7 Kasım 1950 — Salı
SİYASİ İKTİSADİ. MÜSTAKİL
Yıl 1—Sayı 342 — 10 kuruş
Yeni lstanbııl’ıııı
KUPONU
TAHSİL KUPONU
F

Tesis edeni Hahlb Edlb . TÖREHAN
Ahonet Türkiye için senelKt $?,. alh aylığı 17, Uç aylığı 9 liredir. Hariç memleketler İki mislidir.
ti Unlar ı (1 nen sayfada santimetresi S Hradır. İlânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
Beyoğlu - Müellif Caddeni 6-8. Telefon : 44756 - 44757 Santra!
Posta KntTiRn i 447 - İstanbul.' Telgraf Adresi ı Hetlo, İstanbul
Afganistan - Pakistan gerginliği
PAKÎSTANIN bir din devleti olarak kurulması, bizi, ortadoğuda, hattâ yurdumuzda uyandırdığı türlü türlü tepkiler ve yankılar bakımından ilgilendirmektedir. Ba$ka milletlerin işine karışmamak partiyle, devletine dilediği şekli vermek, her tnplıılıiKiııı. en başta gelen bir hakkıdır. İler millet, kendi anlayışına göre yaşamalı ve bahtiyar olmanın yollarını araştırmalıdır. Demokrasi İdeallerini benlnısi-yen Türkler, başka türlü düşünemezler.
Din fikri Özerine kurulan bir devletin, dış politikada da ııynı fikirden ilhanılanmnsı ve milliyetçiliğe karşı en ufak bir anlayış göstermemesi, hattâ bunu devlet düşmanı bir İdeoloji gibi düşünmesi son derecede tabii bir şeydir. Henüz güvenilir İstatistikler yapılmamış olduğu İçin, İslâm Dünyası adı verilen topluluğun kaç yüz milyon kişilik okluğunu yalnız tahminlerle hesaplamak mümkündür. Fakat asıl dâva, İslâm Dünyasının doğru veya yanlış tahmin olunan topluluk sayısı değil, bu topluluğun her hangi bir din politikasına elverişli bir konu olup olmayışıdır. Biliyoruz kİ: raklstanın doğduğu sıralarda bile bu dâva, kendiliğinden ortaya çıkmış ve bu yüzden, ehenınıiyetli şahsiyetler, Hindistan tarafına geçmeyi doğru bulmuşlardır. Bıı İse, din devleti fikrinin Paklstanda da istisnasız bvnlııı-Bonnıediğlııe delil olarak gösterilebilir.
Orta ve yakındoğıı devletleri, sosyal gelişmelerine göre, din devleti konusunda Paklstamlan çok farklı düşünmektedirler. Bu bölgelerde yaşı-yan milletlerin pek çoğıı milliyet fikrine bağlıdır ve devletleri de, prensip bakımından, bu fikre göre kurulmuştur. İslâm Arapların en kudretli milli gelenekleri İslâm dininin tam kendisidir. İsrail Milletinin milli gelenekleri de, Araplarda okluğu gibi, yalvaçlarının bıraktıkları kutsal kitaplardır. Demek olııyor kİ. lam bir din devleti «eklinde sandığımız llmlssuut Devleti, hakikatte, Arap geleneklerine en bağlı milli bir devlettir. Şimdi konumuzun en ehenınıiyetli noktasına gelmiş oluyoruz. İslâm ilini Araplığın hem dini, hem de milli sezgisini yaratan gelenek sistemi okluğu linkle, Araplık dışında kalan milletlerin yai-nıx dinidir. Çünkü; bıı milletlerin gelenekleri de başkadır, tarihleri de. Milliyet fikrinin ağırlık noktası İse millî tarih ve milli geleneklerdir. Av-rupadakl Hıristiyan milletlerin bölünüşü kadar İslâm dinine bağlı milletlerin bölünüşü de bu tarih ve gelenek ayrılığından İleri gelmektedir. Biz, burada, onun İçin, şu veya bu millete Öğüt vermeyi hayalimizden bile geçirmiş değllizdlr.
Biz Türkler, milliyet fikri konusunda da, tarihimizin en büyük buhranlarından blriul geçirmekteyiz. Bu buhran. Atatürk umdelerinin benimsendiğini iddia eden Cumhuriyet Halk Partisinin son kongresinde haşlamış ve sayısız tarih kitapları yazılmış olduğu halde milliyet dâvasını anlamakta da başka milletlerden çok geride kaldığımızı apaçık göstermiştir. Milliyet fikri buhranımızın İki cepheli bir mânası vardır. Biri Türk Devrl-mivlp kurulmak İstenen yeni hayatımızı bir bütün olarak benimsememek, hattâ reddetmek şeklinde göze çarpmaktadır. Öteki ise, daha çok bir politika konusudur: İslâm kardeşliğine bağlanarak, Osmanlı Halifeliği çağında olduğu gibi, İslâm Birliği (panls-laıııistllk) politikası gütmek ve Türk Devletini bu »liretle kuvvetlendirmek fikrinden llhamlanınaktadır. Böyle bir politikanın, eskiden, hiç bir yemiş vermemiş olduğunu biliyoruz. Yarının ne olabileceğini, şimdiden haber vermek doğru değildir. Yalnız biliyoruz ki: Birleşmiş Milletlerin Güvenlik Kuruluna adaylığımızı koyduğumuz zaman, Halk Partisi Kongresinin bu konudaki coşkun gösteıMerlne rağmen, İslâm devletleri bizi, Hıristiyan devletler kadar desteklememişlerdir. Bunların arasında Pakistan da vardır. Biz, ne Pakistam. no de Öteki İslâm devletlerini, bize karşı aklıktan durum yüzünden, haklı veya haksız görenlerden d eğil İzdir. Her millet, dilediği politikayı gütmekte, elbette hürdür. Fakat son politika tarihinin bu Örneklerini, milletlerarası politikayı devrimizin gerçekliği dışında düşünen vatandaşlarımıza göstermek elbette bizim hakkımızdır.
Dünya politikasını kendi gerçekliklerine göre kavramak, bizce, en doğru yoldur. Afganistan da Pakistan gibi bir İslâm devletidir ve üstelik sınırlan da birbirine bitişiktir^ Fakat aralarındaki gerginlik. Osm ani ılarla başka İslâm memleketleri arasında sık ■ık bellreu gerginliklerden biç de aşağı değildir. Gerek zamanınır/.ın tehlikelerden büsbütün silklnemenılş oluyu. gerek Jç politika dâvalarının bir türlü durulıınıayışı devlet-adanılarınn sinir mantığı He hareket etmemelerini şiddetle emretmektedir. Böyle olmasaydı, diıı kardeşliği unutularak. Afgan ve Pakistan toprakları Mars'ın korkunç saltanatını çoktan tanımış olacaklardı.
Tahran Kongresinde bir yandan, çağımızın ekonomik anlayışına aykırı bir İslâm ekonomisi yaratılmak İstenirken. öte yandan, Afganistan-Pa-kİRtan gerginliği konusu İle İlgili propaganda yazılarının dağıtılmış olması dikkatimizi büyüliyecek bir «eydir. Bundan da anlaşılıyor kİ: İslâm İdeolojisi tarihin eski anlaşmazlıklarında olduğu gibi, «İmdi de millî gerginlikleri önliyecek bir kudret gösterememektedir. (,'üııkü: devlet ve ümmet işleri, her bakımdan ayrı ayrı İşlerdir.
Sâdâbad Paktının, «on günlerde daha çok beliren ehemmiyeti, Afganls-tan-Pnklstan gerginliğini ve bundan doğabilecek neticeleri, etraflıca düşünmemizi gerektirmektedir. Birleşmiş Milletlerin umdelerine, barışa, demokrasiye bağlı Türk Milleti, lıer milletlerarası ihtilâfın olduğu gibi. Afganistan ve Pakistan gerginliğinin de, dostça giderilmesinden yalnız memnun olabilir. Fakat hu gerginlik bize çok büyük bir şey daha öğretmiş oluyor. O da hiç bir politika gerçekliğinin ne hayale, ne de kuruntuyu tahammül edemeyişidir
M. NERMİ
Bakanlar Kurulunun dünkü toplantısı
Ankara. 6 (T.H A.) — Bugünkü Bakanlar Kurulunun gündemi hayli kabarık olduğundan çalışmaları saat 22 ye kadar devam etmiştir.
Görüşülen meseleler hakkında, çalışmalarına başlamış bulunan Büyük Millet Meclisine sevkedilecek bazı mühim kanun tasarıları bulunuyordu. Bu toplanışında dış meselelere de temas edildiği ve Bulgariatanın tehcire tâbi tutmak islediği 200 bin ırktaşımızın Birleşmiş Milletlerde bahis konusu edilmesi meselesinin de görüşüldüğü tahmin edilmektedir.

Müttefik kuvvetlerini takviye için gönderilen birlikleri H'oıisan’ıı taşıyan deniz, kuvvetleri çıkartma urifeslııdo
Korede durum girift bir şekil arzediyor
Kızıl Çinlilerin mukavemeti kınlamadı, diğer taraftan
Müttefikler de hatlarını muhafaza edebildiler
T.okyo, 6 (YİRS). — Bugün Man-çurya hududunu geçen bir tepkili Rus avcı uçağı Birleşmiş Milletler kuvvetlerine hücum ederek geri dönmüştür. Hava kuvvetleri sözcüsü, gelen tepkili uçağın saatte 600 mil gitmekte olduğunu ve Mançurya hududunu geçerek geldiğini teyit etmiştir. Böylece Kore meselesi daha girift bir şekil almaktadır. Sözcü, uçağı kullanan pilotun milliyetinin teşhis edilemediğini, fakat pilotun Kuzey Koreli olmasının mümkün olmadığını söylemiştir. Mevcut raporlara ve Rusların açıklamalarına nazaran, Çin pilotlarından bazıları Ruslar tarafından tepkili uçak kullanmak ü-zere talim ettirilmektedir.
Kuzeydoğu kesimindeki Amerikan kuvvetleri Sudong*un 4 mil kuzeyin-
îşçi Hükümeti itimat reyi aldı
Londra. 6 (YİRS) — İngiliz Avam Kamarası buglln îngllterenln başlıca dâvalarından biri olan mesken buhranını tetkik etmeye başlamıştır. Müzakerelerde Muhafazakâr hatipler hükümete şiddetle hücum ederek kabineyi devirmekte bu meseleyi bir fırsat olarak kullanmak İstemişlerdir. Churchill, İşçi hükümetini, halkın mesken İhtiyacını karşılayamamakla itham etmiştir. Reye müracaat edildiği vakit. İşçi hükümet 288 reye mukabil. 300 rey alarak mevkiini muhafaza etmiştir.
Dışbakanlar toplantısı çalışmalarını bitirdi
Komite, aldığı Kurula havale
Roma, 6 (AP) — Avrupa Konseyinin Dışişleri Bakanları Komiteni dün, altıncı toplantısını, almış olduğu kararlan genel kurufa havale ederek sona erdirmiştir.
Kararlardan birisi, emek, yani insan gücü hakkında her devletin malûmat vererek ipsizlikle mücadeleyi kolaylaştırması ve çok kalabalık sahalardan muhaceretin temin edilmesine dairdir.
( İhın! Bahanın demeci
Roma. 6 A A. (AFP) — Bakanlar Komitesinde alınan karar suretlerine Ittıla kesbeden Istişari Kurul Daim! Komisyonunun son toplantısında mezkûr komisyon üyelerinden Cihad Baban France - Presse Ajansı muhabirine verdiği beyanatta demiştir ki;
“Türkiye için bu toplantıda elde e-dlien mühim netice, Türk azınlığı muvacehesinde Bulgaristanırı takındığı tavrın takbih edilmesi yolunda bakanlar tarafından alınan karardır. Böylece bütün Avrupa Türk İyenin dâvasını desteklemiş ve 3 ay İçinde 250.000 Türkün, malları müsadere e-dllerek Bülgaristandan çıkarılmaları gibi şimdiye kadar eşine tesa(lüf e-dilmenıiş bir barbarlık hareketine ge çlleceği şu sıralarda Tllrklyeye manen müzaheret etmiştir.
de bugün en kanlı çarpışmalarından r birini dalı» yapmalardır. Komünist Çinlilerin şiddetli mukavemet! kınlamamış ve düşmanın karşı hücumlarında da müttefikler hatlarını muhafaza etmişlerdir. Aynı cephenin doğu kesiminde müttefik birlikleri pek az bir mukavemetle karşılaşarak Mançurya hududuna 25 mil mesafeye kadar İlerlemişlerdir Bu kuvvetler Tokşon’u İşgal etmişlerdir. Komünistlerin bu cephede geri çekilmeleri muhtelif tahminlere yol açmaktadır. Bu arada Çinlilerin de yardı-miyle toplanacak olan bu kuvvetlerin yeni bir savunma hattı kurarak huduttaki hidroelektrik tesislerini müdafaa etmeleri beklenmektedir.
Kuzeybatı Korede asker! harekât, bugün çok durgun geçmiştir. Komünist Çin kuvvetlerinin Kore işine karıştıkları günden beri bu cephe en hararetli çarpışmalara sahne olmaktaydı. Düşmanın dün saatlerce devam eden müttefik hava kuvvetlerinin a-teşl altında ezildiği tahinin edilmektedir.
VVashlngton, 6 (YİRS) — tyi haber alan siyasî çevrelerden bildirildiğine göre, müttefikler Mançııryaya elektrik cereyanı veren hidroelektrik tesisatım bombalamayı düşünmektedirler. Korede, komünist Çinlilerin çarpışmadıkları tahakkuk edecek o-lursa müttefiklerin Kore ile Çin a-rasındakl mevcut anlaşmaya riayet ederek, cereyanı kesmiycceklerl söylenmektedir. Bu tesislerin bombalanmasından evvel komünist Çinin durumdan haberdar edileceği zannedilmektedir.
-
kararları Genel ederek dağıldı
Komitenin Türkiye bakımından mühim diğer kararı da, her türlü çareye başvurarak demokratik müesseseler! yıkmak isteyenleri takbih eden barış beyanatıdır.
Dı«l«leri Bakanımız Fuat Köprülü insan Hakları AnUı^ınasını İmza ederken
Güvenlik Konseyinde
MAC ARTHUR'ÜN RESMÎ RAPORU KONSEYE VERİLDİ
Lake Success, 6 (AP) — Bu. gün General Mac Arthur, Komünist Çin kuvvetlerhftn Ko-rede Birleşmiş Milletler kuv. vetlerlnu karşı savaşmakta olduklarını Güvenlik Konseyine resmen bildirmiştir.
Korede Birleşmiş Milletler Kuvvetleri Komutanının bu İthamını İhtiva eden özel rapor Amerika delegesi Warrcn Austin tarafından Konseye sunul-muştur. General Mac Arthur, Koredekl mevcudiyetleri genel karargâhına bağlı İstihbarat subayları tarafından tesbit edilen Çin birlikleri hakkında tafsilât vermiş ve şunları beyan etmiştir: “Birleşmiş Milletler Kuvvetleri yeni bir düşmanla karşılaşmıştır. Birleşmiş Milletler kuvvetlerinin hâlen, hareket. İçin yayılmış bulunan Çin komünist askeri birlikleriyle hasmane temasta bulundukları keyfiyeti savaş kuvvetlerimiz ve İstihbarat ajanlarımız tarafından tesblt edilmiştir.”
Lake Success, 6 (YÎRS) — Birleşmiş Milletlerdeki Amerikan delegesi, Güvenlik Konseyinin çarşamba günü fevkalâde bir toplantı yapmasını teklif etmiştir. Görüşmeler esnasında komünist Çinin Kore işine karışmasından dolayı takip edilecek yol kararlaştırılacaktır.
-------- ★★★ -------------
Dalny T>ama
Çinin talebi

Hİndista nin Ti betteki birliklerinin geri çekilmesi isteniyor
Kulküta, 6 A. A. (AFP) — Pekin Radyosunun bildirdiğine göre Komünist Çin Hükümeti Hlndlstandan Tlbette Gyantse ve Yatung’da bulunan Hint kıtalarım geri çekmesini istemiştir.
Çin Radyosuna göre Tibet artık
sadece Çinin kontrol ve mesuliyeti altında bulunduğundan dolayı Lhassa-dan geçen Hlnd - Tibet ticaret yolu üzerindeki bu İki mevkide artık Hint kıtalarının bulunmasına lüzum kalmamıştır.
Londra, 6 (YİRS) — İngiltere Dışişleri Bakan Yardımcısı Davies. hükümetin Tibet hâdisesi karşısındaki görüşünü bııglln açıklamıştır. Da-vles, Çinin Tlbette giriştiği asker! harekâttan dolayı Ingllterenln esef ettiğini aöyliyerek, İngiliz Hükümetinin Tl bel in muhtar olması şartlyle Çin himayesi altında kalmasını başlangıçtan beri tanıdığını sözlerine ilâve etmiştir.
Bulgaristandan tehcir edilenler Sivilingrada sevkediliyorlar
Bulgaristana karşı bir Türk - Yunan emniyet sistemi
kurulması
Ankara, 6 (ANKA) — Bulgar makamlarının tehcire tâbi tuttukları Türklerden mühim bir kısmını Sl-vHingrad’a sevketmekte oldukları hakkında haberler gelmektedir. Bu bölgede büyük sayıda ırkdaşınnz toplanmıştır. Bundan başka son 5 gün içinde, tehcire tâbi tutulan Türklerden mühim bir kısmı da Bulgarls-tamn 'muhtelif mıntakalannda toplanarak şimale, Bulgar-Rumen hududu yakınlarında bir kampa sev-kohın maktadı rlar.
Bulgar meseleleri hakkında vukufu olan bir zat bu hususta Ankara Ajansının bir muhabirine şu lzahati vermiştir:
“Notadaki üç aylık müddetin hitama erdiği şu günlerde Bulgarlar, hudutlarımıza yığmış bulundukları ırkdaşlanmız için yeni ve şeni sürprizler hazırlamaktadırlar. Hâlen Sl-vllingrad'da büyük bir muhacir kafilesinin bulunduğu ısrarla söylenmektedir.
Ancak şu son günlerde dikkati çeken nokta. hudutlarımıza yapılan göçmen akınınm durmuş olması ve aksine, şimale, Rumen-Bulgar hududuna doğru bir çok kafilelerin sevkedllmekte bulunmasıdır. Bu istikamet değiştirmenin hangi maksat altında yapıldığı bilinememektedir.”
Paris, 6 (ANKA) — Ankara çevrelerine atfen gelen haberlere göre, Amerika Hükümetinin tavsiyesi ü-zerlne Ankarada Yunanistan ve Türkiye arasında ik! taraflı bir anlaşma İçin müzakerelere başlanmıştır.
Bu anlaşmanın gayesi, daha ziyade, Bulgaristana karşı müşterek bir emniyet sistemi kurmaktır. Diğer taraftan, Sofyadan verilen haberlere nazaran, Bulgar Hükümeti, Türkiye ile Yunanistan hudut bölgesini yasak mıntaka olarak İlân etmiştir.
Göçmen piyangosu teklifi Meelise verildi
Ankara, 6 (ANKA) — Göçmenlerin iskân edilebilmeleri İçin milyonlara ihtiyaç olduğu yapılan hesaplardan anlaşılmıştır. Bütçenin bugünkü
Kore birliğimiz
Taegu'da talimlere devam ediyor
Tokyo, 6 A.A. (özel muhabirimizden) — Birleşmiş Milletler emrine verilen Türk tugayı Koreye vardığından beri Taeguda talimlerine devam etmektedir. 5.000 Türk askeri hâlen Taegu Üniversitesi binalarına yerleşmiş bulunmakta ve kamplarına resmen “Taegu Kampı,, adı verilmektedir. 2 kilometre şimalde bulunan VValker Kampında İse Siyam kıtaları bulunmakta ve onlar da talim görmektedirler. . Bu iki kamp •'Blrİeş-mlş Milletler kabul merkezi,,ni teşkil etmektedir.
Amerikan ordusunun gazetesi “Stars and Stripes” bu akşamki nüshasında Türk kıtalarına bir makale tahsis etmiş ve bunda Türk askerlerinin gördükleri sıkı talimden bahsetmiştir. Gazetede «unlar yazılmaktadır:
“Türk askerleri her gün talim sahasında saatlerce çalışmakta ve A-meriknn piyade silâhlarına alışmaktadır.,,
Büyük Millet Meclisinde dün komisyon seçimleri yapıldı
Bazı komisyonlardaki âza adedi arttırıldı. Adalet 2, Anayasa 1, Büfçe 6, Çalışma 2, Dışişleri 1, Sağlık 7, Tarım 10, Ticaret Komisyonunda 1 âzalık arttı
Anknra, 6 (ANKA) — Büyük Mil-let Meclisi bugün sıuıt on beşte Başkan vekillerinden Hulûs! Köymenln başkanlığında toplanmıştır. Celse a-çılınca hastalıkları dolayıslyle geçen devrede hazır bulunamıyan Muhip TUmerknn (Sinop) ve Selim Seven (Hakkâri) yemin etmişlerdir. Müteakiben Avrupa Bakanlar Komitesi toplantısına İştirak eden Dışişleri Bakanı Fuat Köprülüye Ekonomi ve Ticaret Bakanı Zühtü Volibeşenin vekâlet edeceğine, Milli Eğitim Bakanlığına Tevfik İlerinin. Ulaştırma Bakanlığına Seyfi Kurtbek’ln, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığına Ekrem Hayrl Üstündağın tâyin olunduğuna, Bayındırlık Bakanlığına Çalışma Bakanı Haşan Polatknnın vekâlet edeceğine dair Cumhurbaşkanlığı tezkereleri okunmuştur.
Gündemin son maddesi komisyon seçimleri idi. Başkanlık Divanının teklifi İle bazı komisyonlardaki milletvekili adedi arttırılmış, buna göre Adalet 2. Anayasa 1, Bütçe 6. Çalışma 2, Dışişleri 1. Sağlık 7, Tarım 10. Ticaret Komisyonunda 1 Aza artmış bulunmaktadır Komisyon seçimlerinden sonra Meclis Çarşamba günü saat 15 tc toplanmak üzere dağılmıştır.
için müzakerelere durumuna göre, malî takatimiz İle göçmenlerin İskân İşinin halledilmesinin imkânsız olduğu da anlaşılmıştır. Bu mevzuatı gözönünde bulunduran milletvekilleri arasında göçmenlerin İskânı için bir piyango tertip etmek, bundan elde edilecek safi gelirin buna tahsisi temayülü belirmiştir. Milletvekilleri arkadaşlarının bu arzusuna uyarak Konya Milletvekili Saffet Gürol, göçmenler için bir piyango tertibi hususunu derpiş e-derek bir kanun teklifi hazırlamış, bugün Meclise vermiştir. Göçmen pi. yangosu tertibi hakkında teklif e-dilen kanun «öyledir:
Madde 1 — Hâsılatı Bulgarlstan-dan gelen göçmenlerin iskânına tahsis edilmek üzere 3670 sayılı kanun hükümler! dairesinde ve fakat Istls-naen bir defaya mahsus olmak üzere bir göçmen piyangosu tertip edilir.
Madde 2 — Bu piyangonun tertip ve çekilişi Milli Piyango İdaresi tarafından yapılır.
Madde 3 — Bu piyangonun gelirini karşılık tutarak lüzumlu giderleri yapmağa ve üstün gayret ve başarısı görülen memur ve hizmetlilere en çok İki maaş nispetinde İkramiye vermeğe Milli Piyango Yönetim Kurulu yetkilidir.
Amiral Ginder'in
basınjoplantısı
15 kasımda 2 modem denizaltı, Amerikada staj görmüş denizcilerimizle birlikte tstanhnla gelecek
Amiral Ginder dünkü Lanın toplantısında
Bu ayın 12 inde memlektlmlzden ayrılacak olan Amerikan Askerî Yardım Heyeti eski Deniz Kısmı Başkanı Tümamiral Samuel P. Gln-der. dün Amerikan Konsoloshanesinde bir basın toplantısı yapmıştır.
Amiral 15 kasımda Türk donanmasına iltihak etmek üzere İki modern Amerikan denlzaltısının Ameri-kada staj görmüş olan Türk denizcileri İle birlikte şehrimize geleceğini bildirmiş ve somlan suallere cevaben demiştir kİ:
”— Yunanistan. Amerikanın Ak-
BİR DİLENCİNİN YEDİ GÜNÜ!
başlandı
İÇİNDEKİLER
ÎKÎNC1
İlkmektep öğretmenlerinin Yapı Sandığı İşi
Findikoğlu Z. Fahri ÜÇÜNCÜ Fıkra :
Kalıp kıyafet
Bedii Faik
DÖRDÜNCÜ
İhracat İşlerimizde mübalâğa ve hayal
Habib Edib - Törehan
BEŞÎNCÎ
G. Bemard Shaw, sanatı ve kadınlar
Ulviye îsvan
deniz donanmasının yapmış olduğu manevralara iştirak etmiştir. Çünkü böyle bir talepte bulunmuştu. Türkiye bu şekilde bir istekte bulunmamıştı. Maamafih gelecek sefer yapılacak manevralara Türk donanmasının da iştirak'etmek lstlyeceğtnl zannediyorum. Bu nevi manevraların faydası muhakkak ki, çok büyüktür.
Bir taarrus karşısında Türk ve Yunan donanmalarının işbirliği yap-maJan çok mühimdir. Her iki devlet dost olduğuna göre bunun tahakkuku mümkündür.”
Amiral Ginder, Washlngton*a döndükten sonra halefi Amiral Reea’e ve Türkiyeye gayri resmî olarak yardım edeceğini açıklamıştır.
Amiral, bugün vedalaşmak üzere Heybellada Deniz Okuluna gidecektir.
Amiral Ginder'in verdiği beyanatı ikinci sayfamızda bulacaksınız.
Sayfa 2
YENİ İSTANBUL
7 Kanım 10.10
■ MEMLEKET MESELELERİ ■ | İlkmektep öğretmenlerinin
Yapı Sandığı işi
Yazan : Fındıkoğlu Z. Fahri
İstanbul üniversitesi Profesörlerinden
— I —
Bundan sekiz sene kadar önce Büyük Millet Meclisinin Maarif Encü* * meni bir kanun projesini Meclise verdikten biraz sonra projenin hemen kanunlaştığım görmüştük. Bu kanun, kanunlar bolluğu içinde yüzen hakikatte ise gerçek hukuk kanunları pek az »olan Türkiyemlzin maarifle alâkalı bozuk kanunları arasına bir yenisini katıyordu: ilkmelkrp hocalarının maaşlarına dair kanun. Çok mühim noktalar hakkında bir takım esaslar koyan bu kanun, maarlfçiter arasında 4357 .sayısı ile maruftur Son sekiz sene işinde bu kanunun bilhassa 12 nci maddesinden yaka silken maarif vekilleri ile ilkmektep hocaları aynı olan bir dertte ortak* Urlar, Maârif vekilleri ve yardımcıları “Kendi idari işlerimiz arasına bu acayip iş de nereden sokuldu?,, derken zavallı hocalar da bir kanunun maddeleri arasına aslâ mantıki ve lüzumlu olmaksızın en basit kanun yapma tekniğinden mahrum bir zihniyetle sıkıştırılan bir maddenin meydan verdiği bir nevi maaş esaretinden şikâyet edip dururlar. Hulâsa İdare eden mnarifçiter gibi idare e-dllen hocalar da senelerden bert hiç yoktan yaratılan bir maraz karşısında şaşırıp kalmışlardır.
Bu iş karıştırıcı madde ne diyor? Tasrih edebin: 4357 sayılı kanunun kendi adı ile hiç de barışmıyan bu maddeye göre: “Hususi İdareden veya umumi müvazeneden maaş veya ücret alan ve ilk öğretim teşkilâtında vazife gören öğretmen ve memurların kiralama, onarma. İnşa ve temlik suretiyle mesken ihtiyaçlarını karşılamak maksadlyle hükmi şahsiyeti haiz ve Maarif Vekâletine bağlı olmak üzere (İlkokul' Öğretmenleri Yapı Sandığı) adiyle bir sandık kurulur,,.
İşte bütün Türkiyenln İlkmektep hocalarım yakından alâkalandıran ve Reşat Şemseddinden itibaren son dört maarif vekilini halli güç bir durum karşısında bulunduran. şimdi bir komisyon toplantıaına vesile olan mahut sandık hıkâyesLnin kanundaki başlangıcı. Sekiz sene içinde bu başlangıç öyle girift bir hal aldı kİ değme idarecinin işin içinden kolayca çıkabileceği söylenemez.
— n —
4357 sayılı kanunun İlkmektep hocalarının maaş işlerini düzenliyen maddeleri arasına, maaşlardan bir miktar kesilmesi suretiyle bir yapı sandığı teşkili fikri neden sokuldu? Hiç bir tedvin siyaseti bunu izaha kâfi gelmez. Herkes gibi ben de bir zamanlar ‘İlkmektep Hocaları Yapı 8andığı Kanunu», diye başlı başına bir kanunun bulunduğunu zannediyordum. Zira Edirne hududundaki köyün hocasından tâ Kars sınırlarının muallimlerine kadar bütün Türkiye İlkmektep hocalarının ekonomik bir teşekkülü demek olan bir “sandık,, , eğer gerçekten vücuda getirilmek isteniyorsa tabii olarak müstakil bir kanun mevzuu olmaya değerdi. Halbuki durum böyle değildir. Ortada böyle bir sandık kanunu yoktur. 8adece bir maaş kanunu yapıldıktan sonra içine bir ilham mahsulü olarak acele yukarıdaki madde sıkıştırılmıştır. Maddeyi tamamlıyan fıkralara göre Sandığın gelirleri:
1 — Her ilkmektep hocasından Sandığa girdiği tarihten itibaren dört yıl müddetle kesilecek yüzde dörtlerden,
2 — Beşinci yıl başından sekizinci yıl gonuna kadar dört yıl müddetle kesilecek yüzde üçlerden.
3 — Dokuzuncu yıl başından itibaren galiba ebediyete kadar her yıl kesilecek yüzde ikilerden teşekkül e-decektlr. Sandığa girme, devlet zoru ile şart olduğuna göre birinci fıkradaki ihtiyarilik hissini veren ifade aldatıcı ve iğfal edicidir. Bu yüzdendir kİ sekiz sene içinde her hangi bir sebeple Sandığa aidat vermek iste-miyenler çeşitli idari cezalara çarptırılmışlardır.
— m —
Şimdi iki gün evvelki Ankara kaynaklı ku ajana haberini buraya geçirebiliriz: “On beş bin kadar ilkokul öğretmeninin toplanmış yedi buçuk milyon lirasını elinde bulunduran Yapı Sandığının tasfiyesinden vazgeçilmiş, Emlâk ve Kredi Bankasına devri işi üzerinde tetkiklere geçilmiştir.
Banka müşavirleri bu maksatla bir müddetten beri sandık merkezinde çâ-lışmaktadırlar.H
Bu bir kaç satırlık haber, yalnız sekiz seneden beri maarif idarecilerinin işini karıştırmakla kalmıyor, aynı zamanda alâkalıların içini de karıştırıyor. Zira haberin nrkasısııa çıkan bir başka haberi? göre “Sandığın on beş bin ortağı, son bir İki senede beş bine düşmüştür. Sandığın iki milyon lira civarında nakit parası mevcuttur. Sermayenin bir milyon küaıır bin lirası ortaklar üzerinde, dört milyon lirası da gayri menkullere yatırılmış vaziyettedir. Devanı e-den tetkikler «(>na erip, müspet bir netice alındığı takdirde sandık muamelâtı Emlâk Kredi Bnnkasına devredilecektir. Bu anlaşma tahakkuk ötmezse, sandık statüsünde tadilât yapılacak ve ev yaptıran ilkokul Öğretmenlerine yardım sandığı şekline sokulacaktır (1)M.
Bu son derece teksif edilmiş haberler yığını karşısında gerek Sandık ile doğrudan doğruya maddi alâkası olan hocalar, gerek hâdiseyi takip e-dcnlerln şaşkına dönmemesi mümkün müdür? Ortada dönen rivayetlere göre sekiz milyon liralık bir Sandık var. Biraz iktisadi düşünen herkes. bu meblâğla çok faydalı İşlerin görülebileceğini tasarlar. Fakat hâdiseye nüfuz ederseniz kullanılabilecek nakdi sermayenin ileri sürülen miktarın aşağı yukarı dörtte birinden ibaret olduğunu görürsünüz. İşte o zaman 1043 teki kantin yapma tekniği hatasının azamet! ve neticeleri karşısında ürpermemek elden gelmez. Bir defa bu 12ncl maddeyi kaleme alan adam veya heyet, belki pek büyük hüsnü niyetle düşünülen Sandık İşinin esasen meşgul, bürokrat resmî bir daire erkânına teslimini nasıl mülâhaza edebildi? Totaliter bir zihniyet ile vatandaştan alınan yüzdelerin yekûnu, ancak ihtisas sahibi insanlara bırakılır, hiç değilse iktisatçılardan, bankacılardan ve inşaat mühendislerinden mürekkep bir danışma heyetinin yardımı akla gelebilirdi. Kanun vasıtasiyle yapılan bu mühim ve vahim kanunsuzluğun sekiz sene sonraki İşi ve İç karıştırıcı neticeleri ajans haberinde müb-hem de olsa belirtiliyor. Sayın Maarif Vekili, meselenin bu ince tarafını kavramış olmalı kİ ilk iş olarak, erbabının, yani iktisatçı ve bankacı zevatın fikrini sormak İstemiştir. Şimdi bütün Türkiye ilkmektep hocaları, 1943 ten beri maaşlarından, kendi arzuları sorulmaksızm devlet zeriyle kesilen yüzdelerin geçireceği sergüzeşti beklemektedirler.
Bu durum karşısında hiç yoktan ortaya çıkarılan kördüğümün çözülme şeklilerinin kendi kanaatime göre neden ibaret olabileceğini bir baş* ka yazıda belirtmek istiyorum.
(1) 5 kasım 1950 tarihli “Yeni İstanbul., dan.
KÜÇÜK HABERLER
★ Vilâyette teşkil edilen Turizm Komisyonu dün de toplanarak çalışmasına devam etmiştir-
★ Her sene yapılmakta olan Muallimler Birliği ders yılı çayı, bu sene 11 kasım 1950 cumartesi günü saat 15 ten itibaren Taksim Belediye Gazinosunda yapılacaktır.
★ Güneydoğu Akdeniz seferini yapan ‘İstanbul0 vapuru, dün sabah 210 yolcu ve 305 ton yükle limanımıza dönmüştür.
★ Ankarada tetkiklerde bulunan Tekel Genel Müdürü Hâdi Hüsmen, dün şehrimize dönmüştür.
öğleye kadar makamında çalışan Hâdi Hüsmen, öğleden sonra fabrikaları gezmiştir.
★ “Kocaeli** tankeri. Ras Tannu-ra'dan yüklediği akaryakıt hamulesiyle dün akşam limanımıza gelmiştir. “Sivas** tankeri de yola çıkmıştır.
★ "Çoruh" şllepl, dün akşam 8128 ton krom yüklyle İakeuderundan Amerikaya hareket etmiştir.
Şehir küfesi
Kalorifer hastalığı
Hangi tanıdığa rast gelse m, Üzerin is e afiyet, nezle olmuş. Bunu, kimi "aman yanıma sokulma., diye bir alacaklı f;ör-rnâş gibi hain r veriyor, kimi, f ilçeni en bakan olmuş gibi mağrur bir eda Ibu uçanını elinize elini şöyb dokundurup çrkite-riı/nr, Xrzb obnîiŞ dostlara »icra A’ edip sordum. H» psi de kaloriferli apartmanlarda ol uranlardır.
Bugün kasımın urdtsl. Horu* lart ekseriııu ijilmuU. nadiren i/abnıiırht ı?rua riUhbcflI. Bu sebepten kaloriferler yakılmıyor, aport ma uların ıçîrrı i|c sokak arasındaki hararet farkı da hastalıklara sebep oluyor,
Hahrlarsınıs. Kasım girmeden ı evci, cidden fena soğuklar vapmitftı vc belediye, kamın bidayetinde ı/akılması kontrat mucibiııre mecburi olan kaloriferlerin derhal fayrap edilmesi içht «mir ı crmiyti, ra kaloriferler de yakılmıştı. Üç. beş gün «vurıı pastırma utızı bakiyesi bir yas peyda oldu, kaloriferler söndürüldü, öyle ki, kalorifer denilen vo daimi ha-rareti temin için icat edilen nesne, mangala döndü. '
Buna vücut mu dayanır f llapedf....
BİR İSTANBULLU
Şehrimiz için ayrılan asma fidanları
T«rım BnliHnlıftından İstanbul VI-lâyeti emrine 877 bin asma fidanı telrik edilmiştir. Bunun 160 bini Ziraat Mektebinden. 210 bini Göztepe* Fidanlığından aşısız olarak ve 7 bini de Göztepe Fidanlığından aşılı olarak verilecektir. Aşısızlar birer aşılılar İS8 10 kuruştun tevzi edilecektir.
İskenderun - Hayfa hattı büyük rağbet gördü Devlet Denizyollarının yeni açtığı İskenderun - Hayfa seferleri büyük rağbetle karşılanmıştır. Bu hafta ilk seferi yapan Aksu vapuriyle Hayfa-ya giden ecnebi yolcular gemide gördükleri İntizam ve mükemmeliyetten dolayı İdareye bir telgraf çekerek teşekkürlerini bildirmişlerdir.
Atatürk Demeğinin neşrettiği beyanname
Atatürk inkılâplarından artık fedakârlık yapılmaması isteniyor
Atatürk Demeği dün bir br.mnruı-me neşretmiş tir. Bıı beyannameyi aü. tunhırımıra almış bulııııuyonız. Derneğin kurucusu ve fatihanı olan A. Muhtar Kumral bu hu.Misüı bize şunları söylemiştir:
M— Bu beyannameyi neşretmekle Atatürk İnkılâplarının bir tehlike karşısında bulunduğunu mu ihsas etmek İstiyorsunuz?
— Evet, Atatürk inkılâplarına karşı halk içinde inkılâbın mânasını anlamamış kimselerin menfi politikacılara kapıldıklarını müşahede etmekteyim. Bu İtibarla Atatürkçü vatandaşların ve bilhassa gençliğin dikkatini, tehlike üzerine çekerek uyanık tutmak ve AtatÜrkten bu büyük emaneti almış olan gençliği vazifeye davet etmek istedik.
— Cumhurbaşkanının Atatürke ve eserlerine olan bağlılığı karşısında bu fikrinizi nasıl izah edersiniz?
— Sayın Celâl Bayar Atatürk’ten bir parçadır. Onun Atatürk ve eserlerine karşı ne derin bir aşk beslediğini bilirim. Yalnız Bayar bugün partilerin dışında ve üstünde kalması hasebiyle, bu tehlikeye karşı doğrudan doğruya bir müdahalede bulunamayacak mcvkldedlr. Mama-flh Cumhurbaşkanından, partllera-rası bir anlaşma temin ederek inkılâplardan yapılan fedakârlık zihniyetine bir nihayet vermesini beklemek hakkımızdır.
— Beyannamenizde tebarüz ettirilen politik zaaflardan neleri kastediyorsunuz?
— Zannımca Atatürk inkılâpları İçinde lâiklik, bu memleketin hürriyet ve inkişafında bilhassa millet o-luşunda büyük bir yüksek meziyetli vatandaşlarımızı taassup esaretinden kurtaran yegâne inkılâptır. Atatürk. “Bu millete nereden zarar gelmişse tetkik ediniz, din kisvesi altında sak. lanan sakat düşünce ve menfaatlerden gelmiştir." diyor. Çok partili demokratik rejimde, halkı kazanmak isteyen kısır görüşlü bazı politika aktörleri, tarih! delillerle sabit olan
Devlet Denizyolları hakkında kati karar
■■
İdarenin yeril şekli hakkında hazır* lamın projeleri Bakanlıkla görülmek ürere Umum Müdür, Amerikalı nkütdhiMHislar dün akşaın Ankara,va gittiler
Devlet Denizyolları Umum Müdürü Cemil Parman. Umıım Müdür Muavini Behçet Osmnnağaoğlu, Hukuk Müşaviri. Amerikalı işletme mütehassısı Biatler ve diğer bir Ame-rlkah mütehassıs olduğu halde dün akşam ekspresle Ankarayn hareket etmiştir.
Devlet Denizyollarının İktisadi devlet teşekkülü haline getirilmesi hususundu Bakanlığın direktiflerine göre bir mUddettonoerl devam eden çalışmalar sona ermiş ve hazırlanan iki proje Bakanlığın tasvibine arzc-dilmek üzere Umum Müdür ve maiyeti tarofından Anknrsya götürülmüştür. Heyetin projeye son şeklini vermek üzere Bakanlıkla yapacağı çalışmaların bir hafta kadar süreceği talimin edilmektedir.
Şimdilik sıkı bir ketumiyet muhafaza edilmekle beraber hazırlanan projeler bilhassa İki esası İhtiva etmektedir.
İşletmeler devlet ortaklığı halin-de birer İktisadi teşekkül haline getirilecek veya % 40 hissesi devlete alt olmak üzere diğer sermayelere de iştirak İmkânı verilecektir. Proje kat! şeklin! aldıktan sonra Bakanlar Kuruluna sevkedllecek ve kanun tasarısı halinde Meclisin tasvibine atfedilecektir.
Bilindiği gibi evvelce bu hususta hazırlanan proje Bakanlar Kurulundan çıkmak üzere İken o zamanki Maliye Bakanı İsmail Rüştü Aksal tarafından mail bakımdan mahzur gösterdiğinden tasvip edilmemişti. Bu dcfokl çalışmalar sonunda Denizyolları İdaresine yeni bir |eldî verileceğine muhnkktık nazariyle bakılmaktadır. Çünkü bu mücssesenln bugünkü bünyesiyle müspet ve verimli bir şekilde çalışmasına İmkân olmadığı Umum Müdür Cemil Parman tarafından Bakanlığa müteaddit defalar arzedilmiştİ.
felâketlere milletimizi tekrar sürüklemek gafletini gösterebilirler. Bunun İçin inkılâpçı efkârın uyanık bulunması lüzumuna inandık ve beyannamemizi bu fikir ve hisler altında noş. rettik."
Şrvlcet Evllyagü
Derneğin beyannamesi 10.11,1950 cııma günü ebedi A-tatürk’ün ölümünün 12 nci yıldönümüdür.
Atatürk'ü sevmek ve anmak, o-nun eser ve fikirlerine hizmet etmekle mümkündür.
Atatürk Türk ffrnçllfcindcn bir şey istedi: Emanetini muhafaza ve müdafaa.
Bugün, acı bir hakikattir ki, onun İnkılâpları, partiler arasında. politik zaaflar yüzünden, İhmal, hattâ, esefle belirtiriz kİ, feda edilmektedir.
Atatürk'e karşı, pasif olarak, şahsi hürmet ve bağlılık İıümıe te şayansa da. ameli bakımdan bir şey İfade etmez.
Partiler dışında ve üstünde bulunan, Cumhurbaşkanı, sayın Celâl Bayar’dan, Atatürk İnkılâplarında, tavize bir son vermek ü-zrre, partilerarası bir karar ala-ruk bu duruma bir nihayet verilmesine. yüksek tavassutlarını, Atntürk'çü gençler olarak, derin saygılarımızla arz ve rica ederiz.
Türk gençliği! Atatürk’ün gençliğe olan hitabesini, bir daha oku. derin düşün ve uyanık ol • •>«
Atatürk Demeği Başkanı
A. Muhtar Kumral
Memleketimizden ayrılan Amerikan Askerî Yardım
Heyeti Deniz Kısmı Balkanının beyanatı
Amerikalı, kazandığı dolarları
Komünizmle savaşanlara veriyor
Amiral Glııder • "Biz, elimizden gelen herzeyi yapmaklayız. Sizin de elinizden gelen lıerşeyi yapmakta
olduğunuzu görmek bizi pek
Birkaç seneden beri Türklyedoki Amerikan Askeri Yardım Heyetinin deniz kısmı başında bulunan Tümamiral Bamuel P. Oinder memleketimizdeki vazifesi bittiğinden bu a-yın 12 sinde Amerikaya müteveccihen şehrimizden ayrılacaktır.
Amiral Oinder bu münasebetle dün Amerikan konsoloshanesinde halefi Tümamiral YVlIHnm L. Rees'ln İştiraki ile bir basın toplantısı yapmış ve şunları söylemiştir:
“— Geçenlerde bir konferans esna-sinda bann kurmay heyetime mensup subaylarımdan biri kanaatimce Türk deniz kuvvetlerinde son bir buçuk sene zarfında en mühim inkişafın ne olduğunu sormuştur. Şimdi Türklyeden ayrılırken bu sualinin ce. vabını verebileceğime kanilnı.
Benîm İçin bu konuda Amerika tarafından Türk deniz kuvvetlerine verilen geniş Ölçüdeki malzemeye I-şnret kolaydır. Aynı ramanda teslim edilmiş olan, yüksek İhtisas icabet-tiren İşlerde kullanılan muhtelif makinelerin ve radarın milyonlarca dolarlık kıymette olduğunu Ifsde edebi-liriz. Bu arada Türkiycye teslim e-dilmiş olan muhripleri, denizaltılar! ve diğer savaş gemilerini göatermek-de kabildir. Aynı zamanda Türkiyedc eğitim görmüş 2.800 subay ve erat, ve Amerikada da daha mütekâmil eğitim gören yüzlerce subay ve erat nazarı itibara alınabilir.
Bu yukarıda aayılan üç âmilin mühim olduğu teslim edilebilir ve bunlar bir istatistikçiye, yapılan İşlerin kıymetini ifade eder. Yalnız, bence bir esna terakki vardır kİ bu bir istatistikçinin rakamları ve vesikalarından daha çok mühimdir. Coğ. rafî bakımdan Türkiye ile Amerika birbirine pek uzaktır, lisanlarımız tamamen ayrıdır ve âdetlerimiz de ayn esasla ra dayanmaktadır. Fakat, bu mânilere rağmen, Türk deniz kuv. vetlcri ile Amerikan Yardım Kurulu Deniz Grupunun çalışmaları arasında geniş ölçüde işbirliğine ve anlaşmağa şahit oldum. Her iki taraf, gaye-lerlnln aynı olduğunu anlamış ve e-hemmlyetll olan şeyin neticeleri elde etmek İçin kullanılan motodlann olmayıp alman neticeler olduğunu kabul etmişlerdir. Karşılıklı ihtiyaçlardan doğan bu dostluk bugün İhtiyaca bağlı olmayıp hakiki ve derin bir dostluğa tahavvül etmiş ve kendisini müşterek çalışmalarımızda göstermektedir.
Türkiyenln müdafaası için Amerika tarafından daha büyük bir gayret sarfcdilmedlğl için basında bazı doğru malûmata dayanmayan ten-kldler yapılmıştır. Bu hak edllmlyen tenkldler Amerikalıları müteessir ettiği kadar Türk makamlarını da müteessir etmektedir, fakat eminim kİ bu. memleketi dnha kuvvetli görmek arzusunu İzhar eden tabii ve vatanperver histerinizden İleri gel-
Hint delegelerinden biri Alp dağlarında parçalanan uçağı tetkike gidecek
Bundan birkaç gün evvel Hindistan Hava Yollarına ait bir yolcu uçağı Londra . Hindistan seferini yapmak üzere Londradan hareket etmiş fakat henüz bilinmeyen sebepler yüzünden Alp Dağlarına çarparak par-çalannııştır. Dün Hindistan Hava Yollarından şehrimizdeki havacılık konferansına İştirak eden Hint delegelerinden Dr, M. B. Sarvate’a gelen bir telgrafta, hâdiseyi mahallinde tetkik etmesi İstendiği İçin Dr. Sar. vata bugün uçakla hâdise yerine gidecektir.
Havacılık Kongresi bugün nihayete eriyor
Şehrimizde toplanan Sivil Havacılık Kongresi bugün saat 15 te yapılacak, bir törenle kapanacaktır.
memnun etmektedir” diyor mektedlr. Amerikan vatandaşının an-linin teriyle kazandığı * dolarları ko. münlst tecavüzüne karşı koymak arzusunda olan her memlekete verdiğini söylersem, bana İnanın. Bıı tecavüz salgınına mukavemet etmek Istiyen »ize ve diğer demokrasilere yardım etmek İçin Amerikan vatandaşları 252 milyar dolarlık bir borca girmiştir. Bu miktar Birleşik Devletlerdeki her kadın, erkek, ve çocuk başına 1700 dolardan fazla tutmaktadır. Biz elimizden gelen her şeyi yapmaktayız. Sizin de eliniz-den gelen her şey! yapmakta olduğunuzu görmek bizi pek memnun etmektedir.
Türk deniz kuvvetlerinin savaş kudretini arttırmak yolunda yapmakla olduğumuz müşterek gayret, terde Amiral Altıncan ve maiyetinin göstermiş olduğu enerji ve şevka karşı duyduğum hayranlığı alenen İfade etmek İçin bundan daha iyi bir fırsat olamazdı. Deniz kuvvetlerinizle hakikaten iftihar edebilirsiniz.
Benim yerime gelecek olan Amiral Recs'le uzun seneler dostluk ettim, ve umarım kİ kendisi sizin de dostunuz olacaktır. Onu, her hürrivet-sever Türkü candan alâkadar eden mühim bir vazife beklemekledir.
Burada edinmiş olduğum muhtelif dostlarımdan ayrılacağım için TÜr-kiyeden uzaklaştığımdan müteessirim ve her nerede bulunursam bulunayım, Türk deniz kuvvetlerinin ve Türk silâhlı kuvvetlerinin yapmakta olduktan devamlı gelişmeleri alâka ve iftihar İle takip edeceğim.
Türkiyenln müdafaasını dentz, hava ve kara kuvvetleri temin edecektir. Bunlar birbirlerine yardım etmelidir. Bu yardım tam bir işbirliği İle yapılırsa haşan kazanılır. Şunu mem nuniyetle bildiririm kl, Türk ordusu Orgeneral Nuri Yamut İdaresi altında tam bir işbirliğini elde etmektedir.”

Bundan sonra Tümamiral Reea söz almış ve memleketimize gelmiş bulunmaktan dolayı çok memnun olduğunu belirtmiştir.
Limandaki tahmil ve tahliye işleri için yapılacak toplantı
İstanbul limanında tahmil ve tahliye işçiliğin! tanzim İçin ilgili ba-banlıklar temsilcilerinin iştirakiyle bugünlerde şehrimizde bir toplantı yapılacaktır.
Liman ve deniz İşleri dairesinde yapılacak olan toplantılara Ulaştırma Bakanlığı Başmüşavlri Naki Köstem başkanlık edecektir.
Yugoslavyanın Ankara Müsteşarı Tahrana elçi oluyor
Yugoslavyanın Ankara Sefareti Müsteşarı Viloviç terfian Tahran El-çiliğine tâyin edilmiştir.
Memleketimizde bulunmadan evvel Yugüalavyadaki halk mahkemelerinin başkanlığını yapmış olan yeni Tahran Elçisi yakında memleketimizden ayrılarak Yugoslavyaya gidecek ve itimatnamesini aldıktan sonra vazifesi başına hareket edecektir.
TEŞEKKÜR
Sevgili aile reisimiz
Dr. Abdülgaffar Savguç’un
vefatı münasebetiyle cenaze merasimine iştirak etmek, çelenk göndermek, telgraf, telefon, mektupla veya bizzat gelerek büyük acımıza iştirak lütfunda bulunan dostlarımıza ayrı ayn teşekküre teessürümüz mâni olduğundan, gazetenizin, teşekkürlerimizin İblâğına delâletini rica ederiz.
Eşi ve çocukları
Unesco müşav.rin n dünkü bas n toplantısı
Hükümetimizin dâvctl Ve İngiliz Kültür Heyetinin misafiri mfatlyte iki günden beri memleketimizde bulunan Birleşmiş Milletler Teşkilâtı ve Uneflco'nutı Amalar Eğitim ve Bakım Müşaviri Sır Ciulha Mackcnzle, dün Vali ve Belediye Balkanını ziyaret etmiş, saat 16.30 da Gazeteciler Cemiyetinde bir basın toplantısı yapmıştır. İngiliz Baaın Ataşesi ve Ktilütr Heyeti Balkanının da hazır bulunduğu toplantıda, 35 yıl evvel gözlerini Ça-nakkatedo kaybetmiş olan amalar bakım mütehassısı memleketimizi üçüncü defa olarak ziyaret ettiğini belirterek söze başladıktan sonra şöyle demiştir:
“— Körlerin bakını ve terfihi İşiyle meşgul teşekküller, muktedir ve işbl-llr âma erkek ve kadınların bu gibi servislerin başına getirilmelerinden sonra en büyük terakkileri kaydetmiştir. Amaların hor şeyin fevkinde arzuladıkları vo muhtaç bulundukları şey diğer insanlar gibi yaşamak, gündelik çalışma, kültürel ve âmme faaliyetlerinde kendilerine düşen hisseyi başarmaktır.,,
Bir Ciutha Türklyede şimdiden gerek Hükümet ve gerek hayır sahibi Özel ve cömert şahsiyetler tarafından âmâlara teşmil edilen sorvlslerin faaliyetini büyük bir memnunlukla duyduğunu, bu bakım ve terfih hizmet ve faaliyetlerinin inkişafı için elinden gelen yardımı yapmaya hazır olduğunu söylemiştir.
Slr Ciutha Mackcnzle, Türklyede tetkik ve temns edeceği konulardan birinin standart “Braılle,, sisteminin Türk alfabesiyle imtizacı olacağını belirtmiştir. Bu harika sistem bundan 125 yıl evvel o zaman yalnız 16 yaşında bulunan kör bir Fransız çocuk tarafından İcat edilmiştir.
Hemen hemen bütün dünya memleketlerindeki körler bu 63 sembolü yalnız okumak ve yazmak İçin* değil fakat müzik, matematik, stenografi, kâğıt oyunları ve diğer bir çok gayeter için kullanmaktadırlar. Batı memleketlerinde her cinsten ve her konuya alt “Brnllle,, kitaplarından müteşekkil büyük kütüphaneler, bu kitapları hazırhyan büyük Brailte matbaaları vardır. Slr Ciutha, Türkiye gibi bir memleket için, körlerin eğilimi, istihdamı ve kültürel tekâmüllerine e-sau teşkil edecek okul kitapları ve diğer eserler basacak bir BraiUe mat* boası kurulmasının önemli bir ihtiyaç teşkil ettiğini belirtmiş ve şimdiki holde Paristeki UNESCO merkezinde Asya ve Afrika ve hakikatte bütün dünya dillerine uygun yeknesak ve rasyonel bir Braılle sistemi geliştirmek işiyle meşgul olduğunu anlatmıştır.
Birleşmiş Milletler Teşkilâtı müşavirine. özel bir eğitim görmüş amaların ne gibi mestekterdo çalışabilecekleri sorulmuştur. Slr Ciutha cevaben, tamamiyte kör erkek ve kadınların giriştikleri hayret verici sayı ve çeşitte faaliyetten zikretmiş ve şunları söylemiştir:
“Tablatiyle bu Özel bir eğitime bağlıdır. Öğrenmek veya bir iş bulmak fırsatını elde edemiyen âmalar umumiyette mânen ve maddeten düşkün olurlar.
“Modern fabrikalarda İşlerin İhtisasa dayanması, son 25 yıl zarfında körlere yeni imkânlar sağlamıştır. İngiltere, Kanada, Birleşik Amerika ve diğer bazı memleketlerde bu konuda tetkikler yapılmış, fabrikalarda hangi işlerin Amalar tarafından gözü görenler derecesinde yapılabileceğini tesbit için şubeler kurulmuştur. Fabrika idarelerinin yardımiyle münasip ve ehil Amalar seçilmiş ve bunlar ye-tlştirllmlşür. Hâlen normal işçiler kadar para kazanan Amalar vardır. Hususi surette yetiştirilen Amalardan bir çokları müstakil meşgaleler tercih etmektedirler. Meselâ İngiltere, İngiliz Dominyonları, Avrupa ve Japonyada masajcıhk veya fizyoterapi mesleğini seçmiş ve çok muvaffak olmuş Amalar vardır. Hekimlikte de kendilerine şöhret yapan amalar mevcuttur. Büyük ticarethaneler, oteller, hükümet daireleri ve fabrikaların telefon san-tralları Amalara çok elverişli bir çalışma sahasıdır.,.
YENİ İSTANBUL
SİYASÎ ÎKTÎSADÎ MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Sahibi:
YENt İSTANBUL NESRtYAT LtMİTKD ŞİRKETİ M (id üçü: Kemal H. SAKLICA
Yan ljlerlnl fiilen İdare eden mesul müdür:
Sacld ÖGET
Neşretillmiycn yontar ((ulo edilme».
Basıldın yer :
YENÎ İSTANBUL MATBAACI LIK LIMITED ÇİRKETI MATBAASI
PEYAMİ SAFA
YALNIZIZ
— 57 —
Eşikte görünen Hasibeye bir kahve emretti. Yalnız kalınca elini çenesine götürdü ve dirseğini göğsüne bastırdı. Ne olabilir? Ferİ-ha ona Parisle bir paralı âşık bulmuş olabilir. Nusret gibi kart, hovarda ve zampara. Onun kadar iğrenç bir kızlık ve tazelik avcısı. Ve galiba vardı böyle bir şey. Meral bir kere bahsetmiş miydi böyle bir adamdan? Samlm o grupu hiç tanımıyordu. Hâfızasında uzak ve silik bir hâtıra gölgesi kımıldar gibi oldu. Sonra büsbütün silindi. Belki. Var öyle bir şey galiba. “Şükrü’*ye benzer bir İsim. Yahut “Şevket". “Ş” ve “K" daha belirli. “Şeklp" de-giL Bir “a" sesi de olacak. Hatırlamıyor.
“— Düşün kl, senin otelde Ferlha İle yemek yediğini bana hiç kimse haber vermedi. Sezişimle muhakememi evlendiren müthiş bir tecessüs hamlesinden başka hiç bir yol göste. rlclm yoktu. Ben bunu da anladım, Meral, sak. lama, bir felâkete doğru gidiyorsun. Şimdi, “Psychodrnme*’ dedikleri bir ruh felâketi, ölüme kadar gidebilecek bütün neticeleriyle sent bekliyor. Saklama. Anlarım. Anlayacağım. î-zah edemiyorsun bana. Hangi cazibo seni o Ferlha bataklığına çekti? Söyle veya hemen, şimdi ayrılalım.
“— Hepsi bu. Söyliyecek bir şey yok. Tanıdıklarım arasında hiç kimse, babam bile Fe.
279
rihaya karşı müsamahamız ve hırçın değil.
“— Çünkü senin tanıdıkların arasında hiç kimse, benim kadar, bu cemiyetin meselelerini kendi meselesi yapmıyor ve acılarını benimsemiyor. Çünkü hiç kimse benim kadar, sent bakliyen felâketin sezgisine mâlik değil; çünkü hiç kimse benim kadar seni kendisiyle karıştırmıyor; ve hiç kimse senin kadar benim içimin aydınlığında körleşmiyor.
”— Anlamıyorum. Büyütüyorsun.
”— Her mesele bizim ölçülerimizi ahr. Sen bu kadar küçük değilsin. Meselenin buutlarım biliyorsun. Başka bir şey var fakat. Var, Meral, var diyorum sana.
Yok. .
Var.
Samlm doğruldu ve yüksek sesle:
(*_ Var!
Dedi, sonra kapıyı vuran Haslbeye: Gir!
Emrini verdi. Hizmetçi İte göz göze gelmekten kaçındı ve onun dışarı çıkmasını bekledi.
Kahvesinden ilk yudumu aldıktan sonra başım salladı. Var veya yok, münakaşa faydasız. Her iki hulde da Meralin realitesi değişmiyor. Sadece Ferlhaya gitmek bite. Pa-riste bir ihtiyar zanpar&nın kollan arasına gitmek arzusunun hayalde başlıyan ilk adımlarından başka bir şey değil. Ruhtaki değerleri eşit. İnsanın ölçüsü arzulandır. Bunların en büyüğünde bütünümüzle varız.
Ararsa?
Axarsa yokıım. Ben bir rüyayım artık.
280
Arzu İle tekrar görülemem. Hafızasında yadigârım. Beni orada arasın. Arar mı T
Arar mı?
İşte aşk mücadelelerinin en büyük meselesi. Arar mı T Ben onun için neyim? İkimiz de bunu bilmiyoruz. Aynlık — en müthiş test — bunu Öğretecek bize.
Samlm, Prouat'un Albertine’den İlk ayrıldığı anlan hatırladı. Orada muharrir, ayrılık psikolojisinin, hâdiseden evvelki ve sonraki ruh halleri arasında önceden kestirilmesine İmkân olmıyan fark yüzünden kendi kendini nasıl uzaklarda bıraktığını izahtan başlar ve tahmin imkânsızlığının, yaşanmadıkça bilinmesi mümkün olmıyan meçhul unsurların çokluğundan iteri geldiğini anlatırdı. Orada ter* keden taraf Proust değil, Albertine'dir. Fakat terkedilen tarafta ayrılıktan evvel ayrılma arzularının şiddetli oluşu ve ayrılıktan sonra bunların tam zıddı arzuların — daha evvel varlığından hiç şüphe edllmlyen gizli kaynaklardan— fışkırışı, Samimin bir aynlma kararı vermeden evvel hesaba katması lâzım gelen psikolojik istihalelere dikkatini çekiyordu.
Kitabı aradı ve buldu. Şöyle başlıyordu: “Matmazel Albertlne gitti!,, Istırap psikolojide pNİknlajldvn ne kadar daim iteri gider! Dalın bir saniye evvel, kendimi tahlil ederken, sanıyordum kİ birbirimizi görmeden ayrılmak lam arzu ettiğim bir şeydi ve AlbertIrıc’ln bana verdiği zevklerin Adiliği ile beni gerçekleştirmekten alıkoyduğu zevklerin zenginliğini mu-kayeae ederken kendimi İnce bulmuş, bir daha onıı görmek İstemediğimi ve artık onu sevmediğimi sanmıştım. Fakat şıı kelimeler: “Matma-281
zrl Albertlne gitti,, kalbimde uzun uman da-yanamıyacağım bir ıstırap uyandırmıştı. Boy* lece anlamıştım kl, bir hiç sandığım şey, sadece benim bütün hayatım imiş. İnsan ne kadar kendini bilmiyor.,,
Fakat bu meçhulün kökünü alışkanlığa bağhyan Proust’un alabildiğine zengin bir tahlilin teferruat kıyameti içinde, bazan dikkatini tek istikametten kurtaranuyarak realitenin bütününü gözden kaçırdığı da olurdu. 8amQne göre, meselâ onun itiyada mutlak bir hükümranlık İzafe etmesinde böyle bir tahlil sapıtması vardı. EÎskiden verdiği hükmü kontrol etmek İçin kitapta o pasajı aradı, buldu ve okudu:
“Evet, biraz evvel, Alhcrtlnr’l sevmediğimi sanmıştım, hiç bir şeyi kenarda bırakmadığımı sanmıştım; en doğru tahlilde kalbimin dibini görebildiğimi snnmıştını. Fakat zekâmız, ne kadar büyük olursa olsun, onıı vücuda getiren ve uzun zaman, İçinde bulundukları uçucu halden ayırıp kendilerine bir sertleşme başlangıcı sağlıyan bir hâdise çıkmadıkça varlıkları ser.İlmiyen unsurları göremez. Kalbimi apaçık gördüğümü sanmakla aldanmıştıın. Fakat zekânın İnce İdraklerinin bann vermediği bu bilgiyi» kristalleşmiş bir tuz gibi sert, parlak, garip, kederin An! reaksiyonu bana getirdi. Albertlne» İn yanımda olmasına o kadar alışmıştım kl, birdenbire itiyadın yeni bir yüzünü gördüm. O ramana kadar ben onu (Itlyadl), İdraklerin şuuruna kndar her orijinalliği ortadan kaldıran yıkıcı bir İktidar sanmıştım; şlındl onu İçimize saplanmış, mânama yüzü kalbimize kazılmış ınüthlş bir Tann gibi görüyordum, öylesine 282
müthiş kl, gözümüzün seçmediği bu Tnnn bizden yüzünü çevirime bize bütün ıstıraplardan daha dehşetli bir ıstırap verebilir ve o zaman ölüm kadar hain olabilir,r
Samim, Proust’un, bir yüzü tiryakiliğe kadar giden bir alışkanlık, öteki yüzü nefrete kadar giden bir bıkkınlık halinde, iki cepheli bir realite önünde olduğumuz kanaatine vardığını anlıyordu. Öyle ki, âdeta hiç bir gerçekliği olmıyan veya bütün rolü, alışkanlığımızın esaretine karşı duyduğumuz utancı kendi kendimizden saklamamıza yaramaktan ibaret kalan bıkkınlık, alışkanlığın kısa bir zaman için bize arkasını dönüşüdür. Böyle bir düşünce, hiç değilse aşkta usanmanın, yerini daima alışkanlığa terketmeye mahkûm ve onun emrinde bir his galatı olduğu fikrinden başka birşey İfade etmez. Oysa kl, her canlı varlığın kendi kendine müsavi kalmaya mahkûm tarafiyte degışmoyl özliyen tarafı arasındaki mücadelenin ruhtaki belirtilerinden başka bir şey ol* mıyan itiyat - usanç zıtlığı (kl bir cemiyet içinde gelenek - inkılâp kutuplaşmasıdır) birbiri Üzerinde karşılıklı tesirlere sahip ve yerine göre, itiyadın veya usancın zaferiyle veya bazan da aralarındaJci uzlaşmalarla sona eren bir karşılaşmadır. Albertine vakasında İtiyadın usanca galebesi, Proust'un terkedilen taraf olmasındandır. Böylece, mülkiyet gururumuzu irademizin dışında kalan bir darbe İle elimizden alan sevgili, bizde o mâlik olduğumuz ve mâlik olduğumuz için kadrini bilmediğimiz nimetlerin hasretini uyandırmak yo-liyle bizi kaybettiğimiz itiyatlara bağlamıştır.
(Devamı var) 283
7 Kasım 1950
Y E N t İSTANBUL
Sayfa 3

FIKRA
Kalıp kıyafet!..
Bediî FAİK
SON günlerde bazı arkadaşlar, iktidar mensuplarının kalıp ve kıyafetleri üzerinde fazla durmaya başladılar. Başbakanın hastalığı İle beraber, kabinenin değişeceği rivayetleri do nüksedince, bazı gazetelerin başmakale ve röportaj sütunları, bakanlığın bir kalıp-kıyafet işi oldııgn yolunda, acayip İddialarla dolar oldu!,.
Dış görünüşün ve şekil zarafetinin. İnsanlar üzerindeki tesirlerini İnkâr edenlerden değilim. Bilakis. Öyle meslekler ve vazifeler vardır kİ, köklü bir mazruftan çok evvel, renkli bir zarfı aratırlar. Eski İngiliz Hariciye Nazırı Eden, hayattaki muvaffakiyetinin yarısını terzisine borçlu olduğunu söylerdi. Büyük ts-kenderln. delikanlılık çağma rağmen, çevresine o derece geniş tesirler bırakmasında, güzelliğinin de biç şüphesiz rolü vardı. A e nihayet eski Yunan ve Komada İnsan güzelliğinin ön plâna alınışı, herhalde pek boşuna değildir.
Fakat bütün bunların, insanlardaki flzlld kusurlara ve bedenî sakatlıklara dil uzatmak için kûfl birer sebep olduklarını kim söylemiş? Bir iktidar adamının çalışma şeklini, İcraatını, bir kenara bırakıp da, fizik görünüşü üzerinde tenkidlere kalkışmak, beden estetiğini savunmaya çalışırken, ruh güzelliğinin gözüne parmak dürtmek olur ki. asıl çirkinliğin ta kendisi bu değil midir? Hükümet adamlarının bedenlerinden evvel, İşlerindeki güzellikleri veya kusurları aramak lâzım geldiğini artık çocuklar bile bilirken, bazı mrslekdaşlarımızın bilmez görünmelerini izah hakikaten müşkül. Bu arkadaşlara nazaran, acaba milletvekili seçilirken yahut bakan tâyin edilirken, bir de estetik süzgeç mİ bulmalıyız? Peki ama, o takdirde, sinema artistlerinden âlâ devlet adamı mı olur?
Tarih, fizik yapıları eciş bücüş nice kahramanlan koynun-da taşıyor... Yıldırım Beyazıt aslan yapılı İdi ama. Aksak Tl-murdan harp tarihinin en şarrakalı tokadını yedi. Yakışıklı ve kendini beğenmiş Bonapnrfa iki mağlûbiyeti de, çehre züğürtleri tattırmıştır. Tarafalgar’da tek gözlü Nelson, Waterloo’da karga yüzlü Wellington! En büyük Amerikalı sayılan Lincoln'ün resmini görmediniz mİ?
Gazeteciliğe henüz başladığım yıllar, espri uğruna, bazı zevatın fizik yapılarlyle ettiğim alaylar bana kaç uyku feda ettirmiştir, bugün aynı yolda olan arkadaşlara anlatmak isterdim. Tenkidin bu türlüsü ile yazı mesleğini bağdaştırmak ne vakit kabil olur, bilir misiniz? Bir insanın, güzel yahut sağlam yaratılmak kendi eline geçtiği zaman... Ama bugün İçin, İnsanların dalma omuzlarına ve yüzlerine bakıp kıısur ararsak, önlerindeki İşlerin dunımuna zor görürüz.
Evet bakan olmak, bir knlıp kıyafet İşidir ama, madde ölçüsünde değil, sadece mâna bakımından... Tıpkı gazetecilik gibi!..
Komünistlerle mücadele tasarısı Meclise verildi
Komünistler ve yardakçılarına karşı ölüm cezasını da ihtiva eden bu tasan, 107 milletvekilinin imzasını taşımaktadır
Ankara. 6 (T.H.A.) — Komünistlerle yardakçılarına karşı çok şiddetli hükümler taşıyan bir kanun teklifi, altında 107 milletvekilinin İmzası olduğu halde bugün Meclis Başkanlığına sunulmuştur.
Uludağa hava hattı İnşası tehir edildi
- — —
MarshalI İdaresi, 1951 yılı turizm tahsisatını iptal ettiği için bu teşebbüs akamete uğradı. Uludağ ve havalisi belediye hudutları içine alınıyor
Bursa, 6 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Anadolu Ajansının Bursa mahreciyle verdiği bir haberde U-ludaga yapılacak hava hattı için Çekoslovakya, Belçika, İsviçre. I-talya, Ingiltere ve Almanyadan gelen projelerin Devlet Bakanlığına gönderildiği ve bunlardan en elverişlisinin seçilerek MarshalI Plânı yardımlyle yapılacağı dün bildirilmişti.
Evvelce de bilindiği gibi bu teşebbüs iki ay kadar önce müspet neticeler vermek üzere bulunuyordu. Bu maksatla bir milyon lira sermayeli bir şirket kurulması İçin teşebbüslere geçilmişti. Fakat bundan 20 gün kadar evvel MarshalI Plânı I-darecilerinln Devlet Bakanlığına gönderdikleri bir mektupta MarshalI Plânı gayelerini yeni bir istikamete
tevcih etmelerini ve turizm tahsisatının 1951 yılı 1çln iptal edilmiş olduğunu bildirmeleri üzerine teşebbüs maalesef akamete uğramış ve böy-lece Uludağ hava hattının ele alınması İşi de bir müddet için geri kalmıştır.
Anadolu Ajansının verdiği haber bir ay evvelki durumu tesbit etmekten ibarettir.
Bursanın turistik bir bölge haline getirilmesi maksadiyle Uludağm belediye hudutları İçine alınması İçin bir tasan hazırlan maktadır. Hududun tevsi plânı Mecliste müzakere ve kabul edildikten sonra Uludağ ve civarında turizmle alâkalı bölgeler belediye huduttan içine girecektir. Bursanın turistik gelişmesi bakımından büjdlk bir ehemmiyeti haiz olan tasan büytlk bir memnuniyet uyandırmıştır.
Ziraat işlerimizde ıslahat yapılıyor
Ankara, 6 (T.H.A.) — Tarım Bakanı Nihat Eğriboz, muhtelif tarım meseleleri hakkında Türk Haberler Ajansı muhabirine ezcümle şu beyanatta bulunmuştur :
"Tarım Bakanlığı teşkilâtı tamamen ve memleket İhtiyacına uygun bir şekilde Amerikan mütehassısları İle beraber yeniden düzenlenmeye başlanmıştır. Altı ay evvel memleketimize gelmiş olan Amerikan mütehassısları, yurdumuzun birçok yerlerini gezip, memleket İhtiyaçlarını mahallinde görmüşlerdir. Ziraat teşkilâtı daha hareketli ve köylü yeni siste mziraat kalkınmalarından faydalandırılacak bir şekle konulacaktır Köylü İle beraber çalışacak ziraatçı elemanlar her mıntakada, o mın-takanm ziraî kalkınmasını araştırma müesseselerlyle daimî temasta bulunacak ve yenilikleri köylüye İntikal ettireceklerdir.
Bu teşkilât, ziraat, veteriner ve orman teşkilât Ivle sıkı bir İş birliği yaparak, tam bir köylü kalkınmasına çalışacaktır. Amerikalıların tesbit ettiği esaslar üzerinde Tarım Bakanlığı ileri gelenlerinin de iştirakiyle bir hafta sllren müşterek çalışma sona ermiş ve teşkilâtın gerçekleşmesi İçin gerekli kanunların da hazırlığına geçilmiştir.”
■ «4
D. P. Medîs Grupu bugün toplanıyor
Ankara. « (ANKA)' — Demokrat Parti Meclis Grupu yarın saat 15 te toplanacaktır. Bu toplantıda haysiyet divanı seçimi yapılacak, geçen seneye alt grup idare heyeti raporu okunacaktır.
i ■
Cumhurbaşkanı dün Mecliste meşgul oldu
Ankara, fi (ANKA) — Cumhur-başkanı Celâl Bayar, bugün Millet Meclisine gelmiş. Meclisteki odasında bir müddet meşgul olmuştur. Bir aralık Meclis lokantasına inen Celâl Bayar, burada milletvekilleri ile hasbıhalde bulunmuştur. Bu görüşmelere Meclis Başkanı ve Millî Eğitim Bakanı da iştirak etmiştir.
Tekirdağ Milletvekili Şevket Mo-ca*n tarafından hazırlanmış olan teklifte imzası bulunanlar arasında A-mlral Rifat Özdeş (Kırşehir), General Saim önhun (Kocaeli), Meclis î-kinci Başkanı Hulûsl Köymen (Bursa), Cemal Hunal (Muğla) ve Ahmet Gürkan (Tokat) da vardır.
Kanun teklifi, Türk Ceza Kanununun 141 İnci maddesi tâdil edilerek hazırlanmış, ayrıca ağır hükümler konmuştur. Kanun teklifinin birinci maddesine göre “millî irade ve hâkimiyeti, vatan bütünlüğünü ve istiklâlini red veya parçalamak, yabancı devlet nüfuzu ve idaresi altına koymak için zor veya şiddet kullanmak suretiyle memleket İçinde komünizmle İçtimaî bir zümrenin diğerleri üzerinde tahakkümünü tesis etmek, İçtimaî bir zümre veya sınıfı ortadan kaldırmak, memleket İçinde teşekkül etmiş İktisadî, içtimai, hukukî, siyasî nizamları yoketmek İçin açık, gizli veya başka adlarla siyasî parti, edebî. ilmi, hukukî, iktisadi, meslekî adlan altında cemiyet kuranlar, sevk ve idare edenler, idare heyetlerine, üyeliklerine girenler, irtibat işleri görenler, hücre teşkil edenler ölüm cezasına çarptırılacaklardır.
Hareket teşebbüs halinde kalırsa failleri müebbet ağır hapis veya on beş seneden aşağı olmamak üzere hapis cezası göreceklerdir.
Komünist Partisine veya bu fikri benimsiyen teşekküllere, cemiyetlere, hücrelere, gruplara girenler, başkalarının girmesine vasıta olanlar on boş seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis cezası çekeceklerdir. Bu hareketlerden uzak yakın bilgisi olduğu halde kasden veya himaye gayesiyle yetkili İdarî ve kanunî mercileri haberdar etmeyenler, bu gibileri bilerek evlerinde veya çalışma yerlerinde gizleyenler boş seneye kadar ağır hapisle cezalandırılacaktır.„Yine teklifte propaganda yapanların ölüm cezasına çarpılmaları İstenmektedir. Bu hareketleri övenler, iyi bulanlar ve bunu İfade edenler 10 seneden a-şağı olmamak üzere hapse konulacaktır. Fakat bu övme fiili hangi nam altında çıkarsa çıksın ciddî, yAH ciddî veya mizahî olsun, telif, tercüme, iktibas suretiyle matbualarla veya a-çık veya Örtülü resimler vasıtasiyle yapılırsa eseri veya yazıyı yazanlar, resmi yapanlar, tercüme ve İktibas edenler de ölüm cezasına çarpılacaklardır.
Sovyetlere göre tecavüzün tarifi
Avrupanın savunması, ne yazık ki bu yüzden yine uzun müddet için askıda kalacaktır
Paris Hususî Büromuzdan
Atlantik ordusu hakkındaki Fransız ve Amerikan görüşleri birbirine tamamen zıt
Washington Muhabirimizden
İtalya, vakit kazandırmak için bir hal şekil teklif etti. Hakikatte İse bu şekil, vakit kaybından başka bir netice veremez
Hayvan yetiştiricilerine verilen kredi arttırıldı
Hayvan neslinin ıslahı ve yetiştirilmesi gayesine matuf olan bu karar ve nispetleri aynen bildiriyoruz
Ankara, 6 (T.H.A.)’ — Hayvan neslinin ıslahı ve yetiştirilmesi hususunda Ziraat Bankasınca bazı mühim kararlar alınmıştır. Bu kararlar hakkında Banka Gene) Müdürü Mithat Dülge, açıklamalarda bulunmuştur.
Kongresi toplandı
Ankara, 6 (T.H.A-) — Beden Terbiyesi Kongresi bugün Ticaret Bakanlığı toplantı salonunda Millî Eğitim Bakam Tevfik İlerinin başkanlığında saat 15 te açılmıştır.
Toplantı, Millî Eğitim Bakanı Tevfik İlerinin kısa bir konuşması İle çalışmalarına başlamıştır.
Tevfik İleri bu konuşmada ezcümle demiştir ki:
“Millî Eğitim Bakanı olarak Beden Terbiyesi mevzuunda öğrenmesini istediğim şeyler vardır. Beden Terbiyesi Teşkilâtının Türk sporuna ne şekilde ve nasıl faydası dokunabilir?
Bunlan öğrenmek istiyorum. ö-nümüzde bir Beden Terbiyesi Kanunu ve bir de Beden Terbiyesi Teşkilâtı var. Yazılan yazılardan öğrendiğime ve İşittiklerime göre, bu lşde bir aksaklık mevcuttur. Bu aksaklık ancak kanun ve teşkilâtı düzeltmekle önlenebilir.
gizlerden bilhassa ricam, bu toplantıyı eski toplantılarla karıştırma-mamzdır. Buraya hiç bir fikir empoze ederek gelmedik.
Tevfik İlerinin konuşmasından sonra Beden Terbiyesi Umum Müdürü kürsüye gelerek bazı hususlar hakkında izahat vermiştir.
Toplantıya saat 15 te tekrar toplanılmak üzere saat 13 te son verilmiştir.
Öğleden sonraki oturumda bilhassa Anadohıdan gelen temsilciler söz alarak teşkilâtın çalışmalarının verimsiz olduğunu belirtmişlerdir.
Müzakerelere yarın sabah saat 9.30 da devam edilecektir.
Alınan kararlara göre, hayvan yetiştiricilerine ve sürü sahiplerine verilen krediler mühim miktarlarda arttırılmıştır. Eski kredilerle yenileri arasındaki farklar şu şekilde tesbit edilmiştir:
Sağmal Karaman koyunlan, hçr cins yerli tiftikleri ve koçları İçin hayvan başına 2 liradan 4 liraya çıkarılmıştır. Bu suretle küçük sürü sahiplerine verilen kredi 200, orta sürü sahiplerine .500, büyük sürü sahiplerine 1000 liralık bir artma sağlanmıştır.
Merinos koyunlan İçin verilen kredi 4 liradan 6 liraya çıkarılmış, böy-lece küçük sürü sahiplerine verilen kredi 800 den 1200 e, orta sürü sahiplerine 3000 den 4500 e yükseltilmiş, büyük sürü sahiplerinlnkl 6 bin hra olarak eskisi gibi kalmıştır.
Kıvırcık koyun ve koç sahiplerinin kredileri 3 lira arttırılarak küçük sürü sahiplerinin kredisi 600 den 1200 e, orta sürü sahiplerinin üç binden 4500 e, büyük sürü sahiplerinlnkl İse dört binden 6 bine çıkarılmıştır. Büyük baş hayvan sahiplerinin kredilerindeki artmalar İse şu şekilde tesbit olunmuştur:
Montafan İnek, tandır ve zavut cinsine verilen kredi 60 dan 100 liraya çıkarılmıştır.
Yerli manda, İnek sürülerinden küçük sürü sahiplerinin kredisi 500, ortanınki 3 bin, büyük Itrininki dört bin liraya çıkarılmıştır. At sürülerindeki kredi artması ise küçük sürü-için 1000, orta sürü için 5 bin lira olarak tesbit edilmiştir.
İktisadî Devlet Teşekküllerinin muamelâtının tetkikine 20 kasımda başlanacak
Ankara, 6 (ANKA) — Başbakanlık umumî murakabe heyeti iktisadi devlet teşekküllerinin 1949 hesap muamelelerini tetkik etmek Üzere 20 kasım pazartesi günü İçin toplantıya çağırılmıştır. Bu seferki genel kurul toplantısının tartışmalı geçeceği sanılmaktadır.
Başbakan iyileşti
Ankara, 6 (TH A.) — Bir müddetten beri rahatsız bulunan Başbakan Adnan Menderes İyileşerek bugün Başbakanlığa gelmiş ve Bakanlar Kuruluna bizzat başkanlık etmiştir.
Ankara Hukuk Fakültesinde dün merasimle derslere başlandı
Ankara, 6 (A.A.) — Ankara Ünl-versltesi Hukuk Fakültesinin 1950-51 ders yılma bu sabah saat 8.30 da fakülte konferans salonunda yapılan bir törenle başlanmıştır.
Salonu dolduran öğrencilerin alkışları arasında akademik kıyafetleriyle salona giren profesörler yerlerini aldıktan sonra Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Faruk Erem kürsüye gelmiş ve şu hitabede bulunarak yeni ders yılını açmıştır:
“Aziz talebe arkadaşlar,
1950-51 öğretim yılına başladınız. Dün 25 İnci yıldönümünü kutladığımız fakültemize gösterilen yakın alâka gerek bu yıl, gerek gelecek yıllar için bir uğur müjdecisi sayılmalıdır.
Fakültemiz, talebesini kendinden bir parça sayar, biz hocalar talebemizde yaşadığımıza inanıyoruz. Hepinize yeni yılda da muvaffakiyetler dilerim.
Fakültemizin İyi bir geleneği var-dır.Bu gelenek bir yıl evvel profesörlüğe seçilmiş olanın ilk dersi vermesidir. Fakültemizin eski talebesi çok kıymetli arkadaşım Osman Fazıl Berki geçen yıl profesör oldu. Kendisini bir kere daha tebrik ve kürsüye davet ederim.,,
Müteakiben Profesör Dr. Osman Fazıl Berki alkışlar arasında kürsü ve gelerek babalık dâvasından doğan kanunlar ihtilâfı adlı bir ders vermiştir.
» —
Çalışma Bakanı yakında Izmire gidecek
İzmir, 6 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Çalışma Bakanı Polat-kan yakında Izmire gelerek çalışma mevzuatının tatbik şekilleri hakkında tekliflerde bulunacaktır.
Başbakan Adnan Menderesin de bir hafta İstirahat İçin îzmire geleceği teyld edilmektedir.
r»" ■ ■
Izmirde bir ayda
198 çift evlendi
İzmir, 6 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Ekim ayında İzmir Evlenme Dairesinde 198 çiftin nikâhları akdedilmiş, 14 müracaat İptal ve 4 müracaat mükerrer evlenme do-layıslyle reddedilmiştir.
Evlenmede geçen seneye nispetle % 25 artma vardır.
Kuşlar Siyasî Komiteye bu hususta bir takrir verdiler
Lake Success, 6 (YÎRS) — Ruslar bugün Birleşmiş Milletler Siyasî Komitesine verdikleri bir takrirle tecavüzü şu şekilde tarif etmeği teklif etmiştir:
1) Bir devletin diğerine harp İlân etmesi.
2) Harp açılmadan diğer devlet a-razisinln işgal edilmesi.
3) Kara, deniz ve hava kuvvetlerinin diğer devletin deniz, hava ve kara üslerini bombalaması.
4) Rızası olmadan bir devlet arazisine indirme ve çıkartma yapmak. Bu hususta verilen İzni, uzun müddet kullanarak ihlâl etmek.
5) Sahil ve limanların denizden ablukası.
Karar suretinde. alyaAî temsilcilere tanınan hakların ihlâli ve komşu devlet öinjrİAn yakınında askeri tah-şidat yapılmasının da tecavüz addedileceği derpiş edilmektedir.
Müttefiklerin askerî malzeme programı
Sea îsland (Georgîe), 6 A. A. (AFP) — Toplantılarına yakında son verecek olan îş Îstlşarî Konseyi ö-nündo söz alan Birleşik Amerika Savunma Bakanı Goorge MarshaH'ın Blrleşfk Amerika ve müttefikler için 4 senelik askerî malzeme İstihsal programını İzah ettiği Sea lsland‘dan bildirilmektedir. Filhakika Amerikan Milli İstihsal Servisleri şimdiye kadar harp malzemesi İstihsali İçin u-zun vadeli bir programın mevcut olmamasından dolayı müşkül durumda kalmışlardı. Üç günden beri devam eden Konsey toplantısında Amerikan Ticaret Bakanı SAWyer Amerikan çelik sanayii İçin İstihsalini daha fazla arttırmanın ve mümkün olduğu takdirde 19r>2 senesi İçin tesbit edilen 9.500,000 tonu geçmenin ehemmiyetini belirtmiştir.
Bu noktada Ticaret Bakanı İle mutabık olduğunu bildiren Harrison, hükümetin tatlhlâk maddeleri İstihsalini tahdit etmek niyetinde olmadığını, fakat, silâhlanmak bakımından lâzım olan ham maddelerin diğer sanayide istihlâklerinin tahdit edilmesi icap ettiğini bildirmiştir.
Nihayet umumiyetle konsey üyeleri, aakerî sarfiyat senede 30 milvar dolan aştığı takdirde gündelik ve fiyat hesaplarında bunun nazarı İtibara alınması lâzım geldiği keyfiyetinde mutabık kalmışlarsa da, gündeliklerin teshiline muhalif görünmektedirler.
İngiliz Kıralı rahatsız
Londra, 6 A A. (AFP) — Hafta tatilini VVindaor’da geçirdikten sonra dün akşam Bucklngharn sarayına dönen kiralın hafif bir hımbago’dan muztarip olduğu, fakat bunun normal faaliyet ve meşguliyetlerini sekteye uğratmadığı saraydan resmen bildirilmiştir.
Paris, 6 (Paris Hususî Büromuzdan) — Umumi vaziyetten endişeli görünen Fransız siyasî çevreleri, son on beş gün 1-çlnde cereyan eden hâdiselerin gerek Avrupada, gerekse Kuzey Afrika ve Asyada Fransanın yakın istikbali ü-zerinde büyük tepkileri olacağını giz İçmemektedirler.
Almanyanın silâhlanması meselesinde, Washing-ton konferansına delege olarak gönderilen Fransa Savunma Bakanı M. Jules Moch, Pranganın görüşünü, parlâmentosundan aldığı talimata u-yarak şiddetle müdafaa etmiştir. Netice olarak Amerikan Genelkur-
Uç Dış Bakanı Schuman. Acheson ve Bevln New-York’ta görüşüyorlar.
mayının ısrarla üzerinde durduğu zaman faktörü Avru-panın aleyhine döneceğe benziyor; Avrupanın silâhlanması, daha doğrusu bu ordunun finansmanı tekrar bahis mevzuu olabilecek. Nihayet Amerika ve Atlantik Paktına dahil on bir devletin talep ettiği başkomutanın tâyini de hallolunmamış bir mesele olarak ortada kalmaktadır.
Fransız tezinin müdafaa ettiği Avrupa ordusu me-
selesi de henüz pek İlerlemiş değildir. Tarafsız yabancı müşahitler Pleven Plânı denilen Fransız Plânının değerini takdir etmekle beraber, dünyanın bugünkü vaziyetinde bu plânın hiçbir devlet tarafından kabul edilmesine İmkân olmadığını da tasrih etmektedirler.
Demek oluyor kJ, Amerika ve îngilterenln Atlantik ordusu tezi ile Fransanın Avrupa ordusu teklifi arasındaki esaslı görüş farkında hiçbir değişiklik olmamıştır.
Zaman ve mekân görüşlerinde birbirine zıt olan bu iki tez için bir uzlaşma yolu bulunabilecek mi? Son günlere kadar Mr. Acheson’un mutedil ve uzlaştırıcı sözleri buna İhtimal verdiriyordu. Fakat Washlngton’un Fransız Hükümetine gönderdiği sert notadan sonra Fran-sanın bu yöndeki ümitleri de kırılmıştır.
Bugüne kadar, Fransanın Avrupa ordusu. Amerlka-
nın Atlantik ordusu dedikleri kuvvete girecek Alman birlikleri meselesinde uzlaştırıcı bir adım etıleblldl. Zira Amerikalılar Alman tümenlerinden bahsediyorlardı. Fransa ise ancak bölüklere razı İdi. Öğrenildiğine göre, bu noktada tekmil bakımdan bir uzlaşma olarak Amerikan ordusunda tümen İle bölük ortası bir derece teşkil eden “alay birliklerinin,, kurulması imkânı derpiş edilmektedir. Bu birliklerde 2500 den 5000 e kadar adam bulundurulabilir.
Fakat hu nokta muazzam bir meselenin yalnız ufak bir teferruatı olarak kalıyor. Çünkü Fransa Almanya-nın askerî iştirakini, ancak çelik ve kömür sanayiinde Schuman Plânı yürürlüğe girdiği ve müşterek ordusu İle tek bir savunma bakanına malik “bir Avrupa” kurulduğu takdirde, kabul etmektedir.
Avrupa Konseyinin Romada toplanan bakanlar heyeti, ihtiyatlı davranmak ve Mr. Bevln’in tekerrür eden ihtarlarına uymak gayesiyle, Avrupa ordusu meselesLni hiç görüşmemiştir.
Fransız umumî efkârı bütün bu hâdiselerden endişe duymakta ve Almanyanın silâhlanması meselesinin Fransa ile Amerika arasındaki münasebetlerde bir gerginlik veya bir soğukluk yaratacağından korkmaktadır.
Washington, 6 (Hususî muhabirimiz G. H. Martin bildiriyor) — Atlantik Paktı Müdafaa Komitesinin son toplantısında Fransa ve Amerika, Almanyanın silâhlanması meselesinde îtalyanın delâletiyle, mu • vakkaten anlaş -mıhlardır. Soğuk bir hava içinde ce»-reyan eden bu görüşmelerde bir çok delegeler Fransa aleyhine cephe a-larak Almanyanın sllâhlanmasının hemmîyett üzerim de durmuşlardır.
Bu şiddetli hücumlar karşısında hiçbir karşılıkta bulunmamak İçin Fransız delegesi Jules Moch kendini grüç zaptetmlş-tir. Durumun va-
hamet kesbettîğinl gören İtalya Savunma Bakam Ro-dolfo Pacclardl, Amerikan ve İngiliz delegelerinin Fransız! ara karşı aldıktan durumda pek kesin olmadıklarını anladıktan sonra, tavassutunun neticesinden emin olarak, işe müdahale etmiştir.
Diplomatik durum şu merkezde îdlı
Amerikalılar. Almanyanın silâhlanması kararının geçen eylülde Waldorf Astorta otelinde alınmış olduğunu ileri sürüyorlar ve bu mevzuda derhal kati nir neticeye varmak İstiyorlardı. Fakat Fransanın tereddüdü işi geciktiriyordu.
Frensizler bu meselenin Dış Bakanlan Konseyine tevdi edilmesine ve konferansın mümkün mertebe uzak bir tarihe atılmasına gayret ediyorlardı.
Pacclardl. Amerika ve Fransanın İsteklerini uzlaştırarak, meselenin, biran evvel halledilmesi İçin Siyasî Komiteye müracaat edilmesini talep etmiştir. Aslen ToscanaTı olan Pacclardl, Floransa'lı cetlerlne has bir maharet göstermiştir.
Böylece Almanyanın silâhlanması meselesi kıymetinden bir şey kaybetmemekte, yalnız bir zaman İçin tehir edilmiş olmaktadır. Bunu müteakip Savunma Bakanlan. meselenin İncelenmesini kendi genelkurmayla-nna tevdi etmişlerdir. Her ne kadar bu tehir keyfiyet! muayyen bir müddete İnhisar etmekte İse de Fransız da^ legeleri alman neticeye karşı aşın bir memnuniyetsizlik göstermediler.
VVashlngtondakt tazyik gittikçe artmaktadır. Zira Truman bu yoldaki plânının bozulmasını arzu etmemektedir. Söylendiğine göre. Almanyanın silâhlanması mevzuunda hiçbir neticeye varılmadığı takdirde, General Eisenhower’in Atlantik Müdafaası Başkomutanlığına seçilmesi bir zaman için tehire uğrayacaJctır.
Associated Press’ln Paris muhabiri Amerikan kaynaklarından öğrendiğine göre, Fransa Atlantik müdafaası için, büyük bir ihtiyat kuvvetine sahip olsaydı, belki Almanyanın silâhlanması meselesi başka türlü halledilebilirdi.
Askerî bakımdan. Amerikanın 5 ilâ 10 Alman tümenine güvenmeksizin Batı Almanyaya garanti vermesi hiç de ihtiyatlı bir hareket sayılmaz.
Komünist Çinde halk yeni rejimin aleyhine döndü
Aileyi kökünden yıkmak İçin halk ile hükümet arasındaki
Taypeh, 6 A.A. (United Press) — Komünist Çinden gelen haberlere göre, bir seneden beri iktidarı ellerinde bulunduran komünistler bütün Çin kıtasını nüfuzları altına almak için gayretlerini arttırmışlardır.
Bu kaynaklar, Çindekl durumu şöyle tasvir etmektedirler:
Bir sene öncesine kadar Çin halkı komünistleri sabırsızlıkla bekliyor, onlara kucak açıyordu. Halbuki bugün 500 milyon Çinlinin kalbi komünistlere kapanmış bulunmaktadır. Çünkü Milliyetçi Hükümet İktidarda
Bir Rus haberi tekzip ediliyor
Washlngton, 6 (YÎRS) — Hükümet sözcüsü, Nepal, Hindlçlnî ve Malaya’da Amerikan askerî birliklerinin bulunduğuna dair Rus basınında çıkan haberleri tekzip ederek, bunun bir İftiradan ibaret olduğunu söylemiştir.
Sözcü, dörtleri toplantıya çağıran Rus notasına cevap verilmeden önce Fransa ve İngiltere İle bu hususun görüşüleceğini bildirmiş ve Alman-yadaki silâhlı kuvvetlerin Rus İdaresi altında bulunduğunu ve bu yüzden silâhsızlandırılacak olan Alman-yanın, Rus kontrolündeki Doğu Almanya olduğunu tebarüz ettirmiştir. Sözcü, dörtler toplandıklan takdirde ilk görüşülecek meselenin Avusturya sulh muahedesi olacağını açıklamıştır.
sarfedüen gayretler neticesinde münasebetler çok gerginleşti
iken bir lokma ekmek bulan halk, şimdi onu dA bulamamaktadır. Açtır, umduğunu görememiş ve hayal kırıklığına uğramıştır. Bundan başka memleketin İktisadiyatı meflûç düşmüş, özel teşebbüse saha bırakılmamış. devlet İnhisarına muazzam yer verilmiş, bütün ekonomik müessese-lerln çarkları Moskova hesabına dönmeye başlamış, vergiler ağırlaştırılmış ve zengin ile fakir arasında müsavat tesis etmek için herkesin menkul, gayrimenkul bütün eşyasına, her şeyine elkonmuştur. Komünizm memlekete müsavat getirmiştir. Şiddet rejimini idame ettirebilmek İçin bulunması zarurî olan beş milyon kişilik ordu ve rejimi kökleştirmekle vazifeli komünist idarecilerden maada herkes müsavi surette yoksuldur ve sefalet içindedir. Halk artık komünist doktrininden ve komünistlerden nefret etmektedir. Bunun bir çok sebepleri vardır, fakat en mühim sebeplerden biri aile müessesesine hürmet göstcrllmemesldir. Aüeyl kökünden yıkmak için sarfedllen gayretler dolayıalyle hükümet İle halk arasındaki münasebetler çok gerginleşmiştir ve ihtilâl çıkarabilmek için fırsat aramaktadır. Fakat muazzam polis teşkilâtı, İdari baskı ve bütün bunlardan başka 5 milyonluk bir ordu kıpırdamaya imkân vermemektedir.
Dış siyasette tamamen Kremlinl takip eden Pekin Hükümeti memlekete Sovyet uzman ve müşavirlerini doldurmuştur. 30,009 Rus yalnız sanayi ve istlhsalfttı kontrol etmekle kalmamakta, aynı zamanda Çinlilere eğitim ve kültür sahasında komünist rejimini aşılamaktadır.
İngiliz deniz kuvvetleri arttırılıyor
*
Denizaltıların süratini arttırmak için bir plân hazırlanıyor
Londra, 6 A.A. (LPS) — Ingiliz Deniz Kuvvetleri Parlâmento Sekreteri Callaghan, verdiği bir demeçte şunları söylemiştir:
“Ingiliz bahriyeslnln kuvveti 1951 senesine kadar geniş mikyasta arttırılacaktır. Bütün gemiler gelecek mart ayına kadar tamir edilecektir.
Denizaltılar!na karşı kullanılmak üzere muhriplerin tâdiline başlanmıştır. Ve bu gemilerden altısı senenin sonuna kadar hazır olacaktır. Denizaltıların süratini arttırmak için bir plân hazırlanmakta ve diğer taraftan “Vlctorlous,, isimli uçak gemisi modernleştirilmektedir. Bundan başka ticaret filosunu mayln ve diğer denizaltı silâhlarından korumak üzere teçhizat stoklan yapılacaktır. Yeni gemiler inşa edilecektir. 1954 senesine kadar 6 yeni uçak gemisi yaptmlacaktır. inşa edilen harp gemilerinin adedine denlzaltılarına karşı kullanılacak yeni model İki firkateyn ilâve edilmiştir. Yeni tip 41 mavin tarayıcı gemisi Ingiliz tezgâhlarına sipariş edilmiştir.,,
Hindiçlnîde ricat devam ediyor
Saygon, 6 A.A. (AFP) — Bu sabah resmen bildirildiğine göre, Hanginin 70 Km, güneybatısında bulunan Siyah Nehrinin batı sahili boyunca uzanan ileri karakollar, doğu sahiline çekilmişlerdir. Harekât hâ-dlsesiz cereyan etmiştin
Yeni İstanbul ’un sürprizi: 1.000 SAAT. Tafsilâtını yakında öğreneceksiniz.
yenİ İstanbul
Sayfa 4
7 Kudim İOÖO
GÜNÜN EKONOMİK
HAREKETLERİ
fırınlar da bozuk ekmek çıkarmakta
Turizm işleri
Mercimek ihracatı
artıyor
Kalay fiyatları
MEMLEKET ve DÜNYA BORSA ve PİYASALARI
6/XI/1950 Pazartesi
İzmir Ticaret Borsası
New-York Borsası
İstanbul Ticaret Borsası
E»M1 kuı
Bugün
Londra Borsası
Bradford Piyasası
Şirket Tahvilleri
Şirket Hisse Senetleri
İskenderiye Borsası
Almanyanın Tediye Birliğindeki durumu
mer mer
T.C Morkea Bannaai Türkiye iş Bank.ırfi .. TÜrlt Ticaret Bankam Ardan Çimento . ...
Nebati Tnilıır :
Zeytinyağı (JC.E, tenekel!) Suınmyagı (Raf. tura) .....
Ayçiçeği (Rafine çıplak) . Fındık vrfcı (Çürük) ...,,
Kuru Meyvnlnr ı
Fındık kabuklu sivri) .(
Fin İlk (İç tombul 1950)
Cevlı (kabuklu) ......
Ceviz (îç natürol) ...
Dokumu bam maddeleri ı
Tiftik tana mtıl ........
Tiftik 'Natürel) ........
Yapak Trakya (Kırkım) (
Yaftlı tohumları
Ayçiçeği tohumu ... Keton tohumu ......
Kendir tohumu .... Şuan m ......
Yer fıstığı kabuklu
Keten lobumu (Tunu=Sterllıit)
Bombay .......... ........
KalkütA ..................
Ter fıstığı HlndHtan ........
Bu mesele hakkında piyasada bu İşlerle meşgul zevat nczdlnde yaptığımız görüşmelerden elde edilen neticeleri aşağıya yazıyoruz:
Bilindiği gibi 1950 mahsulü, piyasada yapılan tahminlere uygun çık-
I'amuk (KuntnrızzTalları) .... Aahmounl rCıea dyaflı F/G, Knrnnk Uzun elvafiı F/G. .
Kö.vlernck İçin ya tetkilmtın yahııt da cesaretin çok fazla lâzımdır. Biz kavunlarımızın kalitede bulunduğunu blllvo-
Ingiliz lirasının kıymeti yükseltilecek mi?
Ekmek kalitesini aynı seviyede tutmak için, mevcut buğdaylarımızı idare etmek zorundayız
hem kalite noktasından çok düşüktür. hern de fiyatları dünya pl.vn-siLsına göre çok pahalıdır. Şimdi bunun önüne geçmek İçin müspet deliller beklediğimiz bir zamanda bize Londraya İhracattan bahsetmek hayaline kupılmaktanaa gözlerimizi İlk önce İş pazarlarımıza çevirmek dana doğrudur. Memleketliniz, şhııdl realiteye göre, bükümlerini vererek mA-ııaaız ve biç bir ciddi esasa İstinat etmeyen sözlere kulak asmnrnalı ve bunların mesullerini aramalıdır.
Almanyanın Tediye Birliğindeki açığı 270 milyon doları buluyor
Trabzonda, fındık kabuğu mesele oldu
New-York (Hususi) — Bir kaç günden beri New-York Bordasında kalay üzerine yoni bir muamele olmamıştır. Fiyat İtibarî olarak 126 sent üzerinde durmaktadır.
Trabzon (Husus!) — Bu sene fındık mahsulü az olduğu için İç fındık yapan fabrikalar da fasılalı bir surette çalışmaktadırlar. Bu arada tüccar, elindeki malı kabuklu olarak muhafaza etmeyi menfaatine uygun bulmaktadır. Bunun neticesi olarak, fındık fabrikası İşçileri haftanın muayyen günlerinde çalışmaktadırlar.
Fındık fabrikalarının intizamsız o-larak çalışması, fındık kabuğu meselesi bakımından ayrıca bir ehemmiyeti haiz bulunmaktadır. Zira halkımızın kışın sobalarda odundan fazla yaktığı da fındık kabuğudur. Bu yüzden fındık kabuğu da pahalı taşmıştır.
ilam deriler ı
Sığır salamura (kasap) Ki Keçi tuzlu kuru kilosu .... Koyun hava kurusu kilosu
Fasulye ihracatında ihtilâflar çıktı
Fransaya satılan fasulyelerde yeni ihtilaflar çıkmış, hâdise haJceme havale edilmiştir. Neticede, satıcıların istenilen evsafta mal satmadıkları anlaşılmıştır.
Son zamanlarda Fransadan kuru fasulyelerimize karşı istekler yine devam etmektedir.
Bir Ingiliz gazetesi, sterling kıymetinin yeniden yükseltileceğini yazıyor
Kızıl Deniz Miblllndekl Ma*RBWa*(1a yerliler, deniz ©uyundun tuz elde etmektedirler. Pompalarla havuzlara gönderilen deniz suyıı. kızgın güneş altında tebahhur etmekte ve kulun tuzlar da topluıırnaktudır. Bu şekilde günde 600 ton tuz elde edilmektedir.
Yurdumuza ne kadar gelir temin edebilir ?
Bu sene muhtelif kalitedeki mercimeklerimize karşı dış piyasalardan İstekler artmaktadır. Geçenlerde u-fak bir parti kırmızı mercimek İsra-ile sevkedllmlştl. Son günlerde de İngiitercdcn mercimeklerimize istekler başlamıştır.
Dün Ticaret Borsacında yeşil çimek 47 kuruştan, İç kırmızı Çimek İse 46 kuruştan muamele görmüştür. Bir kaç gün evvel kabuklu kırmızı mercimek ise 31 kuruştan satılmıştı. Dün şehrimize Anadoltıdan 24 ton mercimek daha gelmiştir.
Samsun bölgesinde yapılan bir tecrübede, bu mısırın yüksek randıman verdiği anlaşıldı
vaziyetine müspet tesiri olamayacağını İleri sürmektedir. Gerçi İngiliz Hükümeti şimdilik para kıymetinde yeni bir değişiklik yapmak taraftan değildir. Sterling kıymetinin yeniden yükseltilmesi İçin Ingiltere mail stoklarının fazla miktarda artması lâzımdır. Stok miktarında şimdi görülen cüz! fazlalık son aylarda A-merika ile fazlaca ticaret yapılmasından mütevellittir. Marshall Plânı eski İdarecisi Hoffmann'ın bir zaman söylediği gibi, Ingiltere, Amerikan Yardımından kendisini ancak bu memlekete fazla miktarda mal İhraç etmek suretiyle kurtarabilir.
Londra, 6 (Hususi) — Ingiltcrenln yeni Hazine Müdürü Gaitskel, Kanada ve Birleşik Amerika Hükümetleriyle mail meseleler Üzerinde bazı görüşmeler yaptıktan sonra Londraya dönmüştür. İngiliz Hazine Müdürü basın mensuplarına yaptığı beyanatta, Amerika Birleşik Devletlerinde yaptığı temasların çok faydalı olduğunu. İngiltere asker! hazırlık programı için Amerikadan yardım ehle ettiğini, şimdi 1991 ortasına kadar bu işin mal! cihetinin temin edilmiş vaziyette olduğunu bildirmiştir.
Gaitakel, Ingiltcrenln askeri hazırlıklarının tamamlanmaslyle, bu hazırlığa merbut .iktisadi gelişnieye hizmet etmeyi kendisine gaye edindiğini bildirmiş. Hazine Müdürünün bu sözlerinden kolayca anlaşılacağı üzere Ingiltere Hükümeti, memleketin asker! bakımdan kuvvetlendirilmesi meselesine memleket ekonomisinin üstünde bir yer ayırmıştır.
İngiliz Hazine Müdürü yaptığı beyanatta, İngiliz halkına gayret vermek İsterken askeri hazırlıklar dolayısiyle hayat seviyesinin düşece-Îİnden endişelenmesi muhtemel olan ngiliz amelesine hayat seviyesinin aslA düşürüLmlyeceğini, masrafların vereceği açığın Amerikan yardımı ile kapatılacağını ilâve eylemiştir.
Ingiltcrenln Rothermeere • Presse, Hazine Müdürünün yaptığı bu konuşma üzerine, İngiltere hazînesindeki stoklar arttığı İçin Ingiliz lirasının tekrar eski kıymetinin iade edileceğini yazdı. Gazete, yeni Hazine Müdürünün. Cripps'in bu hususta evvelce söylemiş olduğu fikirlerden başka yeni bir şey söylemiş olmasına rağmen sterling kıymetinin yükseltilmesinin kuvvetle muhtemel olduğunu, fakat bu yükseltmenin ne enflâsyon gidişine ve ne de fiyat
Piyasamızda kalay fiyatları toptan 970 kuruş, çubuk kalaylar ise 980 kuruştur.
Ekmeklerdeki kalite meselesi, günün en mühim mevzuunu teşkil etmektedir. Şehrimizde bir İAsım fırınlar İyi kalitede ekmek çıkardığı halde, bazı fırınlar bozuk, hamur gibi ekmek çıkarmaktadırlar.
belirtildiği gibi Samsunda alınmıştır. Fakat umum! neticeler, hibrlt mısırının Türk iyede mısır İstihsalinin yükselmesine âmil olabileceğini göstermektedir. Bütün tecrübe istasyonlarında elde edilen neticeler hibrlt mısın ile yüzde on beş ile yüzde yüz arasında bir artış kaydedildiğini göstermiştir.
1951 senesi programında tecdit© İstasyonları 10 dan 25 e çıkarılmıştır. Ayrıca Amerikadan US 13 ve Wlsconsin 341 hibrlt tohumlan da getirtilerek bunlar da ayrıca tecrübe edilecektir. Bu yeni tohumlardan İstifade edilerek Samsunda 500. Trakya-da Türkgeldide 275, Ha tayda 100, An-talyada J00. Adapazarında 25 dönüm arazi tecrübe mahiyetinde olarak e-kilecektir.
KAMBİYO ve ESHAM
Şehrimizde bir kısım fırınlar iyi ekmek çıkardığı halde, bir kısım devam ediyor
Hibrlt mısırı ekilip ekllmlyeceğlnl kararlaştırmak ve bu mısır tohumu kullanıldığı takdirde nasıl bir netice elde edileceğini anlamak makaadiyle 1950 senesinde girişilmiş olan tecrübeler sona ermiş ve tanm uzmanlan şu netice ile karşılaşmışlardır:
"Hibrlt tohumu ile Samsunda yalnız bir bölgede dönüm başına 795 kilo mısır istihsal edilmiştir ki. bu rakam TÜrklyede vasati olarak dönüm başına elde edilen mısır miktarının yüzde 600 ünü teşkil eder.,,
Ekim ayının son günlerinde Anka-rada toplanan uzmanlar hibrlt mısın tecdübelerlnln ilk senesi üzerinde e-hemmlyetle durmuşlar ve İlk çalışmalım nazarı itibara alarak 1951 senesi İçin daha geniş bir tecrübe programı hazırlamışlardır. Marshall Plânı vasıtasıyla TÜrkiyeye getirtilen ve Amerikanın İleri gelen hibrlt mısın uzmanlarından olan Robert vv. Jugenhelmer ilk "hibrlt mısın konferansını., hazırlamış ve neticeleri de açıklamıştın
Öğrenildiğine göre. 1950 senesi İ-çlnde hibrlt mısın Samsun, Yeşilköy, Adapazarı, Eskişehir, Antalya, Seyhan. Ordu. Konya. Menemen ve Ankara tecrübe bölgelerinde kullanılmıştır. En iyi neticeler yukarıda da
Paris. 6 (Hususi) — Alman-yanın Kalkındırma Programı Bakanının bildirdiğine göre, Batı Almanya ekimin ortalarına kadar üçbuçuk ayda Avrupa Tediye Birliğinde 270 milyon dolarlık bir açık hasıl etmiştir.
Daha Önce Holânda ve Amerikan kaynaklarından öğrenildiğine göre, Almanya. Avrupa Tediye Birliğinde 320 milyon dolarlık ticaret kredisini tüketmiştir. Diğer taraftan Parlsteki Marshall Plânı organizasyonu Almanyanın 1 temmuzdan beri 175.000.000 dolarlık bir açık meydana getirdiğini ve aynı şekilde devam ederse, iki ny sonra bütün kredilerini tüketmek tehlikesinde olduğunu bildirmiştir.
Almanyanın Kalkındırma Bakanı Dr. Frene Blucher bu husustu şöyle demiştir:
'‘Tediye Birliğindeki en borçlu memleket biziz. Bu mesele A-merikada ve Avrupa İktisadi İşbirliğinde endişe uyandırmakta ve Birliği terketmemLz için sözlere sebep olmakladır. Diğer memleketlerin hesabına bizim spekülâtif satış yapmamız şikâyeti ve hoşnutsuzluğu mucip olmuştur.,,
Dr. Blucher sözlerine devam e-derek: "Açığın Alman endüstrisine yapılan 440.000.000 dolarlık ecnebi siparişlerle kapanacağı muhakkaktır.,, demiştir.
Almanya, batının yeniden silahlanmaya karar vermesinden sonra mal satın alması yüzünden Tediye Birliğine borçlu kalmıştır. Bu suretle ham maddelerin pahalılaşmasına sebep olmuştur. Dr. Blucher artık kritik anların atlatıldığını v© bundan sonra vaziyetin daha muvazeneli olacağını söylemiştir.
MEMLEKETİMİZDEKİ bir çok toprak altı ve Üstü nmhNiılIrrln büyük bir İhraç politikacı konusu olabileceği artık kimsenin münakaşa ede-nılyeceğl bir şe.vdlr. Bizim gibi maden cevherleri zengin ve bilhassa muhtelif iklimleri yüzünden bir çok zirai mahsuller yetiştirmeye elverişli bir memleketin İktisatça İlerlemeğine ve refaha kavuşmasına hiçbir engel olmadığını ve bunun arlık tahakkuk sahasına girmesi lâzıın geldiğini e-hemmiyetle belirtmek İsteriz.
Bu hususta öteden beri hususi te-şebbüslcrimlzln faaliyete geçmemiş ve alâkasızlık göstermiş olusu birde hükümet müdahalesine yol açmıştır. Devletçilikteki kusurlarımızın bir az da hususi teşebbüs erbabının gösterdiği alâkasızlıkta olduğunu bilmemiz lâzımdır. Biz bunun muhtelif noktalardan zararını gördük ve görmekteyiz. Halktan alınan vergilerle yapılan tecrübelerden şimdiye kadar bir fayda görmedikten başka maddi bir takını zararlarla karşı karşıya kaldık ve dolayısiyle Üstelik birtakım mânevi sarsıntılar yaratmakla kalmııyarnk iktisadiyatımız ela 5anlı© yollara sürüklenmiş oldu. Biz memleketimizin en ziyade mühim sanayi hum maddeleri İhraç eden bir memleket olması fikrini müdafaa etmiş ve fakat hor istihsal maddesinin, kendisine sürüm yeri bulabilmesinin de bir saadet na.vı-İacağını ırz.uıı ürürlerden beri iddia etmiştik. Kundan on yedi sene evvel yazdığımız ••ihracatın tezyidi çareleri., adlı bir kitabımızda bu hususta bir hayli izahat vermiştik. Aradan geçen on yedi senelik bir zaman İçin-de kayda değer bir terakki elde ede-medlğlmlzi ve yine aynı konuya dönmek zorunda olduğumuzu söylemekten ıstırap duyduğumuzu saklamak istemeyiz. Tüccar ve alâkalı şahsiyet, lerlmlzln bu hususlarda gösterdikleri İlgisizlik bizde devlet teşebbüslerinin ehemmiyetini nrfırau* ve ona izafeten hükümetin çok defa hem müspet netice vermeyen, hem de a^vnı zamanda gülünç olan birtakım işlere girişmesine vesile olmuştur. Bir kaç gün evvel tutanbuldan gönderilen rakılarımızın Ingiitereye vardığım ve n-rada bir hayli rağbet göreceklerini o-kuduk. Biz rukılarımızıp bizim İçin İyi bir şey olduğu Z4innıııda bulunabiliriz. Herhalde biz buna karşı da bir mücadele açmış ve yurt içindeki istihlâkinin azalmasına çalışmış olsaydık, cemiyetimizin sağlığı ve sosyal nizamı bakımından büyük hizmetler etmiş olurduk. Biz bundun yirmi sene kadar evvel kahve adı verilen bazı yerlerde henüz on altı yaşına gelmemiş gençlerimizin bardakla rakı İçtiğini görmüş ve kendilerini bir vatandaş sıfatiyle menetmeye çalışmıştık. Bunlar bize Atatürk babalarını misal göstermeye çalışmışlardı. Hiç düşünmüyorlardı kİ, o yüksek şahsiyetin yüzde biri dahi olsular bu İçtikleri şeyin belki on misline bir hak kazanabilirlerdi. Genç lıeylnlerde bu İntibaları tıyandırabllnıek İçin bir şey yapmadığımızı kabul etmemiz lâzımdır.
İngiltere gibi esasen muhafazakâr olan ve milli içkisi yalnız kendi topraklarında değil bütün dünyada viski adı altında şöhret bulan bir memlekette ©İmdi rakılarımızın nasıl bir rağbet bulablle(-eğine ve ağır gümrük resimlerine rağmen nasıl tutuııubile-eeklerlrıe hayret ediyoruz. Biz bir taraftan hususi teşebbüslerin alâkasız^ lığı yüzünden hükümetin önayak olarak İhracat İşimize karışmasına teşekkür etmek isterken öte taraftan da şimdiye değin bir türlü beceremediği hu glhl İşler uğrunda hem parasını ve hem de, aynı zamanda paradan belki daha kıymetli olan zamanını kaybetmesini muvafık bulmamaktayız. Rakı gibi İstihsali hiç de çetin bir hususiyet ve bilgi aramayan ve esasında çok iptidai olan bir içkinin hariçte propagandası yapılmakla milli şerefimize hir ©eyler kazandıramı-yacağına cininiz.
Yine gazetelerimizde yaş me.vva kooperatifimiz müdürünün Inglltere-den avdet ettikten sonra bir ajansımıza. kavun ve üzümlerimizin ihracatı hakkında verdiği beyanatı bulduk. Bizde beyanat vermek hir az da verilen bu beyanatın herhangi bir tetkike ve tahlile uğrayabileceğini tahmin etmemek cesaretinden ileri gelmektedir. Bizim yaş üzümlerimizin Ingiltereye İhracatı işi daha Kayın Celâl Kayarın İktisat Vekili olduğu zamanlarda başlar. O vakitler bir hayli tecrübeler yapılmıştı. Bunlardan alınan neticelerin şimdiki Ticaret Vekâleti dosyalarında olması icap e-dcr. Kıı vesikalar ortada dururken. ©İmdi yaş me.vva kooperatifinin. A-merikayı keşfe gidiyor gibi, başka bir yere gitmesine ve bize bir çok yeni şeyler bildirmesine hayret ettik. Bilhassa kavunlarımız hakkında söylenen sözler bize âdeta dilimizi yutturdu., Londra gibi nüfusu bütün I Türklycnln üçte biri olun muazzam ] bir şehirde kavunlarımızı almak için müşterilerin meyvacı dükkânları ö-nünde kuyruk biçiminde sıralandıklarını çok az, olması çok İyi ruz. Bunu memleketimize gelen ecnebilerin de tasdik ettiği malûmumuz-dur. Ancak her memleketin bilhassa kendi muhli İndeki âdetlerini de dikkate almak mecburiyetindeyiz. Bunu değiştirmenin o kadar kolay bir şey olmadığını düşünmek ve oııu göre hu. yale kapılmamak lâzımdır. İsveç gibi daha bundan iki seııe evvel İsvlç-reden oln^a İthal eden bir memleket ©imdi büyük bir nılkyastu elma İhracatçısı haline gelmiştir. Onun Dani-nıarkayı geçerek güney Amerlkuvn mcyvalurını satmak İmkânını bulması da anıbulâj kudretine malik olmasından ileri gelmektedir. Biz ise ,\:tş me.vva ve üzümlerimizi satmak l-çlıı anıbalAJ bulmak İmkânını bir tarafa bırakalım, kuru üzümlerimiz için lüzumlu olun sandık tahtalarını tedarik etmek derdinden henüz kurtulamadık.
Peylkl niyetlerle kurulmuş olan Yaş Meyve Kooperatifi şimdi İlk İş olarak büyük ©eblrlerlmize İyi ve ucuz meyva tedarik etmek imkânını bulursa vazifesinin eıı ınlihlm kışınım yapmış alacaktır. Artık acı dahi olsu İlIrMf etmeliyiz kİ, nıendvketlmlzln büyük şehirlerinde ©atılan nıeyvalur
Turizmi genişletmek ve memlekete gelecek turist adedini ehemmiyetli bir surette yükseltmek maksadlyle Tür-kiyede girişilmiş olan faaliyetin çok İyi neticeler vermesine intizar edilmektedir. Bu sahada sarfedtlmekta olan gayretin tahminin de fevkında bir semere vereceğini belirten uzmanlar şu rakamları bilhassa belirtmektedirler:
"Birleşik Amerlkada Mai‘shall Plânı memleketleri ile alâkalı 30 milyon İnsan bulunmaktadır. Bunlar ya bu memleketlerde doğmuşlardır ve sonradan Amerlkaya gelerek yerleşmişlerdir. Veya analan yahut da babalan bu memleketlerden gelmişlerdir. Bu kimseler doğduklan veya akra-balan bulunduğu bu memleketleri yeniden görmek arzusundadırlar. Diğer taraftan Birleşik Amerlkada senelik gelirleri turizme müsait 15.000 Amerikan ailesinin mevcut olduğu muhakkaktır.,,
Marshall Plânı memleketlerinin kifayetsiz turist propagandalan ve teşkilâtı yüzünden şimdiye kadar bu Amerikalıların yalnız yüzde biri bu memleketlere celbedilebilmiştir. Şimdi muhtelif memleketlerde ve bu arada TÜrklyede de yapılmakta olan yeni turizm programlan ile geri kalan yüzde doksan dokuzun celbi tasarlanmaktadır. Bu, turistlerin bırakacağı dolarlar her memleketin dolar açığının kapatılmasına yardım edecek ve aynt zamanda milletlerarasın-daki dostluğu, sevgiyi takviye eyliye-cektlr.
1950 senesinde Marshall Plânı memleketlerine giden Amerikan turistleri bir rekor teşkil etmiştir. Halbuki aynı sene Marshall Plânı memleketleri turizm programlan için ceman iki milyon dolar sarfetmlşlerdlr. Bunun ne kadar kifayetsiz olduğunu yalnız şu nokta göstermeye kâfi gelecektir: "Birleşik Amerlkada yalnız Mlaml yazlık turist ve eğlence yerleri propagandalan İçin senede İki milyon dolan mütecaviz bir para sarfetmektedlrler.,,
Marshall Plânı İdaresi tarafından hazırlanan venl bir program gereğince, Amerikan turizm uzmanlan üye memleketlere yollanacak ve bunlar Amerikan turistlerin celbi için hasırlanmakta olan programlara yardım edeceklerdir. Bu sayede hür milletler arasındaki dostluk da perçinlenmiş olacaktır.
Kuğdııy (ÜuştlI^Scnt) ..............
Sert Kı© mahsulü No. 2 ..........
Kırnuzı Kı© mahsulü No. 2 .......
Pamuk Midillin© (I lbre«l=$rnl)
Aralık *O4©t •©*©©**••*©* *©>•••©*©©•»»»©©©*
Mfcyıs ..........................
liftik (1.11> rr h I “ Sp n 11 •»©•»©•••••••»
Tek»ae No. 1 • ••«••••©•••©*••••©©• ••
Fındık (Llbreıl — S*ııt) ..........
Kabuklu yerli İri ...............
" orta .............
Levant İç ithal malı ............
Ekstra İri ’ç llhaı malı .......
Kuru ıiftlHn Libremi—Neni > ...
Thompson çekirdeksin seçnıe Keten lnhumıı ıUuee!l=DoİMrJ
Miııaeapolts ....................
Kalay (Llbre=Sont) ..............
Levha-teneke ‘100 libre dolar)
mamı©, resmi makamların da izah ettikleri gibi on beş vilâyette kuraklık zuhur etmiş, noksan buğday mahsulü elde edilmiştir. Netekirn buğday mahsulü noksanlığı Ticaret Borsası bültenlerinde bârlz bir surette müşahede edilmektedir. Meselâ: Birkaç gün WW©1 Polatlının yüksek evsaftaki buğdayı 38 kuruştan, diğer yumuşak buğdaylar ise 34 kuruştan muamele görmüştür. Alâkadarların ifadesine göre iyi kalitede buğday fiyatının yükselmesindeki sebep, kuraklık dolayısiyle yüksek kalitede az buğday yetlşmesin-dan başka blrşey değildir.
Bu durum karşısında fırıncılar, iyi unlan, francala ve pastucılara vermekte, bu yüzden, ekmek kalitesi bozulmaktadır. Buğday ticareti İle a-lâkadar bir zat, bu bahisler hakkında şu malûmatı da varmlştir:
— Buğday mahsulünün Ümit edildiği kadar bol olmadığı malûmdur. Mevcut buğday mahsulü İçinde de, de, İyi evsafta yüksek kaliteli mal daha azdır, Bugünkü halde, iyi kalitede malları harcediyonız. İyi idare edilmediği takdirde, ileride ekmek kalitesi bozulabilir, bunu da gözönün. de tutmak lâzımdır.
Bu İtibarla Toprak Mahsulleri O-fisi idaresinin ekmek kalitesindeki aynı seviyeyi muhafaza etmesi İçin ihtiyatlı hareket etmesi, mümkün ol-dugıı kadar değirmenleri murakabe ile daha sıkı bir kontrol altına alması lâzımdır. Şu ciheti de gözönün-de tutmak lâzımdır kİ. köylü iyi kalitede malını dalma piyasaya vermektedir. tyi kalitedeki malm mik-tan da azaldığı zaman, fiyatın 38 kuruşu daha ziyade aşacağına şüphe yoktur.
Tiftik İyi mal *LlbrcMİ=Flyat) ” j?ıra mali "
Yün Anadolu ** M
M Trakya w ••
11 ııbuhtttı
Buğday yumuşak (Tüe.) . Buğday Ofis .............
Arpa >onılll( (dökme) ....
Mısır «an (çuvalı) .......
Pamilv*' coınbııl
Fnsulva Çalı sert ........
Kuşyeml
Morcitnok kırmızı kabuk. . Mercimek yeşil ..........
Nohut nulürel ............
DE YAKIN
AÇİH© Kapanış
1 Sterling ...... 7.84 7.84
100 Dolar 280.23 280.25
100 Fr. Frangı . 0,80 O.M.
100 Îsvîçre Pr. . 64.03 64.03
100 Belçika Fil ft.eo 6.00
100 İsveç Kr. ... 54.12.60 64.12.50
100 Florin 73.68.40 73.08.40
10t) lulrot •••••«•••©( 0.44.128 0.44.128
100 Drohrnl 0.01.870 0.01.876
100 Eecoudos .... 0,73.00 0 73.90
%ö 1933 Ergani ... 22.20
rcÖ 1038 Ikramlyell 20.60
Milli Müdafaa X •©•••••©• 20.20
%ö 1941 Demiryolu IV 08.40
1941 Demiryolu V 99 76
1/2 1S40 Ikramlyell 96.—
•V6 1011 Demiryolu VI -... 90.70
%6 Kalkınma 1 06.86
Kalkınma 11 97 10
%6 Kalkınma 111 M.85
%6 1948 l«tlkraxı X •(•••• 06 60
1948 Utikruzı 11 .... 06.00
^6 1049 İstikrası I 06.50
%7 Milli Müdafaa IV 20.20
%7 1934 Slvım-Ersurum 1 . 22.10
1934 1LVI1 . 20.85
%7 1941 Demiryolu 1 . 20.80
%7 1941 Demiryolu 11 20.90
%7 1941 Demiryolu III 19.80
%7 Milli Müdafaa 1 20.75
%7 Mim Müdafaa 11. 20.95
%7 Milli Müdulaa 111. 21.20
%7 Millî Mlldafaa VI. 21.32
T.C. Zlruat Bankası ...
Anadolu D.Y. Tertip A/B.
.....
,, „ Mümos. Senet
Eıki Kapanı©
Bugün Hon Kapanış
Üzüm çekirdekti» No.9 76.60 76,5
tnclr A serisi No.* 47.- 48.-
İncir B ■erişi No. 108 , 41.- 42.-
Pamuk Akala 1 427.— 412.—
Pamuk Akala 11 — 190.—
Pamuk Akala, XIX.,. — 160.—
Pamuk * eril — *
Pamuk vafrı (rafine) 109.— 110.-
Pım.ık çekirdeği 17.— İT.-
Adana Ticaret Borsası
Birinci Akala 390.—
X İÇ 1ÎAC2İ || ©©■©©•«tteSssss 370 — 370.—
Blrlno Akala vâdell 395.— 395.—
Hasır »MMuoMMovMMtMu tklncl Akala ya£mur 380/305 365.—
yemiş • 350/380
Altınlar
Bugün Eski kur
Lira Lira
Külço Yeril Gr. 4.46 4.46
Külçe Doğu»**. — 4.65
Cumhuriyet ... — —
Reşat 37.— 37.—
Hamlt 32.— —.
Gulden 27.80 28.—
Ingilts 40.40 41.—
Fransıs kok »•. — *
NapolSon fil • — w
İsviçre — —
7 Kaauü 1050
Y E N t İSTANBUL
Reyfa 5


Bernard Shaiv ölüm döşeğinde (2 k&sıın 1950)
B«rnard ShaW ölümüne ncbep olacak kazadan iyileştikten sonra İS eklinde.
G. Bernard Shaıv,
sanatı ve kadınlar
Büyük müellif, kadını erkeğe nazaran teşebbüsü daima elinde tutan göstermiştir
r*
bir unsur olarak
Yazan :
plviye İSVAN
Bernard Shaw öldü dediler. Demek bir asra yakın bir müddettir en küçük fısıltısını cihanın dört kölesine duyurablien o kudretli gür «es artık sustu. Demek her istihza tebessümü, her nüktesi, her sözü yüzlerce dilde çıkan, gazetelerin havadis sütunlarında yer bulan o emsalsiz filozof artık söndü gitti. O, hayatımızın her günlük basit hâdiselerini keskin görüşlerinin adesesinden geçirerek bize yepyeni bir kalıp İçine döker, düşünmeden kabul ettiğimiz her düşünceye, tartmadan boyun eğdiğimiz her ananeye cesaretle meydan okuyarak hücum eder, kudretli mantığının güneşine tutarak bizi, düşünce âleminin hiç Aşinası olmadığımız ülkelerine sürüklerdi. Uyuşuk dimağlarımızı kamçılar, bize taptaze fikir kudred aşılardı; demek bu sefer kendi yaşama kudreti tükendi artık.
Hiç unutmam bir gün Tercüme Mecmuasına Bernard Shaw’nun bir e-serinin konulup konulmaması görüşüldüğü bir sırada birimiz: “Yaşayan müelliflerin yazılarını koymamağa karar vermiktik!” deyince bir diğerimiz “Sahi. Bernard Shavv ölmedi!” diye hayretle hatırladı, sonra İlâve etti: ‘‘Zaten o hiç ölmiyecek.*’
Hiç şüphesiz ki Bernard Shaw. devrinin ve muhitinin bir araya getirdiği müstesna şartların bir mahsulü İdi. Bernard Shaw‘yu bu asrın ve lngilterenin dışında tasavvur edemeyiz. Memlekette bir edip; yerleşmiş her ananeyi, her müesseseyi.-di-ni. siyaseti, evliliği, iktisadi nizamı,-velhasıl insanların uğraşa uğraşa kurduğu ve artık üstünde düşünmeye bile lüzum görmediği her türlü nizamı birer birer ele alıp hedefini şaşmaz birer ok^ aman sizliği ile, İsa-1
betle seçilmiş acı kelimelerle, hicivle karışık keskin bir mantık neşteri ile deşer, iç yüzlerini meydana döker. hükümleri altüst eder, her sahada ihtilâl bayrağım açar da yine de kötülediği o cemiyetten karşılık olarak sevgi, saygı, takdir ve servet temin edebilir!
Bu muammanın sırrı ancak în-gllterenln her fikre serbestçe İfade müsaadesi veren hürriyet havası vo bir de Bernard Shavv’nıin en amansız tenkldcilerinin bile teslim ettiği samimiyet ve dürüstlüğü ile izah e-düebibr.
Böyle inkılâpçı bir edibin en müessir ifade vasıtası şüphesiz ki tiyatro olabilirdi. Bernard Sha\v, bu vasıtaya baş vurmazdan evvel fikirlerini hiçbir tâblln kabul etmediği bir seri romanlarda * müdafaa etti; sonra sosyalist bir cemiyet olan Fa-bian Kurulunun ateşli neşriyatını Ü-zerlne alarak yaymaya çalıştı; konferans kürsülerinden devamlı konferanslar serileriyle kitlelere duyurmaya çalıştı ve ancak aynı fikirleri tiyatro sahnelerine aksettirip günden güne artan seyirci kitlelerini bulduktan sonradır kİ bu vasıtada karar kıldı. Bir meseleyi her zaviyeden görebilme kat^iyetl. ona sahnede muhtelif eşhas ağzından söylenmiş hicivll, canlı, alaylı muhavereler yaratmasını sağladı.
Shakospeare gibi Bernard Shaw da piyeslerinin mevzuunu nerede bulursa oradan alır, esatirden, tarihten, eski ediplerden, masallardan, elverişli mevzuu nereden bulursa kullanır, asıl müdafaa etmek istediği dâvalara Alet ederdi. Onun içindir ki piyeslerin başına uzun, bazan hattâ esas piyesten de daha uzun, mukaddimeler yazar, piyeslerini seyredilmeye olduğu kadar okunmaya da
elverişli birer eser haline getirirdi.
Tabiî böyle İnkılâpçı bir edip, a. sırlardır aynı ananelere bağlı kalmış kadın telâkkileri ve İzdivaç müesse-sesine bigâne olamazdı. Ne yazık kl kadınlar hakkında söylediği rivayet edilen en yayılmış hikâyesi, onun bu meselede düşündüğünü tam olarak aksettirmiyor.
Halbuki Bernard Shaw, kadın aklını her zaman böyle istihfaf etmiş değildir. En iyi misali, en mühim siyasi eserlerinden biri olan “Akıllı Kadının Sosyalizm ve Kapitalizm Rehberi” adındaki eserini hassaten kadınlara hitaben yazmış olmasıdır. Bu eserin başlangıcında kadınların cemiyet içindeki mühim mevki ve rolünü uzun uzun izah e-der, içtimai inkılâpları tesis etmenin kadının elinde olduğunu temin e-der; bir yandan sırf erkek üstündeki cazibesini İstismar ederek tufeyli geçinen kadınları teşhir ederken, diğer taraftan ne kadar süfli işlerde olursa olsun çalışmanın saygıya lâyık olduğunu iddia eder. Bu kitabının esası yeni bir iktisadi nizam kurmak için paranın gerçek kıymetinin ancak ve ancak hizmet karşılığını temsil etmesinde olduğunu göstererek cemiyet içindeki bütün hizmetlerin adilâne bir şekilde her gücü yeten arasında taksim o-dlldiği takdirde, herkesin şimdikinden daha az çalışarak daha çok refah elde edebileceğini ispat etmektir.
Bir taraftan böyle çetin İktisadî ve içtimai meselelerde muhatap tuttuğu kadınları, diğer taraftan başka bir eserinde, erkek elde etmek 1-çin şikârını tuzağa düşürmeğe çalışan bir avcı, hem de bu yolda desise ve düzenden asla kaçmıyacnk bir avcı şeklinde tasvir eder. Evlen-
me meselelerinde teşebbüsün dalma kadınların elinde olduğunu iddia e-der, erkeklerin ise bu üstün kuvvet karşısında Aciz birer kurbandan başka bir şey olmadıklarını piyeslerindeki eşhas ile tebarüz ettirir. Bu sahada kadınların “Hayat Gücü” diye vasıflandırdığı tabiat kuvvetinden kuvvet bulduklarını söyler, kadınların pasif rol oynamaları, köşelerinde bir erkeğin kendilerine talip olmasını beklemeleri Bernard Shaw-niın nazarında bir kamuflajdan ibaret tir. Bu halleri, ağının başında hareketsiz bekleyen örümceklerin hareketsizliğine teşbih eder. Fâkat bütün bu çabalamaları haklı ve yerinde bulduğunu ifade etmek için bir e-serinde: “Çok meşakkatli ve çok çetin bir vazifeyi tek başına üzerine almış bir zümreyi, o vazifeyi başarı İle yerine getirebilmek İçin kullanmaya mecbur olduğu usullerden dolayı küçük görmek insafsızlık olur” diyerek sözde kadınları müdafaa e-der.
İlk piyeslerinde insanın suçsuz olduğunu, ancak muhitinin bir mahsulü olduğunu iddia eden Bernard Shaw, bu muhiti tanzim ve ıslâh etmek suretiyle İnsanı da ıslâh etmenin kabil olduğuna inanırken, daha sonraları insanın yaratıcı kabiliyetine inanmaya başlamış ve “Yeryüzünde insanın hükmü geçtiğine ’, her şeyin üstünde, her hareketi idare e-den üstün kuvvette bir “Hayat Gücü” nün bulunduğuna İman etmişti.
Son söz olarak kendi kullandığı şu cümle, yerinde olacak:
“öyle yaşamalısınız kl, öldüğünüz zaman Tanrı size karşı borçlu vaziyette bulunmalı.”
Öğrenmek ihtiyacında . olduğumuz herşey


Hicri
Mu har.
26
1370
VAKİT
Güncj Oglo ikindi Akşam Yatsı tmsAk
19 5 0 KASIM
Salı
VASATI
6.36
11.58
14.41
16.59
1X33
4.57
Rumi
Ekim
25
I

-
EZANİ
1.36
6.58
9.41
12.00
1.33
11.57

UÇAK.TREN-VAPUR
GELECEK OLAN UÇAKLAR
ULUS (22294) Çılgın Kaibler. YENİ (140401 Montekrlsto Kontesi. BÜYÜK Temsil yolç KÜÇÜK Şakacı.
GAR GAZİNOSU 7 Bryanue vüsü.
4NKARA PALAS PAVYONU
r.a Şeydi İdaresinde Viyana At-raksvon Orkestralı.
Orkestrası.
Re-
Ge-
PAV1YONU1 İspanyol
İZM ÎR
Söyleyin Anama Ağ-
— Harrov Kumarbazı.
TAYYARE lamasın.
MELEK 1
2 — Kovboy.
I.ALE Ateşten Gömlek.
TAN Ateşten Gömlek. YENİ Allah Kerim ELHAMRA Cennetin Anahtarı.


Korkunç Akın. (Iklal de tilrk-
TİYATROLAR
1 — Kanunsuı
Beyoğlu 44644 Ankara 00 î ıtanbııl *.4222 İzmir 22 Üsküdar M.MH6 K.köy 60872 Karşıyaka 15055
SIHHÎ İMDAT
îstnnbul Beyoğlu Anadolu yakası Ankara
İzmir
44998
60536
91 2251
EMİNÖNÜ: Sadullah (Eminö-
nü) — Yorgl (Unkapanı) — Arif Neşet (Alemdar) — Süreyya (Kum-kapı)

4.55 P.A.A. (Amerikan) New-York. Boston, Şanon, Londra. Brüksel. Frankfurtıan. — 11.40 D. H.Y. (Türk) lzmlrdcn. — 11.50 D. H.Y. (Türk) Ankaradan. — 14.50 D.H.Y. (Türk» Adana. Ankara-dan. — 16.10 Kahire. Beyrut. An-k&radan. — 16.10 D.H.Y. (Türkl D Bakır. Elâzığ, Malatya, Ankn-radan. — 19.20 P.A.A. (Amerikan) Hongkong, Bankok. Knlküta, Delhi, Karaşl, Basra, Beyruttan.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
6.10 P.A.A- (Amerikan) Bayru-ta. — 8.30 D.H.Y. (Türk) Aduna-yA. — 9.3o d.H Y. (Türk) Balıkesir. İzmir. Ankaraya. — 12.30 D. H.Y. (Türk) Ankaraya. — 14.20 D.H.Y. (Türk) îzmire. — 20 35 P. A.A. (Amerikan) Brüksel. Londra, Şanon. Gander, New-York*a.
GELECEK OLAN VAPURLAR 1100 Ankara, B. Akdenlzden. — 18.00 Saadet.
22.30 Uludağ,
GİDECEK OLAN VAPURLAR
8.00 Uludağ. Bandırmaya. — 9.00 Sus, Mudarıynya. — 10.00 Bursa, Ayvalığa. — 18.00 Aksu, lakende-runa. — 10.00 Soyya.r, Karablgayn.
GİDECEK OLAN TRENLER
8.30 Ankarndan, (Eka.). — 9.18 Ankarndan, (Eka ). — 16.15 An-karadan (MelbrlU).
Çanakknleden. Bandırmadan.
TAN (80740) 1 — Aşk Melikesi. 2--Karanlık Geçit.
ÜNAL (49306) 1 — Zafer Yaratan
Casus. 2 — Ahiret Yolcuları (İkisi de lürkçe).
YENİ (84137) 1 — Şöhret vs Para. 2 — 8en Bcnimrin.
YILDIZ 142X47) Kahraman Yahudi, (ikinci hafta)
İSTANBUL
ALEMDAR (23M63) 1 — Kılıçların İntikamı. 2 — iki Knlb.
AZAK (23542) 1 — Manon. 2 —
Hor Şafakta Ölürüm.
ÇEMBERLÎTAŞ (22513) Vatan Kurtaran Kadın.
AYSU (21917) 1 — Harman Sonu
Dönüşü. 2 — Zehirli Şüphe.
EMRE 1 — Kızıl Şeytanlar. 2 — Yaralı Kadın.
HALK (21904) 1 — 2 — Öldüren Para çe).
İstanbul (22367)
Sokak. 2 — Gönülden Sesler. KISMET (26054) 1 — Kara Maske. 2 — Kılıçların Gölgesinde.
MARMARA (23860) Vatan Kurtaran Kadın.
MÎLLÎ (22962) 1 — Pompcl'nln Son Günleri. 2 — ölmeyen Adam.
TURAN (22127) 1 - Her Şafakta ölürüm. 2 — Manon.
YENİ (Bakırköy 16-126) 1 — 1r-
tlklâl Fedaileri. 2 — Aşk Bestesi.
KADIKÖY
BİZİM SİNEMA (Üsküdar) 1 — Nehirler Kırallçeal. 2 — Ateş Bekçileri.
HALE (Kadıköy) 1 — İlk Arzular. 2 — Kahramanlar Destanı.
OPERA (68714) 1 — Paris Yıldızı. 2 — Ormanlar Kiralının İntikamı. ÜSKÜDAR SUNAR SİNEMASI 1-üvey Baba. 2 - İstanbul Geceleri. SÜREYYA (60862) 1 — Memnu
Mıntaka. 2 — Kumarbaz Kız. YELDEĞİRMENİ 1 — Şark Yıldızı. 2 — Alevden Gönüller.
ANKARA
ANKARA (23234) Slngoalbı (İkinci hafta devam).
BÜYÜK (15031) Kanlı İrmak. CEBECİ (13846) Kaliforniya Fatihi.
PARK (11131) Çete.
SÜMER (1407) Makine Adamlar Kıralı.
SUS (14071) Çete.
İSTANBUL BELEDİYESİ Şohir Tljııtruiıın Dram Kimim 20 30 da İHTİRAS TRAMVAYI
Yazan: TenncNse Wlllinma Türkçcri: Asude Zcybclcoğlu Telf. : 42157 Kumrdl kısmı GELİR VERGİSİ MEKTEBİ (Bu gece temull yoktur) YENİ SES TİYATROSU
20.45 do
yazılışının 75 İnci yıldönümü verileniyle
İKÎ HAFTA ÎÇÎN IIORHORAĞA
YALNIZ LEBLEBİCİ
Opera Komik 3 perde Eser: D. ÇUHACIYAN Raynhard metodlarına göre anhneye konmuştur.
Tel.: (0369
MUAMMER KARACA
TİYATROSU BEL A M 1 20.30 «1a
(Müzikli komedi) Yazan: Refik Kordng
GİDDECEK OLAN TRENLER
8 20 Scmplon Eke (Avrupay(ı). — 18.10 Ankaraya, (Eka.) — 21,30
Anitaraya. (Eko.).
R
A
D
Y
0
L
Si N t MALAR
BEYOĞLU
I ALKAZAR 142562) 1 - Dişi Kur-lal. 2 — Yumruk Kasırgam.
AR (44394) Memnu M intaka.
ATLAS (40835) öldüren Hatıralar, ELHAMRA (42235) 1 — Benden ı|j KnçanıazHin. 2 — Aşk ve ölüm Vn-dial.
İNCİ (84595) Vatan Kurtaran Kadın.
İPEK (44280) Allah Kerim (Yeril) LALE (43395) Memnu Mıntakn (Türkçe).
MELEK (4086X) Denizlerin Sevgilisi (İkinci hafta).
8UATPABK (83143) 1 — Vatan
Kahramanları (Türkçe). 2 — Ekli mnkçl Kadın (Türkçe).
SÜMER (42851) Bir Vatan Doğu-I yor (Fillatin Harbi).
ŞARK (40380) Vatan Kurtaran Kadın.
ŞIK (43726) 1 - Asi) Ruhlar. 2 — Haydutlar Kırallçoal.
TAKSLH (43191) Allah Kerim
program. — 18.00 M. S. Ayan. — ve oyun hnvalnn. — 18.30 Radyo Serini Edlz ve Arkadaşları. — ve haberler. — 19.15 Tarihten bir
ANKARA ;
7.28 Açılış ve program. — 7.30 M. S. Ayan. — 7.31 Marşlar (pl.). — 7.45 Haberler. — 8.00 Şarkılar-(UrkÜler (pl). — 8.15 Hııval’dan nenler (pl). — 8,25 Günün programı ve hava raporu. — 8.30 Sabah müzikleri (pl.). — 9,00 Kapanış.
12.28 Açılış ve program. — 12.30 M. S. Ayan. — 12 30 Şarkılar. — 13.00 Haberler. — 13.15 Uvertürler (pl.). — 13.30 Öğle gazetesi. — 13 45 Polkacılnr (pl.). — 14.00 Hava raporu, akşam programı ve kapanış.
17.58 Açılış ve
18 00 Saz enerleri Salon OrkeatraNi: 19.00 M. S. Ayarı
yaprak. — 19.20 Yurttan Sesler (idare eden: Muzaffer SnriHÖzcn). — 19.15 Radyo İle İngilizce. — 20.00 Gondol şarkıları (j»l.). — 20.15 Radyo gazetesi. — 20.30 İnceHiız (Şevkefza Faslı). — 21.00 Temsil. — 21.45 Serbest aaat. — 22 00 Konuşma. — 22.15 Dans müziği (pl ). — 22.45 M. 8. Ayan ve haberler. — 23.00 Program ve kapanış.
İSTANBUL :
12.57 Açılış ve programlar. — 13 00 Haberler. — 13.15 öğle konnorl (pl.). — 13.45 Şarkılar. — 14.20 Serbest saat. — 14.30 Perihan Altındağ Sözeriden şarkılar (pl ). — 14.45 Programlar ve Tornhlllo Orkestrasından dans müziği (pl.). — 16.00 Kapanış,
17.57 Açılış ve programlar. — 18.00 Dans mil-
BEYOĞLU: Klnyoll (Merkez) — Sıhhat (Merkez) — Kemal Rebul (Trıkslın) — Fındıklı (Galata) — Tuna (Gahıla) — Asım Şişil (Şişil) — Nişantaşı (Şişli) — Haaköy (Hasköy) — Yeni Turan (Kasımpaşa).
FATİII: İsmail Hakkı (Şehzndeba-şı) — Zıya Nuri (Aksaray) — Ye-dlkııle (Snınatya) — Nâzım Malkoç (Şehremini) — Ahmet. Suat (Ka-ragUmrük) — Hnyım Berk (Fener)
EYt'P: Eyüp Sultan
BEŞtKTASi Vldln (Beşiktaş) — Yeni (Ortnköy) — Arnavutköy — Merkez (Bebek)
lî A l) I Kö Y: Söğü 11 llçeşme (Kadıköy) —. Kızıl toprak — Göztepe — Boatancı — Selimiye (Üsküdar) HEYBELtABA: Halk
BUYÎ'KADAî Halk ANKARA: İstanbul
hlr — Nümune.
İZMÎRı Halk (Basmahane) — Birlik (Kemeralti) — Yardım (Al-sancııkı — Cumhuriyet (Eşrefpa-şa) — Karantina (Yalılar)
Yonlşe-
A
R
zlğl (pl). — 18 30 Türküler: Çrmll Canknt. — 19.00 Haberler. — 10.15 Kısa şehir haberleri. — 10 20 Gitar Kuarteti Kontierİ, — 19.40 Şarkılarî Hamiyet Yüce-ses. — 2‘» 10 Serbest rant. — 20.15 Radyo gazetesi. —
20.30 Müzik Dünyasından çeşitli Örnekler (pl.), -21.10 Deri Türk Musikisi Konseı*vaiuvnrı Konseri, ıtdarc eden: LAlke Kara bey). — 21.50 Parlâmentolar Birliği hakkında konuşma : Snlnınon Adeta. — 22.00 Saz eserleri. — 22 20 Oda müziği. — 22.45 Haberler. — 23.00 Programlar ve dans müziği (pl.). —
23.30 Kapanış,
LONDRA:
6.48 (31.55 m.) Monln Litcr Kuartet (15 dnkllm), — 7 00 (10.85 m.) Revülerden sovilmiş şarkılar (45 dakika). —- 7 45 (19.85 m.) Ivıır Moroton ve Da ve Knvo (15 dakika), çift piyanoda. — 10.15 (10.85 m ) Çeşitli plâklar (15 dakika). — 10.30 (10.85 m.) Sevilmiş parçalar (15 dakika). — 11.30 (10.85 m.) R B. C. Hafif orkcMtrsHi (15 dakika). — 12.30 (16.84 m.) Dlnloylcl latoklerl klâsik müzik. — 14.15 (19.84 m.) Mczzo-Soprano Retty McKay’dan parçalar (15 dakika). — 15 30 H6.84 m.) B.B.C. varyete orkestrası (30 drıklka). — 16.15 (16,84 m.) Revülerden şarkılar (45 dakika). — 17.00 (16.84 m.) tvgr Moreton ve Dnve Kaye çift piyanoda (15 dnkllnı). — 17.15 (16,84 m.) Ponlshi)of( piyanoda (30 dakika). — 18.18 (16,84 m.) Dinleyici istekleri hafif müzik (43 dakika). — 20.30 (31,55 m.) B.B.C. Opura orkestrası (1 saat).
Euthanasie ve tıp dünyası
Yazan Dr. Fazıl F,RII/\T
Yirminci asrın ilk yansında tıp İlminin bilhassa tedavi şu besimle yapılan mühim keşifler, hastalara yapılabilecek yardımı büyük nispette artırmış bulunmaktadır. Bundan sekiz on sene evveline kadar, o günün en ileri ilmi tarafından ölüme mahkûm edLlon insanlar, şlnull yeni keşfedilen bir çok ilâçlar sayesinde tekrar hayata kavuşabiliyorlar. Bu büyük ilerlemelere rağmen, ölüme mahkûm bir hasta karşısında hekim birçok problemlerle karşılaşmaktadır.
Bu problemlerin euthanasie sayesinde halledilebileceğini itiraf e-denlerln sayısı son zamanlarda pek çok artmıştır. Euthanasie vakalarının çoğalması ve sık sık efkârı umn-miyeyc gazete ve diğer vasıtalarla aksetmesi, bizi bu konuya temas etmeye sevkediyor.
“Mesut ölüm” mânasına gelen euthanasie kurtulamıyacak kadar ağır olan hastalar ve hali nezide o-lanlnn, daha fazla ıstırap çekmelerine meydan vermeden, sâkin bir şekilde öldürmektir. İstırabın her şekline şahit olmuş hekimler, kendilerine çok defa şu suali sorarlar: “Hor canlı varlığın sakin bir şekilde ölmeğe hakkt yok mudur?” Euthanasie kelimesini ilk defa kullanan Racon. bu suale müspet cevap vermektedir. Yirminci asrın başlangıcına kadar şahsa büyük kıymet veren hümanist felsefe ve hukuk ise, eutha-nasle’yi bir cinayet saymaya devam etmiştir. 1906 da Ohlo Parlâmentosuna euthanasie’yl ilgilendiren İlk kanun teklifi Mlss Ann Hal tarafından verilmiştir. Kolektif menfaati ferdin endividüel varlığından hâtûn sayan bazı rejimlerde 1922 den İtibaren ıstırap çeken şahsın arzusiyle İcra edilen euthanesle’nin bir suç sayılamıyacagı. kanun lar tetkik edûirse görülür. 1935 te Nazi rejimi altında Kari Brand ve Gerard VVagner’ln çevirdikleri “İtham Ediyorum” filminden sonra a-normal ve sakat çocukları hedef tutun geniş bir euthanasie programı tatbik edilmiştir. O zamanlan kilise ve daha sonra NUrnborg Mahkemesi bu programı ve onu tatbik edenleri kati bir şeklide tefin etmiştir. Fakat en yetkili merciler tarafında tasvip edilmemesine ve son yıllarda tıp ilminin gösterdiği parlak gelişmeye rağmen, birkaç yıldır mahkemelere birçok euthanasie vakası intikal etmiş ve kanun nazarında cinayet işlemiş bu şahıslar bazı esbabı muhaffafeden istifade ettirilerek çok defa beraat ettirilmişlerdir.
Bu vakalar karşısında tıp dünyasının iltizam ettiği taraf hangisidir? Neşriyat tetkik edilirse, filhakika bazı doktorların % preagonlk culhanasie’ye taraftar oldukları görülür. Suiistimalleri önlemek gayesiyle bu hekimler koma halinde olan hastalara ve ancak bir adLİ tıp mü-tehasaısısının tasdiknamesine dayanarak euthanarie'yi İcra etmiye taraftardırlar. Aynı zamanda böyle bir karar vermek için movzuubahft haata ve hastalık kati teşhir ve pronostikle tesblt edilmiş olacak ve bir de hastanın arzusu İle icra edilmesinin şart olduğuna İşaret ediyorlar. Bu tahditler euthanasie’yl çok nadir bir kaç vakaya inhisar ettirmeye matuftur.
Her türlü deontolojiye mugayyir olan bu düşünme tarzı, hekimi, bir ölüm kararı veren ve onu infaz e-den bir hâkimi mutlak hale getirmeğe uğraşmaktadır. Son dakikaya kadar hastalıkla mücadele eden ve çok defa fennin ilerlemeleri sayesinde galip gelen hekimle ölümün yaklaştığını görünce, müşterek mücadeleden vazgeçen hexim arasında keyfiyet bakımından ne büyük bir fark olduğu kolayca anlaşılır. Euthana-sle’ye tevessül edenlerin ergeç kolektif outhanasie’ye meylettikleri hatırlatılırsa. bu düşünce tarzının ne kadar tehlikeli olduğu daha iyi belli olur.
HİKÂYE
Mezartaşı
Yazan: Gııy De Maupassant
DEZİERS Mezaıltgının b*k;lnl ® Vinccnt. mezarlığın nihayetindeki evinde gece yarısı saat 2.5 ta, mutlağa kapattığı köpeğinin kısık kısık ulûma ve havlamaslylc uyan, dı. Aşağıya inince köpeğin kapının dibini koklıyarak hiddetle havladığını gördü ve bir serserinin evin etrafında gezindiğini t.ah. nıın ederek tüfeğini aldı ve ihtiyatla dışarıya çıktı
Köpeğin General Bonnet’nln mezarlığı İstikametine koştuğunu ve sonra Mme Tomolseau’nunkın-do durduğunu gördü.
Bekçi ihtiyatla ilerledikten sonra ağaçlıklı yolda küçük bir ışık gördü ve mezar taşları arasına saklanarak bir karaltının yaptığı hareketleri takip etmeğe başladı. Bir adam daha bir gün önce gömülen genç bir kadının ölüsünü mezardan çıkarıyordu. Taşın Üstünde bulunan hafif ışıklı bir fener, bu korkunç sahneyi aydınlatıyordu.
Bu adam şehirli, zengin iyi terbiye almış Tourbataillö Adında bir avukttı.
Mahkemeye verildi, tik celsede hâkim vesikaları istedi vç dinleyicileri ayağa kaldırdı. Hâkim oturduğu zaman salonda büyük bir gürültü koptu. BAşkan büyük güçlükle sükûnu yerine getirdikten sonra sanığa dönerek tok bir sesle:
“Müdafaanız hakkında söyleyeceğiniz var mı?.
Avukat tutmaya lüzum görmeyen sanık kalktı. Bu, güzel, uzun boylu, sert hatlı, ceaur bir adamdı.
Kalktığı zaman salondan umumi bir ıslık sesi fışkırdı. Bu onu hiç heyecanlandırmadı ve ince, yavaş. sonra gittikçe kalınlaşan ve sert bir sesle;
“Bay hâkim ve sayın jüri Azalan söyliyecek az sözüm var, dedi. Mezarından çıkardığım kadın benim sevgilimdir. Onu öyle geçici bir aşkla değil, mutlak, tam, çılgınca bir aıkla seviyordum.Onu ilk görüşümde, kerdimde yabancı bir his duydum. Hareketleri beni baştan çıkarıyor, şahsiyeti bende ona durmadon hayran hayran bakmAk arzusunu kamçılıyordu. Bana sanki onu çoktandır tanıyor ve görüşüyormuşum gibi geliyordu.
“Onu iyice tanıdığım zamen, her görüşümde içimde başka ve derin bir heyecan duyuyordum. Eli elimin içindeyken bana öyle bir zevk veriyordu kl, buna benzer bir hissi ömrümde duymadığımı kendi kendime itiraf ediyordum. Onun tebessümü gözlerimde delice bir neşe yaratıyor, bana koş-ınAk, dansetmek ve yerlerde yuvarlanmak arzusu veriyordu.
“Böylelikle benim sevgilim olmuştu. Ben Allaha, benim karşıma böyle bir melek çıkardığı İçin şükrediyor ve başka bir şey istemiyordum.
“Fakat bir akşam nehir boyunca mehtapta gerinirken, yağmur yağdı ve o soğuk aldı. Ertesi gün zatürree olduğunu anladık Sekiz gün sonra öldü. Can çekişme saat-
Tercüme eden: Oral C EBE
lerlnde şaşkınlığım ve telâşım,ona iyilik edecek yerde büsbütün mn-neviyatımı kırmama sebep oldu.
“Öldüğü zaman, ümitsizlik beni düşünemiyecok kadar deli etil. Çok, hem de pek çok ağladım. Bütün bu korkunç, sihirli safhalarda kederim şiddetli, çok şiddetliydi. Onun tesiriyle ben de aklımı kaybetmiştim.
“Gittiği bu toprağa gömüldüğü vakit, aklım tam manaaıyle yerine geldi ve baştan sona kaaar bütün bu safhalar gözümün önünde geçit resmi yaptı. Gözümün önünden bu safhaların geçişi o an için, bana Ölümünden daha acı geldi. Onu bir daha göremiyece-gımi düşündükçe çılgına dönüyor, bu fikri sabiti kafamdan atamıyordum. “Düşününüz, taparcasına sevdiğiniz, dünyada bir eşini daha bulamıyacağınız, beraberce aşkı yarattığınız insandan ebediyen mahrum oluyorsunuz. Sevgiyle, tebessüm eden güzel gözleriyle ve konuştuğu zaman ahenkli sesiyle, sizi, bitmiyeceğini zannettiğiniz bir saadet, bir bahtiyarlık dalgasına atan mahlûku kaybediyorsunuz.
“O bir hamlede gitti, öldü. Bu kelimeyi anlıyor musunuz? O insan bir daha hiç mevcut olmıya-cak. Hiç bir zaman o güzel gözleri bakmıyacak. Hiçbir yüz ve ses onunkine benzemlyecek. Asla, asla o vücut ve o yüz bir daha gözlerinizi nurlandırmıyacak.
20 yıl yaşadı, duha fazla değil. Ve ebediyen, ebediyen, ebediyen kayboldu. O beni severdi. Sıcak, taze, tatlı, beyaz ve güzel vücudunun bir tahta kutu içinde toprağın derinliklerinde çürüyeceğini düşündükçe deli oluyorum.
“Onu bir daha göremlyecek. hiç göremiyecektim. Sevgilimi son bir defa daha doya doya seyretmek arzusunu yenemedim ve mezarlığa gittim. Duvarın üzerinden atladım, mezarını buldum. Tabutu açtım ve fenerimi içine soktum ve onu gördüm DahA dün, yüz ve vücut güzelliği bir gül fidanına benzerken, şimdi insanlığın nefret ettiği bir hale gelmişti. Yüzü mavi ve korkunçtu.
“Oydu, ta kendisi. Bir nefret ve bir dehşet, beni kapladı. Elimi u-zatarak hiç olmazsa saçlarından bir demet koparmak İstedim, işte o zaman ben! durdurdular. Şimdi bana istediğinizi yapın.”
Bir sükûn salonu kapladı. Hâkimler düşünmek için çekildiler. Birkaç dakika sonra döndükleri vakit kendisinin masûm olduğunu söylediler. Suçlu sandalvasında o-turan adam ayağa kalktı, elini cebinden çıkardı. Birdenbire sarardı ve olduğu gibi yere düştü.
Hemen doktoru çağırdılar. Muayene eden savcılık doktoru Öldüğünü söyledi ve kapalı olan sağ elinin avucu nazarı dikkatini cel-betmiş olacak kl onu açtı. Tekal-lüs etmiş avucun içinden genç, güzel bir kadının buruşmuş fotoğrafı çıktı. Fotoğrafın arkasındaki “Sevgilim Tourbatnille'a” yazısından, bu resmin, adamın sevgilisine ait olduğu anlaşıldı.

İstanbul üniversitesi
• %
FEN FAKÜLTESİ DEKANLIĞINDAN : Fakültemiz, Enstitü ve Lâboratuvarları Döner Sermaye Alüessesesi, aşağıda yazılı işler için müracaat kabul eder : *
1 — Memleket sanayiini ilgilendiren her türlü fizik araştırmaları.
2 — Sipariş üzerine sınaî, tıbbî veya diğer llm! çalışmalarda kullanılacak fizik Alet ve cihazların developmanları,
3 — Piyasada yapılması mümkün olmayan her türlü fizikî, tıbbî ve sınaî elektronik cihazlarının yeniden ve hususî şartlara göre İmali veya bu cihazların tanrtlr, tadil ve kontrolü (Misal; Hususi amplifikatörler, ossllatörler, tansiyon stabtli-zatörlerl. elektronik voltmetreler, elcktrokardlyograflar, osal-logrnflar, hususi tipte radyo alıcı ve verici cihazları, yüksek frekans fırınları, ültra ses cihazları veya akustik iskandil âletleri),
4 — Her türlü tıbbî ve sınaî radyoaktivite ölçüleri ve bu ölçüler İçin hususî ihtiyaçlara göre cihazlar yapılması, ayarlanması, tamir veya tadil edilmesi (Misal: Emanometreler, Geiger - Müller cihazları, hususi tiplerde alfa, beta, gama radyasyon ölçü âletleri, sayıcılar, amplifikatörleri).
ö — Piyasada yapılması mümkün olmayan fizik Ölçü Aletlerinin Ayar, tadil veya tamirleri (Misal; Ampermetre, voltmetre, monometre, barometre, sakkarlmetre, polarlmetre, spektrometre. refraktometre, pirometre llh...).
6 — Piyasada imali müşkül Alet parçalarının torna, frezo. pulanya işleri,
7 — Her nevi sınaî analizleri bilhassa ham madde ve mamul maddeleri kalitatif ve knntltntlf analizleri,
8 — Kimya sanayiine alt İmalât formülleri ve tasavvur edilen imalât hakkında raporların tanzimi.
9 — Kimya sanayiine ait çalışma metodları üzerinde
araştırmalar. (15153)
Sapanca Belediye Başkanlığından:
1 — Belediyemize ait lâstik tekerlekli 70 beygir kuvvetinde deniz marka az kullanılmış İşler vaziyette yangın motorpomp llo 50 metre kullanılmış 100 metre 110 luk yeni hortumla birlikte 2490 sayılı eksiltme ve arttırma ihale kanununa göre 16 gün müddetle satılacaktır.
2 — Maliyet fiyatı motör ve keten hortumla beraber (5000) lira olup geçici akçesi 750 liradır.
3 — İhalesi 15.11.1950 perşembe günü saat 15 te belediye encümeni huzurunda açık arttırma İle yapılacaktır.
4 — İsteklilerin ihaleye girebilmeleri için İki saat evvel teminatlarını belediye veznesine yatırmaları ilân olunur.
5 — Motorpomp her gün belodiye dairesinde görülebilir.
(15182)
etme; Din! vaslfesln! yapan (eski terim İsmi fail). 3 — MAbut; Dişi mabut. 4 — Tersi endüstrinin temeli; Tara! bir nevi toprak. 5 — inanç verme. 6 — Elektrikte bir kanun; Tersi bir ressamımızın soyadlı İki sesli harf. 7 — En büyük Türk.
8 — Noksanlaş; Soru; Elinden fırlat. 9 — Gezinti; Satıcının evvelâ tedarik etmesi lâaım şev. 10 — Dizginimiz; Ba^ınn (M) geilrtıe bir ressamımızın ilk İsmi.
Yukarıdan aşağı:
1 — Blsda “îş adamı” romanı tercüme edilmiş ve birinci İsmi Oktav olan Fransız romancısı; Gelecek.
2 — Şair; Kabahatli. 3 — İşitilmedik hikâyeler müellifi Amerikan hl-kâytelsi; Elinle dayan; Fasıla. 4 — îsmitte recmedilen bir gazeteci, 5 — Feraha çıkmaklık; Bir harfin okunuşu. 6 — Bayağıca. 7 —- Bir nida. Tersi çoğaltın. 8 — Musibet; YadcL
— Bir edat; Aksini dermoyan etmeye alt 10 — Soyadı gibi bir güreşçimiz; Kabuğuna çekilmişin akak
D(*NKÜ İH LMACANIN HALLİ Soldan nata:
1 — Mehmet Rauf. 2 — Akait; Esti. 3 — Kira; İşgal. 4 — îton. 5 — Ant; Bardak. 6 — Ak; Daire. 7 — Ef; Alem; TR. 8 — Lr; İrat al.
9 — Ezan; Kaer. 10 — İnayet; Eti.
Yukarıdan ayn^ı:
1 — Mukyavcl. 2 — Eki; Fren.
3 — Harita; Az. 4 — Miat; Kalav. 6 ~ Et; Ek; Lane. 6 — tnnd et. 7 — Ser; Damar. 8 — Asgari; Ree. 0 — Uka-la; Artlat. 10 —yıiobcr; Et.
İst. FilArmonl Derneği ■■
1950 - 51 mevsimi
Abonman Senfonik Konser Şef: CEMAL REŞİT REY Sollat: Fransız Piyano Viı*tüo2U
8AMSON F K A N Ç O 1 S
Programda: LÎSZT
9 kwım
Perşembe
S A R A
Y
SCHUMANN ve konçertoları
Saat
18.30 da
KON
’ da
i YÂ
Biletleri gişede satılıyor



Sayfa 6
T Kamm 1950
KHEDİVlAL
AMERlKADA
Tahsil Edecek
MAĞAZAM IZA HOŞ
Kuruluşunun 10 uncu yıldönümü müna-
sebetiyle, Şen Şapka Müessesesi yep
yeni bir hale getirdiği mağazasını, kıy-
metli ziyaretinizle şereflendirmeğe, siz
aziz müşterilerini saygı ile davet eder.
1
olacak, onbe.ş
•>
L
Ekonomik olmaları.
Komplike olmaları, yedeklerinin kolayca tedarik edile-
Birleşik Devletler Türkiye Eğitim Komisyonu İstanbul temsilcisi: 21 Danüb Sigorta Hah, Bankalar Caddesi, Galata. İstanbul.
7 kasım salı ve 10 kasım cuma günleri saat 16.00 dan İtibaren.
Ankara ve diter vilâyetler için müracaatlar:
Birleşik Devletler Türkiye Eğitim Komisyonu: 18 Sümer Sokak. Ankara.
şartlarını Er-
(14897)
SON MÜRACAAT TARİHÎ t
10 KASIM 1950
t*
üniversite ve yüksek mektep mezunlan için bura ve seyahat masrafları yardımı.
Sağlam ve fiyatça müsait olmalarıdır. Düşük devirli tercih edllecekllr. Fiyatlar, biri tstanbulda, diğeri Er-teslim şartiyle ayrı ayrı bildirilmelidir. Motörlerin Erzurumda montajı satıcıya alt
gün çalıştırıldıktan sonra teslim alınacaktır.
Satışa talip olanların kataloglarını ve satış 2urum Belediyesine bildirmeleri.
A___
Birinci
i
a
Satılık Otomobil
ranıyor
Kastamonu Valiliğinden
t

* (
9
Vartan
Coddetl Ma. 73 (lorok&y, inmmTylon dvn>Şmd«) « 0039
TİCARET TÜRK ANONİM ŞİRKETİ
İstanbul, Bahçekapı Ticaret Bankası Hanı (Eski Taş han) 1 Telefin t 26718 -24738-24735
f*araKan9a Batı» *• Ta»nir MaSasaa*
•W.5
I 9 9 9 9
9 9 9 9 9 • ••••_
- • • • 4 • 999
.V (•
• • ■ • • • • • « I • • ••••»•I
• • ••
Yeniliği seven müşterilerimize






4
Yeni moda cereyanlarını yakından takip
eden ve memleketimizin en kibar taba-
kasını teşkil eden kıymetli müşterileri-
mize, dünyanın bütün yeniliklerini
sunmaktayız.
Yeni VAKKO Eşarpları
(En mutena ve en yem çeşit f
Yeni GRENO Eldivenleri
( Memleketimizde ilk defa )
• YENİ KADIN ÇANTALARI
(En orijinal modeller)
• YENİ KADIN ŞAPKALARI
(Şıklık ve zarafet numuneleri f
• Yeni İSVİÇRE Mendilleri ( Son gelen Goblen koleksiyonu )


Hulâsa, yeni mağazamızda her şey yepyenidir Yeniliklerimizi mutlaka görünüz
YENİ MAĞAZA, YENİ ÇEŞİT, YENİ FIAT.
Rüya Görüyor musunuz
Yeni çıkan, her yaştaki bayanlar ve baylar içtn ayn ayn tâbir edilmiş
RÜYA YORUMLARI'NI
KİTAPÇILARDAN AR AYIMIZ.
Fiyatı: 160 kuruş
FOTOĞRAF KAĞITLARI
İki Motor İçin Teklif İsteniyor
Erzurum Belediye Başkanlığından:
Erzurum Belediyesi İçin 2000 rakımında 600 IIA 750 beygir gücünde çalışabilen 231/400 voltluk 50 frekanslı trifaaje alterna-törlerle akuple aynı cinsten iki motor alınması düşünülmektedir.
Motörlerde aranılan şartlar,
1 —
2 — bilmesi,
3 — motörler surumda
3 BAYAN

vûZÛHÛlU*
MİNERVA
Dikiş Makineleri

GELDİNİZ
TARLAN
DİŞ MACUNU
DİŞ ETLERİ KANAMASINI KESER DİŞ ETLERİNİN ÇEKİLMESİNİ ÖNLEF DİŞLERİNİZİ TEMİZLER Vt PARLATIR
.8000 Km. yapmış 1950 model kapalı yeni Ford acele satılıktır. Telefon 44756. M. A-takcre müracaat.
Türkiye İş Bankası A. Ş İstanbul Şubesinden :
Fransızca
sanlarından
veya İngilizce 11-
birini
bilenler ara-
•ından müsabaka
imtihanı ile
bankamıza lüzumu kadar me-
m ur alınacaktır.
16.11.1950 perşembe günü yapılacak müsabaka İmtihanına girmek ve fazla tafsilât almak İsteyenlerin 14.11.1950 akşamına kadar İstanbul şubemize müracaatları rica olunur.
MİNERVA
Dikiş Makineleri
Yenicami Cad.
île alt olup Ankara Yollar 4 üncü Bölge Müdürlüğünde ambalaj halinde bulunan Caterpillar marka 80 beygir kuvvetinde bir adet Buldozer makinesi kapalı zarf usulü ile satılacaktır. Makinenin bedeli 52215 liradır. Geçici teminat 3861 Uradır, ihale 17 kasım 1950 cuma gllnü saat 15 te 11 Daimî Komisyonunda yapılacaktır. Şartnamesi valilikten istenilehillr "Vklif mektupları İhaleden bir saat evveline kadar makbuz rrvkabllinde valiliğe verilmesi şarttır. Postada vuku bulacak gecikmeler kabul edilmez. (14850)

• 9 9 9 9 9
9 9 9 9 9 9
t • • 9 9 9 9 • e •
• a 9 9 • 9 9
• • 9 9 9 •
• • • •>
> • 9 9 9 9

• • • • ( •
• 9 • • • 9 4

• • 9 • • • « 9 9 9 9 9 9
9 9 9 9 9 9 9 ^ 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9r t
• •9999
• • 9 9 9 9 4 9 9 9 9 9 9
• 9 9 9 994 ^^9 9 9 9 9
• 9 9 9 4 • 9 9 •••(“ A • 9 9 9
• • • a a J9 9 9 9 9 9 • • • aj J 9 9 9 9
• ••••>
Z» • • • 9 9 9 9 • 9 >
• 9 • a • • • • ı 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 9 •••*. ‘ ■ ■
• (“
• •


9



• •
• • 4
X r.
• • • -
9 9 9 9
9 9 9 r
9 9 9








• 9 9 ' » • • 9 9 9 9' I • • 9





• 9 •
1 a a (
• 99
' 9 9 t
• 9 a
• • 1
• • (
' 9 • ( 9 9 9

9
9

I • •
- • • • a • •
*
* . • _ - » • 9 9 • • 9
9 9 9
• • • • • • • •
9 9 9 9 9 9 9
9 9 9 9
2$







İyi İngilizce bilen ve Ame-rlkada ihtisas yapmak İsteyen yükaek öğretim mezunlarına, aşağıda tasrih olunan yardımlara dair İlk müracaat formülleri verilir:
Amerikaya gitmek veya oradan dönmek İçin Fııl-bright yardımı.
Amerika Birleşik Devletleri Hükümetinin temin ettiği geçim masrafları ve tahsil harçları yardımı.
Amerikan müesseseleri-nln milletlerarası eğitim enstitüsü vasıtasiyle teklif ettikleri eğitim harçları.
İstanbul ve civarı için şahsan müracaatlar:
9 9 9 9 9 9 9
• 9 9 9 9 9 9
•999999-1
9 9 9 9 9 9 9 *
9 9 9 9 9 9 9 «■
• • 9 9 9 • a »
• 9 9 9 9 9 9
9 9 99999^9
• 9 9 9 9 9 • t • •99999•
• •••••• “TF
*•99999^9
• 9 9 9 9 9 9
•99999
• • 9 9 9 9 9 J
• 9 9 9 9 9 9^ •
• 9 9 9 9 9 9 ,9
9 9 •••aaaa
• ••♦♦•••> ••••••••a
• 99999999
•••eaeaaa
• 9999999 9
• • 9 9 9 9 9 9 9
• • • 9 9 9 9 9 9
•• 9 9 9 9 9 9 9
• 99999999
• • 9 9 9 9 9 9 9
• 99 9 9 9 9 9 9
99999999 •
• 99999999
99 9999999
• 99999999
• •99»9999
• 99999999
• 99999999
• 9999»999
999999999
• ••••••••
‘“^“'99999
• 9 9 9 9
• ••99
• 9 •• 9
• •999
• 9 • • •
• •999
9 9 9 9 9
• 9 9 9 9
• 9 9 9 9
9 9 9 9 9
» • •
9 9 9 ’ • •
• 9 •

9 9 9 '991
9 • 9
• • 4
9 9 9
9 9 9 9'
a 9 9 9 • 999' '9 9 9 9 9 9 9 9 \
9 9 9 9 9 9 9 9ı
9 9 9 9
9 9 9 9
9

9 9 9
• • •
• 9 9 >999
• 9 9 >999
9 9 9 >999
• 9 • ' • • J
• 99
l 9 9 t
• 99
• • 9 (
• 99 '*••*•*
» • • (
• 4 • - -
• • • • 9 • (
• 9 9 a 9 9 »9 9 9 9 9 •
• 9 9 9 9 9
9
9

9
9 9 ( ı 9 9
9 9 ı
9 9 9 9 9 9 9 9 >9 9 9 9 9 9 9 i 99999999 >9 9 9 9 9 9 9 4 99999999 • • • •
9 9 9 9 9 9 9 9 - • 9 9 9 9 9 9 «
9999999999 9 9 9 9 9 9 9
9999999999
9 9 9 9 9 9 9 9 9 4 9999999999
9 9 9 9 9 9 9 9 9i 9999999999 >999999999* .....



9
" I
9
• • 9 •
*
BAYIN DOKTOR VE ECZACILARA
Astaş T.A.Ş. Sultanhamam Nn. 27 Telefon: 28482
İsmi altındaki btr defada zerke mahsus yafda KUVVETLENDİRİLMİŞ 400000 ve 300000 ÜNİTELİK P R 0 C A t N L’Ii Penicillin*! piyasaya arzedilmlştlr.
Amerikanın ELİ LÎLLt Fabrikasının
DÜRACÎLLÎN FORTlFÎED
9
l


• • * 9 9 9

Punktal
d •
Dünyada
5OLINGEN
İCH ı^t 0£m$
P L
5 vitaminli
ANA SÜTÜNE EN YAKIN ÇOCUK MAMASIDIR
Ev İhtiyaçlarında kullanılacak bir Aletin ev ev dolaştırılarak kullanılma ta izini gOsternvk suı etiyle satışını yapabilecek bir kaç Plâsiye bay veya bayan aranmaktadır.
JIDT rumuzlylo gazeteye müracaat.


Comments (0)