7 Aralık 1950 — Perşembe
Yeni İstanbul’un
KIPOM
TAHSİL KUPONU
SİYASÎ İKTİSADİ MÜSTAKİL
Yıl 2 — Sayı 372 — 10 kuruş
Reyogis - MOcîllf OaddeM « . 8. Telefon : 4475fi . 44757 Santral
r — "
nayasa ve
demokrasi
ANKARA muhabirimizin bildirdiğine göre Ankara Hukuk Fakültesinin Anayasa Hukuku profesörü Bülent Nuri Esen, Danıştayı-mıza başvurarak, Millî E-ğitim Bakanlığına karşı bir dâva açmıştır. Dâvanın konusunu şövlece kısaltabiliriz: Lâik Türk okullarının programlarına din dersleri konulmuştur. Bu ise hem Anayasamızın hükümlerine aykırıdır, hem de Medenî Kanunumuza. Profesörün istediği şey, bu kararın geriye alınması ve kaldırılmasıdır. Danıştay’ın böyle bir dâva karşısında nasıl bir durum alacağını, hangi neticelere varacağını şimdiden kestirmek kolay değildir.
Biliyoruz ki: Lâiklik sözü, son zamanlarda, çeşit çeşit tefsirlerden geçirilmekte, hattâ eski medreseler bile yavaş yavaş bu kavramın içine sızmaya başlamış görünmektedir. Lâikliğin her başa uyan bir kavuk olmadığını söylemeye bile lüzum yoktur. Ne Anayasamızı hazırlayanlar böyle düşünmüşlerdir, ne de kabul edenler. Anayasamızı olduğu gibi Medenî Kanunumuzu da, fırsat düştükçe, vuzuhsuz bulanlar vardır ve bu vuzuhsuzluk güdülen politika maksatlarına göre ayarlanmaktadır. Birinin apaydın bulduğunu bir başkası kapkaranlık bulabilir. Kânunların, hele Anayasanın birer oyun topu olmadığı düşünülürse sağlı ve sollu iddialarla hukuk emniyetinin şüphe uyandıran bir duruma doğru kayabileceğini anlamak kolaydır. Böyle bir durumun serpilmesini yalnız devrim değil, aynı zamanda sosyal düzen bakmamdan da, önlemek mutlaka lâzımdır. Biz, onun için, Danıştay’a yapılan müracaatı, tam zamanında atılmış bir adım saymaktayız.
Biz lâiklik sözünün, istenildiği gibi, mânalandırıla-bileceğine inanmamaktayız. Hukuk bilgisine şöyle böyle ısınmış her vatandaş bilir ki: Lâiklik teriminden en doğru mânayı çıkarmak için bu terimi bütün hukuk sistemimize göre düşünmek lâzımdır. Bu özellik yalnız bizim yeni hukuk sistemimizde değil, bütün hukuk sistemlerinde de vardır. Fı-kıh'ta da öyle değil midir? Bir müşkül çözülürken ilkönce âyet, sonra hadis, daha sonra ümmet karan, en sonra da fıkıhçılann kıyaslan ele alınır. Demek oluyor ki: Bir terimin tefsiri yapılırken bütün kaynaklara yayılmak zorundayız. Biz, lâiklik sözünü böyle bir incelemeden geçirirsek aradığımız aydınlığı adım başında bulabiliriz. Burada adlarını birer birer saymak istemediğimiz ve henüz yürürlükten kaldırmadığımız bir çok kanunlar vardır ki: Lâikliğin, vicdan hürriyetinin ne olduğunu tam bir a-çıklıkla anlatmaktadır.
Lâiklik ve vicdan hürriyeti olmayan bir yerde demokrasinin adını anmak bile lüzumsuz bir yorgunluktur. Fakat biz, bugün, Millî Eğitim Bakanlığına karşı dâva açılabilecek kadar hürriyetimize erişmiş bulunuyoruz. Bu dâva, hürriyet ve kültür tarihimizin ilk dâvasıdır. Bu vesile ile Prusya Kıralı Büyük Frederik'e cevap veren meşhur değirmenciyi hatırlamamak mümkün değildir: “— Yel-değirmenimi alamazsınız, Şevketlim. Çünkü: Berlinde bir mahkeme var."
Bizim Anayasamıza da, Devrimimize de dokunulamaz. Çünkü: Onun arkasında kararını vermiş uyanık bir vatandaş yığını vardır. Demokrasi ve onun en büyük iki prensipi olan lâiklik ve vicdan hürriyeti, Türk ülkesi’nde yerleşmiştir. Biz, neticesi ne olursa olsun, a-çılan dâvayı demokrasimizin ehemmiyetli bir olgunluk belirtisi saymaktayız,
M. NERMİ
Tc«1» eden: Rahlh Ftlfb - TÖREHAN
VVashington siyasî mahfillerine göre
CİNLİLER 38 İNCİ ARZ
4
e
Birleşmiş Milletlerdeki Hint delegesi, Komünist Çinlilerden bu hususta teminat almış bulunuyor
Ayrıca 12 Ortadoğu ve Asya memleketi de Komünist Çinlilere bu hususta müracaatta bulundu — Çin’in Koreye taarruzu meselesi Birleşmiş Milletler gündemine alındı
Washington, 6 A.A (United Press) — Siyasî mahfillerden bugün bildirildiğine göre. Komünist Çinliler taarruzlarını 38 inci arz daiı fisinde durduracaklardır.
Koreyi İkiye ayıran 38 inci arz dairesini aşmamaları hususunda Komünist Çine müracaat-
Kore savaşlarında
Yaralanan yiğitlerin ilk listesi bildirildi
r
Millî Savunma Bakanlığının Merkez Daidesinde bir Kore Bürosu açıldı
r - — -
•• Senatör Pepper, Türkiyenin emniyet anlaşmalarına iltihakının zarurî olduğunu söyledi
Koredeki Savaş Birliğimizden yaralanarak Japonyadaki hasta-hanelere nakledilenler hakkında gelen birinci liste dün Millî Savunma Bakanlığı tarafından bildirilmiştir. Yaralılanmız ağır
Komünistler 38 inci Ara Dairesini geçerlerse Kore tahliye edilerek
VVashington, 6 A.A. (AFP)— Williamsburg Yatında cereyan eden müzakerelerin, Korede askerî harekâta son vermek çareleri üzerinde cereyan ettiği ve Çinliler meşhur arz dairesini geçtikleri takdirde, elde bulunan bütün limanlardan Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin tahliye edilmesine karar verildiği teeyyüt etmektedir.
Washlngton, 6 (YİRS) — Beyaz Sarayda yayınlanan tebliğde, bugün Attlee ile Trumaıı arasında bilhassa Şimal Atlantik Paktı devletlerinin savunması meselesi görüşüldüğü ve iki devlet adamının, Atlantik Paktı teşkilâtı tarafından tanzim edilen plânların süratle tatbik e-dilnıesi hususunda mutabık kaldıkları bildirilmekte ve Faktın diğer devletleriyle birlikte Atlantik ordusunun bir an evvel teşkili meselesinde de anlaşmaya vardıkları ilâve edilmektedir.
1.000 gnal 1 000 Saat 1000 Sn*t 1.000
1.000 Saa^i Wp Saat 1.000 Saati 000
1.000 SnJ^Zpt Jj-at 1 000 UUV ‘HMJ
1 000 Solt^U)« U)00 S^ i 000 ı.ooo sJu nmoWJFwy>o sW ı.ooo
1.000 San t 1.000 Saat 1.000 Saat 1.000
1.000 Saat t 000 Saat 1.000 Saat 1.000
1.000 Saat 1.000 Saat 1.000 Saat LUOO
Fonta Kn+nntj : 447 - tntanbnl. Telgraf AdreM : Heflo. tRfanbrrf
Meclis müzakerelerinde şiddetli münakaşalar oldu
Birleşmiş Milletler emrine yabancı ülkelere gönderilecek birliklerin istihkak masrafları hakkındaki kanun tasarısı kabul edildi
Ankara, 6 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Birleşmiş Milletler emrine verilmek üzere askerî birlikler halinde yabana Ülkelere gönderilecek ordu mensuplarının aylık ve ücretleriyle çeşitli İstihkak masrafları hak-
değildir, yeni İsimler alındıkça u-mumi efkâra arzedilecektir.
Diğer taraftan Korede bulunan birliğimize mensup subay ve erlerimizle ailelerinin her türlü işleriyle meşgul olmak üzere Milli Savunma Bakanlığı Merkez Dairesinde bir “Kore Bürosu” a-çılmıştır.
Savaş Birliğimizin kahra m An-bğıûı anmak ve şehitlerim izin ruhunu taziz için yurdun her tarafında toplantılar yapılmaktadır.
Bu husustaki haberlerimizi ve yaralılarımızın listesini üçüncü sahifemizde bulacaksınız.
ta bulunan 12 ortadoğu ve Asya memleketine iltihak etmeden önce Birleşmiş Milletlerdeki Daimî Hint delegesi Sir Benegal Rau bu mesele hakkında Çinlilerden kati teminat almış bulunuyordu.
Aynı mahfillere göre, Sir Benegal Rau, geçen hafta sonunda Başbakan Pandit Nehrudan böyle bir talepte bulunabilmek İçin İzin istemiştir.
Yeni Dellriden gelen talimatta, Sir Bcncgale Birleşmiş Milletlerdeki Komünist Çin delegesi General Vu Hsiu Çuan ile yaptığı görüşmelerde Çinin böyle bir talebi kabule meyyal olduğunu anladığı takdirde harekete geçmesi tavsiye olunuyordu.
Yeni Delhide bugün Pandit Nehru tarafından yapılan mühim teklif, hükümetinin böyle bir yolu kabul edeceği hususunda Çin delegesi Vu’nun teminatına dayanmaktadır.
Nehrunun bu sulh hareketi Korede kanlı savaşlar yerine derhal bir sulh yapılmasını teklif etmektedir.
Senatör Pepper’ln
Iteyanatı
VVashington, 6 (AP) — Flo-rida’nın Demokrat Partiye mensup Senatörü Pepper, dün gece yapmış olduğu bir konuşmasında, Korede çarpışmakta olan Türk Tugayını hararetle övmüş ve Türkleri “Çok kıymetli bir müttefik,, olarak vasıflandırın ıştır.
Senatör. Türklyeye de uğramak şartiyle yapmış olduğu bir dünya seyahatinin son basamağını teşkil eden Koreden avdet etmiş bulunuyordu.
Senatör. 5.000 Türk askerinin, ricat emrini alıncaya kadar “boğaz boğaza” savaşmış olduğunu söylemiş ve geri çekilme emri üzerine de, ancak “büyük bir memnuniyetsizlikle,, ricat etmiş olduğunu belirtmiştir.
Pepper, Türk iyen İn Koreye asker göndermesi keyfiyetinin “O-na yapılmakta olan yardıma çok yerinde bir cevap teşkil ettiğini,, belirtmiş ve TUrkiyenin, Atlantik Paktı gibi emniyet anlaşmalarına İltihakının zaruri olduğu kanaatinde bulunduğunu ilâve etmiştir.
Nehru, Korede ateş kesilmesini Ltiyor
Yeni Delhi, 6 A. A. (United Press) — Bugün Mecliste dış meseleler hakkında müzakereleri açan Nehru, Korede ateş kesilmesini talep c£miş ve atom hem bası* kullanıldığı takdir»1* bütün dünyanın feci bir harbe sürükleneceği hususunda ikazda bulunmuştur.
Kore kriz! siyasi safhada
VVashington, 6 A. A. (United Press) — Politik çevrelerde Kore krizinin siyasî bir safhaya girdiği kabul edilmekte ve gelecek adımda ya komünist Çinlilerin sulh konuşmalarına girmeyi kabul etmeleri veya Birleşmiş Milletleri Koreden dışan atmak üzere hücuma geçmeleri beklenmektedir.
4
Çin müdahalesi Birleşmiş Milletler gündemine alındı
Lake Success. 6 (YİRS) — Birleşmiş Milletler Genel Asamblesi bugün 3 çekimser. 5 muhalif oya mukabil 51 oyla Komünist Çinin Kore harbine müdahalesi mevzuunu gündemine almaya karar vermiştir.
Teklif Pekine gönderildi
T .ak e Success, 6 AA. (United w* Press I
sızan haberlere göre, Çin komünistlerinin 38 inci arz dairesinde durarak Güney Koreye girmemeleri hakkında 13 millet tarafından yapılan teklif, Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin de 38 inci arz dairesini geçmlyeceğlnc dair garanti ile birlikte Pekin Hükümetine gönderilmiştir.
Hint çevrelerinden
Talebe Birliği Kore için bir toplantı yaptı
üniversite Talebe Birliği tarafın darı Kore kahnıınanlarıııı anmak için tertip ciltlen tören, dun Marnıaru Lokalinde yapılmıştır. Toplantıya ait haberler ikinci ealılfcnıİ/.dedir. Yukarıdaki resimde topları! id imi bir köşe görülmektedir.
Komünist esirlerden bir grup

kındaki kanun tasarısı bugün Mecliste evleviyet ve müstaceliyet karariyle görüşüldü.
Bu münasebetle muhalefetle İktidar arasında çetin bir söz düellosu vuku buldu ve müzakereler sanki Koreye asker gön-| derme karariyle alâkalı olarak verilen takrir görüşül Uyurmuş gibi idare edildi. O kadar ki ö-nümüzdeki pazartesi günü münakaşa edilmesi gereken istizah takriri üzerinde söylenecek söz kalmadı. Meclisin bugünkü oturumunda C. H. P. noktai nazarını Faik Ahmet Barutçu ile Av-ni Doğan. Hükümet görüşünü ise Fuat Köprülü ile Adnan Menderes savundular.
yapıldıktan sonra tasan olduğu gibi kabul edilmiştir.
Görüşmeler sonunda verilen bir takrirle de Korede şehid düşen Mehmetçiklerimizin hâtıralarına hürmeten Meclisin bir dakika İhtiram sükûtunda bulunmasına karar verilmiş ve tâzım duruşu ifa edilmiştir.
öteden beri malûm olan iki tarafın düşüncelerini şöyle hulâsa etmek mümkündür. C.H.P. ye göre:
Birleşmiş Milletler andlaşması bir mecburiyet tahmil etmediği halde Meclisin tasvibini aJmadan Koreye asker göndermek kararı alan Hükümet Anayasayı ihlâl etmiştir.
Vonsan şehri de tahliye ediliyor
General Collins "Atom bombası kullanmaya lüzum yok,, diyor
I
1
Acheson istifaya
davet ediliyor
Taft, meselenin evvelki gün komisyonda görüşüldüğünü söyledi
VVashington, 6 A. A. (United Press) — Cumhuriyetçi Robert Taft, bugün gazetecilere verdiği beyanatta, Cumhuriyetçi Partinin Dışişleri Bakam Acheson’un azledilmesi hususundaki teklifini Ayan Meclisi Cumhuriyetçi Siyasi Komisyonunun tetkik etmekte olduğunu bildirmiştir.
Taft, bu meselenin salı günü Komisyonda görüşüldüğünü ve perşembe veya cuma günkü Komisyon toplantılarında tekrar ele alınacağını bildirmiştir.
Tokyo, ft (YİRS) — Korede-kî müttefik kıtalarının tahliye-si bugün Vonsandan başlamıştır,* Gelen haberler bugün Vön-san civarındaki birliklerden bazılarının tahliye edildiklerini bildirmektedir. Maanıafih, tahliye edilen kuvvetlerin miktarı henüz açıklanmamıştır.
Kuzeydoğu Korede üstün sayıda düşman kuvvetlerine karşı çarpışmakta olan 1 inci deniz piyade tümeni ve 7 nci tümene mensup bazı birlikler bugün de düşman çemberinden kurtulamamışlardır. Hava kuvvetlerinin düşman hatlarını şiddetli surette bombalamasına rağmen, düşman hücumları zayıflamam ıştır. Çember içindeki müttefik kuvvetleri Hamhung’a doğru çekilmeye çalışmaktadırlar.
Kuzeybatı Korede ricat etmekte olan müttefik hatlarının gerisine düşmeye çalışan komünist Çin birlikleri, müttefik hatlarının sağ cenahına hücuma başlamışlardır. Düşman kuvvetleri merkez Koreden büyük kafileler halinde güneye doğru ilerlemekte ve bu cephedeki Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin ricat hatlarını tehdit etmektedirler.
Müttefik uçakları bugün Korede şiddetli hücumlarda bulunmuşlarsa da kızıl ileri harekâtını durdu ram amışlardır. U-çak raporlarından öğrenildiğine göre, komünist Çin askerleri büyük kafileler halinde hududu geçerek Kore içlerine doğru ilerlemektedir.
General ColHn», atom bombasını kullanmaya mahal olmadığını söyledi
Seul, 6 (A.P.) — General J. Lawton Collins, dün, Korede atom bombası kullanılmasına değecek bir tâbiyevt ehemmiyet göremediğini belirtmiştir.
Çin komünistlerinin harbe katılmalarından sonra Korede “tamamen yeni bir durum hâsıl olduğunu,, söyllyen general, Kore harekâtı hakkında bundan başka bir tefsirde bulunmaktan İmtina etmiştir.

1.000 saat kuponlarını biriktiriyor musunuz ?
Bugün 3 üncü sayfamızda bir talihlinin kazanacağı 1,500 liralık saati ve izahatını bulacaksınız.
Muhalefetin şiddetli itirazına rağmen Meclisçe kanunlaştın lan bu tasarıya göre Hükümet, Birleşmiş Milletler emrine verilmek üzere yabancı ülkelere askerî birlikler sevkına karar verdiği takdirde bu birliklerin çeşitli masraflannı karşılamak salâhiyetini kazanmış bulunmaktadır.
Barbakanın dün Mecliste vermiş olduğu beyanatı 3 üncü sayfamızda bulacaksınız.
İÇİNDEKİLER
Aynı Hükümet şimdi de Birleşmiş Milletler emrine verilmek üzere askerî birlikler halinde yabancı ülkelere gönderilecek birliklerin masrafları için umumî mahiyette bir kanun çıkarmak istemektedir. Hükümet Meclisten karar almadan Koreye asker sevketmekle bir hata İşlemiştir. Meclis Hükümete bu hatayı tekrara sebebiyet verecek mahiyette bir salâhiyet vermemeli, yani sarf salâhiyetini sadece Koreye sevkedilen askerlerimizin masraflarına hasretme* lidir.
tKİNCtDE :
Olgunlaşma enstitüleri mi tesis etmeli?
RLfat CEN
ÜÇÜNCÜDE:
Şampiyonlar!-
Bediî Fafk DÖRDÜNCÜDE :
Tamuk İstihsalimiz ve ihracat politikası
Habib Edib-TÖREHAN BESİNCİDE :
Amerika seçimleri ve dünya siyaseti
Oğuz TÜRKKAN üçflncfınün dediği (Hikâye) Şükran KURDAKUL Hikâye kitaptan neden o-kanmuyor?
Haldun TA^ER
Trygve Lle iîmitvar
• ••
— Evlâdım, Kuru çeşmeye nereden gidilir?
— Hangi birini tarif edeyim valde hamın; şimdi çeşmelerin hepsi kum
Hükümet görüşüne gelince:
Hükümet, ancak C.H.P. iktidarda iken Meclisçe tasvip edilen Birleşmiş Milletler andlaş-masındaki vecibeleri yerine getirmiştir. Andlaşmanin 43 üncü maddesi Sovyet vetoları yüzünden işliyenhez bir hale geldiği için 42 nci maddeye riayet edilerek asker gönderilmiştir.
Bu karar bizim Anayasamız bakımından da hatalı değildir. Bizim Anayasamız 26. maddesi ile bazı salâhiyetleri, bu arada harp ilânı keyfiyetini Meclise bırakmıştır. Biı leşmiş Milletler emrine bir birlik göndermek harp İlânı demek değildir. Eğer muhalefet aksi fikirde ise yani Hükümetin yanlış bir hareketle 4500 evlâdımızı ateşe gönderdiğine kani ise bu vahim manzara karşısında yapacağı şey Hükümeti cinayetle İtham etmek ve Divanı Aliye sevketmektir. Halbuki Rusya ve peykleri hariç Birleşmiş Milletler andlaşmasma İmza koymuş bulunan 53 devlet andlaşmayı Hükümetimizin anladığı tarzda telâkki etmiştir. E. ğer Hükümet Rusya ve peykleri gibi hareket etmemişse bundan dolayı ancak memnunluk duymak icap eder.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi görüşmeler bu minval üzere cereyan etmiş ve Koreye asker gönderme karan meşru mudur, değil midir noktasında toplan. İniştir. Neticede bir kifayeti mü. zakere takriri lle görüşmelerin yeterliğine karar verilmiş ve bir müddet de tasannın şümulü üzerinde şiddetli münakaşalar
Türk Birliği
B. Milletlerde takdir edildi
Lake Success, 6 (YtRS) — Birleşmiş Milletler Sekreterliği, Kore Komisyonu tarafından hazırlanan bir beyanatı yayınlamıştır. Komisyon, Türk delegesi Kâmil îdilin Korede geri çekilen Türk kuvvetlerini ziyaret ettikten sonra hazırladığı raporu tetkik ettiğini bildirmektedir.
Kâmil İdil, raporunda, düşman ilerleyişini durdurmak için Türk kuvvetlerinin şecaatle dö-ğüştüğünü belirtmektedir. Ricat dört giln ve beş gece sürmüştür. Türkler bu müddet zarfında ancak beş saat uyumuşlar ve tutulması imkânsız bir cepheyi müdafaa etmişlerdir.
Birleşmiş Milletler Komisyonu Başkanı Pakistan delegesi Mi an Ziauddin, Türk kuvvetlerinin kahramanlığını övmüş ve kendilerine teşekkür etmiştir.
New-York, 6 (AP) Mr. Trygve Lle, dün, Kore İhtilâfının barışçı yollarla halledilebileceğine hâlâ İnandığım söylemiş fakat, şimdiki tehlikeli durumun ne gibi bir son vereceğini tahmin edemediğini açıklamıştır.
Birleşmiş Milletlerin Genel Sekreteri, “Birleşmiş Milletler şartında hiçbir fedakârlık yapmamalıyız ve ihtilâfın, bir dünya harbine müncer olmaması 1-
Yeni İstanbul, okuyucularına 1.000 saat hediye ediyor
• • •
Sayfa 2
T E N I İSTANBUL
7 Aralık 1950
e

■ TETKİKLER ■
Şehir köşesi
ınlık
ş ı; ıı ı ıt ii a it ı: ıt 1.1: it ı
—4.
Olgunlaşma Enstitüleri mi
tesis etmeli ?
Yazan : Rıfat CEN
Aemiyet hayatında ve bu V hayatın müspet veya menfî tezahüründe fertlerin oynadıkları rol şüphesiz ki çok mühimdir. Şurası da muhakkak ve sarihtir ki cemiyetin sosyal bakımdan tekâmülünü kültürlü ve olgun fertlerin çalışmaları tamamladığı gibi, cemiyeti iptidailiğe, istikrarsızlığa ve geriliye sevkeden, sosyal ve kültürel ilerlemeyi baltalı-yan yegâne sebep de, yine cemiyette olgun ve kültürlü olmıyan fertlerin mevcudiyet nispetinin fazlalığıdır.
Birçok düşünürlerin dediği gibi, insanı hayvandan a-yıran tek vasıf, onda düşünme ve muhakeme kabiliyetinin mevcudiyetidir. Zaten bu vasıf değil midir ki insanlara diğer yaratıklar muvacehesinde bir üstünlük sağlamıştır.
Her fert insan olmak hasebiyle muhakkak ki zahirî olarak düşünme ve muhakeme kabiliyetine sahiptir. Zahiri olarak diyorum, çünkü —zihnî anormallik ve marazı haller müstesna — her insan insanlığın karakteristik vasfı olan düşünme ve muhakeme kabiliyetine sahiptir. İşte bazı fertlerin bu manevî mülkiyetleri sathî olmaktan ileri geçemez.
Düşünme ve muhakeme kabiliyetinin sathî oluşu, ferdin okur yazar olmasına, eli kalem tutmasına ve belki de kelimenin nisbî mânasiyle kültürlü olmasına bir mâni teşkil etmiyebilir; fakat sathî düşünme ve muhakeme vasfının mevcudiyeti, sadece ferdin olgun olmasına mânidir. . Olgunluk ki ferdin medenî insanlık vasıflarından biridir, bu vasfı haiz olamıyan fertlerin çoğunluğu teşkil ettiği bir cemiyette tam mânasiyle medenî bir insanlık havasının esmesi ve cemiyetin tekâmülü mümkün değildir.
Tahsil ferdî olgunluğun teşekkülünde şüphesiz ki kuvvetle müessir olabilen bir faktördür, bunu inkâr edemeyiz; fakat kesin olarak da tahsil ferdi olgunlaştırır diyemeyiz. Evet, tahsil nisbî de olsa ferdin kültürlü vasfını haiz olmasını temin edebiliyor. Nisbî diyorum, zira ferde tam kültürlülük vasfının tevcihi ancak o ferdin olgun ol-masiyle mümkündür. Şu halde olgun olmak neye bağlıdır? Olgun bir fertte bulunması gereken vasıflar nelerdir?
ketlerinde kendisine mürşit olarak hislerini değil de, mantığını tercih etmesidir. Hislerimizin tesiri altında kalmamız şüphesiz ki insanlığın zaaflarındandır ve yerine göre bu tesire kapılmamız insanlık şartıdır da... Fakat, hissin mantığa galebesi cemiyet prensiplerini ve âdab-ı muaşeret kaidelerini ihlâl, insanlık hislerini rencide eder bir duruma gelirse, vaziyet hakikaten hassasiyetle üzerinde durulmağa değer bir hal a-lır. Zira hareketlerde aşın bir hissi temayül ferdî olduğu kadar sosyal zararlar da tevlit edebilir. Biz fertçe olduğu kadar milletçe de bu zararlarla karşılaşmış durumdayız. Bilhassa siyasî ve fikrî olgunluğa sahip olmıyanların her zarurî inkılâp ve yenileşme hamlesi karşısında ayak diremeleri, yeniliğe ve rasyonel görüşe karşı daimî bir cephe alnıa-lannin tarih boyunca acısını çekmiş bir millet sıfatiy-le her bakımdan olgunluğun zaruretini idrak etmiş durumda bulunmamız lâzımdır.
Ziya Paşa olgun olmıyan fertlerin cemiyet muvacehesindeki durumunu aşağıdaki beyitiyle ne kadar veciz bir surette ifade etmiş.
Erbab-ı kemali çekemez nâkıs olanlar
Olgun olmak, ernlâ fertte mevcut düşünme ve muhakeme kabiliyetinin hakikî vasfını taşımasiyle mümkündür. Hâdiseler karşısında hüküm verirken daima müspet, rasyonel ve objektif bir muhakeme stratejisi kullanabilme kabiliyetine sahip bulunmak lâzımdır.
Olgunluğun şartlarından bir başkası da, ferdin hare-
Rencide olur dide-i huffaş ziyadan.
Evet, yarasa kuşunun gözü nasıl ziyadan müteessir olursa, cahiller de aydın o-lanlardan müteessir olurlar ve onları çekemezler, diyor.
Olgunluk şartlarından bir diğeri de ferdin ahlâkî bünyesinin sağlam olmasıdır. Diğer bütün şartlan haiz bulunup da, ahlâkî bakımdan eksik bulunan bir fert hiç bir zaman olgunluk vasfım hak edemez. Cemiyetimizde zaman zaman nükseden ve bazan müzmin bir hal alıp hâd devreye giren cehalet tezahürleri karşısında elimizde olmıyarak ü-züntü duyuyoruz. Asıl bizi üzüntüye sevkeden sebep, kültürlü geçinen fertlerin de bazan bu menfî tezahürlerin failleri arasına girmesi oluyor.
Her gün her çeşidiyle karşılaştığımız bu üzücü hâdiseler karşısında gayri ihtiyari kendi kendime soracağım geliyor:
Ne yapmalı, nasıl etmeli de bu halin önüne geçmeli? Memlekette tam mânasiyle medenî insanlık câmiasma yaraşan, kültür, asalet ve olgunluk havasının esmesini nasıl temin etmeli? Yoksa memlekette yer yer olgunlaşma enstitüleri açıp da — ilk tahsil mecburiyeti kadar üzerinde hassasiyetle durarak — her fert için bu
durarak enstitülerde tahsil mecburiyeti mi ihdas etmeli?
PEYAMİ SAFA
YALNIZIZ
— 86 —
Uyur şimdi. îki Dlal tabletine dayanamaz Ben de uyururm Biraz ferahladım zaten. Yine var. var bir sıkıntı. Ama deminki kadar değil. Son günlerde bir şey oldu bana da. Hele evvelki gün Merale telefon ettikten sonra. Bu yalanı söylemiyecektim ona. Anlamadı galiba. Kapalı söyledim. Anlamadı, anlamadı. isabet. Heri gittim çok. Hazmedemez bunu MeraL Artık o kadar da bozulmamıştır ahlâkı.
Necile arkası üstü döndü ve bir kaç defa esnedi. Uğuldayan kulaklarında, uzaktan u-zağa o ıslık sesi hâlâ vardı. Renglnaz uyudu mu acaba? Nefes alışı bile duyulmuyor.
Bu ışık çok fazla. Necile başucunda sal. lanan puvara bastı ve tavan lâmbasmı söndürdü. Şimdi de çok karanlık. Başucundaki gece lâmbasını yakmak için sola döndü. Karanlıkta elini uzattı. Lâmbanın kenarındaki düğmeyi ararken bir çığlık kopardı ve elini çekerek bağırdı:
— Kim o? Sen misin Renglnaz? Elini başka bir el tutup sıkmıştı.
Necile sıçradı ve oturdu. Tavan lâmba-mm yakmak İçin, elini başucundaki puvara u-«atınca yine başka bir el onu bileğinden yakaladı,! 1
. 1 * • ri - ( 422
I ■■ ■ 1 u ■ w-FM I
Hı m^irem cariyeniz, ffö-rccefii yelmiş, kalkıp İz-mirden, dün misafir yeldi.
Eh. az yol değil, fakat vapurda rahat bir seyahat etmiş, memnun olmuş. Fakat rıhtıma çıkar çıkmaz, müşkülât bas yös t erince 4-drta yelip yclmiyecefjine pişman oldu.
Hâdise, sadece, şahsına ait olmuş olsaydı, bu sih tunlarda bahis mevzuu etmezdim. Amma değil ve Sn: Her hanyi bir yolcu, ister Amerikadan izmir-den, Karadcnlzden veya Kadıköyündcn olsun, rıhtım boyunca beki İyen bir taksiye yaklaştı mı, cimde do bir çanta olunca, sıra sıra bckliycn arabaların saatlerinin indirilmiş bulunduğunu flörilr vr pek tabii bos bir otomobil a^-ramaya koyulur.
iste o zaman pazarlık ballar. Bu, düpedüz karaborsacılıktır. Fakat böyle-dir iste. Nitekim hemşireden de, Tophaneden Taksime yelmek için dört lira istem isler.
Ne yapsın, vermiş dıncağız.
Ben Öğle yemeğine
yelince kendisini bulmak set^inci geçtikten sonra anlattı. Otomobiltn numarasını ahp almadığını sordum. Oa/iba almı^ amma, iyi kalbli olduğu iftn ^Hayır,, dedi. Ben de medim.
Bu taksi iri yent değildir. Herkes Fakat mS9fful B öylece umumi
aldı. Aldırış eden de yok. Doğrusunu işerseniz, bu kadar kötü niyetli insanla uğraşmak da zor. İnsana bıkkınlık geliyor.
BİR İSTANBULLU
ka-
eve
üs t öle-
bir şey biliyor, olan yok. bir hal
li I S A HABERLER
★ Denizyolları Genel Müdürü Cemil Parman, dün Haliç fabrika ve havuzlarında teftişler yapmıştır.
Son zamanlarda fabrikalarda tamir İşlerini süratlendirmek maksadiyle alınan tedbirlerin neticeleri gözden geçirilmiştir.
★ Dün, öğle namazını müteakip Beyazıt Camiinde, Üniversite Talebe Birliği tarafından Kore şehitlerinin ruhuna ithaf olunan bir mevlit okunmuştur.
A.vnca muhtelif teşekküller tarafından şehrimizin muhtelif camilerinde mevlit okutulacaktır.
★ Denizyollarının Kocaeli tankeri îskenderuna gelmiştir. Gemi getirdiği akaryakıt hamulesinin bir kısmını buraya verdikten sonra îstanbula gelecektir.
★ Denizyolları Genel Müdür Muavini Behçet Osmanağaoğlu bütçe ve kadrolar üzerinde Bakanlığa İzahat vermek üzere An. karaya gitmiştir.
★ Türk Yüksek Mühendisler Birliğinin yıllık kongresi 3 aralıkta merkez binasında yapılmıştır.
★ Millî Türk Talebe Birliği İktisat Demeği Korede şehit o-lan kahraman Türk askerleri i-çln şehrin büyük camilerinden birinde mevlit okutmak İçin hazırlıklara başlamıştır.
Bu münasebetle hususi surette bastırılan teberru makbuzları ile hamiyetli vatandaşlardan toplanacak para bu masrafları karşılayacak, tahsilat fazlası da şe-^ hit ailelerine teberru edilecektir.
★ Devlet Denizyollarında günlük işler ve alınması gerekli tedbirler üzerinde görüşmek ü-zere Genel Müdürün başkanlığında bir toplantı İşletme ve şube hazır bulundukları lar zaman zaman
rek idarenin durumu gözden geçirilecektir.
yapılmıştır. müdürlerinin bu toplantı-tekrar odile-
Talebe Birliğinde Kore kahramanları anıldı

6 aralık tarihinin bundan böyle “Kore Şehitleri Günü,, olarak kabulü isteniyor
İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği, dün Marmara Lokalinde bir toplantı tertip ederek, Kore kahramanlarının hâtırasını an-miştir.
3 dakikalık bir ihtiram vakfesinden sonra Vali Muavini Fazıl Uybudın kısa bir konuşma İle töreni açmıştır.
Edinburgh Düküne hediye edilen taylar
Cumhurbaşkanı Celâl Bayar tarafından Edinburgh Düküne hediye edilen üç tayı nizyollannın Kars ıjllepiyle ledllecektir.
Taylar ayın 11 İle 19 u
sında lzmlrden gemilere bindiri-rllerek, Malta Adas(na gönderilecektir.
Taylar, Mnltadnn, tngiltereye. tngillzlcre ait bir vasıta LJe sev-kedilecektlr.
De-n ak-
ara-
Yapı ve Kredi Bankasının kokteyli
dün ver-
Yapı ve Kredi Bankası gazetecilere bir kokteyl miştir. Bu toplantıda İstanbul Radyosu ve Bölge Basın Yayın Turizm Müdürü Zahir Törüm-kürtey. Hindistan basın ataşesi. Güzel Sanatlar Akademisi Müdürü ve şehrimizdeki basın temsilcileri hazır bulunmuşlardır.
Toplantı sırasında Bankanın müessisi Kâzım Taşkent ve diğer hatipler tarafından Doğan Kardeş Müessesesinin kültür sahasındaki çalışmalarına dair malûmat verilmiş, tertip edilen afiş müsabakasında kazanan e-serler teşhir edilmiş ve Akade-mi Müdürü Zeki Fn.lk îzer Afiş Şubesinin yeni faaliyetine dair izahat vermiştir.
öğrendiğimize göre, Doğan Kardeşin İstanbulda gösterdiği çocuk fillmleri yakında Ankara, İzmir ve Adana sinemalarında da oynıyacaktır.
Dâvetlilere, Bankanın kendi basımevinde çok nefis trir şekilde tabettirdiği lirik şiirler ve Aşık Garip adLı eserler diye
edilmiştir.
Spor Sarayında sigara içilmesi
he-
dok-
Şehrimizdeki tanınmış torlardan biri Vali ve Belediye Reisine gönderdiği bir mektupta tütünün mazarratını anlatarak son güreş müsabakalarında salonun göz gözü görmiyecek vaziyete geldiğinden bahsetmekte. Spor ve Sergi Sarayında sigara içilmesine mâni olunmasını rica etmektedir.
Yeni bir çocuk verem paviyonu
Şişll Çocuk Hastahancsinde henüz okul çağına varmamış çocuklara tahsis edilmek üzere 15 yataklı bir verem paviyonu açılmıştır.
Vali hasta
Fah-giln-
Vali ve Belediye Reisi reddin Kerim Gökay iki den beri gripten muztarip olarak yatmakta, kendisine Vali Muavini Fuat Alper vekâlet etmektedir.
Sayın valimize âcil şifalar temenni ederiz.
Necile haykırdı:
— Rengtnaz! Pvenginaz!
Fakat cevap alamadı. Ellerini kaçırdı ve bacaklarının arasına sokarak yorganın altında büzüldü. Tir tir titriyordu. Nedir bu? Evham mı? Olamaz böyle evham. Ne kadar reci! Tuttu bir el onun elini. Evham değil, olamaz, nedir, ay yine fena oluyorum.
Yorgandan başını bile çıkarmağa cesaret e-demiyordu. Işık! Işık! Renginaz kalkıp elektriği yaksa... Niçin cevap vermiyor o da. U-yudu mu?
Necile yorganın altında boğulan sesiyle haykırdı:
— Renginaz! Renginaz! Uyudun mu? Renginaz! Kalk! Kalk! Elektriği yak, Renginaz, kalk!
Başını yorgandan biraz çıkardı ve hemen yine içeriye soktu. Renginaz cevap vermiyordu. Ne oldu bu kıza? Uykusu hafiftir, ilâç bu kadar çabuk tesir eder mi?
— Renginaz! Renginaz! Renginaz!
Ağzı kuruyor ve boğazı düğümleniyordu. Artık bağıramayacaktı. Korku, simsiyah bir alçı gibi onun her tarafını sanyor ve donduruyordu. Yutkunmağa çalıştı ve muvaffak olamadı.
Birdenbire vücudunda bir kesiklik duydu ve bütün vücudunu kaplayan rahavete hemen teslim oldu. Saçlarının arasında parmaklara benzer bir şeyler dolaştığını hissettiği halde, İçine daldığı uyuşukluğun derinliklerine doğru inerken hiç bir şey duymaz oldu.
Uyuyordu.
Biraz sonra uyandı. Karyola sannhyordu. Şuura dönüşünün ilk ânında hiç bir şey ha-423
Avrupa limanları arasında seyahat
Herhangi bir Avrupa limanından diğerine gitmek Üzere Istnnbııl-daıı Türk parodiyle bilet alınabilecek
Talebe Birliği Genel Sekreteri Faik Güven gençlik adına bir konuşma yapmış, bunu müteakip Necmeddin Sadak. Kore ile alâkalı dünya ahvali hakkında izahat vermiştir.
Bundan sonra Behçet Kemal Çağlar heyecanlı bir hitabede bulunmuş, Kurmay Albay Savaşkan, krokilerle harekâtı gençliğe anlatmıştır.
Son olarak hamasi şiirler okunarak toplantıya son verilmiştir.
Üniversite Talebe Birliği, M ilil Savunma Bakanlığına müracaatla, 16 mart Şehitleri günü olduğu gibi 6 aralığın da Kore Şehitleri günü olarak kabulünü istemeye ve Birliğin timsali olan Bozkurtlu bayrağın, Koreye gönderilmesine karar vermiştir.
Herhangi bir Avrupa limanından diğerine gitmek üzere îs-tanbuldan bilet almak İsteyen yolculara. Denizyolları acenteleri Türk parası karşılığında bilet vermekteydiler.
Bu defa, Hazine Genel Müdürlüğü ile Denizyolları İdaresi arasında yapılan temas neticesinde, dış memleketler İçin. Denizyolları vapurlariyle seyahat edecek kimseler, İstanbul veya Türkiycdeki herhangi bir acente, den Türk parası ile bilet alabileceklerdir.
Robert Kolejde Kore kahramanları anıldı
CEMİYET HAYATI
Çay
♦ Sen Jozcf Lisesinden Yetişenler Derneğinin yıllık çayı 9 a-ralık cumartesi günü saat 14.30 da Taksim Belediye Gazinosunda verilecektir.
Dün, Robert Kolcj’de, Talebe Konseyi tarafından tertip edilen bir törende. Kore şehitlerinin hâtırası anılmıştır.
Talebe Konseyi, yılbaşında askerlerimize hediye göndermek üzere. Millî Savunma Bakanlığı ile temasa geçmeye karar miştir.
Insanlık Hakları
Beyannamesinin yıldönümü
ver-
Toplantı
♦ İstanbul Su İşçileri Sendikasının genel toplantısı 10 aralık 1950 pazar günü saat 15 te Terkos fabrikası lokalinde yapılacaktır.
Kongre
♦ Haydarpaşa Lisesinden Yetişenler Cemiyetinin yıllık kongresi 23 aralık pazar günü saat 13.30 da cemiyet lokalinde yapılacaktır.
Halk musikisi gecesi
♦ Türk Folklar Araştırmaları dergisi tarafından 9 araltk cumartesi günü Eminönü Hal-kevinde bir “Halk musikisi gecesi” tertip edilmiştir.

Açılış töreni
Yüksek Tahsil Türk Sporcuları Cemiyeti, dün 17.30 da Marmara Lokalinde, muhtelif milli oyun ekiplerimizin ve güreşçilerimizin de hazır bulunduğu bir toplantı üe açılış törenini yapmıştır.
Birleşmiş Milletler İnsanlık Hakları Beyannamesinin yayınlandığı günün yıldönümü münasebetiyle 10 aralıkta şehrimiz okullarında bu beyannamenin e-h em m iye tini belirten konuşmalar yapılacaktır.
Talebe Federasyonunun müsamereleri
Tüfkiye Milli Talebe Federasyonu, göçmenler yaranna dün akşam Ankarada Büyük Sinemada bir müsamere tertiplemiştir. Bu suretle birçok vatandaşlarımız hem güzel bir gece geçirmişler ve hem de binlerce ırkdaşlarımıza yardım edebilmek İmkânını bulmuşlardır. Aynı şekilde Türkiye Milli Talebe Federasyonu, İstanbulda Atlas Sinemasında tanınmış birçok ses sanatkârlarının ve milli oyunlar ekiplerinin İştirakiyle, gene göçmenler yaranna bir müsamere tertipliyeceklerdir.
PakistanlI denizciler Âbideye çelen koydular
Bir kaç günden beri Umanımızda misafir olarak bulunan Pa-kl s t anın “Tipu Sultan'* harp gemisi mürettebatı, dün başlarında gemi komutanı olduğu bolde Taksim Meydanına gelerek Abideye bir çelenk koymuşlardır. Saat 13 te gemi komutanı tarafından şehrimizdeki hükümet erkanına bir ziyafet, 18 de de Türk denizcileri şerefine bir kokteyl verilmiştir. Pakistan denizcileri bugün Heybellada Deniz Akademisi, Topçu, Radar. Torpİto okullarını ziyaret ©ileceklerdir. Saat 16 da Deniz Akademisinde misafirler şerefine bLr çay ziyafeti verilecektir.
Yukarıdaki resimde komutan, defteri İmza ederken görülmektedir.
tırlayamadığı için, zelzele korkusiyle elini u-zattı, puan buldu ve tavan lâmbasını yoktu Odada hiç bir şey göremedi. Yatağında doğrulup oturdu. Renginazın yattığı kanapeye baktı. Kız da ellerini kabank saçlannın İçine daldırmış, dehşet içinde ona bakıyordu.
Birdenbire elleriyle gözlerini kapadı ve haykırmağa başladı. Boğuluyormuş gibi, fakat çırpınmadan, bu vahşi ve uzun çığlığın kendisinden koptuğuna inandırmayacak kadar sakin bir duruşla, avazı çıktığı kadar bağın-yordu. Birdenbire sustu ve hıçkırmağa başladı. Odanın içindeki ıslık sesi de hemen kesilmişti
Necile kalktı, etrafma bakındı ve Rengl-naza doğru yürüdü. Kız şimdi yüzükoyun kapanmış. sarsıla sarsıla ağlıyor, anlaşılmayan bir kelimeyi tekrarlıyordu.
Necile ona yaklaştı, başucunda durdu, kulak verdi. ''Meral, Meral, Meral” diyordu Renglnaz.
Necile ürperdl.
Renglnaza doğru eğildi.
— Nc var? Meral mı? Nedir? Renglnaz, hişt!
Ve onu omuzlarından tutup sarstı.
Renginaz kızarmış ve pişmiş gözlerini o-na doğru kaldırdı:
— Saat! Saate bak Neşle... Saat!
Necile saate baktı ve içini çekip kaldı: Biri beş gediyor, altı geçiyor.
— Biri altı geçiyor, dedi.
Renglnaz oturdu. Başını önüne doğru salıverdi.
— Bitti, Görmüyorum artık. Bitti. Git. tiler.
424
Takıntımızın attıfcı lk inci gol î.rall kalesinde
Dünkü temsilî maçta
İstanbul takımı İsrail
karmasını
2 - O yendi
kıymetli oyuncularını olan Telâvive ile çtk-kalması
pek le-ihtimaiinl
Mısırlılarla yapılacak maç t-çln en
Milli Takımımıza vermiş İstanbul Karmasının karşı zayıf bir kadro mak mecburiyetinde —çık maçtan evvel neticenin hlmlzc olmıyacagı
vermekte iken İstanbul Takımının çıkardığı canlı oyun yürütülen bu tahminleri altüst ettL
İSTANBUL KARMA TAKIMI — Cihat . Salâhaddin. Vedli -Eşref. Kâmil. Muammer . Zeke-rlya, Galip, Şevket, İbrahim, Bü. lend.
TELÂVİV — İsrail Takımı, pazar günü çıkan kadrosunu mu. ha faza ediyordu.
İlk vuruşu Telâvlv yaptı. O-yun hızını alamadığı için ilk an. larda daha ziyade ortalarda oynanıyor. 8 inci dakikada birdenbire parlayan İstanbul Takımının soldan yaptığı bir hücumda Bülent, kaleye kadar topu sürerek ortaladı. Zekeriya vole bir şutla mükemmel bir gol yaptıysa da hakem kanaatimizce yerinde olmayan bir kararla of-sayd vererek golü saymadı. İstanbul Takımı hiç beklenmediği halde deril toplu bir oyun çıkararak oyunda hissedilir bir üstünlük kurmağa muvaffak oldu. Top şimdi mütemadiyen Telâviv yan sahası içinde oynanıyor. Fakat oyuncuların kale önünde fazla telâşa kapılmaları ve ara sıra da birbirlerine girmeleri ellerine geçen fırsatları neticelendiremlyor. Nihayet 21 inci dakikada Şevketin çektiği kuvvetli bir şutu kaleci güçlükle çelerek topu yere düşürdü. Bülent yetişerek hafif bir dokunuşla kaleden İçeri soktu. Topun ortaya konmasiyle hücuma geçen İstanbul Takımı tekrar Telâvlv kalesini sıkı bir çember içme aldı. Bu arada Bölendin yerden çektiği fevkalâde sıkı bir şutu kaleci yere yuvarlanarak kurtarabildi Geri batlarımızın sistemli ve şuurlu bir müdafaa tâbiyesi tatbik etmeleri Telâvlv muhacimlerine en ufak bir fırsat ve imkân vermediği gibi topun kalemize yaklaşmasına mâni oluyor.
lsrailin meşhur merkez muhacimi. müdafaamızın bugün iyi yer tutması ve adam kollanması sayesinde hiçbir mevcudiyet gös. teremlyor. 35 inci dakikada havadan kaleye yöneltilen bir topu İyi takip eden Şevket kalecinin müdahalesine imkân vermeden güzel bir kafa vuruşivle ikinci defa topu Telâviv kalesi ağlanna taktı. Akabinde yine Şevket kendisine verilen eşape-lik bir pasa hızla koşarak yetişti. Kaleciyi de atlattı. Fakat sol müdafi yetişerek kurtardı. Birinci devre bu suretle 2-0 Is-
— Ne görüyordun? Niçin bağırdın?
Renginaz, parmağını dudaklarının üstüne koymuş, başını iki yana sallıyordu:
— Suss... Biri beş geçe... Simsiyah kesfidir O alevler... Fakat bittL Susa-. Gittiler— Ev boşaldı.
— Hangi ev?
— Bu ev, bizim ev. Gittiler.
Renginaz yana doğru kendini salıverdi ve gözlerini kapadı. Bembeyaz yüzüne yavaş yavaş kan geliyordu.
Necile karyolasına baktı. Uyuyamazdı artık. Bütün korkularını bastıran bir idrak sıkıntısı duymağa başlamıştı. Nedir bunlar? Bu kıza ne oldu? Ne oldu bana? Bütün bu haller... Fakat odanın havasını dolduran, cam gibi şeffaf, kaya gibi ağır, yılan gibi kı\Tak, ölüm gibi şekilsiz, boğazı sıkan parmaklar gibi sert, hiçlikten daha hiç, fakat her şeyden daha fazla varlığını hissettiren, İsimsiz, ci-simsiz, kâbustan daha beter şeylere benzeyen o ağırlık şimdi yoktu. Necilenin bütün korkularını İten bir hayret, onda, etrafındaki her şeyin mânasından şüphe ettiren yeni bir ruh hali hazırlıyordu. Uyuyamazdı artık. Fakat böyle duramazdı da, oturamazdı da. Korkunun yerini alan hayret boğabilirdl. çıldırtabil irdi onu. insan istiyordu* görmek. Ve insanlar. Ve konuşmak.
Telefon hatınna geldi. Telefon! Kime? Bu saatte? Her şeyden evvel Meralin sesini duymak istiyordu. Kabilse Ferhadı alsın, bir oto. mobile atlayıp gelsinler. Hah, bu çok iyi. Gel. sinler. Yarım saat sürmez yoL Yarım saat 425
■■ ■■ ■■ 1 ■ ■■ ■ ■■
tanbul Takımının lehine bitti.
İkinci devreye Ibrahimln yerine Recep alınmış olarak İstanbul Takımı ufak bir değişiklikle çıktı. Oyun başlar başlamaz Telâvlv hemen hücuma geçti. Top başlangıçta bizim kale önünde oynanıyor. Cihat güzel bir kurtarış yaptı. Hakemin ofsayd görüşlerinde ara su ra yanıldığının bu devrede bâriz misallerini görüyoruz. Onuncu dakikada ceza sahası dışından çekilen fevkalâde bir frikik! Cihat aynı fevkalâdelikle kurtardı. Hâkimiyet elân onlarda. Takımımız henüz birinci devredeki insicamı ve beraberliği gösteremiyor. Bu daha ziyade onların bu devrede daha gayretli ve dikkatli oynamalarından ileri geliyor. 20 nci dakikada kalemiz iki dakika kadar devamlı bir tazyik altında kalarak her an gol olabilmek tehlikesi İle karşılaştı. Nihayet avt olmak suretiyle tehlike bertaraf edilmiş olabildi. 30 uncu dakikada Bü-lendin bomba gibi bir şutla yaptığı diğer bir golü hakem yine ofsayd addetti. Avantaj kaidelerine de pek riayet etmediği luyor.
Oyunun sonlarına doğru kendini toparlayan Takımımız hasım kalesini devamlı bir surette sıkıştırmağa başladı.
05nın İstanbul Takımının baskısı altında ve üçüncü bir gol çıkarmak peşinde koştuğu bir sırada 2-0 İstanbul Takımının galibiyetiyle sona erdi.
YENİ İSTANBUL
SİYASÎ İK 3ADÎ MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LİMtTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal H. SAKLICA
Yazı işlerini fiilen idare eden mesul müdür:
Sacld ÖGET
Ncşrcdllmlyen yazılar iade edilmez.
Basıldığı yer?
yeni İstanbul matbaa-CILIK LtMÎTED ŞİRKETİ MATBAASI
Ahone: Türkiye İçin seneliği 32, altı aylığı 17, iiç aylığı 9 Uradır. Hariç memleketler Ud mislidir.
İlânlar: 6 net sayfada santimetresi 2 Uradır. İlânlardan hiç bir mesuliyet kabul edilmez.
de giyinmeleri falan. Nihayet bir saat sonra buradalar.
Necile bir sigara yaktı. Renginaz uyuyordu. Battaniyeden dışan çıkan ayaklarında, ikide bir, silkinişler vardı. Ne derler ona? Refleks mi? Galiba... Uyusun aman. Onun evhamlan hep. Fakat o ıslık sesi, o el, o sarsıntı— Ne kâbus, Allahım, ne kâbus! Şimdi neden ve nasıl hepsi birdenbire geçti- '‘Gittiler’’ dedi Renginaz. Neler görüyor o? Yann doktora, inşallah. Bu kızın sonu iyi değlL Ya oynattı, ya oynatacak.
Necile sofaya çıktı. Durdu ve kendisini yokladı. Korkmuyordu. Ağır ağır orta kata İndi. Mavi salona girdi. Telefonun başına oturdu. Evvelâ Meral.
Numarayı çevirdi. Zil çalıyordu. Necile sayar ve yedinci çalıştan sonra ümidini keser. Gündüz beşinci çalıştan sonra. Şimdi de sayıyordu: Dört, beş, altı, yedi, sekiz... Cevap yok. Sabretti. Artık saymıyordu. Zil belki bir sekiz defa daha çaldı. Yine cevap yok. Koridorun kapısını kapamışlarsa yatak odalarından telefonun zili duyulmaz. Faydasız.
Telefonu kapadı. Samim. Evet, en İyisi o. Numarayı çevirdi. Zilin ikinci çalışında telefon açılmıştı. Necile Hasibenin sesini tanıdı ve ondan Samim Beyi çağırmasını istcdL Çok beklemedi.
— Samim. yatmış miydin? Sana çok İhtiyacım var. Hiç olmazsa sesini duyayım. Bil. mezsin. Bu gece ne müthiş anlar yaşadım. Bildiğin krizler değil. Hayır, hayır... Basit onlar, malûm.
(Devajııı rar)
426
T Aralık 1950
FIKRA
Bayt» »
YENİ ISTAN BUL
Şampiyonlar!..
Bediî FAİK
GEÇEN akşam, güreş müsabakalarına giderken, bindiğim taksinin şoförü, bir gere evvel namlı bir şampiyonu bar kapılarında dövüşürken gördüğünü söyledi!.. Yanımda dostum Şevket Kado da vardı. Birbirimizin yüzüne baktık ve hemen aynı anda konuştuk:
— Bu kaçıncı T
Evet, şıı son seneler zarfında, şampiyonlarımıza daJr İşittiğimiz, bu kaçıncı münasebetsiz hâdiseydi ? .Artık bir İkisi hariç şampiyonlarımızı uygunsuz hallerde görmek, yavaş yavaş tabiileşmeye başladı kİ, sporumuzu tehdit eden asıl tehlike bııdıır! Memleket sporunun halktan göreceği rağbetle hayatiyet kazandığı mutlak olduğuna göre, yakışıksız tavırla-rlylc bıı rağbeti baltalamakta başlıca Amil olan şampiyonlara dikkat etmek zorundayız!
Dünyanın hiçbir memleketinde bizdekiler kadar pahalıya oturan amatör şampiyona rastlıyamaz.sınız. Hele güreşçilere, birer servet sayılacak meblâğlar hediye edildi. Buna rağmen içlerinde, İkide bir millî temaslardan kaçmak için bahane İcadında artık üstatlık mertebesine erişmişler, har kapılarını aşındıranlar, meyhanelerin gediklisi kesilenler pek çok!.. Bunda, sporun devlet eline verilmesinin rolü birinci plânda ise, spor idarecilerinin zaafı da mutlak ona yakın bir seviyededir. Maalesef bizim İdarecilerimiz, şampiyonlarımızın her istediklerini yapmayı ve her kusurlarını kapatmaya çalışmayı başlıca meşgale edinmiş görünüyorlar. Artık şampiyonlarımız gazetelerin spor sahifelerinden, zabıta sütunlarına aktarılmaktan çekinmiyorlarsa, İşte bu gidişin neticesidir!
Burada derhal bir parantez açarak, spor idaresine uzattığım iğneyi bırakacağım ve koskoca bir çuvaldızı kendi kendimize dürteceğim: Şampiyon şişirmekte, spor sahasını bir hamaset meydanı, spor temasını bir kahramanlık destanı yapmakta matbuatın da büyük rolü ve kusuru var. Birtakım delikanlıları halka birer mâbut gibi sunduktan sonra, şimdi onları nerelere yerleştireceğini bilemiyen gazetelerimiz, ister İstemez bar kapılarına, meyhane peykelerine bakmamak, bakamamak durumunda bulunuyorlar. Böylece spor, münekkidslz de kalınca, cihetteki şirazeslnden çıkıyor. Hangi saha münek-İddslz kalmış da, İnkişaf etmiştir?
Yarın, öbürgün Beden Terbiyesi Teşkilâtı dağıtılınca, sporumuz tamamen kulüplerin ellerinde kalacaktır. Böyle bir durumun, hor şeyden evvel sporu düşünen idareciye ve sporu savunan münekkide ihtiyaç yaratacağı İnkâr edilebilir mi? Bilmiyorum kulüplerimiz böyle bir hazırlığın içinde midirler, ama matbuatın, bir ikisi müstesna, henüz hakikî spor münekkidine kavuşamadığı meydandadır ve onun için sporun alarm çanına dokunmanın tam sırasıdır.
Başbakanın, Büyük Millet Meclisinde dünkü beyanatı
tasarısının Trabzon Ahmet Barut-münasebetlyle Menderes aşa-bulunmuştur:
Fikir eserleri kanun tasarısı
Ankara. 6 (A. A.) — Büyük Millet Meclisinin bugünkü toplantısında, Birleşmiş Milletler emrine verilmek üzere yabancı ülkelere gönderilecek birlik halindeki ordu mensuplarının aylık ve ücretleriyle çeşitli istihkakları ve birliğin sair masrafları hakkındaki kanun müzakeresi esnasında, Milletvekili Faik çunun konuşması Başbakan iâdnan ğıdakl beyanatta
“Muhterem arkadaşlar,
Söz istedikten sonra benden evvel burada konuşan Faik Ahmet Barutçu arkadaşım konuşmalarını bir hayli uzattı ve söz istediğim anda söz istememiş olsaydım sonradan konuşmalarının düştüğü seviyeyi gördükten sonra söz istemekten vazgeçerdim. Meselenin şakaya tahammülü ol. savdı ben de kendileri gibi konuşmak ve birtakım nasihatler vermek mevkiinde olabilirdim. Sayın Barutçunun konuşmasının sadece bir iki cümlesini hatırlatmakla iktifa edeceğim. Sonra da meselenin esasına geçelim,
Müteakiben Adnan Menderes Barutçunun Meclise verdiği nasihatlerden bahsetmiş ve halbuki böyle ciddî meselelerde İşLn hakikatini görüşmenin daha münasip olduğunu belirtmiş ve sözlerine şöyle devam etmiştir:
“Arkadaşlar,
Simdi meselenin esasına geliyorum. Barutçu arkadaşımız konuşulmakta olan meselenin iki esas ve çerçeve içinde mütalâa edilmesi lâzım geldiğini 1leri sürdüler. Birleşmiş Milletler Anayasası ve Türk Anayasası. Filhakika bu görüşleri tamamen doğrudur. Biz de kendilerine iltihaa ediyoruz. Ancak, hâdisemizin bahis mevzuu olan meselemizin tahlili ve Birleşmiş Milletler anayasası ve bizim Anayasamız mü-vacehesinde vaziyeti Barutçunun görüşüne uymamaktadır.
Evvelâ arzedeyim ki, Faik Ahmet Barutçunun mütalâasına kıymet vermek lâzım gelseydi, Kereye asker göndermemek İcap ederdi. Ve Koreye asker göndermemiz bizim Anayasamıza olduğu kadar Birleşmiş Milletler A-nayasası hükümlerine da aykırı olmuştur. Şayet Birleşmiş Millet-
1er Anayasası veya bizim Anayasamıza aykırı olarak Koreye asker gönderilmişse, orada vatan çocuklarının kanunsuz olarak şehit olmalarına sebebiyet verilmiş ise, Anayasamız hükümleri &-yaklar altına alınmış ise bu kadar ağır ve vahim bir vaziyet karşısında C. H. P. muhalefetinin Meclisin açılmasından 45 gün geçtiği halde bu meselede hâlâ sükût, etmekte olması sebebini sormak yerinde olur (Bravo sesleri, alkışlar). Hattâ Meclisin a-çılmasını beklemeden önce bu hususta muhalefetin girişebllece ğl teşebbüsler vardır.
Arkadaşlar,
Barutçu mütemadiyen Birleşmiş Milletler Anayasasının 43. maddesinden bahsediyor. Bu (lâ takrebüşselâte) hikâyesine çok uygun düşüyor. Muhalefete göre memleket dışına silâhlı kuvvetler gönderilmesi ancak ve ancak 43 üncü maddenin tatblka konul-masiyle kaimdir.
Biz vaziyeti böyle mütalâa etmiyoruz. 43 üncü maddenin yanında. hattâ 43 üncü maddeden evvel bir de 42 nel madde vardır. Biraz izah edeyim, Birleşmiş Milletler Anayasası sulhün korunması için silâhlı müdahaleler yapılmasını iki safhada mütalâa etmektedir. Birisi, bahsettikleri 43 üncü madde mucibince hususî anlaşmalarla Birleşmiş Milletler emrinde bir zabıta kuvveti kuruluncaya kadar ğeri de 43 üncü bikmdan sonraki
Şimdi içinde
devre 43 üncü maddenin tatbi-kından evvelki devre olduğu için tatbik edilmesi lâzım gelen madde 42 nci maddedir. Bahis mevzuu olan 42 nci madde ise, silâhlı kuvvetlerin, gönderilmesinin mütecavize karşı harekete geçilmesinin sulh bozulmuşsa o-nun iade ve tesisinin ne suretle mümkün olacağını tesbit eden maddedir.
Binaenaleyh hükümetiniz 42 nci maddenin hükümlerine dayanarak harekete geçmiştir. 43 üncü madde tatbik edildikten sonra yani müşterek kumandanlık kurulduktan ve milletlerarası müşterek zabıta kuvvetleri tesis olunduktan sonradır ki, bunlara esas olan anlaşmalar Büyük
Millet Meclisine getirilir. Halbuki bunlar malûm sebeplerle henüz yapılamamış ve 43 üncü madde tatbike konulamamıştır.
Arkadaşlar,
Anayasamızın 26 ncı maddesi mucibince anlaşma ve muahede, yani Birleşmiş Milletler Anayasası, bu kürsüye getirilmiş ve Büyük Millet Meclisinin tasdl-kından geçmiştir. O halde Meclisten istedikleri hangi tasdiktir. Eğer 43 üncü maddede derpiş e-dllmekte olan mahsus anlaşmaların hususi muahedelerin tasdikini istiyorlarsa, mevcut olmayan bu muahedelerin tasdikini istemek çok garip ve abes duruma düşmektir (şiddetli lar, bravo sesleri).
Son olarak arzedeceğirtı şundan ibarettir. Barutçu rine başlarken demişti ki,
selemiz ya Birleşmiş Milletler A-nayasası, yahut da kendi Anayasamız hükümleri dahilinde mütalâa edilir.
alkış-
C. H. P. hükümetince hazırlanan tasarının 15 aralıkta Milli Eğitim Komisyonunda görüşülmesine
IA
olan devre, di-maddenln tat-devredir. bulunduğumuz
Irygve Lic, Çin delege teriyle bir arada
cihete sözle-me-
Arkadaşlarım,
Uzun sözler arasında mevzu ile hiç alâkası olmayan birtakım ivicaclı birtakım düşen kalkan ifadelerle zihinleri kanştırmak ve bu suretle hak kazandım zannetmek doğru değildir. Efkân u-mumiyeyi hakikatlerin sarahati karşısında, böyle birtakım ithamlar ve karmakanşık sözlerle bulandırmaya çalışmak ciddî bir muhalefetin kân olamaz.
Nasihat etmek mevkiinde bulunacak olsaydım, tekrar kürsüye geldikleri zaman meseleyi ve fikirlerini açıkça ortaya atabilecek bir durumda olmalan lâzım geldiğini söylemek isterdim. Bunun için de meseleyi iyice tetkik ve tesbit etmenin zarurî olduğunu bir kere daha İfade etmek zaruretini hissediyorum.
Müzakere mevzuu muhalefet tarafından bir hayli dağıtılmış oldu. Konuşulmakta olan kanuna gelince, kanunun gerek umumi heyeti, gerekse maddeleri hakkında takdir hiç şüphesiz yüksek heyetinizin olacaktır.”
Başbakan kürsüden İnerken Demokrat milletvekilleri kendisine büyük tezahürat yapmışlar ve şiddetle alkışlamışlardır.
Karaşide yapılan tenis maçları
Karaşl, 6 (AP) — Burada yapılmakta olan tenis maçlarına dün de devam edilmiştir.
Müsabakalara iştirak etmekte olan Türk tenisçilerinden Su-zan Gürel, tek erkek müsabakalarında, Pâklstanlı İftlkaria karşı oynadığı oyunda, 6/0, 6/1, 6/3 mağlûp olmuştur.
Tek kadınlar müsabakalarında, Türk tenisçilerinden Bayan Muallâ Gorodetski, Ingiliz kadın tenisçisi Miss Villis’i mağlûp etmiştir.
Asya Milletlerarası tenis müsabakaları ismi ile Lahorida yapılan bu maçların kar dö finaline, Amerikalı Frcd RovaJeski, Pâklstanlı Iftlkar, Hindistanlı Narendra ve AvustralyalI Huber kalmışlardır.
Muallâ Carmona Dinshaw (Norveç)
lûp etmişlerdir.
Muallâ, Pâklstanlı Vints fle yapmış olduğu maçı 6/0, 6/1 kazanmıştır.
Gorodetskt (Filipinler) (Pâk Istan) çiftini 6/1,
(Türk) ve çifti, Miss ve Hessen
6/3 mağ-
Washington muhabirimiz bildiriyor
Çin delegelerinin Birleşmiş
Milletlerde ilk temasları
Mac - Tse - Tung nezdinde bir elçisi bakınan Washington’un daha emniyetli addettiği İsveç'in teklifini tercih ettiği meydandadır
Ankara, 6 (Teni îstanbulun Ankara mümessili Refik Ahmet Sevengü bildiriyor) — Memleketimizde yürürlükte bulunan Telif Haklan Kanunu tam 40 yıl önce yapılmıştır ve bugünkü ihtiyaç-lan karşılamaktan uzaktır. Eski hükümet zamanında yeni bir telif hakkı kanunu hazırlanması 1-çin Milli Eğitim ve Adalet ba-kanlıklan temsilcileri ile Hukuk Fakültesi profesörlerinden ve başka ilgililerden mürekkep bir komisyon kurulmuş, uzun müddet çalışılarak bir tasan vücude getirilmişti. Fikir eserleri kanunu tasarısı adı verilen lâyiha C H- P. iktidan zamanında Bakanlar Kurulundan geçerek B. M. Meclisine gelmiş, fakat seçimlerin yenilenmesi kararı üzerine Millî Eğitim komisyonunda kalmıştı. Şimdi memnuniyetle öğre-diğlmlze göre hükümet bu tasarının kanunlaşmasını sağlamak Üzere Meclis, Milli Eğitim
misyonunun müzakeresine sunmuştur. Komisyon tasarıyı 15 a-ralık gündemine almıştır. Fikir eserleri kanunu tasarısı 92 maddedir. Sahibinin hususiyetini taşıyan ilim, edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eseri, savılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri bu kanunun mevzuu içine girmektedir. Tasarının ilk bölümü bu mahsullerin her birini açık surette tarif etmektedir, t-kincl bölüm eser sahibini bir kişi veya daha fazla olduğuna, adı arıkça ortada bulunduğuna veya bulunmadığına göre tarif etmektedir. Üçüncü bölüm mad-
Ko-
Doktor Cahit Özen Ingiltere Adlî Tıp Cemiyetine seçildi
Ankara, 6 (ANKA) — Altı aydan beri Londra ve Edin-burgh'da, adil tıp ve sosyal tıptaki yenilikleri ve ilerlemeleri tetkik etmekte olan kıymetli ilim adamlarımızdan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Asil Tıp ve Sosyal Tıp Enstitüsü Doçenti Doktor Cahit Özen, Londra ve Edinburg profesörlerinin teklif ve tavsiyeleri üzerine İngiltere Adli Tıp ve Sosyal Tıp Cemiyetine asil üye seçilmiştir.
Ulaştırma Bakanlığı ufak tip uçak alacak
Ankara, 6 (ANKA) — Ulaştırma Bakanlığı bilhassa şark Vilâyetlerine yapılmakta olan uçak seferlerinin büyük tip u-çaklaria yapılmasının ekonomik olmadığını tesbit etmiş ve bu hatlarda kullanılmak üzere u-fak tip 30 yolcu uçağı almak üzere tetkiklere başlamıştır.
dİ ve manevi, fikrî hakların nelerden ibaret olduğunu, bunları kimlerin kullanabileceğini, bunları kullanma müddetlerini, gerek şahıslara gerek hükümete tanınan yetkileri anlatmaktadır. Dördüncü bölüm eser sahipleri ile başkaları arasındaki sözleşmelerin nasıl yapılacağına, ne gibi menfaatler sağhyacağına ve sözleşme konusu olacak eserlerin nasıl tasarruf edileceğine dairdir. Beşinci bölüm fikir eserleri yüzünden çıkacak hukuk ve ceza dâvalarının nevileri ve bunların tâbi olacakları hükümler hakkındadır. Altıncı bölüm çeşitli hükümleri İhtiva etmektedir. i
Tasarının maddeleri esas itibariyle milletlerarası Bern sözleşmesi hükümlerine mutabık o-larak hazırlanmıştır. Bununla beraber milletlerarası sözleşmelerin bir çok imkânlarından mem leketimlzln İhtiyaçlarına uygun şekilde faydalanılmıştır.
Bu arada son 10 yıl içinde yabancı memleketlerden, yabancı dillerde neşredilip de tercüme hakkı doğrudan doğruya sahipleri tarafından kullanılmamış o-lan eserler dilimize serbestçe tercüme edilebilecektir. Bu hüküm Bern sözleşmesinin bir fıkrasına dayanmaktadır. Eserin yabancı dildeki intişar tarihinden İtibaren daima 10 yıl süre ile bu hak devam edecektir.
Tasarının ruhu şu dört maddede hulâsa edilebilir:
1 — Modern çoğaltma ve yayın tekniğinin müsaadesi nispetinde fikir mahsullerini bir nevi ticaret eşyası gibi halka para mukabilinde arzeden kimselerin elde ettikleri gelir kaynağından bu metaa yaratmış olanlara da faydalanma imkânını vermek,
2 — Fikir ve sanat eserleri ile onları vücude getirmiş olanlara karşı gösterilmekte olan saygısız! ıklan önlemek; hem eser sahiplerinin şahsiyet haklarını, hem de memleketin medeni seviyesini ve yaratma kabiliyetini red mahiyetinde olan intikal fiillerine mfınl olmak,
3 — Eser sahiplerine tanınması lâzım gelen mali ve mânevi haklar mahfuz kalmak şartiyle gerek Ammenin, gerek fertlerin fikir eserlerinden en geniş ölçüde faydalanmalarını temin etmek.
4 — Maksada elverişli ve müessir dâva imkânlarını sağlamak.
T, B. M. M, Milli Eğitim komisyon tasarının müzakeresine başlamadan üniversitelerimizin bu husustaki düşüncelerini de sormuştur. Çeşitli mütalâalar toplandıktan sonra milletvekillerinin münakaşalarına sunulacaktır. M. E. komisyonundan sonra da Adalet Komisyonu ta-0ADgı mluukere edecektir.
Kore savaşlarında yaralanan
Amerikan Millî Güreş Takımı seçildi
New-York, 6 A.A. (AFP) — Türkiye Millî Güreş Takımiyle 20 aralıkta îstanbulda karşılaşacak olan Birleşik Amerika Mil. lî Güreş Takımı seçilmiştir.
Sekiz güreşçiden beşi Amerika şampiyonudur. Bu beş güreşçinin isimleri şunlardır:
52 kilo John Harrison, 62 kilo LoWell Lange, 67 kilo Kelts Young, 73 kilo Wmiam Nelson, 79 kilo William Smlth.
Diğer üç güreşçi de şunlardır: 57 kilo Walter Romanoski, 87 kilo William Hekntz, ağır Cari AbelL
Washington, 6 (Hususi) — Komünist Çin delegelerinin A-merikaya gelir gelmez verdikleri ilk beyanat. Pekinin Asya ve Büyük Okyanus çevrelerinde bütün meselelerle yakından ilgilendiğini İspat etmektedir. Filhakika Çin, bugün Büyük Okyanus sahillerinin en kuvvetli devletlerinden biri olmuştur. Menfaatleri Formoza, Kore ve Japonyayı aşmaktadır. Bütün Asyaya ve Hint Okyanusunun etrafına yayılmış bulunan muhtelif kolonileri ile, Çinliler nüfuslarını arttırmak imkânım bulabiliyorlar. Rivayete göre Çin Delegasyonunun Birleşmiş Milletlerde yapacağı bu beyanat Pekinde uzun uzun düşünülmüş ve hazırl an m ışıtır.
Çinliler temaslarına, Trygve Lle’ye bir ziyaretle başlamışlardır. Birleşmiş Milletler koridorlarında bu kadar telâş, hiçbir zaman miştl. Çin delegeleri birkaç saat sonra Milletler Sovyetlerin,
Amerika tarafından Çine karşı yapılan taarruzu protesto mak-sadlyle yapılacak olan tartışmalarda komünist Çinin temsilci göndermesi teklifini, kuvvetli bir ekseriyetle kabul ediyorlardı. Vakit kaybetmeden ONU sekreterliği Pekinden Şu En L&i’a, gönderilen delegelerin Formoza meselesinden başka bir mesele görüşmeğe s&lâhiyetli olup olmadığını telgrafla sordu.
Amerika bu harekete derhal şiddetli aksülamelde bulundu. New-York Daily News gazetesi kocaman manşetler altında şu cümleyi bastı: "Birleşmiş Milletler Kızıl Çinlilerin Birleşik A m erik ayı itham etmelerine müsaade ediyorlar!* Birleşmiş
büyük bir görülme-geldikten Birleşmiş Birleşik

1-
Birliğimizin subay, er ve ailelerinin işlerile meşgul olacak büro kuruldu
Ankara. 6 (A.A.) — Millî Savunma Bakanlığından bildirilmiştir:
12 numaralı resmî tebliğ:
1 — Koredeki Türk Savaş Birliğinden yaralanarak Japonya-daki hastahanelere nakledilenler hakkında gelen birinci liste aşağıdadır:
Subaylar: _*
Yüzbaşı Beşlr Günay, Üstteğ-men Basri Ünal, Teğmen eddln Altınok, Yüzbaşı Olhon, Yüzbaşı Ramazan cı.
GedikJUor:*
Başgedikli İbrahim Erdoğan, Başçavuş Mehmet Şahin.
Çavuşlar:
Çavuş Halil Dağ, Çavuş Halil Yıldırım, Çavuş Kenan Eğen, Çavuş Mahmut Kandalonlu. Çavuş Mehmet îğit, Çavuş Nuri Yüntem, Çavuş Osman Akgül.
Erler:
Abdülhamit Gülşen, Abdullah Arık. Ali Rıza Yurddaş, Ali Zararsız, Ali Alkan, Ali Oztlirk, Abdıırrahman Sena, Ali Sönmez, Ahmet Nazlı, Ahmet Güçlü, Ab-durrahman Akgündüz, Ahmet Ünlü, Bekir özen, Bayram Ka-rakök, Cemal Azman, Cemal Be-dlz, Celâl Yiğit, Cemal Oktay, Cezml Olcay, Emin Kaya, Faruk Başaran, Haşan Fidan, Hallt Aslan, Haşan Gün, Halil Yoldaş. Hallt Gündağ, Hüseyin Çatal, Haşan Yağcı, Haşan Gücer, Haşan Göklü. Hıdır Devedış, Haşan Ö8ca, Haşan Aşırın, İsmail Nişanlı, İsmail Özer, İsmail Türkmen, İbrahim Gücel. İsa Gülger, ldris Öztürk, İbrahim Tepe, Kadir Gönül, Kadir Erkan, Kâzım Özbek, Kadir Güney, Mehmet Çakmak,Mustafa Uğur-hıel, Mustafa Arsın. Mehmet Pınar. Mehmet Türkmen, Mehmet Genişgcl, Mehmet Korkmaz, Mehmet Parmaksız, Mehmet Gündüz, Muharrem Karabayır, Mehmet Ilhan, Mehmet Soykan, I Musa Aşık, Mustafa Çelik, Mcv-lût Altın, Mustafa Avcı, fa Metin, Necdet Perl, Özbuler, Nuri Dizdar, Vardar, Osman tngeç, Alay, Ömer Çobaner, Ömer Ye-şlloğhı, Recep Horoz, Recep öz-demir, Ruhi Kızmaz, Recep Al-I kan. Sefer Dongel, Sait Mersin,
Baha-Cevat Akm-
Musta-Necap
Nevzat Osman
Salih Çetin, Salih Bozkurt, Ta-naş Papadopulos, Tahir Yılmaz, Veli Karataş, Veli Çolak, Veli Far, Yahya Satıkarahacı, Yusuf Kara, Yusuf Gün güz, Zulzarı özmen.
2 — Yaralılar ağır değildir.
3 — Yeni isimler alındıkça U-muml efkâra arzcdilccektir.
"Kore Bürosu” kuruldu
Ankara, 6 A.A (Mili! Savunma Bakanlığından bildirilmektedir) — Korede bulunan birliğimize mensup subay ve erlerimizle, ailelerinin her türlü işleriyle meşgul olmak üzere Millî Savunma Bakanlığı merkez dairesinde bir ”Kore Bürosu” açılmıştır.
Vatandaşların işlerinin çabuk görülmesini temin maksadiyle açılan bu büroya alâkadarların doğrudan doğruya müracaat etmeleri tebliğ olunur.
Kahramanlarımızı anma töreni
Ankara, 6 (A.A.) — Kore savaş birliğimizin ebedi Türk tarihine kattığı şeref destanının yurt içindeki akisleri devam etmektedir. Her tarafta halk ve gençlik, toplantılar yaparak şehitlerimizi anmakta, ruhlarını taziz etmekte ve birliğimizin komutan, subay ve erlerine kardeşlerinin selâm ve sevgilerini sunan telgraflar göndermektedir.
Bu cümleden olarak dün ve evvelki gün Kayseri, Niğde» Bolu, İzmir, Adapazarı, Ayancık, Urfa, Çanakkale, Kadınhan, Bur-gaz, Burdur, Amasya, Turhal, Maraş, Kara köse, Muğla. Kırşehir, Bartın, Düzce. Artova, Çivril, Balya, Fatsa, Kula, Bandırma, Balıkesir, Yenice, Sungurlar, Gümüşhane. Antalya. Trabzon, Beşiri, Şavşat. Çeşme, Pütürge, Pertek, Sarıkamış, Van ve Artvin’de büyük toplantılar yapılmış ve halk şehitlerimize rahmet, gazilerimize yeni şanlı zaferler dilemiştir.
Kdihramanlarınuzn yılbaşı hediyeleri
îzmlr, 6 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Korede çarpışmakta olan askerlerimize İzmir şehri adına gönderilecek yılboşı hediyelerinin toplanmasına devam edilmektedir. Bugün îzmlrde Tekel Sigara Fabriluısı işjlJcri üc-
retsiz çalışarak hazırlayacakları sigaraları Koredeki Türk asker, lerine göndermek istemişlerdir. Teklif derhal kabul edilmiş ve diğer bazı müesseselerin de İştirakiyle 35 bin paket sigara gönderilmesine karar verilmiş-tir.
t- ■ — -
Antonson, İrfan Atan için ne diyor?
Şehrimizde bulunan İsveç,
ran, Mısır güreşçileriyle İsrail futbolcuları şerefine dün gece Taksim Belediye Gazinosunda İstanbul Bölgesi tarafından bir akşam yemeği verilmiştir. Misafir sporcularla basın mensuplarının hazır bulunduğu bu toplantıda arkadaşımıza meşhur Antonson, İrfan Atan hakkında şunları söylemiştir:
“irfan çok kuvvetli, sarmaya düştükten sonra kurtulamadı m. Genç bir güreşçi, üzerinde çalışılırsa dünya çapında bir güreşçi olmaya namzettir. Kendisini tebrik ederim.’
Milletlerin Sovyet teklifini eL duğu gibi kabul etmesi, birçok delegelerin Amerikan politikasına karşı memnuniyetsizlfklert nln bir İfadesi sayılabilir. Bu ka. rar zaten nihaî bir karar değil usul icabı oya müracaattan başka bir şey değildi; buna rağmen sonsuz dedikodulara yol açtı. Çan Kay Şek rejimine bağlı bir Çinli yüksek memur» Pekin Hükümetinin Birleşmlf Milletler nezdinde gördüğü itL ban kasdederek : “Çin, tekrar bir büyük devlet mi oldu?* diye »ordu ve Çing Hanedanına mensup Kien Lung imparatorunun zamanından beri Çinin An-glo-Saksonlarla eşit haklarla karşı karşıya gelmediklerini İlâve ettL Kien Lung imparatoru ise, 18 inci asırda Çının Tibet ve Birmanyayı da içine aldığı bir zamanda, hüküm sürmüştü.
Milliyetçi Çinin bu diplomata nın tepkisi Asyalılann AmerL kalılarla görüşmek üzere gelen Mao Tse Tung delegelerinin yaptıktan akislerin ehemmiyeti karşısında duyduklan hayret ve gururun bir İfadesidir.
Birleşik Amerikanın bugün Pekine de, Moskovaya da Man-çurya ve Sibirya totpraklanna girmemek kararlarını bildirdita-leri malûmdur. Bu teminatın ne kanaldan verildiği belli olmamakla beraber, Amerikan Hâriciyesinin en salâhiyeti! Ameri, kan gazetecilerine verdiği beyanatta teyid edilmiştir. Umumi, yet itibariyle Amerikanın Pekin ile müzakere etmek için aru tık îngilterenin veya Hlndista-nın tavassutuna başvurmadığı, bunlara, Mao Tse Tung nezdinde bir elçisi bulunan ve Washing-ton’un daha emniyetli addettiği îsveçin tavassutunu tercih ettiği meydandadır.
Hindiçinîde Müttefik kuşetler mukabil taarruza geçti
Saygon, 6 (YÎRS) — Fransız resmi sözcüsü, Hlndiçinldeki Müttefik kuvvetlerin umumî bir hücuma geçtiklerini bildirmiştir. Sözcü, harekâtın Komünist Çin hududu yakınındaki Moncay limanı civarında teksif edildiğini ilâve etmiştir. Bugün Fransız uçakları Hindiçinîdekl muhtelif Vietmin yığınak noktalarına hücumlarda bulunarak düşmana zayiat verdirmişlerdir. Diğer taraftan Formozadakl Milliyetçi Çin Radyosu, 20,000 Komünist Çin askerinin Hindiçinîye girdiğini bildirmekte ve bu kuvvetlerin Hainan Adasında bulunduklarını İleri sürmektedir. Bu hususta malûmatına müracaat edilen Fransız resmi sözcüsü, Komünist Çin askerlerinin Hin-diçinîde bulunduklarını yalanlamıştır.
Gelenlerin bagajları alako-nulmakta ve bunların sonra gönderileceği bildiriliyor
700
ka-
de-
Barışseverlerin muhakemesi
Ba-bu-
Ankara, 6 (ANKA) — rışseverlerin muhakemesine gün saat 14 te askeri siyasi mahkemede devam olunmuştur. Geçen celsede savcı tarafından tahkikatın tevsii hakkında İleri sürülen ve mahkeme tarafından kabul edilen taleplerin cevapları okunmuştur. Bundan sonra sanıklardan mevkuf bulunan yedi kişi delillerin tetkiki hitam bulduğu iddiasiyle tahliyelerini ve muhakemelerinin gayri mevkuf devamını istemişlerdir. Müzakereye çekilen yargıçlar heyeti, layı m ek 14 o
Edirne, 6 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Tren bugün 13.15 de geldi. Bu posta île ırkdaşımız daha anavatana vuşmuş oldular.
Bu gelen göçmenler de
mirperde arkasındaki vesika resulünden ve gıda kifayetsizliğinden şiddetle müştekidirler. Bu ailelerin Sivilingradda bulundukları esnada 29 anne doğum yapmıştır.
Anlatıldığına göre Slvilingrad» da bulunan göçmenler birbirlerine yardım suretiyle hayatlarını kurtarabilmişlerdir, diye kadar memleketimize lenler hal ve vakitleri iyi olduğundan geride şimdi bu yardımdan da kalmışlar ve burada
tek fırın da kapatılmak suretiyle daha şimdiden açlıkla başba-şa kalmışlardır.
Memleketimize sevkedllen göçmenlerin bagajları Bulgar makamları tarafından alıkonulmakta ve bilâhare gönderileceği bildirilmektedir.
Şi örge-nispeten kalanlar mahrum bulunan
vaktin gecikmesinden (lobu husustaki karan bildir-üzere celseyi yann saat tâlik etmiştir.
Fransız Millî Takımı
Ankarnda oynanacak milli maça gelen Fransız Milli Takımı bugün Öğleden sonra şehrimize gelecek ve buradan Ankaraya hareket edecektir.
Ankaradaki Amerikalılara yapılan tamim
Ankara. 6 (ANKA) — Anka-radaki Amerikan tebaasına mühim bir tamim yapılmış, bu tamimde. Amerikan makamları tarafından kendilerine verilen her türlü yiyecek, giyecek ve i-çecek maddelerinin başkalarına satılmaması ve verilmemesi bildirilmiştir. Bunun aksine hareket edenler şiddetle cezalandırılacaktır.
Sayfa 4
tenî İstanbul
7 Aralık 19.50
Pamuk istihsalimiz
ve ihracat politikası
Hahib Edlb - Törehan
BİZİ yarının servetine kavuçtu-racfik olan iyi bnçarılardan ve tcjeBbüslerden birini, pamuk İ8-tihsaline Cumhuriyet Devrinde verdi/fimiz ehemmiyet ve bu iş-de gösterdiğimiz muvaffakiyettir. Biz, bu i«de Hükümetin yAp-mı« olclııftu yardımları büyük bir şükranla anmak isleriz. Bu yardımların hususi teşebbüse yöneltilmiş olması, istihsal dAvamıza netlcell tesirler yapmıştır. Herhalde Hükümet bu işde hususi teşebbüse ehemmiyet vermlye-rek ziraatı de kendisi yapmış o!, saydı, neticenin tamamen menfi olmak ihtimali hiç de imk&nsız delildi. Onun için biz, hükümetin, Cumhuriyet Devrinde birtakım başka işlerde de şahsi teşebbüse ehemmiyet vermiyerek her şeyi kendisinin yapmış olmasından ileri gelen fena neticeleri bir defa daha belirtmekle yeni iktidardan böyle bir durumn meydan verilmemesi huausunu artık temin etmesini isteriz.
Herhalde Adanada yerli ve İane ve Ege mıntakasmda ekstras-sima adını taşıyan ve hiçbir yerde rağbet görcmlyen, miktarca çok az pamuklardan kurtulmuş olmamız ve şimdi dünyanın her yerinde satılabilecek iyi kalitede pamuk için, memleketi büyük bir istihsal sahası yapmamız sevindirici bir hAdlsedlr. Bilhassa bu senenin boş döndürücü fiyat yükaekllkiori çiftçiye büyük bir heves vermiş ve »İmdi memleketimizin pamuk İstihsal sahaları olağanüstü bir gayretle işlenmeye başlanmıştır. Bu duruma göre önümüzdeki yılda istihsalin 1 milyon balya olacağını tahmin etmekteyiz. Bu hususta Türk çiftçisinin gösterdiği kabiliyet ve anlayış büyük bir rol oynamış ve memleketimizi yavaş yavaş pamuk istihsali yüksek olan memleketler arasında iyi bir mevkie getirmeye sebep olmuştur.
Bu seneki pamuk fiyatlarının artışı, önümüzdeki yıl istihsali nin artması hususunda bize iyi neticeler vaadederken. dlfcer taraftan uyanan spekülasyon hevesleri dahil ve hariçte pamuk a-lış verişlerimiz için bir emniyetsizlik yaratmıştır. Harp ve onun arkasından gelen yıllarda spekülâsyona karşı temayül, Şimdi I pamuk konusunda da belirmiş ve herkesi alıcı veya satıcı vaziyetine sokarak neticede bir çok tacirlerimizi taahhütlerini yerine getiremlyecek bir duruma düşürmüştür. Biz pamuk fiyatlarının artmasında çiftçi ve tacir için böyle bir durumun defril: hayırlı ve kazançlı bir halin meydana gelmesini bekliyorduk. Bil I hassa taahhütlerin yerine getirilememesi yüzünden, pamuklan satmış olduğ-umuz dış memleketlerde. fena vaziyetler husule gelmiş ve oraların bir cok ithalâtçı-lan iflâs eder gibi sıkıntılı bir duruma düşmüşlerdir. Son günlerde gazetelerde gördüğümüz l-ylmser haberler memleketimiz e. konomisi bakımından herkesi memnun edecek mahiyettedir.
şayet bu müşkill durumun tasfiyesi İçin anlaşmalara varılamamışsa. hiç olmazsa bundan sonraki pamuk alış verişlerinde pamuk alıcı ve satıcılarına kar- I şı çok ihtiyatlı davranılmasın! tavsiyeyi bir vszife biliriz. Çünkü taahhütlerin yerine getirilmemesi gibi hallerden zarar görenler bunun alış verişini yapanlar değdi, memleketin umumi pamua istihsal ve ihracatıdır. Herhalde biz istihsal ve ihracatımızı geçici hallere göre değil, normal durumlara göre düşünmek zorundayız. O zaman şayet malını nil-munesine göre satan; taahhüdünü gününde yerine getiren bir memleket olarak istikbale daha emniyetle bakarak bundan hiç şüphesiz pek iyi neticeler elde edebiliriz.
Kore bozgunu ve dünya borsaları
Stockholm (forsasında panik oldu, New-York Borsasında hisse senetleri yükseldi
Stockholm, 6 (Hususi) — Kore harbinin aldığ-ı vaziyet, Stockholm Borsasında panik yaratmıştır. Gazete başlıkları üçüncü harbin başladığını söyllyerck halkı korkutmaktadır. Taahhüt senetleri ve bonolar süratle düşmektedirler. Bütün bu kargaşalık arasında yalnız Savunma Bakanı halkı yatır-tıraıak henüz seferberlik ilân olunmuş gibi heyecanlanmaya lüzum olmadığını bildirmiştir.
N'e'v-York Borsasında hisse senetleri yükseliyor
New-York, 6 (AP) — NeW-York Borsn?yndn dün müşa-hade olunan kuvvetli bir talep neticesinde, hisse senetlerinin fiyatları hissedilir bir şeklide yükselmiştir. Chicago Hububat Borsası fiyatları da yükselmiştir.
Danimarkanın şeker sanayii
ikinci Dünya Harbinden beri mütemadiyen artmakta olan şeker istihsali bu sene 330 bin tona yükselmiştir
Memlekefe döviz sağlanması için dahildeki istihlâk tahdit edilerek 168 bin ton şeker ihracata ayrılmıştır
Derleyen: A. T.
İkinci Dünya Harbinde Danimarka, denizaşırı memleketlerden şeker ithal edemediği için ihtiyacın dahilden temini mak-sadlylc şeker sanayiine çok e-hemnıiyet vermişti. Harp sona erdikten sonra da memleketteki dolar azlığı gözönllnde tutularak dahilde şeker istihsalinin arttırılması isine devam edildi. Bugün Danimarkada 9 şeker fabrlkssı ve iki şeker tasfiyehanesi mevcuttur. Devletin kontrolü altında bulunan bu fabrikalar üç bin amele çalıştırmaktadır. Şeker fabrikaları senede iki milyon ton şeker pancarı iş-liyerek 300 bin ton şeker istihsal etmektedirler. Danimarka-dakl şeker fabrikalarının sekiz tanesi A S De Danskc Anonim Şirketine, bir tanesi de Pancar Müstahsilleri Kooperatifine aittir.
Danimarka, şeker pancan e-kimini ve dolayısiyle şeker istihsalini arttırmak için fiyat ve gelir politikasından hareket etmektedir. Harpten önce 1938 senesinde 100 kilo pancarın fiyatı 2.47 kuronken, 1950 de 6.66 kurona çıkmıştır. Yani fabrikalar pancar fiyatını % 180 nispetinde arttırmışlardır. Pancar müstahsiline ayrıca bir takım primler verilmekte ve muayyen bir asgari kazanç garanti edilmiş bulunmaktadır.
Memlekette şeker arttırılmasını temin kalar hissedarlarına kazanç sağlanmıştır.
Danimarkada 1938 senesinde 38.900 hektar araziye ekilmiş ve elde edilen dan 183 bin ton şeker edilmişti. Geçen senek!
ekilen saha 1938 dekinden % 60 fazla yani 62.400 hektardı.
Geçen sene Danimarkada 298 bin ton şeker istihsal edilmiş olup 1938 deki istihsal miktarına nazaran bunda da % 63 bir artma mevcuttur. Önümüzdeki yıl pancar istihsalinin daha da fazlalaştırılmasına ve fabrikaların istihsal kapasiteleri % 10
nispetinde yükseltilerek şeker istihsalinin çoğaltılmasına karar verilmiştir. Geçen sene pancarın hektar verimi 33.100 kilo idi. Bu, 1938 dekinden fazla ise de 1939 dakl rekor verime henüz ulaşılamamıştır. Danl-markada yetiştirilen pancarların şeker muhtevası harpten sonra % 16,5 - % 17,5 arasında bulunmaktadır. Geçen sene hektardan beş ton şeker istihsal edilmiştir.
Danimarkada şeker sanayii daha harpten önce memleketin ihtiyacını karşılamış bulunuyordu. İstihsal edilen şekerin mühim bir kısmı bilhassa İskandinav memleketlerine ihraç e-dılmekte ve memlekete bu işten fazlaca döviz de sağlanmaktadır. Danimarkanın altını diye anılan şeker, kerestesine, Fin kâğıdına ğer komşu memleketlerin
H ihraç maddelerine karşı çok aranılan bir maldır.
Geçen sene harice 70 bin ton şeker ihraç edilmişti. Bu, 1938 de ihraç edilen miktardan üç misli fazla idi Bu sone sekiz ay içinde ihraç edilen miktar da geçen sene aynı müddet zarfında yapılan ihracattan bin ton daha fazla olduğundan ihracatın artmakta devam ettiğini «öyilycbllîriz.
Bu sene Danimarkada istlh sal edilen pancardan 330 bin ton şeker elde edileceği hesap edilmiştir. Bu, geçen senekl istihsalden 40 bin ton daha fazladır. İstihsal edilen şekerin 101 bin tonu evlerde, 50 sanayide, 11 bin tonu ta, kalan 168 bin ton çata tahsis edilmiştir, ta ayrılan kısmın 130
beyaz şeker, 38 bin tonu da çikolata sanayiinde kullanılacak vaziyette olacaktır.
İhraç edilecek şekerin daha şimdiden % 56 sı haricî müşterilere satılmış bulunmaktadır. Şekere talep fazla olduğu için kalan kısının da kilosu 120-130 oereden çabucak satılacağı tah-
beyaz
İsveç ve dl-çeşit-
İstihsalinin için fabri-da yüksek
pancar pancar-istihsal pancar
bin tonu arıcılık-da Ihra-thraca-bin tonu
İşçiler hakkında ir karar
ı
Ankara, 6 (ANKA) — Stras-bourg’da toplanan Avrupa Kon- I şeyi sosyal sigorta uzmanları toplantısına İştirak eden işçi sigortaları yönetim kurulu başkanı ve Şeker Fabrikaları Genel Müdürü Nüzhet Tekül şehrimize dönmüştür. Dört gün süren toplantılarda memleketimiz işçilerini de alâkadar eden mühim kararlar verilmiştir.
Hayatını bedeni ve fikri çalış-maslyle kazanan zümrelerin hayat şartlarının ıslahı, hali hazır durumlarının ıslahı ve istikballerinin emniyet altına alınması i-çln ittihazı lâzım gelen tedbirler bu toplantıda bahis mevzuu edilmiştir. Bu meyanda Avrupa Konseyine dahil memleketlerden birinden diğerine nakledilenlerin müktesep haklarının sağlanması için de kararlar verilmiştir. Meselâ bir İşçi 10 sene Türkiye-de, 5 sene Yunanistanda, 10 sene de Fransada çalışırsa tekaütlük ve İçtima! sigortalardan faydalanma hakkını Bağlıyacaktır.
Tcsbit edilen esaslar Bakanlar Konseyine arzedılrnlgtlr.
se-
12
*


yu-
ka-ha-
E-
KISA
HABERLER
Nuremberg oyuncak sergini
★ Nuremberg 6 (Hususî) — Batı Almanya, gelecek sene 7 marttan 13 marta kadar sürecek ohm bir oyuncak sergisi acaçaktır. Nuremberg o-yuncuk endüstrisine göre, da-ha şimdiden siparişler gelmektedir. Alman ekonomi haberler ajansının bildirdiğine göre, 1950 senesinin ihracat mecmuu 26 milyon Alman markını bulacaktır. 1049 nesinde ihracat mecmuu mark idi.
Amerikanın ithal kontrolleri Was!ıington, 6 (Hususî) Tarım Bakanlığı aşağıda
zili maddeler üzerinde ithal kontrolü kalktığını bildirdi. Yağlar, yağlı osldler, sabun ve pudra, donyağı, hâlen ithal kontrolüne tâbi olan maddelerin başlıcası soya fasulya-sı. ayçiçeği yağı, pamuk yağı, karışık hayvani ve nebati yağlar, pirinç ve pirinçli maddelerdir. Bu maddeler üzerindeki kontrol de, kongre rariyle uzatılmadıkça. 30 zlranda sona erecektir.
Yunanistan Arjantine tütün satıyor Atina, 6 (Hususî) — Millî
konomi Bakanlığı Arjantine 3.100 ton tütün ihraç edilmesini tasvip etmiştir. İhraç e-dilen miktarın yüzde 50 si 1949 mahsulünden geri kalanı ise 1948 ve daha eski mahsul, terdendir. Buna mukabil Yunanistan donmuş et, mısır, arpa, mercimek alacaktır. Tahmin edildiğine göre satılacak tütünün değeri 4 milyon dolardır. Yunanistan İlk defa olarak Arjantine tütün İhraç etmektedir.
Brezilyanın 1951 kahve ınaİKHilü \Vashington 6 (Hususî) — A. nıerikan Tarım Bakanlığına göre, mayıstan eylül 1951 e kadar toplanacak olan kah-ve mahsulünün gayri resmî olarak 17 ilâ 18 milyon çuval olacağı tahmin edilmektedir. Bu miktar limanlara sevkedileccktir. Liman istihlâki için 12 milyon çuval ayrılırsa, geri kalan 16,5 milyon çuvalın dış piyasalara ihraç edileceği muhakkaktır.
min edilmektedir. Danimarka Norvcçten ucuz kühercile alabilmek için ona şekerini diğer memleketlerden daha aşağı bir fiyatla 79 oereden vermiştir. Bu sene Danimarka şeker İhracatından 200 milyon kuron elde e-deceği hesap edilmekte olup bu, geçen sene ihraç kıymetinin iki mislinden daha fazladır. Bu sene mahsulünden daha şimdiden Norveçe 35 bin ton, Isveçe 30 bin ton, Batı Almanyaya 35 bin ton, Ingiltereye 10 bin ton, A-vusturyaya 3700 ton ham şeker satılmıştır. Danimarkanın bugünkü şeker sanayii kapasitesi bu fazla şeker talebini karşılı-yacak durumda değildir. Hariçten gelen şeker talebini karşılamak için Danimarka bu senek! fazla istihsaline rağmen dahilde karne sistemini kaldırmamıştır. Bu vaziyette DanimarkalIlar nüfus kilo şeker istihlâk vam edeceklerdir, bu ayın 24 ündeki için nüfus başına
yaz aylarında reçel yapılmak üzere verilen 4 kiloyu da ilâve edersek Danimarkanın bugünkü şeker istihlâki harpten evvelkinin ancak dörtte birine baliğ olmaktadır.
başına 19,5 etmekte de-Bu miktara dini bayram 1/2 kilo ile
Ege bölgesinde sulama plânları
Marshall İdaresi tarafından hazırlanan bir raporda, Gediz Menderes havzasının sulama işi için bir plân yapıldı
Ankara. 6 (İzmir Ajansı) — Halen Amerikada bulunan Marshall idaresi Türkiye Misyonu Şefi Mlster Russol Dorr. Türkl-yonln Iktlsaden kalkınması için
muhtelif branşlara alt 41 Plânı VVpshlngton’daki ilgili daireye takdim etmiş ve bu raporlar ü-zerinde gayet geniş malûmat vermiştir. Marshall İdaresi Tür-
Amerikan suni ipek piyasası
Ncw-York. 6 (Hususî) — Sun! İpek ipliğine karşı olan talep istihsal edilen miktarın üstündedir. Hükümet de savunma programı için mensucat İhtiyaçlarını temine çalışmaktadır.
Amerikanın ileri gelen müstahsilleri, Viscose ve Dupont fab. rikaları, sunî ipeğe karşı olan talebin şimdiki istihsal kabiliyetlerini aştığını bildirmektedirler. Yün ve pamuğun pahalılaşması ve daha İyi sun! kumaşların ya-pılmosı elyaflı ipliğin piyasadaki ehemmiyetini arttırmıştır.
Bir çok kumaş fabrikaları dışardan elyaflı iplik alabilecekle rinl umuyorlardı. Halbuki diğer memleketlerin de suni ipliklere ihtiyacı artmıştır. Belçika ve Holânda müstahsillerinin sevkıyat yapmasına mâni olacağını bildirmiştir.
İstanbul Limanından ihracat
Ticaret Odası tarafından pılan hesaplara göre, ekim içLnde limanımızdan muhtelif memleketlere 412,155 kilo tiftik sevkedllmiştlr. Bu miktarın kıymeti 2.122.546 liradır. İhracat en ziyade, Birleşik Amerika, İngiltere, Fransa ve Çekoslovak, yaya vaki olmuştur.
Aynı ay içinde muhtelif memleketlere aevkedilen fındığın miktarı 1.348.730 kilodur. Bu miktarın kıymeti ise 3.168.858 lirayı bulmuştur. Fındık ihraca-tında birinci derecede gelen Almanya, ve lngilteredlr.
1 9 5
9 K
1
ya-nyı
Palamut İhracatçıları Birliğinin kararı
İzmir, 6 (İzmir Ajansı) — Ta-lamut İhracatçıları Birliği, palamut ihracatının mürakabesi hak kındaki mevzuatı bir defa da beraber gözden geçirmek üzere palamut tip rıümune heyetinin palamut ihracatçıları birliği idare komitesiyle 12 aralık sah günü müşterek bir toplantı yapmasına karar vermiştir.
9
YILINDA
E Ş 1 D E
O
KEŞİDEDE
91.000 LİRA
İKRAMİYE
AKBANK
1951 yılında her ay çekilecek olan
ikramiyelerden üçüncüsü
3 Mart 1951-de
Çekilecektir
BU HAFTA SONUNA KADAR İKRAMİYELİ AİLE CÜZDAKI alınız.
i
i
Cüzdanınız varsa
Birikmiş paralarınızı hesabınıza yatırınız.
Bu çekilişte 2 5 talihli
Hesaplarında birikmiş para ikramiyesi
(En cok 2.500 lira)
para kadar alacaktır.
YAPI ve KREDİ BANKASI
klye Misyonu Şefi, 1950 yılının son üç ayında yapılan tetkiklerin verdiği neticeye göre. Türkiyenin iktisaden kalkınması için gerekli hazırlıkların parça parça ve muhtelif safhalara ayrılarak değil, fakat muayyen bir plâna göre hep birden ele alınarak bunun mal! mükellefiyetlerinin daha gonLş bir anlamda ele alınması gerektiğini şahsî görüşü olarak ifade etmiştir.
Hazırlanan plânlardan biri Ege bölgesinin sulama işleriyle, elektrik enerji plânına aittir. Dünya Kalkınma Bankası uzmanlarının yaptıkları tetkike göre Türkiyenin bölge bölge ele alınması hakkındaki tez, enteresan görülmüştür; meselâ Ege bölgesinin Büyük ve Küçük Mendereslerle Gediz havzasının yeraltı sularından da faydalanmak suretiyle geniş bir sulamaya tâbi tutulması, bundan sonra da her iki bölgede meydana getirilecek hidroelektrik santralleri ile bu bölgelerin elcktriklendirllmesi ve mahallî sanayi hareketleriyle geniş ziraate tahsisi rr ütalâ-ası ehemmiyetle göze çarpmıştır.
Yapılan tetkiklere göro Gediz ve Menderes bir bollukta Ege bölgesi, niş istihsal
bölgesi haline gelecek ve bu o-lay Türkiyenin kalkınmasında gayet müessir olacaktır.
havzalannın tam sulanması halinde Avrupanm en ge-yapan bir ziraat
Sivas bölgesinin iktisadi programı
n Genel
Sivas il Genel Meclisinde, bölgenin kalkınması için bir program yapıldı
Sivas, 6 (A.A.)
Meclisi dün saat 17 de Vali Takl Gürkök’ün başkanlığında yeni yıl çalışmalarına başlamıştır.
Vali, uzun bir nutuk iradede-rek özel İdareler Kanununun bu gilnün İhtiyaçlarına uygun olma, dığını belirtmiş, 1951 bütçesinin durumu üzerinde geniş İzahat verdikten sonra Sivas'ın haiz ol. duğu ehemmiyete lâyık bir kalkınma hamlesi yapabilmesi için düşünülen tedbirleri anlatmıştır.
Tâki GürkÖk, 1950 yılında yapılan ve 1951 de yapılacak olan işlerin geniş bir bilânçosunu çizdikten sonra ilk yeni çalışma programının şu esaslara göre tanzim edildiğini söylemiştir:
a — İlçe, bucak ve köylerin sulama şebekeleri ve içme sulan tesisleri,
b — Bucak ve köy yollan inşası,
c — Ziraî tınlması,
d — Bazı şitli ziraatın
e — Geniş bir ağaçlandırma plânının tanzim ve tahakkuku,
f — ilde mevcut yeraltı servetlerinin işletilmesi ve bilhassa maden kömürü ocaklannın tevsi ve ıslahı,
g— 11 içinde çeşitli küçük sû-nayiin tesis ve inkişafı,
h — Hayvancılığın geliştirilmesi, (
1 — Belediyelerin ve bucakla-nn mali takatini arttıracak mahallî tedbirler alınması.
Vali, bu esaslar etrafında da izahatta bulunmuş ve bundan sonra Meclis, mûtad mesaisine başlamıştır.
istihsalin fazlalaş-
mıntakalarda çe-tatbikı,
67X11/1950 Çarşamba MEMLE K ET ve DÜNYA BORSA ve PİYASALARI
KAMBİYO ve ESHAM
AÇU1D Kupaıne
1 Sterllııg ’ 7 85.50 7.84.80
100 Dolur 280.50 280.30
100 Fr. Frangı . 0.80 0.8C
100 İsviçre Fr. . 64.03 64.03
100 Ecıçıkü Fr. 5.00 6.60
100 îaveç Kr. ... 54 12.50 64.12.50
100 Florin 73.68.40 73.68.40
100 Liret 0.44.128 0.14.128
100 Drahmi ..... 0.01.876 0.01.876
100 iCscoudos .... 9.73.90 0.73.90
%6 1933 Lrganl ... 22.45
%6 193« İkramiyen 20.20
Milli MUdnraa 1 20.16
%5 1941 Demiryolu IV • 98.70
%5 1941 Demiryolu V 95.—
%4 1/2 1019 İkramiyen 96.65
1941 Demiryolu VI 07.30
%6 Kalkınma 07.(35
Kalkınma n 97.45
%6 Kalkınma £11 ...- 96.45
%6 1948 istikrazı I 97.30
%ö 1048 Ih t İkrazı 11 .... 97.40
%6 1949 istikrazı 1 06.40
%7 Mîllî Müdafaa rv 20.20
%7 1934 Sıvua-Erzurum 1 , 21.05
%7 1934 u-vu 21.60
%7 1911 Demiryolu 1 19.50
%7 1941 Demiryolu II 20.90
%7 1941 Demiryolu III 20.52
%7 Millî Müdafaa X 20.15
%7 Milli Müdafaa II 20.70
%7 Millî Müdafaa İTİ 21.25
%7 Mîllî Müdafaa VI. 20.11
| Şirket Tahvilleri
T.O. Ziraat Bankanı 21.—
Anadolu D.Y. Tertip A/B. 110.20
~ M %60 112.6C
w H Mllmes. Senet 57.50
| Şirket Hisse Senetleri
1 T.C, Merkez Banaası 124.—
Türkiye tş Bankası ••••••••M 80.-
Türk Ticaret Bankam ....— 6.-
| Arılan f£impntn • 15.50
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
YABANCI BORSALAR
İstanbul Ticaret Borsası
Hububatı
Buğday yumuşak (Tüc.) . Buğday Ofis ...........
Arpa yemlik (dökme) ....
Mısır «ân (çuvalı) .....
Fasulva tombul .........
Fosu! ya Çalı sert ....
Kuşycm! ...............
Mercimek kırmızı kabuk. Mercimek yeşil .........
'lobut natürei
Tnftlı tohumlar:
Ayçiçeği tohumu
Keten tohumu • ■••••••••••••••-Kendir tohumu
Susam ...........
Ver fıstığı kabuklu ..........
Koru Moyralar :
Fındık kabuklu sivri) ..
Fındık (îç tombul 1950) ...
Ceviz (kabuklu) .........
Ceviz (İç natürel) ......
Dokuma hnm maddeleri ı Tiftik ınna mal ........
Tiftik 'NattlreD ........
fupak Trakya (Kırkım) .
Ham deriler :
Sığır salamura (Icasap) K) Keçi tuzlu kuru kilosu ..... ioyun bava kurusu kilosu
Nebati Yaftlar t Zeytinyağı (S.B. juuamyagı (Raf. Ayçiçeği (Rafine
Fındık voğı (Çürük)
tenekel!) sıra) ...
çıplak) ..
Bugün
Lak) Kapanış
32.30
29.08
48.—
319/325
700.—
195.—
200.—
33.15 29.08
22.—
24.—
42.—
55.—
40.—
30.30
55.—
21.10
36.—
40.—
W).—
80.—
318/320
50.—
180.—
700.—
630.—
370.—
106 —
215.—
265.—
245.—
200.—
145.—
167.—
İzmir Ticaret Borsası
bOO
«ugnn Kapanış
üzüm çeklrdokıdJB No.9 73.5 72.50
tncîr A serisi No - — —
incir H serisi No. 108 — 44.—
Pamuk Akala 1 .. 420.— 420.—
Pamuk Akala il .. —
Pamuk Akala, III... — —
Pamük erli M.
Pamuk vağı (rafine) . 110.—
Pam ık rekirdeğl 16 — —
Adana Ticaret Borsası

Birinci Akala 400.— 380.—
îkıncl .»
Birine Akala vadeli .. 372.— 350.—
Hazır _e
ikinci Akala yağmur
yemM —
Altınlar
Bugün Eski kur
Lira Lira
Külçe Yeril Gr. 4.81 4.83
Külçe Dckuhho. —
Cumhuriyet .w — 33.—
Kesat ....... M 3.8.— 38.10
Humit - 33.—
Gulden 20.80 30.—
İnciliz 43,60 43.75
Fransız kolc
Napoieon III « — —
tnvlfre —
New-York Borsası
Bıı&dtıy (Buşell=Sent) ...........
Sert Kış mahsulü No. 2 .........
Kırmızı Kış mahsulü No. 2 .....
Pamuk H id d 11 n g (1 Jbresİ=Sent) Anıl ık .m
Mn rt •••••••«•■••••••••••••••••••»«••••••••
Mayıs ...........................
Tiftik (IJbreıd=Sent) ...........
TeJCMUl No. 1 ...............
Fındık (Libresi-= Sent) .........
Kabuklu yeril İri
'• " orta .............
Levan t îç ’thnl malı ..........
Ekaıro İri »e tthıu malı .......
Kuru ılzUnı Llbrcsi = Sent) .....
Thompson çekirdeksiz seçme Keten tuhumu » Bükeli = Dolur)
Mlnneapolls ....................
Kiday (Llbre=Sent) ..............
Levhtt-tenoko »100 libre dolar)
OUD
kuı
265.—
237 3/4
41.05
150.—
135.15
63.—
66.-
U 1/4
265.—
237.—
41.04
40.99
40.01
135.10
135.—
59.—
65.—
U 1/4
3.85
147.—
1.30
8.80
149.—
7.80
Londra Borsası
Keten luhaınu (TuQU=Sterliııg) Bombay Kalküta - Yer fıstığı Hindistan 73.— 79.- 73.- 71.— 78.—
Bradford Piyasası
Tiftik İyi mal Mbrealz:Fiyat) .. *
•• t?ıra malı M M «M. —
Yün Anadolu m M —. —
” Trakya —
İskenderiye Borsası
Pamuk (Kantarı—Tnllnrı) Ashmounî rCıea elyaflı F/G. 143.— 140.25 ,
Karnak Uzun plvnfh F/G 138 - 134.—
Umumi Mağazaların yıllık toplantısı
Yeni idare heyeti tamamiyle değiştirildi, yenileri seçildi
Ankara, 6 (Hususî muhabirimizden) — Umumi Mağazalar Türk Anonim Şirketi Hissedarlar Umumî Heyeti Şirket merkezinde toplanarak eski İdare meclisini Iskat etmiş ve yenisini seçmiştir. Müzakerenin devamında kanunen mahzur olmadığı Hükümet Komilerince açıkça beyan edilmesine rağmen. toplantıya riyaset etmekte olan eski idare meclisi başkanı bir aralık umumî heyetin reyine müracaat etmeden celseyi kapamak Istemfose de u-mumî heyetin ittifakla karıjı koyması üzerine kendisi başkanlıktan çekilmek durumunda kalmış ve diğer idare meclîsi üyelerinin ittifakiyle riyasete getirilen yeni başkanın idaresinde müzakerelerini tamamlamıştır.
Yeni idare meclisine Emlâk Bankası adına umum müdür muavini Avnt Sakman. Sümer-bank adına Suat Kcskinoglu, îş Bankası adına Ahmet Dallı, Ticaret Odalan adına î^ebip Di-vanhoftlıı, Ziraat Bankası adına Bekir Turna, Türk Ticaret Bankası arlına Hüseyin Ulvi Derer. Osmanlı Bankası adına Ba-haeddin Bursalı seçilmişlerdir.
Yeni İdare meclisi bu hafta İçinde toplanarak aralarından idare meclîsi balkanını seçecektir.
İncir, Üzüm Satış Kooperatiflerinin zararları
Ankara, 6 (İzmir Ajansı)’ — İzmir Üzüm Satış Kooperatifler Birliğinin geçen mahsul mevsiminde üzüm müstahsillerini himaye maksadiyle hükümetin emrine uyarak yaptığa mubayaalarda uğradığı zararlar, koordinasyon heyetinin emrindeki fon hesabından kapatılacaktır. Bu husustaki Eakan-lar Kurulu kararının bu hafta içinde çıkmasına intizar edilmektedir.
İzmirde liman hareketleri
İzmir, 6 (İzmir Ajansı) — Tircaret ve Sanayi Odasının tesbitlne göre, kasım 1950 ayı İzmir Limanı ihracatı 49 mil. yon Türk lirasına baliğ olmuştur. Geçen yıla nazaran bu sene 11 aylık ihracatta bir azalma mevcuttur. Bu azalmayı a-ralık ayı ihracatının telâfi edeceği ve 1950 senesi ihracatının geçen yılm nihaî rakamı olan 327 milyon lirayı bulacağı tahmin edilmektedir.
İzmir Limonından yapılan ihracat
İzmir. 6 (İzmir Ajansı) — 950 rekoltesinden çekirdeksiz kuru üzümün ilk ihraç tarihi olan 23.8.1950 den 30.11.1950 gününe kadar İzmir limanının vâki olan ihracatı 43 milyon 978 bin 6 kiloda 35 milyon 459 bin 973 liraya: İncir ihracatı 12 milyon 873 bin 856 kiloda 10 milyon 83 bin 77 liraya baliğ olmuştur. Aynı tarihlerde 37 bin 236 lira değerinde hurda incir. 37 bin 737 lira değerinde de ir.ctr ezmesi ihraç edilmiştir.
İzmir Ticaret Odasının te3bi-tine göre kasım ayında pamuk ihracatı 20 milyon 397 bin 467 lira, tütün ihracatı 14 milyon 952 bin 657 liraya baliğ olmuştur. Yine kasım ayında 831 bin 489 liralık canlı hayvan ihraç e-dilmiştlr.
Manisada pamuk ekimi genişliyor
Manisa, 6 (İzmir Ajansı) — önümüzdeki yıl, pamuk ekimine büyük önem verilmekte olduğun, dan bir çok tütün tarlaları te-mlzlenmekte ve pamuk ekimine tahsis edilmektedir. Bu bakımdan gelecek yıl pamuk ekimi artarken tütün rekoltesinin bundan müteessir olacağı anlaşılmaktadır.
Ulaştırma Bakanlığı ufak tip uçak alacak
Ankara, 6 (ANKA) — Ulaş-tırma Bakanlığı bilhassa şark vilâyetlerine yapılmakta olan uçak seferlerinin büyük tip u-çaklarla yapılmasının ekonomik olmadığını tesblt etmiş ve bu hatlarda kullanılmak üzere ufak tip 30 yolcu uçağı almak üzere tetkiklere başlamıştır.
İzmirde çimento darlığı önlendi
İzmir, 6 (İzmir Ajansı) —
Bir müddetten beri şehrimizde başgösteren çimento buhranı, gerek dış memleketlerden, gerekse îstanbuldan limanımıza gelen çok miktarda yem parti mallar Üzerine Önlenmiş, fiyat-lar da düşmüştür. Evvelce karaborsada 750 kuruşa kadar satılan bir torba çimento bugün 150 kuruşa kadar düşmüştür. Gelmekte olan çimentolar civar il | ve ilçelere sevkcdllmektvdır.
7 Arabk 19B0
T E N T İSTANBUL
SnyfA B
z £
merikadan intibalar
Amerikan seçimleri
ve dünya siyaseti
Yazan: Oğuz Türkkan
k( e-
o-
Anlaşılan, şu son günlerde A-mcrikan seçimleri hep sürprizli geçiyor. 1948 de, Truman yüzde yüz kaybedecek dendi. Truman yüzde yüz kazandı ve radyoda, meşhur siyasi yorumcuların sesim taklit ederek kehanetleriyle alay etti.
Bu sefer alaya maruz kalma sırası Truman’ın oldu. Seçimden iki gece önce verdiği nutukta: "Bu seçimi biz demokratlar, hem de ne büyük bir farkla kazanacağız, göreceksiniz. 1948 de nasıl dediğim çıktı ise, bu sefer de öyle olacak., dedi. Ne çare seçim sonunda demokratlar aaalı bir hezimete uğradılar.
Gerçi rakamlara bakılacak
hırsa, adedi çoğunluk demokratlardadır: Senatoda demokratların 49, cumhuriyetçilerin 47 sandalyesi var. Mebusan Meclisinde de demokratlar 235, cumhuriyetçiler ise 199. Fakat bu rakamlar, seçimden önceki kongre nispetleriyle karşılaştırılır ve hele seçimde. Kongrenin ancak yarsın ur yenilendiği düşünülürse hakikat meydana çıkar. Bir nokta daha şu ki. demokrat diye sayılanların yansı, Tnımana zıt olan cenup eyaletlerinden seçilen •Asi demokratlar** dır. Bu seçimde, halkın ancak yüzde 44.6 sının demokratlara rey vermiş olması, mağlûbiyeti rakamla da gösteren bir keyfiyettir. 82 nci Kongre, cumhuriyetçilerin Asi demokratlarla anlaşmalan sayesinde, Truman’a zıt bir çoğunluğun elinde bulunacaktır.
Truman İçin daha ağır olan husus şudur kL en güvendiği ve partinin en kuvvetli adanılan bu sefer seçilmemişlerdir. Bu mağlûpların ve onlara galip gelenlerin seçim propagandalan tekrar okunursa, halkın hangi hususlarda fikrini belli ettiği anlaşılır. Meselâ, 24 senedir A-yan âzası olan meşhur Senatör Tydings'i alalım. Cumhuriyetçi Senatör McCarthy bundan birkaç ay evvel, "Hariciye Vekâleti komünistlerle doludur.” iddiasında bulunduğu ve isimler verdiği zaman, bu iddiayı tetkike memur edilen Senato Komitesine Tydings başkan seçilmişti. Ty-dings, seçim esnasında, bu iddiadan hası rai tı etmiş ve Senatör McCarthy’ye husumet göstermiş olmakla İtham edilmiş vc uzun siyasî hayatında ilk mağlûbiyeti tatmıştır. Yerine, ismi bile duyulmamış bir başkası seçilmiştir. Halkın bu suretle hareket etmekle, McCarthy*-nin ıddialanna tamamiyle inandığını göstermiş olması bile, i-şln içinde aydınlanmıyan hususlar bırakıldığı kanaatinde olduğunu belli etmiştir.
Bunun gibi, Senatoda hükümetin sözcüsü Senatör Lucas, Truman’ın müridi Helen Doug-las... vs. hep yenilmişlerdir. Daha tuhafı, Cumhuriyetçi partinin cumhurbaşkanlığı namzetlerinden ve hükümetin amansız düşmanı olan Senatör Taft, bütün gayretlere rağmen kazanmıştır. Hem de öylesine ki, siyasi hayatında görmediği bir çoğunlukla! New-York‘a tekrar vali seçilen Dewey de, aynı şekilde kazanmıştır. New-York'ta belediye reisi seçimini ise, Truman’ın şahsen ve alenen desteklediği Demokrat Pekora değil, "Asi Demokrat" împeletten kazanmıştır! Ve hep bu minval üzere...
¥
Ne olmuştur? Bunun mânası nedir? Dünyanın en buhranlı bir anında, dünya politikasının idare dümeninde bulunan Amerlkada yapılan bu seçim, bütün milletleri şiddetle ilgilendirmektedir. Yeni Kongrenin hayati ö-nemde kararlar vereceği ve bunu, kanaatlerine göre yapacağı anlaşıldığından, her yerde bu neticelerden güvenilir bir mâna çıkarma gayreti vardır. Avrupa şimdiden telâş göstermekte ve yeni KongTenin Avrupayı Asya lehine feda edeceğinden korkmaktadır. Truman’ın Seçim Arifesi Nutkunu hatırlıyanlar, tefsiri daha ileriye vardırarak, infiratçılığın hortlamasından bile bahsetmektedirler. Hakikat nedir?
Seçimin böyle bîr sonuç vermesinin dahili ve harici birçok sebepleri vardır. Dahil! sebeplerin başında; hayat pahalılığı, hükümete atfedilen israf ve yolsuzluk gelir. Haricî sebepler ise, hükümetin Asya siyaseti ve hazırlanma bahsidir.
Asıl, bu dış sebepler üzerinde biraz duralım:
Amerikada infiratçılık ne hortlamış, ne de seçimi kazanmıştır. Kongreye ancak bir tek infiratçı lllinois’den Senatör Dirksen seçilebilmiştir. Böyle a-caip insanlar dünyartın her rafında Parlâmentolarda ilâç «un diye bulunur. Kasımlar rafından İnfiratçılığa meyilli
ye gösterilen Taft bile, seçimin hemen akabinde; "Bugün ancak alık bir insan infiratçı olabilir” demiştir.
Buna rağmen, Demokrat Hükümetin dış siyaseti halk tarafından tasvlb görmemiştir. Halk, “Niçin Kore işine karışıyoruz, harbe sürükleniyoruz” dememiş, bilakis, "Niçin Kore harbi çıkıncaya kadar A »yada müdahalesiz durdu];?0 diye sonnujtur.
ta-ol-ta-dl-
Halkm bu sefer tasvibini kazanan cumhuriyetçiler. Amerikanın Avrupaya lüzumundan fazla. Asyaya İse lüzumundan az önem verdiğine kanidirler. Batı Avru-panın silâhlanma yolunda gösterdiği ağırlık ve hele Fransanın mızmız halleri. Amerikalıları u-sandırmakta ve yükün yalnız kendilerine bırakıldığını zannettirmektedir. Avrupaya yardım bahsinde çok hasis davranmayı tavsiye edenlerin en başında gelen Senatör Taft» ”Bir kere şu suale cevap verelim: Avrupa stratejik bakımdan müdafaaya müsait midir ki?” demiştir. Buna rağmen Taft, Avrupaya askeri yardım yapılmasına taraftar olduğunu, ancak bu sarfiyatı i-yice gözden geçirmek gerektiğini bugün radyoda tasrih etmiştir.
Cumhuriyetçiler ve başlarında, sözünü eslrgemiyen General MacArthur, Truman’m Asya siyasetini mânâsız ve yanlış bulmaktadırlar. Onlarca Çan-Kay Sek’e Azamî yardım yapılmalıydı. Bunun, Formoza münasebetiyle. hâlâ yapılması mümkündür. Çin Komünistleri katiyen tanınmamalı ve hiç yumuşaklık gösterilmemelidir. Roosevelt, Tahran ve Yaltada, bilerek veya bilmiyerek, dünyayı Stalin’e satarak bugünkü feci durumu hazırlamıştır. Tınman, Marshall ve Acheson da Uzak Doğuda aynı tavizkâr politikaya, bugüne kadar devam ederek. Rus peyki muazzam bir Çinin teşekkülüne meydan vermişlerdir. Şimdi Asya siyaseti yeniden düşünülüp kurulmalı ve zaafa müsaade edilmemelidir.
Şüphesiz cumhuriyetçilerin hepsi her hususta aynı şekilde düşünmüyor.
Partinin lideri şayian De-wey, dış siyaset bahsinde atılgandır. Derhal seferberliğin ilânını ve harbe ciddiyetle hazırlanılmasın: istemektedir. Diğer genç lider Stassen İse, Rusya-nın bundan sonraki herhangi bir buhran yaratmasına karşı doğrudan doğruya Rusyaya harp i-lân edilmesini ve bu niyetin şimdiden Rusyaya tebliğini talep etmektedir.
İşte son seçimlerin —dış siyaset bakımından— mânası budur.
Colette, Drouant lokantası-na geliyor.
GoncooK Akademisi Arala- * n 1060 yılı toplantılarında.
s
T
A K T Ü A L I T E L E R İ
romanı ile
Uçüncünün dediği
genç bir muharrir kazandı
Yazan: Ayçe NTE
Modern yaşayış ve kültür hakkında Amerikalıların düşünce ve kanaatleri
Dünya nüfusunun üçte ikisi ziraatta meşguldür. İnsanlardan bir çoklan lüzumsuz veba ve haftalıklara karşı mücadele exlerken köhne âlet ve kifayetsiz tohum ve hayran ile pek kuru veya pek yaş bir topraktan hayatlarını kazanmaya çalışırlar. Bıınlann büyük bir kısmı iyi bmtanmla olman uıkla beraber önüne gyçlllr IvvstaJıklardan muzlurip ol. (hıklarından fazla çalışa i nazlar.
Kanaatimce, gıda maddelerinin iatlh^ıll ve tevziatı az masraf İle ıslah edilebilir. Bu gayeye erişmek İçin yalnız takip edilecek usulü bilmemiz kâfi değil, çiftçilerin İtimadını kazjuımak İçin onlara nasıl hareket etmeleri İcap ettiğini göstermemiz lâzımdır.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Ziraat Teşkilâtı Umum Müdürü Morris EL Dodd
insan ne kadar akıllı ve düşünceli olum karar veımeal o kadar zordur. Birkaç yol veya çareden birini seçmek mecburiyetinde olduğu roman, akıllı adam bütün İhtlmnİleri ve neticeleri gözden goçlrorek düşünüp takınır. Her karar İçin bir fedakârlık yapmak İcap öder. Oraya gidermem burada kalamam, burada kalırsam oraya gidemem.
Size faydalı göriknen kararı veriniz, fakat tekrar aynı şeyleri döjyünme^’iniz. Derin bir düşünce kâfidir, fazla dti-şürjneye devam ederseniz İradenizi zayıflatırsınız.
Louis J. Halle, Jr.’un "Dünya ile karşı karşıya,, adlı kitabından
Uzak istikbal, dimağ ve zihin kuvvetlerine tâbi olacaktır. Son 50 senenin geniş teknik başarılan, asırlarca İnkişaf eden cislmslz aidi ve fikri kuvvetlerin mahsulüdür, ya hükümeti, bir Allahın ve bir kAlnatm olduğuna dair naatln mantıkî neticesidir.
önümüzdeki 50 sene zarfında dostluk İle cebir ve viltar ile askerler arasında bir mücadele bekleyebiliriz, mücadele, dünyanın sivil ml, yoksa asker tarafından İdare edileceğini tâyin edecektir.
National Educatlon Assoclaflon Journal mecmuası başmuharriri Joy Elmer Morgan’m makalesinden
Bizim siyasî hayatımızın doğruluğu açıklık ve vâzıhlık ile şerhedilir. Hataya düşmemek için hatayı keşfetmekte serbest olmak lâzım olduğunu biliriz»
Birleşik Amerikada New Jersey eyaletinde Prlnceton şehrindeki İleri Eğitim Enstitüsü Müdürü J. Robert Oppenhelmer
Dün-ka-
M-
Bıı

Memleket röportajı
Orta Arıadolunun güzel bir köşesi: ÇANKIRI
Burada her taraf yemyeşildir. Yollar, bahçeler, hattâ evler bile
ı
k
Yazan: Fehmi Ülkesin
Çıplak tepelerin çevirdiği dar ve uzun bir vadide, tablalı.i
meydana getirdiği muhteşem ye. şillik tezyinatı arasında eank kayboluyor. Bir tarafta yükse len kalesinin kucağına yaslanmış, diğer tarafta kahramanlar yuvası olan Piyade Atış Okulu nun eteğine serpilmiş, irili ufaklı, yeni ve harap evleriyle; vadinin ortasından bir gelin nazı lir kırıtarak akan hayat kaynağı deresine bakarak derin hülyala-riyle başbaşa uyumaktadır. Bu yeşillik tufanı arasında kıvrılarak uzanan tren yolu, şehri Ankara ve Zonguldağa, şose dr Kastamonuya bağlanmaktadır, İstasyon son senelerde bir havli inkişaf etmiş ve halen de etmektedir. İstasyon ganndan çıktıktan sonra, etrafını top ağaçlı yemyeşil akasyaların çevirdiği parke döşeli temiz caddeler insana ferahlık veriyor. Biraz ilerledikten sonra büyük kurtarıcı A-tatürkle karşı kargıyasınız. O-nun. şapka inkılâbında ilk uğradığı bir şehir olmak sıfatlyle Ata sizi şapkasiyle selâmlıyor. Anıt etrafını hep resmi daireler çevirmekte. Bir tarafta postahane, Tekel ve Emniyet Müdürlük binalariyle diğer tarafta hükümet, belediye ve Halk Partisi binaları. Daha İleri gittikçe irili ufaklı dükkânlar, çeşitli vitrinler ufalıp haraplaşmakta, ev-devam edilen modern sarı boyalı dükkânların süslediği çarşı, sebze hail ve kalem gibi minaresiyle yükselen Mimar Sinanın eşsiz tarihi eseri Ulucami, şadırvanlar ve etrafında kahveler. Biraz daha içerlere girdikçe evler uzalıp haraplaşmakta, parkeler yerlerini eğri büğrü kaldırım taşlarına terketmckle ve yollar daralmaktadır.
Şimdi bir de istasyondan Yenişehir istikametinde llerllyellm: Her taraf yemyeşil yollar, bahçeler ve hattâ evler bile. Bu Yeşillikler İçinde kurulan yollar insanı bir yeşillikten bir yeşilliğe, bir cennetten diğer cennete ulaştırıyor.
îşte tepelere kadar uzanan bağlar ve dere kenarını takibe-den binlerce sebze ve meyva bahçeleri, velhasıl tabiat buraya yeşillik bakımından cömert davranmış; başınızı sağa çevirin, sola çevirin, nereye çevirirseniz çevirin karşılaşacağınız manzara daima ve dalma yeşil ve ye-flilliktlr-
Çankırmın istasyondan görünüşü

nema
1JER sene 5 aralıkta verilen ■•Goncourt mükâfatı, Parisin gazeteci ve muharrir muhitlerini allak bullak eder.
Goncoıırt kardeşlerin 1896 da kurdukları Goncourt Akademisi on âzadan İbarettir. Bugün aralarında Andrö Bİlly. Armand Sa-lacrou. Francis Carco gibi Fransız edebiyatının en büyük simaları bulunan heyetin reisi meşhur romancı Colette’tir. Akademisini kurarken, her sene 5000 franklık bir mükâfatın senenin en muvaffak olmuş nesir eserine verilmesini tesbit eden Edmond dr» Goncourt vasiyetnamesinde şöyle diyor: "Mükâfat mensur olmak şartiyle. senenin en iyi romanına. hikâye kitabına, intiba veya hayal eserine verilecektir. En büyük arzum, bu mükâfatın, fikir ve şekilde bir yenilik yaratan orijinal ve istidatlı gençlere verilmesidir.,.
Gerçi bizim para kle 50 lirayı pek aşmıyan bu mükâfat pek mühim görünmemekle beraber, talihli namzedinin eserine 100 bin nüsha olarak satılmasını temin ettiği için, üç milyon frankı aşan bir varidat getirir.
Goncourt Mükâfatı Parisin meş. hur Drouant lokantasında bir öğle yemeği esnasında verilir.O gün gazeteciler kesif bir kütle halinde gelenin gidenin ve bilhassa Colette’in fotoğrafını çekmek, A zalnrın ağzından bir söz kapmak için sabahın erken saatlerinde lokantanın etrafında toplanırlar, bir telâş, bir gürültüdür gider.
Bu sene Colette pek yaşlı ve hasta olduğundan. Paris halkını bu eğlenceden mahrum etmiş, se. çimin Palais Royal’dekl kendi a-partmanmda olmasını İstemiştir.
1951 senesi mükâfatının tevzii bir hayli zor oldu. İki sene önce “Vipfcre au Poing” (Elinde bir yılan) adlı romanlyle büyük bir şöhret kazanan ve bu yıl "La mort du pelit cheval” "Küçük Atın ölmesi) diye bir roman yayınlayan Hervd Bozln, Goncourt Mükâfatının en kuvvetli namzedi sayılıyordu. Fakat "Vipdre au Polng”zalim bir ananın İstibdadı altında benliğini kaybeden bir çocuğun hikâyesidir; Kahramanı
anasına olan nefretini bütün çıp-laklığiyle açığa vurur. Colette i-se. analığa böyle bir darbe vuran Hervd Bazin’in mükâfat kazanmasına muarızdı.
Fransada umumi kanaate göre bu sene bir roman kıtlığı daha doğrusu roman bolluğu içinde kıymet kıtlığı var. Bu sebeptendir ki. bir çok münekkidler Gon-court Akademisine bu sene roman değil de başka bir mensur eser seçmesini ve böyloce yeni bir çığır açmasını tavsiye ettiler. Ama akademi gene bildiği gibi yaptı, Jean Colin isminde 30 yaşında bir muharririn ilk romanı olan “Les Jeux Sauvages” (Vah. şî Oyunlar) romanına mükâfat verdi.
Edmond de Goncourt’un gençlerin seçilmesini İsteyen ruhu şadolnv ur. Romanın mevzuu ve değeri de elbette ilerde belli olur.
Olri kemikli yüzü devamlı bir kan hücumuna uğramış gibi gözükeni "Hesap akılda kaldıkça" dedi, "Safsatadan öteye gidemez.”
"— Canım amma da İzam ediyorsun. Belki ben kafamı lüzumu kadar hlslerimden u-zak tutamıyorum amma, sen de büsbütün kafa ile konuşuyorsun; orada bahis konusu o-lan, ailenin İlk temellerini atabilmektir. Ondan sonrası zaten kendiliğinden gelmez mi? Biraz durdu, şöyle böyle ciddi kelâm ettiğine aklı kestiği için konuştuğu şeylerin tesir derecesini arkadaşlarının yüzünde aradı. O. istediği mânalara belki rastladı, belki rastlamadı amma artık o sırada gözleri arkadaşlarının kendisini iyice dinlemiş olduklarını gördüğü 1-çin devam etti:
”—Kim diyordu bilmiyorum, amma dedikleri tamamen aklımda. "Bir kapı açık değilse kapalıdır.” Bunun gibi ben de evleneceksem evleneceğim, ev-lenmlyecekaem evlenmlyece-ğim. Karar verdikten sonra karar verene ait bir takım güçlükler olacağını evvelden bilmek lâzım.”
Üç arkadaştan ikisi göle karşı sandalyalannın üzerine kaykılmış konuşuyorlrrdı. Kasabanın hemen arkasında bir insandan çıkan ânl bir yumruk gibi arzın üzerinden "Sivri” fışkırmış, bulutlara doğru yükselmişi. Göl, Sivrinin hemen 500 metre kadar berisinde tren hattının geçtiği yüksek rakımlı bir yerden bakılınca başka türlü, daha aşağılara inildikçe başka türlü gözüküyordu. Bilhassa artık kendi seviyesinde öyle mahdut bir genişliği olan koskocaman bir havuz gibi değil de, bir yerlerinden büyük denizlere açılan bir körfez intibaını bırakmaktaydı. Kasabanın bütün sakinleri değil, fakat bütün memurları. akşamlarını gölün bu en düzlük yerine kurulmuş küçücük gazinoda kumsalın hemen berisindeki ağaçlığın altında geçiriyorlardı. Sanki, o saatlerde tabiatın durgunluğu, onların bütün gün çalışmalann-
umduklarımı kötü tecelli korkularınızı Amma
Yazan: Şükran Kıırdolood
dan sonraki durumlariyle hem-ahenk bir tavır alıyor, ne gölün üzerinde bir kabarma, no Ağaçlarda haşarı bir çocuk haline Taslanmıyordu.
Sezai "Bak” dedi, bu meseleyi böyle enine boyuna mütalâa etmeden yapmanın mahzurunu biliyorum. Ben şayet onlardan herhangi bir şekilde bu evlenme işinde bulamazsam, bu sizin vehim ve
büsbütün arttıracak, buna mukabil netice yaratmayı düşündüğüm şekilde gelirse bu işde kazanma yolunun tereddüdünü ilk kıran ben olacağını.
Bu son sözüne o iri kemikli arkadaşı gülmüşü. Diğeri dirseği masaya dayalı olduğu halde sulan seyrediyordu. Dalma böyle akşamlar içinde o sakin denızkıyısı şehrinde onu düşündüğü günleri hatırlamaktaydı. Zelzeleden çıkmış ve İnsanları barakalara sığınmış bir Denlzkenarı kasabasında insanların bütün alâkasını üzerinde tophvan bir memuriyetteydi. Çalışmaya bütün netice ve sebepleriyle kendini mecbur addettiği için dörtbaşı mamur bir faaliyet içerisinde akşamlan ediyor, bu kabil bir kahvede ertesi günü yapacaklarını düşünüyordu.
îşte. onu orada tanımış, şahsiyetinin harikulAde tesirini ü-zerinde duymuştu. Fakat böyle derinden derine hesaplar, tered. dütler, vehim ve korkular ananelere sadık İçinde haleti bir "beraber bulunmaktan
meşine sebep olmuştu. Ve şimdi işte yine bir kasabada yalnızlığını garipsiyor, artık devrana oyuncak olmuş hayatına, İstediği düzeni veremiyordu. Birden sandalyasınm arka iki ayağını öne doğru itti. Geriye dönerek: "Sezai” dedi, yaşamaktan geç kalmak kadar berbat bir şey düşünmlyeceksın. İstikrarlı bir hayat, yaşamanın ilk şartıdır. Ben öyle görüyorum ki bu devran yalnız yaşanmaz...
Ve sustu—
kalma duyguları ruhiyesinl onunla hayat” içerisinde aykırı karar ver-
Yeni neşriyat
Türkleşmek, İslâmlaşmak, Muasırlaşmak...
Yazan: ZJ>-u Gökalp
Gökalp bu eseri yazdığı zaman, Osmanlı İmparatorluğu cıı buhranlı zamanını yaşıyordu. Bu zamanlarda Türkçülük, islâmcı-lık ve Osmancılık cereyanları şiddetle çarpışmakta İdi Bu mütefekkirin İlk eseri olduğu İçin bu küçük eserin ehemmiyeti bir kat daha artar.
aktüaliteleri
An ^ıiur İngiliz, aktörü Lııııreııce Olıvier, Jennlfer Jones’la İki kişilik bir bİNİkleto blıımlş woo(l’duk! stüdyolarında öglo yemeğine gidiyor. Son sahneleri çekilen filmin adı "Carrle* dlr. Plim bittikten sonra, yine HoUyvvood’da bLr film çevirmekte olan karısı Vlvdcn Leiglı fle beraber İnglltereye dönecektir.
Holly-


* 1 L I - -r * ’l *
• r* il
S: □ a ■
Hikâye kitapları neden okunmuyor?
ARZ ve talep kanunlarlyle alay eden bir durum karşısındayız. Hikâye yazan çok, okuyan hemen hiç yok.
Tabiler, kolunda müsveddeleri, kapıdan içeri giren hikayeciyi gördüler mi derhal surat asıp, zarardan, ziyandan, raflarda çürüyen kitaplardan dem vuruyorlar. Güç hâl İle bir tâbi bulabilen bugünkü neslin des-tebaşılan İse kitaplarının 1000-1500 nüsha satılmış olmasından bayağı gurur duymaktalar. Yirmi milyonluk Türkiye için 1500 adedinin zavaihbğı, 1 bir tefsiri zait kılacak veciz olsa gerektir.
"Ama eskiden böyle değildi” diyenler var. O zamanın aydınları "Yeni Mecmuayı” daha çok Ömer Seyfeddin için alır, keza "Memleket Hıkâyelenni”, F. Celâloddinin yazılarını kapış kapış okurlarmış. Demek oluyor kİ İş hikftyecide”.
Ömer Seyfeddini ve o zamanın diğer kıymetli hikayecilerini küçümsemek bir lâhza aklımızdan geçmez. Fakat insaf buyurulsun, Türk hikâyeciliği hangi devrinde bugünkü gibi bir gelişme gösterdi. Dil hususundaki bazı ufak tefek savrukluklar bir yana bırakılırsa, bugünkülerin hikâye anlayışı bakımından ağabeylerinden geride değil, bilâkis daha ileride olduktan söylenebilir. Demek ki mesele kalite meselesi değil...
Bazıları da diyor ki: "O devrin hikâyecllerl halk diliyle halk için yazarlardı. Bugünkülere gelince, bunların çoğu avangar-dlst olmak merakındadırlar. Bugün halkın zevkuıdan uzaklaşıl, mış. onunla tema-s kaybedilmiştir. Hâl böyle olunca, alışık olmadığı bir hikâye anlayışı ve üslûbu ile karşılaşan okuyucu elbette ki bunlan yadırgıyacak ve kendini zorlayacağı verdc bu eserleri İpe sapa gelmez şeyler telâkki etmeyi, tabiidir kİ. daha kolay bulacaktır.
Bu İddia da maalesef tek taraflı bir görüşün mahsulü olup hakikati tamamen aksettlreme-mektedir.
Biz meselenin daha umumi bir zaviyeden mütalâa edilmesi gerektiğini sanıyoruz. Nâçiz kanaatimizce hikâye kitaplarının az okunuşunda, muharrirden, muhitten, şundan zatihl hikâye vardır.
Romanı her şit insan okuyor. Kadın, erkek, genç, ihtiyar, asker, memur, olgun - insan veya yan . münevver, kendini biran için dünyadan koparmak İsteyen herkes, sine, ma gibi romanı da bir avunma vasıtası saymaktadır.
Hikâye böyle ml ya? Hikâye, başka âlemlere dalmak, kendini satırlar arasında avutmak isteyen okuyucuyu, sık sık dürtüp uyandıran münasebetsiz biı genre’dtr. Bu bakımdan hikâyeyi sessiz sinema zamanındaki İ2 kısımlık küçük filmlere de benzetebiliriz. Nasıl orada on dakikada bir ampuller yanar, kısım değişir ve seyircinin alâkası darmadağın olursa, hikâye kitabında da her beş altı sahifede bir aynı şey cereyan eder. Kaldı kj hikâye kitabında her kıs-
mm öbürüyle alâkası da yoktur. Hâl böyle olunca halkın, saatlerce, günlerce okuyabileceği ve kendini sahıfeleıinin arasında rahatça hülyaya bırakabileceği romanı, başlaması ile bitmesi bir olan hikâyeye tercih etmesine şaşmamalıdır.
Dünyanın her yerinde hikâyenin romandan daha az okunuşu her halde bu psikolojik sebepten ileri gelse gerektir.
herhangi kadar
bundan önce bl-tarzının taksiri
sınıftan, her çe-
Ancak ne var ki romana nispetle az da olsa oralarda hikâye kitapları da okunur ve tâbl-inl olduğu gibi muharririni de pekâlâ ihya eder. Halbuki bizde alâka maalesef sıfırın pek üstünde değildir.
Bu. sade psikolojik faktörle t-zah edilemiyecek bir hâdisedir. Burada işe tamamen mahalli fak törler kanşıyor.
Ezcümle, bizde hikâye okumanın henüz gelenek haline gelmemiş olması bunlardan biri, belki de en mühimmidir.
Halkımızda hikâye kitabına —sade hikâye kitabına mı?— para vermek itiyadı maalesef henüz yerleşememlştlr.
Böyle bir İtiyat İse ancak küçük yaştan elde edilebilir. Çocuk kitaplarını düzene koymak, onlan çekici ve zevkli hale getirmek ve bilhassa kaliteleri ü-zerlnde titizlikle durmak, yarının kitapsever vatandaşlarım yetiştirmek bakımından son


Yazan: Haldun Taner derece önemlidir. Ancak, böyle, kitap kadri bilen, değerliyi abur cuburdan ayırdedebilen seviyeli bir nesildir ki emek mahsulü, kaliteli telif eserlere gerektiği ilgiyi gösterecek ve onları korumanın bir münevverlik ve yurddaşlık vazifesi olduğunu idrak edebilecektir.
Türk hikâyecislne o mesut günlere kadar husranlariylc başbaşa beklemek düşüyor.
Bugünkü durum maalesef bu-dur. Bağınp çağırmakla, ağlanıp sızlanmakla realiteyi değiştirmek mümkün değildir.
Herkesten çok, realist olması icap eden genç hikâyeci
olduğu gibi kabul etmeli ve bu rağbetsizliği peşinen göze alamıyorsa yol yakınken başka ne-vilere, parası, alkışı, poh pohu daha bol olan roman sahasına, piyes sahasına kaymalıdır.
bıınu
Bir avuç hikâye okuyucusu I-cabında şapirografla basılmış hikâye kitaptan ile de iktifa edebilir. Daha olmazsa, daktilo İle 5'azılmış bir iki nüshanın elden ele dolaşması dahi bu işi pekâlâ görebilir. İş. ortaya konan e-serLn uzun ömürlü ve kaliteli o-lup olmamasındadır.
Bugün kapışılıp ertesi hafta unutulan kitaplar yapmaktansa, hiç satılmayan fakat kolay kolay da akıldan çıkmayan eserler vermek hakiki bir sanatkâr için daha evlâ değil midir?
l
CUMARTESİ VE PAZAR
AKŞAMLARI
FRANSIZ MÜTEHASSIS
ŞEF AŞÇILARI TARA
FINDAN HAZIRLANMIŞ
HUSUSİ MÖNÜ
KERVANSARAY
YOKTUR
Yerlerinizi evvelden
«yırtmanız mercudur.
Tel.: 84730
8ayfa 6
T E N t İSTANBUL
7 Aralık 1050
İSTANBUL BELEDİYESİ İLÂNLARI
KİRALIK ARSA
İstanbul Dördüncü İcra
Memurluğundan
ve
sokağa da cephesi ve
No. lü apart-dairesinde 6 büfenin birin-12-12-1950 sa-
Üst Ündeki; Akşam. 8 — Tak-etme; Bir gıda maddesi. 9 — eaer meydana getirme dtıru-Blr edat. 10 — Kuranı Kcrl-her cümlesi; Hitam bulan.
tarihiyle vefaen mef-
4
hissede 8 nisan 1311
»İr İbarette bulunan; Bir ec-pnrası. 3 — Şana; Çabuk Bir cins ivl balık tiki koh-5 — Vâaıh. 6 — Tersi aevln-7 — Sondaki harf siz
1951 YILI
Teknik Cep Takvimi
Pek çok ilâve ve yeniliklerle küçük ebatta yakında çıkıyor.
Yukarıdan nşngı:
1 — Toprak altındakilerden;
Musikide bir mokam. 2 — Bir A-zası nebi
4 —
me).
cl mevcut, sayın bay; Pratik. 8 — Tersi İhmal gösterme. 9—Tersi çocukluk; Bir edat 10 — Yürek yakandan evvel gelir (iki kelime).
İSTANBüt ÜÇÜNCÜ İCRA MEMUBLVÛVNDAN: 950 1386
DEVLET DENİZYOLLARI İLÂNLARI
Kereste naklettirilecek
iletmesinde mevcut 151 M3 fırınlı ka-fstanbulda F. Havuzlar İşletmemize
•f
ARALIK
Hicri
Rumi
19 5 0
7
Perşembe
VASATİ
(2 ncl
4
DAKTİLO ARANIYOR
KOM
Yeniğe-
R
A
D
Y
0
L
A
R
(ikinci
Çavuş
Kadın.
UÇAK -TREH- VAPUR I
Irmak Vatan
(Şehzade-(Aksaray)
bedel 28.370.00 (yirmi sekiz bin üç yüz yet-teminatı 2.128.00 (iki bin yüz yirmi sekiz;
Güneş ÖÇle İkindi
Akşam Yatsı İma âk
İstanbul Beyoğlu
Anadolu yak&aı Ankara
İzmir
44998
60536 01
2251
(޻l) -
Yeni Tu-
Ankara va.
15.20 E.LAL Lyddaya. —
MUAMMER KARACA Tl YATKOŞU BEJ, AMİ
7.10 12.05 14.28 16.41 18.19
5.26
İngilizce bilen daktilo bayan aranıyor. Steno bilenler tercih edilir. Acele 42063 e telefon edilmesi.
İstanbul BELEDİYESİ Şehir Tiyatroları 20 30 da DRAM Dilsizlerin Dili Sevgi Samlı Tclf.: 42157 EDI KISMI Tersine Dünya
ANKARA: tfitanbul hir — Kurtuluş.
İZMİR: Halk (Basmahane) — Yardım (Alsancak) — Birlik «Krmcraltı) — Cumhuriyet (Eş-refpaşn) — Karantina (Yalılar).
Darülaceze Müdürlüğünden:
Müessesemizde 1500 metrekare Metal sıvası ile 850 metrekare karomozayık döşemesi işi ayn ayn pazarlıkla yaptırılacaktır.
İsteklilerin 8.12.1950 cuma günü saat lf.30 da müessese müdürlüğüne müracaatına. (16700)
EMİNÖNÜ: Sadullah (Eminönü) — Yorgl (Unkapanı) — Ari! Neşet (Alemdar) — Süreyya (Kum kapı).
BEYOĞLU: Klnyoll (Merkez) — Sıhhat (Merkez) — Kemal Rc-bul (Taksim) — Fındıklı (Ga-(ata) — Tuna (Galataı — Asım (Şişil) — Nişantaşı Hasköy 'Hasköy) — ran (Kasımpaşa).
FATİH: İsmail Hakkı başı) — Etcm Pertev
— Yedlkulc (Samntya) — Hamdı Emgen (Şehremini) — Ahmet Suat (Karagümrük) — Orhan Avcıoglu (Fener).
EYÜP: Evüpsultan.
BEŞİKTAŞ: Vldln (Beşiktaş) Yeni (Ortaköy) — Arnavutköy— Merkez (Bebek).
KADIKÖY: R. Muhtar. — Kızıl-toprak — Göztepe — Bostancı — Selimiye (Üsküdar).
HEYBELİ ADA: Halk. BÜYÜKADA: Halk.
2.99
7.25
9.47 12.00
1.38
12.45
EZANİ
ANKARA
ANKARA (23234) Şehzade Azmi.
Al.KAZAR (42562) Pranga K/ı ÇAfc».
AR (44394) Jnhny Belindn. ATLAS (40835) Kanlı
ELHAMRA (42235) J
Kurtaran Kadın. 2 — ÜÇ Ahbap Çavuşlar Elmas Peşinde.
GÜREI' 1 — Hamlet. 2 — Gece Kulüpleri Haflyesl.
İNCİ (44595) Jandark hafta).
İPEK (44289) ÜÇ Ahbap lar Operada (Türkçe).
LALE (43595) Jandark.
MELEK (40868) Yelpazeli
SARAY Tino RubbI konseri. Saat 21.
SUATPARK (83113) 1 — Genç
Kız Kalbi. 2 — Kanunsuz Sokak (Türkçe). 3 — Fakir Çocuklar (Türkçe).
SÜMER (42851) Memleket Şar kuı.
—o— YENİ SES TİYATROSU
Pazartesiden maada her gece saat 20.45 de
AFRODİT
Müzikal Fantezi 3 Perde 1 Tablo Telefon: 49369
1 — Mabadllttabla İlini. Tersi erkek dadı; Bir nota; Mail hnle getir. 3 — Vasıta olarak. 4 Güzel snnntlnrdan birinde üstat.; Bü.viık knaaba. 5 — Bir soru. Tersi bir göz rengi; Rumelilinin dilinin pelesengi. 6 — Hayvan a-yskknbısı; Tersi yağmur. 7 — Huyun 1 İye Çok mu; rain
DÜNKÜ BULMACANIN HALLİ
Soldun sağa:
1 — Adi hareket. 2 — LAlr; A-razL 3 — Adale; Civa. 4 — Kan; Re; Ana. 5 — Deneme: iler. 6 — Latife; Elâ. 7 — İn; Deli; ît. 8-Kekeme. 9 — Vale; Macun. 10 — z(sl talebe.
Yukarıdan nşaÇı:
1 — Â1A kelime. 2 — Dadanan; Lâ. 3 — ilân et; Kas. 4 — Leh. Mldevl. 5 — Kefere. 6 — Amele. 7 — Erat; İmal. 8 — Kavala; fice. 0 — Ezinell; Bu. 10 — Tica-retano.
Bir borçtan dolayı mahcuz olup bu kere paraya çevrilmesine karar verilen Beyoğlu, Tar-labaşı Caddesi- 36 manın 3 No. lu lâmbalı radyo ile ci açık arttırması
11 günü saat 16 dan 17 ye ka dar yapılacaktır. Mahcuz, eşya lara konulan muhammen kıy metinin % 75 ini bulmadığı tak dirde ikinci açık arttırması 14 12-1950 perşembe günü aynı ma halde ve aynı saatte satılaca Çından almak istiyenlcrin ma hallinde bulunacak memuruna müracaatları ilân olunur. 16830


S&fer
26
1370
Sultanahmette Cankurtaran mahallesinin Karacchonncm ve Kabasakal sokağında Kadastronun 66 ncı adasında 43 parsel No. lu Belediyeye ait 111 metre kare sahalı arsa 18-arahk-1950 pazartesi günü saat 15 de Divanyolunda Belediye merkez binasında müteşekkil Daimi Komisyonda 360 lira yıllık muhammen kıra bedeli üzerinden 3 yıl müddetle kiraya verilmek üzere açık arttırmaya konulmuştur.
İlk teminatı 81 liradır.
Şartnamesi Belediye Merkez binasındaki Zabıt ve Muamelât Müdürlüğünden alınacak veya görülecektir.
İsteklilerin ilk teminat makbuz veya mektuplariyle birlikte ihale günü saat 15 de Daimi Komisyonda bulunmaları lâzımdır. (16443)
950 3874
Mahkemece Izaleişuyu suretiyle satılmasına karar verilen bilirkişi tarafından tamamına (39700) lira kıymet konmuş olan Galata Arapeami Mahallesinde Makaracilar (Halatçılar) caddesinde eski 59. yeni 63 kapı No.lu Sultan Mahmut Han vakfından (Kemerli Kahve) denmekle maruf gayrimenkulün tamamı 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununa göre açık arttırmaya konulmuştur.
Bilirkişi raporuna göre gayriınonkıılün evsafı:
1 — a) Arsasının tamamı üzerine inşa edilmiş bir bina olduğu,
b) Genişliği 5,80 metre olup sokaktan İtibaren 9,70 metre derinliğe kadar olan kısmının tek katlı ve tam kârgir; mütebaki 1.72 metre derinlikte olan kısmının iki katlı ve etraf duvarları kârgir, döşeme, merdiven ve tavanın ahşap olduğu,
c) Zemin katında sokak tarafında 5,80x0,70 ebadındaki kısmın zemini çimento kaplı, tavanı tonoz olan büyük bir dükkân ile buradan girilen zemini çimento şap kaplı vc tavanı ahşap olan bir hol ve bu holde cl yıkama yeri ve bir helft bulunduğu,
Üst katta, arka kısımdan dik merdivenle çıkılan ufak bir aralık üzerinde 2 oda bulunduğu,
d) Gayriıncnkulün arkasındaki çıkmaz kapısı olduğu görülmüş vc anlaşılmıştır.
2 — Değeri: (39700) liradır.
3 — 43 lira 32 kuruş tavizi vardır.
Gayrimenkul üzerinde:
a) Hissedarlardan Ayşe Hüsniyeyc ait tarihiyle haciz vardır,
b) 175 lira bedel mukabilinde 26.2.286 rudur,
4 — Hududu tapu kaydı gibidir.
Yukarıda evsafı yazılı gayrimenkule ait şartname 15.12.1950 tarihinden itibaren dairemizde açık bulundurulacaktır.
Birinci açık arttırması 5.1.1951 tarihine rastlayan cuma gilnÜ saat 10 dan 12 ye kadar icra dairesi salonunda yapılacak ve muhammen kıymetin % 75 ini bulduğu takdirde en son arttırana ihale edilecektir. Aksi halde satış on gün uzatılacak ve 15.1.1951 tarihine rastlayan pazartesi günü aynı mahal ve saatte yapılacak olan ikinci açık arttırmada en fazla bedelle talip olana ihale edilecektir.
Satış açık arttırma İle yapılacağından ve satış bedeli de peşin olduğundan arttırmaya gireceklerin muhammen kıymetin %7 buçuğu nispetinde pey akçesi vermeleri veya milli bir bankadan teminat mektubu getirmeleri icap eder. Gayrimenkul kendisine ihale olunan kimse derhal veya verilen müddet içinde bedeli Ödemezse İcra ve İflâs Kanununun 133 üncü maddesine göre işlem yapılır. Birikmiş vergi ve vakıf borcu satış bedelinden ödenir: 20 yıllık taviz bedeli, tellâliye rüsumu, ihale pulu ve tescil masrafı "alıcıya aittir.
İpotek sahibi alacaklılarla diğer alâkadaramn ve irtifak haklan tapuda kayıtlı olmayanların paranın paylaşmasından hariç kalacakları; arttırmaya iştirak edenlerin şartnameyi okumuş ve münderecatını kabul etmiş addolunacakları ve daha fazla izahat almak isteyenlerin 950 '3871 dosya numarası ile müracaatla şartname, tapu kaydı bilirkişi raporunu görüp anlayacakları ilân olunur. (16828)

1 — Ayancık Orman yın kerestesi Ayancıktan naklottirlleccktlr.
2 — Bu nakil işine ait pazarlık 8 12.1950 cuma günü Tophanede Malzeme Müdürlüğünde saat 15 te yapılacaktır.
8 — Şartnamesi her gün Malzeme Müdürlüğü Ticaret servisinde görülebilir.
İsteklilerin teklif edecekleri fiyatın yüzde 15 nispetindeki teminatla belirli günde komisyona müracaatları. (16689)
İstanbul Sular İdaresinden
İdare ihtiyacı için alınmasına karar verilen İş elbisesi aşağıdaki fiyatlar üzerinden talibi uhdesindedir.
Önlük: 13 Ura, tulum: 13 lira, pantalon-gömlek: 13.50 lira.
Şartnamesi bedeli mukabilinde İdare veznesinden alınabilir. Daha az fiyat teklif edeceklerin, teklif bedellerinin %7,5 ıı nispetinde yatıracakları teminat makbuzlar!yle, 12.12.1950 salı günü saat 14 te İdare merkezinde yapılacak pazarlıkla bulunmaları.
(16436)
Darülaceze Müdürlüğünden
Müesscsemizdc yapılan tamiratta kullanılmak üzere 1500 metrekare metal sıva teli ile 850 metrekare karomozayık satın alınacaktır.
Talip olanların 8 12.1950 cuma günü saat 14 te müessese müdürlüğüne müracaatları. 116701)
Edirne Belediye Başkanlığından
Belediye mezbahasının soğııkhava deposu ve buzhanesi bütün fennî şartlara ııygun vc pek mükemmel şekilde bina İnşa edilmiş yalnız makinelerinin temin ve yerleştirilmesi muamele ve ameliycsi ikmal edilememiş bulunduğundan bu binaya projelerine mutabık şekildeki makineleri satın alınacak ve yerleştirilecek veyahut da isteklilerine makineleri vazetmek suretiyle icarla verilebilecektir. Makine satanlar ile işletilmesi hususundaki müteşebbislerin müesseseyi yerinde görmeleri ve tekliflerini bildirmele-ri encümen karan gereğince ilân olunur. (16591)
ASİSTAN ALINACAK
İstanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesi Dekanlığından
Fakültemizin •'Hukuk Felsefesi Hukukun Umum! Prensipleri ve Hukuk Metodolojisi” kürsüsüne asistan alınacaktır.
Bu asistanlığa isteklilerden:
Memurlar Kanununun A.B.C.H.V.Z fıkralarında yazılı şartlardan başka.
İngilizce, almanca, fransızca, İtalyanca dillerinden birini bilmeleri lâzımdır.
Memurlar Kanununun 4 üncü maddesindeki şartlan müsbit evrakları, hukuk lisans diploması ve hangi yabancı dili bildiğini açıklayan bir dilekçe ile 9.12.1950 tarihinden itibaren 15 gün zarfında dekanlığımıza müracaat etmeleri lüzumu İlân olunur.
Yabancı dil imtihanlan İstanbul Hukuk Fakültesinde yapılacaktır. (16795)
Teknik Okulu Müdürlüğünden
Okulumuz Elektrik Şubesi İçin, Elektrik Ölçme dersi; İnşaat Şubesi için, Demiryolu ve Toprak İşleri derslerini verecek birer Yüksek Mühendis öğretmene ihtiyaç vardır. İsteklilerin İzahat almak üzere 15-12-1950 tarihine kadar Yıldızda Teknik Okulu Müdürlüğüne müracaatları. (16464)
Öğrenmek ihtiyacında olduğumuz herşcy
T.San»
24
136*
GELECEK OLAN UÇAKLAR
11.40 lzmlrdcn. — 11.50 Anka-radan. — 13.35 E D A L. (larac! > Lydda. Nlkosvadan. — 14.25 A.F (Fransız) Paris, Roına, Atina-dan (Bu haftaya mahsus).
14.50 Adana. Ankaradan — 16.10 Diyarbakır, Elâzığ, Malatya, Ankaradan. — 18.40 S. R.
(İsviçre/ Zürich. Cenevre. Ati-nadan. — 20.50 S A.S. (İskandinav) Stockholm, Kopenhag, MÜ-nihten.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8.30 Nikosya, Beyruta. — 8.30 Ankara, Adanava. — 9.55 B.E.A (İngiliz) Atina. Roma, Nla, Lon-draya. — 12.30
14.20 İzmlrc. — (İsrail) Nikooya.
21.40 Lyddaya.
GELECEK OLAN VAPURLAR 9.00 Saadet, Ayvalıktan. —
11.30 Erzurum. lâkenderundan.
— 12 00 Ege, Karadenizdcn.
GİDECEK OLAN VAPURLAR
5.00 Karadeniz. Karadenlze. — 9 00 Mudanya, Mudanvaya.
GELECEK OLAN TRENLER
8.30 Ankaradan. — 9.15 Anka-radan (Eksi.
GİDECEK OLAN TRENLER
10.00 Ankara (MotÖrlü). — 18.10 Ankara Ekspresi. — 22.20 Sem-plon Ekspresi (Avrupa).
(Tarifelerin habersiz değişmelerinden dolayı mesuliyet kabul edilmez).
ŞARK (40380) GörÜnmlyen Canavar.
ŞIK (43726) 1 — Kanlı Korsan 2 — Zenda MahkOmlan.
TAKSİM (43191) Adalar Perisi. TAN (80740) 1 — İstanbul Geceleri. 2 — Üvey Baba.
ÜNAL (49306) 1 — Vatan Kurtaran Kadın. 2 — Bir Yetlmenln Romanı.
YENİ (84137) 1 — Aşk Adası. 2— Nesimaçl Amerlkada.
YILDIZ (42847) Jandark hafta).
ÎSTANBUT.
ALEMDAR (23863) 1 — Kırallçc Krlstin. 2 — Şikago Kaplanı.
ATSU (21917) 1 — Zoronun İşareti. 2 — At Hırsızlan.
AZAK (23542) 1 — Tuna Ağlıyor. 2 — Tarzan Maymun Adam.
ÇEMBERLÎTAŞ (22513) 1—Sln-
(oalla. 2 — 3 üncü Adam Kim.
EMRE 1 — Kanlı İntikam. 2 — Korkusuz Lasal.
HALK (21904) 1 — Her Şafakta Ölürüm. 2 — Ali Babanın Mirası. 3 — Şark Kasırgası.
İSTANBUL (22367) 1 — Hint
Esrarı. 2 — Debreli Haşan Sinemacılar Kıralı.
KISMET (26654) 1 — Şarlo Asri Zamanlar. 2 — Asiler Ülkesi. 3 — Kalküta.
MARMARA (23860) 1 — Slngoal-la. 2 — üçüncü Adam Kim.
MİLLİ (22962) 1 — Tüccar Horn 2 — Cennetin Anahtarları.
TURAN 1 — Tarzan Maymun Adam. 2 — Tuna Ağlıyor.
YENİ (Bakırköy 16-126) Hamlet. 2 — Ağır Ceza.
KADIKÖY
HALE (Kadıköy) (60062) Kahraman Yahudi, 2 — Kaçakçıları,
OPERA (68714) 1 — M-jıdam Bo-var>’. 2 — Tüccar Horn.
SUNAR 1 — Allah Kerim (Yerli). 2 — LüktU Hayat (Yeril).
SÜREYYA (60862) 1 — Çakırca-lı Mehmet Efe.
YELDEGIRMENİ 1 — Atom Fedaileri. 2 — Çöl Şahini (Türkçe).
BÜYÜK (15031) öldüren Hâtıralar.
CEBECİ (13846) 1 — Albukrek
Fatihi. 2 — Fedakâr Doktor. PARK (11131) Allah Kerim.
SUS (14071) Allah Kerim.
SÜMER Sahte Şampiyon. ULUS (22294) Takip.
YENİ (14040) Lulubcll.
GAR GAZİNOSU L Brynana Rovürü.
ANKARA PALAS Favlyonu Viyana Atraksiyon Orkestrası, Ge-za Şeydi İdaresinde.
SÜREYYA PAVİYONU İspanyol Orkestrası.
Küçt'K Melekler ve Şeytanlar.
BÜYÜK Hile ve SevgL
İZMİR
ELHAMRA Denizlerin Sevgilisi.
LALE 1 — Memnu Mıntaka. 2 — Ormanlar Perlst.
MELEK 1 — Kanun Harici. 2 — Bu Gece Seninle.
TAN 1 — Memnu Mıntaka. 2 — Ormanlar Perisi.
TAYYARE Kahraman Yüzbaşı
YEN t 1 — Tarzan Mayniun A-dam. 2 — Bufalobil Şarkısı.
Beyoğlu 44644 Ankara 00 İstanbul 24222 İzmir 2222 Üsküdar 60945 K.köy 60872 Karşıyaka 15055
OKSURUGU ve
Altın
1
Dış Lâstik Alınacak
Ankara Yollar 4. Bölge Müdürlüğünden:
1 — Bölgemiz için 100 adet 750x 20 cb'adında ve 12 adet 650x16 eb’admda oto dış lâstiği kapalı zarf usulü ile satın alınacaktır.
2 — Muhammen mlş) lira olup geçici liradır.
3 — Kapalı zarf
eksiltmesi 22.12.1950 cuma günü saat 16 da Ankara Etlik yolu üzerindeki bölge müdürlüğünde toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır. Zarflar saat 15 e kadar komisyona verilmelidir.
4 — Bu işe ait şartname çalışma saatlerinde bölge müdürlüğü teknik hesaplar servisinde görülebilir,
5 — Zarflar firma veya şahısların hususi işaretleri ile mühür-lenmelidlr. Para gibi umumun elinde bulunan şeylerle mühürlenmiş zarflar ve postadaki gecikmeler kabul edilmez.
6 — 2490 saydı kanun ahkâmına uygun olarak müracaat edilmesi ilân olunur. (16792»
İstanbul Sıhhi Kurumlar Arttırma ve Eksiltme Komisyonundan:
Şişli Çocuk Hastahanesinin çamaşır yıkama makinesi tefer-ruatıyle birlikte kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
1 _ Eksiltme 15-aralık-1950 cuma günü saat 15 de Cağalog-hındaki Sağlık ve S. Y. Müdürlüğü binasında toplanan Sıhhi Kurumlar Satınalma Komisyonunca yapılacaktır.
2 — Muhammen bedeli: Montaj dahil olmak üzere teferru-atiyle birlikte 19.800 lira olup, ilk teminatı 1485 liradır.
3 — İstekliler bu işe ait şartnameyi çalışma günlerinde Komisyonda görebilirler.
4 — İsteklilerin carî seneye alt Ticaret Odası vesikası ile 2490 sayılı kanunda yazılı belgeler ve bu işe yeter ilk teminat makbuz veya banka mektubu olduğu halde teklifi havi kapalı zarflarını eksiltme saatinden bir saat evveline kadar makbuz mukabilinde komisyona vermeleri,
5 — Postada vâki gecikmeler şayanı kabul değildir. (16241)
ANKARA:
7.28 Açılış ve program. — 7.30 M. S. Ayarı.
— 7.31 Neşeli parçalar (pl), — 7.15 Haberler vc hava raporu. — 8.00 Saz eserleri, şarkılar (pl).
— 8.25 Günün programı. — Müzik; Beethoven -Do Majör piyano konçertosu (pi). — 9.00 Kapanış.
12.15 - 13.15 Asker Saati : (16m.83 - 17840
Kc/s T.A.V, kısa dalga postasiyle beraber yayın). — 12.15 Memleketten selâm. — 12 30 Türk kahramanlığı. — 12.40 Posta kutusu. — 12.15
Şarkılar. Okuyan: Kadife Erten. — 13.00 Haberler. — 1315 Radyo salon orkestrası. — 13.30 Öğle Gazetesi. — 13.45 Radyo salon orkestrası devamı. — 14.00 Hava raporu, akşam programı vc kapanış.
17.58 Açılış ve program. — 18.00 M S.Ayan.
— 18.00 Filim müzikleri (pl). — 18.30 İncesaz
(Hüseyni faslı). — 19.00 M S.Ayarı vc haberler.
— 19.15 Tarihten bir yaprak. — 19.20 Yurttan sesler. — 19.45 Radyo ile İngilizce. — 20.00 Varyete müzikleri (pi), — 20.15 Radyo Gazetesi. — 20.30 Serbest saat. — 20.35 Tamburla raz eserleri, — 20.50 Bağlama takımından o>un hava-
ları. — 21.00 Kahramanlar geçiyor. — 21.15 Dans müziği (pl). — 21.45 Sağlık saati. — 22.00 Müzikseverin saati. — 22.00 Bach: Brandcnburg
konçertosundan kısımlar (pl). — 22.45 M.S.Ayarı ve haberler. — 23.00 Program ve kapanış.
İS I \.\BI L:
12.57 Açılış ve programlnr. — 13.00 Haberler. — 13.15 öğle konseri (pl). — 13.15 Şarkılar (Can Akçin. — 14.20 Dans müziği (pl). — 14.45 Programlar vc şarkılar (pl). — 15.0(1 Kapanış.
17.57 Açılış vc programlar. — 18.00 Dans müziği (pl). — 18.30 Baş ağrıları sebepleri vc korunma çareleri. — 18,40 Türküler (Aziz Şcnsc.s).
— 19.00 Haberler. — 10.15 Kısa şehir haberleri.
— 19.20 Caz saati. — 19.40 Şarkıları Müzeyyen Scnar. — 20.15 Radyo Gazetesi. — 20 30 Piyano soloları: Robcrt Pcrnhya. — 20.50 Tiyatro saati: Sinan Korle. — 21.00 İstanbul Konservatuarı Türk Musikisi İcra Heyeti konseri. — 21.40 Küçük orkestradan melodiler. — 22.00 Dinleyici istekleri (Türk musikisi). — 22.30 Gitar soloları.
— 22 15 Haberler. — 23.00 Programlar vc dans müziği (pl)? — 23.30 Kapanış.
Edincik Belediye Başkanlığından:
1 — Nahiyemizin içme suyu isale hattı projesi 2490 sayılı Arttırma ve Eksiltme Kanununa göre ve 15 gün müddetle açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — İşin keşif bedeli (4500) dört bin beş yüz lira ve geçici teminatı (337.50) üç yüz otuz yedi lira elli kuruştur.
3 — Eksiltme 18-12-1950 pazartesi günü saat 14 de Edincik Belediyesi Encümeninde Komisyon huzurunda yapılacaktır.
4 — Bu işe girebilmek için ihale tarihinden üç gün evvel Balıkesir İli Bayındırlık Müdürlüğünden yeterlik belgesi almaları şarttır.
5 — İhaleye girebileceklerin yüksek mühendis, mühendis olması veyahut bir su projesini yaptığına dair elinde vesaik bulunması şarttır.
6 — Bu işe ait keşif şartnamesi her gün Edincik Belediyesinde görülebilir. (16847).
Yeııi çıktın kaııuıılurııı hulasalarını, ^uııluk h hu)atında herkesin başvurup uğreıınıek ihtiyacında bulunduğu bütün bilgileri, çeşitli mevzular üzerinde ınütelıassıslur taralından hazırlanmış güzel ve faydalı yuzıları, 7 renkli Türkiye huritasiyle tekmil yabancı hükümetlerin renkli haritalarım ve bandıralarını, gayet mükemmel bir ınuhtıruyı, Hayat içiıı lüzumlu re gerekli her >evi
MUHTIRALl HAYAT TAKVİMİ
nin 1951 yılına ait yeni sayısında bulacaksınız. Taklitlerini almamak için, Maarif Kitaphanesi adresine dikkat etmelidir. Paııduzot ciltlidir. Fiatı 180 kuruştur^

Comments (0)