Beyoğlu - Müellif Caddesi 6 - 8
Posta Kutusu 2100 Beyoğlu
İlânlar: 6 ncı sayfada santimeb resi 2 liradır. İlânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
Telefon : 44756 - 44757 Santral
Telgraf Adresi : Hetlo. İstanbul
îç politika
İktisadî devletçilikten ayrılırken
DEMİRPERDE arkacında kalan
ıııpıiilekotlcrden başka medeni â-It'in, artık serbest sistemin milletler İktisadiyatında esas olduğu kaidesini »tiniz kabul etmez bir tarzda ortaya koyarken, bizim de şimdi bunu kabul etmekliğimiz çok yerinde olmuştur. *•
.Memleketimizin servet kaynaklarını İşletmek için Marshall Plânının yardımından bundan sonra da ciddi bir surette İstifade etmek için iktisadiyatımızda bu serbest sisteme intibak etmek zaruretimiz vardır. Bilhassa siyası vaziyetlerin doğurduğu bu yardımların geçici olduğunu düşünür ve memleketimize uzun vadeli sermayelerin girmesini temin etmek İstersek o vakit bıı zaruretin daha büyük olduğunu görürüz, çünkü, memleketimiz servetlerinin metruk bir halde kalmaması için bu sermayeye muhtacız ve pek iyi bilmeliyiz İd, ecnebi sermayesi emniyet ister. Emniyetin en büyük şartı da hürriyettir ve bu hürriyeti devletçilik sistemi içinde bulmak kabil olamaz.
Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan beri iktisadi devletçiliğimizin bilânçosu hiç de iyi çıkmamıştır. Esas karakteri ziraat olan memleketimizde iktisadi devletçilik fabrika kurmak gayesini takip etmiş, istihsalin pahalılığı, hazan kalitelerin düşüklüğü ve bilhassa satış işlerimizin tanzim edilmemiş olması bize çok pahalıya ınalolmuş ve hayatı ucuzlatma arzularının aksine hizmet etmiştir. Biz fabrikalarımızı kurarken ziraat mahsullerimizi kullanmak, memleket müdafaası zamanlarında bazı mühim ihtiyaçlarımızı temin etmek gibi umumi düsturları ortaya koyduk. Fakat, bunun yanında en büyük bir sebep olarak Türk milletinin bu fabrikaları kurmakla çok medeni olduğunu bütün dünyaya anlatmak istedik. Hakikati söylemek lâzım gelirse bu cihetten yanıldığımızı itiraf etmek icap eder. Çünkü biz, Türk milletinin medenî olduğunu ispat etmek Tçin, milyonlar sarfederek böyle muazzam fabrikalar kurmaya muhtaç değiliz. Eski asırlarda yarattıkları güzel eserler bugün dünya müzelerinin en şerefli yerlerini alan bir milletin, yaratmak ve yapmak kabiliyetini yeniden İspata ihtiyaç yoktur. Mazide yaptığımız ve yarattığımız güzel eserlere dair ecnebi dillerinde çıkan kitapların, bizdekilerden fazla olduğundan eminiz. Şayet iktisadi devletçilik sistemimiz olmasa idi, o vakit şahsî teşebbüs bu fabrikaları kurarken bunlara olan ihtiyacı daha iyi tetkik edecek ve muhakkak ki daha verimli şeyler yapacaktı.
Şimdi ortada serbest sisteme dönüş gibi esaslı bir değişiklik olduğu şu zarnnlarda, çok dikkat ve ehemmiyetle gözönünde tutacağımız mühim noktalar vardır. Evvelâ büyük yekûnlar sarfı ile kurulmuş olan devlet fabrikaları, İlk göze çarpan şeylerdir. Bunlardan hangilerinin devlette kalacağı, hangilerinin şahsî teşebbüse bırakılacağı, üzerinde durulması gereken esaslı meselelerden biridir. İktisadi sistemimizde devletçilik zihniyeti hâkim olduğu zamanlarda fabrikalar kurulurken acele edilmesinin fena neticelerini gözönünde tutarak, bu defa da yeni serbest sisteme girerken acele etmemek ve işi ciddî bir tetkikten geçirmek İktiza eder. Bilhassa hu fabrikaların hususi teşebbüslere ve sermayelere bırakılması düşünüldüğü şu sırada, bu işleri İktisadî bir zihniyetle takip etmek ve şalisi menfaatlerin çarpışmasına yol açmakla beraber, işi münferit menfaatlerin himayesine bırakmamak lâzımdır.
Bizde çok iyi niyetlerle başlamış İşlerde dostlukların, şahsi temayüllerin ve adına iltimas dediğimiz fena âdetlerin hâkim olduğunu ve bu suretle hiç de iyi olmayan neticeler elde edildiğini sayısız misalleri İle biliyoruz. Emvali metrûkenln taksimi işinde yapılan acı tenkldler. bu güne kadar kulaklarımıza gelmektedir. Halbuki, ortaya yeni ve acı misallerin çıkmasına, memleketimizin tahammülü yoktur. Millî servetlerin bu şekilde zlyaı çok zararlı bir İş olmuştur ve olacaktır. Bu sebepten bl-rlblrine zıt İki sistemden, devletçilikten ayrılarak serbest sisteme geçer ve şahsî teşebbüse ehemmiyet verirken, bu İşi çok ciddî tutmak ve bilhassa histerimizden ayrılarak İlmî bir tetkik mevzuu yapmak mecburiyetindeyiz.
Uzun zamanlardan beri hepimizin üzüldüğü şeylerden biri, memleketimizde ihtisasa yer verilmemiş olmasıdır, İktisadî hayat, bizim zaten İçine geç girdiğimiz bir şey olduğu İçin, bu husustaki İhtisasımızın fazla olmadığını da İtiraf etmek mecburiyetindeyiz. Hükümet adamları için en büyük fazilet, bunu olduğu gibi görerek kabul etmek ve bilhassa haricin ihtisasından faydalanmak yollarını bulmaktır. Biz, memleketimizdeki mütehassısların azlığından şikâyet edilmesine mukabil, ilerlemiş memleketlerde bunun çok bol olduğunu görmek, teyit. Asıl İş, bunların bizi anlıyabl-lecek ve bilgilerini bizde tatbik edebilecek olanlarını seçmek ve aynı zamanda kendilerine burada düşünmek ve plânlarını tatbik edebilmek imkânlarını vermektir. Ancak bu sayededir kİ, bir sistemden ötekisine geçerken birinci sistemin kuruluşundaki hatalardan uzaklaşacak ve yeni yolumuzda yanılmaksızın llcrllycbilc-ceğlz.
Ilabib Edib - Törehaıı
Abone : Türkiyo İçin seneliği 32, altı aylığı 17, üç aylığı 9 liradır. Hariç memleketler iki mislidir.
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Tesis eden > HABİB EDİB-TÖREHAN
Pariste gazetemize beyanatı
Köprülü ve Plastiras Türk - Yunan dostluğunda yeni bir hamle yapmaya
kesin olarak karar
tebliğle bildirdiler
verdiklerini bir
Mac Arthur’
ÎÇ SAYFALARDA
Japonlara emri
"Komünist Partisi merkez
komitesini tasfiye edin"
Mac
Partisi
ikinci
Anadoluda Refik Halid
ÜÇÜNCÜ
Koyu bir nazi olan Dr. Kari Claudius Rusların emrinde çalışıyor
DÖRDÜNCÜ
Veremle savaşta B. C. G.
Paris, 6 (Hususi Büromuz bildiriyor) — Bir müddetten beri bulunan Türkiye Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü ile bir konuşma yaptık. Sualler ve cevaplar şeklindeki bu mü lâkatı aynen bildiriyoruz:
Sual — Avrupa siyasi nı ah afili ile yapılan ilk temaslar etrafındaki intihalarınız nelerdir?
Cevap — Türkiyede yapılan son serbest scçlmier neticesinde hâsıl o-lan vaziyet bütün demokrat âlemde muhabbet ve hayranlık İle karşılan mıştır. Milletimizin artık bütün dün yaca teslim edilen siyasi olgunluk ve anlayışı Türkiyenln milletlerarası mevkiini çok yükseltmiştir.
Sual — Bu seferki Avrupa iktisadi
Pariste
Dışişleri Bakanı bugün geliyor
mu vo bu karar ilgilendirecek hu-
İktisadî işbirliği-nıesaisi normal
işbirliği toplantılarında memleketimiz için değişiklik oldu larda bizi yakından suslar var mıdır?
Cevap — Avrupa nin ve Konseyinin
seyrini takip etmektedir. Bu toplantıdan sonra da memnunlukla karşılanacak inkişaflar göze çarpmaktadır Yeni Türk Hükümetinin iktisadı siyaset alanında büsbütün farklı esas
Dışişlrrl Bakanımız Pariste Numan M eneıııeııcioğlu ile
Ingilterede umumî seçimler bir kaç aya kadar yapılabilir
Bevin’in istifa etmiyecegi söyleniyor
Washington, 6 (Ap) — Ingilterede bir çok şeylerin vesikaya tâbi olmaktan çıkarılması kararını hararette tasvip eden Muhafazakâr İngiliz Partisinin Başkanı Lord Wooltorı. “kendilerinin bunu son seçim kampanyalarında tavsiye etmiş olduklarını” belirttikten sonra. “Zâtı Şâhnnenin hükümeti. bizim tavsiyemizi takip ediyor” demiştir.
Woolton. gelecek genel seçimlerin birkaç ay sonra vukubulacağı tahmininde bulunmuştur.
Bevin'ln istifası
Londra. 6 (Ap) — Dışişleri Bakanı Ernest Bevin’in sıhhi sebepler dolayı-siyle Bakanlıktan istifa edip siyasî
hayattan çekileceğine dair ısrarla dolaşan şayialar bugün gerek Dışişleri Bakanlığı ve gerek Bevin’in siyasî sekreteri tarafından kesin olarak ya-lanlanmıştır.
Dışişleri Bakanlığının bir sözcüsü, Bevin’in Bakanlıktan ayrılmak tasavvurunda olmadığını söylemiştir.
Buna mukabil Bevin’in artık bu ö-devi tedvir edebilecek bedenî iktidarda olmadığına inanan birçok gazete, siyasetini desteklemekte beraber istifa etmesinin yerinde olacağını yazmaktadırlar. Bevin 69 yaşındadır. Son iki ay zarfında iki basur ameliyatı geçirmiş Ve hâlen bastahanedıc yatmaktadır. Bundan başka kalb kifayetsizliği ve astından mustariptir.
lar takip etmesi milletlerarası işbirliğinde daha faydalı ve verimli neticeler istihsalinde müessir rol oynamaktadır.
Sual — Türkıycnin kültür münasebetleri ne merkezdedir?
Cevap — Buradaki mütemadi münasebetler ve temaslarımda Amerika ve Avrupa siyaset ve iktisat adam teriyle tanışmak ve karşılıklı açık, sa mimi fikir teatisinde bulunmak İm kânını elde ettim. Bunun dışında Türkiyenin fikrî münasebetlerini daha 6ikı bir şekle sokmak için elimden geleni yapacağım. Fransız Maarif Vekili ile görüştükten sonra bu hususta müspet malûmat vereceğimi zannetmekteyim.
Köprülü ve Plûstlrasm müşterek tebliğleri
Türkiye Dışişleri Bakanı ile Yunan Başbakanı arasında yapılan görüşmelerden sonra Türkıycnin ve Yunanis-tanm Paris elçilikleri aşağıdaki müşterek tebliği yayınladılar:
“Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi toplantısına iştirak etmek üzeryıPa-rise gelmiş bulunan Türkiye Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü ile Yunanistan Hükümeti Başkanı General Plastiras Yunanistan münasebetlerini kül halinde gözden geçirmişler ve millet irade bu vesileden faydalanarak, Türkiye -siyle iktidara gelmiş bulunan yeni Türk Hükümeti ile yeni Yunan Hükümetinin, İki memleket arasında tesis edilen dostluk siyasetini devam ettirmeğe ve hattâ bütün sahalarda ve bilhassa ekonomik meselelerde fiili sıkı bir işbirliği ite yeni bir hamle yapmağa kesin karar vermiş bulundukları neticesine varmışlardır.
Türk ve Yunan Bakanlarının bu müşterek tebliğine Paris siyasi meha-fili büyük bir ehemmiyet atfetmektedir.
Paris. 6 A.A. (AFP) — Yarın sabah Paristen ayrılacak olan Türkiye Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü bugün öğleden sonra Türkiye Büyük Elçiliğinde France Presse Ajansı muhabirine bir beyanat vermiştir.
Batı savunma sisteminin Doğu Ak-denize kadar uzatılmasını temin için Türk Hükümeti tarafından İzhar olunan temenni hakkındaki suale Dışişleri Bakanı şu cevabı vermiştir:
“Doğu Akdenizln Avrupa birlik sisteminin tamamlayıcı bir kısmı olduğuna eskiden beri kanaat getirmiş bulunmaktayız. Dean Achcson ve Ernest Br-vin'in beyanatından sonra hepimizin hararette bağlı bulunduğumuz barış gayesinin tahakkuku yolunda mesut gelişmeler kaydedileceğinden şüphem yoktur.,,
Fuat Köprülü konuşmasına şöyle son vermiştir:
“Fransız kültürüne büyük kıymet vermekteyiz. Fransa ite Türkiye arasındaki kültürel münasebetlerin daha fazla gelişmesini teînenni ederim.,,
Bu akşam Fransız radyosunda Fransız halkına hitaben bir konuşma yapan Türkiye Dışişleri Bakanı, Fransız - Türk kutürel münasebetleri üzerinde ısrarla durmuştur.
Dışişleri Bakanı geliyor
Avrupa iktisadi işbirliği ve Avrupa Konseyi Bakanlar toplantılarına iştirak etmek üzere bir müddetten beri Pariste bulunan Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü bugün hava yoliy-lc şehrimize dönecektir.
A. A.
Tokyo mü-
Tokyo, 6 A. A.
(A.F.P.)
Arthur, Japon Komünist
merkez komitesine mensup 24 üyenin tasfiyesini Japon Hükümetine emretmiştir. Tokyo Polis 'Müdiirii
Tokyo, 6 (A.F.P.) — Valisi polis
dürlerini çağırarag kendileri ile gizli bir konuşma yapmıştır. Bu konuşmada Mac Arlı ur’ ün aldığı karardan sonra komünist faaliyetlere nezaret etmek için alınacak tedbirlerin görüşüldüğü maktadır.
Emre itaat
Tokyo, 6
(A.F.P.) -
neral Mac Arthur-ün aldığı karardan sonra Japon polisi de Tokyoda, bütün
mi geçitler, toplantılar ve içtimai karışıklık yaratacak her hangi bir mitingi yasak etmiştir.
Komünistler
evrak yakıyor
sanıl-
A. A.
Ge-
Mac Arthur
nümayişçiler, res-
Tokyo, 6 A.A. (United Press ı — Mac Arthur’ün Japon Komünist Partisi merkez komitesine mensup 24 üyenih kanun dışı edilmesine dair emrinden bir kaç saat sonra Japon Komünist Partisi merkezi, evrakını yakmaya başlamıştır.
Tokyo, 6 (A.P.) — Geneıal Doug-las Mac Arthur bugün, Japon Komünist Partisi merkez komitesini teş kil eden 24 şahsın âmme hizmetlerinden uzaklaştırılmaları ve nüfuzlu mevkiler işgal etmelerinin daimi su rette önlenilmesi hususunda Başbakan Shigeru Yoshida’ya talimat vermiştir. Japon Hükümeti komünist liderlere derhal gerekli tebligatı yapmıştır. Bu şahıslardan 7 si hâlen mebus olup, Parlâmentodan çekileceklerdir.
Batı Almanya bütçesinde
900 milyon mark açık var
Bonn, 6 (Nafen) — Batı Almanya Hükümeti yeni bütçesini hazırlamıştır. Bu bütçede 900 milyon marklık bir açık olduğu bildirilmektedir. Muhabirlerin kaydettiklerine göre bu a-çık işgal masraflarının yüksek olmasından ve sosyal servislerden ileri gelmektedir. Resmi çevreler iki harp geçiren Almanyada eli iş tutan kimselerin azaldığını ve bir çok kimselerin '‘sosyal servislerden” aldıkları yardım ile geçlnebildlklerini bildirmektedirler. Hattâ halkın dörtte birinin sosyal yardım ite yaşadığı da kaydedilmektedir.
New - York’a
olacağına hiç şüphe yoktur.
Tarsus vapuru ile Nevv-York’a giden yolculardan Sevinç Burç dünyanın en kalabalık şehrini selâmlıyor. Sevinç, OTashington’da, Marshall Plânı teşkilâtında çalışan eniştesi Sedat Aytaman’ın
yanına gitmektedir.
Amerikalı fotoğrafçıların dikkatini üzerinde toplayan bıı pozu ile Sevinç Burc’un Türkiye lehinde propagandaya vesile



Dr. Orhan Zihni Sanus
beşinci
Ölüm saati (Hikâye) Enerji istihsali dâvaları
Nureddin Tamer
Orgnl. Nuri Yamut Genel
Kurmay başkanı oldu

Belçika Kabinesini Hıristiyan Sosyalistler kurmak istiyorlar
Eyekens istifasını verdi
Ankara, 6 (A.A.) — Genelkurmay
Başkanı Orgeneral Abdurrahman Na^-Tiz Gürman’m yerine Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nuri Yamut’un tâyini milli iradeye iktiran etmiştir. Orduda yeni tâyinler
Ankara. 6 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Eski Genelkurmay Başkanı Abdurrahman Nafiz Gürman ve Birinci Ordu Müfettişi Orgeneral Asım Tı-naztepe’nin Askeri Şûra üyeliklerine. Milli Savunma Yüksek Kurulu Genel Sekreteri Orgeneral Kurt Cebenin Kara Kuvvetleri Komutanlığına ve Ü-çüncü Ordu Müfettişi Orgeneral Mahmut Berköz’ün Milli â&vunjha Yüksek Kurulu Genel Sekreterliğine tâyin edilmeleri kararlaştırılmıştır.
İkinci Ordu Müfettişi Orgeneral Muzaffer Tuğsavul, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Mehmet Ali Ül-gen. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Zeki Doğanın ve Genelkurmay İkinci Başkanı İzzet Aksalur’un vazifelerinden ayrılacakları bildirilmektedir.
Goniş değişiklikler
ta-
Brüksel. 6 A.A. (Afp) — Saray rafından yayınlanan tebliğde, Prens Naibinin bugün öğleden sonra Eye-kens’i kabul ettiği. Başbakanın kendisine hükümetin istifasını verdiği bildirilmiştir. Prens Naibi. İstifayı kabul etmiştir.
Brüksel. 6 A.A. (Lps) — Belçika Hıristiyan Sosyalist Partisi liderleri, yeni hükümeti teşkile karar vermişlerdir. Bundan başka aynı partinin Kıral Leopold’un memlekete dönüşünü sağ-lıyacak kanunları hazırlıyacak olan parlâmentonun toplantı yapmasını da istiycceği ilâve ediliyor.
Brükseldekl basın muhabirlerinin bildirdiklerine göre. Hıristiyan Sosyalist Partinin bu kararı hayret uyandırmıştır. Şimdi her şey, Sosyalistlerin takınacakları tavra bağlıdır. Filhakika Sosyalistler geçenlerde Kiralın dönmesine, mümknü olan bütün çarelere başvurarak muhalefet edeceklerini bildirmişlerdi. Bununla beraber Sosyalistlerin daha mülayim bir şekilde hareket edecekleri de işaret olunmaktadır.
Ordu ve Yüksek Komuta Heyetinde geniş değişikliklere intizar edilmektedir. 16 ya yakın generalin emekliye ayrılacakları, ayrıca daha bazı tâyinlerin yapılacağı haber veriliyor.
Yargıtay Başkanlığına Seyfi
Bozer’in getirilmesi kararlaştı
6 (Hususî muhabirimiz — Halil Özyörükten açı-
Ankara, bildiriyor) lan Yargıtay Başkanlığına Yargıtay 4 üncü Hukuk Dairesi Başkanı Seyfi Bozer’in tâyini ka?arlaştınlmıştır. Diğer taraftan Yargıtaym en kıdemli üyelerinden olan tanınmış hukuk âlimi Ali Himmet Berki, Adalet Bakanlığına müracaat ederek tekaütlüğünü istemiştir.
Bilindiği gibi Ali Himmet Berki 14 mayıs seçimlerine C.H.P. listesinde müstakil olarak adaylığım koymuş fakat kazanamamıştı.
Bine yakın Teknik Üniversite talebesi dün mektepte bir tedris toplantısı yaptıktan sonra toplu bir halde Taksim Abidesine gelerek bir çelenk koymuşlardır. Resimde âbideye giden talebelerden hlr grup görülmektedir. (Yazısı ikinci sayfamızdadırj
Af Kanunu
son şeklini aldı
Affa mebde olarak 14 mayıs tarihi almıyor
dürme, yol kesme, adam kaldırma, ırza geçme vo mükerrer işlenmiş suçlar affın dışında kalacaktır.
Tasarının diğer bir maddesine göre affa dahil olmayan suçluların bir kısım cezaları, İndirilecektir. Buna göre idam cezaları 30 seneye, müebbed hapisler 24 ve 30 yıllık hapis cezaları 20 seneye indirilecektir. Mükerrer İşlenmiş cezaların 8 de biri diğer cezaların da altıda biri tenzil edilecektir. Ayrı ayrı zamanlarda birden fazla işlenmiş katil suçluları hiç bir surette aftan istifade edemlyecoktlr. Diğer taraftan tazminat mahiyetindi! olan para cezalarının tamamı da affın şümulüne girmektedir. Affa Uğrayıp da boş sone içinde suç işllyonter af dolay isiyle cezanın İnfaz cdlhniyon kısmını tekrar hapse girmek suretiyle çekeceklerdir.
Ankara 6 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Adalet Bakanlığı tarafından İlim heyetine hazırlattırılan Af Kanunu tasarısının aldığı son şekil şöyledir.
Hini Heyeti affın başlangıç tarihine alt iki esas tesbit etmiştir. Birisi seçimlerin yapıldığı gün olan 14 maviş, diğeri ise B.M M. nin Meclisi yenilemeğe karar verdiği gündür. Bu tarihlerden hangisinin mebde olacağını Bakanlar Kurulu kararlaştıracaktır. Umumî temayül 14 mayıs gününün af için başlangıç olacağı merkezindedir. Bu vaziyete göre 14 mayıstan evvel telimmiş olup takibe uğramamış ve neticeye bağlanıp İnfaz rdilmemiş ve infaz edilmekte olan suçlar affedilecektir. Tasarıya göre vatanın bütünlüğü aleyhinde işlenmiş suçlarla casusluk, komünistlik suçları ve irtişa, irtikâp, ihtilas, adam ol-
Sayfa 2
İZ------
Anadoluda Refik Halid
Kırk yıl evvel-Kırk yıl sonra
Abant Gölü kenarında
e
Okuyucularıma bir sürpriz
kâyet olmasın ama... — Otel peşinde koşuyorum davet — Otelcilik bize ne kadar uzak! — hâtırası — Söylenemeyen makul bir söz
Abant Gölü nerede, Bergama neresi? — Şi-Beklemediğim bir 1910 senesinden bir otel ve omlet — Tertemiz bir oda ve sabun
kokulu bir aile evi yatağı
• •
Yolculuğumun hikâye-
■ sini takip eden okuyucularıma bir sürpriz yapacağım; Şu 16 ncı mektubumu 1950 haziranının ikinci günü 1350 râkım-lı, çamlar ve gürgen ormanı i-çinde bir göl kenarından yazmağa başladım. Sabahın seher vakti... Saç soba, çıralı odunların alevli hararetinden kızıp kızardıkça çatlayacakmışçasına çıtırdıyor, ön deliğinden odaya a-ra sıra tersine duman hohlayarak gürül gürül yanıyor. Yurdumuzun en güzel yeri diye şöhret kazanmış olan Abant’ta-yım.
Biliyorum, bundan evvelki mektubum Bergamada inişimi ve otelsiz kalışımı anlatmakta idi. Nereden nereye? Haber vereyim ki Eğeden birden bire A-bant’â gelmedim. Abant, seyahatimin son durağıdır. Üç, dört gün dinlendikten sonra îstanbu-la dönüyorum. Bergama ile A-bant arası, haftalarca her vasıtadan faydalanarak gittiğim yerleri sayması uzun sürer. Rotamı daima bahara çevirdim; Anadoluyu daima baharın izi ü-zerinden takip ettim. Çiçek ve yemiş, her uğradığım yerde turfanda halinde karşıma çıktı.
Abant Gölü kenarında azıcık istirahat hakkımdır. Zira benim seyahatim —okurken öğreneceksiniz— bir kaç bakımdan yorucu oldu. Evvelâ seçim zamanına rastlayan k18mında dert dinledim ve çok nutuk. U-mumî telâşa istemiyerek kapıldım. Sonra nerede, görülecek şu var dedilerse otomobil, otobüs, hattâ kamyon ile oraya koştum; harabe merdivenlerine ve kulelerine tırmandım, mağara ve mahzenlerine indim; bir tanesini İhmal etmedim. Daha sonra yeni Millet Meclisinin ilk açılış genlerini Ankarada geçirdim; bütün safhalarını yakından seyrettim; bittim. Zonguldakta ise kömür galerilerinde daracık deliklerden sokulup oluklardan kayarak ve kaypak yokuşlara kendimi vererek başardığım yerlatı gezintisi bir defasında üç saat sürdü. Bunlara, uğradığım şehir ve kasabalarda ahbap ve okuyucu gruplarının ekseriya gece yanlarını bulan sohbetlerini de ekleyiniz. bir fikir hâsıl edersiniz. Eİli günde ilk defa saat onda yatıp sabahleyin altı buçukta u-yandığım, dinlendiğim tek gece Abant'daki şu ilk gecemdir. Bir misal daha: Yalnız dünkü yol, bir gece evvelinden ikide yatıp beşte kalkmak üzere altıda başladı, yedide bitti: 13 saat!
Şimdi gelelim Bergama’ya:
Yaralı mı. çıbanlı mı olduğundan, yoksa boğazı ağrıdığı için mi, anlıyamadım, boynuna hayli kirli bir sargı bezi dolamış, müşteri bolluğundan şaşıra kal-
mis bir otelci, nasılsa nezaket gösterdi; ismi temize, iyiye çıkmış başka bir otele adam gönderdi. Yer bulunup bulunmadığını öğrenecektik. Saatler geçiyor, hava karardı, ışıklar yandı. Ne gelen var, ne giden, ne de bir haber ulaştıran!
Caddeye fırladım. Şehir epeyce uzakta... 23 Nisan Bayramı münasebetiyle etrafta fevkalâdelik seziyorum. Bir mektep binası önüne gelince halinden öğretmen olduğunu sezdiğim bir gence selâm verdim; otelleri hangi semtte bulabileceğimi sordum. Yalnız selâm vermemiştim, kendimi takdim şeklinde ismimi de bildirmiştim. Gözleri parladı, fakat vazifede imiş, ayrılamazmış. Müdür Bey de tören hazırlıkları için bir yere gitmiş. Yanıma öğrencilerden zeki, terbiyeli bir çocuk kattı. Ben o kadarını bile beklemiyordum, istememiştim de... Müteşekkir kaldım.
— Nerede oteller, oğlum?
— ötede, ileride...
Bir taksiye bindim. Burada da sokaklar dapdaracık. Çarşı içinde dört otele uğradık. Kiminin kâtibi yemeğe gitmiş; kimininki ortalarda yok. Bir tane-sininki sallapati, öbürününkü vurdum duymaz. Zaten bu otellerin hiç biri rahat edilecek cinsten değil. Çarşaflan bile değiştireceklerinden şüpheliyim. İyisi doğruca îzmiri tutmak.
O kararla geri, otel bahçesine döndüm. Bavullar, hamalların bıraktığı kenarda hâlâ duruyor. Kötüsü şu ki etmiştim arasındaki yol hem bozukmuş, hem de hususî otomobil tutmak masraflı olurmuş. Geceleyin seyahat tehlikesi de caba!
Eh, artık Hükümet makamından yardım isteme sırası geldi. Boynu yaralı otel müstecirine dedim ki: nerede bulabilirim, acaba?
— Burada... Şu masada otu-'■uyor.
Filvaki bir masa başında üç kişi oturuyor amma aralarında Kaymakam hangisi? Onu da gösterdi. Yaklaştım; yaklaşınca .yaşıma, başıma hürmeten o-lacak, ayağa kalktı. İşi anlattım, hiç değilse o gezip beğenmediğim otellerin bîrinde yatak takımları temiz bir oda teminine delâlet etmesini İstedim. Derhal telefona doğru yürüdü ve -haydi yeni tâbiri kullanıverdim- ilgililerle konuştu. Az sonra cevap alacağımızı da bana bildirdi. Ayakta konuşa duralım, yanımıza demin beraberce oturduğu iki zattan biri yaklaşmıştı.
— Sizi o otellerde yatıranlayız, dedi, evim müsaittir, bize misafir olacaksınız. Rahatınızı temine çalışırız.
Kimdir bu zat? Gayet sevimli, ayrıca mütebessim ve belli ki
Evvelce işaret
Bergama ile İzmir
Kaymakam Beyi
rind-i kâmil. Kaymakam Bey tanıştırdı: Hâkim Abdurrahman Bey imiş. Candan teşekkürlerimi bildirmekle beraber çarşaflan değiştirilmek şartiyle otelde kalmağı tercih ettiğimi, zira öyle vakitsiz misafirliklerin rahatsızlık verici, zor olduğunu pek iyi bildiğimi söyledim. Ayrıca fırsatını bularak Kaymakam Beye otelden vazgeçmek istemediğimi usulca anlattım.
Ya az çok temiz hale sokulmuş bir otel odası, ya misafirlik. İkisinden biri teminat altında. Hele bir miktar yiyip i-çelim, dinlenelim evvelâ! Ban-namadığım bu otelde çerez ma-kulesi şeylerle şiş kebabından ve ciğer kızartmasından başkası yok. Ben orasını —Bergama, meraklılar ziya ret gâh ıdm zan-niyle— mutfağı ve servisi orta derecede bir yer diye teveh-hüm etmiştim. Vehme kapılmamın bir sebebi de vardı: 1910 tarihinde, tam 40 yıl önce Tiredeki çiftlikten atlara binerek bir gün Avasuluk yani Efes’e inmiştik. Meşhur harabeleri gezmiş. o civarda bir ecnebinin idare ettiği basit, lâkin lüzumlu eşyası tamam, tertemiz, ferah, bakımlı oteline uğrayarak öğle yemeğine kalmıştık. Sofraya mantarlı, bir omlet konulmuştu, hayali cihan değer geçmiş zaman gibi hâlâ keyfi hatmmda-dır.
Otelcilik bize niçin bu kadar uzak... Ve uzak kalmakta devam ediyor ?
Bir kadeh içki, biraz yemek, asıl mühimini gönül rahatlığı... Ferahladım. Bahçeye bir kaç aile de gelmiş, memur olsalar gerek. Nebatat Enstitüsü öğretmenleri kadınlı erkekli ve neşeli neşeli konuşuyorlar. Beni açıkta bıraktıklarının değiller, tabiî... Zaten kında fikir edindikten ki üzüntüm de geçti, tim ki burada, bütün
kesir, Edremit, Ayvalık otel sıkıntılarını giderecek bir konfora kavuşarak, bir, iki gün medenileşeceğim. Umduğumu bulamıyacakmışım. Zira, zavallı bir garson dört, beş masayı bile intizamla idareden âciz. Bir oraya koşuyor, bir buraya... Çırpınmaktan helâk oluyor!
Kahvemizi içmiştik ki bir a-damm gelip bavullarımızı aldığını haber verdiler. Nereye gidiyorduk? Otele mi, eve mi? E-ve gideceğimizi bizzat Abdur-râhman Bey masamıza gelerek söyleyince kendimizde mukavemet imkânı bulamadık. Zaten yol yorgunluğu ve otelsiz kalma telâşı ile hırpalanıp gevşemiştik; uyku gözlerimizden akıyordu. Korkum şu idi: Ya eve gidince bir konuşmadır tuttu-
farkında otel hak-sonra es-Sanmış-o Balı-

s
!■
şehir haber
Üniversite imtihanları devam ediyor
imtihanların on gün sonra edilecektir
Yazılı neticesi ilan
Üniversitede 1 haziranda başlamış olan İmtihanlar devam etmektedir. Hukuk Fakültesinde birinci sınılın Medenî Hukuk ve Roma Hukuku grupu ile İktisat grupu derslerinin İmtihanları yazılı olarak yapılmıştır. İkinci sınıfın yazılı imtihanları da dün bitmiştir, şifahi imtihanlara da aynı zamanda devam edilmekte ve neticeler peyderpey talebeye bildirilmektedir. Yazılı imtihanların neticesi 10 gün sonra ilân edilecektir. Umumi Hukuk Tarihi Profesörü Sadri Maksudt Arsal milletvekili seçildiğinden imtihanları kendisi yapamamaktadır.
7 Hazînen 1950
REŞAD NURİ GÜNTEKİN
Kavak Yelleri
7
— Tealim... Fakat bu gece beni rahat bırak.
— Bu gece mİ? Ben seni bir duha nerede yakalarım? Bu gece »enin müstesna bir uyanıklık geçendir. Bundan evvelki gecelerde olduğu gibi bundan sonraki gecelerde de sen yine her zamanki, kendinden memnun esnaf peygamber uy-geceki gibi İçinin alacası-açığa daha
kuna dalacaksın., Bu nı, bütün şenaatiyle, suç üstünde seni bir
vuran bir görünür nerede bastırırım?
Tedris sisteminin düzeltilmesi işin
eri

Teknik Üniversiteliler dün
bir toplantı yaptı
Spor salonunda toplanan bine yakın talebe talimatname ve tedris sistemindeki aksaklıkları belirten konuşmalardan sonra ellerinde levhalar olduğu halde Âbideye çelenk koydular
Teknik Üniversitedeki tedris sisteminin ve talimatnamede mvecut aksaklıkların düzeltilmesi için Teknik Üniversite Talebe Birliği Vilâyete müracaat ederek bir açık mitingi yapılmasına müsaade mlşti. Vali ve Belediye Reisi ıcddln Kerim Gökay’ın açık
mitingi yerine kapalı salon toplantısı yapılması hususundaki tavsiyelerini yerinde gören talebeler dün saat 16.80 da Teknik Üniversite spor salonunda toplanmışlardır.
Bine yakın Teknik Üniversite talebesinin iştirak ettiği toplantıda hocalardan bazılarının da hazır bulundukları görülüyordu.
İstiklâl Marşı hep bir aızgdan
hava Isto-Fah. hava
Şehir Meclisi toplantılarına
dün de devam edildi
Söz alan hatipler, şehir dahilinde seyreden bazı kamyon ve otobüs karosörilerinin nizama aykırı olduğunu belirttiler
Şehir Meclisi dün yaz devresi toplantılarının İkincisini Sırrı Enver Batur'un başkanlığında yapmıştır. Dünkü ruznamenln teklifler kısmında: Şehir Hıfzıssıhha Müessesesinde yapılacak kimyevi ve bakteriyolojik tahlillere ait ücret tarifesine müteallik teklif, Konservatuvann 1946 yılı kesin hesabı hakkında Daimi Komisyon raporu. Bebek-Kuruçeşme i-mar plânında tâdilât icrası hakkında teklif, Kazhçeşme-Zeytlnburnu imar plânının tâdili hakkında teklif, Bur-gaz Adası İmar plânının tâdili hakkında teklif, Beylerbeyinde Mısırlı köşkü sahasının ifraz plânı hakkında teklif, Çengelköyde İngiliz Alibey çiftliği civarı imarı plânı hakkında teklif, Çatalca ilçesinin Kestane köyünde pazar kurulması hakkında teklif, Beykozdakl Çavuşbaşı çiftliğinin müstakil köy haline İfrağı hakkında teklif, Kan istasyonu tesisi için 1950 yılı bütçesine mevzu 50.000 lira tahsisatın 11 Sağlık Müdürlüğü enirine verilmesi hakkında teklif. E.T.T. İşletmeleri Umum Müdürlüğünde tetkikat yapan İsviçreli müte-
rur, nezaket icabı saatlerce o-turmağa mecbur olursak?
Misafirlik bu... "Eh, yatayım artık" demek mâkul bir sözdür amma kolay söylenmez. Söylerim elbette... Saat on ikiyi geçerse. Halbuki daha on, on buçuk.
Antakyanın iç mahallelerini andıran dar, yüksek duvarlı yaya kaldırımları, yaya kaldırımları ortası sel ve su akması için oluklu, her dönemecini çıkmaz sokak sanacağınız bir takım karanlıkça yollardan sağa, sola büküle büküle kıvrıla kıvrıla nihayet önü bah-çecikli güzel bir eve vardık. 1-çinde rahat edeceğimiz görünüşünden anlaşılıyor. Bir şey daha anladım: Ev sahibi kısa bir hoşbeşle iktifa edip "Allah rahatlık versin’’ diyecek olgunlukta, misafirperverliğin arayıp da bulamıyacağınız yüksek vasıflarını haiz bir vatandaş.
Netekim bir çeyrek sonra o-damızdayız; üst katta, ayrı bir dairede... ne tertemiz aile odası! Frak ve smokin gömleği beyazlığında, sabun kokulu o ne lâtif yatak!
haşatalar ile 20-5-1949 tarihinde vazifeye başlıyan Cihat îren’ln alacaklarının tesviyesi İçin İdare bütçesinde 50.000 liralık aktarma yapılması hakkında teklif, îş ve işçi Bulma Kurumu için tahsisat kabulü hakkında teklif, Kadıköy şubesi tâdilât komisyonuna asil ve yedek üye seçilmesi hakkında telgraf, Üsküdar şubesi tâdilât komisyonuna asil ve yedek üye seçilmesi hakkında teklif, Yol fazlası kira bedelinden 116 lira borçlu Mccit aleyhine açılan dâva ve alacak kayıtlarırın terkini hakkında teklif vardır. Bu teklifler okunmuş ve alt oldukları komisyonlara havale edilmiştir.
Bilâhare, Karaağaç Kurumunun 1940-1947 senelerine alt ayniyat kesin ve idare hesapları hakkında Hesapları inceleme Komisyonu tutanağı, Şehir Tiyatrosu mesul saymanlığının 1946 yılı İdare hesabı hakkında Hesapları inceleme Komisyonu tutanağı. Konservatûver mesul saymanlığının 1947 yılı İdare hesabı hakkında Hesapları inceleme Komisyonu tutanağı. Şehir Tiyatrosunun 1946 yılı kesin hesabı hakkında Hesapları İnceleme Komisyonu tutanağı, Beykoz ilçesi mesul saymanlığının 1947 yılı İdare hesabı hakkında Hesapları inceleme Komisyonu tutanağı. Fatih ilçesi mesul saymanlığının 1947 yılı idare hesabı hakkında Hesapları inceleme Komisyonu tutanağı, Çatalca İlçesi mesul saymanlığının 1947 yılı idare hesabı hakkında Hesapları İnceleme Komisyonu tutanağı, Yenlköy İmar plânı hakkında imar Karma Komisyonu tutanağı da okunmuş ve kabul edilmiştir.
Daha sonra, riyaset makamına verilen takrirlere geçilmiş ve söz alan bir hatip, şehir dahilinde seyir eden bazı kamyon ve otobüs karoaerileri ile bunların yüklenmelerinin belediye nlzamatına aykırı olduğunu izah etmiştir, Alâkalı makamlar bu mevzuda Meclisi aydınlatacaklardır.
üç siyasî parti birleşlyor mu?
Dünkü akşam gazetelerinden bazıları Milli Kalkınma Partisi. Emlâk Partisi ve Müstakiller Birliğinin bir-leşerek “Milli Birlik Partisi'' adı altında toplanarak faaliyete geçeceklerini bildirmişlerdir. Bu haberin sıhhatini sorduğumuz Vali ve Belediye Başkanı Dr. Fahreddin Kerim Gökay, Vilâyete bu mealde bir müracaat olmadığını söylemiştir.
söylendikten sonra Talebe Birliği Başkanı Galip Baloglu toplantının gayesini izah eden sözlerinde, tedris sisteminin ve talimatnamenin aksaklıklarını belirterek:
“— Şurası muhakkaktır ki üniversitemizdeki tedris dâvası yeni değildir. Senelerce talebeler tarafından Üzerinde durulmuş acaip talimatnameler yüzlerce kişinin sene kaybın*. Üniversiteden kaydının silinmesine sebep olmuştur. Çok konuştuk. Dâvanın nazikâne konuşmalarla halledilebileceğine olan imanımız sarsılmış bulunuyor. Bize Üniversiteden talebe kovmanın felsefesini yapan zihniyet bugün yönetmeliklerin “bazı noktalarının aksaklığını” kabul e-dlyorsa bu sîzlerin bu haklı dâvamızda göstermiş oluduğU ısrardandır. Umarız kİ Üniversitemiz idaresine toplantımız kâfi bir ikaz olacaktır. Gençlik olarak biz geçenlerde yabancı bir memlekette görüldüğü gibi ka-zanılamıyan not için üniversite yakan zihniyette değiliz ve olamayız. Üniversitemiz ruhlarımızda derin hürmet ve muhabbet histeriyle yer etmiştir. Tekrarında fayda görüyo-rum. Dâva olarak ele aldığımız be-dftva sınıf geçmek değil, millete hayırlı evlâtlar olarak yetişebilme dâvasıdır.”
Bundan sonra İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği adına konuşan Birlik Genel Sekreteri Faik Güven, Ü-niversite ve Yüksek okullarda hoca ve talebelerin her nedense sanki iki kutup olduklarına işaret ederek “Bizlerln onlara yaklaşmak İstediğimiz, onları sevdiğimiz kadar onlar da aynı hislerle blzlere yaklaşsa idiler bir aile muhiti sayılan şu ulvî çatının altından dışarıya aksedecek hiç bir derdimiz olmayacaktı” dedi.
İnşaat Fakültesi adına konuşan Cenap Keşkekçi vize almak hususun, da gösterilen güçlüklerin talebenin cesaretini çok kırdığını liselerden en iyi derecede mezun olan talebelerin Teknik Üniversiteye girmelerine rağmen kendi sınıflarındaki 90 talebeden ancak 10 kişinin mezun olmaya namzet bulunduğunu tebarüz ettirdi.
Yine talebeden Talha Ermiş talimatnamenin bütün aksak taraflarını sayarak. Talebe Birliğinin, bu husustaki görüşlerini İlmi bir rapor halinde belirtmeğe hazır olduğunu söyledi.
Diğer hatipler de tedris sisteminin 1 ve talimatnamenin bugünkü aksaklıkları yüzünden Teknik Üniversitelilerin memleket kalkınmasında lâyık olduğu mevkii almak hususunda uğradıkları zorluklara temas ederek bu aksaklıkların düzeltilmesi lüzumu üzerinde durdular.
Talebelerin önceden hazırlamış oldukları levhalarda ezcümle şu cümleler göze çarpıyordu.
Netice İlim değil, elim: Diplomayı aldık, her şeyi verdik; Bir diploma uğruna Yarab ne güneşler batıyor; Ne mutlu mezun oldum diyene; Vize. Damoklesln kılıcı; Dâvamız İyi yetişmektir; 24 saat yetişmiyor, günlerin uzatılmasını istiyoruz.
iki saat kadar devam eden konuşmalardan sonra elde levhalar olduğu halde Taksim Abidesine çelenk koymak hususunda gösterilen arzuya polis tarafından müsaade edilmemesi üzerine Valiyle temasa geçildi ve Fahreddin Kerim Gökay talebelerin ısrarla ricaları üzerine Abideye topluca giderek çelenk koymalarına müsaade etti. Çok sıkı polis kordonu talebelerin arasına yabancı unsurların karışmamasını sağlıyordu.
Toplantıya iştirak eden talebeler ellerinde levhalar olduğu halde Taksim Abidesine giderek çelenk koyduktan sonra hep beraber İstiklâl Marşını söylediler ve başkaniarının şimdi Taşkışla yoliyle mektebe döneceğiz, sözü Üzerine aynı şuur ve vekar içinde hiç bir taşkınlık yapmadan Taksim - Taşkışla - Mete caddesi A-yazpaşa yoliyle mekteplerine döndüler.
J
Şehir hatları yaz tarifesi başladı
Yeni tarifede Adalar, Boğaziçi ve Haliç sakinlerinin istekleri yerine getirildi
Şehir hatları yaz tarifesinin tat-bikına bu sabahtan itibaren başlanmıştır, Geçen yıla nı«petlo bir çok yemlikleri ihtiva eden bu tarifede 7.05 de Fendik-Heybeli-Köprü, 8.05 de Büyükada-Heybell-Köprü, Kınah-Burgaz-Köprü olmak üzere üç doğru aefer tlâvo cldıııiştir.
Ayrıca Pendlktcn 15.45 de tekmil Anadolu iskelelerine uğrayan, yıno Pendlklen 19.45 de Kartal ve Arl ılara uğrayan iki «eter konulmuş, Bon-tancı-Adular İrtibatı Biklaştınlnuşt.r.
Gidiş tarifesinde lae İkisi direkt olmak üzere 13.30, 17.50 ve 19.15 do Pendlfto kadar uzanan üç sefer İlAve edilmiştir.
Boğaz hattında Beykozdan 6 35, 7.55, 10.55 ve 12.55 de Rumellhlaarın-dan 8.05 do 5 yeni sefer ilâve edilmiştir.
Gidişte 16.30, 16.45, 19.15, 19.25 de Rumeli ve Anadolu yakasına 4 ae* fer konulmuştur. Harcm-Salacak hattına ise 3 sefer tertiplenmiştir.
Aynca İzmit seyahati 5 saate indirilmiş, Ada ve Yalova postalar! Ankara. Anadolu ekspreslerine bağlanmıştır.
Bu tarife İle Haliç, Boğaz ve Ada sakinlerinin İsteği yerine getirilmll bulunmaktadır.
Marshall Yardımı afiş müsabakasını kazanan
Kenan Temizan Paristen döndO
MarshaH Yardımı tarafından tertip edilmiş olan afiş müsabakasına iştirak eden Türkiye birincini Profesör Kenan Temizan, Marshall Yard> minin davetlisi olarak gittiği Pari* ten avdet etmiştir.
Evvelce de bildirdiğimiz gibi, Kenan Temizan, beynelmilel afiş mükafatını kazanmış beş Avrupa birincisi a>-tasındadır. Bütün Marshall Yardımına dahil milletlerarası müsabakaya katılan on İki bin afişten seçilen ancak üç yüz kadar afiş Panste teşhir edilmiştir. Bu üç yüz afiş arasında arkadaşımız Türkiyeyl beş Avrupa birincisi arasında temsil etmiş bulunmaktadır.
Beyrut Racing Takımı .
Istanbula gelecek
Beyrutun kuvvetli takımlarından'** Beyrut-Racing kulübünün eylül ayı içinde şehrimize geleceği ve Fenerbahçe. Galatasaray, Beşiktaş. Vefa İle 4 maç yapacağı öğrenilmiştir.
Belediyenin alacağı 50 otobüs için açılan münakaşa müddeti sona erdi
E.T.T. İdaresinin Otobüs İşletmesi için satın alacağı 50 otobüs hakkında açılan eksiltme müddeti sona ermiş ve muhtelif memleketlere mensup 26 firma İştirak etmiştir.
Tekliflerin tetklkma başlanmıştın Otobüslerin siparişi şartnameye uygun olarak en müsait teklifi yapan ve en erken teslim edecek firmaya bir haftaya kadar verilecektir.
SÎYA8Î İKTİSADÎ
YENİ İSTANBUL
MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENİ İSTANBUL NEŞRİYAT LtMİTED ŞİRKETİ Müdürü: Kemal H. SARLICA Bu »ayıda yazı islerini fiilen İdare eden: Stıcid ÖGET
Bnaıldığı yer l
YENt İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
Aglsmak da çok kere resmi bir vazifedir. Cenazede söylenen nutuk gibi, projesini henüz merhuma sağken düşünmeğe başladığın mermer türbe yavrusu gibi, merhume için döktüğün ve daha dökeceğin bir çok paralar gibi... Fakat yazık ki gözyaşı parn kadar kolay dökülemiyor. Nete-kim mezarda yatanın halini, yabancıların koy-nunda yatan öksüz çocuğunun halini daha buna benzer bir çok hazin sahneleri kendi kendine tasvir ettin. Fakat ağlayanındın. Gariptir o gözyaş lan. Bit çok yıl önce düşman eline düşmüş ve yeşil, güzel gibi bir iki basmakalıp sıfatından başka bir şeyi hatırda kalmamış bir vilâyet, la-tasyon parkında cemaat halinde konuşulurken yahut size epeyce bir miras bırakan meçhul bir akrabanın ölüm haberi okunurken dereler gibi akarlar; sonra böyle en lüzumlu zamanlarda i-nat ederler..
8c» burada Adeta kahkahayla, hattA Hacı ömerln büyük pirinç alış verişlerinde, bir takım I kurt maaallıırtyle kendisini mandepsiye bastırmağa uğraşan İstanbullu simsarlara karşı olan yırtıcı alayı De gülüyor; onun ağziyle:
"Get şuradan yahu! İşin mi yok" diyor ve İlâve ediyor:
— Hadi uzun etme. İşin iş bu gece. Bak üstelik mira» da yedin...
VIII
GECENİN SON
Belki daha kolay İfade edebilirim diye Mızraklı ilmlhAj gibi sualli cevaplı bir konuç-ma şekline soktuğum bu vicdan muhaaebeal be-ni korktuğum noktaya getirmişti. Vakayı olduğu gibi anlatmalıyım. Vaka dediğim biraz evvel elimde çantam, arkamda beyaz entarimle kûhyanın kanamın odasında yapmağa gittiğim aon vazifedir.
Şefika Abanın tuttuğu mum ışığında durmadan uzaltp kısalıyor görülen basamaklardan yuvarlanmamak için önüme eğilerek, trapzan-lara tutunarak aşağı katın dolambaçlı merdivenini adım adım iniyorum. Tavandan sarkan sucuk kangalları, softan sarımsak hcvenklerl altında baaık ve çarpık bir koridordan geçerek en dipteki küçük odaya doğruluyorum. Hasta kadının yattığı yer burasıdır. Evin bir kaç yüz adım uzağında, ovaya inen dik yokuşun başladığı noktada onun kendi taş kulübesi de vardır. Fakat kâhya bir yaralama vakasından dolayı bir buçuk yıl hapse mahkûm edilince yalnız kalmış. böyle yerlerde genç bir kadın İçin gecenin l bin türlü hail olacaftı düşünülerek bu odaya a-32
RAPORU
hnmıştır. Esına zaten evin çocuğu gibidir. Kâhya onu bir kaç yıl önce vilâyetin uzak bir kazasından kaçırmış, bu yüzden alt çenesini bir yAndan bir yana delip geçen bir de kurşun yemiştir. O zaman muayenehanemde yaranın pan-sımanını yaparken her defasında "Tuu Allah cezanı versin! Yalı kavağı gibi delikanlı bir kadın için çenesini darmadağın ettirir mİ? diye Kâhyaya takılırdım. Fakat daha sonraları Es. mayı çiftliğin ötesinde berisinde yakından görmeğe başlanınca da? “Esma pek de yanlış etmemiş galiba” diye düşünmüştüm.
Esma da Şefika Aba gibi çiftliğin gönüllü yardnnctlarındandır. Hacı ömerln karisiyle bora-ber mutfakta çalışır, tahta çamaşır gibi ağır işlerde aylıkçı hizmetçilerden ziyade uğraşıp didindiğini görürüm. Esma bu havalide sıtma çekmeyen tek tük piyangolulardan biridir. Bu bakımdan benim müşterim olmamıştır. Vahşi ve utangaç olduğu İçin başkaları gibi yanıma da pek yanaşmaz: hattâ kaçar. Fakat yine de bir noktadan Esma ile aramızda bir yakınlık vardır. Esma su böreği yapar, benim de gitgide büyüyen karnına ve bir türlü kontrolüne cesaret edemediğim hafif şeker şüpheme rağmen ot na-merde hiç yüzüm yoktur. Bu sebepten çiftliğe her uğrayışımda beni yemeğe alıkoymak ve Esmaya su böreği yaptırmak âdet hükmüne girmiştir. Bir yerde rastladıkça ona iltifatım "Giz sen beni yine unuttun... Ne zaman yiyeceğiz şu güzelim su böreğini” yolunda bir söz olur. Bu kompliman böreğe değil de Esmanın çehre veya vücudunun başka bir yerlerine imiş gibi Adeta huylanır ve aygırdan kaçan kısrak gibi patır patır yanımdan kaçar.
Bir yaz günü Hacı ömerle, yengeyle, vo ha-
33
yengeyle benim biraz yana çekti-ve omuzlarımız arasından uzat-kısn olduğu ve bana sürtünmek ls-zorluk çektiğini ve yanaklarının a-
ylm” sözünü yanlış anlıyarak benden daha fazla kaçmağa başladı. Fakat anlaşılıyordu ki mikroplu anofel sineğinden benden olduğu kadar kaçamamıştı.
lırlayamadığım daha bir kaç kişi İle bahçede» çardağın altında yemek yediğimizi hatırlarım. Yine su böreği yapan Esma tepsisini sofraya koymak İçin ğinılz başlar mıştı. Boyu» temedlği İçin
lev alev tutuştuğunu yan gözle, Adeta bakmadan, görüyordum. Yeni ateşten çıkmış böreğin kokusuna karşı ağzımı şapırdatarak: “Oh, oh, oh” diye bir tuhaflık yapacak oiduındıı. Esma birdenbire ürktü ve telâşla kaçayım derken rendeleyerek burnunu ve yanağını yüzüme çarptı. Gayri gülmekten kimde can kalır. Fçkat aynı zamanda da bu «ert kıkırdaklı burunun ve terli yanağın hızla yüzüme sürtünüp geçmesinden bir garip duygu kaldı ki bir zaman devam etti.
Ben heyecanların pek az insanda, bu mm sıkı köylü kadınında olduğu kadar, ânl reaksiyonlar yaptığını gördüm. Böyle hallerde, güneş ve rüzgâr ynnıklnrlyle alacalı çehresine kırmızı bir e-lektılk feneri tutulmuş gibi, birdenbire yüzüne kan hücum eder; dudakları kabarıp titremeğe başlar ve öyle tasavvur ederim kİ o esnadu ent-a rislnln yakasından aşağı elini sokarak sırtını ve omuzlarını yoklamak kabil olsa cildinin tavuk derisi gibi pütürlendiği hissedilecektir ve yine öyle tasavvur ederim kİ Kâhya ağzına yediği kurşunu biraz da bu yüzden yemiştir.
Kâhya ile Esma için bir başka tasavvurum da onların yokuş başındaki taş kulübede yalnız kaldıkça bu kulübeyi bir devlet harsına çevirdikleridir.
Fakat nedense çocukları olmamıştır ve Esma buna kocasından ziyade müteessirdir. Birkaç kore Şefika Aba vasıtaölyle benden ilâç istedi. ”Gelsln de bir göreyim” dedim. Galiba "Görc-34


En ağır hastada daima iyi bir tesir uyandırdığını bildiğim şakacı, fakat tok ve otoriter sesimle:
"Giz geçmiş olsun! Neler oldıı sana! Horozlar mı gagaladı »eni" diye bağırdığımı İşitince, gömleğinin İçinde yan çıplak vücudü karaya vurmuş halik gibi çırpınıp çırp|nmfl>'a başlamıştı.
Bir an başka yerlere bakarak Şefika Abaya:
— Ört şunun üstünü Allah aşkına... Bir de llstelk soğuk amasın, dedllm.
Fakat o, dolu dizgin kırkı boylamış bir ateşle par par yanıyor, benden .kaçınmak şöyle dursun heyecanla boynuma sa»üacak gibi yaparak ve anormal heyecan hamleleriyle titreye titreve ağlıynrak: “Doktur bey, ben gldlyom gayrı.., hepiniz bana hakkınızı helâl cdüı" diye döğünü-yordu.
Yastığı, yorganı birbirine karışmış yatakta Şefika Aba ile âdeta boğuştuğunu görerek şiddetle emrettim: :
— Kes sesi bakalım.., O nasıl lâkırdı o?.. Ben eyle terbiyesizlik istemem... İki ucundan dultuğum gibi yırtarım ağzım gulahlanna ga-deı...
Hastalığa alışmamış vücutlara ilk akınlar daima şiddetli olur ve bazı hastalarda âdeta lezzetli titremelerle karışık şairane ve â^ıkano sarhoşluk heyecanarı şekindle kendini gösterir. Esma da öyle bir hal içinde olmasına rağmen birdenbire korktu ve sesini kesti. Fakat pek kısa bir zaman sonra tekrar başlamak üzere.
(Dcvaııu var)
35

31
YENİ İSTANBUL
Sayfa 3
Koyu bir nazı olan Dr. Kari Claudius
Londra hususi muhabirimizbildiriyor
Rusların enirinde çalışıyor
endişelere yol açmaktadır
Bevin’in rahatsızlığı ciddî
Bu yazı, menfaatleri bahis mevzuu olduğu zaman, Rusların nasıl iki yüzlü hareket ettiklerini pek mükemmel şekilde ispat etmektedir. Evvelce Moskova Radyosunun “Harp suçlusu,, diye ilân ettiği Dr. Claudius, şimdi Moskovada Rus Dış Ticaret Bakanlığında en mühim mevkii işgal ediyor.

1938 de Hitler. Doğu ve Cenup-do-ğu Avrupayı iktisaden fethe kalkıştığı zaman. Dr. Claudius İsmi. Bu-dapeştede olduğu kadar BÜkreşte, Belgradda olduğu kadar Atinada birdenbire meşhur olmuştu. Bu a-dam, Alman Dışişleri Bakanlığında. Ekonomik İşler Kısmı Şefi idi. Hit ler iktisadi ültimatomlarım ve teh elitlerini onun vasıtasiyle yapıyor b\vun eğmesini istediği memleketle re onu yolluyordu. Elindeki en mükemmel tehdit silâhı da, Viyana ve Prağı yeni işgal etmiş olan Alman birlikleri idi.
olan Claudius, Prus ve kabalığına ilâve etmesini
büyük öğren-getır-alınan
Bir diplomat yalıların şiddet siyasî maharet mişti. Nazi devlet idaresine
diği yenilik, bir av gibi ele memleketlerin dış ticaretinde Alman yaya imtiyazlı bir mevki veren, o ülkeleri iktisadi boyunduruk altına sokan ticari anlaşmalarını zorla kabul ettirmemekti. Bilâkis, “İşbirliği” ismi altında Almanyaya» bu memleketlerin belli başlı İktisadî teşebbüslerinde hâkim ve idareci bir rol oynamak ve oradaki ekonomik hayatı kontrol etmek imkânlarını bağışla-yân anlaşmalar imza etmekti.
Dr. Claudius’un mahareti:
Bir defa o memlekete yerleştikten ve anahtarı eline aldıktan sonra. Alman Nazi Hükümeti, birbiri arkasına yeni teklifler yapmaktan geri kalmıyor ve Dr. Claudius vasıtasiyle rpütemadi taleplerde bulunuyordu. 1941 den itibaren Alman silâhlı kuvvetleri tarafından İşgal edilen başşehirlerde, Claudius’un geleceği haber alındığı zaman, halk büyük bir heyecana kapılıyordu.
İşte bu uğursuz seyahatlerinden birinde. Dr. Claudius 23 ağustos 1944 te BÜkreşte tevkif edildi. Çünkü o-rada Kıral Michel bir hükümet darbesi yaparak, birdenbire müttefikler tarafına geçmişti. Claudius da Alman Elçilik mensuplariyle birlikte. Almanyadaki Rumen siyasi memurlarla değiş tokuş edilmek üzere enterne edildi. Fakat bir müddet sonra Kızılordu Bükreşe girince, Ruslar Claudius’un bir “Harp mücrimi oldu ğıınu ve Müttefiklere teslim edilmesi gerektiğini” söyliyerek onu aldılar. götürdüler. Bu münasebetle Moskova Radyosu derhal, “En mühim ve en tehlikeli harp canilerinden birinin” tevkif edildiğini ilân etti.
Aradan bir kaç sene geçince bütün dünya, büyük bir sürprizle karşılaşmış bulunuyor. Zira şimdi. Rus ya eski ithamları hiç hesaba katmaksızın. Politbüro âzası ve Sovyet Dıs Ticaret Komiseri Mikoyan’ın tavassut ve yardımı ile Claudius’u temize çıkardığı, hattâ onu mükâfatlandırdığı da öğrenilmiştir. Ve şimdi, Claudius tekrar iş başında, fakat başka “efendT’lerın emrindedir. Kendisini kurtarmış olan “hâmi“lerinin ihtiyaç duydukları bütün hizmetleri yerine getirmekle meşguldür.
Claudius, Dış Ticaret Bakanlığının Teknik Müşavirliğini yapmakta olup, Mikoyan’ın sağ kolu vaziyetin-dedir. Ruslar, peykleri bulunan memleketlerin ekonomisine ait pek sathi ve iptidai malûmata sahiptirler. Bu bilgisizliklerini, işgal ettikler» Doğu Avrupa memleketlerinde tat bikına giriştikleri usullerle ispat etmişlerdir. Ruslar, burada evvelâ nakil kabil olan ne varsa alıp götürmüşler ve o memleketleri, riayete mecbur ettikleri tedbirler yüzünden derin bir iktisadi kargaşalığa sürüklemişlerdir.
Fakat, kısa bir zaman sonra, bu usullerde ânî bir değişiklik göze çarpmağa başlamıştır. Rusya, peyk-
[.MEMLEKET HABERLERİ]
Artvinde kış
Samet Ağaoğlu
Yeniden kar yağıyor, sobaların kurulmasına başlandı
Artvin. 6 (A.A.) — Şehrimizde en yaşlı ihtiyarların bile görmedikleri mevsimsiz bir kış hüküm sürmektedir. Bir haftadan beri yağan yağmur, dün gece kar halinde düşmeye başlamıştır. Sühunet geceleri sıfırın altında üçe kadar düşmüş, evlerde sobalar yeniden kurulmuştur. Kışın mevsimsiz avdeti bağ ve bahçe sahiplerinde haklı bir heyecan yaratmıştır. Diğer taraftan bir hafta evvel açılmış olan Kars - Hopa - Artvin yolu yeniden kapanma tehlikesine maruzdur.
Günün en yüksek sıcaklığı Fethi-yede 33. en düşük sıcaklığı Kaysendc sıfırın altında 1 derecedir.
Nevşehirde sebzeler şiddetli poyrazdan zarara uğradı
Nevşehir, 6 (AA.) — Dört günden beri dondurucu poyraz rüzgârları esmektedir. İlçe merkezi ile Nar ve Sulusaray köyleri bahçelerinin ortasından ve diğer tür.
geçen dere boyunca patates sebzeler çok zarar görmüş-
lerıyle işbirliği ve anlaşma yapmak yolunu tutmuştur. Moskovada mayıs 1945 te Rusların teklif ettiği anlaşmanın ilk maddelerini okuyar Rumen delegeleri, büyük bir hayret içinde kalmışlardır. Çünkü bu adamlar, o metnin içine, evvelce Claudius-ün BÜkreşte müdafaa ve methettiği esasların aynen alındığını görmüşlerdir. Yani Almanlar yerine bu defa Ruslar, Kumanyaya müşterek ve karma şirketler kurmağı teklif ediyor ve Rumenler bütün teşebbüslere girişmek ve şirketleri işletmekle beraber % 50 hisse alırken. Rusya da ıtıpkı Almanya gibi) teknik alâkalan ve sözde idareleri karşılığı olarak geri kalan yüzde ellisine sahip çıkıyordu.
Bu karma şirketler, ondan sonra sırasiyle Macaristanda, Yugoslavya-da, nihayet Avusturyada da tatbik edilmiş, fakat Tito Moskovaya kafa tuttuktan sonra Yugoslavyada lağvedilmiştir.
Bünyeleri itibariyle tamamen kapitalist bir tröst vaziyetinde olan bu karma şirketler, Rusyamn menfaatine o kadar uygun gelmiştir ki, bu gün bile bütün peyk memleketlerde, bütün istihsalâtı cemiyetin malı telâkki eden kollektivls ekonomiye rağmen, tek kapitalist teşkilât olarak aynen muhafaza edilmektedir.
Karşılıklı İktisadî yardım konseyi:
Programının birinci merhalesini böyle tahakkuk ettirdikten sonra. Claudius ikinci merhaleyi, yani Rusların tamamen kendi lehlerine olarak, işgal ettikleri memleketlerle daha sıkı işbirliği yapması ve bunu ı-dare etmesi usulünü tavsiye etmiştir. Bu, Almanların “ekonomik hayat sahası” ismini verdikleri plândıı ki. ocak 1949 dan itibaren Rusyada “karşılıklı iktisadi yardım konseyi" adı altında tatbikına başlanmıştır. Bütün bu kombinezonların gayesi, peyk memleketlerin Rus istilâsını kuvvetlendirmeğe gayret etmesini teminden ibaret olduğuna şüphe yoktur.
(Figaro'rtan)
"Hidrojen bombası pratik değildir,,
Atom bombası askeri hedeflere karşı kâfi telâkki ediliyor
$u
tah-
Londra, 6 (Nafen) — “Atomic Sci-entits News” mecmuasında intişar etmiş olan bir yazıda bazı ilim adamları hidrojen bombasının işe yarayıp ya-ramıyacağı hakkındaki fikirlerini izah etmektedirler. Ezcümle yazılarda tarzda mütalâa yürütülmektedir:
“Hidrojen bombasının yapacağı
ribat o kadar geniş ve şümullü olacaktır ki. bir harp içinde kullanılması pratik olmıyacaktır. Atom bombası askeri hedeflere kâfi gelmektedir."
Sir Georgc Thomson’un fikrine göre hidrojen bombası sulhü temin etmeğe kâfidir. Geçen harpte zehirli gazları kullanmaya cesaret edemlyen her iki muharip taraflar, hidrojen bombasını da kullanmtya cesaret edr-miyeceklerdir. Bu müthiş bombayı kullanmak dünyanın sonunun geldiğine bir işaret olacaktır. Böyle bir hareket ne galip ve ne de mağlûp için bir fayda temin etmekten uzak bulunmaktadır.
Briç şampiyonasının ilk neticeleri alındı
Londra 6 A.A. (Reuter) — Brigiıtonda yapılan Avrupa briç şampiyonasında alınan ilk neticelere göre Fransa, Finlândiyayı 11, İzlanda. Danimarka-yı 18, Ingiltere, İsveç’i 38. Belçika, Ir-I and ayı 6, Holânda. Norveç’i 16 puanla geçmektedirler.
Umumî alâka, son iki seneden beri birbirlerinin çetin rakibi olan İngiltere ile İsveç maçı üzerinde toplanmaktadır.
Başbakan Devlet
Yardımcılığı ve Bakanlığına tayin olundu
Ankara, 6 (A.A.) — Başbakan Yar-dımvıhğı görevi ile Devlet Bakanlığına Manisa Milletvekili Samet Ağaoğlu-nun tâyini yüksek tasdlka iktiran etmiştir.
Meclis Başkanı Yugoslav ve Mısır Büyük Elçilerini kabul etti
Ankara. 6 (A.A.) — Büyük Millet Meclisi Başkanı Refik Koraltan, bugün öğleden evvel Yugoslavya Büyük Elçisi Ekselâns L. Radovanoviç ile Şill Elçisi M. Manuel Garreton, Mısır Büyük Elçisi Muhammet Ami Fuat Manastırlının ziyaretlerini makamında kabul etmiştir.
Gaziantep Çocuk Esirgeme Kurumunun yıllık Kongresi Gaziantep, 6 (A.A.) — illiniz Çocuk Esirgeme Kurumu yıllık kongresini bugün Halkevi kütüphanesinde yapmıştır. Bir sene içinde Kuruma 139 bin liralık bir gelir temin edilmiş, bu paranın 123 bin Hrasiyle bir Çocuk Yuvası yaptırılmıştır İlk öğretim çağındaki yoksul çocuklara Kurum tarafından yardımlar yapılmıştır.
Atlantik Paktı .Miidahıa Komitesinin hir İçtlmaında. soldun sağa Fransa llava Generali Lecheres, Amerikalı General Bradley, İngiliz .Amirali Fraser
Atlantik ordusu
için hazırlıklar
Amerikan siyasî mehafili bu fikre meyyal görülüyor
Washington. 6 A.A. (AFP) — Birleşik Amerika askeri ve siyasî çevrelerinde, mesleği askerlik olanlardan müteşekkil bir Atlantik ordusunun İhdası fikri lehinde terakkiler müşahede edilmektedir. Bu ordu klâsik kütle silâhlarından ziyade büyük bir ateş kudretine malik ve çok iyi talim görmüş küçük birliklerden mürekkep olacaktır. Filhakika Amerikan çevrelerindeki kanaate göre, mahdut birliklere şamil olan askerî yardım programından böylece daha müessir bir surette faydalanmak mümkün olacaktır.
Kıbrıs Rumları, yine faaliyete geçti
Londraya biri solcu, biri sağcı iki heyet gitti
Komünistler ortalığı karıştırmak istiyor
Londra, 6 (Nafen) — Times gazetesi Kıbrıs Adasından, bu adanın YunanistanlI ilhakı hakkındaki arzuları nı Ingiliz Hükümetine bildirmek üzere gelen iki heyetten bahsetmekte ve şöyle demiştir:
“Bu gelen Yunanlı mümessillerden
Ingiliz uçak gemisine yapılan bir sabotaj
Askerî istihbarat işe el koydu
Londra, 6 (AP) — Ingiliz Amirallik Dairesi, bugün Büyük Britanya donanmasına mensup 23.000 tonilâtoluk “lllustrious” uçak gemisinde bir sabotaj teşebbüsü vukubulmuş olabileceğini teyid etmiştir.
Amiralliğin bu konuda yayınladığı Lebliğde, 1 mayısta geminin bir kazan dairesinde 3 işaret fişeği bulunduğu, infilâk vukubul madiği, insanca zayiat veya maddi hasar olmadığı, hâdise i-’e ilgili tahkikatın devam etmekte olduğu kaydedilmiştir.
Donanma kaynaklarına göre, işaret fişeklerinin meydana çıkarılması gemide cereyan eden bir hâdiseler =»eri-sinin sonuncusudur. “lllustrious” bundan bir müddet evvel bir talim seferinde iken geminin yakıt depolarında su bulunduğu gibi, zamanında kaza gibi görünen diğer bazı hâdiseler de cereyan etmiş ve bunlardan birinde mürettebattan iki kişi ölmüştür.
Tahkikata Askeri İstihbarat Dairesi memurlarının iştirak ettikleri anlaşılmaktadır.
dün
Cumhurbaşkanı muhtelif heyetleri kabul etti
6 (A.A.) — Cumhurbaş-Bayar bugün Çankayada
Ankara, kanı Celâl Ilhan Orkun başkanlığında Dışkapı Gençlik Spor Kulübü adına 3 kişilik heyeti, Abdullah Cnner başkanlığında 10 kişilik şoförler heyetini, Hüsa-meddin Giray başkanlığında 30 kişilik İstanbul heyetini. Rıza Çelikel başkanlığında 7 kişilik Mamak heyetini, Erzurum Milletvekilleri vo Erzurum heyetini, Kırıkkale heyetini ve tebrik için gelen diğer zevatı kabul etmişlerdir.
13 yaşında bir Belçikalı pilot
Brüksel, 6 (Ap) — 13 yaşındaki bir Belçikalı çocuk, dünyanın en genç pilotu olmak yolundadır. Paskal, dün Brüksel banliyösünde Grlmber-gen hava alanında yarı resmi bir u-çuş imtihanı geçirmiştir. Küçük pilot ilk yalnız uçuşunu geçen ocak ayında yalnız 2 saat 56 dakika süren teknik bir eğitim devresinden sonra yapmıştı. Normal olarak solo uçuşlara tekaüdüm eden eğitim devresi 12 saattir.
13 yaşındaki pilot o devirden beri cem’an 120 saot uçmuştur. Pilotluk ehliyetini elde edebilmesi için Belçikalı çocuğun milletlerarası nizamnamelere göre 5 yıl beklemesi lâzım gelecektir.

Bununla beraber, resmi çevrelerde bu hususta ihtiyatlı davranılmakta ve bu meselenin, kongrede askeri yardım programı lehinde bugünlerde cereyan edecek olan müzakereler sırasında bahis mevzuu edllmiyeceği sanılmaktadır. Maamafih. siyasi yazar Walter Llppman Avrupanın müdafaası için bu nevi bir hal çaresi lehinde bulunmuştur. Washlngton’dakl kanaate göre. Atlantik ordusu fikri gelecek hafta ve aylar zarfında Amerikan başkentinde taraftarlar kazanacaktır.
birisi Kıbrıs Sağ Cenah Partisini temsil eden grup, diğeri ise Kıbrıs solcularıdır.
Her iki parti mensupları da tngil-terenin amansız düşmanı bulunmaktadır. Bu ziyaret için seçilmiş olan zaman pek muvafık değildir.
Solcu parti tamamen Rusya tarafından idare edilmektedir ve bir kaç defa siyasî veçhelerini değiştirmiş E-nosls Partisidir.
Komünistler bu heyeti göndererek Ingilterenin Kıbrıs Adasında halka etmekte oldukları tazyiki anlatmak ve İngiliz emperyalizminin ağır bir tablosunu çizerek arzularını ekle etmektir. Asıl gayeleri de İngiliz-Yunan münasebetlerini bozarak yeni bir gayri memnunluk havasını yaratmaktır.
Sağ Cenahın başında Kyrenia başpapazı bulunmakta ve bunlar da Kıbrıs Adasının Yunaniatana ilhakını istemektedirler. Bu tarzda hareketlerinden gayeleri de komünistlere meydanı boş bırakmamaktır.,,
Miami açıklarında bir uçak kazası
Miami (Florida), 6 (AP) — Bu sabah Miami sahilinin 275 mil kadar kuzeydoğusunda denize düşen çift mo-törlü C.46 uçağında bulunan 65 kişiden 37 si Amerikan donanmasına mensup Saufley destroyeri tarafından kauçuk sallar üzerinde bulunup kurtarılmışlardır. Pilot kurtarılanlar arasındadır.
Westair kumpanyasına ait bu kira uçağı Porto-Riko’lu işçiler taşımaktaydı. Motörlerinden birinde çıkan arıza yüzünden denize düştüğü anlaşılmaktadır.
12 yaşında muhteri
Stockholm, 6 - A.A. (Reuter) — 12 yaşında bir mektep talebesi olan Staffen Alsson kendi icadı olan bir tepkili uçak motörünün ihtira beratını almıştır.
Alsson 6 yaşından beri motor plânlan yapmaktadır.
Salâhiyeti! memurlar Alsson’un plânlarının çok vazıh olduğunu söylemektedirler.
Sığınakta bir kaza
lnsburck. 6 A.A. (Afp) — Bir dağ 6iğınağınâ yıldırım isabet etmesi üzerine fırtin^ esnasında buraya İltica eden 29 kişiden iki büyük v(» biri de 10 yaşında bir çocuk olmak üzere üç turist ağır yakalanmışlardır. Sığınağın bir çok yanmış m ıştır.
odaları harap olmuş, yataklar ve bütün pencereler parçalan*
Bu da bir dünya rekoru sayılır
însbruck, Ö - A.A. (AFP) — 250 saat 5 metre derinlikte gömülü olarak yaştyan ve bu sabah dünya rekorunu kıran AvusturyalI Lehner daha ziyade fakir Ben Amalfo namiy-le tanınmaktadır.
I^ehner 40 yaşındadır.
Bundan evvel Graz'da 216 saat 50 dakika toprağa gömülü yaşayan Ben 1 * * * Amalfo 7 kilo kaybetmiştir.
Ben Amalfo toprağın altında, e-lektrlkle aydınlatılmış ve camlı bir kapakla kapatılmış iki periskopu bulunan bir tahta tabutun içinde yatmakta ve yer yüzü İle de, tabuta yerleştirilmiş bir mikrofon sayesinde temasta bulunmuytaydı
Ben Amalfo bir çok meraklı İle resmi tıp makamları huzurunda açık havaya çıkarılmıştır. Sakalı çok u-zamış ve zayıflamış olan fakir bir sedyeye konarak arabasına götürülmüş ve orada derin bir sıhhi muayeneye tâbi tututimuştur.
V 1 11 1
■ 1 ■ * 1
A- J
Batının savunması Ruslardan ileridir
t
Tek bir diinya kurulması kaçınılmaz bir hedef
Ottaua, 6 A.A. (United Press) — Dışişleri Bakanı Pearson. batı dünyasının ellerinde bulunan savunma kaynakları bakımından Rusyadan çok i-ierde olduğunu bugün Avam Kamarasında söylemiştir.
Pearson, üstün silâhlar inkişafının ister muslihane yakınlaşma, ister tahrip edici bir harp neticesi olsun tek bir dünya kurulmasını kaçınılmaz bir hale getirdiklerini söylemiştir.
Pearson, bu demeci geçenlerde Londra’ya yaptığı ziyaret hakkında A-vam Kamarasında İzahatta bulunurken yapmıştır.
Pearson, Londra müzakerelerinin bir neticesi olarak milletlerarası durumda itimadın artmış ve yenilenmiş olduğunu söylemiştir.
Pearson, Kanadonın Avrupa İktisadi işbirliğine dahil 16 memleketin Avru-pada komünizmin yayılmasına karşı iktisadi bir kuvvet kurmak gayesini güden çalışmalarına iştirak etmekten memnun olduğunu ilâve etmiştir.
Avrupada sıcak dalgası
Londra, 6 A.A. (Reuter) — Hemen hemen bütün Avrupada müthiş bir sıcak dalgası hüküm sürmektedir. Sühunet derecesi 33 tür ve tahmin edildiğine göre de bu hal devam edecektir.
Atina hususi muhabirimizden
Venizelos ile Plastiras
arasındaki mücadele
Bu anlaşmazlık Yunanistanda çok vahim bir buhran yaratabilir
Atina, 6 (Hususî muhabirimiz Marc Marceau bildiriyor) — Yunanistan’ın merkez partilerine dayanan Koalisyon Hükümeti, ötedenberi müesses siyasî ananeye uyarak, sallanmaya başlamıştır. Bu yetişmiyormuş gibi. Yunan politikasının haşarı evlâdı Sofoklis Venizelos. en can sıkıcı beyanatta bulunma kttan çekinmiyor. Şüphe yok ki, Liberal Partisinin şefi, kolayca atlatılır kimselerden değildir. Venizelos fikri takip sahibi olduğu gibi, Amerikan Büyük Elçisinin, kendisini iktidardan atan müdahalesini hâlâ hazmetmeni iştir.
Bununla beraber bazı müşahitler, General Plastiras’ın. Venizelos’un temerrüdünü de yenebileceği ümidinde-dirler. Hattâ hükümet şefinin Paris seyahatini Venizelos’la barışma teşebbüsü olarak tefsir edenler bile bulunmaktadır. Ancak bu tahminler oldukça boş çıkmıştır. Sofoklis Venizelos. General Plastiras’ın Fransaya seyahatinden istifade ederek. Thamcs kıyılarına kadar uzanmıştır. Filhakika Yunan İç politika meseleleri hariçte halledilemez; kati bütün neticelerin mutlak surette Atina’da alınması lâzımdır. Buna rağmen General Plas-tras, Fransız polltikucılariyle temas etmekle iktifa edecektir. Bundan sonrası artık kendiliğinden hasıl olacaktır. Çünkü Yunan liberallerinin lideri, Plastiras Hükümetiyle işbirliği yapmaktan istinkâf etmek hükümeti tehlikeli bir maruz bırakacaktır.
Sokoflis Venizelos’un, bir mutabakat halinde
kâlâ mümkündür. Zaten başka türlü olmasına da imkân yoktur. Çünkü Yunan Liberal Partisi, kendisini tesis eden Elefteros Venizelos’un ölümünden beri birlik ve istikrar peşindedir. Parti dahilindeki anlaşmazlıkların bilhassa şahsiyet meselelerinden ileri geldiği bir hakikattir. Fakat, e-
suretiyle bu istikrarsızlığa
partisiyle tam olmaması pe-
M
Amerika Deniz Akademisinden mezun (dunların subaylık hakkını kazandıktan sonra resimde görüldüğü gibi şapkularını havaya atarak nümayiş yapmaları âdettir
Yeni İstanbul'un KUPONU
Hastalık üzerine yeniden harekete geçen bazı zümreler, ancak doktor refakatinde seyahat edebilen bir insanın İngiliz Dışişleri Bakanlığını başaramıyacağını ileri sürüyorlar.
Londra. 6 (Hususî muhabirimiz Manuel Gasser bildiriyor) — tngilte-rede benzinin serbest bırakılması, bilhassa Hamsin yortularında, bütün halkı gezmeye şevketmiştir. “Feragat politikasının son kalelerinin de düşmesi. zaten halkta bir rehavet uyandırmış ve herkes, hattâ politikacılar bile, tatilin zevkına dalmıştır.
Başbakan Attlee, Fransada alelâde bir turist gibi dolaşmakta ve Maliye Bakanı Sir Stafford Cripps, Fransız meslekdaşı Maurlce Petsche’ın davetlisi olarak Cenubi Fransada bulunmaktadır.
Diğer taraftan, Dışişleri Bakanı Ernest Bevin’in yeniden ameliyat olmak üzere hastahaneye yatması ve en az dört hafta kadar iş başından u-zaklaşmaya mecbur olması, umumi efkârı cidden endişeye düşürmektedir.
Bu yeni hastalık, Bevin’in istifası üzerinde ısrar eden sağ ve sol cenah mensuplarını yeniden harekete geçirmiştir. Bunların iddiasına göre, ancak doktor refakatinde seyahat edebilen ve ilâç almadan müzakerelere ve konferanslara iştirak edemlyen bir insan. Ingiliz Dışişleri Bakanlığı vazifesini başaramaz.
Bevin’in halefi kim olacaktır? Sayılan birçok isimler arasında D al ton, Bevan. Shinwell, Chuter Ede de var. İstikbali parlak, nispeten genç ve yıp. ranmamış sayılan Sir Hartley Shaw-cross'dan da son zamanlarda çok bahsedilmeye başlandı.
Bevin’in hastalığı dolayısiyle yapılan bu tahminlere ehemmiyet verilmese bile. Dışişleri Bakanının şu sırada hastalanması yine endişeyi muciptir. çünkü bu hastalık, Amerikan Dışişleri Bakanı Acheson’un şu sıralarda geçirmekte olduğu buhranla aynı zamana tesadüf etmektedir.
ger yarın Sofoklis Venizelos. Plastiras Hükümetini itham edecek olursa, partisinin ekseriyetini peşinde görmesi çok muhtemeldir.
Eğer Liberal Partinin muhalefetine, iktisadi müşküller. İçtimaî meseleler, komünist faaliyetinin yeniden hızlanması, bir takını garip ecnebi müdahaleleri ilâve edecek olursak. Plastiras Hükümetinin muvaffakiyet ihtimallerinin çok azaldığı görülür. Sofoklis Venizelos, bir millî birlik kabinesine mütemayil olduğunu daima tekrar e-dip durmuştur, öte taraftan Çaldaris de böyle bir tasavvura muhalefet et-miyeceğini ihsas etmiştir. Çaldaris liberallerin şefini tasdik ederek, Amerikalıların Yunanistan üzerinde tesis etmiş oldukları çok sıkı İktisadî ve siyasi kontrolün hafifletilmesini İstemiştir. Yunan halkçılarının geniş bir millî birlik hükümetine iştirakleri şüphe yok kİ gayri mümkün değildir. Bununla beraber kıymetlerini tamamen kaybetmiş bazı faktörlerin, politika sahnesine tekrar hâkim olabileceklerini iddia etmek çok güçtür.
Her halde, kati bazı tatminlerde bulunmıya çalışmak doğru olmaz Ve-nizelosun. hükümeti devirmesi ne kadar mümkünse, hükümetin de daha bir kaç ay iktidarda kalması o kadar mümkündür. Vaziyet nasıl inkişaf e-derse etsin, mesele halledilmiş olmı-yacaktır. Hükümet mİ genişletilecek. Parlamentoda yeni gruplar mı tesis edilecek, yoksa yeni seçimlere mi gidilecek? Bütün bu suallerin cevabını alabilmek için, az daha lâzımdır.
Bu bekleme devresinde dişine vadedîlen ıslahatın bekllycccktir. Halk, yukarda saydığı iniz çekişmelerden o kadar bıkacak ki. neticede bizz&rur bir kompromiye gidilecektir.
beklememiz
millet, kem yapılmasını
Ernest Bevin
Bevin’in bütün zaaf ve kusurlarının, VVashington’daki meslekdaşı tarafından karşılandığı hususunda Ingiltere-de uyandırılmak istenilen kanaat, Acheson’un hâlen karşılaştığı müşküller yüzünden bir hayli zayıflamıştır.

• •
Ge* de-
biri
Lîe, konuştu
“Ç’in meselesini halletmeli»
New-York, 7 (YİRS) — Şimdiye kadar muhafaza ettiği sükûtu resmen ilk defa bozan Birleşmiş Milletler nel Sekreteri Lie, ezcümle şöyle miştir:
“Güvenlik Konseyi âzalanndan üzerinde ve Birleşmiş Milletler âzaları arasında anlaşmazlık devam ettiği müddetçe hiç bir terakki elde etmenin tabii imkânı yoktur. Her şeyden evvel Çin meselesinin halledilmesi icap eder.”
Lake Sucess, 6 A.A (United Press) — Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Trygvc Llc, soğuk harbi sürdüren her iki taraf Liderlerine teklif etmiş olduğu 10 maddelik barış programını, bu gece, bütün Birleşmiş Milletler âzala-rına takdim etmiş ve programını Güvenlik Konseyi İle Genel Kurula ar-zetmek niyetinde olduğunu açıklamıştır.
Johnson'un demeci
■ ■ ■ ■ ■ ■■■%/■• «■ ■■ ■ ■ ”Ustunlugumuzu iyi kullanırsak katiyen harp olmıyacaktır,, Chester (Birleşik Amerika) 6 (AP) — Birleşik Amerika Savunma Bakanı Louis Johnson, bugün burada verdiği bir demeçte, komünist emperyalizminin harpsiz durdurulabileceğine kani olduğunu Söylemiştir.
Savunma Bakanı ezcümle şunları beyan etmiştir: “Birleşik Amerikanın-eninde sonunda bu meydan okumayı muharebe ile karşılamak zorunda kalıp kalmıyacağını şimdiden kimse kestiremez. Muhakkak ki. harp olmamasını candan ümit ederiz. Ancak hâlen elimizde olan askeri, iktisadi, siyasi ve psikolojik faikıyetleri İyi kullanırsak harp olmıyacağma katiyen eminim...
• •
*
Haydut Giuliano’nun muavini teslim oldu
Roma, 6 (A.P.) — Sicilya Kıralı lâle ablyle maruf haydut Salvatore Giuliano’nun eski muavini ve Sicilyanın iki numaralı haydudu Antonlo Scior-tino kendiliğinden hükümete teslim olmuştur.
Basın haberlerine göre. 30 yaşında olan Sciortino, Giuliano çetesini takip için geçen yılın sonbaharında adaya gönderilen askeri polis kuvvetlerinin komutanı Albay İgo Luca’ya teslim olmuştur. Sciortino. katil ve adam kaçırma dahil 12 suçtan aranmaktaydı. Son 6 yıl zarfında def’atla polisin elinden kaçan Giuliano’nun bir hayli sıkıştığı anlaşılmaktadır.
Lee Savold galip
Londra, 6 (Ap) — Amerikalı ağır sıklet boksör Lee Savold bu gece ln-glliz.lerle AvrupalIların ağır sıklet dünya boks şampiyonluğu unvanı İçin yapıldığını kabul ettikleri maçı kazanmıştır. Rakibi İngiltere ve Avrupa ağır sıklet boks şampiyonu Bruce VVoodcock dördüncü ravuntta maçı bırakmıştır.
Ray Roblııson dır galip
VVoodcock'un bir kaşı patlamıştır.
Phiiadclphla. 6 (Ap> Sugar Ray Robhıson, dün akşam dünya orta sıklet boks şampiyonluğu iinvanı İçin Fransız boksörü Robcrt Villomain ile yapmış okluğu 15 ravuntluk maçın neticesinde ittifakla galip ilân edilmiştir.
c 5
MÜSABAKA KUPONU
1 aralık 1950 do çekilecek büyük kuramıza iştirak İçin a-şağidakl kuponlardan 90 tane getirerek bir kura numarası a-
labileceksiniz.
Tafsilâtını her pazar günkü
(YENİ İSTANBUL) da arayı-
nız.

Sayfa 4
Y ENÎ İSTANBUL
7 Haziran 1950
ÎLMÎ B
Paris mektubu ;
Vitrin müsabakaları
w

W
Veremle savaşta B. C. G.
Yazan: Dr. Orhan Zihni Sanus
©ON nüfus sayımı neticesinde elde ® edilen doğum nispeti binde 40 ı bulmuştur. Yurdumuz için hayırlı bir artıştır. Fakat nüfus siyasetinde hedef; yalnız doğum sayısının yükselmesi değildir. Esas nokta doğanların yaşaması, gilrbüz ve yararlı birer insan olmalarıdır. Bu sebeple çocuk ö-lümleri üzerinde durmak ve engelleri azaltmak icap eder. Almanyada 0-1 ya§ arasındaki ölüm nispeti 1890 senesi için 208 iken 1938 de 60 dır. Keza Macarlstanda 1891 dc 250 iken 1938 de 139 dur. 1890 senelerini göz önüne alırsak diğer memleketlerde tespit olunan Ölüm nispetleri ortalama 160 nln üstünde bulunuyor. 1934 de bu nispetler 121 hattâ 32 ye düşmüştür. Bizim memleketimizde 1939 yılında 213 idi. 1941^ yılında gçirdiği-miz sıtma epidemisinden sonra rakam 289 oluverdi. Bu küçük incele* me bize umumi ljiyen şartlan üzerinde çok hassasiyet gösterilmesi lâzım geldiğini belirtir. Bir vakitler çocuk yaz isalleri yurdun dört bucağında korkunç ölüm fırtınaları koparmış 1941 yılında bir çok yavruların bu hastalığa kurban gitmesi hepimizi sarsmıştı.
Ankara Hıfzıssıhha Enstitüsünde yapılması mümkün olan çiçek, difteri, tetanos, tifo aşısı ve diğerleri muhakkak kİ bu mevaularda yani koruyucu tababette semere vermiş en kudretli tıbbi silâhlardır. Buna bön-
ler ve bu suretle B.C.G. günden güne gelişen bir saha bulmuştur. Virulansi tuberkülinojen hassası izale edilmiş canlı basillerden vücuda getirilmiş bulunmaktadır. Henüz verem basiliyle karşılanmamış bünyelere tatbiki çok lüzumludur. Bu şekilde vücutte verem basillerine karşı mukavemet teessüsü mümkün olmaktadır.
Hattâ bu aşı, vakitsiz doğan çocuklara da tatbik olunabilir, aksi tesir kaydedilmemiştir, Yalnız doğuşta şekil bozukluğu göze çarpanlara, sarılıklı olanlara yapılmamalıdır. Bu yavruların ömürleri esasen kısadır. Ekseriya ölürler. Aşıdan mütevellit bir ölüm deııllmemesl için tatbikine taraflar değiliz. Morfan’a nazaran sıhhatli bir ana babadan gelen çocuklarda vefat nispeti % 6 dır. Veremli aile çocuğu c( 12 nispetinde ölüm vermektedir. Son yıllarda yapılan geniş ölçüdeki tatbikat B.C.G. aşısının bu nispetleri düşürdüğünü göstermiştir. Yurdumuzda toparlak hesap 100 bin açık veremli vardır. Henüz, bütün çalışmalara rağmen bunların bakımsız ve sosyal sefalete düçar olanlarına dahi yeter derecede bir tedavi barınağı gösteremediğimiz malûmdur. Kâhll veremi, ekseriya çocuklukta kapılan verem âfetinin uyanması telâkki edildiğinden bilhassa minimini yavruların (küçükleri kurtarıcı) aşı adını alan B.C.G. ye tâbi tutulmasına çalışmalıyız.
Şu halde Sağlık ve Sosyal Bakanlığınca hazırlatılan aşıdan bütün aile reisleri ilgi göstererek yeni doğmuş çocuklarını ve hattâ delikanlılık devrine giren evlâtlarını bile istifade ettirmelidir. Bilhassa veremli ana ve babadan doğan çocuklara hemen B. C.G. aşısı yapmalıyız. Ve keza ailesi muhitinde veremli bulunan yeni doğmuş çocuklara da gene B.C.G. tatbik etmeliyiz. Yalnız bunları bir müddet bu muhitten tecrit etmeli; sağlam bir muhitte bulunan vo fakat zaruri olarak hayatlarında veremlilerle veya verem basilleriyle teması mümkün olan her şasha da (öğrencilere, askerlere, delikanlılara, işçilere) Mantoux teamüliyle bünyeleri yoklandıktan sonra uygun ise B.C.G. yapmalıyız. Yurdumuzdaki veremle savaş derneklerine diğer hayır kurumlan daha geniş ölçüde yardım sağlamalıdır. Çeşitli sosyal yardımlar genel olarak yapılırken, sağlığı koruma ve takviye tedbirlerinin alınmasında İlgili bakanlık çalışmalarının dcsteklenlnesi de lâzımdır. Meselâ B.C.G. veremli bir aile yavrusuna tatbik edildiği zaman bir müddet için tecrit edilecektir. Belli başlı illerimizde tatbik edilebilen bu aşının yapılabilmesi için hayır kuramlarının a-çacağı veya göstereceği barınakta misafir edilmesi mümkün ve hayırlı bir kalkınmadır.
zer daha bir çok misaller bulmak mümkündür. Bütün milletler körpe vücutların ve halk sağlığının herhangi bir şekilde korunmasında ısrarla durmakta iken, son yıllarda tatbiki artan ve tıb Aleminde çekici bir İlgi uyandıran B.C.G. aşısı da meydana çıkmış bulunuyor. Bu yazıda veremden korunma aşısını ele almaktaki maksadımız. B.C.G. nin insan sağlığında hayati bir rol taşıyarak önem alması ve zararsız olmasındandır.
Verem tıpkı sıtma gibi sinsi sinsi seyreden ve girmedik ev ve felâkete sürüklemedik aile bırakmıyan bir marazdır. Buna karşı açılan savaşta yer alan B.C.G. Aşısının tarihçesi çok eskidir. 1906 Birinci Cihan Harbinden evvel Calmette ve Guerin tarafından incelenmiştir. Uzun yıllardan sonra daha şumullü bir kıymet kazanmıya boşalmıştır. Ayda iki defa pasaj yapılmak suretlle elde edilir. Viruslyetl önemli olan (bakari) verem basilinin kültürünü hususi bir vasat içerisinde ürete ürete kuvvetten düşürüp tabike konacak bir şekle getirmek esasına dayanmaktadır. Basll’in kültürü üzerinde 16 sene çalışılmıştır. Uzun tartışmalara rağmen nihayet Pastör Enstitüsünün değerli varlığında alınan neticeden milyonlarca insan sevinç duymuş ve bu llLm mabedine şükranlarını sunmuşlardır. 1921 de süt çocuklarına B.C.G. verem aşısı tatbik olunabilmiştir. 450.000 i aşan tatbikattan cesaret alan diğer memleketler de enstitü ile temasa geçmiş-
★ Harabeler içinde otlayan koyunlar ★
Keslnıdp görülen harabe, Frankfurt şehrinden arla kalan bir mahalledir. İkinci Dünya Savaşında yer ile bir olan lıu mahallede şimdi çobanlar koyanlarını otlatmaktadırlar.
Yazan ; Ayşo NUR pARİS’in “büyük mevsimi” denilen ■ eğlence aylan başlamıştır. Eğlence deyince bizim aklımıza tiyatro, opera, sinema, balolar ve yarışlar gelir. Burada eğlencenin mânası o kadar geniş tutulmuştur kİ, şaşarsınız. Meselâ “büyük mevslm“ln bir hususiyeti de müsabakalardır, halkı çeken, oyalı-yan ve aynı zamanda alış verişi canlandıran müsabakalar. Bunların arasında muhakkak kİ vitrin müsabakaları Paris'e has bir şey.
Her sene vitrin müsabakası için bir cadde ve bir de mevzu seçilir. Bu sone sıra Opera caddesinde, seçilen mevzu ise Opera ve Comödle Fıan-çalse'in klâsik repertuarıydı. Maksat her mağazanın sattığı eşyalarla seçtiği opera veya tiyatro piyesinin bir sahnesini on başarılı bir tarzda canlandırmağıydı. Opera caddesinde çoğu mağazaların eldivene! ve ayakkabıcı olduğunu bildiğim için, bu müsabakanın ilânını gazetede okuyunca şaştım, nasıl gerçekleştirileceğini bir türlü hayal edemedim. Ne de kolaymış meğer! Renk renk eldivenler iki parmak üzerinde oynıyan birer balerin oluvermiş, opera repertuarında ne kadar bale varsa hepsi nefis dekorlar içinde canlandırılmıştı. Ayakkabıcılar Moliâre zamanının pabuçtariyle büyük klâsiklerde ayak vo ayakkabıya alt no kadar mısra ve sahne varsa hepsini bulup vitrinlerinde temsil etmişlerdi. Fakat Opera caddesinde giyim ve «üs ile hiç alâkası olmıynn dükkânlar vardır. Bunlar için kendilerine uygun bir mevzu seçmek daha güç olduğundan daha çok düşünmüşler vo hoş buluşlarla daha büyük bir başarı kazanmışlardır. Meselâ bir tabak mağazası, çini tabak vo sofra takımlariyle hangi bale, hangi opera temsil edilebilir diye soracak olursanız, anlatayım da şaşın: Boy boy beyaz tabaklar üzerine boya ile İnsan vücudunun muhtelif kısımları çizilmiş, gövde vo kocaman tabak, üzerine daha küçük bir tabaktan baş, ufacık tabaklarla da kolları vo ayaklan temsil ediliyor.
Eh. güzel vitrinler arasında müsabaka deyip geçmeyin, rekabet fikri seyircilere de teşmil edilmiş, mesele yalnız ticaret yapmak değil, gelen geçeni de aynı zamanda düşündürmektir. Her sahnede bir ufak kusur, bir anakronizm var. Seyirciler bu kusuru bulup müsabaka heyetine bildirecekler. En çok kusur bulabilen kişi de esaslı bir mükâfat kazanacak. Bu kadarı ile de kalınmıyor. Parlsin göz bebeği olan güzel ve şık kadınlar da kıskanmasın diye, müsabaka açık kaldıkça her gün bir şıklık mükâfatı verilecektir, bir gün en güzel elbiseye, bir gün en güzel bacaklara, bir gün en güzel şapkayı giyen kadına.
Müsabaka saatlerinde Opera caddesinden bir gççiverlp, bir kalabalık, bir kahkaha, bir eğlencedir gider; otomobiller korna çalar, fotoğrafçılar balkonlara tırmanıp resim çeker, herkes gülüşür, bağrışır. İşte yepyeni bir ticareti teşvik usıılü ve kültüre yardım ettiği gibi bir sürü insanın da neşe ve yaşama zevkini yükseltmeye yarıyan güzel bir teşebbüs.

Yazan : Von ★★★
Öğrenmek ihtiyacında olduğumuz lıorşey
* r \\
*"• 1 I K V al x lk
z İli - 11
ü^lıi
Çeviren : Behçet Cemal
19 5 0 HAZİRAN
7
Çarşamba
Rumi
MAYIS
25
1366
VAKİT VASATİ EZAM
Güneş 5.27 8.50
ö?le 13.13 4.35
tkindi 17.13 8.88
Akşam 20.38 12.00
Yatsı 22.39 2.01
îrnnâk 3.13 6.36

BEYOĞLU CİHETİ
ATLAS (40835) 1 — Hainler Geçidi. 2 — Aşk Oyunları.
ALKAZAR (42562) 1 — Vahşet Salgını. 2 — Adalar Perisi.
AR (44394) 1 — ölüm Melodisi 2 — Hürriyet Savaşı.
BEŞİKTAŞ BAHÇESİ: 1 -
Vurun Kahpeye. 2 — Lüküs Hayat.
ELHAMRA (43595) 1 — Aşk
Mektupları. 2 — Çöller Kasır-
fi I •
İPEK (44289) 1 — Cinayet Saati. 2 — Kara Şeytan.
İNCİ (84595) 1 — Ölüm Zaferi.
2 — Aşk imtihanı.
LALE (43595) 1 — Altın Küpeler. 2 — Saray Gözdeleri.
MELEK (40868 ı 1 — Gönülden Sesler. 2 — Mücrim Gönüller. SARAY (41656) 1 — Esraren-
giz At 2 — Manon.
8VATPARK (83143) 1 — Lüküs
Hayat. 2 — Vurun Kahpeye.
3 — Damga-
StMEK 142851) 1 — Meçhul
Kadının Mektupları. 2 — Ope^ radakl Hayalet.
ŞARK (40380) 1 — Korsanın Adaleti. 2 — Nalme.
ŞIK (43726) Kara Mızrak. (31 kısım).
TAKSİM (43191) 1 — îki Açıkgöz Canavarlar Arasında. 2 — Köy Güzeli.
TAN 1 — Kızlar Geliyor. 2 — Zenda Matıkûmlan.
ÜNAL (19306) 1 — Korkunç Şövalye. 2 — Şark Yıldızı.
YENİ 1 — Flesta. 2 — Sevimli Haydut
YILDIZ (42647) 1 — 8wing De-jUerl 2 — Ycçll Yunus Sokağı.
İSTANBUL CİHETİ
ALEMDAR (23683) 1 — Memiş. 2 — Cenne' Kuşu.
AZAK (23512) J — Kanun Harici. 2 — Üç Ahbap Çavuşlar Casus Peşinde.
ÇEMHEKLİTAŞ (22613K 1 — Ormanlar Kıralı. 2 — Suçsuz Katil. 8 — İntikam Kurşunları, FERAH 1 — Hayal Peşinde. ? — Şeytanın Kızı Giida. 3 — Casuslar Çarpışıyor.
HALK 1 — Nevada. 2 — Zalim Kıraliçe.
İSTANBUL (22367) 1 — Kıvır-
cık Paşa 2 — Er Meydanı. KISMET (266541 — Unutulmı-
yan Aşk. 2 — Leyla.
MARMARA (28860) 1 — Lekeli] Hayat. 2 — Suçsuz Gangster.
MİLLİ (22962) 1 — Talih Kuşu 2 — Memlş.
TURAN (22127) 1 — Kanun Harici. 2—3 Ahbap Çavuşlar Casus Peşinde.
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 — Şahane Vals. 2 — Canavar A-dam.
KADIKÖY CİHET!
HÂLE (60112) 1 — Yarasa. 2 — Batakhane Kırallçcsl.
OPERA (60821) 1 — Önce Vatan. 2 — Dağlar Canavarı.
SÜREYYA (60862) 1 — Beş
Parmaklı Canavar. 2 — Dökülen Yapraklar.
ANKARA
ANKARA (23432) Süveyş Yıldızı:
Büyük (15031) Kadın Düşmanı.
CEBECİ (13846) 1 — Lorel Har-dl Aşçıbaşı. 2 — Trabzon Kahramanları.
PARK (11131) 1 — Kara Gü- | neş. 2 — Masum Katil.
SUS (14071) Denizler Hâkimi. SÜMER (14072) 1 — Uçan Kaplanlar. 2 — Çaylak Hafiye Caniler Arasında.
ULUS (22294) 1 — Aşk Çiçekleri. 2 — Beklediğim Sevgili. YENÎ (14040) 1 — Paylaşılmı-yan Sevgili. 2 — Kırmızı Foner.
İZMİR
ELHAMRA 1 — Zoraki Misafir. 2 — Casuslar Çarpışıyor. 3 — Su Perileri.
LÂLE 1 —Yaratılan Adam. 2— Ormanlar Aslanı. 3 — Salâhad-dini Eyyubl ve Haçlı Seferleri. TAYYARE 1 — Maymun Kadın. 2 — Ölüm Perisi.
TAN 1 — Yaratılan Adam. 2— Ormanlar Aslanı. 3 — Salâhad-dinl Eyyubl ve Haçlı Seferleri. YENİ SİNEMA 1 — Bağdat Hırsızı. 2 — Buffalo Bili. 3 — Keloğlan.
KARŞIYAKA OÎBETİ
MELEK Bir Dağ Masalı.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8.30 D.H.Y. (Türk) Bursa-ya. — 9.00 L A.t. (İtalyan) A-Una, Komaya. — 0.00 D. H. Y. (Türk) Ankara, Malatya. Elâzığ. D. Bakıra. — 9.30 D.H.Y’ (Türk) An karaya. — 10.05 D. H.Y. (Türk) Afyon, Konya. Adanaya. — 10.15 D.H.Y,(Türk) lzmlre. — 10.30 D.H.Y. (Türk) Ankara, Adana, tskenderunnu
— 11.20 D.H.Y. (Türk) tzmiro.
— ld.OO D.H.Y. (Türk) lzmlre.
— 22.10 P. A. A. (Amerikan) Şanı. K&raşl, Delhi. KaikÜta. Bangkok, Hongkong’a.
GELECEK OLAN TRENLER
8.30 Ankaradan. — 9.15 Ankaradan (Eka.).
GİDECEK OLAN TRENLER
10.00 Anknravu (MotÖrlll). 18.10 Ankara Ekspresi. 22.20 Semplon Eks. (Avrupa).
GELECEK OLAN VAPURLAR
6.30 Konya. Bandırmadan. — 7.00 İzmir. İrtkendcrundan—0.00 Dumlupınar, lskcndcrundan. — 9.00 Erzurum, lakenderundan. 11.30 Ordu, izmlrdcn. — 12.30 Sus, Mudanyadan. — 15.00 Ka-deş (Karadenlzden).
GİDECEK OLAN VAPURLAR
0.00 Bursa, Ayvalığa. — 11.00 EtrUflk. İzmit'e. — 17.00 Mara-kaz, Mudanyaya .— 18.00 Ülgen» İmroza. — ÎO.OO Konya. Bandırmaya.
İSTANBUL:
IS.87 Açılış ve programlar — 13.00 Haberler — 13.15 Orkestra eserleri (pl) — 13.45 Şarkı ve türküler — 14.20 Sorbcst saat — 14.30 Şarki vo türküler (pl) — 14.50 Banço İle caz parçaları (pli 15.00 Programlar vo kapanış.
17.57 Açılış vo programlar — 18.00 Dans müziği (pl) — 18.20 Serbest saat — 18*80 Türküler Îoçltı — io.oo Haberler — 10.15 stunbul haberleri — 10.20 İstanbul Konservatuar Türk Musikisi İcra Heyeti Konseri — 20.00 Radyo salon orkestrası konseri — 20.20 Sololar (pli — 21.00 Şarkı ve türküler — 21.80 Radyofonik temsil “Aynnroz Kadısı,. — 22.30 Dans müziği (pl) — 23.30 Programlar vo kapanış.
YABANCI RADYOLARDAN SEÇME YAYINLAR:
LONDRA: 8.00 Dona İd Pcera-ten şarkılar — 8.45 Dinleyici istekleri — 0.15 Klâsik müzik dinleyici isteklori — 12.30 Plıık-inrla senfonik müzik — 14.15 Bili Saviil dans orkestrası — 15.15 Dans müziği — 15.30 Hafit orkestradan parçalar — 17.15 Operada purçalar — 19.15 Vlctor Silvcstor dana orkcatra-hi — 21.80 Donnld Peers'ten şarkılar — 22.00 Halle orkcatraaı konseri — 23.15 Palm Court orkestrasından hafif müzik.
RADYOLAR
UÇAK - TREN - VAPUR
GELECEK OLAN UÇAKLAR
9.85 D.H.Y. (Türk) Ankara-dan. — 9.45 D.H.Y. (Türk) Bur-sedan. - 0.50 D.H.Y. (Türk) tamirden. — 15.35 D.H.Y.(Türk) İskenderun, Adnoa, Ankaradan. - 15,50 B.E.A. (İngiliz) Londra, NIs. Roma, Atinadan. — 10.30 D.H.Y. (Türk)» Erzurum, Elâzığ, Malatya, Kayseri, An-karadan. - 18.05 D.H.Y.(Türk) tamirden* - 1H.30 C.G.D.T. Kahire, Beyrultan. — 16.35 D.H.Y. (Türk) Ankaradan. — 21.10 P. AA. (Amerikan) New-York, Boston, Londra, Brüksel, 51U-nihten.
ANKARA:
Sant: 7.30 M.S.Ayan. — 7.31 Hafif Uvertürler (pl.). — 7.45 Haberler. — 8.00 Çeşitli melodiler (pl.). — 8,25 Günün programı ve hava raporu. — 8.30 Hafif orkestra csorlerl (pl.). — 8.00 Kapanış.
12.28 Açılış vo program. — 12.30 M.S.Ayarı. — 12.30 Şarkılar. — 18.16) Haberler. — 13.45 Harry Horllck orkestrası çalıyor (pl) — 13.30 Öğle gazetesi — 18.45 Rltmcllcr (pl) — 14.00 Akşam programı. hava raporu vo kapanış.
17.58 Açılış ve program — 18.00 M. S. Ayan — 18.00 Şarkılar — 18.80 Çiftçilerle başbaşu — 18.45 Caz orkestralarından Summy Kayo (pl) — 18*00 M. S. Ayarı vo haberler — 10.15 Geçmlşto bugün — 10.20 Dohrmnyl - Do majör seronnd (pl) — 10.15 Konuşma - Maliye Bakanlığı adına “Gelir Vergisi,, — BO.OO Halk türküleri — 20.15 Radyo gazetesi — 20.80 Serbest saat — 20.85 Tarihi Türk müziği — 21.15 Konuşma — 21.30 Dans müziği (pl) — 22.00 Konuşma — 22.15 Hafif melodiler (pl) — 22.30 Şarkılar — 22.45 M. S. Ayarı ve hnberlor — 28.00 Program ve kupama.
EMİNÖNÜ: Mehmet Kâzım — Hikmet Günoy (Küçükpazar) — Sırrı Rasim (Alemdar) — Asu-dur (Gedikpaşa).
BEYOĞLU: Beyoğlu (Morkez)
— İstiklâl (Merkez) — Trıksim
— Merkez (Galata) — Halk (Şişli) — Hasköy — Merkez (Kasımpaşa).
FATİH: Üniversite (Şehzade-başı) — Sarım (Aksaray) — Ye-dikule (Saınatya) — NUzhet O-nat (Şehremini) — Edlrnekapı (Karngümrhk) — Güiseren Si-pııhioğlu (Fener).
EYÜP: Eyüp Sultan.
BEŞİKTAŞ: Vldln — Yeni (Or-ta köy) — Arnavutköy — Merkez (Bebek)
KADIKÖY: Söğütlüçeşmo —
Kızıltoprak — Göztepe — Bostancı.
ÜSKÜDAR: İttihat .
IIEYBELİADA: Heybellada. BÜYÜKADA: Merkez.
İZMİR: Karantina (Yalılar) — Alsancak — Ege (Basmahane)
— Hilâl (KemeralU) — Asri (Eşref paşa),
ANKARA; Gilllmne — Merkez
— GUray,
Soldan
1 — Son divân şairimiz, 2 — Kısırlık; Sınır. 3 — Mülki taksimattan (eski terim çoğul); Bir harfin okunuşu 4 — Sakat; Yemişçi. 5— Bir şarap çeşnisi; Bir harfin okunuşu. 6 — Şet İlk durumu. 7 — Dem ahzedon. Arap harflerinden bilinin okunuşu. R — Elinde dokur; Ayna.
9 — Boru sesi; Eski rütbelerden; Hltlerln mahbubcsl İdi.
10 — Canı sıkılan İnsan (İki kelime).
Yukurhlnıı aşağı:
1 — Teneffüsümüze yarıyan gazı fena (iki kelime). 2 — Bayan bir ses sanatkârımız; Geniş. 3 — Bir nevi mülk. 4 — Arzu (eski terim çoğul); Yedi-kulenlnkl meşhurdur. 5 — İçki. Lisan; Bir edat. 6 — Tediyem; Bizde petrol çıkan yer. 7 — Bir renk, 8 — Bir nida; Notça-
11 sazlardan biri; Kabul etmemek. 0 — Tartılan bir şeyin kabı; Tersi boş gezen, 10 — A-lâtı noksansız.
DÜNKÜ BULMACANIN
HALLİ
Soldan sıtğa:
1 — Müzayakada. 2 — Uzn-yan ağaç. 3 — Re; Arap ayı, 4 — Arızalı; Ağ. 5 — Bina; E-nl. 6 — Aya; Arap. 7 — Ha; Atar; Ke. 8 — Alâ; Ramak. 9 — Civarı tara. 10 — İnanı çok as.
Yukarıdan muttu
1 — MÜrabahacı. 2 — Üzer! valin. 3 — Az; Arıl; Ava. 4 — Ayaza; An. 5 — Yara; ît; Ru tj — Analı; Çıra. 7 — Kapı, Evet; Ar. 8 — Ağa; Er; Malc, 9 — Dayanak ara. 10 — Açığı pek ıız.
Beyoğlu 44614 Kadşköy 60872 İstanbul 21222 Üsküdar 60943 Ankara 00. İzmir 2222 Karşıyaka 15055
SIHHÎ İMDAT
İstanbul Beyoğlu 4409e
Anadolu yakası 60538
Ankara 94
İzmir 225)
Bucak başkanı yüzbaşı, ağır ağır dolabı açtı. Gönder ucundaki gamalı haç, kızıl bayrak bor.lnin üstüne pırıl pırıl parlıyor. Sancağın yakılmasını emrettiğine göre, Hitler’in hali yaman olsa gerek...
Goebbels'ln aon durağı
Alexandcr Platz’ın düştüğü haberi Gtoebbels'in evinde de şaşkınlığa sebep oldu. Holde yaverler, hararetle münakaşa ediyorlar. Endişeli konuşmalar devam ederken, birinci katta bir kapı açılıyor. Bakan, karısı ve çocuktan iniyorlar. Bakanın sırtında tek önlü trençkot ve elinde şapkası var. Karısı kolunda, kötürüm bacağını sürerek ağır ağır merdivenlerden iniyor. Merdivenin alt nihayetinde bugün bile, her zamanki gibi süslü ve boyalı, fakat korku İçerisinde tit-riyen başkâtibesl bekliyor. Bayan Magda, sakin ve hâkim bir tavırla kendisine elini uzatıyor. Ağır ağır kocaslyle beraber hazır bulunanları dolaşıyor. Artık veda ediyorlar. Çocukların altısı da, bir köşeye büzülmüş. Şoför, sert adımlarla otomobile gidiyor. Bakan tekrar karısının koluna giriyor. Kadının sağ elinde büyük bir çanta vur. Acaba, acele İle Ax-msnn’ın çakmağını unuttu mu? Şapkasız. tayyörünün üstüne atılmış hafif bir kürkle kapıya yürüyor.
Büyük kapı açılıyor, karı koca ve çocuklar dışarı çıkıyorlar. Dışarda hususi karoserlai tertemiz, pırıl pırıl yanan, kurşun geçmez camlı, zırhlı, koca meroedes bekliyor, Her ikisi bir an İçin bile tereddüt etmemişler, bir kere dahi geriye bakmamışlardır. Sanki gezmeye gidiyorlarmış gibi, evden çıkıp gittiler. On iki silindirli araba hafif bir homurtiyle yola koyuldu, Hayatlarının son durağı, Füh-rer sığınağı bir kaç yüz metre ötededir. Yeryüzünde on metre aşağıda, 37 basamakta inilen beton sığınağın a-ğır, zırhlı kapısı arkalarından sıkıca kapanıyor.
Aralanın İninde
Partaer Platz’daki Adlon Sığınağının önünde, top ateşine rağmen sıhhiye arabaları bekliyor. Ağır yaralılar sedyeyle iki katlı beton bodruma taşınıyor, Sargılardan kan sızıyor ve erlerin koşar adımla sığmağa seğirttikleri yollarda kan izleri beliriyor. Az zaman evvel hava alârmtarmda, diplomatlara mahsus olan bu sığmağı dolduran şık züppelerle sergüzeştçi kadınların yerinde yeller esiyor.
Sağdan köşeyi dönünce Wllhelms-trasse'ye girilir. Relch'in bütün dünyaca malûm olajı bu caddesi, İnfilâk eden mermiler tufanı altında bomboş uzanıyor. Bu caddenin tek binası bile sağlam kalmamış. Bombalardan artanı top ateşi yok ediyor. Moskova radyosunun bir akşam evvel bahsettiği “arştan ini”, “faşist canavarın son sığmağı" demek burastydı.. Başbakanlık bodrumundaki sığınağından. Hltler, mütemadiyen İmdat kuvvetlerini sıkıştırıyor. Berlin’in muhasarasını önlemek İstiyorlarsa, çok acele etmeleri lâzımdır. Çünkü, Rustar Potsd&m'a kadar ilerlemiştir, Prusya kıraltarmm tarihi sarayları etrafındaki parklarda, mermiler patlıyor. Stalin'in tankları şehre girmeye çalışıyor ve 14 nisanda yapılan dehşetli hava akınından kurtulan tarihî a-bideler bu sefer, sokak muharebelerine kurban oluyordu. Ruslar Berlin’in Kuzey-Batısında da. kendilerini Elbe’-den ve burada bakliyen müttefik ordularından ayıran son maniayı Havel nehrini geçmek üzeredirler. Hülyalı Havel gölleri, top ateşiyle inliyor ve masmavi bahar semasının aksettiği durgun sular üzerinde makineli tüfek kurşunları vınlıyor. Rustar tombazlarla ve hem suda, hem de karada giden vasıtalarla, karşıya geçiyorlar. Az zaman sonra, nehrin batı kıyısında köprü başı kuruyorlar ve şimdi artık, Berlin'in, batıya açık tek kapısı uğruna mücadele başlıyor. Berlin’i dış âleme bağlıyan, ihtiyatların gelebileceği tek büyük yol. Berlln-Hanıburg yolu kesilmek üzeredir.
Potadamer Phıtz’da Alınan topçusu Artık şehir içinde tank maniaları kapatılıyor. Landvvehrkanal üzerindeki köprülerin son geçit menfezleri dc barikatlarla sımsıkı kapanıyor. Hükümet mahallesi kapanmıştır. Sivil giymiş kızıl ordu erlerinin, mukavemet hareketi mensuplarının kılavuzluğundu, hükümet mahallesine sızmalarından korkulurken, banliyö treninin muntazaman işlediği nazarı dikkati celbediyor. Filhakika, Erkner banliyösü bir haftadan beri Rusların eline düştüğü halde banliyö treni ber zamanki gibi işlemekte ve düşmana yol göstermektedir.
Hükümet mahallesinde ilk göze çarpan şey, mevzie girerek ateş eden bir otobüs bataryasıdır. Sekiz köşeli Leipzlger Platz üzerine yayılan dört top, Potadamer Platz’daki ufak binaların arakasında mevzie girmiştir. Namlulardan muntazum fasılalarla alev çıkıyor ve mermiler. ıslık çalarak güney-doğuya yollanıyor. Ne günlere kaldık, Yarabbi!... Berlin’in ortasında mevzi almış bir Alman bataryası, şehrin banliyösünü bombardıman ediyor ve buradaki Almanlar, bodrumlarında, kendi toplarından ge-
len mermilerin İnfilâkı altında titreşiyor!
Toplardan birisi, hava hücumlarını hemen tek başına arızasız atlatmış otan Blelchıöder konağı önünde mevzie girmiştir. Binanın asıl cephesi, lâkaydiyle muharebe gürültülerine bakıyor. Eskiden burası. Bismark devri bankerinin şehir ikametgâhı ld|. Sonra VVİlhelm II, binayı, kendi tesis ettiği otomobil kulübüne verdi. Şu dakikada. obüs cephanesinin yığıldığı noktada, eskiden her yıl Monte-Carlo yarışına İştirak eden otomobiller dururdu. Kontroller arasında, bir çeyrek kadar, kulübün rahat koltuklarında İstirahat edilir, biraz bir şey yenir ve sonra güneye doğru yola devam edilirdi. Birinci katı. Goebbels tarafından yabancı gazetecilere tahsis edilen kulüp, Berlin'in yaşadığı o nna-baba günümle de oldukça kalabalıktı. Halbuki şehir içindeki diğer lokantalar, bombardıman başladığından beri açmamışlar ve banka gişeleri dc, o pazartesi sabahı kapalı kalmıştı.
Mamafih. Leipziger Ptatz’daki kulüp de eıkiBl kadar rahat değil; her ne kadar koyu renk kostümlyle maltre d’hotel, müstahdemini eskisi gibi ciddiyetle İdare ediyor ve siyah elbise üzerine ufacık önlükler bağlamış, başlarında beyaz boneleriyle zarif aerveu8e’ler yine maharetle yemek ve içki tevzi ediyorlar. Fakat, dışar-da gürllyen her salvo ile camsız pencerelerden, perdeleri savurarak «ert bir rüzgâr giriyor, keten örtülere ve kalın halılara şarap dökülüyor, herkes yalnız etrafındaki felâketten bahsediyordu.
Kuşatma tamamlanıyor
Bu arada, Wenck, 12 nci ordu ile, geniş bir cephe üzerinden taarruza
geçmiştir. Yardım taarruzunun başladığı artık resmen de teeyyüd ediyor. Mukabil taarruzun yığınak sahası» Berllnln güney batısında, İki günlük yürüyüş mesafesinde idi. Berlin istikametinde hücuma geçecek son Alman tümenleri, Flaemlng ormanlarında toplanıyor. Mukabil taarruzun üç günde muvaffak olması lâzımdır. Aksi halde fırsat kaçacaktır. Taarruz bir kere tıkanırsa, her şey mahvolmuştur.
Muharebenin beşinci günü Ruslar kuşatmayı tamamlıyorlar. Ufkun her tarâfı gece, muazzam yangınların a-levlyle kıpkızıl yanıyordu. Daha önceki gecelerde bile, kuşatma manevrasının İnkişafı, kızıllığın genişlemesinden antaşılabiliyordu. Şimdiye kadar bilmeyenler, bundan böyle artık ufka bakarak Berllnln kuşatıldığını öğrenebilirdi, ölüme mahkûm dev-şehri kuşatan yangınlar arasında, kaçacak menfez kalmamıştı.
Müdafllcr, her tarafta, şehrin kuşak hattına doğru çekilmeye icbar e-diliyor. Kuşak hattının istasyonları, yarmalan ve demiryolları, İç müdafaa çemberini teşkil ediyor. Milyonerler semti Grunewaid ve Dahlem, baskınla düşman eline geçiyor. Ruslar, tetalz kulesinin tepesinden, dürbünle, kıtalarının, otostrad boyunca ilerlemelerin! gözlüyorlar. Milletlerarası sayısız otomobil yarışlarına sahne •• lan Avus’da şimdi artık yarış otomobillerinin kudretli motörlerl değil, Stalln tanklarına doğrudan doğruya ateş eden uçaksavarlar gürlüyor. Seyirci tribünleri bomboş sırıtıyor. A^ vus’un tarihine geçen bu en heyecanlı müsabakayı seyretmek İçin kimse gelmemiş. Yarış yolunun kuzey virajı, Rusları gerilemeye icbar eden bir an kovanı halinde.
(Devamı var)
HİKÂYE
Ölüm
Yazan: SPRINGER
HAN-ŞEU şehrinde, yorll halktan tam yetmiş dört kişi, kurşuna dizilecckti. Bu işi yapacak mangaya, genç bir subay komuta ediyordu. Kurşuna dizilecek bu yetmiş dört kişi, tek ve uzun bir sıra halinde yanyana dizilmişti. Birden; gözüm, bunların arasında sakin bir halde elindeki kitabı o-kumaktn olan, sıranın nıhayetin-deklnden önceki Çinliye takıldı. O derece kendi âleminde idi ki. etrafında cereyan eden hâdiseye tamamen lâkayıt görünüyordu. Yalnız; her yeni kurbandan sonra, başını kitaptan kaldırmadan bir adını İlerliyordu. Müthiş bir meraka kapılmıştım. Acaba; a-dama, içinde yaşadığı o faciaya rağmen, her şeyi unutturan o kitap neydi?
Yanına yaklaştım ve omuzunun Üstünden baktım: “Croix • Rose„ mezhebine mensup Mtchel Maler tarafından lâtlnce yazılmış "Ata-tanta Fuglons" adlı bir kitaptı. Hayret ve şaşkınlığım artmıştı. O derece ki, vazifemin itası hususunda lâzım gelen ihtirazı terkedlp o-nu düşüncelerinden uyandırarak sordum:
“— Ölüme bu kadar yaklaştığın sırada başka okuyacak şey bulamadın mı?”
O, gözlerini, okuduğu kitabın felsefi metninden ayırmadan ve temiz bir İngilizce Ue cevap verdi:
“— Ruhun bir dakikada edineceği tecrübeyi ölüm dahi yokede-mez."
Bu sözler, tesir etmiyecek cinsten değildi. Âdeta apışıp kalmıştım.
Ölüm mangası, otuzuncuyu da. kanlı duvarın dibinde cansız }*erc sermişti. Genç subayın kılıcı, mihaniki bir intizamla kalkıp inmekte devam ediyordu. Mesleki alışkanlığıma rağmen, artık bu hâdise, tahammül edilenuyecek bir safhaya gelmişti. Diğer taraftan, o garip tavırlı Çinli bende öyle bir tesir hâsıl etmişti ki, gözümü ondan ayıramı,yordum. Adeta bir bebek gibi saf yüzü ve m&sum bakışları vardı. Otuz yaşından genç görünüyordu. O, kitaptan bir sa-hlfe çevirirken sordum:
“— Size, bir yardımım olabilir mi? ölmeden, yapılmasını arzu ettiğiniz bir şey var mı?”
Onun, hayatını kurtarmam veya hiç değilse İdamın tehirini temin etmem hususunda yalvarmasını bekliyordum. Böyle olmadı. O, derin bir uykudan uyandırılmış gibi vüzüme baktı :
“Bütün ynşıyanların ölüm saati doğdukları zaman tesbıt edilir. Bu sebeple, öldürmek için emreden üniformalı genç ve siz, belki de benden önce Allahın huzuruna çıkacaksınız."
Dedi ve başını kitabına eğerek yeniden okumasına devam etti.
Ölülerin miktarı, kırk altıyı bulmuştu, ölüm mangasının genç subayının, birden sendelediğini, kılıcının elinden düştüğünü ve yere çöktüğünü gördüm. Koşup mu-
Çeviren: S. O. ÇAĞDAŞ
ayene ettim. Kalb sektesi. Amboli olsa gerek. Ani ölüm.
Birden, o anda, aklıma ölecekler arasındaki o Çinlinin sözleri geldi. Müthiş bir korkuya kapıldım. Gayrı ihtiyari, hiç bir şeyin farkında değilmiş gibi hareketsiz duran ve hâlâ okumağa devam e-den Çinliye baktım.
Başka bir subay, manganın komutasını aldı ve idamlara devam etti. Mahkûmların miktarı gittikçe azalıyordu. Vücudumu soğuk bir ter kaplamıştı. Bacaklarım titriyordu. Acaba, o Çinlinin sözleri bir kehanet eseri mivdi ?.. Öyle ise, İkincisi de tahakkuk edecek miydi?.. Bu düşünceler, benim gibi bir ilim adamına hiç uygun düşmiyen bâtıl itikattan başka bir şey değildi. Fakat; ya o subayın ölmesi... Her halde, bu bir tesadüf olacaktı. Ben de, beyhude yere, işi mantıkla muhakeme etmeğe çalışıyordum. Hayır, benim hayatım mevzuubahis olamazdı.
Biraz ötede, bir albay, Öl-Şan-Ming’e iltica eden bir Beyaz Rus, idama nezaret ediyordu. Yanına gittim ve kendimden geçerek atının gemini sarstım. Büyük bir gayret sarfederek vo sakin olmağa çalışan bir sesle:
“Albayım, beni memnun etmek ister misiniz?" diyebildim.
“Hay hay, buyurun!"
Bana öyle geldi ki, Albay samimiydi. Çünkü; bir müddet evvel, ağır yarasın» tedavi etmiştim. Bana minnettarlığını söylemişti.
“Albayım, bana yetmiş üçüncü mahkûmun hayatını bağışlayınız."
“Bu, maataaef mümkün değil doktor. Zira, bu hareketi Mareşai itaatsizlik telâkki edecektir. Muhakkak kı, bu, benim için olduğu kadar sizin için de iyi neticeler vermez."
Başka ne yapabilirdim? Kaderin önüne geçllemiyecekti. On iki tüfeğin karşısına dizilmek üzere daha beş mahkûm sıra bekliyordu. Sonra, dört tane kaldı. Kalbim, müthiş çarpıyordu.
Birden, borazanın sesi, bir habercinin geldiğini bildireli. Bir a-dam, dolu dizgin geliyordu. Albaya bir kâğıt uzattı. Albay okudu ve haykırarak bir emir verdi. Sıra yetmiş üçüncü mahkûma gel miş iken idam durduruldu. Albay, bana:
“Adamınızın talihi varmış!"
Diyerek gülümsedi. Beni kurtaran oymuş gibi teşekkür ederek ölüm tehlikesini atlatmış olan Çinliye doğru koştum. O. gözlen bu dünyanın çok Ötelerine dalmış, sarkan elinde kitabiyle hâlâ ayakta duruyordu. Yüzünün hiç bir hattı ne sevinç, no de korku İfade etmiyordu. Yürüdü, gitti. Be-nim İse, gözlerim karardı.
Manga subayının verdiği bu | bardak viski ile kendime geldim Etrafa göz gezdirdim. O Çinli görünürlerde yoktu. Onu bir daha da göremedim. Fakat, hayatta olduğunu tahmin ediyorum. Çünkü, ben hâlâ hayattayım.
T Haziran 1350
yen î İstanbul
Sayfa 8 1
GÜNÜN
Enerji istihsali
Schuman Plânı
münasebetiyle
Yaıon: Nureddln TAMER
ihtiyacını kaışıhyacak mev-Önümüzdeki yıllar içinde teçhizat ile zirai kalkınma-hesaba katılırsa, Türkiye, bir ihracat mcm-
Mahatama Gandhl diyor ki: Sosial ve politik kalkınma ekonomik gelişmeye bağlıdır, bunun temini İçin de halkın ihtiyacı olan teçhizatının sağlanması gerekir.
Bugün dünyanın hemen her tarafında milletlerin ekonomik sahadaki durumları harpten evvelkine göre daha iyi bir şekilde düzenleme yolunu tutmuş oldukları görülür, bu hususun temini İçin de başvurulan başlıca vasıta enerji istihsalidir.
Enerji istihsali başlı başına bir gaye olmayıp, ferdin konsomasyon "Consommation-sarf ve istihlâk’’ arttırma vasıtasıdır. Binaenaleyh, her Türk ferdinin bu milli verimden (18) milyonda bir nispetinde alâkası vardır.
Konsomasyon konusu 3 kısma ayrılır: Gıda, giyim ve mesken’dir: Bizim bu husustaki durumumuz aşağı yukarı şöyledir:
Gıda maddesi: Anormal hâdısat istisna edilirse, zirai durumumuz mem leketin kldedlr. modern mız da
gnda bakımından leketi demektir.
Giyim eşyası: Bu bakımdan hâlen İhtiyaç nispetinde dahilî verimin kifayetsiz olduğu görülür.
Mesken meselesi: Mesken deyince, memleketin bütün kasabalarındaki durumu hesaba katmak gerekir ki, vaziyetimiz hiç de iyi bir şekil arzet-miyor.
Bugünkü inşaat rayiçlerine göre ortalama olarak yurdun her tarafında yılda 50.000 mesken yapabilmek 1-çin asgari (450 ı milyon liraya ihtiyaç vardır. Konsomasyonu ıslah etmek için memleketteki mevcut imalâthanelerin rasyonel çalışmasını sağlamak ve ihtiyaç nispetinde irili ufaklı yeni tesisler meydana getirmek lâzımdır, aksi halde yakın bir gelecekte hariçle rekabet yapılması daha da güçleşecektir.
İkinci Cihan Harbinden çıkan hemen bütün Avrupa devletleri, büyük hamlelerle kalkınmaya baş lamıştır. Meselâ bugünkü Almanya’nın çelik istihsali göz kamaştırıcı bir mertebededir, çünkü AJmanyanın elLnde mühim miktarda bir enerji kuvveti vardır, bu enerji, kendi topraklarında mevcut olan kömürdür; Avrupanm diğer memleketlerinde de kalkınma hamleleri aynı ahenkle geliştiği, gün gibi aşikârdır. Fakat bunlardan bazılarında (1914-18) harbini mütaakıp vaz’edilen ve tatbiki gayn kabil olan kanunlar yüzünden ekonomik durumları bir hayli kritik haldedir. Meselâ bu kanunlara göre işçinin az gündelikle çalıştırılmasına karşılık çok verim sağlamak gayesi gUndülüvordu. Halbuki istihsali arttırmak için gündelikleri ziyadeleştirmek gerekir. Fakat gündeliklerin yükselmesi istihsalin ortmasiyle kabildir, diğer taraftan, İstihsal de enerji miktanyle bağıntılı olduğundan e-nerji olmadan İstihsal artama2. binaenaleyh işçi gündeliklerinde de bir hareket beklemk imkânsızdır. Bu mühim şartlar yalnız bize münhasır değildir, bütün dünya memleketleri için meselenin şekli sabittir,, değişmez.
îyi teşkilâtlandırılmış memleketler, de yıllık: mesken, enerji ve diğer İhtiyaçları karşılamak için yıllık toplam ihtiyacın ne yekûnda olduğu hesap edilir.
Meselâ Fransa'nın yıllık ihtiyacı şöyledir: mesken için (600) milyar, enerji tesisleri İçin (300) milyar, ve (100) milyar frankda diğer ihtiyaçlar için «arfediImeBi icap etmektedir.
Şimdi Büyük Britanya İle Fransa’nın istihsalini gözden geçirelim:

(1930) da Büyük Britanya (11) milyar (Kwh) saatlik elektrik enerjiye malik iken buna mukabil Fransa’-nınkl (15) milyar (Kwh) lık istihsali mevcut idi, (1946) da ise Büyük Bri-tanya nmkl (36) milyara yükselmesine mukabil Fransa’nınkl (23) milyara ulaşabildi. Fakat Frnnsızlar kendilerini bekliyen ekonomik buhranı bidayette sezmiş olacB.kiar ki memleketlerinin konsomasyonunu karşılamak için her yıl Monnet Plânına göre (500ı bin (Kw) takatlık "termik* thermlque) ve (2 milyar 100 miyon) K'Vh’lık da sudan enerji Istihaalini temin etmiye başladılar ve bu plânlarına göre 1957 yılında Fransa (57) milyar (KWh) lük elektrik eneıjlsı-ne malik olacaktır.
Daha şimdiden bu memlekette sayısı çok kabarık elektrik üzinlerinin temin ettikleri azametli enerjileri ve buna mukabil yapılan işlerin harika denecek şeklide gayet ekonomik oluşları. bütün dünya neşriyatında uzun uzun bahsedilmektedir. Meselâ Rhone nehri üzerindeki sudan elektrik temin eden (Gdnissiat) idro-elek-trik barajı yılda (1 milyar 700 milyon. Kwhı lük enerji sağlamaktadır, aynı akarsu üzerinde yapılmakta olan ıDonzöre) idro-elektrik tizini de aynı takatta olup bunlar, Batı Avrupa’nın en kuvvetli tesisleridir. İtalya, İspanya ve hattâ Küçük Portekizde bile bu alanda hummalı çalışmalar görülüyor, bilhassa İtalya da yapılan işler büyük bir alâka çekmektedir.
Türkiye hudutları içinde mevcut enerji kaynaklarımız hatırı sayılır derecede iyi durum arzetmektedlr. Türkiye takriben (30ı milyarlık su enerji kaynağına maliktir, bu miktar Avrupa’nın en başta gelen Fransa su eneı-jl kaynaklarının (1/3) üne eşit demektir, diğer taraftan nüfusumuzun (18) milyon, Fransanin ise (40.5) milyon olduğu da gözönünde tutulursa durumumuzun ne kadar emniyetli olduğu anlaşılır.
Türkiyenin bir de kömürden temin edebileceği enerji kuvvetine, sahip olduğu malûmdur. Binaenaleyh, memleketimiz iki clnB enerji havzasına malik demektir. Bunlardan biri insan eliyle eşilerek temin edilen kömürdür, diğeri ise. otomatik olarak istihsali kabil olabilecek beyaz-kömür-dür (sudan elektrik). Birincisi bitmeye mahkûm bir sermayedir. İkincisi ise her yıl tükenmeden yenilenen devamlı bir servettir. Keza birincisi ne kadar modern şekilde İstihsal edilirse edilsin maliyeti diğerine nazaran çok yüksektir.
Fakat bu değişkenlik memleketin bilumum bölgeleri İçin bahis mevzu olacağından, belki de bir bölgenin, meselâ kuraklık mevsimi diğer bir bölgenin değişken zamanına tesadüf etmediği takdirde aradaki enerji eksikliğini bu şekilde telâfi usullyle gidermek kabildir. Nitekim Alpler'le, Masslf-santral (Alpes-MassifCentral) arasında olduğu gibi.
Binaenaleyh bu emsaller bidayette İyice bilinirse» bilâharu hiç bir müşkülâtla karşılaşılmaz. Unutmamak gerekir ki kurak yıllarda, şayet sular membalarını dağlardan alıyorlarsa bu takdirde yaz aylarında bu mıntıkanın su verimi azalmaz, bllftklc çoğalır. Şu halde beyaz-kömür istihsali için en emniyetli tesis şekil, memba-lan karlı dağlarla beslenen nehirlerin ekipmanı olmalıdır. Anadolu nun hemen her tarafında yayılmış bir halde olan çok miktarda göllerde mevcuttur. enerji temini için bunlardan da mümkünse istifade etmek gerekir. Şayet memleketin yıllık ihtiyacım bıı şekilde gidermek kabil olmazsa, kömür enerjisinden yalnız o zaman istifade yolu aranmalıdır.
Amerika, Fransayı desteklemektedir
Avrupanm İktisadi birliği, refahı v artıracak
istikrarı
Washlngton, 6 A.A. (AFP) — VVa-shlngtonda pazartesi akşamı kömür ve çelik sanayiinin birleştirilmesi mev zuunda İngiltere İle Fransa arasındaki İhtilâfta Fransanın takındığı tavır kayıtsız şartsız tasvip edilmekte idi. Maamafih VVashington çevreleri, ingilterenin müzakerelere İştiraki red detmesi ile kapıların yeni konuşmalara tama nüyle kapanmamış olması keyfiyetini büyük memnunlukla karşılamaktadır.
Washington. İngilterenin tereddüdünü anlamaktadır. Zira İngilterenin yaşaması geniş ölçüde kömür ve •çelik ihracatına bağlıdır. Fakat A-merikalılar bu iki sahada iyi teşkilâtlanmış bir Avrupanm herkes İçin ve hattâ İngiltere İçin de plânsız şahsî gayretlerden daha faydalı olacağına kani bulunmaktadırlar. Birleşik Amerika bilhassa bu sebepten dolayı Schuman Plânının mümkün olduğu kadar süratle amelî sahaya intikalini arzu etmektedir.
Kömür ve çelik kaynaklan teşkilâtı tarafından İdare edilecek bir Batı Av-
Kısa Haberler
Avustralya yün satışları
* Sydney (Hususî) — Yün müstahsillerinin bildirdiğine göre, fiyatların yüksek olmasına rağmen satışlarda bir azalış görülmemiştir. Bu haftanın Newcastle ve Adelaide satışlarında A.B.D. oldukça faal idi. Fakat Avrupa ve Britanya başta gelmekteydi, yatlar sabit olup geçen hafta nundaki fiyatların aynı idi.
Fl-
80-
200
ŞUI endüstri haberleri
★ Santiago (Hususî) — Şiliden milyon pesos kıymetinde nitrat a-
lınması hususunda İspanya Hükümeti ile Şlli arasında yapılan müzakereler sona ermiştir. Nitrat İspanyol teşkilâtlarına muhtelif miktarlarda sevkedilecektlr.
Fransa Şillye, barter usulüne göre Fransız raylarına mukabil Şlli nitratı mübadelesini teklif etmiştir. Şlli Ekonomi Bakanlığı bu husus üzerinde düşünmektedir.

Aınsterdaın çay satışları
Amaterdam (Hususî) — 1 haziran satışlarında fiyatlar yine düşüktür. Teklifler 6,942 sandık Ja-va çayı ve 1.692 sandık Sumatra çayı olup doğrudan doğruya En-donezyadan sevkedilmektedir.
Fiyatlar umumiyetle, bundan evvelki satışlara nisbeten 15 İla 20 sent daha düşüktür.


Emtia Kredi Teşkilâtı satışları
\Vashington (Hususi) — Emtia Kredi Teşkilâtı, 1918 yılı fiyat müdahale stoklarından 41,962 balya pamuk sattığını bildirmiştir. Resmi makamların bildirdiğine göre 1948 mahsulünden elde edilen bu pamuklar, en yüksek fiyatı verenlere satılmıştır.
1948 yılı mahsulünün 3,800,000 balyası E.K.T. stoklarına girmişti. Bu son «atışlar sonunda «toklar 256,148 balyaya düşmüştür.

rupa diğer iktisadi sahalarda da süratle birleşecektir. Bu da bu bölgenin refah ve istikrarını arttıracaktır. Ingiliz kabinesi yeniden toplanıyor
Londra, 6 A.A. (Reuter) — Başbakan Clement Attlee ve kabinesi bu ay sonunda Pariste yapılacak Schu-man plânı konferansına İngilterenin iştirak etmemesini intaç eden Fransa ile yapılan görüşmelere bugün ycnl-• den başlanacaktır.
Geçen hafta zarfında Londrada çetin görüşmeler yapılırken Attlee ve Maliye Bakanı Sir Stafford Crlpps Fransada tatilde idiler.
Atice ve Stafford Cripps dün has-tahanede Dışişleri Bakanı Ernest Be-vin’l ziyaret ederek vaziyeti müzakere etmişlerdir.
Bevin hastahaneye yatıncaya kadar Fransa 11e olan görüşmelere nezaret etmişti.
Bevin geçen cuma hastahaneye yat-madan önce Fransız ve İngiliz nokta! nazarlarını telif etmek için bir bakanlar konferansının toplanması lüzumunu belirtmiştir.
Lyon ipek piyasası

Paris (Hususi) — Müstehlikler sadece günlük ihtiyaçlarını karşılamak arzusunda olduklarından Lyon ipek piyasası son on beş gün zarfında sakin devam etmiştir. Fakat müstehliklerin stokları tükenmeğe başladığından, yakında piyasanın faal bir hal alacağı beklenmektedir.
Av us İra iyoda 3 ün satışı

Geelong, (Hususi)— Bugünkü yün satışları dünkü inkişaf etmiş fiyatlar üzerinden olmuştur. Yerli ve Orta Avrupa fabrikalarının canlı ve geniş rekabeti sayesinde, piyasaya arzedilen 10.700 balya tamamen satılmıştır. Mallar başlıca makine yünlerinden müteşekkildi.
Ekstra İnce 74 lük merinos 146 pens ve 60/64 lük ekstra ince cins 140 pens üzerinden «atılmıştır.
Seylan çay satışları

Colombo (Hususi) — Seylan çayı için talepler fazla olup 7.309.170 libreye baliğ olmuştur. Bunun 7.285.188 libresi Seylan, 23.982 11b. resi de Güney Hindistan çavlarıdır. İyi kaliteler sabit bir hal ar-zetmekteydi. Fakat diğer cinsler biraz düşüktür.
AvustralyalI mütehassıslar tarafından yün satışının tetkiki
> Canberra (Hususî) — Avustralya Yün Birliği Sekreterliği Ml«s O. Mackinnon, 19 temmuzda, Britanya, Avrupa, Birleşik Devletler ve Kanadayt ziyaret etmek üzere yola çıkacaktır. Miss Mackinnon, yabancı memleketlerdeki yün metotlarını tetkik edecek ve Enternasyonal Yün Teşkilâtiyle muhtelif şubelerinin ve New-Yok’takl Yün Bürosu’nun program ve siyasetini inceliyecektir.
Japonyanın pamuklu ı dokuma ihracatı
Geçen seneye nazaran rekor kıracak kadar artmıştır
Tokyo, (Hususi) — Japon Dokumacılar Birliğinin bir tetkikine göre, bu yıl ocak ayı üe nisan ayı arasında Japonyanın pamuklu dokuma ihracatı .300 milyon yardayı geçmiş ve geçen yıl aynı aylar zarfında yapılan satışlara nazaran 80 milyon yarda- I dan fazla bir artış kaydedilmiştir. I Bazı İyimser Japon dokumacılarının tahminlerine göre, bu sene pamuklu dokuma ihracatı 1 milyar yardayı bulacaktır. Diğer ihracattaki ar- I tışı inceliyen bir tetkike göre, ocak ve mart ayları arasındaki farkın sebebi daha ziyade mevsim değişikliğidir. Bu tetkike göre, artışın diğer sebepleri şunlardır: I
1) Hindistan ile anlaşma yapamı-yan Pakistan, pamuklu kumaş ve İplik almak için Japonyaya başvurmuştur,
2) Mart oyında> Güney Afrika, Ja-
pon pamukluları ithalâtı üzerindeki tahditleri kaldırmıştır, x I
8) Endonezya ve Kore, ECA (İktisadî İşbirliği Teşkilâtı) kanalı Lle Japonyadan pamuklu mallar almaya başlamıştır.
4) Barter anlaşmadan ile Amerikan
ve Kanada buğdayına ve İsveç kâğıt hamuruna mukabil Amerika. Kanada ve İsveçe pamuklu dokumalar ihraç edilmiştir, I
5) Geçen yıl imzalanması gereken Anglo-Japon ticaret anlaşmasının tamamlanma işinin tehir edilmesi dola-yısiyle sterling memleketleri ancak bu senenin birinci ayında Japonyadan ithalât yapmaya başlamışlardır.
Japon pamuklularının inkişafına rağmen, diğer taraftan, bu yılın ilk bir kaç ayı zarfında, Japonyanın ipekli dokuma ihracatında bir düşüklük kaydedilmiştir, ihracat mart ayında 2.556.000 vardadır. Senenin ilk iki a-yına göre bir düşüş göze çarpmaktadır. ihracat, şubat ayında 2.766.000 yarda ve ocakta 7.499.000 yardadır.
ipek istihsal ve ihracatı da düşmüştür. Nisan ayında ipek mahsulü 7.774 balya olup, mart ayına nazaran 1.771 balya daha azdır. 13:15 denierlik kalitenin istihsali 1.307 balya olup mart ayında İstihsal edilen miktardan yüzde 21 daha azdır. 20/22 denier ise 5.857 balyadır ve yüzde 22 nispetinde düşüktür.
Nisan ayında İpek ihracatı 5.138 balya olup mart ayına göre 1.433 balya daha azdır. Memleket dahilindeki | talepler ise İki misli artmış ve 8.187 ' balyayı bulmuştur.
Dut ağacı yapraklarının iyi büyümesi dolayısıyla, baharda koza mahsulünün yüzde on nispetinde artacağı beklenmektedir.
Almanyada Yakın ve Ortaşark Birliği kuruldu
Hamburg, (Hususî) — Evvelce Berlinde mevcut Şark Birliği yerine geçen hafta Hamburgta Yakın ve Ortaşark Birliği kurulmuştur. Merkezi Hamburgda bulunan bu teşekkülün Frankfurt ve Münlhtc de birer şubesi oalcaktır. Almanya ile ticari münasebetleri olan Yakın ve Ortaşark memleketleriyle alâkalı bütün firmaların serbest bir şekilde birleşmesinden ibaret olan bu teşekkül, Yunanistan, Türkiye, Arap memleketleri, Şarki Asya Birliği, Hindistan, Pakistan ve Seylanla ihracat ve endüstri bakımından alâkalı kimseleri İçine almaktadır. Bu birlik harp nihayeti-ereliden beri Hamburgda kurulmuş "Şarkî Asya, Amerika. Afrika” birliklerini takip eden dördüncü bir teşekküldür. Birliğin İdaresi 112un senelerden beri ticari bağlar dolayısly-le Yakın ve Ortaşark memleketlerini yakından tanıyan meşhur kimselerin eline verilmiştir.
İthalât ve ihracat istatistikleri
Yılbaşından nisan sonuna kadar 214 milyon liralık ihracat, 205 milyon liralık ithalât olmuştur
İstatistiklere göre, gerek ithalât ve gerekse ihracatta azalış var
Ankara, 6 (A.A.) — Başbakanlık istatistik Genel Müdürlüğünden bildirilmiştir:
Nisan 1950 ithalât ve ihracatının miktar ve kıymetleri bir evvelki ay ve bir yıl evvelki aynı ayla mukayeseli olarak aşağıda gösterilmiştir;
Tek aylık kıymetler
ithalât İhracat
(Nisan 1950) 51.2 45.5
(Mart 1950) 56.4 41.8
(Nisan 1949) 64.5 57.9
Yılbaşından nisan sonuna Dört aylık kıymetler
kadar: İthalât İhracat
1950 205.3! ! 214.7
1949 247.1 ’ 233.5
Tek aylık mLktarlar
İthalât İhracat
(Nisan 1950) 108.4 66.7
(Mart 1950) 82.6 53.6
(Nisan 1949) 72.3; 81.6
Yılbaşından nisan «onuna Dört aylık miktarlar
kadar: İthalât İhracat
1950 366.0 265.7
1949 323.5 294.0
İstanbul Sergisini Başbakan açacak İstanbul nergisi bazırLıklnruna devam edilmektedir. Dün Sergi Komitesi, Ticaret Odaııındakl bürosunda geç vakte kadar bir toplantı yapmış, «ergiye vûki olan İştirakleri tetkik etmiştir.
öğrendiğimize göre, Ankara-ya gldeıı sergi heyeti. 1 temmuzda serginin Başbakan Adnan Menderes tarafından açılmalını istemişti. Başbakan, ay sonuna doğru, İstanbul Ticaret ve Sanayi erbabı lle görüşmeler yapacak. 1 temmuzda lstaıılyıl sergisinin açılış töreninde bulunacaktır.
Fransız altın piyasasında düşüklük
Paris (Hususî) — Napolyon sikkesi bu hafta ilk defa olarak 3,000 franktan aşağı düşünce altın piyasasında şimdiye kadar kaydedilmemiş bir düşüklük meydana gelmiştir. Aynı zamanda, başka memleketlerden de Parise altın gelmemektedir, çünkü Paris piyasasının seviyesi, yabancı altınlarının satılmasına engel olacak derecede düşüktür. Gramı 429 franktan olup, dolar mukabili bu fiyat ons başına 38 dolardır,
20 marklık sikkeler gibi daha ucuz olan sikkeler için talep daha fazladır. Buradaki ticari çevrelere göre, sikkelerin daha fazla düşmesi gayn muhtemel değildir.
İtalyan ipek piyasası
Milano, (Hususi) — Venedik istihsal bölgesinde koza fiyatlarının kilo başına 420 litre çıkacağından Italyan ipek piyasası şimdilik sa-kindir. Bu fiyat üzerinden ipekli kumaşın fiyatı kilosu 5,700 lirete gelmektedir.
Israilden yeni ticarî teklifler
İzmir. 6 (Hususî) — Bir İsrail firması, İsrail İçLn eylül - ekim devresinde takriben 600 ton tohumluk küçük soğan ihtiyaçları bulunduğunu, ağustos ayında istihlâk edilmek üzere ise birkaç bin ton soğan, «arımsak ve fasulyeye İhtiyaçları olduğunu bildirmiş ve fiyat teklif edilmesini istemiştir.

İstanbul limanından
yapılan ihracat
Mart ayına nazaran, nisanda İhracat azalmıştır
İstanbul Ticaret Odası tarafından verilen menşe şahadetnamelerine göre, 1950 nisan ayında limanımızdan muhtelif memleketlere 12.166.142 liralık ihracat olmuştur. Mart ayındaki ihracat ise 16.429.828 liraydı. A-radaki 4 milyon küsurluk fark, üıraç maddelerimizin, ihracat mevsimini geçirmiş bulunmasından ileri gelmektedir.
Nisan ayında en fazla İhracat yaptığımız memleketlerin başında Almanya, ikinci derecede Avusturya, üçüncü derecede Ingiltere gelmektedir.
Standardizasyon işleri
Bütün ihraç mallarımız için standardizasyon nizamnameleri hazırlanacak
İzmir, 6 (Hususi) — D.P. nln iktidara geçmeden önce hazırladığı Türk mahsullerinin standardizasyonu konusu bu defa Parti Genel idare Kurulunca ele alınarak olgunlaştırılacak ve D.P. Meclis Grupuna oradan da Hükümete sunulacaktır..
Rakip memleketler ve bu meyan-da Yunanistan gibi mahsullerini binden daha iyi hazırlamak üzere sayısız tedbirler almış bulunan memleketlerin rekabeti karşısında ayakta kalabümek için mutlaka standartlaşmak mecburiyetindedir. Bu sayede pamuk balyalarından demir parçalar* çıkmıyacağı gibi topraklı U-zümıerimiz de müşteri ülkelerden geri çevrllmiyecektir. Bu haberin müstahsil bölgelerde memnunlukla karşılanacağına muhakkak nazariyle bakmak lâzımdır.
İtalyan sunî ipek piyasası
Milano (Hususlî) — Mayıs ayında sunî ıpke ihracatı azaldığından dolayı suni ipek fiyatlarında bir dü* şüklük olacağına inanılmaktadır. Diğer taraftan sunî ipek dokumaları ve karışık dokumalar ihracatı ar^ mıştır.
Dahili piyasada sunî ipek dokumaları perakende satışları artmıştır ve sunî ipek endüstrisi normal bir şekilde çalışmaktadır. Çorap fabrikaları faaliyetlerini kısmışlardır.

6/V//Î950 Sah
Borsalarda vaziyet
İstanbul :
Ticaret Borsacında Adapazarı menşeli 50 tonluk bir tüccar malı buğday partisi 26,50 kuruştan, Toprak Mahsulleri malı İse 29,75 kuruştan muamele görmüştür. Diğer maddelerin durumunda bir değişiklik olmamıştır.
Kambiyo, Esham ve Tahvilât Borsacında yüzde 5 faizli muhtelif tertipten Devlet tahvilleri üzerine mahdut miktarda iş olmuştur Altın piyasası ise kararsızlık içindedir, tş azdır.
İzmir,
Bor «ada çekirdeksiz kum ütümün «akfn durumu devam ediyor. İncir piyasası sağlamlığını muhafaza etmektedir. Borsada gerek hazır vo gerekse alivre pamuk üzerine harareti! muameleler cereyan etmektedir. Pamuk yağı piyasası gevşektir. Borsada Pamuk çekirdeğine karşı alâka devam ediyor.
Adana :
Ticaret Boreaeında pamuk fiyatları eski mevkiini muhafaza etmektedir.

Trabzon t
Ticaret Borsacında fındık piyasası durgun geçmiş vr muamele olmamıştır.
KAMBİYO
İstanbul Borsası
Açılış Kapanış
1 Bterhng 7.90.60 7.91.—
100 Dolur 282 20 2«2.52
100 Fr. Frangı 0*80 0.80
100 İsviçre Fr..... 6 4 03 64.03
100 0olç. Fr 6.60 5.60
100 Isvsç Kr 61.12.60 54 12 50
100 Florin 73.08 40 73.68.40
lt‘0 Lslrrt 0.44.128 0 44.128
100 DmHîTıl «••••«•« 001.870 0.1.870
100 Escoudos 9.73.90 0.73.90
Altınlar
Bugün Eırkl kur
Lira Lira
Külçe Yeril Gr. 4.89 4.88
Külçe DrtfiıtiKa. 4.94 4.05
Cumhuriyet ... —
Reaat 37.50 37.—
Ham İt
Gulden 32 50 32.20
Ingiliz 43.80
Frannıs kok ..^
Nnpoldon 1JLI .. — —
înviçre 33 — 32.75
Nmr-York'ta 1 onnu: S 35
Gümüş, Platin
En aşağı En yukar
Gümüş Gr — —
PlAtln ” 10.- İL—
Zürich Borsası (Serbest)
23.6.1960 tariçre Frangı
Durumu En aşağı En yukar
Tllrk Lirası 0.97 1.07
Dolar 4.28 1/4 4 20 1/4
Sterling İn m0 l»t 05
Fr/ınaıs Frangı 1 22 1.21
ESHAM VE TAHVİLÂT
Devlet Tahvilleri
Ikramlyeil tahviller Çjû 1933 Ersanl Kapanış (•)
23.— 24.—
czr5 1938 Ikrtt'OîlyOİl eıeşşisşıescs 21 — 22.-
«İS Milli Müdafaa 1 20.60 21.—
%5 1941 Domlryolu IV 99.10 loo.—
1041 Demiryolu V 99.05 100.—
%4 1/2 1040 Ikramlyell 09.70 98.-
Diterleri 1941 Demiryolu VI 99.20 100.—
ÇdO Kalkınma 1 ıito.nu 110.—
H âlMHâ 100.70 110.—
ÇcO it L£X eısees 100.60 110.—
rc6 1919 İstikrası 1 09.— 110.—
1948 İstikrazı LI 100 25 120.—
%6 Milli Müdafaa I 07.60 90.-
%6 1940 " I 21.30 08.-
Fe7 1034 Sivas-Erzurum I... 21.35 20.30
%7 1031 " “ H.-VII... 21.50 100.—
%7 1041 Demiryolu I... 21.W 21.61
C17 1941 *’ II... 21.40 22.-
%7 1941 III... 21.10 22-
%7 Milli Müdafaa I... 21 60 21.46
%7 " " 11... 2ü.«0 22.-
•• ' III... 21.46 21.-
$İ7 " " IV... 21.65 21.96
Şirket Tahvilleri
T.C. Ziraat Bankası 20.60 20.20
Anadolu D.Y. Tertip A/B. 112.50 11L-
II Q — —
*• " %co 22.30 59.-
•• ,, Mümos. Senet, Gİ.- 67.60
Şirket Hisse Senetleri
T.C. Merkes Bankası 121.- 120.25
Türkiye İş Bankası 80.— 29 50
Türk Ticaret Bankası 5.— 5.-
Aralan Çimonlo 16 25 10.75
Şark Dejirmonolllk 23.25 23 60
Millî Reasürans 8.- 16.26
Ecnebi Tahviller
İlişir Kredi Fonalyo 1003 j 172.— |
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
- ----------—
YABANCI BORSALAR
İstanbul Ticaret Borsası
İzmir Ticaret Borsası
New-York Borsası
1 Bugün Eski Kapanış
Hububat:
Buğday yumuşak (Tüc.) 28/26 28.—
Buğday «ert (Ofisin) 20.75 20.75
Arpa yemlik (dökme) — 20.—
Mısır san (çuvalı) — 21.—
Fasulya tombul — 24.—
Ftmub'A Çalı Bert — 37.—
IC uçy cm) ihhmiuumiiihiuh — 32.50
Mercimek kırmışı kabuk. — 39.20
Mercimek yeşil — 47.—
NoHut nutOrd — 28.—
YııŞlı tohumlar i
Ayçiçeği tohumu 27.— 26.60
ICct(?.Iİ tohUniU •âtsaetaeeesMMea 40.— 40.—
Kendir tohumu 31.— 30.—
Susam 66.— 65.—
YöP k&buRlU eeeeeasaa — • 80.—
Kuru Meyvnlar ı
Fındık (kabuklu sivri) ... — 80.—
Fındık (iç tombul) ......... 186.— 186.—
Ceviz (kabuklu) ............... 30.—
Ceviz (îç natürel) — 100.—
Dokuma İlam Maddeleri!
Tiftik (una mal) — 325.—
Tiftik (Nat(ırcl) 380.— 320.—
Yapak Anadolu (Kırkım) 222 — 200.—
linin derileri
Sığır salamura (kasap) Kİ. 140.— 140.—
Keçi tuılu kuru kilosu ... 165.— 175.—
Koyun hava kurunu kilosu 175.— 180.—
Nebati Yağlar: 240.— OAA
Zeytinyağı (E.E. lenekeli) —
Suaamyağı (Raf. «ıra) 2UO.—
Ayçiçeği «Rafine çıplak) IJÜ.—
Fındık yağı (çürük) 1J0.—
Bugtln Son Kapanış
Üaüm çekirdeksiz No.9 55.— 54.74
incir A serisi No. 8.... 55.— 55.—
" B serisi No. 108 42.— 42.—
Pamuk Aksla I 218.50 212.—
Pamuk Akala II 180.— 180.—
Pamuk Akala III 160.— 155.—
Pamuk veril 180.— 180.—
Pamuk yağı (rafino) ... 117.— 117.—
Pamuk çekirdeği 12.— 13.-
Adana Ticaret Borsası
Pamuk Akala 1 175.— 175.—
Pamuk Akala II 142.- 142.—
Pamuk Akala HI ...... 14.25 147.—
Pamuk veril 1
Pamuk yorll II. ...... •• 147.-
Trabzon Ticaret Borsası
FLVDIK
a) %50 randımanlı —
kabuklu tombul 85.— 84.—
b) İç sıra kontrollü 180.— 182.—
Eskişehir Ticaret Borsası
Buğday yumuşak ...... Buğday sert Arpa 1 1 1 30.— 8L-

Dün Eski kur
Buğday (Buşoll=Sent) Sert Kış mahsulü No» 2 Kırmızı " " No. 2 - 268.— 25L—
Pamuk Mİ d dİ İn g (Llbresl=Sent) Temmuz •••••• Ekim 33.50 32.76 33.50 32.51 32.45
il lllC •••••••••«•••••• 32.64
Tiftik (Llbres! = 36 nt) aeeaes B Ot 1 •••••••«•eeeseeseeasaaaeese
1’ indik (Libresi = bont) ••eesaaeesMaes Kahtıklıı vorli iri 22.— 22.50
•• orta 22.50 21.—
Ltvtrıt ir*, iıhııl malı 36.— 36.—
Ekstra iri lo ithal malı 44.— 40.—
Kuru üzüm (LibresinSent) Thompson çekirdeksiz seçme ... 11 V4 11 V4
Keten tohumu (Buşell=Dolar) ... NTİrıneAnollfi 3.22 3.85
Kıılfiv (Libresi—Sent) 78.— 78.25
Lcvha-tcnckc (100 ilbro dolar) 7.30 7.30
Londra Borsası
Keten tohumu (Tonu=Storllng) Bomha.v 65.— 65.—
Knlküta 63.50 63 —
lor fıstığı Hindistan 64.— 64 3/4
Bradford Piyasası
Tiftik İyi mal (Llbresi=Flyat) " Sıra malı YUn Anadolu *' " Trakya 20/31 18/21 34.—Nom 30.— ° 20/21 M 18/21 M
İskenderiye Borsası
Pııınuk (Kantan=Ta!ları) Aehmounl Kısa clyaflı F/G. ... Karnak Usun elyaftı F/G. ... m— 126.— 02 —
(•> GUnündo Borunda muamelesi tescil edilmemiş tahvilât vo cohamın arx vo Uılepicro goru taayyün eden takribi piyasa değerleri.

Sayfa 6
950-398
4*-
N
MORRIS
1
Halen limanımızda bulunan
LATTAKIEH
BEYRUT
İSKENDERİYE
DEVLET DENIZYOLLAR
ve memleketimizin en mûtena hizmet etmesi ile şöhret ka-
Devlet Denizyolları ve Limanları İşletme Genel Müdürlüğünden
Memleketimize gelen turist gemileri için fener ücretinden % 90 tenzilât yapıldığı ilân olunur. (7521)
v
Bu ayın 8 inde limanımıza I R O L L I MARSİLYA ve
S I C U L O vapuru
gelmesi beklenen vapuru CENOVA için Doğru posta eşya yükliyeceklerdir.
A. MULLER
Und SOHN
MAKİNE FABRİKASI Ltd. Ş.
EN BÜYÜĞÜNDEN EN KÜÇÜĞÜNE KADAR
1
A

Her nevi KANTAR ve TERAZİLER
Arzu edildiği takdirde hususî tartma te-
Müller
sisatı yapılır. Dünyanın her köşesinde fabrikası mamûlâtı. uzun senelerden
beri en
büyük rağbeti görmüştür. Türkiye referanslar verecek vekil aranmaktadır.
Miinchen 8, Sedan Str 35 - 37
Manisa II Daimî
Komisyonundan:
1 — Manisa — Turgutlu yolunun 4 4- 120 — 6 4- 120 ve 12 4- 950 — 14 4- 250 nci kilometreleri arasındaki şose tamiratı (30484.40) liralık keşfi üzerinden 13.6.1950 salı günü saat 11 e kadar müddetle ve kapalı zarf usûliyle eksiltmeye konul, muştur.
2 — Muvakkat teminat (2286,33) liradır.
3 — 2490 sayılı kanunun 32 nci maddesine göre hazırlanacak teklif mektuplarının ihale saatinden bir saat evveline kadar daimi komisyona tevdi veya posta ile bu saatte komisyona gelmiş olması şarttır.
4 — Keşif, proje ve şartnameler Bayındırlık Müdürlüğünde görülebilir (6679).
.t -
için iyi

BİRİNCİ SINIF
ERKEK
TERZİSİ
SEVİM ÖR t)
ile
KENAN MATER
Nişanlandılar
İzmirde gazete satmak isteyen okul öğrencilerine
Tatil günlerinde izmirde şehir içinde gazetemizi satmak isteyen öğrencilerin İzmir, I-kinci kordon, Emlâk Bankası yanındaki "YENİ İSTANBUL İzmir Bürosu”na başvurmaları bildirilir.

Otuz senelik tecrübesi ve zevk sahibi insanlarına zanmıştır. Genç oğlu Amerika ve Ingilterede terzilik tahsil etmiş ve birinci derecede diploma almıştır.
Adres: Beyoğlu İstiklâl Caddesi 447 Mehmet Ali Apart.
Mütercim ve Steno Daktilo Aranıyor
— Taşrada bir ecnebi şirketi için İngilizce ve türçeye bihakkın vâkıf tecrübeli bir mütercim ile
— İstanbul için İngilizce ve almancaya aşina bir Steno -Daktilo aranmaktadır.
Taliplerin, tercüme! hal ve referanslariyle birlikte Posta Kutusu 143 Istanbula müracaat etmeleri.

Otomobil ve Kamyon yedek parçalan Yeni Mağazamızda satılmaktadır.
Aitınbakkai Cumhuriyet caddesi 177. Telefon: 81933
SAFİR
Genel Ticaret


Ve Limanları İşletme Genel müdürlüğünden
TÜrklye ile Batı Avrupa limanları a-rasında muntazam yük postalan başlıyor
----------------------------'-------------------
İstanbul, İzmir, Pire, Anvers, Roter-dam,, Hamburg limanları arasında en emin muntazam, süratli nakil vasıtaları Denizyolları şilepleridir.
7 Haziran 1950
İstanbul Asliye 12 ncl Hukuk Yargıçlığına:
Davacı Mclpomenl tarafından Küçükparmakkapı Abdullah sokak No. 17 Beyoğlunchı oturan kocası Alberto aleyhine açılan boşanma dâvası İçJnde nıüddel-aleyh 25.5.1950 perşembe günü saat 11.30 da mahkemede hazır bulunması hakkında ilânen tcbll-ğat yapıldığı halde gelmediğinden müddeinleyh hakkında gıyap kararı verildi. Ve doldurulan bu karara ait ihbarnamenin bir nüshası da mahkeme divanhanesine asılmış ve keyfiyetin 20 gün müddetle ilânı için muhakemenin 3.7.1950 pazartesi günü saat 10.45 e bırakıldığı tebliğ yerine geçmek üzere ilân olunur.
Bütün Dünya
I

A
SÜMERBANK
Vadeli, vadesiz tasarruf mevduatı
YENİ İKRAMİYE PLÂNI
2 ağustostaki ikramiye çekilişine katılmak için
30 HAZİRAN’a KADAR
Bankamızda 100 liralık bir hesap açtırmak kâfidir. Bu çekilişin ikramiyesi 18.500 liradır
Her 100 lira için ayrı bir kur'a numarası verilir. İkramiyelerin vergisi bankaya aittir.
En büyük isabet ihtimali - En müsait faiz
Günlük Buhur ve Sığla Yağı
Satılacaktır
0
Devlet Orman İşletmesi Fethiye Müdürlüğünden:
1 — İşletmemiz Fethiye Merkez orman dışı İstif yerinde mevcut kalaylı tenekeler içerisinde 16.142 kilo sığla yağı ile 10.000 kilo günlük buhuru 7 şer parti halinde 29-5-1950 tarihinden itibaren 20 gün süre ile ve açık arttırma suretiyle satışa konmuştur.
2 — Açık arttırma 19-6-1950 pazartesi günü saat 15 te İşletme binasında toplanacak komisyon önünde yapılacaktır.
3 — Sığla yağlarının beher kilosunun tahmini bedeli 350, günlük buhurlarının kilosunun tahmini bedeli de 18 kuruştur. Her parti için % 7.5 hesabiyle geçici teminat alınır.
4 — Bu işe ait şartname Ankarada Orman Genel Müdürlüğü, Ankara Merkez, İstanbul, İzmir, Denizli, Aydın. Muğla» Köyceğiz, Fethiye, Kaş, Finike, Antalya, Mersin, Adana İşletmeleriyle Fethiye Belediyesinde görülebilir.
5 — İsteklilerin belli gün ve saatte evrakı müsbite ve ilk teminat makbuzlariyle komisyona müracaatları. (7346)
BfîNÇUE POÜR VALEURS DE PLRCEMENT
ZÜRİCH
TALSTRASSE 15
SERMAYE VE İHTİYATLARI : 7.500.000 İsviçre frangı
HER TÜRLÜ BANKA MUAMELÂTI
Bilhassa kambiyo ve tahvilât işlerinde ihtisası vardır
Telgraf Adresi : VALORBANK— ZÜRİCH
DEUTSCHE LEVANTE-LINIE, HAMBURG
BU EV
>
erenköyüsde
4
1 - HOL
BANYO
TERAS BODRUM
ve 04NİS BAHÇE
10 5 0
AKŞAMINA KADAR
1%
A
»t
7
Bu ayın 10 unda limanımıza gelmesi beklenen
“PERGAMON" vapuru
19 Haziranda limanımıza gelmesi beklenen

19 Haziran pazartesi
IUCY
temmuzda
“MARTHA RUSS”
temmuzda limanımıza gelmesi beklenen
“E. RUSS” vapuru
ANVERS, HAMBURG VE BREMEN
için eşya yükliyeceklerdir.
ESSBERGER,, vapuru limanımıza gelmesi beklenen vapuru
f
T
V
i
CHARLOTTE SCHROEDER
(
Her üç haftada bir yapılacak bu seferlere toplu yük temin edildiği takdirde şilepler yol üzerindeki diğer limanlara da uğrayacaktır
Bütün hubiıslardn izahat için l)pıılzyolları*lıareket servisine acentelerine müracaat ediniz.
ELLEN HAVA YOLLARI ı
T. A Kuruntunun Azası G. K. 305 seferi İSTANBUL - ATİNA Her CUMA günleri İSTANBUL’daıı kalkış 09.00
ATİNA’ya varış 10.00
(Mahalli saatlerde»
Bilet satışı ve İzahat almak için Karaköy Havayolları Umıını auentnİTgma müracaat edilmesi. Tel: 42885 - 42877. Ayrıca bütün seyahat acentalaıından bilet temin edilebilir.
T
Şilepi istanbuldan hareket edecektir
TLAS LEVANTE-LINIE, BREMEN
17 Haziranda limanımıza
gelmesi beklenen
Muntazam yolcu postalarına yük temin edecek nakliyeci ve komisyoncu firmalarla yük sahiplerine sağlanan büyük menfaatler hakkında izahat isteyiniz.
GEMİLERE YOLCU DA KABUL OLUNACAKTIR.
Yük postaları sefer ve navlıııı tarifelerini tetkik etmeden nakliye işleriniz hakkında karar vermeyiniz
DENİZYOLLARI ŞİLEPLERİNİN TEMİN ETTİĞİ SÜRAT, EMNİYET VE UCUZLUK İŞ ADAMLARINI FERAHLATACAKTIR.
vapuru
15 Temmuzda limanımıza gelmesi beklenen
HUBERT SCHROEDER vapuru ANVERS — HAMBURG ve BREMEN için eşya yükleyeceklerdir.
N.E.P. PİRAEUS SHİPPİNG CO., PİRAEUS Bu ayın 8 inde beklenen
T I N O S vapuru TRİESTE ve VENEDİK için doğru posta eşya yükllyecektlr.
KONTUAR MARÎTÎM
İstanbul İzmir
Galata Hovaglmyan Han Atatürk Bulvarı
Telefon: 40568 Telefon: 5956
ZiROflT BRNKflSI
• •
Bankalarımıza 150 lira yatırmak ve bu parayı 31 Temmuz 1950 akşamına kadar Çekmemekle Sızı 11 b 11114;
Bu evden bojko oyrıco 10.000 llro bÜyOk^K* 10 ödet 1000 llrolık Wçük Ibomjye ‘vorjıa Her 150 llroyo oyıı b!r Lur’o numorotı verilir.
f





•.
1* ’


0

Comments (0)