REŞAD EKREM KOÇU
ESİRCİ BAŞI
Lüle devrinin tarih dekoru İçinde bir ajk romanı. Yeni çıktı. 88 sahile 80 kuruş.
NET K İT A B E V t
Sene 27 — No. 9475 — Fiatl her yerde 10 kuruştur.
SALI 6 Mart 1945
Sahibi: Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü; Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
KOLONYA NIN BEŞTE BİRİ ZAPTEDİLDİ
Danzig ve Stettin tehlikede Doğuda Sovyet kıtaları dün de bir çok yerleri ele geçirdiler
Öder ile Vistül nehirleri arasındaki Alman kuvvetleri imha ediliyor
Danzig şehrinden bir görünüş
Şehirde sokak muharebeleri
rX>ndra 6 (R.) — Doğu cephesinde jovyet kıtaları Almanları yeni dar-'İeler İndirmişlerdir. Mareşal Slalln tarafından neşredilen günlük emre göre Sovyet kıtaları Stettin istikametinde mühim Aİmtuı kaleleri olan Stargard, Neugard ve Polzln’l zaptetmelerdir. Bunlardan en mühlmml Stettin’e 30 kilometre mesafede bulunan Stargard’dir.
Daha Dûğu’da Rckosovsky ve Zu-k»i orduları birleşmişler, 23ü meskun yeri ele geçirmişlerdir Rokosovs-•ky ordu grupuna mensup başka kuvvetler Danzig üzerine yürüyorlar. Bu kuvvetler Danzlg’e çok yaklaşmışlardır.
Öder He Vistül arasındaki Alman kuvvetleri çok tehlikeli durumdadır.
SANFRÜNSİSCO KONFERANSI
Yeni emniyet konseyi nasıl kurutacak? Kararlar nasıl verilecek?
Lotıdra G (R.) — San Francisco1 konferansında müzakereye esus Damberton Oaks konferansı kararları olacaktır. Bu sebeple davet edilen devletlere bu kararlar ve müzakere şekil bildirilmiştir. Verilen kararlar mucibince müstakbel dünya teşkilâtında il devletten mürekkep bir emniyet konseyi bulunacaktır. Konsey, îl devletten mürekkep olacaktır. Bunlardan beşi Amerika, İngiltere, Sovyetler Birliği, Fransa ve Çin daimi âzadır. Altı âza seçilecektir. Her meselede yedi âzanın reyi lâzımdır. Beş daimi azanın karara İştlrâk etmesi şarttır.
Yeni emniyet konseyi eski Milletler Cemiyeti konseyinden fazla salâhiyetlere malik olacaktır. Dünya barışını tc-hdldeden hâdise olup olmadığını, barışın İhlâl edilip edilmediğini bu konsey kararlaştıracaktır. Konsey, başka devletleri ekonomik ceza tatbik etmeye davet edebilecek, hattâ silâhlı kuvvet kullanabilecektir.
Beş büyük devlet veto hakkına malik olacakta- Yani bu devletlerden biri verilen karan kabul etmezse, bu karar tatbik edllcmiyecektlr.
San Fransiâco’ya gidecek heyetimiz
Ankara 5 — San Francisco’ya gidecek heyete Hariciye Vekil! başkanlık edecektir. Heyete Büyük Millet Meclisi üyelerinden bazıları da iştlrâk
Burada Almanlar dün 4000 ölü vermiş terdir. Polttn şehri 8ovyet kıtalarının eline geçmiştir.
Kızılordu Çekoslovakya'da ilerlemiş, Lauceneç’in batısında yeni yerler ele geçirmiştir
Almanların tehlikeli durumu
Stokholm 8 (A.A.) — Birbirlerine mesafeleri takriben 45 kilometre olan bölgelerde Mareşal Zukov ve Rcko-sosvky kuvvetleri Balttk denizine varmışlardır. Bu kuvvetler şimdi sahilin bir kısmini örtmüş olan zırhlı kolları İte İrtibat tesis etmişlerdir. Bu İki kuvvet arasında kalan Almanlar süratle yok edilmektedir. Düşmanın yanlarındaki çıkıntılara taarruz
edecektir. Bu arada Müstakil gurup başkan vekili AH Hâna Turhan'ın bulunacağı söyleniyor. Heyete Vaşlngton büyük elçimiz de dahil bulunacaktır. Ajans ve basın temsilcileri nisanın başında yola çıkacaklardır.
Konferans esnasında millet vekillerinden bir gurupun Amerlkayj ziyaret etmesi muhtemeldir.
45 devlete davetiye gönderildi
Londra 8 (A.A.» — San Francisco konferansı İçin 45 devlete davetiye gönderilmiştir. Polonya hariç olmak üzere, bütün Birleşik devletlere davetiye gönderilmiştir. Davetiyede milletlerarası barış teşkilâtını kurmak için 25 nisanda toplanılacağı blldlrll-inektedir.
Fransa, konferansa davetçl olmağı kabul etmiyor Mamafih konferansa İştlrâk edecekUr.
Finlandiya konferansa giremiyecek
Londra 8 (A.A.) — Times gazetesi diyor kİ: Finlândlyanın Almanyaya harb İlân etmesi, gan Francisco konferansında yer almak içinse, bu düşünce yanlıştır. Almnnyanın peykleri konferansa çağırılmıyacaktır. Mamafih Finlândlyanın, kurulacak yeni teşkilâta girmesine hiçbir şey engel olamaz.
eden her iki Rus ordusu da her saat yeni toprak kazançları elde etmektedirler.
Mareşal Zukov kuvvetleri Öder nehrinin sağ kıyısında kalan son 38 kilometrelik sahadan Almanları kovmaktadırlar.
Berlin radyosuna göre. Ruslar Stettin yolunu kapayan müstahkem bir şehir olan Stargard'ı almışlardır. Ruslar şimdi Stettin üzerine ilerlemektedirler.
Almanlar ne diyor?
Londra 5 (A. A) — Pomeranya'da cereyan eden çarpışmalara dair Alman tebliğinde şöyle denilmektedir: Stargard İle Drambourg arasında Sovyetler, inatlı bir mukavemete rağmen müdafaa kuvvetlerimizi Labes ve Schlvelbeln hatlarının gerisine atmağa muvaffak olmuşlardır.
Tebliğde aynı zamanda Sovyet kıtalarının Slovakya’da Zvolen çıkıntısına girdikleri de kaydedilmekte, Rodos'un kuzey batısında bulunan Plscopi adasının düştüğü bildirilmektedir. .
Breslaıı ehalisine bir hitap
Ntvyork 8 (Rı - Moskova ıadyosu Breslau şehri ahalisine hitabederek demiştir kİ: «Broslau şehri de Budapeşte gibi zaptedllvcrktir. Mukavemet beyhudedlr. Burada barlkadlar yapmak halkın ıstıraplarını uzatmaktan başka blrşeye yaramaz.*
DIKK A TELE:
“Günlük emir,) yerine “günlük bildiri,,
3ir çok tâbirlerimiz değişirken «Günlük emir» sözünün yerine de «günlük bildiri» sözünün konulmasını muvafık bulmuyor musunuz?
Fransızcadakl «ordre du joıır» tâbirinde ille «emir» mânası yoktur. Bu söz, eskiden de bizde zaten yanlış kullanılıyordu.
iler gün dikkate çarpıyor kİ ( »günlük bildiri» lerde, «emir» mânası mevcut değildir.
Halka verir talkını
—■------------
Yazan: A. ADNAN - ADIVAR Yarınki Akşam’da
Londra 6 (A.A.) — Amerikan birlikleri dün sabah Kolonya’ya girmiş, 2 mahalleyi ele geçirmiştir. Dün akşam şehrin içinde 3 Amerikan tümeni vardı. Amerikalılar Bonn şehrin* de yaklaşıyorlar. Bu şehre 13 kilometre mesafe kalmıştır. Amerikalılar bu kesimde 5000 esir almışlardır. .
Londra 6 (R.) — Gece yansına kadar gelen haberlere göre, Amerikan kuvvetleri Kolonyanın beşte birini ele geçirmiştir. Şehirde sokak muharebeleri oluyor. Tanklar şehrin merkezine doğru İlerlemektedir. Bir avuş Alman. Almanyanın üçüncü biiviik şehri olan Kolonyada harabeler arasında müdafaaya çalışmaktadır. Şehrin her tarafında mermi ve bombaların açtıkları çukurlar göze çarpıyor. Şehrin yansı harabe halindedir. Büyük kilise sağlamdır. Kolonya, nehrin batı kıyısındadır. Burada kalan Almanların doğu kıyısına son kaçış yolu da kesilmiştir Filhakika henüz sağlam bulunan büyük Hnhenznllern köprüsü dün havaya uçurulmuştur
Kolonyadan 100 kilometreye kadar Rhln nehrinin batısında savaşlar kati bir safhaya girmiştir. Şimdi Almanların elinde yalnız Veset köprüsü kalmıştır. Dün uçaklar bu köprüye taarruz etmişlerdir. Almanların burada nehrin batı kıyısındaki köprübaşı daraltılmaktadır. Köprübaşı 7 kilometre uzunluk ve 3 kilometre derinliktedir. Almanlar Vesel'in güneyinde Relnberg'de nehir üzerinde bir köprü kurmağa çalışıyorlar. Vapurlar da bir tarftan. diğer tarafa asker taşımaktadır Müttefik uçakları dün bu hareketlere, bombalar atmak suretile mâni olmuştur.
Yeni muharebe hazırlığı
Londra 6 (R.) — Birinci Kanada ordusu karargâhında bulunan bir harb muhabiri bildiriyor: Almanların birinci paraşüt ve 15 İnci orduları nehrin doğu kıyısına nispeten az zararla kaçabildiler Bu suretle Alman ordularının imhası başanlama-mıştır. Fakat ikinci gaye, yani Rhln nehrinin batı kıyısına hâkim olmak temin edilmiştir. Bu suretle Müttefikler Ruhr havzasına da hâkim olmuşlardır. Şimdi yeni ve daha müthiş bir harb İçin hazırlık yapılıyor Nehrin doğu sahilinde kadın, erkek, çoluk çocuk herkes tahkimat yapmaktadır. Müttefikler şimdiye kadar 45 bin esir almışlardır. Bıı mühim rakamdır, fakat Rundstedt henüz müdafaa kabiliyetini muhafaza etmektedir.
Üçüncü Amerikan ordusu daha güneyde Elfel bölgesinde İlerlemekte devam ediyor.
Essen top menziline girdi
Londra 6 (A A.) — Nevyork radyosunun verdiği bir harebe göre. Essen şehri Amerikan toplarının menzil! İçinde bulunmaktadır.
Londra 8 (A.A.i — Dün öğleden sonra general Montgomery umumi karargâhına gelen haberlere göre, general Slmpson kumandasındaki dokuzuncu ordu Dulsburg'a çıkan Rhln üzerindeki Homberg köprüsünün batı ucunu ele geçirmiştir. Köprü sağlam bir haldedir. Bu başarının Rhin'ln kuzeyindeki cepte kalan Alman kıtalarını bu köprüden İstifade etmek İmkânından mahrum bırakacağı söylenmektedir.
Londra 8 (A.A.) — Berlin radyosu Amerikan tanklarının Kolonyaya girdiklerin! kabul etmektedir.
Hava akınları
Londra 8 (R.) — Dün gece İngiliz bomba uçakları Almanyaya çok eğir bir hava akını yapmışlar, Chemtıltz! bombardıman etmişlerdir. Berlin'e de akın yapılmıştır. Dün gündüz Amerikan uçakları Chemnltz ayırma garlarını bombardıman etmişlerdir.
Zaptedilen yerler
Paris 8 (AA.) — Birinci Amerikan ordusu dün 30 dan fazla kasaba işgal etmiştir. Bu kasabalar Kolonya'nın şimalinde ve şimal batısında bulunmaktadır, Cenupta Amerikan birlikleri Esklrchen'l zaptetmişler d İr. Hom-berg'I temizlemiş olan dokuzuncu Amerikan ordu birlikleri bu şehrin şlmallndo Rhln köprüsüne ulaşmışlardır.
Kolonya'nın meşhur btlpüfe kiUse/t ve ifton/on civan
O Û_ (N
O C O $2 0 > 0 £
>* _Q ■o
0 ra S? u
şimal kesimde, KanadalI birlikler Zanten’e girmişlerdir. Wessel yolu üzerinde Walden zapterfllmlştlr.
Rhin’i geçme hazırlığı
Paris 8 (A.A.) — Alman haberler ajansı. Rhln köpriibaşlan etrafında şiddetli çarpışmaların cereyan etmekte olduğunu bildirmektedir.
Aynı ajans şunları ilâve »diyor:
İkinci İngiliz ordusu Enıerlch 11» Wessel arasında toplu bir hRİde Rbin nehrini geçmeye hazırlanmaktadır. Üçüncü Amerikan ordusuna mensup birlikler de Prum kesiminde Almafl hatlarında bazı gedikler açmışlardır. Alamnlar yeni müdafaa hatlarına çekilmişlerdir.
Günler Geçerken
Zigfrid ve Çin şeddi
Zigfrid şeddinin çöktüğü anlaşılıyor. «Hat» yerine «sed» keli, meşini kullanışım o. düşman akınım önliyecek bentlerin bana Çin şeddini hatırlatışındandur. Majinolan ve Zigfridleri kuranlar şüp. hesiz ki ilhamı Çindekl 2.400 kilometre uzunluğunda, yer yer hisarlarla pekleştirilmiş serilerden almışlardır. Bir hesaba gör» Çin şeddi için kullanılan taş ve harçla Arzı iki defa dolanıp çevirecek yayvan bir duvar yapmak mümkündür. Ehramlar dünyanın en eski, en büyük âbideleri İse de ve en çok amele kullanılarak yapıldığı sanılırsa da bugün, hayatı ancak yirmi iki asırlık olan Çin şeddi için ehramlardan çok fazla insan çalıştığı hesabediliyor. Firavunlar mezarı sivri, toplu olduklarından ve gözle bir noktada kavranılabildiklerinden. dolayı hayret uyandırır; tmparator Htf. ang - Ti’nin duvarındaki büyüklüğü anlamak Jcabedince yüksek dağlar aşmak şartlyle uzun, yorucu bir yolculuğa katlanmak lâzımdır.
Şıı var ki Majino ve Zlgrrld gibi o sed de düşman İstilâsını önliyememiştî. Zaten sanırım tardı her hangi şekilde kurulmuş olursa olsun sonuna kadar dayanmış hiç bir kale. sur. sed ve hat tanımıyor. İş harb hesabını yanlış tutmamaktadır. Yanlış tutulmuşsa kalelerin rolü olsa olsa âkıbetl geciktirmekten ibarettir. Majino ona bile yaramadı; Zigfrid zaman katandırablldl... Fakat neler kaybettirdi! Majlnonun Fransaya lüzumsuz bir güven aşılayarak ruh uyuşukluğu vermek. Zigfrlriin İse Almanyaya bir yıldan beri sulha yanaşmayarak bos timi Her İçinde faydasız çarpışmak gibi büyük zararları dokunduğunu şimdi iyice anladık. Hal-bııkl Çin şeddi — büyük bir romancının vaktile dediği gibi — bir şeye yaramıştır. Düşman o duvarları yıkıp İçeriye dolunca ordusu tarafından değil, kültürü tarafından sindirilmiş, isti'Acılarjn topraklarını da hudutları arasına katarak bugünkü on bir milyon kilometre karelik ve beş yüz milyonluk bir ülke halini bulmuştur!
Bir millet hisarlarından ziyade varlığının özü olan kültürünü kaybetmekten ve hele kültürsüzlükten korkmalıdır.
Refik Halid Karay
banıle 2
A İS ŞAM
6 Mail
SÖZÜN GELİŞİ -
Bir benzetme
İnsanların kadcrile vapurların kaderi arasında yakın bir benzerlik sezdiğim olur, insan lıayatuıa karışmayı bu kadar bilen insan yapısı hemen hemen yok gibidir. Talihlerini birim talihimizle birleştiren ehli hayvanların hemen yanı başında muhakkak ki vapurlar geliyor. Durucu eşya o kadar bizden değildir. Her gün üzerine oturduğumuz sandalye, elbiselerimizi saklayan dolap, masa besbelli ki bizimkinden ayn Hr kaderin yolcusu! Ama yüriiyücüler arasında meselâ bir otomobilin, bir tramvayın, bir trenin insana yakınlığı hiç bir zaman bir vapu-runki gibi değildir Hattâ onlarda İnşam sevmeyen, ondan uzak durmak isteyen, İnsana zorlu hizmet eden bir hal vardır. Vapur ise doğuşu, yaşayışı, kazaya uğnyarak yahut İhtiyarlı yarak öltt-şile insan alnına yakışır maceralı bir kaderin bilinmez çizgilerini elinde olmadan kovalar.
Hepsini bir yana bırakın. İçinde bulunduğumuz harb ne kadar insanların harbi ise o kadar da vapurlaruı harbidir. İnsanlarla beraber onlar da en geniş ölçüde bu harbe karıştılar. Kayıplan milletlerjnkinden az değildir, Şefler «askerlerimizi çoğaltacağız» derken «vapurlarımız da artacaktır» demeyi unutmadılar. Bütün tehlikeleri göze alarak cephelere adlâh, insanlara yiyecek yetiştiren onlardır. Hangi insan yapısı insanlarla bu kadar elete, kolkola. yanyana, maddede olduğu g*W ruhta insanlara yakınl’k gösteriyor?
Yaşamalarındaki benzerlik şaşırtıcıdır. Bazısı Ahmet Emin Yalman gibi İkide bir dünya seyahatine çıkar; bazısı çoğumuz gibi ikf iskele arasında gider gelir. Şehrimizde hentiz Büyükada-ya gitmemiş çok İstanbullu vardır. Geçenlerde bunlardan birine Tasladım: «Otuz yıldır İstanbulda oturduğum halde İlk defa dün Biivükadaya gittim» diyordu. Nedense bu sö® bana çeki Şirket! Havriyenin vapurlarını hatırlattı. Onlar da şu kadar yıl fstan-bv’da oldukları. Boğazda dolaştıkları halde ilk defa criarak Kadı-Adalara gitmiyorlar mı? Şevket Rado
Tramvay seferleri
Dün tramvay İdaresinde bir toplantı yapıldı, muhtelif meseleler görüşüldü
Eminönü ile Maçka, Harbiye, Kurtulup
aratmda doğru tef erler yapılacak, tramvaylar ihtiyarî duraklarda durnuyacaklar
Almanya sulh çaresini arıyor
Portekiz ve İsviçre’den buna dair haberler geliyor
Tütün satışı
En az 30 bin ton ihracedilebilecek
Ankara 6 (Akşam) — Birçok memleketlerden işlenmiş tütün talepleri alınmaktadır. Kurtulan Fransada tütün stoklan tamamen elden çıkarılmış olduğundan, bu melekete külliyetli miktarda tütün ihracı imkânı mevcudolduğu anlaşmaktadır, Nete-klm son hafta içinde Fransadan bir hayli miiracatlar alınmıştır.
Fransanın işgali senelerinde Fransa ile ticaretimiz sekteye uğramış ve hattâ tamamen denecek derecede durmuştu. Yakında Fransa İle yeni bir ticaret anlaşması akdedilecektir. Bu hususta ilk temasların Pariste yapılacağı bildirilmektedir.
Kurtulan İtalyan şehirlerine de tütün sevkedllmest mümkün görülmektedir. Yunanistan ve Bulgarlatanda da tütün stoku mevcudolmadığından. memleketimizin bu senekl 60 bin tonluk tütününden en az 30 bin tonunu harice satmak imkânı vardır. Amerikalı müşterilerimiz de mümkün mertebe fazla mtbayaatta bulunmaktadırlar.
Cumhur Başkanı Meclîste
Ankara 8 (Akşam) — Cumhur Baştanımız İsmet fnönü dün öğleden sonra Büyük Millet Meclisine giderek bir müddet meşgul olmuş, ve ondan •on ra daCWP. Genel Sekreterliğini riyaret etmiştir
Parti grupu ve Müstakil grup bugün toplanıyor Ankara 5 — Meclis Parti Grupu umumi heyeti yarın toplanacaktır. Müstakil Grup da yarın ayrıca toplanacaktır.
Büyük Millet Meclisi toplandı
Ankara 5 (AA.) — Büyük Millet Meclisi bugün Şfmseddin Günaltay’ ın başkanlığında toplanmıştır. Görüşmelere başlanırken Kocaeli Millet. Vekili Ragıb Altça, Sivas Millet Vekili Hakkı Başak ve Zonguldak Millet Vekili Haşan Karabacağın öldüklerini bildiren Başbakanlık tezkereleri okunmuş ve hâtıraları anılmıştır.
Bundan sonra baa Millet Vekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması hakJundaki İsteklerin donem sonuna bırakılmalarına alt mazbataları ve Cumhur Başkanlığı Flârmonlk orkestrasının kuruluşu v» orkestraciların yükselme ve ceealandırılmalonna ait kanunla Devlet Kenservatuvarı hakkından kanunda bazı değişiklikler yapılmasına alt kanun tasarıları onaylanmış ve Meclis cuma giinü toplanmak üzere dağılmıştır.
Hariciye Bakanı Sovyet elçisini kabul etti
Ankara 8 (Akşam) — Hariciye Bakan muz B. Haşan Boka dün Mosko-yadan dönmüş bulunan Sovyet Büyü!: Uçl-d B. W!nogradof*u dün kabul •toMjtir.
İçki âleminde c nayet
2 kişi öldü, 2 Idşi yaralandı, suçlu yakalandı
İzmir 8 (Telefonla) — Aydında umumi bir evde feci bir cinayet işlenmiştir.
Kezban İsminde bir kadının umumi evinde bir eğlence tertlbeden Mehmet ile İki arkadaşına, içki Aleminin koyulaştığı bir zamanda, alâkadar memurlar tarafından umumhanede içki içilmesinin yasak olduğu tebliğ edilmiştir
Bu şeklide, muhabbetlerine nlnayet verilmesine kızan Mehmet tabancasını çekerek evvelâ umumhaneni Kezbs.n i müteakiben de arkadaşlarından Mehmet Ali’yi öldürmüştür. Mehmet, bundan sonra yine ateş» devam etmiş ve çıkan kurşunlar diğer arkadaşı Raşld e ve onunla beraber bulunan Feride’ye teeadıif ederek ağıt surette yaralanmalarını mucip olmuştur.
Mehmet, «ünde tabancaslle kaçmakta İken zabıta memurları tarafından yakalanmıştır. Savcılık tahkikata el koymuş, Mehmet sorgusunu müteakip tevkif edilmiştir.
İstanbul - Bükreş tren seferleri
Türk - Rumen şimendiferleri arasında yapılan bir anlaşma gereğince Slrkeci’den her akşam 21 de kalkan yataklı yolcu tre-nlle Sofya'dan sonra Gomoore-hovitza •târikiyle Rusçuk’a ve oradan Tuna’yı geçerek Bükreşe yolcu münasebatı başlamıştır.
Sofya’da yeni 2 halk mahkemesi kuruldu
Ankara 6 (R) — Sofya radyosu bildiriyor: Sofya’da İki yeni halk mahkemesi daha kurulmuştur. Bunlardan biri 99 faşisti, diğeri Yahudller aleyhinde yası veya sair surette propaganda yapanları muhakeme edecektir.
Cumaovası linyitleri işletilecek
Ankara 8 (Akşam) - Taşıtların azlığı ve yolların ditzgün olmamsa yüzünden şimdiye kadar gayri faal bir durumda kalmış olan Cumaovası linyit kömür madeninin işletilmesi İçin teçcbbtUiers girişilmiştir. Bu linyit madeni on. milyon ton tahmin edilmektedir, İzmir'in linyit Ihtlysoı uzun müddet sağlanmış olacaktır.
Verilen rapora nazaran Cumaova-sındakl linyit kömürü kuvvetli bir kalitededir. Nakil vasıtaları yeter dereceyi bulduktan ve yollar İnşa edildikten. sonra Cuma ovasın d an Uıracat yapılabilecek miktarda kömür İstihsal edilmesi mümkün görülmektedir.
Tramvaylardaki kalabalığı hafifletmek. İstasyonlarda arabalara İtişip kakışarak binmeğe nihayet vermek İçin bir müddettenberi Belediye İle Tramvay idaresi İncelemeler yapmakta İdiler. Düşünülen şeyler* tatbik etmeden önce İlgili ve salahiyetlilerle basın mensuplarının mütalâalarını almak İçin dün öğleden sonra Tramvay umum müdürlüğünde I bir toplantı yapılmıştır.
Toplantıda Belediye namına Belediye başkan muavin! Dr. Nazif Seçkin, Teknik üniversite rektörü Prof. TeV-flk Taylan. Basın birliği başkanı B. Hakkı Tarık Us, Belediye teftiş heye-tl müdürü B Necatı çiller. Elektrik ve Tramvay umum müdürü B. Mustafa Hulkl Erern. İdarenin umum j müdür muavinleri, tramvay Işletme-slle alâkalı bütün şefleri, Belediye fen müşaviri Hüsnü Keseroğlu. Nı-fla komiseri B. Mustafa Arif, Emniyet altıncı şube müdürü B. Kemal ile gazeteciler hazır bulunmuşlardır
Umum müdür, tramvayın Belediyeye devredildiği tarihteki durumunu anlatmış, şirketin malzeme namına hemen hiçbir şey bırakmadığını, İdarenin Avrupaya birçok malzeme siparişi yaptığı halde bir müddet sonra araya hûrb glrmeslle bu siparişlerin gelemediğini, bugüne kadar tramvayların çok zor şartlar içinde İşletilebildiğini. eldeki 300 arabadan bugün 256 arabanın serviste çalıştığını, buna mukabil şirket zamanında gün-| de 160 - 170 bin yolcu taşınırken bu-ı gün bu miktarın 240 - 270 bin kişiye çıktığını belirtmiştir.
Bundan sonra Belediye başkan muavini Dr. Nazif Seçkin, Belediyenin düşüncelerini ve Tramvay İdâreslle birlikte çalışarak tesblt edilen hususları birer birer İzah etmeğe başlamış, davetlilerin, bilhassa gazetecilerin mütalâalarını dinlemek İstediğini söylemiştir.
İlk önce tramvaylara arkadan binmek. önden inmek mevzuu görüşülmüştür. Arkadan binip önden inmenin esasen pek yerinde bir tedbir olduğu, şimdiye kadar da bundan pek iyi neticeler alındığı anlaşılmış, ancak bazı yolcuların arka sahanlıktan da indikleri münakaşaya sebebol-muştıır. Bu arada arabaların daha fazla yolcu alabilmeleri İçin kanape-lerln yerlerinin değiştirilmesi, yahut çift kanepelerin teke çevrilmesi, ka-napelerln büsbütün kaldırılması gibi muhtelif fikirler ileriye sürülmüş, fakat bunda bazı teknik mahzurlar olduğu da salahiyetliler tarafından İzah edilmiştir Bu usu! muhafaza edilmek şari'l’’ bu hususta daha ra-
dikal süratte alınacak tadbirlerin ayrıca etüdedllmasi kararlaştırılmıştır.
Bundan sonra mühim tramvay istasyonlarında. — Taksimde Beşiktaş ve Boğaz otobüslerinin durak yerlerinde olduğu gibi — parmaklıklar İhdası için çizilen krokilerin esaslarını Dr. Nazif Seçkin İzah etmiştir: Dr. Nazif, bilhassa Beyoğlunda Tünelba-»ında tramvaylara binmek 1çln bu parmaklıklara İhtiyaç olduğunu ileriye sürmüştür. Düşünülen şekle göre, Tünelbaşında Şişil, Maçka. Kurtuluş ve Karbiyeye gidecek yolcular İçin ayrı ayn yerler olacak, bu yerlere girecek yolcular, ancak bu parmaklıkların İçine girebileceklerdir. Her semtin arabası da ancak kendi parmaklığının önünde durabilecektir. Eminönü meydanında da bu suretle sekiz parmaklıklı bekleme yeri ihdası etrafında hazırlanan bir proje de anlatılmış. fakat Eminönü meydanının durumu. bunun tatblkına İmkân olmadığını göstermiştir. Bu arada Avru-panın bazı yerlerinde olduğu gibi, İstasyonlara konulacak numara bileti ve sıra İle tramvaylara binmenin mümkün olacağı da teklif edilmiştir. Fakat bunun da kabil olamıyacağı anlaşılmıştır. Neticede şimdilik bir deneme mahiyetinde olmak üzere Tünel ve Harblyede parmaklıklar ihdası muvafık görülmüştür
Belediye başkan muavini Dr. Nâ21f Seçkin, bilhassa sabah ve akşamlan Eminönü İle şişil, Maçka, Harbiye, Kurtuluş semtleri arasında doğru seferler yapılması lüzumunu İleri sürmüştür. Buna göre, meselâ Maçkaya gidecek bir araba. EmlnÖnünden sonra Nisantaşına kadar hiçbir istasyonda durmıyacak, arada ne yolcu İndirecek. ne de yolcu alacaktır. Bundan da maksat, uzak yerlere gideceklere tramvay temin etmek, ara İstasyonlara İneceklerin bu doğru arabalara binmelerine meydan vermemektir. Doğru hatların esas İtibarile pek muvafık olduğu İleri sürülmekle beraber bunların ihtiyari duraklarda durmı-yarak, belllbaşlı mecbur! İstasyonlarda durmaları muvafık görülmüştür.
Abonman kartlarının kaldırılması meselesi de lehte ve aleyhte münakaşa mevzuu olmuş, bunun ayrıca tetkik edilmesi muvafık görülmüştür. Toplantıya saat 18,5 ta son verilmiştir.
Dünkü toplantıda verilen en İsabetli karar, doğru seferler yapılması hakkındadır. Avrupada birçok şimendifer hatlarında bile bu usul tatbik edilmekte ve iyi neticeler alınmaktadır.
Bern 6 (AA.) — Doğu da Batı’da Müttefik hücumları knrşuanda Alman diplomatlarının rulh çarelerini aramakta olduklarına dair aöylentller burada yeniden canlanmıştır, Lizbon’ dan gelen yolcularla mülâkat yapan Dle Tat gazetesi muhabiri Nazı işçi şefi olan Dr. Wllllam Ley*!n dahil olduğu bir Alman heyetinin raporlarından bahsetmiştir.
Bu raporlar Almanya'da gittikçe artan yenilik hakkında yapılan münakaşaları taklbetmektedlr. Cumartesi ve pazar günkü İsviçre gazetelerinden bir çoğu, bilhassa Alman harb liderlerinin Slegfrled hattının yarıldı ğına dair resmi itiraflarından sonra sivil halkın maneviyatının azalmakta olduğunu yazmaktadırlar.
Alman sulh heyetlerinin raporları
Triyeste,Fiyume
Bu şehirler Yugoslavyaya verilecek
Bu sabah yine kar yağdı
Son kar fırtınasından sonra bava lodosa çevirmişti. Bil »abalı rüzgâr değişmiş, tekrar kor yağmağa başlamıştır. Termometre sıfırın üstünde 3 derecedir.
İsviçre’de bazı şehirlere bombalar düştü
Eurliı 5 (AA..) — İsviçre'yi bombardıman etmiş olan uçakların hüvl* yetleılnl meydana çıkarmak için yapılan anket bir netice vermemiştir. Bale şehrine 20 ynngın bombası düşmüştür. Bir İnfilâk bombası Wohl istasyonunu ağır hasara uğratmıştır. Zurfh’ln üstünden uçan 8 uçak mühim hasarlara sebebiyet vermiştir. 4 kişi ölmüştür. Bir çok kayıp vardır. 260 ttlo ağırlığında olması muhtemel bulunan «4 infilâk bombacı atokmş-tır.
umumiyetle Müttefiklerin cephelerdeki muvaffakiyetleriyle aynı zamana tesadüf etmiştir Fakat, (Dle Tat) gazetesinde pazar gıınü çıkan raporun Almanya'da geniş bir muhalefet hakkında neşredilen ilk rapor olduğu belirtilmektedir
Üç büyük liderin Kırım konferansından evvel çıkan son raporlarda Von Papen’in sulh şarllartnı araştıran Alman ordularının murahhas! olduğu bildirilmektedir. Taraf s ıı müşahitler pazar günü Churchill ve Roosevelt'ln geçen hatla «.Kayıtsız şartsız teslim* tabirinde kalmakla beraber iki liderin, bunun • Alman milletinin esaretini» ifade etnıiyece-ğinl dikkatle belirttiklerini haber vermektedirler.
Roma 5 (A.A.) — Triyeste,
Fiyume ve îstlrya’nın Yugoslav-yaya verilmesinin Yal ta konferansında kararlaştırıldığına dair bir Amerikan gazetesinde çıkan makale büyük heyecan uyandır, mıştır. Napoli sokaklarında nümayiş yapan talebe «Yaşasın İt al. yan Triyeste» diye bağırmıştır.
Diğer taraftan İtalyanın Amerika elçisi ttalyanın 12 Adayı Yunanistan» terkedeceğini bildirmiştir.
Yunanistan’da
Muhtelif partiler arasında görüşmeler
Suriye - Lübnan
Bir Fransız gazetesinin makalesi
Acı ^ir kayıp
İbrahim Necmi Dilmen vefat etti
Ankara 6 — Burdur Millet vekili İbrahim Necmi Dilmen dün Ankara Numune hastanesinde vefat etmiştir. İbrahim Necmi Dilmen bir kaç gün evvel kar üzerinde düşmüş, yaralanmıştı, ölümü bu yaraya kalb sa’fınm katılmasından ileri gelmiştir. Cenazesi yarın kaldırılacaktır.
[îbahim Necmi Dilmen hukuk fakültesinden çıkmış, bir çok liselerde öğretmenlik. Darülfünunda müderris muavinliği yapmış, 1932 de Türk dili tetkik cemiyeti merkez heyetine Aza, 1935 de Burdur Millet vekili seçilmişti.
İbrahim Necmi Dilmen eski bir gazeteci idi. Bir çok gazetelerde muharrirlik, yazı İşleri müdürlüğü yapmıştır. Müteaddit eserleri vardır. Merhum 1889 da Selânik-te doğmuştu. Henüz genç denilebilecek bir yaşta ölümü ile kıymetli bir ilim adamımızı kaybetmiş oluyoruz. Ailesi erkânına baş sağlığı dileriz.]
Şirketi Hayriye
Tekaüt sandığının tasfiyesi hakkında bir dâva açıldı
Münakalât Bakanlığına devredilmiş bulunan Şirketi Hayrlyedekl Memurin tekaüt sandığının tasfiye olunup olunmaması, sandık hissedarları arasında bahis mevzuu olmuş, Münakalât Bakanlığı alâkadarlar vasıtasl-le sandık Asasının bu hususta yegân yegân reyini almıştı.
Hissedarlardan mühim bir kısmı birinci ticaret mahkemesine müracaat ederek, teşkil olunacak adli bir ehil vukuf marifet İle bu tasfiyenin yapılmasını İstemiştir.
Bugün birinci ticaret mahkemesi. Şirket Teavün sandığında iki bin beş yüz kişiyi alâkadar eden bu dâvanın rüyetine başlıyacaktır.
Vak! İddialar arasında Sandıkta evvelce memur ve müstahdeminin beş bin hissesi olduğu, fakat bunun İki bin beş yüz hissesinin meydanda olmadığı, Sandığın ilk teşekkülü zamanında Sandığa dahil olan memurlardan bir kese İçinde onar lira altın para alındığı, bunların da hesabının verilmesi istenmektedir.
Ruhr aonAyi bav mamda Fabrikalar
Atina 6 (AA.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: Halk partisinin İdare komitesi yarın istikrarlı bir siyaset takibetmek üzere bütün millî meseleleri lnceliyecek olan bir komisyonun teşkili hususunda liberal partisi şefi M. Sofulls’ln terakki partisi şefi M. Kafandarls ile görüşmeğe karar verdiği sanılmaktadır. Parti şeflerinden müteşekkil bir komisyonun Yunan millî haklarının korunması maksadlle Yunanlstanm San Francisco konferansında temsili İçin zemin hazırlaması telkin edilecektir.
Halk partisi teklifinin diğer parti lerce de kabul edileceği tahmin edilmektedir. Hükümetin lüzumlu telâkki ettiği bu iş birliğini kabul etmeğe hazır olduğu yetkili bir hükümet kaynağı tarafından belirtilmiştir.
Anezatfsia gazetesi şunları yazıyor: «Temenni edelim M. Yunanistan Son Francisco konferansında tarihte verini ve İstikbalini tâyin edecek olan ciddi millî meselelerin vahametine ve önemine uygun bir şekilde temsil edilsin.»
Manilla’daki muharebeler
Paris 6 (AA.) — General M-lc Art-hur*ün tebliği. Manllla’yı müdafaa etmekte olan İD Japon tümeninden altlanın imha edilmiş olduğunu, geil kalanların da dağlarda kuşatılmış bulunduğunu bildirmiştir.
Yeni Giııe adasında Amerikan sk-lfthendazları şimal kıyıda Wavelk istikametinde 10 kilometre İlerlemişlerdir.
Yeni Yugoslav kabinesini kurmağa mareşal Tito memur edildi
Londra 6 (R) — Yugoslavyada 3 kıra! naibi İşe başlamıştır. Tito ve Londra’dan gelen Subasîç kabineleri istifa etmişlerdir. Naipler yeni kabineyi kurmağa mareşal Tlto'yu memur etmişlerdir. Bu işin pek yakında tamamlanacağı bildiriliyor.
Bir evde bir ceset bulundu
Karagümrükte Löküncüler caddesinde bir evde yalnız başına oturan Ali İsminde 85 yaşlarında biri, bu sabah odasında Ölü olarak bulunmuştur.
Hâdiseden zabıta haberdar edilmiş, yapılan muayenesinde, vücudunda olr takım yara ve bereler görülmüştür, Ceset morga kaldırılmıştır.
Paris 5 (A.A.I — Lübnan - Suriye meselesinden bahseden «Aurore» gazetesinin başyazısında söyle denilmektedir:
Fransanın, manda alımdaki memleketlerle olan münasebetlerinde muhtelif safhalar mevcuttur. Bu münasebetler her şeye rağmen umumiyetle memnuniyet verici olmuştur. İngiliz siyasetinin temayülleri durumu güçleştirmektedir Hükümet ve halk oyu bu durumla yakından alâkadar olmaktadır. İngiliz dostlarımızla aramızda ittifak muahedesinden evvel mevcudolan her türlü ihtilâfın hallindeki güçlüklerin bahis mevzuu olduğu hakkında kimse sfîuhe etmemektedir.
Fransız ve İngill2 siyasetlerinde derpiş edilen her türlü yaklaşma projeleri ligi ile Incelenmeğe değer; takat Suriye ve Lübnan bahis mevzuu oldukta, bu iki memleketin diğer bölgelere nazaran durumunun mukayese edllemlyecek şekilde olduğu ve Fransanın burada fikri sahada emsalsiz bir kök saldığı âşikârdır Bu tesiri sv'»1»r—bırBİrorr——
Created by free version of 2PDF
Roanı.a h r»--. ıı kaçtı
Londra 6 (R) — Eski fasist
liderlerinden Gl. Roanna gönderil diği hastaneden kaçmıştır. İtalya hükümeti Roanna hakkında malûmat verecek olana bir milyon liret verileceğini ilân etmiştir. Roanna Yugoslav hükûnr.eti tarafından harb suçlusu ilân edilmişti ve milletler arası mahkemede muhakeme ed'lecekti.
Kömür heyeti Londra’ya gitti
Londra 5 (A A i Anadolu
ajansının özel muhabiri bildiriyor: Amerika ve Kanadada tetkik seyahatine çıkmış olan dc-vlet kömür havzası umum müdürü İhsan Soyak. Sümerbank umum müdür muavini Bülent Büktas, Etibank müdürü Salim Oker'(1~n müteşekkil Eti ve Sün'°r hev‘î. bugün Londra’ya gelmişi'r. Heyet, Ingiliz sanayicilerinin dav‘t-11 sİ olarak 7 martta TngHterenEn kuzeyine, mühim sanayi ve maden merkezlerini ziyaret rt’rek üzere 15 eiinJük bîr «sevab-i- r-ı. aktır.
5/3/945 flattari
Londra üzerine ı sterlin 5 24
Nevyork üzerine 100 dolar 13040
Cenevre 100 tsvlçre Fr 30 3255
Madrid üzerine IflO pezeta 12 1/378 stokholm frertne 100 Kuron 31 1325
Esham re Tahvilât
Ergani % 5 1933 25.—
tkramîyeii % s 838 22.—
% 5 İkramiyen M M. 21 60
% 7 Milli Müdâfaa 15 40
M'lll Müdafaa 2 10 10
Miti! Müdafaa. 3 19.21
% 5 945 Milli MüdafA 19.16
Sivas - Erzurum 1 19 40
Sivas - Erzurum 2-1 19 45
% 7 1941 D Y 1 J9 35
1941 Demiryolu □
1841 Demiryolu m 1941 Demiryolu % 8 Anadolu D Yolu % 61
Anadolu tahvili I - D Anadolu Mümes.
Merkez Bankası İs Bankas nama.
İş bankası hamiline 15.50
Aslan çimento 8,80
BORSA DigiNDV
Reşadiye alîmi
Gulden 33 w
Külçe altın bir gramı >-18
t
AKŞAM
Sahi f e 3
/K SAMDAN AKŞAMA
Sigortacılık hakkında bir fetva
Bir arkadaşı yazıhanesinde zi-yaut etmiştim. Meğer bir yazısı varmış. Beraber çıkıncıya kadar on on beş dakika oyalanmam lâzım geldi. Masanın üzerinde duran mecmuaları karıştırmağa başladım.
İktisadî dergilerden biri, son ay.ar içindeki bir nüshasını si-gor.acıl'ğa hasretmiş. Memleketimizde bu mesleğin ne türlü tekâmüller geçirdiğini göstermek için bazı vesikalar neşrediyor.
Arap haıflerile ve sarıklı hocaların el yazısde meydana getirilmiş resmi evrakın da klişesini çıkartmışlar. Dikkatime çarptı. .
Otuz iki sene evvel, yani 1329 efreııci 1913 senesinde, Osmanlı devieti tebaasından biri, her halde ecnebi sigorta şirketlerinin nıeuaa Herini gözetmeği kasde-derek «huzuru alii cenabı meşihat pena hiye» bir istida veriyor:
— Sigortalamak istediğim bir malı merkezi ecnebi memleketlerde olan bir şirkete şu şu şartlarla versem caiz midir? . diye ■oruyor.
Alınan cevap aynen:
— Derunu arzuhalde muharrer akdi mezkûr dan İslâm d a olmayıp b:rveçhi meşruti mema-liki ecnebiyede kâin bir sigorta (irketi ile icra edildiğ takdirde şirketi nıezkure rızasile vereceği ciyadeyi yani makudu aleyh sigorta bedeli ne miktar meblağ ise anı ahz helâl olur.
Yeni nesle bu fetvayı tercüme lâzım mıdır, bilmiyorum. Hülâsası: Ecnebi sigorta şirketlerine sigortalarsanız helâl, amma, yerlilere değil
Otuz iki sene evvelki zihniyet bu imiş; o zamandan beri, Tİİr-kiyede sigortacılık diye koskoca ve dallı budaklı bir içtimai ve iktisadi cihaz hâsıl oldu. Doğrusu ben. kendi yaşadığım seneler içinde memleketimizin o haldbn bu hale gelişine şaşıyorum
— Milli sigortası olmıyan bir yirminci asır memleketini babalarımız nasıl havsalalarına sığdırmışlar?. - diye kendi kendime isalı edemiyorum.
Simdi de başka bir nokta var: Gerçe, «içtimai sigorta, mesleki teşekküllere haramdır!» diye fetva çıkmış değil. Lâkin netice o ki. devlet memurları hariç, hemen hemen her meslek erbabı o cins sigortaların ve teşekküllerin diğer memleketler insanlarına verdiği emniyet ve rahattan mahrum yaşıyor.
işten çıkarılmak, hastalanıp; tıbbi yardımdan mahrum kalmak. dullarımızı ve yetimlerimizi arkada nâçar bırakmak, ihtiyarlayıp çalışamamak tehlıkele-fine maruz milyonlarca nufusu-tnuz var.
İleriki dünyada — öyle anlaşılıyor— tıpkı bütün evlere su ve Elektrik verilmesi kabilinden bütan insanlara bu içtimai garantilerin verilmesi bahis mevzuudur Bu hal. hakikat olacakt*r.
Şimdi biz, umumiyetle milli sigortayı anlamıyân otuz iki sene evvelki vatandaşlarımıza nasıl Îaşıyorsak, ileride de bizim bu talimize daha fazla sasmasalar.
/Vâ - Nû)
| İŞEHIR HABERL E R I iM15 ? 7‘‘‘ 1
I • _______SI Yeni bir haşiye..
Umumî Meclis ithal edilen mallar
Dün bir çok mazbataları müzakere ve kabul etti
Umumî meclis dün reis vekili B Faruk Derell'nin başkanlığında toplandı. Oturum açıldıktan sonra gççen toplantıya ait z^bıt okundu. Onu müteakip üyeden B. Ekrem Tur vo 50 kadar arkadaşının imzaiıyarak reisliğe verdikleri bir takrir okundu. Bıı takrirde değişllrllen belediye zabıta talimatnamesindeki hükümlere göre yangından korunmak maksadile ahşap veya kısmen ahşap bina veya dükkânlarda çalışmakta olan tezgâh ve atelyelcrln bugünlerde sık sık kontrol edilerek bu yerlerde tadilât yapılmadığı takdirde kapatılacağı şeklinde ihtarların yapılması ve hattâ bir kısmının kapatılmaya kalkışılması bildiriliyor ve yüzlerce vatandaşın dükkânlarının kapatılması İle işsiz kalmak üzere bulundukları ilâve olunuyordu.
Takririn okunmasından sonra bu hususta İzahat veren B. Ekrem Tur bu çeşit atelyelorde çalışan küçük esnafın durumunu belirterek bu İşin hallini istedi. Takrir oy birliğiyle makama havale olundu
Bundan sonra ruznamcnin müzakeresine geçildi. R.uznamede iki teklif vardı Bunlardan birisi Mısır çaışı-sinda İL ve 13 numaralı dükkânların kira bedellerinin İndirilmesi, diğeri de Kartal şvbejsine s it 52 Ura 14 kuruşun kayıttan düşürülmesi hakkında İril. Her iki teklif kavanin encümenine havale olundu.
Tekliflerden sonra mazbataların I müzakeresine geçildi. Buhar kazanlarından alınacak resmin tesblti sureti hakkında mülkiye, iktisat, encümenlerinin müşterek mazbatası okundu ve uygun görülerek bu husustaki ta-1 rifenln değiştirilmesine karar veril-i dİ. Bu karara göre, hususi kanunlar- | la muafiyet ve müsaadelere mazhar olanlarla ziraatte kullanılanlar muş-, - *
tesna olmak üzere, üç sınıf olarak zaman yaslanabilecektir, tesbit edilen buhar kazanların dan; Son günlerde memlekete bir
bir defaya mahsus olmak üzere bi- miktar gomalaka İthali kabil birinci sınıfa dahil olanlardan 59, muştur. En madde üe mobilya ikinci sınıflardan -- • -
ruflardan da 10 lira ruhsatiye resmi alınmasına karar verildi.
Bunu müteakip Bakırköy şubesine alt 117 llra Gi kuruş alacağın terkininin uygun görüldüğüne dair kava-niıı encümeninin mazbatası muvafık görülerek kabul edildiği Büyükadada Bahçeler önü sokağının kapatılması uygun görüldüğüne dair nafia ve mül kiye encümenlerinin batası ve diğer bazı bııl edildi
Görüşülmek üzere nulan ve Belediyeler milyon llra ödünç alınmasınn . _ görüldüğüne dair bütçe ve nafia encümenlerinin müşterek mazbatasının dağılılamaması yüzünden müzakeresi gelecek toplantıya bırakılarak perşembe günti saat 15 de tekrar toplanmak ilzere oturuma son verildi.
Son günlerde piyasaya ge'en gomalaka ortadan koayboldu
Gümrüklerden geçirildikten ■ sonra fiatleri Ticaret birliğince tesbit edilen ithalât mallarının satışlarının başlangıç tarihî gazetelerle bildiriliyor.
Piyasanın çok fazla ihtiyaç ’ gösterdiği ithalât mallarını bulmak güç olduğundan gazetelerle yapılan ilânlardan önes kime ne mal geldiği öğrenilerek harekete . geçiliyor. Eğer ithalâtçı malı kara borsaya düşürecekse ilândan önce kendine gelenlere:
— Daha Birlik fiat tesbit etmedi. Gazetelerde takip ediniz. Fiat tesbit edildikten sonra gazetelerde okursunuz. O gün gelmenizi tavsiye ederiz.» cevabı verilmektedir.
İstek çokluğu karşısında miktarı az olan malların fiatleri tesbit edilip gazetelerle ilân edildikten sonra hattâ sabahleyin erken ithalâtçıya koşanlar aşağı yukarı su cevabı alıyorlar:
— İşte malları sattığımız perakendeciler. Maalesef geç kaldınız.» Veya:
—'■ Mal'an biz önünüzdeki listede görülen kimseler için ısmar-lamıştık. Mallar gelince aldılar?» deniliyor.
İthalâtçıdan malların mühim bir kısmı çekilip alınarak deposundaki stok kuşa benzetmiyorsa da geriye kalanın kara borsa-l sı o tacire servet yapmağa kâfi geliyor. Her hafta bu gibi hâdi-| selere raslamak imkân dahiline ' girmiştir. Mal İthalindeki azlık devam ettiği müddetçe de her
25. üçüncü sı- ! ve diğer marangoz işleri cilâlan-,hw r»™ı inadadır. Gomalaka. harbden evvel Kalküta'dan getirilirdi. Normal zamanlarda kilosu 200 kuruştu. Almanların da gomalaka-larj piyasaya getirilirdi, fakat sunî olduğundan rağbet görmezdi, Yollar kapanınca, mal gelememiş. satışlar kara boısaya düşürülmüştür. Yokluk arttıkça fi-atler yükselmiş, bir kilosu iki II-
radan yüz altmış liraya fırlamıştır. Gomalaka satışının pek kârlı olduğunu görenler ısmarlamalara geçerek bir an evvel memlekete ithaline çalıştılar. Güm. l üklere gomalaka geldiği duyulunca da kara boısa fiati kendi ’-endine düşerek yüz lirada ka ar kıldı.
Ticaret -birlikleri gelen malların fiatlerini tesbit ederken mühim bir kısmım eli altına almış-1 r. Üe tonu tstanbulun dışında kalan 62 vilâyete dağıtılmak üzere Yapı ve Kredi bankası emrine verilmiştir. 750 kiloluk bir parti de resmî istekleri önlemek üzere İstanbul vilâyetine b’ra’-itmiştir. Fakat geriye kalan he oldu?
Marangozlar, mobilyacılar, marangozlar kooperatifi, küçük esnaf kooperatifi ilgililere müracaatlar yaparak gomalak-» İstemişlerdir. Gomalaka satışı gene kara borsadadır. Ticaret Ofisine yeniden dört ton mal gelmiştir. Ticaret birliği gomalaka'ya 680 kuruş fiat tesbit etmiştir Yüz bin kilo malın kara borsada dolaştığı ileri sürülüyor.
Mem’eket-in bir senelik ihtiyacı on iki tondur. îstanbülda gomalaka kullanan marangoz ve mobilyacının sayısı bin beş yüz? varmaktadır. Gelen malların usulen hakiki istek sahiplerine verilmesi lâzımdır. Hakiki istek sahipleri ise marangozlar ve mobilyacılardır Satıcılara tesbit edilen muayyen kâr verilmek sure-tile geriye kalan mallar marangozlarla mobilyacılara verilse ve hic olmazsa bundan sonra bövle hareket edilse hayırlı olacağı ' naati vardır.
ka-
müşterek maz-mazbatalar ka-
ruznameye ko-bonkajından 3 :n uygun
A^c^k meselesi
Çıkan kavga bir karı kocanın ölümile neHcplpn^i
Kardeşini yarandı
Ankara ö (Akşam) — Balıkesirden gelen haberlere göre Susırlık Glrecc köyünden Mehmet Karatan bir av tüfeği yüzünden r.acdeşl Alt İle kavga etmiştir. Mehmet bu sırada eline geçirdiği balta İle kardeşi AH Knrataş’ı başından ağır surette yaralamış, suçlu yakalanmıştır.
Kırallarla ahbaplık etm ş, serserilerle görüşmüş ve dünyayı dolaşmış bir insan
Kuyumcu Otton’un katli muhakeme^
Bundan sekiz ay evvel, takma sakal takarak soygunculuk maksadlyle Beyoilunda kuyumcu Otton'un dükkânına girdiği sırada kuyumcunun Soygunculuğa mâni olması üzerine pnu tabanca ile öldüren Rasin He, bu gencin iddiasına göre soygunculuğa beraber karar verdikleri dâva mevzuu olan Efdal ve Mazlumun duruşmalarına dün birinci ağır ceza mahkemesinde devam edilmiştir.
Bu oturumda son tanık (şahitı polis memuru Sami dinlenecekti. Bey-ftğbı emniyet amirliğinden gelen bir yazıda bu tanığın Bursa emniyet kadrosunda vazife gördüğü bildiriliyordu.
Sanıklardan Efdalln vekili on bir müdafaa şahidi gösterdi Rasln'ln vekili de cinayet yerinde yeni bir keşif yapılmasını İstedi.
Mahkeme, polis Sami’nin Bursa ağır ceza mahkemesinde istinabe su-retile dinlenmesine. Efdalln vekilinin gösterdiği on bir müdafaa tanığının celbine ve cinayet yerinde yeni bir te.şif yapılıp yapılmaması hulusunda da gelecek celsede karar verilmek Üzere duruşmayı ayın yirmi dokuzuna bıraktı.
Kâğıthane koyünae parasına maan öldürülen Koz helvacının feci cinayetinden maada, önce alelâde bir yaralama mahiyetinde olan bir hâdise de dün geç vakit bir cinayet mahiyetini almış ve bir kan koca, beraberce kaldırıldıkları hastanede olmuştur Bıı hâdisenin de tafsilâtı şöyledir:
Balatta Çömlekçiler caddesinde 49 numaralı evde kiracı olarak oturan Kâmil ve karısı Bedriye İle, İbrahim adında biri arasında kırk liralık bir alacak meselesi bulunmaktadır Bu yüzden vakit vakit kavga eden Kâmil ile İbrahim evvelki gece yine birbir-lerlyle münakaşaya tutuşmuşlar; bunun sonunda da İbrahim Kâmili bıçakla yaralamıştır. Kâmilin İstimdadına karisi Bedriye yetişmiş, İbrahim bu sefer Bedrlyeye de bir iki bıçak atarak evin kapısını vurup çıkmıştır
Yaralı karı koca Balat Musevi hastanesine kaldırılmışlar, fakat dün öğleyin evvelâ kadın, öğleden sonra da kocası ölmüştür Tahkikatın adil safhasına yarsavcı Hilmi Davaslıgll el koymuş, adliye doktorlarından İzzet İşman cesetleri muayene ederek gömülmelerine İzin vermiştir. İbrahim, zabıtaca aranmaktadır.
*■ İstanbul küçük'esnaf kooperatifinin yıllıkloplanfcısı, dün çoğunluk olmadığından ayın 26 sına kalmıştır.
ir Birkaç günden beri şehrimizde tetkikler yapan gümrükler genel direktörü B Celâdet Bnrbarosoğlu dün akşamki trenle Ankaraya dönmüştür
Dün çok miktarda kasaplık hayvan geldi Dtin çehre, memleketin muhtelif bölgelerinden bol miktarda kasaplık hayvan getirilmiştir. Orta ve Doğu Anadolu bölgesinden trenle 1530 koyun getirilerek Haydarpaşa İstasyonuna İndirilmiştir. Bundan başka çoğu Trakyadan olmak üzere 2000 kuzu He 90 keçi ve 180 baş sığır ve manda gelmiştir. Bunların mühim bir kısmı önümüzdeki kesim gününde mezbahaya sevkedllecektlr.
«Tanımadığımız meşhurlar» sarisinin altıncı siması, memleketin en. dikkate değer çehrelerinden olan:
«Übeydullah efendi dır, Übeydullah efendi kimdir?.. Onun her satırı insanı hayretten hayrete düşürecek olan hayata tetkike değer. Bazıları kendisine: «Türkiye'nin Marko Polo'su» diyorlar. Fakat Marko Polo'nun harikulade sergiiz^tlerl bile Übey-dulialı'm hayatının yanında pek sönük kalır. Übeydullah efendi Bukingham sarayında Kırallarla görüşmüş, sırtındaki siyah cüppesi, pembe l&tası, acayip kıyafeti fakat söylediği
harikulâde tnglitzcesile Kıral Edvardı hayretlere düşürmüş;
Küba adasında seyyar köfteol-lik etmiş bir insandır. Gemilerde ateşçilik yapmış, vagonlaın altında tren yolculuğu etmiş fakat bir gün. büyük elçilikle gönderildiği memleketlerde on binlerce İnsan tarafından merasimle karşılanmıştır. Beyoğlu nikâh memurluğunda binlerce çiftin çöpünü çatan Übeydullah t
Hiç evlenmemiştir.
En meraklı romanları bile gölgede bırakan B. Übeydullah’ın ha- , yatının hikâyesine bugün başlıyoruz, İlk yası beşinol sahihimizde- 1 dlr.
Zeytinyağı
Dünden itibaren perakende satış başladı
Şehirde perakende zeytin ve pamuk yağı satacak olanların İsimleri gazetelerle İlân edildiği gibi, Vilâyetçe İlgili makamlara da bildirilmiştir. Az miktarda olmakla beraber, cumartesi günü başliyan zeytinyağı tevziatına dün de devam olunmuştur.
Vilâyetçe hazırlanarak alâkalılara bildirilen program gereğince, semt semt yağ dağıtılmaktadır. Bundan sonra haftanın bir giinü müstesna, diğer bütün günlerinde tesbit edHen sıraya göre, semt bakkalları Vilâyete başvurarak, kendileri için hazırlanan ordino He belirtilen miktarda yağlarını alacaklardır Vilâyet, şehir içinde bulunan kazaların yağ sarfiyatını tesbit etmeğe çalışmaktadır. Tahminî de olsa, hakikate ııygıın miktar belli olduktan sonra, semt bakkallarına, o muhitin nüfus durumu ölçüsünde yağ dağıtılacaktır
Dun Vilâyetin elinde, izinli bakkallara dağıtılmak üzere 42 ton kadar zeytinyağı vardı Bu miktarın 7 tona yakın kısmı dağıtılmıştır. Bu yağlar ve tevziatın devamı müd-detince şehre getirilecek yağlar mütemadiyen dağıtılacaktır Yağ alan perakendeci bakkallar dünden itibaren satışlara başlamışlardır.
Kok tevzii tiHtln halka teşmil edileni yor
Etibank İstanbul kömür dağıtma şubesinin bütün halka yeniden yarımşar ton kömür vereceğini bazı gazeteler yazmaktadır. Kömür dağıtma şekil, Bakanlar kurulu tarafından tesbit edUmlştir Yarımşar ton kömür. İki sobaslle dört odası olanlara verilmektedir Daha yarımşar ton kömürün bütün halka teşmil edileceği haberi tamamlle asılsızdır
Prof. Halide Edib Adıvar’ın konferansı
Dün akşam fiat 18 20 de profesör Bayan Halide Edib Adtvar edebiyat mevzulu bir konferans vermiştir. Sayın profesörün bu bahis etrafındaki salâhiyeti konferansı dlnliyenlerin sayısını arttırmıştır. Salon baştan başa dolduğu gibi blı çok kimseler de salonda yer bulamıvarâk merdivene kadar dış koridoru doldurmuştu Bayan Halide Edib Adıvar konferansında edebiyattaki ye bilhassa İngiliz edebiyatındaki sosyal unsurları İncelemiş, İngiliz edebiyatının sosyal tesirlerle nasıl bir gelişme gösterdiğini belirtmiştir. Hatip Türk edebiyatının bugünkü örneklerinde de ferdi duygu ve tesirlerden ziyade sosyal unsurların hâkim olmağa başlamasının memnunluk verici olduğunu izah etmiştir. Profesörün konferansı şiddetle alkışlanmıştır.
Satışa çıkarılan ithal malları
İst- Rıza paşa Cami sokağında S. Arhanyan'a makin,, akşamı, İst. Sa-rıoğlu handa Jak Eskenazlye debagat makine nksamı, Gal. Adalet handa A. Seyfettin Kayatürke kristal servis, İst. Yağcılar sokak No. 22 de Hakkı Dıınadüzüne çlvit, îst. Dilsizzade handa fenolftulefa ve asit karbolik. Çemberlltaş Peykhane sokakta İbrahim Abdi Baruta sodyum kakodllat. İst. 4 üncü Vakıf handa Duğlas T. Bins'e vaııelln kristal, İst. Kısmet lıanda Haşan Öziş’o sodyum sklrat, kalsiyum klörür ve kalsiyum fosfat. İst. Aşirefendl cad. No 59 da Servet Avunduk'a Ham deri.
İzmir’de bir konserva-tuvar acıtacak
İzmir 6 (Akşam) — İzmir’de bir konservatuvar açılması muvafık görülmüştür. Cumhur Başkanı bu hususta meşgul olmasını Parti genel sekreterine bildirmiştir.
Maarif kupası maçları
İzmir (Akşam) — Maarif kupası maçlarına İzmir’den 2 yerine 4 takım İştirak ettirilmesi için federasyona başvurulmuştur.
Kızını fuhşa teşvik eden baba!
Kars (Akşam! — Bu hafta şehrimiz adliyesinde, şimdiye kadar pek nadir taslanan bir dâva görülmüş ve sonuçlandırılmıştır. Dâvanın mevzuu şudur: Suna adında bir kadın Yeter adında 13 yaşında bir kızı 50 Hra mukabilinde birisine teslim etmiş, bu paranın yarısını kızın babası Ali almıştır. Bundan sonra Dem İrkir adında biri kızı başka yerlere götürmüştür.
Mahkeme kızı fuhşa teşvik suçundan babası Aliyi 2, Suna'yı 1 sone, Demlrkır'ı 14 ay hapse mahkûm etmiştir.
■.Tanıdığımız meşhurlar,, baş--ığı de gazetemizde devam eden yazılar çıkarken bazı okuyucularınım ve hayatlarını yazdığım kimseleri yakından tanıyanların kıymetli yardımlarını görüyü-rum. Bu yazılar etrafında malumat vermek maksadı ile sayın okuyucularım bana mektuplar gönderiyorlar. Eğer aradan epeyce zaman geçmemişse, h ay a tınj yazdığımız zatlara bir haşiye olarak bu malûmatı ilâve ediyorum. Vakit geçmişse ilk fırsatta istifade etmek için bunlan kendime saklıyorum.
Meselâ Besim Ömer İç uzun müddet çalışmış kıymetli bir ilim adamımız Ankaradan bana yazdığı bir mektupta iki dikkate değer vaka bildiriyor. Bunlar bîr zamanın zihniyetini pek güzel gösterdiği için kaydetmeden ge-çenıiyeceğim. Bu da «Besim d-L mer paşa yazısına bir kin uÛ lıâşiye olsun. Aldığım mektupt£L ki iki vakayı bu savın profesörüCM ağzından aşağıya kaydediyorum^
• •• O
Besim Ömer bana anlatmıştı: C
■ Tıp bakımından yetneklerO hakkında bir c>ır ■ azmıştım Za(/} manın kanunlarına uyarak kiUıfc bı sansüre gönderdim. İşi bittıkij, ten sonra müsveddelerimi bana., gönderdiler? Bu kitapta bütiirg^ sebzeler gibi kerevizden de baht-setmiş ve: -Kereviz yahnisi iterine su içilirse mide bozulur., de£Z* iniştim. Kitap sansürden g.liııcT^ ne görevim?.. Kerevit,-,, hal,İP yok. Doğru sansöre gittim ve: Js
— Eserimi kısaltmışs:nız..CO dedim O
Hiddeti» cevap verdiler: q
— Kerevizin aleyhinde bulun^ muşsunuz!..
Şaşırdım:
■— Kereviz aleyhinde bulunmak kanunen m;mnu mudur?
— Hayır... Fakat kerevizin iyiliği hakkında hadisi şerif vardır.
— Ben de kerevizin fena olduğunu söylemiyorum. Hattâ onu ben de severim... Fakat ben onun yahnisinden bahsettim. Yahnisinin üstüne su içilirse mideyi bozar...
Bu sözüm üzerine sansür kızdı:
— Siz Peygamberden daha iyi bilemezsiniz ya,, dedi.
Tabii cevap veremedim. Kitapta da kereviz bahsi kapandı
İkinci vaka;
Bir gün Besim Ömerin evinde idim. Kavanozların altına konulmuş bir takım nişanlar vardı. Bunlardan biri de muressa .idi. Bir kavanozun altında da yan yana üç nişan görülüyordu. Bunların ne olduğunu sordum: Paşa gülerek anlattı:
— Bunlar beşinci ınecididir. ikisini muhtelif vesilelerle vermişlerdi. Üçüncüye gelince... Ben bir zaman üzümle tedavi,, ye dair bir kitap yazmıştım. İhtiyar bir askeri pasa bu tedaviyi tecrübe etmiş, adetâ gençleşmiş, yüzüne bir kırmızılık gelmişti. Ab* diilhamid selâmlıkta paşantn genç bir adanı gibi cerbezeli halini görünce şaşırmış, kendisini çağırıp sebebini sormuş, O da:
____ Bir kitap okudum ve gençleştim efendimiz!., demiş.
Abdülhanıid hemen bu kitabın ismini sormuş ve:
— Yazana besinci mecidiye nisanı verdim... demiş.
İşte Besim ömerin hayatına dair iki meraklı vaka daha . Hâtıra toplıyan benim cibi bir adam için hâslveve deser - zennederim.
Hikmet Feridun Rs
Gelecek ıtkal Tn»l>-r
Anglo - Amerikan m em İri!''Herinden mal getirmek üzere blrlVtlcre her gün yapıtın mûraenstltınn sıvısı elliden yetmişe çıkmıştır
Berilen malûmata göre 1940 «e 1941 senelerinde ısmarlanan, fakat bîr türlü ithali kabil otamıy.ın mallardan bir kısmının yola çıkarıldığı haber alınmıştır içlerinde çeslril mallar bulunan bu partinin ne r.a-man getirileceği bilinemiyor
Develi’de kış
Develi (Akşam) - Bir haftadan-berl fâsılalarla yağan kar bir metreyi geçmiştir. İlce He Tomarsa bucağı arasındaki yollar kapanmış, kasabanın bu bucak ve köylerile olan irtibatı kesilmiştir. Bakırdaki bucağının muhtelif köylerinden müteşekkil on bir köylü bir çığ altında kalmış, yedisi ölmüştür.
Saçaklardan buzlar sarkmakta, evlerdeki sürahilerle demirdeki vn.-ı takınılan donmaktadır Yağış fâsıla ile devam etmekte olup hararet sıfırın altında 25 ile 30 arasındadır.
6 Mart 1945
Samte i
KARAR ZAMANI
| Yazan : SUMNER WELLS Harici,, Müsteşar
BİRİNCİ KISIM DÖRDÜNCÜ BAHİS
Müdafaadan tecavüze
Eli »ha odasındaki
> KİVİ YAYIN
Amerikanın şimalî Afrikadaki faaliyeti Gl. Weygand’a bir müracaat
Padişah Hacce gitmeli r gitmemeli mi?
ARKİTEKT - MİMAR
, Bu derginin 157 - 15b inci sayılan çıkmıştır. Bu çaplarda, yapılmış binalara ait proje ve fotoğraflarla, doğuda yapılacak memur evleri projo müsabakası ile çeşitli mevzulara dalı yazılar vardır.
Cumartesi günü etıbba odasında yapılan toplantı münasebetiyle dün şu mektubu aldık:
Muhterem gazetenizin 4. 3. 945 ta
rlhll nüshasında etibba odasındaki___________
toplantı sırasında vâki sözlerimin | Ayrıca mimarlık haberleri, blbli-yanlış tefsir ve neşredlldiğint -or- Cgrafı ve piyasa Hallerinden baiıw-diim. Mahrem cereyanı çok temenni- t|en bu dergiyi teknik ve sanat adam-«... » ,ı -> _ iarına ve belediyelere tavsiye ederiz.
Amiral Leahyiıln dostça tavsiyeleri. mareşal Petaln'l İş arkadaşları tarafından teklif edilen tehlikeli tedbirler almaktan menetmeğe icarı gelmişti. Halbuki bu tedbirler alınmış olsaydı, gerek Fransız donanmasının emniyetini, gerek Şimali Afrlkadakl makamların Alman kontroluna karşı mukavemetini tehlikeye ve za'fa düşürecekti. Hele müşavirlerinin Pe-taln'e Oran ve Kazablanka’da bulunan Fransız donanmalarını Lyon'a geçirmesi hakkındakl tavsiyeleri, ancak amiral Leahy'nln protestoları üzerine tatbik mevkiine konmamıştı. Sonraları mareşal Petain de Fransız limanlarına getirilecek donanma cüzili erinin ya müsadere edilmek, ya silâhları alınmak tehlikesine maruz bulunduklarını takdir etmişti.
Amerikan sefirinin Vichy üzerinde nüfuzunun böylece kıymeti anlaşıldığı gibi, Vichy ile resmi münasebetlerin devamı da Amerikaya, işgal edilen Fransada, Tunus, Cezayir ve F.'s’ta konsolosluklar bulundurmak imkânını verdiği İçin, yerinde bir İş olmuştur, Bu yerlerde kurulan konsolosluklar bu sahada Mihver faaliyeti ve Fransanın temayülleri hakkında kıymetli malûmat elde edilmesine hizmet ettikleri gibi, Alman ve İtalyan propagandasına karşı gelmek bakımından da faydalı olmuştur. Orada bulunan mümessillerimiz Şlma'.i Afrika Fransız makamlarile tesis ettikleri şahsi münasebetler sayesinde çok defa Mihver plânlarını suya düşürmeğe muvaffak olmuşlardır.
Nihayet Amerika. Fransız sivil halkının mühtacolduğu maddeleri temin için. Fransız gemilerinin Şimali Afrika İle Amerika sahilleri arasında işlemesine müsaade etti. Yalnız bu müsaade, Amerikadan getirilecek maddelerin Am erik adan konsolos veya ataşe olarak gönderilecek müşahitlerin nezareti altında halka dağıtılmanı flurtlle verilmişti Bu munzam Amerikan mümessillerinin yaptıkları temaslar ve elde ettikleri malûmatın kıymetini tak'dlr mümkün değildir.
Bu ajanlar. Alman casuslarının yaptıkları teşkilâtın mahiyeti ve bunların, Şimali Afrikadan Fransaya gizilce stratejik malzeme göndermek için aldıkları tedbirler hakkında çok
Mekke Şerifine gönderilen bir emlide Mısırda toplanacak zahirelerin Clddeye naklettlrilmesi için lâzım gelin tertibatın alınması bildirilmişti.
Padişahın maiyetinde veziriazam, defterdar ve nişancı, yeniçerilerden yalnız beş yüz neferle Samsuncuba-şı ve sipahilerden bin nefer bulunacaktı. Muhtelif hizmetler içki de rl-kûbı hümayun ağalarlle gedikli çavuşlar, kırk müteferrika, otuz divan kâtibi alınacaktı.
Askerin mütebakisi İstanbulda ka-___________________________________ -- lacaktı. Kaptan Halil paşa Akdeniz? terakkiye hırslarını, hattâ muharebe çıkacaktı. İkinci vezir sabık sadrâzam
ikinci Genç Sultan Osman (Hotin) seferine biiyuk bir hevesle gitmiş, fakat kalbi sıkıntı ile dolu olarak avdet eylemişti. Cülusundan beri Kapıkulları ulûfe vesaire veslleHrlc gürültüler çıkarmışlardı. Hassa askerinin bu yoldaki hareketleri onun kalbuıde ukdeler bırakıyordu. Hotin sefennoe Yeniçerilerden umduğu himmet ve gayreti görememesinden çok müteessir olmuştu. Kendilerine sefer yol-
kuvvetlerinin kendilerine Icabeden 1 malzeme verildiği takdirde Amerika- ! ya fiili surette yardım edip etmlye- 1 çeklerini sormuşlardı. Weygand. 1 Vlchy'ye sadık olduğu İçin, bu İstim- I zaçı Mareşal Petaln'e haber verdi. Fakat Petain. etrafındakilerln İhaneti yüzünden Fransadakl A!man ma- ı kamlarından hiçbir şey gizlemeğe h .
muvaffak olamıyordu. Almanlar bu [ daşlığı ettiği bugünlerdr. genç P-idi-müracaat! de haber alınca 942 de şah Kapıkullarmın nizama muhalif Weygand’m şimal Afrikadan geri alınmasını ve yerine Almanya ile İş birliği yapan birisinin gönderilmesini meydanına varmadan savuşluklannı/ohrlll Hüseyin paşa istanbulda kay-istedllor. (Şimdi katiyetle bilinen şu- ..... ....
dur kİ, o vakit general Weygand’ın yerine gönderilen, general Hutzin-ger’ln bir tayyare kazasında ölmesi, Fransız askerî Entelllcens servisine bağlı yüksek rütbeli bir zabitin eseridir.)
Fransada kalan şeflerle gizli temaslar
Bununla beraber, bundan çok daha evvel, vaşington Fransada bulunan Fransi2 şefleriyle temaslar tesis etmiş bulunuyordu. Reis Roosevelt, gizil yollardan, bunlardan Mr çoğuna hususî mesajlar göndererek. Fransa-dan uzaklaşıp dışarda çalıştıkları takdirde memleketlerine daha faydalı olabileceklerinde ısrar ediyordu. Fakat bu Fransız ricalinden birçokları vatandaşlarını yarı yolda bira- , kıp kaçamıyacaklan cevabını verdiler. Bu hareketleri ile kendilerini Te- { da etmeyi tercîh ettikleri anlaşılıyor- j du. Fakat o sırada memleketlerini j terltetmlş olsalardı, mîlletin menfa- ’ atletine daha ziyade hizmet edebilir- ; lerdi. Sonraları Almanya bütün Fransayı işgal ettiği zaman bunların çoğu hapse atıldı. Halbuki bu şeflerden bazıları iltihak etmiş olsalardı, hür Fransız komitesinin nırtuzunu ve çalışma kabiliyetini arttırabilirlerdi.
Londradaki hür Fransız komitesi
Daha 1942 ocak ayında Loudrada-ki hür Fransız komitesi. İngiliz ve Amerikan hükümetleri Tin bir mesele oldu. Hür Fransız komitesinin hür Fransız ajanı olan amiral Meusller tarafından Vaşington hükümetine haber verilmeksizin, Kanada-ya verilen bütün teminata rağmen. Kanada sahilleri karşısında bulunan St. Pierr ve Miguelon adalarını ansı-
hareketlcrinl, istihkaksiz uliıit vc
savaş esnasında timıırlı askerlere ge-jmakaın, Gürcü Mehmet paşa Edir-reğI gibi can ve başla yar.iınıdan mü-1 nede, Recep paşa Bursada muhafız canebct ettiklerini kendi gözleme (olacaklardı, görmüştü. Bu müşahedesi kul tarifesinden kendini tenfir eylemişti.
Başta Kızlar ağası Süleyman Ağa ı İnci defa vaki olacak bir haldi. Pa-olmak üzere hârbde bekkıJlen ■ - -valfakıyetın şanlı olmayışını kul taifesinin taksirinden bilen bazı mııkaı-replerl de Padişaha:
— Bunlara verilen ulufeye yazık! |
Padişahların sefere azimetlerinde yeniçerileri İstanbulda bırakması bl-
mu-[ (Uçalıın hassa ordusunu yanına al-■mıyarak isyan bastırmağa gitmek istemesinde başka bir tasavvuru olduğu pek açıkLı! Suriye seferindin hakiki maksat Sultan Osmanın hacce — Duıııuıa ıcıuvıı uıuıcve jaun: ,
oanu» KKtrl olmasa lây,ı ancak S taek emrll oldufu Wl olmakla ge-ı clknıedi.
Bu haberin yapılan teşebbüslerle teeyyüdü üzerine Mekke ve Medine halkı da emsali oimıyan böyle bîr ziyaretten dağdağaya, vesveseye düştüler; Hicazda da birçok eraclf intişar etti.
Paoişatu hacce gitmeğe gizilce teşvik eden hocası Ömer efendi İdi. Ömer efendi kardeşi Karabaş Abdürralı-maıı efendiye vaizlikten Mekke ka-| dılığın: verdirmiş. Şerif İse işe baş-ılatmıyarak Karabaş efendiyi Mekke-den çıkartmıştı. Karabaş efendi de Mısırdan gönderdiği mektuplarla ba-j şindan geçeni kardeşine bildirmişti ı Bu yüzden Şerif ile arası açılan hoca efendi böyle bir vesile İie Şeriften intikam almak fırsatım bulmağı
ye şayan olan bu toplantıda simsarlığın müdafii olarak bulunmadığımı, bilâkis. |yi idare edilmemesi yüzünden ölçüsüz bir dedikodu mevzuu haline konulan yazı ve konuşmalara karşı tabibin şeref ve izzeti nefsini korumak endişesini duyduğumu ilk söze başladığım anda açıkça belirtti-1 Nı'can T’rtr^v.î
ğlm halde baz! gazetelerin zıt bir ” 1 orenı
vehme kapılması yanlıştır. Söyledi- Milli Saraylar idaresi mensucat ğim şey, bir hekimin otellerden dahi dokuma mühendisi ve mütehassısı kendisine gönderilen hastalara bak- , merhum Necati Özturga kızı Relika masına ve delâlet edenlere bir bahşiş özturga ile Bahriye doktorlarından vermesinde kanuni ve ahlâki bir suç' merhum yüzbaşı Ali Hizanın oğlu ga-buiunmadığı ve böyle bir hareketin zetemizln başmaklnlsl! Halid Özaîa-nihayet hekimin değil; doğrudan kanın 4/3/945 tarihine tesadüf eden doğruya ferdin şahsî hürriyet ve te- ’ pazar giinü Cağaloğlu Neşe ap«.ı teşebbüslerine bağlı hürmete şayan bir ' maıunda ailesi vc dostlan arasında hak olduğudur. Bir otel sahibinin ya- I nişanlan tesid edilmiştir Her iki ts-hut otel müstahdemlerinden birinin rafa saadetler dileriz, refakatinde gelen bu hastalara bak- , tığı ve böyle bir tedavide meslek bilgi ve maharetine istinadettiğl kadar dürüst ve namuskâr bir ahlâk ve şefkatin de mümessili kaldığı müddetçe şeref ve haysiyet ifadesile bir hekimi | ulu orta lekelemeğe demokrat ve u____________________
hürriyetçi bir rejime malik olan te5t.kkurc şayandır, memleketimizde kimsenin hakkı - - • •
yoktur dedim.
Ahlâk ve seviyesinin müsaadesizll- dahi olsa, herhangi bir delâletten ıs-ği münasebetlle bu dürüst sistemi' tifadelenırken muvaffakiyetinin te-haleldar eden simsarlar mevcutsa melini teşkil eden bu şerefi gözetme* bunlarla ciddi surette uğraşmanın yİ bileceğini, sosyal bir adam, olması her şeyden evvel hekime değil emni- ' itibarile bir İç murakabesinin SO'.ıUrt yet müdürlüğüne alt olacağını ve olduğunu, şeref ve İzzeti nefsine nvi-toplantıda bazı meslektaşlar tarafın- | balâtsız bir hekimin simsarsız olarak dan İzah edilen, burada tekrarını hiç da meslek vicdanında onarılması pek de arzu etmediğim şekillerde bahis güç gedikler . açabileceğini açıkça mevzuu olan bu delâleti, dürüst vc ’ ’ *”*
namuskâr telâkki hududunun dışına taşıran bedbaht meslektaşlar mevcutsa bunlar hakkında Icabeden cezai kararın alınmasını, fakat, otelden gelen hastalan da muayene ettiği bilinen meslektaşlar hakkında böyle bir a„.______ _____________
umumî surette haysiyet kırıcı sözlerle hücum etmenin kanuni bir suç teşkil edeceğini ve ayıp olduğunu tebarüz ettirdim.
söyledim. Odada, hekimler hakkında I Bu tavzihimin sayın gazetenizin dinlenen sözlerin bir çoğu gazetelere ilk çıkacak nüshasında dercini rica aksetmemişUr. Aksetmemiş olması da ederim.
/—1 11 ■ '■
. Bütün azamet, heybet ve ihtışamile canlanan bir tarih
1
1 — Sıtmalıysan ilâç al bedavadır, değilsen korun ve se nı koruyanla beraber çalış
qEHİK I'İYATRUSU saat ?ujo oa
Dram Kısmında
ZAYLA KARTALI
Şerefini tanıyan bir hekimin, velev maddi şartlara müteallik olarak
Created by free version of 2 PDF
Mısır cündileridlr. Kul olunca Anadolu ciindisi ve Arap atlısı gibi olsa!
Yolunda sözlerle genç Padişahın kulaklarını dolduruyorlardı.
Bu sözler nihayet Sultan Osmanuı zamirinde yer etm iş, zihninde Jenl I asker tedarik etmek ve bunlarla Kapı kullarını kırıp bitirmek tasavvurlarını peyda eylemişti. Ancak böyle pek ' önemli, büyük bir İşi idare edebilecek ■derecede ne kendisinde görgü, ne akıl hocası Ömer Efendide ihata, ne sadrâzam Dilâver Paşada liyakat vardı.
Aslan Hırvay olan Dilâver Paşa sadarat makamına, bütün servetini Sultan Osmana takdim suretllc geçmişti. Sâdcdil bir adamdı; önemli meselelerde icabetten tedbirleri derhal1 umuyordu, bulacak ve tatbik edecek İktidarı haiz değildi. Diğer Vezirler ve Vilkı-lâ dahi ! halce ondan pek farklı değillerdi.
Sultan Osm anın validesi Mahifiruz Sultan da saray haricine taallûk eden İşlerde kabiliyetli bir kadın değildi. Sultan Osman seferdin avdetinden beri kendini »gayz ve melale» kaptır-mıştı. Geceleri yanına aldığı bir kaç Paşa ile sokakları, meyhaneleri dola-'şiyor, bizzat Subaşı vazifesini görü-, yordu. Padişahın bu çıkışları dediko-'dulaıa kuvvet veriyor, halkı teskin edecek yerde huzursuzluğa arttırıyordu. Hile cezada gösterdiği şiddet Ka-
ıçjıı aıuiAiuıı namuıu uuıuıuiMa s»*» , pıgrr ve MlgUCIOD analarını ansı-kıymetli malûmat göndermişlerdir mn işgal etmesi, Amerika hükümete Fakat bunların yaptıkları en mühim ıçın ciddi güçlükler doğurdu. Çünkü İş. Amerikaya yardıma hazır bulunan ' Amerika o sırada. Yeni Dünyadaki Fransız memurlarını tesblt etmeleri,' Fransız ~ ‘ ‘ ’
ve Almanyanın harb sanayii İçin şiddetle muhtacolduğu maddelerin Al-maııyaya şevkine mâni olmaları olmuştur. Her ne kadar Hür Fransız komitesi taraftarlarından birçoğu bu Kiyaseti tenkidetmlşse de, oradaki mümessillerimiz tarafından önceden İnceden inceye ve itina île hazırlık yapılmamış olsaydı, Şimalî Afrikaya çıkartma hareketi yapılamaz, veya hiç olmazsa bu teşebbüs bu kadar az zayiat Üe asla başarılamazdı. Eğer Vichy ile münasebetimizi kesmiş olsaydık. bu hazırlık da yapılamazdı.
Amerikanın şimal Afrikadaki faaliyeti
Şimalî Afrikadaki Amerikan kon-»olosluk memurları ve hususi müşahitler, 1941 de, evvelce Fransada Amerikan sefarethanesinde müşavirlik elmiş olan mister Robert Murpby-nin emrine verilmişlerdi. Mlster Mıır-phy’ye, yerli Fransız askeri ve mülki makamlarile mümkün olduğu kadar sıkı münasebetler tesisi için talimat verilmişti. Bu suretle bu bölgede Alman nüfuzunun karılmasına çalışıldı. Bu temaslar, ileride hükümetimizin Şimali Afrikada takibine mecbur kalacağı Kiyaset için de yol hazırlıya-caktı.
Mütareke imza edildikten biraz sonra, general Weygand Şimalî Afrika kuvvetlerinin kumandanlığını üzerine aldı. Wcygand, 1941 sonbaharına kadar Almanyanın harbi kazanacağı hakkında^ kanaatini muhafaza etmişti. Onca Alman şartlarının kabulü Fransa için akıllıca bir hareket olmuştu Fakat Amerikanın harbe girmesile Weygand’ın kanaatinde büyük bir değişiklik husule geldi. O vakit, Almanya ve Japonya İngillcreyî yere serine i.ve kadar Amerikanın ha- > zırlığını tamamlıyamıyacağuu zan-1 netmekle beraber, Mihverin kahir bir, zafer kazanamıyacağı ümidine düş-1 miiştû. Bu yüzden bir anlaşma sulhu yapıldığı takdirde Fransada vaziyetin düzelebileceğlne inanmağa başlamıştı. Amerikan makamları, Wey-1 gand'a. Şimali Afrlkadakl Fransız
Yarın akşam melek ve sp@k Sinemalarında
Bugüne kadar görülen süper filmlerin en muazzamı
KARA KORSAN
müstemlekelerinde Vichy [ hükümetinin mümessili bulunan' amiral Robertle sıkı münasebetler tesisine çalışıyordu. Amiral Robert bu iki adada kendi nüfuzunun tanınmasında ısrar ediyordu.
Pearl Harbour hâdisesinden birkaç hafta sonra, Amerikanm gam Hln-dlstanda kara ve deniz kuvvetlerini kullanmasını Icabettlren bir vaziyetle karşılaşmak İstememesi kolaylıkla anlaşılabilir. Amerika Hariciye Nezaretinin o vakit neşrettiği tebliğde Fransız hür komitesinden bahsederken «sözüm ona: kelimesini kullanması da ateşi körüklemesi. Reis Roosevelt, ve vakit Vasingtonda bulunan Başvekil Churchlll'in bu memleketin Fransaya ve Fransanın vaziyetini ilgilendiren bütün meselelere karşı takibettiği siyasetin gerek İn-gUtere ve gerek Amerikanın menfaatlerine uygun olduğu hakkında bir anlaşmaya varmaları güç oluyordu. Çünkü Amerikan efkârı bu siyasetin ana sebebini anhyamıyor. ve bu hareketin İngiliz efkârında uyandırdığı aksi takdir etmiyordu.
Tabii Afrikayı İstilâ İçin plânların hasırlanmakta bulunduğunu, ve bu -şartlar İçinde Vichy ile münasebet- [ §am, Jerl kesmenin Fransız askeri makam- [ Mısın lanndan yardım görmek hususundaki bütün gayretleri suya düşüreceği-[ nl halka anlâtmak mümkün değildi.
(Arkası var)
Pudişahm yapmak istediği askeri ıslahatta kendirine seçtiği müşavir- , ler hiç de iyi vc kâfi değildi. Çünkü bunlar iyi seçilmemiş birkaç mukar-rebi İle dar kafalı kızlarağası Süleyman ağa ve hoca Ömer efendiden ibaretti.
Bunların fikr’nce padişah iktidarı olan her müslümana farz olan haca ifa iie beraber menfur kul tayfasını tedip ve İmha için lâ7am gelen kuvvetin nasıl tedarik olunabileceğini! hacce giderken tetkik ederek kararan. nvıe cezaaa gosrercus» ®aaeB ma- İaştiraMÜrti; hac dönüşünde MlSir-pikuliarinda derin bîr hoşnutsuzluk dan. Sıprfyeden ye diğer taraflardan | uyandırıyordu. 1...................
Bu sıralarda Surlyede Dürzü Emlrl Maan oğlu Fahreddin İsyan ve istik-1 lâlfrıl ilân eylemişti. Sultan Osman dalla ziyade kendi müzmer fikrine hizmet emeiile ilkbahar iptidalarında Suriyeye gideceğini îlân etti.
Bu haber İstanbul havasında esen asabiyeti şiddetlendirdi.
Vezirler, şeyhülislâm, ulema bir âsiye karşı hareketi caiz olamıyaca-ğını, karadan bir vezirin, denizden kaptan paşanın gönderilmesi daha münasip olacağını Sultan Osmana söylediler. O bu nasihatlere aldırmadı, Vezlrlâzam Dilâver, kaptan Halil, defterdar Bakî paşaları sefer tedariki görmeği', otağları ve 6alr mühimmatı hazırlamağa memur etti. Yüz gemi teçhizi için seksen bin Duka altını verdi. Tunus, Cezalr beyler-beyilcrine nisanda çıkacak donan maya iltihak etmeleri emrini verdi.
Eski saray baltacılarından Eski Yusuf zahire satın almak üzere Halep, l, Mısır taraflarına gönderildi. !MJSıra pirinç, buğday ve sair hububattan yüz bin erdeb tedariki tahmil [olunmuştu; Mısır beylerbcyisi zahire toplamağa başlamış, hayıl gemi, de-' ve, at, mekârl hazırlamıştı.
MUAZZAM GRAMERLI
TEMEL İNGİLİZCE
(Esas izah ve Tam Telâffuz?
Hazırlayan: Abbas Temizer
Lisan öğrenmek İsteyenlere büyük bir kolaylık. 480 sahlfe tutan bu eserde İngiliz dilinin bütün İncelikleri, kolaylıkları gösterilmiş, gramer bahsi İtina ile tetkik edilmiş, her kelime ve cümlenin Türkçe okunuşu tam olarak yanına yazılmıştır. Bu ldtabı okuyan bir kimsenin İngiliz dilini öğrenmemesine İmkân yoktur.
Hail: 400 Kuruştur. Buğün çıktı.
Ahmet Sait Kitahevi
Cağaloğlu Yokuşu No. 17/1
I toplanacak askerle maksada nailiyet temin olunacaktı.
Vezlrlâzam Dilâver paşa bu tertibata razı değildi. Ancak kendisine muhalif olarak padişahı bu yoia sevkeden hoca Ömer efendi ile kızlar ağası Süleyman ağa karşısında nüfuzunun tesireisliğinden sesini yükselteni iyordu.
Şeyhülislâm Esat efendi de padişahın hareketini mâkul görmüyordu: amma kızlar ağası İle hoca kendi fikir ve tensiplerine muhalif telkinleri ehemmiyetten ıskat ile uğraşmaktan hiç usanmıyorlardı.
Bununla beraber pâdişâh iç ve taşra halkının bu İhtilâfından sefere çıkıp çıkmamakta tereddüde düşmüştü.
Bütün bu tertibat ve ilkaata padişahın gördüğü bir rüya dahi karıştı.
Bit- gece Sultan Osman şöyle- bir rüya gördü: (Kendisi taht üstünde Kur'an okurken peygamber gelerek elinden mushafı. sırtından ciippc ve cûşenl alır; bir tokat vurur; Sultan Osman tahtından yere yıkılır; peygamberin ayağına yüz sürmeğe çabalar; fakat muvaffak olamaz.)
Uyanınca bu rüya Sultan Osman a çok. tesir eder. Bunu evvelâ hoca Ömer efendiye açar. Hoca tâbirinde: I
— Hacce niyetinizde tereddüdü | terketmek için tevblhtlr. Rüyada ayağına yüz sürmek müyesser olmadı ise İnşallah merkadl münevverlerine yüz süresiz!
Der. Fakat Sultan Osman bunu kâfi görmez. Rüyasını vaktin en büyük azizi Üsküdarlı Hüdayi Mahmut efendiye de varıp tâbir ettirir. Mahmut efendi de:
— Kelâmı kadim şeriat hükmüdür. Cüppe vücut âlemidir. İslâm padişahına lâzımdır kİ tövbe ve İn abı ti kendisine hemdem etsin.
Tâbirinde bulunur. Padişahın bu tabirlerden teessürü bir kat daha artar EYİiva türbelerini ziyarete başlar.
(Arkası yedinci sah if ede)
Tamamile renkli, Baş rolerde:
TYRONE POWER — MAUREN O HARA — GFORGES SANDERERS — THOMAS MİTCHEL ve binlerce figüran. Büyük aşk ve blnbir macera şaheseri.
.iummhmbhh Dikkat; Loca ve numaralı koltuklar bugünden satılmaktadır.
söyledim. Bunlar hiç yazılmamıştır. Bu münasebetle muhterem hocam Akil Muhtar’ın orada söyledikleri ou cümleyi baş tacı yaparak istldraten tekrarlarım: «Bir hekim ne kadar düşerse düşsün muayyen bir ahlak ,vq ... ________ hududundan daha aşağı lnemez.3
ayıklama Yapılmaksızın1 Realitenin verdiği intibaları göre ...........- «hekimin nihayet meşru bir ticari tarafı da olabileceğini» samimiyatle
Muazzam Türk Yerli filmi
Vatanların şerefi uğruna canlarını veren yegitlerin şanlı destanı.
Pek yakında ELHAMRA ve ŞARK falannda]
/ EMİNÖNÜ HALKEViNDE «...ı — «^
Büyük Tiyatro Şenliği
7 mart çarşamba saat 21 de U
I TANZİMAT - MEŞRUTİYET - BUGÜNKÜ TİYATROLAR
Mevcut eski sanatkârların iştirâkîle J
Biletler Halkevinde satılmaktadır. Tel; 23340
BU AKŞAM
Biiviik Bir Sanat ve Musiki Gecesi
Memleketin en kudretli ve sevilen muhtelif gruplar halinde bir arada dinleyeceğiniz Muazzam program. Ayrıca:
MUAMMER KARACA - MERKA OPERETİ
Biletler gişede satılmaktadır.
Şehir Tiyatrosu Komedi kısmında
Bestekâr ve lcraat&njlaruıı
Yann matinelerden itibaren
MİLLÎ VE ALEMDAR sinemalari™»*
HASRET
VEFAT
Müşir Nafiz paşa damadı ve diş ta-j bibi M. Muammer, İşet. Hikmet, C«-1 lâdet Sarıca’nın babası eski Tekir-, dağı mutasarrıfı Yenişehirli bay
HAŞAN VESSAF SARICA
pazar günü Çamlıcadaki köşkünde , vefat etmiş ve Karacaah metteki m ak-' boraslne defnedilmiştir. Mevlâ rah-|met eyleya.
Baş rollerde: MÜNİR NUREDDİN ve OYA SENSEV Türkçe sözlü ve şarkılı bu millî harikayı mutlaka seyretmeğe hazırlanınız. hhhMI
Bu Akşam SÜMER SİNEMASINDA
FREDDIE SLACK ve Orkestrasının iştirâkile
Dans Kıralı tro®*1’ Parhya“ güzellik kıraliçesi
FRED ASTAİRE VC *“
tarafından
SEVGİLİME BiR DANS
JOAN LESLİE
yaratılan
başlıyor. Bütün dünyanın ttteşbur
Modem şarkı ve dan sİ ut filmi
dansörü Fred Astaire'in en son filmi olup bütün dansları dansedeerk. ve dinliycceğlniz bütün şarkıları tegannl edeceksiniz. __
bu Akşam için yerlerinizi evvelden aldırınız.
/1
GUADALCANAL Muharebesinin iâyenıut kahramanlarına ve tarihte altın bir sahile yazdıran kahraman bahriyelilerine ittihat edilen emsalsiz bir filim
UUADALCANAL SAVAŞI
V Baş rollerde: Bir çok büyük artist ve yızldızların Iştlrakile
PRESTON POSTER — LLOYD MOLAN —
BOB FORD — HARKY CARTER
Unutulmaz hâtıralar bırakacak muazzam harp filmi.
Bu perşembe akşamı SARAY Sinemasında
ki
V.
[Askerlik bahisleriJ
o* r • ı>» ••!•• ••
Sıegfrıed ın olumu
Almanyayı garptan koruyan duvarın
150 km. lik parçası çökmüş bulunuyor
Cermen mitoloji kahramanı 81e g-frled, İki küreğinin arasında açık kalan ıhlamur yaprağı genişliğindeki sırlısız noktadan hançer darbesini yemiş ve ölmüştü. Onun adına nispetle yapılan Alman garp duvarını İse müttefikler bugün 150 kilometrelik bir gedik açmak suretiyle İşe yaramaz hale getirmiş bulunuyorlar.
Bu nasıl oldu? Dünyanın en kuvvetli tahkimat manzumesi hangi sebep yüzünden böyle beş altı günde yarılar, yıkıldı? Bunun hakiki sebebi, çok ağır Amerikan tankları veya yeni tip topları mı, yoksa çok uzağa atan alev makineleri midir? Henüz tam olarak bilmiyoruz. İki taraf ta bu hakiki sebebi söylemekten çekiniyor. Fakat yıkılmanın dışarıdan görünen şekli şudur:
KanadalIlar ve İngilizler gibi Amerikan dokuzuncu ve birinci orduları da bu duvarda garptan şarka doğru birer delik açmaya çalışıyorlardı. Bil deliklerin biraz uzunca da olsa bir müddet sonra açılacağı ve sonra bir kaçı birleştirilerek büyük bir gedik haline getirilmesi bekleniyordu. Halbuki dokuzuncu ordu huduttan beş on kilometre ötede Erkelenz şehrine kadar garptan şarka doğru İlerledikten sonra birden bire ve bizzat Sleg-fried mevzllnüı içinde istikamet değiştirdi, şimale döndü ve evvelâ Galdheeh, sonra da Krefcld şehrini alarak ikinci Kanada ordusunun karşısına çıktı. Bu defa Slegfrled duvarında münferit delikler meydana gelmedi, koca bir parça çevrilip yıkıldı. Ondan sonra da müttefikler Rhln kenarında ve Ruhr sanayi Buntakasının eşiğinde göründüler. Hâlen Kolonyadan Rhln nehrinin Hollanda hududundan içeri girdiği noktaya kadar olan 150 kilometrelik sahasında müttefikler Rhln kenarına varmış ve bu kadar geniş sahadaki tahkimli mevzi düşmüş bulunuyor.
Biz daha evvelki bir yazımızda yarma sıklet merkezinin Kolonya etrafında olacağını tahmin etmiştik. Vakıa müttefikler Bonn şehrine yaklaşmış bulunduklarına göre bunda bir hata yoktur. Fakat İlk yanlan ve düşen Slegfrled hattı parçası bizzat Kolonyaya varmaktan da daha mühimdir. Zira bu suretle müttefikler Kolonya - Dortmund - Dulsburg üçgeni içine sıkışmış olan ve Almanya-nın % 40 ağır sanayiini İçinde toplamış bulunan Ruhr sanayi mıntakası-nın garp çizgisi boyunca yerleşmiş bulunuyorlar. Bu hal hem bu mühim sanayi mın ta kasının işe yaramaz hale gelmesini, hem de Berlin ve Hamburg İstikametinde ilerlemek için önde çok daha müsait ve düz. otortrat-larla bezenmiş bir sahanın karşısına gelmek faydasını temin etmektedir
Şimdi müttefiklerin şimali Fransa ve Paris® yürüdükleri hızla Berlin’e ve Hamburg'a karşı yürümek, Kızıl-ordu İle birleşmek İçin önlerinde kalan tek hail Rhln nehridir. Vâkıa ge-
Yazan:
M. Şevki Yazman
nlşllği 300 - 400 metreye, akıntı hızı saniyede 4-5 metreye varan bu nehri geçmek tabiidir kİ kolay değildir. Fakat en modern, 20 - 30 kilometre derinliğinde bulunan Slegfrled mevziine nazaran bunu aşmak en as on kere daha kolaydır, çünkü her şeyden evvel müttefiklerin elinde tayyare vardır ve karşı tarafa atılacak on binlerce paraşütçü ile bu 300-400 metrelik su şeridini geçmek güç sayılamaz. Vâkıa geçen sonbahardaki tngillzlerin Arnheln teşebbüsü pek ümit verici değildir. Fakat düşünmeli kİ o vakit paraşütçülerin indiği yerler cephe hattından 30-40 kilometre kadar uzakta İdi. Şimdi paraşütçülerin atılacakları yerler ise dediğimiz gibi ÜÇ dört yüz metredir ve atılan yere müttefik motörlü nehir vasıtalarlyle varmak birkaç dakikalık İştir. Hele bu 1? gece yapılacağına göre buna her tarafta mâni olmanın İmkânı yoktur.
Fikrimce şark cephesinde Kızıl ordu Berllne hücum veya onu çevirmek için nasıl hazırlanıyor,, sağını ve solunu temizllyerek son ve kati hücumu engellerden temizlemeğe uğraşıyorsa müttefikler İçin de bir an evvel ve geniş cephe 11e Rhln'e kadar vararak burada son hücum hazırlığını yapmak gerekecektir. Rhln nehrinin şark sahillerinde eskiden ve daime şeklinde yapılmış tahkimat yoktur. Olsa olsa şu son zamanlarda ve «muvakkat» mahiyette yapılmış tahkimat bulunabilir. Fakat Almanların meşhur Todt- teşkilâtının senelerce özenip bezenerek yaptıkları «garp duvan» tahkimatını birkaç günde yere yatıran Amerikan tanklarının Rhln şarkındaki bu muvakkat tahkimat önünde duralıyacağı akla getirilemez- Mesele hemen hemen şark ve garp cephelerindeki ha -rekâtın «tevhidi? meselesinde ve gönünde kalıyor. Hakikat şudur ki: senelerden beri Almanyayı garptan gelecek belâlardan koruyacağı zannedilen » Slegfrled hattı» bugün çökmüş ve ölmüştür.
Karata halka manifatura esyaaı dağıtıldı
Kars (Akşam) — İthalât Birliği tarafından vilâyetimiz hissesine 400 bin Hra kıymetinde gönderilen manifatura, iaşe bürosunca tüccarlara verilerek ev başına 32 metre, basma, bez, hasse ve poplin tevzi edilmiştir. Aynca: 160 bin liralık yeniden gelen poplin, basma, pazen ve patiska bu hafta memurine dağıtılacaktır.
Kanım bilgileri
Ekseriya raslarız, iki kişi aralarında yaptıkları sözleşmeye bir ceza .şartı koyarlar. Meselâ, taraflardan biri sözleşme ile yapmağa mecbur olduğu şeyi yapmıyacak olursa diğerine şu miktar para verecektir diye yazarlar. Biz şimdi evvelâ tüccar olmıyan-lar arasında yapılan bu gibi ceza şartlı sözleşmelerin geçerliğin: inceliyelim:
Üzerine a’dığı şeyi yapmadığı veya tamamlamadığı takdirde belli bir üaıayı ceza olarak diğer tarafa vermeği vüklenen kimseden ancak ya o işin yapılması veya ceza olarak konuşulan paranın ödenmes: istenebilir îkisi birden İstenemez. Halbuki, belli zamanda veya yerde yanılmadığı takdirde ceza olarak bir paranın, ödenmes! şart edilmişse, diğer taraf hem işin vaüJİmasını hem de cezanın ödenmesini isteyebilir. meğer ki a'acaklı sözleş-m'de bu hakkından vazgeçtiğini açıkça yazmış veya şart olunan ceza parasını h!c üi-raz etmeden kabul etmiş bulunsun.
İşin yapamamasından ötürü alacaklı zarar görmüş olmasa bile ceza lâzım o'ur. Şart olunan ceza miktarından fazla zarar gören alacaklı borçlunun bir kuburu olduğunu İspat etmedikçe faz a-vın] isteyemez.
Tüccarların arasında yapılan mukavelelerde yazılan ceza şartının geçerliğine gelince, sözleşmede aksi yazılı olmadıkça, borçludan borcunu ödemesi yerine yalnız şart kılınan ceza parasının verilmesi ve böylece borçlunun kurtulması İstenemez. Alacaklının zararı ceza olarak gösterilen paradan ziyade İse, keza, aksi mukavelede yazılı olmadıkça, borçlu ziyadeyi de aynca ödemeğe mecburdur. Borcun ödenmesi evvelce keş-folunarmyan bir sebepten ötürü veya alacaklının yanlışından veyahut borcun yerine getirilmesi alacaklı tarafından İtirazsız kabul edilmişse borçlu zarar ve ziyan ödemez.
Acaba ceza olarak sözleşilen para pek çok ise, ne olacaktır? Ticaret meselelerinde ilk evvel kanunen mu-. teber sözleşme'erin geçerliği sayılacağı ve Ticaret kanununun 647 nel maddesinde ceza miktarının mahkemece Indirilemiyeceği yazılı olmasına göre ceza şart edilen paranın miktarı ne olursa olsun azaltılamaz. Halbuki, ti- ; carî muamele olmayıp tüc- | car olmayan kimseler arasında yapılan sözleşmelerde ceza o'arak şart edilen m’ktar pek büyük İse. Borçlar kanununun 161 inci maddesine göre yargıç bu cezayı İndir-mekle ödevtendirilmlstir.
Avukat Emcet Ağış
TANIMADI &MIZ MEŞHURL A R:
Hayatı on romana mevzu
olabilecek adam
Saraylarda kırallarla ahbaplık etmiş, N°w York sokaklarında dolma satmış, seı.r, mebus ve fikir adamı..
Halicin donduğu gün — Halk karşıdan karşıya denizden geçiyor — Übeydullah’ın yaptığı bazı işler: Seyyar köftecilik, Amerikada soğan ticareti, lokantacılık — Vagonların üstünde yapılan tren seyahati — Bukingam sarayında — Küba çarşısında.
1893 yılı, kânunusani ayının yirmi dokuzu... Günlerden, cuma. İstanbul halkı o sabah tltriyerek yataklarından kalktı. Hiç bu derecede şiddetli bir soğuk görülmüş değildi. Sokağa çıkanlar, bilhassa köprüye inenler hayretler İçinde kaldılar: Haliç donmuştu I. Yalnız o değil, Boğaz'ın bir kısmı da aynı halde idi.
Küçük vapurlar buzların arasında sıkışıp kalmıştı. Müthiş aoğtığa rağmen halk köprünün üstünde toplanmış. Bu emsalsiz manzarayı seyrediyordu. Kediler, sokak köpekleri İstanbul cihetinden Galataya, Galata-dan İstanbul tarafına denizden gidip geliyorlardı. Haliç ortaları İse büsbütün meraklı bir hal almıştı. Kalın buz tabakası burasını büyük bir asfalt meydana benzetmişti. Birçokları elini kolunu sallıya sallıya yaya olarak bir taraftan öteki tarafa geçiyordu. Donma hâdisesi bir gün önce başlamıştı. O günü çıkan 29 kânunu-sanil rumî 1893 cuma tarihli Tercümanı Hakikat, gazetesinin 4380 sayılı sayısında şöyle yazıyordu:
«Aldığımız malûmata göre Eyüp sultanla, bunun mukabil sahilleri o derece donmuştur kİ birçok kimseler bir taraftan diğer tarafa maşiyen mürur etmişlerdir. [Yürüyerek geçmişlerdir]. Boğaziçlnlri birçok yerleri ı de donmuştur.»
Yine avın gazetenin bir gün evvel-1 kİ 28 kânunusani 1893 tarihli nüsha- 1 sındn. şunlar okunuyordu: «Buzlar gittikçe kalınlaştığı İçin deniz nakliyatı durmuştur. Haliçte bulunan donanmayı hümayundaki gemllfcrln vaziyet! güçleşmlştlr. Bahriye neferleri ellerindeki baltalarla gemilerin etrafındaki buzları kırmakla meşgul olmuşlardır. Her vapurun önünde bir kanal açılmıştır. Buradan gemilere levazım gönderilmektedir. Ancak gemilerle sahil arasındaki bu yollar da derhal donduğu İçin her saat başı baltalarla temizlenmektedlr. Bahriye Nazırlığı «Mecidiye» vapuru süvarisine «fayrabet. Hallç'l bir daire halinde dolaş, buzları kır! - emrini vermişti amma bundan da bir fayda elde edilememiştir.
Sütlüce ile Eyüp arasında buzun kalınlığı 3 pustan fazla idi. Burada | karşıdan karşıya geçenler pek çoktu. Sokaklarda kızaklara, hattâ, bunların > İçinde at koşulmuş olanlara bile ras-j lanıyordu.»
İstanbul bu kış bir şimal şehrine benzemlştl.
ı
Köprü üstünde bir delikanlı..
Köprü üstundeMjlriklp donmuş denizi seyredenler arasında uzun yüzlü, zeki bakışlı, maşlahlı genç öir adam vardı. Lâkin bu acayip kıyafetli delikanlının gözleri daha ziyade İleride, Kızkuiesl açıklarında duran bir pake vapuruna kaymakta İdi. Zira bu vapur İki gün sonra Marsllyaya gidecekti. Bu maşlahlı genç adam gizlice ona binmek ve Amerikanın keşfinin dört yüzüncü yıldönümü do-layıslyle Şikago’da kurulacak büyük sergiye gitmek İstiyordu Bu delikanlı kendi tiplr.de. belki bütün dünyada bir cşl daha olnuyan nadide bir insandı; Übeydullah efendi!- Ve o günlerde eline en küçük bir yol çantası bile almadan şu meşhur macerasına atılmağa hazırlanıyordu.
übeydullah efendiyi yeni nesillere nasıl anlatabilirim?.. Onun için ne sıfat kullanabilirim?. Vaktiyle sağlığında biz kendisinden gazetelerde bahsederken dalma İsminden evvel «Fâzılı muhterem» tâbirini kullanırdık. Yeni nesil bu «Fazılı muhterem» tâbirinden bir şey anlamaz. Zaten bu söz B. Ubeydullahı anlatamaz, übeydullah’ın hayatı. 10-15 büyük ve meraklı romana mevzu olacak kadar harikulade renkli vakalarla doludur. Ne yazık kİ memleket onu hiç anlamamıştır übeydullah kimdi?. Ne yapmak istiyordu?. O maceralarla dolu seyahatlerden maksadı ne İdi?. Bunu hiç birimiz bilmiyoruz.
Bazıları • übeydullah efendi» yi sadece «Şlkago sergisinde keten helva satan adam- diye tanır, İste o kadar. Bazıları bıı sarıklı, siyah cüppeli, pembe Iâtalı. sakallı adamı «dinsiz!.» diye gösterir. Kendisine softa diyenler de çıkmıştır. O hakikaten bin bir cephelidir. Bugün bakarsınız. Btıklnghnm sarayında imparatorla karşı karşıya sohbet eder. Başka bir gün onun New-York sokaklarında zeytinyağlı patlıcan'
Übeydullah efendi meşhdr kı yaf etile
dolması sattığını görürsünüz. Kûbada •ebze halinde zerzevatçıların hücumuna uğrar, ellerinden güç hal İle kurtulur, hamallık eder, [günlerce aç olarak parklarda yatar. Bir müddet sonra bakarsınız kİ «Büyük Elçi» ola-
rak Afganlstana giderken 27000 kişi Eorünıır görünmez hemen şişeyi açar, tarafından bir şehirde istikbal edilir ı 8-üamın ağzına dayar, kendi elim.e re o seçsec» diye sererine bulun dük- I kânlar, bütün çarşılar kapanır. • « >•♦«» (’*-
Bugüiı kırallann dostudur. Fakat bir gün başında serseri bir rüzgâr eser ateşçilikle gemilere girip dünyayı dolaşır. Bir İki sene sonra da onu meselâ devrin sadrâzamı Talât paşa İle yanyana bir otomobilde görürsünüz.
Türkiyenin ı Marko Polosu!
Hayal mahsulü romanların hiç biri B. Ubeydullahın hayatı kadar renkle dolu değildir. Bir dostu onun hakkında «Türkiyenin Marko Polosu» diyor. Haklıdır. Ancak hatırladığıma göre Marko Polo» maceralarla dolu seyahatlerini ticaret ve para kazanmak maksadile yapmıştır. Halbuki Ubey-dullah efendi bir an paraya kıymet vermemiş ve yalnız maceranın doyulmaz şiiri, lezzeti peşinde bir artist heyecanı İle koşmuş, kıtadan kıtaya dolamıştır.
«Türkiyenin Marko Polosu* hakiki Marko Polodan çok daha Büyük maceralar geçirmiştir.
Kendilerini uzun uzun dinlediğim en yakınlarına übeydullah efendi daima söyle derdi:
— »Bakû* dan s Küba» ya kadar gezdim. İmparatorlardan beynelmilel serserilere kadar görüştüm. Sarıktan, maşlahtan silindir şapkaya kadar giydim.. Seksen senede sekiz yüz sene yaşadım..»
Hakikaten opun seyahat haritası Hindistan. Afganistan, Arabistan, Hunideniz, Afrika, cenup, şimal, orta Amerika ve bütün Avrupaya kadar uzanır
Bizde onun yalnız keten helvacılığı İşltllmiştir. Halbuki yaptığı işler de seyahatleri gibi son derecede çeşitlidir. Bunlardan bir ikisini sayalım:
Fikir adamı, gazete muharrirliği, mebusluk, muallimlik, seyyahJık, imamlık, şekercilik, Amerikada keten helvacılığı, Amerikada seyyar dolma-cılık, seyyar pllâvcilık, cenup A meri-kada soğan ticareti, yüzük ve küpe-Clllk. Amerikada binalarda amelelik, seyyar köftecilik, lokantacılık, bliyük elçilik, sandalcılık, kuşçuluk, politikacılık. İzmlrde Nakşibendi şeyhliği, • Merdiven köyünde Bektaşi şeyhliği, Beyoğlu Nikâh memurluğu...
Ayrıca birkaç kere sürülmüş, senelerce hapiste yatmış, ölümlerden kurtulmuş. sürgünlerden kaçmış, aç kalmış, gün görmüş, hürmet kazanmış bir insandır.
Türkçe, Arapça. Farsça. İngilizce ve Fransızcayi pek iyi bilir. Bilhassa fevkalâde Arapça yazardı.
übeydullah dünyanın en eksantrik İnsanı idi. Onu: en yakınlarından, bilhassa senelerce kendisine büyük
İhtimamım eksik etmemiş, ölümlerden kurtarmış olan sayın «Zeyin hanımefendi» den dinledim. Türk’yenln en eski ailelerinden birine mensubû-lan Zeyin hanımı übeydullah efendi mânevi evlât edinmiş, onun yanında yaşamış ve ölmüştü.
Bütün bunlardan başka öteden beri elimde bulunan Ubeydullahın kendi hattı İle yazılmış, Afgan sefirliği zamanındaki notlan var kİ bunu yedi i sekiz kişiden fazla kimsenin okumuş olduğunu tahmin etmiyorum.
B. übeydullah! yeni nesle kelime He değil, onun hayatına alt bir sahne ile anlatmak İstiyorum
Tren üstünde seyahat,.
B. Übeydullah’! en yakından tanıyanlardan dinledim.
übeydullah efendi Amerikada maceralarla dolu seyahatine başlamıştı. Beş parasızdı. Ve günlerden beri açtı. Orta Amerikaya gitmek üzere yük trenlerinde seyahat ediyordu.
übeydullah efendi bunu en yakınlarına söyle anlatırdı:
( — Seyahat etmek üzere beynelmilel bir serseriden şu usulü öğrenmiştim. Yük vagonlarının û.-’.üne boylu boyuna uzanırdım. Trene binmeden önce yanıma büyük bir şişe viski alırdım. Fakat kendim ağzıma alkolün damlasını koymam. Bu şişeyi İçmek için almazdım, o benim tren bl-letlmdl. Zira ara sıra şirket memurları vagonlnnn üstüne çıkarlarken onlarla göz göze gelirdim. Böyle vaziyetlerde bent kolumdan tutup indirmemeleri. aşağı atmamaları İçin tek usulüm, vardı. Vagonun üstüne doğru çıkmakta olan memurun bası
tını silerken: «Olrayt!» der geçer, ben de vagon üstünde seyahatime devam ederdim. İlle velâkln tüneller olmasa... Onlar beni mahvederlerdi. Hele serseri arkadaşlarla olursa tünellerden zenci gibi simsiyah suratlarla çıkardık...»
Bütün Amerlkayı, dünyanın birçok yerlerini böyle dolaşan, İcabında büyük elçilik eden ve merasimle karşılanan büyük bir fikir adamının hayatının nasıl meraklı bir roman olacağını anlamak gayet kolaydır.
übeydullah efendi derdi kİ:
— Küba çarşısında köfte kızartıp sattığım zamanın zevkin! kırallarla konuşurken bile bulamadım...
Hikmet Feridun Es
Memleketimizde motör fabrikası kurulması için Hava Kurumu reisi B. Şükrü Koçak mukaveleyi imza ederken
Müttefik kuvvetlerin yaklaştıkları Bonn şehrinde pâzp.r meydânı
İssız yerlere düşen tayyarecileri kurtarma yollan
Güney Pasifiğin balla girmemiş ormanlarına mecburî İniş yapan Amerikan uçaklarının mürettebatı, veya Paslfikte batan gemilerin günlere* lâstik sal üstünde kalan gemicileri, sırtlarına giydikleri hususi tarzda yapılmış yeleklerin ceplerine yerleştirilmiş, hayati kıymet» haiz malzeme sayesinde aylarca yaşıyabilmek-tedirler.
Su geçmez kumaştan yapılmış olan bu yeleklerin geniş ceplerine yerleştirilmiş 5 kilo ağırlığında 28 kalem muhtelif cins eşya vardır. Herhangi bir kâ2â neticesinde tek başına, hail bir belgeye düşen bir sahıs, yelekten balıkçıların giydiği kukuletalara ben-ziyen şapkayı çıkarır ve İçinde yazılı bulunan liste ve tarifnameye göre, lüzumunda, yelekte bulunan 28 kalem malzemeden âzami istifade ederek tek başına yaşamanın yolunu bulur ve bu suretle, hayatını muhakkak bir ölümden kurtarır
İçi ve dışı giyilebilen yıımuşaı; şapkanın bir tarafı parıak san diğer ’aLL rafı Ir.z donuk yeşil Terktedir. s'>oQ kanın san rengi yükseklen • ıifi uçakların pilottan tarafından koiay*^. lıkla görülmektedir. Kazazede kendi-sini düşman uçaklarından gizliyebll^ta mek yeşil bı
Çt it
dır 7T
İstikamet tayini için pusula. Gü-(D neşte ateş yakabilmek için pertavsız,*^ yemek pişirmek İçin, kat1anılabllenQ) asbestostan mamul ufak tencere, dlnamolu eleklrik el feneri, eldivene*— ler, İşaret fişekleri, enlik tutmak IclnjT olta ve sun'i yemleri, sağlam tire,*?* muhtelif boyda çengelli ve dikiş ‘ğ«^ neleri, tabanca, ve kurşunlan, yırtıi=O mıyan kâğıttan yapılmış su kovası,© güneşte 8.000.000 mum kuvveti olan±S on beş kilometre mesafedeki bir^f uçaktan görülebilen küçük işaret ay-j~ naşı, muhtelif gıda komprimeleri saire... Avuç içine sığabilecek büyük lükte rutubet geçlrmiycn teneke kutular İçine yerleştirilmiş muhtelif cins gıda komprimeleri sayesinde bir kimse uzam müddet zayıflamadan eneril ve kuvvetini muhafaza ederek Taşıyabilmektedir. Vitamin, şeker ve nişastalı maddelerden yapılan bu gıda tabletlerinin türlü türlü hoş lezzetleri vardır. Bu tabletlerin diğer bir hususiyeti de insanı susatmamasıdır.
Denizlerde, sal üstünde kalanları ariyan tahlisiye uçakları, kazazedelerin bulunduğu yeri bulur bulmaz, derhal bu uçaklarda bulunan 10 kişilik, İçinde yelken! ve 9 beygirlik mu-törü yağ benzin ve muhtelif yiyecek maddelerin! hav!, suya ne vaziyette düşerse düşsün asla batmayan lâstik sandallar paraşütle atılarak, kazazedelerin havari ı^Ttanlmakta-dır.
İçin icabında şapkanın d- uft fcrrmım çevirir. Yeleğin İçindeC ı basit fakat çok kıymetli 280 malzemenin baslıcnlnrı şnnlar-yj
i| Halkevleri ve Kurumlar J
ic KONFERANS — Şişli Halkevinden: 6'3/1945 »alı günü saat 18,39 da Halkevimizde B. ı.'amih Nafiz Tansu tarafından (Meşhur Romanları mev-zuunds bir konferans verilecektir.
* Arkadaşlık Yurdu cemiyetinden: Cemiyet ana nizamnamesinin 5 İnci maddesine tevfikan yıllık umumi heyet toplantısı 18 mart 1945 tarihine müsadif pazar günü saat J0,3(1 da Beyoğlu, Minare sokak 11 numaralı binanın üçüncü katında yapılacaktır. Bilumum arkadaşların behemehal gelmeleri rica olunur
A K Ş A M
Sahıfe 6
A K Ş A M
S a İn f e 6
EN İNCE DUYGULU HAYVAN
Camdan uçaklar
Bekârlık zamanımda pijamaya merak sarmıştım, insanlar iptllâlarına, meraklarına vaktinde dizgin vurmazlarsa bunlar biraz sonra adeta ufak tertip birer delilik haline girer. Benimki de öyle oldu. Netcklm arkadaşların İsmimi «Pijama delisi» no çıkardılar. Çeşit çeşit, renk renk — limon küfü, havai mavi, pişmiş ayva rengine kadar — bir sürü pijamam vardı. Şimdi güzel bir pijama yaptırmak İçLn gözden bir servet çıkarmak lazımdır. Fakat o zamanlar iş öyle değildi. Keyfiniz İsterse yarım düzüne, hattâ belki de bir düzüne pijamaya birden ısmarlayabilirdiniz.
Bilhassa yaz günlerinde bu pijamalardan İstediğimi küfür küfür giyerdim Fakat kalınları, kışlıkları, mevsimlikleri de yok değildi. Eve gidince soyunup dökünmek. tertemiz, yeni yeni bunları giymek bana büyük bir zevk veriyordu.
Yalnız bunlar benim pek kıymetli eşyam olduğu için çamaşırcıya göndermeğe, ütücüye yollamağa bayağı kıyamtyordum. İstiyordum İd evimde şöyle eteği belinde, hamarat bir hizmetçim olsun ve bu pijamalarımı temiz temiz yıkasın, ütülesin...
Nihayet böyle bir İnsan buldum Bu gen; bir kadındı. Güçlü kuvvetli, »11 yüzü düzgün, boylu boslu, dolgun vücutlu, hattâ epeyce de güzeldi. Neşeli bir kadındı. Ben yukarıda çalışırken onun aşağıda «Entarisi ala benziyor..» şarkısını mırıldandığını duyardım.
Hattâ bir kere benim merdiven başına geldiğimi farketmediği İçin onun aşağı taşlıkta şıkır da şıkır oynadığını bile görmüştüm. Yukarda beni fark-odince şaşırmış, kaçmıştı.
Lâkin hakikaten pek titizdi. Hattâ temizliği biraz aşırı derecede İdi.
Bir gün eve dönünce baktım. Lâcivert çizgili pijamalarımı yıkamış-Halbuki ben onu ancak bir kere giymiştim. Bir defa giymekle pijama kirlenir mi?.,
Lemanı çağırdım. Söyledim
— Kirlenmişti, efendim... Yıkadım... dedi.
Ben de fazla ısrar etmedim, Ertesi günü baktım. Bu sefer de kül rengi pijamayı yıkamış.
Yine çağırdım ve sordum.
— Kül rengi pijamayı ’ ' dm?.. Halbuki ben onu giydim, ya giymedim.,.
— Kahvaltıda önünüze latmışsınız efendim...
— Ha öyle mi?.. İyi ettin öyleyse...
Kızın hakkı vardı. Üçüncü günü baktım, Mavi pijamayı yıkamış... £|ıh.. Artık bu derecesi fazla idi. Mavi pijamayı giymiyelt iki ay oluyordu. Hem pijama kirli olarak kaldırılmaz ya, elbette yıkanmış olarak sandığa konulmuştu. Şu halde durup dururken ne diye yıkıyordu?.. Bu sefer onâ:
— Leman.. Kızım. Bunları İkide bir lüzumlu lüzumsuz yıkarsan pek çabuk eskirler. Halbuki ben pijamalarımı camın gibi severim. Eskimelerini istemem.. Meselâ şu mavi pijamayı şimdi yıkayacak ne vaTdı ki?.. San-: dikta durup dururken...
Leman çapkın bir bakışla şunları aöyledk.
— Benden önce yanınızda çalışanlar çamaşırlarınızı iyi yıkamamışlar. Çoğunu azdırmışlar... Ben de yeniden yıkadım, biraz rengi açıldı baksanıza, öyle bırakmış olsaydık, kir örgülerine kadar İşleyecek. Hiç öyle çamaşır yıkanır mı?..
Doğru söze ne denir?.. Lemanın hakkı verdi. Sesimi çıkarmadım
İki gün sonra baktım. Eski vişne çürüğü bir pijamam vardı. Bu sefer de onu çıkarıp yıkamış. Bereket versin k! o zaman sabun bu derece pahalı değildi. İnsanın aklına bir ekonomi meselesi gelmiyordu. Varsın yıkasın... Henı de böyle eskileri sandıktan çıkarıp, yıkaması, onları adam etmeğe çalışması hoşuma gidiyordu.
Lâin bir müddet sonra iş tamâmlle çiğrığmdan çıktı. Bu kadın pijamalarıma âdeta musallat olmuştu. Hergun bir tanesini yıkıyordu. Bazılarını an-
niçîn yıka-iki del'a ya
reçel dam-
çak bir defa giydikten, hattâ bazılarını Iılç giymeden leğene atıyordu. Olacak şey değil yalıu... Ne kadar söylesem. ısrar etsem aldırmıyor:
— Ne yapayım.?.. Elimde değili.. Ben temizliğe çok alışık bir İnsanım., diyordu.
Hakikaten o derece deril toplu, mükemmel bir hizmetçi İdi kİ ondan va» geçemiyordu m da... Nihayet bu kadar kusar Kadı kızında bile bulunabilirdi.
Fakat yine kendisine bu pijama yıkamak hususunda mümkün olduğu kadar itidal tavsiye ediyordum.
Bir gün odamda çalışırken başım ağrıdı. Biraz hava almak maksadlyle pencerenin kenarına geldim. Bir de şöyle baktım. Karşıkl köşkün ahçısı ile bahçıvanı parmaklığa ablak suratlarını dayamışlar, bıyıklan heyecandan dikilmiş, bizim tarafa doğru gözlerini çevirmişler!.. Acaba bu kadar dikkatle, bu kadar dalgın baktıkları ne İdi?- şöyle uzandım. O vakit gördüm. Bizim Leman bir fıçının üstüne bir leğen koymuş. Eteklerini belinde toplayarak yukarılara kadar kaldırmış, yolsuz, önü tanıamlle açık bir gömlekle çamaşır. yani benim pijamalarımı yıkıyor. Kocaman,, bembeyaz köpükler İçinde onları eltilerken tombul vücudu .sarsılıyor. Dikkat edince sağdaki köşkün uşağının da o tarafa bakıp bıyık büktüğünü gördüm. Leman çamaşır yıkamağı kendisine pek yakıştırıyor ve bu suretle civarda miilhlş bir sükse yapıyordu. Tevekkeli değil!
Çağırdım. Kendisine müt-hiş bir zılgıt verdim. Zılgıtttan sonra yol vereceğimi söyledim
O günü evimin önünde otobüs bekliyordum. Bizim mahallede İki kapıcı yanımda durdu. Beni görmemlşlerdi-Aralarında konuşuyorlardı Biri şöyle dedi:
— Nafile.. Tehlike varmış. Herif çakmış galiba... Bu gün oraya glde-nılyeceğlm . Belki de adam evdedir.
— Neden anladın?..
— Baksana Leman bugün herifin yeşil pijamasını balkona asmıs.. Yeşil pijamayı gördün mü?.. Bil kİ tehlike var...
Hiddetle, şiddetle dönüp baktım Bizim hizmetçi balkona yeşil pijamayı asmıştı!..
Meğer bizim renk renk pijamaları telsiz telgraf glb! kullanıyorlarmış!..
(Bir yıldız!
dair dikkate şayan fıkralar
Yüksek infilâktı bombalar, camdan uçaklar içinde patlamıyor, camdan kumaşlar, takma ayaklar ve saire yapılmağa başlandı
peğinln tulumbanın dibindeki tekneden ağzına su alıp meçhul bir semte götürdüğüne dikkat etmiş ve keyfiyeti torununa anlatmıştır. Bidayette adam buna ehemmiyet vermemiştir. Fakat çoban köpeğinin kendisine ve-Meselâ İngilteredekl sekizinci rilen kinlikleri yemeyip ağzında bir vel tayyaresi kumandanlığına men- tarafa taşıdığını görünce büyük an-
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Vapurun üstü açık yeri - Beyaz.
2 — Bir ilim müessesesi.
3 —- Avrupa şehirlerinden biri.
4 — Tersi saçma sözür - Evet.
5 — Harb sahasında Dİr nehir -Tersi bir Ermeni kadın İsmidir.
■ 6 — Şaffaf.
7 — Tersi tavla zarının üçü -En az - Kuzunun feryadı.
8 — Haber verme - Tersi ruhtur.
9 — Beygir - Taharri.
10 — Bir kış meyvnsı satan.
GEÇEN BULMACAMIZIN HALLİ
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Karagiimrük, 2 — Aferin, İsa, 3 — Revir, Setr. 4 — Arın acı. Üt, 5 — Glran, Rua, 6 — Ün, Sırca, 7 - -firiktik, ® _ Rie, Urlalı, 9 — Üstüaçılan, 10 — Kart, Akın.
Köpeklerin zekâsına ve insanlara bağlılıklarına
Hayvanlar arasında en ince duygulu ve insana sarsılmaz sadakatle bağlı olanı köpektir. Meşhur filozoflardan biri demiştir kİ köpeğin şahsiyet ve ruhunun derinliğini biçebilecek bir adam yoktur.
Hakikaten köpeğin insana sadakatinin derecesini ölçmeğe imkân var mıdır? Köpek kadar oynak bir hayvan tasavvur olunabilir mİ? Köpek kadar İnsanların hareket ve düşüncelerini an Uyabilecek bir başka mahlûk var mıdır?
Binlerce seneden beri şark ve garbın edebiyat ve masalları köpeğin bu gibi fevkalâdelikleri ile doludur. Bugün de köpeklerin neler
yaptıkları bütün
dünyanın merak ve alâkasını uyandırıyor
Bir Amerikan ga-
zetesi köpeklerdeki fevkalâde hallere ait okuyucularından topladığı malumatı neşre başlamış ve hayretler uyandırmıştır. Çünkü köpeklerde görülen seziş hareketlerini her hangi suretle tefsir etmeğe İmkân goıülmü-avt- —rr_____' ’__ ’ ’T .
sup bir yüzbaşı yanında elâ gözlü ve nesinin sözlerini hatırlamıştır yatık kulaklı bir köpek bulundurmak- Yine bir giin adam köpeğe bir ke-tadır. Bundan İliç bir zaman ayrıl- mik atmıştır. Hayvan bunu kapınca mıyan tayyareci yalnız vazife dola-' dağlara doğru koşmuş, bir müddet yısile tayyareye binip akına gittiği .sonra dönmüştür. Bu defa bir kemik zaman bu gibi tayyarelerdeki yer! daha atmışlardır. Bunu da kapıp ka-ınüsaitslzllğlnden dolayı köpeğini be-1 çincr j -*-*■
t&b erin de b ul und ur m amaktad ir. . *'a
Yine bir gün yüzbaşı hava filosu ile | Avrupamn kar asma bir akına git- ' miştir. Filonun dönmesine az bir vakit kalmıştı. Köpek fevkalâde heye-| can göstermeğe başlamış ve nihayet i açık bulduğu kışla kapısından fır-l layıp gözden kaybolmuştur. Köpeguı’ kaçmasından 20 dakika sonra tayya-[ re merkezine gelen bir telsizde filo dönerken bir tayyarenin merkeze ya-1 kin bir ağaçlıkta kazaya uğrayarak düştüğü ve tayyarecisinden bir haber , alınamadığı bildiriliyordu.
Kazaya uğrayan tayyarenin pilotu ■ köpeğin sahibi idi. Etrafı araştırmak üzere derhal bir İmdat müfrezesi çıkarılmıştır. Bir saat sonra müfreze kaza mahallini bulmuştur. Yüzbaşı ’ paraşütü yanında bir ayağı kırılmış olduğu halde yatıyordu. Köpeği de ı yanı başında oturmuştu.
Köpeğin nasıl olup da kazayı evvelden sezdiği ve nasıl olup da yaralı efendisini arayıp bulduğu bir türlü , anlaşılamamıştır. Tayyare kumandanlığının fen adamları ve doktorları . bu hâdise karşısında hayretler İçinde kalmışlardır.
Birleşik Amerika hükümetlerinden Kentucky’de bir çlfllğin sahibi bir ' çok scneleı burada bekçilik yapmış olan Pırnçh ismindeki köpeğini ihtiyarlamış olduğu halde çok sevlyor-muş. Bir gün çifllğe gelen serseri bir ; genç çoban köpeği çifjiğin emektarı İle tanışmış, iki hayvan bundan sonra birbirinden ayrılmaz olmuştur.
Bir gece ihtiyar köpek dialarda do- j taşırken kaybolmuştur. Çlflik sahibi 1 adamların»- beraberine alıp İhtiyar köpeği ne kadar ararsa da bir İz bulamaz, nihayet bir kazaya uğrayıp öldüğüne hükmederler. İki hafta 1 kadar bir zaman geçtikten sonra çif-lik sahibinin büyük annesi çoban kö-
yine bir giin adam köpeğe bir ke-
■;inca çlflik sahibi de ayağa kalkıp köpeği takibetnılştlr,
Bir hayli yürüdük ten sonra köpeğin kayalar arasındaki derin bir yarığın başında bulunduğunu ve ağzında kemik olmadığını görmüştür.
Bira?, yaklaşıp derin uçurumun dibine baktığı zaman İhtiyar Punch’un burada yukarıdan arkadaşının attığı son kemiği kemirmekte olduğunu hayretle görmüştür. İhtiyar köpeğin yanı başındaki kaya içindeki çukurun da çocan köpeğinin ağziyle taşıdığı sularla doldurulmuş olduğunu görün-ı ce hayreti artmıştır.
i Çlflik sahibi güç belâ ihtiyar köpeğini iplerle çekerek kurtarmıştır. Punch uçurumun başına geldiği zaman arkadaşı çoban köpeğinin sevincine haddüpayaıj yoktu.
Köpek İnsanları aldatmağa bile çalışır Nevyurk hükümeti dahilinde bir elliğin polis köpeği Pal bJr gün nasılsa yaralanmış. Kanlar İçindeki ön ayağını kaldırarak çifllğe gelmiştir, çifliktekilerin hepsi köpeğin bu haline acımışlar ve ayağını yıkayıp dezenfekte ettikten sonra sargilamış-lardır.
Köpek misafir salonunun bir köşesinde yumuşak bir minderin üzerine yatırılmıştır.
Birkaç gün geçtikten sonra hayvan. hamlaşmaması için, sahibi tarafından bir sabah kıra çıkarılmıştır. Bu esnada İki köpek bir tavşanı kovalıyorlardı. Bunlan görünce Pal usuletîe efendisinin yanından sıvışarak takibe koyulmuştur, En önde Pal koşuyordu,
Fakat efendisi kendisini gördüğünü hissedince geri dönmüş ve kuyruğunu iki bacağı arasına sıkıştırıp yaralı ayağım kaldırarak merhamet dileyen bir nazarla sahibine bakmağa (Arkası yedinci sahîfede) 1
Cam insanlar tarafından 4,000 seneden beri kullanılmaktadır. Gayet sert ve sağlam gibi görünen bu maddeden, çok çabuk kırılması yüzünden, bugüne kadar âzami derecede istifade edilememişti.
Fakat bugün harbin doğurduğu ihtiyaçlar dolayısile. Birleşik Amerikada, cam üzerinde yapılan bir çok tetkik ve tecrübelerden mükemmel neticeler elde edilmiş, ve camın yeryüzünde bu lunan bütün diğer maddelerden çok daha faydalı olduğu anlaşılmıştır. İlerde sulh zamanında muhakkak ki, bu maddeden akla gelmeyen bir çok İstifadeler temin edilerek hayatta bir çok müskilât ve ihtiyaçlar cam sayesinde giderilecektir. ____
Cam fabrikalarının hususî lâ ,ne kadar bükiilse ve kıvnlsa tek-boratuvarlannda, cam tıpkı tah- rar eski biçimini almaktadır ta gibi çivilenmekte. testere ile Osvens cam fabrikası lâboratu varlarında gösterdikleri camdan gayet ince Wr kumaşın dokuma olmayıp döğme olduğunu söyledikleri zaman herkes hayrette kalmıştır. Şeker kutularının dibini beslemek için kullanılan pamuk gibi yumuşak ince kâğıda benzeyen bu cam kumaş iyice buruşturulduktan sonra nın üstüne bırakılınca tekrar, buruşuksuz eski halini alisi büsbütün hayreti arttırıyor.
Camın elyafına plâstik bir madde ilâve edilerek vücuda getirilen kalın fakat o nispette hafif çuhalarla, harb gemilerinin dahilindeki kamaralar, bilhassa telsiz cihazlarının bulunduğu odaların duvarları kaplandığı takdirde, gemiden atılan büyük çaptaki topların sesi katiyen dahile nüfuz etmemektedir.
Hususi tarzda imal edilen kalın cam levhalara çivi çakılıp, testere ile kesildiği gibi, bu lev-• balar cıvatalarla birbirine rap-tedilebiîmekted’r. Harb sonrası piyasaya çıkarılacak otomobillerin karoserıleri ve inşa edilecek yeni evlerin duvarları, soğuk ve avnı zamanda gürültü nüfuz ettirmeyen camdan imal edilecek-tir.
Bugün soğuk şimal mmtaka lannda bulunan Amerikan kuvvetlerine ait bilumiım, seyyar barakalar soğuk nüfuz ettirmeyen camdan inşa edilerek mahrukattan tasarruf edilmektedir. Meselâ İzlanda'da kışın odun, kömür bulunmadığından, camdan inşa edilen barakalar sayesinde. kışlan bu havaliye uzaklardan getirilmesi icabeden kömürden tasarruf edildiği gibi nakliye zahmeti de ortadan kalkmaktadır.
Pitsburg cam fabrikası tırına lâboratuvarlannda tardan 3 de bir nispetinde hafif ve o nispette suyun sathında durma kabiliyetini havi yeni keş-folunan cam köpüğü, tahlisiye simit ve sallarında kullanıîdığı gibi harb sanayii fabrikalarının ! damlarında biremit yerine de kuşanılmaktadır.
1 Eski camlar, kırıldığı zaman, kenarlan bıçak gibi keskin olurdu. Simdi ise böyle bir tehlike
AŞK VE MACERE ROMANI Yazan: Stanley Shaw
V ' » Teltik?. No 16
Pierre Qulnt ile Mis Mal-lable. bunları Eskimo usulüne zıt olarak art arda koştular. BÖy-lece hareket daha kolay, daha pratik... Kızağı kullanan o kadar müşkülâta uğramıyor.
VIIZ
İhtiyar Tilki
Kutup sahrasında bu facialar cereyan ettiği sırada Maliye Bakanlığı gizil polis şefi Hilkle'yl sıkıştırıp duruyordu. Hazînenin başlıca memurları. sahte paralar yüzünden pek sıkıya girdikleri İçin, B. M. 432 İşi, her ne pahasına olursa olsun, bir neticeye varsın diye bekliyorlardı. Hususi büyük bankalarda da aynı şaşkınlık ve aynı şiddetli arzu hüküm sürüyordu. Bütün bunlar. Bllkle'ye başvurup duruyorlardı.
Bu sahte paralar İşini ilk keşfeden bankacı Atterbury, meslektaşlarını toplıyarak vahim mevzu etrafında fikirlerini almayı pek münasip bulmuştu. Mahut beyaz madenin bulunduğu yer keşfedilirse, ve piyasada
sahte paralardan ne miktarda olduğu meydana çıkarsa, gözlerinden birini feda etmeğe razı olduğunu dahi Her! sürmüştü.
Nutuk söyliyerek demişti kİ:
— Baylar, Allah şahittir, şu anda Amerikanın sikke halindeki paralarının üçte ikisi kalptır. Yalnız bu fikir beni çileden çıkarmağa kâfi geliyor. Zira bunun ne mânaya geldiğini siz tasavvur ediniz. Ecnebi memleketlerde sırrımız öğrenilirse, Amerika, dayandığı kuvvetlerden en mühlm-mlnl kaybeder ve biz düşmanlarımıza karşı naçar mevkie düşeriz.
Nutkun burasında, meslektaşlarından biri, omuzuna dokundu ve onun sözünü kesti. Yavaş sesle:
— Susunuz! — dedi. — Öyle şeyler vardır kİ, yüksek sesle, hattâ kendi aramızda bile konuşamayız. Bu müthiş facianın korkunç sonuçlarını hepimiz kestiriyoruz, emin olun. Fakat bunu kendi kendimize bile İtiraf etmemeliyiz.
Böyle bir ihtarda bulunan banka
I müdürü, bizzat kendi de heyecandan ' sapsarıydı. Öyle bitkin bir hale gel-: mlşti kİ, yüzüne bakınca Atterbury fazla devam etmedi. Fakat toplantıdan sonra ilk lş olarak şef Hllkie’ve telefon etti. B. M. 432 İşinin ne durumda olduğunu ona sordu.
Hllkle. hiçbir yeni malûmat vere-miyeceğlnl söyledi. Sebebi de bizzat kendi de hiçbir şey bilmiyordu. O sıralarda, gizli polis müdürünün aklını tırmalıyan mevzu. Kerrlson sendlka-slyle tanışmak ve onun esrarına nüfuz etmekti.
Hiç şüphe yok: Milyarder J. J Ker-rlson'dan şahsan bir şeyler tevehhüm etmek pek manasızdı. Onun hususi serveti, milyar dolardan fazla...
Lâkin, Hllkle, tahkikata giriştiği zaman, herkesin usullerini takibede-rek nehir boyunca yürümek ve bu suretle membaa varmak gibi basnıa kalıp şekillere saplanacaklardan değildi. Evvelâ memba! önün için sendikanın patronunu bulup kendisile konuşmayı münasip gördii.
Düşüncesi, patrona açılmaktı ve ondan maiyetindekiler arasında tahkikata girişmek müsaadesini istemekti, Milyarderin emri altında her cinsten ve her rütbeden binlerce işçi ve memur vardı. Kim bilir belki aralarında kuzu postuna bürünmüş kurtlar da bulunur. Patron, bütün şüphelerden uzak bulunduğu için
labilmektedir. Son günlerde operatörler, ameliyat dikişlerini hususî şekilde İmal edilen camdan kirişlerle dikmektedirler.
Owens cam fabrikası hususi lâboratuvarlannda imal edilen ve % 99 hava ve soğuk geçirmeyen cam yün namındaki beyaz bir madde üstün uçankalelere tatbik edilmektedir. Harb sonrasında. bu maddenin evlerin duvarlarına da tatbik edileceği kuvvetle muhtemeldir.
Şimdiye kadar yapılan bir çok etüd ve tecrübeler neticesinde cama, arzu edilen şekil verilebll diği gibi, sert, yumuşak elâstiki hale de sokulabilmektedir. Elâstiki bir cam, halis kauçuktan jbile dalıa elâstikidir. Bu nevi cam
biçilmekte. top gibi zıplamakta., kauçuk gibi kıvrılmakta, iplik gibi bükülüp düğümlenm*kte ve kumaş gibi dokunmaktadır.
Wright hava alanında, uçak tekniğini inkişaf ettirmek için çalışan mütehassıslar kısmen camdan imal ettikleri uçaklarla uçmuşlardır. Bu uçaklarda kullanılan cam alelâde nencere camı gibi şeffaf olmadığından ilk nazarda hic bir gayri tabiîlik göee çarpmamaktadır Göruniis itibarile bu uçak’ar BT 15 talim uçaklarından farksızdırlar Bu uçakların gövde ve kuyruk kısımları, alüminyumun varı ağırlığında aynı zamanda Tİukave-meti iki misli fazla olan cam kumaştan imal edilmektedir. Tecrübeler, cam akşamlı uçakların aynı büyüklüktp diğer uçaklardan daha hafif, çok daha sağlam ve süratli olduklarını göstermiştir. Uçaklarda kullanılan cani kumaş. «Grosmer» namındaki elastikiyeti fazla cara elyafa plâstik bir madde karıştırılarak dokunmaktadır Bu suretle elde edilen sağlam cam kumaş, mermi tesirine her hangi bir madenî maddeden daha mukavimdir.! Gövdesi camdan imal edilmiş bîr! uçağa mermi isabet ettiği takdirde mermi bu cam kumaşı delip içeri nüfuz etse bile, ilk hızı zail olan merminin öldürücü kuvveti de kalmamaktadır. Kısmen camdan imal edilen uçaklar üzerine yapılan atış tecrübeleri neticesinde, yüksek infilâklı bombaların, uçağın gövdesinden içeri nüfuz ettiği halde patlamadığı müşahede edilmiştir.
İleride otomobillerin: çamur. İlıkları. mutfak edevatı, aerodinamik tren ve otobüsler, muhtelif mobilya, çanta, bavul ve hattâ evlerin bile bu kırılıp bükülmeyen çelikten daha sağlam plâstikti camdan yanılması düşünülerek bu hususta daha bugünden muhtelif etüd ve tecrübeler yapılmaktadır. Son günlerde yapılan bir tecrübede, bu nevî camdan imal edilen takma bacakların mükemmel netice' verdiği görülmüştür. Camdan bacakların başlıca hususiyeti, bunlara tabiî bacağın avnı şekliJ verihbildiei p’bi gavet hafif cilan ^uu. omıuı joe uuyıe um »c:.«ao camdan bacak, bütün bîr ömür; yoktur ve cam kırıklan elleri kes-roüddetinc? bnzu'madan kullanı- mpmpktedir.
ın a sa-bunun
Created by free version of 2PDF
araşman-
ona az çok açılmak kabildi.
J. J. Kerrison'a dair tahkikatta bulundu Bu adam gayet kaprisli, İnatçı, hasis bir İhtiyar orijinal adammış. İnsanlardan o kadar kaçarmış ki, elinde olsa Atlantik denizinin ortasına gidip bir denizaltı gemisinde otururmuş.
Müşkülâtla uğraşmayı pek seven emniyet umum müdürü. İste bu sebepten dolayıdır ki, İlle milyarderle tanışıp görüşmeği aklına koydu. J. J. Kcrrlson’un muhtelif ikamet yerleri vardı. Sarayları, şatoları, sayfiyeleri, av çirilkleri ilh... Bütün bunlardan başka, prensvarî bir de yatı mevcuttu. Senenin birçok ayını milyarder burada geçirirdi. Hangi mevsimde nerede bulunduğu hlc malûm, değildi. Maiyeti bile, en yakınları bile onun nerede bulunduğunu bilmezlerdi.
Kardeşi Henrl TKerrlson. onun kadar yabani değildi. Fakat istibdadı yüzünden binlerce ameleyi kışkırtmış İsyanlara sevketmiştı. Bütün bu meselelerle pek az alâkadar oluyor, şikâyetlere. isyanlara kulak asmıyor, kışı Çöle d'Azur’de, yazı da Holanda'daki bir şatosunda geçiriyordu. Gizli polisin Hilkle'ye verdiği raporlara göre, küçük milyarder kardeş altı aydan beri ağabeyslniıı yatlyie seyahatteymiş. Ancak altı ay sonra döneceği umuluyormuş.
Milyarder, dulmuş. Gayet güzel ve
sporcu olan kızı, seyahatlerinde hep beraber bulunurmuş.
Bütün bu izahatı aldıktan sonra, polis müdürü, J.J. Kerrison'un tröstte hakikî şel olduğuna kanaat getirdi. Onun nerede bulunduğunu keşf için gayretlerini sartetti Fakat bir tesadüf milyarderi onun karsısına çıkardı. Bir gece. Nevyorkun bir tiyatrosundan, supe etmek üzere lokantaya gitmişti Buzlu limonatasını İçtiği şırada, dikkati biraz ötedeki masada, garsonla münakaşa eden bir İhtiyar üzerine saplandı. Modası geçmiş bir smokin ve şapka giyen bu sıska adam, ellerini, kollarını sallıyarak. sesini yükselterek ancak bir kısmını kullandığı sifon şişesinin parasını ta-mamile vermek istemediğini söylüyordu.
— Olamaz efendim, olamaz! — diye haykırıyordu. — Ben soyulmağa gelemem. Siz bu sifon şişesini başka müşterilere de götüreceksiniz. Netc-klm masadan masaya gezdirdiğinizi gördüm. İşle bunun içindir kİ size bütün şişenin parasını veremem, Şimdi anladınız mı?
Bu kavgayı işitince, polis âmiri, kendi masasında hizmet eden garsonların şefine İstifhamla baktı. Onun gülümsediğini görünce sordu:
— Galiba zengin bir ihtiyar olacak! İyi tahmin ettim mi?
— Evet. Gayet zengin ve ga-
yet hasis bir İhtiyar. Amerika'nın altın kiralıdır. Şu meşhur milyarder J.J. Kerrlson...
— Buranın otelinde mİ oturuyor?.
— Evet. Mac Cann diye takma oir isimle oturuyor. Kendisinden bir metelik fazla sızdırılması için ödü patlar Herkes onu tanır.
Şef sordu:
— Hangi katta oturuyor?.
— İkinci katta. C apartmanında..
Hilkle, portföyünden bir kart çıkararak İhtiyar milyardere yaklaştı. Kartını onun masası üzerine bırakarak dedi ki:
— sizinle bir an görüşebilir miyim, B. Kerrlson?
Muhatabı kaşlarını çattı. Asabiyetle şöyle bir kımıldandıktan sonra karlı eline aldı.
— E... Neymiş bakalım?... -diye haykırdı - Benck-n ne İsliyorsunuz? Kimmişsiniz? .. Rlltle mi?,. Rilter m!?... Hllkle mi?_. Neymiş İsminiz?
Daha iyi görebilmek için kartı gözlerinden uzaklaştırdı. Sonra, cebinden gözlüğünü çıkardı Sinirli sinirli dedi kİ:
— Galiba sizinle konuşmağa mecbur kalacağım. Zira bu otelin garsonları bana sükûnumu temin ede-mivorlar Oturunuz, B. Hllkle! Karşımda öyle müstantlk gibi durmayın, şayet çentllmensenii, centilmen gibi masama oturun. (Arkası var)
A K $ A M
Sahile 7
Tarihten sahnf@Heır
{Baş tarafı dördüncü sahlfede)
Böyle ziyaretler arasında Eyüp türbesine gittiği bir gün kcsUmeslnl emrettiği kurbanların bedeli hayvan sahiplerine dörtte üç nispetinde eksik verilmesi feryatlar, beddualar celbetmlş. bu hal zaten tstanbuldakl kıtlığı bile padişahın hasisliğine atfeden halk arasında tayiplere uğramıştı.
Genç padişah halka kc-ndlslnl me-hib göstermek arzusile cuma selâmlığına bozan garip kıyafetlerle çıkıyordu. Bu da İstediği tesirin aksini husule getiriyordu.
İkinci Sultan Osman kapı kullarından artık devlete fayda kalmadığını İfiyikile anlamak hususunda İkinci Sultan Mahmuda İki asır tekaüdüm etmiştir. Onun bu gem almaz hassa askerini ka’dırmak tasavvuruna düşmesi esas ‘.tibarlle tah-sln re takdire şayan bir cüretti; şiıphesİ2 ki Sultan Osman için böyle bir tasmim tarihi bir şeref teşkil eder. Ancak en cüzi vesilelerle kıyama dalma müheyya bulunan kapı kullarının böyle mevcudiyetlerine, hayatlarına taallûk eden bir tasavvura ve teşebbüse karşı ilk anda vaziyet alacaktan da evvelden keşif ve tahmin olunmıyacnk bir şey değildi.
Halbuki Sultan Osman ın inatçı hocasından başka muktrreplert, musahipleri ya mlzacgfr. ya ahmak adamlardı. Böyle kurenanın müda-hen eleriyle gurura kapılan Sultan Osman «vifak ve müdâra» v&dllerlnl tamamen terkederek unf ve kahrile kapı kullarını kendisinden soğutmuştu. Askeri tayfasının bir kısmı kolda olmadıkça diğer inin hakkından gellnmiyeceği geçmiş misallerle aşikâr iken Sultan Osman hiç bir tarafı kollanuyarak nmülûkâne bir nahvet-le» ancak birkaç reyi zayıf ve yanlış kurenasının mülâhazalarına istinat edrrek kapu kullarını tedip ve ıslah yolunda verdiği karan tatblka kalkışmak İstiyordu. Kuvvet ellerinde olanların kendi aleyhine tahrik edecekleri muhiti İyi tetkik etmeden, lâzım gelen İptidai tertipleri ve böyle önemli bir işte kendisine hizmet ve yardım edebilecek kuvvetli unsurları hazırlamadan ıslah ve teceddüde girişilmek, yapılacak teşebbüsü daha evvelinden akamete mahkûm etmek demekti: bunu takdir edemlycn mu-karreplert Sultan Osmanı Skıbetl pek karanlık bir maceraya srvkedlyor-ladı.
Anodoluda, surlyede celâli ihtilâlinin kanlı İzleri daha silinmemişti. Kuyucu Murat paşanın adem kuyucuna attığı yüz bin gencin ailelerinde göz yaşları dinecek kadar zaman daha geçmemişti.
Anadolunun. Suriyenin bu on sene evvelki Asilerinden toplanacak ordunun — hassaten ftlem.ı muhalif tarafta bulundukça - Sultan Osm ana
v( hanedanına sadakati ne derece kuvvetli olacaktı?
CelAllltr reisi meşhur Karayozıcı Anadoluyu Celâlllere, Rınndlyi OsmanlI hanedanına ayırmağı kendince münasip görüyordu; bir ara hakikaten İş bu rengi almamış da değildi. Celâli hareketini esasında Anadolu Türklerinin OsmanlI hanedanının İdaresine karşı umumî bir kıyamı şeklinde telâkki etmek pek müsteb'nd sayılamaz. Böyle bir ruhî hâlette bulunan halk efradından toplanacak bir kuvvetle yeniçeri ve sipahiler nasl tedip ve İmha olunabilecekti? ,
Görülüyor kİ mukarrcplerl genç ve hayırhah padişahı vakitsiz, tertipsiz teşebbüslerde bulunmaktan menedecek hüsnüniyet ve kabiliyeti haiz kimseler olsalardı Onu uğnyacağı felâketten, devleti de bundan sonra düşeceği tezebziip deryasında, orsa poça gitmekten korumuş olacaklardı. Fakat olamadı. Sultan Osman nihayet Hicaza gitmeğe karar verdi.
Sadrâzam DilSver paşa vakit kazanmak emeliyle Leh Istan dan gelmek üzere olan bir elçinin vusulüne kadar hareketin tehirini istedi. Sözünü dinletemedi.
Şeyhülislâm Esat efendi padişahın zühd ve takva yolundaki tasmlmln! bir cami İnşasına tahvil eylemeğe uğraştı. Böyle bir hayır eserinin padl-ışaha hacden «efdâlo sevap kazandıracağını söyledi. Fakat ne bu sözler, ne kızı Âkile hanım marifetiyle yapmak istediği tesir fayda vermedi.
Sultan Osman mayısın on yedisinde otağ ve çadırlarının Üsküdara naklini ferman etti. Padişahı menetmek İçin başka çare kalmadığını gören Esat efendi damadına: (Padişahlara hac lâzım değildir. Yerinde oturup adleylemefc evlâdır. Ola kİ bir fitne zuhur eyllye.)
Diye bir de fetva gönderdi. Üsküdarlı şeyh Hüdayi Mahmut efendi de bu yolda nasihatlerde bulundu. Lâkin padişahı kandırmak mümkün olmadı.
Yoldaşlarını kati ve L2ale ittiği İçin padişaha kısırı ve kırgın olan yeniçeriler arasında son günlerinde Baltacı Eski Yusuf un Halepte sekban yazmakla meşgul olduğu, beylerbeyl-l&re kapı kulunu kırıp sekban yazmaları İçin emirler verildiği de şayi olmuştu. Padişahın hareket ve azimeti kati surette tekarrür ettiği, otağını Üsküdar» nakl İçin kapıcı ba-şılara emir verildiği, Mehterhanenin hazırlandığı anlaşılınca 1622 mayısının on sekizinci — 1031 recebinin yedinci — günü fitne ve kıyam da başladı.
Genç padişahın tertipsiz teşebbüsüne karşı koyan bu isyan hem hal’inl, hem şahadetini Intacettİl
SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM
(Baş tarafı altıncı sahifede) başlanıştır. Zeki hayvan merhametten doğan eski İtina ve İkramın devamını temine çalışıyordu,
Köpek her insanın İhtiyacını takdir eder. Bunun bir misali de şudur: Ohlo hükümeti dahilindeki bir çlfll-ğe Pont İsminde bir köpek yavrusu getirilir. Köpek büyüdükçe pek aç gözlü olur. Karnı acıktığı zaman burada yaşayan ailenin büyük küçük azasından hangisini görürse eteğinden yakalayıp mutfaktaki kedisine mahsus teneke kabın önüne götürmeğe ve burada beklemeğe başlamıştır.
Köpeğin acıktığını gören adam büyük olsun küçük olsun tabiatlyle kaba bir miktar yiyecek koymaktadır.
Köpek aynı zamanda av meraklısı bulunuyor. Evdekilerln ava çıkmakta geciktiğini görünce ev sahibini yahut bunun büyük oğlu delikanlıyı eteğinden ısırıp salondaki çiftenin önüne götürmektedir.
Hiçbir zaman bir çocuğu buraya sürükleyip getirmemiştir. Şurası şaşılacak şeydir ki çocuklardan birinin delikanlı olup tüfek kullanacak bir yaşa geldiğini İlk defa Pont hissetmekte ve bunu eteğinden yakalayıp çiftenin basına getirmektedir
Köpek sahibi evde bulunmadığı zaman bunun yaptığı İşleri görür. Mlssourl havzasındaki bir şehirde bekçilik yapan bir adam yanında Danimarka cinsinden İri bir köpek bu-lunduruyormtış. Bekçi her gece karanlık bastıktan sonra şehrin mağazalarını dolaşıp kapı ve kepenk kilitlerini yoklarmış. Beraberce gezdiği köpek pek zeki olduğundan efendisinin ne yaptığına dikkat ediyormuş.
Bir gece bekçi şehrin haricinde kalmış ve vazifesi başına geç dönmüştür. Ortada köpek olmadığından yalnız başına devre çıkmıştır. Fakat hangi mağazanın önüne gelirse karda kendi köpeğinin izini görmüştür. Hangi mağazanın kilidini yokladı ise bunun ıslak ve salyalı olduğunu hayretle hissetmiştir.
Meğer İri köpek efendisinin vazifesi başına gelmekte geciktiğini hissedince kendisi bu İşi görmek üzere bütün mağazaları dolaşmış ve kilitlerini ağzı ile yoklamiştır. — F.
| - iş ariyanlar
TORNA. KAYNAK — Dizel motor tamir işlerini deruhde eden bir usta şirketlerde fabrikalarda ustabaşılık veya muavinlikle acele iş arıyor. Sirkeci Hocapaşa 43 No. ya müracaat.
1006 —
HAYALİ TOPKAPILI TAK FOKA AİT — Karagöz oyunları defterleri, tasvirleri elinde olup da satmak İsteyenler, (Babıâll caddesi - Reşit Efendi han) içinde «M Ralf Oğan» firmasına yazsınlar, yahut müracaat eylesinler. 1025 — 1
Kaksam S
Abone bedeli
Türkiye
Ecnebi
Senelik
6 Ayhk
3 Ayhk
Adres tebdili için luk pu) gönderilmelidir takdirde adres değiştirilmez
2800 kuruş 1500 »
80(1 »
5400 kuruş 2000 > 1600 •
elli turuş-
Aksi
Telefonlarımız Başmuharrir: 20665
Yası isleri- 20765 - İdare- 206R1
Müdür: 20497
RebliiTevvel 21 — Kasım 118 imsak Güneş öğle ikindi Ak. Yatsı E. 10.42 12.22 6 20 9.32 12.00 1-30 V. 6.48 7.27 13.26 16.32 19.05 20.34
İdarehane BabIâli civarı
Acımusluk sokak No 13
Zayi — 1943 - 1944 senesinde Nişantaşı kız ortaokulundan aldığım 1172 Nah diplomamı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. Maide Pehllvanoğlu Pangaltı: Tayyareci Fehmi Sok. No. 18
BİRİKTİREN PAMAT-GD&Q Senede 28.800 lira ikramiye ziraat Bankasında Kumbaralı ve İh barsız tasarruf hesaplarında 12 Mart. 11 Haziran, 11 Eylül ve 11 BlrtncLkânun keşide tarihlerinden bir aT evvelki matlûp bakiyeleri fit) liradan as olmamakla bfrabeı keşide tarihine kadar da matlûp bakiyeleri bu mlkdardan aşağı düşml-yenler arasında senede 4 defa çekilen kıır’a Lla aşağıdaki plâna göre ikramiye dağıtılacaktır.
Zayi — Devlet Demiryolları birinci işletme müdürlüğünden almış olduğum 389782 sayılı ana karnemi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Emekli Süleyman Altug
4 âdet 1000 liralık 4000 Lir»
4 . 500 • 2000 B
4 » 250 • 1000 B
40 v 100 • 4000 •
100 • 50 ■ 5000 B
120 • 40 » 4800 »
160 • DİKKAT 20 ■ 3200
DOKTOR
Fethi Erden
LABORATUVAR1
Kan, İdrar, balgam, mevsddı gaita tahlilleri ve (idrar eaaıfa-sil» gebeliğin ilk günlerindeki kati teşhisi) yapılır.
Beyoğlu, Taksime giderken Meşelik sokağı Ferah apar limanı,Tel. 40534
Hesapiarındekt —-- -_____
lere İkramiye çıktığı takdirde % 20 fazlasile weriiecektîı~'
paralar bir »ene içinde 50 liradan aşağı düşmlyen-
Bafra Malmüdürlüğünden
Üç senelik iltizamı açık arttırmaya konulan Kızılırmak ağzına talip zuhur etmediğinden arttırma on gün müddetle uzatılmıştır, *
1 Avlanma mahalli Kızılırmak ağzının İltizam sahası nehrin denize döküldüğü mahaidtn İtibaren denize doğru sağ ve sol taraflara da şamil olmak üzere birer millik mesafe dahilindedir.
2 — Senelik iltizam bedeli 165Oo lLra olup muvakkat, teminatı 1237 lira W kuruştur.
3 — Arttırma 12/3/945 pazartesi günü saat 16 de Bafra Malmüdurlû-ğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
4 — Arttırmaya lştlrâk edeceklerin arttırma santlnden bir saat evveline kadar % 7,5 teminatlarını yatırmış olmaları lâzımdır.
5 — Bu İşe alt şartname Bafra Malmüdürlöğünde Samsun, Ankara, İstanbul Defterdarlıklarında, İstanbul Av Vergileri Müdürlüğünde mevcut olduğundan isteklilerin her zaman görmelerine âmâde tutulmaktadır.
Yukarıda yazılı olduğu üzere İsteklilerin belli «dilmiş günde komUyo-. na başvurmaları İlân olunur. (2659»
Göz Mütehassısı
Doktor Cemil Göriir
Cağaloğlu Nuruosmaniye caddesi Osman Şerefeddın apartıman No. 5 Hastalarını pazardan başka her gün saat I 4 ten I 7 ye kadaT kabul eder.
Sah günleri Fukarayla mecca-nen bakılır._____________
Çocuk hekimi doktor
Ahmed Akkoyunlu
Taksim - Talimhane palas. Telefon: 82627
nER TÜRLÜ MÜHENDİSLİK — tşlerinl götürü olarak uygun şeraitle yaparım. Akşam gazetesi «Yüksek mühendis» rilmuzuna yazılması rica olunur. 1007 —
TANINMIŞ BİR ŞİRKET MUHASE-3ECİSİ — Serbest saatlerinde lş arıyor. Askerlikle alâkası yoktur. İngilizce bilir. P. K. Kadıköy 1 telefon 60523 1022 — 1
- İŞÇİ ARİYANLAR
SATICI — Itriyat İşlerinden anlar bir tezgâhtar aranıyor. Her gün 12 -15 arası İstanbulda Büyük postane caddesinde 5 No. ya müracaat. 1014
YÜKSEK MAAŞ — Ameliyathane idare edecek diplomalı hemşire, yahut diplomalı bir ebe ile muktedir bir gece nöbetçisi hastabakıcı, İki hademe bayana İhtiyaç vardır, isteyenler Cağaloğlu Sıhhat Yurduna müracaatları 1017 —
ORTA İŞLERİ — Bir kişinin ev işlerini görebilecek bir bayana ihtiyaç vardır. Beyazıt; ıBaysal Biçki Kursu) na müracaat. 1018 — 1
MODEL — Fotoğrafları «GTYİMn mecmuasında neşredilmek üzere muhtelif bayanlara İhtiyaç vRrdır. Kendilerine yapılacak elbiselerden Imaliye ücreti almmıyacrıktır. Beyazıt: 'Baysal Biçki Kursu) na müracaat. 1019 — 1
DAKTİLO — Yazısı okunaklı hesabı kuvvetli, terziliğe hevesli oir bayana İhtiyaç vardır. Daktilo bilenler tercih Olunur. Beyazıt; (Baysal Biçki Kursu) na müracaat. 1020 — 1
DAKTİLO ARANIYOR — Türkçe ve Fransızcayı çok. iyi bilen bayan daktilo aranmaktadır. Her gün saat ondan on İkiye kadar Rızapaşa yokuşu Fincancılar Çıkmazı Ak han 16/18 No. ya müracaat edilmesi 1044 — 2
- SATILIK EŞYA
BAKKALLARIN NAZARI DİKKATİNE — Her boy kese kâğıdı ile sar-gıhk kâğıt ucuz fi ati e satılır. Müracaat: Eminönü Tahmis cad. Kalçın 8ok. No. 13 988 —
SATILIK RADYO — Aga marka 1942 modeli 6 lâmbalı otomatik kusursuz bir şekildedir. Akşamda (S. L.A) rümuzuna mektupla müracaat. 1040 —
SATILIK OTOMOBİL — Fiat markalı 37 model az kullanılmış beş lâstiği İyi vaziyette. Adres: Fatih Fırın sokak No. 8 Dokuma Fabrikası. 996 — 1
ACELE SATILIK — 500 demir san-daiya. Müracaat yeri: Sirkecide Yeni Valde Lokantası. 1005 —
SATILIK SEPETLİ VE SEPETSİZ MOTOSİKLETLER — Sultanahmet Gülhane Parkı kapısı yanında Soğuk-çeşme yokuşu 38 T boyahaneye müracaat. 1009 _ 8
ACELE SATILIK — Ten! bu2 dolabı (Frigidar) 62,158 telefona müracaat. 1013 —
SATILIK OTOMOBİL — Lâstikleri iyi vaziyette, hususi olarak kullanılmış, Plyroouth marka kapalı tenez-züh otomobili. Bahçekapı Cermanya haıımda Fomslm İnşaat Şirketine müracaat. 1015 — 4
MEŞRUTİYET DEVRİNDEN EVVELE AİT — Eski Hayal tasvirleri, Hayal piyesleri, Tulüat oyunları piyes ve Hânları, tiyatro kartelftları, her çeşit ayrı ve toplu artist ve oyun resimleri elinde olup da yüksek bedel İle satmak isteyenler: (Babıâll caddesi -Reşit Efendi han) İçinde «M. Ralf Oğan® firmasına yazsınlar, yahut müracaat eylesinler. 1024 — 1
(HAYALİ KÂTİP SALİH) E AİT — Resimli kar telâ = ilânlar İle yine ona alt Karagöz piyesleri elinde olanlar; yüksek bedel İle satmak İsteyenler, (BabIâli caddesi - Reşit Efendi han) içinde «M. Ralf Oğan» firmasına yazsınlar, yahut müracaat eylesinler. 1028 — 1
ESKİ TİYATRO, TULÛAT, KARAGÖZ. İLÂNLLRI ARIYORUM —(Meşrutiyet) den evvelki devirlere alt olmak şartiyla dinde bulunup satmak, yahut fotograffsinl aldırmak lsteyvn-er: (Babıâll caddesi - Reşit Efendi hanında) «M. Ralf Oğan» firmasına müracaat etsinler. 1027 — 1
KUKLACI OSEP SIV ACIYAN — Merhumun kukla piyeslerini ve ken-I öl resinin! arıyorum, yüksek bedel verilecektir. Mektupla yahut gelinerek müracaat adresi: (Babıâll caddesi - Reşit Efendi han- İçinde «M. Ralf Oğan» 1026 — 1
KÜÇÜK İSMAİL MERHUMA AİT
Tulûat oyunları piyesleri eünde olup da satmak, yahut kopyesinl vermek isteyenler; (Babıâll caddesi - Reşit Efendi hanj içinde »M. Ralf Oğan» Firma sına yazsınlar, yahut müracaat eylesinler. 1024 — 1
KÜÇÜK BOYDA İLK ÇIKAN SABAH — Gazetesi İle Londrada basılan (Hürriyet) ve Pariste Ali Suavinln çıkardığı Ulûm gazeteleri koleksiyonlarını arıyorum. Satmak isteyenler: (Babıâll caddesi - Reşit Efendi han) içinde (M Ralf Ogana firmasna yazsınlar, yohut müracaat eylesin ter. 1030 — 1
^-Kiralık-Sat ılık
5.000 LtRADAN 500.000 LİRAYA KADAR — İstanbulini her yerinde apartman, ev, mağaza, imalâthane, fabrika, arsa ve çlfllk almak ve satmak lstiyenler. Kârlı işi olup da devretmek İstiyen veya almak lsti-ycnler Beyoğlu İstiklâl caddesi Büyük Parmakkapı köşe başı 4 No. kat 2 Tel: 42390 Suhulet Emlâk Zarif Özalp »10 - 0
SATILIK EV - Kadıköy Talimhane Haildağa sokak No. 64 yedi oda. manzara içindekilere, ve Recal zade sokak 62 No. da bayan Remziyeye. 966 - 1
SATILIK EVLER VE ARSA — Nl-şantaş Rumeli caddesinde on odalı', Beyoğlu Tomtom mahallesi Çukur-bostanda dört odalı evlerle Feneryo-lunda Bağdat caddesinde iki dönümlük arsa satılıktır. 84152 numaraya öğleye kadar telefonla sorulmalı. 992 - 1
NATAMAM İNŞAAT — Bilumum inşaat ve fenni mesuliyet hesap İşleri deruhte edilir. Ev ve mağazaların tamire muhtaç olanları derhal İşe başlamak vc yıkılması lcabeden emlâkin enkazını kabul eder. Beyoğlu İstiklâl caddesi Büyük Parmakkpaı köşebaşı 4 No. kat 2 Tel: 42356 Suhulet Emlâk Zarif Özalp 911 - 6
SATILIK ARSA — Bostancıda, denizden otuz metre mesafede 828 M2 köşebaşt bir arsa maktuan 12000 liraya satılacaktır. Vapur, tren, tramvay duraklarına birer dakika mesafede. Tel: 42527 Galata Ünyon Hanı No. ?4 991 -
MÜZAYEDELİ SATIŞ — Beşiktaş Slnanpaşa Salih Efendi sokak 8 - 10 iki ahşap ev 1134 metre bahçesi İmarca Akmaz Çeşme Yıldız caddelerine İki cenhell. Sinema, garaj, depo olabilir. Kati İhalesi 8/3/945 perşembe saat 16 Beyoğlu sulh hukuk satış memurluğunda. Dosya 1944'27 müracaat. 983 —
FABRİKA İÇİN KİRALIK MAHAL — Gedikpaka caddesi No. »7 eve müracaat, pazırdnn maada her gün saat ? - 4. 998 — 4
TEPEBAŞ1 — Meşrutiyet caddes 159 No- Nüsüslyenler Kıraathanesi satılık veya bir ortak aranıyor. İçindekilere müracaat. 1010
SATILIK EMLÂK VE KİRALIK YER ARANIYOR — Müessesimizden emlâk istiyen birçok müşteri bulunduğundan, küçük büyük her nevi emlâk. arsalarını, satmak kiralamak ıs-teyenelrin Büromuza müracaatları: Gaintada Rıhtım caddesi Kefeli Hüseyin han No. 2. Tel: 43840 1023 — 1
PANSİYON ARANIYOR — Bekâr bir bay İçin samimi bir aile nezdin-de konforlu bir yer aranıyor. Ayas-paşa, Talimhane ve civarı tercih edilir. Fazla tafsilât İçin 20090 ya telefon edilmesi. 1016 —i
BÜYÜKADADA 8500 LİRAYA — İskeleye bir dakika mesafede yarım dönüme yakın bahçesi ve senede 800 lira kira getiren 3 odalı kfiglr ev acele satılıktır. Ferdi sslek Türk Emlük Bürosuna müracaat. Galata öıuerâblt han 2 nc! kat 23 No. Telefon 42368 îOûû — 1
SATILIK ÇOK KIYMETLİ VE NADİDE ARSA — ÇiltçhnvuzJarda deniz kenarında denize yiizü U>0 metre olan 16680 metrekare arsn acele satılıktır. Tafsilât ve flat hakkında görüşmek üzere Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna müracaat edilmelidir. Galata Ömerâblt han 2 nci kat 23 No. Telefon 42368 999 — 4 DEVREN KİRALNK DÜKKÂN — Mahmutpaşa Yeşildir ek Dlrek’1 han Sok. No. 2/1 imalâthane ve depoya elverişli. Bahçekapı Kutlu han No. 5 te bay Şcrcfettin Gözen'e müracaat 1023 — 3
dükkan — Kapahçnrşı Kalpakçı-larbaşında en nezaretli dükkân acele satılıktır. Sultanahmet Park karşısı 56 No. lı Emlakçl 1002 —
ANADOLUHİSARINDA
Çlftehavuzlarda Bostancıda Heybell-adada Büyükadada Şişlide acele satılık villâlar. Tafsilât, flat ve satın almak için Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna müracaat edilmelidir Galata önıcrâblt han 2 nel kat 23. Telefon: 42388 1034 — fi
BELEDİYE CİVARINDA — F₺V-kalede 'nezareti olan cephe arkam caddeye bakan beş kat beş ılalrch apartıman konforlu satılıktır. Sultanahmet Park karşısı 56 No. lı Emlâkçl. 1003 —
KIYMETLİ ARSA — Cağaloğlu Cumhuriyet matbaası caddesinde kö-şebaş: arkasından sokak geçen 310 M,M. han, aparlıman, depo yaptırmaya elverişli arsa satılıktır. Sultanahmet Park karşısı 5ü No. lı Eml'ıkçl. 1033 —
KURTULUŞ — Tepeüstii tramva caddesi beş kat. dörder eda konforlu 42000 liraya. Müracaat: Pangaltı -Pangaltı Pasaj No. t Halk Emlâk Neş’et Kaya Tel: 33806 1G3S —
Creâted by free version of 2p~DF
KURTULUŞ — Nişan t aş, Şişil ve civarında herkesin zevkine uygun apartman, ev, arsa elimizde vardır. Müracaat: Pangaltı - Pangaltı Pasaj No. t Halk Emlâk Neş'et Kaya Tel: 83808 1039 —
DİKKAT — Bahçekapı Yalı Köşkü caddesinde (Topkapt - Yedikulc tramvay durak caddesinde > ner işe elverişli bir dükkan acele devredilecektir. Müracaat tel: 43376 1041 - 1
BİR MLVLNİ EŞYA İMALÂTHANESİ — tşlek vaziyette Galata semtinde 8000 liraya devren satılıktır, isteklilerin 41740 numata.lı telefona müracaatları. 1042 —
KİRALIK — Sıcak su. elcRtrık, havagazı, alafranga banyo, mutfak 2 odalı apartunan dairesi. Adres: Beyoğlu Boğazken No. 01 saat, iû - 12 arası. 1035 — 1
j —MÜTEFERRİ K
İLK DERS MECCANİDİR — Mühendis okulu talebesiylm. Cebir, geometri, fizik, kimya derslerini grup halinde veya hususi olarak vermekteyim. Gedikpaşa, Saraylçl sokak, 25. Ferit 991 -
ORTA - LİSE TALEBELERİNE — Tuna Dersı-vlnde riyaziye - fizik -kimya - lisan derlseri verilir. Pazardan başka her gün saat 14 - 18 arasında müracaat. Tuna Derstvl Atatürk bulvarı No- 88 İstanbul (■ Aksaray.________________995 - 12
BİR ÖĞRETMEN TARAFINDAN — Lise ve orta okul talebdtı İne matematik ve fizik dersleri verilir. Akşamda H. 8. U. remzine mektupla müracaat. 1012
TEKNİK ÜNİVERSİTE TALEBESİ — Yüksek mühendis talebesi, İlse ve ört» talebeleriyle İlse bitirme ve olgunlukta kalanlara fizik, kimya, cebir, geometri ve trigonometri derslerini verip kati surette sınıf geçme İmkânını temin ed^r. Müracaat Akşam gazetesinde mektupla (Y. Ders) r Omuzuna. 1032 —
İNGİLİZCE — Amerikada okumuş ve Amerikan mekteplerinde İngilizce öğretmiş bir genç üç ayda lisan öğretir, Akşam «D. Su remzine.
1033 -
ALMANCA DERSLERİ — Bir AvrupalI öğretmen bayan büyüklere, v® lisan derslerine devam etmek istiyen talebelere üniversite talebetorinc ve doktorlara gramer ve mükâleme dersi veriyor. Her yere gidebilir. Akşamda A. B. C rumuzuna mektupla müracaat.____________________ 1031 — 2
SERMAYE — 30UII - 5000 lira sermaye koyabilecek ve bilfiil çalışabilecek bir arkadaşa ihtiyaç vardır. Emekliler tercih olunur. Beyazıt: P. K. 19 a mektupla müracaat.
1021
1
BİR ALMAN «AYAN ÖĞRETMEN — Bir Türk vatandaşı Alman kolay metodla nıüptedi'.er-î ve İlgilemiş talebelere iyi der-, verir. Patırdan maada her gün 3.30 - 6 30 a kadar İstiklâl caddesi !33 No. lı Hasın Bey spartiman arka merdiven 0 No. ya müracaat. 1032 — 3
Cahile 8______________________
Muayenehane nakli Dr. Nevzat Yeğinsü
Birinci sınıt dahiliye mütehassisi ı Amerikan hastanesi» Muayenehanesini Şişil TokP.loglu eokak 34/2 No. ya nakletmlşttr.
Saat 5 - 7
(Şişli Şifa Yurdu karşısı» Telefon: 34517
AKŞAM
Gümrük Memurları Yardımlaşma
6 Mart 1945
GömlekişT
BİRİNCİ SİNİP GÖMUKÇİ I
■■ Te): 20090 Sirkeci
Soğuk algınlığına
Zayi — Manlsadan almış olduğum nüfus cüzdanımı zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
929 tevellüttü Necmettin Özütıınalı
KAYIP AMCAMI ARIYORUM
Sivasın Suşehri kazasından Zlda-rlm köyünden Şerif oğlu Abdürrah- , man Soylu 332 doğumlu İstanbulda olduğunu haber aldım. Bugüne kadar kendisini arıyorsam da bir türlü bulamıyorum. Her kim nerede olduğunu biliyorsa insaniyet namına aşağıdaki adrese haber versin. Beşiktaş Kılıçall bay Halil binasında çalışan Sıışehirli Abdulah oğlu Kemal soylu
Lüks Güzellik Müstahzaratı: Cildi temlzllyen SKİN TONİK'! Cildi besllyen SKİN FU D KRIM'I Gayet İnce ve sabit MOKAN PUDRASI'TU EllerLn itinası İçin H A N D CREAM'ı Hatırlatır.
Başlıca mağazalarda satılır.
50-60 Beygir kuvvetinde DİZEL VEYA GAZOJEN Motörüne ihtiyaç vardır. İstanbul Ketenciler Sabuncu Han İdris Yaybulak lâboratuvarında müracaat. Tel: 21195.
İstanbul Emniyet Sandığının geçen seneler mudllerlne veregelmekte oldukları faiz nispetleri değişmemiştir. Yalnız şimdiye kadar miktarına göre % 3.5 - 3 faize tabi olan İhbarlı hesaplar on beş giin sonra başlamak üzere % 3 - 2.5 olmuştur.
Cemiyetinden :
20. 3. 1045 tarihinde saat 17 de gümrük ve inhisarlar bakanlığı toplantı salonunda S inci toplantısını yapmış olan Ğümrflk memur lort yârdı mİ aşma cemiyeti umumi heyeti,
1 — Nizamnamedeki teklif edilen tadilleri kabul otmlf,
2 — Mevcut üç uzaya İlâveten aşağıdaki yazılı olanları ldara hayati üyeliklerine seçmiştir.
Pertev Duru: Gümrük ve İnhisarlar bakanlığı teftiş boyett ralal, Binan Onbulak: Oümrük ve İnhisarlar bakanlığı gümrükler umum müdür muavini,
Feridun Tokay: Gümrük ve inhisarlar bakanlığı sat ve sîcll içleri müdürü.
Emin Erglnay: Gümrük ve İnhisarlar bakanlığı levazım müdürü.
Umumi heyetçe tadili kabul edilen nizamnamenin 1, 8, 5, 6. 8, fl, 14, 15, 17 İnci maddelerinin muaddel metni aşağıda gösterilmiştir.
Sayın üyelerin bilgilerine arzohınur.
Madde 1 — Gümrük ve inhisarlar bakanlığı teşkilâtına dahil memur ve müstahdemlere şamil olmak üzere (gümrük memurları yardımlaşma cemiyet» adiyle bir cemiyet kurulmuştur. Cemiyetin merkezi Ankarada Bakanlık binasında olup şubeleri yoktur.
Madde 3 — Medeni haklara sahip ve 18 yaşını İkmal etmiş olan gümrük ve İnhisarlar bakanlığı teşkilâtına dahil memur ve müstahdemler cemiyete üye olabilirler. HerhangL bir suretle bakanlık teşkilâtından aynlanlar aidatlarının yıllığını peşin vermek ve müteakip aidatlarını da kezallk yıllık ve peşin ödemek şartiyle üyeliklerini devam ettirebilirler. Cemiyete üye olmak İçin girerken bir lira senede 120 lirayı geçmemek şartiyle her ay 50 kuruş aldat verilmesi lâzımdır.
Madde 5 — Cemiyetten aldığı malı dışarda satan veya cemiyetin faaliyetini bozacak hareketlere tevessül eden üyeler idare heyetinin kararile cemiyetten çıkarılabilir.
B) Bakanlık teşkilâtından avnlanlardan yıllık aidatını peşin verml-yenlere üç ay aidatını ödememiş olanlar üç ay İçinde aidatlarını ödemedikleri takdirde cemiyetten ayrılmış sayılırlar. Her 11ye ancak altı ay evvel haber vermek şartiyle cemiyetten ayrılabilir.
Madde 6 — Cemiyetin gellrlerl-
A) Giriş parasından,
B> Üyelerin her ay vereceği 50 kuruş aidattan
C> Bakanlıklar, belediyeler ve her türlü resmi ve hususi teşekküller veya diğer hakiki ve hükmi şahıslarca yapılacak teberrûlerden İbarettir.
Madde 8 — (Son fıkra’ umum! heyet toplantıya İştirak eden üyelerin ekserlyetite karar İttihaz eder, idare heyeti muraklpler ve yedek üyelerin seçiminde sıraslyle en çok rey alanlar kazanmış sayılırlar.
Madde 9 — Cemiyetin parası 'dare heyetinin karar vereceği bankada muhafaza olunur. Kasada 500 liradan fazla para bulundurulmaz,
Madde 14 — Cemiyet her takvim senesinin İlk ayı İçerisinde yapılacak umumî heyetin toplantısında seçilecek 7 kişilik bir idare tarafından İdare edilir.
Madde 15 — İdare heyeti üyelerinden birini reisliğe birini de umumî kâtipliğe seçer.
Madde 17 — tdare heyeti cemiyetler kanununda yazılı defterleri tutar ve bütçeyi tanzim eder. Bunlun yapmak için gerekirse lüzumu kadar aylıklı memur kullanabilir.
GRÎPİN
Baş, Diş, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve butun ağrıları derhal keser
İcabında günde 3 kaşe alınabilir. Her yerde ısrarla GRİPİN İsteyiniz.
IIML
Öksürük ve bronşiti derk al geçirir
•
BÜTÜN ECIRNELERDE RRRVINIZ
imtihanla memur alınacak
Türkiye Iş bankasından
Bankamızın memur İhtiyacını karşılamak üzere 17/3/1945 cumartesi günü saat 14 te Ankara, İstanbul, İzmir, Adana ve samsun şubelerimizde en az İlse tahsili görenler arasında müsabaka İmtihanı yapılacaktır.
Yabancı dil bilmek ve makine İle yazmak tercih sebebidir. İmtihanda kazananlar Genel müdürlükte altı ay staj görecekler ve muvaffakiyet derecelerine göre muhasebeci muavini veya İşleme şef muavini olarak ihtiyacımız olan şubelere gönderileceklerdir.
İstekliler 15/3/1945 perşembe gününe kadar şubelerimiz müdürlüklerine gelerek isimlerini yazdırabilirler.
reated by free version of 2PDF
O
TÜRK MAARİF CEMlYETı
Merkez Yönetim Kurulu Başkanlığından
Cemiyetimize bağlı Uşak lisesinde açık bulunan felsefe, edebiyat ve fıansızca »dersleri için İstanbul Ünivetsitesl edebiyat kolu ve Ankara Dil ve Tarih - Coğrafya fakültesi mezunu öğ-etmen acınacaktır.
İsteklilerin belgelerile cemiyet merkezine müracaat etmeleri. (2796)
| İstanbul Vakıflar direktörlüğü İlânları
Muhammen Pey
kıymeti akçesi
- Lira Kr. Lira Kr.
195
63
14
67
B lec k Vilâyeti Nalia müdürlüsünden
1 — Eksiltmeye konulan İş: Bilecik - Vezirhan - Gölpazarı yolunun 25 - 000 — 41 4- 100 , cü Kim. leri arasındaki şose esaslı tamirat İşi olup keşif bedeli 29153 lira 93 kuruştan ibarettir,
2 — Bu işin muvakkat teminatı 2186 Ura 55 kuruştur.
3 — Eksiltme 20'3/945 pazartesi günü saat 15 de Bilecik Vilâyeti Encümeni daimisinde kapalı zarf usullte yapılacaktır
4 — Eksiltme şartnamesi ve buna müteferrl evrak 148 kuruş bedel mukabilinde Bilecik Nafla Müdürlüğünden alınabilir.
5 — İsteklilerin eksiltme tarihinden en az ilç gün evvel bir İstida İle
Bilecik Vilâyetine müracaatla bu gibi esaslı tamiratı yapabileceklerine dair bir ehliyet vesikası almaları lâzımdır. *
6 — Eksiltmeye İştirak edeceklerin 5 inci maddede yazılı vesika ile 944 mali yılma ait Ticaret Odası vesikası ve muvakkat teminatlarını havi 2490 sayılı kanunun taTİfatı dairesinde hazırlayacakları kapalı zarflarını 3 üncü maddede yazılı vakitten bir saat evveline kadar Daimi Encümen Riyasetine makbuz mukabilinde vermeleri lâzmdir.
Postada vuku bulacak gecikmeler kabul edilmez. «2793«
Şehremininde Molla Şeref mahallesinin Sari Musa sokağında 41 no. lı arsanın tamamı. 17506» Davııtpaşa'da Kasap İlyas mahallesinin Davutpaşa İskelesi caddesinde 10, 18 No. Iı orsanın tamamı. (7423) Kocamustafapaşa'da Sancakdar Hayrettin mahallesinin Güzel Çalgıcı sokağında 4 No. Iı arsanın tamamı. (7584'.
Maiımııtpaşa'da Mahmutpaşa mahallesinin çifte Saraylar caddesinde 24 No. Iı odası olan dükkânın 1/2 hissesi- (5361•
Çemberlitaş’da Mollafenarl mahallesinin Bllezikçller sokağında 40 No.lı dükkânın 72/84 hissesi. (7597)
Çemberlişufda Mollafenarl mahallesinin Vezir han üst katında 26 No. 11 odanuı 2/3 hissesi, (5765) Cemberlitaş'da Mollafenarl mahallesinde Vezir han üst katta 44 No. h'odanın 14/18 hissesi. (7591)
Çarşıda Şerif (ağa) sokağında 128 No. Iı dükkânın 8/24 hissesi. (42S5)
Yukarda yazılı gayri menkuller açık arttırma İle satılacaktır.
İhalesi 21/3/045 çarşamba günü saat on beşte İcra edileceğinden taliplerin pey akçelerlle birlikle bu saatten evvel İstanbul Vakıflar Başmüdürlüğü Mahlûlât İdaresine müracaatları. «2817»
258
165
250
1735
478
553
42
40
70
13
31
07
10
81
19
12
18
130
35
41
3
38
43
15
48
21
ECZACI ALINACAK —
Hereke Fabrikası Müdürlüğünden:
3659 sayılı kanun hükümleri dahilinde ve 140 Ura ücretle çalıştırılmak üzere Diplomalı bir Eczacıya ihtiyaç vardır.
İsteklilerin evrakı müsbitelerlyle birlikte Kişi İşleri Şefliğimize müracaat etmeleri.
I
Hurda çinko alıyoruz
Elinde hurda çinkoları olanların,, Galata Tünel caddesi Kardeşim sokak 6 numarada madenî eşya kooperatifine müracaattan. Telefon- 43001
’DERMOJEN
Yanık, çatlak E kza ma ve Cila yaralarına fevkalâde iyi gem. Derinin tazelenmesine ve yenilenmesine hizmet eder.
FRENGİ ve
BE L8OÖ UKLU Ö UN A
Tutulmamak için
PROTEJİN
■■ Kullanmalıdır ■
İstanbul gümrükleri baş müdürlüğünden:
Satış Günü: 15/2/9»
Bayburt belediyesinden:
Bayburt belediyesi elektrik şebekesi için 800 kilo 35 milimetre muıabbaı maktamda çıplak bakır telin İlânı gazete ile yapılıp ihale gününden evvel bildirilmediğinden 10 gün müddetle temdit edilerek ihale günü olarak 13/3/1945 salı günü saat 14 tesblt edilmiştir. Taliplerin teminatları ile birlikte gününde belediye encümenine müracaat' etmeleri ilân olunur. (2799)
Samsun helediyes:nden
1 — Teşkilât kadrosuna dahil ve tekaütlük hakkını haiz 210 lira aylık ücretli ve kadro cedvelindeki tertibe göre Samsun belediyesi mühendis veya fen memurluğu adındaki vazife açıktır.
2 — İsteklilerin tâyinine esas olacak belgelerini bir dilekçeye ekliyerek 25/3/945 gününe kadar belediyemize müracaat etmeleri ilân olunur. »2789u
»■lyiltlIlllllllllillllllllllllllllllllllllllllltlIlllllllKtlIllllllllllllllllllllllllllllllllllllliatlIllllllltlIlIllllllllllllllltlIlllllllllllllllllİHIII
Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme Umum idaresi İlânları
Kiıııııııııılıuııııııı ıııııııııııııııııııııııı ııııııiıı ııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııı uım
Kömür yükleme ve boşaltma işi eksiltmesi
H. Paşa deposuna bir sene zarfında gelecek olan tahminen 75.000 ton maden kömürünün mevcut şartnamesi mucibince yükleme ve boşaltma İçi kapalı zarf usulü İle eksiltmeye konmuştur.
Mecmu muhammen bedeli 60.000 lira olan bu İşin beher tonunun yükleme ve boşaltma muhammen bedeli 40 kuruştur.
Eksiltme 26/3/945 T. ne rastlayan pazartesi günü saat 10 do H. Paşa 1 İnci İşletme komisyonunda yapılacaktır.
Muvakkat teminat mlfcdarı 4500 Uradır.
İsteklilerin kanunun tarifatı dahilinde hazırlayacakları kapalı zarflarını eksiltmeden bir saat evveline kadar makbuz karşılığı komisyona vermiş olmaları lâzımdır.
Buhıısusa alt şartnamesi 300 kuruş mukabilinde H. Paşa veznesinden satın alınabilir.
Fazla İzahat İçin işletmeye müracaat edilmelidir. «2385»
Satılık mamul çam kerestesi
Devlet Orman işletmesi Manavg at revir amirliğinden:
1 — Üçırmak Bölgesine bağlı Mersin serisi emvalinden olup Roma Köyü rampasında Manavgat İrmağı kenarında muntazam istifte mevcut 2040 adet denk 200 M3. 542 D3. çam kerestesinin beher metreküpü 90 liradan açık arttırmağa konmuştur.
2 — Arttırma 12/3/945 pazartesi günü revirde yapılacaktır.
3 — Muvakkat teminat 1354 Uradır.
4 — şartname orman umum müdürlüğünde revirde, Antalya,, Alanya, Mersin revirlerinde ve Akseki Bölge Şefliğinde görülebilir.
5 — İsteklilerin muayyen giin ve saatte revire müracaatları. «2792»
BELSAMİTOI.
Had ve müzmin Belsoğukiuğu, İdıar zorluğu. Mesane, Prostat ve bliû-mum İdrar yolları İltihabı ve hastalıklarında Belsamltol tesiri kat'I bir müstahzardır.
COMEMTAL
En iyi NEZLE İlâcıdır. Nezleyi geçirir ve sirayetine mâni olur.
Fİ: 50 Kr.
MUKAVVA
Bir çok zamandanberi beklediğiniz FİNLANDİYA menşeli birinci hamur I BEYAZ M U K V V A L A R I M I Z gelmiştir.
Satış yeri: Asmaaltı 45 numarada FERİDUN YEGÂNÎ
Taşradan sipariş kabul olunur. Telgraf adresi: SEVERİŞ = İstanbul |
Tel: 21536
Kartal belediyesinden:
Kasabamızın İçme su tesisatı İçin 60 - 80 MM. kutrunda beynelmilel normlara uygun santrifüj döküm font veya jüttü çelik çekme su borusuna ihtiyaç vardır. Alâkalıların bunlara alt mufassal katoloğları ve fiat cetvellerlle Belediyemize müracaatları.
Belediye bu İlânla bağlı değildir. (2746)
BÜYÜK FIRSAT
Rönesans ltalyen güzel yemek odası takımı. Acem halıları, biblolar, büyük üstadiarın tabloları, konsollar, dolaplar, krlslofl gümllş takımalrı, satılıktır. Ayazpaşada Kamarot sokağında İzmir Palas’ın 2 nel kat 1 No. ya saat 10 - 13 ve 15 - 18 rasında müracaat.
Bir hesap memuru alınacak
Ziraat Bakanlığı Göztepe asma fidanlığı müdürlüğünden:
20 Ura asil maaşlı bir hesap memuru alınacaktır.
Lise veya orta mektep mezunu olanların memurin kanununa uygun müsbet evrakile birlikte 15/3/1945 tarihinde saat 10 da yapılacak müsabaka imtihanı gününe kadar müessese müdürlüğüne İstida İle müracaatları (2695)
4000000 Tuğla ahrfacaktır
Emlâk Bank yapı Limited şirketinden:
Ankarada Bakanlıklarda Şükrü S. taçoğlu mahallesinde yaptırılmakta olan memur evleri inşaatını’* kullanılmak ve haziranın on. b?şir.e kadar teslim olunmak üzeı. dört milyon tuğla alınacaktır. Taliplerin 15/3,945 tarihine I dar Ankarada Emlâk ve Eytam bankasındaki şirket merkezin, veyahut Emlâk ve Eytam bankası İstanbul şubesine müracaat ederek bu husustaki şartnameyi görmeleri ve yazı İle fiat teklif etmeleri ilân olunur. (2819)
Saat: 13 de
Mezat K. No. Miktarı Kilo Gr. Bedeli L. Kr. Teminatı
L. Kr. Eşyanın cinsi
33 36488,000 3000.00 225.00 Sülfat de fer (Kuruçeşme)
İDİ 251,000 110.00 8.25 Ham pamuk (Harice)
102 150,000 75.00 6,58 Ham pamuk (Harice)
404 2375,000 974,00 73,50 Buzlu cam
540 13205,000 5282,00 398,15 Kibri tlyetl hadi d (Tophane ambarı)
549 64,000 960,00 72,00 Torlum Nitrat 9 kavanoz İçinde
572 167,000 100,00 7,50 Kimyevi sin a yi müstahzar
637 390,000 86.00 S.50 43 adet âdi demLr varil (Galata 1/3)
1068 800.000 300.00 22.50 Ağaç kayık (Şarap İskelesi Uman atel-vesi önünde)
1 — Yukarıda yazılı eşya üstünde gösterilen günde saat 13 de Sirkeci
Reşadiye caddesi Gümrük Satış Müdürlüğünde açık Hrttırma İle sn t Ur-
çaktır.
Eşya her gün öğleye kadar görülebilir. Teminat ve kanun! vesikalar satış günil 12 ye kadar kabul olunur
2 — Bu eşyadan başka kıymeti 50 liraya kadar olan türlü müteferrik eşya da aynı yerde açık arttırma İle satılacaktır Bunların satış zamanı üç gün evvel Gümrük Satış Müdürlüğü ve Belediye Mezat Müdürlüğü İlân tahtalarına asılacaktır, Bu satışlar peşin olup girenlerden bir vesika aranmaz. Telefon: 23219. ,26B2
Türkiye iş Bankası
Küçük cari hesaplar
1945 ikramiye plânı
ÇEKİLİŞLER: 29 ocak, 2 Majps, 24 ağustos, 1 kasım tarihlerinde yapılır.
1945 İKRAMİYELERİ ——_
1 adet ARSA (İstanbul’da Büyü k Yalı’da ' Ada: 164, parsel No, 4, I'
923 M2.) ;
1 Adet 2000 Liralık = 2000.—
3 > 1000 » — 3000.—
4 » 500 ■ — 2000.—
10 > 200 > — 2000.—
25 » 100 ■ — 2500.—
100 » 40 > — 4000.—
ISO 9 20 • — 3000-
300 •» 10 o - 3000.—
Türkiye İş Bankasına para yatırmakla yalnız para biriktirmiş ve faiz almış olmaz, aynı zamanda talilnizî de denemiş olursunuz.
REŞAD EKREM KOÇU
ESİRCİ BAŞI
Lüle devrinin tarih dekoru İçinde bir ajk romanı. Yeni çıktı. 88 sahile 80 kuruş.
NET K İT A B E V t
Sene 27 — No. 9475 — Fiatl her yerde 10 kuruştur.
SALI 6 Mart 1945
Sahibi: Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü; Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
KOLONYA NIN BEŞTE BİRİ ZAPTEDİLDİ
Danzig ve Stettin tehlikede Doğuda Sovyet kıtaları dün de bir çok yerleri ele geçirdiler
Öder ile Vistül nehirleri arasındaki Alman kuvvetleri imha ediliyor
Danzig şehrinden bir görünüş
Şehirde sokak muharebeleri
rX>ndra 6 (R.) — Doğu cephesinde jovyet kıtaları Almanları yeni dar-'İeler İndirmişlerdir. Mareşal Slalln tarafından neşredilen günlük emre göre Sovyet kıtaları Stettin istikametinde mühim Aİmtuı kaleleri olan Stargard, Neugard ve Polzln’l zaptetmelerdir. Bunlardan en mühlmml Stettin’e 30 kilometre mesafede bulunan Stargard’dir.
Daha Dûğu’da Rckosovsky ve Zu-k»i orduları birleşmişler, 23ü meskun yeri ele geçirmişlerdir Rokosovs-•ky ordu grupuna mensup başka kuvvetler Danzig üzerine yürüyorlar. Bu kuvvetler Danzlg’e çok yaklaşmışlardır.
Öder He Vistül arasındaki Alman kuvvetleri çok tehlikeli durumdadır.
SANFRÜNSİSCO KONFERANSI
Yeni emniyet konseyi nasıl kurutacak? Kararlar nasıl verilecek?
Lotıdra G (R.) — San Francisco1 konferansında müzakereye esus Damberton Oaks konferansı kararları olacaktır. Bu sebeple davet edilen devletlere bu kararlar ve müzakere şekil bildirilmiştir. Verilen kararlar mucibince müstakbel dünya teşkilâtında il devletten mürekkep bir emniyet konseyi bulunacaktır. Konsey, îl devletten mürekkep olacaktır. Bunlardan beşi Amerika, İngiltere, Sovyetler Birliği, Fransa ve Çin daimi âzadır. Altı âza seçilecektir. Her meselede yedi âzanın reyi lâzımdır. Beş daimi azanın karara İştlrâk etmesi şarttır.
Yeni emniyet konseyi eski Milletler Cemiyeti konseyinden fazla salâhiyetlere malik olacaktır. Dünya barışını tc-hdldeden hâdise olup olmadığını, barışın İhlâl edilip edilmediğini bu konsey kararlaştıracaktır. Konsey, başka devletleri ekonomik ceza tatbik etmeye davet edebilecek, hattâ silâhlı kuvvet kullanabilecektir.
Beş büyük devlet veto hakkına malik olacakta- Yani bu devletlerden biri verilen karan kabul etmezse, bu karar tatbik edllcmiyecektlr.
San Fransiâco’ya gidecek heyetimiz
Ankara 5 — San Francisco’ya gidecek heyete Hariciye Vekil! başkanlık edecektir. Heyete Büyük Millet Meclisi üyelerinden bazıları da iştlrâk
Burada Almanlar dün 4000 ölü vermiş terdir. Polttn şehri 8ovyet kıtalarının eline geçmiştir.
Kızılordu Çekoslovakya'da ilerlemiş, Lauceneç’in batısında yeni yerler ele geçirmiştir
Almanların tehlikeli durumu
Stokholm 8 (A.A.) — Birbirlerine mesafeleri takriben 45 kilometre olan bölgelerde Mareşal Zukov ve Rcko-sosvky kuvvetleri Balttk denizine varmışlardır. Bu kuvvetler şimdi sahilin bir kısmini örtmüş olan zırhlı kolları İte İrtibat tesis etmişlerdir. Bu İki kuvvet arasında kalan Almanlar süratle yok edilmektedir. Düşmanın yanlarındaki çıkıntılara taarruz
edecektir. Bu arada Müstakil gurup başkan vekili AH Hâna Turhan'ın bulunacağı söyleniyor. Heyete Vaşlngton büyük elçimiz de dahil bulunacaktır. Ajans ve basın temsilcileri nisanın başında yola çıkacaklardır.
Konferans esnasında millet vekillerinden bir gurupun Amerlkayj ziyaret etmesi muhtemeldir.
45 devlete davetiye gönderildi
Londra 8 (A.A.» — San Francisco konferansı İçin 45 devlete davetiye gönderilmiştir. Polonya hariç olmak üzere, bütün Birleşik devletlere davetiye gönderilmiştir. Davetiyede milletlerarası barış teşkilâtını kurmak için 25 nisanda toplanılacağı blldlrll-inektedir.
Fransa, konferansa davetçl olmağı kabul etmiyor Mamafih konferansa İştlrâk edecekUr.
Finlandiya konferansa giremiyecek
Londra 8 (A.A.) — Times gazetesi diyor kİ: Finlândlyanın Almanyaya harb İlân etmesi, gan Francisco konferansında yer almak içinse, bu düşünce yanlıştır. Almnnyanın peykleri konferansa çağırılmıyacaktır. Mamafih Finlândlyanın, kurulacak yeni teşkilâta girmesine hiçbir şey engel olamaz.
eden her iki Rus ordusu da her saat yeni toprak kazançları elde etmektedirler.
Mareşal Zukov kuvvetleri Öder nehrinin sağ kıyısında kalan son 38 kilometrelik sahadan Almanları kovmaktadırlar.
Berlin radyosuna göre. Ruslar Stettin yolunu kapayan müstahkem bir şehir olan Stargard'ı almışlardır. Ruslar şimdi Stettin üzerine ilerlemektedirler.
Almanlar ne diyor?
Londra 5 (A. A) — Pomeranya'da cereyan eden çarpışmalara dair Alman tebliğinde şöyle denilmektedir: Stargard İle Drambourg arasında Sovyetler, inatlı bir mukavemete rağmen müdafaa kuvvetlerimizi Labes ve Schlvelbeln hatlarının gerisine atmağa muvaffak olmuşlardır.
Tebliğde aynı zamanda Sovyet kıtalarının Slovakya’da Zvolen çıkıntısına girdikleri de kaydedilmekte, Rodos'un kuzey batısında bulunan Plscopi adasının düştüğü bildirilmektedir. .
Breslaıı ehalisine bir hitap
Ntvyork 8 (Rı - Moskova ıadyosu Breslau şehri ahalisine hitabederek demiştir kİ: «Broslau şehri de Budapeşte gibi zaptedllvcrktir. Mukavemet beyhudedlr. Burada barlkadlar yapmak halkın ıstıraplarını uzatmaktan başka blrşeye yaramaz.*
DIKK A TELE:
“Günlük emir,) yerine “günlük bildiri,,
3ir çok tâbirlerimiz değişirken «Günlük emir» sözünün yerine de «günlük bildiri» sözünün konulmasını muvafık bulmuyor musunuz?
Fransızcadakl «ordre du joıır» tâbirinde ille «emir» mânası yoktur. Bu söz, eskiden de bizde zaten yanlış kullanılıyordu.
iler gün dikkate çarpıyor kİ ( »günlük bildiri» lerde, «emir» mânası mevcut değildir.
Halka verir talkını
—■------------
Yazan: A. ADNAN - ADIVAR Yarınki Akşam’da
Londra 6 (A.A.) — Amerikan birlikleri dün sabah Kolonya’ya girmiş, 2 mahalleyi ele geçirmiştir. Dün akşam şehrin içinde 3 Amerikan tümeni vardı. Amerikalılar Bonn şehrin* de yaklaşıyorlar. Bu şehre 13 kilometre mesafe kalmıştır. Amerikalılar bu kesimde 5000 esir almışlardır. .
Londra 6 (R.) — Gece yansına kadar gelen haberlere göre, Amerikan kuvvetleri Kolonyanın beşte birini ele geçirmiştir. Şehirde sokak muharebeleri oluyor. Tanklar şehrin merkezine doğru İlerlemektedir. Bir avuş Alman. Almanyanın üçüncü biiviik şehri olan Kolonyada harabeler arasında müdafaaya çalışmaktadır. Şehrin her tarafında mermi ve bombaların açtıkları çukurlar göze çarpıyor. Şehrin yansı harabe halindedir. Büyük kilise sağlamdır. Kolonya, nehrin batı kıyısındadır. Burada kalan Almanların doğu kıyısına son kaçış yolu da kesilmiştir Filhakika henüz sağlam bulunan büyük Hnhenznllern köprüsü dün havaya uçurulmuştur
Kolonyadan 100 kilometreye kadar Rhln nehrinin batısında savaşlar kati bir safhaya girmiştir. Şimdi Almanların elinde yalnız Veset köprüsü kalmıştır. Dün uçaklar bu köprüye taarruz etmişlerdir. Almanların burada nehrin batı kıyısındaki köprübaşı daraltılmaktadır. Köprübaşı 7 kilometre uzunluk ve 3 kilometre derinliktedir. Almanlar Vesel'in güneyinde Relnberg'de nehir üzerinde bir köprü kurmağa çalışıyorlar. Vapurlar da bir tarftan. diğer tarafa asker taşımaktadır Müttefik uçakları dün bu hareketlere, bombalar atmak suretile mâni olmuştur.
Yeni muharebe hazırlığı
Londra 6 (R.) — Birinci Kanada ordusu karargâhında bulunan bir harb muhabiri bildiriyor: Almanların birinci paraşüt ve 15 İnci orduları nehrin doğu kıyısına nispeten az zararla kaçabildiler Bu suretle Alman ordularının imhası başanlama-mıştır. Fakat ikinci gaye, yani Rhln nehrinin batı kıyısına hâkim olmak temin edilmiştir. Bu suretle Müttefikler Ruhr havzasına da hâkim olmuşlardır. Şimdi yeni ve daha müthiş bir harb İçin hazırlık yapılıyor Nehrin doğu sahilinde kadın, erkek, çoluk çocuk herkes tahkimat yapmaktadır. Müttefikler şimdiye kadar 45 bin esir almışlardır. Bıı mühim rakamdır, fakat Rundstedt henüz müdafaa kabiliyetini muhafaza etmektedir.
Üçüncü Amerikan ordusu daha güneyde Elfel bölgesinde İlerlemekte devam ediyor.
Essen top menziline girdi
Londra 6 (A A.) — Nevyork radyosunun verdiği bir harebe göre. Essen şehri Amerikan toplarının menzil! İçinde bulunmaktadır.
Londra 8 (A.A.i — Dün öğleden sonra general Montgomery umumi karargâhına gelen haberlere göre, general Slmpson kumandasındaki dokuzuncu ordu Dulsburg'a çıkan Rhln üzerindeki Homberg köprüsünün batı ucunu ele geçirmiştir. Köprü sağlam bir haldedir. Bu başarının Rhin'ln kuzeyindeki cepte kalan Alman kıtalarını bu köprüden İstifade etmek İmkânından mahrum bırakacağı söylenmektedir.
Londra 8 (A.A.) — Berlin radyosu Amerikan tanklarının Kolonyaya girdiklerin! kabul etmektedir.
Hava akınları
Londra 8 (R.) — Dün gece İngiliz bomba uçakları Almanyaya çok eğir bir hava akını yapmışlar, Chemtıltz! bombardıman etmişlerdir. Berlin'e de akın yapılmıştır. Dün gündüz Amerikan uçakları Chemnltz ayırma garlarını bombardıman etmişlerdir.
Zaptedilen yerler
Paris 8 (AA.) — Birinci Amerikan ordusu dün 30 dan fazla kasaba işgal etmiştir. Bu kasabalar Kolonya'nın şimalinde ve şimal batısında bulunmaktadır, Cenupta Amerikan birlikleri Esklrchen'l zaptetmişler d İr. Hom-berg'I temizlemiş olan dokuzuncu Amerikan ordu birlikleri bu şehrin şlmallndo Rhln köprüsüne ulaşmışlardır.
Kolonya'nın meşhur btlpüfe kiUse/t ve ifton/on civan
O Û_ (N
O C O $2 0 > 0 £
>* _Q ■o
0 ra S? u
şimal kesimde, KanadalI birlikler Zanten’e girmişlerdir. Wessel yolu üzerinde Walden zapterfllmlştlr.
Rhin’i geçme hazırlığı
Paris 8 (A.A.) — Alman haberler ajansı. Rhln köpriibaşlan etrafında şiddetli çarpışmaların cereyan etmekte olduğunu bildirmektedir.
Aynı ajans şunları ilâve »diyor:
İkinci İngiliz ordusu Enıerlch 11» Wessel arasında toplu bir hRİde Rbin nehrini geçmeye hazırlanmaktadır. Üçüncü Amerikan ordusuna mensup birlikler de Prum kesiminde Almafl hatlarında bazı gedikler açmışlardır. Alamnlar yeni müdafaa hatlarına çekilmişlerdir.
Günler Geçerken
Zigfrid ve Çin şeddi
Zigfrid şeddinin çöktüğü anlaşılıyor. «Hat» yerine «sed» keli, meşini kullanışım o. düşman akınım önliyecek bentlerin bana Çin şeddini hatırlatışındandur. Majinolan ve Zigfridleri kuranlar şüp. hesiz ki ilhamı Çindekl 2.400 kilometre uzunluğunda, yer yer hisarlarla pekleştirilmiş serilerden almışlardır. Bir hesaba gör» Çin şeddi için kullanılan taş ve harçla Arzı iki defa dolanıp çevirecek yayvan bir duvar yapmak mümkündür. Ehramlar dünyanın en eski, en büyük âbideleri İse de ve en çok amele kullanılarak yapıldığı sanılırsa da bugün, hayatı ancak yirmi iki asırlık olan Çin şeddi için ehramlardan çok fazla insan çalıştığı hesabediliyor. Firavunlar mezarı sivri, toplu olduklarından ve gözle bir noktada kavranılabildiklerinden. dolayı hayret uyandırır; tmparator Htf. ang - Ti’nin duvarındaki büyüklüğü anlamak Jcabedince yüksek dağlar aşmak şartlyle uzun, yorucu bir yolculuğa katlanmak lâzımdır.
Şıı var ki Majino ve Zlgrrld gibi o sed de düşman İstilâsını önliyememiştî. Zaten sanırım tardı her hangi şekilde kurulmuş olursa olsun sonuna kadar dayanmış hiç bir kale. sur. sed ve hat tanımıyor. İş harb hesabını yanlış tutmamaktadır. Yanlış tutulmuşsa kalelerin rolü olsa olsa âkıbetl geciktirmekten ibarettir. Majino ona bile yaramadı; Zigfrid zaman katandırablldl... Fakat neler kaybettirdi! Majlnonun Fransaya lüzumsuz bir güven aşılayarak ruh uyuşukluğu vermek. Zigfrlriin İse Almanyaya bir yıldan beri sulha yanaşmayarak bos timi Her İçinde faydasız çarpışmak gibi büyük zararları dokunduğunu şimdi iyice anladık. Hal-bııkl Çin şeddi — büyük bir romancının vaktile dediği gibi — bir şeye yaramıştır. Düşman o duvarları yıkıp İçeriye dolunca ordusu tarafından değil, kültürü tarafından sindirilmiş, isti'Acılarjn topraklarını da hudutları arasına katarak bugünkü on bir milyon kilometre karelik ve beş yüz milyonluk bir ülke halini bulmuştur!
Bir millet hisarlarından ziyade varlığının özü olan kültürünü kaybetmekten ve hele kültürsüzlükten korkmalıdır.
Refik Halid Karay
banıle 2
A İS ŞAM
6 Mail
SÖZÜN GELİŞİ -
Bir benzetme
İnsanların kadcrile vapurların kaderi arasında yakın bir benzerlik sezdiğim olur, insan lıayatuıa karışmayı bu kadar bilen insan yapısı hemen hemen yok gibidir. Talihlerini birim talihimizle birleştiren ehli hayvanların hemen yanı başında muhakkak ki vapurlar geliyor. Durucu eşya o kadar bizden değildir. Her gün üzerine oturduğumuz sandalye, elbiselerimizi saklayan dolap, masa besbelli ki bizimkinden ayn Hr kaderin yolcusu! Ama yüriiyücüler arasında meselâ bir otomobilin, bir tramvayın, bir trenin insana yakınlığı hiç bir zaman bir vapu-runki gibi değildir Hattâ onlarda İnşam sevmeyen, ondan uzak durmak isteyen, İnsana zorlu hizmet eden bir hal vardır. Vapur ise doğuşu, yaşayışı, kazaya uğnyarak yahut İhtiyarlı yarak öltt-şile insan alnına yakışır maceralı bir kaderin bilinmez çizgilerini elinde olmadan kovalar.
Hepsini bir yana bırakın. İçinde bulunduğumuz harb ne kadar insanların harbi ise o kadar da vapurlaruı harbidir. İnsanlarla beraber onlar da en geniş ölçüde bu harbe karıştılar. Kayıplan milletlerjnkinden az değildir, Şefler «askerlerimizi çoğaltacağız» derken «vapurlarımız da artacaktır» demeyi unutmadılar. Bütün tehlikeleri göze alarak cephelere adlâh, insanlara yiyecek yetiştiren onlardır. Hangi insan yapısı insanlarla bu kadar elete, kolkola. yanyana, maddede olduğu g*W ruhta insanlara yakınl’k gösteriyor?
Yaşamalarındaki benzerlik şaşırtıcıdır. Bazısı Ahmet Emin Yalman gibi İkide bir dünya seyahatine çıkar; bazısı çoğumuz gibi ikf iskele arasında gider gelir. Şehrimizde hentiz Büyükada-ya gitmemiş çok İstanbullu vardır. Geçenlerde bunlardan birine Tasladım: «Otuz yıldır İstanbulda oturduğum halde İlk defa dün Biivükadaya gittim» diyordu. Nedense bu sö® bana çeki Şirket! Havriyenin vapurlarını hatırlattı. Onlar da şu kadar yıl fstan-bv’da oldukları. Boğazda dolaştıkları halde ilk defa criarak Kadı-Adalara gitmiyorlar mı? Şevket Rado
Tramvay seferleri
Dün tramvay İdaresinde bir toplantı yapıldı, muhtelif meseleler görüşüldü
Eminönü ile Maçka, Harbiye, Kurtulup
aratmda doğru tef erler yapılacak, tramvaylar ihtiyarî duraklarda durnuyacaklar
Almanya sulh çaresini arıyor
Portekiz ve İsviçre’den buna dair haberler geliyor
Tütün satışı
En az 30 bin ton ihracedilebilecek
Ankara 6 (Akşam) — Birçok memleketlerden işlenmiş tütün talepleri alınmaktadır. Kurtulan Fransada tütün stoklan tamamen elden çıkarılmış olduğundan, bu melekete külliyetli miktarda tütün ihracı imkânı mevcudolduğu anlaşmaktadır, Nete-klm son hafta içinde Fransadan bir hayli miiracatlar alınmıştır.
Fransanın işgali senelerinde Fransa ile ticaretimiz sekteye uğramış ve hattâ tamamen denecek derecede durmuştu. Yakında Fransa İle yeni bir ticaret anlaşması akdedilecektir. Bu hususta ilk temasların Pariste yapılacağı bildirilmektedir.
Kurtulan İtalyan şehirlerine de tütün sevkedllmest mümkün görülmektedir. Yunanistan ve Bulgarlatanda da tütün stoku mevcudolmadığından. memleketimizin bu senekl 60 bin tonluk tütününden en az 30 bin tonunu harice satmak imkânı vardır. Amerikalı müşterilerimiz de mümkün mertebe fazla mtbayaatta bulunmaktadırlar.
Cumhur Başkanı Meclîste
Ankara 8 (Akşam) — Cumhur Baştanımız İsmet fnönü dün öğleden sonra Büyük Millet Meclisine giderek bir müddet meşgul olmuş, ve ondan •on ra daCWP. Genel Sekreterliğini riyaret etmiştir
Parti grupu ve Müstakil grup bugün toplanıyor Ankara 5 — Meclis Parti Grupu umumi heyeti yarın toplanacaktır. Müstakil Grup da yarın ayrıca toplanacaktır.
Büyük Millet Meclisi toplandı
Ankara 5 (AA.) — Büyük Millet Meclisi bugün Şfmseddin Günaltay’ ın başkanlığında toplanmıştır. Görüşmelere başlanırken Kocaeli Millet. Vekili Ragıb Altça, Sivas Millet Vekili Hakkı Başak ve Zonguldak Millet Vekili Haşan Karabacağın öldüklerini bildiren Başbakanlık tezkereleri okunmuş ve hâtıraları anılmıştır.
Bundan sonra baa Millet Vekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması hakJundaki İsteklerin donem sonuna bırakılmalarına alt mazbataları ve Cumhur Başkanlığı Flârmonlk orkestrasının kuruluşu v» orkestraciların yükselme ve ceealandırılmalonna ait kanunla Devlet Kenservatuvarı hakkından kanunda bazı değişiklikler yapılmasına alt kanun tasarıları onaylanmış ve Meclis cuma giinü toplanmak üzere dağılmıştır.
Hariciye Bakanı Sovyet elçisini kabul etti
Ankara 8 (Akşam) — Hariciye Bakan muz B. Haşan Boka dün Mosko-yadan dönmüş bulunan Sovyet Büyü!: Uçl-d B. W!nogradof*u dün kabul •toMjtir.
İçki âleminde c nayet
2 kişi öldü, 2 Idşi yaralandı, suçlu yakalandı
İzmir 8 (Telefonla) — Aydında umumi bir evde feci bir cinayet işlenmiştir.
Kezban İsminde bir kadının umumi evinde bir eğlence tertlbeden Mehmet ile İki arkadaşına, içki Aleminin koyulaştığı bir zamanda, alâkadar memurlar tarafından umumhanede içki içilmesinin yasak olduğu tebliğ edilmiştir
Bu şeklide, muhabbetlerine nlnayet verilmesine kızan Mehmet tabancasını çekerek evvelâ umumhaneni Kezbs.n i müteakiben de arkadaşlarından Mehmet Ali’yi öldürmüştür. Mehmet, bundan sonra yine ateş» devam etmiş ve çıkan kurşunlar diğer arkadaşı Raşld e ve onunla beraber bulunan Feride’ye teeadıif ederek ağıt surette yaralanmalarını mucip olmuştur.
Mehmet, «ünde tabancaslle kaçmakta İken zabıta memurları tarafından yakalanmıştır. Savcılık tahkikata el koymuş, Mehmet sorgusunu müteakip tevkif edilmiştir.
İstanbul - Bükreş tren seferleri
Türk - Rumen şimendiferleri arasında yapılan bir anlaşma gereğince Slrkeci’den her akşam 21 de kalkan yataklı yolcu tre-nlle Sofya'dan sonra Gomoore-hovitza •târikiyle Rusçuk’a ve oradan Tuna’yı geçerek Bükreşe yolcu münasebatı başlamıştır.
Sofya’da yeni 2 halk mahkemesi kuruldu
Ankara 6 (R) — Sofya radyosu bildiriyor: Sofya’da İki yeni halk mahkemesi daha kurulmuştur. Bunlardan biri 99 faşisti, diğeri Yahudller aleyhinde yası veya sair surette propaganda yapanları muhakeme edecektir.
Cumaovası linyitleri işletilecek
Ankara 8 (Akşam) - Taşıtların azlığı ve yolların ditzgün olmamsa yüzünden şimdiye kadar gayri faal bir durumda kalmış olan Cumaovası linyit kömür madeninin işletilmesi İçin teçcbbtUiers girişilmiştir. Bu linyit madeni on. milyon ton tahmin edilmektedir, İzmir'in linyit Ihtlysoı uzun müddet sağlanmış olacaktır.
Verilen rapora nazaran Cumaova-sındakl linyit kömürü kuvvetli bir kalitededir. Nakil vasıtaları yeter dereceyi bulduktan ve yollar İnşa edildikten. sonra Cuma ovasın d an Uıracat yapılabilecek miktarda kömür İstihsal edilmesi mümkün görülmektedir.
Tramvaylardaki kalabalığı hafifletmek. İstasyonlarda arabalara İtişip kakışarak binmeğe nihayet vermek İçin bir müddettenberi Belediye İle Tramvay idaresi İncelemeler yapmakta İdiler. Düşünülen şeyler* tatbik etmeden önce İlgili ve salahiyetlilerle basın mensuplarının mütalâalarını almak İçin dün öğleden sonra Tramvay umum müdürlüğünde I bir toplantı yapılmıştır.
Toplantıda Belediye namına Belediye başkan muavin! Dr. Nazif Seçkin, Teknik üniversite rektörü Prof. TeV-flk Taylan. Basın birliği başkanı B. Hakkı Tarık Us, Belediye teftiş heye-tl müdürü B Necatı çiller. Elektrik ve Tramvay umum müdürü B. Mustafa Hulkl Erern. İdarenin umum j müdür muavinleri, tramvay Işletme-slle alâkalı bütün şefleri, Belediye fen müşaviri Hüsnü Keseroğlu. Nı-fla komiseri B. Mustafa Arif, Emniyet altıncı şube müdürü B. Kemal ile gazeteciler hazır bulunmuşlardır
Umum müdür, tramvayın Belediyeye devredildiği tarihteki durumunu anlatmış, şirketin malzeme namına hemen hiçbir şey bırakmadığını, İdarenin Avrupaya birçok malzeme siparişi yaptığı halde bir müddet sonra araya hûrb glrmeslle bu siparişlerin gelemediğini, bugüne kadar tramvayların çok zor şartlar içinde İşletilebildiğini. eldeki 300 arabadan bugün 256 arabanın serviste çalıştığını, buna mukabil şirket zamanında gün-| de 160 - 170 bin yolcu taşınırken bu-ı gün bu miktarın 240 - 270 bin kişiye çıktığını belirtmiştir.
Bundan sonra Belediye başkan muavini Dr. Nazif Seçkin, Belediyenin düşüncelerini ve Tramvay İdâreslle birlikte çalışarak tesblt edilen hususları birer birer İzah etmeğe başlamış, davetlilerin, bilhassa gazetecilerin mütalâalarını dinlemek İstediğini söylemiştir.
İlk önce tramvaylara arkadan binmek. önden inmek mevzuu görüşülmüştür. Arkadan binip önden inmenin esasen pek yerinde bir tedbir olduğu, şimdiye kadar da bundan pek iyi neticeler alındığı anlaşılmış, ancak bazı yolcuların arka sahanlıktan da indikleri münakaşaya sebebol-muştıır. Bu arada arabaların daha fazla yolcu alabilmeleri İçin kanape-lerln yerlerinin değiştirilmesi, yahut çift kanepelerin teke çevrilmesi, ka-napelerln büsbütün kaldırılması gibi muhtelif fikirler ileriye sürülmüş, fakat bunda bazı teknik mahzurlar olduğu da salahiyetliler tarafından İzah edilmiştir Bu usu! muhafaza edilmek şari'l’’ bu hususta daha ra-
dikal süratte alınacak tadbirlerin ayrıca etüdedllmasi kararlaştırılmıştır.
Bundan sonra mühim tramvay istasyonlarında. — Taksimde Beşiktaş ve Boğaz otobüslerinin durak yerlerinde olduğu gibi — parmaklıklar İhdası için çizilen krokilerin esaslarını Dr. Nazif Seçkin İzah etmiştir: Dr. Nazif, bilhassa Beyoğlunda Tünelba-»ında tramvaylara binmek 1çln bu parmaklıklara İhtiyaç olduğunu ileriye sürmüştür. Düşünülen şekle göre, Tünelbaşında Şişil, Maçka. Kurtuluş ve Karbiyeye gidecek yolcular İçin ayrı ayn yerler olacak, bu yerlere girecek yolcular, ancak bu parmaklıkların İçine girebileceklerdir. Her semtin arabası da ancak kendi parmaklığının önünde durabilecektir. Eminönü meydanında da bu suretle sekiz parmaklıklı bekleme yeri ihdası etrafında hazırlanan bir proje de anlatılmış. fakat Eminönü meydanının durumu. bunun tatblkına İmkân olmadığını göstermiştir. Bu arada Avru-panın bazı yerlerinde olduğu gibi, İstasyonlara konulacak numara bileti ve sıra İle tramvaylara binmenin mümkün olacağı da teklif edilmiştir. Fakat bunun da kabil olamıyacağı anlaşılmıştır. Neticede şimdilik bir deneme mahiyetinde olmak üzere Tünel ve Harblyede parmaklıklar ihdası muvafık görülmüştür
Belediye başkan muavini Dr. Nâ21f Seçkin, bilhassa sabah ve akşamlan Eminönü İle şişil, Maçka, Harbiye, Kurtuluş semtleri arasında doğru seferler yapılması lüzumunu İleri sürmüştür. Buna göre, meselâ Maçkaya gidecek bir araba. EmlnÖnünden sonra Nisantaşına kadar hiçbir istasyonda durmıyacak, arada ne yolcu İndirecek. ne de yolcu alacaktır. Bundan da maksat, uzak yerlere gideceklere tramvay temin etmek, ara İstasyonlara İneceklerin bu doğru arabalara binmelerine meydan vermemektir. Doğru hatların esas İtibarile pek muvafık olduğu İleri sürülmekle beraber bunların ihtiyari duraklarda durmı-yarak, belllbaşlı mecbur! İstasyonlarda durmaları muvafık görülmüştür.
Abonman kartlarının kaldırılması meselesi de lehte ve aleyhte münakaşa mevzuu olmuş, bunun ayrıca tetkik edilmesi muvafık görülmüştür. Toplantıya saat 18,5 ta son verilmiştir.
Dünkü toplantıda verilen en İsabetli karar, doğru seferler yapılması hakkındadır. Avrupada birçok şimendifer hatlarında bile bu usul tatbik edilmekte ve iyi neticeler alınmaktadır.
Bern 6 (AA.) — Doğu da Batı’da Müttefik hücumları knrşuanda Alman diplomatlarının rulh çarelerini aramakta olduklarına dair aöylentller burada yeniden canlanmıştır, Lizbon’ dan gelen yolcularla mülâkat yapan Dle Tat gazetesi muhabiri Nazı işçi şefi olan Dr. Wllllam Ley*!n dahil olduğu bir Alman heyetinin raporlarından bahsetmiştir.
Bu raporlar Almanya'da gittikçe artan yenilik hakkında yapılan münakaşaları taklbetmektedlr. Cumartesi ve pazar günkü İsviçre gazetelerinden bir çoğu, bilhassa Alman harb liderlerinin Slegfrled hattının yarıldı ğına dair resmi itiraflarından sonra sivil halkın maneviyatının azalmakta olduğunu yazmaktadırlar.
Alman sulh heyetlerinin raporları
Triyeste,Fiyume
Bu şehirler Yugoslavyaya verilecek
Bu sabah yine kar yağdı
Son kar fırtınasından sonra bava lodosa çevirmişti. Bil »abalı rüzgâr değişmiş, tekrar kor yağmağa başlamıştır. Termometre sıfırın üstünde 3 derecedir.
İsviçre’de bazı şehirlere bombalar düştü
Eurliı 5 (AA..) — İsviçre'yi bombardıman etmiş olan uçakların hüvl* yetleılnl meydana çıkarmak için yapılan anket bir netice vermemiştir. Bale şehrine 20 ynngın bombası düşmüştür. Bir İnfilâk bombası Wohl istasyonunu ağır hasara uğratmıştır. Zurfh’ln üstünden uçan 8 uçak mühim hasarlara sebebiyet vermiştir. 4 kişi ölmüştür. Bir çok kayıp vardır. 260 ttlo ağırlığında olması muhtemel bulunan «4 infilâk bombacı atokmş-tır.
umumiyetle Müttefiklerin cephelerdeki muvaffakiyetleriyle aynı zamana tesadüf etmiştir Fakat, (Dle Tat) gazetesinde pazar gıınü çıkan raporun Almanya'da geniş bir muhalefet hakkında neşredilen ilk rapor olduğu belirtilmektedir
Üç büyük liderin Kırım konferansından evvel çıkan son raporlarda Von Papen’in sulh şarllartnı araştıran Alman ordularının murahhas! olduğu bildirilmektedir. Taraf s ıı müşahitler pazar günü Churchill ve Roosevelt'ln geçen hatla «.Kayıtsız şartsız teslim* tabirinde kalmakla beraber iki liderin, bunun • Alman milletinin esaretini» ifade etnıiyece-ğinl dikkatle belirttiklerini haber vermektedirler.
Roma 5 (A.A.) — Triyeste,
Fiyume ve îstlrya’nın Yugoslav-yaya verilmesinin Yal ta konferansında kararlaştırıldığına dair bir Amerikan gazetesinde çıkan makale büyük heyecan uyandır, mıştır. Napoli sokaklarında nümayiş yapan talebe «Yaşasın İt al. yan Triyeste» diye bağırmıştır.
Diğer taraftan İtalyanın Amerika elçisi ttalyanın 12 Adayı Yunanistan» terkedeceğini bildirmiştir.
Yunanistan’da
Muhtelif partiler arasında görüşmeler
Suriye - Lübnan
Bir Fransız gazetesinin makalesi
Acı ^ir kayıp
İbrahim Necmi Dilmen vefat etti
Ankara 6 — Burdur Millet vekili İbrahim Necmi Dilmen dün Ankara Numune hastanesinde vefat etmiştir. İbrahim Necmi Dilmen bir kaç gün evvel kar üzerinde düşmüş, yaralanmıştı, ölümü bu yaraya kalb sa’fınm katılmasından ileri gelmiştir. Cenazesi yarın kaldırılacaktır.
[îbahim Necmi Dilmen hukuk fakültesinden çıkmış, bir çok liselerde öğretmenlik. Darülfünunda müderris muavinliği yapmış, 1932 de Türk dili tetkik cemiyeti merkez heyetine Aza, 1935 de Burdur Millet vekili seçilmişti.
İbrahim Necmi Dilmen eski bir gazeteci idi. Bir çok gazetelerde muharrirlik, yazı İşleri müdürlüğü yapmıştır. Müteaddit eserleri vardır. Merhum 1889 da Selânik-te doğmuştu. Henüz genç denilebilecek bir yaşta ölümü ile kıymetli bir ilim adamımızı kaybetmiş oluyoruz. Ailesi erkânına baş sağlığı dileriz.]
Şirketi Hayriye
Tekaüt sandığının tasfiyesi hakkında bir dâva açıldı
Münakalât Bakanlığına devredilmiş bulunan Şirketi Hayrlyedekl Memurin tekaüt sandığının tasfiye olunup olunmaması, sandık hissedarları arasında bahis mevzuu olmuş, Münakalât Bakanlığı alâkadarlar vasıtasl-le sandık Asasının bu hususta yegân yegân reyini almıştı.
Hissedarlardan mühim bir kısmı birinci ticaret mahkemesine müracaat ederek, teşkil olunacak adli bir ehil vukuf marifet İle bu tasfiyenin yapılmasını İstemiştir.
Bugün birinci ticaret mahkemesi. Şirket Teavün sandığında iki bin beş yüz kişiyi alâkadar eden bu dâvanın rüyetine başlıyacaktır.
Vak! İddialar arasında Sandıkta evvelce memur ve müstahdeminin beş bin hissesi olduğu, fakat bunun İki bin beş yüz hissesinin meydanda olmadığı, Sandığın ilk teşekkülü zamanında Sandığa dahil olan memurlardan bir kese İçinde onar lira altın para alındığı, bunların da hesabının verilmesi istenmektedir.
Ruhr aonAyi bav mamda Fabrikalar
Atina 6 (AA.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: Halk partisinin İdare komitesi yarın istikrarlı bir siyaset takibetmek üzere bütün millî meseleleri lnceliyecek olan bir komisyonun teşkili hususunda liberal partisi şefi M. Sofulls’ln terakki partisi şefi M. Kafandarls ile görüşmeğe karar verdiği sanılmaktadır. Parti şeflerinden müteşekkil bir komisyonun Yunan millî haklarının korunması maksadlle Yunanlstanm San Francisco konferansında temsili İçin zemin hazırlaması telkin edilecektir.
Halk partisi teklifinin diğer parti lerce de kabul edileceği tahmin edilmektedir. Hükümetin lüzumlu telâkki ettiği bu iş birliğini kabul etmeğe hazır olduğu yetkili bir hükümet kaynağı tarafından belirtilmiştir.
Anezatfsia gazetesi şunları yazıyor: «Temenni edelim M. Yunanistan Son Francisco konferansında tarihte verini ve İstikbalini tâyin edecek olan ciddi millî meselelerin vahametine ve önemine uygun bir şekilde temsil edilsin.»
Manilla’daki muharebeler
Paris 6 (AA.) — General M-lc Art-hur*ün tebliği. Manllla’yı müdafaa etmekte olan İD Japon tümeninden altlanın imha edilmiş olduğunu, geil kalanların da dağlarda kuşatılmış bulunduğunu bildirmiştir.
Yeni Giııe adasında Amerikan sk-lfthendazları şimal kıyıda Wavelk istikametinde 10 kilometre İlerlemişlerdir.
Yeni Yugoslav kabinesini kurmağa mareşal Tito memur edildi
Londra 6 (R) — Yugoslavyada 3 kıra! naibi İşe başlamıştır. Tito ve Londra’dan gelen Subasîç kabineleri istifa etmişlerdir. Naipler yeni kabineyi kurmağa mareşal Tlto'yu memur etmişlerdir. Bu işin pek yakında tamamlanacağı bildiriliyor.
Bir evde bir ceset bulundu
Karagümrükte Löküncüler caddesinde bir evde yalnız başına oturan Ali İsminde 85 yaşlarında biri, bu sabah odasında Ölü olarak bulunmuştur.
Hâdiseden zabıta haberdar edilmiş, yapılan muayenesinde, vücudunda olr takım yara ve bereler görülmüştür, Ceset morga kaldırılmıştır.
Paris 5 (A.A.I — Lübnan - Suriye meselesinden bahseden «Aurore» gazetesinin başyazısında söyle denilmektedir:
Fransanın, manda alımdaki memleketlerle olan münasebetlerinde muhtelif safhalar mevcuttur. Bu münasebetler her şeye rağmen umumiyetle memnuniyet verici olmuştur. İngiliz siyasetinin temayülleri durumu güçleştirmektedir Hükümet ve halk oyu bu durumla yakından alâkadar olmaktadır. İngiliz dostlarımızla aramızda ittifak muahedesinden evvel mevcudolan her türlü ihtilâfın hallindeki güçlüklerin bahis mevzuu olduğu hakkında kimse sfîuhe etmemektedir.
Fransız ve İngill2 siyasetlerinde derpiş edilen her türlü yaklaşma projeleri ligi ile Incelenmeğe değer; takat Suriye ve Lübnan bahis mevzuu oldukta, bu iki memleketin diğer bölgelere nazaran durumunun mukayese edllemlyecek şekilde olduğu ve Fransanın burada fikri sahada emsalsiz bir kök saldığı âşikârdır Bu tesiri sv'»1»r—bırBİrorr——
Created by free version of 2PDF
Roanı.a h r»--. ıı kaçtı
Londra 6 (R) — Eski fasist
liderlerinden Gl. Roanna gönderil diği hastaneden kaçmıştır. İtalya hükümeti Roanna hakkında malûmat verecek olana bir milyon liret verileceğini ilân etmiştir. Roanna Yugoslav hükûnr.eti tarafından harb suçlusu ilân edilmişti ve milletler arası mahkemede muhakeme ed'lecekti.
Kömür heyeti Londra’ya gitti
Londra 5 (A A i Anadolu
ajansının özel muhabiri bildiriyor: Amerika ve Kanadada tetkik seyahatine çıkmış olan dc-vlet kömür havzası umum müdürü İhsan Soyak. Sümerbank umum müdür muavini Bülent Büktas, Etibank müdürü Salim Oker'(1~n müteşekkil Eti ve Sün'°r hev‘î. bugün Londra’ya gelmişi'r. Heyet, Ingiliz sanayicilerinin dav‘t-11 sİ olarak 7 martta TngHterenEn kuzeyine, mühim sanayi ve maden merkezlerini ziyaret rt’rek üzere 15 eiinJük bîr «sevab-i- r-ı. aktır.
5/3/945 flattari
Londra üzerine ı sterlin 5 24
Nevyork üzerine 100 dolar 13040
Cenevre 100 tsvlçre Fr 30 3255
Madrid üzerine IflO pezeta 12 1/378 stokholm frertne 100 Kuron 31 1325
Esham re Tahvilât
Ergani % 5 1933 25.—
tkramîyeii % s 838 22.—
% 5 İkramiyen M M. 21 60
% 7 Milli Müdâfaa 15 40
M'lll Müdafaa 2 10 10
Miti! Müdafaa. 3 19.21
% 5 945 Milli MüdafA 19.16
Sivas - Erzurum 1 19 40
Sivas - Erzurum 2-1 19 45
% 7 1941 D Y 1 J9 35
1941 Demiryolu □
1841 Demiryolu m 1941 Demiryolu % 8 Anadolu D Yolu % 61
Anadolu tahvili I - D Anadolu Mümes.
Merkez Bankası İs Bankas nama.
İş bankası hamiline 15.50
Aslan çimento 8,80
BORSA DigiNDV
Reşadiye alîmi
Gulden 33 w
Külçe altın bir gramı >-18
t
AKŞAM
Sahi f e 3
/K SAMDAN AKŞAMA
Sigortacılık hakkında bir fetva
Bir arkadaşı yazıhanesinde zi-yaut etmiştim. Meğer bir yazısı varmış. Beraber çıkıncıya kadar on on beş dakika oyalanmam lâzım geldi. Masanın üzerinde duran mecmuaları karıştırmağa başladım.
İktisadî dergilerden biri, son ay.ar içindeki bir nüshasını si-gor.acıl'ğa hasretmiş. Memleketimizde bu mesleğin ne türlü tekâmüller geçirdiğini göstermek için bazı vesikalar neşrediyor.
Arap haıflerile ve sarıklı hocaların el yazısde meydana getirilmiş resmi evrakın da klişesini çıkartmışlar. Dikkatime çarptı. .
Otuz iki sene evvel, yani 1329 efreııci 1913 senesinde, Osmanlı devieti tebaasından biri, her halde ecnebi sigorta şirketlerinin nıeuaa Herini gözetmeği kasde-derek «huzuru alii cenabı meşihat pena hiye» bir istida veriyor:
— Sigortalamak istediğim bir malı merkezi ecnebi memleketlerde olan bir şirkete şu şu şartlarla versem caiz midir? . diye ■oruyor.
Alınan cevap aynen:
— Derunu arzuhalde muharrer akdi mezkûr dan İslâm d a olmayıp b:rveçhi meşruti mema-liki ecnebiyede kâin bir sigorta (irketi ile icra edildiğ takdirde şirketi nıezkure rızasile vereceği ciyadeyi yani makudu aleyh sigorta bedeli ne miktar meblağ ise anı ahz helâl olur.
Yeni nesle bu fetvayı tercüme lâzım mıdır, bilmiyorum. Hülâsası: Ecnebi sigorta şirketlerine sigortalarsanız helâl, amma, yerlilere değil
Otuz iki sene evvelki zihniyet bu imiş; o zamandan beri, Tİİr-kiyede sigortacılık diye koskoca ve dallı budaklı bir içtimai ve iktisadi cihaz hâsıl oldu. Doğrusu ben. kendi yaşadığım seneler içinde memleketimizin o haldbn bu hale gelişine şaşıyorum
— Milli sigortası olmıyan bir yirminci asır memleketini babalarımız nasıl havsalalarına sığdırmışlar?. - diye kendi kendime isalı edemiyorum.
Simdi de başka bir nokta var: Gerçe, «içtimai sigorta, mesleki teşekküllere haramdır!» diye fetva çıkmış değil. Lâkin netice o ki. devlet memurları hariç, hemen hemen her meslek erbabı o cins sigortaların ve teşekküllerin diğer memleketler insanlarına verdiği emniyet ve rahattan mahrum yaşıyor.
işten çıkarılmak, hastalanıp; tıbbi yardımdan mahrum kalmak. dullarımızı ve yetimlerimizi arkada nâçar bırakmak, ihtiyarlayıp çalışamamak tehlıkele-fine maruz milyonlarca nufusu-tnuz var.
İleriki dünyada — öyle anlaşılıyor— tıpkı bütün evlere su ve Elektrik verilmesi kabilinden bütan insanlara bu içtimai garantilerin verilmesi bahis mevzuudur Bu hal. hakikat olacakt*r.
Şimdi biz, umumiyetle milli sigortayı anlamıyân otuz iki sene evvelki vatandaşlarımıza nasıl Îaşıyorsak, ileride de bizim bu talimize daha fazla sasmasalar.
/Vâ - Nû)
| İŞEHIR HABERL E R I iM15 ? 7‘‘‘ 1
I • _______SI Yeni bir haşiye..
Umumî Meclis ithal edilen mallar
Dün bir çok mazbataları müzakere ve kabul etti
Umumî meclis dün reis vekili B Faruk Derell'nin başkanlığında toplandı. Oturum açıldıktan sonra gççen toplantıya ait z^bıt okundu. Onu müteakip üyeden B. Ekrem Tur vo 50 kadar arkadaşının imzaiıyarak reisliğe verdikleri bir takrir okundu. Bıı takrirde değişllrllen belediye zabıta talimatnamesindeki hükümlere göre yangından korunmak maksadile ahşap veya kısmen ahşap bina veya dükkânlarda çalışmakta olan tezgâh ve atelyelcrln bugünlerde sık sık kontrol edilerek bu yerlerde tadilât yapılmadığı takdirde kapatılacağı şeklinde ihtarların yapılması ve hattâ bir kısmının kapatılmaya kalkışılması bildiriliyor ve yüzlerce vatandaşın dükkânlarının kapatılması İle işsiz kalmak üzere bulundukları ilâve olunuyordu.
Takririn okunmasından sonra bu hususta İzahat veren B. Ekrem Tur bu çeşit atelyelorde çalışan küçük esnafın durumunu belirterek bu İşin hallini istedi. Takrir oy birliğiyle makama havale olundu
Bundan sonra ruznamcnin müzakeresine geçildi. R.uznamede iki teklif vardı Bunlardan birisi Mısır çaışı-sinda İL ve 13 numaralı dükkânların kira bedellerinin İndirilmesi, diğeri de Kartal şvbejsine s it 52 Ura 14 kuruşun kayıttan düşürülmesi hakkında İril. Her iki teklif kavanin encümenine havale olundu.
Tekliflerden sonra mazbataların I müzakeresine geçildi. Buhar kazanlarından alınacak resmin tesblti sureti hakkında mülkiye, iktisat, encümenlerinin müşterek mazbatası okundu ve uygun görülerek bu husustaki ta-1 rifenln değiştirilmesine karar veril-i dİ. Bu karara göre, hususi kanunlar- | la muafiyet ve müsaadelere mazhar olanlarla ziraatte kullanılanlar muş-, - *
tesna olmak üzere, üç sınıf olarak zaman yaslanabilecektir, tesbit edilen buhar kazanların dan; Son günlerde memlekete bir
bir defaya mahsus olmak üzere bi- miktar gomalaka İthali kabil birinci sınıfa dahil olanlardan 59, muştur. En madde üe mobilya ikinci sınıflardan -- • -
ruflardan da 10 lira ruhsatiye resmi alınmasına karar verildi.
Bunu müteakip Bakırköy şubesine alt 117 llra Gi kuruş alacağın terkininin uygun görüldüğüne dair kava-niıı encümeninin mazbatası muvafık görülerek kabul edildiği Büyükadada Bahçeler önü sokağının kapatılması uygun görüldüğüne dair nafia ve mül kiye encümenlerinin batası ve diğer bazı bııl edildi
Görüşülmek üzere nulan ve Belediyeler milyon llra ödünç alınmasınn . _ görüldüğüne dair bütçe ve nafia encümenlerinin müşterek mazbatasının dağılılamaması yüzünden müzakeresi gelecek toplantıya bırakılarak perşembe günti saat 15 de tekrar toplanmak ilzere oturuma son verildi.
Son günlerde piyasaya ge'en gomalaka ortadan koayboldu
Gümrüklerden geçirildikten ■ sonra fiatleri Ticaret birliğince tesbit edilen ithalât mallarının satışlarının başlangıç tarihî gazetelerle bildiriliyor.
Piyasanın çok fazla ihtiyaç ’ gösterdiği ithalât mallarını bulmak güç olduğundan gazetelerle yapılan ilânlardan önes kime ne mal geldiği öğrenilerek harekete . geçiliyor. Eğer ithalâtçı malı kara borsaya düşürecekse ilândan önce kendine gelenlere:
— Daha Birlik fiat tesbit etmedi. Gazetelerde takip ediniz. Fiat tesbit edildikten sonra gazetelerde okursunuz. O gün gelmenizi tavsiye ederiz.» cevabı verilmektedir.
İstek çokluğu karşısında miktarı az olan malların fiatleri tesbit edilip gazetelerle ilân edildikten sonra hattâ sabahleyin erken ithalâtçıya koşanlar aşağı yukarı su cevabı alıyorlar:
— İşte malları sattığımız perakendeciler. Maalesef geç kaldınız.» Veya:
—'■ Mal'an biz önünüzdeki listede görülen kimseler için ısmar-lamıştık. Mallar gelince aldılar?» deniliyor.
İthalâtçıdan malların mühim bir kısmı çekilip alınarak deposundaki stok kuşa benzetmiyorsa da geriye kalanın kara borsa-l sı o tacire servet yapmağa kâfi geliyor. Her hafta bu gibi hâdi-| selere raslamak imkân dahiline ' girmiştir. Mal İthalindeki azlık devam ettiği müddetçe de her
25. üçüncü sı- ! ve diğer marangoz işleri cilâlan-,hw r»™ı inadadır. Gomalaka. harbden evvel Kalküta'dan getirilirdi. Normal zamanlarda kilosu 200 kuruştu. Almanların da gomalaka-larj piyasaya getirilirdi, fakat sunî olduğundan rağbet görmezdi, Yollar kapanınca, mal gelememiş. satışlar kara boısaya düşürülmüştür. Yokluk arttıkça fi-atler yükselmiş, bir kilosu iki II-
radan yüz altmış liraya fırlamıştır. Gomalaka satışının pek kârlı olduğunu görenler ısmarlamalara geçerek bir an evvel memlekete ithaline çalıştılar. Güm. l üklere gomalaka geldiği duyulunca da kara boısa fiati kendi ’-endine düşerek yüz lirada ka ar kıldı.
Ticaret -birlikleri gelen malların fiatlerini tesbit ederken mühim bir kısmım eli altına almış-1 r. Üe tonu tstanbulun dışında kalan 62 vilâyete dağıtılmak üzere Yapı ve Kredi bankası emrine verilmiştir. 750 kiloluk bir parti de resmî istekleri önlemek üzere İstanbul vilâyetine b’ra’-itmiştir. Fakat geriye kalan he oldu?
Marangozlar, mobilyacılar, marangozlar kooperatifi, küçük esnaf kooperatifi ilgililere müracaatlar yaparak gomalak-» İstemişlerdir. Gomalaka satışı gene kara borsadadır. Ticaret Ofisine yeniden dört ton mal gelmiştir. Ticaret birliği gomalaka'ya 680 kuruş fiat tesbit etmiştir Yüz bin kilo malın kara borsada dolaştığı ileri sürülüyor.
Mem’eket-in bir senelik ihtiyacı on iki tondur. îstanbülda gomalaka kullanan marangoz ve mobilyacının sayısı bin beş yüz? varmaktadır. Gelen malların usulen hakiki istek sahiplerine verilmesi lâzımdır. Hakiki istek sahipleri ise marangozlar ve mobilyacılardır Satıcılara tesbit edilen muayyen kâr verilmek sure-tile geriye kalan mallar marangozlarla mobilyacılara verilse ve hic olmazsa bundan sonra bövle hareket edilse hayırlı olacağı ' naati vardır.
ka-
müşterek maz-mazbatalar ka-
ruznameye ko-bonkajından 3 :n uygun
A^c^k meselesi
Çıkan kavga bir karı kocanın ölümile neHcplpn^i
Kardeşini yarandı
Ankara ö (Akşam) — Balıkesirden gelen haberlere göre Susırlık Glrecc köyünden Mehmet Karatan bir av tüfeği yüzünden r.acdeşl Alt İle kavga etmiştir. Mehmet bu sırada eline geçirdiği balta İle kardeşi AH Knrataş’ı başından ağır surette yaralamış, suçlu yakalanmıştır.
Kırallarla ahbaplık etm ş, serserilerle görüşmüş ve dünyayı dolaşmış bir insan
Kuyumcu Otton’un katli muhakeme^
Bundan sekiz ay evvel, takma sakal takarak soygunculuk maksadlyle Beyoilunda kuyumcu Otton'un dükkânına girdiği sırada kuyumcunun Soygunculuğa mâni olması üzerine pnu tabanca ile öldüren Rasin He, bu gencin iddiasına göre soygunculuğa beraber karar verdikleri dâva mevzuu olan Efdal ve Mazlumun duruşmalarına dün birinci ağır ceza mahkemesinde devam edilmiştir.
Bu oturumda son tanık (şahitı polis memuru Sami dinlenecekti. Bey-ftğbı emniyet amirliğinden gelen bir yazıda bu tanığın Bursa emniyet kadrosunda vazife gördüğü bildiriliyordu.
Sanıklardan Efdalln vekili on bir müdafaa şahidi gösterdi Rasln'ln vekili de cinayet yerinde yeni bir keşif yapılmasını İstedi.
Mahkeme, polis Sami’nin Bursa ağır ceza mahkemesinde istinabe su-retile dinlenmesine. Efdalln vekilinin gösterdiği on bir müdafaa tanığının celbine ve cinayet yerinde yeni bir te.şif yapılıp yapılmaması hulusunda da gelecek celsede karar verilmek Üzere duruşmayı ayın yirmi dokuzuna bıraktı.
Kâğıthane koyünae parasına maan öldürülen Koz helvacının feci cinayetinden maada, önce alelâde bir yaralama mahiyetinde olan bir hâdise de dün geç vakit bir cinayet mahiyetini almış ve bir kan koca, beraberce kaldırıldıkları hastanede olmuştur Bıı hâdisenin de tafsilâtı şöyledir:
Balatta Çömlekçiler caddesinde 49 numaralı evde kiracı olarak oturan Kâmil ve karısı Bedriye İle, İbrahim adında biri arasında kırk liralık bir alacak meselesi bulunmaktadır Bu yüzden vakit vakit kavga eden Kâmil ile İbrahim evvelki gece yine birbir-lerlyle münakaşaya tutuşmuşlar; bunun sonunda da İbrahim Kâmili bıçakla yaralamıştır. Kâmilin İstimdadına karisi Bedriye yetişmiş, İbrahim bu sefer Bedrlyeye de bir iki bıçak atarak evin kapısını vurup çıkmıştır
Yaralı karı koca Balat Musevi hastanesine kaldırılmışlar, fakat dün öğleyin evvelâ kadın, öğleden sonra da kocası ölmüştür Tahkikatın adil safhasına yarsavcı Hilmi Davaslıgll el koymuş, adliye doktorlarından İzzet İşman cesetleri muayene ederek gömülmelerine İzin vermiştir. İbrahim, zabıtaca aranmaktadır.
*■ İstanbul küçük'esnaf kooperatifinin yıllıkloplanfcısı, dün çoğunluk olmadığından ayın 26 sına kalmıştır.
ir Birkaç günden beri şehrimizde tetkikler yapan gümrükler genel direktörü B Celâdet Bnrbarosoğlu dün akşamki trenle Ankaraya dönmüştür
Dün çok miktarda kasaplık hayvan geldi Dtin çehre, memleketin muhtelif bölgelerinden bol miktarda kasaplık hayvan getirilmiştir. Orta ve Doğu Anadolu bölgesinden trenle 1530 koyun getirilerek Haydarpaşa İstasyonuna İndirilmiştir. Bundan başka çoğu Trakyadan olmak üzere 2000 kuzu He 90 keçi ve 180 baş sığır ve manda gelmiştir. Bunların mühim bir kısmı önümüzdeki kesim gününde mezbahaya sevkedllecektlr.
«Tanımadığımız meşhurlar» sarisinin altıncı siması, memleketin en. dikkate değer çehrelerinden olan:
«Übeydullah efendi dır, Übeydullah efendi kimdir?.. Onun her satırı insanı hayretten hayrete düşürecek olan hayata tetkike değer. Bazıları kendisine: «Türkiye'nin Marko Polo'su» diyorlar. Fakat Marko Polo'nun harikulade sergiiz^tlerl bile Übey-dulialı'm hayatının yanında pek sönük kalır. Übeydullah efendi Bukingham sarayında Kırallarla görüşmüş, sırtındaki siyah cüppesi, pembe l&tası, acayip kıyafeti fakat söylediği
harikulâde tnglitzcesile Kıral Edvardı hayretlere düşürmüş;
Küba adasında seyyar köfteol-lik etmiş bir insandır. Gemilerde ateşçilik yapmış, vagonlaın altında tren yolculuğu etmiş fakat bir gün. büyük elçilikle gönderildiği memleketlerde on binlerce İnsan tarafından merasimle karşılanmıştır. Beyoğlu nikâh memurluğunda binlerce çiftin çöpünü çatan Übeydullah t
Hiç evlenmemiştir.
En meraklı romanları bile gölgede bırakan B. Übeydullah’ın ha- , yatının hikâyesine bugün başlıyoruz, İlk yası beşinol sahihimizde- 1 dlr.
Zeytinyağı
Dünden itibaren perakende satış başladı
Şehirde perakende zeytin ve pamuk yağı satacak olanların İsimleri gazetelerle İlân edildiği gibi, Vilâyetçe İlgili makamlara da bildirilmiştir. Az miktarda olmakla beraber, cumartesi günü başliyan zeytinyağı tevziatına dün de devam olunmuştur.
Vilâyetçe hazırlanarak alâkalılara bildirilen program gereğince, semt semt yağ dağıtılmaktadır. Bundan sonra haftanın bir giinü müstesna, diğer bütün günlerinde tesbit edHen sıraya göre, semt bakkalları Vilâyete başvurarak, kendileri için hazırlanan ordino He belirtilen miktarda yağlarını alacaklardır Vilâyet, şehir içinde bulunan kazaların yağ sarfiyatını tesbit etmeğe çalışmaktadır. Tahminî de olsa, hakikate ııygıın miktar belli olduktan sonra, semt bakkallarına, o muhitin nüfus durumu ölçüsünde yağ dağıtılacaktır
Dun Vilâyetin elinde, izinli bakkallara dağıtılmak üzere 42 ton kadar zeytinyağı vardı Bu miktarın 7 tona yakın kısmı dağıtılmıştır. Bu yağlar ve tevziatın devamı müd-detince şehre getirilecek yağlar mütemadiyen dağıtılacaktır Yağ alan perakendeci bakkallar dünden itibaren satışlara başlamışlardır.
Kok tevzii tiHtln halka teşmil edileni yor
Etibank İstanbul kömür dağıtma şubesinin bütün halka yeniden yarımşar ton kömür vereceğini bazı gazeteler yazmaktadır. Kömür dağıtma şekil, Bakanlar kurulu tarafından tesbit edUmlştir Yarımşar ton kömür. İki sobaslle dört odası olanlara verilmektedir Daha yarımşar ton kömürün bütün halka teşmil edileceği haberi tamamlle asılsızdır
Prof. Halide Edib Adıvar’ın konferansı
Dün akşam fiat 18 20 de profesör Bayan Halide Edib Adtvar edebiyat mevzulu bir konferans vermiştir. Sayın profesörün bu bahis etrafındaki salâhiyeti konferansı dlnliyenlerin sayısını arttırmıştır. Salon baştan başa dolduğu gibi blı çok kimseler de salonda yer bulamıvarâk merdivene kadar dış koridoru doldurmuştu Bayan Halide Edib Adıvar konferansında edebiyattaki ye bilhassa İngiliz edebiyatındaki sosyal unsurları İncelemiş, İngiliz edebiyatının sosyal tesirlerle nasıl bir gelişme gösterdiğini belirtmiştir. Hatip Türk edebiyatının bugünkü örneklerinde de ferdi duygu ve tesirlerden ziyade sosyal unsurların hâkim olmağa başlamasının memnunluk verici olduğunu izah etmiştir. Profesörün konferansı şiddetle alkışlanmıştır.
Satışa çıkarılan ithal malları
İst- Rıza paşa Cami sokağında S. Arhanyan'a makin,, akşamı, İst. Sa-rıoğlu handa Jak Eskenazlye debagat makine nksamı, Gal. Adalet handa A. Seyfettin Kayatürke kristal servis, İst. Yağcılar sokak No. 22 de Hakkı Dıınadüzüne çlvit, îst. Dilsizzade handa fenolftulefa ve asit karbolik. Çemberlltaş Peykhane sokakta İbrahim Abdi Baruta sodyum kakodllat. İst. 4 üncü Vakıf handa Duğlas T. Bins'e vaııelln kristal, İst. Kısmet lıanda Haşan Öziş’o sodyum sklrat, kalsiyum klörür ve kalsiyum fosfat. İst. Aşirefendl cad. No 59 da Servet Avunduk'a Ham deri.
İzmir’de bir konserva-tuvar acıtacak
İzmir 6 (Akşam) — İzmir’de bir konservatuvar açılması muvafık görülmüştür. Cumhur Başkanı bu hususta meşgul olmasını Parti genel sekreterine bildirmiştir.
Maarif kupası maçları
İzmir (Akşam) — Maarif kupası maçlarına İzmir’den 2 yerine 4 takım İştirak ettirilmesi için federasyona başvurulmuştur.
Kızını fuhşa teşvik eden baba!
Kars (Akşam! — Bu hafta şehrimiz adliyesinde, şimdiye kadar pek nadir taslanan bir dâva görülmüş ve sonuçlandırılmıştır. Dâvanın mevzuu şudur: Suna adında bir kadın Yeter adında 13 yaşında bir kızı 50 Hra mukabilinde birisine teslim etmiş, bu paranın yarısını kızın babası Ali almıştır. Bundan sonra Dem İrkir adında biri kızı başka yerlere götürmüştür.
Mahkeme kızı fuhşa teşvik suçundan babası Aliyi 2, Suna'yı 1 sone, Demlrkır'ı 14 ay hapse mahkûm etmiştir.
■.Tanıdığımız meşhurlar,, baş--ığı de gazetemizde devam eden yazılar çıkarken bazı okuyucularınım ve hayatlarını yazdığım kimseleri yakından tanıyanların kıymetli yardımlarını görüyü-rum. Bu yazılar etrafında malumat vermek maksadı ile sayın okuyucularım bana mektuplar gönderiyorlar. Eğer aradan epeyce zaman geçmemişse, h ay a tınj yazdığımız zatlara bir haşiye olarak bu malûmatı ilâve ediyorum. Vakit geçmişse ilk fırsatta istifade etmek için bunlan kendime saklıyorum.
Meselâ Besim Ömer İç uzun müddet çalışmış kıymetli bir ilim adamımız Ankaradan bana yazdığı bir mektupta iki dikkate değer vaka bildiriyor. Bunlar bîr zamanın zihniyetini pek güzel gösterdiği için kaydetmeden ge-çenıiyeceğim. Bu da «Besim d-L mer paşa yazısına bir kin uÛ lıâşiye olsun. Aldığım mektupt£L ki iki vakayı bu savın profesörüCM ağzından aşağıya kaydediyorum^
• •• O
Besim Ömer bana anlatmıştı: C
■ Tıp bakımından yetneklerO hakkında bir c>ır ■ azmıştım Za(/} manın kanunlarına uyarak kiUıfc bı sansüre gönderdim. İşi bittıkij, ten sonra müsveddelerimi bana., gönderdiler? Bu kitapta bütiirg^ sebzeler gibi kerevizden de baht-setmiş ve: -Kereviz yahnisi iterine su içilirse mide bozulur., de£Z* iniştim. Kitap sansürden g.liııcT^ ne görevim?.. Kerevit,-,, hal,İP yok. Doğru sansöre gittim ve: Js
— Eserimi kısaltmışs:nız..CO dedim O
Hiddeti» cevap verdiler: q
— Kerevizin aleyhinde bulun^ muşsunuz!..
Şaşırdım:
■— Kereviz aleyhinde bulunmak kanunen m;mnu mudur?
— Hayır... Fakat kerevizin iyiliği hakkında hadisi şerif vardır.
— Ben de kerevizin fena olduğunu söylemiyorum. Hattâ onu ben de severim... Fakat ben onun yahnisinden bahsettim. Yahnisinin üstüne su içilirse mideyi bozar...
Bu sözüm üzerine sansür kızdı:
— Siz Peygamberden daha iyi bilemezsiniz ya,, dedi.
Tabii cevap veremedim. Kitapta da kereviz bahsi kapandı
İkinci vaka;
Bir gün Besim Ömerin evinde idim. Kavanozların altına konulmuş bir takım nişanlar vardı. Bunlardan biri de muressa .idi. Bir kavanozun altında da yan yana üç nişan görülüyordu. Bunların ne olduğunu sordum: Paşa gülerek anlattı:
— Bunlar beşinci ınecididir. ikisini muhtelif vesilelerle vermişlerdi. Üçüncüye gelince... Ben bir zaman üzümle tedavi,, ye dair bir kitap yazmıştım. İhtiyar bir askeri pasa bu tedaviyi tecrübe etmiş, adetâ gençleşmiş, yüzüne bir kırmızılık gelmişti. Ab* diilhamid selâmlıkta paşantn genç bir adanı gibi cerbezeli halini görünce şaşırmış, kendisini çağırıp sebebini sormuş, O da:
____ Bir kitap okudum ve gençleştim efendimiz!., demiş.
Abdülhanıid hemen bu kitabın ismini sormuş ve:
— Yazana besinci mecidiye nisanı verdim... demiş.
İşte Besim ömerin hayatına dair iki meraklı vaka daha . Hâtıra toplıyan benim cibi bir adam için hâslveve deser - zennederim.
Hikmet Feridun Rs
Gelecek ıtkal Tn»l>-r
Anglo - Amerikan m em İri!''Herinden mal getirmek üzere blrlVtlcre her gün yapıtın mûraenstltınn sıvısı elliden yetmişe çıkmıştır
Berilen malûmata göre 1940 «e 1941 senelerinde ısmarlanan, fakat bîr türlü ithali kabil otamıy.ın mallardan bir kısmının yola çıkarıldığı haber alınmıştır içlerinde çeslril mallar bulunan bu partinin ne r.a-man getirileceği bilinemiyor
Develi’de kış
Develi (Akşam) - Bir haftadan-berl fâsılalarla yağan kar bir metreyi geçmiştir. İlce He Tomarsa bucağı arasındaki yollar kapanmış, kasabanın bu bucak ve köylerile olan irtibatı kesilmiştir. Bakırdaki bucağının muhtelif köylerinden müteşekkil on bir köylü bir çığ altında kalmış, yedisi ölmüştür.
Saçaklardan buzlar sarkmakta, evlerdeki sürahilerle demirdeki vn.-ı takınılan donmaktadır Yağış fâsıla ile devam etmekte olup hararet sıfırın altında 25 ile 30 arasındadır.
6 Mart 1945
Samte i
KARAR ZAMANI
| Yazan : SUMNER WELLS Harici,, Müsteşar
BİRİNCİ KISIM DÖRDÜNCÜ BAHİS
Müdafaadan tecavüze
Eli »ha odasındaki
> KİVİ YAYIN
Amerikanın şimalî Afrikadaki faaliyeti Gl. Weygand’a bir müracaat
Padişah Hacce gitmeli r gitmemeli mi?
ARKİTEKT - MİMAR
, Bu derginin 157 - 15b inci sayılan çıkmıştır. Bu çaplarda, yapılmış binalara ait proje ve fotoğraflarla, doğuda yapılacak memur evleri projo müsabakası ile çeşitli mevzulara dalı yazılar vardır.
Cumartesi günü etıbba odasında yapılan toplantı münasebetiyle dün şu mektubu aldık:
Muhterem gazetenizin 4. 3. 945 ta
rlhll nüshasında etibba odasındaki___________
toplantı sırasında vâki sözlerimin | Ayrıca mimarlık haberleri, blbli-yanlış tefsir ve neşredlldiğint -or- Cgrafı ve piyasa Hallerinden baiıw-diim. Mahrem cereyanı çok temenni- t|en bu dergiyi teknik ve sanat adam-«... » ,ı -> _ iarına ve belediyelere tavsiye ederiz.
Amiral Leahyiıln dostça tavsiyeleri. mareşal Petaln'l İş arkadaşları tarafından teklif edilen tehlikeli tedbirler almaktan menetmeğe icarı gelmişti. Halbuki bu tedbirler alınmış olsaydı, gerek Fransız donanmasının emniyetini, gerek Şimali Afrlkadakl makamların Alman kontroluna karşı mukavemetini tehlikeye ve za'fa düşürecekti. Hele müşavirlerinin Pe-taln'e Oran ve Kazablanka’da bulunan Fransız donanmalarını Lyon'a geçirmesi hakkındakl tavsiyeleri, ancak amiral Leahy'nln protestoları üzerine tatbik mevkiine konmamıştı. Sonraları mareşal Petain de Fransız limanlarına getirilecek donanma cüzili erinin ya müsadere edilmek, ya silâhları alınmak tehlikesine maruz bulunduklarını takdir etmişti.
Amerikan sefirinin Vichy üzerinde nüfuzunun böylece kıymeti anlaşıldığı gibi, Vichy ile resmi münasebetlerin devamı da Amerikaya, işgal edilen Fransada, Tunus, Cezayir ve F.'s’ta konsolosluklar bulundurmak imkânını verdiği İçin, yerinde bir İş olmuştur, Bu yerlerde kurulan konsolosluklar bu sahada Mihver faaliyeti ve Fransanın temayülleri hakkında kıymetli malûmat elde edilmesine hizmet ettikleri gibi, Alman ve İtalyan propagandasına karşı gelmek bakımından da faydalı olmuştur. Orada bulunan mümessillerimiz Şlma'.i Afrika Fransız makamlarile tesis ettikleri şahsi münasebetler sayesinde çok defa Mihver plânlarını suya düşürmeğe muvaffak olmuşlardır.
Nihayet Amerika. Fransız sivil halkının mühtacolduğu maddeleri temin için. Fransız gemilerinin Şimali Afrika İle Amerika sahilleri arasında işlemesine müsaade etti. Yalnız bu müsaade, Amerikadan getirilecek maddelerin Am erik adan konsolos veya ataşe olarak gönderilecek müşahitlerin nezareti altında halka dağıtılmanı flurtlle verilmişti Bu munzam Amerikan mümessillerinin yaptıkları temaslar ve elde ettikleri malûmatın kıymetini tak'dlr mümkün değildir.
Bu ajanlar. Alman casuslarının yaptıkları teşkilâtın mahiyeti ve bunların, Şimali Afrikadan Fransaya gizilce stratejik malzeme göndermek için aldıkları tedbirler hakkında çok
Mekke Şerifine gönderilen bir emlide Mısırda toplanacak zahirelerin Clddeye naklettlrilmesi için lâzım gelin tertibatın alınması bildirilmişti.
Padişahın maiyetinde veziriazam, defterdar ve nişancı, yeniçerilerden yalnız beş yüz neferle Samsuncuba-şı ve sipahilerden bin nefer bulunacaktı. Muhtelif hizmetler içki de rl-kûbı hümayun ağalarlle gedikli çavuşlar, kırk müteferrika, otuz divan kâtibi alınacaktı.
Askerin mütebakisi İstanbulda ka-___________________________________ -- lacaktı. Kaptan Halil paşa Akdeniz? terakkiye hırslarını, hattâ muharebe çıkacaktı. İkinci vezir sabık sadrâzam
ikinci Genç Sultan Osman (Hotin) seferine biiyuk bir hevesle gitmiş, fakat kalbi sıkıntı ile dolu olarak avdet eylemişti. Cülusundan beri Kapıkulları ulûfe vesaire veslleHrlc gürültüler çıkarmışlardı. Hassa askerinin bu yoldaki hareketleri onun kalbuıde ukdeler bırakıyordu. Hotin sefennoe Yeniçerilerden umduğu himmet ve gayreti görememesinden çok müteessir olmuştu. Kendilerine sefer yol-
kuvvetlerinin kendilerine Icabeden 1 malzeme verildiği takdirde Amerika- ! ya fiili surette yardım edip etmlye- 1 çeklerini sormuşlardı. Weygand. 1 Vlchy'ye sadık olduğu İçin, bu İstim- I zaçı Mareşal Petaln'e haber verdi. Fakat Petain. etrafındakilerln İhaneti yüzünden Fransadakl A!man ma- ı kamlarından hiçbir şey gizlemeğe h .
muvaffak olamıyordu. Almanlar bu [ daşlığı ettiği bugünlerdr. genç P-idi-müracaat! de haber alınca 942 de şah Kapıkullarmın nizama muhalif Weygand’m şimal Afrikadan geri alınmasını ve yerine Almanya ile İş birliği yapan birisinin gönderilmesini meydanına varmadan savuşluklannı/ohrlll Hüseyin paşa istanbulda kay-istedllor. (Şimdi katiyetle bilinen şu- ..... ....
dur kİ, o vakit general Weygand’ın yerine gönderilen, general Hutzin-ger’ln bir tayyare kazasında ölmesi, Fransız askerî Entelllcens servisine bağlı yüksek rütbeli bir zabitin eseridir.)
Fransada kalan şeflerle gizli temaslar
Bununla beraber, bundan çok daha evvel, vaşington Fransada bulunan Fransi2 şefleriyle temaslar tesis etmiş bulunuyordu. Reis Roosevelt, gizil yollardan, bunlardan Mr çoğuna hususî mesajlar göndererek. Fransa-dan uzaklaşıp dışarda çalıştıkları takdirde memleketlerine daha faydalı olabileceklerinde ısrar ediyordu. Fakat bu Fransız ricalinden birçokları vatandaşlarını yarı yolda bira- , kıp kaçamıyacaklan cevabını verdiler. Bu hareketleri ile kendilerini Te- { da etmeyi tercîh ettikleri anlaşılıyor- j du. Fakat o sırada memleketlerini j terltetmlş olsalardı, mîlletin menfa- ’ atletine daha ziyade hizmet edebilir- ; lerdi. Sonraları Almanya bütün Fransayı işgal ettiği zaman bunların çoğu hapse atıldı. Halbuki bu şeflerden bazıları iltihak etmiş olsalardı, hür Fransız komitesinin nırtuzunu ve çalışma kabiliyetini arttırabilirlerdi.
Londradaki hür Fransız komitesi
Daha 1942 ocak ayında Loudrada-ki hür Fransız komitesi. İngiliz ve Amerikan hükümetleri Tin bir mesele oldu. Hür Fransız komitesinin hür Fransız ajanı olan amiral Meusller tarafından Vaşington hükümetine haber verilmeksizin, Kanada-ya verilen bütün teminata rağmen. Kanada sahilleri karşısında bulunan St. Pierr ve Miguelon adalarını ansı-
hareketlcrinl, istihkaksiz uliıit vc
savaş esnasında timıırlı askerlere ge-jmakaın, Gürcü Mehmet paşa Edir-reğI gibi can ve başla yar.iınıdan mü-1 nede, Recep paşa Bursada muhafız canebct ettiklerini kendi gözleme (olacaklardı, görmüştü. Bu müşahedesi kul tarifesinden kendini tenfir eylemişti.
Başta Kızlar ağası Süleyman Ağa ı İnci defa vaki olacak bir haldi. Pa-olmak üzere hârbde bekkıJlen ■ - -valfakıyetın şanlı olmayışını kul taifesinin taksirinden bilen bazı mııkaı-replerl de Padişaha:
— Bunlara verilen ulufeye yazık! |
Padişahların sefere azimetlerinde yeniçerileri İstanbulda bırakması bl-
mu-[ (Uçalıın hassa ordusunu yanına al-■mıyarak isyan bastırmağa gitmek istemesinde başka bir tasavvuru olduğu pek açıkLı! Suriye seferindin hakiki maksat Sultan Osmanın hacce — Duıııuıa ıcıuvıı uıuıcve jaun: ,
oanu» KKtrl olmasa lây,ı ancak S taek emrll oldufu Wl olmakla ge-ı clknıedi.
Bu haberin yapılan teşebbüslerle teeyyüdü üzerine Mekke ve Medine halkı da emsali oimıyan böyle bîr ziyaretten dağdağaya, vesveseye düştüler; Hicazda da birçok eraclf intişar etti.
Paoişatu hacce gitmeğe gizilce teşvik eden hocası Ömer efendi İdi. Ömer efendi kardeşi Karabaş Abdürralı-maıı efendiye vaizlikten Mekke ka-| dılığın: verdirmiş. Şerif İse işe baş-ılatmıyarak Karabaş efendiyi Mekke-den çıkartmıştı. Karabaş efendi de Mısırdan gönderdiği mektuplarla ba-j şindan geçeni kardeşine bildirmişti ı Bu yüzden Şerif ile arası açılan hoca efendi böyle bir vesile İie Şeriften intikam almak fırsatım bulmağı
ye şayan olan bu toplantıda simsarlığın müdafii olarak bulunmadığımı, bilâkis. |yi idare edilmemesi yüzünden ölçüsüz bir dedikodu mevzuu haline konulan yazı ve konuşmalara karşı tabibin şeref ve izzeti nefsini korumak endişesini duyduğumu ilk söze başladığım anda açıkça belirtti-1 Nı'can T’rtr^v.î
ğlm halde baz! gazetelerin zıt bir ” 1 orenı
vehme kapılması yanlıştır. Söyledi- Milli Saraylar idaresi mensucat ğim şey, bir hekimin otellerden dahi dokuma mühendisi ve mütehassısı kendisine gönderilen hastalara bak- , merhum Necati Özturga kızı Relika masına ve delâlet edenlere bir bahşiş özturga ile Bahriye doktorlarından vermesinde kanuni ve ahlâki bir suç' merhum yüzbaşı Ali Hizanın oğlu ga-buiunmadığı ve böyle bir hareketin zetemizln başmaklnlsl! Halid Özaîa-nihayet hekimin değil; doğrudan kanın 4/3/945 tarihine tesadüf eden doğruya ferdin şahsî hürriyet ve te- ’ pazar giinü Cağaloğlu Neşe ap«.ı teşebbüslerine bağlı hürmete şayan bir ' maıunda ailesi vc dostlan arasında hak olduğudur. Bir otel sahibinin ya- I nişanlan tesid edilmiştir Her iki ts-hut otel müstahdemlerinden birinin rafa saadetler dileriz, refakatinde gelen bu hastalara bak- , tığı ve böyle bir tedavide meslek bilgi ve maharetine istinadettiğl kadar dürüst ve namuskâr bir ahlâk ve şefkatin de mümessili kaldığı müddetçe şeref ve haysiyet ifadesile bir hekimi | ulu orta lekelemeğe demokrat ve u____________________
hürriyetçi bir rejime malik olan te5t.kkurc şayandır, memleketimizde kimsenin hakkı - - • •
yoktur dedim.
Ahlâk ve seviyesinin müsaadesizll- dahi olsa, herhangi bir delâletten ıs-ği münasebetlle bu dürüst sistemi' tifadelenırken muvaffakiyetinin te-haleldar eden simsarlar mevcutsa melini teşkil eden bu şerefi gözetme* bunlarla ciddi surette uğraşmanın yİ bileceğini, sosyal bir adam, olması her şeyden evvel hekime değil emni- ' itibarile bir İç murakabesinin SO'.ıUrt yet müdürlüğüne alt olacağını ve olduğunu, şeref ve İzzeti nefsine nvi-toplantıda bazı meslektaşlar tarafın- | balâtsız bir hekimin simsarsız olarak dan İzah edilen, burada tekrarını hiç da meslek vicdanında onarılması pek de arzu etmediğim şekillerde bahis güç gedikler . açabileceğini açıkça mevzuu olan bu delâleti, dürüst vc ’ ’ *”*
namuskâr telâkki hududunun dışına taşıran bedbaht meslektaşlar mevcutsa bunlar hakkında Icabeden cezai kararın alınmasını, fakat, otelden gelen hastalan da muayene ettiği bilinen meslektaşlar hakkında böyle bir a„.______ _____________
umumî surette haysiyet kırıcı sözlerle hücum etmenin kanuni bir suç teşkil edeceğini ve ayıp olduğunu tebarüz ettirdim.
söyledim. Odada, hekimler hakkında I Bu tavzihimin sayın gazetenizin dinlenen sözlerin bir çoğu gazetelere ilk çıkacak nüshasında dercini rica aksetmemişUr. Aksetmemiş olması da ederim.
/—1 11 ■ '■
. Bütün azamet, heybet ve ihtışamile canlanan bir tarih
1
1 — Sıtmalıysan ilâç al bedavadır, değilsen korun ve se nı koruyanla beraber çalış
qEHİK I'İYATRUSU saat ?ujo oa
Dram Kısmında
ZAYLA KARTALI
Şerefini tanıyan bir hekimin, velev maddi şartlara müteallik olarak
Created by free version of 2 PDF
Mısır cündileridlr. Kul olunca Anadolu ciindisi ve Arap atlısı gibi olsa!
Yolunda sözlerle genç Padişahın kulaklarını dolduruyorlardı.
Bu sözler nihayet Sultan Osmanuı zamirinde yer etm iş, zihninde Jenl I asker tedarik etmek ve bunlarla Kapı kullarını kırıp bitirmek tasavvurlarını peyda eylemişti. Ancak böyle pek ' önemli, büyük bir İşi idare edebilecek ■derecede ne kendisinde görgü, ne akıl hocası Ömer Efendide ihata, ne sadrâzam Dilâver Paşada liyakat vardı.
Aslan Hırvay olan Dilâver Paşa sadarat makamına, bütün servetini Sultan Osmana takdim suretllc geçmişti. Sâdcdil bir adamdı; önemli meselelerde icabetten tedbirleri derhal1 umuyordu, bulacak ve tatbik edecek İktidarı haiz değildi. Diğer Vezirler ve Vilkı-lâ dahi ! halce ondan pek farklı değillerdi.
Sultan Osm anın validesi Mahifiruz Sultan da saray haricine taallûk eden İşlerde kabiliyetli bir kadın değildi. Sultan Osman seferdin avdetinden beri kendini »gayz ve melale» kaptır-mıştı. Geceleri yanına aldığı bir kaç Paşa ile sokakları, meyhaneleri dola-'şiyor, bizzat Subaşı vazifesini görü-, yordu. Padişahın bu çıkışları dediko-'dulaıa kuvvet veriyor, halkı teskin edecek yerde huzursuzluğa arttırıyordu. Hile cezada gösterdiği şiddet Ka-
ıçjıı aıuiAiuıı namuıu uuıuıuiMa s»*» , pıgrr ve MlgUCIOD analarını ansı-kıymetli malûmat göndermişlerdir mn işgal etmesi, Amerika hükümete Fakat bunların yaptıkları en mühim ıçın ciddi güçlükler doğurdu. Çünkü İş. Amerikaya yardıma hazır bulunan ' Amerika o sırada. Yeni Dünyadaki Fransız memurlarını tesblt etmeleri,' Fransız ~ ‘ ‘ ’
ve Almanyanın harb sanayii İçin şiddetle muhtacolduğu maddelerin Al-maııyaya şevkine mâni olmaları olmuştur. Her ne kadar Hür Fransız komitesi taraftarlarından birçoğu bu Kiyaseti tenkidetmlşse de, oradaki mümessillerimiz tarafından önceden İnceden inceye ve itina île hazırlık yapılmamış olsaydı, Şimalî Afrikaya çıkartma hareketi yapılamaz, veya hiç olmazsa bu teşebbüs bu kadar az zayiat Üe asla başarılamazdı. Eğer Vichy ile münasebetimizi kesmiş olsaydık. bu hazırlık da yapılamazdı.
Amerikanın şimal Afrikadaki faaliyeti
Şimalî Afrikadaki Amerikan kon-»olosluk memurları ve hususi müşahitler, 1941 de, evvelce Fransada Amerikan sefarethanesinde müşavirlik elmiş olan mister Robert Murpby-nin emrine verilmişlerdi. Mlster Mıır-phy’ye, yerli Fransız askeri ve mülki makamlarile mümkün olduğu kadar sıkı münasebetler tesisi için talimat verilmişti. Bu suretle bu bölgede Alman nüfuzunun karılmasına çalışıldı. Bu temaslar, ileride hükümetimizin Şimali Afrikada takibine mecbur kalacağı Kiyaset için de yol hazırlıya-caktı.
Mütareke imza edildikten biraz sonra, general Weygand Şimalî Afrika kuvvetlerinin kumandanlığını üzerine aldı. Wcygand, 1941 sonbaharına kadar Almanyanın harbi kazanacağı hakkında^ kanaatini muhafaza etmişti. Onca Alman şartlarının kabulü Fransa için akıllıca bir hareket olmuştu Fakat Amerikanın harbe girmesile Weygand’ın kanaatinde büyük bir değişiklik husule geldi. O vakit, Almanya ve Japonya İngillcreyî yere serine i.ve kadar Amerikanın ha- > zırlığını tamamlıyamıyacağuu zan-1 netmekle beraber, Mihverin kahir bir, zafer kazanamıyacağı ümidine düş-1 miiştû. Bu yüzden bir anlaşma sulhu yapıldığı takdirde Fransada vaziyetin düzelebileceğlne inanmağa başlamıştı. Amerikan makamları, Wey-1 gand'a. Şimali Afrlkadakl Fransız
Yarın akşam melek ve sp@k Sinemalarında
Bugüne kadar görülen süper filmlerin en muazzamı
KARA KORSAN
müstemlekelerinde Vichy [ hükümetinin mümessili bulunan' amiral Robertle sıkı münasebetler tesisine çalışıyordu. Amiral Robert bu iki adada kendi nüfuzunun tanınmasında ısrar ediyordu.
Pearl Harbour hâdisesinden birkaç hafta sonra, Amerikanm gam Hln-dlstanda kara ve deniz kuvvetlerini kullanmasını Icabettlren bir vaziyetle karşılaşmak İstememesi kolaylıkla anlaşılabilir. Amerika Hariciye Nezaretinin o vakit neşrettiği tebliğde Fransız hür komitesinden bahsederken «sözüm ona: kelimesini kullanması da ateşi körüklemesi. Reis Roosevelt, ve vakit Vasingtonda bulunan Başvekil Churchlll'in bu memleketin Fransaya ve Fransanın vaziyetini ilgilendiren bütün meselelere karşı takibettiği siyasetin gerek İn-gUtere ve gerek Amerikanın menfaatlerine uygun olduğu hakkında bir anlaşmaya varmaları güç oluyordu. Çünkü Amerikan efkârı bu siyasetin ana sebebini anhyamıyor. ve bu hareketin İngiliz efkârında uyandırdığı aksi takdir etmiyordu.
Tabii Afrikayı İstilâ İçin plânların hasırlanmakta bulunduğunu, ve bu -şartlar İçinde Vichy ile münasebet- [ §am, Jerl kesmenin Fransız askeri makam- [ Mısın lanndan yardım görmek hususundaki bütün gayretleri suya düşüreceği-[ nl halka anlâtmak mümkün değildi.
(Arkası var)
Pudişahm yapmak istediği askeri ıslahatta kendirine seçtiği müşavir- , ler hiç de iyi vc kâfi değildi. Çünkü bunlar iyi seçilmemiş birkaç mukar-rebi İle dar kafalı kızlarağası Süleyman ağa ve hoca Ömer efendiden ibaretti.
Bunların fikr’nce padişah iktidarı olan her müslümana farz olan haca ifa iie beraber menfur kul tayfasını tedip ve İmha için lâ7am gelen kuvvetin nasıl tedarik olunabileceğini! hacce giderken tetkik ederek kararan. nvıe cezaaa gosrercus» ®aaeB ma- İaştiraMÜrti; hac dönüşünde MlSir-pikuliarinda derin bîr hoşnutsuzluk dan. Sıprfyeden ye diğer taraflardan | uyandırıyordu. 1...................
Bu sıralarda Surlyede Dürzü Emlrl Maan oğlu Fahreddin İsyan ve istik-1 lâlfrıl ilân eylemişti. Sultan Osman dalla ziyade kendi müzmer fikrine hizmet emeiile ilkbahar iptidalarında Suriyeye gideceğini îlân etti.
Bu haber İstanbul havasında esen asabiyeti şiddetlendirdi.
Vezirler, şeyhülislâm, ulema bir âsiye karşı hareketi caiz olamıyaca-ğını, karadan bir vezirin, denizden kaptan paşanın gönderilmesi daha münasip olacağını Sultan Osmana söylediler. O bu nasihatlere aldırmadı, Vezlrlâzam Dilâver, kaptan Halil, defterdar Bakî paşaları sefer tedariki görmeği', otağları ve 6alr mühimmatı hazırlamağa memur etti. Yüz gemi teçhizi için seksen bin Duka altını verdi. Tunus, Cezalr beyler-beyilcrine nisanda çıkacak donan maya iltihak etmeleri emrini verdi.
Eski saray baltacılarından Eski Yusuf zahire satın almak üzere Halep, l, Mısır taraflarına gönderildi. !MJSıra pirinç, buğday ve sair hububattan yüz bin erdeb tedariki tahmil [olunmuştu; Mısır beylerbcyisi zahire toplamağa başlamış, hayıl gemi, de-' ve, at, mekârl hazırlamıştı.
MUAZZAM GRAMERLI
TEMEL İNGİLİZCE
(Esas izah ve Tam Telâffuz?
Hazırlayan: Abbas Temizer
Lisan öğrenmek İsteyenlere büyük bir kolaylık. 480 sahlfe tutan bu eserde İngiliz dilinin bütün İncelikleri, kolaylıkları gösterilmiş, gramer bahsi İtina ile tetkik edilmiş, her kelime ve cümlenin Türkçe okunuşu tam olarak yanına yazılmıştır. Bu ldtabı okuyan bir kimsenin İngiliz dilini öğrenmemesine İmkân yoktur.
Hail: 400 Kuruştur. Buğün çıktı.
Ahmet Sait Kitahevi
Cağaloğlu Yokuşu No. 17/1
I toplanacak askerle maksada nailiyet temin olunacaktı.
Vezlrlâzam Dilâver paşa bu tertibata razı değildi. Ancak kendisine muhalif olarak padişahı bu yoia sevkeden hoca Ömer efendi ile kızlar ağası Süleyman ağa karşısında nüfuzunun tesireisliğinden sesini yükselteni iyordu.
Şeyhülislâm Esat efendi de padişahın hareketini mâkul görmüyordu: amma kızlar ağası İle hoca kendi fikir ve tensiplerine muhalif telkinleri ehemmiyetten ıskat ile uğraşmaktan hiç usanmıyorlardı.
Bununla beraber pâdişâh iç ve taşra halkının bu İhtilâfından sefere çıkıp çıkmamakta tereddüde düşmüştü.
Bütün bu tertibat ve ilkaata padişahın gördüğü bir rüya dahi karıştı.
Bit- gece Sultan Osman şöyle- bir rüya gördü: (Kendisi taht üstünde Kur'an okurken peygamber gelerek elinden mushafı. sırtından ciippc ve cûşenl alır; bir tokat vurur; Sultan Osman tahtından yere yıkılır; peygamberin ayağına yüz sürmeğe çabalar; fakat muvaffak olamaz.)
Uyanınca bu rüya Sultan Osman a çok. tesir eder. Bunu evvelâ hoca Ömer efendiye açar. Hoca tâbirinde: I
— Hacce niyetinizde tereddüdü | terketmek için tevblhtlr. Rüyada ayağına yüz sürmek müyesser olmadı ise İnşallah merkadl münevverlerine yüz süresiz!
Der. Fakat Sultan Osman bunu kâfi görmez. Rüyasını vaktin en büyük azizi Üsküdarlı Hüdayi Mahmut efendiye de varıp tâbir ettirir. Mahmut efendi de:
— Kelâmı kadim şeriat hükmüdür. Cüppe vücut âlemidir. İslâm padişahına lâzımdır kİ tövbe ve İn abı ti kendisine hemdem etsin.
Tâbirinde bulunur. Padişahın bu tabirlerden teessürü bir kat daha artar EYİiva türbelerini ziyarete başlar.
(Arkası yedinci sah if ede)
Tamamile renkli, Baş rolerde:
TYRONE POWER — MAUREN O HARA — GFORGES SANDERERS — THOMAS MİTCHEL ve binlerce figüran. Büyük aşk ve blnbir macera şaheseri.
.iummhmbhh Dikkat; Loca ve numaralı koltuklar bugünden satılmaktadır.
söyledim. Bunlar hiç yazılmamıştır. Bu münasebetle muhterem hocam Akil Muhtar’ın orada söyledikleri ou cümleyi baş tacı yaparak istldraten tekrarlarım: «Bir hekim ne kadar düşerse düşsün muayyen bir ahlak ,vq ... ________ hududundan daha aşağı lnemez.3
ayıklama Yapılmaksızın1 Realitenin verdiği intibaları göre ...........- «hekimin nihayet meşru bir ticari tarafı da olabileceğini» samimiyatle
Muazzam Türk Yerli filmi
Vatanların şerefi uğruna canlarını veren yegitlerin şanlı destanı.
Pek yakında ELHAMRA ve ŞARK falannda]
/ EMİNÖNÜ HALKEViNDE «...ı — «^
Büyük Tiyatro Şenliği
7 mart çarşamba saat 21 de U
I TANZİMAT - MEŞRUTİYET - BUGÜNKÜ TİYATROLAR
Mevcut eski sanatkârların iştirâkîle J
Biletler Halkevinde satılmaktadır. Tel; 23340
BU AKŞAM
Biiviik Bir Sanat ve Musiki Gecesi
Memleketin en kudretli ve sevilen muhtelif gruplar halinde bir arada dinleyeceğiniz Muazzam program. Ayrıca:
MUAMMER KARACA - MERKA OPERETİ
Biletler gişede satılmaktadır.
Şehir Tiyatrosu Komedi kısmında
Bestekâr ve lcraat&njlaruıı
Yann matinelerden itibaren
MİLLÎ VE ALEMDAR sinemalari™»*
HASRET
VEFAT
Müşir Nafiz paşa damadı ve diş ta-j bibi M. Muammer, İşet. Hikmet, C«-1 lâdet Sarıca’nın babası eski Tekir-, dağı mutasarrıfı Yenişehirli bay
HAŞAN VESSAF SARICA
pazar günü Çamlıcadaki köşkünde , vefat etmiş ve Karacaah metteki m ak-' boraslne defnedilmiştir. Mevlâ rah-|met eyleya.
Baş rollerde: MÜNİR NUREDDİN ve OYA SENSEV Türkçe sözlü ve şarkılı bu millî harikayı mutlaka seyretmeğe hazırlanınız. hhhMI
Bu Akşam SÜMER SİNEMASINDA
FREDDIE SLACK ve Orkestrasının iştirâkile
Dans Kıralı tro®*1’ Parhya“ güzellik kıraliçesi
FRED ASTAİRE VC *“
tarafından
SEVGİLİME BiR DANS
JOAN LESLİE
yaratılan
başlıyor. Bütün dünyanın ttteşbur
Modem şarkı ve dan sİ ut filmi
dansörü Fred Astaire'in en son filmi olup bütün dansları dansedeerk. ve dinliycceğlniz bütün şarkıları tegannl edeceksiniz. __
bu Akşam için yerlerinizi evvelden aldırınız.
/1
GUADALCANAL Muharebesinin iâyenıut kahramanlarına ve tarihte altın bir sahile yazdıran kahraman bahriyelilerine ittihat edilen emsalsiz bir filim
UUADALCANAL SAVAŞI
V Baş rollerde: Bir çok büyük artist ve yızldızların Iştlrakile
PRESTON POSTER — LLOYD MOLAN —
BOB FORD — HARKY CARTER
Unutulmaz hâtıralar bırakacak muazzam harp filmi.
Bu perşembe akşamı SARAY Sinemasında
ki
V.
[Askerlik bahisleriJ
o* r • ı>» ••!•• ••
Sıegfrıed ın olumu
Almanyayı garptan koruyan duvarın
150 km. lik parçası çökmüş bulunuyor
Cermen mitoloji kahramanı 81e g-frled, İki küreğinin arasında açık kalan ıhlamur yaprağı genişliğindeki sırlısız noktadan hançer darbesini yemiş ve ölmüştü. Onun adına nispetle yapılan Alman garp duvarını İse müttefikler bugün 150 kilometrelik bir gedik açmak suretiyle İşe yaramaz hale getirmiş bulunuyorlar.
Bu nasıl oldu? Dünyanın en kuvvetli tahkimat manzumesi hangi sebep yüzünden böyle beş altı günde yarılar, yıkıldı? Bunun hakiki sebebi, çok ağır Amerikan tankları veya yeni tip topları mı, yoksa çok uzağa atan alev makineleri midir? Henüz tam olarak bilmiyoruz. İki taraf ta bu hakiki sebebi söylemekten çekiniyor. Fakat yıkılmanın dışarıdan görünen şekli şudur:
KanadalIlar ve İngilizler gibi Amerikan dokuzuncu ve birinci orduları da bu duvarda garptan şarka doğru birer delik açmaya çalışıyorlardı. Bil deliklerin biraz uzunca da olsa bir müddet sonra açılacağı ve sonra bir kaçı birleştirilerek büyük bir gedik haline getirilmesi bekleniyordu. Halbuki dokuzuncu ordu huduttan beş on kilometre ötede Erkelenz şehrine kadar garptan şarka doğru İlerledikten sonra birden bire ve bizzat Sleg-fried mevzllnüı içinde istikamet değiştirdi, şimale döndü ve evvelâ Galdheeh, sonra da Krefcld şehrini alarak ikinci Kanada ordusunun karşısına çıktı. Bu defa Slegfrled duvarında münferit delikler meydana gelmedi, koca bir parça çevrilip yıkıldı. Ondan sonra da müttefikler Rhln kenarında ve Ruhr sanayi Buntakasının eşiğinde göründüler. Hâlen Kolonyadan Rhln nehrinin Hollanda hududundan içeri girdiği noktaya kadar olan 150 kilometrelik sahasında müttefikler Rhln kenarına varmış ve bu kadar geniş sahadaki tahkimli mevzi düşmüş bulunuyor.
Biz daha evvelki bir yazımızda yarma sıklet merkezinin Kolonya etrafında olacağını tahmin etmiştik. Vakıa müttefikler Bonn şehrine yaklaşmış bulunduklarına göre bunda bir hata yoktur. Fakat İlk yanlan ve düşen Slegfrled hattı parçası bizzat Kolonyaya varmaktan da daha mühimdir. Zira bu suretle müttefikler Kolonya - Dortmund - Dulsburg üçgeni içine sıkışmış olan ve Almanya-nın % 40 ağır sanayiini İçinde toplamış bulunan Ruhr sanayi mıntakası-nın garp çizgisi boyunca yerleşmiş bulunuyorlar. Bu hal hem bu mühim sanayi mın ta kasının işe yaramaz hale gelmesini, hem de Berlin ve Hamburg İstikametinde ilerlemek için önde çok daha müsait ve düz. otortrat-larla bezenmiş bir sahanın karşısına gelmek faydasını temin etmektedir
Şimdi müttefiklerin şimali Fransa ve Paris® yürüdükleri hızla Berlin’e ve Hamburg'a karşı yürümek, Kızıl-ordu İle birleşmek İçin önlerinde kalan tek hail Rhln nehridir. Vâkıa ge-
Yazan:
M. Şevki Yazman
nlşllği 300 - 400 metreye, akıntı hızı saniyede 4-5 metreye varan bu nehri geçmek tabiidir kİ kolay değildir. Fakat en modern, 20 - 30 kilometre derinliğinde bulunan Slegfrled mevziine nazaran bunu aşmak en as on kere daha kolaydır, çünkü her şeyden evvel müttefiklerin elinde tayyare vardır ve karşı tarafa atılacak on binlerce paraşütçü ile bu 300-400 metrelik su şeridini geçmek güç sayılamaz. Vâkıa geçen sonbahardaki tngillzlerin Arnheln teşebbüsü pek ümit verici değildir. Fakat düşünmeli kİ o vakit paraşütçülerin indiği yerler cephe hattından 30-40 kilometre kadar uzakta İdi. Şimdi paraşütçülerin atılacakları yerler ise dediğimiz gibi ÜÇ dört yüz metredir ve atılan yere müttefik motörlü nehir vasıtalarlyle varmak birkaç dakikalık İştir. Hele bu 1? gece yapılacağına göre buna her tarafta mâni olmanın İmkânı yoktur.
Fikrimce şark cephesinde Kızıl ordu Berllne hücum veya onu çevirmek için nasıl hazırlanıyor,, sağını ve solunu temizllyerek son ve kati hücumu engellerden temizlemeğe uğraşıyorsa müttefikler İçin de bir an evvel ve geniş cephe 11e Rhln'e kadar vararak burada son hücum hazırlığını yapmak gerekecektir. Rhln nehrinin şark sahillerinde eskiden ve daime şeklinde yapılmış tahkimat yoktur. Olsa olsa şu son zamanlarda ve «muvakkat» mahiyette yapılmış tahkimat bulunabilir. Fakat Almanların meşhur Todt- teşkilâtının senelerce özenip bezenerek yaptıkları «garp duvan» tahkimatını birkaç günde yere yatıran Amerikan tanklarının Rhln şarkındaki bu muvakkat tahkimat önünde duralıyacağı akla getirilemez- Mesele hemen hemen şark ve garp cephelerindeki ha -rekâtın «tevhidi? meselesinde ve gönünde kalıyor. Hakikat şudur ki: senelerden beri Almanyayı garptan gelecek belâlardan koruyacağı zannedilen » Slegfrled hattı» bugün çökmüş ve ölmüştür.
Karata halka manifatura esyaaı dağıtıldı
Kars (Akşam) — İthalât Birliği tarafından vilâyetimiz hissesine 400 bin Hra kıymetinde gönderilen manifatura, iaşe bürosunca tüccarlara verilerek ev başına 32 metre, basma, bez, hasse ve poplin tevzi edilmiştir. Aynca: 160 bin liralık yeniden gelen poplin, basma, pazen ve patiska bu hafta memurine dağıtılacaktır.
Kanım bilgileri
Ekseriya raslarız, iki kişi aralarında yaptıkları sözleşmeye bir ceza .şartı koyarlar. Meselâ, taraflardan biri sözleşme ile yapmağa mecbur olduğu şeyi yapmıyacak olursa diğerine şu miktar para verecektir diye yazarlar. Biz şimdi evvelâ tüccar olmıyan-lar arasında yapılan bu gibi ceza şartlı sözleşmelerin geçerliğin: inceliyelim:
Üzerine a’dığı şeyi yapmadığı veya tamamlamadığı takdirde belli bir üaıayı ceza olarak diğer tarafa vermeği vüklenen kimseden ancak ya o işin yapılması veya ceza olarak konuşulan paranın ödenmes: istenebilir îkisi birden İstenemez. Halbuki, belli zamanda veya yerde yanılmadığı takdirde ceza olarak bir paranın, ödenmes! şart edilmişse, diğer taraf hem işin vaüJİmasını hem de cezanın ödenmesini isteyebilir. meğer ki a'acaklı sözleş-m'de bu hakkından vazgeçtiğini açıkça yazmış veya şart olunan ceza parasını h!c üi-raz etmeden kabul etmiş bulunsun.
İşin yapamamasından ötürü alacaklı zarar görmüş olmasa bile ceza lâzım o'ur. Şart olunan ceza miktarından fazla zarar gören alacaklı borçlunun bir kuburu olduğunu İspat etmedikçe faz a-vın] isteyemez.
Tüccarların arasında yapılan mukavelelerde yazılan ceza şartının geçerliğine gelince, sözleşmede aksi yazılı olmadıkça, borçludan borcunu ödemesi yerine yalnız şart kılınan ceza parasının verilmesi ve böylece borçlunun kurtulması İstenemez. Alacaklının zararı ceza olarak gösterilen paradan ziyade İse, keza, aksi mukavelede yazılı olmadıkça, borçlu ziyadeyi de aynca ödemeğe mecburdur. Borcun ödenmesi evvelce keş-folunarmyan bir sebepten ötürü veya alacaklının yanlışından veyahut borcun yerine getirilmesi alacaklı tarafından İtirazsız kabul edilmişse borçlu zarar ve ziyan ödemez.
Acaba ceza olarak sözleşilen para pek çok ise, ne olacaktır? Ticaret meselelerinde ilk evvel kanunen mu-. teber sözleşme'erin geçerliği sayılacağı ve Ticaret kanununun 647 nel maddesinde ceza miktarının mahkemece Indirilemiyeceği yazılı olmasına göre ceza şart edilen paranın miktarı ne olursa olsun azaltılamaz. Halbuki, ti- ; carî muamele olmayıp tüc- | car olmayan kimseler arasında yapılan sözleşmelerde ceza o'arak şart edilen m’ktar pek büyük İse. Borçlar kanununun 161 inci maddesine göre yargıç bu cezayı İndir-mekle ödevtendirilmlstir.
Avukat Emcet Ağış
TANIMADI &MIZ MEŞHURL A R:
Hayatı on romana mevzu
olabilecek adam
Saraylarda kırallarla ahbaplık etmiş, N°w York sokaklarında dolma satmış, seı.r, mebus ve fikir adamı..
Halicin donduğu gün — Halk karşıdan karşıya denizden geçiyor — Übeydullah’ın yaptığı bazı işler: Seyyar köftecilik, Amerikada soğan ticareti, lokantacılık — Vagonların üstünde yapılan tren seyahati — Bukingam sarayında — Küba çarşısında.
1893 yılı, kânunusani ayının yirmi dokuzu... Günlerden, cuma. İstanbul halkı o sabah tltriyerek yataklarından kalktı. Hiç bu derecede şiddetli bir soğuk görülmüş değildi. Sokağa çıkanlar, bilhassa köprüye inenler hayretler İçinde kaldılar: Haliç donmuştu I. Yalnız o değil, Boğaz'ın bir kısmı da aynı halde idi.
Küçük vapurlar buzların arasında sıkışıp kalmıştı. Müthiş aoğtığa rağmen halk köprünün üstünde toplanmış. Bu emsalsiz manzarayı seyrediyordu. Kediler, sokak köpekleri İstanbul cihetinden Galataya, Galata-dan İstanbul tarafına denizden gidip geliyorlardı. Haliç ortaları İse büsbütün meraklı bir hal almıştı. Kalın buz tabakası burasını büyük bir asfalt meydana benzetmişti. Birçokları elini kolunu sallıya sallıya yaya olarak bir taraftan öteki tarafa geçiyordu. Donma hâdisesi bir gün önce başlamıştı. O günü çıkan 29 kânunu-sanil rumî 1893 cuma tarihli Tercümanı Hakikat, gazetesinin 4380 sayılı sayısında şöyle yazıyordu:
«Aldığımız malûmata göre Eyüp sultanla, bunun mukabil sahilleri o derece donmuştur kİ birçok kimseler bir taraftan diğer tarafa maşiyen mürur etmişlerdir. [Yürüyerek geçmişlerdir]. Boğaziçlnlri birçok yerleri ı de donmuştur.»
Yine avın gazetenin bir gün evvel-1 kİ 28 kânunusani 1893 tarihli nüsha- 1 sındn. şunlar okunuyordu: «Buzlar gittikçe kalınlaştığı İçin deniz nakliyatı durmuştur. Haliçte bulunan donanmayı hümayundaki gemllfcrln vaziyet! güçleşmlştlr. Bahriye neferleri ellerindeki baltalarla gemilerin etrafındaki buzları kırmakla meşgul olmuşlardır. Her vapurun önünde bir kanal açılmıştır. Buradan gemilere levazım gönderilmektedir. Ancak gemilerle sahil arasındaki bu yollar da derhal donduğu İçin her saat başı baltalarla temizlenmektedlr. Bahriye Nazırlığı «Mecidiye» vapuru süvarisine «fayrabet. Hallç'l bir daire halinde dolaş, buzları kır! - emrini vermişti amma bundan da bir fayda elde edilememiştir.
Sütlüce ile Eyüp arasında buzun kalınlığı 3 pustan fazla idi. Burada | karşıdan karşıya geçenler pek çoktu. Sokaklarda kızaklara, hattâ, bunların > İçinde at koşulmuş olanlara bile ras-j lanıyordu.»
İstanbul bu kış bir şimal şehrine benzemlştl.
ı
Köprü üstünde bir delikanlı..
Köprü üstundeMjlriklp donmuş denizi seyredenler arasında uzun yüzlü, zeki bakışlı, maşlahlı genç öir adam vardı. Lâkin bu acayip kıyafetli delikanlının gözleri daha ziyade İleride, Kızkuiesl açıklarında duran bir pake vapuruna kaymakta İdi. Zira bu vapur İki gün sonra Marsllyaya gidecekti. Bu maşlahlı genç adam gizlice ona binmek ve Amerikanın keşfinin dört yüzüncü yıldönümü do-layıslyle Şikago’da kurulacak büyük sergiye gitmek İstiyordu Bu delikanlı kendi tiplr.de. belki bütün dünyada bir cşl daha olnuyan nadide bir insandı; Übeydullah efendi!- Ve o günlerde eline en küçük bir yol çantası bile almadan şu meşhur macerasına atılmağa hazırlanıyordu.
übeydullah efendiyi yeni nesillere nasıl anlatabilirim?.. Onun için ne sıfat kullanabilirim?. Vaktiyle sağlığında biz kendisinden gazetelerde bahsederken dalma İsminden evvel «Fâzılı muhterem» tâbirini kullanırdık. Yeni nesil bu «Fazılı muhterem» tâbirinden bir şey anlamaz. Zaten bu söz B. Ubeydullahı anlatamaz, übeydullah’ın hayatı. 10-15 büyük ve meraklı romana mevzu olacak kadar harikulade renkli vakalarla doludur. Ne yazık kİ memleket onu hiç anlamamıştır übeydullah kimdi?. Ne yapmak istiyordu?. O maceralarla dolu seyahatlerden maksadı ne İdi?. Bunu hiç birimiz bilmiyoruz.
Bazıları • übeydullah efendi» yi sadece «Şlkago sergisinde keten helva satan adam- diye tanır, İste o kadar. Bazıları bıı sarıklı, siyah cüppeli, pembe Iâtalı. sakallı adamı «dinsiz!.» diye gösterir. Kendisine softa diyenler de çıkmıştır. O hakikaten bin bir cephelidir. Bugün bakarsınız. Btıklnghnm sarayında imparatorla karşı karşıya sohbet eder. Başka bir gün onun New-York sokaklarında zeytinyağlı patlıcan'
Übeydullah efendi meşhdr kı yaf etile
dolması sattığını görürsünüz. Kûbada •ebze halinde zerzevatçıların hücumuna uğrar, ellerinden güç hal İle kurtulur, hamallık eder, [günlerce aç olarak parklarda yatar. Bir müddet sonra bakarsınız kİ «Büyük Elçi» ola-
rak Afganlstana giderken 27000 kişi Eorünıır görünmez hemen şişeyi açar, tarafından bir şehirde istikbal edilir ı 8-üamın ağzına dayar, kendi elim.e re o seçsec» diye sererine bulun dük- I kânlar, bütün çarşılar kapanır. • « >•♦«» (’*-
Bugüiı kırallann dostudur. Fakat bir gün başında serseri bir rüzgâr eser ateşçilikle gemilere girip dünyayı dolaşır. Bir İki sene sonra da onu meselâ devrin sadrâzamı Talât paşa İle yanyana bir otomobilde görürsünüz.
Türkiyenin ı Marko Polosu!
Hayal mahsulü romanların hiç biri B. Ubeydullahın hayatı kadar renkle dolu değildir. Bir dostu onun hakkında «Türkiyenin Marko Polosu» diyor. Haklıdır. Ancak hatırladığıma göre Marko Polo» maceralarla dolu seyahatlerini ticaret ve para kazanmak maksadile yapmıştır. Halbuki Ubey-dullah efendi bir an paraya kıymet vermemiş ve yalnız maceranın doyulmaz şiiri, lezzeti peşinde bir artist heyecanı İle koşmuş, kıtadan kıtaya dolamıştır.
«Türkiyenin Marko Polosu* hakiki Marko Polodan çok daha Büyük maceralar geçirmiştir.
Kendilerini uzun uzun dinlediğim en yakınlarına übeydullah efendi daima söyle derdi:
— »Bakû* dan s Küba» ya kadar gezdim. İmparatorlardan beynelmilel serserilere kadar görüştüm. Sarıktan, maşlahtan silindir şapkaya kadar giydim.. Seksen senede sekiz yüz sene yaşadım..»
Hakikaten opun seyahat haritası Hindistan. Afganistan, Arabistan, Hunideniz, Afrika, cenup, şimal, orta Amerika ve bütün Avrupaya kadar uzanır
Bizde onun yalnız keten helvacılığı İşltllmiştir. Halbuki yaptığı işler de seyahatleri gibi son derecede çeşitlidir. Bunlardan bir ikisini sayalım:
Fikir adamı, gazete muharrirliği, mebusluk, muallimlik, seyyahJık, imamlık, şekercilik, Amerikada keten helvacılığı, Amerikada seyyar dolma-cılık, seyyar pllâvcilık, cenup A meri-kada soğan ticareti, yüzük ve küpe-Clllk. Amerikada binalarda amelelik, seyyar köftecilik, lokantacılık, bliyük elçilik, sandalcılık, kuşçuluk, politikacılık. İzmlrde Nakşibendi şeyhliği, • Merdiven köyünde Bektaşi şeyhliği, Beyoğlu Nikâh memurluğu...
Ayrıca birkaç kere sürülmüş, senelerce hapiste yatmış, ölümlerden kurtulmuş. sürgünlerden kaçmış, aç kalmış, gün görmüş, hürmet kazanmış bir insandır.
Türkçe, Arapça. Farsça. İngilizce ve Fransızcayi pek iyi bilir. Bilhassa fevkalâde Arapça yazardı.
übeydullah dünyanın en eksantrik İnsanı idi. Onu: en yakınlarından, bilhassa senelerce kendisine büyük
İhtimamım eksik etmemiş, ölümlerden kurtarmış olan sayın «Zeyin hanımefendi» den dinledim. Türk’yenln en eski ailelerinden birine mensubû-lan Zeyin hanımı übeydullah efendi mânevi evlât edinmiş, onun yanında yaşamış ve ölmüştü.
Bütün bunlardan başka öteden beri elimde bulunan Ubeydullahın kendi hattı İle yazılmış, Afgan sefirliği zamanındaki notlan var kİ bunu yedi i sekiz kişiden fazla kimsenin okumuş olduğunu tahmin etmiyorum.
B. übeydullah! yeni nesle kelime He değil, onun hayatına alt bir sahne ile anlatmak İstiyorum
Tren üstünde seyahat,.
B. Übeydullah’! en yakından tanıyanlardan dinledim.
übeydullah efendi Amerikada maceralarla dolu seyahatine başlamıştı. Beş parasızdı. Ve günlerden beri açtı. Orta Amerikaya gitmek üzere yük trenlerinde seyahat ediyordu.
übeydullah efendi bunu en yakınlarına söyle anlatırdı:
( — Seyahat etmek üzere beynelmilel bir serseriden şu usulü öğrenmiştim. Yük vagonlarının û.-’.üne boylu boyuna uzanırdım. Trene binmeden önce yanıma büyük bir şişe viski alırdım. Fakat kendim ağzıma alkolün damlasını koymam. Bu şişeyi İçmek için almazdım, o benim tren bl-letlmdl. Zira ara sıra şirket memurları vagonlnnn üstüne çıkarlarken onlarla göz göze gelirdim. Böyle vaziyetlerde bent kolumdan tutup indirmemeleri. aşağı atmamaları İçin tek usulüm, vardı. Vagonun üstüne doğru çıkmakta olan memurun bası
tını silerken: «Olrayt!» der geçer, ben de vagon üstünde seyahatime devam ederdim. İlle velâkln tüneller olmasa... Onlar beni mahvederlerdi. Hele serseri arkadaşlarla olursa tünellerden zenci gibi simsiyah suratlarla çıkardık...»
Bütün Amerlkayı, dünyanın birçok yerlerini böyle dolaşan, İcabında büyük elçilik eden ve merasimle karşılanan büyük bir fikir adamının hayatının nasıl meraklı bir roman olacağını anlamak gayet kolaydır.
übeydullah efendi derdi kİ:
— Küba çarşısında köfte kızartıp sattığım zamanın zevkin! kırallarla konuşurken bile bulamadım...
Hikmet Feridun Es
Memleketimizde motör fabrikası kurulması için Hava Kurumu reisi B. Şükrü Koçak mukaveleyi imza ederken
Müttefik kuvvetlerin yaklaştıkları Bonn şehrinde pâzp.r meydânı
İssız yerlere düşen tayyarecileri kurtarma yollan
Güney Pasifiğin balla girmemiş ormanlarına mecburî İniş yapan Amerikan uçaklarının mürettebatı, veya Paslfikte batan gemilerin günlere* lâstik sal üstünde kalan gemicileri, sırtlarına giydikleri hususi tarzda yapılmış yeleklerin ceplerine yerleştirilmiş, hayati kıymet» haiz malzeme sayesinde aylarca yaşıyabilmek-tedirler.
Su geçmez kumaştan yapılmış olan bu yeleklerin geniş ceplerine yerleştirilmiş 5 kilo ağırlığında 28 kalem muhtelif cins eşya vardır. Herhangi bir kâ2â neticesinde tek başına, hail bir belgeye düşen bir sahıs, yelekten balıkçıların giydiği kukuletalara ben-ziyen şapkayı çıkarır ve İçinde yazılı bulunan liste ve tarifnameye göre, lüzumunda, yelekte bulunan 28 kalem malzemeden âzami istifade ederek tek başına yaşamanın yolunu bulur ve bu suretle, hayatını muhakkak bir ölümden kurtarır
İçi ve dışı giyilebilen yıımuşaı; şapkanın bir tarafı parıak san diğer ’aLL rafı Ir.z donuk yeşil Terktedir. s'>oQ kanın san rengi yükseklen • ıifi uçakların pilottan tarafından koiay*^. lıkla görülmektedir. Kazazede kendi-sini düşman uçaklarından gizliyebll^ta mek yeşil bı
Çt it
dır 7T
İstikamet tayini için pusula. Gü-(D neşte ateş yakabilmek için pertavsız,*^ yemek pişirmek İçin, kat1anılabllenQ) asbestostan mamul ufak tencere, dlnamolu eleklrik el feneri, eldivene*— ler, İşaret fişekleri, enlik tutmak IclnjT olta ve sun'i yemleri, sağlam tire,*?* muhtelif boyda çengelli ve dikiş ‘ğ«^ neleri, tabanca, ve kurşunlan, yırtıi=O mıyan kâğıttan yapılmış su kovası,© güneşte 8.000.000 mum kuvveti olan±S on beş kilometre mesafedeki bir^f uçaktan görülebilen küçük işaret ay-j~ naşı, muhtelif gıda komprimeleri saire... Avuç içine sığabilecek büyük lükte rutubet geçlrmiycn teneke kutular İçine yerleştirilmiş muhtelif cins gıda komprimeleri sayesinde bir kimse uzam müddet zayıflamadan eneril ve kuvvetini muhafaza ederek Taşıyabilmektedir. Vitamin, şeker ve nişastalı maddelerden yapılan bu gıda tabletlerinin türlü türlü hoş lezzetleri vardır. Bu tabletlerin diğer bir hususiyeti de insanı susatmamasıdır.
Denizlerde, sal üstünde kalanları ariyan tahlisiye uçakları, kazazedelerin bulunduğu yeri bulur bulmaz, derhal bu uçaklarda bulunan 10 kişilik, İçinde yelken! ve 9 beygirlik mu-törü yağ benzin ve muhtelif yiyecek maddelerin! hav!, suya ne vaziyette düşerse düşsün asla batmayan lâstik sandallar paraşütle atılarak, kazazedelerin havari ı^Ttanlmakta-dır.
İçin icabında şapkanın d- uft fcrrmım çevirir. Yeleğin İçindeC ı basit fakat çok kıymetli 280 malzemenin baslıcnlnrı şnnlar-yj
i| Halkevleri ve Kurumlar J
ic KONFERANS — Şişli Halkevinden: 6'3/1945 »alı günü saat 18,39 da Halkevimizde B. ı.'amih Nafiz Tansu tarafından (Meşhur Romanları mev-zuunds bir konferans verilecektir.
* Arkadaşlık Yurdu cemiyetinden: Cemiyet ana nizamnamesinin 5 İnci maddesine tevfikan yıllık umumi heyet toplantısı 18 mart 1945 tarihine müsadif pazar günü saat J0,3(1 da Beyoğlu, Minare sokak 11 numaralı binanın üçüncü katında yapılacaktır. Bilumum arkadaşların behemehal gelmeleri rica olunur
A K Ş A M
S a İn f e 6
A K Ş A M
Sahıfe 6
EN İNCE DUYGULU HAYVAN
Camdan uçaklar
Bekârlık zamanımda pijamaya merak sarmıştım, insanlar iptllâlarına, meraklarına vaktinde dizgin vurmazlarsa bunlar biraz sonra adeta ufak tertip birer delilik haline girer. Benimki de öyle oldu. Netcklm arkadaşların İsmimi «Pijama delisi» no çıkardılar. Çeşit çeşit, renk renk — limon küfü, havai mavi, pişmiş ayva rengine kadar — bir sürü pijamam vardı. Şimdi güzel bir pijama yaptırmak İçLn gözden bir servet çıkarmak lazımdır. Fakat o zamanlar iş öyle değildi. Keyfiniz İsterse yarım düzüne, hattâ belki de bir düzüne pijamaya birden ısmarlayabilirdiniz.
Bilhassa yaz günlerinde bu pijamalardan İstediğimi küfür küfür giyerdim Fakat kalınları, kışlıkları, mevsimlikleri de yok değildi. Eve gidince soyunup dökünmek. tertemiz, yeni yeni bunları giymek bana büyük bir zevk veriyordu.
Yalnız bunlar benim pek kıymetli eşyam olduğu için çamaşırcıya göndermeğe, ütücüye yollamağa bayağı kıyamtyordum. İstiyordum İd evimde şöyle eteği belinde, hamarat bir hizmetçim olsun ve bu pijamalarımı temiz temiz yıkasın, ütülesin...
Nihayet böyle bir İnsan buldum Bu gen; bir kadındı. Güçlü kuvvetli, »11 yüzü düzgün, boylu boslu, dolgun vücutlu, hattâ epeyce de güzeldi. Neşeli bir kadındı. Ben yukarıda çalışırken onun aşağıda «Entarisi ala benziyor..» şarkısını mırıldandığını duyardım.
Hattâ bir kere benim merdiven başına geldiğimi farketmediği İçin onun aşağı taşlıkta şıkır da şıkır oynadığını bile görmüştüm. Yukarda beni fark-odince şaşırmış, kaçmıştı.
Lâkin hakikaten pek titizdi. Hattâ temizliği biraz aşırı derecede İdi.
Bir gün eve dönünce baktım. Lâcivert çizgili pijamalarımı yıkamış-Halbuki ben onu ancak bir kere giymiştim. Bir defa giymekle pijama kirlenir mi?.,
Lemanı çağırdım. Söyledim
— Kirlenmişti, efendim... Yıkadım... dedi.
Ben de fazla ısrar etmedim, Ertesi günü baktım. Bu sefer de kül rengi pijamayı yıkamış.
Yine çağırdım ve sordum.
— Kül rengi pijamayı ’ ' dm?.. Halbuki ben onu giydim, ya giymedim.,.
— Kahvaltıda önünüze latmışsınız efendim...
— Ha öyle mi?.. İyi ettin öyleyse...
Kızın hakkı vardı. Üçüncü günü baktım, Mavi pijamayı yıkamış... £|ıh.. Artık bu derecesi fazla idi. Mavi pijamayı giymiyelt iki ay oluyordu. Hem pijama kirli olarak kaldırılmaz ya, elbette yıkanmış olarak sandığa konulmuştu. Şu halde durup dururken ne diye yıkıyordu?.. Bu sefer onâ:
— Leman.. Kızım. Bunları İkide bir lüzumlu lüzumsuz yıkarsan pek çabuk eskirler. Halbuki ben pijamalarımı camın gibi severim. Eskimelerini istemem.. Meselâ şu mavi pijamayı şimdi yıkayacak ne vaTdı ki?.. San-: dikta durup dururken...
Leman çapkın bir bakışla şunları aöyledk.
— Benden önce yanınızda çalışanlar çamaşırlarınızı iyi yıkamamışlar. Çoğunu azdırmışlar... Ben de yeniden yıkadım, biraz rengi açıldı baksanıza, öyle bırakmış olsaydık, kir örgülerine kadar İşleyecek. Hiç öyle çamaşır yıkanır mı?..
Doğru söze ne denir?.. Lemanın hakkı verdi. Sesimi çıkarmadım
İki gün sonra baktım. Eski vişne çürüğü bir pijamam vardı. Bu sefer de onu çıkarıp yıkamış. Bereket versin k! o zaman sabun bu derece pahalı değildi. İnsanın aklına bir ekonomi meselesi gelmiyordu. Varsın yıkasın... Henı de böyle eskileri sandıktan çıkarıp, yıkaması, onları adam etmeğe çalışması hoşuma gidiyordu.
Lâin bir müddet sonra iş tamâmlle çiğrığmdan çıktı. Bu kadın pijamalarıma âdeta musallat olmuştu. Hergun bir tanesini yıkıyordu. Bazılarını an-
niçîn yıka-iki del'a ya
reçel dam-
çak bir defa giydikten, hattâ bazılarını Iılç giymeden leğene atıyordu. Olacak şey değil yalıu... Ne kadar söylesem. ısrar etsem aldırmıyor:
— Ne yapayım.?.. Elimde değili.. Ben temizliğe çok alışık bir İnsanım., diyordu.
Hakikaten o derece deril toplu, mükemmel bir hizmetçi İdi kİ ondan va» geçemiyordu m da... Nihayet bu kadar kusar Kadı kızında bile bulunabilirdi.
Fakat yine kendisine bu pijama yıkamak hususunda mümkün olduğu kadar itidal tavsiye ediyordum.
Bir gün odamda çalışırken başım ağrıdı. Biraz hava almak maksadlyle pencerenin kenarına geldim. Bir de şöyle baktım. Karşıkl köşkün ahçısı ile bahçıvanı parmaklığa ablak suratlarını dayamışlar, bıyıklan heyecandan dikilmiş, bizim tarafa doğru gözlerini çevirmişler!.. Acaba bu kadar dikkatle, bu kadar dalgın baktıkları ne İdi?- şöyle uzandım. O vakit gördüm. Bizim Leman bir fıçının üstüne bir leğen koymuş. Eteklerini belinde toplayarak yukarılara kadar kaldırmış, yolsuz, önü tanıamlle açık bir gömlekle çamaşır. yani benim pijamalarımı yıkıyor. Kocaman,, bembeyaz köpükler İçinde onları eltilerken tombul vücudu .sarsılıyor. Dikkat edince sağdaki köşkün uşağının da o tarafa bakıp bıyık büktüğünü gördüm. Leman çamaşır yıkamağı kendisine pek yakıştırıyor ve bu suretle civarda miilhlş bir sükse yapıyordu. Tevekkeli değil!
Çağırdım. Kendisine müt-hiş bir zılgıt verdim. Zılgıtttan sonra yol vereceğimi söyledim
O günü evimin önünde otobüs bekliyordum. Bizim mahallede İki kapıcı yanımda durdu. Beni görmemlşlerdi-Aralarında konuşuyorlardı Biri şöyle dedi:
— Nafile.. Tehlike varmış. Herif çakmış galiba... Bu gün oraya glde-nılyeceğlm . Belki de adam evdedir.
— Neden anladın?..
— Baksana Leman bugün herifin yeşil pijamasını balkona asmıs.. Yeşil pijamayı gördün mü?.. Bil kİ tehlike var...
Hiddetle, şiddetle dönüp baktım Bizim hizmetçi balkona yeşil pijamayı asmıştı!..
Meğer bizim renk renk pijamaları telsiz telgraf glb! kullanıyorlarmış!..
(Bir yıldız!
dair dikkate şayan fıkralar
Yüksek infilâktı bombalar, camdan uçaklar içinde patlamıyor, camdan kumaşlar, takma ayaklar ve saire yapılmağa başlandı
peğinln tulumbanın dibindeki tekneden ağzına su alıp meçhul bir semte götürdüğüne dikkat etmiş ve keyfiyeti torununa anlatmıştır. Bidayette adam buna ehemmiyet vermemiştir. Fakat çoban köpeğinin kendisine ve-Meselâ İngilteredekl sekizinci rilen kinlikleri yemeyip ağzında bir vel tayyaresi kumandanlığına men- tarafa taşıdığını görünce büyük an-
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Vapurun üstü açık yeri - Beyaz.
2 — Bir ilim müessesesi.
3 —- Avrupa şehirlerinden biri.
4 — Tersi saçma sözür - Evet.
5 — Harb sahasında Dİr nehir -Tersi bir Ermeni kadın İsmidir.
■ 6 — Şaffaf.
7 — Tersi tavla zarının üçü -En az - Kuzunun feryadı.
8 — Haber verme - Tersi ruhtur.
9 — Beygir - Taharri.
10 — Bir kış meyvnsı satan.
GEÇEN BULMACAMIZIN HALLİ
Soldan sağa ve yukarıdan aşağı:
1 — Karagiimrük, 2 — Aferin, İsa, 3 — Revir, Setr. 4 — Arın acı. Üt, 5 — Glran, Rua, 6 — Ün, Sırca, 7 - -firiktik, ® _ Rie, Urlalı, 9 — Üstüaçılan, 10 — Kart, Akın.
Köpeklerin zekâsına ve insanlara bağlılıklarına
Hayvanlar arasında en ince duygulu ve insana sarsılmaz sadakatle bağlı olanı köpektir. Meşhur filozoflardan biri demiştir kİ köpeğin şahsiyet ve ruhunun derinliğini biçebilecek bir adam yoktur.
Hakikaten köpeğin insana sadakatinin derecesini ölçmeğe imkân var mıdır? Köpek kadar oynak bir hayvan tasavvur olunabilir mİ? Köpek kadar İnsanların hareket ve düşüncelerini an Uyabilecek bir başka mahlûk var mıdır?
Binlerce seneden beri şark ve garbın edebiyat ve masalları köpeğin bu gibi fevkalâdelikleri ile doludur. Bugün de köpeklerin neler
yaptıkları bütün
dünyanın merak ve alâkasını uyandırıyor
Bir Amerikan ga-
zetesi köpeklerdeki fevkalâde hallere ait okuyucularından topladığı malumatı neşre başlamış ve hayretler uyandırmıştır. Çünkü köpeklerde görülen seziş hareketlerini her hangi suretle tefsir etmeğe İmkân goıülmü-avt- —rr_____' ’__ ’ ’T .
sup bir yüzbaşı yanında elâ gözlü ve nesinin sözlerini hatırlamıştır yatık kulaklı bir köpek bulundurmak- Yine bir giin adam köpeğe bir ke-tadır. Bundan İliç bir zaman ayrıl- mik atmıştır. Hayvan bunu kapınca mıyan tayyareci yalnız vazife dola-' dağlara doğru koşmuş, bir müddet yısile tayyareye binip akına gittiği .sonra dönmüştür. Bu defa bir kemik zaman bu gibi tayyarelerdeki yer! daha atmışlardır. Bunu da kapıp ka-ınüsaitslzllğlnden dolayı köpeğini be-1 çincr j -*-*■
t&b erin de b ul und ur m amaktad ir. . *'a
Yine bir gün yüzbaşı hava filosu ile | Avrupamn kar asma bir akına git- ' miştir. Filonun dönmesine az bir vakit kalmıştı. Köpek fevkalâde heye-| can göstermeğe başlamış ve nihayet i açık bulduğu kışla kapısından fır-l layıp gözden kaybolmuştur. Köpeguı’ kaçmasından 20 dakika sonra tayya-[ re merkezine gelen bir telsizde filo dönerken bir tayyarenin merkeze ya-1 kin bir ağaçlıkta kazaya uğrayarak düştüğü ve tayyarecisinden bir haber , alınamadığı bildiriliyordu.
Kazaya uğrayan tayyarenin pilotu ■ köpeğin sahibi idi. Etrafı araştırmak üzere derhal bir İmdat müfrezesi çıkarılmıştır. Bir saat sonra müfreze kaza mahallini bulmuştur. Yüzbaşı ’ paraşütü yanında bir ayağı kırılmış olduğu halde yatıyordu. Köpeği de ı yanı başında oturmuştu.
Köpeğin nasıl olup da kazayı evvelden sezdiği ve nasıl olup da yaralı efendisini arayıp bulduğu bir türlü , anlaşılamamıştır. Tayyare kumandanlığının fen adamları ve doktorları . bu hâdise karşısında hayretler İçinde kalmışlardır.
Birleşik Amerika hükümetlerinden Kentucky’de bir çlfllğin sahibi bir ' çok scneleı burada bekçilik yapmış olan Pırnçh ismindeki köpeğini ihtiyarlamış olduğu halde çok sevlyor-muş. Bir gün çifllğe gelen serseri bir ; genç çoban köpeği çifjiğin emektarı İle tanışmış, iki hayvan bundan sonra birbirinden ayrılmaz olmuştur.
Bir gece ihtiyar köpek dialarda do- j taşırken kaybolmuştur. Çlflik sahibi 1 adamların»- beraberine alıp İhtiyar köpeği ne kadar ararsa da bir İz bulamaz, nihayet bir kazaya uğrayıp öldüğüne hükmederler. İki hafta 1 kadar bir zaman geçtikten sonra çif-lik sahibinin büyük annesi çoban kö-
yine bir giin adam köpeğe bir ke-
■;inca çlflik sahibi de ayağa kalkıp köpeği takibetnılştlr,
Bir hayli yürüdük ten sonra köpeğin kayalar arasındaki derin bir yarığın başında bulunduğunu ve ağzında kemik olmadığını görmüştür.
Bira?, yaklaşıp derin uçurumun dibine baktığı zaman İhtiyar Punch’un burada yukarıdan arkadaşının attığı son kemiği kemirmekte olduğunu hayretle görmüştür. İhtiyar köpeğin yanı başındaki kaya içindeki çukurun da çocan köpeğinin ağziyle taşıdığı sularla doldurulmuş olduğunu görün-ı ce hayreti artmıştır.
i Çlflik sahibi güç belâ ihtiyar köpeğini iplerle çekerek kurtarmıştır. Punch uçurumun başına geldiği zaman arkadaşı çoban köpeğinin sevincine haddüpayaıj yoktu.
Köpek İnsanları aldatmağa bile çalışır Nevyurk hükümeti dahilinde bir elliğin polis köpeği Pal bJr gün nasılsa yaralanmış. Kanlar İçindeki ön ayağını kaldırarak çifllğe gelmiştir, çifliktekilerin hepsi köpeğin bu haline acımışlar ve ayağını yıkayıp dezenfekte ettikten sonra sargilamış-lardır.
Köpek misafir salonunun bir köşesinde yumuşak bir minderin üzerine yatırılmıştır.
Birkaç gün geçtikten sonra hayvan. hamlaşmaması için, sahibi tarafından bir sabah kıra çıkarılmıştır. Bu esnada İki köpek bir tavşanı kovalıyorlardı. Bunlan görünce Pal usuletîe efendisinin yanından sıvışarak takibe koyulmuştur, En önde Pal koşuyordu,
Fakat efendisi kendisini gördüğünü hissedince geri dönmüş ve kuyruğunu iki bacağı arasına sıkıştırıp yaralı ayağım kaldırarak merhamet dileyen bir nazarla sahibine bakmağa (Arkası yedinci sahîfede) 1
Cam insanlar tarafından 4,000 seneden beri kullanılmaktadır. Gayet sert ve sağlam gibi görünen bu maddeden, çok çabuk kırılması yüzünden, bugüne kadar âzami derecede istifade edilememişti.
Fakat bugün harbin doğurduğu ihtiyaçlar dolayısile. Birleşik Amerikada, cam üzerinde yapılan bir çok tetkik ve tecrübelerden mükemmel neticeler elde edilmiş, ve camın yeryüzünde bu lunan bütün diğer maddelerden çok daha faydalı olduğu anlaşılmıştır. İlerde sulh zamanında muhakkak ki, bu maddeden akla gelmeyen bir çok İstifadeler temin edilerek hayatta bir çok müskilât ve ihtiyaçlar cam sayesinde giderilecektir. ____
Cam fabrikalarının hususî lâ ,ne kadar bükiilse ve kıvnlsa tek-boratuvarlannda, cam tıpkı tah- rar eski biçimini almaktadır ta gibi çivilenmekte. testere ile Osvens cam fabrikası lâboratu varlarında gösterdikleri camdan gayet ince Wr kumaşın dokuma olmayıp döğme olduğunu söyledikleri zaman herkes hayrette kalmıştır. Şeker kutularının dibini beslemek için kullanılan pamuk gibi yumuşak ince kâğıda benzeyen bu cam kumaş iyice buruşturulduktan sonra nın üstüne bırakılınca tekrar, buruşuksuz eski halini alisi büsbütün hayreti arttırıyor.
Camın elyafına plâstik bir madde ilâve edilerek vücuda getirilen kalın fakat o nispette hafif çuhalarla, harb gemilerinin dahilindeki kamaralar, bilhassa telsiz cihazlarının bulunduğu odaların duvarları kaplandığı takdirde, gemiden atılan büyük çaptaki topların sesi katiyen dahile nüfuz etmemektedir.
Hususi tarzda imal edilen kalın cam levhalara çivi çakılıp, testere ile kesildiği gibi, bu lev-• balar cıvatalarla birbirine rap-tedilebiîmekted’r. Harb sonrası piyasaya çıkarılacak otomobillerin karoserıleri ve inşa edilecek yeni evlerin duvarları, soğuk ve avnı zamanda gürültü nüfuz ettirmeyen camdan imal edilecek-tir.
Bugün soğuk şimal mmtaka lannda bulunan Amerikan kuvvetlerine ait bilumiım, seyyar barakalar soğuk nüfuz ettirmeyen camdan inşa edilerek mahrukattan tasarruf edilmektedir. Meselâ İzlanda'da kışın odun, kömür bulunmadığından, camdan inşa edilen barakalar sayesinde. kışlan bu havaliye uzaklardan getirilmesi icabeden kömürden tasarruf edildiği gibi nakliye zahmeti de ortadan kalkmaktadır.
Pitsburg cam fabrikası tırına lâboratuvarlannda tardan 3 de bir nispetinde hafif ve o nispette suyun sathında durma kabiliyetini havi yeni keş-folunan cam köpüğü, tahlisiye simit ve sallarında kullanıîdığı gibi harb sanayii fabrikalarının ! damlarında biremit yerine de kuşanılmaktadır.
1 Eski camlar, kırıldığı zaman, kenarlan bıçak gibi keskin olurdu. Simdi ise böyle bir tehlike
AŞK VE MACERE ROMANI Yazan: Stanley Shaw
V ' » Teltik?. No 16
Pierre Qulnt ile Mis Mal-lable. bunları Eskimo usulüne zıt olarak art arda koştular. BÖy-lece hareket daha kolay, daha pratik... Kızağı kullanan o kadar müşkülâta uğramıyor.
VIIZ
İhtiyar Tilki
Kutup sahrasında bu facialar cereyan ettiği sırada Maliye Bakanlığı gizil polis şefi Hilkle'yl sıkıştırıp duruyordu. Hazînenin başlıca memurları. sahte paralar yüzünden pek sıkıya girdikleri İçin, B. M. 432 İşi, her ne pahasına olursa olsun, bir neticeye varsın diye bekliyorlardı. Hususi büyük bankalarda da aynı şaşkınlık ve aynı şiddetli arzu hüküm sürüyordu. Bütün bunlar. Bllkle'ye başvurup duruyorlardı.
Bu sahte paralar İşini ilk keşfeden bankacı Atterbury, meslektaşlarını toplıyarak vahim mevzu etrafında fikirlerini almayı pek münasip bulmuştu. Mahut beyaz madenin bulunduğu yer keşfedilirse, ve piyasada
sahte paralardan ne miktarda olduğu meydana çıkarsa, gözlerinden birini feda etmeğe razı olduğunu dahi Her! sürmüştü.
Nutuk söyliyerek demişti kİ:
— Baylar, Allah şahittir, şu anda Amerikanın sikke halindeki paralarının üçte ikisi kalptır. Yalnız bu fikir beni çileden çıkarmağa kâfi geliyor. Zira bunun ne mânaya geldiğini siz tasavvur ediniz. Ecnebi memleketlerde sırrımız öğrenilirse, Amerika, dayandığı kuvvetlerden en mühlm-mlnl kaybeder ve biz düşmanlarımıza karşı naçar mevkie düşeriz.
Nutkun burasında, meslektaşlarından biri, omuzuna dokundu ve onun sözünü kesti. Yavaş sesle:
— Susunuz! — dedi. — Öyle şeyler vardır kİ, yüksek sesle, hattâ kendi aramızda bile konuşamayız. Bu müthiş facianın korkunç sonuçlarını hepimiz kestiriyoruz, emin olun. Fakat bunu kendi kendimize bile İtiraf etmemeliyiz.
Böyle bir ihtarda bulunan banka
I müdürü, bizzat kendi de heyecandan ' sapsarıydı. Öyle bitkin bir hale gel-: mlşti kİ, yüzüne bakınca Atterbury fazla devam etmedi. Fakat toplantıdan sonra ilk lş olarak şef Hllkie’ve telefon etti. B. M. 432 İşinin ne durumda olduğunu ona sordu.
Hllkle. hiçbir yeni malûmat vere-miyeceğlnl söyledi. Sebebi de bizzat kendi de hiçbir şey bilmiyordu. O sıralarda, gizli polis müdürünün aklını tırmalıyan mevzu. Kerrlson sendlka-slyle tanışmak ve onun esrarına nüfuz etmekti.
Hiç şüphe yok: Milyarder J. J Ker-rlson'dan şahsan bir şeyler tevehhüm etmek pek manasızdı. Onun hususi serveti, milyar dolardan fazla...
Lâkin, Hllkle, tahkikata giriştiği zaman, herkesin usullerini takibede-rek nehir boyunca yürümek ve bu suretle membaa varmak gibi basnıa kalıp şekillere saplanacaklardan değildi. Evvelâ memba! önün için sendikanın patronunu bulup kendisile konuşmayı münasip gördii.
Düşüncesi, patrona açılmaktı ve ondan maiyetindekiler arasında tahkikata girişmek müsaadesini istemekti, Milyarderin emri altında her cinsten ve her rütbeden binlerce işçi ve memur vardı. Kim bilir belki aralarında kuzu postuna bürünmüş kurtlar da bulunur. Patron, bütün şüphelerden uzak bulunduğu için
labilmektedir. Son günlerde operatörler, ameliyat dikişlerini hususî şekilde İmal edilen camdan kirişlerle dikmektedirler.
Owens cam fabrikası hususi lâboratuvarlannda imal edilen ve % 99 hava ve soğuk geçirmeyen cam yün namındaki beyaz bir madde üstün uçankalelere tatbik edilmektedir. Harb sonrasında. bu maddenin evlerin duvarlarına da tatbik edileceği kuvvetle muhtemeldir.
Şimdiye kadar yapılan bir çok etüd ve tecrübeler neticesinde cama, arzu edilen şekil verilebll diği gibi, sert, yumuşak elâstiki hale de sokulabilmektedir. Elâstiki bir cam, halis kauçuktan jbile dalıa elâstikidir. Bu nevi cam
biçilmekte. top gibi zıplamakta., kauçuk gibi kıvrılmakta, iplik gibi bükülüp düğümlenm*kte ve kumaş gibi dokunmaktadır.
Wright hava alanında, uçak tekniğini inkişaf ettirmek için çalışan mütehassıslar kısmen camdan imal ettikleri uçaklarla uçmuşlardır. Bu uçaklarda kullanılan cam alelâde nencere camı gibi şeffaf olmadığından ilk nazarda hic bir gayri tabiîlik göee çarpmamaktadır Göruniis itibarile bu uçak’ar BT 15 talim uçaklarından farksızdırlar Bu uçakların gövde ve kuyruk kısımları, alüminyumun varı ağırlığında aynı zamanda Tİukave-meti iki misli fazla olan cam kumaştan imal edilmektedir. Tecrübeler, cam akşamlı uçakların aynı büyüklüktp diğer uçaklardan daha hafif, çok daha sağlam ve süratli olduklarını göstermiştir. Uçaklarda kullanılan cani kumaş. «Grosmer» namındaki elastikiyeti fazla cara elyafa plâstik bir madde karıştırılarak dokunmaktadır Bu suretle elde edilen sağlam cam kumaş, mermi tesirine her hangi bir madenî maddeden daha mukavimdir.! Gövdesi camdan imal edilmiş bîr! uçağa mermi isabet ettiği takdirde mermi bu cam kumaşı delip içeri nüfuz etse bile, ilk hızı zail olan merminin öldürücü kuvveti de kalmamaktadır. Kısmen camdan imal edilen uçaklar üzerine yapılan atış tecrübeleri neticesinde, yüksek infilâklı bombaların, uçağın gövdesinden içeri nüfuz ettiği halde patlamadığı müşahede edilmiştir.
İleride otomobillerin: çamur. İlıkları. mutfak edevatı, aerodinamik tren ve otobüsler, muhtelif mobilya, çanta, bavul ve hattâ evlerin bile bu kırılıp bükülmeyen çelikten daha sağlam plâstikti camdan yanılması düşünülerek bu hususta daha bugünden muhtelif etüd ve tecrübeler yapılmaktadır. Son günlerde yapılan bir tecrübede, bu nevî camdan imal edilen takma bacakların mükemmel netice' verdiği görülmüştür. Camdan bacakların başlıca hususiyeti, bunlara tabiî bacağın avnı şekliJ verihbildiei p’bi gavet hafif cilan ^uu. omıuı joe uuyıe um »c:.«ao camdan bacak, bütün bîr ömür; yoktur ve cam kırıklan elleri kes-roüddetinc? bnzu'madan kullanı- mpmpktedir.
ın a sa-bunun
Created by free version of 2PDF
araşman-
ona az çok açılmak kabildi.
J. J. Kerrison'a dair tahkikatta bulundu Bu adam gayet kaprisli, İnatçı, hasis bir İhtiyar orijinal adammış. İnsanlardan o kadar kaçarmış ki, elinde olsa Atlantik denizinin ortasına gidip bir denizaltı gemisinde otururmuş.
Müşkülâtla uğraşmayı pek seven emniyet umum müdürü. İste bu sebepten dolayıdır ki, İlle milyarderle tanışıp görüşmeği aklına koydu. J. J. Kcrrlson’un muhtelif ikamet yerleri vardı. Sarayları, şatoları, sayfiyeleri, av çirilkleri ilh... Bütün bunlardan başka, prensvarî bir de yatı mevcuttu. Senenin birçok ayını milyarder burada geçirirdi. Hangi mevsimde nerede bulunduğu hlc malûm, değildi. Maiyeti bile, en yakınları bile onun nerede bulunduğunu bilmezlerdi.
Kardeşi Henrl TKerrlson. onun kadar yabani değildi. Fakat istibdadı yüzünden binlerce ameleyi kışkırtmış İsyanlara sevketmiştı. Bütün bu meselelerle pek az alâkadar oluyor, şikâyetlere. isyanlara kulak asmıyor, kışı Çöle d'Azur’de, yazı da Holanda'daki bir şatosunda geçiriyordu. Gizli polisin Hilkle'ye verdiği raporlara göre, küçük milyarder kardeş altı aydan beri ağabeyslniıı yatlyie seyahatteymiş. Ancak altı ay sonra döneceği umuluyormuş.
Milyarder, dulmuş. Gayet güzel ve
sporcu olan kızı, seyahatlerinde hep beraber bulunurmuş.
Bütün bu izahatı aldıktan sonra, polis müdürü, J.J. Kerrison'un tröstte hakikî şel olduğuna kanaat getirdi. Onun nerede bulunduğunu keşf için gayretlerini sartetti Fakat bir tesadüf milyarderi onun karsısına çıkardı. Bir gece. Nevyorkun bir tiyatrosundan, supe etmek üzere lokantaya gitmişti Buzlu limonatasını İçtiği şırada, dikkati biraz ötedeki masada, garsonla münakaşa eden bir İhtiyar üzerine saplandı. Modası geçmiş bir smokin ve şapka giyen bu sıska adam, ellerini, kollarını sallıyarak. sesini yükselterek ancak bir kısmını kullandığı sifon şişesinin parasını ta-mamile vermek istemediğini söylüyordu.
— Olamaz efendim, olamaz! — diye haykırıyordu. — Ben soyulmağa gelemem. Siz bu sifon şişesini başka müşterilere de götüreceksiniz. Netc-klm masadan masaya gezdirdiğinizi gördüm. İşle bunun içindir kİ size bütün şişenin parasını veremem, Şimdi anladınız mı?
Bu kavgayı işitince, polis âmiri, kendi masasında hizmet eden garsonların şefine İstifhamla baktı. Onun gülümsediğini görünce sordu:
— Galiba zengin bir ihtiyar olacak! İyi tahmin ettim mi?
— Evet. Gayet zengin ve ga-
yet hasis bir İhtiyar. Amerika'nın altın kiralıdır. Şu meşhur milyarder J.J. Kerrlson...
— Buranın otelinde mİ oturuyor?.
— Evet. Mac Cann diye takma oir isimle oturuyor. Kendisinden bir metelik fazla sızdırılması için ödü patlar Herkes onu tanır.
Şef sordu:
— Hangi katta oturuyor?.
— İkinci katta. C apartmanında..
Hilkle, portföyünden bir kart çıkararak İhtiyar milyardere yaklaştı. Kartını onun masası üzerine bırakarak dedi ki:
— sizinle bir an görüşebilir miyim, B. Kerrlson?
Muhatabı kaşlarını çattı. Asabiyetle şöyle bir kımıldandıktan sonra karlı eline aldı.
— E... Neymiş bakalım?... -diye haykırdı - Benck-n ne İsliyorsunuz? Kimmişsiniz? .. Rlltle mi?,. Rilter m!?... Hllkle mi?_. Neymiş İsminiz?
Daha iyi görebilmek için kartı gözlerinden uzaklaştırdı. Sonra, cebinden gözlüğünü çıkardı Sinirli sinirli dedi kİ:
— Galiba sizinle konuşmağa mecbur kalacağım. Zira bu otelin garsonları bana sükûnumu temin ede-mivorlar Oturunuz, B. Hllkle! Karşımda öyle müstantlk gibi durmayın, şayet çentllmensenii, centilmen gibi masama oturun. (Arkası var)
A K $ A M
Sahile 7
Tarihten sahnf@Heır
{Baş tarafı dördüncü sahlfede)
Böyle ziyaretler arasında Eyüp türbesine gittiği bir gün kcsUmeslnl emrettiği kurbanların bedeli hayvan sahiplerine dörtte üç nispetinde eksik verilmesi feryatlar, beddualar celbetmlş. bu hal zaten tstanbuldakl kıtlığı bile padişahın hasisliğine atfeden halk arasında tayiplere uğramıştı.
Genç padişah halka kc-ndlslnl me-hib göstermek arzusile cuma selâmlığına bozan garip kıyafetlerle çıkıyordu. Bu da İstediği tesirin aksini husule getiriyordu.
İkinci Sultan Osman kapı kullarından artık devlete fayda kalmadığını İfiyikile anlamak hususunda İkinci Sultan Mahmuda İki asır tekaüdüm etmiştir. Onun bu gem almaz hassa askerini ka’dırmak tasavvuruna düşmesi esas ‘.tibarlle tah-sln re takdire şayan bir cüretti; şiıphesİ2 ki Sultan Osman için böyle bir tasmim tarihi bir şeref teşkil eder. Ancak en cüzi vesilelerle kıyama dalma müheyya bulunan kapı kullarının böyle mevcudiyetlerine, hayatlarına taallûk eden bir tasavvura ve teşebbüse karşı ilk anda vaziyet alacaktan da evvelden keşif ve tahmin olunmıyacnk bir şey değildi.
Halbuki Sultan Osman ın inatçı hocasından başka muktrreplert, musahipleri ya mlzacgfr. ya ahmak adamlardı. Böyle kurenanın müda-hen eleriyle gurura kapılan Sultan Osman «vifak ve müdâra» v&dllerlnl tamamen terkederek unf ve kahrile kapı kullarını kendisinden soğutmuştu. Askeri tayfasının bir kısmı kolda olmadıkça diğer inin hakkından gellnmiyeceği geçmiş misallerle aşikâr iken Sultan Osman hiç bir tarafı kollanuyarak nmülûkâne bir nahvet-le» ancak birkaç reyi zayıf ve yanlış kurenasının mülâhazalarına istinat edrrek kapu kullarını tedip ve ıslah yolunda verdiği karan tatblka kalkışmak İstiyordu. Kuvvet ellerinde olanların kendi aleyhine tahrik edecekleri muhiti İyi tetkik etmeden, lâzım gelen İptidai tertipleri ve böyle önemli bir işte kendisine hizmet ve yardım edebilecek kuvvetli unsurları hazırlamadan ıslah ve teceddüde girişilmek, yapılacak teşebbüsü daha evvelinden akamete mahkûm etmek demekti: bunu takdir edemlycn mu-karreplert Sultan Osmanı Skıbetl pek karanlık bir maceraya srvkedlyor-ladı.
Anodoluda, surlyede celâli ihtilâlinin kanlı İzleri daha silinmemişti. Kuyucu Murat paşanın adem kuyucuna attığı yüz bin gencin ailelerinde göz yaşları dinecek kadar zaman daha geçmemişti.
Anadolunun. Suriyenin bu on sene evvelki Asilerinden toplanacak ordunun — hassaten ftlem.ı muhalif tarafta bulundukça - Sultan Osm ana
v( hanedanına sadakati ne derece kuvvetli olacaktı?
CelAllltr reisi meşhur Karayozıcı Anadoluyu Celâlllere, Rınndlyi OsmanlI hanedanına ayırmağı kendince münasip görüyordu; bir ara hakikaten İş bu rengi almamış da değildi. Celâli hareketini esasında Anadolu Türklerinin OsmanlI hanedanının İdaresine karşı umumî bir kıyamı şeklinde telâkki etmek pek müsteb'nd sayılamaz. Böyle bir ruhî hâlette bulunan halk efradından toplanacak bir kuvvetle yeniçeri ve sipahiler nasl tedip ve İmha olunabilecekti? ,
Görülüyor kİ mukarrcplerl genç ve hayırhah padişahı vakitsiz, tertipsiz teşebbüslerde bulunmaktan menedecek hüsnüniyet ve kabiliyeti haiz kimseler olsalardı Onu uğnyacağı felâketten, devleti de bundan sonra düşeceği tezebziip deryasında, orsa poça gitmekten korumuş olacaklardı. Fakat olamadı. Sultan Osman nihayet Hicaza gitmeğe karar verdi.
Sadrâzam DilSver paşa vakit kazanmak emeliyle Leh Istan dan gelmek üzere olan bir elçinin vusulüne kadar hareketin tehirini istedi. Sözünü dinletemedi.
Şeyhülislâm Esat efendi padişahın zühd ve takva yolundaki tasmlmln! bir cami İnşasına tahvil eylemeğe uğraştı. Böyle bir hayır eserinin padl-ışaha hacden «efdâlo sevap kazandıracağını söyledi. Fakat ne bu sözler, ne kızı Âkile hanım marifetiyle yapmak istediği tesir fayda vermedi.
Sultan Osman mayısın on yedisinde otağ ve çadırlarının Üsküdara naklini ferman etti. Padişahı menetmek İçin başka çare kalmadığını gören Esat efendi damadına: (Padişahlara hac lâzım değildir. Yerinde oturup adleylemefc evlâdır. Ola kİ bir fitne zuhur eyllye.)
Diye bir de fetva gönderdi. Üsküdarlı şeyh Hüdayi Mahmut efendi de bu yolda nasihatlerde bulundu. Lâkin padişahı kandırmak mümkün olmadı.
Yoldaşlarını kati ve L2ale ittiği İçin padişaha kısırı ve kırgın olan yeniçeriler arasında son günlerinde Baltacı Eski Yusuf un Halepte sekban yazmakla meşgul olduğu, beylerbeyl-l&re kapı kulunu kırıp sekban yazmaları İçin emirler verildiği de şayi olmuştu. Padişahın hareket ve azimeti kati surette tekarrür ettiği, otağını Üsküdar» nakl İçin kapıcı ba-şılara emir verildiği, Mehterhanenin hazırlandığı anlaşılınca 1622 mayısının on sekizinci — 1031 recebinin yedinci — günü fitne ve kıyam da başladı.
Genç padişahın tertipsiz teşebbüsüne karşı koyan bu isyan hem hal’inl, hem şahadetini Intacettİl
SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM
(Baş tarafı altıncı sahifede) başlanıştır. Zeki hayvan merhametten doğan eski İtina ve İkramın devamını temine çalışıyordu,
Köpek her insanın İhtiyacını takdir eder. Bunun bir misali de şudur: Ohlo hükümeti dahilindeki bir çlfll-ğe Pont İsminde bir köpek yavrusu getirilir. Köpek büyüdükçe pek aç gözlü olur. Karnı acıktığı zaman burada yaşayan ailenin büyük küçük azasından hangisini görürse eteğinden yakalayıp mutfaktaki kedisine mahsus teneke kabın önüne götürmeğe ve burada beklemeğe başlamıştır.
Köpeğin acıktığını gören adam büyük olsun küçük olsun tabiatlyle kaba bir miktar yiyecek koymaktadır.
Köpek aynı zamanda av meraklısı bulunuyor. Evdekilerln ava çıkmakta geciktiğini görünce ev sahibini yahut bunun büyük oğlu delikanlıyı eteğinden ısırıp salondaki çiftenin önüne götürmektedir.
Hiçbir zaman bir çocuğu buraya sürükleyip getirmemiştir. Şurası şaşılacak şeydir ki çocuklardan birinin delikanlı olup tüfek kullanacak bir yaşa geldiğini İlk defa Pont hissetmekte ve bunu eteğinden yakalayıp çiftenin basına getirmektedir
Köpek sahibi evde bulunmadığı zaman bunun yaptığı İşleri görür. Mlssourl havzasındaki bir şehirde bekçilik yapan bir adam yanında Danimarka cinsinden İri bir köpek bu-lunduruyormtış. Bekçi her gece karanlık bastıktan sonra şehrin mağazalarını dolaşıp kapı ve kepenk kilitlerini yoklarmış. Beraberce gezdiği köpek pek zeki olduğundan efendisinin ne yaptığına dikkat ediyormuş.
Bir gece bekçi şehrin haricinde kalmış ve vazifesi başına geç dönmüştür. Ortada köpek olmadığından yalnız başına devre çıkmıştır. Fakat hangi mağazanın önüne gelirse karda kendi köpeğinin izini görmüştür. Hangi mağazanın kilidini yokladı ise bunun ıslak ve salyalı olduğunu hayretle hissetmiştir.
Meğer İri köpek efendisinin vazifesi başına gelmekte geciktiğini hissedince kendisi bu İşi görmek üzere bütün mağazaları dolaşmış ve kilitlerini ağzı ile yoklamiştır. — F.
| - iş ariyanlar
TORNA. KAYNAK — Dizel motor tamir işlerini deruhde eden bir usta şirketlerde fabrikalarda ustabaşılık veya muavinlikle acele iş arıyor. Sirkeci Hocapaşa 43 No. ya müracaat.
1006 —
HAYALİ TOPKAPILI TAK FOKA AİT — Karagöz oyunları defterleri, tasvirleri elinde olup da satmak İsteyenler, (Babıâll caddesi - Reşit Efendi han) içinde «M Ralf Oğan» firmasına yazsınlar, yahut müracaat eylesinler. 1025 — 1
Kaksam S
Abone bedeli
Türkiye
Ecnebi
Senelik
6 Ayhk
3 Ayhk
Adres tebdili için luk pu) gönderilmelidir takdirde adres değiştirilmez
2800 kuruş 1500 »
80(1 »
5400 kuruş 2000 > 1600 •
elli turuş-
Aksi
Telefonlarımız Başmuharrir: 20665
Yası isleri- 20765 - İdare- 206R1
Müdür: 20497
RebliiTevvel 21 — Kasım 118 imsak Güneş öğle ikindi Ak. Yatsı E. 10.42 12.22 6 20 9.32 12.00 1-30 V. 6.48 7.27 13.26 16.32 19.05 20.34
İdarehane BabIâli civarı
Acımusluk sokak No 13
Zayi — 1943 - 1944 senesinde Nişantaşı kız ortaokulundan aldığım 1172 Nah diplomamı kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. Maide Pehllvanoğlu Pangaltı: Tayyareci Fehmi Sok. No. 18
BİRİKTİREN PAMAT-GD&Q Senede 28.800 lira ikramiye ziraat Bankasında Kumbaralı ve İh barsız tasarruf hesaplarında 12 Mart. 11 Haziran, 11 Eylül ve 11 BlrtncLkânun keşide tarihlerinden bir aT evvelki matlûp bakiyeleri fit) liradan as olmamakla bfrabeı keşide tarihine kadar da matlûp bakiyeleri bu mlkdardan aşağı düşml-yenler arasında senede 4 defa çekilen kıır’a Lla aşağıdaki plâna göre ikramiye dağıtılacaktır.
Zayi — Devlet Demiryolları birinci işletme müdürlüğünden almış olduğum 389782 sayılı ana karnemi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Emekli Süleyman Altug
4 âdet 1000 liralık 4000 Lir»
4 . 500 • 2000 B
4 » 250 • 1000 B
40 v 100 • 4000 •
100 • 50 ■ 5000 B
120 • 40 » 4800 »
160 • DİKKAT 20 ■ 3200
DOKTOR
Fethi Erden
LABORATUVAR1
Kan, İdrar, balgam, mevsddı gaita tahlilleri ve (idrar eaaıfa-sil» gebeliğin ilk günlerindeki kati teşhisi) yapılır.
Beyoğlu, Taksime giderken Meşelik sokağı Ferah apar limanı,Tel. 40534
Hesapiarındekt —-- -_____
lere İkramiye çıktığı takdirde % 20 fazlasile weriiecektîı~'
paralar bir »ene içinde 50 liradan aşağı düşmlyen-
Bafra Malmüdürlüğünden
Üç senelik iltizamı açık arttırmaya konulan Kızılırmak ağzına talip zuhur etmediğinden arttırma on gün müddetle uzatılmıştır, *
1 Avlanma mahalli Kızılırmak ağzının İltizam sahası nehrin denize döküldüğü mahaidtn İtibaren denize doğru sağ ve sol taraflara da şamil olmak üzere birer millik mesafe dahilindedir.
2 — Senelik iltizam bedeli 165Oo lLra olup muvakkat, teminatı 1237 lira W kuruştur.
3 — Arttırma 12/3/945 pazartesi günü saat 16 de Bafra Malmüdurlû-ğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
4 — Arttırmaya lştlrâk edeceklerin arttırma santlnden bir saat evveline kadar % 7,5 teminatlarını yatırmış olmaları lâzımdır.
5 — Bu İşe alt şartname Bafra Malmüdürlöğünde Samsun, Ankara, İstanbul Defterdarlıklarında, İstanbul Av Vergileri Müdürlüğünde mevcut olduğundan isteklilerin her zaman görmelerine âmâde tutulmaktadır.
Yukarıda yazılı olduğu üzere İsteklilerin belli «dilmiş günde komUyo-. na başvurmaları İlân olunur. (2659»
Göz Mütehassısı
Doktor Cemil Göriir
Cağaloğlu Nuruosmaniye caddesi Osman Şerefeddın apartıman No. 5 Hastalarını pazardan başka her gün saat I 4 ten I 7 ye kadaT kabul eder.
Sah günleri Fukarayla mecca-nen bakılır._____________
Çocuk hekimi doktor
Ahmed Akkoyunlu
Taksim - Talimhane palas. Telefon: 82627
nER TÜRLÜ MÜHENDİSLİK — tşlerinl götürü olarak uygun şeraitle yaparım. Akşam gazetesi «Yüksek mühendis» rilmuzuna yazılması rica olunur. 1007 —
TANINMIŞ BİR ŞİRKET MUHASE-3ECİSİ — Serbest saatlerinde lş arıyor. Askerlikle alâkası yoktur. İngilizce bilir. P. K. Kadıköy 1 telefon 60523 1022 — 1
- İŞÇİ ARİYANLAR
SATICI — Itriyat İşlerinden anlar bir tezgâhtar aranıyor. Her gün 12 -15 arası İstanbulda Büyük postane caddesinde 5 No. ya müracaat. 1014
YÜKSEK MAAŞ — Ameliyathane idare edecek diplomalı hemşire, yahut diplomalı bir ebe ile muktedir bir gece nöbetçisi hastabakıcı, İki hademe bayana İhtiyaç vardır, isteyenler Cağaloğlu Sıhhat Yurduna müracaatları 1017 —
ORTA İŞLERİ — Bir kişinin ev işlerini görebilecek bir bayana ihtiyaç vardır. Beyazıt; ıBaysal Biçki Kursu) na müracaat. 1018 — 1
MODEL — Fotoğrafları «GTYİMn mecmuasında neşredilmek üzere muhtelif bayanlara İhtiyaç vRrdır. Kendilerine yapılacak elbiselerden Imaliye ücreti almmıyacrıktır. Beyazıt: 'Baysal Biçki Kursu) na müracaat. 1019 — 1
DAKTİLO — Yazısı okunaklı hesabı kuvvetli, terziliğe hevesli oir bayana İhtiyaç vardır. Daktilo bilenler tercih Olunur. Beyazıt; (Baysal Biçki Kursu) na müracaat. 1020 — 1
DAKTİLO ARANIYOR — Türkçe ve Fransızcayı çok. iyi bilen bayan daktilo aranmaktadır. Her gün saat ondan on İkiye kadar Rızapaşa yokuşu Fincancılar Çıkmazı Ak han 16/18 No. ya müracaat edilmesi 1044 — 2
- SATILIK EŞYA
BAKKALLARIN NAZARI DİKKATİNE — Her boy kese kâğıdı ile sar-gıhk kâğıt ucuz fi ati e satılır. Müracaat: Eminönü Tahmis cad. Kalçın 8ok. No. 13 988 —
SATILIK RADYO — Aga marka 1942 modeli 6 lâmbalı otomatik kusursuz bir şekildedir. Akşamda (S. L.A) rümuzuna mektupla müracaat. 1040 —
SATILIK OTOMOBİL — Fiat markalı 37 model az kullanılmış beş lâstiği İyi vaziyette. Adres: Fatih Fırın sokak No. 8 Dokuma Fabrikası. 996 — 1
ACELE SATILIK — 500 demir san-daiya. Müracaat yeri: Sirkecide Yeni Valde Lokantası. 1005 —
SATILIK SEPETLİ VE SEPETSİZ MOTOSİKLETLER — Sultanahmet Gülhane Parkı kapısı yanında Soğuk-çeşme yokuşu 38 T boyahaneye müracaat. 1009 _ 8
ACELE SATILIK — Ten! bu2 dolabı (Frigidar) 62,158 telefona müracaat. 1013 —
SATILIK OTOMOBİL — Lâstikleri iyi vaziyette, hususi olarak kullanılmış, Plyroouth marka kapalı tenez-züh otomobili. Bahçekapı Cermanya haıımda Fomslm İnşaat Şirketine müracaat. 1015 — 4
MEŞRUTİYET DEVRİNDEN EVVELE AİT — Eski Hayal tasvirleri, Hayal piyesleri, Tulüat oyunları piyes ve Hânları, tiyatro kartelftları, her çeşit ayrı ve toplu artist ve oyun resimleri elinde olup da yüksek bedel İle satmak isteyenler: (Babıâll caddesi -Reşit Efendi han) İçinde «M. Ralf Oğan® firmasına yazsınlar, yahut müracaat eylesinler. 1024 — 1
(HAYALİ KÂTİP SALİH) E AİT — Resimli kar telâ = ilânlar İle yine ona alt Karagöz piyesleri elinde olanlar; yüksek bedel İle satmak İsteyenler, (BabIâli caddesi - Reşit Efendi han) içinde «M. Ralf Oğan» firmasına yazsınlar, yahut müracaat eylesinler. 1028 — 1
ESKİ TİYATRO, TULÛAT, KARAGÖZ. İLÂNLLRI ARIYORUM —(Meşrutiyet) den evvelki devirlere alt olmak şartiyla dinde bulunup satmak, yahut fotograffsinl aldırmak lsteyvn-er: (Babıâll caddesi - Reşit Efendi hanında) «M. Ralf Oğan» firmasına müracaat etsinler. 1027 — 1
KUKLACI OSEP SIV ACIYAN — Merhumun kukla piyeslerini ve ken-I öl resinin! arıyorum, yüksek bedel verilecektir. Mektupla yahut gelinerek müracaat adresi: (Babıâll caddesi - Reşit Efendi han- İçinde «M. Ralf Oğan» 1026 — 1
KÜÇÜK İSMAİL MERHUMA AİT
Tulûat oyunları piyesleri eünde olup da satmak, yahut kopyesinl vermek isteyenler; (Babıâll caddesi - Reşit Efendi hanj içinde »M. Ralf Oğan» Firma sına yazsınlar, yahut müracaat eylesinler. 1024 — 1
KÜÇÜK BOYDA İLK ÇIKAN SABAH — Gazetesi İle Londrada basılan (Hürriyet) ve Pariste Ali Suavinln çıkardığı Ulûm gazeteleri koleksiyonlarını arıyorum. Satmak isteyenler: (Babıâll caddesi - Reşit Efendi han) içinde (M Ralf Ogana firmasna yazsınlar, yohut müracaat eylesin ter. 1030 — 1
^-Kiralık-Sat ılık
5.000 LtRADAN 500.000 LİRAYA KADAR — İstanbulini her yerinde apartman, ev, mağaza, imalâthane, fabrika, arsa ve çlfllk almak ve satmak lstiyenler. Kârlı işi olup da devretmek İstiyen veya almak lsti-ycnler Beyoğlu İstiklâl caddesi Büyük Parmakkapı köşe başı 4 No. kat 2 Tel: 42390 Suhulet Emlâk Zarif Özalp »10 - 0
SATILIK EV - Kadıköy Talimhane Haildağa sokak No. 64 yedi oda. manzara içindekilere, ve Recal zade sokak 62 No. da bayan Remziyeye. 966 - 1
SATILIK EVLER VE ARSA — Nl-şantaş Rumeli caddesinde on odalı', Beyoğlu Tomtom mahallesi Çukur-bostanda dört odalı evlerle Feneryo-lunda Bağdat caddesinde iki dönümlük arsa satılıktır. 84152 numaraya öğleye kadar telefonla sorulmalı. 992 - 1
NATAMAM İNŞAAT — Bilumum inşaat ve fenni mesuliyet hesap İşleri deruhte edilir. Ev ve mağazaların tamire muhtaç olanları derhal İşe başlamak vc yıkılması lcabeden emlâkin enkazını kabul eder. Beyoğlu İstiklâl caddesi Büyük Parmakkpaı köşebaşı 4 No. kat 2 Tel: 42356 Suhulet Emlâk Zarif Özalp 911 - 6
SATILIK ARSA — Bostancıda, denizden otuz metre mesafede 828 M2 köşebaşt bir arsa maktuan 12000 liraya satılacaktır. Vapur, tren, tramvay duraklarına birer dakika mesafede. Tel: 42527 Galata Ünyon Hanı No. ?4 991 -
MÜZAYEDELİ SATIŞ — Beşiktaş Slnanpaşa Salih Efendi sokak 8 - 10 iki ahşap ev 1134 metre bahçesi İmarca Akmaz Çeşme Yıldız caddelerine İki cenhell. Sinema, garaj, depo olabilir. Kati İhalesi 8/3/945 perşembe saat 16 Beyoğlu sulh hukuk satış memurluğunda. Dosya 1944'27 müracaat. 983 —
FABRİKA İÇİN KİRALIK MAHAL — Gedikpaka caddesi No. »7 eve müracaat, pazırdnn maada her gün saat ? - 4. 998 — 4
TEPEBAŞ1 — Meşrutiyet caddes 159 No- Nüsüslyenler Kıraathanesi satılık veya bir ortak aranıyor. İçindekilere müracaat. 1010
SATILIK EMLÂK VE KİRALIK YER ARANIYOR — Müessesimizden emlâk istiyen birçok müşteri bulunduğundan, küçük büyük her nevi emlâk. arsalarını, satmak kiralamak ıs-teyenelrin Büromuza müracaatları: Gaintada Rıhtım caddesi Kefeli Hüseyin han No. 2. Tel: 43840 1023 — 1
PANSİYON ARANIYOR — Bekâr bir bay İçin samimi bir aile nezdin-de konforlu bir yer aranıyor. Ayas-paşa, Talimhane ve civarı tercih edilir. Fazla tafsilât İçin 20090 ya telefon edilmesi. 1016 —i
BÜYÜKADADA 8500 LİRAYA — İskeleye bir dakika mesafede yarım dönüme yakın bahçesi ve senede 800 lira kira getiren 3 odalı kfiglr ev acele satılıktır. Ferdi sslek Türk Emlük Bürosuna müracaat. Galata öıuerâblt han 2 nc! kat 23 No. Telefon 42368 îOûû — 1
SATILIK ÇOK KIYMETLİ VE NADİDE ARSA — ÇiltçhnvuzJarda deniz kenarında denize yiizü U>0 metre olan 16680 metrekare arsn acele satılıktır. Tafsilât ve flat hakkında görüşmek üzere Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna müracaat edilmelidir. Galata Ömerâblt han 2 nci kat 23 No. Telefon 42368 999 — 4 DEVREN KİRALNK DÜKKÂN — Mahmutpaşa Yeşildir ek Dlrek’1 han Sok. No. 2/1 imalâthane ve depoya elverişli. Bahçekapı Kutlu han No. 5 te bay Şcrcfettin Gözen'e müracaat 1023 — 3
dükkan — Kapahçnrşı Kalpakçı-larbaşında en nezaretli dükkân acele satılıktır. Sultanahmet Park karşısı 56 No. lı Emlakçl 1002 —
ANADOLUHİSARINDA
Çlftehavuzlarda Bostancıda Heybell-adada Büyükadada Şişlide acele satılık villâlar. Tafsilât, flat ve satın almak için Ferdi Selek Türk Emlâk Bürosuna müracaat edilmelidir Galata önıcrâblt han 2 nel kat 23. Telefon: 42388 1034 — fi
BELEDİYE CİVARINDA — F₺V-kalede 'nezareti olan cephe arkam caddeye bakan beş kat beş ılalrch apartıman konforlu satılıktır. Sultanahmet Park karşısı 56 No. lı Emlâkçl. 1003 —
KIYMETLİ ARSA — Cağaloğlu Cumhuriyet matbaası caddesinde kö-şebaş: arkasından sokak geçen 310 M,M. han, aparlıman, depo yaptırmaya elverişli arsa satılıktır. Sultanahmet Park karşısı 5ü No. lı Eml'ıkçl. 1033 —
KURTULUŞ — Tepeüstii tramva caddesi beş kat. dörder eda konforlu 42000 liraya. Müracaat: Pangaltı -Pangaltı Pasaj No. t Halk Emlâk Neş’et Kaya Tel: 33806 1G3S —
Creâted by free version of 2p~DF
KURTULUŞ — Nişan t aş, Şişil ve civarında herkesin zevkine uygun apartman, ev, arsa elimizde vardır. Müracaat: Pangaltı - Pangaltı Pasaj No. t Halk Emlâk Neş'et Kaya Tel: 83808 1039 —
DİKKAT — Bahçekapı Yalı Köşkü caddesinde (Topkapt - Yedikulc tramvay durak caddesinde > ner işe elverişli bir dükkan acele devredilecektir. Müracaat tel: 43376 1041 - 1
BİR MLVLNİ EŞYA İMALÂTHANESİ — tşlek vaziyette Galata semtinde 8000 liraya devren satılıktır, isteklilerin 41740 numata.lı telefona müracaatları. 1042 —
KİRALIK — Sıcak su. elcRtrık, havagazı, alafranga banyo, mutfak 2 odalı apartunan dairesi. Adres: Beyoğlu Boğazken No. 01 saat, iû - 12 arası. 1035 — 1
j —MÜTEFERRİ K
İLK DERS MECCANİDİR — Mühendis okulu talebesiylm. Cebir, geometri, fizik, kimya derslerini grup halinde veya hususi olarak vermekteyim. Gedikpaşa, Saraylçl sokak, 25. Ferit 991 -
ORTA - LİSE TALEBELERİNE — Tuna Dersı-vlnde riyaziye - fizik -kimya - lisan derlseri verilir. Pazardan başka her gün saat 14 - 18 arasında müracaat. Tuna Derstvl Atatürk bulvarı No- 88 İstanbul (■ Aksaray.________________995 - 12
BİR ÖĞRETMEN TARAFINDAN — Lise ve orta okul talebdtı İne matematik ve fizik dersleri verilir. Akşamda H. 8. U. remzine mektupla müracaat. 1012
TEKNİK ÜNİVERSİTE TALEBESİ — Yüksek mühendis talebesi, İlse ve ört» talebeleriyle İlse bitirme ve olgunlukta kalanlara fizik, kimya, cebir, geometri ve trigonometri derslerini verip kati surette sınıf geçme İmkânını temin ed^r. Müracaat Akşam gazetesinde mektupla (Y. Ders) r Omuzuna. 1032 —
İNGİLİZCE — Amerikada okumuş ve Amerikan mekteplerinde İngilizce öğretmiş bir genç üç ayda lisan öğretir, Akşam «D. Su remzine.
1033 -
ALMANCA DERSLERİ — Bir AvrupalI öğretmen bayan büyüklere, v® lisan derslerine devam etmek istiyen talebelere üniversite talebetorinc ve doktorlara gramer ve mükâleme dersi veriyor. Her yere gidebilir. Akşamda A. B. C rumuzuna mektupla müracaat.____________________ 1031 — 2
SERMAYE — 30UII - 5000 lira sermaye koyabilecek ve bilfiil çalışabilecek bir arkadaşa ihtiyaç vardır. Emekliler tercih olunur. Beyazıt: P. K. 19 a mektupla müracaat.
1021
1
BİR ALMAN «AYAN ÖĞRETMEN — Bir Türk vatandaşı Alman kolay metodla nıüptedi'.er-î ve İlgilemiş talebelere iyi der-, verir. Patırdan maada her gün 3.30 - 6 30 a kadar İstiklâl caddesi !33 No. lı Hasın Bey spartiman arka merdiven 0 No. ya müracaat. 1032 — 3
Cahile 8______________________
Muayenehane nakli Dr. Nevzat Yeğinsü
Birinci sınıt dahiliye mütehassisi ı Amerikan hastanesi» Muayenehanesini Şişil TokP.loglu eokak 34/2 No. ya nakletmlşttr.
Saat 5 - 7
(Şişli Şifa Yurdu karşısı» Telefon: 34517
AKŞAM
Gümrük Memurları Yardımlaşma
6 Mart 1945
GömlekişT
BİRİNCİ SİNİP GÖMUKÇİ I
■■ Te): 20090 Sirkeci
Soğuk algınlığına
Zayi — Manlsadan almış olduğum nüfus cüzdanımı zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
929 tevellüttü Necmettin Özütıınalı
KAYIP AMCAMI ARIYORUM
Sivasın Suşehri kazasından Zlda-rlm köyünden Şerif oğlu Abdürrah- , man Soylu 332 doğumlu İstanbulda olduğunu haber aldım. Bugüne kadar kendisini arıyorsam da bir türlü bulamıyorum. Her kim nerede olduğunu biliyorsa insaniyet namına aşağıdaki adrese haber versin. Beşiktaş Kılıçall bay Halil binasında çalışan Sıışehirli Abdulah oğlu Kemal soylu
Lüks Güzellik Müstahzaratı: Cildi temlzllyen SKİN TONİK'! Cildi besllyen SKİN FU D KRIM'I Gayet İnce ve sabit MOKAN PUDRASI'TU EllerLn itinası İçin H A N D CREAM'ı Hatırlatır.
Başlıca mağazalarda satılır.
50-60 Beygir kuvvetinde DİZEL VEYA GAZOJEN Motörüne ihtiyaç vardır. İstanbul Ketenciler Sabuncu Han İdris Yaybulak lâboratuvarında müracaat. Tel: 21195.
İstanbul Emniyet Sandığının geçen seneler mudllerlne veregelmekte oldukları faiz nispetleri değişmemiştir. Yalnız şimdiye kadar miktarına göre % 3.5 - 3 faize tabi olan İhbarlı hesaplar on beş giin sonra başlamak üzere % 3 - 2.5 olmuştur.
Cemiyetinden :
20. 3. 1045 tarihinde saat 17 de gümrük ve inhisarlar bakanlığı toplantı salonunda S inci toplantısını yapmış olan Ğümrflk memur lort yârdı mİ aşma cemiyeti umumi heyeti,
1 — Nizamnamedeki teklif edilen tadilleri kabul otmlf,
2 — Mevcut üç uzaya İlâveten aşağıdaki yazılı olanları ldara hayati üyeliklerine seçmiştir.
Pertev Duru: Gümrük ve İnhisarlar bakanlığı teftiş boyett ralal, Binan Onbulak: Oümrük ve İnhisarlar bakanlığı gümrükler umum müdür muavini,
Feridun Tokay: Gümrük ve inhisarlar bakanlığı sat ve sîcll içleri müdürü.
Emin Erglnay: Gümrük ve İnhisarlar bakanlığı levazım müdürü.
Umumi heyetçe tadili kabul edilen nizamnamenin 1, 8, 5, 6. 8, fl, 14, 15, 17 İnci maddelerinin muaddel metni aşağıda gösterilmiştir.
Sayın üyelerin bilgilerine arzohınur.
Madde 1 — Gümrük ve inhisarlar bakanlığı teşkilâtına dahil memur ve müstahdemlere şamil olmak üzere (gümrük memurları yardımlaşma cemiyet» adiyle bir cemiyet kurulmuştur. Cemiyetin merkezi Ankarada Bakanlık binasında olup şubeleri yoktur.
Madde 3 — Medeni haklara sahip ve 18 yaşını İkmal etmiş olan gümrük ve İnhisarlar bakanlığı teşkilâtına dahil memur ve müstahdemler cemiyete üye olabilirler. HerhangL bir suretle bakanlık teşkilâtından aynlanlar aidatlarının yıllığını peşin vermek ve müteakip aidatlarını da kezallk yıllık ve peşin ödemek şartiyle üyeliklerini devam ettirebilirler. Cemiyete üye olmak İçin girerken bir lira senede 120 lirayı geçmemek şartiyle her ay 50 kuruş aldat verilmesi lâzımdır.
Madde 5 — Cemiyetten aldığı malı dışarda satan veya cemiyetin faaliyetini bozacak hareketlere tevessül eden üyeler idare heyetinin kararile cemiyetten çıkarılabilir.
B) Bakanlık teşkilâtından avnlanlardan yıllık aidatını peşin verml-yenlere üç ay aidatını ödememiş olanlar üç ay İçinde aidatlarını ödemedikleri takdirde cemiyetten ayrılmış sayılırlar. Her 11ye ancak altı ay evvel haber vermek şartiyle cemiyetten ayrılabilir.
Madde 6 — Cemiyetin gellrlerl-
A) Giriş parasından,
B> Üyelerin her ay vereceği 50 kuruş aidattan
C> Bakanlıklar, belediyeler ve her türlü resmi ve hususi teşekküller veya diğer hakiki ve hükmi şahıslarca yapılacak teberrûlerden İbarettir.
Madde 8 — (Son fıkra’ umum! heyet toplantıya İştirak eden üyelerin ekserlyetite karar İttihaz eder, idare heyeti muraklpler ve yedek üyelerin seçiminde sıraslyle en çok rey alanlar kazanmış sayılırlar.
Madde 9 — Cemiyetin parası 'dare heyetinin karar vereceği bankada muhafaza olunur. Kasada 500 liradan fazla para bulundurulmaz,
Madde 14 — Cemiyet her takvim senesinin İlk ayı İçerisinde yapılacak umumî heyetin toplantısında seçilecek 7 kişilik bir idare tarafından İdare edilir.
Madde 15 — İdare heyeti üyelerinden birini reisliğe birini de umumî kâtipliğe seçer.
Madde 17 — tdare heyeti cemiyetler kanununda yazılı defterleri tutar ve bütçeyi tanzim eder. Bunlun yapmak için gerekirse lüzumu kadar aylıklı memur kullanabilir.
GRÎPİN
Baş, Diş, Grip, Romatizma, Nevralji, Kırıklık ve butun ağrıları derhal keser
İcabında günde 3 kaşe alınabilir. Her yerde ısrarla GRİPİN İsteyiniz.
IIML
Öksürük ve bronşiti derk al geçirir
•
BÜTÜN ECIRNELERDE RRRVINIZ
imtihanla memur alınacak
Türkiye Iş bankasından
Bankamızın memur İhtiyacını karşılamak üzere 17/3/1945 cumartesi günü saat 14 te Ankara, İstanbul, İzmir, Adana ve samsun şubelerimizde en az İlse tahsili görenler arasında müsabaka İmtihanı yapılacaktır.
Yabancı dil bilmek ve makine İle yazmak tercih sebebidir. İmtihanda kazananlar Genel müdürlükte altı ay staj görecekler ve muvaffakiyet derecelerine göre muhasebeci muavini veya İşleme şef muavini olarak ihtiyacımız olan şubelere gönderileceklerdir.
İstekliler 15/3/1945 perşembe gününe kadar şubelerimiz müdürlüklerine gelerek isimlerini yazdırabilirler.
reated by free version of 2PDF
O
TÜRK MAARİF CEMlYETı
Merkez Yönetim Kurulu Başkanlığından
Cemiyetimize bağlı Uşak lisesinde açık bulunan felsefe, edebiyat ve fıansızca »dersleri için İstanbul Ünivetsitesl edebiyat kolu ve Ankara Dil ve Tarih - Coğrafya fakültesi mezunu öğ-etmen acınacaktır.
İsteklilerin belgelerile cemiyet merkezine müracaat etmeleri. (2796)
| İstanbul Vakıflar direktörlüğü İlânları
Muhammen Pey
kıymeti akçesi
- Lira Kr. Lira Kr.
195
63
14
67
B lec k Vilâyeti Nalia müdürlüsünden
1 — Eksiltmeye konulan İş: Bilecik - Vezirhan - Gölpazarı yolunun 25 - 000 — 41 4- 100 , cü Kim. leri arasındaki şose esaslı tamirat İşi olup keşif bedeli 29153 lira 93 kuruştan ibarettir,
2 — Bu işin muvakkat teminatı 2186 Ura 55 kuruştur.
3 — Eksiltme 20'3/945 pazartesi günü saat 15 de Bilecik Vilâyeti Encümeni daimisinde kapalı zarf usullte yapılacaktır
4 — Eksiltme şartnamesi ve buna müteferrl evrak 148 kuruş bedel mukabilinde Bilecik Nafla Müdürlüğünden alınabilir.
5 — İsteklilerin eksiltme tarihinden en az ilç gün evvel bir İstida İle
Bilecik Vilâyetine müracaatla bu gibi esaslı tamiratı yapabileceklerine dair bir ehliyet vesikası almaları lâzımdır. *
6 — Eksiltmeye İştirak edeceklerin 5 inci maddede yazılı vesika ile 944 mali yılma ait Ticaret Odası vesikası ve muvakkat teminatlarını havi 2490 sayılı kanunun taTİfatı dairesinde hazırlayacakları kapalı zarflarını 3 üncü maddede yazılı vakitten bir saat evveline kadar Daimi Encümen Riyasetine makbuz mukabilinde vermeleri lâzmdir.
Postada vuku bulacak gecikmeler kabul edilmez. «2793«
Şehremininde Molla Şeref mahallesinin Sari Musa sokağında 41 no. lı arsanın tamamı. 17506» Davııtpaşa'da Kasap İlyas mahallesinin Davutpaşa İskelesi caddesinde 10, 18 No. Iı orsanın tamamı. (7423) Kocamustafapaşa'da Sancakdar Hayrettin mahallesinin Güzel Çalgıcı sokağında 4 No. Iı arsanın tamamı. (7584'.
Maiımııtpaşa'da Mahmutpaşa mahallesinin çifte Saraylar caddesinde 24 No. Iı odası olan dükkânın 1/2 hissesi- (5361•
Çemberlitaş’da Mollafenarl mahallesinin Bllezikçller sokağında 40 No.lı dükkânın 72/84 hissesi. (7597)
Çemberlişufda Mollafenarl mahallesinin Vezir han üst katında 26 No. 11 odanuı 2/3 hissesi, (5765) Cemberlitaş'da Mollafenarl mahallesinde Vezir han üst katta 44 No. h'odanın 14/18 hissesi. (7591)
Çarşıda Şerif (ağa) sokağında 128 No. Iı dükkânın 8/24 hissesi. (42S5)
Yukarda yazılı gayri menkuller açık arttırma İle satılacaktır.
İhalesi 21/3/045 çarşamba günü saat on beşte İcra edileceğinden taliplerin pey akçelerlle birlikle bu saatten evvel İstanbul Vakıflar Başmüdürlüğü Mahlûlât İdaresine müracaatları. «2817»
258
165
250
1735
478
553
42
40
70
13
31
07
10
81
19
12
18
130
35
41
3
38
43
15
48
21
ECZACI ALINACAK —
Hereke Fabrikası Müdürlüğünden:
3659 sayılı kanun hükümleri dahilinde ve 140 Ura ücretle çalıştırılmak üzere Diplomalı bir Eczacıya ihtiyaç vardır.
İsteklilerin evrakı müsbitelerlyle birlikte Kişi İşleri Şefliğimize müracaat etmeleri.
I
Hurda çinko alıyoruz
Elinde hurda çinkoları olanların,, Galata Tünel caddesi Kardeşim sokak 6 numarada madenî eşya kooperatifine müracaattan. Telefon- 43001
’DERMOJEN
Yanık, çatlak E kza ma ve Cila yaralarına fevkalâde iyi gem. Derinin tazelenmesine ve yenilenmesine hizmet eder.
FRENGİ ve
BE L8OÖ UKLU Ö UN A
Tutulmamak için
PROTEJİN
■■ Kullanmalıdır ■
İstanbul gümrükleri baş müdürlüğünden:
Satış Günü: 15/2/9»
Bayburt belediyesinden:
Bayburt belediyesi elektrik şebekesi için 800 kilo 35 milimetre muıabbaı maktamda çıplak bakır telin İlânı gazete ile yapılıp ihale gününden evvel bildirilmediğinden 10 gün müddetle temdit edilerek ihale günü olarak 13/3/1945 salı günü saat 14 tesblt edilmiştir. Taliplerin teminatları ile birlikte gününde belediye encümenine müracaat' etmeleri ilân olunur. (2799)
Samsun helediyes:nden
1 — Teşkilât kadrosuna dahil ve tekaütlük hakkını haiz 210 lira aylık ücretli ve kadro cedvelindeki tertibe göre Samsun belediyesi mühendis veya fen memurluğu adındaki vazife açıktır.
2 — İsteklilerin tâyinine esas olacak belgelerini bir dilekçeye ekliyerek 25/3/945 gününe kadar belediyemize müracaat etmeleri ilân olunur. »2789u
»■lyiltlIlllllllllillllllllllllllllllllllllllllltlIlllllllKtlIllllllllllllllllllllllllllllllllllllliatlIllllllltlIlIllllllllllllllltlIlllllllllllllllllİHIII
Devlet Demiryolları ve Limanları İşletme Umum idaresi İlânları
Kiıııııııııılıuııııııı ıııııııııııııııııııııııı ııııııiıı ııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııı uım
Kömür yükleme ve boşaltma işi eksiltmesi
H. Paşa deposuna bir sene zarfında gelecek olan tahminen 75.000 ton maden kömürünün mevcut şartnamesi mucibince yükleme ve boşaltma İçi kapalı zarf usulü İle eksiltmeye konmuştur.
Mecmu muhammen bedeli 60.000 lira olan bu İşin beher tonunun yükleme ve boşaltma muhammen bedeli 40 kuruştur.
Eksiltme 26/3/945 T. ne rastlayan pazartesi günü saat 10 do H. Paşa 1 İnci İşletme komisyonunda yapılacaktır.
Muvakkat teminat mlfcdarı 4500 Uradır.
İsteklilerin kanunun tarifatı dahilinde hazırlayacakları kapalı zarflarını eksiltmeden bir saat evveline kadar makbuz karşılığı komisyona vermiş olmaları lâzımdır.
Buhıısusa alt şartnamesi 300 kuruş mukabilinde H. Paşa veznesinden satın alınabilir.
Fazla İzahat İçin işletmeye müracaat edilmelidir. «2385»
Satılık mamul çam kerestesi
Devlet Orman işletmesi Manavg at revir amirliğinden:
1 — Üçırmak Bölgesine bağlı Mersin serisi emvalinden olup Roma Köyü rampasında Manavgat İrmağı kenarında muntazam istifte mevcut 2040 adet denk 200 M3. 542 D3. çam kerestesinin beher metreküpü 90 liradan açık arttırmağa konmuştur.
2 — Arttırma 12/3/945 pazartesi günü revirde yapılacaktır.
3 — Muvakkat teminat 1354 Uradır.
4 — şartname orman umum müdürlüğünde revirde, Antalya,, Alanya, Mersin revirlerinde ve Akseki Bölge Şefliğinde görülebilir.
5 — İsteklilerin muayyen giin ve saatte revire müracaatları. «2792»
BELSAMİTOI.
Had ve müzmin Belsoğukiuğu, İdıar zorluğu. Mesane, Prostat ve bliû-mum İdrar yolları İltihabı ve hastalıklarında Belsamltol tesiri kat'I bir müstahzardır.
COMEMTAL
En iyi NEZLE İlâcıdır. Nezleyi geçirir ve sirayetine mâni olur.
Fİ: 50 Kr.
MUKAVVA
Bir çok zamandanberi beklediğiniz FİNLANDİYA menşeli birinci hamur I BEYAZ M U K V V A L A R I M I Z gelmiştir.
Satış yeri: Asmaaltı 45 numarada FERİDUN YEGÂNÎ
Taşradan sipariş kabul olunur. Telgraf adresi: SEVERİŞ = İstanbul |
Tel: 21536
Kartal belediyesinden:
Kasabamızın İçme su tesisatı İçin 60 - 80 MM. kutrunda beynelmilel normlara uygun santrifüj döküm font veya jüttü çelik çekme su borusuna ihtiyaç vardır. Alâkalıların bunlara alt mufassal katoloğları ve fiat cetvellerlle Belediyemize müracaatları.
Belediye bu İlânla bağlı değildir. (2746)
BÜYÜK FIRSAT
Rönesans ltalyen güzel yemek odası takımı. Acem halıları, biblolar, büyük üstadiarın tabloları, konsollar, dolaplar, krlslofl gümllş takımalrı, satılıktır. Ayazpaşada Kamarot sokağında İzmir Palas’ın 2 nel kat 1 No. ya saat 10 - 13 ve 15 - 18 rasında müracaat.
Bir hesap memuru alınacak
Ziraat Bakanlığı Göztepe asma fidanlığı müdürlüğünden:
20 Ura asil maaşlı bir hesap memuru alınacaktır.
Lise veya orta mektep mezunu olanların memurin kanununa uygun müsbet evrakile birlikte 15/3/1945 tarihinde saat 10 da yapılacak müsabaka imtihanı gününe kadar müessese müdürlüğüne İstida İle müracaatları (2695)
4000000 Tuğla ahrfacaktır
Emlâk Bank yapı Limited şirketinden:
Ankarada Bakanlıklarda Şükrü S. taçoğlu mahallesinde yaptırılmakta olan memur evleri inşaatını’* kullanılmak ve haziranın on. b?şir.e kadar teslim olunmak üzeı. dört milyon tuğla alınacaktır. Taliplerin 15/3,945 tarihine I dar Ankarada Emlâk ve Eytam bankasındaki şirket merkezin, veyahut Emlâk ve Eytam bankası İstanbul şubesine müracaat ederek bu husustaki şartnameyi görmeleri ve yazı İle fiat teklif etmeleri ilân olunur. (2819)
Saat: 13 de
Mezat K. No. Miktarı Kilo Gr. Bedeli L. Kr. Teminatı
L. Kr. Eşyanın cinsi
33 36488,000 3000.00 225.00 Sülfat de fer (Kuruçeşme)
İDİ 251,000 110.00 8.25 Ham pamuk (Harice)
102 150,000 75.00 6,58 Ham pamuk (Harice)
404 2375,000 974,00 73,50 Buzlu cam
540 13205,000 5282,00 398,15 Kibri tlyetl hadi d (Tophane ambarı)
549 64,000 960,00 72,00 Torlum Nitrat 9 kavanoz İçinde
572 167,000 100,00 7,50 Kimyevi sin a yi müstahzar
637 390,000 86.00 S.50 43 adet âdi demLr varil (Galata 1/3)
1068 800.000 300.00 22.50 Ağaç kayık (Şarap İskelesi Uman atel-vesi önünde)
1 — Yukarıda yazılı eşya üstünde gösterilen günde saat 13 de Sirkeci
Reşadiye caddesi Gümrük Satış Müdürlüğünde açık Hrttırma İle sn t Ur-
çaktır.
Eşya her gün öğleye kadar görülebilir. Teminat ve kanun! vesikalar satış günil 12 ye kadar kabul olunur
2 — Bu eşyadan başka kıymeti 50 liraya kadar olan türlü müteferrik eşya da aynı yerde açık arttırma İle satılacaktır Bunların satış zamanı üç gün evvel Gümrük Satış Müdürlüğü ve Belediye Mezat Müdürlüğü İlân tahtalarına asılacaktır, Bu satışlar peşin olup girenlerden bir vesika aranmaz. Telefon: 23219. ,26B2
Türkiye iş Bankası
Küçük cari hesaplar
1945 ikramiye plânı
ÇEKİLİŞLER: 29 ocak, 2 Majps, 24 ağustos, 1 kasım tarihlerinde yapılır.
1945 İKRAMİYELERİ ——_
1 adet ARSA (İstanbul’da Büyü k Yalı’da ' Ada: 164, parsel No, 4, I'
923 M2.) ;
1 Adet 2000 Liralık = 2000.—
3 > 1000 » — 3000.—
4 » 500 ■ — 2000.—
10 > 200 > — 2000.—
25 » 100 ■ — 2500.—
100 » 40 > — 4000.—
ISO 9 20 • — 3000-
300 •» 10 o - 3000.—
Türkiye İş Bankasına para yatırmakla yalnız para biriktirmiş ve faiz almış olmaz, aynı zamanda talilnizî de denemiş olursunuz.
Comments (0)