31 Ağustos 1950
Perşembe
•*
^SİYASİ İKTİSADÎ, MÜSTAKİL
Kütüphanesi
Yıl i
Sayı 274
10 kuruş


ra
FKNİ İSTANBUL
UL UL
«2
YHU
Tfc.OûO
Tft.000
TKOOO
T
.0001
(
m A
A
XI
zn 1 "
• 1 1
Abone: Türkiye İçin seneliği 82, altı aylığı 17. üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki mislidir.
İlânlar : 6 ncı Ray fada santimetresi
2 liradır, ilânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8
Posta Kutusu : 447 - İstanbul
Telefon : 44756 - 44757 Santral — Telgraf Adresi : Hetlo. İstanbul
Testa eden: Hahlh Edlb . TÖREHA*J
r
An karada kİ geçit töreninde piyade ve tank birlikleri
İç politika
Bayramı
30
Cevabî notamız dün
kutland
yurtta heyecanla
Bulgaristana verildi
r
t
••
Memleket idaresinde milletin hissesi
Harbi He onu takip bütiin buhran ve ka-rağmen bu vaziyetin bir fayda getirmediği
bırak*
P. ar-jretlr-
İZ UN «ender mutlakıyet İdaresi altında yaşamış ve sonra da daima vesayet ile idare olunmuş milletlerde her şeyi hükümetten beklemek âdeta bir âdet halini alır ve zaten devletçilik de alelekser bu haleti nıhiyenin neticesi olarak yer tutmaya başlar.
Memleketimizde Cumhuriyetin kurulmasından beri hüsnüniyete İstinat ettiğine hiç şüplıe etmediğimiz bir çok resmi teşebbüsler hep memleket mukadderatını idare etmek için kendi üzerlerine vecibeler almışlar ve millete bu hususta hiç denilebilecek derecede az bir hisse bırakmışlardır. İkinci Dünya eden senelerin rarsızlıklarına memleketimize
artık bütün vuzuhu ile anlaşılmıştır. Onun için Demokrat Partinin öteden beri memleketin bilhassa iktisadi idaresinde en büyük payı millete bırakması hakkındaki emelleri memleket İç ve dışında |>ek iyi intibalar iniştir.
Şimdi İktidarı eline alan D. tık bu emel ve valdini yerine
mek tcsebbiİHÛne geçnıiştir. hy-nüz pek az olan bu zaman İçinde memleketin iktisadi mukadderatını tâyin edecek kararların verilmesi için memleketin salâhiyettar şahsiyetlerinin müzakerelere iştirakini ve verilen kararların onların mütalcaları esasına istinat etmesini demokrasimiz namına memnuniyetle karşılıyoruz. Artık nazari esaslara İstinat etmeyen bu kararların memlekete faydalı olmasını bütün samimiyetimizle temenni ederiz.
Biz bilhassa son muharebeden sonra milletlerin tekrar kendilerini mu sil toplamaya çalıştıklarını tetkik etmek imkânlarını bulduğumuz zaman hu uda her şeyden evvel hükümetten ziyade milletiu büyük bir hissesi olduğunu görmüş ve memleketimizin de bütün tecrübesizliklerine rağmen serbest bir İdare sistemi sayesinde muvaffak olacağına inanmıştık. Bugün bilhassa bu kanaatimizi daha esaslı bir surette tebarüz ettirmek İsteriz. Çünkü şimdi dünyanın çok uzak bir noktasında çıkan bir harp bir çok endişeler uyandırmakta ve bilhassa iptidai madde fiyatları üzerine tesirler yapmaktadır. Amerika gibi serbestinin yurdu olan bir memlekette fiyat artmalarına karsı tedbirler alınacağı söylenmekte, altın fiyatları üzerinde temevvüçler ulınaK-tadır. Tam serbest İktisat sisteme gidilirken bu hâdiselerin olması şayanı teessüftür. Bu hâdisenin bilhassa bizim gibi oldukça koyu bir devletçilik ve vesayetten henüz ycııi ayrılmak üzere olan bir memlekette yeniden bazı tepkiler uyandırması ihtimali vardır. Onun İçin şimdi Çok ihtiyatlı olmaklığımız ve dünya hâdiselerini daha yakın bir alâka ve bilgi He takip etmekliğimiz lâzımdır.
Her halde serbest sistemin ınemle-' kete yapacağı tesirleri görmeden evvel ticaretimize devletin vesayet etmesini müdafaa etınek hiç bir suretle doğru olamıyacaktır. Bilhassa bu vesayetin acı netice ve misallerini gördükten sonra serbest ticaretin tahdidini İddia ve talep etmek o kadar kolay olamıyaraktır.
Şimdi bir Matemden diğerine geçer ve bilhassa dünyada gayri tabii vaziyetlere nıaruz olduğumuz şu esnada ticaret ve iktisat âlemimizin hissesine isal>et edecek büyük bir faaliyete İhtiyacımız vardır. Hükümet iktidara geldikten jıek az bir zaman sonra ticaret ve İki Hut âlemimizin ihtiyaçlarını ve düşüncelerini kabul etmekle kendisine düşen vazifeyi ifa etmiştir. Zaten demokrat memleketlerde hükümetten istenilen hizmet bundan başka bir şey değildir. Bundan sonrası hususi teşebbüs erbabının göstereceği gayrete bağlıdır. Biz bu gayretlerin bütüıı müşkülâta rağmen İyi neticeler gine eminiz. Tek dileğimiz kararların samimiyetle tatbik «i ve bürokrasi tesiri altında masıdır.
Bu .serbest sistem; dünyanın bir çok bâdlrelere maruz kaldığı şu zamanda'belki bazı sarsıntılara şahit olabilir. Fakat hıınu sistemin fenalığında değil, tecrübelerimizin azlığında ve zamanın fen;ılığındu aramaklı-ğımız lâzımdır. Memleket iktisadi idaresinin nihayet millet faaliyetine istinat etmesi lâzım geldiği esas olmasına göre ergeç yapacağımız tecrübelerle ehle edeceğimiz bilgiyi şimdiden iktisaba başlarsak bu da milli İktisadiyatımız için ayrıca faydalar temin edecektir.
Hallib Edib - Törehan
verr^e-verilcıı edilme-kalma*

• .
• / z


Notanın tam metnini neşrediyoruz
Bnlgaristandaki Turklvrın yurdumuza tehciri hakkında Bulgar Hükümetinin notasına Hükümetimizin rerabı hu^ı/M bir kurye ile Sofyaj/a yöndrrılmi^ ve Maslahatgüzarımız taraf nidan düıı eaat 11.30 da redmen Bulgar Dikleri Baknnhguta tevdi edilmiştir.
Metni aynı saatte Türk basınına rcnkıı notada Bulgar iddiaları ve isnatları birer birer sayıldıktan vc Bulgar notasının nezakete aykırı bir ifade şekli taşıdığı esefle belirtildikten sonra isnatlar cevaplandırılmakladır. Notada bilhassa şöyle denilmektedir:
“Kendi ahdi vecibelerine riayetsizliği yüzünden, karşı tarafın zaten çok ağır olan külfetlerini geniş mikyasta arttırmış bulunan Bulgar Hükümeti bu defa, yukarıda da işaret edildiği gibi, muhaceret hâre-ketiyı kendi aldığı teşebbüsle. bütün tahminleri aşan bir nispete çıkarmış, bu harekete bir nevi tehçir mahiyeti vermiş oluyor.,,
Kota. Bulgarların ekalliyetler hukukuna karşı yaptıkları tecavüzleri bahis mevzuu ederek bu işlere bir son verilmediği takdirde aBulgaristan Türklerine rcrd görülen gayri insani muamelelerin millet-Irrarası kurumlann tetkikine,, arzedileoeğini ilâve etmektedir.
Notanın tam metnini üçüncü sahifemizde bulacaksınız.
—t’—**
felâketzedeleri arasında
Boyar, Hükümetin kısa zamanda geniş yardıma geçeceğini söyledi. Milli bankalar, 375.000 lira bağışta bulundular
Salihli 30 »Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Dün geceyi Akhlsarhların sıcak muhitinde geçiren Sayın Devlet Balkanımız, sabahleyin saat 8,5 te Akhisarlılara veda ederek 5.5 saatlik yorucu bir yolculuktan sonra Demirciye geldi.
Bayar, herkesle ayrı avn görüştü. Bütün felâkete uğrayanlara ayrı ayrı geçmiş olsun dedi.
Bayar, bilâhare yüksek bir yere çıkarak Demircililere şöyle hitap etti:
Muhterem Demircililer.
Geçirdiğiniz felâket hepimiz.!, bütün memleketi müteellim etti. Bu beldede vuku bulan felâketler milletçe hepimizi keder içinde bırakıyor. Nitekim bir yerin saadeti hepimizi mesut eder. Kederli Demircililer. Buraya gelmeden hükümetle konuştum. Almakta olduğu tedbirleri öğrendim. Alınan tedbirlerin sîzlerin yaralarınızı saracağına kanaat getirdim Burftda size yardıma gelen insanlar her türlü tertibatı alacaklardır. Berberimde iki
İngilterede askerlik
2 seneye çıkarılıyor
Nizami ordu mensuplarına terilen ücretler de esaslı surette arttırıldı
Londra, 30 (APi — Büyük Britanya, milletlerarası buhran karşısında Mlâhlı kuvvetlerinin takviyesine girişmiştir. Başbakan Clement Attlee bu gece askerî personele verilen ücretlerin esaslı surette arttırıldığını ve askerlik müddetinin uzatıldığını açıklamıştır.
Askerlik mükellefiyeti kanunu mucibince bundan böyle silâh altına alınan gençler 1* ay yerine 24 ay hizmet edeceklerdir. Maaşlara zam en ufak rütbelerde yüzde 75 nispetinde olacaktır. Bu zamlaı Milli Savunma bütçesinde 68 5(Kl nuo Klcrling tulprinda fazla bir masraf husule getirecektir. Askerlik müddetinin uzzatılmuHi neticesinde ise 77.000 talim görmüş asker uzunca bir müddet için allâh Altında kalacaktır. 18 aylık hizmet gereğince bu yetişkin askerlerin gelecek 6 ay zarfında terhisleri icap edecekti.
Başbakan Attleo radyoda verdiği demeçte, hükümetin İki sebeple bu kararları verdiğini beyan etmiştir.
1 Hâlen verilmekte olan ücretle nizami yani profesyonel ordu, doma ve hava kuvvetleri İçin kâfi ıda personel t«»min rdiicmemekte-
mühendis var. Tetkikat yapacaklar. Şuna emin olunuz kİ, yanan ev. dükkân ve tezgâhlarınızın yeniden ve eskisinden daha iyi olması İçin her türlü yardım yapılacaktır. Kıştan evvel yaralarınızın sarılmasına gayret edilecektir. Hükümet sfzin dertlerinizi olduğu gibi görmüştür. Bunlar yapılabilecek İşlerdir. En mühlmmi sîzlerin kendinizi toplamanızdır.
istikbalden asla endişe etmeyiniz. Allah bir daha böyle musibet vermesin ve yardımlarını esirgemesin.
Devlet Başkanı daha sonra halka yemek dağıtan anoraklarını gezdi. Saat 15 te Hükümet konağında yapılan bir toplanıra iştirak ederek alınan tedbirlerin ne kndar güzel olursa olsun âcil olması İcap ettiğini, gün değil dakika bile kaybedilmemesini söyledi. Saat 17 de Demirciden ayrılan Cumhurbaşkanı Salihliye geldi.
Yolda gelirken Gördes kasabasında halkın muhtelif konularda kendisine yaptığı dileklerle alâkalandı. Orman Bölge Müdürüne, Dursunbeyden acele kereste yardımı yapılmasını İstedi ve: “Bu kerestelerin gelişini takip edeceğim. En ufak şikâyet istemem. Kereste. çivi ve malzeme birkaç gün içinde hazır olmalıdır” dedi. Bu gece Zafer Bayramı neşesi içinde Salihlt-lller Cumhurbaşkanını büyük heyecanla karşıladılar. Celâl Bayar yarın sabah SaHhlIHlere veda ederek İl. do lzmlre gelecek ve Akşama doğru Çeşme plâjlarındaki evinde istirahnte çekilecektir.
Salihli, 30 (Hususî v muhabirimiz bildiriyor» Demirci j'angın felâketzedelerine Merkez Bankası, îş Bankası ve Ziraat Bankası 75 şer bin lira, İller Bankası 16 bin lira, Sümer Bank 50 bin lira, Yapı ve Kredi Bankası 5 bin lira, Vakıflnr İdaresi ve Türk Ticaret Bankası 16 şer bin Hra. Bayındırlık etmiştir.
Bakanlığı 50 bin lira yardım
nam
bhvi dir.
2 — Askerlik mucibince, «İlâh Ibo yalnız 18 ay Bu müddet yetiştirilmeleri için kâfi değildir.
mükellefiyeti knnunıı nltınıı alınan gençler hizmet etmrktndirlsr
Kahraman Ordumuzun geçit resmini, halk biıyiık gurur ve iftihar hisleri içinde alkışladı
Barbakan, Genelkurmay Bıuskanını tebrik ediyor


Trumanın ihtarı
»Silâhlı tecavüz, silâhlı müdafaayı
Washirıgton, 30 A. A. (Reııtcr) — Başkan Truman buğun, komünizmin dünya sulhunu ihlal ettiğini ve “silâhlı tecavüz,, ün karşısında daima “silâhlı müdafaa,, yi bulacağını ihtar etmiştir. Başkan, Birleşik Amerikanın gayesinin her yerde sulhu hâkim kılmak olduğunu sözlerine İlâve etmiş ve bu yolda rastlanacak en büyük manilerden birinin, çalışanların dostu olduğunu riyakârca şiar edinin ve sonra da maksadına erişince bütün çalışanları köle yapan komünizm cer revanı olduğunu söylemiştir. Başkan Truman şöyle demiştir:
“Bygün. hu cereyan dünya sulhunu İhlâl etmiştir Bağımsız bütün milletleri tecavüzü tehdidine maruz br-rAkmıştır. Bu tehdit karşısında memleketimiz sulha çıkan biricik yolu seçmiş bulunmaktadır.
Biz ve diğer bağımsız milletler. Birleşmiş Milletler vrtsıtasiylp bütün dünyaya' silâhlı bir tecavüzün yine silâhla ref'edllrcoğini ilân etmiş bulunuyoruz.,,
Başkan Truman bundan sonra Birleşik Amerika ve bağımsız müttefiklerinin, gerisinde sulhun yapıcı çalış-
Oumhurbaok&nı Akhtearcta
uçaktan iniyor



daima karşısında hazır bulacaktır»
malarına girişebilecek bir kalkan gibi müşterek kuvvetlerini tanzim ettiklerini sözlerine İlâve etmiştir.
Demecine devam eden Truman şöyle demiştir:
“Biz cihan sulhunun her yerde ve herkes İçin namütenahi yayılma ve tekâmül imkânlarına sahip olduğuna inanıyoruz. Fakat bu neticenin sade bizlerle de elde edllcmiycceğini biliyoruz.
Mütecavizlerin hakiki sulhü istedikleri maddî bir şekilde tezahür edinceye kadar, bizim müdafâamızı kuvvetlendirmemiz lâzımdır. Erkek ve kadın bütün Amerikalı işçilerin iyi bir vatandaş olarak üzerlerine düşo cek olan vecibeleri nicnınuniyotlo yerine getireceklerini biliyorum.,,
şSulhun sade Amerikalılar için değil, cihanın bütün İşçileri için muazzam mükâfatlar vâdettiğini Büyüyerek Başkan Truman sözlerine son vermiştir.
• •
Dumlupınarda, Meçhul Asker Abidesi önünde çok heyacanlı bir kutlama töreni yapıldı
TÜRK Ordusunun, bütün cihanın “Yıkılmaz ve geçilmez,, diye va-
Atlantik
Paktı ve biz
r i?»
Amerikan Dışişleri Bakanı Acheson, Pakta alınmamız meselesinin ihtimamla incelendiğini bildirdi
“Son dereceye ihtimamla” incelen-oldugunu, fakat bunun asil üyesi 12 devletin kararlaştıracağı bir ko-
Washington 30 (AB) — Bir-leşik Amerika Dışişleri Bakanı Dean Acheson buglln bir basın toplantısında verdiği demeçte, Türkiyeuin Kuzey Atlantik Paktı Teşkilâtına alınması meselesinin de ilgi mekte Paktın birden
nu teşkil ettiğini söylemiştir.
Acheson Türkiyenin müracaatının Kuzey Atlantik Paktı Konseyinin eylülde New-York-ta yapacağı toplantıda müzake. re e ineceğini beyan etmiştir.
Bir gazeteci kendisinden Birleşik Amerikanın 7'ürkıyenin müracaatı hakkındaki durumunu açıklamasını İstemiş ve Ac-hesoa şu beyanatta bulunmuştur:
“Birleşik Amerika yıllardan beri Türk iyeye karşı en büyük bir ilgi göstermiş. Türkiyenin bağımsızlığını desteklemiş ve hu devlete askeri ve iktisadi yardımda bulunmuştur.”

Harp Okulunda diploma töreni
Törende Başbakan bir hitabede bulundu
Ankarn, 30 (.Ankara Ajansı) — Bu gün Harp Okulunda 105 inci donem mezunu asteğmenlerin diploma töreni yapılmıştır» Törcno İstiklal Marşı lln başlanmış, okul komutanının hlta-beainden surırn bir asteğmen konuşmuş. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut gençlere öğütler veren bir konuşma yapmıştır.
Son olarak Başbakan Adnan Menderes do demiştir ki:
“— Hakikati o bozguncu olup sulhperver iddiaların sözcülüğünü yapan bazı cereyanların harekette olduğu bir sırada vazifeye ut ılıyorsunuz. Kendinize güveniniz sarsılmasın. Büyük Türk ordusu yalnız sulhu kurtarmak vazifesi İle değîl. manevî kalkınmamızın da manivelası olacaktır.“
Bundun sojıra okul i hIim İsİ tarafından yAş kütüğün(* plaka takılmış ve okul marşı söylendikten sonra törene eon verilmiştik
Riflandırdığı düşman hatlarını bir hamlede devirerek kuvvetli silâhlarla mücehhez büyük bir istilâ ordusunu dâhi Başkomutanın sevk ve idaresi altında, beş gün içinde yoketti-ğl günün y ıldönüıııü, Türk vatanının aşılmaz sınırlan İçindeki bütün şehir, kasaba, bucak ve köylerde milletin Iştlraklle dün kutlandı.
Her Türk, vatanın her köşesinde yajıılimış ujaıı geçit resimlerini gd-ğüşleri iftiharla kabararak ve heyecan İçinde takip etti.
Bilhassa şehrimiz ve Ankaradalti geçit törenleri |iek parlak olmuş ve halk kahraman ordunun geçişini coşkunluk içinde alkışlamıştır. Baştanbaşa bayraklarla donanmış olan İstanbul, Türklüğün millet oluşunu gurur içinde İdrak etmiştir. Gece şehir baştanbaşa donanmıştır.
Ankuradaki tören de muazzam olmuştur. Hipodromdaki geçit resminde Başbakan. Bakanlar. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut, kara. hava ve deniz kuvvetleri komutanları ve ecnebi devlet ataşemi! İter-leri şeref tribününde hazır bulunmakta İdiler.
Bayram yurdun her tarafında aynı heyecan ve gurur içinde kutlanmıştır. Bu geçit törenlerinin tafsilâtını 3 üncü sayfamızda bulacaksınız.
DÜNYA
Allah sağ eli sol ele muhtaç etmesini. “Atalar sözÜ„
31 AğııMos 1950
Sayfa î
TETKİKLER

Şehir köşesi
Demokraside fert
Evvelâ düzgün şive
tipleri: Kahramanlar
Çeviren : Yılmaz PODA
bir şf ı/r talıfttnnıiil
tdar/ M, son g unir.rde rflnloylrHeri** nin to-
UER Amerikalının demokrasi aki-"■ delerine kalbden bağlı olmam dalma arzu edilen bir hususiyettir. Kelime ne mâna ifade ederse etsin, gerek siyast gerek sosyal problemlerimizin hallini onun bir tecellini addederler.
s
Demokrasi, ekseriyeti teşkil eden akilde fertlere kıymet vermekten ve onların olaylar hakkında verdikleri hükümlerle, besledikleri iyi niyetten doğar ve yaşar. Böyle bir görüşün sağlam temellere istinat edip etmediği tarihin bugüne kadar halledilmemiş problemlerinden biridir. Fakat cemiyetler sadece alelâde fertlerden teşekkül etmez, olgun İnsanları da hesaba, katmak gerekir. Şayet bu sonuncu tipten yeter miktarda vatandaşlara malik değilse uzun müddet yaşaması mümkün değildir; zira ekseriyeti teşkil eden basit halk tabakalarını ileri medeniyet kademelerine süren telkin kaynaklarından mahrum kalacaklardır. Demokrasilerin talihi geniş mikyasta olgun İnsanların adedine dayanır.
Bir cemiyette muhtelif tip vatandaş bulunmazsa iyi bir devletin mevcudiyeti hatıra getirilemez. Şayet bütün fertlerin aynı seviyede yaratılmış olduklarını kabul edecek olsak. neticede cemiyetin tefessüh etmesi mukadderdir, zira orta derecede fertlerden teşekkül eden bir cemiyet sosyal durgunlukla malûl sayılır.
dolayı hor görmeye, tepeden bakmaya alışmış kimselere Abraham Lin-coln’u ve zenginlere zengin oldukları için hasetle bakan kimselere de George Washington*u hatırlatırız. İktisadi statü, seviye ferdi asaleti ifade etmez; her şeye rağmen insan insandır.
Bazı kimseler kahramanlarla, fedakâr insanlarla alay ederler. Bu fi-klrdekilere göre İnsanın yegâne düşüncesi kendi nefsi ve menfaatidir. Başkalarını ancak kendi nefsine faydası olamıyacağı zaman düşünür, kurtarmaya çalışır; onlara göre kahraman. ya aptal veya manyaktır. Bu iddiaya verilecek cevap, insanları sadece kendi zaviyelerinden görmeye alışanların hakikati görmekten, hod-kâm (bencil) insanların fedakârlıktan, korkak kimselerin ise cesaretten bir şey anlamlyacaklandır. onlar bundan Acizdirler.
Kahraman, demokrasinin olgun İnsanıdır. olgun insan İse en btlyük İhtiyaçtır.
Bozuk fjiiçtur.
Radyo
hanımıilüvd çıve bozukluğu bakımından terriibryr koymak vaziyetinde kaldı- Ldkin "sev-gili d inle 1/1^1^f bu badireyi at-latmamnı bildiler. Imitili bir bc* veya Türkçe bir meval duyar duymaz on dakikada bir istasyon defiietirip kulaklarının, zevklerinin tahriş edilmezinden kurtuldular. Radyo Müdürü de işi uztalıkla idare edip An-karada söz varken burada naz, letanbulda sos varken oraya konzer koymuştu.
Halk şarkıları, orta oyunları, trmeil gibi mevzular dışında bocuk lehçe ve şiveli neşriyat cMeen menfi te.zir yapar. Bu noksanlarını bilmeden konferans ve nutuğ içermeğe kalkışanları kim dinlerf Nitekim ••aziz dinleyiciler^ kendilerini derhal radyonun leşçili veren müzik dalgalarına bırakıp gülümsediler.
Her şeyden ewcl şiveyi düzeltmek gerek.
BİR İSTANBULLU
Üniversite ve yüksek okulları tanıtıyoruz
îyi bir cemiyet, kahramanlardan mahrum olmamalıdır. Kahraman, cemiyetin bünyesini meydana getiren en zaruri elemanlardan biridir. Kahraman kimdir, nasıl yaratılır? Bu. tesadüflerin akıntısına terkedilmeli-dir.
Edebiyat Fakültesi
daha asil bir gaye-meselâ bîr harbin olabilir. Kahraman yaradılışın tesiri al-
Kahraman, hayatını, emniyetini, varlığını başkaları uğuruna unutAn, feda eden kimsedir. Bu başkası, hazan bir çocuk, hazan ailenin sevilen bir uzvu veya boğulan bir yabancı olabileceği gibi, nin tahakkuku, kazanılması da sanki ikinci bir
tında düşünmeden, atıldığı tehlikeleri hesap etmeden hareket eder. Zaten oturup tefekküre dalacak zamanı yoktur kİ. Daha yüksek bir kahraman tipi de, tehlikeyi gören ve buna rağmen yılmadan ona atılandır. En fazla hürmete lâyık olan kimseler başkaları uğruna fedakârlığa katlanabilen, tehlikeyi göze alanlardır.
İnsanlık, kahramanlarını diğer bütün mensuplarından daha fazla kıymet vererek, şerefle yadetmektedir. Hatıralarına âbideler diJanekte, cenazelerinde göz yaşı dökmekte ve yaptıkları fedakârlıklardan dolayı mânen ve maddeten yükseldiğini, asilleştiğini hissetmektedir. Hakikaten her türlü tahlil ve tenkid bir tarafa bırakıldığı takdirde, milletlerin kıymetini en iyi tebarüz ettiren kri-teryum muhakkak ki, yetiştirdiği ve anmakta olduğu kahramanlan mehaz alandır. Bugün biz kaynağı kurutmamak İçin bir gayret aarfetmiyor, sadece Allaha kâinattan sıkıntısızca arada sırada böyle kahramanlar gönderdiği için dua edip; şükrediyoruz. Acaba cemiyetin erkek ve kadınına, büyük ve küçüğüne her zaman kahramanlara ihtiyacımız olduğunu telkin etmek akıllıca bir hareket olmaz mı? Bunu da mazinin kahramanlarını hürmetle anmatkan daha İyi bir usul sağlıyabillr mi? Biz çocuklarımıza zeki olmalarım, siyasî, sosyal ve iş hayatlannda zuhur edecek fırsatlardan İstifade etmelerini söylüyor, yalnız terbiye ve tahsil sistemimizde alelâde insan ruhunu yükselten bir unsuru ihmal ediyoruz: Kahramanlara, fedakâr insanlara hürmet-
îstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi tarafından verilen lisans diplomaları iki nevidir: öğretim Lisansı ve umumi mahiyette Serbest Lisans. Şu branşlardan öğretim lisansı almak kabildir: Türk lisans ve edebiyatı, felsefe, tarih, coğrafya, Romanoloji, İngiliz filolojisi. Alman filolojisi. Yunanca ve Lâtince. Serbest lisans ise şu branşlarda verilmektedir: Klâsik arkeoloji, Kadim lisanlar vc Yakınşark arkeolojisi, sanat tarihi, Arap ve Fara filolojisi ve pedagoji. Etnoloji, Kab-lettarlh ve umumî linguistikten alınan sertifikalar diploma yerine geçmez.
Serbest llsant diploması almak 18-tiyen talebeler öğretim Diploması a-lan talebeler için mecburi mahiyette olan Psikoloji vc Pedagoji derslerinden istisna edilmişlerdir.
Öğretim U«malan
1 — Türk lisans ve edebiyatı öğretim lisansı. 2 — Felsefe öğretim lisansı, 3 — Tarih öğretim lisansı. 4 — Coğrafya öğretim lisansa. 5 — Romanoloji öğretim lisansı. 6 — İngiliz Filolojisi öğretim lisansı,, 7 — Alman Filolojisi öğretim lisansı. 8 — Klâsik Lisanlar öğretim- lisenbj.
Serbest Lisans (liplonınları
1 — Klâsik Arkeoloji serbest lisansı, 2 — Eski Diller ve Yakmşark Arkeolojisi serbest lisansı, 3 — Arap ve Fare Filolojisi serbest lisansı, 4 — Pedagoji serbest lisansı.
öğretim lisansı alan talebeler aşağıdaki derslere devam etmek mecburiyetindedirler: Umumi psikolojiye giriş. Türkiyode tedrisat tarihi, Umumî Didaktik. Pedagoji tarihi, Türk İnkılâbı tarihi. Bıı derslerden ara imtihanlarını geçirmemiş olan bir talebe lisans imtihanlarına giremez.
Bir sertifika almak için lâzım gelen müddet her şubede ve bir şube içinde her ders için muhteliftir. Böyleec bazı derslerin müddeti iki sömestre olduğu halde diğer bazılarının müddeti sekiz sömestrdir. Bir diploma için asgari müddet sekiz somestdir. Talebe kendi şubesini alâkadar eden derslerin ve pratik çalışmaların üçte ikisinde mevcut bulunmak mecburiyetindedir.
Diploma almak Istiyen talebeler tetkik ettikleri mevzuda bir tez yazıp bunu talimatnamede tasrih edilen müddet zarfında üç nüsha olarak idareye vermekle mükelleftir. Umum! İmtihanlardan evvel verilen bu tez reddedilirse talebe mezuniyet İm t Ihan-

Amerika İçin ne kadar iyi bir lih eseridir ki, biri çok zengin adamdı, kolonilerin en zengini: ğeri İse hiç Mr zaman zengin
maya çalışmayan fakir bir taşra a-vukatı. Fakirleri fakir olduklarından
tabir dj-oL
Gününü bulutlar arasında geçiren havacı, okul sıralarında göz nuru dökerek çalışan modelci, göiderden süzülerek yere İnen paraşütçü, atelye-lerde ahnteri döken uçak mühendisi, hep Türk vatandaşının memleket havacılığına yardımlarından doğan değerli eserlerdir.
lapına kabul olunamaz. Bu tezin mevzuu mezuniyet imtihanlarını vereceği dersin mevzuu ile alâkalı olmak lâzımdır.
Üç profesör ve doçentten teşekkül eden bir imtihan komisyonu imtihanları icra eder. Geçmek için lâzım gelen asgarî not on üzerinden altıdır.
tik senenin nihayetinde dersleri takip edemiyecek kadar zayıf olun talebeyi teshit maksadiyle bir eleme imtihanı yapılır.
Fransız, İngiliz ve Alman Filoloji şubeleri giriş İmtihanını kazanan talebeye mahsustur. Diğer şubeler her senenin başında Üniversite Senatosunun kendilerine tahsis ettiği miktarda talebe alırlar.
ve
Deniz Harp Okulu ve Kolejindeki merasim
Heybelideki Deniz Harp Okulu
Kolejinin 174 üncü şenel devriyeri yarın saat 15,20 da kutlanacaktır. Aynı zamanda okulu bitiren asteğmenlere diplomaları tevzi edilecektir. Merasim mahalline Köprüden saat 13,30 da kalkan vapurla gidilecektir.
YENl 1 ö f a n b u l
Dünkü enternasyonal tenin maçlarından bir enstantane
3*5574,
024365,
A İt E R E E R |
(•
3oo.ooo ve I oo.ooo liralık büyük ikramiyeler İstarıbulda satılan biletlere çıktı
059137. 232115.
000211, 050422, 106607. 150383. 219520. 277969, 320576, 336001.
3784Ö6.
428413, 465510, 488106,
005486, 019852, 041231, 070270, Û91372, 121699. 149676, 185759, 215911. 242543, 254681. 271731, 290379, 314867. 333769. 340881, 371742, 3b 1396, 395934. 422668, 434254, 451444. 462434, 492902,
Son bulan
Son bulan
Mili! Piyangonun 30 Ağustos 1950 çekilişi dün Ankarada saat 13 te yapılmıştır.
300.000 Hra kazanan
342558
100.006 lira kazanan
341542
50.000 Hra kazanan
286990
20.000 lira kazananlar
391531, 409853
10.000 lira kazananlar
, 104992, 178419, 333452,
5.000 lira kazananlar 075466, 157961, 176005, 421726, 435014. 462042, 2.000 lira kazananlar 015857. 065077, D4035. 158219, 224438. 296065, 322980, 888886, 374973, 433706, 469358, 490038.
1.000 lira kazananlar 007271, 021308, 044142, 07062(5, 096687, 122295. 158572, 188561, 222398, 242997, 255609, 280323. 298490, 318914. 334337. 3-17824. 373622, 388676, 400798, 424089, 437939, 455077, 463977,
• 494462,
200 Hra kazananlar üç rakamı (597) ile nihayet 500 numara ikiyüzer lira,
100 lira kazananlar
üç rakamı (374J537) He nihayet 1.000 numara yüzer lira,
40 lira kazananlar
iki rakamı (50) İle nihayet bu-
044204, 072420, 117680, 188926, 234969, 3OG3O7, 325938. 350112, 390642. 438166. 470493, 493804.
010139, 024367, 045982, 071992, 097676, 142270, 167137, 194494. 222586. 241216, 255995, 280440, 299654, 322552, 336420, 359252, 373909, 390603, 404022, 424890, 438210, 458502, 474335, 495110,
178491*
489701,
044560. 074177, 132660, 204*80. 242202. 316243, 331674, 354588, 408675. 456812. 471571, 497401,
010239, 029899, 054856, 073384, 098806, 145512, 173362, 196061, 232219, 247964, 267909. 284234, 306392. 326041, 338969. 367344, 374229, 391433, 414475, 426609, *147792, 458750. 483418. 495361,
046922. 092909. 143128.
215326.
244863, 316976.
334825.
365200,
425456, 459597.
474371, 498257,
014566, 037162, 063609, 089683. 100804. 146646, 176493. 207476. 239015. 249550. 270585, 290260. 313681, 328732, 339719, 371079, 381084, 393399. 420322. 430011. 451100. 461538, 489028. 496466»
Son lan 5.000 numara kırkar Hra,
20 lira kazananlar
Son İki rakamı (01, 28) 11e nihayet bulan 10.000 numara yirmişer lira.
Samet Ağaoğlu Gazeteciler Cemiyetinde
II
Başlıakan Yardımcısı Samet Ağaoğlu dün saat 15 de İstanbul Gazeteciler Cemiyetine gelerek basın njeo»uplariyie uzun bir hasbıhalde bulunmuştur. Toplantıda, bilhassa gazetecileri ilgilendiren konular bahis mevzuu edilmiştir. Besimde» Başbakan Yardımcısı Cemiyetin hâtıra defterini İmzalarken görülmektedir.
A d (r • i ‘ VİS CTr *
1 '•1 T a a*r
i • W
• * -a rs

1

■ ■
• a •Al

10 lira kazananlar
Son İki rakamı (36. 47. 59. 76) nihayet bulan 20.000 numara onar lira.
5 lira kazananlar
Son rakamı (4. 6 ve 9) ile nihayet bulan 150.000 numara be^er lira ikramiye alırlar.
2.000 Hra teıellî mükâfatı
kazanan numaralar
342551.
342557.
342523.
342583, 342353, 342953. 345553.
302553,
362553,
142553. 242553, 442553.
342550. 342556, 342513, 342573, 342253. 342*53. 344553. 349553. 352553. 042553.
341540,
341546, 341512.
341572.
341242.
341842,
344542,
349542.
351542.
041542.
342552, 342558. 342533, 342593, 312453, 340553, 346553. 312553. 372553,
342554. 342559. 342543. 342053, 342653. .341553, 347553. 322553. 382553,
342555. 342503. 342563. 342153, 342753, 343553, 348553. 332553, 392553.
341543.
341548.
341532.
341592. 841442,
340542,
346542,
311542,
371542,
241542, 441542.
841544, 341549.
341552. 341042, 341642.
342542,
347542,
312542.
381542,
341545, 341502, 341562. 341142, 341742,
342512, 348542, 331542, 391542,
1.000 Hra teselli mükâfatı kazanan numaralar 341541, 341547.
341522. 341582. 341342, 341942, 345542, 301542, 361542, 141542,
İkramiyelerin satıldığı yerler
800.000 liralık büyük İkramiyeyi kazanan biletle 100.000 lira İkramiye kazanan tam bilet fstanbula, 50.000 lira kazanan bilet Ankaraya. 20.000 lir kazanan biletler Ayvalık, îstanbula. 10.000 er lira İkramiye kazanan biletlerden 4 ü îstanbula, biri Akşehlre, 5.000 lira kazanan biletlerin 4 tanesi tslanbula. diğerleri İzmir, Ankara. Kocaeli. Akşehir, Adana ve Bora sevke-dilraiştlr.
Afinada tiirkçe v rumca bir revü oynanacak

Atina gazetelerinin verdikleri malumata göre, hâlen Yunnnistanda bulunan Şehir Tiyatrosu artistlerinden Şevkiye May, Anna Kaluta ile birlikte '‘Çapayı K.ildir., isimi! bir Türkçe ve Rumca vodvilde rol alacaktır.
Bugünlerde verilecek bu oyun İçin provalar yapılmaktadır.
Atina matbuatı bu münasebetle, Türk - Yunan dostluğunun sanat yo-liyle takviye edilmesinden bahsetmekte ve Şevkiye May hakkında takdir-kâr yazılar neşretmekledirler.
Terbiye Kongresi önümüzdeki hafta toplanıyor Muallimler Birliği Terbiye Encümeni tarafından hazırlanan Terbiye Kongresi 4 eylül 1950 pazartesi günü açılacaktır. Kongreyi Millî Eğitim Bakanı Tevfik İleri’nin açacağı haber alınmıştır.
Sağlık Bakanı, Muallimler Birliğinde
Muallimler Birliği âzasından olan Sağlık Bekanı Profesör Nihat Reşat Belger, dün Muallimler Birliğini ziyaret etmiş ve muallimlerin bir «ağlık yurdu kurma teşebbüsü müzakerelerine İştirak etmlçtlr. Neticede muallimlerin bu teşebbüsüne Sağlık Bakanı gerek nakdî ve gerekse aynî yardımların yapılacağı vadinde bulunmuştur.
Seçim hatıra pulları dün satışa çıkarıldı
P.T.T. İdaresinin 14 mayıs 31950 se-çimi münasebetiyle bastırdığı hatıra pullarının satışına dünden İtibaren posta gişelerinde başlanmıştır.
Dantelleriyle beraber 26X41 ebadında olan pullar 15, 20 ve 30 kuruşluk üç nevi üzerinedir. 120 bin seri bastırılmış ve 15 kuruşluktan 30 bin adet fazla tabet.tirilmlştlr. îa-tanbulda ve ofset usuliyle basılan bu pullar sene aouuna kadar tedavülde kalacaktır.
İstanbul Beşinci Enternasyonal Tenis Turnuvası
Tenla, Eskrim. Dağcılık Kulübünün tertiplediği İstanbul 5 lnd Enternasyonal Tenis Turnuvasına dün büyük bir kalabalık önünde devam edilmiştir.
Italyadan evvelki gün gelen geçen yılın Avrupa birincisi ve bu yılın İtalya şamponyu Cucelll, Belçikalı Geeland’ı herkesi zevkten gaşyeden bir oyunla yenmiş. Geçen yıldan tanıdığımız Harper ise turnuvanın favorilerinden addedilen Amerikalı Dorfmann’ı 1 ve 2 sette yenmiştir. Bugünden itibaren müsabakalar artık çok heyecanlı ve tahmin yürütülmesi güç bir hal almış bulunmaktadır. Bugün yapılacak maçlar Cucelll - Kumar, Deyro - Gardıni maçları olmak üzere hepsi enteresan ve görülmeye değer karşılaşmalardır-Ayrıca yannki müsabakaları Güzellik KıraJiçesl Güler Anman da saat 15 ten itibaren takip etmek üzere Tenis, Eskrim. Dağcılık Kulübüne gelecektir. Dünkü karşılaşmalar ve neticeleri, bugünkü program aşağıdadır:
Cucelll - Geelhand 6/2. 6/2.
Tuckey, Pat Ward - Neumann, G. Bu iler 7/5, 6/0.
Migllori - Yıldız Akın 6/1, 6/1.
Kumar - Heraldo Welss 6/2, 8 6.
Hermsen, Linck - Acrivos, Melas 6/L 6/L
Komfeld - Bahriye 6/3, 6/4.
Kovaleski - Gamete 6/2. 6/4.
Cucelll, Gardinl - Andon, Behbut 6/L 3/6. 6/1.
Neumann, Weiss - Bahtiye, Deyro 6/2, 6/1.
Dorothy Head, Marta Weiss - Acrivos, Georg&ndas 6/1, 6/2.
Jak Harper - Dorfmann 6/3, 4/6, 6 4.
Pat Ward. Garett - Gloria Butler, Geelhand 11/9» 10/8.
Dorothy Head. Kovaleskl - Kom-feld, Enes 6 1, 6/3.
MlcHorl, Cucelll - Marcellln. mar 6/2, 6/2.
Kumar, Deyro - Llnck. Van Moo« geren 6/4, 6/8, 6/2.
Tuckey, Dorfmann - îfakat, Euzan 6/1, 6/L
Bir bisikletçi grupumuz Avrupa turuna çıkıyor
Şişli Kulübü bisikletçilerinden Met>-met Hosbek, Ziya Îldağ, Mustafa AL tıok, Ekrem Gerçek, îspiro ApostoU-dls'den müteşekkil bir bisikletçi gru-pu 15 güne kadar Avrupa ve Asya turuna çıkacaklardır. Bisikletçilerimi» Yunanistan, Yugoslavya, İtalya. Belçika. Fransadan Asyaya geçerek Mt-sır, Arabistan, İran. Irak, Suriye, Lübnan yolu ile Istan bu la döneceklerdir» Bisikletçilerin bu turu 6 ay karlar sürecektir.
Milletlerarası
Sağlık Konferansı
Arap ve İsrail temsilcileri aynı masada yer alacaklar
“Tarsus” vapuru turistik seferinden döndü
Milletlerarası Bağlık Kongresine İştirak edecek Mısır heyeti şehrimize gelmiş bulunmaktadır. Şam Sağlık Müdürü Rüştü Cami Beyin başkanlığındaki Suriye heyetinin de bugünlerde buraya gelmesi beklenmektedir.
Dr. Muhtar Sıtkı. Abdülmecid. Ahmet Şahin, ve basın mücaviri olarak da Kahire Sağlık Bal:anlığı Yayın işleri Müdürü Emin Abdelmümin'den mürekkep olan Murır heyeti, beraberlerinde kongreye gösterilmek üzere bir de sağlık otobüsü. 53 eandık sıhhi malzeme, broşür ve afiş getirmişlerdir. Mısır Sağlık Teşkilâtının köylerde sıhhat mücadelesi İçin kullandığı bütün sıhhî malzeme bu otokarda mevcut bulunmaktadır.
Kongreye İştirak edecek tsrall heyeti pazar günü Ankara ekspresiyle şehrimize gelmiş olacaktır.
önümüzdeki pazartesi günü Yıldızdaki Sağlık Kongresinde Arap Devletleri mümesrijleri He İsrail temsilcilerinin aynı masada yer almaları konferansın en şayanı dikkat hâdisesi rayı! maktadır.
Akdenizde bir turistik sefer yapan Tarsus gemisi dün saat 18 de 227 yolcu ile Cenovadan Umanımıza dönmüştür.
Avusturyaya giden şehrimizdeki Senjorj lisesi talebelerinin ziyaretlerini İade eden Profesör Komnlk'ln başkanlığında Viyana Üniversitesi talebe ve profesörlerinden 22 kişilik bir turist grupu, Orta Avrupa kamplarında kalan kırımlı ırkdaşlanmız-dan 136 kişilik bir mülteci kafilesi gelen yolcular meyamodadın
AvusturyalI turist kafilesine dahil bulunan Dr. Staedler 1939 da Pvophag ismi altında icat ettiği bir İlâcın penisilinden üstün olduğunu ve Halep çıbaniyle trahoma karşı şifalı tesirler yaptığını bildirmiştir.
Tarsus bu seferinde de idareye kâr temin edememiştir.
YENİ İSTANBUL
S ÎT ASÎ ÎKTÎSADÎ_
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi :
TENİ İSTANBUL NEŞBÎTAT LtMÎTED ŞtRKETÎ Müdürü: Kemal EL SAKLICA Bu sayıda yazı içlerini fiilen idare eden ı Bacld ÖGET

yanlar iade cdUmsa,
Basıldığı yer t
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ştRKETÎ MATBAASI
REŞAD NURİ GÜNTEKİN
Kavak Yelleri
— 90 —
Hâtıralar yani avukat yazıhanesinde şıkır şıkır işleyen yazı makineleri, mütemadiyen girip çıkan İnsanlar arasında konuşmaya fırsat bulunan şeyler zaruri olarak mahduttu. Fakat seri tükenince, Bahri onlan yeni baştan tekrara koyuldu. Fakat her defasında onlan yeni tafsilât ile zenginleştiriyor, hele bir parça fazla İçtiği zamanlarda bu konuşmaların zaptı tiyatro kitaplarındaki aşk muhavereleri gibi uzadıkça uzuyordu. O kadar ki, ben bazan gülerek sözünü kesiyor:
— Bak hele! Neler olmuş da haberimiz yok. Bunlan evvelce neye söylemedin? “Merdiven başında ben ona şunu söyledim, o bana şu cevabı verdi,, diye beni aldattın? Siz merdiven başında âdeta ayak divanı kurmuşsunuz, diye onu sıkıştırıyordum.
Onunla Akıntı burnun a kadar uzayarak deniz kenarında bir kaç kadeh rakı İçtiğimiz bir gece, ben şaka olsun diye, ona bir baskın yaptım:
— Yahu bu kız seni seviyor.
Gözlerini çatallaştırarak:
— Nereden çıkarıyorsun bunu? diye sordu.
— Sana söylediği sözlerden. Aslı da Ke-rem’e bundan fazlasını söylememiştir herhalde.
Kendini toparlayamayarak gülüyor, utanıydı
446
— Yok canım, yok canım, diye benimle el şakası ediyordu.
Sonra:
— Şerefim hakkı için yalan söylemiyorum, diye teminat verdi. Fakat telâşla ağzından çıkmış olan bu şeref sözünü ağır bularak bir kaçamak aradı:
— Kelimeler aklımda yanlış kalmış olabilir. Rekat mânası aşağı yukan bu vallahi blllâhi. Bununla beraber ihtimal kİ benimle alay etti.
— Estağfurullah.
— öyledir öyle. Bak şimdi farkına varıyorum. Alay ediyor benimle kahbe... Bu ahlâksız fındıkçılara inanılır mı?
Zavallının haline acıyarak ciddi bir çehre ile:
— Yok yok, dedim. Ayperiye dil uzatma. Onun iyi çocuk olduğu anlaşılıyor. Sana az çok bir meyil bulunduğunu kabul etmek daha doğ. ru. Kızların gönlü öyledir; nereyi boş bulursa akıverir. Sonra belki senin kendisine biraz tutkun olduğunu farkederek hoşlanmış, seni İğnelemek istemiştir.
Benim tevil güzeldi. Sabri büyük başını ve namazda dua eder gibi bir vaziyette tuttuğu kollarını İki yana sallayarak: "öyla olabilir de. öyle olmayabilir de” sözlerini beljd sekte on defa tekrar etti. Sonra sarhoşluğu biraz hafifilyerek öyle olabileceği İhtimalinde karar kıldı ve hem bu ihtimali desteklemek, hem de bana bir iltifatta bulunmak İhtiyariyle sözü başka tarafa kaçırdı.
— Evet genç kızlar bazan kendilerinin babalan yerinde erkeklere öyla bazı zaaflar duyar-
447
■■ ■■■ ■ I — ■ ■ ■ ■ ı ■ ■ ■■
iar. Netekim şu senin Perlhanda da sana karşı bir şeyler bulunduğuna hiç şüphe yok.
Soluk soluğa gülerek:
— Adaşım sen adamakıllı sarhoş oldun bu gece, dedim,
— Hayır efendim. Ne sarhoşluğu. Benim gözümden kaçar mı T
( Perihan senin etrafında pervane glM dönüyor. Babaetnm hayrına değil ya... Tatlı tatlı konuştun. Kızı avladın. Hem sen benim kadar da yıpramış değilsin. Yanakların elma gibi daha...
Ben de ona bir el şakası yaparak kolunu kakıştırdım ve:
— Güldürme adamı, hay Allah cezanı versin, diye kadehte kalan rakıyı bitirdim. Gülerken rakı genzime kaçmıştı. Ben öksürürken o devam etti;
— Doğrusu lâkırdıları da mânalı... Mânalı değil açık... “Keşke herkes sizin gibi düşünse”, **Slz onlara benzer misiniz efendim T”, ”Bu sözünüzü hiç unutamıyacağım”, "Ste gidince buraları suyu çekilmiş değirmene dönecek'^ Ne sözlerdir bu sözler efendim ? Sabri bu sözLeri evvelâ tefsir ediyor, sonra kendi yakıştırmala-nnı gerçekten Perihanın ağzından çıkmış cümleler halinde tekrar ederek âdeta Ayperi için söylediklerine benzer tiyatro muhavereleri meydana getiriyordu.
Daha kötüsü, Sabri dürtüşlemelerime aldırış etmlyerck yüksek sesle konuşuyor ve başka masalardan ara sıra bize bakanlar oluyordu. Bereket versin gazino tenha ve oturanlar bizden oldukça uzakta idi. Buna rağmen kalabalık bir Rum ailesinin kadınlan dönüp dönüp bize gü-iümsemeğe başladılar. Bu gülünç durumdan kendimi bir dereceye kadar kurtarmak İçin ben de onlara baktım ve “Hali görüyorsunuz” m Anasın-448
da hafifçe gülümsemeğe rruecbur oLdum. Sonra da son bir çare olarak: "Yahu belki bir tanıyan vardır. Hanımın kulağına birşey gider” diye onu korkutmağa çalıştım, ilk geceki dolaşmamızda çalgıya yetlşemememtee bu tehlikeyi düşünerek sevindiği halde bu gece ona da aldınş etmedi, elini sallayarak: “Adam sepde. Ateş olsa cirmi kadar yer yakar” dedt
Hâsılı o gece Sabrinin kâinata metelik vermediği bir gece idL Yine Perih&na geçerek bu defa onu uzun uzadıya tasvire başladı.
— Sen ne söylüyorsun mirim, kız adamakıllı güzel... öyle böcek kurusu gibi durduğuna bakma.. Ehli onu şu ançüvez balığı gibi yer... O ne gülüş! O ne bakış! Sen, senin o Müftünün, senin o Cüce Kalfadan karbonat yerine asldbo-rik İsteyip içtiğini anlattığın zaman bir kahkaha atışı vardı. Seni ısıracak sandım.
Sırıta sırıta yanımızda dolaşan garsondan tekrar ratyı istiyordu. Kalkıp gitmekle tehdit e-derek mâni oldum ve zaten de acıkmış olduğumdan onun yerine yaprak dolması getirttim. Bu kutu dolmalarının Kara bağlı Yengenin dolma-lanna benzer yeri yoktu amma bir gündü onlar. Bu deniz kıyısında ne olsa giderdi.
Biraz evvel birkaç hava çalarak para toplamış olan hırpani bir utçu rıhtımın taşlarından bacaklarını sallayarak, bir gazete kâğıdı içlnds, yiyecek yiyordu. Sabri rakıdan vazgeçmesine mukabil onu çağırarak bLr iki şarkı sipariş etti. Bir Boğaziçi vapuru akıntıdan kendini kur-ta rama yarak rıhtıma vuracak gibi bir yakınlıkla önümüzden geçmekte ld(. Işıklan parça parça âdeta ayaklarımızın dibinde yüzüyordu. Bunların ve ut serenadının tesiriyle Sabri vapurun güvertesindeki yolcu karaltılarında birbirine sarılmış kadınlar, erkekler seçmeğe başladı. Sesi
449
hafiflemiş, gözleri sürülmüş, ağlar gibi bir halde anlatıyordu:
— Biz yandık. Hayat bu hayattır. Tasavvur et Sabri... Böyie bir gecede seninle bir vapura binmişiz efendim... Ay doğmuş yahut doğmamış onun ehemmiyeti yok efendim.^ Bu vapurdaki a-damlar gibi sen Perihanın, ben Ayperiyi yanımıza oturtmuşuz.
— Dell olma adaş.
— Benim hanıma deli diye buyurdun amma deli o değil bendim efendim. Olmasam bütün bir ömür boğazı tokluğuna deli güllâbiciliğine katlanmazdım. Elimden hiç bir şey gelmese şu adam kadar ut da mı çalamazdım efendim... Ben asıl şimdi akıllanıyorum. Ne diyordum... Evet iki perileri yanımıza oturtmuşuz. Kâh koHanmızı bellerine dolayıp başımızı başlarına dayıyarak hayAİlere dalıyoruz; yeni gençlere şöyle böyle diyoruz amma ağızlarının tadını biliyorlar çapkınlar. Kâh kedi ibrişim yunıağiyie oynar gibi onlarla oynuyoruz.
— Bırak bu btee yakışmaz sözleri Sabri
— Lâkırdısı da mı yasak bu demokrasi devrinde be birader! v.s( v.s.
Sabrinin hezeyanlarım bir türlü durduramıyo-rum. Doğrucu aranırsa durdurmak da istemiyorum. Dediği gibi lâkırdısı da mı yaaak? Bunlar sadece sarhoş saçmalan değil, mahrumluk i-çinde geçmiş bir ömrün birikmiş ufunetleridir ve hiç değilse lâkırdı He bir dereceye kadar akıp gitmeleri lâzımdır. Yalnız iş bu raddeyi bulduk, lan sonra lâkırdı ile kalacağa benzemiyor ve buna galiba ben sebep oluyorum. Yahut, artık kendini yalnız bulmayarak benden aldığı cesaret
(Devamı var)1 1
450
81 Ağustos 1950
Sâvfft 8
FIKRA
Telefon
Bediî FAİK
«•
Aıııerikuda bir şirketin
• 4
Taksimdeki geçit töreninden bir göriinüs
bir ülkenin, günün bi-hattâ dayanılmaz hale evvel müneccim olması
>-


5
s
Bulgaristana verilen Türk notasının metni
baştan
hâlâ “Halk ayıp değil ya,
de tedarik et-
rehberden
(ışıltılı, zırıltılı müşkülâta eklenmiş, diyorlardı. Kırk telefon İdaresi Graham
orada küçük adiyle anılan kim? Anla-
Bursaya otomatik telefon geldiği sıra, dostlar sevinç içindeydiler. Nenelerini
Alfred Nobcl, keşfinin dehşetini idrak eder etmez» sakabnı ” avuçlıyarak düşünceye dalınıç. Dostlan: “Aldırma, diye teselli etmişler; İşin iyi tarafı da var. Şehircilik dinamitten az mı İstifade edecek? Y», vatanlarının müdafaası için senin keşfine sarılacak mâsom milletler?,, Fakat Nobel’l ııvııtablllrson avut... Nihayet bir gece yarısı, vicdan Azabının fırınında cayır cayır yanarken, yatağından fırlıyor. Tesellisini bulmuştur. Bütün servetini Insanlk İçin fayda.li işler yapanlara mükâfat olarak verecek!..
Şimdi size tuhaf bir şey söyleyeyim nıl? Ben ne zaman telefonla konuşmak zorunda kalsam, İhtiyar Nobel'in insanlığını hatırlarım. Biliyorum, size göre, telefonla dinamit, Annıı Pauker'le güzellik kıra İlçeliği kıular birbirlerinden uzaktır. Ye doğrudur ııına, ben de eminim kİ, İki tel arasında sesi kaydırıp da, mesafeleri profesör bir hokkabaz gibi yutuverdlğl zaman, ağzı kulaklarına varan Graham Bell de, Nobel gibi, keşfinin dehşeti hakkında biraz kafa yorsa idi, serveti sânıânını insanlığa adamaktan asla geri durmazdı. Fakat ne yaparsınız, yüzlerce kilometre ötede, Türkiye denilen rinde telefonu alıp; işlemez, yaramaz, getireceğini bilmesi için. BeH’İn kâşiften lâzımdı!
Bir arkadaşım, Brll’ln torunlarının
meclisi idaresinde yan gelip yattıklarını söylüyor. Ne dersiniz, bir yolunu bulup halimizi anlatsak mı? Hiç değilse Marshall Yardımına denk bir tazminat da koparamaz mıyız? Devletçiliği, hançerelerini tahriş edercesine müdafaaya kalkanları. (!Ür-te diirte telefon makinelerinin başına götürmeyi çok İsterdim. Rehberden lâlettâyin seçiverdlğlm hlr numarayı, altı dakika çevir düdüğü bekleyip, on dakika şebeke gürültüsünü dinledikten ve Üç defa yanlış yerler çıkmaslyle bunları yeni tekrarladıktan sonra, ancak bulabildiğim halde; hizmeti,, nakaratını söyleyip söylemiyeceklerlnl, pek merak ediyorum.
Ahbaptan bazıları, nasılsa yeni mişler. Bütün bu düdüklü, tarrakalı, şimdi bir de soyadlı arama güçlüğü yıllık adınız, Ali Haşan mı? Hayır,
BelFi baş aşağı çevirdiği gibi, sizin adınız da Haşan AU yapıyor. Garpte böyle ama, tam azsın ız.
Beş altı sene evvel, ben oradaydım. Bıırsalı
kaçırmak istemediğim İçin, otomatikle beraber, şebekenin kabaracağını ve şebekenin kabarmaslyle otomatiğin tâkatlmizl aşıp, sinirlerimizin üzerine tüneyeceğini kendilerine anlatamadım. Bilmiyorum Bursa şimdi bu hale geldi mİ? Ama gelme-diyse bile, pek yakında gelecektir. Ve bittabi onun gibi, bütün şehirlerimiz de... Fakat ne kadar olsalar hiç biri, îstanhula çıkamaz. Bizimki, bütün şehri örümcek ağı gibi sarmış bir sinir şebekesidir ki, soğuk, sıcak, ılık, buzlu, bütün modern harp çeşitleri, yanında ninni kadar âsap teskin edici kalırlar.
Doğrusu, harbin bitip, malzemenin yurda akmak İçin delik aradığı yıllardan beri, sadece faturalar üzerine iyilmekten öteye geçememiş bir işletmeyi, demokrasi; omuzlarından tutup dut sllker gibi niye sallamaz, şaşarım! Okuyucularımdan bir hanım, son güzellik müsabakasının neticesini Öğrenmek İçin, evine telefon edecek olmuş. Dört yanlıştan sonra, nereyi bulsa beğenirsiniz; yirmi sene evvelin güzellik kıraliçeslnln evini!.. Siz, talihin cilvesine bakadurun, bu arada telefon idaresi, faturaya bir miikâleme yerine beşi birden yazmaya bakmaktadır kİ, bunun itirazı falan yoktur. Yaptığınız takdirde, montörler» şefler, hat kontrolörleri, müfettişler, müdürler ne diyecekler ben soyliyeyim: “Siz yanlış numara çeviriyorsunuz!,, yonluk bir şehir daha gösterebilir İdarecileri dikkatlidir, fakat nüfusun dalgın...
Fazla uzatmadan ve devletçileri
Bana bir mll-mlslnlz kİ. sadece telefon diğerleri, hep derbeder ve
kızdırmadan, ne diyeceğim . bilir midiniz; Bir hususi teşebbüs ehil çıkıp da, bir telefon şebekesi kuruverse... Her halde İstanbulluya dünyalar verilmiş gibi olurdu. Ama demokrasimizin, Kore münakaşasından, belediye seçimi kavgasından haşalıp da, bunları düşünecek hail mi var?...

Ruslara tank ve makine
satan memleketler
Amerikan Makine imalâtçıları Birliği Umum Müdürü, İngiltere, Fransa, İtalya ve Batı Almanyanın sattıklarından şikâyet etti
Ruslara makine ve
tank
(AP) — Makina Birliğinin Genel Bizim bildiğimiz
îmalât-Müdü-bir şey Korede
Ohio. 30 çılan Milli rü dün, “ varsa, o da, komünistlerin kullanmakta olduktan tankların ve makinelerin" İktisadi İşbirliği Teşkilâtı tarafından finanse edilmiş cilan fabrikalarda İnşa edilmiş olduklarıdır, demiştir.
Teli Berna, yapmış olduğu bir demeçte, îngillzierin Ruslara makine aatmalannın’’ meselenin diğer bir cephesini teşkil ettiğini” kaydetmiştir.
Berna, nasızdır. kûmeti, Ruslara m ile Fransa. İtalya ve diğer memleketlere ihraç edilmesine müsaade etmemektedir, diğer taraftan da bu
makineleri adı geçen bu devletlere vermekteyiz” diyerek sözlerini bitirmiştir.
"Bu vaziyet tamamen mâ-Bir taraftan Amerikan Hil-bazı makinelerin sonradan devredilebileceği mülûhaza-
KOMÜNİZM TEL’İN EDİLDİ
Dün, 10 bin Adanalıııın katıldığı muazzam bîr miting yapıldı
Adana, 30 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Komünizmi tefin maksadıyla bugün Atatürk Parkında yapılan miting vatanseverliğin ve kızıl tehlikeye karşı milli birliğin şaheser bir örneği oldu. Seyhan Milletvekillerinden Cczml Türk. Arif Nihat Asya. Reşat Güçlü vo Sinan Tekolioğlunun İştirak ettikleri miting, Kuvayı Mllli-yeci Adananın Kuvayı Milliye ruhunun bir kere daha tezahürüne vesile teşkil etti. En aşağı tahminle 10 bin Adanalınm katıldığı mitingde göründüğü her yerde komünizmin bavını ezmeğe yemin » dildi. Miting sonunda halk. "Kahrolsun komünizm" nldala-riyle ahdü pcymanını haykırarak dağı id».
• r
Mithat Paşanın na’şı yurdumuza getiriliyor
Ankara, 30 (Türk Ajansı) — Hürriyet kahramanlarından merhum Mithat Paşanın mezarını Türklyeye nakletmek için harekete geçmiştir. Paganın Talftcki mezarı açılarak komikleri çıkarılacak ve îstanbula getirilecektir. Bu maksatla Mithat Paşanın oğlu yakında Türkiycden hareket edecektir. Mithat Paşanın yeni mezarının Hürriyeti Ebediye Tepesinde yapılacağı tahmin edilmektedir.
T ü r k i y e d e ilk yabancı sermaye
Ankara, 30 (Ankara Ajansı) — Eski Ziraat Kombinaları Reisi Şevket Arı, Elâzığ civarında bir milyon dönümlük boş bir arazide buğday ve arpa ziraat i yapmak için bir İngiliz firması ile anlaşmış ve hükümetle temasa geçmiştir. Tarım Bakanı Nihat Eğriboz’un bizzat alâkadar olduğu bu büyük teşebbüse İngiliz firması 12 milyon lira sermaye koyacaktır.
Bu sermaye mahsulün ihracı ile elde edilecek dövizden ödenecektir. Mahsul ihraç edilmediği takdirde ithal edilmiş gibi muamele görecek ve karşılığı yine döviz olarak sermayedar firmaya verilecektir. Her yıl an-garl 10 bin vagon hububat temin edecek olan bu arazinin yabancı sermayeyi bir iki yıl İçinde ödlyccoği tahmin edilmektedir. İngiliz firması ile yorulan bu anlaşma memleketimizde yabancı sermaye celbi için verilen karardan sonra İlk teşebbüsü teşkil etmektedir.
Filistin Arşbulma Komisyonu yakında nkaraya gelecek
Kudüs. 30 A.A. (Afp) — Başbakan Bongurion bu sabah Filistin A-rabulma Komisyonu Başkanı ve bu komiayonun Amerikan üyesi Ely Palmer’i kabul etmiştir.
Haber alındığına göre, komisyon bu devre toplantısını pazar günü sona erdirecek ve eylül sonunda Lake Succcss’de yapılacak toplantıdan evvel, kİ
gelecek hafta, Ankaraya ve bcl-Cenevreye hareket edecektir.
Paris’i ziyaret eden turistler
Paris 30 A A. (Afp) — Turizm Genel Komiserliği tarafından yayınlanan istatistik cetvelinden anlaşıldığına göre, geçen temmuz ayında 129 000 ecnebi seyyah Partal ziyaret etmiştir.
1949 senesi aynı ayında bu şehri ziyaret edenlerin sayısı 112,000 idi.
Bu senenin ilk yedi ayında Paris otellerine 611 000 ecnebi misafir gelmiştir.
Ankara. 30 »A.A.) — Bugün Sofya Maslahatgüzarlığımız vasıtaslyle Bulgar Halk Cumhuriyeti Hükümetine tevdi cdJlen cevabi notamızın sureti aşağıdadır:
Türklyeye hicret etmek istlycn Bulgar vatandaşı Türkıerin durumu ile ilgili olu ra k, 10 ağustos 1930 tarihli ve 304-50-1 sayılı notasında Bulgar Hnlk Cumhuriyeti Hükümetinin ser-dettiği mütalâaları dikkat ve ehemmiyetle incelemiş olduğunu Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı mezkur hükümete bildirmekle şeref kazanır.
Bulgar Hükümeti, meselenin mealiyle yakın bir münasebeti olmadığı halde, notasına ırk, din ve menşe farklarına bakmaksızın, bütün Bulgar vatandaşlarına eşit haklar tanınmış olduğu, azınlıkların içtimai, siyasi, harsı inkişafları bakımından vücudu muktazl şartların tahakkuk ettirildiği ve onların bayat sevmelerini yükseltmeye yariyse»k bir çok tedbirler alınmış bulunduğu teminatiyle başlıy&rak, 18 ekim 1925 tarihli Türk-Bulgnr ikamet mukavelenamesinde yazılı ve muhacerete müteallik hükümleri kendisinin gereği gibi tatbik etmekte olduğunu ve bu cümleden olarak, miktarı hâlen 250.000 i bulan ve bunu da Aşacağına ima edilen göçmenlere beyannameler dağıtıldığını, hattâ bunlardan 54.000 kadarına memleketi terk için vize de verildiğini beyan ve buna mukabil, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin mukavelenamede derpiş e-dilen taahhütlerini yerine getirmediğini iddia etmektedir.
Bu isnadı haklı göstermek için Bulgar Hükümetinin ileri sürmeye kalkıştığı deliller ve zlkreylediği olaylar hulasaten şunlardır:
1. Bulgaristandakl Türkiye Konsoloslukları göçmenlori mukavelenamede mevcut olmtyan bir takım şartlara tâbi tutarak onlardan siyasi ve İçtimaî kanaatleri hakkında sarih beyanlar ve Türklyeye muvasalatlarında bir yıl müddetle taayyüşlerini deruhte edecek hısım ve akrabaları bulunduğuna dair teminat İstemektedirler.
2. bazı hallerde bir mektedir.
3. Türkiyenin ve Bulgarlstanın ki konsoloslukları ilgililere, bu memleketi terk İçin pasaport almazdan evvel, Türk makamlarından gelecek muhaceret müsaadesini beklemelerini tavsiye etmektedirler.
4 — Türkiye Konsolosluklarındaki memurlar göçmenlerden Bulgarista-nın İç emniyetiyle ilgili bazı bilgiler edinmeye teşebbüs eylemektedirler.
Bu İsnatları müteakip Bulgar Hükümeti kendisinden pasaport almış şahıslardan ancak 15835 ine tarafımızdan vize verilebilmiş olduğunu kaydederek, bütün bunlardan bu l.şde Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin samimi bir zihniyetle hareket etmediği mânasını çıkarmakta ve. bir taraftan Bulgaristan Türklerini memlekete kabulde teahhur ve müşkülât gösterildiği “tema,, sı üzerinde boyle-ce ıarar ederken, notanın bir yerinde. bu ahali nezdinde muhaceret, lehine demagojik propagandalar yapıldığı gibi yukarıdaki isnatla açıkça mütenakıs İddalar da ileri sürmekte, ve, hâtime olarak, bu 250.000 göçmenin notayı tevdi tarihinden İtibaren üç ay içinde Türklyeye nakilleri İşinin tamamlanmasını istemektedir.
Dışişleri Bakanlığı bütün bu iddiaları ayrı ayrı cevaplandırmazdsn evvel. Bulgar notasında devletlerarası muhaberatın fârik vasfı olan nezakete aykırı bir ifade şekli kullanılması m esefle müşahede ettiğini kaydeyle-mekten kendini alamaz.
Diğer taraftan. Bulgaristandaki Türk Konsoloslukları memurlarının göçmenlerden memleketin emniyetiyle İlgili bazı şeyler öğrenmek istedikleri mealinde, gerçeğe uymıyan, meselenin mewuu İle de rabıtası bulunmı-yan bir İsnadın notada yer almasından duyduğu hayreti burada açıkça ifade eylemeyi aynı Bakanlık bir vazife saymaktadır.
a. Bulgar Hükümeti Bulgaristan-daki azınlıklara ve, bu meyanda, Bulgar vatandaşı Türklere tatbik edilmekte olan müsait muameleden bah-seylediğine göre, evvelâ bu ifade ü-zerinde durmak lâzım gelir. Hakikat şudur ki Bulgaristandaki Türk azınlığının ana haklarına riayet bakımından olsun. İktisat ve hars bakımlarından olsun, yaşama şartları biç bir zşman bugünkü kadar düşük ve endişe verici bir durum manzarası göstermemiştir. Bu acıklı durumu pek yakından ve tafsilâtiyle bilen Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Bulgar neşir vasıtalariyle aleniyyete intikal ettirilen siyasi bir vesikaya, hiç şüphesiz dünya, umumi efkârı üzerinde müsait bir tesir yaratmak gibi bir düşünce ile konulan bu cümlelerin, hiç değilse. Türk azınlığına taallûku itibariyle, doğru olmadığını burada sarlhan ve cevap makamında beyan eylemek zebundadır. Esasen ihtiyarî olduğu malum bulunan bu göç İşinin, bir çeyrek asırlık bir tecrübe eyyut etmiş yıllık tabii haddi bire şaşılacak bir hızla aşması hacerel arzusundaki insanlar rının yalnız şu son zamanlarda 250.000 gibi muazzam bir yekûna yükselmesi ancak bu İnsanların Bulgaristandaki şimdiki hayat şartlarına artık tahammül edememekte olmaları sebebiyle izah edilebilir ki bu halin yukarıda bahis mevzuu Bulgar iddiasını teyit değil, aksine, tekzip edecek bir mahiyette olduğu aşikârdır.
Uzak olmıyan bir zamanda insan haklarına gösterdiği riayetsizlik yüzünden müteaddit büyük devletlerin protestolarını tahrik eylemiş olduğunu unutmaması lâzım gelen Bulgar Halk Cumhuriyeti Hükümeti eğer notasındaki bu cazip mukaddeme ile hiç olmazsa âtiye matuf lunmayı kasdetseydl, Türk azınlığının da diğer azınlıklar gibi ceği ümidini veren
Türk Milleti biraz teselli ve kalb huzuru duvardı. Ne yazık kİ geçmiş o-laylar, bilhassa, son tecrübeler ümidi takviye etmekten uzaktır.
b. Adı geçen İkamet mukavelenamesinin: "Les partici contractantos agreent qıı’il ne sera porte aucun obstocle a l’cmigıation volontaire des Turca de Bulgarle et des Bulgarca de Turqule„ şeklinde yazılı ikinci maddesi her hangi bir iltibasa mahal hırakmıyacak kadar Harlh olup, bundan çıkan mâna Bulgar Hükümetinin ona atfetmek istediğinden büsbütün başkadır. Filhakika, Bulgaristandaki Türklerdrn ve Türkiyedekl Bıılgarlar-dan kendi İstekleriyle göç edecek o-Innlann bu arzularını tahakkuk ettirmelerine mümanaat edilmlyeccği pronslplnl koyan bu madde, sırf toprağı terkedilecek devlete bir vecibe tahmil eylemekte olup bu da. göçmenlere çıkış vizesi vermek, onların mülk ve mallarını diledikleri gibi tasfiye etmelerini vo tasfiye bedellerini memleket dışına çıkarmalarına engel olmamak şeklinde tezahür etmektedir. Bundun diğer tarafa goç etmek
• •
• •
Vize muamelesi aylarca hattâ, yıl kadar geclktirll-
• •
• •
44
Sofyadakl Elçiliği muhtelif yerlerinde-
• •
• •
lle tehirden ve mu-mikta-
bir valtte bu-Bulgarlstanduki böyle bahtiyar muamele göre-bu teminattan
• •
bu
İstlycn her ferdi kayıtsız, şartsız kabul etmek taahhüdünün toprağına muhaceret vukubulacak devlet (pays d’immigration) uhdesinde tahakkuk edeceği hükmünü çıkarmaya kalkışmak iyi niyet sahibi bir İnsanın tereddütsüz reddedeceği bir metin zorlaması yapmak olur. Filhakika:
c. Gelecek göçmenler arasında, besledikleri içtimai ve siyasî kanaatler yüzünden, huzuru memleket için zararlı olanlar bulunduğu takdirde, toprağına göçülecek memleketin bu gibilere giriş vizesi vermekten İmtina eylemesi lüzumu münakaşaya konu olmıyacak kadar sarihtir, vc bu hal mukavelename metni ile tearüz etmedikten başka her devletin, huzur ve sükûnu, dış ve iç emniyeti bakımlarından kendi milletine karşı mükellef bulunduğu esaslı vazifelerinden biridir, ve aynı zamanda, milletlerarası hukukunca tanınmış bir haktır.
Bir kac yıldan beri Bulgaristan radyosunda ve basınında sistemli bir propaganda halinde yapılagelcn Türk Milleti vo Devleti aleyhindeki neşriyat ve diğer benzer tezahürlere esefle şahit olmasına rağmen, İki memleket arasındaki komşuluk münasebetleri icaplarına uygun bulmadığı bu kötü durumu düzeltmek için, kendisine taallûk ettiği nispette, gayret sar-fetmekte olan ve bu gayretinde devama istekli bulunan Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, böyle olmakla beraber, hâdiselerin mantıki önünde göz yummamak, ve dünya siyasetinde kendisinin büyük, küçük diğer demokrasilerle beraber temsilden şeref duyduğu prensipler ve kanaatler için ölüm tehlikesi taşıyan cereyanların kendi sınırlarından içeri sızmasına müsaade etmemek hakkına elbette sahiptir. Bugün bizzat kendisinin bağlı olduğu İdeolojiye uymıyan her türlü temayüle ve fikir tezahürlerine karşı, bunları memleket emniyetine zararlı saydığı İçin, en küçük bir müsamaha bile göstermemekte olduğu fiiliyatla sabit bulunan komşu memleketten, diğer milletlerin de varlıklarına teveccüh edecek büyük tehlikeler karşısında asgari bir ihtiyat nişanesi göstermelerini tabiî addetmesi beklenir.
Sırası gelmişken kaydedelim kİ. bu meselede konsolosluk memurlarımız sadece kendi takdir haklarını kullanmakla iktifa edip göçmenlerden, Bulgar notasındaki İddia hilâfına, herhangi sözlü veya yazılı bir beyan istemekte değillerdir.
vecibelerin ihmali sadedin? (ta-JtŞil Jlurk^SKlÖJ^Üıdıı Bulgar Halk Cumhuriyeti Hükümetine karşı serdedebileceği ciddî şikâyetler vardıj, FUhakîka, znukayelenaDcıe^ göçmenle^ rin gayri menkuljrıallannı^ diledikleri gıbrsâtmâJc ve menkul mallariyîe hay-v^ırlaTînı alıp götürmek haklarını ta-niCOfe’ ve» vesika milletlerarası bir ak id olmak itibariyle, milli mevzuatı tnkyid edip onlara raci bulunmaoı icap ettiği halde, Bul r makamlap göçmenlerin, j yorgan/ve_bir_jkj bl^şeylermüaLesna.
,»• 4



30 Ağustos Zafer Bayramı
yurtta heyecanla kutlandı
d.
menk aHarını çıkarmalarına^, bazı muahhar kararnamelere dayanarak, Jcatî surette mü-manaattazu hali kaJmîyof^~ÖyTâ ki, mukavelenin hin-l akdinde mallariy-le ve paralariyle Türklyeye gelip burada kısa zamanda birer İstihsal unsuru haline geçecekleri düşünülmüş olan bu ırkdaşların hemen kâffesi yeni vatanlarına fecî bir durumda nakletmektedirler. Devlet bütçesinden âcil yardım İsteyen göçmenlerin bu şartlar İçinde İskânı işi, bittabi, büyük güçlüklerle başarılıyor. İkinci Dünya Harbini takip ve son aylardaki hayret verici yükselmeye takaddüm eden yıllarda muhaceret cereyanında görülmüş olan azalma hâdisesine, o zamanlar Bulgar makamlarının muhaceret arzusu gösterenlere karşı gösterdikleri hasnıane duygulardan başka bir de bu güçlüklerin müessir bulunduğunu düşünmek yerinde olur. Şu halde Bulgaristan dakl_Türk_kon-solo8İukları memurlarının, Türklyeye göç edeceklerden kendilerinin hiç oP mazsa ilk ihtiyaçlarını Bağlıyacak hısım ve akrâbâiarı bulunup bulunmadığını sorarak, bü gibilerin talep-İĞfTnt^tg r c Ih eylem eler inden, i s k â n
I»fitlini Icendilçrine henüz
hareket müs esi gönderilmemiş o-lan kimselere ise, bu ımüsaadeyi bek-Temeden. mal ve mülklerini satıp mahallî makamlardan pasaport ve çıkış vizesia İm aya kalkışmak gibijjonu zararlı teşebbüslerden sakınmalarını tavsiye eylemelerinden daha fuBIT bir şey öTuFmu?
e. Bulgar notasında göçmenlerin miktarına dair verilen rakam da Türk makamlarının en »aJâhiyetll kaynaklardan topladıkları rakamlara uygun değildir. Zira, harpten evvelki yıllarda senevi ortalama 11.000 - 12.000 kadar tutarken, bundan önceki fıkralarda izah edilen sebeplerden ötürü 1944 tarihinden beri azala azala keza ortalama 600 e kadar düşmüş o-lan göçmen miktarı 1949 yılında birdenbire 24.332 ye çıkmıştır. Bütün bu taliplere Türk vizesi verilmiş bulunuyor. Bulgaristandaki Türk konsoloslukları faaliyetlerini göçmen vizesi İşine hasretmiş gibidirler. Muamelenin daha|«erl bir seyir takip edebilmesini sağlamak için, bir çok bakımlardan vücudü lâzım olan, bazı formalitelerin bile lâğvı cihetine gidilmiştir, Eğer bahis mevzuu konsolosluklar bu işe şimdiki nispeten dar kadrolarlyle bakmak zorunda kalmışlarsa bu durumun sebebi Bulgar makamlarının konsolosluklardaki küçük memurlar hakkında tatbikten çekinmediği her türlü tazyik muameleleri yüzünden oralarda çalışmak cesaretini gösterecek talip bulmakta uğranılan güçlük, hattâ imkânsızlıktır.
Kendi ahdî vecibelerine riayetsizliği yüzünden, karşı tarafın zaten çok ağır olan külfetlerini geniş mikyasta ı arttırmış bulunan Bulgar Hükümeti bu defa, yukarıda da işaret edildiği gibi, muhaceret hareketini kendi aldığı teşebbüsle, bütün tahminleri aşan bir nispete çıkarmış, bu harekete bir nevi tehcir mahiyeti vermiş, bulunuyor»
Türklyeye gelemedikleri İçin Yrunan topraklarına sığınan bir çok Bulgar vatandaşı Türkün mevcudiyeti, muhaceret adiyle anılan bu akının hakiki silikleri üzerinde fazla durup düşünmeye mahal bırakmıyor. Binaen-\ aleyh. Türkiye Dışişleri Bakanlığı. J Buİgar Hükümetini İnsanî duygulara F da kendi ahdi mükellefiyetlerine de ( uymayan İşler yapmakta ısrar eylemesinden dolayı şiddetle protesto öder.
Ahali muhacereti hakkında Türkiye İle anlaşma yapmış olnn tok devlet Bulgaristan değildir. Vaktiyle Dobru-cadakl Türk azınlığının nakil hususunda Rumnnya ile de bir mukavelename ak tecil İm İş ve karşılıklı gerçek hüsnüniyet sayesinde bu mukavelenin taraflardan ne birinin ne diğerinin şlkayctino muhal vermeden tatbik vo intacı mümkün olabilmişti. Türkiye Hükümeti bu tarihî hakikati Bulgar Hükümetine hatırltmaktnn zevk duyar.
F. mukavelenamede muhaceret için bir müddot tayin edilmediği ve bu-
30 Ağustos Zafer Bayramı dün baştan başa donanan şehrimizde çok parlak bir şekilde kutlanmıştır. Gündüz Taksimde geçit resmi, gece de Yıldızdan bağlıyarak Maçka ve Harbiye yoliyle Taksime ve oradan da Dolmabahçe üzerinden Beşlktaşa kadar devam eden fener alayları yapılmış ve resmî müesseseler, limandaki gemiler gündüz alay sancakla-rlyle gece de ışıklarla donatılmıştır.
Cumhuriyet alanında yapılan go-çlt töreninden evvel Harbiyedeki Ordu Müfettişliğinde, ordu adına Birinci O?du Müfettiş vekili Korgeneral Şükrü Kanatlı önce saat 9 da şehrimizdeki askerî birliklere mensup general, amiral ve subayların, saat 9.30 da şehrimizdeki milletvekilleri ile Vali ve Belediye Başkanı Prof. Fahrcd-din Kerim Gökayın, Vilâyet ve Belediye erkânı ile 11 Genel Meclisi üyelerinin tebriklerini kabul etmiştir.
Cumhuriyet alanındaki tören saat 10 da VaU ve Belediye Başkanı Prof. Fahreddln Kerim Gbkay ile Merkez Tümeni Komutanı Tümgeneral Tahsin Çelebican’ın alanın etrafında sıralanan geçide İştirak edecek birlikleri teftişi ile başlamıştır. Teftişi müteakip alandaki birlikler selâm duruşuna geçmişler, askerî bando tstiklâl marşını çalmış ve direğe bayrak çekilmiştir.
Bundan sonra ordu adına genç teğmenlerden İbrahim Çakan ve Tümgeneral Tahsin Çelebican, heyecanlı birer hitabe İrat ederek 30 Ağustosun Türk kurtuluş tarihindeki önomi ile Türk inkılâbım hazırlayıcı vasfını belirtmişler ve Türk Milleti İle Türk ordusunun tekrar 30 Ağustoslar yaratmaya her an hazır bulunduğunu ifade etmişlerdir.
Tuğgeneral Aşır Arkayın’ın komutasında birliklerimizin geçit resmine başlamaları, alanı dolduran binlerce halk arasında coşkun btr heyecan yaratmıştır, önce başta bandosu ve alay sancağı olduğu halde Albay Muhip Cantınaz’ın komutasında piyade alayı, onu takiben refakatinde deniz bandosu olduğu halde deniz birlikleri. jandarma alayı geçmişlerdir. Kıtalarımızın sert, adımlarla merasim yürüyüşünde geçmeleri sürekli alkışlarla karşılanmıştır. Bu sırada hava kuvvetlerimize mensup da geçit resmine ier.
Tank alayının, törlü
• «
uçak filoları İştirak etmekte idi-
Ankaradaki tören
• •


• •
bindirilmiş kıta, mo-muhabere birliği ve motörlü top alayının ve uçaksavar topçu birliğinin geçişleri aynı tezahürata yeşile olmuş ve on binlerce halk büyük Zafer bayramımızda şanlı ordumuzun kahraman birliklerini doya doya alkışlamıştır.
Ankara, 30 (A.A.) — Yurdun her tarafı gibi, Başkent de, dünden beri şanlı Türk bayrağiyle baştanbaşa donanmıştır. Halk, ordunun bu büyük gününü kutlamak İçin erkenden sokakları doldurmuş bulunmaktadır.
Büyük zaJerin yıldönümü, AtatÜr-kün hâtırasını ordunun taziziyle başlamıştır. Saat 8,30 da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut, beraberinde İkinci Başkan Korgeneral Zekâi Okan ve Genelkurmay Kara, Hava, Deniz Kuvvetleri Komutanları ve erkânı, yüksek subaylar olduğu halde Atatürk’ün muvakkat kabrine bir çelenk koyarak saygı duruşu yapmıştır. Aynı saatte Yedek Subay Okulu kıtası, Atatürk’ün Orduevi önündeki heykeline. Harp Okulu alayı Ulus Meydanındaki Atatürk anıtına, muhafız kıtası da Etnografya Müzesi önündeki heykeline törenle çelenkter koymuşlardır.
Saat 9 da Genelkurmay Başkanlığının şeref salonunda tebrik merasimi başlamıştır. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut, beraberinde İkinci Başkan Korgeneral Zekâi Okan olduğu halde evvelâ ordu yüksek komuta heyetinin ve askerî erkânın, sonra da Başbakan ve Bakanlarla milletvekillerinin, Yargıtay, Danıştay. Sayıştay Başkan ve üyeleriyle üniversite erkânının, Bakanlıklar mensuplarının, Ankara Vali ve Belediye Başka-nlyle vilâyet ve belediye ve siyasi partiler mümessillerinin, bankalar müdürlerinin, Türk Hava Kurumu, Kızılay ve diğer kuramların ve teşekküllerin tebriklerini kabul etmiştir.
Tebrik merasimi bittikten sonra Genelkurmay Başkanı ve tebrik merasimine iştirak eden zevat hipodruma giderek tribünde yerlerini almışlardır.
Şeref tribününde Başbakan Adnan Menderes ve Bakanlar. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut, Genelkurmay İkinci Başkanı Korgeneral Zekâi Okan, ksı*a, hava ve deniz kuvvetleri komutanları, tebrik resmine İştirak eden zevat, şeref tribününün altında ecnebi devlet ataşemiliterleri hazır bulunmakta idi. İktisadi İşbirliği mensupları için de ayn bir tribün tahsis edilmişti.
Saat 10,5 te Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut, resmigeçide iştirak edecek kıtaları teftiş ederek şeref tribününe geldi.
Müteakiben geçit resmine İştirak eden ordumuz mensuplarının söyledikleri latiklâl Marşı ayakta dinlenildi.
Şeref tribünü önüne getirilen bir top üzerinde ordunun genç bir subayı, 30 ağustosun Türk yurdu için taşıdı-

Amerikan diplomatları
Washingtonda toplanıyor
YVashington, 30 (AP) — Aralarında Amerikanın İngiltere Büyükelçisi Le-wis Douglas, Almanya Yüksek Komiseri John J. McCloy, Atlantik Konse-
nun. şimdi yapılmak istenildiği gibi, kitle teheri şeklinde vukuunu âkldle-rin kastey içmemiş oldukları noktalarına Bulgar Hükümetinin dikkatini çekerken, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti böyle bir neticenin tahakkuku emrinde vaki baskıdan veya hesaplı .teşvik hareketlerinden vazgeçilmesi lüzumu üzerinde ısrar eylemeğe ve I tahslscn ekalliyetler hukukuna ve a-* lelıtlak İnsan haklarına karşı yapılan bu devamlı tecavüzlere nihayet verilip meselenin İki memleket Arasında dostane bir hal şekline bağlanması mümkün olmadığı takdirde Bulgaristan Türklerine reva görülen gayri İnsanî muameleleri milletlerarası kurumiarın tetkikma arzeylemek ıztı-rarında kalacağını da şimdiden bildirmeğe lüzum görmektedir.
Bulgariscandnkl durumlarının tahammülü aşncak derecede güç. olması yüzünden Türklycdc yerleşmek ihtiyacını hlssevliyen bedbaht. ırkdoşları-nı muhaceretin tabiî seyir hadleri dahilinde, her zaman kabule müsaraat etmiş ve edecek olan Türk Hükümeti hal ve şartların müsaadesi nöbetinde bu hadlerin bile Üstüne çıkmakta tereddüt gösterınlyecek olmakla beraber, 200.000 gibi muazzam bir yekûna baliğ miktarda göçmenin pek kısa bir zamanda memlekete alınmasının ciddiyetle düsünülobilecek bir şey olmadığına kanidir.
Hor hal ve kârda Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, göçmenlerin menkul mallarını birlikte almalarına karşı koymak suretiyle mukaveloname hükümlerini ihlâlden vazgeçmesini ve İlgililerin tasfiye ettikleri "mülk ve I malları bedellerini ne suretle memlo-J ket dışına çıkarabileceklerine" dair I iki devlet arasında yapılması mezkûr / mukavelenamenin muktczosından 1-I ken, şimdiye kadar tezekkür ve inla-I cı mümkün olmayan "anlaşma” Üzv-' rinde hemen görüşmeye başlanılmasını Bulgar Hükümetinden talep eder.
Dışişleri Bakanlığı Bulgar Hnlk Cumhuriyeti Hükûmetlna bu vcbUd ilo do salgılarını sunar.
ylndo Dışişleri Bakanı Dean Ache-son'a vekâlet eden Charles Spotforh da bulunan yüksek Amerikan diplomatları, eylülde yapılacak olan Üç Büyükler konferansı ve onu takip e-decek olnn Atlantik Konseyi toplantısını hazırjamok maksadı ile buraya gelmişlerdir.
Bütün dikkatin Uzakdoğuya çevrilmiş vo teksif edilmiş olmasına rağmen. Wa.shington. en ehemmiyetli meselenin Atlantik Paktı ve onun takviyesi olduğu cihetini belirtmektedir.
Amerikalılar, bilhassa şu cihetlerin temlnlnn gayret etmektedirler:
1 — Amerikanın tam iştirakini İhtiva edecek bit Batı Avrupa ordusunun teşkili lehinde bir cereyan yaratmak.
2 — Alman meselesinin halli zımnında Almanya İle Fransa arasında bir yakınlık husule getirmek.
3 — Mümkün olduğu surette Batı Avrupada İngiliz ve Amerikan kuvvetlerini takviye,
4 — Batıkların daha mühim bir sl-lâhlanmayp girişmelerinin temini.
Komünlstlorin Koredeki taarruzları Amerikan liderlerinin endişelerini arttırmıştır.
Atatiirke ısmarlanan yazı odası takımı
ğı mânayı belirten bir hitabede bululduktan sonra Türk Hava Kuruma adına bir hatip, 30 ağustos şehitlerinin ruhuna hitap ederek uğrunda öldükleri vatan üzerinde Türk milletinin huzur içerisinde yaşadığını belirterek şehitleri taziz etti.
Son olarak söz* alan Garnizon Komutanı Salâhaddln Selışık. eşsiz 30 Ağustos zaferinin büyük mânası üzerinde durdu ve tarih boyunca hür ya* şamış Türk milletinin mücadele kudretini gösterdiğini. Türk ordusunun bugün ve yarın da Clumhurİy e timizin temeli olan 30 Ağustos gibi yeni bir çok 30 Ağustoslar yaratabilecek kudrette olduğunu söylemiş ve büjdik zaferleri ancak büyük milletlerin kazandığını belirtmiştir.
Sık sık alkışlarla kesilen bu nçotuktan sonra başta Harp Okulu. Yedek Subay Okulu ve bir piyade a* layı olmak üzere geçit resmi başladı. Bunları harp malûlleri ve harp malullerini de 28 sene evvelki üniformayı giymiş olan bir kıta takip etti.
Bundan sonra bir süvari alayı, zırhlı birlikler ve tank alayının geçişiyle geçitresmi sona erdL
Hipodromu dolduran on binlerce halk, ordunun geçişini büyük bir heyecan ve gururla alkışlıyor, hava filolarımız da Hipodrom ve şehir üzerinde uçarak geçitresmine iştirak ediyor du.
Sokaklarda biriken hnlk, kışlalarına dönmekte olan askeri birliklerimizi candan tezahüratla alkışlamakta ve yaşa sesleri Ankara ufuklarını çınlatmakta idi.
tamirde Zafer Bayramı
tamir, 30 (A.A.) — 30 Ağustos Zafer Bayramı bu sabah büyük bir törenle kutlanmıştır.
Bu münasebetle bütün şehir dün akşamdan itibaren bayraklarla donatılmış bulunuyordu.
Saat 8.30 da Müstahkem Mevki Komutanlığının şeref salonunda yapılan tebrikâttan sonra başta Vali Osman Sabri Adat 65 İnci Tümen Komutanı Tümgeneral Fazıl Bilge ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Cihangir Berk olduğu halde protokole dahil diğer bütün zevat hop birlikte Cumhuriyet Alanına giderek şeref tribünündeki yerlerini almışlardır.
Cumhuriyet Alanındaki merasime» Vali ve Garnizon Komutanı tarafından askerî birliklerimizin teftişlerini müteakip saat tam 9 da bandonun çaldığı İstiklâl marşı İle başlanmış ve evvelâ 233 üncü piyade alayından Üsteğmen Hüsameddin Güneşberk. sonra da Tümgeneral Fazıl Bilge büyük günün mânasını belirten birer konuşma yapmışlardır.
Merasim askerî birliklerimizin geçit resminden sonra saat 10 da nihayete ermiştir.
Dumlupınardakl tören
Afyon. 30 (A.A.) — 30 Ağustos Zafer Bayramının 28 İnci yıldönümü bugün Dumlupınarda Zafertepe üstündeki Meçhul Asker Anıtı önünde heyecanlı bir törenle kutlanmıştır.
Törende Afyon valisi, Kütahya vaTÎ vekili, milletvekilleri. Başbakanlık va Bakanlıklar temsilcileri, merasim komutanı olarak Korgeneral Abdülka-dir Seven. Ordu Müfettişlikleriyle deniz ve kara kuvvetlerini temsil eden amiral ve generaller. Üniversiteleri temsilon profesörler, siyasî partiler ve milli elleri ajans deniz . .
kim ile İstanbul. Ankara Üniversiteleri ve yüksek okullar talebeleri, kadın, erkek binlerce yurddaş hazır bulunmuşlardır.
önce merasim komutanı, beraberinde Afyon Valisi İle Kütahya vali vekili olduğu halde merasime İştirak eden askeri birliklerle, yüksek tahsil gençlerinin, halkın bayramlarını kutlamış ve başta Cumhurbaşkanı tarafından gönderilen çelenk olmak üzere Büyük Millet Meclisi, Başbakanlık. Bakanlıklar, Ordu, siyasî partilerle diğer kurum ve teşekküllerden gönderilen çelonkler anıta konulmuş vo bandonun çaldığı tstiklâl Marşı İle şeref direğine şanlı bayrağımız çekilmiştir. Bu olay 21 pare top atımı ile selâmlanmıştır.
Bundan sonra Korgeneral Abdülka-dir Seven bir hitabede bulunmuştum Generalden sonra Türkiye Milli Talebe Federasyonu îklncl Başkanı da heyecanlı bir konuşma yapmıştı. Bundan sonra geçitresminl takiben törene katılanlara bir kır ziyafeti vo rilmlştir.
• •
• (
• •
kurumlar ve dernekler temsil-ve illerden gelen mümessiller» ve matbuat temsilcileri. Kara, ve Harp Okullarından birer tu-
Ancak bu yıl tzmirde teşhir ediliyor
İzmir, 30 (Hususi muhabirimiz diriyor) — Büyük AtatÜrkün vefatından bir yıl önce sipariş edilip 1940 yılında teslimi icap çden bir yazı odası takımı, büfe, kontr-büfe vo müştemilâtı Macaristan Hükümeti dan harbin patlak vermesi tealim edilememişti.
Hükümetimizin verdiği parlş AtatürkÜn vefatından
iptal edilmediği İçin Macar sanatkârları beş senelik bir çalışma neticesinde bu takımı hazırlamışlar ve îz-mire göndererek İzmir Enternasyonal Fuarındaki pavi yo alarmda dün geceden itibaren teşhire bu^iuon^Ur-dır» y
bil-
tarafın-üzerine
bu sl-
sonra
İr
A
TAHSİL KUPONU
1 aralık 1950 de çekilecek büyük kuranına iştirak İçin a-©ağıdaki kuponlardan 90 tane getirerek btr kura numarası a-lab İleceksiniz.
) eni İstanbul'un
KUPONU
Sayfa 4
•1 Ağustos 1950

950
O Ğ
U L
Jürinin seçtiği 30 hikâyeden biri
L
glvasta T. JL Kurumana
bulunduktan sonra havada
S
T.
IL Kuruma d çoklar m m bir seferden dönüşünde pilot makineyi muayene ederken
ÜZ1K
Konservatuarın
Yazan ı Burkay Kaynak
teberruda
dolaşma yapan bir ihtiyar
Z
0AZETE kâğıdına sardık kaçak tütününü kendi yaptığı ağaç cm-zijre koydu, bir nefes çektikten sonra babını tepedeki camsız pencereye doktu dikip görünmez ufukları gözlerken, yıllann bll&nçosunu yaptı, temiz bir kalple;
— Eh oğlan gayrı hoşuna ekmek yemiyor. Kır beygir, palanla yaşıttı. Dört yaşında onu sattık, sattığımız yıl kocabaş öküzle, karakızın anasını çift İçin almışlık. Karakızın anasını güttüğü yıl ter eder beş, her yıj (doğurdu) kuzları, Akdüve, Karakız, a-rada ölen Tosun etti sekiz, İM yıl oldu öleli etli mi on,
Diyerek oklunun yaşının on ojdufrunu hesapladı. Yorgun, fakat gamsız gözlerinden iki damla yuş fırladı: “Yara-dnna şükür olsun, oğlan yetişti. Bugüne kadar da hasta maşta olmadı. Hoş hasta olsaydı, bugüne kadar yağar mıydı? Hasta çocuklardan hangisi kurtuluyor kl, benim o£lan kurtulacaktı. Hoca, nefes dş hastalıkları iyi etmek oldu. Zahar onların da İtikadı bozuldu. Hocaların üfürükleri şifa vermez oldu. Oğlan napıaza pek heves etmiyor ama, yüreği hem bizim köyün, hem de Farsa grin hocası olan topal eşekll Kör imamdan daha terniz. Anasına, hana kul köle oluyor Bak tütünmü sardığım gaz a ta kâğıtlarını getireceğim diye, yayan üç saatilk uzakta öten demir yoluna gidip kHianfcten (D geçerken yolculardan gazata İstiyor. Hoş biraz da kendi okuduğu içfn getiriyor ya. Okulu da iyi okudu, gelen yıl bitiriyor. Bu yıl düğena, gelen yıl da sapana bırakırım, gayrım rahat ederim. Askerde, onbaşı da olur. Askere gitmeden beşik kertmesini eve alırız, yokluğunu hissetmeden tarlada cahr şırız, O da rahat rahat askerliğini yapar gelir/*
Daldığı hayal âleminden »flkinlver-dl. Kor olası öksürük ytna söktürüyordu. Şappadak bir okka balgamı ocağa atıverdi. Ikl yıldır tütün dokunur! olmuştu, Ikl yıldır da tütünü gazete kâğıdına sarıp içerdi. Sigarası için de kâğıt kesecekti, kocaman bir sayfayı aldı, oğlana, eğitmenin öğrettiği gibi kâğıdı büktü, tırnağlyle inceltti ayırdı. “Var olsun şu eğitmen, bize et He kâğıt kesmeyi belletti de, makas arama derdinden kurtulduk.** Birden oğlu aklına geldi. Zahar ka-raoğlan yine geç kaldı. Hızlı gitmesine gidiyor ama geç de kalıyor. Ka-raoğlan o patırtıyla giderken, içindekiler, çocukların gazata telemelerini iyi duyuyorlar. Zahar şehirli kısmının kulağı bizden daha delik. Hükümet değişmeden hükümetin değişeceğini, kaymakam değişmeden kaymakamın değişeceğini, asker toplanmadan askerin toplanacağını, şeker peJıalıtenmadan şekerin pahalılanaca-ğını hep duyar, bilirler. Bir. köylüler böyle şeyleri bllemiyok. Bllsek bu köyde yaşar mıydık. Ah onların yaptığına bir kafam yatsa gider kaymakamın odacısı olurdum.*’ Bunları düşünürken namaz vakti olmuştu. Kalktı namazı kıldı. Oğlandan yine te yoktu.
Süleymanm İti ürüyor, her halim tarladan vurdu neyse kl, şükür gelmişti.
Birkaç dakika sonra ağıldan anasının yanına bırakılan bir oğlak gibi hızla İçeri girdL. Hemen anlatmıya başladı:
— Baba, karaoğlan koca yarmanın orada durdu. Hemen oraya kaçtık (koşma). Işıl ifil edip duruyordu. Işıkları Nahiye Müdürünün ülküsünden daha parlaktı. Hem çıraların da (2) fitili mitili yoktu. Bir kopça (düğme) gibi bir şey var, oradan yakıp söndürüyorlar, yakmak için köz gerekmiyor, öndeki koca kazana, he>-rlfin biri taşlar atıp duruyor. Dışarıda değil ha, orada kocaman bir ocak var, onun içine atıyor. Hükümet dairesine benziyon o kocaman tekerlekli evlerde bir sürü göz (oda) var, İçleri hükümet adamlarının odaları gibi süslü.
Birdenbire "Baba, sen karaoğlanı hiç gördün mü?** diye sordu.
— Yok görmedim. Uzaktan seyrettim. îçlno bakmadım, ama görenlerden dinledim. Bir do sen anlat hele. Şlmdlyo kadar hiç merak etmedim ama ecn bana merak ettirdin tez antet hele.
— Avratlarla herifler karışıktı, emme ayn oturdukları yer do vardu Bir yerde aş pLşcr durur, bir yerde mektep gibi uralar da var.
— Sıralarda da mektep mİ okurlar?
— Yok canım, rakı İçiyorlar. Bunun üstüne baba kızdı. Ocakta da atoş sönmek üzereydt
— Gâvur İcadında gâvurluk yapılır. Sus gayrı. Ocağı söndür, yatalım.
Son alevler do kaybolmak üzereydi. Ama gözüne uyku girmiyordu. Oğlanı okutup hükümet adamı yapmak İstiyordu. Köylü de gün görmeliydi, şeklinde düşünürken bir azim ve ıstırabın ifadesi olan bir seste:
— Ben baba toprağından ayrılmadım. O ayrılsın. Vatan toprağına sarılsın.
Ertesi gün köye yeni gelen hoca İte muhtarın yanına gitU. Oğlunu o-kutmak istediğindon bahis açtı. Onlar da iyi edemin dediler. Fakat b’l bir akıl vermediler. Hattâ yeni gelen hoca, sonradan: “Biz okuduk ta ne olduk, İşte bizi böyle bir pis köye at-tılar” diyerek hem köylerine hakaret etti hem de caydırmak istedi. Eve giderken kötü kötü düşünüyordu Eve girdiği zurnan oğlunu kör kandil altında dün getirdiği gazeteleri okurken buldu. Babasının geldiğini görünce ayaktı kalktı, bir şey sdyllyecek
gibi oldu. Gözleri yaşardı. Yutkundu, ama «Öyllyemcdi. Oğlunun ter şey Büyüyeceğini an İnmişti ama gündüz düşündüklerini, konuştuklarını anlattıktan sonra oğlunun derdini dinlemeye karar verdi. Çünkü oklunu severdi, onu üzmek İstemezdi. Onun istemediği ter şeyi de yapmak istemezdi Öyle olmasa Mehınedin anasının üstüne karı almaz mıydı? Anlatmaya başladı;
— Oftlum »eni okutmaya yo Hay a-caâım ama paramı» yok. öküzün birini salsak seni okutur mu kiT Bir. ananlnn yedeğe geçer İdare ederi» Hele tez hesapla, mektepte para hesabını öârendlydin.
— Okutmaz.
Dcrdcpıcz ay afra kalktı, yutkunarak:
— Neden oklum, ben seni okutmak. kaymakam yaphıak teliyordum.
Diyerek oturdu, gözlerinden yaşlar akıyordu. Mehmet birdenbire şaşırdı, babasının elini öptü. Babası oğlunun haline şaşmıştı.
— Baba beni essahtan okutmak İstiyor muHup?
— Elbet okutmak İstiyorum, ama okutamıyaoagım, çünkü paramı» yok. Kimse bir akıl da öğretmedi,
— Bal>a sen üşülme. Şhnd| gazatade okudum. İmtihanla talebeleri beleşe okutacak mektepler var. Ben de demin sana bunu söyllyecektlm. Razı olmazsın diye «öyllyemcdlm. İmtihana girer, kazanırsam beleş» okurum.
Mehmet otlan mektebi bitirdi. Büyük mektebin İmtihanını da kazandı. Allah kerim. Altı yıl beleşe ok uy ac ak-mte Mehmet okumaya giderken bütün köy Kocaçınara kadar onu uğurladı. Köyiin şerefinin onun omuzunda olduğunu aöyledlter, Mehmet d» ayrıldıklarından yaslı, onun okumaya gittiğinden beşik kertmesi Anş(dan (Ayşa) gayrı hepri »»vinçliydi. Çünkü o biliyordu kl, Mehmedlndan ö-lünelye kadar ayrılıyordu. O şehirli olup köylüyü befrenmiyacektl. içine doğuyordu.

Trene âlim bir tavırla girdi. Aşa- ’ gıda duran emmi oğullarına çırala-1 rın yanmasını antetti. Koca kazanın | treni taşıdığını anlattı, bunları anlatırken vakit tamam olmuştu. Kara-oğlan gözden kaybolup giderken emmi oğullarından biri:
— Eferln Mehmede, her şeyden bl* llyor.
— Onun bildiği bir şey yok, biz blll-ynk, diye attı tuttu.
Altı emmi oğlu birden yedinci emmi oğlu Hemen (3) Aliyi susturdular. Köye varıp Mohmedin anlattıklarını bütün köye anlattılar. Mehmedin lâfını ettiler. Bundan sonra her fırsatta Mehmedin istasyon yolculuğu hatırlandı. Köyden İstasyona kadar yedi saat süren, yedi saatlik İstasyon yolculuğunu bütün köy ezberlediği halde her fırsatta hatırlandı.

Gittiğinin birinci yıh sonunda bir mektup geldi. “8ınıfımı geçtim, yaza burada çalışacağım, gayrı bildi ra gelirim’* diye yazıyordu. Köy odasında eğitmen hepsine okuyuverdi. Bütün gözler ıslandı, İstasyon yolculuğu yine hatırlandı. Emme oğlan çok sevdiği karakızdnn bahis açmıyordu. Babasının yüreğine bir ateş düşmüştü, “Demek oğlan karakışı unuttuğu gibi blzteri de unutacak? Oğlan gittikten sonra az mı yem yemediydl, oğlan da giderken az mı ağladıydı. Uzun bir of çekip boz bıyıklarını sıvazlayıp alnının terini »İldi.
Mehmet babasına tütün için para köye okumaları için gazete yolluyordu. Gazetelerin sonradan kendisine verilmesine nyriyeten seviniyordu. Hem gazete artık bütün köyü kazaya indiriyordu. Köyün yiğitleri gazeteyi alıp alıp köye İletiyorlardı. Bir mektup gördüler mi kazada durmadan soluğu köyde alıyorlardı. Hoş çoğu mektup ve gazeteyi köye ulaştırmak için çehre inerlerdi. Köyde her şey olduğu gibiydi. Yalnız posta dairesinin avlusuna köylerinin adı yazılı kutu koydular. Köylerine gelen mektuplar o kutunun içine konuyordu. Köyün yiğitleri kutunun yün yazılı adını okuyuverdiler.
emmi

üstündokl kova dayılarına
(Sonu yann)
Işık. (8) Burıuln |A-
(1) kabı.
UÇAKLA ORTA TÜRKİYE

üL

IVA
A YA
I s
tenkillerin en yumuşatırı çalışıyorum. Çünkü dünya-aıfat.ı haiz bir müessesrye Türk musikim takımı bu-
60 milyona satılık fabrika Sivasın
Palas Oteli — Çimento kolonisi cenneti
Açıkgöz müşteriler — Cer Atelyesi neden lokomotif yapamıyor ?
Tunç Devrinden kalma âletlerle çalışan sanatkârlar
meşhur bıçakçı dükkânları
tırtıya belediye nasıl müaaadş ediyordu.
Büyük şehirlere ufcramıyaa, yaz kış sıcak, yağmur, kar demeden diyar diyar dolaşarak hayatını kazanmaya uğraşan ve »on zamanlara kadar esaslı bir himaye görmfyen küçük tiyatro truplarına acımıyor değilim. Fakat bunlara meselâ halke-vinde veya nispeten daha açık, daha mllealt bir mahalde yer gösterilebilirdi kanaatindeyim. Şunu da ilâve edeyim kl belediye otel ve gazinocunun İnşaatı yakında bitmek üzera

Slvasta îlç ayn âlem vardı. İçtimaî hayatı, yaşayışı, zevki eğlencesi birbirine benzemiyen âdeta üç baş-ka şehir gördüm. Bunlardan birincisi Çimento fabrikası id£ Burası âdeta ayn bir koloni gibiydi. Şehre 10 kilometre mesafede ve oradakileri» hemen hemen tama m iy te rabıtasını kesmiş, kendi İçine kapanmış bir hayatı vardı buranın. Mensuplan Slva-sa ayda bir defa tele inmek İhtiyacını duymuyorlardı. Sineması, tenJ»
Samsuna nazaran Slvasta biraz deha iyi karşılandık. Hiç olmazsa otel otel dolaşmadık. Siyasın cn iyi oteli sayılan Sivas Palas ve Örnek otellerinde yerlerimiz ayrılmıştı. Samsundaki gürültüden kurtulduğumuza seviniyordum, Sen misin sevinen. Meşhur $ıvas Palas otelinde, kurulduğu tarihten bert badana yüzü görmemiş,’ kir renkli duvarlarıyla daracık 4 metre kare tek kişilik odamda berbat ve leke İçinde bir yorgan. Birinci sınıf otel olmasına rağmen odada musluk detil, sandalye bile yok. Sığmaz kL„ Bir karyola, küçücük bir masa dolduruyor. Gazeteci oldııfnmu öğrenince çarşaflar ve yorgan süratle değiştirildi. Örnek Oteline baktım, o da aym vaziyet Koridorlar pl», yer yer çöp kaplarından kerih kokular çıkıyor. Gece» Palanın bahçesinde İkiye kadar İcrayı Ahenk eden davul zurna ve kantolar bizi burada da uyutmadı. Şehir içinde birinci sınıf bir otelin (?) bahçesinde saat 150 a kadar böyle pa-
r
Dünya Hikâye Müsabakası
Amerikada tertip edilen Dünya Hikâye MÜ ha bak asın a en güzel iki Türk hikâyesini seçip göndermek vazifesini üzerine alan gazetemiz. teşkJl ettiği büyük jürinin karartyle “Sam Amca,, ve “Merhametli Bir Kadın,, hikâyelerini seçmiş» tercümelerini yaptırmış ve Amerika^ yollamıştır. Müsabakaya gönderilen 422 hikâye İçinde jürinin neşredilmek Üzere ayırdığı diğer 28 hikâyeyi de sıra İle her gün bu sahifede okuyucularımıza sunuyoruz.

t
Soldan nata ı
1 — Kötü karakter (iki kelime). Zamanın başlangıcı; DcJ^mü 8 — darlık; Bir harfin okunuşu. 4 — Alızet; Kış ayının kelebeği; Çoğul edatı. 5 — SÖz: Kesin. 6 — Sebebi hayatımız; Eskiden mekteplerde okutulan bir din kitabı. 7 — İşaret sıfatı; Bir edat. 8 — Sonu; Cüzi. 9 — Rızık; Fikir. 10 — Souzuz kavuşma (iki kelime).
Yukarıdan aşaAı :
1 — Carımı verircesine, 2 — Yamyamı hale gelen ; Kacak ın kardeşi. 3 — Nefesli sazlnrdnn; Şaka. 4 — İlgi; Mâmur 5 — Mektup; Mortubu. 6 — Hem ayıltır hem bayıltır; Terzi uğrunda canımızı fedaya hazır olduğumuz. 7 — Ata ; Bizde bir romanı terrlka edilen Fransız muharriri. 8 — Tersi aoru eki; Bir demir şekil: Duman kiri. 9 — Halk et; Bir co^rafva terimi. 10 — Vücude getirdiği âlâ (Ikl kelime). *
2 —
Dln-
DÜNKÜ BULMACANIN HALLİ
Soldan aata t
1 — Fedakâr ana. î — tyi havadis. 3 — Rami; Kişi. 4 — Ali; An. 5 — Re; Eri; Aba, 6 — Etenaal; An. 7 — Kil; T«ka. 8 — Erivan; E ah. 8 — Nalân; Kara. J0 — Slr; TotaL
Yııknndaut oaatı :
1 — Firar edan. 2 — Eyalet; Ra s. 8 — Dimi; Ekili. 4 — Ahi; Eni var. 8—Ka; Aralan. 6 — Av; fUe. 7 — Rakı; L.T.; Ro. 8 — Adi; Ebat. 9 — Niş; Bakara. 10 — Asiline hal.
Si Yastan bir görünüş
z 1

£3 M-
kortları, toplantı salonu, yüzme havuzlan, spor teşkilâtı her şeyi vardı. Hele bilhassa kışın kullanılan o-
1T* ’• - 4 • • 4
Öğrenmek ilıtiyaeında oldıığnmnz herşey
Hicri
Zilkadı
17
1869
VAKİT
Günce Oğla İkindi
Aksam Yatsı tmeftk

19 5 0 Ağustos
31
Peffâmhe VASATİ
EZANİ
6 28 1344 16 W 19 45 21.21
4.40
10.36 5.28
9.10 12.00
1.38
8.53
UÇAK - TREN -VAPU?
GELECEK OLAN
UÇAKI.AR
(Türk)
D.H.Y.
15.00
Bursa-(Türk/ D.H.Y. Diyarbakır, E-
Ankaradun. — (Türk) Urfa,
Ankara-(Türkı D.H.Y ElAzığ,
- 16.45
9.45 D.H.Y. ten. — 9.50
(amirden. — (Türk) Van. lAzıg, Sivas, (5.15 D.H.Y.
G. An tep. Adana, Konya, Af-
/ondan.—15.35 D.H.Y. (Türk) İskenderun, Adana, dan. — 16.00 D.H.Y. tzmlrden. — 16.30
.Türk) Diyarbakır, Sivas, An karadan.
D H Y. (Türk) Bahkcslrden.— 17.45 C.Y. (Kıbrıs) Nikosya Anknrad&n. — 18.05 D.H.Y. (Türk) îzmlrdon. — 18.35 D
H. Y. (Türk) Ankaradan. — L9.10 S.R. (İsviçre) Zürich. Cenevre, AtJnadaa. — 20.20 P. A. A. (Amerikan) Hong-kong. Bangkok. Kalküta, Delhi. Karaşl, Şamdan. — 21.00 T A.E. (Yunan) Âtlnadan. — 22.30 8. A. S. (İskandinav» Stockholm. Kopenhag, nlch’ten-
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
Mti-
8.30 B.E.A. (învlll») Atina, Roma, NIs. Londra ya. — 8.3n D.H.Y. (Türk) Bu maya. — 9.00 D.H.Y. (Türk) Ankara. Kayseri, Malatya. ElAaıft, Er turuma. •— 10.10 D. H. Y
(Türk) Ankara. Kıbrıs, Bev-ruta. — 10.15 DH.Y. (Türk) tamire. — 10.30 D.H.Y, (Türk) Ankara. Adana. İskenderun^ - 11.30 C-O.D.T. Beyrut, Ka-hlreye. — 14.43 D H Y. (Türk) Ankara va. — 16.00 D.H.Y.
»Türk) tamire. — 17.00 D.H.Y. (Türk) Ankarnva. — 17 05 D H.Y, (Türk) Buraaya. — 21.35 P.A.A. (Amerikan) MOnlch Londra. (Tender. Boston. New-York’«u — 22.30 S.A.S (İskandinav) Lydda’ya.
GELECEK OLAN
VAPURLAR
800 Giresun, Karadeniz-den. — 9.00 Saadet, Ayvalıktan. — 13 20 S uz, Mudan-yadan, — 19.50 M ara kaz. Mu-danyadan.
ma.
22.30 Bandır-
Bandırmadan.
GİDECEK OLAN VAPURLAR
8.00 Bandırma, Bandırmaya
— 8.00 M araka a, Mudanyaya.
— 14.00 Karadeniz. Karadeniz».
GELECEK OLAN
TKENLER
BEYOĞLU CİHETİ
A LK AZA fi (42862) 1 — geh-rade Azmi (renkli), 2 — İki Açıkgör. Haydutlar Arasında 3 — Akıncılar.
AB (443U4) 1 — ölüm Denil (Renkli). 2 — Macera Adası (Renkli).
ATI.AH (40835) 1 — Casuslar Çarpışıyor. 2 — Ben Benimsin. BEŞİKTAŞ BAHÇEMİ 1 — Kara Bahtlın. 2 — iki Açıkgöz Hnyntta iken.
ELffAMRA 1 — Marsilya Geçidi, 2 — Hayat Yolu.
İNCİ 1 — Aşktan da üetOn. 2 — Tarzanın İntikamı. İPEK 1 — Çam Sakızı Polis Kafiyesi (İngilizce). 2 — Haydutlar Kraliçesi (İngilizce). MELEK (44M8) Kadın. 2 — îlk
LALE (43595) 1 — Asiler Ülkesi (Türkçe). 2 — Balıkçının Kızı (Türkçe),
KARAT (41056) 1 — Alevden Gönüller. 2 — TaJlhtm Olsaydı.
SUATPARK (83143) 1 — Güzel Sultan. 2 — Fantomalar Karşı Karşıya. 8 — İki Açıkgöz Hayatta îken.
StMER (42851) 1 — Vahşi
Kuvvet. 2 — Şehrazat.
SARK (40380) Gangster. 2 Oncil.
ŞIK 1 — Trablus nı. 2 — Ormanlar TAKSİM (43191) 1 Azabı. 2 çümez.
TAN 1 — Mağlup Edllmlyen-Icr. 2 — Singapur İncisi. 3 — Virglnla Kaplanı.
('NAL (Kışlık) 1 — Hint Mezon (Türkçe). 2 — Öldüren Kılıçlar (Türkçe).
ÜNAL (Yazlık) 1 — Mihracenin Gözdesi (Türkçe). 2 — Vahşi Ormanlar Melikesi (Türkçe).
YENİ 1 — Beklediğim Sevgili. 2 — Kıskanç Kadın. 3 — Kanlı Tren.
YILDIZ (42847) 1 — îlk Arzular. 2 — Laıuılnln Yavrusu.
A İt
— Gllda. 2 — Lekeli
1 — Kara Canavar.
1 — Zehirli Vals.
1 — Damgalı - Kahraman
Knhrame-Kıralı.
— Vicdan
— Çanakkale Ge-
İSTANBUL CİIIETÎ
ALEMDAR (23863) 1 — Pranga Kaçağı. 2 — Altın Küpeler.
AYSU 1 — Sevimli Haydut (Türkçe). 2 — Sevimli Haydudun İntikamı (Türkçe).
R
A
ANKARA ı
6.45 Semplon (Avrupa). — 8.30 Ankara (Ekspres)» — 8.15 Ankara (Yataklı),
GİDECEK OLAN TRENLER
10.10 Adanaya. — 1810 Anim ra (Ekspres). — 2Û.30 Ankara (Yataklı).
SİNEMAL
A7/AK 1
Karlın. 3 — Düşman Kardeşler»
ÇEMBBRLÎTA8 1 — Şövalye Fantoma (31 kısım törkçe). EMRE
2 — Şeytanın Kızı.
HALK 1 — Harun Reşidin Gözdesi. 2 — Tarzan Kadınlar Diyarında.
tSTANBTL (22367) 1 — Cebelitarık Casusu. 2 — Fteeta.
3 — ölüm lsJıCx
KISMET ( 2fXA4) 1 — Monte Krtetonun Mirası (türkçe). 2 — Ateş Gibi Kadın (renkli) MARMARA (23860) 1 — Pranga Kaçağı. 2 — Altın Küpeler.
MİLLÎ (22962) 1 — îk! Açıkgöz Haremde. 2 — işgal Altında.
TURAN (22127) 1 — Dağlar Kıralı (Türkçe). î — Nll Kı-rallçes! (Türkçe). 8 — Allahın Kudreti.
KADIKÖY CtlTETÎ
HALE (60112) 1 — Fedailer
Kalesi. 2 — Renkli Rüyalar. JPERA («W?14 1 — Büyük Günah. 2 — Kara Korsan (Türkçe).
SÜREYYA (C0862) 1 — îkl A-çıkgöz Canavarlar Arasında. 2 — Şehrazadın Doğuşu.
(15031) 1 — Istırap
2 — Damgalı Dok-
(13846) 1 — Canavar
ANKARA:
ANKARA (23432) 1 — Sön-
me* Ateş. 2 — Çaylâk Hafiye Mekalkada.
BUYtK
Çocuğu, tor.
CEBECİ
Pençeal. 2 — Lorel Hardl Sİ-IAh Arkaaa^lan.
PARK (11131) 1 — Hint Kaplanı. 2 — Nehirler Kirtdİçesi.
SUS (14071) 1 — Baskın. 2 — Sefahatin Sonu.
SÜMER (14072) 1 — Çöl Süvarisi. 2 — Dişi Ha5x1 ut ULUS (22294) 1 — AJI Baba Boğa Güreşçi»!. 2 — Aşk Mektupları.
l’ENt (14040) 1 — Zevk Peşinde. 2 — Breallva Geceleri GAR GAZİNOSUN DA ı İUI-1 an ve İspanyol Revüleri.
İZMİR:
TAYYARE 1 — Canavar Kadın. 2 — Aşk Serenadı.
LÂ.LE 1—Broadvray’de Hort-
D
Y
0
EMİNÖNÜ: Ankara (Eminönü) — Sim Başdoğan (Kü-çükpazar) — Esat (Dlvanyo-lu) — Asadur (Gedlkpaşa) HEYOöLV t Güneş (Merkes)
— Barunak (Taksim) — Ba-(tet Tülbentçi (Taksim) — Bankalar (Galata) — Necdet Ekrem (Şişil) — Çubukçu (Şişil) — Halıcıoglu (Has-köy) — Yeni Turan (Kasımpaşa >
FATİH; üniversite (Şehzade-başı) — Ziya Nuri (Aksaray)
— Sam a t ya — Nâzım Malkoç (Şehremini) — Edirnekapı (Karagllmrük) — Hayım Berk (Fener)
EYÜP: Arif Beşer
BEŞİKTAŞ! S. Recep (Beşiktaş) — Yeni (Ortaköy) — ArnavutkÖy — Merkez (Bebek)
KADIKÖY: Yeni Moda (Kadıköy)
CSKCDAR: Ahmedtye HEYIiELfADA: Heybellada BÜYÜKADA: Mcrkea İZMİR: Al sancak — Ege
(Basmahane) — Hllftl (Kememi tı) — Asri (Eşrefpaşa)
— Güzel yalı (Yalılar) ANKARA: Üniversite — Hayat — Güray
lak. 2 — Kiralın GdzdesL 8 — Aralan Yürekli Çavuş.
TAN 1 — Broadway’da Hortlak. 2 — Kiralın Gözdesi. 3 — Aralan Yürekli Çavuş.
YENİ 1 — Monte Kristonun Oğlu. 2 — Kahveci GüaelL 3 — Korsanlar Kıralı.
MELEK Karavan.
SES 1 — Yaşasın Aşk. 2 — Kalbimin MUSİJ&
L
A
R
gazinosundan fayd&laru-
satılığa çıkardığı bu fab-milyon lira vermeye hiç teşebbüs yanaşmıyorsa da
7.28 Açılış ve program. — 7.30 M.S.Ayan.
— 7.31 Marşlar (pl.). — 7 45 Haberler. — 8.00 Türküler (pl.). — 8.15 Hafif sololar (pl.). — 8.25 Günün programı ve hava raporu. — 8 30 Mozart-SI Bemol Majör Kuarteti (pl.). — 9 00 Kapanış.
12.28 Açılış ve program. — 12.30 M. S. Aya-
n. — 12.30 Şarkılar (Okuyan: Müzchher
GOyer). — 13.)0 Haberler. — 13.15 Keman Holoînn (pl.). — 13 30 öfrlr gazetesi. — 13.45 Piyano ilâ caz parçalan (pl.). — 14.00 Hava raporu, akşnm programı ve kapanış.
17.58 Açılış ve program. — 18.00 M .S. Ayart. 18.00 incesaz (Acemaşiran Faslı) Oku-vnnlar: Ekrem GUyer. Muzaffer Birlen. — 18.45 Hafif melodiler (pl ). — 10 00 M.8.A-van ve haberler. — 19 15 Tarihten bir yaprak. — 19.20 Yurttan Sekler (idare eden: Muzaffer Sarı s özen). — 19.45 Rndvo ile İngilizce. — A).00 Brallowskv çalıyor (pl.). — 10.15 Radyo gazeteal. — 20.30 Serbest saat.
— 20.35 Şarkılar (Okuyan: Çevriye Ceyhun).
— 21.00 Havacılık Haftası. — 11.15 Dana
parçalan (pl). — 21.45 Szjthk saati. — 22.00 Müzlkttivatln saati. — 22 45 M.S.Ayan ve haberler. — 23.00 Program ve kapanış.
İSTANBUL t
12.57 Açılış ve programlar. — 13.00 Haber* ler. — 13.15 öfrle konseri (pl.). — 13.46 Şarkılar (Okuyan: Belklıı Oançer). — 14.20 Ser-
baat saat. — 14.30 Şarkı — 14 45 Dana m (laiği (pl.). ramlar vc kapanış.
türküler (pl.) — 15 00 Prog-
— 1A00 Büyük
17.67 Açılış ve programler. Orkestralardan hafif akşam mülljl (pl.). — lâ30 Necati Haşara. Topluluğundan türküler. — 19.00 Haberler. — 19.15 întanbul haberleri. — 18.20 İstanbul Konser vat u varı
Türk Musikisi icra Heyeti Konseri (Acem Kürdi). — 2U.00 Amerika İntihalarım (Emel Aktan). — 20.10 Küçük Orkestradan melodiler. — 10.30 Gelir Vergili İzahtan. — 10.45 Şarkılar (Okuyan: Müseyyen Senar Işıl). — 21.15 Hava Kurumu hakkında. — 2123 Ara müziği (p).). — 11.80 Fâ**ü Heyeti Konseri (Hüauım). — 22.10 Piyano eololan. — 22 30 Hafif müzik (pl ). — 2245 Haberler. — 23 00 Otona müziği (pl.). — 23.30 Programlar ve kapanış.
LONDRA ı
7.40 Arthur Dulay ve Orkestrası (lâ78 m.). — 10 80 B 8O. •‘Midland” Hafif Orkestrası (18 84 m ). — 11.30 Dan» müziği (pl.) (16.84 m.), m.), (pl.) m.h ilk)
nallonal Festival’den mütik (16 84 m.). — 24.00 Dinleyici istekleri (Hafif Müzik) (25 38 m.).
— 13.15 Montmartra Çalgıcıları (10.76
— 16.10 Jack Traln'den varlyate m (laiği (1184 m.h — 17.15 Opera Müziği (16.84
— 10 18 Dinleyici tetefclari (Hafif Mü-(13.97 m ). — 32 W Edlnburgh inler-
caklı salon fevkalâde İdL Yüksek bir tepede yüzme havuzunun yambaşın-dft bulunan bu salonda rüzgârın kan savurduğu soğuk havalarda oturarak şöminede odunların yanarak devrilişini seyretmek her halde doyulmaz bir zevk olacaktı.
Burası bozkırın ortasında âdeta bir cennetti. Kayakçılar dönüşte burada dinlenirlermiş. Şehirliler bile zaman zaman fabrikanın mütenevvi eğlencelerinden, sinemasından, kort-lanndan, yorlar.
Devletin rikaya 60 bir hususi
fabrikayı yukarıda saydığım tesis ve lojmanlardan ayn olarak satın almak lstıyen açıkgözler yok degiL Başta Sıvasın tacirleri geliyor. Bunlar, aralarında borleşerek anonim şirket kurmak suretiyle bu parayı temine teşebbüs etmişler ama, sinema da ne olacakmış, tenis kortuna ne lüzum var, diye dtişünüyorlarmış. Fakat bütün ömrünü fabrikada geçirecek olan işçi vc memurlara en küçük bir eğlenceyi bile çok gören bu kapitalistlerin, 500-800 işçinin çalıştığı bu fabriyakı çevirebileceklerine kimsenin aklı ermiyor. Fakat ya bugünkü İşletme... O da mütemadiyen zararda İmiş. Memleket çimen-tosuzluktan kıtTamj’or ve bir çimento fabrikası zarar ediyor. Sebebt... Bu dar sütunlar bu kadar geniş mevzuları tetkike müsait olmadığı İçin o-kuyuculanm beni mazur görsünler.

Bahsetmek İstediğim âlemlerden İkincisi de Devlet Demiryollarının buradaki cer atölyesidir. İstasyon civarında kurulan, modern villâlardan farksız güzel lojmanlariyle Sua-dlyvyd hattâ daha ziyade An karadaki Bahçelievleri hatırlatıyor. Kendi aralarında güzel bir aile muhiti kurmuşlar. Slvam İhya eden bu fabrikada bugün 2300 işçi çalışıyor. Lokomotif ve vagon tamir eden atölyede bir lokomotifin bılâ İstisna her hangi bir parçası yapılabiliyor. Fabrikanın kıymetli müdürü Suat Kurt’un bana verdimi izahata göre, bir lokomotifin tamiri, yenicini yapmaktan zordur. Bu fabrikada sadece Türk işçilerinin emef^yle bugün bile yeni lokomotifler yapmak ve hariçten getirilenlerden daha ucuza maletmek kabildir. Kan ad adan gelen 450 vagonun montajını kısa bir zamanda ta-mamhyan fabrika, bugün ancak tamiratı karşıhynbildi£lnden yeni lokomotif yapacak durumda değildir. Marshall Yardımından istifade edilerek Konyada kurulması düşünülen büyük tamir atelyesi kurulduktan sonra Sivas atelyelerl yeni vagonlar degU. hattâ yeni lokomotifler bile yapabilecektir. Halkapınar ve Yedi-kule fabrikaları biraz tevsi edilmeli ve bu atölyenin yükü hafifletılmell-dlr. Yeni elektrik santralının ikmalinden sonra gelecek sene başında burada 3500 amele çalışacak.

Bir de asıl Sivas şehri, onun muhiti. onun âlemi var. Bıçaklan, agız-lıklan ve hakleriyle meşhur olan bu İl merkezimiz oldukça İhmale uğramış, Çlfteminare, dörtmedreoe gibi ft. bidelerinden ziyade Millî Mücadelenin başlangıcında Samsundan sonra İlk ehemmiyetli kongrenin yapılması dolayısıyla tarihe geçen bu şehir, büyük gayretler bekliyor. Bütün bun-lan bugünkü Sivas v» lhtlyaçlanna tahsis edeceğim ayrı bir yazıda anlatmaya çalışacağım. Bugünkü Sivas bir çok kaza merkezlerimizden daha sönük, daha ölgün bir halde.
ir
Duvarları taş, loş bir dükkândayım. Tahminen 8 - 10 yaşlnnnda bir yavru, kızarmış bir ateş ocağının tava-
Yazan : Laik* Karâbey
Tenkid güçtür derler. Tenkide tahammül dnha güçtür. Fakat tahammül denilince bundan vurdum duymazlık mânam anlaşılmamalıdır; tahammülün bu şcfeJI yaradılışı müsait olanlara pek kolay gelir. Tenkide tahammülün kıymeti hakikati tasdik etmekteki müşkülâttan ileri gelir. Fakat tasdik edilince de sahibi İçin ne büyük şereftir.
İstanbul Belediye Konservatuvarının verdiği konserler gazetelerde pek samimî ve acı tenkidi er e uğradı vc uğramaktadır.
Bir başka yazımda işaret ettiğim giM ben yapmaya da resmi bağlı tek
dur. Bunu canlandırmak, diriltmek, düzeltmek ve yaşatmak lûzım pekliğine kaniim. O İtibarla düzeltilmesini gerekli bulduğum kusurların en küçük bir himmet sarf edilmeksizin, olduğu gibi bırakılmasından Türk musikisi adına esef etmemek mümkün değildir. İşte 26/8/1950 pazartesi günü saat 21,80 da Açık Hava Tiyatrosunda verilen konseri dinledikten sonra da yine aynı teessürü duydum.
Konserin îyl taraflarını belirtmekten geri dıırmıyacagım. Meselâ geçen seferki Bey ati Araban Faslına nispetle bazı eserlerde kusurlar azalmıştı. Fakat yine heyette çalışma ekstkHğlnden ve teaanüd fıkdanından doğan beraberlik noksanı dalma kalağa çarpıyordu.
Heyet İçinde Mefharet TıldınmM, Ekrem Kongar'ın düzgün okuyuşları faslın büsbütün çığırından çıkmamasına yanyan bir mihver vazifesini g'Yrüyordu. Zaten Mefharet Yıldıran • solosunda da muvaffakiyet gösterdL Mustafa KovancTyı da solosunda pek îyl buldum. Çünkü haykıngı mey-letmekslrln erkek »eriyle yumuşak okudu. Bu tara kendisine ve »esine yakışıyor. Yalnız solo okuduğu iki şarkının sonuncusunda sesini tiz sekizliye yükseltmesi başkalarını tak* lit mahiyetinde oldu. Bunu kendisi de hoş görmİvecek sanırım.
Vecdi Seyhun’un udla yaptığı koa giriş pek hoştu. Bu girişlerin taksim haline konulmasını İnsan temenni ediyor,
Ekrem Kongar'ın, her vakit tebarüz ettirdiğim güzel erkek »esiyle okuyuşu kusursuzdu. Fakat her nedense onda da luzumsuz triy (trllle) ler, kalbi sesler fıtratm hediyesi o-lan sesindeki güzelliği İhlâl ediyor» Bundan sakınırsa estetik bakımından çok şey kazanır.
Program pek yeknasak tertip edilmişti: Bir kere fasıl esasen Mahur makamında iken sololardan birine iki tane Mahur şarkı verilmesi bu yek-nasakhğm sebeplerinden biridir. Galiba bunun çirkinliği sonradan anlaşılmış olacak ki, programdaki Mahur şarkıların yerine Ekrem Kongar okuna-okuna eskimiş ve İptizale uğramış olan İki Rast şarkı okudu. Bonjra bir konserde solistlerden birinin okuduğu şarkıları diğer konserde başka bir solistin okuması ve eserlerin böyle nöbetleşe okuma tevziine tâbi tutulması da repertuvann darlığını gösteriyor kİ, heyet için İyi bir not değildir.
Bundan başka umum heyet tarafından, küme üe okunmaya elverişli şarkılar söylense, arasım şen ve şakrak şarkılar veya havalar İşİttlrilse, baz&n da bütün heyetçe batak saz eserleri çalınsa elbette dinllyenlerde güzel bir İntiba uyandırılmış olur.
Programa riayetsizlikler de vuka-bulmuyor den sonra •‘Ey gözü usulündeki
nln "Ey gonca,, güftesi Hafif usulündeki bestesine geçildi.
Musikiyle alâkası ancak rahatsın-lık vermeye münhasır olan bir dlgcr kusurdan bahsedeceğim:
Konserin devamı esnasında çiklet, sandviç ve limonata satanların »esleri araya karışıyordu. Buna mâni olmak İmkAnı yok mu acaba?
değil. Ezcümle peşrev-Eyvub! Mehmet Beyin, âhu.. güfteli Muhammes bestesi yazılı İken Dede-
na asılı körüğüne durmadan asılıyor. Biraz daha bilyük çocuk hiçe yanmış maden kömürlerinin arasında tavlanan demir parçasını, demir maşalarla çeviriyor. Ateşten kızan bu maşaları suda duran diğerleriyle mütemadiyen değiştiriyor... İkisi de gömleklerine varıncaya kadar sucuk gibi.. Yüzleri, gözleri kömür tozundan simsiyah, ahnlanndan ter daralıyor...
Burası Sivasın meşhur bıçakçı dükkânlarından biriydi..
Zaman zaman ateşte kızarmış yassı bir maden çubuğunu karşılıklı Ikl hazan da 3 kişi örsle Tanıyorlar.. Daha sofcumadon kalın bir makasla üçe kesiyorlar.. Yine vura vura yas-sıltıyorlar... Hançer şeklindeki Sivas çakılan meydana geliyor. Günde 500-600 bıçak kapıyorlar...
En küçük körük üfteyidye hitap ediyor*
— Sen günde ne alıyorsun T
— T5 kuruş.
Daha bütdlgüne soruyorum,
— 125 kuruş, diyor...
Makasla kesen adam... Dükkânın en eskisi. 12 senelik usta da günde 3 lira yevmiye alıyor... Patron bıçakların perdahını yapıyor, bu İşçilerin seri halinde imalât yapışlarını, sıcaktan kavrularak uzun müddet seyrettim. Küçük sanatkârların elinden kimse tutmuyor... Bunlar, hâlâ ilk çağdan, hattâ tunç devrinden kalma usullerle çahffiyor» üç parçalı uzun ağızlıkları yapanlar da yüzlerce yıl evvel kullandıkları âletlerin aynını kullanıyorlardı.
Mehmet ATAKER

flavfa B
31 Ağustos 1950
YENİ İSTANBUL
Türkiye bakır istihsali ve Murgul
Anavatanın üç vÜâyrtl Rus İşgali altında bulunduğu sırada tngilizler tarafından işletilmiş ve 1914 te ter-kedılnıiş bulunan Murgııl Bakır Madeni yeniden faaliyete geçirilmek ü-zeredir. Otuz dört sene ara ile kurulan ikinci işletme birincisinden hemen hiçbir şey tevarüs etmemiştir. 1914 te bırakılan maden, 1917 de tekrar can sndınlmak istenmişse de muvaffak olunamamış ve alınıp götü rölem iyen tesisler zamanla harap olup gitmiştir .
Mırrgulu yeniden kurma teşebbüsüne Etibank 1938 de girişmiş, kuruluşunu bir İngiliz şirketine ihale ettiği istihsal cihazının iki senede tamamlanacağını hesaplamıştır. Şimdilik on seneyi bulan ve tesis vadesinin beş mislini aşan gecikmenin asıl «ebebi İkinci Dünya Harbi olsa bile, İhmalin, mukavele hükümlerini tatbik etmede gösterilen gevşekliğin ve ağır işllycn devlet formalitelerinin bunda mühim payları olmadığı söylenemez.
1950 bütçesinin B. M. Meclisinde müzakeresi sırasında zamanın işletmeler Bakam Murgurhın 1950 haziranında istihsale bavlıyacağım bildirmişti. Haziran ayını geride bırakmış olmamıza rağmen istihsal faaliyetine henüz geçilebilmiş değildir. Fabrikanın kuruluşu gerçi bitmek üzeredir. Ancak, müteahhit firma ile aradaki mukaveleye göre tesisatı ilk üç ay zarfında yabancı mütehassısların işletmesi icap etmektedir. Halbuki bu mütehassıslardan şimdilik eser yoktur. Ingilizle-rln soğukkanlılığına uygun düşse bile, bundan dolayı alâkalıları endişeli gördüğümüzü ve işin mümkün mertebe uzatılmasına çalışıldığı kanaatinin umumi olduğunu açıklamak mecburiyetindeyiz. İki sene yerine on iki sene süren kuruluş bir de bu yüzden gecikirse, uğranılacak zarar küçümsenin İyece k bir dereceyi bulmuş olur.
Murgul işletmesi Hopa - Artvin şosesi Üzerindeki Borçka kazasından 20 kilometre içerde bir vadide kurulmuştur. Denizden 500 metre İrtifada, Hopadan 57 ve Artvlnden 70 kilometre mesafededir. Sovyet Rusya hududu buradan yalnız 40 kilometre çeker. Bakır cevherinin bulunduğu saha fabrikaya 2,5 kilometrelik bir havai hatla bağlanmıştır, işletmenin tek yolu Hopa - Artvin şosesidir. Dağ’ eteklerinden çok sert zikzaklar çizerek geçen bu yol her zaman tehlikeli olduğu gribi kış aylarında da karla kapanır. Bu vaziyet, işletmenin istikrarlı çalışmasını tam bir emniyet İtina almayı imkânsız kılmaktadır. Yılda 15000 tonu bulacak olan kömür, sevkedilecek külçe bakır, bini aşan işçi ve memurun her türlü ihtiyaç maddeleri, fabrikanın bütün tecdit ve istihlâk malzemesi yalnız bu yoldan geçirilmeye mahkûmdur. Hopanın mahfuz bir Uman olmadığı da gözönünde bulundurulduğu takdirde bazı aylarda işletmenin dış âlemle münasebetlerinin kesileceği ve istihsalin bu yüzden zaman zaman duracağı şimdiden söylenebilir. Nakliye güçlüğü ve her duruşun icap ettireceği yeniden İstihsale geçiş masrafları yüzünden, maliyet fiyatı oldukça ağır bir yük altında kalmış olacaktır.
işletmenin böyle bir yerde kurulmasında mecburiyet olduğu iddia o-lünamaz. Aksine; deniz kenarında ve bilhassa, nispeten kapalı bir liman »ayılan, Arhavide tesis edilmesi ve bakırın, konsantratorden geçirildikten sonra, buraya havai hatla taşınması ekonomik bakımdan zaruri »a. yılabil irdi. Tesis kıymeti otuz milyon lirayı bulacak olan işletme, 7-8 milyon ton tahmin edilen ve tenörü vasati % 2,5 tan ibaret bulunan Murgul Bakır Cevherinin en çok ylr-
Yazan : Dr. A. Memduh YAŞA
mİ sene sonra bitmesini müteakip olduğu gibi terkedümek lâzım gelecektir. Kuruluş sahilde olsaydı hariçten —veya ilerde memleket içinde bulunabilecek yüksek tenörlll— cevher getirmek suretiyle faaliyete devanı etmek mümkün olurdu. Buna imkân olmasa bile: memurlarına evleri. çocuklarına mektepleri, halkına hastahane ve diğer sosyal tesisleri ile modern bir kaza merkezinin burada yerleşmesi temin edilmiş olurdu.
Devlete alt işletmelerin kuruluş yerlerini tesbit ederken şimdiye kadar düşülmüş çok fahiş hatalar, İktisadî faaliyete hâkim zihniyetin bizatihi iktisadi olmamasından doğmuş görünmektedir.
Murgııl Bakır Madeni Türkiyede şimdiye kadar işletilmiş bakır madenlerinden daha büyük bir rezen’ ihtiva etmekte ise do, cevherin içindeki safi bakır nispeti bakımından pek de zengin sayılamaz. Erganide % 8-9 arasında olan bu nispet bura-da % 2,5 tan ibarettir. Murgul madenlerinin tenor düşüklüğü, hemen hemen aynı miktar külçe bakır istihsal etmek için Erganıdckinden çok daha muazzam bir tesisat ve munzam cihazlar kurulmasını intaç etmiştir. Lşletme yılda 500.000 ton bakır cevherinin istihraç ve izabesini temin edecek kudrettedir. Bundan elde edilecek saf bakır 12,000 tonu bulmaktadır. Erganide aşağı yukarı bu miktarda —11300 ton— külçe istihsal etmek için sarfedilen cevher 130000 ton el rafın dadı r. Ma-mafi. bir taraftan bakırın stratejik madenler arasında birinci derecede bir ehemmiyet taşıması diğer taraftan dünya bakır fiyatlarının yüksekliği başka memleketlerde çok daha düşük —% 0.85— tenörlü madenlerin işletilmesini mümkün kılmakta ve bugünkü dünya vasatisi % 1 den i-baret bulunmaktadır.
işletme faaliyete geçtikten sonra Türkiye bakır istihsali yılda 23,000 tonu biraz geçecek ve bu vaziyet takriben yirmi sene devam edecektir. Gerçekten, yapılan hesaplara göre Murgul ve Ergani cevherleri hemen hemen aynı zamanda bitmiş o-lacaktır. Senede 23.000 ton, bizi büyük müstahsil memleketler arasına sokmaya kâfi gelmese bile ehemmiyetlice bir yer verdirmeye yaramaktan hâil kalmayacaktır. A, B. Devletlerinin 850,000. Şilinin 489,000, Ro. dezyamn 235.000, Kanadanın 218,000 ve Belçika Kongosunun 171.000 tonu bulan yıllık istihsalleri (1) karşısında biz dünya istihsal tablosunda oldukça mütevazı bir yer işgal etmiş olacağız. Mamafih, senede ancak 13-14 bin ton çıkaran Avustralya ve Perunun da aynı tabloda yer aldıklarını ilâve etmeliyiz. Türkt-yenin iç istihlâk için yıllık külçe bakır ihtiyacı 3.000 tonu ancak bulmaktadır. Eöylece her sene 20,000 tonun ihracı imkân dahiline girecek demektir. Bu miktarın bugünkü dün. ya fiyatlarına göre tekabül ettiği para on milyon dolardan fazladır. Millet hayatında pek uzun sayılmayan bir zaman sonra hem tediye bilânçomuzu oldukça mühim bir aktif unsurdan hem memleketimizi stratejik bir maddeden mahrum bırakmamak için bakır cevheri arama faaliyetine hız verilmek icap eder. Türkiyenin maden rezervleri hakkın, da tam bir bilgi mevcut olmadığı, yapılan araştırmaların neticeleri de neşredllmediği için bu bakımdan gelecek hakkında fikir yürütmek hemen de imkânsız bulunmaktadır.
(1) İstatistik rakamları 1948 sene sine aittir.
Kolonyada Milletler arası Tütün sergisi
Kolonya (Hususi) — 8 eylülden 12 eylüle kadar devam edecek olan Milletlerarası Tütün Sergisinde her tip tütün mahsulü, sigara paketleri, ve tütün makineleri teşhir edilecektir. Daha şimdiden bir çok ecnebi memleketler bu sergiye iştirak etmek islediklerini izhar etmişlerdir.
Kısa
«ğ Batı Almanya Amerikııdan üzüm ithal ediyor
Frankfurt ıUçakla) — Alman Ekonomik Haberler Ajansının bildirdiğine göre. Batı Almanya Hükümetiyle .Amerika arasında 10.000 ton üzüm satışı İçin müzakereler cereyan etmektedir. Ü-zümler ton başına 80 dolardan satılacaktır. Sevkedilen mallar. Maraball Yardımı fonları ile Ödenecektir.
Yün fiyatları T5 artacak
Sydney ıHususi) — 28 ağustosta başlayan yeni satış mevsiminde bir çok yün yetiştiricilerin ve simsarların tahmini, fiyatların % 25 ilâ 50 artacağıdır.
•A Londra-Yunanistan sergisi
Atına (Uçakla) — Atmada Yu-nan-İngiliz Ticaret Odası Londra da daimî bir Yunanistan sergisi açmaya karar verdiler. Bu sergide Yunaıüstana ait eşyalar teşhir edilecek ve turistlerin alâkasını çekecek bir köşe hazırlanacaktır. Sergisin ya Yunan Hailcevinde yahut da Kensıngton-da açılması düşünülmektedir. Serginin gayesi, Yunanistan ile İngiltere arasındaki ticaret münasebetlerini kolaylaştırmak ve Yunan menşeli mallar hakkında her türlü malûmatı ve turistlere kolaylıklar göstermektir. Avuatury&nın yeni sirke
Utlhaall metoda
★ Viyana (Uçakla) — Avusturyada meyvadan sirke yapma ameliye-cinde yeni bir fermantasyon metodu bulunmuştur. Bu metodu bulan Linz yakınlarındaki "Traun,, sirke fabrikasıdır. Yeni metod sayesinde fermantasyon devresinin kısaltıldığı ve elde edilen sirkenin aroma ve lezzetini daha iyi muhafaza ettiği tesbit edilmiştir.
. YunanUtanm $el(ere ihtivaca var
★ Atina ı Hususi) — Yunanistan Güney Amerika ile Formozadan 16.000 metrik ton beyaz toz şeker satın alacaktır. Müzayede 29 ağustosta Atinada yapılmıştır. Mıcırda pamuk mahmulüne musallat kurtlara karşı
açrlan mücadele nilıayetlendi
★ İskenderiye (Uçakla) — Pamuk mahsulüne musallat olan kurtlara karşı açılan mücadele devresi sona ermiştir. Mısır Tanm Bakanlığının yakında memleketin bu dertten kurtulduğunu bildirmesi beklenmektedir.
Yunanistanın kuru üzümleri
Atina (Uçakla) — Üç ay önce Yunanistan kuru üzümleri piyasada pek aranmıyordu, çünkü İhracat fiyatı 270 dolardı, halbuki dünya piyasasında fob olarak fiyat 225 dolar idi. Şimdi milletlerarası fiyatları yükselince Yunan kuru meyvalarına karşı olan talep arttı. Yunan kuru üzümleri hâlâ ton başına 270 dolardır, dünya piyasasında ise fiyat 260 dolara çıkmıştır. Fiyatların yükselme meyli ck-vam ettiğinden Yunanistan mühim miktarda kuru meyva ihraç edebileceğini ümit etmektedir.
Piyasada aşağı kalitede
| İNGİLTERE MEKTDBD |
Sterlingin devalüasyonundan beri vaki gelişmeler
Sanayii kontrol eden makamlar, sabun normu nizamnamesini murakabe etmiyor mu ?
Piyasada aşağı kalitede sabunlara tesadüf edilmektedir. Bu sabunların biraz kullanıldıktan sonra dağıldığı, İyi köpürmediği halkın şikâyetlerinden anlaşılmaktadır. Halbuki Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı, Birinci Dünya Harbinden evvel, sabun normlarını tesbit etmek maksadiyle bir nizamname yapmıştı. Sanayii kontrol eden makamların bu nizamnameye göre, sabun imalâtını müra-knbe etmedikleri görülmektedir.
Sabun cinslerinin kontrolü, aynı zamanda zeyünyağ standardı hak-kındakl nizamnamenin tatbik edilmediği hususu. Ekonomi ve Ticaret Bakanı Velibeşcnin Izmirde bulunduğu bir sırada bahis mcv’zuu olmuştu. İzmir muhabirimiz İzmir sanayicilerinin bu mevzu etrafında Bakana yaptıkları şikâyetler bildirir mektubunu aynen aşağıya alıyoruz:
"Zeytinyağı standardı yapılmış, fakat tatbik edilmemiştir. Sabun normlan yapılmış, tatbik edilmemiştir. Eldeki norma göre çalışmak is-tiyenler, en büyük fabrikatörlerin piyasaya çıkardıkları norm dışı malların rekabeti ile karşılaşmışlardır. Bu konuda başlıca kusur Bakanlıktadır. Kontrol vazifesiyle mükellef olan Bakanlık kontrol teşkilâtı maalesef tahlil âletlerinden mahrumdur. Biz bu âletleri paramızla alarak tah-lilhanelerine bağışladık. Izmirde mevcut 39 sabunhaneden yalnız altısı normları tatbik ediyor. Diğerleri ise kî b hat e muzir sabun çıkararak namuskârane çalışanların işlerini sekteye uğratıyor..
Zeytinvsğı meselesi de bir faciadır. Kimse ne yediğini bilmiyor. Hele zavallı İstanbul halkı, zeytinyağı adı altında neler yemekte olduğunu bilse tövbe eder. Fakat, bu hal bir zaruretin neticesidir. Zeytinyağı gayet ağır kokar. Buna bir miktar pamukyağı katarak derecesini ve kokusunu düşürüyorlar. Bu bakımdan ya pamukyağını zeytinyağına
Son günlerde fiyat, 255-260 arasındadır.
çuval taciri, elde mühim mik-fitoklar bulunmadığı halde, çu-şu
Mahsulün fazla tahmin edilmesi, fiyatların yükselmesine sebep oldu
Çuval fiyatları tedricî bir surette gerilemektedir. Halbuki son haftaya gelinceye kadar 2,50 librelik Kalku-ta çuvalı 280 kuruşa kadar yükselmiş tL kuruş
Bir
kırda
val fiyatlarındaki bu düşüklüğü suretle izah etmektedir:
•'Bilindiği gibi çuval sarfiyatı zahire mahsulünün bolluğuna bağlı bulunmaktadır. Mahsul hakkında ilk yapılan tahminlerin mübalâğalı olduğu için sarfiyatın ümit edildiği derecede fazla olamıyacağı neticesine varılmıştır.
Bir ay evvel çuval fiyatları 230-240 kuruş arasındaydı. Spekülâtlf sebeplerle fiyat bir aralık 280 kuruşa kadar yükselmişti kİ, bu fiyatı normal olarak kabul etmek doğru olamazdı.
Kanaviçeye gelince, piyasada 8 onslıık kanaviçe stoklan pek azdır Yalnız Ticaret Ofisinin elinde bulunmaktadır. Bu yüzden fiyat 72 kuruştan 92 kuruşa Jcadar yükselmiş-Ur. Hindistan Hükümetinin de lisans vermediğinden bahsedilmektedir.,,
katmanın bir mahzur teşkil ettiğini İlân edelim, yahut da şimdi olduğu gibi serbest bırakalım. Hükümet, lâ-kaydisi ile doğru çalışanlara kötü misaller vermektedir.,,
Ticaret Bakanı bütün temennilere toptan cevap vererek bütün işin standartlaşma ile halledileceğini anlatarak halkımızda, dış piyasaların arzusuna uygun olarak bir standartlaştırma temayülü başladığını belirtmiştir.
Merinos fabr kasi
tevsii inşaatı
Dokuma kısmının binası ikmal edileli. Makinelerin kurulmasına başlandı
Bursa, 30 (A.A.) — Merinos Fabrikasına ilâve edilmekte olan dokuma kısmının inşaatı bitmiştir. Şimdi makinelerin kurulması ve yerleştirilmesi işine başlanmıştır. Bu fabrika, yeni tesisler tamamlandıktan sonra, Or-tadoğıınun en büyült ve en modem yünlü dokuma kombinası olacaktır.
Edincikte zeytin sineği mücadelesi
Edinclk, 30 (A.A.) — Zeytin sineği ile mücadelenin İkinci safhası bitmiş ve 1200 den fazla ağaç ilâç-lanmıştır.

Irak, Beyrut limanında serbest liman istiyor
Bağdat (Hususi muhabirimizden) — Irak ile Lübnan devletleri arasında uzun müddetten beri başlıyan ticaret müzakereleri hemen son neticeye varmış ve iki devlet arasında bir ticaret anlaşması tanzim ve tasdik safhasına geçilmiştir. Bağdat kaynaklarından alınan malûmata göre anlaşma, Beyrutta yapılacak toplantıda imzalanacak ve iki memleket karşılıklı ticaret mübadelesinde en teshllâth usul kaidesini tatbik edeceklerdir. Beyrut limanında Irak dışı ticareti İçin ve Basra limanında Lübnan dışı ticareti İçin birer serbest mıntaka ayrılacaktır.
Batı Almanyanın sınaî istihsali
Bonn (Hususi) — Batı Almanya endüstrisi aylık 410 milyon markbk satışla yeni bir harp sonu rekoru kırdı. Evvelce İstihsalin yüzde onu ihraç edilirken, şimdi yüzde 24.3 ü İhraç edilmektedir. Alman makine sanayiinin inşa ettiği makinelerin en başlı müşterisi Birleşik Amerika Devletleridir. Amerikalılar bilhassa h/ıssas Aletler yapmak için kullanılan hususi makineler satın almaktadırlar.
kalyanın pirinç ve zeytin yağı ihracatı tahdit ediliyor
Roma (Uçakla) — Italyan Dış Ticaret Bakanlığından bildiridliğine gö* re İtalya da pirinç ve zeytin yağı İçin ihracat lisansları çıkacaktır. Bu maddeler şimdiye kadar alıcı memleketin düşük veya sağlam paralı olmasına bakılmadan ihraç ediliyordu; bundan böyle bu noktalar gözönünde tutulacak ve ona göre İhracat yapılacaktır.
Londra (Husus!) ‘ — Sterlingin devalüasyonundan beri hemen hemen bir yıl geçmiştir. Bıı itibarla bu müşkül ve hayatî devrede ulaşılan neticelere ve elde edilen başa riya bir göz atmak yerinde olur. Esas itibariyle devalüasyon döviz kurları arasındaki gayri tabiî nispetin tashihi olmuştur.
Devalüasyonun başlıca gayesi dolar bölgesiyle ödemeler muvazenesinde istikran bir dereceye kadar yeniden İade etmek ve Birleşik Amerikanın olağanüstü yardımı olmaksızın Büyük Britanyanın esas dolar ihtiyaçlarım temin edebilmesi için gerekli zemini hazırlamaktır, tik bakışta devalüasyonun bazı hallerde bu işi daha müşkülleştirdiği zanne-dikhilir. Birleşik Amerikadan yapılan elzem ithalât, sterling ölçüsü ile devalüasyondan evvelisine kıyasen yüzde 10 nispette fiyatlanmış olup aynı zamanda Büyük Britanya dolar gelirini temin için Birleşik A-merikaya daha fazla emtia ihraç etmek zorunda kalmıştır. Bu ciheti gözönünde tutan birçok kimseler 1949 eylülünde şu yolda mütalâalar yürütmüşlerdi: İngiltere, sterling lirasının kıymetini düşürmekle Birleşik Amerika İle ticaret ve ödemeler muvazenesi kurmak imkânlarından büsbütün uzaklaşmıştır. Bununla beraber bu tarzda düşünenler iktisat ilminin aslî kaidelerini gözden kaçırmışlar ve şunu unutmuşlardır: Geçen yılın eylülünde dünya ölçüsünde yapılan devalüasyonun bir neticesi olarak tamamiyle yeni bir fiyatlar nispeti kurulmuştur. Sterling devalüasyonunu tenkid edenler bu yeni fiyatlar nispetinin sterling ihracatı ve dolar ithalâtı yekûnu üzerindeki tesirini gözönünde tutmamışlardır.
Sterlingin devalüasyonu ile başla, yan döviz kurlan arasındaki ayarlamalar, akisler yaratmak itibariyle dünya ölçüsünde bir hareket olmuştur. Sterlingin hakiki bir entemasyo. nal döviz olduğu bir kere daha görülmüş ve birçok memleketler gerek kısmen ve gerek tamamen Ingiltere-ye katılarak, altın ve dolara kıyasen sterlingi takiben millî paralarını kıy-metten düşürmüşlerdir. Bu hareketin bir neticesi olarak, dolarla iş gör-miyen bütün piyasalarda dolarla ithalât pahalüaşmıştır. Geçen eylülün olaylariyle harekete geçen milletlerarası ticaretteki bu yeni cereyan tesiri bakımından dünya ölçüsünde olmuştur.
Bu hareketin, dünyanın karşılaşmış bulunduğu ödemeler muvazenesi meselesi üzerindeki tesirlerini en sıhhatli tarzda ölçmek ve aynı zamanda Büyük Britanya ile Sterling Böl. geşlnin geri kalan kısmının devalûas. yonun kendilerine sağladığı fırsatlardan ne dereceye kadar istifade ettiklerini takdir edebilmek ıçüı şu ciheti gözönünde tutmak lâzımdır. 1949 ey-
lülünden beri Büyük Britanyanın e-lindekl altın ve dolar stoku mütemadiyen artmıştır. Sterling devalüasyonu arifesinde altın ihtiyaü 1 milyar 340,000.000 sterling düşmüştür.
Enflasyon tehlikesi tamamiyle geçmiş m’dir? Başlıca tehlike, devalüasyon neticesinde ücret, maliyet ve fiyatların birdenbire yükselmeğe başlaması idL Bu yer almış olaydı, devalüasyonun sağladığı bütün istl-fa/icler pek kısa bir zamanda süp-rülüp giderdi. Şimdiye kadar tam mânasiyle enflâsyon denilebilecek böyle bir hareket vukubulmamıştır.
İngiltere hazînesi kayıtlarına göre, yeni malî yılın ilk 3 ayı zarfında 43.700.000 sterlingllk bir fazlalık mevcuttur. 1949 un buna tekabül eden devresinde fazlalık ancak 2 milyon 800.000 sterlingten ibaretti. Devlet mâliyesinde müşahede edilen bu İstikrar karşısında sterlingin istikrarına karşı itimadın artması lâzımdır.
Türkiye - İrak ticaret münasebetleri
Bağdad (Hususi muhabirimizden) — Türkiye ile Irak arasında mevcut ticaret anlaşmasının esaslarına dayanarak, yeniden iki hükümet arasında btr ticaret müzakeresi başlamıştır, îkl memleket yeril mahsullerini mübadele etmek mevzuunda bir genişleme yapmak üzere, açtıkları müzakere etrafında temaslar devam et-
( inektedir. Irak’m Türkiyeden almakta olduğu bira, sigara, lnıru ve taze mey valar karşısında Türk iyeye fazla nispette hurma İhraç etmek arzusunda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Emlâk Bankası
Umum Müdürlüğü
Emlâk Bankası Umum Müdürü Mitat Yenel, emekliye ayrılmış, yerine evvelce Sûmerbank Umum Müdürlüğünde bulunmuş olan Osman Nuri tâyin edilmiştir.
Tekel üzüm olryor
Gaziantep (Hususi) — Tekel idaresi tarafından piyasamızda üzüm mubayaasına başlanmıştır. Son 70 ton kadar üzüm alınmıştır. Üzümün toptan kilosu 10 kuruştur.
Irakın Türkiyeye ihracatı
Bağdat (Hususi) — t rakın Hurma Birliği Direktörü, Ekonomi Bakanlığına gönderdiği bir raporda Türkiyenin gümrük tahdidatı yüzünden hurma ihracatçıların in zarara uğradığını bildirmektedir. Halen Türk Hükümeti tarafından konan gümrük resmi ton başına 55 sterling-dir. Bu miktar hurmanın satış fiyatından üç misli fazladır. Bundan başka Türkiye hurma İthalâtını daha zorlaştırmakta ve Türk ithalâtçılarının kolay kolay hurma alma yollarını kapatmaktadır. Bu haberleri veren rapor sonunda Irak Hükümetinin harekete geçerek ticaret mâni alarmı kaldırmasını talep etmektedir.
Toprak Ofisi İstanbul Müdürü
Konya, Toprak Mahsulleri Ofisi Müdürü Sabahaddln, İstanbul bölge müdürlüğüne tâyin edilmiştir.
30/VIII/1950 Çarşamba
İstanbul Ticaret Borsası
İzmir Ticaret Borsası
İstanbul Borsası
Devlet Tahvilleri
Borsalarda vaziyet
Kapuıuş
Hugilo
öuKtln
Altınlar
30 Ağustos Zafer Bayramı münase
Bonınşı ve Ticaret Borsası kapalı bu
lunrnaktaydı. bu itibarla okuyucularımı
za bir gün evvelki Borsa kurlarını tekrar
ediyoruz
Şirket Tahvilleri
Nr>w-fvrk*ta ı oanus 1 35
Gümüj, Plâtin
Bradford Piyasası
£n fin yukarı
Hisse Senetleri
Eskişehir Ticaret Borsası
Ecnebi Tahviller
Gflmüş Gr min •*
t«n«k«ii) aıra) çıplak)
M uru MoyvaİAr |
Fındık (kabuktu atvrl)
Fındık (tç tombul 1960)
Cevlîi (kabuklu) .......
Çevir (tç n a türel) .-
llum derileri
Sığır ardamura (kaaap) Kİ. Keçi tuşlu kuru kllouu Koyun bava kurusu kilosu
l’.C, Ziraat Aneudetu U Y
Zürich Borsası (Serbest)
İM) KaifcıocD*
betiyle, Kambiyo, Eaham ve Tahvilât.
ed«A takribi piy
Müdafaa
M
Yağlı tuhıırnirır : Ayçiçeği tohumu . Kcltn Lohıırnu
Kendir tohumu -.. s u o a r o
Ver fısugı kabuklu
aeriaı No. Akala 1 .. A kap» IJ Akala LU .. yeril yağı (rafine) çekirdeği .....
Nebati YbA’Iu'i Zeyunyagı (kik-Sutmmyağı (Ruf Ayçiçeği (Rafine Fındık vngı (Çürük)
C’zUno çekirdeksix No 9 İncir A sarie) No. k...
•• B Kıunuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
Hububatı
Buğday yumuşak (TÜc.)
Buğday Ufla ...........
Arpa yemlik (dökme)
Mıaır ann (çuvalı) Faeulya tombul -
Funuiva Çalı aort k u^yemi
Mercimek kırmışı kabuk. Mercimek yeşil .........
Nohut nntürel
Doluma Horu M od d el eril
Liftik (ana mal)
Lirtlk (Natürel) .......
Yapak Trakvu (Kırkım)
f
Si vaa-Ura uru m 1...
** H.-VLL..
Demiryolu 1...
İkramiyen LulıvlUcr r.i33 ErKSa) .......-
F,*3b İkramiyen ...
MilH
İMİ 1941
1/2
Sterling Dolur ......~ kr Frangı İsviçre Er,... Beiç. b r ,.m.. İsveç Kr...— Florla ......
Liret Drahmi kacouaoe .....
Mlı/lHfaa 1 «..m..* Demiryolu IV Demiryolu V f...... 1949 ıkramiyell -.
DiŞrrb'H
Demiryolu VI ...^ I »...m* u ııı ...w
Buğday yâınuş&k Buğday aort
Arpa
Külçe YimI Gr. Külçe l)f*k'u«»o.
Cumhuriyet .( ftsçat
Ham İt r ,rj»»rr
Gulden ....
İncilli
Fransız kok . NapolAon ILI İsviçre ..........
İsviçre Frangı
En aştıftı En yukarı
1.- LiO
4.f4
LO 7b 10.90
1 16 LJ9
Mıaır Kr*il VotuUy UKU
Bankaaı ....
Tertip A/B. " c.
%eo ......
„ Mümea Sonat.
T C. Marka» Bankası 124.— 120.26
Türkiye ta Bankası 3/L—
Türle Ticaret Bankanı ö.— 6.—
Arnlnn Çimento 16 20 16 26
Şark Değirmencilik 23 Zû 23 60
Mili! ReanÜrann 16.- 16.25
Adana Ticaret Borsası
Pamuk Akala 1 Pamuk Akala H Pamuk AkaJa İH Pamuk yerli t --ırm-r - Pamuk yorU IL 220 - 200.—
Trabzon Ticaret Borsası
riNDlK a) randımanb kabuklu tombul b) tç sıra kontrollü ..aM. 9 2B0.— 95.— 280.—
Son Kapanı;
New-York Borsası
Düo Eairl ku
lluftday (Büşeli=Sent) Sert Kış mahsulü No. 3 257.— m—
Kirine - ” No. 3 232.- 233.-
i0hhhiI( Mtddilng (Labr(uıl=Sent) 1 fT) •••«• •••••• «Aate >1 ••• 3S.11 97.93
ra J14c 38.16 88.—
Ilıft 38.40 35.S0
rirtlk (Llbreel-Sent) 1 CİCiMâA No. 1 •» «••••••« aMMeeOMOAase • 105.— —
Fındık ( Libre »1=Sen t) Kabuklu yeril İri —
*• M ortji nırrtı—- «s
l^viınf lc İthal mulı 42 —
Ekstra iri iç IthnJ malı 49.— —
Kuru DzUro (Libresi—Sent) Ltıumpeon çcklrdeksl» aeçme D 1/4 U 1/4
Kolon u/huaıu Dolar/ M İn neu pol !■ •••••••••••••*•••>• ı.n 3.»
Kııhıv (Libresl=bent) 105.— 105.—
LeviuL-teneke (100 libre dolar) 1.30 7.80
Londra Borsası
Keton tokumu (Tonu=;StejrlİQg) Bombay 70.- Tl.-
63.60
Ver fudı^ı Hindistan — 64.—
Tiftik 1yi mal (Libresi=Fİ yat) 20/21 18/21 34. — Non 30.- ° 30 21 1B/21
• • Yüo • • Sıra malı ” ° Anadolu * • 'Trakya rt " ...
İskenderiye Borsası
Pamuk (Kanttın^TUlm’i) Anhmouol Kısa elyafb F/G. ... Karnek Usun elytiflı F/G. ... 82.85 İMİ.25 80.10 101 S8
oriert
YENİ İSTANBUL
31 Ağustos 1950
Sayfa 8
SARAY’da
A l[FIILIC Hilâl İR
2 Eylül Cumartesi gunu
Matinelerden itibaren
Yeni ve görülmemiş 1001 macera ve
dehşet filmi :
BAY TEKİN
TOM PEŞİNDE
tekmili birden
24 kısım
Fiyatlarda zam yoktur
SAYIN HALKIMIZA
İst. Bl. Şehir Armonisi Şefliğinden :
Şehir Armonisi Kurulu; haftanın çarşamba. cumartesi günleri Gülhane Parkında, perşembe günleri Atatürk Bulvarı Parkında saat 17 den 18.30 a kadar ve pazar günleri de saat 18 den 19.30 a kadar İnönü Gezisinde açık hava yaz konserleri vermektedir. (11924)
Eylül 1950 birinci 15 günlük program sayın halkımıza ilan
olunur.
1 inci HAFTA PROGRAMI:
1 — Liberty Marohe l A. Mestler
2 — Dir Stumma von Porticci -
O uvertüre; Aubor
3 — Amina - Scrdnade Paul Lincke
4 — Donau Wellen - Valse • J. lvAnovlccl
5 — Bayadcres Marche ; G. Aliler
6 — Ein Verdi - Potpourri K. Menncl
7 — Graf - Zeplin, Marsch C. Teleke
2 nci HAFTA PROGRAMI :
1 — Tanhauser Marsch R. Wagner
2 — Flotte Boursche - Ouverture Fr. Suppt
3 — Knrntnerlioder - Variationen Josef Srobl
4 — A Toi - Valso Waldtoufel
5 — Lola - Serânade K. Pansport
6 — Melodlenfloge - Paganlnl Op. Fr. L4har
7 — Marche AmSricaine J. P. Souaa
Şehir Suyu Tesisatı Yaptırılacaktır
İLLER BANKASINDAN
1 __ Aşağıda isimleri, keşif bedelleri ve geçici teminat mik-
tarları gösterilen kasabaların içme suyu inşaatı yaptırılacaktır: _______Kasaba adı Keşif bedeli_________Geçici teminat
1 — Atça
2 — Torbalı
3 — Süller
4 — Şuhut
5 — Malkara
6 — Zile
7 _ PolatlI
8 — Varto
9 — Kargı
10 — İznik
11 — Şavşat
2 — Bu keşif tutarlarından font boru matür bedelleri hariç olup bunlar Bankanın îstanbuldaki deposunda müteahhide teslim edilecektir.
3 — Her kasaba için ayn teklif mektubu verilecektir.
4 — İhale 4 eylül 1950 pazartesi günü saat 15 te toplanacak olan Bankamız ihale komisyonunun inceleme sonucunun İdare Meclisince tasdikini müteakip kesinleşecektir.
5 — Teklif mektuplarının en geç 4 eylül 1950 pazartesi günü saat 12 ye kadar Bankamıza makbuz mukabilinde teslimi şarttır.
6 — Her bir işin eksiltme evrakı 5,— lira bedel mukabilinde Bankamızdan alınabilir. Projeler Bankamızda görülebilir.
7 — Eksiltmeye gireceklerin Bayındırlık Bakanlığına ihale gününden en az üç gün evvel yaptıkları işleri gösterir belgeleriyle müracaat ederek bu işi yapabüecek kabiliyette olduklarına dair yeterlik belgesi almalan icap eder.
8 — Banka ihaleyi yapıp yapmamakta ve İşi dilediğine vermekte serbesttir. (11488).
62962.47
134112.17
51783.57
81358.55
25000.00 196328.12 187197.82
56163.85
63818.61
95092.06
35724.97
4398.12
7955.60
3839.18
5317.93
1875.00
11066.41
10609.89
4058.19
4440.93
6004.60
2679.37 hususi aksam ve ar-
Tiacrct Odası belgesi ile bin otuz iki lira on dört
işi İyi surette başarmış isbata yarar belgelerini,
Betonarme Köprü Yapımı
Karayolları Genel Müdürlüğünden:
1 — Eksiltmeye konulan iş: Kırıkkale - Çerikli - Yerköy keşif bedelleri cem’an (757.053,60) yedi yüz elli yedi bin elli üç lira altmış kuruştur.
2 — Eksiltme günü: 8.9.1950 tarihine rastalayan cuma günü saat 16 da Ankarada Bayındırlık Bakanlığı binasında Karayolları Genel Müdürlüğünde Karayolları Eksiltme Komisyonunca kapalı zarf usuliyle yapılacaktır.
3 — Eksiltme evrakı: Vezneye yatırılacak (37,85) otuz yedi lira seksen beş kuruş bedele ait makbuz karşılığında Karayolları Genel Müdürlüğü Teknik Hesaplar Şubesinden alınabilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek için:
a) İsteklilerin 1950 yılına ait
usulü dairesinde (34.032.14) otuz dört kuruşluk geçici teminat vermeleri.
b) Bu işin teknik öneminde bir veya idare ve denetlemiş olduklarını
Karayolları Genel Müdürlüğü ile Ankara, İstanbul Yollar Bölge Müdürlüklerinden birinden alacakları tanıtma beyannamelerine (Müteahhit ehliyet beyannamesi, müteahhit plân ve teçhizat beyannamesi) bağlamaları ve bu beyannamelerin İçindeki sorular cevaplandırılarak yeterlik belgesi isteme dilekçeleriyle birlikte eksiltme gününden en az üç gün önce (tatil günleri hariç) yazı ile Bayındırlık Bakanlığına müracaat ederek bu iş yolu üzerinde dokuz köprünün betonarme olarak yapımı olup için yeterlik belgesi almalan,
5 — İsteklilerin eksitlme şartlaşmasının 34 üncü maddesinde verilen izahat çerçevesinde (eksiltme evrakının her parçasına ellişer kuruşluk pul yapıştırarak bunlan imzalayıp zarflarına koymaları) hazırlayacakları yükleme mektupainnı eksiltme günü saat onbeşe kadar makbuz karşılığında Komisyon Reisliğine vermeleri lâzımdır.
Postada olacak gecikmeler kabul edilmez.
Keyfiyet ilân olunur.
(11387)
TpM Çamaltı Tuzlası Müdürlüğünden:
1 — Tuzlamızda mevcut üç adet Gazojen Grup Elektrojenleri şartnamesine müsteniden pazarlık suretiyle satışa çıkarılmıştır.
2 — Grup elektrojenlerin muhammen bedeli mecmuu 60 bin lira olup geçici teminatı 4250 liradır.
3 — Pazarlık 20-eylûl-1950 çarşamba günti saat 15 de Tuzla Müdürlüğündeki Komisyonda yapılacaktır.
4 — Şartname her gün mesai saatleri dahilinde Tekel Ankara, İstanbul. İzmir Başmüdürlüklerinde ve Tuzlamızda görülebilir. (11838)
Liraya —
Birinci sınıf elbise dikilir İngiliz astariyle Paristcn
mezun
V. TOPALOĞLU Sultanhamam, Aşirefendi cad. Aşirefendl Han No. 35
TERZİ
FAYDALI İLANLAR YENİ İSlANBUL'do
ÇIKAR
İZMİR Enternasyonal Fuarında
NİHAT IŞIK Radyofon Firmasının İzmir Enternasyonal Fuarı İsveç Pavlyo-nunda teşhir etmekte olduğu LUXOR RADYO A. B. firmasının radyo, pikap, ses alma cihazları; Jacobcan A. B. firmasının elektrikli çalışma lâmbaları; A B. Tu-dor firmasının pil ve bataryaları; Albin-Hagström A.B. firmasının akordiyonları büyük bir alâka celbetmckte-dir.


a
K
Dosya No.
DEUTSCHE ORİENT LİNE - Hamburg

f
Cumhuriyet Meydan! no
EMNİYET
DEMEKTİR
MENGER
9/1 Tel : 41442
taksim - İSTANBUL
İstanbul Jandarma Satınalma
Komisyonu Başkanlığından
Miktarı Cinai
50
70
ton ton
Kuru fasulye Bulgur

Muhammen bedeli İlk teminatı Lira Kr. Lira Kr.
Eksiltnı(Mr? günü ve saati
22500 —
38500 —
1687 50
2887 50
8.9.1950
7.9.1950
Cuma 15 Perşembe 15
7. J. Er Okulu Alayı ihtiyacı için yukarıda cins, miktarı, muhammen bedeli, ilk teminatı ve eksiltme günleri yazılı iki kalem iaşe maddesinin kapalı zarf usuliyle Taksim Ayazpaşadaki kurulumuza ihalesi yapılacaktır. Fasulyaya ait şartname her gün kurulumuzda görülebilir. Bulgura ait şartname İse 193 kuruşluk mal sandığı makbuzu karşılığında alınabilir. İsteklilerin belli gün ve saatten bir saat evveline kadar İlk teminat makbuzu veya banka kefalet mektubu ve diğer vesaiki muhtevi teklif zarflarını kurulumuzda bulundurmaları. (11042)
Resmî Okullara Muadil Özel




[SESİ
YATILI - YATISIZ
e
İlk, Orta ve Lise sınıflarına öğrenci kaydına başlanmıştır. İş saati 9-17 ye kadar. Tel: 60136
Haydarpaşa - İbrahimağa, Sokullu Köşkü

ROTERDAM
Yeni inşa edilmiş olan ve limanımızda bulunan
BLİDUM Vapuru
A N V E R S
HAMBURG ve BREM EN
İÇİN EŞYAYI TİCARİYE ALACAKTIR. Limanımızda beklenen STETTİNER GREİF KEİTtTM GLÜCKSBURG
M
İt
vapurlar:
Vapuru 18
20
30
F S İ L Â
Galata, Veli Alemdar Hanında
FAZLA TA
eylûl’e doğru
m
T İÇİN:
202 - 204 No. da
TRABİCH
ve Co.
Umumi Acenteliğine müracaat
• Telefon : 12221
SATILIK EMLÂK
İstanbul Defterdarlığından
Cinsi
Kıymeti Lira
Teminatı Lira
513—4321
513—477
513—3882
513—3352
514—1142
515—11651
515—3884
515—9164
Kmahada, Fırm so., Macar cad.
49 ada, 1 parsel 119 M2 arsa.
Beşiktaş. Tiirkali mah. Türk çeşmeni so. 318 ada. 5 parsel 202 M2 arsa, (taj 14)
• •
Beşiktaş, Ortaköy mah. Aydınlık so. 67 ada, 14 parsel en eski 9. eski ve taj 31 kapı sayılı 93.50 M2 evin 4/96 payı.
Beşiktaş,Ortaköy mah. Şair Necati so. 37 ada, 7 parsel eski, yeni ve taj 22 kapı sayılı 80 M2 arsa.
Beşiktaş, Ortaköy mah. Reşat ağa so. 34 ada, 20 parsel eneski 1 kapı sayılı 270 M2 arsa.
Beykoz, (Paşabahçe) inelrköy mah. eski Ayazma yeni Köy kahvesi so. eski 60. yeni 19 kapı sayılı 103.50 M2 bahçeli evin 80/360 payı.
Beyoğlu, (Kasımpaşa) Kaptan mah. Kasımpaşa Zincirlikuyu cad. 1466 ada, 1 parsel eneski 288, yeni 32 kapı sayılı 67.50 M2 arsa.
Beyoğlu, (Kasımpaşa) Kadı Mehmet mah. Dutdibi so. 1426 ada, 4 parsel eneski 60 taj 68 sayılı 104 M2 arsa.
Beyoğlu, (Şişli) Duatcpe Kuyu lu bağ so. 1247 ada, eneski 28 sayılı 119
eski ve yeni M2 ahşap ev.
21
kapı
mah. parsel 40 kapı
500
2020
20
560
1350
1200
200
300
8000
37.50
15L50
150
42.
101.25
90,
16.
22.50
600.—
TÜRKİYE KREDİ BANKASI AO.
(YENİ POSTAHANE KARŞISINDA) İKRAMİYELİ TASARRUF HESAPLARI HER AY BÎR ÇEKÎLÎŞ GELECEK ÇEKİLİŞ TARİHİ 20 EYLÜL 13 EYLÜL’e
TEKLİF TOPLAMA İLÂNI
515—2301
(Kasımpaşa)
kadar yatırılan her
ÇEKİLİŞE
100 LİRA
İŞTİRAK EDER
Türkiye Ziraî Donatım Kurumu
Umum Müdürlüğünden:
3 adet Üniversal torna tezgâhı. 3 adet elektrik kaynak transformatörü ve 2 adet seri plânya tezgâhı için teklif toplanacaktır.
Bedelleri Türk parasiylc ödenmek şartiyle teklifte bulunmak istiyenlerin Umum Müdürlüğümüzle, İstanbul Transit Müdürlüğü ve İzmir Depo Müdürlüklerimizden alacakları teknik şartnamelere göre hazırlayacakları ve üzerinde “Tezgâh teklifidir” İbaresi yazılı kapalı zarflar İçerisindeki teklif mektuplarını en geç 27.9.1950 günü akşamına kadar Umum Müdürlüğümüzde bulundurmaları ilân olunur. Kurumumuz mubayaayı yapıp yapmamakta serbesttir. (11637)
■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■■■■■■■■
Kaptan (Börekçi 15 parsel
Beyoğlu, mah. Börekçi Bayram Türbe) »o. 1440 ada,
eneski 30. yeni 47 kapı sayılı 42.50 M2 arsa.
100
7.50
t
515—9821
516—7663
5213—1886
Beyoğlu. Yenicami mah. Dikişçi ao. (Mahdum meydanı) ada, 4 parsel eneski ve yeni 5, 7, 7/1 taj 12 kapı
23.60 M2 dükkânın 1/2 payı.
1125 eski 7 sayılı
Eminönü, (Çarşıkapı) Molla Aliy-yülfenari mah. eski İskilip hanı yeni İskender boğazı so. 254 ada, 1 parsel eski 11 yeni 11, 13, 13/1, 2. 4 en yeni 11, 13. 15, 17, 19.21. 11/1, 11/2, 11/3. 11/4. 23/4, 23/5
kapı sayılı 362.50 M2 imalâthane, sekiz bap dükkân ve iki İmalât odasının 477900670/1769472000 payı.
4000
9722

300.—
729.15
Tekel Ankara Başmüdürlüğünden:
Mukavelesinin feshi dolayısiyle Kalecik Tekel İdare binası ve ambar inşaatı bakiye işleri müteahhit nam ve hesabına ka-palı zarf usuliyle eksiltmeye konvdmuştur.
1. ) îşin keşif bedeli 90988 lira 70 kuruş olup geçici teminatı 5799 lira 44 kunıştur.
2. ) Taliplerin en az bir kalemde 70000 liralık bir işe benzer İş yaptığına dair işi yaptıran idarelerden alınmış vesikalarını tatil günleri hariç, ihale gününden Üç gün evvel Ankara Tekel Başmüdürlüğüne verecekleri müracaat dilekçelerine rapt ile eksiltmeye girebilmek için Ankara Başmüdürlüğünden vesika almalan şarttır. Vaktinde müracaat etmeyenler eksiltmeye giremezler.
3. ) İstekliler şantiyede işin devamı müddetine© bir mühendis veya mimar ve ayrıca bir fen elemanı bulunduracağını evvelden taahhüt edeceklerdir.
4. ) Bıı işe ait proje, keşif evrakı ve şartnameler her gün mesai saatleri dahilinde Ankara Başmüdürlüğü Muhasebesi ile lstanbulda Tekel Genel Müdürlüğü İnşaat Şubesinde görülebilir ve bu mahallerden keşif proje ve şartname evrakının 4 lira 55 kuruş bedel mukabilinde temini de mümkündür.
5. ) Eksiltme 6.9.1950 tarihine müsadif çarşamba günü saat 16,00 da Ankara Başmüdürlüğü binasında toplanan eksiltme komisyonu huzurunda yapılacaktır.
6. ) İsteklilerin mühürlü fiyat teklif mektuplarını kanuni vesikalarla güvenme parası makbuzu veya banka teminat mektupların ihtiva edecek olan kapalı zarflarını eksiltme saatinden bir saat evveline kadar adı geçen Başmüdürlüğe makbuz mukabilinde vermeleri ilân olunur.
7. ) Postada vukua gelecek gecikmeler kabul edilmez. (11386)
7.000 kilo kızıl döktünilecektir
İ.E.T.T. İşletmelerinden:
1 — Muhammen bedeli 17.780 lira olan yukarıda miktar ve mahiyeti yazılı İş 4-9-1950 perşembe günü saat 11,30 da pazarlığa konmuştur.
2 — Muvakkat teminat 1333,50 liradır.
3 — Şartnameler, Levazımdan “Metro Han,, parasız tedarik edilir. (11722)
HASET KİTABEYİ tarafından yayınlanmakta olan
BEY ER «M ODE
F İ) R A. L L L
En meşhur, patronlu moda mecmuasının 5 inci nüshası satışa çıkarılmıştır. Elişlerl için dc HANDARBEtT arayınız.
Fiyatı 120 kuruştur.
T. B. M.
Türkiye Büyük Millet Meclisi İdareci Üyeler Kurulundan
1 — Eksiltmeye konulan iş: Büyük Millet Meclisi eski binası ile bağlantı binaları elektrik tesisatı işidir.
(Keşif bedeli tutan (22.857 yirmi iki bin sekiz yüz elli yedi) liradır. l
2 — Eksiltme l-eylûl-1950 cuma günü saat (11) de Büyük Millet Meclisi İdareci Üyeler Kurulu odasında kapalı zarf usuliyle yapılacaktır.
3 — Eksiltme şartnamesi ve buna bağlı kâğıtlar Büyük Millet Meclisi Daire Müdürlüğünden her gün mesai saatlerinde alınabilir.
4 — Eksütmeye girebilmek için isteklilerin usulüne göre (1714,28 bin yedi jüz on dört lira yirmi sekiz) kuruş geçici teminat ve eksiltme şartnamesi gereğince Ticaret Odası belgesi ibraz etmeleri şarfctır.
5 — İsteklilerin bu İşin teknik öneminde bir işi İyi bir surette başardığını veya idare ve denetlediğini ispata yarar belgeleriyle birlikte ihale gününden en az (tatil günü hariç) üç gün önce Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve îmar İşleri Reisliğine başvurarak işin eksiltmesine girebilmek için yeterlik belgeleri almaları şarttır.
6 — İstekliler aldıkları eksiltme kâğıtlarının her parçasına ellişer kuruşluk pul yapıştırıp imza ettikten sonra teklif mek-tııplariyle birlikte zarfa koymaları ve eksiltme günü saat (10) ona kadar Büyük Millet Meclisi İdareci Üyeler Kuruluna vermeleri lâzımdır.
Postada olacak gecikmeler kabul edilmez, (11111)
VEREM SAVAŞI HEMŞİRE OKULU
Ortaokul mezunu
"VEREM SAVAŞI
5213—1888
5213—1889
5213—1893
5213—1894
5213—1895
5213—1896
5213—2170
genç kızlarımıza emin ve şerefli bir istikbal hazırlar
HEMŞİRE OKULU MÜDÜRLÜĞÜ - ERENKÖY SANATORYUMU - İSTANBUL”
Kartal, Yukarı mah. Mercimek-dede, eski Bağdat cad. 43 pafta, 634 ada, 9 parsel 1300 M2 tarla
Kartal, yolu 43 9720 M2
Yukarı mah. pafta, 634 ada, tarla.
Yukarı mah.
1600
120.—
Değirmen
14 parsel
Dedirmen
Kartal,
Haznesi so. 43 pafta, 634 ada. 15 parsel 6530 M2 tarla.
Kartal, Yukarı mah. Rahmanlar so. 43 pafta, 681 ada, 6 parsel 17446 M2 tarla.
Kartal, Yukarı mah. lar, Bağdat cad. 43 ada. 2 parsel 4740 M2
Rahman-palta, 681 tarla.
Rahmanlar
Kartal, Yukarı mah.
so. 43 pafta, 681 ada, 7 parsel 6180 M2 tarla.
Kartal. Yukarı mah. Rahmanlar so. 43 pafta, 681 ada, 12 parsel 2140 M2 tarla.
Kartal. (Maltepe) Feyzullah mah.
Dragos mevkii Bağdat cad. 277 ada, 5 parsel 7520 M2 tarlanın 2/24 payı.
5850
4000
9000
5000
4000
1800
1250
438.75
800.
675.
875.
800.
135.
93.76
Yukarıda yazılı gayri menkuller 13-9-1950 çarşamba günü saat 15 de Milli Emlâk Müdürlüğündeki Komisyonda ayrı ayn açık arttırma ile satılacaktır.
İsteklilerin nihayet saat 15 e kadar yatıracakları teminat makbuzları ve nüfus cüzdanlariyle birlikte satış günü Komisyona. fazla bilgi için sözü geçen Müdürlüğe başvurmaları. (Teminatlar önceden de yatırılabilir). (11708)
Yukarıda yazılı gayri menkuller 13-9-1950
XI inci Millî Türk Tıp Kongresi
Türkiye Tıp Encümeni



Başkanlığından :
1 — XI inci Milli Türk Tıp Kongresi 16-19 ekim 1950 tarihinde Ankarada toplanacaktır.
2 — Kongreye katılacak Üyelerin, mahallî Ziraat Bankalarına müracaatla İstanbul Ziraat Bankasındaki 31495 numaralı carî hesabımıza (5) beş lira kayıt ücreti yatırmaları ite alınacak makbuzun tarih-numarasını, iki adet vesika fotoğrafı, seyahat tenzilât kartları için lüzumlu altmış kuruşluk damga pulu ve açık adresleri yazılı bir zarfı iadeli taahhütlü olarak encümenimiz başkanlığı adına postaya vermeleri lâzım gelmektedir. Bu suretle kaydolan arkadaşların adreslerine, kongre üye kartı, gidiş-geliş tenzilât kartlan ve kongT© raporları hemen yollanacaktır.
3 — Kongrede serbest tebliğde bulunacak arkadaşların tebliğlerini nihayet 1 ekim 1950 tarihine kadar encümenimiz başkanlığına göndermeleri icap etmektedir. Acele edilmesi vo vaktinde gönderilmesi ehemmiyetle rica olunur.
4 ;— Fazla bilgi edinmek isteyenlerin, Istanbulda Cağal-oğlu Etıbba Odasında Türkiye Tıp Encümeni Başkanlığına An-k ara d a» Ankara Ünv. Tıp Fakültesi Profesörlerinden Dr. Nus-ret Karasuya müracaatları.

Comments (0)