Albayrak pirinç ve hububat Unlan - Baharatı
Otomatik makinelerle saf olarak elde edilmektedir. Bakkallarınızdan İsteyiniz. Tüccar ve bakkallyelerce taşradan yapılacak siparişler t«-dlytll olarak İstenilen adrese kadar derhal gönderilir. Tahmis sokak 74 Tdg. Albayrak.
Sene 28 — No. 9687 — Fi ati her yerde 10 kuruştur.
CUMARTESİ C Ekim 1945
İstanbul’un kurtuluşu
Halk, İstanbul’un Kurtuluş bayramını heyecan ve sevinçle kutluyor
Taksimde yapıla n törene iştirak için köprüden geçerken
Tavus Sultan Selim
Parasız kasa ne İse, (Yavuz) sus kütüphane de odur. Yazan: Muallim Fuad Gllcüvener 2 cilt: 430 kuruş net.
Aynı müellifin: (Kanuni Sultan Süleyman) eserinin birinci cildi de çıkmıştır. Fİ: 150 kıiniş net (Saatli Uğur Duvar Takvimi) de sene başında çıkacaktır. Kitapçınıza şimdiden ısmarlayınız.
Sahibi: Necmeddin Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
M, Byrnes’ün lııı sabahki mühim nutku Avrupada sulhun kurulmasına hayatî ehemmiyet veriyoruz
İstediğimiz açıktır, siyasetimiz Rooseveltin siyasetidir, imkânsız şeyler istemiyoruz
On iki Adanın Yunanistana verilmesi, Italyan sömürgelerinin vesayet altına alınması kabul edildi, Amerika hakikî durumu öğrenmedikçe Bulgar ve Rumen hükümetlerini tanımıyacak
İstanbul Kurtuluş bayramının 22 ncl yıldönümünü bugün heyecanla kutlamaktadır. Şehir, baştan başa bayraklarla donanmış, halk bu me-| sut giinü kutlamak İçin yapılacak' geçit resmini seyretmek üzere erken-1 den sokaklara dökülmüştür.
Taksimde yapılan merasime İştirak edecek olan okullar saoah saat 8 30 dan İtibaren Sultanahmet meydanına toplanmağa başlamışlardır. Şehir bandosu, bahriye bandosu İle beraber bir kıta bahriye sll&hendazi, askeri tıbbiye okulu, izciler, bandoslle birlikte Jandarma kıtası, kız ve erkek öğrenciler, esnar birlikleri meydanda yürüyüş sırasına göre yerleri-
ni almışlardı. Saat onda atılan 21 para topla merasime başlandı. Bir dakika süren bir sükûttan sonra kıtalarla okullar ve •teşekküller Alemdar, Sirkeci, Köprü, Bankalar, Tepe-başı, İstiklâl caddelerini takiben Taksim meydanına gelmişlerdir. Taksira’de merasim birlikleri yerlerini aldıktan sonra bahriye bandosunun çaldığı İstiklâl marşlle direğe bayrak çekildi ve âbldeye çe'.cnkler konuldu. Bundan sonra şehir namına Şehir Meclisi üyelerinden B. Ekrem Tur bugünün önemini belirten bir nutuk söyledi. Gençlik adına bir üniversite talebesinin söylediği heyecanlı
hitabeden sonra geçit resmine başlandı. halk uzun uzun ve hararetle alkışladı.
Merasimde Dış İşleri ve Milli Savunma Bakanları, Vali, İstanbul komutanı, Vilâyet, Belediye ve Parti erkâtu hazır bulunmuşlardır.
Saat 18 da Parti ve Vilâyet adına birer heyet İstanbul komutanını ziyaret ederek kahraman orduya İstanbul’un şükranlarını bildireceklerdir. Gece her yer ışıklandırılacak ve saat 24 e kadar Taksim meydanında şehir bandosu milli marşlar ve parçalar çalacaktır. Bu akşam da Taksim gazinosunda belediye tarafından orduya bir ziyafet verilecektir.
Ankara’da tren kazası
Vagonlar arasına sıkışan bir memur öldü, diğeri ağır yaralandı
Şehrimize gelen habere göre dün aaat 18,30 a doğru garda feci bir kaza olmuştur. Arasında yataktı vagon da bulunan bir Rom pozisyonun manevrası yapılmakta İken, Yataklı vagonlar İdaresi memurlarından Mustafa Uysal ile Faruk lkl vagon tamponları arasına sıkışmışlar ve ağır surette yaralandıklarından, der nal Demiryolu hastanesine kaldırılmışlarsa da bunlardan Mustafa Uysal kısa bir müddet sonra ölmüştür. Faruk’un sıhhi vaziyeti de tehlikelidir. Hâdise hakkında tahkikat yapılmaktadır.
Sular müdürünün izahatı
İSTANBULUN SU DERDİNE KARŞI ALINACAK TEDBİRLER İlgili Bakanlar Bakırköyünde arteziyen kuyuları açılmasını ve Terkos gölünden süzme havuzlarına kadar yeni bir tesis yapılmasını tasvibettiler
Yahudi mitingi
Suriye hükümeti hudutlarda tedbirler alıyor
Vali ve Belediye reisi Dr. LÛtfl Kır-dar, geçenlerde Ankaraya gittiği zaman bilhassa şehrin su İhtiyacı etrafında Başbakan B. şükrü Saracoğlu-na esaslı izahat vermiş ve Başbakan da şehrin bu ezeli derdine kati bir çare bulunacağını vadederek alâkalı Bakanlıklara bu İşe yakından İlgi göstermelerini emretmişti. Valinin bu husustaki teşebbüsü üzerine, alâkalı Bakanlıklarla temas etmek üzere Ankaraya giden Belediye Sular müdürü
B. Ziya ErdÇm dün şehrimize dönmüştür.
B. Ziya, Ankaradnkl temaslarının neticesi hakkında bir muharririmize şu İzahatı vermiştir:
— îslanbulun su İhtiyacının hayati bir mahiyette olduğunu yakından takdir eden sayın Başbakan, bu mevzu İle meşgul olmağa Iç ve Bayındırlık Bakanlarını memur ettiğinden, ben de Ankarada bulunduğum zaman (Arkası sahife 2 sütun 3 te)
DIKKATL E Rs
Kendilerini halktan yüksek görenler
Delhi 6 (R.) — Önümüzdeki pazartesi günü Filistin Yahudilerl büyük bir miting akdedeceklerdir. Miting Yahudllere karşı çıkarılan zorlukları protesto için yapılmaktadır.
O gün bütün Yahudi İşçi le ameleleri yarım günlük bir grev yapacaklardır Yahudi mağazaları kapalı kalacaktır.
Delili 6 |R,| — Şam'dan bildiriliyor: Suriye hükümeti. Filistin hududuna derhal askeri kuvvetler göndermeğe karar vermiştir. Bu suretle Suriyeli Yahudilerin Fillstine gizlice girmelerine mâni olunacaktır.
Sovyet Rusyada umumî seçim
Moskova 8 (USİS) — Haber verildiğine göre. Yüksek Sovyet Şûriwı İçin umumi seçimler 2 şubat tarihinde başlıyacaktır.
Bizde, yüksekçe bir mevkide olanlar arasında bütiin vatan, daşlar İçin konmuş nizama aykırı hareket etmekten âdetâ hu. susj zevk duyan bir zümre vardır, Çok şükür pek kalabalık ol. ınıyan bu zümre mensuplan, meselâ vapurun iskeleye yanaşıp kapıların açılmasını sabırla bek. Iiven halkın gözü önünde memu, ra yan kapıyı açtırıp kollarını sallıya sallıya vapura ilk olarak girmeğe ve en iyi yere kurulma, ğa bayılırlar. Rcader's Digest'dc şu fıkrayı okuyunca bizim mahut zümreyi hatırladık:
Calvin Coolidge Amerika Başkan muavini olduğu sıralarda kendisi ve refikası Vaşingtonda IVillard otelinde kalıyorlardı. Bir akşam verilen yangın işareti üzerine bütün otelde oturanlar
bodruma inmişlerdi. Yangın kontrol altına alındıktan sonra dahi itfaiye memurlan otel sakinlerin! bodrumda alıkoymakta devam ediyorlardı. Nihayet sabrı tükenen Coolidge yukarı çıkmağa teşebbüs edince itfaiye zabiti tarafından durdurulmuş ve zabitin «.Siz kimsiniz?., sualine: «Ben Reis muaviniyim!» cevabını verince: «Pekâlâ, yolunuza devam ediniz!» diye mukabele görmüştü. Fakat Coolidge bir iki adım atınca zabit tarafından tekrar durduruldu:
— Siz nerenin Başkan Muavinisiniz?
— Beri Amerika devleti Başkan Muaviniyim!
— O halde geri dönünüz. Ben sîzi otelin Başkan Muavini zannetmiştim!
Londra 6 (R.) — Birleşik Amerika Dış Bakanı B. Byrnes bu sabah Türkiye saattle saat 5,30 da radyo İle vatandaşlarına hltabederek, Beşler konferansı hakkında izahat vermiş ve demiştir kİ:
— Bütün görüşmelerde anlaşma zlhniyetlie hareket ettik. Londra konferansında da B. Bevln fle beraber, aynı şekilde hareket ettik. Bundan sonra vaki olacak toplantı ve müzakerelerde aynı zihniyetle hareket edeceğiz. Uzlaşma zlhniyetlie hareket etmek, boyun eğmek değildir
Zuhur edecek dış anlaşmazlıklarda kuvvetli olmak İçin İç siyaset ahenkli olmalıdır. Birleşik Amerlkada Cumhuriyetçiler ve demokratlar, aynı ahenkle hareket etmelidirler.
Sulh işine devam lâzımdır
Beşler konferansı çıkmaza saplanmakla beraber, sulh İşine devam İçin ikinci' bir fır 6 uta mâni teşkil etmemelidir. Barış, karşılıklı anlaşma ve saygıya dayanmalıdır. Kendimize karşı nasıl müsamahakâr davranılmasın! istiyorsak, biz de başkalarına karşı aynı müsamahayı göstermeliyiz. Bütün milletler İçin devamlı ve âdil bir sulh sağlamak hususundaki gayretlerimizi gevşetmemellylz. Barışın, yalnız bir milletin arzusile kurulamı-yacağı hakikati kabul edilmelidir. Bu çetin hakikat kabul edilecek olursa, İstikbaldeki hayal kırıklığının felâketli tesirlerinden kurtulunmuş olacaktır.
Anlaşmazlık ehemmiyetsiz ve teknik değil
Sulh antlaşmalarının yalnız Üçler tarafından tanzim edilip edilemlye-ceğl meselesinde çıkan anlaşmazlık, ehemmiyetsiz ve teknik değildir. Diğer milletleri hariç bırakarak antlaşmaların yalnız 3-4 millet tarafından tanzim edilmesi fikrini kabul etmedik.
Gerek benLm ve gerek B. Trumanın anlayışına göre, Londrâda toplanan Beşler konseyi nihai barış tekliflerini hazırlıyacak bir nevi muhtelit kurmay heyeti İdi Yoksa ıpotsdam konferansında üç veya beş devletin barış muahedelerini yapmaları bahis mevzuu edilmemiştir.»
Müteakiben B. Byrnes, Fransanın bu antlaşmaların tanzimine İştirak et memesi hakkındakl Sovyet görüşünü reddetmiş ve Fransanın hakkı mahfuz bulunduğunu teyldederek, sözüne şöyle devam etmiştir:
Trieste, 12 ada ve İtalyan sömürgeleri
«İtalya İle barış antlaşması görüşmeleri memnuniyet verici gelişmeler kaydetmiştir. Bir aralık İtalyamn bulunduracağı silâhlı kuvvetler hakkında görüş ayrılığı görülmüştür. Fakat bu görüş ayrılığı italyamn ağır İktisadi durumu nazari dikkate alınarak bertaraf edilmiştir. Trlestenln serbes olmasında ve milletlerarası bir idareye tabi tutulmasında bir anlaşmaya varılmıştır. On İki Ada’nın Yunanls-tana verilmesi genel olarak kabul edilmiştir. Yalnız bir devlerin ihtirazı kayıtları vardır. İtalyan sömürgelerinin de vesayet altına alınması genel olarak tasvlbedllmlştlr. Bizim anlayışımıza göre, vesayetten maksat, vasi devleti zengin etmek veya askeri kudretini arttırmak değil, yerli halkı, kendi kendini İdare edecek bir sevl-y-ye yükselmektir. İtalyaya yardım ettiğimiz gibi, yardım etmeğe de devam edeceğiz. Almanyaya İse Birinci dünya harbi sonunda yaptığımız muameleyi tekrar yapmıyacağız.» Romanya ve Bulgaristan
B Byrnes Balkanlar meselesine temas ederek demiştir kİ:
— İngiltere He Amerika hükümetleri Romanya İle Bulgarlstanda'kl hükümetleri, temsil! olmadıkları için tanımıyacakl arını bildirmişlerdir,
Rusya, bu kararımızı hoş bir nazarla karşılamamıştır. çünkü Rusya öyle sanıyor ki, biz bu hükümetleri kendisine dost oldukları İçin tanımak İstemiyoruz. Halbuki niyet ve emellerimiz hakkında bundan daha yan üş bir hüküm olamazdı.
Biz Yalta konferansı gereğince buralarda temsili ve demokrat hükümetler kurulması sorumunu yüklendik. Bizim bu memleketlerdeki durum hakkında bilgilerimiz a2dır. Bulgaristan ve Romanya’daki temsllclle-(Arkası sahife 2; sütun 6 da)
Beş’er konferansı niçin akim kaldı?
Beynelmilel yorumcu Rus emel ve gayeleri hakkında enteresan izahat veriyor?
Londra 8 (A_A.) — Beynelmilel yorumcu Ewer yazıyor: Beş Dış işleri Bakanı konferansının muvatfakıyet-slzliğl hayal kırıklığına sebep olmuştur. Fakat konferansın mesaisini ta-klbedenler İçin bu hal hayret verici olmamıştır.
Zira M. Byrnes'ln de dediği gibi bir haftadanberl ve hattâ daha fazla bir zamandanberl anlaşmazlıklar âşlkâr bir şekil almıştı.
Son muvaffakıyetslzllğe sebep olan mesele hakikatte gariptir. Mesele M-
Molotof'un protokcıllan İmzadan Trii-tlna etmesinden ve bu lmtinaında ÜÇ gün lkl gece ısrar etmiş olmasından çıkmıştır. M. Molotof bu imzayı yapmak için arkadaşlarının zaptı bozmalarını İstemiştir. Bu İse on arın nazarında tarihi tahrif demek olacaktır.
Fakat bu arızi bir mesele idi. Bunun arkasında Sovyetler Birliği hükümetinin şu artıu ve kararı bulunuyordu:
(Arkası sahife 2: siituıı 3 te)
(MUKADDES YALANI I L Malicetnin yazdığı, (Vâ - Nû) nun tercüme ettiği hu Ij | gayet heyecanlı romanı pek yakında tefrika etmeğe başlı, L yoruz, J*
Günler Geçerken
İyisi bu idi

Harlı çıktığı yıl, İstanbulda İşe yeni başlamış olan belediye reisi de bir çoğumuz gibi maneviyatı bozularak kendi kendine şöyle düşünebilirdi: «Vaziyet kötü... Önümüzde kan ve ateş için, de geçmesi ihtimali bulunan uzun bir müddet var. Bu, heyecanlı bir bekleme devridir; hiç bir şey yapılamaz: bütün imar pro. jelerini sulha bırakmak ve sulh oluncıva kadar da günlük işle, ri görüp mevcudu muhafaza etmek lâzımdır. Ne yapalım, kaba-hat bende değil, bir malşans oldu, aksi zamana rasladım.» Hoş o. kendiliğinden böyle düşünmeseydi bile etraftan gelen ses. lerin tesiri altında kalabilirdi: «Eğlence, süs, masraf sırası de. ğil. Böyle bir kıyamet ve ana baba gününde meydan açmak, park yapmak, gazino kurmak abestir. Başımıza bombalar vağ. mıyacağı, yapıların yıkılmayacağı ne malûm? Hele durallım, va. r.iyetin ne şekil alacağını bekliydim!»
Üstelik hükümetin de ayrıca imar faaliyetini ve inşaatı dur. durmak gibi bazı kararlar aldığını da göz önünde tutmak icabetler Meselâ cadde üzerinde bir çıkıntının kaldırılmasına izin yoktur: ancak mühendisler bıınun malûm tabirle «maili inhidam» olduğu, yani yıkılma tehlikesi gösterdiği hakkında bir rapor ve. rlrlerse işi başarmak mümkündür, yani kaçamak yollardan gitmek, meseleyi kara kitaba uydurmak şarttır kİ bu da çalışma hevesini kıracak başka bir sebeptir. Kısacası hangi taraftan bakıl, sa lıarb yıllan belediye reisini «hiç bir şey yapmadı; bir ağaç bl. le dikmedi; makamında oturup pinekledi!» diye tenkide kimsenin hakkı yoktu. Hele harbden önceki bolluk, kolaylık, ucuzluk devrinde bile Belediyenin daha ziyade bir yolcu karşılama, ağır, lama ve uğurlama müessesesl lıalinde kaldığı düşünülürse dünya harbi sırasında aynı Belediyenin yalnız bir süpürme ve çöp dökme teşkilâtı şeklinde- beklemesini elbette mazur görecektik.
Asıl mühimini şudur ki yeni hiç bir İş yapılmamakla bera. |jpr — yani Eminönü meydanı genişlemediği. Taksim gazinosu kurulmadığı, çocuk bahçeleri açılmadığı, ne de yüz çeşit imar eserinden ntç biri başarılmadıği halde! — gene de halk aynı ver. gileri ödeyecek, Belediye İse aynı parayı gene de harciyacaktı. Kurtuluş yıl dönümünde bunu, böylece düşünmek ve yapılanları beğenmek bir tesellidir,
Refik Halid Karay
sahlfe 3
A M 0 A
[-HAFTA SONU NOTLARI—j
Beşler konferansı
Manzum fıkranın tenkidi
Son Posta refikimizin fıkra muharriri sayın Mithat Ot-
.T Kuntay gazetelerdeki öbür fıkra muharrirlerine benzemez. Hemen hemen bütün fıkra muharrirleri, sütunların da fıkralarını daima nfslr halinde yazdıkları halde Mithat Cemal arada bir fıkrayı manzum düşürür. Üstadın çarşamba günü Son Postada çıkan fıkrası «Mef’ûlü. Mcfailü, Mefâilil, Ft'ûlün» vezninde, mesnevi tarzında. bfş beyitten mürekkepti ve zamane gençlerinin büyük şair ve muharrirlere hayran olacaktan yerde Hoilvutlu sinema yıldızlarına âşık olmalarını doğru bulmuyordu.
Manzum fıkrayı aşağıya aınen alıyorum;
HOLİVUTA KOŞAN GENCE Sen aşk ara. hâlâ. Holivui tarda fola? da; H ümitler e âşıktı benim neslim o yaşdal
Dağlarla yürümüş utbi artardı
vucüdum.
Hâmille yürürken, kürenin sanki ucüydum;
Son askımı buldum o dehâ şahikallyle;
İlk sevpiltrn olmuştu Kemal Ak
sakalîle.
»lirlerini ezber okur; hattâ «lir yazar. Zaten devrimizin uyanık genel de böyle olmalıdır. Sinema ve spor yıldızlarından hiç haberi olmayan delikanlıyı arkadaşları biraz aptal yerine koyuyorlarsa hakları vardır Genç yaşta dünya İle alâkayı bu dereçe kesmenin sonu hayırlı olmasa gerektir.
Mâna meselesi
J^ıkranın ikinci beyti
mâna bakımından hayli zayıflar: •Hâmille yürürken dağlarla yürümüş gibi vücudum artardı; sanki kürenin ucuydum? ne demek? ■Vücudum artardı» cümlesi İnsana, manzum fıkra muharririnin •kilom artardı, şişmanlardım» demek istediğini sandırıyor. «Kürenin ucu» tamlamasını ise üstat yeni şairlerden birinin şiirinde görseydi her halde çok kızar, «şiirde mâna kalmadı» fikrini bununla kolayca ispat ederdi.
Zird o zamanlar Holivutsuzdu
şu dünya. Yıldızlarımız hepsi sakalUydi
- evet, yâ!
MftiHAT CEMAL KUNTAY
Üstadın yüksek müsaadesine güvenerek bu manzum fıkra üzerinde mâna bakımından düşün d ük-Urlml yasmak istiyorum. Her ne kadar zamanımızda şiirin mâna bakımından incelenmesi doğru görül mûyorsa da bu, mânâsız şiirler İçindir. Halbuki yukarıdaki manzumede mâna vardır da şiir yoktur. Onun İçin mânası üzerinde durabiliriz. Zaten manzum fıkra olması da ou husustaki cesaretimizi arttırmaktadır.
Gençler iyi şairleri seviyor
Sayın Midhat Cemal fıkrasının birinci beytinde sinema meraklısı gence hl tabederek «Sen hâlâ Hollvutlarda dolaş da aşk ara; benim neslim senin yaşında İken Hâmillere âşıktı» diyor.
Bu hüküm yanlıştır. Sinema yıldızlarını seven gençler arasında İyi şairlere âşık olanlar çoktur. Bunlardan birini tanırım, hem Betty Grable’i sever, hem de Yahya Kemale bayılır. Diğer İyi şairlerimizin adlarını da bilir; bazı
Sakal bahsi
Idhat Cemal Kuutay belki Hamide hayrandır. Ona de-hayi kâfi bulmuyor, bir da «şahika» yi İlâve ediyor. «O deha şa-hlkalı ile son aşkımı buldum, ilk sevgilim ak sakallle Kemal olmuştu» derken aşkını fazlasiie duyurmak İstediği meydanda. Fakat «sakallle» kelimesine kafiye olsun diye • şahikallyle» tarzında yazdığı kelime doğrusu çok güç anlaşılır ve çok güç söylenir olmuştur. Namık Kemal'in sakalı birakılsaydı İş biraz kolaylaşırdı sanıyoruz.
Sonra bu sakal bahsi de bize bir az acayip görünüyor. Namık Kemal genç yaşta ölmüştür. Her ne kadar kendisini yakından tanımadıksa da eldeki resimlerine bakılırsa o, siyah sakallı bir şairdi. Hattâ Mtdhat Cemal Kuntay’ın o güzel «Namık Kemal» kitabı da bize büyük şairimiz! ya sakalsız, yahut kara sakallle gösteriyor. «Kara sakalın manzum fıkrada ak sakal olması için bir kafiye zarureti yoksa da belki vezin öyle İcabettir iyordu» diye düşünüyoruz. Halbuki Mehmet Akif olsaydı, «Ak sakallla» yerine «Top sakallle» diyebilmenin bir çaresine bakardı.
Mantık hatası
Sayın üstadın manzum fıkrasında bir de mantık hatası göze çarpıyor. «Bizim yıldızlarımız ne oğlandı, n« kızdı» dedikten sonra «Yıldızlarımızın hepsi sakallıydı» dJyor. Ne oğlan, ne kız. üstelik sakallı! Çok tuhaf yıldızlar değil mİ? Bunlara âşık olmaktansa gençlerin Hollvud’un hem dişi, hem güzel, hem de sakalsız yıldızlarına Aşık olmalarını pek tabii bulmamak mümkün değildir.
ŞEVKET RADO
(Baş tarafı 1 inci sah if ede)
Avrupa memleketleriyle yapılacak sulh andlaşmalanna ait çalışmalara İştirak edenleri tehdit etmek ve birleşmiş milletler güvenlik konseyi daimi üyelerini bu çalışmalardan uzak tutmak.
M. Molotof'un başlıca düşüncesi bilhassa Fransa’yı Doğu Avrupa İle ilgili her hangi bir andloşmada oy dışı bırakmaktı. M. Molotofıuı hareket halimin belki de esas seocbl bu idi. Zira olayları ele alırsak görülecektir ki, konseyin toplantıları su üç safhayı geçirmiştir:
Birinci safhada her tarafta İşbirliği hâkimdi ve iyi terakkiler elde edilmişti. Vataa konsey ne İtalya -Yugoslav hudutları meselesinde r.e de esasen bu devrede görüşülmesi derpiş edilmemiş olan Italyan sömürgeleri meselesinde hiç bir kati karara varamamıştı. Fakat bu meselelere alt konuşmalar odcrece ilerlemişti kİ, bu husustaki mesainin gerek bu devrede gerekse önümüzdeki toplantılarda Dış İşleri Bakan muavinleri tarafından muvaffakiyetle devam ettirilmesine zemin hazırlamış bulunuyordu. Bu birinci safhada konseyin teşebbüs ettiği işlerde hakikaten mil-vaffak olacağı intibaı hasıl olmuştur.
tklnel safhada M Molotof mümkün olsa İdi. İtalya'ya yapılacak muamelenin Sovyetler Birliğine şimdi çok sıkı bir şekilde ortaklık yapan Doğudaki Alman peyklerine yapılacak muameleden tamamen farklı olması fikrinde bulunduğunu gösterdi ve bunun üzerine anlaşmazlıklar çıkmağa başladı. Sovyetlfr Birliğine göre, Romanya, Bulgaristan, Macaristan ve Finlândiya diğer düşman memleketlerine tayasen çok imtiyazlı bir muamele görmeli lehler. Bu İse, Polonya, Çekoslovakya ve Macaristan da dahil olmak üzere bütün bu memleketlerin Sovyet İdaresi altında — Rusların sevmediği bir tâbirle — bir blok telâkki etmek lstiyen temayülün göze çarpan bir misal! İdi.
Üçüncü safha konseyin sulh and-
I Aşmalarını tetkike geçmesiyle başlamıştır. M. Molotof, birden Fransa ile Çin'in müzakereltre iştirak etmemeleri lâzımgeldiğtnl ileri sürmüştür. Sovyet Dış işleri Halk Komiseri bu İsteğini. Potsdam anlaşmasının metnindeki diğer kısımlardan ayırarak mücerret şekilde mütalâa ettiği bir cümlesinin tefsirine İstinat ettirmiş ve bu tefsirde ısrarla durmuştur. Bundan hayret# düşen mesai arkadaşları toplantıların ilk günü yani
II eylülde konseyin Potsdam tebliğini
tefsirde tanı bir mutabakate varmış, olduğunu kendisine hatırlatmışlar- _ . . .
dır. Bu tefsir gerek Fransa'nın gerek- ması tlmldedllcblllr.
■e Çin'in, oylarını kullanmamakla beraber, Balkan devletlerinin sulh andırışmalarına alt meselelerin müzakeresin o iştirak etmelerin* İmkân vermiş ve konsey btltün toplantılarında bu karar gereğince hareket etmişti.
İşte bunun üzerinedir kİ. M. Molotof garip bir tavır almış ve şimdi 11 eylül kararını bir yanlışlık telâkki ettiğine göre bu kararın artıg mevcut olmadığını ve hükümsüz’telâkki edilmesi lâzım geldiğini ve böyle bir karara alt bütün İzlerin zabıtlardan silinmesi gerektiğini söylemiştir Diğer taraftan Potsdam protokolü hak-, kındaki bu yeni tefsirinin bütün diğer heyetler tarafından aynm kabul edilmesi lâzım geldiğini de ilâve etmiştir. İşin bir uzlaşma ile halledilmesi bakleneblllrdl. Fakat M. Molotof bir uzlaşmaya hiç de mütemayil görünmedi. Buna sebep belki de kısmen tabiatı olmuştur.
Molotof bize Dostoievski’nln «Ka-ramazof kardeşler» adındaki kitabının bir yerinde geçen şu cümleyi hatırlatmaktadır: «Kardeşleri Avrupalılık lehinde gözükürken o, Rusya’yı olduğu gibi -gosteriyora benzemektedir. Her ne loursa olsun ödemekten nefret etmekte fakat almaktan cok memnun olmaktadır.»
Olabilir kİ, Molotof hesabını yanlış yapmış, lnadettlği takdirde kazanacağını, ötekilerinin. Müttefik birliğini tehlikeye koymaktansa, baş eğeceklerini sanmıştı. Yanıldığını gördüğü zaman İse, artık değiştlremlyc-ceğl bir vaziyet takınmış bulunuyordu.
Ancak Acil usul meselesinin halline matuf uzlaşma formülü dahi yardımcılara mesailerine devam itmek İmkânını vermiş olmakla beraber hakikatte hiç birşeyi değiştirmiş değildi. Şu hald* ortaya İki mesele çıkmaktadır kİ. bunların halli lcftbedcr:
Bu meselelerden bir! barış andİ3ş-malarının hazırlanması İşinin büyük devletlerden mürekkep dar bir grupa tevdii mİ İcabedeceğl. raferde fiili bir hisleri bulunan bütün birleşmiş milletlerin — zarurî olarak muhtelif derecelerde — buna iştirak ettirilmeleri mİ lâzımgeleccfi meselesidir. İkinci meseleye gelince, bu, Doğu Avrupa’ nın Rus İdare ve himayesi altında bir devletler grupu olarak ta tanırı mütebaki tasmıncknı tecrit edilmiş hususi bir bölge mi telâkki edlleceğt meselesidir.
Hiç şüphesiz bunlar Dış İşleri Bakanları konseyinin yetkileri dışında bulunan meselelerdir.
Şimdi hükümetler arasında uzun görüş teatileri yapılması beklenebilir ve yeni bir tnlaşma temini bulun-
Kış saati başlıyor
Yarın gece yarısı, saatlerinizi bir saat geri alınız
Ankara 5 (A.A.) — 7 ekim
1945 pazar gününü 8 ekim 1945 pazartesi gününe bağlayan gece saat 24 te yaz saatine son verile, rek bütün memlekette saatlerin bir saat geriye alınmalına Ba. kanlar kurulunca karar verilmiştir.
Millet Meclisi 1 kasımda açılıyor
Ankara 5 — Büyük Mllet Meclisi 1 kasımda Cumhur Başkanı İsmet İnönü'nün bir nukıyle açılacaktır. İsmet İnönü'nün, harbin sona ermesi dolayıslyle İç ve dış politikaya alt mühim izahlarda bulunması muhtemeldir. ___________
Federasyonların tahsisatı ayrıldı
Ankara 5 — Beden terbiyesi yüksek istişare heyeti toplantısını bitirmiş ve bazı kararlar varmlştlr. İlkbaharda tsveçte toplanacak milletlerarası kongreye İştirakimiz tekarrür etmiştir.
'Federasyonların tahsisatı kabul edilmiştir. Güreş federasyonuna V0 bin, atletizme 80 bin. dağcılığa 45 bin, boksa 30 bin, su. sporlarına 30 bin. sportif oyunlara 43 bin, bisiklete 12 bin. atıcılığa 17 bin, eskrime 5 bin Ura tahsis edilmiştir.
Futbol federasyonu. Mısır ve Yunan milli taknnlarlle birer milli maç yapmak üzere teşebbüslere girişmiştir.
Amerikan
kredisi
Bize açılacak kredi müzakeresi müsait cereyan ediyor
Ankara 5 — Amerikalıların Tıirkiyeye açacakları kredi işi üzerindeki müzakereler müsait bir safhada illerlemektedir. Bu kredi ile karşılığı üzerinde esas itibarile anlaşma olmuş gibidir. Miktar hakkında henüz bir şey söylenmiyor. Müzakere yakında bitecektir.

İstanbul’un su derdi
Fili »ne balık ihracatı
Ankara 6 (Telefonla' — FillstLne yapmakta olduğumuz taze balık ihracatının arttırılması İçin yeni tedbirler alınmıştır. Ticaret Bakanlığının yayınladığı bir sirkülerde evvelce yalnız bir firmanın yaptığı ihracatın bundan sonra birçok firmalar tarafından yapılacağı bildirilmiştir.
Cava « (A.A.) — Bugün, yeril halktan 3000 kişi Japon umumi ka-çargâhım sarmış ve bu hâdise Japonlarla bu harekete teşebbüs edenler arasında çarpışmaların vukuuna sebep olmuştur.
Hava meydanlarını İşgal eden milliyetçiler hiç bir uçağın yete İnmesine müsaade etmiyorlar Görünüş* göre, bunlar, Japonlardan bir çok silâh ve zırhlı otomobil almışlardır ve şimdi vaziyete hâkim bulunuyorlar. Bu milliyetçi kuvvetler tarafından tesis edilen İdare sokağa çıkmak yasağını koymuştur. Mahalli polisi siyasi şeften aldıkları emri tatbiki ve sükûneti muhafazaya çalışmaktadır. '
Suraba'yada ve Bandoeng'de ve hemen bütün Cava’da aynı şartlar hüküm sürmektedir her geçen gürt milliyetçilerin hâkimiyetlerini arttırmalarına ve teşkilâtlarını ıslah etmelerine İmkân vermektedir.
Times'ln muhabiri sözde Bulanda adaları hükümeti Başkam Dr. Soc» kamo He bir mülakatını bildirmektedir Sockamo Helanda kıtalarının gelmelerine şiddetle duğunu ve geldikleri olabileceği hakkında Ceğlnl söylemiştir
muarız bıılun-takdlrdc neler bloşey diyemi-
Eczacılar kongresi
Üzüm ve incir satışları
Dün toplanarak yeni idare_heyetini seçti
Dün Etıbba odasında Türkiye eczacılar cemiyeti olağanüstü bir toplantı yaparafc yeni ldar* heyetini seçmiştir.
Toplantıyı B. Hulta İsmail açarak kongre reisliğine B. Sırrı Enver seçilmiştir. Kongre reisi B. Sırrı Enver kongreye gelen 12 İmzalı bir mazbatayı okudu Mazbatada eczanelerin akşamları 20 de kapanmalarına Alt İsteğin tahakkuk ettirilmesi İçin te-jebbüse geçilmesi isteniyordu.
Müteakibi p Kadıköy eczanesi sahibi B. Celâl Ergun kalkarak kendisine atfolunan beyanat hakkında İzahat verdi.
Kara koy eczanesi sahibi B. Hüsnü Arsan sö zolarak:
— Celâl Ergun’a çatacağım. Mesleğin dertleri vardır, fakat meslek dertlerile Celâl Ergun’un derdini karıştırmamak lâzımdır. Celâl, mesleğin düşüncesiz bir dostudur, keşke düşünceli bir düşmanı olsaydı, celâl Ergun bu neşrlyatile halk ile eczacıların arasını açmıştır.
Yegâne isteğim gayyur bir İdare he yet! intihabıdır.
Verilen takrir üzerine müzakere kâfi görüldü Ve gizli reyle şu yeni İdare heyeti seçildi:
B. Sırrı Enver Batur, Cevat Pelin Hüsnü Arsan, İsmet Somer, Nlzamed-dln Talip Diler, Arif Neşet, General Eyüp Bahri thWn. Kemal Erali. İsmail Hakta Yeşilyurt, Fuat Mehmet Bire!, Nezlht Ülagay, Hulld GÖknar.
İdare heyetine beş Aza yeniden seçilmiştir. Diğerleri eski idare heye-■nde bulun anlardır.
Îngilizler bizden 25000 ton üzüm ve 3000 ton incir alıyorlar
Cumhuriyet bayramına hazırlık
' Ankara 6 — Cumhuriyet Bayramı hazırlıklarına başlanmıştır. Geçit resmine İstanbul ve diğer vilâyetlerden 3600 İzci iştir Ak edecektir.
lımir 8 (Telefonla) — Üzüm ve İncir satışları hakkında, İn. gillz ticaret korporasyonu ...2. messi Her ile İki günden beri de. vam eden görüşmeler dün akşam sona ermiştir, Şehrimiz ihracat ve İthalât birlikleri binasında bü. tün ilgililerin iştirâk ettikleri bu toplantı iki tarafın tam anlaş, maslle bitmiştir
İmza edilen anlaşmaya göre Îngilizler 9 No. üzümü 42 buçuk kuruştan alacaklardır. Mübayaa edecekleri miktar 25000 tondur, İyi cins incirin fiati İçin de 37 buçuk kuruştan mutabık kalın, iniştir. Alacakları İncir miktarı 3000 tondur.
Alâkadarlar bu flatleri İyi gör-inektedirler. Müessese ve tüccar, lann ihraç edecekleri miktarlar hakkında bir tevzi listesi hazır, lanacaktir, İngiliz heyeti bu ak. şamki vapurla tstanbula hareket edecektir.
Yargıtay üyeliklerine terfian tâyin edilenler
Ankara 5 — Adliye mensupları arasında yeniden terfi ve nakiller yapılmış ve liste tasdikten çıkmıştır. Yargıtay üyesi B. Mehmet Göneni! 150 Ura maaşlı İkinci başkanlığa, İstanbul İkinci icra yargıcı B. Hamdf Türe He Balıkesir ağır ecza başkanı B. LÛtfi Tan, İzmir ağır ceza başkanı E Halim Gençosman, Tunçeli hukuk yargıcı B. Etem Kaynak, İzmir Milli korunma başkanı B. Hailt Evren. Bursa hukuk yargıcı B. Mustafa Lötfl 100 lira maaşlı Yargıtay Üyeliklerine tâyin edilmişlerdir.
mü.
(Baş tarafı 1 İnci sahlfede) her ita Bakana lâzım gelen hususları arzettlm. Maruzatım üzerine bazı esaslar kararlaştırılmıştır. Bu kararların hulâsası şudur: Evvelâ latan bulun susuzluğunu kısmen olsun gidermek İçin Bakırköyünde arteziyen kuyularının açılması İşi tahakkuk ettirilecektir. Bunun için de üç milyon liraya ihtiyaç vardır. Arteziyen kuyuları açılıp da buradan su atatıldıktan sonra İstanbuldakl su miktarı yüzde 40 nispetinde artacaktır. Ancak bu artezlven kuyularının temin edecekleri su, üç beş senelik bir zamana münhasır olarak faydalı olacaktır. Çünkü şehrin su sarfiyatı mütemadiyen artıyor. Binaenaleyh böyle mevzii ve nlsbl su artışları gelecek yılların ihtiyacım tamamlle karşılamaktan uzaktır.
Şehre şimdi vermeğe muvaffak olduğumuz miktardan bir misil fazla su temin edebilmek için Terkos gölünden Kâğıthanedekl süzme havuzlarına kadar 42 kilometre uzunluğunda yeni bir tesis vücuda getirmek lâzımdır. Bunun için de 12 milyon liraya lüzum vardır.
İç İşleri ve Bayındırlık Bakanlarına yaptığım bu maruzat taşvibedll-miş ve bu İki meselenin tahakkuku İçin keyfiyet Bakanlar Kuruluna sunulmuştur. şimdi her İki Bakanın müşterek olarak İnceledikleri ve kabul ettikleri hususlara dair Bakanlar Kurulunun kararını beklemekteyiz.
— İkinci bir kanal yapılabilmesi İçin 30 milyon liradan bahsediliyordu. şimdi 12 milyon liraya çıkacağını söylüyorsunuz.
— Harbden evvel yapılan hesaplara göre, sarfına lüzum görülen 30 milyon Hra yalnız 42 kilometre uzunluğunda Jklncl bir kondült'ln İnşası masrafı değildir. Bu kondüit İçin 12 milyon lira yetecektir. Ancak Istan-bulun her semtinde, hattâ Anadolu yakasında bol miktarda su verecek tesisat yapmak, bütün diğer noksanları telâfi edebilmek için 30 milyon liraya ihtiyaç görülmektedir.
— Arteziyen kuyularlle bu ikinci büyük ana kanalın tesis masrafı nasıl temin edilecektir? •
— Bu paranın nasıl temin edileceğine dair hükümet bir karar verecektir.
— Bakır köyündeki arteziyen kuyuları ne zaman açılacaktır. Bunların malzemeleri hazır mıdır?
— Bu kuyuların açılması için lüzumlu görülen üç milyon Ura temin
I Bilinin goruıen uç milyon ura temin | edilir edilmez deriıal İşe başlıya blle-
ceğiz. Şimdilik ancak bir kuyu açabilecek malzeme geldL Halbuki maksadımız burada on kuyu açmaktır ve ona göre sipariş yaptlmiştır. Kuyuları açıp au vermek ve bu suretle su miktarım — bugünkü nispete göre — yüzde 40 arttırmak İçin İki seneye ihtiyaç vardır.
— Demek kİ şehirdeki su sıkıntısı İki sene daha devam edecektir, şimdiden başka tedbirler alınamaz mı?
— Şehrin Rumeli kısmına, yani İstanbul ve Beyoğlu semtlerine bugünden fazla au vermeğe muktedir değiliz. Alınacak başka tedbir de yoktur.
— Suyu tasarruf edebHmek İçin bir şey düşünüyor musunuz?
— Bu meseleyi esaslı surette tetkik ettik: Mevcut 40 bin abonemizden 18500 abonenin vasati 50 metre mikâbından fazla sarfetmedlğlnl tesblt ettik. Bunların çoğu da orta halli ve değişmez gelirli ailelerdir. 50 metre mikâbından fasla su sarfedenler için İki üc misli bir ücret tarifesi tatbik etmeği düşünüyoruz. Bu suretle bahçe sulamak ve saire gibi su israfının önünü alabileceğimizi tahmin ediyoruz.
— Kadıköy, Üsküdar ve havalisinin su vaziyeti ne haldedir? Ve bu havalideki su miktarını çoğaltmak için ar-teziyen tesisatı yapılamaz mı?
— Elmalı bendindeki su râkınu — deniz seviyesine göre — şimdiye kadar 23 metreden aşağıya düşmemişti. Bu sene bu seviye, 17 metreye düştü. Bu miktar diğer senelere naran 8 metre daha azdır ki bentlerde su hiç yok demektir. Bu senekl susuzluk da bundan ileri geliyor. Bunun sebebi usun zamandanberi devam eden yağmursuzluk ve 50 senedenberl görülmemiş şiddetli sıcaklığın tesiridir. Yazın bentlerdeki su seviyesi her sene 5 santim eksilirken bu sene 11 satım azalmıştır.
Kadıköy ve üsküdarda arteziyen tesisatı yapılamıyacağı fikrinde olduğum gibi, Jeologlar da aynı mütalâadadırlar.
— Adalarda arteziyen tesisatı tetkikleri ne netice verdi?
— Hem Büyük, hem de Heybeli adalarda arteziyen kuyusu açılamı-yaeağı tahakkuk etmiştir. Zaten biz bunun kabil olamıyacağın] biliyorduk. Mamafih ısrar vo İddialar üzerine tecrübelere giriştik; 130 metreye kadar sondaj yaptık; gene au çık-
Tekel Bakam aleyhindeki dâva
Tekel İdaresi eski İstanbul başmüdürü B. Fikri Faik Güngören tarafından Tekel Bakanı B. Suat HayrI Ürgüplü He Tekel umum müdürü ı3. Hücrem Şeren aleyhlerine açılan dâvalardan maddi tazminat isteğine dayanan dâvaya dün de İstanbul 11 İnci asliye bukuk mahkemesince bakılmıştır.
Dâvacı B. Fikri Faik Güngören. Bakanla umum müdürün keyfi hareketle kendisini zarara soktuklarını ve tazminat ödemekle mükellef olduklarını söylemiştir. Dâva edilenlerin vekili. dâva mevzuunun biriken 15 aylık maaş, ayni yardım, şeker, sabun kupon bedellerinin tutan olan 5529 lirayı İstemekten İbaret olduğunu, şimdi İse mevzuun değiştirilerek tazminat şekline sokulduğunu söyllyerek, «Biz bunu kabul etmiyoruz.» demiştir.
Dâvam, Tekel’ln çlfllk gibi İdare edildiği sözünde ısrar ettiğini, hâlen Tekel idaresi başmüdürü olduğunu söylemiştir.
Muhakeme tâUk edilmiştir.
Şişlide bir kumarhane
şişlide bir apartmanda Vahan İsminde birinin kumar oynattığı Emniyet müdürlüğü memmurları tarafından habeT alınmış ve gece yapılan bir cürmü meşhutla Vahan, Aleksi, Anderya, Avadis, Karabet adlarındaki erkeklerle Nıvart İsminde bir kadın oyun oynarlarken yakalanmışlardır.
Bal zehirli miydi ?
Beykozda oturan Selim adında bir genç dûn akşam çarşıdan aldığı 250 gram balı yemiş, bir müddet sonra zehirlenme ârazı gösterdiğinden tedavi altına alınmıştır.
M. Brynes’ün mühim nutku
(Baş tarafı 1 inci sahifede) rlmlze istedikleri malûmat verilmedikçe, gazetecilerimiz, bu memleketlerin her tarafına serbes girmedikçe ve yazılarını sansürsüz göndereme-dikçe. biz kendimizi ’
hakkında az bilgi ceğlz. istediğimiz setimiz Rooscvelt’in . .
elde edilmesi imkânsız şeyler İstemiyoruz. Polonya'da isteklerimiz dahilinde yapüan değişiklik üzerine Polonya muvakkat hükümetini derhal tanıdık. Macaristan ve Romanya da aynı yolda yürüyorlar. Eğer Londra' güçlükler izale edilebilecekti.
da bu meselede anlaşılmış olsaydı Avrupada ebedî barışa ehemmiyet veriyoruz
Avrupa’da barışın ebediyen kurulmasına hayati bir ehemmiyet veriyoruz. Bu barışı süratle daha sağlam olarak elde etmek İstiyoruz. Barış şartlarını dikte etmek niyetinde değiliz. B. Molotof bir barış konferansı toplanması İçin yaptığımız teklifi prensip itibarile tasvibetmlşttr. Umarız kİ Sovyet hükümeti B. Molotof İle müşavereden sonra bu teklifi kabul edecek ve harbde çarpışan milletlerin konferansa İştirakine muvafakat edecektir. Biz sulhun hükümetler arasında değ*1 milletler arasında olmasını istiyoruz, îzvestiyanın bir makalesi Londra fl (R.) — Moskova'da çıkan tzvestiya gazetesi yazdığı makalede beşler konferansının dağılması mesuliyetini İngilter İle Amerika murahhaslarının hattı hareketine atfetmekte ve şöyle demektedir: ■»İııgillz-1er l)e Amerikalılar Berlin anlaşmalarına karşı gelmekte ısrar ederlerse bu hareket üçler arasındaki elblrliği-nin sarsılmasına sebep olacaktır.»
Lâstik yolsuzluğu tahkikatı
Lâstik yolsuzluğu hakkındakl tahkikat devam etmektedir. Tetklkat bir müddet daha devam edecektir. Ne dosya, ne de hiçbir kimse Milli korunma mahkemesine verilmemiştir.
bu memleketler sahibi addede-açıktır. Siyasi yasetidir, bu
Bakırköyde bir kadın ağaçta asılı bulundu
Dün sabah Bakırköyünde Osmaniye mahallesinde bir arsada oynıyan çocuklar, bir erik ağacında ihtiyar bir kadının asılı olduğunu görerek polisi haberdar etmişlerdir. Vaka yerine gelen savcı, adli tabip ve polisler tahkikata başlamışlardır. Kadının, Bakırköy ünde Pulluk sokağında 8 numaralı evde oturan 75 yaşında Haşan kızı EmLne Kop olduğu tesblt edilmiştir. Adalet doktoru B. Kâmil ün-salan cesedi muayene etmiş ve gömülmesine izin vermiştir.
BORSA
5/10/1945 Halleri
Londra üzerine 1 sterlin 5M
tfevyork özerine 100 dolar 132.-.
Cenevre 100 İsviçre Fr 30.Ö7I
Madrid üzerine 100 pezeta 12.8?
Stokholm üzerine 100 kuron 81.1390
BORSA DIŞINDA
ALTIN FİATLERf
Gulden •S. 76
teşadlv» MM
tnglU* « kO
Külçe (Bir gramı) SJ1

8ahlfe 3
e Ekim 1945
AKŞAMDAN AKŞAMA
Papazların köylerdeki muaşeret üe istihsal rehberliği
Köyle ne zaman kısa veya uzun bir temasta bulunsak, zihinlerimizde türlü sualler doğar; azap* lar kıvranır:
— Köylerimiz niçin bu kadar geri?,,. Niçin bu kadar âtıl ve hû. hi"’
Cevaben derler ki:
— Efendim, ne yapsınlar?... Tab at... İklim...
Bu iddia katiyen doğru değil.' dir: Aynı tabiat üzerinde nıüslü. man ve hıristiyan köyleri yan-yana kurulu iken — (hakikati, aleyhimizde dahi olsa korkmak, sızın söylemeli:) — müslüman köyleri, hıristiyanlarınkindcn ge. Fiydi. Pahası da var: Nispeten ileri olan hıristiyan köylerine, göçmenleri yerleştirdik; o köyler geriledi
Mütenevvi ağaç, mütenevvi ekim, çiçek bahçesi, meyva bahçesi. kümes hayvanları, ahır hay. varılan, ağıl hayvanlan, ev, şirin güzel ev. hos bir tertip ve muaşe. ret... — Bunlar bu topraklarda niçin olamasın? Tabiat mâni mî? İklim mâni mi? Haşa... Netekim uzak ve vakm tarihte âlâları var. mı« Şimdi, aynı topraklarda in-san’arımız yaşıyor. Yokluk, ber. hatlık içindeler... Manzaranın hazin olduğunu itiraf etmeliyiz.
Bunu ırkî bir kabiliyetsizliğe atfedenlerin dilini koparırlar. Esasen mübadeleye tabi tutulan, lardan çoğunun hıristiyan dinini kabullenmiş, milliyet şiarını benimsememi Türkler olduğu neden sonra acı acı her iki taraf, ça da anlaM'dı. Bu. tarihin bir h-'-’Sı sayıldı.
Bu iki avn tabloyu din farkının hasıl ettiğrii iddiaya da insafımız mânidir. Ancak şöyle izah edebi, liriz:
Bahsederken hocalar camide harf-1 çerden...
Evet, hocalar camide harf.i çerden bahsederken, biziın din mürşitleri, cemaatimizi teşbih ve tehlil ile ibadete sevkederlerken papazlar, numunelerini büyük şehirlerimizde bile görmediğimiz «çalışma esasına müstenit müesseseler» kurmuşlardır. Bunlar mekteplerdir; bunlar, imalâtha. nelerdir. Dünyanın birçok yerle, rinde en iyi mahsuller veren, şa. rap. diş suyu, doğramacılık eseri meydana getiren papaz müesseseler! vardır Şurada burada «ca_ hil papazların elinde kalmış hı. ristiyan cemaatleri» bulunsa da. tâ köylere kadar nüfuz ederek İstihsalde, muaşerette, ahlâkta hulâsa dünyevî hayatın her şubesinde rehberlik eden papazlar, müslüman köyü ile hıristiyan kövü arasındaki farkı doğurdular. Tarihçi Leignobos’un papaz kurullarına dair bir yazısını oku. yüp edindiğim malûmat karşısında hayran kalmıştım. Bugün, kü garpte, çalışma ve istihsal etme ruhunu ilk kımıldatanlarm ve şark dünvasile garp diinvası, hm arasındaki farkı hasıl edenlerin bu nanazlar olduğuna kanaat getirdim.
Türk köviinü kımıldatmak için hocanın harf.i cer münakaşasına benziyen kılı kırk yarmalardan ziyade, papazın cins meyva ağaç, larım çapalamasma benzer fiiliyat lâzımdır Lâf kıtlığında as. malar budamamalı, iş kıtlığında viran bağları hudamalıdır Papazların asırlardanberi her memlekette hıristiyan köylerine yapabildiği maddî ve mânevi reli, berükten Türk köyleri mahrum kalmıştır: Hiidayi nabit yetişmiş, tir Gerilik undandır. Halkevleri halk odaları, yalnız saz, söz. kon. fe’-ans. temsil cihet'ne gitmez, yani modern harfj cer'lerle uğraşmaz da. panazların hıristiyan kiivlerindeki İstihsal ve muaşeret rehberliğine benzer daimî ve kesiksiz. âdeta İbadetvari bir reh. herlik tesis ederse belki Tiirk köyü de kımıldanır Ve tabii: Köy okulları iyice zanaa* okulu halini alırsa Is yine hayre doğru değişir, fVâ , NÛ)
Sigara fiatleri yüzde 10-15 indirilecek
Tekel İdaresi tarafından çeşitli tekel maddelerinin ucuzlaması için hazırlanan liste Bakanlığa gönderilmiştir.
Bu listeye göre sigaralarda yüzde ÎO - 15 nispetinde bir İndirme derpiş edilmektedir. Yüksek alkollü içkilerle İse hiç bir indirme yoktur.
Bakanlık bu listeyi gözden geçirecektir.
Ayrıca tekelin ucuzlatma projesi Bakanlıklar arası komisyonda da İncelenecektir.

Ş E H İR HABERLERİ
|| Bir çırpıda ||
Aceba kaç senelik?
Şoförlerin dilekleri
Et 10 -15 kuruş daha ucuzlayabilecek
Azamî satış fiatleri hakkında fikirlerini sorduğumuz bir kaç kasabın mütalâaları
İstanbul Milletvekillerine yazılı olarak bildirildi
Şoförler cemiyeti, İstanbul Milletvekillerine dilek ve şikayetlerini yan İle bildirmişlerdir. Cemiyetin yapılmasını İstediği İşler şunlardır:
1 — Ticaret Bakanlığında, İhtiyaçları temin edilmesi İcabeden arabaların sayısını 8000 olarak gösteren bir liste mevcuttur. Tstanbulun, ihtiyacı bu sekiz bin araba üzerinden temin edilmektedir. Halbuki hakiki miktar 6000 dir. İstanbul ihtiyacının 6000 üzerinden tanzim edilmesi.
2 — İthalâtçıların ellerinde mevcut olan ve peyderpey de gelmekte olan yeni otomobil lâstiklerinin bekletilmeden ihtiyaç sahiplerine dağıtılma-
3 — Ticaret ofisi ambarlarında mevcut yeni ve eski lâstiklerden Istan bulun hissesine İsabet eden miktarının bir an evvel dağıtılması.
4 — Hiç bir ücret vermeden Ticaret ofisinin şoförlerden aldığı eski lâstiklerin, yamalık yapmak üzere tevzii ve yeni lâstik verilirken eskilerin alınmaması.
5 — İthal edilen otomobil ve kam-
yonların garajlarda uzun müddet bekletilmlyerek evvelâ tekâlif suretlle ellerinden otomobil va kamyonları alınanlara, sonra da parçasızlık yüzünden otomobil İşletemlyenlere verilmesi İstenmektedir. •
Eczanelerin teftişi
Vilâyet ve belediye sağlık müdürü doktor B. Faik Yargıcı İstanbulda nöbetçi olan eczahanelerl gece yansından sonra teftiş etmiştir, Umumiyetle açık bulunan eczahanelerln bazılarında görülen ufak tefek noksanların bertaraf edilmesi eczahanelere bildirilmiştir.
Sebze ve meyva pahalılığı
Belediye sebze ve meyvaların pahalılığını önlemek için tetkikler yapmakta idi. 510 sayılı kararname gereğince müstahsilden fatura istenmemesi Belediyenin flatlere müdahale etmesini gerçekleştirmektedir.
Bu kararnamenin yakında değişeceği hakkındaki haberler, tetkikleri bir müddet için geri bırakmıştır. Yeni hazırlanma ktâ olan kararnamenin bu mahzuru önllyeceğl tahmin ediliyor. Bu suretle de Belediye fiatleri daha yakından kontrol İmkânını bulabilecektir.
B. Hamdi Türe Ankaraya gidiyor
İstanbl İcra reisi B. Hamdi Türe’-nin yagıtay üyeliğine tâyin edildiğini yazmıştık. Eski İcra reisi yeni vazifesine başlamak üzere birkaç güne kadar Ankara'ya gidecektir -
B. Hamdi Türe İstanbul’da bulunduğu sırada icra dairesi muamelâtını tensik etmek hususunda mühim1 hizmeti scbketmlş, kıymetli adliyecilerim İzdendir, fesinde de ederiz.
— Et üzerine yapılan neşriya. ta hayret ediyorum. Belediyenin tespit ettiği .âzami fiatler kaldı. Kendisine yeni vazl-'rıIlrsa etin UCUZİiyacağl iddia e. muvaffakiyet temenni diliyor. Fiatlerde serbesti temin etmek istiyenler bulanık suda
Tiyatro mevsimini karşılamak üzere, iki hafta evvel cumartesi, bu sütunlarda yazdığım bir yazıda Şehir Tiyatrosu Dram kısmında oynanan «Koryalanus* u (1) okuyucularıma Shakespeare’ln sayılı eserlerinden biri olarak takdim etmiştim.
Sayın Halide Edlb Adıvar , geçen cumartesi gazetemizde çıkan makalesinde bana hitaben «Koryata-nus> un dâhinin sayılı değil, olgun devrinin başında gelen şaheserlerinden olduğunu Heri sürüyor.
Bu hususta, müsaadeleriyle, ben de kanaatimi tekrarlıyayim. Esasen o yazıyı yazarken, kalemim bu piyese verilebilecek sıfat üstünde duraklamıştır. Çünkü bu eseri, geçen sene seyrettiğimiz «AtinalI Tlmon» gibi, tâli addetmek kabil değildi. Buna ne denilebilirdi?
Shakespeare bu eserini facia nevinin güzel bir nilmıınesl saydıracak şekilde, mûtadı hilâfına, İçine girift sahneler koymadan, hattâ âdeta piyes kaidelerine uygun olarak yazmıştır. Shakespeare’ln bu piyesinde vaka başından sonuna kadar büyük bir insicamla geçer. Burada diğer eserlerde raslanılan hayal oyunları ve tarihi aykırılıklar yoktur, üstelik Shakespeare mevzuunu İlham aldığı Plfl-tark’ın eserinden, bazan satır besatir tercüme ederek, o kadar istifade etmiştir id, eserde sonem hayaline, erişilme» kudretine pay kalmamıştır.
işte bu sebeple, sayın Halide Edlb Adıvar'ın makalesinde de tasdik edilen bu hususları düşünerek. Koryola-nus» tan bahsederken ona «sayılı bir eser» vasfından daha fazlasını veremedim. Çünkü «Koryolanus» bir «şaheser» addedilirse Makbet, Hamlet,
Belediye İktisat İşleri müdür, lüğü tarafından, etlerin bir miK. tar daha ucuzlatıİması için ya. pılan tetkikler ilerlemektedir, Etlerin perakende kilosunun yeniden 10_15 kuruş kadar ucuzla, tılmasınm mümkün olduğu anlaşılmaktadır.
Azamî satış fiatleri kaldırılmalı mı?
Belediyenin tesbit ettiği âzami satış fiatîerinin etlerin ucuzla, masına engel olduğu hakkındaki neşriyat üzerine toptancı kasap, larla konuştuk.
Toptancı ve perakendeci ka. sap B. Hüseyin Avnl Çeviköz Ba. lıkpazarındakl dükkânında koyun etini 150 kuruşa satmakta, dır. Bize dedi kİ:
— Harbden evvel fiatler ser-besken 20 kuruş kadar, âzami fiat konduktan sonra da etleri 5.10 kuruş ucuza satıyordum. Belediye perakendeci kân olarak toptan fiatler üzerine 22 kuruş ilâve eder. Ben kiloda 22 kuruş yeılne 12 kuruş kazanmakla ik. tifa ediyorum. Bu suretle fazla sarfiyat olduğundan idare ediyor. Belediyenin koyduğu âzam! satış fiatl kalkarsa etlerin ucuz, lamasını değil, pahalılaşmasını beklemelidir. Esasen âzami satış fiati etin ucuzlamasına neden mâni olsun. Bakın ben, koyun eti 160 kuruş olduğu halde 150 kuruşa satıyorum. Buna kimse mâni olmuyor. Mevzuat ancak tespit edilen flatlerden fazla sat. mavi önlemektedir.
Ankarada et tstanbuldan ucu. za satılıyor. Bunun sebebi evvelâ nakliyat ücretlerinin Ankara 1-çln daha az olmasıdır. Nakliyat ücreti gövde başına iki lira far. keder. Sonra Ankaraya sevkedi. lecek kasaplık hayvanlar ekseriyetle îstanbula gelen hayvanlar gibi İstihsal bölgelerinin malı de. ğildir, bu bakımdan kalite farkı, da vardır. Türkiyenin en iyi et. leri İstanbulda kesilir. Belediyenin koyduğu fiatler en İyi kail, tedekl etlerin en yüksek fiatidir. Kasaplardaki etler de hakikaten en iyi kalite olan etlerdir.»
Aynı bahis üzerinde mütalâ. asma müracaat ettiğimiz toptan, cı kasap B, Ihsan Cebecioğlu da şöyle demiştir;
Tiyatro mevsimi başlarken
KORYOLANUS
Muvaffakiyetli bir temsil
Olello gibi eserlere verilecek sıfat bulmak hemen İmkânsız olur. Bundan dolayı «Koryolanus» a şaheser demedim. Tekrar edeyim, şimdi saydığım diğer piyeslerinden bahsederken kullanacak tâbir bulamamaktan korktum, Onu «sayılı eser» olarak anmakla iktifa ettim.
Pek iyi hatırlıyorum kİ, bu mevzuda İstifade edilebilecek Franşıı membalarının hepsi de «Koryolanus» u şaheser telâkki etmemektedir. Bu pl-yesslD33 te Comidla Françatse’de oynandığı zaman da büyük, küçük münekkidi erin kanaati değişmemiştir.
İngiliz membalanna gelince: Ya söylediklerin! hatırlamak üzere birkaç sayılı esere baktım. Yazık kl onlar da «Koryolanus» u bir şaheser telâkki etmeye pek yanaşmıyorlar. İşte kanaatlerinin ifadesi:
Tanınım; muasır Shakespeare âlimlerinden biri olan Dr. Hazelton Spencer’in son yazdığı «Wlll!am gha-kespear'ln hayat ve sanat» adlı eserinden: «Koryolanus muhakkak ki Shakespeare’ln seviyesine lâyık bir eser değildir,,. Belki de Shakespeare büyük trajedilerinde Böylemedon hissettiği şeyleri burad* söylemiştir. Fakat bunları kendisini sürükleyip götüreıç içten gelen bir kuvvet ve zorla öğütmem İştir. Shakespeare bu eserde İnsana harekelerin tesirin» kapılmış hissini vermektedir.
balık avlamak İstiyorlar, Piyasa serbes olduğu günden itibaren istihsal bölgelerinden şehre mal getiren koyuncunun önüne geçecek ve fiat yükselmesine mâni olacak hiç bir kuvvet kalmıyacak tır, Serbes olduğu zaman Istan, bula mal az geldiği gün koyun, cular 70 kuruş yerine 100 kuruş istemekte tereddüt etmezler. Bu. nun önüne nasıl geçilebilir? iyi veya kötü âzam! flat olmazsa alıcı ile satıcıyl Ayarlamak İm. kânı kalmaz. Perde arkasından bu hususta söz söyllyenler ortaya çıksınlar, münakaşa edelim. Belediye, ete fiat korken tetİçikat yapar İktisat müdürlüğü bununla da İktifa etmlyerek bu İşle meşgul olanların da fikrini a. hr ve tam bir kanaat hâsıl olduktan sonra harekete geçer.
Hayat endeksine göre et flat. leri bugün fazla sayılmaz. Mal Türkiyentn en uzak bölgelerin, den îstanbula geliyor. Şehrimizde sarfedilen etin miktarlle kail, tesi Türklyenin hiç bir yerinde yoktur.
Kasaplardan bazlarının halka tesbit edilen flatlerden fazla, ya et sattıkları da bir çok şikâ. yetleri mucip olmaktadır. Ben bunu anlamıyorum. Etlerin satış fiatleri herkesçe malûmdur, bu radyo ile gazetelerle ilân edilir. Kasap fazla para isterse alıcı bu nu vermeli midir! Eğer veriyorsa şikâyet hakkı yoktur. Bunun za. ran yalnız alıcıya ait değildir. Esnaf da kötü yola sevked ilmiş oluyor. Hülâsa belediye, âzami fiatin mevcudiyetinde ısrar et. mekte yerden göğe kadar haklı, dır, Fiatler serbes bırakılırsa et. lerin ucuzlıyacağını kim ümit edebilir? Bugün îstanbuldakl satıs fiatleri malûm olduğu halde koyuncular malları daha fazlaya satmak istiyorlar. O zaman bu isteklerini önllyecek hiç bir mâni kalmaz. Bugünkü belli fi. atlerin kontrolü da kolay oluyor.
Adanada et fiatleri düşürüldü
Adana (Akşam) — Belediye et fiat-lerlnln İndirilmesine karar vermiştir, Bu karara göre koyun etinin kilosu 120. keçi 85 ve sığır eti 05 kuruştan satılacaktır,
Trabzon Şilebi Fransa’dan döndü
Devlet Denizyollarının «Tabzon» şilebi dün külliyetli miktarda ithal eşyası ve Fransa ile İsviçre’den dönen yolcularla birlikte «Tulotı» dan limanımıza dönmüştür,
Shakespeare bu eserde bir kahramanın sükutiyle biten bir mevzu alır. Bu mevzu da birçok dramatik şahnelerle doludur. Fakat asü can alacak şey mevcut değildir... Dramatik makine kurulmuştur, hareketler hazır vaziyette görünmektedir. Fakat akümülatöre bLr ârıza gelmiştir. Şerare yok, binaenaleyh iştial de yok.»
Prof. Georgd Saintsbury’nln yazdığı «Ingiliz edebiyat tarihi» adlı kitaptan: «Eserin mühim kısmı vakayı ile doludur v» Hamlet. Makbet, Otello ve Kıral Lir gibi dört büyük romantik trajdelnln dûnundadır.»
Pazartesi akşamı piyesi seyrederken gene kanaatimde bir değişiklik hissetmedim. Bununla beraber sayın Halide Edlb Adıvar'ın bu düşünceleri önünde ısrar etmek istemem. Arzularını yerine getirmeye tamamıyla hazırım. O kadar hazınm kl kendilerinden rica ederim. Lütfen bana Shakespeare’ln cihanşümul bir şekilde şaheser diye anılan başlıca eserlerinden bahsederken kullanabileceğim bir tâbir bulsunlar kl, ben de «Kor-yolanus» a, çekinmeden, kendileri gibi «şaheser» dly»bileyim.
«Koryolajaııs» un sahneye konuşunun v» temsilinin Şehir TtyatrOrt T» Muhsin Frtuğrul için bir muTaffaJp-yet olduğunu söyledikten sonra, bütün samimiyetimle, ulah edilebilecek, bir noktaya işaret etmek isterim.
içkili yerler
Bayezît üniversite mıntakasında meyhane bulunmıyacak
Vilâyet, İçkili yerlerin tahdidi suretiyle umumi caddelerle sokaklardaki sarhoşluğun . Önüne geçmek üzere bazı esaslar tesbit etmiştir. Vali tarafından da tasvip edilen bu karar tatbik edilmek üzere kaymakamlıklara bildirilmiştir.
Yeni kararla Beyazı ita da bir üniversite mintakası m^ydava getirilmektedir. Bu mıntakanın hudutlarını Eminönü ve Fatih kaymakamlıkları tesbit edecektir Bu muıtakada meyhane bulundurulmıyacaktır. İkLru cl bölge Taksimden İtibaren Tünele kadar istiklâl caddesi, Galatasaray ve Tepebaşmdan Galatasaraya kadar olan tramvay cadden'ylî, Oala-tsâan Fındıklıya kadar olan Necati bey caddesinde rakı gibi fazla alkollü içkileri anca;? lüks ve birinci Sınıf lokanta ve birahaneler satabileceklerdir. Yalnız BahkpazarıniJa bulunan içkili yerlerin rakı satmaları sınıflara göre tahdit edliTeirlştlr.
Bugün faaliyette bulunan ’okanta-lara bu kararın tatbik edilmesi mümkün göriilmem-ıitedir Zamanla kapandıkça yerlerine yenilerinin açılmasına müsaade edilmlyeceği gibi bundan sonra da bu gibi müesseseler! yeniden açmak Istlyenlere müsaade verllmlyecektlr. Buna mukabil bira ve şarap gibi hafif içkilere karşı olan talepler müsait karşılanacaktır. Ancak bu gibi yerleri işletenlerin ahlftkan dürüst kimseler olmasına dikkat edilecektir.
20 kişiye karşı satranç maçı
İstanbul Türk şatranç kulübü salonunda (Taksim Belediye gazinosu) 14 Ekim pazar günü Türkiye şatranç şampiyonu Y. mühendis Mübln Boysan tarafından 20 kişiye karşı birden oyun yapılacaktır. Şehrimiz şatranç meraklılarınca bugün sabırsızlıkla beklenmektedir.
Su sarfiyatının tahdidi
Şehirdeki uu sarflyattr.tn tahdidi işiyle Belediye meşgul olmağa başlamıştır. Belediye reis muavini B- R'-fal Yenal. Toprak Mahsulleri Ofisi müdürü He Ofis teşkilâtında ve değirmenlerde kullanılan suyun azaltılması hakkında görüşmüş, bu hususta alınması gerekil tedbirler tes-blt edilmiştir.
Bul garlar bizimle ticarî temas kurmak istiyorlar
Bulgaristan tacirleri öğrendiğimize göre memleketimiz tacirleriyle temas etmek üzere faaliyete geçmişlerdir. Bulgaristan diğer memleketlerle mev cut vaziyet dolayıslle ticari temaslara glrişemeylnce Türkiye İle temas imkânlarını araştırmağa başlamıştır.
Bu münasebetle bir Bulgar ticaret heyetinin de gelmesi muhtemeldir. Bulgaristan bizden bilhassa yiyecek maddeleri ve ham maddeler almak istemektedir.
Edebiyat fakültesi İngilizce seminerinin tercümesi cidden çok güzel Seyyal bir İfade sahneler boyunca akıp gidiyor. Sanatkârlar ölçülü hareketi lerie sahneyi canlandırmaya çalışıyorlar. Bu umumi aheng» uymıyan nokta: Piyesin güzel metninin biraz fa21a kesik kesik söylenmesidir. O derece kl bazan mânayı kavramak müşkülleşiyor. Ümldederlz kl ilk gece heyecandan İleri gelen bu küçük kusur bugün düzelmiştir bile. Bu arada duyduğumuz bazı telâffuzların düzelme kabiliyeti üzerinde mütereddidiz. Fakat ekseriyet bunu düzeltirse, gene mesele kalmaz.
Facia yirmi tablo olarak oynanıyor. Aslına mutabık olsa gerek. Ge-, ne aslına mutabık olduğu iddlaslyle Comödle Françalse’de oynanan tercüme yirmi üç sahne üzerine yazılmış. İki küçük sahnenin oynanmıya-blleceği kaydedildiğine gÖTe, yirmi bir sahne olarak hesabedersek gene olmuyor. Türkçe metin neşrolunduğu zaman bu fark elbette meydana çıkar. Acaba çok küçük sahneler hesaba katılmıyor mu? Semih» Sami'nin «Koryolanus» tercümesi ise yirmi dokuz sahne. Bunlon asliyle karşılaştırmak gerek.
Son söz olarak şehir Tiyatrosu Dram kısmına bu tempoda devam eden bir mevsim temenni ederim.
Selim NilrArf der çek
(1) Ingiliz edebiyatı seminerinin Fransızların Lâtince isim telâffuzuna uygun olarak kabul ettiği telâffuzu tşjrclhla ben da İlk yazımdaki gibi «Koriyolan» değil, «Koryolanus» diyorum. 8. N. G.
Anlamadığımız şeyler çok. Pek çok ama bazılarını hiç anlama, dığımız için şuracığa kaydede. lim, İşte biri;
Evinizdeki ampul — sevgili birer kalb gibi — yormamak, ömürlerini kısaltmamak için ne yapmak lâzımsa yapıyorsunuz. Bunlardan biri ebediyen söndü mü?.. Yüreğinize acısı çöküyor. Zira en şiddetli bir ampul buhranı içindeyiz,.
Lâkin yanan ampulünüzün kap karanlık bıraktığı odanızın penceresinden şöyle dışarıya bir göz atınız. Yahut akşam üstü elinizde elektrik faturasıle 'ampul aramağa çıkınız. Göreceğiniz manzara cidden tuhaftır. Meşe, lâ işte bir çalgılı gazino ki bütün cephesi ampul içinde. ışıl ışıl!... Hanendelerin isimleri, hem de ikişer İsimleri ile soy adları am. pililerle yazılmış Yüzlerce mini mini ışık kavanozu hanendenin üç ismini birden ilân ediyor. Derken bir kemaninin, bir udinin, bir kanuninin adı,,. Gazino sahibi bütün kadrosunu ampul, lerle yazmış!,.
Maamafih sizin bunları sey. retmeğe vaktiniz yoktur. Tek ampulü bulamadığınız takdirde karanlıkta kaldığınızın resmidir.
Bunun için ilerliyelim. işte tayyare piyango bayileri. Dük. kânın bir tarafından başlıyan ampuller yana süne, yana sone, sonuna kadar geliyor. Bu sefer o taraftan başlıyor, yana söne öbür uca gidiyor Ve küçük dükkân sanki tahtadan, tuğladan, çi. mentodan yapılmamış da ampul, den yapılmış gibi.,.
Bunu da geçelim. Bir resmi dairenin şubesinin şubesinin şu. besi!.. Cephe, .tuğladan değil, ampulden!..
Fakat sizin elinizde tek ampul yok!.
Ve karanlığın erkenden basttr-dığı sonbahar akşamında şıkır şıkır ampul ışıklan içinde elde faturanızla tek ampul arıyorsunuz!.
Halinizi bir yabancıya anlat, sanız size katiyen inanmaz etraf, ta yanıp sönen tulûat tiyatrolarının ( sinemaların, çalgılı kahvelerin, hanende İsimlerinin, resmî dairelerin cephelerine bakıp:
— Hayır... Bu şehirde ampul buhranı olduğuna 40 şahit ister., der....
Hele gazinocular, o kadar ampulü nerede bulurlar acaba? Ben kendi tecrübemle ampul buhranının yaşını çok iyi bilirim. 3 se. ne önce ampul aradığımı hatırlıyorum. Onların ellerindeki 4 senelik, bes senelik ampuller de. ğil her halde..
Bir de elimizde fener kara bor. savı arıyoruz.
Hikmet Feridun Es

Yağların tevzi ve satış şekli
Tarım «atış kooperatifile ticaret ofisi bu işle vazifelendirilecek
Zeytinyağı ve nebati yağların satış ve tevzi şekiller! etrafında Ticaret Bakanlığında, davet edilen müstahsil, tüccar ve Tarım satış mümessilleriyle toplantıya devam edilmektedir
Aldığımız malûmata göre, Bakanlık zeytinyağı ve nebati yağların satış ve tevziini tanzim etmek İçin Ticaret ofisiyle Tarım satış kooperatifleri birliğini vazifelendirmek tasavvıırun-dadır. Zeytinyağı işiyle münhasıran Tarım satış kooperatifleri’ meşgul olacak, Ofis ise bilhassa diğer nebati yağların İmal ve tevzii işini deruhde edecektir.
Bu arada yağ mevzuun un daha küçük parçalara ayrılarak muhtelit müesseselerlû vazifelendirilmesi d» muhtemeldir.
Kuruçeşme kömür depolarında İdarî tahkikat
Kömür tevzi müesseseslnln Kuruçeşme kömür deposundan verilen kömürlerde birer miktar eksiklik bulunduğu yazılmıştı.
Aldığımız malûmata göre, müessese, adil takibat ve tahkikattan başka depoda idari tahkikata da girişmiştir.
Diğer taraftan başka depoların kantarları tekrar sıkı bir muayeneye tabi tutulmuştur.
tianıte *
A g g A M
6 Ekim 1945

M
YENİ VAY1N
Haftanın notları
- Son atletizm organizas-yanu, 100 metre koşudaki yanlışlık
Yûian: Adil Giray
Tllrk atletizm federasyonunun senelik çalışma programına dahil (İstanbul enternasyonal müsabakaları) nın dördüncüsü geçen hafta Fener ■tadında yapıldı.
Altı harb yılından sonra atletlerimiz geçen hafta yabancı atletlerle İlk karşılaşmalarını yapmış oldular. Misafir atletlerin Ankaradakl müsa-bakalarlyle bu sene atletizm mevsimi kapanmış olacaktır.
Son müsabakalar bizim için her bakımdan çok istifaden oldu.Harbden bir İki sehe evvel tstanbulda yapılan son Balkan oyunlarında atletlerimizin aldıkları parlak neticeden «on ra bu sefer Amerikalı ve Yunanlı atletlerle yaptıkları müsabakalardaki derecelerini kıyas ederek bugünkü atletizm durumumuzu ölçmek fırsatını bulduk. Bu İncelemeyi başka yazımızda yapacağız.
Müsabakalardan sonra organizasyon hakkında yazılan yazıları okuduk. Umumiyetle değerli spor muharrirleri çok haklı olarak organizasyonun bozukluğu ve yüz metre koşuda yapılan büyük hatayı tenkil ettiler. Organizasyonu yapan komitede bulunmak Itlbarlle çok yerinde bulduğum bu tenkldleri okurken herkesten fazla acı duydum. Bu satırları yazmaktan maksadımız bu gibi organizasyonlarda. görülen ve hepimize acı gelen bozuklukları İnceleyerek d»rcie bir çare aramaktır.
Bizce en faydalı tenkid, bozukluğu, hatayı kayıt ve İşaret ederken onların izale çarelerini de belirtmektir. Bpdede gelelim: Umumiyetle mühim ■ayılan ve alâkayı toplayan atletizm ■organizasyonlarında müsabaka meydanı hakemler ve atletlerden fazla bir sürü İnsanla dolmaktadır. Dikkat edersek hakem veya müsabık olmadıkları halde sahada dolaşan bu kalabalığın içinde eski atletler, futbolcular ve hepimizin tanıdığı eski ve jenl sporcular bulunduğunu görürüz. Bu arkadaşlar tribünlerin boş bulunduğu zamanlarda bile yine sahada de’asmaktan zevk duyarlar.
İçlerinde vaktUe koşmuş, atlamış, şampyon olmuş değerli arkadaşlar da vardır kİ bu atletizm organizasyonunun ne demek olduğuna hepimiz kadar pek âlâ takdir ederler ve bilirler. Normal bir atletizm müsabakasında kendilerine hiç tesadüf edilmiyen bu arkadaşlar ancak fevkslâde organizasyonlarda ortada görünürler.
Diğer taraftan atletizmi onlar kadar seven, fakat daha düşünceli makul eski şampiyonlar müsabaka saatinden çok erken gelip tribündeki yerlerini almağı sportmenliğe yara-»nn bir hareket sayarlar. Onları sahaya davet etseniz dahi kabul etmezler.
Dünyanın her tarafında büyük stadlarda mühim organizasyonlarda yalna sporculara tahsis edilen özel tribünler vardır. Bu gibi stadlar 50.
Lig maçları yarın başlıyor
Haftanın mühim maçları Fenerbahçe -Beşitaş Galatasaray - Beykoz arasında yapılacak
İNGİLTERENİN TARİHİ Yazan: Sabık Kurmay önyüzbaşı Ihsan Yurdoğlu «İngilterenln Tarihi» İle telif «serler kıymetli bir kitap kazandı. Eser derin inceleme ve araştırmaya dayanmakta ve İngilterenin bugünkü mesut dereceye ulaşması sebepleri Hini esaslarla tahlil ve terkip usuller ile tetkik edilmektedir Eserde gençlik temiz İdeali ve hevesi; siyasiler, askerler, İktisatçılar, içtimaiyatçılar, hukukçular kendilerini İlgilendiren örnek mevzular bulabileceklerdir. İngiltere, Türklyenln tabii müttefikidir. Her İki millet yakın şarkta blrlblrlerlnln emniyetini tamamlamakta, menfaatleri aynı gaye ve emelde birleşmektedir. Dünyanın en eski demokrat milletinin tarihini okumak ve İncelemek, aynı yolda *ri adımlarla Hediyen Türk milletinin İdealine yaklaşması bakımından da ehemmiyetlidir. Eser herkesin anlıyablleceği güzel ve sade bir Üslûpla yazılmış, sona bir de sözlük (lügatçe) ilâve edilmiştir Okuyucularımıza tavsiye ederiz. Flatt: Mükemmel ciltli olarak 5 liradır. Satış yeri: İst. Ahmet Saidoğlu Kltabevl
Devlet madenleri ve Sümerbank işletmeleri için kanunlar
Hazırlanan kanuna göre Sümerbank’ın itibarı sermayesi 750 milyon liraya çıkarılacak
OLAY
60 bin seyirci alacak büyüklüktedir Ç«k »ki aydan beri muntazaman ça-Blzim mütevazı Fener stadında da- lışmaktadırlar.^Kupa ve diğer hususi
Lig maçları başlarken dört büyük kulübümüzün kaptanları
IMS - 1948 yılı lig maçlarına yarın 1 arasında yapılacaktır. Son kırmızılı-beş stadda ..irden başlanacaktır. Fe- lann son Fenerbahçe maçında gör-nerbahçe, Şeref. Galatasaray, Vefa düğümüz kadrosu İçin göz doldurdu-stadlanna İlâveten bu sene Bakır-köyde Barutgücû sahasında ikinci ktime maçlarının bir kısmı yapılacak, yeniden yaptırılmakta olan Haydarpaşa stadı da ikinci devrede maçlar İçin açılacaktır.
Futbol ajanlığı tarafından hazırlanan programa göre lig maçlarına geçen hafta başlanacaktı. Fakat şehrimize gelen Amerikan ve Yunan at-letlerile yapılacak olan enternasyonal atletizm müsabakaları için maçların tehir edilmesi umum müdürlükçe karar altına alındığından karşılaşmalar yapılmamıştır. Bu arada geçen hafta maçlarının liglerin sonuna tehir edilmediği yalnız başlama tarihinin bir hafta geriye alındığı anlaşılmıştır
Yeni programa göre bu sene birinci küme iki grup halinde karşılaşacak ve dört stadda iki maç oynatmak üzere 8 blnrlcl küme maçı yapılacaktır .Buna nazaran yarın Fenerbahçe «tadında Demlrsopr - Anadolu. t«-tanbulspor - Beyoğlu, Galatasaray stadında Kasımpaşa - Sarıyer, Galatasaray - Beykoz, Şeref stadında Hisar - Taş kızak, Beşiktaş - Fenerbahçe. Vefa stadında Elektrlk-Raml, Vefa - Süleymanive maçları vardır.
Beşiktaş - Fenerbahçe
Şeref stadında saat 18 da yeni mevsim lig maçlarının en mühimlerinden birisi olan Beşiktaş - Fenerbahçe karşılaşması yapılacaktır. Lig şampyonluğu mevzuu bahis olan bu İki baş kulübümüzün hemen İlk haftada karşılaşması İyi bir tesadüf olmamakla beraber bir bakımdan da alacakları neticeye göre bundan sonraki maçlarda vaziyetlerini Ayarlamaya yarayacağı cihetle pek de fena bir tesadüf dlyemiyeceğlz.
Her iki kulüp aşağı yukarı bir bu-
ğu iddia edilemez. Takımın İki açık ve iki yan haf oyuncusu tamamlle aksamaktadır Bu mevkilerin ellerinde mevcut eski elemanların sakatlığı geçtiği takdirde derhal takviye edileceği şüphesizdir. Fakat lig maçları başladığı cihetle bu elemanların bilhassa Farukla, Salimin sakatlıklarının daha bir müddet devam edeceği söylenmektedir kİ bu takdirde Galatasaray takımının bu senekl liglerde çok zorluk çekeceğini kabul etmek lâzımdır. Yarınki rakipleri Beykoz'un öıedenberl Galatasaray karşısında muvaffakiyetli maçlar çıkarmakla İştihar ettiğini de göz önünde tutarsak karşılaşmanın ehemmiyeti kendili? ğlnden meydana çıkar. Bu arada takımda oynayan futbolcuların da meşhuru âlem olan sarı kırmızı enerjisin' göstererek bu eksiklikleri kapatmaya çalışmaları kendilerine düşen birinci vazife olarak görmekteyiz. Beykozlulann senelerdenberi devam edegelmekte bulunan su sporları muvaffakiyetlerine ilâveten son zamanlarda futbol ve basketbolün de katıldığını memnuniyetle kaydedebiliriz Bilhassa futbolda geçen sene İstanbul dördüncüsü olarak girdikleri Maarif mükâfatı maçlarında ümidin fevkinde bir varlık gösterdiler. Bu sene de aynı muvaffakiyeti enerji İle idame ettirdikleri takdirde iyi bir derece alacakları şüphesizdir.
$AZ/ Tez carı
TEŞEKKÜR
Ölümü ailelerimizi ve bütün sevenleri «onsuz elem ve kedere duçar etmiş olan Kocaeli Milletvekili SALÂH YARGIYlUl cenaze merasiminde bulunmak, mektup ve telgrafla taziy etler İni bildirmek, çelenk göndermek suretiyle merhuma ve ailelerimize karşı sevgi ve bağlılıklarını göstermiş ve büyük acımızı paylaşmak lûtfünde bulunmuş olan sayın zevata derin minnet ve teşekkürlerimizin İblâğına gazetenizin tavassutunu rica ederiz. I
Yargı, Taner, Baruer aileleri.
Ekonomi Bakanlığı devlet maden işletmeleri ve SOmerbankın bu İşletmeleri desteklemek üzere alacağı yeni şekil etrafında iki kanun tasarısı hazırlanmıştır.
Hazırlanan kanun tasarılarından biri devlet enstitüleri v« maden İşletmeleri teşekkülleri hakkın dafcl tasarıdır. Bu tasarı esaslarına göre Ekonomi Bakanlığına bağlı olarak yürütülmesi karar altına alman her türlü endüstri ve maden İşletmeleri sermayeleri Sümerbank tarafından verilmek üzere kurulacak ve tüzel kişili blerr teşekkül tarafından yürütülecektir.
Bu teşekkülleri Bakanlar kurulu kurabilecek, bunların birleştirilmesi, ayrılması, ortakları ve sair hususlar da Bakanlar kurulu kararlyle yapılabilecektir.
Bu teşekküller bir başkan ve genel müdilr de dahil olduğu halde dört üyeden mürekkep bir meclis tarafından idare olunacaktır.
Teşekküllerin kuracakları fabrikalar ve İşletmeler, yapacakları genişlemeler vc diğer değişiklikler iş programlarında gösterilecektir.
Teşekküller muhtaç oldukları kredileri Sümerbanktan alacaklardır Sümerbankm muvafakati olmadan gerçek ve tüzel kişilerden borç para al anuy uçaklar ve aynı zamanda bunlara para veremlyeceklerdir.
Bu kanuna tabi teşekküllerin İştigal mevzularına giren İşler İçin lüzumlu olduğu kadar Ekonomi Bakanlığınca lüzum gösterilen binalı ve binasız gayri menkul mallardan Özel kişilere alt olanlar menafll umumiye kararlyle kam ulaştırılacaklardır.
İkinci kanun tasarısı İse Sümer -banka aittir. Bu tasan esaslarına göre devlet endüstri ve maden teşekküllerinin kurulma ve işletme ser-
mayilerinin, dağıtılması ve tahsisi İşlerini düzenlemek ve bu teşekküllerin muhtaç oldukları kredileri vermek üzere Süm*rbank genişletilecektir.
Sümerbanlun 750 milyon Liralık itibar! bir sermayesi olacak ve bu sermayeye halihazırdaki Sümerbanktan alacağı sermaye İle Elibanktan alacağı s^rm'ive’er, devletçe verilecek borçlar, hazine elindeki hususi banka .hisse senetleri katılacaktır.
Mal! kaynakları arttırmag için bankalardan eşitli krediler sağlamak, hisse senetleri ve tahviller portföyü karşılığında krediler bulmak, tahviller, bonolar çıkarmak salâhiyetini de haiz olacaktır
Sümerbank «cari tasarruf ve mevduatı keza resmi mevduatı kabul edebilecek ve eşit kefalet ve teminat mektubu verebilecektir
Sümrbank devlet müesseseler! teşekkülleriyle her resmî İç ve kredi muameleleri yapabilecektir.
Ayrıca yaptığı İşlerin emniyeti
İlgili her nevi sigorta muameleleri yapacak v(- kendine tabi teşekkü'ie-rin faaliyetini inkişaf ettirici türlü tedbirleri alacaktır
Bu kanun yürürlüğe girince merbank yen{ teşkil âtiyle faaliyete geçecektir.
Bunu müteakip Sümerbank, Sümer İşletme teşekkülleri, Etlbank te Eti İşletme teşekküller! unvanlarlyle ve mevcut teşRHâtivle çalışacaklardır
ve dış
lif
her
Sü-
Nüfus sayımına niçin ehemmiyet veriyoruz? Sadece kudret ve kuvvetimizin derecesini zaman zaman ölçmek ve her türlü tedbirlerimizi ona göre almak için
BUGÜN
TAKSİM Sinemasında
KADERİN OYUNCAĞI
HUHIHtHt


maçlar dolayıslle oyuncularının kudretini hesaplamışlar ve takımların-dekl lâzım gelen değişiklikler üzerinde bir kanaat edinmişlerdir, Yarınki maçın ehemmiyetini ve şampiyonada oynıyacağı rolü düşünerek en kuvvetli kadrolarlle sahaya çıkacakları tabiidir. Ve bu maç dolayıslle gerek Be-şlktaşın ve gerkese Fenerbahçenin yeni mevsimde nasıl bir kadro İle oynayacağı kati olarak anlaşılmış olacaktır.
Tahminimize göre Fenerbahçe: Cihat - Murat, Numan - Salâhaddln, Halil, Ömer, Erol. Naci, Adnan, Sa-mlm, Halit. Beşiktaş: Ethem - Yavuz, Fethi - Hüseyin, Ömer, Faruk -Vecdi. Hakkı, Kemal, Şeref, şükrü şeklinde çıkacaktır. Fenerbahçeliler müdafi Ahm?dln lisans işini henüz halledemediklerinden bu mevsim kendisinden istifade edecekleri şüphelidir.
Takımın diğer hatlarında bir değişiklik olacağını zannetmiyoruz. Bütün elemanlar Sarı lftclvertlllerin ananevi İnce oyununu tatbik etmeğe çalışmakta ve bunda da kısmen muvaffak olmaktadır. Buna mukabil Beşiktaş’ın bilhassa müdafaa hattında esaslı bir değişiklik yapılacağını umuyoruz. Hırlstonun askerliği dolayıslle Ankarada bulunduğundan bu mevsim oynamıyacağı söylenmektedir. Bu vaziyete göre Yavuz’un yanında genç ve enerjik oyuncularından Fethl'nln oynaması kuvvetle muhtemeldir .Diğer bir İhtimal de hat Hüseyinl müdafi oynatmak ve ondan boşalan haf hattında sol açık Faruk'a yer vermek vardır. Bu vaziyette Bağ biat mevkiinde de yeni btr oyuncu oynatacaklardır. Bütün bu değişiklikler ancak yarınki maçta belli olacaktır Şunu da kaydedelim kİ Be-şlktaşın hücıım hattı Şükrünün de İltihakı İle Türklyenin en kuvvetli hücum hattı haline gelmiştir. Müdafaa hallarını da bu hücum hattına lâyık oturaklı bir hale getirdikleri takdirde siyah beyazlıları mağlûbe-dehllmek cidden güç olacaktır.
Galatasaray - Beykoz
Haftanın İkinci derecede .mühim karşılaşması Galatasaray stadında
vetll sporcular İçin böyle bir tribün ayrılmasına imkân yoktur. Onun için eski sporcu ve şampiyonların hzlk arasına katılarak .müsabakaları seyir ve takibetmelerl zaruridir. Sahayı dolduran diğer grup da alâkadar yabancı atletlerin misafirleri 11e yabancı milletlere mensup resmi mümessiller ve erkânıdır. Enternasyonal olduğu İlân edilen bir organizasyonda başta gelen davetliler bu grup değil midir?
Tribünlerde kendilerine ayrılan yerlerin başkaları tarafından İşgal edilmesi üzerine bu davetliler müsabaka sahasına İnmek mecburiyetinde kalıyorlar. İleride yapacağımız organizasyonlarda bu işi daha ciddi olarak göz önünde bulundurmak mecburiyetindeyiz.
Fener stadında yapılacak bu gibi mühim organizasyonlarda İşin selâmeti bakımından Fenerbahçe İdare heyeti ile Tertip komitesinin tam bir işbirliği yapması çok şayanı arzudur Bu suretle intizam temini muhakkak daha çok kolaylaşır.
Yüz metre koşudaki hataya gelince: Fener stadındaki pistin tanzim tarihinden beri bütün koşular İçin tespit edilmiş bir varış hattı mevcuttur Normal olarak bütün koşuların sonu bu halta tamamlanır. Yalnız bir İstisnası vardır: 110 metre manialı koşu Bu koşunun varış hattı da diğer koşuların yarış hattından (16ı metre İleridedir. Son enternasyonal müsabakalar İçin pist yeniden tanzim edilirken 110 metre manialı koşunun da diğer kuşular gibi aynı hatta sona erdirilmesi düşünülmüştür Yeniden yapılan tadilâtla varış halı (101 metre uzatılırken senelerden beri değlşmlyen (100) metre çıkış hattı da bu yüzden 10 metre İleriye alınmıştır
Maalesef müsabaka günü senelerin verdiği alışmanın teslrlle yüz metre koşu eski çıkış yerinden yapılmıştır Bu suretle (100) metre koşan atletler (l'“ metre fazla koşmuşlardır.
Ti mütalâayı, yapılan hatayı ma-Zurt gösterm-.’ı İçin değil, hâdiseyi hikâye İçin yazıyoruz Yarınki organizasyonlarda dalın dikkatli olmamız . İçin bu hatayı dalma hatırımızda tu-1 saat 16 da Gaitıinsaray İle Beykoz Ulun. .....
Millî eğitim maçlarına İstanbuldan iki takım girecek
İstanbuldan dört, Ankara ve İzmlr-den İkişer olmak üzere 8 takım arasında yapılmakta olan eski milli küme yeni Milli Eğitim mükâfatı maçlarının tertibinde futbol federasyonu tarafından bu seneden İtibaren mâ-hlm bir değişiklik yapılmış ve bölgelerin müsavi şartlar altında maçlara katılması prensip olarak kabul edilerek bundan sonra her bölgeden "el takımın maçlara iştiraki tekarrür etmiştir.
Yeni tasarıya göre Ankara, İstanbul, İzmir bölgelerinde Jlg maçların , da birinciden dördüncüye kadar derece alan takımlar ligleri müteakip İki devreli müsabaka usulünde kar-' şılaşacaklar, üçüncü ve dördüncü olan takımlar tasfiye edilerek birinciliği ve ikinciliği kazanan takımlar deplâsman ve mahalli müsabakalar için MIHI Eğitim mükâfatı maçlarına katılacaklardır. Buna nazaran kuru-luşundanberi dört takımla maçlara iştirak eden İstanbul kulüpleri bu seneden İtibaren Ankara ve İzmir gibi iki takımla müsabakalara girecektir.
VEFAT
Emekli Dr. albay BahaettJn İzgl eşi ve Güzel sanatlar akademisi mimari şubesi son sınıf talebesinden Utarit İzğiVıln annesi:
BEDRİYE İZ G İ
4/10/945 perşembe günü vefat etmiş ve 5/10/945 cuma günil aile kabristanına defnedilmiştir. Elemli ailesine uzun ömürler dileriz.
Bu akşam saat 20,30 da
DRAM KISMI KORİOLANtIS
KOMEDİ KISMİ
H 0 F E T T t Ş
Pazar günleri 15,30 da matine
.. ...........
ATATÜRKLE


Türkçe sözlü ve şarkılı, mevsimin en acıklı fr s eü ve sonuncu hafta
■MHİ Matineler 10,30 da başlar
f'
f
BUGÜN
MELEK
Sinemasında
JEAN GRAKVFORD Fred Mac Murray.Basil Ratbon» tarafından nefis bir surette yaratılan L 0
Şaheseri takdim edilecektir.
AŞK,.. HEYECAN ve muazzam sahnelerle dolu nefis ve mükemmel bir film
MaaM^H Numaralı yerlerinizi aldırınız.

■ ■■ BUĞUN —
SÜMER SİNEMASINDA
RÜYA ve HAKİKAT
(Flesh and Fantasy)
CHARLES BOYER — BARBARA STANVİK EDWARD G. ROBtNSON — BETTY FİELD
Aşk — Dram — Macera — Korku ve heyecan
ir Sllloymanlye Gençlik kulübünden: Kulübümüzün senelik âdi kongresi 6/10/945 cumartesi günü snat 18 da toplanacağından kayıtlı âzamim hazır bulunmaları rica olunur.
Hatırasını
derecede
asla unutamıyacağıniz muazzam ve müthiş bir şaheser
UĞRUNDA GÖZE
Galatasaray boks müsabakaları
Galatasaray kulübü boks kaptanlığı tarafından tertibedllen boks müsabakaları bu akşam saat 21 de kulüp lokalinde yapılacaktır? Tesblt edien programda bilhassa Abdullah Tomba İle Kasımpaşadan Halil’in 8 Tavund-luk maçlarının bulunması boks meraklılarını bir hayli tatmin edeces mahiyettedir. Bu müsabakadan ayrı olarak yapılacak karşılaşmalarda boksörlerin birbirine uygun olanlar arasında seçilmesi maçlara ayrı bir hususiyet vermektedir. Halil - Erol, Yorgo - Garbis. Adnan - Tayyar. Vural - Tahsin, ağır sıklette Şahan He Şükrünün döğüşmelerl ayrı, ayrı zevkle taklbedllecek maçlardır.
★ Beşiktaş Gençlik kulübünden:
7. X. 045 pazar günü Şeref «tadında yapılacak Beşiktaş - Fenerbahçe maçına ait biletler:
1 — Beyoğlu, Tünel meydanı öz-mandra'da,
2 — Yeni postahane caddesi Yün-lpek'te,
3 — Beşiktaş, Bokonl Vakum benzin deposunda satılmak tadır.
15 yülık hayatımızın ve şahsiyetlerin talihi t« tenkidi.
Yazan:
AHMET HAMDI BAŞAR Büyük Kitapçılarda arayınız. Fiat!: 200 kuruş
---------------------t
Haftanın maçları
FENER BTADI :
Bant 12 de Hilâl - Doğu, 14 de Demlrspor - Anadolu, 14 da İst. Spor - Beyoğlu.
GALATASARAY STADI 1
Saat 10 da Emniyet - Denlzgü-cü, 12 de Taksim - Galata, 14 da Kasımpaşa - Sarıyer, 16 da Galatasaray - Beykoz.
ŞEREF BTADI :
Saat 10 da Beylerbeyi - Boğaziçi, 12 de Ortaköy - Hasköy, 14 de AnadolUhlsan - Taştazuk, 16 da Fenerbahçe - Beşiktaş
VEFA BTADI :
Saat 10 da Davutp&şa - Toptu pı. 12 de Alemdar - Eyüp, 14 de Rami - Elektrik, 16 da 8ûley-monlyo - Vefa.
BARUTGÜCÜ SAHASI :
Saat 12 de Haliç - Barutgflcü. 14 de Sümerapor - Defterdar, 18 da Unkapam - istiklâl.
.

. -----------
[-BUGÜN SARAY SİNEMASINDA'
Jullen Duvivier tarafından sucuda getirilip CHARLES BOYER tarafından takdim edilen ve MİCHELLF. MORGAN — RAİ MU
SUZY PRİM ve LOUİS JOUVET tarafından fevkalâde bir tarzda yaratılan VATAN K A L B i
Mevsimin İlk transız «öper filmini mutlaka görünüz.
I İlâveten: Son dünya havadisleri, BEŞLERİN KONFERANSI
Bugün İPEK
SİNEMASINDA
KAHRAMAN BİR MİLLET,,, VATAN alınan fedakârlıkları Yapılan «ulûm ve işkenceleri gösteren " eşsiz BİR FİLİM
AY BATARKEN
Baş rollerde:
CTDRÎC HARDWİCKff — Henry Travers — Margaret Wycherly
N tımar alı koltuklar erkenden «atılır.
Çok Mvdlğlmis büyük yıldızlar
KRROL FLYNN — BRENDA MARSHALL — TURHAN BJSY'ln Bu «e ne kİ İlk filmleri KARANLIKTA İZLER «Pootsteps İn the Dark»
DİKKAT: Her mum numaralı yerlerinizi 48575 den A R SİNEMASINDA
telefonla kapatabilirsiniz

^AskeHok bahnsOeıröj
Yeni devrin yeni silâhları neler olacak?
Bundan sonra saha füzeli mermi veya bombalarındır. ilk değişikliği de burada göreceğiz
WaU’ın tencereli buhar devrinin nasıl en İptidai bir vasıtası idiyse, çimdi göklere çıkardığımız atom bombası da «atom enerjisi» devrinin e kadar ipUdal bir silâhıdır. Ftlhaklica bir şehri bir patlayışta yokeden biri bombayı, hiç de emin olmıyan bir tayyarenin İçerisine koyup bu şehrini üzerine göndermek pek de sağlam biri şey sayılamaz. Sağlam ve emin olan şekil, bu bombayı veya mermiyi çok uşaklardan ve kendisini İten müstakil bir kuvvetle hedefin ttzelrne göndermektir.
Atom enerjisi nazari olarak bu işi kolaylıkla başarabileceğine göre ilk ağızda tatbikatına girişilecek mesele de budur. Yani atom bombasını tayyareye hacet kalmadan hedefin üzerine göndermek.
Huş bu iş nazariyat sahasını çoktan aşmış, tatbikat sahasında hayli yol almıştır. O derecede kİ; İkinci dünya harbinde Lop (İranın yarısı rakı tll veya füzeli (=fusee) dediğimiz bu silâhlarla altüst edilmiş, karada, denizde ve havada, hattâ en ufak piyade birlikleri içerisinde füze veya raketlerle atılan silâhlar revaç bulmuş ve genişlemiştir.
Daha bugünden bu çeşit silâhlar, dolayısiyic topçu sınıfının gelecekte-' kİ durumunun ne olması gerektiği sorulmaya başlamıştır. Topçu bundan sonra da gene namlular vasıta-dyle atılan mermileri^ mİ İşini göre-eek, yoksa füzeli silâhlarla ve mermilerini çok uzaklara, atom enerjisinin tatbikinden sonra, hattâ Okyanuslar etesine kadar gönderecek silâhlarla mı rolünü ifa edecektir?
Daha bugünden soleyeblilri? kİ; namlulu topçu artık yalnız tâblye. yakın muharebe sahasında İş gören bLr sınıf haline gelmiştir. Namlunun hedefe isabet ettirmedeki sıhhatine karşılık menzilinin kısa olması, aşınmasının fazla bulunması, nihayet silâhın çok ağır olması gibi mahzurları da vardır.
Namlulu top ile füzeli mermi veya bomba arasındaki en bâriz larkı birinci dünya harbinde Parlsl döven uzun menzilli Alman toplyta ikinci dünya harbinde Londrayı harabeden V-2 silâhı arasında buluruz.
Parlsl dös'en «Şişman - Berta) ntn mermisini 150 kilometre kadar öteye ulaştırması İçin yüz tondan daha ağır bir namlusu vardı ve her mermi bu namluyu yarım milimetre kadar aşındırıp gidiyordu. O derecede kİ zaman zaman mermilerin çapını değiştirmek zarureti hasıl olmuş ve tek bir namlu İle de 40 - 50 mermiden fal* atmanın İsabet İhtimalini çok azalttığı anlaşılmıştır.
Halbuki tüzeli olan V-2 silâhı atış İçin yalnız bir «yöneltme kovanı» istiyordu ve bu kovanla blnlereest gön-derileblUyordu. Kaldı kİ menzili de füzeye konacak infilâk maddesiyle ayarlanıyor ve her halde namlu İle atışın birkaç mislin e çıkarılabiliyordu.
Paris* atılan birkaç mermi fle Londrayı altüst eden bombalann tahrip kudreti bu M tar2 arasındaki
Yazan:
i M. Şevki Yazman
I farkı gösterir. Fiizell silâhların birçok bakımdan üstünlükleri artık münakaşa götüremez.
I Meselâ İngiliz ve Amerikan tayyarelerinin attığı raketleri düşünelim: Bir tayyare için her atış: mutlaka hedefin tam tepesine giderek yapmak. yani bombasını bırakmak biç de lâtif bir şey değildir. Tayyuıeci mermilerini hedefin üstüne varmadan, yandan da göndermek İster. Bu takdirde ya top ve yahut raket kullanmak mecburiyetindedir, tnglı llz ve Amerikalılar tablattyte raketi tercih etmişlerdir.
Çünkü bugün Inglllzlerin attığı 40 kilo ağırlığındaki raketll mermi veya bombalan top vasi t asiyle atmaya kalkışsak, tayyareye en az 15 santimetre çapında bir top yerleştirmek lcabeder kİ bunun da yalnız namlu ve irca’ tertibatı en az İki tondur, Halbuki tayyarelerde bu raketlere istikamet vermeye yarayan rayların ağırlığı nihayet 50 - 50 kiloyu pek geçmez. Görülüyor ki burada da topla, raket arasında tatbikat bakımından raketin lehine Rıyasla-nanuyacak farklar vardır. -
piyadeye gelelim: Bugün piyadenin en müessir tâblye silâhı olan Brand havanları bir nevi fiizelı silâhtır. Yerine göre yedi buçuk santimetrelik sahra toplarının tesirini gösteren bu mermilerin atılmasına yarayan namluların ağırlığı, bir sahra topunun onda biri kadar değildir. Keza piyadenin elinde tankını tah-rlbetmek İçin en müessir vasıta olan Bazookalann atılmasına yarayan ve bir piyade eri tarafından kullanılan namlular 20 - 30 kilogram ağırlığında dır. Bunu topla atmak İsteseydik topun ağırlığı 500 - 600 kilodan az olamazdı.
Bu misallerden görüülyor kİ haddizatında daha bugünden bildiğimiz namlulu silâh ve topun aleyhinde ve füzeli, yahut raketll silâhın lehinde esaslı bir gelişme vardır. Muharebe uzaklara intikal ettikçe ve mermileri gönderen enerji büyüdükçe namlunun ortadan kalkacağı, mermilerin müstakillen ve kendilerini hava dahilinde Deri süren füzelerle hedeflerine doğru gönderileceği gittikçe daha katiyeti» meydana çıkmaktadır. Hele sonsuz olan atom enerjisi İçin bu tarz İdeal bir şekildir. Bu usulde tayyarelerin bile yalnız keşif ve gözetleme vasıtası olarak kalması, tahrip edici, bomba taşıyıcı olmaktan çıkmaları ve bu külfetten kurtulmaları mümkündür. Esasen bundan sonra tahrip »dilecek sahalar dar cephe parçalan ve hattâ şehir salahları olmaktan ziyade geniş memleket alanlan olduğun» göre bu İşe taşıma kuİreri ne d» olsa mahdut olan tayyarenin katılmateve koşulmak btenemlyeceğlne hükmedebiliriz. Bundan aonr* «aha, tüzeli mermi veya bombalarındır, tik değişikliği de burada göreceğiz.
Amerikanın tanınmış tüccar ve işçi liderlerinden dördü harb sonrası iktisadi mevzuları Başkan Truman ile görüştükten sotıra Beyaz saraydan çıkıyor
İMSAN-HAYAT
19 uncu fasikülü çıktı
Kâğıt.sizlik yüzünden maalesef neşrine ara verilmiş otan bu büyük eser her 15 günde bir 28 sahlfeUk faslküller halinde yeniden satışa çıkarılmıştır. Her faslkiil 25 kuruştur.
İNSAN ve HAYAT’ın 1. cildi 16 inci faslkuld» tamamlanmıştır. Bu mükemmel ciltli muazzam eserin fiyatı 6 Hradır.
Çıkaran; TÜRKİYE Yayınevi İstanbul
TANILADIĞIMIZ MFŞHURI AR •.
Murat beyi öldürmeğe memur edilen kadın..
Mısırdaki genç ve güzel kadın hakkmdaki rapor: “Dikkat ediniz... Sizi öldürmek istiyor,,
------------■ - - — — ---r ■ ■ a - -
' Mithat paşanın konağında iki grup — Şirvani zade.. — Mizan kapatıl- , diktan sonra — Mısır'a kaçış — Genç ve güzel bir kadın — Postadan ) ı çıkan bir kadın fotoğrafı — Fransızca mektup — Zenci uşağın getirdiği 1 davetiye — Pencereleri kapalı salon — Köşede yanan buhurdan — Bir \ dünya güzeli içeri giriyor — «Yine beklerim!.» — «Dikkat!. :
Sizi öldürecekler..»
Mithat paşamn Tavşantaşın. dakl konağına gelen ve sonradan memleketin en büyük şöhretlerini teşkil eden gençler arasında Murat beyi de görüyoruz. Rus. çayı, Fransızcayı hemen hemen ana dili gibi bilen bu genci Mit. hat paşa o meşhur'İstidat keş. fetme hassasile derhal tutmuştu.
Esasen Mithat paşanın nez. dinde Namık Kemal ve Ziya pa. şa. Ebüzziya Tevfik ayn bir grup, Hamdl bey [müze müdürü] Murat bey de başka bir grup halindeydiler. Bu İkinciler uzun seneler garp mekteplerinde oku. muşlar, iyi dil bilen kimselerdi,
Murat beyi, Mithat paşa ka. dar, belki ondan daha fazla Şirvan! zade Rüştü paşa sever ye tutardı. Bu suretle Murat beyin genç yaşında sadaret mühürdar-lığma getirildiğini görüyoruz.
Mısırdaki günler..
Bir çok yerlerde yazıldığı gibi Abdülhaımit «Mizan» gazetesini kapattırdıktan sonra Murat bey doğrudan doğruya ve hemen Paris’e kaçmış değildir. Evvelâ Mısır’a gitmiş, hattâ orada esra. rı hâlâ çözülmiyen bir şekilde Öldürülmek lstenllmşitir,
Murat beyi öldürmeğe de son derecede güzel bir genç kadın memur edilmişti.
Bu hâdiseyi Murat, beyin kıza Saffet hanımdan dinlediğim gibi yazacağım:
İstanbuldan Mısır’a gittikten sonra Murat bey Kahlrede bü. yük bir saygı ve sevgi gördü. Hattâ Mısırda memuriyet kabu. lü İçin kendisine teklifler yapıl, dı. ikametine yer gösterildi. Lâkin Murat beyin en mühim mü. cadele seneleriydi. Bunların hiç birine yanaşmadı. Kimse ile de temas etmiyordu,
îşte bu sıralarda bir gün posta 11e büyük bir zarf aldı. Bunu açtığı zaman içinden bir mek. tup bir de resim çıktı.
Mektup Fransızca yazılmıştı. Fotoğraf İse göz kamaştırıcı de. recede güzel bir kadının resmiy. dİ. Fransızca mektupta aşağı yukarı şu tarzda şeyler yazmaktaydı:
«Sizin, memleketiniz İçin çalışan ateşli bir muharrir olduğu, nuzu biliyorum. Mücadelelerinize de yabancı değilim. Mısır'a hoş geldiniz. Burada bizim bir münevver muhitimiz, bir münevver salonumuz var. Orada dün. yanın her tarafından gelmiş mücadeleci fikir adamlarına, sa. natkârlara rasl amanız mümkündür. Sizinle tanışmağı son derecede arzu etmekteyim. Şimdilik bir fotoğrafımsa göndermenizi rica ederim. Ve bir hâtıra olsun diye kendi fotoğrafımı da takdim ediyorum,,,»
Murat bey bu mektuba pek şaşmakla beraber imzayı okuyunca büsbütün hayret etti. Çünkü mektup gayet asil bir kadından gelmekteydi. Bu bir Şarjdı prensesti. Fotoğraf İse hayran olunacak kadar güzeldi. Mektupta açık adres de vardı.
Bir kaç gün bunun hayreti içinde geçti. Bir hafta sonra ay. nı yası İle bir mektup daha Hem bu seferki posta ile değil de bir zenci İle getirilmişti
Mektup sahibi genç Kadın Murat beyi kendi münevver mu-hltlle tanıştırmak üzere villâsı, na davet ediyordu.
Bu nazik davete «hayır!» demek, yahut cevap vermemek ka. bil değildi. Murat bey mektupta tâyin edilen günde kalktı, Fren, sesin villâsına gitti.
Burası muhteşem bLr yerdi,
Kendisini bir salona aldılar. Pencereler şıkı sıkj kapalıydı. Ve kimseler yoktu.
Murat bey köşede bir buhur, danlık içinde bir tütsü yanmakta olduğunu gördü... Bir kenara oturdu. Heyecanla ve merakla beklemeğe başladı.
Fakat yarım saat geçtiği halde salona kimse gelmedi.
Güzel bir kadın..
Sinema romanlarını andıran bu zehirlenme hâdisesi aynen şöyle devam ediyordu
Üç çeyrek saat geçtiği halde kimse görünmemişti. Murat beyin son derecede başı ağrımağa başlamıştı. Şakakları zonklu. yordu.
Nihayet bîr aralık içeriye siyah bir uşak girdi. Ve bütün pencereleri birer birer açtı. Temiz ha. va Murat beyi biraz kendine ge. tirir gibi olmuştu.
îşte bu sırada kapı açıldı. Bil. hassa gözleri pek güzel olan, genç bir kadın odaya girdi, İlerledi, Bir AvrupalI kadın tavrile Murat beye elini uzattı. îşte bu, Türkiyeli muharrire mektup ya. zan prensesti. Sonra Murat be. ye çok yakın oturdu:
— Sizinle ne zamandan beri tanışmak istiyordum!,, dedi.
Çok neşeli ve mülteflt görünü, yordu Murat beye sigara ikram etti.
U2un uzun dereden tepeden, İstanbuldan, kadınlardan, er. keklerden, her şeyden bahsetti, ler. Pek ahbap olmuşlardı. Hakikaten gayet cana yakın bir kadındı. Ayrılırlarken:
— Yine beklerim... Hem arası uzamadan... Ne zaman gelebl. lirsiniz?., dedi.
Murat bey üç gün sonrasını söyledi. Genç prenses bunu iki gün sonraya indirdi..
Hâdise hakikaten bir roman mevzuunu andıracak şekilde ilerliyordu. İki gün sonra Murat bey yine yeni ahbabını ziyarete gitti. Aynı salona alındı.
Murat bey bu sefer de pençe, relerin hepsinin kapalı ve köşe, deki buhurdanlığın tütmekte ol. duğunu gördü.
Beklemeğe başladı. Bir çeyrek, yanm saat, kırk beş dakika! „ Geçen defakl aynı baş ağrısı. Şakaklarda aynı zonklamalar!,.
Nihayet kara renkli uşak geldi. Birer bire camlan açtı. Salonun havası değiştikten sonra genç kadın kapıdan içeri girdi.
özür diliyordu:
— Affedersiniz... Bizi beklet, tim. Fakat kıymet verdiğim mî. safirlerin yanına gelişi güzel çık. öüftk İstemem... Malûm ya., ka. dmlann hazırlıkları da pek öyle {abuk çabuk ve kolay kolay da bitmezi..
Dünyanın en büyük teleskopu
«Assocated Press* İn geçenlerde Callfomla Pasadenadan bildirdiğine göre, califomla Teknoloji Enstitüsünün 500 santimetrelik teleskopu. 1947 yılında İşlemeğe başlayacaktır. Dev teleskep projesi üzerinde çalışmalara 1928 yılında başlanmış, fakat harb dolayıslyle bu iş tatil edilmiştir. Bu yılın kasım ayında çalışmalara tekrar başlanacaktır. Teleskop 6.000.000 dolara malolncaktır
Henüz yapunıamşı oıan en mühim İşlerden biri muazzam cam dlsk'l bir parapolold «mücessem kat’ımükâlij» haline getirmektir. Bu suretle Ortadaki kavis tam bir kürenin kavsine nazaran derine doğru bir santimetrenin birkaç binde biri nispetinde meyledecektir. En son sor; dakik İş İse, hususi şeklide mantarla kaplanmış hiç tozsuz bir astrofizik lâbora-tuvarında. devreden bir âletle yapılacaktır.
California’nın San Diego kısmında Mount Palomar üzerinde bina edilen rasat binası Ue dağın zirvesine kadar uzanan 19 kilometrelik yolun inşası tamamlanmış ve teleskopun makine kısmına ait olan âlâtlarm yüzde doksan beşi de imnl edilmiştir.
Umumi düşünüşün aksine olarak, teleskopun büyültme kudreti mahduttur. Nispeten yakın olan ay ye seyare gibi cisimlerin sırrını meydana çıkartmayıp ışığı, muazzam surette temerküz ettirebilme kudreti sayesinde araştırıcıların gökteki uzak cisimleri görmelerini mümkün kıla-caJrtır.
Bu teleskoplu tennln sureti maîı-susada keşfetmek Isteldğl kâinatın genişleyip genişlemedlğidir. Genişleme teorisi şu probleme dayanmaktadır: Acaba nispeten birbirlerine yakın bir mesafede bulunan milyonlarca yıldız sistemi vuku bulan bir İnfilâk hâdisesinden sonra hakikaten dışarı doğru mu dönmeğe başlar yoksa bu neticenin diğer bir surette meselâ çok muhtemel olarak ışığın boşlukta seyrettiği muazzam mesafeyle bir münasebeti olduğuna mı hamletmek lâzımdır.
Teleskop tamamen hazırlandıktan sonra Mount Palomar'ın zirvesine nakledilerek mevkiine yerleştirilecektir
Bundan sonra, dev cüsseli camın yeni yıldı* dünyalarını meydana çıkartabilmesi İçin aylarca tanzim edilmesi lâzımdır.
Teleskopun tübü 6 metre kutrunda, 18 metre boyunda ve 125 ton ağirlığındadır. Aynası tübün alt dibinde husus! surette hazırlanmış bir destek üzerinde durmaktadır. Dişil çarklarla diğer aksam da dahil olmak üzere makinenin müteharrik kısmi takribPn 425 toa ağırlığında olacaktır.
O günü Murat bey yemeğe alıkoyuldu, Fakat sofrada da iki kişiydiler.
Esasen de Murat bey buna hayret ediyordu. Prenses kendi. ■İni daima yalnız olarak ve camlan İnik salonda kabul ediyordu.
«Dikkat... Sizi öldürecekler..»
Bundan sonra sık sık yeni ahbabım ziyaret ediyordu, Ka. bul merasiminde en küçük bir değişiklik bile görülmüyordu. Evvelâ pencereleri sıkı sıkı İnik salona alınıyor. Tütsü muhak. kak yanıyor. Aynı baş ağrısı, ay. m şakak zonklamaları... Bu bek. leyîş 45 dakika kadar sürüyor, du. Sonra zenci uşak geliyor. Pencereleri açıyordu. Ve nihayet onun arkasından genç kadın!..
Murat bey tütsüyü bir yeril âdet olarak kabul ediyor, alışmadığı İçin kendisine dokunduğunu sanıyor, katiyen şüphelenmiyordu.
Lâkin birdenbire hastalandı. Çağırılan İngiliz doktoru kendisinde zehirlenme alâmetleri gördü. Ve bunun bir nevi tedrici zehirlenme olduğunu da İlâve etti.
îşte bu sırada Murat bey İngiliz dostlarından pek mühim, mahrem ve acele iki rapor aldı. Bunda güzel ahbabının İstanbul sarayı tarafından kendisini ze. hlrlemeğe memur edildiği bildiriliyor ve dehşetli sakınması onunla ahbaplığı hemen kesmesi. hattâ Mısırdan derhal ayrılıp Paris’e veya Londra’ya gitmesi tavsiye olunuyordu.
Bu raporlarda lord Saüsburi ve Kromer'in birer mektupları da ilâve edilmişti. Tereddüde lüzum yoktu. Zaten aynı günü Murat bey Mısırda kendisinin öldürül, mesi İçin tedbirler alınığını başka membalardan da lşltmlşti.
Ahbabına «Allahaısmarladık!» demeğe vakit bulamadan Paris’e hareket etti.
Ancak prenses yine Murat be. ye uzaktan mektup göndermeğe devam etti.
Acaba hakikaten maksadı Mu. rat beyi öldürmek miydi?. Yoksa hikâye genç kadının Mısırdaki düşmanlan tarafından mı uydurulmuştu?,.
Biz bu vakayı böylece kaydediyoruz.
Hikmet Feridun Es
RADYO

ANKARA RADYOSU
Bugünkü program
18.00 Radyo çocuk kulübü, 1845 Dans orkestrası, 19.00 Haberler, 19.20 Geçmişte bugün, 19.25 Dans orkestrasının devamı, 19.40 Konuşma, 20.00 Şarkjlar, 20.15 Radyo Gazetesi, 20.45 Faal, 21.10 Salon orkestrası, 22.00 Dans müziği (pl.), 22.15 Konuşma, 22.30 Dans müziği (pl.).
|| Halkevleri ve Kuru rj
* Fatih Halkevinden: 1 — İki se-nedenberl çalışan (Fatih Halkevi üç hmII halk havalan koro! su bu sene çalışmalarına başlamıştır. Koroda çalışmak İsteyen yurtdaşların her gün saat e - 21 arasında Ev bürosuna müracaatları.
2 __ Evimizde açılmış olan ciltçilik
kurslarına gösterilen alâkadan ötürü mesai saatleri arttırılmış ve yeniden kayda başlanmıştır. Yer olmadığı İçin evvelce kaydedilcmeyen yurt-daşlar İle yeniden yazalmak İsteyenlerin İki tane fotoğrafla her gün saat 9-21 arasında Dvlmlz bürosuna müracaatları.
Ankara kupası maçları
Cumhuriyet bayramında Ankara kupası namı altında yapılmakta olan futbol maçlan bu sene de tekrar edilecek ve bu senekl karşılaşmalara Ankara. İstanbul, İzmir, Çukurova muhtelitleri İştirak edecektir- İstanbul takımının bu maçlara kuvvetli bir kadro İle İştiraki Beden Terbiyesi umum müdürlüğü tarafından İstendiğinden bu hususta İftzımgelen hazırlıklara başlanmıştır.
Kupa finali bayramda yapılacak
Geçen seneden, geri kalan kupa finali Kurban bayramının İkinci günü şeref stadında yapılacaktır. Malûm olduğu özere SUIeymanlyeyl yenen BeşUrtar geçen seneden beri finalde beklemektedir. Evellsl hafta yapılan dömlfina! maçında Fenerbahçe Oalatasarayi yendiğinden bayramın lklncli günü kupa finali Beşlk-taşta Fenerbahçe arasında yapılacaktır.
Siileymaniye Iculübiinün kongresi
Bölaymanlye kulübünün senelik pulat kongresi bugün kulüp lokalinde mat lö d* yapılacağından kulübe kayıtlı ftnanın kongrede bulunmam rica edilmektedir.
Türkiye Ecnebi
Senelik 2800 Kuruş 5400 kuruş
8 Aylık 1500 » 2000 »
8 Aylık 800 > 1800 »
Adres tebdili için elli kuruşluk pul gönderilmelidir Aks! takdirde adres değiştirilmez.
Telefonlarımız Başmuharrir: 20565
Yazı İşleri: 20T05 - İdare: 20681
Müdür: 20497
0ewai 29 — Hızır 154
İmsak Güneş öğle İkindi Ak Yatsı E. 10.39 12.10. 0.18 9.32 12,00 1.30 V, 5.24 7.02, 13,02 18.10 18.44 20.1'6
İdarehane BabIâli civarı
Acunuslug sokak No. 13
Sahile 8
A B ş E H
e Ekim 1945
Çiçek, çiçek, çiçek-. Her tarafta bol bol. renk renk, çeşit çeşit çiçek.
irfan, bu mis gibi kokan salonda otururken kendi kendine şöyle diyordu: «Onun çiçek sevgisinden pek gıemnun oldum. Zaten çok İnce bir kadın. Kendisiyle evlenirsem benim için tam mânasile çiçekli bir hayat başlıyacak.»
Bu sırada genç kadın içeriye gLrdi. Sa:onun ortasında bir zambak incelişi ve güzelliği ite durdu. Konuşmağa başladılar.
İrfan biraz sonra onda çiçek merakının bir hastalık halinde bulunduğunu tarekttl. Zira Şevklye mütemadiyen lâlelerden, menekşelerden, karanfillerden, güllerden, hanımelle-rinden, zambaklardan bahsediyordu. Bunlardan başka konuşma mevzuu yoktu. Adetâ çiçeklerle içli dışlı, hattâ akraba olmuştu. Onlar hakkında derin bir bilgisi vardı;
— Bir çokları meselâ »menekşe» derler ve geçerler. Halbuki bir İnsan gibi menekşenin huyları, hastalıkları, sevdiği ve sevmediği şeyler, hattâ aşkları vardır. Bir insandan çok da hassastır... diyordu-
İrfan onun yanından çıktıktan 6onra, Şevklyı-nin mektepte İken düşündüğü * kadın olduğunu hatırladı. idadide talebe İken hep böyle son derecede inçe ruhlu bir genç kadınla evlenmeği İsledi. İşte sanki İnsanların âleminde değil de, çiçeklerin ve güllerin dünyasında yaşayan bir kadınla tanışmıştı. Ona üstü kapalı bir tarzda evlenmekten bahsetti.
Ve Şevklye birdenbire zambak gibi bembeyaz kesildi. Sonra gelincik gibi kızardı- Ve nihayet papatya gibi sarardı.
Cevap vermedi anıma, gözlerinde memnun bir ışıltı vardı...
¥**
Genç adam ona, memnun edici bir hediye göndermek İstiyordu. Bir gün yolu bir «toprak atölyesi- nln önüne düştü.
İçeriye uzanıp şöyle bakti. İhtiar bir adam, bir toprak fırınının karşısında bir takım toprak işleri yapmakla meşgu'-dü. Bir köşeye de yine topraktan yapılmış bazı eşya yığılmıştı. Deştiler, saksılar, vazolar, güveç kapları, küpler, çömlekler...
Birdenbire delikanlının gözleri parladı. Şöyle düşünmüştü: Şevklyeyi ancak çiçeğe alt bir şeyle memnun etmek kabildi.. Burada da el işi He dünaynm en orijinal toprak vazoları yapılıyordu. Hele kendi zevkine göre hususi ısmarlama bir şey sipariş ederse klmblllr ne güzel olurdu.
Ocak başında, yüzüne alevin kızıllığı vurmuş olan ak sakallı çömlekçiye sordu:
— Size bir sipariş versem yapabilir misiniz?..
ihtiyar başını kaldırıp onun yüzüne dik dik baktıktan sonra cevap verdi:
— Yaparız.'..
İrfan hemen kâğıt kalem çıkardı Aşkın verdiği ilhamla olacak, oracık.1 ta pek orijinal bir vazo resmi yaptı.
____ İşte bu vazoyu İstiyorum... Yapabilir misiniz?,, sözü ile ihtiyara uzattı.
Adam kâğıdı aldı, baktı. Cevap verdi:
— Neden yapmıyayım?.. Yaparı? elbette...
— BlrşSy daha var... Bu vazonun üstüne «Ş» harfi yaptırmak istiyorum. Şöyle yine topraktan kabartma olacak...
İhtiyar dudağını büktü:
— İşte o biraz giiçce... Benim gözlerim pek İyi görmez.... Sonra çamurla yazı yazmak ayrı bir sanattır o.-
— Peki... ne yapsak acaba?..
— Dur bakalım... Onun da bir kolayını buluruz... Bizim oğlan böyle işlere meraklıdır. Amma v» lâkin onun da İşi başından aşkındır. Bir boş zamannı bulunca ona yazdirl-run...
— Teşekkür ederim... Vazo olup( bittikten sonra size vereceğim adrese
gönderirsiniz. Üstüne de benim kartımı bağlarsınız.
— O da olur.. Bir hafta sonra vazoyu istediğiniz yere gönderebiliriz, irfan hemen Şevklyenta adresini yazdı. Ve kendi kartlarından birini verdi.
Vazo ısmarlama olduğu, İçin İhtiyar çömlekçi epey bir para istemişti. Fakat İrfan bunu memnuniyetle verdi...
Âdeta vazonun fırınlanıp de sevgilisine gönderilecek bu son haftanın bitmesini heyecanla bekliyordu. Vazodan önce Şevklyenta evine gitmek İstemiyordu.
Aradan dokuz gün geçti. Her haldo vazo Şevklyeye gönderilmiş olacaktı. Klmblllr üstünde (ş» harfini görünce genç kadın ne kadar şaşıracak ve memnun olacaktı.
O günü Şevklyeye trende rasgeleli. Hemen yanına yaklaştı. Tuhaf jey!., Genç kadın evvelâ kendisini görmemezliğe gelmek istemişti. Lâkta İrfan kendisini belli etti.
Şevklye son derec» soğuk bir tarzda muamele ediyordu. Vazodan hlö bahis yoktu. İrfan meraktan çıldıracaktı.
Daha fazla duramadı ve sordu:
— Hediyemi aldım» mı efendim...
Şevklye onun yüzüne dik dik bakarak cevap verdi;
— Terbiyesiz!..
Ve böyle söyllytrek hala uzaklaştı, irfan hayretler İçinde kalmıştı. O pek çok şeyler ümldettiğl vazonun böyle bir tesir bırakmasına bir türlü akıl erdlremlyordu. Hemen o gün çömlekçinin yolunu tuttu.
İhtiyar onu evvelâ tanıyamadı. Sonra ldm olduğunu anlayınca şöyle özür diledi:
— Ah evlâdım, bsn bunamışımI-O günü senden sonra bir müşteri geldi. Küçük çocuğu İçta sübekll bLr toprak lâzımlık ısmarla maştı. Ben senin slparlştaİB onu karıştırmışım. Verdiğin kartı toprak lâzımlığın üstüne bağlayıp, yazdığın adrese sollamışım.,, Bar! bir işe yaradı mı ki?..
(BİR YILDIZ)
1 — Bir vilâyetimiz halkından, a — Bir kı? meyvası - ölüm.
3 — Mahzun - Bir erkek adi.
4 — Müteessir olan - Şada.
3 — İbriğin arkadaşı - Su.
3 — şikâr - pişmanlık.
7 — Yeni - Hır ıs t iyonlar.
8 — Eğede tarihi bir harabe -durma hikâye.
9 — Bir nevi çiçek lptilâ»,
10 — Köpeği müşteriye velerlm, GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan sağa v8 yukarıdan aşağı: i — Muhalefet, 2 — Uranlyum, 3 — Hamllekarı, 4 — Anilin, Dlr, 5 — LHld&mlU, 8 — Eyenana, 7 — Fuk. Mazisi, 8 — Emadi, îney, 9 — Rltase, lö — Kırallyet.
Uy-
Gönılekiş
7 BİRİNCİ SINIF GÖMLEKÇ1 I p Sirkeci Hamldlye cad. 27
Tel! 2009B|Mmi^Bİ
Gün Doğmadan Paris
EDEBÎ ROMAN
Yazan; Louis Bromfield Tercüme eden: Vâ - Nû
■ - Tefrika No. 70 ■
— Mersi. Kendi hakkında bu sözü işitmek bir kadın için hoş şeydi,
— Peki sLz, sizin hissiniz ne?
Rolde, içini çekerek:
— Bilmiyorum. - diye cevap verdL
— Hoşunuza gidiyor muyum?
Kadın güldü:
—- Tabii. Şayet benim İçta sempatik olmasaydınız, bir Almanla umumi yerlerde görünmeği göze almazdım.
— Bunun başka sebebi yok mu?
— Hayır. Ne sebebi olabilir?
— Şimdi harb. Birçok başka sebepleri olabilir.
Kadın yeniden güldü:
— Öyleyse siz beni casus yerine koyuyordunuz. Bu işi yapabilecek kadar zeki değilim. Hem bunun mânası olamazdı. Amerikalıyım. Üstüme vazife değil.
Sonra bir müddet sükût İçinde dansettller. Kız, o sırada kendi kendine mütemadiyen tekrarlıyordu:
— Çok usta olmalıyım... Fakat nasıl?
Müzik tekrar durdu. Masalarına döndükleri vakit, binbaşı:
iki türedi birleşti!
Kaçık Sultan tbrahlmta meşhur Cinci Hocasının, zuhuru Kemankeş Kara Mustafa paşanın sadareti günlerine tesadüf eder.
Sultan İbrahim sarayda mahpus iken yürek çarpıntısı, uykusuzluk gibi ban illetler® müptelâ olmuştu. Tahta geçtikten sonra haremindeki musahipleri:
— Bu hastalıklara clsmanl müdâ-vat tesir etmtzl
Diye padişahı «erbabı azaylm ve neyprl necatc», yani afsunculara okunmak cihetine sevketmlşlerdl.
Sultan İbrahim bu gibilerin nefesleri afsunlariyle, böyle ruhani ilâçlarla bir derece istirahat ederdi,
Safranbolu da Karabaş efendi diye yadedllen. bir şeyhin oğlu olan Hüseyin talibi ilim kıyafetinde gelerek Süleynıonlye müderrislerinden şeyh Mehmet Çelebinin tedris halkasına dahil ve nihayet ona danlşmend ol-' muştu.
İlk zamanlarda yalancılıkla şöhret kazanmış, sonra ülemonın salihlerln-den Seiman zade Mehmet efendiden okuyup İştlpll şeyh Emir efendiden inabet ile halini ıslah eylemiş olsn ve Kasunpaşadfl Piyale camisi v&lzl olmuş bulunan Cerrah şeyhi İbrahim efendi il* Molla Hüseyinln babası Karabaş efendinin eskiden sohbet ve ülfetleri vardı. Hüseyin efendi bugünlerde (baba dostudur) diye bu şeyh İbrahim efendiye intisap eylemişti.
Molla Hüseyin medresede babasından öğrenmiş olduğu ban dular ve «azalml garibe» İle hasta kadın ve çocuklara nefes ediyordu. Böyle, böyle şehirde «nefesi müessir» olmakla bilinmeğe başlamıştı.
Mehmet Çelebi kadılığa tâyin edilince Molla Hliseytal hakir görüp «mülâzım.» etmediği gibi yanına da almamıştı. Molla Hüseyin bundan müteessir olarak müderrisinin ahbabından birisinden şefaat İstemiş, bu zat da:
— Şu biçareye yazıktır! Bu kadar zaman danişmendinlz oldu. Birlikte götürünüz!
Diye rica etmiş ise de Mehmet Çelebi:
— Bizim ırzımız vardır. Avret ve oğlana afsun okuyan bir sehiıarı nâ-bekârı bile götürüp mansıbımızda bednam mı olalım!
Diyerek rcddeylemişti.
«Mükedder ve nftlân» olarak Istan-buida kalan Molla Hüseytata, efendisinin âr eylediği afsunculuk sanatı bir sene geçmeden 12zet ve ikbaline bâis oldu.
Kadınlar arasında, yaşıyarak takatsiz düşen Sultan İbrahim bir defa baygınlık geçirmiş ve saray halkını korkutmuştu. Molla Hüseylnl tanıyanlardan biri valide sultana:
— Şöyle bir kimse vardır. Padişahı âlempenah hazretlerin! okusa sıhhat bulurlardı!
Demesiyle artık halk arasında Cinci diye yadedllmekte olan Molla Hüseyin saraya davet edildi. Padişahı feyzinden medet uman hasekileri ortasında okudu. Sultan İbrahim »kuvveti vâhlme ve tesiri itikat» İle iyileşti. Bu «haleti ulcdanlye» ıç’mde Molla Hüseyin e pek ziyade rağbet ve iltifat gösterdi. Kapıcı ve müteferrl-knlık mahiûllerinden tahsisat bağladı. Mül&zemet defterine dahil bile değilken yekten hariç müderrisi olmasını ferman etti.
Şeyhülislâm Zekerlya zade Yahya efendi bu tevcihi çok görerek İka-1 nuıı değildir.) diye kabul etmek İstemeyince Molla Hüseylne hattı hümayun İle şahta müderrisliği vcrll-di! Yüksek vazife - maaş - ve tâyi-nat İle. mükemmel mefrüşat ve tezyinat İle bir de konak İhsan olundu.
I Birkaç gün sonra uhdesine Süley-manlye müderrisliği, bunu müteakip
gen0 hattı hümayun il* hünkâr hocalığı ve arpalık olarak da Galata kadılığı tevcih edildi.
Birkaç gün evvel medrese köşelerinde sürünen büyücü Molla Hüseyin bundan sonra Cinci Hoca ünvanlyle «âsltanesl» büyüğün, küçüğün mercii olacak derecede yükseldi.
Cinci Hoca padişahın İradesiyle kibarı ulemadan Kara Çelebi zade Mahmut efendinin kızı He evlendi.
Gün geç.tlkçe İtibar ve taayünü arttı. Böyle saadetll günlere erilince devletin büyük işlerine karışmağa, mal toplamağa boşladı.
Kendisini Cinciye teslim eden padişah İle saray kadınlan hocanın sözünden çıkmıyorlardı; sarayın saadeti,, zevki onun nefesine müfteklr add okumuyordu. |
Cinci Hoca teshir ettiği Sultan îbrahlme tütsüler yapıyor, afsunlar okuyor, dualar öğretiyordu. Padişah bazan hocasıryn önüne oturuyor. Cinci de koca kavuğu altında gö’lerf kapalı, ellerini Sultan İbrahlmin başına koyarak «Siirhâbâd ve Kenzill-arş» dularını okuyor, padişah da bunlarla kendisine zihnen küşayış, bedenen kuvvet hissediyordu!
Cinci Hoca müderris olduğu vakit o kadar parasızdı, ki sof ve örf parasını evvelce tanıdığı mimar Kasım ağadan ödünç almıştı.
Aldığı pâye üzerine teşekkür İçin sadrâzam Kara Mustafa paşanın huzuruna girmek İsteyince paşa:
— Bu makule meçhul kimseye medrese verip halkın üzerine tasllt ne belâdırI diyerek kabul etmek İstememişti.
Kasım ağa İse hocan m sarayca makbuliyettal görerek fakir adama yüz altın hediye etmişti I Bununla da kalmyıarak sadrâzamla mülâkatın-da:
— Behey sultanimi Niçin tehevvür ediyorsuz? Liyakat dedikleri padişahların ve vezirlerin himmet nazarlarıdır! Hatır kırmak makul değildir. Padişah hazretleri çlrağ etmiş. Makulü siz dahi iltifat ile gönlünü almaktır! diye tavassut ve rızasını tahsil İle hocayı sadrâzama takdim eylemişti.
Cinci Hoca mimar Kasım ağanın bu İyiliği kadar sadrâzamın da İlk temasta bu tez.Ulinl hiç unutmadı.
Cinci Hoca İle hemen aynı zamanda silâhtar Yusuf paşa da ikbale nail oldu.
Bir gün Sultan İbrahim:
— Biraderim Sultan Muradın bir makbul silâhtan varmış. Benim niçin olmasın?
Diye düşünür; bazı müsahlpleriylc İstişare eder. Enderunda böyle bir zatın zuhurunda havfts ve mükarrip-ler kendileri İçin fayda mülâhaza ederler.
— Vakıa padişahımızın İhtisas nazarı ile bir müstalt kullan kıırblyet makamına İhtiyar olunmak şanı şeriflerine lâyıktır I
Diyerek padişahı buna terglb ederler. Slllhtaragaya yedinci vezirlik tevcih olunur; rlkâbdar Boşnak Yusuf ağa İkinci vezirlikle Silâhtar ve musahip olur; Sultan Muradın Silâhtan Mustafa paşaya muayyen ne var idisiye defter! mucibince Yusuf paşaya tahsis edilir; bir konak döşenir; bütün «İhtişam levazım ve esbabı» tedarik olunur. Pir Mehmet paşa kâhyası zerrinlerden Hacı Bayram ağa Silâhtar paşa kâhyalığına tâyin edilir.
Boşnak Yusuf ağa İstanbul'da Av-ratpazarmda oturan bölük ağası Ermeni Mustafa ağanın hüddsmından İken efendisinin katli üzerine saraya alınmıştı, saray terbiyesi alarak rl-kâpdarlığa kadar yükselmişti. Sadrazam Kara Mustafa paşa dördüncü Sultan Murat zamanında Sllâhdar Mustafa paşadan az çekmemişti. Bu
Avustralya'nın bir şehri başka tarata nakledilecek
Şehrin terkedilmesine sebep civarındaki barajın genişletilmesi yüzünden su altında kalacak saha içine düşmesidir
Terkedilecck olan şehrin bugünkü görünüşü
Avustralyanm mamur ve büyük şehirlerinden biri olan Tallangatta şimdi mahvolmağa mahkûm bulunduğundan ahalisinin başka bir tarafa nakline mecburiyet hasıl olmuştur.
Victoria hükümeti dahilinde lâtif bir vâdlde bulunan bu güze! şehri harablye sevkeden civardaki barajın yeni durumudur. Hume barajı denilen bu "set yükseltiliyor. Bu suretle barajın gölündeki suyun kapladığı saha bir milyon yüz elli bin açre kareden iki milyon acre kareye çıkarılacaktır. (Bir acre âşari hesapla takriben kırk buçuk ar’dır ki bir ar yüz metre karedir.)
Tallangatta şehrinin mevkii de su altında kalacak sahanın içine düşüyor. Suların istilâsından evvel cehrin boşaltılması ve yeni bir mevki seçilmesi için şimdiden hazırlık başlamıştır. Yeni mevki intihabında şehrin halkı bir fikirde olmadığından hükümet umumun reyine müracaat etmeğe karar vermiştir. Şehrin yeni mevkii için Toorak, Bolga ve Bulloh diye üç mahal gösteriliyor.
Plebisit neticesi olarak bu mahallerden biri kararlaştırılacaktır. Biraz yüksek arazide bulunan Toorak yeni bir şehrin nüvesini şimdiden haiz bulunduğundan burasının diğerlerine tercih edilmesi İhtimali kuvvetlidir.
Burada şimdiden yapılmış olan modern ve güzel evler ve sayfiyeler, bir tereyağı fabrikası ve bir hastane bulunuyor. Bolga mevkii birkaç çiftlik binası müstesna gayri mamur ve
hâil bir yerdir. Fakat bir ana şose üzerinde olması ve civarda bir demiryolu hattı bulunması itibarile bir çok şehirli burasını tercihe şayan buluyor. Şimdiki şehirden beş mil mesafede bulunan Bulloh gayet lâtif ve hoş bir mahaldir.
Bir gün terkedUecek olan Tallaıı-gatta’da bugün refah ve saadet hüküm sürüyor. Her biri güzel bakılmış bahçeler İçinde bulunan evleri modern ve rahattır. Caddeleri İki tarafa sıralanmış kara ağaçların gölgesi altındadır. Bahçelerin çoğunda renk renk nadide gül ve diğer çiçekler vardır. Şimdilik ahali evlerinde rahat rahat oturmakta ve şehrin bir gün su altında kalacağından yuvalarını değiştirmek mecburiyetinde kalacakları düşüncesiyle heyecan göstermemektedir.
Fakat bir an evvel göç için hazırlık yapmağı da İhmal etmiyorler. Şehrin mevkii değiştiği zaman çıplak bir kırda kalmak istemiyorlar. Halk, şehrin yeni mevkiinde şimdiden bahçeler vücuda, getirmek ve evler yapmak istiyor. Şehrin harb maktullerine mahsus muazzam bir parkı vardır. Kapısı üzerinde «Tanrı, vatan ve imparatorluk aşkına bizi unutmayınız» yazılıdır.
Parkın ve âbidenin muhafızı yaşlı bir asker, burasını her gün tımar eder. Bir gün şehrin nakledileceği a-den kendisine bahsedildiği zaman katiyen ümitsizlik göstermemekte ve harb maktullerini amak için daha güzel bir park vücuda getirmeğe çalışacağını temin etmektedir - F

— Yüzüğümü, takmıyorsunuz. -dedi.
— Yalnız başıma sokağa çıktığım vakit asla mücevher takmam. Tehlikelidir.
— İhtimal hakkiniz var. Halbuki biz, Par İsi emin ve nizamlı bir yer yapmak için elimizden geleni esirgemiyoruz.
— Çok güzel yüzük. Herkes beğendi.
Erkek bir şişe şampanya daha ısmarladı. Kadın, onun alnının damarının şişip attığını gördü..
c— Benden şüphetaiyor. — diye düşündü. — Belki do her şeyi biliyor. İçten İçe benden nefret ediyor; fakat şu mürebbiye hikâyesi yakasını koy-vermlyor.»
Üçüncü ve dördüncü sefer dansettller. Tekrar şampanya İçtiler. Roxle:
c— Harekete geçmeli I — dlya aklından geçirdi. — Şayet İyi hareket edersem muvaffak olmam kabildir.*
Fosh avönüsü hakkında aynı şeyi düşünüp düşünmediğini erkek ona birdenbire sordu.
— Evet. Vaziyetim değişmedi.
— Yazık. İyi ev. Oraya gayet rahat yerleşirdik. İhtimal çok Dahtiyar da olurduk. Oraya bu akşam doğrudan doğruya gitmek ne kolay durdu... Ne kolay ve ne rahat.
Kadın, NLcky'yi düşünüyordu. Şayet onu zihninden uzalclaştırabllse, şayet, mucizeyle, onu unutabllse ne rahat olacaktı. Sadakate bu kadar ehemmiyet verdiği İçin biraz da kendi kendine şaşıyordu. Fakat artık bu, yalnız bir fikir değil, bir realite, bir mecburiyetti; onu kurtarmanın biricik çaresi ona ihanetti. Şu âna kadar hakkında hissettiklerinin fevkinde olarak komutandan nefret etmeğe başladığını anlıyordu. Şaşılacak şeydi ki. bu güzel vücudun İçinde ruh yoktu; bir kadının hakikaten sevebileceği hiçbir şey yoktu.
Fakat Nlcky ona huzur vermiyordu. O hapisteydi. İhtimal şu anda ona işkence ediyorlar; halbuki kendi orada Oturmuş; yapması gereken şeyi yapmak için çare arıyor... O çareyi arıyor...
— Bu akşam zihnen pek meşgul görünüyorsunuz.
— Bense neşeliyim sanıyordum.. Pardon... İhtimal yorgunluk... Rövü beni sçn derece sıkmağa başlıyor, üzün zamandır hep aynı oyun. Pek de güzel değil.
— Hayır, kıymetli değlL
Roxie düşündü:
— Zamanıdır. Şimdi söylemeliyim. Şimdi: gecikmemen.»
— Hayır, yorgun oluşum doğru değil. Sıkıntısı olan, pek yakın bir dostumdan dolayı endişedeyim.
Komutan müstehzi güldü:
— Kendilerini sıkıntıya düşüren çok dostlarınız olduğu anlaşılıyor.
— Başkalarından daha fazla değil. Hemen herkes, cereyan eden hâdiselere şu veya bu şekilde karışmış bulunuyor. Parlste çok dostlarım var.
— O burjua avukat mı?
İçtiği o kadar şampanyadan sonra zihnen gevşlyeceğlnl, arzusunun kamçılanacağını ummuştu; l&kln umduğu gibi çıkmamıştı.
Cevap verdi:
— Hayır, hayır. O hâlâ Marsllyada. Bahsettiğim, sadece İyi bir dosttur. Birlikte yetiştik. Annesiyle benimki samimi dosttular.
Hemen derhal, hata işlediğini anladı. Binbaşı, İndlana’nm Evans-ton’unda oturan kendi anneslle bir Parisli kadının yakın dost olduklarına güçlükle İnanırdı.
— öbürü hesabına eseflendim. Yardımına gitmek İçin vakit kâfi olmadı. İntihar etmLş bulunuyordu.
Bütün bu hâdiseler esnasında o gece Lulgl’yt hiç aklından geçirmemiş-tl. İsminin anılması, onu ürpertti. Şöyle cevap verebildi:
defa kendisi için yeni sıkıntılara sebep olacağını muhakkak bildiği bu tâyinin önüne geçmek İçin hayli uğraştı.
— Padişahım! Bu makule kimse kurdunuzda bulunmak saltanat umu rırna halel ve zarar vermek muhakkaktır, Devlet İşleri müşareket kabul etmez. Vezirler çoktur. Silâhtar paşaya verilecek mansıp ve haslara, İhtişam levazımına devlet iratlarının tahammülü yoktur. Hazîneyi gereği gibi dolduralım; sonra muradı şerifiniz olduğu kadar çırağlar çıkarırsınız. Şimdi vakti değildir.
Yolunda serdettlğl mütalâalarla Sultan İbrahim! kandırmağa çalıştı. Fakat padişahı kararından döndürmeğe muvaffak olamadı ve bu muhalefeti kendisine büyük, kuvvetli bir düşman daha kazandırmaktan başka bir netice vermedi.
Sultan İbrahim tahta cülüs ettiği günlerde sadrazamından korkar, cna danışmadan hiç bir İş görmeğe cesaret edemezdi. Bu hal Valde Kösem Sultanın hiç işine gelmiyordu. Gün-
ler geçtikçe Kara Muştala ua->anın mansıbında istiklâli yalnız Valide sultana değil, her tarafa ağır 'etmeğe başlamıştı. Muhalifleri, üşruan-ları gün geçtikçe çoğalıyorju. Şimdi bu kafileye az zamanda has ve âme melce olmuş bulunan iki ikbal sahibi daha katılmıştı. Cine! Hoca ile Sllâhdar musahip Yusuf paşa. Bu İki kuvvetli hasmın kendi aleyhinde elete vermesi, Valide Sultanın da teveccüh ve himayetinden mahrum kalması sadrazam Kemankeş Kara Mustafa paşanın idbarını ha zır'.ıy an en önemli bir âmil oldu!
SÜLEYMAN K.İNİ IRTEM
ŞEYTANLAR DİYARI VE DÇAN PERİLER
Bora Balesi temsilinin en güzel danslarını ihtiva eden şeytanlar diyarındaki danslar cehennem havuz® içinde kızıl alevler üzerinde, periler dansı İse mavi gökte bulutlar üzerinde yapılmaktadır. Bunların tahakkuku için bir sürü mekanik tertibat hazırlanmıştır.
— Sizce imkân olamadığını ben de düşündüm. Bana rapor gönderildiğinden dolayı teşekkür ederim.
Alman:
— Şu dostun., şu adamın ismi nedir? - diye sordu.
Kız derhal cevap verdi!
— Pierre Chastel.
— Fransız mı?
— Evet. Annesi Rustu.
Hikâyenin parçacıklarını toparlamak İçin büyük bir gayret sarfadi-yordu: fakat kendinin de bilemediği bir sebepten dolayı vakayı büsbütün İnanılmaz hale sokuyordu. Nlcky’nin evrakı onu Fransız ana babadan ve babasını da Kahire konsolosu olarak gösteriyordu.
— Bu adamın burjua avukat olmadığına emin misiniz?
— Tabii evet Niçin İnanmıyorsunuz?
Binbaşı, cevabını doğrudan doğruya vermedi.
— İsmi hatırlıyorum. Galiba dün yakalandı
ROJde, kendi kendine telkin etti:
■t— Oyun mu oynamalıyım... Bir rol oynuyormuşum glb! davranmalıyım.»
— kendisin! ne He İtham ettiklerini biliyor musunuz?
— Baltalayıcılıkla; (İnayetten de şüphe altındadır.
Kız, derhal sordu:
— Ona yardım edebilir misiniz?
Ona bir kolaylık göstereollir misiniz? Bunun benim nazarımda pek büyük kıymeti olacaktır.
Kadın, şimdi artık erkeğin avukat hikâyesine İnanmadığını, evvelce da asla İnanmamış olduğunu bülyordu.
— İhtimal. Bunun ne ehemmiyeti olabilir?
Röxie. cevabını blrdenolre vermedi tşin nereye varacağından emindi; şöyle düşündü:
«— Zamanıdır. No yapacağıma karar vermeliyim.»
Nlcky’nin hisleri, onun İstedikleri artık ehemmiyetsizdi. Hiçbir şey mevcut değildi; yalnız onun nerede bulunduğunu keşfetmek ve onun hayatını kurtarmak meselesi vardı. Hattâ Nlcky sonradan kendisini öldürse bile, hattâ bir daha Nicky’yl görmese bile zararı yoktu. Durum vâzıhlaşmıştl.
— Dünyadaki şeylerin en ehemmiyetlisi... Mümkün olduğu kadar mühim.
Sesine hükmetmeğe uğraşıyordu; lâkta çok iyi aktris değildi. Asla iyi artist olamamıştı. Konuşurken erkeğe her şeyi belU ettiğini biliyordu.
Alman:
— Siz de bana bir şey yapabHlrsi-nlz. - dedi.
Onun da s£sl titriyordu.
(Arkası var)
Sahile t
Güzel sanalalar akademisinde açılan süsleme sanatlar sergisi
Maliye Bakanlığından:
Kilo Teminat
Sergiden bir fcöjC
Arap zamkı 750 b 140
Formol 150 40 _
İstanbul maliye kırtasiye deposu atelyesj ihtiyacı İçin yukarıda yazılı iki kalem malzeme açık eksiltme ile satın alınacaktır. Vermeğe talip olanların teminat parası İle birlikte 15/10/.945 pa zartesi günü saat 14 de Beşîktaşta Hayrettin iskele sokağında bu. lunan mezkûr depoya müracaatları, (13248)
1945 yılı, muhtelif sergilerle resim sanalının eıı verimli senesini teşkil ediyor. Ancak memleketimizde afiş, moda resmi kumaş desenleri, iç süsleme ve seramik sanatını ihtiva eden • orijinal» bir sergiyi İstanbullular ilk defa görüyorlar
Bundan üç sene evvel garp kültür ve zevki ile memleketimize dönen Akademinin süsleme sanatlar şefi Kenan Temızan ve kıymetli arkadaşla n «melodik» bir çalışma neticesinde yetiştirdikleri yarının sanatkarları eserlerini, İstanbulluların gözleri önüne Akademi salonlarında serdiler.
Bu sergi titiz bir itina İle tertibe-dllmiş tanziminde her türlü güzellik esasları düşünülmüştür. Ne yazık ki •çıliş töreninde pek az kimse bulunmuştur.
Güzel sanatlarda süsleme sanatı, zevk ve seviye terbiyesinde mühim bir âmildir. Belki her giin duvarlarda mânası?, zevksiz bir afişe, mecmualarımızda bilgisiz, «csprlsiz» bir (11-llstrasyona». kumaşlarımızda bayalı bir desene rasgeliyoruz. Artık bunların disipline ihtiyacı olduğunu ve her eli kalem veya fırça tutanın; afiş ve süsleme sanatından birini yapmağa kalkışmasına meydan verilmemesini anlamak devrindeyiz.
Bilmeliyiz kİ; sanat halitası olan eserler kültür ( propagandasına» vesile olabilirler ve ancak dünya sanatı olaylarında şerefli yeri kazanırlar.
Akademi salonlarında açüan sergi memlekette sanat halitası olan eserlerin ortaya çıkmasına vesile oldu. Bugün Avrupa derecesinde afiş, moda resmi ve kumaş desenleri yapabilecek kabiliyetler aramızdadır. Bunları yaşatmakla Avrupa mecmua ve afişlerini makaslamaktan ve koparmaktan kurtuluruz.
Süsleme sanatının Endüstrinin bir elemanı olduğunu takdir etmemek kabil değildir.
Sergide her afiş çok hesaplı bir «kompozisyon» zevkli bir armoni taşıyor.
Ticarette reklâmın esas olduğunu kabul edersek bu güzel sergiden her ticari müessesemlz kendi hesaplarına çel: faydalanabilecekti Fakat acaba sergiyi hangi müessese ziyaret etmiştir?.
Bize bu kadar güzel bir sergiyi ha-zırlıyan Kenan Temlzan’ı ve kıymetli arkadaşlarını ve onların yetiştirdiği genç sanatkârları tebrik ederek, yakın alâka bekleriz.
ı Ressam Ahmet Hakkı Anlı
Afyon ilinden
1 — Eksiltmeye konulan İş:
Emirdağ: İlçesi merkezinde yapılacak 22599 lira 96 kuruş kesif bedeli ilk okul binası İnşaatı.
2 — Eksiltme 18 ekim 1945 tarihine rastlayan perşembe günü saat 15 de ti daimi encümeninde yapılacaktır.
3 — İstekliler keşif kâğıdı hususi ve fenni şartnameyi her gün milli eğitim müdürlüğünde göebtürler.
4 — Eksiltmeye girebilmek İçin isteklilerin 1694 lira 93 kuruşluk muvakkat teminat vermesi ve eksiltmenin yapılacağı günden tatil günleri hariç olmak üzere cn az 3 gün evvel bu gibi inşaat: yaptıklarına dair vesikalarla birlikte bir dilekçe İle bayındırlık müdürlüğüne müracaatla bu İşe mahsus olmak üzere vesika almaları ve bu vesikayı göstermeleri şarttır. Bu müddet İçinde vesika isteği i: '? bulunmıvanlar eksiltmeye giremezler.
5 — İsteklilerin teklif mektuplarına İkinci maddede yazılı saatten bir saat öncesine kadar daimi encümene makbuz karşılısında vermeleri.
Postada olan gecikmeler kabul edilmez. (13037)
Teknik üniversite rektörlüğünden:
Üniversitemizde derslerin 15 ekim 1945 pazartesi günü baş. Uyacağı ilân olunur, (13259)
Gümrük ve Te**e‘ Bakanlığı Müfettiş Muavinliği müsabaka imtihanı
Müuh-d i,ulunan 35 lira tnaaşu müfettiş muavinlikleri İçir, yazılı ve sözlü bir müsabaka İmtihanı açılmıştır.
1 — Muuaüaka imtihanının yazık kısmında 5 11 945 pazartesi günö saat') da A'dcara ve İstaııai'.'da boş anacak «e 11 945 çarşamba günü akşamı son verilecektir
Aşağıdaki vasıflan ha z isteklilerin 31. 10. 945 salı guniînc oaar dilekçe İle Bakavı.k teftiş heyeti reisliğine müracaat- ederek oradan verilecek hal tercümesi beyannamesini eklerlle birlikte doldurduktan sona bunları en geç 3. II 945 cumartesi günü akşamına kadar teftiş heyeti reisliğin» göndermiş bulunmaları lâzımdır.
2 — Müsabakaya gireceklerde!, aşağıdaki vasıflar aranır:
A - Memurin kanununun 4 üncü maddesindeki şartları hııız olmak, B - Müsabaka tarihinde yaşı 12 den yukarı canamak.
C — Hukuk ve iktisat fakülteleri, siyasal bildiler okulu, yüksek İktisat ve ticaret okulu İle bunları) muadil aynı derecedeki yabana okullardan mezun bulunmak, «yabancı memleset okullarından alınan dip'omalann. Milli Eğitim Bakanlığınca muadeletleri tasdik edilmiş olması • Azımdır.
Ç - Müfettiş mesleğln'n .stllzam ettiği ^efrar ve ciddiyete aykırı Pir hail oulnnınemak.
D — öihnmçe Türklyeıun her tarafında vazife görmeğe ve seyahatler yapmağa müsait bulunduğu tam teşekküllü bu r-’tmi hastaneden alınacak raporla tevruc edilmek.
3 — Bakunhkça aranan vasıflan haiz olduklar) yapılan soruşturma He anlaşıUtruur Ankara »e Istanbulda evvelâ yuzrb ve bunu müteakip yalnız Ankaradn sözlü bir intihana taM tutulacak-rudır
4 — Münhallere mûsarakada kazanılan ant cereccsınc geri tayin yapılacak ve bu müsabaka mır.dan sonra açılacak müfettiş ■ıiL₺vlnliklert İçin bir hak teşkil etmlyı rektir.
5 — ts'eklUerln İmtihan programını teftiş ncyetl reisliğinden almaları
veya mektur.te istemeleri Azımdır (9249*
Muhtelif tiple hazma satılıyor
Ticaret Ofisi Umum Müdürlüğünden
Vahidi Fiat) Malın cinsi Kuruş St.
Kazma No 1 2250 Gr (bir ucu sivri bir ucuz kazmalı) Kilosu 97.84
> > 1 2500 • ( bir ucu sivri bir ucu kazmalı) 97.84
■ > 2 2250 » (bir ucu sivri bir ucu kazmalı) 105.39
> >2 2500 ■ (bir ucu sivri bir ucu kazmalı.) 105.39
» w 4 2250 » 'İki ucu sivri) ■ 105.39
> »4 3000 » • iki ucu sivri) » 10539
■ > 7 2500 * (bir ucu sivri bir ucu balta* k 105.30
> > 7 2250 > (bir ucu kazma bir ucu balla) » 105.39
Ka7.m alı balta Adedi 80.—
Adres
Ticaret Ofisi Umum Müdürlüğü Bahçekapı - Yeni P ast ah an e karşısı ▼aide Han kat 5 İstanbul Telgraf (Tarfo). Telefon: 24233 (13342)
M. Kemalpaşa Devlet Orman işletmesi müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin susurluk ilçesine dahil S uncu çaldağ bölgesinin İkinci baltalık serişinin üçüncü kesim bölmesinden 14800 kental meşe odunu ve 1500 kental meşe kömürü İstihsal ve bunlardan odunları tahminen 15 MlometTe mesafedeki Ömerköyü İstasyon deposuna ve kömürleri tahminen aynı mesafedeki Susurluk istasyon deposuna nakil ve İstif etmek İşi açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Açık eksiltme 18. 10. 045 tarihine tesadüf eden perşembe günü saat 15 de susurlukta orman kâtipliği binasında toplanacak açık eksiltme komisyonunda yapılacaktır.
3 — Mezkûr emvalin birinci maddede yazılı istihsal ve İstif yerine taşıma ve istif etme İşinin beher Kentalinin muhammen bedeli kömürlerin odun odun kesme torluk yerine taşıma torluk yapma ve yakma ve depoya taşıma İşi 600 kuruş odunların ise İstihsal ve nakil İşi İçin 185 kuruş tahinin edilmiş olup tutarı üzerinden hesaplanan % 7.5 muvakkat teminatı 2506 lira 50 kuruştur.
4 — Bu işe alt şartname Ankara orman genel müdürlüğü İle İstanbul Biga Balıkesir İşletme müdürlükleriyle susurluk orman kâtipliğinde ve 'ş-letmemlzde her gün görülebilir.
5 — İsteklilerin belli gün ve saatte güvenme paralariyle susurluk or-
man kâtipliği binasında toplanacak açık eksiltme komisyonuna baş vurmaları ilân olunur (13335)
■ Dr. A. Asım Onur ■»
Ortaköy Şifa Yurdu
Şehir gürültülünden uzak bîı yerde büyük bir parkın içinde ve çamların ortasında fevkalâde güzel manzaralı, çok temiz
- İyi bakımlı, kadın, erkek he» türlü hastalara açık hususi hastane. Sinirlerini ve yorgunluğunu dinlendirmek ve neka-hat devrini geçirmek iatiyen-fere mahsus yegâne müessese.
' Telefon: 84421
Zayi — Çankaya nüfus memurluğundan aldığım nüfus kâğıdımı zayi •ttlm. Yenisini çıkaracağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Cengiz Rahlmoğlu
Göz Mütehassısı
Doktor Cemil Göriir
Hastalarını pazardan başka her gün saat 15 ten 18 e kadar kabul eder.
Cağaloğlu Nuruosmanlye caddesi Osman ş?rafeddin Aprt. No. 5
DOKTOR
Fethi Erden
LABORATUVARI
Kan, idrar, balgam, mevaddı gaita tahlilleri ve (idrar nasıla-sile tjebeliğin ilk günlerindeki kati teıMrt) yapılır.
Beyoğlu, Taksime giderken Meşelik sokağı Ferah apıurti-manı.TeL 40534
inşaat Eksiltme ilânı

Cinsi Mikdarı Adet Bedeli Lira —Geçle! güvenme Lira Kr.
Deniz motor makinesi 1 5250 303 75
Evsafı:
90 - 110 beygir kuvvetinde- komple benzin motoru âzami motor sıkleti şanjmanlyle beraber 300 - 350 kilogram silindirler bir sırada olduğu takdirde motorun tam boyu 1,60 metreden fazla olmayacaktır.
Pervane şaftının âzam! devir adedi dakikada 1800 - 2000 şasjman redoksiyonlu olabilir.
1 — Okulumuza lüzumu olan bir adet deniz motorunun satın alınması kapalı zarf visaliyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Eksiltme 22 Ekim 945 pazartesi günü saat 10,30 da Okul Müdürlüğünde toplanacak satın alma komisyonunca yapılacaktır.
3 — Şartlaşmayı görmeği arzu edenler Okul Saymanlığına müracaat etmelidirler. Geçici güvenme İstanbul Yüksek Okullar Saymanlığı veznesine yatırılacaktır.
4 — Eksiltmeye iştirak edeceklerin 2490 sayılı kanunun 2 ve 3 üncü maddelerindeki şartları haiz ve ticaret odasının 1945 belgesini a'.mış olmaları lâzımdır.
5 — İsteklilerin sözü geç«n kanunun 32 nel maddesi tarlfati dairesinde hazırlayacakları kapalı zarflarını eksiltme günü saat 9,30 n kadar alındı karşılığı komisyon Başkanlığına yermeleri lâzımdır. (13333)
İstanbul Tıp Fakültesinden
Fakültemiz hijyen, fizyoloji enstitülerde 1, iç hastalıkları, kulak . boğaz . burun pslhiyatri, üroloji kliniklerinde asistanlık lar, anatomi enstitüsünde prosektörlük ve asistanlık, diştababe. ti okulunda da protezcilik ve asistanlık açıktır, İsteklilerin 25/ Ekim/1945 günü akşamına kadar dekanlığa baş vurmaları.
(13305)
Toprak mahsulleri Ofisi genel müdürlüğünden :
1 — Tahmin edilen keşif bedeli 39997 Ura 94 kuruş olan Samsun an-barlan önüne çelik kazıklı ahşap iskelenin İnşaatı birim fiatlerl esası üzerinden kapalı zarfla eksiltmeye konulmuştur.
2 — Eksiltme Ankarada toprak mahsulleri Ofisi genel müdürlüğü binasındaki eksiltme komisyonunda 12. 10. " tünü saat 15 de yapılacaktır.
3 — Eğreti güven akçesi 3000 liradır. Bu İnşaatın proje, birim fiatlerl cetveH ve eksiltme şartnamesi ve mukavele tipi 10 Hra bedel mukabilinde genel müdürlük malzeme müdürlüğünden alınabilir.
4 — Eksiltmeye girmek lstiyenlerln 11. 10. 945 günıi akşamına kadar evvelce bu kıymetlerde bina işleri yaptıklarına dair veslkalarile birlikte İnşaat müdürlüğüne müracaat ederek bu işi yapakll?c">*’—•— d-’lr bir ehliyet vesikası almaları lâzımdır.
5 — Teklif mektupları eksiltme saatinden 1 saat evveline kadar ge-
nel müdürlük eksiltme komisyonuna makbuz mukabilinde tevdi edilmeli ve posta 11e gönd'-Tüdiğl tekdirde komisyonun eline bu saatte geçmiş ol-r ■■’ır. (13056)
Yiyecek maddeleri alınacak
7 ürkiye Demir ve Çelik F abrıkaları Müessesesi Müdürlüğünden
Müesseseıniz ihtiyacı olan ÜLKÜ'de tesl.m şaıtıle miktarı yazalı ’ '' '
cins ve yiyecek maddeleri kapalı zarf usulile satın ah.
nacaktır.
Bulgur 27 Ton
Pirinç 27 «
Kuru fasulya 27 «
Nohut 17 (
Mercimek 7 «
Salça 4 «
Makama 4 (
Kırmızı biber 800 Kg.
(çubuk, kesme fiyango)
Mlkdan Fiati Tutan Geçici güvenme
Cinsi Adet Lira Lira Krş. Lira Krş.
Resim masası 30 57 1710
Harita masası 30 80 2400 407 25
Harla masası 2 120 240
Tabure 60 18 1080
5430
1 — Okulumuza lüzumu olan dört kalem eşyanın satın alın-
ması kapalı zarf usulile eksiltmeye konulmuştur,
2 — Ekşitme 22/ekim/1945 pazartesi günü saat 11 de okul mü. dürlüğünde toplanacak satmalma komisyonunca yapılacaktır,
3 — Bu işlere ait şartlaşma ve resimleri görmeği arzu edenler okul saymanlığına müracaat etmelidirler. Yukarıda yazılı geçi, ci güvenme İstanbul yüksek okullar saymanlığı veznesine yatın, lacaktır.
4 — Eksiltmeye iştirâk edeceklerin 2490 sayılı kanunun 2 ve 3 iincü maddelerindeki şartları haiz ve bir defada buna benzer beş bin liralık bir işi taahhüt etmlşve başarmış olduğunu gösterir belgeyi komisyona ibraz ve 1945 Ticaret Odası belgesini almış olmaları gereklidir.
5 — İsteklilerin sözü geçen kanunun 32 İnci maddesi tarifatı
dairesinde hazırlıyacakları kapalı zarflarını eksiltme günü saat 10 na kadar alındı karşılığı komisyon başkanlığına vermeleri lâzımdır. (13332)
Taliplerin teklif edecekleri her cins erzaktan mühürlü bir torba veya kutu İçinde üç kiloluk nümune vermeleri lâzım, dlr. Nümunesiz teklifler nazarı itibare alınmaz. Gönderilecek nürnuneler mevadı ecnebiye ve İrilik cihetlerinden analiz ve muayene edilir ve kime ihale edilirse teslimatı bu neticeye gö. re yapılması lcabeder.
Çuvallar bildirilecek adrese müesses ece gönderilir.
Kapalı zarflar teklif edilen fiat üzerinden mal tutarının ' c 7,5 ntsbetinde bir teminat mektubu İhtiva edecektir. Yapılacak tecrübe neticesinde, malın cinsine ve fiatına göre müessese İhaleyi toptan veya parti halinde vermekte serbesttir.
Kapalı zarf ve numuneler en geç 15 ekim 1945 pazartesi gü. nü saat 15 e kadar müessesemize gelmiş olmalıdır. Zarflar aynı gün saat 16 da açılıp nümunelerin tecrübe ve tahlilinden sonra ihale yapılacaktır. (12954)
Devlet Orman İşletmesi Gerede işletme müdürlüğünden:
1 — İşletmemize bağlı İsmetpaşa istasyon dejfosunda mevcut 995 adedde denk 244 melre küp 758 deslmetreküp çam azmanı açık arttırma suretlle satılığa çıkarılmıştır. Behfr metre küpünün muhamm-n bedeli 105 liradr.
3 — Arttırma 12/10/945 tarihine rastlayan cuma günü saat 13.30 da işletme binasında yapılacaktır.
4 — Muvakkat tc-mlnat yüzde 7, 1/2 hesablle (1927) Ura (47) kuruştur.
5 — Şartname Orman Genel Müdürlüğünde K Hamam. Çerkeş, Bolu İşletmcslle İşletmemizde görülebilir.
6 — İsteklilerin belirli gün ve saatte temlnatlarlle birlikte işletme
merkezinde komisyona müracaatları. 413751)
istan bul Bele diyesi ilânları ||
Yen! mahallesi Yeni sokak Yeni kapı No. Mesahası Yüzü Harita No. Kıymeti Pey akçsl
Şehremini Ada No. Cinsi Lr. Kr Lr. Kr.
Denlzaptal Kaşgirli Mehmet 5 95,50 - 5,00 5412 235 Arsa 180 00 13 50
« Ahmet Vefik paşa 17 289,90 11,15 5410/1 235 Arsa 480 00 36 00
« Ahmet Vefik paşa 25 291,49 21,56 5411 235 Arsa 490 00 36 75
Ziya Gökalp 23.14 B497.20 39,00-1-57,14-96.14 5414 235 Arsa 14320 00 1074 00
« Ziva Gökalp 27-3 2710.00 37,204-22,25—59.45 5410 235 Arsa 4530 00 339 75
Yukarıda mahallesi, mevkii, cinsi, mesahası, yüzü, ada ve harita numaralan yazılı 5 Çap üzerine mevzu ve tapu kaydında
tamamı Raşitağh uhdesinde kayıtlı arsaların Şehremini Belediye tahsil şubesine . 725 . lira . 88 kuruş arazi vergisinden borçlu bulunmasından dolayı tahsili emval kanununa tevfikan satışa çıkarılmıştır.
Birinci müzayedesi 23/10/945 salı günü saat .14. de kati müzayedesinin de 2teşrinisanl 945 cuma günü saat -14. de Fatih Kaza İdare heyetince yapılacaktır. Taliplerin pey akçelerde birlikte yazılı gün ve saatte İdare heyetine müracaatları ve daha faz. la malûmat letlyenlerln de Şehremini Belediye tahsil şefliğin» müracaatları, (13324)
' Batili e a
AHŞAM
6*Ckim 1945
HAŞAN LİMON ÇİÇEKLERİ «*■?
Ancak Avrupa ve Amerikada benzerine tesadüf edilecek deraeeda yüksek bir kalitede olup pek lâtif kokuludur. Haşan depolarila bUliirî ıtriyat mağazalarında satılır
Dr. SELİM BERKOL Dr. OSMAN AYKAN
Hayatî, Tıbbî, kimya Müt. I Bakterlolog
Hayati, Tıbbî ve Gıda! ve BakterloloJI
TAHLILAT LABORATUVAR1
Her gün saat 10 - 19 & kadar İdrar, kan, balgam, Waaserman, mide suyu, T.ıayi dimağı şevki, sperm formülü, Karaciğer vs böbrek ronksyonları tetkiki testleri ve sair
■■■■■■ Kadıköy Altıyol Çelik sokak No. 3, Tel- 69158^—^^™
Epok ve Stil Eşya, nadide kristal satışı Açık arttırma ile fevkalâde satış Hakikaten zengin ve büyük mecburi satış
1945 Ekimin 7 nci pazar günü saat 10 da Bey oğlunda Taksim. Ayaz-paşada Gümüşsüyü Hastanosl tam karşısında 32/3 No. lı Lâm-bropulo apartımanın birinci katında bulunan ve şehrimizde gayet maruf bir diplomat a alt hakikaten Epok ve Stil eşya, Bleder - Mal*r epok vitrin ve komodiar, marketerl masalar azimet dolayıslle satılacaktır, Viennanın en meşhur «Herman et Botte» fabrikası mamulatından tekmili oyma ve kristal vltrlnll hakikaten zengin ve lüks yemek oda takımı, birinci ampir garanti Bleder - Maler epok emsalsin bir yazıhane ve gayet nadir güzel bir vitrin, hakiki Bleder - Maier üstleri Marketerl İşlenmiş nadide salon masaları ve neserer çok az görülmüş aynı epokun 1 sandık He muhteşem bir komod tekmili İpek kumaş kaplı Avrupa malı 2 koltuk ve 1 Bfrjer tekmili altın yaldız ve ağaç oyma Splandit Louls XV bir ayna, halis bakara komple eu takımı, kristal kompostoluk ve vazolar, renkli kristal St, Louls xarlf abajurlu bir lâmba, Portiige ve Çin kusursuz duvar tabak ve vazolar, Okside avizeler, Epok malı garantili saat ve bronz şamdanlar, tekmili ağaç oyma -Bleder - Maier. salon koltukları, İtalya malı ve oymalı zarif ufak bir konsol ve 2 Markiz Uzun doslyell emsaline az tesadüf olunur tekmili oyma ve oVelur dö JenD kaplı muhteşem 2 eski Holandcs sandalya, untre sandalyaları. Artistik imzalı tablolar, muhtelif oymalı duvar tabakları, som gilmüş komple çatal takımı, masif gümüş pasta tabakları, seccadeler, halılar, duvar saatleri, tekmili marketerl bronz motifli dikiş salon masası, 70 parça yaldız bordürü «Vlktorla» emsalsiz tabak takımı, Rozental çiçekli fincanlar, şık komple çay takımı, mavun sandalyalar. kadehler Fransızca ve Almanca 10 gat kitapları v. s.
N. B. Eşyaları görmek İsteyenler 6/10,945 cumartesi günü saat 12 den 19 a kadar teşrif edebilirler Fazla tafsilât almak İÇln Portakal Mobilya Evine müracaat. Teptbaşı Morali Pasajı 5~ Tek 42738.
Açık arttırma ile fevkalâde ve hakikaten nadide eşya satışı
1945 Ekimin 7 nci pazar günü saat 10 da Beyoğlunda Tcpcbaşın-da Fresko apartımAnının 3 numaralı dairesinde mevcut ve Mme. Nlssim Mazllah'a ali tarihi ve kıymetli nadide eşya, tablo, vazo, biblo, halı ve saire açık arttırma İle satılacaktır. Hakiki Italyan Floran t İn maınulâtı ve gayet nadir rastlanan bir tipte ve aynı zamanda Rene-sans ve Barok lstlllerlnde yapılmış sandalya ve koltuklan, en kıymetli Velur de Jen ’Veloura de Oenes) kumaşı ile kaplı 14 parçadan mürekkep nadide bir yemek oda takımı, Obüson perdeler. Tekmil masif pelesenk ağacından mamul döşemesi Kapitone ve ipekli kumoşlı Vlk-torlen büyük bir salon lakımı, Louls - Filip istllinde ve masif mavnadan mamul Paris işi diğer İki salon takımları, yine Louls Filip istllinde biju bir medayon salon - minyon? Nihayet oymalı şen füme ve hasırlı en meşhur İtalyan fabrikaları mamulâtı bir ufak salon ve sigara masaları Llvlng Room tertibi büyük bir kütüphane - dolap, bir divan - yatak ve bir sekreterden mürekkep Direktuar istlli masif bir yatak oda takımı, Londranın en meşhur fabrikalarından Warrlng et Gillov'un mamulâtı masif mavundan mamul İçi çekm?ccl! bîr Ingiliz komod - sekreter, Fransız mamulâtl diğer komodiar, yaldızlı fantezi Gııillaume sandalyeler, gayet zarif marketerl orta masası, diğer güzel salon masaları, masif bronz Louls Kenz (apllklcrlle), Louls Sez ve kristal avizeler, hakikî Epok Ampir ayna ve komodiar, Paris ına-mulâtı tekmil oymalı bronz ve bağa ile işlenmiş muttteşem yegâne bir Boule saat Avrupada pek çok tanınmış ressamlardan meşhur War-nlanın 3 cü Selimin selâmlık alayını gösteren eşi bulunmaz artistik ve tarihi pek kıymetli büyük tablosu, meşhur ressam, Manganın Fenerbahçeyl gösteren büyük bir yağlı boya tablosu: Felemenk mektebine alt (Ecole Hollandalse) en meşhur ressamlarından Van Der Neer’ln 2 tabloları ve hayli Fransız ve Felemenk ressamların tabloları. J. P. Famllle Rose, Portekiz, Çin. Blö Blan, Kanton Saçuma hayli duvar tabakları, çay takımlar, vazolar, kâse ve saire, kristal Baccarat, Murano. Bohem ve saire vazolar, Gobelln ve Hereke perdeler İbach ve Sohn markalı çapraş tetlÜ güzel bir piyano, gayet kıymetli eski İran halıları, 3 üncü Sultan Selim ve Fatih Sultan Mehmedl gösteren İki adet İpekli panolar Fazla malûmat almak İçin A. Bahlkyan'a müracaat: Tel. 42221. Su Terazi sokak 12 No.
Bulana mükâfat
Şahsıma alt fatura ve hesap defterlerini v« derununda bulunan basa ticari evrakları zayi eylediğimden bulup adresime getirenler memnun edilecektir.
Kapalıçarşı Zincirli han No, 1 Muhsin Leventsoy
SATILIK KÜRK
Bir vizon manto v« İki arjan-te tilki kürk satılıktır. Görmek İçin her gıin öğleye kadar Bo-montlde Abldelhürriyet caddesi 22 Ali Nihat Ap. daire A- 3 TU: 80320
Evlibirgençr bayan nasıl GÜZELLEŞTİ VE MES UT OLDU?
f! YENİ BAR
Halis üzümden yapılmış, saf ve nefistir.
Devlet Ziraat İşletmeleri kurumu Telf: 24738
Yugoslav Genel Konsolosluğunun bir ilânı
Yugoslav tebaasının kayıt sicillerinin yeniden gözden geçirilmesi ve tamamlanması İçin Yugoslavyanın İstanbul genel Konsolosluğu Tllrklye-d» İkamet eden Yugoslav tebaasının pasaport ve İkamet vesikalarını alarak aşağıda gösterilen günlerde genel Konsolosluk dairesine müracaat etmeleri lüzum mu ilân etmektedir.
Soyadları A "5. C. D. İle başlayan alâkadar tebaanın 10JC.1945
» E '. G. H. I. günü müracaat etmelidirler. 11.XI915
» J. Ir L, » » » 12JC.1945
> M. » » » 13K.1945
* O. P CJ. R. » » > 15X.1948
> S. T. » » > 18X.194Ö
» u. V. W. X. Y. Z. > > » 17.X. 1948
Genel Konsolosluk halkı her gün "iaat 9. j dan saat 13 1/3 a kadar — pazar ve bayram günleri müstesna olmak Üzere — kabul etmektedir. __________ Yugoslavya gene! Konsolosluğu
Galatasaray lisesi alım satım komisyonu başkanlığından:
Galatasaray lisesinin 31/XII/1945 gününe kadar yaptıracağı 2845 lira tahmin edilen 5 kalem ve toplam 12000 parça .»maşırin yıkanıp ütüleme ve tamir Jşlnln 8K/1015 pazartesi gü,.ü saat 15.30 dr Beyoğlunda Liseler Alım, Salım Komisyonu binasında toplanan komisyonda kapalı zarf uiullyle eksiltmesi yapılacaktır. İlk teminatı 213,38 liradır İsteki.! rln kanun! veslkalnrını havi ve 2490 sayılı kanunun tarlfntı dairesinde ha-zırlivacakları kapalı zarflarını sözü geçen saatten bir saat evveline kari makbuz mukabilinde komisyon başkanlığına vermeleri. Şartname 11-tedcdlr.___________________(12535)________________
Zayi — T. C. Ziraat Bankası İstanbul şubesine yatırdığım para için yedime verilen 17&4 sayılı Kumbaralı Tasarruf cüzdanımı zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Haili Nejat İçin babası Ömer
İhtira ilânı
»Topçu malzemesi» İçin 30/12/1934 tarih ve 1880 sayılı ve «Yüksek has-saslyetll müsademe tapası» İçin 18/9/1945 tarih ve 2015 sayılı ihtira beratları bu defa mevkii fille konmak üzere ahara devrü ferağ veya İcar edileceğinden tallbolanların Ga-latada, iktisat Hanında, Robcrt Fer-ri'ye müracaatları İlân olunur.
Dr. Cevat Refik
Çocuk hastalıkları mütehassısı Tekrar hasta kabul etmektedir. Teşvikiye caddesi 109 No. Suba! apartıman, Telefon: 81365.
I Ürolog - Operatör ı
E --Jİ
Süreyya ATAMAL
yollan ve tenasül haşladıkları Mütehassısı eyoğlu — Parmakkapı )lvc^okalM^^^rel^3379
İstanbul 4 üncü icra memurluğundan: 943/2875
Bir borçtan Ötürü mahcuz olup tamamına 17570 lira kıymet takdir edilmiş olan Kasımpaşa Tahta kadı Yahya kâhya mahallesinin uzun yol dere boyu Bahariye caddesinde eski 4.34 yeni 112, 112/1 No. lu gayri menkulün 4/1 hissesi 2004 numaralı kanuna göre satışa çıkarılmıştır.
Gayri menkulün evsafı: Zemin kat sokak cephesi eamekân ve demir konklı kapıdan girilen zemini çimento kaplı antre sağda fırın tezgâhı bulunan üstü mozaylk döşeli ve tahta bölmeli fırın önünde sabit tezgâh olup üstü çimento kaplıdır. Fırın bir ağızda «300» kilo ekmek pişirmeye müsaittir. Arkada zemini çimento taşlık musluk taşı katlara çıkılan merdiven mahalli arka bahçeye çıkılan bir kapısı vardır. Bahçede bina İttisalinde bir katlı çimento ahır altında alaturka helâ vardır. Kat tam petrol veltodur.
Asma kat: zemin kattan merdivenle çıkılan bir taşlık üzerinde bir oda ve zemin kattaki umumî antre üstüne müsadif ahşap döşeli bir oda. bir helâ, fırın Üstü hsmurhanedir.
Birinci kat: On bir basamakla çıkılan bir sofa üzerine dört oda sofada zemini çimento depodan girilen zemini çimento ve karıştırma harman yeri vardır. Bina tam kârglrdlr. Üstü Marsilya kiremit örtülü, elektrik ter-kos tesisatı mevcuttur.
Hududu: Tapu kaydı gibidir. Mesahası: umum sahası 201,23 metre murabbaı olup bundan 130 metre murabba: binadır.
Birinci açık arttırması 27. 10. 945 sah günü saat 14 den 16 ya kadar İstanbul 4 üncü icra dairesinde İcra edilerek muhammen kıymetin % 75-Inl bulduğu takdirde en çok arttırana İhale edilecektir Böyle bir bedel İle alıcı çıkmazsa son arttıranların taahhütleri bak! kalmak şartlyle arttırma on gün daha temdit edilerek ikinci açık arttırması 7. 11. 945 cuma günü aynı saat ve mahalde İcra edl ierek en çok arttırana satılacaktır.
ipotek sahibi alakalılarla sair alakadarların hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını tarihi ilândan 15 RÜn İçinde evrakı müsbttelerüe birlikte dairemize İbraz eylemeleri aksi halde satış bedelinin paylaşmasından hariç kalacakları, arttırmaya İştirak için muhammen kıymetin % 7.5 nisbetlnde pey akçesini veya milli bir bankanın teminat mektubunu İbraz mecburidir.
Arttırma şartnamesi tarihi ilândan İtibaren 943'2875 sayılı dosya He her gün açık olduğundan fazla malûmat almak istlyenlerln bu numara ile dairemize müracaatları İlân olunur.
(13314)
_ Bayan G,,.
" Yalnız bir ay evveline kadir cazibe-, •İZİ* ve kıymetsizdim li diyor.
25 yaşında IşJlnı.TcBlr kenara bı> rakılmaktan» korkmağa başiamış-3 tim... Sık sık dans salonlarına devam etmeği tecrübe ettim.»Fakat hiç bir .'erkeğin,nazarı'dikkatini celbedeml-yordum. Henüz evlenmiş benden genç bir arkadaşım bana bir su tevdi etti: '«Erkeklerin takdir nazarlarını çeken taze, nermln ve açık bir cild ve şayanı percstlş bir tendir. Bu yeni ve şayanı hayret güzellik reçetesini sen de' tecrübe et» dedi, şimdi zevcimi ilk hazarda takdir ettiği göz kamaştıran bir tazelikteki genç ve nermln. tenim olduğunu itiraf ediyor.'"
Yaptığım şudur:
«Her, akşam,» yatmazdan . evvel clld gıdası olan penbe renkteki To-I kalon Kremini kullandım.; Terkibinde, bütün dünyada ■ meşhur bir clld 1 mütehassısı $ tarafından keşf ve'cLld hüceyrelerinden istihraç edilmiş kıymetli bir unsur vardır.» Siz uyurken ‘o. cildi besler ve güzelleştirir. Sabahlan da yağsız beyaz renkteki Toka--' ;lon Kremini kullandım.' Birkaç gün zarfında elidim, kadife gibi yumuşak, güJ yaprağı gibi taze ve nermin bir hal aldı, açık mesamelerim sıklaştı ve siyah noktalarla gayri saf maddeler kayboldu.»
Erkekler SIZI cazip ve sehhar buluyorlar mı?1 Aksi taktirde, he-' men bugünden hild gıdası olan TM kalon Kremini^ kullanarak letafellJ nlzl arttırınız * ve teninize hayat ve* taravet verlnlz.\Tokalon (kremlerini? clld İçin besleyici hiç bir unsuru İh-} tlva etmlyen âdi güzellik kremleri üe karıştırmayınız
En son şapka koleksiyonunu İstiklâl caddesinde eski Venedik sokağında İbrahim paşa apartmanının 5 No. iu dairesinde sayın müşterilerine teşhir etmektedir.
Açık arttırma
Yarınki pazar saat 10 da Bey-oğlunda Ağa cami Nane sokağında 5 No. lu Uyanık apartıma-nında 4 No. lu dairesinde vefat eden Bayan Paleoloğos'a »it lç çamaşır elbiseleri, yatak, keten sofra örtüleri ve karyola çarşaflan, kürk manto, lutre manto saire açık arttırma İle satılacağı İlân olunur.
Kayyum E. Kolassls
iş bulmak için
Uzun, uzun düşünmece lüzum yok!
«AKŞAM» a bir KÜÇÜK İl An «ermek kSfidir.
Çocuk hekimi doktor
Ahmed Akkoyunlu
Takdim ■ Talimhane palas
Telefon- 82627
A Eğlence, Dekor ve Cazib Var-X yetesile Memleketimizin Yegâne , ■ f Mliessesesidir. 1
B

Yurdumuzun Eczanesiz ilçelerinde Eczane açmak isteyen eczacılara Türkiye Eczacıları Cemiyetinden:
Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığının direktif ve teşebbüslerile halen eczanesi bulunmıyan 26 ilçede eczane açacak meslektaşlara Türkiye eczacılar deposundan 5000 Ura faizsiz kredi ve mahalli belediyelerce 2-5 bin Ura yardım ve kirasız dükkân ve İkametgâh temin edilmiş bulunulduğundan buralarda eczane açmak istlyen meslektaşların yerlerini öğrenmek ve tafsilât almak üzere cemiyetimize başvurmaları rica olunur.
/*
5
i
RkDYO.KkRBON
tabiatlar'1
1(' Mide, barsak ve vücutta birikmiş yağlara, gazlara, toksinlere karşı kullanılır.
S—--
Toprak mahsulleri ofisi İstanbul şubesi müdürlüğünden:
Şubemizin bulunduğu Galatada Bahtiyar hanı tarasa-sında lüzumlu görülen bazı tadilât ve onarma açık eksiltmeye konulmuştur.
Tahmin edilen Geçici keşif bedeli teminat Eksiltme giinü Toprak mahsulleri ofisi 5034.—T.L. 377.55 11/10/945 perşembe günü
İst şubesi Bahtiyar Han Saat 14 de
1 _Bu işi isteklilerin evvelce her hangi resmi bir müeses(ye en
aşağı 600o liralık bir İş yaptıklarına dair bir vesika İbraz etmeler,.
2 _Ticaret odasına kayıtlı bulunduklarına dair vesika göstermeleri.
3 _ Eksiltmeden bir gün evvel geçici teminatlarını Ofisin Bahtiyar
hanındaki veznesine yatırarak alacakları makbuzları eksiltme günü ibraz etmeleri mecburidir.
3 — Bu işe alt fenni ve hususi şartname Toprak Mahsulleri Ofisi İst. şubesi Beşiktaş malzeme servisinde görülebilir.11317;’ ■
EkslILmenin yapılacağı yer
Rejans Lokantası
Bugün kışlık mevsimim açıyor
Maestro KAPİÇTDES idaresinde mükemmel ORKESTRA, bugün birine! sınıf mutbah - kusursuz servis.
Beyoğlu Sent Ancuaa Kilisesi karşısında Ollvo pasajında No İS
(DUNH1LL SİSTEMİ)
CEP ÇAKMAKLARI
Hafif madenden çok güzel bir şekilde yapılmış, İyi yaldızlanmış ve 45 gram ağırlığındadır. Banka mektubu mukabilinde ayda 30 - 35 bin adet garantlü olarak teslim edilir.
Alâkadarların aşağıdaki adrese yazmaları;
J. Beller, İmportatlon et exportation. Bâle 7 (8uİsse)
AÇIK ARTTIRMA İLE FEVKALADE SATIŞ
Yarınki pazar saat 10 da, Şişlide Osmanbey Şair Nlgâr sokağında 66 numaralı Kitapçı apartmanının 3 numaralı dairesinde bulunan ve maruf bir aileye alt kıymetli modern ve stil eşyalar kristal takımları, biblolar, avizeler ve saire açık arttırma İle satılacaktır. Ceviz kaplamalı büfe, kristalli vitrin, kare yemek masa ve 6 adet meşin kaplı asri gayet zarif yemek oda takımı, kadife kaplı kanape ve 2 koltuklan İbaret asri salon takımı, 3 kapılı aynalı dolap. 2 komodin, 2 karyola gayet güzel asri yatak oda takımı, asrî etajerII bir divan, gayet güzel kütüphane, yazıhane, bir kanape 2 koltuk, meşin maroken takımı, Alpaka ve Kristoffle çatal bıçak takımları, 55 parçadan mürekkep gayet zarif yemek takımı, Zenlth marka yeni halde 0 lâmbalı Amerikan radyosu pikabı ile. Amerikan üorge motorlu buz dolabı, A. E. G. elctrlk fırını, elektrik süpürgesi, Havagazı fırını ve ocak, yağlı boya resimler, saatlar. vazolar, ve sair lüzumlu eşyalar, İsparta halıları.

Comments (0)