8 Eylül 1950
Cuma
SİYASİ İKTİSADI, MÜSTAKİL • •
10 ooo
YE
YE YENİ İSTANBUL 75 000
(BUL 75 000 | 4 75 000 [D
or or dağıtıyor lira dağıtıyor or or or yor
YE YEN
YEN YE
YENİ İSTANBUL 75 000 lira dağıtıyor
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6-8
Yıl 1 — Sayı 282 — 10 kuruj
Abone: Türkiye İçin seneliği 82, . altı aylığı 17, üç aylığı 9 Uradır.
Hariç memleketler İki misildir.
Posta Kutusu : 447 - İstanbul
!>•!» eden: Habib E(llb . TÖREHAN
Telefon t 44756 - 44757 Santral
İlânlar : 6 ncı sayfada santimetresi
2 liradır. İlânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
— Telgraf Adresi : Hetlo, İstanbul
Truman'ın basın toplantısı
Başkan ‘ ‘Kore çarpışmaları bir istilâ hareketi değildir,, diyor
Düşürülen Sovyet uçağı hakkındaki bir suale Truman, bunun Birleşmiş Milletlere ait bir mesele olduğunu söyliyerek
mütalâadan çekindi
Washington. 7 (YtRS) — Amerikan Cumhurbaşkanı Tınman bugün bir banın toplantısı yaparak muhtelif sualleri cevaplandırmıştır. Kürede bir istilâ, harbi yapılmadığını ve sadece sulh i-
Dış politika İki general arasında kalan Yunanistan
GEÇEN mart ayının İlk günlerinde, Yunan umumi seçimlerinin neticesi belli olunca* yabancı müşahitlerin ekserisi ekim ryında yeni seçimlere gitmek icap edeceğini söylemIş-JordL
Gerçekten, yeni Yıınnn Meclisinin, İstikrarlı bir hükümet kuracak şeklide bir ekseriyetle teşekkül edemediği ilk bakışla görülüyordu.
Ekim ayına bir kaç hafta kaldı ve ecnebi müşahitlerin kehaneti de nerede ise gerçekleşmek üzere bulunuyor: Bir koalisyon hükümeti kurmak İçin yapılan türlü tecrübelerden sonra 5 mart seçimleri galiplerinin, bir müddet sonra. Parlamentoyu feshetmesi İçin Kıral PaııTa müracaat etmek Torunda kalmaları kuvvetle muhtemel görünüyor.
Atinada siyasi durum nasıl oldu da bu çıkmaza girdi? Bu. hepimizin malûmudur. Seçimlerin lıemrn akabinde. Atlnalı bazı politikacılar, sol cenah merkezinin mümessili General PİAstlras İle. klâsik ınânaslylr Liberal Sofoklis Venizrlo* arasında bir anlaşmaya dnyanan “Terakki Prr-ver.. temayiıllii bir kabinenin kurulabileceğine inanmışlar veyahut buna İnanmış gibi grünrııiişlerıli. Bu politikacılara göre Yunan usulü sosyal demokrat olan Papaandrrıı da hükümete iştirak etmek suretiyle bu birliği perçinlemiş olacaktı.
Yunan İç siyasetinin büyük naza-riy atçıları. General PlastlrasTn, temeli ettiği partinin Parlâmentoda ancak üçüncü yeri alabilmiş olmasına rağmen seçimlerin en büyüle galibi •ıfatlyle, kabineyi kurmaya memur edilmesi gerektiğinde müttefik bulunuyorlardı.
Fakat ne yazık kİ, kâğıt üstünde o kadar dnfrrıı görünen bu komhhır-»on, biç bir mı ret te İjUmkkuk dl: Plastiras ile Venlzelos tırnMndakl muhayyel anlaşma, yeni tesrii Meclisin daha İlk günlerinde yerini bir İhtilâfa terketııılş ve bıı anlaşmazlık mütemadiyen artmıştır. Y'umın milletinin karşılaşacağı yeril buhranın hakiki sebebi de İşte bu anlaşmazlıktır,
Plastlrns İle Venİzalos neden anlaşmaya muvaffak olamadılar? Bu suale tiirlii cevaplar verildi. Birbirlerini kıskandıkları ve bütün meselenin önünde sonunda şalisi bir münuferet-ten İbaret olduğu söylemli. Keza. YunanistanlIn büyük bir ıııifuz sahihi olan Amerikalıların Plaslirus'a açıktan arığa tııimıık ve Yeııl/elos’a iktidar yolunu kapatmak suretiyle bu anlaşmazlığı alevlendirdikleri İleri sürüldü. Tamamiyte suni bir ekseriyet halinde birleşmiş olan partilerin Içhıde Biransvuri komplolardan ve entrikalardan bahsedildi. Bunların lıepsl de doğru olabilir. Ve bunların doğru olduğu kadar, bu "demokratik,, görünüşlü mücadeleye tutuşan basımların, yüksek Yunan menfaatlerini pek az gözonÜnde tutmuş oldukları da bir hakikattir. Fakat bütün bu saydık-lanmızın, doğru olabilmesine rağmen Yıınanlsfanın bıırtıııkü hakiki dâvası nı, siyaset alemdarlarının bu şahsi kavgalariyle izah etmek güçtür.
Asıl mesele, günün milli ve beynelmilel meseleleriyle meşgul olabilmek İçin muhtaç olduğu milli birliği Yu-nnnlstana klmlrı temin edeceğini \e bu İdeal şefin hangi yollarla bıı birliği tahakkuk ettireceğini tâyin etmektir.
'•İdeal şef,, diyoruz, çünkü Yunanlıların bugün İstedikleri hakikaten bir şeftir. Daha son seçimler Mirasında bile, Y (inanlılar siyaseti meslek edinen kimselerden usandıklarını göstermişlerdi. Phıstima. sırf devlet işlerini kuvvetle ele alabilmek Içlrı yereldi prestije ve otoriteye sahip oldu tu İntibaını verdiğinden seçimlerde büyıik bir zafer kazanmıştı.
Fakat, PlustlrnsTn siyaseti belli ve muayyendi: Müsamaha, af ve barış yolunu takip edecekti. Ve gayet tabi hll kİ, bu slynset neticesinde komünistlerin memlekette diledikleri gibi hareket etmelerine müsaade etmese hile onlara karşı müsamahakâr davranacaktı, Yatıştırma programını tatbik ederken. PlastlrasTn biraz İleri gitmiş ohhitftı da İni./ır edilemez. Siyasi rakipleri. Yunan Istan da Kızıl Bcşlrıclkolıııı teessüs etmesini Plns-tirns’ın zıufınn hamletmişler ve onu (kı bilhassa bıı yüzden devirmişlerdir.
Fakat Is bununla da bitmiş delildir. Hâdiseler, Phistlra.sTn yerine klm-• • «nı •** ( ınlyeee .ınl göstermiştir, işte Atina Parlâmentosunun feshini ve yakımla yeni seçimlere gidilmesini İcap ettiren hakiki sebepler kanaatimizce bunlardır.
Bu seçimler ıır gibi bir netice verecektir? Her şey Papagos'un alacağı karara bağlı görünüyor. Halkın büyük kısmı Pupugos'u milli bir kahraman telâkki ediyor ve siyasi mü-ea(le|elere katılmasını İstiyor, Bu büyük asker şlrndlyn katlar dalma siyaset oyunlarından uzak kalmıştır. Fakat memleketinin geçlrdlfcl yeni ve vahim buhrıırıı nazarı itibara alarak, bu defa* kemli kuracağı bir parti İle mertlerin oyunu İstemeye razı olması mümkündür.
O zurnan t unanlstnnın İlil generalden birini seçmesi gerekecektir Sat(renııhın ve merkezin milli kuvvetler ekseriyetini celbeflrceâl tahmin edilen Papngus veya ylıır milli kuvvetlerin bayraktarı o bırak ve fakat “Terakki Prrvrr.. etiketi İle ortaya çıkacak olan ve çok büyük bir kütleyi temsil rden solrenah İndinde nüfııztı bir hayli artmış bulunan PImm-tlrus'ı tercih etmesi lâzım gelecektir
Talimin ettiğimiz gibi btı muslihane harp vuku bulacak olursa â ıınatıls-tanın geleceği U/.erinde ıı/un zaman te«|rl gorulrcck net İçeler t«n bil edecektir.
Selim Sabit
1
çln çarpışüdıâını söyleyen Truman. on gün zarfında cana müdafaa hattında fazla bir değişildik olmadıkını ve her ne kadar bazı yerlerde mevziler durman taralından yarılmışsa da bu haftanın sonuna kadar kızılların yine eski hatta atılacağın» bildirmiştir.
Dahili iktioat programı mucibince fiyat ve ücretlerin hükümet tarafından murakabesinin mevzuu bahia olmadıkını ve fakat ekonomi politikası hakkında cumartesi günü millete radyo ile malûmat vereceğini söyleyen Tnımnn, AInnanynnın silahlanmam meseleni üzerlndfe sorulan suallere bunun gelecek hafta yapılacak olah Dışişleri Bakanlan ve Müttefik Kuvvetler Savunma Bakanlar» toplantılarında görüşüleceğini ileri sürerek cevap
Çocuk felciyle mücadele İçin yapılan bir toplantıda beş yaşındaki Unda Brou n, Truman’ın kıılaklarjm gıdıklıyor
C.H.P. Genel Sekreterinin basın toplantısı
“Parti, uğradığı tasfiye sayesinde kuvvetlendi,,
“Bu seyahatim esnasında üzerimde derin İntiba bırakan hâdiselerden birisi de, İktidar Partisinin her vasıta ve imkândan faydalanarak baskı yapması olmuştur”
Ankara. 7 (ANKA) — Bir aydan beri yurt İçinde bir gezi yapmış olan C. H P. Genel Sekreteri Kasım Gülek, dün şehrimize gelmiş ve bu sabah da parti merkezinde bir basın toplantısı
Edinbourgh Dükünün Türkiye seyahati
Gereken hazırlıkları yapmak üzere Diik’ün Yaveri dün şehrimize geldi
14 eylül perşembe günü İzmir limanına gelecek olan Mngpte firkateyni İle firkateyn kumnndanhğma yeni tâyin cdlhn Edimbourgh Dükünün memleketimizi ziyaret edeceği malûmdur.
Edimbourgh dükünün ziyaret programını tâyin etmek ve gereken hazırlıkları ikmal etmek üzere Dükün yaveri John Parker Şehrimize gelmiştir.
Edimbourgh Dükünün TUrkiynyl ziyareti hakkında Ingiliz Biıyukclçın-ğl bugün bir r«aml tebliğ neşredecektir.
vermenin dofcru olmıyacaâmı beyan etmiştir.
Kore harbinde Amerikan kuvvetlerinin düşürdüğü Sovyet uçağı meselesine gelince; Truman bunun tamamen Birleşmiş Milletlere alt bir mesele olduğunu, çünkü mezkur uçağın Birleşmiş Milletler tayyareleri tarafından düşürüldüğünü bildirmiş ve bu sebeple bu hususta daha fazla malûmat vermekten imtina etmiştir.
VVashlngton. 7 (YÎRSı — Truman cuma akşamı İşçi sendikalarına mensup elli kadar siyasi mütehassısla Beyaz Sarayda gizli bir toplantı yapacaktır.
Toplantıda halihazır durumunda e-mek unsurunun rolünün münakaşa e-diicceğl söylenmektedir.
yapmıştır. Kasım Gülek bu toplantıda son olaylar hakkında partisinin görüşünü belirten aşağıdaki konuşmayı yapmıştır:
"Bir aydır memleketin muhtelif yerlerinde partimiz teşkilâtını yakından görmek üzere gezmekteydim. Bu seyahatte edindiğim intibalar gayet, müspettir. C. H. P. teşkilâtını ve C.H P. İlleri kuvvetli, metanetli, cesaretli buldum. Arkadaşlarımız partiye bağlılıklarını her vesile ile gösterdiler. 14 mayıs seçimlerinden sonra bazı İmanı zayıf olanlar kendiliğinden ayrılmışlar, partimiz tabii bir tasfiyeye uğramıştır. Bununla kuvvetlenmiş olduğumuza kaniim. Buna karşılık hor yerde C. H . P. ye yeni bir rağbet var. Bilhassa gençlerden kendi istekleriyle partimize bir çok yeni üye kaydedilmiştir. Gezdiğim yerlerde üzerimde en kuvvetli intiba bırakan hâdiselerden birisi memurlar arasında sezilen istikrarsızlık olmuştur.
Bu seyahatim esnasında üzerimde derin intiba bırakan hâdiselerden birisi do iktidar partisinin her vasıta ve imkândan faydalanarak baskı yapması olmuştur. Seyahatim muhtar ve belediye seçimlerine rastladı Bu seçimler sırasında İktidar partisinin baskı yaptığını söylemek, durumu kâfi derecede İzah etmez. Yapılanları ancak yıldırma ve İktidar partisi İstibdadı havası ile İzah edebilirim, Bir çok yerlerde gayet açık olarak seçilen muhtar veya belediye üyeleri iktidar parUsine mensup olmazlarsa hükümetten hiçbir yardım göremlyeccklerlnl. bilâkis oralara ayrılarak tahslautın bile kesileceğini İfade etmişlerdir. Gene birçok yerlerden İktidara mensup milletvekilleri CHP İllerin seçimi kazandığı yerlere giderek, bundan sonra bizden ancak zorluk ve şiddet göreceksiniz. fırsat buldukça kafanızı az«>-reğlz. demişlerdir.,.
Kasım Gülek, bu arada bu millet ve-killerinin kimler okluğu sualine kar*ı (la bunları teshlt etmiş bulunduğunu, icap ederse açıklayabileceğini sözlerine ilâve etmiştir.
‘ Memleketteki yıldırma havasından bahsederken İktidardaki devlet adamlarının son günlerde sorfetıIklerl bıızı sözler üzerinde durmak İsterini Devletin yüksek mevkilerini Işgnl eden bu zevata ya kift ıra madiğimiz vs bizim do hüzünle duyduğumuz bıı sözleri memleket adına esefle karşılıyoruz. Yapılan tamim ve tavsiyelerden iktidar partisi mensuplarınn Hiddet invsi vasi mânası çıkarılabilir Faka» hlz hu mânayı vermek laternl'’on)z. Ümit e-deriz kİ, o netice hasıl olmayacaktır,,.
Güvenlik Konseyinde
Mançuryanın bombalanması
Diinkü toplantıda hâdisenin tahkikine ve Komünist Çin murahhasının dinlenmesine karar verildi
Lake SnCGC*. 7 (YtRS> — Güvenlik Konseyi bugün lngillı delegesi Sîr Gln(lwyn Jebb’iıı başkanlığında toplanmış ve Sovyet Rusynnın. Kuzey Kora şehirlerine Amerika tarafından yapılan hava bombardımanlarının derhal durdurulması teklifini ele almıştır.
Malik, müzakerelere Güney Kore temsIlcİNİnJn İştirakini şiddetle protesto etmiş ve Rusyanın teklifi yalnız kendisinin mutiHİlf ve Yugoslavyanın müstenkif oyuna karşı 9 oyla reddedilmiştir. Müteakiben Austin Mançur-ynılakl bombardıman hâdisesinin İsveç ve Hindistan tarafından tahkik edilmesi teklifini İleri sürmüştür. Malik Komünist Çin temsilcisi dinlenmeden, Çin topraklarında tahkikat açılanıı-yacağıııı İddia etmişse de başkan Jrbb, bu meselenin. Amerikan teklifinden sonra müzakere edilebileceğini söyleyerek oy mu-anıelesino geçmiş ve Rusyıının aleyhte. Yugoslavya ve Hlndlatanın müstenkif oylarına karşı 8 oyla Çln topraklarının bombardıman edilmesinin tahkiki meselesinin önceden müzakeresi kabul edilmiştir.
Konsey aynı zamanda bu konuşma Hırasında Komünist Çin mümessilinin de dinlenmesine Milliyetçi Çln. Küba ve Ekva-dor'un muhalefetine karşı yedi oyla karar vermiştir.
İstanbuldaki Macarlar
Dün gelen yeni Elçi, şehrimizde bulunan Macarların durumunu inceledi
Afararbü(rnın yeni Anksrrr BüyükcJ-çfninın Evvelki gece şehrimize geldiğini bildirmiştik. Yeni Büyükelçi M. Jo-zeph Gabon dün gazetecilerin müteaddit teşebbüslerine rağmen kendileri ile görüşmekten çekinmiştir.
Büyükelçi dün bulun gün Macar Konsoloshanesinde çalınmıştır. Malûm olduğu veçhile şehrimizde bulunan Macarların büyük bir kusnıı Macar tebaası kalmaktan içtinap edip siyasi mülteci olmayı tercih etmişlerdir. Konsoloshane bu gibilere hüviyet varakası vermek İçin bir müddet memleketlerine dönüp orada kalmayı şart koşmaktadır. Halbuki Macariatana gitmenin bir daha geriye dönmemek olduğunu bilen bu gibi Macarlar siyasi mülteci olarak şehrimizde kalmayı tercih etmektedirler. Bu şekilde bugün tsbın-bulda komünist Macar Hükümetine sadık olan Macar tebaası şehrimizde hemen hemen hiç kalmamıştır.
Yeni Büyükelçi M. Gabor dün konsoloshanede bu vaziyet hakkında tetkiklerde bulunmuştur.
M. Gabor trenyolu açılınca Cumhurbaşkanına itimatnamesini takdim etmek üzere Anka raya gidecektir.
(------------------------------A
Idrdl bir romanda arathğinus bütün kıymetler;
Büyük bir aşk etrafında hareket, heyecan ve fikir hâleleri
Yazan
Peyami Safa
★
Türk cemiyetinin ve dünyanın geçirdiği buhran İçinden yeni hlr dünyanın hayaline ve imkânlarına doğru nnıit vrrlol u-zanışiıır... Yer yer neşelendirici latifeler ve nüktelerle dolu, bozum ıstırabın bıışdöndürÜCÜ d serinliklerine inen, yeni bir teknikle yazılmış roman.
12 Eylülde Yeni İstanbul’da
(______________________y
★ ★
16 ağustosta Naktong Nehrinin batı kıyısındaki kızıl kuvvetler üstüne 96 Amerikan üstün uçnnknlesi 1000 tona ynkın bomba atmıştır. Bundan evvel B - 29 uçakları Kuzey Karenin Konan kasabasındaki kimya tesislerini bombalamışlardır.
Resim, Konandaki kimya tesislerini homhalıyan B-29 uçaklarından bir grııpu bombalarını atarken göstermektedir.
Alan Klrk
Amerikan
Rus notasını kabul etmedi
Elçi, bu notaya muhatabın Birleşmiş Milletler olduğunu söyledi
Wnshlngton 7 (YİRSI — Bugün Amerikanın Moskova Büyükelçisi Allan Klrk’e Vlşinski uçak hâdisesi hakkındaki Rus notasını vermek İstemiş fakat Kirk. meselenin Birleşmiş Milletleri alâkadar ettiğini vc oraya başvurmasını bildirmiştir. Haber verildiğine göre Klrk, cevabını hiç bir talimat almadan vermiştir. Aynı şekilde Lake Success'de de Rus delegeleri notayı Amerikan delegeJo-rlnr vermek İstemiş ve aynı cevabı almışlardır.
Yeni sene bütçesinde tasarruf tedbirleri
Ankara. 7 (ANKA) — 1951 bütçesinde alınacak tasarruf tedbirleri üzerinde hükümet dikkatle durmaktadır. Maliye Bakanlığının aldığı bir karara göre, yabancı memleketlerde bulunan ticaret, basın, kültür ataşelikleri İle haberler bürolarının ve talebe mti-fettlellklerlnln kira İle ayrı ayrı yerlerde oturmalarına bundan böyle son verilecek ve bunlar, konsoloshane veya sefaretlere nakledileceklerdir.
Balıkçılığın gelişmesi
Ticaret Bakanı, balıkçılığın inkişafına ait Hükümetin projelerini i/4ih etti
Ekonomi ve Ticaret Bakanı Zühtü Vellbeşe, dün Ege bölgesinde yaptığı ııe.vehatten sonra, şehrimize gcbnlştir.
Ingiliz Ticaret Odası, gerek Baltan şerefine ve gerek fngiltercnln Büyükelçisi «oreflne, Park Otelde bir öğle ziyafeti tertip etmiştir.
Ticaret Bakanı, bu ziyafetten sonra. bölge ticaret müdürlüğüne gelmiş, İM fin bul Balıkçılar Kooperatifi mensuplarını hır toplantıya davet etmiştir Bu toplantıdn, Hükümetin balıkçılığın İnkişafına uit yaptığı proje ler görüşülmüş, bu hususta balıkçıların flklrb’rl surulnıııştnr.
(İngiliz Ticaret Odammn tertip ettiği ziyafette, «ulu rrİMİııln ve Ticaret Bakanının verdiği nutuklar iktiıuıt snyfaınızdndır.).
Kore’de, ikinci cephe
Batı Kore sahillerine çıkarmalar yapılıyor
Mütecaviz kuvvetler, Taegu’nun topçu mevzilerine girdiler
Kore’de bir yerden. 7 (AP) — Bir Cenup Kore Bahriye sözcüsü dün, Kore'nin batı ve ccnup-batı sahilleri açıklarında bulunan iki stratejik adaya baskın şeklinde çıkarmalar yapılmış olduğunu açıklamıştır.
Sözcü, bu çıkarmaların “ehemmiyetli deniz hareketlerinin İlk safhasını teşkil ettiğini,, belirttikten sonra bunların “çok mühim deniz hareketleri olduğunu kaydetmiştir.
Sözcü rulalards muharebenin devam etmek ta olduğunu söylemiş ve bunlardan birinin Pohang lirr)ant açıklarında bulunan Kusan adası olduğunu açıklamıştır.
Diğer ada Mokpo’dur kİ, eskiden, deniz üssü olarak kullanılmakta idi.
Kore. 7 (Y'İRS) — Korede Kuzey cephesindeki harekât, Birleşmiş Milletler orduları aleyhinde inkişaf etmektedir Pohang kesimindeki yarmadan ilerleyen Kuzey Koro kuvvetleri Kyougyu üzerindeki baskılarını arttırmaktadırlar. Bu kesime Amerikan ihtiyatlarının sevkedlldiğl .bildirilmektedir.
Tokyo, 7 (YÎRS) — Koredekl Kuzey cephesinden verilen haberlere göre Pusan - Taegu şosesinin, bir noktadan kesildiği tahmin edilmektedir. Haber verildiğine göre, Taegu civarındaki Birleşmiş Milletler kıtaları batı ve kuzeyden doğTU gelen komünist taarruzlarına karşı mevzi almaya başlamışlardır. Komünistlerin, Taegunun top mevzilerine girdikleri haber alınmıştır. Müttefiklerin “Alev geçidi" ne» karşı yapılan şiddetli, fakat kısa taarruzu akim kalmıştır.
Batı vc güney cephelerinde kayde şayan harekât olmamıştır.
Tokyo. 7 tYÎRS) — Birleşmiş Milletler hava kuvvetleri, havaların müsait olmasından İstifade ederek yeniden taarruza geçmişlerdir.
Tokyo. 7 A.A. (AFP) — B-26 Amerikan hafif bombardıman uçakları bu sabah muvaffakiyetle yeni bir tabiye kullanmışlar ve Andong'un kuzeyinde 100 nakil vasıtasından müteşekkil bir düşman kafilesini çok geniş çapta tahrip etmişlerdir.
heyecanlı deniz savaşı
Blücher Nasıl Battı ?
İkinci Cihan Harbinin en
YukaruLıı gördüğünüz şııııınndıra, Bliichrr Alman kruvazörünün Oslo fiynrıınriald nie/ar taşıdır, ikinci Cihan Harbinde crrevan etmiş olan deniz Mivaşlnrının cıı heyecanlı sini teşkil eden bu çarpışmanın şimdiye kadar açıklanmamış safhalarım i gün sürecek olan meraklı yazı serimizde okuyacaksınız. i
Bugün ikinci sayfamızda takip ediniz
Sabahın pek erken saatlerinde uçuşa çıkan B-26Tar, büyük bir düşman kafilesini tesbit etmişlerdir. Bunun ü-zerlne yolun her İki tarafında alçaktan uçan uçaklar, bütün etrafı ışıklandıran füzeler atmışlardır. Uçak filosunun diğer cüzleri bunun üzerine k?v-flleyi ateş altına almışlardır.
Hareket bir kaç defa tekrarlanmıa-tır.
Tokyo. 7 (AP.) — Amerikan hara kuvvetferi dün Taegu'ya karşı İteri harekette bulunan kızılların 41 tankını tahrip ederek hücum kabiliyetlerine büyük bir darbe indirmişlerdir.
Son yirmi dört naat zarfında kızıllar Taegu’ya yedi milden fazla yak-laşamarnıslardır.
Ankaradaki müessif hâdise
Çocuğu yaralayan Amerikalı subay, 24 saat zarfında memleketi terke davet edildi
Ankara, 7 (Hususi) — Yenişehlrdo-kl evinin Önünde motosikletinin kornasını öttürmek istiyen 12 yaşındaki Turbanı, apartman dairesinin penceresinden tüfek atarak yaralıyan A-merikalı Morris hakkındaki tahkikata devam edilmektedir Diğer taraftan öğrenildiğine göre, bu müessif hadise ite yakından alâkadar olan Amerikan Asker! Yardım Heyeti Balkanı General Arnold da kendi cephesinden yaktırdığı tahkikat neticesinde Amerikalı uzmanın suçlu olduğuna kanaat getirmiş ve bugün geç vakit kendisini çağırarak 24 saat zarfında Türkiyeyl tnrkctmck üzere hazırlanmasını bll-dJrmlştir.
Vaka adllyeve İntikal etmiş olduğuna göre. Amerikalı, muhakemesini müteakip Türkiyeyl terkedecoktlr.
Sayfa 2
DEMOKRASİDE FERT TİPLERİ
idealist ve Mütefekkir
Çeviren: Yılmaz Poda
Şehir köşesi
ISTtBDATTN hâkim olduğu fena i-darell cemiyetlerde din uğruna, ideal uğruna çarpışan ve bu uğurda ha-yatlannı feda eden kimseler, kahramanlar kadar, hattâ daha da fazla a-nılmaya lâyıktırlar. Kahraman, hayatını bir başkasının hayatı İçin tehlikeye atar veya feda edor' halbuki idealist, hayatını, menedilmiş bir gayenin tahakkuku, İdare eden kuvvet tarafından nefret edilen İyilik ve hakikatin yaşaması için rizikoya koyar, idealine ihanet etmektense türlü azaplar çekmeye, vahşi hayvanlara atılmaya razıdır. Olaylan serin bir kalple karşılar ve boyun eğmez. Tarihin bu yolda şehit olan fertlerini ve insan ta-biatlne saçtıkları nurlan takdir ede-miyenler şüphe yok kİ, kitabın sadece sayfalarını çevirmiş, ruhuna nüfuz edememiş kimselerdir, insanlık sadece Roma İmparatorluğunun Şaşarları veya korkunç ordulariyle değil, aynı zamanda İdeal uğruna şohit olanlarlyls de muhakeme ve tetkik edilmelidir.
idealist şehit olmak için çalışmaz, fakat tehlike gelince de ondan kaçmaz. O, kahramanlık ve metanet halitam, sadece kahramanlıktan ziyade aklın bir aks’i, ref)ex’idir. îdeal şehitleri sosyal adaletsizliğin hâkim olduğu, hürriyetin tahdit edilmiş ve İktidar veya ekseriyetin fikirlerine tabasbus etmek zorunda bulunulduğunun birer alâmetidir. O memleket ki, kanun dairesinde fertlere hareket rr düşünce serbestlet verir, İdeal kurbanlarından mahrumdur, orası muhakkak kİ, mesut bir köşedir.
Eğer kendi nefsinden feragatle, a-sil metanet faziletleri kahraman ve idealistte saklıysa, deha da mütefekkirde gömülüdür. Tarih M. E. VI ncı asırda yaşamış olan Yun anlatanın ye-
Surlyenln yeni konsolosu vazifesine başladı
Şehrimize gelen Surlyenln yeni Konsolosu Nezih El-Hakim vazifesine başlamıştır.
Nezih El-Hakim son olarak Rio de Janelro viskonsolosu İdi.
Eski konsolos Züheyr, Moskova elçiliğinde birinci sekreterlik vazifesine tâyin olunmuştur. M. Züheyr vazifesine başlamadan Önce bir kaç güne kadar Şam’a gidecektir.
Manevraları takip edecek olan Suriye heyeti geldi
10 eylülde kara, hava ve deniz birliklerimizin iştirakiyle yapılacak olan büyük manevraları takip etmek üzere Hükümetimizin Surlyeden davet ettiği bir heyet dün şehrimize gelmiştir.
Heyet, vaktiyle Harbiye Mektebinden mezun olan yarbay Salt Beyin riyasetinde 3 kişiden müteşekkildir.
Şehrimizde bulunan Suriye Büyükelçisi, dün heyet şerefine Park Otelde bir ziyafet vermiştir.
Neveserin makinesi bozuldu
Dün akşam Anadolu postasını yapmakta olan Denizyollarının emektar Neveser vapurunun makinesi Moda ve Kalamış açıklarında ânza yaptığından yolcular başka vapurla köprüye getirilmişlerdir.
SPOR
Galatasaray Takımı, Londraya bu akşam hareket ediyor
A • olan
Futbolcuları götürecek
Ingiliz tayyaresi bugün geç gelirse, yarın sabah kalkmak ihtimali de var
Ingiliz profesyonel "Sunderland,, Takımının davetlisi olarak bu sabah Londraya hareket edecek Galatasaray Takımını götürecek Ingiliz tayyaresi bugün öğleden sonra Yeşilköye geleceği için ancak akşam üzeri hareket edilebilecektir.
Tayyare pilotunun aynı gün dönmek istememesi de İhtimal dahilindedir, bu vaziyet karşısında Galatasaray Takımı cumartesi sabah hareket edecektir.
Galatasaray futbolcuları başlarında kaptajılan Gündüz Kılıç olduğu halde dün sabah saat 11.30 da Vali ve Belediye Reisini ziyaret etmişlerdir. Futbolcular Valiye veda etmişler, Vali Fahreddin Kerim Gökay da kendilerine başarılar dilemiştir.
Şayet Galatasaray Takımı yarın sabah hareket edecek olursa Galata-sarayın Londrada yapacağı maçlarda mecburen tadilât yapılacaktır.
Birinci küme fikstürü tanzim edilemedi
Dün akşam İstanbul Bölgesinde şehrimiz birinci küme kulüplerinin fikstürü tanzim edilecekti. Toplantıda bulunan birinci küme kulüp temsilcileri bir anlaşmaya varamamışlardır. Buna sebep de bazı temsilcilerin fikstürün tanzim edilmeyip kur’a şeklinde çekilmesini istemeleridir. Gece saat 20 ye kadar süren toplantıda bir karara varılamamış, yalnız fikstürün tanzim şeklinde mi yoksa kur a şeklinde mİ çekilmesi İşi kulüplere yazılmış ve haftaya perşembe günü tekrar görüşmek için toplantıya son verilmiştir.
Atletlerimiz 12 eylülde geliyorlar
Avrupa şampiyonasına İştirak etmiş olan atletlerimiz 12 eylül nalı günü şehrimize avdet etmiş olacaktır. Coş-gül. Batman Ordulararası müsabakalara kAtılmak üzere Fransada kalacaklardır.
bahsetti. O. devlete itimat et-halkın kendi kendisini idare tezini müdafaa etti. Üçüncüsü uncu asır genç neslinin ümit
di tefekkür adamını takdirle anmaktadır. Yunan ırkı, zamanın ortaya koyduğu kimseler içinde en iyi ve üstün olan bu atalariyle iftihar etmektedir. Hangi memleket böyle akıllı kimseleri mühimsememczllk edebilir? Onlar, karar verirken aklıselim, ağır rizikolara girmeden önce şüpho, tereddüt, tehlike anında da feraset ve basiret tavsiye ediyorlar.
Bugüne kadar Amerika bahsedilen tipte üç akıllı mütefekkire malik o-lablldl. Biri Phlladelphla’nm Benja-mln Franklln’l, diğeri Montlcello’nnn Thomas Pefferson’u ve sonuncusu da Concord’un Ralph WaJdo Emcrson’u-dur. îlki XVIII inci asrın pratik zekâ ve bilgisini tahlil edip, nefse itimat, İyi İdare ve dirayet telkin etti. İkincisi Fransız İhtilâlinin ateşleriyle aydınlanan bir yoldan ve halkın sesinden meylp, etmesi ise 19
ve hayallerini, ferdin, cemiyetin bir parçası fakat merkezi olduğu fikrini İfade etti. Bu üç sima milletçe on büyük fikir adamlarımız olarak kabul edildi, bugüne kadar bir çok iktidar sahibi politikacılar, fen adamları, müstahsiller yetiştirdik, fakat hiçbiri listeye ilâve edilmiyor. Onları, medeniyetimizin tacı olarak, kendimiz i-çin, çocuklarımız için tetkik edelim.
Bugün onlann fikirleri, dersleri ne kadar antika görünüyor. Devrimizde kim ferdi cemiyetin merkezi olarak düşünüyor? Kim eski fazilet kaidelerini kaale, kaleme alıyor? Adil bir hükümet idaresi, ferdi kendi kendini idare etmekten bile kurtarmıştır. Eğer işden çıkartılmışsa, ona yardım e-der, hastaysa bakar, ihtiyarlayınca kamını doyurur ve şüphesiz ölünce de asaletinin son vazifesini yapar, gömer. Hiç bu derece umumî görüşün, hayat tarzının değiştiği hal tabiatta görülmüş müdür? Bizler ferdî yaratıcılık kutbundan sosyal kontrol kutbuna fırlatıldık. Cemiyet eğer’ln üstünde pek sıkı duruyor, bakalım ne kadar binecek ve bizi nereye götüro-cek? Acaba bizim korkulu suallerimize cevap verecek, devlet gemisinin salimen yürümesine fikirleriyle yardım edecek bir mütefekkir çıkacak mı?
Buraya kadar saydığımız İnsan tipleri beşeriyetin inkâr edilemez hakikatleridir. îyl bir cemiyetin her zaman siyasî ve ekonomik tekâmülü sağlam organizasyona dayanır. Şayet nihaî bir duraklamaya düşmek istemiyorsak yeni bir tahsil ve terbiye sistemi kabul etmek gerekir. Hiçbir cemiyet "ÎYİ" olmak namına şayet buraya kadar sayılan tipte fertlere malik değilse veya yetiştirmekten a-cizse, lâyık değildir.
Daha evvel de söylediğimiz gibi demokrasinin en büyük İhtiyacı olgun insandır.
1940 Norveç istilâsı sırasında cereyan eden bir deniz faciası
- — — - ■ —
9 nisan 1940 sabahı saat 6.30 da Oslo fyord’unda Alman donanmasının o zaman en yeni ve modem gemisi olan "Blücher" ağır kruvazörü, on beş dakikalık bir muharebeden sonra, Oskarsborg’dakl Norveç kalesinin bir kaç mil şimalinde sulara gömülmüştü. Askerle tıklım tıklım dolu o-lan gemi, Hltlerin çılgınca bir emriyle, Oslo körfezinin bütün denizcilerce malûm olan ağır İstihkâmlarına karşı »evkedilmişti. Norveç kıyı batar-yalannın, zırhı çok hafif olan müdafaasız gemiyi, bir kaç yüz metreden, nişan bile almaya lüzum görmeden batıracakları muhakkaktı. Son harpte çok defa olduğu gibi bütün mütehassislarca mantıksız sayılan bir emrin, körü körüne İfası gayreti, bu sefer de büyük bir faciaya sebep olmuştu. 10 yıl evvel, üç yüz piyadeyi fyord’un buz gibi sularına gömen faciayı, Blücher kruvazörünün ilk ve son seferine iştirak ederek canını zor kurtaran bir müşahidin kaleminden takip edeceksiniz.
Askeri bile tehlikeye koyan mânâsız bir mahremiyet
Harp tarihinde, Hltlerin 1940 nisanında Danimarka ve Norveçe karşı açtığı sefer kadar gizil tutulmuş bir askerî harekete tesadüf etmek zordur. Hltlerin İskandinavya devletlerine bol bol bahşettiği bitaraflık teminatına pek itimat edilmiyorsa da Almanların, ufacık donanmalarıyla, denizaşırı geniş bir harekete girişeceklerine kimse ihtimal veremiyordu.
Hazırlıklarına 1940 yılı başlarında başlanan bu plânı, bizzat Almanyada I bile çok mahdut bir kaç deniz ve kara kurmay subayından başka kimse bilmiyordu.
Harp başlangıcında, askeri esrarı muhafaza hususunda bizzat FÜhrer tarafından şöyle bir emir verilmişti: "Hiç bir subaya ve askere, plânlar ve taarruz hazırlıkları hakkında, kendi vazifelerinin ifası için mutlak lüzumlu olandan fazlası söylenmlyecek-tlr.” Bu emir, Norveç harekâtında, noksan hazırlık ve teçhizat yüzünden kendi askerlerimizi bile tehlikeye düşürecek kadar sıkı ve mantıksız şe-küde tatbik edildi.
Şimal ve Baltık denizi limanlarında aylardan beri nakliye gemilerinin toplanmasına, İçerde ve dışarda fazla ehemmiyet verilmemekte ve bunların İlk harp aylarında, âni hava hücumlarından korunmak için dağıtıldıktan sonra, tekrar bağlama Umanlarına sevkedlldikleri zannedilmekteydi.
Kimsenin haberi yok!
Nihayet 6 ve 7 nisan tarihlerinde, Güney ve Orta Almanya garnizonlarından kalkan yüzlerce askerî tren,
SAĞLIK KONGRESİNİN DÜNKÜ ÇALIŞMALARI
i A is t. I( L E «I
il
••
Bir unutulan daha
Bugün sebebi, mevcut dernek
Pek uşak olamayan Mr tnaH-de, htanbulda loendMna büyük bir göhret temin etmij bir sa-natkdr vardı : Komik Abdi Efendi. Tulûat eahneeinln Üstatları arasında bulunan, hakiki adiyle Abdürreeak Efendi, kendi kendini yetiştirmiş snnat-kdrlann babında gelir, ondan bahse didinil sin kendisinin îatanbulda sahne ile alâkadar iki
tarafından da unutulmuş olmasındandır.
Abdürrezak Efendi, 99 ağustos 19H te vefat eylemişti. Bu tarihe isabet eden günde Açık-hava Tiyatrosunda, Türk sahne sanatkârları büyük bir mü-samere verdiler, fakat kimse, üstadı anmadı. Bir kaç gün sonra emekli sahne sanatkârları da yine Açıkhava Tiyatrosunda baçka bir müsamere verdiler. Gine Abdürretak Efendiye dair tek şada duyulmadı. B-vet, unutulmuştu
Unutulmak herkese mukadderdir. Fakat sanat sahasında, kültür, ilim, fen, tarih sahalarında büyüklerini unutan oemiyetlerin biszat m asiye karışma tehlikesine marus olduğunu tarih göstermiyor muf
BÎR İSTANBULLU
Tarsus, bugün tamamen dolu olarak Amerikaya gidiyor
Tarsus vapuru Amerikaya ikinci turistik seferini yapmak nımızdan bugün saat 11 edecektir.
Tarsus vapurunun bu tiyle İlân edilmiş ve iyi olduğundan, bütün le »atılmıştır. Bu diğer limanlardaki ayırtmak İmkânını
talerden İdareye şikâyet telgrafları gelmiştir.
Şimdiye kadar bütün seferlerini zararla kapayan Tarsusun İlk defa olarak verimli bir turiatlk sefer yapacağı anlaşılmaktadır.
üzere llma-de hareket
seferi vak-hazırlanmış yerler tamamiy-yüzden Pire ile yolculara yer bulamıyan acen-
Derbentte kalan yolcular Yalovadan vapurla getiriliyor
öapanca İle Derbent arasında demiryolunun bozulması üzerine Derbentte kalan yolcular otobüslerle Yalovaya getirilerek 16.30 ve 20.20 de tahrik edilen vapurlarla îstanbula sevkedileceklerdlr.
Blücher Kruvazörü Oslo
Körfezinde nasd battı ?
Yazan t Rlchard Daub
Çeviren
Behçet Cemal
nisan sabahı trene bindik* istikametine
kuzeye yollanmaya başlanınoa, subay ve erlerden kimse, seferin nereye a-çıldığını bilmiyordu.
Birliğimle birlikte 6 Berlin - Tempelhof’dan ten sonra evvelâ batı
sevkedlldik. Kuzey Almanyanın meç-hûl bir noktasında, karanlığın basmasını bekledikten sonra, gece yolumuza devam ettik. Gece yansına doğru Swinemündeye geldiğimizi görünce hepimiz şaşırmıştık, istasyonda bizi karşılayan bahriye kıtaları, zifiri karanlıkta, bizi limana doğru götürürken Blücher kruvazörüne müret-tep olduğumuzu söylüyorlardı.
Gemiye gelince, ikinci Komutanla role subayı, ellerindeki uzun listelere bakarak, herkese, gemide rütbesine göre, yer verdiler. Büyük harp gemisinin üst yapıları, karanlık gece içerisinde. hayal gibi görünüyordu. Bana, genç gemi doktorlannm birine alt
• A •
Mürettebatından başka 300 piyade askeriyle birlikte bilerek ölüme scvktılllen modern Alman kruvazörü “Blücher,,
Doğu Akdeniz Bölgesi Program Komitesi çalışmalarını bitirdi
BUGÜN BÖLGE SAĞLIK İSTATİSTİKLERİ KONFERANSI BAŞLIYOR
«e
Dünya Sağlık Teşkilâtı Doğu Akdeniz Bölge Komitesinin üçüncü toplantısı, dün program komitesinde yapılan müzakerelerle sona ermiştir. Müzakereleri havi rapor cumartesi günü umumi celseye sunulacaktır.
Program Komitesi, toplantılarını bitirdikten sonra, komisyon Dr. Nail Karabudanın başkanlığında, umumi komite halinde çalışmalarına devam ederek gündemin diğer maddelerini tamamlamıştır. Cumartesi günkü U-muml toplantıda komite raporlarının kabulü görüşülecek ve Dr.’ Nail Ka-rabudanın kapanış nutku dinlenilecektir.
DllnkÜ toplantıda Bölge Direktörü Dr. A. T. Şuşa Paşa, Bölge memleketlerinin Teşkilâtla İşlerini daha iyi yürütobilmeleri için Dünya Sağlık Teşkllâtiyle umumî anlaşmalar imzalamalarını arzu etmiştir. Mısırın böyle bir anlaşmayı da imzaladığını hatırlatmıştır. (Mısır Hükümeti adına Hariciye Nazın Dr. Salih El Dine Bey ile bölge direktörü Şuşa Paşa a-rasında, böyle bir anlaşma 25 ağustos 1950 do Iskenderlyede İmzalanmıştır.) Türkiye İle de yakın bir zamanda böyle bir anlaşmanın imzalanacağına muhakkak nazariyle bakılabilir. Anlaşmada, Dünya Sağlık Teşkilâtının Türklyede yapacağı hizmete dair şartlar ve terimler İzah edilecektir.
Dünkü toplantıda Arapların bir teldin reddedildi
Dünkü toplantıda konferanslarda resmi lisanlardan birinin de arapça olması teklif edilmiş ve bu teklif beş Arap devleti ile Pakistan delegasyonu tarafından desteklenmiştir. Teklifin kabul edilmesi İçin 2-3 ekseriyetin lehte bulunması lâzım geliyordu. Oya konulduğu zaman 6 muvafık, 6 muhalif rey verilmiş ve bu suretle teklif reddedilmiştir. Türk delegasyonu da aleyhte rey vermiştir.
Mısır delegasyonunun memnuniyet uyandıran bir hareketi
Toplantının Istanbulda yapılmasının sebeplerinden biri Mısırın İsrail delegasyonunu îskenderiyeye kabul etmemesi idi. Dün Mısır delegasyonu tarafından konferansa İştirak eden devlet delegasyon baş kani arma muhtelif broşür, resim ve tablolar dağıtılırken bunların İsraillilere de verildiği görülmüş ve bu hareket konferansta büyük bir memnuniyet uyandırmıştır.
kamara gösterilmiş ve şiltem yere serilmişti. Kamara arkadaşıma ilk sorduğum şey, seferin, nereye müteveccih olduğu idi. Genç arkadaşım, hiçbir şeyden haberi olmadığını, namusu üzere temin etti. Gemi mürettebatına yalnız, karaya asker çıkarma manevrası yapılacağı söylenmişti. Bunun, pek de manevraya benzer tarafı olmadığına ikimiz de hemen kani olmuştuk. Uykuya dalmadan evvel, kamara yoldaşım, Blücher’in harpten hemen sonra denize İndirildiğini ve muhtemelen ilk büyük seferini yapacağını anlatıyordu.
FÜhrer karar verdi î
Ertesi sabah dizel motörlerlnln sar. sıntısı ile koca teknenin hafif titremesi, geminin yol aldığını hissettiriyordu. Hâlâ nereye gittiğimizin farkında değildik ve herkes birbirine bunu soruyordu, Nihayet öğleye doğru lstlrahatçl vardiya kıç üstünde
Konferanslar ve afiş teşhiri
Doğu Akdeniz Bölge Komitesinin toplantısından sonra İstanbul Sağlık Müdürlüğü ve Mısır Sağlık Bakanlığı müştereken, 11 eylül pazartesi günü İstanbul Yıldız Sarayında halkın sıhhat terbiyesine dair bir konuşma ve bir tablo, broşür, afiş teşhiri yapıla, çaktır.
Konuşmalar, Sarayın konferans salonunda olacaktır. Saat 10 da aşağıdaki İki hitabe ile bağlıyacaktır:
Dr. Etlenne Berthet (OMS): “Sıhhat terbiyesinin ana hatları".
Mr. Robert Bogue (OMS): "Sıhhat terbiyesinde camia tesirlerinden İstifade edilmesi".
Bundan başka Mısırdan Dr. M. Snl-kı, İrandan Bay Z. N. Davldyan, î«-raJlden Mr. J. Ören ve Türklyeden Dr. Kadri Olcar'ın hazırladıkları raporlar okunacaktır.
Dış politikaya dair konferans
Eski Rize Milletvekillerinden Ekrem Rize bugün saat 17.30 da Beya-zıtta Marmara Lokalinde bir konferans verecektir. Dış ve iç siyasete dair olan bu konferansın mevzuu şudur:
Kore harbi üçüncü dünya harbini davet edebilir mlf
Türkiye bir taarruza uğrarsa, Amerikanın bize yapacağı yardım nedir T
Atlantik Paktına girmekle ne gibi menfaatler elde edeceğiz ve ne gibi taahhütlere gireceğiz T
Kore harbi dolayıslyle dahil! İdaremiz ve komünizm tehlikesi hakkında mütalâalar.
Konferans bütün vatandaşlara a-çıktır.
Devlet Denizyolları Umum Müdürü, bugün Holandaya gidiyor
Devlet Denizyolları Umum Müdürü Cemil Parman, bugün uçakla Holandaya gidecektir.
Umum Müdür, bu seyahati esnasında Dünya Şilepçilik Kongresine iştirak edeceği gibi Denizyollarının açtığı yeni hat dolayıslyle acentelerle mukaveleler imzalayacaktır.
Cemil Parman, 10 gün sürecek olan bu seyahati esnasında gemi ln-şalye tezgâhlarında tetkiklerde bulunacaktır.
ı
toplandı ve gemi komutam Albay VVoldag, şu tebliğde bulundu:
"FÜhrer, Norveç bitaraflığının Ingiltere tarafından mütemadiyen ihlâline mâni olmaya ve Norvecl Alman silâhlı kuşetlerinin himayesi altına almaya karar vermiştir.,, Komutan Almanyanın, Norveç milletine karşı kötü niyet beslemediğini, kendisine verilen talimat dairesinde, ilâve etmeyi ihmal etmedi. Mücadele yalnız In-giltereye müteveccihmiş ve Norvecin İşgali, Norveç hükümranlığına halel getlrmlyecekmlş.
Albay VVoldag, Blücherden kurtulanlar arasında idi ve Oaloya çıkar çıkmaz, rapor vermek üzere Berlin* çağrılmıştı. Fakat facianın baş müsebbibi İle yaptığı konuşma, ebedi bir sır olarak kalacaktır. Çünkü, Blü-eher’de ölenlerin cenaze merasimine iştirak etmek üzere, kendisini Osloya getirecek olan uçak buraya vasıl olmamış ve İzi bulunamamıştır.
Filistin Uzlaştırma
Heyeti, 2 ekimde New-York’ta toplanacak
Vali, dün komisyon delegeleri şerefine bir ziyafet verdi
ken-
bir arkadaşımıza
çalışmaları hakkm-aöyllyemem. Ancak isterim kİ, Tevfik
Vali ve Belediye Reisi Fahreddin Kerim Gökay şehrimizde bulunan Filistin Uzlaştırma Komisyonu delegeleri şerefine Park Otelde dün bir ziya/ct vermiştir.
Ziyafette Amerikan Büyükelçisi Mr. Wadsworth'da bulunmuştur.
Bugün şehrimizden ayrılacak olan delegasyon reisi Mr. Palmer dişiyle konuşan demiştir ki:
"— Komisyon da size bir şey şunu belirtmek
Rüştü Araş ile beraber çalışmak bizim İçin büyük zevktir. Çok İnsanî düşünceleri ve güzel fikirleri var. Her gittiğimiz yerde onun eski dostlan İle karşılaşıyoruz. Bunun, vazifemize ne kadar yardım ettiğini takdir edersiniz.,,
Mr. Palmer, heyetin çalışmalan neticesinden optimist olup olmad Jı sualine "Bütün hayatımca optimist bir insandım, bu mesele için de İyimserim,, demiştir.
Heyet OzaJan çalışmalanna devam etmek üzere 2 ekimde New-York’ta bulunacaklardır.
Yeni hemşirelere diplomaları verildi |
tik hakiki atış
Blücher’in İçi, kannea yuvasına dönmüştü. Gemide, 900 kişilik mürettebata ilâveten, 900 piyade ve istihkâm askeri de vardı. Gerek subay salon ve kamaraları, gerekse de erat mangalsın, tıklım tıklım dolu İdL
öğleden sonra, Baltık Denizinde a-bş talimi yapıldı. Bu talim, ağır zırhlı taretler içindeki 210 milimetrelik topların ilk muharebe atışını teşkil ediyordu. Top numaralan, mermi ve hartuçlann otomatik olarak sevkedll-meleri sayesinde fazla yorulmadıkları halde, sefer üzerinde bulunan bir harp gemisinin henüz muharebe atışı yapmamış olması, hepimizi düşündürüyordu. Acaba Norveçliler, bltarafliK-larını Alman silâhlarının himayesine vermek istemezler ve mukavemet gösterirlerse, vaziyet ne olacaktı T O zaman da toplar bu derece intizamla işliyebilecek miydi?
Gece Klel körfezinde demirli yattıktan sonra, 8 nisan aabah karanlığında, Norveçe dümen tuttuk. Gemi muharebeye hazırlanmış, yani bütün bölmeler kapatılarak güvertelerdeki vardaveleler albura edilmiş, topların atış sahası açılmıştı. Denizde bulunan Danimarka balıkçılarının, harp gemisinde kara askeri bulunduğunu görmemeleri için, kara ordusu üniformasını taşıyanlara, güvertede dolaşmak yasak edilmişti. Ancak bahriyeli bir arkadaşından bir bahriye kaputu ve kasketi temin edebllenler, güverteye çıkıp hava alabiliyorlardı.
Bu sırada Blücher’e daha başka gemiler do İltihak etmişti. Geminin dümen suyunda» Birinci Cihan Harbinden hemen sonra inşa edilmiş olan Emden hafif kruvazörü İle İsmi evvelâ Deutschland iken, harp başlayınca Lützow‘a çevrilen bir muharebe gemisi geliyordu. Lützow, Ispanya dahilî harbi sırasında komünist uçakları tarafından yaralanmış ve tamirden yeni çıkmıştı. Etrafımızda mütemadiyen dolaşan üç destroyer, birliği denizaltı emniyetine almıştı.
Deniz, bir gün evvelki gibi sakin, gökyüzü bulutsuz ve masmavi İdi.
Filo, Danimarka kıyılan boyunca, Büyük Belt’i geçerken, subay salonunda. Kalundborg radyosunun, bütün cihanı nefrete boğan şu haberini dinliyorduk:
"Alman donanmasına mensup kuvvetli birlikler bugün öğleden evvel yıldız rotası İle Danimarka kıyıl arından geçmişlerdir.,,
Artık Königsberg. Danzlg. Goten-hafen, Varnemünde, Lübeck ve Klel-den asker, top, erzak ve cephane taşıyan gemilerin aynı hedefe doğru hareket ettiklerini, fakat bunlardan pek azının menzile mıştık.
varacaklarını anla-(Devamı var)
Deniz hatlarında
Karadeniz ve Akdeniz limanlan arasında ekspres postalan İhdas ediliyor
Devlet Denizyolları deniz hatlarında kış tarifesini hazırlamaya başlamıştır. Bu yıl Ealı Akdeniz seferleri sene sonuna kadar 15 günde bir defa yapılacaktır.
Doğu-Güney Akdeniz seferleri de İskenderun ve Samsun gemileri tarafından 15 gllnde bir defa yapılacak, fakat vapurlar İzmir . Beyrut - İskenderiye üzerinden Marsllyaya gideceklerinden İstanbul . İskenderiye arası çok kısaltılmış olacaktır.
Bundan başka Adana ve İskenderun vapurları aralık ayından itibaren Hopadan başlayarak Trabzon ve Samsuna uğradıktan sonra îstanbul-da kısa bir zaman durarak İzmir, Rodos, Antalya ve îskenderuna uğ-rayarak Hayfaya gidip gelecekler, dir.
Arıza dolayıslyle Bandırmaya sevkedilen trenler İçin vapur tahsis edildi
Sapancada köprü ânzası dolayv-alyle Haydarpaşaya gelemiyen ve Bandırmaya tevcih edilmiş olan trenlerin yolcuları Bandırmadan eu-martesi ve pazartesi günleri hariç haftanın 5 günü saat 18,15 te hareket eden Denizyolları posta gemloiy* Ie Istan bul a gelecektir. Yolcu kesafeti nazarı itibara alınarak bugün aynen bir gemi İlâve edilmiştir. Bu gemi saat 13 te Istanbuldan hareketle Bandırmaya varacak re 19.11 ta Bandırmadan gelen geciken
yolcuları alarak îatanbula gelenektir.
1*.
Bu yıl Kızılay Hemşire Okulundan mezun olan 30 hemşireye diplomaları verilmek Üzere dün saat 17 de Aksaray'daki okul btnoAinda bir tören yapılmıştır. Törende, Vali ve Belediye Reisi Prof. Gökay. Saflık ve Soo-yal Yardım Müdürü Dr. Faik Yargıcı, saflık kongresi üyeleri hazır bulunmuşlardır.
Törende söz alan Vali, kendi ve Kızılay Umum Müdürü adına bir hitabede bulanarak hemşirelere memleket sa^lı^mda görecekleri roller üzerinde bilgiler vermiş ve kendilerine muvaffakiyetler dilemiştir.
Yukarıdaki resimde genç hemşire lerlmlz ve davetlilerden bir kısmı g(i» rülmektcdlr.
Mithat Perin dün ttalyaya gitti
Gazetem!* Yan taleri Müdürlerinden Mithat Perin. îtalyada kısa bir tetkik seyahatinde bulunmak üzere dün akşam tetirimizden hareket etmiştir. .Arkadaşımız, aynı zamanda pazartesi günü Rinıinl’de yapılacak olan Avrupa Güzellik Müsabakasınr da da bulunacak ve bu husuftaki yazılarını da seyahat notlarına ilâve edecektir.
• TEŞEKKÜR
Deniz Binbaşısı
SALAHADDtN KÖKENELGtTîa
aramızdan ufulü münasebetiyle yapılan cenaze merasimine çelenk göndermek ve bizzat iştirak etmek kadirşinaslığını gösteren İstanbul Da-niz Komutanlığı ve son komutanlık vazifesini yaptığı Çardak gemisi subay ve erleriyle Teknik Okulu ve Devlet Denizyolları fabrikaları müdürleri ve mensuplarına, Kasımpaşa Gençlik Kulübü sporcularına ve dğier muhterem zevat ile akraba, dost ve ahbaplarımıza keza yazı İle tazlyette bulunanlara tesellisiz acımıza İştiraklerinden dolan en derin saygı ve minnettarlığımızı sunarız.
Annesi: Sadberk, Refikası: Eşref, Kardeşi Yük. Müh. Bahaettln *e-kenelgiz.
YENİ İSTANBUL
SİYASÎ tKTlSADÎ MÜSTAICLL GÜNLÜK GAZETE
8ahibi :
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LİMİTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal HL SAKLICA Bu sayıda yazı İşlerini fiilen idare eden : Sac İd ÖGET
Neşredilmiyen yomlar iade edilme*
Basıldığı yar ı yeni İstanbul matbaaci-UK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
Şehirciliğimiz
Bediî FAİK
QCHtRCtLİfitN, sadece maddi kalıplara dökülüp, halkın mâ-Y nevî İhtiyaçlarını fuzuli sayan bir zihniyet© doğru Itilmcşi; bir yandan tekniğin varlığını, fakat diğer taraftan medeniyetin yokluğunu nefsinde toplamış, acayip bir şehir manzarası yaratmaktan öteye geçemez.
Asfalt yollar veya çelik köprüler üzerinden, elektriğin yahut buhar gücünün tahrik ettiği modern vasıtalarla, ancak evinizle İş yeriniz arasında mekik dokuyorsanız; teknik emrinizde, fakat. medeniyet elinizde değildir. O asfalt yol, o çelik köprü ve o modern vasıta sizi, tiyatroya, operaya, müzikli kahveye, heykel galerisine, renim sergisine, konser salonuna götürebildiği gündür kİ, kendinizi medeniyetle kucak kucağa yaşıyor sayınız,
İşte bizim şehirciliğimizin noksanı!..
Belediye seçimlerinden evvel, günlerce süren mikrofon düellosunda heıı. bir tek namzet görmedim kİ, demagojinin öksesinden kendini kurtararak, şehrin ve şehirlinin mhıınıı besi İyece k gıda noksanına işaret etsin. Ve sadece İşaretle kalmayıp, bunıın en az hastahnne veya sebze hal’I kadar ehemmiyetli olduğunu söylemek cesaretini göstersin!
Unuttunuz mu, İkinci Dünya Savaşının baştan ayağa harap ettiği Almanyadan gelen İlk kalkınma haberi, tiyatroların, operaların, konser salonlarının İhyasına çalışılması olmuştu. Buna mukabil biz hâlâ. Taksim Meydanında yükselen tiyatro binasının beton İskeletine bakıp, başlarımızı sallıyoruz: "Hastahnne yokken, tiyatronun sırası mı?„
Şüphesiz kİ. harap evinin çerçevesini takmadan, tiyatrosunun damına kiremit döşemeye kalkışan Alman, şehirciliğin maddesi üzerinde durup, mâna ve ruhunu knvrıyamıyanlnra acayip görünecektir. Ama her Ikltlni de birlikte kucaklıyanlar için bundan daha İlâhi ne olabilir?
Yakında şehir meclisimize yerleşerek çalışmaya başlıyacak olan yeni temsilcilerimiz İçinde, şehirciliğin, medeni vatandaş yaratmaktaki rolünü çok iyi kavramış zevat mevcuttur sanıyorum. Fakat demokraside pek kolay çimlenen sokak demagojisinin İnsaf tanımıyan hücnmlannın bu zümreyi yıldırmasından korkarım. Çünkü "memlekette et deposu yokken konser salonunun sırası mı„ diye avaz avaz bağıranlar, münevverlerimiz arasında da büyük yekûn tutuyor. Her birinin kulaklarına yapışıp, madde şehirciliğinin, şehirciliğin en kola.v tarafı olduğunu; Imlhukl mâna ve ruh şehirciliğini başardığımız gün, gözleri ve gönlü pırıl pınl vatandaşlar yaratmış olacağımızı nasıl anlatırsınız?
Ben değil, İstatistikler söylltvor: Nerede kİ, ruhlar, sanatın kalsiyumu İle beslenmişlerdir; orada cinayet de, fuhuş da, hastalık da, kuyruklarını kıstırıp oturuyorlar.
Ama aksi işte meydanda!
• • • •
1 * • • J • • • •
■
f •
•t* •.
Yeni İstanbul’un KORE muhabiri bildiriyor
Korede harp muhabirliği bazan askerlikten daha güç oluyor
Virajı dönmüştük, tam kayalığa yaklaşıyorduk ki, çeteciler ateş açtılar. Kurşunlardan biri ön camı
kırarak, Valentine ile benim aramdan sıyrılarak geçti, gitti
Çiftçilere verilen kredi
nispeten arttırıldı
Ziraat Bankası Umum Müdürü, verdiği beyanatta bu arftınJan
Anadolu Ajansına kredileri izah etti
Ankara, 7 (Hususî muhabirimiz bil-diriyor) — Ziraat Bankası Umum Müdürü dün Anadolu Ajansı muhabirine bir beyanat vermiştir. Bu beyanata göre, bu seneki plasman programına nazaran çiftçinin çeşitli ihtiyaçları İçin yapılacak ziraî kredi yardımları geçen yıla nazaran 114 milyon arttırılmış, bunun 70 milyon lirası doğrudan doğruya bankanın çiftçiye yaptığı kredilere ve 44 milyon lirası da tarım kooperatiflerine verilen kredilere tahsis edilmiştir.
Banka, şimdiye kadar dekar başına verilmekte olan kredi miktarlarını da arttırmıştır. Şöyle ki:
Hububatta dekar başına olan 10 lira 12 liraya.
Pirinçte dekar başına olan 28 lira 33 liraya.
Patateste dekar başına olan 15 lira 34 liraya.
Pancarda dekar başma olan 15 lira 34 liraya
Pamukta dekar başına olan 14 lira 30 liraya.
Afyonda dekar başına olan 10 Hra 32 liraya.
Keten ve kenevirde dekar başına verilmekte olan 15 Hra 37 liraya.
Tütün asgarî haddi 40-50 ye ve azami haddi 110 liraya çıkarılmıştır.
Bundan başka çiftçilerin senelik İstihsal masraflarını karşılamak üzere verilen çevirme kredileri de aşağıdaki miktarlar üzerinde yükseltilmiştir:
verilmekte
verilmekte
verilmekte
verilmekte
verilmekte
verilmekte
Yugoslavyadaki Türk malları
Ankara, 7 (ANKA) — Ocak ayında Yugoslav Hükümeti ile Ankarada, Yugoslavyada mal terkeden vatandaşlarımızın malları hakkında bir protokol imzalandığı malûmdur.
Her iki devlet parlâmentolarınca tasdik olunan protokol ekim başlarında Belgrad’da teati edilecek ve teati tarihinden itibaren meriyete girecektir. Yugoslavyada mal terkeden vatandaşlarımızın Dışişleri Bakanlığına vermiş oldukları beyannameler, ba-kanlıklararası komisyonda incelenmiş ve Belgrad’a gidecek dosyalar hazırlanmıştır.
Dosyalan, ekim basında Belgrad’a hareket edecek heyetimiz beraberinde götürecektir.
Reşat Aydınlı da affedildi
Anakara 7 (Ankara Ajansı) Suikast İhbarından dolayı uzun zamandır Birinci Asliye Ceza Mahkemesinde duruşması yapılan Reşat Aydınlı aleyhindeki dâva bugün sukut etmiştir. Halil Cevherloğlunun başkanlığındaki mahkeme heyeti Af Kanununun birinci maddesine uyarak hu kararı vermiştir. Kararda Aydınlı, avukatı ve diğer müdahll avukatlar bulunma mıhlardır.
Milletvekillerinin Madende tetkikleri
Maden 7 (Hususî muhabirimiz bil-1 diriyor) — Milletveklllerimizden Şevki Yazman, Ömer Tanaç. Suphi Ergene dün gece Madene gelmişler, halkla temaslarda bulunduktan ve’ Bakır İşletmesi tesislerini gezdikten sonra Guleman, Krom İşletmesine gitmişlerdir. MlHetveklllerlmiz İşçilerin dileklerini dinledikten sonra bu gece Elâzığa döneceklerdir.
Memleketimizde de gece futbol maçları yapılacak
Ankara 7 (Ankara Ajansı) — Ankara ve İstanbul’da gece maçları yapılması İçin Futbol Federasyonunca ilgililere gereken talimat verilmiş bulunmaktadır. Gece Maçlarının memleketimizde de umulan rağbeti bulacağı tahmin edilmektedir.
Cinsi
Eskisi "azami, Dekar Miktar
Lira
M
Yenisi "azamî,, Dekar Miktar Lira
Hububat
Tütün
Pamuk
Afyon
Pirlnç Portakal Narenciye Sebze ve meyvalar Bakliyat ve yağlı maddeler
200
800
200
25
60
60
30
20
20
45
1600
1200
600
800
800
800
600
50
130
130
200
3000-
4000 3000-40000 4000-
5000
3000-
4000 3000-4000 4000
4000
4000
Barışseverler hakkındaki tahkikat
Dış memleketlerde aynı ad altında kurulmuş teşekküllerle bu cemiyetin münasebetleri araştırılıyor
Ankara. 7 (ANKA) — Barışseverler hakkındaki ilk tahkikat bitmek üzeredir. îstanbulda istinabe ile dinlenilen şahitlerin ifadeleri peyderpey Ankara Askeri Siyasi Mahkemesine gelmektedir.
öğrendiğimize göre, tahkikat derinleştikçe derneğin kurucularından bazıları hakkında suç teşkil edebilecek mütemmim bilgiler elde edilmektedir.
Dış memleketlerde de aynı ad altında kurulmuş olan bazı demeklerle. Türkiyedeki Barışseverler Derneğinin münasebetleri de İncelenmektedir.
Duruşmaya önümüzdeki haftalarda başlanması muhtemel görülmektedir.
Teknik Öğretim Müsteşarı R. Uzel tekaüt edildi
Ankara 7 (Husus! muhabirimiz bildiriyor) — Millî Eğitim Bakanlığı Teknik öğretim Müsteşarı Rüştü Uzel tekaütlüğünü İstemiş ve bu taie-bl Bakanlıkça kabul edilmiştir.
♦ • A • •
Kore, 6 (Amerikan birlikleri yanındaki hususî muhabirimiz Homer Bİ-gart bildiriyor) — Dün gece cepheden dönmekte olan 5 harp muhabirinin bulunduğu jeep arabası, Kızıl Korelilerin pususuna düşürülmüş ve "The Baltimore Sıın„ gnzrtcslnin muhabiri Philip Potter ile Fransız AFP ajansının muhabiri Jean de Premonvlllo yaralanmıştır.
Mr. Potter sol bacağına İsabet eden bir kurşunla yaralanmıştır; M. de Premonville’ln yarası iso sol kalç&sın-dadır. Hiç hirlslnln vazlyoti vahim değildir. Arabada bulunan Router’in mıı-haberi Alex Valentine, Fransız Ajansından Henrl de Turenne ve ben kazadan yarasız, beresiz kurtulduk.
Birinci Deniz Piyade Tugayının Naktong Nehrinin doğusundaki komünist köprübaşısını zayıflatmak hususunda yaptıkları muhtelif hücumlarına şahit olduktan sonra saat 6 da Yongsan’ın doğusundaki muharebe meydanından hareket ettik. Haftalardan beri ilk defa olarak bardaktan boşanırcasına yağmur yağmış ve bizi e-pey ıslatnııştı. önümüzde Pusan’a kadar bütün gece sürecek olan, sıkıntılı bir dağ yolculuğu vardı.
Emniyetlo yolumuza dovam ediyoruz
Cepheden ayrıldıktan sonra hiç birimizin aklından pusuya düşürüleceğimiz geçmiyordu. Kuzey Koreli komünistlerin çete halinde Amerikan hatlarının 10 mil gerisine girdikleri ve kargaşalığa sebep oldukları vaki olmuştu. Fakat Miryang’a gece yarısından evvel varınca kendimizi artık tehlikeden uzaklaşmış hissettik.
Yolculuğumuzun ortasına doğru bize tamamen yabancı olan memleketin şartları hakkında pek az bilgimiz olduğu meydana çıktı; takip ettiğimiz yol bizi komünistlere karşı sempatisi fazla olan bir mıntıkanın t3m göbeğinden geçmeye mecbur etti. Samnangjln ile VVondong arasında uzanan dar, kıvrımlı yolda, şimdiye kadar muhtelif gece baskınları yapılmıştı. Bunlardan hiçbirimizin haberi yoktu. Cuma günü üç güney Koreli asker bu tenha yolla Öldürülmüş ve yedisi ağır yaralanmış. Cumartesi gecçsi ise, beş Amerikan askeri baskından zor kurtulmuştu.
Samangjin’in doğusunda yol Naktong Nehrinden ayrılarak dağa doğru tırmanmaya başlar. Tepeye kadar yolculuğumuz gayet sakin ve hâdiseslz geçti; Wondong’a doğru inen dik yokuşu İnmeye baş lam iştik. Yağmur hâlâ bütün şiddetiyle devam ediyordu; gece o kadar karanlıktı ki, lâmbaları sonuna kadar açmıştık. Hiç birimiz yolu bilmiyordu, üstelik sel tehlikesi de vardı. Güney Koreli şoförümüz, sürat! saatte 16 kilometreden yukarı çıkarmıyordu.
Pusu için ideal şartlar
Yokuşun yaramda gayet sert bir viraj ve ondan sonra da kayalıklı bir kısım gelir. îşte burası pusu kurmak İçin ideal bir nokta idi. Herhangi bir hücum anında, paniğe uğrayan şoför, otomobili ya sol tarafa dimdik uzanan sert kayalığa çarpar, yahut da sağdaki derin uçuruma yuvarl ay a bilirdi.
Virajı dönmüştük, tam kayalığa yaklaşıyorduk ki. çeteciler ateş açtılar. Kurşunlardan biri Ön camı kırarak Valentine ile benim aramdan sıyrılarak geçti. Kurşun, küçük bir otomatik silâhtan atılmıştı ve düşman önümüzde bir yerdeydi. Diğer bir tüfek, arkamızdan ateş açtı ve jeep’e iki üç isabet yaptı. Arabayı durdurup lâmbaları söndürünceye kadar ateş devam etti.
Mühim bir karar ânı geçirdik Otomobilde silâh olarak bir tek karabina vardı ki. maneviyatı düzeltmekten başka bir işe yaramıyordu: Ateş etmiyordu! İki şıktan birini seçmemiz lâzımdı: Ya jeep’l bırakarak kenardaki çukurlara saklanmak, ya da lâmbaları yakarak yolumuza son süratle devam etmek ki, bu suretle çetecilere pek güzel bir hedef olacaktık.
İkinci şıkkı seçtik. Zira silâhsız olarak burada kalmamız ilerlemekten daha tehlikeli olacaktı.
Neysek! kızallar ateşi kesmişlerdi. Lâmbaları söndürünce nişan alacak hedeflerini kaybetmişlerdi. Belki elimizdeki karabinanın işlememesi bir bakımdan iyi oldu; eğer ateş açacak olsaydık, ateşiyle nerede olduğumuzu tekrar tâyin edebileceklerdi.
Olduğumuz yerde ilelebet duramazdık; etraf çok ıssızdı. İngilizce bilgisi bir düzine kelimeyi geçmeyen şoförü-
müze elimizden geldiği kadar derdimizi anlattık. Uzun dakikalardan sonra, buradan gitmek istediğimizi anlayabildi! İlk önce lâmbaları yakmadan bir müddet öylece yolumuza devam etmeyi denedik, fakat bir kaç metre ileride bir çukura saplandık. Arka tekerlekler boşuna dönüyordu. İki Fransız muhabir yerlerinden çıkarak otomobili itmeye başladılar. Valentine direksiyona geçti. Şiddetli hlr sadmeden sonra jeeplmlz çukurdan fırladı.
Tekrar yola koyulduk, fakat lâmbaları yakmadan ilerleyemiyorduk. Yakmayı tecrübe ettik ve eder etmez makineli tüfeklerin sesi duyulmaya başladı. Buradan bir an evvel uzaklaşmak İçin acele ediyorduk. Az kaldı bu acele İle Do Turenne’i unutup gidecektik.
"Beni unutmayın!,, diye bağırdığını 1-şlttik; Potter. ileri uzanarak jeepe girmesine yardım etti.
Valentine’ln ustaca şoförlüğü sayesinde kayalık kıvrımı çabucak atlattık. Ancak o vakit derin nefes alabildik. Ne Potterno de De Premonville SVondong’a gelinceye kadar yaralandıklarının farkına varmamışlardı.
Wondong’ta 6 Amerikan askeri bulduk; dediklerine göre her akşam çota-cllorin hücumuna uğruyorlarmış. Güney Koreli polisin yardımı ile Won-dong İstasyonunu muhafazaya memur edilmişler, içlerinden Yüzbaşı Willlam Cudvvorth ve Teğmen Donald Morrl-son yaralı muhabirlere ilk yardımda bulundular, sonra Pusan’a hareket e-den treno yerleştirdiler.
Türkiyeye yapılan askeri
ve İktisadî yardım
Russell Dorr, dünkü basın toplantısında
sorulan suallere cevaplar verdi
ECNEBİ KARİKATÜRÜ:
• •
>(( •
"Komünist Çin İçin oturacak bir yer her zamaıı vardır
A-w‘-
v’V-v.
Türk Silâhlı Kuvvetleri içIb
• ■ V’-
* •A
■ ; -..'S'-.-/. •
. z.. ’ t . -
- •
■ • f , »X
».
-5J
e
r-/) l es 7
2^
Amerikan Askeri Yardım Programı gereğince ____
temin edilen milyonlarca dolar kıymetindeki malzeme meynnırıda Gölcük gemi tezgâhlarını modernleştirerek muazzam ve dakik yeni bulunmaktadır. Yukarıdaki roaimde bir Amerikalı öğretmen, en »ert madenleri dahi delrhllen Amerikan yapısı hlr makkabı ûyar eden bir Türk sivil makiniste nezaret ederken görülmektedir. Bu büyük Amerikan makinesi • kadar hassastır kİ. açtığı binlerce delik arasında çap bakımından husule len fark santimetrenin ancak binde biri kadardır.
ve dakik yeni makineler da
Irandaki
Ankara, 7 (A.A.) — İktisadî İşbirliği Türkiye îcra Komitesi Başkanı Russell Dorr, bugün bir basın toplantısı tertip ederek, memleket içinde yapmış olduğu seyahat intihalarını anlatmış ve gazetecilerin çeşitli suallerini cevaplandırmıştır.
Seyahati esnasında gerek resmî şahsiyetler ve gerek halk tarafından gördüğü misafirperverlikten sitayişle bahseden ve bunun Türk - Amerikan dostluğunun bir delili telâkki edildiğini kaydeden Dorr, Türk yollar İdaresinin çalışmasını övmüş ve sözlerine şöyle devam etmiştir:
"Zonguldak ve Batı madenlerinden gelen linyitin bu kadar geniş bir sahaya yayılmış olduğunu görmek henl çok memnun etti Dolaştığım bir çok yerlerde ve bilhassa Çorumda linyitten istifade hususunda halkta büyük bir arzu gördüm. Birçok İş adamının bu enerji kaynaklarının verimini arttırmak İçin giriştikleri teşebbüsleri memnunlukla müşahede ettim.,.
Otel inşası için Marshall Yardım Fonundan bir para tahsis edilip edll-mlyeccğl hakkında sorulan suale cevaben Dorr, demiştir ki:
"Böyle bir talep Türk Hükümeti tarafından resmen vaki olmuş değil Gayri resmi olarak böyle bir teklif yapılacağını öğrendim. Ayrıca İki firmanın bu işle meşgul bulunduğunu ve Türk Hükümetince de bu hususta bazı çalışmalar yapıldığını sanmaktayım.,.
Sual: Türkiyeye yapılacak yardımda bu sene bir artma olacak mıdır?
Cevap: Doğrudan doğruya bir artma olmıyacaktır. Fakat tanınan bir çok haklar dolayısiyle Avrupa memleketlerine yapılacak mal satın alma kabiliyetinde çok büyük bir artış olacaktır.,, Avrupa tediye birliğinin çalışma ve bünyesine temas eden Dorr, serbest rejimi İçinde her memleketin İstediği memleketten dilediği kadar mal ithal ve ihraç edebileceğini söylemiş ve Türkiyenln geçen senelere nazaran daha az yardım göreceğini ve bu yardımın mütenaslben azalacağını kaydetmiş ve devamla:
"Marshall Yardım Plânı fonunun büyük bir kısmı Avrupa Tediye Birliğinin İşlemesi İçin lüzumlu finansmanda kullanılacaktır.,, demiştir.
Marshall Plânına dahil devletlerden milletlararası ticaretini yürütmek bakımından Türkiyenln en İyi durumda olduğunu bildiren Dorr, 1949 dakl Türkiye ithalâtının 1937 ye nazaran yüzde 166 arttığını, buna mukabil, i-klnci vaziyette gelen memlekette ise bu nispetin % 123 olduğunu ilâve etmiştir.
Sual — Türkiye neden diğer memleketlerden daha az yardım görmektedir?
Cevap — Hakikat böyle değildir. Türklycden daha az yardım gören altı memleket vardır. Fazla alan memleketlere gelince bunların ihtiyaçları çok büyüktür. Şimdiye kadar Türkiye Marshall Yardımından 170.000.000 dolar almıştır. Yardım miktarları hesaplanırken tiraj haklarını da hatırlamak lâzımdır. Bir çok işler bu haktan İstifade edilerek yapılmaktadır. Meselâ, Zonguldak kömür havzaları dolarla değil, tiraj haklarından İstifade edilerek sterllnglo sağlanmıştır
• •
Kasım Gülek’in
bugün sorgusu yapılacak
Ankara, 7 (Anka) — C.H.P. Genel Sekreteri Kasım Gülek’in yarın İkinci Asliye Ceza Mahkemesinde sorgusu yapılacaktır. Bilindiği üzere, Kasım Gülek, Bozüyükte parti mensuplarlyle yaptığı bir konuşmada, Kore’ye asker gönderme mevzuuna da temas etmiş ve bu konuşması üzerine Savcılık hakkında takibata başlamıştı.
Çukurovada da orman yangınları başgösterdi
Adana. 7 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Son günlerde yurdun muhtelif bölgelerinde sari bir hal a-lan orman yangınları Çukurovada da başgöstermiştlr. Bu aradn Adananın Söke İlçesine bağlı Seyhandere bölgesinde çıkan bir yangın, şiddetli poyraz yüzünden Gemlik ormanını tamamen mahvetmiştir. Yine Adananın Bahçe ilçesi ormanlarında da hâlen 3 yangın devam etmektedir. Keza Adananın Karatep® bölgesinde yüzlerce dekar orman bir yangın sonunda kül haline gelmiştir.
• •
İzahatına devam eden îcra Komitesi Başkanı, harpten zarar gören memleketlerdeki iktisadi çöküntülere dikkati çekmiş ve Türkiyenln harbe girmemekle 200.000.000 dolarlık altın rezerve edebildiğini ve Almanyaya yapılan yardım sayesinde Türk - Alman ticaretinin yeniden kurulabildiğini bildirmiştir.
Sual — Önümüzdeki Marshall Plânından ne görecektir?
sene Türkiye kadar yardım
gibi bu y>1
2
Cevap — Bildiğiniz Marshall Yardım Plânı tahsisatı milyar 577 milyon dolar ayrılmıştır. Amerika, Kore’de harp halinde bulunduğundan bu miktarı daha fazla arttırmak mümkün olamadı. Bununla beraber dostlarımızı yarı yolda bırakmış değiliz. Askerî yardım yaptığımız gibi İktisadi yardıma da devam edeceğiz. Türkiyeye de bu yekûndan muayyen bir nispet ayrılacaktır...
Kürt isyanı
Yugoslavya ve Kore harbi
Tito, Yugoslavyanm durumunu yakında bildirecek
Hükümet civarında Javanrud çalışarak
Asiler, lıafif silâhlariyle dağlık bölgede çetin bir mukavemet gösteriyorlar
Tahran, 7 A.A. (AFP) — kuvvetlerinin. Irak hududu Kermenşah bölgesinde, âsi Kürt kabilesini kuşatmaya
İlerlemekte oldukları yetkili bir kaynaktan öğrenilmiştir.
Aynı kaynak âsilerin hafif silâhlarla İyi teçhiz edilmiş olduklarını, ellerinde yerleştikleri dağlık mıntıkada uzun müddet tutunabilınelerinl sağlayacak kadar malzeme bulunduğunu tasrih etmektedir. Bununla beraber, ordunun üç ölü bir kaç yaralı vermesine mukabil âsilerin zayiatı büyüktür.
Batı memleketlerinde
komünizmle mücadele
Fransa, sert tedbirler almaya başladı. Amerika ve İngilterede -sıkı tedbirler alınması isteniyor
Paris. 7 A.A. (AFP) — Millî Emniyet Servisleri tarafından bu sabah girişilen tarama hareketi neticesinde şimdilik 100 kişinin tevkif edildiği yarı resmi bir kaynaktan bildirilmiştir.
Paris. 7 A.A. (AFP) — İçişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan bir tebliğe göre bu sabah Parisin kuzey, güneydoğu ve güneybatı bölgelerinde polis tarafından bir tarama yapılmıştır.
Amerika vr İngilterede fevkalâde tedbir alınması İsteniyor
Washington. 7 A.A (AFP) — Ayan üyesi Demokrat Harly Kılgore, dün Temsilciler Meclisine beş Demokrat âyan üyesinin daha imzasını taşıyan bir kanun tasarısı vermiştir.
Bu tasarıya göre, hükümet, harp halinde veya millî müstaceliyet nrze-den hallerde, komünistleri toplama kamplarına koyabilecektir.
Londra, 7 A.A. (Rcuter) — Geçenlerde tşçi Partisinden İstifa eden Parlâmento üyesi Ravmonds Blackbum
Bevin, New-York’a hareket etti
"üçler toplantısı, insanlımın geleceği bakımından çok mühim olacaktır”
Southampton, 7 A.A. (Rcuter) — Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantısına iştirak etmek üzere New-York’a müteveccihen "Qucen Mary,, yolcu gemisine dün gece binen Ingiltere Dışişleri Bakanı Bevin, le şöyle demiştir:
"Şahsen şu kanaatteyim kİ. tik Paktına dahil olan bütün ler birbirlerine muhkem şekilde bağlanıp teşkilâtlandıkları takdirde tecavüze kalkışmak istlyen bir millet buna karar vermeden evvel cni konu düşünmek zaruretini hissedecektir.
Sağlam bir surette teşkilâtlanmak, aramızda lâyıklyle anıaşmak ve kaynaklarımızı kabil olduğu kadar teksif ettirmek suretiyle üçüncü bir dünya harbine engel olabileceğimize inanıyorum.,.
Dışişleri Bakanları toplantısı hakkında fikrini söyliycn Bevin şöyle demiştir:
"Bu toplantı cidden son derere mühim ve İnsanlığın geleceği bakımından tarihi bir ân olacaktır.,,
• •
ezcüm-
Atlan-millet-
■ e
Jandarma teşkilâtı yerine polis birlikleri
Ankara 7 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Jandarma teşkilâtının kaldırılması vo bunun yerine hütü^ köy vo kasabalarda polis birliklerinin kurulması İçin İçişleri Bakanlığınca bazı İncelemeler yapılmaktadır.
dün hükümete müracaatla Komünist Partisinin İngilterede kanun dışı e-dilmesinl ve bir komünist organı o-lan Daily VVorker gazetesinin kapatılmasını İstemiştir.
Raymonds Blackbum hâlen Parlâmentonun bağımsız bir üyesidir.
Londra. 7 A.A. (AFP) — Güneydoğu Avrupada yapmış olduğu seyahat-ten son günlerde dönmüş olan ıngilla Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Emesi Davles, dün verdiği demeçte, Yugoslavya Dışişleri Bakanı Kardelj’in kuzey Kore tecavüzünü. Rusya ve Ko minform memleketlerinin Yugoslavya üzerine yaptıkları tazyike benzetmek suretiyle Borba gazetesine yaptığı beyanatı memnuniyetle karşıladığını bildirmiştir.
Davles. Bled şehrinde Tito île yaptığı mülakatta. Batının tecavüze karşı koymak azminde bulunduğunu belirtmiş ve Tito, Yugoslavyanm Kore meselesi karşısındaki durumunu yakında katiyetle bildireceğini kendisine söylemiştir.
Ingiliz muhalefet partisi parlamento toplantısına hazırlanıyor
Londra, 7 A.A. (AFP) — Muhafazakâr Partinin sözcüsü Daily Teleg-raph gazetesinin bugün yazdığına göre, Churchill He bellibaşlı mesai arkadaşları bugün ve yarın toplanarak, gelecek hafta müdafaa ve dış politika hakkında parlâmentoda cereyan edecek müzakerelerde muhalefetin alacağı vaziyeti görüşeceklerdir.
îşçi Partisinin gazetesi Daily He-rald’a göre de. bu müzakereler sırasında alınacak vaziyet meselesinde Muhafazakâr Parti idarecileri arasında ayrılıklar vardır.
• •
• •
ilkokul Öğretmenleri Yapı
Sandığının tasfiyesi
7 milyon lira sermayesi olduğu halde, ancak 600 öğretmene yardım yapan bu Kurumun, muhtemel olarak bir yardım sandığı haline getirilmesi de tasavvur halindedir
Akara, 7 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — 7 sene evve 4357 sayılı kanunla kurulan ve bugün elinde 7 milyon lira sermaye bulunduğu halde ortaklarına yardım yapamıyan îlk öğ-
Almanyanın silâhlanması
Amernkan Ayan Meclisi Dış Münasebetler Komisyonu Başkanı, Bah Alnıanyanın silâhlanması lehinde
Washington, 7 A.A. (Reuter) — Dün bir gazete muhabirine beyanatta bulunan Aynn Meclisi Dış Münasebetler Komisyonu Başkanı Tom Conally Batı Almanyanın yeniden silâhlandınlması lehinde olduğunu söylemiştir.
Conally, Almanların bir tecavüze karşı Federal Cumhuriyeti koruyabilmek ve Avnıpnnın müdafaasına yardım etmek üzere Kuzey Atlantik Paktına dahil edilmeleri lâzım geldiği fikrinde olduğunu kaydetmiştir.
Brezilya Kore harbine iştirak ediyor
Rio De Janelro, 7 AA. (AFP) — Bahriye Bakanı dört Brezilya destroyerinin Korede savaşmakta olan Birleşmiş Milletler kuvvetlerine iltihak e-deceğl hakkındaki haberi ne tekzip ne teyld etmiştir.
Bu hususta akşamları çıkan Oglobo gazetesi naberln pek de yanlış olmadığını. Brezilya harp gemilerinin Atlantik ve Pasifik denizlerindeki güvenlik tedbirlerine iştirak edeceğini. Bahriye Kurmay baş kanı Amiral Fla-vio’nun hâlen Birleşik Amerikada bu lunduğunu ve meseleyi görüşmekte olduğunu yazmaktadır.
• •
bin kişi et-
an-
retim Yapı Sandığının tasfiyesi hut da ortaklarına fayda temin edecek bir yardım sandığı haline getirilmesi üzerinde müzakereler cereyan etmektedir. Yapı Sandığının 13 ortağı vardır. Her sene en az bin yardım istemek üzere müracaat mektedir. Sandık, bugüne kadar
cak 600 öğretmene yardım edebilmiştir.
1949 senesinde toplanan genel kurul kararınca bu tarihten itibaren su da olsa vardım tamamlyle kesilmiş ve pek çok İlkokul Öğretmeni mağdur vaziyete düşmüştür. Kurumun yardıma başlıynbllmesi İçin genel kurulun 2 nci defa olarak toplanıp bu kararı değiştirmesi gerekmektedir.
Finler, Yugoslavları
5 • 2 mağlûp ettiler
Helsinki. 7 AA. (AFP) — Bugün yapılan Finlandiya - Yugoslavya milli futbol maçını Finlandiya 5-2 kazanarak büyük bir sürpriz yapmıştır, tik devre Yugoslavlar 2-1 galip vaziyette ld|.
1 aralık 1950 do çekilecek büyük kuramıza İştirak için a-şAğıdAkl kuponlardan 90 tana getirerek bir küre numarası a-labilecekslnlz.
1 eni İstanbul'un
KUPONU
J
Hindistan ile Pakistanın paylaşamadıkları küçük bölge
Göller diyarı KEŞMİR
Okul kitapları
Yazan: Cevdet PERİN
Jürinin seçtiği 30 hikâyeden biri
Muharrirlerin soyadı alfabe nıraslyle her gün bir tanesi neşrolunacaktır.
Yazon: Şinasl ÖZDENOĞLU
KİTAPLAR ARASINDA:
(Baştarafı dünkü sayımızda)
Tahminler, döndü, dolaştı» Elifin komşusu, kırk yaşlarında, İki evli, dokuz çocuk babası Kel Arifin üstünde toplandı. Eşkıyalık devirlerinde, kız oynatmakla ve aşırı hovard al iğiyle tanınmış olan Kel Arif, bu yaman ithamın altından sıyrılmaya, her şeyden önce, seneler sonrası da olsa Muştalanın kurşununa hedef olmamak için gayret ediyordu.
Bu düşünceyle kalktı ve muhtarın evine gitti. Muhtar Süleyman, İhtiyar Kurulunu olağanüstü toplantıya çağırmıştı. Bütün üyeler tamamdı. Koy seçimlerinde bile, İhtiyar Meclisinin noksansız toplandığı görülmüş değildi.
Muhtar Süleymana gün doğmuştu. Allah söyletmiştl onu sanki. Bu haber ortaya çıkmadan Önce, oğlunun katilini dört duvar aracında kinden ve azaptan çıldırtmak İçin, Dell Tunanın oğluna imzasız bir mektup yollamış, Elifin Kel Arifle düşüp kalktığını ihbar etmişti. Demek kİ, Allah kendisini yalancı çıkarmamıştı. Oğlunun. oir tek yavrusunun İntikamını başka türlü nasıl alabilirdi? Evlât acısı, aylardan sonra ilk defa bu kadar şiddetle beynine vurmuştu:
“Ağalar! diye kükredi. Köyümüzün toprağı yok, serveti yok ama bir tok namusu vardı, o da elden gitti!.,
Ağalar: “Gitti., dediler.
“Uzun »Özün kısası, bir orospu, bir fahişe türedi köyümüzde. Karnında babası belirsiz bir piç gezdiriyor. Malûmunuzdur bu kadın. Bir katilin karısı.,,
“Vay kaltak, vay..,, diye üyelerden birisi homurdandı.
Aldı Süleyman Ağa:
-Artık ne gibi bir iş yapacaksanız, tezden verin kararınızı.. Allahın lanetleri başımıza yağar ağalar; bundan daha beteri ne ola kİ? Narnus elden gittik.
Üyeler, tekrar: “Gitti, diye tasdik ettiler.
Her biri bir fikir ortaya attı:
“Yarından tezi yok. göndereceğiz kaltağı!.,
“Göndermeye ne lüzum var? Burada bakarız icabına..,.
“Koğalım. köpek gibi, defolsun gitsin sürtük!,,
"Yarından tezi yok sürüp, çıkaralım onu.. Gönderelim!,,
“Nereye?,, diye köşede sivrisinek vn-nltısiyle bir ses sordu.
"Nereye olacak? Umumhaneye göndereceğiz. Umumhaneye, kaltağı!,,
Derin bir sükût odayı kapladı.
Gözleri yuvalarından fırlamış bir A-zs doğruldu:
"Ben dedi, yarı beline kadar toprağa gömüp, taşlanmasını İsterim f ahi şenin!,,
Üyelerden en genel, dışarıda dolaşmış, kanuna, nizama azcık aklı eren biriydi, dedi kİ:
“Hakkın var Derviş Usta, hakkın var ama; o »enin teklifin şeriattn kalmadır, kanuna, kitaba sığmaz. Paçayı güç sıyırırız ha..„ Ve ilâve etti:
"Gönderelim kasabaya, önce bir muayene olsun doktora, ondan sonra sepetleriz geçer, diğer.,.
Bu Derviş üstadın da gözü bir zamanlar Elifteydi. Evi! almasına rağmen. dışarıda kazandığı beş on kuruşa güvenerek Elife talip olmuş ama "muradına nail olamamıştı.,,
“Nesini muayene ettireceksin? diye çıkıştı Kamı her gün biraz daha şi-şıyormuş. görünen köy kılavuz ister ml?„
Simsiyah kayalıkların, büyük, uğursuz aynalar misali güneşin ateşini I-çip; geceler boyu zehir halinde kustuğu bir yaz ikindisinde. İhtiyar Mec-llsl, kararlarının en önemlisini almak üzereydi.
Kapıda suçlu bir asker gibi esas vaziyetinde dikilen Kel Arifi korucu çağırdı. Arif, biraz küstah, biraz isyankâr ve daha çok korkak ilerledi, »özüne yakası açılmamış yeminlerle başladı. Malûm, reddediyordu. Şahit, ispat istiyordu: “Musafa el bassınlar da öyle konuşsunlar,, diyordu. Ama, kime dinletecekti? Karşısındaki gözler, kanlanmış cellât gözüne benzese bile kıymeti yoktu. İftiraya uğramıştı, bağırıp çağıracaktı. Mustafayı düşünüyordu: Vilâyet hapishanesinde nam salmış o atmaca gözlü herif, gününü doldurmaca, aftan kazanmasa bile, hapishaneyi deler de gelirdi. Bir haber almasın, içine ateş düşmeyegörsün
Arifte biraz önceki korkudan, çekinmeden eeer yoktu:
“Ağalar, Allah var. kıyamet günü var Mazlumun ahi, zalimde kalmaz. Bu kadın komşumdur benim. Mustafa içeri gireli (hapishaneyi kastediyordu) bir erkeğin bu evin eşiğinden atladığını görmedim Görsem, sizden evvel ben taşlardım evini, ben ele verirdim onu...
Üyelerden en yaşlısı kesti:
“Sus ulanl Senin ne it olduğunu bilmez miyiz? Karının kanına gir de bülbül gibi konuş, öyle mİ? İnkâra saparsan. kalkar seni bir güzelce döverim „
“inkâra sapan orospu dölüdür. Ama. benim aklım öyle güzel yatıyor ki, P> lifin karnında bir “uşak" varca, o piç değildir, Mustafadandır.
Muhtar Süleyman öfkeyle atıldı:
“Teres! Şimdi de müdafaaya kalktın ha? Cevap ver bakayım bana: Deli Tunanın oğlu bu günedek tahliye gördü mü?
“Yok!,,
“Kaçıp köye geldi mt?„
“Yok!.,
“Gününü doldurup çıktı mı?„ “Yok*,.
“Ey. peki Itoğlu it, nasıl hâlâ uşak Mustafodandır der durursun?,,
Bu sefer Kel Arif direndi:
“Muhtar, dedi. Senin kafanın modası geçmiştir. Her işin ince hesapları var.
Dünya Hikâye Müsabakası
Amerikada tertip edilen Dünya Hikâye MÜ&Abakaaına en güzel iki Türk hikâyesini seçip göndermek vazifesini Üzerine alan gazetemiz, teşkil ettiği büyük lürinln karajiyle “Sam Amca,, ve “Merhametli Bir Kadın,, hikâyelerini seçmiş. tercümelerini yaptırmış ve Amerlkaya yollamıştır. Müsabakaya gönderilen 422 hikâye içinde Jürinin neşredilmek üzere ayırdığı diğer 28 hikâyeyi de sıra İle her gün bu aahifede okuyucularımıza sunuyoruz.
yene bitince de: doğru; bu kadın bütün âruz bunu kesti, attı.
Odada üçünden tu. Rukiye Hatun •r
“Köylülerin tahmini Üç aylık gebedir; ispat ediyor., diye
erer
Kel
da.
Bunları anlamak İçin de köylü kafası değil, şehirli kafası ister.,,
Deminki muharebe havası biraz yatışmış gibiydi. Kel Arif devam etti:
"Benim kanatlm odur kİ, Mustafa İstese, kadını “mapueane"nln içine de alır.
“Kanun, nizam var: mapuaaneye ga-dun girer mi?
“öyle bir girer kİ, oynaya oynaya.. Biz köylüyüz muhtar efendi, şehirlerin dalaveresine, dolabına aklımız ml?„
Kurulda homurdanmalar oldu. Arif, »avunmasını umduğundan
parlak bir şekilde başarmıştı. O korkunç hava, biraz yatışır gibi olmuştu. Kurul, vur, tut, hatır, gönül; kanunlara aklı eren genç üyenin teklifi üzerine. Elifin "Hökümat., tâki doktora muayenesiyle, gebeliğinin resmen tes-blline karar verdi. Bu İş İçin, tuttular, vilâyet makamına bir de "müzekkere,, yazdılar.
Yarından teri yok, Elif, koy korucusuna katılarak vilâyete gönderilecekti.
ihtiyar Kurulunun bu kararını, Mus-tafanın evde romatizmadan yatalak olmuş babası duyduğu zaman. İhtiyar ve dertli başını avuçları içine nlarak: “Eğer, dedi, benim gelinim sürtük ise, Allahın bütün lânetlerl başıma yağsın. Yok, eğer günahsızsa, bütün bu deyyusluklar namusumuza leke sürmek İçin uydurulduysa, oğlumun mapusaneden çıkmasını beklemeden, şu kör kütük ayaklarımla yedi sülâlelerini haklamak boynuma farz olsun’,, Sonra da uluyan İhtiyar bir kurt gibi İçini çekti: “Ah gençlik.. Ah cahallık (cahillik), hey gidi günler ...
Elif, günlerden beri kendinde değildi.
Başına ağır tokmaklarla vurulmuş, kulakları sağır olmuş gibi, hiçbir şev duymuyor, hiçbir şeyin mânasını anlamıyordu. Konuşmuyor, kendini savunmuyor. sadece dalıyordu. Ağlıyor mu, yalvarıyor mu. lanet mi yağdırıyordu İnsanlara? Belli değildi.
Kara haber, bir çoklarına müjde oldu. Elif, köyden gidiyordu. “Nereye?., diye sorulduğu zaman, kadınlar birbi-lerinin kulaklarına eğilip fısıldamıyor, peşinden kıs kı» gülüyorlardı. Haber anası Esma Süleyman Ağa tarafiyle, yani baba eviyle, iyiden iyiye birleşmişti. “Evimden çıkaracağım, o bu eve yakışmaz,, diye haber de yollamıştı. Bu haber, hepsinden yaman gelmişti Elife. “Çıkıp gidiyorum zaten, gözü, gönlü doysun.,, dedi. Gerçekten, uğursuz ve kasvetli kayalıkların üstünci*, güzelliğin talihsiz saltanatı halinde fışkırmış, yüzlerce köy delikanlısının gönlünü hoplatmış, »evdiği erkeğe bile yâr olamamış sarı çiçek gidiyordu.
Kuşluk vaktiydi, zehir gibi »ıcak vardı ve tek yaprak kıpırdamıyordu.
Köyün tam ortasına vardığı zaman, kahvenin bitişiğinde, çardağın altında, büyük bir kalabalığın toplanmış olduğunu gördü. Kalabalık arasında muhtarı ve İmamı da farkettl. Yolunu değiştirmeden yürüdü. Ah. onlara namuslu olduğunu bir anlatabilseydl. En az, onların karıları kadar namuslu olduğunu bir haykırabilse. Ve ağlayarak. karnında büyüyen şeyin zehirli bir dlkeı. değil, bir gül tomurcuğu olduğunu söyleyebilme.
Orayı bir yıldırım hızıyla geçti. Bekçi Sadullah takip ediyordu. Çocukların ve delikanlıların hizasına geldiği zaman. bir homurtu ve küfür dalgasıdır başladı. Köye İnmiş bir canavarı sürüp çıkarmak ister gibi hep birden hücuma geçmişlerdi. Kana susamış insanların sesi: “Sürtük! Sürtük! Sürtük’..,, diye uğuldadı. Se», ıslıklarla birlikte, yetmiş derecelik vadinin derinliğine yayıldı ve aksetti.
Taşlanıyor ve taş yağmurundan bir ceylân gibi kaçıyordu. Bekçi Sadullah tamlayanlara “Etmeyin yahu; kana-vaklıdır, günahtır, bu yaptığınız iş, erkekliğe sığmaz..,, dediyse de fayda vermedi.
Yedi Belâ Muştalanın karısı, güç halle kendisini bir fındık ağacının gölgesine atabildi. Köy. şimdi, ayaklarının altında, tâ aşağıda, vadinin dibinde günahları, intikamları, lanetleri ve küfürleriyle haşhaşa kalmıştı.
"Oy talihsiz başım..., diye inledi. Ağlamaya bile mecali yoktu.
- III -
Kasabaya indiği zaman, rahmetli a-nasının tek tanıdığı Rukiye Hatunun kapısını çaldı. Bu kadın, aslen kendi koylerindendl. Rahmetli anasının çocukluk arkadaşıydı; tâ küçüklüğünde, ailesiyle kalkıp, kasabaya gelmiş ve yerleşmişti, tkl defa kocaya varmış; çoluk çocuğa karışmış, oğlunun birini de şehit vermişti. Şimdi, yetişkin torunları vardı ama, hepsi de hayırsız çıkmıştı. Yaşlı olmasına rağmen dinçti; menıur ailelerinin ev temizliğini yapıyor, bekârların çamaşırını yıkıyor, boylcce geçinip gidiyordu.
Elif o kadar bitkindi kİ, Rukiye Hatun üzerine düşmese, belki de macerasını anlatamıyacaktı. Bu bitkinliğin ve ıstırabın, dayanılmaz bir hale soktuğu güzelliğini, şimdi yalnız bu ihtiyar kadın seyrediyordu. Hikâyesi bitince, Rukiye Hatun:
"Her güzelin başı üstünde, her zaman için belâ kuşları dolaşır. ı Maziyi ya.şar gibi dalarak) Hey Senin rahmetli anacığın ama, »enin gibi bahtsızdı nı genç yaşında toprağa
İlginin, güzelliğinin »alasını »üremedi...
Sonra, mühim bir oey hatırlamış gibi doğruldu:
“Karnındaklnl düşürmekten başka çaro yok. Hemen bunun icabına Çakmak lâzım Toy bir kızsın sen yavrum. Yarın ciyak ciyak kucağına düştüğü zaman, babası nerede diye soracaklar. Evet, anladık, babası var ortada a-ma, sen bunu anlatamazsın, Hapishanedeki erkeğin çocuğu piç sayılır anladın mı kızım? Babasının üzerine yazdı ram azsın, piç olduğu için bir baltaya sap olamaz, her kapıdan kovulur köpek gibi.,,
Her İşi halledebilecek insanların emniyetiyle İlâve etti:
Hele yarın olsun, Allah kerimdir: Tanırım hükümet doktorunu, bir çok defalar hizmetini yaptım, merhametli adamdır. Bir çaresini buluruz elbet,
★
Yarın oldu. Kalkıp, gittiler; doktor, vilâyetten havale edilmiş kâğıdı şöyle bir »üzdü, hafifçe gülümseyerek:
“Demek vaziyet kötü, öyle mi? Bir muayeno edelim, bakalım, dedi... Rukiye Hatun’un orada dikildiğinin farkına bile varmamıştı,
ihtiyar kadın:
“Doktor bey, tanıdığımdır benim," diyerek Elif’i gösterdi ve ileri doğru yürüdü. Doktor şaka niyetiyle:
"Hatun, dedi, »enin tanıdıkların hep böyle malın gözü mü olur?,. Muz-
başka kimse yok-o zaman açıldı: Doktor bey, »en’ bunun bir çaresine bakmazsan, şu zavallı tazeyi uçuruma atmış olursun; gebe dersen, hayatı zehir olur, namusu elden gider.,, dedi.
“Ya ne yapabilirim? Ne yapmamı İstiyorsun, kadın?,, diye doktor merakla sordu.
'•Kurtar onu. bir İnsanlık yap. senin de çoluk çocuğun var, gebe olmadığını deyiver; bir sevap İşle, kurtar onu!.,
“Yapamam, anacığım, mesul olurum; çocuk düşürmenin ne demek olduğunu biliyor musun sen?.,
“Bir cahillik yaptı, şeytana uydu» merhamet et doktor, hiç olmazoa çocuğunu al!„ .
Hükümet doktoru, bu kırklık, asık suratlı adam, ayak diredi ve kararını bildirdi:
“Rukıye Hatun, dedi; ısrar etme; seni severim, bana ve çocuklarıma emeğin geçmiştir. Ama, bizim de vazifemiz ve vicdanımız var. Allah tan gelene razı olmalıyız.,,
Rukıye Hatun hustahanede bir doktor tanıyordu. Genç, bekâr açıkgöz Bu lur, slr de,
bu kız. Çocuğu temin evimde
ve
der ağ-
her İşte
t en “Sür-
bir şeydi; Nejat Boy diyorlardı, doktor, mutlaka bir yolunu bu-belki hükümet hekimine de te-edebilIrJı. Bu genç doktor, avin-Elif'in mâcerasını, Rukiye Ha-
tunun ağzından dinledi. Gözlerini Elif’ln yüzünden ayıramıyordu. Muayeneden »onra, İhtiyar kadını bir köşeye çekerek, pişkin bir sesle mırıldandı:
“Rukiye hanımcığım, gebe Kanına girmişler bunun, zahmetsiz alır, raporunu da ederim. Bir şartla: Benim
kalacak ve benim hizmetime bakacak.,,
Rukiye Hatun, ne diyeceğini şaşırmıştı; sersemlemlşti:
“Doktor bey, biz senin anladığın kadınlardan değiliz;,, diyebildi; kendini dışarı attı.
Bütün umutlar boşa çıktı., gibi. Elifin yüzüne baktı. Elif, lıyordu.
Artık, her şey bitmişti. Çaldığı kapıdan eli boş dönmüştü. Simdi,
her şeyi ortadaydı; Bir sürtükten başka bir şey değildi. Herkesin gözünde kötü bir kadirdi; gönderileceği yer de belliydi. Kendisinden ve bütün insanlardan tiksiniyor; »âde Mustafa’ya ve karnında büyüyen çocuğa acıyordu.
Nereye gidebilirdi? Köyüne mİ? Bu imkânsızdı. Oradan, nefretlerden azgınının »İlâhiyle kovulmuş,
tük,, diye yuhalanmış; kurşun yarasından daha ağır lâflarla taşlanmıştı. Köyüne, nasıl, no yüzle, kimin için dönecekti? Mustafa’sının gününü doldurmasına daha yıllar isterdi. On yıl bu. Saymakla, yolunu gözlemekle, beklemekle geçer miydi? Ama ne yüzle onun yolunu bekliyecektl?
Gidip Mustafa’yı görecekti. En son, ona sığınacak, ondan imdat Istlye-cektl
Gitti; ve ikindi güneşi batarken, hapishanenin dışını çeviren yüksek teiörgülerin içinde ve tahtaparmak-lıkların önünde, gözlerini sevdiği adamın gözlerine dikerek; hakikati ona anlattı. Ağladı ve bağırdı. Mustafa, soluk rengi, uzamış sakaliyle, başını parmaklıklara dayamış sessiz, hareketsiz ona bakıyor; hiç bir şey söylemiyordu.
Son »Öz olarak Elif:
“Benden hayır yok! Hakkını helâl et Mustafa; mahvolmuş bir kadınım; yalnız şunu bilesin ki. namuslu bir kadınım, karnımdaki çocuk şendendir!.,
îşte o zaman Mustafa, başını parmaklıktan çekti; avı üstüne atılacak bir kartal bakisiyle karısını süzdü; sesi kin ve kıskançlıkla yanıyordu:
“Ne malûm dedi, kaltak! Ne malûm benden olduğu* Piçtir belki de. Her şeyi öğrendim ben. Köyden mektup aldım, haber aldım, öğrendim her şeyi! Bir gün var arasından man..,,
“Sus! Sus!.,, bağırdı Elif. Ve başka hiç bir şey söyleyemedi; döndü ve kapıyı açıp, rüzgâç gibi boşandı. Bir yangından, bir zelzeleden, bir felâketten kaçar gibi insanlardan kaçıyordu.
Uzakta, kocasının yattığı kale artığı hapishane, bir parmak kadar kÜçlilünce, durdu. Aşağıda, başdon-durücü kayalıklar üstünden deniz no güzeldi. Dalgaların, sahilde, beyaz çakılların üstündo kırılıp paramparça olduğu yerde, talihsiz gözleriyle anacığı ona gülüyordu.
Uzak bir dnğ başında, simsiyah kayalıklar üstünden fışkırmış sarı ve kokulu gül. Elif, kendini birden, bir fındık ağacının dalları arasından., anacığının kucağına bırakıverdi. Artık. hiç bir zaman. İnsanların gazabına uğramıyacaktı.
R O N
olur da.. Bu dört dtı-kurtulursam, o za-
diye çılgın bir sesle
gidi kızım., da güzeldi böyle. Baba-verdl; genç-
Sanayde gelişmeler
Turistlerin çok rağbet ettikleri Wular Gölü, tabiî güzelliklerle dolu bir köşedir. Bu göl, balıkçıların ve avcıların cennetidir UÎNDÎSTANDA turistlerin en zlya-■■ de rağbet ettikleri yerler muhakkak ki tabiatın özene bezene yarattığı göllerdir. Bu göllerin en meşhurlan “göller diyan“ diye tanılan ve îsvtçreyl hatırlatan Keşmir’de bulunur ki, Srinagar’dan 20 mil kadar ötede bulunan Wular Gölü bunlar, dan biridir. Wular gölü Keşmir göl-lorlnln en meşhuru olan Dal Gölünden sonra güzellik bakımından İkinci gelir. Bu göllerin üzeri karlarla örtülü dağlarla çevrili oluşu emsalsiz bir manzara arzeder. Yedi mil genişliği ve on dört mil uzunluğu o-İanWular Gölü Hlndistanın en büyük göllerinden biridir.
Hausbot safalan
Hausbot safalanna meraklı olanlar iki iyi da kır.
şu veya bu gölde geçirilen bir, hafta tatilin ne demek olduğunu bilirler. Bu tatlı günler hâfıza-kolayca silinmlyecek izler bıra-
Modern bir hausbot’da 4-5 oda ve banyo dairesi bulunur kİ piyanosu olanlar da vardır. Bundan başka her hausbot’un bir de ilâve teknesi vardır ki. mutfak ve uşaklar İçin daire vazifesini görür. Ayrıca gene haus-bot'a bağlı olan küçük bir kayık, karada otomobilin gördüğü vazifeyi denizde görür.
i
Keşnılrın mryhıır VVular
Gölünde »âkln bir akşam
Turlstlere göre bu hausbotlar büyük otellerdeki dairelerden daha da konforldurlar. Tatil günlerinde. Keşmir göllerinin herbırlnde yüzlerce hausbot içindekileri şehrin gürültüsünden alıp sakin bir köşeye doğru uzaklaştırır.
Wular Gölü aynı zamanda olta balıkçının da cennetidir. Her cins ördek, su kuşu ve kaşık kuşu gibi avlar göl civarında bulunduğu için sonba-
harda ve kışın göle avlanmaya gelen çok olur.
Güneşin doğu olduğu gibi batışı da Wular Gölünde eşsizdir. Çarşaf gibi düz ve gergin suların üstünde güneşin aksine doyum olmaz. Maamaflh göl dalma böyle sakin değildir. Ekseriya öğleden sonra çıkan rüzgârla sulann dalgalanması da göle aynca bir güzellik verir.
Devletçiliğin, daha doğrusu devletin müdahalesinin, bazı muayyen sahalarda hayırlı neticeler verebileceğine inonmak-beraber, neşriyat hayatımı-kadar el uzatmasına bir tür-akıl erdiremlyorduk. Bllhas-son yıllarda, modern ro-
la za İÜ sa
manlara varıncaya kadar tercüme ettirip yayınlayan Milli Eğitim Bakanlığının, bu uğurda sarfettigi milyonlara mukabil devlet hâzinesine maddi bir kazanç sağlamadığı gibi* kalite bakımından da yazı hayatımızda maalesef bir kalkınma husule getiremediğini Büyüyebiliriz. Gerçi bütün bu işlerin temeli iyi niyete dayanıyordu. Fakat, ne olursa olsun, iyi niyet her zaman hataları mazur göstermeye kâfi değildir.
14 mil uzunluğu vo 7 mil genişliği olan, Keşmlrin Wular Gölünde hauebotlar
Gölün başlangıcında ufak bir ada ve ada da tarihi bir harabeleri vardır. Menkıbelere göre Wular Gölünün bulunduğu yerde vaktiyle zengin bir şehir varmış. Zelzele ve onu takip eden tufanlar sonunda bütün Şheir kaybomuş ve Wular Gölü hasıl olmuş. Şimdi gölün ortasındaki bir adacığın üstünde bir câmltn ve 1423 ilâ 1474 senelerinde Keşmir'de hüküm süren Müslüman sultanlardan Zaim-Ul-Abidin'ln mndan kalma bir sarayın
bugün de rastlan m ak tadır. Gölün kuzey-doğu tarafında Bandlpur şehri, batı tarafında İse adını orada yatan bir Aziz’den olan Şükr-ud-dln tepeciği vardır.
Görülüyor ki, Wular Gölünde tatili geçirmek sadece istirahat ve sükûnet bakımından olmayıp, avnı zamanda eski devirlerin tarihini yaşamak bakımından da faydalıdır.
rama-
lzlerine
Öğrenmek ilıtiyacında olduğumuz herşey
Zilkade
25
1369
VAKtT
_
Güneş öğle tklndl Akşam Yatsı îmsftk
19 5 0 EYLÜL
8
Cuma
Rumî -----1
Ağus. |
26
1366
VASATİ
EZANİ
SİNEMALAR
6.31
13.12
18.48
10.32 21.08
4.51
UÇAK-TREN-VAPUR
GELECEK OLAN UÇAKLAR
8.40 S. A. S (İskandinav) Lydda’dan. — 9.45 D.H.Y.
(Türk) Burandan. — 9.50 D. H.Y. (Türk) tzmirden. — 12.45 M.S.R. (Mısır) Kahire. Nikosya. — 15.00 D. H. Y.
(Türk) Erzurum. Elâzığ. Malatya. Kayseri, Ankaradan.-15.35 D.H.Y. (Ttlrk) İskenderun. Adana, Ankaradan. — 13.50 B.E.A. (İngiliz) Lon-Ira, Roma, Atinudan. — 18.00 D.H.Y. (Türk) lzmlrden. — 16.30 M R. (Mısır) Kahire. Lefkoşcden. — 16 25 D. H. Y ıTürk) Beyrut. Kıbrıs, Anka-radan. — 17.00 T.A.E. (Yunanı Atlnadan. — 18.15 D.H. Y. (Türk) Burandan, — 18.35 D.H.Y. (Türk) Ankarndan.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
1
Yuvası. 2
Boks Kıralı Severim.
Yeni icat edilen
8.00 D.H.Y. (Türk) fîahko-rdr, İzmlre, — 8.30 D.H.Y.
(Türk) Bursaya. — 0.00 D.H. Y. (Türk) Ankara, Slvaa, ElAzig, Diyarbakır. Vana. — 9.00 T. A. E. (Yunan) Atl-navn. — 9.40 S.A.S. (İskandinav) Müntch, Kopenhag, Ncw-Yorlc’a. — 10.00 S.R.
(İsviçre) Atina. Cenevre, Zürich. — 10.05 D.H.Y. (Türk) Afyon, Konya, Adana. G.An-tep. Urfaya. — 10.15 D. H. Y. «Türk) izmlre. — 10.30 D.H Y. (Türk) Ankara, Adana. Iskcnderunn. — 12.10 C. Y
(Kibrin) Ankara, Nlkosyaya — 14.00 M.S.R. (Mısır) Nikoa-yn. Kahireyo. — 10.00 D.H.Y (Türk) İzmlre. — 17.00 D.H Y. (Türle) Anknraya. — 1L05 D.H.Y. (Türk) Bursaya.
BEYOĞLU CİHETİ
ALKAZAR (425621 1 — Hafiye 99 (Seri). 2 — Tarzan Çöllerde.
AR (44394) Tamirat d olay iniyle kapalı.
ATLAS (40835) 1 — Port SaJd. 2 — iki Yavru.
BEŞİKTAŞ BAHÇESİ Tanca Casuslar Kadın intikamı.
ELHAMRA 1 —
2 — Ben Esmer!
İNCİ 1 — Tarzan Kadınlar Diyarında. 2 — Seven Gözler
3 — Renkli Geceler.
İPEK 1 — Son Şebld. 2 — Kan Dâvası.
LÂLE (48595) 1 — Saygon
(Türkçe). 2 — Aratanlar Yolu (Türkçe).
SARAY (41656) 1—Bav Tekin Atom Peşinde (24 kısım tekmili birden).
SUATPARK (83143) 1 — Akdeniz Korsanları. 2 — Kadın İntikamı.
SÜMER (42851) 1 — Ne\v-
York Esrarı, 2 — Ali Baba.
ŞARK (40380) 1 — Gönüllü Kahraman. 2 — Vatan Kahramanlan.
SİK 1 — Arslan Ahmet. 2 — Bnr İncisi.
TAKSİM (43191) Bırakılan Çocuk.
TAN 1 — Şshrazat 2 — Kan Kalesi. 3 — Sahte Şampiyon. ÜNAL (Kışlık) 1 — Aşk Kurbanları (Türkçe). 2 — Wator-loo KÖprüaü.
ÜNAL (Yazlık) 1 — Leylâ İle Mecnun (Türkçe). 2 — Vatan Fedaisi (Türkçe).
YENİ 1 — Fablola. 2 — Afyon Kaçakçıları. 3— Su Ferileri.
YILDIZ (42817) 1 — Yıldızlar Peşinde. 2 — Ölüm Fırtınam.
İSTANBl L CİHETİ
ALEMDAR (23863) 1 — Fedailer Kalesi. 2 — Renkli Rüyalar.
AZAK 1 — Cebelitarık Casusu. 2 — Harun Reşidin Gözdeni. 3 — Lorcl Hardı Çalgıcı. AYSU 1 — KÖ> Güzeli. 2 — Katiller.
(.EMBERI.İTAS 1 — Tarzan Deniz Kızı. 2 — Prenses O-rıırke.
EMRE 1 — Hayat Güzeldir. 2 — Paraşüt Taburu. 3 — Kı-
Uçların Adaleti. HALK 1—69 uncu (Türkçe). 2 — istiklâl llerf (Türkçe)
İSTANBUL (22367) 1 — Kara Bahtım (31 kısım). 2 — Şövalye Kantoma.
KISMET (26654) 1 — Casuslar Çarpışıyor. 2 — Korsan Aşkı (Renkli).
MARMARA (23860) 1 — Fedailer Kalesi. 2 — Renkli Rüyalar.
MİI.LÎ (22962) 1 — Kısmet (Renkli). 2 — Kara Korsan. TURAN (22127) 1 — Acf Günlerim (tÜrkçe). 2 — Vatan Kurtaran Aslan (türkçe). 3— S&lâhaddlnl Eyyub! ve Haçlı Seferleri (türkçe).
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 — Vahşi Koşu. 2 — M artan m Aşkları.
KADIKÖY CİHETİ HALE (60112) 1 — Pranga
Kaçağı. 2 — Renkli Besteler OPERA (68714) 1 — Casuslar Çarpışıyor. 2 — Genç Dul. SÜREYYA (60862ı 1 — Sefahatin Sonu. 2 — Güzellik tlâ-besi.
ANKARA:
ANKARA (23132) 1 — Cennet Kuşu. 2 — Lizbon Matahari-»I.
BÜYÜK (15031) 1 — Manon. 2 — Tulso.
CEBECİ (13846) 1 — Ali Babanın Rüyası. 2 — Cennet Perisi.
PARK (11131) ölmez Aşk. SUS (14071) 1 — Esir Kız. 2 -Sevmek Hukkı.
SÜMER (14072) 1 — Kovboy Kanunu. 2 — Haydut Avı.
ULUS (22294) 1 — Unutulan Yıllar. 2 — Aynlmıvnhm.
YENİ (11010) 1 — Dalaverecilere Şantaj. 2 — Yıllardan Sonra.
GAR GAZİNOSUNDA: İtalyan vo İspanyol Revüleri.
İZMİR:
TAYYARE 1 — Londra Bataklıkları. 2 — Kara Şcvtan MELEK 1 — Kara Maske.
2 — Yaşayan Hayalet.
LALE 1 — Kahraman Harp Muhabiri. 2 — Çalınan Taç,
3 — isimsiz Kahraman.
TAN 1 — Kahraman Harp Muhabiri. 2 — Çalınan Taç 3 Yalmalz Kahraman.
Alay
Feda-
Beyoğlu 14644 Ankara 00 İstanbul 24222 İzmir 2222
Üsküdar 60945 K. köy 60S72
Karşıyaka 15055
SIHHÎ İMDAT
(. .t* .
Istanbul Beyoğlu Anadolu yakası Ankara
İzmir
44995
60536
91
2251
ECZANE
EMİNÖNÜ: İstanbul (Eminönü) — Haşan Hulûsi (Ktlçük-pazar) — Abdülkndlr (Alemdar) — Süreyya (Kumkapı). BEYOĞLU: Klnyoli I Mer-
kez) — Kemal Fındıklı (Galata) Nişantaşı (Şişil) oğlu ıHasköy) — Yeni ran (Kasımpaşa).
FATİH: İsmail Hakkı zadebaşı) — Zlva Nuri saray) — Yedlkule ya) — Nazun Malkoç remin!) — Ahmet Suat ratrümrük). — Hnylm (Fener).
EYÜP: Evllpsultan. BEŞİKTAŞ:. Vldln — köy — Gıyaırddln Dlvanhoğ-lu (Arnavutköy) — Merkez (Bebek).
KADIKÖY: R. Muhtar — Fe-ncryolu — Erenköy — A. Cafer Çağatay (Bostancı). ÜSKÜDAR: Selimiye. HEYBELİ A l)A: H. Halk.
BÜYÜKADA: Halk.
ANKARA: Yeni — üniversite — Bayar.
İZMİR: Yardım (Alsancak)
— Halk (Basmahane) r-Cumhuriyet (Eşref paşa) — Rlrllk ıkemeraltı) — Karantina (Yalılar)
Klnyoli
Sıhhat (Merkez) — Rcbul (Taksim) — (Galata) — Tuna — Aaım (Şişli) — Ha» rı-Tu-
(Şeh-(Ak-(Samat-(Şeh-(Ka-Berk
Orta-
YEN’İ 1 — Monte Krlsto ve İntikamı. 2 — Tarzımın Hazînesi. 3 — Ormanlar Kıralı.
ELHAMRA 1 — Aşksı» Yıllar. 2 — Şarlatan,
Bu gidişin devlete ne kadar pahalıya malolduğunu nihayet takdir eden Milli Eğitim Bakanlığının. okul kitaplarının şimdilik bir kısmını serbest bıraktığını. gelecek yıldan itibaren de tek kitap usulünü tama-miyle kaldıracağını öğrendiğimiz zaman sevinmiştik. Sevinmekte haklı imişiz. Çünkü, bayramlarda ve yılbaşlarında, piyasaya yüzlerce yeni kitabı birden sürerek âdeta bir damping yapan Bakanlığın karşısında elleri böğründe kalan e-mektar Ankara Caddesinde az çok hareket başlamış bulunuyor. Serbest bırakılan kitapları basmak üzere bir kaç şirket kurulmuş ve hayırlı bir rekabet başlamış. Bu rekabetten kalite üstünlüğünün doğacağını ümit etmek hakkımızdır. Nitekim, Bakanlığın bastığı kitaplann çoğu öğretim yılı başına yetiştirilemez, hattâ bazıları öğrencilere forma forma verilirdi, halbuki bir tâblln o-kul kitapları, derslerin başlamasına daha yirmi gün olduğu halde daha şimdiden masamın üstünde sıralanmış duruyor. Bu kitaplar, diğer şirketlerden ayrı olarak, böyle me-suliyetll bir işe tek başına atılmak cesaretini gösteren /?emj»4 Kıtabevinin eseridir.
Kurulduğu günden beri. Dünya muharrirlerinden tercümeler • serisi ile, Kültür serisi ile, en büyük muharrirlerimizin eserleriyle Türk kültürüne büyük hizmetlerde bulunan bu mües-sesenın bu teşebbüsünde muvaffak olması için gereken unsurlara mâlik olduğunu yakinen biliyoruz. Yeri küçük, fakat çevresi çok geniş olan Remzi Kitabesinin etrafında toplanan değerli meslektaşlarımın geceli gündüzlü nasıl çalıştıklarına şahit olduktan sonra, onların bu fedakârlığını burada şükranla anmak benim için bir zevktir. Elde ettikleri eserler onların mükâfatı olacaktır, çünkü bu kitapların Türk çocuklarına faydalı olabilecek şekilde, titizlikle hazırlandıklarına kaniim. Diğer şirketlerin ve tabilerin de bu sahada Remzi Ki-tabevi kadar titiz davranmalarını ve muvaffak olmalarını temenni ederiz.
Bu sütunda hepsinden etraflıca bahsetmemiz*, imkân olmadığından, Remzi Kıtubcvmın bu öğretim yılı için yayınladığı o-kul kitaplarının adlarını ve yazarlarını bildiriyoruz; 1) İlkokul kitapları: Tabiat Bilgiet, Sınıf IV, Bedii Tardu ve Mıtat ili tarafından; Aile Bilgim, Sınıf IV ve V. Şevki Erkson ve Ayhan Erkson tarafından; İlkokullarda Müzik, Simi IV veV. M. Hulûsi Öktem tarafından; Ortaokul kitapları; Tarih, Sınıl I; Tarih, Sınıf II; Tarih, Sınıf III, Emin Oktay tarafından; Matematik, Sınıf I, İsmail Gökmen tarafından; Alıştırmalı Dil Bılgusı, Sınıf H ve İH, M. Nihal Özön tarafırdan; Uygulamalı Dil BUytsı> Sınıf İH, Ali Ertan tarafından; Okullarda Müzik, Sınıf I, H, IH, M. Hulûsi Oktem tarafından. Lise kitapları: Edebi Bilgiler, Sınıf I, Nınat Sami Benarlı tarafından, Önıek Dil Bilgisi, Edebi Örnekler, Sınıf I. Haydar Edıskun ve Balıa Dürder taıatından; Tarih, Sınıf I. Niyazı Akşit ve E-nıın Oktay tarafından; Genel Coğrafya, Sınıf I. Nııreddın Seçkin tarafından; Kimya, Sınıf I. Mıtat ili tarafından; Edebiyat Bilgilen, Sınıf I, İsmail Hablb Sevük tarafından; Yazmak Sanatı ve Kompozisyona Giriş, M. Nihat Özön tarafından; Tanzınıattan zamanımıza kadar Türk Edebiyatı Tarihi, Sınıf 111, Hıfzı Tevfik GÖnensay taralından. Estetik, Profesör Su-ut Kemal Yetkin tarafından; Loparitmu.* Nusret Kürkçüoğlü tarafından.
R
A
D
Y
0
L
A
R
Son zamanlarda Birleşik Ameri-kada muhtelif derecelerde eğrilir bükülür şekilde yeni plâstiklerin inkişaf ettirildiği bildirilmektedir. Yeni geliştiren bu plâstikler yağ ve asitlerin tesirleri neticesinde husule gelecek aşınmalara karşı gayet mukavimdir. Plâstikler gayet hafif ve yüksek hararete büyük ölçüde dayanıklıdır.
Yeni plâstikler daha ziyade yüksek kudretli ucuz Alet imalatında İstimal edilecektir. Makinelerde İstimal edilen bu gibi plâstiklerin ale-lâde modellerin birkaç haftada aşındıkları yerlerde bir yıldan fazla mukavemet ettikleri bariz bir şekilde müşahede edilmiştir. Yeni plâstikler aynı zamanda elektrik mücerrldl, mahrukat pompası parçası ve diğer hususlarda istimal edilebilecektir.
Plâstikler Oa tabaka, müş parça mektedlr.
HEnrup” markası altın-çubuk, boru ve dökül-hallnde piyasaya sürül*
GELECEK OLAN VAPURLAR
6.00 ülgen, Kar ablandan. — 7.00 Çorum, Islccndorundnn.
— 8.no İskenderun, izmlrden.
— 20.00 Sus, Mudnnyadan. — 22.30 Bandırma. Bandırmadan.
GİDECEK OLAN
VAPURLAR
3.00 Trabzon, Karsdcnlze,— 4 00 Necat, lncboluya. — 8.00 Bandırma, Bandırmaya. — 9.00 Sus. Mudnnyaya. — 17 00 Marnkaz, Mudanynyn — 17 00 Mersin, Ayvalık • izmlre — Hi.oo Seyyar. Karslılgaya.
GELECEK OLAN
TRENLER
7.10 Toros. — 8.30 Ankara.
— 9 16 Ankara (Eks.). — 22.20 Semplon.
GİDECEK OLAN
TRENLER
8.20 flrmpion (Avrupa)
18.10 Ankara. — 20.30 Anka ra.
ANKARA:
7 30 Açılış, program ve M S. Ayan. —7.35 Kuranı Kerîm. — 7 45 Haberler. — 8.00 Saz eserleri ve jarkılar (pl), — 8 15 Hafif melodiler (pl). — 8.25 Günün programı ve hava raporu. — 8.30 Schııbert 1 No. lu Trio (pl). — 9.00 Kapanış.
12.28 Açılış ve program, — 12.30 M S, A-yarı. — 12.30 Şarkılar. — 13.00 Haberler. — 13 15 Vals festival orkcştrası çalıyor (pl).— 13 30 öğle Gazeteni. — 13.45 Filim müzikleri (pl)» — 14.00 Hava raporu, akşam programı ve kapanış,
17.58 Açılış
yarı.
ve program. — 18 00 M. S. A-
JSı'ıO İncesaz. — 18.30 Konuşma. — 18.46 Sinema orguyla melodiler (pl). — 19.00 M.S. Ayarı ve haberler. — 19.15 Tarihten bir yaprak — 19 20 Klflslk «az eserleri ve oyun havaları. — 20.00 Lled'ler (pl). — 20 15 Radyo Gazetesi. — 20 30 Serbest saat. — 20 35 Salon orkestrası çalıyor (pl). — 21.00 Tür-klycde MarshaU Plânı. — 21 15 Senfonik pnrçalnr (pl). — 22.00 Konuşma. — 22 15
Dans orkestraları çalıyor (pl). — 22.45
M. S. Ayarı ve haberler. — 23 00 Program ve kapanış.
İSTANBUL:
12 57 Açılış ve programlar — 13 00 Haberler. — 13.15 Büyüle orkestralardım hafif müzik (pl). — 13 45 Şarkılar. — 11 20 Serbest saat (Konuşma veya müzik). — 14.30 Şarkı
ve türküler (pl). — 14.43 Orkestra eserleri (pl>. — 15 00 Programlar ve kapanış.
17 57 Açılış ve programlar. — 18.00 Hafif akşam müziği (pl). — 18 30 Yurdun her köşelinden deyişler ve Söyleyişler. Tertip ve idare eden: Nedlms Otyam. — 19 00 Haberler. — 19 15 İstanbul haberleri. — 19.20 Piyano düoları (pl), — 19.30 Radyo senfoni orkestrası konseri (Beethoven.. Senfoni No. 6
— 20.10 Müzik dünyaaından çeşitli örnekler (ph. — 20.30 Şarkılar. — 2100 îlctleadl bahisler. Konuşan: Prof. Hazım Atıf Kuyu-cak. —.21 10 Tenor Caruno ve Gigll den opera. — 21.30 Fosil heyeti konseri. — 22.10 Orkestra enerleri ipi). — 22 20 Saz enerleri. — 22 45 Haberler. — 23 00 Dan» müziği (pl). -23.30 Programlar ve kapanış.
LONDRA:
7 10 Nat Teınplo ve orkestrası (10.76 m.)
— 8.00 Dinleyici İstekleri (19.78 m.). — 12.30 Beethoven 6 ncı senfonisi (10.76 m.), — 13.30 Fred Hartiey orkestrasından müzik (16 84 ra.), — 15 16 Serenat. — 16.30 BBC Varyete orkestram konseri. — 17.16 BBC Northern orkestrası. — 18 16 Caz Kulübü» — 10.16 Yeni plAkları takdim ediyoruz. — 21.30 Promc-rint konserlerinden naklen yayın - Beethoven programı (Coriolnn, 3 ünci) piyano konçertonu. 4, üncü senfoni). — 23 15 Operalardan parçalar.
Bu kitaplardan dil ve edebiyata alt olanlarından bu sütunda ayrıca bahsedeceğiz. Diğer Uim şubelerine ait olanları hakkında, bu sahalarda ihtisası o-lan meslekdaşların tenkidlerinl beklemek daha yerinde olur. Ancak, umumiyet itibariyle, lâboratuvar noksanı gözonünde bulundurularak, bu kitaplarda, bu boşluğu telâfi etmek mak-sadiyle bol resim bulunduğunu kaydetmek islerim. Şekiller. cetveller ve çerçeveler göze hoş görünen muntazam bLr manzara arzediyor. Dağılmaması için kitaplar dikilmiş ve sahifeleri kesilmiş durumdadır. Kitaplara Bakanlığın koyduğu fiyatlardan daha mâkul fiyatlar konmuş olması da ayrıca kaydedilecek bir husustur.
Remzi Kitabevinin okul kitaplarını meslekdaşlarıma takdim ederken. diğ( r tâbi ve şirketlerin yayınlamakta oldukları kitaplar çıktıkça, bu sütunlarda onlardan da bahsetmeyi vazife bildiğimizi ilâve etmek İsteriz.
• Evlül 1650
YENİ İSTANBUL
8ayfa 8
GÜNÜN EKONOMİK
HAREKETLERİ
“Avrupa Tediye Birliği,, kurulamıyor mu ?
Ingilterede yeni ekonomik tedbirler
MARSHALL Plânından İstifade eden Avrupa memleketlerinin kalkınmasını hızlandırmak İçin, kendi aralarında “dövize., ihtiyaç olmadan. serbestçe mai mübadeleainde bulunmaları makaadiyle kurulması düşünülen “Avrupa Tediye Birliği», ilk zamanlar Ingilterenin aykırı tekliflerine rağmen, uzun müzakereler neticesinde müspet yola girmiş bulunmakta İdi.
Pariste imzalanması her gün beklenen bu anlaşmadan yeni bir haber çıkmamıştır. İmzanın gecikmesi, bir takım teknik müşküllerden mi, yokta dünya durumunun son karışıklıklarından mı ileri gelmektedir* Bu hususta kati malûmat olmamakla beraber, her halde bir çok memleketlerin harp iktisadiyatının lüzum gösterdiği tahditler ve stok yapma programlan dolayıslyle. duraklama olduğu tahmin edilebilir.
Bilindiği gibi Avrupa Tediye Birliğinin esas mekanizması, üye devletlerin aralarında cins ve miktarını tâyin edecekleri mallarım, hiç bir muamele ve lisansa tâbi tutmadan •erbestçe blrbirleriyle mübadele e-debtlmelerlne dayanır.
üye devletler ilk evvelâ liberasyon rejimi ile serbest bırakılacak emtiayı tâyin 11e uğraştılar. Hükümetimiz de bu husustaki hazırlıklarını tamamladı ve hattâ konferansta mühim rol oynadı. İktidar değişikliğinden sonra dış ticaret rejimimizde yapılan tadilât bu esaslar gözönünde tutularak ayarlandı. Yeni dış ticaret sistemimizin 1 eylülden itibaren tatbikına başlanan İthalât kısmındaki A - IV listesinin, Avrupa Tediye Birliğinin imzasını müteakip, serbest liste makamına geçeceği de kuvvetle İleri sürülmektedir.
Diğer taraftan, Tediye Birliğinin nasıl işleyeceği de, Pariste resmen İlân edilmemiş olmakla beraber, tamamen malûm gibidir. Tediye Birliği iki mühim vazife İle mükelleftir. Birlik, üye devletler arasında bir nevi Merin p ofisi hizmetini ifa ederken aynı zamanda bu memleketlerin para fonunu yani onlann müşterek bir bankası vazifesini de görecektir.
Üye devletler, meselâ her ay sonunda, aralarındaki borç ve alacaklarını birliğe bildirecekler, o da çok taraflı mahsup muameleleriyle her memleketin durumunu tesblt edecektir. Bu sayede üye devletler, muayyen müddetler sonunda, birbirlerinden alacaklı veyjı borçlu kalmayacaklar, Avrupa Tediye Birliğine karşı borçlu veya alacaklı durumda olacaklardır. İşte bu şekilde birlik, para fonu yani müşterek banka vazifesini yapmış olacaktır.
Borçlu kalan üyeler hemen borçlarını Ödemiyeceklerl gibi alacaklı olanlar da matlûplarını tahsil etmeyeceklerdir. Fakat bu borç ve alacakların ne miktarı, ne de müddeti
»onsuz değildir. Kabul edilmiş olan esas şudur:
Her memleketin Tediye Birliğine borçlanma veya birlikten olabileceği âzami marj memleketin diğer üye 1949 senesinde yapmış
carî mübadele yekûnunun yüzde on beşidir. Fakat her memleket bu
alacaklı ı Kota), o devletlerle olduğu tl-
% 15 in ancak beşte birini peşinen ▼e karşılıksız olarak istimal edebilecektir.
Beşte bir miktar tecavüz edildiği zaman ne olacaktır? Ona da şu çare bulunmuştur;
Alacaklı devlet beşte bir miktarın kota yekûnuna iblâğ edilmesine müsaade edecektir. Müsaade ettiği bu munzam kredi mukabilinde, mun-
Yazan: Ekrem Z. APAYDIN
zam kredinin yansı, kendisine altın olarak veya dolarla ödenecektir.
Borçlu devlet İse, beşte bir miktarı aştıktan sonra, kendi kotası limitine kadar yeniden borçlanabilecektir. Fakat bu fazla borcu, borcun miktarı ile mütenasip olarak, altınla ceste ceste ödemek mecburiyetindedir.
İşleme mekanizmasını hulâsa olarak İzah ettiğimiz Avrupa Tediye Birliği, hiç şüphesiz, Avrupa devletlerini kalkındırmak için yapılan Mar-shall Yardımına muvazi ve o yardımın hitamından sonra da İşlemeye devam edecek bir bünyeye sahiptir.
Senelerden beri beynelmilel ticarete ve binnetice dünya refahına engel olan şey döviz sıkıntısı İdi. Münferit anlaşmalar, takaslar, klerlng-lerle varılmak İstenen gaye elde edilememiş veyahut her memleket için aynı dercede faydalı olamamıştır. Halbuki Avrupa Tediye Birliği hiç değilse üye devletler arasında serbest mal mübadelesine İmkân verecektir. Bu suretle her memleket istediği yerden istediğini alabilecek ve İstediği memlekete de malını «atabilecektir. Serbest mübadele ve serbest rekabet İse pek yakın bir zamanda. sanayi memleketlerinde endüstrinin kuvvetlenmesini, zirai memleketlerde de mahsulün değerlenmesini ve kalitesinin yükseltilerek standardizasyonunu temin edecektir. İptidai madde ve mamul eşyaların serbestçe İthal ve İhracı bir çok müşkülleri yenecek, her sahada en ucuz, en iyi emtianın çıkarılmasını zorlıyacaktır.
Avrupa Tediye Birliğine muvazi olarak gümrüklerin indirilmesi ve İttihadı da tahakkuk ettikten sonra, beynelmilel pazarın bir saat gibi kolaylıkla işlemesine bir mâni kal-mıyacaktır. Fazla İstihsal, fazla mübadele ve fazla İstihlâk ise Avrupa-yı altın devrine kavuşturacak yegâne yoldur.
Çok fazla ümit bağladığımız Tediye Birliği ve gümrük indirme ve ittihadı müzakerelerinin inkişafında maalesef, Kore harbi dolayıslyle, bir duraklama olmuş veya olmak Üzeredir.
Hükümetlerin bir çoğu, muhtemel bir harp karşısında gafil avlanmamak için, ithalât ve İhracatın tahdidi, harp malzemesi İmali, harp stoklarının tamamlanması gibi tedbirlere başvurmak lüzumunu hissederlerken liberasyon rejimi ile ambarlarının kapağını açmak istemeyebilirler. Fakat biz o kanaatteyiz kİ, demokrasiler kolektif bir savunma plânı kurmak İçin gayret sarfeder-lerken ekonomi ve ticaretlerini de aynı anlayış zihniyeti İçinde İnkişaf ettirebilirler.
Romada tiitiinciiiük kongresi toplanıyor Eylülün 13 ünde Romada milletlerarası tütüncülük kongresinin toplanacağı yazılmıştı. Kongreye gidecek olan heyetimiz yarın uçakla Romaya hareket edecektir.
Heyet âzası m; İstanbul, İzmir Tütüncüler Demeği Başkanı ve umumî kâtipleri, maruf tütün tacirleri, Tekel İdaresinin tütüncülük kısmından üç memur teşkil etmektedir.
Toptancı kasaplar bir cemiyet kurdular
Şehrimizdeki toptancı kasaplar Etciler Cemiyeti adı altında bir cemiyet kurmuşlardır. Cemiyetin merkezi Karaağaçta bulunmaktadır.
Ticaret Bakanı ile Ingiltere Büyük Elçisinin dünkü nutukları
Ingiliz Ticaret Odasının tertip ettiği ziyafette konuşan Velibeşe, Ingilterenin Türkiyeden daha fazla mal almasını, Türkiyenin de Ingiliz sanayimden istifade etme lüzumunu belirtti
İngiliz Ticaret Odası tarafından. Ekonomi ve Ticaret Bakanı şerefine verilen ziyafette, Oda Başkanı lrad ettiği nutukta, Türklye-ln-gilterc arasındaki ticaret münasebetlerinin gelişmesi lüzumundan bahsetmiş, Ingilterenin İzmir Fuarındaki pavyonun ehemmiyetini tebarüz ettirmiş ve demiştir ki.
“Bugün serbest dünyanın her tarafında İş adamının sıkıcı telâkki ettiği hükümet kontrolüne karşı mücadele hususunda bir temayül mevcuttur. Diğer taraftan, hayatî ehemmiyeti haiz bir çok İhtiyaçlar da lâ-yıkiyle karşılananıamaktadır. Vo binaenaleyh hükümet mehafili. nıüba-yaat veya tevziatın murakabeye tâbi tutulması hususunda haklı olarak ısrar edebileceklerine kani bulunmaktadır. Oda namına hassaten şu noktayı tebarüz ettirmek isterim kİ. gayemiz serbest teşebbüs ve sağlam rekabeti desteklemek olmakla beraber. salâhlyettar makamatm da dünyanın hâlen maruz kaldığı iktisadi müşkülât ve buhranı bertaraf ve İzale için sarfedegelmekte oldukları gayreti ve üzerlerine aldıkları mesuliyeti ezhercihet takdir etmekteyiz.
Daha iyi bir anlaşmanın temini I-çin atılacak İlk ve basit adımlardan biri de tarafların yekdiğerini lâyı-kiyle tanımaları ve yekdiğerine itimat etmeleri keyfiyetidir.
Tertip ettiğimiz öğle yemeğine yüksek huzurunuzla şeref bahşetmiş bulunuyorsunuz. Bugün bu vesile ile burada büyük bir samimiyet ve ciddiyetle arzedeyim ki. sebest milletler arasındaki ticaretin gelişmesine matuf olan gayemizi teşvike büyük bir kuvvet vereceğinizden emin bulunuyoruz.,, înglliz Büyükelçisinin nutku
İngiliz Büyükelçisi Sir Noel Charles söylediği bir nutukta, Ekonomi ve Ticaret Bakanının bu ziyafette bulunmasından dolayı bir şeref duyduğunu, Türktyenin demokrat milletler arasında büyük bir rolü olduğunu tebarüz ettirdikten sonra. son senelerde her İki memleket arasında ticari münasebetler de ge-lişeme hasıl olduğunu izah etmiştir.
Büyükelçi bundan sonra İngiliz sanayiinin son bir kaç sene içindeki İhracat kudretinden bahsederek demiştir kİ:
“Birleşik Kırallıktan yapılan ithalâtın değeri sene be sene tacirlerin İstediği gibi artmadığı doğrudur. Bunun miktarı 16.6 milyon sterllng'dlr. Bu ise hayret verici bir şekilde zahire ihracının bir neticesi olarak Türkiye lehine sterlıng’in müstesna bir surette çoğalmasından ileri gelmiştir. 1949 yılında bunların kıymeti 13.5 milyon sterling ve 1950 yılında ilk altı ay zarfında 3.76 milyon ster-llngdlr. Maamafih, son rakam bütün bu senekl ithalâtın yekûnu ne olacağına bir delil sayılamaz. Haziranın son günlerinde Birleşik Kırallık tarafından tiraj hakkından verilen takriben 3 milyon sterling hesap haricidir. Zira yeni teşekkül etmiş o-lan Avrupa Tediye Birliği, Türklye-nln sterllngden daha fazla faydalanması için Türkiye mahsullerini bizim satın almamız İçin serbest bırakmıştır. Binaenaleyh mallarımız hakkında Türk pazarlarından bedbin olmamıza sebep yoktur.
Türk mahsullerini satın almamıza gelince, bunun geçen aenekinden daha iyi olduğunu görmekle memnunluk duymaktayım. İngiltere Ticaret Bakanlığına göre, geçen senenin ilk altı ayında 5.2 milyon sterlinge kıya-sen bu senenin ilk altı ayında 6.85 milyon sterling değerindedir. Bizim Türkiyeden satın alışımıza, Türkiye
Hükümetinin yakından alâka gösterdiğini biliyorum- Bu satın almamızın daha ziyade artmam hususunda ihtimam ve azimle çalıştığımı ekse-lânsınıza temin ederim, ithalâtımızın serbestlsl hakkında aldığımız tedbirler şayanı şükrandır. Bu suretle Türk İhracatçılarının İngiliz pazarlarına kolaylıkla hulûl edebilecekleri ümidindeyim.
Bir çoklarınızın başlıca gösterdiği alâkanın İngiliz mallarını Türkiyede satmak olduğu malûmumdur ve yine takdir ederim ki, ithalâtçı mümessillerine talih güler yüz göstermemiştir. Ekseriya sterlingln kifayetsizliğinden diğer memleketlerin blTnassa merkezî Avrupamn şiddetli rekabetinden İstendiği gibi iş yapmayı âciz ve semeresiz bırakmaktadır. Bazı hallerde, piyasaya bizimkinden aşağı kalitede ve daha ucuz mal teklif edilmektedir. Bundan başka, biz rakiplerimiz kadar çabuk teslimatta bulunamıyor ve onlar gibi uzun vâdeli krediler açamıyoruz. Avrupa Tediye Birliğinden cesaret a-larak biz ve diğer bütün üye memleketler biri birimizle bundan sonra evvelkinden daha serbest ve müsavi rekabet yapabileceğimizi ve hoş görmediğimiz alokasyon, kota ve saire gibi bize teveccüh edilen oklardan daha az mutazarrır olacağımızı ü-mit ederim. Birlik, üye devletler ticaretinin ıslahı İçin dikkatli hazırlanmış bir slstef İle çalışmaktadır. Bu demektir ki, murakabe İle her hangi diğer âza mmeleketler lehine farktan tevahhuş etmiyerek mallarınızı değerine satabileceğimize ümit ile bakabiliriz.
Diğer bazı memleketler mahsullerini düşük fiyatla satmak teklifinde bulunarak bir ço)( çeşit İngiliz mallarının Türkiyeden çekilmesine Bebep olunmasının heyecan ve ümitsizlik ya rattığını ticaret menablinde İşitmekteydim. Bugünkü mevcut rekabete karşı Türkiye pazarlarında faaliyet gösterememekteyiz. Maamafih, bundan ümitsizliğe kapılmaya mahal olmadığını söylemekle müsterih olduğumu beyan ederim. Pek tabiî olarak her istikamette rakipler» karşı muvaffakiyetle mücadele edemediğimiz Aşikârdır. Birleşik Kırallık mallarının plyssadakl vaziyeti fikrime göre pek sağlamdır. Biz her zaman uduz mal İmal edemiyoruz, Türkiye de her zaman ucuz mal İstememektedir. Büyük Britanya İle â-hiren yapılan anlaşmada bizim tekliflerimiz pek düşük değildir. Birleşik
PAPAZYAN
BtÇKÎ ve DÎKtŞ YURDU KURTULUŞ Yeni kayıtlara başlajulmış-tır. Feriköy Tepeüstü 116 No. Papazyan Apartmanı
MEMUR ALINACAK
Bir ecnebi müesseseye oldukça dolgun ücretle erkek memur alınacaktır. Türkiye Cumhuriyet tebaasından olmak, askerlik ödevini yapmış bulunmak, iyi İngilizce bilmek, genç ve memleketi tammış olmak şarttır.
İsteklilerin İstanbul P. K. 660 a müracatlan.
Kırallık mamullerinin bazıları bu pazardan şimdi çok pahalıdır. Fakat bu, bazı İngiliz imalâtçılarının aynı malı rekabet fintine teklif edemiyece-ği demek değildir Haber aldığıma göre, imalâtçılarımızdan biri elektrik motörlerimizi bundan böyle bu arada satamıyor, fakat diğer bir İmalâtçı bu rekabeti muvaffakiyetle karşılamaktadır. İngiliz İhracatının daha İyi bir hale geldiğini anlamanız için Birleşik Kırallığın son İhracat raporlarına bir göz gezdirmenizi tavsiye ederim. Bunlar gösteriyor kİ 1947 yılında ihracatımızın hacmi yüz hesap edilirse, geçen haziranda 157 ve bunun aydan aya kabarmaslyle 1947 nısıf yılı İle 1950 nısıf yılına kadar 141.5 milyon sterllngden 183 milyon sterlinge yükselmiştir. Görüyorsunuz kİ, bizim İhracat plânımız yavaş yavaş yükselmektedir. Bu suretle, ihracatımız bütün dünyada her türlü rekabetlere karşı koymakta ve muvaffak da olmaktadır. Binaenaleyh Türkiyede muvaffakıyetslzljğe uğramasına bir sebep yoktur.,
Ekonomi ve Ticaret B;.kanının sözleri
Bu nutuklara karşılık olmak üzere Ekonomi ve Ticaret Bakam ZUh-tü Velibeşe, verdiği cevapta demiştir kİ:
“Türkiye ve dost İngiltere, ekonomik bir kontrast göstermlyen, bilakis ticaret sahasında birbirini her cihetçe tamamlıyan İki bünyedir.
Nitekim iki memleket arasında çok eskiden bert teessüs eden ticaret bağlan Ingiltereyl Türkiye İthalât ve İhracatında daima ilk saflarda bulundurmuştur. Ingilterenin dünyanın her köşesinde, kalitesi ile temayüz eden mamûlleri, Tür-kiyenln geniş ve zengin ve her sahada İnkişafa müsait tabiî zenginlikleri her iki memleket piyasasını, realist iş adamlarının ciddi süzgecinden geçirerek, birbirine sıkı bağlarla bağlamıştır. Fakat bugünkü mübadele hacmi Türkiye ve İngiltere arasında elde edilmesi mümkün ticaret hacminin tamamını İfade etmekten uzaktır. Ingilterenin Türkl-yeden daha çok mal alması TUrkl-venln de makine ve sanayi mamûlleri ve ham maddeler ihtiyaçlarını Ingiltereden daha geniş nispetlerde tedarik etmesi lüzumuna şüphesiz sizin kadar ben de kaniim.
İngiltere sermayesine ve çok takdir edilen İngiliz mamûllerlne karşı bu memlekette geniş imkânlar sağlamak Türk efkârı umumiyesine tercüman olan hükümetimizin en büyük emelidir. Türk mahsullerinin de în-gilterede revacına ve tediye imkânlarımızı kolaylaştırmaya, arasında bulunmakla zevk duyduğum İngiliz Ticaret Odası dostlarımızın, müttefikimiz ve dostumuz İngiliz Hükümetiyle himmet sarfedeceklerinl kuvvetle ümit etmekteyim.
Bu güzel ve İnşirah verici emellerle İngiliz Milletinin refah ve huzuru, Majeste İngiliz Kiralının ve bütün hânedanının sıhhat ve saadeti için samimî temennilerimizi belirterek »özüme son veriyorum.,,
Londra. (Hususî) — Yeni müdafaa programına göre alınan tedbirler yavaş yavaş ortaya çıkmaktadır. Ordu ve askeri işler için ayrılan para şimdilik bütçede az bir yer kaplamakta ise de zaman geçtikçe geniş-liyecegine şüphe yoktur. Yeni tedbirlerin senelik masrafı bir sene sonra 68 milyonu bulacaktır. Bu yeni artışların yarattığı en mühim mesele endüstride ücretlerin aynı hadde kalmamasıdır. Şimdilik yalnız motör ve elektrik endüstrilerinde bazı tesirler ve değişiklikler görünmekte, diğer endüstrilerde İş eskisi gibi devam etmektedir,
İngiliz halkı arasında henüz panik yaratan bir hava ve anormal derecede istifçilik veya vurgunculuk yoktur. Bilâkis kumaş mağazaları ellerinde bulunan mallan satmak İçin uğraşmaktadırlar. Hattâ radyo ve elektnk teçhizatı tacirleri bile müdafaa programının talepleri karşısında stoklarını arttırmayı düşünmemektedirler. Maamafih oyuncak ve lüks eşya imal edenler, kereste, maden halltalan, kauçuk ve buna benzer ham maâde-ler İçin yüksek fiyatlar ödüyorlar. Fakat mal kıtlığı yoktur. Halbuki A-merikada mal kıtlığı yüzünden müstehlikler ham maddeler için çok yüksek fiyat ödemektedirler.
Avustralya yün satışlarında cari fiyatlar Ingiliz yün endüstrisini endişeye düşürmektedir. Herkes umumiyetle yeni mevsimde flyatlann yükseleceğini ve satışların hararetli ola
Sayın doktorlarımızla bilumum hastahanelerimizin Nazarı Dikkatine:
En son teknik evsafı ve malzeme üstünlüğünü haiz, aynı zamanda rakipleri arasında en ucuz
ÇEKOSLOVAK MAMULATI ünit, Fotöy, Diş Röntgeni
ve diğer bilumum Diş Apareyleri
15 mlllamperden 800 millampere kadar muhtelif Röntgenler (radyoskopi ve 'radyografi için) Dlaterml, Elektroşok, Ultra-viyole. Enfraruj, Metabollmetre, Galvanofaradik. Sterilîzatör Termostat, ameliyat masası, Kuvöz, Narkoz, ameliyat lâmbası, tnhalatör. Pnömotoraks vesair cihazlar...
Alâkadarların firmamızı ziyaretleri menfaatleri icabıdır.
Türkiye Genel MümessüJ :
MEHMET KAVALA
Tahir Han Galata Tel: 40430 • 42673
Telgraf: Lâmet tst Teşhir ve Satış Mahalli :
Tepebaşı ALP Oteli altında
• *•
İzmir Fuarında Çekoslovak paviyonunda teşhir edilmekte olan son model her türlü tıbbî v» diş tababeti cihazlarımızın zengin çeşitlerini tetkik ediniz.
=- SAYIN HALKIMIZA _
ZİYA BOYER ECZANESİ
Reçeteleriniz, tanınmış fabrikaların saf İlAçlan île İtinalı olarak yapılır. Yeril ve ecnebi müstahzaratın muhtelif şekilleri emrinize âmadedir.
ZIYA BOYER ECZANESİ
Karaköy, Tünel yanı
1922 günleri
|— BİÇKİ - DİKİŞ DERSHANESİ
| Müdürü : Noemi Asaduryan — Tesis tarihi : Kayıtlara başlanmıştır. Pazartesi, çarşamba cuma
H 10 dan 16 ya kadar.
■ Biçki ve dikiş Fransıa metodu üıerlne kısa »amanda ötrctlUr ve
■ musaddak diploma verilir.
Dershanemizden mezun talebeler biçki - dikiş dershaneni ve atölyeler açmıştır.
B ADRES t Gedlkpasa, Bail Paya Yokuşu, Eılrol KemaJeddln »okak No. 1. Bay Vahram Asaduryan cccahanesl üstünde — İSTANBUL.
cağını tahmin ediyordu. Fakat hiç kimse fiyatların bu kadar yükseleceğini aklına getirmemişti; şimdi bazı firmalar bu enflâsyon fiyatları karşısında kâfi miktarda stok finans» edemlyeceklcrlnden müştekidirler.
Amerika İle Rusyanın İhtiyaçları r-lan yünü diğerlerinin vaziyetlerini düşünmeden temin edecekleri tahmin edildiği İçin vaziyetten korkulmaktadır.
Amerika ordu için muazzam miktarda yün lstomektedir. İngiltere dahilinde ise, Avustralya yün fiyatları daha piyasaya tesir etmediği halde müşteriler yünlü kumaş almaktan İmtina etmektedir.
Rusyaya İhracat
Mr. Churchlll radyoda yaptığı bir konuşmada Rusyaya makine İhraç e-dllmesi hakkında bir şeyler söylemişti. Bu sözlerden sonra bütün hafta fabrikatörler ile lşçüer arazında lehte ve aleyhte bir sürü münakaşalar vuku bulmuştur. Fabrikatörler makinelerin ihraç edilmemesini istiyorlar. işçiler İse böyle düşünmemektedir. Hükümet bu mevzuda bir fikir beyan etmemiştir. Fakat umumî kanaat “pirenin deve yapıldığıdır,,. “Bazı makLne akşamının gönderilmesinde siyasî veya askerî bir mâna aramamak lâzımdır,, diyenler de vardır. Fakat İster İstemez mesele büyümüş ve Ingiliz - Rus ticarî münasebetlerine gelip dayanmıştır. Yakında bu dikenli dâvanın halledileceği ümit e-dllmektedlr.
7/IX/1950 Perşembe
Borsalarda vaziyet
İstanbul Ticaret Borsası
İstanbul Borsası
İzmir Ticaret Borsası
New-York Borsası
Devlet Tahvilleri
Kapanış
İstanbul
Bugün
Altınlar
Adana Ticaret Borsası
Londra Borsası
Trabzon Ticaret Borsası
Şirket Tahvilleri
Gümüş, Platin
Bradford Piyasası
Eskişehir Ticaret Borsası
Icvtşre Frangı
İskenderiye Borsası
Ecnebi Tahviller
Mıcır Krrdl Foncive 1903
letiknun istikrarı
Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
8on Kapanıp
Bankafli Tertip A/Û.
Eald Kapanış
Külçe Ye»l Or Külçe üeguııa
Cumhuriyet Kcşat Hamli Gulden .....
tngui» .....
Frknoır kok Napolâon ııj taviçfe ....
BuRday yumuşak Öuftday cert
Arpa ••••••• ..mm».*. .
Tatlı tabumlar ı
Ayçiçeği tohumu • Keten tohumu Kendir tohumu SuKam ..............
Yer fıetığ) kabuklu
tenekell) ■ıra) çıplak)
Keten tohumu (ToQU=Starllng)
Bombay
(Cal küte •••••*.«*•».
Yor fıetığı Hindistan ............
Sterling M Dolur .....
Pr. Frangı taviçro Fr Beiç. VY leveç Kr... Florin Liret
Drnhml .... Kecoudoe
FINDIK
a) %ö0 randımanlı kabuklu tombul .. b) tç ura kontrollü «
Gümüş Gr Platin M
Hum derileri
Sığır eaJamura (kasap) EQ. Keçi turdu kuru kllocu Koyux> bava kurucu kil ocu
.....
Mumca. Senet.
Müdafaa I M. Demiryolu IV _ Demiryolu V ... 1949 Ikramıyeü Diğerleri Demiryolu VI
İzmir
Uaüm çekirdekıd» No.»
İncir A serisi No. 8.... •• B serisi No. 108
Akala . t .....
A kala 11------
Akala (II-------
yeril ..........
yağı (rafine) ... çekirdeği-------
r ti m uk (Knnian^'l'allnrı) Ashmoııni Kısa elvuflı F/Q Karnak Uaun nlvaflı F'U
Zürich Borsası (Serbest)
194) Kalkınma
Almanyaya vesajka müstenit olmak «liretiyle üzüm İhracına başlanması ve 20 eylülde Almanların aatınalma fiyatlarım belli edecekleri hakkında ihracatçılara gelen haberler düşmek temayülü gösteren üzüm plyasaaının bugün de gerilemeden tutunmasını İcap ettirmiştir. 700 çuvaı üzüm satılmıştır. İncirde durum bir gün evvelkinin ay. nadir. Bugün panmık piyasası yeniden hararetlenmiş ve Tarlş alivre 500 ton p&mıığıı 285 kuruştan Batmıştır. Tarlşin bor şada görünmesi cesareti arttırıcı mahiyettedir.
Devanı İç ECkstrs (ri
Kuru tlıüm
rhompcoD
Krtrn tabumu (öurçcll-Mİnneapolin ..........
Kalay (Llbrea!=8cnt) Levha-teneko (100 libre dolar)
ye UUspicra gora taayyün edan takribi p^yaca değerleri.
Aksla T(Hatay)
Akala L1 ...M.
Akala III______
yerli t yerli LL
Nebati Yağları
Zeytinyağı (tttt. Susam vağ) ( Kaf
Ayçiçeği (Hnfinc Fındık vağı lÇürük ı
i* C. Ziraat Anadolu D Y
Karo Meyyıılar ı
(Tındık (kabuklu stvrl) Fındık (İç tombul 1050) Ceviı (kabuklu) •e» »«eeM ••• Covl» (İç natürel)-----—
LL.a.M. I •••»»•• 1 ..(.»m
Sivas-Drzurum I... •• ıı.-vıı... Demiryolu l.M •• rı
İyi mn) (Llbrofll=Fiyat) Sıra malı
Anadolu m
ITakya w w
Hutday (Buşcü=Sent)
Sert Kış mahsulü No. 3
Kırmızı “ *• No. 3
Pumıılt Mlddllng (Ldbreal^Sent) hîkim ••••••«•••••••ye•••••••••••ae•ec•
Aralık
Mart ....................
Tiftik (Llbrest=8cnt) _____________
Teksas No. 1 ......
hindik (Ltbresl.Bent)
Kabuklu yeril İri .......
orta .«■ ..«.«■ m—.
ithal malı iç ithal malı--------
( Libresi = Sent) •eeaee çekirdeksiz seçme
Dolar)
Hububatı
Buğday yumuşak (Tüc.) Buğday Qfls
Arpa yemlik (dökme) Mısır san (çuvalı) Fasulye tombul ..........e-
Fasulye Çalı sert Kuşyenol •••»«•••••m
Mercimek kırmızı kabuk-Mercimek yeşil •«•»*••»« ■■ ■ ses ■■■ Nohut natürel ------------,---
Dokuma ilam Maddeleril
Hftlk (ons mal) ......—
riruu (Natürel) .......-
Yapak Trakya (Kırkım)
Ticaret Borsacında fındık, tatlı badem İçi gibi kuru meyvalar üzerine hararetli İşler olmaktadır. Bu suretle iç fındık fiyatı 313 kuruşa kadar yükselmiştir.
Dün muhtelif kalitede zeytin yağlar üzerine de her glınklne nispetle daha fazla satış cereyan etmiştir.
Kambiyo, Esham ve Tahvilât Bor-sasında yalnız % 6 faizli birinci, ikinci. Üçüncü Kalkınma tahvllhri üzerine iş olmuştur. Altın piyasası düne nazaran biraz daha canlıdır.
Z3D 1950
Durumu
TUrk Lirası Dolar
. •• disriinıc .••••••••« Frennır Frangı
ikramiyen tahviller 1933 Ergaai ........
I93d ikramiyen ....
Milli 1941 194)
V2
AR
Şirket Hisse Senetleri
T C Merkes Harikası 124.— 120.26
Türkiye is Bankası — 30.—
Türk Ticaret Bankası â- 6.-
Aralan Çimento IS 20 16.26
Sark Değirmrnclll» T 23 26 23.60
Mim Reımürıtn» 16,- 16.26
£sid kuı
m—
233.—
»40
39.40
3A60
O.-
U
3.®
99.—
T.30
Tl.—
73.—
M.—
«5 —
82.—
101.88
Sayfa 6
8 Eylül 1950
YEŞİL BAHÇE
(
4
TÜRKİYE MÜMESSİLİ
4
İZMİR
RI
1
I
i
A
DANn
Marslıall Yardım Plânı gereğince ithal ettiğimiz
TENİ I R T AN B UL
A
Posta Caddesi No. 21/A Basmahane, 9 Eylül Meydanı
4
Çakmak Caddesi No.
ANKAR
B A YA S BİRADERLER
t
9
EN İYİ ÇİKOLATA
Kış aylarında çürümez, sonbaharda ekllmlye mahsus İNGİLİZ ÇİM TOHUMU getirilmiştir.
G. E. SAPUNCAKİS
KANADANIN DÜNYACA MEŞHUR TRAKTÖR «e ZİRAAT ÂLETLERİ
İstanbul ve Ankara müesseaeterinden arayın ta
İstanbul Telf.: 41758 Ankara Telf.: 14155
Çim tohumumuzu ekmek İçin yağmurlu havadan İstifade ediniz.
İzmir Yollar 2. Bölge Müdürlüğünden:
1 — Eksiltmeye konulan İş: İzmir Selçuk yolunun 30+525—39+250 Km. teri arasında 23 menfez tevsii İşi olup keşif bedeli 43013.45 liradır.
2 — Eksiltme 21/9/1950 tarihine rastlayan perşembe günü saat 11 de Yollar 2. Bölge Müdürlüğünde toplanacak komisyon huzurunda kapalı zarf usuliyle yapılacaktır.
8 — Eksiltme evrakı mesai saati dahilinde bölge kalemin-do görülebilir.
4 — Eksiltmeye girebilmek için:
a — 3226 liralık geçici teminat yatırmaları.
b — 1950 yılı Ticaret Odası belgesini haiz olmak, o — Bu iş öneminde bir İşi İyi surette başarmış veys denetlemiş olduğunu gösterir belgeleriyle eksili mc gününden üç gün Önce dilekçe İle müracaat ederek yeterlik belgesi almalan.
5 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun çerçevesinde hazırla yacaklan yükleme mektuplarını eksiltme günü saat 10 a ka»
dar makbuz karşılığında komisyon reisliğine vermeleri 1&» zımdtr.
Postada olacak gecikmeler kabul edilme». (121027.
COCHSHUTT-JS'TILUR COMEIME
Çiftçilerimize Müjde
Beklemekte olduğunuz TRAKTÖR, ZİRAAT ARABALARI ve bilumum makinelerimiz gelmiş ve bol yedekleriyle emrinize arzedilmiştir r
M ATAŞ TİCARET T.A.Ş.
İSTANBUL - GALATA, TAHİR HAN No. 13-17
ziraat
İzmir fua
59 İZMİR ENTERNASYONAL FUARINDA Paviyonumuzda Traktör ve Ziraat Makinelerimiz teşhir edilmektedir
Dr. ABREVAYA
11 eylül pazartesi gününden itibaren hastalarını kabul etmeye başlayacaktır.
BİSİKLET
FENERLERİNİ
HER YERDE ARAYINIZ
taksim . İstanbul
Beyaz; mevcut.
MENGER
9/1 Tel : 41442
AHMET VELİ
Cumhuriyet Meydan! no
BULMAC
Soldun
1 — Frannnda İnam edilmiş olan meşhur icadın casu». 2 — Halk; Güzel. 3 — İstanbul kazalarından ; Romancı Kristl’nln birinci adı. 4 — Yapılanlar. 6 — İstikbali keşfeden; Lâkırdı. 6 — Dokunaklı »öz; Nida. 7 — Genişlik; Nota. 8—Edevatı nok-(san»ız (iki kelime) 9 — Söyler; Mâ bu t; Yapma. 10 — Benzer; Lâkırdı.
Yukarıdan aşağı:
1 — Sevdalı; Sempl. 2 — Eski bir Türk devletine mensup; Hayvan ölünü. 3 — Şansı 4 — Pek çabuk yapılan. 5 — İki harf; Elemanlar. 0 — Bir renk; Fl-raş. 7 — Peksimet. 6 — Kavrama; Deniz ölçüsü. 9 — Kuru çayır; Bir dayak şekil. 10 — Bildirme; Temizlenme veri.
DCNKtl BULMACANIN HALLİ Soldan kuğu:
1 — Talihi yok. 2 — Amirane; A.A 3 — Lfımartln. 4 — Elâ; Asabi. 5 — Harç; Dal. 6 — t»; Kc; İmlâ- 7 — Komutan; Ay. 8 — Akar; Zam. 9 — Taç; Kazan. 10 — İradı pek az.
Yukarıdan a?nğı:
1 — Talebi kat.!. 2 — Amel; Sokar. 3 — Hâmil; Maça. 4 — îra; A-kur. 6 — Hâr; Ret. Kİ, 6 — intaç; Azap. 7 — Yel»; Ezani. 8 — Nahn. Hak. 9 — Ka; Bâlâ; Na. 10 — Ali dayı.
Türk Bayanları
BtÇKİ-DİKİŞ TERAKKİ YURDU
SUMERBANK
Vadeli ve vadesiz tasarruf mevduatı
Kayıtlar başlamıştır. Pazardan maada her gün saat 10 dan 17 ye kadar müracaat kabul olunur. Altınbakkal (Radyoevi karşısında Bâbtl sokak No. 63 - Telf.: 85700
2 - 11 - 1950 çekilişi
İkramiyesi 18,500 liradır
30 EYLÜLE KADAR
En az 100 liralık hesap açanlar da keşideye katılırlar. Bu hesabın çekiliş tarihine kadar idamesi lâzımdır.
Her 100 lira için ayrı bir kur’a numarası verilir. İkramiyelerin vergisi bankaya aittir.
SÜMERBANK, mevduata en yüksek faizi vermektedir
Şube: Galata, Bankalar Caddesi
Ajans: Bahçekapı Yeni Postahane caddesi.
İSTANBUL BELEDİYESİ İLÂNLARI
Yulaf ve sap saman alınacak
İstanbul 111 Damızlık Aygır Deposu hayvanlarının İaşeleri için muktezl kilo muhammen fiyatı 23 kuruştan ile kilo muhammen fiyatı 11 kuruştan 55 ton sap lı zarf usuliyle satın alınacaktır.
Tahmin bedeli 21.000 Hra ve ilk teminatı 1575 namesi İstanbul, Divanyolunda Belediye merkez Zabıt ve Muamelât Müdürlüğünden alınacak veya
İhale 18/eylül/1950 pazartesi günü saat 15 U
tediyesi merkez binasında müteşekkil Daim! Komisyonda yapılacaktır.
İsteklilerin İlk teminat makbuz veya mektubu ve 1950 yılı Ticaret Odası vesikasını havi olarak hazırlayacakları kapalı zarflarını ihale günü saat 14 de kadar Daimi Komisyona vermeleri lâzımdır. (12042).
65 ton yulaf saman kapa-
liradır. Şart-binaaındaki görülecektir. İstanbul Bo-
Şehrimizin en eski Mobilya Mağazası Sağlam ve zarif en son model MOBİLYALAR
* i
Adres: Daire tramvay durağında No. 239 Beyoğlu: Tel: 41768
Devlet Orman İşletmesi Eğridir Müdürlüğünden:
1 — İşletmemizin Cire bölgesinin İstasyon deposu İstif yerinde mevcut 873 adede denk 100 metreküp 027 deslmetreküp çam kerestesi bir parti halinde 31.8.1950 tarihinden itibaren 15 gün müddetle açık arttırma suretiyle satışa konmuştur.
2 — Açık arttırma 20.9.1950 çarşamba güntl saat 15 te imletmemizde toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
Beher metreküpünün tahmini bedeli 110 liradır, Her parti için yüzde 7,5 hesabiyle geçici teminat alınır.
3 — Bu İşe ait şartname Anknrada Orman Genel Müdürlüğünde. Ankara. İstanbul. İzmir. Eskişehir, Denizli, Burdur ve Antalya işletme müdürlüklerinde, işletmemizde. İsparta, ş.Karaağaç, Keçiborlu, Konya orman bölge şefliklerinde görülebilir.
4 — isteklilerin belli gün ve saatte müsbit evrak ve İlk te-
mlnatlariyle müracaatları. (12173)
GENERATOR
U S. Motors marka 10 ve 15 KW mazotlu generatörlerimis Amerikadan geldi. Okey Ltd. Galata Havyar Han No. 48
DEVLET DENİZYOLLARI İLÂNLARI
Tesis etmiş olduğumuz Şimali Avrupa muntazam yük postasının beşinci seferine ll/eylül/1950 pazartesi günü (Malatya) vapuru kalkacaktır.
Gemi. îzmir, Pire, Havr. Anvers, Rotterdam iskelelerine uğrayarak Hamburg’a gidecek ve Rotterdam. Anvers. Dun-kerque. Pire ve İzmir’e uğrayarak İstanbul’a dönecektir.
Toplu yük temin edildiği takdirde yol üzerinde bulunan diğer limanlara da uğratılması mümkündür.
Fazla malûmat almak için acenteliğimize müracaat edilmesi rica olunur. (12203).
İLÂN
Murgul Bakır İşletmesi Müdürlüğünden :
1 — İşletmemizin 1951 senesi İhtiyacı olarak 1500 ton sönmemiş kireç alınacaktır.
2 — Kireç şartnamesi Ankarada Etlbank Umum Müdürlüğü Murgul Tesis Bürosundan. îstanbulda Etlbank İstanbul Şubesinden, Murgulda İşletme Materyel Servisinden temin edilebilir.
3 — İhale 25 eylül 1950 pazartesi günü saat 15 te Murgulda İşletme Direktörlüğü binasında açık eksiltme suretiyle yapılacaktır.
4 — İlgililerin 6750 liralık muvakkat teminatı şartnamedeki esaslar dahilinde İşletme veznesine yatırarak mezkûr gün ve saatte ihaleye iştirak etmeleri lâzımdır.
5 — İşletme, ihaleyi yapıp yapmamakta tamamen serbesttir.
Comments (0)