hasbıhalleri. Konuşan: Eşref Şefik, — 21.15 Senfonik müzik (pl) Ludvlg van Beethoven,. Senfoni No. 9 “re minör,, np. 125. — 22.25 Piyano soloları (pl). — 22.30 Ağız armonikası ve santurla snz eserleri. — 22.45 Ha-
berler. — 23.00 Dans müziği (pl). — 23.30 Programlar re kapanıl.
İstanbul İrtibat
MM’ • 1 • • 1 • • v • • ı
Müdürlüğünden
(100 ton Kaolin kumu alınacak)
Fabrikalarımız İhtiyacı için 100 ton kaolin kumu alınacak-ır. Nümune ve şartname Galatada Bankalar Caddesinde Anka-a Han ikinci katta Satın Alma Şefliğimizde her gün görülebilir, isteklilerin tekliflerini en geç 10 kasım gününe kadar Satın Al-na Şefliğimize vermeleri. (14820)
Kikülata ve Şekerleme Fahrlkası bayramınızı kutlular.
telefon: 22183 Hasırcılar No. 97
İstanbul Beşinci Asliye
Hukuk Yargıçlığından :
1950/139
Tebliğ olunacak taraf: Mchfa-ret Olgaç - Taksim Bülbül mahallesi Serdar Ömer Caddesi 33 No.lu fırın üstündeki evde mukim.
Haydarpaşa Hastahanesine bağlı Hemşire ve Lâborant O-kuhında okumakta İken 15.1. 1947 tarihinde okulu terketti-ğintzden 1162 lira 45 kuruşun % 9 faizi ve yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ile birlikte tahsili hakkındaki hazine tarafından aleyhinize açılmış o-lan dâvanın yargılamasının 26.
10.1950 saat 10 da yapılacağı gazete ile Hân edildiği halde mezkûr günde mahkemeye gelmediğinizden dâvaya bakılarak gıyap kararı tebliğine karar verilip yargılamanın icrası
23.11.1950 saat 10 a bırakılmıştır. Gösterilen gün ve saatte mumaileyh Mefharet Olgaçın Sirkeci Yolcu Salonu üstünde İstanbul Asliye Beşinci Hukuk Mahkemesinde bllasale veva bllvekâle hazır bulunmadığı takdirde dâvanın gıyabında rü-yet ve usulüne tevfikan intaç olunacağı malûmu bulunmak ve gıyap kararının şahsına tebliğ edildiği yerine kaim olmak üzere keyfiyet H. U. M. K. nun 141 İnci maddesine tevfikan i-
lân ve tebliğ olunur. (14811)
MİNERVA
Dikiş Makineleri
Enteresan bir ilân
Muhterem vatandaşlara meşhur NUGGET İngiliz a-yakkabı cilâlarının bazı meziyetlerini hatırlatıyoruz.
1 — NUGGET boyalı cl-lâları tek bir kullanışta kunduralarınızı hem boyar hem parlatır.
2 — Herhangi bir yakıcı maddeden tamamen kurtulmuş olduğundan ayakkabılarınızı asla yakmaz.
3 — NUGGET boyalı cllâ-larda bulunan hususi yağlar ayakkabılarınızın derisini besler ve ömrünü uzatır.
4 — Ayakkabılarınızı ve her nevi deriden yapılmış eşyayı su geçmez bir hale getirir.
5 — Her mevsimde ayakkabılarınızın güzel görünüşünü temin eder ve verdiği parlaklık herhangi bir cilâ-dan fazla devamlıdır.
6 — Piyasaya 4 boy üzerine ve 9 muhtelif renklerde takdim edilmektedir.
NUGGET boyalı cilâları DÜNYANIN 5 KUPASINDA 11 FABRİKA TARAFINDAN ÎMAL EDİLMEKTEDİR.
Satılık Otomobil
3000 Km. yapmış 1950 model kapalı yeni Ford acele satılıktır. Telefon 44756. M. A-takere müracaat.
30 Ekim 1950
Y E N î İSTANBUL
Sayfa 7

KAPALI
AL MAVINI l
SYLVANIA
Dikiş Makineleri
ARANIYOR
marka dikle makineleri,
MELOPHON
marka radyoları,
GALATA, RIHTIM CADDESİ, TAHİR HAN
IPEKER
Sultanhamam, Hacopulo Han karşısı No. 40
dır. Saç dökülmesi ve kepeklenmesine kArçı harika Llâç PETROL NİZAM tedavisine derhal başlayınız. Bütün eczahanelerde ve lüks parfümeri mağazalarında bulunur.
Firmamızın tıbbi ve diş tababeti cihazları ile, bundan böyle devamlı olarak getirteceğimi*
KIYMETLİ
e
BİR MÜŞAHEDE
Amerikanın meşhur Rockfel-ler Enstitüsü Hm! Araştırmalar Konseyi tarafından neşredilen bir bültende, petrol kuyularında çalışanların saçlarını gayet iyi muhafaza ettikleri müşahede •-dllmlştlr. Aynı bültende belirtil-dlgine göre. BENZİNE DE PETROL maddesinin saçların dökülmesine mAnl olduğu tesblt edilmiştir. Bu maddeyi havi yegâne müstahzar
Tesisatınızda otomatik starler balast ve duyları kullanınız.
WARNER
Rujlarının ikramiyeleri 31 Ekimde çekilecektir.
ACELE EDİNİZ
Güzel bir kürk manto, kol saati, robluk kumaş kazanabilirsiniz. Her yerde satılır.
İkramiyen
W A R N E R
Rujlan
10 Ay Taksitle
• BAKKAL, KASAP
• LOKANTA, BAR
• BİRAHANE, KAHVE
• PASTANE, BERBER
• ECZANE, PARFÜMÖRİ
• GÖMLEKÇİ, KUMAŞÇI
• KİTAPÇI VE SAİR
• AKLA GELEN HER YER
Beherinde 0.15 gr. Kinin vardır
İngilizce ve al m an çayı gayet iyi bilen bayan veya bay bir daktiloya ihtiyaç vardır. Müracaat:
P. K. 2309 Beyoğlu
GELİN DE... BUNA HARİKA DEMEYİN?
Yeni Ortağınız
Yazar Kasası'm
Takdim Ediyoruz!..
n sinema ve fotoğraf makineleri teshir ve satışının
altındaki yeni mağazamızda (Tel: 49449) yapıldığını «ayın müşterilerim!»* arzederiz.
Türkiye Mümessilliği:
LİBKA TİCARET T. A. O
İstiklâl Cad. 308 • Tel ı 43809
kİ W işinizi sizin kadar duşunur Türkiye Umum Mümessili >
OKLAR LIMITED ŞİRKETİ
Bankolar cad. 132-134 Galola - İstanbul Telefon
• » r*
GOZUNUZ
DEVAMIN
de radyonuz
Caddesi
"SİEMENS’e kavuştuğumdan-beri boş zamanlarımda radyo-mun başından ayrılamıyorum SIEMENS sizin olmalıdır. "
SIEMENS
Alman Radyoları
Türkiye Mümessili i /
Türkeli Ltd. Ştl. V~
•Fotoğraftır RADYO HAFTASI Mttunuııındtn »tınmiftn.
9

Milletlerarası Futbol Hakem Komitesinin aldığı son kararlar
Dinarlı Mehmedin
Amerika güreşleri
Dinarlı, Amerikada uGentlemen Türk,, kazandı ?
Toplayan :
lâkabını nasıl
İPEKÇİ
I
t
Mehmet
Dinarlı
I k

Milletlerarası Futbol Federasyonu Hakem Konut» sı ?ı .'viüide ÖrlUcaal-de yaptığı hır toplantıda, oyun kaideleri hakkında milli federasyonlar tarafından kendisine sorulan bazı meseleleri görüşmüş ve bunlara dair aldığı kararları İlgililere tebliğ etmiştir. Bu meyanda Fransız Federasyonunun sorduğu, top ayağında olmadığı halde kaleye koşan bir oyuncunun harekâtına, karşısına geçilerek mâni olunduğu takdirde ne ceza ve. rilçccği luıkkındakı suali İncelemiş ve bunun bir rndrekt vuruşla tecziye edilmesine karar vermiştir.
Bundan sonra Danimarka Federasyonunun sorduğu sunilerin tetkıkına geçilmiş ve bunlar hakkında da aşağıdaki kararlar alınmıştır.
Danimarka nın sorduğu sus İlerden biri; taç çizgisi üzerinden topu süren bir oyuncunun karşısına çıkan hasım oyuncusunu bertaraf etmek Üzere bir an için çizginin dışına çıkarak topu çizgiden çıkarmadan biraz ileride tekrar yakalamasının cniz olup olmayacağı meselesine taallûk ediyordu
Top çizgiden çıkmadığına ve oyun kaidelerini ihlâl eden hiç bir hareket de vuku bulmadığına göre hakemin oyunun devamına müsaade etmesine mâni olamiyacağına karar vermiştir.
Diğer sunilerden biri de şu idi; çizgiye yakın bir yerde topu hızla süren bir oyuncu elenti alamıyarak lop oyun sahasında kaldığı halde, dışarı çıksa ve bunu takiben de kendisine kızarı hasım oyuncusu saha dışında bu oyuncuya bir çelme taksa veya tekme vursa neye karar vermelidir ?
Komitenin cevabı: Top oyunda olduğuna göre hakem oyunu durdurarak çelme takan veya tekme vuran oyuncuya ihtar verecek veyahut lüzum görürse bu oyuncuyu sahadan dışan çıkaracak ve topun bulunduğu yerden bir hakem Atışı yaptıracaktır.,,
S. K.
Süha Erler, Almanyaya gidiyor yllzÜcUlerimİzden İstanbul şampiyonu Süha Erler bu cuma yüksek tahsilini yapmak Üzere Almanya-va gidecektir. Bu mevsim içinde İyi dereceler yapan yüzücümüz orada kaldığı müddetçe tanınmış yüzme kulüplerinden birine şimdiden yazılmıştır. Genç yüzücümüze bütün çalışmalarında muvaffakiyetler dileriz.
olarak onlara
Amerikada büyük namlar kazanan. silinmez izler bırakan iki güreşçimiz vardır. Biri meşhur Koca Yusuf, diğeri Dinarlı Mehmet. Bunlardan birincisinin Amerikada uyandırdığı tesir o kadar büyüktü ki. ondan sonra Amerikaya giden bütün Türk güreşçilerinin isimlerine bir Yusuf ilave ettiler. Nitekim Dinarlı Mehmet için de böyle olmuştu. Di-narlıyı. Amerikan gazeteleri halka Mehmet Yusuf diye tanıttılar.
Dinarlı Mehmet 1933 yılında Amerikaya gitmek üzere Fransaya hareket etti. Pariate bir kaç güreş yaptıktan sonra Amerikaya geçti. O zamanlar Amerikada güreş en cok Chicago’da, Callfomla’da revaçta idi. En büyük güreş organizasyonları orada yapılırdı Amerikalıların kendilerine mahsus bir güreşi vardı. Şimdi pankreas demlen bu güreş bizim yağlı güreşe biraz benziyordu. Farklı olarak kafa vurmak, yumruk atmak gibi hareketlere de cevaz veriliyordu.
İşte Dinarlı Mehmet bu usule göre güreşecekti. Güreş organizatörleri kendisine, o zamanlar Amerikaya gidon bütün Türk pehlivanlarına yaptıkları gibi, fes. şalvar, cepken verip eski milli kıyafetimizle bir resmini çektirmek ve bunu reklâm kullanmak istediler. Dinarlı.
inkılâbı hatırlattı, bu şekilde resim çektirmeyi’ reddetti.
Mehmedin Amerikada karşısına ilk olarak 130 kilo ağırlığında ve boyu 2 metreden uzun olan bir Amerikalıyı çıkardılar. Dinarlı Mehmet bu güreşçiyi tarif ederken "yabani bir kovboy*' diyor ve onu karşısında gördüğü zaman neticeden çok korktuğunu itiraf ediyor.
Fakat netice korktuğu gibi olmadı, Dinarlı daha dördüncü dakikada rakibini belinden sımsıkı yakaladı ve sırtını mindere yapıştırdı.
Dinarlı Mehmedin bütün emeli, aslen bir Rum olan ve o zamanlar A-merikada dünya şampiyonluğu Unvanını elinde tutan Cim Londos ile kar-şılaımaktı. Fakat Cim Londos kolay kolay güreş tutmazdı. Onunla güreşebilmek için Amerikanın ileri gelen pehlivanlarını yenmiş olmak lâzımdı.
Dinarlı, karşısına çıkarılan güreşçileri birer birer altetmeye başladı. Derken bir gün karşısına eski dünya şampiyonlarından Strangler IzıulM’yi çıkardılar, Louis. o zamanlar yaşlanmaya yüz tutmuştu. Dinarlı Mehmet onu da yendi. Yendikten sonra minderden kaldırdı, elini öptü. Dlnarlının bu hareketi seyircileri şaşırtmıştı. Maçtan sonra kendisine neden yendiği rakibinin elini öptüğünü soran gazetecilere Dinarlı dedi ki:
"Tiirkler büyüklerine daima saygı gösterirler. O, senelerce dünya şampiyonluğunu elinde tutmuş olan olr pehlivan. Ben bugün onu yendim, fakat o yine benim büyügümdür...
Dinarlı Mehmet bu sözü ve hareketi ile Amerikalı seyircilerin büyük sempatisini kazandı. O günden sonra ona centilmen Türk demiye başladılar.
Dinarlı San Franclsco’da Callfnrnla şampiyonu Manokyan ile karşılaştı ve onu 14 dakika gibi kısa bir zamanda yendi. Bu güreşten hemen iki gün sonra Dinarlı Mehmet. AfganistanlI Eyüp Han ile güreşti. Müsabaka çetin oldu. Fakat Dinarlı 47 dakika »üren mücadele sonunda rakibinin sırtını yere yapıştırdı.
Mehmet, bununla karşısına çıkarılan lî nej pehlivanı yenmiş oluyordu. Hiçbiri Dinarlının karşısında du-ramaıptştı. Halk artık onun "Centilmen Türk" lâkabını unutmuş, "Ter-rible Turcn (Müthiş Türk) diyordu.
bahsedlyor.
Di-
Gazeteler hep ondan narlının, kimsenin bilmediği oyunları bildiğini, akıllı ve çevik harekelerle en kötü vaziyetlerden kurtulduğunu yazıyorlardı. Dinarlı Mehmclle karşılaşan rakipleri ise onun yenilmesi en gdlç bir güreşçi olduğunu soy. İliyorlardı.
Artık Mehmedin Cim Londos’la karşılaşması için zaman ve zemin hazırlanmıştı. Bunu sezen Amerikan gazeteleri ikiye ayrılarak neşriyata başladılar. Bir kısmı Dlnarlıyı. diğer bir kısmı da Londos’u tutuyorlardı. Nihayet Cim Londos Dinarlı Mehmet-le, dtinyn şampiyonluğu İçin karşılaşmayı kabul etti.
Beykoz, Istanbulsporu
4-2 yendi
Fenerbahçe - Vcfn maçından yapılan Beykoz - tstanbulBpor maçını 1-2 Beykoz Takımı kazandı.
Fenerbahçe - Demirspor maçını Mısırlı hakem idare edecek
Ankara. 29 (Hususi muhabirimiz bildiriyorı — Yarın şehrimizde 19 Mayıs Stadında yapılacak olan Fenerbahçe - Demirspor maçını beynelmilel hakemlerden Mısırlı Zeki Bey Osman İdare edecektir. Zeki Bey Osman Mısır kafilesi ile beraber şehrimize gelmiş bulunmaktaydı.
Dünkü Fenerbahçe- Vefa maçında, \(*fa kalevini Zeki bir Fener hücumunda topu yumrukla uzaklaştı rıyor
Joe Louis tekrar

boksa başlıyor
Joe Louis son birinden
maçlarının
sonra
Washington 29 (YtRS) — Dünya boks şampiyonlarından Joe Louis yakında tekrar ringe dönecektir. Joe Louis, ringe döneceğini hafta içinde kendisiyle konuşan gazetecilere söylemiştir. Hattâ Poe Louis ilk antrenmanını da yapmış bulunmaktadır.
Dünya şampiyonunun bu karan Amerikada memnuniyetle karşılanmıştır.
İngiliz Futbolünde oyuncu alış verişi

Kulüp idarecileri şimdi daha zi
eııç
oyuncular üzerinde durmaya başladılar
Dünyanın her yerinde 218.800 İngiliz lirasının büyük bir değeri vardır Halfa vergiden muaf Britanyada bile bu yekûn orta halli İki, üç aileyi hayatlarının sonuna kadar refah içinde yaşatır Bu 218.800 Ingiliz lirası İle 70 otomobil «atın alınabilir. Yahut 10 profesyonel futbolcunun nakil paraları ödenebilir. Evet bu muazzam para son iki sene içLndc tnglltrredekl profesyonel kulüpler tarafından kâh tecil, kâh terfi kayguau İle anrfedil-mlsHr.
Bu son 5 sone içinde kulüp idarecileri genç futbolcular üstünde titizlikle durmaya başladılar.
İngiliz enternasyonal ovuncuların-»Jan Aston. Wrlght. Shackleton. Dl-ekinson, geçen cumartesi Belfast’ta Irl&ndaya karşı çıkardıkları oyunla kulüplerine 10.000 Ingiliz lirasından fazlaya mnlolmndıkhtrınu gösterdiler,
Kulüp İdarecilerinin çoğu şimdi genç futbolcular üzerinde ısrarla durmaya başlamışlardır.
F. BASER
Dün yapılan hususî karşılaşmada
Vefa, Feneri 2-1 yendi
Fenerbahçe eksik bir kadroyla oynadı, Vefalılar gollerini ilk devrede attılar
Milli niHçlaım yapılması dolnyısly-le tehir edilen lik maçları yerine Fenerbahçe Stadında Fenerbahçe İle Vefa, Bey kozla da Istanbulspor takımları hususi bir karşılaşma yapmışlardır.
Günün ikinci ve-mühim maçını Bcykozlu Bahadır Olcaytnnun idaresinde Fenerbahçe - Vefa takımları yaptılar.
VEFA: Zeki — Mustafa, Tarık — Küçük Zeki, Melih, Salâhaddln — Danan, Azız, Garbls, Kâzım. İsmet.
FENERBAHÇE; Erdal — Hilmi. Ahmet — Kâmuran, Erdoğan. Sa-mim — Lefter, Erol. Zekeriya, Bahri, Faruk.
Ahmcdin ilk Vefa
Vefa a-
Takımlar sahaya çıktığı vakit Fe-nerbahçenln sakat bulunan Erdoga-nı ve Ankaradakİ milli maçtan dönmüş olan Lefteri de aralarına aldıkla-rı gorıılüyordu.
Maç başlar başlamaz Vefanın sag-açığı Danon Fenerbahçe kalesine tehlikeli bir iniş yaptı ve dördüncü dakikada Fenerbahçeli bek hatasından istifade ederek golünü ağlara takdı.
On dakika sonra yine bir
kınında soliç Kâzını. Erdoğanı atlatarak ikinci Vefa golünü de ağlara taktı, İlk devre bu suretle (2-0») Vefanın lehine kapandı..
İkinci devreye Fenerbahçeliler mağlûbiyetten kurtulmak için çok e-nerjik başladılar. Hattâ otuz beşinci dakikada Fenerbahçeliler kazandıkları penaltıyı bile atamadılar. Lef-terln çektiği penaltıyı Vefa kalecisi Zeki güzel bir plonjonla kurlardı. Nihayet 40 inci dakikada Erol Fenerin ilk ve son golünü atmaya muvaffak oldu Lse de sahadan 2-1 mağlûp ayrıldı.
Fenerbahçe Takımı akşam Anka-raya hareket edeceği için ikinci dev. renin yansından sonra kendini zorlamadan yavaş bir oyun oynamıştır. Uzun bir müddetten beri sahadan u-zak kalmış olan santrhaf Erdoğan da eski oyunundan bir hayli kaybetmiş bulunuyordu. Kaleci Erdahn da. sakatlıktan sonra Erdoğan gibi oyu-
nunu kaybettiği her akında belli o luvordu.
Vefa Takımı bu sezon İçinde rakibi Fenerbahçe^ üçüncü defa mağ. lûp etmiş oldu.
San-LAcivertliler Vefa maçından sonra Ankarada Demirsporla bugün karşılaşmak üzere dün akşamki ekspresle Anka raya hareket etmişlerdir.
İsrail’deki yenilişimizi takım teşkilinde aramalı
Fenerbahçenin israilde ve İsrail takımının
tutarsak, hasmımızın
ona göre ihtiyatlı hareket etmemiz icap ederdi hek, Rehânın sağ açık oynaması şehrimizde hayretle karşılandı
« •
yaptığı maçlarda aldığı neticeleri şehrimizdeki oyunlarını gözönünde kuvvetini pek küçümsemememiz ve Bülendin
Yazan : Vedat ETENSEL
Ingiliz futbolu harbin tesirlerinden kurtulmaya başladı. Yeni ve genç almalar Bahaya girdikçe menajerler a-radıklarını kapılarının önünde bulmaya başladılar. Boylece kulüp idareci lorinln çek defterleri çekmecede durmaya mahkûm olmaya başladı. Lâkin bundan 22 sene evveline bakalım... E-klm 1928 de Arscnulh David Jack'ın yerme oynıyacnk Bolton Wanderera’e 11,000 İngiliz lirası verilince futbol dünyası hayrete düşmüştü.
Jkinci ve üçüncü küme kulüpler bu haberi alınca servetten daha büyük, bir kıymet taşıyordu. Lâkın 10.000 Ingiliz lirası bir meblâğ idi. meselâ bugün Doncosto Roversin menajeri Pü-ter Doherty, Blackpool’dan Mancbes-ter City Kulübüne geçtiği bolcu piyasası vaziyeti bir kindi.
vakit, fur-hayll sa-
başka bir
1938 de eli açık Arsana) isyan doğurdu. \Volverhampton, VVelsh înternotional Kulübünün parlak santrforu Jones'u istediler ve neteklm de elde etliler. 14 000 İngiliz lirası ül değiştirdi ve Jonea’hn nakliyle bütün futbol dünyası temelinden sarsıldı.
Bir sone sonra 1939 da. harp lik futbolunu İnhitata şevkle nakil piyasası kapandı. Lâkin harpten sonra 1945 te daha geniş iş sahası ve eskisinden da-ha yüksek fiyatlarla harekete geçti
Yeniden lik e İştirak eden kulüpler B sene sonra en İyi eski yıldızlarının «önmüş olduğunu gördüler Yani si* malar tecrübesiz, tecil ve terfi bozuşmasında kendilerini gösteremeyince
I
İstaııhulda güzel oyunlarını seyrelt İğimiz Slıaekleton
Mısırlılarla çarşamba günü şehrimizde karşılaşacağız
Mısır Takımının arzusu üzerine çarşamba günü şehrimizde Kahire -İstanbul temsili maçı yapılacaktır.
Yarın İsrailde ikinci
«liger kulüplerin antrenmanlı İyi oyuncularını satın almayı hal çaresi buldular

Oyuncular bile şöhret fırsatını böy-lece buldular. Daha yüksek sınıf kulüplere naklolmak hevesi ile İsimlerinin "listeye geçmesini,, isteyen futbolcular çoğaldı. Üstelik bazı büyük kulüpler malî vaziyetlerinin bozulduğunu anlayınca en İyi oyuncularını satmaya razı oldular
Futbolun en fazla para harcanan devri boylece baeladn Tommy La\vton 11.500 Ingiliz lirasına Evertondan Chdson'n geçti. Bu iyi bir pazarlıklı. Aynı fiate Stanley Matthows SI oc kellen Blackpool'a geçti. Shackloton’uıı bankasındaki hesapları da yükseldi.
Ingilteredeki lİk maçları
Londra. 29 (TH A.) — Cumartesi günü devam edilen lik maçları mevsimin en gollü karşılaşmaları olmuştur.
Birinci küme karşılaşmalarında a-lınan neticeler şunlardır:
Arscnal . Derbı Coıınty 3-1, Burn-ley - Aston VlUa 2-0. Chelsoa - Sun-ılerland 3-0. Everton - Manchester United 4.-1, Huddersfield - Bolton 4-0, Middlesbıough - Fıilham 1-1, New-cast.e . Blackpnol 4-2, Portsmnuth -Wolverhampton 4-1. Shcffield Wen-desdav - Llverpool 4-1. Stoke City -Charlton 2-1. W. B. Alblon - Tottenham 2-1.
maçımızı yapacağız
Tol-Avivde 5-1 nuıfflûp olan Milli Takımımız, yarın yine aynı stadyumda İsraillilerle temsilî mahiyette olarak tsUnhu) - Tel-Aviv maçını yapacaktır. Takımımız çarşamba günü hareketle yine aynı gün lstanhulda n-lacaktır.
İsrailde yapılan mili! maçı maalesef 5-1 kaybetmiş bulunuyoruz. Bu acı mağlûbiyet haberi memleketimizde büyük bir teessürle karşılanmıştır.
Beden Terbiyesi Teşkilâtının bu sene yaptığı programda bir güne iki milli maç koymak hatası daha ilk günde kendini göstermiş bulunmaktadır.
Takımların seçilmesinde bile en ufak hır dikkatin gösterilmemesi bu acı akıbetin doğacağını gösteriyordu. Geçen ve bu sezon gösterdiği güzel oyunlarla nazarı dikkati çeken Lefter İle kaleci Turgayın i A) Milli Takım kadrosuna alınmayıp onların yerlerin* daha ikinci plânda kalan futbolcuların çağrılması ve İsrail maçlarına e-hemıniyet verilmemesi futbol tarihimizde çok güç unutulacak acı bir ders olmuştur.
Her nedense. Futbol Federasyonu kimbilir. ne düşünce il£ olacak. İsrail milli maçı için lâzım gelen ehemmiyeti vermemiştir.
Futbol Federasyonu en büyük hataya daha: Genç ve lAı milli takım kadrolarını teşbit ederken başlamıştır, Bu seferki kadrolar bir el çabukluğu ile ilân edildi ve bir antrenmandan sonra bir kadro Ankarava. diğer kadro Îsraile hareket etti.
Federasyon her iki maçın da gayet kolay olacağını zannederek bir müddet evvel Îsraile gitmiş bulunan Fenerbahçeli idarecilerin fikirlerinden istifade ederek İsrail futbolü hakkında malûmat almaktan çekinmiştir.
Fenerbahçenin
maçlarda aldığı neticeleri ve İsrail Hapoel takımının şehrimizdeki oyunlarını gözönünde tutarsak hasarlımızın kuvvetini pek küçümsemememi» ve ona güre ihtiyatlı hareket etmemiz icap ederdi.
Şurası muhakkak ki sırtlarına ay-vtldızlı milli formayı tevdi ettiğimiz gençlerimizin hepsi kendilerine düşen vazifeyi yerine getirmişlerdir. Fene-rasyonun buradaki hatası tamamen takım teşkllindedir. Israile giden takımın neresinden baksak mutlak surette büyük bir hata ile karşılaşırız. Kendi takımında daima santrhaf uynayun GalatasaraylI Bülent ile vL ne kendi takımında merkez muhacim oynıyan Rehanın bek ile sağaçık mevkilerinde oynatılmalan bariz hataların başlıcalarıdır.
Bir günde iki millî maç yapmak, futbolumuz için İftihar edilecek büyük bir mazhariyet olmakla beraber henüz futbol bünyemiz iki takım teşkiline imkân vermemektedir.
Gerek Ankarada Mısırlılara çıkan, gerekse Tel-Avıvde İsrail Milli Takımına karşı teşkil edilen iki takımımız da yanlış kurulmuştur.
GalatasaraylI Naci, Turgay, Vefalı Isfendiyar ve Fenerbahçeli Defterin Israile giden ıA) Milli Takımımızda, îsraile (Al Milli Takımımızda giden kaleci şükrü. M. AH, Kâmil ve Nec-minin Genç Milli Takım kadrosunda yer alması icap ederdi.
İsrail maçının acı mağlûbiyet sebebini mutlak surette takımın yanlış teşkilinde
Everton 9 puan. 22
Tonımy L»awton yine Notly Counly’yt» «eçlnco Chelsea 8.500 İngiliz lirası bir kâr etti. Billy Sl al lakoçyadan Derby County’ye geldi ve Mart on eski kulübünden 15.000 hra elde etti. ShackİPton XewciL8tl« Kulübünü terketti ve Sun-derland'a geçti. hhnvcastle hor iki nakilde 7.500 Ingiliz lirası kâr temin et-
i. Milli açıklar Tommy Fulney ile oynayacak solıç olarak Şhetfteld Wcd-ncaday kulübünden Eddle Rulgleyi boş hır çekle avladı.
Puan cetvelinde İlk ve son üç takım şunlardır:
1 — Arsenal 22 puan, 2 — New. caste 22 puan, 3 — Middlesbrough 20 puan, 20 — Sheffield Wedneaday 10 puan, 21
(^helaca 8 puan.
İkinci küme karşılaşmalarında n-Iman neticeler şunlardır:
Birmingham - Blackburn Rovcrs 3-2, Coventry City - Doncaster Ro-vers 3-1. Manchester City - Hull City 0-0 Notty County - Burnsley 2-0.
Puan cetvelinde ilk üç takım şunlardır:
1 — Çocentry Citv 22 puan, 2 — Manchester City 22 puan, 3 — Birmingham 20 puan.
ammak icap
1
İsrailde yaptığı
Mıcırlılara karşı güzel bir oyun çıkaran kalccj Turgay in, ?U111 Eğitim
Bakam elini sıkıyor

Comments (0)