SALI
Sahibi: Safa Kılıçlıoğlu
İdare t Nuruosmanlyo No: 17
Tel adresi: «YENİ 8ABAH»
İSTANBUL
Telofonı 2070»
31
MAYIS
1949
Yeni Sabah
12 inci Yıl, No. 3659 HÜRRİYET VE HAKKİN YILMAZ MUDAF11YIZ Say.s, : 10 Kuruş
Sadak, Meclis'te dün izahat verdi
Dış Bakan, imanlılarla bir daha spor karşılaşması okrayacak„ dedi
Necmettin Sadak, Atina stadındaki düşmanca tezahüratı anlatırken, Mecliste (Kahrolsunlar) sesleri yükseliyordu
Çıkmazdan Kurtulmak
için
ff —emokrat parti başkanı ||__Celâl Dayarın, memle-
ketin içine girdiği çıkmazdan kurtulması için, umumi seçimlerin yapılması fikrinde olduğu artık vuzuhla görülmektedir. Kastamonuda, Eskişelıird», şurada ve burada, nerede demekte bulunmuş ise bu düşüncesini, kuvvetle müdafaa etmiştir.
Bu kanaat, bizim, bu sütunlarda ötedenberi üzerinde ısrar hattâ inatla durduğumuz bir inançtır. Demokrat Parti liderleri, ba d ufak tefek tereddütlerden sonra, nihayet bu lüzum ve zarureti tamamile kavramış bulunuyorlar. Halk Partisi çoğunluğu içinde de bu mecburiyeti duyanlar talimin olunduğundan fazladır. Çünkü bir çok dürüst ve milli i-radeye boyun eğmeğe âmâde unsurlar 1946 seçimleri üzerine u-vanan şüphelerden müteessirdirler. Niteldm Meclis kürsüsünden bazen demokrat milletvekilleri arkadaşları Halk Partililere «Biz milleti hakikaten ve cidden temdi ediyoruz» gibi sert tarizlerde bulunabilmeğe kendilerinde hak ve salahiyet görmüşlerdir. Halk Partili mebusların mazbataları üzerinde, Meclisin ekseriyetini teşkil eden Halk Partisinin fazla hassaslık göstermek istemeğe temayül etmemesi de havayı hayli bulandırmış idi. Binaenaleyh kaynağı bu kadar dedi-kodulu olan bir seçimin, aradan ®0 yü geçtikten sonra, yenilenmesini İstemek hiç de anormal »yılmamalıdır. Bahusus ki Türlüye Büyük Millet Meclisleri, çey rek asırlık mazilerinde hep böyle müddetinden evvel dağılma karan vermek geleneğini kurmuşlardır. Filhakika o eski devir lerde, Mecliste yalnız bir parti vardı ve Halk Partili milletvekilleri şeflerinin ve parti idarecileri oin teveccüh ve muhabbetini cel-betmiş olmakla sandalyelerinden emin olabüirlerdi. Halbuki şimdi bu sağlamlık ve emniyet mevcut değildir. Binaenaleyh tekrar seçilmesinden endişe duyanlar hat tâ böyle bir tecrübeden mağlûp çıkacağından emin olanlar, var kuvvetlerile seçimlerin her halde samanından evvel yenilenmemesi tarafını şiddetle iltizam ediyorlar. Evvelce Cevdet Kerim hıce-«ayı, geçen gün de Başbakan yardımcısı Nihat Erim daha ziyade bu nevi ve zümreden olan arkadaşların düşünüş tarzlarını nüdafaa ettiler de Meclisin vak _______(Devamı Sa. s Sü. 6 da)
Silâh kaçıran bir şebeke yakalandı I Kaçakçılar, Galatada, bir dükkânda paralan sayarken suç Ustu tutuldular; dün de kamyon dolusu el bombası, tüfek ve mermiyi Üskiidardan araba vapuruna yüklemişler, lstanbula geçirmişlerdi, kaçak silâhlar Filistine satılıyordu
İstanbul emniyet teşkilâtı, mü him bir silâh kaçakçılığı hâdisesine el koymuş ve kaçakçı şebekesini suç üstü yakalamıştır. Yakalanan kaçakçalar Nâzım Gürsoy adında mevki sahibi bir memurla, Ahmet Set İsminde es ki bir kaçakçı, arkadaşları Kâmil Çakır ve Moiz Rahattır.
Şebekenin kuruluşu
Kolaylıkla silâh ve cephane tedarik edebilen Nâzım Gürsoy Filistine silâh kaçıran Molzle bir müddet evvel tanışmıştır. Fakat, (Devamı Sa. 5 Su. 6)
Millî Savunma
Yunandaki resimde uyumak ta olduğunu gördüğünüz zat kim-dir?.. Düşününüz. Bir gazete /otoûra/çısı, uyuyan zatı yaman bir ânında ustalıkla yakahyabil miştir. Siz, bu resmin kime alt olduğunu düşünedurun!.. Cevabını biz verelim:
Celâl Bayar, Esklşehrin Al pu nahiyesinin küçük bir köyünde öğle yemeğinden sonra, beş saatlik bir otomobil yolculuğunun yorgunluğunu çıkarmak için uyurken görülüyor.
teşkilât kanunu
Diin kabul edildi
Ingiliz Bale heyeti dün geldi
Mersinde
döğülınüş
îngilterenln tanınmış Sadler’s JVells Bale kumpanyasına men-ıup beş kişilik bir heyeti dün saat 16.30 da şehrimize gelmiş-1 Ur. Gelen »anatkârlar Molra 1
enyuız oaie heyeti Yeşilköydo
8 ! w?^»rer’ Spmes, Anııe [ ketimizi ziyaret imkânını
'ı / k'xandre Gra“t ve pi- muş olduklarından dolayı G“'?ert'dir- nuniycUtfrini İzhar etelerdir.
Sanatkârlar dün kendisile gö- Heyet dün akşamki ekspresle rüşen bur arkadaaımıza. memle- 1 *-■-----• - - ■ • -
ketimizi ziyaret imkânını bul-memnuniyetlerini izhar etmişlerdir.
Ankarava hareket etmişlerdir.
Emekli kanununun müzakeresi devam ediyor
Ankara: 30 (Hususi) — Bugünkü Meclisi* Emekli kanun tasarısının komisyondan gelen maddeleri mtL zattere edildi, 7; 8; 27; 29; 32; 6(5; geçici 7; 14 üncü maddeler kabul edildi, 40 inci madde konuşulurken oturuma eon verftJl,
Başbakan Şemsett in Günaltay ve Ticaret Bakanı Cemil Sait Barlas izahat ve rlrken. ■
Hayat pahalılığı münakaşa edildi
Başbakan, pahalılığın Barlasın iddia ettiği gibi istihsâl azlığından ileri gelmediğini söyledi
Eğitim Bakanı da, maarif işleri hakkında
izahat verdi
ti ■ ft
2
II ! 4- I
fi.
Ankara, 30 (Telefonla) — a M. M. bugün saat 10 da Raif Karadenizin başkanlığında top* landı. Ve Gündemdeki sorulara geçildi.
Bugünkü sorular aras nda E-min Soysal’ln (Maraş) M. Eği* tim Bakanında üç sözlü Eorusıf vardı, öğretmen yetiştirme durumu ve Bakanlık merkez teş* kllfttı hakkındakl ilk soruyu B» (Devamı Sa. 5 Sü. 7 de)
Cumhur
Soldan sağa: Schuman, Fransa^ Cumhurbaşkanı Auriol, Vifinsfci, Acheson ve Bevin Pariste bir
' c * . ‘ T * > -Jtikll.)' •
Vişinski, Batıkların
teklifini reddetti
Dörtlü konferans çıkmaza girmek üzere. Vişinski plânı inceden inceye tedkike devam edeceğini de sözlerine ilâve etti
Londra: 30 (B.B.C.) — Dörtler toplantısının bugünkü oturumunda Sovyet Dışişleri Bakanı, Batıkların müttehid bir Almanya teşkiline dair plânların kabule şayan olmadığını söylemiş fakat bu plânı inceden inceye tet kike devam edeceğini bildirmiştir. Vişinski, yarın da ayni mevzua temas edeceğini imâ etmiş-
tik prensipleri ihlâl ettiğini ve bu [Alman milletinin hakikî demok-anayasanın Alman milletine zor- ratik anayasasının doğudaki halk la kabul ettirildiğini iddia ederek I (Devamı; Sa, 5 Sü, 3 do)
tir.
Sovyet Dışişleri Bakanı Batı Almanya anayasasının demokra-
Ankara: 30 (Hususî) — Meclisin öğleden sonraki oturumunda Millî Savunma teşkilâtı kanun tasarısının müzakeresine devam edildi. General Naci Tınaz tarafın dan şiddetle tenkid edildi. General Tınaz, bu teşkilât büdce imkânlarını asla düşünmeden hareket ediyor. Bu teşkilât evvlâ bir israf mevzuudur. Ben Savunma önünden geçerken her kesin de müşahede ettiği gibi bir bina, otomobiller ve askerî (□ovamı 8a. 5 Sü. 5 do)
meydan dayağı!
İki belediye memuru esnaf tarafından
Mersin: 30 (Hususi) — Dün şehrimizde garip bir hâdise olmuş, belediye zabıta memurların dan iki kişiye cadde ortasında, esnaf tarafından bir nevi meydan dayağı atılmıştır. Hâdise şu-
Belediye zabıta memurların -dan Ali Arslanla Ahmet Candar-1
(Devamıı 8a, a Sü, 3 de) I
Başkamsa
verilen
hediyeler
Güreş kampında çıkan ihtilâf!
Nuri Hoca diyor ki: Artık idmanlara da iştirak etmeyeceklermiş. Eğer teşkilât ciddî bir teşkilâtsa lıiç birini müsabakalara sokmaz
| Kemal Özçoban bir soru » ı önergesi ile bu hediyele- fi 5 rin müzelere konup kon- X i madiğim sordu fi
Ankara: 30 (Hususî) — Afyon milletvekili Kemal özçobaa Büyük Millet Meclisi başkanlığı’ na hükümet tarafından açıklanması kaydile mühim bir soru ö-nergesl verimiştir. özçoban bu Ü nergesinde:
1 — Cumhuriyetin ilânından bugüne kadar Cumhurbaşkanlarına dış memleketlerden hususî veya resmî mahiyette hediyeler, verilmiş midir.
2 — Verilmişse bu hediyelerin mahiyeti nevi miktarı ve kıymet lerl nedir.
3 — Bu hediyeler Türk millet ve devletini temsil eden Cumhıul başkanlığına verilmiş olduğuna göre tarihî birer kıymet ve hâtıı ra olmak üzere müzelerim izd(
(Devamı Sa. 5 Sü. 7 de)
Rita Haywortlı, Prens Ali Han İle evlenmezden bir gün evvel Cannes’de sinemaya giderek «Karmcn» filmini seyretmiştir. Resimde, Rita ile Ali Han, sinemadan çıkarken görülmektedir. Rita, beyaz bir bluz ve mavi bir şort giymiştir.
Avrupa serbest güreş birinciliklerine iştirak edecek olan Mil lî Güreş takımımız elemanlarından Yaşar Doğu, Celâl Atik ve Nasuh Aharın Emirgândakl çalışma kampından bir hâdiseden muğber olarak ayrıldıklarını dün yazmıştık.
Her üç güreşçimiz de dün akşam kamptaki antremanlara lş-tirâk etmişler ve müteakiben kamptan ayrılmışlardır, öğrendiğimize göre; bu müessif hâdiseye sebep olduğu İddia edilen eski güreş hocalarından ve kampın İaşe memuru Kemal Türel dün sabahtan İtibaren kendi ar-
TAKVİMDEN BİR YAPRAK:
Gül Devri
ULUlNcı
Esrarengiz kadın!,.
Eskl Rus diplomatının karıt Sanavber’in anlatılan macerası
Ankara: 30 (Telefonla) — Adanadan Sovyet elçilik memurları tarafından kaçırılmak istenen Sananlar adlı kadın hakkında gazetelerde muhtelif haberler yayınlanmaktadır. Bugünkü Ulus gazetesi şu şayanı dikkat haberi vermiştir:
Sanovberin nerede olduğu bilinmiyor, sadece kendisinin tam bir emniyette olduğu anlaşılmak tadır. Hayatı ve macerası olduk-(Dovaıııı 8a. a 8Ü. 4 do)
«Gül dovrl» başladı. «Nof’I» nln dodığl gibi «Gül dovrl lyş oyyaml-dlr» yûnl bu zamanda «lyş-ü- nüş» edilir; gülün naz vo İstiğnasını gö-rorok, bülbülün feryadını dlnllyo-rok hoşoa vakit geçirilir.
Gazotelorln blrlndo bir röportal okudum... Meğer Istanbulun bir köşeslndo güle meraklı bir zat var-, mı» bu adamın 758 çeşit gülü varmış. İstanbul vaktlle böyle güzol-llkloro rnorak saran bir şehirdi; hat ta İsimlerini çiçeklere, meyvalara veren zovk erbabı vardı. Bugün bu gibi meraklılara artık rastlanmıyor. Merak orbabı kalmayınoa momlcketlmlze has güzolllklor do sönüp gidiyor. Falan zat gül meraklısıdır... Bahçesinde beş on çeşidi var. Hatta biraz ovvol bahsoy-lodiğlm 758 çeşitlinin koliekslyonun da bile kondlslnln yetiştirdiği vo adlandırdığı bir gül yoktur. (Pur-tuva), (Blroşör), (Flambo), (Ou-003 dö Taleyran), (Pronsos Boat-rls)... Ilh. Bunlar hariçten golıne güllerdir vo Islmlorl do beynelmilel olmakla beraber ylno do Frensizdir, Inglllzdlr, şudur, budur. Bütün dünyada meomuu dört bin çoşido varan güllerin Içlııde bir tano do Türk İsmi taşıyanı yok!
Hazin değil mİ?
Halbuki biz gül İçin, ne şiirler, no nıanzumolor, ne bestelor, no şar kılar, ne gazeller nolor neler söylo-mlşlzdlr. Böyle olduğu haldo dört binde blriolğino dahi temellük ede-momlsizdlr. Hattâ kooa Fuzûll’nln
bir «Gül kasidesi» vardır ki ouiüft tasavvuf! (remz) lo işlenmiştir.
Çıkdı yfışil perdeden ar» eylcyüB
Dlyo başlıyan bu uzun kaside o> kumakla doyulmayan bir şahesor-dlr.
Şarkın on çok bahsedllon bu güzel çiçeğine biz yabancı kalmışız ı onu benlnıslyemonıişiz. Halbuki böyle meraklar bir Iptllâ, hattâ biraz olnnotlmsl bir Iptllâ halini al* mayınca olmuyor.
Yalnız gül mü? Istanbulun mesela bir (Fulya) movslml vardı. Bon çocukluğumda Eyüp taraflarındaki fulya tarlalarını pek güzel hatırlarını: Zamanı gelince halk fovo tava bu tarlalara koşar bütün İstanbul bir çlçok bayramı yapmış gibi ful* yalarla donanırdı; bugün bu tarla* ların yerini dahi bilen bolkl kalma-rlhln lâle devrine mal olmuş bir o( kİ zaman menkıbesinden başka bir şov doğlldlr.
İstanbul çlçok bayramı olma* yan, çlçok bayramı yapmayan toH şehirdir; çlçok namına yapılan tel zahürat sadeoo conazelero çelonM göndermek ton İbaret kalıyor.
Portov paşa:
Gul dinür hor güle umma gill-t»! tiybâ başka
Demiş... Biz İm
Gülü ta'rife no hacet no çiçekti» bilirin.
Doylp «utuyoruz.

SALI
Sahibi: Safa Kılıçlıoğlu
İdare t Nuruosmanlyo No: 17
Tel adresi: «YENİ 8ABAH»
İSTANBUL
Telofonı 2070»
31
MAYIS
1949
Yeni Sabah
12 inci Yıl, No. 3659 HÜRRİYET VE HAKKİN YILMAZ MUDAF11YIZ Say.s, : 10 Kuruş
Sadak, Meclis'te dün izahat verdi
Dış Bakan, imanlılarla bir daha spor karşılaşması okrayacak„ dedi
Necmettin Sadak, Atina stadındaki düşmanca tezahüratı anlatırken, Mecliste (Kahrolsunlar) sesleri yükseliyordu
Çıkmazdan Kurtulmak
için
ff —emokrat parti başkanı ||__Celâl Dayarın, memle-
ketin içine girdiği çıkmazdan kurtulması için, umumi seçimlerin yapılması fikrinde olduğu artık vuzuhla görülmektedir. Kastamonuda, Eskişelıird», şurada ve burada, nerede demekte bulunmuş ise bu düşüncesini, kuvvetle müdafaa etmiştir.
Bu kanaat, bizim, bu sütunlarda ötedenberi üzerinde ısrar hattâ inatla durduğumuz bir inançtır. Demokrat Parti liderleri, ba d ufak tefek tereddütlerden sonra, nihayet bu lüzum ve zarureti tamamile kavramış bulunuyorlar. Halk Partisi çoğunluğu içinde de bu mecburiyeti duyanlar talimin olunduğundan fazladır. Çünkü bir çok dürüst ve milli i-radeye boyun eğmeğe âmâde unsurlar 1946 seçimleri üzerine u-vanan şüphelerden müteessirdirler. Niteldm Meclis kürsüsünden bazen demokrat milletvekilleri arkadaşları Halk Partililere «Biz milleti hakikaten ve cidden temdi ediyoruz» gibi sert tarizlerde bulunabilmeğe kendilerinde hak ve salahiyet görmüşlerdir. Halk Partili mebusların mazbataları üzerinde, Meclisin ekseriyetini teşkil eden Halk Partisinin fazla hassaslık göstermek istemeğe temayül etmemesi de havayı hayli bulandırmış idi. Binaenaleyh kaynağı bu kadar dedi-kodulu olan bir seçimin, aradan ®0 yü geçtikten sonra, yenilenmesini İstemek hiç de anormal »yılmamalıdır. Bahusus ki Türlüye Büyük Millet Meclisleri, çey rek asırlık mazilerinde hep böyle müddetinden evvel dağılma karan vermek geleneğini kurmuşlardır. Filhakika o eski devir lerde, Mecliste yalnız bir parti vardı ve Halk Partili milletvekilleri şeflerinin ve parti idarecileri oin teveccüh ve muhabbetini cel-betmiş olmakla sandalyelerinden emin olabüirlerdi. Halbuki şimdi bu sağlamlık ve emniyet mevcut değildir. Binaenaleyh tekrar seçilmesinden endişe duyanlar hat tâ böyle bir tecrübeden mağlûp çıkacağından emin olanlar, var kuvvetlerile seçimlerin her halde samanından evvel yenilenmemesi tarafını şiddetle iltizam ediyorlar. Evvelce Cevdet Kerim hıce-«ayı, geçen gün de Başbakan yardımcısı Nihat Erim daha ziyade bu nevi ve zümreden olan arkadaşların düşünüş tarzlarını nüdafaa ettiler de Meclisin vak _______(Devamı Sa. s Sü. 6 da)
Silâh kaçıran bir şebeke yakalandı I Kaçakçılar, Galatada, bir dükkânda paralan sayarken suç Ustu tutuldular; dün de kamyon dolusu el bombası, tüfek ve mermiyi Üskiidardan araba vapuruna yüklemişler, lstanbula geçirmişlerdi, kaçak silâhlar Filistine satılıyordu
İstanbul emniyet teşkilâtı, mü him bir silâh kaçakçılığı hâdisesine el koymuş ve kaçakçı şebekesini suç üstü yakalamıştır. Yakalanan kaçakçalar Nâzım Gürsoy adında mevki sahibi bir memurla, Ahmet Set İsminde es ki bir kaçakçı, arkadaşları Kâmil Çakır ve Moiz Rahattır.
Şebekenin kuruluşu
Kolaylıkla silâh ve cephane tedarik edebilen Nâzım Gürsoy Filistine silâh kaçıran Molzle bir müddet evvel tanışmıştır. Fakat, (Devamı Sa. 5 Su. 6)
Millî Savunma
Yunandaki resimde uyumak ta olduğunu gördüğünüz zat kim-dir?.. Düşününüz. Bir gazete /otoûra/çısı, uyuyan zatı yaman bir ânında ustalıkla yakahyabil miştir. Siz, bu resmin kime alt olduğunu düşünedurun!.. Cevabını biz verelim:
Celâl Bayar, Esklşehrin Al pu nahiyesinin küçük bir köyünde öğle yemeğinden sonra, beş saatlik bir otomobil yolculuğunun yorgunluğunu çıkarmak için uyurken görülüyor.
teşkilât kanunu
Diin kabul edildi
Ingiliz Bale heyeti dün geldi
Mersinde
döğülınüş
îngilterenln tanınmış Sadler’s JVells Bale kumpanyasına men-ıup beş kişilik bir heyeti dün saat 16.30 da şehrimize gelmiş-1 Ur. Gelen »anatkârlar Molra 1
enyuız oaie heyeti Yeşilköydo
8 ! w?^»rer’ Spmes, Anııe [ ketimizi ziyaret imkânını
'ı / k'xandre Gra“t ve pi- muş olduklarından dolayı G“'?ert'dir- nuniycUtfrini İzhar etelerdir.
Sanatkârlar dün kendisile gö- Heyet dün akşamki ekspresle rüşen bur arkadaaımıza. memle- 1 *-■-----• - - ■ • -
ketimizi ziyaret imkânını bul-memnuniyetlerini izhar etmişlerdir.
Ankarava hareket etmişlerdir.
Emekli kanununun müzakeresi devam ediyor
Ankara: 30 (Hususi) — Bugünkü Meclisi* Emekli kanun tasarısının komisyondan gelen maddeleri mtL zattere edildi, 7; 8; 27; 29; 32; 6(5; geçici 7; 14 üncü maddeler kabul edildi, 40 inci madde konuşulurken oturuma eon verftJl,
Başbakan Şemsett in Günaltay ve Ticaret Bakanı Cemil Sait Barlas izahat ve rlrken. ■
Hayat pahalılığı münakaşa edildi
Başbakan, pahalılığın Barlasın iddia ettiği gibi istihsâl azlığından ileri gelmediğini söyledi
Eğitim Bakanı da, maarif işleri hakkında
izahat verdi
ti ■ ft
2
II ! 4- I
fi.
Ankara, 30 (Telefonla) — a M. M. bugün saat 10 da Raif Karadenizin başkanlığında top* landı. Ve Gündemdeki sorulara geçildi.
Bugünkü sorular aras nda E-min Soysal’ln (Maraş) M. Eği* tim Bakanında üç sözlü Eorusıf vardı, öğretmen yetiştirme durumu ve Bakanlık merkez teş* kllfttı hakkındakl ilk soruyu B» (Devamı Sa. 5 Sü. 7 de)
Cumhur
Soldan sağa: Schuman, Fransa^ Cumhurbaşkanı Auriol, Vifinsfci, Acheson ve Bevin Pariste bir
' c * . ‘ T * > -Jtikll.)' •
Vişinski, Batıkların
teklifini reddetti
Dörtlü konferans çıkmaza girmek üzere. Vişinski plânı inceden inceye tedkike devam edeceğini de sözlerine ilâve etti
Londra: 30 (B.B.C.) — Dörtler toplantısının bugünkü oturumunda Sovyet Dışişleri Bakanı, Batıkların müttehid bir Almanya teşkiline dair plânların kabule şayan olmadığını söylemiş fakat bu plânı inceden inceye tet kike devam edeceğini bildirmiştir. Vişinski, yarın da ayni mevzua temas edeceğini imâ etmiş-
tik prensipleri ihlâl ettiğini ve bu [Alman milletinin hakikî demok-anayasanın Alman milletine zor- ratik anayasasının doğudaki halk la kabul ettirildiğini iddia ederek I (Devamı; Sa, 5 Sü, 3 do)
tir.
Sovyet Dışişleri Bakanı Batı Almanya anayasasının demokra-
Ankara: 30 (Hususî) — Meclisin öğleden sonraki oturumunda Millî Savunma teşkilâtı kanun tasarısının müzakeresine devam edildi. General Naci Tınaz tarafın dan şiddetle tenkid edildi. General Tınaz, bu teşkilât büdce imkânlarını asla düşünmeden hareket ediyor. Bu teşkilât evvlâ bir israf mevzuudur. Ben Savunma önünden geçerken her kesin de müşahede ettiği gibi bir bina, otomobiller ve askerî (□ovamı 8a. 5 Sü. 5 do)
meydan dayağı!
İki belediye memuru esnaf tarafından
Mersin: 30 (Hususi) — Dün şehrimizde garip bir hâdise olmuş, belediye zabıta memurların dan iki kişiye cadde ortasında, esnaf tarafından bir nevi meydan dayağı atılmıştır. Hâdise şu-
Belediye zabıta memurların -dan Ali Arslanla Ahmet Candar-1
(Devamıı 8a, a Sü, 3 de) I
Başkamsa
verilen
hediyeler
Güreş kampında çıkan ihtilâf!
Nuri Hoca diyor ki: Artık idmanlara da iştirak etmeyeceklermiş. Eğer teşkilât ciddî bir teşkilâtsa lıiç birini müsabakalara sokmaz
| Kemal Özçoban bir soru » ı önergesi ile bu hediyele- fi 5 rin müzelere konup kon- X i madiğim sordu fi
Ankara: 30 (Hususî) — Afyon milletvekili Kemal özçobaa Büyük Millet Meclisi başkanlığı’ na hükümet tarafından açıklanması kaydile mühim bir soru ö-nergesl verimiştir. özçoban bu Ü nergesinde:
1 — Cumhuriyetin ilânından bugüne kadar Cumhurbaşkanlarına dış memleketlerden hususî veya resmî mahiyette hediyeler, verilmiş midir.
2 — Verilmişse bu hediyelerin mahiyeti nevi miktarı ve kıymet lerl nedir.
3 — Bu hediyeler Türk millet ve devletini temsil eden Cumhıul başkanlığına verilmiş olduğuna göre tarihî birer kıymet ve hâtıı ra olmak üzere müzelerim izd(
(Devamı Sa. 5 Sü. 7 de)
Rita Haywortlı, Prens Ali Han İle evlenmezden bir gün evvel Cannes’de sinemaya giderek «Karmcn» filmini seyretmiştir. Resimde, Rita ile Ali Han, sinemadan çıkarken görülmektedir. Rita, beyaz bir bluz ve mavi bir şort giymiştir.
Avrupa serbest güreş birinciliklerine iştirak edecek olan Mil lî Güreş takımımız elemanlarından Yaşar Doğu, Celâl Atik ve Nasuh Aharın Emirgândakl çalışma kampından bir hâdiseden muğber olarak ayrıldıklarını dün yazmıştık.
Her üç güreşçimiz de dün akşam kamptaki antremanlara lş-tirâk etmişler ve müteakiben kamptan ayrılmışlardır, öğrendiğimize göre; bu müessif hâdiseye sebep olduğu İddia edilen eski güreş hocalarından ve kampın İaşe memuru Kemal Türel dün sabahtan İtibaren kendi ar-
TAKVİMDEN BİR YAPRAK:
Gül Devri
ULUlNcı
Esrarengiz kadın!,.
Eskl Rus diplomatının karıt Sanavber’in anlatılan macerası
Ankara: 30 (Telefonla) — Adanadan Sovyet elçilik memurları tarafından kaçırılmak istenen Sananlar adlı kadın hakkında gazetelerde muhtelif haberler yayınlanmaktadır. Bugünkü Ulus gazetesi şu şayanı dikkat haberi vermiştir:
Sanovberin nerede olduğu bilinmiyor, sadece kendisinin tam bir emniyette olduğu anlaşılmak tadır. Hayatı ve macerası olduk-(Dovaıııı 8a. a 8Ü. 4 do)
«Gül dovrl» başladı. «Nof’I» nln dodığl gibi «Gül dovrl lyş oyyaml-dlr» yûnl bu zamanda «lyş-ü- nüş» edilir; gülün naz vo İstiğnasını gö-rorok, bülbülün feryadını dlnllyo-rok hoşoa vakit geçirilir.
Gazotelorln blrlndo bir röportal okudum... Meğer Istanbulun bir köşeslndo güle meraklı bir zat var-, mı» bu adamın 758 çeşit gülü varmış. İstanbul vaktlle böyle güzol-llkloro rnorak saran bir şehirdi; hat ta İsimlerini çiçeklere, meyvalara veren zovk erbabı vardı. Bugün bu gibi meraklılara artık rastlanmıyor. Merak orbabı kalmayınoa momlcketlmlze has güzolllklor do sönüp gidiyor. Falan zat gül meraklısıdır... Bahçesinde beş on çeşidi var. Hatta biraz ovvol bahsoy-lodiğlm 758 çeşitlinin koliekslyonun da bile kondlslnln yetiştirdiği vo adlandırdığı bir gül yoktur. (Pur-tuva), (Blroşör), (Flambo), (Ou-003 dö Taleyran), (Pronsos Boat-rls)... Ilh. Bunlar hariçten golıne güllerdir vo Islmlorl do beynelmilel olmakla beraber ylno do Frensizdir, Inglllzdlr, şudur, budur. Bütün dünyada meomuu dört bin çoşido varan güllerin Içlııde bir tano do Türk İsmi taşıyanı yok!
Hazin değil mİ?
Halbuki biz gül İçin, ne şiirler, no nıanzumolor, ne bestelor, no şar kılar, ne gazeller nolor neler söylo-mlşlzdlr. Böyle olduğu haldo dört binde blriolğino dahi temellük ede-momlsizdlr. Hattâ kooa Fuzûll’nln
bir «Gül kasidesi» vardır ki ouiüft tasavvuf! (remz) lo işlenmiştir.
Çıkdı yfışil perdeden ar» eylcyüB
Dlyo başlıyan bu uzun kaside o> kumakla doyulmayan bir şahesor-dlr.
Şarkın on çok bahsedllon bu güzel çiçeğine biz yabancı kalmışız ı onu benlnıslyemonıişiz. Halbuki böyle meraklar bir Iptllâ, hattâ biraz olnnotlmsl bir Iptllâ halini al* mayınca olmuyor.
Yalnız gül mü? Istanbulun mesela bir (Fulya) movslml vardı. Bon çocukluğumda Eyüp taraflarındaki fulya tarlalarını pek güzel hatırlarını: Zamanı gelince halk fovo tava bu tarlalara koşar bütün İstanbul bir çlçok bayramı yapmış gibi ful* yalarla donanırdı; bugün bu tarla* ların yerini dahi bilen bolkl kalma-rlhln lâle devrine mal olmuş bir o( kİ zaman menkıbesinden başka bir şov doğlldlr.
İstanbul çlçok bayramı olma* yan, çlçok bayramı yapmayan toH şehirdir; çlçok namına yapılan tel zahürat sadeoo conazelero çelonM göndermek ton İbaret kalıyor.
Portov paşa:
Gul dinür hor güle umma gill-t»! tiybâ başka
Demiş... Biz İm
Gülü ta'rife no hacet no çiçekti» bilirin.
Doylp «utuyoruz.

SALI
Sahibi: Safa Kılıçlıoğlu
İdare t Nuruosmanlyo No: 17
Tel adresi: «YENİ 8ABAH»
İSTANBUL
Telofonı 2070»
31
MAYIS
1949
Yeni Sabah
12 inci Yıl, No. 3659 HÜRRİYET VE HAKKİN YILMAZ MUDAF11YIZ Say.s, : 10 Kuruş
Sadak, Meclis'te dün izahat verdi
Dış Bakan, imanlılarla bir daha spor karşılaşması okrayacak„ dedi
Necmettin Sadak, Atina stadındaki düşmanca tezahüratı anlatırken, Mecliste (Kahrolsunlar) sesleri yükseliyordu
Çıkmazdan Kurtulmak
için
ff —emokrat parti başkanı ||__Celâl Dayarın, memle-
ketin içine girdiği çıkmazdan kurtulması için, umumi seçimlerin yapılması fikrinde olduğu artık vuzuhla görülmektedir. Kastamonuda, Eskişelıird», şurada ve burada, nerede demekte bulunmuş ise bu düşüncesini, kuvvetle müdafaa etmiştir.
Bu kanaat, bizim, bu sütunlarda ötedenberi üzerinde ısrar hattâ inatla durduğumuz bir inançtır. Demokrat Parti liderleri, ba d ufak tefek tereddütlerden sonra, nihayet bu lüzum ve zarureti tamamile kavramış bulunuyorlar. Halk Partisi çoğunluğu içinde de bu mecburiyeti duyanlar talimin olunduğundan fazladır. Çünkü bir çok dürüst ve milli i-radeye boyun eğmeğe âmâde unsurlar 1946 seçimleri üzerine u-vanan şüphelerden müteessirdirler. Niteldm Meclis kürsüsünden bazen demokrat milletvekilleri arkadaşları Halk Partililere «Biz milleti hakikaten ve cidden temdi ediyoruz» gibi sert tarizlerde bulunabilmeğe kendilerinde hak ve salahiyet görmüşlerdir. Halk Partili mebusların mazbataları üzerinde, Meclisin ekseriyetini teşkil eden Halk Partisinin fazla hassaslık göstermek istemeğe temayül etmemesi de havayı hayli bulandırmış idi. Binaenaleyh kaynağı bu kadar dedi-kodulu olan bir seçimin, aradan ®0 yü geçtikten sonra, yenilenmesini İstemek hiç de anormal »yılmamalıdır. Bahusus ki Türlüye Büyük Millet Meclisleri, çey rek asırlık mazilerinde hep böyle müddetinden evvel dağılma karan vermek geleneğini kurmuşlardır. Filhakika o eski devir lerde, Mecliste yalnız bir parti vardı ve Halk Partili milletvekilleri şeflerinin ve parti idarecileri oin teveccüh ve muhabbetini cel-betmiş olmakla sandalyelerinden emin olabüirlerdi. Halbuki şimdi bu sağlamlık ve emniyet mevcut değildir. Binaenaleyh tekrar seçilmesinden endişe duyanlar hat tâ böyle bir tecrübeden mağlûp çıkacağından emin olanlar, var kuvvetlerile seçimlerin her halde samanından evvel yenilenmemesi tarafını şiddetle iltizam ediyorlar. Evvelce Cevdet Kerim hıce-«ayı, geçen gün de Başbakan yardımcısı Nihat Erim daha ziyade bu nevi ve zümreden olan arkadaşların düşünüş tarzlarını nüdafaa ettiler de Meclisin vak _______(Devamı Sa. s Sü. 6 da)
Silâh kaçıran bir şebeke yakalandı I Kaçakçılar, Galatada, bir dükkânda paralan sayarken suç Ustu tutuldular; dün de kamyon dolusu el bombası, tüfek ve mermiyi Üskiidardan araba vapuruna yüklemişler, lstanbula geçirmişlerdi, kaçak silâhlar Filistine satılıyordu
İstanbul emniyet teşkilâtı, mü him bir silâh kaçakçılığı hâdisesine el koymuş ve kaçakçı şebekesini suç üstü yakalamıştır. Yakalanan kaçakçalar Nâzım Gürsoy adında mevki sahibi bir memurla, Ahmet Set İsminde es ki bir kaçakçı, arkadaşları Kâmil Çakır ve Moiz Rahattır.
Şebekenin kuruluşu
Kolaylıkla silâh ve cephane tedarik edebilen Nâzım Gürsoy Filistine silâh kaçıran Molzle bir müddet evvel tanışmıştır. Fakat, (Devamı Sa. 5 Su. 6)
Millî Savunma
Yunandaki resimde uyumak ta olduğunu gördüğünüz zat kim-dir?.. Düşününüz. Bir gazete /otoûra/çısı, uyuyan zatı yaman bir ânında ustalıkla yakahyabil miştir. Siz, bu resmin kime alt olduğunu düşünedurun!.. Cevabını biz verelim:
Celâl Bayar, Esklşehrin Al pu nahiyesinin küçük bir köyünde öğle yemeğinden sonra, beş saatlik bir otomobil yolculuğunun yorgunluğunu çıkarmak için uyurken görülüyor.
teşkilât kanunu
Diin kabul edildi
Ingiliz Bale heyeti dün geldi
Mersinde
döğülınüş
îngilterenln tanınmış Sadler’s JVells Bale kumpanyasına men-ıup beş kişilik bir heyeti dün saat 16.30 da şehrimize gelmiş-1 Ur. Gelen »anatkârlar Molra 1
enyuız oaie heyeti Yeşilköydo
8 ! w?^»rer’ Spmes, Anııe [ ketimizi ziyaret imkânını
'ı / k'xandre Gra“t ve pi- muş olduklarından dolayı G“'?ert'dir- nuniycUtfrini İzhar etelerdir.
Sanatkârlar dün kendisile gö- Heyet dün akşamki ekspresle rüşen bur arkadaaımıza. memle- 1 *-■-----• - - ■ • -
ketimizi ziyaret imkânını bul-memnuniyetlerini izhar etmişlerdir.
Ankarava hareket etmişlerdir.
Emekli kanununun müzakeresi devam ediyor
Ankara: 30 (Hususi) — Bugünkü Meclisi* Emekli kanun tasarısının komisyondan gelen maddeleri mtL zattere edildi, 7; 8; 27; 29; 32; 6(5; geçici 7; 14 üncü maddeler kabul edildi, 40 inci madde konuşulurken oturuma eon verftJl,
Başbakan Şemsett in Günaltay ve Ticaret Bakanı Cemil Sait Barlas izahat ve rlrken. ■
Hayat pahalılığı münakaşa edildi
Başbakan, pahalılığın Barlasın iddia ettiği gibi istihsâl azlığından ileri gelmediğini söyledi
Eğitim Bakanı da, maarif işleri hakkında
izahat verdi
ti ■ ft
2
II ! 4- I
fi.
Ankara, 30 (Telefonla) — a M. M. bugün saat 10 da Raif Karadenizin başkanlığında top* landı. Ve Gündemdeki sorulara geçildi.
Bugünkü sorular aras nda E-min Soysal’ln (Maraş) M. Eği* tim Bakanında üç sözlü Eorusıf vardı, öğretmen yetiştirme durumu ve Bakanlık merkez teş* kllfttı hakkındakl ilk soruyu B» (Devamı Sa. 5 Sü. 7 de)
Cumhur
Soldan sağa: Schuman, Fransa^ Cumhurbaşkanı Auriol, Vifinsfci, Acheson ve Bevin Pariste bir
' c * . ‘ T * > -Jtikll.)' •
Vişinski, Batıkların
teklifini reddetti
Dörtlü konferans çıkmaza girmek üzere. Vişinski plânı inceden inceye tedkike devam edeceğini de sözlerine ilâve etti
Londra: 30 (B.B.C.) — Dörtler toplantısının bugünkü oturumunda Sovyet Dışişleri Bakanı, Batıkların müttehid bir Almanya teşkiline dair plânların kabule şayan olmadığını söylemiş fakat bu plânı inceden inceye tet kike devam edeceğini bildirmiştir. Vişinski, yarın da ayni mevzua temas edeceğini imâ etmiş-
tik prensipleri ihlâl ettiğini ve bu [Alman milletinin hakikî demok-anayasanın Alman milletine zor- ratik anayasasının doğudaki halk la kabul ettirildiğini iddia ederek I (Devamı; Sa, 5 Sü, 3 do)
tir.
Sovyet Dışişleri Bakanı Batı Almanya anayasasının demokra-
Ankara: 30 (Hususî) — Meclisin öğleden sonraki oturumunda Millî Savunma teşkilâtı kanun tasarısının müzakeresine devam edildi. General Naci Tınaz tarafın dan şiddetle tenkid edildi. General Tınaz, bu teşkilât büdce imkânlarını asla düşünmeden hareket ediyor. Bu teşkilât evvlâ bir israf mevzuudur. Ben Savunma önünden geçerken her kesin de müşahede ettiği gibi bir bina, otomobiller ve askerî (□ovamı 8a. 5 Sü. 5 do)
meydan dayağı!
İki belediye memuru esnaf tarafından
Mersin: 30 (Hususi) — Dün şehrimizde garip bir hâdise olmuş, belediye zabıta memurların dan iki kişiye cadde ortasında, esnaf tarafından bir nevi meydan dayağı atılmıştır. Hâdise şu-
Belediye zabıta memurların -dan Ali Arslanla Ahmet Candar-1
(Devamıı 8a, a Sü, 3 de) I
Başkamsa
verilen
hediyeler
Güreş kampında çıkan ihtilâf!
Nuri Hoca diyor ki: Artık idmanlara da iştirak etmeyeceklermiş. Eğer teşkilât ciddî bir teşkilâtsa lıiç birini müsabakalara sokmaz
| Kemal Özçoban bir soru » ı önergesi ile bu hediyele- fi 5 rin müzelere konup kon- X i madiğim sordu fi
Ankara: 30 (Hususî) — Afyon milletvekili Kemal özçobaa Büyük Millet Meclisi başkanlığı’ na hükümet tarafından açıklanması kaydile mühim bir soru ö-nergesl verimiştir. özçoban bu Ü nergesinde:
1 — Cumhuriyetin ilânından bugüne kadar Cumhurbaşkanlarına dış memleketlerden hususî veya resmî mahiyette hediyeler, verilmiş midir.
2 — Verilmişse bu hediyelerin mahiyeti nevi miktarı ve kıymet lerl nedir.
3 — Bu hediyeler Türk millet ve devletini temsil eden Cumhıul başkanlığına verilmiş olduğuna göre tarihî birer kıymet ve hâtıı ra olmak üzere müzelerim izd(
(Devamı Sa. 5 Sü. 7 de)
Rita Haywortlı, Prens Ali Han İle evlenmezden bir gün evvel Cannes’de sinemaya giderek «Karmcn» filmini seyretmiştir. Resimde, Rita ile Ali Han, sinemadan çıkarken görülmektedir. Rita, beyaz bir bluz ve mavi bir şort giymiştir.
Avrupa serbest güreş birinciliklerine iştirak edecek olan Mil lî Güreş takımımız elemanlarından Yaşar Doğu, Celâl Atik ve Nasuh Aharın Emirgândakl çalışma kampından bir hâdiseden muğber olarak ayrıldıklarını dün yazmıştık.
Her üç güreşçimiz de dün akşam kamptaki antremanlara lş-tirâk etmişler ve müteakiben kamptan ayrılmışlardır, öğrendiğimize göre; bu müessif hâdiseye sebep olduğu İddia edilen eski güreş hocalarından ve kampın İaşe memuru Kemal Türel dün sabahtan İtibaren kendi ar-
TAKVİMDEN BİR YAPRAK:
Gül Devri
ULUlNcı
Esrarengiz kadın!,.
Eskl Rus diplomatının karıt Sanavber’in anlatılan macerası
Ankara: 30 (Telefonla) — Adanadan Sovyet elçilik memurları tarafından kaçırılmak istenen Sananlar adlı kadın hakkında gazetelerde muhtelif haberler yayınlanmaktadır. Bugünkü Ulus gazetesi şu şayanı dikkat haberi vermiştir:
Sanovberin nerede olduğu bilinmiyor, sadece kendisinin tam bir emniyette olduğu anlaşılmak tadır. Hayatı ve macerası olduk-(Dovaıııı 8a. a 8Ü. 4 do)
«Gül dovrl» başladı. «Nof’I» nln dodığl gibi «Gül dovrl lyş oyyaml-dlr» yûnl bu zamanda «lyş-ü- nüş» edilir; gülün naz vo İstiğnasını gö-rorok, bülbülün feryadını dlnllyo-rok hoşoa vakit geçirilir.
Gazotelorln blrlndo bir röportal okudum... Meğer Istanbulun bir köşeslndo güle meraklı bir zat var-, mı» bu adamın 758 çeşit gülü varmış. İstanbul vaktlle böyle güzol-llkloro rnorak saran bir şehirdi; hat ta İsimlerini çiçeklere, meyvalara veren zovk erbabı vardı. Bugün bu gibi meraklılara artık rastlanmıyor. Merak orbabı kalmayınoa momlcketlmlze has güzolllklor do sönüp gidiyor. Falan zat gül meraklısıdır... Bahçesinde beş on çeşidi var. Hatta biraz ovvol bahsoy-lodiğlm 758 çeşitlinin koliekslyonun da bile kondlslnln yetiştirdiği vo adlandırdığı bir gül yoktur. (Pur-tuva), (Blroşör), (Flambo), (Ou-003 dö Taleyran), (Pronsos Boat-rls)... Ilh. Bunlar hariçten golıne güllerdir vo Islmlorl do beynelmilel olmakla beraber ylno do Frensizdir, Inglllzdlr, şudur, budur. Bütün dünyada meomuu dört bin çoşido varan güllerin Içlııde bir tano do Türk İsmi taşıyanı yok!
Hazin değil mİ?
Halbuki biz gül İçin, ne şiirler, no nıanzumolor, ne bestelor, no şar kılar, ne gazeller nolor neler söylo-mlşlzdlr. Böyle olduğu haldo dört binde blriolğino dahi temellük ede-momlsizdlr. Hattâ kooa Fuzûll’nln
bir «Gül kasidesi» vardır ki ouiüft tasavvuf! (remz) lo işlenmiştir.
Çıkdı yfışil perdeden ar» eylcyüB
Dlyo başlıyan bu uzun kaside o> kumakla doyulmayan bir şahesor-dlr.
Şarkın on çok bahsedllon bu güzel çiçeğine biz yabancı kalmışız ı onu benlnıslyemonıişiz. Halbuki böyle meraklar bir Iptllâ, hattâ biraz olnnotlmsl bir Iptllâ halini al* mayınca olmuyor.
Yalnız gül mü? Istanbulun mesela bir (Fulya) movslml vardı. Bon çocukluğumda Eyüp taraflarındaki fulya tarlalarını pek güzel hatırlarını: Zamanı gelince halk fovo tava bu tarlalara koşar bütün İstanbul bir çlçok bayramı yapmış gibi ful* yalarla donanırdı; bugün bu tarla* ların yerini dahi bilen bolkl kalma-rlhln lâle devrine mal olmuş bir o( kİ zaman menkıbesinden başka bir şov doğlldlr.
İstanbul çlçok bayramı olma* yan, çlçok bayramı yapmayan toH şehirdir; çlçok namına yapılan tel zahürat sadeoo conazelero çelonM göndermek ton İbaret kalıyor.
Portov paşa:
Gul dinür hor güle umma gill-t»! tiybâ başka
Demiş... Biz İm
Gülü ta'rife no hacet no çiçekti» bilirin.
Doylp «utuyoruz.

SALI
Sahibi: Safa Kılıçlıoğlu
İdare t Nuruosmanlyo No: 17
Tel adresi: «YENİ 8ABAH»
İSTANBUL
Telofonı 2070»
31
MAYIS
1949
Yeni Sabah
12 inci Yıl, No. 3659 HÜRRİYET VE HAKKİN YILMAZ MUDAF11YIZ Say.s, : 10 Kuruş
Sadak, Meclis'te dün izahat verdi
Dış Bakan, imanlılarla bir daha spor karşılaşması okrayacak„ dedi
Necmettin Sadak, Atina stadındaki düşmanca tezahüratı anlatırken, Mecliste (Kahrolsunlar) sesleri yükseliyordu
Çıkmazdan Kurtulmak
için
ff —emokrat parti başkanı ||__Celâl Dayarın, memle-
ketin içine girdiği çıkmazdan kurtulması için, umumi seçimlerin yapılması fikrinde olduğu artık vuzuhla görülmektedir. Kastamonuda, Eskişelıird», şurada ve burada, nerede demekte bulunmuş ise bu düşüncesini, kuvvetle müdafaa etmiştir.
Bu kanaat, bizim, bu sütunlarda ötedenberi üzerinde ısrar hattâ inatla durduğumuz bir inançtır. Demokrat Parti liderleri, ba d ufak tefek tereddütlerden sonra, nihayet bu lüzum ve zarureti tamamile kavramış bulunuyorlar. Halk Partisi çoğunluğu içinde de bu mecburiyeti duyanlar talimin olunduğundan fazladır. Çünkü bir çok dürüst ve milli i-radeye boyun eğmeğe âmâde unsurlar 1946 seçimleri üzerine u-vanan şüphelerden müteessirdirler. Niteldm Meclis kürsüsünden bazen demokrat milletvekilleri arkadaşları Halk Partililere «Biz milleti hakikaten ve cidden temdi ediyoruz» gibi sert tarizlerde bulunabilmeğe kendilerinde hak ve salahiyet görmüşlerdir. Halk Partili mebusların mazbataları üzerinde, Meclisin ekseriyetini teşkil eden Halk Partisinin fazla hassaslık göstermek istemeğe temayül etmemesi de havayı hayli bulandırmış idi. Binaenaleyh kaynağı bu kadar dedi-kodulu olan bir seçimin, aradan ®0 yü geçtikten sonra, yenilenmesini İstemek hiç de anormal »yılmamalıdır. Bahusus ki Türlüye Büyük Millet Meclisleri, çey rek asırlık mazilerinde hep böyle müddetinden evvel dağılma karan vermek geleneğini kurmuşlardır. Filhakika o eski devir lerde, Mecliste yalnız bir parti vardı ve Halk Partili milletvekilleri şeflerinin ve parti idarecileri oin teveccüh ve muhabbetini cel-betmiş olmakla sandalyelerinden emin olabüirlerdi. Halbuki şimdi bu sağlamlık ve emniyet mevcut değildir. Binaenaleyh tekrar seçilmesinden endişe duyanlar hat tâ böyle bir tecrübeden mağlûp çıkacağından emin olanlar, var kuvvetlerile seçimlerin her halde samanından evvel yenilenmemesi tarafını şiddetle iltizam ediyorlar. Evvelce Cevdet Kerim hıce-«ayı, geçen gün de Başbakan yardımcısı Nihat Erim daha ziyade bu nevi ve zümreden olan arkadaşların düşünüş tarzlarını nüdafaa ettiler de Meclisin vak _______(Devamı Sa. s Sü. 6 da)
Silâh kaçıran bir şebeke yakalandı I Kaçakçılar, Galatada, bir dükkânda paralan sayarken suç Ustu tutuldular; dün de kamyon dolusu el bombası, tüfek ve mermiyi Üskiidardan araba vapuruna yüklemişler, lstanbula geçirmişlerdi, kaçak silâhlar Filistine satılıyordu
İstanbul emniyet teşkilâtı, mü him bir silâh kaçakçılığı hâdisesine el koymuş ve kaçakçı şebekesini suç üstü yakalamıştır. Yakalanan kaçakçalar Nâzım Gürsoy adında mevki sahibi bir memurla, Ahmet Set İsminde es ki bir kaçakçı, arkadaşları Kâmil Çakır ve Moiz Rahattır.
Şebekenin kuruluşu
Kolaylıkla silâh ve cephane tedarik edebilen Nâzım Gürsoy Filistine silâh kaçıran Molzle bir müddet evvel tanışmıştır. Fakat, (Devamı Sa. 5 Su. 6)
Millî Savunma
Yunandaki resimde uyumak ta olduğunu gördüğünüz zat kim-dir?.. Düşününüz. Bir gazete /otoûra/çısı, uyuyan zatı yaman bir ânında ustalıkla yakahyabil miştir. Siz, bu resmin kime alt olduğunu düşünedurun!.. Cevabını biz verelim:
Celâl Bayar, Esklşehrin Al pu nahiyesinin küçük bir köyünde öğle yemeğinden sonra, beş saatlik bir otomobil yolculuğunun yorgunluğunu çıkarmak için uyurken görülüyor.
teşkilât kanunu
Diin kabul edildi
Ingiliz Bale heyeti dün geldi
Mersinde
döğülınüş
îngilterenln tanınmış Sadler’s JVells Bale kumpanyasına men-ıup beş kişilik bir heyeti dün saat 16.30 da şehrimize gelmiş-1 Ur. Gelen »anatkârlar Molra 1
enyuız oaie heyeti Yeşilköydo
8 ! w?^»rer’ Spmes, Anııe [ ketimizi ziyaret imkânını
'ı / k'xandre Gra“t ve pi- muş olduklarından dolayı G“'?ert'dir- nuniycUtfrini İzhar etelerdir.
Sanatkârlar dün kendisile gö- Heyet dün akşamki ekspresle rüşen bur arkadaaımıza. memle- 1 *-■-----• - - ■ • -
ketimizi ziyaret imkânını bul-memnuniyetlerini izhar etmişlerdir.
Ankarava hareket etmişlerdir.
Emekli kanununun müzakeresi devam ediyor
Ankara: 30 (Hususi) — Bugünkü Meclisi* Emekli kanun tasarısının komisyondan gelen maddeleri mtL zattere edildi, 7; 8; 27; 29; 32; 6(5; geçici 7; 14 üncü maddeler kabul edildi, 40 inci madde konuşulurken oturuma eon verftJl,
Başbakan Şemsett in Günaltay ve Ticaret Bakanı Cemil Sait Barlas izahat ve rlrken. ■
Hayat pahalılığı münakaşa edildi
Başbakan, pahalılığın Barlasın iddia ettiği gibi istihsâl azlığından ileri gelmediğini söyledi
Eğitim Bakanı da, maarif işleri hakkında
izahat verdi
ti ■ ft
2
II ! 4- I
fi.
Ankara, 30 (Telefonla) — a M. M. bugün saat 10 da Raif Karadenizin başkanlığında top* landı. Ve Gündemdeki sorulara geçildi.
Bugünkü sorular aras nda E-min Soysal’ln (Maraş) M. Eği* tim Bakanında üç sözlü Eorusıf vardı, öğretmen yetiştirme durumu ve Bakanlık merkez teş* kllfttı hakkındakl ilk soruyu B» (Devamı Sa. 5 Sü. 7 de)
Cumhur
Soldan sağa: Schuman, Fransa^ Cumhurbaşkanı Auriol, Vifinsfci, Acheson ve Bevin Pariste bir
' c * . ‘ T * > -Jtikll.)' •
Vişinski, Batıkların
teklifini reddetti
Dörtlü konferans çıkmaza girmek üzere. Vişinski plânı inceden inceye tedkike devam edeceğini de sözlerine ilâve etti
Londra: 30 (B.B.C.) — Dörtler toplantısının bugünkü oturumunda Sovyet Dışişleri Bakanı, Batıkların müttehid bir Almanya teşkiline dair plânların kabule şayan olmadığını söylemiş fakat bu plânı inceden inceye tet kike devam edeceğini bildirmiştir. Vişinski, yarın da ayni mevzua temas edeceğini imâ etmiş-
tik prensipleri ihlâl ettiğini ve bu [Alman milletinin hakikî demok-anayasanın Alman milletine zor- ratik anayasasının doğudaki halk la kabul ettirildiğini iddia ederek I (Devamı; Sa, 5 Sü, 3 do)
tir.
Sovyet Dışişleri Bakanı Batı Almanya anayasasının demokra-
Ankara: 30 (Hususî) — Meclisin öğleden sonraki oturumunda Millî Savunma teşkilâtı kanun tasarısının müzakeresine devam edildi. General Naci Tınaz tarafın dan şiddetle tenkid edildi. General Tınaz, bu teşkilât büdce imkânlarını asla düşünmeden hareket ediyor. Bu teşkilât evvlâ bir israf mevzuudur. Ben Savunma önünden geçerken her kesin de müşahede ettiği gibi bir bina, otomobiller ve askerî (□ovamı 8a. 5 Sü. 5 do)
meydan dayağı!
İki belediye memuru esnaf tarafından
Mersin: 30 (Hususi) — Dün şehrimizde garip bir hâdise olmuş, belediye zabıta memurların dan iki kişiye cadde ortasında, esnaf tarafından bir nevi meydan dayağı atılmıştır. Hâdise şu-
Belediye zabıta memurların -dan Ali Arslanla Ahmet Candar-1
(Devamıı 8a, a Sü, 3 de) I
Başkamsa
verilen
hediyeler
Güreş kampında çıkan ihtilâf!
Nuri Hoca diyor ki: Artık idmanlara da iştirak etmeyeceklermiş. Eğer teşkilât ciddî bir teşkilâtsa lıiç birini müsabakalara sokmaz
| Kemal Özçoban bir soru » ı önergesi ile bu hediyele- fi 5 rin müzelere konup kon- X i madiğim sordu fi
Ankara: 30 (Hususî) — Afyon milletvekili Kemal özçobaa Büyük Millet Meclisi başkanlığı’ na hükümet tarafından açıklanması kaydile mühim bir soru ö-nergesl verimiştir. özçoban bu Ü nergesinde:
1 — Cumhuriyetin ilânından bugüne kadar Cumhurbaşkanlarına dış memleketlerden hususî veya resmî mahiyette hediyeler, verilmiş midir.
2 — Verilmişse bu hediyelerin mahiyeti nevi miktarı ve kıymet lerl nedir.
3 — Bu hediyeler Türk millet ve devletini temsil eden Cumhıul başkanlığına verilmiş olduğuna göre tarihî birer kıymet ve hâtıı ra olmak üzere müzelerim izd(
(Devamı Sa. 5 Sü. 7 de)
Rita Haywortlı, Prens Ali Han İle evlenmezden bir gün evvel Cannes’de sinemaya giderek «Karmcn» filmini seyretmiştir. Resimde, Rita ile Ali Han, sinemadan çıkarken görülmektedir. Rita, beyaz bir bluz ve mavi bir şort giymiştir.
Avrupa serbest güreş birinciliklerine iştirak edecek olan Mil lî Güreş takımımız elemanlarından Yaşar Doğu, Celâl Atik ve Nasuh Aharın Emirgândakl çalışma kampından bir hâdiseden muğber olarak ayrıldıklarını dün yazmıştık.
Her üç güreşçimiz de dün akşam kamptaki antremanlara lş-tirâk etmişler ve müteakiben kamptan ayrılmışlardır, öğrendiğimize göre; bu müessif hâdiseye sebep olduğu İddia edilen eski güreş hocalarından ve kampın İaşe memuru Kemal Türel dün sabahtan İtibaren kendi ar-
TAKVİMDEN BİR YAPRAK:
Gül Devri
ULUlNcı
Esrarengiz kadın!,.
Eskl Rus diplomatının karıt Sanavber’in anlatılan macerası
Ankara: 30 (Telefonla) — Adanadan Sovyet elçilik memurları tarafından kaçırılmak istenen Sananlar adlı kadın hakkında gazetelerde muhtelif haberler yayınlanmaktadır. Bugünkü Ulus gazetesi şu şayanı dikkat haberi vermiştir:
Sanovberin nerede olduğu bilinmiyor, sadece kendisinin tam bir emniyette olduğu anlaşılmak tadır. Hayatı ve macerası olduk-(Dovaıııı 8a. a 8Ü. 4 do)
«Gül dovrl» başladı. «Nof’I» nln dodığl gibi «Gül dovrl lyş oyyaml-dlr» yûnl bu zamanda «lyş-ü- nüş» edilir; gülün naz vo İstiğnasını gö-rorok, bülbülün feryadını dlnllyo-rok hoşoa vakit geçirilir.
Gazotelorln blrlndo bir röportal okudum... Meğer Istanbulun bir köşeslndo güle meraklı bir zat var-, mı» bu adamın 758 çeşit gülü varmış. İstanbul vaktlle böyle güzol-llkloro rnorak saran bir şehirdi; hat ta İsimlerini çiçeklere, meyvalara veren zovk erbabı vardı. Bugün bu gibi meraklılara artık rastlanmıyor. Merak orbabı kalmayınoa momlcketlmlze has güzolllklor do sönüp gidiyor. Falan zat gül meraklısıdır... Bahçesinde beş on çeşidi var. Hatta biraz ovvol bahsoy-lodiğlm 758 çeşitlinin koliekslyonun da bile kondlslnln yetiştirdiği vo adlandırdığı bir gül yoktur. (Pur-tuva), (Blroşör), (Flambo), (Ou-003 dö Taleyran), (Pronsos Boat-rls)... Ilh. Bunlar hariçten golıne güllerdir vo Islmlorl do beynelmilel olmakla beraber ylno do Frensizdir, Inglllzdlr, şudur, budur. Bütün dünyada meomuu dört bin çoşido varan güllerin Içlııde bir tano do Türk İsmi taşıyanı yok!
Hazin değil mİ?
Halbuki biz gül İçin, ne şiirler, no nıanzumolor, ne bestelor, no şar kılar, ne gazeller nolor neler söylo-mlşlzdlr. Böyle olduğu haldo dört binde blriolğino dahi temellük ede-momlsizdlr. Hattâ kooa Fuzûll’nln
bir «Gül kasidesi» vardır ki ouiüft tasavvuf! (remz) lo işlenmiştir.
Çıkdı yfışil perdeden ar» eylcyüB
Dlyo başlıyan bu uzun kaside o> kumakla doyulmayan bir şahesor-dlr.
Şarkın on çok bahsedllon bu güzel çiçeğine biz yabancı kalmışız ı onu benlnıslyemonıişiz. Halbuki böyle meraklar bir Iptllâ, hattâ biraz olnnotlmsl bir Iptllâ halini al* mayınca olmuyor.
Yalnız gül mü? Istanbulun mesela bir (Fulya) movslml vardı. Bon çocukluğumda Eyüp taraflarındaki fulya tarlalarını pek güzel hatırlarını: Zamanı gelince halk fovo tava bu tarlalara koşar bütün İstanbul bir çlçok bayramı yapmış gibi ful* yalarla donanırdı; bugün bu tarla* ların yerini dahi bilen bolkl kalma-rlhln lâle devrine mal olmuş bir o( kİ zaman menkıbesinden başka bir şov doğlldlr.
İstanbul çlçok bayramı olma* yan, çlçok bayramı yapmayan toH şehirdir; çlçok namına yapılan tel zahürat sadeoo conazelero çelonM göndermek ton İbaret kalıyor.
Portov paşa:
Gul dinür hor güle umma gill-t»! tiybâ başka
Demiş... Biz İm
Gülü ta'rife no hacet no çiçekti» bilirin.
Doylp «utuyoruz.

SALI
Sahibi: Safa Kılıçlıoğlu
İdare t Nuruosmanlyo No: 17
Tel adresi: «YENİ 8ABAH»
İSTANBUL
Telofonı 2070»
31
MAYIS
1949
Yeni Sabah
12 inci Yıl, No. 3659 HÜRRİYET VE HAKKİN YILMAZ MUDAF11YIZ Say.s, : 10 Kuruş
Sadak, Meclis'te dün izahat verdi
Dış Bakan, imanlılarla bir daha spor karşılaşması okrayacak„ dedi
Necmettin Sadak, Atina stadındaki düşmanca tezahüratı anlatırken, Mecliste (Kahrolsunlar) sesleri yükseliyordu
Çıkmazdan Kurtulmak
için
ff —emokrat parti başkanı ||__Celâl Dayarın, memle-
ketin içine girdiği çıkmazdan kurtulması için, umumi seçimlerin yapılması fikrinde olduğu artık vuzuhla görülmektedir. Kastamonuda, Eskişelıird», şurada ve burada, nerede demekte bulunmuş ise bu düşüncesini, kuvvetle müdafaa etmiştir.
Bu kanaat, bizim, bu sütunlarda ötedenberi üzerinde ısrar hattâ inatla durduğumuz bir inançtır. Demokrat Parti liderleri, ba d ufak tefek tereddütlerden sonra, nihayet bu lüzum ve zarureti tamamile kavramış bulunuyorlar. Halk Partisi çoğunluğu içinde de bu mecburiyeti duyanlar talimin olunduğundan fazladır. Çünkü bir çok dürüst ve milli i-radeye boyun eğmeğe âmâde unsurlar 1946 seçimleri üzerine u-vanan şüphelerden müteessirdirler. Niteldm Meclis kürsüsünden bazen demokrat milletvekilleri arkadaşları Halk Partililere «Biz milleti hakikaten ve cidden temdi ediyoruz» gibi sert tarizlerde bulunabilmeğe kendilerinde hak ve salahiyet görmüşlerdir. Halk Partili mebusların mazbataları üzerinde, Meclisin ekseriyetini teşkil eden Halk Partisinin fazla hassaslık göstermek istemeğe temayül etmemesi de havayı hayli bulandırmış idi. Binaenaleyh kaynağı bu kadar dedi-kodulu olan bir seçimin, aradan ®0 yü geçtikten sonra, yenilenmesini İstemek hiç de anormal »yılmamalıdır. Bahusus ki Türlüye Büyük Millet Meclisleri, çey rek asırlık mazilerinde hep böyle müddetinden evvel dağılma karan vermek geleneğini kurmuşlardır. Filhakika o eski devir lerde, Mecliste yalnız bir parti vardı ve Halk Partili milletvekilleri şeflerinin ve parti idarecileri oin teveccüh ve muhabbetini cel-betmiş olmakla sandalyelerinden emin olabüirlerdi. Halbuki şimdi bu sağlamlık ve emniyet mevcut değildir. Binaenaleyh tekrar seçilmesinden endişe duyanlar hat tâ böyle bir tecrübeden mağlûp çıkacağından emin olanlar, var kuvvetlerile seçimlerin her halde samanından evvel yenilenmemesi tarafını şiddetle iltizam ediyorlar. Evvelce Cevdet Kerim hıce-«ayı, geçen gün de Başbakan yardımcısı Nihat Erim daha ziyade bu nevi ve zümreden olan arkadaşların düşünüş tarzlarını nüdafaa ettiler de Meclisin vak _______(Devamı Sa. s Sü. 6 da)
Silâh kaçıran bir şebeke yakalandı I Kaçakçılar, Galatada, bir dükkânda paralan sayarken suç Ustu tutuldular; dün de kamyon dolusu el bombası, tüfek ve mermiyi Üskiidardan araba vapuruna yüklemişler, lstanbula geçirmişlerdi, kaçak silâhlar Filistine satılıyordu
İstanbul emniyet teşkilâtı, mü him bir silâh kaçakçılığı hâdisesine el koymuş ve kaçakçı şebekesini suç üstü yakalamıştır. Yakalanan kaçakçalar Nâzım Gürsoy adında mevki sahibi bir memurla, Ahmet Set İsminde es ki bir kaçakçı, arkadaşları Kâmil Çakır ve Moiz Rahattır.
Şebekenin kuruluşu
Kolaylıkla silâh ve cephane tedarik edebilen Nâzım Gürsoy Filistine silâh kaçıran Molzle bir müddet evvel tanışmıştır. Fakat, (Devamı Sa. 5 Su. 6)
Millî Savunma
Yunandaki resimde uyumak ta olduğunu gördüğünüz zat kim-dir?.. Düşününüz. Bir gazete /otoûra/çısı, uyuyan zatı yaman bir ânında ustalıkla yakahyabil miştir. Siz, bu resmin kime alt olduğunu düşünedurun!.. Cevabını biz verelim:
Celâl Bayar, Esklşehrin Al pu nahiyesinin küçük bir köyünde öğle yemeğinden sonra, beş saatlik bir otomobil yolculuğunun yorgunluğunu çıkarmak için uyurken görülüyor.
teşkilât kanunu
Diin kabul edildi
Ingiliz Bale heyeti dün geldi
Mersinde
döğülınüş
îngilterenln tanınmış Sadler’s JVells Bale kumpanyasına men-ıup beş kişilik bir heyeti dün saat 16.30 da şehrimize gelmiş-1 Ur. Gelen »anatkârlar Molra 1
enyuız oaie heyeti Yeşilköydo
8 ! w?^»rer’ Spmes, Anııe [ ketimizi ziyaret imkânını
'ı / k'xandre Gra“t ve pi- muş olduklarından dolayı G“'?ert'dir- nuniycUtfrini İzhar etelerdir.
Sanatkârlar dün kendisile gö- Heyet dün akşamki ekspresle rüşen bur arkadaaımıza. memle- 1 *-■-----• - - ■ • -
ketimizi ziyaret imkânını bul-memnuniyetlerini izhar etmişlerdir.
Ankarava hareket etmişlerdir.
Emekli kanununun müzakeresi devam ediyor
Ankara: 30 (Hususi) — Bugünkü Meclisi* Emekli kanun tasarısının komisyondan gelen maddeleri mtL zattere edildi, 7; 8; 27; 29; 32; 6(5; geçici 7; 14 üncü maddeler kabul edildi, 40 inci madde konuşulurken oturuma eon verftJl,
Başbakan Şemsett in Günaltay ve Ticaret Bakanı Cemil Sait Barlas izahat ve rlrken. ■
Hayat pahalılığı münakaşa edildi
Başbakan, pahalılığın Barlasın iddia ettiği gibi istihsâl azlığından ileri gelmediğini söyledi
Eğitim Bakanı da, maarif işleri hakkında
izahat verdi
ti ■ ft
2
II ! 4- I
fi.
Ankara, 30 (Telefonla) — a M. M. bugün saat 10 da Raif Karadenizin başkanlığında top* landı. Ve Gündemdeki sorulara geçildi.
Bugünkü sorular aras nda E-min Soysal’ln (Maraş) M. Eği* tim Bakanında üç sözlü Eorusıf vardı, öğretmen yetiştirme durumu ve Bakanlık merkez teş* kllfttı hakkındakl ilk soruyu B» (Devamı Sa. 5 Sü. 7 de)
Cumhur
Soldan sağa: Schuman, Fransa^ Cumhurbaşkanı Auriol, Vifinsfci, Acheson ve Bevin Pariste bir
' c * . ‘ T * > -Jtikll.)' •
Vişinski, Batıkların
teklifini reddetti
Dörtlü konferans çıkmaza girmek üzere. Vişinski plânı inceden inceye tedkike devam edeceğini de sözlerine ilâve etti
Londra: 30 (B.B.C.) — Dörtler toplantısının bugünkü oturumunda Sovyet Dışişleri Bakanı, Batıkların müttehid bir Almanya teşkiline dair plânların kabule şayan olmadığını söylemiş fakat bu plânı inceden inceye tet kike devam edeceğini bildirmiştir. Vişinski, yarın da ayni mevzua temas edeceğini imâ etmiş-
tik prensipleri ihlâl ettiğini ve bu [Alman milletinin hakikî demok-anayasanın Alman milletine zor- ratik anayasasının doğudaki halk la kabul ettirildiğini iddia ederek I (Devamı; Sa, 5 Sü, 3 do)
tir.
Sovyet Dışişleri Bakanı Batı Almanya anayasasının demokra-
Ankara: 30 (Hususî) — Meclisin öğleden sonraki oturumunda Millî Savunma teşkilâtı kanun tasarısının müzakeresine devam edildi. General Naci Tınaz tarafın dan şiddetle tenkid edildi. General Tınaz, bu teşkilât büdce imkânlarını asla düşünmeden hareket ediyor. Bu teşkilât evvlâ bir israf mevzuudur. Ben Savunma önünden geçerken her kesin de müşahede ettiği gibi bir bina, otomobiller ve askerî (□ovamı 8a. 5 Sü. 5 do)
meydan dayağı!
İki belediye memuru esnaf tarafından
Mersin: 30 (Hususi) — Dün şehrimizde garip bir hâdise olmuş, belediye zabıta memurların dan iki kişiye cadde ortasında, esnaf tarafından bir nevi meydan dayağı atılmıştır. Hâdise şu-
Belediye zabıta memurların -dan Ali Arslanla Ahmet Candar-1
(Devamıı 8a, a Sü, 3 de) I
Başkamsa
verilen
hediyeler
Güreş kampında çıkan ihtilâf!
Nuri Hoca diyor ki: Artık idmanlara da iştirak etmeyeceklermiş. Eğer teşkilât ciddî bir teşkilâtsa lıiç birini müsabakalara sokmaz
| Kemal Özçoban bir soru » ı önergesi ile bu hediyele- fi 5 rin müzelere konup kon- X i madiğim sordu fi
Ankara: 30 (Hususî) — Afyon milletvekili Kemal özçobaa Büyük Millet Meclisi başkanlığı’ na hükümet tarafından açıklanması kaydile mühim bir soru ö-nergesl verimiştir. özçoban bu Ü nergesinde:
1 — Cumhuriyetin ilânından bugüne kadar Cumhurbaşkanlarına dış memleketlerden hususî veya resmî mahiyette hediyeler, verilmiş midir.
2 — Verilmişse bu hediyelerin mahiyeti nevi miktarı ve kıymet lerl nedir.
3 — Bu hediyeler Türk millet ve devletini temsil eden Cumhıul başkanlığına verilmiş olduğuna göre tarihî birer kıymet ve hâtıı ra olmak üzere müzelerim izd(
(Devamı Sa. 5 Sü. 7 de)
Rita Haywortlı, Prens Ali Han İle evlenmezden bir gün evvel Cannes’de sinemaya giderek «Karmcn» filmini seyretmiştir. Resimde, Rita ile Ali Han, sinemadan çıkarken görülmektedir. Rita, beyaz bir bluz ve mavi bir şort giymiştir.
Avrupa serbest güreş birinciliklerine iştirak edecek olan Mil lî Güreş takımımız elemanlarından Yaşar Doğu, Celâl Atik ve Nasuh Aharın Emirgândakl çalışma kampından bir hâdiseden muğber olarak ayrıldıklarını dün yazmıştık.
Her üç güreşçimiz de dün akşam kamptaki antremanlara lş-tirâk etmişler ve müteakiben kamptan ayrılmışlardır, öğrendiğimize göre; bu müessif hâdiseye sebep olduğu İddia edilen eski güreş hocalarından ve kampın İaşe memuru Kemal Türel dün sabahtan İtibaren kendi ar-
TAKVİMDEN BİR YAPRAK:
Gül Devri
ULUlNcı
Esrarengiz kadın!,.
Eskl Rus diplomatının karıt Sanavber’in anlatılan macerası
Ankara: 30 (Telefonla) — Adanadan Sovyet elçilik memurları tarafından kaçırılmak istenen Sananlar adlı kadın hakkında gazetelerde muhtelif haberler yayınlanmaktadır. Bugünkü Ulus gazetesi şu şayanı dikkat haberi vermiştir:
Sanovberin nerede olduğu bilinmiyor, sadece kendisinin tam bir emniyette olduğu anlaşılmak tadır. Hayatı ve macerası olduk-(Dovaıııı 8a. a 8Ü. 4 do)
«Gül dovrl» başladı. «Nof’I» nln dodığl gibi «Gül dovrl lyş oyyaml-dlr» yûnl bu zamanda «lyş-ü- nüş» edilir; gülün naz vo İstiğnasını gö-rorok, bülbülün feryadını dlnllyo-rok hoşoa vakit geçirilir.
Gazotelorln blrlndo bir röportal okudum... Meğer Istanbulun bir köşeslndo güle meraklı bir zat var-, mı» bu adamın 758 çeşit gülü varmış. İstanbul vaktlle böyle güzol-llkloro rnorak saran bir şehirdi; hat ta İsimlerini çiçeklere, meyvalara veren zovk erbabı vardı. Bugün bu gibi meraklılara artık rastlanmıyor. Merak orbabı kalmayınoa momlcketlmlze has güzolllklor do sönüp gidiyor. Falan zat gül meraklısıdır... Bahçesinde beş on çeşidi var. Hatta biraz ovvol bahsoy-lodiğlm 758 çeşitlinin koliekslyonun da bile kondlslnln yetiştirdiği vo adlandırdığı bir gül yoktur. (Pur-tuva), (Blroşör), (Flambo), (Ou-003 dö Taleyran), (Pronsos Boat-rls)... Ilh. Bunlar hariçten golıne güllerdir vo Islmlorl do beynelmilel olmakla beraber ylno do Frensizdir, Inglllzdlr, şudur, budur. Bütün dünyada meomuu dört bin çoşido varan güllerin Içlııde bir tano do Türk İsmi taşıyanı yok!
Hazin değil mİ?
Halbuki biz gül İçin, ne şiirler, no nıanzumolor, ne bestelor, no şar kılar, ne gazeller nolor neler söylo-mlşlzdlr. Böyle olduğu haldo dört binde blriolğino dahi temellük ede-momlsizdlr. Hattâ kooa Fuzûll’nln
bir «Gül kasidesi» vardır ki ouiüft tasavvuf! (remz) lo işlenmiştir.
Çıkdı yfışil perdeden ar» eylcyüB
Dlyo başlıyan bu uzun kaside o> kumakla doyulmayan bir şahesor-dlr.
Şarkın on çok bahsedllon bu güzel çiçeğine biz yabancı kalmışız ı onu benlnıslyemonıişiz. Halbuki böyle meraklar bir Iptllâ, hattâ biraz olnnotlmsl bir Iptllâ halini al* mayınca olmuyor.
Yalnız gül mü? Istanbulun mesela bir (Fulya) movslml vardı. Bon çocukluğumda Eyüp taraflarındaki fulya tarlalarını pek güzel hatırlarını: Zamanı gelince halk fovo tava bu tarlalara koşar bütün İstanbul bir çlçok bayramı yapmış gibi ful* yalarla donanırdı; bugün bu tarla* ların yerini dahi bilen bolkl kalma-rlhln lâle devrine mal olmuş bir o( kİ zaman menkıbesinden başka bir şov doğlldlr.
İstanbul çlçok bayramı olma* yan, çlçok bayramı yapmayan toH şehirdir; çlçok namına yapılan tel zahürat sadeoo conazelero çelonM göndermek ton İbaret kalıyor.
Portov paşa:
Gul dinür hor güle umma gill-t»! tiybâ başka
Demiş... Biz İm
Gülü ta'rife no hacet no çiçekti» bilirin.
Doylp «utuyoruz.

SALI
Sahibi: Safa Kılıçlıoğlu
İdare t Nuruosmanlyo No: 17
Tel adresi: «YENİ 8ABAH»
İSTANBUL
Telofonı 2070»
31
MAYIS
1949
Yeni Sabah
12 inci Yıl, No. 3659 HÜRRİYET VE HAKKİN YILMAZ MUDAF11YIZ Say.s, : 10 Kuruş
Sadak, Meclis'te dün izahat verdi
Dış Bakan, imanlılarla bir daha spor karşılaşması okrayacak„ dedi
Necmettin Sadak, Atina stadındaki düşmanca tezahüratı anlatırken, Mecliste (Kahrolsunlar) sesleri yükseliyordu
Çıkmazdan Kurtulmak
için
ff —emokrat parti başkanı ||__Celâl Dayarın, memle-
ketin içine girdiği çıkmazdan kurtulması için, umumi seçimlerin yapılması fikrinde olduğu artık vuzuhla görülmektedir. Kastamonuda, Eskişelıird», şurada ve burada, nerede demekte bulunmuş ise bu düşüncesini, kuvvetle müdafaa etmiştir.
Bu kanaat, bizim, bu sütunlarda ötedenberi üzerinde ısrar hattâ inatla durduğumuz bir inançtır. Demokrat Parti liderleri, ba d ufak tefek tereddütlerden sonra, nihayet bu lüzum ve zarureti tamamile kavramış bulunuyorlar. Halk Partisi çoğunluğu içinde de bu mecburiyeti duyanlar talimin olunduğundan fazladır. Çünkü bir çok dürüst ve milli i-radeye boyun eğmeğe âmâde unsurlar 1946 seçimleri üzerine u-vanan şüphelerden müteessirdirler. Niteldm Meclis kürsüsünden bazen demokrat milletvekilleri arkadaşları Halk Partililere «Biz milleti hakikaten ve cidden temdi ediyoruz» gibi sert tarizlerde bulunabilmeğe kendilerinde hak ve salahiyet görmüşlerdir. Halk Partili mebusların mazbataları üzerinde, Meclisin ekseriyetini teşkil eden Halk Partisinin fazla hassaslık göstermek istemeğe temayül etmemesi de havayı hayli bulandırmış idi. Binaenaleyh kaynağı bu kadar dedi-kodulu olan bir seçimin, aradan ®0 yü geçtikten sonra, yenilenmesini İstemek hiç de anormal »yılmamalıdır. Bahusus ki Türlüye Büyük Millet Meclisleri, çey rek asırlık mazilerinde hep böyle müddetinden evvel dağılma karan vermek geleneğini kurmuşlardır. Filhakika o eski devir lerde, Mecliste yalnız bir parti vardı ve Halk Partili milletvekilleri şeflerinin ve parti idarecileri oin teveccüh ve muhabbetini cel-betmiş olmakla sandalyelerinden emin olabüirlerdi. Halbuki şimdi bu sağlamlık ve emniyet mevcut değildir. Binaenaleyh tekrar seçilmesinden endişe duyanlar hat tâ böyle bir tecrübeden mağlûp çıkacağından emin olanlar, var kuvvetlerile seçimlerin her halde samanından evvel yenilenmemesi tarafını şiddetle iltizam ediyorlar. Evvelce Cevdet Kerim hıce-«ayı, geçen gün de Başbakan yardımcısı Nihat Erim daha ziyade bu nevi ve zümreden olan arkadaşların düşünüş tarzlarını nüdafaa ettiler de Meclisin vak _______(Devamı Sa. s Sü. 6 da)
Silâh kaçıran bir şebeke yakalandı I Kaçakçılar, Galatada, bir dükkânda paralan sayarken suç Ustu tutuldular; dün de kamyon dolusu el bombası, tüfek ve mermiyi Üskiidardan araba vapuruna yüklemişler, lstanbula geçirmişlerdi, kaçak silâhlar Filistine satılıyordu
İstanbul emniyet teşkilâtı, mü him bir silâh kaçakçılığı hâdisesine el koymuş ve kaçakçı şebekesini suç üstü yakalamıştır. Yakalanan kaçakçalar Nâzım Gürsoy adında mevki sahibi bir memurla, Ahmet Set İsminde es ki bir kaçakçı, arkadaşları Kâmil Çakır ve Moiz Rahattır.
Şebekenin kuruluşu
Kolaylıkla silâh ve cephane tedarik edebilen Nâzım Gürsoy Filistine silâh kaçıran Molzle bir müddet evvel tanışmıştır. Fakat, (Devamı Sa. 5 Su. 6)
Millî Savunma
Yunandaki resimde uyumak ta olduğunu gördüğünüz zat kim-dir?.. Düşününüz. Bir gazete /otoûra/çısı, uyuyan zatı yaman bir ânında ustalıkla yakahyabil miştir. Siz, bu resmin kime alt olduğunu düşünedurun!.. Cevabını biz verelim:
Celâl Bayar, Esklşehrin Al pu nahiyesinin küçük bir köyünde öğle yemeğinden sonra, beş saatlik bir otomobil yolculuğunun yorgunluğunu çıkarmak için uyurken görülüyor.
teşkilât kanunu
Diin kabul edildi
Ingiliz Bale heyeti dün geldi
Mersinde
döğülınüş
îngilterenln tanınmış Sadler’s JVells Bale kumpanyasına men-ıup beş kişilik bir heyeti dün saat 16.30 da şehrimize gelmiş-1 Ur. Gelen »anatkârlar Molra 1
enyuız oaie heyeti Yeşilköydo
8 ! w?^»rer’ Spmes, Anııe [ ketimizi ziyaret imkânını
'ı / k'xandre Gra“t ve pi- muş olduklarından dolayı G“'?ert'dir- nuniycUtfrini İzhar etelerdir.
Sanatkârlar dün kendisile gö- Heyet dün akşamki ekspresle rüşen bur arkadaaımıza. memle- 1 *-■-----• - - ■ • -
ketimizi ziyaret imkânını bul-memnuniyetlerini izhar etmişlerdir.
Ankarava hareket etmişlerdir.
Emekli kanununun müzakeresi devam ediyor
Ankara: 30 (Hususi) — Bugünkü Meclisi* Emekli kanun tasarısının komisyondan gelen maddeleri mtL zattere edildi, 7; 8; 27; 29; 32; 6(5; geçici 7; 14 üncü maddeler kabul edildi, 40 inci madde konuşulurken oturuma eon verftJl,
Başbakan Şemsett in Günaltay ve Ticaret Bakanı Cemil Sait Barlas izahat ve rlrken. ■
Hayat pahalılığı münakaşa edildi
Başbakan, pahalılığın Barlasın iddia ettiği gibi istihsâl azlığından ileri gelmediğini söyledi
Eğitim Bakanı da, maarif işleri hakkında
izahat verdi
ti ■ ft
2
II ! 4- I
fi.
Ankara, 30 (Telefonla) — a M. M. bugün saat 10 da Raif Karadenizin başkanlığında top* landı. Ve Gündemdeki sorulara geçildi.
Bugünkü sorular aras nda E-min Soysal’ln (Maraş) M. Eği* tim Bakanında üç sözlü Eorusıf vardı, öğretmen yetiştirme durumu ve Bakanlık merkez teş* kllfttı hakkındakl ilk soruyu B» (Devamı Sa. 5 Sü. 7 de)
Cumhur
Soldan sağa: Schuman, Fransa^ Cumhurbaşkanı Auriol, Vifinsfci, Acheson ve Bevin Pariste bir
' c * . ‘ T * > -Jtikll.)' •
Vişinski, Batıkların
teklifini reddetti
Dörtlü konferans çıkmaza girmek üzere. Vişinski plânı inceden inceye tedkike devam edeceğini de sözlerine ilâve etti
Londra: 30 (B.B.C.) — Dörtler toplantısının bugünkü oturumunda Sovyet Dışişleri Bakanı, Batıkların müttehid bir Almanya teşkiline dair plânların kabule şayan olmadığını söylemiş fakat bu plânı inceden inceye tet kike devam edeceğini bildirmiştir. Vişinski, yarın da ayni mevzua temas edeceğini imâ etmiş-
tik prensipleri ihlâl ettiğini ve bu [Alman milletinin hakikî demok-anayasanın Alman milletine zor- ratik anayasasının doğudaki halk la kabul ettirildiğini iddia ederek I (Devamı; Sa, 5 Sü, 3 do)
tir.
Sovyet Dışişleri Bakanı Batı Almanya anayasasının demokra-
Ankara: 30 (Hususî) — Meclisin öğleden sonraki oturumunda Millî Savunma teşkilâtı kanun tasarısının müzakeresine devam edildi. General Naci Tınaz tarafın dan şiddetle tenkid edildi. General Tınaz, bu teşkilât büdce imkânlarını asla düşünmeden hareket ediyor. Bu teşkilât evvlâ bir israf mevzuudur. Ben Savunma önünden geçerken her kesin de müşahede ettiği gibi bir bina, otomobiller ve askerî (□ovamı 8a. 5 Sü. 5 do)
meydan dayağı!
İki belediye memuru esnaf tarafından
Mersin: 30 (Hususi) — Dün şehrimizde garip bir hâdise olmuş, belediye zabıta memurların dan iki kişiye cadde ortasında, esnaf tarafından bir nevi meydan dayağı atılmıştır. Hâdise şu-
Belediye zabıta memurların -dan Ali Arslanla Ahmet Candar-1
(Devamıı 8a, a Sü, 3 de) I
Başkamsa
verilen
hediyeler
Güreş kampında çıkan ihtilâf!
Nuri Hoca diyor ki: Artık idmanlara da iştirak etmeyeceklermiş. Eğer teşkilât ciddî bir teşkilâtsa lıiç birini müsabakalara sokmaz
| Kemal Özçoban bir soru » ı önergesi ile bu hediyele- fi 5 rin müzelere konup kon- X i madiğim sordu fi
Ankara: 30 (Hususî) — Afyon milletvekili Kemal özçobaa Büyük Millet Meclisi başkanlığı’ na hükümet tarafından açıklanması kaydile mühim bir soru ö-nergesl verimiştir. özçoban bu Ü nergesinde:
1 — Cumhuriyetin ilânından bugüne kadar Cumhurbaşkanlarına dış memleketlerden hususî veya resmî mahiyette hediyeler, verilmiş midir.
2 — Verilmişse bu hediyelerin mahiyeti nevi miktarı ve kıymet lerl nedir.
3 — Bu hediyeler Türk millet ve devletini temsil eden Cumhıul başkanlığına verilmiş olduğuna göre tarihî birer kıymet ve hâtıı ra olmak üzere müzelerim izd(
(Devamı Sa. 5 Sü. 7 de)
Rita Haywortlı, Prens Ali Han İle evlenmezden bir gün evvel Cannes’de sinemaya giderek «Karmcn» filmini seyretmiştir. Resimde, Rita ile Ali Han, sinemadan çıkarken görülmektedir. Rita, beyaz bir bluz ve mavi bir şort giymiştir.
Avrupa serbest güreş birinciliklerine iştirak edecek olan Mil lî Güreş takımımız elemanlarından Yaşar Doğu, Celâl Atik ve Nasuh Aharın Emirgândakl çalışma kampından bir hâdiseden muğber olarak ayrıldıklarını dün yazmıştık.
Her üç güreşçimiz de dün akşam kamptaki antremanlara lş-tirâk etmişler ve müteakiben kamptan ayrılmışlardır, öğrendiğimize göre; bu müessif hâdiseye sebep olduğu İddia edilen eski güreş hocalarından ve kampın İaşe memuru Kemal Türel dün sabahtan İtibaren kendi ar-
TAKVİMDEN BİR YAPRAK:
Gül Devri
ULUlNcı
Esrarengiz kadın!,.
Eskl Rus diplomatının karıt Sanavber’in anlatılan macerası
Ankara: 30 (Telefonla) — Adanadan Sovyet elçilik memurları tarafından kaçırılmak istenen Sananlar adlı kadın hakkında gazetelerde muhtelif haberler yayınlanmaktadır. Bugünkü Ulus gazetesi şu şayanı dikkat haberi vermiştir:
Sanovberin nerede olduğu bilinmiyor, sadece kendisinin tam bir emniyette olduğu anlaşılmak tadır. Hayatı ve macerası olduk-(Dovaıııı 8a. a 8Ü. 4 do)
«Gül dovrl» başladı. «Nof’I» nln dodığl gibi «Gül dovrl lyş oyyaml-dlr» yûnl bu zamanda «lyş-ü- nüş» edilir; gülün naz vo İstiğnasını gö-rorok, bülbülün feryadını dlnllyo-rok hoşoa vakit geçirilir.
Gazotelorln blrlndo bir röportal okudum... Meğer Istanbulun bir köşeslndo güle meraklı bir zat var-, mı» bu adamın 758 çeşit gülü varmış. İstanbul vaktlle böyle güzol-llkloro rnorak saran bir şehirdi; hat ta İsimlerini çiçeklere, meyvalara veren zovk erbabı vardı. Bugün bu gibi meraklılara artık rastlanmıyor. Merak orbabı kalmayınoa momlcketlmlze has güzolllklor do sönüp gidiyor. Falan zat gül meraklısıdır... Bahçesinde beş on çeşidi var. Hatta biraz ovvol bahsoy-lodiğlm 758 çeşitlinin koliekslyonun da bile kondlslnln yetiştirdiği vo adlandırdığı bir gül yoktur. (Pur-tuva), (Blroşör), (Flambo), (Ou-003 dö Taleyran), (Pronsos Boat-rls)... Ilh. Bunlar hariçten golıne güllerdir vo Islmlorl do beynelmilel olmakla beraber ylno do Frensizdir, Inglllzdlr, şudur, budur. Bütün dünyada meomuu dört bin çoşido varan güllerin Içlııde bir tano do Türk İsmi taşıyanı yok!
Hazin değil mİ?
Halbuki biz gül İçin, ne şiirler, no nıanzumolor, ne bestelor, no şar kılar, ne gazeller nolor neler söylo-mlşlzdlr. Böyle olduğu haldo dört binde blriolğino dahi temellük ede-momlsizdlr. Hattâ kooa Fuzûll’nln
bir «Gül kasidesi» vardır ki ouiüft tasavvuf! (remz) lo işlenmiştir.
Çıkdı yfışil perdeden ar» eylcyüB
Dlyo başlıyan bu uzun kaside o> kumakla doyulmayan bir şahesor-dlr.
Şarkın on çok bahsedllon bu güzel çiçeğine biz yabancı kalmışız ı onu benlnıslyemonıişiz. Halbuki böyle meraklar bir Iptllâ, hattâ biraz olnnotlmsl bir Iptllâ halini al* mayınca olmuyor.
Yalnız gül mü? Istanbulun mesela bir (Fulya) movslml vardı. Bon çocukluğumda Eyüp taraflarındaki fulya tarlalarını pek güzel hatırlarını: Zamanı gelince halk fovo tava bu tarlalara koşar bütün İstanbul bir çlçok bayramı yapmış gibi ful* yalarla donanırdı; bugün bu tarla* ların yerini dahi bilen bolkl kalma-rlhln lâle devrine mal olmuş bir o( kİ zaman menkıbesinden başka bir şov doğlldlr.
İstanbul çlçok bayramı olma* yan, çlçok bayramı yapmayan toH şehirdir; çlçok namına yapılan tel zahürat sadeoo conazelero çelonM göndermek ton İbaret kalıyor.
Portov paşa:
Gul dinür hor güle umma gill-t»! tiybâ başka
Demiş... Biz İm
Gülü ta'rife no hacet no çiçekti» bilirin.
Doylp «utuyoruz.

Comments (0)