ANAYASA
Yeni metin ve yeni kelimelerin İzahları Hazırlıyau: Zt’HTİl ÇDBÜKÇÜOÖLÜ
İstanbul umumi meclisi muamelât müdürü * HCİ BASigi ÇIKTI
Herkese lâzım olan bu kitabın fi ati 6* kuruş
□ayet Temiz, Gayet Fenni
Surette İmal olunan En Sıhhi

tçmenlzl Tavsiye Ederiz. Ya.} Meyv» ve seoz« Ta-
rım Satlş Kooperatifleri Birliği. Tdf. 42772
sene 37 — No. 9478 — FLatî her yerde 10 kuruttur.
PAZAR 4 Mart 1945
Sahibi: NecmeddJn Sadak — Neşriyat müdürü; Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
İki Atman ordusu yokedildi
Kuzey Pomeranya’da Alman durumu çok güçleşti
Finlândiya da Almanyaya harb ilân etti
Sovyet kıtaları Danzig ile Stettin arasında Baltık kıyılarına vardılar
Sovyet tankları ilerliyor
Bir tebliğe göre 1 mart tarihinden itibaren Almanya ile harb halinde bulunuyor
Londra 4 (R) — Finlandiya hükümeti tarafından neşredilen bir tebliğde deniliyor ki: Finlandiya hükümeti 1 marttan itibaren Almanya’ya harb ilân etmiştir, Finlândiya esasen 15 eylül 1944 tarihinden beri Almanya İle fiilen harb halindeydi. Âl-inanların bu tarihte Finlândiya-yı boşaltmaları kararlaşmış İken Alman askerleri Finlandiya’nın Hogland adasına saldırmışlardı. O tarihten beri Almanlar şimalî Finlandiya’yı harabeye çevirmişler. binlerce Finlândiyalının ölümüne sehen olmuşlardır.
Cumhur Başkanı
Batıda Almanlar bozgun halinde çekiliyorlar
20 bin asker çevrilmek üzere — Şimdiye kadar 50 bin esir alındı — Kolonya’ya 6, Bonn şehrine 17 kilometre kaldı
Londra 4 (R.) — Alman radyolarının yayınları, Almanların kuzey Po-Bieranya'dokl durumdan endişe duy-6uv:a başladıklarını gösteriyor. Filhakika buradn Sovyet kıtaları bir kaç kaimde Baltık denizine yaklaşmaktadır. Sovyet tebliğinde zaptfrd İldiği bildirilen Romelsburg Baltık'ta 40 kilometre mesafededir. Reuter ajanının Moskova muhabjri bu şehrin 28 kilometre kuzeyinde Köslln’ln de capUdlldığlnl, Baltık kıyılarına kadar her tarafın Sovyet toplarının ateşi altında bulunduğunu bildiriyor.
Zukof orduları da Köslln'ln bahamda Baltık denizine doğru İlerliyor. Almanlar Kızılordu’nun Danzig 11» 8 te ilin arasında Lâbes şehrine vardıklarını ve orada durdurulduklarını bildiriyorlar.
Almanlar Öder cephesinde Kuzların Kiistrln civarındaki köprübaşını genişletmeğe çalıştıklarını. Çekoslovakya'da Suseneç'ln kuzey batısındaki dağlık arazide llerliyerek bir kaç meskûn yeri ele geçirdiğini bildirmektedir.
Paris 4 (A.A.) — Alman haberler ajansı. Rokosovsky kuvvetlerinin Baltık kıyılarının mühim bir limanı olan Colberg istikametinde yeniden taarruza geçmiş olduklarını bildirmektedir. Bu taarruz Köslln'ln 44ı kilometre batısında başlamıştır.
Almanlar, Sovyet kuvvetlerinin şimdi Baltık kıyılarında çarpışmakta olduklarını bildirmektedir.
Durum ciddi
Londra 4 tA.A.) — Dün akşam D. N. B. ajansı, Pomeranya’da vaziyetin cidd olduğunu söylemiş ve Sovyet kuvvetlerinin Stargard istikametinde yeni bir taarruzda bulunmuş olduklarını ilâve etmiştir, stargard Btsttln'e 40 kilometre mesafede bulunmaktadır
Berlin doğusunda. Öder cephesi hakkında resmi hiç bir haber mevcut değildir. Kızıl Yıldız gazetesi bu hususta şöyle demektedir «Kızılordu hiç beklenmedik bir zamanda taarruza geçmekte ve düşmanı gafil avlıyarnk gedikler açmaktadır.
Breslau'da çarpışmalar dün de devam etmiş ve bir kaç bina kümesi ek geçirilmiştir.
Berlin’de müdafaa hazırlığı
Ankara 4 (R.) — Londra radyosu bildiriyor; Berlin radyosuna göre Alman Başkenti meydanlarında yeni bir tip tank gösterişi yapılacaktır. Halktan arzu eden bunu bizzat kullanabilecektir. Yalnız boş talim mermi û atılacaktır.
Moskova 4 (A.A ) — Kızılordunun resmi gazetesi «Kızıl Yıldız» Almanların Berlin'i müdafa için, inşa ettikler! muazzam beton ve çelik kuşak hakkında tafsilât vermektedir. Gazete şöyle diyor;
«Bu müdafaa kuşağı naktrl İnşaatın en »on İcatlarına uygundur. Yeraltı istihkâmlar 40 metre derinliğe kadar İnmektedir.
Bu İstihkâmların yer üstünde kulan kısmı 4 met» nısıf kutrunda bir çelik fenl'den İbarettir. Bu zırhlı l'tlhkâmbır n taretlerden ateş eden ağır topları v: rdır. Bir dekovil hattı tüneJHr İçinde olofchavzları bir' ' .!•' b fı'-m-n.-dır. Yeraltı bir
elektrik tesisatı bu istihkâmlara Te elektrüdt işllyen toplarına lâamge-len cereyanı temin etmektedir.
Sanıldığına göre, buna benzer dört sıra İstihkâm hattı kilometrelerce) yer kaplamakta v« «Ejderha dişi* adı verilen bu müdafaa hattının etrafında geniş ve derin tank çukurları bulunmaktadır.»
Himmler, Stettin’* gitmiş
Parla 4 (A.A.1 — Moskova'dan gelen haberlere göre, Himmler Stettin'e gelmiş ve idareyi de almıştır. Stattın sokaklarında barlkadlar kurulmaktadır. Stettln'de 14 - #0 yaş arasında bulunan bütün arkıkler halk ordularına katılmağı mecbur tutulmuşlardır.
Sovyet tebliği
Moskova 3 (A A.ı — Sovyet tebliği: İkinci Beyaz Rusya ceph.sl kıtaları taarruzlarına devam ederek İlerlemişler ve Rummelsberg ile Pollnavı zaptetnuşlerdlr. Bu 1X1 şehir. Almanların ehemmiyetli muvasala merkezi ve Pomeranj a’dakl Alman müdafaalarının kuvvet!! kalesi İdi. Bu bölgede ayrıca 80 den fazla meskûn yer alınmıştır.
Çekoslovakya’da I.ucence'nln kuzey batısında ve batısında savaşarak ilerlemiş olan kilı.unm» 8 mevkii ele geçirmişlerdir.
Cephenin diğer kesimlerinde mevzii ehemmiyette savaşlar ve devriye faaliyetleri olmuştur. •
Filârmonik orkestra konserinde bulundu
Türkiye-Jşviçre
Başbakan Türk - İsviçre cemiyetinin fahri reisi oldu
Ankara 4 (Telefonla) — An-karaya geldiğini yazdığımız İsviçre endüstri âleminin tanınmış mühendislerinden B. Steble, yanında İsviçre sefiri olduğu halde dün Başbakan B. Şükrü Saracoğ-lunu ziyaret etmiştir. B. Steble, 20 ocakta Zürİhte kurulan Türk-İsviçre cemiyetinin fahrî reisliğini kabul etmesini Başbakandan rica etmiş, B. Şükrü Saraçoğlu da memnuniyetle kabul et-miştlr.
B. Steble İle konuştum bana şunları söyledi:
— Türkiye İle İsviçre arasında-kj münasebetleri sıklaştırmak İçin geldim. İki memleket arasındaki menfaatler gittikçe genişlemektedir. Türk . İsviçre cemiyetinin kuruluşu münasebetile yapılan törende Tiirklyenln Bren elçisi, Türk vatandaşları, Zürih şehri reisi, üniversite rektör ve profesörleri bulunmuşlar. Türkl-j ve hakkında nutuklar söylenmiş-Ur.™
Cemiyetin reisi olan mühendis B. Steble Türkiveve gelmekten do’ayı büyük bahtiyarlık duydu ğımu söyllyerek sözlerini bitirmiştir.
Ankara 4 (Telefonla) — Cumhur Başkanı İsmet İnönü, dün gece, filârmonik orkestra tarafından konservatuvarda verilen konseri fi ini emiştir. Cumhur Balkanının yanında Başbakan İle Maarif Bakanı bulunmuştur.
ithalât eşyası için yapılacak siparişler
Ankara 4 (Telefonla) — öğrendiğime gör» bundan sonra İthalât eşyası için yabancı (ilkelere yapılacak siparişler. siparişi yapacaklar tarafından birlikler umumi kâtipliğine blldlrlleecric, gerek malin evsafı, gerekse flatl hakkında birliğin mutabakatı eiınacaktlf-
Havana tipi tütün yetiştirilecek
Ankara 4 (Telefonla) — İnhisarlar İdaresi, Pazar mıntakasında. Havana tipi tütün yetiştirilmesi etrafında yaptığı tecrübelerden iyi netle» almıştır. Bu mıntakada Havana, tipi tütün yetiştirilmesine his verilecektir. Gelecek yıl buradan yetişecek tütünle «Pazar» adı altında Havana tipi sigara ve püro ihraç edilecektir.
Tokyo yine bombalandı
Bu sabah 150 üstün uçan kale bir akın yaptı
Londra 4 (R) — Marlannes adalarından kalkan 150 üstün uçan kale bu sabah Tokyo’yu bombardıman etmiştir. Bu on birinci akındır. Amerikan uçakları Formoza, Bomeo, Yeni Gine adalarındaki hedeflere ve diğer bîr çok adalara taarruz etmiştir.
Benie 4 (A A ) — Tokyo radyosunun verdiği bir habere göre. 150 süper uçan kale bu sabah fecir vakti Japon başkenti Tok-yoyu yeniden bombalamışlardır. Tokyo radyosunun ilâve ettiğine göre, akın saat 7,30 da devam etmekteydi. Aynı radyonun ilâve ettiğine göre, en büyük Japon adasının merkezinde bulunan* Kanto da şiddetle bombardıman edilmiştir. '
HAFTA KONUŞMASI
Omlet deyip geçmiyelim?
Yazan; Refik Haüd Karay
Bugün beşinci sahlfemizde
Londra 4 (AA.) — Batı cephesinde, Alman kuvvetleri bozgun bir halde geri çekilmeğe devam etmektedirler. Dün akşam, Müttefik umumi karargâhında bulunan harb muhabirlerinden alınan telgraflarda şu nokta üzerinde ısrar edilmektedir: «şimal Renanya ovalarında Alman ricatı tam mânaslle bir bozgunu andırmaktadır.»
Paris 4 (A.A.1 - Müttefikler Kolonyaya altı kilometre ve Bonn şehrine de 17 kilometre mesafeye gelmişlerdir. Dusseldorf ve Essen şehirleri Amerikan toplarının ateşi altında bulunmaktadır.
Şimalden cenuba doğru batı cephesindeki kesimlerin vaziyeti şöyledirt Meuse İle Rhln arasında, birinci Kanada ordusu İle dokuzuncu Amerikan ordusu birleşmişlerdir 20,000 kişilik bir Alman kuvveti ve mühim malzeme ve top kuşatılmak Üzere bulunuyor. Bıı kuvvetler Rhln nehrin! geçmeğe muvaffak olamamışlardır. Almanların Rhln üzerinde şimdilik beş köprüsü vardır.
Dokuzuncu Amerikan ordusu Cref-feld'ln şimal batısında ürdlngen yakınlarında Rhln’e ulaşmıştır. Dtıssel-dorf'un şimalinde cereyan eden ştd-detli çarpışmalar esnasında birlnct ve 15 İnci Alman orduları yokedllmiş-tlr. Taarruz başladığı gündenberl Almanlar dan 50,000 esir alınmıştır.
Almanlar Meuse İle Dusseldorf arasında 3 köprüyü havaya uçurmuşlardır.
Erit nehri yeniden birkaç noktada aşılmıştır. Kolonyaya 7 kilometre mesafede bulunan Frımesorf ele keçlrll-mişilr.
Üçüncü Amerikan ordusu birlikleri de şiddetli iki Alman karşı taarruzunu geri atmışlardır.
General Patch'ın yedinci Amerikan ordusu da dün taarruza geçmiştir, Sarbrücken'ln cenup batısında bazı tepeler ele geçirilmiştir. Forbach içinde yeniden İlerlemeler kaydedilmiş ve İki bina kümesi zaptedllmlştlr.
Müttefiklerin yaklaştıkları Rhln kıyılarının harbden evvel görünüşü
GI. Eİ8enhower’in bir İhtan
Londra 4 (R.) — General Elsenho-wer, Rhln nehrinin batısındaki Alman halkına hitaben radyo ile bir İhtar neşretmlştlr. Bunda deniliyor ki:
«Olduğunuz yerde kalın, yollardan uzak bulunun. Alman askerlerine Müttefiklerin yaklaştığını, durumun vahim olduğunu bildirin. Alman askerinin dövüşmekten vazgeçmesi İçin her şey! yapın.»
Hava akınları
Berne 4 (A.A.) — Londra radyosunun verdiği bir habere göre, Alman uçakları bu sabah erken saatlerde Londra bölgesi üzerinde uçmuşlardır. Londrada hava tehlike İşareti verilmiştir.
Brüksel 4 (A.A.) — Harb muhabirlerinin bildirdiklerine göre, general Patton*un üçüncü Amerikan ordusu birlikleri Treves şehrinin şimalinde ve cenubunda N1ms nehrini aşmışlardır.
Almanlar, Kolonya şehrinin de-
Bir Polonya gazetesi diyor ki...
“Türkler harbe geç girmişlerse kabahat onların değildir,,
Balkanlardaki durum ve mareşal Tito'nun vaziyeti hakkında Polonya gazetesi, ne diyor?
Londra 4 (A.A.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: Londrada çıkan Polska adındaki Polonya gazetesi, «Türkiye harbde» başlığı altında yazdığı bir makalede diyor kİ:
«Müttefiklerin Türkiyeyi sadece harbe geç girmiş olması sebebini ileri sürerek tahtle etmelerinden daha yanlış ve daha haksız bir şey olamat. Eğer orlada bir hata olmuşsa, bu Tiirklyenln değil Müttefiklerindir. Türk tarafsızlığıyla Müttefiklere sağlanan faydalan da küçümsemek haksızlık olur. Türkiye 1941 de harbe girmiş olsaydı, bu. Müttefiklerce pek daha az faydalı olacaktı. Türkiye, Almanya tarafından kolayca yenilecekti ve harb talihi tamamen başka bir şekil alacaktı. Rommelün Mısır taarruzu İle birlikte Türklyeye karşı bir taarruz yapılsaydı, İnglllzlerl ne gibi tehlikeler tehdldetmlş olacaktı ve Almanlar Kafkasyaya güneyden de taarruz edebilmiş olsaydılar, bu, Ruslaş İçin nasıl bir tehlike arzedecektı? Bunları tasavvur etmek güç değildir.
Muhakkak kİ, Türklyenin tarafsızlığı. Müttefiklere yalnız ilk üç sene zarfında. Müttefiklerin Türklyeye yardım edecek bir halde bulunmadıkları sırada faydalı olmuştur. Zamanla
vaziyet değişmiştir, öyle kİ Türkiye Balkanlara karşı yapılacak bir hücum için sıçrama tahtası olarak çok faydalı olabilecekti ve bu harekete de 50 Türk tümeni İştir âk edebilecekti. Fakat bilindiği gibi. Müttefikler. Rus nüfuz bölgesi olarak tanıdıkları Balkanları İstilâ plânından vazgeçtiler Daha sonra Ingillzler. İngiliz nüfuz bölgesine katılan Yunanlstana çıktılar. Fakat bu, Almanların çekilmek üzere bulundukları bir sırada olmuştur. Ve bu İtibarla Türk yardımı lüzumlu bulunmamakta İdi.
Aşikârdır kl Türkiye münhasıran sulh müzakerelerine Iştlrâk etmeği arzu ettiğinden dolayı tarafsızlığından vazgeçmiştir.
Bon birkaç ay zarfındaki hâdiselerle çok karışık gelişmeler arzeden Balkanlarda Türkiye birinci derecede alâkadardır. Türkiye, senelerdenberl Balkan milletleri arasında bir İş birliği fikrini gerçekleştirmeğe çalışmıştır. Bugün bu fikrin hiçbir gerçekleşme ihtimali yoktur. Filhakika bugün Balkanlarda en büyük kudreti Tlto teşkil etmektedir. O fiilen yalnız Yu-goslavyayı değil, fakat Bulgaristanı (Arkası sahlfe 2, sütun 5 te) |
Created by free version of 2PDF
vamlı surette Amerikan toplan tarafından bombardıman edilmekte olduğunu bildirmektedirler.
Londra 4 (A.A)— Amerikan obüsleri Kolonya şehrinin ortasına düşüyor. Almanlar Dusseldorf bölgesinde Rhln nehri üzerindeki bütün köprüleri havaya uçurmuşlardır. Daily Esprese gazetesi diyor kİ: On beşinci Alman ordusu insalcamlı savaş gurupu olmaktan çıkmıştır. Bu ordunun tek hedefi Rhln nehrinin doğusuna çekilmektir. Alman başkumandanlığı bu çekilme İşini kumandanlara bırakmıştır.
Londra 4 (AA.) — Dün gece LngilU bombardıman uçakları Al man yada muhtelif hedeflere taarruz etmiştir. Mosklto uçakları arka arkaya 12 nd gece olarak Berllnl bombalamıştır. Dün 1100 Amerikan uçan kalesi Orta ve Cenup Almanyada petrol fabrikalarına. Chennltz ve Brunsvlck'e taarruz etmiştir. İtalyadan kalkan bomba uçakları şimali İtalya, Avusturya, Yugoslavyadakl hedeflere taarruz etmiştir.
ArapJjirliği
Anayasası dün töreni® imzalandı
Kahire 3 (R.) — Resmen bildirildiğine göre. Arap memleketleri Hariciye Bakanlan bugün öğle üzeri, Arap birliği anayasasının ta sarısını törenle imzalamışlardır. tınza törenine Mısır. Suudî Arabistan, Irak. Suriye, Lübnan, Eıdün Hariciye Bakanları lştlrâk etmişlerdir. Tasarının bir nüshası. Yemen kıratı îmam Yahvaya gönderilecektir.
Anayasa tasarısı 22 maddeden mürekkeptir.
Ki rai Faruk, imza töreninden sonra Arap Hariciye Başkanlaıt şerefine bir ziyafet vermiştir.
DİKKATLER,
Keyif düşkünlüğü
Bir okuyucumuz yazıyor;
— Ne kadar keyif düşkünüyüz. «Dolmuş» denen otomobil» terden birine bindim. Beş kişi, şo för dahil, sigara tellendiriyor. Zevcem de geçen gün bir taksiye binmiş. Hem şoför, hem mua. vini sigara içerlermiş, ihtar etmesi özerine «burası bizim evimiz! ■ cevabını almış.
Okuyucunu» İlâve ediyor:
— Hayır! Umumî vasıtalar onların sahiplerinin evi değiM'T.
Sanıfe 2
aksam
4 Mat t 1945
SÖZÜN GELİŞİ
Mitoloji kitapları
Klâsiklerin dilimize çevrilmesi dolayısilc mitoloji bilgisinin lüzumu üzerine yazdığım yazılar arasında dilimizdeki mitoloji kitaplarından da bahsetmiş, bu arada yalnız Nurullalı Ataç-ınki Türk harflerile olmak üzere dört eser kaydetmiştim.
Hepsi bu kadar değilmiş. Değerli meslektaşını B. Behçet Yazar «Tarih-i Esatir» adile Edom’dan B. .Mustafa Nuri taralından dilimize çevrilmiş bir kitap gösterdi. Aynı kitabın mevcudiyetini B. Muvaffak Sami Onat da bir mektupla haber verdi. Kitap 1329 sen esin de basılmıştır, eski harflerledir. Pek deril toplu bir eser olmasına rağmen dili, bütün eski harflerle yazılmış mitoloji kitaplarımızın dili gibi eskidir.
Dün, pek sevgili arkadaşını Mazgirt kaymakamı Muhterem Vefa Veznedaroğlu bana gönderdiği mektupta 1931 senesinde An-karada «Hâkimiyeti Milliye» matbaasında basılmış bir mitoloji kitabı daha bildiriyor. Bu, Niizhet Hâşiın Sinanoğlu tarafından «Klâsikleri anlamaya yarasın» diye kaleme alınmış «Grek ve Lâtin mitolojisi» adlı eserdir, sonunda bir de oıı beş sahifelik endeks vardır. Böylece yeni harflerle basılmış mitoloji kitaplarının sayısı artık bir değil, İkidir, diyebiliriz; ama hu da azdır.
Değerli arkadaşlarıma gösterdikleri ilgiden dolayı burada teşekkür etlerim. Mitoloji bilgisinin lüzumu üzerine yazdığını yazılarda kitap adlan kaydederken zaten tam bir liste vermek iddiasında değildim. Her bilgi gibi mitoloji bilgisi de onu öğrenmeğe azmeden adamın elinden kurtulamaz. Yeni harflerle çıkmış bu İki mitoloji kitabından başka o Tanrılar dünyasını aydınlatmaya çalışan kitaplar da yok değildir. Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Horatius tercümesi sonunda. Ruşen Eşref Vnaydın’ın Virgillus-den «Hububat şiirleri» tercümesi sonunda, eski Yunan dünyasının vefalı âşıkl Salih Zeki Aktayln Ovide'den dilimize çevirdiği •Değişişler» de, ve daha şimdi aklıma gelmiyen veya görmediğim nice eserlerde bu bilgiler vardır.
Fakat klâsikler tercümesi gibi büyük bir harekete yaraşır büyüklükte bir mitoloji kitabımız ve bir mitoloji öğretimimiz de olmalıdır. Şevket Rado
Rusya, tahribedilen bölgelerde Alman amelesinin kullanılmasını istiyecek — Arap kırallarile yapılan görüşmede Filistin hakkında hiç bir neticeye varılmadı
Vaşington 3 (A A.) — Birleşik Amerika’ya döndüğünden beri Başkan Roosevelt dün. gazetecilerle İlk toplantısını yapmıştır. Kırım konferansı hakkında kendisine bir çok sualler sorulmuştur. Bir gazeteci, Başkanın demecinde Alman milletinin esaret altına alınmıyacağını söylediğini belirtmiş ve Rusyanın, tahribedilen bölgelerde Alman amelesinin kullanılmasını Istl-yeceğlnl ilâve etmiştir.
Başkan Roosevelt bunun, tamirat bahsinin ancak bir maddesini teşkil ettiğini, ve Rusva-nın bam Alman askerlerini Kırımda yaptıkları tahribatı tamirde kullanmayı talep etmesinin fena bir fikir olmıyacağını
söylemiş ve bLzzat kendi yaptığı gibi bu tahribatı görmek lâzım geldiğini ve ancak o zaman meseleye vakıf olarak konuş utabileceğin! ilâve etmiştir.
Polonya hakkında, Roosevelt, Polonya hükümetinin San Fran-slskoya murahhas göndermek üzere yeniden teşkil edilip edll-mlyeceğlnl bilmediğini söylemiştir.
Başkan Roosevelt Arap kıral-larile Filistin hakkında görüştüğünü söylemiş fakat hiç bir neticeye varılmadığını İlâve etmiştir. M. Churchlll de bu hususta hiç bir netice almamıştır. M. Roosevelt, M. Churchlll’Ie de bu bahsi İncelememişlerdir.
Konya Eski eserier müzesi
Yakında klâsik eserler müzesi kurulacak, Selçuk müzesinin de kurulması düşünülüyor
Gl. de Gaulle’iin bir nutku
Gl. yeni Fr an sanın plânlarını anlattı
Romanya’da durum
Yunanistan Arnavutluk
Kızılordunun gazetesinin bir makalesi
Bükreş 3 (AA.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor:
«Rusyanın l&kayt kalamayacağı şeyler» başlıklı yazısında Kızıl ordu İdaresinde Rumence çıltan «Grallul-mou» gazetesi şunları yazmaktadır:
«Rumen milleti şu veya bu hükümeti seçmekte ve kendisine zaruri olan kanunları tayinde muhakkak kİ serbcstlr. Fakat, Kızılordu ve Sovyet Rusya Rumen harb gayretini baltalamak ve Sovyet ordusuna zaruri olan istihsale mâni olmak üzere. Roma nyada kalan Bitlere I sürülerin harekete geçtiği ve mürteci unsurların Kızılordunun arkasında karışıklık ve huzursuzluk yaratmalarına lâkayt kalamaz. Bunun İçindir kİ son zamanlarda meydana gelen demokrasi ve halk aleyhtarı hareketler Rusyavı müteessir ve Romanya da cereyan eden hâdiseleri çok büyük bir alâka Ue takibe mecbur etmiştir.»
Kabine buhranı
Bükreş 3 (AA) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor:
Kıral. kabine buhranını İzale etmek İçin istişarelerine devam etmektedir. Kabineyi teşkil edecekler arasında prens Stlrbey'den sonra ve geçen kabinede başkan muavini olan M. Gro-za İle birlikte general Avrenescu’nun, Dış Bakanı Vlsolanu'nun ve milli köylü partisi başkan muavini Dr. Lu-pu'nun İsimleri zikredilmektedir.
Bükreş 3 (A.A.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor:
Kabine buhranına »on vermek gayretlerinde müspet yeni hiçbir İnkişaf olmamıştır.
Demokrat birlik cephesi Bükreşte ve İllerde birçok mitingler tertibet-mekte ve bir geniş demokratlar hükümeti kurulmasını istemektedir,
Bu hususta kaydedilmeğe değer bir noktayı belirtmek gerektir:
Çekilen Başbakan general Rades-cunun küçük oğlu Nicolae Radescu bu mitinglerden birinde babasının siyasî hareketlerini takbih etmiştir. Nicolae Radescu’nun resimlerini basan gazeteler, babasına gönderdiği bir mektubu da neşrediyorlar. Bu mektupta Nicolae, babasını halk üzerine ateş açmak İçin askerlere emir vermiş olmakla itham etmektedir.
Arnavutlar Yunanistan-la birleşmek istemişler
Atina 3 (AJL) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor:
«Vradinl» gazetesi, başlarında eski Başbakan Kota olmak üzere Cavld Leskoviko ve Fallos adında, ve bütün Arnavut siyasi partilerini temsil eden 4 Arnavut vatanseverinin, Almanlar kovulduktan sonra bir Yunan - Arnavut federal birliğinin kurulması hususunda 1944 haziranında Yunan siyaset adamlarına teklifte bulunmuş olduklarını resmi malûmata dayanarak yazmaktadır. Bu 'tekliflere göre, Arnavutluk, bazı muhtariyet haklarına sahibolmak üzere Yunan kırallığı-na bağlanacaktı. Arnvutluk dil ve din hürriyetine malik bulunacağı gibi, Yunan subaylarının İdaresinde jandarma kıtalarına da sahlbolacakti. Hariçte Arnavutluğu Yunanistan temsil edecekti.
O zaman bu Arnavut teklifi hakkında komünist partisi hariç olmak üzere diğer Yunan siyasî partilerine malûmat verilmiştir. Temmuzda Se-lânlkte başbyan gizli müzakerelere girişmek üzere eski İçtimai Muavenet Bakanı Levantis'ln başkanlığında bir komisyon kurulmuştur. Bu gizli müzakereler sonunda husule gelen anlaşma hükümete tevdi edilmiştir. Hükümet, böyle bir anlaşmanın milli menfaatlere uygunluğunu takdir etmiş ve Yugoslavya Ue mevcut anlaşmaların böyle bir birlik kurulmasına mâni olmadığını görerek müzakerenin daha İleri götürülmesini istemiştir.
Bunu haber atmış olan ve Balkanlı Slav unsurların baskısı altında Arnavut komünist partlsile İş birliği yapan Yunan komünist partisi teşebbüsü baltalıyarak. Kuzey Eplr meselesini halledecek ve Yunanlstamn nihai olarak kuzey batı hududunu sağlıya-cak olan böyle bir anlaşmanın tahakkukuna mâni olmuştur. Bilâhara, Arnavut komünist partisi şefi Kotzlo Kota 1le Cavld Leskovlko’yu tevkif ettirmiştir. Bunlar gene komünist partisi şefinin emrlle idam ettirilmişlerdir.
İçinde Selçuk müzesi kurulacak olan Alâeddin camisi
Londra 3 (A.A.) — General de Gaulle, dün. Paris’te toplanan İstişare meclisinde, yeni Fransa-nın plânlarını İzah etmiştir. Bu plânlar, sanayiin devlet tarafından geniş ölçüde kontrolü, ziraî İstihsalin yüzde yüz artışı ve nüfusun çoğalışı maksadını taununun etmektedir. General şunları söylemiştir:
Millî iktisadın kontrol manı velâsı devletin elinde olmalıdır. Devlet enerji kaynakTannı, belli başlı nakil vasıtalarını ve muvasala yollarını bizzat işletmek zo rundadır. Bu tedbirlerin alınma sırası ve tarihleri şeraite tâbi olacaktır. Her halde bu tedbirler muvakkat olacak ve millet tarafından seçilecek temsilcilerin tasdikine bağlı bulunacaktır.
Fransız İşçi sınıfı, muhakkak surette, yeniden kalkınmada büyük bir rol oynamalıdır. İşlerin kontrolü işinde bu sınıfın memurlarla işbirliği yapması ka dar doğru bir şey olamaz.
Fransız hükümeti, bir millî ekonomi meclisi kurmak tasav-vurundadır Bu meclise, memleketin kalkınmasına vardım edenler lştirâk edeceklerdir.
Hükümet. kömür, elektrik, gaz, nakliyat, münakalât, ağır sanayi ve kredilerin devletleştirilmesi 167imWr1iS‘; kanaatindedir.
Nüfusun artışı da doğum nispetlerinin çoğalması ve hariçten muhacir getirilmesi suretüe temin edilecektir.
R;r Polonya gazetesi diyor ki:
Uzak Doğu muharebesi
Amerika hariciye müsteşarının demeci
Vaşington 3 (-AJL) — Harici?» müsteşarı M. Joseph Grew, sadece Almanya değil, fakat Japonya da yenilmedikçe harb gayretlerine son ve-rllmlyeceğinl söylemiştir. Müllellk-lerln şimdiye kadar elde ettikleri kazançları hesaba kalmaaan Japonya, daha iki sene hattâ daha fazla da-
yanacak, kadar asker ve kaynağa maliktir. M. Grev, Pasifik harbi İhtiyaçlarının, Amerikalıların kurtarılan Avrupa bölgelerine gönderdikleri yardıma halel vermekte olduğunu söylemiştir. Japonlar ve nazller yere serilmedikçe dünyanın hiç bir yerinde ne zihnen ne de bedenen İstirahat, iktisadı güven ilk, siyasi istikrar, rahat ve saadet bahis mevzuu olama» 11 Dünya barış âbidesindeki İlk «ptiagi-*» Japonlar Mançuriye hücum ilerek “ meydana getirdiler Bugün is». Ja-LJ-ponJar Uzak Doğunun buçuk ti aı et CM yollarını ellerinde tutuyorlar. Ellil in-»fe de, bol miktarda kauçuk, çinko, kopra O ve pirinç vardır FVşmure’un güne- Q yındtkı abluka. Japonları ne köm ı‘- O den ve ne alüminyumdan, ne demirden ve ne de yiyecek maddelerinden mahrum edebilecektir. Japonya'da elektrik cereyanı boldur ve pahalı deği’dir. Japonlar ihtiyattı hareket ettiler ve uçaklarına daha iki sene yetecek kadar benzin stoklan vûcudo, getirdiler. Bunları asla unutmamak ve Japon münakale hattan kisal.r-ken bizimkilerin uzadığını dalma na
hrlamabyız. Eminim ki, bir çok A.n>^ rİkalılar, Fransa. Belçika ve (1‘₺. -kurtarılmış milletler için kemeri-.* r l^g sıkmak ve bu memleketlerde ncr-ıJ q hayat şartlarının kuruluşuna yardın £_ etmekle bahtiyar olacaklardır. Fak..t O Japonya'ya kam zafer elde ed î:çedikçe göndereceklerimiz on’arp y t-mlyecektir
B Grew, bundan sonra, gemi eksikliğinden bahşetmiş ve şunları söy-
2 (D >
0 P
Baltık devletleri
Vaşington 3 (A.A.) — Reuter ajansının bildirdiğine göre. Amerikan hariciye müsteşarı M. Grew gazeteciler toplantısında. Baltık memleketleri vaziyetinin Amerika nazarında Yalt-a konferansından sonra da değişmemiş olduğunu söylemiş ve Baltık devletlerinin «Estonya, Lltvanya ve Letonya» üç orta elçisinin Amerika Hariciye Bakanlığınca tanınmakta devam ettiklerini İlâve eylemiştir.
îngilterede 9 milyon kini ücret almadan harb islerinde çalışıyor
Londra 4 (A.A.) — Londıada anğa vurulduğuna göre, İngiliz harb gavreflsrlnde dokuz milyon mantıkları hizmet’ere Varsı-bv hfr ücret almadan çalışmaktadır.
Konya (Akşam) — Maarif Bakanlığı tarafından tamlı' edilmiş olan ve beyzi kubbelerlle Selçuk sanatınla en güzel örneklerinden birini teşkil eden tpllkçl camisine eski eserier müzesindeki muhtelif devirlere alt heykel ve eşya nakledilmek suretiyle bir klâsik eserler (Roma ve Yunan) miizesi önümüzdeki ay içinde kurulacaktır.
Türk Selçuk sanatının her yönden birer şaheser örneklerini ihtiva eden çinileri, mihrabı ve yazılarlle başlı başına bir sanat eseri olan Alâeddin camisinde Konyada ve bütün Tür-kiyemizdeki Selçuk eserlerinin toplatılarak bir «Selçuk Müzesi» kurulması düşünülmektedir.
Şehrimizdeki eski eserler müzesinin genel durumu sudur: Kapıdan girince tilâvet odasında meşhur hattatlarımızın yazı levhaları, Selçuk, Karaman ve osmanlı devirlerinde yetişmiş hattatların ve müzehhlplerln yazı ve tezhlbetttkleri Kur’an, mesnetler ve diğer kitabeler ki. bunlar İçinde yazt. tezhip, minyatür ve ciltçilik sanatlarının en büyük kudretini göstermektedir.
Müze kısmına girince; burada ağaç ve oyma İşlerinden Selçuk, Karaman
ve Osmanlı devirlerine alt kapı, pencere kanatları, Kur'an levhaları, sedef ve fildişi işlemeli çekmeceler; madeni oymalardan muhtelif kıymet ve sanat nümunell kandiller, paha bl-Çİlmlyen Bursa kadifesi çatmalar, pu-şldeler ve İşlemeler, Acemistan ve Türk halılarının en eakl ve en güzel parçalan. Hepsi ayrı ayrı İncelenmeğe değer en değerli eserlerdir.
Muhtelif kıymette ve tipte cam eşyalar var kİ bunlar İçinde bilhassa görmeğe lâyık olanları Memlûkler zamanından kalma kandillerdir. Mevlevi dergâhında kullanılmış çeşitli zikir eşyaları, neyler, daire, kudüm ve saire.
Müzeye bağlı çok zengin bir kütüphane vardır. Buradaki kitapların yansına yakın miktan yazmadır. Tarihe. edebiyata, Islâm dinine ve tasavvufa alt olmak üzere on binden fazla kitap vardır. Konya ve civarında bulunnmş've yakın vilâyetlerden evvelce nakledilmiş Eti, Frlkya, Roma. Bizans ve eski Yunan devirlerine alt kitabeler de kütüphaneyi zenginleştirmektedir.
Müze ve kütüphanede gördüğüm tertip, İntizam ve temizlikten dolayı müze müdürü Zeki Oral'a teşekkür ederek ayrıldım.
Londra rıhtım amelesinin grevi
Loııdça 3 (A.A.) —• Haklı bir sebep göstermeden işlerine gelmeyenlerin bu hareketine mâni olmak İçin alınmış tedbirlerin flddetlendirilmesrine İtiraz eden Londra limanı rıhtım amelesi arasında grev çıkmıştır.
Nakliyat genel sendikası bu grevi tanımamıştır. Bu sendika, gelecek hafta başında işe tekrar başlanılmasını ve İhtilâfların mutat yollardan gidilerek tartışılmasını sağlamak ümidindedir. Bu grev yedi bin rıhtım amelesini işinden alıkoymaktadır.
Amerika devletlerinin mühim bir kararı
Londra 4 (R) ■— Meksiko'da toplanan Amerika devletleri. Arjantin müstesna olmak üzere bir demeç İmzalamışlardır. Demeci imzalayan devletlerden biri diğerine taarruz ederse İmzası olan bütün devletlere taarruz etmiş sayılacaktır. Bu kayıt İleride bütün dünyanın milletler arası teşkilât prensiplerine uygun. olacak bir şekle konacaktır
Yunan kabinesinde derişiklik
Londra 3 (A-A j — Times’in Atina muhabirinin bildirdiğine göre yalanda Yunan kabinesinde yeniden değişiklik olacağı tahmin ediliyor.
Yunanistan'ın bazı bölgelerinde komünist hâdiseleri olmuştur.
Kahire’de yeni bir suikast * Kahire 3 (A.A ) — Nahas paşa kabinesinde Maliye Bakanı olan Emin Osman paşa, kendisine yapılan bir sulkastten kurtulmuştur.
Ayakkabı vermek için teklifler tnglltereden bir firma, memleketimize mühim miktarda ayakkabı İhracı Jçin teklifte bulunmuştur Amerikadan da buna benzer bir teklif vardır.
Noter ücretleri arttırılacak .
Ankara 3 — Olağan üstü hallerin devam.’ müddetlnce noter ücretlerinin bir miktar arttırılması hakkmdak! kanun tasansı Meclise gelmiştir.
★ Yalnız iki sobası olanlara verilmesine devam edilen yarımşar ton kok kömürünün bütün halka teşmili uygun görülmüştür. Kömür tevr! mü-esses^si bu husustaki kararını yakında lifin «İçeriktir.
Belediye kanununun bazı maddelerinin değiştirilmesi tasarısı
Ankara 3 — Belediye kanununun bazı maddelerinin değiştirilmesi hakkındaki kanun tasarısı Büyük Millet Meclisine gelmiştir. Bu tasarıya göre Belediye Meclislerinin toplantı günleri değiştirilen bütçe senesine göre tesblt olunacaktır.
Bir Fransız generalinin muhakemesi
Londra 4 (R.) — Fransa'da Almanya İle işbirliği yapmak suçlle mahkemeye verilen Gl. Joıino’nun muhakemesine dün Paris’te başlanmıştır. Gl. demiştir ki; «Gl. Weygand 939 da Yakın Doğu'dakl Fransız kuvvetleri başkumandanı iken Avusturya'yı İstilâ plânları hazırlamıştı. Maksadı Se-lânlğc asker çıkarmaktı. Bu plânı bana anlatınca elimde kullanmağa elverişli bir tek uçak bile bulunmadığını söyledim.»
Gl Jouno harbden evvel Fransız -Rus ittifakı için çalıştığını söylemiştir. Fakat daha sonra düşmanla İşbirliğini İltizam eden bir gazete çıkarmıştır. _____________
Romanya’da harb suçlularının muhakemesi
Bükreş 4 (A.A.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: özel mahkemelerde vazifelerine hummalı bir faaliyetle devam eden savcılar yeniden birçok harb mücrimlerinin ve memleketin felâketinden mesul olanların sorgularını yapmağa devam etmişlerdir.
(Baş tarafı 1 İnci sahil çav ve Makedonyayı da idare etmektedir Tito’nun basını Türklere devamlı surette hücum etmekte ve onların Balkanlı bir millet olmadıkları İçin Balkan İşlerinde her hangi bir oy sahibi olamıyacakl arını söylemektedir. Tl-to’nun muvafakatiyle. 3elânlğl ve bütün Yunan Makedonyasını ele geçirmek maksadlle Bulgaristanda bir Makedonya ordusu kurulmak üzeredir. Bu plânların gerçekleşmesi, Yunan topraklarını Türk topraklarından ayırmakla kalmayacak, fakat genel olarak Tûrkiyenln en hayatî menfatlerl İçin bir tehdit teşkil edecektir. Türklerln buna müsaade etmemek İstedikleri Aşikârdır. Türkler bir Türk - Yunan - Arnavut anlaşması fikrini yayıyorlar. Harbe girdikten sonra hlc şüphesiz daha fazla hareket İmkânları umuyorlar.»
Fransız gazetelerinin mütalâaları
Paris 3 (A.A.5 — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor:
Tûrkiyenln Mihver devletlerine harb İlânı Fransız basınında muhtelif neşriyata sebebolmuştur.
Bazı gazeteler, Türkiye hakkında ancak muahaze edici sözlerden başka bir şey bulamazken, diğer bazıları Tûrkiyenln harbe girmekte gecikmiş olmasını muahaze etmekle beraber, bu hareketin tamamlle boş olmıyaea-ğı mütalâasında bulunuyorlar.
Parislen Libre gazetesi, geç kalmış olmakla beraber. Tûrkiyenln harbe girmesinden barışın faydalanacağını, çünkü hürriyete, demokrasiye ve milletlerarası İş birliğine bağlı bütün milletlerin müşterek gayretlerine dayanacağını yazmaktadır.
Le Monde gazetesi de. Tûrkiyenln harb İlânı her ne de oLsa Rodosta ve Ege denizinin diğer adalarında bulunan Alman kuvvetlerini tamamlle tecrldedeceğlni kaydeylemektedir.
Bütün bu neşriyat hilâfına olarak Figaro gazetesinde M. Wladlmlr d’Or-messon, Türklyeye yönetüen bütün tenkldlere İtiraz ediyor ve diyor id:
Türkiye, ihtilâfın başmdanberl tâki bettlği ihtiyatlı siyasetin son merhalesini açtıysa bunu asıl San Francisco konferansına lştirâk İçin yaptı. Ben. Tûrkiyenln bu Ihtiyatkârlığına hayret gösterenlerden veya bunu takbih edenlerden değilim. BLlâkls öyle sanıyorum ki. Türkiye kuvvetli Almanyayı Boğazlara çekecek yerde, onu mükemmel bir kıvraklıkla Boğazlardan uzakta tutmak suretlle Müt-: tefLklere daha büyük hizmet etmiştir. Tûrkiyenln Balkan Avrupasızın İstikbalinde ehemmiyetli bir rol oynı-yacağında şüphe edilemez. Eğer Türkiye San Francisco konferansından uzakta kalsaydı, bu rolü tehlikeye düşerdi. îşte bunun İçindir ki. Türkiye Müttefikler blokuna askerlikçe de girmekte artık tereddüdetmedl,
lemiştir.
Bir Pasifik ada-.ma çıkar, iğimiz her asker İçin l)k ay 16 ve müteakip aylar 6 ton hamuleye ve iğne iplikten tank, uçak ve lokomotife varmaya kadar 700 hin çeşit eşyaya ihtiyaç vardır. Almanya ve Japonya’ya ayni zamanda hücum etmek ştratersini
seçtik ve bunu şimûl süratle ve git gide artan bir şeklide yapmaktayız. Amerikalıların ekseriyeti gibi, ben de, bu st’-’ ilinin mükemmel ve parlak bit siı.-..v,:i olduğuna inanıyorum. Bu suretle harbi kısa't tınımıza kaniim. Bu stratejinin sadece dünyanın kurtulacağı değil, aynı zamands barışın da kurulacağı günü ya«Jaştırdığı kanaatindeyim.
Tütün ve tömbeki tohumu damıtılıyor
Ankara 4 (Te’efonla) — İnhisarlar idaresi, mıntaka mii-tahsillerine tütün ve tömbeki tohumu dağıtmağa başlamıştır.
Bir koyun 6 yavru doğurdu
Kırıkhan 3 — Raif Topuzoğ-luna ait bir koyun bir batında altı yavru doğurmuştur. Kuzulardan İkisi dişi, dördü erkektir.
Paris’te kara borsacılık
Paris 3 (A.A.) — Kara borsada faaliyette bulunduklarından dolayı uzun müddet hapse mahkûm edilen 115 Amerikan askeri, general Elscnho-wer'ln emrile beraet ettirilmiştir. Bu erlere, bilhassa teşkil edilen birliklere gönüllü kaydedilerek kendilerini temize çıkarma fırsatı verilmiştir.
Fransız sefaret binasında kokteyl parti
Fransız muvakkat hükümetinin ilk Türkiye büyük elçisi Gas-ton Maugars’ın, Ankaradan şehrimize gelmesi münasebetile cuma günü Fransız sefaret binasında şerefine bir kokteyl parti verilmiş, Türk basın mensupla-rile yabancı gazete ve ajans mümessilleri kokteyl partide hazır bulunmuşlardır.
Bulgaristanm dış politikası
Sofya 4 (A.A.) — Anadolu
ajansının özel muhabiri bildiriyor: Hariciye Bakam M. Petko Stainof, Zweno partisinin toplantısında partinin harici siyaseti hakkında verdiği bir nutukta şöyle demiştir: «Parti dalma aynı siyaset hattını, yani Yugoslavya ile kardeşçe münasebetlerin idamesi ve Rusya ile ebedî ittifakı güden siyaset hattını ta-kibetmiştlr. Balkan sulhu için müştereken çalışacağız. Balkan milletleri arasında tam bir anlaşma arzu edilen bir şeydir.»
Diğer taraftan millî komite üyelerinden İv an Harısanov, Makedonya meselesini bahis mevzuu ederek demiştir ki;
«Eski kıral Ferdinand, inkılâp hareketine ve Makedonya’da muhtariyet kurulması işine engel oluyordu. Bu da Makedonya-yı kendi kırallığma katmak istemesinden ileri geliyordu. Zweno millî birlik partisi taassup aleyhtarı. Cumhuriyet ve federasyon taraftandır.»
4 Mart 1945
AHŞAM
AKŞAMDAN AKŞAMA
Japonyadan alınacak ibret dersi:
Bu memleket, meziyet sayıljuı geçnıişsevefliği yüzünden bugünkü ve yarınki felâketlerine uğruyor
Öteden beri muhafazakârların «cici çocuk» tipi Japonya idi;
— Bakın maşallah... - der, dururlardı. . Garbın yalnız tekniğini aldı. Fakat asırlardan beri devanı ede duran geleneklerine, göreneklerine ters .bir i$ yaptı mı? Yalnız teknik yeni teknik. Amma ruh, eski ruh. .
Şayet «eski ruh» deuile.ı şey. mrf yemekten sonra küçük fincanlarla kahve içmek; bayramlarda büyüklerin ziyaretine gitmek; kandillerde yağlı susamlı simit yemek tarzında masumane ve cidden hoş eski âdetler olsaydı, öpüp başa koymak lâzım gelirdi. Fakat hayır! Japonlanııki öyle değil: Harakirisinden tutun türlü türlü iptidailikler; kölelik ve toprak köleliği cinsinden bir efendiye bağlılık; kî. taınaınile devrimizde ferd'e ve yaşama zevkine verilen kıymetin aksi; demokrat ve - kendi kendimin efen-disiyim!» telâkkisinin taban tabana zıddı.
Muhafazakârlar, durmaksızın: «— Aşkolsun Japonlara.. Ah keşke biz de öyle yapabilseydik-, Yapamadığımızdan dolayı çok şeyler kaybettik!» derlerken, medeni cihanın her tarafı bambaşka mağrıba giriyordu: Japonya maşrıkta ayak diriyordu.
Bu açılma, o milletle dünyanın geri kalan kısmı anısında doldurulması imkânsız bir ruh ayrılığı açtı.
Geçen gün, radyoda, Japonya-yı iyi tanıyanların neşrettikleri kitapların hülâsası verildi Bunlar. ınuhafazakârlarca vaktile model dîye gösterilen bu memleketi, sulhtan sonra bile bir nevi korsanlar ocağı halinde kalabileceğini. daima üzerinde hava dev-riyeleri dolaştırmak icabedeceği-ni söylüyorlardı. Bütün insanlık elele verecek; tıpkı karıncaların kendi yuvalarına girmiş kendilerinden ayrı bir karıncayı parçalamak istercesine, parçalamak, ezmek zorunda kalacaktır. Tabiatın kanunu burada da hükmünü oymyacaktır.
İnkılâplarını zamanında yapmak. insanlık ailesinin üslûbuna uymak, müşterek ruhu da. o güzel millî hususiyetlerin yanında benimsemek ne iyi şey.
Bir çevik pabuçlu, kallâvi sarıklı, yatağan!] tornacı ustası tasavvur edilebilir mi? Burada çevik pabuç, kallâvi sarık ve yatağan yalnız maddi değil, mânevi anlamlarında da hesaba katılmazdırlar. .
•Taponlar. kendi ölçülerinde dört elle sarıldıkları bunlardı. Geçmişse ver leri zavallı milletlere «model- d've va'zett>k’eri de bu Japon ruhuydu! Milletleri, o tavsiyelere uvmaktan Al'ah kurtardı,
(Vâ - Nû)
Kon ve Zinana dağlarına 3 metre vağdı
Gümüşhane 3 (A.A.) — Otuz saat fasılasız yağan karin yüksekliği. şehir içinde doksan santimetreyi Kop ve Zigana dağlarında ise üç metreyi bulmuştur.
Gümüşhane ile civar vilâyetler arasında irtibat tamamen kesilmiştir.
31 MART 1945
İşte akılda tutulacak bir tarih.. Çünkii hu tarihe kadar
IÜRAMİYELi HİLE CÜZDftNI
: Kur’a çekilerek şu ikramiyeler dağıtılacaktır:
7 — 508 lira değerinde hir taksitli ev cıizdanlle birlikte
3000 liralık bir arsa. iCiftchavuzlarla Göztepe arasında»
2 —■ 30Wı liralık bir arsa. (Çiftehavtızlarla Göztepe arasında)
3 - 500 Ura değerinde bir taksitli ev cüzdan*
31 marttan kura tarihîm- katlar devamlı olarak hesapta kalacak her JOO lira için bir kur'a numarası verilecektir.
1144 yılı sonuna kadar cüzdan almış olanlar, evvelce İlân edilen 9 eylül EV kurasına olduğu gibi, yeni mevduatlarilt de hu y^ni kur aya İştirak rdecc-klerdlr.
YAPI ve KREDİ BANKASI A. Ş
Zeytinyağı
Ahşap binalar ve fabrikalar
Ahşap pansiyon va okullara tebligat yapıldı
Yangın tehlikesini önlemek maltsa-dile ahşap binalardaki fabrika, İmalâthane, atölye gibi yerlerin kâglr bina ve dükkânlara taşınmaları icabetin ektedir. Ancak kasap dükkânlarındaki elektrikle lçliyen et makineleri, elektrikli diki? makineleri, baskı makineleri gibi esnaf elinde bulunan ve yangın çıkarmaları İhtimali pek olmıyan makinelerin durumları Belediyece İncelenmektedir. Belediyenin bu husustaki kararma göre, bu gibi âletleri kullanan esnafın da dükkânlarında değişiklikler yapmaları, yahut dükkân değiştirmeleri icabet-tnektedir. Halbuki bugün bina ve diikk&n bulmanın güçlüğü ve bu şekilde çalışan esnafın sayısının çokluğu göz önünde tutularak bu kabil esnafın Belediyenin bu husustaki kararından istisna edilmeleri kuvvetle muhtemeldir.
Aynı kararla, ahşap binalarda bulunan okul ve talebe yurtlarının kâglr binalara nakledilmeleri İşi harbden sonraya bırakılmıştı. Bununla beraber Erenköy kız lisesinin yanmasından sonra Belediye reisliği Maarif müdürlüğü vasıtaslle okullara yaptığı tebligatta bu gibi binalarda yangın çıkmaması İçin alınması Ica-beden tedbir ve vasıtaların noksansız olarak en geç bir hazirana kadar alınmasını bildirmiştir. İtfaiye müdürlüğü tarafından bu gibi binalarda yapılacak incelemeler sonunda korunma tedbirleri alınmamış okullarla tedbir alındığı halde heran yanmaları ihtimali bulunan binaların, harb sonunu beklemeden başka yerlere nakledilmeleri İcabedecektlr.
Kumaş vurgunculuğu
Daha bir kaç kişi tevkif edildi
Kumaş ve iplik ihtikârından suçlu görülen kimselerden bir kısmı daha tevkif edilmiştir. 20 yi bulan mevkuf sayısının, tahkikat ilerledikçe artacağı tahmin edilmektedir.
İplik ithalâtı Sümer Bank tarafından yapılmakta ve dokunulmak üzere fabrikalara verilmektedir . Özel fabrikalar, şimdiye kadar kara borsa-dan ve kendilerine ayrılan ipliklerden çalmak suretlle dokudukları kumaşları piyasaya çıkarıyorlardı. Fakat artık İplikler, Sümer Bank hesa-bina dokunulacağından, özel şahıslar tarafından piyasaya mensucat çıkarılması güçleşmektedir.
Yerli Mallar Pazarları müessesesl müdürlüğünün bu bakımdan İşi ve önemi artmaktadır. Kumaş İhtiyacını Yeril Mallar Pazarları karşılamak zorunda kalacak ve darlığı giderecek tedbirleri gene kendisi alacaktır. Alınacak kararlar yakında anlaşılacaktır.
Etibba odasında gürültülü bir toplantı
Doktor s'msarları meselesi etrafında uzun görüşmeler yapıldı, toplantının son kısmı gizli oldu
Dün Etibba odasında doktor sim-1 Dr. Osman Savcı — Hastalarla şarlan hakkında bir toplantı yapıl-! doktorlar arasındaki simsarlıktan mıştır Toplantıda sıhhiye müdürü daha mühlmml 2 doktor arasındaki D. Şuayib Barım ve şehrimizin tanın- . simsarlıktır. Bir arkadaşına hasta miş doktorları bulunuyordu. 1 gönderen hekimin yüzde istemesi
Toplantıyı oda reisi M. Kemal Öke sanki tüccarlar arasındaki mal mil-açarak toplatırın maksat ve gayesi- badelest gibi çok ayıptır, nl izah etti. Bundan sonra ilk olarak, „
Bektorlyolog Dr. RWS öilr,„ sfe al- Dr' 3w“h Samormn - MMdoyl dı ve dedi ki:
— Bu İşin en büyük kabahati hekim ve simsarlarda değildir, bizde Etibba odasındadır. çünkü şimdiye kadar hâdiseyi ortaya koymayıp hasır altı ettik. Bu şekilde çalışan hekimler malûm adamlardır Biz neye bunları şimdiye kadar teşhir etmedik’ Biz de İzmir Etıbba odası gibi yapalım. Neye cezri harekete geçmiyoruz, neyJ bekliyoruz? Eğer gene bu toplantı da diğerleri gibi olacaksa bu kendi kendimizi kandırmaktır.
Ahmet şükrü Emed — Yakalanan simsarlardan alman isimlerin derhal hatır gönül dinlemeden divanı haysiyete Verilmesine taraftarım.
Dr. Sani Yaver — Bu illet bugünün İllet! değildir. Maatteessüf ben daha talebelik zamanımda Izmlrde bu hâdiseye şahit olmuşumdur. Zamanla bu her yerde başladı. Bu gibi hekimleri teşhir etmek lâzımdır.
General Süreyya Hidayet — Cürüm kanuni değildir, ahlâkidir. Gönül ister kİ bunu hekim yapmasın. Bizim İçimizde öyle arkadaşlar var kl kendilerine bu hususta ihtar edildiği zaman «Bunun cürüm tr-skil ettiğini bilmiyorum. Ben Avrupada tahsil ettim. Mesraflannu çıkartmak mecbu-rlyetindeyimn diye cevap veriyorlar. Bu İşin en İyi çaresi hekimleri ahlâka davc-ttir.
Prof. Akil Muhtar özden — Mevzuu bahis mesele yalnız Türk hekimleri İçin değil Türk milleti İçin üzüntüdür. Tahmin ediyorum kl bunlara tevessül etmelerine sebep maddi İhtiyaçtır. Bence bunları divanı haysiyetten geçirip matbuatla teşhir etmeli. Ben kanuni bir müeyyidenin tatbiki fikrindeyim.
METRESİ BEHİYEYİ 17 YERİHDEH YflRflLIYÜH SALİH
Dün ağır ceza mahkemesinde Salih
Kırıcının duruşmasına başlandı
On manifaturacı ve bir ev sahibi mahkemeye verildi
Kumaş ve çeşitli manifatura eşyası satışlarında müşteriye sahte veya usulsuz fatura veren on manifaturacı ile evini faz'a fiatle kiraya veren bir ev sahibi millî korunma mahkemesine veril-lerdiı-,
alanlar arasında
31 Mart 1946 . da
Bundan bir müddet evvel Şeh-remininde Denizaptaj mahallesinde Başvekil sokağında bir cinayet işlenmiş ve balık müteahhitliği yapan Salih Kırıcı adında bir genç yedi senedir beraberce yaşadığı Behiye ismindeki kadını başkasile evleneceği zehabile on yedi yerinden bıçakla yaraladıktan sonra öldü zannederek kaçmakta iken yakalanmıştı.
Öldürmek kastiyle yaralamak suçundan birinci ağır ceza mahkemesine mevkufen sevkedil-en Salih Kırıcının duruşması dün yapılmıştır.
Vücudunun on yedi yerinden bıçak yarası aldığı halde bir mucize kabilinden Ölümden kurtularak bir buçuk ayda iyileşen Behiye oturumda, hazır bulunuyordu. Başkan B. Nef’i Demirlioğlu yirmi yaşındaki bu genç kadına. Salİhten davacı olup olmadığım sordu, Behiye; davacı olmadığını hattâ muhakeme bittikten sonra yine evleneceklerini söylediğinden şahit olarak dinlenmesine karar verildi. Behiye on üç yaşında Sallhle karı koca olduğunu, o zaman yaşının küçük olması dolayısile nikâhı kıyi-Iamadığmı, bilâhare de o şekilde kaldığını söyledikten sonra hâdiseyi şöyle hikâye etti:
— Ben Salihie yedi seneden beri beraberim. Altı yaşında bir de çocuğumuz vardır. Bir gün elbet evleneceğiz. Bu vakadan üç gün evvel çocuğumla komşu çocuğu sokakta yaramazlık etmişlerdi. Komşu bunlara bağırmış. Salih o sırada evde idi bana:
«— Niçin çocuğa bakmıyorsun» dPdi,
Çocuk eve gelince. Salih ona bir tokat vurdu. Ben müdahale
ettim. Çocuktur neye vuruyorsun dedim. O zaman bana da bir tokat vurdu. Sinirfendim. Karakola gittim. Bizi orada barıştır* dılar. Ben eve gelince, Salihin, çamaşırlarım bohçahyarak eline verdim. «Artık seninle otura-mam» dedim. Gitti.
Aradan üç gün geçti. Salih yine geldi Maksadı barışmak imiş. Bizde kalan elbisesini istedi. Ben de kendisine verdim. O zaman Salih: «Sen başkasile evlenmek istiyorsun ki çamaşırlarımı veriyorsun! o diyerek elindeki bıçakla bana hücum edip birçok yerlerimden yaraladı. En fazla ve büyük yara karnımda İdi. Bir ay hastanede yattım. On beş gün kadar da pansumana devam etlim. Şimdi bütün yaralarım geçti.»
Behlyeden sonra şahit bakkal Ali dinlendi. Salih'i elinde bir bıçakla koşarken gördüğünü, vurup vurmadığını görmediğini söyledi.
Diğer şahit Arife İsmindeki kadın; hâdiseyi gördüğünü, Salih'in, elindeki bıçakla birçok de falar Behiyeyi yaraladıktan sonra. Behlyenin yere yıkılması İle artık vurmaktan vazgeçtiğini anlattı.
Mahkeme başkanı, dâva evrakının tetkiki sırasında, suçlunun zabıtada. savcılıkta ve sulh ceza yargıçlığındaki sorgusu sırasında, kadını Öldürmek
için seyyar satıcıdan bıçak satın aldığını itiraf ettiğini kendisine söyledi. Salih Kırıcı bu sözlerinin doğru olmadığını iddia etti.
Mü ta ab» keti Üniversite tıp fakültesi cerrah! kliniği ordinarvü profesörü He baş asistanının ver-
Perakende satış yapacak bakkallar tesbit edildi
çok menfi cepheden alıyoruz. Bana da hasta getlrirur toep de bahşiş v» lirim. Bir heltim düşününüz kl yen: bîr muayenehane açmıştır; çocukları var dır, maişet düşüncesi vardır, Mânevi bir yardim, beklerken kapı çalınso biri ben sana hasta getiririm dese bu doktor bunu k-ıbul etıniyecek midir’ Muayenehanesinde boş oturan hir hekim ke’iâi-'r.e delâlet edenlere sempati He bakmaktadır. Bu bir zaruretin neticesidir. Ben katiyen bunu fena bir hareket olarak karşıl.-i’vıvo-rum. Asıl fenft cephesi hsstaya karşı takınacağı menfi bir tavırdır. Hekim sosyal bir adamdır. Onun yegâne dayanağı vicdanıdır.
Alî şükrü Çaylı, simsarların faaliyetlerindi hassaten Cagaloglu muhitinde temerküz ettiğini ve şiddetli tedbir almamı İcabeTtlğihl iebaıüz ettirdi.
Dr. Nuri Fehmi Ayberk, bu dâvanın eski olduğunu ve Etıbba odasının gevşek davrandığını ileri sürdü.
Dr. Orhan Tahsin, meselfn’n vahameti üzerinde durdu.
General Süreyya Hidayet tekar söz alarak Dr. Semih Sumefinan’a cevap verdi.
Bu arada bir takrir okundu. Takrirde tesbit olunan doktorların haysiyet divanına şevkleri yazılıydı. İttifakla kabul olundu.
Müzakeratin sonlarına doğru Bursu Millet Vekili Dr. Osman Şevki Ulu-dağm miizakeratm hâfi yapılm&suıa alt teklifi duyuldu
Reis M. Kemal öke gazetecileri salonu terke dâvet etti.
Alınacak kararlar Etıbba odası tarafından ilân edilecektir.
İstanbul belediyesi hudutları içinde zeytinyağı İle pamuk yağı satacak bakkallar 25-1 olarak tesbit edllmlştLc-Bu perakendeci dükkânlardan başka yerde zeytinyağı ile pamuk yağı sa-tılmıyacaktır. isimleri tesbit edilen 251 bakkal, dükkânlarına »Burada zeytin”ağı ve pamuk yağı satılır» diye levha asacaklardır. Diğer nebatı yağların bu dükkânlarda satılması yasaktır, ötcdenberl perakende nebati yağ satanlardan. 254 bakkal haricinde kalan bütün bakallnr ve diğer esnaf fındık vağı. susam ve ay çiçeği yağı satabileceklerdir. Bunlar, ellerinde bulunan zeytinyağı île pamuk yağı miktarını bir beyanname ile vilâyete bildlrecfkler ve 254 bakkaldan birine devredeceklerdir.
Yüzde beş asitli zeyttnyağlar dr. yemekliğe ayrılmış olduğundan bununla sabun imali yasak edilmiştir.
254 bakkalın ismini ve adresini bildiren liste kaza kaymakamlıkları ile nahiye müdürlüklerine, ticaret ve esnaf odalarlle toptancı tâclrlere bildirilmiştir.
İzmir İncir ve üzüm Tarım satış kooperatifi genel müdürü B. Sedat İstanbulda bulunduğu günlerde, kooperatifin İstanbuldakt memurlarına, kooperatif yağlarının, kooperatifin İs tanbuldakf iki satış yerinde verilecek flat üzerinden satılacağına dair direktif vermiştir.
Kooperatif, bakkallara perakendeci kârı vermediğinden, kooperatifin yağları yeni şekilde de yrlniz ik! mağazada satılacaktır Ancak, satış şeklinde ufak bir değişiklik yapılmıştır. Şimdiye kadar halka 2-3 kilodan fazla yağ verilmezdi. Bundan sonra müstehlik, kooperatife ait satış yerlerinden İstediği kadar yağ alabilecektir. Yağlar satıldıkça yerlerine İzmir don yenileri gönderilecektir.
Mezh^h^da dün kesilen hayvanlar
Dün mezbahada 800 koyun, 900 kuzu ile bol miktarda sığır ve manda kesilmiştir. Kasaplarda vine hiç kovun eti yoktu.
Kasaplardaki koyun eti yokluğunu bizzat kasapların yaratmakta olduğu anlaşıldığından kasap dükkânlarının daha sıkı kont rottan yanılacaktır.
350 bin kilo kömür
Diin şehre 350 bin kilo mangal kömürü getirilmiştir. Kömürlerin çoğu Bulgaristan malıdır. Muhtelif iskele ve istasyonlara indirilen kömürlerin satışları yapılmaktadır.
ir Beyoğlu Halkevinden: Evimizde Prof. Seyfeddln Asal idaresinde bLr yaylı ve nefesli sazlar orkestrası kurulacağından bu orkestrada çalmak Istiyenlerln her gün saat 14 den 20 ye kadar (Taksim eski sular idaresi binasındaki» Ev müdürlüğüne müracaatla kaydolunmaları rica olunur.
Şikâvetler
Tamiri istenen sokak Selimpaşa yokuşu değil, Selimpaşa sokağıdır!
18/2/845 tarihli Akşamda, pek berbat ve yürünmez bir hale gelen Aksaray Kemalpaşa mahallesinde Ordu caddesine İnen .Selimpaşa sokağının tamiri temenni 1 edilmişti. Belediye neşriyat ve istatistik müdürlüğünden gelen cevapta Selin.paşa sokağının o civarda bulunan Selimpaşa yokuşu İle karıştırıldığı, bu yokuşun tamiri 15 bin liraya mütevakkıf olduğunun bildirilmesinden anlaşılmaktadır. Halbuki Se-llmpaşa sokağı küçük olup tamiri az bir para ile mümkündür.
944 mali yılı bütçesinde ödenek kalmadığı İçin .şimdilik tamir edılemıycceği bildirilen Selimpa-şa sokağının tamirinin 1045 ödeneğinde nazarı dikkate alınmasını sayın valimizden tekrar temenni ederiz.
diği raporlar okundu. Bunlarda, Behlyenin sol memesi altındaki üç yara da dahil olmak üzere on yedi yerinden bıçaklanmış olduğu zikrediliyordu.
Savcı, dinlenmesi İcabeden beş şahidin çağın İm alarmı istedi. Mahkeme: Fahriye, Mürüvvet, Mahmure isimlerindeki kadınlarla Ramazan ve Yıısufun cağıtıl-malanru kararlaştırarak duruşmayı ayın on yedisine bıraktı.
II Bir çıranla j
İyi olma deıırı...
Hayatın en zevkli devirlerinden biri de muhakkak ki eskilerin «nekahet» dedikleri zaman, bir hastalıktan iyi olma devridir.
Büyük hastalıklar geçirmemiş kimseler asla bir nekahetin zevkini, onun buruk, acayip lezzetini tahmin edemezler. .
Bu, yeniden hayata başlayış, (umumiyle «yeniden doğuş tur. İlk doğuşunuzu hatırlamanıza imkân yoktur. Fakat bu ikinci doğuşun keyfini adım adım, grin gün, saat saat takibedebitirsiniz. Saadet, onu hissetmede, yaşamada olduğuna nazaran ikinci doğuş, farkedilmiyen birinci doğuştan çok daha kıymetlidir.
Hakikaten nekahetin zevki hudutsuzdur. Hayat birden bire yaşanmağa değer bir hal alır Oğu-la oğula yıkanmış, temiz bir bardak içindeki su bile insanın gö-LL zünde dünyanın en nefis, en hu-Q lunmaz içkisi olur. Q_
Yavaş yavaş perhizden çıkar-Ç\| siniz. Yağsız, bol limonlu, doma-«|_ teali bir pirinç çorbası, o sağlam- O lık zamanında katiyen iltifat et-m ediğiniz sıcak su, kaşığınız'n O içinde k-zzetiııe doyulmaz bir ve-'ğ) inek olup çıkar. . J-
Aı-tık yatağınızdan da kalkahi- 9* liyorsunuz. Hattâ size odanın içinde dolaşmak hürriyeti bile ve- ® rilmıştir. Günlerce, haftalarca g" bir yatak içinde hapsolunduktan*1" sonra bu odada dolaşmak size >* âdeta bir devriâlem seyahatinin^^ inanılmaz, heyecanlı zevkini^ uyandırır. Yatağınızdan kanapt- (D ye kadar yürümek, ortadaki iiç (Q adımlık veri geçmek, Okyanuslar Q) aşmak, bir kıtadan ötekisi ne Jr ulaşmak gibi âdeta size muhit'** değiştirir.
Pencerenizin önü ne kadar güzelmiş!.. Şimdiye kadar nasıl olmuş da hic farketmemişfiiniz? İnsan şu pencerenin kenarındaki koltukta sanki bütün bir ömür geçirse doymaz. Halbuki tabi! zaınaıvnızda hu pencere kenarına .beş dakika bile tahammül edemezdiniz. Simdi. talihinize de aran masmavi mart seması ve ılık mart güneşi içinde hu koltuk dünyanın en büyük saadetidir.
Hele o ilk sokağa çıkışınız?, tik adımlar?.. İlk yürümeler?.
Hayatta ilk adımların bile zevkinden. lezzetinden daha derin ve heyecanlıdır,
Ntkahetin. yeniden iyi olmanın biitiin kıymeti normal hayatın güzelliğini İnsana hissettirmesidir. Tabiî şartlar içinde unutulan saadeti işaret etmektir
Simdi önümüzdeki zamanlarda — belki hıı pek çabuk gelecektir — dünya . ölçüsünde bir nekahet devri göreceğiz. Bütün bîr ver vüzii nekahet’zamanına gi«-®eektir.
Bu suretle tabiî hayatın güzelliğini dalın iyi, daha içten anlt-van insanlar onun zevkini damin •lamla, yudum vııdurn çıkaracaklardır •
P'kara adam eşeğini kaybedip bulunca sevinirmiş!.. Dünyanın saadeti de kavhert'Hn tekrar ha-•nnan ese9® döndü.
Hikmet Feridun Es
Satışa cıkarı!an ithal malları
Gal. Küçük Balıkh Handa To-mas C. Tekere yağlı boya. İst. Atabek handa Doğu Ticaret T. A. S. e şap. tst. Çiçek pazan No. 42 de Refik Büriingüze adi pencere camı îst. Hasırcılar No. 44 4' Mordo Rodriğe şap.
BORSA
3/3/1045 fiatleri
Londra üzerine I sterlin 5-22
Nevyork üzerine 100 dolar 130.50
Cenevre 100 İsviçre Fi 30.3255
Madrid üzerine 100 pezeta 12.89
Stnkholm üzerine 100 Kuron 31.1325
Esham ve rahvlllt
Ergani % 5 1933 25-
tk ramiydi « 5 M8 22.-
% 5 ikramiyen M M. 21.80
% ? Milli Müdafaa 19.48
MÜH Müdafaa 2 19.85
MIH! Müdafaa 3 19.21
% 5 945 Milli Miidâfa 19.16
Sivas - Erzurum 1 19.10
Sivas - Erzurum 2-1 19.10
% 7 1941 D ¥ I 19.35
1941 Demiryolu H 20.40
1941 Demiryolu m 19.87
1941 Demiryolu % 6 M.—
Anadolu D Yolu % 00 34.»
Anadutu tahvili I ■ H 83.—
Anadolu Mümes 48.—
Merkez Bankası 150 —
KOKSA DIŞINDA
Reşadiye altım 38-85
Gulden 33.®
KtUcje altın oır gramı 5.2T
AKŞAM
4 tka 1C--5
Sanı f e 4
KARAR ZAMANI
Yazan SUMNER WELLS Hariciye Müsteşan
Toprak kanunu
BİRİNCİ KISIM DÖRDÜNCÜ BAHİS
Müdafaadan tecavüze
tasarısı
Yazan: Prof Dr. Hüseyin Avni Göktürk
Ei iıaud, yeni bir kabine kurmağa çalışırken n.iısavemet aleyhtarları Petaini iş başına getirdiler
2
Aynı zaniüiıoa Amerikan yardımına güvenmenin bir hayal olduğunu ve Amerikan hükümetinin mali ve ticari menfaatler tesiri altında bulunduğunu iki Roosevclt İdaresi için böyle bir iddiada bulunmak gülünçlü'. mail ve ticari mahfillerin ise, Amerikanın harb dışı kalmasını istemekle kalmıyarak Naillerle İktisadi ve niBÜ bir istismar paylaşması için anlaşma yapılmasına taraltar olduklarını söylüyorlardı. Halka karşı mesuliyetini duyan hiç bir hükümetin vatandaşlarını anavatanda düşmana terkederek mukavemete devam vesilesile şimali Afrlkaya kaçâmiya-eajhnı iddia ediyorlardı.
kabinede ikinci grupun fikirlerini vuzuhla İzah eden Genrge Mandel olmuştu. Bu fikre kabine dışında müzaheret edenlere Klemansoııun eski dostu olan âyan reisi Jule Jea-neuny, ve meclis reisi Eduard Herrlüt İdi Bunlar mukavemete şimali ArrL-ksda devam edilmesini. Fransanın derke 1 teslim olmakla çok şey kaybedeceğini fakat hiç blrşey kazannr.ya-capm. haysiyet ve şerefini bilen hiç bir hükümetin ayn bir sulh arıyarak müttefiki İnglltereye verdiği sözü bo-zanuyacağını, ve mukavemete devam edildiği takdirde ergeç Amerikanın kendi menfaati İcabı Fransaya daha geniş ölçüde yardıma mecbur olacağım İddia ediyorlardı.
VazlyetLn karışıklığı dolayısUe mebusun ve âyan meclislerinin toplanması mümkün olmadığı için Başvekil istilasını CumhurrelsLne vermeğe mecbur oldu Hiç olmazsa kabinesinin ekseriyetini temin etmedikçe P ynaud’nun hükümeti Cezayire geçirmesi mümkün değildi. Hususile böyle bir hareket, askeri ve bahri müşavirlerinin çle tavsiyelerine aykırı düşecekti.
Fransız milli meclislerinin Cum-hurreisliğine şahsiyetsiz bir adamı seçmek taamülüniin Lebrun zamanında olduğu kadar fena blrşey olduğu sabit olmamıştır Reynaud istifasını Lebnın'a verdiği zaman, kabine arkadaşlarından çoğunun mukavemete devam siyasetine muhalif olduğundan dolayı bu yolda harekete mecbur olduğunu izah etmişti. Fakat reis, kendisini yeni bir kabine teşkiline memur ettiği takdirde, bir kaç saat İçinde müttefikan mukavemete taraftar bir hükümet teşkil edebileceğini de söylemişti- Reis bu teklife muvafakat etmişti- Fakat Reynaud yeni kabinesini teşkil ile meşgul olurken, mukavemete muhalif olanlar reisin etrafını alıvermişlerdi. Bunlar reisi. Reynaud’nun yerine Mareşal Petaln'in getirilmesine kandırdılar. Fransız kanunlarına göre ancak Cumhurrelsinin verebileceği karar üzerine 14 haziranda Mareşal Petaln Başvekâlete getirildi Ve bu suretle zarlar atılmış oldu. Petain kabinesi derhal Alman yüksek kumandanlığına murahhaslarım gönderdi ve 22 haziranda mütareke imzalandı.
.Fransız donanmasının akıbeti
Mütareke Fransız milleti İçin bir facia, mukavemetin sona ermesi İngiltere ve Amerikanın ümitlerini kıran ezici bir darbe oldu. Fakat mütareke. hiç olmazsa, Fransız donanmasının büyük bir kısmının kontrolünü Fransaya bırakıyordu. Mütarekenin İmzasından evvelki günlerde reisin Fransız donanması hakkındakl alâkası her dakika artıyordu. Amiral Dadanla Mareşal Petain'e birbiri ardından mesajlar göndererek Fransa-nın müstakbel menfaatleri hesabına donanmanın yalnız teslim edilmemesi, değil, fakat Almanların eline düşmesinden evvel Fransız limanlarından uzaklaştırılması lüzumunda ısrar ediyordu. Bu müstacel taleplere Churchlll de iştirak ediyordu.
Churchlll. istifa etmeden evvel Reynaud İle görüştüğü zaman, Fransız kabinesi İngütereden Fransayı serbest bırakmasını İstemişti- O vakit Churchlll. İngiltere hükümeti namına, Almanya ile mütareke imzalamadan evvel, Fransız donanmasını tngiltereye teslim ettikleri takdirde bu arzularım Is'afa hazır olduğunu bildirmişti. Fransız mukavemeti sona erdiği zaman. Fransız donanmasının büytik bir kısmı Almanlar tarafından müsadere edilmek tehlikesinden uzaklaşmıştı. Birkaç gemi İngiliz H-mr| arına gitmiş, bir kısmı tskendc-riy île enterne edilmeği kabul etmiş, geri kalanlar da şimal! ve garbi Af-rikada, Fransız üslerine sığınmışlardı Bunlardan bir kısmı da Mersel-kebir hâdisesi üzerine hareketsiz bir hale getirilmişlerdi. Bu tarihten itibaren üç sene, Fransanm elinde kalan bu gemilerin İstikbali meselesi. Amerikanın Fransaya karşı taklbet-tbji siyasette mühim birimli olmuştur. Çünkü Fransız hükümetinin Al-manyayı Afrlkadan ve yakın şarktan uzak bulundurması donanmayı elinde tutmasına bağlı olduğu gibi, Almanya ve İtalya bu donanmayı kullanmağa muktedir oldukları takdirde, İngilterenln de Mısırı ve Süveyş kanalını müdafaa etmesi mümkün olamazdı. Bu müddet zarfında Amerikanın FTansaya karşı taklbettlğl >1*
yasetl takdir İçin. Fransız donanmasını Mihverin eline düşürmemenin ve Alma ny ayı Fransanın denizaşırı müstemlekelerinden uzak bulundurmanın ehemmiyetini göz ününde bulundurmak lâzımdır. Bu gayeler tahakkuk ettirilmemiş olsaydı. Amerika harbe girmeden evvel Atlantlğln Alman kontrolü altına girmesi İhtimali de çoktu.
Amerika Vichyyi niçiıı tanıdı?
Birçokları bu hükümetin Vichy'de kurulan Fransız hükümetini tanımaması ve hariçte hakiki Fransız mümessilleri tarafından muvakkat bir Fransız hükümetinin kurulmasını beklemesi lâzım geldiğini İddia etmişlerdir. Fakat Reynaud’dan sonra İktidar mevkiine gelen Pcatin kabinesi tamamen Fransız mesrStl teamüllerine uygun olarak tâyin edilmişti. Filvaki Amerika hükümeti VI-chy hükümetini tanımamazh.k edebilirdi Fakat bunu meşruiyet mazeretinden başka bir esasa Istlnadettir-mefie mecburdu Sonra o zaman. Fransa dışında hiçbir mukavemet hareketi mevcut değildi Filvaki general de Gaulle Londrada ldl ve mütarekenin İmzasından evvel İngiliz hükümeti tarafından tanınmış bulunuyordu. Fakat o da tek basma İd1. Bir tanımamazlık siyaseti, bu hükümeti Fransada, hâdiselerle temastan, yeni Fransız hükümetinin siyaset ve niyetleri hakkında malûmat almaktan. ve kendi menfaatine taallûk eden meselelerde tesir icrasından mahrum edebilirdi
Mütarekenin İmzasından sonra VI-chy hükümetini tanımak hususunda Vaşingtonda bir fikir ihtilâfı mevcut olduğunu hatırlamıyorum. Unutmamalıdır ki, İnellterenin teklbettiSI hareket hattı. M er s - el - Kebir hücumundan sonra İngiltere İle Fransa arasındaki münasebetlerin bozulması neticesi idi. Bu hükümetin Vlchv hii-kûmetile münasebetlerini muhafaza etmesi siyaseti Kanada tarafından da aynen taklbedllmlşt.l. Bu hareket hattının Mihver faaliyetine karşı mücadele hususunda lüzumlu ve faydalı olduğu birçok vesilelerle İngiltere hükümeti tarafından kabul edilmişti. Birçok mülteciler tarafından şiddetle tenkldedilen bu siyaset, insanlık bakımından binlerce mültecinin hayatını kurtarmağa hizmet etmiştir
Bundan maada, o vakit Fransada-kl cereyanların ne şekil alacağını, bozguncu kuvvetlerin kontrolundan ne netice alınacağını, ve Fransız halkı ve askerleri arasında Şimali Afrl-kada mukavemeti canlandıracak bir hareket doğup dozmıyacağını tahmin mümkün değildi
Paslfikte hayatî menfaatlerimizin büyük tehlikeye maruz bulunduğu her gün biraz daha vuzuhla anlaşılıyordu. Paslfikteki menfaatlerimizi. Amerikanın garp sahillerini, ve Panama kanalının stratejik mevkiini korumak Içtn her an donanmanın üstün kuvvetine İhtiyaç duyulabilirdi. İtalyan donanmasının mihver hizmetine girmesi, tnglliz donanmasının bir taraftan Atlantlğl kontrol etmesini, bir taraftan da Süveyş kanalını açık tutmasını ve İngiliz adalarını muhafaza etmesini güçleştirmişti. Bu sebeple Amerikanın, Fransız donanmasını Almanların eline düşmekten kurtarmak için Fransa üzerinde tesir İcrasına devam etmesi zaruri idi. Halbuki Vlchy İle Vaşlngton arasında münasebetler kesilmiş olsaydı bunu yapmak mümkün olamazdı,
Yeni toprak kanunu tasarısı mül- ' klyet rejimini esas tutmakla beraber ı onun üzerinde devletin hükümranlık 1 haklarından doğan ve kamu yararı ı ve İyiliğine bağlı müdahalelerine İm- ı kân veren eski «miri arazi» kavramı ! gibi bir durum yaratıyor. Eski miri ı arazi kavramı devletin müdahalesini i bugünkü toprak kanunu tasarısından I çok daha geniş ölçüde sağlamış bulunuyordu.
Binaenaleyh yeni tasarıya göre. 1 bundan sonra da herkes yine, hem 1 ae dah? âdilâne ve mehmaemken 1 müsavi ölçü ve nispetlerde araziye i malik olmakta devam edecek fakat araziyi bos yatırıp c ırütmiyerrktlr 1 Eskiden nasıl ki bos yatırılıp İşlenmeyen arazi üç yıl zarfında «möstp- ' hakki tapir (arazi kanunu madde 1 68ı olur. Yani sahib'nt’rn alınıp be 1 deli kendisine veya acık arttırma ite 1 isteklisine verilebilir tdi’-se yen! tasarıya göre de üç sene bakım, dikim, siiriim görmeyen yani telerümiyen 1 arazi ondan Bİmıp İstetmeye ehil olana verilecektir,
b> Aydın ve hukukçularımızda İleri sürülen ikinci endişenin de yer'.ırls olmadıkını Jfade etmek İsterim. Evvelâ, genel olarak sanılıyor ki. m»-deni kanunumuzun mülkiyet telâkkisi karsısında arazi mülkiyetine küçülme ve büyüme bakımlarından hu t ve sınır koymak mülkiyet kavramlle barışmaz bir istir’ Bu tamamen sun’i ve gerçeksiz bir görüş tarzıdır. Zira bugünkü medeni kanunumuz ve diğer bazı kanunlarımız, araziye yüz ölçüsü bakımından ve parçalanma yönünden takyitler konulması lihum ve zaruretini, esas Itlberlte. kabul et-mislerdir
Hem de bu bölünmezlik ve parça-lanmazlık prensibini doğrudan doğ-1 rüya zirai gayri menkuller bakımın-1 dan medeni kanunumıızca sarahaten kabul edilmiş bulunmaktadır. (Türk, medeni kamunu r '
mıı. Gerçekten bu hususta gayet et-, raflı hükümler koyan medeni kanun İktisadi bir vahdet ve bir İşletme bütünlüğü teşkil eden zirai gayri menkulleri. hattâ yüz ölçüsünü dikkat görümüne katmaksızın mirasçılar-1 dan İşletmeye ehil olan İstekliye tahsis prensibini kabul etmiştir. Diğer, mirasçıların hisselerinin İse diğer | mallardan ve hukuk teknik dilinde 'denkleştirme dedlülmlz karşılık bedellerle temin olunmak gerektiğini göstermektedir
Türk hukukunda, medeni kanunumuzun bu. üzerinde durduğumuz hükümlerinden maada, halen mer i arman kanunumuzla da arazi mülklerinde yiız ölçüsü bakımından tahditler konmuştur Bu kanunu güre: Her ne kadar fertlere hususi ormanlar üzerinde mülkiyet hakkı tanınmakta ir de bir taraftan mülk ormanların devlet ormanlarından uzak olması, diğer taraftan hususi ormanların çok küçültülmemişi şarttır Küçüklükte ölçü baltalık, yani odun veren ormanlar için 200 hektar ve koruluk yani kereste veren ormanlar için 1000 hektardır. Yani bu ormanların mah'-teri bunları ne sağlar arasındaki islemelerle ı meselâ alım, satım, trampa, ilh "Ibl akillerle! ne de öliime bağlı tasarruf lşlemclerile parçalamağa mezL ı değildirler Bunun gibi, mülk ormanların miras yoliyle geçişlerinde de bunların parçalanmadan optan isletmeğe muktedir ve ehil mirasçıya düşürülmesi gerektir. Tabiî diğer mirasçıların bu yoldan kaybettikleri. 'denkleştirme b»del-lerile kendilerine ödenin
Arazi mülkiyeti işinde, büyük bir fanatizma ite. mülkiyetin dokunulmazlığına ve ona hiç de ehemmiyetli takyitler Konamıyacatfına İnanan aydınlarımıza, bu kabil kanunlarla mülkiyet hudutlarının bu derece aşıldığını hatırlatmak İsterim Kaldı ki bizim gibi Roma mülkiyet görüşünü esas alan başka birçok memleketlerde, bu aşıs bizimkilerden çok daha asın olmuştur Garp memleketlerinin mühim bir ktsmında bu yönden tahakkuk ettirilen ıslahat ve terakkiler üzerinde yazılanlar saymakla tüken-ı mez bolluktadır
Bizim bugün elimizde bulunan tasan sadece arazi nevinden olan gay-I rl menkullerin yüz ölçülerinin en az ve en çok büyüklüklerini, zaten esasları hukukumuzda yerleşmiş bulun’ " " bir hale
ıunan kıral naibi Danıaslunos İngiliz ve Yunan hava kuvvetlerini teftiş ediyor.
TAKSİM SİNEMASINDA-^
Şimdiye kadar çevrilen TÜRKÇE filmlerin en muvaffak olanı I
Baş rolde; MÜNİR N (J R E D D İ N OYA SENSEV — TALÂT ARTEMEL
riOymetll sanatkâr MÜNİR NUREDDİN'In en yeni şarkılarının kendi- I sini görerek ağzından dinlemek ve İyi bir Türk filmi görmen istiyenler B mutlaka TAKSİM Sinemasına gitmelidir.
(Arkası var)
Kar, Erbaa çevresinde yolları kapadı
Erbaa 2 (A.A.) — Taşova, Lâdik ve Niksar ilçelerile çevremizde günlerden beri arasız yağan kardan yollar kapanmış bulunuyor. Kann yüksekllğî bazı yerlerde bir metreyi bulmuştur.
V
Z'

Emsalsiz ve heyecanlı film başııyor. Baş rollerde:
JOHN HOVVARD — MARGUERİTE CHAVMAN VE NİNO KAWAKAM1 peral Harbour baskınının bütün teferruatını tasvir eden bu emsalsiz filmde: Denizaltı muharebelerini... Peral Harbourda Japon casuslarını... Limanın torpillenmesini... Hlranamu Japon tayyarelerini göre-
ceksiniz. iMMMH^MVtrlerlnizl evvelden aldırınız, m»d
Created by free version of 2PDF
ıi^unmaKtacır uiih . . .. , , ,
Cm i dugu üzere, daha düzenli
k,. ... sokmaMan tarettir.
Cı Üçüncü olarak, aydınlarımızın ve hele bunların hukukçu olanlarının üzerine endişe ile parmak bastıkları bir cihet de kamulaştırma işlemelerinde karşılık meselesidir. Bu bakımdan evvelâ şunu belirtmek lâzımdır ki yeni toprak dağıtma 've ocak kurma tasarısı asla bir müsadere kanunu değildir. Bütün hükümleri mülkiyeti takviye, arazi mülklerini onu be-1 nimsiyeblleceklere geçirmeyi amaçh-ı yan bir kanunu böyle sanmak tama! men haksız ve yersizdir. Bilâkis ka-Hattâ şurasını da ayrıca belirtmek «ulaştırma ihtiyacı görülen arazinin İslerim ki, medeni kanunumuzun aslı bedelleri mutlaka verilecektir. Hattâ olan İsviçre medeni kanununda bu- o kadar verilecektir kİ tasan bu be-gün hükümetin meclise verdiği ka- dellerin tâyini ve ödenmesi şekilleri nun tasarısının, toprakları bir asga- . hakkında uzun uzun tedbirler ön
"Bugün ELHAMRA Sinemasınoae*™%
YERALTI ESRARI
TÜRKÇE
JOHN HUBBARD — VİRGİNİA
Amerikada Mlhvercilerhı entrikaları.. Harb gayj etlerine karşı çalışan hainlerle müthiş mücadele... Yekdiğerini takibeden Esrarengiz cinayetler, meraklı ve korkunç hâdiselv... Fevkalâde bir film
Matineler saat 10.30 da başlar.
SÖZLÜ
GREY — LI.OYD COKR1GAN
z
nun tasarısının, toprakları bir asga- , hakkında uzun uzun ri parçalanma haddinden aşağı dil- | görmektedir, şürmeğ! önleyen hükümlerine benzer j hükümler mevcuttur kİ bu hükümler , medeni'kanunumuzun genel sistemi-ı' le ahenk halindedir. Bu türlü tak- ' yltlerln. Roma hukukunu mutlak mülkiyet telâkkisini yumuşattığı aşikâr İken bu hükümler zuhul eseri , olarak bizim medeni kanuna geçmemiştir. Ezcümle İsviçre medeni (a-nununun 616. çı maddesine göre: i «kantonlar gayri menkullerin taksi-1' minde uyulması gerekil yüz ölçüleri-nln asgarilerini, muayyen zirai İşlet-1 meler bakımından, tâyin ve tesblte ' salahiyetlidir» c ........... '
nl kanunumuzdan, bu maddenin kaldırılması ondakl ahengi ve onun mülkiyet bünyesinde yapmak İstediği sosyal değişiklik ve inkişafı aksatmıştır. Bizim medenî kanunumuzda bu maddenin yerine «gayri menkullerin tahsis edildikleri ziraat çeşit ve işletmelerine göre yüz ölçülerinin tâyin ve tesbltı işi bir nizamname İle tanzim olunur» denilmek gerekirdi
İşte toprak kanunu tasarısının bu • yönden yaptığı iş sadece medeni kanunumuzdan. şümulünü ve -tesirini etraflıca ve millet İktisadımızın temeli olan ziraat bakımından İyice düşünmeden attığımız bu kabil hükümleri tamamlamaktır. İsviçreliler, medeni kanunlarının yukarıda anılan 61« eı maddesine dayanarak mühim bir kararname çıkarmışlar ve arazinin yüz ölçüsüne konulması dilenen bu tahditleri düzenlemişlerdir.
Fakülteler arası kır koşusu
Üniversite talebe birliği 1 nisan 945 pazar günü beş fakülteye mensup talebeler arasında kır koşusu tertlb-etmlştlr. Bu müsabakada birincilik kazanan atletten en çok puan alana talebe birliği tarafından kupa verile-
j Halkevleri ve Kurumlar ]
Burada her şeyden önce şunu da söylemek gerektir: Bu tasarıya göre özel mülklerden kamulaştırmaya sıra epeyce geç gelecektir. Zira devlet elinde tasarrufu kabil hayli arazi zaten vardır. Kamulaştırmaya gelince: Tasarının bu hususta öngördüğü usulden ana yasamızın kamulaştırmada esas tuttuğu değer paha prensibine. zannedildiğinin hilâfına olarak, hiç bir aykırılık yoktur. Gerçekten ana yasamız sadece mülkiyetin dokunulmazlığı prensibine bedelsiz
dan tayrn ve tcsbite kamalrLŞtırmanm yas^ğmı tesblt « kamalasormanm ufal, sekil
ŞEHİR İ’İYATKOSU 8aat 20 JO da Dram Kısmın da YAYLA KARTALI
Komedi nsmınca
YUKARI KÖŞK günü 15 3(1 da maline
Eminönü Halke.ınde Tiyatro Şenliği
4 mart pazar saat 15 ve saat 21 de
Orta oyunu
Biletler satışa çıkarılmıştır. Tel: 23340

ve bedel tâyini bakımlarından teferruatının düzenlen dirilmesi işini, hususi kanunlara bırakmıştır
Zaten muhtelif daire ve müessese-lerlmizln istimlâk usu! ve bedellerini tâyin yolunda birbirinden tamamen ayrı birçok sistemlere bağlı olduğunu hiç olmazsa hukukçu aydınlar pekâlâ bilirler Toprak kanunu tasarısı da kamulaştırmanın şekil ve be' del tâyini bakımından bazı teferruatını koymakla, aynı zamanda, kendi alanına alt bir hususi İstimlâk kanunu mahiyetini arzedecek demektir. Toprak kanunu tasarısı bedel yani paha tâyini isini şöyle bir usule bağlıyor:
Kamulaştırıiacak arazi ve üzerindeki yapı ve tesislerin kamulaştırma karşılıkları, aıazlde 2901 sayılı kanun gereğince toprak yazma komisyonları tarafından toprak vergisine matrah olmak üzere 1943 yılma kadar kesin olarak belirtilen değerdir. Bina ve tesislerde İse aynı malî yılı vergisine matrah olmak üzere safi İrattan 1837 No. lı kanunun 14 .cü maddesi mucibince bulunacak değerleri esas tutulur. 1943 mail yılına kadar yazım komisyonlarınca yazımı yapılmamış arazi veya İrat değerleri, kesin olarak belirtilmiş bulunan bina ve tesislerin kamulaştırma karşılıkları 1331 yılı vergilerine matrah olarak kaydedilen değerlerin altı katıdır.
Hiç vergi yazımı yapılmamış veya 1331 yılından önce yapılmış olan arazi, yapı ve tesislerin kamulaştırma karşılıkları, yöre ve çevrelerindeki en yakın arazi, yapı ve tesislerin yukarıdaki usullerle ödevli mercilerce kesin olarak belirtilen değerdir tşte, aziz okuyucularım, tasarının kamulaştırmada değer paha tâyini İçin tuttuğu yoL ve fikrlmlzce İşin ..............
İcaplarına, arazinin tablatine en uy- şüphe edilmemek gereken bir proje-gun olan bu yoldur. Hem de bu yol dİ'- Yurdumuza uğurlu olmasını dlle-Ustellk âdllânedlr. Vâki a bundan | yelim.
ri x» YAYIN
HOLİVÜT DÜNYASI
Hollvut Dünyasın n 69 uncu sayısı Alice Faye ve Margllerite Chapan'm renkli rcslmieriıe siislü kapaklar İçinde çıkmıştır.
arazi yazımlarında arazisini ve ger- , çek değerini glzllyenler az çok zarar göreceklerdir. Fakat bundan toplu-' mun ahlâkî duyguları kazanacak ve bir daha yurdumuzda arazi yazımlarında yalan ve dolana kolay sapıl a-ımyacaktır. Cemiyete düzen, ve hem de esaslı bir düzen vermek dâvasında bulunan bir kanun projesi ahlâksızlığa ve yalancılığa yer mİ vermelidir? Görülüyor kt böyle bir kıymet biçme İşinde müsadere karakteri ve hakkanlyetsizllk katiyen yoktur. 1331 yılı yazımına göre alman emsalde dahi biz bir haksızlık görmüyoruz. Hele aydınlarımızın bugün belki unuttukları ve bazı müesseslerimiz tarafından tatbik edilen takdiri kıymet usulüne nispetle bu tasarının sistemi çok salim ve hakkaniyetlidir. Bu arada D. D. Y. için yapılan İstimlâklerdeki kıymet takdiri usullerini hatırlatmak isteriz.
Kısacası, yeni toprak kanunu tasarısı bir taraftan yurdumuzun iktisadi temelini teşkil eden ziraat ve toprak dâvasını çözümlemeğe çalışırken diğer taraftan da milli iktisat ve hattâ cemiyet meselelerinin bütününü, nüfus ve yerleşme politikasını «e yurttaşlar arasında varolması özlenen içtimai dayanışmayı deril toplu ve ahenkli bir surette göz önünde bulundurmuş ye hayırlı olacağında
1EŞLLAY KURUMU 25 İNCİ YILIM Kül LU YOR
nesil bozan irade ve seciye düşmanı İçki ve uyuşturucu zehirlerle savaşmak üzere kurulan Yeşilay cemiyeti 25 inci senesini idrâk etmiştir. Bu münasebetle martın 11 inçi pazar giın£ kutlama töreni yapılacaktır. Öğteotn evvel saat 10,30 da Eminönü Halkeelnde davetliler ve İçki düşmanlarının Iştirâkiie toplantı yapılacaktır Yeşilay Ülkü ve tarihi üzerinde hatipler tarafından söyle.ler vıriltcek ve Şehir Oanaosu da bir konser verecektir Mera-‘.mı müteakip Taksim âbidesine çelenk konulacak. oğieaen sonra da saat 15 de To-katiiyaıı salonlarında Yeşllaylılar arasında aile çayı yapılacaktır. İstanbul şehrinde doğan ve gelişen Yeşilay Kurıımunuıı 25 İnci yıl bayramına şehir yakın bir ilgi göstermektedir.
* Kadıköy Halkevinden 5/IU W5 pazartesi günü saat 18^1 da sayın Kâmil Kebecioğlu tarafından (Yunus Emrenin hakiki mezarı ı mevzulu bir konferans verilecektir. Herkes gelebilir.
* üniversite talebe birli-
ği — 5 Mart 945 pazartesi gıinü saat 16 da Hukuk Fakültesi 1 İnci sınıf salonunda konservatuvor reisi Hüseyin Sadeddin Akel tarafından ..Türk Musikisin mevzulu bir I; n'*r; ns ve-riiecektir. (
A- Ç- E K. İstanbul murışczuıden: Ç. E. K. Sanyec şubesi senelik kongresini akdetmiştir. Geçen bir sene zarfında giydirme, yedirme ve para yardımı yaptığı ve temin eıUkteri 881 lira varidatın 334 lira sartedilerek bu paranın temin olunduğu anlatılmıştır. Yeni İdare heyeti intihap olundu. Kongrece bir çocuk dispanseri açılması dileğiyle kongreye son verildi.
* Ç. E. K. İstanbul merkezindin: Ç. E. K. Beykoz kaza şubesinin senelik kongresi yapılmıştır. Geçen sene 6 ikiz çocuk himaye altona alınmış ve ayrıca her birine lı) ılra aylık bağlanmış ve 11 amelenin çocuklarına Sümer Bank nezdiode yaptığı bir teşebbüs neticesinde oyda 15 lira ve parasız yemek temin edildiği gibi tahsillerini üzerine aldırmış. 8 çocuğa kundura verilmiş. 418 çûcuk hamamda yıkattırılmış, 50 çocuk tedavi ve muayene ettirilmiş. Ve bir çocuk Erenköyü sanatoryoınuna yatırılmıştır.
Bu hayırlı yardımlar* yapman üzere 3608 lira varidat temin ederek 215 lirası sarfedllerek gelecek seneye 3392 lira devretmiştir. Yeni İdare heyeti Intihup olunmuş te bir çocuk Bakını Evi ve çocuk dispanseri küşad. temin olunarak kongreye osn verilmiştir.

HAFTA KONUŞMASI
Omlet deyip geçmiyelim?
ünün j
SERBES SÜTÜN
Yedi aylık bütçe
İViemieket'n yangın felâketi
Omletin iyisi tavadan alınınca tabakla yassılanıp çökmez, pörsümez; kabarıklığını, dolgunluğunu, tontonluğunu muhafaza eder. Koyu sarı ve tunç rengi paftalarile mükemmel basılmış, cilâsı üstünde bir coğrafya atlası gibi insana sıcak iklimli memleketlerde seyahat arzusu verir, ılık hülyalara sürükler
Dara gelince siitun doldurmak için vapur, tren ve tramvay yolcuların^ gûya konuşmalarım kaleme alarak tuhafça yazılar yazmak eskiden beri gazete muharrirlerince âdettir. Bu, başka yemek olmayınca veya beklenmedik misafir geliverince omlete baş vurmak gibi pratik bir «eksiği tamamlama — boşluğu doldurma — bir şeyler yapmış olma’, işine benzer. Altı yumurtayı çalkala, çalkala, iki kaşık kızgın yağa dök, çevir, sofraya yolla... İşte beş dakikada hazırlanmış bir kap yemek... Âlâ!
Fakat varım yamalak bir omlet yerine evde başka bir yemek bulursak daha memnun kalacağımıza şüphe yoktur. Omleti sevmem mi? Severim. Fakat omletten omlete fark vardır. Çalkalanan, hattâ içine peynir, domates, maydanoz vesaire katılıp yağa atılan her yumurtadan ortaya benim anladığım mânada omlet çıkacağına inananlardan değilim. Bazıları viraneliğe atılmış pabuç eskisi şeklinde ve manzarasındaki nesneyi de omlet savarlar.
Bövlesi bir omlettir ki tabağınıza konan parça size kuruluğu bakımından morfin iğnesi yapılmış bir hasta çillini hatırlatır, iştah n?rede, acıma verir. Ağzınıza bir lokmasını atınca düşünmeğe koyulursunuz; kendi kendinize sorarsınız: «Yarabbi, bir şeyi eksik ama nesi? Tuzu mu? Peyniri mi?» Zahmet edip de üzerine bunlardan serpmece kalkışmayınız... Tesir etmez. Fena nişmiş bir omlet tuz, biber değil. m>k ve amber ekilse bana mı demez.
Hattâ o biçim omlette yumurta taze olsun, bayat olsun kendi karakteristik kokusunu bile kaybetmiştir: kimyevi bir tahallüle uğnyarak samana dönmüştür. Maydanoz ne olmuştur? Pyenir nasıl hiçe gitmiştir? Yağdan yumurtaya niçin tat geçmemiştir? Akıl erdiremezsiniz. Daha acayibi, kötü omlet ekmeğe katık teşkil edemez: ikisinin çiğnemekle de birleşemedeğine ve birbirlerine lezzet katamadıklarına şaşar kalırsınız!
rihlnde — otuz beş yıl önce — Ayasuluk harabelerini gezerken ufacık otelinde mantarlı bir omlet yemiştim, bunu güvey girilen gece kabilinden unutulmaz hâtıralar arasında saymak mümkündür.
Hem düşününüz ki omlet hâtırasına sonradan evlenme pişmanlığının zehiri de katılmaz!
dan birindeki omlet tarifine baktım. İki nokta dikkatimi çekit: Yumurtaların sayısüe tavamn büyüklüğü arasındaki nispet mühim bir rol oynarmış. Meselâ tava küçük, yumurta çok olursa omletin altı yanarcasına kızarır, üstü sulu kalır, pişmezmiş. O sebeple 3 yumurta için 18 - 20 santim ve bunlara ilâve edilecek her yumurta adedi için de tavanın eni ikişer santim daha büyük olması icabedermiş,
Gördünüz mü? «Bir omlet yapıyoruz » demek kolaydır ama kolay sanılan bu yemeğin de bina ve köprü kuıar gibi bir hendesesi ve mimarlığı vardır. İkinci nokta şu: Bir seferde altıdan daha fazla yumurta ile yapmaktansa varı yarıya olmak üzere iki seferde pişirmek lâzım gelirmiş, Bir d? şu cihet pek mühim: Tava ıs'ak değ’l, hattâ azıcık nemli ise pişirilen omlet tavaya yapışmağa mahkûmmuş...
Gene (alaturka vç alafranga yemek Öğretimi) kitabında bir aritmetik problemine daha rastladım: İstakozun pişmesi, formülü... İstakozun uzunluğu kaç santim geliyorsa 45 ile darb ve 60 ile _ taksim etmek icabedermiş! Bütün bun’ar bir mutfak matematiği olduğuna alâmettir.
Omletin iyisi tavadan ah- : unca tabakta yassılanıp çökmez, pörsümez; kabarıklığı- • m, dolgunluğunu, tontonluğunu I muhafaza eder. İki tarafı da ya- i nık ve lekeli değildir: koyu san 1 ve tunç rengi paftalarile mü- • kemmel basılmış, cilâsı üstünde ' bir coğrafya atlası gibi insana baktıkça bakmak, sıcak iklimli memleketlerde yo'euluk etmek ı hevesi verir; ılık hülyalara sü- ' rtikler.
Ne çiy, ne yanmış kokusu duyarsınız. Bıçağı sürünce kabuk kolayca yanlıverir; tabağa çok kaynamış süt sanlığında özlü bir su yayılır. îçı yeni çırpılmış bir krem kadar köpüklü, yumuşak, fakat pişkindir. Ağıza atınca — eğer harçlı ise — her madde-, nin kokusunu ayrı ayn ve bir arada, çiçek demeti imişçesine duyarsınız. Meselâ domates pembe- j liğinî, maydanoz yeşilliğini kaybetmemiştir. Peynir ne erimiştir.! ne topak topak, kesmik kesmik , kalmıştır. jtakozdan bahsetmek değildi, ilk
Omlete bunlardan başka neler ™tıri«rdan at çok serileceği üze-kaııştirilabilir? Jambo'lusu. ta- re 91020 vaPür. tren ve tramvay vuk ciğerlisi meşhurdur. Pata- yolcularına, getir:cek ye takm-tesli, kızarmış ekmeklisi, makaı- dik lan tavırlara göre mizaçlarını nalısı da fena olmaz. Hele bu inceliyecektim. mevsimde taze soğanı saplarile | Neyliyeyim ki benim bir kusu-birlikte biraz öldürerek içine rum da dille münasebetedir: Len-koyarsanız enfestir. Ispanak, güistik mânaya da olsa, yem?k kuşkonmaz, beyin, dil. pastırma, tadı almak bakımından fizvolo-sucuk. karnabahar, kıyma, bü- jik mânaya da gelse dil bahsinde tün av etleri hattâ balık,., hepsi de keyfe göre omlet harcıdır ve mpz ki şu konuşma — taze ve hepsinin lezzeti birbirinden âlâ- bol yumurta mevsiminde, hattâ dır. ı ‘ ‘ - - - -
Fikrimce azar azar kalmış ve temiz saklanmış artık yemeklerin kanştınlmaşile de lezzetli omletler yaparak iktisada ve zevke hizmet imkânı yok değildir.
Omleti omlete benzetmek şar-tile...
Sayın Maliye Bakanı yeni ma-1 tjlmıştır ve mâliyemize, bu saye-,U sene kanununa göre hazırlan- de. ilme ve tenkiğe uygvn br mış olan yedi aylık bütçeyi Bü- çehre vermek kolay olacaktır, yük Millet Meclisine sunmuş bu-'Yedi aylık bütçenin adî giderler lunmaktadır. Bu vesile ile basın müesseseler!ne verdikleri malûmat üzerinde dikkatle durmak isteriz.
Bütçe tasansında adî ve fevkalâde tasnifi devam etmektedir ki, bunu tabii, hattâ zarurî görmek lâzımdır. Her devlet normal, devamlı masraflar dışında, altı seneden beri mühim yekûnlar tutan ve doğrudan doğruya milletin hayat ve istikbalini alâkalandıran haıb veya müdafaa masraflarını ayn bir bütçede göstermektedir.' Bu masrafları karşılamak İçin de fevkalâde, yani geçici varidat temin edilmekte. bütçenin bu kısmı kalkınca mükellefe 3""
bölümünün yekûnu 371,427,799 lira olduğuna göre geçen senenin yedi aylık masrafına "göre 38,674,392 lira fazialık görülmektedir.
Yurdun kültür, bayındırlık, ziraat ve sağlık işlerine ve memurların terfihine, hususî kanunlar ile tahsis edilen paralar yüzünden, fakat diğer taraftan mühim tasarruflar temin edilerek, adî bütçe kabarması bu asgarî hadde indirilebiliri iştir. Diğer taraftan fevkalâde gider bütçesi 224,407.099 lira ile geçen senenin aynı devresine göre ancak 1,573,766 liıa bir fazlalık göstermekte ve her iki bütçe için 595
İZ- onuşmama başlarken maksadım omlet veya Is-
d i'im açıliT. Fakat inkâr edile-
Herkes kaşık yapar ama sapım ortaya getiremez, der-ler. Sapı ortaya gelmeyince buna pek de kaşık adı verilemiyeceği meselesini geçelim, omlet öyledir: Hrkes yapar, hattâ tabağı ortaya getirir ama ona omlet demek İçin bin şahit ister.
Daha kötüsü şudur ki elinden hiç Iş g?lmeyen. mutfaktan anlamı yan bir adam omlet yapacağına inanmıştır; basit görünen yemeklerin güç kotanldığmın farkında değildir. Rafadan yumurta yapmanın bile bir marifet olduğunu nasıl anlatmak? Kahve pişirmek de öyledir; değme kahveci başaramaz!
Vaktile ata, arabaya binip Merdiven köyüne giderdim .. Bektaşi tekkesine mi? Hayır. Fikir, tören ve âdetlerini bırakalım, hele bir şeyhe kul köle olmağı geçelim... Tekke kokusu hoşuma gitmezdi. Zira tekkelerin kendilerine has bir kokusu vardır: Biraz pösteki, azıcık aba, nemli hasır, kurban eti, mum ve kapanık hava kokusu.. Bunlardan başka bir koku daha duyardım: Dervişlerin kafa tasları İçinden sızdığına hükmettiğim acayip bir İnsan beyni kokusu!
Gittiğim yer, tam tekkenin karşısında Uzünçayira bakan bir kır kahvesiydi. MelânkoM halinde hizmet eden, müşteristte Jko-nuvavıyan kıranta saçlı kahve pişi lo^di, KdpHe bile bambaşka bir .(«4 re M*ıviş verirdi. Bu kahve ne suluydu, ne koyu... ne tatlıydı, ne acı. İçmezdiniz... o, kendiliğinden yayılır, âdeta kendisi sizi içerdi1 Omlet te vardır ki bir açığı kapatma ve misafir avutma ası değil, bir ziyafet yemeği olabi- ( J!r, Bazı memleketlerde omlet yapmakla şöhret kazanmış lokantalara ras!anır. Hattâ fl te-j
paskalyasına yaklaştığımız bahar arifesinde — memleketimizin ucuzca kalabilmiş besleyici bir gıdasına konu olduğu için — zemine, zamana uygun sayılabilir.
Öyle ümidediyorum ki okuyu-cu'anmdan bir kaçı, bu akşam yemeğinde taze soğanlı, pufla gi-Aslında omlet frenk yeme- kabarmış, altın sansı bir om-ğidir. Bizde bir başka şek- IH yapmak ve yemek arzusuna li vardır ki adına «mücver» veya kapılmaktan kendisini alamıva-«mücmer» denir. Ama mücver çaktır, omletin köfte biçimine girmişi- Ben de Öyle.... dir. Her türlüsü, meselâ fıstık
üzümlüsü. midilisi, işkembelisi | Rchk Ha ,d Karay
de yapılır,
Doğrusunu isterseniz yukarıda manzarasını tarif ettiğim omlet mücmerden daha hoştur. Gene frenkler omleti tatlı olarak da yaparlar ve fırından çıkınca üstüne rom döküp yakarak sofraya mavi a’evler saçar halde getirirler, iki güzel ve meşhur yemek kitabının muharriri Ekrem Muhiddin Yeğen’ln evinde masaya konan alevli dondurmadan aziz meslekdaşim Vâ - Nü geçenlerde keyifle bahsetmişi1: keyfini çıkararak yediğini de ben gözlerimle görmüştüm.
Bunu hatırhyarak o kitaplar-

ı
Yağmur yağınca, kendiliğinden pencereleri kapayan âlet
Yağmur yağdığı vakit, otomatik bir şekilde kapanacak bir pencerenin icadedildiği bildiriliyor. Bu haber bir çok tembel insanları sevindirecektir. Amerlka-daki Lear uçak fabrikası, böyle bir tertibattan istifade etmektedir. Ancak, kumpanya bu âletin sımnı İfşa etmemiştir.
Anadolu Anonim
7 ürk Sigorta Şirketinden:
Şirketimizin 1944 senesi hissedarlar âdi gtnel kurulu aşağıda yazılı maddeler hakkında görüşmek ve karar vermek üzere 30 mart 1945 tarihine rastlayan cuma günü saat 10 da Ankara'da Türkiye İş Bankası Umum Müdürlüğü binasında toplanacaktır. Şirket iş tüzüğü gereğince Genel Kurul'a katılacak alan en aşağı 10 hisse senedine sahip hissedarların bu hisse senetlerim veya bunları müsbit vesikaları toplantıdan bir hafta evvel Ankara'da Türkiye İş Bankası ve İstanbul'da Yeni Po-ılanc karşısında Büyük Kmarıvan hanındaki Şirket muamrlât merkezine yatırarak mukabilinde duhuliye kartları almaları İlân olunur.
GÖRÜŞME GÜNDEMİ
1 — 1944 yılma alt Yönetim Kurulu ve Denetçiler raporu ile bilanço ve kâr ve zarar hesaplarının okunması ve bunların İncelenmesi ve onanması İle Yönetim Kurulu Üyelerinin ve denetçilersin ibrası,
2 — 1944 yılı kâr ve temettöftnün dağıtılması hakkında karar verilmesi ve dağıtma tarihinin tesbltl.
S — Yönetim Kurutu Üyelerinden üçüncü müddeti dolmuş olduğundan şirket İç tüzüğünün 12 ncl maddesi gereğince üç üyenin seçilmesi.
4 — Denetçilerin seçilmesi.
5 — Tîcaiet kanununun 323 ve 324 önen maddelerine tevfikan Yönelim Kurulu Üyelerinin gerek fcenrtl namlarma ve gerek başka
rtect terin Yönetim Kurulu Üyesi veya Müdürü sıfatllc Şirketimizle •■■■■■■ İç yapmaların* müsaade yfillmed.
kınca mükellefe yüklenen bazı1 milyon 834.898 lira masrafa mu-vergîleıin veya zamların da de-: kabil 530,233.000 lira gelir tah-vamına sebep kalmıyacağı. bütçe ile de zımnen ifade edilmek-t:dir. Dünyanın yakında sulha kavuşmasile bütçemizin, bu kıs-rrının lüzumsuz kalmasını, eski vahdete dönerek muntazam çehresini almasını dileriz.
Şimdiye kadar tatbik edilegel-miş olan bütçelerin, hattâ malî sistemin en cok tereddüde götüren noktası, değil yalnız nafia. demiryolu işlerinin, fakat hattâ' devlet sanayiine tahsis t r tesis sermayelerinin de. diğer masraflar arasında, tam bir tahlile imkân vermeyen bir tarzda gösterilmesi İdi.
Bizce bir kaç neslin istifadesini temin edici işler için ve hele az çok ticarî mahiyetteki teşebbüsler için lâzım olan sermayenin vergi yolile temini, belki bir ara mecburî idi. fakat her halde İçtimaî külfetlerin fertler ve nesiller arasında nimetlere göre dağıtılması esasına uygun değildir.
Devletçe kurulan fabrikalar, ha.tâ yapılan demiryolları, bunlar İçin gîtir’ılen vasıtalar, malî ve İktisadî bakımdan, gelecek nesillere devredilecek sermayelerdir. Bunların ancak amortisman ve itfa bedelleri her senenin bütçesine geçirilmek ve asıl sermaye ancak istikraz yolile elci? edilmek gerektir.
Esasen dünya vaziyeti, birbirini tokibeden harbler yüzünden, hayatın tatlı ve hafif taraflarını görememiş olan bu nesle, haleflerine her şeyi hazır ve borçsuz devretmek ödevini yüklemiştir ve maliye tekniğinin imkânlarından faydalanarak, bu yükü biv dereceye kadar hafifi:tmek bir gün muvafık görülecektir.
Belki tesise ait bütün teşebbüsleri devletin mürakabesi altında bir «dotation» cihazına devretmek ve bu cihazı ancak devletin kefaletile yapılacak istikrazlar ile beslemek yo’-una girmek lâzım gelecektir.
Her halde hususî mahiyetlerini, faydalarının bir kaç nesli alâkalandırdığına sayın Vekilin de belirttikleri bu tesisler gelecek nesillerin gelir seviyelerini yükseltmek İçin yapılmaktadır ve normal bütçe çerçevesinin dışında kalmaları gerektir. Bu istikamette belki ilk adını atılmış, bunlar, yedi aylık bütçe tasarısında ayn olarak gösterilmiştir.
Bütçe tasarısının adî bölümleri içinde envestismanlar iç>n (56.3i milyon İha ayrılmış bulunmaktadır ve bunun mühim bir kısmı vergilerle karşılanacaktır.
Gelecek bütçelerimize yukarıda belirttiğimiz prensiplere uyularak, bu işlerin vergi ile karşılanan kısmının vavaş yavaş azalacağını ve hattâ umumî bütçeden ayrılıp müHıak bir bütçe mevzuunu. teşkil ed'eceğini zannederiz.
Sayın Bakanın tebarüz ettirdikleri gibi devlete güvenin ölçüsü istikrazlara karşı rağbetin' derecesidir. Bu mevzuda, her yeni teşebbüsün evvelkinden dalın büyük bir haşan ile neticelendiği görülmektedir. Hattâ nâçiz düşüncemize göre beklenenden fazla rağbet olmakta, bu da faiz ve ihraç fiatl şartlanma sermaye sahipleri için fazla cazibeli, fakat hazine için lüzumundan faz’a ağır olduğunu göstermektedir.
Her halde dahilî İstikrazlar İçin lâzım olan ruhî Alim yara-j
min edilmektedir.
Sayın Bakanın söyledikten ve kendileri içn haklı bir öğünme vesilesi olabileceği gibi bütçemizin % 89 zu vergilerle karşılanmış bulunmaktadır.
Giderlerin yüzde ondan fazlasının tesis masraflarına ayrıldığı da hatırlanırsa, hattâ bu olağan üstü zamanlarda bile, hükümetimizin pek az devlete miiyes-
hatta m v .........,t--
edilen ser olabilecek bir nispette sağ-diğer lam maliye prensipinl, yani
Cumhuriyet devrinin en esaslı bir düsturun muhafaza edebildiği anlaşılır. Gelirlerin lüzumlu seviyede tutulması için, sayın Bakanın ifade ettikleri gibi, «fevkalâde mahiyette hiç bir teklif ve tedbirce baş vurulmaması da, kendilerinin başanlannı bîr kat daha yükseltmektedir.
Mâliyemizde iktisatçı görüşünün hâkim olmasile, geliri arttırmak için yeni mükellefiyet mevzulaıı aı-amaktansa, mevcut vergilerin randımanını arttırmak, hattâ bazı nispetleri hafifleterek, kaçakçılığın cazibesini azaltmak mümkün olduğu anlaşılmıştır. Esasen vergi sisteminde yapılacak ıslahat kadar, idare cihazının tasfiyesi ve tekemmül ettirilmesinden büyük faydalar beklemek lâzımdır.
Bakanlık hayatının birinci ve İlmî tasnife uygunlukta büyük bir adım teşkil eden bütçesini tasdik ettirdikten sonra sayın Nunıllah Esat Sümerin İdarî ıslahat konusunu îman ve enerji ile eline alacağını ümidederiz. Kısa bir zamanda bu ıslahatın, dürüst mükellefler zararına olmadan, hazine lehine ne büvük menfaatler temin edeceği görülecektir.
Bütçe tasarısının ftıucip sebeplerin de, para konusu üzerinde ehemmiyetle durulmuş olduğunu tahmin ederiz.
Altın mikyasının otomatik muvazene unsurlarından mahrum olan kâğıt paranın kıymetini tâyin eden âmillerin arasında «psikolojik» âmillerin birinci derece rolü vardır. Kâğıt paranın kıymeti bilhassa halkın inanına bağlıdır. Devletin malî vaziyeti bu inan hissini ayarlar. Bütçemiz sıhhatte bir mâliyenin ifadesi olduğuna ve tedavüldeki para miktarı bir nevi son hudut gibi telâkki edilen 1 milyara varmadığına, vardırıl madiğin a göre, millî paramızın yannını ancak iyi görmek lâzmdır.
Bir milyar hududunun bir ne-, vi yasak naıntaka gibi görülmesi veya fiilen gösterilmesi Nurullah Sümer'in ilim ve teknikte olduğu gibi ruhiyat sahasında da ince bir Bakan olduğunu göstermektedir. Kendisinden daha bü-yulç başanlar beklemek hakkımızdır.
CEVAT NİZAMİ
Memleketin senelerdenberi yangından gördüğü felâket ve kaybet'İği servet pek büyük bir yekûna baliğ olmaktadır. Bu kadar felâket gören ve servet kaybeden hiç bir müessese hiç bir ev el'an bu felâkete karşı hiç •bir tedbir almamaktadır. Geçenlerde Eren köyünde muazzam bir köşkte bir müzayede vardı, İçindeki nadide eşyalara baktım, hayret ettim. Eşine tesadüf dJlmlyecek eşyalar vardı. Bu eşyalara 600.000 lira f»ar. tahmin etmişlerdi. Hayretle gördüm ki yangına karşı bir tedbir alınmadığı gibi evde su İte dolu bir kovaya bite tesadüf etmedim.
Hükümetimizin resmi ve hususi daireleri yangından, koruma ve kurtarma İçin aldığı tedbirler fevkalâdedir: belediyelerin kanun kadar kuvvetli nizamnamelerinde de her mahallin bilhassa ahşap binalarına karşı koyduğu tedbirler de mükemmeldir. Res-ı mİ ve gayri resmî bir binanın yangından korunması için evvelâ su tesisatı olacak, hortumları mukimine olacak, kimyevi söndürme makin eler bulunacak. Balta, kazma, kanca v müteaddit şu kovaları da olacak Bunlardan başka kapılarda del kle bulunacak. Kapılar kilitli tutuimıya cağı gibi gece kontrol saatleri mev cut olacak; müteaddit gece bekçiler vazife başında duracak ve bu ben ile emirlerindeki vesaiti mükemmel kul lanır.ağt bilecek. Yangın çıkar cık maz hemen her telefon babında hazı bulunan itfaiye ye polis numa ralarma alâkadarlar haberler vere cek-
Görüyorum ki. resmî ve hu u-dairelerde yukarıda sayı anların h«p sİ var. Fakat bu vesaiti kullanaca ve makinelerin nasıl âtfş son'üre ce ğinl bilecek kimse yok. Makinde alındığı gibi durmaktadır; hortum lar, mağazadan geldiği gibi bîğ'ıdıı Hattâ su kovalan büyük bir zinciri kilitli bir vaziyettedir.
Hususi dalrelrrde, dükkânlarda v bilhassa paıkma&a mü'ait madd'le bulunan mahallerde doğramacı dükkânlarında bu yangınları göndür cek mükemmel vesaitin konulmasın: belediye mecbur kılıvor. Makineler yerlerine asılıyor; hattâ belediye sahrasını kandırmak için bu âletleri yarlerine boş hile asıyorlar.
Resmî daireter kurtardır?
1 — Söndürücü bulundurulduktan vesaiti iyi kullanacak ma dairede kalacak bir talimli i veya ekip olmalıdır,
2 —■ Her iki ayda bir suni yangın-
lar üzerinde tecrübeler yapılarak daire ve müessese mensuplarına (h-ttâ mekteplerdeki talebelere > pek kolay olan söndürme tarzını öğretin •‘dlr. Parlayıcı maddeler satan düMsan'ar. oteller, lokantalar ve yangın makinesi bulunması belediyece msrburİ kılınan mahaller her ay muayene edilmeli, noksanlan ikmal edilmelidir. Bir de. bütün memlekete şamil yangın müfettişliği salâhiyetini haiz bir memuriyet ihdası pek faydalıdır. Bu memuriyet ufak sadrosile resmi ve hususî daireleri kontrol etmeli, alınmış tedbirlerde noksan varsa alâkadarları İkaz etmelidir. Bu tedbirler alındıktan sor.ra bir yangm felâketi azalır. Senelerden beri yangın söndürme vesaiti satmakla meşgul olan tanınmış bazı müesseseler vardır ki bu talimleri her müracaat edene külfetsiz, menfaatslz, masrafsız göstermektedir. HALİS ECE
ynng'ndan r
vesait el »’* sonra evv ve bilecek
Created by free version of 2PDF
Kaksam S
E|r Abone bedeli
rürkiye
Lcııet»
Senelik 2800 Kuru«
ö Aylık 1500 ■
3 Aylık 800 *
Adres tebdili İçin
luk pul künderilmehdir takdirde adres değlgUrİlmez
5400 Kuruş 2900 *
İflOO • elli kuruş-
Aksı



l'eletunlarun» Başmuharrir: 2(1565
Van İşleri: 20705 - İdare- 20li«| Müdür: 20-197
RebiüJevvel 19 — Kasım 117 tınsak Güneş Öğle Ufindr At Yatsı E. 10,48 12.27 6.22 9.33 12.00 1 30 V. 5.51 7.30 13’6 16.37 19.04 20.32
İdarehane BaDıaiı civan
AcımusluK sokak No. 13
' —— MUAZZAM GRAMERLl \
TEMEL İNGİLİZCE
lEsas İzah ve Tanı Telâffuz)
Hazırlayan: Ahbas Temizer
Usan öğrenmek isteyenlere büyük bir kolaylık. 480 sahile tutan bu esenle İngiliz dilinin bütün İncelikleri, kolaylıkları gösterilmiş, gramer bahsi itina ile tetkik edilmiş, her kelime ve cümlenin Türkçe okunuşu tam olarak yanına yazılmıştır. Bu kitabı okuyan bir klms?-nln İngiliz dilini öğrenmemesine imkân yoktur.
Flati: 40o Kuruştur. (Salı günü çıkıyor.»

Ahmet Sait Oğlu Kit^bevi
İst cağa 1 oğlu Yokuşu No. 17/J

Sahile P
AKSALI
4 Mart 1945

Evler ve kiracıları
Birinci mevki salonunda oturan kafası ustura İle kazınmış zat iskarpinlerini çıkardı. Ve onları yan yana yerde bıraktı. Ayaklarını yukarı çekti. Kırınızı kadife sıranın üstünde bağdaş kurdu. Bundan sonra elindeki teşbihi şakırdatarak şu hikâyeyi anlatmağa başladı:
— İşte böyle azizlin... Elimize şöyle epeyce bir para geçince .Haydi şu İstanbul'a taşınalım!.» dedik. Ayıp değil ya a babam siddin sene dağlarda. baharlarda sürtecek değiliz ya. Biraz da İstanbul'un zevkini sürelim... Değil mİ efendim?.. Kalktık, geldik. Fakat ev nerede birader?.. Bir apartman bulduk amma bize kaça patladığını söylersem şaşar kalırsınız. Ne İse efendim, yerleştik. Burası İstanbul’un yeni yeni kurulan mahallelerinden biri... Beş büyük apartmanın ortasında kulübe gibi bir evcik vardı. Tahtadan, eski püskü, yıkık dökük birşey...
Buraya bakıp bakıp kendi kendime:
— Şu İstanbul tuhaf yer... Bu dağlar gibi apartmanların arasında bu küçük tahta kulübeye bakınız hele... Mahalle zenginleşmiş, semt güzelleşmiş. Fakat tahta kulübe öylece kalmış... diyordum.
Bu kulübenin fakır sahiplerinin, şu zengin komşuların arasındaki hayatı da merak edilecek bir şeydi. Bendeniz ticaretle meşgulüm, koyun, yağ. peynir, ne bulursam alır satarını amma romana, içtimai mevzulara, edebiyata merakim vardır biraz. . Hele eski divanlara filân sık sık el attığım olur, Yani sizin anlıyacağı-nız, okumuş yazmış, zevki selim sahibi bir tüccarım efendim...
Adamın bu sözleri karşısında yanında oturan hemen virgül gibi kıvrılarak cevap verdi,
— Şiiphc nıl var efendim?,. Nahiyenizden belli..
— Bir çokları öyle derler... Hani yağ. peynir tüccarı olsaydım mutlaka elime 100 paralık tahta bir kurşun kalem alır onunla ne harikalar çıkarır. ne romanlar yazardım. Şimdikiler bir şey mİ acaba?.. Zaten bir sTecriibei kalcmlyemn de vardır. »Bir sefih pederin âkıbetl elimeslo serna-nvil bir roman’.. Aşk ve sefahat yüzünden bir âile baharının basma neler geldiğini musavverdir...
Adamcağız bir karı yüzünden alimallah o zengin halinden dilenci vaziyetine düşüyor. Paralarını yiyor, ortalıktan kayboluyor. Lâpa lâpa kar yağdığı bir gün tebdil kıyafetle, tam bir dilenci vaziyetinde evine geliyor1.. Çok acıklı bir eser oldu Ağlamaktan sonunu getiremedim. Çok hassas bir ruhum vardır..,
Zengin tüccarın karşısındaki ufak tefek ve dalkavuk tavırlı adam mendili ile gözlerini siler gibi yaparak Cevap verdi:
... Yüreğimi parçalıyorsunuz beyefendi.. Yüreğimi parçalıyorsunuz,.. Hakikaten ne eser.. Eser değil, hattâ şaheser... Neşrctscnlze efendim... Edebiyatımızın ’iöyle bir esere ne derecede ihtiyacı vardır değil mİ?..
_ İşlerden başımı kaldıramıyorum İd... Herkes de beni hattâ refikam bile yalnız para kazanmağa akıl erdiren bir insan sanır.. Lâf!.. Para kazanmayı akıl eden insanın edebiyat, roman vesaire gibi çocuk oyuncağı şeylere akil ermez mİ kP.. Bende dehâ var. dehâ azizim!..
— şüphesiz efendim...
— İşte bunun içindir kİ her şeyi inceden, İnceye tetkik ederim. Meselâ bir gene kız gördüm değil mİ?. Acaba gönlünde bir ıstırap mı vardır?.. Araştırırım. Daha bunun gibi bir çok şeyler yaparım. Muhakkak birşey de öğrenirim İnsan gönlü yağ tenekesine benzer. Ba2an bir kenarından uafctk bir sızıntı yapar.?
— Aman ne teşbih efendimiz... Ne teşbih «İnsan ruhu yağ tenekesine benzer!..» .. Ne sözdür bu!.. Ne cevherdir!.. Ne elmastır!..
— İşte efendim bu beş büyük apartman ortasındaki küçük tahta kulübe
de benim İçin tetkiki lâzımgelen bir yerdi. Dört göz kesildim. Fakat bir türlü bu harap İzbeliğin sahiplerini göremedim. Pencereler kara bir perde İla sıkı sıkı kapalı idi. Hiç bir şey görünmüyordu. Geçen Kurban t|ıy-rarnı — böyle şeyleri söylemek ayıptır amma — fakirhanede İki semiz kurban kesmişler. Bendeniz Öyle gösterişi, alâyişi sevmem. Kurban eti İle kendime reklâm yaptırmak İstemem. Onun İçin bu etleri en muhtaç İnsanlara göndermeğe karar verdim.
Düşündüm. Aklıma karşıkl küçiib kulübe geldi. Kendi kendime:
— Dehân ile. aklın İle bin yaşa... Görcfiin mü et gönderilecek yeri?., dedim.
Hemen bizim hizmetçileri çağırttım:
— şimdi kalaylı tepsi ile karşıM küçük kulübeye et götüreceksiniz. Yesinler ve bize dua etsinler!., dedim.
Hizmetçiler bir şey söylemek istediler. Fakat cesaret edemediler. Malûm ya bana itiraz etmeleri sureti katlye-de memnudur.
Bu sırada pencerede oturmuş dışarıya bakıyordum. Doğrusu ruh an da haz duymakta idim. Bir fakiri sevindirmek, onun kursağına et göndermek az uz şeylerden midir kİ?..
Ben bunları düşünürken kulübenin kapısı açıldı. Bir de ne göreyim?.. Dışarıya iki kadın çıktı. İki genç v« dilber kadın!.. Fakat bunda bir fevkalâdelik yok.. Asıl şaşılacak şey kadınların kıyafetleri... Hani şu yeşil tilki mİ, kırmızı tilki mİ, mavi tilki mİ, gümüş tilki mi ne diyorlar?.. Onlardan yapılmış kürkler. En aşağı her bir kürk 5000 liraya... Üst baş görme birader.., Milyonerde bulamazsın.. İkisi de tepeden tırnağa kadar âdeta bir servetle giyinmişler...
Hemen bizimkilerden birini çağırdım:
— Bunlar kim?,, dedim.
Cevap verdiler:
— Küçük evin klracılan'..
Yani benim acıyıp da et göndermeğe kalkıştığım insanlar.. Şimdi bunu görünce «Evler ve onların İçinde oturanlar* namlle bir roman yazıyorum. Evine bak. sonra içerisinde oturana bag ve inanabilirsen inan,.. Nasıl romanın mevzuu İyi değil mİ?-Bir de benim aldım para kazanmaktan başka bir şeye ermez derler.
(Bir yıldız)
Bu’ maca
' BERLİN
Almanya’nın başkenti harbden evvel Avrupa’nın en büyük, en güzel şehirlerinden biriydi
Berlin’den bir görünüğ
Amerikan uçakları tarafından Berlin üzerine yapılan son akında birçok mahallelerin harabol-duğu, yüz binlerce insanın yersiz kaldığı bildiriliyor. Diğer taraftan Almanya’nın Başkentine 60 kilometre mesafeye kadar gelmiş olan Sovyet kıtalarının kati bir hücuma hazırlandıkları haber veriliyor. Bu haberleır herkesin dikkatini yeniden Berlin üzerine çekmiştir.
yük kablo merkezidir. Yine bu kısımda Loewe müessesesinin 3 fabrikası vardır. Burada mesafe tâyin eden âletler, deniz topçuluğunda kullanılân kontrol teçhizatı, motor akşamı yapılır. Yine garp mahallelerinde Baverishe Otorenuverke müessesesinin iki fabrikası vardır. Bu fabrikalarda uçak motörleri, elektrik istihsal merkezleri İçin lüzumlu makineler yapılır.
İZMİR MEKTUPLARI
Bu sene Izmirde yapılacak yeni binalar
İstanbul’a gelen İzmirliler buradaki pahalılıktan şikâyet ediyorlar
123458789 10
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Istanbulda bir 6emt.
2 — Bıravo - Bir peygamber.
3 — Küçük hastane - örtme.
4 — ince kum satan - Başına (S» gelirse bir gıda maddesidir.
5 — Ağır - İskambil papazı
6 — Şan ve şeref - Cam.
7 — Sırık yapmağa mahsus,
8 — Ak ciğer - İzmir civarında bir kaza halkından.
9 — Üzeri açılan.
10 — Taze değil - Saldırış.
GEÇEN BULMACAMIZIN HALLİ
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Sakızağacı, 2 — Ağıznçamaz, 3 — Kınalı, Aza, 4 —Izayilec, 5 — Zalimadam, 6 — Açılan. Dar, 7 — Ga, Ed, Posa. 8 — Amacadogru, fi — Caz, Masraf. 10 — tzak, Rauf.
Beriİn Avrupa'nın en büyük, en güzel şehirlerinden biridir. Mesahası 886 kilometre karedir. Nüfusu 939 da 4,300,000 idi. Şe-biı-, Elbe nehrinin bir kolu olan Spii’e suyunun kenarına kurulmuştur.
Berlin nispeten yeni bir şehirdir. On dördüncü asırda burada küçük bir kasaba vardı. Bu kasaba ancak on yedinci asırdan sonra büyümüş, bugünkü şehir meydana çıkmağa başlamıştır. Bu sebeple Berlin'de dar sokak azdır. Ekser sokaklar çok geniş ve havadardır. Bilhassa son yüz sene içinde vücut bulan garp mahallelerinde genişliği 40 metreden aşağ) Cadde yoktur Birçok caddeler 60, 80 metre getıişliğinde-dir.
Berlin harbden evvel Avrupa-nm en temiz şehirlerinden biri idi. Büyük binaları, âbideleri pek çoktu. Burası aynı zamanda mühim bir ilim merkezi idi. Üniversitesi, müzeleri, kütüphaneleri her tarafta meşhurdu. Harbin iptidasından beri bunlardan büyük bir kısmı harabolmuştur.
Berlin’de birçok bahçeler, parklar, gezinti yerleri vardır. Gezinti yeleri arasında Unter den Linden, (ıhlamur altı), Siezes Allie (kahramanlar gezisi) bilhassa meşhurdur. Kahramanlar gezisinde iki tarafta Alman hükümdarlarının, devirlerinin en büyük adamlarlyle birlikte heykelleri vardır.
Sanayi şehri
Berlin aynı zamanda büyük bir sanayi şehridir. Şehrin etrafında fabrika bacaları âdeta bir orman teşkil eder. Bu fabrikalarda her türlü madde imal edilir. Fakat son 10 sene içinde fabrikalar daha ziyade harb için çalışacak hale getirilmişlerdir. Başlıca sanayi merkezleri şunlardır:
1 — Charlottenburg ve Span-dau (şehrin batı kısmı) burada en mühim fabrika, elektrik teçhizatı ve kablo yapan Siemens fab-, ....
rikasıdtr. Burası Almanyanm bü- leri pek meşhurdur.
2 — Chdnweide ve Treptaw (şehrin güney doğu kısmı) burada A. E. G nin elektrik teçhizatı ve kablo yapan 3 fabrikası, seıl halinde uçak yapan Heinkel fabrikası, Berlin’in en büyük elektrik istihsal merkezi vardır.
3 — Reinickendorf ve Tegel (şehrin kuzey kısmı) burada Dornier ve Heinkel'in uçak parçaları yapan fabrikaları. Argus-un uçak motörleri. pervane ve saire imal eden fabrikası vardır.
4 — Britz. Templehof, Mari-endorf (şehrin güney kısmı) burada Daimler - Benz dlsel ve uçak motörleri fabrikaları, birçok makine fabrikaları vardır,
5 — Leichterberg (şehrin doğu kısmı) karbon grafit fabrikaları, demiryolu tamir atelyeleri.
Berlin aynı zamanda bir nehir limanıdır, tç liman bakımından Duisbuıg'dan sonra ikinci gelir. Nehir kıyısında antrepolar '* lometrelerce devam eder.
Berlin mıntakasmda 26 uçak fabrikası vardır. Bunlardan bir kısmı pek mühimdir. Diğer taraftan Berlin’de birçok kimyevî madde fabrikaları da bulunmaktadır. Umumiyet itibariyle Alman harb sanayiinin yüzde onu Berlin’dedir. Bunların dışında dokuma. kumaş, makine ve bira fabrikaları pek çoktur.
Eğlence yerleri
Berlin son 20 sene içinde dünyanın en eğlenceli şehirlerinden biri olmuştu. Şehrin garp kısmında. bilhassa Kurfürstendan caddesinin iki tarafında birçok barlar, lokantalar.
inişti.
Berlin'e yakın vardır. Kıyılan ~ köşklerle dolu olan bu göllerde yazın yüz binlerce insan banto yapar, sandallar, kotralarla gezilir. Yine Berlin’e yakın Potsdam vardır. Burası Paris civarındaki Versay’a benzer. Parkları, bahçe-
ki-
gazinolar açıl-
birçok göller güzel oteller,
İzmir (Akşam) — Maarif Bakanlığı, teknik okullar inşası hakkındaki programa göre bu sene şehrimizde bîr (Yapı usta okulu.) ile bir (Teknik sanat okulu) inşasına başlattıracaktır. Yapı usta okulu için münasip arsa, Halkapmar mevkii civarında bulunmuştur-. Teknik sanat okulunun, şehrin merkezi bir yerinde inşası muvafık görülmektedir. Bu itibarla Basmahane mevkii civarında yapılan araştırmalarda geniş, fakat müteaddit eşhasa ait toplu arsalar bulunduğu gözönünde tutulmuş, bunların sahiplerinden satın alınması kararlaştırılmıştır. Sahipleri arsalarını satmak istemezlerse istimlâkine teşebbüs edilmesi muhtemeldir.
Yine bu yıl içinde şehrimizde yeni bir Cumhuriyet kjz enstitüsü binasının inşasına başlanacaktır. Bu okul binası tamamlandıktan sonra şimdiki kız enstitüsü binası, Akşam kız sanat okuluna tahsis edilecektir.
Devlet müzesi
Maarif Bakanlığının İzmirde yaptıracağı mühim binalardan birisi de (Devlet müzesi) dir. Bu bina için münasip ve geniş arsa, Kültürparkta paraşüt kulesile 9 eylül antresi arasında ayrılmıştır. Vaktile İzmirde mimari müze ittihaz edilen bina, bulvar üzerine geldiğinden ve uzun zaman metruk halde kaldığından harap bir şekil almış ve Belediyece yıktırılmıştı. O vakit mimarî müzsdeki muhtelif medeniyet devirlerine ait mimari eserler, Külturparka taşınmış ve paraşüt kulesi civarına yerleştirilmişti. Yeni müze binası inşa edilirken bu eserler de teşhiri süs-liyecek şekilde restore edilebilir. Arkeologlar, bu suretle Devlet müzesi binasının büyük değer kazanacağı mütalâasında bulunmaktadırlar.
Hal santralı
Harbden sonra Belediyenin yaptıracağı mühim inşaatın başında merkez hâli bulunmaktadır. Kültürpark civarında, şehrin merkezinde evvelce ayrılan geniş arsa üzerinde plânına uygun şekilde yaptırılacak hâl. sebze, balık „satışlarıIe kasapları bir araya toplayacaktır.
Halkapmar bataklığı
Belediye reisi B. Reşat Lebie-bicioğlunun İzmirlilere en büyük yardımı şimdiye kadar bir türlü kurutulamıyan Halkapmar bataklığının kurutulması olacaktır. (Yardım) tâbirini bililtizam kullanıyorum. Çünkü bu iş, yalnız Belediye bütçesinden ayrılan tahsisatla baş anlamı yacak. kadar muazzam sayılıyordu. Zaman zaman Nafia Bakanlığının yardımı istenmiş, fakat bu geniş ve İzmir halkının baş belâsı olan bataklığın kurutulması için müspet bir adım atılmamıştı.
B. Reşat Leblebicioğlu, Izmiria sıtma mücadele mıntakasına alınmasını icabettirecek derecede sıtma yayan ve sivrisinek deryası halinde bulunan Halkapına-nn kurutulması işini enerji ile ele almış, mütehassısların mütalâalarım toplamış ve plânlar hazırlatarak bunları Nafıa Bakanlığına da tasdik ettirdikten sonra azim ve sebatı İle işe başlamıştır, Yapılacak işlerin başında civardaki dağlardan gelen yağmur sularını bataklığa döken mecraların tanzimi vardır. Bununla beraber asıl bataklık sahası üzerinde ve onun kurutul-maslle geniş araziyi arsa haline getirmeğe yarıyacak fenni, muhtelif tesisler de bulunacaktır.
Bunların mühim bir kısmı, müteahhide ihale edilmiştir. Esaslı işlere başlanmıştır. Baharda müteaddit kollardan tesislere ve inşaata hız verilecektir. İki yıl sürecek bir çalışma ile bataklık kurutulacak ve müstakbel şehrin spor sitesi olacaktır.
Fiat kontrolü
Vilâyet ve Belediyenin fiat kontrolü teşkilâtı İzmirde iyi işlemektedir. Bir hafta evvel İs-tanbuldan gelmiş olan bir İzmirli bana şunları söylemiştir:
— İstanbuiu, bu defa üç ay evvelki seyahatimden pek çok pahalı buldum. Bilhassa zaruri havayic fiatleri, lokantalarda yemekler pahahlanmıştır. İzmirde en lüks bir lokantada 2 veya 2,5 lira ile içkisiz olmak şartile fevkalâde yemeklerle doymak mümkündür. Fakat Istanbulda buna imkân kalmamıştır, Balık istihsal merkezi olan bu Türki-yenin en büyük şehrinde balık porsiyonları iki, iki buçuk liraya yükseltilmiştir. Et yemekleri de öylesine..
Giyecek eşya fiatleri de İzmirde daha ucuzdur. Hattâ kendime lâzım olan bazı giyecek eşyasını İzmirde alırım diye oradan almadan dönmüş bulunuyorum Etiketlerdeki fiatîer, acaba hiç mi kontrol edilmyor?
Yoksullara kömür dağıtımı
Bu sen eki kış, yurdumuzun bir çok yerinde olduğu gibi şehrinizde de şiddetli geçmektedir. Belediye, eğer zamanında odun kömürü stok edip fakir ve yoksullara parasız ve halka da 15 kuruştan sattırıp İhtiyacı karşı-lamasaydı İzmirde önüne zor geçilir bir kömür buhranı baş göstermiş olacaktı. İzmir halkı, 'bu mühim ihtiyacın zamanında, en iyi şekilde önlenmesi dolavı-sile memnun ve minnettardır.
Gömlekis"]
B İKİNCİ SiNU- GÖMLKKÇİ I ■■Te): 20098 Sirkeci ■■■■■
KUTUP KIZI
AŞK VE MACF.RE ROMANI
Yazan: Stanley Shaw Çevireni (VI - Nû)
V ' M Tefrika No, 14________ _ Jf
Bu bekleyiş anı, Jensen'e ebediyet kadar uzun geldi. Buna rağmen ihtimal kİ kapının açılması birkaç saniye bile sürmemişti. KanadalI kafasını içeri uzattı. Suratından uyku akıyordu.
— Baby! Niçin tek durmuyorsun? Uslu otur bakayım. Bent niçin uyutmuyorsun? Ne var, söyle, ha?
Jensen şöyle haykırabilmek takatini buldu;
— Kulübe yanıyor!,., Big Ûan ateşe düştü... Öldü... Miss Mallable’yi kurların!... çabuk...
Sonra, kendinden geçti.
Herre Quint de zaten dumanın kokuştum almış, ortalığın çıtırdıyarak yandığını duymuştu. Köpeği tasmasından yakaladı.
— Sahiden yangın var. — dedi. — Haydi bakalım Baby! Beni çabuk genç kadıntn yanına götür. Mlss Mal-labie'nın... Mallabic’nin Babyl
Köpek. İşi anladı. Efendisini bayılmış genç kızın yanma götürdü.
Alevler, kızın eteğini daha şimdiden yalamağa başlamışlardı. Azıcık
vakit kaybolsa, bütün elbiseleri ateş alacaktı.
Plerre Quint, kızı kolları arasına aldı. Kapıya koşup emniyet mandalını açtı. Mlss Mallable’yi dışarıya emin bir yere bıraktıktan sonra geri döndü.
— Şimdi de adamın yanına götür beni, Baby! Adam nerede göster bana.
Kandalı. kör olmasına rağmen, her hareketi şaşaiamaksızın yapıyordu. Köpeğin hatif hafif haykırmalarından istifade ediyor, hiç pusulayı şaşırmıyordu. İnsanları kurtardıktan sonra, sıra lüzumlu erzakın ve eşyanın kurtarılmasına gelecekti.
Jensen, dışarı çıkarılınca, clğerlsri-ne doian soğuk hava sayesinde biraz kendine geldi. Kör, köpeğiyle birlikte kulübeye döndü. Bir takım örtüler, konserve kutulan ve kürkler aldı.
Detektif, vücudunu saran ve kendisini takatsin düşüren hummaya linetler yağdırıyordu. KanadalInın onu koyduğu kızaktan çıkamıyor, durduğu yerde hareketsiz yatıyordu. Etra-
fında köpekler haykırışıp. kaynaşıyorlardı.
Terleri şakaklarında donuyordu. Dehşet’içlnde bakıyordu, şimdi artık kulübeden kızıl alevler çıkıyor, rüzgârın önüne katılıp etrafa kıvılcımlar saçıyordu. Zayıflaşan tahta akşamı fırtına yer yer devirmeğe başlamıştı. Acaba rüya mı görüyordu? Bu bir cehennem hayali miydi? Her halde, isveçli Blg Dan‘İn cenaze töreni hiç de ihtişamsız değildi.
Buz gibi havanın tesiri altında, detektif hummasının geçtiğini hissetti. Azıcık dimağı vâzıhlaştı. Şişmiş kolunu taze kara soktu. Böylelikle şiddetli ıstırapları azıcık dindi.
Bunun üzerine, delikanlı kızakta oturdu. Gözleriyle Mlss Mallable’yi aradı.
Gen9 kız onun yanındaydı. Ciddi ciddi kendisine bakıyor, biraz şaşkın gözlerlle sualler soruyordu.
Jensen, bu garip bakışın mânasını derhal anladı. Plerre Qulnt'le köpeği, leabeden şeyleri kurtarmak için büyük bir gayret sarfedtyorlardı. Halbuki İşte o, genç bir erkek olduğu halde, olduğu yerde yatıyor, yalnız bakmakla iktifa ediyordu. Şüphesiz, genç kız, onu bir korkak, bir alçak yerine koymuş olacaktı. Bu hale dayanılmaz. Fakat no demeli? Ne kadar büyük bir ıstıraba katlanarak köpeği çözdüğünü Mis» Mallable’ye anlatmak ona düşmezdi.
Lâkin, delikanlının vaziyetinde bir gayrı tabiilik olduğunu genç kız far-kettl.
Onun yanına diz çöküverdi. Karın içinde oturdu. Erkeğin kolunu yok-lıyarak haykırdı:
— Çok acıyor galiba? Kolunuz fena şişmiş. Ateş gibi do yanıyor. Niçin söylemiyorsunuz? Baby ısırarak kanınızı zehirlemiş olacak.
Ağrılar o anda arttığı İçin midir, yoksa Mlss Mnllable beklenmedik bir şefkat gösterdiği İçin mi? Jensen inildeyerek, hafifçe, arkaya doğru yattı. Sanki rüyadaymış gibi, kızın, Plerre Qulnt’e şöyle haykırdığını duydu:
Plerre, Plerre! Çabuk benim ecza çantamı getir! Bu admın hali fenlaş-tı. Hemen kinin vermek, enjeksiyon yapmak lâzım.
KanadalI ile köpeği, kar girdi badının arasından belirdi-
— Benden ne İstediniz, Mlss? Eoza çantasını mı? Kulübede kaldı.
Kız, telâşlı telâşlı!
— Getirmek lâzım. — dedL — zira hayat memat mcseleaL
Bütün kuvvetiyle haykırdı!
— Muhakkak lâzım, muhakkakı İnsaflı olmalıyı». Bu adamı sizin köpeğini» ısırdığı İçin zehirlendi.
KanadalI omuzlanın kaldırdı. Ellerini yangın tarafına çevirdi.
— Peki amma, kulübeyi baştan aşağı alevler kapladı I
— Baby’yl gönderin! O bu sefer de İşin üstesinden gelir. - diyerek, kız, Pierre’ln ellerini yalvarmak mânasında sımsıkı tuttu.
— Çantanın, nerede bulunduğunu söylerseniz, Baby muhakkak bulur. Buna eminim, eminim. Zira köpeğinizin ne kadar zeki olduğunu biliyorum.
Plerre, köpeğine yapılan komplimandan memnun:
Pekâlâ, pekâlâ! — dedL — Belki de çantayı bulmamız kabildir. Ne dersin, Baby? Mlss Mallable'nln kara kutusunu getirelim nıl? Bu kutu, etajerin tam köşeslndedlr... Etajerin köşesinde... Git Baby, git getiri
Bu sözleri birçok sefer tekrarladıktan sonra, Plerre Qulnt hayvanı okşadı ve onu koyverdi. Baby anlamış gibi alevlere atıldı. Fakat, KanadalI onu geri çağırdı:
— Benim Baby'nıl Alevler seni çabucak sarmasın diye hele bir tedbir alayım.
Köpeğin vücudunu ıslak bir kalın kumaşla sardı. Tam salıverecekti ki, biraz daha duraladrı. Kendi üstünü başını da karla oğuşturdu. Sonra, Heri!
Atılırken:
— Olur mu ya? —diye haykırdı.— Plerre Qulnt köpeğini alevler içine göndersin de kendi itilmesin?... Yok. jokl Olamaa.
Miss Mallable, haykırdı, bağırdı. Onu fikrinden vazgeçirmek istedi. Hayatını tehlikeye koymanın zamanı olmadığını söyledi. Fakat, kör hiçbir şey dinlemedi. Köpeğiyle birlikte kıvılcımlar deryasına daldı. Dumanlar ve yüksek alevler arasında kayboldular.
Buradan sağ çıkamıyacakları zan-nedilirdl. Bereket kİ rüzgâr, kulübede ecza çantasının bulunduğu köşeye doğru esmiyordu. Bununla beraber, ateşin en harlı tarafından geçmeleri icabetti. Eczalara ancak böylece yaklaştılar.
Tekrar göründükleri vakit müşkülâtla ve pek yavaş ilerledikleri farke-dlliyordu. Köpek, güçlükle nefes alıyordu. Dumanlarla körleşmiş gibiydi Nihayet meydana çıkıp kendilerini karın üstüne attüar. Kulübe dc alevlerle harabolduğu İçin birdenbire yıkıl! verdi. Az daha geclkselermlş tamamdı.
Plerre. kıymetli çantayı göğsüne bastıryordıu. Miss Mallable’ye fırla-tırçtısına STtı. Şurasının burasının tutuştuğunu hissettiği içim kendi karlar içinde yuvarlandı.
Kız. bu derece fedakârlık karşısında:
— Bravo! - diye bağırdı.
Jensen. sırt üstü yatıp duruyordu. Humma He mücadele etmek için bütün gayretini topladı. (Arkası varı
4 Mert 1S45
(Genç Osman) hailesini hazırlayan ilk sebepler
Üçüncü Sultan Murat günlerinden-beri kapı kulları İkide birde bir golle çıkarmağı ltiyadetmişierdi. Bunların hükümetçe ve padişahça tediplerine çare ve yol bulunmaması, her defa-nnda hatırlan tatylp ve arzulan Is’af edilmekten başka şey yapılmaması.
ananeye muhalifti (1). Para İle satın alınmış, yahut muharebelerde ele geçmiş, sarayda hanedana kâmil bir sadakat ve İtaat fikir ve hl sİ erile meşbu olarak İstenildiği gibi terbiye edilmiş, her türlü himayeden mahrum, fakat kalblerl bir gün haseki ve valide sultan olmak ümltlerlle dolu kızlardan padişahların nefislerine karşı fenalık ve suikast vukuu muhtemel görülemezdi. Nasıl bu tarihe kadar böyle bir vaka kaydedllmemiş-
kalblerinden hayayı gidermiş, tagol-Jup ve tahakküm emellerini kuvvetlendirdikçe kuvvetlendirmişti. Kapı kulları Genç Sultan Osman saltanatına kadar vezirlere, sadrazamlara, «araydakl nüfuz sahiplerine musallat oluyorlardı. Üçüncü Muradı, Üçüncü Mchmedi tahtlarında tehditle iktifa eylemişlerdi. Onlar için yalnız padişahları saltanattan Iskat kudretine de malik olduklarını fiilen ispat etmek eksik kalmıştı,
Evveldenber! yapılan askeri kıyamlar padişahların şahıslarına karşı te-«viiz mahiyetini almamışken. H. 1031 senesi böyle taFihî bir hâileyi de kaydetti!
Bu hâlle hazırlanırken hükümetin dümeni sadrazamlardan, vezirlerden, vükelâdan ziyade 2 kişinin elinde bulunuyordu: âzlaragası Süleyman ağa ve Sultan Osmanın hocası Aydmh Ömer efendi.
Kizlarağası Süleyman ağa: Pek mağrur, irfanı kıt, müdahln bir adamdı. Pek büyük gördüğü OsmauU padişahına hiçbir hükümdarm mukabele edebileceğine ihtimal vermezdi. Hoşa gidecek, gururu okşıyacak sözlerile Sultan Osmana takkrrûbü o derecelere varmıştı kİ. arabaya tahtırevana bile padişahla birlikte girerdi; Sultan Osmana sadrazamdan değil, validesi Mahıfinız sultandan bile ziyade yakın görünürdü.
Aydmh Hoca Ömer efendi: Sultan Osmamn üzerinde şehzadeliğinden- ) beri büyük nüfuz sahibi idi. Dar &a- ı falı, muannid birisiydi. Basılmamış (Hikâyeti Sultan Osman) risalesinin sahibi Molla Tûğl Hüseyin efendi. Hoca Ömer efendi hakkında diğer eserlerde görülmiyen şu malûmatı veriyor:
Deli Sultan Mustafanın birinci saltanatından hali müşaveresi cereyan, ettiği sırada meşhur kıziarağosı Mustafa ağa Hoca Ömer efendiye bir tezkere ile keyfiyeti bildirir. Ömer efendi verdiği cevapta: (Sultan Csmani Iclâs ettireceksiniz amma o bir mağrur ve biraz da muannid şehzadedir. Mehmet İse — Sultan Ahmedin diğer oğlu — âmil bir şehzadedir. Benim bildiğim budur. Bakisini siz bilirsiniz.)
Diye yazar. Mustafa ağa bu cevabı saklar. Sultan Osman cülus ettirilir. Sultan Osman (Mektebi İrfan) kahvesinden Yusuf namında bir gulânu saraya alır. Gece, gündüz tekayyüt gösterdiği bu gulâma ( hadden biruru İltifatlar eder. Mustafa ağa men’e çalışır, çare olmaz. Sultan Osman Mustafa ağayı azlederek Mısra sürer. Süleyman ağa kızlar ağası olur. Mustafa ağa yola çıkmadan evvel Ömer efendinin kâğıdını:
— Bu kâğıt sende dursun. Bir güm münasebetle padişaha veresin.
Diyerek Süleyman ağaya verir. Bir gün Sultan Osman hocasını methetmeğe başlar. Süleyman ağa:
— Padişahım! Hoca senin düşmanındır!
Diye çıkarıp kâğıdı verir. Sultan Osman bocayı ve bütün tevâbllnl azleder. Hocanın menkûblyetl hayli zaman sürer; sonra Sultan Osman Ömer efendinin -t günahından geçer.» Ömer efendi eskisi gibi padişah dergâhının mukarriplerlnden olur. Sultan Osman delikanlılık çağına gelince, kalbinde muhitinin kadim itiyatlarını kırmak, bozmak hevesleri, emelleri yerleşiyordu,
Millkllya isminde nadir, müstesna derecede güzel bir Rus kızı pek genç yaşında esir olarak Kuyucu Murat paşa kapısına düşmüştü; Murat paşanın ölümünden sonra haremi tarafından tazlarağam Mustafa ağaya hediye edilmişti. Mustafa ağa, Mîllkli-ya’yı kızı gibi terbiye ettikten sonra azad etmişti. Sulatn Osman bir gün kızı görmüş, pek beğenmiş, Mustafa ağadan İstemişti. Fakat azadedilmlş olmasına mebni diğer carlyeler gibi latif rnşına şer’an cevaz olannyacağı cevabı üzerine kızı resmen nikâhla almıştı.
Sultan Osman bu kadınla bir müddet harem, zevklerine dalmıştı. Kadın füsunk&r hüsnü ile İptida genç padişahı teshir etmiş, büyük bir nüfuz kazanmıştı. O kadar kİ sarayda ikinci bir Hurrem kadın peyda olmuş denil e bilir dL
Fakat Sultan Onmanın, bu nüfuzun tesirinden kurtulması uzun sürmedi. Padişah hasekisinin hoşuna gittiğini bildiği İçin büyük bir eğlence tertl-bettlrmlşti. Bu eğlence esnasında oir kale zaptı taklidi de yapılmıştı. Bu esnada bir tüfek kurşunu kazaen Bultan Osmanın bu Rus kadınından doğmuş şehzadesine İsabet etmiş, çocuğun ölümüne sebebolmuşüı. Bu aksi tesadüften sonra padişah haremini bir köşeye atmıştı.
Sultan Osman bundan sonra eslâfı gibi cariye almaktan İse kibar ve eşraf ailelerinin kızlarfle teebhülü padişahlık şerefi için daha muvafık addetti.
Bu hareket, OsmanlI hanedanısın Fatih devrindenberl laklbettiği
tL Bu suretle padişahlar aile rabıtaları olmıyan kadınlardan doğmuş olacaklarına göre de, devlet İşlerinde hiçbir aileye hususî bir meyil ve teveccüh göstermeyeceklerdi. Halbuki nasıl ve ne hislerle terbiye edildikleri bllinmiyerek. hariçten getirilecek bir hükümdar veya emir kızlarının her defa izzeti nefislerinden fedakârlık yapmağa razı olacakları, padişaha karşı carlyeler derecesinde ve aynı sadakat ve ubudiyet hislerini besli-yecelkerl şüpheliydi. Bir de böyle bir merbutiyet Fatihin Sırbistan tacı İçin yaptığı gibi, bu mülûk ve ümeranın OsmanlI tahtı İçin miras dâvasına kalkışma!arına da meydan açabilirdi.
Padişahın nikâhı altına alacağı eşraf ve ekâblr kızlarının mensubol-dukları aileler ise kazanacakları önemli mevki ve nüfuz başkalanııın hasedini celbetmemek mümkün ola-mıyacaktı. Bu da memlekette mevcut mıınafeselere yeni bir unsur daha ilâve edecekti.
Sultan Osman nikâhlı zevce İntihabı fikrine düşünce, kendisine küfüv olarak müstakil veya yan müstakil müslüman mülûk ve ümerası ailelerinden kız araştırmak külfetini İhtiyar etmek İstemedi; memleket dahilinde lstirkaplara mahal bırakacağı şüphesiz olan İkinci şıkkı tercih etti. İlk defa Pertev paşa hanedanından güzel bir kızı aldı. Sonra Şeyhlslâm Hocazade Esat efendinin kızma ta-Uboldu.
Padişahın carlyelerden feragati her nevi ananenin terkine karşı muhalefet duyanlar için dedikodulara vesile oldu. Bu giblier derhal kahvehan-
1 lerde. meyhanelerde, yeniçeri taşlala-' nnda Sultan Osmanın büyük cetle-! rinin gittiği yoldan, koydukları usulden ayni makta olduğunu söylemeğe koyuldular.
Şeyhîslâm Esat efendi, padişahın Allahın emrile taznuı tallbolmssı üzeme, Osmanh hanedanının bir buçuk asırlık ananesi ve bu dedikodular dolayısile rıza göstermekte hayli tereddütler etti; bahaneler lcadey-leedL
Müftü efendi, bu derece «kurbu sultanın âteşi siızan* olacağını düşünüyor ve «hünkâr kaympederllğb şerefinden ke.ndi.dnl mahrum etmeği muvafık buluyordu.
Fakat mümkün olamadı. İki yüz bin altınlık çeyizle kızı Akile hanımı padişaha vermeğe nihayet razı oldu. Padlnşah tarafından nikâha meşhur şeyh Üsküdarlı Mahmut efendi vekil oldu. Düğün Eski sarayda yapıldı. Ancak Şeyhlslâmm tazını vermekte tereddüdü padişahla aralarını biraz açmıştı. Esat efendi, padişahın ziyaretine hiç gitmez oldu.
Sultan Osman sade giyinmeği tercih ederdi. Ali Osmanın debdebe ve haşmetlle gözleri dolanlar İndinde bu da padişahım hlffetUne ve (Masraf etmek İstemiyor) diye hissetine delil tutulyordu. Padişah, tasarruf fikrile fllemanın arpalıklarını kaldırıp kesmeğe kalkışmıştı. Bu da hizmet mukabili olmıyan in'amlara alışmış olanları İçin için kızdırmıştı. Sultan Osmanm ahval ve harekâtı hakkın-dakl dedikoduları bu gibilerde körükliyorlardı.
Bostanc.ıbaşı Mehmet afta He yeniçeri ağası Yusuf ağa blrlb İri erine düşmandılar. Yeniçeri ağası için (Zaptu rapta kaadir değildir) diyen bostaneıbaşı. padişahı balıkçılar gibi tarll libaslar giyinmiş bostancılarla birlikte ve bunların delftletlle şehirde tebdil gezmeğe İkna etmişti. Bazan kızlarağastmn da lştirâk ettiği bu gezmeler esnasında meyhaneler, bo-zahaneler, yasakçı odaları basılıyor, kul taifesinden buralarda*bulunanlar denize a Ulıyor, şehirliler taş gemisinde küreğe konuluyordu. Yakalanan kapı kullarından:
— Aman padişahım! Biz kullarına kıyma!
Diye yalvaranlara karşı Sultan Os-manın kalbinde hiçbir merhamet hissi uyanmıyordu. Yeniçerilerin kaleleri böyle muamelelerden dolayı padişaha karşı kınlıyordu.
Lehlsatn seferi esnasında kapı kullan atıştan İmtihan edilmiş, boklamaya tabi tutulmuştu. Bu da kul taifesine ve zabitlerine hayli endişe vermişti. Budtn beylerbeylsl Karakaş paşa muharebede vurulduğu gün padişah otağma dönmüştü. Si pah zümresi de emirslz çadırlarına dönmüşlerdi. Sultan Osman buna kızarak sipahiler aleyhinde huşunetle birçok sözler söylemişti. Bu sözler kendilerine nakledilince, sipahilerin knlble-rinde büyük ukde bırakmıştı.
Sefer esnasında baş ve dil getiren-
(11 Arada yalnız Yazn/z Sultan Şefini şehzade iken Ktrım hanının bir kızım nikâhla almıştı. i
AKŞAM
Haftanın notları
Spor idarecisinin birinci vazifesi ne olmalıdır?
Yazan: ÂDİL GİRAY
Spor kulüplerinin İdari işlerinde vazife alan arkadaşların verimli çalışıp çalışmadıklarım hangi ölçülerle kontrol ve tenkit edebiliriz.?
Bu soru akla gelebilir. Soruya cevap ararken çok muhtemeldir ki şöyle düşünürüz. Bir kulübe lokal, stad lâzımdır. Spor takımlarımı iyi antrene edilmeleri, şampiyon olmaları candan temenni edilir.
Aidatın muntazam toplanmasını şart koşarız. Kulübün mali durumunun düzgün leştir 11 meşini esaslı bir iş sayarız. Buna benzer dalla bazli temenni ve istekler sıralayabiliriz. Hepimize gayet tabii ve makul görünen bu dileklerden hangisinin daha önemli olduğunu nasıl ayırt edebiliri».?
Kulüp İçin hayatî ihtiyaç hangisidir? Lokal mi, stad mı, şampiyonluk mu yoksa para mı.2
İdareciler çalışmalarında hangisini diğerlerinden üstün tutsunlar.? Kulübün benliğini, varlğını Bağlıyacak bir yol var mıdır?
Biz bu soruları şöyle cevaplandırmağa çalışacağız.
Bir kulüp elbet ta. lokal, stad, şampiyonluk ve para İle yaşar ve yaşa-tilsbilir. Bunun aksini iddia etmek akla gelmez. Fakat yukarıda bir kulübün yaşaması İçin zaruri görülen hususları sayarken en muhlm-mini unutmadık mı.?
Yanılmadığımıza katiyetle inanarak diyebiliriz İd:
Kulüplerin, toplulukların varlıklarında, gelişmelerinde, llerilemelerin-de en büyük âmil birlik ve beraberlik kuvvetidir.
Bu sebeple kulüplerin başında bulunan. idarecilerin birinci vazifesi de bütün üyeler arasında birlik ve beraberlik havasını yaratmak ve bunu kıskançlıkla yaşatmak olmalıdır. Çünkü her şey birlik ve beraberlik kuvvetinden doğar. Onsuz ne lokal olur, ne stad yapılabilir ve ne de şampiyonluk elde edilebilir.
Kulüp mensuplarını sık sık olr araya toplayan, onları kaynaştıran, aralarındaki kardeşlik bağlarının kuvvetlenmesine yardım eden toplantılardan âzami istifadeyi fırsat bilen idarecileri takdir ve tebrik etmeliyiz.
Üyeleri arasında birlik ve beraberlik kuramıyan toplulukların yaşayışı titrek olur. Maddi varlıklarının azlığına rağmen beraberlikleri ve birbirlerine bağlıbkalrı hiç sarsılmıy.m kulüpler çok »ağlam bir temel üzerinde kurulmuş binalar gibidir. Kulübün kazanması, yaşaması, dalma dimdik durması ve mevcudiyeti birlik ve beraberlik ile mümkün olacağını hiç bir zaman unutmamalıyız.
Sporun gayesi, temeli de bu esaslara dayanır. Biriblrimizl sevmek, biri-blrimiez candan bağlı kalmak ve dalma İyiye ve temize doğru yürümek. İşte spor İdarecilerine düşen Uk çalışma hedefi bu olmalıdır.
Lokman Hekim (Dr. HAFIZ CEMAL) Dahiliye mütehassısı Div&nyolu 104
Muayene saatleri Pazar hariç
Çocuk hekimi doktor
Ahmed Akkoyun'u
Taksim - Talimhane palas. Telefon: 82627
lere birer altın atlyye veriliyordu. Bunu azımsıyanlar;
— Bu bir altın nedir? Biz padişah uğruna can bezledip baş alıyoruz!
Dedikçe, padişahın musahip ve mukarrlpleri, padişahın ağaları:
— Hele getirdiğin kelle bir akça değer mi?
Gibi askerin ruhunda en fena tesiri bırakacak, kalbinde nefret uyandıracak cevaplar veriyorlardı. Serden geçip düşmandan baş getirenlere padl-şahın In’amı bir efendinin kölesine verdiği bayram harçlığını geçmiyordu. Sultan Osmanın emrile sefer esnasında ln’am ancak mevcut kapı kullarına hasredilmiş, sonradan gelenler bundan mahrum bırakılmıştı. Bahşiş almıyanlar da:
— Bahşiş alanlar düşmanla cenket-sln«
Diyerek cenkte gayretsiz davran-yeniçerllerin, sipahilerin fikirlerini m işi ardı.
işte bütün bu gibi haller, Kemanın, Şıılatn Osman aleyhine çeviriyordu, îstanbulda halk da hükümet idaresinin gidişinden memnun değildi.
Bu şartlar altında zaten bir kıyam ve isyan zuhuru İhtimal dahilinde I İken Sultan Osmanın hncca niyet et- i mesi ve Arabistan tarafında tedarik edeceği kuvvetle kapı kullarını mahvetmek fikrinde bulunduğunun şayi olması, kapı kulu isyanlarının en müthiş ve feclinln patlamasını inta-i cettL Genç padişah da bu yüzden] yalnız saltanatından değil, hayatın-I dan da oldu!
Sülei/nıatı Kânl İrtem ]

- IŞ ariyanlar
TORNA, KAYNAK — Dizel motor tamir işlerini deruhde eden bir usta şirketlerde fabrikalarda ustabaşılık veya muavinlikle acele İş arıyor. Sirkeci. Hoca paşa 43 No. ya müracaat.
1006 — 1
HER TÜRLÜ MÜHENDİSLİK — İşlerini götürü olmak uygun şeraitle yaparım. Akşam gazetesi «Yüksek mühendis» rumuzuna yazılması rica olunur. 1007 — 1
BAHÇIVAN AR!YANLARA — Her türlü ağaç budama İlaçlanmasından yetiştirmesinden bağdan hütfın peynir çeşitlerinin İmalinden anlar bahçıvan İş arıyor, iaşe mesken mal sahibine 60 liraya yalnız mesken verilirse 120 liraya çalışabilir. Telefon: 23426. Dördüncü Vakıf han kat 4 No. 18 1008 —
- İŞÇİ ARİYANLAR
BİR TESVİYECİ USTA ARANIYOR — Sanat mektebi mezunu tercih edilir. Adres: Galata Necatibey cad. No. 146 Kemal Kıvançcr Kablo Fabrikası. 082 —
BÜYÜK FIRSAT — Artist ve balet artisti olmak istiyen genç kız ve erkeklere ihtiyaç verdir. Güzide profesörler tarafından yetiştirilecek olan bu namzetlerin acele Taksim sineması müdürlüğüne müracaatları.
OTO —
BAKKAL TEZGÂHTARI ARANIYOR — Meslekten anlar, askerlikle alâkası olmayan tablatfnde temizliği bulunan Beyazıt Ordu caddesi 55 numaraya müracaat. 989 —
MUAYENEHANE İÇİN — Bir bayan lâzımdır. Saat 11 - 12 arasında Cağaloğlu Nuruosmanlye caddesi 30 No. üst kata müracaat. 997 —
SATICI — Itriyat işlerinden anlar bir tezgâhtar aranıyor. “Her gün 12 -15 arası îstanbulda Büyük postane caddesinde 5 No. ya müracaat. ______________________1014 — 1
l'ÜKSEK MAAŞ — Ameliyathane idare edecek diplomalı hemşire, yahut diplomalı bir ebe İle muktedir bir gece nöbetçisi hastabakıcı, iki hademe bayana İhtiyaç vardır. İsteyenler Cağaloğlu Sıhhat Yurduna müracaatları,_________________1017 — 1
ORTA İŞLERİ — Bir kişinin ev işlerini gerebilecek bir bayana ihtiyaç vardır. Beyazıt: (Baysal Biçki Kursu) na müracaat. 1018 — 2
MODEL — Fotoğrafları .GİYİM» mecmuasında neşredilmek üzere muhtelif bayanlara ihtiyaç vardır. Kendilerine yapılacak elbiselerden lmallye ücreti alınmıyacaktır. Beya-st: »Baysal BIçk! Kursu) na müracaat__________________1019 — 2
DAKTİLO — Yazısı okunaklı hesabi kuvvetli, terziliğe hevesli bir bayana ihtiyaç vardır. Daktilo bilenler tercih olunur. Beyazıt: (Baysal Biçki Kursu) na müracaat. 1020 — 2
SERMAYE — 3000 - 5000 lira sermaye koyabilecek ve bilfiil çalışabilecek bir arkadaşa ihtiyaç vardır. Emekliler tercih olunur. Beyuzıt: P. K. 19 a mektupla müracaat. _____________________1021 — 2
- SATILIK EŞYA
HER TÜRLÜ KÂĞTT _ Gazete, mecmua, kitap, defler iyi fıatle satın alınır. Satmak isteyenlerin numuneleriyle Eminönü Tahmis cad. Kalçın sok. No. 13 e müracaatları. _____________________984 —
BAKKALLARIN NAZARI DİKKATİNE — Her boy köse kâğıdı İle sar-gıhk kâğıt ucuz fiatle satılır. Müracaat: Eminönü Tahmis cad. Kalçın Sok. No. 13 983 = 1
SATILIK OTOMOBİL — Fiat markalı 37 model az kullanılmış beş lâstiği iyi vaziyette. Adres: Fatih Fırın sokak No. 8 Dokuma Fabrikası. _____________________996 — 2
ACELE SATTLTK _ 500 demir sandal ya. Müracaat yeri: Shkcclde Yeni Valde Lokantası,_____1005 — ı
SATILIK SEPETLİ VE SEPETSİZ MOTOSİKLETLER — Sultanahmet Gülhane Parkı kapısı yanında Soğuk-çeşme yokuşu 38'1 boyahaneye müracaat.______________1009 — 4
ACELE SATILIK — Yeni buz dolabı (Frigldar) 52.158 telefona müracaat. 1013 — 1
SATILIK OTOMOBİL — Lâstikleri İyi vaziyette, husus! olarak kullanılmış, Plynıouth marka kapalı tenc-z-züh otomobili. Bahçtkapı Cetmanya hanmda Famslm inşaat şirketine müracaat. _________1015 — 5
MEŞRUTİYET DEVRİNDEN EVVELE AİT — Eski Hayal tasvirleri. Hayal piyesleri. Tuluat oyunları piyes ve ilânları, tiyatro kartclâl&n, her çeşit ayrı ve toplu artist Ve oyun resimleri ilinde olup da yüksek bedel ile satmak isteyenler: (Babı&ll caddesi -Reşit Efendi han) İçinde «M. Raif Oğan» firmasına yazsınlar, yahut müracaat eylesinler. J024 — 2
(HAYALÎ KÂTİP SALİH) E AİT — Resimli kartelâ = İlânlar ile yine ona ait Karagöz piyesleri elinde olanlar; yüksek bedel İle satmak İsteyenler, (Babıflil caddesi - Reşit Efendi han) İçinde «M. Raif Oğan» firmasına yazsınlar, yahut müracaat eylesinler. _______________________________1028 — 2
ESKİ TİYATRO, TULUAT, KARAGÖZ İLÂNLLRI ARIYORUM —(Meşrutiyet) den evvelki devirlere ait olmak şartiyla elinde bulunup satmak, yahut fotografisini aldırmak İsteyenler: (BabIâli caddesi - Reşit Efendi hanında) «M. Raif Oğan» firmasına müracaat etsinler. 1027 — 2
KUKLACI OSEP S1VACIYAN — Merhumun kukla piyeslerini ve kendi resmini arıyorum, yüksek bedel verilecektir. Mektupla yahut gelinerek müracaat adresi: (BabIâli caddesi - Reşit Efendi han- içinde »M. Raif Oğan» 1026 — 2
HAYALİ TOPKAPILI TAKFOK’A AİT — Karagöz oyunları defterleri, tasvirleri elinde olup da satmak İsteyenler, (Bnbıâll caddesi - Reşit Erendi han) İçinde «M. Raif Oğan» firmasına yazsınlar, yahut müracaat eylesinler. 1025 — 2
KÜÇÜK İSMAİL MERHUMA AİT— Tulüat oyunları piyesleri elinde olup da satmak, yahut kopyesinl vermek isteyenler: (BabIâli caddesi - Reşit Efendi han) İçinde «M, Raif Oğan» firmasına yazsınlar, yahut müracaat eylesinler. 1024 — 2
KÜÇÜK BOYDA İLK ÇIKAN SABAH — Gazetesi İle Londrada basılan (Hürriyet) ve Pariste Ah Suavinin çıkardığı Ulûm gazeteleri koleksiyonlarını arıyorum. Satmak İsteyenler: (BabIâli caddesi - Reşit Efendi han) içinde «M. Raif Oğan» flrmasna yazsınlar, yohut müracaat eylesinler.
1030 — 2
- Kiralık — Satılık
5.000 LİRADAN 500,000 LİRAYA KADAR — İstanbulun her yerinde apartman, ev, mağaza, İmalâthane, fabrika, arsa ve çlflik almak ve satmak lstiyenler. Kârlı işi Olup da devretmek istiyen veya almak İsti-yenler Beyoğlu İstiklâl caddesi Büyük Parmakkapı köşe başı 4 No. kat 2 Tel: 42396 Suhulet Emlâk Zarif Özalp _____________________________910 - 7
SATILIK HANE — Küçük Lângada 3 oda, mutfak, kuyu, elektrik, bahçe ve denize nazır ahşap hane satılıktır. Aksaray da Kürkçübaşı mahallesi Abacı sokak 25 No. ya müracaat.
980 —
KİRALIK KÖŞK — Erenköy tıram-vay durağında 2 No. h köşk kiralıktır. 12 oda su havagazı elektrik ve çamh bahçe. 3 daire fevkalâde elverişli. 17 den 19 a kadar Telf. 40968 ____________________________981 -
SATILIK EV — Kadıköy Talimhane HaJldağa sokak No. 64 yedi oda. manzara içindekilere, ve Recal zade sokak 62 No. da bayan Remziyeye,
966 — 2
SATILIK EVLER VE ARSA — Nişan taş Rumeli caddesinde on odalı, Beyoğlu Tomtom mahallesi Çukuı-bostanda dört odalı evlerle Feneryo-londa Bağdat caddesinde İta dönümlük arsa satılıktır. 84152 numaraya öğleye kadar telefonla sorulmalı.
992 — 2
DÜKKANLI KÂGİR EV — Orta-köyde tramvay caddesinde altında büyük dükkânı olan üç kat kâglr dört odalı bir m boş olarak satılacaktır. Galatada Adan hanında Katos Türk Ticaret ve Komisyon Evine müracaat Telefon: 41663. 986 -
EMLÂK MUKABİLİ PARA - Paranızı emlâk mukabili işletiniz. En emin kâr temin edersiniz. Tafsilât: Galata Ada hanında Katas Türk Ticaret ve Komisyon Eh İne müracaat: Telefon: 41663. 987 —
NATAMAM İNŞAAT — Bil Omum inşaat ve fennî mesuliyet hesap İşleri deruhte edilir. Ev ve mağazaların tamire muhtaç olan lan derhal İşe başlamak yıkılması Icabeden emlâkin enkazını kabul eder. Beyoğlu İstiklâl caddesi Büyük Parmakkpaı köşebaşı 4 No. kat 2 Tel: 42396 Suhulet Emlâk Zarif Özalp
911 - 7
SATILIK ARSA — Bostancıda, denizden otuz metre mesafede 828 M2. köşebaşı bir arsa maktuan 12000 liraya satılacaktır. Vapur., tren, tramvay duraklarına birer dakika mesafede. Tel; 42527 Galata Ünyon Hanı
MÜZA YEDI-Li SATIŞ — Beşiktaş Sinanpaşa Saüh Efendi sokak‘8 - 10 ' iki ahşap ev 1134 metre bahçesi ' İmarca Akmaz Çeşme Yıldız cadde- i lerlne iki cepheli. Sinema, garaj, de-1 po olabilir. Kgtî ihalesi 8 3/945 perşembe saat 16 Beyoğlu sulh hukuk' satış memurluğunda. Dosya 1944/271 müracaat. 933 — 1
FABRİKA İÇİN KİRALIK MAHAL — Gedikpaka caddesi No. 97 eve, müracaat, pazardan maada her gün saat 2- 4. 398—5
8aftlfe 7
1000 LİRAYA SATILIK ARSA — Gedikpaşa Emin Sinan Piyer Lotl caddesinde en İnşasına elverişli bir arsa acele satılıktır. Müracaat: Aynı mahallede Dağhan sokak No. 2 veya, 21991 Telefon No. suna . 1011 __
TEPEBAŞI — Meşrutiyet caddesi 159 No. NûsüslyenlCr Kıraathanesi satılık veya bir ortak aranıyor. İçindekilere müracaat. 1010 — 1
SATILIK EMLÂK VE KİRALIK VER .ARANIYOR — Müesses&mizden emlâk istiyen birçok müşteri bulunduğundan, küçük büyük her nevi emlâk, arsalannr, satmak kiralamak is-teyenelrln Büromuza müracaatları: Galatada Rıhtım caddesi Kefeli Hüseyin han No. 2. Tel: 43840
1023 — 2
PANSİYON ARANIYOR — Bekâr bir bay için samimi bir aile nezdin-Ll— de konforlu bir yer aranıyor. Ayas-Q paşa. Talimhane ve civarı tercih edi-fi lir. Fazla tafsilât Içia 20096 ya tele-^(^| fon edilmesi. 1018 —gi|
BÜYÜKADADA 8500 LİRAYA
İskeleye bir dakika mesafede yarım C dönüme yatan bahçesi ve senede 900,0 Ura kira getiren 3 odalı kagir ev ace- (/) le satılıktır. Ferdi s«lek Türk Emlâkle Bürosuna müracaat. Galata ÖnierâbitS? han 2 nci kat 23 No. Telefon 42368
1000 2 (D
--------------------------g)
SATILIK ÇOK KIYMETLİ VE DİDE ARSA — Çif tehavuzlardn nl2 kenarında denize yüzü 100 met re fi olan 16680 metrekare arsa acele sa-—-tıhktır. Tafsilât ve fiat hakkında gö-2 rüşmek üzere Ferdi Selek Türk Fm^3 lâk Bürosuna müracaat edilmelidir. ro Galata Ömerûbit han 2 nci kat 23 No (D Telefon 42368 999 — Q
DEVREN KİRVLNK DÜKKÂN -MaJımııtpaşa Yeşildirrit DirekH han Sok. No. 2/1 imalâthane ve depoya elverişli. Bahçekapi Kutlu han No. 5 te bay Şerefeltln Gözen e nniroraat 1023 - -1
ANADOLUHİSARTNDA YALI — çiftehavuzlarda Bostancıda Heybeli-adada Büyükadada Şişlide acele satılık villâlar. Tafsilât, fiat ve satın atmak için Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna müracaat edilmelidir Galata ömerâbit han 2 nci kat 23 Telefon: 42368 1034 — 6
5-mütefer^TİE
İLK DERS MECCANİDİR — Mühendis okulu talebeslyim. Cebir, geometri, fizik, kimya derslerini grup halinde veya hususî olarak vermekteyim. Gedlkpaşa, Sarayiçl sokak. 25. Ferit, 994 _ 1
ORTA - LİSE TALEBELERİNE — Tuna Dersevüıde riyaziye - fizik -kimya - Usan derisen verilir. Pazardan başka her gün saat 14 - 18 arasında müracaat. Tuna Dersevi Atatürk bulvarı No. 88 İstanbul - Aksaray. 995 — 13
BİR ÖĞRETMEN TARAFINDAN — Lise ve orta okul talebelerine matematik ve fizik dersleri verilir. Akşamda H. S. U. remzine mektupla müracaat. 1012 — 1
TEKNİK ÜNİVERSİTE TALEBESİ — Yüksek mühendis talebesi. İlse ve orta talebeleriyle lise bitirme ve olgunlukta kalanlar?, fizik, kimya, cebir, geometri ve trigonometri derslerini verip kati surette sınıf geçme İmkânım temin eder. Müracaat Akşam gazetesinde mektupla (Y. Ders» rümuzıına. 1032 — 1
İNGİLİZCE — Am erik ada okumuş ve Amerikan mekteplerinde İngilizce öğretmiş bir genç üç avda lisan öğretir. Akşam -'D. S., remzine.
1033 - 1
ALMANCA DERSLERİ — Bir AvrupalI öğretmen bayan büyüklere, ve lisan derslerine devam etmek İstiyen talebelere üniversite talebelerine ve doktorlara gramer ve mükâleme dersi veriyor. Her yere gidebilir. Akşamda A. R. C rumuzuna mektupla müracaat. 1031 — 3
MEK i’tll'LAl'INIZ) 41 ırılîlNif Gazetemiz idarehanesini adr-eş olarak göstermiş olan Karilerimizden
M-M.E — E. - 39 namlarına gelen meKtııpiarı idarehanemizden aldırmaları rica olunur
Göz Mütehassısı
(Mtor Cemil Gör İr
Cağaloğlu Nutıtosmaniye caddesi Osman Şerefeddin apartıman No. 5 Hastalarını pazardan başka her gün seat I 4 tem I 7 ye kadar kabul eder. Salı günleri Fukaraya mccca-nen bakılır
Sahile 8
AKŞAM
4 MarL 1945
Ankara Anonim
Türk Sigorta Şirketinden:
Şirketimizin 1914 senesi hissedarlar Âdi Genel Kurulu aşağıda yazılı maddeler hakkında görüşmek ve karar vermek, üzere 30 Mart 104B tarihine rastlayan cuma günü saat 11 de Ankara'da Türkiye tş Bankası Umum Müdürlüğü binasında toplanacaktır. ŞLrket iç tüzüğü gereğine» Genel Kurul’a katılacak olan en aşağı 10 hisse senedine sahip hissedarların bu hisse senetlerini veya bunları müsblt vesikaları toplantıdan bir hafta evvel Ankara’da Türkiye İş Bankasına ve İstanbul'da Yeni Postahane karşısında Erzurum hanındaki Şirket t» merketl-ııe yatırarak mukabilinde duhuliye kartları almaları İlân olunur.
GÖRÜŞME GÜNDEMİ :
1 — 1944 yılma alt Yönetim Kurulu ve Denetçiler raporu il# ve kâr ve zarar hesaplarının okunması Ve bunların. İncelenmesi ve onanması ile Yönetim Kurulu üyelerinin ve Denetçilerin İbrası,
2 — 1944 yılı kâr ve temettûünün dağıtılması hakkında karar verilmesi ve dağıtma tarihinin tesbltl,
3 _ yönetim Kurulu Üyesi iken 15 Haziran 1944 tarihinde İstifa eden Raslh şinlk'ln yerine seçilen Kemal Ataçman’ın şirket İç LCteti-ğtinün 27 nel maddeleri gereğince seçilmesinin onanması,
4 _ Yönetim Kutulu Üyelerinden üçünün müddeti dolmuş olduğundan Şirket İÇ tüzüğünün 26 ncı maddesi gereğince üç üyenin çllmesl;
5 — Denetçilerin seçilmesi,
8 — Ticaret kanununun 323 ve 324 üncü maddeleri gereğince Yönelim Kurulu Üyelerinin gerek kendi namlarına ve gerek başka şirketlerin Yönetim Kurulu Üyesi veya Müdürü sıfatlle Şirketimizle 1? yapmalarına müsaade verilmesi.
| İnhisarlar U. Müdürlüğünden: |
1 — Derhal teslim şartıyla kapalı zarfla eksiltmeye konan bir adet torna tezgâhının eksiltmesine talip çıkmamasından pazarlıkla satın alınması kararlaştırılmıştır.
2 — Pazarlık $ 3, 945 sah günü saat T0.30 da Kabataşta Levazım Şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartnameler her gün adı geçen şubeden alınabilir.
4 — isteklilerin % 15 güvenme pparalıtrlyle belirli gün ve saatte mezkûr komisyonu müracaatları İlân olunur. «2770-
Kartal belediyesinden:
Kasabamızın İçme sıı tesisatı İçin 60 - 80 MM. kutrunda beynelmilel normlara uygun santrifüj dökıim font veya jüttü çelik çekme su borusuna İhtiyaç vardır. Alâkalıların bunlara alt mufassal katalogları ve flat cetvellcrlle Belediyemize müracaatları.
Belediye bu İlânla bağlı değildir. (2746»
Bir hesap memuru a’ınacak
Ziraat Vekâleti Göztepe Asma Fidanlığı Müdürlüğünden :
20 lira aslı maaşlı bir hesap memuru alınacaktır.
Lise veya orta mektep mezunu olanların. Memurin kanununa uygun miisbet evrakile birlikte 15.3.945 tarihinde saat 10 da yapılacak müsabaka imtihanı gününe kadar müessese müdürlüğüne istida ile müracaatları 2695
Çerkesköy Belediye Riyasetinden:
1 — Belediye elektrik santralı Üç silindirli gazojen motöril silindirlerinin Tornası, Piston ve yataklarının dökümü ile diğer ufak tamiratı açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Taliplerin 5/3/1946 pazart esi günü saat 15 de Belediye Encümenine müracaatları.
3 — Tamiratın muhammen bedeli (30001 muvakkat teminatı (225) İladır,
‘ — Şartname ve her türlü İzahatın Belediyeden sorulablleceğl ilân «2596»
OSMANLI BANKASI
.ULE SANDIĞI» PİYANGOSU:
OSMANLI BANKASI’nca ihdas edilen «Aile Sandığı» piyangosu keşidesinin. 28 Mart 1945 pazartesi güuü, İstanbul’da 1era, edileceği İlân, olunur.
Mezkûr keşidede aşağıda yazılı ikramiyeler tevzi edilecektir:
— 1 adet T.L. 1.000.—İlk T.L. 1.000. —
— 4 » » 250.— • » » 1.000_
— 5 » » 100.— » » r 590.—
— 25 > » 50.— * » > 2.250.—
— 50 » » 25.— » » » 1.250—
Yani. 85 adet ikramiye İçin, cem'an: TL. 5.000.—
İşbu keşideye, 1 Eylül 1944 - 28 Şubat 1945. altı aylık müddet zarfında -. AİLE SANDIĞI» (Tasarruf Cüzdanı) hesabındaki matlûbu daimi surette T.L. 50.— (ELLİ) Türk lirasından aşağı olmayan her nıudl Işlrâk etmek hakkını haizdir.
ZİRAAT
BİRİKTİREN DAMAT- £D£Q
Senede 28.800 lira ikramiye
Ziraat Bankasında Kumbaralı ve ihbaraz tasarruf hesaplannda
Mart, il Haziran. 11 Eylül ve 11 Blrincikânun keşide tarihlerinden biı av evvelki matlûp bakiyeleri 60 liradan az olmamakla beraber kailde tarihine kadar da matlûp bakiyeleri bu mlkdardan aşağı düşmi* yer>:er arasında senede 4 defa çekilen küda ile aşağıdaki plâna göre ikramiye dağıtılacaktır.
4 Adet 1000 liralık 4000 Lira
4 D 500 ■ 2000 •
4 • 250 ■ 1000 >
40 ■ 100 > 4000 •
100 > 50 • 5090 •
120 ■ 40 • 480ü •
160 » 3200 »
DİKKAT
Hesaplarındaki paralar bir sene içinde 50 liradan aşağı dûşm'yen-ıcre ikramiye çıktığı tukoırde % 20 fazlaslle verilecektir.
Gaip Erkek çocuk aranıyor 1
2 mart 945 cuma günü sabahleyin ' saat onda 9 yaşlarında kurşuni renkte ceket pantalonlu başı açık ayağında yeni siyah. İskarpin v« siyah çorapları bulunan oğlum. Rizeli İsmail oğlu Mlkâll Yalçın evinden çıkıp gitmiş bir daha geriye dönmemiştir. Her kim nerede olduğunu biliyorsa insaniyet namına aşağıdaki adrese haber versin.
Haliç Feneri Kiremitçi sokak 4 numarada babası İsmail Yalçın
Zayi — Devlet Denizyollarından aldığını sıhhat cüzdanımı ve ana karnemle birlikte Tirebolu nüfus memurluğundan aldığım nüfus cüzdanımı ka/bettlm. Yenilerini alacağımdan eskilerinin hükmü yoktur.
Mustafa Karaman
Maraş vapurunda kamarot
Zayi — İstanbul Edebiyat Fakültesi Fransız Filolojisi talebesinden 3754 Leylâ Ergenler 7882 numaralı şebekesin! zayi etmiştir. Yenisini alacağından eskisinin kıymeti yoktur.
DOKTOR
Fethi Erden
LABORATUVARI
Kan, İdrar, balgam, mevaddı gaita tahlilleri ve 1 idrar vasıta-site gebeliğin tik günlerinde^ kati teşhisi» yapılır.
Beyoğlu, Taksime giderken Meşelik sokağı Ferah apartı-manı.Tel 40534
iş bulmak için
Uzun, uzun düşünmeğe lüzum yok!
«AKŞAM» e bir KÜÇÜK İl AN t-ermelt kâfidir.
Karaköy - Galata - Bankalar semtlerinde bir veya İki odalı telefonlu yazıhane devretmek istiyenhrln Osmanbey, Rumeli caddesi Yüksel Apartıman 57/2 No. lı dairesinde Necati Pehllvan'a müracaatları.
Uçüncii ilân
Tasfiye halinde bulunan
Mahdut Mesuliyeti: İstanbul Belediyesi Memurları Kooperatifi Şirketi Tasfiye Memurluğundan:
İstanbul Asliye Mahkemesi 3 iincü Ticaret Dairesi, İstanbul Ticaret sicillinde 18926 No. da kayıtlı bulunan (İstanbul Belediyesi Memurin Koo-pertif Şirketi» nln tasfLyeslne ve tasfiye memuru olarak tâyinime karar vermiş ve bu karar Ticaret Sicilli gazetesinin 17/1 *'945 günlü ve 5430 sayılı nüshasında ilân edilmiştir.
Şirkette alacak ve sair hukuku olanların 3 üncü ilân tarihinden İtibaren âzami bir sene zarfında İstanbulda Sirkecide Liman Hanında 18/19 No. h yazıhaneye müracaatla alacaklarını kaydettirmeleri ve müsplt evrak tevdi eylemeleri lüzumu Ticaret kanununun 445 inci maddesi mucibince ilân olunur.
Tasfiye Memuru: Avukat İsmail Hakkı Bayraktar
BAYILAHLAR.ÇARPINTIueSİNİH BUHRANI (EKENLER
NEVROL CEMAL
DEN 20 DAMLA ALINCA SİNİRLER* YATIŞIR.DERHAL FERAHLARLAR .
Maarif Bakanlığından1
Meslekî ve Teknik Öğretim Müsteşarlığı Teknik Bürosunda çalıştırılmak üzere tecrübeli makine mühendislerine ihtiyaç vardır. Bunların uzun müddet fabrikalarda çalışmış ve bilhassa, konstrüksiyon işlerinde başarı göstermiş olmaları gerektir. Bu mühendislere, kıdemlerine bakılmaksızın 80 lira aslî maaşın tamamı verilebilecektir.
Ayrıca, Teknik Büronun münhal bulunan müdürlüğüne de, aynı vasıfları haiz ve aynı şartlarla 90 lira asli maaşla bir yüksek makine mühendisi alınacaktır. İsteklilerin Meslekî ve Teknik Öğretim Müsteşarlığına bas vurmaları. (2456)
Dahiliye bakanlığı belediyeler fen okulu müdürlüğünden:
şehir ve kasabalanmızuı İçme su tesisleri İçin muhtelif Kuturda beynel-! mllel normlara uygun santrfüj döküm font ve JÜtlü çelik çekme su borusu, hususi aksam ve armatör İle filtre ve suyun sertliğini, demir ve manganezini izale sistemlerine İhtiyaç vardır.
Fazla malûmat, Mal müdürlüğümüzden alınabilir. Alâkadarların bunlara alt teklif mektuplarlle malzeme ve tesislerin cins ve nev'lne alt mufassal kataloglarını Ankara Belediyeler Bankası binasındaki Mildürlüğü-müğe en geç (4/4/1945» tarihine kadar vermeleri rica olunur. (1867)
Kaoalı zarf usulile eksiltme ilânı
İsparta Nafia Müdürlüğünden:
1 — Eksiltmeye konulan İş: Eğirdir - Höyük yolunun 4 X 1000 ineri kilometresindeki 41481.23 liralık göl ayağı betonarme köprünün İkmali inşaatı:
2— Bu İşe alt evrak ve şartnameler şunlardır: Keşif hulâsası, husuri şartlaşma, fennî şartlaşmalar, mukavelename ve eksiltme şartlaşma», Bayındırlık genel şartlaşması ve proje;
İstiyenler bu evrakı İsparta Nalla müdürlüğünde görebilirler.
3 — Bu İşin 10 bin lirası 944 yılından, mütebakisi 945 yılından tesviye edilecektir.
4 — Muvakkat teminat miktarı 3109.59 liradır.
5 — On beş gün müddetle ve kapalı zarf usulile eksltlmeye konulan bu İşin İhalesi 14/3/945 çarşamba günü saat 18 da Nafia müdürlüğü odasında teşekkül eden komisyon marlfetile yapılacaktır.
a — Taliplerin ihaleden üç glln evvel n makamına müracaatla köprü işlerinde çalıştığına dair İbraz edeceği fenni evrak üzerine ehliyet vesikası Ve Ticaret odasına kayıtlı olması .• rttır.
7 — Eksiltmeye İştirak İçin 2490 sayrı kanunun hükümleri dairesinde icabeden teminat ve sair vesaiki havi ' apalı zarflarını muayyen İhale vaktinden bir saat evveline kadar Komlsj n reisliğine makbuz mukabilinde verilmesi ve posta İle gönderilmesi ırttır. Postada vuku bulacak tehirler nazarı İtibara alınnuyacaktır.
8 — Bu işe alt evrak 2490 saydı kanunun 5 inci maddeslle tâyin olunan bedel mukabilinde 18tlyenlere verilir. (2488)
GRiPiN
Baş, Diş, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve butun ağrıları derhal keser
İcabında günde 3 kaşe alınabilir. Her yerde ısrarla GRİPÎN lsteyinlı.
ECZACI ALINACAK
Hereke Fabrikası Müdürlüğünden:
3859 sayılı kanun hükümleri delillinde ve 140 Ura ücretle çalıştırılmak üzere Diplomalı bir Eczacıya İhtiyaç vardır.
İsteklilerin evrakı müsbltelerlyle birlikte Kişi İşleri Şefliğimize müracaat etmeleri.
dûdö 1° uoisjsa eaij Aq ojbşjo
K I Z I L A Y _
Satış Deposu direktörlüğünden
Depomuzda mevcut 7000 adet kadar kavanoz sisteminde Ağzı kapalı renkli şişe açık arttırma Ue 9/3/945 tarihine tesadüf eden perşembe günü saat 14 de satılacaktır.
Şişe numunesi depomuzda görülebilir. Arttırmaya girecekler İlk teminat olarak 400 lirayı Yeni Postahane civarında Kuılay Hanında Direktörlüğümüz veznesine thale günü saat 12 ye kadar yatırmış olmaları lâzımdır.
Daktilo Aranıyor
İzmire yakın bir kazada bulunan mllU bir müessese İçin çok «eri ve yanlışsız yazan milmaresell İki bayan daktiloya İhtiyaç vardır. (Lisan bilenler tercih olunur.) Bekârlara yatacak yer müessesse* temin edilecektir. -w-
Verllecek aylık ehliyetlerine göre Barem haricidir.
Talip olanlar evvelce çalıştıkları yerlerden alacakları bonservis suretlerde birlikte İstanbulda Posta Kutusu No. 84 de mektupla müracaatları.
—Hurda çinko alıyoruz
I Elinde hurda çinkoları olanların, Galata Tünel caddesi I Kardeşim sokak 6 numarada madeni eşya kooperatifine mü-I racaatlan. Telefon: 43001
imtihanla memur alınacak
Türkiye Iş bankasından
Bankamızın memur İhtiyacını karşılamak üzere 17/3/1945 cumartesi günü saat 14 te Ankara, İstanbul, İzmir, Adana ve Samsun şubo-lerlmlzde en az lise tahsili görenler arasında müsabaka İmtihanı yapılacaktır.
Yabancı dil bilmek ve makine İle yazmak tercih sebebidir. İmtihanda kazananlar Genel müdürlükte altı ay staj görecekler ve muvaffakiyet derecelerine göre muhasebeci muavini veya İşleme şef muavini olarak İhtiyacımız olan şubelere gönderileceklerdir.
İstekliler 15/3/1945 perşembe gününe kadar şubelerimi müdürlüklerine gelerek isimlerini yazdırabilirler.
BS TI L I R
Şlunda apartıman İnşasına elverişlidir.
ağada Takı Takı yokuku başında Garfl apar tun anı yanında ,5 metre 140 metre murabba 5800 İha kıymet takdiri gören ilimüzayede 5 Mart 945 günü saat 14 den 18 ya kadar Üskü-i Hukuk Hâkim İlgince satılacaktır.
Nafia bakanlığı İst. Malzeme grup amirliğinden:
Aşağıda yazılı 5 kalem malzeme 10932,50 lira muhammen bedel üzerinden pazarlıkla eksiltmeye çıkarılmıştır.
3 ton Kurşun sülyen (toz, boya) Avrupa.
1 » Ingiliz nevi Turan bezir yağı
60 Ad. Avrupa malı tel fırça (dört sıralı)
50 » İyi cins yuvarlak yerli kıl fırça 2f0. 13 - 14)
50 » tyl cins düz yeril fırça (No. 1/2 1.8»
ihalesi 21/3/945 çarşamba günü saat 15 de Galatada Karaköy Perçemli sokak Cemaat han birinci katta gurup amirliği eksiltme komslyo-nunda yapılacaktır.
İsteklilerin, öğleden evvel yatıracakları 1638 Hra 88 kuruşluk teminat makbuzu İle 845 yılında ticaret odasına kayıtlı bulunduklarına dair belgeyi yanlarına alarak tayin olunan gün ve saatte komisyona gelmeleri.
şartnamesi dairemizde görülebilir. «2749»
Türkiye iş Bankası
Küçük cari hesaplar
1945 ikramiye plânı
ÇEKİLİŞLER: 29 ocak, 3 Mayıs, 24 ağustos, 1 kasını tarihlerinde yapılır.
|—■■ 1945 İKRAMİYELERİ -
1 adet ARSA (İstanbul'da Büyü k Yalı’da
Ada: 164, parsel No. 4,
923 M2.)
1 Adet 2000 Liralık — 2000.— Hra
3 » 1000 a •M 3000.— a
4 » 600 » — 2000.— *
10 » 200 a — 2000.— ■
25 » 100 a — 2500.— >
100 > 40 a — 4000.—
150 ■ 20 » 3000.-
800 D 10 - 3000.—
Türkiye îş Bankasına para yatırmakla yalnız para biriktirmiş ve faiz almış olmaz, aynı zamanda taliinlzl de denemiş olursunuz.
ANAYASA
Yeni metin ve yeni kelimelerin İzahları Hazırlıyau: Zt’HTİl ÇDBÜKÇÜOÖLÜ
İstanbul umumi meclisi muamelât müdürü * HCİ BASigi ÇIKTI
Herkese lâzım olan bu kitabın fi ati 6* kuruş
□ayet Temiz, Gayet Fenni
Surette İmal olunan En Sıhhi

tçmenlzl Tavsiye Ederiz. Ya.} Meyv» ve seoz« Ta-
rım Satlş Kooperatifleri Birliği. Tdf. 42772
sene 37 — No. 9478 — FLatî her yerde 10 kuruttur.
PAZAR 4 Mart 1945
Sahibi: NecmeddJn Sadak — Neşriyat müdürü; Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
İki Atman ordusu yokedildi
Kuzey Pomeranya’da Alman durumu çok güçleşti
Finlândiya da Almanyaya harb ilân etti
Sovyet kıtaları Danzig ile Stettin arasında Baltık kıyılarına vardılar
Sovyet tankları ilerliyor
Bir tebliğe göre 1 mart tarihinden itibaren Almanya ile harb halinde bulunuyor
Londra 4 (R) — Finlandiya hükümeti tarafından neşredilen bir tebliğde deniliyor ki: Finlandiya hükümeti 1 marttan itibaren Almanya’ya harb ilân etmiştir, Finlândiya esasen 15 eylül 1944 tarihinden beri Almanya İle fiilen harb halindeydi. Âl-inanların bu tarihte Finlândiya-yı boşaltmaları kararlaşmış İken Alman askerleri Finlandiya’nın Hogland adasına saldırmışlardı. O tarihten beri Almanlar şimalî Finlandiya’yı harabeye çevirmişler. binlerce Finlândiyalının ölümüne sehen olmuşlardır.
Cumhur Başkanı
Batıda Almanlar bozgun halinde çekiliyorlar
20 bin asker çevrilmek üzere — Şimdiye kadar 50 bin esir alındı — Kolonya’ya 6, Bonn şehrine 17 kilometre kaldı
Londra 4 (R.) — Alman radyolarının yayınları, Almanların kuzey Po-Bieranya'dokl durumdan endişe duy-6uv:a başladıklarını gösteriyor. Filhakika buradn Sovyet kıtaları bir kaç kaimde Baltık denizine yaklaşmaktadır. Sovyet tebliğinde zaptfrd İldiği bildirilen Romelsburg Baltık'ta 40 kilometre mesafededir. Reuter ajanının Moskova muhabjri bu şehrin 28 kilometre kuzeyinde Köslln’ln de capUdlldığlnl, Baltık kıyılarına kadar her tarafın Sovyet toplarının ateşi altında bulunduğunu bildiriyor.
Zukof orduları da Köslln'ln bahamda Baltık denizine doğru İlerliyor. Almanlar Kızılordu’nun Danzig 11» 8 te ilin arasında Lâbes şehrine vardıklarını ve orada durdurulduklarını bildiriyorlar.
Almanlar Öder cephesinde Kuzların Kiistrln civarındaki köprübaşını genişletmeğe çalıştıklarını. Çekoslovakya'da Suseneç'ln kuzey batısındaki dağlık arazide llerliyerek bir kaç meskûn yeri ele geçirdiğini bildirmektedir.
Paris 4 (A.A.) — Alman haberler ajansı. Rokosovsky kuvvetlerinin Baltık kıyılarının mühim bir limanı olan Colberg istikametinde yeniden taarruza geçmiş olduklarını bildirmektedir. Bu taarruz Köslln'ln 44ı kilometre batısında başlamıştır.
Almanlar, Sovyet kuvvetlerinin şimdi Baltık kıyılarında çarpışmakta olduklarını bildirmektedir.
Durum ciddi
Londra 4 tA.A.) — Dün akşam D. N. B. ajansı, Pomeranya’da vaziyetin cidd olduğunu söylemiş ve Sovyet kuvvetlerinin Stargard istikametinde yeni bir taarruzda bulunmuş olduklarını ilâve etmiştir, stargard Btsttln'e 40 kilometre mesafede bulunmaktadır
Berlin doğusunda. Öder cephesi hakkında resmi hiç bir haber mevcut değildir. Kızıl Yıldız gazetesi bu hususta şöyle demektedir «Kızılordu hiç beklenmedik bir zamanda taarruza geçmekte ve düşmanı gafil avlıyarnk gedikler açmaktadır.
Breslau'da çarpışmalar dün de devam etmiş ve bir kaç bina kümesi ek geçirilmiştir.
Berlin’de müdafaa hazırlığı
Ankara 4 (R.) — Londra radyosu bildiriyor; Berlin radyosuna göre Alman Başkenti meydanlarında yeni bir tip tank gösterişi yapılacaktır. Halktan arzu eden bunu bizzat kullanabilecektir. Yalnız boş talim mermi û atılacaktır.
Moskova 4 (A.A ) — Kızılordunun resmi gazetesi «Kızıl Yıldız» Almanların Berlin'i müdafa için, inşa ettikler! muazzam beton ve çelik kuşak hakkında tafsilât vermektedir. Gazete şöyle diyor;
«Bu müdafaa kuşağı naktrl İnşaatın en »on İcatlarına uygundur. Yeraltı istihkâmlar 40 metre derinliğe kadar İnmektedir.
Bu İstihkâmların yer üstünde kulan kısmı 4 met» nısıf kutrunda bir çelik fenl'den İbarettir. Bu zırhlı l'tlhkâmbır n taretlerden ateş eden ağır topları v: rdır. Bir dekovil hattı tüneJHr İçinde olofchavzları bir' ' .!•' b fı'-m-n.-dır. Yeraltı bir
elektrik tesisatı bu istihkâmlara Te elektrüdt işllyen toplarına lâamge-len cereyanı temin etmektedir.
Sanıldığına göre, buna benzer dört sıra İstihkâm hattı kilometrelerce) yer kaplamakta v« «Ejderha dişi* adı verilen bu müdafaa hattının etrafında geniş ve derin tank çukurları bulunmaktadır.»
Himmler, Stettin’* gitmiş
Parla 4 (A.A.1 — Moskova'dan gelen haberlere göre, Himmler Stettin'e gelmiş ve idareyi de almıştır. Stattın sokaklarında barlkadlar kurulmaktadır. Stettln'de 14 - #0 yaş arasında bulunan bütün arkıkler halk ordularına katılmağı mecbur tutulmuşlardır.
Sovyet tebliği
Moskova 3 (A A.ı — Sovyet tebliği: İkinci Beyaz Rusya ceph.sl kıtaları taarruzlarına devam ederek İlerlemişler ve Rummelsberg ile Pollnavı zaptetnuşlerdlr. Bu 1X1 şehir. Almanların ehemmiyetli muvasala merkezi ve Pomeranj a’dakl Alman müdafaalarının kuvvet!! kalesi İdi. Bu bölgede ayrıca 80 den fazla meskûn yer alınmıştır.
Çekoslovakya’da I.ucence'nln kuzey batısında ve batısında savaşarak ilerlemiş olan kilı.unm» 8 mevkii ele geçirmişlerdir.
Cephenin diğer kesimlerinde mevzii ehemmiyette savaşlar ve devriye faaliyetleri olmuştur. •
Filârmonik orkestra konserinde bulundu
Türkiye-Jşviçre
Başbakan Türk - İsviçre cemiyetinin fahri reisi oldu
Ankara 4 (Telefonla) — An-karaya geldiğini yazdığımız İsviçre endüstri âleminin tanınmış mühendislerinden B. Steble, yanında İsviçre sefiri olduğu halde dün Başbakan B. Şükrü Saracoğ-lunu ziyaret etmiştir. B. Steble, 20 ocakta Zürİhte kurulan Türk-İsviçre cemiyetinin fahrî reisliğini kabul etmesini Başbakandan rica etmiş, B. Şükrü Saraçoğlu da memnuniyetle kabul et-miştlr.
B. Steble İle konuştum bana şunları söyledi:
— Türkiye İle İsviçre arasında-kj münasebetleri sıklaştırmak İçin geldim. İki memleket arasındaki menfaatler gittikçe genişlemektedir. Türk . İsviçre cemiyetinin kuruluşu münasebetile yapılan törende Tiirklyenln Bren elçisi, Türk vatandaşları, Zürih şehri reisi, üniversite rektör ve profesörleri bulunmuşlar. Türkl-j ve hakkında nutuklar söylenmiş-Ur.™
Cemiyetin reisi olan mühendis B. Steble Türkiveve gelmekten do’ayı büyük bahtiyarlık duydu ğımu söyllyerek sözlerini bitirmiştir.
Ankara 4 (Telefonla) — Cumhur Başkanı İsmet İnönü, dün gece, filârmonik orkestra tarafından konservatuvarda verilen konseri fi ini emiştir. Cumhur Balkanının yanında Başbakan İle Maarif Bakanı bulunmuştur.
ithalât eşyası için yapılacak siparişler
Ankara 4 (Telefonla) — öğrendiğime gör» bundan sonra İthalât eşyası için yabancı (ilkelere yapılacak siparişler. siparişi yapacaklar tarafından birlikler umumi kâtipliğine blldlrlleecric, gerek malin evsafı, gerekse flatl hakkında birliğin mutabakatı eiınacaktlf-
Havana tipi tütün yetiştirilecek
Ankara 4 (Telefonla) — İnhisarlar İdaresi, Pazar mıntakasında. Havana tipi tütün yetiştirilmesi etrafında yaptığı tecrübelerden iyi netle» almıştır. Bu mıntakada Havana, tipi tütün yetiştirilmesine his verilecektir. Gelecek yıl buradan yetişecek tütünle «Pazar» adı altında Havana tipi sigara ve püro ihraç edilecektir.
Tokyo yine bombalandı
Bu sabah 150 üstün uçan kale bir akın yaptı
Londra 4 (R) — Marlannes adalarından kalkan 150 üstün uçan kale bu sabah Tokyo’yu bombardıman etmiştir. Bu on birinci akındır. Amerikan uçakları Formoza, Bomeo, Yeni Gine adalarındaki hedeflere ve diğer bîr çok adalara taarruz etmiştir.
Benie 4 (A A ) — Tokyo radyosunun verdiği bir habere göre. 150 süper uçan kale bu sabah fecir vakti Japon başkenti Tok-yoyu yeniden bombalamışlardır. Tokyo radyosunun ilâve ettiğine göre, akın saat 7,30 da devam etmekteydi. Aynı radyonun ilâve ettiğine göre, en büyük Japon adasının merkezinde bulunan* Kanto da şiddetle bombardıman edilmiştir. '
HAFTA KONUŞMASI
Omlet deyip geçmiyelim?
Yazan; Refik Haüd Karay
Bugün beşinci sahlfemizde
Londra 4 (AA.) — Batı cephesinde, Alman kuvvetleri bozgun bir halde geri çekilmeğe devam etmektedirler. Dün akşam, Müttefik umumi karargâhında bulunan harb muhabirlerinden alınan telgraflarda şu nokta üzerinde ısrar edilmektedir: «şimal Renanya ovalarında Alman ricatı tam mânaslle bir bozgunu andırmaktadır.»
Paris 4 (A.A.1 - Müttefikler Kolonyaya altı kilometre ve Bonn şehrine de 17 kilometre mesafeye gelmişlerdir. Dusseldorf ve Essen şehirleri Amerikan toplarının ateşi altında bulunmaktadır.
Şimalden cenuba doğru batı cephesindeki kesimlerin vaziyeti şöyledirt Meuse İle Rhln arasında, birinci Kanada ordusu İle dokuzuncu Amerikan ordusu birleşmişlerdir 20,000 kişilik bir Alman kuvveti ve mühim malzeme ve top kuşatılmak Üzere bulunuyor. Bıı kuvvetler Rhln nehrin! geçmeğe muvaffak olamamışlardır. Almanların Rhln üzerinde şimdilik beş köprüsü vardır.
Dokuzuncu Amerikan ordusu Cref-feld'ln şimal batısında ürdlngen yakınlarında Rhln’e ulaşmıştır. Dtıssel-dorf'un şimalinde cereyan eden ştd-detli çarpışmalar esnasında birlnct ve 15 İnci Alman orduları yokedllmiş-tlr. Taarruz başladığı gündenberl Almanlar dan 50,000 esir alınmıştır.
Almanlar Meuse İle Dusseldorf arasında 3 köprüyü havaya uçurmuşlardır.
Erit nehri yeniden birkaç noktada aşılmıştır. Kolonyaya 7 kilometre mesafede bulunan Frımesorf ele keçlrll-mişilr.
Üçüncü Amerikan ordusu birlikleri de şiddetli iki Alman karşı taarruzunu geri atmışlardır.
General Patch'ın yedinci Amerikan ordusu da dün taarruza geçmiştir, Sarbrücken'ln cenup batısında bazı tepeler ele geçirilmiştir. Forbach içinde yeniden İlerlemeler kaydedilmiş ve İki bina kümesi zaptedllmlştlr.
Müttefiklerin yaklaştıkları Rhln kıyılarının harbden evvel görünüşü
GI. Eİ8enhower’in bir İhtan
Londra 4 (R.) — General Elsenho-wer, Rhln nehrinin batısındaki Alman halkına hitaben radyo ile bir İhtar neşretmlştlr. Bunda deniliyor ki:
«Olduğunuz yerde kalın, yollardan uzak bulunun. Alman askerlerine Müttefiklerin yaklaştığını, durumun vahim olduğunu bildirin. Alman askerinin dövüşmekten vazgeçmesi İçin her şey! yapın.»
Hava akınları
Berne 4 (A.A.) — Londra radyosunun verdiği bir habere göre, Alman uçakları bu sabah erken saatlerde Londra bölgesi üzerinde uçmuşlardır. Londrada hava tehlike İşareti verilmiştir.
Brüksel 4 (A.A.) — Harb muhabirlerinin bildirdiklerine göre, general Patton*un üçüncü Amerikan ordusu birlikleri Treves şehrinin şimalinde ve cenubunda N1ms nehrini aşmışlardır.
Almanlar, Kolonya şehrinin de-
Bir Polonya gazetesi diyor ki...
“Türkler harbe geç girmişlerse kabahat onların değildir,,
Balkanlardaki durum ve mareşal Tito'nun vaziyeti hakkında Polonya gazetesi, ne diyor?
Londra 4 (A.A.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: Londrada çıkan Polska adındaki Polonya gazetesi, «Türkiye harbde» başlığı altında yazdığı bir makalede diyor kİ:
«Müttefiklerin Türkiyeyi sadece harbe geç girmiş olması sebebini ileri sürerek tahtle etmelerinden daha yanlış ve daha haksız bir şey olamat. Eğer orlada bir hata olmuşsa, bu Tiirklyenln değil Müttefiklerindir. Türk tarafsızlığıyla Müttefiklere sağlanan faydalan da küçümsemek haksızlık olur. Türkiye 1941 de harbe girmiş olsaydı, bu. Müttefiklerce pek daha az faydalı olacaktı. Türkiye, Almanya tarafından kolayca yenilecekti ve harb talihi tamamen başka bir şekil alacaktı. Rommelün Mısır taarruzu İle birlikte Türklyeye karşı bir taarruz yapılsaydı, İnglllzlerl ne gibi tehlikeler tehdldetmlş olacaktı ve Almanlar Kafkasyaya güneyden de taarruz edebilmiş olsaydılar, bu, Ruslaş İçin nasıl bir tehlike arzedecektı? Bunları tasavvur etmek güç değildir.
Muhakkak kİ, Türklyenin tarafsızlığı. Müttefiklere yalnız ilk üç sene zarfında. Müttefiklerin Türklyeye yardım edecek bir halde bulunmadıkları sırada faydalı olmuştur. Zamanla
vaziyet değişmiştir, öyle kİ Türkiye Balkanlara karşı yapılacak bir hücum için sıçrama tahtası olarak çok faydalı olabilecekti ve bu harekete de 50 Türk tümeni İştir âk edebilecekti. Fakat bilindiği gibi. Müttefikler. Rus nüfuz bölgesi olarak tanıdıkları Balkanları İstilâ plânından vazgeçtiler Daha sonra Ingillzler. İngiliz nüfuz bölgesine katılan Yunanlstana çıktılar. Fakat bu, Almanların çekilmek üzere bulundukları bir sırada olmuştur. Ve bu İtibarla Türk yardımı lüzumlu bulunmamakta İdi.
Aşikârdır kl Türkiye münhasıran sulh müzakerelerine Iştlrâk etmeği arzu ettiğinden dolayı tarafsızlığından vazgeçmiştir.
Bon birkaç ay zarfındaki hâdiselerle çok karışık gelişmeler arzeden Balkanlarda Türkiye birinci derecede alâkadardır. Türkiye, senelerdenberl Balkan milletleri arasında bir İş birliği fikrini gerçekleştirmeğe çalışmıştır. Bugün bu fikrin hiçbir gerçekleşme ihtimali yoktur. Filhakika bugün Balkanlarda en büyük kudreti Tlto teşkil etmektedir. O fiilen yalnız Yu-goslavyayı değil, fakat Bulgaristanı (Arkası sahlfe 2, sütun 5 te) |
Created by free version of 2PDF
vamlı surette Amerikan toplan tarafından bombardıman edilmekte olduğunu bildirmektedirler.
Londra 4 (A.A)— Amerikan obüsleri Kolonya şehrinin ortasına düşüyor. Almanlar Dusseldorf bölgesinde Rhln nehri üzerindeki bütün köprüleri havaya uçurmuşlardır. Daily Esprese gazetesi diyor kİ: On beşinci Alman ordusu insalcamlı savaş gurupu olmaktan çıkmıştır. Bu ordunun tek hedefi Rhln nehrinin doğusuna çekilmektir. Alman başkumandanlığı bu çekilme İşini kumandanlara bırakmıştır.
Londra 4 (AA.) — Dün gece LngilU bombardıman uçakları Al man yada muhtelif hedeflere taarruz etmiştir. Mosklto uçakları arka arkaya 12 nd gece olarak Berllnl bombalamıştır. Dün 1100 Amerikan uçan kalesi Orta ve Cenup Almanyada petrol fabrikalarına. Chennltz ve Brunsvlck'e taarruz etmiştir. İtalyadan kalkan bomba uçakları şimali İtalya, Avusturya, Yugoslavyadakl hedeflere taarruz etmiştir.
ArapJjirliği
Anayasası dün töreni® imzalandı
Kahire 3 (R.) — Resmen bildirildiğine göre. Arap memleketleri Hariciye Bakanlan bugün öğle üzeri, Arap birliği anayasasının ta sarısını törenle imzalamışlardır. tınza törenine Mısır. Suudî Arabistan, Irak. Suriye, Lübnan, Eıdün Hariciye Bakanları lştlrâk etmişlerdir. Tasarının bir nüshası. Yemen kıratı îmam Yahvaya gönderilecektir.
Anayasa tasarısı 22 maddeden mürekkeptir.
Ki rai Faruk, imza töreninden sonra Arap Hariciye Başkanlaıt şerefine bir ziyafet vermiştir.
DİKKATLER,
Keyif düşkünlüğü
Bir okuyucumuz yazıyor;
— Ne kadar keyif düşkünüyüz. «Dolmuş» denen otomobil» terden birine bindim. Beş kişi, şo för dahil, sigara tellendiriyor. Zevcem de geçen gün bir taksiye binmiş. Hem şoför, hem mua. vini sigara içerlermiş, ihtar etmesi özerine «burası bizim evimiz! ■ cevabını almış.
Okuyucunu» İlâve ediyor:
— Hayır! Umumî vasıtalar onların sahiplerinin evi değiM'T.
Sanıfe 2
aksam
4 Mat t 1945
SÖZÜN GELİŞİ
Mitoloji kitapları
Klâsiklerin dilimize çevrilmesi dolayısilc mitoloji bilgisinin lüzumu üzerine yazdığım yazılar arasında dilimizdeki mitoloji kitaplarından da bahsetmiş, bu arada yalnız Nurullalı Ataç-ınki Türk harflerile olmak üzere dört eser kaydetmiştim.
Hepsi bu kadar değilmiş. Değerli meslektaşını B. Behçet Yazar «Tarih-i Esatir» adile Edom’dan B. .Mustafa Nuri taralından dilimize çevrilmiş bir kitap gösterdi. Aynı kitabın mevcudiyetini B. Muvaffak Sami Onat da bir mektupla haber verdi. Kitap 1329 sen esin de basılmıştır, eski harflerledir. Pek deril toplu bir eser olmasına rağmen dili, bütün eski harflerle yazılmış mitoloji kitaplarımızın dili gibi eskidir.
Dün, pek sevgili arkadaşını Mazgirt kaymakamı Muhterem Vefa Veznedaroğlu bana gönderdiği mektupta 1931 senesinde An-karada «Hâkimiyeti Milliye» matbaasında basılmış bir mitoloji kitabı daha bildiriyor. Bu, Niizhet Hâşiın Sinanoğlu tarafından «Klâsikleri anlamaya yarasın» diye kaleme alınmış «Grek ve Lâtin mitolojisi» adlı eserdir, sonunda bir de oıı beş sahifelik endeks vardır. Böylece yeni harflerle basılmış mitoloji kitaplarının sayısı artık bir değil, İkidir, diyebiliriz; ama hu da azdır.
Değerli arkadaşlarıma gösterdikleri ilgiden dolayı burada teşekkür etlerim. Mitoloji bilgisinin lüzumu üzerine yazdığını yazılarda kitap adlan kaydederken zaten tam bir liste vermek iddiasında değildim. Her bilgi gibi mitoloji bilgisi de onu öğrenmeğe azmeden adamın elinden kurtulamaz. Yeni harflerle çıkmış bu İki mitoloji kitabından başka o Tanrılar dünyasını aydınlatmaya çalışan kitaplar da yok değildir. Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Horatius tercümesi sonunda. Ruşen Eşref Vnaydın’ın Virgillus-den «Hububat şiirleri» tercümesi sonunda, eski Yunan dünyasının vefalı âşıkl Salih Zeki Aktayln Ovide'den dilimize çevirdiği •Değişişler» de, ve daha şimdi aklıma gelmiyen veya görmediğim nice eserlerde bu bilgiler vardır.
Fakat klâsikler tercümesi gibi büyük bir harekete yaraşır büyüklükte bir mitoloji kitabımız ve bir mitoloji öğretimimiz de olmalıdır. Şevket Rado
Rusya, tahribedilen bölgelerde Alman amelesinin kullanılmasını istiyecek — Arap kırallarile yapılan görüşmede Filistin hakkında hiç bir neticeye varılmadı
Vaşington 3 (A A.) — Birleşik Amerika’ya döndüğünden beri Başkan Roosevelt dün. gazetecilerle İlk toplantısını yapmıştır. Kırım konferansı hakkında kendisine bir çok sualler sorulmuştur. Bir gazeteci, Başkanın demecinde Alman milletinin esaret altına alınmıyacağını söylediğini belirtmiş ve Rusyanın, tahribedilen bölgelerde Alman amelesinin kullanılmasını Istl-yeceğlnl ilâve etmiştir.
Başkan Roosevelt bunun, tamirat bahsinin ancak bir maddesini teşkil ettiğini, ve Rusva-nın bam Alman askerlerini Kırımda yaptıkları tahribatı tamirde kullanmayı talep etmesinin fena bir fikir olmıyacağını
söylemiş ve bLzzat kendi yaptığı gibi bu tahribatı görmek lâzım geldiğini ve ancak o zaman meseleye vakıf olarak konuş utabileceğin! ilâve etmiştir.
Polonya hakkında, Roosevelt, Polonya hükümetinin San Fran-slskoya murahhas göndermek üzere yeniden teşkil edilip edll-mlyeceğlnl bilmediğini söylemiştir.
Başkan Roosevelt Arap kıral-larile Filistin hakkında görüştüğünü söylemiş fakat hiç bir neticeye varılmadığını İlâve etmiştir. M. Churchlll de bu hususta hiç bir netice almamıştır. M. Roosevelt, M. Churchlll’Ie de bu bahsi İncelememişlerdir.
Konya Eski eserier müzesi
Yakında klâsik eserler müzesi kurulacak, Selçuk müzesinin de kurulması düşünülüyor
Gl. de Gaulle’iin bir nutku
Gl. yeni Fr an sanın plânlarını anlattı
Romanya’da durum
Yunanistan Arnavutluk
Kızılordunun gazetesinin bir makalesi
Bükreş 3 (AA.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor:
«Rusyanın l&kayt kalamayacağı şeyler» başlıklı yazısında Kızıl ordu İdaresinde Rumence çıltan «Grallul-mou» gazetesi şunları yazmaktadır:
«Rumen milleti şu veya bu hükümeti seçmekte ve kendisine zaruri olan kanunları tayinde muhakkak kİ serbcstlr. Fakat, Kızılordu ve Sovyet Rusya Rumen harb gayretini baltalamak ve Sovyet ordusuna zaruri olan istihsale mâni olmak üzere. Roma nyada kalan Bitlere I sürülerin harekete geçtiği ve mürteci unsurların Kızılordunun arkasında karışıklık ve huzursuzluk yaratmalarına lâkayt kalamaz. Bunun İçindir kİ son zamanlarda meydana gelen demokrasi ve halk aleyhtarı hareketler Rusyavı müteessir ve Romanya da cereyan eden hâdiseleri çok büyük bir alâka Ue takibe mecbur etmiştir.»
Kabine buhranı
Bükreş 3 (AA) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor:
Kıral. kabine buhranını İzale etmek İçin istişarelerine devam etmektedir. Kabineyi teşkil edecekler arasında prens Stlrbey'den sonra ve geçen kabinede başkan muavini olan M. Gro-za İle birlikte general Avrenescu’nun, Dış Bakanı Vlsolanu'nun ve milli köylü partisi başkan muavini Dr. Lu-pu'nun İsimleri zikredilmektedir.
Bükreş 3 (A.A.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor:
Kabine buhranına »on vermek gayretlerinde müspet yeni hiçbir İnkişaf olmamıştır.
Demokrat birlik cephesi Bükreşte ve İllerde birçok mitingler tertibet-mekte ve bir geniş demokratlar hükümeti kurulmasını istemektedir,
Bu hususta kaydedilmeğe değer bir noktayı belirtmek gerektir:
Çekilen Başbakan general Rades-cunun küçük oğlu Nicolae Radescu bu mitinglerden birinde babasının siyasî hareketlerini takbih etmiştir. Nicolae Radescu’nun resimlerini basan gazeteler, babasına gönderdiği bir mektubu da neşrediyorlar. Bu mektupta Nicolae, babasını halk üzerine ateş açmak İçin askerlere emir vermiş olmakla itham etmektedir.
Arnavutlar Yunanistan-la birleşmek istemişler
Atina 3 (AJL) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor:
«Vradinl» gazetesi, başlarında eski Başbakan Kota olmak üzere Cavld Leskoviko ve Fallos adında, ve bütün Arnavut siyasi partilerini temsil eden 4 Arnavut vatanseverinin, Almanlar kovulduktan sonra bir Yunan - Arnavut federal birliğinin kurulması hususunda 1944 haziranında Yunan siyaset adamlarına teklifte bulunmuş olduklarını resmi malûmata dayanarak yazmaktadır. Bu 'tekliflere göre, Arnavutluk, bazı muhtariyet haklarına sahibolmak üzere Yunan kırallığı-na bağlanacaktı. Arnvutluk dil ve din hürriyetine malik bulunacağı gibi, Yunan subaylarının İdaresinde jandarma kıtalarına da sahlbolacakti. Hariçte Arnavutluğu Yunanistan temsil edecekti.
O zaman bu Arnavut teklifi hakkında komünist partisi hariç olmak üzere diğer Yunan siyasî partilerine malûmat verilmiştir. Temmuzda Se-lânlkte başbyan gizli müzakerelere girişmek üzere eski İçtimai Muavenet Bakanı Levantis'ln başkanlığında bir komisyon kurulmuştur. Bu gizli müzakereler sonunda husule gelen anlaşma hükümete tevdi edilmiştir. Hükümet, böyle bir anlaşmanın milli menfaatlere uygunluğunu takdir etmiş ve Yugoslavya Ue mevcut anlaşmaların böyle bir birlik kurulmasına mâni olmadığını görerek müzakerenin daha İleri götürülmesini istemiştir.
Bunu haber atmış olan ve Balkanlı Slav unsurların baskısı altında Arnavut komünist partlsile İş birliği yapan Yunan komünist partisi teşebbüsü baltalıyarak. Kuzey Eplr meselesini halledecek ve Yunanlstamn nihai olarak kuzey batı hududunu sağlıya-cak olan böyle bir anlaşmanın tahakkukuna mâni olmuştur. Bilâhara, Arnavut komünist partisi şefi Kotzlo Kota 1le Cavld Leskovlko’yu tevkif ettirmiştir. Bunlar gene komünist partisi şefinin emrlle idam ettirilmişlerdir.
İçinde Selçuk müzesi kurulacak olan Alâeddin camisi
Londra 3 (A.A.) — General de Gaulle, dün. Paris’te toplanan İstişare meclisinde, yeni Fransa-nın plânlarını İzah etmiştir. Bu plânlar, sanayiin devlet tarafından geniş ölçüde kontrolü, ziraî İstihsalin yüzde yüz artışı ve nüfusun çoğalışı maksadını taununun etmektedir. General şunları söylemiştir:
Millî iktisadın kontrol manı velâsı devletin elinde olmalıdır. Devlet enerji kaynakTannı, belli başlı nakil vasıtalarını ve muvasala yollarını bizzat işletmek zo rundadır. Bu tedbirlerin alınma sırası ve tarihleri şeraite tâbi olacaktır. Her halde bu tedbirler muvakkat olacak ve millet tarafından seçilecek temsilcilerin tasdikine bağlı bulunacaktır.
Fransız İşçi sınıfı, muhakkak surette, yeniden kalkınmada büyük bir rol oynamalıdır. İşlerin kontrolü işinde bu sınıfın memurlarla işbirliği yapması ka dar doğru bir şey olamaz.
Fransız hükümeti, bir millî ekonomi meclisi kurmak tasav-vurundadır Bu meclise, memleketin kalkınmasına vardım edenler lştirâk edeceklerdir.
Hükümet. kömür, elektrik, gaz, nakliyat, münakalât, ağır sanayi ve kredilerin devletleştirilmesi 167imWr1iS‘; kanaatindedir.
Nüfusun artışı da doğum nispetlerinin çoğalması ve hariçten muhacir getirilmesi suretüe temin edilecektir.
R;r Polonya gazetesi diyor ki:
Uzak Doğu muharebesi
Amerika hariciye müsteşarının demeci
Vaşington 3 (-AJL) — Harici?» müsteşarı M. Joseph Grew, sadece Almanya değil, fakat Japonya da yenilmedikçe harb gayretlerine son ve-rllmlyeceğinl söylemiştir. Müllellk-lerln şimdiye kadar elde ettikleri kazançları hesaba kalmaaan Japonya, daha iki sene hattâ daha fazla da-
yanacak, kadar asker ve kaynağa maliktir. M. Grev, Pasifik harbi İhtiyaçlarının, Amerikalıların kurtarılan Avrupa bölgelerine gönderdikleri yardıma halel vermekte olduğunu söylemiştir. Japonlar ve nazller yere serilmedikçe dünyanın hiç bir yerinde ne zihnen ne de bedenen İstirahat, iktisadı güven ilk, siyasi istikrar, rahat ve saadet bahis mevzuu olama» 11 Dünya barış âbidesindeki İlk «ptiagi-*» Japonlar Mançuriye hücum ilerek “ meydana getirdiler Bugün is». Ja-LJ-ponJar Uzak Doğunun buçuk ti aı et CM yollarını ellerinde tutuyorlar. Ellil in-»fe de, bol miktarda kauçuk, çinko, kopra O ve pirinç vardır FVşmure’un güne- Q yındtkı abluka. Japonları ne köm ı‘- O den ve ne alüminyumdan, ne demirden ve ne de yiyecek maddelerinden mahrum edebilecektir. Japonya'da elektrik cereyanı boldur ve pahalı deği’dir. Japonlar ihtiyattı hareket ettiler ve uçaklarına daha iki sene yetecek kadar benzin stoklan vûcudo, getirdiler. Bunları asla unutmamak ve Japon münakale hattan kisal.r-ken bizimkilerin uzadığını dalma na
hrlamabyız. Eminim ki, bir çok A.n>^ rİkalılar, Fransa. Belçika ve (1‘₺. -kurtarılmış milletler için kemeri-.* r l^g sıkmak ve bu memleketlerde ncr-ıJ q hayat şartlarının kuruluşuna yardın £_ etmekle bahtiyar olacaklardır. Fak..t O Japonya'ya kam zafer elde ed î:çedikçe göndereceklerimiz on’arp y t-mlyecektir
B Grew, bundan sonra, gemi eksikliğinden bahşetmiş ve şunları söy-
2 (D >
0 P
Baltık devletleri
Vaşington 3 (A.A.) — Reuter ajansının bildirdiğine göre. Amerikan hariciye müsteşarı M. Grew gazeteciler toplantısında. Baltık memleketleri vaziyetinin Amerika nazarında Yalt-a konferansından sonra da değişmemiş olduğunu söylemiş ve Baltık devletlerinin «Estonya, Lltvanya ve Letonya» üç orta elçisinin Amerika Hariciye Bakanlığınca tanınmakta devam ettiklerini İlâve eylemiştir.
îngilterede 9 milyon kini ücret almadan harb islerinde çalışıyor
Londra 4 (A.A.) — Londıada anğa vurulduğuna göre, İngiliz harb gavreflsrlnde dokuz milyon mantıkları hizmet’ere Varsı-bv hfr ücret almadan çalışmaktadır.
Konya (Akşam) — Maarif Bakanlığı tarafından tamlı' edilmiş olan ve beyzi kubbelerlle Selçuk sanatınla en güzel örneklerinden birini teşkil eden tpllkçl camisine eski eserier müzesindeki muhtelif devirlere alt heykel ve eşya nakledilmek suretiyle bir klâsik eserler (Roma ve Yunan) miizesi önümüzdeki ay içinde kurulacaktır.
Türk Selçuk sanatının her yönden birer şaheser örneklerini ihtiva eden çinileri, mihrabı ve yazılarlle başlı başına bir sanat eseri olan Alâeddin camisinde Konyada ve bütün Tür-kiyemizdeki Selçuk eserlerinin toplatılarak bir «Selçuk Müzesi» kurulması düşünülmektedir.
Şehrimizdeki eski eserler müzesinin genel durumu sudur: Kapıdan girince tilâvet odasında meşhur hattatlarımızın yazı levhaları, Selçuk, Karaman ve osmanlı devirlerinde yetişmiş hattatların ve müzehhlplerln yazı ve tezhlbetttkleri Kur’an, mesnetler ve diğer kitabeler ki. bunlar İçinde yazt. tezhip, minyatür ve ciltçilik sanatlarının en büyük kudretini göstermektedir.
Müze kısmına girince; burada ağaç ve oyma İşlerinden Selçuk, Karaman
ve Osmanlı devirlerine alt kapı, pencere kanatları, Kur'an levhaları, sedef ve fildişi işlemeli çekmeceler; madeni oymalardan muhtelif kıymet ve sanat nümunell kandiller, paha bl-Çİlmlyen Bursa kadifesi çatmalar, pu-şldeler ve İşlemeler, Acemistan ve Türk halılarının en eakl ve en güzel parçalan. Hepsi ayrı ayrı İncelenmeğe değer en değerli eserlerdir.
Muhtelif kıymette ve tipte cam eşyalar var kİ bunlar İçinde bilhassa görmeğe lâyık olanları Memlûkler zamanından kalma kandillerdir. Mevlevi dergâhında kullanılmış çeşitli zikir eşyaları, neyler, daire, kudüm ve saire.
Müzeye bağlı çok zengin bir kütüphane vardır. Buradaki kitapların yansına yakın miktan yazmadır. Tarihe. edebiyata, Islâm dinine ve tasavvufa alt olmak üzere on binden fazla kitap vardır. Konya ve civarında bulunnmş've yakın vilâyetlerden evvelce nakledilmiş Eti, Frlkya, Roma. Bizans ve eski Yunan devirlerine alt kitabeler de kütüphaneyi zenginleştirmektedir.
Müze ve kütüphanede gördüğüm tertip, İntizam ve temizlikten dolayı müze müdürü Zeki Oral'a teşekkür ederek ayrıldım.
Londra rıhtım amelesinin grevi
Loııdça 3 (A.A.) —• Haklı bir sebep göstermeden işlerine gelmeyenlerin bu hareketine mâni olmak İçin alınmış tedbirlerin flddetlendirilmesrine İtiraz eden Londra limanı rıhtım amelesi arasında grev çıkmıştır.
Nakliyat genel sendikası bu grevi tanımamıştır. Bu sendika, gelecek hafta başında işe tekrar başlanılmasını ve İhtilâfların mutat yollardan gidilerek tartışılmasını sağlamak ümidindedir. Bu grev yedi bin rıhtım amelesini işinden alıkoymaktadır.
Amerika devletlerinin mühim bir kararı
Londra 4 (R) ■— Meksiko'da toplanan Amerika devletleri. Arjantin müstesna olmak üzere bir demeç İmzalamışlardır. Demeci imzalayan devletlerden biri diğerine taarruz ederse İmzası olan bütün devletlere taarruz etmiş sayılacaktır. Bu kayıt İleride bütün dünyanın milletler arası teşkilât prensiplerine uygun. olacak bir şekle konacaktır
Yunan kabinesinde derişiklik
Londra 3 (A-A j — Times’in Atina muhabirinin bildirdiğine göre yalanda Yunan kabinesinde yeniden değişiklik olacağı tahmin ediliyor.
Yunanistan'ın bazı bölgelerinde komünist hâdiseleri olmuştur.
Kahire’de yeni bir suikast * Kahire 3 (A.A ) — Nahas paşa kabinesinde Maliye Bakanı olan Emin Osman paşa, kendisine yapılan bir sulkastten kurtulmuştur.
Ayakkabı vermek için teklifler tnglltereden bir firma, memleketimize mühim miktarda ayakkabı İhracı Jçin teklifte bulunmuştur Amerikadan da buna benzer bir teklif vardır.
Noter ücretleri arttırılacak .
Ankara 3 — Olağan üstü hallerin devam.’ müddetlnce noter ücretlerinin bir miktar arttırılması hakkmdak! kanun tasansı Meclise gelmiştir.
★ Yalnız iki sobası olanlara verilmesine devam edilen yarımşar ton kok kömürünün bütün halka teşmili uygun görülmüştür. Kömür tevr! mü-esses^si bu husustaki kararını yakında lifin «İçeriktir.
Belediye kanununun bazı maddelerinin değiştirilmesi tasarısı
Ankara 3 — Belediye kanununun bazı maddelerinin değiştirilmesi hakkındaki kanun tasarısı Büyük Millet Meclisine gelmiştir. Bu tasarıya göre Belediye Meclislerinin toplantı günleri değiştirilen bütçe senesine göre tesblt olunacaktır.
Bir Fransız generalinin muhakemesi
Londra 4 (R.) — Fransa'da Almanya İle işbirliği yapmak suçlle mahkemeye verilen Gl. Joıino’nun muhakemesine dün Paris’te başlanmıştır. Gl. demiştir ki; «Gl. Weygand 939 da Yakın Doğu'dakl Fransız kuvvetleri başkumandanı iken Avusturya'yı İstilâ plânları hazırlamıştı. Maksadı Se-lânlğc asker çıkarmaktı. Bu plânı bana anlatınca elimde kullanmağa elverişli bir tek uçak bile bulunmadığını söyledim.»
Gl Jouno harbden evvel Fransız -Rus ittifakı için çalıştığını söylemiştir. Fakat daha sonra düşmanla İşbirliğini İltizam eden bir gazete çıkarmıştır. _____________
Romanya’da harb suçlularının muhakemesi
Bükreş 4 (A.A.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: özel mahkemelerde vazifelerine hummalı bir faaliyetle devam eden savcılar yeniden birçok harb mücrimlerinin ve memleketin felâketinden mesul olanların sorgularını yapmağa devam etmişlerdir.
(Baş tarafı 1 İnci sahil çav ve Makedonyayı da idare etmektedir Tito’nun basını Türklere devamlı surette hücum etmekte ve onların Balkanlı bir millet olmadıkları İçin Balkan İşlerinde her hangi bir oy sahibi olamıyacakl arını söylemektedir. Tl-to’nun muvafakatiyle. 3elânlğl ve bütün Yunan Makedonyasını ele geçirmek maksadlle Bulgaristanda bir Makedonya ordusu kurulmak üzeredir. Bu plânların gerçekleşmesi, Yunan topraklarını Türk topraklarından ayırmakla kalmayacak, fakat genel olarak Tûrkiyenln en hayatî menfatlerl İçin bir tehdit teşkil edecektir. Türklerln buna müsaade etmemek İstedikleri Aşikârdır. Türkler bir Türk - Yunan - Arnavut anlaşması fikrini yayıyorlar. Harbe girdikten sonra hlc şüphesiz daha fazla hareket İmkânları umuyorlar.»
Fransız gazetelerinin mütalâaları
Paris 3 (A.A.5 — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor:
Tûrkiyenln Mihver devletlerine harb İlânı Fransız basınında muhtelif neşriyata sebebolmuştur.
Bazı gazeteler, Türkiye hakkında ancak muahaze edici sözlerden başka bir şey bulamazken, diğer bazıları Tûrkiyenln harbe girmekte gecikmiş olmasını muahaze etmekle beraber, bu hareketin tamamlle boş olmıyaea-ğı mütalâasında bulunuyorlar.
Parislen Libre gazetesi, geç kalmış olmakla beraber. Tûrkiyenln harbe girmesinden barışın faydalanacağını, çünkü hürriyete, demokrasiye ve milletlerarası İş birliğine bağlı bütün milletlerin müşterek gayretlerine dayanacağını yazmaktadır.
Le Monde gazetesi de. Tûrkiyenln harb İlânı her ne de oLsa Rodosta ve Ege denizinin diğer adalarında bulunan Alman kuvvetlerini tamamlle tecrldedeceğlni kaydeylemektedir.
Bütün bu neşriyat hilâfına olarak Figaro gazetesinde M. Wladlmlr d’Or-messon, Türklyeye yönetüen bütün tenkldlere İtiraz ediyor ve diyor id:
Türkiye, ihtilâfın başmdanberl tâki bettlği ihtiyatlı siyasetin son merhalesini açtıysa bunu asıl San Francisco konferansına lştirâk İçin yaptı. Ben. Tûrkiyenln bu Ihtiyatkârlığına hayret gösterenlerden veya bunu takbih edenlerden değilim. BLlâkls öyle sanıyorum ki. Türkiye kuvvetli Almanyayı Boğazlara çekecek yerde, onu mükemmel bir kıvraklıkla Boğazlardan uzakta tutmak suretlle Müt-: tefLklere daha büyük hizmet etmiştir. Tûrkiyenln Balkan Avrupasızın İstikbalinde ehemmiyetli bir rol oynı-yacağında şüphe edilemez. Eğer Türkiye San Francisco konferansından uzakta kalsaydı, bu rolü tehlikeye düşerdi. îşte bunun İçindir ki. Türkiye Müttefikler blokuna askerlikçe de girmekte artık tereddüdetmedl,
lemiştir.
Bir Pasifik ada-.ma çıkar, iğimiz her asker İçin l)k ay 16 ve müteakip aylar 6 ton hamuleye ve iğne iplikten tank, uçak ve lokomotife varmaya kadar 700 hin çeşit eşyaya ihtiyaç vardır. Almanya ve Japonya’ya ayni zamanda hücum etmek ştratersini
seçtik ve bunu şimûl süratle ve git gide artan bir şeklide yapmaktayız. Amerikalıların ekseriyeti gibi, ben de, bu st’-’ ilinin mükemmel ve parlak bit siı.-..v,:i olduğuna inanıyorum. Bu suretle harbi kısa't tınımıza kaniim. Bu stratejinin sadece dünyanın kurtulacağı değil, aynı zamands barışın da kurulacağı günü ya«Jaştırdığı kanaatindeyim.
Tütün ve tömbeki tohumu damıtılıyor
Ankara 4 (Te’efonla) — İnhisarlar idaresi, mıntaka mii-tahsillerine tütün ve tömbeki tohumu dağıtmağa başlamıştır.
Bir koyun 6 yavru doğurdu
Kırıkhan 3 — Raif Topuzoğ-luna ait bir koyun bir batında altı yavru doğurmuştur. Kuzulardan İkisi dişi, dördü erkektir.
Paris’te kara borsacılık
Paris 3 (A.A.) — Kara borsada faaliyette bulunduklarından dolayı uzun müddet hapse mahkûm edilen 115 Amerikan askeri, general Elscnho-wer'ln emrile beraet ettirilmiştir. Bu erlere, bilhassa teşkil edilen birliklere gönüllü kaydedilerek kendilerini temize çıkarma fırsatı verilmiştir.
Fransız sefaret binasında kokteyl parti
Fransız muvakkat hükümetinin ilk Türkiye büyük elçisi Gas-ton Maugars’ın, Ankaradan şehrimize gelmesi münasebetile cuma günü Fransız sefaret binasında şerefine bir kokteyl parti verilmiş, Türk basın mensupla-rile yabancı gazete ve ajans mümessilleri kokteyl partide hazır bulunmuşlardır.
Bulgaristanm dış politikası
Sofya 4 (A.A.) — Anadolu
ajansının özel muhabiri bildiriyor: Hariciye Bakam M. Petko Stainof, Zweno partisinin toplantısında partinin harici siyaseti hakkında verdiği bir nutukta şöyle demiştir: «Parti dalma aynı siyaset hattını, yani Yugoslavya ile kardeşçe münasebetlerin idamesi ve Rusya ile ebedî ittifakı güden siyaset hattını ta-kibetmiştlr. Balkan sulhu için müştereken çalışacağız. Balkan milletleri arasında tam bir anlaşma arzu edilen bir şeydir.»
Diğer taraftan millî komite üyelerinden İv an Harısanov, Makedonya meselesini bahis mevzuu ederek demiştir ki;
«Eski kıral Ferdinand, inkılâp hareketine ve Makedonya’da muhtariyet kurulması işine engel oluyordu. Bu da Makedonya-yı kendi kırallığma katmak istemesinden ileri geliyordu. Zweno millî birlik partisi taassup aleyhtarı. Cumhuriyet ve federasyon taraftandır.»
4 Mart 1945
AHŞAM
AKŞAMDAN AKŞAMA
Japonyadan alınacak ibret dersi:
Bu memleket, meziyet sayıljuı geçnıişsevefliği yüzünden bugünkü ve yarınki felâketlerine uğruyor
Öteden beri muhafazakârların «cici çocuk» tipi Japonya idi;
— Bakın maşallah... - der, dururlardı. . Garbın yalnız tekniğini aldı. Fakat asırlardan beri devanı ede duran geleneklerine, göreneklerine ters .bir i$ yaptı mı? Yalnız teknik yeni teknik. Amma ruh, eski ruh. .
Şayet «eski ruh» deuile.ı şey. mrf yemekten sonra küçük fincanlarla kahve içmek; bayramlarda büyüklerin ziyaretine gitmek; kandillerde yağlı susamlı simit yemek tarzında masumane ve cidden hoş eski âdetler olsaydı, öpüp başa koymak lâzım gelirdi. Fakat hayır! Japonlanııki öyle değil: Harakirisinden tutun türlü türlü iptidailikler; kölelik ve toprak köleliği cinsinden bir efendiye bağlılık; kî. taınaınile devrimizde ferd'e ve yaşama zevkine verilen kıymetin aksi; demokrat ve - kendi kendimin efen-disiyim!» telâkkisinin taban tabana zıddı.
Muhafazakârlar, durmaksızın: «— Aşkolsun Japonlara.. Ah keşke biz de öyle yapabilseydik-, Yapamadığımızdan dolayı çok şeyler kaybettik!» derlerken, medeni cihanın her tarafı bambaşka mağrıba giriyordu: Japonya maşrıkta ayak diriyordu.
Bu açılma, o milletle dünyanın geri kalan kısmı anısında doldurulması imkânsız bir ruh ayrılığı açtı.
Geçen gün, radyoda, Japonya-yı iyi tanıyanların neşrettikleri kitapların hülâsası verildi Bunlar. ınuhafazakârlarca vaktile model dîye gösterilen bu memleketi, sulhtan sonra bile bir nevi korsanlar ocağı halinde kalabileceğini. daima üzerinde hava dev-riyeleri dolaştırmak icabedeceği-ni söylüyorlardı. Bütün insanlık elele verecek; tıpkı karıncaların kendi yuvalarına girmiş kendilerinden ayrı bir karıncayı parçalamak istercesine, parçalamak, ezmek zorunda kalacaktır. Tabiatın kanunu burada da hükmünü oymyacaktır.
İnkılâplarını zamanında yapmak. insanlık ailesinin üslûbuna uymak, müşterek ruhu da. o güzel millî hususiyetlerin yanında benimsemek ne iyi şey.
Bir çevik pabuçlu, kallâvi sarıklı, yatağan!] tornacı ustası tasavvur edilebilir mi? Burada çevik pabuç, kallâvi sarık ve yatağan yalnız maddi değil, mânevi anlamlarında da hesaba katılmazdırlar. .
•Taponlar. kendi ölçülerinde dört elle sarıldıkları bunlardı. Geçmişse ver leri zavallı milletlere «model- d've va'zett>k’eri de bu Japon ruhuydu! Milletleri, o tavsiyelere uvmaktan Al'ah kurtardı,
(Vâ - Nû)
Kon ve Zinana dağlarına 3 metre vağdı
Gümüşhane 3 (A.A.) — Otuz saat fasılasız yağan karin yüksekliği. şehir içinde doksan santimetreyi Kop ve Zigana dağlarında ise üç metreyi bulmuştur.
Gümüşhane ile civar vilâyetler arasında irtibat tamamen kesilmiştir.
31 MART 1945
İşte akılda tutulacak bir tarih.. Çünkii hu tarihe kadar
IÜRAMİYELi HİLE CÜZDftNI
: Kur’a çekilerek şu ikramiyeler dağıtılacaktır:
7 — 508 lira değerinde hir taksitli ev cıizdanlle birlikte
3000 liralık bir arsa. iCiftchavuzlarla Göztepe arasında»
2 —■ 30Wı liralık bir arsa. (Çiftehavtızlarla Göztepe arasında)
3 - 500 Ura değerinde bir taksitli ev cüzdan*
31 marttan kura tarihîm- katlar devamlı olarak hesapta kalacak her JOO lira için bir kur'a numarası verilecektir.
1144 yılı sonuna kadar cüzdan almış olanlar, evvelce İlân edilen 9 eylül EV kurasına olduğu gibi, yeni mevduatlarilt de hu y^ni kur aya İştirak rdecc-klerdlr.
YAPI ve KREDİ BANKASI A. Ş
II Bir çıranla j
İyi olma deıırı...
Zeytinyağı
Ahşap binalar ve fabrikalar
Ahşap pansiyon va okullara tebligat yapıldı
Yangın tehlikesini önlemek maltsa-dile ahşap binalardaki fabrika, İmalâthane, atölye gibi yerlerin kâglr bina ve dükkânlara taşınmaları icabetin ektedir. Ancak kasap dükkânlarındaki elektrikle lçliyen et makineleri, elektrikli diki? makineleri, baskı makineleri gibi esnaf elinde bulunan ve yangın çıkarmaları İhtimali pek olmıyan makinelerin durumları Belediyece İncelenmektedir. Belediyenin bu husustaki kararma göre, bu gibi âletleri kullanan esnafın da dükkânlarında değişiklikler yapmaları, yahut dükkân değiştirmeleri icabet-tnektedir. Halbuki bugün bina ve diikk&n bulmanın güçlüğü ve bu şekilde çalışan esnafın sayısının çokluğu göz önünde tutularak bu kabil esnafın Belediyenin bu husustaki kararından istisna edilmeleri kuvvetle muhtemeldir.
Aynı kararla, ahşap binalarda bulunan okul ve talebe yurtlarının kâglr binalara nakledilmeleri İşi harbden sonraya bırakılmıştı. Bununla beraber Erenköy kız lisesinin yanmasından sonra Belediye reisliği Maarif müdürlüğü vasıtaslle okullara yaptığı tebligatta bu gibi binalarda yangın çıkmaması İçin alınması Ica-beden tedbir ve vasıtaların noksansız olarak en geç bir hazirana kadar alınmasını bildirmiştir. İtfaiye müdürlüğü tarafından bu gibi binalarda yapılacak incelemeler sonunda korunma tedbirleri alınmamış okullarla tedbir alındığı halde heran yanmaları ihtimali bulunan binaların, harb sonunu beklemeden başka yerlere nakledilmeleri İcabedecektlr.
Kumaş vurgunculuğu
Daha bir kaç kişi tevkif edildi
Kumaş ve iplik ihtikârından suçlu görülen kimselerden bir kısmı daha tevkif edilmiştir. 20 yi bulan mevkuf sayısının, tahkikat ilerledikçe artacağı tahmin edilmektedir.
İplik ithalâtı Sümer Bank tarafından yapılmakta ve dokunulmak üzere fabrikalara verilmektedir . Özel fabrikalar, şimdiye kadar kara borsa-dan ve kendilerine ayrılan ipliklerden çalmak suretlle dokudukları kumaşları piyasaya çıkarıyorlardı. Fakat artık İplikler, Sümer Bank hesa-bina dokunulacağından, özel şahıslar tarafından piyasaya mensucat çıkarılması güçleşmektedir.
Yerli Mallar Pazarları müessesesl müdürlüğünün bu bakımdan İşi ve önemi artmaktadır. Kumaş İhtiyacını Yeril Mallar Pazarları karşılamak zorunda kalacak ve darlığı giderecek tedbirleri gene kendisi alacaktır. Alınacak kararlar yakında anlaşılacaktır.
On manifaturacı ve bir ev sahibi mahkemeye verildi
Kumaş ve çeşitli manifatura eşyası satışlarında müşteriye sahte veya usulsuz fatura veren on manifaturacı ile evini faz'a fiatle kiraya veren bir ev sahibi millî korunma mahkemesine veril-lerdiı-,
alanlar arasında
31 Mart 1946 . da
Etibba odasında gürültülü bir toplantı
Doktor s'msarları meselesi etrafında uzun görüşmeler yapıldı, toplantının son kısmı gizli oldu
Dün Etibba odasında doktor sim-1 Dr. Osman Savcı — Hastalarla şarlan hakkında bir toplantı yapıl-! doktorlar arasındaki simsarlıktan mıştır Toplantıda sıhhiye müdürü daha mühlmml 2 doktor arasındaki D. Şuayib Barım ve şehrimizin tanın- . simsarlıktır. Bir arkadaşına hasta miş doktorları bulunuyordu. 1 gönderen hekimin yüzde istemesi
Toplantıyı oda reisi M. Kemal Öke sanki tüccarlar arasındaki mal mil-açarak toplatırın maksat ve gayesi- badelest gibi çok ayıptır, nl izah etti. Bundan sonra ilk olarak, „
Bektorlyolog Dr. RWS öilr,„ sfe al- Dr' 3w“h Samormn - MMdoyl dı ve dedi ki:
— Bu İşin en büyük kabahati hekim ve simsarlarda değildir, bizde Etibba odasındadır. çünkü şimdiye kadar hâdiseyi ortaya koymayıp hasır altı ettik. Bu şekilde çalışan hekimler malûm adamlardır Biz neye bunları şimdiye kadar teşhir etmedik’ Biz de İzmir Etıbba odası gibi yapalım. Neye cezri harekete geçmiyoruz, neyJ bekliyoruz? Eğer gene bu toplantı da diğerleri gibi olacaksa bu kendi kendimizi kandırmaktır.
Ahmet şükrü Emed — Yakalanan simsarlardan alman isimlerin derhal hatır gönül dinlemeden divanı haysiyete Verilmesine taraftarım.
Dr. Sani Yaver — Bu illet bugünün İllet! değildir. Maatteessüf ben daha talebelik zamanımda Izmlrde bu hâdiseye şahit olmuşumdur. Zamanla bu her yerde başladı. Bu gibi hekimleri teşhir etmek lâzımdır.
General Süreyya Hidayet — Cürüm kanuni değildir, ahlâkidir. Gönül ister kİ bunu hekim yapmasın. Bizim İçimizde öyle arkadaşlar var kl kendilerine bu hususta ihtar edildiği zaman «Bunun cürüm tr-skil ettiğini bilmiyorum. Ben Avrupada tahsil ettim. Mesraflannu çıkartmak mecbu-rlyetindeyimn diye cevap veriyorlar. Bu İşin en İyi çaresi hekimleri ahlâka davc-ttir.
Prof. Akil Muhtar özden — Mevzuu bahis mesele yalnız Türk hekimleri İçin değil Türk milleti İçin üzüntüdür. Tahmin ediyorum kl bunlara tevessül etmelerine sebep maddi İhtiyaçtır. Bence bunları divanı haysiyetten geçirip matbuatla teşhir etmeli. Ben kanuni bir müeyyidenin tatbiki fikrindeyim.
METRESİ BEHİYEYİ 17 YERİHDEH YflRflLIYÜH SALİH
Dün ağır ceza mahkemesinde Salih
Kırıcının duruşmasına başlandı
Bundan bir müddet evvel Şeh-remininde Denizaptaj mahallesinde Başvekil sokağında bir cinayet işlenmiş ve balık müteahhitliği yapan Salih Kırıcı adında bir genç yedi senedir beraberce yaşadığı Behiye ismindeki kadını başkasile evleneceği zehabile on yedi yerinden bıçakla yaraladıktan sonra öldü zannederek kaçmakta iken yakalanmıştı.
Öldürmek kastiyle yaralamak suçundan birinci ağır ceza mahkemesine mevkufen sevkedil-en Salih Kırıcının duruşması dün yapılmıştır.
Vücudunun on yedi yerinden bıçak yarası aldığı halde bir mucize kabilinden Ölümden kurtularak bir buçuk ayda iyileşen Behiye oturumda, hazır bulunuyordu. Başkan B. Nef’i Demirlioğlu yirmi yaşındaki bu genç kadına. Salİhten davacı olup olmadığım sordu, Behiye; davacı olmadığını hattâ muhakeme bittikten sonra yine evleneceklerini söylediğinden şahit olarak dinlenmesine karar verildi. Behiye on üç yaşında Sallhle karı koca olduğunu, o zaman yaşının küçük olması dolayısile nikâhı kıyi-Iamadığmı, bilâhare de o şekilde kaldığını söyledikten sonra hâdiseyi şöyle hikâye etti:
— Ben Salihie yedi seneden beri beraberim. Altı yaşında bir de çocuğumuz vardır. Bir gün elbet evleneceğiz. Bu vakadan üç gün evvel çocuğumla komşu çocuğu sokakta yaramazlık etmişlerdi. Komşu bunlara bağırmış. Salih o sırada evde idi bana:
«— Niçin çocuğa bakmıyorsun» dPdi,
Çocuk eve gelince. Salih ona bir tokat vurdu. Ben müdahale
çok menfi cepheden alıyoruz. Bana da hasta getlrirur toep de bahşiş v» lirim. Bir heltim düşününüz kl yen: bîr muayenehane açmıştır; çocukları var dır, maişet düşüncesi vardır, Mânevi bir yardim, beklerken kapı çalınso biri ben sana hasta getiririm dese bu doktor bunu k-ıbul etıniyecek midir’ Muayenehanesinde boş oturan hir hekim ke’iâi-'r.e delâlet edenlere sempati He bakmaktadır. Bu bir zaruretin neticesidir. Ben katiyen bunu fena bir hareket olarak karşıl.-i’vıvo-rum. Asıl fenft cephesi hsstaya karşı takınacağı menfi bir tavırdır. Hekim sosyal bir adamdır. Onun yegâne dayanağı vicdanıdır.
Alî şükrü Çaylı, simsarların faaliyetlerindi hassaten Cagaloglu muhitinde temerküz ettiğini ve şiddetli tedbir almamı İcabeTtlğihl iebaıüz ettirdi.
Dr. Nuri Fehmi Ayberk, bu dâvanın eski olduğunu ve Etıbba odasının gevşek davrandığını ileri sürdü.
Dr. Orhan Tahsin, meselfn’n vahameti üzerinde durdu.
General Süreyya Hidayet tekar söz alarak Dr. Semih Sumefinan’a cevap verdi.
Bu arada bir takrir okundu. Takrirde tesbit olunan doktorların haysiyet divanına şevkleri yazılıydı. İttifakla kabul olundu.
Müzakeratin sonlarına doğru Bursu Millet Vekili Dr. Osman Şevki Ulu-dağm miizakeratm hâfi yapılm&suıa alt teklifi duyuldu
Reis M. Kemal öke gazetecileri salonu terke dâvet etti.
Alınacak kararlar Etıbba odası tarafından ilân edilecektir.
ettim. Çocuktur neye vuruyorsun dedim. O zaman bana da bir tokat vurdu. Sinirfendim. Karakola gittim. Bizi orada barıştır* dılar. Ben eve gelince, Salihin, çamaşırlarım bohçahyarak eline verdim. «Artık seninle otura-mam» dedim. Gitti.
Aradan üç gün geçti. Salih yine geldi Maksadı barışmak imiş. Bizde kalan elbisesini istedi. Ben de kendisine verdim. O zaman Salih: «Sen başkasile evlenmek istiyorsun ki çamaşırlarımı veriyorsun! o diyerek elindeki bıçakla bana hücum edip birçok yerlerimden yaraladı. En fazla ve büyük yara karnımda İdi. Bir ay hastanede yattım. On beş gün kadar da pansumana devam etlim. Şimdi bütün yaralarım geçti.»
Behlyeden sonra şahit bakkal Ali dinlendi. Salih'i elinde bir bıçakla koşarken gördüğünü, vurup vurmadığını görmediğini söyledi.
Diğer şahit Arife İsmindeki kadın; hâdiseyi gördüğünü, Salih'in, elindeki bıçakla birçok de falar Behiyeyi yaraladıktan sonra. Behlyenin yere yıkılması İle artık vurmaktan vazgeçtiğini anlattı.
Mahkeme başkanı, dâva evrakının tetkiki sırasında, suçlunun zabıtada. savcılıkta ve sulh ceza yargıçlığındaki sorgusu sırasında, kadını Öldürmek
için seyyar satıcıdan bıçak satın aldığını itiraf ettiğini kendisine söyledi. Salih Kırıcı bu sözlerinin doğru olmadığını iddia etti.
Mü ta ab» keti Üniversite tıp fakültesi cerrah! kliniği ordinarvü profesörü He baş asistanının ver-
Perakende satış yapacak bakkallar tesbit edildi
İstanbul belediyesi hudutları içinde zeytinyağı İle pamuk yağı satacak bakkallar 25-1 olarak tesbit edllmlştLc-Bu perakendeci dükkânlardan başka yerde zeytinyağı ile pamuk yağı sa-tılmıyacaktır. isimleri tesbit edilen 251 bakkal, dükkânlarına »Burada zeytin”ağı ve pamuk yağı satılır» diye levha asacaklardır. Diğer nebatı yağların bu dükkânlarda satılması yasaktır, ötcdenberl perakende nebati yağ satanlardan. 254 bakkal haricinde kalan bütün bakallnr ve diğer esnaf fındık vağı. susam ve ay çiçeği yağı satabileceklerdir. Bunlar, ellerinde bulunan zeytinyağı île pamuk yağı miktarını bir beyanname ile vilâyete bildlrecfkler ve 254 bakkaldan birine devredeceklerdir.
Yüzde beş asitli zeyttnyağlar dr. yemekliğe ayrılmış olduğundan bununla sabun imali yasak edilmiştir.
254 bakkalın ismini ve adresini bildiren liste kaza kaymakamlıkları ile nahiye müdürlüklerine, ticaret ve esnaf odalarlle toptancı tâclrlere bildirilmiştir.
İzmir İncir ve üzüm Tarım satış kooperatifi genel müdürü B. Sedat İstanbulda bulunduğu günlerde, kooperatifin İstanbuldakt memurlarına, kooperatif yağlarının, kooperatifin İs tanbuldakf iki satış yerinde verilecek flat üzerinden satılacağına dair direktif vermiştir.
Kooperatif, bakkallara perakendeci kârı vermediğinden, kooperatifin yağları yeni şekilde de yrlniz ik! mağazada satılacaktır Ancak, satış şeklinde ufak bir değişiklik yapılmıştır. Şimdiye kadar halka 2-3 kilodan fazla yağ verilmezdi. Bundan sonra müstehlik, kooperatife ait satış yerlerinden İstediği kadar yağ alabilecektir. Yağlar satıldıkça yerlerine İzmir don yenileri gönderilecektir.
Mezh^h^da dün kesilen hayvanlar
Dün mezbahada 800 koyun, 900 kuzu ile bol miktarda sığır ve manda kesilmiştir. Kasaplarda vine hiç kovun eti yoktu.
Kasaplardaki koyun eti yokluğunu bizzat kasapların yaratmakta olduğu anlaşıldığından kasap dükkânlarının daha sıkı kont rottan yanılacaktır.
350 bin kilo kömür
Diin şehre 350 bin kilo mangal kömürü getirilmiştir. Kömürlerin çoğu Bulgaristan malıdır. Muhtelif iskele ve istasyonlara indirilen kömürlerin satışları yapılmaktadır.
ir Beyoğlu Halkevinden: Evimizde Prof. Seyfeddln Asal idaresinde bLr yaylı ve nefesli sazlar orkestrası kurulacağından bu orkestrada çalmak Istiyenlerln her gün saat 14 den 20 ye kadar (Taksim eski sular idaresi binasındaki» Ev müdürlüğüne müracaatla kaydolunmaları rica olunur.
Şikâvetler
Tamiri istenen sokak Selimpaşa yokuşu değil, Selimpaşa sokağıdır!
18/2/845 tarihli Akşamda, pek berbat ve yürünmez bir hale gelen Aksaray Kemalpaşa mahallesinde Ordu caddesine İnen .Selimpaşa sokağının tamiri temenni 1 edilmişti. Belediye neşriyat ve istatistik müdürlüğünden gelen cevapta Selin.paşa sokağının o civarda bulunan Selimpaşa yokuşu İle karıştırıldığı, bu yokuşun tamiri 15 bin liraya mütevakkıf olduğunun bildirilmesinden anlaşılmaktadır. Halbuki Se-llmpaşa sokağı küçük olup tamiri az bir para ile mümkündür.
944 mali yılı bütçesinde ödenek kalmadığı İçin .şimdilik tamir edılemıycceği bildirilen Selimpa-şa sokağının tamirinin 1045 ödeneğinde nazarı dikkate alınmasını sayın valimizden tekrar temenni ederiz.
diği raporlar okundu. Bunlarda, Behlyenin sol memesi altındaki üç yara da dahil olmak üzere on yedi yerinden bıçaklanmış olduğu zikrediliyordu.
Savcı, dinlenmesi İcabeden beş şahidin çağın İm alarmı istedi. Mahkeme: Fahriye, Mürüvvet, Mahmure isimlerindeki kadınlarla Ramazan ve Yıısufun cağıtıl-malanru kararlaştırarak duruşmayı ayın on yedisine bıraktı.
Hayatın en zevkli devirlerinden biri de muhakkak ki eskilerin «nekahet» dedikleri zaman, bir hastalıktan iyi olma devridir.
Büyük hastalıklar geçirmemiş kimseler asla bir nekahetin zevkini, onun buruk, acayip lezzetini tahmin edemezler. .
Bu, yeniden hayata başlayış, (umumiyle «yeniden doğuş tur. İlk doğuşunuzu hatırlamanıza imkân yoktur. Fakat bu ikinci doğuşun keyfini adım adım, grin gün, saat saat takibedebitirsiniz. Saadet, onu hissetmede, yaşamada olduğuna nazaran ikinci doğuş, farkedilmiyen birinci doğuştan çok daha kıymetlidir.
Hakikaten nekahetin zevki hudutsuzdur. Hayat birden bire yaşanmağa değer bir hal alır Oğu-la oğula yıkanmış, temiz bir bardak içindeki su bile insanın gö-LL zünde dünyanın en nefis, en hu-Q lunmaz içkisi olur. Q_
Yavaş yavaş perhizden çıkar-Ç\| siniz. Yağsız, bol limonlu, doma-«|_ teali bir pirinç çorbası, o sağlam- O lık zamanında katiyen iltifat et-m ediğiniz sıcak su, kaşığınız'n O içinde k-zzetiııe doyulmaz bir ve-'ğ) inek olup çıkar. . J-
Aı-tık yatağınızdan da kalkahi- 9* liyorsunuz. Hattâ size odanın içinde dolaşmak hürriyeti bile ve- ® rilmıştir. Günlerce, haftalarca g" bir yatak içinde hapsolunduktan*1" sonra bu odada dolaşmak size >* âdeta bir devriâlem seyahatinin^^ inanılmaz, heyecanlı zevkini^ uyandırır. Yatağınızdan kanapt- (D ye kadar yürümek, ortadaki iiç (Q adımlık veri geçmek, Okyanuslar Q) aşmak, bir kıtadan ötekisi ne Jr ulaşmak gibi âdeta size muhit'** değiştirir.
Pencerenizin önü ne kadar güzelmiş!.. Şimdiye kadar nasıl olmuş da hic farketmemişfiiniz? İnsan şu pencerenin kenarındaki koltukta sanki bütün bir ömür geçirse doymaz. Halbuki tabi! zaınaıvnızda hu pencere kenarına .beş dakika bile tahammül edemezdiniz. Simdi. talihinize de aran masmavi mart seması ve ılık mart güneşi içinde hu koltuk dünyanın en büyük saadetidir.
Hele o ilk sokağa çıkışınız?, tik adımlar?.. İlk yürümeler?.
Hayatta ilk adımların bile zevkinden. lezzetinden daha derin ve heyecanlıdır,
Ntkahetin. yeniden iyi olmanın biitiin kıymeti normal hayatın güzelliğini İnsana hissettirmesidir. Tabiî şartlar içinde unutulan saadeti işaret etmektir
Simdi önümüzdeki zamanlarda — belki hıı pek çabuk gelecektir — dünya . ölçüsünde bir nekahet devri göreceğiz. Bütün bîr ver vüzii nekahet’zamanına gi«-®eektir.
Bu suretle tabiî hayatın güzelliğini dalın iyi, daha içten anlt-van insanlar onun zevkini damin •lamla, yudum vııdurn çıkaracaklardır •
P'kara adam eşeğini kaybedip bulunca sevinirmiş!.. Dünyanın saadeti de kavhert'Hn tekrar ha-•nnan ese9® döndü.
Hikmet Feridun Es
Satışa cıkarı!an ithal malları
Gal. Küçük Balıkh Handa To-mas C. Tekere yağlı boya. İst. Atabek handa Doğu Ticaret T. A. S. e şap. tst. Çiçek pazan No. 42 de Refik Büriingüze adi pencere camı îst. Hasırcılar No. 44 4' Mordo Rodriğe şap.
BORSA
3/3/1045 fiatleri
Londra üzerine I sterlin 5-22
Nevyork üzerine 100 dolar 130.50
Cenevre 100 İsviçre Fi 30.3255
Madrid üzerine 100 pezeta 12.89
Stnkholm üzerine 100 Kuron 31.1325
Esham ve rahvlllt
Ergani % 5 1933 25-
tk ramiydi « 5 M8 22.-
% 5 ikramiyen M M. 21.80
% ? Milli Müdafaa 19.48
MÜH Müdafaa 2 19.85
MIH! Müdafaa 3 19.21
% 5 945 Milli Miidâfa 19.16
Sivas - Erzurum 1 19.10
Sivas - Erzurum 2-1 19.10
% 7 1941 D ¥ I 19.35
1941 Demiryolu H 20.40
1941 Demiryolu m 19.87
1941 Demiryolu % 6 M.—
Anadolu D Yolu % 00 34.»
Anadutu tahvili I ■ H 83.—
Anadolu Mümes 48.—
Merkez Bankası 150 —
KOKSA DIŞINDA
Reşadiye altım 38-85
Gulden 33.®
KtUcje altın oır gramı 5.2T
AKŞAM
4 tka 1C--5
Sanı f e 4
KARAR ZAMANI
Yazan SUMNER WELLS Hariciye Müsteşan
Toprak kanunu
BİRİNCİ KISIM DÖRDÜNCÜ BAHİS
Müdafaadan tecavüze
tasarısı
Yazan: Prof Dr. Hüseyin Avni Göktürk
Ei iıaud, yeni bir kabine kurmağa çalışırken n.iısavemet aleyhtarları Petaini iş başına getirdiler
2
Aynı zaniüiıoa Amerikan yardımına güvenmenin bir hayal olduğunu ve Amerikan hükümetinin mali ve ticari menfaatler tesiri altında bulunduğunu iki Roosevclt İdaresi için böyle bir iddiada bulunmak gülünçlü'. mail ve ticari mahfillerin ise, Amerikanın harb dışı kalmasını istemekle kalmıyarak Naillerle İktisadi ve niBÜ bir istismar paylaşması için anlaşma yapılmasına taraltar olduklarını söylüyorlardı. Halka karşı mesuliyetini duyan hiç bir hükümetin vatandaşlarını anavatanda düşmana terkederek mukavemete devam vesilesile şimali Afrlkaya kaçâmiya-eajhnı iddia ediyorlardı.
kabinede ikinci grupun fikirlerini vuzuhla İzah eden Genrge Mandel olmuştu. Bu fikre kabine dışında müzaheret edenlere Klemansoııun eski dostu olan âyan reisi Jule Jea-neuny, ve meclis reisi Eduard Herrlüt İdi Bunlar mukavemete şimali ArrL-ksda devam edilmesini. Fransanın derke 1 teslim olmakla çok şey kaybedeceğini fakat hiç blrşey kazannr.ya-capm. haysiyet ve şerefini bilen hiç bir hükümetin ayn bir sulh arıyarak müttefiki İnglltereye verdiği sözü bo-zanuyacağını, ve mukavemete devam edildiği takdirde ergeç Amerikanın kendi menfaati İcabı Fransaya daha geniş ölçüde yardıma mecbur olacağım İddia ediyorlardı.
VazlyetLn karışıklığı dolayısUe mebusun ve âyan meclislerinin toplanması mümkün olmadığı için Başvekil istilasını CumhurrelsLne vermeğe mecbur oldu Hiç olmazsa kabinesinin ekseriyetini temin etmedikçe P ynaud’nun hükümeti Cezayire geçirmesi mümkün değildi. Hususile böyle bir hareket, askeri ve bahri müşavirlerinin çle tavsiyelerine aykırı düşecekti.
Fransız milli meclislerinin Cum-hurreisliğine şahsiyetsiz bir adamı seçmek taamülüniin Lebrun zamanında olduğu kadar fena blrşey olduğu sabit olmamıştır Reynaud istifasını Lebnın'a verdiği zaman, kabine arkadaşlarından çoğunun mukavemete devam siyasetine muhalif olduğundan dolayı bu yolda harekete mecbur olduğunu izah etmişti. Fakat reis, kendisini yeni bir kabine teşkiline memur ettiği takdirde, bir kaç saat İçinde müttefikan mukavemete taraftar bir hükümet teşkil edebileceğini de söylemişti- Reis bu teklife muvafakat etmişti- Fakat Reynaud yeni kabinesini teşkil ile meşgul olurken, mukavemete muhalif olanlar reisin etrafını alıvermişlerdi. Bunlar reisi. Reynaud’nun yerine Mareşal Petaln'in getirilmesine kandırdılar. Fransız kanunlarına göre ancak Cumhurrelsinin verebileceği karar üzerine 14 haziranda Mareşal Petaln Başvekâlete getirildi Ve bu suretle zarlar atılmış oldu. Petain kabinesi derhal Alman yüksek kumandanlığına murahhaslarım gönderdi ve 22 haziranda mütareke imzalandı.
.Fransız donanmasının akıbeti
Mütareke Fransız milleti İçin bir facia, mukavemetin sona ermesi İngiltere ve Amerikanın ümitlerini kıran ezici bir darbe oldu. Fakat mütareke. hiç olmazsa, Fransız donanmasının büyük bir kısmının kontrolünü Fransaya bırakıyordu. Mütarekenin İmzasından evvelki günlerde reisin Fransız donanması hakkındakl alâkası her dakika artıyordu. Amiral Dadanla Mareşal Petain'e birbiri ardından mesajlar göndererek Fransa-nın müstakbel menfaatleri hesabına donanmanın yalnız teslim edilmemesi, değil, fakat Almanların eline düşmesinden evvel Fransız limanlarından uzaklaştırılması lüzumunda ısrar ediyordu. Bu müstacel taleplere Churchlll de iştirak ediyordu.
Churchlll. istifa etmeden evvel Reynaud İle görüştüğü zaman, Fransız kabinesi İngütereden Fransayı serbest bırakmasını İstemişti- O vakit Churchlll. İngiltere hükümeti namına, Almanya ile mütareke imzalamadan evvel, Fransız donanmasını tngiltereye teslim ettikleri takdirde bu arzularım Is'afa hazır olduğunu bildirmişti. Fransız mukavemeti sona erdiği zaman. Fransız donanmasının büytik bir kısmı Almanlar tarafından müsadere edilmek tehlikesinden uzaklaşmıştı. Birkaç gemi İngiliz H-mr| arına gitmiş, bir kısmı tskendc-riy île enterne edilmeği kabul etmiş, geri kalanlar da şimal! ve garbi Af-rikada, Fransız üslerine sığınmışlardı Bunlardan bir kısmı da Mersel-kebir hâdisesi üzerine hareketsiz bir hale getirilmişlerdi. Bu tarihten itibaren üç sene, Fransanm elinde kalan bu gemilerin İstikbali meselesi. Amerikanın Fransaya karşı taklbet-tbji siyasette mühim birimli olmuştur. Çünkü Fransız hükümetinin Al-manyayı Afrlkadan ve yakın şarktan uzak bulundurması donanmayı elinde tutmasına bağlı olduğu gibi, Almanya ve İtalya bu donanmayı kullanmağa muktedir oldukları takdirde, İngilterenln de Mısırı ve Süveyş kanalını müdafaa etmesi mümkün olamazdı. Bu müddet zarfında Amerikanın FTansaya karşı taklbettlğl >1*
yasetl takdir İçin. Fransız donanmasını Mihverin eline düşürmemenin ve Alma ny ayı Fransanın denizaşırı müstemlekelerinden uzak bulundurmanın ehemmiyetini göz ününde bulundurmak lâzımdır. Bu gayeler tahakkuk ettirilmemiş olsaydı. Amerika harbe girmeden evvel Atlantlğln Alman kontrolü altına girmesi İhtimali de çoktu.
Amerika Vichyyi niçiıı tanıdı?
Birçokları bu hükümetin Vichy'de kurulan Fransız hükümetini tanımaması ve hariçte hakiki Fransız mümessilleri tarafından muvakkat bir Fransız hükümetinin kurulmasını beklemesi lâzım geldiğini İddia etmişlerdir. Fakat Reynaud’dan sonra İktidar mevkiine gelen Pcatin kabinesi tamamen Fransız mesrStl teamüllerine uygun olarak tâyin edilmişti. Filvaki Amerika hükümeti VI-chy hükümetini tanımamazh.k edebilirdi Fakat bunu meşruiyet mazeretinden başka bir esasa Istlnadettir-mefie mecburdu Sonra o zaman. Fransa dışında hiçbir mukavemet hareketi mevcut değildi Filvaki general de Gaulle Londrada ldl ve mütarekenin İmzasından evvel İngiliz hükümeti tarafından tanınmış bulunuyordu. Fakat o da tek basma İd1. Bir tanımamazlık siyaseti, bu hükümeti Fransada, hâdiselerle temastan, yeni Fransız hükümetinin siyaset ve niyetleri hakkında malûmat almaktan. ve kendi menfaatine taallûk eden meselelerde tesir icrasından mahrum edebilirdi
Mütarekenin İmzasından sonra VI-chy hükümetini tanımak hususunda Vaşingtonda bir fikir ihtilâfı mevcut olduğunu hatırlamıyorum. Unutmamalıdır ki, İnellterenin teklbettiSI hareket hattı. M er s - el - Kebir hücumundan sonra İngiltere İle Fransa arasındaki münasebetlerin bozulması neticesi idi. Bu hükümetin Vlchv hii-kûmetile münasebetlerini muhafaza etmesi siyaseti Kanada tarafından da aynen taklbedllmlşt.l. Bu hareket hattının Mihver faaliyetine karşı mücadele hususunda lüzumlu ve faydalı olduğu birçok vesilelerle İngiltere hükümeti tarafından kabul edilmişti. Birçok mülteciler tarafından şiddetle tenkldedilen bu siyaset, insanlık bakımından binlerce mültecinin hayatını kurtarmağa hizmet etmiştir
Bundan maada, o vakit Fransada-kl cereyanların ne şekil alacağını, bozguncu kuvvetlerin kontrolundan ne netice alınacağını, ve Fransız halkı ve askerleri arasında Şimali Afrl-kada mukavemeti canlandıracak bir hareket doğup dozmıyacağını tahmin mümkün değildi
Paslfikte hayatî menfaatlerimizin büyük tehlikeye maruz bulunduğu her gün biraz daha vuzuhla anlaşılıyordu. Paslfikteki menfaatlerimizi. Amerikanın garp sahillerini, ve Panama kanalının stratejik mevkiini korumak Içtn her an donanmanın üstün kuvvetine İhtiyaç duyulabilirdi. İtalyan donanmasının mihver hizmetine girmesi, tnglliz donanmasının bir taraftan Atlantlğl kontrol etmesini, bir taraftan da Süveyş kanalını açık tutmasını ve İngiliz adalarını muhafaza etmesini güçleştirmişti. Bu sebeple Amerikanın, Fransız donanmasını Almanların eline düşmekten kurtarmak için Fransa üzerinde tesir İcrasına devam etmesi zaruri idi. Halbuki Vlchy İle Vaşlngton arasında münasebetler kesilmiş olsaydı bunu yapmak mümkün olamazdı,
Yeni toprak kanunu tasarısı mül- ' klyet rejimini esas tutmakla beraber ı onun üzerinde devletin hükümranlık 1 haklarından doğan ve kamu yararı ı ve İyiliğine bağlı müdahalelerine İm- ı kân veren eski «miri arazi» kavramı ! gibi bir durum yaratıyor. Eski miri ı arazi kavramı devletin müdahalesini i bugünkü toprak kanunu tasarısından I çok daha geniş ölçüde sağlamış bulunuyordu.
Binaenaleyh yeni tasarıya göre. 1 bundan sonra da herkes yine, hem 1 ae dah? âdilâne ve mehmaemken 1 müsavi ölçü ve nispetlerde araziye i malik olmakta devam edecek fakat araziyi bos yatırıp c ırütmiyerrktlr 1 Eskiden nasıl ki bos yatırılıp İşlenmeyen arazi üç yıl zarfında «möstp- ' hakki tapir (arazi kanunu madde 1 68ı olur. Yani sahib'nt’rn alınıp be 1 deli kendisine veya acık arttırma ite 1 isteklisine verilebilir tdi’-se yen! tasarıya göre de üç sene bakım, dikim, siiriim görmeyen yani telerümiyen 1 arazi ondan Bİmıp İstetmeye ehil olana verilecektir,
b> Aydın ve hukukçularımızda İleri sürülen ikinci endişenin de yer'.ırls olmadıkını Jfade etmek İsterim. Evvelâ, genel olarak sanılıyor ki. m»-deni kanunumuzun mülkiyet telâkkisi karsısında arazi mülkiyetine küçülme ve büyüme bakımlarından hu t ve sınır koymak mülkiyet kavramlle barışmaz bir istir’ Bu tamamen sun’i ve gerçeksiz bir görüş tarzıdır. Zira bugünkü medeni kanunumuz ve diğer bazı kanunlarımız, araziye yüz ölçüsü bakımından ve parçalanma yönünden takyitler konulması lihum ve zaruretini, esas Itlberlte. kabul et-mislerdir
Hem de bu bölünmezlik ve parça-lanmazlık prensibini doğrudan doğ-1 rüya zirai gayri menkuller bakımın-1 dan medeni kanunumıızca sarahaten kabul edilmiş bulunmaktadır. (Türk, medeni kamunu r '
mıı. Gerçekten bu hususta gayet et-, raflı hükümler koyan medeni kanun İktisadi bir vahdet ve bir İşletme bütünlüğü teşkil eden zirai gayri menkulleri. hattâ yüz ölçüsünü dikkat görümüne katmaksızın mirasçılar-1 dan İşletmeye ehil olan İstekliye tahsis prensibini kabul etmiştir. Diğer, mirasçıların hisselerinin İse diğer | mallardan ve hukuk teknik dilinde 'denkleştirme dedlülmlz karşılık bedellerle temin olunmak gerektiğini göstermektedir
Türk hukukunda, medeni kanunumuzun bu. üzerinde durduğumuz hükümlerinden maada, halen mer i arman kanunumuzla da arazi mülklerinde yiız ölçüsü bakımından tahditler konmuştur Bu kanunu güre: Her ne kadar fertlere hususi ormanlar üzerinde mülkiyet hakkı tanınmakta ir de bir taraftan mülk ormanların devlet ormanlarından uzak olması, diğer taraftan hususi ormanların çok küçültülmemişi şarttır Küçüklükte ölçü baltalık, yani odun veren ormanlar için 200 hektar ve koruluk yani kereste veren ormanlar için 1000 hektardır. Yani bu ormanların mah'-teri bunları ne sağlar arasındaki islemelerle ı meselâ alım, satım, trampa, ilh "Ibl akillerle! ne de öliime bağlı tasarruf lşlemclerile parçalamağa mezL ı değildirler Bunun gibi, mülk ormanların miras yoliyle geçişlerinde de bunların parçalanmadan optan isletmeğe muktedir ve ehil mirasçıya düşürülmesi gerektir. Tabiî diğer mirasçıların bu yoldan kaybettikleri. 'denkleştirme b»del-lerile kendilerine ödenin
Arazi mülkiyeti işinde, büyük bir fanatizma ite. mülkiyetin dokunulmazlığına ve ona hiç de ehemmiyetli takyitler Konamıyacatfına İnanan aydınlarımıza, bu kabil kanunlarla mülkiyet hudutlarının bu derece aşıldığını hatırlatmak İsterim Kaldı ki bizim gibi Roma mülkiyet görüşünü esas alan başka birçok memleketlerde, bu aşıs bizimkilerden çok daha asın olmuştur Garp memleketlerinin mühim bir ktsmında bu yönden tahakkuk ettirilen ıslahat ve terakkiler üzerinde yazılanlar saymakla tüken-ı mez bolluktadır
Bizim bugün elimizde bulunan tasan sadece arazi nevinden olan gay-I rl menkullerin yüz ölçülerinin en az ve en çok büyüklüklerini, zaten esasları hukukumuzda yerleşmiş bulun’ " " bir hale
ıunan kıral naibi Danıaslunos İngiliz ve Yunan hava kuvvetlerini teftiş ediyor.
TAKSİM SİNEMASINDA-^
Şimdiye kadar çevrilen TÜRKÇE filmlerin en muvaffak olanı I
Baş rolde; MÜNİR N (J R E D D İ N OYA SENSEV — TALÂT ARTEMEL
riOymetll sanatkâr MÜNİR NUREDDİN'In en yeni şarkılarının kendi- I sini görerek ağzından dinlemek ve İyi bir Türk filmi görmen istiyenler B mutlaka TAKSİM Sinemasına gitmelidir.
(Arkası var)
Kar, Erbaa çevresinde yolları kapadı
Erbaa 2 (A.A.) — Taşova, Lâdik ve Niksar ilçelerile çevremizde günlerden beri arasız yağan kardan yollar kapanmış bulunuyor. Kann yüksekllğî bazı yerlerde bir metreyi bulmuştur.
V
Z'

Emsalsiz ve heyecanlı film başııyor. Baş rollerde:
JOHN HOVVARD — MARGUERİTE CHAVMAN VE NİNO KAWAKAM1 peral Harbour baskınının bütün teferruatını tasvir eden bu emsalsiz filmde: Denizaltı muharebelerini... Peral Harbourda Japon casuslarını... Limanın torpillenmesini... Hlranamu Japon tayyarelerini göre-
ceksiniz. iMMMH^MVtrlerlnizl evvelden aldırınız, m»d
Created by free version of 2PDF
ıi^unmaKtacır uiih . . .. , , ,
Cm i dugu üzere, daha düzenli
k,. ... sokmaMan tarettir.
Cı Üçüncü olarak, aydınlarımızın ve hele bunların hukukçu olanlarının üzerine endişe ile parmak bastıkları bir cihet de kamulaştırma işlemelerinde karşılık meselesidir. Bu bakımdan evvelâ şunu belirtmek lâzımdır ki yeni toprak dağıtma 've ocak kurma tasarısı asla bir müsadere kanunu değildir. Bütün hükümleri mülkiyeti takviye, arazi mülklerini onu be-1 nimsiyeblleceklere geçirmeyi amaçh-ı yan bir kanunu böyle sanmak tama! men haksız ve yersizdir. Bilâkis ka-Hattâ şurasını da ayrıca belirtmek «ulaştırma ihtiyacı görülen arazinin İslerim ki, medeni kanunumuzun aslı bedelleri mutlaka verilecektir. Hattâ olan İsviçre medeni kanununda bu- o kadar verilecektir kİ tasan bu be-gün hükümetin meclise verdiği ka- dellerin tâyini ve ödenmesi şekilleri nun tasarısının, toprakları bir asga- . hakkında uzun uzun tedbirler ön
"Bugün ELHAMRA Sinemasınoae*™%
YERALTI ESRARI
TÜRKÇE
JOHN HUBBARD — VİRGİNİA
Amerikada Mlhvercilerhı entrikaları.. Harb gayj etlerine karşı çalışan hainlerle müthiş mücadele... Yekdiğerini takibeden Esrarengiz cinayetler, meraklı ve korkunç hâdiselv... Fevkalâde bir film
Matineler saat 10.30 da başlar.
SÖZLÜ
GREY — LI.OYD COKR1GAN
z
nun tasarısının, toprakları bir asga- , hakkında uzun uzun ri parçalanma haddinden aşağı dil- | görmektedir, şürmeğ! önleyen hükümlerine benzer j hükümler mevcuttur kİ bu hükümler , medeni'kanunumuzun genel sistemi-ı' le ahenk halindedir. Bu türlü tak- ' yltlerln. Roma hukukunu mutlak mülkiyet telâkkisini yumuşattığı aşikâr İken bu hükümler zuhul eseri , olarak bizim medeni kanuna geçmemiştir. Ezcümle İsviçre medeni (a-nununun 616. çı maddesine göre: i «kantonlar gayri menkullerin taksi-1' minde uyulması gerekil yüz ölçüleri-nln asgarilerini, muayyen zirai İşlet-1 meler bakımından, tâyin ve tesblte ' salahiyetlidir» c ........... '
nl kanunumuzdan, bu maddenin kaldırılması ondakl ahengi ve onun mülkiyet bünyesinde yapmak İstediği sosyal değişiklik ve inkişafı aksatmıştır. Bizim medenî kanunumuzda bu maddenin yerine «gayri menkullerin tahsis edildikleri ziraat çeşit ve işletmelerine göre yüz ölçülerinin tâyin ve tesbltı işi bir nizamname İle tanzim olunur» denilmek gerekirdi
İşte toprak kanunu tasarısının bu • yönden yaptığı iş sadece medeni kanunumuzdan. şümulünü ve -tesirini etraflıca ve millet İktisadımızın temeli olan ziraat bakımından İyice düşünmeden attığımız bu kabil hükümleri tamamlamaktır. İsviçreliler, medeni kanunlarının yukarıda anılan 61« eı maddesine dayanarak mühim bir kararname çıkarmışlar ve arazinin yüz ölçüsüne konulması dilenen bu tahditleri düzenlemişlerdir.
Fakülteler arası kır koşusu
Üniversite talebe birliği 1 nisan 945 pazar günü beş fakülteye mensup talebeler arasında kır koşusu tertlb-etmlştlr. Bu müsabakada birincilik kazanan atletten en çok puan alana talebe birliği tarafından kupa verile-
j Halkevleri ve Kurumlar ]
Burada her şeyden önce şunu da söylemek gerektir: Bu tasarıya göre özel mülklerden kamulaştırmaya sıra epeyce geç gelecektir. Zira devlet elinde tasarrufu kabil hayli arazi zaten vardır. Kamulaştırmaya gelince: Tasarının bu hususta öngördüğü usulden ana yasamızın kamulaştırmada esas tuttuğu değer paha prensibine. zannedildiğinin hilâfına olarak, hiç bir aykırılık yoktur. Gerçekten ana yasamız sadece mülkiyetin dokunulmazlığı prensibine bedelsiz
dan tayrn ve tcsbite kamalrLŞtırmanm yas^ğmı tesblt « kamalasormanm ufal, sekil
ŞEHİR İ’İYATKOSU 8aat 20 JO da Dram Kısmın da YAYLA KARTALI
Komedi nsmınca
YUKARI KÖŞK günü 15 3(1 da maline
Eminönü Halke.ınde Tiyatro Şenliği
4 mart pazar saat 15 ve saat 21 de
Orta oyunu
Biletler satışa çıkarılmıştır. Tel: 23340

ve bedel tâyini bakımlarından teferruatının düzenlen dirilmesi işini, hususi kanunlara bırakmıştır
Zaten muhtelif daire ve müessese-lerlmizln istimlâk usu! ve bedellerini tâyin yolunda birbirinden tamamen ayrı birçok sistemlere bağlı olduğunu hiç olmazsa hukukçu aydınlar pekâlâ bilirler Toprak kanunu tasarısı da kamulaştırmanın şekil ve be' del tâyini bakımından bazı teferruatını koymakla, aynı zamanda, kendi alanına alt bir hususi İstimlâk kanunu mahiyetini arzedecek demektir. Toprak kanunu tasarısı bedel yani paha tâyini isini şöyle bir usule bağlıyor:
Kamulaştırıiacak arazi ve üzerindeki yapı ve tesislerin kamulaştırma karşılıkları, aıazlde 2901 sayılı kanun gereğince toprak yazma komisyonları tarafından toprak vergisine matrah olmak üzere 1943 yılma kadar kesin olarak belirtilen değerdir. Bina ve tesislerde İse aynı malî yılı vergisine matrah olmak üzere safi İrattan 1837 No. lı kanunun 14 .cü maddesi mucibince bulunacak değerleri esas tutulur. 1943 mail yılına kadar yazım komisyonlarınca yazımı yapılmamış arazi veya İrat değerleri, kesin olarak belirtilmiş bulunan bina ve tesislerin kamulaştırma karşılıkları 1331 yılı vergilerine matrah olarak kaydedilen değerlerin altı katıdır.
Hiç vergi yazımı yapılmamış veya 1331 yılından önce yapılmış olan arazi, yapı ve tesislerin kamulaştırma karşılıkları, yöre ve çevrelerindeki en yakın arazi, yapı ve tesislerin yukarıdaki usullerle ödevli mercilerce kesin olarak belirtilen değerdir tşte, aziz okuyucularım, tasarının kamulaştırmada değer paha tâyini İçin tuttuğu yoL ve fikrlmlzce İşin ..............
İcaplarına, arazinin tablatine en uy- şüphe edilmemek gereken bir proje-gun olan bu yoldur. Hem de bu yol dİ'- Yurdumuza uğurlu olmasını dlle-Ustellk âdllânedlr. Vâki a bundan | yelim.
ri x» YAYIN
HOLİVÜT DÜNYASI
Hollvut Dünyasın n 69 uncu sayısı Alice Faye ve Margllerite Chapan'm renkli rcslmieriıe siislü kapaklar İçinde çıkmıştır.
arazi yazımlarında arazisini ve ger- , çek değerini glzllyenler az çok zarar göreceklerdir. Fakat bundan toplu-' mun ahlâkî duyguları kazanacak ve bir daha yurdumuzda arazi yazımlarında yalan ve dolana kolay sapıl a-ımyacaktır. Cemiyete düzen, ve hem de esaslı bir düzen vermek dâvasında bulunan bir kanun projesi ahlâksızlığa ve yalancılığa yer mİ vermelidir? Görülüyor kt böyle bir kıymet biçme İşinde müsadere karakteri ve hakkanlyetsizllk katiyen yoktur. 1331 yılı yazımına göre alman emsalde dahi biz bir haksızlık görmüyoruz. Hele aydınlarımızın bugün belki unuttukları ve bazı müesseslerimiz tarafından tatbik edilen takdiri kıymet usulüne nispetle bu tasarının sistemi çok salim ve hakkaniyetlidir. Bu arada D. D. Y. için yapılan İstimlâklerdeki kıymet takdiri usullerini hatırlatmak isteriz.
Kısacası, yeni toprak kanunu tasarısı bir taraftan yurdumuzun iktisadi temelini teşkil eden ziraat ve toprak dâvasını çözümlemeğe çalışırken diğer taraftan da milli iktisat ve hattâ cemiyet meselelerinin bütününü, nüfus ve yerleşme politikasını «e yurttaşlar arasında varolması özlenen içtimai dayanışmayı deril toplu ve ahenkli bir surette göz önünde bulundurmuş ye hayırlı olacağında
1EŞLLAY KURUMU 25 İNCİ YILIM Kül LU YOR
nesil bozan irade ve seciye düşmanı İçki ve uyuşturucu zehirlerle savaşmak üzere kurulan Yeşilay cemiyeti 25 inci senesini idrâk etmiştir. Bu münasebetle martın 11 inçi pazar giın£ kutlama töreni yapılacaktır. Öğteotn evvel saat 10,30 da Eminönü Halkeelnde davetliler ve İçki düşmanlarının Iştirâkiie toplantı yapılacaktır Yeşilay Ülkü ve tarihi üzerinde hatipler tarafından söyle.ler vıriltcek ve Şehir Oanaosu da bir konser verecektir Mera-‘.mı müteakip Taksim âbidesine çelenk konulacak. oğieaen sonra da saat 15 de To-katiiyaıı salonlarında Yeşllaylılar arasında aile çayı yapılacaktır. İstanbul şehrinde doğan ve gelişen Yeşilay Kurıımunuıı 25 İnci yıl bayramına şehir yakın bir ilgi göstermektedir.
* Kadıköy Halkevinden 5/IU W5 pazartesi günü saat 18^1 da sayın Kâmil Kebecioğlu tarafından (Yunus Emrenin hakiki mezarı ı mevzulu bir konferans verilecektir. Herkes gelebilir.
* üniversite talebe birli-
ği — 5 Mart 945 pazartesi gıinü saat 16 da Hukuk Fakültesi 1 İnci sınıf salonunda konservatuvor reisi Hüseyin Sadeddin Akel tarafından ..Türk Musikisin mevzulu bir I; n'*r; ns ve-riiecektir. (
A- Ç- E K. İstanbul murışczuıden: Ç. E. K. Sanyec şubesi senelik kongresini akdetmiştir. Geçen bir sene zarfında giydirme, yedirme ve para yardımı yaptığı ve temin eıUkteri 881 lira varidatın 334 lira sartedilerek bu paranın temin olunduğu anlatılmıştır. Yeni İdare heyeti intihap olundu. Kongrece bir çocuk dispanseri açılması dileğiyle kongreye son verildi.
* Ç. E. K. İstanbul merkezindin: Ç. E. K. Beykoz kaza şubesinin senelik kongresi yapılmıştır. Geçen sene 6 ikiz çocuk himaye altona alınmış ve ayrıca her birine lı) ılra aylık bağlanmış ve 11 amelenin çocuklarına Sümer Bank nezdiode yaptığı bir teşebbüs neticesinde oyda 15 lira ve parasız yemek temin edildiği gibi tahsillerini üzerine aldırmış. 8 çocuğa kundura verilmiş. 418 çûcuk hamamda yıkattırılmış, 50 çocuk tedavi ve muayene ettirilmiş. Ve bir çocuk Erenköyü sanatoryoınuna yatırılmıştır.
Bu hayırlı yardımlar* yapman üzere 3608 lira varidat temin ederek 215 lirası sarfedllerek gelecek seneye 3392 lira devretmiştir. Yeni İdare heyeti Intihup olunmuş te bir çocuk Bakını Evi ve çocuk dispanseri küşad. temin olunarak kongreye osn verilmiştir.

HAFTA KONUŞMASI
Omlet deyip geçmiyelim?
ünün j
SERBES SÜTÜN
Yedi aylık bütçe
İViemieket'n yangın felâketi
Omletin iyisi tavadan alınınca tabakla yassılanıp çökmez, pörsümez; kabarıklığını, dolgunluğunu, tontonluğunu muhafaza eder. Koyu sarı ve tunç rengi paftalarile mükemmel basılmış, cilâsı üstünde bir coğrafya atlası gibi insana sıcak iklimli memleketlerde seyahat arzusu verir, ılık hülyalara sürükler
Dara gelince siitun doldurmak için vapur, tren ve tramvay yolcuların^ gûya konuşmalarım kaleme alarak tuhafça yazılar yazmak eskiden beri gazete muharrirlerince âdettir. Bu, başka yemek olmayınca veya beklenmedik misafir geliverince omlete baş vurmak gibi pratik bir «eksiği tamamlama — boşluğu doldurma — bir şeyler yapmış olma’, işine benzer. Altı yumurtayı çalkala, çalkala, iki kaşık kızgın yağa dök, çevir, sofraya yolla... İşte beş dakikada hazırlanmış bir kap yemek... Âlâ!
Fakat varım yamalak bir omlet yerine evde başka bir yemek bulursak daha memnun kalacağımıza şüphe yoktur. Omleti sevmem mi? Severim. Fakat omletten omlete fark vardır. Çalkalanan, hattâ içine peynir, domates, maydanoz vesaire katılıp yağa atılan her yumurtadan ortaya benim anladığım mânada omlet çıkacağına inananlardan değilim. Bazıları viraneliğe atılmış pabuç eskisi şeklinde ve manzarasındaki nesneyi de omlet savarlar.
Bövlesi bir omlettir ki tabağınıza konan parça size kuruluğu bakımından morfin iğnesi yapılmış bir hasta çillini hatırlatır, iştah n?rede, acıma verir. Ağzınıza bir lokmasını atınca düşünmeğe koyulursunuz; kendi kendinize sorarsınız: «Yarabbi, bir şeyi eksik ama nesi? Tuzu mu? Peyniri mi?» Zahmet edip de üzerine bunlardan serpmece kalkışmayınız... Tesir etmez. Fena nişmiş bir omlet tuz, biber değil. m>k ve amber ekilse bana mı demez.
Hattâ o biçim omlette yumurta taze olsun, bayat olsun kendi karakteristik kokusunu bile kaybetmiştir: kimyevi bir tahallüle uğnyarak samana dönmüştür. Maydanoz ne olmuştur? Pyenir nasıl hiçe gitmiştir? Yağdan yumurtaya niçin tat geçmemiştir? Akıl erdiremezsiniz. Daha acayibi, kötü omlet ekmeğe katık teşkil edemez: ikisinin çiğnemekle de birleşemedeğine ve birbirlerine lezzet katamadıklarına şaşar kalırsınız!
rihlnde — otuz beş yıl önce — Ayasuluk harabelerini gezerken ufacık otelinde mantarlı bir omlet yemiştim, bunu güvey girilen gece kabilinden unutulmaz hâtıralar arasında saymak mümkündür.
Hem düşününüz ki omlet hâtırasına sonradan evlenme pişmanlığının zehiri de katılmaz!
dan birindeki omlet tarifine baktım. İki nokta dikkatimi çekit: Yumurtaların sayısüe tavamn büyüklüğü arasındaki nispet mühim bir rol oynarmış. Meselâ tava küçük, yumurta çok olursa omletin altı yanarcasına kızarır, üstü sulu kalır, pişmezmiş. O sebeple 3 yumurta için 18 - 20 santim ve bunlara ilâve edilecek her yumurta adedi için de tavanın eni ikişer santim daha büyük olması icabedermiş,
Gördünüz mü? «Bir omlet yapıyoruz » demek kolaydır ama kolay sanılan bu yemeğin de bina ve köprü kuıar gibi bir hendesesi ve mimarlığı vardır. İkinci nokta şu: Bir seferde altıdan daha fazla yumurta ile yapmaktansa varı yarıya olmak üzere iki seferde pişirmek lâzım gelirmiş, Bir d? şu cihet pek mühim: Tava ıs'ak değ’l, hattâ azıcık nemli ise pişirilen omlet tavaya yapışmağa mahkûmmuş...
Gene (alaturka vç alafranga yemek Öğretimi) kitabında bir aritmetik problemine daha rastladım: İstakozun pişmesi, formülü... İstakozun uzunluğu kaç santim geliyorsa 45 ile darb ve 60 ile _ taksim etmek icabedermiş! Bütün bun’ar bir mutfak matematiği olduğuna alâmettir.
Omletin iyisi tavadan ah- : unca tabakta yassılanıp çökmez, pörsümez; kabarıklığı- • m, dolgunluğunu, tontonluğunu I muhafaza eder. İki tarafı da ya- i nık ve lekeli değildir: koyu san 1 ve tunç rengi paftalarile mü- • kemmel basılmış, cilâsı üstünde ' bir coğrafya atlası gibi insana baktıkça bakmak, sıcak iklimli memleketlerde yo'euluk etmek ı hevesi verir; ılık hülyalara sü- ' rtikler.
Ne çiy, ne yanmış kokusu duyarsınız. Bıçağı sürünce kabuk kolayca yanlıverir; tabağa çok kaynamış süt sanlığında özlü bir su yayılır. îçı yeni çırpılmış bir krem kadar köpüklü, yumuşak, fakat pişkindir. Ağıza atınca — eğer harçlı ise — her madde-, nin kokusunu ayrı ayn ve bir arada, çiçek demeti imişçesine duyarsınız. Meselâ domates pembe- j liğinî, maydanoz yeşilliğini kaybetmemiştir. Peynir ne erimiştir.! ne topak topak, kesmik kesmik , kalmıştır. jtakozdan bahsetmek değildi, ilk
Omlete bunlardan başka neler ™tıri«rdan at çok serileceği üze-kaııştirilabilir? Jambo'lusu. ta- re 91020 vaPür. tren ve tramvay vuk ciğerlisi meşhurdur. Pata- yolcularına, getir:cek ye takm-tesli, kızarmış ekmeklisi, makaı- dik lan tavırlara göre mizaçlarını nalısı da fena olmaz. Hele bu inceliyecektim. mevsimde taze soğanı saplarile | Neyliyeyim ki benim bir kusu-birlikte biraz öldürerek içine rum da dille münasebetedir: Len-koyarsanız enfestir. Ispanak, güistik mânaya da olsa, yem?k kuşkonmaz, beyin, dil. pastırma, tadı almak bakımından fizvolo-sucuk. karnabahar, kıyma, bü- jik mânaya da gelse dil bahsinde tün av etleri hattâ balık,., hepsi de keyfe göre omlet harcıdır ve mpz ki şu konuşma — taze ve hepsinin lezzeti birbirinden âlâ- bol yumurta mevsiminde, hattâ dır. ı ‘ ‘ - - - -
Fikrimce azar azar kalmış ve temiz saklanmış artık yemeklerin kanştınlmaşile de lezzetli omletler yaparak iktisada ve zevke hizmet imkânı yok değildir.
Omleti omlete benzetmek şar-tile...
Sayın Maliye Bakanı yeni ma-1 tjlmıştır ve mâliyemize, bu saye-,U sene kanununa göre hazırlan- de. ilme ve tenkiğe uygvn br mış olan yedi aylık bütçeyi Bü- çehre vermek kolay olacaktır, yük Millet Meclisine sunmuş bu-'Yedi aylık bütçenin adî giderler lunmaktadır. Bu vesile ile basın müesseseler!ne verdikleri malûmat üzerinde dikkatle durmak isteriz.
Bütçe tasansında adî ve fevkalâde tasnifi devam etmektedir ki, bunu tabii, hattâ zarurî görmek lâzımdır. Her devlet normal, devamlı masraflar dışında, altı seneden beri mühim yekûnlar tutan ve doğrudan doğruya milletin hayat ve istikbalini alâkalandıran haıb veya müdafaa masraflarını ayn bir bütçede göstermektedir.' Bu masrafları karşılamak İçin de fevkalâde, yani geçici varidat temin edilmekte. bütçenin bu kısmı kalkınca mükellefe 3""
bölümünün yekûnu 371,427,799 lira olduğuna göre geçen senenin yedi aylık masrafına "göre 38,674,392 lira fazialık görülmektedir.
Yurdun kültür, bayındırlık, ziraat ve sağlık işlerine ve memurların terfihine, hususî kanunlar ile tahsis edilen paralar yüzünden, fakat diğer taraftan mühim tasarruflar temin edilerek, adî bütçe kabarması bu asgarî hadde indirilebiliri iştir. Diğer taraftan fevkalâde gider bütçesi 224,407.099 lira ile geçen senenin aynı devresine göre ancak 1,573,766 liıa bir fazlalık göstermekte ve her iki bütçe için 595
İZ- onuşmama başlarken maksadım omlet veya Is-
d i'im açıliT. Fakat inkâr edile-
Herkes kaşık yapar ama sapım ortaya getiremez, der-ler. Sapı ortaya gelmeyince buna pek de kaşık adı verilemiyeceği meselesini geçelim, omlet öyledir: Hrkes yapar, hattâ tabağı ortaya getirir ama ona omlet demek İçin bin şahit ister.
Daha kötüsü şudur ki elinden hiç Iş g?lmeyen. mutfaktan anlamı yan bir adam omlet yapacağına inanmıştır; basit görünen yemeklerin güç kotanldığmın farkında değildir. Rafadan yumurta yapmanın bile bir marifet olduğunu nasıl anlatmak? Kahve pişirmek de öyledir; değme kahveci başaramaz!
Vaktile ata, arabaya binip Merdiven köyüne giderdim .. Bektaşi tekkesine mi? Hayır. Fikir, tören ve âdetlerini bırakalım, hele bir şeyhe kul köle olmağı geçelim... Tekke kokusu hoşuma gitmezdi. Zira tekkelerin kendilerine has bir kokusu vardır: Biraz pösteki, azıcık aba, nemli hasır, kurban eti, mum ve kapanık hava kokusu.. Bunlardan başka bir koku daha duyardım: Dervişlerin kafa tasları İçinden sızdığına hükmettiğim acayip bir İnsan beyni kokusu!
Gittiğim yer, tam tekkenin karşısında Uzünçayira bakan bir kır kahvesiydi. MelânkoM halinde hizmet eden, müşteristte Jko-nuvavıyan kıranta saçlı kahve pişi lo^di, KdpHe bile bambaşka bir .(«4 re M*ıviş verirdi. Bu kahve ne suluydu, ne koyu... ne tatlıydı, ne acı. İçmezdiniz... o, kendiliğinden yayılır, âdeta kendisi sizi içerdi1 Omlet te vardır ki bir açığı kapatma ve misafir avutma ası değil, bir ziyafet yemeği olabi- ( J!r, Bazı memleketlerde omlet yapmakla şöhret kazanmış lokantalara ras!anır. Hattâ fl te-j
paskalyasına yaklaştığımız bahar arifesinde — memleketimizin ucuzca kalabilmiş besleyici bir gıdasına konu olduğu için — zemine, zamana uygun sayılabilir.
Öyle ümidediyorum ki okuyu-cu'anmdan bir kaçı, bu akşam yemeğinde taze soğanlı, pufla gi-Aslında omlet frenk yeme- kabarmış, altın sansı bir om-ğidir. Bizde bir başka şek- IH yapmak ve yemek arzusuna li vardır ki adına «mücver» veya kapılmaktan kendisini alamıva-«mücmer» denir. Ama mücver çaktır, omletin köfte biçimine girmişi- Ben de Öyle.... dir. Her türlüsü, meselâ fıstık
üzümlüsü. midilisi, işkembelisi | Rchk Ha ,d Karay
de yapılır,
Doğrusunu isterseniz yukarıda manzarasını tarif ettiğim omlet mücmerden daha hoştur. Gene frenkler omleti tatlı olarak da yaparlar ve fırından çıkınca üstüne rom döküp yakarak sofraya mavi a’evler saçar halde getirirler, iki güzel ve meşhur yemek kitabının muharriri Ekrem Muhiddin Yeğen’ln evinde masaya konan alevli dondurmadan aziz meslekdaşim Vâ - Nü geçenlerde keyifle bahsetmişi1: keyfini çıkararak yediğini de ben gözlerimle görmüştüm.
Bunu hatırhyarak o kitaplar-

ı
Yağmur yağınca, kendiliğinden pencereleri kapayan âlet
Yağmur yağdığı vakit, otomatik bir şekilde kapanacak bir pencerenin icadedildiği bildiriliyor. Bu haber bir çok tembel insanları sevindirecektir. Amerlka-daki Lear uçak fabrikası, böyle bir tertibattan istifade etmektedir. Ancak, kumpanya bu âletin sımnı İfşa etmemiştir.
Anadolu Anonim
7 ürk Sigorta Şirketinden:
Şirketimizin 1944 senesi hissedarlar âdi gtnel kurulu aşağıda yazılı maddeler hakkında görüşmek ve karar vermek üzere 30 mart 1945 tarihine rastlayan cuma günü saat 10 da Ankara'da Türkiye İş Bankası Umum Müdürlüğü binasında toplanacaktır. Şirket iş tüzüğü gereğince Genel Kurul'a katılacak alan en aşağı 10 hisse senedine sahip hissedarların bu hisse senetlerim veya bunları müsbit vesikaları toplantıdan bir hafta evvel Ankara'da Türkiye İş Bankası ve İstanbul'da Yeni Po-ılanc karşısında Büyük Kmarıvan hanındaki Şirket muamrlât merkezine yatırarak mukabilinde duhuliye kartları almaları İlân olunur.
GÖRÜŞME GÜNDEMİ
1 — 1944 yılma alt Yönetim Kurulu ve Denetçiler raporu ile bilanço ve kâr ve zarar hesaplarının okunması ve bunların İncelenmesi ve onanması İle Yönetim Kurulu Üyelerinin ve denetçilersin ibrası,
2 — 1944 yılı kâr ve temettöftnün dağıtılması hakkında karar verilmesi ve dağıtma tarihinin tesbltl.
S — Yönetim Kurutu Üyelerinden üçüncü müddeti dolmuş olduğundan şirket İç tüzüğünün 12 ncl maddesi gereğince üç üyenin seçilmesi.
4 — Denetçilerin seçilmesi.
5 — Tîcaiet kanununun 323 ve 324 önen maddelerine tevfikan Yönelim Kurulu Üyelerinin gerek fcenrtl namlarma ve gerek başka
rtect terin Yönetim Kurulu Üyesi veya Müdürü sıfatllc Şirketimizle •■■■■■■ İç yapmaların* müsaade yfillmed.
kınca mükellefe yüklenen bazı1 milyon 834.898 lira masrafa mu-vergîleıin veya zamların da de-: kabil 530,233.000 lira gelir tah-vamına sebep kalmıyacağı. bütçe ile de zımnen ifade edilmek-t:dir. Dünyanın yakında sulha kavuşmasile bütçemizin, bu kıs-rrının lüzumsuz kalmasını, eski vahdete dönerek muntazam çehresini almasını dileriz.
Şimdiye kadar tatbik edilegel-miş olan bütçelerin, hattâ malî sistemin en cok tereddüde götüren noktası, değil yalnız nafia. demiryolu işlerinin, fakat hattâ' devlet sanayiine tahsis t r tesis sermayelerinin de. diğer masraflar arasında, tam bir tahlile imkân vermeyen bir tarzda gösterilmesi İdi.
Bizce bir kaç neslin istifadesini temin edici işler için ve hele az çok ticarî mahiyetteki teşebbüsler için lâzım olan sermayenin vergi yolile temini, belki bir ara mecburî idi. fakat her halde İçtimaî külfetlerin fertler ve nesiller arasında nimetlere göre dağıtılması esasına uygun değildir.
Devletçe kurulan fabrikalar, ha.tâ yapılan demiryolları, bunlar İçin gîtir’ılen vasıtalar, malî ve İktisadî bakımdan, gelecek nesillere devredilecek sermayelerdir. Bunların ancak amortisman ve itfa bedelleri her senenin bütçesine geçirilmek ve asıl sermaye ancak istikraz yolile elci? edilmek gerektir.
Esasen dünya vaziyeti, birbirini tokibeden harbler yüzünden, hayatın tatlı ve hafif taraflarını görememiş olan bu nesle, haleflerine her şeyi hazır ve borçsuz devretmek ödevini yüklemiştir ve maliye tekniğinin imkânlarından faydalanarak, bu yükü biv dereceye kadar hafifi:tmek bir gün muvafık görülecektir.
Belki tesise ait bütün teşebbüsleri devletin mürakabesi altında bir «dotation» cihazına devretmek ve bu cihazı ancak devletin kefaletile yapılacak istikrazlar ile beslemek yo’-una girmek lâzım gelecektir.
Her halde hususî mahiyetlerini, faydalarının bir kaç nesli alâkalandırdığına sayın Vekilin de belirttikleri bu tesisler gelecek nesillerin gelir seviyelerini yükseltmek İçin yapılmaktadır ve normal bütçe çerçevesinin dışında kalmaları gerektir. Bu istikamette belki ilk adını atılmış, bunlar, yedi aylık bütçe tasarısında ayn olarak gösterilmiştir.
Bütçe tasarısının adî bölümleri içinde envestismanlar iç>n (56.3i milyon İha ayrılmış bulunmaktadır ve bunun mühim bir kısmı vergilerle karşılanacaktır.
Gelecek bütçelerimize yukarıda belirttiğimiz prensiplere uyularak, bu işlerin vergi ile karşılanan kısmının vavaş yavaş azalacağını ve hattâ umumî bütçeden ayrılıp müHıak bir bütçe mevzuunu. teşkil ed'eceğini zannederiz.
Sayın Bakanın tebarüz ettirdikleri gibi devlete güvenin ölçüsü istikrazlara karşı rağbetin' derecesidir. Bu mevzuda, her yeni teşebbüsün evvelkinden dalın büyük bir haşan ile neticelendiği görülmektedir. Hattâ nâçiz düşüncemize göre beklenenden fazla rağbet olmakta, bu da faiz ve ihraç fiatl şartlanma sermaye sahipleri için fazla cazibeli, fakat hazine için lüzumundan faz’a ağır olduğunu göstermektedir.
Her halde dahilî İstikrazlar İçin lâzım olan ruhî Alim yara-j
min edilmektedir.
Sayın Bakanın söyledikten ve kendileri içn haklı bir öğünme vesilesi olabileceği gibi bütçemizin % 89 zu vergilerle karşılanmış bulunmaktadır.
Giderlerin yüzde ondan fazlasının tesis masraflarına ayrıldığı da hatırlanırsa, hattâ bu olağan üstü zamanlarda bile, hükümetimizin pek az devlete miiyes-
hatta m v .........,t--
edilen ser olabilecek bir nispette sağ-diğer lam maliye prensipinl, yani
Cumhuriyet devrinin en esaslı bir düsturun muhafaza edebildiği anlaşılır. Gelirlerin lüzumlu seviyede tutulması için, sayın Bakanın ifade ettikleri gibi, «fevkalâde mahiyette hiç bir teklif ve tedbirce baş vurulmaması da, kendilerinin başanlannı bîr kat daha yükseltmektedir.
Mâliyemizde iktisatçı görüşünün hâkim olmasile, geliri arttırmak için yeni mükellefiyet mevzulaıı aı-amaktansa, mevcut vergilerin randımanını arttırmak, hattâ bazı nispetleri hafifleterek, kaçakçılığın cazibesini azaltmak mümkün olduğu anlaşılmıştır. Esasen vergi sisteminde yapılacak ıslahat kadar, idare cihazının tasfiyesi ve tekemmül ettirilmesinden büyük faydalar beklemek lâzımdır.
Bakanlık hayatının birinci ve İlmî tasnife uygunlukta büyük bir adım teşkil eden bütçesini tasdik ettirdikten sonra sayın Nunıllah Esat Sümerin İdarî ıslahat konusunu îman ve enerji ile eline alacağını ümidederiz. Kısa bir zamanda bu ıslahatın, dürüst mükellefler zararına olmadan, hazine lehine ne büvük menfaatler temin edeceği görülecektir.
Bütçe tasarısının ftıucip sebeplerin de, para konusu üzerinde ehemmiyetle durulmuş olduğunu tahmin ederiz.
Altın mikyasının otomatik muvazene unsurlarından mahrum olan kâğıt paranın kıymetini tâyin eden âmillerin arasında «psikolojik» âmillerin birinci derece rolü vardır. Kâğıt paranın kıymeti bilhassa halkın inanına bağlıdır. Devletin malî vaziyeti bu inan hissini ayarlar. Bütçemiz sıhhatte bir mâliyenin ifadesi olduğuna ve tedavüldeki para miktarı bir nevi son hudut gibi telâkki edilen 1 milyara varmadığına, vardırıl madiğin a göre, millî paramızın yannını ancak iyi görmek lâzmdır.
Bir milyar hududunun bir ne-, vi yasak naıntaka gibi görülmesi veya fiilen gösterilmesi Nurullah Sümer'in ilim ve teknikte olduğu gibi ruhiyat sahasında da ince bir Bakan olduğunu göstermektedir. Kendisinden daha bü-yulç başanlar beklemek hakkımızdır.
CEVAT NİZAMİ
Memleketin senelerdenberi yangından gördüğü felâket ve kaybet'İği servet pek büyük bir yekûna baliğ olmaktadır. Bu kadar felâket gören ve servet kaybeden hiç bir müessese hiç bir ev el'an bu felâkete karşı hiç •bir tedbir almamaktadır. Geçenlerde Eren köyünde muazzam bir köşkte bir müzayede vardı, İçindeki nadide eşyalara baktım, hayret ettim. Eşine tesadüf dJlmlyecek eşyalar vardı. Bu eşyalara 600.000 lira f»ar. tahmin etmişlerdi. Hayretle gördüm ki yangına karşı bir tedbir alınmadığı gibi evde su İte dolu bir kovaya bite tesadüf etmedim.
Hükümetimizin resmi ve hususi daireleri yangından, koruma ve kurtarma İçin aldığı tedbirler fevkalâdedir: belediyelerin kanun kadar kuvvetli nizamnamelerinde de her mahallin bilhassa ahşap binalarına karşı koyduğu tedbirler de mükemmeldir. Res-ı mİ ve gayri resmî bir binanın yangından korunması için evvelâ su tesisatı olacak, hortumları mukimine olacak, kimyevi söndürme makin eler bulunacak. Balta, kazma, kanca v müteaddit şu kovaları da olacak Bunlardan başka kapılarda del kle bulunacak. Kapılar kilitli tutuimıya cağı gibi gece kontrol saatleri mev cut olacak; müteaddit gece bekçiler vazife başında duracak ve bu ben ile emirlerindeki vesaiti mükemmel kul lanır.ağt bilecek. Yangın çıkar cık maz hemen her telefon babında hazı bulunan itfaiye ye polis numa ralarma alâkadarlar haberler vere cek-
Görüyorum ki. resmî ve hu u-dairelerde yukarıda sayı anların h«p sİ var. Fakat bu vesaiti kullanaca ve makinelerin nasıl âtfş son'üre ce ğinl bilecek kimse yok. Makinde alındığı gibi durmaktadır; hortum lar, mağazadan geldiği gibi bîğ'ıdıı Hattâ su kovalan büyük bir zinciri kilitli bir vaziyettedir.
Hususi dalrelrrde, dükkânlarda v bilhassa paıkma&a mü'ait madd'le bulunan mahallerde doğramacı dükkânlarında bu yangınları göndür cek mükemmel vesaitin konulmasın: belediye mecbur kılıvor. Makineler yerlerine asılıyor; hattâ belediye sahrasını kandırmak için bu âletleri yarlerine boş hile asıyorlar.
Resmî daireter kurtardır?
1 — Söndürücü bulundurulduktan vesaiti iyi kullanacak ma dairede kalacak bir talimli i veya ekip olmalıdır,
2 —■ Her iki ayda bir suni yangın-
lar üzerinde tecrübeler yapılarak daire ve müessese mensuplarına (h-ttâ mekteplerdeki talebelere > pek kolay olan söndürme tarzını öğretin •‘dlr. Parlayıcı maddeler satan düMsan'ar. oteller, lokantalar ve yangın makinesi bulunması belediyece msrburİ kılınan mahaller her ay muayene edilmeli, noksanlan ikmal edilmelidir. Bir de. bütün memlekete şamil yangın müfettişliği salâhiyetini haiz bir memuriyet ihdası pek faydalıdır. Bu memuriyet ufak sadrosile resmi ve hususî daireleri kontrol etmeli, alınmış tedbirlerde noksan varsa alâkadarları İkaz etmelidir. Bu tedbirler alındıktan sor.ra bir yangm felâketi azalır. Senelerden beri yangın söndürme vesaiti satmakla meşgul olan tanınmış bazı müesseseler vardır ki bu talimleri her müracaat edene külfetsiz, menfaatslz, masrafsız göstermektedir. HALİS ECE
ynng'ndan r
vesait el »’* sonra evv ve bilecek
Created by free version of 2PDF
Kaksam S
E|r Abone bedeli
rürkiye
Lcııet»
Senelik 2800 Kuru«
ö Aylık 1500 ■
3 Aylık 800 *
Adres tebdili İçin
luk pul künderilmehdir takdirde adres değlgUrİlmez
5400 Kuruş 2900 *
İflOO • elli kuruş-
Aksı



l'eletunlarun» Başmuharrir: 2(1565
Van İşleri: 20705 - İdare- 20li«| Müdür: 20-197
RebiüJevvel 19 — Kasım 117 tınsak Güneş Öğle Ufindr At Yatsı E. 10,48 12.27 6.22 9.33 12.00 1 30 V. 5.51 7.30 13’6 16.37 19.04 20.32
İdarehane BaDıaiı civan
AcımusluK sokak No. 13
' —— MUAZZAM GRAMERLl \
TEMEL İNGİLİZCE
lEsas İzah ve Tanı Telâffuz)
Hazırlayan: Ahbas Temizer
Usan öğrenmek isteyenlere büyük bir kolaylık. 480 sahile tutan bu esenle İngiliz dilinin bütün İncelikleri, kolaylıkları gösterilmiş, gramer bahsi itina ile tetkik edilmiş, her kelime ve cümlenin Türkçe okunuşu tam olarak yanına yazılmıştır. Bu kitabı okuyan bir klms?-nln İngiliz dilini öğrenmemesine imkân yoktur.
Flati: 40o Kuruştur. (Salı günü çıkıyor.»

Ahmet Sait Oğlu Kit^bevi
İst cağa 1 oğlu Yokuşu No. 17/J

Sahile P
AKSALI
4 Mart 1945

Evler ve kiracıları
Birinci mevki salonunda oturan kafası ustura İle kazınmış zat iskarpinlerini çıkardı. Ve onları yan yana yerde bıraktı. Ayaklarını yukarı çekti. Kırınızı kadife sıranın üstünde bağdaş kurdu. Bundan sonra elindeki teşbihi şakırdatarak şu hikâyeyi anlatmağa başladı:
— İşte böyle azizlin... Elimize şöyle epeyce bir para geçince .Haydi şu İstanbul'a taşınalım!.» dedik. Ayıp değil ya a babam siddin sene dağlarda. baharlarda sürtecek değiliz ya. Biraz da İstanbul'un zevkini sürelim... Değil mİ efendim?.. Kalktık, geldik. Fakat ev nerede birader?.. Bir apartman bulduk amma bize kaça patladığını söylersem şaşar kalırsınız. Ne İse efendim, yerleştik. Burası İstanbul’un yeni yeni kurulan mahallelerinden biri... Beş büyük apartmanın ortasında kulübe gibi bir evcik vardı. Tahtadan, eski püskü, yıkık dökük birşey...
Buraya bakıp bakıp kendi kendime:
— Şu İstanbul tuhaf yer... Bu dağlar gibi apartmanların arasında bu küçük tahta kulübeye bakınız hele... Mahalle zenginleşmiş, semt güzelleşmiş. Fakat tahta kulübe öylece kalmış... diyordum.
Bu kulübenin fakır sahiplerinin, şu zengin komşuların arasındaki hayatı da merak edilecek bir şeydi. Bendeniz ticaretle meşgulüm, koyun, yağ. peynir, ne bulursam alır satarını amma romana, içtimai mevzulara, edebiyata merakim vardır biraz. . Hele eski divanlara filân sık sık el attığım olur, Yani sizin anlıyacağı-nız, okumuş yazmış, zevki selim sahibi bir tüccarım efendim...
Adamın bu sözleri karşısında yanında oturan hemen virgül gibi kıvrılarak cevap verdi,
— Şiiphc nıl var efendim?,. Nahiyenizden belli..
— Bir çokları öyle derler... Hani yağ. peynir tüccarı olsaydım mutlaka elime 100 paralık tahta bir kurşun kalem alır onunla ne harikalar çıkarır. ne romanlar yazardım. Şimdikiler bir şey mİ acaba?.. Zaten bir sTecriibei kalcmlyemn de vardır. »Bir sefih pederin âkıbetl elimeslo serna-nvil bir roman’.. Aşk ve sefahat yüzünden bir âile baharının basma neler geldiğini musavverdir...
Adamcağız bir karı yüzünden alimallah o zengin halinden dilenci vaziyetine düşüyor. Paralarını yiyor, ortalıktan kayboluyor. Lâpa lâpa kar yağdığı bir gün tebdil kıyafetle, tam bir dilenci vaziyetinde evine geliyor1.. Çok acıklı bir eser oldu Ağlamaktan sonunu getiremedim. Çok hassas bir ruhum vardır..,
Zengin tüccarın karşısındaki ufak tefek ve dalkavuk tavırlı adam mendili ile gözlerini siler gibi yaparak Cevap verdi:
... Yüreğimi parçalıyorsunuz beyefendi.. Yüreğimi parçalıyorsunuz,.. Hakikaten ne eser.. Eser değil, hattâ şaheser... Neşrctscnlze efendim... Edebiyatımızın ’iöyle bir esere ne derecede ihtiyacı vardır değil mİ?..
_ İşlerden başımı kaldıramıyorum İd... Herkes de beni hattâ refikam bile yalnız para kazanmağa akıl erdiren bir insan sanır.. Lâf!.. Para kazanmayı akıl eden insanın edebiyat, roman vesaire gibi çocuk oyuncağı şeylere akil ermez mİ kP.. Bende dehâ var. dehâ azizim!..
— şüphesiz efendim...
— İşte bunun içindir kİ her şeyi inceden, İnceye tetkik ederim. Meselâ bir gene kız gördüm değil mİ?. Acaba gönlünde bir ıstırap mı vardır?.. Araştırırım. Daha bunun gibi bir çok şeyler yaparım. Muhakkak birşey de öğrenirim İnsan gönlü yağ tenekesine benzer. Ba2an bir kenarından uafctk bir sızıntı yapar.?
— Aman ne teşbih efendimiz... Ne teşbih «İnsan ruhu yağ tenekesine benzer!..» .. Ne sözdür bu!.. Ne cevherdir!.. Ne elmastır!..
— İşte efendim bu beş büyük apartman ortasındaki küçük tahta kulübe
de benim İçin tetkiki lâzımgelen bir yerdi. Dört göz kesildim. Fakat bir türlü bu harap İzbeliğin sahiplerini göremedim. Pencereler kara bir perde İla sıkı sıkı kapalı idi. Hiç bir şey görünmüyordu. Geçen Kurban t|ıy-rarnı — böyle şeyleri söylemek ayıptır amma — fakirhanede İki semiz kurban kesmişler. Bendeniz Öyle gösterişi, alâyişi sevmem. Kurban eti İle kendime reklâm yaptırmak İstemem. Onun İçin bu etleri en muhtaç İnsanlara göndermeğe karar verdim.
Düşündüm. Aklıma karşıkl küçiib kulübe geldi. Kendi kendime:
— Dehân ile. aklın İle bin yaşa... Görcfiin mü et gönderilecek yeri?., dedim.
Hemen bizim hizmetçileri çağırttım:
— şimdi kalaylı tepsi ile karşıM küçük kulübeye et götüreceksiniz. Yesinler ve bize dua etsinler!., dedim.
Hizmetçiler bir şey söylemek istediler. Fakat cesaret edemediler. Malûm ya bana itiraz etmeleri sureti katlye-de memnudur.
Bu sırada pencerede oturmuş dışarıya bakıyordum. Doğrusu ruh an da haz duymakta idim. Bir fakiri sevindirmek, onun kursağına et göndermek az uz şeylerden midir kİ?..
Ben bunları düşünürken kulübenin kapısı açıldı. Bir de ne göreyim?.. Dışarıya iki kadın çıktı. İki genç v« dilber kadın!.. Fakat bunda bir fevkalâdelik yok.. Asıl şaşılacak şey kadınların kıyafetleri... Hani şu yeşil tilki mİ, kırmızı tilki mİ, mavi tilki mİ, gümüş tilki mi ne diyorlar?.. Onlardan yapılmış kürkler. En aşağı her bir kürk 5000 liraya... Üst baş görme birader.., Milyonerde bulamazsın.. İkisi de tepeden tırnağa kadar âdeta bir servetle giyinmişler...
Hemen bizimkilerden birini çağırdım:
— Bunlar kim?,, dedim.
Cevap verdiler:
— Küçük evin klracılan'..
Yani benim acıyıp da et göndermeğe kalkıştığım insanlar.. Şimdi bunu görünce «Evler ve onların İçinde oturanlar* namlle bir roman yazıyorum. Evine bak. sonra içerisinde oturana bag ve inanabilirsen inan,.. Nasıl romanın mevzuu İyi değil mİ?-Bir de benim aldım para kazanmaktan başka bir şeye ermez derler.
(Bir yıldız)
Bu’ maca
' BERLİN
Almanya’nın başkenti harbden evvel Avrupa’nın en büyük, en güzel şehirlerinden biriydi
Berlin’den bir görünüğ
Amerikan uçakları tarafından Berlin üzerine yapılan son akında birçok mahallelerin harabol-duğu, yüz binlerce insanın yersiz kaldığı bildiriliyor. Diğer taraftan Almanya’nın Başkentine 60 kilometre mesafeye kadar gelmiş olan Sovyet kıtalarının kati bir hücuma hazırlandıkları haber veriliyor. Bu haberleır herkesin dikkatini yeniden Berlin üzerine çekmiştir.
yük kablo merkezidir. Yine bu kısımda Loewe müessesesinin 3 fabrikası vardır. Burada mesafe tâyin eden âletler, deniz topçuluğunda kullanılân kontrol teçhizatı, motor akşamı yapılır. Yine garp mahallelerinde Baverishe Otorenuverke müessesesinin iki fabrikası vardır. Bu fabrikalarda uçak motörleri, elektrik istihsal merkezleri İçin lüzumlu makineler yapılır.
İZMİR MEKTUPLARI
Bu sene Izmirde yapılacak yeni binalar
İstanbul’a gelen İzmirliler buradaki pahalılıktan şikâyet ediyorlar
123458789 10
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Istanbulda bir 6emt.
2 — Bıravo - Bir peygamber.
3 — Küçük hastane - örtme.
4 — ince kum satan - Başına (S» gelirse bir gıda maddesidir.
5 — Ağır - İskambil papazı
6 — Şan ve şeref - Cam.
7 — Sırık yapmağa mahsus,
8 — Ak ciğer - İzmir civarında bir kaza halkından.
9 — Üzeri açılan.
10 — Taze değil - Saldırış.
GEÇEN BULMACAMIZIN HALLİ
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Sakızağacı, 2 — Ağıznçamaz, 3 — Kınalı, Aza, 4 —Izayilec, 5 — Zalimadam, 6 — Açılan. Dar, 7 — Ga, Ed, Posa. 8 — Amacadogru, fi — Caz, Masraf. 10 — tzak, Rauf.
Beriİn Avrupa'nın en büyük, en güzel şehirlerinden biridir. Mesahası 886 kilometre karedir. Nüfusu 939 da 4,300,000 idi. Şe-biı-, Elbe nehrinin bir kolu olan Spii’e suyunun kenarına kurulmuştur.
Berlin nispeten yeni bir şehirdir. On dördüncü asırda burada küçük bir kasaba vardı. Bu kasaba ancak on yedinci asırdan sonra büyümüş, bugünkü şehir meydana çıkmağa başlamıştır. Bu sebeple Berlin'de dar sokak azdır. Ekser sokaklar çok geniş ve havadardır. Bilhassa son yüz sene içinde vücut bulan garp mahallelerinde genişliği 40 metreden aşağ) Cadde yoktur Birçok caddeler 60, 80 metre getıişliğinde-dir.
Berlin harbden evvel Avrupa-nm en temiz şehirlerinden biri idi. Büyük binaları, âbideleri pek çoktu. Burası aynı zamanda mühim bir ilim merkezi idi. Üniversitesi, müzeleri, kütüphaneleri her tarafta meşhurdu. Harbin iptidasından beri bunlardan büyük bir kısmı harabolmuştur.
Berlin’de birçok bahçeler, parklar, gezinti yerleri vardır. Gezinti yeleri arasında Unter den Linden, (ıhlamur altı), Siezes Allie (kahramanlar gezisi) bilhassa meşhurdur. Kahramanlar gezisinde iki tarafta Alman hükümdarlarının, devirlerinin en büyük adamlarlyle birlikte heykelleri vardır.
Sanayi şehri
Berlin aynı zamanda büyük bir sanayi şehridir. Şehrin etrafında fabrika bacaları âdeta bir orman teşkil eder. Bu fabrikalarda her türlü madde imal edilir. Fakat son 10 sene içinde fabrikalar daha ziyade harb için çalışacak hale getirilmişlerdir. Başlıca sanayi merkezleri şunlardır:
1 — Charlottenburg ve Span-dau (şehrin batı kısmı) burada en mühim fabrika, elektrik teçhizatı ve kablo yapan Siemens fab-, ....
rikasıdtr. Burası Almanyanm bü- leri pek meşhurdur.
2 — Chdnweide ve Treptaw (şehrin güney doğu kısmı) burada A. E. G nin elektrik teçhizatı ve kablo yapan 3 fabrikası, seıl halinde uçak yapan Heinkel fabrikası, Berlin’in en büyük elektrik istihsal merkezi vardır.
3 — Reinickendorf ve Tegel (şehrin kuzey kısmı) burada Dornier ve Heinkel'in uçak parçaları yapan fabrikaları. Argus-un uçak motörleri. pervane ve saire imal eden fabrikası vardır.
4 — Britz. Templehof, Mari-endorf (şehrin güney kısmı) burada Daimler - Benz dlsel ve uçak motörleri fabrikaları, birçok makine fabrikaları vardır,
5 — Leichterberg (şehrin doğu kısmı) karbon grafit fabrikaları, demiryolu tamir atelyeleri.
Berlin aynı zamanda bir nehir limanıdır, tç liman bakımından Duisbuıg'dan sonra ikinci gelir. Nehir kıyısında antrepolar '* lometrelerce devam eder.
Berlin mıntakasmda 26 uçak fabrikası vardır. Bunlardan bir kısmı pek mühimdir. Diğer taraftan Berlin’de birçok kimyevî madde fabrikaları da bulunmaktadır. Umumiyet itibariyle Alman harb sanayiinin yüzde onu Berlin’dedir. Bunların dışında dokuma. kumaş, makine ve bira fabrikaları pek çoktur.
Eğlence yerleri
Berlin son 20 sene içinde dünyanın en eğlenceli şehirlerinden biri olmuştu. Şehrin garp kısmında. bilhassa Kurfürstendan caddesinin iki tarafında birçok barlar, lokantalar.
inişti.
Berlin'e yakın vardır. Kıyılan ~ köşklerle dolu olan bu göllerde yazın yüz binlerce insan banto yapar, sandallar, kotralarla gezilir. Yine Berlin’e yakın Potsdam vardır. Burası Paris civarındaki Versay’a benzer. Parkları, bahçe-
ki-
gazinolar açıl-
birçok göller güzel oteller,
İzmir (Akşam) — Maarif Bakanlığı, teknik okullar inşası hakkındaki programa göre bu sene şehrimizde bîr (Yapı usta okulu.) ile bir (Teknik sanat okulu) inşasına başlattıracaktır. Yapı usta okulu için münasip arsa, Halkapmar mevkii civarında bulunmuştur-. Teknik sanat okulunun, şehrin merkezi bir yerinde inşası muvafık görülmektedir. Bu itibarla Basmahane mevkii civarında yapılan araştırmalarda geniş, fakat müteaddit eşhasa ait toplu arsalar bulunduğu gözönünde tutulmuş, bunların sahiplerinden satın alınması kararlaştırılmıştır. Sahipleri arsalarını satmak istemezlerse istimlâkine teşebbüs edilmesi muhtemeldir.
Yine bu yıl içinde şehrimizde yeni bir Cumhuriyet kjz enstitüsü binasının inşasına başlanacaktır. Bu okul binası tamamlandıktan sonra şimdiki kız enstitüsü binası, Akşam kız sanat okuluna tahsis edilecektir.
Devlet müzesi
Maarif Bakanlığının İzmirde yaptıracağı mühim binalardan birisi de (Devlet müzesi) dir. Bu bina için münasip ve geniş arsa, Kültürparkta paraşüt kulesile 9 eylül antresi arasında ayrılmıştır. Vaktile İzmirde mimari müze ittihaz edilen bina, bulvar üzerine geldiğinden ve uzun zaman metruk halde kaldığından harap bir şekil almış ve Belediyece yıktırılmıştı. O vakit mimarî müzsdeki muhtelif medeniyet devirlerine ait mimari eserler, Külturparka taşınmış ve paraşüt kulesi civarına yerleştirilmişti. Yeni müze binası inşa edilirken bu eserler de teşhiri süs-liyecek şekilde restore edilebilir. Arkeologlar, bu suretle Devlet müzesi binasının büyük değer kazanacağı mütalâasında bulunmaktadırlar.
Hal santralı
Harbden sonra Belediyenin yaptıracağı mühim inşaatın başında merkez hâli bulunmaktadır. Kültürpark civarında, şehrin merkezinde evvelce ayrılan geniş arsa üzerinde plânına uygun şekilde yaptırılacak hâl. sebze, balık „satışlarıIe kasapları bir araya toplayacaktır.
Halkapmar bataklığı
Belediye reisi B. Reşat Lebie-bicioğlunun İzmirlilere en büyük yardımı şimdiye kadar bir türlü kurutulamıyan Halkapmar bataklığının kurutulması olacaktır. (Yardım) tâbirini bililtizam kullanıyorum. Çünkü bu iş, yalnız Belediye bütçesinden ayrılan tahsisatla baş anlamı yacak. kadar muazzam sayılıyordu. Zaman zaman Nafia Bakanlığının yardımı istenmiş, fakat bu geniş ve İzmir halkının baş belâsı olan bataklığın kurutulması için müspet bir adım atılmamıştı.
B. Reşat Leblebicioğlu, Izmiria sıtma mücadele mıntakasına alınmasını icabettirecek derecede sıtma yayan ve sivrisinek deryası halinde bulunan Halkapına-nn kurutulması işini enerji ile ele almış, mütehassısların mütalâalarım toplamış ve plânlar hazırlatarak bunları Nafıa Bakanlığına da tasdik ettirdikten sonra azim ve sebatı İle işe başlamıştır, Yapılacak işlerin başında civardaki dağlardan gelen yağmur sularını bataklığa döken mecraların tanzimi vardır. Bununla beraber asıl bataklık sahası üzerinde ve onun kurutul-maslle geniş araziyi arsa haline getirmeğe yarıyacak fenni, muhtelif tesisler de bulunacaktır.
Bunların mühim bir kısmı, müteahhide ihale edilmiştir. Esaslı işlere başlanmıştır. Baharda müteaddit kollardan tesislere ve inşaata hız verilecektir. İki yıl sürecek bir çalışma ile bataklık kurutulacak ve müstakbel şehrin spor sitesi olacaktır.
Fiat kontrolü
Vilâyet ve Belediyenin fiat kontrolü teşkilâtı İzmirde iyi işlemektedir. Bir hafta evvel İs-tanbuldan gelmiş olan bir İzmirli bana şunları söylemiştir:
— İstanbuiu, bu defa üç ay evvelki seyahatimden pek çok pahalı buldum. Bilhassa zaruri havayic fiatleri, lokantalarda yemekler pahahlanmıştır. İzmirde en lüks bir lokantada 2 veya 2,5 lira ile içkisiz olmak şartile fevkalâde yemeklerle doymak mümkündür. Fakat Istanbulda buna imkân kalmamıştır, Balık istihsal merkezi olan bu Türki-yenin en büyük şehrinde balık porsiyonları iki, iki buçuk liraya yükseltilmiştir. Et yemekleri de öylesine..
Giyecek eşya fiatleri de İzmirde daha ucuzdur. Hattâ kendime lâzım olan bazı giyecek eşyasını İzmirde alırım diye oradan almadan dönmüş bulunuyorum Etiketlerdeki fiatîer, acaba hiç mi kontrol edilmyor?
Yoksullara kömür dağıtımı
Bu sen eki kış, yurdumuzun bir çok yerinde olduğu gibi şehrinizde de şiddetli geçmektedir. Belediye, eğer zamanında odun kömürü stok edip fakir ve yoksullara parasız ve halka da 15 kuruştan sattırıp İhtiyacı karşı-lamasaydı İzmirde önüne zor geçilir bir kömür buhranı baş göstermiş olacaktı. İzmir halkı, 'bu mühim ihtiyacın zamanında, en iyi şekilde önlenmesi dolavı-sile memnun ve minnettardır.
Gömlekis"]
B İKİNCİ SiNU- GÖMLKKÇİ I ■■Te): 20098 Sirkeci ■■■■■
KUTUP KIZI
AŞK VE MACF.RE ROMANI
Yazan: Stanley Shaw Çevireni (VI - Nû)
V ' M Tefrika No, 14________ _ Jf
Bu bekleyiş anı, Jensen'e ebediyet kadar uzun geldi. Buna rağmen ihtimal kİ kapının açılması birkaç saniye bile sürmemişti. KanadalI kafasını içeri uzattı. Suratından uyku akıyordu.
— Baby! Niçin tek durmuyorsun? Uslu otur bakayım. Bent niçin uyutmuyorsun? Ne var, söyle, ha?
Jensen şöyle haykırabilmek takatini buldu;
— Kulübe yanıyor!,., Big Ûan ateşe düştü... Öldü... Miss Mallable’yi kurların!... çabuk...
Sonra, kendinden geçti.
Herre Quint de zaten dumanın kokuştum almış, ortalığın çıtırdıyarak yandığını duymuştu. Köpeği tasmasından yakaladı.
— Sahiden yangın var. — dedi. — Haydi bakalım Baby! Beni çabuk genç kadıntn yanına götür. Mlss Mal-labie'nın... Mallabic’nin Babyl
Köpek. İşi anladı. Efendisini bayılmış genç kızın yanma götürdü.
Alevler, kızın eteğini daha şimdiden yalamağa başlamışlardı. Azıcık
vakit kaybolsa, bütün elbiseleri ateş alacaktı.
Plerre Quint, kızı kolları arasına aldı. Kapıya koşup emniyet mandalını açtı. Mlss Mallable’yi dışarıya emin bir yere bıraktıktan sonra geri döndü.
— Şimdi de adamın yanına götür beni, Baby! Adam nerede göster bana.
Kandalı. kör olmasına rağmen, her hareketi şaşaiamaksızın yapıyordu. Köpeğin hatif hafif haykırmalarından istifade ediyor, hiç pusulayı şaşırmıyordu. İnsanları kurtardıktan sonra, sıra lüzumlu erzakın ve eşyanın kurtarılmasına gelecekti.
Jensen, dışarı çıkarılınca, clğerlsri-ne doian soğuk hava sayesinde biraz kendine geldi. Kör, köpeğiyle birlikte kulübeye döndü. Bir takım örtüler, konserve kutulan ve kürkler aldı.
Detektif, vücudunu saran ve kendisini takatsin düşüren hummaya linetler yağdırıyordu. KanadalInın onu koyduğu kızaktan çıkamıyor, durduğu yerde hareketsiz yatıyordu. Etra-
fında köpekler haykırışıp. kaynaşıyorlardı.
Terleri şakaklarında donuyordu. Dehşet’içlnde bakıyordu, şimdi artık kulübeden kızıl alevler çıkıyor, rüzgârın önüne katılıp etrafa kıvılcımlar saçıyordu. Zayıflaşan tahta akşamı fırtına yer yer devirmeğe başlamıştı. Acaba rüya mı görüyordu? Bu bir cehennem hayali miydi? Her halde, isveçli Blg Dan‘İn cenaze töreni hiç de ihtişamsız değildi.
Buz gibi havanın tesiri altında, detektif hummasının geçtiğini hissetti. Azıcık dimağı vâzıhlaştı. Şişmiş kolunu taze kara soktu. Böylelikle şiddetli ıstırapları azıcık dindi.
Bunun üzerine, delikanlı kızakta oturdu. Gözleriyle Mlss Mallable’yi aradı.
Gen9 kız onun yanındaydı. Ciddi ciddi kendisine bakıyor, biraz şaşkın gözlerlle sualler soruyordu.
Jensen, bu garip bakışın mânasını derhal anladı. Plerre Qulnt'le köpeği, leabeden şeyleri kurtarmak için büyük bir gayret sarfedtyorlardı. Halbuki İşte o, genç bir erkek olduğu halde, olduğu yerde yatıyor, yalnız bakmakla iktifa ediyordu. Şüphesiz, genç kız, onu bir korkak, bir alçak yerine koymuş olacaktı. Bu hale dayanılmaz. Fakat no demeli? Ne kadar büyük bir ıstıraba katlanarak köpeği çözdüğünü Mis» Mallable’ye anlatmak ona düşmezdi.
Lâkin, delikanlının vaziyetinde bir gayrı tabiilik olduğunu genç kız far-kettl.
Onun yanına diz çöküverdi. Karın içinde oturdu. Erkeğin kolunu yok-lıyarak haykırdı:
— Çok acıyor galiba? Kolunuz fena şişmiş. Ateş gibi do yanıyor. Niçin söylemiyorsunuz? Baby ısırarak kanınızı zehirlemiş olacak.
Ağrılar o anda arttığı İçin midir, yoksa Mlss Mnllable beklenmedik bir şefkat gösterdiği İçin mi? Jensen inildeyerek, hafifçe, arkaya doğru yattı. Sanki rüyadaymış gibi, kızın, Plerre Qulnt’e şöyle haykırdığını duydu:
Plerre, Plerre! Çabuk benim ecza çantamı getir! Bu admın hali fenlaş-tı. Hemen kinin vermek, enjeksiyon yapmak lâzım.
KanadalI ile köpeği, kar girdi badının arasından belirdi-
— Benden ne İstediniz, Mlss? Eoza çantasını mı? Kulübede kaldı.
Kız, telâşlı telâşlı!
— Getirmek lâzım. — dedL — zira hayat memat mcseleaL
Bütün kuvvetiyle haykırdı!
— Muhakkak lâzım, muhakkakı İnsaflı olmalıyı». Bu adamı sizin köpeğini» ısırdığı İçin zehirlendi.
KanadalI omuzlanın kaldırdı. Ellerini yangın tarafına çevirdi.
— Peki amma, kulübeyi baştan aşağı alevler kapladı I
— Baby’yl gönderin! O bu sefer de İşin üstesinden gelir. - diyerek, kız, Pierre’ln ellerini yalvarmak mânasında sımsıkı tuttu.
— Çantanın, nerede bulunduğunu söylerseniz, Baby muhakkak bulur. Buna eminim, eminim. Zira köpeğinizin ne kadar zeki olduğunu biliyorum.
Plerre, köpeğine yapılan komplimandan memnun:
Pekâlâ, pekâlâ! — dedL — Belki de çantayı bulmamız kabildir. Ne dersin, Baby? Mlss Mallable'nln kara kutusunu getirelim nıl? Bu kutu, etajerin tam köşeslndedlr... Etajerin köşesinde... Git Baby, git getiri
Bu sözleri birçok sefer tekrarladıktan sonra, Plerre Qulnt hayvanı okşadı ve onu koyverdi. Baby anlamış gibi alevlere atıldı. Fakat, KanadalI onu geri çağırdı:
— Benim Baby'nıl Alevler seni çabucak sarmasın diye hele bir tedbir alayım.
Köpeğin vücudunu ıslak bir kalın kumaşla sardı. Tam salıverecekti ki, biraz daha duraladrı. Kendi üstünü başını da karla oğuşturdu. Sonra, Heri!
Atılırken:
— Olur mu ya? —diye haykırdı.— Plerre Qulnt köpeğini alevler içine göndersin de kendi itilmesin?... Yok. jokl Olamaa.
Miss Mallable, haykırdı, bağırdı. Onu fikrinden vazgeçirmek istedi. Hayatını tehlikeye koymanın zamanı olmadığını söyledi. Fakat, kör hiçbir şey dinlemedi. Köpeğiyle birlikte kıvılcımlar deryasına daldı. Dumanlar ve yüksek alevler arasında kayboldular.
Buradan sağ çıkamıyacakları zan-nedilirdl. Bereket kİ rüzgâr, kulübede ecza çantasının bulunduğu köşeye doğru esmiyordu. Bununla beraber, ateşin en harlı tarafından geçmeleri icabetti. Eczalara ancak böylece yaklaştılar.
Tekrar göründükleri vakit müşkülâtla ve pek yavaş ilerledikleri farke-dlliyordu. Köpek, güçlükle nefes alıyordu. Dumanlarla körleşmiş gibiydi Nihayet meydana çıkıp kendilerini karın üstüne attüar. Kulübe dc alevlerle harabolduğu İçin birdenbire yıkıl! verdi. Az daha geclkselermlş tamamdı.
Plerre. kıymetli çantayı göğsüne bastıryordıu. Miss Mallable’ye fırla-tırçtısına STtı. Şurasının burasının tutuştuğunu hissettiği içim kendi karlar içinde yuvarlandı.
Kız. bu derece fedakârlık karşısında:
— Bravo! - diye bağırdı.
Jensen. sırt üstü yatıp duruyordu. Humma He mücadele etmek için bütün gayretini topladı. (Arkası varı
4 Mert 1S45
(Genç Osman) hailesini hazırlayan ilk sebepler
Üçüncü Sultan Murat günlerinden-beri kapı kulları İkide birde bir golle çıkarmağı ltiyadetmişierdi. Bunların hükümetçe ve padişahça tediplerine çare ve yol bulunmaması, her defa-nnda hatırlan tatylp ve arzulan Is’af edilmekten başka şey yapılmaması.
ananeye muhalifti (1). Para İle satın alınmış, yahut muharebelerde ele geçmiş, sarayda hanedana kâmil bir sadakat ve İtaat fikir ve hl sİ erile meşbu olarak İstenildiği gibi terbiye edilmiş, her türlü himayeden mahrum, fakat kalblerl bir gün haseki ve valide sultan olmak ümltlerlle dolu kızlardan padişahların nefislerine karşı fenalık ve suikast vukuu muhtemel görülemezdi. Nasıl bu tarihe kadar böyle bir vaka kaydedllmemiş-
kalblerinden hayayı gidermiş, tagol-Jup ve tahakküm emellerini kuvvetlendirdikçe kuvvetlendirmişti. Kapı kulları Genç Sultan Osman saltanatına kadar vezirlere, sadrazamlara, «araydakl nüfuz sahiplerine musallat oluyorlardı. Üçüncü Muradı, Üçüncü Mchmedi tahtlarında tehditle iktifa eylemişlerdi. Onlar için yalnız padişahları saltanattan Iskat kudretine de malik olduklarını fiilen ispat etmek eksik kalmıştı,
Evveldenber! yapılan askeri kıyamlar padişahların şahıslarına karşı te-«viiz mahiyetini almamışken. H. 1031 senesi böyle taFihî bir hâileyi de kaydetti!
Bu hâlle hazırlanırken hükümetin dümeni sadrazamlardan, vezirlerden, vükelâdan ziyade 2 kişinin elinde bulunuyordu: âzlaragası Süleyman ağa ve Sultan Osmanın hocası Aydmh Ömer efendi.
Kizlarağası Süleyman ağa: Pek mağrur, irfanı kıt, müdahln bir adamdı. Pek büyük gördüğü OsmauU padişahına hiçbir hükümdarm mukabele edebileceğine ihtimal vermezdi. Hoşa gidecek, gururu okşıyacak sözlerile Sultan Osmana takkrrûbü o derecelere varmıştı kİ. arabaya tahtırevana bile padişahla birlikte girerdi; Sultan Osmana sadrazamdan değil, validesi Mahıfinız sultandan bile ziyade yakın görünürdü.
Aydmh Hoca Ömer efendi: Sultan Osmamn üzerinde şehzadeliğinden- ) beri büyük nüfuz sahibi idi. Dar &a- ı falı, muannid birisiydi. Basılmamış (Hikâyeti Sultan Osman) risalesinin sahibi Molla Tûğl Hüseyin efendi. Hoca Ömer efendi hakkında diğer eserlerde görülmiyen şu malûmatı veriyor:
Deli Sultan Mustafanın birinci saltanatından hali müşaveresi cereyan, ettiği sırada meşhur kıziarağosı Mustafa ağa Hoca Ömer efendiye bir tezkere ile keyfiyeti bildirir. Ömer efendi verdiği cevapta: (Sultan Csmani Iclâs ettireceksiniz amma o bir mağrur ve biraz da muannid şehzadedir. Mehmet İse — Sultan Ahmedin diğer oğlu — âmil bir şehzadedir. Benim bildiğim budur. Bakisini siz bilirsiniz.)
Diye yazar. Mustafa ağa bu cevabı saklar. Sultan Osman cülus ettirilir. Sultan Osman (Mektebi İrfan) kahvesinden Yusuf namında bir gulânu saraya alır. Gece, gündüz tekayyüt gösterdiği bu gulâma ( hadden biruru İltifatlar eder. Mustafa ağa men’e çalışır, çare olmaz. Sultan Osman Mustafa ağayı azlederek Mısra sürer. Süleyman ağa kızlar ağası olur. Mustafa ağa yola çıkmadan evvel Ömer efendinin kâğıdını:
— Bu kâğıt sende dursun. Bir güm münasebetle padişaha veresin.
Diyerek Süleyman ağaya verir. Bir gün Sultan Osman hocasını methetmeğe başlar. Süleyman ağa:
— Padişahım! Hoca senin düşmanındır!
Diye çıkarıp kâğıdı verir. Sultan Osman bocayı ve bütün tevâbllnl azleder. Hocanın menkûblyetl hayli zaman sürer; sonra Sultan Osman Ömer efendinin -t günahından geçer.» Ömer efendi eskisi gibi padişah dergâhının mukarriplerlnden olur. Sultan Osman delikanlılık çağına gelince, kalbinde muhitinin kadim itiyatlarını kırmak, bozmak hevesleri, emelleri yerleşiyordu,
Millkllya isminde nadir, müstesna derecede güzel bir Rus kızı pek genç yaşında esir olarak Kuyucu Murat paşa kapısına düşmüştü; Murat paşanın ölümünden sonra haremi tarafından tazlarağam Mustafa ağaya hediye edilmişti. Mustafa ağa, Mîllkli-ya’yı kızı gibi terbiye ettikten sonra azad etmişti. Sulatn Osman bir gün kızı görmüş, pek beğenmiş, Mustafa ağadan İstemişti. Fakat azadedilmlş olmasına mebni diğer carlyeler gibi latif rnşına şer’an cevaz olannyacağı cevabı üzerine kızı resmen nikâhla almıştı.
Sultan Osman bu kadınla bir müddet harem, zevklerine dalmıştı. Kadın füsunk&r hüsnü ile İptida genç padişahı teshir etmiş, büyük bir nüfuz kazanmıştı. O kadar kİ sarayda ikinci bir Hurrem kadın peyda olmuş denil e bilir dL
Fakat Sultan Onmanın, bu nüfuzun tesirinden kurtulması uzun sürmedi. Padişah hasekisinin hoşuna gittiğini bildiği İçin büyük bir eğlence tertl-bettlrmlşti. Bu eğlence esnasında oir kale zaptı taklidi de yapılmıştı. Bu esnada bir tüfek kurşunu kazaen Bultan Osmanın bu Rus kadınından doğmuş şehzadesine İsabet etmiş, çocuğun ölümüne sebebolmuşüı. Bu aksi tesadüften sonra padişah haremini bir köşeye atmıştı.
Sultan Osman bundan sonra eslâfı gibi cariye almaktan İse kibar ve eşraf ailelerinin kızlarfle teebhülü padişahlık şerefi için daha muvafık addetti.
Bu hareket, OsmanlI hanedanısın Fatih devrindenberl laklbettiği
tL Bu suretle padişahlar aile rabıtaları olmıyan kadınlardan doğmuş olacaklarına göre de, devlet İşlerinde hiçbir aileye hususî bir meyil ve teveccüh göstermeyeceklerdi. Halbuki nasıl ve ne hislerle terbiye edildikleri bllinmiyerek. hariçten getirilecek bir hükümdar veya emir kızlarının her defa izzeti nefislerinden fedakârlık yapmağa razı olacakları, padişaha karşı carlyeler derecesinde ve aynı sadakat ve ubudiyet hislerini besli-yecelkerl şüpheliydi. Bir de böyle bir merbutiyet Fatihin Sırbistan tacı İçin yaptığı gibi, bu mülûk ve ümeranın OsmanlI tahtı İçin miras dâvasına kalkışma!arına da meydan açabilirdi.
Padişahın nikâhı altına alacağı eşraf ve ekâblr kızlarının mensubol-dukları aileler ise kazanacakları önemli mevki ve nüfuz başkalanııın hasedini celbetmemek mümkün ola-mıyacaktı. Bu da memlekette mevcut mıınafeselere yeni bir unsur daha ilâve edecekti.
Sultan Osman nikâhlı zevce İntihabı fikrine düşünce, kendisine küfüv olarak müstakil veya yan müstakil müslüman mülûk ve ümerası ailelerinden kız araştırmak külfetini İhtiyar etmek İstemedi; memleket dahilinde lstirkaplara mahal bırakacağı şüphesiz olan İkinci şıkkı tercih etti. İlk defa Pertev paşa hanedanından güzel bir kızı aldı. Sonra Şeyhlslâm Hocazade Esat efendinin kızma ta-Uboldu.
Padişahın carlyelerden feragati her nevi ananenin terkine karşı muhalefet duyanlar için dedikodulara vesile oldu. Bu giblier derhal kahvehan-
1 lerde. meyhanelerde, yeniçeri taşlala-' nnda Sultan Osmanın büyük cetle-! rinin gittiği yoldan, koydukları usulden ayni makta olduğunu söylemeğe koyuldular.
Şeyhîslâm Esat efendi, padişahın Allahın emrile taznuı tallbolmssı üzeme, Osmanh hanedanının bir buçuk asırlık ananesi ve bu dedikodular dolayısile rıza göstermekte hayli tereddütler etti; bahaneler lcadey-leedL
Müftü efendi, bu derece «kurbu sultanın âteşi siızan* olacağını düşünüyor ve «hünkâr kaympederllğb şerefinden ke.ndi.dnl mahrum etmeği muvafık buluyordu.
Fakat mümkün olamadı. İki yüz bin altınlık çeyizle kızı Akile hanımı padişaha vermeğe nihayet razı oldu. Padlnşah tarafından nikâha meşhur şeyh Üsküdarlı Mahmut efendi vekil oldu. Düğün Eski sarayda yapıldı. Ancak Şeyhlslâmm tazını vermekte tereddüdü padişahla aralarını biraz açmıştı. Esat efendi, padişahın ziyaretine hiç gitmez oldu.
Sultan Osman sade giyinmeği tercih ederdi. Ali Osmanın debdebe ve haşmetlle gözleri dolanlar İndinde bu da padişahım hlffetUne ve (Masraf etmek İstemiyor) diye hissetine delil tutulyordu. Padişah, tasarruf fikrile fllemanın arpalıklarını kaldırıp kesmeğe kalkışmıştı. Bu da hizmet mukabili olmıyan in'amlara alışmış olanları İçin için kızdırmıştı. Sultan Osmanm ahval ve harekâtı hakkın-dakl dedikoduları bu gibilerde körükliyorlardı.
Bostanc.ıbaşı Mehmet afta He yeniçeri ağası Yusuf ağa blrlb İri erine düşmandılar. Yeniçeri ağası için (Zaptu rapta kaadir değildir) diyen bostaneıbaşı. padişahı balıkçılar gibi tarll libaslar giyinmiş bostancılarla birlikte ve bunların delftletlle şehirde tebdil gezmeğe İkna etmişti. Bazan kızlarağastmn da lştirâk ettiği bu gezmeler esnasında meyhaneler, bo-zahaneler, yasakçı odaları basılıyor, kul taifesinden buralarda*bulunanlar denize a Ulıyor, şehirliler taş gemisinde küreğe konuluyordu. Yakalanan kapı kullarından:
— Aman padişahım! Biz kullarına kıyma!
Diye yalvaranlara karşı Sultan Os-manın kalbinde hiçbir merhamet hissi uyanmıyordu. Yeniçerilerin kaleleri böyle muamelelerden dolayı padişaha karşı kınlıyordu.
Lehlsatn seferi esnasında kapı kullan atıştan İmtihan edilmiş, boklamaya tabi tutulmuştu. Bu da kul taifesine ve zabitlerine hayli endişe vermişti. Budtn beylerbeylsl Karakaş paşa muharebede vurulduğu gün padişah otağma dönmüştü. Si pah zümresi de emirslz çadırlarına dönmüşlerdi. Sultan Osman buna kızarak sipahiler aleyhinde huşunetle birçok sözler söylemişti. Bu sözler kendilerine nakledilince, sipahilerin knlble-rinde büyük ukde bırakmıştı.
Sefer esnasında baş ve dil getiren-
(11 Arada yalnız Yazn/z Sultan Şefini şehzade iken Ktrım hanının bir kızım nikâhla almıştı. i
AKŞAM
Haftanın notları
Spor idarecisinin birinci vazifesi ne olmalıdır?
Yazan: ÂDİL GİRAY
Spor kulüplerinin İdari işlerinde vazife alan arkadaşların verimli çalışıp çalışmadıklarım hangi ölçülerle kontrol ve tenkit edebiliriz.?
Bu soru akla gelebilir. Soruya cevap ararken çok muhtemeldir ki şöyle düşünürüz. Bir kulübe lokal, stad lâzımdır. Spor takımlarımı iyi antrene edilmeleri, şampiyon olmaları candan temenni edilir.
Aidatın muntazam toplanmasını şart koşarız. Kulübün mali durumunun düzgün leştir 11 meşini esaslı bir iş sayarız. Buna benzer dalla bazli temenni ve istekler sıralayabiliriz. Hepimize gayet tabii ve makul görünen bu dileklerden hangisinin daha önemli olduğunu nasıl ayırt edebiliri».?
Kulüp İçin hayatî ihtiyaç hangisidir? Lokal mi, stad mı, şampiyonluk mu yoksa para mı.2
İdareciler çalışmalarında hangisini diğerlerinden üstün tutsunlar.? Kulübün benliğini, varlğını Bağlıyacak bir yol var mıdır?
Biz bu soruları şöyle cevaplandırmağa çalışacağız.
Bir kulüp elbet ta. lokal, stad, şampiyonluk ve para İle yaşar ve yaşa-tilsbilir. Bunun aksini iddia etmek akla gelmez. Fakat yukarıda bir kulübün yaşaması İçin zaruri görülen hususları sayarken en muhlm-mini unutmadık mı.?
Yanılmadığımıza katiyetle inanarak diyebiliriz İd:
Kulüplerin, toplulukların varlıklarında, gelişmelerinde, llerilemelerin-de en büyük âmil birlik ve beraberlik kuvvetidir.
Bu sebeple kulüplerin başında bulunan. idarecilerin birinci vazifesi de bütün üyeler arasında birlik ve beraberlik havasını yaratmak ve bunu kıskançlıkla yaşatmak olmalıdır. Çünkü her şey birlik ve beraberlik kuvvetinden doğar. Onsuz ne lokal olur, ne stad yapılabilir ve ne de şampiyonluk elde edilebilir.
Kulüp mensuplarını sık sık olr araya toplayan, onları kaynaştıran, aralarındaki kardeşlik bağlarının kuvvetlenmesine yardım eden toplantılardan âzami istifadeyi fırsat bilen idarecileri takdir ve tebrik etmeliyiz.
Üyeleri arasında birlik ve beraberlik kuramıyan toplulukların yaşayışı titrek olur. Maddi varlıklarının azlığına rağmen beraberlikleri ve birbirlerine bağlıbkalrı hiç sarsılmıy.m kulüpler çok »ağlam bir temel üzerinde kurulmuş binalar gibidir. Kulübün kazanması, yaşaması, dalma dimdik durması ve mevcudiyeti birlik ve beraberlik ile mümkün olacağını hiç bir zaman unutmamalıyız.
Sporun gayesi, temeli de bu esaslara dayanır. Biriblrimizl sevmek, biri-blrimiez candan bağlı kalmak ve dalma İyiye ve temize doğru yürümek. İşte spor İdarecilerine düşen Uk çalışma hedefi bu olmalıdır.
Lokman Hekim (Dr. HAFIZ CEMAL) Dahiliye mütehassısı Div&nyolu 104
Muayene saatleri Pazar hariç
Çocuk hekimi doktor
Ahmed Akkoyun'u
Taksim - Talimhane palas. Telefon: 82627
lere birer altın atlyye veriliyordu. Bunu azımsıyanlar;
— Bu bir altın nedir? Biz padişah uğruna can bezledip baş alıyoruz!
Dedikçe, padişahın musahip ve mukarrlpleri, padişahın ağaları:
— Hele getirdiğin kelle bir akça değer mi?
Gibi askerin ruhunda en fena tesiri bırakacak, kalbinde nefret uyandıracak cevaplar veriyorlardı. Serden geçip düşmandan baş getirenlere padl-şahın In’amı bir efendinin kölesine verdiği bayram harçlığını geçmiyordu. Sultan Osmanın emrile sefer esnasında ln’am ancak mevcut kapı kullarına hasredilmiş, sonradan gelenler bundan mahrum bırakılmıştı. Bahşiş almıyanlar da:
— Bahşiş alanlar düşmanla cenket-sln«
Diyerek cenkte gayretsiz davran-yeniçerllerin, sipahilerin fikirlerini m işi ardı.
işte bütün bu gibi haller, Kemanın, Şıılatn Osman aleyhine çeviriyordu, îstanbulda halk da hükümet idaresinin gidişinden memnun değildi.
Bu şartlar altında zaten bir kıyam ve isyan zuhuru İhtimal dahilinde I İken Sultan Osmanın hncca niyet et- i mesi ve Arabistan tarafında tedarik edeceği kuvvetle kapı kullarını mahvetmek fikrinde bulunduğunun şayi olması, kapı kulu isyanlarının en müthiş ve feclinln patlamasını inta-i cettL Genç padişah da bu yüzden] yalnız saltanatından değil, hayatın-I dan da oldu!
Sülei/nıatı Kânl İrtem ]

- IŞ ariyanlar
TORNA, KAYNAK — Dizel motor tamir işlerini deruhde eden bir usta şirketlerde fabrikalarda ustabaşılık veya muavinlikle acele İş arıyor. Sirkeci. Hoca paşa 43 No. ya müracaat.
1006 — 1
HER TÜRLÜ MÜHENDİSLİK — İşlerini götürü olmak uygun şeraitle yaparım. Akşam gazetesi «Yüksek mühendis» rumuzuna yazılması rica olunur. 1007 — 1
BAHÇIVAN AR!YANLARA — Her türlü ağaç budama İlaçlanmasından yetiştirmesinden bağdan hütfın peynir çeşitlerinin İmalinden anlar bahçıvan İş arıyor, iaşe mesken mal sahibine 60 liraya yalnız mesken verilirse 120 liraya çalışabilir. Telefon: 23426. Dördüncü Vakıf han kat 4 No. 18 1008 —
- İŞÇİ ARİYANLAR
BİR TESVİYECİ USTA ARANIYOR — Sanat mektebi mezunu tercih edilir. Adres: Galata Necatibey cad. No. 146 Kemal Kıvançcr Kablo Fabrikası. 082 —
BÜYÜK FIRSAT — Artist ve balet artisti olmak istiyen genç kız ve erkeklere ihtiyaç verdir. Güzide profesörler tarafından yetiştirilecek olan bu namzetlerin acele Taksim sineması müdürlüğüne müracaatları.
OTO —
BAKKAL TEZGÂHTARI ARANIYOR — Meslekten anlar, askerlikle alâkası olmayan tablatfnde temizliği bulunan Beyazıt Ordu caddesi 55 numaraya müracaat. 989 —
MUAYENEHANE İÇİN — Bir bayan lâzımdır. Saat 11 - 12 arasında Cağaloğlu Nuruosmanlye caddesi 30 No. üst kata müracaat. 997 —
SATICI — Itriyat işlerinden anlar bir tezgâhtar aranıyor. “Her gün 12 -15 arası îstanbulda Büyük postane caddesinde 5 No. ya müracaat. ______________________1014 — 1
l'ÜKSEK MAAŞ — Ameliyathane idare edecek diplomalı hemşire, yahut diplomalı bir ebe İle muktedir bir gece nöbetçisi hastabakıcı, iki hademe bayana İhtiyaç vardır. İsteyenler Cağaloğlu Sıhhat Yurduna müracaatları,_________________1017 — 1
ORTA İŞLERİ — Bir kişinin ev işlerini gerebilecek bir bayana ihtiyaç vardır. Beyazıt: (Baysal Biçki Kursu) na müracaat. 1018 — 2
MODEL — Fotoğrafları .GİYİM» mecmuasında neşredilmek üzere muhtelif bayanlara ihtiyaç vardır. Kendilerine yapılacak elbiselerden lmallye ücreti alınmıyacaktır. Beya-st: »Baysal BIçk! Kursu) na müracaat__________________1019 — 2
DAKTİLO — Yazısı okunaklı hesabi kuvvetli, terziliğe hevesli bir bayana ihtiyaç vardır. Daktilo bilenler tercih olunur. Beyazıt: (Baysal Biçki Kursu) na müracaat. 1020 — 2
SERMAYE — 3000 - 5000 lira sermaye koyabilecek ve bilfiil çalışabilecek bir arkadaşa ihtiyaç vardır. Emekliler tercih olunur. Beyuzıt: P. K. 19 a mektupla müracaat. _____________________1021 — 2
- SATILIK EŞYA
HER TÜRLÜ KÂĞTT _ Gazete, mecmua, kitap, defler iyi fıatle satın alınır. Satmak isteyenlerin numuneleriyle Eminönü Tahmis cad. Kalçın sok. No. 13 e müracaatları. _____________________984 —
BAKKALLARIN NAZARI DİKKATİNE — Her boy köse kâğıdı İle sar-gıhk kâğıt ucuz fiatle satılır. Müracaat: Eminönü Tahmis cad. Kalçın Sok. No. 13 983 = 1
SATILIK OTOMOBİL — Fiat markalı 37 model az kullanılmış beş lâstiği iyi vaziyette. Adres: Fatih Fırın sokak No. 8 Dokuma Fabrikası. _____________________996 — 2
ACELE SATTLTK _ 500 demir sandal ya. Müracaat yeri: Shkcclde Yeni Valde Lokantası,_____1005 — ı
SATILIK SEPETLİ VE SEPETSİZ MOTOSİKLETLER — Sultanahmet Gülhane Parkı kapısı yanında Soğuk-çeşme yokuşu 38'1 boyahaneye müracaat.______________1009 — 4
ACELE SATILIK — Yeni buz dolabı (Frigldar) 52.158 telefona müracaat. 1013 — 1
SATILIK OTOMOBİL — Lâstikleri İyi vaziyette, husus! olarak kullanılmış, Plynıouth marka kapalı tenc-z-züh otomobili. Bahçtkapı Cetmanya hanmda Famslm inşaat şirketine müracaat. _________1015 — 5
MEŞRUTİYET DEVRİNDEN EVVELE AİT — Eski Hayal tasvirleri. Hayal piyesleri. Tuluat oyunları piyes ve ilânları, tiyatro kartclâl&n, her çeşit ayrı ve toplu artist Ve oyun resimleri ilinde olup da yüksek bedel ile satmak isteyenler: (Babı&ll caddesi -Reşit Efendi han) İçinde «M. Raif Oğan» firmasına yazsınlar, yahut müracaat eylesinler. J024 — 2
(HAYALÎ KÂTİP SALİH) E AİT — Resimli kartelâ = İlânlar ile yine ona ait Karagöz piyesleri elinde olanlar; yüksek bedel İle satmak İsteyenler, (Babıflil caddesi - Reşit Efendi han) İçinde «M. Raif Oğan» firmasına yazsınlar, yahut müracaat eylesinler. _______________________________1028 — 2
ESKİ TİYATRO, TULUAT, KARAGÖZ İLÂNLLRI ARIYORUM —(Meşrutiyet) den evvelki devirlere ait olmak şartiyla elinde bulunup satmak, yahut fotografisini aldırmak İsteyenler: (BabIâli caddesi - Reşit Efendi hanında) «M. Raif Oğan» firmasına müracaat etsinler. 1027 — 2
KUKLACI OSEP S1VACIYAN — Merhumun kukla piyeslerini ve kendi resmini arıyorum, yüksek bedel verilecektir. Mektupla yahut gelinerek müracaat adresi: (BabIâli caddesi - Reşit Efendi han- içinde »M. Raif Oğan» 1026 — 2
HAYALİ TOPKAPILI TAKFOK’A AİT — Karagöz oyunları defterleri, tasvirleri elinde olup da satmak İsteyenler, (Bnbıâll caddesi - Reşit Erendi han) İçinde «M. Raif Oğan» firmasına yazsınlar, yahut müracaat eylesinler. 1025 — 2
KÜÇÜK İSMAİL MERHUMA AİT— Tulüat oyunları piyesleri elinde olup da satmak, yahut kopyesinl vermek isteyenler: (BabIâli caddesi - Reşit Efendi han) İçinde «M, Raif Oğan» firmasına yazsınlar, yahut müracaat eylesinler. 1024 — 2
KÜÇÜK BOYDA İLK ÇIKAN SABAH — Gazetesi İle Londrada basılan (Hürriyet) ve Pariste Ah Suavinin çıkardığı Ulûm gazeteleri koleksiyonlarını arıyorum. Satmak İsteyenler: (BabIâli caddesi - Reşit Efendi han) içinde «M. Raif Oğan» flrmasna yazsınlar, yohut müracaat eylesinler.
1030 — 2
- Kiralık — Satılık
5.000 LİRADAN 500,000 LİRAYA KADAR — İstanbulun her yerinde apartman, ev, mağaza, İmalâthane, fabrika, arsa ve çlflik almak ve satmak lstiyenler. Kârlı işi Olup da devretmek istiyen veya almak İsti-yenler Beyoğlu İstiklâl caddesi Büyük Parmakkapı köşe başı 4 No. kat 2 Tel: 42396 Suhulet Emlâk Zarif Özalp _____________________________910 - 7
SATILIK HANE — Küçük Lângada 3 oda, mutfak, kuyu, elektrik, bahçe ve denize nazır ahşap hane satılıktır. Aksaray da Kürkçübaşı mahallesi Abacı sokak 25 No. ya müracaat.
980 —
KİRALIK KÖŞK — Erenköy tıram-vay durağında 2 No. h köşk kiralıktır. 12 oda su havagazı elektrik ve çamh bahçe. 3 daire fevkalâde elverişli. 17 den 19 a kadar Telf. 40968 ____________________________981 -
SATILIK EV — Kadıköy Talimhane HaJldağa sokak No. 64 yedi oda. manzara içindekilere, ve Recal zade sokak 62 No. da bayan Remziyeye,
966 — 2
SATILIK EVLER VE ARSA — Nişan taş Rumeli caddesinde on odalı, Beyoğlu Tomtom mahallesi Çukuı-bostanda dört odalı evlerle Feneryo-londa Bağdat caddesinde İta dönümlük arsa satılıktır. 84152 numaraya öğleye kadar telefonla sorulmalı.
992 — 2
DÜKKANLI KÂGİR EV — Orta-köyde tramvay caddesinde altında büyük dükkânı olan üç kat kâglr dört odalı bir m boş olarak satılacaktır. Galatada Adan hanında Katos Türk Ticaret ve Komisyon Evine müracaat Telefon: 41663. 986 -
EMLÂK MUKABİLİ PARA - Paranızı emlâk mukabili işletiniz. En emin kâr temin edersiniz. Tafsilât: Galata Ada hanında Katas Türk Ticaret ve Komisyon Eh İne müracaat: Telefon: 41663. 987 —
NATAMAM İNŞAAT — Bil Omum inşaat ve fennî mesuliyet hesap İşleri deruhte edilir. Ev ve mağazaların tamire muhtaç olan lan derhal İşe başlamak yıkılması Icabeden emlâkin enkazını kabul eder. Beyoğlu İstiklâl caddesi Büyük Parmakkpaı köşebaşı 4 No. kat 2 Tel: 42396 Suhulet Emlâk Zarif Özalp
911 - 7
SATILIK ARSA — Bostancıda, denizden otuz metre mesafede 828 M2. köşebaşı bir arsa maktuan 12000 liraya satılacaktır. Vapur., tren, tramvay duraklarına birer dakika mesafede. Tel; 42527 Galata Ünyon Hanı
MÜZA YEDI-Li SATIŞ — Beşiktaş Sinanpaşa Saüh Efendi sokak‘8 - 10 ' iki ahşap ev 1134 metre bahçesi ' İmarca Akmaz Çeşme Yıldız cadde- i lerlne iki cepheli. Sinema, garaj, de-1 po olabilir. Kgtî ihalesi 8 3/945 perşembe saat 16 Beyoğlu sulh hukuk' satış memurluğunda. Dosya 1944/271 müracaat. 933 — 1
FABRİKA İÇİN KİRALIK MAHAL — Gedikpaka caddesi No. 97 eve, müracaat, pazardan maada her gün saat 2- 4. 398—5
8aftlfe 7
1000 LİRAYA SATILIK ARSA — Gedikpaşa Emin Sinan Piyer Lotl caddesinde en İnşasına elverişli bir arsa acele satılıktır. Müracaat: Aynı mahallede Dağhan sokak No. 2 veya, 21991 Telefon No. suna . 1011 __
TEPEBAŞI — Meşrutiyet caddesi 159 No. NûsüslyenlCr Kıraathanesi satılık veya bir ortak aranıyor. İçindekilere müracaat. 1010 — 1
SATILIK EMLÂK VE KİRALIK VER .ARANIYOR — Müesses&mizden emlâk istiyen birçok müşteri bulunduğundan, küçük büyük her nevi emlâk, arsalannr, satmak kiralamak is-teyenelrln Büromuza müracaatları: Galatada Rıhtım caddesi Kefeli Hüseyin han No. 2. Tel: 43840
1023 — 2
PANSİYON ARANIYOR — Bekâr bir bay için samimi bir aile nezdin-Ll— de konforlu bir yer aranıyor. Ayas-Q paşa. Talimhane ve civarı tercih edi-fi lir. Fazla tafsilât Içia 20096 ya tele-^(^| fon edilmesi. 1018 —gi|
BÜYÜKADADA 8500 LİRAYA
İskeleye bir dakika mesafede yarım C dönüme yatan bahçesi ve senede 900,0 Ura kira getiren 3 odalı kagir ev ace- (/) le satılıktır. Ferdi s«lek Türk Emlâkle Bürosuna müracaat. Galata ÖnierâbitS? han 2 nci kat 23 No. Telefon 42368
1000 2 (D
--------------------------g)
SATILIK ÇOK KIYMETLİ VE DİDE ARSA — Çif tehavuzlardn nl2 kenarında denize yüzü 100 met re fi olan 16680 metrekare arsa acele sa-—-tıhktır. Tafsilât ve fiat hakkında gö-2 rüşmek üzere Ferdi Selek Türk Fm^3 lâk Bürosuna müracaat edilmelidir. ro Galata Ömerûbit han 2 nci kat 23 No (D Telefon 42368 999 — Q
DEVREN KİRVLNK DÜKKÂN -MaJımııtpaşa Yeşildirrit DirekH han Sok. No. 2/1 imalâthane ve depoya elverişli. Bahçekapi Kutlu han No. 5 te bay Şerefeltln Gözen e nniroraat 1023 - -1
ANADOLUHİSARTNDA YALI — çiftehavuzlarda Bostancıda Heybeli-adada Büyükadada Şişlide acele satılık villâlar. Tafsilât, fiat ve satın atmak için Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna müracaat edilmelidir Galata ömerâbit han 2 nci kat 23 Telefon: 42368 1034 — 6
5-mütefer^TİE
İLK DERS MECCANİDİR — Mühendis okulu talebeslyim. Cebir, geometri, fizik, kimya derslerini grup halinde veya hususî olarak vermekteyim. Gedlkpaşa, Sarayiçl sokak. 25. Ferit, 994 _ 1
ORTA - LİSE TALEBELERİNE — Tuna Dersevüıde riyaziye - fizik -kimya - Usan derisen verilir. Pazardan başka her gün saat 14 - 18 arasında müracaat. Tuna Dersevi Atatürk bulvarı No. 88 İstanbul - Aksaray. 995 — 13
BİR ÖĞRETMEN TARAFINDAN — Lise ve orta okul talebelerine matematik ve fizik dersleri verilir. Akşamda H. S. U. remzine mektupla müracaat. 1012 — 1
TEKNİK ÜNİVERSİTE TALEBESİ — Yüksek mühendis talebesi. İlse ve orta talebeleriyle lise bitirme ve olgunlukta kalanlar?, fizik, kimya, cebir, geometri ve trigonometri derslerini verip kati surette sınıf geçme İmkânım temin eder. Müracaat Akşam gazetesinde mektupla (Y. Ders» rümuzıına. 1032 — 1
İNGİLİZCE — Am erik ada okumuş ve Amerikan mekteplerinde İngilizce öğretmiş bir genç üç avda lisan öğretir. Akşam -'D. S., remzine.
1033 - 1
ALMANCA DERSLERİ — Bir AvrupalI öğretmen bayan büyüklere, ve lisan derslerine devam etmek İstiyen talebelere üniversite talebelerine ve doktorlara gramer ve mükâleme dersi veriyor. Her yere gidebilir. Akşamda A. R. C rumuzuna mektupla müracaat. 1031 — 3
MEK i’tll'LAl'INIZ) 41 ırılîlNif Gazetemiz idarehanesini adr-eş olarak göstermiş olan Karilerimizden
M-M.E — E. - 39 namlarına gelen meKtııpiarı idarehanemizden aldırmaları rica olunur
Göz Mütehassısı
(Mtor Cemil Gör İr
Cağaloğlu Nutıtosmaniye caddesi Osman Şerefeddin apartıman No. 5 Hastalarını pazardan başka her gün seat I 4 tem I 7 ye kadar kabul eder. Salı günleri Fukaraya mccca-nen bakılır
Sahile 8
AKŞAM
4 MarL 1945
Ankara Anonim
Türk Sigorta Şirketinden:
Şirketimizin 1914 senesi hissedarlar Âdi Genel Kurulu aşağıda yazılı maddeler hakkında görüşmek ve karar vermek, üzere 30 Mart 104B tarihine rastlayan cuma günü saat 11 de Ankara'da Türkiye tş Bankası Umum Müdürlüğü binasında toplanacaktır. ŞLrket iç tüzüğü gereğine» Genel Kurul’a katılacak olan en aşağı 10 hisse senedine sahip hissedarların bu hisse senetlerini veya bunları müsblt vesikaları toplantıdan bir hafta evvel Ankara’da Türkiye İş Bankasına ve İstanbul'da Yeni Postahane karşısında Erzurum hanındaki Şirket t» merketl-ııe yatırarak mukabilinde duhuliye kartları almaları İlân olunur.
GÖRÜŞME GÜNDEMİ :
1 — 1944 yılma alt Yönetim Kurulu ve Denetçiler raporu il# ve kâr ve zarar hesaplarının okunması Ve bunların. İncelenmesi ve onanması ile Yönetim Kurulu üyelerinin ve Denetçilerin İbrası,
2 — 1944 yılı kâr ve temettûünün dağıtılması hakkında karar verilmesi ve dağıtma tarihinin tesbltl,
3 _ yönetim Kurulu Üyesi iken 15 Haziran 1944 tarihinde İstifa eden Raslh şinlk'ln yerine seçilen Kemal Ataçman’ın şirket İç LCteti-ğtinün 27 nel maddeleri gereğince seçilmesinin onanması,
4 _ Yönetim Kutulu Üyelerinden üçünün müddeti dolmuş olduğundan Şirket İÇ tüzüğünün 26 ncı maddesi gereğince üç üyenin çllmesl;
5 — Denetçilerin seçilmesi,
8 — Ticaret kanununun 323 ve 324 üncü maddeleri gereğince Yönelim Kurulu Üyelerinin gerek kendi namlarına ve gerek başka şirketlerin Yönetim Kurulu Üyesi veya Müdürü sıfatlle Şirketimizle 1? yapmalarına müsaade verilmesi.
| İnhisarlar U. Müdürlüğünden: |
1 — Derhal teslim şartıyla kapalı zarfla eksiltmeye konan bir adet torna tezgâhının eksiltmesine talip çıkmamasından pazarlıkla satın alınması kararlaştırılmıştır.
2 — Pazarlık $ 3, 945 sah günü saat T0.30 da Kabataşta Levazım Şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartnameler her gün adı geçen şubeden alınabilir.
4 — isteklilerin % 15 güvenme pparalıtrlyle belirli gün ve saatte mezkûr komisyonu müracaatları İlân olunur. «2770-
Kartal belediyesinden:
Kasabamızın İçme sıı tesisatı İçin 60 - 80 MM. kutrunda beynelmilel normlara uygun santrifüj dökıim font veya jüttü çelik çekme su borusuna İhtiyaç vardır. Alâkalıların bunlara alt mufassal katalogları ve flat cetvellcrlle Belediyemize müracaatları.
Belediye bu İlânla bağlı değildir. (2746»
Bir hesap memuru a’ınacak
Ziraat Vekâleti Göztepe Asma Fidanlığı Müdürlüğünden :
20 lira aslı maaşlı bir hesap memuru alınacaktır.
Lise veya orta mektep mezunu olanların. Memurin kanununa uygun miisbet evrakile birlikte 15.3.945 tarihinde saat 10 da yapılacak müsabaka imtihanı gününe kadar müessese müdürlüğüne istida ile müracaatları 2695
Çerkesköy Belediye Riyasetinden:
1 — Belediye elektrik santralı Üç silindirli gazojen motöril silindirlerinin Tornası, Piston ve yataklarının dökümü ile diğer ufak tamiratı açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Taliplerin 5/3/1946 pazart esi günü saat 15 de Belediye Encümenine müracaatları.
3 — Tamiratın muhammen bedeli (30001 muvakkat teminatı (225) İladır,
‘ — Şartname ve her türlü İzahatın Belediyeden sorulablleceğl ilân «2596»
OSMANLI BANKASI
.ULE SANDIĞI» PİYANGOSU:
OSMANLI BANKASI’nca ihdas edilen «Aile Sandığı» piyangosu keşidesinin. 28 Mart 1945 pazartesi güuü, İstanbul’da 1era, edileceği İlân, olunur.
Mezkûr keşidede aşağıda yazılı ikramiyeler tevzi edilecektir:
— 1 adet T.L. 1.000.—İlk T.L. 1.000. —
— 4 » » 250.— • » » 1.000_
— 5 » » 100.— » » r 590.—
— 25 > » 50.— * » > 2.250.—
— 50 » » 25.— » » » 1.250—
Yani. 85 adet ikramiye İçin, cem'an: TL. 5.000.—
İşbu keşideye, 1 Eylül 1944 - 28 Şubat 1945. altı aylık müddet zarfında -. AİLE SANDIĞI» (Tasarruf Cüzdanı) hesabındaki matlûbu daimi surette T.L. 50.— (ELLİ) Türk lirasından aşağı olmayan her nıudl Işlrâk etmek hakkını haizdir.
ZİRAAT
BİRİKTİREN DAMAT- £D£Q
Senede 28.800 lira ikramiye
Ziraat Bankasında Kumbaralı ve ihbaraz tasarruf hesaplannda
Mart, il Haziran. 11 Eylül ve 11 Blrincikânun keşide tarihlerinden biı av evvelki matlûp bakiyeleri 60 liradan az olmamakla beraber kailde tarihine kadar da matlûp bakiyeleri bu mlkdardan aşağı düşmi* yer>:er arasında senede 4 defa çekilen küda ile aşağıdaki plâna göre ikramiye dağıtılacaktır.
4 Adet 1000 liralık 4000 Lira
4 D 500 ■ 2000 •
4 • 250 ■ 1000 >
40 ■ 100 > 4000 •
100 > 50 • 5090 •
120 ■ 40 • 480ü •
160 » 3200 »
DİKKAT
Hesaplarındaki paralar bir sene içinde 50 liradan aşağı dûşm'yen-ıcre ikramiye çıktığı tukoırde % 20 fazlaslle verilecektir.
Gaip Erkek çocuk aranıyor 1
2 mart 945 cuma günü sabahleyin ' saat onda 9 yaşlarında kurşuni renkte ceket pantalonlu başı açık ayağında yeni siyah. İskarpin v« siyah çorapları bulunan oğlum. Rizeli İsmail oğlu Mlkâll Yalçın evinden çıkıp gitmiş bir daha geriye dönmemiştir. Her kim nerede olduğunu biliyorsa insaniyet namına aşağıdaki adrese haber versin.
Haliç Feneri Kiremitçi sokak 4 numarada babası İsmail Yalçın
Zayi — Devlet Denizyollarından aldığını sıhhat cüzdanımı ve ana karnemle birlikte Tirebolu nüfus memurluğundan aldığım nüfus cüzdanımı ka/bettlm. Yenilerini alacağımdan eskilerinin hükmü yoktur.
Mustafa Karaman
Maraş vapurunda kamarot
Zayi — İstanbul Edebiyat Fakültesi Fransız Filolojisi talebesinden 3754 Leylâ Ergenler 7882 numaralı şebekesin! zayi etmiştir. Yenisini alacağından eskisinin kıymeti yoktur.
DOKTOR
Fethi Erden
LABORATUVARI
Kan, İdrar, balgam, mevaddı gaita tahlilleri ve 1 idrar vasıta-site gebeliğin tik günlerinde^ kati teşhisi» yapılır.
Beyoğlu, Taksime giderken Meşelik sokağı Ferah apartı-manı.Tel 40534
iş bulmak için
Uzun, uzun düşünmeğe lüzum yok!
«AKŞAM» e bir KÜÇÜK İl AN t-ermelt kâfidir.
Karaköy - Galata - Bankalar semtlerinde bir veya İki odalı telefonlu yazıhane devretmek istiyenhrln Osmanbey, Rumeli caddesi Yüksel Apartıman 57/2 No. lı dairesinde Necati Pehllvan'a müracaatları.
Uçüncii ilân
Tasfiye halinde bulunan
Mahdut Mesuliyeti: İstanbul Belediyesi Memurları Kooperatifi Şirketi Tasfiye Memurluğundan:
İstanbul Asliye Mahkemesi 3 iincü Ticaret Dairesi, İstanbul Ticaret sicillinde 18926 No. da kayıtlı bulunan (İstanbul Belediyesi Memurin Koo-pertif Şirketi» nln tasfLyeslne ve tasfiye memuru olarak tâyinime karar vermiş ve bu karar Ticaret Sicilli gazetesinin 17/1 *'945 günlü ve 5430 sayılı nüshasında ilân edilmiştir.
Şirkette alacak ve sair hukuku olanların 3 üncü ilân tarihinden İtibaren âzami bir sene zarfında İstanbulda Sirkecide Liman Hanında 18/19 No. h yazıhaneye müracaatla alacaklarını kaydettirmeleri ve müsplt evrak tevdi eylemeleri lüzumu Ticaret kanununun 445 inci maddesi mucibince ilân olunur.
Tasfiye Memuru: Avukat İsmail Hakkı Bayraktar
BAYILAHLAR.ÇARPINTIueSİNİH BUHRANI (EKENLER
NEVROL CEMAL
DEN 20 DAMLA ALINCA SİNİRLER* YATIŞIR.DERHAL FERAHLARLAR .
Maarif Bakanlığından1
Meslekî ve Teknik Öğretim Müsteşarlığı Teknik Bürosunda çalıştırılmak üzere tecrübeli makine mühendislerine ihtiyaç vardır. Bunların uzun müddet fabrikalarda çalışmış ve bilhassa, konstrüksiyon işlerinde başarı göstermiş olmaları gerektir. Bu mühendislere, kıdemlerine bakılmaksızın 80 lira aslî maaşın tamamı verilebilecektir.
Ayrıca, Teknik Büronun münhal bulunan müdürlüğüne de, aynı vasıfları haiz ve aynı şartlarla 90 lira asli maaşla bir yüksek makine mühendisi alınacaktır. İsteklilerin Meslekî ve Teknik Öğretim Müsteşarlığına bas vurmaları. (2456)
Dahiliye bakanlığı belediyeler fen okulu müdürlüğünden:
şehir ve kasabalanmızuı İçme su tesisleri İçin muhtelif Kuturda beynel-! mllel normlara uygun santrfüj döküm font ve JÜtlü çelik çekme su borusu, hususi aksam ve armatör İle filtre ve suyun sertliğini, demir ve manganezini izale sistemlerine İhtiyaç vardır.
Fazla malûmat, Mal müdürlüğümüzden alınabilir. Alâkadarların bunlara alt teklif mektuplarlle malzeme ve tesislerin cins ve nev'lne alt mufassal kataloglarını Ankara Belediyeler Bankası binasındaki Mildürlüğü-müğe en geç (4/4/1945» tarihine kadar vermeleri rica olunur. (1867)
Kaoalı zarf usulile eksiltme ilânı
İsparta Nafia Müdürlüğünden:
1 — Eksiltmeye konulan İş: Eğirdir - Höyük yolunun 4 X 1000 ineri kilometresindeki 41481.23 liralık göl ayağı betonarme köprünün İkmali inşaatı:
2— Bu İşe alt evrak ve şartnameler şunlardır: Keşif hulâsası, husuri şartlaşma, fennî şartlaşmalar, mukavelename ve eksiltme şartlaşma», Bayındırlık genel şartlaşması ve proje;
İstiyenler bu evrakı İsparta Nalla müdürlüğünde görebilirler.
3 — Bu İşin 10 bin lirası 944 yılından, mütebakisi 945 yılından tesviye edilecektir.
4 — Muvakkat teminat miktarı 3109.59 liradır.
5 — On beş gün müddetle ve kapalı zarf usulile eksltlmeye konulan bu İşin İhalesi 14/3/945 çarşamba günü saat 18 da Nafia müdürlüğü odasında teşekkül eden komisyon marlfetile yapılacaktır.
a — Taliplerin ihaleden üç glln evvel n makamına müracaatla köprü işlerinde çalıştığına dair İbraz edeceği fenni evrak üzerine ehliyet vesikası Ve Ticaret odasına kayıtlı olması .• rttır.
7 — Eksiltmeye İştirak İçin 2490 sayrı kanunun hükümleri dairesinde icabeden teminat ve sair vesaiki havi ' apalı zarflarını muayyen İhale vaktinden bir saat evveline kadar Komlsj n reisliğine makbuz mukabilinde verilmesi ve posta İle gönderilmesi ırttır. Postada vuku bulacak tehirler nazarı İtibara alınnuyacaktır.
8 — Bu işe alt evrak 2490 saydı kanunun 5 inci maddeslle tâyin olunan bedel mukabilinde 18tlyenlere verilir. (2488)
GRiPiN
Baş, Diş, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve butun ağrıları derhal keser
İcabında günde 3 kaşe alınabilir. Her yerde ısrarla GRİPÎN lsteyinlı.
ECZACI ALINACAK
Hereke Fabrikası Müdürlüğünden:
3859 sayılı kanun hükümleri delillinde ve 140 Ura ücretle çalıştırılmak üzere Diplomalı bir Eczacıya İhtiyaç vardır.
İsteklilerin evrakı müsbltelerlyle birlikte Kişi İşleri Şefliğimize müracaat etmeleri.
dûdö 1° uoisjsa eaij Aq ojbşjo
K I Z I L A Y _
Satış Deposu direktörlüğünden
Depomuzda mevcut 7000 adet kadar kavanoz sisteminde Ağzı kapalı renkli şişe açık arttırma Ue 9/3/945 tarihine tesadüf eden perşembe günü saat 14 de satılacaktır.
Şişe numunesi depomuzda görülebilir. Arttırmaya girecekler İlk teminat olarak 400 lirayı Yeni Postahane civarında Kuılay Hanında Direktörlüğümüz veznesine thale günü saat 12 ye kadar yatırmış olmaları lâzımdır.
Daktilo Aranıyor
İzmire yakın bir kazada bulunan mllU bir müessese İçin çok «eri ve yanlışsız yazan milmaresell İki bayan daktiloya İhtiyaç vardır. (Lisan bilenler tercih olunur.) Bekârlara yatacak yer müessesse* temin edilecektir. -w-
Verllecek aylık ehliyetlerine göre Barem haricidir.
Talip olanlar evvelce çalıştıkları yerlerden alacakları bonservis suretlerde birlikte İstanbulda Posta Kutusu No. 84 de mektupla müracaatları.
—Hurda çinko alıyoruz
I Elinde hurda çinkoları olanların, Galata Tünel caddesi I Kardeşim sokak 6 numarada madeni eşya kooperatifine mü-I racaatlan. Telefon: 43001
imtihanla memur alınacak
Türkiye Iş bankasından
Bankamızın memur İhtiyacını karşılamak üzere 17/3/1945 cumartesi günü saat 14 te Ankara, İstanbul, İzmir, Adana ve Samsun şubo-lerlmlzde en az lise tahsili görenler arasında müsabaka İmtihanı yapılacaktır.
Yabancı dil bilmek ve makine İle yazmak tercih sebebidir. İmtihanda kazananlar Genel müdürlükte altı ay staj görecekler ve muvaffakiyet derecelerine göre muhasebeci muavini veya İşleme şef muavini olarak İhtiyacımız olan şubelere gönderileceklerdir.
İstekliler 15/3/1945 perşembe gününe kadar şubelerimi müdürlüklerine gelerek isimlerini yazdırabilirler.
BS TI L I R
Şlunda apartıman İnşasına elverişlidir.
ağada Takı Takı yokuku başında Garfl apar tun anı yanında ,5 metre 140 metre murabba 5800 İha kıymet takdiri gören ilimüzayede 5 Mart 945 günü saat 14 den 18 ya kadar Üskü-i Hukuk Hâkim İlgince satılacaktır.
Nafia bakanlığı İst. Malzeme grup amirliğinden:
Aşağıda yazılı 5 kalem malzeme 10932,50 lira muhammen bedel üzerinden pazarlıkla eksiltmeye çıkarılmıştır.
3 ton Kurşun sülyen (toz, boya) Avrupa.
1 » Ingiliz nevi Turan bezir yağı
60 Ad. Avrupa malı tel fırça (dört sıralı)
50 » İyi cins yuvarlak yerli kıl fırça 2f0. 13 - 14)
50 » tyl cins düz yeril fırça (No. 1/2 1.8»
ihalesi 21/3/945 çarşamba günü saat 15 de Galatada Karaköy Perçemli sokak Cemaat han birinci katta gurup amirliği eksiltme komslyo-nunda yapılacaktır.
İsteklilerin, öğleden evvel yatıracakları 1638 Hra 88 kuruşluk teminat makbuzu İle 845 yılında ticaret odasına kayıtlı bulunduklarına dair belgeyi yanlarına alarak tayin olunan gün ve saatte komisyona gelmeleri.
şartnamesi dairemizde görülebilir. «2749»
Türkiye iş Bankası
Küçük cari hesaplar
1945 ikramiye plânı
ÇEKİLİŞLER: 29 ocak, 3 Mayıs, 24 ağustos, 1 kasını tarihlerinde yapılır.
|—■■ 1945 İKRAMİYELERİ -
1 adet ARSA (İstanbul'da Büyü k Yalı’da
Ada: 164, parsel No. 4,
923 M2.)
1 Adet 2000 Liralık — 2000.— Hra
3 » 1000 a •M 3000.— a
4 » 600 » — 2000.— *
10 » 200 a — 2000.— ■
25 » 100 a — 2500.— >
100 > 40 a — 4000.—
150 ■ 20 » 3000.-
800 D 10 - 3000.—
Türkiye îş Bankasına para yatırmakla yalnız para biriktirmiş ve faiz almış olmaz, aynı zamanda taliinlzl de denemiş olursunuz.

Comments (0)