«F f W V. 1; *
SİYASt İKTİSADÎ
Soyı 94 — 10 Kuru;
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8 Fosta Kutusu 2100 Beyoğlu
Abone: Türkiye için seneliği 32. altı aylığı 17. üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki misildir.
A
A
21
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis eden: HABİB EDİB TÖREHAN
İlânlar: 6 nçı sahifede santimetresi 2 liradır. İlânlardan hiçbir mes'uliyct kabul edilmoz.
Telefon: 44756 - 44757 Santral
Telgraf Adresi: Hetlo. İstanbul
İÇ ve DIŞ POLİTİKA
X___ 3/////1950 -
Hidrojen bombasından
sonra
/\ tom bombasınuı arkasın-' 'dan, bundan da —hem nispetsiz denecek derecede — kudretli olan hidrojen bombası formülünün bulunması, muvazi ve büyük ölçüde iki tepki doğurdu.
Bir kere, fizik âlimleri ve din adamları başta gelmek şartiyle yığınla insanın vicdanında bir dehşet salgını hâsıl oldu. Çünkü ikinci bomba, ilmin gözü ile. dünyanın üzerindeki hayatı, sade hedef teşkil eden câmia için değil, bombayı kullanan câmia için de kati ölçüde sekteye uğratacak mahiyettedir. Din adamının gözü ile bakınca, mesele, daha da ehemmiyetlidir. Çünkü insan aklı, insan nev’inin devamına nihayet verecek olan imkânı elde etmiş demektir.
Daima akıl-dışı kalmış mü-kevvenatın. birdenbire akıl-içi bir vasıta ile, yani insan karar ve iradesinle biolojik unsurundan tecrit ve tasfiye edilmesi, din mevzuatı ile nazariyecileri-uin kolaylıkla izah edeceği bir nokta olmasa gerektir. Filvaki elde bir “kıyamet” bahsi vardır amma, bu bahsin, insanlığın toptan intihar edebilmesi ihtimal ve imkânı ile bir alâkası olmasa gerektir.
Bu sebepledir ki. hem âlimler hem de din adamları, böyle bir bombanın yapılmasına ve kullanılmasına karşı, sarahaten vaziyet almış bulunuyorlar. Gün geçmiyor ki, her iki karargâhtan, bomba aleyhine bir beyanat yahut bir karar sureti gelmesin. Ve anlaşılıyor ki, bu hava, daha da kesafet peyda edecektir.
İşte böyle bir korku yahut mâşerî vicdan ürpermesi hâdisesinin karşısında, ikinci tepkiyi yani, politikacıların faaliyetlerini görüyoruz. Bu bahiste, ilk ı işareti Churchill verdi. Bugün | Trygve Lie'nin, Birleşmiş Milletleri fevkalâde bir içtimaa davet fikri ile Amerikan Senatörü Mac Mahon'un, böyle bir içtimai doğrudan doğruya Moskovada akdetmek teklifi, İngiliz devlet adaunınm tasavvurlarını tamamlamış bulunmaktadır. Maksat, Sovyet Rusyanın, vicdanını, insanlık ve tarih önünde teşhir etmektir. Bu vicdan, ak mıdır kara mıdır, bunu, insanların cümlesinin hayatı ile alâkalı cilan bir bahiste, ortaya koymaktır.
Yeni teklif ve inkişaflar
|\ | etekim, siyasî beyanat ve ' teşebbüslerin hep bu istikamette inkişafı ve âdeta muntazam bir rota takip etmesi, devam etmektedir. Bunun son delili, Amerikan Senatosunda Cumhuriyetçilerin lideri Ken-neth Wherry’nin Truman'a yaptığı telkindir.
Bu telkine göre, Amerika Devlet Reisi, Stalin'e, açık mektup ve açık muhabere yolundan, “soğuk harb”e nihayet verilmesini teklif etmeli, Amerikanın durumunu ve kanaatlerini izah etmeli ve bütün bu muhabere neşredilerek dünya âmme efkârına arzedilrnelidir. Ki, dünya âmme efkârı ile mâşerî vicdanı, anlaşmaya yanaşmadığı takdirde, Sovyet Rusya hakkındaki hükmünü versin.
Bir kısım politika ve devlet adamlarının bu görüşlerine mukabil bir kısmı ve en başta Tru-man, bu civanmertçe hesaplaşmaya, şimdilik lüzum görmemektedir. Ve, anlaşmak için de, politik ve diplomatik yoldan yürünmesini tercih eylemektedir. Truman’a göre, anlaşmak isti-ven bir Rusya için, bütün kapılar ne kadar açık ise, anlaşmak istemiyen bir Sovyet Rusyanın kapısını çalmak da o derece faydasız ve hattâ, zararlıdır.
★
Gazetemiz yarın
8
sayfadır
I Truman Moskovaya gitmiyeceğini söylerken |
Cumhuriyetçiler, Başkanı, Stalin’le mektuplaşmaya davet ettiler
Batılı üç büyük devlet başkanıııın sene ortasına doğru buluşacakları bildiriliyor
Soldan safra dofrnı A. Marty Marcel Caclln. Maurice Thorez ve Ga^tori Monmoıış.seau bir geçit resmini takip ediyorlar
Fransız komünistleri
Sovyet Rusyaya karşı kullanılacak her şeyin imâline mâni olacak
Komünist Partisi bir yandan da Titocuların tasfiyesine başladı
Paris, 3 A A. fReuter) — Komünist Partisi Genel Sekreteri Maurice Thore2. bütün Fransız komünistlerini Sovyet Rusyaya karşı yapılacak bir harpte kullanılacak lıcrşevin imaline mâni olmaya davet etmiştir.
Lüle, 3 (APı — Fransız Komünist Partisi "Titoiet” faaliyetlerinden dolayı, 40 âzasını partiden İh-
Yeni Ingiliz Harbiye Bakanı, komünistlikle itham edildi
İngiliz Başbakanlığının tekzibine rağmen. Amerikan aksülâmelinden korkuluyor
Londın, 3 (A. P.)
Lord Beaveı brook’a ait olan muhafazakâr taraftarı "Evening Standart” gazetesi dünkü sayısının birinci sahi fesinde büyük manşetlerle, es* kı köbinede İaşe Bakanlığı yapan Slrachey’in "Hâlâ komünist akidelerine bağlı olduğunu ve kendisinin komünist fikirlerine sahip olmadığı yolunda hiç bir zaman açık bir beyanat vermemiş 01011611011” ileri sürmüştür.
Standart gazetesi, Strachey’in 1938 senesinde, "Bütün Sosyalistler gibi ben de sosyalizmin zamanı gelince komünizm e inkılâp edeceğim” demiş olduğunu hatırlatmaktadır. * Başbakanlığın tekzibi
Londra 3 A.A> 1 Ren teri — Başbakanlık Dairesi dün akşam yeni Harbiye Bakanı John Strachey’in ta-
İşgal altında İstanbul
Ahmet Hamdı Tanpınar'ın kaleminden „
Sahnenin
Dışındakiler
romanında
"Yeni İstanbul”
canlanacaktır.
raca karar vermiştir.
Bildirildiğine göre, bu karar Maurice Thorez tarafından verilmiş olan bir emrin neticesidir ve yeni bir liste hasırlanmaktadır. Komünist Par-j tisinin genel sekreterliğini yapmış o-; lan Arthur Rametto vazifelerinden uzaklaştırılmıştır, fakat hâlâ partiye mensuptur.
nınmış bir komünist olduğuna dair bir akşam gazetesinde çıkan isnatları şiddetle yalanlamıştır.
Başbakanlıktan verilen resini tebliğ. gazetenin manşetlerini utandırıcı ve isnatları yalan olarak vasıflandır-mıştır.
A meri katla hasıl olacak nkslUâmelden korkuluyor
Londra 3, A.A. 1 United Press) — İngiliz Hükümet mahfillerinden öğrenildiğine göre, komünistlikle itham edilen Harbiye Bakanı John Strachey’ i müdafaa etmek maksadiyle Başbakanlıkta şimdiye, kadar misli görülmemiş tedbirler alınmaktadır.
Bu ithamların Birleşik Amerlkada yaratabileceği tepkiler Başbakanlık çevrelerini bilhassa endişeye şevket-inektedir.
Roma 3 (YİRS) — Beyaz Sarayda beyanatta bulunan Başkan Truman, Sovyet Rusya ile görüşmek hususunda yapılan tekliflere şu cevabı vermiştir:
— "Birleşik Amerika Cumhurbaşkanı olmam hasebiyle, Moskovaya hiçbir zaman gitmeyeceğim. Ruslar hüsnüniyetle görüşmek arzusunda iseler, Birleşik Amerikanın kapılan, onlnr için ardına kadar açıktır.,,
Washington 3 (APı — Ayan Meclisindeki Cumhuriyetçi üyelerin başkanı olan Kenneth Wherry dün. Başkan Truman’a, Stalin ile soğuk harbe nihayet verilmesi mevzuunda açık mektuplar teati etmesini teklif etmiştir.
Senatör, Başkanın Stalin’e yazacağı mufassal bir mektupla "ihtilâfın halli hususunda Amerikanın durumunu açıklaması,, keyfiyetinin barışın teessüsüne büyük bir âmil olacağını ileri sürmüştür. Bundan sonra da. gene Senatör’e göre, Stalin’in cevabı beklenmeli ve bu cevap dünya efkârına açıklanmalıdır.
"Ve, beş, belki on mektup teatisinden sonra dünyada her kudretten üstün olan dünya âmme efkârı meselenin ne olduğunu anlıyacaktır.,,
Paris 3 (YİRS) — Wâshingtbndan sızan haberlere göre, Amerika Dışişleri Bakanlığı, üç büyük devlet baş-kanının sene ortalarına doğru bir toplantı akdetmeleri için hazırlıklara girişmiştir.
ITOft'f TJnTUnTfnııı rTûYThmrı,
Fransız Dışişleri Hakan Yardımcısı ilo el sıkışırken
Fransa - Saar
anlaşması Pariste imzalandı
İngiliz görüşii, henüz anlatılamazken, Alman liderleri şiddetle tenkide başladılar
Paris, 1AP1 — Fransa bugün zengin kömür bölgesi olan Saarı, Almanya İle yapılacak nihai sulh anlaşmasına ıntizaren, 50 sene müddetle kiralamıştır.
Anlaşmaya göre. 50 senenin hitamında Saar bölgesindeki kömür madenleri, herhangi bir bedel mukabilinde olmadan sahiplerine iade edilecektir.
Almaıı>ıiı anlaşmaya muhalif
Bonn, 3 (AP) — Batı Almanya Hükümet kaynakları bugün, Bonn Parlâmentosunun önümüzdeki hafta toplanarak hugün Pariste imzaTanan Saar anlaşmasını gözden geçireceğini bildirmişlerdir.
Anlaşma. Balı Almanya siyasi liderleri tarafından şiddetle tenkid e-d ilmektedir.
İngiltere memnun
Paris. 4 (YİRS) — Almnnyadaki işgal makamlarına bağlı bir Ingiliz sözcüsü. Ingiliz Dışişleri Bakanlığının Fransa ile Saar tiranında akte-dllen anlaşmayı tama nüyle memnuniyet verici telâkki ettiğini gazetecilere verdiği beyanatında açıklamıştır. Sözü, anlaşmanın, sulh anlaşmasında Saar hakkında alınacak kararların tatbiki İçin açık kapı bırakmakla olduğunu tebarüz ettirmiştir.
Af kanunundan kimler
istifade edebilecek?
Tasan, dün Meclis Başkanlığına sunuldu, Komisyon, tasarının müzakeresine pazartesi günü başlayacak
Ankara 3 (Hususi muhabirimizden) — Bakanlar Kurulunun dünkü toplantısında Büyük Millet Meclisine şevki kararlaştırılan Af Kanunu tasarısının Bakanlara imzalattırılması işi bitirilerek bugün saat 18 de Meclis Başkanlığına sunulmuştur.
Yarın Adalet Komisyonuna havale edilecek tasarının tetkik ve müzakeresine pazartesi günü başlanacaktır.
Elde ettiğimiz mütemmim malûmata göre, siyasî suçlarla 29 ekim 1948 tarihinden evvel İşlenmiş ve haklarında herhangi bir sebeple âm-
me dâvası açılmamış bulunan bütün suçlar aftan istifade edebileceklerdir. Ayrıca gene bu tarihten evvel işlenip aleyhinde âmme dâvası açılmış veya mahkûmiyet karan verilmiş bulunan suçlar hakkında da ta-sanya hükümler konmuş ve cezalar ağırlığına göre ya tamamen veya muayyen nispetler dahilinde indirilmiştir. Her ne kadar siyasi suçlar tâbirine, casusluk, isyan, devlet rejimini yıkma, Hükümeti ıskat. Cumhurbaşkanı veya Büyük Millet Meclisi aleyhine hakaret gibi alelûmum dahili ve harici emniyet suçları girerse de bunların hepsinin aftan istifade edemiyecekleri anlaşılmaktadır.
Siyasi suçlardan hangilerinin affa uğrayacakları Türk Ceza ve Askeri Kanunlarının maddeleri zikredilmek suretiyle gösterilmiştir ki, Nâzım Hikmet ve Şefik Hüsnü gibi mahkûmların «4a bu meyanda faydalanacaklarına muhakkak nazariyle bakıl maktadır.
Matbuat suçları ise âdi olanlar u-mumi suçlar meyanında, siyasi mahiyette olanlar da alelıtlak aftan istifade edeceklerdir.
Temaslarımızdan edindiğimiz lntı-baa nazaran tasarı Meclis Heyeti U-mumıyesine sevkedilmedcn Adalet
Komisyonunda esaslı şekilde incele necek, noksanları ikmal ve İtmam o-lunarak. mazıyı tasfiye istikametin-a
de genişletilecektir.
Basın Kanunu tasarısının yeni hükümleri
Tasarı, yeni ve ileri bir matbuat kanununu ortaya koyuyor
Ankara. »Hususi muhabirimizden 1
Geçen hafta gazetecilerin iştirakiyle Adalet Bakanlığında tetkik edilip esasları üzerinde mutabakata varılan Matbuat Kanunu projesi bugün Bakanlar Kurulunca tetkik edilmek ü-zere tasarı şekline konmuştur.
Öğrendiğimize göre bu tasarı ga-•.etecilerın bütün istekleri gözönünde »utularak yeniden kaleme alınmıştır. Bugün yürürlükte bulunan 1881 sayılı Matbuat Kanununa nazaran tasarının ihtiva ettiği yeniliklerin baş-lıcaları şunlardır:
Gazete kapatma tamamen kaldırılmıştır. Matbuat suçları bir çok ceza mahkemeleri bulunan yerlerde üç asliye ceza hâkiminden Kurulacak toplu mahkemelerde görülecektir. Matbuat suçlarına umumiyetle para cezası konmuş, yalnız müstesna hallerde yargıcı para cezası veya hapisten birini tercihte serbest bırakmıştır. Gazeteleri müsadere yetkisi ile cevabı icap ettiren bir husus bulunup bulunmadığı, cevap yazısında auç teşkil eden cümlelerin mevcudiyetini takdir hakkı savcıdan alınarak yargıca verilmiştir.
Gazetede intişar eden bir yazıdan dolayı gazete sahibinin cezai mesuliyeti tasarıya alınmamış ancak mânevi tazminat Borçlar Kanunu hükümleri dahilinde sahibe yüklet İlmi* tir.
Bu şekle göre, gazete vc mecmualarda yayınlanıp suç teşkil eden yazılardan dolayı yalnız yazı şahinleri ile yazı işleri müdürleri, kitap gibi gayrı mevkutelerden dolayı muharrir ve mütercimleri, bunlar bilinmediği takdirde tâbller, o dıı hıılunmaılığı takdirde matbaacılar mesul olacaktır, Mer‘1 kanundaki "Yazı işlerini fiilen idare eden” tâbiri yerine "Yazı işlerini fiilen idare eden mesul müdür” tâbiri kabul edilmiştir. Mesul müdürler bundan böyle müatear adla veya imzasız çıkan yazı sahipleri nl bildirmeğe mecbur değildirler. Ancak yazı sahibim bildirmediği takdirde yalnız mesul müdür ceza görecek* tir. Hulâsa ettiğim bu esaalıırın kısmı âzami İsviçre Ceza Kanununun 27 ncı maddesinden alınmış bulunmaktadır.
Bingöide de deprem oldu
Bingöl 3, »A.AJ Düıı saat 23 te oldukça şiddetli bir deprem olmuştur. Hasar yoktur.
Şehir Meclisi müzakereleri
Evvelki günden beri limanı m ızdn misafir bulunan Amerikan filosunun komutanı bir deniz piyadesi müfrezesiyle birlikte Taksim Âbidesine çelerek merasimle bir çelenk koymuş ve Âbidenin hâtıra defterini imzalamıştır. Bu merasimde bir Tiirk deniz müfrezesi de yer almıştır. Dün. İstanbul ve yabancı basınına mensup gazeteciler Mldtvay uçak gemisini gezmişlerdir. Resim, Amerikalıları Taksim meydanında göstermektedir.
Dolmuş fiyatları tesbit edildi
Otoparklara bırakılan otorr
Şubat devresi Içthnalarında mesalaini bitlremiyen $ehir Meclisi, toplantılarına devanı etmektedir. Dün de ruznamede bulunan nıeaclelerl tetkik eden ve bunların büyük bir kısmını ait oldukları komisyonlara havale eden Meclis bil-hfirtHa, Galamdaki Yolcu Salonu karşınında. bulunan meydanın ücretli otopark olması mevzuunda durmuştur.
Bu mevRudakl tarife komisyonu tutanağında: "Otoparkta ayrılacak yere bırakılacak husufri otolardan ûçrel alınması v?a» hîbarlylo komisyonumuzca da uygun görülmüş»ür. Tarifesine gelince: Girişte alınması teklif edilen 10 kuruşun aynen kabulü ve ondan sonra saat başına 10 kuruş j erine 2».) kuruş alınması, ancak günlük azami miktarın 150 kuruşu gfçınemosi" teldir ediliyordu. Bunun Üzerine »Öz alan hatipler, teklif c-(Hlen sitemin hiç pratik .olmadığını, daima münakaşalara yol açacağını ileri Hürdüler. Burh-ın Felek bu işiıı maktu bir tarife ile hallndllmealni ve »»nbahtan saat 13* e kad(ir 25 13 ten akşama katlar tekrar 25 kuruş alınmasını teklif etti. Buna cevap veren komisyon başkanı ücretin çok as olduğunu İddia etti. Fakat Meclis Burhan Feleğin isteğini kabul etli. Alâkalı makamdan öğrendiğimize göre, bu park, rahat rahat 100 otomobil alabilecektir.
Dünkü M*‘ Us ayrıca dolmuş seterleri yapan otomobillerin durak mahalleri ve tarifeleri hakkındaki tarife komisyonu I utana tını müzakere etmiş ve bazı münakaşalardan Honra aynen kabul etmiştir.
Meclis dün, Köprülerden Haliç’t girecek olan deniz vesaitinden alınmakta OlM,n Ücret tarifeyim de tasdik etmiştir. Buna göre: ö tonihUoya kadar olanlardan Ücret alınmayacaktır. 5 (daııliı İlâ 25 tonilâto (dahil) araâında olanlardan 20 Kr . 25 tonilâtodan fazlıı 50 tonilâto fdahll) ya katlar «ilanlardan 50 Ki’.. 50 tonilâtodan fasla l«»o tonilato (dahil) ya kadar olanlardan 100 Kr., 100 tonllâto-daıı f.tzhı 150 tonilâto (dahil» ya kadar olanlar da ıı 200 Kr.. 150 tonilâtodan fazla 20o tonilâto «dahil» ya kadar o-lanlnıdan 350 Kr.. 200 tonilâtodan fazla 500 tonilâto (dahil) ya kadar olanlardan 111110 Kr.. 500 tonilâtodan yukan olan-
Erkek: — Buyurmaz nıısınız?
Kadın — Oturuyorum efendim, teşekkür ederini.
tÇ SAYFALARDA
ÜÇÜNCÜ
AvrupalIlar, Amerikalıları nasıl tanıyorlar ?
Oğuz Türkkan DÖRDÜNCÜ
Merdiven (Hikâye) Sarhoşu meyhaneden nasıl ayırabiliriz ? Salâhaddin Güngör
Spor
Kadın - Ev - Moda
B'E Ş 1 N C î
Katma bütçeler
Namık Zeki Aral “Yeni İstanbul" un İktisadî anketi
biller, ücrete tâbi tutulacak
lardan da 2000 Kr. ücret alınacaktı?.
Meclis çalışmasına salı günü devam edecektir.
Marshall Plânı yardımiyle
Alacağımız 52 parça gemi için teklifler geldi
■ " (
Gemiler, 1952 senesi sonuna kadar inşa edilmiş olacak
Marshall Yardım Plânından istifa-de edilerek Devlet Denizyolları İdaresi tarafından ısmarlanacak olan 52 parça gemi için muhtelif memleketlerden gelen tekliflerin incelenmesi işi Önümüzdeki günlerde sona erecektir.
1952 yılma kadar inşaatı tamamlanacak olan vasıtalarla deniz ticaret filomuz esaslı şekilde takviye e* dilmiş olacaktır.
“Edirne” şllepinin batışına dair tahkikat sona erdi îpgillz adaları civarında batan Edirne şllopine alt, Denizyolları Teftiş Heyet! tarafından yapılmakta olan tahkikat sona ermiş vc netice Bakanlığa bildirilmiştir. Bugünlerde bu hususta gazetelere bir tebliğ verilmesi ınuhtepaeldirr Diğer taraftan şllepin mürettebatına verilmesi kararlaştırılan tazminatın tev« zilnc de birkaç güne kadar başlanacaktır.
tekler
Fas*» «
Y r N T T S T A N 75 TT B
( Mart
t
Dünya siyasetinin mesuliyeti,
Amerikanın omuzlarına yüklendi
Birleşmiş Milletlerin Moskovada bir toplantı yapması tavsiye ediliyor
Washington 3 (Hususî muhabirimiz G. H. Martln’den telgrafla) — Batılı büyük devletlerin, nisandan itibaren yapmağı düşündükleri mühim toplantılarda görüşülecek meselelerin listesi henüz tesbit. edilmemiştir. Mamafih Birleşik Amerika, en büyük mesuliyet yükünün kendi omuzlarına yükleneceğini bilmektedir. Bugünlerde Londra-da bulunan bitaraf Amerikalı müşahitler, îngilizlcrln şu sırada milletlerarası mcaolcler hususunda gösterdikleri hissizlik karşısında hayrete düşmüşlerdir.
Amerikan Parlâmentosunda Atom Meseleleri Komisyonu Başkanı olan Senatör McMahon. dün VVashİngton-dn atom, hidrojen bombalarına dair endişe verici işlere bir hal çaresi bulmak maksadiylc çok mühim telkinlerde bulunmuştur. McMahon, Batı Devletleri arasında atom bombası için bir silâhsızlanma programı hazırlamak üzere, en kısa zamanda Atlantik Konseyinin toplanmasını istemekte ve Konseyde alınacak kararların. Birleşmiş Milletler Teşkilâtı delâletiyle Rusjaya sunulmasını, sonra da Moskovada Birleşmiş Milletlerin Genel Kurul toplantısı yapılmalını tavsiye etmektedir. Amerikalı Senatör, aynı zamanda, atom meselesini bugünkü çıkmazdan kurtar-
Amerika ve
mak için Truman’ın katî vo sarih teşebbüs yapması hususunda ısrar muktedir. Amerikan jrnzctolerinln rinci sah i f elerini büyük serlevhalarla İşgal eden bu telkinlerden, Londra gazetelerinde muhtasar bir şekilde bahsedilmiş ve bu sözler umumiyetle lnglltcrcdo pek az akis uyandırmıştır» Radyo Columbla’nm mükemmel muhabiri Mıırrovv’a göre, îngilizier pasif bir şekilde. Washington’da Beyaz Saray ve Kongre tarafından esaslı kurarlar alınmasını beklemektedirler. Gene Murrow’un fikrine nazaran, In-gllizler, şuur altında kuvvetle duyduk ları bir hisle, mesuliyet merkezim kendilerinden uzaklaştırmak arzusundadırlar. Dünyanın İstikbali, bugün artık hemen hemen tamamen shington He Moskovanın elinde nuyor.
lngilterenin bu zahiri mefluç Dışişleri Bakanı Revin’in çok güveneli olan sıhhi vazıyeti ile büsbütün göze çarpar olmuştur. Bevin, şahsî büyük prestij sahibi mühim bir siyaset adamı olduğundan, sıhhi durumu yüzünden. Amerikan politikasını desteklemek hususunda kendisinden beklenen faal rolü oynayamaması teessür uyandırmaktadır. lngilterenin siyaset sahasındaki bu ekaikllfcl. Amerika üzerinde ağırlığını hissettirmeğe başlamıştır.
Fransa’daki
grevler devam ediyor
“ Amerikada---------
Amerikadaki işçi Sendikası, mahkeme emrini dinlememek suçundan etti. Hükümetin, madeni ocaklarına ması ihtimali var.
beraet komur elkoy-
Washlngton, 3 (AP) — Birleşmiş İşçiler Birliği dün. 25 günlük grev yüzünden mahkemeye hakaret etmemiş olarak kabul edilmiştir. Bu karar hayret uyandırmıştır, zira birlik bundan evvel İki hâdisede, 213.000 dolar tazminata mahkûm edilmişti.
washlngton, 3 (AP) — Başsavcı McGrath, dün, lşçüer Birliğinin mahkemeye hakaretten beraet etmesi üzerine Hükümetin Temyiz Mahkemesine müracaat edeceğini bildirmiştir.
Ayandan Morris °elkoymaM taraftan
vVashington 3 A.A. (AFP) — Cumhuriyetçi Ayan üyesi Wayne Morse Ayan Meclisine bir kanun tasarısı sunarak hükümete maden ocaklarına elkoyma hakkının verilmesini isteyeceğini bildirmiştir.
Kömür grevinin pazartesi b i İrmek ihtimali var
Londra, 3 (YİRS) — Amerikadaki kömür grevinin pazartesi günü biteceğine dair çıkan haberler, yetkili çevreler tarafından ‘'ihtimal dahilinde** olarak vasıflandırılmıştır. Grev, kömürü tahtından indirebilir
Bern. 3 (YİRS) — Amerikadaki iktisadi hayatı felce uğratacak derecede ehemmiyet kesbeden kömür grevine temas eden Thurgauer Zcl-tung diyor ki:
“Kömür grevleri, kömür yerine başka bir yakıtın kullanılması için yapılan araştırmaların inkişafını sûra tleştirecektir. Kömür işçileri, “kömür hazretlerini’* tahttan bizzat indiriyorlar ve bu suretle kendi kuyularını kazıyorlar.
Fransa’da
Paris, 3 A. A. (United Press) — Komünistlerin nüfuzuna tâbi işçiler dün, cumartesi günü gösteri mahiyetinde olmak üzere 24 saat müddetle işlerini bırakmayı kararlaştırmışlardır. Amerikanın Fransaya yaptığı askeri yardıma karşı girişilen taarruz bu ay içinde daha da şiddetlenecektir. Bu grev komünist hâkimiyeti altındaki umumî çalışma konfederasyonunun Liman İşçileri Birliği tarafından tahrik edilmiştir.
Amerikan turistinin yeni vasıflan
Şükrü
blr tu-Esklden
Basın - Yayın U. Müdürü, Londrada hu mevzuda bir beyanatta bulundu
Londra, 3 fNafen) — Hareketinden evvel Nafen Ajansı muhabirine beyanatta bulunan Ahmet Esmer demiştir kİ:
“Birleşik Amerikada yeni riat zümresi peyda olmuştur,
bildiğimiz cepleri dolarla dolu, bavul yığınları arasında kaybolmuş Amerikan turistleri artık mevcut değildir. Şimdi Amerikanın orta seviyeli halkı turist olmaktadır. Bunlar yabancı memleketleri gezmek ve bunu yaparken ailelerini de birlikte götürmek arzusunu göstermektedirler. Bunun için de oturacakları otelin pahalı olmamasını arzu etmektedirler. Çünkü sarfedeceklerl para miktarı mahduttur. „
“Aynca. Amerikada bir çok otellerin arkada ikinci bir kapısı vardır. Bütün gün sağda, solda dolaşmış ve üstübaşı tozlanmış olan seyyah, diğer turistlere gözükmeden bu arka kapıdan kendi odasına çıkabilmektedir..,
Ahmet Şükrü Esmer, Türkiyenln Amerikada tanıtılması için daha çok çeyler yapılması lâzım geldiğini sözlerine ilâve etmiştir.
Çocuk davası
Büyük Millet Meclisi müzakereleri
Askerî fabrikaların
işletmeler Bakanlığına devri tasansı da kabul edildi
Ticaret Bakanı, Erzurum ilçelerine bağlı bazı köy halkının yiyecek sıkıntısı hakkındaki sual takririne cevapla, önleyici tedbirler alındığını bildirdi
U’n-hulu-
hail,
-------- Fransada — Komünistler, Fransız amelesini greve teşvik ediyorlar. Amerikan yardımına karşı girişilen komünist taarruzu, hu ay içinde şiddetlenecek.
Londra, 3 A.A. (LPS) — Partate-ki basın muhabirlerinin bildirdiğine göre, 7000 maden işçisi dün çalışmaya başlamıştır. Muhabirler, hı-ristlyan sendikaların bidayetten üyesi bulundukları koordinasyon komitesinden çekilme kararlarını manidar bulmaktadırlar.
Daily Telegraph gazetesinin Paris muhabiri şöyle diyor:
Kuzey eyaleti komünist federasyonu konferansında M. Maurice Tho-rez’in verdiği nutka Pariste büyük bir önem atfedilmektedir. M. Tho-rez’ln harekete geçilmesi için yaptığı tavsiyeden sonra komünistlerin silâh sevkıyatı hakkında yaptıkları sabotajı şiddetlendirmeleri beklenmektedir. New-York'tan yola çıkan silâh yüklü ilk gemi yakında gelecektir ve umumiyetle bir kuvvet denemesinin yakın olduğu sanılmaktadır.
Londra. 3 (YtRS) — Fransadaki grevler, eyaletlerde yayılmaya devam etmektedir.
Orly Hava Meydanı müstahdemleri grev halindedirler. Le Bourget Hava Meydanı, grev tehdidiyle karşılaşmıştır.
Memleketin sağlığı ve emniyeti tehlikededir
New-York. 4 (YİRS) — Başkan Truman. Kongreye göndermiş olduğu hususi bir mesajla, kömür madenlerine elkoymak yetkisinin kendisine tanınmasını talep etmiştir.
Mesajında, Başkan Truman; grev sona ermediği takdirde iktisadi hayatın altüst olacağını belirtmiştir. Birkaç gün sonra kömür stokları ta-mamiyle tükenecektir. Memleketin sağlık ve emniyetini tehdit eden tehlikenin artık önüne geçmek lâzımdır.
Başkan Truman. aynı zamanda maden sahiplerini memnun edecek tazminatı tesbit için bitaraf bir komisyonun kurulmasını istemiştir.
Maretal Çan-Kay-öck (ortn(ln) Amerikan genrrallerlyle konulurken
Amerika Çankayşek'in başkanlığını tanıdı
Başkomutan, bütün milliyetçi kuvvetlerin kıtaya dönerek, komünistlerin tecavüzlerine
karşıkoyacağını bildiriyor
Schwarzenburg, 3 (YÎRS) — Birleşik Amerika Hükümeti, Formoza Adasında Cumhurbaşkanlığı ilân e-düon Mareşal Çan-Kay-Şek’i, nıeş-rû başkan olarak tanıdığını bildirmiştir.
Cuma sabahı Taypch te binlerce Çinliye hitaben bir nutuk veren Mareşal Çan-Kay-Şek, milliyetçi Çin ordusunun tekrar kıta Çine döneceğini bildirmiştir.
Taypeh -Formoza-, 3 A.A. (United Press) — Başkomutan Çan-Kay-Şek, bugün milliyetçi kuvvetlerin kıtaya
dönerek her tarafla komünist teca-v'üzilne karsı mücadeleye hnslıyacak-lannı bildirmiştir. Başkomutanın İktidara donmeal ve sözleri 75.000 kadar Çinli ve Eormozalı nümayişçi tarafından Kay-Şek konunda muştur.
Çan-Kay-Şek, "Bundan böyle tek kelimelik bir şiarımız olacaktır. Çin komünizmine karş> savaş, Rus komünizmine karşı savaş, Rus tecavüzüne karşı her yerde savaş., demiştir.
Dünyanın en büyük münakaşası
alkışlanmıştır. Bayan Çan-de başkanlık binasının bal-kocasının yanında bulun-
Ankara 3 (Huâuirt muhabirimiz bildiriyor) — Büyük Millet Meclisinde Aakeri Fabrikaların tenkil olunacak Devlet Makine ve Kimya Endilatrisi Kurumu İçinde birleştirilerek İşletmeler Bakanlığına devredilmeni hakkın-daki tasarının müzakeresine bugün de devam olundu
Söz ajan milletvekillerinden bazıları bu arada General Eyüp Durukan askeri fabrikaların işletmeler Bakanlığına devredilmeğini derpiş eden bu tasarıya şiddetle itiraz etti ve bu fabrikaların eskisi gibi Milli Savunma Bakanlığına bağlı kalmaaım istedi.
Mamafih gerek Eyüp Durukan ve gerekac bu noktai nazarı müdafaa eden diğer milletvekilleri bu fabrikalara, tnaarıda olduğu gibi iktisadi Devlet Teşekkülü hüviyeti verilmesi lüzumunda ittifak ettiler.
General Kocagüney ve Ali Rıza Arı ve diğer milletvekilleri ise bu günkü şeraitte askerî fabrikaların sivil bir idare altında birleştirilmesinin faydalarını izah ettiler. İşletmeler Bakaniylc Savunma Bakanının taaanyı müdafaa eden kısa konuşmalarından sonra, Eyüp Durukan’ın teklifi reye konarak reddedildi ve maddelere geçilerek tadarının birinci müzakeresi yapıldı.
Devlet Makine ve Kimya Endüstrisi kanun mülaakıp ru sahibi lan hazır
bölgesinde Boğuklardan donan narenciye, malta eriği ve zeytin ağaçlarının yeniden yetiştirilmesi, İranda çıkan sığır vebasının memleketimiz hayvanlarına sirayet etmemesi ve yazlık ekim için çiftçiye tohumluk ve hayvan yemi verilip verilmiyece-ği halikındaki sorular da Tarım Ba-
kanının talebiyle gori bırakılmıştır. Erzurum Milletvekili Emekli General Vehbi KocagÜney’in Erzurum ilçelerine bağlı bazı köy halkının çekmekte olduğu yiyerek sıkıntısı hakkında-kı sorusunu Ticaret ve Ekonomi Bakanı Vedat Dicleli cevaplandırdı.
Erzurum ve kazalarına Toprak Mahsulleri Ofisince geniş miktarda hububat sevkıyatı yapılmış. Aşkale ve Haşan kalede hububat stokları kurulmuştur. Yeni yıl mahsulüne kadar yemeklik sıkıntısı ohnıyamktır. Muhtaç vatandaşlara Kızılaydan gerekli yardımın yapıldığı malûmdur.,, dedi.
Soru sahibi söz alarak vaktiyle civarın zahire ambarı olan Pasinler ovasının bugün kıtlık İçinde bulunduğunu anlattı ve halkın iştira kuvveti olmadığından stoklardan istifade edilemediğini izahla buna bir çare bulunmasını istedi. Çanakkale Milletvekili Nurcddin Ünen tarafından teftiş teşkilâtı kanununun Meclise getirilmemesi hakkında Başbakanlıktan somlan soruya İçişleri Bakanı cevap verdi ve Bakanlıklar Teftiş Kurumu başkAnlanndan mürekkep bir heyetin bu hususta çalıştıklarını, tasarı zırlanınca Meclise sunulacağını dirdi.
Yine Nureddin Ünen'in Devlet
Bimevlerlmn birleştirilmesi hakkında Başbakanlıktan sorduğu soruyu Maliye Bakanı cevaplandırdı.
Gedikli Erbaşlar hakkındaki kanun tasarısına dair Emekli General Vehbi Kocagüneyin sorusuna cevap veren Milli Savunma Bakanı “Kanun hazırlanıp Meclise verilmiştir. Hâlen Milli Savunma komisyonunda tetkik ve müzakere edilmektedir.,, dedi. Soru sahibi hükümete teşekkür etti. Gündemde başka konuşulacak bir şey kalmamıştı. Başkan pazartesi saat 15 te toplanılmak üzere oturuma nihayet verdi.
ha-bil-
Ba-
tasarısının müzakeresini sözlü sorulara geçildi. So-millctvekillarinden birçok-bulunmadıkları için Hatay
mebuslar, Suriye Meclisinden çıkarıldı
Meclisin feshedilmesi ve yeni seçimlere gidilmesi için de hazırlık yapılıyor
Şam 3, (Hususi muhabirimizden) — Yeni Suriyenln seçim kanunu mucibince, milletvekilliğine namzetliğini koymak ve mebus seçilmek İçin, en az ilkokul tahsili yapmış olmak ve okuma yazma bilmek lâzımdır. Halbuki son defa yapılan seçimde üç namzet, okuma yazma bilmedikleri halde milletvekili seçilmiş bulunuyordu. Yeni toplanan Millet Meclisinde, bu kimselerin imzalarını dahi atamadıkları iddia edilmiş ve kendileri imtihana davet olunmuştur. Bahsi geçen milletvekilleri, imtihanı kabul etmiyerek davete gelmedikleri İçin, kendilerinin milletvekilliği hakları Iskat edilmiştir.
Diğer taraftan öğrendiğimize göre, Sııriyede ikinci hükümet darbesinden sonra kurulan Müessısler Meclisi içinde de büyük ölçüde ihtilâflar olduğunu tesbit eden Hükümet, bu meclisi feshetmek ve yemden seçim yaptırmak niyetindedir. Bunun için bir kanun hazırlanmak ta olup, yakın zamanda yeni Millet Meclisim kurmak üzere seçimlere gidilecektin
Birleşmiş Milletler Merkezinin döşenmesi için 2 milyon dolarlık bir münakaşa açılacak
Lake Success 3 A A. (Reuter) — Dün buradan bildirildiğine göre Birleşmiş Milletler Teşkilâtı New-York ta Manhattan’da kâin 39 katlı apartmanın döşenmesi için lâzım olan 2.000.000 dolarlık eşya İçin bütün dünya firmalarını. tekliflerde bulunmağa davet etmiştir.
Birleşmiş Milletler Teşkilâtına üye olan hükümetlerden öğrenildiğine göre bu binanın döşenmesi için lâzım olan elektrik ampulünden kadar bütün eşyanın hangi memleketlerden alınacağına pılan liste bitmek üzeredir.
Bu dünya çapındaki münakaşa İki gayeye hizmet etmektedir:
Piyasadaki en iyi malı aramak ve Birleşmiş Milletler Genel merkezinin yapılmasında yalnız Amerikan firmalarına şans verildiği yolundaki ten-kldlere cevap vermek.
Avukatlık Kanunu
Adaııa Valisi diyor ki :
tâdil edildi
Dâvavekilleri, ancak yedi avukattı yerlerde çalışamjyacaklar
Papagos, ömrünün sonuna kadar asker kalarak
Atina. 3 (AP) — Yunan Hükümeti bugün. Yunan Kiralının, neşrettiği bir emirle, Yunan Ordusu Başkomutanı General Papagosu fiili hizmette Ömrünün sonuna kadar bırakmak suretiyle, siyasi faaliyete iştirak etmesini daim! olarak menettiğini bildirmiştir.
ABDÜLHAK ŞİNASİ HİSAR
Bir Geçmiş Zaman
21
Sebepler ne kadar ayn, kadar başka, ve ölçüler farklı olursa olsun, işte, tanatını bırakarak bir manastıra çekilen İmparator Charles-Quint gibi, Ali Nizamî Bey de, bir bakıma, kendisini, “hanikâh,, dediği evinde, sırtından yükünü atmış, ferahlamış ve ermiş duyuyordu.
Başkaları onun etrafındaki her şeyi soldurmuş bir sonbahara girdiğini görüyor, öyle sanıyorlar, halbuki o kalbinin, gönlünün içinde çiçekler a-çan bir bahara kavuşmuş oluyordu. Ve her zaman kullandığı tâbir ile, işte, asıl şimdi “muradına eriyordu!,,
Şimdi bu fakir ve yoksul evin içindeki adam mânen ne kadar zengin, rahat ve mesuttu! Kendini bir selâmet diyarına ulaşmış, asude, müsterih bir ömür içinde, dünyayı iyi ve âlemi dost telâkki ediyordu, Aklının kılbğiyle, tenbelliğin verdiği bir resi
talihler ne ne kadar dünya sal-
hahlara yabancı dair ya-
muhabirimiz-kurguna diz-hapi», asken haklarından
Ankara 3 ( Hususi muhabirimizden I — Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu bugün 3899 sayılı Avukatlık Kanununun muaddel geçici 3 Üncü maddesinin dâvavekillerinin lehine olarak tekrar değiştirilmesi hakkında Bingöl Milletvekili Feridun Fikri Düşünsel tarafından hazırlanan kanun teklifini müzakere ve genişleterek kabul etmiştir. Tasannın aldığı yeni şekle göre evvelce 5 avukat olan yerlerde mahkemeye giremeyen dâvavekilleri. tasarı kanunlaşınca ancak 7 avukat olan yerlerde bu haktan mahrum edileceklerdir.
geçirilmiştir, vah bu hu-
icabı veçhile
KARL FREUND
Orgeneral Muğlalının affı için Meclisten talepte bulunulacak
Ankara 3 ı Hususi den) — 33 vatandaşı dirmekten 20 yıl ağır İlkten tart ve âmme
ebediyen mahrumiyet cezasına mahkûm edilen Emekli General Mustafa Muğlalı hakkında silâh arkadaşları generaller tarafından Büyük Millet Meclisine bîr af talebi yapılacağı öğrenilmiştir. >
ADANADA
Uhıcanıi parkının adı Ziyapasa Parkı oklu
Adana, ı Hususi ı — Adanadaki
lıtcami parkının adı, Şehir Meclisince, Ziyapaşa parkı olarak değiştirilmiştir. Şair Zlyapaşa’nın mezarı bu parkın içindedir.
KONSERİ
u-
Dün gece Melek alnemtaında Alman keman virtüözü Kari Freund konserini vermiştir. Sanatkâr bu konserinde T Vlinll’nln •,Charonne“nunu L. Van Beethoven’in Kreutzer sonatını» E. Lalo’ nun İspanyol «enfnııiıüni, F. Schubert’ın CaaHAüo aranejmanı Allegreto grnslnfto-mınu ve M. de Falla nm tapan yol dansını kendine has üslûbu ile çalmış ve sürekli alkışlar toplamıştır.
Snloııun tenha olmasına rağtnen dinleyicilerle sanatkâr arasında beliren yakınlık ve anlayış havası program dışı bir kaç parçanın çalınmasına vesile vermiştir.
^Gayemiz, itiraza yer vermeden vatandaş hakkın tecellisidir’’
Adana 2 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Vah Zühtü Dunıkan’m başkanlığında vilâyette bugün tertip edilen muhtaıl&r toplantısına kaymakamlar da iştirak etmiş, seçim işlen, seçmen kütüklerinin tanzimi hakkın-daki hususlar gözden Kendisiyle görüştüğüm susta, dedi ki:
•*— Kanunun emri ve
gerekli vazifelerimizi yapmakla meşgulüz, Şimdilik seçmen kütüklerinin hazırlanmasiyle uğraşıyoruz. Seçime katılacak partilere de tamimde bulunarak seçmen kütüklerinin muhtarlar tarafından yapılan hazırlanması işinde birer temsilci bulundurmalarını istedik. Gayemiz, hiç bir itiraz ve endişeye yer vermeden va tandaş haklarının tecellisidir. Bütün şüphelerin ortadan kalkmasını temin İçin hazırlıklarımız kanuni İcapların tahakkuku esasına dayanmaktadır.’
Yurdumuzda ilk teşekkül eden A-dana merkez seçim kurulu üyeleri de hukuk doktoru yargıç Orhan Baba-oğlunun başkanlığında bugün toplanarak. vazifelerim dürüst ve tarafsız yapacaklarına yemin etmişlerdir.
Bugünkü lik maçları
Lİk maçlarının yedinci hatta karşılaşmalarına bugün İnönü Sladyoııuın-da devam edilecektir İlk maç Muştala Güveniürk’ün idaresinde Vefa - Emniyet arasındadır İkinci maç İse saat 15.15 te Galatasaray llo Beykoz takımları arasında hakem Hüsamcddin Bökenin idaresinde oynanacaktır.
havetle, artık büyük bir dünya rahatına kavuşmuştu. Uzun bir alışkanlıkla hayatta sarfetmeye muhtaç olduğu irade ve idare unsurlarını şimdi hep kalbi ve fikrî tefsirler, dualar şeklinde harcıyordu. Artık her türlü merak ve gösterişten uzak, memnun, insaflı ve iyi gönlünden muttasıl tüten bir hayal içinde yaşıyordu.
Bütün etrafiyle öyle uyuşkan bir ruh olmuştu ki vaktiyle gözlerine batan, âsabını bozan, kendisini yoran şeyler şimdi birer nimet gibi geliyor, muhiti kendisine bir cennet gibi gözüküyor, ruhu merhamet ve şefkat İlişleriyle, hidayet ve rahmet ümitleriyle çalkanıyor, böylece uhrevî bir âleme kapanmış oluyordu. Bu hayatta kendini mesut duyuyor, kendi gönlüne uygun masallarını, hülyalarını, rüyalarını Beviyor, hep bunları düşünüyor, bunlarla avunuyor, ve hayalinde uzun uzun bunları okşuyordu. Vaktiyle bir vuslata ermek fırtınalarla döğiişerek şimşekleri yenmek gibi bir zahmetken şimdi, şükür yarabbi! Bunlar ne kadar sadeleşmişti! Şimdi bütün isteklerini hep hayal içinde tasavvur ve kabul etmek, muradına ermiş olmak, bilâkis, ne kadar kolay, munis, rahat, ve dinlendiriciydi! Denilebilir ki hayat ve hakikatle ne kadar ciddî münasebetleri varsa o bunların cümlesini kesmişti! O şimdi maneviyatının um-manında yüzüyor, hülyasının fezâ-82
sında uçuyordu. Ve denilebilir ki ömründe daha bu kadar memnun ve mesut olduğunu duymamıştı!
Ali Nizamî Bey, şimdi, kendini hayata minnettar ve insanlara kardeş duyuyordu. Şimdi, her şeyin, büyük bir inkişaf içinde, sırrım bir güneş gibi açtığını ve ruhunu bir çağlayan halinde döktüğünü biliyor; her şeyin hayra delâletini ve herkesin iyiliğini istiyor; havadan, hayattan memnun olarak hâz alıyor; ruhu daimî bir inşirah lezzetiyle açılıyordu.
Şimdi, velevki bir orkide olmasın, en hakir bir çiçek, bir kır çiçeği gözlerinde harikulade bir güzellik numunesi, bir mûcize gibi görünüyor; bir tek çiçekte vaktiyle serlerin yetiştirdiği bütün çiçeklerin kokularını birden duymuş oluyor; bir tek gül ona bütün bir Cebeli-Bereket kokusu döküyor; bir tek gülün kokusu ona çok geliyordu. Ve bir parça kolonya sürünmek ona tıpkı morfin, kokain ve eroin kullanmak gibi tesir ediyor, baharda ilk meşkeden bir tek kuşun tane tane cıvıltısında vaktiyle dinlediği Maestro Lange’lerin orkestralarını, Profesör Hegyei'lerin piyanolarını birden duymuş oluyordu. Vaktiyle bakamıyarak görmemezliğe geldiği Karacaahmet civarından Çamlı-canın bir tek kuşbakışı manzarası gönlünü bu güzel dünya sevgisiyle dolduruyor, acıdığı ve sevdiği hiitün insanlar için dua ediyor, herkesi af
83
ve her şeyi müsamaha ile karşılıyor, gönlünde büyük bir muhabbet kendisiyle beraber yaşıyan her şeyi aynı bir lezzette biribirine bağlıyor, ve kendi kalbinin bu iyiliğiyle, böyle bir damla lezzetle, merhametle gözleri yaşarıyor, gözlerinden yaşaran yaşlarla gönlü yıkanıyor, bu lezzet ona bir nevi hafif sarhoşluk veriyor ve o, bu hazla, ikide bir: “Şükür yarabbi! Ooh, ne âlâ!.. Ne güzel!.. Ne iyi!..,, diyordu.
Şimdi. Ali Nizamî Bey, yüzü tevekkül içinde, esvapları babayani, asabı dinlenmiş, kalbinin iyiliği artık hemen hemen daima ıslak duran, mâ-sum ve zekâ yerine safvetle parıldayan gözlerine aksetmiş ve ancak böyle bir kaç yıl daha yaşamak, ömrünün bu mesut zamanını böyle bir kaç sene daha uzatmak istiyordu.
Şimdi, kendisinin mühim bir şahsiyet, Allahın en’amma mazhar büyük bir ruh olduğunu sanıyordu: Bir şeyh efendi! Vaktiyle, kendisinin hürmet duyduğu ve küçükken öptürülmüş olan Ve o, uykusunda görür gibi, hayatı
kendisine elleri şeyhlerden biri! mutlu bir rüya idinde bu hülyayı yaşıyordu.
Zaten, duyduğumuza göre, şeyhlik hülyası da onda, uykusu ( Hasında, yine annesinin bir tesiri i bir rüya şeklinde belirmişti.
— Devamı var
84
bu es-ile.
Dün yapılan bir toplantıda bu mesele birkaç cepheden ele alınarak çareler arandı
Dün fliıbnh Vilayette Voli ve Belediye Başkanı FabredÖln Kerim Gökav’ın buşkaniıgındıı Milli Ekilim, Sağlık, Emniyet MÜdür v( Muavinleri ve Kadınlar Dernefirl. Çocuk Esirgeme Kurumu Baş-kanlnırının dh Iştinkklyle hır toplantı yapılmıştır. Bıı toplantıda, kreşlerden baş-İıynrak Darhlarerc. Çocuk Ealrğeıne, fabrikalar, Sağlık Bakanlığı İle MHH E-ğıiim Bnkanlı.unı İlgilendiren çocuk yurtları mevzuları Üzerinde konuşulmuş ve bu yurtların çalışmaları gözden geçirilmişi İr. Ayrıca dilenciler meaeleBİ de tetkik edilmiştir. Bu arada Kazh* oune. deki gecekondular clvannda çalıdan kadınların çocukları için hir bakurfrvt te-slni incelenerek uygun görülmüş ve bu ov İçirt ınünrmip bir arzanin aranma Rina karar verilmiştir.
Ayrıca Vali kendiliyle konupın guzc-(c('ilrrc l»tı mevzuda şunları mh İnmiştir: Mlatanbuldnkı çocuk dûvaaını bir kaç cepheden ele almak lâzımdır. Ana vo babasız yeni «logon çocukla i la Duriıia-ceze ilgilenecektir. 7 yaşına kadar olan anasız ve babasızlarla ine Sağlık Ba-ı ınlıiki n • ul «dncaktır Bunlar yakalanınca muhkeme karariyle DnrülAce-zeye verilecektir. 7-15 yaş arasındakiler Milli Eğitim Bakanlığının sahasına girer Bunun İçin Mcvliınakapıda bir konuna iNfn«rvonu açtık.
Diğer taraftan. Çocuk Esirgeme Ku-rumunun «dînde Tnpkopı - Bakırköy ve Eyüp Çocuk Bakımevleri vardır.
Ayrıca, Belediyenin emrinde. Edirne-kapı ve Üskodnrda gündüz bakımev* leri mevcuttur. Ktmımpaşada da hayırsever kadınların hir bakımevi vardır. Çocuk Dnallıın Cemiyeti de Çiçckpaza-rmda Belediyeye ait bir binsd^ bir çocuk bakımevi vücuda getirmiştir.
Bunları plânlayan komisyon, emniyetten gönderilen çocukları bu mücMesele-re dağıtacaktır.
Önümüzdeki haftA İçinde bu nevi çocukları atkı bir takibe tâb! tutacağıs. Matbuatın üzerinde ısrarla durduğu Tophane hamamlarında barınan çocuklar mexel«*!ilnl de ele alacağız. Bunlar hakkında takip edilecek muameleyi henüz komisyona getirmedim."
Hayvan H&stahanesinin bir yıllık bilançosu
Belediye Hayvan Haatahanesine 1949 yılı içinde tedavi için lHlfisbaş muhtelif cine hayvan getirilmiş ve bunlardan Unâ I ölmüş, mütebakisi tedavi edilmiştir. Tedaviye getirilen hayvan miktarının 4343 ü beygir, 2172 sİ kedi, 876 sı köpek ve 3143 il kümes hayvanlarıdır. Bu arada 2781 vebalı tavuktan 576 sı ölmüş, diğerleri kurtarılmıştır.
Muallimler Federasyonunun kongresi bugün yapılıyor
İstanbul Muallimler Birliği bir sene-den beri federasyon haline gelmiş bulunduğundan bugün saat 15 te senelik kongresini Muallimler Birliği yeni toplantı salonunda yapacaktır. Kendilerine hususi davetiye gönderilmiş olan bütün öğretmen ve profesörlerin bu toplantıya büyük bir id âk a ile katılacakları söylenmektedir.
"Tarsus” un kiraya verilmesi muhtemel
Tarsus vapurunu turistik seferlere tahsis etmek İsteyen Denizyolları idare-gl, bu gemiyi kiralamak isiıyeıt kunı-panvatars ’bıj (laft daha ağır şartlar teklif etmiş ve gemiyi doğrudan «boruya kendisi işletmeyi tercih etmek istemişti Fakat bu defa sözü geçen kumpanyalardan gelen cevaplartLı, en a;ır şartların bile kabul edildiği görüldüğünden geminin kiralanması ihtimali çok kuvvetlidir.
••İskenderun” ve "Samsun” vapurlarının inşaatı sona eriyor ltaivada An^nldo tezgahlarında yapılmakta olan Samuun ve İskenderun vapurlarının inşaatı temmuz sonuna kadar ikmal edilmiş olacak vc İsUnbııl, Adana vapurlarının yerine Doğu Batı Akdeniz seferlerine tahsis edilecektir.
Atom âliminin ziyaretleri
Şehrimize gelmiş olan Alman atom âlimi profesör Helaenberg dün Fen Fakültemi Dekaıılylr birlikte Üniversiteyi uezmig ve Voliyi makamında slvaret etmiştir.
Jose Itıırbi yarın geliyor
Şehrimizde konserler vermek üıera davet edilen piyano virtüözü J. îturbl yarın saat 11 to gelecektir, tturbj Ye~ 411 Hava Meydanında. Ttirk sanatkârları tarafından karşılanacaktır.
Bir Türk sanatkârının
Yıınanistanda muvaffakiyeti
Beş aydan beri Atinada bulunan ses «analkârlarından Sevinç Tevs büyük bir alâka uyandırmıştır. Sanatkâr, Paris ve Kfthireden de davet edilmektedir.
Fuzuli gün ve gecesi
Milli Türk Talebe Birlljîl Edebiyat Demeği İle t‘nivcraUe Talebe RlrlffU E-debiynt Fakültral Talebe Cemiyetinin 4 mart cumartesi ve 5 mart pazar günü müştereken teri ipledikleri (Fuzuli gün ve gccesDno ait hazırlıklar bitmiştir.
D. P. çayı
Demokrat Parti Beyoğlu Merkez Bucak İdare Kurulu 5 mart 1950 pazar günü saat 15 te Konak Otelinde bir tanışma çayı verecektir.
İstanbul Telefon Bellilerinin baskısı bitti
Soyadlarını» göre hasırlanmakta olan İstanbul telefon rehberinin baskısı sona ermiştir. Ay sonuna katlar ciltleme işi tamamlanacak ve nisanın ilk haftasında aboneler© tevsi edilecektir. Yeni rehber eakislndon biraz daha kalın hacimdedir.
Halka çiçek aşısı
Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğü dün Vilâyet hududu İçinde bulunan Hükümet ve Belediye doktorlarına birer lamım göndererek hiç aşılanmamış o-lanbırla aşılanıp da. muafiyet müddeti Hona ermiş olanlara çiçek aşısının ya-pümaaını bildirmiştir.
1 marttan itibnron bu maksatla teşkil edilecek ekipler halkı aşılamaya başlayacaklardır.
Dünya Meteoroloji Teşkilâtına dahil olduk
Otur, milletin iştirak ettiği Dünyo Meteoroloji Organizasyonuna memleketlmiı de dahil olmuş ve hu husustaki mukaveleyi tasdik etmiştir.
"Giresuıı” dün Batı Akdeniz seferine çıktı
Giresun vapuru dün saat 12 de 150 yolcu, 50 ton yükle Batı Akdeniz seferine hareket etmiştir. Bandırma vapurunun inli rot teha t ııuin n 26 Idşi ve Yeşilköy Hava Alanı Müdürünün başkaıılı-ğındukl Uç kişilik muayene memuru heyeti giden yolcular meyanındadır\
4 Mart lf»50
YENİ İSTANBUL
Sovffl ?
Yeni Frankfurt şehri
Tarihin büyük
Yazan
ı
Bir zırlılı otomobil birliğimiz geçit resminde.
M. Nerml
BATI ALMANYADAN N0TLAR.7
_ - - . _ .... • • aıa.... uı ili lıHİ ıı. 1 ■
-- .—-- - - V’*’’( • (iif»uııı ■ muini ••
İki ay ara ile bu şehri ziyaret eden bir kimse, ikinci gelişinde Frankfurt’u tanıyamıyacak kadar ipıer edilmiş bulur
Batı bilhassa iktisadiyatını Amerikan (Caejai nm
de bu sebepten
devletinin olarak
ku-Bonn ehem-kadar takım
HARPTEN evvel vc âdeta asırlardan beri’ Alnıanyanın bilhassa bankacılık ve iktisadiyat âleminin en büyük merkezi Frankfurt şehri olmuştur. Onun içindir ki harbin hitamını müteakip Batı Al-ınanyanın ticari faaliyetlerinin toplandığı btı şehirde büyük bir hareket kendim göstermeye başlamış ve bu hal şimdiye kadar devam etmiştir. Muhtelif şehirlerde bulunan yetmiş dokuz ticaret ve sanayi odasının umum merkezi, toptancı tüccarların muhtelif yerlerdeki teşkilâtının, kooperatiflerin, ithalât ve ihracatçı teşekküllerinin birlikleri hep Frank furt ta. toplanmıştır. Bunun sebebi. o zamanlar Frankfurt’un muvakkat Alman idaresi için merkez elması değil, Frankfurt’un bu hususta en müsait bir saha bulunmasıdır.
Harbin hitamını müteakip Alnıanyanın
idare etmeye bnşlıyan teşkilâtının merkezi Frankfurt’u seçmesi husule gelmiştir.
Şimdi yeni Alman rulması ve merkez
şehrini seçmesi Frankfurt’un miyet ve mevkiini ne dereceye muhafaza edeceğine dair bir mülâhaza ve endişeleri celhetmckte-dir.
Memleket idaresinin, iktisadi işler de dahil olmak üzere, ancak merkezden idare edilebileceği ve her şeyin ancak hükümet idaresi ile elde olunabileceği zihniyetinin hâkim bulunduğu Nasyonal Sosyalist zamanında bütün sanayi, ticaret birlikleri. hep hükümet merkezi olan Şerlinde toplanmışlardı. Böyle bir usulün İdajnesi halinde tekmil bu teşkilâtın artık Bonn şehrine nakli icap eder» Halbuki şimdi Almanyada bütün kuvvetiyle hükümran olmaya başlıyan Liberal sistem neticesinde bu gibi teşekküllerin kendi işlerini kabil olduğu kadar kendi aralarında halletmeleri ve lüzum olmadıkça hükümet kapılannı çalmamaları. Frankfurt’un âtisi hakkındaki ümitleri azaltmamaktadır ve bilâkis bu şehre yeni yeni inkişaf imkânları vermektedir.
(1.
Toplanan raporlara bakarsanız, esir dünyanın Amerikaya nasıl endişe ve bekleyiş dolu gözlerle baktığını daha
DÜNYA meselelerinde Amerikanın rolünü AvrupalI nasıl görüyor ?
Bundan evvelki bir yazımda, Amerikalıların bu sualin cevabını öğrenmek için tertipledikleri muazzam anketten ve Türklerin hulâsa edilen kanaatlerinden bahsetmiştim. Burada, diğer milletlerin Amerikalıları nasıl tanıdıklarını kısaca gözden geçirirken, istatistiklerde bizlerı de ilgilendiren bazı noktaları belirteceğim.
Evvelâ tenkidlere bir göz atalım: Hür AvrupalIların Amerika hakkında en bekinmedikleri taraf, dış siyasetlerinin istikrarsızlığıdır. Buna Ba-tj AvrupalIların onda dördü inanı yor (Maamafıh Türkıyede bu kanaat, lıâtırı Sayılıp bir derecede gösteriliyorsa Öa, en birinci tenkidler meya-nınd^ gözükmüyor).
İkinci büyük tenkid, Amerikalıların fertç^maddî oluşlarıdır (Bu kanaate Türkler de kuvvetle iştirak etmişler). Batı AvrupalIların yarısı buna inanmıştır. Bu tenkid şöyle hulâsa edilmiştir: Amerika, edebî, felsefi Ve sanat tekâmülünden ziyade, kütlelerin hayat seviyesini yükseltmeyi Ehemmiyetli addetmiştir
Kısa ha] beri 1 er
Almanva radyoaktif madde
Tmfi edemlyerek
Bonn, 3 (AP) — Batılı müttefikler dün, 15 marttö yürürlüğe girecek bir kanunla, Almanların a-tom bombası dahil herhangi bir radyoaktif madde İmâl etmelerini yasak etmiştir.
Yeni kanun Almanlaıın atom enerjisi sahasında çalışmalarını yasak etmektedir. Fakat tıbbi ve İlmî sahalarda mahdut bir araştırma yapılmasına müsaade erlil-miştlr. Bundan ileri giden ve müttefiklerin emniyetim ihlâl eder mahiyette görülen araştırmalara müsaade edilmiyecektir. Bu kanun hilâfına hareket için konmuş olan en yüksek cezalar müebbet hapla ve bir milyon mark tazminattır (283.000 doları.
A v-Ak-Kuv-
Amerikanın Akdeniz Komutanı Kahlreye gitti
Kahire. 3 A A. (AFP) -pupanın Atlantik bölgesi ve denizdeki Amerikan Deniz
vetleri Komutanı Amiral Rlchard Conolly Cidde’den Kahireye gelmiştir. Amiral, Mısırda iki gün kalarak ve Amerika Büyükelçisi Jefferson Caffery ile Ortadoğunun savunması meselesi hakkında görüşecektir.
Harpten evvel. hatta asırlardan beri Alnıanyanın bilhassa bankacılık ve iktisadiyat merkezi olan Frankfurt, bu mevkii gene kısa zaman içinde kazanacaktır.
Adeta şehri imar edilmiş Asırların ibiğin bir çok
Onun içindir ki Batı Alına nyanın merkezi olacağını bekliyen Frankfurt, şimdi bu ümitleri kaybetmesine rağmen namütenahi gayretler aar-fetmekte ve şehrin iman için kısa zamanda büyük terakkiler görülmektedir. O derecede kı iki ay evvel Frankfurt’u ziyaret etmiş olan bir kimse, tekrar gelişinde tanıvamıyacak kadar bir halde bulmaktadır, mali neticesinde imar
şeylere muhtaç olan memleketimizin bu canlı levhayı tetkik ve müşahede etmesi ve çalışan bir milletin gayretler neticesinde ne gibi şeyler yaratacağını görmesi cidden faydalıdır. Bu gibi işlerde umumi millet seviyesinin büyük bir hissesi olmakla beraber, bilhassa belediye reislerinin şimdi yoktan varlık vücuda getirmek hususundaki çalışmalarının da şüphesiz çok büyük bir ehemmiyeti vardır. Frankfurt Belediye Reisi bu cihetten hakikaten gıpta edilecek bir çalışma ve yaratma kabiliyetine mâlik bir şahsiyettir. En büyük meziyeti, bütün yapacağı işlerde alâkadar cemiyet ve birliklerin ve bilhassa ihtisas sahiplerinin mütalâasına ehemmiyet vermesi ve kendini onların düşüncelerini tatbik etmekle mükellef tutmasıdır. Almanyada zaten şimdi her şevi bilen ve kendisinden daha iyi anlıyan kimse olmadığını zanneden Nasyonal Sosyalist zihniyeti kalmamıştır. Belediye reisinin bütün bu faaliyeti, onun şahsından ziyade memleket ve millet zihniyetini gösteren bir eser telâkki edilmektedir ve bu sebepten tenkid veya takdir umuma râcı addedilmektedir.
Frankfurt’ta son bir kaç sene zarfında yapılan şeyler umumî bir na-
Tâli derecede kalan tenkidler, sı-rasiyle. şunlardır: Amerikan millî siyaseti kapitalistlerin tesirindcdır. (AvrupalIların Üçte birinin kanaati); Amerikalılar zencilere zulüm eder (AvrupalIların onda dördü buna kanidir); Amerika Almanyayı diriltmekle dünya sulhunü tehlikeye sokmaktadır (Bu hususta Türkiye ile Hollanda, Amerikanın Almanya siyasetine en taraftar gözüken milletler arasındadır; Fransa pek şiddetle muhaliftir); Amerika, kendi kapitalist rejimini Avrupada zorla yerleştirmek istiyor; Amerikan basını ve filmciliği Amerikanın prestijine lâyık bir iş görmüyor. Bu mevzuda tenkidler pek şiddetli olmuş ve Holly-wood bir hayli hırpalanmıştır, Amerikalılar hakkında hüküm vermek hususunda filmlerin en birinci derecedeki rolünü kabul eden müşahitler (Her hafta 110 milyon AvrupalI A-merikan filmi seyretmekteymiş); bu tesirin Amerikanın lehinde olmadığını belirtiyorlar. Bir AvrupalI gazete nâşıri şöyle diyor:
’Pek çok Hollywood filmleri Anıe-rikayı öyle hakikat dışı bir şekilde gösteriyor ki, ecnebi seyircilere A-merlka dünyanın geri kalan kısmının feci realiteleriyle ilgisi olmayan
Demirperde yabancı diplomatları İtirafa zorluyor
Hılversum, 3 (YİRS) — Prag-da yargılanan ve itiraflarda bulunduğu söylenen Holândalı İş a-tlnmı Johannçfi Luyvcrsm Muhakemesi, komünist memleketlerdi? cereyan etmiş olan diğer "casusluk ‘ muhakemelerinin benzeridir. Bu hususta haber nlınahlllnen tek mahreç Prag Radyosu olmuştur, Radyonun bildirdiğine göre, Çe-koslovakyadaki Holândn sefaret erkânının sabotaj ve casusluk işlerinde faaliyet gösterdiği, Luy-vers tarafından itiraf edilmiştir.
Çek makamları. KLM Havluları Şirketinin. ÇekoalovakyıKan altın ve elmas kaçırdığını da iddia etmişlerdir.
Feri bir yanılma
Oklahoma City, 3 (AP) — İki yaşında hlr çocuk; Carolyn Thompson, dün, bir yangında ölmüştür. Çocuğun bulunduğu odaya giren bir itfaiye neferi, dumandan hiçbir şeyi görmediği sırada, yatağa gelmiş ve bebeği alıp dışarı çıkmıştır.
İtfaiyeci, bebeği aldığım zaman, hakiki bir çocuk gibi ağlıyordu, demiştir. Neticede bebek kurtulmuş ve çocuk yanmıştır Carolyn evde yalnız bulunmaktaydı.
zarla tetkik olunursa, gerek belediye reisine ve gerek bütün F rankfurt halkına cidden büyük bir iftihar ve sevinç hissesi düşer. Muharebeden evvel 177.000 ikametgâha mâlik o-lan Frankfurt’ta, harp sonunda bundan ancak 44.000 i kalmıştı. 55.000 ikametgâhı tamamen. 23 100 ü kısmen ve 54.000 kadarı da nısheten hafif bir surette tahrip edilmişlerdi. 1949 senesi ortasında Frankfurt, tekrar 125 000 ikametgâhı, tamir veya ta mamen yeniden inşa suretiyle tonun etmiştir. Şimdi bu sene içinde de tamamen yeniden inşa suretiyle 10.000 ikametgâh daha kazanılacağı Ümit edilmektedir. Zelzele ve yangınların tahribatı ile daima büyük zararlar görmüş olan memleketimizin bu faaliyetten bir ibret ve örnek alması cidden faydalı olur. Diğer taraftan burada asıl ehemmiyet verilen nokta, evvelâ insanlara iş bulmak için fabrikaları ihya etmektir. Böyle olunca hususi ikametgâhlar için görülen bu terakki büyük bir faaliyetin nişanesidir. Muharebeden evvel üç yüz bin nüfusa mâlik olan Frankfurt şehri, şimdi bunun iki mislini ihtiva etmekte ve az zaman içinde bu miktarın bir milyona ulaşacağı ümidini taşımaktadır.
Şimdi Frankfurt'ta bütün dünya ticaret erbabını toplamak için sergi binasının tamirine büyük bir ehemmiyet verilmektedir. Hemen hemen tahrip edilmiş olan sergi binası, hükümet ve belediye bütçesine bâr olmaksızın ıhva edilmiş bir haldedir İlkbaharda ticaret ve iktisadiyat. Alemini sinesinde toplıvacak olan bu binada Tegannı Heyetleri Birliğinin vereceği konserler ile hukukçular ve operatörler kongresi şehre ayrıca seksen bin ziyaretçi çekecektir.
Hara be zar olan bir şehrin henüz Uç sene geçmeden emsalsiz bir gayret neticesinde bu kadar insana ikamet imkânını bulabilmesi cidden hayrete ve aynı zamanda taklide şayan bir başarıdır. Aynı zamanda bu netice, bilgili bir çalışma sayesinde her şeyin yapılabileceğini gösteren müspet bir misaldir.
iyi anlayabilirsiniz
bir masal diyarı gibi gözüküyor. O kadar ki, sizi kimimiz ciddiye almıyor. kimimiz de talihimiz dev bir sarhoşun kaprisine bağlandı kaldı diye üzülüyor.,,
Bir ecnebi Üniversite talebesi: •'Filmlerinizin çoğu sizi nılylonerler-den ve boş gezenlerden mürekkep hır millet gibi gösteriyor. Halbuki Amerikaya gelip Amerikalıları yakından görünce, hayret ettim: Siz de sıkı ve faydalı çalışır ve basil eğlencelerden zevk alır insanlarsınız.,,
Anketin müsbot taralına bakacak olursak. Amerikanın dünyadaki mevkiini istatistik tabloları içinde bile görebiliriz. Avrupa. Amerikan siyasetinin olgunluğundan şüphe etse bile dürüstlüğüne inanmakta ve bu buhran içinde önderliğini aramaktadır. Marshall Plânına güven yüksektir ve bunu Amerikan emperyalizmi gibi karşılayanlar devede kulak kabillnderıdir. Amerikan milli siyasetini milletin seçimlerle ifade olunan iradesi neticesi olduğuna ve basının tam hür bulunduğuna inananlar ekseriyettedir. İşçi sınıfı da hür sayılmaktadır,
Amerikan dış siyasetinin. Birleşmiş Milletler çerçevesinde barış a-radığına inananlar çoğunluksa da, pek çek AvrupalIlar, harbin ka-çınılamıyacağjnı ve bir an evvel başlamasının ”ehven-i-şer„ olduğunu be-behrt m ektedir.
Rusyanın Avrupayı ele geçirmek | istediği ve Sovyet rejiminin demokrasi sayıUımıyacnğı sualleri, AvrupalIların büyük ekseriyetince (Evet) cevabını almıştır. Fakat bunların içinde, bütün öteki milletlerin istatistik sütunlarını aşan cetvelin kime ait olduğunu merak ederseniz, Türkiye olduğunu görürsünüz. Türkiye, hemen hemen yüzde yüz bir katiyetle, Rusya hakkındaki kanaatini belli etınışt H .
Nihayet, Amerikan propagandası Rusunkınden daha inanılır bulunmuş, bir harp takdirinde Amerikanın Batı Avrupayı silâhla koruyacağına bel-bağlıyanlar, bağlamıyanlardan fazla çıkmıştır.
Toplanan raporlara bir göz atacak olursanız, esir dünyanın Amerikaya nasıl endişe ve bekleyiş dolu gözlerle baktığını daha iyi anlayabilirsiniz. Bu hissiyatı bir ^HollandalI gazete nâşiri şöyle ifade etmiştir: “Amerika, dünyayı kurtaracaksa, bir an önce harekete geçmelidir.,,
İşte, o muazzam istatistik albümünün rakam ve cetvellerinden çıkan neticelere göre, AvrupalIların Amerikalılara bakışı Köyledir. Doğru veya yanlış. Amerikalılar kendileri hakkında dünyanın ne düşündüğünü öğrenmek istemiş ve öğrenmişlerdir.
ı Oğuz Tt'KKKAN
> ■ >
4*
ı • *
1 ■ / İ - '
Teknik terakki ile harbin
mütekabil tesirleri
pratik ve ı tecru-
HARPLERİN kesif, pı masraftan kaçınmıyan beleri mi tekniği bu derece kısa bir zamanda inkişaf ettirdi? Yoksa teknikteki müthiş ilerilik mi harpleri bu derece korkunç vaziyete soktu ve harp usullerini kökünden değiştirdi? suallerinin cevapları kolayca verilemez. Zira bu. bir parça da, tavuk mu yumurtadan çıktı yoksa yumurta nıı tavuktan münakaşasını andırır. Hakikat şudur kt 1914 ten bulunduğumuz zamana kadar geçen 36 vıl içinde askerlikte geçmiş zamanların bir çok asrında vukua gelemiyecek değişiklikler ve ilerlemeler kaydedildi: 1914 de Farisi Alman Fransız süvarisi ordularda ancak larak kalmıştır, nun azami hız
lstil Asından bugünkü tarihi bir Bir süvari olarak
görülen süratini ağırlık-tonlarla
tahrifi
kurtaran modern hâtıra o-hücumu-
ifade ettiği saatte on beş kilometrelik sürat modern tankın vasati sürati olan yüz elli kilometre yanında orı defa küçük kalır. 1914 de saatte 200 kilo metre süratle havalara yükselen v( 10-15 kiloluk bombalar atan tayyare bugün ses sürati duvarını delmiş, yani el ile tutulan, gözle cisim maddi olmıyan ses geride bırakmıştır. Bomba ları ise artık kilo ile değil, ölçülmektedir.
En büyük ilerlemenin ise
kudretinde olduğunu görüyoruz. 1911 Ün harika silâhı olan Alman 42 lik mermileri, zemin üzerinde ancak 20 metre kutrunda bir hum açar ve bu sahadaki her şeyi yokederdi. 1945 in atom bombası bu kutru 60 kilometreye kadar çıkardı. Bugün tahakkukuna çalışılan hidrojen bombasında ise bu buut 200 kilometreye çıkmaktadır. Yanı karadaki hızda on misli artışa mukabil tahrip kudretindeki artış tam on bin misildir.
Silâh ve vasıtaların bu değişikliği karşısında ordu ve harp usullerinin bundan 36 sene evvelki ile kıyaslanmak ihtimali diliğinden anlaşılır, lcr ve ordular için günden verilmiştir:
kalmadığı kcn-Müstnkhel harp-şu hükümler bu
1 — Hızı ve kuvveti muayyen hadlerin üzerine çıkarılmak kabil ol-nuyan canlı harp vasıtaları hır kudret membaı olarak artık mühim bir kıymeti haiz değildir, insan, ancak kafası ve İdaresiyle harbin gidişinde müessir ulur. Bugün orduların kudretleri eskiden olduğu gibi hısan veya hayvan mevcııdiyle değil ve fakat saflarında mevcut vasıtaların tekabül ettiği beygir kuvvetiyle mukayese edilebilir. Bir İnsan kudretinin devamlı olarak bir beygir lâka-tinin beşte birine tekabül ettiğini kabul edersek alclâdo bir kamyon mn-törü insandan beş yüz keıe, orta büyüklükte bir tayyare motörü ise en az beş bin kere daha kudretlidir. Meseleyi bu suretle ortaya korsak neden
yalnız tüfek taşıyan milyon-
Jlarbiıı modernleşmesine rağmen el an vazifeleri uıuhün ulan süvariler. V
GÜs ı Ç ’ ’i • di
JTr "• VsJFU*** \
’ • V
r 5 a ,ıy •
- *
■1
Harbin görünmiyen cepııesi
1 i 1
■ - J k W J
S
ve kanlı savaşları gösteriyor ki, bu görünmiyen cephe, görüneni tamamlamakta, hattâ sırasında can noktasını teşkil etmektedir
•-
36 yıl içinde, sürat 10, fakat tahrip kudreti 1000 misli artmıştır
Motörlü
topçular.
Jarca Çinlinin senelerce müddet kendilerinden beş on kere daha küçük ve fakat motorize Japon ordusuna karşı koyamadığım kolaylıkla anlı-yabiilriz.
2 — Milletlerin kudretleri de artık yalnız nüfusları veya memleketlerinin yüz ölçllsiyle tâyin olunamaz. Bu kudret bilhassa sanayi, teknik ve ilmi ilerilik, insanın yaratma ve idare kabiliyeti, nihayet iktisat, tabii zenginlik ve istihsal kabiliyeti gibi bir çok faktörlerden teşekkül eden "harp potansiyeline,. bağlıdır. Mukayeseler de bunların mecmuundan yapılmalıdır.
3 Harbi yapan ve kazanan kuvvetlerin bütün unsurları böylece malûm. hesap edilir vc ölçülür hale geldikten sonra ordular da artık makine gibi, lokomotif gibi, tayyare veya atom bombası gibi "ameli mihaniki.. sı malûm olan, hesaplanabildi birer cihaz olmuşlardır. Birer mühendislik mevzuları olmuşlardır. Burada artık talih, hesaba sığmaz unsur yoktur. Habeş - İtalyan Harbinin başında Gal-Gal kuyularını koruyan vc palalarını çekerek Italyan tanklarına hücum eden Habeş ccngâvcr-İcri muhakkak ki İtalyan tank mürettebatından daha cesur ve daha feragatli vc muharip insanlardı. Fa-knt İtalyanlara mağlûp olup olanuya-caklanın peşinen ve hesapla ta zorluk yoktu.
Ordu ve askerlik böylece hendislik mevzuu haline milletlerin de bunları teşkil
btılmak-
bir mü-gelince \o Ida-
Yazan : M. Şevki YAZMAN
banıbaş-gerekc-
rede, harbin icrasında artık ka tarzda hareket etmeleri çektir. Ne kadar cesur ve kahraman olursa olsun millet fertlerinin muzaffer olabilmeleri için bunları ilmen ve fennen yetiştirip yükseltmek, bugünün makinesine ve idaresine mutabık hale getirmek lâzımdır. Keza memleketi müdafaa için birinci şart da iktisadi, sınaî zenginlik, ilerilik ve gelişmedir.
Cephe veya cephe geriş: diye bir şey kalmamıştır. Tayyarenin harbi üç buut üzerine' intikal ettirmesinden sonra milletler bütün varlıklarıyla beraber harbin içersine girmiş bulunuyorlar. O halde seferberlik, asker alma, orduya katılma işleri de kökünden değişmiştir. Fabrikalarda çalışan işçi, lâboratüvarında çalışan ilim ve fen adamları elde sünğü nöbet bokliyenden daha fazla harbin mukadderatı üzerine hâkim hale gelmiştir. Bütün bu hususların bu görüş, anlayış ve hakikatlere ayarı
Biz. yada gelen
ken bir taraftan da gerek milli müdafaamızın temini vc geı-eksc hu teknik asırda geri kalmış insanlarımızın ııe suretle ilerletilip tekemmül ettirileceğini araştırarak, bir taraftan milli müdafaa vazifesi temin olunurken diğer taraftan milli kalkınmamız bakımından bundan ne suretle istifade edeceğimizi göstermeye çalışacağız.
yeni göre
icap etmektedir.
mÜteakıp yazda nmızda. ve memleketimizde meydana bu değişiklikleri sayıp döker-
dün-
SlBlRYA’da bir atom borr nm patlaması, çok daha
atom bornbası-t son-ra atom bilgini Fuchs’un yakalanması, demokrasileri • soğukkanlılığı biraz aşan bir sinirlilik u-yandırmış ve gazeteler, dergiler harp konusuna daha geniş bir yer ayırmaya başlamışlardır.
Harbin, öteden beri, bir görünen cephesi vardır, bir de görünmiyen ve gizli kalan cephesi. Tarihin büyük ve kanlı savaşları gösteriyor ki; bu İki cephe birbirini tamamlamakta, hattâ, sırasında, gizli cephe bütün hareketlerin can noktasını teşkil etmektedir.
öteden beri, çok dâvalarının, top-devrimlerin beşi-halk yığınlarında
neticelerini ilk olduğu gibi ikinci de görebiliriz. De-olursa, görünmi-yığmlarının, kendi
Büyük harpler, ehemmiyetli hayat lumsal kavgaların, ğl olmuştur. Geniş
her harpten sonra beliren hoşnutsuzluk devrimlerin mahiyetlerine göre değişir. Biz bunun dünya harbinde Dünya Harbinde ride -bir harp yen cephe, halk
devletlerine karşı duydukları ayrılık ve nefret üzerine kurulmuş olacaktır. Birleşik Amerika Milli Savunma Müşaviri VVallace Carroll’un bu konu üzerine yazdığı uzunca bir yazı gerçekten okunmaya ve incelenmeye değer (Life, 30 ocak 1950). Carroll, görünmiyen cephenin kurulması faaliyetine psikolojik harp gütmek (psy-chological u’arfare) adını vermektedir. Yazıda ileriye sürülen fikirler yeni olmadığı gibi henüz son neticelerine kadar düşünülmüş bir olgunluk da göstermemektedir. Bu yazı nın en original tarafı konunun yalnız Sovyet Rusyayı hedef olarak seçmiş olmasıdır. Carroll’a göre şimdiki komünist Rusya’nın, daha doğrusu bir avuçtuk Sovyet teşkilâtının ötesinde, gelecek bir harpte demokrasilere yardım edecek büyük halk yığınları vardır ve bunların hepsi demokrasileri bir kurtarıcı gibi se-lâmlıyacaklardır. Hitler orduları, 1939 da imzalanan Alman - Sovyet dostluk anlaşmasını bozarak, 22 haziran 1941 de hücuma geçtikten sonra Sovyet ülkesine eşi görülmemiş bir hızla yayılmış ve uğradığı yerde kurtanlacağını uman halk yığınlarının sevgisiyle karşılaşmıştır. Carroll, tezini yakın tarihin bu olayına, göre kuruyor ve Hıtlerin bu durumdan faydAİanamadığmı söylüyor. Ro-senberg’in tesiriyle Hitler, daha sonraları hatasını anlayarak yolunu de-ğiştirmeye ve esir Rus Generali An-drel Vlassov’u Rusyah gönüllülerin başına geçirmeye karar veriyorsa da artık ehemmiyetli fırsatlar kaybedilmiş oluyor. Fakat buna rağmen Almanlar, aşağı yukarı 800.000 Sovyet vatandaşını ordularında kullanmışlardır, Carroll’un bu teşkilât üzerine verdiği bilgi yalnız noksan değil, ayni zamanda yanlıştır da. Bir Vlassov ordusunun sokaklarda ekmek dilendiklerini, barakalarda süründüklerini çok yakından biliyoruz. Bir tezin tutunabilmesi için mümkün olduğu kadar sağİRm temellere dayanması lâzımdır.
Carroll bu görünmez cephenin Hitler tipinde bir istilâya ihtiyaç görülmeden yalnız propuganda İle. havadan atılacak broşürlerle, harp vasıta-lariyle kurulabileceğine inanmaktadır. Çünkü: Rusya’nın istilâsı uzun ve külfetli bir şeydir. Su-cevheri bombasının tesirlerini bilmediğimiz için bütüncül (totaliter» devlet teşkilâtının. içinden nasıl çökeceğini tahmin edemeyiz. Fakat şunu söylemek isteriz ki; iyi kurulmuş bütüncül teşkilât. Hitler Almanyasında görüldüğü gibi, bütün isyan hareketlerini hemen felce uğratmak ve fertleri sezgimiz bir küme haline getirmek kudretine sahiptir. Italyan faşistliğinin daha önce çökmesi teşkilâtın zayıflığından ileri gelmiştir.
Sovyet teşkilâtının mahiyeti ne o-lursa olsun, Carroll’un ileriye sürdüğü fikirler, hele gerginliğin, sinirliliğin boyuna arttığı hu zamanlarda, kendine göre hır ehemmiyet ve özellik taşımaktadır. Görünmeyen cepheler, ruh cepheleri, şimdiye değin, yalnız istilâ görmüş ülkelerde yapılmıştır. Yıldırım Bayazıt 1*102 de, Ankara Harbinde bundan faydalanmıştır. 1-kinci Dünya Harbinden sonra Sov-vctler, Carroll’un düşündüğü cepheyi idareleri altında bulunan bütün Ülkelerde kurmuşlar ve Çin komünistlerinin zaferi üzerine cephelerini büyük ölçüde genişletmek imkânlarını bulmuşlardır. Sırası gelmişken kurulan ruh cvphesl’nin komünist ideolojisi yolu ile, ufak istisnaları bir tarafa bırakırsak, bütün demokrasi ülkelerine, fabrikalarına, hayat teşkilâtına yayıldığını söylemek isteriz. Hattâ bu cephenin. Doğu Almanya-da ve başka memleketlerdeki örneklerinden anlaşıldığı gibi, din teşkilâtından büyük ölçüde faydalandığını da belirtehllırlz.
Belki, demokrasiler görünmeyen cephenin, ruh cephesinin hazırlıklarına girişmişlerdir. Bizim temelli bir bilgimiz yoktur. Life dergisinin çok yetkili bir kalemden çıkan yazısı, belki, böyle bir ihtiyacı dile getirmektedir. Fakat Carroll’un sandığı gibi rııh cephesi bombadan daha iyi ıtheres somethmg better Ihan the bomb) midir, bunu zarrfan bize elbette gösterecektir^
Sayfa 4
t
I
HİKÂYE
Merdiven
Yazan : Talât ALT1NANTT
Bu şehrin içinden
YENİ ETEKLERDEKİ
• 1 Mart *1950
kııpıdan girmiş, yantııdakile-yardınılylo evimizin (lar ve merdivenini tırmanmış ve ho-nvcle ile oracığa serillveren
Sa« kavınım ya-o günün yndlgâ-
Keldi, arlık her
MERDİVENİN benim hayatımda biiyük öncıni vardır. Hntlâ doğduğum gün başlamıştır. Sözüme gülmeyiniz. Anlatı ran nı bana siz de hak verirsiniz-B^ıı ı dünyaya geldiğim gün annem sokakta imiş vr sokakta sancısı tutmuş, aavaliıcık doğru evine koşmuş, rln uzun men
bir döşekte brnl dünyaya getirmiş, l’anl ben gözümü açmışım, merdiveni görmüşüm.
Ondan sonra o benden, bcıı on-ian neler çekmedik. Daba yeni yü-rümiye başladığım zaman İlk hücu» mıım o tarafa olmuş, nr yapsalar baya çıkamamışlar ve merdiven başına, ben düşmeyeyim diye küçük bir kafes yapmışlar.
Aklını erdikten sonra on sev(11-ğlm oyun bıısamnkkırı İkişer çıkmak ve trnbuınn al gibi binerek aşAltt kaymak oldu, llnttâ bir gün başımın üstüne düşerek ciddi bir tehlike geçirdim, nındaki yara İzi ndır.
Mektep çağım
giin evin yanındaki merdivenli yokuşu tırmanıyordum, evlerin kapılarına saklanarak arkadaşları korkutmak, birbirimizin başına çantalarımızı vurarak koşuşmak, kızak kıtymak ve hemen dıılma bir tarafımız tedaviye muhtaç eve koşmak hep bu merdivenli yokuşta geçen vakalardandır.
Büyüdüm, genç oldum; işe gitmeye başladım. Sabahları yine o yokuşu çıkıyordum. Bfr gün basamakları saya saya tırmanırken aşağı İnen bir çift siyah süet Isknr-plnll mini mini ayak gördüm, bunlar o kadar çevik ve zarif şeflerdi kİ gözüm İhtiyarsız olarak onların sahibini İnceledi, bu da yine mini mini burnu havada, siyah saçları dağınık, nıavl mantolu hoş bir mahlûktu. O da galiba bcıılm İşe gidiyordu.
Artık her giin aym saatte tırmandım, o indi. yahut
şamlan ben İndim o çıktı. Nihayet karlı, buzlu bir havada mora-
gibi
hrn ak-
SPOR
nıerdhrıılor-ııçılıııı nlşıın-
• At
evlıı
zeııoıılni kaybederek den kaydı ve yanlını İçin kollarının düştü. Tanıktık, tandık
Evlendiğim gün karimin merdivenini çıkarken dnııtel duvağına bastını, yırttım ve İzdivaç hayatında İlk paparayı ondan yedim.
Bundan sonra her giiıı karımdan merdiven için şikâyet duydum:
••— Bu merdiveni hır çıka bittim.,.
“— .Merdiveni temizlemesi zor oluyor,„
••— Merdiven başı çok örümcek tııtuyor.r
M— .Merdivene muşamba lâzım •*— Merdivenin halısı eskidi,,.
**— Annem bu merdiven yüzünden bize gelemiyor,r
O söyledi ben dinledim, seneler boylere geçti. Merdivenden brnlııı bir şikâyetim yoktu. Fakat o hain sürprizini sunrayn Miklıyormıı^ Evet gelirler geçti. Çocuğumuz olmadı, karım giin günden «dnlrll. filiz. hırçın, şişman velhasıl c* kil mey bir kadın oldu. KeııdUlndr çeşit çeşit hiisfnhklıır trvehhüm rdlyordıı. Kalbinden Mkâyet MI yordıı. Hepsine dr sebep benimle şu nırrdk endi. Bir gün kın vrtll bl» yemekten nonra hrmııılnt bnıın bağırıp çağırırken tıkanıverdi: cuiihi» yere düştü. Hemen kaynnıııımn luıİH-r gıiııdrrdlk: ıığlnyn *(ı/hı>a R(‘hll, her basamakta baıııı hrddlıa-îar ederek merdiveni tırmandı. Za lallı karıcığımı l»ir çarşafa koydu* hır; hu/ırhınmn uıa (olayhk tılın diye aşağı İndirirlerken şişman vücudu ağır mı geldi, sığmadı mı no oldu bilmem, blrdeıı duvara çarıuımk ellerinden kurtuldu, hırla merdivenin iircriıır düştü ve sııdınrnta şiddetinden bizim öldü Mtrıdığımız, fakat hakikatte şiddet II bir baygınlık geçiren karım, ayıldı vr İlk sö/.Ü:
Merdiven, merdiven* alı bu mer dlvenler!^ Demek oldu.
Hemen ertesi günü baba jodlgâ-n evceğlzlml «arılığa çıkardım ve merdlvensÜL kapısı geniş bir eve taşındım.
AMERİKA’YA yaptığını bir seyahat esnasında, kadınların, günün ve gecenin her saati için; evlerinde iş görürken, işlerine veya bir akşam yemeğine giderken, etek ve bluz giydiklerin! görünce biraz hayret etmiştim.
Amerika’da kumaşlar hem ucuz, hem de güzeldir. Modeller de ekseriya gayet zarif bir orijinalite taşımaktadırlar, öyle ki, Fransız modacılarının çoğu farkında olmadan Amerikan zevkinin tesiri altında kalmışlardır. Ve muhakkak ki Amerikan giyinen kadınlarıdır.
Bu konfor ve rahatlık
Monoton olmaksızın
kadınları dünyanın en rahat
nasıl meyaana geliyor ? olma telâkkisinden
Tersine olarak, vücutlarının güzelliğinden şüphesi olnuyanlar, âdeta üsle yapışık gibi duran, çok dar etekler giyebilirler.
İşte 1950 senesi modellerinden bir knçı :
1 ) Bu ahiye eteği yapmak için bir boy kumaş kafidir: kesilmiş pensler, karın yuvarlaklığı ile cepleri meydana getirmektedir.
2 i Bu etek deniz mavisi gabardindendir; “anbiye” bir tayyör; eteğin arkasında pliler toplanmıştır,
3 I Portföy şeklinde yeşil yünlü krepten olan bu eteğin ön kısmında uzun pensler ve çift sıra düğmeler vu rdır.
pratik
New.
York’takl veya Amerikanın herhangi bu kailinin gardrobunda ne kadar çok bluz, Bu bluzların yanında altı, yedi hattâ on etek göze çarpar. Bakalım bu mevsim başında eteklerde ne gibi bir değişiklik meydana geldi?
Çok geniş eteklerin ortadan kalkmasına rağmen, gene de biraz bolluğa r as 1.1 anmak t a. Bu genişlik, ya bir "onhıye" kuptan, ya da Önde veya arkada toplanmış plilerden veya bir kaç godeden meydana gelmektedir.
Bu genişlik, yeni modanın islediği gibi, kalçaları az olmayan kadınların, pek İşine yaramaktadır.
lerindeki pır kazak vardır.
Bu model gri bir kumaştan biçilmiştir. Kalça hizasında küçük bir bask teşkil eden bir biye, eteği süslemektedir.
5 ı Bu etek mevsimin şıklıklarından biridir; san gabardinden olup yukardan aşağıya doğru iliklenmek^ tedlr.
6 ) Kahverengi yün krepten olan bu eteği iki cep süslemektedir.
7 ) İşte yine siyah beyaz plyedöpuldan portföy şeklinde bir etek. Kıvrılmış iki kanat cepleri teşkil etmektedir.
4 )
BEYAZIN
Z E R A F E T İ
Avrupa şampiyonasında teklif edilen yeni bir şekil
Malûm olduğu veçhile 18S3 senesinden beri yapılmakta olan Britanya Futbol Şampiyonasına Ingiltere, ls-koçya, Gal ve İrlanda olmak üzere 4 memleket iştirak etmektedir. Bu turnuvanın neticelerine bakacak olursak, maçların umumiyetle îskoçya ve Ingiltere arasında geçen bir rekabetten ibaret olduğunu görürüz. Zira şimdiye kadar yapılan bu müsabakalarda Gal, ancak sekiz kere birinci çıkmış, İrlanda İse ancak iki kere şampiyon olabilmiştir.
Şimdi meşhur bir Ingiliz spor münekkidi bu şampiyonanın yerine bütün Avrupa memleketlerine şâmil o-lacak bir Avrupa Futbol Şampiyonası teklif etmektedir. Teklifin esası şudur:
Evvelâ üç küme teşkil edilecek. Beher kümede beş memleket yer alacak ve beher takım geriye kalan dört takımla biri kendi memleketinde diğeri de rakip memlekette olmak üzere t-kişer maç yapacak. Bu suretle her takım ceman sekiz maç yapmış olacak.
Her sezon sonunda birinci küme sonuncusu ikinci küme birincisi ile ve ikinci küme sonuncusu üçüncü küme şampiyonu ile otomatikman yer değiştirecektir. Buna mukabil üçüncü kümede iki sene üatüste sonuncu olacak takım, bu şampiyonadan uzaklaştırılıp yerine bu turnuvaya dahil edilmemiş olan başka bir Avrupa memleketi seçilecektir.
Tabiidir kİ, bu turnuvaya ancak F. L F. A. ya dahil olan memleketler iş-
tir ak edebilirler. Kümeler takımların kuvvetlerine göre tesbit edilecektir. Bu kümelerin tesbiti ise çok zor olan bir meseledir. İngiliz spor münekkidi ise üç kümeli bir Avrupa şampiyonasını şu surette teklif ediyor:
Birinci küme: İngiltere. İskoçya, Ispanya. İsveç ve İtalya.
İkinci küme: Gal, Franss, Hür İrlanda. Avuaturya ve Portekiz.
Üçüncü küme: Belçika. İrlanda, Yugoslavya. Danimarka ve İsviçre.
Bu teklifin en enteresan bir tarafı Türkiyenin üçüncü kümede olsun dahi yer almayışıdır. Her ne kadar böyle bir şampiyona resmen ortaya atılmamış ise de fut bolüm Üzün Avrupada kâfi derecede tanınmamış olmasından dolayı, bu fikir tatbik derecesine girdiği takdirde memleketimizin dâvet edllmiyecegi muhtemeldir.
Onun için yapabileceğimiz İşler mc-yanında kabuğumuzdan çıkıp kuvvetli rakiplerle çarpışmak vardır. Ancak ondan sonradır ki. hakiki futbol derecemizi AvrupalIlara göstermiş olacağız. Meselâ İsviçre, Belçika. Yugoslavya gibi memleketlerle futbol temasına ehemmiyet vermeliyiz. Yoksa Suriyeyl ve Yunanistanı yenmekle futbol derecemizi hiç bir zaman ölçe-miyecegiz.
İR elbise veya tayyörünüzü giymekten artık bıktınız mı? Beş altı yaş birden gençleşmek istiyor musunuz? Bunun bir tek sırrı, bir tek formülü vardır: Her günkü kıyafetinizde beyaz bir şey bulundurunuz. Böylecc İslediğiniz mucize meydana gelir; gözleriniz daha parlak, teniniz daha berrak olur, altladığınız herkeste ilkbaharın tesirini bırakırsınız
Size burada modelini verdiğimiz bu iki büyük beyaz yakadan daha sade ve zarif çok az şey vardır. înce bir hiz dir; lur.
keten veya beyaz pike bu şık yakalan yapabılme-içln kâfi. Yakalardan birini, ince bir iş süslemekte-bu yakanın tercihan ince ketenden yapılması iyi o-Şayet, muntazam bir şekilde iş işlemesini bilmtyor-
sanız. ikinci yakayı yapın, pürüzsüz bir beyazlık zerafcU temin eder.
Beyaz, aynı zamanda bir şapkanın üzerinde, ve ceplerde kullanılabilir.
kol ağızlarında, yakada
aynı
veya Ken-
dlnize yakışan formülü veya şekil keşfetmek size düşer.. Tabii şayet kısa boylu ve biraz şişmanca iseniz büyük yakalardan kaçınmalısınız. Elbise veya tayyörünüzdeki yakayı bir hayli küçültmeniz icap eder.
Boylere, eski elbisenizin birdenbire yenilendiğine şahit olacaksınız. Arkadaşlarınız sizin baştan aşağıya yeni giydiğinizi zannedecekler, halbuki bütün bu değişikliği meydana getiren beyaz yaka olacak, öyleyse ne duruyorsunuz? Hemen İşbaşına geçip bu işe bir iki saatinizi hasretmeniz kâfi. Şayet biraz sabırlı İseniz, yakanın etrafını Işliyeyek bir şaheser elde etmekle kalmayıp, ilerisi İçin de güzel bir höt ıraya sahip olursunuz. Bu yakayı, akşam yemeğinde, önden iliklenen koyu renk bir elbise üzerine koyabilirsiniz önünüze taktığınız bir broş veya elbisenin renginde bir kadife kurdele, yakaya çok yakışır. Bu yaka iki katlı yapılabilir, üsteki biraz daha küçüktür. Alttaki organtin veya kolalı tülden, üstteki de keten veya
pikedendir
Sarhoşu, meyhaneden nasıl ayırabiliriz?
Y başlarında ov kirasından artmış olan beş kâğıdı cebine yerleştiren memur vatandaş, evine dönen yorgun işçi, bütün glin türlü müşteri ile çekişen dükkân sahibi. kimi başını dinlendirmek, kimi iki ahbapla çan çan etmek, kimi günün çeşitli dertlerini unutmak bahanesiyle, âdı ta bir vazife yapar, bir borç öder, bir hizmet İfa eder gibi — çok defa lstemiye iMlemlye — hatta bazen içkiyi icat edene lânet okuyarak, fakat linçe tıpış tıpış tutuyorlar
İçenler, eskiye ha da çoğaldı.
No kanun yasağı, ne bel kemiğinden aıı aldırmak azabı, ne midi kemelerde sürünmek, no tımarhaneye kapatılmak korkusu... Hiç. ama hiç bir tehdit vasıtası, sarhoşu imana getiremiyor»
Yeşllaycı ne derse desin, kızıl sarhoş nâradan küfre kadar hâlâ bildiğini okuyor.
Hekimlerin
Sarhoşluk, bir O halde her
talıgın da neden ileri geldiğini araştı np ilâcını ona göre tertiplemek lâzım gelir. Akşamcılığın çoğalmasını ruh ınukavemetsizligb irade zayıflığı, uysallık, teessür ve daha bu-na benzer veya benzemez çeşitli â-millerin kolaylaştırdığına şüphe yok. Fakat bu arada can sıkıntısını da akşamcılığın sirayet saltasının genişlemesinden mesul tutmak yerinde olur. Çünkü, içki bizde her şeyden önce bir vakit geçirme vasıtasıdır.
İşi derbederliğe vurmuş olanlardan
A
kerahet vakti ge-meyhanenin yolunu
nispetle belki, da-
sözüne inanıyoruz: hastalık!
hastalık gibi bu has-
Yazan: Salâhaddln GÜNGÖR
par-çok bir iba-
bahsetmiyorum. Fakat ara ©ıra hır ahbap meclisinde Üç boş kadeh Iatmayı âdet edinenlerin, dahi defa içkiden bekledikleri şey. ıhoşça vakit) geçirebilmekten retti r(
Cunı sıkılan insan, tabı! olarak eğlenmek ve oyalanmak İster. Fakat nasıl ve ne İle?
— Sinema?.,. „
— Hoşa giden bir film olursa...
— Otomobil gezintisi ?..
— Tehlikeli .
— Kahve köşesi?
-— Sıkıcı...
— Kulüp?
— Zengin işi...
Kala kalû ortada bir meyhane kalıyor»
Herkes, İşin! bitirince evinin yolunu tutaa, kitap okumak radyo dinlemek gibi moşguliyellerle Kendini oyalasa pekâlâ olurdu. Fakat ne yapmalı kı, bıı meraklan herkese a-şılumak kolay bir iş değil.
Rakıdan gözünü açamıyan sarhoş, acaba, akkanı saatlerinde başını dinleyebileceği, kesesine vo gönlüne göre bir yer bulsa, adımlarım hiç olmazsa ara «ıra, meyhaneden oraya çevirmez mİ? içinde ucuzca vakit geçirilen, temLz eğlence yerlerine şiddetle ihtiyacımız var. Buralarda meselâ, küçük «por gösterileri, türlü beden hareketleri yapılabileceği ^Ibi küçük oyunlar da gösterilebilir.
Adım başında bir ispirtosuz İçki »ergisi ile karşılaşan ve oraya gir-dlği zaman, çeşitli vasıta ve imkânlarla gözünü ve midesini oyalıyaca-gına aklı yatan vatandaşlar arasında, her gün on kişi meyhaneden ft-yağını kesecek oka yeterdi!
e
Tiyatro k r o n i k 1 e ri
it
s
KIYAMET GÜNÜ
doğru atılıyor, ağ-
L
Yeni - Ses,,
“Yeni Ses’* Operetinde Dübârâ isimli, şarkılı, taklitli, danslı bir vod-vil-rövü gösteriliyor, hânlarda buna ••telif” ve "operet0 deniliyorsa da. her iki iddia umumiyetle bizde telifler ve operetler İçin ne dereceye kadar vârıdsc. ondan ileri geçemez. Bu İtibarla, Dübftrâ’yı ••püskülü He fesine’* oynanan bir lavla partisinde atılmış telâkki edeceğiz ve öyle ele alacağız.
Mevzu? Mevzu "balet** namı altında oynayan gençlerin yerli, yersiz danslarıyle süslenmiş, teker teker kıymetli birer komedi aktörü olabilecek sanatkârların, zaman zaman hoş esprilerine, karşılıklı mükâleıne-Icrinc vesile verecek basit bir vaka-cıkur. Esasen, bu çeşit sahnelerde, eserden ziyade aktörlerin imkânları kabiliyetleri, seyirci üzerindeki tesirleri mühim oluyor, ve eğlenceli vakit geçiriliyor.
Dübârâ'da. çingene, yahudı. rum, Keyserilı, arnavut, Bolulu, külhanbeyi taklitleri var. Buna, şarkı ile "yapılan" Amerikan ve Arap taklitlerini de ilâve edebiliriz. Bütün bu halitadan. ortaya Dübârâ çıkıyor Lâkın onu da, “Dübârâ” diye yazdıkları gibi | Öyle telâffuz ediyorlar ve tâbir yerinde kullanılmıyor.
Düb&rA'da cn hoş sahne Halide Pişkin, Saide Oğan. Neclâ İz. Kemal Önge arasında “Sulukule" de cereyan etti. Ne yazık ki. pek az sürdü. Bunun kadar zevk vâdeden, fakat her nedense üzerinde durulmuyan bir sahnede, aşçıbaşı rolünü muvaffakiyetle yapan Şahin Tck’in mutfağındaki fasıldı. Daha işlendiği takdirde bu "situntion" dan çok istifade edilebilir. Meselâ, beyhude yere Hin-
te Diibârâ
dıştan, Macaristan, falan, filân sözleri geçtikçe birer hazin balet tecrübelerine girişilecek yerde, balet heyeti mutfak sahnesinde esaslı kostümler ve yerli danslarla gösterilse hem muvaffak olacak, hem de temsile çeşni verecektir.
Ihsan Balkır, eğer aldanmıyorsak, bir sese sahiptir. Fakat dlnllyemedik. Acaba sesini mİ kaybetti? Aksi takdirde. artistlerden bazıları mırıltı halinde şarkı »söylemeye teşebbüs e-derlerken, onun söylemesinden tabur bir şey olamazdı. Tevhıd Bilge, her iki rolünde - bir tanesi zenne rolü idi - kendi kendine mÜ3avi. Yani her zamanki gibi. Bir esprisi fena deği’-di. Valinin sarhoşlara tatbik ettirdiği iddia edilen hasta hanede beklen su aldırma ameltycslne telmihcr « eyle diyordu;
— Artık içki içemiyoruz. Bu taraftan içtiğimizi öte taraftan e* ri alıyorlar
Otel kâtibi rolünü yapan iv Büke, ölçülü ve iyi tatklk cds jestlerle çok ıyı Arnavut Yaş
Vahdı Ersin ile Kayserili rolünde M b nir ÖzkÜl çok muvaffnkıvran ıkı meydana getirdiler, mükemmel çift teşkil ettiler Vedat Kar? İse cidden uçarı fakat ne yazık artık tstanbulda nesli tükenmiş Haydar ortaya çıkarttı, hareketleriyle onu verdi.
Avııi Cin rollerinde Fosforoğlu ile Gülerman, sahnede gözükmekle kaldılar. Birincisi sahne vaziyette dolaştı. L„_
Handan Karaokçu, mek Adetinden elân kendisini kurta-raınamış. Ayla Karaca ile İnci Kör-mükçü, baletten tiyatroya intikal devresini pek yavaş aşıyorlar. Fakat bütün bu unsurlarla neler yapılmaz? Hemen hepsinin öyle dinç bir sanatları veya kuvvetli vaidleri var ki, o derece şevk ile oynamaya gayret gösteriyorlar ki, henüz vakit varken, sahnenin birer esnafı olmadan, tiyatro namına onlardan İstifade etmemek yazık! Bu da, operet iddialı temsilleri bırakarak, şarkılı komedilere geçmekle kabildir. *'Yeni Ses** müdiri-yetinin bu ciheti takdir ve tatbik ettiği gün şehir, kuvvetli bir tiyatro kazanmış bulunacaktır.
Bitirirken şunu da ilâve edelim ki, oyunun dekorları, bilhassa otelin ho-
ıd|.
tip ur u
ki,
I. ir
şivesiyle, Şermi ve
Soldan «ağa ve yukardan aşağı: (Her hane bir hece içindir) Tamir etmek
Bir balık
Muhakkak.
1.
2.
3.
1 — Sağdan sola. yukardan aşağı ve çapraz olarak toplandığı zaman hep, 12 rakamını versin. Aynca aol üst köşedeki boş hane mutlak yor değiştirsin.
DtNKf* BLL.MACANIN HALLİ
G A M1 Al 1 |A O A M
U 1 B i
’-j A L A I s 0 G A N
Q A L A 0 R A
A L A M i M
H
B
N
K A A R O T
 A M E R 1 K A Â
A L A jr F 0 T V 1 N
i S A A rA u
K A şjrj 1 | i Lİ A T
MUHARRİRİ : CAMİ
nasıl
o gülünç
TURKCESİ : REFİK HALİD KARAY
bir
kılıcı-
Kibi
XIX
hay-
M o-
Devamı var
hamin-sonuna
teşekkür edeceğimi bir an olaun, dövüş-
kolumu müdafaa • hareket
bir ko-
çıkarmayı unutuyoruz bana
Umııml Harpten sonra, topraklar altında kalanları, korkunç mezbahayı unutmak ve
Zevkten baş dönmeni — Kimsenin tahmin etmediği bir devir — Benim Elvir — Monlk'im — İdeal bir aşk — tik itiraflar — Bay ve Bayan Dcıdn.
Duramıyor, kahkaha ile gülüyorum. Val-brtın’a gelince onun daha ziyade, canı sıkılıyor gibi. Hayret ve şaşkınlığımızdan, vücut-lerimizdeki kılıçlan
Elvir Denuayc, hy arak:
— Size, diyor,
bilemiyorum. Benim için, mekte tereddüt etmediniz, hakiki bir şövalye gibi hareket ettiniz.
Saf ve masum Elvir! Romantik ruhu, bu acayip düellonun gülünçlüğünü kavrayamıyor.
Monik, müstehzi bir sesle:
— Bütün gün böyle şiş kebabı gibi mi dolaşacaksın! Çek şu kılıcı göğsünden. Demin az kalsın sırtından çıkan ucuna takılacaktım! Mahcup oluyorum ve hiç bir acı duymadan kılıcı çekip çıkarıyorum. Monik’e:
— Al, diyorum, dostun Valbrun’a nı verirsin. Benim gitmem lâzım.
— Pek güzel. Fakat mademki, nemle ayni otelde oturuyorsun, bari
kadar şövalyeliğini yap da götür, onu da ailesine teslim et.
Monik bunları söylerken. Elvlr’e fona, sert bakışlarla bakıyor; bu bakışların ifadesindeki mânayı anlamıyor değilim. Şüphesiz Varbrun'un alâkasını çektiği için ona kızgın.
Kolumu mahcubiyetinden kızaran Elvlr’e takdim ederek “Memnu Meyva,. otelinden çıkıyoruz.
Tuhaf şey! Bu akşam kendimi bahtiyar, hafif buluyorum.. Ama ne hafif!..
Halbuki Monik her zamankinden fazla, eksik bir alâka veya lâkaydi göstermiş değildi.
Tuhaf şey...
avunmak maksadıylc, herkesin kendisini zevk, dans ve şehvet fırtınasına kapıp yuverdigi görülmüştü.
üç sene boyunca ölüm, merhametsiz
şekilde dünyada hüküm sürdükten sonra hayat yeniden haklarına kavuşuyor ve aşk zincirden boyanmış cazbant nağmeleriyle, harbin yokettiklerini tamir için iye koyuluyordu.
Bugünkü Puristc, Kıyamet Günü uyandığımız tarihten Şefaat VAdlsine gideceğimiz dakikaya kadar bir intikal devresi geçiren bu tııhaf Pnristc buna benzer bir hâdise cereyan etmektedir.
Evet, borular çalıp dn bütün kabristanlardaki muhtelif devirlerde yaşamış insanların mezarlarından dipdiri, sapasağlam, ölmeden evvel nasıl giyiniyorlarsa o biçimde kalktıkları o evhamlı sabahtan; Hayat’ın ölüm’ü nihai bir surette mağlûp ettiği Mukaddes kitapta yazılı o günden heri Yeni Bcşcrlyet'ln hissedilmez şekilde, yavaş yavaş keyiften başdönmeaihe kapıldığı, her şeyin tadını çıkarmaya susamış olduğu görülüyor.
Mezarın sükûnundan, asırlarca boşluktan, hiçlikten, ölüm ve geceden sonra. Diri-lonler, yeni İnsanlar, çılgıncasına yaşamak arzusu, aşk ve ışık ihtiyacı duyuyorlar.
Dirilip kalktığımız zaman en cesurlarımızın kalbini titreten Mahkeme-i kübra korkusu günler, haftalar geçtikçe azalıyor.
Pariste eskiden olduğu gibi başlayan hayat, hepimize bu muvakkat mevcudiyetin ebediyen devam edeceği hayalini veriyor,
Vaktiyle yirmi yaşında sıhhatli hır genç ölümü nasıl aklına getirmezse şimdi de kimse Şefaat Vâdlslyle meşgul değil. Hepimizin, sıra İle, birkaç hafta, birkaç ay veya birkaç
sene sonra muhakkak hareket edeceğimizi biliyoruz; fakat kimsenin bunu düşündüğü yok.
Herkes, eski itiyatlarına döndü ve bu İntikal devresinin serabı öylesine kı Mahkeme-i kübra bize, dirilmeden evvelki kadar muhal görünüyor. Sağlığımızda bıı devri kimsenin tahmin etmemiş olmasına ne buyurulur?
Eserlerinde Kıyamet Gününden bahsetmiş olan ciddi veya mizahı bütün muharrirler, beşeriyetin dirilir dirilmez derhal Şefaat Vâ-dlsindc mahkeme huzuruna çıkacağını yazmışlardı. Hiç birisi, dünyamızın küçüklüğü ve dlrilcnlerin muazzam, hesabı imkânsız sayıları yüzünden meydana gelecek seyrüsefer müşkülâtını, yolların tıkanacağını düşünememişti. Kimse, bütün bu beşeriyetin Şefaat Vâ-dislne nakli İçin aylar hattâ belki de seneler geçmesi icap edeceğini aklına getirmemişti. Halbuki bir parça düşününce bunu tasavvur edebilmek hiç de güç değildi. Fakat her şey düşünülmez, her şey önceden tahmin edilemez.
Ben bile, daha iki hafta evvel, kalbimde birdenbire meydana gelen değişikliği tahmin ve tasavvur edebilir miydim?
Hiç tasavvur edebilir miydim ki dirildiğimizden beri, neşeli veya kederli intihalarımı kaydettiğim şu hâtıra defterime bir gün gelip de ”Moniki artık sevmiyorum,, diye yazacağım? Böyle bir elimle yazmak ihtimali bile bir küfür, aşka bir meydan okuma olurdu.
Nasıl oluyor da kalbime bu kadar derin bir şekilde yerleşmiş bir aşk. gayet tabii, ıstıraplı/., acısız bir şekilde oradan sökülüp atıldı? Basit: “Elvlr’l seviyorum, o da beni seviyor.,, Bıı, mukadderdi; içtinabı imkânsızdı. Hem. ben. haberim olnuıdnn, ezelden beri
Monık’in şahsında Elvir*i seviyorum. O erkek kızda sevmeye mecbur olduğum, asırların süzgecinden bana kadar gelen Elvir*in solgun aksı idi. Vücut itibariyle o kadar .şayanı hayret bir şekilde birbirlerine benziyorlardı ki. aşkımda bir değişiklik olduğunu hiç hissetmiyor, bana, sadece değişmiş hır Monik, afif, tatlı, havalimde tasavvur ettiğim, ideal edindiğim bir Monik seviyordum gibi geliyordu.
Hâdise. Valbruıı ile yaptığını düello akşamı vukua geldi.
“Yodiboru Oteline., dönerken kabul eden Elvir. yolda, kendisini için gösterdiğim şövalyelere lâyık
tarzından dolayı durmadan teşekkür ediyordu.
Romantik muhayyelesi ile, beni, sevdiği kitaplarda maceralarını okuduğu kahramanlardan biri gibi görüyordu.
— Bay Jilber, hakiki bir prens gibi davrandınız. Bizzat “Leçid,. sevgilisi *’Chiınene„ i bundan daha güzel müdafaa edemezdi.
Diye hararetli bir hayranlığın alevi ile parlayan saf gözlerini benden ayırmıyordu.
Kendisine, bu gülünç düelloda, artık maddeten ölüm imkânsız olduğuna göre, hiç bir tehlikeye atılmış sayılamıyacağımı beyhude yeıx İzaha çalışıyordum. Fakat dinlemiyordu.
— Vücudunuzun yaralanması imkânsız olmasaydı, şu dakikada, asıl kanınızla kıpkırmızı olan yerlerde dansız yatacağınızı düşünüyorum da^ Tıpkı Roncevaux geçidinde cesur Roland’ıı^erlerde serilişi gibi... Kalbim parçalanıyor'.. Genç yaşta ölmek... Benim için.. Ben kİ sizin için bir şey değilim!
— Bir şey mı değil? Ah. Elvir. böyle demeyiniz. Bilseniz!., Bana göründüğünüz o ilk akşamdan beri kalbimden geçenleri bilmenize imkân olsa...
Bu sözler, kendime rağmen, sanki içimden birisi söylemeye mecbur ediyormuş ağzımdan kaçıvermişti.
Elvir gözlerini kaldırarak bana retle bakıyor:
— Ah, Bay Jilber.. Çok fena!.. Ya
tılk? Evet, anlıyorum, ona çok benziyorum, kendinizi onunla konuşuyorum zannettiniz, değil mİ?
hne_âmıri gibi bir İkincisi suni idi.
sahnede gül-
İÜ güzeldir, memlekette eşine az
rastlanan bir anlayışla tertip edri-
iniştir. — fa.
Hicrî 1950 Rumî
C. Evvel MART Şubat
15 4 19
1869 Cumartesi 1365
VilKİI Vasat) Eıum
Günftş 6.29 12.2?
öğle 12.26 6 24
İkindi 15.87 9.34
Akşam 18.05 12.00
Yatsı 19.33 1.80
hnsâk 4.53 10.51
Avrupada yüksek tazyik kuvvetlen-nıvklcdır. Alplvrin şimal kısmı 1200 nn ireyc Icndıu* sislidir. Hava bugün öyleden Honra açılacaktır. Vo geceleri ayaz yapmakla beraber gündüzleri hararet yükselecektir.
Devlet Meteoroloji işleri Genel Müdürlüsünden Öğrendiğimize göre yurdumuzda hava. Batı KarudunU» Trakya, Marmara vo İç Anadolu'da kapalı. yer yer yağmurlu geçmiştir.
Kar kalınlıkları, Slvusta 54, Kurakö-Sü’dû 47, Kars’ta 33. Erzurum’da 16 santimetredir. En düşük sıcaklık Ka-vukösc’do sıfırın ultındu 16, en yÜk* nek sıcaklık sıfırın Üstünde Mersinde 18 derecedir.
Şehrimizde hava bugün umumiyeti^ bulutlu geçecek, rüzgârlar do&udaâ kuvvetlice esecektir.
••
%•
4 Mart 1550
YENÎ ÎSTANBUE
8
GÜNÜN EKONOMİK HAREKETLERİ
II
eeeleler
Katma bütçeler
(Mülhak bütçeler)
Yazan : Namık Zeki ARAL
t İktibas hakkı mahfuzdur)
Hindistan yabancı sermayeyi kabul etmeye karar verdi
Ancak bu hususta bazı şartlar aranacak
"Yeni İstanbul,, un İktisadî anketi
Dünya Bankasının yardım teklifi ve devletçiliğimiz karşısında hususî sermayenin yeri
Bursada tütün
piyasası açılıyor
Bursa, 3 (A.A.) — Bursa bölgesi tütün piyasası 8 martta açılacaktır. Bunun için bazı firmaların mümessilleri şehrimize gelmeye başlamış bulunmaktadır. Fiyatların hu sene normal olacağı, müstahsili memnun ve tatmin edeceği bildirilmektedir.
Mali nenenin deriştirilerek bütçe müzakerelerine biraz daha geniş ’ raman ayrılmış olmasına rağmen 1950 Bütçe Kanununun miadında nesri keyfiyeti yine aksadı, Kanun malî yılın girmesinden mukaddem Resmî Gazetede intişar etmek lâzım gelirdi (Muhasebel Umumiye Kanunu, madde 35 cümle 2). Bu mümkün olamadı. Mamafih bu yüzden kanun hükmüne vukubulan muhalefetle; 1613. 1787 ve 3050 numaralı kanunların lâfzına ve ruhuna münafi şekilde milletvekillerine açıktan dört aylık tahsisat verilmesi gibi bütçeye iki milyon lirayı mütecaviz bir külfet tahmil edilmemiş olduğunu düşünerek teselli bulabiliriz. Eski adiyle "mülhak" ve yeni adiyle "katma’* bütçelerinden bir kısmının İntişarı da ana bütçenin intişarı gibi mail yıla kalmak arızalından kurtulamamıştır. Esasen mülhak bütçelere ait tasarı (lâyiha)ların tevzii de zamanında yapılamamıştı. /\ra-lık (kânunuevvel) 1949 ayının ilk günü hepsi milletvekillerinin eiirtde bulunmak lâzım gelirken en erken tevzi edilenleri (meselâ orman bütçesi) 15 aralıkta, en sona kalanları (meselâ İstanbul Üniversitesi Bütçesi» da 28 aralıkta milletvekillerinin ellerine geçmiştir.
Devlete ait âmme hizmetlerinin masarifi ve varidatı bazan zaruri, bazan gayrı zarurî sebeplerle bir tek bütçede, yani umumi bütçede toplanamamaktadır, Bütçe vahdeti parçalanmakta. varidat ve masarif müteferrik bir takım bütçeler arasında dağılmaktadır. İşte bu katma veya mülhak bütçelerin adedi son yıllarda on ikiye münhasır kalmıştı. 1950 de, yani hu sene 14 e çıktı. Yenilerinin isimleri; Karayolları Genel Müdürlüğü Bütçesi, Devlet Üretme (İstihsal) Çiftlikleri Genel Müdürlüğü bütçesidir. Eskiden mevcut Hudut ve Sahiller .Beden Terbiyesi. İstanbul vesaire üniversiteleri bütçelerini bile yeniden ana bütçeye almak lâzım geldiği bir zamanda Karayolları Bütçesi de umumi bütçeden ayrıldıktan sonra “Bütçede vahdet” kaidesini tutacak hiç bir sebep orLada kalmaz, dersek mübalâğaya hamledil-mcmrlldlr. Biz katma bütçelerimize gelelim.
★
1950-51 mali yılında bunların masarif ve varidatını —Umumi bütçeye ait masarif De birlikte ve evvelki dört seneye ait rakamlarla mukayeseli o-larak— aşağıki cetvelde veriyoruz:
Katnın Bütçeler Varidat ve Masarifi VC Imııml Bütçe Masarifi
— Milyon bira —
Umumi Bütçe
varidat alındığı gibi bir takım mülhak bütçelere de umumi bütçe varidat verir. 1950 nın mülhak bütçelerine ait müfredat rakamları aşağıki cetveldedir:
—Katma bütçeler—
(1000 Lira)
Masarif Varldrtl
Demiryolları 173.800 173.800
Denizyolları ve Liman.
ları 101.087 82.835
Posta ve Telgraf 64.816 42.136
Karayolları 53.303 53 303
Tekel (İnhisarlar) 38.148 210 482
Orman 15X17 15.847
İstanbul Üniversitesi 14.360 14.360
Vakıflar 8.538 8.538
Hava yollan 7.513 7 513
Ankara Üniversitesi 7.401 7.401
üretme Çiftlikleri 4.086 4.086
İstanbul Teknik Üniver-
site Hudut Beden ve Sahiller Terbiyesi 3.776 12H5 994 3.776 1.205 994
lrkftn 191.861 636.270
Tekel İdaresi ehemmiyetli varidat sahihi bir müessesedir. Fazla varidatını Hâzineye verir. Tekel hâsılatı olarak 1950 bütçesine 184 milyon lira konmuştur. Bazı İdarelerin İse varidatından mühim kısmı kendisine umumi bütçeden yardım seklinde gelir. 1950 senesinde bu yardımlar aşağıki cetvelde gösterilmektedir:
Yardımlar
-Bin Lira-
Karayolları 53.303
İstanbul üniversitesi 12.210
Ankara 6.532
Teknik Üniversite 3.230
Vakıflar 3.195
Beden Terbiyesi 891
Hava volları 550
Hudut vo Sahiller 251 80.165
Bu 80.2 milyon liralık yardım ara
Sene Varidat Masarif Masarifi
1946 441 268 991
1947 805 380 1 136
1948 567 466 1.243
1949 558 437 1.372
1950 026 495 1.487
1949 un rakamları 12 yılın 1950 ye taşan aylık olup ma-iki aylık ma-
»arif ve varidatını muhtevi değildirler. Umumî bütçenin varidatı ve masarifine mülhak bütçelerin varidat ve masarifini ilâve etmekle Devlete ait bütün âmme hizmetlerinin varidat ve masarifi bulunmuş olmaz. Zira rakamlar arasında tedahüller vardır. Meselâ mülhak bütçeden umumi bütçeye
dan çıkarıldığı ve sonra nispeten ufak tefek sair tedahüllere göz yumulduğu takdirde umumi bütçe İle birlikte mülhak bütçeler masarifinin 1.902 milyon liraya baliğ olduğu görülür.
★
Posta ve Telgraf idarecinin 22,7 milyon ve Denizyolları İdaresinin 18.3 milyon olmak üzere ceman 41 milyon liralık bütçe açıklan vardır. Bu açıklar Merkez Bankası membalarından kapanacaktır. Umumi bütçenin 19 milyon açığı da buna ilâve edildi mİ 1950 de masarif fazlası 6ü milyon lira demek olur.
Diğer mülhak bütçelerin açıklarını neden —yukarda görüldüğü şekilde— umumî bütçe kapatır da bu iki idarenin açıklarım kapamak iri yine kcndllerino bırakılır ve kendilerine Merkez Bankası yolu gösterilir! Devlet Bütçesini daha az masraflı ve daha az açıklı göstermek İçin mi? Kim bilir, belki!
Buna mukabil Merkez Bankasındaki bonoların tecdidini Millet Meclisinin müsaadesine iktiran ettirmek üzere -Posta ve Telgraf idaresi Bütçesine im-tisalen- bu sene de Devlet Denizyolları İdaresi Bütçesinin üçüncü maddesine ilâve edilen cümleyi bütçedp samimilik hesabına ileri atılmış daha başka bir adım diye kaydedebiliriz. Fakat bütçede veya bütçelerde tam vuzuha, tam samimiliğe doğru yürümek üzere yapılacak işlerden biri de yardımları tamamen ana bütçede toplayarak fazlayı açığı mutlaka bu bütçede göstermektir.
İsviçre, Dünya Bankasına ikrazda bulunacak
Zürich (Reuter - Hususi) — İsviçre bankaları ve Dünya Bankası temsilcileri arasında yapılan görüşmeler neticesi olarak, İsviçre bankaları, Dünya Bankasına 30 milyon İsviçre franklık kredi açacaklardır. Mil-
letlerarası Tediyeler Bankası da gö-rüşmelere iştirak etmiştir.
Bu kredi. Dünya Bankasından imar işleri İçin borç alan memleketlere lsviçrcderı gönderilecek makinelerin tediyesinde kullanılacaktır.
3/111/1950 Cuma
Borsalarda vaziyet
Adana :
Ticaret BorsAsında yalnız mafcbıc par-luf)i pamuk üzerine mahdut miktarda İş olmuştur.
İzmir :
İstanbul :
Ticaret Boralısında fındık fiatlerinin yükselişinin dış memleketlerden olan İsteklerin azalmasına sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır. Bu durum kaşıaında fındık piyasasında gevşeklik başgösterıniş-tır. Buna muvazi olarak findikyafiı fiat-lerl de düne nispetle gerileme kaydetmiştir.
Kambiyo ve Esham Borsasında %0 /a* izh mııhtf lif tr rfiptp th vb t fahvilh riııc karşı isteklerin artışı, fiatlerin ilerlemesine sebep olmuştur. A/fuı piyasasındaysa yükseliş görülmektedir.
Borsada çekirdeksiz kuru üekmUıı gevşek durumu devam ediyor. Inarin vaziyetinde düne nazaran bir değişiklik ol mamıstır. Pamuk alıcıları Bordada, bugün fazla istekli görünmenuşlerdir. Pamuk piyasası sakindir. Borsada pamuk çckildeki durgun vazıyetini muhafaza ediyor.
Hindistan Hükümeti yerli sarma- | yenin yabancı sermaye ile tamamlanması lüzumunu kabul etmekle beraber, şu şartlara riayeti ileri sürmektedir.
1 — Yerli veya yabancı bütün teşebbüslerin Hindistan iktisadi ve sınai politikasına uygun hareket etmesi lâzımdır. Hükümet, yabancı sermaye ile kurulan teşebbüsleri, yerli teşebbüslerle aynı muameleye tâbi tutacaktır.
2 — Kâr, umumî esaslara göre sağlanacak. Hükümet yabancı sermaye kârlarına ayrı muamele ve kaideler tatbik etmıyecektir. Bu cümleden olmak üzere, yabancı hcrına-yenın çıkmasına da muhalefet edıl-mlyecck, ancak bu çıkışlar umumi kambiyo kayıtlarına bağlı kalacak-tır.
3 — Millileştirilmesine lüzum görülecek yabancı bir teşebbüs, normal
değeri ödenmek suretiyle devir alınacaktır.
4 — Hükümet esas itibariyle teşebbüslerin hisse senetleri ekseriyetinin Hintliler elinde bulunmasını ar-zu etmektedir. Mamafih, milli menfaat. ile kabili telif olduğu müddetçe, yabancı sermayenin bir teşebbüs veya teşebbüsler grupunu idare ve kontrol etmesine mümanaat edilmi-yecektlr. Personelin seçilmesinde, teknik bilgilerle mücehhez yabancılara başvurulması hususunda da bir mâni yoktur.
5 — Hükümet, en mühim yabancı envestisman'ı teşkil eden İngiliz sermayesinin, her şeyden evvel Hint ticaret ve sanayiinin geliştirilmesi istikametinde hareket etmesi lüzumuna dikkati çekmiştir.
"Fent urca of Iııdla's Economlc Deveiopnıent”den
İstanbul Yüksek Ekonomi \e Ticaret Okulu Müdürü Nihat Sayar’m cevabı
-- ; - - - . - I . ■
DÜNYA HABERLERİ
• - • • • • ■ .4 *• • • ••!• • a t, . “ -• ■ ** r
Silâhlı Kuvvetler Komisyonu, Truman’ın kauçuk fabrikaları plânını reddetti
★ VVashington, 3 A.A. (United Press) — Temsilciler Meclisi Silâhlı Kuvvetler Tâli Komisyonu dün Truman’ın. hükümetin harp zamanında kauçuk fabrikalarını kullanması • yolundaki plânını reddetmiş ve halihazırdaki kanunun 3 sene temdidini tavsiye etmiştir.
Kongre, Tâli Komisyonun tavsiyesini kabul ederse hükümet, memleketin normal kauçuk kaynaklarından mahrum olduğu harp senelerinde inşa edilmiş sentetik kauçuk fabrikalarından yüzde 90 ını muhafaza edecektir.
ğ’raıısa ve İtalya İthalâ* kontenjanlarını kaldırıyorlar
★ Cenevre, 3 (YİRS) — ltalyada müzakerelerde bulunan Fransız iktisadi komisyonu çalışmalarını bitirmiştir.
İtalya - Fransa arasında bir çok ticari pürüzler izale edilmiş ve iki memleket mevcut bir çok kontenjanlarını kaldırmışlardır.
Bu hususta yapılan açıklamalara göre. İtalya, gümrük tarifesini, Fransamnkine uyduracaktır.
Ekonomik Sosyal Konsey pratik yardım çareleri arıyor
★ Lake Suçcess. 3 A.A. iAFP) — Ekonomik Sosyal Konsey dünkü toplantısında ik ti saden kâfi derecede gelişmemiş memleketlerin İnkişafı hak kındaki müzakerelerini bitirmiş ve İktisadi Gelişme Tâli Komisyonu bu memleketlerin teçhizi için para yardımında bulunulması yolunda pratik teklifler hazırlamakla vazifelendir* miştir. Bu tekli Her Konseyin gelecek oturumunda incelenecektir.
Batı Alnıanyııııııı ticari dııruınu düzeliyor
★ Berlin, 3 (YİRS) — Amerikan İktisadi heyetinin yayınladığı rapora göro. Batı Al manyanın ticari durumu gittikçe salâh kosbetmek-tedlr. Bonn Hükümetinin 1949 yılında yaptığı ihracat 3 milyar 360 milyon dolara çıkmıştır
"Kliring Blrligr'ndeıı Avrupa ve Amerika Içlıı İyi neticeler bekleniyor
★ Hilvcrsum, 3 (YİRS) — \Va-shıngton’da gazetecilere hitap e-den Holânda Dışişleri Bakanı ve Marshall Plânı Siyasi Uzlaştırıcısı Mr. Stlcker demiştir ki: "Marshall Plânı Avrupadan komünizmi atmağa muvaffak oldu. Şimdi atılacak yeni adım, bir kliring birliğinin kurulmasıdır. İngiltere ve Batı A İmalıya nın, Avrupa Birliği İçin gayret .«»atfedeceklerini ümit ediyorum.,.
Bir tek büyük Avrupa pazarının Birleşik Amerika için zararlı olup olmıyacağına dair sorulan suale cevap veren Stickcr, bazı sanayi şubeleri müstesna. Avrupa ve Birleşik Amerikanın işbirlığiyle çok daha büyük menfaatler elde edileceğini belirtmiştir.
Batı Alınanyıının yeni teıııazlan
★ Bonn. 3 A.A. ıReuter) — Batı Almanya Başbakanı Adenaucr, beraberinde dört belli başlı bakan olduğu halde dün öğleden sonra müttefik yüksek komiserleri ile Batı Almanyanın İktisadi meseleleri Üzerine i saat süren bir konuşma yapmıştır.
Alman Ekonomi Bakanı Prof. Ludw|g Erhard, toplantıdan sonra yüksek komiserlerin umumiyetle İktisadi vaziyet hakkında kahine tarafından alınan kararları tasvip ettiklerini bildirmiştir. Batı Almanya Hükümetinin İktisadi siyasetinde takip ettiği başlıca prensiplerin değişin deftişml-yeceği yolundaki bir suale Erhard müspet cevap vermiştir.
l’arhte altın düşüyor
★ Paris, 3 (YİRS) — Paris altın borsası, bugün haftanın en düşük seviyesine inmiştir. Külçe 518.000, NapoUon 3850 ve dolar 902 franktım kapanmıştır.
1) — Yirminci asırda dcvktçillğe mütemayil memleketler arasında Türkiye de yer almış bulunmaktadır. Memleketimizde devletçilik, Cumhuriyet devrinde büyük bir hızla iı.kişaf etmiş, devlet teşebbüslerinin «ayı- X sı her yıl artma istidadını göstermiştir. Bidayet tö devlet tarafından l.?le-tllmçrindo zaruret görülen mevzuların tenevvüû v»- genişliği devlet işletmeciliğini teşci ve tevsi eylemiş; hususî teşebbüs sahiplerinin bir araya gelememe aczi de memleketimizde devletçilik temayülünün kuvvetlenmesinde ve yayılmasında âmil olmuştur.
Buıriin geniş ve dağınık bir durum arzvdcn devlet işletme vo kuyumlarının daha rasyonel ve daln( verimli bir şekilde çalışabilmeleri için, bunları memleket ihtiyaçlarına göre esaslı bir tasnife tâbi tutmak, birinci derecede ehemmiyeti haiz olan sanayi branşlarını muhafaza etmek, mütebakisini hususi teşebbüs sahiplerine devr» tmek, m e m leke t ekonomisinin İnkişafı bakımından, faydalı ve hayırlı neticeler verebilir
Ancak müteşebbis ve sermayedar sınıfının bir araya gelerek büyük ka-pltalli toşrkküUcri meydana getirmeleri, küçük tasarruf rahiplerinin İştirakini do temin edecok ortaklıklar kurmaları ve bu suretle devlete ait İktisadi varlıkların bir kısmının peyderpey millete devri kabildir. Devlet, hu teşekküller üzerinde kuvvetli bir murakabe tesisiyle iktifa edebilir.
Bu sayede iktisadi kalkınmamızda yalnız devleti değil, milleti de sefcrb( r hale getirmek mümkün olur.
Memleketimizde hususi teşekküllerin fazlalaşmadı; İş hacmini arttıracağı gibi» devlet hâzinesine yardım edecek yeni bir mükellef zümresinin meydana gülmesine ve devlet kapısına muhtaç insan topluluklarının azalmasına hizmet edecektir.
Hail hazırda, bizdekı devletçiliğin sosyal cephesi, iktisadi ve siyasi cephesinden sonra mütalâa edilebilir
2) — Türkiyede devletçilik, birinci dünya harbinden sonra, zaruri olarak güdülen bh siyasettir Fakat, İçinde bulunduğumuz İktisadî vo malî
------------------------------------
15 şubat çarşamba günkü gazetemizin ekonomi sahifesinde, "Yabancı gözlylo bugünkü Türk ekonomisinde hususi trijeflbüsün yeri mevzuunda, (Wnll Street Jnurnal) gazetesinden İktibas edilen enteresan bir malutle neşredilmişti.
Bu yazı etrafında açmış olduğumuz ankete bugün de dwam ©divanız
Silililerimiz:
ı. Türkiyede tatbik edilmekte olan devletçilikten anladığınız mâna nedir?
Blzdckl devletçiliğin eKunomik cephesi mİ, yoksa sosyal cephesi mi galiptir?
4. Bu makalede tebıırılz eturlldığl gibi devletçilik, sadece C.H.P. nin mİ bir umdesidir? Birinci Dünya Harbinden sonra Türkiye do bir devletçilik siyaseti gütmek mecburiyetinde miydi?
I, Makalede İma edildiği gibi, hususî sermayenin Devletten çekindiği doğru mudur?
Türkiyede hususi şahıslar elinde birikmiş servet miktarı kaç milyon lira civarındadır?
Tatbik cdilcgeicn devletçiliğin Türkiye İçin faydaları ve zararları ne olmuştur?
•. Dünya Bankasının yardım teklifini nasıl Unrfılıyorsunuz; tekliflerinin hangi noktalarına iştirak ediyorsunuz; bunların faydalı ve zararlı tarafları »İzce nelerdir?
şartlar, bahusus gümrük tahditlerini azaltma temayülleri, yakın bir gelecekte. devletçiliğimize yeni ve mutedil bir veçhe verilmezinde âmil olacaktır.
3) — Hususî sermayenin devletten çekindiği doğrudur. Bu çekingenlik, Tiirk ekonomisinde devletçilik siyasetinin kati şekilde programlanmasından, devlet işletmeleriyle hususi teşebbüse bırakılacak faaliyet sahalarının birbirinden tamamen ayırdedli-mesinden sonra zail olacaktır.
4) — Memleketimizdeki istatistik teşkilâtı, hususî şahıslar elinde birikmiş servetin hakiki ve hattâ takribi miktarını hesaplı-yaca|ı bir tekâmüle henüz ulaşmamıştır.
Vergi Mİstemlerl-mizde yapılan son değişiklik muvaffakiyetle tatbik edildikten ve hususi sermayeyi bir araya toplayacak teşekküllerin meydana gelmesi temin edildikten sonra, hususî eşhasa ait yurt içindeki vo yurt dışındaki servetlerin tutarı hakkında daha kolaylıkla bir fikir edinmek kabil ola-ch k tır.
5) — Türkiyede devletçiliğin, bâkir bir saha içinde hızla yayılması, devlet kuramlarının İdare, işletme ve murakabesini güçleştirmiş; bunun neticesi olarak da maliyetlerin yükselmesi, hayatın pahalılaşması bakımından mahzurlu tarafları görülmüştür. Fakat, buna mukabil, memleket İhtiyaçlarının. hariçten tedarikine imkân görülmiyen en dar zamanlarımızda, karşılanması bakımından da faydaları olmuştur.
6» — Yabancı acrmuyenln, Türk sermayesiyle iştirakler halinde olmak şart.lylc, memleketimize gelmesinde fayda vardır. Bahusus memleket ekonomisinin kalkınmasında birinci derecede ehemmiyeti haiz olan yol, su. liman, silo, petrol, ziraî ve sınai mamuller tesislerinde yabancı sermaye ve tekniğine olan İhtiyacımız İnkâr edilemez.
Bunun faydası; ekonomik kalkınmamıza hız verecek büyük tesislere bir an önce sahip olmak, mahzuru ise; yabancı sermayedar ve tcknlsl-yenlerle işbirliği yapamamak İhtimalinden doğacak tehlikedir
Anketi yapan: Şevket EVLİYAGİL
Adana çiftçilerine
Ziraat Bankası kredileri arttırdı
I ÖĞRENMEK | İHTİYACINDA
OLDUĞUMUZ
Sütunların' 6 ncıda bulacaksınız
Adana, 3 (Hususi muhabirimiz bil-dirlyorı — Adana çiftçilerine her yıl bu mevsimde yapılmakta olan ziraî kredilerin arttırılması İçin Ziraat Bankası Umum Müdürlüğüne müracaat edilmiştir. Parası bilâhare Ö-denmek suretiyle Sümcrbanka da bir müracaat yapılmıştır. Her iki müracaatın da müspet bir neticeye var-dırılacnğı ’ söylenmektedir.
Ziraat Bankasından para alıp da pamuklarını avans olarak yatıran çiftçilere yeni krediler açılması esası muvafık görülmüştür. Fazla yağmur yemiş pamuklarını evrakı müs-biteyle ispat edebilen çiftçilerden borçlarını kısmen vermiş olanların mütebaki borçlarının teciline de bağlanmıştır.
Soğuklardan fazla zarar gören Mersin portakalcılariyle sebze müstahsilinin Ziraat Bankasına olan borçlarının tecili talebi d* kabul e-dllmiştir.
Iranda sığır vebası
Adana, 3 «Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Iranda sığır vebası çıkmış, hastalığın yurdumuza sıçramasını önlemek maksadlyle hudutlarımızda tedbirler alınmıştır, lakende-rundaki İran temsilcileriyle Türk makamlarından alınan malûmata göre, muvakkat bir zaman için İranla hayvan, hayvan yemi mübadelesi veya ithali durdurulmuştur.
ve DÜNYA
BORSA
KAMBİYO
İstanbul Borsası
Açılış Kapanı?
1 Sterllng 190 7.91
100 Dultır 281.- 281.25
100 Fr. Frangı... 0.80 o.«u
KM) İsviçre Fr 64.03.— 64.03
100 Bvh. Fr 5.60.— 6.60
100 İsveç Kr.... M. 12.50 M.12.50
100 Florin 73 Ha,10 73.68 lo
100 Llr(‘t O.44.J28 0.44 128
lon Drahmi 0 OL876 0.01.870
loo Escoudoa 9.73.90 • P.73.fl()
Altınlar
Bugün Eski kur
utra L»I8
Külçe Yeril Gr 5.93 5.92
Külçe î)rgU«Mi. 5.99 5.08
CumburlyeL ... 40.35 40.26
Roşrı ı 44.45 44.35
HnfiıJt ••••««••# m ju 4Ö.6O
Gulden 39.8u 39.75
Injrlilz •/••••■•« 52.00 52.30
Fransız kok ... 44.- 43.25
Napoleun III 41.20 (1.25
İsviçre 41 25 41 10
N’ru-York'ta : onsu - i 35
•• •• Gumuş, Platin
En uşağı Eıı yukarı
GÜmllş Gr «M
PhUln u 10 — İL—
Zürich Borsası (Serbest)
3.111.1950 İsviçre Frangı
Dm umu En deliği En yuknr>
Türk Llrssı 0 05 103
Dolar 10.25 10.50
Sirrllng i.29 1/2 4,30 1 2
Frapaız Frangı 1 00 ı rz
ESHAM VE TAHVİLAT
Devlet Tahvilleri
lkraml>ell tahviller *6 1933
S 6 HI3b
%5 Milli
%4
1041 1941 1 2
Ergani Ikraıııiycii
Müdufau I Demiryolu Demiryolu
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
«te s o •no
7c 6 •İH
'(6
7.7
(>7
«Îı7 rv7 • 7
917
v.7
Cr7
• • • •• ••••••••• f«••••••• •••(••ttS
IV
V .
1949 ikramlyell Diğerleri
Demiryolu VI.........
I ........
II ....
ili........
I........
II .......
ıo n Kalkınma
J94S İstikrazı 1048
Milli
1919
1034
1934
1911
1941
1041
MIHI
• •
89
I ...
I ...
Slvas-Erzurum L
„ „ 1L-V11.
Demiryolu I......
» ••
Müdafaa
• •
MüdııDıa
4 A
11. >,,•••
III.
L ......
II.........
III. •«,.«,
I \ • •■••••
Kapanış
23.30
21.30
2i 30
97.30
98.8u
•7.:15
(•)
24.-
21.60 22 —
»7.50
00.—
ıs.-
07.60 08.—
M.— 00 — 08.— OH.—
08.— 20.00 20.10
21 M
21.85
21.20
21 20
22.—
20.60
Şirket Tahvilleri
Anadolu D Y Tertip A/B> • S O | C. .. .. AUO ,, ,, Mümes. Senet. 109.— 69.- 67.60 60.- 67.50
Şirket Hisse Senetleri
T. C. Merkez Bankası ... 131.— 131.60
T C Ziraat Bankası 20.30 20 30
Türkiye lq Bankası 27.— 26.10
Türk Ticaret Bankası 5 — 6.—
Aralan Çlınvnlo 17.— 17.—
Sark Değirmencilik 23 25 28.60
Milli Reasürans 16.25
Ecnebi Tahviller
Mısır Kredi fonslvc 1903 | 172,-
İstanbul Ticare t Borsası
Hububatı Bugün Eski Kapanış
Buğday (The.) 20.2ü 3L—
Buğday yumuşak (Ofisin).( 31.— 31.—
| Arpa Yemlik (dökme) 21.20 23.20
Mısır (Stırıı çuvalı 20.25
Fiisulva Derınasnn (çuvalı 76.— 76.—
Fnsul.vn Çalı şort (dökmeı 36.—
Kuşyeml 10.—
Mercimek Kırmızı İç çuval 49.—
ıl Mercimek yeşil (İç çuval). 65.—
Nohut natlirei 25.20 25.20
Tatlı tohumlar ;
Ayçiçeği tohumu 33.—
II 1( ft ontohumu — 13.—
K*-rtdlı tohumu — 30.—
1 Susnm (Bnndırmn) . ... — 82.—
Yor (ıhtığı kabuklu 75.—
Kuru Mcytnlar :
Fındık (kabuklu sivri) — 76.-
Fındık (İç tombul) 176/171 180 186
Ceviz ıkabuklu/ i— 46.—
II Ceviz (tç nalttrel) — 215.—
Dokuma llnm Maddeleri:
Tiıtik (ana mal) M» 370.—
Tlltllc (NatUrcl) 315.—
Yapak Anadolu (Kırkım) 200—
İlam deriler t
, Sığır salamura (kasap) kl — 145.—
Keçi tuzlu kuru kilosu 175.— 170.—
Koyun hava kurusu kilosu 161.—
Nebati Yağlar :
Zeytinyağı ı Ekstra ekstra) 270.—
SuHarnynğı (R/ıf. toneltelh — 220.—
Ayçiçeği t Rafine Icncknlli — 164 —
|| Iırnlık vuuı 165 — İMU
Amerikalıların İzmir tütünlerine rağbeti
İzmir 3 l Hususi muhabirimizden) — Şehrimizde maruf bir Amerikan • İngiliz firması Yunamstandan 2 milyon kilo tütün almak üzere yaptığı fiyat teklifinin reddedilmesi Üzerine bütün ihtiyacını İzmirden temin etmek üzere faaliyete geçmiştir.
Bu şirketin Makedonya tütünleri için reddedilen fiyat teklifi libre-başına 3 şilin ve 9 pens’tır. Ayrıca Amcrikada 4yeni kurulan bir firma İzmirden 949 mahsulü 3 milyon kilo tütün satın almak üzere İhracatçılarla temasa geçmiştir.
Mutabakat halinde firmanın müdürü uçakla İzmire gelecektir.
İzmir limanında ihracat
İzmir 3 (Hususi muhabirimizden) — Şubat ayında İzmirden yapılan ihracat 23 milyon 355 bin 339 liraya baliğ olmuştur. Bunun 11 milyonu tütün. 9 milyon 325 bin Lirası pamıık« tur. - -
Almanyaya 7.5, Amerikaya 6.5, Fransaya da 4,5 milyon liralık ihracat yapılmıştır.
Harpten sonra ilk Belçika gemisi Mersine geldi
Adana, 3 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Escaut adını taşıyan ve 1949 yılında denize indirilen Belçika vapurunun Mersin Limanına gelmesiyle Mersin . Belçika denizyolunun açılması şerefine, vapurda bir kokteyl parti verilmiştir.
Fındık ihracatçılar Birliği toplantısı
Merkezi Giresunda bulunan Fındık ihracatçılar Birliği, bu ayın 18 inde yıllık toplantısını yapacaktır. Toplantıda yeni idare heyeti seçimi yapılacak, birliğin bir yıllık faaliyeti bahle mevzuu olacaktır.
Kahve fiyatları ucuzluyor
Beyrutten takas suretiyle 2000 tondan fazla kahve geldiği için, toptan kahve fiyatları son birkaç gün İçinde 800 kuruştan 770 kuruşa kadar düşmüştür. Gelen kahve partileri şimdiye kadar piyasamızda sarfcdilmeycn 7 numaralı kahvelerdir. Halbuki piyasamız öteden beri 3. veyahut 5 numaralı kahve istihlâk etmektedir.
Limanımıza gelen ithal eşyası
Ticaret Odası tarafından yapılan hesaplara göre, şubat avı içinde limanımıza 59 vapur gelmiştir. Bu vapurlarla gelen belllbaşlı eşya arasında 2919 ton makine ve makine akşamı, 4417 ton hırdavat eşyası. 96 ton manifatura, 237 ton elektrik malzemesi, 750 ton cam eşya, 201 ton tıbbi ve kimyevi maddeler bulunmak* tadır»
Et ve
balık konserve ihra
ta
için yeni kayıtlar
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığından Ticaret Odalarına gönderilen bir tebliğde, İtalyaya kutu içinde ihraç olunacak et ve balık konservelerinin İtalyan gümrüklerinden çevrilmeme-sl için mutlaka emtiaya sağlık şeha* detnameai eklenerek konserve kutularına etin ihtiva ettiği cinsi ve miktarı ile ihracatçı firmanın adının yazılması gerektiği bildirilmiştir.
YABANCI BORSALAR
İzmir Ticaret Borsası
New-York Borsası
Eski kur
Dün
Bugün
Uzilm çekirdeksiz No.9 İncir A
u B Pamuk Pamuk Pamuk
Pamukyağı (rafine) Pamuk çekirdeği ...
flerİtd ecrini /\knla Akala yeril
No. 8...»
No. 108
1, »«,••• n.........
• ••
51.50
56.—
43 — 237.— 222.— 200.— 146.—
16.50
Son
Kapanış
51.75
56.—
43.—
238 —
222.— 2ÜO.— 146.—
16.50
Adana Ticaret Borsası
_________2-----------------
Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
Akala i..........
Akala Ll. ••••••
yeril I ........
Yerli II ........
makine parlağı
185 190
165.—
1Ö2.—
185/190
165.—
152.50
152.50
152.—
Eskişehir Ticaret Borsası
Bugaay yumuı&k Buğday sert ..
30.—
31.—
Buğday ((Buşell=Sont) .........
Sert Kış mahsulü No. 2
Kırmızı No. 2 ...
Pamuk Middllng (Llbrasl=Sent)
Mart »(• •»••••(•*••• •»••••HUM ••••«•••( Mayı»
Tommus .....................
Ekim ....................—
Tiftik (Ltbresl=Scnt) ..........
Teksaa No. 1 .......
Fındık .(Llbresl=Sent) .........
Büyük Barselon (Kabuklu Domestlc) .................
,, ,, orta •••••••««m*
Lovant İç ithal malı ......
Ekstra İri İç İthal malı ......
Kurıı üallm (Llbreal=$ent) .....
Thompson çekirdeksiz seçme Kelen tohumu (BuqeU=Dolar)..«
Mlnnoapolls
Kalay (Llbreal=S©nt) ......
Levha-tensko (100 libre dolar)
Londra Borsası
Kelen tohumu (Tonu=St©rllng)
Bombay ...................
Kalküta ..................
Ver fiAtım Hindistan ........
Tiftik
II
Tün
266 1/4
236 1/4
32.02
32.43
31.97
30.32
66.
21.—
22.50
36.—
30.—
M 1/4
3.76
3.80
74.26
7.30
64.—
62.60
64 3/4
Bradford Piyasası
1)1 mıd (Llbresi=Pent) Sıra malı Anadolu Trakya
•I
11
• >
• ••
20/21
18/21
İskenderiye Borsası
Pamuk (Kantan=Tnüarı ......
Auhmounl Kını elyaflı F/G. Karnnk Usun elyaflı R/G.
80.86
91.80
267 1/4
236 1/4
32.26
32.45
32.94
29.93
M/60
22.60
22.50
36.—
39.—
111/4
3.80
3.80
74.50
7.30
64 —
62.50
64 50
34.—K
30.— 20/21 18/J1 ,,
om
i»
• 8
80.85
93.20
E
L E
E T
3—üifc^a ı ı • ılı
ı
1
•-
• •
• >
İ
,(•). Gününde Borsada muamoleelUacU edilmemi# tahvilât ve eshamın arz ve taJeplere göre taayyün eden takribi piyasa değerleri.
Sayfa ®
SİYASÎ İKTİSADİ
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LIMITED ŞİRKETİ MÜDÜRÜ: FARUK A. SÜNTER Bu sayıda yan İşlerini fiilen idare eden : SACİT ÖGET
Bakıldığı yer;
yeni İstanbul matbaacilik
LIMITED ŞtRKETÎ MATBAASI
İkinci sayfamızdaki siyasî, üçüncü sayfamızdaki kültürel, beşinci sayfamızdaki İktisadî başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamen yazarlarına aittir.
*
MM
Mart Keşidesinde
TÜRKİYE GARANTİ BANKASI A. 0
195 0 İkramiyı s Plânı
100.000 Lira
200.000 Lira
Değerindeki Büyük GARANTİ Apartmanının
Gördüğünü^ bu
güzel apartımanın 12 No. lı dairesi ve ayrıca 500 lira ile 25 lira arasında değişen 44 adet zengin para ikramiyeleri mevcuttur.
Bankamızda açacağınız 100 liralık bir hesap, Mart keşidesinde sizi, bu apartımanın bir dairesinin sahibi yapabilir.
Her 100 liraya ayn bir kur’a numarası verilir.
YILIN ÜÇÜNCÜ KEŞİDESİ 29 MART 1950
GENEL KURUL TOPLANTISI Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi Yönetim Kurulundan:
Şirketimizin 1949 yılı hissedarlar genel kurul âdi toplantısı, gündemde yazılı hususları görüşmek üzere 31/mart/950 tarihine rastlayan cuma günü saat 10 da Aııkarada Türkiye İş Bankası Umum Müdürlüğü binasında yapılacaktır.
En az on hisse senedine sahip olan hissedarların Şirket statüsü gereğince bu toplantıya iştirak hakkına sahip bulunduklarından, hisse senetlerini veya bunların müspitr vesikalarını toplantıdan en geç bir hafta evvel Ankarada Ulus Meydanı. Ulus Han’da Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi Ankara Şubesine ve Is-tanbulda G^latada Yolcu salonları karşısında Anadolu Sigorta hanındaki Şirket Merkezine yatırarak giriş kartı almaları ilân olunur.
Görüşülecek işler :
1
poru ile bilânço ve kâr ve zarar hesaplarının okunması, bunların incelenmesi, onanması ile yönetim kurulu üyelerinin ve denetçilerinin ibraları;
2 — 1949 yılı safî kârının dağıtılması hakkında karar alınması ve dağıtma tarihinin tesbiti;
3 — Yönetim kurulundan müddeti biten üç üyeük için statünün 12 nci maddesine göre seçim yapılması;
1949 yılına ait yönetim kurulu ve denetçiler ra-
Buğun açık olaıı müzeler
Atatürk inkılâp Müzesi: 10-12.
14-17
Topkapı Sarayı 13.30-17. Dolmab&hçe Deniz Müzesi: 13-17 Belediye Müzesi: 10-12. 14-17 Tevflk Fikret (Aşiyanl Müzesi:
10-12. 14-17
Arkeolntl MOzp^tı H-17
TİYATROLAR
İSTANBUL
tfLHtR TİYATROLARI:
DRAM KISMI (L2157) İ0.30 da Katil.
KOMEDİ KISMİ (40409) 20.80 da Hanımlar Terzihanesi.
MLA5LMEK KARACA Uİ’EKE-
Tİ: 20.30 da Osman Bıkes.
YEM SES OPERETİ: 20,45 te DUBARA.
TAKSİM BELEDİYE PA4 lUJMtî (Tclî 82904) Parisli Şantöz Rose Avril.
ANKARA
BtFlK TİYATRO (10370) Saal
20 de Peer Gynt. Saat 15 te Filarmoni orkestrası konseri.
KIÇtK TİYATRO (11168) Saat:
20 de 1 — Dünya Göziyle. 2 — Tüccar.
tZMÎR
ŞEHİR TİYATROSU (2364) Katli.
s I M EM AL ARj
BEYOĞLU CİHETİ AKIN t₺)J718) Kanun Harici. ATLAS (40835ı Demir Perde, ALKAZAR (42562) Hlnd Baran. AR (44394) Rnkihrler ÇİÇEK: i Gizli Emir. 2 - Kıskanç kadın (renkli).
4 Mart 1950
YENİ İSTANBUL
VENI İSTANBUL Abonman karneleri
faal
IHIL
SCANDINAVIAN AIRUNES SYSTIM
İSKANDİNAVYA HAVA YOLLARI
Bir hava şirketi, hizmetinin intizamı, uçaklarının konforu ve yolcusuna temin ettiği kolaylıklarla kendisini belli eder.,. Dünyanın her tarafında bu vasıflariyle temayüz etmiş olan S AS size hizmet etmekten şeref duyar...
Bayan
S. Zozo
Meşhur Atina Ses ve Caz Yıldızı
Atraksiyon numaralariyle Her akşam
KONAK
Dans Paviyonunda
İLÂN
İstanbul İl Seçim Kurulu Başkanlığından :
5545 sayılı Milletvekilleri Seçimi Kanununun 64 üncü maddesi hükmüne tevfikan 11 Seçim Kurulu üyelikleri için 11 Adalet Dairesinde 4/3/1950 cumartesi günü saat 11 de genel meclis üyelerinden alenî kur’a ile üye seçileceği ilân olunur. (2721)
KAYIP — 227i sayılı şoförlük ehliyetimi kaybettim Yenisini çıka-raczıhımdan eskisinin hükmü yoktur.
Muharrem Günuy
K. K. ŞtmıMt.ap s. 12
18 mart cumartesi
BASIN
BALOSUNA GELİNİZ*
İKRAMıYELİ AİLE CÜZDANI
sahiplerine
1950 yılında hediye edilecek
7 evden
Çiftehavuzlarda
2 EV
ve
para ikramiyeleri
5 Mart 1950 Pazar günü
talihlilerine hediye edilecektir.
Çekiliş yeri :
Saat 10-da ELHA31RA Sinemacında
Bütün Aile Cüzdanı sahipleri bu çekilişe davetlidirler.
Müfterilerimizin cüzdanlarını beraber getirerek kapıdan ırirerken göstermeleri rica olunur.
★
Çekilişten sonra günün filmi gösterilecektir.
★
YAPI ve KREDı BANKASI
OKTAZI TİCARET TÜRK ANONİM ORTAKLIĞI
DAVETİYELER Gazeteciler Cemiyetinden alınabilir.
Tel. 21222.25408
I
Kurucularından :
B/ıknnlnr Kurulunun 2Ö ocak 1950 tarihli müsaadesiyle 1600 hisseli 160.000 TL. flermaveh OKTAZI TİCARET T A.O. sermayesinin tamamı taahhüd edilmiş bulunmaktadır. Türk Ticaret Kanununun 280 uncu madde»! hükümlerine uyularak aşağıda yazılı ruznamevl görülmek üzere tesis umumi heyetinin 20 mart 1950 pazartesi günü saat 15 te Gal&tada Sermet Hanında No. 3 te toplanacağı JlAn olunur.
Ruznamr:
1 ların
— İştirak hisselerinin tnmaınının taahhüt olunduğunun ve bun-rubu bedellerinin tesviye edildiğinin tasdiki.
— İdare Meclisi Azalarının seçimi,
— Murakıpların seçimi.
— İdare Meclisi âzasınm şirketin meşgul olduğu içlerden hangilerini yapabileceği hakkında karar İttihazı.
OKsüremere^fiTPaM HAKKI EKREM
bat-
ara-
İstanbul Sular İdaresinden:
Terkosla Kâğıthane arasında döşenmekte olan yem ısale tının yer yer mevcut galeriye bağlanması gerekmektedir.
Bu kere 5.3.1950 pazar günü Kâğıthane ile Paşaçayırı
üindaki kısım bağlanacaktır. Bu ameliyat için aynı gün saat 10 ile 18 arasında İstanbul ve Beyoğlu yakalarında su vaziyeti zayıf olacak ve yüksek mıntıkalarda su bulunmıyacaktır.
Keyfiyet sayın halka İlân olunur. (3608)
4
5
gereğince yönetim kurulu üyelerine gerek kendi namlarına ve gerek başka şirketlerin yönetim kurulu üyesi veya müdürü sıfatiyle şirket ile iş yapmalarına müsaade verilmesi.
Denetçilerin seçilmesi;
Ticaret Kanununun 323 ve 324 üncü maddeleri
yazılarını daha ınaksadiylfî tlA.ii fedakarlı frl göze
Gazetemi?,.
hol vermek snhifeslııden
almış ve herkesin aradığı bu sütunları bundan böyle bu yerde neşretmece karar vermiştir.
w
BLHAMHA ( 13595) llurniet.
İNCİ (85595) La Travlata.
İPEK (44289) Nisimaçl Amerllta-da.
LALE (43595) Hamlet.
MELEK (40868) Lulu Belle.
SARAY (41656) Tatlı Belâlar.
6UATPARK (83143) 1 - İstiklâl
Fedaileri. 2 — Şehrâzadın Doğuşu.
SlMEIl (42851) Şeytan Ruhlu A-darn.
SARK«40380) Kocamı Öldürmedim.
SIK (43726) 1 — Tarzanın intikamı, 2 — Çöl Şahini,
I AKSİM 143191) Uyumiy&n Adam.
TAN: 1 — Mağlup Edilnıiyenlcr.
2 — Bııl Arıları (ikisi dc renkli).
YENİ (84137) ı - Kırmızı Güller 2 Çam Sakızı Polln Hn-(iyesi.
0NAL (49306) 1 - Kanlı Döşek. 2 — Cici Berber.
YILDIZ (42847) Hint Esrarı.
(STAMHDL CİHETİ
ALEMDAR (23683) 1 - Tarzan Ormanlar Aslanı. 2 - Tehdit Mektupları.
AYSD (21917) i — Kurumazof Kardee^r- 2 — Şöhret v© Para.
AZAK (235-12) 1 - A$k Kurbanı. 2 — ölümden Firar.
ÇEMBEKLİTAS (226131 Uçuruma Dnfi ru.
1ERA1I: Uçuruma Do£ru.
HALK (21091) 1 - Adalar Perisi. 2 — Bir Sipahinin Romum.
ISTANIM L (22367) 1 - Kalblmo DoğmUftU 2 Tabancalar Patlarken.
KISMET (2)901) i Dehşet Diyarı. 2 — Fakir Kızı Leylâ,.
MARMARA (23860) ı - Gençlerin Sevgilisi. 2 — Korkunç Ev.
MİLLİ (22962) 1 — Tarzan Ormanlar Aslanı. 2 — Tehdit Mektupları.
Tl RAN (221271 1 - Ayk Kurbanı. 2 — ölümden Firar.
TENİ (Bakırköy 18-126). ı -Mavi Tuna. 2 — Kadınların Sevgilisi. 3 — Bosna Sevdalıları
KADIKÖY CİHETİ
HALE (60112) Pranga Kaçağı (2 devre birdon)
OPERA (60821ı i — Kara Ok. 2 — De breli Hasnn.
SİREYYA (6Ü682) 1 — Ha vanada Festival 2 — Kanlı Buse.
YFI.DELİRMENİ : I — Mavi Tuna Şarkısı, 2 — Kadınların Sev-glllfd, 3 — Bosna Sevdaları.
ANKARA
ANKARA (23432) Çirtçinın kızı Bt’YtK (15031) Petrol Kırallçesl CEBECİ H3848) Krlıtof Kolomb PARK (11131) Kara Ok
81 M ER (14072) Camın Kıran
SUS (14071 ) Kara Ok
I LU S (22294) ICrlntof Koloınb
YENİ (14040) Aşk Oyunları
tZMİR
ELHA3IRA- Uçuruma Doğru.
LALE 1 — At İn n( İt. 2 - Bcjj Parmaklı Canavar.
TAN 1 — AtlnrıtJt. 2 — Beş parmaklı Caıuı vur.
TAYYARE- Modern Venüs.
YENİ Uçuruma Dugru.
KARŞIYAKA CİHETİ
MELEK 1 — Dafc Çiçeği. 2 — Haydut Pekinde.
bt.MER* Alevden Gönüller.
°Yrnl İstanbullun bugün için tavsiye ettitl programlar:
DAHİLDE.
20.35 Ankara: tncc Saz (Hicaz faslı) — 71.15 İstanbul: Fasıl Heyeti.
IIAlfh i I :
lo.oo Londra: Londra F3(armoni orkeatraaı konseri — 12.30 Londra: Piyano ve oı -kcatnı parçaları — lo.oo İtalya (420.8 M): Roma Radyo Senfoni Orkestrası Konseri — 21.33 Tur(n (368.6 M): EdWln Flacber resitali
A N K A R A :
7.30 M. S. Ayarı — 7.31 Hafif u-vertürler (pli — 7.45 Haberler ve hava raporu — g.oo Şarkılar (pli — 8.15 Hafif müzik (Fİ) — 8.25 Günün programı — 8.30 Hafif orkestralar çalıyor (Pl) — 0.00 Knpıınuj — (3.28 Açılış ve program — 12.80 M. S, Ayan —
12.30 Radyo salon orkestrası — 13.00 Haberler — J3.J5 Saz eserleri — 13.30 Ötflc gazeteni — M. 15 Şarkılar 11.00 Cumhurbaşkanın ı Armoni müzıkası — 14.40 Çeşitli Melodiler (pl) — 11.55 Konuşma: Spor haberleri — 15.00 Kayıp mektupları, akşam program)* hava raporu, 16.59 Açılış vc program — 17.00 M, S. Ayarı —17.00 Çocuk Saaiı — 18.00 Dans müziği (Plı — 18.30 Karujık şarkılar 19.00 Haberler 10.15 Geçmişte bugün — 10.20 Yurttun sesler —
Yarın akşama kadar satılacaktır
Matbuat hayatımızda bir yenilik olan korneti abonman usulümüz her tarafta büyük bir alâka görmektedir. Bu alâkayı gözönünde tutarak ve okuyucularımıza kolaylık olsun diye, aşağıda, mart ayından itibaren her ay muntazaman karne tedarik edilebilecek bayilerin listesini veriyoruz. Bayiden almak istemiyenler veya alamıyanların, posta havalesiyle doğrudan doğruya, Beyoğlu, posta kutusu 2100, YENİ İSTANBUL adresine 280 kuruş göndermeleri kâfidir. YENİ İSTANBUL abonman karnesi, taahhütlü olarak adresinize gönderilir.
Geçen aylar karne alamadıklarından müsabakaya girme haklarını kaybetme endişesine düşen okuyucularımız için şu kolaylığı yapmayı uygun bulduk:
Birbirini takip eden üç aya ait karne kabını veren her okuyucuya bir kur’a numarası, altı kap verenlere 2, dokuz kap verenlere 3, on iki kop verenlere de 4 kur’a numarası verilecektir. Bu şekilde okuyucularımız, karnelerini ne zaman alırlarsa alsınlar, üç aylık aboneler 1; altı aylıklar 2 j dokuz aylıklar 3 ve senelik abonelerimiz de 4 numara ile kur'amıza katılabileceklerdir.
Bilindiği gibi YENİ İSTANBUL, devamlı okuyucuları arasında Noter önünde çekeceği kur'ada, meccani tahsil ve başka hediyeler vermeyi taahhüt etmiştir.
Her yıl çekilecek kur’ada birinci gelen 10.000 lira masrafla Avrupada, ikinci gelen de 5.000 lira sarfiyle Türkiyede üç yıllık bir tahsil yapacaklardır. Kendisine tahsil kur’ası düşen YENİ İSTANBUL abonesi, hakkını bizzat kullanacağı gibi, herhangi bir kimseye de devredebilecektir. Böyle bir tahsile imkân ve arzusu olmıyanlara, gazetemiz bu işe ayırdığı tahsisatı % 20 noksaniyle defaten ödeyecektir.
Ayrıca : Üçüncü gelenden itibaren 3 aboneye, meşhur markalı birer altın kol saati; 3 aboneye, meşhur markalı birer gümüş kol saati: 3 aboneye, meşhur markalı birer çelik kol saati verilecektir.
—----—----------------------------------—---------------------------
Aşağıdaki dükkân ve gazete bayilerinden başka gazetemizce hususi surette teçhiz edilmiş ve kasketlerinde (YENİ İSTANBUL) yazılı bulunan özel mü-vezzilerimizden ve Bej oğlu Kaymakamlığı karşısındaki gazetemiz idarehane-ûnden de bu karneler temin olunabilir
Karne satacak bayilerin isim
İSTANBULDA ;
KÖPRÜDEü
Bay Kemal» Köprü Kitabevl
Bay Osman Kazak. Kadıköy iskelesinde
Bay İhsan, Üsküdar iskelesi, gazete bayii
Buy Sıtkı. Boğaziçi iskelesi, gazete bayii
Bay Hoı-en, Nimet Abla gişesi karşısında
gazete bayii
SİRKECİDE :
Bay Esat, Gazete ve mecmua bayii
Bayan Atiye, istasyonda gazete bayii
TÜRBEDE;
Bay Arif, Tılrbe kitap ve gazete bayii
BEYAZITTA:
Bay Bahri. Eczahane yannda tütüncü
SARAÇHANEBAŞINDA :
Bay Mehmet, fırın önünde gazete bayii
AKSARAYDA :
Bay Adem, gazete bayii
Bay Kemal, Piyango ve gazete bayii
CAÖALOÖLUNDA :
Bay Ahmet, tütüncü ve gazeteci
Bay Niyazi. Eminönü Halkevi karşısında
gazete bayii
KARAKÖYDE :
Bay Kemal, Tünelde gazete bayii
Bay Niko, Bahtiyar gişesi
BEYOÖLUNDA :
Bay Esat. Ingiliz Sarayı karşısı, tütüncü
Bay Torkoni, Galatasaray Lisesi karşısı
Bay Fent, Taksim Âbide karşısında ga-
zete ve tütün bayii
Bay Dikran, Konak oteli karşısı, tütüncü
Bay Remzi. Nişantaşında gazete bayii
BEŞtKTAŞTA :
Bay Zeki, Tütün ve gazete bayii
Bay Avni. Tütün ve gazete bayii
Bay Mustafa, Tütün ve gazete bayii
TOPHANEDE:
Bay Şükrü. Tramvay durağında Savaş
ve adreslerini gösterir liste
Sakatı gişesi
KAD1KOYÜNDE:
Bay Etem. Gazete bayii,
lSKÜDARDA :
Bay Hikmet, Kitap ve gazete bayii
Bay Cevat. Kitap ve kırtasiyeci SAMATYADA :
Bay Kenan. Tütüncü ve gazeteci
BAKIRKOYDE :
Bay Ali. Uçak gişesi
YEŞİLKÖY DE :
Bay Şaban, Gazete bayii
ADALARDA:
Bay Niko, Büyilkada iskelesinde kitapçı Bay Süleyman, Heybeliadada tütün ve gazete bayii
ANK4RADA:
ANKARA BÜROMUZ:
K. Özalp Caddesi îlgar Apartmanı No. 1/9. Yenişehir, Telefon: 16112
Akba Kitabevl
Bay AH Tümen, Ulus Meydanı, tütüncü,
Bay Yakup Karakaş, Ulus Meydanı Cebeci durağı.
Bay Cevdet, Ulus Meydanı, Hilâl Fotof-rafhanesi karşısında.
Bay Hayri Öztürk, İstanbul Postahanesl karşısında.
Bay Yaşar Çetin, Sağlık Bakanlığı civarında gazete bayii
Bay AH Çetin, Maltepe polis noktası karşısında gazete bayii.
İZMİRDE :
İkinci Kordon, Emlâkbank yanında Ana dolu banındaki YENİ İSTANBUL Eh ı^osunda.
Foto Can. Hükümet Konağı kaışısındr»
GAZİANTEPTE:
Bav Necip Bahri Gönenç
I
V
19.15 Küçük orkestradan melodiler (pl) — 20.00 îjnn soloları (pl)
20.15 Radyo Gazetesi — 20.30 Şerbeti saat - 20.35 ince xnz (Hicaz faslı) — 21.15 Çeşitli hafif parçalar (pl) — 23.00 B M. M. saati — 22.15 Şarkılar — 22.45 Hıı-herler - 23.00 Dun» mllziği ipi) 2.3.30 Program ve kapanış.
İSTANBUL:
12.57 Açılış ve programlar — 13.00 Haberler — 13.15 Dn.na müziği İPİ) — 13.30 Sinema saati Konuşan: S. Solelll — 13.10 Dans müziği (pl) — 11.00 Yurdun her köşesinden deyişler ve söyleyişler — 11,80 Haftanın programı — 11.15 Memleket türküleri — lA.oo Atom enerjisi Imkkımln Konuşan: Ord. Prof. S. M. Uzdilek — 18.15 Saz eserleri, şarkı ve türküler - 16.00
Program ve kapanış — 17.57 A-çılış ve program — IK.00 Caz ınUzlâl (Pli — 18.20 Serbest tutat — 18.30 Sum bu, rumba ve tangolar (pl) — 19.00 Haberler
19.15 Hafif ura müziği (pl) — 19.20 Necdet Kovutürk ve or-kcMtnı.Mindnn dana müziği —
19.15 Şarkı ve türktller 20.15 Radyo salon orkestram konseri
20.15 Sesle çizgi. Takdim eden: Cclrtl Şahin — 21.00 Kabare şarkıları (pl) — 21.15 Fasıl heyeti konseri — 22.00 Dana orke.sira-ları resmi geçidi ipli — 22.15 Hulırrler — 23.00 Çeşitli hnfit müzik (pli — 23.15 Dam» müziği 1 pl» — 24.00 Kapanış.
YABANCI RADYOLARDAN SEÇ-Ml Y \1 v \l.AR:
7.15 Londra: Türkçe haberler
(19.01, 25.64. 31.32 M) — 7.45 I
Londra: Dinleyici İstekleri —
8.15 Londra: Klâsik müzik dinleyici istekleri — 10.00 Londra: Londra Filarmoni orkestrası konseri — 12.00 Londra: Haftanın şarkıları — 12.30 Londra Piyano ve orkeslru parçaları (L1sxt F’nntuzlı — 11.15. Londra: John Bull orkestrasından hafif müzik — 15.15 Londra: BBC opera orkestralı konser’) 1(1,15 Londra: Film müzlpi — 17.00 Londra: Cyril Stnpleton ve orkestrası — 18.30 Londra: BBC türkço ncşrivatı (konuşma)
18.15 Londra: BBC türkçe neşriyatı (haberleri — 10.uo Amerikanın Sesi: Haberler (13. 16. 19 mot.rcı — 19.00 İtalya: (120,8-221.1 Mı: Roma Radyo senfonik ork. konseri — 10.80 Stutgnrt (.522,0 M): Küçük konser 21.33 Turlu (868.8 M»; Etinin Fificher piyano ırMİtn.li — 22.15 Turin (368.6 M): Lehar’ın “Lük-Memburg Prensi” adlı opereti — 22.30 AFN (240.2 m); Haftanın beğenilen şarkıları — 23.00 Londra : Dinleyici İsilikleri — 21.00 Londra: 1 »aaı «lana muzlgi —
Nle. Roma ve Atmadan. İL— D.H.Y. (Türk) İzmlrden. 14.— D.H.Y. (Türk) İskenderun,
Adana, D. Bakır, ElAzıg. Malatya, Anknradnn.
GİDECEK OLAN 1 (, AKLAR
8.25 P.A.A. (Amerikan) Şam.
Bu hruyu.
9.- K.L.M. (Hullunda) Tahra-
na.
9.- M.R (Mısır) Lefkoşe. Ka-
bireye.
9.— D 11 Y. tTürk» Ankara, A-
dunava
İL— D H.Y. (Türk) Ankarııya.
13.50 D.H.Y, (Türk) İzmit e.
14.30 B.E.A. (1 nailiz) Atına, Ra-
mu. Nis, Lomlrnyu.
(.!• İ.E( EK Ol W ) AVI ULAK
14- BVRSA tAyvalıkluni
17.— NECAT (Kurhdenizden). .19.— ANTALYA (Imrosdun) 10.45 MARAKAZ ıMudanyadan)
GİDECEK OLAN \ Al’l RLAR
ECZANELER
Eminönü:
Asadur Gcdlkpa-a (Kunık.} Esat (Dlvanvolu) — Ştfrî
Başdofcan tkuçükpazan ** Ankara (Eminönü).
BejoJlu:
Güneş (Merkez) — Sarunak (Taksim) — Bntlat Tülbentçi «Taksim) — Bankalar (Galata) Necdet Ekrem 1 Şişli) — ÇubukçO (ŞİŞİl) — Hulicıoglu (Hasköy) — Yeni Turan (Kasımpaşa).
Fatih :
Üniversite (Vezneciler) — Ziya Nuri (Aksaray) — samatya — Nazım Malkoç (Şehremini) — Edirnekapı (Knıarümrük) — Gülseren (Fener).
Eyüp: Arif Beşer
BcMktu>: S. fte» ep — Ortaköy Eczanesi »Ortakoy) -Gısaseddln Dlvnnhoglu (Arnavut köy) — Merkez t Bebek»
Kndıkib : Yeni Moda - Frncrvolu Ercnkö\ - A Cafer Çağatay • Bosta net»
löküdür: Ahıncdr. «• Ecz HeybeRnda: H Halk Ecz. BüyÜknda: Halk Ecz.
UÇAK - TREN - VAPUR
DİKKAT: llavu dıdnyıM.Uc seferlerde tlruhlklik olabilir.
GELEC EK OLAN t ( AKLAR
7.10 P.A.A. (Amerikan) New-York, Boston, Gander, Sha-non, Londra, Brükseldcn.
8— K.L.M. (Hollanda) Ams-terdaın, Komadan.
12.50 D.H.Y. (Türk) Ankurndan.
13.30 B.E.A. (Ingiliz) Londra,
9,— MARAKAZ (Mudanyaya)
14.— EGE (tamire).
20.— KONYA (Bandırmaya).
GELECEK OLAN EKSPRESLER
6.45 Seınplon (Avrupa).
7.10 Doğu cEks.)
8.3ü Ankara (Eks.)
GİDECEK OLAN EKSPRESLER
18.10 Ankara Ekspresi.
21.30 Svmplon (Avrupa).
21.40 Güney.
F A
BuyüglU 1184'1 ÂuıilKO} 60*72
İstanbul 24222 Üsküdar 60945
Ankara 00. İzmir 2222, K. yaka 15055
Gurııy (2232lı - Numune (15550) ismet Paşa (151851)
İZMİR
Alsancak - Güzelyalı (Yalılar) -Asri (Eşrefpaşa» - Ego ıBubmahanc» — Hilâl
( Kameralı 1»
SIHHÎ I M D A-T
İstanbul Beyoğlu 44993
Anadolu yakası 60536
Ankara * 01
İzmir 2251
Comments (0)