5 Mayıs 1950
Cuma
SİYASİ İKTİSADİ
STA
1


Sayı 156
r
I
=
10 kuruş
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8 Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Abone: Türkiyo için seneliği 32, altı aylığı 17» üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler İki mislidir.
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis edan: HABİB EOİB TÖREHAN
İlânlar: 6 ncı aahifede santimetresi 2 liradır, hânlardan hiçbir mes'uliyet kabul edilmez.
Telefon: 44756 - 44757 Santral Telgraf Adresi: Hetlo. İstanbul


İç ve DIŞ POLİTİKA
k__ 4/V/1950 -/

Seçim mücadelesi^ hararetlenirken

Kıbrısta yeni bir kızıl
YENİ ISTANBUL’un Kuponu
İÇ SAYFALARDA
MEVCUT rejîm ve Hükümetin, hürriyeti kösteklemekte olduğu, öteden beri ileri sürülen bir iddiadır. Bu iddianın, bundan dört, beş sene önce belki bir mânası vardı. Fakat bugün, yani memleketimizin dört seneden beri her türlü vicdan ve söz hürriyetinden yahut kapalı ve açık yerlerde siyasî toplantılar yapmak hürriyetinden geniş ölçüde faydalandığı herkesin malûmu iken, böyle bir iddianın artık yeri olmamak lâzımdır.
Ne yazık ki, memleketimizin demokratik hürriyetler bahsinde, bir zamandan beri ne kadar ehemmiyetli merhaleler katetmiş olduğunu görmemezlikten gelmeyi bir politika sayanlar vardır. Bu merhalelerden bir tanesi, "gizli rev, aleni tasnif, idare âmirlerinin seçim suçlan bahsinde Memurin Kanunundan faydalanama-maJarı yahut adil murakabe” gibi en ileri prensip noktalarını emniyete almış olan yeni Seçim Kanunudur.
Bu kanun sayesinde, vatandaşın şu yahut bu parti lehine hem fikrini açığa vurması, hem de seçim günü tercihim, gizlice ifade etmesi, artık umur-u âdiyeden olmuştur. Böyle olduğu halde, bazı politikacılarımız, vatandaşın dilediği tarafa rey vermesini bir kahramanlık gibi göstermekten çekinmemektedirler. Halbuki, ne reyini dilediği gibi kullanmak, ne de kanunun çizdiği edep ve siyasi emniyet hudutları içinde kullanmak, herhangi bir vatandaşımız için, artık bir kahramanlık değildir. Geçenlerde bu sütunda ifade edildiği gibi, bu bahislerde yok yere mesele icat edip, seçim mücadelesi sırasında siyasi hitabını yapan ve yahut seçim günü sandığa reyini hiç kimseye göstermeksizin atacak olan vatandaşımızı. bir ihtilâl kahramanı imiş gibi barikadların üzerine davet edercesine his ve düşünce hatalarına sev-ketmek, tamamiyle yersizdir.
Bırakalım vatandaş, vatandaş sadeliği içinde, seçime dair olan haklarını kullanırken, bundan doğacak olan mesuliyetleri de tekabbtll etmeye alışsın.
Yeni ve bir bakıma göre daha da mühim olan ikinci merhale, partilerin. Devlet radyosunu kendi seçim propagandalarında kullanmalarıdır.
Geçen gün, bu radyodan, Millet Partisinin Mareşal merhum tarafından imzalanmış olan beyannamesi okunmuştur. Bu beyannameyi, intişar ettiği tarihte de arzettigimlz gibi, normal bir seçim beyannamesi telâkki etmeye imkân yoktur. Çünkü normal seçim beyannamelerinin mev. zuu ile gayesi, alâkadar partinin yeni teşrii devre esnasında taahhüt edebileceği hesaplı, kitaplı işlerin bir zübdesi olmaktan ibarettir. ister iktidarda, ister muhalefette olsun, o partinin hangi hedefler peşinde çalışacağını, kısa şiarlar ve pratik formüller dahilinde izah etmesine yarar. Halbuki, Mareşalin vefatından önce acele çıkarılıp, bu kerre Devlet radyosunda aynen okunan beyanname, İktidar Partisine müteveccih sert bir İddianame üslûbiyle kaleme alınmıştır.
Buna rağmen, beyanname, tam metin halinde, Devlet radyosundan, vatandaşın ıttılaına arzedılmiştir. Hattâ, partilere ayrılmış olan propaganda saatlerinde, bazı muhalefet sözcüleri, siyasi hürriyetlerin mevrut olmamasından şikâyet etmişlerdir»
insaf De düşünülecek olursa, bir memlekette hem zalim ve dictato-rial bir idarenin mevcut olmasına, hem de bu idarenin kontrolü altında bulunan Devlet radyosundan, siyasi hürriyetlerin mevcut bulunmadığı iddlaalyle birlikte o idarenin aleyhine geçilmesine imkân
Vatandaşa: “Reyini beni iktidara getir ki, düzgün gitsin” demek,
hakkıdır. Fakat böyle bir daveti, açık kürsülerden yahut matbuat sütunlarından yahut devlet radyolarının mikrofonlarından haykırmak fırsat ve hürriyetini elde ettikten sonra, “Eğer reyini bana değil de filân partiye verirsen, hürriyetsizlik ve zulüm devanı edecektir” demek, hiçbir memlekette, hiçbir partinin hakkı değildir. Meğer ki o parti, kendine ötekilerin verdiği hürriyetleri, ilk fırsatta onların aleyhine kullanmak kp arında bulunsun; yani, demokrasinin tanıdığı siyasi hakları. İktidara gelip, hasım parti veya partileri tasfiye edeceği güne kadar, bir basamak olarak kullansın.
Bütün bunlara rağmen, memleketin mukadderatında bir dönüm noktası teşkil edecek otan 1950 seçimlerinin karşılıklı mücadeleler safhası. ânzasızca devam etmektedir.
Bunun böyle olmasında. Türk vatandaşının şuuru muhakkak ki. büyük rol oynamakladır. Tek temenni edilecek şey. siyasi partilerimizin bu güzel, vatanperver vc anlayışlı insana lâyık bir faaliyetle, bu seçim lerin muvaffakiyetine hizmet etmeleridir.
Komünistler, adada bir "Yunan halk hükümeti" kurmak
ve hiç olmazsa böylece Türk-Yunan dostluğunu sarsmak yolundalar
Lefkoşe, 4 ı AP) — Kudretli bir komünist azınlığı, Ingilterenin Ak-denizde mühim ehemmiyeti olan bu stratejik adasını, bir “Yunan Halk Hükümeti” haline getirmeye çalışmaktadır.
482.00 nüfusu olan Kıbnsda ahalinin 4/5 Yunanlıdır.
Kıbns komünistleri bunların yüzde 55 inin kendilerine müzahir olduklarını iddia etmektedirler. En aşağı tahmin ki. îngilizler ve Ortodoks Kilisesi tarafından yapılmıştır. Bu nispeti yüzde 35 olarak göstermektedir.
Adanın bir İngiliz üssü olmasına ve orada 2.500 asker ve bir jet uçak üssü bulunmasına rağmen, Ingiliz idaresi komünist hareketine müdahale etmemektedir.
Adada Komünist Partisinin merkezleri dört kilit noktasındadır ki. bunlar Larnaka, Famagusta. Limasol ve Morfudur.
Yetkili çevreler, komünistlerin gizli bir askeri teşkilâta ve silâha sahip olduklarını söylemektedirler. Yunanli bir kaynak, komünistlerin dinamit ve silâh depolarına da malik olduklarını söylemiştir.
Komünistler, batı aleyhinde propagandada ve demokrasi idaresinin yapacağı işler hususunda yaptıkları geniş propagandada muvaffakiyet kaydetmişlerdir. Bunlar, adanın bir İngiliz üssü haline gelmesine İtiraz ediyoruz, demektedirler.
Komünistler aynı zamanda geniş bir devletleştirme hareketine tevessül ederek geniş mülkleri parçalayacaklarını ve bu arada kilise ile Türk din cemaatlerine ait olan mülkleri de devletleştireceklerini ileri sürmektedirler.
1



Paris Hususi Büromuz bildiriyor
Amerikanın Almanya hakkında tasavvuru
ficheson, Üçler Konferansına iki proje sunacak. Bunların ikisi de, Almanyayı
Atlantik Paktı içine almak hedefini gütmektedir
Paris, 4 «Hususi Büromuzdan) — Londra konferansının çok yaklaştığı şu günlerde Almanya hakkındaki vaziyet belli olmağa başlamıştır.
Başbakan Bidault’nun, Anıerikayı siyasi. iktisadi ve askerî bakımdan hür Avrupaya tamamen dahil etmek üzere ileri sürdüğü “Yüksek Atlantik Konseyi” teklifi, cüretli olduğu kadar makul görülüyor. Bununla Fransanın a-çıkca beslediği niyet, Avrupanın yeniden silâhlanması işini ve bu kıtadaki memleketlerin İktisadî mukadderatını Amerikanın eline almasını sağlamaktır.
Amerikanın bu teklife ne cevap ve-
var mıdır? bana ver ve işlerin daha her partinin
Burhan BELGE
★ ★★
”Yeni İstanbul,, un yeni bir kararı
ÇIKTIĞI günden beri mrm-
. lekelimizin gazete okumak isteyen münevver bir tabakası tarafından rağbetle karşılanan YENİ İSTANBUL, bu rağbetin arttığını gördükçe okuyucularının arzularını da yerine getirmeyi bir vazife bilmektedir. Her taraftan bize mektup ve telefonla, başyazımızın kimin tarafından yazıldığı sorulmaktadır. Gazetemiz tevazu içinde çalışan bir tesis olduğu için bugüne kadar çalıştırdığı en kıymettar uzuvların imzalarını koymaya lüzum görmemişti. Arzu ve taleplerin artması üzerine şimdi başyazıda imza bulunacak vc altına da üç yıldız konulacaktır. Bu şutunun yazısı muharririnin mesleğinden ziyade gazetenin mesleğini gösterdiği için yazı imzanın altında bulunan ve kendilerini birer işaretle gösteren tahrir erkanımızın tctkikından geçtikten sonrâ dorcolunacaktır. Biz. gazetemizin memleket dâvalarına derinden teonas eden bu yazıları için tahrir erkânımızın imzaları arasında tonevvü yapacak w bu suretle okuyucularımız olan memleket evlâtlarına. memleket «tavalarını izah etmeye çalışacağız. Ümit ederiz ki, okuyucularımızın bu suretle bimdiye kadar devam eden arzularından birini daha yerine getirmiş olacağız.
! Üç yıldız
★★★
Gazetemizi tesis eden Habib Edip Törehan, bir çok taraflardan vuku bulan talep ve arzu Üzerine bir hayli zamandan beri ffatetemizde muhtelif mevzulara teman eden yazılar yazmakta-dır. Yirmi «ene evveline kadar gazete okuyucusu olan neslin p(k iyi hatırladığı bu isim şimdi *** İle imza atmaktadır. Bu yazıların sahibinin kim olduğuna dair bir çok taraflardan yapılan sualler üzerine kendisi bundan sonra imzası De gazetemize yazılar yazacaktır Mütemadiyen hareketle bulunan Ve Avrupanın bütün m( mleket vc şehirlerinde uzun Seneler oturmuş ve elân oturmakta veya dolaşmakta olan arkadaşımızın yazıları şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da okuyucularımızın daima alâkasını çekeer k ve onların gazetemize gösterdikleri rağbeti arttıracaktır.
receği henüz bilinmiyor. Şimdilik prensip ltihari/le kabul etmiş ve sekiz gün zarfında şartlarını tetkik etmeye karar vermiş bulunuyor.
Birinci proje, Batı Almanyayı da 1-çine almak üzere komünist düşmanı bütün Batı Avrupa memleketlerinden müteşekkil bir “Atlantik Konseyi” kurmayı hedef tutmaktadır. Bu Atlantik Konseyi, Avrııpayı kalkındırma programını tatbikle mükellef teşkilâtın yerini alacaktır.
ikinci proje ise, Balı Almanyaya dış siyaset sahasında çok geniş bir muhtariyet verilmesi ve nihayet Bonn cumhuriyetinin Atlantik Paktına girmesine yol açılması gayesini güdüyor. I-kinci proje, birincinin tabii bir neticesi olarak görülmektedir.
O halde Amerika. Bidault’nun teklifini. “Yüksek Atlantik Konseyine” Batı Almanyayı dahil etmek, sonra da Ispanya vc diğer bazı memleketleri de içine almak şartiyle kabul etmektedir. Bunun içindir ki Achcson yalnız Atlantik memleketlerinden bahsederek, “komünist olmayan milletler” tâbirini kullanmıştır.
Bu tasavvurlardan birincisi. yani Avrupanın istikbalini Amerikaya bağlamak kararı. bütün Avrupa memleketlerinde, bilhassa Fransadıı hoşnutluk yaratmıştır. Fakat ikinci tasavvura gelince, bunun tahakkuku için İngiltere ve Fransanın, Almanya hakkındaki hareket farzlarını değiştirmeleri gerekmektedir.
Belki de Amerikanın cevabını şimdiden hissettiği için, Fransız Dış Bn-kanı Schuman, Bidault ile hemfikir olmadığını ihsas eder tarzda bir vaziyet almış bulunuyor. Hakikaten Schuman. hugunkü milletlerarası teşekküllerin muhafaza ve inkişaf ettirilmesi lâzım geldiğini beyan etmiştir. Dışişleri Bakanı, bu muhtelif te-1 şekküllerin, bir taraftan ayrı ayrı maksat ve gayeleri bulunduğuna, diğer taraftan iştirak eden milletler bakımından ayrı ayrı bünyelere sahip olduğuna işaret etmiştir. Meselâ. Avrupa İktisadi tsbir İlgi Teşkilâtına dahil 17 milletten 8 tanesi Atlantik Paktının kalmış olup, bunlardan 5 tanesi de Avrupa şeyinde âza değildir.
Bu iddialar. Bı-dault ile Schuman’ ın mutabık olmadıkları şayialarını ortaya çıkarmıştır Başbakan hüliın teşekkülleri birleş tlrmek isterken. Dışişleri Bakam bugünkü şeklin mu* hnfazaeı taraftarıdır. Fakat Bnşbıı kanın dostları, boy ta bir fikir ayrılığının mevcut olmadığını söylemişler ve Bidault’nun. muhtelif teşekküllerin birleştirilmişini değil. Işblrllğ» yapmasını teklif ettiğini açıklamışlardır.
dışında yine
Kon-
• • M ••
önemli safhasına girdik
ÎKÎNCÎ
Anadoluda Refik Halid
Bursa
Partiler, dün ilk defa olarak radyolardan faydalanarak seçim propagandası yaptılar
_■ Hr • —İH I ’JSSl.
İnönü, Izmirde
Seçim mücadelesi artık en hararetli safhasına girmiş ve 14 mayıs gününün heyecanı daha şimdiden yaşanmaya başlanmış bulunuyor. Zira, dün, 1950 seçimlerinin en ehemmiyetli merhalelerinden birini daha ka-tetnüş, bir yandan Devlet Başkanı ismet İnönü, Halk Partisi Genel Başkanı olarak İzmirde muazzam bir kalabalık önünde propaganda nutkunu söylerken. İstanbul ve Ankara radyolarında da partiler, Türklyede ilk defa olmak üzere propaganda konuşmalarını yaptılar. Burada kayda lüzum görmekteyiz ki, İnönü geniş bir müsamahaya dayanan siyasi nutkunu söylediği esnada gerek İstanbul ve gerekse Ankara radyolarında ko nuşan Millet Partisi mümessilleri tan bir hürriyet havası içerisinde dile dikleri gibi serâzat konuşmuşlar ve sözlerinin arasında bu memlekette hürriyetin mevcut olmadığını, hükümetin baskı yaptığını tekrarlayıp durmuşlar ve bunu hükümetin elinde bulunan Ankara ve İstanbul radyo-lariyle bütün memlekete neşretmelerdir.
Diğer taraftan Halk Partisi adına konuşan İçişleri Bakanı Emin Erişir gil bütün vatandaşların emniyet vc huzur içinde rey verebilmelerini temin için her türlü kanuni tedbirin a-lındığım bildirmekle Halk Partisinin bir icraatım daha meydana koymuş tur.
Partiler adına radyolarda yapılan dünkü konuşmalar arasında en dik kate şayan söz şu olmuştur. Emin E-rişirgil demiştir ki:
41 Eğer başkalarının iktidar partisinden daha ziyade memlekete faydalı olacağına ve size hizmet edecek lerine inanıyorsanız reylerinizi o istikamette kullanın.
Bütün sayfada ğından nutkunu
lerin radyoda yaptıkları konuşmaları ise ikinci ve 3 üncü sayfalarımızda okuyacaksınız.
bu nutukları bir arada bu vermek mümkün olamadı-Devtet Başkanı İnönü’nün
3 üncü sayfamızda, partl-
politikası
Roma, 4 A. A. (AFP) — Trieste meselesi hakkında çeşitli istizahlara cevap veren Başbakan De Gasperi, Ayan Meclisinde yaptığı demeçte I-lalyanın dış siyasetini ve bilhassa memleketin Atlantik Paktına girmesini haklı göstermeye çalışmıştır. Atlantik Paktına iştirakin, Italyanın hususi durumu gözönünde tutularak kararlaştırıldığını söyleyen Başbaka n demiştir ki:
“Henüz bütün emellerimiz kabul e-diimiş olmamakla beraber, Atlantik Paktında kalmakta memleketimizin menfaati vardır. Dâvamızın muvaffak olınası için takip edeceğimiz mücadele siyasetini*’ bir imkân yaratmak sanatı,, olduğunu gözden kaçırmadan devam etmelidir.
Başkan Iraman
¥ *
¥ /J
propaganda nutkunu söyledi
İnönü, İzmir Alsancak istasyonunda halkı selâmlarken.
Arap Birliği neden Rusyaya meylediyor
beyanattan bah-andlaşmanın bir halini alması da
Suriye Hükû-
Suriye Elçisi Emir âdil Arslan, ittihaz edilen bu politikanın sebeplerini bize izah etti
Birkaç günden beri gazetelerde çıkan havadisler, umumi efkârı oldukça heyecanlandıracak mahiyettedir. Arap Birliğine dahil memleketler şahsiyetlerinden bazılarının. Rusya ile bir andlaşma yapılması lüzumuna dair verdikleri müteaddit aetmek istiyoruz. Bu ademi tecavüz paktı muhtemeldir.
Buna dair evvelâ»
metl İktisat Bakanının Rahimle ortaya attığı bir fikir vardır. Bakana göre, Rusya îsraili daimi surette desteklediği için, Arap memleketleri de başlarını Kremlin’e çevirmeli ve büyük devletler arasında bir harp çıktığı takdirde bitaraf kalmak üzere Sovyetlerle karşılıklı bir muahedeyi tahakkuk ettirmeye çalışmalıdırlar.
Birkaç gün sonra da. Arap Birliği Genel Sekreteri Azzarn Paşanın aynı yolda bir beyanat verdiği, fakat bu haber sonradan tekzip edilmiştir. Geçen gün ise. Samda Suriye Parlâmentosunda. İktisat Bakanının fikri açıkça müzakere edilmiş vc birçok mebusların bu teklifi tasvip ettikleri görülmüştür. Nihayet dünkü gazetelerde şu telgraf haberi okunmuştur: “Mısır Milliyetçi Partisi, Mısır ile Sovyet Rusya arasında bir saldırmazlık paktının imzalanması lehinde bulunduğunu bildirdi...
Gelen havadislerin bu şekilde birbirine uygun olmaması üzerine. Türki-yede bulunan bir büyük Arap şahsiyetine, bu hususla ne düşündüğünü I sormak istedik. Hakikaten Sııriyenin Ankara Elçisi Emir Âdil Arslan. bu şahsiyetler içinde en fazla temayüz etmiş olanlardan biridir. Üstelik, Rusya İle ademi tecavüz paktı fikri ilk olarak Suriyoden çıktığı için, bu memleketin elçisine, böyle bir kampanyanın Türk umumi efkârını ne derece heyecanlandırdığını bizzat söylemeyi tercih ettik. i
İşte. Emir Adil Arslan'ın dün bize verdiği cevabı, aynen bildiriyoruz: “Arap memleketlerinden gelen haberlerden anladığıma göre, umumi efkâr. Amerikada bazı çevrelerin Filistin meselesi hakkında hükümete takip ettirmek istedikleri siyasetten do-1 layı çok daha fazla heyecanlanmış-1 tır. Amerika Hükümeti, bu siyasetin neticelerini hesap etmiyor gibi görünmektedir.
“Suriye Bakanının beyanatının tam metnini bilmiyorum. Fakat eminim kİ bu. bir milletin mukadderatiyle I körü körüne oynayanlara hitap eder hır şikâyetten başka bir şey değildir.
“Son harbe kadar hiçbir Arap memleketi. Rusya ile siyasi münasebet-1 ler kurmamıştı. Hiç birisi, kendi topraklarında komünistlere ne kıılüp. ne gazete, ne do propaganda hakkı tanımıyor. bunlara müsaade etmiyordu. I Harp esnasında komünistlere bizim memleketlerimizde kulüp açmak ve gazete çıktırmak müsaadceini verenler, bizzat müttefiklerdir.
"Şunu bilmek lâzımdır ki. Filistin meselesinde Araplara yapılan haksızlık. büyük hoşnutsuzluk yaratmıştır. Bu memnuniyetsizliği diplomatik lisanla ifade etmek İmkansızdır.
“Arap umumi efkârını çileden çı-1 karan şeylerden birisi de şudur: Bir Arap Bakanı tarafından söylenen bir nutuk etrafında bu derece gürültü I yapıldığı halde, ona nıuhaeım tara-
fın yaptığı hareketlerden hiç bahsedilmiyor. Komünist memleketler eliyle silahlananlar ve yine bu memlekete ait yüzlerce subayı orduları içine sokanlar. Araplar değildir.,,
Burada Suriye Elçisi susmuş ve daha fazla konuşmak istememiştir. Bu sözlerden bir netice çıkarma zahmetini okuyuculara bırakmıştır. Oradan çıkarılacak ilk netice. Emir Arslan'm Arap memleketlerinde şimdi Moskovaya doğru çevrilen bir temayül bulunduğunu tekzip etmemiş olmasıdır.
Şimdi, bu mülakatı yaptığımız sırada bize vâsıl olan bir havadisin, ne dereceye kadar doğru olduğunu bilmemiz icap eder. Bu havadise göre, Kahirede Arap Birliği toplandığı günlerde, bir gece yansı bütün Arap delegeler bir yüksek Amerikan diplomatı tarafından davet edilmişler vc bu diplomat kendilerine. Amerika Hükümetinin, bütün Arap memleketlerinin hiç gecikmeden îsrallle sulh yapmalarını şiddetle arzu ettiğini söylemiş. Çok muhtemeldir ki, Arap delegeleri böyle bir tazyikten
kalmamışlardır. Belki do Sovyetlere yaklaşma lehinde yapılan bıı memnuniyetsizliklerinden bir aksuhımelden ibarettir. Eğer böyle ise, işlerin daha kolaylıkla düzelmesi ihtimali vardır. Bir öfke neticesinde meydana çıkan bu Arap - Rus yakınlaşma hareketleri de, daha soğukkanlı bir duşiınce sonunda belki yolunu değiştirecektir
memnun
beyanat, doğan
— —• ••
• •
BEŞÎNCİ
Gelir Vergisi karşısında sergi kazançları istisnası Müfit Kutlan
İL SEÇİM KURULUNUN TEBLİĞİ
Seçim kartı alamıyanlar, hüviyet cüzdanlariyle de reylerini kullanabilecekler
İstanbul İl Seçim Kurulu Başkanlığından yayınlanan bir tebliğde:
“Kurulumuza gelen malûmata göre bazı çevrelerde seçmen kartlarının henüz dağıtılmadığı ve hak sahiplerinin ellerine geçmediği ve bazı seçmenlerin de kartlarını kaybettikleri veya yanlış kart aldıkları anlaşılmaktadır.
Basında çıkan yazılardan seçmen kartı almıyan kimselerin oy kullana-mıyacakları gibi bir netice çıkarıl* dığı görülmektedir. Kanunun gayesi bütün seçmenlerin serbestçe oylarını kullanmak olduğuna göre kurulumuzca gerek seçmen kartları hakkında ve gerekse seçmenin oy kullanma hususunda bilmesi lâzım gelen hususları bîr tebliğle sayın seçmenlerin dikkat nazarlarına sunmayı faydalı bulduk,, denilmekte ve 10 madde ile izahat verilmekte ve bühassa seçmen kartı tedarik edemiyenlerin nüfus tezkereleri 11e reylerini kullanabilecekler; de tebarüz ettirilmektedir.
Ankarada ehemmiyetli bir dâvaya başlanıyor
Eski İstanbul Emniyet Müdürü işkence yapmaktan sanık
Ankara 4 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — 1944 senesinde Irkçılıktan yargılanan gençlere işkence yapmaktan sanık eski Emniyet Genel Müdür Müavini Kâmran Çoh-ruh’un durulmasına bugün Yargıtay 5 ncl Ceza Dairesinde başlandı.
ilk olarak hazırlık tahkikatı raporu okundu. Bu raporda hâdise zamanında İstanbul Emniyet Müdürü olan ve hâlen Denizli Valisi bulunan Ahmet Demir ve muavini Sait Koçak ile eski örfî idare Komutam Sabit Noyan’ın sanık olarak dâvaya dahil edilmeleri lüzumuna işaret ediliyor ve ancak Sabit Noyan’ın vazifesi icabı hakkındaki takibatın Askeri Yargıtayca yapılması isteniyordu.
Raporun okunmasından sonra Kâmran Çohruh'un avukatı söz alarak 5 sene 6 ay sonra açılan bu dâvanm zaman aşımına uğraması icap edeceğini iddia ve mesnetlerini izah etti. Neticede savcının bu husustaki mütalâası soruldu. Savcı da dosyayı tetkik etmek üzere mehil istedi ve duruşma başka bir güne bırakıldı.
Adanaya dolu yağdı
Adana 4 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Saat 22 de yağmaya başlıyan şiddetli bir yağmurla birlikte güvercin yumurtası büyüklüğünde dolu da düşmüştür. Dolunun yaptığı tahribat henüz malûm de. ğildir. 3 dakika devam etmiştir.
Seçimler 14 Mayısla yapılacak
Bahar falı
r> Mavi» 10İ50
Partililerin seçim propagandası en hararetli safhasına girdi
J
Bir vali muavini Aristidi Bey vardı oldum ?
Muradiyede bir akşam vakti manzara — Avukat ve doktor tabelâları
Türk _ Nilüfer vadisinin aksini seyrettiğimiz gözler
Ulucami, kırk sen
için geçen
esna-
DURSAYI ilk ziyaretimde konukladığım tekkeden beni bir akşam eşraftan birinin davetine götürdüler. Bu zat babama hürmet beslermiş; oğlunu ağırlamayı düşünmüş. Fakat çok eski bir aileden olmakla beraber konağını epeyce harap, vaziyetini de konağına uygun bulmuştum. Mermer döşeli büyük bir divanhaneye masa kuruimuştu. Yemek esnasında ayağım bir yere ilişti ve cumburlop suya daldı.
Meğerse serin olması sofrayı; içinden akar su
bir süs-yalağm üstline tertip etmişler. İşte bu yemek sındadır ki, İkram edilen içme suyunu pek beğendim; sordum; ev sahibi zat:
— Maden suyudur, dedi, dağdan testilerle getirtirim. Yerinde köpürür kaynar, fevkalâde hassahdır.
Meşrutiyet ilân edilince sanmıştık ki, tüccar, madenci, komisyoncu, sınaatçi, iş adamı olmamıza sadece istibdat idaresi mâni oluyordu; mâni kalkınca memnu avdet edecekti. Yani biz de Osmanlı devrinin e-kalliyetleri ve ecnebileri gibi memuriyet haricinde hayatımızı kazandıktan başka servet de yapacaktık. Çoktan bir sürü a-matör iş adamı türemişti.
— Şu içtiğimiz suyun imtiyazı alınmış mıdır?
— Zannetmeyiz. Kimin aklına gelecek!
Hem bol ve nefis yemeklerin ağırlığı, hem de maden suyu imtiyazı alarak kendime bir geçim yolu bulmanın hülyası ile tekkenin yer yatağında geceyi zor geçirdim. Sabahleyin sokağa fırladım.
Bahis mevzuu olan suyun o zamanki ismi “Gönderet" idi; ben bunu hülyalarım sırasında ’Gündere" ye çevirmiş, şişelere doldurmuş, etiketlerini ve tahlil raporu suretlerini yapıştırmış, piyasaya sürmüştüm. Dediğim zamanlarda Bursanın en büyük iş merkezi, canevi olan “Koza Hanı”nda - şimdi burası âdeta ıssız, metruktür - yazıhane sahibi bir ahbabımı yanıma alarak hükümet konağına girdik. Köhne, bakımsız bir bina... Henüz yıkanmış tahta merdivenlerden yukarı kata çıktık. İkinci derecedeki evrak ve eşhas ancak Vali Muavininin yanına girebilirmiş. Vali Muavini kim, acaba? Bursada o devirde bir hayli Rum bulunduğundan Vali Muavini de - son Osmanlı idaresi usulünce - aynı onilletten Aristidi Bey!
O Aristidi Beyin, sonradan mebusluğa ve ayan azalığına geçen Aristidi Paşa olacağını ve
Anadoluda Refik Halid
Kırk yıl evvel-Kırk yıl sonra
Dört siyasi partinin İstanbul Radyosundaki seçim konuşmalar
Parti sözcüleri, propaganda nutuklarını tam bir serbest! İçerisinde söylediler
R


birkaç sene sonra da kendisiyle ahbaplık edeceğimi nereden bileceğim? Zamanın terbiyesi icabı önümü ilikleyip huzuruna girdim ve “Bursa vilâyet-i çelilesi dahilinde .aıebean eden Gönderet nam maden suyu imtiyazının nam-ı âcizaneme lütuf ve ihsan buyurulması" halikındaki istidamı takdim eyledim. Rum Beyi, yaşımı küçük görmekle beraber fazla düşünmedi; arzuhali kaleme havale etti. Beş dakika sonra numara kâğıdını aldım. Kanun mucibince su, artık benimdi!
İş o kadarla kaldı, tabiî.. Bugün Burmada ve piyasada başka isimle satılan bir maden suyu, meğerse benim kırk bir sene evvel imtiyazına ilk talip olduğum Gönderet suyu imiş. Şehirde kaldığım müddetçe beş, on şi şeşini âfiyetle içtim; işletenlere hayır dualar ettim. Lâkin Ba-lıkesiri geçince ne Edremit, ne Ayvalık, ne de İzmir havalisinde herhangi maden suyu satışına rastlamadım. Gelsin gazoz! Bazı yerde o bile yok.

Bursanın Ulucami'i kırk sene öncekinden bakımsız. îç badanaları yer yer aşınmış; vaktiyle kapılarından birine münasebetsizce eklenmiş ahşap saçak altı ve ahşap şadırvan birer çöküntü. Ortadaki havuz üstüne, kim bilir hangi zaman, kimlerin astıkları pek bayağı avize bozuntusu nesneler kubbenin de, mükellef havuzun da heybetini bozuyor, Evvelce bizim Vakıflar idaresine zevk aşılamanın imkânı yoktu; yine de yok ve galiba hiç bir zaman olamı-yacak. Tâ ki, güzel sanat bir ilim ve teknik sıfatiyle içine girebilsin...
"Muradiye" camiasını ise eskisine kıyasen oldukça iyi vaziyette buldum. Vaktiyle, harabe halinde iken bile gençliğimi hislilikle, içlilikle saran o türbeler bölgesi, baharın durgun bir akşamına rastlayan kırk sene sonraki yaşlanmış ziyaretimde beni tatlı, bayıltıcı, aynı zamanda ferahlatıcı acayip bir üzüntü ile sarstı. Muradiye saat, zaman, asır mefhumlarının kaybolduğu nadir yerlerden biridir. Hattâ daha başka bir şey söyliveceğim: Burada hüviyetiniz beş yüz sene kadar geriye gidiyor; muasır devri unutuyorsunuz; hatırlayınca da endişe ve ıstırap duyuyorsunuz. Meselâ bir müddet kendimden geçtikten sonra toparlanınca otele dönüp garp usulü bir yemek salonuna girmek, caz gürültüsü dinlemek, yan masalardan Kuledibi fransızcasiyle şakalaşmalar dinlemek, yapmacık
seyyah tavır ve eda lan seyretmek bana, göze alamıyacağım bir işkence tesiri yaptı.
Muradiyeden güç ayrıldım. Lâkin, hemen ilâve edeyim ki, demin İstemediklerimle karşılaşınca çarçabuk badaştım. Amatör gençlerin muvaffakiyetle idare ettikleri orkestra heyetinden bazı valsler çalmaları ricasında bulundum. Her saatte durgun, uykuda ve her an ha-rikulâde güzel ovasından Bur-sa’ya öyle bir dinlendiricilik siniyor, dinlenme ruhlara öyle derinine işliyor ki, âdeta tazyikini duyuyorum; kafam duracak sanıyorum; fazla dinlendiriciliğin azabını çekiyorum, Bana böylesi gelmez. Yorucu hareket ve hayatiyet içinde de dinlenenlerdenim. Bir gün ise Bursadaki ile kıyas kabul etmez dinlenmeye varacağım. Son fırsat elde iken - büyük dinlenmeye intizaren - gürültüye karışmakta devam edelim.
Balıkesir yolunu tutmadan evvel şunlara işaret lâzım: Eski zamanla yenisi arasında sathî bakışla bariz farklar evvelâ doktor, sonra avukat tabelâsı bolluğu... Hele doktorlar yok mu? Köşeleri birer, beşer tutmuşlar. Vaktiyle biz onları mumla arardık; şimdi onlar bizi yoldan çevireceklermiş tesiri yapıyorlar. Hiç unutamam: Ço-rum’da iken doktor olarak bir tek hükümet tabibi vardı; kazalara gittiği zaman rum eczacı kendisine vekâlet ederdi. Bugün işitiyorum ki, orada tanıştığım orta halli iyi bir ahbabın kızı ve evinde kiracısı bulunduğum muhterem bir hoca efendinin oğlu doktor çıkmışlar.
Çıkmışlar da memleketlerine mi yerleşmişler? Orada mı çalışıyorlar? cak noktası kasabaları yüksek tahsil yapmış evlâtlarının yüzlerini bir daha nadiren görüyor. Zira "evlât” ile “kasaba" aynı terakkiye mazhar olamamıştır. Biri nisbeten çok ilerlemiş, o-bürii cemiyet hayatı itibariyle hemen hemen olduğu gibi kalmıştır. Bu dâvaya ikide bir, o-kuyucularıma ağır bir mevzu hissi vermeden dokunacağım. Hafif hafif dokunmalarla teşhis konacağı ve fikir verileceği kanaatindeyim.
Bursada dikkati çeken binalardan biri de yine lstaııbulda pşini görmediğim kocaman bir “ilkokul.,. O da valinin himnıeti-Ie vücudâ gelmiş; iyi çalıştığını, mühim bir ihtiyaca cevap verdiğini öğretmen ve öğrencilerle bizzat görüşüp konuşarak anladım. Çocuklar birbirinden gayet kolay seçilen üç bölge ti-
Meselenin can ala-budur, Anadolu
• •
Seçiın Kanununun verdiği hakka is-| tlnadon partiler dün İstanbul Radyosunda da propaganda nutuklarını nöy-lemeğû hn>iiıırı>iHİardır. Bu nutuklar. I tam bir ııerbostl Içlndu vo hazan du aşırı «ort cümlo va kollnıolor kullanılarak söylonmiş bulunmaktadır. Nutukları, soylonlş sırasına göıo neşrediyoruz:
M. P. adına Ertuğrul Akçanın konuşması
Millet Partisi adına 18.2ü do konuşan avukat Ertuğrul Akça; '
“— Eski vo İhtiyar dostumuz iktidar partisi 27 senenin hesabını parlak bir şekilde vermekten uzak bulunuyor" diye söze başladıktan sonra, I-mar gören .şehirlerle bakımsız kara sapan peşinde ulun köylerin mukayesesini yaparak köylünün lü sene evvelki hayatından kırk santim ilori gidemediğini, Karadeniz kıyılarında milletin açtlıktan ot yediğini, köylülerin hâlâ hayvanlarla kucak kucağa yatmakta olduğunu. Türk halkının bir türlü relahu kavuşamadığını İfade etmiştir.
Bundan sonra Halk Partlslno hücum eden hatip, Halk Partisi ve onun Başkanı İnönü slyasot sahnesinden çekilmedikçe bu zihniyetin devam c-deceğlnl. H. Partisinin İçinde çok kıymetli İnsanların bulunduğunu, fakat bu zihniyet İçinde kıymetlerini gösteremediklerini, bu partinin hor no pa-hBsına olursa olsun İktidardan başka bir şov düşünmediğini söylemiştir.
Bundan sonra D. Partiyi ek n alan hatip Halk Partisinden kurtulmak için 1946 da şahlanan milletin muhalefetini tcmHİİ odan Demokrat Partiyi bir kurtarıcı telâkki odorok ona koştuğunu, (akut ColâJ Bnyarın 12 temmuzdan sonra lnöniinün ve Şomsod-din Günaltayın yanında memlekette hakiki muhalefeti yani Millet Partisine hücuma başladığını belirtmiştir.
Millet Partisine yapılan suikast hâdisesinde Celâl Buyarın Jurnalci rolünde bulunduğunu söyliyen Ertuğrul Akça, înönünün îzmlrde “Şansımız olur da kazanırsak yeni hainle yapacağız, uyumak dovrl geçmiştir" sözünü ele alarak sözlorini şöyle bitirmiştir;
“Evot vatandaşlarım, İnönü 27 senelik uyuma devrini itiraf ediyor. Yeni hamle yapılacaktır. Bunu biz de kabul ediyoruz. Fakat bu yeni hamleyi uzun bir uykudan uyanmanın mahmurluğu içinde bulunan, uyku hasin-lığına müptelâ Halk Partisi değil, y p yeni zihniyet ve programla vatandaşların karşısına çıkan ve ismini onun isminden alan Millet Partisi yapacaktır. Şimdiye kader uyuyanlar önümüzdeki seneler içinde ancak ve ancak bu uzun uykunun mahmurluğunu gidermeğe muvaffak olurlarsa ne mutlu onlara...”
D. I’artl adına Enver Adnkon'ın konuşması
D. P. adına konuşan Başkanı Enver Adakan, tisinin ortaçağ modası ve vâsillk zihniyetini
gerilik olarak tarif ettikten memleketin maruz kaldığı
İstanbul İl İktidar par-mütehakkim eskimiş bir sonra,
ıstırapla-
pini belirtiyor. Hele yanyana o-turdukları zaman Rumeli, Anadolu ve Kırım Türkü! Yüz hatları, bakış ve duruşları ile olduğu kadar mizaçlariyle de ayrılıyorlar.
Balkanlardan ve ötesinden gelip yerleşmiş olanları daha atılgan çabuk kavrayıcı. Anadolulu çocuk düşünmeden söylemiyor, beklemesini biliyor; Kırımlı ise düşündüğünü de belli etmiyor. Asıl Bursalı - zaten bilir ve aileden işitirdim - güzel. Hele göz güzelliği övülecek derecede. BursalInın koyulu a-çıklı elâ gözlerine Nilüfer vadisi çeşitli ışıkları, alaca bulaca tarhları, dağ gölgeleri, sabahları ve akşamlarıyle sanki akset miş, sulak ve serin, rahat etti-tirici halde yaşamasına devam ediyor. Refikamla beraber güzel çocuk gözleri seyretmekten Bursa’da mestolduk.
Ara sıra yine buradan bahsetmek üzere artık yola çıkalım. Babkesirden sonra zeytinler ülkesinde dolaşacağım.
rın bir tahlilini yapmış ve “D. P. nin büyük gayesi, bu ıstırapları dindirdikten sonra memleketin daha iyiye doğru gitrnoslnl »ağlamaktır, demiştir D. P. yo Isnaıl edilen muvasuu ithamını da reddeden hatip 1946 se-çinılcrinden sonra bu defa emniyetli bıı Segİm Kanununun kabul edilmiş I olduğunu vn sandık başına mutlaka gitmenin bir vatan borcu addedilmesi gerektiğini belirttikten sonra D. P, I listealne olduftu gibi roy vermekle memleket İn bu letıraplnrdan kurtarılacağını vo rakip partiler tarafındanj D. P. adaylarından bir kısmının adını baya almak suretiyle yapılan kurma listelere kanmamak icpp cttlfci hususunda ikazda bulunmuştur.
NOT. — DP. İl Balkanının saati -8.50 do yaptığı konuşmasının yazılı bir metnini sabahın erken «antlerin-den İtibaren müteaddit fasılalarla istememize rağmen geç vakte kadar bu konuşma bize, vAdndlldlfcl halde, göndcrilmonılştİr. Bu itibarla mezkûr konuşmayı radyodan aldığımız kısa notlar çerçevesi dahilinde vermek mecburiyetinde kaldığımızı üzülerek bildiririz.
C. H. P. adına Reşat Çomscddin Siror’ln konuşması
Çalışma Bakanı Reşat Şemsoddin Sirer C.H.P, adına saat 19,20 de yaptığı konuşmada bilhassa İş ve işçi nıevzularına temas ederek, İhtiyarlık, hastalık ve kaza sigortalarının ifllnh olunduğunu iş voronlorlo işçlior arasındaki İhtilafların iş mahkemelerinde hallini «ağlayan vo işsizlere İş bulma İmkânını daha geniş bir şekilde temin eden, vo sigorta teşkilâtını tekemmül ettiren yeni kanunların Moclieln son coisesindo kabul edilmiş olduğunu belirttikten sonra, mütehassısların hazırladığı raporda çalışma alanında olde edilen neticelerin hayret ve takdir edilecek bir mahiyette okluğunu ifade etmiştir.
Bundan sonra İşçinin hakkını elde edebilmesi ve selâmeti bakımından, grev hakkının tanınmasını müdafaa edenlere karşı, dünya memleketlerinde geçen yıl vukua gelen grevlerin sebeplerini ve mahiyetlerini yino dünya matbuatından aldığı cümlelerle ıı-çikluyarak grevin zararlarını etraflı bir şekilde İzah etmiş ve garp memleketlerinde bile grevin tahdidi yoluna gidilmekte olduğunu mıeallerle ispat ettikten sonra, bunun memleket için bir tehlike teşkil ettiğini tebarüz ettirmiştir.
M. K. P. adına Nıırl Dcmlrağın konuşması ‘Millî Kalkınma Partisi Başkanı Nuri Demirağ kendini takdim ettikten sonra, memleketin dış politikacına temas ederek: “İktidar, sözde liberalizm perdesi altında totaliter bir rejimi devanı ettirdikçe Birleşik A-merika gibi devletlerin bizi
■ alacağını sanmamalıyız.,, Şark milletleri federasyonu nu da ele aldıktan sonra şöyle bitirmiştir:
“Hail hazırdaki devletlerin idarelerine ve yaşayışlarına herhangi bir hükümet halkının anane ve âdetlerine müdahale etmemek ve ancak kendilerini iktisadi hayatın ezdiği ve sarstığı ıstıraplardan kurtarmak, birlik ve beraberlikle yaşamak gayelerimizin esaslarındandır. Partimiz bu dâva uğrunda bütün varlığı İle çalışacaktır. Hepinizi saygı ile selâmlarım.,,
D. P, adına Ahmet Hamili Bnşar’ııı konuşması
Ahmet Haindi Basar, konuşmasının merkezi sıkletini iktidar partisi hükümetinin prensipsiz hareket tarzına dayandırmış ve demiştir ki:
“— Hiçbir prensibe ve umdeye bağlı kalmadan bugün yaptığım yarın bozacak ve her hâdisede hangi prensip ve mantık arzumuza bizi ulaş!ırıyorsa o prensibi kabul ederek devlet idare etmenin en mükemmel örneğini Türkiye vermiştir.,,
Bundan sonra hükümetin, hususi teşebbüsü baltaladığını İleri süren Ahmet Hamdl Başar hususi sermayeye hayat scrbestlsinin çöl gibi ıssız iş sahalarında verildiğini ve İlk muvaffakiyet anında devletin işe el koyduğunu belirtmiştir.
Hatip, kanunlarımızın da blrbirileri-no olan uygunsuzluğunu işaret etmiş ve tetkik edildiği takdirde kendimizi hem liberal, hem faşist hattâ hem de komünlıt tanıtmamız mümkün olduğunu iddia etmiştir.
M.P. ıılıı ikinci konuşması
Ertuğrul Akça dün akşam radyoda M. P. adına yaptığı ikinci konuşmasında, “Ahlâk buhranı içinde bulunulduğunu ve bunun da inan noksanlığından geldiğini,, belirtmiş ve M.P. programlarında ahlâkî prensibin ön plânda olduğunu. partilerinin gençlik dâvasını ele aldığım ve M.P. nin uzun vadeli bir mücadeleye girdiğini söylerek, se-
ciddiye demiştir, konusu-sözlerinl
• •
T
İngiliz Çocuk Tiyatrosu Sergisi
İngiliz Kültür Heyeti tarafından, Beyoglunda. İstiklâl Caddesinde Kız Sanat Olgunlaşma Enstitüsünün salonunda Îngllteredekl çocuk tiyatrolarının faaliyetini gösteren sergi İstanbul Valisi tarafından açıldı. Her gün saat 12 den 20 ye kadar açık bulunacak bu sergide, tiyatroya ln-gilterede verilen ehemmiyetin derecesini ölçmek kabildir. Zira, tiyatroya karşı alâka, orada, daha küçükten başlıyor ve besleniyor.
Hâlen, harpten çıkmış bulunmasına rağmen, İngilterede, tiyatro ve balet mektepleri, akademileri için büyük bir faaliyet sarfedllmektedir.
Büyük bir dikkat ve İtina ile hazırlanmış olan sergide bu faaliyetin örneklerini sarahatle görmek kabil dir.
İngiliz çocuk tiyatrosu sergisinden alınacak birçok ders vardır. Tiyatro mevzuu etrafında alâkalı olanlara sergiyi hararetle tavsiye ederiz.
“10 lar„ ın sergisi
Yarın saat 14 de, Beyoglunda Balyoz sokağında 25 numarada genç ressamlardan müteşekkil “10 1ar..
nelerden beri icrayı faaliyet eden asri yobazları tenkid etmiş ve Mareşali a-narak» cenaze merasimindeki hareketlerin irtica olarak vasıflandırılmasın! tenkid etmiştir.
C. H. P. adına Prof. Sadi Irmak'ın konuşması
Dünkü radyo konuşmasında C. H. P. Müfettişi Prof. Dr. Sadi Irmak da, C. H. P. nın büyük Mustafa Kemal tarafından kurulduğunu, parti esaslarının terakki fikrine dayanan lâik bir milliyetçilik olduğunu, prensiplerin, herhangi bir devletin programından kopya edilerek değil, sadece milletin gerçekleri ve İhtiyaçları hesaba katılarak meydana getirildiğini, arada geçen zaman zarfında altı oklu prensibin bir çok devletlerin sosyal prensipleri için parlak bir örnek teşkil ettiğini belirtmiş ve CH P, nin hakiki başlangıcı olan Sivas kongresi sırasındaki durumu tasvir ederek:
“C.H.P. iktidarı çeyrek asır zarfında sadece namuslu bir devlet olarak bu borçlan ödemek ve bayındırlık e-serlerinl aziz milletimize maledebil-mek İçin dört milyar lira harcamış bulunuyor.
Tabloyu tamamlamak için kültür durumunu ele alalım. Diyebiliriz ki, o günkü talebe sayısı kadar bugün okulumuz vardır. Bu devre sadece maarife harcadığımız milyar lirayı geçti" demiştir.
Bilâhare ziraat ve endüstri sına temas eden Sadi Irmak:
“— Rejimin asıl büyük başarısı ise mânevi sahadadır. Tiirk Milleti yeni bir milliyet anlayışı etrufında yekpare bir varlık halinde taazzuv etmiş ve vatan topraklarına ebedi bir şekilde yerleşmiştir, Cumhuriyet kanunları cins. ırk, mezhep farkı gözetmeksizin bütün vatandaşların kanun karşısında kati eşitliğini temin etmiştir. Bu sayede kadın erkek farkı fiilen kaldırıldığı gibi ekalliyet mefhumu da bertaraf edilmiştir. Bugün bu durumumuza gıpta İle bakan bir çok devletler bulunduğunu kimse inkâr edemez,, demiş ve "Blı büyük devletin bizden toprak istemek küstahlığını gösteren talebi göz kırpmadan ve derhal reddedilmiştir. Bu red keyfiyeti dünya tarihinin dönüm noktalarından birini teşkil etmiştir,, diyerek partinin yeni seçim beyannamesi üzerinde durmuştur.
zarfında para iki
politika*
Bir adayın izahı
İstanbul 11 Seçim Kurulu tavafından bastırılan geçici aday listesinde Türk Sosyal Demokrat Partisi namzetleri arasında adı geçen Murat Sertoğlu bize bu adaylığı kabul etmediğini ve bunun için de kurula müracaat ettiğini bildirmiştir.
grupu tarafından bir resim »ergisi açılacaktır.
H örgün saat 10 dan 19 a kadar ziyaret edilebilecek olan sergi on beş gün açık bulunacaktır.
19 Mayıs Bayramı
Bu sene askerî liseler de şenliklere İştirak edecekler 10 Mayıs hazırlıkları hararetle devam ediyor. Milli Eğitim Müdürlüğü umumi provaların günlerini teBblt ederek okullara bildirmiştir. Buna göre provalar 12 mayısta sona erecektir. Bu sene liseli öğrencilerden başka Deniş Koleji ve Deniz Harp Okulu ile askeri liseler bütün mevcutlarıyla bayrama İştirak edeceklerdir.
Vilâyette teşekkül eden bir komi»-yon Gençlik Bayramının bir programını hazırlamaya başlamıştır. Öğrendiğimize göre 10 Mayıs günü merasime saat 10.30 da başlanacak ve saat 14 te «on verilecektir.
Sınır toprağını taşıma töreni
Kurtuluş Savasının başında Ata-türkun Anadoluya ayak bastıkları günün yıldönümüne raslayan 10 Mayısta Ankarada bitmek üzere tertiplenen mukaddes sınır toprağı taşıma tören! bu yıl da aşağıda gösterilen şekilde tekrarlanacaktır:
13 mayıs cumartesi günü saat 10 da İstanbul bölgesine mensup bir heyet ve bir bisiklet ekip! İstanbul - Tekirdağ illeri sınırında Silivrlnin Çanta köyü civarında Çanta köprüsü yanında emaneti Tekirdağ koşucularından teslim alarak, Silivrl-Çekmece-Edirne-kapı-Bnlediye-Vilâyet Konağı-Eminö-nü - Galata - Şişhane - Tünel meydanı -Galatasaray - Taksim - Harbiye yo-liyle Atatürk Müzesine getirecektir.
15 mayıs pazartesi günü tam saat , 8,10 da Atatürk Müzesinden atman emanet yine bisikletliler tarafından Nişantaşı - Maçka - Akaretler yollyie Beşiktaş vapur iskelesine indirilecek ve 8.30 vapuru ile Üsküdara geçiri çektir. Emanet, Kısıklı - Ümraniye Dudullu - Şamandıra yollyle taşına ve İstanbul - İzmir sınırında ve üzerinde bulunan Tepeören köyü Kocaeli sporcularına tealim edilccu.. tir.

SİYASÎ İKTİSADÎ
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LİMİTED ŞİRKETİ MCDCrC: FARUK A. SÜNTER Bu sayıda yazı İşlerini fiilen idare eden:
Mithat PERİN
Gazetemize gönderilecek bl-yazıların doğrudan doğruya yazı işleri müdürlüğü* ne gönderilmedi lâzımdır.
İkinci sayfamızdaki siyasi, üçüncü sayfamızdaki kültürel, beşinci sayfamızdaki iktisadi başmakalelerde ileri sürülecek fikirler tamamlyle yazarlarına aittir.
Basıldığı yer :
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞÎRKETÎ MATBAASI
k#
Ahmet Hamdi Tanpınor
Sahnenin
Dışındakiler
- 58 -
Nihayet ocak ayının babında çark zaferinin getirdiği tatminle İstanbul rahat bir nefes aldı. Anadolu aade çarpışmıyordu, üstelik zafer de kazanıyordu. Hattâ MUtarcke ile elimizden alınan vilâyetler elimize geçmişti.
Bugünlerin en mühim hâdisesi, o vakte kadar mücadelenin kahramanlarının îstanbulda güçlükle anılan, hele gazetelere pek az yazdırılan adlarının şimdi açıkça sütunlarda geçmesi, Milli Mücadelenin kabul edilmesiydi.
Fakat sonu ne olacaktı? Hemen herkeste bu sual vardı. Herkes fert olarak bu çarpışmanın bir namus borcu olduftunu idrâk ediyor, fakat btf araya toplandığı zaman “netice, netice ne olacak?” suali ortaya atılıyordu.
Bu sual, şu psikolojik hakikatten geliyordu. Fert olarak herkes şahsen milli namus uğrunda ölüme razıydı. Fakat cemiyet olarak bir istikbal endişesi içinde idi.
Bununla beraber, vaziyet benim geldiğim zamana göre çok değişmişti.
Artık büyük mitinglerin, milletlerarası barış andlaşmalarının yerine getirilmesini istlyen ve politik İhtiraslar yahut onların arkasında giz-286
lenmiş menfaatler kaynaşır kaynaşmaz, birdenbire yosunlanan insanlık duygularına müracaat eden protestoların devri bitmişti. Şimdi, Anadolu çarpışıyordu. Ölsek bile elimizde silâh, ölecektik. Bu, büsbütün başka bir şeydi.
Anadolu çarpışıyordu. Her gün doğru, yanlış bir yığın havadis etrafta bir bomba gibi patlıyor, küçük muhitlerden şehre, asıl kalabalığa doğru yayılıyordu. Bu günleri yaşıyanlar, meselâ çarşı içinde veya Beyazıt kahvelerinde yahut Darülfünun dershanelerinde, şehrin herhangi bir semtinde, bir devlet dairesinde, birkaç saat içinde çehrelenn nasıl birkaç defa değiştiğini, bir saat evvel gömülmeğe hazır denecek kadar asık yüz* lerin bir saat sonra neşe, ile nasıl parıldadığını gayet iyi hatırlnrlar.
Hakikatte bütün İstanbul garip bir sinirlilik içinde idi. Dünyanın her cins ajansı, her yolcu haberi, konuşulan şeyi dinlemesini iyi bilmi-yen. fakat işittiğini behemehal nnlatınaktan hoşlanan her adam işgal altındaki şehrin sinirler! üzerinde bilir bilmez oynuyordu. Borsa bu, iyi veya kötü, doğru veya yanlış bu cins haberlerin bellibaşh kaynaklarından biriydi. Her mühimce umeliyenln, hattâ ferde alt kazancın arkasında behemehal bir felâket veya zafer haberi bulunuyordu.
Biz gazetelerde çalışan gençler asıl îstan-bulun içinde bu sinirliliğin önünü almak için kendi aramızda tedbirler düşünüyorduk. Nihayet şehrin muhtelif merkezlerinde büyük kahvelerde tanıdıklar tedarik etmeğe karar verdik. Böylece yer yer başbaşa konuşmalar, yalan felâket haberlerini karşılayacaktı. Fakat bizde çok defa, resmi bir tebliğ yoksa haber alamıyorduk.
Gazetedeki işimiz biter bitmez arkadaşların toplandığı kahvelere gidiyor, orada vaziyeti mü-287
nakaşa ediyorduk. O zaman mermer masalar üzerinde haritalar, krokiler çiziliyor, askerlik işlerinde bizden tecrübeliler, Büyük Harbin, şehrin İçinde kalmış artıkları olan ihtiyat zabitleri, mütekait askerler, bu krokilerde cephe hareketlerinin muhtemel safhalarım anlatıyorlardı. Ara sıra kahve sahibi yanımıza geliyor, yavaşça, “Boyalı kalem kullanmayın, Allah aşkına!” diye yalvarıyordu.
Şehir, İçten içe kaynıyordu. Hayat, devlete karşı istiklâlini aldığı için tabii hallerde tasavvuru oldukça güç bir canlılık, bir humma kazanmıştı. Aklı başında olanların hemen hepsi umumi hayattan kendisini mesul addediyordu. Bu yüzden bütün zihinler gergindi. Fikirlerde ve imanlardaki ayrılık şehrin umumi hayatından, matbuatın manzarasından evlere kadar her şeyi değiştirmişti. Anadoludakl açık vo hür mücadele işgal altındaki Îstanbulda gizli ve devamlı bir iç harbi şeklini almıştı. Basan bu gizli harp birdenbire küçük veya büyük bir vakada alenileşiyordu.
Hulâsa, İçtimai tuğla veya kiremit, binanın kendisi olmuş, fertler tek başlarına içlerindeki kıymet hükümleriyle yaşıyorlardı. Fakat kıymet hükümleri ihtiraslarımızla her zaman mücadele edemez. Bunu yapabilmek için kahraman veya mümin olmak ister. Mevki, para, rahat, yaşamak ihtirası her an ve herkesin karşısında şoylant bir Iğva gibi gizli sofrasını açıyor vo çok telkınli İşaretlerle davet ediyordu. Ve bu davetin kuvveti şartlara ve şahsa göre değişiyordu. Fakat bununla da kalmıyordu. Dağılan içtimai nizam bir yığın unutulmuş meseleyi, hapsedilmiş dâvayı ortaya çıkarmıştı. İdealin ve ahlâkın emirlerini kendinde hazır bulmıyanların çoğu bu eski imparatorluk payitahtında, çok tehlikeli yol uğrak-288
larında kalıyorlardı. O zamana kadar tarihlerde şanlı bir istilâ devrinin destanı içinde, ondan belki daha kahramanca müdafaa asırlarında birbirine sarılmış gördüğümüz bir terkibin unsurları, bu inkıraz devrinde birdenbire vaziyetin^ değiştirmiş, terkip bozulduğu için kendisine hususi bir talih aramağa, hiç bir şey yapmasa bile bir çare bulamadığı büyük yıkılışın azabından nefsini kurtarmak için - çünkü hepimiz iş ve gücümüz arasında bir nevi içtimai azap yaşıyorduk!-onu inkâra başlamıştı. Bir imparatorluk, hattâ bir siyasi heyet nedir? Bunu o yıllarda, etrafımdaki hâdiseler üzerinde vuzuhla düşündükçe hissettim.
Fakat her zaman bu vuzuhu kendimde bulamıyorum. Etrafımda iyi kötü hayat, türlü çehre-releriyle devam ediyordu.
Ben. bütün arkadaşlarım, herkes günün şartları içinde olsa bile yine her zamanki gibi yaşıyorduk, ölüm tırpanını yine işletiyor ve o konuştukça her zaman olduğu gibi bütün sesler susuyor, aşk, müphem ümitler, yine içimizde yalancı aynalarını oynatıyorlar, herkes yine eskisi gibi seviyor, birleşlyor, ayrılıyor, çocuklar doğuyordu. Fakat hâdiselere ve kendimize biraz dikkat ettiğimiz zaman bütün bu işler, tabiat çarkının bu tabii dönüşü, çok zalim bir şuurun, bir nevi çok zalim bir meleğin emri altında oluyordu. İstanbul esirdi vo hepimizi taşıyan İçtimaî gemi alevler içindeydi.
Şehrin manzarası çok değişmişti. Dünyanın her milletinden işgal askerleri. Karadenizden gelen vapurların şehre her gün döktüğü beyaz Rus-lav, her cinsten kavim, kıyafeti eski payitaht bir nevi kadîm îskenderiyeyc. ırkların ve medeniyetlerin birbirine karıştığı ve kaynaştığı devirlerin o büyük yol uğrağı şehirlerine benzetmişti.
289
İstanbul, Kırım muharebesinden beri bu kadar çeşitli ve karışık bir manzara almamıştı. Fakat doğrusu istenirse Kırını muharebesinin şehre getirdiği değişiklik de bunun yanında ehemmiyetsiz kalırdı. Örfü ve âdeti için çok kıskanç, muayyen hadleri geçişte hemen infilâka hazır, imparatorluğun hiyerarşisine vo haysiyetine, hattâ ihtişamına sahip Abdülmecit devri istanbulu ile, çözülüş devrinin bu müdafaasız, kolları bağlı lstanhulu arasında münasebet bile yoktu. Burada hayat bir bakıma göre ancak müsaade edildiği nispette bizımdi. Bu değişiklik para işlerinde de görünüyordu.
İşgal ordularının şehre döktüğü para, kazanç şekillerini altüst etmiş, refalı seviyesi tasavvur edilmlyecck derecede el değiştirmişti. Yabancı kuvvetlerin etrafında onların gündelik ıh-Uyaçlan için hemen bir yığın yeni iş çıkmıştı. Biraz atılgan, cerbezeli yahut değerlere karşı az çok kayıtsız insanlar bu işlere sarılmışları kaybedilmesi. kazanılması karlar kolay servetler elde etmişlerdi. Bu kolay servetin etrafında Beyaz Rus akımnın çok başka mecralar ve şekiller verdiği büyük bir eğlence hayatı başlamıştı, Beyoğ-lunda bir yığın lokanta, bar. dansing açılmış, ağırbaşlı İstanbul efendilerinin bir vakitler gazetelerini okuyarak, alçak sesle dünya gidişi hakkında bedbinliklerini birbirlerine naklettikleri, sabah kahvesi ve akşam çayı içtikleri İstanbul kahveleri manzaralarını değiştirmiş, beyaz Kafkas ceketli, ayağı siyah çlzmeli, bol pudra içindeki düz çizgili kumral ve beyaz yüzleri ince - eski hanımlarımızın kullandığı yemenileıi andıran eşarplara sarılmış narin Rus kadınları ve kızları - çoğu prenses, kontes, yahut yüksek burjuva ailesine mensup olduklarını iddia ediyorlardı! (Devamı varı
290
V
R Mayıs 1M0
T E N t İSTANBUL
Sayfa 5
GÜNÜN EKONOMİK HAREKETL E R i
Gelir Vergisi karşısında sergi kazançları istisnası
— İstanbul Sergisi münasebetiyle —
Müfit KUTLAN
İSTANBUL SrrrİFİ KomİMrJliintn gazetelere verilen ilânından, «erginin 1 temmuzda açılıp 31 temmuzda kapanacaRinı, bu müddet «artında şerlide teıhlr ve eatı« yapılabileceğini, ayrıca «ergide eğlence ve atraksiyonlar İçin sahalar ayrıldığını ve müracaatların kabulüne ba«)an-dığını öğrenmiş bulunmaktavız.
Sergiye iştirak edecek olan müossune vo şahısların, mezkur faaliyetlerinden mütevellit gelirlerinin yeni vergi rejimi kargılında vergilendirilmeni mevzuunun tetkiki bu vesile ile faydalı olacaktır. Yazımızla bu konuyu İncelemek istiyoruz.
Kazanç Vergisi rejiminde (muaddel 2395 sayılı kanun madde 6. fıkra 3) mahalli hükümetin müsaadesiyle milli ve beynelmilel mahiyette açılan sergi ve panayırlarda faaliyette bulunanlar için aşağıda gösterilen vasiyetlerde vetri istisnası tanınmıştı. Şöyle ki:
A) Panayır ve sergileri tesis ve İdare edenlerin elde ettikleri kazançlar,
Bu panayır ve sergi paviyonlarında teşhir ettikleri malları sergi dahilinde satanların kazançları,
B) Panayır (fuar) ve sergilerde lokanta, dansing, bar, birahane, kahvehane, gazino, lunapark, sirk, tiyatro ve istirahat yerleri işletenlerin buralarda temin ettikleri kazançlar.
C) A ve B fıkralarında yazılı olan şahıs ve mücssesolere bağlı olarak sergi dahilinde kullanılan memur ve müstahdem ve işçilerin kazançları (yukarki fıkralarda yazılı istisnalar bir ay İçin muteberdir. Ecnebi tebaasının bu haktan istifadesi, mensup oldukları devletle Türkiye arasında mütekabiliyet esasının cari olmasına bağlıdır.) Kazanç Vergisinden istisna edilmişti.
Yeni vergi rejiminde lao bu istisnaların mühim bir kısmına rastlanılmamak tadır.
Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi ve Esnaf Vergisi bakımlarından mevzuun tetkiki, bu vergilere tâbi olup da sergiye İştirak edecek olan mükelleflerin durumlarının tâyinine yarıyacaktır.
Mevzuu m uzu bu üç vergi kanununa göre inceliyelim:
I — Gelir Vergisinde sergi ve panayır istisnası.
Tam mükellefiyete tâbi Gelir Vergisi mükelleflerinin sergi ve panayırlardaki faaliyetlerinden mütevellit gelirlerine Kazanç Vergisinde olduğu gibi bir vergi istisnası tanınmamıştır. Ancak dar mükellefiyete tâbi Gelir Vergisi mükelleflerinin (bunlar Türklyede yerleşmiş olmıyan gerçek kişilerdir). Türkiyede başkaca iş yeri veya daimi temsilcisi bulunmamak şartiyle, sergi ve panayırlarda yaptıkları ticari faaliyetlerden elde ettikleri kazançlarla, buralarda yaptıkları serbest meslek faaliyetlerinden mütevellit olarak elde ettikleri kazançları Gelir Vergisinden müstesna tutulmuştur.
IT — Kurumlar Vergini bakımından sergi ve panayır istisnası.
Kurumların sergi ve panayırlarda elde ettikleri kazançların bu vergiden istisnalarına ait bir hüküm mevcut değildir. Bu itibarla kurunl-ların sergi ve panayırlardaki faaliyetlerinden mütevellit kazançları Kurumlar Vergisine tâbi olacaktır.
HI — Esnaf Vergisi bakımından sergi ve panayır istisnası.
Esnafın sergi ve panayırlardaki faaliyetlerinden mütevellit kazançlarındaki vergi istisnasını (Kazanç Vergisi rejimine müşabih bir tarzda) bu vergide görmekteyiz. Ancak bu istisnanın da esnaftan yalnız sabit iş yeri olanına mahsur kaldığını belirtmek icap eder. Bu suretle esnafın resmi müsaade ile açılan millî ve milletlerarası mahiyette fuar, panayır ve sergilerde malların teşhiri ve satışı için ayrılan paviyonları •veya benzer satış yerlerini işletmesi halinde elde ettiği kazançlarla yukarıda yazılı yerlerde açılan lokanta, gazino, kahvehane, birahane, bar ve sinema ve tiyatro gibi eğlence ve istirahat yerlerinin İşletilmesinden elde ettiği kazançlardan dolayı vergiden istisnası, fuar, panayır ve sergilerin devamı süresince sağlanmıştır.
Burada dikkat edilecek en mühim nokta, bu muafiyetin yalnız esnafa tanındığıdır. Eğer esnaf sergiye iştirakle, buradaki faaliyeti neticesinde esnafın özel şartlarını kaybederse (Gelir Vergisi Kanunu m. 11) yine bu muaflıktan istifade edemez.
IV — Durumun Kazanç Vergisi hükümleriyle mukayesesi.
Muaddel 2395 sayılı kanunun 6 ncı maddesinin yukarıda sözü edilen A ve B fıkralarındaki muafiyet, ancak sabit is yeri olan esnafa ve dar mükellefiyete tâbi hakiki şahıslara tanınmıştır. Panayır ıfuarı ve sergileri tesis ve idare edenlerin kazançları için bir istisna yoktur. Keza buralarda faaliyette bulunan hizmet erbabının muafiyeti de kalkmıştır.
Netice olarak denilebilir ki, Gelir Vergisi gibi geliri, vergiye tâbi tuU mayı gaye edinmiş bir vergi rejiminde panayır ve sergi istisnasının daraltılmasını tabii ve zaruri görmek yerinde olur.
Ingilizler, Yunan teklifini reddetti
Kuru üzüm fiyatları çok yüksek olduğundan Yunanistan, mallarını satamıyor
Atina. 4 (Hususi muhabirimizden) — İngiltere İaşe Bakanlığı, Yuna-metanın 2000 ton Korent ve 2500 İlâ 4000 ton arası çekirdeksiz kuru ü-zümü (Sultani) teklifini reddetmiştir. Sebep olarak Yunan fiyatlarının çok yüksek olduğunu ileri sürmüş
tür.
İngiliz cevabı, iaşe Bakanlığı Korent ve Sultanin üzümlerini satın almakta faide gördüğü halde. Yunanistan tarafından tajep edilen fiyatların (ton başına mütekabllen 66 ve 83 sterlin g) iştirayı imkânsız kıldığını a-çıklamaktadır.
Dondurulmuş gıda

Haberler
Birleşik Amerika Ayan Mecllalndo, müdahaleci devletlere yardımın kenllnıesi İnlendi
it VVashlngton A.A. (United Press) — Cumhuriyetçi Ayan Üyesi James Kem dün Ayan Meclisinde verdiği bir nutukta Marshall Plânına göre verilen paraların Av-rupada devlet kartel ve inhisarları kurmak İçin kullanıldığını ve böylcce Amerikan sanayii ile rekabet doğduğunu söylemiştir.
Amerikanın, ana sanayiini devletleştiren memleketlere jj^rdım yapmaması gerektiğini söyleyen Ayan Üyesi bilhassa İngiltere üze-rlndo ısrarla demiştir kİ:
“Amerikan dolarları Ingiltere-yi şiddetli mahrumiyetlerden korumuştur. İngiltere Hükümeti açık-• larını ek tahsisatla kapatabildiği için Inglltorede gıda maddeleri ucuzdur. Ingilterenin açıklarını
kapatabilmesi do Amerikalı mükelleflerin ödedikleri dolarlardan yapılan fevkalâde İhsan sayesinde olmuştur.
Ingilterenln tıbbın devletleştirilmesi hakkındakl plânı Amerikan yardımı olmaksızın tatbik edilemezdi, İngiliz Hükümeti mühim ana sanayii devletleştirmlş-tir. Amerikan yardımı olmasaydı bu devletleştirme programı İngiliz iktisadiyatını iflâsa sürüklerdi.
Marshall Plânından 500 milyon dolardan fazla bir miktar Ingilte-renin millî borçlarını azaltmak için kullanılmıştır. Sosyalistlerin Ingilterede serbest teşebbüs sisteminden geri kalanları da devletleştirmek gayesini gllden plânları tatbika devam edeceklerini düşünmeliyiz.
Sosyalistlerin devletleştirme programlarını tatbik etmeye devam edeceklerine şüphe yoktur. Bu, kongre aksine karar verinceye kadar Amerikalı mükelleflerin dolarları sayesinde mümkün olacaktır.
Sovyet Rdsyanın Marksist liderleri Birleşik Amerikanın bütün elindekileri bitirinceye kadar sar-fedlp böylece kendi kendini imha edeceğini ümit ettiklerini açıkça belli etmişlerdir.
Liverpool yün satışı
★ Liverpool (Reuter - Hususi) — Hindistan ve Pakistan yünleri müzayedesi 25 nisandan 27 nisana kadar devam etmiştir. Bu üç günlük müzayedede 10.800 balya yün satılmıştır.
Müzayedenin ilk günü arzcdllen miktar 1.943 balya Hindistan ve 1.951 balya Pakistan yünü idi ve mal seçimi oldukça iyi idi. Piyasada veril ve AvrupalI mubayaacılar bulunmuşlardı. Rekabet canlı olup orta kalite yün en çok talep edilen yünler arasında idi. Bir çok yerlerde fiyatların yüksekliği çok mal satılmasına mâni oldu. Fiyatlar, mart satışında olduğundan yüzde 5 daha yüksek idi. Fakat işlenmemiş yün fiyatları gayri muntazamdı.
İspanya Ilükfımetl Dünya Bankasından kredi talebinde bulundu
★ \Vashington 4 A. A. (Afp) — Export-lmpert Bankası resmi çevrelerinden teyid edildiğine göre, İspanyol Hükümeti son zamanlarda, 50 milyon doları aşan kredi talep etmiştir. Bankanın yetkili bir sözcüsü henüz hiçbir kararın verilmediğini ve birkaç haftadan evvel de bu konuda bir karara varılamıyacağını bildirmiştir.
Amerikalılar, dondurulmuş
Birleşik Aınorlkada durmadan ge-lişon endüstrilerden birini de dondurulmuş yiyecek maddeleri endüstrisi teşkil etmektedir. Bu usulü tatbik e-den endüstriler, taze meyvaları, sebzeleri, eti ve diğer yiyecek maddelerini, müstehlik arzusuna göre istimal zamanı tazelik ve besleyici değerlerinden hiç bir şey kaybetmemek üzere dondurmaktadır.
Frlgldnlro tertibatiyle mücehhez vagonlar ve kamyonlar, yüzlerce ve bazan binlerce mil ötedeki bakkal ve kasaplara dondurulmuş yiyecek maddeleri nakletmektedir. Ev kadını pazardan satın aldığı yiyecek maddelerini, pişirecekleri zamana kadar evlerindeki buz dolaplarında dondurmaktadırlar.
1949 yılında Amerikalılar takriben 9.000,000,000 kilo dondurulmuş gıda maddeleri yemişlerdir. Böylece, dondurulmuş yiyecek maddeleri itsihlâ-kinde 1948 yılına nazaran yüzde 38 nispetinde bir fazlalık müşahede edilmiştir. Bu bilgi, Amerikanın hususi ticaret organizasyonlarından birini teşkil eden Millî Dondurulmuş Yiyecek Maddeleri Toptan Tevzıatçılar
uıııuuiıuiMltUiiitı::iılııi>M)WiltnltnMimiluıııuuHiiMKütMiıtNUiiınHiıiitiiiiilıuiMtilniiuuuuiiuiittmiilütttjıuıUN»iurnutuniiifiyitttttüuııtUHi'iiiuiMiutiiıUftitıtu:ttjMutittit>-4te
İZMİR MEKTUBU
İzmirde mesken meselesi
„tnşâatm hızla devam etmesine rağmen, kiralarda hissedilir bir fark görülmemiştir,,
Harp yılları içinde malzemesizlik yüzünden yeni inşaat yapılamaması sebebiyle, bir taraftan, aynı şehir içinde bir kısım İçtimaî sınıfların gösterdiği inkişaf, diğer taraftan da büyük şehirlere doğru akın dolayı-siyle, İzmirde de hâd bir mesken buhranı vuku bulmuştur.
önceleri buhrandan yalnız yeniden ev açmak isteyenler müteessir olmuşlar ve maksatlarına ulaşabilmek için büyücek maddi fedakârlıklara katlanmışlardır. Bu durum emlâk sahiplerinin gözünden kaçmamış ve eski hayat şartlarına göre takarrür etmiş bedellerle kiralanmış bulunan mülklerinin tahliyesi çarelerini aramışlardır.
Milli Korunma Kanununun statükonun muhafazasını âmir hükümleri karşısında ilk zamanlarda fazla bir şey yapamıyan mülk sahipleri, bilâhare, kanunun bazı ahvalde tahliyeyi imkân dahiline koyan tadilinden sonra. 1947 yılından itibaren kıracı-lariyle mutlak bir ihtilâf haline düşmüşlerdir. O zamandan beri Sulh Hukuk Mahkemelerini en faz meşgul eden mevzulardan biri tahliye dâvaları olmuştur.
Böylece, her iki taraf için de devam edip giden yorucu mücadele yeni ve hızlı bir mesken inşası faaliyetini doğurmak gibi müspet bir netice de vermiştri. Şehrin varoşlarında süratle gelişen gecekondu mahallelerine muvazi olarak, lzmirln en fazla kira getiren semti olması dolayısiy-le, Dr. Mustafa Bey semti geniş bir inşa faaliyetine sahne olmuştur.
Yeni inşaatın Milli Korunma hükümleri dışında tutulmasını nazarı itibara alan bazı sermayedarlar bu semtte büyük apartmanlar yapmakta devam ederken, banka memurları. muallimler ve Devlet Demiryolları ve diğer teşekküller mensuplan kendi aralarında yapı kooperatifleri kurarak faaliyete geçmişlerdir. İzmir Belediyesi, elindeki arsaları kooperatiflere ucuza verdiğinden ve Em-
geçen sene dokuz milyon lon
gıda maddesi istihlâk etmişlerdir
Birliği tarafından verilmiştir. Aıne-rikada yiyecek maddelerinin dondurulması işiyle meşgul olsu kumpanyaların sayısı 1000 i bulmaktadır. Bu rakam 1946 ya nazaran iki kere daha fazladır.
Birliğin belirttiğine göre, 1949 yılında dondurulan yiyecek maddelerinin istihsal yekûnunun yüzde 38 ini her tipten meyva suları ve meyvalar teşkil etmiştir. Sebzeler yüzde 32, kümes hayvanları yüzde 13, derıiz yiyecekleri yüzde 11, etler ve diğer yiyecekler de yüzde 3 nispetinde dondurulmuştur.
Pek tabiî olarak dondurulmuş gıdalar arasında en çok rağbeti portakal suyu görmüştür. Portakal suyu 1949 yılında Amerikada dondurulan yiyecek maddelerinin yüzde 12 1/2 uğunu teşkil etmiştir. Portakal suyunun bu sene Amerikada dondurulacak yiyecek maddelerinin dörtte birini teşkil edeceği umulmaktadır. 1949 yılında Amerikan ev kadınlarının en çok ikram ettikleri diğer beş yiyecek maddesi şunlardır: Bezelye, çilek, lima fasulyesi, taze fasulye ve ıspanak.
lâk Bankası da bu teşekküllere daha fazla kolaylık gösterdiğinden kooperatifler büyük rağbet görmüştür. Bunlardan Merkez Bankası Memurları Kooperatifinin, Kültürpar-kın 26 Ağustos kapısı karşısındaki yangın sahasında yaptırdığı ikişer ve üçer daireli 20 apartman tamamlanmış ve ortaklara tevzi edilmiştir. Yine aynı cadde üzerindeki arsalara yapılmakta olan Devlet Demiryolları memurlarına ait üçer daireli 30 apartımanın inşası devam etmektedir. Diğer kooperatifler kredi sırası beklediklerinden henüz inşaata baş-layamanuşlardır.
Son zamanlarda malzeme ucuzluğunun da teşvik ettiği inşaat böylece hızla devanı etmekle beraber, kiralar bilhassa Mustafabey semtinde devamlı bir yükseliş kaydetmiştir. Bu semtte dört odalı orta boyda bir apartmanın 1938 yılında se nelik kira bedeli 400 - 500 lira olduğu halde, 1916 da 1.500 ve hâlen 3.000 lira olmuştur.
Yapılan yeni inşaata rağmen, bilhassa son senelerde kira bedellerinin bu şekilde süratle yükselmesinde başlıca şu âmiller rol oynamıştır:
lzrnire gelen Amerikalı subay ve teknisyenlerin bu semti tercih etmeleri ;
w
Öteden beri şehrin Karantina ve Kurataş semtlerinde oturan zengin musevi ailelerinin Dr. Mustafabey’e göç etmeleri:
İş yerlerine yakın bulunması ve evlerin geniş bahçeler İçinde olması dolayıslyle kısmen sayfiye ihtiyacını da karşılayan bu semtin (ş adamlarınca da tercih edilmesi,
Şehrin diğer taraflarında İse aynı evsaftaki binaları 1.200 ilâ 2.000 lira senelik ücretle kiralamak mümkün olabilmektedir.
Emlâk Bankası kredi açma işine yeniden başladığı takdirde kooperatif inşaatı süratle gelişecek ve mesken buhranı ortadan kalkabilecektir.
• (
Üzüm satışları hararetlendi
Fransa, üzüm alacak
İzmir, 4 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Borsada üzüm satışlarının hararetli gitmesi, İngiltereye yapılan satışların ferdasında hariçten müteaddit satış teklifleri alınmasından ileri gelmiştir, tngilizlere 15 bin tonluk satıştan sonra teslimat yapılabilmesi, Borsa fiyatlarının Ingiliz satışı civarında kalmasiyle mümkün görülmektedir. Bunun yanında İsve-çc bazı üzüm opertoları ve Fransız alıcılarına günün Borsa fiyatı üzerinden bazı teklifler yapılmıştır. Fıansayâ brl miktar satış yapılabilirse rekoltenin tamamen tükenmesi mümkün görülmektedir.
Fransa, tütün alıyor
İzmir, 4 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Bugünlerde 1949 mahsulü işlenmiş tütünler üzerine bazı artışlara intizar edilmektedir. Dün bir firma, Fransa için 128 kuruştan Dublkapa tütün satın alınıştır. Miktar bir haftada bir misli artırılma optlon’u ile bir buçuk milyon kilodur. Kapa tütünler üzerine bugünlerde müsaadeli satışların devam e-decegt belirtilmektedir.
Çimento fabrikası ekim ayındp kuruluyor
İzmir 4 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — İzmirde kurulacak olan çimento fabrikasının tacirler tarafından taahhüt edilen 4 milyon liralık İç sermayesinin % 25 i 10 mayıs tarihine kadar bankaya teslim edilmiş olacaktır.
2,5 milyon dolarlık tiraj hakkından faydalanılarak getirilecek makinelerin senelik faizinin % 2,5 olarak hesap edilmesi hakkında çimento şirketi sermayedarlarının teşebbüsü hükümetçe tasvip edilmiyeceği ve fai zin 5 civarında olacağı, bugün ilgililere tebliğ edilmiştir. Çimento fabrikasının makine akşamı ekim ayında tamamen lzrnire getirilmiş olacaktır.
İzmir limanından ihracat
İzmir 4 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — İzmir limanının nisan ayı ihracatı 6 milyon lirası tütün. 5 milyon lirası pamuk, olmak üzere 15 milyon 780 bin 42 liraya baliğ olmuştur.
Nisan ayında Amerlkaya 5 milyon 637 bin lira, Finlandiyaya 2 milyon, Çekoslovakya ya 1,5. Almanyaya 1 milyon liralık ihracat yapılmıştır. Mevsim sonu itibariyle ihracatta dikkate değer bir azalma vardır.
Bereketli yağmurlar
İzmir 4 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Ege bölgesinin hemen her yerinde 48 saatten beri sürekli ve bereketli yağmur yağmakta, müstahsil sevinç içinde bulunmaktadır. Yağışların tesiriyle birçok mahsullerin gayet verimli olacağı beyan edilmekte ve bunun maliyet üzerinde faydalı tesirler husule getirileceği söylenmektedir.
ingilizler, incirlerimizi açık lisansa tâbi tuttular
İzmir, 4 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Londra ticaret mümessilimizden ihracatçı Birliklerine gelen bir raporda İngiliz Hükümetinin natürel incirlerimizi umumi açık lisansa tâbi tuttuğu bildirilmiş ve Avustralya-da yağan yağmurların yeniden bu memlekette mahsulü zarara uğrattığı, rekoltenin 60 bin tona İndiği, tn-gilteıenln Avustralyadan ancak 15 bin ton İncir alacağının anlaşıldığı ilâve edilmiştir.
Beyaz peynir ihracına izin verildi
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı 940 mahsulü beyaz peynir ihracatına müsaade ettiğini alâkadar makamlara bildirilmiştir.
Beyaz peynlı ihracatı için, lisanslar Bakanlıktan verilecek, satışlar, anlaşmamız olan memleketlero dolar, İsviçre frangı, sterllngle yapılacaktır. Bu hususta Ticaret Odalarına gönderilen sirkülerde şu malûmat da ilâve edilmektedir:
Hor firmaya (500) er tenokelik tranşlar dahilinde lisans verilecektir. Kontenjan bakiyesi bulunduğu tak-dirdo, talep eden firmalara 500 teoe-kelik translarını tamamca ihraç eU tiklerinin tevsik şartiyle yeni tran$~ İra ayrılabilecektir.
İstanbul limanının bir aylık ithalâtı
Ticaret Odasının vapur acentelerinden aldığı manifesto kayıtlarına göre, mart ayı içinde limanımıza 26.888.756 liralık mal ithal edilmiştir. Bu yekûnun içinde 10.533.160 lirası akreditif karşılığı, 13.748.328 lirası vesaik karşılığı 2,605.000 lirası da takas suretiyle ithal edilen mallar bulunmaktadır.
Sadeyağ fiyatları
Evvelce de yazdığımız gibi, Urfa, Siverek bölgelerinde yeni sene mah-sulü sadeyağ piyasası açılmıştır. Beş tondan ibaret olan ilk parti Urfa yağı piyasamıza gelmiştir. Bu hafta içinde yeni partilere intizar edilmektedir.
Mısırçarşısı ve civarındaki bakkal dükkânlarında, Urfa yağı 650 kuruştan satılmaktadır.
Marhsall Plânı İdaresi Devlet Denizyolları için 2 mütehassıs uzman gönderiyor
Devlet Denizyolları ve Limanlan işletmesinde verimli ve rasyonel bir çalışma «istemi kurulmasını sağlamak üzere Marshall Yardım İdaresinden İki Amerikalı müşavir ve mühendis bu ay sonunda şehrimize gelecektir.
Deniz işletmeciliği ve Umancılık işleri üzerinde idarede devamlı olarak çalışacak olan mütehassısla^ maaşlarını Marshall idaresinden alacaklardır.
KİRAZ MAHSULÜ
Piyasaya turfanda kiraz gelmiş ve 200 kuruştan satılmıştır. Son yağmurlar dolayıslyle, kiraz mahsulünün kısmen zarar gördüğü, bu yüzden piyasamıza bol miktarda geç geleceği anlaşılmaktadır.
Mevsim sebzelerinin fiyatları düşüyor
Son bir iki gün içinde piyasada mevsim sebzelerinin ucuzladığı görülmüştür. 100-120 kuruşa satılan kabak 60 kuruşa, 200 kuruşa satılan fasulye 120 kuruşa düşmüştür.
Pamuk standardizasyonu
Toplantısına İzmirden 5 delege iştirak edecek
İzmir, 4 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Pamuk standardizasyonu hakkında Ticaret Bakanlığının hazırladığı toplantıya İzmir Pamukçular Birliğini temsilen 5 mütehassıs delegenin iştirakine karar verilmiş ve keyfiyet Bakanlığa bildirilmiştir. Heyet Ali Haydar Albayrağın başkanlığında toplantı tarihi Bakanlıktan bildirilince Ankaraya gidecektir.
4/V/1950 Perşembe
Boısalarda vaziyet
İstanbul :
Beyaz peynir ihracatına müsaade edileli, Borsada beyaz peynir satışları artmıştır. Yeni sene mahsullerinden tiftik ve beyaz peynir Üzerine mahdut miktarda muamele olmuştur. Henüz tiftik için büyük partiler halinde satışlar başlamamıştır.
Kambiyo ve Esham Borsaaında % 6 faizli Kalkınma tahvillerine karşı İstekler devam etmiştir. Fiyatlar ilerlemiştir. Attın piyasasında ise düşüklük durmuş, fiyatlarda yükBeime alâmetleri ha*gös-termiştlf.
İzmir :
Borsada çckirdekaız kuru Ütüm muameleleri hararetini muhafaza etmektedir. Ingiliz, Fransız ve Mısır mubayaalarım takiben Hollanda, Belçika ve îa-veçin de alıcı vaziyetine geçmeleri Bor-«ayı hareketlendirmektedir. Mısıra İhracat devam ettiğinden, İncir piyasası sağlamlığını muhafaza ediyor, hariçten sipariş gelmediğinden Borsada pamuk durgunluk geçirmektedir. Pamuk yağı piyasası gevşek bir durum arzrtmckte ve fiyat gerilemektedir. Boranda pamuk çrklrrtrfii durgun vazıyetini muhafaza ediyor.
Adana :
* Ticaret Bordasında keyde değer bir 4ey yoktur.
Trabzon :
Ticaret Horsasında fındığa karşı İstekler devam etmektedir. İr fındığa karşı istek ozdıı
İstanbul Borsası
Zürich Borsası (Serbest)
KAMBİYO
MEMLEKET ve DÜNYA
B
Ecnebi Tahviller
Pamuk (Kanları^Tallurı) Ashmouni Kısa clynflı F G. Karnulc Uzun olyuliı F/C.
YABANCI BORSALAR
İstanbul Ticaret Borsası
İzmir Ticaret Borsası
New-York Borsası
• ••
**»»••••••(v
Dokumu Kuııı .Maddeleri:
Tiftik (ana mal) ........
Tiftllc (Natürol) ........
Yapak Anadolu (Kırkım)
X e bu ıl Vuğlur:
Zeytinyağı (E.E. Susamyaftı .(Rnt.
Ayçiçeği (Rnlino Tındık yeğ: (Çıpmk)
Kııru Meyvnlnr ı
Fındılc (kabuklu sivri) Fındık (İç tombul) .... Ceviz (kabuklu) .
Ceviz (İç rıatürcb
tenekoll) sıra) çıplak)
llum derileri
Sığır salamura (kasapı KJ. Keçi tuzlu kuru kilosu ... Koyun hava kurusu kilosu
Hububat:
Buğday yumuşak (The.) Buğday sert (Ofisin) Arpa yemlik (dökme) .....
Mısır (San) çuvalı ......
ibtBulya ton»bul
Fasulye Çalı yumuşak ...
Kuşycnd ............
Morcimck kırmızı kabuk.
Mercimek yeşil ..........
Nohut natürel ...........
Taftiı t oh unıhır ;
Ayçiçeği tohumu ......«...
Keten tohumu ..............
Kondlr ı.olıumu »
Susam ...i............«...
Yer fıstığı kabuklu .......
Devlet Tahvilleri
Bugün
Eski Kapanış
ORSA ve PİYASALARI
__
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
111* —
30.—
Ö.— lft 2Ö 23.25
8.-
En yukarı |
1,05
t 20 1/2
10.90_____________________________
12Q1.2|| M mır Kredi Fonıti vy 1903 . | 172 -
T.C. Merkez Bankası .....
Türkiye İş Bankası ......
Türk Ticarut Bunkoaı ...... Aralan Çimento ..........
Şark Değlrmoncillk ......
Mili! Reasürans ........
28.—
31.—
23.10
23.10
25.-
22.-
37.—
30.-
40.—
28.-
28-
40.—
30.— «0.-
176.—
28.— 1(10.—
286.— 270.— 100.-
1-10.—
175.—
199.—
240.—
HHI
12-3.— 130/140
Şirket Tahvilleri
Şirket Hisse Senetleri
120,25
211.50
5.-
16.75
23.50
16.25
270.—
310 —
205.—
110.— 175.—
24.—
22.—
07.50 100.— 105.— 100.— 100.—
98.—
90.—
98.—
20.30
20.40
21.61
21.-
22.-2115 20.00
21.-
21 95
2U.2U
111.-
60.-
67.50
Eakl kur
Eskişehir Ticaret Borsası
Buğday yumuşak «.•••* Buğday sert .......
Arpo ..............
32.25
31.-
32.25
31.-
21.50
ESHAM VE TAHVİLÂT
175.— 105.-130.—
150.—
Trabzon Ticaret Borsası
Londra Borsası
Bradford Piyasası
272 1/4 255.—
32.63
32.78
31.6ü
58.60
22.50
21.—
36.—
36.—
111/4
3.85
76.50
7.30
67.—
65.-
61 3/4
20*21 18/21
34.—Nom
30.— ° 20/21 •* 18/21 ”
İskenderiye Borsası
Adana Ticaret Borsası
FINDIK
Bugdnv (fîuşell=Sent) ...................
Sert Kış mahsulü No. 2 ................
Kırmızj M ” No. 2 .....................
Pamuk Mlddllng (Llbroai=Sont)
Maj iB ....«*••(•«•••
Temmuz •••••••••••••••••••••»•••••e••eat Ekim
•al•«•••••••••••••••>•••• Tiftik (LlbroHİ=Scnt) ............
Ttksas No. 1 ...........
Fındık (Llbreai=Sont> ..........
Kabuklu yeril Iıd ..............
° orta ..............
Lcvant iç İthal inalı ..........
Ekatra İri iç ithal malı .......
Kuru üzüm (Llbreıd=Scnt) .........
Thompsun çekirdeksiz «oçmo ... Keten tohumu (Buşoll=Dolur) ... Minnoapolla ......................
Kalay tLibre8l = Sent) .........
Levhadoneke (100 libre dolar)
Keton tohumu (TonuzzStorilng)
Bombay ......................
Kalküta .....................
\ er f i w 11 j; t 1*1 i n*.l Istım
65.—
63. —
64. —
Tiftik İyi mal (Libresi Sıra mah
Yün Anadolu *• Trakya H
üzüm çekirdeksiz No.9 İncir A serisi No. 8....
M B serisi No, 108 Pamuk Akala 1 .......
Pamuk Akala II ......
Pamuk Akala 111 .....
Pamuk yeril
Pamuk yaû*ı (rafine) ... Pamuk çekirdeği .....
a) ^50 randımandı kabuklu tombul
b) İç sıra kontrollü
80.—
168.—
82—
172 —
Dün
=Flyat)
• •
II
II
• ••
• • •
Bugün
52. öo
56.—
42 —
220.—
185.— 160»— ISO.— 118.—
İL—
Son Kapanış
52.—
56.—
12.— 220.— 185.-m— 180.— 120.—
11.—
272.—
251.—
32.66
32.84
3153
H 1/4
3.85
77.37
7.30
22.-
22.50
36.—
40.—
(•) Günündo Boreada muamelesi tcöcü edilmemiş tahvilât vo çuhamın arz vo talepiero göre taayyün eden takribi piyasa değerleri.
1 Sterllng 10ü Dolar Açılış Kapanış
7.05,50 28L25 Ö.80 61.03 5.60 61 67 73.6810 0 44.126 0.01 876 9.73.90 7.91.— 281.25 0.80 61 03 5.60 jl 64 67 ! 73.68.49 0.41.128 0.1.876 9.73.90
1Ö0 Fr. Frangı ... 1(M) İsviçre Fr..,. 10Û Belç. Fr 100 İsveç Kr 100 Florin
l’M) Liret 1(MJ Drahmi 100 Escoudoe
• i 1 Altınlar ||
Külçe Yeril Gr. Külçe Orgunsa. Cumhuriyet .... Rpjsat Buuün Eski kuı ||
Lira Lira
5.43 5.10 i 38.— 38 60 81?.— 35.60 48 — lü.— 30.— 35.50 8,38 5.50 W — 38.40 36 25 35.65 48.- 40.- 37.60 I 36 50 |
H m11 ••••• •••••••« ru 1 dcn •«•••••••••. înıclllz
Franaıt kok ... NapoMon 111 .. İsviçre
Ncw-h»rk'lu : onsu: $ 35
Gümüş, Platin |
Gümüş Gr Plâtin ° En aıafcı En yukanll
10.- İL-
1 Lrtınılvdl tUİlVİİİCr Kapanış
(Jrö 1933 Ergani 20.76
*r(5 1988 İkramiyen 20.55
Milli Müdafaa I 09.60
•;«5 1941 Demiryolu XV •>••••• 08.80
T(5 1041 Demiryolu V !••••••« 09.65
^4 1/2 1019 ikramiycli ... 98.30
Diğerleri
1941 Demiryolu VI 08.80
Kalkınma t •»«»«•• 99.60
'".fi • • 11 100,20
M H III 90.50
*?. 6 1918 istikrazı 11 09.05
I. 08.60
%6 Milli Müdafaa 1 ••••••• 00.35
(İ6 KM0 I 0T.60
^7 1934 bivaa-Erzurum I.,. 2! 30
%7 mı II.-VU... 21.35
^7 1941 Demiryolu I... 2L-
r(7 1941 11... 21.—
^7 1041 m... 21.—
Milli Müdafaa L». 21.50
C«7 H •• 11... 21.0'.
el • ın... 21 15
ıv... 21 40
100,-100.-
98.—
T.C. Ziraat Bankası 20 80
Anadolu D.Y Tertip A/B. 108.—
M •• M 0. M
•• f YtOO 02.25
„ MUmea. Senet. 67.00
Pamuk Akala 1
Pamuk Akala II
Pamuk yeril I ..
Pamuk yerli n.
S.V.ltyJO
Durumu
Türk Liram Dolar Sterlim;
Franm Frangı

tuvlçra Frangı
En aşağı û.UO
I 28 V?
10.70
1 W
Sayfa 6
YENİ İSTANBUL
5 Mayıs 1950

GULHANE PARKINDA
A
I
• •
>1
lWı
1
l
Bahar ve Çiçek Bayramı
Arabalarla çiçek alayı, çiçek muharebesi, muhtelif esnaf ve cemiyetlerin geçit resimleri
T YERİ:
6-7 mayıs cumartesi ve pazar günleri sabahtan akşama kadar
İzmir Belediye Başkanlığından:
1 —s Şehir Oteli bahçesinde elektrik tesisatı yaptırılması işi Fen işleri Müdürlüğündeki keşif ve şartlaşması gereğince açık eksiltmeye konulmuştur, işin keşif bedeli 15048.90 lira ve geçici teminatı 1129 liradır.
Bu işe girebilmek istiyenler Fen işleri Müdürlüğünden belge almaları lâzımdır. İşin ihalesi 15.5.1950 pazartesi günü saat 15 dedir. İsteklilerin teminatlarım Belediye veznesine yatırarak mak-buzlariyle ihale günü belli edilen saatte Encümene başvurmaları.
2 — Eşıefpaşa caddesinin Çukurçeşme karakolundan itibaren 330 metre boydaki kısmının Bandırma parke taşlariyle esaslı tânıiri Fen İşleri Müdürlüğündeki keşif ve şartlaşması gereğince açık eksiltme suretiyle yaptırılacaktır. Keşif bedeli 28995.75 lira ve geçici teminatı 2175 liradır. İsteklilerin teminatlarını Belediye veznesine yatırarak makbuzlariyle ihale tarihi olan 15.5.1950 pazartesi günü saat 15 de Encümene başvurmaları.
3 — iki adet beşer tonluk uzun kamyon şasisi Temizlik iş-
len Müdürlüğündeki şartlaşması gereğince kapalı zailli eksiltme ile satın alınacaktır. Her ikisinin birlikte Muhammen bedeli 21000 lira ve geçici teminatı 1575 liradır. İşin ihalesi 15.5.1950 pazartesi günü saat 15 tedir. isteklilerin 2490 sayılı kanunun ta-rifatı dairesinde ha^ırhyacaklan teklif mektuplarını ihale günü en geç saat 14 le kadar Encümen Başkanlığına vermeleri lüzumu ilân olunura (5539)
Karadan otobüs, denizden vapur ve motörler temin edilmiştir. (5537>
NK AR Okuyucularımıza...
Gazetemiz hergün ilk uçakla Ankaraya gönderilmekte ve derhal otömobü veya bisikletle evlere dağıtılmaktadır. Bütün gayretlerimize rağmen "YENİ tSTANBUL/’un ellerine geç veya intizamsız geçtiğinden şikâyeti olan abonelerimizin arzularını Ankara Büromuza bildirmelerini rica ederiz.
Büromuz doğrudan doğruya abone kaydı yapmakta ve İlân kabul etmektedir. Acele ilânlar telefonla îstanbula blldit İlmektedir.
Ankara Büromuzun adresi: Kâzım Özalp Cad. No. 1/9 Ilgar Apt. :
Telefon: 16112 YENİŞEHİR
BOL YEDEK AKSAMİYLE, TÜRKİYENİN HER YERİNDE ISRARLA ARAMANIZ, MENFAATİNİZ İCABIDIR.
(|
M
Sayın Halka ve Tekel îçki Bayilerine
1.5.1950 tarihinden itibaren boş bira kasalarının fiyatı 3 liradan 125 kuruşa indirilmiştir. (5633)
İstanbul Tekel Başmüdürlüğü
YENİ ISTANBUL’un
Yeni İstanbul İlâncılık Ltd. Şirketi
Müellif Cad. 6-8 Beyoğlu - İstanbul
Telgraf : Hetlo - İstanbul Tel. : 44756 - 44757
j
BİR ADET 3 TONLUK KAMYON SATIN ALINACAKTIR
. Ankara Elektrik, Havagazı ve
Otobüs işletme Müessesesinden:
1 . V.8 tipinde bir adet 3 tonluk Ford kamyonu teklif verme usultl İle satın alınacaktır.
2 - Ellerinde mevcut veyahut en geç 30.6.1950 tarihine kadar teslim edebilecek durumda bulunanların tekliflerini 15.5. 1950 tarihine kadar Müessese Umum Müdürlüğüne vermeleri ilân olunur.
*
e SOĞUK
GRİP. NEZLE
ALGINLIKLARINA KARSI KULLANILIR
İNŞAAT İLÂNI
Ereğli Kömürleri işletmesi
Genel Müdürlüğünden:
1. — İşletmemizin yaptıracağı Zonguldak - Çaycuma, Kozlu - (Ereğli - Devrek Şosesi) ve Kandilli -(Ereğli - Devrek Şosesi) yollarının etüdü işi, kapalı zarf usûlü ve vahidi fiyat esasiyle eksiltmeye konulmuştur.
2. — Bu işin tahmin edilen bedeli :
— Zonguldak - Çaycuma yolunun
(11 200.—)
— Kozlu - (Ereğli - Devrek Şosesi) ve Kandilli - (Ereğli - Devrek Şosesi) yollarının
(24 550.—) liradır.
3. — Muvakkat teminat miktarı :
— Zonguldak - Çaycuma yolu için
(840.T-)
— Kozlu - (Ereğli - Devrek Şoşesi) ve Kandilli - (Ereğli - Devrek Şoşesi) yolları için
(1 840.—) liradır.
4. — Eksiltme evrakı, Zonguldak - Çaycuma yolunun (5.—) lira. Kozlu - (Ereğli - Devrek Şosesi) ve Kandilli - (Ereğli - Devrek Şoşesi) yollarının (10.—) lira mukabilinde :
Zonguldakta : Etüd-Tesis Grupu
Müdürlüğümüzden
: Elibank inşaat
Müdürlüğünden
.* Etibank Şubesinden
Ankarada
isfanbulda
temin edilebilir.
5. — Eksiltmeye iştirak edeceklerin, ihale gününden üç gün evveline kadar İşletmemiz Etüd ve Tesis Grupu Müdürlüğüne müracaat ederek, ehliyet vesikası almaları lâzımdır.
6. — Eksiltme, 24 - 5 - 1950 çarşamba günü saat
15 te Zonguldakta Ereğli Kömürleri İşletmesi Etüd ve Tesis Grupu Müdürlüğü binasında yapılacaktır.
7. — Teklif zarflan, eksiltme şartnamesine göre tanzim edilmiş olarak, ihale günü saat 12 ye kadar makbuz mukabilinde İşletme Genel Müdürlüğü Başkâtipliğine teslim edilmiş olacaktır.
Postada vâki olabilecek gecikmeler, nazarı itibare alınmaz.
8. — İşletmemiz, ihale yapıp yapmamakta serbesttir. (5664)
z
Dünya haberleri
Ecnebi muhabirlerin
mektupları
En güzel yazılar
r
En güzel resimler
SALAHADDİN ERK
Rön l gen Mütchastısı
Tomografi tertlbatlyle beraber yeni büyük Röntgen tesisatını ikmal ederek hastalarım kabule başlamıştır. Cağaloğlu, Dr. Süreyya B. Apt. Tel: 20726
aylık karnelerinin satışı bugün sona ermektedir.
Eşinize, dostunuza yapacağınız en güzel bahar hediyesi, şüphesiz YENİ İSTANBUL gazetesinin aylık abonman karneleridir.
Bu karneler, size olduğu gibi, samimî arkadaşınıza da hediyelerin en büyüğünü kazanmasını sağlayacaktır.
Birbirini takip eden üç aya ait karne kabını İdarehanemize getirene bir numara verilecektir.
Bu numara ile noter huzurunda çekilecek kur’aya iştirak etmek hakkını kazanmış olacaksınız.
Talih yüzünüze gülerse, şu imkânlardan müstefit olacaksınız :
Birinci gelirseniz, 10.000 lira masrafla AVRUPA'da ; ikinci gelirseniz, 5.000 lira sarfiyle TÜRKİYE'de üç yıllık bir tahsil yapacaksınız.
Bu vesile ile size şunu da hatırlatalım ki; kendisine tahsil kur'ası düşen YENİ İSTANBUL abonesi, bu hakkını bizzat kullanacağı gibi, herhangi bir kimseye de devredebilecektir. Böyle bir tahsile imkân ve arzusu olmıyanlara gazetemiz, bu işe ayırdığı tahsisatı % 20 nok-saniyle defaten ödeyecektir.
Bundan başka YENİ İSTANBUL gazetesi yıllık abonelerine her yıl tahsil imkânından başka, birçok hediyeler de verecektir. Kur’ada tahsil hakkını kazanan birinci ve İkinciden sonra, yani üçüncü gelenden başlamak üzere :
3 aboneye, meşhur markalı birer altın kol saati:
3 aboneye, meşhur markalı birer gümüş kol saati ;
3 aboneye, meşhur markalı birer çelik kol saati verilecektir.
Tekrar ediyoruz; abonman karnelerimizden birer tane alınız.



Şehir bandosu ve saz, orta oyunu ve kukla, Luna Park eğlenceleri, halk oyunları ve rövüler, ses ve çiçek müsabakaları ve çeşitli eğlenceler
En büyük gazinoların müzik ve dans numaraları hiç bir mecburî masraf yoktur. Duhuliye sadece (25) kuruştur.
f,
Donatılmış arabalariyle hususî şahıs ve müesseseler de iştirak edebilir.
Tafsilât: Belediye Eğlence Bürosu Telef: 24560.


Yanda resmi
REKLÂM KULELERİM
YENİ İSTANBUL
ANKARA MÜMESSİLLİĞİ I
Kâzım Özalp Caddesi, Ilgar Ap. I- 9 I
Telefon: 23031 J



Dünyanın en mukavim ve mütekâmil, aynı ** zamanda rakipleri meyanında en ucuz
ÇEKOSLOVAK MAMULATI
CZ ..... 125 ccm.
Jawa.... 250 ccm.
Ogar.... 350 ccm.
MOTOSİKLETLERİNİ

Galata, Tahir Han
Telefon: 40430 - 42673 Telgraf: Lamet Istan!
TEŞHİR VE SATIŞ YERİ
Tepebaşı, Alp Oteli altında
TÜRKİYE GENEL MÜMESSİLİ :
MEHMET KAVALA
Galata, Tahir Han
Telefon: 40430 - 42673 Telgraf: Lamet İstanbul TEŞHİR VE SATIŞ MAHALLİ :
Tepebaş, Alp Oteli altında

I

Comments (0)