5 Temmuz 1950
Çarşamba
1


k


^il'Ehanesl
SİYASİ İKTİSADÎ
ÇLTTA
3 İjfl
o
Sayı 217
10 kuruş
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6 - 8 Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
Abone : Türkiye için seneliği 32, altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki mitlidir.
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis eden l HABİB EDİB-TÖREHAN
İlânlar: 6 ncı sayfada santimetresi 2 liradır. İlânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
Dış politika

X
t ■

I
%


Dünya, harp ile ihtilâl
i



arasındadır
1

r
D. Parti Meclis
Telefon : 44756 - 44757 Santral
Telgraf Adresi : Hetlo. İstanbul
İÇ SAYFALARDA
KORE yüzünden hâsıl olan durumun bir üçüncü cihan harbine yol açıp açınıyacAğı suali, şu sıralarda, yerinde olarak bir çok zihinleri işgal eylemektedir.
Bizce, buna “Evet,, yııhııt “Hayır,, cevabını verecek yerde hor türlü düşünce ve kararımıza dalına rnüs|>et bir İstikamet verecek şekilde ehemmiyet atfetmek doğrudur. Yani bir “üçüncü cihan harbi., ihtimali, hlr takım endişelerin ve bu yüzden dc mütereddit ve zayıf tedbir ve kararların kaynağı olacak yerde düpedüz bir ihtimal hattâ muhtelif İhtimaller arasında belki de en kuvvetli İhtimal sayılarak, yapacağımız hesaplarda, aldığımız kararlarda ve bu kararları tatbik ederken gösterdiğimiz sürat ve cerlıezede aslî bir ânıil vazifesi görmelidir.
Birbirini hiç bir hususta tasdik ct-miyen iki hayat görüşü yan yana yaşayıp her hareketi ile birbiri aleyhine bir netice almaya çalıştığı müddetçe, kati çatışma ve çarpışmayı ‘«Acaba,, ya bağlamak, bunu yapan taraf için, sadece gafletin ifadesidir.
Demir perdenin iki tarafında, Kore’de, Çin’de, Çin Hiııdistanında, Ma-laya’da, hem karşılıklı ateş hatları mevcuttur hem de bu hatlar üzerinde muhtelif ehemmiyette sUûhlı çarpışmalar vukııhulmaktadır.
“Soğıık harp,, dünyanın bazı bölgelerinde sinirleri ve millî iktisatları yıprandırın bir tâbiyc İle silâhsız yapılmakta Lse de, bir çok bölgelerde de, ufak ölçüde dahi olsa, ilânı harp-Biz hakiki harp manzarası arzeyİçmektedir.
îşin umumî manzarası hu olduğu gibi bünyesi de. bütün mânasiyle hakiki lür harp bünyesidir. Zaten, dünyamıza ve hayatımıza şeklin verilmesi, İkinci binden önce başlamıştı, ilhakı ile Çin’e yapılan
nısturya ve Çekoslovakya’nın işgalleri İle İspanya harbi, 1918 muahedelerinin kurduğu sulh yapısını, camları ve çatısı uçmuş, içinde barınılmaz bir harabeye çevirmişti. Ve İkinci Cihan Harbine, hu yüzden, kolaycacık girilmişti. Eğer “Koridor,, yüzünden Polonyaya yapılan tecavüz bir “ikinci Münih,, ile sineye çekilmiş olsaydı, harp ile sulhun karışığı olan mütereddi rejini bir müddet daha devam etmiş ve İkinci Cihan Harbi daha geç bir tarihte başlamış olacaktı.
Bugün, adına “Soğıık harp,, dediğimiz rejim, şu halde. İkinci Cihan Harbine takaddüm etmiş olan mütereddi sulh devresinden lıenı farksızdır hem de onun, aradaki büyük harp faciasından sonraki inkişaf etmiş bir nevinden başka bir şey değildir.
Yalnız. “Çelik Mihver., devrinde, mevcut bir takım muahedelerin yırtılıp atılmasına mukabil bu devrede, ortalıkta muahede diye bir şey yoktur. daha doğrusu, Sovyet eın|>erya-Jizminin yarattığı emrivakiler yüzünden, mağlûplar He muahedeler akdetmek imkânı dahi buiuanarnamış-tır.
İşin bir safhası budıır: Harp He sulh arasında bir rejim; sulhtan ziyade harbi getiren bir rejim; bıktırarak harbi özleten bir
Fakat, bunun bir de İkinci mevcuttur. O da şu ki, bir
harp İle sulhun maddi ve mânevi hudutları karışadursun bir yandan da, İnsan cemiyetleri, istikrar ile ihtilâl arasında bocalamaktadır. Fransa yahut îtalyaya bakacak olursak, hu gibi memleketlerde, seçim yapına ve İstikrarlı hükümet kurma işlerinin ne kadar güçleştiğini görürüz.
Demek oluyor kİ. içinde bulunduğumuz tarih devresi, memleketlere, ne iç bünyeleri ile İç politikalarında ne de birhirleriyle olan münasebetlerinde sükûn, nizam ve istikrar vu-deylemektedir. Ve İnsanlığın mukadderatı harp ile ihtilâlin ınayıı tarlaları arasından yürüyerek İlerlemektedir.
Böyle bir vaziyet karşısında “Acaba bir Üçüncü cihan harbi,, zuhur e-der mİ sualini sormak, realitelere arkasını çevirmekle birdir. Biz. “üçüncü cihan harbi,, ııin mihrakında yaşıyoruz. indifa etmesi mukadder bir volkanın yanıbaşında y nu böyle bilmeliyiz,
yaşı valim, tedbirlerimizi re alalım.
Eğer hu görüşümüzü ne tatbik etlersek, bir mevcut olan hale. “Harp,, deriz. “Te-
cavüz,, filân gibi kelimeleri kâğıt sepetine havule etmiş oluruz. İkincisi, Kore’deki harbi, “Şimalde yaşıyan Kore’lirer He cenupta yaşıyan Kore’-liler arasında hadis olnııış silâhlı bir anlaşmazlık,, diye adlandırmayız. Galip gelerek şiıııalllleri yerlerine kovsunlar diye, cenuplulara “bir miktar,, yahut “hemen karadan değil de şimdilik havadan ve denl/tlen,, bir yardım taahhüdüne girmeyiz. Karşı taraf karakollarının bl/e, hepimize ateş açtığını tcaplt ederek, mukabele ederiz. Ne ölçüde bir mukabele? Karşı taraf karakollarım sadece susturacak ölçüde değil (le onları bir daha ateş açmamaya icbar edecek ölçüde bir mukabelede bulunuruz. Yani, çocuğun adını doğru koyarız ve, düııya barışı He kendi medeni varlığımızı müdafaada, devekuşu politikasından vazgeçeriz.
Ancak bıı suretle, dünya görüşleri birbirinden ayrı olan İki insanlık camiası arasında, hiç değilse bir mütareke teessüs eder. Çünkü bugünkü durum, bir mütareke olmaktan dıılıl uzaktır. Bugünkü durum, sullııı damlalık kullanarak müdafaa etmek ve bunun İçin de, karşı tarafa ihtikâr fiyatları ödemekle birdin
Bizim dünyamızın şuna ihtiyacı vardır: Kuvvetli devletlerin başında, kuvvetli devlet adamları!
bu tehlikeli Cihan Har-Mançuri'nin tecavüz A-
sulhtan rejim! safhası yarıdan
aşıyoruz. Bij-Ki. buna göre de buna gö-
Kore harbi-kere orada
Burhan BELGE
e
>
ı(




Kl:____
ı -t
»
4
*

1
tl w ■ *
t W t ■■ .li s OF

c




.1

%
1




(
• r İ'
i

L*
A


r *

i
V- • x * 1

3





> ₺■.*. _________
•4.
sırasında yanından hiç uyırnuıdığı mısır koçanı piposu
İkinci Dünya Harbi 4- -
ile Gl. Mac Arthur, dün kızılların eline diişen Suvon hava alanını bir kaç gün önce ziyaret etmişti. Ortada Kurmay Başkanı General Almond, sağda vazifesinden uzaklaştırılan Gl. Church görülüyor. İkinci planda görülen silâhlı Amerikan askeri ise Mac Arthur’ün şahsi muhafızıdır.
Suvon
r



Grupu toplandı
Köprülünün Kore hakkındaki izahatı nin durumu — Refah şehitlerinin maaşları lıktan çıkarma hükümleri
Meclis seçimleri -
Saraçoğlu evleri-Vatandaş-- Muhtar, Belediye ve il Genel Ve nihayet ara seçimler
Grup bugünde toplanacak
İKİNCİ
Anadoluda Refik Halici
İsparta - Burdur - Antalya ÜÇÜNCÜ
Sulhu nasıl elde edebiliriz?
John Foster Dulles
DÖRDÜNCÜ
İzmirin en dertli ilçesi URLA
Yugoslavya’ya kızıl tecavüzü mümkün
Macar hudutlarında
hazırlıklar görülüyor


Belgrat, 4 ÇA.P > — Bir ordu sözcüsü, dün, Yugoslavyanm, Rusya kontrolünde olan Kominform devletleri İle olan hudutlarında, “silah çatırdısı,, n-dan çekinmesi icap ettiğini ve buna göre hazırlanması lüzumunu belirtmiştir.
Albay Ljubo Andjelio, Politika gazetesinde yazmış olduğu bir makalesinde, propaganda sajpışı neticesinde, durumun geçen senek! Ağustos Krizi diye anılan vazfyete yaklaşmış, olduğunu kaydetmiştir.
Macar hududunda bazı hazırlıklar.
Belgrat, 4 iA.PJ — Yugoslavya dün akşam, Macarlstanın geçen bir kaç hafta zarfında hudut bölgelerinde bulunan sivilleri tahliye etmekte olduğunu bildirmiştir.
Bu haber, bir ordu sözcüsünün, Kominform memleketlerinin Yugoslavya hudutlarında “silâh çatırdatmaya,, bağladıklarını kaydetmesinden hemen sonra verilmiştir.
Hükümet adına resmen konuşan Belgrat Radyosu, bu tahliyenin aşağı yukarı Yugoslav vatandaşlarına münhasır kaldığını Tisa ve Tuna Nehirleri arasındaki bölgede yapıldığını ileti sürmüştür.
(Bu haberi tamumlıyan ve Rusların Makedon>« meselesini ele alarak ve Bulgarları öne sürerek Balkanlarda bir fekat orafcı açmak istediklerini gösteren A. P. in raporunu üçüncü sayfamızda bulacaksınız.)




düştü
Adnan Bilget
Şanghayda peşin para verirler (Hikâye)
BEŞİNCİ
Hayat ucuzluğu dâvası
M. Nermi
Ankara, 4 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — D. P. Meclis Grupu, bugün öğleden sonra yaptığı gizli toplantıda gündeminde mevcut meseleleri müzakero etmiştir.
Sızan haberlere göre bu oturumda Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü, Kore-dekl durum hakkında yeniden izahat vermiş ve Birleşmiş Milletler Sekreterliğine Hükümetimizce gönderilen cevapta memleketimizin yapacağı yar* dımların belirtildiğini hatırlatmıştır.
Bundan sonra Saraçoğlu evlerinin az maaş alan memurlara klralnaması lâzım geldiği halde bu evlerin bazı yüksek nüfuz sahibi kimselere verildiği yolunda vaki suallere Maliye Bakanı cevap vermiş ve bu mesele üzerinde hassasiyetle durulduğunu, Saraçoğlu evlerinin satılıp satılmıyacağı veya idaresinin değiştirilip değiştiril-miyeceğl hususunda yapılmakla olan tetkikler sonunda karar verileceğini söylemiştir.
Refah şehitleri meselesi
Refah hâdisesi şehitlerinin maaşları hakkındaki takrir üzerine izahat veren Millî Savunma Bakanı Refik Şevket ince ezcümle şunları söylemiştir: —Bu mevzudaki tetkiklerimize devam etmekteyiz. En kısa zamanda bu İş halledilecektir. Kimsenin hakkının ziyan edilmesine müsaade etmiyeceğiz.
Sedat Zeki örs’ün, vatandaşlıktan çıkarılma hakkındaki hükümlerin a-ğır olduğu yolundaki takririne Hükümetçe cevap verilmiş ve bu hükümlerin turizm mevzuatiyle birlikte İncelenmekte bulunduğu söylemiştir.
Muhtar, Belediye ve îl Meclisleri seçimi meselesi de hararetli konuşmaları mucip olmuş ve bazı hatipler bu seçimleri sağlayacak kanunlara adlî teminatın ilâvesini istemişlerdir.
Ağustos ayı içerisinde Muhtar ve eylül ayı içerisinde de Belediye ve îl meclis seçimlerinin yapılması muhtemeldir.
Sızan, fakat teyidine imkân olmayan haberlere göre bugünkü Grup İçtimaindi ara seçimlerinin gelecek yıla bırakılması uygun görülmüştür.
Grup, bugün de toplanacak
Ankara. 4 (AA.) — Demokrat Parti Meclis Grupu Başkanlığından:
Demokrat Parti Meclis Grupu Umumi heyeti 5 temmuz 1950 çarşamba günü saat 10 da toplanacaktır.
Türkiye - İsrail ticaret anlaşması J
Amerikan birlikleri dün ilk defa olarak çarpışmaya katıştı
Tokyo, 4 A.A. (United Press) — Keşif uçakları, kızıl süvari birlikleri tarafından takip edilen altı komünist tankının Suvon’a girdiğini bildirmişlerdir.
Cepheden alınan haberlere göre güneye doğru taşkın bir halde ricat eden Güney Koreliler ilerlemekte olan komünistlerin önünden kaçmak için temin edebildikleri bütün nakil vasıtalarını kullanmaktadırlar.
Kuzey Kore uçaklarının ricat etmekte olan Güney birliklerini farıyarak hezimeti felâketli bir şekle sokmalarına sadece Amerikalıların kuvvetli hava müdafaası mâni olabilmiştir.
Suvon’un tahliyesinin muntazam bir geri çekilme olduğu karargâhtan bildirilmiş olmakla beraber cepheden alınan haberler tahliyeyi bütün Güney Koro ordusunun mümkün olduğu kadar süratle ricat fcttiği bir hezimot o-Idrak tarif etmektedir.
Tokyo, 4 A A. (United Press) — General Mac Arthur, Korede kumandası altında bulunan silâhlı kuvvetlere mensup Amerikalılarla diğer şahıslara esir edilip de fena muamele yapıldığı takdirde bundan Kuzey Korelileri mesul tutacağını bugün bildirmiştir. Amerikan kara birlikleri ilk defa çarpışmaya katıldı
Tokyo, 4 A.A. (United PreBs) — A-merlkan birlikleri Suvon’un 20 mil kadar güneyindeki Pyongtaik’de düşmanla ilk çarpışmalarını yapmışlardır.
Komünist çetecileri faaliyette
washington. 4 ı YİRS) — Kore harbinin en ehemmiyetli çarpışmaları în-şon - Seul - Suvon üçgeni dahilinde cereyan etmektedir.
Bu arada, cepheye gelen ’Ameriknn birliklerine komünist taraftarı çeteci-ler tarafından taarruz edilmiştir.
Sivil elbise giyen mühim miktarda komünist sabotajcılar mülteci namı altında cumhuriyetçi hatları gerisine sızmaya muvaffak olmuşlardır.
Muzaffer Kayalıbay hâdisesi tahkikatı
Türkiye He İsrail arasındaki ticaret anlatması dün Anka ra d a imza edilmiştir. Bu anlaşma iki memleketin yek diğerinde n alacakları malların cinsi ve yekûnu tesbit edilmiş ve anlaşma hükümleri hakkında İsrail Basın Ataşesi gazetecilere geni$ İzahat vermiştir.
Yukarıdaki resim, anlaşmanın imzası sırasında alınmıştır^
İsrail ticaret anlaşması hakkında Ankara muhabirimizin verdiği geniş tafsilâtı bugiin 5 inci sayfamızda bulacaksınız.
? t X
Konsolosluğu mensupları ve
Rus Konsolosu sıkı bir nezaret altında gemiye bindiriliyor
Queııille’iin teşkil ettiği kabine 3 gün tutunabildi
Paris, 4 A.A. (Reuter) — Henüz üç günlük bulunan radikal Henri Queuille kabinesi bu akşam Mecliste sosyalistler ile diğer partilerin müştereken cephe almaları üzerine düşmüştür.
Önceden yapılan tahminler
Paris, 4 A.A. (AFP) — Milli Meclîs Sosyalist Grupu 26 ya karşı 61 oyla Hükümete itimat oyu vermeyi kararlaştırmıştır.
Bu karar Henri Queullle Hükümetini azınlıkta bırakmaktadır. Bu da Çueullle'ün lüzum gördüğü takdirde istifasını mucip olabilir.
Sovyet Başkonsolosu Rusyaya götürüldü
Otomobille geminin önüne getirilen başkonsolosun kimse ile temasına müsaade edilmedi
İstanbul Sovyet Başkonsolosu Ar-kadı Grnsnuk ve eşi dün Galata rıh. tınıma yanaşan Nogin adlı Sövyet gi-lepiyje Rusyaya gitmişlerdir .
Daha sabahın erken saat terinden 1-Li haren Yolcu Salonuna gelen bütün Sovyet karıları Bulgar Başkonsolosu ve eşi tarafından törenle teşyi edilen Başkonsolos Yolcu Salonundan geçirilmemiş ve rahatsızlığı bahane edilerek Denizyolları acentesinin yanındaki rıhtım kapısı açılmak suretiyle kimse ile temas ettirllmiyerek doğruca gemiye nbnmış ve güverteye çıkmasına bile müsaade edilmeden kamaraya kapatılmıştır
Başkonsolos gemiye girerken bitkin bir halde idi. Kendisi artık şehrimize donmiyecektir. Yerine kimin geleceği belli değildir.
İkinci Dünya Harbinden beri bir Sovyet gemisi ilk defa Galata Rıhtımına yanaşmıştır Gemi ile giden bayanlar teşyie gelen kızıl memurların karşısında neşeli görünmeye çok gayret etmişler, fakat gemi ayrılırken göz yaşlarını zapudememişlerdir.
Müdahil avukatlar Ömer tnöniiniİD tevkifini istediler
Muzaffer Kayalıbay hâdisesinin tahkikatına dün de geç vakte kadar devam edilmiş ve bazı şahitler yüzleştirilmiştir
Savcılıkça, tahkikatın çok mahrem tutulmasına rağmen, hâdisenin yeni bir safhaya girdiği ve bu hususta bugünlerde bir açıklama yapılacağı anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan Kayalıbay ailesinin avukatları. Bakanlığa ve Savcılığa başvurarak bütün şüphelerin üzerinde toplandığı Ömer lnönünün içtimai mevkiinin şahitler üzerinde tesir edebilecek bir durumda olması dolayısiy-le Ceza Mahkemeleri Usulü Kanununun 104 üncü maddesine uyularak tevkifini istemişlerdir.
İran kabinesi itimat aldı
Tahran, 4 (A.P.* — İran Başbakanı General Ali Razmaranın kurduğu A-merikan taraftan kabine bugiin parlâmentoda güvenoyu kazanmıştır Parlâmento yeni kabine lehine 7 ye karşı 94 oyla itimat beyan otmiştir. 3 mebus müstenkif kalmıştır.
Kore meselesinde
resmî Rus görüşü
Gromiko, Birleşmiş Milletleri ve Amerikayı itham etti!
Londra, 4 (AP) - Gromiko Tass Haberler Ajansı tarafından Londrada tevzi edilen bu demecinde: “Amerika sulha karşı h&smane bir harekette bulunmuş ve bundan doğacak neti, çelerin sorumluluğunu taşımaktadır’* demiştir.
Gromiko, Birleşik Amerikanın bütün Kore’yi Uzak doğuda askeri ve stratejik bir sıçrama tahtası olarak kullanmak üzere ele geçirmek istediğini söylemiş ve şunları ilâve etmiştir.
“Amerikan Hükümeti Birleşik A-merlkayı tedricen harbe sürüklemektedir. Fakat Amerikan milletinin yeni bir askeri maceraya bulaşmak hususundaki isteksizliğim hesaba katmak zorunda bulunduğu cihetle, memleketi tedricen ve adım adını a-çık harbe doğru sevketmektedir.”
Birleşmiş Milletler toplantılarını, müzakerelerin ortasında terkedlp çıkmak Sovyet modasının kurucusu olan Gromiko. Güvenlik Konseyinin Kore hakkındaki kararının da sulha aykırı bir hareket olduğunu ileri sürmüştür. Bu beyanatın Dışişleri Bakanı Andrel Vişinski yerine Gromiko tarafından verilmesi Londrada ilgi uyandırmıştır.
Af tasarısı bugün Meclis Adalet Komisyonunda görüşülecek
Ankara, 4 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Dün esaslarını ve gerekçesini tafsilâtiyle vermiş olduğumuz bazı suç ve cezaların affına da-ir kanun tasarısı yarın Adalet Komisyonunda görüşülecek ve muhtemel olarak da cuma günkü Meclis heyeti umumiyesine arzedılerrk müzakeresine başlanması için tertibat alınacaktır.
Yunan talebini protesto için
Kıiırıs Türkleri Birleşmiş Milletlere müracaat etti
Kıbrıs Hükümeti, Adadaki Türk - Müslüman halkın isteği üzerine bir Kıbrıs müftülüğü ihdasını kararlaştırdı
Kıbrıs Türkleri. Kibrisin Yunanls tana ilhaJcı emelini protesto maksa-dlyle hazırladıkları bir broşürle Birleşmiş Milletlere mukabil müracaatta bulunmuşlardır.
Lake Success’de bulunan Birleşmiş Milletler Emniyet Divanına ve Genel Meclisine hitaben yazılan bu protestoda Kıbrısta yaşayan Türklerin miktarının 85 bine baliğ olduğunu ve 400 sene evvel padişahın hususi bir fermanı He buraya yerleştiklerini ve A-danın 6 kaza merkezi ile 220 köyünde oturduklarını ve bu köylerin 110 unun tamnmiyle Türklerle meskûn bulunduğunu, Kıbrıstaki cami ve mescit miktarının 250 yl aştığını, buradaki Türk-lerln 80 inin çiftçi olması itibariyle tamamlyle toprağa bağlı bulunduğunu, Lefkçşedc bir Türk lisesi, bir bankası ve üçü gündelik ve İkisi haftalık olmak üzere 5 türkçe gazete neşredildi-ğinl ve nihayet tklncl Dünya Savaşı esansında nüfus nispetine nazaran gönüllü olarak çıkardığı asker mikta nnın Kumlara nazaran çok daha fazla olduğunu, bunu yaparken siyasi bir
akide ve cereyandan ziyade müttefiklere bağlılığını ve onun dâvasınii İnanmış bulunduğunu ileri sürmekte ve tarih boyunca Türk kalmış bu beldenin bundan böyle de Türk kak ması icap edeceğini ifade ederek ilhak keyfiyetinin Yunonistana değil Türkiyeye yapılması icap edeceğini bildirmişlerdir.
Kıbrıs Müftülüğü ihdas ediliyor
Lefkoşe 4 (AP) — Bugün Kıons Hükümeti. Adadaki Türk - Müslüman halkın isteği üzerine bir Kıbrıs Müftülüğü ihdas edileceğini ilân etmiştir. Adada, Türk idaresi devrinden 1929 yılına kadar bir Müftü bulunmaktaydı. Kıbrıstaki İslâm Camia, sının ruhani lideri olacak müftü, Tür-klyedeki dinî şahsiyetler arasından seçilecek ve bu ödeve 3 yıl müddetle tâyin edilecektir.
Türkiyedekl ilgili makamlara, uygun bir adayın İntihabında Ankara-daki Ingiliz Elçiliğine yardım etmeleri rica edilmiştir.
• •
Fransada yeni kabine kuruldu (Gazeteler)
Başbakan Queuille — Aman, dikkatli adııu atalım! Düşmeler pek sık oluyor.

Sayfa 2
y e n î İstanbul
5 Temmuz 1950
Anadoluda Refik Halid
Kırk yıl evvel-Kırk yıl sonra
— 25 —
İsparta - Burdur - Antalya
----—------ t
İspartada ne gördümse hoşlandım — Nefis pey* nirli pideler —Çubuk boğazı —Bin şu kadar rakımdan denize: ”fin-Nilüferleri papatya tarlası gibi coşkunca aşmış bir göl ve dere...
Ispartadan Burdura
falyaya!,,
YAĞMURLU bir günün sabahında Ispartadan ayrıldık. Az sonra Burdur’a varacağız, ikindi üstü de Antalyaya. fspartada ne gördümse hoşlandım, ne yedimse lezzetli buldum. Hele, günlük tereyağından ve o günün taze peynirinden yapılmış. en aşağı kırk santim boyunda ve kayık biçiminde peynirli pideler pek nefisti; tam mevsimine de rastlamıştık; fırsatı kaçırmadık. Zaten bu pide öğle yemeğine kâfi geliyor... Arkasından da üstü sıvanıaca-sına kajmıakla örtülü tel kadayıfına rağbet buyurursanız!
Şehrin suyu çok hafif, yağlalise henüz yayıktan çıkmış olduğu için— yayla havasını da bunlara katınız— hazım zorluğu çekmiyorsunuz; çabucak acıkıyorsunuz bile... Kemal Turan Bey dostumuz bizi yemeğe çağırmak nezaketini gösterip de evvelceden “Ne istersiniz?” deyince cevabım şu olmuştu:
— Peynirli pide ve kaymaklı tel kadayıfı! O gün pideden beş tane, tatlıdan ölçüsüzce yediğimi biliyorum... Karbonat almak lüzumunu duymadım.
Ispartanın pazar yeri de çok eğlenceli. Filvaki bütün Anado-ludakiler gibi orada da satıcılar ekseriyetle köylü kadınlar, alıcılar ise kasabalılar. Benim dikkatimi daha ziyade Tahtacı kadınlar çekti; yani Toros ormanlarında kereste biçen, bunu iş edinmiş olan oymak halkı. Hepsi de güzel giyinmeğe meraklıdırlar; güzeldirler de... diyebilirim ki Anadolunun en tirendaz. bir nevi koketıiye sahip, yaşliBi bile zariflik düşkünü o-rijinal ahalisi Tahtacı kadınlarıdır. insana ilk bakışta Ispanyol kadınını, onun süslülüğü ve şuhluğunu hatırlatıyorlar. Alış veriş için şehirlere.' kasabalara geldikleri vakit mi iyi giyiniyorlar? Elbette kendilerine bu sırada fazla çeki düzen veriyorlar amma sarp ormanlar içinde, bıçkı ve testere elde, yorulmak bilmez bir gayretle çalıştıkları zaman dahi yine düz tarlada didinen öbür vatandaş köylülerimizden daha itinalı kıyafettedirler. Fotoğraflarını çektirmekten de kaçınmak şöyle dursun, zevk duyuyorlar; gayet tabiî poz almayı da biliyorlar... Her biri, rol icabı o kıyafete girmiş sinema yıldızı, sanki!
İşte bir göl daha göründü: Burdur Gölü. Tuzlu olduktan başka güzel tarafı da yok. ismini verdiği vilâyet merkezine 6adece bir dekor yapıyor; suyu tatlı bir göl kenarı kasabası manzarası veriyor, içinde balık, kenarında ağaç yaşamamaktadır. Dağlar ise bana hem yumru yumru şekilleri, hem kavruk renkleri ile çöl bölgelerini ha
tırlattı. Burada badiveleri ve sahraları düşündüren, Hacca gidildiği tesiri yapan bir hal mevcut. Fakat kasaba temizce ve bakınılıcadır. Yüze gülen bir lokantada kusursuz servisle iyi bir yemek yedik ki bu, hâlâ Anadolunun bir çok yerine nasip olmamış nimetlerdendir.
Yolumuza devanı ediyoruz. Manzara gittikçe güzelleşiyor, etraf ormanlaşıyor. Otobüste ön sıra yolcuları, birbirimize nöbetleşe kolonya ikranıiyle meşgulüz. Kolonya? Bugünkü yurt seyahatlerinde eskisiyle bir fark daha hâsıl olmuş: Ceplerde ve el çantalarında kolonya şişeleri bulunduruluyor. Zaten şimdi hangi şehir ve kasabamız var ki eczahanesinde yahut öteberi satan dükkânlarında kolonya yapılmasın? Limon kokan ferahlatıcılarına rağbet fazla; zira otobüs tutan kadınlar bu neviden medet umuyorlar. Fena da olmuyor, arabanın içi seyyar berber dükkânına dönüyor; arka tarafın ve benzinin kokusunu ba8tırmasa da havamıza bir temizlik rayihası katıyor.
— Çubuk Boğazına yaklaşıyoruz.
Denildi; toparlandık; gözlerimiz pencerelerde! Memleketimizin yol bakımından korkunç, fakat güzellik itibariyle namlı boğazlarından birine giriyoruz. Koca otobüs daracık şoseden yüzlerce tehlikeli viraj geçerek Akdeniz kıyısına inecek. İşin şakaya gelir tarafı yok. İkinci Dünya Harbinin meşhur komandoları kadar muhataralı bir sefere çıktık. Ayrıca sağanak azıttıkça azıttı, camları kamçılıyor; dağdaki pus ve içerde biriken buğu yüzünden önümüzü güç görüyoruz.
Vaktiyle atlı arabalar için yapılmış, bazı yerleri pek âz genişletilmiş olan yol, motörlü vasıtalara elverişli vaziyete sokulmamıştır; röfüjleri çerden çöpten, köprüleri korkuluksuz-dur. Düşününüz ki burada otobüsler geceleri bile vızır vızır işliyor; işleyemediği de oluyor. Netekim aynı yolda bir tanesinin uçuruma yuvarlandığını, sekiz on yolcunun ölüp bir o kadarının da ağır yaralandığını seyahatime devam ederken gazetelerde okudum. O yollar, bu otobüsler oldukça maalesef daha da okuruz.
Çubuk Boğazı, tehlikeyi unutturan güzelliğiyle epeyce sürdü. Nihayet bin şu kadar rakımdan deniz seviyesine indik. Tepeden gördüğümüz Akdenize ve Antalyaya yaklaşıyoruz, ilk su bolluğu —içinde nilüferleri papatya tarlası gibi coşkunca açmış— bir göl ve dere ije başladı. Artık akar sular, pür nakil donanan çiçekler ve her mev

1

simde meyva yetiştiren ağaçlar ülkesindeyiz. O derecede ki bazı pamuk tarlalarına rastladık, sahipleri çit yerine etrafına gül dikmişler... Sınırları aym-mak için!
Zaten “dikmek” ne kelime? Burada o iş bir ehemmiyet ifade etmiyor; toprağa ne soku versen hemen tutuyor, en kısa zamanda yeşerip çiçek, meyva, mahsul veriyor.
istitrat kabilinden şunu söyleyivereyim ki bugünkü Anadoluda ümran arzusu şehir, kasaba, köy, az çok insan topluluğu bulunan her yere kapalı yoldan, yani sağlam boru içinde su getirtmek ile kendini göstermiş. Nereden geçmedik ki halk, aynı zamanda Hükümet ile Belediye su peşinde koşmasın? Bu maksatla, galiba çoğuna hesap-sızcasına milyonlar harcanmaktadır. Hesapsızca dediğimin sebebi var: Keşifler daima yerinde yapılmadığı gibi tesisler ne kifayetlidir, ne de lüzumu kadar sağlam. İlerisi ve dayanma müddeti pek düşünülmüyor. Vali yahut kaymakam yahut da belediye reisine bir şöhret ve gösteriş temini esas gaye imişçe-sine iş öyle aceleye getiriliyor ki matlûp netice tabiatiyle elde edilemiyor. Borular patlıyor, tazyik düşüyor, toplama havuzları çatlıyor. Alıktan çoğaltmak için iyi sulara kabaları da karıştırılıp kalite düşürülüyor. Hulâsa bir kör düvüşüdür gidi-ypr.
Amma ne olsa meskûn yenleri medenî şekilde akar suya kavuşturmak gayreti kırk yıl önceki devir ile şimdiki arasında güzel bir fark hâsıl ediyor. O devirde kasabalar yine susuz değildi; fakat ekserisi hayır ve hasenat sahiplerinin himmetiyle yapılmış iptidaî çeşmeler yüzünden. Yer yer çatlamış künk borular, üstü açık arklar vasıta-siyle gelen ve evlere ma’i masura ölçüsiyle birbirinden geçerek taksim edilen sular tifo salgınlarına sbep olurdu. Şam şehrinin meşhur Kâa’ları böyle idi, Anadoluda da bir çok kasaba, meselâ Çorum aynı halde idi. Kuraklıktan çok fazla tehlikeli bir sulaklık...
Tazyikli akar suya en ziyade elverişli görünen, âdeta bir tatlı su Veııedik’iğini andıran, dereleri kanal tasavvur edilse adacıklara bölünecek olan Antalya meğerse teiniz ve iyi su sıkıntısı çekmekte imiş. Aklıma gelmezdi.
Biz yolumuza devam edelim: Şehre girdik. Ben ümit ediyordum ki Ispartadaki dostların, hattâ validen valiye telefonların faydası olmuştur da otelde yer ayrılmıştır ve bir kaç gıyabi ahbap kar-
Sergi köşesi
Ispanyol röviisii
Akdenlzln bir ucunda lapan-yollar, otrkı ucunda biz varız.
Şark musikisi onlarda dinamik, hızda statik bir mükrm» maliyete varıniş. Bu itibarla, ı-kinci İstanbul Sergisi müıuue-betiyle Açıklınca Tiyatrosunda ftınsilhr vermeğe başlamış bulunan Ispanyol röviisü Türk seyircileri tarafından kolayca anlaşıldı, takdir edildi.
Ispanyol rövüşii, bir temaşa olarak, güzel. Yalnız Açıklıa valini tahta sıralarında uzun boylu oturarak seyredilmesi müşkül, Hem de bir konser veya temsil veriliyormuş gibi put gibi oturarak! Burası, meselâ Taksim bahçesinde numara seyredilirken olduğu gibi, dondurma, bira, limonata vesaire yi» yitip içilecek tertibata sahip bulunsaydı, elbet rövü havasına daha uygun olurdu. Nerede kaldı ki, Arıkhava Tiyatrosunun büfesinde şoğuk meşrubat bulmak, çölde şcMls ile karşılaşmak gibidir. Buraya gidilirken yastıklar alındığı gibi, termos göfUrmek dr moda olacağa benziyor.
BİR İSTANBULLU
Seyrüsefer işleri hakkında yeni kararlar
Dolmuş otomobilleri intizama sokuluyor, şehirde yeni noktalar ihdas ediliyor
Emniyet Müdürü Kemal Aygün, dün 6 ncı Şube Müdürlüğüne giderek şehrin seyrüsefer durumiylc meşgul olmuştur.
Öğrendiğimize göre şehrimizde günden güne artan otomobil izdihamı karşınında seyrüsefer kadrosunun arttırılmasına karar verilmiştir. Motörlü ekiplerin çalışına şekli yeniden teshil edilecek ve dolmuş otomobillerinin faaliyeti başıbozuk halden kurtarılarak bir intizama konulacaktır.
Ayrıca şehrin bazı yerlerinde yeniden seyrüsefer noktaları İhdas edilecek ve sayfiyelerde ehliyetsiz çalışan amatörlerin zaman zaman kazalara sebep olmaları dolayısiyle bu mıntakalarda kontrol arttırılacaktır.
Ticaret filomuza 10.000 tonluk bir şilep daha katıldı
Armatör Kemal Sadıkoğlu firması tarafından Londradan 600 bin Tllrk lirasına satın alınan 10 b|n tonluk K. SRdıkoflJu ollepi, Karasl’den yüklediği 0 bin ton buğday yiikiyle dün ilk defa olarak Umanımıza gelmiştir.
şılamağa gelmiştir. Kimsecikler yok. Soruşturduk: Otellere de teııbihat vâki olmamış. Dral dedenin düdüğü gibi ortada kaldım. Bereket, iş başa düşünce hem gayretli, hem becerikli-yimdir. Yolda kulağıma bir Trak Oteli çalınmıştı; bavulları otobüse bıraktım, yanıma birini aldım, doğru oraya koştum.
Hükümet meydanına ve yandan denize nâzır ufacık bir bina. Kapıda bir levha; (Boş odamız var)... Başka yazılar da o-kuyorıım: (Hamam — duş — kahvaltı — Sahanda yumurta — maden suyu) âlâ! Hele geceyi edelim ve geçirelim, ertesi günü Allah kerim. Pek yapamazsam dönerim. Memuriyet veya müfettişlikle gelmedim ya... Seyahat programımı kendim tayin e-diyorum. Bu, yolculukta ferahlıktır.
Istanbulda doğan otel kıralı Mr. Taylor dün geldi
Mr. TAYLOR, TÜRKİYEYE YAPABİLECEĞİM HER YARDIM İÇİN CANLA BAŞLA UĞRAŞMAYA HAZIRIM, DİYOR
15 yasında Ikon Anıcrlkaya gidon İstanbullu bir Rum orada bulaşıkçılık yaprıııya başlamış, Biraz para kazanınca bir kaç odalı bir otclclk inletmeye koyulmuş. Kısa bir müddet son
ra bu '‘otclclk,, İn sahibi büyük bir oto! sahibi olmuç. Derken iş daha büyümüş, nihayet bu adam bugün Amerikanın on muazzam otellerinden üçünü işleten bir otel kıralı olarak tanınmış. Serveti 40-50 milyon dolar tahmin ediliyor.
İşte bu otel kıralı, tahin bu lun ve doğup büyüdüğü Marmara adasının hasreti İle uzun yıllar kendi tabiriyle — yandıktan sonra nihayet dün Ankara Vapuru ile nehrimize geldi. Daha vapur rıhtıma yanaşmadan evvel birçok kimilerin ellerinde buketler. bekleşmekte olduklarını görüyorduk. Bütün bu buketler otel kıralı Mr. Taylor’a verilecekti, Mr. Taylor’a gösterilen bu al (ikanın sebebini öğrendim. Milyoner otelci, Amerikadaki otellerine, herhangi bir Türkün geldiğini öğrenir öğrenmez derhal onları bulur, yanaklarından öper, kendilerine en yakın ilgi ve yardımı gösterirmiş. İşte rıhtımda, ellerinde buketlerle beklenenler Ameriknva gidip Mr. Taylor'un sıcak ve yakın alâkasına nıazhar olan kimselerdi. Hepsi de otel kiralına şükran borçlarını Ödemeye gelmişlerdi.
Biraz sonra gemiye girdiğimiz vakit Mr. Taylor onlarla kucaklaştı, 40 yıllık ahbap gibi uzun uzun öpüştüler. Otel kıralı, sempatik yüzlü, güzel giyinmiş fevkalâde nazik bir insandı. Etrafım »aran gazetecilerle derhal samimi oluvermişti: “İşte, diyordu, nihayet canım İstanbul» kavuştum. Dünyada bundan fazla istediğim hiçbir şey yoktu.”
Ankara Vapurunu ve mürettebatını çok beğenmiş, Diyor ki:
“Ankara. Queen Elizabeth'deh sonra gördüğüm en iyi gemidir. Kaptanı Amerikayn götürüp otelci yapmak isterdim. Nezaketi sayesinde müşterilerimi iki mİâUne çıkarırdı...
Mr. Taylor, türkçe konulamıyor. Fakat bir çok kelimeler aklında kalmış. Istanbulda bir otel yapmak meselesi İle meşgul olup olmıyacnftını sorduğum vakit şu cevabı verdi:
“Otel meselesi ile alâkadar olacak ve Is İmkânlarını araşlıracaâım. Şunu «İze bilhassa belirtmek isterim ki. ben Türk iyeye yapabileceğim her türlü yardım için canla başla çalışmaya hazırım.,,
— Istanbulda kendi hesabınıza bir otel inşa etmek ihtimal dahilinde midir?
Ressam Levni sergisi
Bu münasebetle ressamın kabri de ziyaret edilecek
■ I • Mk ■ ■ » • •>
Türk minyatürü talebeleri bundan iki asu* önce Türk resmini kemale u-laştıran ressam Levnin eserlerinden mürekkep bir sergiyi 6 temmuz 1950 günü Topkapı Sarayında açacaklardır.
Sergi 7 temmuzdan itibaren 15 gün müddetle halkın ziyaretine açık bulundurulacaktır.
Ayrıca .sanatkârlar 6 temmuz günü saat 10 dan ressam Levninin Edirne-kapı haricinde, OtaJccılarda bulunan ve yeniden yaptırdıkları ressamın kabrini de ziyaret edeceklerdir.
Fen Fakültesi talebelerinin gezisi
Fen Fakültesi Talebe Cemiyeti her «ene olduğu gibi bu yıl da bir dış memleket seyahati tertip etmiştir.
Hazırlanan programa göre 50 kişilik bir kafile halinde 22 temmuzda vapurla Pireye gidilecek ve 1 günlük bir misaferetlen sonra Sd&ııik yo-liyle dönülecektir.
Yabancı tabiiyetindeki garsonların durumu
Yabancı tabiiyeti! garsonlardan Türk tabiiyetine geçmek üzere müracaatta bulunanların, muameleleri intaç edilinceye kadar, çalışabilecekleri Bakanlar Kurulunca karar altına alınarak Vilâyete tebliğ edilmiştir.
“iatanbula 500-1000 odalı bir otel 15-zım. Böyle bir oteli bir klmae yalnız basına yapamaz. Hükümetin de yardımına muhtaçtır..,
öğrendiğimize göre Mr. Taylor'un Ameriknda otellerinden başka hir de otelcilik mektebi vnrmıe. Kendisi bc-vcrİİ Türk gençlerini Amerikadaki bu mektebinde İyi birer otelci olarak yetiştirmeyi arzu ediyor.
Mr. Taylor’un, kendini kadar kibar bir hanımı var. Türkiyeye ilk defa gelmekte olan Mr». Taylor’un lâtan-bula dair edindiği ilk intibaı sorduğum vakit bana şu cevabı verdi:
“Kocam bana İstanbul hakkında çok şeyler söylemişti. Fakat simdi anlıyorum ki, az söylemiş!,.
Kocası İse sevincinden yerinde duramıyor, mütemadiyen:
“İşte nihayet iatanbuldayım. nihayet Istanbuldayım „ diye söylenip duruyordu.
Otelcilik kıralı memleketimizde bir ay kalacak, bu arada Bursa, Ankara ve lzmire de gidecektir.
Abdi İPEKÇİ
Fenerli Erdal ve Erdoğan tedaviden döndüler
Geçen mevsim yapılan futbol müsabakalarında sakatlanmış olan Fe-nerbahçeli futbolculardan Erdal Ko-caçimen ile Erdoğan Dağdelen tedavi edilmek üzere Avrııpaya gönderilmişti. Dün Erdal Ankara vapuru ile Erdoğan da uçakla şehrimize dönmüşlerdir. Erdoğan kendisi İle konuşan bir arkadaşımıza tedavisinin muvaffakiyetle yapıldığını, bir aya kadar antrenmanlara bavlıyacağını söylemiştir.
Tarsus, turistik seferine dün
151 yolcu ile çıktı
Tarsus vapuru dün «aat 12,30 da Akdeniz turistik seferine çıkmıştır. Gemi İatanbuldan 151 yolcu almış, tır. Beyruttan 100, îskenderiyeden 120 ve Cenovadan da mütebaki yolcusunu alacaktır. Bu seferi esnasında gemi Beyrut, İskenderiye, Cenova, Villefranch ve Pireye uğrayacaktır. Tarsua 20 temmuzda lstanbula avdet ettikten sonra 21 temmuzda İkinci turistik seferine çıkacaktır.
Geminin dtkjkü hareketi sırasında genç ve güzel bir bayan, zevcinin geç kalması üzerine gemiden çıkmak mecburiyetinde kalmış, ve bu yüzden Tarsus 20 dakika kadar hareketini tehir etmiştir. İzmir acentesinin hareket saatini 12.50 olarak bildirmesi yüzünden saat 12.30 da gelen bayanın kocası eşiyle birlikte Drnizyo). lavının hususi romörkörlyle gemiye açıkta çıkmışlardır.
Devlet Tiyatrosu Kadıköyünde de temsiller verecek
Şehrimizde bir haftadan beri temsiller vermekte olan Devlet Tiyatrosu sanatkârları Kadıköy halkına bir kolaylık olmak üzere Kadıköy Halkevinde 6 temmuz 1950 perşembe gününden itibaren Üç temsil vereceklerdir.
Belediye murakıplarının dünkü teftişleri
Belediye murakıptan dün toplu o-larak Samatya. Ycdikule, Kazhçeş-me. Bakırköy, Yeşilköy semtlerini kontrol etmişlerdir. Bu kontrolda 328 manav, zebzecl, kasap ve benzeri yerler teftiş edilerek 32 adet belediye zaptı tanzim olunmuştur. İki esnafın da Millî Korunmaya şevki için işlem yapılmıştır. Bu arada Sergievinde fazla fiatle satış yapmakta otan lokantaya da zabıt tutulmuştur. Kontrol esnasında bir fırında 65 noksan vezinli /»kmek görülerek müsadere o-lunmuştur.
Dolmuş yapan motörlerin yeni kalkış yeri
Kadıköy ile Karaköy arasında dolmuş yapan motörler bundan sonra Sirkeciden hareket edeceklerdir.
Ankara vapuru dün geldi t --------
508 yolcu, 314 ton yükle gelen gemi, 234000 lira hasılat yaptı
Batı AkdenLz seferinden dün «ast 14 de limanımıza dönen Ankara vapuru şimdiye kadar İlk defa otarak bütün rekorlarını kırarak 568 yolcu, 314 ton yük ve 16 otomobil getirmiş ve 234.000 Türk lirası hnsıtat yapmıştır.
Gelen yolcular meyanmda, Londra Elçilik Müsteşarı Şadl Kavur, Bern Elçiliği Kâtibi Niizhct Durukan. Bern Tlca.rat Ataşrsl Fehmi Gürel, Osmanlı Bankası Müdürü Glorglo Della Suda. ŞİII Hükümet inin Beyrut Elçtal Lue Felin. 20 Vıınnnh talebe ve 119 turlat bulunmaktndır.
Yolcuların gümrük muayene»! ita meşgul otan muayene memurları bu vaziyette kâfi gelmemiş vc izdiham dolayısiyle salonun kapıları bir müddet kapanmış, İçerideki yolrutann muayenesi bittikten sonra diğer yolcular içeri alınmıştır.
Bundan haşka galentar arasında f*-nol Sağmanlı ve Ziya Sağmanh adında iki Türk talebe vardır. Amerikadaki Cornell Üniversitesinden kimya mühendisi otarak (MS.> derecesi atan e§nol Sağmanlıdan bir Amerikan gazetesi ve U. Press Ajansı, biiytik «arılar kazanmış hir Türk talebeıl o-larak bahsetmiştir. Ziya Sağmanlı taş Pşnsylvanta Üniversitenden (M.A.) derecerri ita mezun olmuştur. Her İkisi de İstanbul Amerikan Koleji mezunlarındandır.
DENİZYOLLARI, DIŞ HAT SEFERLERİNDE YENİDEN TENZİLÂT YAPTI
lstanbula gelecek yolcular muayyen bir ücret mukabilinde gemilerde yatabilecekler
Devlet Denizyolları İskenderiye vş Beyruttan İstanbul, İzmir, Pireye gelecek yolculara bütün mevkilerde
30 tenzilât yapmaya karar vermiş» tir. Aynı zamanda bu yolcular, e-sasen hususi tenzilât görmekte olanlara yüzde 50 yi geçmemek üzere tenzilâtla seyahat edebileceklerdik 20 kişilik gruplar halinde yolcu temin eden acentelere normal komisyonla» rından başka 20 kişilik grup için bir refakat adamının yalnız yemek parası mukabilinde seyahat etmesi kabul edilmiştir. Doğu Güney hattında çalışan gemilerle grup halinde îstan-bula gelen yolcular arzu ettikleri takdirde geminin 5 günlük tevakkuf müddeti içinde 25 Türk lirası, 3 ater- ' ling veya 9 dolar mukabilinde gemi- * tarde yatabileceklerdir. Denizyollarının aldığı bu tedbirin faydalı neticeler vereceği tahmin edilmektedir.
Valilik, silâh taşıyanların dikkatini çekiyor
Ateşli ve yaralayıcı silâh taşıyanlar hakkında zâbıtaca aramalara devanı edilmektedir. Bunlar hakkında adli makamlarca takibat yapılmakta olduğundan, hapis gibi vatandaşlar için ağır cezayi icap ettirecek bu gibi suçlardan uzak kalmaları hususunda İstanbul Valiliği hemşehrilerin dikkatini çekmektedir.
SİYASI İKTİSADÎ
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL günlük gazete
Sahibi:
FENt İSTANBUL NEŞRİYAT LtMİTED ŞtRKETÎ Müdürü: Kemal II. SAKLICA
Bu sayıda yazı İşlerini fiilen İdare eden : Sacid ÖGET
NeşredUıniyen yazılar iade edilmez.
Basıldığı yer ;
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
REŞAD NURİ GÜNTEKİN
Kavak Yelleri
— 34 —
— Hadi çocukluğa lüzum yok Müftü, dedim. bak ortada bu kimsesiz çocuklar var... Hadi ne yapacaksan yap,,.
— Zaten o piçler değil mi belimi büken, dedi, yaparlar yaparlar, ben yapmışım gibi başımıza atarlar.
Elinin tersiyle yüzünün terlerini ve gözlerindeki bir kaç damla yaşı silerek meydana doğru yürüdü.
Tören dalma İstiklâl Marçlyle başlar ve bunu çocuklarla beraber kendi de söylerdi. Adamcağız biraz evvelki fırtınadan daha tir tir titreyen vücudiyle el kol hareketleri yaparak çocuklara kumanda eder ve yüzünden zehir akarak onlarla beraber marş söylerken gülmemek için kendimi zor zaptedîyordunı.
XXXV
MÜFTÜNÜN İSTİFASI
Hacı ömerln o gün bütün aksiliği üstündeydi. Tören devam ettiği müddetçe oturduğu yerde ofladı, pufladı; bir çok defalar lâhavle çekti; jllksek sesle etrafındakilere çıkıştı.
Müftü hâdkesinl artık kapandı sanıyordum. Kendisine “Hacı Ömer giderken sen gözüne görünmesen iyi olur” dedinı. “Şeytan görsün suratını” diye kabul etti.
166
Fakat Hacı Ömer bundan da alındı; ”Ner-de o müzevlr? Adamı çağırır; pirincini de alır, giderken bir uğurlar olsun demek de mi yok?” diye homurdanmağa başladı, İhtiyaten pek u-zakta olmayan Müftü bunu işitince çatkın bir çehre ita geldi. Fakat kapı önüne toplanan çocuklar sıra ile elini öpmeğe baştannş oldukları için Hacı Ömer tekrar Müftü ile meşgul olamadı. Nedense bugün onlara da suratlıydı. Elini vermemezllk edemiyor fakat çocukLar ağızlarına yaklaştırmadan evvel hızla geli çekiyordu. Biraz sonra:
— Hadi had! bakalım... Ötekiler de sonra öperler, dedi vc yürüdü.
Hacı Ömer Kaymakamın, Belediye ve Parti reislerinin ve Yurt ile meşgul daha bir iki kişinin hep bir arada İstasyon Parkına gitmemizi istiyordu. Belediye Reisi hastası bulunduğunu söyledi, ötekileri Haeı ömerln pay-tonıyta kapıda beni bekleyen Tahlıln arabası a. rasında taksim ettik.
Müftü hâlâ kapıda duruyordu. Hacı Ömer bastoniyle onu göstererek bana:
— O ne bekliyor o? dedi, o da gelsin...
Dargın çocuklar gibi birbirlerine »öz söylemek istemediklerinden tercümanlığı ben yaptım. Müftü bir iki kere çenesini kaldırıp indirdi. “Ben gelmem” diyecekti. Cesaret edemedi. Fakat onun emrine hemencecik itaat etmeyi de nefsine yediremediğinden “Arabalarda yer yok. Ben arkadan yayan gelirim. Yolda bir yere de uğrayacağım zaten” dedi.
Hacı Ömer yine bana hitap etti:
— Neden yer yokmuş... Gafurun yahut Ta-hlrln yanına binsin.,, Efendiliğine mİ dokunur?
Müftü fukaralığı bütün keldeler! ve törenleriyle kabul etmiş adamdı. Sokakta yük ara-167
balarını durdurmak, fıçı, sandık veya odun yığınlarının üstüne çıkarak gideceği yere gitmek onıın âdetiydi. Fakat Hacı Ömerin bunu kendisini küçük düşürmek kaRtlyle yaptığını bildiği İçin İnat etti. Nihayet ben onu Tabirin arabasına çağırarak kendimle muhasebecinin birer dizimiz Üzerine yarı yarıya taksim ettim.

Hacı Ömer Yurt işleriyle uğraşan iki mektep öğretmeninin de İstasyon Farkında bulunmalarını emretmiş olduğundan gazinoda bir idare toplantısı olacağı anlaşılmaktaydı.
Öğretmenler genç çocuklar oldukları İçin yayan yola düşmüşlerdi. Fakat biz su yolu oynar gibi kasabanın dar ve karışık sokaklarında, oyulgalanırken onlar kestirmeden indikleri için ikide birde önümüzde görüyorduk. Nasıl kİ yeni istasyona vardığımız zaman da onları kapıda bizi bekliyor bulduk.
Meğer o günün asıl kıyameti bu akşam parkta kopacakmış.
Hacı Ömer herkesi etrafında gördükten ve çayları ısmarladıktan sonra söze başladı:
— Ben eyle lakırdıyı ağzında geveleyen molla eskilerinden değilim... Doğruyu doğru şeylerim... Adam gıtlıgında “Gel Hacı • Ömer şu işin başına geç,..” dediniz... Eh hatırınızı gır-madım... Elden geldiği güder de çocuklar yiyeceklerine, giyeceklerine yardım ettik... Ve lAkin ben bu işin sonunu eyi görmüyorum. Sebebi aha bu heriftir.
Hacı Ömer birdenbire bastonunun sapını Müftüye doğru çevirmişti. Zavallı adam İpi çekilmiş kukla gibi vücudunun hiç bir yeri oynamadan iskemlesinde bir iki kere kalkıp oturdu; sonra bir şeyler söylemek için ağzını açtı; fakat sesi çıkmadı.
168
Buna rağmen Hacı Ömer:
— Dur baba... Ne sabırsızlık edersin... Lakırdımızı bitirelim. Biz de Allahın guluyuz. Vur, fahnt dinle... diye şikâyet etli.
Hacı Ömerin o giln ters tarafından kalkdı-ğına artık şüphe yoktu. Müftüye karşı adamakıllı dolgundu. Fakat sebebi henüz belli değildi. BIc an kara ğızlılardan birinin adamcağız için “Yurdun erzaklarını çeliyor” gibi bir pislik ortaya atmış olmalarından korktum.
Hacı Ömer devam etti:
— Ümmeti Muhammedın çocuklarını topla, dik adam edelim diye., ve lâkin bu adam onları cudam ediyor. Doğru mu değil mi? Memleketin büyükleriyiz deyi gabanrsınız. Bu lahırdı-ma sizden cevap İsterim ha!
Hacı Ömer Müftüye yüklenmek için evvelâ bizi kendi tarafına çekmek istiyordu. Biraz bekledikten sonra:
— Birbirinize bahar bahar cevap vermezsiniz, dedi,
Gerçekten de birbirimize bakıyorduk ve ar. kadaşlar karşıdan karşıya kaş. göz işaretleriyle bu meseleyi tatlıya bağlamamı benden rica ediyorlardı.
Ben gerginliği az çok gevşetmek .için gülerek:
— Vallahi Hacı Bey. Kendimize memleketin büyükleri filân dediğimiz yok,dedim, büyüklerimizin kimler oldukları malûm... Fakat madem ki Yurdun başkam otarak şikâyetlerin var... Anlatmak vazifendir. Nasıl ki dinlemek ve anlamak da bizim vazifemizdir... Şu ümmeti Muhammedin çocuklarını adam ederken nasıl cudam ediyormuşuz? Evvelâ onu unlayalım bakalım....
Hacı Ömer:
— Canım Doktur Bey... Sen onu benden |yl
169
bilirsin ya.... Seylemezsin yohsa.... Hadi tatlı tatlı anlat da dinleyelim.
Hacı Ömer benim ara sıra bakımsız çocuklar ljakkındaki yanıp yanılmalarıını hatırlıyordu. Kara Balçıklıda Esmanın o emsalsiz su böreğinden sonra sundurmanın kerevetlerine uzatarak konuştuğumuz meselelerden biri de bu idi. Ben başıboş çocukların türlü çeşit ehlâksızlıklara nasıl sürüklendiklerine dair hikâyeler anlatırdım. Bnzan bunu mekteplere de teşmil ederek çocuklara verdiğimiz terbiyeyi kritik ederdim. Hacı Ömerln bunları büyük bir alâka ile dinlemesi hoşuma gittiği için çenem adamakıllı a-çılır ve söylediğim şeyleri, maalesef bir kısmı da uydurma olan misallerle süslıverek adamcağızı âdeta ağlamaklı ederdim. Daha açıkçası bütün bunlar, içki sarhoşluğunu pek az tanımış olmama mukabil güzel bir yemeğin bende uyandırdığı kendime göre sarhoşluktan ilen gelme bir gevezelik ihtiyacı idi. Kasabanın kalabalıkları arasındaki ölçülü konuşmalarımın acısını burada çıkarır, sundurmanın Önündeki ağaçlardan başka dinleyicisi ve şahidi bulunmayan bu açıklıkta sağa sola alabildiğine dil uzatır ve ferahlardım.
Görünüyordu ki Hacı Ömer, biraz da son zamanlarda Ankarada başlamış demokrasi rivayetleri üzerine bütün bunları bir mesele halinde ortaya atmak ve ortalığı bir parça karıştırmak istiyordu. O kendisi çok zevkine gid^n tenkidlerlmi derleyip toparlayabilse bunları kendi adına ve hesabına şimdi burada tekrar etmekten çekinecek adam değildir. Fakat bunu yapamadığı için aklı sıra beni söyletecek ve çocuk terbiyesindeki kusurların mesuliyetini şimdilik Müftüye yıkacaktı. Yağma pu var.’
(Devamı var)
170
o *ıeinmıu iuöu
Kore harbi başlamadan yazılmış bir makale
,W.‘
Sulhu nasıl elde
edebiliriz?
I
yük-neyi kim-
et-
te-
gldişne şöyle br baka-i, her tarafta, geçmişte de harbin yaklaştığını ihtar etmiş olan, tehlike işaretlerini görüyoruz. Sovyet komünizmi şimdiden 700 milyon kişiyi, yani insan ırkının üçte birini idaresi altına almış ve bu hal 33 sene içinde vuku bulmuştur. Şimdiye kadar hiç bir azınlık bu kadar kısa bir zamanda bu kadar çok şey kazanmamıştır.
Komünistler daima komünizm ile kapitalizmin. günün birinde ölüm dirim boğuşmasında birbirine kenetleneceğini tahmin etmişlerdir. Birleşik Aınerikada bugün bir çok kimseler aynı tahmini yürütmektedirler. Bu da neticede harbin muhtemel olduğunu gösterir.
Harp tehlikesinin hayali değil hakiki olduğuna şüphe yoktur. Hakikaten korkunç bir tehlikeyle karşı karşıvavız. Eğer harbi atlatabilirsek ilerdeki nesiller geriye hayretle bakacaklardır. Çünkü bu emsalsiz bir muvaffakiyet olacaktır.
SULH NEDİR?
Sulhu elde etmek vazifesini lenirsek. Önce “sulh” diyince kasdettiğimizi bilmeliyiz. Bazı
selerin sulh telâkkisi o kadar bozuktur kİ. onu aramak harbi bulmak demektir. Meselâ, bazı Amerikalılar milletimizin bütün diğer harici kuvvetlerden uzak kendi münzevi hayatını yaşamasını “sulh” zannederler. Eğer Amerikan halkı avare avare otururken Sovyet komünizminin başladığı kuşatma siyasetini devam ettirmesine ve bizi sıkıştırıp daire haricine çıkarmasına, zayıf düşürmesine ve neticede boğmasına müsaade e-dilirse, ben şahsen, Birleşik Amerika için harp ve hezimeti mutlak kılacak bundan daha müessir bir usul düşünemiyorum
İşte onun İçin, sulh için uğraşırken, sulhu “infiratçı” bir ideal olarak. yani Amerikayı harici tesirlerden uzak, tek başına bir memleket olarak düşünmemeli, veyahut Amerikan hâkimiyeti altında bir dünya istememeli, hattâ değişiklik olmıyan durgun bir dünya da tasavvur memeliyiz.
Sulh, cemiyete, değişiklik ve nevvü’e bağlı bir vaziyettir.
İki partinin müşterek bir politikası olması elzem
Kullandığımız dış siyasetin pek fena olmadığını kabul etsek bile fazla ileri görüşlü olmadığını da itirafa mecburuz. Bugünkü durumu 1942 deki vaziyete benzetebiliriz. Mamafih coğrafi vaziyet o zamanki kadar bozuk değildir. O vakit “sulhu” totaliter bir çöl ortasında mümbit bir sahaya muvakkat olarak yerleşmek şeklinde düşünmüyorduk. Hattâ başlarımızı nasıl kurtaracağımızı değil de “hürriyeti,, nasıl kurtarmalı diye düşünüyorduk.
Bugün işte bu ruh haletine ihtiyacımız var. Eğer bu hisse malik olsaydık. hakiki sulhu elde etmek daha kolay olurdu. Emniyet, korkunun değil, derin iman ve büyük gayretlerin tali mahsul maddesidir.
İlk önce, memleket dahilinde, “iki parti” fikrini dış siyasetimize de yerleştirmek mecburiyetindeyiz. 1944 de cumhuriyetçi ve demokrat siyaset adamlan, dünya teşkilâtında iki partinin de müşterek bir politikası olmasını istemediler. Bir çok demokratlar buna muarızdı, çünkü onların arzusu, umumun İsteği üzerinde durarak dünya teşkilâtını kurmalarını teşvik etmek ve sonra da ancak Demokrat Parti'nin kudret ve ehliyeti sayesinde bu neticenin alındığını göstermekti. Cumhuriyetçi parti dahilinde. daima kuvvetli elemanlar, prensip itibariyle İki partinin aynı siyaseti gütmesinin doğru olmadığı kanaatinde idiler. Onlara göre, muhalif partinin vazifesi hücum ve ifşa İdi.
Pek tabii olarak muhtalif partinin normal rolü muhalifliktir. Fakat jinjfli normal bir zamanda değiliz. Dış siyasetimiz sadece A.B.D/nin dış siyaseti olarak kalmıyor: bir çok milletlerin de dış siyaseti haline
YENİ İSTANBUL
BEBEK SERGİSİNDE
En güzel bebeği seçenlere En güzel bebekler hediye edecek
YENİ İSTANBUL
Gazetesi
Okuyucu'arı arasında bir jüri teşkil ediyor
1 temmuz tarihinden 31 temmuz tarihine kadar olan nüshalarımızdan 5 adet mavi gazete başlığını, Sergide beğendiği bebek veya bebek paviyonunun numara veya ismiyle bize getiren okuyucularımıza bir adet kur’aya iştirak numarası verilecektir.
Sergi hitamında, yapılacak olan tasnifte en çok rey olan bebek veya bebek paviyonunu seçenler arasında yapılacak kur'ada kazanan on okuyucumuza kıymetli bebekler hediye edilecektir.
Yazan: John Poster DULLES
Amerika Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı
• •
girmektedir. Bunun için, dış siyasetimiz ile kendi malımız gibi oynıya-mayız. Onu güvenilir ve sabit bir hale sokmamız lâzım, çünkü bir çok milletlerin hayatı ve talihi buna bağlıdır.
Modern Birleşmiş Milletler Teşkilâtı
teş-
şev ata-
Soğuk harbin insan hürriyetini ortadan kaldırdığı ve sıcak harbin a-tom ve hidrojen bombalarını ortaya atacağı bir dünyada kadere bel bağlamak ve halinden memnun rahat rahat oturmak bir cinayet olur. Yapılacak çok şey vardır. Fakat a-radaki esas anlaşmazlık ve dünyadaki itimatsızlık “emir” veya “veto” hakkını ortadan kaldırmakla veyahut da bir Birleşmiş Milletler "polis kilâtı” kurmakla yok edilemez.
Halen yapmamız icap eden şudur, ahlaki hükümler ortaya
vak ve bu hükümlerin arkasındaki kuvveti kenüvet ve keyfiyet bakımından aynen aksettirecek bir dünya teşkilâtı kurmak. Birleşmiş Milletler, hakikati aynen aksettirmelidir.
Birleşmiş Milletlerin gittikçe artan zayıf tarafı, dünyaya şamil olmayışıdır. Endonezya Birleşmiş Devletleri. Jordan ve Seylân gibi yeni milletler henüz Birleşmiş Milletlere âza olamamışlardır Son harpte tarafsız olan bazı milletler, meselâ, İrlanda, Portekiz, İsviçre ve İspanya da hâlâ âza değildir. Halbuki milletleri “iyi0 dır m adan etmeliyiz, hükümet.
met görmeden idare edebilirse, o da Birleşmiş Milletlere dahil edilmelidir.
Bu ve buna mümasil bazı değişiklikleri (rey verme ve veto hakkını kullanma) yapmanın en tabiî yolu, bir umumî konferans tophyarak, San Francisco Konferansında olduğu gibi, dünya milletlerini bir araya getirmektir.
veya “fena” diye vasıflan-hepsini âza olarak kabul Eğer Çin’deki komünist Çini dahilde bir mukave-
Bir kaç büyük devletin liderleriyle yapılacak olan siyasi görüşmelerden hayır yerine maraz geleceği muhtemeldir. Çünkü böyle bir konferans ya aldatıcı ve tehlikeli bir anlaşma taahhüdlyle veyahut da harbi kaçınılmaz gösterecek bir ihtilâfla neticelenebilir.
Halbuki yeni bir dünya konferansından maraz yerine hayır geleceği kuvvetle tahmin olunur. Bu konferans csfifaB itibariyle beş yıllık tecrübelerine dayanarak Birleşmiş Milletleri modernleştirmek ve sulh şartları, adalet, insan hakları ve silâhlandırma nizamlarını tekrar gözden geçirmek için toplanmış olabilir.
Son hârpten sonra harice yaptığımız yardımın^ 90ı Batıyı yeniden kurmak yolunda sarfedi İ m iştir. Av* rııpayı kalkındırma hareketi ve Kuzey Atlantik Paktı nın tek bir gayesi vardı: Sonradan kendi kendine kuvvetlenecek bir birlik kurmak. Halbukj şimdiye kadar batının birleşmesi ancak bir ideal olarak kalmıştır. Avrupayı kalkındırma plânı, aslında. Batı Avrupa halkına verilen fazla oksijen şeklindedir. Onlara nefes aldırmış fakat tamamiyle tedavi edememiştir.
Mashall Plânına dahil alan memleketlerin hepsinin nüfusu 200 milyondan fazladır. Ve halkın kültür ve tahsil seviyesi oldukça yüksektir. 200 milyon nüfus Sovyetler Birliği veya Birleşik Amerikanın nüfusundan fazladır. Bu 200 milyonu aşan milletler, Avrupada ve Afrlkadakı kolonilerinde Sovyetler Birliğinin veya Amerikanın yarışamıyacağı tabii zenginliklere sahiptir.
Böyle muazzam kaynaklan, insan ve malzemesi olan saha, niçin bir fakirhane olsun ve İçindekiler daimi bir korku ve tehdit içinde yaşayıp dostlarına keder, düşmanlarına da sevinç vesilesi olsunlar?
(Devamı yarııı))
Sayfa 3
■ 9 9
W
Amerika İstiklâl
Sovyetler Balkanlarda
Bayramı
bir fesat ocağı kuruyor
Merkez Makedonya olacak
meşgul el-
şu kanaati muvaffak!-başka
Yeni Basın, Yayın

Dün bu münasebetle Elçilikte bir kokteyl verildi
Ankara, 4 (A.A ) Amerika istiklâl Bayramı münasebetiyle bugün saat 18 de Amerika Büyükelçiliği tarafından elçilikte bir kokteyl parti verilmiştir Kokteyl partide Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koraltan. Başbakan Adnan Menderes. Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü, bakanlar .Genelkurmay Başkanı Orgeneral Nuri Yamut. Genelkurmay ve Dışişleri Bakanlığı İleri gelenleri, kordiplomatik hazır bulunmuştur.
Bayram münasebetiyle, yine elçilikte saat 20 de, Amerikan kolonisi şerefine bir akşam yemeği verilmiştir.
Dr. Halim Tevfik Alyot dün görevine başladı
Ankara, 4 (A.A.) — Basın-Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğüne tâyin e-dilnılş olan Doktor Halim Tevfik Al-yot dün akşamdan itibaren vazifesine başlamıştır. Yeni Basın-Yayın ve Turizm Genel Müdürü İstanbul Hukuk Fakültesinden çıktıktan sonra Paris Hukuk Fakültesinde matbuat rejimleri konusunda tezini yaparak doktorasını almış ve ayrıca Paris Edebiyat Fu kiilt esiri i bitirmiştir.
Memlekete döndükten sonra Üniversitede, Basın-Yııyın ve Turizm Genel Müdürlüğünde, içişleri Bakanlığında muhtelif hizmetler gördükten sonra son olarak bu ha kan lığın baş hukuk müşavirliğini yapmış, devletlerarası bir çok kongrelere hükümetimizin mümessili olarak katılmış. 1950 yılında da Milletlerarası İdarî tümler Enstitüsü tdnrı Tatbikat Komitesinin daimi üyeliğine seçilmiştir
Piyasa açıldığı
Geyvede koza satışları
Geyve 4 (A.A.) zaman 205 kuruştan muamele gören koza fiatı şimdi 150-160 kuruş arasındadır. Müstahsil elinde külliyetli koza vardır.
F. Cemal Erkin Ankarada
Ankara 4 t A A. I
leketlmize dönen SVashington Büyük Elçimiz Feridun Cemal Erkin bu sabah Ankara ekspresiyle İstanbul-dan şehrimize gelmiştir.
Mezunen meni-
Bursa yeni İş Bankası binası açıldı
Bursa, 4 (A.A.) — İş Bankasının nı yaptırmış okluğu binası bugün renle açılmıştır Bursada koza fiyatları
Bursa. 4 (A.A.) - Koza fiyatları
gün bir miktar daha düşmüştür. Fiyat 140 ile 170 arasında değişmektedir. Mahsul satışı bitmek üzeredir.
ye-tö-
bu-
• •
Ordulararası şampiyonası
Ankara I (Hususi muhabirimiz bildiriyor ı — Ordulararası şampiyonası maçlarına bugün dr 19 Mayıs Stadyumu 3 numaralı çim sahada devam e-dilnıiştir. Maçlar, Genelkurmay Başkanı Nuri Yamut ve askeri erkân tarafından takip edilmiştir.
Deniz Kuvvetlen ile Kara Kuvvetleri arasında yapılan maçı Kara Kuvvetleri 3.1 galip bitirdi.
İkinci maç Takviyeli Harp Okulu He Jandarma Kuvvetleri arasında yapıldı. Bu maçı da Harp Okullular 6-1 gibi hâkim bir farkla bitirdiler. Maçlara perşembe gl^nü de devam edilecektir.
bil-bin Hü-An-
Resmî ilânlar hakkındaki kararname neşredildi
Ankara. 4 (Hususi muhabirimiz diriyor» — Muhammen bedeli 15 liradan yukarı olan ihaleler için kûm etçe verilecek resmî İlânların
karada münhasıran Zafer gazetesinde neşredileceğine dair evvelce verilmiş olan kararın tashih edileceğini bildirmiştim.
Bugünkü Resmi Gazetede çıkan yeni kararname İle bu karar kaldırılmış ve bu gibi ilânların An karada intişar eden bir gazetede neşri şeklinde değiştirilmiştir.
Ayvacık zeytinliklerine arız olan haşaratla mücadeleye başlandı
Ayvacık 4 tA.A.) — İlçemizin Nusrath, Anklt, Ahınetcen, Demirci. Kayalar. Sazlı, Kozlu, Büyükhusıın. Behran köylerindeki zeytinliklere A-rız olan haşaratın imhası için halkın müracaatı üzerine Tarım Bakanlığı derhal geniş kadrolu mücadele ekipleri göndermiş ve haşaratın tahribine mâruz bulunan 300 bin zeytin a-ğncının gezerol mahlûlü ile temizlenmesine başlanmıştır. Ekipler geceli gündüzlü çalışmakta ve mücadele muvaffakiyetle ilerlemektedir.
► - S
- • • .a-
• • . " ı •
iinii Her !«•
trdııvi ederek ıı.Miğıı tarafındım taltif . dolayı verilen
bir Tıırk dalgıcını modern
kaldıran Dr. WIU.v Ervln Reld, Amerikan Deniz Bakımlığı edilmiştir. Yukarıdaki resim Wllly Ervln Reld’e başarısından nişanın, merasimle takılışını göstermektedir.





PakistanlI general şehrimizde
Bir müddetten beri Ankarada bıriu-nan PakistanlI Tümgeneral N. A. M. Raza dün sabah hususi bir uçakla Es-kişehire gitmiş, havacılık okulunu gezdikten sonra aynı uçakla saat 18 de Pakistan Elçisi Mian Beşlr Ahmet ile beraber Yeşilköye gelmiştir. Kendilerini hava meydanında Tümgeneral Vedat Garnn karşılamıştır.
PakistanlI general hava meydanında kendisi ile konuşan gazetecilere demiştir ki:
Türklerin fevkalade misafirperver olduklarını işitmlştim. Bunu şimdi
C.H.P. Genel İdare
Kurulu seçildi
KURULTAY HARKINDAKİ MÜTALAALAR
Genç kadronun vazifelendirilmesi istikametinde muvaffakiyetler muhakkaktır
elde edildiği
Ankara, 4 (Hususi muhabirimiz bildiriyor ı ~ C.H.P. divanı bugün Genel Başkan İnönünün Başkanlığında toplanarak Genel İdare Kurulu spçimini yaptı. Genel İdare Kuruluna şu zevat seçildi
Cemal Reşit Eyüboğlu. Zihni Betil. Ferit Melen, Halil Sezai Erkut, Cavit Oral. Kemali Bayizit, Vedat Dicleli, Cemil Sait Barlas, İsmail Rüştü Aksal, Kemal Satır.
Divan, bugünkü toplantısında Kurultayın kararlarını, temennilerini ve Kurultayın umumî havasındaki vazife hissini ve heyecan kudretini göz-önündo tutarak Genel İdare Kurulunun takip edeceği hareket tarzını bit etti.
tes-
bu-hu-

Bu vesile ile Kurultay hakkında rada hâsıl olmuş umumî kanaati lâsa etmek doğru olacaktır.
1) Kurultay, hiç bir dökülüp saçılmaya meydan vermeden vazifesini tamamlamıştır. Yani C.H.P. nln bundan boyleki faaliyetlerini tanzim edecek olan heyetleri tam bir rey serbestîsi içinde seçtikten başka. Anayasanın tadili etrafında olduğu gibi bazı birinci ehemmiyette prensip noktalarını da
Aziziye Müdafaası ve Atanın Erzuruma ayak basışının yıldönümleri dün kutlandı
Erzurum. 4 (A.A.) — Atatürkün Erzuruma gelişleri ile 1877 harbindeki Aziziye müdafaasının yıldönümleri dün büyük merasimle kutlanmıştır. Törene saat 10 da başlanmıştır. Ata-türkün büstünü taşıyan bir otomobil, bir manga askerin iştirakiyle İstanbul kapısından şehre girmiş ve büst, hükümet konağının önündeki kaidesine konarken istiklâl Marşı çalınmıştır.
Müteakiben günün ehemmiyetini belirten nutuklar söylenmiş ve bir geçit resmi yapılmıştır.
Bundan sonra askeri ve mülki erkân İle partiler, belediye ve resmî teşekküller mümessillerinden bir grup, kalabalık bir halk kütlesinin İştirakiyle Aziziye tabyasına gitmişler, orada aziz şehltelrin mezarlarına çelenkler koymuşlardır.
Gece de şehirde büyük bir fener a-layı tertip edilmiştir.
Yedek Subaylar kanun
tasarısı son şeklini aldı
Söylendiğine göre bu sene Yedek Subay Okulunun kış devresine talebe alınmayacaktır
İstanbul Üniversitesi Rektörü Dr. Ömer Celâl Sarç. bellibagll öğretim müesseselerinl gözden geçirmek ınaksadiyîe. *on zamanlarda Birleşik Lnıcri-kada altı luıfta devanı eden bir tetkik gezisi yapmıştır. Amerlkada bulunduğu sırada İktisat ve İstatistik araştırmaları sahası İle hükümetin himayesi altında bulunan miiesNesclerılekl önemli zevatla tanışmıştır. Rektörün ziyareti, şahsi mübadelesi programına istinaden Birleşik Amerika Dışişleri Bakanlığının sağladığı maildi yardımla İmkân dahiline girmiştir.
I)r. Sarç, Amerlkada bulunduğu sırada Massachıısctts’c bağlı olan Cam-hrldgc’dekl Teknoloji Enstitüsünü do ziyaret etmiştir. Resimde, kendisini (ortada) bir sınıfta. Enstitünün Beşer ilimler Dekanı Profesör John E. Bur-clıard (solda) ve Sosyal tümler ve İktisadiyat Şubesinden Dr. Paul A, Samu-elson ile konuşurken görüyorsunuz-
tahsil müddeti, vaziyetleri
Ankara, 4 ı Hususi muhabirimiz bildiriyor t Haber aldığımıza göre,
Yedek Subay Okulu okula alınacak gençlerin ve yedek subaylık müddetinin tesbitl
için çalışmalar bitmiş gibidir. Evvel-



gözlerimle görmüş oldum.
Ankarada yapılan askerî gösteriler çok güzel oldu. Bu gösterilerden ben bile çok şeyler öğrendim. Pakistan Türk Ordusu ile müftehirdir.,,
Bundan sonra general kendisine Pa-kıstanla Türkiye arasında subay mübadelesi yapılıp yapılmıyacağınu dair sorulan suale şu cevabı vermiştir:
— Bu, üzerinde düşünülecek bir mevzudur. Ancak tahakkuku için PakistanlI subayların türkçe, Türk subaylarının da İngilizce öğrenmeleri lâzımdır.
kararlaştırabilm iştir.
2) Kurultay, partinin gençleştirilmesi İstikametinde gözden kaçmıyacak bir gayret göstermiştir. Bugün, ehemmiyetli teşekküllerin işleri genç unsurların eline geçmiş bulunmaktadır.
3) Daha ziyade Halk Partisi mahfillerinde mevcut bir görüşe göre, gençlerden şunun değil bunun iş başına geçmesi gibi bir mesele de bahis konusu teşkil etmiyerek, anonim olarak genç kodronun vazifelendirilmesi istikametinde muvaffakiyet elde edilmiştir.
4) Kurultayda, parti adına ne hücum iv de müdafaa demagojilerine kalkışılarak sadece iş üzerinde durulmuş ve bu suretle, mevcut İktidara karşı umumiyet itibariyle hiç bir tabiye belirmemiştir.
5) Bu kurultay için objektif bir görüşle bir yeniden teşkilâtlanma, mağ-lûblyet ve ricatten sonra, mevcut kuvvetleri yeniden toplayarak tensik etme hareketi denebilir.
Zaten, “siyasî muhasamat cephesi" ile doğrudan doğruya temasın elden geldiği kadar kesilmesine itina olunması da. bundandır, kuvvetlerin işe yarayan kısımlarını evvel beevvel tensik etmek arzusundandır.
Öyle anlaşılıyor kl„ gelecek kurultaya kadar daha ziyade bu hat üzerinde yürünecek ve C.H.P. nin yeni mücadele cephesi önümüzdeki tayda anlaşılacaktır.
Bu kurultayda, tedbirli askerî ile sivil düşünce serbestîsi bir olarak çalışmıştır.
C. H. P. Kurultayının basına sevgi ve selâmları
siyasi kurul-
tabiye arada
Ankarada toplanan Halk Partisi Kurultayı Başkanı dün İstanbul Gazeteciler Cemiyetine aşağıdaki telgrafı göndererek C H P nin basına karşı o-lan sempatisini Kurultay adına izhar etmiştir.
Gazeteciler Cemiyeti vasıtasiyle
Türk basınına
İSTANBUL
CH P. 8 inci Kurultayının aldığı bir kararla Türk basınına Kurultayımızın sevgi ve selâmlarının ulaştırılması karar altına alınmıştır. Arzeder, saygılar sunarım.
C.H.P. 8 İnci Kurultayı Başkanı ilhaml Sancar
ve
• •
ce de bildirildiği üzere, üniversite yüksek okullarda askerlik kampları tamamiyle kaldırılmıştır. 1076 sayılı kanunun 6 ncı maddesine* eklenen 4497 sayılı kanun tam ve yüksek e)«-Hyetlllerin asteğmenlik müddetlerini muvazzaflık hizmetlerine dahil etmektedir. Bu kanuna göre, yedek subay olacaklar için mezun oldukları okul derecesine ve bu okullarda askerlik dersi ve kampı görüp görmediklerine göre muvazzaflık hizmetleri 6 He 12 ay arasında değişmektedir.
Yedek Subaydan mezun olup ast eğ men olarak orduya İltihak edenlerin 6 aylık müddetleri yukarıda zikrodl len 6-12 aylık muvazzaflık müddetinin haricindedir. Bu sebeple Milli Savunma Bakanlığı asteğmenlerin terhisini 6 aydan evvel yapabilmek iQn Mec listen salâhiyet istiyecek ve bu husus Meclisten süratle çıkarılacaktır. Yo dek subayların kıtadaki müddetleri bu sebeple 3-4 ay gibi bir müddete indirildiği takdirde bütçede bir miktar tasarruf temin edilecektir
Diğer taraftan kuvvetli bir ihtimal ie ileri sürüldüğüne göre, yedek su bnybk hakkı ancak İlse, yüksek okul ve üniversite mezunlarına tanınacal. ve köy enstitüleriyle meslek okulları mezunluıı bu husustan istifade ede mlyecekterdir, Maamafih bu hususta henüz verilmiş bir karar yoktur.
Söylendiğine göre Yedek Subay O-kuluna bu sene kış devresine talebe alınmıyacaklır. Ancak 1951 yılı mn-yııı ayından itibaren yılda bir defe olmak üzere ve bir devre için Yedek Subay Okuluna talebe kaydedilecek tir.
Associated Press muhabiri T. Donas bildiriyor:
İstanbul, 4 (APT — Makvdonyada-ki durum, son günlerde, komünistlerin Kore’den sonra nereye vurabileceklerine dair tahminler yürüten buradaki müşahitleri geniş ölçüde m ektedir.
Bu müşahitler ezcümle belirtmişlerdir: "Kore'de
yet kazanmalar, komünistleri bölgelerde de buna benzer maceralara atılmaya cesarotlendirecektlr. Mağlûbiyet halinde ise, kaybettikleri prestiji yeniden kazanmak için ve bir nevi şaşırtma hareketi mahiyetinde, başka bir yerde diğer bir karışıklık çıkarmaya kalkışmaları da melhuzdur. Bu, Makedonyamn Yugoslavya, Yunanistan ve Bulgaristan^ ait kısımlarını birleştirmeye matuf bir Bulgar teşebbüsü şeklinde tecelli edebilir.
Müşahitler, belirttikleri endişeleri desteklemek maksadiyle bu konuda daha fazla tafsilâta girişmiş ve aşağıdaki haberleri zikretmişlerdir:
1 — Son zamanlarda Bulgar yüksek komutasında yer alan değişiklikler. Bulgar komutanlardan bazılarının yerlerine Sovyet generaller geçirilmiştir. Aslen Bulgar olan Sovyet Generali Arşen Grekot Bulgaristan Kurmay başkanlığına tâyin edilmiştir. Genel karargâhı Fillbede olan 2 nci Bulgar Ordusu Kumandanlığına Rus Generali Nocikof getirilmiştir.
2 — Bulgar askeri birliklerinin Yugoslav hududu yakınlarındaki harekâtı. Rumanya hududu üzerinde bulunan müteaddit piyade alayları Bulgar-Yugoslav Makedonyası hududundaki Kostendil mevkiine sevkedümiştir. Köstendil’e bir tank-savar alayı da nakledilmiştir. Doğrudan doğruya Sovyet komutası altında bulunan 6 ncı Bulgar tümeni Vracn’dan Kulaya sevkedilmiş, 7 inci Tümen Makedonya hududu boyunca yayılmıştır.
3 — Bulgar makamları, halka, seferberlik halinde kullanılmak üzere
• •

Birleşik Amerika, Akdeniz filosunu takviye ediyor
Washirıgton. 4 - A.A. (Reuter) — Birleşik Amerikanın deniz kuvvetlerinden dün gece bildirildiğine göre 45 bin tonluk Midway uçak gemisi ve 4 muhrip hâlen Akdenizde bulunan 6 ncı Amerikan filosuna iltihak etmek üzere yola çıkacaktır.
Bu 5 geminin Virginiadaki Norfolk limanından 15 temmuza doğru ayrılacakları sanılmaktadır.
Leopold’ün durumu perşembeye anlaşılıyor
Liege, 4 - A.A. 1AFP1 — Ayan Meclisi Başkanı dün akşam Kıral Naibinin bir kararname neşrederek, niyabetin kaldırılması ve Kıral Leopold’ün dönmesi hakkında karar vermek üzere her iki meclisin perşembe günü müşterek bir içtimaa davet edildiğini haber vermiştir.
Dün geceki
araştırmalar
25 bıçak. 3 tabanca, iki kasatura ele geçirildi. Sarkıntılık edenleri sivil memurlar takip edecek
Dün gece İstanbul Emniyet Müdürlüğü taralından şehrin muhtelif yerlerinde Üç ekip halinde ve 150 memurun iştirakiyle büyük bir arama yapılmıştır.
Ycnikapı, Davutpaşa, Balat, Ata. türk Bulvarı civarı. Galata, Tophane, Beşiktaş ve Bcyoğlıındakı içkili ve sazlı yerleri, diğer bir grup da Kasımr^şa civarını aramıştır. Araştırına ^tıceslıule 25 bıçak, 3 tabanca bulunmuştur Bu nevi araştırmalar bundan böyle sık sık tekrarlanacaktır. Ayrıca sarkıntılık edenler hakkında d» gereken tedbirleri almak üzere sivil devrlyeler dolaştırılacaktır.
Dün geceki aramaları bizzat Emniyet 2 nci Şube Müdür ve Müdür Muavini idare etmiştir. Kasımpaşa-daki arama neticesinde de bilenmiş iki kasatura elde edilmiştir.

hüviyet kartlan dağıtmakta olup, bütün taşıt vasıtalarının kaydına girişilmiştir.
4 — Varna ve Burgaz limanlarına her gün Sovyet narp malzemesi boşaltılmaktadır. Sovyetler Bulgaristana Tuna yolu ile ve Romanya üzerinden de külliyetli harp stoklan göndermektedirler.
5 Sivil giyinmiş bir çok Rus subay ve asker gruplan muntazaman Kumanyadan Bulgarlstanın Vidin şehrine geçmekte ve oradan Köstendi], Haskovo ve Petriç şehirlerine gitmektedirler. Bu merkezlerin hepsi Makedonya hududu yakınlarındadır.
Bu haberl(*ri veren kaynaklar, komünistlerin öteden beri müstakil bir Büyük Makedonya” kurmak sevdasında olduklarını hatırlatmışlardır. Böyle bir bölge BulgarIstanı Arnavutluğa bitiştireceği gibi, Yugoslavyayı Yunanistandan ayıracak ve bilhassa Bulgarlstana denize bir mahreç sağlı-yacaktır.
Sovyetler bir Alman donanması kuruyor
“Deniz polis kuvveti" aslında askerî teşekkülden farksız
Londra, 4 (Nafvni — Sovyetlcrin Doğu Alnıanyada bir kara ve hava ordusu teşkil ettikten sonra şimdi de Alman donanmasını yeniden kurmaya çalıştıkları zannedilmektedir. Sovyet heyetlerinin Baltık sahillerindeki Alman limanlarında bu iş üzerinde çalıştıkları ve müstakbel komünist Alman donanmasının ilk temellerini attıkları kaydedilmektedir. Bu donanmada evvelâ torpitolar bulunacağı ve bunları idare edecek olan Alman komünist subaylarının So\yetler tarafından yetiştirilmekte olduğu İlâve e-dllmektedir
Hatırlarda olduğu gibi geçen ay yaptığı bir beyanatta Doğu Almanya Başbakan Muavini “bir deniz polis kuvveti,, kurulacağından bahsetmişti. Doğu Alnıanyada kurulduğu bildirilen polis kuvvetinin de bir ordudan farkı olmadığından şimdi kurulmakta olan deniz polis kuvvetinin de donanmadan farkı olmıyacağı zannedilmektedir.
Amerika, Çin’e petrol verilmesi taraftarı değil
Hong-Kong, 4 A.A. ( United Press) — Bir Amerikalı petrol ihracatçısı Komünist Çine gazolin ve petrol ihracatını durdurduğunu bildirmiştir. Birleşik Amerika Dışişleri Bakanlığının ayni yolda hareket etmeleri için bütün Amerikan petrol şirketlerine emir vermek tasavvurunda olduğu öğrenilmiştir.
Mısır Ayanında Muhalefet, Meclisi dün terketti
Kahire, 4 A.A. (Afpı — Âyan Meclisinde muhalefete mensup 11 üye yeni senatör tayinine ait son Kıral kararnameleri üzerinde münakaşa açma teşebbüslerinin akim kalması üzerine Ayan Meclisini terketmiştir.
Milliyetçi Parti Başkanı ve muhalefet üyesi Hafız Ramazan Paşa, durumu protesto etmek üzere mlş, fakat kendisine mâni tur.
Bunun üzerine muhalefet,
rının hepsi salonu tcrketnıışlerdir.
aöz iste-olunmuş-
mebusla-

----------------
MÜSABAKA KUPONU
de çekilecek İştirak İçin a-9(1 tane
1 andık 1930 büyük kuramıza sağıdaki kuponlardan getirerek bir kııra numarası a-lahHeceksIniz-
Tııtsihitını her pazar günkü (YENİ İSTANBUL) da arayınız.


'Yeni tslanburuıı
KUPONU
m
V

Sayfa 4
Y E N t İSTANBUL
f> Temmuz 1950

İzmir’in en dertli ilçesi
u
L
Yazan: Adnan Bîlgef
İZNELRÎ Urlaya bağlıyon yol, asfalt-*tır. "tamir Turistik Yollar Kanunu” nun sağladığı turistik yollar vergisi hesabından her yıl, İzmir ili halicinin Ödediği ikişer liralar, İzmir'e yalnız 35 km.İlk bir asfalt yol kazandırdı. Hakikatte bu yolun aynı düzlükte Çeşme ilçesine, Bergama ve Selçuk harabeleriyle Kuşadası’na kadar uzaması programlanmıştı.
Fazlı Güleç zamanında yapılan, valiler deriştikçe maksadından her yıl biraz daha uzaklaşan, nihayet Şefik Soyer’in valiliği zamanında ilk hamlede Çeçme*ye kadar uzaması kararlaşan bu asfalt yollar programı ne olud. Bunu, 12 yıldan beri her yıl ikişer lira munzam vergi ödeyen mükellefler sormasa bile, bu mükellefleri il meclisinde temsil eden delegelerin valilerden sorması gerekmez miydi ?
Yol halısında bazı iç yararlan saklıysa İzmir hemşehrilerinin üzüntülerine parmak basmak insafsızlık o-lacağı için, yol bahsini burada kesmek zaruridir. Urla, İzmir’in kokulu üzüm yetiştiren büyük, zengin, bakımlı ve himmete muhtaç bir ilçesidir. İzmir’in yalı kısmının son durak yeri olan Güzelyalınm Adeta banliyösü olan Urla ilçesi, ive Giffre zamanında tramvayla Güzelyalıva bağlanmış olsaydı, bu güzergahtaki ürüın bağlarının hepsi mesken olur ve Urla. İzmir’in bir mahallesi haline gelebilirdi. Bunun yapılmamış olması; şimdi Urla İle İzmir arasında muntazam bir troleybüs veya yarım saatte bir çalışan bir otobüs hattının İhdasına mânı değildir. Eğer bu yapılırsa, Urla, tamirin Beşiktaş’ı veya Eminönü kaymakamlığı halini alabilir.
Yukarıda ifade ettiğim fikri ben, seneler evvel Urlada yeni fikirli bir hâkimden dinlemiştim. Bilâhare esrarengiz bir şekilde öldürülen bu yeni fikirli hâkimin katillerinin buluna-mavişi öteden beri Urlalılan meşgul etmiş ve İhsan Ziya Bey merhumun katillen meydana çıkmamıştın
Urla 20 yıl İçinde bir çuvaldız boyu kadar terakki eseri göstermemişse bunun kabahati. Urla halkında olmamak lâzımdır. Urlada vazife gören idare âmirleri, merhum Kâzım Dirik zamanının gayretli kaymakamı Baha Koldaş dahi) olmak üzere Urlaya, kayda değer eser vermemişlerdir. Şehir hâlâ eski ihmal denizi içinde yüzmektedir. Yan girdik saha olduğu gibi duruyor. Arada sırada şehirde daha bir kaç binanın çatısını ve duvarlarını alan zelzelelerin meydana getirdikleri harabelik, yapılanları ancak telâfi ediyor.
¥
Bugün Urlada daha fazla kalmı-yarak Urla İskelesini takiben Güvendik ve Dizinli köylerine gittim. Gayet mükrim, hatırşinas insanlar olan Güvendik köylüleri beni, deniz kenarındaki sayfiyelerine bu-
Urla İskelesi
yur ettiler. Çeşme altı adı verilen Güvendik’ln bu güzel sayfiyesi, Ncr-giz Adasıyle birlikte dört küçük a-dacığın kucakladığı ideal bir plaja sahiptir. Pazar günleri tamirden bir çok aileler buraya gelerek daima küçük dalgacıklarla kucaklaşan bu mor. mavi ve yeşil denizde müstesna dakikalar yaşarlar. Misafirler burada o kadar emniyetle yüzerler ki kaybolan herhangi bir eşyalarına el sürmek kimsenin hatırından geçmez. Burada herkes kendi talihine İnanmıştır. El malını haram sayan bu hakikatli köy insanları namus ve şeref bahsinde gayet titizdirler. O-ııun İçindir kİ uygunsuz, insanlar hiç bir zaman Güvendik te, Denizli Köyünde ve Çeşmealtı’nda harmanlamıştır. Halk kumardan hoşlanmaz.
Bu kadar güzel, tabii bir plâja sahip bulunan Çeşmealtılıların en büyük derdi insanaızlıktır. Kendileri askeri bir mıntaka dahilinde bulundukları için hazan değişen bir komutanın emriyle senelerce buraya insan ayağı basmamıştır. Bu yüzden halk, köylerini bırakmış ve başka yerlere göç etmiştir.
Esasen Denizli’nin ve Güvendik’in 100 er kişiden ibaret olan nüfusları topyekûn 800 dekar toprakla nasıl geçinir. Bu kadar az toprağa sahip olan bir merkezde halkın nasıl maişetini temin ettiğine hayret etmemek elden gelmiyor. Beş nüfuslu bir aile İki dönüm toprağa akıbetini bağlarsa, vatandaşın memnun olmasına ve memnun edilmesine imkân görülemez.
Ben köydeyken, Güvendik köylülerinin D.P. vaaıtasıyle başbakanlığa bir müracaat yaptıklarım Öğrendim. Köylüler Hekim Adasıyle. Kızı Kisle çiftliklerinin metıük bulunması itibariyle kendilerine ifraz ve tahsis edilmesini istemişlerdir.
Bence yeni D.P. iktidarı için yapılacak işler çoktur. Bu iktidar, kendisine çalışacak sahalar aramak zahmetine katlanmadan her merkezde köylüyü ve şehirliyi yakından
alâkalandıran konulan bir hamlede halledecek durumdadır. Eğer bu yapılırsa meselâ. Güvendik köylüleri yakın bir zamanda müstahsil hale gelecek ve bu köylüler, hayatı olduğu gibi görmlye başlıvacaktır. Yani, varlıksız bırakıldıkları için menfi o-lan bu namuslu ve çalışkan vatandaşlar topraklarına ısınacaklardır.
Eğer vatandaş, toprağım severse ve müstahsil hale gelirse bu memleketin namusu kendiliğinden artacaktır. Ve köy kadım, aç kalmıyncağım anladığı gün daha büyük bir hevesle evini ve erkeğini sevecektir. Daha büyük bir kolaylıkla doğuracaktır. Köylülerin yeni iktidardan bekledikleri bu kadar tabii ve o nispette basit ihtiyaçlarının teminidir.
¥
Burada ıstırabı kendilerine katık edinen insanlar yaşamaktadır. İktidar değişti. Fakat henüz devir değişmedi. C.H.P. nın elinden iktidarı tealim alan genç demokrasimiz henüz köye değil, şehre bile yerleşe-mem İştir.
Denizli ve Güvendik köyü muhtarları haber verdiler: Kendilerinden telefon tamir Ücreti isteniyormuş... Bir gazete için abonman ücreti İsteniyormuş. Bunu bana anlattıkları zaman pek tuhafıma gitti. Meğer bu köylerin telefonu yokmuş. Bir vukuat olsa, yaya adamlar çıkarıp merkeze gönderirlermiş. Fakat kaymakam ayak diremiş. Köylere haber salmış. Bütçenize yüzer lira telefon tahsisatı eklensin diye.
Muhtarlar diyor ki: “Telefonumuz yok. tamir tahsisatı alırlar. Beylik gazete gelmez, abone Ücreti alırlar. Hem biz neden sevdiğimiz gazeteye abone olınıyalım. ismi malûm cismi meçhul bir gazeteye vergi öder-cesine senede 28 lira ayıralım.
Türk köyü Eğere bile hâlâ bu haldedir. Köyün ıstırabını terennüm etmedikçe, onun derdini ortaya dök-modikçe bu köylere demokrasinin gireceğini zannetmek hatalı bir görüş olur kanaatmdayım.
Günün bahisleri
Denize düşen uçak yolcularının korunması pEÇENLERDE Iran Körfezinde vıı-” ku bulan ve bir çok kişinin hayatına malolan uçak kazası, denize düşen uçaklardaki yolcuların korunması meselesini canlandırıyor .
Gerçekten, denize düşmüş veya konmağa mecbur olmuş uçakların yolcuları pek müthiş şortlar içinde bulunurlar. Zira denizin, dalgaların, kabarmış suların tehdidi yetmiyormuş gibi bir de köpek balıkları tehlikesi vardır kl bu, birincisi kadar, belki do ondan korkunçtur. Kazazedeleri her iki tehlikeye karşı korumak çareleri Ötedenberi oranmış ve hâlâ aranmaktadır. Boğulmamnları-nı sağlamak Üzere bir çok tertibat alınmış bulunuyor. Bütün uçaklarda cankurtaran kemerleriyle "yüzen yelekler” vardır. Bozı memleketlerin nizamnamelerine göre deniz üstünden geçen ve içinde boş kişiden fazla yolcu bulunan her uçak şişirme sandallar, sarı ve kırmızı işaret verici tabancalar ve sular üstünde yüzen u-açğın görülmesini kolaylaştıracak fhıoreseyin paketleri taşımağa mecburdur. Şişirme sallar da çoktan beri kullanılmaktadır. Bunları denize indirilirken bir kaç sanayide karbonik gazla şişirmek mümkün oluyor.
Denize konma mecburiyeti hâsıl olduğu zaman mürettebattan her fert bir sandala kumanda etmeğe ye beraberinde bir miktar yolcu olmağa memurdur. İnmek kararı verilir verilmez herkes boyunbağını çözerek cankurtaran kemerini takar. Uçak durmadan önce denize sandal İndiril-mez. Bu itibarla böyle bir tedbiri tatbik etmek asgari bir zamana muhtaçtır. Kaza neticesinde denize birdenbire inen bir uçak, bir dereye yuvarlanmış vagona benzer. Onun için zorla denize konma ihtimalini daima gözönündc tutmak iktiza eder.
Büyük Okyanusla Atlantiğin A. ınerika ve Afrika kıyılarım yalayan kısımları köpek balıklariyle doludur. Bu müthiş hayvanların Japonya harbi sırasında Amerikan bahriyelilerinin maneviyatını bozduğu bile görüldü. Bu sebeple Amerikan deniz Genelkurmayı kazazedeleri köpek balıklarına karşı korumak çarelerini a-ramıştır.
Okyanus Enstitüsünün malik olduğu muazzam akvaryomlara köpek balıkları yerleştirilerek bunlara verilen yemekle birlikte, hayvanlan tiksindireceği ve o yemekleri yemekten alıkoyacağı sanılan bazı maddeler de verildi. Bu maddelerden seksen kadar çeşidi tecrübe olundu; dolmakalem mürekkebinden zehirli gazlara kadar, bunların arasında türlü türlü şeyler vardı. Fakat hiç biri fayda etmedi. Bir fizik Alimi, yemlerin etrafında süpersonik ihtizazlar vücuda getirilmesini tavsiye etti. O da olmadı! Köpek balıklan istediklerini yemekte idiler.
Araştırına teşkilâtı ümitsizliğe kapılmışken, kimyagerler, kazazedeleri “Sea Morken” dedikleri fluorlu bir madde ile örtmeği düşündüler. Bunun tecrübesi yapılırken köpek balıklarının arasına da bir miktarı atıldı ve hayvanların tecrübç meydandandan pek uzağa kaçtıktan görüldü.
| Amerikadaki İktisadî cereyanlar
ÖNÜMÜZDEKİ YOL
Öğrenmek ililiyacıııda olduğumuz herşey\
Hicri 19 5 0 Temmuz 5 Çarşamba Rumi
Rzn. 19 1369 HAZ. 22 1366
VAKİ 1 VAaATl EZAM
GUneu 5.32 8.48
Ö£l. 13.19 4.34
İkindi 17.19 8.36
Akşam 20.44 12.00
r*uı 22.46 201
îmıAh 3.17 •1 33
UElOf.l.l ( IHE1 I AKİK 1 — Kadın Kalbi. 2 — Kızıl âüâhş()r> 3 — Kızıl Çete. ALKAZAİC (42Ş62) 1 — Kobra-mnn öncü. 2 — Şarlo Asker. AK (443041 1 — ÜtnlC^ız Açk.
2 — Gece Varışı (renkli). ATLAS H0S35) 1 — Genç Kız Kalbi. 2 — Tonca Güfiali. BEŞİKTAŞ BAHÇEM 1 - Kür 2 — Kaçırılan Kız.
EtHA)IK\ 1 — SarhLlûgu Gı.i-reli. 2 İzmirli Dtmlirioa. İPtK (442X9) 1 — Aşk Yarışı 2 - Kam Ok.
LALE (J35ÜÜI 1 — Lnınsız
Kahramanlar (turkee). ( —
Yaban Gülü frenkliı
MELEK H4Wı 1 — Ajjksız Yıllar. 2 — Şanghayh Kadın.
SARAY 1 — Gençlerin
Sevglllftl. 2 — Monte Kriatcnun Miraaı.
SI ATFAICK (83H3) 1 - Kahraman Yüzbaşı. 2 — îkl Cingöz Hfivrhıt.iBr Arauında. 3 — Kalbime Dngındçt.u.
ftt'MER M2MİI I - Kızıltepe. 2 — Bıtmrrrıhj Senfoni.
8ARK (40380) 1 — Oklnhamrı ’
KAbramam. 2 — Denizler Ara-bm»
61K (43726) 1 — Drnfznlu 104. 2 — İki Açıkgöz Hollyuond da. TAKSİM (431Vİ) i - Leylâ. 2 — Kızım.
TAN 1 — San Antonlo AaJnn-ları. 2 — Monte Kristoııun El-mtuBİarı. 3 — Şeytan Ruhlu Adam.
1’NAI. (49806) 1 — Tahlr 1le
Zühre. 2 — Lorel llard.v Dunu Öğretmeni.
t KAL Yıı/.lık 1 — Çöl Şahini. 2 — Dişi Şeytan.
YENİ 1 — Mckrlka Çiçekleri. 2 — Asilzade Haydut. 3 — Günahtan Sonra.
T1LDIZ İ42H7) 1 — içli Kız.
2 — Cazlar Çarpışıyor.
İSTANBUL CİHETİ
ALEMDAR (28688) 1 — İki Ruh. lu Kadın. 2 — Lorel Hardy A-caml Aşıklar»
AZAK (23542) 1 — Kırmızı Güller. 2 — Sahte Evü.
CLMHLRLlTAtj (22513) 1 —
Afck Yanın 2 — Kahraman Kı-
lavuz. 3 — Waahington‘urı Evi. HALK 1 — Mahzun Gönüller. 2 — Barış Kahramanı. 3 — Gizil Teşkilât.
İSTANBUL (22367) Hint Rüya-*1 (Türkçe). 2 — Lorel Hardy Şarkıcı.
KISMET (266M) 1 - Kara Gü-n(*3j. 2 — Festival Yıldızı. 3 — S uça uz Cani.
MARMARA (23*60) 1 — Monte Krlatonun Miram. 2 — Şeytanın Kurbanları.
MİLLÎ (22962» 1 — iki Ruhlu Kadın, 2 — Lorel Hardy Acemi Aşıklar.
TURAN (22J27) 1 — Ari Generalin Son Emri. 2 — Lorel Hardy Silâh Arkadaşları. 3 — ÇÖJ Şarkını (Türkçe).
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 —
Gecelerin Hakimi. 2 — Genç Dul.
KADIKÖY CİHETİ
HALE (60112) 1 — îkl Ruhlu Kadın, 2 — Tarza m n Zaferi. OPERA (60821) 1 — Aşk denizi. 2 — Şüjıhell adam.
SCREYYA (60862) 1 - latırap Çocuiru (türkçeı. 2 — Tehlike igareli.
ANKARA
AN KAKA (23432) 1 — Solan
Gölgeler. 2 — Zehirlenen Ruhlar.
lif Yİ K (15031) Kahraman Yüzbaşı.
(EDECİ (13846) 1 — KJcopat-ra, 2 — Hacı Murat Geliyor.
PARK (1.1131) Aj-şenln Duam. 2 — Efsuncu Baba.
sis (14071) Sahte Evlât. sfMER (14O7İ) Hortlaklar A-dam. 2 — Şampiyon Ağı, ULUS (22294) I - Güzeller Re-vumü. 2 — Aşk Senfonlei.
YENİ (11040) 1 — Siyah Gül-
geler, 2 — Monte Kriato. Gece Kant 21.15 te Zati Sundur un temsilleri.
GAR ( i A ZI N()8 U N D A İtalyan Akrobattan.
İZMİR
El.llAMKA 1 — San Prancta-co. 2 — Kiftmet. 3 — Fienta.
LVL0 i — Leyinnın Aşkı. 2 — Daima Knlblmdealn. 3 — Korkunç VâdL
T A YY AR Kı 1 — Açıkgöz Periler Arazında. 2 — Kadınlar Düşmanı.
TAN 1 — Leylânın Aşkı. 2 — Dainı/ı Kalbimdesin. 3 — Korkunç Vâdl.
kinıl. 2 — Hüsnü Yuuutun Aşkı YENİ SİNEMA 1 — Sarı Güneş. 2 — Yılmaz Reis 3 — Baft-«tat Pertal.
MELEK Lüküe Hayat.
UÇAK - TREN . VAPUR
G ELECEK O LAN l Ç AKLAR
0.35 D.H.Y. (Türk) An koradan. — 9.45 D.H.Y. (Türk)
Buraadan. — 9.50 D. H. Y.
(Türk) Izmirden. — 15.35 D. H.Y» (Türk) İskenderun» Ada-
na, An karadan. — 13.50 B.E.A (İngiliz) Londra, Ni«, Roma. Allnadan. - 10.30 D. H. Y.
(Türk) Erzurum. Elazığ, Malatya, Kayseri, Ankaradan. — 18.05 D.H.Y. (Türk) Izmirden.
— 18.30 C.G.D T. Kahire, Bey-
ruttan. — 18.35 D.H.Y. (Türk) Ankaradan. — 21.10 P.A.A
(Amerikan) Nesv-York, Boston. Londra, Brükmd, Münihten.
GİDE( EK OLAN I ÇAK I.AR
8.30 BE A (Ingiliz) — Atina, Ronıa, Nta, Londraya. — 8.30 D. H. Y. (Türk) Buraa.va.
— 9.00 L. A. 1. (İtalyan) A-Hna, Romaya. — 9.00 D.H.Y, (Türk) Ankara. .Malatya, Elâzığ. D. Bnkıra. — 9.30 D.H.Y (Türk) Anknraya. — 10.05 D H.Y. (Türk) Afyon, Konya. Adnnaya. — 10.15 D.H.Y, (Türk İzmlrc. — ld.30 D.H.Y (Türk) Ankara, Adana, takendeıuna.
— 11.20 D.H.Y, (Türk) İznılre.
— 16.00 D.H.Y, (Türk) İzmlrc.
— 22.10 P. A A. (Amerikan) Şam, Kfirari. Delhi, KalkÜta. Bangkok. Hongkong’a.
GELECEK OLAN TRENLER
8.30 Ankaradan. — 9.15 An-k/ıradan (Ek*.),
GİDECEK OLAN TRENİ. ER
10.00 An karaya (MntörlU). — 18.10«Ankara Ekapreal. — 22.20 Senıplon Ekfi. (Avrupa).
GELECEK OLAN VAPURLAR
6.30 Dumlupınıır. Ülgen, Bandırmadan. — 7.00 Erzurum, la-Icenderund&n. — 11.30 Ordu, tamirden. — 12.30 Su», Mudnn-yndarı. — 15.00 Çorum, Karndc-n izden.
GİDECEK OLAN VAFl ICLAR 9.00 Antalya, Ayvalığa. — 11.00 Tırhnn. tamire, — 17.00 Marn İcaz. Mudnnyaya. — 18.0Q Olgen, îmrozıı. — 20.00 Durnlu-pınar, Saadet, Bandırmaya.
E A D 1 f O ■3»
ANKARA:
7.28 Açılış ve Program, — 7,80 M.S.Aynrı. — 7.31 Hafif üvertürlcr (pl ). — 7.45 Hn.borler. r— 8,00 Film Melodileri (pl.).
— 8.25 Gilııhn Programı vo Hava Raporu. — 8.80 Hafif Müzik (pl.). — 0.00 Kapanış.
12.28 Açılış vo Program. — 12.30 Şarkılar. — 13.00 Haberler.
— 13.15 Alim Roth Orlccatraaı (p).)» — 13.30 öğle Gazeteai. — 18.15 Piyano He Cnz (pl.), — 14.00 ltavn Raporu, Akşam Programı vo Kapanış.
17.58 Açılış vo Program. — 18.00 M.S.Ayarı — 18.00 Şarkılar. — 16.30 Konuşma; Çiftçi-lerlo Başbıışa. — 18.45 Caz Orkestralarından Count Basla pl.
— 19.00 M.S.viyan ve Haberler.
— 19.15 Geçmişte Bugün. —
19.20 T.schnlkou’sky - Rokoko Vnryaayoniarı (pl.). — 19.45 Konuşma : Maliye Bakanlığı A-dına, — 20.00 Halk Türküleri.
— 20.15 Rudyo Gazel eri. — 20.30 Serbeet Saat. — 20.35 Tarihi Tllrk «Müziği. — 21.15 Konuşma.
— 21.30 Dana Müziği (pl.), — 22.1)0 Konuşma. — 22.15 Gitar Soloları (pl.). — 22.30 Klâsik Saz Ezerleri. — 22.15 M.S.Ayarı ve Haberler, — 23.00 Program ve Kapanış.
İSTANBl’L:
12.57 Açılış ve Programlar. — 13.00 Haberler. — 13.15 öğle Konaerl (pl.). — 13.15 Şarkı v© Türküler. — 14.20 Türk Kadın Birliği Adına Konuşma. — 34.30 şarkı vo Türküler (pl.). — 11.50 Loul.se Carlyta’dnn Şarkılar (pl)
— 15.00 Progmmjnr ve Kapanış.
17.57 Açılış w Programlar, — 18.00 Ankara Gaxi Eğitim Ena-tltlıaü Müzik Şubeni Koronu KoıiHcrl. — 18.20 Serbeat Snut.
is 30 Türküler (îcçhli. — 19,00 Haberler. — 10.15 tataııbul Haberleri. — 19.20 tatnnbul KöıiHvrvbtuari Türk Mualldri İr t • Hrvatl Konacri. — 20 Radyo Salon OrkvBtraMi Koıiflcrl. — 20.30 Koıınor Salonlarından Büyük İrimler tpi.)» — 21*00 Şark) ve Türküler. — 2L30 • Maruf" -Radyofonik Temsil. — 22.30 Dnna Müziği (pl.). — 22.15 Haberler. — 23.(81 Dana Müziği (pl.), — 23.30 Programlar ve Kapanış.
YABANI 1 RADYOLARDAN bEÇME YAYINLAR:
LONDRA:
7.10 Akordeonla Müzik. — 8.00 Klâalk Müzik Dinleyici îa-teklorl. — 12*30 Plaklarla Kki-Mlk Müzik, — 11 30 Hafif MÜZlk. — 15.15 Dana Mllzlğl. — UJ.80 Hafit OrkrMlra Konaerl. — 17.15 BBC Senfoni Orkestram. —
19.15 Dana Müziği — 21.30 Holle Orkcatraaı Konseri» — 22.30 Fred Hart ley ve OrkcalraMi. —
23.15 Palın Court Orkcntraai.
F A
Beyoğlu 44644 Kadıköy 50872
îetanbul 24222 Üsküdar 60945
Ankara 00, İzmir 2222 Karşıyaka 15055
ECZAN
EnıinlüıU: Eminönü — Benim-Hon (KüçlHcpnzar) — Ali Rıza (Alemdar) — Süreyya (Kum-kapı)
BEYOĞLU: Cemal Atozoy
(Merkez) — Llmoner (Takrim) — Cihangir (Takalın) — Sağlık (Galata) — Ziya Boyer (Galata) — Şark Merkez (Şişli) — Kurtuluş (Şişli) — Haaköy — Merkez (Kaaımpaşa)
FATİH: İsmail Hakkı (Şehza-dobaşi) — Sarım (Aksaray) —
Soldan snğtt:
1 — tatanbıılda çıkan Rumca bir gazete, 2 — Şair, Ar. 3 — Kavuşmak, Geniş. 4 — Edevat Ahzet (.Mürekkep kelime), İyi. — 5 — Ateşin dilinin yarısı, Kurtuluş, rt — Salıver (Mürekkep kelime), Yiyecek maddesinin çeşnisi. 7 — Erkek (Eski terim), Dudak. Bir harfin okunuşu. S — Nida, El koyma. 9 — Fiyaka. Tvral eski bir Türk devleti. İd — Bir ııevi içki.
Yuknrulıın aşağı:
1 — Bir çocuk oyunu. 2 — Memuriyetten çıka rina, Zam. 3-Keder (Çoğul), Bir edat, 1 — Diren. Mevcut. 5 — Tersi parla (Mürekkep kelime). G — Rüzgâra hitap, Birbirine aykırılık. 7 — Tersi itan t et, Nofl edatı, 8 — Etrafa duyur (Mürekkep kelime), Bir tatlının üçte biri. 9 — öğüt ver (Mü-rekkep kelime). 10 — inancı o-inn (Mtirckkvp kelime).
nCNKÜ BVLMACANIN
1IALL!
Koldan «ağa:
1 — Ateşi uek nz. 2 — Müzayaka. 3 — imamet, Sah. 4 — Yaya. İlahi. 5 — Atik ol. 6 — Na pak. KalL 7 — Elini, Kuran. 8 — Malı inini, Ze. 9 — öl, Nümayiş, 10 — Zeki talebe.
Yukarıdan nşn^ı:
i — Amiyane aöz, 2 — Amut, İkile. 3 — Ezn yapan. 4 — Şamata, İni. 5 — Eyl, Kl, Küt. 6 — Patik, Kama. 7 — Ek. Lokum al. 8 — Kıumlnr, yc. 9 — Ah, Tnzlb. 10 — Zahiri neşe.
Sn inat ya — Nlizhet Oıuıt (Şehremini) — Ahmet Sınıl ıKara-gümrlik) — Gütaercn Sipuhioğ-lu (Fener)
EYÜP: Arif Beşer
BEŞİKTAŞ: S. Recep — Yeni (Orlıı köy) — ArnavutkÖy — Merkez (Bebek)
KADIKÖl: Kadıköy — Kızıl-topralc — Göztepo — Bostancı 1 SKt'DAR: Ömer Kenan HEYBELİ ADA; Heybcltada
Bt-YttaADA: Merkez
İZMİR: Yardım (AlaancnlO — Halk (Rfiaınahuno) — Cumhuriyet (Eşref paşa) — Güzeiynlı (Yalılar) — Birlik (Kemeraltı) ANKARA: Derman — Bagkcnt — Bayar
Yazan : John T. Flynn
Bütün bunlardan çıkan netice ve beliren cemiyet manzarası şudur: Hükümet her vatandaşın beşikten meza-ru kadar emniyetinden ve bütün sanayi ve ziraat mekanizmasının işletilmelinden mesul olacaktır. Sun gaye de, tabii, bankacılığı, nakliyeciliği, elektrik mUeaseselerlnt. kömür, demir ve çelik sanayiini, vo bütün sigorta işlerini avuç içine ve kontrol altına almaktır. İktisadi cihazın geriye kalan öbUr kısımları hususi şahıs veya firmalar tarafından fakat büyük salahiyetli bir sürü plânlama ve tatbikat daireleri tarafından yapılmış olan hükümet plânlarına uymak suretiyle yürütülecek ve işletilecektir.
Bugün Inglitoroyl yıkmakta o-laıı gidişe her İtibarla teodlll etmektedir. Eğer bugün iş başında bulunan adamlarımızın tuttukları yolda devam etmelerine müsaade edecek olursak, tnglltercdekl hal Aıneri-kadsı birim de başımda gclecoktlr.
Yürüdüğümüz yul işte budur; sosyalizm yoludur. Tâ Amerikalılar bunu anlayıp da bu yolculuğu evvelâ durdurmak sonra da aksi istikamete çevirmek için kuvvetli tedbirler alıncaya kadar da bu yolda böyle yürüyüp gideceğiz.
Bu aosyaliatçl program vo gidişe muhalif olanların ilk yapmaları gereken iş, kendilerini kafalarına propaganda ile zorla sokulmuş olan ürkeklikten. bir nevi aşağılık duygusundan kurtarmak olmalıdır. Bu meselenin münakaşasında, A merikan sistemi habis, kötü, beceriksiz, hattâ zalim bir şey imiş gibi: buna mukabil, İstikbalin Plânlı Yeni Dünyası İse İyilik, hoşluk, ışık ve bolluk ile dolup taşacakmış gibi tasvir edilmektedir. Hele "kâr” kelimesi en kötü imalara bulanarak âdeta lânetlcmc olmuştur.
Fakat mesele, sosyalizm denen mükemmel sistem ile kapitalizm denen kusurlu siateıuden birinden birini seçmek değildir. İnsan elinden çıkmış oldukları için zaruri olarak her birinin kendine mahsus kusurları bulunan İki boşeıl sistem arasında bir tercih mcvzuubahlstir. Fakat Sosyalist Plâncılar bunu teslim etmezler. Onlar bize kapitalizmi yalnız kötü ve kusurlu taraflarından tutup tasvir ederler. Buna mukabil sosyalizmi ise onun ileride bir gün gelip tahakkuk ettireceği harikuladelikler cephesinden gösterirler.
Fakat bizim artık valilere karnımız toktur; artık bunlara itimat etmemeliyiz. Sosyalizm muhtelif şekilleriyle çok imtihandan geçmiştir. Sosyalistlerin inkar etmek istemelerine rağmen Rusya Sosyalist bir memlekettir Rusyada ilk meşaleyi vakan eski Sosyalistler, insanlığı hür yaşamaya kavuşturacakları enfes günden bahsediyorlardı. İstibdadı Lenin’den daha şiddetle itham eden yoktu. Lâkin bu eski Sosyalistler ideallerini harekete geçirince, tatbikatta, bu ülkü büyük bir hızla, mukadder neticesi olan istibdat yoluna döküldü; tarihin cn korkunç istibdadına vardı.
Eski Sosyalistler, parlak, ışıklı rü-yalnriyle, Birinci Dünya Harbinden sonra Almanyada iktidarı ele aldılar: memleketi, şimdi îngilterede hüküm sürmekte olan sistemden fazla farklı olmıyarak, kısmen minileştirilmiş. kısmen de plânlı bir cemiyet haline kovdular. Sonu Faşizme ve Hitler rejimine vardı; çünkü Faşizm ile Fabinn Sosyalizmi birbirinden ayıran sınır çizgisi pek inceciktir. Fabtan Sosyalizmi rüyadır; Faşizmde Sosyalizm zait kaçınılmaz diktatördür.
îtalyada muhtelif mekteplerden ve mesleklerden olan Sosyalistler siyasi hayata hâkim oldular. Bu da Al-manyadakl neticelerin aynını verdi; Faşizm ile Musaoliniyi doğurdu.
Şimdi de İngiltere aynı tecrübeyi, bir takım hüniyot vaitlerl ile şişirilmiş olarak, yapıyor. Fakat daha şimdiden o da istibdat yollarına dökülmüştür. İşçiler üzerinde (Onların nerede çalışıp çalışmıyacaklannı söylemek bana aittir) şeklinde bir hak iddia ediyor. Direktiflerine aykırı hareket eden çiftçileri kollarından tutunca çiftliklerinden kapı dışarı etmek hakkını kendisinde görüyor. Eğer Amerikan kapitalizminin kuvvetli kolları lngiltcrcyi tutup ona yardım etmese, lngilizierin giriştikleri bu tecrübe yarına kalmaz çöker. Gerçekten, daha bu sağlam kollar o-nu koltuğundan tutarken bile çökmektedir.
Diğer taraftan, dünyanın en büyük ve en verimli istihsal makinesi Anıerikadadır. Bu lesadiıfen olmuş bir şey değildir. Hürriyet toprağının nuıliNiılüdür uncak orada yetişir, büyür.
Bugün yolcusu bulunduğumuz yol kâfi derecede bellidir. Kendimizi al-datmıyalım. Hele dur bakalım, bjraz daha gidelim de sonra dururuz; belki Sosyalizm. İle kapltnltamln her birinin iyi taraflarını alarak ikisini hamur edip birleştirebiliriz, demlye-Jlm. Bunu ummuyalım.Zirıı karşımız, da duran katı ve soğuk hakikat şudur: Bu iki sistem, aynı cemiyet i-çlnde yanyana beraber yaşayamazlar.
Şayet bu tuttuğumuz yolda devam edersek, iktisadiyatımızın kapitalist kesimini ölümden hiç bir şey kurtaramaz. Zira hem kendi işletme masraflarını hem de Sosyalist kesiminin masraflarının hepsini değilse bile, büyük bir kısmını ödemek gayreti ve fedakârlığı onun sırtına yüklenecektir. Amerika Birleşik Devletlerinde Hükümet eliyle işletilen bir kaç sanayi müessesesi zarar ile çalışmaktadır. Gerek bu Hükümet sanayiinin zarar ve açıklarım kapatmak ve gerekse Hüktynetin diğer masraflarım
- 7 -
karşılamak İçin icap eden parayı ve geliri, hususi sanayiin kazanması ve sağlaması lâzımdır.
Bizi kemirmekte olan İçtimai hastalığın seyrini durdurmamız Itaım-dır. Önümüzde paramparça olmuş serbest teşebbüs sistemimizi yeniden canlandırıp kaldırmak gibi güç bir İş bizi boklıyor. Kollarımızı sıvayıp bu İşe sarılmalıyız. Bunu yapmazsak, ayağımız sürçecek, Avnıpanın tekerlendiği yoldan aşağı biz de yuvarlanacağız.
Bu gidişimizi frenlemek ve değiştirmek İçin teferruatlı bir program yapmak mümkün değildir. Buna lüzum da yoktur. Bize lâzım olan şey. bundan böyle gayretlerimize ve çalışmalarımıza İstikamet vermesi gereken umumi prensipleri vâzıh bil şekilde gözönündc bulundurmak,bunları tâyin etmektir. Şimdi bunları mümkün olduğu kadar kısaca sayıp göstermeğe gayret edeceğim.
İnsan hürriyetini, İsteklerimizin ve Ih taamlarımızın on başına geçirmemiz lâzımdır. Bir memleketle hürriyet nlz hiç bir emniyet olamaz.
Yurdumuzu herkes için içinde yaşanması daha hoş bir vatan haline koymağa çalışalım: fakat hor plânımızın İlk ve elzem şartı, o plânı ( Acaba bu bizim hürriyetimize zarar verecek midir? Mchenglne vurmak olmalıdır Herkes İçin daha İyi bir yaşama tam; âlâ, kabul fakat hürriyetlerimizin fedası pahasına de-tfl.
Omiyrtlmlzln kapitalist bir cemiyet oluşundan utanır ve özür diler gibi bir İmlimiz var; buna nihayet vermeliyiz. Bizi kuvvetli kılmış olan odur. Bize dünya tarihinde en yüksek yaşama seviyesini sağlamış olan bu cemiyet şekildir.
Bıırıdaıı böyle artık sosyuHy.mdc bir tek adım hile dnhu ntmamalıyız. »Şüphesiz, sosyalistçe tedbirler taraf, tartarının zaten sistemimize bugüne kadar vermiş oldukları zararları telâfi ve tâmlr etmek için yapılacak çok iş vardır. Fakat ilk cenk manevramız, Amerikan yaşama tarzını müdafaa etmek İçin mevzi almak olmalıdır.
Uzlaşma taraflısı liderleri başımızdan atmalıyız. Umumi hayatta, hürriyet haklarımızdan daha fazla tâviz vermemizi isteyen, teslimiyet taraftan olan her adamı mimleyelim.
içtimai bir harp içinde olduğumuzu bilelim ve ona göre mücadele e-(lclim. Düşmanlarımız, yolunu bularak, mektep sınıfları, siyaset sahnesi, üniversite kürsüleri, tiyatro, sinema, radyo gibi fikir yayma yerlerinin ve cihazlarının bir çoğunu akıllara hayret verecek bir nispette ellerine geçirmişlerdir. Bunları, ananevi maksattan ve gayeleri uğrunda değil, Amerikan halkının zihniyetlerine hücum etmek için, milletimizin zihnini çelmek için kullanıyorlar.
Memleketi süratle (flıı^a doğru sürüklemekte olun müfrit bütçe sarfiyatına, bıı masraf cümbüşüne bir nihayet vermeliyiz. Sayısız milyarlar harcamayı istilzam eden hayale sığmaz taahhütler. Düyunu Umumiye-nin iktisadi sistemimizin belini kıran ağırlığı, bizi tehdit eden en nazik ve tehlikeli hallerdendir. Ba§-
Çeviren : A4. O. Beykozlu
kan Truman, iktidarda bulunduğu 1 temmuz 1015 ile 30 haziran 1949 ta-rihleri arasında, bütçeden 184 milyar dolar sarfetmiştir. Bu meblâğ, Amerika Hükümetinin U Georgc Wa-shlngton zamanından İtibaren son Cumhurbaşkanı müteveffa FrankUn D. Roosovc.lt ilk Cumhurbaşkanlığı devresinin sonuna kadar geçen 147 yıllık bütün mevcudiyeti esnasındaki bütçeler sarfiyatından 30 milyar daha fazladır, Ne maksat için olursa olsun bugünkü mevcut taahhütlerimizin ötesinde artık on para harce-(lllmosine müasnde etmemeliyiz.
Artık Sosyalli m için 'plûn]ıuna”yı durdurup, huMisî teşebbüs acrbotit sh-Icmlııılzl üzıımi kûpa*ibsiv1e işletmek İçin ptan yapmağa başlamalı, yız» 1933 tcnberl Hükümet kapitalist sistem aleyhinde, evvela bilmi-yerek fakat sonradan yakın zamanlarda ise onu aksatmak ve mahvetmek gibi belirli bir maksatta, amansız bir savaş açmıştır. Ticari veya sınai bir iş adamı bir cani gibi teşhir edilmiştir; Hükümet onun para biriktirmesini, İşi genişletmeği mümkün kılan sermaye terakümlerini önlemek için tedbirler almıştır. Onu halkın adavet ve nefretine mâruz kılınıştır. Onun elindeki biriktirilmiş paralan vergilerle eritmiştir. Birikmiş sermayeleri işlere yatırım »abalarına akıtan kanalları Öylesine daraltmış ve tıkamıştır ki İktisadi sistemimiz nefes alamıyarak solup gitmektedir.
Ekonomi sistemimiz, bugün korkunç bir knnşıklık içindedir. Bu te-zebzüb, Düyunu Umumiye ile, iktisadi bünyenin sülük gibi kanını e-men son derece ağır vergiler ile, Hükümet müdahaleleri ile, bu gidişin sonunun büsbütün mahvolmağa varması yolunda beliren tehlike ve tehditler ile daha da müthiş bir şekil almakladır, önümüzdeki iş ve vazife bizden vatanseverlik ve cesaret istiyor: varına bırakmamalı,derhal işe sarılmalıyız.
Cumhuriyetçi Hükümet sistemimizi bütün karakteri ve tanıamlllği İle yeniden hunnağa koyulmalıyız» Hiç bir siyasî partiye bel bağlayıp kurtuluşumuzu ondan bekllyemeylz. Kendimiz partiler dışında büyük bir kütle teşkilatı kurmalıyız ve bu teşekkül o kadar kuvvetli olmalıdır kl bütün partiler onun isteklerine boyun eğsinler. Bizim ecdadımız müstebit devleti yıkıp hür İnsanların e-nerjilerlnl köstekleyen bağlan çözerek halkı egemen kılmakla dünyaya devlet adamlığının yüce bir örneğini vermişlerdir. Sonradan bu memlekette dünyânın eşini görmediği bîr bolluk ve hürriyet yaratmış otan or( şayanı hayret insan enerjisini kabartıp ilk harekete geçiren işte bu tarihî tecrübe olmuştur.
Bizi bekleyen vazife gayet açık ve bellidir. Gelecekteki hareketlerimize yol gösterecek prensipler hususunda Anayasamıza, İstiklâl Beyannamemize, tarihimize ve bu memleketi kurmuş ohın dedelerimizin misaline dönmeliyiz. Şimdi, Amerlkada devleti Istlbdad temayüllerinden soyup hür bir milletin enerjilerini yeniden bir kere daha ihya etmeğe başlamalıyız.
SON
HİKÂYE
Şanghayda peşin para verirler
Makice Dekobra’dan çeviren: Suna Akse!
Hâdise tlcincl Cihan Harbinden evvel cereyan etmiştir. Şnnghav, bütün seyyahların bildiği gibi taxi-girls’lerln cennetidir. Burada sarı ırktan olmak şartiyle bu dans kızlarının her çeşidi bulunur.
Bir gece "Columbla0 dansinginde. biri Fransız, biri İngiliz olmak üzere iki arkadaşımla oturuyordum. Fransız, bir seyahat ncenta-smda çalışır, İngiliz ise maceraperestin biridir.
Pist, tango ve ruınbatarmı elli sente kiralayan taxi-girls’lerle doluydu.
Fransız durmadan konuşuyor, kızların güzelliğini methediyordu:
— Azizim, bunların değil yalnız kendileri, isimleri bile lâtif. Sabah perisi... Alûimiscma.. Hem biliyor musunuz, çok da namuslu kızlar. Bu meslek onlara epey para getiriyor. Şurada gördüğün Alyuprak ayda altı yüz dolar kazanıyor...
İngiliz dostum Teddy bunlan (ünlenılyordu. Kaştan çatılmakta idi. Aniden jnımruğunu masanın üstüne indirerek:
— Bu kaba herifin Beyaz-Zünı-rüt ile dansetmesine tahammül e-demem, Baksana no kaba mahlûk! ıliye kükredi, trıyarı bir adam» gösteriyordu.
— İyi ama, dostum kız zaten dansöz, ne olacak? Zaten sana ne? Diye Teddy*y! sakinleştirmeye çalışıyorduk.
— Aman ne olur, hâdise çıkarma! diye yalvarmamız tesir etmiş göründü, zira Teddy:
— Pekiyi, çıkalım buradan. Polise gideceğim. Benimle beraber gelin, dedi.
Hesabı ödedik ve çıktık.
Karakol şefi bir lngülzdi. Kendini tanıttıktan sonra Ted ona şu suali sordu:
— Şef, burada insan dövmenin cezası nedir?
— On beş dolar!
— Pekiyi, buyurun bu parayı, rahat etmek için şimdiden Ödüyorum.
Fransız ahbabım ve ben gülmemek için kendimizi zor tutuyorduk. Polis de şaşırmıştı. Piposunu çıkardı. Tekrar ağzına aldı. Bizi süzdü. Tecrübeli ve mesleğinin a-damı bir şahıstı. Kısaca:
— Okey, dedi.
Karakoldan çıkınca derhal (o-lumbta’ya döndük. Macera hoşumuza gitmeye başlamıştı. Teddy cesaretlenmek İçin arka arkaya iki kadeh cin dikti, yerinden kalktı, ellerini cebine koydu, ilerledi. Hasım bir masada Beyaz-Zümrü-tün ellerini okşamakla meşguldü. Teddy’e korkunç bir nazar atfederek:
____ Ne var? Belânı mı istiyorsun? diye sordu.
Teddy tam bir centilmen tav-ıûyle:
— Korkmazsanız, benimle gelir misiniz? Dedi ve sokağı gösterdi.
— Sevgilim, şu zavallının çenesini parçalamak için bana iki dakika lütfeder misiniz? diyen a-dum yerinden kalktı. Dev gibi bir mahlûktu..
4 • • * •
Sokakta kollar sıvandı, kıravat-tar çıkarıldı. İkisi de dövüşmeye başladılar. .
Teddy deve bir direkt indirdi Kavga kızıştı. Tvddy’nin kulağı kandan görünmez bir hale kelmiş* ti. Soldan gelen bir kroşe Tcddy’yi yere yıktı. Dev mert bir insanmış, hemen Teddy’yi kaldırdı, bize emanet etil..». Ve yere iki tane di? tükürdü!
— Allahaısmarladık, deyip gitti.
Biraz sonra kendine gelen Teddy bitkindi. Kıravatmı düzelterek:
— Beni blrşz bekleyin, şimdi gelirim, dedi.
— Bu halinle nereye gidiyorsun?
— Karakola tabii. On beş dolarımı geri İsteyeceğim!

5 Tejpmua 1950
Y E M î İSTANBUL
Bayfa B 1

f
GÜNÜN
KONOMiK
t
L
Hayat ucuzluğu dâvası
Yazanı M. NERMÎ
Türkiye - İsrail
Tediye birliği anlaşmaları hakkında
dokunur, imkân-Biz
İş başına geçen her Türk hükümeti.
Büyük Millet Meclisinden güvenoyu almak için programım okurken hayat ucuzluğu dâvaaına incelemelere girişileceğini,
l&nn araştırılacağını vadeder. yıllardan beri bunu işitiriz. Hayatı u-cuzlatmak İçin, şimdiye değin neler yapıldığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Bütün İncelemelere, araştırılan imkânlara rağmen hayat ucuzlamamış, hattâ milli İstihsalimizi tehlikeye düşürecek menfi bir gelişme göstermeye bile başlamıştır. Öyle anlaşılıyor ki, hükümetlerimiz, bu son derecede ehemmiyetli dâvaya gereken bir ciddilikle yanaşmak İstememişlerdir. Böyle olmasaydı, hayat pahalılığını yaratan sebepleri bulmak kolaylaşır ve fiyatlai’da. hiç olmazsa, ufak tefek indirmeler yapmak mümkün o-lurdu.
beti yalnız bu iklim ve toprak imkânları çerçevesinde anlamak son derecede hatalıdır. Zaman gelir, milletlerarası durum temelinden değişebilir. O zaman, ufak tefek, hattâ daha büyükçe kalite farkları, rekabet unsuru olmaletan büsbütün çıkar. Böyle buhranlı durumlarda rekabet yalnız fiyat ucuzluğu İle mümkündür. Biz şimdi dünya alış verişinin böyle bir safhasında bulunuyoruz. Yukarıda söylediklerimizi özetlendirir-sek şu neticeye varmış oluruzı
Ticaret anlaşması
Anlaşma dün Ankarada imzalandı
Russell Dorr’un gazetemize mühim beyanatı
Türkiye ile İsrail arasında yapdan anlaşma mucibince ithal ve ihraç edeceğimiz malların listesini neşrediyoruz
V ■
Hattâ hükümet muhitlerinde hayat pahalılığının, kendi başına, bir dâva olabileceğine inanmayanlar da .vnk değildi. Onlara göre her pahalılık hareketi. zaten yurt içinde normal bir gelir Ayarlanması yapıyordu. İşçi gündelikleri artıyor, mahsullerimizin fiyatları yükseldiği için köylünün e-line fazla para geçiyor, tüccar kazancını pahalılığa göre hesaplıyordu. Bundan sıkıntı çekenler, olsa olsa, geliri artmayanlar, memurlar olabilirdi. Dikkat edilirse görülür ki. hayat pahalılığının bu şekilde münakaşası, böyle bir dâvanın mevcut oluşunu, aşağı yukarı inkâr gibi bir şeydir. Her şey pahalılık ölçüsünde, kendiliğinden Ayarlanırsa, bizim, fazla te-lâşlanmaya. gerçekten, hakkımız yoktur. Fiyatlar yükseliyor, ama, hız de ona göre kazanıyoruz. Demek oluyor ki, şikayetlerimiz mânasızdır. Her hükümet milletin çoğunluğunu düşünmek zorundadır. Doğrusu da budur zaten. Köylülerimiz durumdan memnun olduktan sonra, geliri değişmeyenlerle memurlarımızı düşünmek kalır ki, bu da o kadar e-hemmiyetli bir şey değildir ve devlet yardımlariyle şöyle böyle önlenebilir» Böyle ciddi bir dâvanın bu kadar üstünkörü düşünülmüş olmasına hayret etmek lâzımdır.
Biz istihsal maliyetimizi Breton VVood’da tesbit edilen Türk lirası değeri Üzerine hesaplamak zorundayız. Onun için hayat pahalılığı yüzünden beliren fiyat Ayarlamaları istihsal maliyetimizi, hiçbir rekabete gırlşe-miyecek bir tarzda yükseltmektedir. Şimdikisi kadar olmamakla beraber, bizim istihsal maliyetimiz, Öteden beri. milletlerarası pazarlarına göre yüksekti ve biz onun için clcaring gibi, takas gibi milli ekonomimizi boyuna yıpratan alış veriş usullerine baş vurmakta idik. Takas sistemi, ithalât eşyasının fiyatlarını kabarttığı için hayat pahalılığının artmasına sebep olmuştur. Breton Wood anlaşmasına göz yumarak devletle İlgili ekonomik teşkilâta, dışarıda elde ettikleri dolarları, karaborsada uluorta satmak hakkını vermekle yurdumuzdaki ekonomik anarşiyi görülmemiş bir ölçüde artırmış ve bu suretle istihsal maliyetimizi üst etmişizdir, anlaşüır yor ki, ucuzluğunu ele
tedbirleri düşünmek müjdeleri, diye değin, kuru lâftan ibaret mıştır.
tam mânasiyle alt-Bundan da apaçık hükümetlerin hayat almak ve gereken şim-kal-
veri-alış
(Hususi muhabirimiz-— İsrail Devleti tem-müddetten beri Anka-Bakanlığımızda çere-
Her hayat pahalılığı, yurt içinde, ister istemez, âyarlanmalar yapar, gündelikler artar, kazançlar ona göre hesaplanır. Onun için böyle bir muhakeme tarzı, yalnız bu bakımdan, doğrudur. Yalnız bu bakımdan, diyoruz. çünkü, başka bakımlardan baştanbaşa yanlıştır ve yurt istihsali 1-çin son derecede tehlikelidir. Hükümet adamlarımızın asıl aldandığı nokta da budur. Biz şimdi tehlikenin ne gibi sebeplerden doğduğunu, kısaca araştıracağız:
1. Biz Türk lirasının değerini Breton Wood anlaşmasına göre tesbit etmiş bulunuyoruz. Demek oluyor ki, yurdumuzdaki hayat pahalılığını bu ölçüye göre düşünmek zo-runday'z. Sorulabilir ki, yurt içindeki fiyat Ayarlanırlarının Breton Wood'la ne münasebeti vardır-Anlatalım: Dış alışverişteki bütün hesaplaşmalarımızın temeli Breton Wood anlaşfnalariyle tesbit e-dilen Türk lirasının değeri olduğu gibi kalmaktadır. Böyle olmasaydı. yurt içindeki hayat pahalılığının o kadar büyük bir ehemmiyeti olmazdı. ~
S Her millet, fazla İstihsalini dışarıya satmak ve elde edeceği yabancı para ile muhtaç olduğu eşyayı satınalmak zorundadır. Bu noktada coğrafyanın, çalışma şartlarının, iklimlerin büyük rolleri vardır. Söz gelişi bir ülkenin yetiştirdiği mahsulleri başka bir ülke ya yetiştiremez veya yetiştir-se bile, kalite bakımından, düşük olabilir, Bundan anlaşılıyor ki, bazı ülkeler, iklim ve toprak bakımından, daha elverişli rekabet İmkânlarına sahiptirler. Fakat reka-
Borsalarda vaziyet
İstanbul
4/VII /1950 Sah
Bizim dış memleketlerle alış fimiz umumiyetle uzun vadeli verişlerdir. Halbuki, kararsız ekonomik şartlar yüzünden uzun vadeli alış verişleri hesaplamak, maliyet sürprizlerini gözönünde bulundurmak hem gllç. hem de tehlikelidir. O-nun için, daha ziyade spekülasyon mahiyetinde olan vadeli işlere
karşı memleketimizde meyiller artmıştır. Demek oluyor ki, hayat pahalılığı bir taraftan hudutlarımızın ö-tesındeki sürüm yerlerimizi bize kaybettirecek şartlar hazırlarken, öte taraftan, alış verişimiz, yurt alış veriş hayatı için çok zararlı spekülas-S4on heveslerinin doğmasına, kökleşmesine yardım etmiştir. Bundan da anlaşılıyor ki. hayat pahalılığının maddî ve mânevi zararları çok büyüktür. Biz milli varlığımızı, her bakımdan yıpratan böyle bir durumda artık ısrar edemeyiz. Normal bir istihsal, milletlerarası pazarlarında bize rekabet imkânları veren bir istihsal yapabilmek için hayat ucuzluğu dâvasını vakit geçirmeden ele almak ve ciddî bir mücadeleye girişmek zorundayız. Biz ancak bu suretle ekono-mik bir kudret haline gelebilmenin ilk şartlarına kavuşmuş olşbıllriz. Sezgili bir İktisat politikası için de böyle bir muhitin hazırlanması mutlaka lâzımdır. Ucuzluk mücadelesinde bellibaşlı başarılar kazanamazsak ekonomik ve mali sıkıntılarımız, her Türk vatandaşını dehşetlere düşürecek bir mahiyet alacaktır. Ümidimizi kesmeyelim. Sağlam bir mücadele ruhu ile bütün bu güçlükleri yenebiliriz.
Ankara, 4 den telefonla) alicileri ile bir rada Dışişleri
yan eden ticaret müzakereleri sona ermiş ve bugün iki Hükümet orasında bir modüs-vivendi ile bir ticaret ve Ödeme anlaşması aktedllmiştir.
Anlaşmalar Hükümetimiz adına Dışişleri Eakanlığı Umumi Kâtip İktisadi İşler Müşaviri Orta Elçi Fatin Rüştü Zorlu, İsrail Hükümeti adına Ankaradaki İsrail Elçisi Eliahu Srs-son tarafından imzalanmıştır.
İmzalanan ticaret ve ödeme anlaşmaları kliring esasına müstenit olup herhangi bir listeyi İhtiva etmemektedir.
Ödemeler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında açılan ve dolarla tutulan bir hesap kanalından yapılacaktır. Bu hesapta iki taraf için de karşılıklı olarak 840.000 dolarlık bir borçlanma haddi derpiş olunmuştur.
İmza gününde yürürlüğe girecek bu anlaşmalar 10 aylık bir süre için aktedilmiş olup bu birinci sürenin hitamından iki ay önce feshi ihbar edilmediği takdirde birer senelik süreler için kendiliğinden uzatılmış o-lacaktır.
İki Hükümetin gümrük mevzuatı konusunda birbirlerine karşılıklı olarak en ziyade müsaadeye mazhar devlet muamelesini uygulayacaklarına dair olan nıodlU-vivendi İse iki memleket arasında bir ticaret ve seyrısefain andlaşması aktolununca-ya kadar yürürlükte kalacaktır.
Ankara, 4 (Hususi muhabirimizden telefonla) — Türk-îsrail Ticaret Anlaşmasının imzalanması münasebetiyle bugün Ankarada tertip edilen basın toplantısında İsrail Elçiliği Basın ve Ticaret Müsteşarı M. Tuvia Arazi aşağıdaki beyanatta bulunmuştur: l - II
"Türkiye ile İsrail Devleti arasında bugün imzalanan ilk ticaret anlaşması iki memleketin samimi münasebetleri alanında yeni bir çağ açmış bulunmaktadır. Bu ticaret anlaşması muayyen kontenjanı olmıyan bir kliring anlaşmasıdır. Her iki memleket birbirlerine en ziyade müsaadeye mazhar millet muamelesini ııygula-
nazarı itibara alın-
bol zirai mahsulleri, zenginlikleri ve mü-
mayı kabul etmişlerdir. Diğer taraftan, ticaret anlaşmasına bağlı ödeme anlaşmasında 840.000 dolarlık bir borçlama haddi mıştır.
Mütenevvi ve maden ve balık
him hanı maddeleriyle, Türkiye, ihracatı bakımından, yakın komşusu olan İarailde tabiî bir mahreç bulmaktadır. Türk iyeye nazaran küçük bir memleket olmakla beraber İsrail Devleti sosyal bünyesinin hususiyeti bakımından istihlâk kabiliyeti gayet yüksek olan bir memlekettir.
1944 ton 1949 acnesıne kadar (1949 dahili, İsrail, Türklyeden takriben 250 milyon Türk lirası kıymetinde inal ithal etmiş ve böylecc Türkiye-nln müşterileri arasında ehemmiyetli bir mevki işgal etmiştir.
İsrail .Türklyeden aşağıdaki maddeleri ithal edebiliri
Yiyecek maddeler, balık, hububat, baklagiller, canlı hayvan, kuru mey-va, yağlı tohumlar, yemlik, küspe, tütün, kereste, muhtelif ham maddeler ve Türkiyenin istihsalâtmı inkişaf ettirmeye çalıştığı madenler.
Buna mukabil, otuz kadar madde gruplan arasında, İsrailin ihracat listesinde aşağıdaki maddeler mevcuttur:
Kimyevi maddeler, eczayı tıbbiye (penicillln ve sterptomyein dahil olmak üzere), boyalar, âlâtı tıbbiye, madeni eşya, muhtelif âlât ve edevat, elektrik malzemesi, mutfak takımları, kumaş ve iplik, giyecek eşya. pencere camı ve cam eşya, dakik âletler, sınai elmas, lâstik eşya, otomobil lâstiği, radyo, frijider, otomobil, otobüs, kamyon, v.s.
Bugün imzalamış bulunduğumuz Türk-İsrail Ticaret Anlaşmasının, iki memleketin mübadelelerini çerçevele-nrıekle kalmayıp Türkiye ile İsrail Devleti arasında esasen mevcut İktisadî imkânları fiiliyat sahasında bilhassa tekâmül ettireceğini ümit etmekteyiz. Böyleco, sözü geçen ticaret anlaşması iki memleketin inkişafına hizmet etmiş olacak ve mütekabil iktisadiyatlarında da önemli bir unsur olarak telâkki edilecektir.
Yunanistanla Almanya arasındaki ticaret müzakereleri inkıtaa uğradı
Frankfurt, 4 tA.P.) — Batı Almanya Ticaret Bakanlığı temsilcilerinden biri tarafından dün bildirildiğine göre, Batı Almanya ile Yunanistan arasında yapılmakta olan ticaret anlaşması müzakereleri, Almanyanın tütün ithalâtının miktarı hak-kındaki anlnşamnmazhk neticesinde inkıtaa uğramıştır.
Yunanistan, Almanyadaıı ancak bu devletin tütün İthalâtı hacmine müsavi bir mübayaat yapabileceğini bildirmiştir. Almanya, tütününün %80 İni TÜr-kıyeden satın almaktadır.
Dün Paris’ten gelen Dorr, dedi ki
“Tediye birliği anlaşmasından büyük istifadeyi, mallarını ? en ucuz fiyata satışa arzeden memleket temin edecektir,,
Paris te İktisadi İşbirliğine dahil memleketlerin İcra Komiteleri Baş-knnlannın toplantısında bulunmak üzere gitmiş olan Mr. Russel Dorr (IÜn uçakla şehrimize dönmüştür.
Mr. Dorr hava meydanında kendisi ile konuşan gazetecilere Paristekl toplantı hakkında aşağıdaki tafsilâtı vermiştir:
"Pariste yapılan toplantıda vazifesi sona ermiş olan Harriman çalışma arkadaşlarına veda etti ve onun yerine tâyin edilen Mr. Katz işe başladı.
Toplantıda Avrupa Ticaret Birliğini İnkişaf ettirmek için halledilmesi 1-cap eden esaslı noktalar üzerinde duruldu.
Tediye Birliği

Ticaret Ofisinin
tasfiye memurları
İstanbul Defterdarı Mehmet lz-nıen, Ticaret Ofisinin tasfiyesine memur edilmiştir. Kendisi Ofis U-ınum Müdürlüğüne tayin edilen Sait Rauf Sarper ile birlikte Ofisin işlerini tasfiye edeceklerdir .
Ticaret Bordasında keten tohumu ü-zerine hararetli muameleler olmuş, fi-atler İlerleme kaydetmiştir. Fındık piyasası durgun geçmiştir. Muamele olmamıştır
Kambiyo, Esham ve Tahvilât Borsacında, devlet tahlilleri üzerine az İş olmuştur Altın piyasası ise Kore muharebelerinin tesiriyle zoraki bir surette yükselmiş fakat ümit edildiği derecede daha ziyade İlerleme kaydetmemiştir.
İzmir î
Müstahsilin resmî makamlardan yapılan va’din tahakkuk etmesini beklemesi ve bu vaziyetin yarattığı mütereddit hava yüzünden Borsada çekirdek. Mz kıırıı üzüm piyasası gayet gevşek bir durum arzetmlş ve fiat gerilemiştir. Pamuk piyasası eski hararetini kaybetmiştir. Kısmen düşük fiatlerle alivre mubayaaları yapılmaktadır» Pamuk yağı piyasası İstekli bir durum arzetmektedh. Eorsada pamuk çekirdeği aranmaktadır.
Adana :
Ticaret Sonlasında pamuk piyasasında yeni bir hareket olmamıştır.
Trabzon :
Ticaret Borsasında hazır mal üzerine muamele olmamıştır. Tüccar, yeni sezonu beklemektedir.

Kısa Haberler
Fransız ipek ve sunî
İ|>ck ihracatı
Paris (Hususî) — Nisan ayı müddetinde ihraç edilen bütün ipek ve suni ipek 711,0 tonu buluyordu. Bu miktarın kıymeti 1.661.721.000 franktı. Mart ayı boyunca İhraç edilen miktar 734,7 ton ve kıymeti 1.690.138.000 frank idi.
Mart ayında ihraç edilen miktarın 42.5 tonu ipekli kumaş değeri ve 349.317.000 frank idi (nisanda 45.6 ton ve 371.331.000 frankı; başlıca ihraç edilen memleket Britanya o-lup sonra Norveç, Belçika, Batı Almanya geliyordu.
Dnninuırkanın şarap ve
I plrtHİıı i(;kl ith.ıl.H ı
Kopenhag (Hususi) — Danimar-kanın şarap ve ispirtolu içki ithalâtçıları hariçten kâfi derecede mal alamadıklarından şikâyetçi-

dirler. Ticaret mahfillerinin bildirdiğine göre, şarap ihraç eden memleketlerle yapılan karşılıklı anlaşmalar neticesinde daha az şarap ve ispirtolu içki ithal edilecektir»
İspanya ile olan anlafpia 3.000.000 kronluk şarap İthaline müsaade etmektedir. Halbuki eskiden 4.200000 kr. ediliyordu. Devalüasyon Portekizden alınacak miktarı azaltmışsa da, kron bakımından fiyat aynıdır. İngiliz viskisi ithal etmek hâlâ imkânsız görünmektedir. *
İtalya - Coloınbla ticareti
Bogota (Hususi) — İlk görüşmeler tamamlanmış ve Colombia I-talyaya kahve, tütün, şeker ve muz göndermeyi teklif etmiştir.
Yeni ihracat rejimi
için yapılacak toplantı
İstanbul temsilcileri bu akşam Ankaraya hareket ediyorlar
Yann Ankarada, Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı salonunda yeni ihracat rejimi etrafında bir toplantı yapılacaktır. Bu toplantıya iştirak etmek üzere Ticaret Odalan, Tüccar Derneği, İhracatçı Birliklerinden temsilciler bulunacaktır. Temsilciler bu akşam Ankaraya hareket edeceklerdir.
Tüccar Derneği, dernek temsilcilerinin Ankara toplantısında daha ziyada nıxşahit olarak bulunmasını, her hangi karara iştirak etmemesini uygun görmektedir. İhracatçı Birlikleri, bilhassa fındık İhracatı Birliği temsilcileri işe toplantıda takas mevzuu etrafındaki düşüncelerini ortaya kovacaklardır. Bazı tacirlerin fikrine göre, takas ticarî bir zarurettir. Netice itibariyle İstanbul temsilcileri a-rasmda toplantıya iştirak hususunda tam bir fikir birliği müşahede edilememektedir. Böyle olmakla beraber, Ankara toplantısına büyük bir ehemmiyet verilmektedir. Hattâ bu toplantının ihracat mevsiminin yaklaşması dolayiölyle, tüccarın yeni bağlantılara, vadeli satışlora girişmesinden evvel yapılması lâzımdı. Bu itibarla Ankara toplantısında ihracat rejimi hakkında süratli bir karar verilmesi beklenmektedir.
izmirdeki toplantı
İzmir, 4 (Hususi muhabirimizden telefonla) — Dış ticaret rejimimizi tâyin için bu akşam Ticaret Odası salonunda ihracatçılar gayet önemli bir toplantı yapmışlar ve görüşlerini açıklamışlardır.
D.P. iktidarından sonra Ticaret O-dasında yapılan bu ilk toplantı açıldığı zaman Ankarada yapılacak toplantıya iştirak bahsinde az çok parti ınülâhazalariyle hareket edildiği dikkate çarpıyor ve bir kısım D. P. ye mensup ihracatçılar ise ticaret Aleminin bugün yeni bir mesele karşısında bulunmayıp bu mevzuun sene-
» -
lerden beri sürüncemede olan bir mevzu olduğu fikrini ileri sürüyor ve mevsim başında hükümete İni bahiste prensip kararını almak Üzere yardımda bulunmasını istiyordu. U-zıın münakaşalardan sonra bir heyetin hemen Ankaraya gönderilmesine karar verilmiş ve bundan sonra heyete verilecek talimat tesbit edilmiş-
tir. İleri sürülen ve taraflar toplıyan ana fikirler ounlardırı
1 — İhracattan bütün formalitenin kaldırılması, aleyhimize netice veren kliring anlaşmalarına yanaşılmaması,
2 — Serbest döviz esasına müstenit bir ticaret »İstemi kabulü. Bir çok ihracatçılar dünyanın içinde bulunduğu hâdiselerin mücerrep olarak Türk iyeye serbest döviz yolunu açacağını sanmadıklarını beyan etmişlerdir, Bu meyanda Türk ihraç mallarının ikinci bir memleket elifle asıl müşteri memlekete gitmesine mâni olunmasını istenmiştir ki bu fikre de 'İhracat olsun da nasıl isterse yapılsın., şeklinde cevap verenler olmuştur.
Ayrılan heyet yarın Ankaraya gidecektir.
Arjantin pamuk ipliği vasatı fiyatları
Buenos Aires (Husus!) — Son hafta zarfında Arjantin pamuk İpliği fiyat vasatisi:
Üst kalite
Birinci
İkinci
Üçüncü ve ıskarta
Kilo/Petos
9.64
9.46
9.24
7.90
Sebze ve meyve fiyatları
4.7.1950 günü Sebze ve Mçyvc Halindeki^toptan fiyatlar;
Kuruş
Bamya Patlıcan Dom4t.cs Fasulye Kabak Patates Afcaçgllcği Şeftali Kay sı Armut Üzüm İncir Vişne Kavun Karpuz ■a ,
30 -
30 -
30 -
10 -
8 -
23 -130 -
35 -
55 -
20 -100 -
35 -
40 -
20 -
10 -
OT
60
40
50
15
00
00 100 110 200 115
40
80
180
150
et
n
M

M
M
MEMLEKET ve DÜNYA BORSA ve PİYASALARI
KAMBİYO
İstanbul Borsası
Açılış Kapanış
ı sterilng 7.9ü. 50 7.91
100 Dolar 282. 280.—
100 Fr. Frangı ... o.âö 0.80
100 İevlçre Fr.„» 64.03 öl ,03
100 BMç. Fr 5.60 5.00
100 îeveç Kr 54.12.50 54.12,60
100 Florin 73.68.4u 73.68/10
100 Lırot O.44J28 0 14.128
100 Drahmi 0.U1.876 0.0L876
100 Eecoudoı 9.73.0U 9 73.90
Altınlar
Bugün Eflkl kur
Ura Lira
Külçe Yeril Gr. 4.83 4.63
Külçe Degussn. —
Cumhuriyet ... 33.90 88.80
t f4 t •••*- 36.20 38.20
Hamlt 33.50 —
33.60 33.80
İngiliz 43.10
Fransız kok ... —i- —>
Napolâon HJ .. — —
İsviçre 33.— **
New-York*tn ı oneu; $ 35
•• •) Gumuş, Platin
En aşağı En yukarı
Gümüş Gr — —
Plâtin " 10.- İL-
Zürich Borsası (Serbest)
23.6.1950 ibvlçre Frangı
Durumu En agafin En yukarı
Türk Lirası 105 1 15
Dolar 4.32 4.31 1/2
Sterilng 11.10 11.20
Fransız Frangı 1.19 1.24
ESHAM VE TAHVİLÂT
Devlet Tahvilleri
flı* r «ı n 11 v i 8«ı İt asili AF Kapanış (•)
i Klcillll J VII (|l 11 t ILA ti 1
Tc5 1033 Ergani 23.— 21.-
%5 103b ilcramlyell 09.— 22.-
Tefi Milli Müdafaa 1 20 80 21 —
%5 1041 Demiryolu IV 90. - 100.—
%6 1961 Demiryolu V 99.— 100.-
%4 1/2 1940 Ikramiyell ... 21.15 98.-
Diğerleri 1S41 Demiryolu VI 07.15 110.—
%6 Kalkınma 1 ....... 07 50 110.-
M eaeeeee 07.60 100.-
.. III 07.30 99—
%6 UMU İstikrazı t 00.25 110.-
°(6 1948 Intikrazı LI 98.30 100—
■“di Milli Müdafaa I 97.60 09—
%0 1940 •’ I 21.30 08—
%7 1934 Sivaa-Erzurum I... 21.00 20.30
%7 1034 M '* L1.-VI1... 21.10 100—
(r(;7 KM1 Demiryolu 1... 21.40 21.61
7r7 1011 M ıı... 21.08 23—
%7 ıo« " nx... 21.90 22—
Milli Müdafaa I... 20.30 21.45
S77 *' M 11... 20.90 22—
%7 •• • ın... 20.55 20.90
%7 " rv... 21.10 21.20
Şirket Tahvilleri
T.C. Ziraat Bankası 113.50 20.20
Anadolu D.Y. Tertip A/B. U2.50 111—
,ı o u Q M
! •• (Jo60 22 30 69 —
•• Mümcs. Senet. 64.— V Ve 67.50
Şirket Hisse Senetleri
T.C. Merkez Bankoaı 123.— 120,25
Türkiye İş Banlcası 30.— —
Türk Ticaret Bankası 5.— 6—
Aralan Çimento 15 25 16.75
Sark Değirmencilik »«.».»...^ 23.25 23.60
Milli Reasürans 16.25
Ecnebi Tahviller
Mısır Kredi Fonslve 1003..1 172.—
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
İstanbul Ticaret Borsası
İzmir Ticaret Borsası
Bugün
EslU Kaptın 19
Bugün
Hububatı
Buğday yumuşak (Tüa) Buğday Ofis ..............
Arpa yemlik (dökme) . . ...
Mısır «an (çuvalı) eeeeeeese Fnaıılya tombul ..... •eeeee
Fasulya Çalı aort ...........
Kuşyoml
Mercimek kırmızı kabuk. Mercimek yeşil •••»••«•■••••••••e Nohut natürel
Tıığlı tohumlar ı
Ayçiçeği tohumu ..............
Kotcn tohumu
Kendir tohumu ’•••••»•• •••••• Susam ........................
Yer (ifltığı kabuklu •eaeeeeee
Kuru âleyvaîor ı
Fındık (kabuklu sivri) ... Fındık (İç tombul) ........
Ceviz (kabuklu) ..............
Ceviz (Xç natürel) e»ee««aeetee
DuklUna Hıım Maddeleri ı
Tiftik (ana mal) .........
Tiftik (Natttrd) .........
Tapnk Anadolu (Kırkım)
Ham derileri
Sıgnr a aJ anı ura (kasap) Kİ. Keçi tuzlu kuru kilosu ... Koyun bava kurusu kilosu
Nebatî Yadları Zeytinyağı (EJ.fi). Susam yağı (Raf. Ayçiçeği (Rafine
Fındık yağı (Çürük)
tenokoll) »ıra) çıplak)
28.30
29.50
33.50
41.
330—
205.—
155 —
165.—

28.30
29.30
18.10
19.1Ü
26.-
2S-
37.50
45.—
18.—
25.50
40—
34.—
65—
82—
01.50 180.— 22.-
323—
325.—
222—
110—
160—
175—
243—
ISO—
1.03—
134 —
Üzüm çekirdeksiz No.9
İncir A fiurioi
0 ■erişi
Akala
Akalı
Akala yerh . yağı (rafine) ... çekirdeği ......
60
Pamuk
Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
No. 8.... No. 108
1 .......
H •••»•• m «•••••
40.50
55—
42— 221— 195— 160— 172.6 109—
13—
Adana Ticaret Borsası
Pamujt Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
Akala Akala Akala yeril yerli
160—
155.—
Trabzon Ticaret Borsası
-------2---
FINDIK
a) e«öû randımanlı kabuklu tombul ......
b) iç sıra kontrollü.
81— 178—
Eskişehir Ticaret Borsası
Buftday yumuşak ...........
Buğday şort
Atpn ••«•••••••••

En önemli mesele Tediye Birliği i-dİ. Tediye Birliği hususunda da e-snslı mendeler neticeye bağlanmış bulunuyor. Şimdi teknik teferruatın İkmaline çalışılmaktadır. Bu da bittikten sonra birliğin hukukan tahakkuku için daha 1-2 ay beklemek İcap edecektir, öyle ümit ediyorum ki bu müddet geçtikten sonra Tediye Birliği fiilen gerçekleşmiş olacaktır. Tediye Birliği anlaşması kabul edildikten sonra, bundan en büyük istifadeyi. mallarını en ucuz fiyata satışa arz eden memleket, en büyük istifadeyi temin edecektir.
1950-51 malî yılı için Marshall Plânı memleketlerine ayrılacak tahsisat hakkında müzakerelere devam edilmektedir. Kati neticelerin 10 gün zarfında belli olacağını ümit ediyorum.
Avnıpanın İktisadi durumu
Bu seyahatimde Avrupanın iktisadi durumunu çok düzelmiş buldum. Almanya istisna edilirse diğer bütün memleketler harpten evvelki İstihsallerinin üstüne çıkmış bulunuyor. Al-manyanın dolar mevcudu daha iyi bir durumdadır. Fakat sıkıntı devam edi-yor. İngiltere çok İyi vaziyette.
Hulğaa iki yıl içerisinde, daha uzun müddette yapılacağı zannedilen içler başarılmıştır. Fakat bütün mesele-ler halledilmiş sayılmaz.
Schuman Plânı
Schuman Plânı hakkında çalışmalara başlanmıştır. îngilterenln iştirak etmemesinin plânı akamete uğratacağını zannetmiyorum. Schuman Plânının muvaffak olacağını ümit etmekteyim.
Tütün mesele*!
Türkiye, Virginla tütünlerinin rekabetine rağmen bu yıl. tarihinde sattığı en büyük tütün miktarına erişmiştir. Halbuki tütün fiyatlarınız Virginla tütünlerinden yüzde 80 pahalıdır. Tütün fiyatlarınızı indirirse-nlz satışınız muhakkak ki, daha faz-lal aşacaktır.
Amerikan suni ipek
piyasası
ipek ipliği ithalâtı da art-Son dört hafta zarfında' 6 libre ithal edilmiştir. Geçen
New-York, (Hususî) — Suni ipek ipliği için talep fazladır. Müstahsiller, tam kapasite ile çalıştıkları halde, talebi karşılayamamaktadırlar» Fiyat durumu kafi değildir. Ticaret, müstahsiller birliğinin ücretler hak* kındaki, görüşmelerini takip etmektedir.
Suni mıştır. milyon
ayın vasatisi 5 milyon libre idi. Bu yılın ilk 6 ayı zarfında 30 milyon libre suni İpek ipliği İthal edilmiştir. 1949 da bütün sene içinde İthal edilen miktar ise 15.596.000 libre idi. Harp sonrası senelerinde, 1948 yılı 38 667.000 libre He en yüksek rakamı göstermiştir. Başlıca satıcılar Japonya, Ingiltere, Belçika, Fransa, t-talya. Norveç, İsveç, Holânda ve AJ-manyadır.
145.—
1SA.—
160.—
30—
31—
Son Kapanın
50-
65—
42— 210— 190— 160— ISO— 110—
12.75
81.-
178.-
YABANCI BORSALAR
New-York Borsası
i Dün Eski kuı
Buğday (Bu§cH=Scnt) Sert Kış mahsulü No. 2 268.-
Kırmızı *' •’ No. 2 — 251.—
Pamuk MJddJing (Ldbrcsl=Scnt) Temmuı 33 66 33.85
IbU i İTİ ••«••«••••••••• «• • e »•••••« e • 33.26 32.80
/Vrfl.11 İC •••••• eeeee«eeeeeeeeatM*e«eeeaiaaas 33.15 32.72
TlftUc (I>1 brosl — Sen t) ••(••• rFCİCAftS NO. 1 •••fiaeeeeeeaaMMMaeeates
Fındık (Llbrcst=Sent) Kabuklu yerli İri 22.- 22.50
22.50 21.-
Levanı İç ithal malı 86.- 36.—
Ekstra İr) iç İthal malı 44.— 40.—
Kııru ü*Um (Llbrcsl=Sent) Thompson çekirdeksiz seçme ... 11 1/4 11 1/4
Keten t(»hıımu (Buşcli=Do)ar) ... Minneapoliâ 3.22 3,85
lîulny (L/tbrcai—Scnt) •••••••••••• 38.87 76. Af
Levha-teneko (100 libro dolar) 7.30 7.30
Londra Borsası
Keten tohumu (Tonu=rStorllng) Rombay 65.-
Knlkütu — 63.50
Yer fıstığı Hindistan — W.—
Bradford Piyasası
Tiftik lyl mal (Llbrest=Fiyat) «a* 34.—Nom
Sıra malı 30.— °
Tün Anadolu •• ° w. 20'21 20 21
M Trakya 18/21 18/21
İskenderiye Borsası •
73.45
87.35
I.
Pamuk (Kantan=Talları)
Ashmouni Kısa clyafh F/G. ... Karnak Uzun elyaflı F/G. ...
’ • . — - - . — = — ------ -r- —. -- -n—--Z3——ı ■fwı—nr» im ■ ■ i ■ ---- ı ı « m, ■■■ *
Günün d o Ûora&du muajnolcdi tebcil ûdılmûmli tahvilât va eshamın ara vo UUepiorv gor® taa>yüo adon takribi piyasa do^erlcrk
Sayfa 6
Bayındırlık Mü-
b)
Şehrimiz için bir yenilik olan bu kulelere reklâm vermek
istiyorsanız, müsait şartlarımızı öğrenmek için
44756-57 sayılara telefon ediniz. Bir memurumuz,
sizi derhal ziyaret ederek, gereken izahatı verir

> (
perşembe günü toplanan Daimi
7
•V •
Gillette
B.r GIU.ETÎE Tro> mok.nosmdo Movr GULETTE bn;oğ(m kullondrğımzdo. dünyanın en mükemmel »İMeminden ıttıfode elmij olununuz. GILLEJ’E I(O) mok.no »e b.çoklor., biri diğer, için yop.lm.»!.- Değer, b.roz yuknU olabilir, lokal daho uzun müddet doyonır _—
-4
Jilet sanayiinde bir hârika!
Hakikî Amerikan mamulâtı
ve Premium çeliğinden mamul ve her iki tarafı
5 Temmuz 1950
S
'-4

r
Ev kadın» n/n

Gazetemiz hergün İlk uçaklo Ankaraya gönderilmekte ve derhal otomobil veya bisikletle evlere dağıtılmaktadır. Bütün gayretlerimize rağmen ' YENİ ÎSTANBUVun ellerine geç veya İntizamsız geçtiğinden şikâyeti olan abonelerimizin arzulanın Ankara büromuza bildirmelerini rica ederiz.
Büromuz doğrudan doğruya abone kaydı yapmakta ve ilân kabul etmektedir Acele ilânlar telefonla îstanbula bildirilmektedir. Ankara büromuzun adresi:
Kâzım Ozlap Cad No. 1/9 Ilgar Apt
Telefon: 16112 YENİŞEHİR
parmağını ağ izin da bıraktı





0X^0*°^
ûROU*’

Tıraş bıçakları piyasaya çıktı! THE STANDARD BLADE Co., ine. Ncw-York, N. Y. U. S. A.
Türkiye Mümessilliği : Marpuççular, Salnıncıılıan Caddesi, No. 53/55 Telgraf : NUTERMA Telefon : 23835
P. K. 381 İSTANBUL
■■■Ll H^MLI MHBU Z
CzmtaMt' /7faik&nek&&d

Y D A
V E
L I
ÇIKAR



Çanakkale Valiliğinden ŞOSE ESASLI ONARIMI YAPTIRILACAKTIR
i
A
1 — Çanakkale — Biga — Karabiga yolunun 106 + 350 —
106 — 546. 107 4- 684 110 4- 300 Klm.lerl arası şose esaslı
onanmı» 22.6.1950 gününde yapılan eksiltmesinde teklif edilen bedel lâyık had görülmediğinden eksiltme ( 20 > gün uzatılmıştır.
2 — İhalesi kapalı zarf usulü ile 12.7,1950 çarşamba günü saat (15) te özel İdare Müdürlüğü binasında toplanacak 11 Daimi Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Onarımın keşif bedeli (20899.31) yirmi bin sekiz yüz doksan dokuz lira otuz bir kuruş ve geçici teminatı (1567.45) bin beş yüz altmış yedi hra kırk beş kuruştur.
4 — İsteklilerin 1950 yılı Ticaret Odası vesikalarını ve bu gibi işleri yapmış olduklarına dair belgelerini göstererek ihale gününden (üç) gün evvel (tatil günleri hariç) valiliğe müracaatla bu işin eksiltmesine girmek üzere yeterlik belgesi almaları.
5 — 2490 sayılı kanun gerekince hazırlayacakları teklif mektuplarını ihale günü saat (14) e kadar makbuz karşılığında komisyon başkanlığına vermeleri, postada olabilecek gecikmeler kabul edilmez.
6 — Bu işe ait keşif, şartname ve sözleşme projesi Bayındırlık Müdürlüğünde ve İl Daimi Komisyonunda her gün görülebilir.
Eskişehir Valiliğinden
1 — Eskişehir Vilâyetinde Güllük Mahallesinde yaptırılacak ilkokul olup keşif bedeli (105.689) lira (25) kuruştur.
2 — Bu işe ait şartname ve evrak şunlardır;
a)
b)
c)
d)
e)
Eksiltme şartnamesi,
Mukavele projesi. • >
Bayındırlık işleri genel şartnamesi.
Yapı işleri umumi fenni şartnamesi,
Metraj, fiyat bordrosu, keşif hulâsası, proje vesair ilişikleri. Bu evrak bedelsiz olarak Eskişehir dürlüğünde görülebilir.
3 — Eksiltme 20.7.1950 gününe rastlayan saat 15.30 da Eskişehir Hükümet Konağında Komisyonca yapılacaktır.
4 — Eksiltme kapalı zarf usulü ile yapılacaktır.
5 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin:
a)
7926 lira 69 kuruşluk geçici teminat vermesi.
En az bir defada bu işe benzer 50.000 liralık bir bina İşi taahhüt ve başardığına veya denetlediğine dair bonservis ibraz ederek eksiltmenin yapılacağı günden en az (tatil günleri hariç ı üç gün evvel bir dilekçe ile 11 Bayındırlık Müdürlüğüne müracaat ederek alacağı bu eksiltmeye ait girme vesikası ibraz etmesi şarttır.
Yüksek mühendis, yüksek mimar, mühendis olan isteklilerin iş taahhüt ettiklerine dair vesika ibraz edememeleri halinde diploma suretleriyle bu işi başaracak mali durumda bulunduklarını banka referansiyle tevsik etmeleri kâfidir.
6 — Teklif mektupları yukarıda 3 üncü maddene yazılı saatten bir saat evveline kadar getirilerek Eksiltme Komisyonu Reisliğine makbuz karşılığında verilecektir.
Posta ile gönderilecek mektupların nihayet üçüncü maddede yazılı saate kadar gelmiş olması ve dış zarfın mühür mumu ile iyice kapatılmış bulunması lâzımdır. Postada olacak gecikmeler kabul edilmez
3 aylık YENİ İSTANBUL = 90 kupon
r

A
L



-Paris’te
Londra’da
Lozan’da İstanbul’da
“Ankara’da
Lozan’da
5.000 lira

Comments (0)