7 Eylül 1950 — Perşembe
İSTANBUL 7&.000 Ura dağıtıyor İSTANBUL 75.000 ika damlıyor
İSTANBUL 75.000 Ura dağıtıyor
Tesis eden: Hahlb Edib - TÖREHAN
Yıl 1 — Sayı 281 — 10 kuruş
Abone t Türkiye İçin seneliği M, altı aylıftı 17, üç aylığı 9 Uradır» Hariç memleketler iki misildir.
İlânlar î 6 ncı sayfada santimetresi î liradır. İlânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez»
Beyoğlu - Müellif Caddesi 0-8 — Posta Kutusu : 447 - İstanbul
Telefon : 44756 - 44757 Santral — Telgraf Adresi : Hetjp. İstanbul
Düşürülen uçak hakkında
Sovyetlerin verdiği nota
Ruslara göre, Güvenlik Konseyinin
Yurdumuzu yabancılara
bu mesele ile alâkası olamaz
BASINIMIZDA sık sık şikâyetler yükselir, yazılar çıkar. Yabancılar, bizi tanımıyor der ve yürekten üzülürüz. Yurt çocuklarının duydukları bu derin ve yerinde kırgınlığı benimsememek mümkün değildir. Sınırlarımızın ötelerinde kalan ülkelerden bize kant daha olcun bir anlayıp ve İlgi l«temek, elbette, bizim hakkımızdır. ÇÜnkii: biz. kültür insanlığı uğrundu girişilen mücadeleyi onlarla paylatıyoruz. Düne kadar, yüzyıllar boyunca avuç avuç veronnl yutmuş bir topluluk hayatı sürmüş olabiliriz. Fakat biz, bugün, brklenllmiyen bir m fi çizerle balta işlemez uyuşuklıığııınuz-dan «dikinmiş bulunuyoruz artık. Her yıl bizi en duygulu yerimizden bir knç kere vuran merhametsiz sellerimiz, taşan ırmaklarımız, ormanlarımızı ve tehirlerimizi »İlip süpüren yangınlarımız. Türk nenllnl kurutan sayısız salgınlarımız olma mi. dünya ba»mı birim adımızı bile anmak fırsatını hıı-tanıyacak. Bunlar, hiç şüphemiz, sinirlendirici şeylerdir. Fakat yabancıların bu kaygısızlığını nasıl Önllyebl-LİriıT
Am erik adan. Aryadan. Avrııpadan. dünyanın do«t ülkelerinden gelenler, bize yalnız döviz değil. aynı zamanda bol hol öğütler de getiriyorlar. Bizim eski eğitim sistemimiz, bir öğüt ör-f*ÜAÜnden haşka bir şey değildir zaten. NasIhat-üMtâkema, Gencine-I Hikmet gibi ötül dergileri ömrümüzde ne derin yankılar uyandırmıştır! öğütlere karşı İçimizde eski bir hazırlık. hattâ, tatlı bir gevşeklik vardır. Hele biz. yüzyıllardan beri kendimizi unutarak yalnız yabancıyı kılavuz edlnmlşlzdlr. Onun İçin gelenlerden, dışarıda tanınmadığımızı ve kendimizi tanıtmak maksadiyle büyük bir propagandaya girişmek zorunda olduğumuzu öğrendiğimiz zaman derin bir hakikate erişmenin heyecanını duymuş gibi oluyor ve sabırsız-lanı yorun. Niçin başkaları gibi propaganda yapmıyor ve kendimizi tanıtmıyoruz?
Bizim devlet hayatımızda, hayret etmeyiniz, propagandaya zaman zaman ehemmiyet verilmiştir. Abdülha-mlt. Devrinin bile bu maksatla harcadığı paralar az değildir. İttihat ve Terakki zamanında Balkan dâvalarının içyüzünü aydınlatmak için en büyük Fransız gazeteleriyle pazarlığa girişikliğini ve büyük para fedakârlıklarına katlanıldı cini, hattâ, safra, sola yabancı muhabirler koşturuldu-ğunıı ve bunlardan bir kaçma diplomatik yetkiler hile verildiğini söyllye-billrlz. Propaganda, sanıldığı kadar | kolay bir iş değildir. En başta gelen hayat dâvalarımızın, yıllardan beri | yurdumuzda henüz İstediğimiz aydınlığa kavuşamamış olduğunu düşünürsek. bu konunun dış ülkelerdeki giiç-lüfrünü az çok nnlıyabilirlz.
Kendimizi tanıtmak propagandasının yemiş verebilmesi için, her şeyden önce, ilgili memleketlerin politika. tarih ve kültür şartlarına göre n-yarlanması Lâzımdır. Açıkça söylemeliyiz kİ: biz, şimdiye değin buna gereken ehemmiyeti vermemiş ve dâvamızı. dünya hâdiselerinin ağların-. dan kopararak, ortaya atmak yolunu seçmiştedir. Biz. dün oldııfru gibi, bugün de aynı yanlış yolda direnmekteyiz. çakımızın İnsanı, te-bölümİi yüzünden. her hâdisenin yalnız kendi hayat çerçevesine düsen kısinılarİyle ilgilenmektedir. Bir çamaşır fabrikacısına Sultanahmet Çeşmesinin ne kl-tâheslndrn, ne de son mısra ile nasıl tarih düşürüldüğünden bahsedilemez. Onun bilmek istediği şeyler bambaşkadır. Biz, tek bir noktaya saplanır, kalırsak, çok geniş çeşitlenirler gösteren halk İlgisini unutmuş ve propagandayı tam bir çıkmaza sürüklemiş oluruz. Bundan da anlaşılıyor kİ: propaganda kültür, politika ve tarih gelişiminden başka memleketlerin İlgi çeşitlen işlerini de hesaba katmak sorundadır.
Yabancıların bizi hiç tanımadıklarını İddia etmek oldukça yersizdir Hammer. bizi hayrette bırakan bir OsmanlI tarihi yazmıştır. Zİnkelsen de öyle. Orta Asya kültürünü derin bir anlayışla Incellyen von Lecoq d»*-frİl midir? Ya Sven Herlin? Kenan'ın îbnürrüşd’Ünü. Gartanl'nln Annali del Islâm'ını. Borrkelmann'ın Arap Edebiyatı Tarlhl’nl nasıl unutabiliriz? Avrupa, dahn dofrnısu, sınırlarımızın Ötelerindeki ülkeler, yalnız tarihlinizi, politika hayalımızı, kültürümüzü defrll, bunlarla İlgili bütün alanları bizden çok daha köklü İncelemişlerdir. Biz. hattâ bııgiın bile, kendimizi onlardan öfrrenlyoruz. îlerl sürülen fikirlerde aksaklıklar varmış. Olabilir. Fakat durum böyledlr.
Bizi tanımıyorlar derken, hepimiz bir noktada birleşmiş defrllfzdlr. Eski yazı meraklısı, üniversite kapısındaki satırların hattatını Mlchelange* lodan iistıin düşünüyor. Musiki meraklıları. yabancı radyolarda neden çiftetelliler. Harı Arifler, Mahmut Celâleddlnler. Ilh.. ealınmudığına ü-rülüyorlar. Herkesin kendine göre bir dllefrl vardır. Sark dünyası ile çağdaş dünyanın kültür ve zevk ölçüleri başkadır. Kendimizi tanıtmak propagandasını yalnız kendi zevk ölçülerimize göre düşünürsek, bu maksat ııfc-rıında harcanarak paralara acımamak mümkün drfrildlr. Her İnsan nasıl kendi anlayış ve görüş seviyesine yaklaşan insanlardan lığlanırsa cemiyet ve milletler dr kendi hayat anlayışlarına ynliinlnşanlnrdan öyle hoşlanırlar. nıınıı anlamak ve tabii görmek lâzımdır.
Büyiik Türk Devrimi, bize, kendimizi tanıtmak fırsatlarının en kııv-vrtllirrlnl vermiştir. Cumhuriyet Tür-klvesl İçin diinyn dillerinde hlr kitap-bîri dolduracak kadar yazı yazılmıştır. 1'zÜierrk «Öyliyebllİrlz ki: biz bıı bakımdan da onlardan çok gerilerdeyiz. Biz. modern bir devlet ve cemiyet o-hısıın yolundnvız. Kendimizi tanıtmak ve tanıtmamak dâvası dofrrudan dofr-rııya başarılarımızla İlgilidir. Fakat unutmamalıyız ki geriye dofrru atılarak her adım. blz.l kültür ılünyasın-dan uzaklaştıracak ve onlarla aramızdaki uçurum açıldıkça açılacaktır. Bu korkunç sorumluluğu. Türklyrnln kültür şerefini gömmek sorumluluğunu İse hiç bir Türk yüklenemez. En snfr-Innı bir propaganda» ııneak böyle yük-sek bir sezgiden rlofrahillr. Biz. burııı yapmak zorundayız ıMr.
M. NERMİ
Sovyetler, bu hâdisenin kendileriyle Amerika arasında halledilecek bir mesele olduğunu ileri sürüyorlar
Londra. 6 (Y1RS> — Dün, Rus Hükümeti Amerikan kuvvetlerini geçen pazartesi günü Kore harbi esnasında silâhsız bir Sovyet talim uçafrına sebepsiz yere taarruz etmek ve düşürmekle İtham etmiş ve bu hususta A-merika Devletine bir nota göndermiştir. Notada ezcümle şu hususlar vardır:
“Sovyet Rusya Hükümeti Amerlk3 Hükümetine. Amerikan kuvvetlerinin Sovyet hudutları dahilinde Port Ar-thur limanından Hay-yun-Tao İstikametinde uçan ve harp malzemesi tanımayan bir Sovyet talim uçağını sebepsiz yere düşürdüğünü bildirir. Bu u-çaga refakat eden iki Sovyet uçağı ve Hny-Yun-Tao adasındaki Sovyet istihbarat ve irtibat bürosu hâdiseye şahit olmuşlardır. Amerika Devleti hâdiseyi haksız yere ters göstermekte ve uçağın düşmanca bir maksatla uçtuğunu ve Amerikan tayyarelerine a-teş açtığını İddia etmektedir.
Sovyet Hükümeti bu yoldaki Ameri-
★ ★
kan İddialarını katiyetle reddederek Amerikan kuvvetlerinin bu curmün-den Amerikan Hükümetini mesul tutar ve beynelmilel kaideleri bozan bu hâdise hakkında derhal tahkikat açılmasını, hâdiseden mesul olanların cezalandırılmasını ve zarar, ziyanın ö-denmeslni talep eder.,,
Amerikanın Moskova 8eflrl Kirk, Paslfiklekl Amerikan kuvvetlerinin Birleşmiş Milletler bayrağı altında harp ettiğini ve binaenaleyh notanın Birleşmiş Milletlere racl olması lâzım geleceğini soyllyerek mezkûr notayı almaktan İmtina etmiştir.
Kirk, bu mesele üzerinde Vişlnskl 1-le yarım saat süren bir görüşme yapmıştır. Vişlnskl mesuliyetin doğrudan doğruya Amerika Devletine alt olduğunu söylemiş ve meselenin doğrudan doğruya Amerika ile Sovyet Hükümeti arasında halledilmesi lâzım geldiğini ve Güvenlik Konseyinin bu hâdise İle hiçbir ilgisi olamıyacağını bildirmiştir.

Güvenlik Konseyinde yeni Sovyet vetosu
Ruslar bununla 44 üncü vetoyu kullanmış oluyorlar
Lace Success, 5 (YÎRS) — Rusya bugün 44 üncü vetosunu, bütün devletleri Kuzey Korelilere yardım etmekten veya cesaret vermekten çekinmeye dâvet eden Amerikan teklifine karşı kullanmıştır. Amerika bu teklifiyle Kore meselesinin diğer bölgelere de yayılmasını önlemek istiyordu.
Güvenlik Konseyinde dünkü oturum
Lace Success. 6 (Y1RS) — Bugün Sir Gladwyn Jebb’in başkanlığında toplanan Güvenlik Konseyine, Malik düşürülen Rus uçağı hâdisesini bildirmiş ve bu meselenin sadece Rusya ile Amerikayı alakadar ettiğini ilâve etmiştir. Jcbb. bunun yakın bir zamanda görüşüleceğini söyleyince. Malik "Mesele, Birleşmiş Milletleri alâkadar etmediğine göre, görüşülmesine hacet yoktur,, demiştir.
Amerikan delegesi Werren Austin meselenin yakın bir zamanda Konsey tarafından incelenmesini Amerikanın Istiyeceğini söylemiş ve Malikin “hâdi-
se. Amerika ile Rusyayı alâkadar e-der,. demesine karşılık da bu iddianın sade 25 haziran Kore teşebbüsü değil, 1947 den beri yapılan Birleşmiş Milletler hareketlerine mâni olmak İçin girişilen teşebbüslere benzediğini ilâve etmiştir.
Maltk'in hu beyanatına karşı Jebb, bir gün evelkl Amerikan teklifinin aynı meseleye dair olduğunu ve uçak hâdisesiyle her İki hususun da müzakere edilmesi gerektiğini söylemiştir. Buna karşılık Rusya. “Evet siz böyle dersiniz, fakat biz de size diyoruz kİ, siz her hâdisede Birleşmiş Milletleri bir kalkan gibi kullanıp kendinizi müdafaa etmek İstiyorsunuz. Mesele sizinle bizi alâkadar eder,, demiştir. Bundan sonra ruznamenin müzakeresine devam edilmiştir.
Mısır delegesi Fevzi Bey, Amerikan teklifini destekllyeceğinl bildirmiştir. Aynı husus 25 ve 27 haziran kararla-riyle hem ahenk olduğu İçin Ekvador da teklifi desteklemiştir.
Güvenlik Konseyinde Amerika delegesi H arren Austin (ortada) Kore Isti-lâsı hakkındakl Amerikan şikâyetini okuyor
Güvenlik Konseyi âzalığımız Arap gazetelerinin maksatlı neşriyatı devam ediyor
Bunlar, Arabistanın konfrol ve göz altında bulundurulmasının Türkiyeye bırakıldığını ve böylece Türkiyenin Arabistana karşı bir tehlike teşkil ettiğini telkin etmek istiyorlar
Adann. 6 ( Hususi muhabirimiz bildiriyor» — Halrpte neşredilen Eşşe-hn.b gazeteni. Adanaya bugün uçakla gelen nüshasında Lübnan Dışişleri Bakanının bir beyanatını vererek Mısırdan Inhilâl eden Güvenlik Konseyi üyeliğine Lübnanın seçilebilmesi İçin yabancı devletler temsilcileriyle görüşmelere devam edildiğini bildirmektedir Eşşrbnb muhabirinin bir sualine karşı Lübnan Dışişleri Bakanı şöyle demiştir:
"Lâtin Amerika Devletlerinin Lüb-nana sempatileri olmakla beraber Güvenlik Konseyi üyeliğine Lübnnnın seçilmesi hususundaki düşünceleri henüz açıklanmamıştır. Birleşik Amerika İle İsrailln Türklyeyc taraftar oldukları Iso malûmdur.,.
Diğer taraftan Lühnanın Güvenlik Konseyi üyeliğine seçilmesini Mısır gazeteleri de müdafaa etmektedirler, {jamda çıkan El-
menar gazetesinin bir hnherlne hakı-
Iırsn Birleşmiş Milletler toplantısında Arap Birliğini temsil edecek olan Az-zam Paşa, Amerika ve Londradn Lüb-nanın desteklenmesine çalışacAkı ır. Birleşik Amerika kata kuvvetleri Başkomutanı ve Batı Genelkurmayından General Bradley in Rusyavı İstilâ plânını ele alan Arap gazetolerinden ekserisi bu plâna göre Türkiyenln Çanakkale, Karadeniz Boğazları İle Süveyş Kanalını ve bilhassa petrol İhtiyatlarını korumakla vazifnlondl-rildlğini, Irak, Iran ve Arabistnnın kontrol ve göz altında bulundurulmasının da keza Türk iyeye bırakıldığını kaydetmekte ve boylere Türklyeyl A-rahlatnnn karşı bir tehlike gibi göstermeye çalışarak ve Arap memleketlerinin bir gün Türkiye tarafından istilâya ııftrıyncağını belirterek aleyhimizdeki neşriyata devam etmektedirler.
Targıtay Başkanı» dtlnldi toplantıda nutkunu söylerken
Acheson’un dünkü basın konferansı
“Kore harbinden kimin mesul olduğunu dünya biliyor"
Washlngton, S (YÎRS) — Dean Aclıeson bugünkü hasın toplantısında sorulan muhtelif sualleri cevaplandırmıştır. Bakan, Batı Avrupa müdafaasına Alrııanyanın da İştirakini sağlamak İçin bir yol arandığını aöy-lrmlşse de bunur» ne şekilde sağlanacağı hakkında konulmaktan çekinmiştir.
Atlantik Paktı devletlerinin İlk soneyi plânlar yapmakla geçirdiklerini ve askeri kuvvetlerini yeni arttırmaya başladıklarını, gelecek sene yapılacak çok şeyler olduğunu ve pakta alt meselelerin üç Dışişleri Bakanlan toplantısında da görüşüleceğini İlâve etmiştir.
Kore’de sivillerin bombalandığına dair olan ithamlar hakkında İse Acheson demiştir ki : “Kore harbinden kimin mesul olduğunu dünya biliyor. İstilâcıların maksadı, dünyanın alâkasını kendi c4nayetlerl üstünden uzaklaştırmaktadır. Bunu da şimdi Birleşmiş Milletlerin sivilleri öldürdükleri itlıamlyle sağlamaya çalışıyorlar.
Bakanın söylediklerinden anlaşıldığına göre. Kore ve For-moza meselesi üç Dışişleri Bakanlan toplantısında görüşülürken Asya Devletlerinin de fikirleri sorulacaktır.
Selden, trenler işliyemedi
Derbent civarında hattı su hastı. Ankaradan gelen ve Ankaraya giden trenler yolda kaldı
Sapanca 6 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Son yağan şiddetli yağmurlar neticesinde Derbent bucağı yakınlarında demiryolunu su başmış ve sular 1 metre lrtifaa kadar yükselmiştir. Ne Ankara İstikametinden gelen ve ne de tstanbuldan gelen trenler hareket edememektedirler.

Haydarpaşa İstihbaratından öğrendiğimize göre dün 18,20 de kalkan ekspres, hareket etmiş ise de 20,30 da kalkan Yataklı ve 20,50 de kaJkacAk Erzurum trenleri sel yüzün, den hareket etmemişlerdir.
1950-51 adalet yılı dün törenle açıldı
nkaradaki törende Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar bulundular. Yargıtay Başkanı, bir yıllık faaliyetin muhasebesini yaptı


Başkan, artan suçlara karşı alınacak tedbirleri ve mevcut kanunlardan bazılarının bugünkü ihtiyaçları karşılayacak şekilde yeniden tanzimi için yapılmakta dan çalışmaları izah etti
Ankara 6 (Ankara Ajansı) — Yeni Adalet yılı bugün Yargıtay Başkanı Fevzi Bozcr tarafından Hukuk Fakültesi Konferans Salonunda bir yıllık adlî faaliyeti İzah eden bir konuşma ile açılmıştır.
Toplantıda Cumhurbaşkanı Celâl Ba-yar, Başbakan Adnan Menderes, şehrimizdeki Bakanlar. Genelkurmay Başkanı, Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay üyeleri. Asker! Yargıtay üyeleri, profesörler ve hukukçular bulunmuştur.
Saat 11 de İstiklâl Marşlyle başlayan törende söz alan Yargıtay Başkanı Fevzi Bozer demiştir ki:
— İkinci Dünya Harbinden ve hattâ bu harbin sona erdiği günden beri dünyanın bazı karanlık yerlerinde yıldan yıla Artan bir İnat ve ısrarla hak ve adalet mefhumu çiğnenir ve bu
mefhumlarla maskelenen ihtiraslar İnsanları en kudsi haklarından mahrum ederken memleketimiz, milletlerarası taahhütlerine bağlı ve İnsani gayelere sadık olarak bir hukuk devleti olmanın bütün icaplarını yerine getirmeğe bütün gücîyle çalışmayı kendisine bir vazife bilmiş, medeniyet hak ve adalet mefhumlarının çiğnendiği karanlık ihtiras dünyasının kalblerde uyandırdığı korku ve ümitsizliği ufuklarımızdaki sükun verici emniyet ha-vasiyle dinlendirmeğe çalışmıştır.
Adalet cihazımızın bütün kalblere emniyet ve itimat verecek bir dürüstlükle çalışması, seçim İşleri gibi vatandaşlar arasında ciddî İhtilâf ve endişeleri mucip olan bir meselenin yargıçlara emanet edilmesine saik olmuştur. Yargıçlarımızın kendilerine emanet edilen bu Işde de adalet kefesini
tam bir tarafsızlıkla denk tutmak için bütün hassasiyet ve titizlikleriyle çalışmaları ve bunda bütün medeni düı> yayı İmrendirecek bir olgunlukla muvaffak olmaları, adlî istikbalimiz İçin parlak ümitler vermektedir.,,
(Yargıtay Başkanınm nutkundan mühim kısımları 3 üncü sayfamızda bulacaksınız.)
Kuzey Koreliler, Pohanga
girdiler. Taegu tehlikede
Cenup kesiminde Amerikalılar
hâkimiyeti muhafaza ediyorlar
Tokyo, 6 (YÎRS) — Naktong Nehri cephesinin merkez kesiminde yani Taegu'nun güneybatısında çarpışan ve bin kişiden ibaret olduğu tahmin edilen Kuzey Kore kuvvetleri ricat etmektedir.
Amerikan birlikleri İlerleyen şiddetli bir topçu ateşi ile karşılaşmaktadır. Askerî mahfiller Kuzey Koreliler tarafından kullanılan havan toplarının şimdiye kadar kullanılmış olanlardan daha ağır olduğunu söylemektedirler. Amerikan askerlerinin harekâtını bugün uçakla desteklemek mümkün olamamıştır.
Güney kesiminde düşniHn umumî c-larak geri çekilmektedir. Komünistlerin Naktong’un bir yarda kadar doğusunda yeni mevzi aldıkları Amerikan kuvvetlerine mensup gözcüler tarafından tesbit edilmiştir.
Yongsan ve Sangyong yolu temizlenmiş bulunmaktadır.
Tokyo, 6 (YİRS) — Amerikan ve Güney Kore birlikleri Taegu yolunu koruyan şehrin kuzeybatısındaki İki t r-peyi düşmana geri vermek mecburiyetinde kalmış ve yeni müdafaa hatlarına çekilmişlerdir.
Düşman kuvvetleri buradaki birliklerin diğer cephelerle irtibatını kesmeye çalışmaktadır. Pohang limanı
komünistler tarafından zaptedllmlştlr. Düşman kuvvetleri Taegu şehrinin on mil yakınına kadar yaklaşmışlardır.
General Mac Arthur kızılların yeni zırhlı takviye kıtaları İle taarruz ettiklerini ve bu kıtaata karşı gece uçakla hücum edildiğini bildirmiş ve hücumun kati neticesi bilinememekle beraber düşmanın 84 tankından 10 tanesinin tahrip ve 7 tanesinin hasara uğratıldığını ilâve etmiştir. Amerikalılar bütün gayretleri ile kuzey cephesinde Pohang’dan Taegu’ye yapılan komünist hücumunu durdurmaya çalışmaktadırlar.
îngiliz kıtaatı Taegıı’nun sekiz mil İlerisinde mevzi almışlardır. Muharebe hçnüz buraya kadar gelmemiştir.
Yeni Macar
Elçisi geldi
Macaristan’ın yeni Ankara Elçisi Joseph Gabor dün gece saat 2,00 de Scmplon ekspresiyle şehrimize gelmiştir.
Elçi bir knç güne kadar itimatnamesini takdim etmek üzere Ankaraya gidecektir.
İSTANBUL’UN
N î ROM
N I
YALNIZIZ
Yazan:
PEYAMİ SAFA
(---------------------------------------->
Büyük bir aşkın aydınlığında memleketimizin ve dünyanın huzursuzluğundan doğan yeni bir dün^a hasreti.

Bütün mesleklerde ve hayatın her tezahüründe yalan: Aşkta yalan, muaşerette yalan, ticarette .yalan, hukukta yalan, hekimlikte yalan, gazetecilikte >alan, politikada yalaıı, ailede yalan..,
(________________________________________>
12 EYLÜL SALI
günü başlıyoruz
Üç Büyükler
Konferansı
Dışişleri Bakanlan» “muhtemel mütecaviz” e karşı takip edilecek müşterek siyaseti tesbit etmeye çalışacaklar ü
Washlngton. 6 A.A. (AFP) — 12 lûlde başlayıp 14 eylülde bitecek olan üç Dışişleri Bakanı toplantısında Birleşik Amerikanın sarfettlğl gayretin doğu ile batı arasında taksime uğraması meselesinin müzakerelere hâkim olacağı tahmin ediliyor.
Amerikan çevrelerine göre, üçlerin her şeyden önce diplomasi diliyle “muhtemel mütecaviz,, diye vasıflandırılın ası uygun olan mütecavize karşı takip edilecek müşterek siyaseti ve bir hareket programının ana hatlarını tesbit etmeleri lâzım gelecektir.
Haber alındığına göre, Avrupa meselelerinde Amerikan idarecileri |U hususları destekliyeceklerdlr:
1 — Amerika. Atlantik Paktı devletlerinin müdafaalarını takviye edecek azimli tedbirler almaları ve elblf* llğl ile bir istihsal programı meydana getirmeleri gerektiğine kaildir.
2 — Amerika, Batı Almanya iç gevenliğinin takviyesine taraftar ok makin beraber Almanyanın yeniden askerileştirilmesi fikrinde debidir.
3 — Amerika, Avrupaya kara kuvvetleri dahil, âzami yardım göndermek ve Atlantik birleşik komutasını teşkil etmek kararındadır.
Birleşik Amerika, Asyadaki politikasının Avrupada uyandırdığı endişe ve anlaşmazlıkları kökünden İzale etmek arzusundadır.
1 — Kore. Formoza, Japonya, Çin. bu toprakların Amerikan siyasetini sarahatle anlatmış olan Acheson’un geniş İzahat! çerçevesi içinde mütalâa edilecektir.
2 — Çin Hindinin takviyesi ve kendisine yapılacak maddî yardım arlı ve amik müzakere edilecektir.
Ppk tabii olarak başka meseleler de bilhassa Ispanya ve İran meseleleri de görüşülecektir;
Yeştlayı gölgede bırakan ‘'buluV’lar U
Sayfa 2
YENİ İSTANBUL
7 Eylül 1850

Seyahat mektupları : 6
Almanyada gazetecilik enstitüleri
Yazan s Ahmet Halil
II
Şehir köşesi
Sağlık Konferansının dünkü toplantısında
Elime geçen İstanbul gazeteleri, Türkiyede bir gazetecilik mektebi veya enstitüsü kurma hareketinden bahsediyorlar. Geçenlerde Heidelberg don gönderdiğim mektupta bu küçük, güzel Alman şehrinin pek zengin ve faal Gazetecilik Enstitüsünden bahsetmiştim (1). Milletlerarası Gazetecilik Kulübünün gösterdiği kolaylıklardan faydalanarak diğer iki Alman şehrindeki gazetecilik mektepleri hakkında da “Yeni İstanbul,, okuyucularına bir fikir vermek istiyorum.
Gerek Heidelberg'de. gerek Münih İle Münster’de dikkatimi çeken bir şeyi önceden söylemek lâzımdır. Bu her üç şehirde gazetecilik mektebi, tanınmış ilim otoritelerinin elindedir. Hattâ talimatname, program ve her şey, bu otoritelerin kendileridir dersem aldanmamış olurum. Heidel-berg’de Profesör Eckart, Münlch'de Profesör K. D. Ester, Münster’de Profesör Hageman, her üç müesse-seye ruh veren tanınmış ilim adamlarıdırlar. Kendilerinden mektepleri hakkında bir talimatname veya nizamname istediğim zaman:
— Ne demek?
Der gibi yüzüme baktılar, verilebilecek şeyin ancak vakit vakit değişen ders programlan olabileceğini söylediler. O zaman, vaktiyle “Tasvir,, gazetesinde muharrir Cihat Babandın, üç seneden b(-rl hazırlandığı rivayet edilen İstanbul Gazetecilik Enstitüsü talimatnamesi hikâyesini hatırladım. Kanunların, nizamnamelerin. talimatnamelerin ezelî yurdu olan ve bütün hastalığı da birbirinden habersiz olarak yapılan kanunlar, nizamlar, “tüzük,, 1er yığınında okunabilecek aziz yurdumu uzak gurbet diyarlarında uzun uzun düşündüm.
Şimdi Alman gazetecilik mekteplerine geçiyorum.
Münih Gazetecilik Enstitüsü, dört senelik bir tahsil üzerine kurulmuştur. Bu müddet içindeki sekiz sömestrden her biri ayn bir konunun öğretimine hasrediliyor İd bu konular sırasiyle şunlardır: 1) İçtima! psikoloji, İçtimai şuura tesir vasıtaları, âmme düşüncesi ve ehemmiyeti. 2) Alman Matbuat Tarihi. 3) Gazete yazı nevileri (Eaşmakalecİlik, İktisadî makaleler, tefrika, mahalli neşriyat...). 4) Matbuat tekniği. 5) Muhtelif memleketlerin matbuat tarihleri. 6) Mecmuacılık, Alman ve milletlerarası mecmu acılığın hususiyetleri. 7) Matbuat hukuku. 8) Gazetecilik ilmi ve usulleri.
Münih Gazetecilik Enstitüsünün Heldelberg’dekinden zengin bir kütüphane ve arşivi vardır. Buraya bütün dünyada çıkan gazete ve mecmualar gelmektedir. Kütüphane memuru, tıpkı Heidelberg’dekl gibi. Türkiyeden İkinci Dünya Harbinden sonra hiç bir şey elde edemediklerini, Alman dövizi bulunmadığı için para ile de getirtilemediğinl söylüyor. Son zamanlarda Münih’de tanınmış Profesör Babinger’in himmeti ile kurulmuş “Türkiyat Enstitüsü,, ne, Türk Hükümetinin armağan ettiği kitaplar ve mecmualara çok müteşekkir olan Münih Üniversitesine yapılan iyiliği Münih Gazetecilik Enstitüsü de dört gözle bekliyor.
Münster Üniversitesine bağlı olan üçüncü gezetecilık enstitüsünün yedi sömestr'den ibaret olan öğretim müddeti, daha geniş bir tedrisatın yapılmasına hasredilmiştir. Tedrisat şu üç kolda yapılıyor: 1) Siyaset; 2) İktisat: 3) Kültür Talebenin bunlardan birini seçmesi lâzımdır. Yani gazetecilikte bir nevi ihtisaslaşma. Münster Gazetecilik Enstitüsünün asıl karakterini teşkil etmektedir. Tedrisatın asıl mesleği olan aşağıdaki kısmı mühim olup her üç kol talebeleri tarafından takip edilmesi lâzımdır:
1 — Gazeteciliğin ana hatlan: 2— Gazeteciliğe ait hâdısat; 3 — Matbuat tarihi; 4 — Uzviyet olarak gazete: 5 — Mecmuanın mahiyet ve vazifesi; 6 — Duvar İlânı, el İlânı.
Bunlardan birinci kısma ait olan derslerin nevilerine gelince bunlar (Gazeteciliğin esasları), (Almanyada ve diğer memleketlerde gazetecilik
tarihi), (Bugünkü dünyada gazetecilik manzaraları), (Bir uzviyet olarak gazeteciliğin tetkiki), (Matbuat ve siyasi partiler münasebeti).
Bu zengin öğretimi gören talebelerle gazetecilik dünyasının münasebeti. bütün bu ziyaretlerim esnasında beni en çok meşgul eden noktayı teşkil ediyordu. Münih Gazetecilik Enstitüsünde çalışan bir asistan bir sual mahiyetini taşıyan bu düşünceme cevap olarak enstitünün gazetecilik piyasası için bir eleman yetiştirmek hedefini gütmediğini, yahut bu hedefin ön safta olmadığını söyledi. Münster’de bu sualimi karşılı-yanlardan biri şöyle dedi: “Gazeteci, kendi kendisini, enstitüyü bitirdikten sonra yetiştirecektir.,, Enstitü Müdürü Profesör Hageman tarafından yazılmış olan ve her ziyaretçiye verilen bir broşürün şu son satırları, bizde de aynı noktayı düşünenleri tekrar düşünmeye dâvet edecektir: “Gazetecilik tahsiline başlamadan evvel, yahut tahsil esnasında gazete, mecmua, matbua ve sair mü-esseselerde pratik olarak çalışmak şayanı tavsiyedir. Çalışma müddetinin devamı hakkında bir kayıt konulamaz. Müstakbel neşriyatçı zati işi ve gazeteciliğe ait çalışmalariyle kendi kabiliyetini no kadar erken görür ve başkalarına ispat ederse kendisini sukutu hayal ve başarısızlıklara karşı o kadar iyi korumuş olur. Hususiyle yayın işlerinde bir çok meslekler mevcut olduğu halde bu işde çalışanlar şimdiye kadar az seçilmişlerdi. Yayın işlerinin erken ve iyi para veren bir İstikbal vâdettiği, u-sandırmavan bir İş olduğu hiç bir imtihan İstemediği düşüncesiyle onu meslek edinen kimseler sukutu hayal içinde yaşarlar. Ancak kendilerinde büyük bir arzu ve istidat görüp dalma çetin bir çalışmcyı göre alan kimseler bu çok mesuliyeti! Amme vazifesine hasnnefs etmelidirler. Yalnız istikbalin yayım işlerinde çalışacak kimseler için değil, aynı zamanda hâkim, memur, hoca, din a-damı ve iktisatçı için de neşriyata a-it meseleleri ve bunların tesir imkânlarım bilmek pratik ve esaslı bir ehemmiyeti haizdir. Bu sebeple u-muml konferanslar ve neşriyatla matbuat mesleğine ait derslerin takviye edilmesi lâzımdır.,,
Salâhiyet sahibi bir ilim adamının bu pek yerinde sözleri, bizde de nihayet kurulacak olan “gazetecilik enstitüsü,, nün hemen birinci sınıf gazeteciler yetiştireceğini, artık gazeteciliğimizin modern bir hale geleceğini, okuyucuyu açık resimlerle, a-şağı hassasiyetimize hitap eden yazılarla değil, cevherli kalemleriyle fethedecek muharrirlerin ortaya çıkacağını düşünenleri yeniden düşündürecek mahiyettedir Münster üniversitesinin Gazetecilik Mektebi Müdürü sayın profesörün bu fikri bana, bizim meşhur Atasözünü hatırlattı : “Aşk olmayınca meşk olmaz,,. Enstitüler, ancak “meşk,, yerleridir. Bu “meşk,, i öğrenenler, kendi “aşk,, la-nru, pratik gazetecilik sahasında zamanla ve sabırla, bilhassa okuyucu kitlesinin vereceği notların yavaş yavaş yükselmesiyle göstereceklerdir.
(1) Birinci yazı Heidelberg Enstitüsüne alt olup. 11 ağustos 1950 tarihli sayımızda çıkmıştır.
Şehrimizdeki yangınlar
+ Evvelki akşam saat 18.42 de Galetada Tünel Caddesinde Mahmut Saide ait ziraat makineleri satış mağazasında yangın çıkmış ve mağazanın 1 inci ve 2 nel katlarında bulunan henüz ambalâjlan açılmamış elek, kalbur ve civciv makineleri yandıktan sonra ateş bastırılmıştır.
•ğ Diln sabah saat 4.15 te Küçükpa-zarda îpçiler Sokağındaki Kristal Makama Fabrikasında çıkan yangın neticesinde fabrikanın 2 nci ve 3 üncü katlan yanmıştır.
A Dün sabah saat 8 de Eyüpte, Küt-tabıkasım Sokağında 1 numaralı İki katlı ahşap evde yangın çıkmış ve ev tamamen yandıktan sonra ateşin sirayetine meydan verilmeden bastırılmıştır.

ŞEHİR II A R E R E E R
Caddelerin manzarası
Eıvrfki gün şehrin rn i-jlek cıuldclcriHclrn birinde geni bir maaıuıı cephesi yapmıyordu, işçiler orasını süslemek için temini siyah camlar yerleştir» mckIe meşguldüler. Durup bak» tim, Mağazanın bulunduğu binanın henüz kapatılmamış cep» hesinin mermer olduğunu hay» retle gördüm. Nasıl oluyor da bu asil ve güzel maddeyi kapa» tıyorf Yandaki aynı binaya ait diğer mağazaların cepheleri de böyle idi. Kimi kontrplâkla , bazısı başka maddelerle örtülmüştü. Kimse bunların altında mermer olduğunu tahmin edemezdi.
Dekorasyon hususunda ne kadar geri kalmışız. Boş bir gününüzde, geçti^lnU sokaklarda» ki mağazalara, dükkânlara bakınız, hemen hepsi, dikkati çekmek bahasına bir çok masraf etmiş, komşusunu ^bastırmak,, maksadiylc en çiğ, en haykıran renklere boyanarak, şehrin manzarasını deli alacasına çevir tmişt ir.
Bir firarethanenin teferrüd etmek endişelerini, gayretlerini anlıyoruz. Lâkin bu. güzel bir cepheyi, caddriel'in. sokakların insicamını berbat etmek şeklinde tezahür etmemelidir.
Nerede kaldı ki, şehri çirkinleştirmek yasaktır.
Amma bu, başka, tamamiyle başka bir hikâyedir.
bîr İstanbullu
Terbiye Kongresi dün kapandı
Üç gündenberi devam eden Terbiye Kongresi, dün okunan on raporla sona ermiştir. İstanbul Muallimler Cemiyeti Reisi Ragıp Nurcddin’in başkanlığında devam eden kongrede aile ve terbiye münasebeti, gramer öğrenimi gibi konular alâkayı cel-betmiş. bilhassa ilkokullarda sınıf durumu hakkında bir ilkokul öğretmeninin yaptığı konuşma ile Nured-din Erginin mualtlm hukukuna alt raporları dikkatle dlnlcnllmiştlr.Kon-grede varılan neticeler, bir rapor halinde Bakanlığa bildirilecektir.
Bir heyetimiz Kıbrısa gitti
Kıbrıs Adasında Ingilizler tarafından Ormancılık alanında tahakkuk ettirilen İlerlemeleri yerinde tetkik etmek üzere Orman Fakültesinden Prof. Dr. Fikret Saatçıoğlunun Başkanlığında Doçent Dr. Hayreddin Kayacık, Doçent Dr. Savnl Huş ve Dr. Refik Erdem’den mürekkep bir heyet Kıbrısa gitmiştir.
HÜR YUGOSLAVLAR, ESKİ KIRAL PİYER’I ANDILAR
Yugoslav Kıralı İkinci Piyer’ln yirmi yedinci yıldönümü dün şehrimizdeki hür Yugoslavlar tarafından kullanmıştır. Bu münasebetle Galata Kilisesinde din! bir Ayin yapılmış ve söz alan hatipler Kirala sadakatlerini bildirmişlerdir. Yukarıdaki resim törende bulunanlardan bir grııpıı göstermektedir.

Zührevi hastalıkların yayılmasını önlemek için Teşkilât tarafından
tetkikler yapılacak
Dünya Sağlık Teşkilâtı Doğu Akdeniz Bölge Komitesi, çalışmalarına dün. Program Komitesinde devam etmiştir. Dünkü toplantıda bu bölgede hüküm süren hastalık ve sağlık şart-larlyle mücadele mevzuu üzerinde dikkatle durulması ileri sürülmüştür.
Bllharziyoz hastalığı için 1952 de Mısırda bir mücadele merkez ve e-kipinln kurulmasına karar verilmiştir. Bu zaman zarfında Mısırlı mütehassıslar bölge içinde — Suriye, Ürdün ve İrakta — tetkikler yapacaklardır. Tetkik ve araştırmalar Mısır Sağlık Bakanı Dr. Abdülazlın beyin nezareti altında olacaktır. Türkiye ve Suriye hudutları arasındaJJ saha da araştırma ve tetkiklere sahne teşkil edecektir.
Bölgenin mühim hastalıklarından biri olan trahom (göz hastalığı) ile de mücadele için umum! celsede ileri sürülen bir teklifin kabulü istenmiştir. Teklifte bir bölge seminerinin kurulması ve personel yetiştirmek için burslar verilmesi arzu edilmektedir. Lübnan delegesi bu hastalığın mcsl için tek çarenin, hayat dardım yükseltmek olduğunu sürmüştür, lngiltereden Dr. Rae, Oreomicin’in trahomda
nılmakla çok iyi neticeler alındığını belirtmiş, fakat bunun henüz yayınlanmadığım söylemiştir.
Verem mevzuunda Surlyeden Dr. El Şatî, Suriye için teşkilâttan senede 70 bin verem aşısı istemiş, böylelikle İskandinav memleketleri, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu ve Dünya Sağlık Teşkilâtının başlamış olduğu mücadelenin tamamlanacağını bildirmiştir. Ortaşarkta verem mücadelesi için yetiştirilmiş olan doktor ve hastabakıcıların sosyal, e-konomik, politik ve dinî bakımdan yeniden kurslar görmeleri ve teşkilâtın burslarından istifadeleri teklif olunmuştur.
Frenginin bir nevi olan ve Irakta görülen bejel hastalığının Suriye ve Urdtlne de geçtiği, Mısırda da bulunduğu ileri sürülmüş, bunun için teşkilâtın tetkikler yaptırması İstenmiştir. Barsak humması bahsinde, Suriye delegesi, bu hastalıkla mücadelenin güç olduğunu, Ortaşarkta temiz su bulmanın güçlüğünü, kanalizasyon yokluğunu, yemek yeme âdetlerinin kötülüğünü anlatmıştır. Hastalığın tedavisi için lâzım olan İlâçların da
önlen-stan-ileri C. W. kulla-

pahalı olduğunu, bundan dolayı Or-tadoğuda bir antiblotik ilâçlar fabrikasının kurulmasını istemiştir. Bölge direktörü. Dr. A. Şuşa Paşa, verdiği cevapta, bu bölgede bir penisilin fabrikasının kurulması İçin e-tüdlcre başlandığım söylemiş ve bu suretle diğer antiblotik ilâçların İstihsali için ilk adımların ötıldığını bildirmiştir.
Toplantıda, bundan başka tifüs, kolera ve kızamık hastalıkları İle meşgul olunmuştur. Komite, umum! hıfzıssıhha bahsini de ele almış ve her memleketin umumî hıfzısıhhasının stnndardlyle Rİâkalı etüdler yapmasını ve bunların neticesini teşkilâta aksettirmesini istemiştir. Umumî müzakereden hasıl olan görüşe göre, her memleketin mili! bütçesinin yüzde lOunu umumî hıfzıssıhha tedbirlerine ve sağlık İşlerine yatırmasına ve bu yolda alınacak kararların da kâğıt üzerinde kalacak kararlardan olmamasına dikkat edilecektir. İsrail delegesi millî radyo istasyonlarında her hafta tıp mütehassısları tarafından yayınlar yapılmasını teklif etmiştir.
Umumi hıfzıssıhha eğitimini alâkadar eden ve UNESCO İle yapılacak işbirliği sayesinde yürütülecek olan bir proje de dünkü toplantıda müzakere edilmiştir. UNESCO temsilcisi, böyle bir projenin Meksikada tatbik edildiğini, bunun Mısır ve Iraka teşmil edileceğini söylemiştir.
Zeytinburnundaki kazaları önlemek için alınacak tedbir
Zeytinburnunda oturanların tren kazasına uğramamaları İçin tren hattının altına bir geçit yaptırılması hususundaki dileğin biran evvel tahakkuku için Başbakanlık tarafından Ulaştırma Bakanlığına tebligat yapıldığı haber alınmıştır. Aynı zamanda Kazlıçcşme İstasyonunda ks-palı bir tren bekleme yeri İle umumi bir helâ da yaptırılacaktır.

Mithat Perinin radyo konuşması
Gazetemizin Neşriyat Müdürü Mithat Perin bu akşam saat 21,15 - 21,25 arasında İstanbul Radyosunda “Gazetecinin hürriyet ve mesuliyeti” mevzuunda bir konuşma yapacaktır.
Kızılay Hemşire Okulundaki tören
Bugün saat 17 de Kızılay Hemşire Okulunda diploma töreni yapılacaktır.
SPOR
bi-bu
Birinci küme fikstürü bugün tanzim ediliyor
Eylül sonunda bavlıyacak olan rinci küme maçlarının fikstürü akşam Bölgede tanzim edilecektir.
Yunan boks takımı geliyor
Elektrik Kulübünün davetlisi olarak bir Yunan boks takımı gelecek hafta şehrimize gelerek 2 maç yapacaktır. Yunan takımı eski dünya boks şampiyonu Hrlstoforldlsİn başkanlığında şu boksörlerden müteşekkildir; Anto-nopulos, Çaldarls, Benukas, Lambldle İle menacerlcrden Vangclidlstir.
Galatasaray Takımı cuma günü gidiyor
Ingiliz Sunderland Kulübü dan 1/ondraya davet edilen tasaray Futbol Takımı bu günü saat 10 da hususî bir Londraya hareket edecektir.
tarafın-Gal a-cuma uçakla


Hıfzıssıhha Entitüsü inşaatı tamamlanacak
Yılbaşına kadar bitirilecek olan Enstitü, civar illerin de ihtiyaçlarını karşılıyabilecek
Atatürk Bulvarında inşaatına devam edilen şehir hıfzıssıhha enstitüsü binası yılbaşına kadar tamamlanacaktır.
Yeni bina bitirilince, enstitünün teşkilâtı genişletilecek ve bilhassa satılan gıda maddelerinin devamlı surette tahlilleri yapılmak suretiyle hileli satışların önlenmesi kabil olacaktır. Enstitü civar vilâyetlerin ihtiyaçlarını da karşılayacaktır.
Ayrıca enstitünün belediyece verilen 65 bin liralık bütçesinin 250 hin liraya çıkarılacağı ve bu paranın da Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca verileceği haber verilmektedir.
• •
Vali, ziyaret
dün gecekonduları etti ve dertlerini dinledi
Belediye Başkanı Prof, sabah Kazlıçeşme Zeytin-
Vali ve Gökay dün burnu, Telsiz semtlerindeki gecekondu sakinleriyle Kazlıçeşmcdekl deri fabrikatörleri birliği binasında bir gö rüşme yapmıştır. Gecekondulular son ay içinde semtlerine takılan lambalar dolayısiyle valiye teşekkür etmiş-ler.Telslz ve Dcmirkapı caddeleri İçin yeni lâmba, yol, su, kömür, mektep, hamam ve iskele ihtiyaçlarını bildirmişlerdir. Bunlardan tahakkuku kabil olanların bir an evvel yapılması yoluna gidilecektir. Karakol binası i-çin de hazırlıklara başlanmıştır. Kömür Tevzi Müessesesl Kazlıçeşmede bir linyit dağıtma merkezi vücude getirecektir.
Şehir Hatlarında kış tarifesi
Gelecek ay yeniden tesbit edilecek olan İstanbul Şehir Hatları vapurları tarifesinin tren seferleriyle irtibatlı olarak tanzimi için çalışmalara başlanmıştır.
Bu senekl tarife Devlet Demir ve Denizyolları temsilcilerinden mürekkep bir komisyon tarafından tesbit edilerek yolcuların ihtiyaçlarına tam mânasiyle cevap verecek bir şekilde hazırlanacaktır.
KISA HABERLER
A KANLICADA oturanlardan mürekkep ve sabık Kütahya valisi Sedat Erimin başkanlığında bir heyet dün sabah Vali ve Belediye Başkanı Prof. Gökayı ziyaret ederek Kanlıca-nın su ihtiyacının giderilmesini rica etmişlerdir.
+ ŞEHRİMİZİN İmar işlerini incelemek üzere Bayındırlık Bakanlığından istenen mütehassıs, Yapı Dairesi Reis Muavini Orhan şehrimize gelmiş ve çalışmalarına başlamıştır.
A ÇALIŞMA Bakönı Haşan Polat-kan, İsrail Uzlaştırma Komitesi Türk delegesi Tevfik Rüştü Araş İle Arjantin Sefiri Francisco Arris-Cu-eno ve Banka Kommerçlyale Italya-na Müdürü Rag. Alcardo Borgahl Vali ve Belediye Reisini ziyaret et-inişlerdir.
Filistin Uzlaştırma Heyeti şehrimizde
Filistin Uzlaştırma Heyeti, delegemiz Tevfik Rüştü Araş ile birlikte dün sabah saat 11 de husus! bir uçakla Ankarndan şehrimize gelmiştir. Heyet Vali ve Belediye Başkam adına Husus! Kalem Müdürü Nabi Up tarafından Yeşilköy Hava Meydanında karşılanmıştır.
Nihal Yalçuıkaya ile
Dr. İSMAİL RUA
Nikâhlandılar
6/9/1950
Üniversitenin yem giriş şartları üniversiteye yeni girecek olanları aydınlatmak ve onlara yol göstermek için “üniversite ve Yüksek O-kullan Tanıtıyoruz,, başlıklı yazı serimiz devam ederken evvelki gün Millî Eğitim Bakanı Tevfik ilerinin başkanlığında toplanan Üniversitelerarası kurul, çok mühim bir karar vererek Üniversiteye giriş şartlarını değiştirmiştir. Yeni vaziyet karşısında bizim de mezkûr yazı serisini takip eden okuyııcıılanmızı aydınlatmamız icap etmektedir.
Eakl vaziyete göre, üniversiteye girebilmek için lise bitirme ve olgunluk diplomaları ile bazı lüzumlu vesaiki vermek ve formaliteleri tamamlamak gerekiyordu. Tıp, Kimya Mühendisliği dallan ile Orman Fakültesine orta derecede olgunluk vermiş olanlar alınmazlardı. Yeterden fazla müracaat halinde iyi dereceliler arasında kur’a çekilirdi.
Eczacı ve Dişçi Okullarına, Fen ve Edebiyat Şubelerinden pek iyi derecede olgunluk imtihanı vermiş olanlar alınır, yer kaldığı takdirde Fen, iyiler arasında kur a ile seçilenlerle tamamlanırdı.
Yeni kararla bu seneden itibaren yukarıdaki sistem değiştirilmiş bulunmaktadır.
Milli Eğitim Bakanı bu değişikliğe sebep olarak, eski sistemin Üniversitelerimiz için hiç bir fayda temin etmediğini, çünkü, her mektebin verdiği diplomanın aynı değeri taşımadığını, bu bokundan bir çok talebenin haklarının kaybolmuş bulunduğunu ve nihayet Üniversitelerimizin kaliteli adam yetiştirmek vasıflarım kaybetmek tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını göstermektedir.
Sayın Bakanın şu l>eyanatı ve bilhassa a.vn ayrı liseler tarafından verilen diplomaların ayn değerlerde olması keyfiyeti, memleket maarif sistemi bakımından, üzerinde ısrarla ve ehemmiyetle durulacak bir meseledir. Demek kl. yalnız üniversiteye giriş şartlarım değiştirmek, Bakanın ifadesine göre, öğrencilerin haklarının kaybotmasını ve kaliteli adam yetiştirmek dâvasını halletmiş olmayacaktır. Islahata daha geriden hattâ çok geriden, meselâ, llkmek-teplerden başlamak lâzımdır. Çünkü, talihin şevkiyle şu veya bu lisede okumak mecburiyetinde kalan bir genç elindeki diplomanın başka değerler taşıması yüzünden haksızlığa veya lûtfa uğramış sayılmaz mı T
Hulâsa, sayın Tevfik İleri, şu kısa beyanatı ile, zımnen de olsa, işe baştan başlamak durumunda olduğunu, bizce açıklamıştır.

Şimdi, Üniversitelerarası Kurulda VAnlan karara göre, fakültelere alınacak talebe sayısı tesbit edilecek, bu sayıdan fazla talebe müracaat ettiği takdirde, her Üniversite Senatosunun vereceği karara göre, İlse mezunlan arasında bir tercih imti-r hanı yapılacaktır. Bir fakülte imti- ‘ hanına girip de muvaffak olamı-yanların başka fakülteye girebilmesi hususu da gözönünde tutulacaktır.
Bu vaziyete göre. Tek âk Üniversitenin muhtelif fakültelerine girecek olanlarla, Güzel Sanatlar Akademisinin Mimarlık Şubesine, Kimya Mühendisliği. Dişç'. ve Eczacı O-ku Harın a. Tıp Fakültesine, Fen Fakültesine, Edebiyat Fakültesinin İngilizce Filolojisi gibi bazı dallarına girmek lstiyenlere, şimdiden imtihana hazırlanmalarım tavsiye etmek yerinde olacaktır.
Şevket EY LtYAGtL
YENİ İSTANBUL
SIYASI İKTİSADI MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
VENt tSTANBUL ISTEŞRlTAT UtMlTED gtRKETt MOdUrii: Kemal EL SAKLICA Bu sayıda yazı İşlerini fiilen idare eden : Sncld ÖGET
Nejretfîîmiyen yanlar iade edttmea.
Basıldığı yer : yenî İsyan bul matbaaci-LIK LIMITED ŞÎRK-ETÎ MATBAASI
REŞAD NURİ GÜNTEKİN
Kavak Yelleri
• — 97 —
Mahalle çok değişmişti. Bahçenin yerine bir kaç yeni ev yapılmıştı. Fakat eskisini, boyasının bir parça daha solmuş olmasından ibaret bir farkla hemen tanımakta güçlük çekmedim. Yanında artık bahçe kalmadığı için eve içerlek bir yan kapıdan giriliyordu.
Bu kapının taş merdivenine oturmuş bir kavuncu:
— Hadi al bakalım. Senin dediğin olsunf diye İçeriye sesleniyordu. Beni görünce küfesini bir yana çekerek yol verdi. Kapıyı çalmağa başladım. İçerden bir kadın;
— istemez diyorum. Ay sen ne lâkırdı anlamaz herifsin diye bağırarak hiddetle kapıp açtı, beni görünce şaşalayarak:
— Affedersiniz. Kavuncu sandım, dedi.
Kırmızı damarlı yıprak bir yabancı kadın yüzünde Zeynebln gözlerini tanır gibi olmuştum.
I *
Nihayet bir akşam Haşan Efendi yatmağa giderken İçini çekerek:
481
— Ayrılık kokulan kokmağa başladı Doktor Bey, dedi, îstanbuldaki işler bitti, Allah izin verirse ben cumaya yolcuyum.
— Kalamaz mısın birkaç gün daha Haşan Efendi, dedim, belki sana bir diyeceğim olur.
Haşan Efendi birşeyler sezinllyerek benden İzahat istedi. Çatık bir çehre ile:
— Mesele ciddidir, sonra konuşuruz. Diye tlâvs ettim.
Evet mesele ciddî İdi. Açmadan çantama doldurduğum kasaba mektuplannı bir zamandan beri okumağa başladım. Avukatım Kör Sami E-fendl işlerimin karıştığını haber veriyor ve hiç olmazsa bir iki haftalığına oraya gitmezsem çok zarara uğrayacağımı söylüyordu.
Vali bana yazdığı bir mektupta yeni doktorun başka bir yere gittiğini ve ondan açılan yere tekrar benim tayinimi İstemek İçin kasabanın bir heyet gönderdiğini bildiriyordu.
Müftü Yurdu kapamak tlzere olduklarını, hemen yetişmezsem çocukların sokağa döküleceğini yazarak âdeta ağlıyordu.
Hacı ömerden, Kaymakam, Parti Reisi, Belediye Reisi ve daha bir çoklarından aldığım yığın yığın mektuplar da başka...
Bunlar, beni derece derece yumuşatıyorlar fakat yine de kasabaya karşı küskünlüğümü büsbütün gideremlyorlardı. Fakat son günlerde I Büyük Abladan aldığım bir mektup bunların hepsinden zorlu geldi: Cemile üç aylık gebe imiş. Benim için gece gündüz ağlıyor ve sıhhati günden güne bozuluyormuş. Fakat havadisin bundan
482
da daha ehemmiyetlisi Cemilenin bir ay evvel kaynanasını evden koğmuş ve artık İnsan içine çıkmağa yüzü kalmayan Andellp Hanımın eşyasını satarak Ankaraya gitmiş olmasıydı .
Bu haber beni son derece heyecanlandırdı. Evvelâ bir hile olmasından şüphelendim. Fakat olamazdı. Bu sadece evinde yabancıya tahammülü olmayan Celilenln kızı Cemile de tekrar yaşamağa başlamış olmasından ibaret bir haldi. Bu böyle olunca artık bir daha ne Andelip Hanımın. ne de başka bir yabancının onun evine girmesine imkân olmadığını kimse benim kadar anlayamazdı. Cemileyi başını kundaklamış, ayağına bir iş şalvarı geçirmiş Çopur Huriye ve Ka-rabağlı Yenge ile ve ajmı anasının titiz çehresiyle evi silip süpürüyor ve yine onun sesiyle kocasına: “öğleyin gelme. Ben sana sefer ta-siyle yemek gönderirim” dediğini tasavvur ettim; içimde İbrahim© karşı acıma İle karışık sevgiye benzer bir şey kımıldadı.
Doğrusu aranırsa bu duygu bende büsbütün yeni değildi ve bunda küçük doktorun epeyce bir rolü olmuştu. Ben bu Hurremi ilk önce sinsi bir politikacı sanmıştım. Yine de belki öyledir. Fakat politikasını gayet ustalıkla yürütmüş, beni derece derece avucunun İçine almıştır.
İlk önce beni sık sık rahatsız etmesinden korkmuştum. Bunu yapmadığını görünce ben o-nun üzerine düştüm. Bir gün bana arkadaşını müdafaa etmedi. Onunla konuşurken “Bu kadar iyi çocuksun da onu nasıl kendine arkadaş yaptın?” diye bağıracak gibi oluyordum. Sonraları “Yoksa onun da buna benzeyen tarafları var da
’ 483
ben mi acaba göremedim?” diye şüpheye düştüm.
Hurremln IbrahJmle mektuplaştığı muhakkaktı. Cemilenin Andelip Hanımı kovduğunu öğrendiğim zaman ona bu iş hakkında fazla bir şey bilip bilmediğini sormaktan kendimi alamadım. Korkuya benzer bir tereddütten sonra her şeyden haberi olduğunu itiraf etti: “İbrahim hiç bir zaman kimseye derdini anlatamayan talihsiz bir çocuktur” dedi ve fazla birşey söylemedi.
Ne vardı bu sözde? Belki hiç. Fakat Hacı Müslim Beyin de bana uzun zaman bir hayırsız gbzlyle bakmış olmasındaki haksızlığa benzer bir şeyler tasavvur ettim ve küçük doktora şaka eder gibi bir sesle inanamayacağı bir şey söyledim:
“Bakalım biz de bir kere anlamayı tecrübe edelim”.

Vagonun kapısı açılıyor ve Haşan Efendi yüzünde memnun bir gülümseme ile içeri giriyor.
Ben ondan daha memnun bir tavırla:
— Nerede kaldın Haşan Efendi., Ben şimdi seni aramağa çıkacaktım... Gel otur bakalım... Nasıl yerinde rahat mısın? diyorum.
— Mükemmel, diyor, vagonda dört kişiyiz., ikisi Esklşehlrde İnecek... Karşı karşıya rahatça yatacağız.
Gülerek Haşan Efendiye takılıyordum:
— Sana bir yatak aldıramadım Haşan Efendi... Neden bu kadar seversin parayı?
484
Haşan Efendi yemin ediyor;
— Vallah parayı sevdiğimden değlL îstan-bulda nasıl olsa battık... Varsm yirmi otuz lira da ona gitsin... Fakat bir iki gece trende uydurma bir yatakta yatacağım diye bir yatak yorgan satın alacak kadar para vermek zihnime sığmıyor.
— iyi mma iki gece rahatsızlık senin gibi ameliyat geçirmiş adam İçin az bir şey değildir.
Haşan Efendi benim anlayışsızlığıma gülüyor:
— Doktor Bey ben o parayı verirsem senin-kine benzer bir yatakta da^ıa rahat uyur muyum sanırsın? diyor.
Sonra yanyana oturuyoruz. Haşan Efendi memlekete mektuplar yazdığım, bütün kasabanın istasyonda bizi karşılamağa geleceğini söylüyor.
Onun tarif ettiği kalabalığın önünde Hacı Ömeri, Üç Ablaları, Karabağlıyı ve daha bir çoklarını, sonra Cemile ile îbrahlmi görür gibi oluyorum ve gözlerim yaşarıyor.
ikimiz de ora ağziyle uzun uzun kasabayı konuşmağa dalıyoruz.
Bir ara ben:
— Yahu şu denizi bir kere daha görelim, diye telâşla yerimden kalkıyorum.
Güçlükle pencereyi açıyoruz. Fakat îzmlti geçmişizdlr; deniz kaybolmuştur.
Fazla bir üzüntü duymadan:
— Ne idelim. Sağlık olsun. Diyorum
SON
485

T Eylül 1950
T E N î İSTANBUL
Sayfa 8
Adalet Bakanlığında yeni tâyin ve nakiller
Ankara. 6 (ANKA) — Adalet Bakanlığında dün verdiğimiz nakil ve tâyinlere ilâveten İkinci bir listeyi de bugün veriyoruz:
Aksaray Yargıçlığına Adapazarı C. Bavcısı Derviş Ali Oktay. Gümüşhane Ceza Yargıçlığına Adana C Savcı Bas Yardımcısı Mahir özkurt, Balıkesir Asliye Ceza Yargıçlığına Dursunbey Yargıcı Osman Kaplangı. Siirt C. Savcılığına Urfa C. Savcısı RAmiz Emre, Samsun C. Savcı Yardımcılığına Alaca Yargıcı Sami Ünscr. Adana Asliye Hukuk Yargıçlığına Kayseri eski Sulh Yargıcı Celnleddln Yüksel. Niğde Sorgu Yargıçlığına Seferihisar Sorgu Yargıcı Alim Şakar. Mustafakemalpaşa C. Savcılığına Maçka C Savcısı Haşan Orbatur, Düzce C. Savcılığına Akçakoca eski C. Savcısı Mehmet Kı-lıçkundakçıoğlu. Antakya Asliye Ceza
Brezilya Ba^koneolo^unun rşt
Bayan Aidin Şirva’nın cesedi Mudanyada
denizden çıkarıldı
Yargıçlığına Antakya Sulh Yargıcı Rasım Hürker. Yalvaç Hukuk Yargıçlığına Konya Ağır Ceza eski üyesi İhsan Serim, Bursa C. Savcı Yardımcılığına Bursa Ağır Ceza üyesi Adil Esmer. İnebolu Sorgu Yargıçlığına Adana Sorgu Yargıcı Hsllt At al ay, Adana Sorgu Yargıçlığına inebolu Sorgu Yargıcı Nazif Arıknn. Kırşehir Ağır Ceza üyeliğine Ergani C. Savcısı Nüzhet Ergin, Uzunköprü Hukuki Yargıçlığına Osmaniye Hukuku Yargıcı Muammer Serdaroğlu. İzmir Sorgu Yargıçlığımı Çeşme Yargıç Yardımcısı Vasfi Törel, İstanbul Sulh Yargıçlığına Geyve C. Savcısı Nejat Tüzel. Malatya A-ğır Ceza Üyeliğine Birecik C. Savcısı Orhan Arıkan, Acıpayam Hukuk Yargıçlığına Adana Sulh Yargıcı İbrahim Gaffaroğlu, Adana üye yardımcılığına Mardin C. Savcı Yardımcısı Fazıl Bay-knr, Suşehri C. Savcılığına Turhal C. Savcısı Fahri Akın, Ünye C. Snvcı Yardımcılığına Oltu yargıç Yardımcısı Mustafa Bilgin Geyve C. Savcı Yardımcılığına Kırıkhan C. Savcı Yardımcısı Osman Çay, Edremit Yardımcılığına Niğde Sorgu Yargıcı Saded-din Giirçay. Çeşme Yargıç Yardımcılığına Buldan eski Yargıç Yardımcını Mehmet Koyuncu tâyin olunmuşlardır
Yakalanan yaralı Kuzey Kore esirleri neler anlatıyorlar?
"Sonuna kadar doğru bir iş yaptığıma kani İdim. Ancak, Güney Kore'ye esir olarak gelip, diğer harp esirleriyle konuşunca, hakikatin propagandadan ne kadar ayrı olduğunu gördüm
Yeni İstanbul'un KORE muhabiri bildiriyor
A
Bursa 6 (Hususî muhabirimiz bildi rıyor) — Brezilya Başkonsolosunun eşi Aidin Şirva’nın birkaç gün evvel Ipar kotraalyle Heybeliadadan Modaya gelmekte bulunduğu bir sırada Burgazadası açıklarında denize düştüğü ve kurtanlamadığı hatırlardadır.
Bugün saat 35 te Mudanyanın Eş-ker Köyü limanında bir kadın cesedi görülmüş ve Savcı Lığa ihbar edilmiştir. Yapılan tesbite göre 40 yaşlarında tahmin edilen kadının üzerinde «ivahlı beyazlı bir mayo ve başında bir eşarp vardır. Kolunda ayrıca bir altın saat bulunduğu tesbit edilmiştir. Bu cesedin Brezilya Başkonsolosunun eşine ait olduğu tesbit edildiğinden hâdise Savcılık tarafından İstanbul Savcılığına ve alâkalılara bildirilmiştir.
Amerikan İçişi

Bakanının ithamı
Bakan, Rus gayelerinin tahakkukuna taraftarmış
Washington, 6 (APı — Senatör An-drew F Scboeppel, dün.içişleri Bakanı Oscar Chapman’ı. komünist teşekkülleri iie alâkalı ve Rus gayelerinin tahakkukuna taraftar olmakla itham etmiştir.
Senatör Ayan Meclisinde yapmış olduğu konuşmasında, Amerika aleyhtarı faaliyetleri tahkik etmekte olan komitenin raporları üzerinde bulunan bir muhtıradan bıı cihetin açıkça anlaşıldığını İleri sürmüştür.
Senatör bir tahkikat açılmasını talep etmiş ve Âvan içişleri Komisyonu bunun derhal yapılacağını söylemiştir.
(Korede bir Amerikan hastahnne-slnden muhabirimiz Marguerlte Hig-gins bildiriyor):
Açlıktan bayılan bir komünist teğmeni hastahanenln koridorunda sedyenin İçinde yatıyordu. Bir tercüman vasıtasıyla şunları söyledi:
“Kendiliğimden teslim olmazdım Amerikan birlikleri beni buldukları vakit kendimden geçmiştim. Bize AmerlkRhlann esirlere barbarca muamele edip öldürdükleri söylenmişti Kanlı bacağını sedyenin sarkıtan kora kuru suratlı Koreli genç sözlerine şöyle etti: bambaşkadır ve hayretler içindeyim Eslikr kampında bile vaziyeti bize öğretildiğinden başka buldum. Bütün bu değişik haller karşısında ne yapacağımı ve ne düşürıeCeğlnıi bilemiyorum...
Bahsi geçen bu komünist teğmen, yaralı 20 Kuzey Koreli esirden bir tanesidir. Bunlar Naktong Nehri cephesinde gece yarısı yakalanmışlar ve hastahaneye getirilmişlerdir. Fakat hastahaneye getirilmeden önce mahalli bir esir kampına nakledilmişlerdi.
yanından
Kuzey devam “Halbuki gördüğümüz muamolo
L
a
Ankaradakl törende Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar bulundular Yargıtay Başkanı, bir yıllık faaliyetin muhasebesini yaptı

Ankara (Hususi muhabirimizden) — Teni adalet yılı buğun açılmıştır. Açılış töreninde Cumhurbtt . Ram Celâl Bnyar, Başbakan Adnan Menderes, Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Samet Ağaoğlu, butun Bakanlar. Genelkurmay. Danıştay. Sayıştay Ba$-kanları, Yargıtay ve Adalet Bakanlığı erkânı hazır bulunmuşlardır.
Törene İstiklâl Marşlyle başlanmıştır. Marştan sonra Yargıtay Başkanı Fevzi Bozcr ezcümle şu hitabeyi söylemiştir*.
Büyük Türkiye Devletinin yüce Cumhur başkanı ve muhterem Başbakan ve azız mtBlekdaşlarım,
Huğun 1950-1951 adalet yılını açmak şerefiyle mubahi bulunuyoruz. Bu iup»aniıya yüksek huzurlanyle şeref veren azız CumnurbaşKam He Başbakanı ve mümtaz misal lrlenrn izi saygı ne «eıannaı ve bir buçuk aylık bir ara vermeden sonra dinlenmiş, zinde bir na*uc ouyuk nuHcUnıızın en mukaddes hizmetine hazırlanan rnuslekdaşiarıma yem yıhn hayırlı ve verimli olmasını dilerim.
Adliye çalışmalara ara verme. Cumhuriyet Hükümetimizin yirmi iki Sene önce kabul ettiği bir kanun hükmü ou ara vermeyi böyle bir törenle açmak usulü Adalet Bakanımız sayın Halil Özyorükun Yargıtay Birinci Başkanlığına geldiği 1*344 scneainden beri mesut bir geleneğimiz olmuştur.
Törenimiz ve bu münasebetle yaptığımız hasbıhal, bir hukuk devleti içinde en belllbaşh unaur olan adalet nıc-kanizmasını kontrol yetkisini haiz yüksek mahkeme namına kendi kendimizi yoklamak ve işlerimizi gözden geçirmekten ibarettir.
Tarihten evvelki zamanlardan beri uzun asırlar buyunca hukuk devleti kurmakla tanınan, en burız ve mümeyyiz vaslı bu olan büyük milletimizin geçen adalet yılı içinde hedefine vajıl olmak için yaptığı uarnlvlen tetkik edersek gerek dışarda gerek içerde başarısının göğsümüzü kabartacak derecede olduğunu goruruz.
İkinci Dünya Harbinden ve hattâ bu harbin sona erdiği günden beri dünyanın baz» karanlık yerlerinde yıldan yıla anan bir inat ve ısrarla hak ve adalet mefhumu çiğnenir ve bu mefhumlarla maskelenen ihtiralar insanla n en kutsi haklarından mahrum e-derken memleketimiz, rnilleiietarası taahhütlerine bağli ve inaani gayelere sadık olarak bir hukuk devleti olmanın butun icaplarını yerine getirmeğe butun gücü İle çalışmayı kendisine hır vazife bilmiş, medeniyet hak ve adalet mefhumlarının çiğnendiği karanlık İhtiras dünyasının kalblcrdc uyandırdığı korku ve ümitsizliği ufuklarımızdaki sükûn verici emniyet havaaiyle dindirmeğe çalışmıştır. Adalet cihazımızın bütün kalbiere emniyet ve itimat. verecek bir dürüstlükle çalışması seçim İşleri gibi vatandaşlar arasında ciddi İhtilaf ve endişeleri mucip olan bir meselenin yargıçlara emanet edilmesine saik olmuştur. Yargıçlarımızın kendilerine emanet edilen bu işde de adalet kefesini tam bir tarafsızlıkla denk tutmak için bütün has-faıiyet ve titizlikleri ile çalışmaları ve bunda butun medeni dünyayı imrendirecek bir olgunlukla muvaffak olmaları. adli istikbalimiz İçin parlak ü-mitler vernuîktedir. Dürüst ve eğilmez yargıçlarımızın bu feragatli hizmet ve mesailerini takdir ve şükranla karşılarız.
Yargıtay Başkanı bundan sonra Yargılayın bir yıllık mesaisi ve çoğalan suçlarla bunlara karşı alınması I-cap eden tedbirler ve işin kpsalrti bakımından da Yargıtay dairelerinin çoğa it iknası mevzulanna da temas ederek ezcümle «unları söylemiştir:
•’îş hacmine gelince: 1049 yılında Yargıtay dairelerine 116 M9 iş gelmişti. Buna 1948 yılından devredilmiş cilan H 246 işin ilâvesiyle yekûnu 131.095 e baliğ olmuştu. )949 yılı içinde 115 722 si karara bağlanmış ve 15.373’ü 1960 yılına devi olunmuştur kİ, yüzde s/klzdcn fazlası çıkarılmış demektir.
1949 yılının birinci altı ayı İçinde 77.018 hukuk ve ceza işi gelip bu müddet içinde 64 H23 karara bağlanarak 12 105 i aynı senenin ikinci devresine kalmıştır,
1950 yılının birinci altı avı İçinde 41.838 I hukuk ve 35.621 I cezA olmak üzere 77.459 u gelmiş vp bundan M.778 i karara bağlanarak 17.681 İnin tem-
muz avına devredilmesine mecburiyet, hasıl olmuştur. 1949 ve 195ü yıllarının birinci devrelerinde gelen ve çıkan İşler mukayese edilince: 1950 yılının birinci devresinde gelen İşlerin 400 küsur arttığı ve çıkarılan işlerin ise 5000 küsur azaldığı görülür.
Bu devrelerde gelen İşler arasında mühim bir fark bulunmadığı halde 1950 yılının birinci devresinde beş bin küsur iş az çıkarılmıştır. Altı ay İçinde 60 bine yakın bir İşi karara bağlamak insan gücünün üstünde bir fedakârlık olmakla beraber bu devrede işlerin daha az çıkarılmasının hususi sebep ve silikleri de vardır. Ezcümle yargıtaydan altı arkadaşın yüksek seçim kuruluna ayrılıp uzun müddet münhasıran bu işle meşgul olmaları ve milletvekilliklerine adaylıklarım koyan daha çok bir kısım arkadaşların İzinli olarak ayrılmaları ve bir kısmının da hastalık dolayısiyle devam edememeleri bu sebeplerdendir.
Bazı arkadaşların yüksek seçim kuruluna ayrılmaları yargıtay İşlerinin gecikmesi sebepleri arasında mütalâa edilse bile seçimlerin yargıç kontrolü altında yapılması prensipinln parlak sonucu önünde bunu ciddi bir mahzur olarak düşünmek doğru değildir. Hususiyle gelecek seçimlerde temel olacak tesks hazırlıklarına mahsus güçlükler artık her seçimde kendisini göstermeyecek ve kanunun ilk tatbikinde maruz kalınacağı tabiî olan acemiliğin yerini pratik bir kolaylık alacaktır.
Bununla beraber gelecek seçimlerde vazife alacak arkadaşların yerine raportör ilâvesi suretiyle boşluğun doldurulması, işlerin terakümüne mahal bırakılmaması bakımından en isabetli bir tedbir olur.
1950 yılının temmuz ayına bırakılmasına mecburiyet hasıl olan 17 681 inden 9879 u hukuk ve 7.802 s! ceza dâvalarına aittir. Fakat hemen, hemen adi! ara vermeye takaddüm eden günlerde yürürlüğe girmiş olan Af Kanununun şümulüne giren takriben 6600 küsur İş hakkında takibatın kaldırılmış olmasına göre elde 1200 küsur ceza İşi kalmış olur kl, hukuk ve ceza olarak temmuz ayına devrolunan İşlerin mecmuu 11.000 küsurdan İbaret kalır.
Mevcut İstatistiklere nazaran 1944 yılında gelen İş miktarı 71.870 olduğu halde yıldan yıla artarak 1949 yılında 116.849*0 çıkmıştır ki, yüzde elli yedi nispetinde bir çoğalma hasıl olmuştur
Bu çoğalma, cezada daha zlvadc a-dam öldürmek ve öldürmeğe teşebbüs, kadın ve kız kaçırmak, zorla namııs ve ırza tecavüz ve çalmak fiillerinde kendini göstermektedir.
Adam öldürmek ve öldürmeye teşebbüs fiiller! ekseriya mülkiyet İhtilâfından meydana gelmektedir. 1948 ve 1949 seneleriyle 1950 yılının birinci altı ayında Ankara Ağır Ceza. Mahkemelerine gelen 1176 işden 315 I öldürme ve öldürmeye teşebbüs suçu olup mec-rnuuna nispetle dörtte birinin ve yalnız 1948 yılında gelen 120 aynı mahiyette suçdan yarısının mülkiyet İhtilâfından neşet ettiği anlaşılmıştır. Biraz sonra arzedileceğl Üzere tapulama kanunu her yerde mümkün olan süratle uygulanarak mülkiyet ve tasarruf selelerinin esastan düzenlenme*! hususta Önleyici en müessir bir bir olacaktır.
Kadın ve kız kaçırmak suçu en evlenme maksadlyle vukua gelmektedir Yurdumuzun her tarafında, hususiyle köylerde evlenmeyi kolaylaş! ırmak lâzımdır Düğünlerde larnfatın meni hakkındakl 55 sayılı kanun İle lüzumsuz merasim ve masraflar ve hususiyle ağırlık ve hediye verilmesi gibi külfetler, ceza teyidi altına alınarak menedilmiş İse de, kanunun tatbikindeki İhmal ve lâkaydl yüzünden evlenme hususunda İstenilen kolaylık temin edilememiş, bu yüzden kaçırma suçları do gittikçe artmakta bulunmuştur.
Zorlu namus ve ırza tecavüz fiillerinin çoğalması, ahlâk He İlgilidir. Medeni seviyenin ve ahlâkın yükselmesini temin ederek terbiye yolları bıı hu-en müessir İçtimai tedbirlerdir. Çalma suçu *n çok işsizlikten ve o-nıln neticesi olarak zaruret ve İhtiyaçtan doğmakladır. Af Kanunu ile hürriyetlerine kavunanİnrdan bazısı, sırf hu vuzdrn kısa zamanda çıktıkları yerlere dönmüşlerdir.

m-p bu ted-
çok
içtima! düzeni tehdit eden bu hal, iş ve işçi bulmak kurumlariyle önlenmeye çalışılmakta ve bir dereceye kadar muvaffak olunmakta ise de, bu kurumlar daha ziyade Jşçi İle İş veren arasında bir mutavassıt rolü oynamakta olup münhasıran İşsizlere iş bulmak zihniyetiyle hareket ve memleket çapındaki umumi İhtiyaçlara göre iş icadedecek kurulların teşkiline ihtiyaç vardır.
Bununla beraber Adalet Bakanlığınca muhtelif cezaevlerini izde tatbik olunan İş sistemine göre hükümlerin infazı usulünün genişletileceğini ve I-leri demokrasi memleketlerinde olduğu gibi telkin ve kültür aşılama usullerinin tatbik edileceğini büyük memnuniyetle haber aldık. Bu sayede mnh-kûmL\r>n şerefli ve müstahsil bir fert olarak camiaya İadeleri, İnfaz sistemimiz bakımından çok İleri bir adım olacaktır.
Hukuk dâvalarında çoğalanlar, gayrimenkula alt timlâk. mecur şahına okuyan dâvalarıdır.
“Boşanma dâvalarında. Medeni Kanunumuzun İstihdaf ettiği gaye, her zaman gözönünde bulundurularak boşanma sebepleri ve hususiyle şiddetli geçimsizliğin müşterek hayatı ciddi bir surette çekilmez bir hale ge tlrip getirmediği dikkatle tetkik edilmek ve olur olmaz sebepleri ve geçici heveslerle boşanma dâvası açtıkları sabit olanlar hakkında usulün cezai müeyyideleri ehemmiyetle tatbik o-lunmnk icap eder.
istimlâk İşlerinde bugün sayısı 30 u aşan kanun uygulanmaktadır. Bunların hor biri müddet ve kıymet takdiri gibi usule ve esasa ait hususlarda birbirine üymıyan hükümleri İhtiva etmektedir. Bu karışıklık, tatbikatta yanlışlıkları mucip olmakta ve taraflar arasında ihtilâfı arttırarak mahkemelere müracaatı çoğaltmaktadır. Bu kanunları tevhit ederek bütün İstimlâk İşlerinde tatbik edilecek bir kanun yapmak lâzımdır.
Mecur tahliye dâvaları Mili! Korunma Kanunu kira bedelinin sorbea-lisinl tahdit ve tahliye dâvalarını bazı kayıt ve şartlarla takyit etmiş olmasından çoğalmaktadır. Mal sahibinin tahliye hususunda istinat ettiği kayıt ve şartlar kiracı tarafından kabul edilmemekte ve hu suretle aralarında çıkan İhtilâfın halli, yargıcın takdirine tevdi olunmaktadır.
Mesken ihtiyacının tevlit ettiği zaruret neticesi olan bu ihtilâfların a-zrılması ancak inşaatın teşviki İle mümkün olacaktır. Nitekim son zamanlarda inşaatın artmış olmasından faydalı sonuçlar elde edilmiştir.
Kanunlarımızın yeni İhtiyaçlara göre hazırlanması için sarfedllen mesaiye mühim bir hususun da ilâvesinin zaruri olduğu düşünülmektedir. Bu. adalet kuvvetinin bağımsızlığı pren-slpine sıkı bir surette bağlı olan yargıç teminatı meselesidir. Gerçi Hâkimler Kanunu hükümleriyle zâhirde yargıçlara teminat verilmiş ve fakat tatbikatta umumiyetle yargıçlar ve yargıtay üyeleri, hattâ yargıtay başkanlar) İcra kuvvetinin bir rüknü o-lan Adalet Bakanlığı tarafından tâyin olunmakta bulunmuştur. Yargıçlık İstiklâliyle telifi kabil olmıyan bu tâyin usulüne artık son vermek lâzımdır.
Bütün yargıçları ve onların mesaisini kontrol yetkisini haiz olan yar-gıtay. yargıçların yükselmeye lâyık olup olmadıklarını takdir hususunda olduğu gibi tâyinlerinde do yegâne yetkili makam olmalıdır. Yargılaydan seçilecek bir komisyon tsrafındnn birinci sınıf dışındaki yargıçların tâyini ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu tarafından yargıtay üyeliklerine birinci sınıfa ayrılmış yargıçlar arasından ve başkanlıklarına da kendi aralarından münasibinin seçilmesi yargıçlık teminatiyle bağdaşabilecek yegâne tûyırı tarzı ulaa gerektir,,,
Yargıtay Başkanı, tundan sonra yargıçlara hitap ederek Türk Milletinin kendisin** emanet ettiği adalet tevzii İşine tekrar başlandığım ve bu ç^tln Işde fedakârlıklarının en büyük mükâfatının Türk Milletinin kendilerine gösterdiği itimat olduğunu ve bu itimada dalma lâyık kahnaca-ğını belirterek sözlerine son vermiştir.

dâvalarla boyanma. Is-tahliyesl ve devlet he-talebelere ait tazminat
V A Z I F E M 1 Z
Hastahaneye komünistler geldikten bir kaç saat sonra etrafta çalışkan arılar gibi hastabakıcı ve doktorların dolaştığını ve zaten yorgunluktan bitkin oldukları halde düşmanlarına insan! vazifelerini yapmaktan geri kalmadıklarını gözlerimle gördüm. Komünistlerin yaraları yeni ve modern İlâç ve usullerle tedavi edilmektedir.
Bu hastahanenln scrtnbibl olnn Çavuş Joseph Tucker şöyle dedi: “Bunlara insanca hareket etmek ve yaralarını tedavi etmek vazifemizdir. Onlar da herkes gibi insandır; aramızda bazıları şahsen onlardan ne kadar nefret etse de gene de onlardan yardımını eslrglyemez. Çünkü hasta-hane intikam alma yeri değildir.,.
Yaralı esirler Kuzey Kore ordusu tarafından İşgal edilen taraflarda açlık ve sefaletin tahammül edilmez derecede fazla olduğunu anlatmışlardır. İki genç er, komünist ordusuna sırf kâfi derecede yiyecek bulabilmek için yazıldıklarını açıkça İtiraf etmekteydiler. Amerikalıların bir kaç ay evvel kaybettikleri Taejon civarında komünist ordusuna İltihak eden Kuzey Koreli bir asker şöyle demektedir: “Şehirde her şey yanmıştır. Sivil halk açlıktan kıvranıyor. Ordu pirinç almaktadır. Amerikan uçakları her tarafı bombaladıkça kalan pirinçler yanıyor.
Halkın gıdası pek azdır. Komünistler Taejon’a geldiği zaman, halka yiyecek temin edebileceklerini düşünerek. onların tarafına geçtim. Fakat o zaman yaralı İdim ve dört günden beri ağzıma bir lokma bir şey koymamıştım. Bütün birliğim de benim gibi açtı. Yorgunluk ve açlıktan dövüşecek takatimiz kalmamıştı..,
Yaralı komünistler kocaman has-tahane binasına girerken yüzlerinde bir korku ifadesi belirdi, fakat tertemiz beyaz boyalı binanın içine girince ve hastabakıcıları görünce korkularından eser kalmadı. Vaziyeti anladılar. Sertablp Çavuş Tucker de komünist esirlerin nereye geldiklerini anlar unlamaz hallerinden memnun olduklarını scyhmlştlr.
Hastahanenln papazı Harokl Henry Kuzey Kore komünistleriyle konuşmalarını Anlatırken, bir çoğunun gördükleri İnsani muameleden pek mütehassis olduklarını ve hast&haneden çıktıkları vakit Güney Kore ordusuna iltihak etmeye karar verdiklerini söylemiştir.
Yukarıda bahsettiğim komünist teğmen. Kuzey Korelilerin psikolojisini gösteren tipik bir nümune İdi. Amerikalılar tarafından esir edilinceye kadar tamamlyle komünizme Katılmıştı. Güney Koreye gelip köyle-
rln hepsinin harap olduğunu görünce hayal dünyası başına yıkıklı. Ben kendisini gbrüğüm zaman mütereddit şaşkın ve kararsız bir adam haline girmişti. Neye İnanacağını bilmez bir hail vardı, 28 yaşında olan bu teğmen Mnnçurya sınırına yakın ufak bir Kuzey Koro kasabasından geliyordu. Ailesi sefalet ve açlık İçinde yaşıyordu. Kendisi bir komünist gençliği grupunda çalıçmasına karşılık Kuzey Kore ordusuna alınmıştı. Başından geçenleri sade ve samimi bir İfade ile anlatıyordu. Sözlerinin doğru olduğuna İnandım.
“Doğru bulduğum bir dâva uğruna kendimi feda edebileceğime İnanıyor ve memleketimin vahdetini arzu ediyordum. 38 inci arz dairesiyle memleketin kuzey Ve güneye ayrılması kuzeyde karşılaştığımız bütün güçlüklere ?ebcp olarak gösteriliyordu. Hattâ yiyecek maddelerinin azlığı ve endüstrinin kısır olması da bu yüzdendir deniyordu. Bize Kuzey Kore-nin Qn İleri bir demokrasiye sahip olduğu ve Güneye de bunu getirmenin vazifemiz olduğu öğretilmişti. Bu harpto dövüşmekle ben ve bir çok arkadaşlarım vatAnperverane harpket ettiğimize İnanıyorduk. Başka türlü düşünüp hüküm vermemize İmkân yoktu.,.
Sözlerine devam eden teğmen şöyle dedi:
“Sonuna kadar doğru bir İş yaptığıma kani İdim, reye esir olarak Korelilerle değil, le de konuşunca dadan ne kadar düm. Güney Korelilerin bizden daha hür olduklarını anlamış oldum. Şimdi hakikati bilmeden dövüşen kendi milletime acıyorum.,,
Yaralıların bir çoğuna, Amerikan esirlerine Kuzey Korelilerin nasıl muamele ettiklerini sordum. Hepsi fena muamele edilmediğine emin olduklarını söylediler. Harbi kimin kazanacağını sorduğum zaman çok değişik cevaplar verdiler. 22 yaşındaki bir komünist çiftçi şöyle dedi: “Şüphesiz. Güney Kore kazanacak, çünkü Kuzey Kore askerlerinin hemen hemen hepsi ölmüş bulunuyor ve şimdi dövüşen birliklerin hepsi aç ve talim-slzdlr...
Hastaharede pek tAblî olarak öner bizi ti yaralılara bakılıyor fakat münasip bir yer vn zaman olur olmaz Kuzey Koreli r’drlrre yardım esirgenmiyor Hastahanenln bahçesinde hususî bir baraka yapılmıştır. Buraya n-ğır yaralı ve mühim ameliyat geçiren esirler yerleştiriliyor Fakat iyileşir I-vJleşmcz bütün eserler harp esirleri kamplarına tevdi ediliyorlar.
İhtiyar karaağacın cilvesi
Amerikanın Maasachusetts eyaletinin Brocklnn şehrinde esen bir rüzgâr neticesinde 150 yaşındaki karaağaç yukarıda gördüğünüz şekilde dürerek bir otomobili ezmiştir. Otomobilin sahibi Cari Raymond, ağaç devrilmeden kısa bir müddet evvel yakındaki bir dükkâna alışveriş için girmişti.
Hâriciyede yeni nakil ve tâyinler
Ankara 6 bildiriyor) — yeniden nakil Bu cümleden olarak Washlngton Büyükelçiliği Müsteşarı Rıfkı Rüştü Zorlu, Nankln Elçilik Başkâtibi Ercüment Tatarağası, Roma Büyükelçiliği 2 nci kâtiğl Halûk Bilgin. Rlzalye Başkonsolosluğu muavin konsolosu Ruhi Gezgin merkeze alınmışlardır. Merkezden Menn^n Telemen Tx>ndra Başkonsolosluğuna, Nejat Ertüzen Karaşl Büyükelçiliği Başkâtipliğine; Necip Salt Ta m boy, Filibe birinci sınıf konsolosluğuna, Bahaeddın özdemlr, Bombay Kançı-laryalığına, Salih Refik Güner. Üs-küp konsolosluğuna, Sadi Coruk, Paris Başkonsolosluk Kançılaryah-ğına, Bombay muavin konsolosu Turgut Dilhan Kudüs konsolosluğuna. Paris Muavin konsolosu Necip Karaman Roma Büyükelçiliği 2 nci kâtipliğine. Frankfurd konsolosu Halûk Bayülgen Bon Hükümeti nez-dlndo elçilik 2 nel kâtipliğine, New-York muavin konsolosu Bedii Karaburçak VVashington Büyükelçiliği 2 nci kâtipliğine terfian tâyin edilmişlerdir.
(Husus! muhabirimiz Dışişleri Bakanlığında ve tâyinler olmuştur.
Ancak Güney Ko-gelip yalnız Güney diğer harp eslrlerly-haklkatin propagan-ayrı olduğunu gÖr-________ı hakikatte
Yüzlük bir köylünün yer sarsılırken bir oğlan çocuğu oldu
Teı-amo, İtalya, 6 A.A. (Reuter) -Bura köylülerinden 100 yasındaki Be-rardo Di Sandri’nin dün, bir deprem sırasında bir oğlan evlâdı dünyaya gelmiştir.
Sandri’nin karısı 42 yaşındadır. 24 senedenberl evli olan Sandri’nin bu ilk çocuğudur. Çocuk da annesi de sıhhattedir. Bu bölgede yer sarsılır ve birkaç ev yıkılırken kadın hemen bir hastnhaneye kaldırılmış ve orada doğurmuştur. Sabahtan akşama kadar tarlalarda çalışan Sandrl, bu doğumu kutlamak üzere bir gün izin almıştır.
ve çn-
Vietnam imparatoru, karısı cuklarivle 8 eylülde Nice’ten Komaya gelmiştir. Resimde imparatoru bir İtalyan birliğini teftiş ederken görüyorsunuz
Bao Dai’ye hakaret
Italyan Komünistleri, Komada Vietnam İmparatoruna hakaretâmiz sözler söylediler
Roma, fi (AP) — Komünistler, dün gece oteline dönmekte olan Vietnam imparatoru Bao Dai’ye hakaretâmiz şekilde bağırmışlardır.
imparator pazar günü buraya ailesiyle birlikte hususi bir ziyaret mak-sadiyle gelmiştir.
Komünistler imparatoru otel Önünde beklemişlerdir. Polis müdahale ederek dört komünisti tevkif etmiştir.

• •
Bir hilkat garibesi
(Ankara Ajansı) — Ce-
Hac seferini yapan "Nadir vapurunda meydana çıkarılan kaçakçılık
İzmir 6 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Hac seferini yapan Nâdir vapurunun hareketi esnasında gümrük muayene memurları vapurun o-murgaiarı altında bir çay kutusuna yerleştirilen 703 altın lira ve 300 kâğıt lira bulmuşlardır. Bu paralan yerleştiren 0 kişi hakkında kaçakçılık muamelesi yapılmıştır.
Milâstan Hacca gidenler uğurlandı
MilAs (Hususi) — ilçemizden ve civar köylerden bu sene Hacca gidenler ikisi kadın olmak üzere 16 kişidir. Harı namzetleri Clddeye müteveccihen kasabamızdan İzm İre hareket etmişlerdir. Hafif tekbir sedaları İle kalabalık bir halk kütlesi tarafından şehir haricine kadar uğurlanmalardır.
Lübnan’da bir Sovyet casusu yakalandı
Adana 6 (Husus! muhabirimiz bildiriyor) — Şamda çıkan Elmener gazetesinin verdiği bir habere göre sahil muhafaza teşl( ıifıtt meçhul bir u-çaktan paraşütle Lübnan topraklarına İnen bir casus yakalamıştır Üzerinde muhtelif hüviyet varakası çıkan ve Rus olduğu tahakkuk eden bu Sovyet casusu Lübnan Aakcrl Sorgu Yargıçlığına verilmiştir.
Ankara 6 beci Doğumevinde tıp âleminde eşine az rastlanan bir doğum hâdisesi olmuştur.
Kamun İlçesine bağlı Daröz köyünden çiftçi Ibrahimin eşi Hatice iki başlı, üç kollu ve bir elinde 9 parmağı bulunan 5 kilo 300 grnm ağırlığında bir erkek çocuk doğurmuştur. Çocuk iki üç dakika yaşadıktan sonra ölmüştür.

Bu hususta malûmatına müracaat ettiğimiz Dr. Naci Buçukoglu bu nevi hadiselerin ender olarak vuku bulduğunu, bunun İkiz doğumun anormal bir tecellisi olduğunu, doğan anormal çocuğun Siyamlı Kardeşler gibi derileri yapışık bir ikiz hali olsaydı ufak bir ameliyatla h^r İkisinin de yaşayabileceğini söylemiştir.
Çocuğun annesi Haticenin hâlen hayatta olan .üç çocuğu vardır.
Schuman’ın basın
konferansı
"Batı Almanyarla bir dışişleri bakanlığının ihdası imkânsız değildir”
Paris, 6 A.A. (AFP) — Fransız Dışişleri Bakanı Robert Schumnn bugün yaptığı bir basın konferansında, aşağıdaki demeçte bulunmuştur:
“Barış andla^masının İmzasından evvel. Batı Almanyada bir Dışişleri Bakanlığının ihdası, tamamen İmkânsız değildir.,,
“Bunun kurulmasına mâni olacak hukuk! engeller de mevcut değildir.^
“Fakat yüksek müttefik komisyonu mevcut olduğu müddetçe müdahale hakkını haiz olacağı şüphesizdir...
“New-York ta yapacağımız görüşmelerden ne gibi neticeler doğacağını söyllyemem fakat bu sahada değişikliklerin yer alacağını da şimdiden söylemek mümkündür.,.
Orta Avrupanın müdafaası
Batı Almanya, A\msturj’a ve Trieste’nin müdafaaları teftiş edilecek
Port Monroe, (Vlrginia), 6 A A. (U-nlted Press» — Seferi Ordular Komutanı General Mark Clark, beraberinde yüksek rütbeli subaylar okluğu halde Batı Almanya. Avusturya ve Trİestc-nin müdafaalarını teftiş etmek üzere cumartesi günü uçakla Avrupaya hareket edecektir.
Tito Hükümeti
f
Kore tecavüzünü
takbih ediyor
Belgıad, 6 (AP) — Mareşal Tlto hükümeti dün akşam. Kore tecavüzünü takbih etmiş ve bunun dünya bansını tehlikeye attığını ileri sürmüştür.
Hükümetin bu görüşü. Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantısına gitmeden evvel Hükümetin resmi gazetesi olan Borba’.va Dışişleri Bakanı Ed-vard Kardelj'in vermiş olduğu beyanatla açıklanmıştır.
Bu beyanat, Yugos!av>*anın, Kore hâdiseleri karşısındaki İlk resmi açıklamasını teşkil etmektedir. Müşahitler, bu sözlerin Yugoslavyanın. kati olarak Kore meselesinde Batılıların görüşünü kabul ettiğine delil olarak kabul etmektedirler
Kardelj, "Kye harbinin mesuliyeti altında bulunanların bilmesi İcap eder kİ. bu harp dünya sulhunu tehdit etmekte ve umumî bir harp tehlikesi yaratmaktadır., demiştir.
Murat Güler, gene Manche’ı geçemedi
Calals, 6 A A. (AFP) — Dün gece üç yüzücü Manche Denizini yeniden yüzerek geçmek teşebbüsüne girişmişlerdir. Bunlardan biri geçen ay 20 saat suda kaldıktan sonra yarışı bırakan Türk Öğrencisi Murat Gülerdir.
Diğer yüzücü Manche’ı 1923 de 13 saat 33 dakikada geçmiş olan Ingiliz Fearnley, üçüncüsil de PolonyalI Alala Gombard’dır.
Calals, 6 A A fRcuter) — Manche’ı geçmek üzere denize giren 22 yadındaki Türk talebesi Murat Güler, bu teşebbüsünden saat 4.25 te vazgeçerek sabahleyin Calais’ye dönmüştür.
Deniz oldukça dalgalı olup Güler soğuktan ve deniz tutmasından rahatsız olduğunu bildirmiştir.
24 yaşındaki Dr Alain Gombard’ın terakkiler kaydettiği bildirilmektedir.
seçimlerini kasaba-
Milâsta seçimler ve belediye reisliği Mllâs (Hususî) — Geçen pazar rünû yapılan belediye
mızda. büyük bir ekseriyetle Demokrat Parti ad ay İn rı kazanmışlardır.
Belediye reisliğine kimin getirileceği henüz belli olmamakla beraber, Yüksek Ziraat Mühendisi Turhan A-ksrranın bu vazifeyi kabul etmesi İstenmektedir.
/ >
TAHSİL KUPONU
1 aralık 1950 dr çekilecek büyük kuramıza İştirak İçin a-şağıdakl kuponlardan 90 tane getirerek bir küre numaranı a-hıbllrrekslniz.


1 eni .istahbııruıı-
K.ÜPONIT
e
u


Sayfa 4
TENÎ İSTANBUL
7 Eylül İMO
3
Jürinin seçtiği 30 hikâyeden biri
»
Muharrirlerin soyadı alfabe sır as İyi e her gün bir tanesi neşrolunacaktır.
F

Yazan: Şinasi ÖZDENOĞLU
İşlemiş matv eski kalenin dünyalarında, tecrübe cdiyur-insanlar
— I —
ORADA; simsiyah bir denizin durmadan tokatladığı, zamanın ve aıaca karanlığın emri altında, kaleden bozma bir bina, barındırdığı insanların günahları üstünde şahlanıyordu. Bızansîan kalma ve vaktiyle gözetleme yeri olarak kullanılmış ou kale artığı; şimdi, Karadenizln küçük, mütevazı, kendi hayatını yalayan bir vilayetinin eczaeviydi.
Boy boy günahlar kûmlar, hürriyeti bu duvarlarını açmayan bambaşka bir saadet
lardı. Bu saadet, dışarıda, arasında ve alabildiğine hürriyet içinde kaybedilmiş dünyaların tahayyü-liydi.
Gece, simsiyah, uğursuz bir bayrak gibi, hapisanenin üstünde dalgalanıp da, her mahkûmun içindeki dünyanın elektrikleri sönünce; alabildiğine efkâr, alabildiğine gariplik, Öldüren yalnızlık başlıyordu. Dalgaların ve çok uzaklardan gelen rüzgârın türkülüyle birlikte.
Sevgiliye "Nâme" yazan el ile bağlama çalan kol mecalsiz düşünce, mahkûmlar, hafızalarındaki böyle hor gece bir azalan korkunç raka mdan b|r gün daha düştüler. Hürriyete bir adım daha yakl&ıinişlerdi.
Dışarıda toprak, ilkbaharın çıldırtıcı dumanını yayıyordu. Koğuşta, ağır, leş gibi aptesane ve ter kokan bir hava, hepsini birer birer uykuya teslim etti. Rü>’âlarında hepsi a-zad olmuşlardı.
Bir tek kişi ummamıştı. Başı, a-vuçları, ayakları Ateş gibi yanıyordu. Çıplak ayaklariyle. koğuşun açık kapısından yürüdü ve dışarıda, cümle kapısına varmadan, kestane ağacından yapılmış, kalan ve dayanıklı parmaklıklara kadar uzayan taşlığa çıktı. Ateş gibi yanan ayaklariyle birlikte İçi de biraz çıplak ayaklar lar ve keskin doğranıncaya dikende, kurda, kuşa selâm vererek fünlerce yürümek arzusiyle yandı, ri kıyımlı bir adamdı ve Um İki yıl üç haftadan beri buradaydı. Ha-pısane.ve götüren yolların kurdu olmamakla beraber. "Alnının kara yazısı” onu bu “deliğe” tıkmıştı. Çekmeyin de ne yapacaktı?
Adı Mustafa idi. Köyünde Deli Tunanın oğlu diye çağrılırdı. Bütün belâların, durup dururken kendi kapısını çaldığına inanıyordu. Hapisa-neye düşen her İnsan gibi dehşetli kaderciydi. Kadere sığınıyor, yine de kadere küfrediyordu.
Dell Tunanın oğlu, bir avuç toprağın bir avuç altından daha kıymetli olduğu bir köyün çocuğuydu. Dışarıyı gezmiş, büyük şehirlerin nabzını az çok yoklamıştı ama, kanı kayna-mamıçtı büyük şehirlere. Dağda, belende kendi başına buyruk bir kurt gibi yaşamayı kurarak o canım memleketlerden çözülmüş, soluğu köyünde almıştı. Bu köy, besbelli. Allahın cimriliğinin tuttuğu bir sırada yaratılmıştı: Dar, alabildiğine çukur, 70 derece meyilli bir vadinin tabanında; güneşin rutubet ve sivrisinekle bir olup nesillerin kanını kuruttuğu, simsiyah bir kayanın yarığında, acayip bir yer. Elli hane var, yok. Bunun yarısı dışarıda “Gurbetçi". Kışın gider, yazın dönerler. Ama. hiçbirinin gönlü, dışarıda, bereketli topraklar üstünde, yahut büyük iş merkezlerinde yerleşmeğe razı değildir. Köylerinden bahsedilince, "Vatan” der, başka bir şey demezler.
Deli Tunanın oğlu Mustafa, işte bu köyde, bir avuç toprak üstüne, muhtarın oğlunu toprağa sermişti. Memleketimiz için, hiç de fevkalâdeliği yoktu bu işin. Yalnız. Allah da bilir kİ, mesele sade bir toprak aldı verdisi değildi. Bir kadın, bir Elif vardı işin içinde. Simsiyah, zehir kusan kayalıklar ortasından fışkırmış sarı ve kokulu bir gül. Elifin gönlü Mq£-tafaya kaymıştı. Muştalanın gönlü E-life. Allahın bütün kulları İçin kovduğu kanunlar, bu alabildiğine sapa ve unutulmuş, bu tahsildarın ve Jandarmanın bile binde bir uğradığı koy do ki insanların kaderine hükmetmektedir. Demek İstiyorum ki, bu simsiyah kayalıklar arasında bile, sevgilisi güzel olan erkeğin başı belâya girmiştir:
Muhtar Süleyman Ağanın oğlu Av-ni, bu tütünün âlâsını içen nazlı "Ağa uşağı”, gözlerini aç kurtlar gibi Elife dikmişti. Yolunu mu kesmedi? Araya adamlar mı koymadı? Beşibiryerdeler mi adamadı? Elif. Nuh dedi de peygamber demedi. Ama "Mıstava" dedi. Netice, kaçtı, gitti Muştalanın evine. Şekva, şikâyet edildi, “Ben istedim, ben den yukarı varmadı.
Simsiyah ve İntikam karanlığlyle birlikte çığ misali büyüyüp, serpildi.
Kız elden gidince Avni, Muştalanın tapulu arazisini bahane etti, makaa-dı bir çıngır çıkarıp, adamlariyle o-nu temizlemekti. İstanbul kaldırımı çiğnemiş Mustafa, ötekinden açıkgöz çıktı. Saat gibi Belçika Brovningini. “Düşmanın böğrü budur” diyerek, beş el saydı. Düşmanınkiyle birlikte, kendi dünyası da değişmişti Musta-fanın.
îş bununla da bitmedi. Felek bir yandan belâ gönderiyordu. Bir seferinde, münakaşa sırasında, avradına küfreden bir hükümlüye bir Joe Louis yumruğu hediye etti. Yüz numaranın taşlığına serilen bu adam, üç ay hasta ha nede yattı, az kalsın beyin kanamasından gidecekti. Bir başka sefer, yastığının altından parasını aşıran sabıkalıyı. döşemeden söktücü
• 9
ferahlamıştı. Bu çırıl-parçalnnıncaya, çakıltılarla liyme liyme kadar dağda, taşta.
geldim" dedi. Yaşı da 18 idi. Hükümet de üzerine
kayalıklar arasında kin tohumu, gecelerin vahşi
- * - - — -
• *

Dünya Hikây Müsabakası
Amerikada tertip edilen Dünya Hikâye Müsabakasına en güzel iki Türk hikâyesini seçip göndermek vazifesini üzerine alan gazetemiz, teşkil ettiği büyük jürinin karariyle ‘‘Sam Amca,, ve “Merhametli Bir Kadın,, hikâyelerini seçmiş, tercümelerini yaptırmış ve Amerikaya yollamıştır. Müsabakaya gönderilen 422 hikâye içinde Jürinin neşredilmek üzere ayırdığı diğer 28 hikâyeyi de sıra ile her gün bu sahlfcde okuyucularımıza sunuyoruz.
80 numara çivi İle kaburgasından yaralamıştı. Böylcce "Yedibelâ" pâye-ginc erişti. Görünüşte ne kadar sakin, ne kadar çekingen yapılıydı. Anın bir kızmayagörsÜn, başına Sarı Gülün kokusu Elifin gülüşü bir vurmıı-yagorsün. Yedi belâ değil, püsküllü belâ oluverirdi»
Bütün bu günâhlarının muhakemesi tam sekiz ay sürdü. "Müdafaayı nefs” dediler, “Esbab-ı muhaffefe buldular, vur, tut. hesap, kitap, 12 yıl, dört ay. bilmem kaç güne hüküm giydi. En kanlı oyunların, en ağır ınahkûmiycthjrin ıstırabı, haptaanede, hudutsuz hiirrivetton başka bir şeyin düşünülmediği hu dört duvar lirasında. zamanın ve sükûnun şiirine karışarak eriyip gidiyordu.
Sigarasından dehşetli bir nefes çekti. Elifi düşünüyordu: “Hepsine eyvallah. Hepsi kabulümüz. Ama, evlilik. Ama kadın... Ama Elif.” îri kıyımlı, gözleri bir atmaca gibi derinden bakan adam, yüreğinin bam telini oynatan bir sesle İçini çekti. Evlendiğinin üçüncü haftasında buraya düşmüştü. Köyünde. Hİtmış beşlik, yatalak babasının yanında sarı ölr gül bırakmış da öyle gelmişti. "Elifim" diyememiş, bir doyasıya da saramamıştı. Aklı, fikri hep o üç haftalık saltanattaydı. Bu saltanatı, saniyelerine vanncAya kadar yeniden yaşıyor, beyninde, sinirlerinde vo kanında bütün ateşiyle duyuyordu.
Parmaklığa doğru üç adım daha attı, bir gölgeyle burun buruna geldi:
—“Kim o?" diye gürledi fiyakalı bir Jandarmn sesi
—“Keyfine bak hemşerim. Yabançi değil, benim.,, dedi iri kıyımlı adam.
—“Oo... Son misin Yedibelâ, ne ne yok len?“
—“Sağlığın... Gözüme uyku
medl de“
—"Avrat vurdu başına deBene Bahsi değiştirdi Mustafa: —"Zlgaran var mı?., —“Asker. İçen mİ?" —“Sorar mısın?" Aldı ve yaktı “ yetmiyor meretin."
—"Evy... Efkâr mı?“
var»
Plr-
be!°
Günde üç paketi diye mırıldandı, dağıtmak kolay diye İç geçirdi jandarma.
Bu jandarma eri. malın gözüydü. Kadın Birkaç nikâhı yüzden yordu.
zaevi karakolunda çalıştırılıyordu. A-nıa o, bütün bu marifetleriyle övünüyor; memleketindeki nişanlısına yazdığı mektuplara "Karakollara nam salmış cenderme yavuklun' diye imza koyuyordu.
İşte bu karakollara ün salmış Jandarma Sabri. bu gece, Mustafamn kaburgasına bir şeytan gibi giririesi-rdi. Ve onu İnandırdı ki. gardiyanla uyuşmak suretiyle, avradı a-rada bir, kimsenin ruhu duymadan, gardiyanın odasına almak kabildir. Mustafa:
—"Böyle şey olur mu? Böyle şey görülmüş mü?" diye hayretle gözlerini açtıkça, jandarma:
—“Bırak enayiliği be hemşerlm, ben biliyorum bunun hile-i şerlyesini..Ve hayatının en mühim sırrını söyler gibi fısıldadı: "Malum ya, her şey bunun başında —eliyle işaret etti — üç beş kuruşun başında.”
—“Ya çocuk gibi konuşuk etme karşımda." diye Mustafa kesip atmak istedi. Ama, jandarma nöbeti teslim edip avrılınca,. içine yaman bir kurdun düştüğünü anlamakta da gecikmedi.
Olur mu olurdu bu iş. Yeter kİ gardiyan» o yetmişlik moruk istesin. Nihayet İnsandı gardiyan da. Ah. hele bu İş, şu fakir jandarmanın olur dediği iş olsaydı, cezasının yansını affa uğramış sayacaktı. Seyrek de ^olsa Elifle bululacak, etindeki çöl yangınını, buz gibi tecekti.
bahsinde pişkin ve yamandı, yerde, para kuvveti ve imam İle kan almış, boşamıştı. Bu de boyuna karakol değiştlri-Şimdi de ceza olsun diye, ce-
• «
bir çeşmede serinlc-

aynı saatte, koğuşu gardiyanın peşinden
akşam.
gelen
Ayakları çırılçıplaktı yine.
Ertesi kontrole yürüdü. Gardiyanın kolundan yapıştı. İhtiyar gardiyan, korkusundan, oracığa yığı-hverccektl. Mustafa. Jandarma Sairinin inandığı nispette inanmış, kısık ve zalim bir sesle, teker teker, bu korkunç arzuyu açıkladı. Deli Turtanın oğlunun kelepçe gibi eli. gardiyanın kolundaydı. Gardiyan:
—“Yedibelâ için, sen beni yorsun?’*
—"Her şeyin dedi, gülüşle:
—"İdare yolu mu? Ya veyahut Müddeiumuminin giderse? İmanımı gevretmezler mİ benim?'*
—“Bu İŞ olacak. İşte bu kadar! Anladın mı? Herkesinki para da, benimki pul mu?„
Dışarıda, harikulade bahar geceni hükmünü dua eder yan:
“Anam yapmadım bu İşi. Bırak yakamı, bu iş senin anladığın işlerden değildir Çoluk çocuk sahibiyim. Etme Yedibelâ. eyleme" diye yalvarıyordu.
Mustafa para teklif etti, gardiyan reddetti, Mustafa hayatında hiç yapmadığı şeyi, tatlı dille yola düşündü. Gardiyan ayak Baktı ki olmıyacak; her almıştı. Hapisaneden öte yoktu zaten. Sarıldı gırtlağına gerdi- I yanın:
—"Söz ver —dedi— söz, moruk! Harcarım sen! alimallah. Kimseye minnetim yoktur, bilirsin."
Gardiyan ölüm susuşunu andıran bir şaşkınlıkla suatu. Gerçekten çoluk çocuk sahibiydi.
—“Aman Yedibelâ. eşklyalığa dökme İşi —dedi—. Dur. hele bir düşüneyim.0
"Bir düşüneyim., demişti ya gardiyan. Bu İş olmuştu artık. Zorlu bir iş başarmıştı. Şimdi sigarayı yakabilirdi. Birden etrafında, dört duvar silinmişti. Sanki birden, o simsiyah kayaların İçine, o her şeyine rağmen “Vatan,, dediği ve hatırladığı zaman bir garip duyguyla «firsıldığı köyüne, Elifinin döşeğine ayak basmıştı Kanında, dayanılmaz bir arzu halinde Elif tutuşuyordu.
Dell Tunanın oğlu, bu küçük vilâyetin hrıplsaneslnde, aylardan beri ilk defa bir türkü mırıldanıyordu;
“Ak elleri kalem tutar “Yazar Elif Elif diye."
-- JI —
Günahkârlara mahsus, kale bozması eski binada, bütün yıldızların çırılçıplak soyunup boYverdiğl bir gecede, gardiyanın marifetiyle vû gardl-
—dedi— Allah hakkı mahvetmek mi İsti-
bir İdare yolu vardır." Mustafa, Slnal ve
soğuk bir
Müdürün kulağına
yürütüyor, bitişikteki deniz, gibi mırıldanıyordu. Gardi-
avradım olsunki. kimseye
• »
• •
getirmeği dlremlşti. şeyi göze memleket
yanın odasında Elif; her biri yıl kadar uzun ve zahmetli günlerden sonra tekrar kocasının olurken, bu işin nerolorc varacağını nasıl kestirebilirdi? Büyük hakikat, ancak iki ay sonra, onun toy vc câhil aklının penceresini çnlnuştı. Gebeydi ve dalın kötüsü bu gerçeği, kendisiyle aynı evde oturan eltisinden gizllyemeıniş-U. Kocası Zonguldnkta mâden işçisi olan bu kadın, kendi cinsinden bir çokları gibi sırları peşkeş çekmekte cömert vc kendi cinsinin bütün güzellerine amansız düşmandı. Ibsınanın kulağına gelen haber, elektrik cereyanı hıziylo butun köye ya-yılı verirdi, Bu sebeplen koydo “Haber Anası" diye şöhret salmıştı. Muştalanın büyük kardeşinin kariliydi ama, kocası tarafına değil, babası tarafına bağlıydı. Muhtar Süleyman Ağanın yeğeni olurdu Esma.
Ellf’ln bu korkunç sırrını öğrenince, ellerini önce dizlerine vurdu, sonra da yüzüne kapadı:
"Ne haltlar karıştırdın e kız, Karalar başıma. Hangi herif girdi senin kanına ?,.
Elif, önce inkâra saptı. Kur’ana ve gençliği üstüne yemin etti, ağladı, sızladı, dövündü; kâr etmediğini görünce, bu sefer, hâdiseyi okluğu gibi eltisine açarak, karnındaki çocuğun, özbeöz kocasından olduğunu İspata çalıştı. Eltisi, domuz gibi direniyordu:
"Çotuk değilim ki, kanayım sana. HapiHhanedo öyle İş olur mu?„ Ve potinden: "Düştün ağıma, yamandır halin,, der glBi şeytanca bir kahkaha fırlattı. Güzel vc bahtsız eltisinden a-lacağı yaman intikamın hazzını şimdiden tadıyordu.
Haber bir yangın gibi köyü sarıp da herkesin dilinde kendi hikâyesi yavaş sesle kulaktan kulağa, yahut köy kahvesinde yüksek sesle ağızdan ağtza yayılmaya boşlayınca. Elif, elli evlik köyde bir başına kaldığını, yakınlarının hile yaman, gün dostu olmadıklarını anladı.
Buğdayın güçbelâ bire üç verdiği hu köyde, dedikodu, bire yüz berekotle boy veriyordu.
Şimdi, herkes: İşini, gücünü unutmuş: tarlasını, bahçesini, çapasını, zanaatını, alış verişini atmış bir yana, o bir zamanlar üzerine toz kondura-madıkları Elifin karnındaki çocuğun babasını aramakla meşguldüler.
(Soııtı yarın)
Öğrenmek
Hicrî 19 5 0 EYLÜL 7 Perşembe Rumi
Zllkııd* 24 1369 Afcu. 25 1366
VAKİT VASATİ EZAKİ
Güneş 6.30 10.35
Öfcie 13.12 5 37
tkındl 16.49 fi.14
Akşam 19.34 12.00
Yatsı 21.08 1.34
îmsâk 4 49 9.14 ı
UÇAK-TREN-VAPUR
GELECEK OLAN
UÇAKLAR
Burss-(Türk) D H.Y
(Türk) D H Y.
1Û.00
Diyarbakır, E-
An karadan. — (Türk) Urfa.
9 15 D.H.Y. lan. — 9.50
Cztnirden. — (Türk) Van. lAzığ, Sivas, 15.15 D.H.Y*
3. Antep, Adana. Konya. Af /ondan.—15.35 D.H.Y. (Türk) Ankara-(Türk) D.H.Y Elâzığ
- 1645
Iskcnderun, Adana, dan, _ 16.00 D.H.Y. tzmlrden. — 16.30
Türk) Diyarbakır. Sivas, Ankaradnn.
D.H.Y. (Türk) Bnlıkcslrden.— 17.45 C.Y. (Kıbrıs) Nlkosva. Anlcaradan. — 18 05 D H Y (Türk) lzmlrden. — 18.35 D H.Y. (Türk) AnkarAdan. — 19.10 S.R. (İsviçre) Zürich, Cenevre. Atmadan. — 20.20 P. A. A. (Amerikan) Hong-kong. Bangkok. KalkÜta, Delhi. Karaşl. Samdan. — 21.00 T.A.E. (Yunan) AtinadAn, — 22.30 S. A. S. (İskandinav) Stockholm, Kopenhag, nlch'ten.
MÜ-

GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8.30 B.E.A. (İngiliz) Atina Roma. NIs. Londraya. — 8.30
D H.Y. (Türk) Öursaya. — 9.00 D.H.Y. (Türk) Ankara. Kayseri, Malatya, Elâzığ, Er-zuruma. — 10.10 D, H. Y.
(Türk) Ankara, Kıbrıs, Bey--uta. - 10,15 D.H.Y. (Türk) tzrnlrö. — 10,30 D H.Y. (Türk) Ankara, Adana, îakenderuna. - 11.30 C.G.D.T. Beyrut. Ka-hlreyc. — 14.45 D H.Y. (Türle) Ankaraya. — 16.00 D.H.Y.
• Türk) İzmir© — 17.00 D.H Y. (TÜrk) An kara va. ~ 17.05 D rf.Y. (Türk) Bur/mva. —21.35 P.A.A, (Amerikan) Mtlnlch. uondrn. Gönder» Boston. Ve'v-York’a. — 22.30 S.A.S
(İskandinav) Lydda'ya.
GELECEK OLAN VAPURLAR
8.00 İzmir. Karadenlzden. — 9.00 Saadet, Ayvalıktan. — 13.20 Marakaz. Mudanyadan. - 19 50 Sus, Mudarıyadan. — 22,30 Bandırma. Bandırmadan.
GİDECEK OLAN
VAPURLAR
8.00 Bandırma. Bandırmaya. — 9.00 Sum, Mudanyaya. — 14.00 Etrlbık, Karadenixe.
GELECEK OTAN TRENLER
6.45 Semplon (Avrupa). — 8.80 Ankara (Ekspres), — 9.15 Ankara (Yataklı).
GİDECEK OTAN TRENLER 10.10 Adanaya. — 18.10 kara (Ekspresi* — 20.3ü kara (YatakhA
An-
An-
Londradaki
BRITISH
Brltlsh M umpuiii’ihi mütehassis hey-keltraaı müzeye alt büstlerden biri Üzerinde çalışıyor
MUSEUM
Dünyaca meşhur olan bu müze, harpten sonra yeniden kurulmuş ve büsbütün gelişmiştir
UARPTE saklanılan koleksiyonla-" nn iadesinden vq galerilerde kalan ağır heykelleri korumak İçin konan İlâve duvar ve kum torbalarının kaldrılmasından sonra, Brltlsh Museum, harpteki bombardıman ve yangınlardan bir hayli müteessir olduğu halde süratle eskisi gibi Lon-dranın ve dünyanın en fazln ziyaret edilen yerlerinden biri haline gelmiştir. Yeni açılan Mısır galerisine yeniden cesim heykeller yerleştin lirken diğer galerilere hazan ufacık olmak üzere ufak antika eşyalar, yeni camekftnlora modern aydınlatma İle yerleştirilmektedir.
Brltlsh Museum deniz aşın memleketlerden gelen ziyaretçilerle dolup taşmaktadır, ve bilhassa yaz aylarında müze galerilerinde bir çok lisanları işitmek kabildir.
Londradaki Montague Halise 1759 da ilk müze olarak açılmıştı. Bu tarihten altı yıl önce parlamentonun bir karariyle emin bir adam seçilmiş ve kendisi ilk kıymetli koleksiyonları koyup teşhir edebilecek bir depo bulması llo vazifelendirilmlşti. Bu İş İçin lüzumlu para bir devlet plyangoalyle temin edilmişti.
1753 teki Brltlsh Museum kararı Slonne ve Harley koleksiyonlarının alınmasına sebep olmuştu. Cotton elyazılan 1700 de Slr John Cotton tarafından millete verilmiş ve Kıra-llyet kütüphanesi 1757 de II. George tarafından müzeye hediye edilmişti. Bugün dünyanın en kıymetli antika ve koleksiyonlarının toplandığı bir müzenin İlk nüvelerini bu dört koleksiyon teşkil etmişti. Sonraları Montague House’ın yerine bugün mili! arkeoloji, etnografı ve sanat ve milli kütüphanenin bulunduğu Bloomsbury binasiyle, müzesinin bulunduğu
müzesi konmuştu. Bloomsbury binası, içinde her galeride bulunan antikalardan birer nOmuneyl İhtiva
tabii tarih Kensıngton
Şehrimizde toplanmakta olan
Yazan : İsmail İŞMEN
eden bir camekftnın bulunduğu 7. Georbge galerisinin ilâvesiyle 1914 gibi yakın bir tarihte tamamlanmıştı.
Bu kıymetli hazîneleri yangından, hırsızlıktan ve İklimin husule getirebileceği zararlardan muhafaza c-debllmek için tedbirler alınmıştır. Her gece nöbetçi ve İtfaiye memurları devriye gezerler ve müzenin emniyetinden mesuldürler.
Brltlsh Muaeumıın kuruluşunun sebebi halka bilgi vermek ve antikaları öğretmek olduğundan şahıs ve grupların kendilerini alâkadar eden kısınılan iyice tetkik edebilmeleri için bir çok servisler mevcuttur. Her galeriye bağlı talebe odasında her cinsten bir nümüne bulunmakta ve bunların yakından görülebilmesi temin edilmektedir. Kıymetli elya-zılarının tetkiki için aydınlatılmış hususi sıralar buhınn«akta ve milli kütüphanenin okuma odasında okuyucular her dilden geniş bilgi ve okuma kaynağına malik olmaktadırlar.
Yeni neşriyat
BİLGİ
Muallimler Birliği tarafından neşredilen (Bilgi) nln son 41 İnci nüshası intişar etti. Bu nüshada Cemiyet Reisi Ragıp Nureddin’in (Olgunluk İmtihanları), Nurcddin Er-gin’in (Köy Enstitüleri) yazılan, Şerif Bilgehan’ın (Haşan Ali Yücel ve Bolşevikler) isimli anket cevabı vardır. Daha bir çok yazılan ihtiva eden mecmuayı tavsiye ederiz-
ihtiyacında olduğumuz her soy
SİNEM
Yuvası. 2 —
Boks Kıralı. Severim.
2 —
Kız. JCan
BEYOĞLU CÎHETÎ
ALKAZAR (42562) 1 — Hafiye 99 (Seri). 2 — Tarzan Çöllerde.
AK (11391) Tamirat dolayısiy-lo kapalı.
ATLAS (40835) 1 — Port Said. 2 — tkl Yavru.
BEŞİKTAŞ BAHÇESİ 1 -Tanca Casuslar
Kadın İntikamı.
EI.UAMHA 1 —
2 — Ben Esmeri
İNCİ 1 — Tarzan Kadınlar Diyarında. 2 — Seven Götler
3 — Renkli Geceler.
t PEK 1 — Son Şehld. 2 — Knn Dâvası.
LÂLE (43595) 1 — Saygon
(Türkçe). 2 — Arslnnlar Yolu (Türkçe).
SARAY (41656) 1—Bay Tekin Atom Peşinde (24 kısım tekmili birden).
SU AT PARK (83113) 1 — Ak-ienlz Korsanları. 2 — Kadın İntikamı.
St’MER (42851) 1 — Ncw-
York Esrarı 2 — AH Baba. ŞARK (40380) 1 — Gönüllü Kahraman. 2 — Vatan Kahramanları.
şiK 1 — Arslan Ahmet. Bar İncisi.
TAKSİM (43191) öksllz TAN 1 — Şehrazat. 2 —
Kalesi. 3 — Sahte Şampiyon, ÜNAL (Kışlık) 1 — Aşk Kurbanları (Türkçe). 2 — VVat.cr-lao KöpfUsÜ,
ÜNAL (Yazlık) 1 — Leyla He Mecnun (Türkçe). 2 — Vatan Fedaisi (Türkçe).
YENİ 1 — Fsblola. 2 — Afyon Kaçakçıları. 3— Su Perileri.
YILDIZ (42847) 1 — Yıldızlar Peşinde. 2 — ölüm Fırtınası
İST AN BIL CİHETİ
ALEMDAR (23863) 1 — Fe-
dailer Kalesi. 2 — Renkli Rüyalar.
AZAK 1 — Cebelitarık Casusu. 2 — Harıin Reşidin Gözdesi. 3 — Lorcl Hardı Çalgıcı. ÇEMBERLİ! 1 — Tarzan Deniz Kızı. 2 — Prenses O-rurke.
EMRE 1 — Hayat Güzeldir 2 — Paraşüt Taburu. 3 — Kılıçların Adaleti,
HALK 1—69 uncu Alay
R
A
L
R
A
(Türkçe).
İleri (Türkçe)
İSTANBUL (22367) 1 — Kara Bahtım (31 kısım). 2 — Şövalye Kantoma.
KISMET (26654) 1 — Casuslar Çarpışıyor. 2 — Korsan Aşkı (Renkli).
MARMARA (23860) 1 — Fedailer Kalesi. 2 — Renkli Rüyalar.
MÎLLÎ (22962) 1 — Kısmet (Renkli). 2 — Kara Korsan.
TURAN (22i27) 1 — Dağlar Kıralı (Türkçe). 2 — Nll Kı-rallçesi (Türkçe). 3 — Allahın Kudreti.
AYSU 1 — Köy
Katiller.
YEN t (Bakırköy Vahşi Koşu. 2 Aşkları.
KADIKÖY CÎHETÎ
HALE (80112) 1 — Pranga
Kaçağı. 2 — Renkli Besteler OPERA (68711) 1 — Kanunsuz Sokak. 2 — Vadiler Hakimi (Renkli).
SÜREYYA (60862) 1 — Sefahatin Sonu. 2 — GÜzellIlc lift-heal.
M
2 — İstiklal Feda-
Beyoğlu 44844 Ankara 00 İstanbul 24222 İzmir 2222
Üsküdar 00915 K. köy 60872
Karşıyaka 15055
İstanbul Beyoğlu Anadolu yakası Ankara İzmir
4499b
60536
91 2251

G Üzeli.
2 —
16-126)
— Martanın
1 —
ANKARA:
ANKARA (23432) 1 — Cennet Kuşu. 2 — Lizbon Mataharl-sk
BÜYÜK (15031) 1 — Manon 2 — Tül«a.
CEBECİ (13846) 1 — Ali Babanın Rüyası. 2 — Cennet Perisi.
PARK (11131) ölmez Aşk.
SUS (14071) 1 — Esir Kız. 2 -Sevmek Hakkı.
SÜMER (11072) 1 — Kovboy Kanunu. 2 — Haydut Avı ( LUS (22294) 1 — Unutulan Yıllar. 2 — Ayrılnnvnhnı,
1 ENİ (14010) 1 — Dalaverecilere Şantaj. 2 — Yıllardan Sonra.
GAR GAZİNOSUNDA: Italyan va İspanyol Revüleri.
İZMİR:
TAYYARE 1
Romanı. 2 -
Aşk Maceraları,
LÂLE 1 — Kumarhane gl. 2 — Aşk Memnu. ’Sahra Cehennemi.
TAN 1 — Kumarhane
1 ğl. 2 — Aşk Memnu.
EMİNÖNÜ: Ankara t Eminönü) — Sırrı Bnşdoğan (Kü-çükpazar) — Esat iDIvanyo-lu> — Cemil (Beyazıt) BEYOĞLU: Matkoviç (Merkez) — Galatasaray (Merkez)
— Ertugrul (Takalm) — İsmet (Taksim) — KarAkÖy (Galata) — Maçka (Şişli) — Feriköy (Şişil) — Hasköy — Merkez (Kasımpaşa) FATİH: İbrahim Halil (Şeh-zadebaşO — Sarım Çltçi (Aksaray) — Emin Rıdvan (Sa-mntya) — Nüzhet Onat (Şehremini) — Ulupmar (Kara-gümrük) — Gülseren SIpAht-ogüı (Fener)
»CYt’P: Ayvansaray Şifa. BEŞİKTAŞ: Nail Hallt — Yeni (Ortaköy) — Arnavutköy
— Merkez (Bebek)
KADIKÖY; Sıhhat — Kızıl-toprak — Göztepe — Bostancı
ÜSKÜDAR: Çamhvurt HEYBELİ ADA: Hevbellada BÜYÜK ADA: Merkez
ANKARA: Sebat — Derman
— Yenişehir
İZMİR: Tarlan (Alsancak) — Yeni İzmir (Basmahane) — Eşref paşa — Millet HCemeral-tı) — Karataş (Yalılar)
TARtlICE
1946 yılının temmuz ayında New. York’tA toplanan Milletlerarası Sağlık Kongresine İştirak eden 62 milletin mümessilleri, Birleşmiş Milletler, I Ekonomik vc Sosyal Konseyinin bir unsuru olacak olan Dünya Sağlık Teşkilâtının anayasasını imzaladılar.
Devletlerin bu teşkilâta girebilmeleri ve çalışmalarından faydalanabilmeleri İçin bir aldat vermeleri İcap ediyordu, önce, ancak 20 devlot(l) kendilerine düşen aidatı yatırdılar, halbuki teşkilâtın faaliyete geçebilmesi İçin, anayasa gereğince Birleşmiş Milletlerden 26 sının iştiraki İcap etmekteydi. |
Birinci Dünya Sağlık Asamblesinin ' toplanmasından önce kumlan ve Birleşmiş Milletlerden 18 inin mümessillerinden müteşekkil bir ara komisyon. Dünya Sağlık Teşkilâtının programını, bütçesini, hazırlanması lâzım ge-len döküınanları, merkez ve bölge bü- | rolarının kadrolarını tesbit etti vo ayrıca Dünya Sağlık Teşkilâtının Birleşmiş Milletlerle olduğu gibi, Birleşmiş Milletlerin muhtelif unsurları resmî ve gayri resmi diğer sağlık (eş-kilâtlariyle münasebetlerini tâyin etti. Bu müddet zarfında 26 ncı devlet aidatını yatırır yatırmaz 7 nisan 1918 de Dünya Sağlık Teşkilâtı resmen kurulmuş oldu. Meksika 27 nci Üye olarak iştirak etti. Teşkilâta, Birleşmiş Milletlerin üyesi olmayan 8 devlet (İsviçre, Ürdün, İtalya, Arnavutluk, Avusturya, Finlandiya, İrlanda ve Portekiz) katılınca üye sayısı 35 e çıktı. Nihayet 24 haziran 1918 de birinci Dünya Sağlık Asamblesi Cenev-rede toplandı.
Dünya sağlık teşkilatının unsurları
Dünya Sağlık Teşkilâtı:
a) Dünya Sağlık Asamblesi,
b) icra lıeyeli,
c) Sekreterlik
olmak üzere Üç unsurdan İbarettir. Sağlık asamblesi üye milletlerin mümessillerinden müteşekkildir, her memleket en fRZİa üç mümessille iştirak edebilir ve bu kimselerin sağlık sahasında salâhiyet sahibi olmaları şarttır. Sağlık asamblesinin vazifesi, teşkilâtın başkan vesaire idarecilerini seçmek, program ve çalışma şekillerini teshil ve tanzim etmek, bütçenin sarfını kontrol etmek milletlerarası resmi vc gayri resmi sağlık mü-esseseleriyle işbirliği yapmak, bunlara tavsiye ve yardımda bulunmak, sağlık kongre ve toplantıları tertip ederek üye milletlerin mümessillerini davet etmek ve Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyine faaliyetleri hakkında rapor vermektir.
İcra Heyeti, üye millet mümessilleri arasından üç yıllık bir devre için seçilen 18 kişiden ibarettir. Heyetin vazifesi. Sağlık asamblesinin verdiği kararlan tatbik mevkiine koymak, asambleye teklifler yapmak ve tavsiyelerde bulunmak, toplantıların zaman ve yerlerini tâyin ve tesbit etmek, muhtelif teknik mevzuları etüd etmek, sari hastalık, yer sarsıntısı vesaire gibi âcil hallerde teşkilâtın idari ve mail İmkânlarını vakit kaybettirmeden derhal faaliyete geçirmektir.
Sekreterlik, bir genel müdür ve i-cap eden miktarda teknik ve idari personelden ibarettir. Genel müdür Sağlık Asamblesi tarafından tâyin e-rilir. Vazifesi Sağlık Teşkilâtının muhtelif unsur, kısım, komisyon ve bölge teşkilâtları ile olduğu gibi muhtelif memleketlerin resmi ve gayri resmi sağlık teşkilâtları ile temas halinde olmak ve İcap eden bilgileri a-lâkadarlara tebliğ etmektir.
Bölgeler ve komiteler
Dünyanın coğrafi taksimatına uyarak Dünya Sağlık Teşkilâtının muhtelif bölge teşkilâtlan vardır. Her bir bölgede bir bölge komitesi ve bir bölge ofisi bulunmaktadır. Merkeze bağlı olarak her bölgenin üye millet mümessilleri bir program gereğince toplantı ve kongreler aktederler. Muayyen bir mevzuda çalışmaları teksif etmek gayesiyle teşkilâtın mümessil-
leri muhtelif ekspert komiteleri teşkil etmişlerdir. Şöyle ki: Biyolojik Standardizasyon Komitesi, Hastalıklar ve Ölüm Sebepleri İstatistik ve Listeleri Hazırlama Komitesi, Sıtma Komitesi, Verem Komitesi, Karantina Komitesi, Çiçek Hastalığı Komitesi, İptiİA Haline Gelen ilâçları İnceleme Komitesi, Tıbbi Müstahzaratın Tevhidi Komitesi, Zührevi nıİtesi faaliyet hallnded^ Dünya Kiığlık teşkilâtının
faaliyeti
Dünya Sağlık Teşkilâtının faaliyetinin gayesi milletlerarası sağlık İşlerinde yol gösterici, uzlaştırıcı ve yardım edici bir rol oynamaktır.
Muhtelif memleketlerde çıkan sari hastalıkları önlemek İçin tedbir almak, muhtaç memleketlere tıbbî müstahzarat göndermek, milletlerin gıda, yaşama, çalışma ve eğlenme şartlarını sağlık çerveçesl dahilinde inkişaf ettirmektir.
Bütün bunlardan başka sağlık sahasında iatatlsUk bilgi toplamak, İlmi ve teknik araştırmalar yapmak, tıp ve hijyen literatürü dağıtmak, toplantılar tertip ederek milletlerin sağlık mevzuundaki görüşlerinin karşılaştırılmasını temin etmektir.
Mısırda 1947 de çıkan kolera salgınını önlemek üzere icap eden her türlü malzeme ve teçhizatın gönderilmesi. Yunanlstanda sıtma ve veremle savaş için ekiplerin çalışması, Hindlstanda B.C.G. aşısını kullanarak veremle mücadele edilmesi, Çinde tıp fakültelerine ve hasta bakıcı okullarına teknik yardımda bulunulması Dünya Sağlık Teşkilâtının başarılı faaliyeti arasında en kayda değer birer nünıunedir.
Kısaca. Dünya Sağlık Teşkilâtının gayesi “dünyadaki bütün İnsanları imkân dahilinde en yüksek sağlık seviyesine erişti rmek”tir.
(1) Çin. Ingiltere, Kanada, tran, Yeni Zelanda, Suriye, Liberya, Habeşistan, Felemenk. Suudi Arabistan, Gi> ney Afrika Birliği, Taltl. Norveç, İsveç. İrak, Siyam, Yugoslovya» Hindistan, Tjjrkiye. Mısır ilk iştirak eden 20 devlet oldu. aonrA S 9.C.B., Avustralya, Çekoslovakya, Yunanistan da bunlara katıldı.
T ibda yeni buluşlar:
Kalb tozu
HASÎT ve emin ameliyatla, kalb De B kapağı arasına ithal edelln İki çay kaşığı saf talk tozu, kalbe kan vasıtaslyk kuvvet veren damarların tıkanmasından İleri gelen ağrıyı keser. Bu tedavi usulü, 12 yıllık çalışma neticesinde New-York Tıp Koleji profesörlerinden Doktor Samuel A. Thompson tarafından keşfedilmiştir.
Yukarıda bahsedilen hastalık, kalbe kan vasıtasiyle kuvvet veren damarları kapamakla, kalbi kanından mahrum eder. Damarlar tamamen kapöndığı zaman Ölüm hemen gelir. Damarlar kısmen kapatılırsa hasta yaşayabilir, fakat şiddetli ağrılar hisseder. Bu hastalarda kalbin yanındaki uzuvları besüyen büyük damarlar, kandan mahrum olan kalbi beslemek için, çilek dallarına benziyen milyonlarca ufacık damar çıkarır. Bu ufacık damarların büyümesi çok uzun sürer.
Dr. Thompson’a göre, talk tozu, kalbi tahriş etmekle, bu ufacık damarların büyümesine yardım eder. Bu kalb İltihabı, kalbin vaziyetini kötüleştirmiyerek damarların büyümesine ve dolayısiyle kalbe fazla kan vermelerine yardım etmekle hastanın ağrısını keser. Talk tozu, u-mumiyetle küçük çocuklar için kullanılan talktan daha saftır ve hastanın ömrü boyunca zaran dokunmadan kalbde kalır.
Dr. Thompson'un iddiasına göre, bu ameliyatı yapmak İçin, operatörün hususi ders alması lâzım değildir. Operatör, kalbin üstündeki göğüs kemiğinin bir parçasını keserek, kalbe dokunmadan, kalbin kapağını yardıktan sonra tozu koyar.
- Fahlşcnin Kazanovamn
Çlçe-
3 -
Çiçe-
3 -
Sahra Cehennemi.
YENİ 1 — 1001 inci Gece. Singapur Korsan.
SES 1 — Sönmlyen
Casusu. 8 — Kara
Yaylâ Kartalı. S — Acı.
I
D
Y
0
L
A
ANKARA:
7.28 Açılış ve program. — 7.30 M. S. A varı. — 7.31 Neşeli parçalar (pl.). — 7 45 Haberler. — 8.00 Türküler (pl). — 8.15 Tango-lar (pl). — 8 25 Günün programı ve hava raporu. — 8.30 Operet potpurileri (pl). — 9.00 Kapanış.
12.28 Açılış ve program. — 12 30 M. S, A-yarı. — 12.30 Şarkılar. — 13.00 Haberler. — 13.15 Ailen P.oth Orkestrası (pl.). — 13.30 öğle gazetesi. — 13.45 Film Yıldızları söylüyor (pl.). — 14.00 Hava raporu, akşam programı ve kapanış.
17.58 Açılış ve program. — 18.00 M. S. A-yarı. — 18.00 Inccnaz (Uşşak Faslı). — 18.45 Piyano llo caz parçaları (pl ). — 10.00 M. S. Ayarı ve haberler. — 19.15 Tarihten bir yaprak. — 19,20 Yurtlan «esler — 10.45 Radyo İle İngilizce, —^0.00 Uvertürler (pl.). — 20.15 Radyo gazeldi. — 20,3(1 Serbest (oat. — 20.35 Tıuibıırlo. eMorlerl. — 20.50 Bağlama ta-kurundan uj un havlıları» — 2100 Konuşma. — 21.15 Dans nıllzlgl (pl) . - 21 15 Sağlık
Saat). — 22 00 Müzikseverin saati, — 22 45 M. S. A Van ve haberler. — 23.00 Program ve kapanış.
İSTANBUL i
12.57 Açılış ve programlar. — 13.00 Haberler. — 13.15 öğle konııorl (pl.), — 13.45 Şarkılar. — 11.20 Serbest «sat. — 14.30 Türküler (pl.). — 14.45 Tez Benek© Orkestrasından
R
«Inns müziği (pl.). — 15.00 Programlar ve kapanış
17 57 Açılış ve programlar. — 18 00 Hafit ııkşaın müaıei (nl ). — 18.30 Türküler Geçidi. — 19.00 Hnl»r ler — 19 15 ÎRtanbili haberleri, — 19 20 Radyo Klııtdk Türk Musikisi Birliği Konseri. — 20 DO Serbest saat. — 20.10 Küçült Orkestradan melodiler. — 20.3ü Gelir Vergisi 12ahlnrı. — 20.45 Şarkılar. — 21 15 Andrewa Kardeşlerden ons şarkıları (pl ). — 21.30 Fasıl Heyeti Konseri. — 22.10 Viyola soloları, — 22.35 Lux Lewia'dan piyano İle caz parçaları (pl.). — 22.45 Haberler. — 23.00 Dans müziği (pl.). — 23.30 Programlar ve kapanış.
LONDRA :
7.40 Hafif müzik (19.76 m.). — 8.00 Varyete programı (19.76 m h — 9 30 Küçük Orkestradan melodiler (16.84 m ). — 10.30 B.B.C. IlııHf Orhestnı^ırıdan parçalar (16,84 m.). — 12.3li Promcnad konaerlvrlnden nukil (Ko-daly. Ravul) (19.76 m ). — 13 30 Carroll Glbbona ve piyanosu (16.84 m ). — 15.16 Hafif müzik (1684 m.). — 19.18 Dinleyici İstekleri (10 M m ). — 2130 Edinburg Festivalinden naklen konser (Brahma'm Reçıılum) (16.84 m.). — 23.15 Kemanlar konuşuyor (16.84 m.). — 24.00 Dinleyici İstekleri (16.84 m.), — 21.30 KlAslk müzik dinleyici letekleri (16.84 m.).
Rlricblk Amerikanın kız İzcileri diğer milletlerin İzci teşkilâtı ile yakımlan llırlleıılrlrr. Ecnebi nıehJcketlerdekl kız İtrilerle mektuplaşırlar ve alâkadar oldukları memleketin lisanını öğrrnlrler. Resimde gördüğunüs kızJm tahtada “Çin-Amerikan dostluğu,, yazılan harfleri sökmeye çalışıyorlar

0
a
GÜNÜN
KONOMiK
Dokuma ham maddelerinin fiyatları yükseliyor
Standardizasyon işleri
Said Bilâl Çakıroğlu
Yazan :
îsviçre, saat karşılığı pamuk
teklifinde
bulundu

Kısa Haberler
Bak a nlığı et andard Izaayon değerli hizmetler görebilir.
Pamuklarımıza kartotekler devam et-
hlssedi-lhrAcat dünya ItimAt-
verilmek suretiyle tl-arzıı olan netice sağ-
Ticaret teşkilâtı
tecrübelerden sonra öğrendiğimize göre satış yerlerini tekrar ucuz meyva vermek
Meyva Satış Kooperatif -ucuz sebze ve meyva
da memleketimiz-
bahsedil-
Süt, tereyağ ve peynirlerimizi hilesiz olarak satmalıyız
Bizde standardizasyon 1929 İktisadî krizinin memleketimizde len sarsıntıları arasında ve mallarımızdan bir çoğunun pazarlarında maruz kaldığı
sizlik ve arbitrajlar muvacehesinde düşünülen ve Öteden beri ele alınan bir mevzudur. O günlerde görülen hileli, tağşişli hareketler bir taraftan memleketin iktisadi hayatına tesir e-derken diğer taraftan ticarî şeref ve haysiyetimizi sarsmakta devam ediyordu. Alâkalı tacirlerimiz afyon İşinde, fındıkta, yumurtada rastlanan bu nevi misallerin canlılığını hafızalarında bulabilirler.
Geç kalınmış olmakla beraber 14 acne evvel başlanan bu güzel teşebbüs lâyık olduğu ehemmiyetle karşılanmamış ve standardizasyon dâvası şimdiye kadar gelen hükümetlerce ihmale uğramış ve İlk senelerde elde edilen verimli yolda maalesef devam edilememiştir.
Halbuki bir memlekette ticaret ahlâkının yerleşmesinde, o memleketin bilhassa harici ticaretteki İtibarının inkişafında ve bir malın evsaf ve karakteri hakkında umumi ve müşterek bilgiler vermesi itibariyle, ticarî akitlerin süratle ve kolaylıkla teşekkülünde standardizasyon, esaslı Amillerden biridir. Bizde İse bu İşler, hâlâ ilk tesis nüvesini teşkil e-den bir müdürlük halinde bırakılmıştır.
On dört sene evvel fındık ihracatının murakabesine ve dolay isiyle standardizasyon işlerine İlk defa başlanıldığı sırada, bu gtbl mevzuatın memleketimizde ihracatçıya ağır bir külfet talimli edeceği hususundaki İddiaları, o zamanlar bıı işe emek verenler arasında olduğumuz için, sık sık duyuyorduk. Fakat bu endişenin vârit olmadığı zamanla öğrenildi. Ve diğer maddelerin murakabe ve standartlaştırılması lüzumuna bizim kadar ihracatçılar da taraftar oldular. Zira, ihracatın murakabesine başlanmasiyle hariçte memleketimize karşı mevcut itimatsızlık ortadan kalkmış ve e\nrelce vukua gelen İhtilâflar azalmış ve nümuneye ihtiyaç görülmeden standart tipler üzerinden sipariş carette şayanı lanmıştır.
mevzu siyasî ve İdarî tesiri altında zaman-



Ticaret Bakanı, yarın fabrikatörlerle görüşecek
Fabrkatörler, Devlet işletmelerini satın almadan evvel, ne gibi teminat istiyorlar ?
Ekonomi ve Ticaret Bakanı Velibeşe'nin bugün şehrimize gelmesi beklenmektedir. Bakan, yann Bölge Sanayi Birliğinde İstanbul fabrikatörleriyle bir toplantı yapacaktır.
öğrendiğimize göre, bu toplantıda, görüşülecek mevzular arasında. Devlet işletmelerinin hususi sermayedarlara satış şartlan da bulunmaktadır. Fabrikatörlerin Bakana soracak olduğu sualler şunlardır:
1 — Devlet işletmeleri hususî sermayedara geçtiği takdirde,
himayekâr gümrük tarifelerine devam edilecek mi?
2 — Fabrikalar, hususî ellere geçerse, fabrikalara yeni vergiler tahmil olunacak mı?
3 — îş Kanunlarında da yeni tadilât yapıldığı takdirde, fabrikaların masrafını arttıracak mahiyette, fabrikatörler yeni külfetlere girecek mİ?
Bütün bu suallerden anlaşıldığına göre, hususî teşebbüsler, Devlet işletmelerini satın almadan: müstakbel durumlarını da şimdiden emniyet altına almak arzusundadırlar.
Sebze ve Meyva Kooperatifleri
Halka ucuz meyva satmak için bir
tecrübeye daha girişecek
Sebze ve lcri, halka satmak için, şehrimizin muhtelif yerlerinde satış yerleri açmıştı, son zamanlarda bu satış yerlerinde yaş meyva ve sebze yerine, Toprak Mahsulleri Ofisinin kuru sebzeleri, Vakıflar idaresinin zeytin yağlan, O-fis yağlan satılmaktaydı.
Netice itibariyle kooperatifin satış yerleri bu kapanmıştır, kooperatif bu açarak, halka
İçin yeniden teşebbüse geçecektir.
B. Amerikada harp iktisadı bakımından mühim tedabir alınıyor
Yün ipliği ve yünlü kumaş fiyatlarında bir yükselme var
Bugün başta Amerika olduğu halde Hollanda. İsviçre gibi bir çok memleketler, mallarının tiplerini, cinslerini, boylarını, amhalâjlanru hulâsa evsaf ve kalitelerini muayyen ölçüler İçinde standartlaştırmak yolunda büyük gayretler sarfetmekte ve bu sahada kopyc edilmeye değer muvaffakiyetler sağlamaktadırlar.
Binaenaleyh, şimdiye kadar, bizde de bütün ihraç mallarımızın standardizasyonu ikmal edilmiş ve dahilde hiç değilse belli başlı gıda maddelerimizden süt, tereyağı, peynir, zeytin yağı gibi bir kaçının standartlaştırılması tamamlanmış olmalıydı. Bugün bir müstehlik olarak saf sütü, hilesiz yağı, peyniri, katıksız zeytin yağını, fiyat ihtikârına da katlanarak, kolaylıkla temin etmek mümkün müdür? Mevcut bakkalların yüzde kaçı saf ve asidi doğru o-lan zeytin yağı satmaktadır? Hangi clna hayvana ait süt olduğunu bilmek arzusundan vazgeçilse ve hattâ hayvanın sağlık durumunun meçhul kalmasına peşinen riza gösterilse yine susuz süt bulmak mümkün değildir. Yapılan bir hesaba göre, îstan-buldakl süt istihlâki mevcut istihsalin bir mislinden fazladır. Buna göre aradaki istihlâk farkının terkoj muslukları ile kapatılmış olduğu anlaşılıyor. Umumî millet hıfzısıhhasını Dır tarafa bıraksak, yalnız bir kaç hasta için temiz ve saf ysğ bulabilir miyiz? Malûmu ilâm etmiye-lim. Belki, daha uzun seneler gönlümüz bu ihtiyacın hasretiyle yanacaktır. Halbuki gümrük duvarlarını kaldırmak mümkün olsa, daha müsait fiyatlarla ve her türlü hile ve tağşişten muarra temiz ve muntazam ambalâjlı leziz Hollanda yağ ve peynirleri derhal mutfaklarımızı donatabilir. Şu halde iç piyasalarımızı bugünkü geri durumdan kurtarmak, artık müstehlik kitlesinin aldığı maldan emniyet duymasını sağlamak zamanı gelmiştir. Belli başlı yiyecek maddelerimizin tipleştirilmesi, standart hale konulması Üzerinde Önemle durmalıyız. Ticaret ahlâkının yeniden ihyasını Bağlıyacak mahiyette olan bu mevzu üzerinde, şimdilik bir kaç gıda maddesine de İnhisar etse,
Vaktiyle bu mülâhazaların la ihmale uğramış ve çıkarılan bir kaç mümkabe nizamnamesinden buğday, arpa ve pamuk gibi üç maddenin tatbiki tehir edilmiştir. Hele bunlardan son olarak hazırlanan ve bir sene evvel Resmi Gaıctede neşrolunan pamukların murakabesine dair nizamnameden dolayı bidayette hissedilen ferahlık, bilahare verilen ve müddeti belli olmıyan tehir karariy-le haklı bir teessüre inkılâp etmiştir. Zira bu memlekette pamuk baş tâcı-dır. Böyle bir karar 700 bin balya-lık rekoltenin, 350 milyon liralık bir kıymetin âtisine taalluk etmesi bakımından elbette üzüntü doğurur. Eğer bunun İçin mütehassıs yetiştirmek, masraf ihtiyar etmek bahis mevzuu ise, böyle bir İş için hiç bir fedakârlıktan kaçınmamalıyız. Bizde şimdiye kadar gereği gibi anlaşıl-jrııyan bu dâva, ihmal edilecek bir dâva değildir.
Enflasyon tehlikesine karşı tedbirler
Milletlerarası İmar ve Kalkınma Bankası, 49 milletin para meselesini tetkik ediyor
Paris 6 A.A. (United Press) — Demirperde haricinde kalan 49 milletin İleri gelenleri batı milletlerinde vukua gelmesi İhtimali bulunan enflâsyon tehlikesi ile mücadele etmek üzere hazırlanan plânlan dün akşam tetkik etmeye başlamışlardır.
Milletlerarası imar ve Kalkınma Bankası ve para fonunun bugün yapılan 5 inci toplantısının açılışında maliye bakanları, millî bankalar direktörleri He iktisat uzmanları hazır bulunmuşlardır.
Resmi programda dünya bankacılık ve mali meselelerinin çoğu umumi şekilde mütalea edilmektedir.
belllbaşlı İş Kuzey At-müdafaa ve silâhlanma yeni bir enflâsyon dal-getirip komünist olma-
Yapılacak lantik Paktı programının gası husule
yan memleketler iktisadiyatını boğmasına mâni olacak çareleri İncelemek olacaktır.

İskenderiye pamuk
plyaaaaı
İskenderiye (Hususî) — Geçen hafta İskenderiye pamuk piyasası pek durgun idi. Bu hafta talep en fazla Ashmouni tip pamuklara olmuştur. Kamak cinsinde pek fazla alış veriş olmamıştır. Bazı ecnebi firmaların taleplerde bulunduğu anlaşılmıştır. Pek yakında dış memleketlerle olan ticarî münasebetlerin artacağı tahmin edilmektedir.
Bu hafta zarfında yapılan bütün satışlar 2.098 balyayı bulmuştur. Geçen hafta satışlar 1,734 balya idi.
memleketleri
Arjantin hububat mahsulü
Buenos Aires (Hususî) — Kuraklık kuşağı ötesinde kalan kısımlarda büyüyen mahsul oldukça İyidir; fakat beklenilen bereketli yağmurlann istihsali arttıracağına şüphe yoktur. Bazı yerlerde hafif yağmurlar yağdığı bildirilmektedir, fakat bütün memleketin yağmura ihtiyacı vardır.
Pampa ve Buenos Aires civarında mahsul vaziyeti çok fenadır. Bazı tacirler daha önce yaptıkları mahsul tahminlerini azaltmAk mecburiyetinde kalmışlardır.

Ftrecht Ticaret Fuarı
★ Utrecht, ( Hususî ) — Gelecek sah günü şehrimizde AçılacAk o-lan sonbahar ticaret fuarında en fazla mal teşhir eden ecnebi devlet Almanya olacaktır. Büyük Britanya sonra gelmektedir. Teşkilâtçılar oyuncak, ecza ve kimyevi maddeler, saat, âlet, nakil vasıtaları ve mağaza ensta-lasyonian branşlarının geniş mikyasta iş yapacağını tahmin etmektedirler.
Porteklzln tiraj hakkı
* Lizbon, (Uçakla) — 1949/50 Mar-ahali Plânı senesi zarfında Portekiz diğer OEEC
tarafından verilen 18,181,000 dolar tiraj hakkını şöyle kullanmıştır: Avusturya 242,000; Belçika 9,450,000; Fransa 3,035,000; İtalya 991,000 ve Norveç 1,092,000 dolar.
Buna karşılık diğer memleketlerden aşağıdakiler Porte-klzin kendilerine verdiği tiraj hakkını kullanmışlardır: Danimarka 1,776.000. Almanya 5,613.000; Yunanistan 766,000 ve Norveç 101,000 dolar.
Almana zeytin
alıyor
Roma (Hususî) — Almanya, îtal-yadan yapılacak zeytin ithali kontenjanım kaldırmak suretiyle serbest bırakmıştır.
New-York (Hususî) — Başkan Truman harp sanayii bakımından e-hemmlyetll olan iptidaî maddelerin tedariki için dünya piyasasındaki fiyatların % 25 fazlasiyle mal satın alınması için “Munition Board,, a salâhiyet vermiştir. Bu Amerikanın harp iktisadı İçin lüzumlu ve ekle edilmesi her zaman mümkün olmayan iptidai maddelerin mümkün olduğu kadar fazla bir stokunu en kı-sa bir zamanda temin etmek için alınmış bir tedbirdir. Şimdiye kadar Munitlon Board, yaptığı satınalma-larda umumi hükümlere tâbi bulunuyordu kİ bu hükümlere göre herhangi bir yerli malının fiyatı dünya piyasasındaki fiyatın ancak % 25 1 kadar fAzla olduğu takdirde tercih edilir, bu haddi geçtiği zaman sa-tınalmalarda yeril malı aranmazdı.
Truman’ın verdiği bu salâhiyetle harp sanayii İçin lüzumlu maddeler satın elınırkcn artık bu % 25 dl nazarı İtibara alınmıyacak, ya piyasasındaki fiyatlardan fazla yüksek fiyatlarla dahi bu
lar satın alınabilecektir. Bu büroda çalışan salâhiyetli bir zatın bildirdiğine göre alınan bu tedbir hiçbir zaman harp İçin lüzumlu maddelerin satın alınmasında umumî bir fiyat yükseltilmesini İstilzam etmiyor. Bu ancak fazla fiyat verildiği takdirde istihsali artmak ihtimali olan maddelerin satın alınmasında çaktır.
Yüksek -fiyatla hangi satın alınacağı ayrı ayn
miş olmakla beraber bazı çevrelerde Amerikada manganez, bakır, çinko gibi maddelerin İstihsalini yükseltmek için böyle bir politika takip edildiği tahmin edilmektedir.
Bugün Amerikâda İstihsal masrafları piyasa fiyatına uygun bulunmadığı İçin terkedilmiş bazı madenlerle hiç işletmeye açılmamış madenlerin müstahsil vaziyete geçmesini temin etmek için devletin müteşebbislere kredi vereceği, çünkü hususî sermayenin bunlara alâka göstermediği aynı çevreler tarafından söylenmektedir.
Piyasada yün ipliği, ve yünlü kumaş fiyatlarında yükseliş istidadı görülmektedir, iplik ve kumaş ithalâtçılarına Londradan gelen telgraflarda do, yün piyasasının yükselmesi üzerine, yünlü mâmullerin de fiyatlarında tereffü olduğu bildirilmektedir.
Bilindiği gibi bu sene dünya piyasası yüksek olarAk açılmıştır. Fiyat yükselişi devam etmektedir. Netekim dünya fiyatlarındaki bu artış aylardan beri de piyasamızda hissedilmektedir. “Borsa ve piyasa” sütunlarında her gün tebarüz ettirdiğimiz gibi, tiftik fiyatları mevsim başından itibaren iki misline yakın bir surette yükselmiş bulunmaktadır. Son borsa kayıtlarına göre birinci oğlak mal 615 kuruş, anamal ise 690 kuruştur. Bir ay evvel 260 - 270 kuruş arasında olan keçi kılı, şimdi 305 ruştur. Trakya malı yapağı 300 ruş üzerinde durmuştur.
Pamuk fiyatları
Umumiyet İtibariyle dokuma ham
maddelerinde yükseliş müşahede edilmektedir.
Adana muhabirimizin bir telgraf haberinde, vadeli birinci Hatay malı 245 - 235 kuruş arasındadır. Adana malı İse 228 - 233 kuruş, hazır mallar da 225 - 232 kuruştan satış görmüştür.
İzmir BorsAsında da pamuk fiyatları ilerlemeler kaydetmektedir.
Gerek pamuk, gerek tiftik ve yapağı fiyatlarındaki yükselişler, dış piyasalardan yapılan istekler üzerine vâki olmaktadır, şı her tAraftan mektedir.
Finlandiya’nın
den pamuk alacağından mektedir. Bundan başka tsvlçreden piyasaya gelen mektuplar da saat karşılığı olarak pamuk istemektedirler, Halbuki saat takası ile pamuk satışına mevcut dış ticaret rejimi mâni olduğundan, îsviçredekl müesseseler® müspet bir cevap vermek mümkün olamamıştır.
ku-ku-

YENİ ISTANBUL'un
Biiyiik Eşya Kur'asında
İsviçre seyahatini kazanacak
olan bir okuyucumuzu
SWISSAIR
v
UÇAKLARI
tsviçreye götürüp getirecektir
Sivasta iktisadi hareketler
had-dün-daha mal-
Sivas (Hususî muhabirimizden) — Sivasın yeni valisi Takiddin merkezde ve İlçelerde birçok yeni imar hamlelerine başlamış bulunuyor.
Zara, Suşehri ve îmralıda 200 bin lira sarfiyle İlçe sağlık merkezleri kurulmaktadır. Ortaköy. Çepni, Ha-fikte Kızılırmak üzerinde 60 ar bin lira sarfiyle yeni köprüler yapılmakta, Deverek, Zara, Bolucan köprüleri tamir edilmektedir. 100 köye su getirilmesi İşi ele alınmış, Zaranın suyu 90 bin liraya ihale edilmiştir.
Gürünün artık sönmeye yüz tutan meşhur şal sanatı ve Koyulhisar do-
kumacılığı yeniden İhya edilmektedir.
Sivasta da Meyvacılık Kooperatifi kurulmuştur» Aynca bir de meyva suyu fabrikası tesis İşi etüd edilmektedir. Ayrıca 100 köyün su 1§l İhale edilmiş, Şarkışlaya elektrik tesisatı yapılmıştır. Sivas Valisi halkın işlerinin kolaylıkla görülmesi için Vilâyette bir Danışma Bürosu kurmuştur. Bu Büro müracaatçılara işlerini nasıl tak p edeceklerini tarif etmekte ve okuyup yazma bilmeyen cahil köylülerin dileklerinin süratle intacını sağlamaktadır.
İtalyanın traktör imalâtı
kullanıla-
nı addelerin bildirilme-
İsveç yünlerinin fiyatları artıyor
Stockholm (Hususî) — İsveç yün tacirleri yünlü fiyatlarının bu sonbaharda % 25 artacağını tahmin et-mektedir. Buna sebep olarak dünya piyasalarında >rün fiyatlarının yükseldiği gösterilmektedir .
İsveç yünlü fiyatları her mevsim, tacirlerle Devlet Fiyat Kontrolü heyeti arasında bir anlaşmaya göre tayin edilir. İsveç yünlülerinin ucuza satılmalarını temin etmek İçin, harp zamanında olduğu gibi, tacirler safi yün kullanmayıp diğer sun! maddeleri de karıştırmaya başlıyacaktır.
Milano (Hususî) — îtalyada mevcut zira! traktör imal eden fabrikalar hâlen İmalât kapasitelerinin % 65 nispetinde traktör yapmaktadır. Bu memlekette 1949 senesinde 7765 zirai traktör İmal edilmiş olup bunun 4363 ünü 40 beygir kuvvetinden daha aşağı makineler teşkil ediyordu. Bu miktar bir evvelki sene imalâtının hacmen iki mislidir. Fakat vaziyet böyle olmakla beraber Italyanın geçen sene dışardan ithal ettiği traktör sayısı da bir hayli artmıştı, ltalyanın muhtelif yıllardaki haricî ticaret istatistiklerine bir göz atacak olursak bu memleketin 1938 sonesinde 265 traktör ithal ve harice 97 traktör ihraç ettiğini, ithalâtın 1948 de 223 ve 1949 senesinde 1002 ye çıktığını, ihracatın İse aynı senelerde 958 ve 1204 olduğunu görürüz.
1949 senesindeki 1002 adet traktörün 7508 i Ingiltereden, 263 ü Avus-turyadan, 112 sİ Birleşik Amerika-dan ve 63 ü de Batı Almanyadan ithal edilmişti. IthAİ edilen traktörlerin ortalama fiyatı 974 bin liret tuttuğu halde ihraç edilen büyük çekici traktörlerin Vasat! fiyatı 3,17 milyon liret tutuyor. Bundan anlaşıldığına göre İtalya hariçten küçük traktörler ithal ediyor, harice de büyük traktörler gönderiyor. 1949 senesinde Italyan traktörlerinin gelen müşterileri sıra ile şunlardır: Avustralya 282, Fransa 233, Suriye -Lübnan 135, Türkiye 105, Arjantin
76 traktör satın almışlardır.
İtalya ihraç mallarının fiyatını düşürdüğü için traktör ihracatı artmıştır. Kalyada kullanılan traktörlerin eskimiş bulunması dolayısiyle dahilî pazarın 2 - 3 bin adet traktör satın alabileceği söylenmekte ise de bu miktar daha fa21a olsa gerektir. İtalyan traktör sanayicileri bu memlekete ancak çok büyük makinelerin ithal edilmesi, diğer traktörlerin hepsi dahilde yapılabileceği için bunların ithaline müsaade edilmemesi lâzım geldiği kanaatindedirler.
Ziraî araştırmalar istasyonu kurulacak
İzmir (Hususî) — îzmirde tetkikler yapan Tarım Baltanı Nihat îğriboz bugün Bomovadakl Ziraat Teknik Müdürleriyle yaptığı bir toplantıdan sonra bütün Ege vilâyetlerini ziraî sahada bir arada bulunduran ve merkezi Bornovada olmak üzere bir zira! araştırma istasyonu kurulmasına karar verilmiştir.
Bornovada kurulacak olan bu enstitü bütün ziraat şubelerini câml bulunacak, bir çok lâbora tu varları ve ziraat makineleri tamir atelyelerinl de İhtiva edecektir. Enstitü derhal çalışmaya başlıyacak, bilhassa ziraatta verimin Artması ve ziraat hastalıklarıyla mücadele İşleriyle meşgul olacakbr.
6/IX/1950 Çarşamba
Borsalarda vaziyet
İstanbul :
İzmir:
MEMLEKET
DÜNYA
ve
Devlet Tahvilleri
KApaJlK-
açuiş
Kapanış
Dün
Bugtln
Erki kur
34.—
105.—
45.—
49.—
243.—
ıı 1/1
U 1/4
72.—
LL
Müdafaa
289.—
p)i»—
Ed aşağı yukarı
230.—
10.—
205.—
225.—
l’j camiada Boraada muamelesi ceacü edilmemiş tahvilât ya eshamın ara ye taloplara göre taayyün edon takribi piyasa d eğ erleri.
!I
iti
^7
*Tr7
II
UI
(I
111
IV
Pamuk
Pamuk
%7
7
\7
Pamuk
Pamuk
Pamuk
Pamuk
Pamuk
42—
51.—
38.33
160
i 00
100
161.
100
100
00
166
100
43.00
ıno._
Gulden
Buğday yumuşak
Buğday «ert
Arpa
lınro MayraJar ı
Kapama
Son
FİMDİR
a) randımanlı
Ham derileri
217.—
200.—
56 -
ISO.—
.1*5.—
ISO.—
200.—
261.—
233.—
24.—
20.
21.-
98.-
00.—

300.—
73.—
84.—
40.—
35
lOfl
160
180 -
UO.—
17.—
90.—
200.—
40.—
no.—
AAO.—
690 —
3‘K>._
72.—
61.50
8.80
0.0.1950
Durıımo
Dolar
Franaıı Frangı
ı I
Nebat! Yatları
2S,—
2ö.—
46.—
33.20
32.—
45.—
24.—
B aeriRi
A knlı
Aksla
yeril
8.80
98 —
7.30
1040 İstikrazı
Î'.IV
1934
1934
1911
104
PH1
Milli
Dcramlyell tabrlHer
104)
1/2
Aksla T(Hatay)
AkaJa
Akala
veril
yeril
99
M
100
1'9.—
22.-
20.30
21.—
21.6]
22.-
22-
21.40
22-
20 90
J0.-
0.80
84.03
0.60
54.12 56
73.68 40
0.44 128
0.01.876
9.73.90
83.—
50.—
34.—
30.40
43,85
95 70
96.—
96.30
91.35
96 50
97.60
21.30
21.05
20 30
20 75
20 —
20.40
20.70
26 SO
21.20
M.20
4A.—
28.—
29.—
No. 8
2A2.52
0.80
61.03
5 60
51 12.50
73.68.40
0.44,128
0.01.876
9.73.00
29.—
Kalkllta
»•••••(«••>•••••••
sıra)
çıplak)
262.—
Dokuma nam Maddeleriı
Tiftik (ana mal
»»e
Ayçiçeği tohumu
Susam
Lira
4 87
4.91
Lira
4.M
36.6 Ş
Buğday yumuşak (TücJ
ı.—
4.33
İ0 76
1 16
Dolar .
t • • e
Llr*-t
• • • •
Drahmi ...
••••«••••••«••••»••••••••«•••a
• ••«••••••«eeataaA ••• hiumm
Takaza No. 1
orta
l.ıO
4.34
10 W
İ Ü
Ticaret Borsasında yağlı tohumlar grupunda hararetli satışlar olmuş, ayçiçeği, keten tohumu fiyatları bir ilerleme kaydetmemiştir. Tüccar malı buğday fiyatları. Ofis fiyatlarından aşağı fiyat görmektedir. Dün 27 kuruştan yumuşak buğday üzerine muamele olmuştur.
Kambiyo. Esham ve Tahvilât Bordasında T. C. Ziraat Bankası tahvilleri yükselmiş, devlet tahvilleri üzerine her-günkü gibi muameleler cereyan etmiştir. Altın piyasasında düne nazaran bir canlılık müşahede edilmiştir.
Bugün Borsada çekirdeksiz üzüm piyasası nispeten gevşek geçmiş, bayram üstü müstahsilin paraya olan İhtiyacı dola-yıslyle fiyatlarda tenezzül emareleri gö. rülmüştür. incir piyasası sağlamdır. Fiyatlarda yükselme emareleri başlamıştır. Alivre pamuk satışlarında sürat vardır.
KAMBİYO
İstanbul Borsası
Sterllng

Er r ran m
İsviçre FY
Bele. Fr
İsveç Kr
r iorin
EftCOUdos
7.81 50
281.—
Altınlar
Bugün
7.81 —
Eflk kur
Külçe Teıf O».
Külçe Deguata
Cumhuriyet
Re a at .
Hu mit
tnkiliz
Ftahhi» kok
NapolAnn İLİ
îıvlçrt

as 30
33.50
30.45
Gümüş, Platin
ÜümOB Gr.
PiAUn
»6.20
Zürich Borsası (Serbest)
rOrk Lir tun
Starlint
En aşağı
ESHAM VE TAHVİLAT
MEMLEKET TİCARET
B O R S A L A R I
YABANCI BORSALAR



u








1933 Ergani
1938 İkramiyen
Mini Mtldafaa I
911
041
Demiryolu IV .
Demiryolu v

1949 İkramiyen
Dlfcrrlrrl
Demiryolu VI
Kalkınma
|Q4s istikrazı
MIHI MHHafna

Slvaa-Erzurum 1
’’ U.-VLI
Demiryolu
96.30
20 25
100.-
98.—
tıvlore Fransı
21.20
En yukarı
Şirket Tahvilleri
T.C. Ziraat Bankası ...... Anadolu D.T, Tertip A/B. •f f ı fy 99 H %60 - *• „ MUmea. Senet. 20.55 DL— 22 30 63.— 20 20 11L- Ö9.- 67.50
Şirket Hisse Senetleri
T.C. Merkez Bankası 12!.— 120.25
Türkiye iş Bankası 30.— —*
Türk Ticaret Bankası •0.— 5.-
A mi ttfl ••eaeeerwweee« 15 20 J5.2A
Öark Değirmencilik 23 25 23 50
Milli Reasürans 18.— 16.25
Ecnebi Tahviller
Mısır Kredi Fonalve 1903. 172.- I
Sığır «ala m ura (kasap) Kİ.
Keçi tuzlu kuru kilosu
Koyun hava kurusu kilosu
Zeytinyağı (E.W.
Suanmyngı (Raf.
Ayçiçeği (Rafine
Fındık yafrı (Çürük)
Tiftik (Natürel)
Yapak Trakya (Kırkım)
İstanbul Ticaret Borsası
İzmir Ticaret Borsası
New-York Borsası
Hububatt
Buğday Ofis
Arpa yemlik (dökme)
Mısır san (çuvalı)
Fasulye tombul
Fasulya Çah «ert
Kuayeml

Mercimek kırmun kabuk.
Mercimek yeşil .
Nohut natürel
Tıığlı tohumlar ı
Keton tohumu
Kendir tohumu ......

Yer fıstığı kabuklu
Fındık (kabuklu Brvrı)
Fındık (lc tombul 1950)
Coviz (kabuklu)
Ceviz (îo nattlrel)
lenekell)


Barûn
650 —
29.—
İfl 10
23.20
60.—
100.—
Kapanıp
uztlm çekirdeksiz No.9
tnclr A serisi
No. 108
Pamuk
Akala
yağı (rafine)
çekirdeği
Adana Ticaret Borsası
PATYHlk
Pamuk
Pamuk
LU .
îrabzon Ticaret Borsası
kabuklu tombul
b) îç eıra kontrollü
Eskişehir Ticaret Borsası
27.—
Buğday (ÖUHell=Sent)
Şort Kıs mahsulü No. 2
Kırmızı **
No. 2
i'umıılt Mlddllng (Librcsl=:Sent)
Ekim
Aralık
Mart

liftik (L1bresl=8ent)

rındılı (Llbres1=8ont)
Kabuklu yeri! ir!
Levant iç İthal mal)
Ekstra ir! İç IthaJ malı
Kuru ll».üm (L1breBl = 8ont)
Thompson çekirdeksin seçme
Keten tuhumu (BuB«H=Dolar)
Mlnneapolis
Halay (L1bresl=:Scnt)
Levha-teneka (100 libre dolar)
233.—
39.40
39.10
38.30

99,—
Londra Borsası
Keten tuhumo (Tonu—Sterlini)
Bombay

73.—
72.—
t er fıatığı Hlndlitan
Bradford Piyasası
2S.—
Tiftik İyi mal (UbrosU= Fiyat)
Sıra malı ° ••
Yün Anadolu ** 1
*• Trakya — — I
İskenderiye Borsası
Pamuk (Kanlan=Tûİlan) 85.- '
Ashmouni Kibs elyaftı F/O. — «Mk 82.— ||
Kamak Uzun elyaflı F/G, — 101 88

Kuponları saklayınız
Kuponları saklayınız
• İCODTA, AHOHİM ^İOKFTİ
TCVFİK AYDIN
SÜRPRİZ MARKA GÖMLEKLER
BUZ DOLABI
Naci Mıhçıoğ!un(lan BEATTY marka çamaşır makinesi
BOSÇU MARKA
"LAİ” uçaklariyle Roma’ya seyahat
MERCEDES BENZ
ENGLİSH ELECTRIC
Adet
ZENITH
s Masters Voice
Terzi

1
2
1
1
1
1
1
4
ı
1
2
2
1
2
1
5
1
ı
3
4
1
20
1
1
1
1
1
5
1
1
1
1
1
İkramiyelerin tam listesi
MERSEDES - BENZ marka binek otomobili
Ahmet Veli Menpcr Müeenesealnden JAVA ve CZ marka motosikletler
Mehmet Kavala MüeaReaeefnden SWİSSAİR uçaklariyle bir kişiye Istanbul-Zu-rlch seyahati ve 15 gün ikamet
LAİ Italyan Havayollariyle Romaya seyahat ve en iyi otelde 1 hafta ikamet
LAİ Havayolları ve Orlent E»preR»o tarafından AİR France Havayollariyle Parise seyahat ve 15 gün ikamet Son model koltuk ve masalar
Bayos Mobilya Mağauaından BEATTY marka çamaşır makinesi
Halil Naci Mıhçıoftlu Mağazasından SCHAUB marka radyo
Adem Karadağ MUesaeacRİnden BOSCH marka 5 ayaklı buz dolabı
Ahmet Veli Menler Mü ensen ra inden Altınşehlrde Köşebaşı 600 m2. bir villalık arsa
Altmevler Kollektlf şirketinden
HOOVER marka elektrik süpürgesi
Mataj? Ticaret T.A.Ş. Müeaseaealnden
STOK Mağazası emprime kuponu
Stok Marazasından
Düdüklü tencere
Çark Pazarından
MİNERVA el ve ayak dikiş makinesi
Mehmet Kavala MüesseseMnden (Martin 40) takma deniz motörü
Ece Petrol T.A.Ş. Mücsseseslnden En son model elektrik ütüsü
Halil Naci Mıhçıoğlu MUessesesInden ENGLİSH ELEKTRİC Buz dolabı
Afitap Mağazasından PSALTİ’den salon takımı
10 ar bin liralık Kaza Sigortası
Doğan Sigorta Şirketinden
100 er liralık ikramiyeli Aile Cüzdanı
Yapı ve Kredi Bankacından ROYAL marka üçlü petrol ocağı
Leon Flnzi Müesseseslnden
Muhtelif İsviçre saatleri
Emprime kadın elbisesi (Kumaşı İle) Beyoğlu terzi Muazzez Cansa tarafından
Altı kişilik en iyi cinsten çay takımı
İnak ve Rafael Karako Mağazasından
En son model kadın çantası
En son model erkek ayakkabısı
En son model kadın dyakkabısı
Tonca Kundura
Ellişer liralık bono
Beyoğlu Llon
4 LAKE koltuk 1 LAKE masa
Ekrem Kulen
Erkek kostümü (Kumaşı ile beraber)
Bevoğlunda terzi Mozcs tarafından ZENİTH kol saati
OMEGA kol saati TİSSOT kol saati
Eminönü Tevflk Aydın Marazasından
Maffazaamdan
Matazaaındnn
M aftazaaından
»
Adet
6
100
1
5
5
2
15
15
10
10
1
100
100
100
100
50
7
200
1
100
10
20
25
25
100
100
100
100
200
50
20
14
50
150
20
10
4
*
2
100
100
100
500
100
100
3000
Lüks AVRUPA Kravatı
Beyojlo Eskenazi Mağazasından
NYLON BALİ marka kadın çorabı DARNE marka av tüfeği
Futbol topu Elektrik feneri
Bahçekapı Marlo Gabay Mağazasından
OPEMA ve FLEXARET marka fotoğraf makinesi
Mehmet Kavala Mağazasından
Büyük kavanoz PONDS kremi Büyük SORTİLAİGE losyonu
Bahçekapı Epe Itriyat Marazasından
İkişer adet en son çıkan plâklardan
Sahibinin Seal Mağazasından En son model Termos
12 plâklık bir koleksiyon
Halil Naci Mıhçıoğlu Mtle«^esc«ıln(!!en
SÜRPRİZ marka gömlek
SÜRPRİZ marka pijama Birer kutu BAYLAN şekeri AZİM Çini Fabrikası vazosu MORRİSON marka dolma kalem
Melek, İpek, Lâle, Ar, Atlas, Saray, Sümer sinemalarında bir yıl müddetle bütün filmlere ikişer kişilik koltuk
Birer şişe çeşitli TEKEL likörü En son model kadın şapkası
Beyoğlu Arlç Şapka Mağazasından Kıymetli birer kitap
Nebloğlu Kitap Evinden Doğan Kardeş yayınlarından kıymetli birer eser
Yeditepe Mecmuasından birer yıllık abone Kadın eldiveni
Erkek eldiveni
Şık birer kravat
Birer kutu BOZKURT traş bıçağı Birer kutu HALK traş bıçağı
Albüm
Fantazi orijinal elbise askısı
Para çantası
İyi cins kahve fincanı
İyi cins çay fincanı
Muhtelif dolma kalemler Kokulu tuvalet sabunu
Nylon diş fırçası
Traş takımı Eşarp
İyi cinsten portföy
Remzi Kitabevinden kıymetli birer kitap Erkek çorabı
İyi cinsten çakı
Birer aylık Yeni İstanbul abonman karnesi Warner dudak ruju
Kravat iğnesi

OffPNE
Terzi Muazzez CANSU’dan bir elbise
T Eylül 1950
T B N t İSTANBUL
Sayfa 1
4997 84
CİDDE
ANKARA dan
ye
Lira
gidiş ve dönüş
İSTANBUL BELEDİYESİ İLANLARI
yılı Tl-
Tel: 1531
Beledl-yapıla-
KONYA: Selâmet Oteli TURİZMİR Hacı Servisi.
Yağ Camiî karşısı Kayadelen Mağazası Tel: 1937
ADANA: TURİZMİR Selâhiyetli Mümessilliği
O Lira
YOL YAPTIRILACAK
Sayın Doktor ve Eczacılara
T E B E S I L
P A S
I
T
A K
S
M A T A Ş
ÇIKAR
8 — Ar;
A
i
i
T
CİDDE ve MEDİNE ye

MIDDLE EAST AIRLINES
lerile HAC Seferleri
Lüks ve rahat Tayyar ADANAdan CİDDE ye gidiş ve dönüş;


O
Size İktisadi, emniyetli, konforlu ve süratli bir seya hat temin eden MIDDLE EAST AIRLINES
aynı zamanda beş seneden beri HAC servislerini mükemmelen ifa etmektedir. Bu suretle tecrübesini de emrinize amade bulundurmaktadır.
Fazla İzahat almak ve biletler için aşağıdaki adreslere müracaat ediniz*.
İSTANBUL i PAN AMERICAN VVORLD AIRVVAYS
Galatasaray Yenlçarşı No. 20 Tel.: 40522-41219
ANKARA : PAN AMERICAN VVORLD AIRVVAYS Ankara Palas Otoll Tel.: 13681
İZMİR: TURİZMİR Ankara Palas Oteli. Tel. : 5854-7309

r.
BAKIRKÖY-FLORYA
istikametinde dolgrun fiyatla Çembcıiltaş Garanti
arazi alınacaktır Müracaat: Bankası üstü No. 1
ALTIN EVLER
çık Eksiltme ile Onarma İşi
İstanbul Defterdarlığından:
Keşif bedeli Geçici teminatı
Lira K. Lira K.
374 84 Kadıköy Maliye Şubesi binasında yaptırılacak onarma İşi. (Dosya No. 519-2592)
Yukarıda yazılı onarma İşinin 18-9-1050 pazartesi günü saat 15 te Milli Emlâk Müdürlüğündeki komisyonda açık eksiltme ile ihalesi yapılacaktır.
İsteklilerin teminat makbuzları ve 1950 yılı Ticaret Odası belgeleriyle en az bir kalemde (4500) liralık bu İşe benzer İş yaptıklarına dair eksiltme gününden (Araverme günleri hariç) üç gün evvel Vilâyet makamına müracaatla alacaktan ehliyet veslkalarly-le birlikle ihale günü ve saatinde komisyona, keşif ve şartlaşmalarını görmek ve imzalamak için de sözü geçen Müdürlüğe başvurmaları. (11958)
İstanbul Eminönü ilçesi dahilinde adları şartnamesinde yazılı yol ve mecraların İnşası kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur.
Keşif bedeli 499.029,70 liradır, inşaatın % 20 si 1950 mail yılında, % 40 1 1951 malî yılında. % 40 1 da 1952 mail yılında ikmal edilecek ve bunların bedelleri de gösterilen nispetler üzerinden seneleri İçinde ödenecektir.
İlk teminat 23711.19 liradır.
Şartnamesi İstanbul Dlvanyolunda Belediye merkez binasındaki Zabıt ve Muamelât Müdürlüğünde gösterilecektir. İsteyenler bu şartnameyi İstanbul Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğünden 12.48 lira bedel mukabilinde satın alabilirler.
ihale 22 eylül 1950 cuma günü saat 15 te İstanbul yesi merkez binasında müteşekkil Daimi Komisyonda çaktır.
isteklilerin İlk teminat makbuz veya mektubu, 1950
caret Odası vesikası ve ayrıca şartnamedeki kayıtlara göre eksiltmeden 3 gün evveline kadar Belediye Fen işleri Müdürlüğünden alacakları fenni ehliyet kâğıdını havi olarak hazırlayacakları kapalı zarflarım İhale günü saat 14 e kadar Daimi Komisyona vermeleri lâzımdır. (12199)
T. C. ZİRAAT BANKASI
28 Ekim 1950 Çekilişinde:
ANKARAD
i
n
EV
I adet Io.ooo, 2o adet l.ooo liralık
PARA İKRAMİYESİ
7 Eylül 1950 tarihine kadar acele 150 liralık bir hesap açtırınız.
Her 150 liraya ayrı bir iştirak hakkı verilir
Kompresörler
AHMET VELİ MENG
E
Cumhuriyet Meydanı No. 9/1 - Tel-: 41442
TAKSİM — İSTANBUL
Dört adet pamuk balya presesi satın alınacaktır
İZMİR PAMUK TARIM SATIŞ KOOPERATİFLERİ BİRLİĞİNDEN :
Tesis edilmekte olan Pamuk Çırçır fabrikalarımız İçin, bir saatte vasati iki yüz yirmişer kiloluk İki adet pamuk balyasını 75X90X110 ebadında veya bu ebada yakın olarak prese edebilecek kapasitede dört adet hidrolik pomparyalı komple pamuk balya presesi satın alınacaktır. Bu preseleri en geç üç ay zarfında teslim edebilecek firmaların, katalog göndermekle beraber, marka, evsaf, fiyat, teslim müddet ve şartlarını en geç on beş gün İçinde Izmlrde Birlik merkezimize yazı ile bildirmelerini rica ederiz. Birliğimiz teklif olunan malı alıp atmamakta serbesttir.
GÜZEL VE
FAYDALI
İLÂNLAR
YENİ
İSTANBUL
I
İNŞAAT İLÂNI
Sümerbank Genel Müdürlüğünden
1 — Karabükte yeniden kurulacak kok fabrikası ile sinter tesisatı inşaatı birim fiyatı esasiyle ve kapalı zarf usuliyle eksiltmeye konulmuştur:
2 — Yapılacak inşaatın keşfi (1.520.000.—) Ura ve geçici teminat miktarı (59.350.—) liradır.
3 — Eksiltme evrakı Ankarada Sümerbank Genel Muamelât Müdürlüğünden (100ı liraya alınabilir.
4 — Eksiltme 27 eylül 1950 çarşamba günü saat 11 de Ankarada Sümerbank Genel Müdürlüğünde toplanacak komisyon marifetiyle yapılacaktır.
5 — İstekliler teklif evrakı arasına, şimdiye kadar yapmış oldukları bu gibi işlere ve bunların bedellerine, firmanın teknik teşkilâtının kimlerden teşekkül ettiğine dair belgeler koyacaklardır.
6 — Bu eksiltmeye iştirak edeceklerin bir taahhütte (1.000.000) liralık benzeri betonarme karkas inşaatını bizzat İkmal ederek kabullerini yaptırmış olmaları şarttır.
7 — Banka işi dilediğine yaptırmakta serbesttir. (11962)
Dünyanın en maruf
İsveç
KA
A
r
e

ZAYİ — İstanbul Giriş gümrüğünden almış olduğumuz 13661 sayılı 19o Ura 38 kuruş tutarındaki gümrük makbuzunu zayi ettik. Yenisini çıkaracağımızdan eskisinin hükmü kalmadığını bildiririz. (12227 ) Hâli tasfiyede Yaptaş Yapı Malzemesi T.AŞ.
BULMACA
Radyoları gelmiştir.
Türkiye Genel Depoziteri:
MARYO GABAY
Bahçekapı, Hamidiye Cad. No. 85 - İstanbul
Telefon: 20099
Telgraf :Magabo
« I

4


CİLDİNİZ ÇAMAŞIR DEĞİLDİR
HOOVER
ONBEŞ DEĞİL





“TEMİZLER!
T L E SATIŞ
Çamaşır Makinesi : Elektrik süpürgesi :
450
375
Lira Lira
100 Hra peşin, ayda 35 lira, on ay
75 hra peşin, ayda 30 lira, on ay
Talılr Han, Galata
Telefon: 44996
Soldan Rafta:
1 — Şansı gayri mevcut (İki kelime). 2 — Şefe yaktır surette; Bir Ajansın remzi. 3 — 1869 da ölen Fransızların lirik şairi. 4 — Bir göz rengi; Sinirli, fi — Vergi; Tersi niyaz eden. 6 — Duman kiri; Bir harfin okunuşu: Doldurma. 7 — Kurnandan; Mah, 8 — Cereyan eder; İlâve. 9 — Efmer; KAr et, 10 — Geliri çok eliz! (Uç kelime).
Yııkarıdnn nvnftn
1 — îsteftl kesin. 2 — Arzulnr; iğnesini batırır. 3 — Tersi taşıvnn; İskambilde bir kâğıt 4 — Karakter; Kudurmuş. 5 — Sıcak; Kabul etmemek; Bir edat. 6 — Sona erdirme; Istırap. 7 — Keder; Tersi bir •uıat ve vakit şekli; Nimet ve refah içinde hayat mfinaaına gelen bir erkek adı; Mastar eki. 9 — Bir hnrfln okunuşu; Yüksek; Neft e-dnlı. 10 — Bir halk gazetesi.
DfNKÜ BULMACANIN HALLİ
Soldan sataı...
1 — Şakalaşan, 2 — İsabet; Bnb
3 — Kira; İmame. 4 — Aiâ; Aka; Eh. 5 — Yalan; Dere. 6 — EnAlA; Erim. 7 — Te; Ayine.
Nah. 9 — Tere sat, La. 10 — Ve fskAr ol.
Yukarıdan nvnftı:
1 — ŞlkAyct et. 2 — AsllAne; Ev I — Karala; üre. 4 — Aba; AIA Ef;. fi — Le; Anayasa. 6 — A flk; Irak. 7 — Maden; Ta. A — AKA; F ren. 9 — Namert, Alo. 10 — Bchc-meh&l*
Dünya haberleri Ecnebi muhabirlerin mektupları
YENİ İSTANBUL'da
(Para amıno salisilat de sodium)
500 Drajelik şişelerde depolara dağıtılmıştır MERKEZ LÂBORATUVARI











Sayfa 8
-tenî İstanbul
7 Eylül 1950
*

F ki
r
4
*

4

K
| \LİRA PEŞİN 2
£
4
1950 İZMİR ENTERNASYONAL FUARI MÜNASEBETİYLE
THE ENGLISH ELECTRIC CONIPANY
Herkesin bir buz dolabına sahip olması İçin Fuar müddetince taksitlerde azami kolaylığı yaptığını sayın Halkımıza müjdeleriz.
~ ,O ANKARA CAD.
İT N0.111 İST.
Â
__—

%
• •



I LİRA AVDA!..
I • > Ti i A


ENGLISH
ELECTRIC
s
4
nııııııııllır w
^71
M
/ />' /
Br ip
>
\USES$/Z
^ÇAl/ŞHA
ŞAKFİYAr 1





• e »
Meşhur
• ••
M»»
• • •• • ••
£ O ®
s
• *
• A
• •

• • lîtt
a •
• ■
« •
• •
• •
• • •
• •
• •
• •
• •
• •
• • (
• •
«••••••
• • • • •-
- • • • '
• ••••«•«.
• • e • • ••
---- M
»
- • .
— * • •
«•••
“ • ■ ••
• ••
• ••••
•• *•••• •t (•••• _ _•• •••
• •e
KAPALIZARF İLÂNI
SATILIK ARSALAR
9
EN İYİ EN NEFİS ÇİKOLATA
4
1
1
2
S
(
ANKARA - YENİŞEHİR LİSESİ
SATILIK
»i 1' 1 ’ fil lî \J
4 r «1


İzmir Fuarındaki Paviyonumuzda teşhir edilmekte olan kamyonlarımızı ve otomobillerimizi görerek kararınızı veriniz
ACELE
TÜRK EĞİTİM DERNEĞİ
İLK, ORTA, LİSE - YATILI, GÜNDÜZLÜ
İngiliz malı az kullanılmış çocuk arabacı ile Frestcold marka buz dolabı satılıktır. Telefon 52 den 126 ya 9-13 ve 14.30 dan 16,30 a kadar.
• ••e
M ••
■• • •
• • ••
• •• • •
■ • •
• • • • • . ,-F(r • • ••
• • • • • ••••••
• ••••• • •
• a • a ••
* • •
RADYOLİN
p «•••••••
!•••••••••»••
I »«••«»•« M ■ (
•••••■••M p
• •
• • e •
• • e*
z w £
•••••••»•»•«•e •>•••••••«•••
• • •
• •
* • 4^
Yalnız
Kayıtlar 20 eylüle kadar her gün
17 arasında yapılır. (11757)
İffî!» !IE
diş macunlarına konan

41
Nâne esansı nedir?

Hususî surette yetiştirilen nâne filiz yapraklarının imbikten geçirilmiş ve imbiğin yalnız orta kısmından çıkan Dünyaca meşhur esansdır.
_ TÜRKİYE UMUMÎ MÜMESSİLİ
EGE PETROL T.A.O.
Takjinj, Camhuriyet Caddesi No 31. Telefon 82007

MOTÖR:
FABRİKA
•ilindir, 78
KAMYONLARI
4,5 TONLUK
beygir
PİSTONLAR: Ayn ayn
vites ileri, 1 vites geri tekerlek üzerinde
FABRİKA 2 TONLUK
MOTÖR: 4 »İlindir 50 beygir
SUPAPLAR: Başta
SİLİNDİR ve PİSTONLAR: Ayn ayn değiştirilebilir.
VİTESLER: 4 vites İleri, 1 vitee geri FRENLER: 4 tekerlek üzerinde tazyikli yağ ile işler. Aynca el freni vardır.
TEKERLEKLER: 160X20 İlk 7 tekerlek BENZİN HAZÎNESİ: 50 litre
ELEKTRİK TESİSATI: 6 volt.
9
6
Supaplar: Başta SİLİNDİR ve değiştirilebilir. VİTESLER: 4 FRENLER: 4
VVESTÎNGHOUSE: SİSTEMLİ TAZYİKLİ yağ İle İşler, aynca el freni vardır. TEKERLEK ve LÂSTİKLER: 230X20 İlk 7 tekerlek BENZİN HAZÎNESİ: 100 lltr» ELEKTRİK TESİSATI: 12 Volt
BÜTÜN YEDEK PARÇALARI DAİMA MEVCUTTU
n
T™™™™’ FRANSOTO Ltd. Şti
Kuto Han 8 iLncil kat - Galata (Yolcu Salonu karşısında) TEŞHİR YERİ : Meşrutiyet Caddesi No. 72 - Tepebaşı
Kadıköy, Acıbadem Yeni Otobüs durağında denize nazır ve parsellenmiş.
Müracaat Telf. 18 den 7 SÜheylâ îlter
SATILIK KADIN ELBİSELERİ
Amerikaya dönmek üzere memleketimizden aynlan bir kaç Amerikalı bayan, gayet güzel kadın elbiseleri satacaklardır. Elbiseler İyi durumda olup, aralarında hiç kullanılmamış olanlar da vardır. Satılan giyim eşyaları: Mantolar, blûzlar, e-tekler, elbiseler, şapka ve a-yakkabılar, çocuk elbiseleri ve muhtelif kadın giyim e$-yalarından ibarettir.
Satış günü: 8 eylül cuma, saat 10-14.
ADRES:
VİLLA SÜMER:
Vali Konağı caddesi nihayetinde. NİŞANTAŞI

Tire Belediye Başkanlığından :
1 — Keşif bedeli "47823.91 liradan İbaret bulunan ve şehrimizin İsmet Paşa İle Enstitü caddeleri arasında yaptırılacak olan zahire loncası inşaat ve lmalAtı İşleri 16.8.1950 gününden 15.9.1wJ0 gününe rastlayan cuma günü saat “11” e kadar ‘'31" gün müddetle ve kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur.
2 — İşbu kapalı zarf eksiltmesine girmek isteyen talipler "3586" 79 liralık geçici güven akçesi makbuzunu veya banka mektubunu 5 inci maddede yazılı tekllfnamelerine ekllyecekleı-dlr.
3 — İşbu eksiltmeye girecek olanlar mukavelename projesinin 3 üncü maddesi gereğince bu İşin ehli olduğuna dair Bayındırlık Müdürlüklerinden fotoğraflı bir belge almaları şarttır.
4 — İşbu kapalı zarf eksiltmesinin dosyasını "2.39” lira mukabilinde belediye saymanlığından alabLlirlcr.
5 — Kapalı zarf eksiltmesine iştirak etmek tstlyenler mu-ayyen müddeti içinde 2490 sayılı kanun gereğince tanzim edecekleri tekllfnAinelerlni 15.9.1950 cuma günü saat 10 a kadar makbuz mukabilinde belediye başkanlığına tevdi edeceklerdir.
6 — Postadaki gecikmeler kabul edllmiyecekttr. (11494)

Comments (0)