Dışişleri Bakanının beyanatı
(
yapağı deposu yandı
Acı bir kayıb
Filozof Rıza
Tevfik öldü
Stıiin 70 yasına girerken kiliselorde dua edilecek (GaseUdrr)
Bir Akdeniz paktı
POLİTİKA
için ilk adımlar
y
30/XII/1949
Ne istiyoruz ?
Ispanya, ileride diğer Akdeniz memleketlerini de içine
alacak bir pakt için İtalya ile anlaşmak istiyor
I»*
Vietnam'ın
r
Amerika Iranı askeri
miyeti

Abone: Türkiye için seneliği 32 altı aylığı 17. üç aylığı 9 liradır Hariç memleketler iki mislidir.
-

31 Aralık 1949
Cumartesi
İKTİSADÎ

E \ oğlu - Müellif Caddesi 6 - 8 Posta Kutusu 210*0 Beyoğlu
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tosis eden. HABİB EDİB TÖREHAN
llânlar: 6 ncı sayfada santimot resi 2 liradır. İlânlardan hiç bir mes’uliyet kabul edilmez.
Telefon: 44756 - 44757 Sant Telgraf Adresi: Hetlo. îstanb


I I ÜKÛMET, seçimlerin arife-* * sinde büyük bir faaliyet
göstererek kendini beğendirmeye çalışıyor.
Gerçekten, iktidarın sadece nimetleri değil, aynı zamanda külfetleri vardır. Hele demokratik bir idare kurulup, bir yandan murakabe vazifesini üzerlerine alan muhalif partiler, bir yandan da matbuat harekete geçti ve akıl, bilgi projektörlerini hükümet faaliyetinin üzerine dikerek, kâh müspet ve kâh tâbiyeli ten-kidlere girişti mi, işbaşında bulunmak bazan bir dert halini de alabilir. Bu sebepledir ki. Avrupa memleketlerinin birçok partilere malik bulunan parlâmentolarında. hükümete iştirakten yan çizildiği ekseriyetle vâkidir.
Buna mukabil az ve lıattâ esasında iki parti ile idare edilen memleketlerde, hükümet teşkilinden yan çizmek diye bir şey yoktur: seçimden seçime, programında ve bunun tahmil ettiği taahhüt ve mesuliyetlerde sebat etmek asildir.
Bizde, bugünkü görünüşe nazaran, daha ziyade bu usul tutacağa benzer. Yani, bir seçimden bir seçime kadar, ekseriyeti elinde tutan taraf, iktidarın mesuliyet ve külfetlerini daima ön plâna almak mecburiyetinde kalacaktır. Aksi takdirde, yani işin nimetine daha çok ehemmiyet vermek geleneği teessüs ederse, o zaman hem partiler, lüzumsuz yere ve mantar gibi yerden biter, hem de Balkanlı itiyatlar teessüs eder.
Hükümet, gerçeğe kalbede-bildiği işleri, millete takdim etmekle mesuldür, demiştik. Kanaatimizce bu, seçim gününe kadar devam edecektir. Hattâ, Hükümet Partisi, bu kadarla da kalmıyarak, önümüzdeki teşrii devrede daha ne gibi işleri ele alacağını ve bunları ne yoldan tahakkuk ettireceğini söylemeye çalışacaktır.
Bir tarafın faaliyeti bu olduğuna göre, gönül istiyor ki, öteki taraf yani muhalefet partileri de. bir kere Hükümetin bugüne kadarki icraatını, İkincisi de teklif etmekte olduğu yahut edeceği işleri, sıkı ve teknik bir tenkide tâbi tutsun. Ayrıca da. kendilerinin teklifleri nelerdir, bunu söylesin.
Çünkü mevcut siyae’ ^cadele ile bunun en canlı safhasını teşkil edecek olan seçim mücadelesi, öyle sadece demokrasi vardır, yahut yoktur gibi bir zemin üzerinde kalırsa, bunun memlekete, tek başına olarak hayrı dokunmasına imkân yoktur.
Demokratik mevzuatımızda daha ne gibi kusur ve noksanlar vardır, bu gene söylene dursun. Fakat bir yandan da, iş ve madde üzerinde görüşülsün. Ki mura-kabeli bir rejim mevcut ise neden, mevcut değil de teessüs ederse neden faydalı olacaktır, halk tarafından asıl bu anlaşıl-• sın.
Şu günlerde, dahili politikamızın gayet ehemmiyetli safhalar arzedeceğine hiç şüphe yoktur. Çünkü, herkesin bildiği gibi J950 ye artık girmek üzereyiz. 1950 ise, behemehal, bir yeni seçim yılı olacaktır.
Bizim ve herkesin istediği, partilerimizin çok esaslı çalışmaları sayesinde, bu seferki seçimlerin gerçekten seviyeli ve faydalı bir hava içinde geçmesi ve partiler, programlariyle ortaya çıkarken istisnasız olarak bütün işlerimizde bir taze havanın esmesidir.
Türk vatandaşı, bu seçim senesinde, şu kanaate varabilmelidir: a) Memleketin tamamına şamil bir silkinme ve uyanma vâki olmuştur; b) Partiler sayesinde, dertlerimiz nedir, hatalarımız nedir, yapabileceklerimiz nedir ve bunların iş ve feragat değeri ne olacaktır, gibi suallerin cevapları verilmiştir; (•) İktidara herhangi bir parti değil, milletin topyekûn yaratma şevki Türkiye, arkada rın bilânçosunu
bir hızla, mevcut gerilik ve iptidailiği tasfiye dâvasında, bir hamle daha yapacaktır.
Paris 29 (Hususi muhabirimiz Yusuf I. Mutlu bildiriyor) — Salahiyetli İspanyol kaynaklarından öğrenildiğine göre, Ispanya Dışişleri Bakanı Artajo, Komaya gitmiş ve orada gerek Papa ile, gerekse Kont Sforza ve Ön plânda bulunan diğer İtalyan şahsiyetleriyle, gizli ve çok mühim görüşmeler yapmıştır. Pa-risteki kanaat; bu konuşmaların gayesinin, iki büyük Akdeniz memleketi İtalya ve İspanya arasında bu bölgeyi alâkadar eden siyasi bir muahede yapmak üzere Roma Hükümetinin tasavvur ve niyetlerini yokla-
mak olduğu merkezindedir. Bu anlaşmanın, ileride Akdenizde sahili olan diğer milletleri de içine alacak daha geniş bir pakta yol açınası da muhtemeldir.
İtalyan Hükümetinin General Franco tarafından girişilen bu teşebbüs karşısında ihtiyatlı ve ketum davranması, asla İtalyanın böyle bir projeyi alâkasızlıkla karşıladığı mânasına alınmamalıdır. İtalya, aralarına Fransamn da katılacağı büyük bir Lâtin Birliği teşkili fikrine de muhalif değildir. Fakat bu hükümeti düşündüren nokta, bugünkü vazi-
yette, Fransa ve îtalyadaki solcu unsurlara, ileride Atlantik Paktının ve Brüksel Pafktının çerçevesi içine girmesi ihtimali olan böyle bir İtalya - İspanya siyasi muahedesini kabul ettirmenin çok güç olacağı endişesidir.
Diğer taraftan. General Franco’nun geçenlerde Lizbon’a yaptığı seyahat esnasında, bir Akdeniz bölgesi paktına Portekiz’in de dahil edileceği Ümidini besleyen Başbakan Salazar, İspanya devlet reisine prensip İtibariyle böyle bir anlaşmaya taraftar olduğunu bildirmiştir.
D. Parti Başkanı iktidarın
hücumlarım cevaplandırdı
^Hâdiseler gösteriyor ki, seçimlerin miadından önceye alınması kuvvetle muhtemeldir.”
iç SAYFALARDA
taze iradesi ve gelecektir; d) bıraktığı yılla-yapmış ve taze



Yeni inşa edilmekte olan Amerikan zırhlısı Kentucky (M ıssouri'nin eşi)
1 I • *•
• Vk "i i in

Amerika Uzakşark siyasetini değiştirdi
Formoza adası ve Okinava tahkim ediliyor General Bradley, Filipinlere gidiyor
Washington 30 (A.A.) (Afp> — Amerikan ordu kuvvetlerinin For-moza’yı herhangi bir şekilde müdafaa etmemeleri halinde VVashlngtojı Hükümeti Uzakdoğu’daki “intizar., siyasetinden vazgeçmeye karar vermiştir.
Asya sularına bir uçak gemisi İle iki destroyer yollamak kararından başka sivil ve askeri Amerikalı müşavirlerin Förmoza/ya gönderilmeleri de muhtemeldir.
Millî Savunma Bakanının Amerika’nın güvenliği İçin Formoza zaruri değil, fakat mühim telâkki edilmektedir ki bu, bahriyenin kararına da uymaktadır.
Londra 31 (YİRS) — Amerikan Silâhlı Kuvvetleri Genelkurmayı Batı Pasifik bölgesine ve Japonya-ya bir teftiş seyahatine çıkmaktadırlar, Formoza adasının ziyaret edihniyeceği bildirilmekte ise de. Havay adaları ve Batı Pasifik denizindeki Amerikan üsleri ve Filipin-lerle Japon adaları teftişe tâbi tutulacaklardır. Heyete Bradley başkanlık edecektir.
Fornif>/4i,\ a 250 tank gönderiliyor
Taipeh 30 (AA.), ı United press) — Umumiyetle iyi haber alan mah-
fillerden bildirildiğine göre, ekim ayından beri daha önce Amerikan ordusu tarafından kullanılmış olan 250 den fazla tank Formoza adasına gönderilmiş ve bunlardan bir kısmı da komünistlere karşı yapılan harekâta iştirak etmiştir. Bu eski tanklar Çin Savunma Bakanlığı tarafından satın alınarak yeniden silahlandırılmıştı. Hükümet mahfillerinde, komünistlerin hücumuna karşı Formöza’ıun güvenliğini korumak înaksadiyle milliyetçi Çin kuvvetlerinin bir Amerikan generali tarafından idare edilmesi lüzumu ileri sürülmektedir.
Okinava tahkim ediliyor
Tokyo 30 (A.A.) (Afp) — Amerikan makamları Japon yayı, Okinava-dakı büyük Amerikan üssü istihkâmlarının İnşaatında işbirliği yapmaya davet etmiştir. 25 milyon dolar tutarında inşaat malzemesi Amerikan komutanlığınca satın alınacaktır.
Diğer taraftan Japon basını, Amerika Hükümetinin. Okinava ve Ryıık-
• yus takımadalarının tekrar Japon hâkimiyeti altına alınması teklifini sempati ile karşılıyacağına dair yabancı kaynaklı haberlere büyük bir yer ayırmaktadır.
■ >
Yenisi biter bitmez
Suriyede dördüncü hükümet darbesi meydana çıkarıldı
Kahire 30 (AP) — Muhafazakâr “El Mukattam,, gazetesinde bu ak- , gam çıkan bir habere göre. Suriyede dördüncü bir hükümet darbesi teşebbüsü bugün meydana çıkarılmış ve teşebbüs akim kalmıştır.
Gazeteye göre, hükümet darbesi Suriye - Irak Birliğine taraftar bazı ordu subayları tarafından tertiplenmiş ve tatblka konulmadan birkaç saat önce diğer subaylar tarafından meydana çıkarılmıştır. Darbeyi tertlpllyenlor tav- ı kif edilmişlerdir. Gazele daha fazla tafsilât vermemiştir.


Amerikan Bahriye Bakanlığında biiyük değişiklik yapıldı
Atlantik Filosn Komutanı emekliye ayrıldı. Diğer birçok filo kumandanlarının yerleri değiştirildi
Washington 30 (A.A.) (United
Pre-sM — Bahriye Bakanlığında büyük değijnklikler yapılmıştır. Veri-lön malûmata göre, bu meyanda Atlantik filosu komutanı amiral VVilli-ûm Blandy emekliye ayrılmıştır. Yerine 1 şubatta Deniz Harekât Bürosu Başkan Yardımcısı amiral William Fechtler geçecektir.
Diğer taraftan İkinci Atlantik Filosu Komutanı amiral Donald Dıın-can’ın yerine de nisanın birinde Deniz Harekât Başkan Yardımcısı amiral Robert Carney gelecektir. Bundan başka Deniz Harekât Bürosu Hava Şubesi Başkan Yardımcısı amiral Durgin de şubat ayında amiral Ge-rald Bogan’ın işgal ettiği Pasifik Birinci Filosu Komutanlığına getirilecektir. Diğer taraftan deniz, hava ve kara ordularının birleştirilmesine muhalefet eden amirallerin tarafını iltizam eden ve Bahriye Bakanlığına mensup bulunan 23 yüksek rütbeli subaya başkanlık etmiş olan deniz albayı Arleigh Burke’nin adı da Başkan Truman’ın tasvibi ile kontrami-ralliğe terfi eettirilen 23 deniz albayı arasındadır.
Bütün bu tâyinlerin Ayan Meclisinin tasvibinden geçmesi lâzım gelmektedir.
Ankara 30 (Hususi muhabirimizden )• — Merkez ilçesine bağlı 1 numaralı ocak kongresinde konuşan Fuat Köprülü’den sonra (bu beyanatı ikinci sahifemizde bulacaksınız) Demokrat Parti Genel Başkanı Celâl Bayar, delegelerden bir kısmının ısrarı Üzerine konuşmuştur. Demokrat Parti Başkanı gösterilen alâkaya teşekkür ettikten sonra demiştir ki:
M— Son büyük kongremizde memleket ihtiyaçları gözönünde tutularak birçok İktisadî ve İçtimaî kararlar a-lınrnış, programımıza memleket tekâmülü namına birçok esaslı maddeler ilâve edilmiştir. Bunlar, unutulmuştur. Seçimlerde vazifesini suiistimal edenler, yani gayrı kanuni hareketlere tevessül edenler, 21 temmuz seçimlerini tekrar etmek istiyen-ler olursa, halk buna ve bu gibilere “kanun namına fena hareket ediyorsun!” diyecek ve bu hareketi takbih edecektir.
Bu karar karşısında bazı kimseler, korkuya düşmüştür. Bizler daima, her yerde temas halindeyiz. Bana böyle bir endişe izhar edene Taslamadım. Demokratlar, kendi namlarına verilmiş olan bu karar üzerinde hassasiyet göstermezler veya göstermek istemezler mi?
Ben, tarafsız vatandaşlarla da konuştum. Onlar da bana böyle bir endişe izhar etmediler. Şu halde bu endişe, kimlerin ruhunda yaşıyor?”
Bayar, burada gençliğinde geçen bir vakayı şöyle anlattı:
M —Ege bölgesinde bir vakitler, zeybeklik, eşkiyalık alıp yürümüştü. Hattâ bu, bir kahramanlık ananesi gibi sakim bir yola da sapmıştı. Bir
ÎKLNCÎ SAYFADA Hükümetin matbuat hürriyetini temin vaadi karşısında: Üç nokta Avukat Burhan Apayd
ÜÇÜNCÜ SAYFADA Hususi teşebbüslerdeki lıizmet erbabının durum glln köylülerden biri bana o zaman [DÖRDÜNCÜ SAYFAD jandarma alay kumandanı için kullanılan tâbirle dedi ki:
— Ben Alaybeyınderı korkmam. |
— Niçin korkmazsın?diye 9ordum.
Şu cevabı verdi;
— Çünkü benim eşkiyalık etmeye niyetim yoktur.
Eğer bu memlekette namuslu bir seçim yapılacaksa bunu idare edenler neden korkuyorlar?,,
Bayar sözlerini şöyle bitirdi:
”— Son hâdiseler de gösteriyor kİ, seçimlerin miadından önceye alınması, kuvvetle muhtemeldir. Biz, programımıza inanıyoruz. Kendimize itimadımız, milletimizin de bize itimadı vardır. Çalışacağız ve muvaffak olacağız. O zaman, bu memleketin ne kadar güzel idare edildiğini göstereceğiz, örnek eserler vereceğiz. O eserleri göstermek için bütün gayretimizi sarfedçceğiz. Paslandırdıkları sandalyalarda ilânihaye oturmak için insani zaaflarla harekete geçmiş olmıyacağız.,,
Kongre, dilekler üzerinde durmuş ve yeni seçimler yapıldıktan sonra, toplantıya son verilmiştir.
Meclise verilen yeni bir sözlü
• * soru
Ankara -30 (Hususî muhabirimizden) — Büyük Millet Meclisi Başkanlığına iş kazalarıyle meslek hastalıkları, ihtiyarlık ve hastalık sigortaları kanunlarının uygulanmasında, yabancı müesseselerde çalışan ecnebi devlet tebaası şahısların durumları hakkında ne düşünüldüğüne dair bir soru önergesi vermiştir. Ö-nerge Çalışma Bakanlığına gönderilmiştir.
Yakında ve uzakta Cahit Tanyol Çocuk ve imlâ Ahmet Cevat Emre
BEŞİNCİ SAYFADA Ses (Hikâye)
Kuloğlu
Kadın - Ev - Moda
”Endonezyayı tanıy ilk devletlerdeniz”
“Suriyeuin kuvvetli ve mesu olmasını temenni ediyoruz”
Dün 3abah İstanbul C.H.P. 11 KongT »İnde bulunmak üzere şehrimize gel Dışişleri Bakanı kendisiyle görüşün 1 arkadaşımızın Endonezya ve Sun hakkındaki suallerine şu cevapları v( iniştir: *'— Endonezyayı ilk tanıy devletlerden biriyiz. Asyada böyle m», takll ve büyük bir devlet doğduğundl dolayı Türkiye çok memnundur. Tı klyenin eskiden beri takip ettiği aiyas( bütün milletlerin ıstikl İlerine kav» masıdır. Çünkü, bizzat Türkiye Cu huriyetl istiklâl Mücadelesinden d
muştur. Endonezyada 3U - 40 milyonll ve Türkiyeyi çok seven bir müslünr. kütlesinin bulunması, memleketimi bu manevi alâkasını artırmaktadır ilk fırsatta bu yeni devlet uezdine elçi göndermek İstiyoruz.
Surlyenin iç işlerine karışmayız. 1 daima bu devletin dostumuz ve her d man kuvvetli ve mesut olmasını dileJ
Ayrıca, Suriyede yeni bir hûkrla kurulduğu zaman onu tanımamıza rr nl yoktur. Cenup sınırlarımızın :uwı olması bizim en tabii bir İateğinılzdi
Fransa ile anlamına dün imza edildi
Saygon 30 A.A. (Afp) — 8 mart tarihli anlaşmalara.-uygun olarak hâkimiyetin Fransadan Vietnam'a devrini temin eden anlaşmalar bugün merasimle Saygon Belediye Dairesinde İmparator Bao Da i ile Yüksek Komiser Leon Pignon arasında imzalanmıştır. Bundan sonra kiliselerin ve pagodaların çanları Vietnam hâkimiyeti altındaki bütün şehir ve köylerde çalarken 50.000 VietnamlIdan mürekkep bir kalabalık İmparator Bao Dai nın önünden geçmiştir.
. (I
Hong-Kong valisine lıarp devri salâhi\(‘ti verildi
Hong-Kong. 30 (A.P. ı — İngiliz Hükümeti. Hong-Kong valisine harp devri yetkileri vermiştir. Hükümet bugün, bir dış taarruz veya îç karışıklık vukuunda, valinin tatblka koyabileceği olağanüstü tedbirleri ilân etmiştir.
bakımdan da destekliyor
-----o-----
Truman diinkü beyanatında bunu açıkladı
Berlin 30 (YİRS) — VVaahİDgton-da bir demeç veren Birleşik Amerika Cumhurbaşkanı Truman, Amerikanın, iktisadi ve askeri bakımdan 1-ranı destekleyeceğini bildirmiştir.
Truman, Şahın Amerikaya yaptığı ziyaretin, iki memleket arasındaki dostluğun ve anlayışın samimi temeller üzerinde kurulmasına yardım ettiğini bildirmiştir.
İran. Milletlerarası Bankasından istifade edebileceği gibi Birleşmiş Milletler Kurulunun yardımım da la-

tenistir.
Tahran hükümetinin 1946 yılında tatblka. koyduğu yedi yıllık mail ve iktisadi plân, bu yardımlarla tahakkuk edecektir.
Şalı Nnv - York'tan hareket elti
New-York .30 A.A. (Afpı — İran 9ahı. bugün saat 15.30 da bir Kim uçağı He New-York*tan hareket ederek Amsterdam ve Romavn uğradıktan sonra memleketine dönecektir. Şah, memleketine kızkardegi de beraber dönecektir.
Feshane Fabrikasının deposu yanarken
c
Feshane fabrikasının
Dün sabahki yangın ;
______________________

Zarar 6-7 milyon arasında
Dün sabah saat 9.30 da Sümerbanka ait Defterdardaki Feahane Fabrikasının gayri mamul ambarında bir yangın çıkmıştır. Yangın fabrikanın kendi itfaiye teşkilâtı İstanbul itfaiye Belediye grupu ve deniz itfaiyesinin müşterek gayretleriyle bu ambarın konfeksiyon, hanı maddeler, iplik kısımları tamamen yandıktan sonra bastırılmıştır. Dün sabah saat 9.30 da kapıları açık ulan bir ambarın çatısından Ani olarak duman ve alev görülmesiyle yangının farkına varılmış ve bütün gayretlere rağmen İçerdeki kolayr tutuşan iplik, pamuk yün ve sair maddelerin mevcut bulunması dolayıslyle ateşin büyümesi önlenememiştir.
Yangının çıktığı ambar dün gece ne sabaha kadar için için yandığından, henüz ateşin neden çıktığı bilinmemektedir.
Tahkikata el koyan Fener Savcısı ve İstanbul Savcısı muavinlerinden Aziz Erkıp dün gece sabaha kadar yüzden fazla İşçi ve müstahdemin ifadelerini almışlardır
Yangını söndürmeğe çalışan işçilerden birisinin saçaktan düşerek bacağı kırılmış, diğer üçünün de kolları ve bucakları hafifçe yanmıştır. Yaralılardan üçü İşçi sigortaları hastahaneslno kaldırılmıştır.
Zarar 6-7 milyon lira olarak tahmin edilmektedir Fabrika Güven Sigorta sosyetesi no sigortalıdır.
tznılr(ta teessür
İzmir 30 (Hususi muhabirimiz bildlrlyoror) — Defterdar fabrikasında çıkan yangın, t z iyi İrde bilhassa sana\ kiler arasında derin bir teessür uyandırmıştır. Yangın tafsilâtı tüccar yazıhanelerinde telefonla takip edilmekte ve Sümer bank’>n büyük kaybı esefle kaşıtan malttadır.
Epeyce zamandan ben rahatsız bulunan filozof Doktor Riza Tevflğin dün gece saat 9.2ü de Gureba Hasta-hanestnde hayata gözlerini yumduğunu teessürle öğrenmiş bulunuyoruz.
1868 (le dünyaya gelen Doktor Rıza Tevfik, Türk edebiyat ve felsefe Aleminde mümtaz bir mevki işgal etmekte idi. Bilhassa "koşma” nevln-de eşsiz denecek kuvvette eserler veren merhum, ayrıca Bektaşi nefesleri üzerinde de muvaffakiyetli denemelerde bulunmuştur.
Son zamanlarda bütün gayretini felsefe kamusunu hazırlama uğrunda harcamakta idi.
Filozof Doktor Rıza Tevfiğin ölü-miylc edebiyat âlemimizde telâfisi imkânsız bir boşluk hâsıl olmuştur. Yakınlarıno ve onu sevenlere başsağlığı dileriz,
Turistlere kolaylık
A
Yurdumuzdan dış memleketlere gidip gtdecoft yabancı tabiiyeti! kimselere şimdiye kadar kambiyo müsaadesi,aranmaksızın Tilrk paroNi İle gidiş dönliş ol-leti verilmiyordu.. Bunun (emini İçin Denizyolları idaresine • gerekon teşebbüsler yapılmışlı. Milliye Bakanlığı bu teşebbüslere müspet cevap vermiş. Av-rupnvn gidip gelecek yabancı tnbilyct-II şahıslara da Türk p&rıtnlyle gidiş dönü» bileti «atılın/ısı uygun görlilıiü-

Allahım! Stalino uzun bir ömür bahset!
Sayfa 2
Y E N î İSTANBUL
31 Amhk
Hükümetin matbuat hürriyeti temin vaadi karşısında: Üç nokta
Yatanı AVUKAT BURHAN APAYDIN
FİKİR vc düşüneo hürriyeti, bugün İçin artık matbuat hürriyeti demek olmuştur. Esasen, düşünmo sorbosliel, fikri yaynbllme İmkân ve hürrlyotl karlısında bir kıymet kazanabilir. Gerçi fikri yayabilme imkânları yalnız neşir vaziyetine inhisar etmez. Nutuk söylemok. konferans vermek, miting ve toplantılar tertip etmek İle de fikir yayılabilir. Fakat, bunlar dahi, matbuat de* nilen vasıta sayesinde tesir sahalarını genlslotobllirler. Bu bakımdan, memleketleri fikir vc düşünme hürriyetinin varlığı bakımından tetkik ederken, o memlekette matbuat hürriyetinin mevcut olup olmadığını basta gelen bir kıstas olarak nazarı itibara almak lâzım gelir.
İşte, asrımızda büyük bir ehemmiyet kesbodon vo idare edenler sınıfının kontrolüne İmkân veren matbuat, hükümetlerin on ziyado korktukları bir kuvvet haline gelmiş ve bundan dolayıdır ki, E-sasiye vo İdare Hukuku müellif* terinden birçoğu, Montesqiou’nün devlette mevcut tesri, icra ve ka za kuvvotlorine, bir dördüncü olarak. matbuatı İlâve etmek lüzumunu duymuşlardır. Bir kısım hükümetler do, bu kuvveti zayıflatmak İçin ellerinden çelen her-soyi yapmakta ve bu yolda hiç bir fırsatı kaçırmamaktadırlar. Totaliter devletlor, matbuatı sadece resmi ceridelere inhisar ettiriyor ve yarı totaliter olanlar, matbuata müteallik kanunlarla matbuatın sesini kısmanın yollarını buluyorlar. Dünyanın domokrat devletlerinde ise. matbuat hürriyeti en gönle mânaslyle tahakkuk imkânına erişiyor.
Domokrat momlekotlerdo hür matbuatın mevcudiyetinin esas sebeplerinden biri, matbuat dâvalarını görmek için hususi surotte teşekkül edon vo jüri müessesosi-ni İçine alan mahkomelordir. Bu memlekotlerde Matbuat Kanunu diye hususi bir kanun dahi mov-cut değildir, Neşir'den mütevellit dâvalar, matbuat dâvalarını görme hususunda İhtisas sahibi İnsanlardan müteşekkil mahkemeler tarafından görülür. Ve ayrıca matbuat dâvalarında Jüri esastır.
İste bu keyfiyet, matbuat hürrl-yeti İçin yoter bir teminat vazifesini görmektedir. 0Öyle ki:
Bir kere, hukuku müıtoroke suçları haricinde, matbuat suçları
KISA
HABERLER
Birleşik Amerikanın Endonozyıı elçisi ItlmatnnTncsInl takdim etti
Cakarta 30 AA. (Afp) — Birleşik A-merikamn İlk Endonezya elçisi Mnrlo Coehran bu sabah iti matfmm ©lifti Cumhurbaşkanı Sockarno’ya takdim dinletir. İstihbarat Buk-mlttının bildirdiğine göre, hâkimiyetin naklinden borl Başkent dan Batavya'ya “Cakarta" ismi verilmiştir. Bundan böyle resmi evrak İmlâsı bütün lisanlarda aynen muhafaza, edilecek olan bu ismi taşıyacaktır.
Frnnso Endonezya'yı rrumctı tanıdığını bildirdi
Paris 30 (Y1RS) — Fransız Dışişleri Bakanlıftı neşrettiği bir tebliğle, yeni Endonezya Birleşik Devletlerini resmen tanıdığını bildirmiştir.
Amerikanın Frnn»nyıı silâh nrvkı>nlı
Monte Carlo 80 (YİRB) — Amerika ve Fransa arasında silâh sevkıyatıyla ilgili anlaşma bir kaç gün İçerisinde imzalanacaktır. Amerikanın teslim edeceği İlk parti malzeme şanlardan İbarettir:
1 — Zırhlı araç,
2 — Elektrik cihazları,
3 — Hava defi silâhları.
4 — Muhabere malzemesi.
1MB yılı kazanç rekorunu kıran sineme urtlati Bol» llope
Hollywood 30 A.A. (Reuler) — Sinema arlİsti Bob Hopa H’IO yılında en çok para kazanan artistler listesinin başında gelmektedir.
Beş yıldır birinciliği muhafaza eden Elng Crosby bu seter yerini Bob Hopa*e kaptırmıştır.
Tryzvlr IJc’ulıı yeni >ıl mliruıeebetlyle Blrlsşmh Milletlere mesajı
Lake Success 30 A.A. (Afp) — Trygvie
Lle yen) yıl thünasabetlyls dün Birleşmiş Milletlere lyf temennilerini bildirmiştir. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri verdiği beyanatta Gene! Kurulun büyük dovlalUrdun anlaşmazlıklarını ortadan kaldırmaları yolundaki talebinin önümüzdeki sene tatbik mevkiine konulacağını ümit eniğini söylemiştir
diye ayrı bir kategori suç İhdas e-don bir matbuat kanununun olmayışı, matbuat hürriyetinin ayrıca tahdidini önlemektodir.
Saniyen; matbuat dâvalarına, gazotociligin bütün hususiyetini kavramış vo bu hususta İhtisas sahibi olmuş bir hâkimin bakması, matbuat hürriyetini her hangi bir surette haloldar edecek bir kararın mahkomoden sadır olmasına mâni toskll eder.
Salisen; matbuatın cemiyet İçindeki rolünü ve ehemmiyetini âmme monfaatl zaviyoslnden gören ve doğrudan doğruya vicdanından oolon sesi dinleyen bir Jüri heyetinin mevcudiyeti, âmmenin selâmeti yolunda hakikati ve doğruyu ifado edon kalomlorln yegâna teminatıdır, denebilir.
Bizde matbuat hürrıyoti, düşünme serbestlslni haleldar eden, gazâtocinln kalemlno tutukluk veren vo âdota bu hürriyeti nofyo kadar dayanan "Matbuat Kanunu., İle, tohlikeyo düşürülmüştür Buna rağmen, gazetelerimizin her müşküle, tehdit ve tahdltlero op-ğüs gororek. fiiliyatta hür kaldıklarını — gazotecllor hesabına — şükranla kaydoylomellylz. Fakat, bu fiili hürriyet, (tomlnatsız)) dır. vo her an, İktidar tarafından kal-dırılablllnlr. Tehlikeyi bertaraf ot mek için, her şoyden önco Matbuat Kanununun tamamen İlgası zaruridir. Aynı zamanda, Ceza Kanunumuzun İkinci kitabının "Devletin şahsiyeti aleyhine Işlonon cürümler,, bâbının da gonlş Ölçüdo tâdili lâzım golir.
Diğer taraftan; matbuat dâvalarını görocek husus* mahkemelerin teşkili icap odor. Zaton. h hacmi büyük olan ve bir gündo çoşit çeşit dâvalara bakmak zorunda kalan mahkomolore, ayrıca hususi bir dikkat ve sürat İsteyen matbuat dâvalarını görmek İşini de yllklotmok doğru bir hal değildir.
Nihayet; demokrasi mÜossssosi olan vo Ceza Muhakemolorl Usulü Kanununa İthalinin çok faydalı neticeler doğuracağına kani bulunduğumuz Jüri usulünün, şimdi kİ halde hiç olmazsa, matbuat dâvalarında kabulü artık bir zaruret halini almıştır.
Basın hürriyetini tahakkuk et tirocoğlni vandodon bugünkü hü kûmot, yukarıda işaret oylodlğimiz üç noktayı yerine getirdiği takdirde, vaadinde durmuş sayılabilir,
Sovyet Kıı\\ıının pryk memleketlerde fflHtiiftlı tethlş siyaseti
Vatikan 30 tYIRH) — Birleşik Ama-rlknda intişar edon "Nowa World Re-port” dergisinin açıkladığına görtı, Sovyet Rusya, peyk momluko(lrrinde telhis siyasetino devam edecektir.
Sovyotler tarafından "şayanı İtimat" telâkki edilfncyenleıMon 1040 yılında H kişi idam edilmiş vo 810 kişi müebbet hapHe mahkûm edilmiştir, Mnvnrislnndn İdam edilenlerin sayısı 10 dur vc 7# kişi müebbet hapla jutncmktır. Polonya-da müebbet hapse rnnhkûm olanlar 331 dir ve İdam edilenler 23 kişidir,
Yukartlakl rakamlar, resmi çevreler tarafından bildirilmiştir, Esrarengiz şekilde ortadan kaybolanlarla sürülenler hakkında mevsuk rakam elde etmeli mümkün olmamıştır.
Yugoslavynda Komlnform ajanlarının faaliyeti
Londra 30 (YlPxB) — Yugoslavya İstihbarat Bakanı, bugün İki komşu memleketi Ithıım eden bir demeçte bulunmuştur. Bakan, Bulgaristan ve Arnavutluktan, Komlnforma tarafından a-janlar gönderildiğini, fakat halkın u-yanıklıgj karsısında, ajanların kırk sekiz saat Içorslndo tutulduğunu söyleyerek. böyle âdi vnHdalnra baş vuran Komlntormnnın gülünç bir mevkie düştüğünü belirtmiştir.
Lancaahlrr gemisi llona-Konıt’dı«
Londra. 30 A.A. (Lps) — Lnncashlro nakliye gemisi, bir kıta askeri hâmil olarak Hong-Kong’a varmıştır. Bu kıta, gdecek hafta Sudana giderek olan taburun yerini olacaktır.
Sovyet Rusya Güvenlik Konseyine riyaset edecek Çlrı temsilcisini tanımıyor
Londra 30 (YÎRS1 — Rusya, 1 ocaktan İtibaren Güvenlik Konsoybıe başkanlık edecek olan Milliyetçi Çin hükümetinin ternslicial Dr. Tslang’l tanımayacağını bildirmiştir.
Irak - Jrdün Müzakereleri
Kıral Abdullah, Filistiııiıı ( rdün İşgalindeki kısmını Kırallı^ına ilhak ettiğini bildirdi
Bağdat 30 (AP) — Irak Hükümetiyle hâlen Baffdatı ziyaret etmekte olan Hâşiml (Jrdün Kıralı Abdullah aracındaki müzakereler tamamiyle gizil tutulmaktadır. Herhangi bir tebliğ yayınlanmıyacafrı bollrtîkligl gibi, Kıral şimdiye kadar gazetecilere herhangi bir malûmat vermekten imtina etmiştir, Kıral Abdullah pa-zarteal günü Amman’a dönecektir.
Kahire 30 (AI’I — Arap Haberler Ajanm, bugün Kıral Abdullah’ın Fl-liatinln Ürdün askeri kuvvetler işgali altındaki kısmını HAşİml Ürdün Kıratlığına resmen İlhak ettiğini bildirmiştir.
Ajansın Amman menşeli bir telgrafına göre, Ürdün resmî gazetesi 1 o-caktn keyfiyeti ilân eden bir kıral! kararname yayınhyacaktır. Aynı zamanda şimdiki Ürdün parlâmentosu feshedilecek vo Filistinli Arap'arın da İştirakiyle yeni seçimler yapılacaktır. L
Mısırlıların elindeki Gnzze kesimiyle Surlyenln elindeki küçük bir kesim hariç, Arap Fillstlnln bütünü esnaen Ürdün'ün İşgali altındadır. Ürdün İşgal bölgesine, Blr’eşmlş Mil-lctlerln boynclmllcllcştirmeye karar verdiği Kudüs şehrinin eski kısmı da dahildir.
Kravçenko davası tazeleniyor
Paris 30 (Nafon) — Parla Temyiz Mahkemesi, Kravçenko dûvasına 24 ocukta devam etmeye huzırlanmnktn-dır. Belirtildiğine göre, 1049 senesinde Belne Mahkemesi önündo başlamış olan bu slyns! dûvn şimdi de 10B0 senesinde devam edecektir. Fakat temyizde Kravçenko gözükmemekte vo yalnz avukatları konuşmaktadırlar.
Şimdiki halde her iki taratın da »-vukatlurı söyllyccklerlnl bitirmişlerdir. 24 ocakta Adliye Bakanlığını temsil öden avukat konuşacaktır.
Çekoslovak temsilcileri arasında istifalar
Londra 30 iYİRS) — Çekoslovak-yanın yabancı memleketlerde bulundurduğu temsilciler artısında yeni Is-etlfalur olmuştur. Hamburgtnkl Çc-koslovalc Konsoloshanesi memurlarından iki kişiyle Oh loda kİ elçilik memurlarından biri, istifalarını ve-rerok bulundukları bölgolerdeki makamlara İltica otmişlordlr.
. Blduult İtimat reyi aldı
Now-York 31 (YİRS) — Bidault Fransız Parlamentosundan bütçenin iki maddesi üzerinde itimat reyi İsteyince, 30Ö-28T rey almak suretiyle kabinesini yeni bir buhrandan kurtarmıştır.
Demokrat Parti İzmir İlçeleri kongreleri horu erdi
İzmir 30 (Hususi muhabirimizden) •— Bugün Demokrat Partinin Urla, Çeşme ve Bvfnrllılaar ilçe kongreleri toplanmış vo yapılan toplantılarda Demokrat Partinin İktidarla mücadelesine ait hararetli nutuklar söylenmiştir.
Çeşme ve Urla kongrelerinde hazır bulunan İzmir II heyeti Üyelerinin konuşmaları bilhassa dikkati çekmiştir.
Bu suretle Demokrat Partinin ilçe kongreleri nihayet bulmuş, sıra II kongresine gahnlştir. Demokrat Parti İzmir I) kongresi. 28 ocak cu-martesl günü, C.H P İzmir 11 kongresi ise, 7 ocak cumartesi günü yapılacaktır, C.H.P, İzmir il kongresinde Uhıştırmıı. İşletmeler ve Bayındırlık Bakanlarının bulunacakları bildirilmektedir.
D. P. Genel Başkaııvekiliııin dünkü beyanatı "Memlekette husumet değil, muhabbet havası istiyoruz,,
C. H. Partisi İstanbul il kongresi dün toplandı
Ankara 30 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Demokrat Porti Genel idare Kurulundan Fuad Köprülü, merkez ilçesine bağlı 1 numaralı o-enk kongresi münasebetiyle söz ala-role bir konuşma yapmıştır. Köprülü, bu konuşmasında ezcümle do-mlştlr ki:
— İktidar Partisinin başta hükümet erkAm olmak üzere memleketin dört bucağında Demokrat Partiye karşı Şiddetli bir hücuma geçmiş olması vo böylece vaktinden çok evvel. umumi seçim mücadelesini aç-ması, bizi bu hücumların haksız ve insafsız mahiyetini açıklamak zorunda bırakmıştır.
Seçimlerin yaklaşması, İktidarı fazla asabileştirmiş gibi görünüyor. Bunun sebebini anlamak kolaydır: Meşru bir seçim neticesinde İktidarın değişmesi, Türkiyede bugüne kadar görülmüş ve alışılmış bir hâıdlse değildir. Halbuki bu. demokrasinin on basit ve on tabii bir icabıdır.
Bu kadar tabii bir İhtimalin, iktidarı aslA tclAş vc asabiyete düşürmemesi lâzımdır.,,
Köprülü bundan sonra, Demokrat Partinin prensipsiz ve programsız mahrum olduğunu İddia edenlere cevap vererek:
"— Domokrat Parti prograınlylo Halk Partisinin o zamanki programı karşılaştırılsın, aradaki fikri sovlyo farkının yüzde yüz Demokrat Parti lehine olduğunu insaf ve iz’an sahibi her fikir adamı derhal teslim o-decektlr." demiş. Halk Partisinin, sonradan, Demokrat Parti programının birçok maddelerini kabul, hattâ kısmen tatbik zorunda kaldığını söylemiş, tek dereceli seçim, sendikalar teşkili, üniversitelerin muhtar olmaları, müfrit vo hudutsuz devlet-
Diinkii Meells m Uza kereleri
İşçi için Hastalık Sigortası Kanunu dün kabul edildi
Ankara 30 (Hususi muhabirimiz, den)— Büyük Millet Meclisi bugüıı Cevdet Karini lncodayının Başkanlığında toplandı. Askerî mMûlledn terfihi halikındaki 5Ö1 sayılı Kanuna bağlı "Emraz,, cedvollno bir madde eklenmesine dair olnn tasarının mü-zakeroslne devam edildi. Söz alan hatiplerden bazıları, tasarının önenıi bulunduğu İçin, Maliye Bakanının hazır bulunmasını istedilerse de, bu cihet nazarı itibnre alınmadı, Diğer bir kısım milletvekilleri ve bu arada Devlet Bakanı Cemil Salt Bnrlas. tasarının Bütçe Komisyonuna tevdiini Istndller. Bu İstek, İki defa oya konularak reddedildi ve tasarı kabul o-lundu.
Eklonen bu madde ile (Emraz) cedvellne (kan zehirlenmesi) de katılmakta vc bu hastalığa tutulanların da vazife mûlûlü sayılmaları hüküm altına alınmaktadır. Üç milletvekilinin dokunulmazlıklarının kaldırılması Işl devre sonuna tâlik olun-du.^ : ı ‘| ''
Oıdu Iç Hizmet Kanununun 60 ncı maddesinin "yurt dışında tedavi et-tlri’msk imkân ntn er ve erbavla-n dı teemilini terviç öder., şeklk> c’eğıj-tirılmeai bakkındaM kacııın teklifinin ikinci müzakeresi yapılarak kabul e-dlldi.
Bundan sonra Hastalık Sigortası Kanununun müzakeresine geçildi. Geçen toplantıda 22 maddesi müzakere ve kabul edilmişti. Geri kalan 20 madde de bu oturumda kabul olunarak kanunun birinci müzakeresi tamamlandı.
Bu kamına göre, îş Kanununun uygulandığı İşyerlerinde çalışan İşçilerin. günlük knznnç’arının yüzde dördü nispetinde bir sigorta primi ay-rılmnsı kabul edilmektedir. Bunun yarısı İşçi, yarısı dıı işveren tarafın-(
çiliğin hudutlandırılmasi ve şahsi teşebbüse yer verilmesi, iakAn kanunu ile polis kanunun laki bazı maddelerin tAdill suretiyle vatandaş hak ve hürrlyetlorino rlavet lüzumunun anlaşılması. yeni seçim kanununun tanziminde Demokrat Partinin bu husustaki müspet çalışmalarının Bilim Heyetince takdirle karşılanması mevzuları üzerinde ayrı ayrı izahat vererek seçimlerde kanun dışına çıkmayı hatırına getlrrnoyon bir İktidarın burulan zerre kadar alınmasına bir soİM'p olmadığını belirtmiştir.
Fuat Köprülü, bundan sonra Demokrat Partiye vo başkanına yapılan hücumların yersizliğine işaret, ederek Demokrat Parti bünyesinde derin IhtlIAflar olduğu yolundaki iddialara cevap vermiş ve bunları katiyetle reddetmiştir.
Fuat Köprülü sözlerini şöyle bitirmiştir:
"— Şahsî ki nvo husumetler, Adi ihtiraslar ve küçük hesaplar bizden dalma uzaktır. Mcmkolotte husumet değil, bilakis muhabbet havası yaymak, milli bir* hğı vo tesanüdü kuvvetlendirmek İstiyoruz. Demokrasi hamlelerini. memlekette hiçbir sursıntıya meydan bırakmadan, İçtimaî İnkılaplarımızı hırpalamadan, demagojiye fırsat vermeden gerçekleştirmek İstiyoruz.
İlim ve irfanı, akıl vc iz'am, vatanperverliği, idealizmi yalnız bir zümreye münhasır saymak İsteyen dar zihniyetle gayemizo varmaya imkân yoktur.
Dünyanın bugünkü karışık durumunda memleketin selâmeti İçin uzak görüş vo samimî anlayışla hareket etmek, bilhassa mesul siyaset adamları için bir vatan borcudur.
dan Sigorta İdaresine yatırılacaktır. Ödenen bu prim mukubllindo İşçiler tedavi edilecek, haıtalık günlerinde vo kadın işçilerin doğumdan evvel ve sonra çalışamadığı günlerde gündelikleri ödenecektir.
Bina Yapımı Toşvik Kanununun 10 uncu maddesinin değlştlrilmosl hak-kında İsmail Sabuncu tarafından yapılan teklif de kabul olundu. Bunu müteakip muhtelif Avrupa memleketleri ile yapılan ticaret vo ödemo anlaşmalarının tasdikınn ait kanun tasarılarının birinci müzakereleri yapıldı. Millotvokillorine verilen tazminatın haczcdilemiyeceği hakkında Feridun Fikri Düşünselin verdiği yorum önergesi gündeme alınarak kabul edildi. Gündemde başka madde kalmadığından Meclisin 4 ocak 950 gününe kadar tatil yapması, Başkanlık tanıtından kabul edilerek o-turuma son verildi,
Gilzel Sanatlar Akademisi talebesinin bir dileği
Ankara 30 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Güzel Sanatlar Akademisi Mimar) Şubesi talebesinden bazıları imtihan talimatnamesinin kesirlerin tam sayılacağı hususundaki mutlak hükmüne rağmen yarımdan az kesirlerin dikkate alın-nmmusı yükünden sınıfta kalmışlar, Milli Eğitim Bakanlığına müracaat odrıek haklarının tanınmasını ve ta-llmntnamenln tatbikim istemişlerdi. Dört ay önce yapılan bu müracaata müsbet veya menfi hiçbir cevap verilmediğini öğrenen Asım Gürsu ıMuğla» cevabın gecikme sebeplorlnln bildirilmesi için B.M.M başkanlığına bir soru Önergesi vermiştir. önerge Millî Eğitim Bakanlığına gönderilmiştir.
Kongre tahmin hilâfına sakin geçli
B a .'yİ w kan, Ticaret - Ekonomi, Tarım, Adalet, Millî Eğitim, Gümrük ve Tekel hakanları bııgiin konulacaklar
C.H.P. 11 Kongresi dün saat 10 dan İtibaren Eminönü Hıılkevlnde toplantılarına başlamıştır. Aylardan borl hazırlanan Kongreye iştirak otınok için C.H.P. Oonol Başkan Vekili, C H.P. Genci Sokrcler) ve Dışişleri Bakanı İle birçok mUlrtvekillerı dün sabah Anknra-dan şehrimize gelmişler, Pendlkte C.H P. Müfettişi ve Hııydnrpatpıdıı da partililer tarafından karşılanmışlardır.
Kondlalne. bazı gazetelerde seçimlerin Öne alınacağı mevzuu hakkında çıkan Ankara menşeli haberler hakkında ne düşündüğü sorulan C H.P. Genel Sekreteri, şunları söylemiştir:
M— Bu haberler gayri ciddidir. 195A de bir umumi seçim vardır Bunun İçin birinci şart kanunun çıkmasıdır. Herhangi bir zaruret olmazsa Parti Kurul-(avı mayla ayında toplana çaktır.,,
Öğrendiğimize göre Parti Genel Başkan Voklll Ve Sekreteri Kongre sonunda birer konuşma yapacaklardır.
Kongrenin Ttıfellâtı
Eminönü Halksvlnde toplanan kongreyi »aAt 10 da 11 idare Kurulu Bış-kanı açarak, hazır bulunanları Atn-türkün aziz hâtıraaı önünde üç dakikalık bir saygı duruşuna dnvet etmiş ve bilâhare Kongre riyaset divanı saçüe-rek müzakerelere başlanmıştır.
Bundan sonra eski Başbakanlardan Rocsp Pokerin rahatsızlığı dolayıslyle, Kongreye gelomiyeceğl hususunda göndermiş olduğu bir mektup okunmuş ve kendisine şifalar dilemek İçin bir heyetin gönderilmesine karar verilmiştir. • Bil A hare. 11 İdare Kurulunun 1048 ve 1949 yılları çalışma raporunun okunmasına geçilmiştir.
tl İdare Kurulu raporunda. dünyanın milletlerarası politikasına temea etmeyi icraatının karşısına çıkan güçlükleri tebarüz ettirmeğe yarayan bir mesnet olarak ele almıştır.
Dış politika sahasındaki gelişmelerden sözü İç politikaya İntikal ettiren İdare Kurulu raporu, M1G22 den bu yana demokratik gelişmeyi C.H.P. nln yavaş yavaş gerçekleştirdiğini ve bu şerefin C.H.P. ye vs onun âzalanna alt olduğunu" belirtmiştir.
İl İdare Kurulu raporunda, memlekette demokrasinin kurulması yolunda, yabancıların baskı ve tesirinin mühim rolü olduğu hakkındakl iddialar şiddetle reddedilmiştir.
Raporda karşı partilere bir kısım ayrılmış ve bilhassa Demokrat Partinin siyasi enhadnkl faaliyetinin pek de hoş görülecek bir mansara arsetmediğl he-llrıllmiştlr. Bundan eonra bilhassa, "Demokrat Partinin faaliyet ve müoadole-
i
Patrik Athenagoras’m yeni yıl için iyi temennileri
Fonor Rum Patriği Athenagoras dün basına aşağıdaki demeci vermiştir;
"Yeni yıla girmemi» münasebetiyle İstanbul Rum Patriği memlokstlmlzln bütün sovglli halkına hararetli selâmlar gönderir vo sevgili vatanımız. Devlet Başkanı, Hükümet erkânı ve bllâlettsna cümleyo yeni yılın sulh nfivet ve herkesin medeniyet yolunda daha ziyade terakki vo saadet senesi olmasını Cenabı Haktan, candan diler.,.
İstanbul Yunan Birliğinin kaçırılan çocuklar için teşebbüsü
flohrlmladckl Yunan Birliği, evvelki geceki toplantısında aldığı karara gö-ro, Komünistler tarafından kaçırılan çocukların hAİA İade edilmemiş olması karşınında şehrimisdokl Yunan Kolonisinin duyduğu derin elemi Atina Başpiskoposuna telgrafla bildirmiştir.
Bu çocukların hâlâ Komünist memleketlerde tutulmaları karşısında bütün medenî dünyanın hareket© çağırılması husufunda Başpiskoposun tavassutu rica edilmiştir.
UlaMhrnıa Bakanı
Ulaştırma Bakanı bugün şehrimize gelecektir.
Gençliğin protvstoMi
Milli Türk Talebe Birlin Türk gıb fesçilerinin OUmpIvat ztıfcrlcrlıd İçersine almadığından dıdnvı, hAJan Revoğlu eiııemolarındnn birinde götierllmekio o-lan "Olimpiyat Filmi ni prolasto rimeli maksiKiivle hlr baynnnamo nvsr*»ı-mlşilr.
lerinl fikir sahasında yapmamaları bizim için Üzücü olduğu kadar tarihin do kendileri hakkımla İyi not vermlveceğl aleyhte vakalar olarak kalacaktır" denilmektedir.
Raporun faaliyete alt kısmında spor ve gençliğe verilecek ehemmiyet üzerinde durulmuş vc "Milli Gençlik Teşkilâtının" C.H.P, himayesinde kurulduğu belirtilmiş ve lstanbuhı ilgilendiren iktisadi, zira! ve halka ait dilekler ü-zerinde durulmuş ve blrbuçuk yıl sarfında parti teşkilâtına 307 bin küsur lira yardım yapıldığı ortaya konulmuştur. Bu hesaba göre. C.H.P. nin sndreo İlçe kâtipleri masrafı Ö3 bin lire tutmaktadır. C H P. nin bir yıllık gelir yekûnu 830 bin lira, gider yekûnu ise 741 bin lira tutmaktadır.,,
Raporun okunmasını takiben söz a-lan delegeler; lAUlzmin, karşı partiler elinde bir nevi ticaret ve propaganda mevzuu olduğunu, bazı neşriyatta A-tatürkr dahi dil uzatıldığını, taşraya bir kalemde göndorllen 142 öğretmenin halk efkârında uyandırdığı trslrle-dn derin akisler hâsıl ettiğini, hayatın u* cuzlntılması hususunda hiçbir tedbl» alınmadığını, hasınla yakından alâkadar olunamndığını, yüksek tahsil gençliğine lâyık olduğu ehemmiyetin verilmediğini. raporun daha evvelden basılıp dağıtılmadığını ve muhaliflere çok nazikâne cevap verildiğini, demokrasiyi ideal olarak kabul edişin hatalı bulunduğunu. demokrasinin İdeal değil, hür, müstakil, rahat bir memleket yaratmak için vasıta olduğunu, işsizlik dâvasına el atılmadığını, komünlıme karşı raporda cephe alınmadığını belirterek raporun bu hueıiHİnrdn kifayetsiz bulunduğunu söylemişlerdir.
Bu arada konuşan bir hatip de. "Vilâyet idare Heyetinin birer mebusluk basamağı haline geldiğini" tebarüz ettirmiştir.
Bütün bu tenkldlero II İdare Kurulundan İki kişi, cevaplar vermiş ve rapor Kongrece büyük bir ekseriyetle kabul edilmiştir.
Dünkü kongrenin çok heyecanlı ve gürültülü geçeceği tahmin edilmişse do Kongrs büyük bir sükûnet havası içinde cereyan etmiştir. Münakaşaların, dileklerin bildirilmesi ve İdare Heyetinin seçimi sırasında eerevan edeceği tahmin olunmaktadır.
Bugün saat H d© toplanacak olan Kongrede Başbakan, Ekonomi • Ticaret. Adalet. Mili! Eğitim, Tarım, Gümrük vo Tekel Bakanlarının konuşması beklenmektedir. Bilhassa Başbakanın vereceği siyasi nutka büyük bir ehemmiyet atfedilmektedir.
15 ocak*a Kıbrıs için tonlanv^r
Millî Türk Talebe Birliği Yönr'Hn Kurulu Kıbns mşacleeinl görüşmek *-re dün olağanüstü bir toplantı yarr-’Ş v© Kıbrıs meselesinin epeyce samsadan beri takip elliği seyir gözünün© alınarak sşağıdakl kamrg varılmıştır
Resmen Ingiltere hükümetinin kabul ©tmemesino rağmen Ift ovakta Kıbru’în yapılacak plebisit gününe tesadüf etmek üzer© bir kapalı salon toplantısı yapılacak ve bu toplantıda akademik olarak en salâhiyeti! ağızlar tarafından Kibrisin siyasi, kültürel millî vc tarihi bakımından durumu gövden geçirilip konuşulacaktır. VAtlyot ayrma umum! efkâra broşür vs matbunt vnsıtssiylo yayınlandıktan başka, u»el olarak Birleşmiş MİHellere de nksettlrllecektir.
Yönetim kurulumus toplantı halinde iken hoş bir tejadüf olarak. Kıbns Milli Türk Birliğinden aşağıdaki telgraf gelmiştir:
Milli Türk Talebe Birliği
İstanbul
Kahraman Anadolunun koynunda yatan yeşil adamıza güsterdltlnls yüksek alâkaya candan teşekkürler. Vsr oluru Kıbrıs Milli Türk Birliği
Amerikan B. Elçisi gitti
Amerikan Büyük Elçisi Wsndsvorta dün sabah uçakla Amerllcnya hareket etmiştir.
Dünkü ms
pim Boğazda bir srshk her t^-sfl Icsplovnn kesif sis yüsüııden D©yî z-don d 15 te kalkan vapur yarım r «t gccllımo H© köprüye gelmiştir. Bı z vapurlunnın diğer seferlerinde de e-şer nnnr dakikalık gecikmeler olir »*ş-tur Kadıköy vapur seferlerinde ak ikille yoktur.
YAKUP KADRİ KARAOSMANOĞLU
PANORAMA
EDEBİ ROMAN
r ‘ ~ 31 ~
"— Bugün encümende çok yoruldum. Kafanı kazan gibi.., ı
iyi ya, işte, Beyefendimiz) biraz eğlendirelim, dlyonız.
"— Tefekkür ederim; fakat., yarın orken kalkmak lâzım. Trenden bizim çoluk çocuğu almaya gideceğim.
"— Ha... şimdi anlaşıldı, bu halin sebebi. Demek bekârlığa veda ediliyor.
Vc biraz sonra, masadan gülüşmelerle kalkıp giderlerken İki mebustan biri Neşet SAbit’e gözünün ucuyle bir noktayı işaret ederek;
"— Bak, seninki kimlerle oturuyor! dedi.

Halil Ramiz, bir saat önce Karpiç lokantacına geldiği vakit, koca salon içinde boş kalmış tek bir rwn yoktu. Menkûplugundan evvel, -zira, Halil Ramiz şimdiki vaziyetine yan alay, yarı eldd! bu vasfı vermişti. Binaya her gelişinde, daha büyük bir kalabalıkla karşılSMRfi bile kendine yer bulmakta hiç bir zorluk çekmezdi. Kapıdan içeri girerken muhtelif masalardan bir çok eş dost kolları "Buyunın, birlikte yemek yiyelim!* 1 2 3 4 * * * * 9 işaretleriyle kendisine doğru uzanır ve yahut da bizzat Karpiç, kâh o devlet düşkünü hânedan kişi nezaketiyle onu karşılamağa koşar; kâh bir eski ronıalı serdar oto-151
ritcsiyle bütün baş garsonlarını seferber hale sokarak onu, mutlaka en iyi yerlerden birine oturtmanın çaresini bulurdu. Şimdi, Meclis koridorlarında veya gazinosunda olduğu gibi burada da aş dost onu çok defa görmem izli k ten geliyor ve Karpiç onun yanınu yaklaşmaktan bile çekiniyordu.
Bunun içindir kİ, Halil Ramiz kendine bir yer bulmaktan ümidi kesip tersyüzü geri dönmek üzere iken tâ dipteki büyükçe bir masada oturmakta olan iki genç adamdan biri, arka* sındun yetişip:
”— Beyefendi, bizim sofraya buyurmaz mısınız? dedi.
Bu, Halil Ramiz'in eski talebelerinden biriydi.
Rahatsız olmayın, yanınızda bir arkadaşınız da var. Ben zaten Anadolu Kulübüne gidecektim. Buraya rastgele uğramıştım.
H— Arkadaşım dediğiniz yabancı değil, benim (iğabeyinıdlr.
Bu Birada, o da masadun kalkmış, kendilerine doğru tereddütlü bir kaç adım atmıştı. Halil Ramizle tanışmak isteyen munis bir hail verdi. Kardeşine vakit bırakmaksızın adını söyleyip elini uzattı;
"— Masamıza gelmekle bize şeref vereceksiniz Efendim*, dedi.
Halil Ramiz reddedemedi. Hususiyle, eski talebesi Ahmet Sabri’nln kardeşi, adını söyler söylemez ,onun kim olduğunu derhal anlamıştı. Otuz, otuz beş yaşlarında görünen bu nazik ve mahcup tavırlı adam, Serbest Fırka devrinde, Istanbulda muhalefet matbuatındu hükümete karşı ateş püsküren Selim Sabri'den başka biri değildi. Bu tanışmadan sonra, kendisine edilmek İstenen ikramı kabulden çekinmesi bıı
152
gençler tarafından belki onda bir medeni cesaret eksikliğine ve yahut hır siyasi Lerbıye hanı-lıhğına alfolunabilirdi. Halil Ramiz, yorıdan yarıya bu endişenin sevk iledir ki. iki kardeşin masasına oturdu vo yüzü sala çevrik olarak Selim Sabri’nln yambaşında yer aldı.
Gazetecilikten vazgeçtiniz mi?
Genç adamın benzi kıpkırmızı kesikli; önüne bakıp hiç cevap vermedi, Halil Ramiz de her nasılsa ağzından çıkıvcren bu suali pek yersiz bulmuş ve hemen bnhsl değiştirmek İhtiyacını duymuştu,
”— Ne garip! Ben bugüne kadar Ahmet SubıTnin bir büyük kardeşi olduğunu dahi bil-nıiyordııın. Biraderiniz Izmiı I fesinde ikon siz, sanırım, İstanbul'da bulunuyordunuz.
°— Evet, afondlm; o sıralarda hukuk tah-. silinil henüz bitirmiştim. Ondan sonra da Fran-saya gittim, Memlekete avdetimden beri bu, Ankaraya ikinci gelişimdir.
"— Onun İçin sizi hiç görnıcmlştim. Yoksa kardeşinizle birbirimize sık sık rssgeimekteyiz. öyle değil mİ Ahnıet Sabrl Bey!
Genç adanı gülümslyerek:
Pek de sıksık dlyenıiycceğlm, Efendim. Keşke öyle olsaydı, Arada bir ziyaretinize gelmek istiyorum. Fakat, bil türlü ccHnıet edemiyorum; dedi.
"— O neden?
"— Çok muşgul olduğunuzu biliyorum. Belki bir vakitler öyle idi. Fakat, şimdi, boşta gezenin boş kalfnaıyıın.
Bunu söylerken alaycı bir eda takınmış olmasına rağmen soslndc bir acılık seziliyordu. İki kardeş arasında nıânalı bir bakılma oldu. Halil Ramiz, içini kemiren zehri no kadar gizlemeğe çalışsa bunun acısı bir tarafından mut-153
laka dışarıya sjzıveriyordu. Merkez I re Heyetinden ayrıldığı günden bcıl suda.t » .niş bir balıktım farkı kulnıamışlı vc bu » en vurdum duymaz kimselerin bile gözü • , ı ılı kndnr belliydi. Kendisi de bunnıı ı İc öldüğünü hlssodlyor; bu yüzden yüreğindeki tedirginlik arttıkça artıyordu. Öbür yandan içinde yaşadığı muhitin kendisine karşı gittikça bulanıp sertleşen havası da onun bu çetin durumdan kurtulmak ve eski ruh muvazenesine kavuşmak yolundaki azim ve iradesini her g*ün biraz daha Iğlp bükmekte, gevşetip yumşntnıakta İdi ve Halil Ramiz asıl bundan korkuyordu. Nasıl? Kendi hakkında söylenen yalanları, edilen iftiraları, hiçbir mukavemet, hiçbir reaksiyon göstermeden yalayıp yutacak ve kabahat İşlemiş bir mektep çocuğu gibi Meclis sıralarındaki yerinde suspus olup oturacak mıydı? Fikrî şerefini ve siyasî haysiyetini, yalnız, Merkez tda-de Heyetinden çekilmek Jestiyle kıırturıııış Olduğuna mı kaniydi? Hayır, bin kere hayır! Merkez tdnrn Hovetindım kendisi mi çekilmiş, > oksa kolundan tutulup oışarıyn nıı atılmıştı? İhımın bile çok kişi farkımla değildi, Umumî Kiıîıbe yazdığı o şiddetli istifa mektubu ikisinin arasında gömülüp kalmıştı. HAlft bir çok vlll(s»»l( nın’rnmlnrn bnş vurarak ısrar ve inatla irdi ''•'M' d 'Mrı rip’i Parti Divanı toplantısı-mı dair no bir valt, hattâ, ne de bir cevap almıştı. Son çare olarak bu talebini İlk grup İçti-maindu açıktan açığa .okrar etmeği kuruyordu ve bundan no çıkacağını pek bilmemekle beraber hiç değilse, kürsüdon biraz içimi dökmek fırsatını bulurum, sanıyordu, Lâkin, içini kimlere dökecekti? Kime dert anlatabilecekti? Neşet Sabit gibi on vnkın blı kaç fikir arkadaşı, bir kaç dnft yoldaşı bile ondan bucak bucak Kaçtığı, onu görüp dinlemekten çekindiği şu sı-
154
radn o reşeyıni kütlenin içinden hangi insaf sahipleri. hangi beklenmedik dostlar onun sözlerine kulak asmak lutfünda bulunacaktı? Halil Ramiz. şimdiden pek iyi tahmin ediyordu ki, kürsüye çıktığı zaman türlü türlü renkleri ve biçimleriyle bir sürü hareketsiz insan yüzü mo-zaylkından örülü bir duvarla karşılaşacaktır. Ne kadar nefes tükotse, no kadar bağırıp çağır-aa nnfilo... Bu duvar ona hiçbir yankı vermiye-cektlr. Falcut, Halil Ramiz buna da raa idi. "Herhalde söyleyeceğim sözlerden kulaklarda vinç hır şrv kalır;., diyordu.
Ya hiç söz söyletmezlerse ? Ya kaç kere, başkalarına yapıldığı gibi ona da kürsüye çıkmak ve ağzım açkmak imkânı verilmezse? Çünkü bu hakkın, bu “Kelam hakkı" nin kullanılması da bir takım bürokratik kayıtlara, şartlara tabidir. Rois sorabilir: "Hangi mevzua uair söz istiyorsunuz?,, ve Halil Ramiz "Şahsıma ait bir meseleye,, veya “fıkranın dahili nizamnamesine dair...,, tarzında bir cevap verince “bugünkü ruznanıede böyle bir madde yoktur’.., diyebilir ve aynı zamanda içtima salonunun her yanından “evet, ruznanıede yoktur» ruznanıede yoktur, olam«r.!M sesleri yükselebilir. Haydi, farzedellm ki. reis boş bulunup Halil Ranıize kürsüye gelmek müsaadesini verdi, Bununla da İş bitmezdi. Zira, her vakit disiplin namına hareket etmesini seven Umumi Kâtip, kendi izni veya tasvibi olmaksızın atılacak herhangi bir adımı bir isyan teşebbüsü telâkki eder vo bunu daha başlangıçta — sağılan «oldan bağırmalar. çağırmalar veya sıra kapaklarını vurmalar şeklinde — disiplin mefhumu lle hiç de alâkası olmayan bir takım kollektif feveranlar çıkararak önlemenin yolunu bilirdi.
(Devanıı var/

YENÎ İSTANBUL

31 Aralık 1949
G U N U N
Hususî teşebbüslerdeki
hizmet erbabının durumu
bedeniy-durumu muz var* ve tıca-hayatla-
H| USUSI teşebbüslerde le çalışan işçilerin için bir (Iş Kanunu) dır. Fakat, hususi fabrika retlıanelerde fikri mesaiyle
nnı kazanan ticaret memuru, muhasip. sigortacı ve gazete idarehanelerinde münhasıran fikrî mesai veren muharrir, muhabir gibi kimselerin durumlarını nizamlayacak ayrı bir kanunumuz şimdiye kadar yoktu. En boşluğu doldurmak üzere son zamanda (Hususi Teşebbüs Müstahdemlen Kanunu) adiyle yeni birka nıın hazırlanmakta olduğu anlaşılmaktadır.
Bugüne kadarki teamüle göre, hususî teşebbüslerdeki hizmetliler, yahut tasandaki tâbirle müstahdemler hakkındaki hukuki vaziyetler ya mevcut İş Kanunu yahut mevcut Borçlar Kanununun delâletleriyle hükümlendirilmekte idi. Tabii olarak da, bu hükümler hizmetlilerin gerçek durumlarına tam intibak edemiyordu ve bu yüzden de aksaklıklar olabiliyordu. İşte, yeni kanuna bundan dolayı lüzum görülmüştür. Sadece a-dına bakılacak olursa, kimlerin bu kanunun şümulüne girebileceği kolay kestirilemez. Fakat, projede müstahdemden ne anlaşıldığı misaller vermek suretiyle teker teker sayıldığı için tereddüde pek yer olmayacaktır sanıhz.
îş Kanununda (işçi) nln tarifi kanunun başındaki birinci maddededir. Müstahdemler Kanun projesinde de (Müstahdem) in tarifi başa alınmıştır. İşçi ile müstahdemi, yani bedeniyle çalışanlar ile fikriyle çalışanları birbirinden açıkça ayırdetmek pek ehemmiyetli bir mesele olduğu için, iki kanundaki tarifleri karşılaştırmakta fayda vardır. İş Kanununda işçi şöyle tarif ediliyor: "Bir iş akdi dolayısiyle, başka bir şalısın iş yerinde bedenen veyahut hem bedenen ve hem de fikren çalışan kimseye işçi denir,,. Şu halde, bu kanunun şümûlü yalnız bedeniyle veyahut da esas itibariyle bedeniyle olmakla beraber kısmen laradır.
Müstahdemler tahdemier şöyle
türlü sanayi ve rnaadin işletmelerindeki ticari hizmetlerde veya ticari mahiyette olmayan idar/ hizmetlerle teknik hizmetlerde çalışanlar; işverenin nâm ve hesabına seyyar ticaret rpemuru, mümessil veya ajan gibi sıfatlarla çalışanlar, resmî veya hususi teşebbüsler yahut serbest meslek erbabı tarafından işletilen ticarethane. büro. İdarehane, muayenehane. mağaza, dükkân ve benzerleriyle ticari mahiyette olan veya olmayan her türlü işlerde çalışanlar, ezcümle, bankalarda, sigorta şirketlerinde, gazetelerin ve mevkut der-giİM-in yazı. İdare ve büro İşleriyle istihbarat, büro ve ajanlarında, a-vukat ve noter bürolarında, doktor muayenehanelerinde vesaire çalışanlar,..
Şu izah ve tariflerden de anlaşılacağı üzere yem kanunun kaplayacağı zümreler münhasıran fikirleriyle çalışanlar olacaktır.
Yeni tasarının merkez noktası (Mukavele) dir. İşverenler (yani
de fikriyle çalışan-
Kanununda müs-tarif ediliyor: ‘'Her

Savfa 3
tf
(bu kanuna bir iş işe gır-
memleketimizdeki
İş alanlar eksikliği mesnedin tarafı da Akit ü-
patronlar), iş alanlar göre hizmetliler) arasında mukavelesi olacak, bunua, me, çıkma şartları, ücret miktarları,
yıllık tatil, hastalık, askerlik, müteşebbisin faaliyetini tatil etmesi, iki taraflı ihbar mecburiyeti gibi hizmetlinin olduğu kadar işverenin de durumunu tasrih edecek hükümler bulunacaktır. Ancak, burada tekrara lüzum görürüz, bu hükümler tam mânasıyla yani, yüzde yüz hususi teşebbüslere tatbik olunacak hükümler olacaktır. Genel, özel ve katma bütçelerle belediye bütçelerinden idare olunan daire ve m(lesseseterde memur olarak çalışanlar hakkında bu hükümlerin uygulanmaması ayrıca ifade edilmiştir. Bııııa sebep, bu neviden memurların resmi dairelerle münasebetlerinin iş akdi mahiyetinde telâkki edilmemesidir Esasen bıı münasebetler resmî müesseseler in kendi mevzuatlarında ayrıca belirtilmiştir.
Yeni kanunun
akisleri derin olacaktır, kadar ise işverenlerce de duyulan böyle bir hukuki zamanında yetişmesi iki
memnun edecektir sanırız, zerine kurulan yeni mevzuat, akdın icrası, tatbiki, akitten niikûl ve a-kit hükümlerinin değiştirilmesi gibi esaslı noktaları da ihtiva ediyor kİ. bunların yoksuzluğu hissedilmekte İdi. Akdın bitmesinde iş alanın iş verenden bir hizmet belgesi alması gibi» iş alanın gelecek hayatı üzerine ehemmiyetle tesir edecek, iş verenin de aldığı kimsenin geçmiş durumu hakkında aydınlanmasını sağlayacak yeni bir usulün tasarıda dikkate a-lınnuş olması, gelişmesi istenen ekonomik ve sosyal tekâmülümüzün sağlam temellerini atmak bakımından takdire lâyık görülür.
Medeni dünyanın kabul ettiği esas fikre göre, ücret hizmet karşılığıdır. Şu halde, hizmet olmadıkça ücret oi-mıyacaktır. Aynı zamanda. 48 saat hafta çalışma müddeti kabul edilmekle beraber, işe bir elastikiyet vermek için, katıldığımız milletlerarası çalışma konferansları mukarreratla-rının ve eldeki iş kanunumuzun bu noktaya taallûk eden nispeten supl maddeleri tasarıda yer almıştır, işletme yerlerinin belirli noktalarına asılacak yönetmelıkler-dahili talimatlar-olacağı ve bunlarda, iş verenin iş a-lanı hangi şartlarla çalıştıracağı da bildirilecektir. Bu suretle, tarafların durumları açıkça gösterildi*- ’*
demek oluyor.
Bu harbin sonunda üuçuk nullvt-lerarası konferanslara katıldık ve anlaşmalara imza koyduk. Fakat, bunlardan bilhassa çalışına toplantılarının neticesini nispeten daha çabuk alıyoruz. Bizim Batı memleketleri câmıasına girmemizle kendiliğinden meydana çıkan yeni lüzum ve zaruretleri de kabul ve iktibas etmemizde elbette yer ve mâna vardır. İş ki, bu modern mevzuatı memleketimizin özel bünyesine intibak edecek surette hazırlayalım ve tatbikattaki acemilik devrini süratle atlatalım. Her iki alanda da başarılar göstermememiz için esaslı sebepler olmasa gerektir. ★
Marshall yardımına dahil memleketler için bir satış
EKONOMİK
Almanya, Avrupanın çelik sanayiine rekabet ediyor

ATI Avrupnda Alman rekabetinin en fazla duyulduğu sektör, demir ve çelik sanayiidir, Bu rekabetten şimdiye kadar asıl a zarar gören memleket Lüksem-burg olmuşsa da, Belçika ve Fransa da tesirsiz kalmamıştır.
Alman sanayiinin gelişmesi, içinde bulunduğumuz yılın ilk dört ayı zarfında. endişe verici bir mahiyet ar-zetmiyordu. Mayıs ayından itibaren, Batı Avrupa çelik ve demir mamullerine talep aza‘maya başlamış ve binnetic.e bu bölgenin müstahsil memleketlerinde istihsalin azaltılması zaruri olmuştu. Almanya ise, bu konjonktür değişikliğini ancak eylül ayında hissetmiş bulunduğuna ’ göre, bugün rakiplerinden daha iyi durumda demektir.
Şu cihet de kayda değer ki. tediye vasıtaları fıkdanı ve pazar güçlükleri yüzünden hâsıl olan talep eksikliği karşısında Alman müstahsilleri damping yoluna girmekte gecikmemişlerdir. Yakıt fiatlerinln düşüklüğü, sosyal masrafların «azlığı ve mark’ın devalüasyonu sayesinde Alman demir sanayii o derece düşük fiatlerle arz yapmaktadırlar ki, en müsait durumda telâkki olunan diğer rakipler bile piyasada tutunmak imkânından mahrum kalmaktadırlar.
Alman sanayii, istihsal hacmini yüzde on indirmiş bulunmasına rağmen, ihraç edilmeğe hazır mamuller mevcudu mühim bir miktara baliğ olmaktadır. Üç bölgenin yıllık istihsali 9.250.000 tondur. Müttefiklerin izin verdikleri azamî istihsal miktarı ise yukanki rakamdan bir buçuk milyon ton fazladır. Bu durum karşısında. Avrupa demir ve çelik sanayiinin geleceği hakkındaki endişelere hak vermek gerekmektedir.
Macaristanda sanayii millîleştirme hareketi
Budapeşte 30 (AP) — Macar Hükümeti, kıymeti milyonlarla ifade olunan fabrika ve hususi teşebbüslere, millileştirmek maksadıyle el koymuştur.
On kişiden fazla işçi kullanan her teşebbüsün muhakkak devlet mülkünde olmasını kabul eden bu kararname yerli veya yabancı sermaye ile işlemekte olan her türlü sanayi şubesini alâkadar etmekte ve şümûlü dahiline almaktadır, Bununla beraber Rus - Macar müşterek teşebbüsleri bu kararnamenin haricinde bırakılmışlardır. Bundan dolayı da bu millileştirme fırtınası doğrudan doğruya batılıların başında kopmuştur
İsveç Hükümeti dün gece geç vakit Macaristanın bu hareketini protesto etmiş olduğunu ilân etmiştir.
Ingiliz Elçiliği Basın Ataşesi de, Ingiliz Hükümetinin ciddi tedbirlere tevessül edeceğini tahmin ettiğini ileri sürmüştür Macaristandaki İngiliz sermayesi bir hayli yekûna baliğ olmaktadır. Ingilizler Macaristanda bilhassa jüt ve kauçuk sanayii ile alâkalı teşebbüslere sermaye yatırmış bir durumdadırlar.
İsveç ve lsviçrenin de Macaristanda kuvvetli menfaatleri vardır
HAREKETLERİ

New - York 30 (Comtel) — Ingil-tereye giden New - York’lu bir iş a-damı, Marshall Yardımına dahil memleketler mallarının Birleşik A-merikaya satışını genişletmeyi hedef tutan bir teşkilât kurulmasını teklif etmiştir. Teklif sahibinin iddiasına göre, böyle bir teşkilât, İş hacimle-
ri müsait olmadığı için Amerika pa-zarlariyle temas temin edemlyen iş-letmv’ere bu imkânı snglıyaraktır. Bahis mevzuu teşkilâtın kurulmasını yüzde bir buçuk komisyon verilmesi kabul edildiği takdirde teklif sahibinin temsil ettiği firnnı taahhüt edecektir.
Başkan Trııman, ekonomik inkişaf mevzuunda nikbin
Washıngtorı 3ü (Comtel) — Başbakan Tınman Birleşik Amerikada-ki iş faaliyetinin görünüşü hususunda nikbin olduğunu söylemiştir.
Ocak ayında kongreye sunacağı mesajlarla acıklıyacağı teklif ve projeler sayesinde denk bir bütçeye varabileceğini gazetecilere bildiren Başkan, basın mensuplarına senelik İktisadî ve bütçe mesajını hekİrmelerini tavsiye etmiştir.

İstanbul:
Dün de yazdığımız gibi, Ticaret Borsa-sıncla nebati yağ grupu hareketli hale gelmiştir. İlk olarak yeni sene mahsulü Ayvalık yağı üzerine hararetli işler olmuştur. Zeytinyağı ile beraber, panııık yağı ve Ayçiçeği yağı satışları da hararetli bir duruma girmiştir.
Birkaç günûenberi
üzerine de ufak partilere Üzere satışlar yanılmaktadır, satışlar av derileri piyasasının ifade etmektedir.
Fındık ve tıfhlk hakkında dış
dan yeni teklifi ?r gelmediği halde, maddelerin piyasası dn hararetli geçmektedir. Fakat alıcılar, Boraadaki flat yükselişlerini
Esham hasebiyle sında ıae
Alâkalılar, 1953 yılında, Avrupa demir ve çelik istihsal fazlasının 5-6 milyon tonu bulacağı kanaatini izhar etmektedirler.
Kriz tehlikesi, çelik kartelinin yeniden kurulması lüzumu üzerinde tefsirlere yol açtı. Diğer taraftan, kartel projesinin mevcudiyeti haberi tckzıb olunarak, bir koordinasyon lâzımsa bunu ancak Marshall Yardımı dahilinde, milli gelişme programları arasında yapılabileceği ileri sürüldüı
Bununla beraber, alâkalılar, Al-ınanyada bir Çelik Sendikası kurulmasının faydalı olacağı kanaatinde-dirler. Bir çelik karteli ise Batı Avrupa memleketlerinde iyi karşılanacaktır. Böyle bir teşekküle muhalif kalacak memleketler ise İngiltere ve Birleşik Ameıikadır.
Bütün bu olaylar arasında, Alman müstahsilleri azami istihsali sağlamak için mahirane manevralar çevirmektedirler. Mamafih Alman çelik sanayiinin eski kudretini iktisap edebilmesi pek muhtemel görünmemektedir.
Filhakika, Alman çelik ve demir sanayii, mühim dünya pazarlarını kaybetmiş bulunduktan başka, kü-çüınsenmiyecek teknik gerilemelere de uğramıştır.
Alman istihsalinin eski mertebesine ulaşamayacağı kanaatini veren diğer bir sebep de. bu memleket istihsal potansiyelindeki azalmadır. İhtira beratlarının ve mali kombinezonların tâbi olduğu kayıdiar, bu azalmanın başlıca âmillerini teşkil etmektedir.
(•) — “Probldmes Economiques„ den —
İngiltere Maliye Bakanlığının mühim kararları
Londra 30 (YİRS)
Maliye Bakanlığı, 1 ocak 1950 yılından itibaren yürürlüğe girecek yeni kararlar almıştır.
Yabancıların Ingilteredeki sermayeleri on sene için bloke edilmişken, alman yeni karar üzerine yabancı sermayeler istenildiği zaman çekilebilecektir. Ingilterenin kambiyo’da böyle bir gevşeklik yaratması, Amerikalı sermayedarları teşvik etmek içindir. Memlekete doların girmesi bu suretle kolaylaşacaktır.
Alınan diğer bir karara göre Mar-shall Plânına dahil memleketlerin vatandaşları, lngilterede tasarruf ettikleri paralarını serbestçe çıkarabileceklerdir.
İngiltere


İskân ile Toprak Umum Müdürlükleri birleştiriliyor
----------o----------
Bu suretle kurulacak yeni umum müdürlük, toprak tevzii işlerine
Ankara 30 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Tarım Bakanlığına bağlı Toprak İşleri ile Sıhhat ve İçtimai Muavenet Bakanlığına bağlı İskân Umum Müdürlüklerinin birleştirilmesini istihdaf eden kanun tasarısı gene günün mevzuu olmak üzeredir. Salahiyetli bir zattan öğrendiğime göre, bu tasarının B. M. M. nin kış tatilinden evvel müzakere ve kabul edilmesi ihtimali çoktur. Geçenlerde İzmit C. H. P. kongresinde konuşan Tarım Bakanı, Toprak Kanununun tatbikatta uğradığı aksaklıkların yakında giderileceğini, bu arada bilhassa ftrta ve küçük toprak sahiplerine tam bir emniyet sağlanıp, topraksız Türk köylüsüne toprak temin etmek gayesini güden kanunda gerekil tâdillerin yapılmakta bulundu-
..... ır>m(>(BWW»«vıM

ehemmiyef verecek
gunu söylemişti. Durdurulmuş olan toprak tevzii işlerini yeni umum müdürlüğün daha Önemle ele alacağı anlaşılmaktadır. Hâlen memleketin muhtelif yerlerinde 19 Toprak Komisyonu faaliyet halindedir. Bu komisyonlar Ankara, Eskişehir, İzmir, Denizli, Diyarbakır, Muğla, Antalya, Niğde. Malatya, Urfa, İstanbul, Erzincan, Edirne, Kars, Muş, Hatay ve Balıkesir vilâyetlerinde gerekil etüd-ler yaparak mevcut toprakları ve toprağa muhtaç çiftçi ailelerini tesbit etmişlerdir. Aldığımız son bilgilere göre, bugüne kadar 12.198 topraksız çiftçi ailesine 618.443 dönüm arazi dağıtılmıştır. Bu çiftçilere kuruluş ve onarma kredisi olarak iki buçuk milyon lirayı tecavüz eden bir yardım yapılmıştır.
Kooperatiflerin tâbi tutuldukları Gelir Vergisi
Defterdarlık hesap mütehassısları, kooperatiflerin ne suretle gelir vergisine tâbi tutulacağı hakkında kooperatif mensuplarına izahat vermektedirler. Bu izahata göre koperatifler ortaklarından gayrı kimseleri^ yaptıkları ticarî muamelelerde gelir vergisi vereceklerdir.

İsrail ile ticarî münasebetlerimiz
---------o--------
Memleketimize gelecek olan heyete tüccarlar da refakat edecekler
(Hususî muhabirimiz bil-lzmirdeki gelen içinde
bir kısım mektuplardan İsrail Devle-
İzmir 30 diriyor) — firmalara Ocak ayı
teini temsilen Ankarayı ziyaret edecek Ticaret Heyetinin Türkiye seyahatine bazı Musevî tüccarların da katılacağı anlaşılmıştır. Seyahat günü kati surette tesbit edilmemiş olmakla beraber ocak ayının son haftalarında beş kişilik ticaret heyeti ile takriben 20 tüccardan ibaret hususi heyet evvelâ Ankarayı ziyaret edecektir.
An karada resmî heyet müzakerelere iştirak ederken tüccar heyeti de, İstanbul ve tzmiri ziyaretle Ticaret
eski bu-iki
Odalarında tüccarlarımızla tanışacak lardır.
Musevi tüccarları arasında bazı Alman iş adamlarının da lunacağı ve görüşme sırasında
memleket ticaretinin inkişafı için lüzumlu şeylerin daha pratik şekilde tesbit edileceği ve karşılıklı olarak, iki memleket ticaretinin İnkişafına çalışılacağı söylenmektedir.
lsrailden memleketimize başta tıbbi malzeme ve ilâç olmak üzere her türlü hafif sanayie ait maklna ve â-lat verileceği, bizden îsraile kuru meyva, tütün, bakliyat, yağlı küspe ve diğer bazı maddeler gönderilebileceği anlaşılmaktadır.
■ınıııv^»«mıİNf(IITWliwni ■■ nira HİBWiII -
Ege tütün piyasasındaki duraklama devam ediyor
-----------o------------- %
piyasanın hemen hemen olarak kaldı
664 bin 760 kilo olduğuna göre hâlen satış yekûnu 35 milyon 696 bin 760 kiloya baliğ olmuştur.
Dünkü satışlardan sonra ortalama fiatler şöyle bir değişme göstermiştir: Tütün Limited 210 kuruş, yerli tüccar 211 kuruş, Tekel İdaresi 215 kuruş, Amerikalılar 242 kuruş. Yerli Ürünler 253 kuruştur. Bugün en az fiat 91. en çok fiat 205 kuruştur. O-demiş Ticaret Odası. Tekel ve Ticaret Bakanlıklarına gönderdiği telgrafta müdahale mubayaatının müstahsili kurtaran fiatlerle yapılmasını istemiştir.
İki gündenberi Tekel, tek müşterisi
İzmir 30 (Hususi muhabirimiz bil-1 diriyor) — Ege tütün piyasasında bir gün önce başladığını bildirdiğim duraklama bugün kendini daha fazla hissettirmiş ve Tekel mubayaa ekipleri muhtelif istihsal bölgelerinde enerjik hareket etmek mecburiyetinde kalmışlardır.
Bunun tabii neticesi olarak Tekel İdaresi, bugün saat on sekize kadar 16 istihsal merkezinde bir milyon 600 bin kilo. Amerikalılar ve yerli tüccarlar da bir milyon 432 bin kilo mu-bayatta bulunmuşlardır. 29 aralık akşamı, mubayaa yekûnu 32 milyon

DÜNYA
H A

ERLERİ
Norveç’in serlıest listesi
ithalât
Her ne ka-ithal listesi mevcut de-
Oslo 30 (Comtel) — dar Norveç’in serbest hakkında geniş bilgi ğilse de, Norveç’in Ticaret Ba-
kanının bildirdiğine göre gemiler bu listede yer almıyacaktır. İthali serbest bırakılan mallar Norveç ithalâtının yüzde 52 sine yaklaşmaktadır.
.lapım parıısı >enideıı ayarlanacak
Paris 30 ( YİRS) Londıadan inandır kaynaklarından gelen haberlere göre Japon parasının yeniden ayarlanması mevzubahistir Haberi veren kaynaklara göre. Japon parası olan Yen, Sterline nispetle düşürülecektir.
Sııudî Arabistan Japonya ile ticaret yapmak istiyor
★ Tokyo 30 (Comtel) — Japon basın raporlarına göre, Suudi Arabistan Japonya ile 15 milyon dolarlık bir ticaret anlaşması yapmak arzusunu İzhar
Anlaşmanın doğrudan doğruya takas esasına müstenid istenmektedir.
etmiştir
olması


İngiltere - Danimarka ticaret görüşmeleri yeniden haşlıyor Londra 30 A.A. (EPS) Ekim ayında Kopenhag’da Ingiltere ile Danimarka arasında başlanmış olan ticari görüşmelere 10 ocakta Londra'da devam edilecektir. Görüşmeler, o zamanki ma'l durumun nrzettiği karışıklık dolavı-siyle başarısızlığa uşramıştır.

“Dünya İaşe Konseyi,, kurulması teklifi
Londra 30 A.A. (Afp) — Milletlerarası iaşe ve Tarım Teşkilâtının eski başkanı dün akşam yaptığı bir konuşmada, biı “Dünya taşe Konseyi,, kurulmasını tavsiye etmiş ve demiştir ki: “Böyle bir teşekkül dünyadaki gıda maddelerinin 25 sene içinde iki misline çıkmasını ve yeryüzündeki bütün insanların beslenmesini temin edebilecektir.
İngiliz kömür İstihsali programa nazaran eksik
Londra 30 (YİRS) — Ingiliz kömür madenlerinin bu yılkı istihsali evvelce tespit edilen miktara nazaran iki buçuk milyon ton eksiktir. 1949 senesi için tespit edilen miktar 216 milyon tondur.
Piyasada bilanço hazırlıkları
Sene sonu dolayısiyle piyasa durgun bir devreye girmiştir. Ticari müesseseler bilânço hazırlıklariyle meşgul oldukları için, yeni bir muameleye girmemektedir. Dün şehrimizin belli başlı piyasa yerlerinde Galetada, Bahçekapıda bir çok ticari müesseseler, bilânço hazırlıkları yüzünden faaliyetlerini tâtil etmişlerdi.
Evvelce de yazdığımız gibi, bugünlerde kuru ve yaş meyva piyasası hararetli bir duruma girmiştir. Yiyecek maddeleri satan bütün dükkânlarda çeşitli kuru meyva teşhir olunmaktadır.
Bakır kab imalâtçılarının şikâyeti
Bölge Sanayi Birliği, bakır eşya yapan fabrikaların durumunu tetkik etmektedir. Son zamanlarda yabancı memleketlerden alüminyum mutfak eşyanın gelişi, bakır eşya yapan fabrikaların, döğme bakır kap yapan küçük imalâthanelerin sürümüne tesir etmiştir.
Bakırcıların ifadesine göre, bu sene kuraklık gören bölgeler halkının bakır eşyaya karşı alıcı olmaması da, bu «anayı şubesini ayrıca zor duruma sokmuştur.
Belediyenin esnafı sıkı murakabesi
Belediye İktisat Müdürlüğü mu rakipleri dün de 41 fırın. 23 kasap. 38 bakkal, 37 manav, 40 sebzeci. 49 lokanta, 15 mahallebıci. 29 kahvehane, 26 berber ve otel, kömürcü, helvacı gibi ceman 359 esnaf ve müesseseyi kontrol etmiş ve bunlardan 14 ü hakkında kanunî takibata girişmişlerdir.
Ayrıca gece yapılan kontrolarda da 512 noksan vezinli ekmek. 464 francala ve 102 sandviç müsadere olunmuştur
Ofis yağlarının satılacağı yerler
Toprak Mahsuller! Ofisinin halk İçin hazırladığı yemeklik yağar. 2 ocâk 1950 pazartesi akşamından ıt -baren Memurlar Kooperatifinin Kadıköy. Üsküdar. Fatih. Eminönü, Mis r çarşısı. Taksim ve Şişli mağazalarında kilosu üç yüz otuz kuruştan her isti yene satılmaya başlanmıştır.
Kooperatife, tartiyle satılmak üzere, on yedişer kiloluk teneke yağlardan başka, evlerde her ihtiyaç için, kullanı’maya elverişli zarif ve sağlam kutularda ikişer ve dörder kiloluk yağlar verilmiştir. Ancak kutulu yağların satışları salı akşamından itibaren yapılacaktır.


izmirin bir senelik ihracatı
İzmir 30 (Hususi muhabirimizden) — 28 aralık 1949 akşamına katlar İzmir limanı ihracatı geçen senenin 96 milyon lira fazlasiyle 323 milyon liraya baliğ olmuştur.
Almanya soğan istiyor
İzmir 30 (Hususi muhabirimizden) — Ticaret Bakanlığı, Batı Almanya-nın tonu Alman hududu teslimi 45 dolardan, beheri 50 kiloluk yeni jüt çuvalları içinde 100 bin dolarlık soğan satın alacağı piyasada şftyi olmuştur.
I 30/X///J949 Cuma
Borsâlardâ Vaziyet
MEMLEKET TİCARET BORSAıARI
ESHAM VE TAHVİLÂT
İzmir Ticaret Borsası
İstanbul Ticaret Borsası
Devlet Tahvilleri
Bugün
Son kapanış
Borsadıı av derileri İnhisar etmek Bütün bu açıldığını
piyasalardı!
sunî telâkki etmektedirler, ve Tahvilât Borsası, aeııe .mnu durgun geçmiştir. Altın piyasa-yem bir hareket görülmemiştir.
İzmir:
Tütün piyasasının açılmış bulunması dolayiBlyle tacirler faaliyetlerini daha ziyade bu istikamete tevcih etmişlerdir. Bu itibarla İzmir Ticaret Borsasındn çok az muamele olmuş ve rinde birer miktar tir.
üzümlr pamuk fiatle-gcrileme kaydedilmiş-
Adana:
Bugün Boranda imik üzerine muamele olmuştur.
mahdut miktarda |>a-
KAMBİYO
İstanbul Borsası
ı sterlin# 100 Dolar Açılış Kapanış
7 87 282.25 0.80 64.03 5.60 M 12 50 73.68.40 0.44.128 0 01.870 y.73.0t« 7.84 282 52 0.80 61.03 5.60 64.12.50 73 68 41 0.44.127* Ü.01.876 9.73.91
100 Fr. Frangı . ıoo Luriçre Fr. . ItMi BBİÇ, Fr 100 Îbvcç Kr. 100 Florin
1U0 Liret 100 Drahmi 100 Escoudo8
Altınlar
Klilçe »er!» Ur. Külçe Degussıı , Cumhuriyet FlCMAÎ Bugün Eakl kur
Lira Lira
6.17 6.23 42.30 44.60 42 — 10.80 55.25 46 75 43.70 42.— 0.17 6.20 42.25 44 75 42.- 40.80 55.10 47.- 43.50 42 25
Hamlt .........
(Julden .........
Ingiliz Fransız kok. Nnpolcon III İsviçro
Ncw-York'tn: onsu: 5 35
Gümüş, Plâtin
titimüş Gı Piktin En uşngl En yukarı
W.- 11.-
Zürich Borsası (Serbest)
Türk lirası Dolar İsviçre Frangı
En aşağı En yukarı
0.80 1.28 10.20 1.06 0.95 1 29.50 I0.40 LU |
Sterlin
Fransız Frangı
ikramlyeli tahviller Kapanış (•>
•ftö 1933 Eriinnı 22.66 22.70
%5 1938 i İcra m 1 yeli 21.00 21.00
%5 Mili) Modntaa t 20.26 20.25
%5 191) Demiryolu IV. ... 10010 100.10
%5 1941 Demiryolu V. ..... 05.90 06.—
1/2 1919 Ikranılvcll ...... 95.50 05.50
Çifterleri %b 1911 Demiryolu VI rfü.îü 97.-
%6 Kalkınma t 95.70 05 70
11 07.20 97.80
%ft .. HI 96 60 96.150
%6 1918 İstikrazı I 99.45 99.50
%6 1918 . n 07.— 07.—
1931 SİvaS'Erzurum i. 21.76 21.70
%7 1034 .. H-VIJ. 20.80 20.85
%7 1941 Demiryolu l 20.90 20.00
%7 1043 11 21.68 21.70
%7 Hin „ tII 21.20 21.25
Miuı MUdaroB i 20 20 20.20
%7 ., .. fl 21.60 21.60
%7 .. .. Ul 21.85 21.80
IV 20.45 20.50
Şirket Tahvilleri
Anadolu D.Y Tertip A/B 106.— 107.-
• • it f Ce — —
„ «rulo ... . 63.50 63.-
.. .. MÜmaa. Senet. 67.00 68.-
Şirket Hisse Senetleri
T. C. Merkez Bankası 116.00 110.00
Türkiye İş Bankası 21 90 25.-
Türk Ticaret Bankası 6.- 6.-
Aralan Çimento 16.- 10.-
gark Değirmencilik 23.25 23.50
MIHI Reasürans M —
Ecnebi Tahviller
Mısır Kredi fonslye 1903 —
llıihiihnT:
Buğday Yumuşak ............
Buğday Sert ...............
Arpa Biralık ..........
Arp»» venılik (dökme)......
Mi;«h (Sam ....
ffrurulya Tombul (çuvallı) FuJtulya Çalı sert (dÖknıoi
Kurrml
Mercimek Kırmızı kabuklu
Mm ıınek Yeşil ...........
Nohııt sıra ...............
lııftlı tuliiımlıırt
Ayçiçeği tohumu ............
Ketcntohıımu ...............
Kcntllrtnhıımu .............
Susa ın ....................
Yer fiMtığı kabuklu ........
Kuru Mtsyvalar
Fındık (kabuklu sivri) ... bindik (İÇ tnnılnıl) .......
Ceviz (kabuklu) ............
Coviz (İç naili rol) ......
Dukımın Ihım ilmideler! 1 Tiftik ana mal ............
Tiftik (Natürol) ...........
Yapak Anadolu (Kırkım)
Ham derileri
Şiftir salamura kilosu .....
ı «’çi tuzlu kuru kilosu ..
Koyun hava kurusu kilosu Mezbaha şiftir vnş kilosu...
155.—
16.—
107/200
16Ç/172
82.
M.-

YABANCI BORSALAR ||
New-York Borsası
Dün EMU kur I
Bııftıluy (Buşcll=Sent)
Sarı Kış mahsulü No. 2. ... 260.— 260.—
Kırmızı .. No. 2 ... 235.— 234 — II
Pamuk Mkldllng (Llbreâi=Sent) Mart 30.6S 30.68 I
Mayıs 30 12 30.39
1 OîHiıinz «•••••••••••«•••••»•••••••••*• 29.78 30.74 1
Elcim 2S.36 28.30
liftik ( LlbrcRİ—Sent) TekHas No. 1 60.— 58-60 I
Fındık (Llbres|=Scnt) Kabuklu Yeril İri 24.— 24.— II
tt ıg ortfi ••••••••» 22.50 22.50 I
ı#evant iç ithal nınlı 37.- 37.—
Ekstra iri İç ınıUı 38.- 38.-
Kuru li/.tım (Libresi —Sent) U.5 U.6 1
Thompson çek'ifâ olca Is seçme.
Keten tolııınııı (Bu.^ell=Dolar) ... Minnvapolls .... 3.90-3.90 380-3.95 II
- Kalay ıLibresl=Sont) 77.75-78 77 75-78
- Levha-tenokvl HH) libresi dolur) 7.60 7.50 ||
Londra Borsası
Keten tohumu (Tonu=Sterlin) ... Bombay 83.— 63.— |
KalktHa 62.— 62.— 1
Yer fntıftı Hindistan 61.— 6L—
Bradford Piyasası
nruk İyi mal (Llbrcai=Penl) ... 34.— 34.-
,. Sıra malı 30.- 30.-
Yün Anadolu .» 18.50 10.50
„ Trakya M M — I
İskenderiye Borsası
Pamuk (Knntnrı=Tallurı) Ashmourıi Kısa clyaflı F/O... 86.55 8785
Karnak C.uın el vadi F'G
Bugün Eski KH l'HIHŞ
81,36 31.36
31.23 30.10
24.— 25.10
25.10 26-
24.30 21 20
33 - 33.—
37.- -
34 — 36.—
36.—
51 — 52.—
22.- 22.10
32.- 32.10
41.— 12.—
34.- 33.-
88.— 83.-
70.- 72.—
58.— 57,-
141.— 130 —
45.— 46.—
170.— 150.-
270.- 260.—
280.— 285 —
210.— 200.—
170.— ITO.—
190.— 190.—
180.— —
123.— 120.-
255.— 240 —
151.— 17»» —
178.— 1 175.-
Üzüm çekirrıcKsız No. v Irıeir A serini No. 8
R serisi No. 10K Farnıık A kain l Pamuk Alenin II Pamuk Akala 111 Pamukyağı (rafine) Pamuk çekirdeği ...
• • • •
• ••
Adana Ticaret Borsası
Fuııııık I’arnuk Fa imik Pamuk Pamuk
Akıtla I Aluıla II Akala ITT yerli 1 ... Yerli n .
(
200/225 162/185
165
Eskişehir Ticaret Borsası
Buğday yumuşak Buğday aert ..
32.50
85.—
Nehatl yııftlıır:
Zeytinyağı (Ekstra elestra) Ayçiçeği Rnflno
Fındık vıMh
• uı

(♦) Gününde Boıoada muamelesi tescil edilmemiş tahvilât vo eshamın arz ve taleplere göro taayyün eden takribi Iyosa değerleri.
Sayfa 4
Y E N t İSTANBUL
81 Amhk 1049
•T*
Siyasî meseleler ve muhabir mektupları
II |
tttmm
Macar Başbakanı Rakoşi etrafında yeni manevralar
İatatlstUdere göre
Yakından ve uzaktan
Yazan: Cahit TANYOL

İkinci plânda duran Ernö Gerö, şimdi de. NKVD’den aldığı kudretini Başbakan Rakoşi’ye karşı denemek üzeredir
Viyana 27 (Hususi muhabirimiz NAB bildiriyor) —Evvelce Budapeş-teden buraya gelen inanılır haberlere göre, Macar Başbakanı Rakoşi'ye bir aylık "mezuniyet” verilmişti. Başbakana mezuniyeti sırasında Devlet Bakanı Ernö Gerö vekâlet edecekti. Rakoşi son zamanlarda sahneden çekilmiş ve Bolşevik ihtilâli şerefine yapılan merasime bile iştirak etmemiş olduğundan. Rakoşi’ye "mezuniyet” verildiği hakkındakl bu haber. Başbakanın hükümet ve partideki vaziyetinin çok sarsıldığı hakkındakl rivayetleri yeniden arttırmış bulunmaktadır.
Kabbıe içinde iktidar mücadelesi: Anlaşılıyor ki, Rajk otrafında toplanarak Macaristan için bir dereceye kadar istiklâl talep eden Komünist gruplarının imhasından sonra, Ko-


Hususi muhabirimiz bildiriyor
Fransada seçim arifesinde mühim
siyasî bir hâdise
GL De Gaulle, Fransız Sosyalist Partisi ile işbirliğine doğru mu gidiyor?
Paris, 25 (Hususi muhabirimiz KS bildiriyor) — Fransanın meşhur sosyalist gazetesi "Le Populaire,, gelecek yılbaşından itibaren "La Democ-ratie», adını alacak ve modern bir gündelik gazete halinde çıkacaktır. Gazetenin bünyesinde vukua gelecek olan bu değişiklik gazetecilik bakımından alâka çekici bir çok meseleleri ortaya attığı gibi, bu çeşit büyük bir teşebbüsün ne şekilde finanse e-dlldiğini de aydınlatmaktadır.
Sosyalist Partisinin bu resmi gazetesi. teknik bakımdan, gündelik hâdiseleri aksettiren, büyük "Boule-vard„ gazetesi "France - Sotr”ın tahrir heyetiyle sıkı bir İşbirliği yapacaktır. "France - Soir" ın tahrir heyetine dahil bir çok muharrirler, Fransız Sosyal Demokrat Partisiyle sıkı münasebettedir.
Yeni parti gazetesi esas itibariyle, parti âzasının teberruUriyle finanse edilecektir. Şu kadar ki, bunun maksada kâfi gelmeyeceği muhakkaktır. Para verenler arasında, "Regle Press,, adındaki büyük bir ilâncılık şirketinin sahiplerinden Bleusteln'in de bulunduğu haber verilmektedir. Söylendiğine göre, Bleustein, diğer işleri arasında, Fransız Demiryolları Şirketi İle Paris Metro Şirketinin ilânlarını toptan deruhte etmiş bunlardan büyük muvaffakiyet kârlar temin etmiştir.
İşte bu sebepledir kİ; vaziyet
dukça karışık bir manzara arzediyor. Çünkü Bleusteln’in müfrit bir De Gaulle taraftarı olduğu ve bu itibarla *La Democratie" gazetesine sermaye yatırmasının, Fransız soryalist-leriyle General De Gaulle arasında bir yakınlaşmaya delâlet ettiği söylenmektedir. Böyle bir siyasî kombinezon, İlk bakışta ne kadar garip görünürse görünsün, De Gaulle’ün MRP (Mouvement republicaln du peuple -Cumhuriyetçi Halk Hareketi) ile anlaşmasından çok daha kuvvetle muhtemeldir. Yalnız bu haberlerin şimdilik teyld edilmemiş rivayetlerden ibaret olduğunu da tebarüz ettirmek lâzımdır.
de
ve
ve
ol-
Hususj muJıabirtınlz bildiriyor
Arnavutlukta çeteler fırsat kolluyorlar
Berlin 80 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Arnavutlukta hâlâ çok miktarda teknisyen bulunduran Huşlar. üç bölgeyi Arnavutluktan tamamen tecrid etmişlerdir. Bu bölgeler, Avlonya ve 8aseno ile Elbüstandaki Gramşi ve Tiran civarındaki Dako kasabasıdır.
Komünist aleyhtarı Arnavut çetecilerinin, Enver Hocayı düşürmek için niçin daha fazla faaliyet göstermedikleri hususu, şu suretle izah e-dilmek isteniyor: Komünist aleyhten Arnavut faaliyeti, ne Rusyanın, ne de Yugofilavyanın kontrolü altında bulunmayan, tamamen müstakil bir Arnavutluk yaratmak gayesindedir. Buna şimdilik imkân olmadığından, statükonun muhafazasını, yani Arnavutluğun şimdilik Rus kontrolü altında kalmasını tercih etmektedirler. Çünkü Rusya çok uzaktadır. Halbuki Arnavutluk üzerinde teziz edilecek bir Yugoslav hâkimiyetinin kaldırılması imkânsızdır.
Arnavut milliyetçileri, Arnavutluğu Yunanistan ve Yugoslavyanın silâhlı müdahalelerine muhtaç olmaksızın kurtarabileceklerini umuyorlar, Kanaatlerine göre, şimdilik Moskova ile Belgrat arasındaki ihtilâfın neticelerini beklemekten başka çare yoktur. Eğer Tito mağlûp olursa, Arnavutluk tekrar Rus hâkimiyeti altına girebilir. Halbuki Tito muzaffer o-lursa, Amavutlar, Yugoslavyanın Arnavutluğu istilâ etmesine Amerika ile İngilterenin mâni olacağını u-muyorlar. Jşte o zaman umumi bir a-yaklanma ile Enver Hoca rejimini devirmek zumum gelmiş olucuklır,

ıninform Komünizminin mutlak taraftarları arasında da şiddotlı bir iktidar mücadelesi başlamıştır. Ralco-şi'nin ancak ismen parti ve hükümet şefi olduğuna ve, hükümetle ancaK Ulaştırma Bakanlığı gibi nisbeten c-hemmiyetsiz bir sandaiya işgal etmesine ve umumi efkâr tarafından hemen hiç tanınmamış olmasına rağmen, Ernö Gerö’nün hakikî hükümet şefi sayılması icap ettiğine daha Rajk dâvası sırasında işaret edilmişti. Hakiki adı Singer olan ve Rakoşi gibi Rus vatandaşlığına geçmiş bulunan Gerö, Komintern devrinde, GPU emrinde, mühim kulis arkası faaliyetlerde bulunmuş ve şimdi de Buda-peştede Rus gizli polisi NKVD nin mümessilliğini deruhte ederek, Mos-kovadan verilen emirlerin tatbikini temin ve arkadaşlarının faaliyetini

kontrol etmekle tavzif edilmiştir. Ge-rö-Singer İspanya İç harbinden evvel. "Plerre” İsmi ile Fransada yaşamıştır. İspanya iç harbinde adını "Podro” ya çevirdi ve İspanyadan Moskovaya döndükten sonra Komin-tern şefi Manuilski’nlrı sekreterliğini yaparken, Gerö udim aldı. Gerö'nün şofl Manuiiski bile kâtibinin, NKVD emri ile icra ettiği sansüre boyun eğmek mecburiyetinde kalmıştı. Geıö-nün diğer bir âmiri olan Koıninternin o zamanki sekreteri Dimltrof da, bu zatın temsil ettiği GPU hâkimiyetine Manuiiski gibi boyun eğmek zorunda kalmıştır.
Vaktiyle Rajk'ı tevkii ve idam ettiren Gerö'nün, şimdi de, bu kudretini, eski dostu ve mesai arkadaşı Rakoşi karşısında denemek istemesi ihtimali çok kuvvetlidir.


Yunan Kıraliçesinin Mesajı
aynı derecede feci olan akıbeti için matem tutuyoruz,,
Atina 30 (R) — Majeste Yunan Kıraliçesi Frederik. 28.000 Yunan çocuğunun kızıl çeteciler tarafından Demir Perde memleketlerine kaçırılması yüzünden Yunan milleti tarafından duyulan matem vesilesiyle Aitna radyosu ile bütün dünyaya aşağıdaki mesajı gönderdi:
"Hepiniz mesut ailenizle bu Noel günlerini tesit ettiğiniz gibi, ben de Noeli çocuklraımla tesit ettim. Bunların şetaret dolu gülmelerinden doğan ahenk hâlâ kulağımdudır; Bu. beni derin bîr bahtiyarlığa garketfe-bilecekti. Fakat heyhat! Bu anda çeteciler tarafından kaçırılıp Demir perde memleketlerine götürülen çocukların Yunan annelerini düşünüyorum.
Bütün Yunan milleti ve bu feci darbeye maruz kalmış bütün aileler namına bugünkü medeniyet dünyasına hitap ediyorum:
insanların elem ve acıslyle hepinize hitap ve benimle beraber Allaha dua etmenizi rica ediyorum.
Bütün dünyanın manevi muzaheretini temin İçin bana yardım ediniz. Çocuklarımızın iadesini ve annelerinin kucağına avdetini temin için sesinizi benimle beraber yükseltiniz.
Medeni dünya, uzun müddet bu mevzu üzerinde sustu. Böyle her cihetçe şeni bir hareket tarzına karşı sükût, hizmet
Bir dünya
berg’in küçük unuttunuz mu ?
Bugün 28.000 aynı derecede feci olan
matem tutuyoruz.
Bu çocuklar sadece kaçırılmadı, aynı zamanda vicdan ve zihinleri, ona ve babalan
ve vatanları aleyhine zehirlendi
Kıraliçenin mesajı dir:
Hazroti İsa'nın "Çocukları bırakınız
Cennetin âlemi ve saltanatı bunlara aittir.,.
bu cinayetin ancak tezyidine edebilir.
müddet evvel bütün medenî vicdanını
isyan ettiren Lind-oğlunun akıbetini
küçük
Llngberg'in akibeti için
ailelerinden masum
Benimle beraber bu kaçırılan 28 bin çocuğun akıbeti İçin dua ediniz. Bunların anneleri bana geldiler ve muavenet istediler. Ümitsiz gözlerine derin derin baktım ve yürek yırtıcı ağlayışlarını duydum. Bu zavallı

şöyle
tâbiri bana
4|Ş bitmekte-
veçhile: gelsinler.

Hususî muhabirimiz bildiriyor
Çekoslovakya başkenti Prag, Kominformun dehşeti altında
Paris, (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — öteden beri gündelik hayatın zevklerini tatmaktan zevk duyan Çekler, şimdi bir entrika fırtınasına tutulmuş vaziyettedirler. Her türlü baskı, hayatın her safhasına yapılan müdahaleler büyük bir aksülamel doğurmaktadır.
Bir kaç hafta içinde on binlerce kişinin tevkif edilmesi, önceden ihtimamla hazırlanan plânlara göre yapılmıştır. Yeni rejimden herhangi bir şekilde memnuniyetsizlik izhar e-
r



denler kara listelere sokulmuşlardır. Tevkifler işte bu listelere istinaden yapılmıştır. Ele geçen bazı evrakta şüpheli addedilen şahıslara atfedilen suçlar tipik ve o derece korkunçtur. Meselâ, "komünist Partisine âza olduğu halde rejim hakkında müspet fikirlere sahip değildir"; “Sendika Meclisini tenkid etmektedir,, vesaire gibi.
Bu haberler kulağımıza ne kadar tuhaf gelirse gelsin aynen hakikattirler.




"Soynhat sıhhate faydalıdır" derler. Fakat galiba seyahatin daha başka meziyetleri de var. Onda, ahlâkın yaşanmasına, vicdanın gelişmesine yarayan unsurları da bulmak mümkün. Hastalara, kara sevdaya tutulmuş olanlara, daha bilmem bir yığın dertlilere soyahat tavsiye etmek, tıbbın eski kaidelerinden biridir. Hiç şüphe yok kİ, insanlar, seyahat sayesinde tabiatı dinlemeye, onun sonsuzluğu içine gömülmoyo, bu suretle ruhlarını ve sağlıklarını kazanmaya başlar lar. Fakat benim burada seyahat ten söz açışım, sadece tabiat yenilikleri ortasında kaybolmanın cazibesini övmek İçin değildir. Yolculuktan. yol arkadaşlığından bahsedeceğim. Çunku yolculukta odl-nilon ahbaplıklar, seyahatin bir nevi tuzu ue lezzotldır. Bu lozzeti, en küçük bir tren veya vapur yolculuğunda tatmamış pek az kim-seye veya slylo sofra
Hırsız, gln, fakir, aydın, cahil, hor cinsten ve sınıftan ruh kamarasına kompartımanına sonra, dünyanın
turlar. Seyahatte, ahret yolculuğuna benzer bir taraf var. Sevmok, yardım otmok, ikramda bulunmak duyguları, kapılarını ardına kadar açar. Pintilerin çıkını dahi Halil İbrahim sofrasına döner.
Seyahatin devamınca. İnsanların içine yerleşen bu dostluk duygusu acaba nereden geliyor? Bu, gurbetin uyandırdığı yalnızlık tohlikosi-no karşı bir müdafadır, yoksa ortak bir seyahat kadorl insanlarda aynı duygu yakınlığını mı körüklüyor? Voya çeşitli endişelerin ve kötülüklerin meydana getirdiği itimatsızlık duygusunun, bu yakınlaşma, bir novi tepkisi mİ oluyor? Bilmiyorum. Yolculuğun bitmesi, bavul ve çanta telâşının başlama-siyle sona eron bu menfaatslz dostluklardan birini ben kısa dolu seyahatinde tattım.
Bilmom kaç yıl oldu; dan Izmlre gidiyordum,
salonunda karşıma bir adam otur du. Bütün telâşları ve düşünceleri yer bulmak endişesinde toplanan bir yığın insan, nihayot vapurun haroketiyle sükûna kavuştu, dakika evvel yorloşmek İçin birleriyle kavoa edenler bir
dakika sonra cancığor ahbap olmuşlardı. Morasimsiz ve tabii bir tanışmadan sonra, ben de karşım dakl adamla konuşmaya başladım Biraz sonra hayatın bütün kaygı larından sıyrılarak kalblerinin se sini dinloyon İki dostun mahren havası, etrafımızda uçuşmaya baladı. Çoşitli konulardan söz açtık Fakat bugün bon yalnız bir tane sini hatırlıyorum. Bu "ailede buh ran ve sarsıntı” meselosi idi. Turl-ailesinin geçirdiği çözülmo üzerin do uzun uzun dert yandık. Yara ları deştik. Eskiye ait birçok kıy metleri saygı ile andık. Ahlâktan faziletten, eski ve yem terbiyeden namus ve şorof duygusundan dem
rastlanır. Bir sigara ikram» gidilin nereye olduğu, toru-başlayan dostluk, az sonra, arkadatlığiylo tamamlanır, katil, Korseri, efondi. zon
IrtBnn, bir vnpu* veya bir tronin oturdular mı, nz en iyi İntanı o*
bir Ana-
Istanbul-Vapurun
Bh bir* kaç
vurduk. Kendi kondimo: "Bir cemiyette böyle namuslu İnsanlar bulundukça, her sarsıntı geçici bir fırtına olur" diye düşünüyor, karşımdaki adamı ahlâkın vo namusun bokçllorlnden biri olarak görüyordum. Zaman ve mesafe, düşüncemizin ateşi İçinde eridi. Vo nihayot İzmir Rıhtımı, seyahatin sıkıntısından haborsi*. olan bu iki yolcuyu daldıkları sohbet rüyasından uyandırdı. Berekotli bir dort-loşme sofrasının lozzeti içindo birbirimizden ayrıldık.
Izmirdc kaldığım müddetçe onu birkaç defa aradım. Bu adam sanki içimde, bir boşluk bırakarak gitmişti. Fakat bir gün bir arkadaşımla ona bir kahvode rastladım; koşarak yanına gittim. Gayet lâkayt bir tavırla.* "Ha; vapurda borabor golmiştik değil mi?,, dodi . Benimle karşılaşmaktan memnun olmayan bir tavrı vardı, öorçl İnsanların seyahate mahsus çantası, bavulu olduğu gibi soya-hato has bir hafızası da olduğunu bilmez değildim. Fakat en sıcak ve en temiz duygulaıın hiç bir iz bırakmadan hafızadan silinmiş olmasına bir türlü akıl erdiromiyor-dum. Göstordiğim heyecan ve ilgiden utanarak arkadaşımın yanına goldlm. Arkadaşım gülorek:
"Ne o, bu adarflı ne vakit tanıdın?” diye sordu. Ona, vapurda ar kadaşlık ottiğlmizl, çok namuslu vo İyi bir insan olduğunu söyle dlm. Bana gayet lâüball bir tavırla: "Canım bırak şunu, numara yapma,, deyince birden şaşaladım; vo yemin ettim. Bunun üzerine* "Azizim, senin gördüğün bu adam yok mu, Izmirln meşhur azılılarından biridir” dedi. Bana nüzul gibi bir aptallık çöktü.
Fakat soneler bana, bir çok fazilet koltuklarının en küçük menfaatlerle nasıl kirletildiğini öğre-tinco, bu soyahat arkadaşımın iğ* ronçliğini unuttum. Çünkü hiç olmazsa onda namuslu sözlerin utandırıcı kabiliyeti henüz tamamen silinmemişti. Vo madrabazın hürriyet kahramanı rolüne çıkmasına nazaran, herhalde daha masum bir durumda bulunuyordu.
Schopenhauer. İnsanların birer maskeli canavar olduğunu söyler. Yine o: "İnsan kendi zıddını sever,, dlyorek, bize bir ümit kapısını bırakır. Fikrin, hor gün dü şen şahsiyetin son sofaleti bizi böy le bir ümide kapılmaktan dahi u zak tutuyor. Ahlâkı, mektep kitaplarından hayata nakletmek İçin filozoflar asırları aşındırdı; çare bulamadı. Vicdan, İsıdan beri, bir türlü âcizlerin sosi olmaktan kurtulamadı. Bu gidişle, insanların i yilığıno karşı küçük bir ümide ka-pılabilmek İçin, galiba onları seyahatte görmekten başka elimiz de çare kalmadı. Yeryüzünün yıldırımlara gobe olduğu ve kıtaların bir kıvılcımlanmaya baktığı böyle bir zamanda. Birloşmiş Milletler bir yığın nazarî tonkid ve pratik tehditler düşünüp akıntıya kürek çeke çeke Stalin Yoldaşla Miste* Truman’ı bir arada şöyle uzun bir seyahate çıkarmanın yolunu bulsa lar acaba nasıl olur?
0
Istanbuida işlenen cürümler
bir
• •
Her insan uzun müddet yaşamak ister; fakat hiç kimse ihtiyarlamak istemez.
Swift Yaşlandıkça daha deli ne daha akıllı oluyoruz.
La Rocbefoucauld İhtiyar olınayı ancak bir kaç kıyı bilir.
La Rochefoucaııld Zarif bir şekilde ihtiyarlamak güç bir şeydir.
Madamc de Stael



ihtiyar terdir.
bir adam
kadınları tarihten
çocuktan be-
Shakespeare
yaşlarını dod-ifıhoren dcdil.
Yu na ıı dokları ellendikleri yünden itibaren saymaya başlarlar,
Homer
y apt iyiniz
Doydurunuz tarih pasta ve çorbada, yüzünüzde al-duüundan daha iyi tezahür eder.
Shakespeare
EMNİYET Müdürlüğünde cinayetler üzerinde yaptığımız İlmî bir araştırmaya dayanarak İstanbul şehrinin hu bakımdan durumunu aydınlatmağa çalıştık. Bilindiği gibi cürüm, cinayet mevzuu bilhassa son yıllarda alabildiğine istismar edilen bir mevzudur. Gün geçmez kİ halkımız bu konuda koparılan ve şişirtebildiği kadar şişirilen
ağız kalabalığı ile karşı karşıya bırakılmasın. Hattâ sırf bu konuyu ele alarak demagoji yapan bir çok dergi de türedi.
Yaratılan intlbaa göre her gün bir kaç cinayet işlenmektedir. Bu sistematik şekilde sürekli neşriyat vasati kültür seviyesindeki okuyucuyu ve "sokaktaki adamı" âdeta müzmin şekilde tehyiç etmekte, onu içinde yaşadığı dünya ve cemiyetin sosyal ve politik gidişini takip edemeyecek duruma sokarak bütün dikkatini cürüm ve cinayetler üzerine çekmektedir, öyle ki, gazeteyi sadece cinayetleri okumak için Alanların sayısı pek çoktur. Bu hal "ferd"i sosyal düzenle ilgisiz duruma düşürdüğüne göre ona bir nevi afyon da diyebiliriz»
Sunî olarak yaratılan havaya göre, bu şehirde hergün bir kaç cinayot işlenir. Bu genel şekilde yaygın kanaatin ne kadar boş olduğunu göstermek için biz harp sonrasının en vahim yıllarından biri olan 1947 yılını ele alacağız. İstanbul Emniyet Müdürlüğünün kayıtlarına istinaden yaptığımız tetkik bize senede 365 cinayet -asgari- işlendiği zannını tasni edenleri müthiş şekilde iflâs ettirmiştir. lslanbulda 1947 yılında işlenmiş olan cinayetler sadece 47 tanedir. E-vet, 1947 de öldürülenlerin sayısı 47 tanedir. Okuyucu gazetede "her gün., bir cinayetle karşılaşır. Halbuki aldığımız senenin: Ocak ayında 3, şubatta 1, martta 6, nisanda 1, mayısta 4. haziranda 8, temmuzda 3. Ağustosta 3, eylülde 3, ekimde 6, kasımda 3, aralıkta 6 vaka vardır. Şu halde okuyucuya durmadan cinayet haberleri verenler bunları tasni ediyorlar.
İkinci bir uydurma, bütün dehşet verici havadislerin bir aşk macerasına bağlanmasında görünür. Halbuki bu 47 cinayetin sebepleri şunlardır: 9 vaka kıskançlık yüzünden. 9 vaka sarhoşluk yüzünden. 18 vaka geçimsizlik yüzünden cereyan etmiştir. 4 vaka kaza, 2 vaka "muhtelif sebeplerle,, işlenmiştir. Emniyet Müdürlüğünce sebepleri tespit edilememiş vakalar da 5 tanedir.
Daima "boğmak”, "parça parça etmek”. "kuyuya atmak,, ilh. gibi başlıklar görürsünüz. Halbuki Öldürme fiilinin işlenişi şekilleri şunlardır: 25 vaka bıçakla. 12 vaka tabanca ile, 9 vaka döverek, bir tek vaka da boğma suretiyle işlenmiştir.
Nihayet cinayetlere hep bir aile faciası manzarası vermek itiyadı da vardır. Halbuki bekârlar tarafından işlenen cinayetler daha çoktur: 47 vakanın 28 i - yansından fazlası - bekârlar, 2 si dullar, 17 si de evliler tarafından işlenmiştir.
"Cani ruhlu analar”, "canavar ruhlu zevceler" ilh... başlıklarına da sık sık rastlarsınız. Halbuki 47 cinayetin yalnız 2 tanesini kadınlar İşlemiştir.
Görülüyor kİ, cinayetler etrafında zihinlerde yer etmiş olan peşin hü-1 küm tamamen saçma, mânasızdır. Cinayetlerin gerçek sebep ve mahiyeti çok daha derin sosval olaylara dayanmaktadır. Onları anlamak için mutlaka "saymak" ve "mukayese yoluna gitmek,, de şarttır. Cinayet bezirgânlığı ise buna yanaşmaz.
Haşan SOYSAL
MLA üzerine sütunlar ve sayfalar dolusu yazılar yazanlar, kaideler, kurallar ileri sürenler, çocuklara imlâ öğretmek için kolaylıklar nrıyanlar çoktur; fakat o en kolay saydıkları İmlâ kaidelerini çocuklara nasıl öğreteceklerini hiç de göz önüne getirmiş kimselere benzemiyorlar.
Sanıyorlar ki, dersi verilir:
" Çocuğum, b sertleşir p olur; kltah, kitabda kelimeleri böyle yazılır; kap, kapta, kitap, kitapta okunur.,,
Oysa ki. okulda okuma yazma böyle öğretilmez; yeni alfabe dersleri a-lan çocuklara bunun gibi fonetik kaidelerinden söz açılmaz. Seslerin yumuşak ve sert ayrınlarından İlk okuma derslerine başlıyan yavrulara bahsedilmez. Sayın imlâ metotçula-rın yolundan yürünmüş olsa, şimdi Uç dört ayda elde edilen güzel neticelere iki üç yılda erişilemez.
Böyle bir öğretim yolunun ne kadar güç olacağını anlamak için b ile yazmak istedikleri (kab) kap yanında sap ismini alalım; kolay dedikleri usulce, bunlardan gelen fiillerden birini b öbürünü p ile yazmak lâzım gelir: kabla, sapla; oma ikisini de p İle okumalı: kapla, sapla! Çocuğa, bunlardan sonra» bir de (ayıpla) yaz, denmiş olsa, nasıl bir netice alınacak? Çocuk, bu kelimeyi kolay usulce yazmak için, ayıp-aybı çekimini düşünecek, sesin b olduğunu keşfederek ayıbla yazacak!
Bu kolay imlâ sistemi üzerine nasıl bir alfabe kitabı yazılabilir?
Bu sözde kolay imlâ metodunun yedi yaşını sürmekte olan yavruların körpe dimağları için olmadığı tas-tik buyurulur, sanırız. Bu metot çocukların muhakeme kudretine sığmadığı gibi büyüklerin mantığına da sığmaz. Madem ki kabda. kitabdan, kabla, ayıbla inılâsiyle yazdırılan kelimeler kapta, kitaptan, kapla, ayıpla diye söylenmektedir, bunlardaki sert dudak sesinin b İle yazdınlmasında ne hikmet vardır?
Dil, hayatın üçüncü yılından bavlıyarak. kulaktan alınmağa, benimsenmeğe başlar; yedisini süren her lşit-kisi (salması) sağlam Türk yavrusu, çevremi içinde konuşulan her şeyi güzel anlar ve artık büyükler gibi de söyler. Ancak üç yaşında olan çocuklarımızın (bana göre torunlarımızın) konuşmaları ne kadar gramercedir, ne kadar sağlam bir fonetikledir? Oysa kİ onlar ne gramer, ne fonetik dersi almışlardır.
Yazı ve imlâ çağına gelen çocuk dilin seslerini benimsemiştir; alfabe tekniği bu gerçeklik üzerine kurulmuştur: lâzım gelen sayfada kap, Küp. yap.... başka bir sayfada kapta, sapta, yaptı..., başka birinde kabında. sapından, yapını... yazılmıştır; bu kelimeler iyi bir sıralama ile. kısa ve kolay anlaşılır cümleler İçinde veriliyor. Körpe dimağlar yorulmadan, güçlük çekmeden her sesi kendi harfiyle yazılmış olarak görüyor, öğreniyor. Fonetik imlânın güzelliği burada: her sese bir harf vermek ve her harfi ancak kendi sesiyle okumak.
çocuğa şöyle imlâ
harfi hece sonunda meselâ: kab, kabda,
••••
Ahnıet Cevat EMRE
Yeni Neşriyat:
■—

MALATA ÇİFTÇİSİ ıınESEaBuısra
Çeviren, «esad Nuri Darago »aiMi
Yazan: Joseph Conrad
Getriş kenarlı şapkası yüzünü Örtüyordu: alnından doğru bir hatla inen burnu, pek derin göz çukurları ve çıkıntılı çenesi ile müzelerdeki tunç heykellere benziyordu; înco bir baştı, ve sömürge şapkasının altında biraz Minerva’nınkinl hatırlatan bir baş.
Profesör devam etti ve hiddetle haykırdı:
— Şu geçirdiğim günler, ömrümün en sıkıntılı günleridir.
Renouard, kendi eliyle kendine saplamış olduğu bir hançerin âni acısına benzlyen bir kıskançlık nöbeti geçirdiği halde şöyle bir cevapta bulundu:
— Bu adanı her halde bütün bu üzüntülere değer...
Belki sıcaktan asabileştiği yahut da kaç zamandır kul-oinde biriken kızgınlığı artık zaptedemez olduğu için prote-»ör, muhatabına tamamen açıldı:
— O, dedi, başka çocuklardan farksız bir çocuktu; daha sonralan istidatlı bir delikanlı oldu; fakat istidadına herhangi bir istikamet vermediği gibi hiç bir şey anlamağa çalış madıgına da eminim. Kızımla çocukluk çağından beri tanı-şıyordular. Ben pek ziyade meşgul bir adamım; ve itiraf ede rirn ki, nişanlandıkları vakit hiç beklemediğim bir hâdls» karşısında kaldım, Kararlarının daha sade, daha tabii sebeplere dayanmış olmasını laterdim, ama onların yaşadığı mÜnitte «adelik ve tabiilik geçmez. Ameli, mııddl hayat ala nında her zaman çocuk kaldı. O, gûya benzerlerinin namus-kârlıgı hakkındakl asil güvenine kurban gitmiş,» İşte şimdi bana tekrarladıkları terane. Kendi hesabıma bun, meselenin patlak verdiği gllndenberi «uçlu olduğunu pek İnanmadım, Kızım da aksine inandı: Bugün seyircisi bulunduğumuz halleı 3 kanaatin tepkisidir. Hayır, bazı şeyleri yapabilmek için hakikaten pek fakir olmalı. Halbuki delikanlının başına gelenler, bir nevi züppelikle, mugalatalarla İfsat, edilmiş klmao lerin macerasıdır. O da ne istediğini bilmez, hakiki hayatlar, haberolz bir zavallı idi, Uyanış pu|( acı oldu.
Profesör Mooraom, aradıkları adanı hakkındakl düşüncelerini "genç doıkuMnH böyle anlattı. Kızının nişanlısını tekrar görmeyi pek iatomedlğl beabaillydl.
Filozof, rncVHİmin umulmadık derecede Hicıık olması yüzünden Pasifik Okya.uıiHunun Narinlik saçan enginlerini, Atlantik'in rüzgârlarını, Californla kıyılarına doğru yol almış bir gemi güvertesindeki rahat, koltukları arıyordu. Belki; fakat Renouard onda sadece, pek dürüst olmayan bir ba-
• •
4!
alan kızımın İstikbalidir, aşkının tamamen mııhvol-bir ölüyü mezarından çıkar-bir yeis, derin bir Ümitsiz
hâlâ geçmiyen hüznünün te-sonra. insani duygular ifade
-10-
ba gördü ve şuşırdı; ama daha da öğrenooekleri vardı. Profesör ilâve etti:
— ölmüş do olabilir.
— Nodon? Burada ölüm vakaları Avrııpadan fazla değil kİ, ltaylada bulunsaydı böyle bir ihtimal aklınıza gelmezdi.
— Evet, farzedelim ki, mânevi bir çöküntüye ugıaınış-tır. Pek sağlam bir şahsiyet sahibi dc değildi ha! Hem dto... Netice İtibariy e, bahis mevzuu
Renouard, böyle bir kadın muş bir adajpı İyi edebileceğini, tacagını düşündü. Bunu, derin İlkle düşünüyordu.
Hem o ihtisasların, hem de sili île bir aralık aııatıı. Neden eden bir cümle kekellyobildi:
— Böyle şeyleri aklımıza getiymlyellm...
Fakat profesör elinin bir hareketiyle sözünü kesti vo .aha da, mahzun bir sesle dedi ki:
— Gençlik ne güzel biı şey! Siz, otedeııberl iş görmekten hoşlanan bir klmserlnlz vc bu itibarla muvaffakiyete ıııanıyorsıırıuz. Ben ise hayatı o kadar çok müşahede ettim ki, onun bcklennıedik darbolorindon her zaman çekinirim, ihtiyarlık, efendim, ihtiyarlık.,. Gördüğünüz gibi içim şUphı ve tereddüt dolu. s
Remnıard'a sözünü kesmemesini ihtar eden bir ışurotto ouluııdu vo taraçanın ıssızlığında bile Işltilmoktun korkuyoı-muşçasına daha alçak suhIo dovanı elti:
— En kötüsü du şu ki, bu uşk seyahatinin zaıniml oldu-guıuı dn emin değilim. Evet, koııdl evlâdımdan şüphe odl yorum. Gerçi o evlat kadın cinsidir...
Renouard, profesörün sesinde km bobrdigıni dehşetle nazili; sııiıkl oğlu bloceftlne kızının Ölmelini b|r türlü affe-dümiyordu; Filozof, genç adlimin şaşkın bakışlarım görerek:
— Ah, an'anuyoraunuz! dedi. Evet,, zekidir, açık zihinlidir; sevimli vc güzeldir, hiç şüphesiz. Fakat cemiyetin sathi ve baş döndürtkıü o parlak muhitlorınde yaşamak ve muvat-fak olmak nedir bllınenslnl», fikirler, sevgiler hattâ fiil vc yesinden gözetilen ve boş’uk cü ve sinirleri ezici, mânâsız
tun başka şey değildir. Kızım o muhitin eseri olduğu için, tatmin edilmek ıstlyen beşeri bir hissin tazyikimi mı mağ-
O muhitle düşünceler, hisler, hareketler yalnız eğlence zuvi-Içındo bir kaynaşmadan, yoru-ve gayesiz bir yüksek sefahet-
lûptur, yoksa kalbim romanlara mahsus havailerle mi eğlendirmektedir, keşfedemedim. Her şe.v mümkün... Samimiyetten başka... Ancak mücadele eden hakiki beşerin sırrına vâkıf olduğu samimiyetten... Bir kadının, yalnız kadınların hâkim olduğu bu yaşayış tarama tahammül etmesi ve ayni zamanda tamamen samimî kalması, insani hisler taşıyan bir mahlûk kalması mümkün değil...
Filozof biraz uzaklaştı, başını döndürdü ve yine:
— Onu biraz soğutabilirsiniz pek sevineceğim, dedi ve 4«nç adamın gözlerinde endişe belirdiğim görünce ilâve etti: “Korkmayın, Mukaddes bir alev söndürmek tehlikesi yok.........
itiraf ederim ki, Miss Moorsom’a bundan hiç bahset-ınem... Siz bu bası da...
Profesör içini çekti;
— Sil (lığınıza hayranım. Bir baba her gün görülen, ^(>k tanılan basbayağı bir adamdır. Zaten kızım tabii olarak hana itimatsızlık besler. Siz de. biz du aynı muhitten değil miyiz? Kâldı kı, sizde, henüz keşfedilmemiş kimselerin cazibesi var. Üstelik do azim ve kudret sahibi okluğunuzu ia-
' bat elmiş buhınnyorsunuz.
Taraçıııun öbür ucunda misafirler, çay masasının etra-ımdu toplanmıştı. Profesörle Renouard bunlara kııtıldı’ar: Üç tane ak saçlı başın ortasında bu dc kaçtın ihtişamının o harikulade manzarası vardı kİ, Renouard a. kendisinin do ölıu ğe mahkûm nesnelerden bulunduğunu hatırlatıyordu.
Renouard, Miss Mııorsom un yanına oturmumuğa dikkat v’ttl. Konulma duraklamışh. Sanki asırların kendisinden ayırdığı eşsiz kadına belli etmeden baktı. Gerçekten kuvvetli vo şahsiyet sahibi bir erkek için onun nsaıl bir hazine teşkil edeceğini düşündü, İşle, bir Anmsonla girlşllocek efsanevî savaştı bul cıaktı!
Rovlmli kıza alâka matoB yedi dan önoo yaşadığı kır Iuismü imlan kalına bir Adetti i o devirde sihirbazları bile ümitsizliğe düşürecek kadar verimsiz görünen topraklarda buğday yetiştirmek mümkün olduğunu Isbat etmişti). Sonra, ak sakalım fıvazlayıp buruşuk eliyle Renouard'ın dizine hafifçe dokundu:
Ve galip gelen İçin no mukaddes bir yük ola-
Mrs. Dunstcr çay ikram «diyor ve ara aiıa genç İle bakıyordu. İhtiyar devlet adamı bir «ıg doya bir bardak süt İçti: Bu, siyıısi hayata atılma-
I Devimi »*(!ı»(‘«k ı

YÜCEL•
Bir seneye yakındır nev.Mal sahasından ayrılmış olan bir mecmua, iyi. güzel bir mecmua "Yücel" tekrar çıkmaya başladı. Cinayet, hırsız polis, şehvet mecmuaları yığını arasında bunalan okuyucuya bir fikir ve sanat mecmuasının ortaya çıkışı Ü-mitler veriyor. Vakaa sanat adı altında çıkan mecmualar yok değil. Lâkin bunların mühim bir kısmı, peşin hükümlerle hareket ederek daha ziyade ve ekseriya politika ihtiraslarına âlet olmak İçindir, bir kısmı da sanat perdesi altında, bu kelimeye bir de "Fantazı” kelimesini İlâve ederek açık saçık fotoğraf neşretmek içindir.
YÜCEL, yeniden çıkarken eski şeklini de biraz değiştirmiş, daha genişlemiş, büyümüş vc sahife itibariyle de gelişmiştir. Bir de, hususiyet olarak. abonelerine mecmuayı taahhütlü olarak gönderiyor.
Mündereoat bakımından, YÜCEL, Türk ve yabancı kırk kadar kıymetli imzaya yer vermiştir. Fakat, biz tercümeden fazla telif yazılara sahi-feler tahsis etmesini menni ediyoruz.
Mecmuada, şiire de görünüyor. Bu sayıda Dağlarca, Orhon Arıburnu» Celâl 8ı-lay ve Haşan Nihat Erer’in manzumeleri ile Rilke’den birkaç tercüme şiir var. Ayda bir çıkan bir mecmua için bunu az buluyoruz ve gelecek sayılarında, diğer güzel sanallar faaliyetine kronikler tahsis etmesini temenni ediyoruz.
NASKEDDÎN HOCA
Doğan Kardeş yayınlarının itina ile hazırlamakta olduğu kitapların arasında bugün de elimizde mavi zarif bir kapak içinde Orhan Veli Kanık tarafından nazma çevrilen "Nasreddm Hoca,, hikâyeleri var Şair bu kitapta Nasreddln Hoca gi bi bir mizah üstadının ince esprisi! olduğu gibi muhafaza etmek ustal» gına ermiştir. Bize bu, hacim itib-riyle küçük, fakat değer hakiminde çok sine yatı

gönülden te-
yer verilmiş Fâzıl Hüsnü
büyük kitabı veıütgi İçin kene» teşekkür etmeliyiz. Kitabın fi 100 kuruştur.
MAHALLE KAHVESİ
Bu ayın kitapları arasında Vb* lık Yayınlarının neşrettiği "Maha’ Kahvesi,, gibi güzel de bir hikâ kitabı vardır. Kıymetli hikâyaci Sı Faik'irı hikâyelerini bu kitapta b arada bulmak ve okumak zevkine, varavuğız.
M Aralık 1949
Mühim bir maden havzası
günler için
Anadoluda "YENİ İSTANBUL"
SEPETÇİ KÖYÜ
Sayfa 8
Bir Yılbaşı Hikayesi
_____t.
HER 5ııuaşı dfcveth olduğu yere gitmeden, ayakları onu bu tarafa sürüklerdi» İşte yine, iskeleye inmeden buraya gelmişti. Ağaçların Ötesinden bir ses vijkseldl. Saim durdıı. İnsan hayatta bir yiizü. bir çehreyi unutabilir Bir sesi asla.
Kendi kendine "Muhakkak odur„ diye parmaklığa doğru yürüdü. İlerde, ağaçlnr arasından köşkün aydınlık pencereleri görülüyordu.
Saim. alnını parmaklıklara da-yatnış, bu modası geçmiş şarkıyı dinliyor, alolftde bir güftenin, ba-zan ne değilmez hakikatler İfade edebileceğini düşünüyordu. "Hasretin gönlümde lâkin, klmbillr sen nenlesin?,, Saim. uzak, çok uzak bir saadeti koklar gibi oluyordu ve bir isim dudaklarını yaktt: Zehra!
Hatırlıyor. 1926 senesi idi. Kadın. erkek hukuk müsavatı yeni ilân edilmişti, kadınlar, kafeslerden ve çarşaflardan kurtulmuşlardı. Saim, Zehrayı, Kadıköy vapurunda uzaktan görür, tanırdı. Sonra, yan yana oturabilmişler. sevişmişlerdi ve o yılbaşı gecesini Gardenbarda beraber geçirmişlerdi.
Fakat Saim Zebranın kendisine bağlanışını oiddiye almıyordu, onu İstihfaf etmeye başlamıştı. Zehra, bunu hissettiği gün, artık kendisini görmek istomedi, kaçtı, gizlendi. önceleri Saim, buna pek aldırış etmedi. Lâkin aradan altı ay geçince, onun hayatında ne mühim bir yer işgal ettiğini anladı. amma aylar, seneler geçti, Zehra artık onun için ölmüştü. Artık sadece, her yılbaşında, Saim, bir kabir ziyaret eder gibi, onun evinin önünden geçiyordu ve şano, kabirden İşte bu ses m işti,
Saim İçeri girmek için
itti. Açılmadı, Asabileşti. Esktdon olsa, atlayabilirdi. SimdlT Birden aklına kapıyı çalmak geldi. Gülümsedi. Daha önce neden düşünememişti? Çıngırağı hızla çaldı. Birkaç dakika sonra, bir bahçıvan göründü.
— Zehra hanımefondl buradalar mı?
— Evet efendim.
Cebinden kartını çıkarıp uzattı; — Sorar mısınız, birkaç dakika
bu ak-yüksel-
kapıyı
için kabul ederler mlT
Bahçıvan uzaklaşırken düşünüyordu. Demek görobılecek, orada Yirmi küsur yıllık bir ayrılık bir anda bitecek. Saim, geçen bu yılların her günü Zehrayı andığını, onu aradığını idrâk etil. Haberi olmadan. Amma şimdi bir başkası varsa! Koca sersem, bu da nu Şimdi aklına geliyor.’ Bir bankası varsa, bunda Zehranın zerrece kabahati yoktu Nc yapmalı? No m) yapacak, razı olmaktan başka çare mi var?
— içeri buyurunuz efendim.
Saim. bahçıvanın arkasından, bir rüyadaymış gibi yürüyordu. Onu bir odaya nlehlar. Paltosunu çıkarmadı, yakasını kaldırarak, boyun atkısını İtina İlo örterek, smokinli okluğunu gizlemeye ça lıştı. Amma oturup beklemeye başlayınca, gözleri ayakkabılarına ilişti, yapılacak bir şey yoktu, daldı, kaldı.
Ne kadar bekledi? Birden bir rahatsızlık duydu. Gözetlenlyor-muş gibi bir hlsne kapılmıştı. Yok «a kendisiyle eğleniyorlar mıydı?
Sinirlendi, gitmeye karar vere-rok kalktı. Tam o banada. kapı açıldı, içeriye bir genç kadın girdi:
— Zehra!
— Aldanıyorsunuz, ben Zehra değilim, ben...
Bu ses onundu, sima, tavırlar onundu. Senelere rağmen değiş» memişti. Nasıl olup da eski tara* vetlni, edasını, güzelliğini muhafaza etmişti. Bir şeyler söylemek İstemiyor, kurumuş boğazından tek kelime çıkmıyor, sadece bakı» yordu.
— ... Ben kızıyım. Zavallı anne-olğlm.. Teyzelerim ona çok benzediğimi söyler dururlar.
Saim, başı önünde. İlk gençliğinin bu canlı tasviri karşısından ayrılmak istemiyormuş gibi, ağır adımlarla odadan çıktı. Ağaçlar tıraşından demir parmaklıklı kapıya Borlerken, gözleri, ayakkaplarının hor alımda yer değiştiren uçlarına dikili İdi. Amma bu sefer, yan o-dalardan birinin perdesinin kımıldadığını hissedemedi aralığından, buruşmuş yüzünü saklamaya itina eden Zohranın yaşlı gözlerle kon-dlslni takip ettiğini göremedi.
KULOÛLU
Yağmurlu ve soğuk
yağmurluklar
yağmurluklar» gayet
astar zarif
biliyor muydunuz ?
Sabahleyin kalktığınız vakit gözlerinizin altındaki şişlikleri gidermek için, soğuk cuya batırılmış bir pamukla pansuman yapınız.
Bacaklarınız fazla tüylü lee her sabah sabunlu suya batırılmış sünger taşı ile ovalayınız» Fakat taşı, fazla sürterok derinizi tahriş etmemeye dikkat ediniz.
Ev işleri yaparkon tırnaklarınızın kirltnmomesi için, onları kuru sabuna batırın, bbyloco tırnak diplerinde kalan sabunlar kirlerin girmesine mAni olacaktır.
Dikkat ettiğiniz takdlrdo İnsanların yüzlorindcn evvel boyunlarının ihtiyarladığını farketmişi-nizdir. Çünkü ekseriya boynumuzu ihmal cdor sık sık masaj yapmayız, böylece boyun neslçlerl kan cereyanının hafifliği yüzünden pör-sür. Bu hali önlemek için sabunlu suya batırılmış bir fırça ilo boynunuza masaj yapımı.
Gözlorinlzin kuvvetli ışıktan veya yorgunluktan kızarmasını önlemek vc parlaklık vermek için yarım fincan ılık çay damla gülsuyu damlatıp banyo ediniz.
İnsan ayaklarında
Tiyatro kronikleri
( i
Kayseri Gülleri,,
-----o----
Dramda bir Çin
Dram vo programla-değiştiriyorlar. Komedi k*L..iiıırJn “Ncmo Bankası,,, belki de bir dördüncü temsile intlzaron, ye» rint "Kayseri Gülleri,, ne terkediyor.
Merhum Hüseyin Suat ve Münir NıgAEın MLe Marlage de Mile Beul-man.» isimli eserden müştereken türkçeyo naklottiklerl bu eserin tiyatro tarihimizde mühim bir yeri vardır. Filhakika, komedi bundan otuz iki sene evvel oynanmış ve büyük bir rağbet görmüştür. Baş rollerde, muhtelif temsillerde Behzat Hâki, Onnlk Vasfl, Galip, kadınlardan Roza, Efraz
Bu sefer bu ekipten, sahnede yalnız Behzadı göreceğiz. Bodos Ağa rolünü o zaman da kendisi oynamıştı. Aleko rolünde ise Reşit Gürzap, Petro'da Reşit Baran, Asnmki’de Yaşar özsoy, Elmas'da Şaziye Moral, Dlyana*da Gülistan Denizi göreceğiz.
Komediyi sahneye, Kemal Tözem koymuştur. "Kayseri Gülleri,, Komedi kısmına, evvelce tlyatroperve-rân denilen bir sınıf seyirciyi çekecektir. Bunlann eseri gelip görerek gençliklerini arayacakları muhakkaktır. Fakat asıl merak edilecek
EHtR Tiyatrosu, fomedi kısımları, rını unda “
Btnemedyan, Muvahhit, Şsdi, Raşit, Hazım ve Kınar, Bcdla( Zabel, oynamışlardı.
maıalı verilecek
nokta, yeni neslin “Kayseri Güllen, nl nasıl karşılayacağıdıı
Dram kısırımda Nahit Sırrı örlk’ln piyesi, pazar akşamına kadar temsil edilecek. Bu eser, matbuat âleminde pek de haklı denileımyecek hattâ hazan tezyifkâr bir lisanla tenkid edildi, ve, "Para Uğrunda., bir muvaffakiyet elde edilemedi.
Bu sahnede, şimdi, sah gününden İtibaren ‘'Tebeşir Dairesi,, isimli bir tercüme dram oynanacaktır.
Bir Çin masalından mülhem olan mevzuu, 1025 muharrıt Itrinden Kla-bund bir dram halinde yazmıştır. 37 yaşında ölmüş olan Klaound. ilk U-mumî Harpten sonra eser vermiş “oKpressioniste,, bir şair, mllellif ve romancı idi. Bu İtibarla, eseri şalra-nedlr, semboliktir. Nerede kaldı ki mevzu da buna müsaittir. Dramı, türkçeye, adını ilk defa gördüğümüz Basir Feyzioğlu tercüme etmiştir.
•'Tebeşir Dairesi,, için Şehir Tiyatrosu yeniden dekorlar ve hususi kostümler yaptırmış bulunuyor. Dramı sahneye Hüsoyin Kemal Gürmen koymuştur. Havil kalabalık rol tevziat listesinde Neclâ, Budia Ştatzer. Samiye Hün, Şükriye Atav, Talât Artemol, Sami Ayanoğlu, Necdet Mahfl’nln isimlerini görüyoruz. — fa.
Bu mevsim
güzel ve değişik biçimler arzediyor. Ekserisinin rengi gri ve bejdir ve en meşhur terzilerin, dikkatle meydana getirdikleri çok şık mantolarla rekabet edecek bir zarafettedirler. ”tronch conta,, adı altında kullanılmakta o-lan hu yağmurluklar gayet kullanışlı ve sıcaktır. Ekseri elbiselerden olduk ça uzun, yerden 30 cm. uzunluğunda) hattâ bazım cepleri yağmur gireme sin diye fermuarh yapılmaktadır.
Güzel modeller meydana getirmeğe uğraşan terziler yağmurluk için çeşitli kumaşlara başvurmuşlardır. Hususi olarak bilhassa su geçmez kumaşlar halinde dokunan ince yünden •’gabardinHler elverişli ve zariftir. Daha şık ve kullanışlı olmaları yağmurlukların içine astar olarak renkli e-koselor veya düğnıo ile iliştirilen ince bir muflon koymak, soğuk havalarda Istonlldiğl gibi rahatça giyilebilmelerini temin eder.
Kotle kadifeler, sentetik reçina İle elde edilen plâstik veya nylon muşambalar. icabında kıvrılarak çanta veya ceplere girebildiğinden bir çok şık kadınların hoşuna gitmektedir.
Yağa batırılmış ipekten mamul yağmurluklar çok paholı olmakla beraber çok da güzeldirler, hem hafif hem do şık olan bu muşambalar, tamamen ipek olduklarından maalesef kış için kullanışlı değildirler.
Bütün bu yağmurlukların hepsinde
birer kapüşon vardır, içlerine elbise nlzln kumaşından bir ekose geçirecek olursanız fevkalâde bir takım elde etmiş olursunuz. Fa-
kat bazı kadınlar, kapüşon yerine yağmurluğun kumaşından yaptıkları küçük şapkalar glyn^eyl tercih ediyorlar.
Yağmurluklarınızı temizlemek için fazla bir şeye ihtiyaç yoktur. Sıcak »uyun içinde biraz sabun eritmek suretiyle elde edeceğiniz mayii biraz soğuttuktan sonra, yağmurluğu marnının Üzerine seriniz ve bir fırça ve-va süngeri bu su İle ıslatarak, muşambanın kirlenen kısımlarını temizleyiniz. Fakat, fazla silmek suretiyle muşambanın kauçuğunu tahrip etmemeğe dikkat etmeniz lâzımdır.
Sonradan bütün muşambayı soğuk su ile İvıce çnlkalamahsınız. Sıkmadan güneşten veya sobadan uzak bir yere anınız. Trench-coat veya gabardinlerinizi de aynı şekilde yıkayabilirsiniz.
insan ayaklarında hissettiği herhangi bir rahatsızlıktan bütün neşesini kaybodebillr. Hol© meydana gelecek nasırlar yaslandıkça çok daha rahatsıı edici bir hal a-lır. Ayaklarının sıcak su ile sık sık banyo ettikten sonra nasır olmaya müstait kısımlardaki olmuş noslçlori sünger tayı ile yokedorek bunun önüno göçebilirsiniz.
Pratik
Yemekler

♦W
Kadın ve
unsuru, birlikte, Bunun binlerce
YÜZ GÜZELLİĞİ VE CİLD
Kadın güzelliğinin başlıca vücut tenasübü ve ahenkle temiz ve parlak bir cllddir. İçin, clld bakımına mahsus
ilâç vardır, Fakat bunların çoğu, beklenen neticeyi veremez. Bu hususta en mücerrep ilâç badem merhemidir. Bu merhem her türlü sivilcelere, bu-ruşmalara. sertleşmelere ve diğer clld bozukluklarına karşı en iyi bir devadır, İyi bir badem merhemi, şu şekilde evde de yapılabilir: 70 kısım un haline getirilmiş tatlı badem, 16 kısım pirinç kolası, 7 kısım menekşe
Hicri
K evvel
M
1369
1949 ARALIK
Cumartesi
Rumî
K- evvsl
18
1365
Tiyatrolar
»EHÎB TİYATROLARI*
Vasat!
Ezan»
Vakit
Güneş 7.24 2.35
öğle 12 17 7.28
îkindl 14.37 9.48
Akşam 16.60 12.00
Yatsı 18.29 1.39
lmsâk 5.39 12.60
Müzeler
8ant 20.80 da,
DRAM KISMI ı (42157) Para Uğrunda,
KOMEDİ KISMI t (40409) Nemo Bankası.
MUAMMER KARACA OPERETİ ı 20.30 da: Bilin Öokak.
SEB: Operet saat 15 te vo 21 de: Hediyelik Galin, Yunan Tlynt-. rotu: 18 de Lady Windermere*in Yolpuzcsl.
güzellik
kökü, 6 kısım sabun ve 1 kısım acı badem ynftı iyice karıştırılarak merhem haline getıriiır.
¥
ROMA SOKAKLARINDA “MAKYAJ HÜCRELERİ,,
Roma kadınları şıklığa düşkünlükleriyle meşhurdurlar. Kadınların makyajına yardım edebilmek için. Şimdi Roma sokaklarına umumi telefonlarda olduğu gibi ‘'makyaj hücreleri,, tertip edilmiştir. Kadınlar burada, rujlarını, manikür ve pedikürlerini,*Adeta ayak üstü tamamlamak-tachrlar.
Orvıaıı pilâvı (25 dakika)
30 gr. teroyagı İçine 1 kahve kaşığı doğranmış soğan, 1 çay fincanı pirinç (4 kişilik). 2 çay fincanı sıcak su, 1 tutam tuz, 125 gr. mantar, 1 kutu tabii ton balığı, kırmızı biber, zeytin, domates salçası.
Bir tencere içinde soğanı hafif sa-rarıncaya kadar kavurun, sonra pirinci ilâve edin, pirinçlerin yapışmaması için, bir tahta kaşıkla karıştırın, suyu dökün, tuzlayın, üstünü örtün ve ateşi kısın. 18 ilâ 20 dakika pişirin, Bu müddet zarfında, mantarları ö dakika kaynattıktan sonra, o-cak başına getirin. Biberleri ateşte kızbartın, çekirdeklerini çıkarın, küçük satıhlar halinde doğrayın. Vaktiniz varsa, zeytinlerin kabuğunu çıkarın, sonra domates salçasını bir diş ortasından kesilmiş snrmısakla ısıtın. Bu salça, sonra pirinci süslemeye yarayacaktır.
Sofraya getiriş şekil: Yuvarlak ve sıcak bir tabak alın, ortasına pirinci koyun, tepesine kırmızı biberleri koyup etrafına ton balığından bir çember yapın, üzerine sıra ile zeytin ve mantarları dizin. Sıcak tabaklara dağıtın.
Ispanaklı rafadan yumurta: (20 dakika).
1 kutu ıspanak, 200 gr. tereyağı, adam başına 1 veya 2 yumurta.
4 kişilik; İki kutu ıspanağı 150 gr. tereyağı içersinde ısıtın. Bu müddet zarfında rafadan yumurtaları hazırlayın (kaynar suda 6 dakika pişecek), istenildiği takdirde biraz kavrulmuş ekmek.
Sofraya getirilişi Tabağı ıspanakla süsleyin» Üzerine pişmiş yumurtaları ve kavrulmuş ekmeği muntazam yerleştirin. Şayet isterseniz ıspanakları İnce doğranmış katı yumurta sarısı İle »üşüyebilirsiniz.
BOZDAÖI ile Süm-dükten Dağının kav-şak zavlyesl içine ' yerleşmiş olan Se-J petçl Köyüne, otomobil İle iki saatte varabildik. Eğer hava yağışsız ve güneş bol olmasaydı, insan elinin hiç bir himmetine kavuşmamış bulunan kara yolunu sökerek Sepetçi’-ye ulaşmamıza imkân yoktu. Köyün methalindeki çeşme başında, kadınlar çamaşır yıkıyorlardı. İç Anado-lunun bazı yerlerinde olduğu gibi, bizi yadırgayarak ve ürkünerek karşılamadılar. Hattâ, şapkalarımızı çıkarıp selâm verince, sıcak bir tebessümle bize, hoş geldiniz dediler. Muhtar odasını sorduk, köy kahvesini gösterdiler. Meğer, artık eski ananemizin bakiyesinden olan köy odası usulü de, tarihe karışmış.
Kahvede bizi, üç dollkanlı karşıladı. Bunların üçü de, gürbüz, kes-• km bakışlı, pembere kaçar esmer renkliydi. Babacan bir nezaketle ellerimizi sıkan üç gence de birer merhaba çektik ve bize doğru koşarak gelen muhtara, yer gösterdik. Onlar, bizi biran önce zengin bir yemek sofrasında ağırlamak, misafirliğimize, hâncdanca mukabele etmek istiyorlardı. Bu ikram ve iltifatı dalıa sonraya ederek hemen gitmek hevesine gülümseyerek:
— Beyim, yorulacaksın. Bizim kuyular o kadar eğlenceli değil, dedi...
Bir iğde ağacından kopardığımız kalınca dalları baston yaptık, önde muhtar ve arkada arkadaşımla ben, yola çıktık. İki kilometrelik bir yürüyüşten sonra, Lületaşı kuyuları göründü. Cefalı hafriyatla, yan tarafa atılan topraklardan, muhtelif tümsekler peyda olmuştu. Her tümseğin yanında da bir çıkrık vardı. Sol tarafımızda Sümdüken Dağlarının buralara kadar uzayan sarp e-tekleri, âdeta insanı tehdit eder gibi somurtuyor, sağ taraıta Eskişehir ovası, göğsü süt dolu bir genç ana bağrı gibi uzanıyordu.»
Ben. şairane bir temâşaya dalmak İsterken, önünde bulunduğumuz kuyunun içinden ve otuz metre derinlikten boğuk bir ses yükseldi zardan bir hitap duymuî gibi medim desem yalandır. O muhtar izahat verdi:
— MBu kuyuların derinleri bile vardır, niştikte ve iki metre
«er■mr'
Yani sizin İneriz va
taş bulur
da bir tünelle bu suretle mey-
boğulmaz mısı-
nz onlan. Yerin dibine doğru giderken de, kuyunun bir tarafım çeite çelte basamak yaparız, anlıyacağınız, kaza kaza bana basa çıkanz.,,
— Peki. Her kuyuda muaunua?
— Hayır» Fakat çoğunda taş vardır. Sonra, biz daima iki kuyu açarız. îklalnln Arasım birleştiririz. Asıl taş dana çıkar...
— Havasızlıktan nız?.
— Alıştık. İnsan ekmek parası İçin her mihnete katlanıyor.
— Bir kuyudan ne kadar taş alabilirsiniz?.
Muhtarın izahlarından Öğrendim ki, her lületaşı kuyusu, onu açan veya açtıran zata İki yüz liraya mal-olmakta ve bu kuyudan vasati bir sandık — tahminen 25 kilo — taş Diğer adı da Deniz sandık aşağı
ve ıslak
Öğrenmek ihtiyacında
YENİ (84137) I — Sevmeden Vu* innmaz. 2 - Sevimli Rüya.
YILDIZ (42847) Mlkinln Yılbaşı Hediyesi.
ÜNAL (40300) i — Unutulan Sır. 2 — Karanlık Yollar.
ÇİÇEK SİNEMASI (Arnavutköyj 1 — Harmunkaya. 2 — Kılıbıklar.
BÜYÜK: (15U3D Anna Karenin* PARK: (11131) Avşenln Duası SÜMER t (14072) Gunıradln Fedai ler Alayı
ULUS (2229b Ölümden Firar, SUR (14071) Ayşenln Duası. YENİ (14040) Büyük Vals GAR GAZİNOSU t Vlv(ııw Tcrnn Revüsü
bırakmalarını rica maden mıntakasına kapıldım. Muhtar.
Me-ürper-zaman
metre
altmış
Bir metre ge-1 uzunlukta aça-1
A*
İZMİR
Kara Şeytan. Zamııno kıra.
Atatürk İnkılâp Müzesi: Perşembeden maada bar gün 10-12 ve 14-17
lupkup. Huniyiı t'MZJirteai-Çar-şamhu - Cumartesi, «asi 18.30-17 Teli (21090)
A>uaufyu: ruzurtveı • «aJı-Çar-Samba Perşembe Cuma, saat 10 16; Cumartesi, Pusar
16 lalf (21760),
Arkenlujh Çarşamba. cuma. Pazar telinleri 13 ten (6 ya kadar.
E*kı dnrk Eeerlerl ^ııbealt Çar-şambu Vuma Pazar 10 dun 17 ve «iarlar Teli (21082)
(liri* ve EeerJrru büiı
perşembe Pasar «an» 13.30 18 30 ıvır (21Ş8İD
Doimabiihçe Denin Müzueiı Qu mnrtesl sual İP - 17 Pazar 9 • lw Tçh (K12A1)
Belediye Mtl/.aelı Atatürk Bulvarı Perjcmb.’don maada her gün 10-12 vc 14-17
Tevfik Fikret Aslyun
Bebek Perşcmboden maada gün 10-12 ve 14-.17
İzmir t
Antikite Mu/rai (3324) . gün 9-12. 1.30-17 Cumartesi: 17 açıktır
ANK/UIA TtYATROLAKlt Saat 20 d«.
Bt'Vl KTE (10370-40) Bir Ko-rniner Geldi,
Kt’Çt'KTE; (M100) Amigon va grapin'in dolapları
İZMİR
ŞElltD TİYATROSU ı (2364) Hle-8el Şayia.
Sinemalar
sı u zatı * hsr
Hpi
14
BEYOÛLl CİHETİ
^LKAZAR 142502) Mekelkalı Kar rieşlor.
AR (44604) Ümitsiz Aşk
ATLAS (4083b) Mücrim Gönüller.
ELIIA.MRA (435061 Ümitelz Aşk İN( i (84695) istiklal Fedaileri İPEK (44289) I Büyüle Günah 2 — ihtiras Kurbanları.
LALE (43695) Londra Olimpiyatlar)
AIELEK
KARAY
SÜMER
lar» (ikinci hafta).
KUATPAKK (83143) 1 - Kora-
nın Adaleti. 2 — Kazanovantn Aşk Macera tan.
ŞARK (40380) Fantomalar Peşinde
SİK (13720) Hayat Boşlıyor.
TAKSİM (4310lı Kadın Hcverue, TAN (80710ı . Çirte Aşıklar,
8 — Yılmayan Aralan.
İSTANBUL (JlHETİ
ALEMDAR (23683) I - Monte Krlntonun Mirası. 2 — Brod-vaydıı Buluşalım t
CEMBERLİTAb (22513) I
teş Çomberl. 2 — Samba Kralı.
FERAH; SotaJotin eonu Korsa nın km,
HALK (21901) J - Çöl Devle ri. 2 - MAbıdcnin kızı
İSTANBUL (22367) 1 Damga 2 — Kahraman Mehmet.
AZAK (23612) I - Kanlı tftlra I - Vlrjlnvn Kaplanı
TURAN (22127) 1 - Sulahuddlnl Eyyubl. Haçlı 8eferlorl 2 -KautÜ Aranıyor.
MA ICM AR A: I — İlk arzular. 2— Muş’um randevu,
MİLLİ (22962) 1 — Brodvııydn
Buluşalım» 2 - Monte Krletn nun Miranı.
KISMET (21901) 1 - Şehzade
Slmbnt 2 - Lorol-Harrll Dana Öğretmeni,
YENİ (Bnkıraöy 16-126) | - Ya ratılan Vatan 2 - Çalınar Hayat.
KADIKÖY CİHETİ
tnrl Kornan
Sarı Menekşeler
Samba kralı
ELHAMItA
TAYYARE
yeni SİNEMA 1 - Kıhçlann gl-gçjdnde. Dişi Haydut
LALE: 1 — Şarlo İHİm«iz Katiller.
TAN: 1 — Şorlo
İflimaiz Katiller
Diktatör.
Diktatör,
ulHKTlı büMER Yakut Gözlü Kız. MELEK ı — Gecenin Gözleri Slnal Dhşman
K AR^I Y AKA
Radyo
2 —
O
2 —
| Sıhhî İmdat
Oıtunrıııi Beyoğlu Anadolu vnkası Ankara tzmlr
tsmir
I4H0A
505.3e
1)1
Z25)
ŞUrşıyaMa 5055
M0H&9 Aak Bestesi. (410M) IstiklM Fsdsllorl (4JM5I) Vatan Kahraman

IIALE (00112) ı ları. 2
OPERA 100021) 1 -
2 KapUııı Kiri
SÜREYYA (60082) Kraliçesi 2 -Börek
YELDE61RMEN1: Ana.
1 — Nehirle» Bir Çiçek ()«,
IfALE
al. 2 SI NAR:
defler 2
1 — FerinkAr
2 — Yuvamı Yıkamazsın ÜRKÜDAK CİHETİ «000821 l - KMrlar Gemi-Kolan Gül
1
••yem IstanBUi/’un bmrün için tavsiye riıı&l programlar; Dııhllde:
ltı.15 Ihlaubul: Şarkı ye türküler geçli programı (Tanınmış nen ««rintk ırhıri) *1.20 İstanbul: Ferahfeza faali» 13.00 Ankara: Bir eğlence yerinden yayın (aaat 24 e kadar devıım edecektirL 23.15 İstanbul: Fransız chanaona’lnrı. Edlllı Pinff (pl.) 23.80 latanbul: Eğ-lento yerlerinden röportajlar (Saat 1 »• kndnr dcvaın edecektir), 00.10 İHtnninıl: (Tanınmış orbeatralardan dan» mü-ziûi». 00,30 Ankara ■|»(ınH«rh»-hm
H a r İçte;
Sanı iı.oo BBC: 1940 aanealnln har ebet lerİne bir bakış, 16 30 BBC Lig maçlarından yayın. Konuşan Ravmond Glcnden-nlnu. 24.00 BBC: “Cumartesi dnnnı.”
Kh ntrıın zof Kar SUhret ve Para
AMA AHA misi.
AN KARA
(23(32) Cohcnnum ge-
TflIK MI slKKt:
Seal II.00 Ankara,! Şarkılar (pl) — 13.15 Aıduıra Şıırkilar I ı.od
İstanbul : Memleket havaları Uu vs tas birliğinden sser-
alınmaktadır.
köpüğü olan lületaşımn bir bedeli lae, dört yüz liradan değildir. Cevher, kırmızı
bir toprakla örtülü olarak çıkmakta ve bilâhare temlzlonmektedlr. Cev. herin temizlenmesinden sonra, ele geçen taş, gayet yumuşaktır, Adeta dondurulmuş kaymak gibi bir şay. Rengi de, sarıya yakındır. Fakat bir gün sonra, hava tesiriyle taş bembeyaz olmakta, rutubeti de uçup gitmektedir. Romalılar zamanından beri, Esklşehirin birloik servet kaynağı addedilen ve o suretle işlenilen bu ocaklarda, maalesef, hiç bir fenni ve sıhhi tesis yoktur. Ocaklar, İkisi köyde ve üçü şehirde olmak üae-re beş kişi tarafından işletiliyor. Bunlar, kendi aralarında bir şirket kurmaya çalışıyorlarsa da, henüz kati bir anlaşma temin edememişlerdir. Sâyiamel kadar sermayenin de dağınıklığı ve münferitliği yüzünden, bugünkü randımanı, bir karınca randımanı olarak vasıflandırmak mümkündür. Köylü bir amelenin şu mihneti! mesaisine mukabil günde 2-8 lira alabildiğini hesaba katarsak, madencilik bahsindo, nc kadar geri kaldığımızı anlarız Eğer kuvvetli ve fenni tesisler vücuda getirilip suları tahliye tertibatı da alınabilse, sene-
Şima-kara
Eskişehire yalnız lületaşından de iki milyon lira girecektir.
Lületaşı ocaklarının biraz linde ve dağların bağrında,
toprağa gömülmüş krom, mangazlt madenleri de ayrı bir etüde muhtaçtır. Buralardaki müşahedemi de ikinci mektubumda arzedeceğim.
F. S.
- «MB UM

Şu acayip dünya!
Silindir halinde kitap
Finettl adında bir İtalyan, ilk çağların parşömen ve papirüs tomarlarından ilham alarak, yeni bir kitap meydana getirmiştir. Bu icada göre, 320 sayfalık bir kitap, şerit üzerine basılmak suretiyle, herhangi bir fotoğraf makinesine sığan filmler kadar küçülmüş oluyor. Şimdiye kadar kullandığımız kitaplar 300 gramdan aşağı olmadığı halde, şerit halindeki yeni kitap yalnız 70 gram ağırlığın-dadır. Bunun İçin sarfedilen kâğıt, normal bir kitapta kullanılandan beş misli eksik olduğu gibi, baskısı da beş misli eksik bir el emeğine ihtiyaç gösterir. Rulo halindeki kitabı basacak olan makina rotatif makinesi e-muu üzorlne kurulmuş vo durmadan dönen İki silindirden ibarettir. Bu
olduğunuz herşey
İle Is-Is-
Icr) — 14.15 İstanbul: Azız Şen-sce ten memleket türküleri — 15.10 Ihtnnbul; Snz eserleri. Okuyan Mustafa Kovancı — 18.00 İstanbul: Sns esorlerl — 18.30 Ankara: garkı ve türkü-Irr 10.20 Afll ‘ Yari tu n sealrr — 19.15 İHtanbul: gıırju ve türküler geçit programı; Perihan Altındağ Süzeri, Müzeyyen Soıınr Işıl, Norml Rıxa A-hiaknn. Mefharet Yıldırım, Hamiyet YÜcrses, M nala fıı Çağlar. M un llıi Yakar, Ekrem Kongar, Akile Arıtın Mustafa Kovancı. Ahmet Üstün — 21.20 Istan-bul: Ferahfeza fııalı.
DANS MÜZİĞtı
Saat 8.15 Ankara: Piyano saz parçaları (pl) — 18.15 tanbul: Caz mÛslğl — ta.ın
lıınbııl (pl ) — 14,40 Ankara: Film yıldızları söylüyor (pl’ — 17.45 BBC: Plaklarla dans müziği, iH.oo Ankara (pl.•— 18.20 İMnnbul (pl 1 — 10.20 I etfi ilimi: İbrahim Özgür dana
orkestrası, — 21.00 İstanbul: Necdet Koyutürk orkest ruamdan tangolar — 24.00 BBC: “CumnrtoMl dansı», — 00.10 Im-ınnhui: Meşhur orkestralardan dans müziği — 00.30 Ankara: •'Dunu mlolım’‘.
HAFİF MÜZİKı
Saat 7.30 Ankara: Hnflf müzik (pl) — m.30 Ankara: Hafif melodiler (pl) — 8.80 BBC; Bando müziği — 12.30 Ankara:
Radyo eşlen orkestrıun — 18.30 İMtanbul' Rndvo snlon erken-traaı — 10.45 Ankara: Çeşitli melodiler (pl) — 22.15 BBC: Hafif melodiler — 01.45 thtıınbul: Valeler (pli,
Hİ Nİ Mİ PIIOCHIAMI.AR:
O.ift, II.15 ve 23.00 BBC: Dinleyici islikleri — İL00 BBC; 1019 harckdtlvrlnc bir bakış (20.30 da tekrarlanarak) bul: eden bul; d İm Hafta J5.00 İstanbul: Başka larda hııyat var nu? Konuşan; Ord. Prof Salih Murat Uldllek. i(i.3o BBC: Lig kupa n maçının yayını. Kopunca GUu-
dcnnlng — 20.30 Ankara: Yeni yıla glıorkon. — 21.80 BBC: Spor haberleri — 91.00 lntanbul: Tcmail: Bir yılbaşı rüyam — 23.oo Ankara : Eglcnco yerinden yayın (24.00 de devam cdo-rekllr) — 28.30 İRİnnbul: Eğ-lonco yerlerinden röportaj (01.00 o kadar dovııın edecektir) — •43.59 Ankara; •’Y’eni yılınız kutlu ol nun"
KLASİK BATİ MÜZİĞİ:
Bant 13.00 Ankara: Cumhur-başkanlığı Armoni Müzikali — 18.00 İstanbul: Filmlerden klâsik müzik (pl).
IIA BEKLER;
Ankara ve I f»( ıı ıı luı I rııri> uları: 7.15. 13.00, 10.00 vo 22 15 — Saat 1.1.30 Ankara: Öğle gazutesi — ,,.20.15 Aııkurn; Radyo gasetcsi, BBC Radyosunun türken neşriyatı ı
Saat: 7.15, 18.15 Vfl 28.00 (bu program 10.01: 21.02; 31.32 va 19.19 metrelerden dinlenebilir). '•Amrrlknnın ScbI" Rıulyosu türk-ço neşriyatı: Saat 19.15 (13 10 ve 19 ıne(relerden dJnloneblllrL
Gelecek ve gidecek uçak, ekspres ve vapurlar
GEI ECEK OLA N I t AKLAIl 7.10
8.—
12.50
13 30
ı Hollanda) Ama-KoııiMdnn, (Türk) Ankaradaıı.
(Ingiliz) Londra
13.50 Istan-Haftanın filmleri. Takdim Sor.ııi Solelli — JM0 latarı-Hutlanı»» programını tak-rr||yoi‘MZ — 11.55 Ankara: sonu spor programı — dünya-
P.A.A» (Amerikan) Nc\v-Ynrk Boston. Gaodar, Sha-ııon, Londra, Brllkselden. K L M.
(oi'daııı. D.H.Y.
BE A
Niş. Roma Atmadan. DH.Y. (Türk) lamlrdon.
D H.Y (TUrlc) ÎHİcanrirrun. Adana. D. Bakır. Elûsığ. Malatya, An kuradan.
GİDECEK Ol \N UÇAKLAR A. F. (Fransıs) Atina, Romu, ParlMc.
P.A.A. (Amerikan) Şam, Bnsraya.
K.L.M. (Hollanda) Tahrana.
M R ıMısır) Lefkoşe. Ka-hirova.
D.H Y danaya D.H.Y. D H Y.
14 —
14-
8.—
8 25
9.—
9.—
0.—
(Türk)
Ankara, A-
İL—
13.50
14,30 D.H.Y. (Türk) An karaya
(Türk t (Türk)
An Iciıra ya. lzmlrc.
makina normal ebadda bir kitabın saatte 5000 nüshasını basmaktadır» Gayet basit bir pobtn usulü ile kitabı okurken, çevirmek mümkündür. Bu kitaplardan birkaç tanesi kolayca cebe girebildiği gibi, 100 ruloluk bir kütüphane de çantaya sığabilir. Maliyet flatmın tesbitinden sonra ebadının beğenilip begenilmiyeceğinl, bu yeniliğin tutunup tutunmıyacağını anlıyacağız,

Bir köprü ne kadar zamanda boyanır?
New - York şehri ile Ne\v - Jersey eyaleti arasındaki Hudson nehrini kaplıyan Gcorge Washington köprüsünü boyamak İçin 30 İşçinin takriben 1 yıl çalışması icap etmektedir.
11.30 B E.A. (İngiliz) Atina, Roma. NIs, Londra.
GELECEK OLAN VAPURLAR 1130 Flursa (Avvnhk, tzınlrdcn) 19.— Mersin (Ayvalıktan). 10.45 8US (Mudnnyadnn).
GİDECEK OLAN VAPVRLAR
4.—
9.—
14-
20 —
GELECEK OLAN EKnPKESLER 0 45 âemplon (Avrupa).
7.10 Doğu (Ek*.)
8.30 Ankara (Eks.)
GİDECEK OLAN EKSPRESLER 18 10 Ankara Ekspresi.
21.80 Scmplon (Avrupa). 21.40 Güney.
Anaforla (Inebolu.va). Sus (Mudıınyaya). Giresun (îzmlre). Konya (Bandırmaya).
Eczahaneler
EMtNÖN (’: Cemil, Boyaııt, Emın’inü. E. Ö. Bensaaon, Küçükpaaar. Ali Rıza, Alemdar.
EYÜP:
Arif Beşer, E. 8
BEŞİKTAŞ:
8. Recep. Trum. Cad.
IIKVOC’.I I Merkez, K. P.
FATİH;
İbrahim Halil» Şah. M. Hüsrımoddln, Fener. IÇftofiios. Snmntya Nazım Şehremini. S. Gürgmı. Aksanıy. Rurıuüzel. Karatfümrük. Üsküdar;
Ömer Kenan, Hâkimiyet Mil. KADIKÖY:
Yani. Moda.
u. AD V.
H. Ada.
SARIYER: İzzet. S. Y.
A X K İRA Yenişehir. (2HW3> Ankara, «111031 Iiimetpıışa. (15175)
İZMİR
Millet. Kamerahı M. Yml İzmir, Basmahane Güze)vnlı. Yalılar M.
Eşrofpaşa» Eşrefpaga M,
C.
4 — Bir unvan. Boşta gezen. 5 — Masal. 0 — Slolm» Bir kumaş.
7 — At pnpucu, Nota. Bir renk.
8 — Bir renk, Bir nevi kama. 9 — Otomobil, Çiftçi aracı. 10 — Bir meyve, Pişmişine eu katma.
Yukarıdan n*nğı>n:
1 — Gemi direğinin bir parçası. 2 — Bir hayvan, Kısım. 3 — (Törel) Menfi cevap. Fransada bir şehir. 4 — Bir kumaş Duman lekesi. 5 — Yalancı meme. Kndu’dan bııco gelir. 6 — Nota. M&Ük/ino.
7 — Bir (tftaç, Helvada bir ova.
8 — Bir şehir, Bulmaca çalış. 9 Bir soyadı, Kereste kırıntısı. 10 —-Ekme, Erlddon okullurdn vardı.
DV N Kü BULM AC AN IN IIA LLİ
Soldun «afin:
1 — GOUstnn. 2 — Enayi. Nara. 8 — Biblo Az 4 — ha. İane. 5 — Bed, İman, ti — Yamak. 7 — La, Sal. Do. 8 — Uslu, Titiz, 9 — Maltı», Zn 10 — Kara. Fin.
Yukuridıın n»»ı£ı>ıı:
1 — Gelibolu, 2 — Ün. Se. Asma, 3 — Labnda, Lar. i — îyl. Sula#
5 — Slblrva. 0 — La. Altın. 7 — Anonim, ts. 8 — Na. Emu. 9 Ra, Akdlal. 10 — Kasan. Ozan.
İtfaiye
Bevoğlu 44044 Kadıköy 60X78
İstanbul 24222 Üsküdar 60945
Ankara 00. tamir 2222 IC Y'nkn W
Bugünkü lig maçları İnHnF ktadiniiâ ; 12,30 Fenerbahçe - îat.Spor 14,3u Boşiktaş - Emniyet
Sayfa 6
YENİ İSTANBUL
M Aralık 1949
SİYASİ İKTİSADİ
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi :
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ: FARUK A. SÜNTER Bu sayıda vaeı içlerini fiilen idare eden : SACİT ÖGET
Basıldığı yer :
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
İkinci sayfamızdaki siyasî, üçüncü sayfamızdaki İktisadî, dördüncü sayfamızdaki kültüre) başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamen yazarlarına aittir.

TAM ve YARIM OTOMATİK
i
4
ÇAKMAKLAR
Büyük bir rağbet görmüş bulunan tam ve yarını otomatik çakmakların satış fiyatları 15 liraya indirilmek suretiyle satış depolarımızda sayın halkımızın isteklerine ar-zedibniştır. ' 18271 ı
İSTANBUL TEKEL BAŞMÜDÜRLÜĞÜ
Türkiye Eski Muharipler Bankası
A. 0. Genel Müdürlüğünden:

Türkiye Eski Muharipler Bankası resmen kurulmuştur. Anasözleşnıe 9.12.1949 tarihli Resmî Gazetede neşredilmiş ve birer nüsha sayın ortakların adreslerine gönderilmiştir. Almı-yanlar Genel Müdürlükten alabilirler. Kendilerine ayrıca mektupla bildirildiği veçhile, taahhüt ettikleri hisselerin 2 nel taksiti olan dörtte birlerin ocak 1950 sonuna kadar nnasöz-leşme hükümleri dahilinde Ödenmesini rica ederiz.
İstanbul ve Ankaradakl ortaklar Sümerbank gişelerine diğer yerlerdeki ortaklar ise Ziraat Bankası vasıl asiyle hisse bedellerini yatırabilirler.
Ortaklarımızın adres değişikliklerini muntazaman bildirmeleri ayrıca rica olunur.
Adres: Tarko Han, Ankara P. K. 61 Tel: Adresi: Muhabank, Ankara Telefon: 16 410 * (IHI 8)
Hakikî meyva suyu ve bol vitamini havi olan GÜZEL ANKARA ve OLİMPİYAT meyvalı gazozları sayın müşterilerinin yeni yılı sofralarınızda bol neşe ile geçirmenizi temenni eder.
veya binalar ve santral tesisatı ayrı ayrı ayn ayrı perakende olarak satılacaktır, gibi teslim muhammen bedelleri:
İşçi koğuşları, lokanta, mahfil, hamam,
Müessescsi, Ankara Posta 9, veya Borçka kazası Mur-
Memur evleri, hastane, helâlar gibi sosyal binalarla lftboratuar, demirhane, santral, garaj ve demir konstrüksiyon izabe atölyeleri binalarından mürekkep 59 parça bina 127.000.—
20.000.—
yalnız dinamo tab-
Kullanılmış Dizel Dinamo Grupları İzabe Tesisleri, İkametgâh ve Atölye Binaları Satılacaktır
Artvin Vilâyeti dahilinde, Artvin - Borçka arasında Kuvarshan mevkiinde, cevher rezervinin tükenmesi üzerine tatili faaliyet etmiş bulunan Kuvarshan Bakır İşletmesindeki Dizel dinamo grupları ve bunlara alt cereyan cem ve tevzi tablolarından müteşekkil komple bir elektrik santralı tesisatı mahallinde toptan toptan veya hepsi Mahallinde olduğu
Dört zamanlı, 4 silindiril, dakikada 190 devirli beheri 260 beygir takatinde 185 kilovat 525 voltluk mütemadi cereyan dinamolarile direkt akuple, İşler vaziyette komple iki dizel-dinamo grupu ve fazla bir dinamo, bütün lüzumlu ölçü âletleri ve komanda tertibatını havi cem ve tevzi tablolariyle birlikte: (Yalnız bir Dizel motörü 7.000. loslle birlikte 2.000 liradır.)-
Türkiye Bakır İşletmeleri caddesi Şavban Apartımanı No. gul nahiyesinde Murgul Bakır İşletmesi Müdürlüğüne müracaat olunması.
Tekel Genel Müdürlüğü ilânları
YENİ YILIN EN tYl HEDİYESİ ”BAĞDAT”IN TATLILARIDIR.
Telefon: 40162
Malzeme Alım Şubesinden
I
Beyoğlu, Galatasaray No. 18
e
Sayın vatandaşlarının Yeni Yılını tebrik eder.
lOttımur) uu&ab
Yılbaşı ve Bayram
Tebrik Kartlarını
Her yerde arayınızl
Toptan Satış: '>thmaı İstiklâl Cao z.3-3
Raraköy, Hatan Deposu yanında Hain Paşa sokak No. 12
Hiçbir yerde şubesi yoktur.
F
Unutmayınız ki, Tûrkiyenin yegâne tanınmış Baklavacısı (GÜLLtİOĞLU) nun GUI kokan baklavaları olacaktır.
YILBAŞI AKŞAMI MİSAFİRLERİNİZE GEÇECEK İKRAMINIZ
ÇEŞİTLİ BAKLAVA — KURABİYE FISTIK EZMESİ — BÖREK




CİMİ 1 Güvenme Miktarı parası Bulunduğu yer Satış Şeldl Saati
Hurda çember 10 ton 37.5 lira Karaağaç deposunda Pazarlık 10.15
" Deruir 11 " 248.- " Paşahmanı T. B. eri
Bir sene zarfında İstanbul, deposunda 10.30
İzmir, Samsun, Adana ve
Malatya tütün fabrikala-
rında birikeceği tahmin e-
dilen tütün tozu. 665-700 " 867.- .. ı Cibali Tütün Fab. M 10.45
1 — Yukarıda cins ve miktarı yazılı malzeme hizalarında gösterilen şekilde satılacaktır.
2 — Satış. 17.1.950 salı günü hizalarında gösterilen saatlerde Kabataş Genel Müdürlük malzeme alım şubesindeki satış komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartnameleri sözü geçen şubede ve mallar hizalarında gösterilen yerlerde görülebilir.
4 — İsteklilerin belirli glln ve saatte hizalarında gösterilen güvenme paralariyle birlikte mezkûr
komisyona müracaatları ilân olunur (18307»
Fener
Şubesi--------
Haliç
Mükellefin G. me nk ul ün Kapı M3 K 157116(1 Vergi Yekûn İtibar
Adı mahallesi Sokağı N. Cinsi Lira K. Arazi Ltra K. yılı
Arsa
Marika Tevkiicafer Sancaktar 26 212 636 — 218 K. 2 18 939
Meliha K. M. Paşa Cibali C. 13.13/1 85.81 429 05 215 H 2 15 939
Kemal Kasım Gün anı 1 Yürük 18 500 10 — 1000 M 10 — 939
İratlı
Haşan Mollaaşkı Pazarcık 15 30 150 — — 78 — 78 949
2
Fener Belediye Şubesi dşhilinde yukarıda mahalle, sokak ve kapı numaralan yazılı gayrimenkul sahipleri kanuni ikametgâhlarım terketmiş ve başka bir adres bildirmemiş bulunduklarından tebligat mümkün olamamıştır.
Keyfiyet 3692 sayılı kanunun 10, 11 inci maddelerine tevfikan tebligat yerine kaim olmak Üzere ilân olunur.
(Bu kıymetlere ilânı takip eden günden itibaren 30 gün içinde itiraz olunabilir.)
En Son Paris Modası
BAHARLIK. BORDÜR REYYE ve EKOSE KADIN
YÜNLÜLERİNİ
ısrarla arayınız.

(18285)
o-----------
Mahallesi • ■5 o (A 6 Z M Sahibi S (x> E £ Lira •a -f > Lira İtibari İhbarname No.
Himar Kemal Ş. Haşmet 6/8 Mehmet 2200 1100 939 2/29
Binblrdirek Dlzdariye 53 H. Avni 8930 4465 942 3/9
K. Ayasofya Medrese 1 Abdullah 477 238 945 1/58
II 3 II 453 226 945 1/57
lehakpaşa Aksakal 12 Hayriye 3400 17 941 2/22
Cankurtaran Ak bıyık 11 Abdullah 4800 24 939 7/11
Kazganlsadi Türkell 63/1 Vartuhi 8800 44 943 2/49
Kunıkapı şubesi dahilinde mevcut olup sahiplerinin ikametgâhları bulunamanıasından dolayı tebligat yapılamıyan muhtelif mahallelerdeki arsaların mahalle, sokak ve kapı numaralan yukarıda gösterilmekle 3692 numaralı kanunun 10 ve 11 inci maddeleri mucibince ilânen tebliğ olunur
Bu kıymetlere ilânı takip eden günden itibaren 30 gün içinde itiraz olunabilir. (18354)



Aşağıdaki dükkan ve gazete bayilerinden başka gazetemizce hususi surette teçhiz edflmiş ve kasketlerinde (YENİ İSTANBUL) yazılı bulunan özel müvezzilerimizden ve Beyoğlu Kaymakamlığı karşısındaki gazetemiz idarehanesinden de bu karneler temin olunabilir.
Karne satacak bayilerin isim ve adreslerini gösterir liste
• •
İSTANBULDA :
KÖPRÜDE:
Bay Kemal, Köprü Kitabevi
Bay Osman Kazak, Kadıköy İskelesinde.
Eay Ihsan, Üsküdar iskelesi, gazete bayii
Bay Sıtkı, Boğaziçi iskelesi, gazete bayii.
Bay Horen, Nimet Abla gişesi karşısında gazete bayii
SİRKECİDE:
Bay Esat, Gazete ve mecmua bayii
Bayan Atiye, istasyonda gazete bayii. TÜRBEDE:
Bay Arif, Türbe kitap ve gazete bayii >B E YAZITTA:
Bay Bahri, Eczahane yanında tütüncü.
S AKAÇHANEBAŞ1NDA:
ıBay Mehmet, fırın önünde gazete bayii
AKSARAYDA:
Bay Adem, gazete bayii
Bay Kemal, Piyango ve gazeta bayii
CAGALOĞLÜNDA:
Bay Ahmet, tütüncü ve gazeteci
Bay Niyazi, Eminönü Halkevi karşısında gazete bayii
KARAKÖYDE:
Bay Kemal, Tünelde gazete bayii
Bay Nlko, Bahtiyar gişesi
BEYOGLÜNDA:
Bay Esat, Ingiliz Sarayı karşısı, tütüncü.
Bay Torkonl, Galatasaray Lisesi karşısı.
Bay Ferit, Taksim Abide karşısında gaze* te ve tütün bayii
Bay Mehmet, Taksimde Kristal altında gazete bayii
Bay Dikran, Konak oteli karşısı, tütüncü
Bay Haşan, Harbiye, Bizim Haşan gişesi Bay Garbis. Osmanbeyde fırın yanında gazete bayii
Bay Remzi, Nişantaşında gazete bayii.
BEŞİKTAŞTA:
Bay Zeki, Tütün ve gazete bayii
Bay Avni. Tütün ve gazete bayii
Bay Haşan, Tütün ve gazete bayii
Bay Mustafa, Tütün ve gazete bayii
TOPHANEDE:
Bay Şükrü. Tramvay durağında Savaş Sakatı gişesi
KADIKOYüNDE:
Bay Ethem, Gazete bayii
ÜSKÜDARDA:
Bay Hikmet, Kitap ve gazete bayii
Bay Cevat, Kitap ve kırtasiyeci
8AMAT1ADA:
Bay Kenan, Tütüncü ve gazeteci
BAK1RKÖYDE:
Bay Ali. Uçak gişesi
YEŞİLKÖYDE:
Bay Şaban. Gazete bayii
ADALARDA: . _ '
Bay
Bay gazete
Nlko, Büyükada iskelesinde kitapçı Süleyman, Heybeliadada tütün ve bayii
ANKARADA:
ANKARA BÜROMUZ :
K. Özalp Caddesi Ilgar apartmanı No. 1/9, Yenişehir. Telefon: 16112
Akba Kitabevi.
Bay Ali Tümen, Ulus Meydanı tütüncü.
Bay Yakup Karakaş, Ulus Meydanı, Cebeci durağı.
Bay Cevdet, Ulus Meydanı, Hilâl Fotoğrafhanesi karşısında.
Bay Hayri öztürk, İstanbul Pastahanesi karşısında
Bay Sait Özer, İstasyonda gazete bayii.
Bay Durall Dalkılıç, Samanpazarı Meydanı. gazete bayii.
Bay Mehmet Altıntaş. Sağlık Bakanlığı.
Bay İslâm Günok, Yenişehir, İş Bahkasu
Bay Mustafa Erten, Kızılay gazete bayii.
Bay Tevfik, Meşrutiyet Caddesi.
Bay Osman,Yenişehir,Bakanlıklar durağı.
İZMİRDE :
İkinci Kordon, Emlâkbank yanında Anadolu hanındaki YENİ ÎSTANBUL Bürosunda
Foto Can, Hükümet konağı karşısında
Bay Halil, Anafartalar Cd. İstiklâl gişesi
Bay Cahit, Anafartalar Cd. Zengin gişesi
Bay Haydar. Karşıyakada Kemalpaşa caddesinde No. 15
Bay Mustafa, Asım Türker Kardeşler, Alsnncak vapur iskelesinde
Türkiye İmar Bankası
Sermayesi: 1.500.000
Kuruluşu: 1928
Yeni Postahane arkasında Aşirefendi caddesi No: 35/37
Vadesiz tasarruf tevdiatına % 4,5 Vadeli tasarruf tevdiatına % 6
Faiz verilir ve vâdell mevduat faizleri aylık olarak ödenir.
Yeşilköyde ÇINAR Otel ve Gazinosu
İsviçre OBERJLERİNİ aratmıyacak ve kışın da açıktır.
Yılbaşı REV’EYONU İçin güzel bir müzik ve birçok sürprizler hazırlanmaktadır. Yerlerimiz mahdut olduğundan şimdiden masalarınızı angaje etmenizi rica ederim.
ADRES: Yeşüfeneri yanında, telefon: 18/2.
Matbuat hayatımızda bir yenilik olan kameti abonman usulümün her tarafta büyük bir alâka görmektedir. Bu alâkayı gözönünde tutarak ve okuyucularımıza kolaylık olsun diye, yanda, ocak ayından itibaren her ay muntazaman karne tedarik edilebilecek bayilerin listesini veriyoruz. Bayiden almak istemiyenler veya alamıyanların, posta havalesiyle doğrudan doğruya, Beyoğlu, posta kutusu 2100 YENİ İSTANBUL adresine 280 kuruş göndermeleri kâfidir. YENİ İSTANBUL abonman karnesi taahhütlü olarak adresinize gönderilir.
Geçen ay karne alamadıklarından müsabakaya girme haklarını kaybetme endişesine düşen okuyucularımız için şu kolaylığı yapmayı uygun bulduk:
Birbirini takip eden üç aya ait karne kabını veren her okuyucuya bir kur’o numarası, altı kap verenlere iki, dokuz kap verenlere 3, on iki kap verenlere de 4 kur'a numarası verilecektir. Bu şekilde, okuyucularımız, karnelerini ne zaman alırlarsa alsınlar, üç aylık aboneler 1; altı aylıklar 2; dokuz aylıklar 3 ve senelik abonelerimiz de 4 numara ile kurcamıza katılabileceklerdir.
Bilindiği gibi YENİ IST/u .1 L devamlı okuyucuları arasında, Noter önünde çekeceği kur’ada, meccani tahsil ve başka hediyeler vermeyi taahhüt etmiştir:
Her yıl çekilecek kur’ada birinci gelen 10.000 lira masrafla Avrupada; ikinci gelen de 5.000 lira sarfiyle Türkiyede üç yıllık bir tahsil yapacaklardır. Kendisine tahsil kur’ası düşen YENİ İSTANBUL abonesi, hakkını bizzat kullanacağı gibi, herhangi bir kimseye de devredebilecektir. Böyle bir tahsile imkân ve arzusu olmıyanlara gazetemiz bu işe ayırdığı tahsisatı % 20 noksaniyle defaten ödeyecektir.
Ayrıca: Üçüncü gelenden itibaren 3 aboneye, meşhur markalı birer altın kol saati: 3 aboneye, meşhur markalı birer gümüş kol saati; 3 aboneye. meşhur markalı birer çelik kol saati verilecektir.
4

Comments (0)