8 Kasım 1950 — Çarşamba
1 eni İstanbul’un
KUPONU
TAHSİL KUPONU
Beyoğlu . Müellif Caddesi R - 8. Telefon : 4475# - 44757 Santral
SİYASİ İKTİSADİ, MÜSTAKİL
Yıl 1—Sayı 343 — 10 kuruş
Abone; Türkiye İçin seneliği 32, Altı aylığı 17, üç aylığı 0 liradır» Hariç memleketler İki misildir.
İlânlar ı R ncı sayfada «antImetresi 2 liradır, ilânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
447 . İstanbul. TelgrAf Adresi : Hetlo, İstanbul
Koredeki Savaş Birliğimiz ateş hattında
l ■■■ ■ I ■■ M
Sinir harbinden dünya harbine doğru
BİRLEŞMİŞ Milletler Ordusunun
Başkomutanı Mae Arthur, uzakılo-jrııdakİ durumla fljrill bir rapor göndermiştir. Rapor konuları, genel olarak durumun İncelenmesiyle baslar ve tekliflerle sonlanır. Şimdiye değin aldığımız ve okuduğumuz haberlere göre, raporun ilk bolümü üzerine ufak tefek tahminler yürütmek mümkündür. Çin komünistleri. Korenln yardımına (?) koşmuş ve Birleşmiş Milletler Ordusu ile çarpışmaya başlamışlardır. Bu yüzden savuş güdümünde yepyeni bir durıım meydana gelmiştir. Biliyoruz kİ. komünist Çin Hükümetini. İngiltere İle bir kaç devletten başka kimse tanımamıştır. Birleşik Amerika Devletleriyle Birleşmiş Milletler üyelerinin büyük çoğunluğu çimdik! Çin Hükümetini tanımadıkları için, çevresi gittikçe genişlemeye başlıyan Kore silâhlı İhtilâfı karşısındaki durumları, Ingiltere ve başkala-rınınkine hiç benzemez. Onun İçin Mac Arthur’ün raporunda yer alan teklifleri İsterse yalnız savaş güdümü İle İlgili olsun, milletlerarası politikasının en ciddi ve en ehemmiyetli konulan arasına girmektedir.
Hükümet ve parti ideolojilerine uygun geldiği İçin Çin Hükümetini, İngiltere gibi tanıyan devletlerin yeni durum karşısında nasıl bir yol tutacaklarını kestirmek güçtür. Komünist Çin Hükümetinin tanınması için Sov-yetler ve yamakları tarafından olduğu gibi, bazı Birleşmiş Milletler üyeleri tarafından da ne büyük emekler harcanmış olduğunu biliyoruz. Bu politika ve propaganda faaliyeti yapılırken. Birleşmiş Milletleri İçinden yıkacak bütün tedbirlere başvurulmuş, Üçüncü dünya harbi tehlikeleri bir ürkütme konusu olarak sık sık ileri sürülmüştür. Hattâ Korede silâhlı ihtilâf tutuşur tutuşmaz, komünist Çin Hükümetinin tanınması dâvası; savaş olayının ayrılmaz bir gölgesi gibi ortaya çıkmış ve pazarlık konusu olmuştu. Demek oluyor kİ: Kore dâvası. tâ başladığı günden beri. Birleşmiş Milletlerle Çin arasında, daha doğman. demokrasilerle kızıl dünya arasında çetin bir dâva olarak kendini sezdirmektedir. Bugün Çin kuvvetlerinin Kore topraklarına girerek savaşa ka-tümaslyle önceleri srzilen şey, artık, aldatmıyan bir hakikat şeklinde karşımıza çıkmış bulunuyor.
Demokrasiler, görünürde, Uzakdoğu dramının tehlikeli mânasını çok geç anlamışlar ve tedbirlerini, son dakikaya kadar, şaşılacak bir İhmal ve İsteksizliğin keyfine bırakmışlardır. Biz, bu fikirde olmadığımızı açıktan açığa söylivebiliriz. Demokrasi cephelinin kararsizliL’ım. tesirli tedbirlere tanı zamanında h:ı(vıırnıanıış olmasını ve nihaypt irade gevşekliğini; hâdiselerin mânasını Anlamamaya değil. ayrı Ayrı ve «mİ demokrasiye aykırı parti ideolojilerine bağlanmaya vermek daha doğrudur. Bir çok demokrasiler bugün, iç-politlka dâvaları nrn çözülememesi yüzünden derin bir buhran geçirmekte ve sola doğru kaymak İhtimalleriyle karşı karşıya bulunmaktadırlar. Bıı. bilinmelidir artık.
Tarihin en büyük ve çağ değiştiren hamleleri; geniş kalabalıklarla değil, np yapacağını bilen, İradeli, sosyal İmanı yerinde bir avuç in^un yığını İle yapılmıştır. Bu hakikat, bugiin için de yine beyledir, yarın İçin de. Demokrasi cephesi de. hâdiselerin gelişmesi karşısında hu değişmez varlık prensipli)! mutlaka benimsemek ve tarih yapan bir kudret haline gelmek zorundadır. Mac Artlııır’ün istediği şey de belki hııdıır. Belki, iliyoruz. çünkü, son nutkunda, Trıifnan'ın | dediği gibi “Hür milletler, hürriyetlerini kurumak İstiyorlarsa kuvvete karşı kuvvçt kullanmalarını bilmelidirler.,. Bu sözler, hiç şüphesiz, Mac Arthur’ün raporu okunduktan sonra aöyİçnmiş olduğu İçin son derecede ehemmiyetlidir. Hep bir arada, tam bir emniyet ve hürriyet İçinde yaşamak istiyorsak, hep bir arada, fedakarlığa katlanmak ve savaşmak zorundayız. Demokrasiler İçin tek bir çeşit barış ve hürriyet olabilir, İradesizlik ve kararsızlıktan silkinerek hansa ve hürriyete bağlılığımızı nutuklarla değil, büyük İşlerin ayrılmaz arkadaşı olan imandan gelme değişmez ve İrkilmez bir kararla göstermek zamanı gelmiştir. Trıımıııı’ın belirtmek İstediği hakikat da hııdıır. Trıııııan gibi sorumlu bir devlut-adanıifiırı nııt-kıı. tam zamanında söylendiği İçin, Mac Arthur’ün raporu üzerine bugün I toplanan Güvenlik Kuruluna yol gö.s- I terecek bir kudrettedir.
Güvenlik Kurulunun bugünkü top- | lantısı olağanüstü bir toplantı sayılabilir. Dünya mukadderatı, verilecek kararlarla sımsıkı ilgilidir. T’arti ideolojilerini politika gerçekliğinin üstünde tutmaya alışmış olan milletler, verilecek kararları ne ölçüde brnlnı-alyeceklerdlr? Bunların hepsini çok yakında öğrenmiş olacağız. Sovyetle-rln. bu toplantıyı da, ele kolay geçmez bir propaganda fırsatı sayacaklarına ve hiç olmazsa Kuzey Koreyl kurtarmak mahsadiyle Çin dâvasını tekrar Öne süreceklerine İhtimal verilebilir. Fakat hu çeşit münakaşalar, gittikçe çetinleşen, kararan ve artık tehlikenin eşiğinde bulunduğumuzu bildiren durumun, nihayet, diş görünüşüdür.
Şimdi, asıl dâva, demokrasilerin bu nutıık ve münakaşa varışlarından bıkıp hıkmnmış olmalarıdır. Tr liman’m nutkunda kararını vermiş bir şahsiyetin İrade belirtisi vardır. Öyle u-nıııyorıız kİ: Güvenlik Kurulu; Tru-nınn ın görüşünü tam nıâııuslyle he-nlmslyerek her türlü tefsir İmkânlarını gideren bir karara varmış olacaktır. Durum ay d ınJana bilirse yalnız böyle kararlarla aydınlanabilir. Yarını tedbirler ise sinir harbini, kısa bir zamanda, on kavurucu bir harbe çevirebilir Bütün dünya, onun İçin, Güvenlik Kurulunun kararını, tam bir sabırsızlıkla bpkllyor.
M. NERMt
İngiliz Hükümeti itimat reyi aldı
Londra, T (YİR3) — İşçi Hükümeti bugün maişet masraflarının artması yüzünden açılan müzakerelerde 24 saat içinde ikinci tehlikeyi de atlatmıştır. Muhafazakârların şiddetli tenkldlerine rağmen, reye müracaat edildiği vakit, hükümet 284 aleyhte reye mukabil. 299 rey alarak tüvidini muhafaza etmiştir»
New-York, 7 A.A. (US1S)
Yukarıda: Birleşmiş Milletler safında Kore muharebelerine katılan Türk savaş birliğinin şanlı sancağı İskenderun rıhtımından geçiyor. Yanda: Koreye hareketlerinden «araş birliğimizin rada yapmış olduğu katta topçularımızı yorsun uz.
Qnc4> Anka-tatbi-
« • goru-
Arap muhacirlerinin durumuna dair rapor Uzlaştırma Komisyonu Başkanı R. Araş,
serî bir hal çaresi
Nevv-YorU. 7 A A. (özel muhabirimizden; — Birleşmiş Milletler Asamblesinin hususî siyasi komitesinin bu-
Birleşmiş Milletlerde
Kore Kalkındırma ve Birleştirme Komisyonu
Kotftisyonun Türk Delegeliğine Cemal Hüsnü Taray, vekilliğine de I)r. Kâmil İdil tâyin edildi
Lake Succcs.s 7 (ANKA - UŞİS) — Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Tryggve Lie, Birleşmiş Milletler Ko. re kalkındırma ve birleştirme komisyonuna dahil yedi devletin Aralarını ve vekilleı ini tâyin ettiklerini bildirmiştir. Bu komisyondaki Türk delegeliğine Koredeki Türkiye Büyükelçisi Cemal Hüsnü Tarav ve vekilliğine de Dr. Kâmil İdil tâyin edilmiştir.
Hindiçinî’de Kızıl kuvvetler ilerliyor
KomüııİMtlero karşı çarpışan Vietnam lI bir grııp mevzide
Hanoy, 7 A.A. (AFP) — Fransız Genelkurmay tebliğinde bildlrüdlğlno «rör*». fi kasım günü, bütün kaimlerde sakin geçmiştir. Tebliğ, Hoablnh'ln tahliyesini teyit eylemekte ve düşman

bulunmasını istedi
günkü toplan!ısında, Filistin Uzlaştırma Komisyonu Başkanı Türk delegesi Dr. Tcvflk Rüştü Araş, komisyon başkanı sıfatiylc Arap muhacirlerin durumu hakkında demeçte bulunmuş ve ezcümle şunlnrı söylemiştir:
"Yardım bursu, Arap muhacirlerin durumunu ıslah için çok müspet ve objektif bir rapor takdim etmiş bulunmaktadır. Filistin meselesinin heyeti umumlyeıiinl ele almıyarak şu anda yalnız muhacirler meselesini mütalaa eliyoruz. Çünkü, muhacirler Oırsclcsi ıstırap verici bir beşer İşi olduğundan bir an evvel halledilmesi lâzım gelen bir meseledir.
Komisyonumuzun tarihî raporunun üçüncü kısmında, muhacirler konu-, sunda ilgili taraflarla vâki müzakerelerimizin tafsilâtı bulunmaktadır. Diğer taraftan muhacirlerin normal hayatlarını İdame ettirebilecek şekilde yerleşmelerini mümkün kılmak İçin, elzem addettiğimiz beynelmilel yardımın mahiyeti hakkında Asambleye takdim edilen ilâve raporumuzda tekliflerimiz! ar/.otnıiş bulunuyoruz.,,
kuvvetlerinin Hanoy’un takriben kilometre doğusundaki Glalam kesiminde dövme harekâtına geçtiğini ilâve eylemektedir
Mac Arthur dün, Türk askerlerinin 8 inci Amerikan
Şimaldeki Kızıl Kore taarruzu durduruldu. Birleşik
kuvvetler muhtelif kesimlerde ilerleme kaydettiler
Amerikanın Sesi Radyosu, dün akşamki neşriyatı sırasında Koredeki Birleşmiş Milletler Kuvvetleri Başkomutanı General Douglas Mac Arthur’dan gelen bir haberi neşretmiştir. Bu habere göre General Mac Arthur, Lace Success'deki Birleşmiş Milletler Genel merkezine yolladığı bir raporda 17 ekim 1950 tarihinde Koreye varmış olan Türk Savaş Birliğinin 8 nci Amerikan ordusu ile birlikte muharebelere başladığını bildirmektedir. General, raporunda: “Türk Savaş Birliği 8 nci orduya büyük bir destek olacaktır” demektedir.
Ankara, haberi nasıl karşıladı?
Ankara, 7 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Birliğimizin Korede filen savaşa katılması haberi her zaman beklenen bir hâdise olmakla beraber büyük bir heyecanla karşılanmıştır.
Gazeteler, ikinci tabı yaparak bu heyecanı bir kat daha arttırmışlardır. Bilhassa birliğimizin ateş hattına giriş tarihi, Komünist Çinin Kore harbine katıldığı günlere tesadüf etmesi, hâdiseye karşı duyulan alâkayı bir kat daha arttırmıştır. (Savunma Bakanlığının yayınladığı tebliği 3 ncü sayfamızda bulacaksınız).
Amerikada kısmi seçim dün yapıldı
Netice, sandıklar kapandıktan birkaç saat sonra belli olacak
New-York. 7 IAP) — Bugün Birleşik Amerikada millî seçimler yapılmaktadır. Bunun neticesinde Ayan Meclisine 35, Temsilciler Meclisine 432 üye, eyaletlerden 32 sine valiler ve New-York Belediye Reisi de dahil daha bir çok memuriyetlere idareciler seçilecektir. Seçim sandıkları hemen hemen her yerde sabahın 6 smda açılmıştır. Her taraftan gelen haberlerden seçimlere İştirak nls-betinin çok yüksek olduğu anlaşılmaktadır.
Sandıklar kapandıktım bir kaç saat sonra Amerikalıların ekserisi He adayların kendileri neticeleri öğrenebileceklerdir.
Seçim kampanyasının çok tartışmalı olmasına rağmen, seçimlerin intizam dahi linde cereyan etmekle olduğu anlaşılmaktadır. Şimdiye kadar şiddet hâdise»! olmamıştır.
Mtsaouri Syıdetlnln lndepen-dence şehrinden ulınan bir habere göre, Cumhurbaşkanı Tı nman bugün kendi seçim dairesinde oyunu kullandıktan sonra uçakla Washington’a hare-ket etmiştir. Trumarı oyunu şahsen vermek ve böylece vatandaşları İçin bir örnek teşkil etmek gayesi 1le buraya gelmiş bulunnıııktu İdi.
Kısmi neticelere göre, Kansas eyaleti başkentimle Demokrat Parti adayı Senatör Alken ile yine Demokrat Vali K. Ander-son başta gitmektedirler.
Demokratlar güney eyaletlerden 100 kadar mebusluk elde etmekten emindirler. Cumhuriyetçiler, ananed olarak Demokrat Partiye bağlı bulunan bıı eyaletlerin ekserisinde aday dahi göstermemiştir.
Yugoslavya, Yunan esirlerini iade ediyor
Atina 7 (APl — Yunan Başbakanı Sofokles Venlzeloa dün, Yııgoslavya-nın bugün, Yunan İç harbi sırasındaki çetelerin esir et’ml# oldukları 57 asker ve 55 sivili iade edeceğini bildirmiştir.
44Avrupa birliği bir hakikat olacaktır”
Dışişleri Bakanımız verdiği beyanatta Bakanlar Komitesi mesaisini izah etti
Roma 7 A A. (A FP.) — Perşembe günü vapurla tstanbııla hareket edecek olan Türkiye Dışişleri Bakanı Fuad Köprülü. France Presse Ajansı muhabirine, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi çalışmaları hakkındaki intihalarını telhis eden şu beyanatta bulunmuştur:
“Şahsen İyimserim. Avrupa birliği vicdan, şııur ve zihniyeti doğmuştur ve Avrupa İyi bir yol takip etmektedir. Avrupa birliği bir hakikat olacaktır..,,
Bulgarisi andaki TÜrklerin tehciri meselesi hususunda Bakanlar Komi, tesinln verdiği karardan bahseden Fuad Köprülü şunları söylemiştir:
“Avrupa Konseyi aldığı bu kararla Avrupa tesanüdünün varolduğunu İspat etmiştir. Türklyenin bu meseledeki durumunun İnsanlık ve ahlâk bakımından olduğu kadar hukuk ba-kımındaıı da yerinde ve tenkld edilmez olduğunu kabul etmiştir. Bakanlar Komitesinin takbih kararından
sonra Türk iyenin bu dâvası Avrupa dâvası haline gvlnılştif.,,
Bakan, Bulgaristan bu dâvada 1929 Türk . Bııjgar «Özletmesini veya 1929 tarihli hakemlik sözleşmesini tam ve dürüst olarak tatbikim kabul etmediği takdirde Türklyenin bu anlaşmazlığı Birleşmiş Milletlere götüreceğini tasrih etmiştir.
Avrupa ordusu meselesine temas eden Köprülü, şöyle demiştir:
merika,
Rusyanın
15 milyarlık borcunu
ödemesini istiyor
Wa>dılnKtun. 7 AA. ( United PrvHHi Birleşik Aınvılku, Kusyadaıı harp fHUMHinda Ödünç Verme ve Kiralama Kanunu gertığınce Birleşik Amerika» dun alınış olduğu yardımın tutarı o-lan 15.0ÖO.OÛÜ.OOO doları odrineslni y« nidon Litonıiştİr.
Dışişleri Bakanlığı hözcüsü MİChael McDernıott, Birleşik Amerikanın Moskova Büyükelçisi Allan Klrk’ln ö-dünç Verine ve Kiralama Kanununun hesaplarının derhal tasfiyesini talep eden yeni bir notayı cuma günü Mos-kovadaki Dışişleri Bakanlığına verdiğini bugün bildirmiştir.
Notada bilhassa, harp esnasında Ö-dünç alınan 100 harp gemisinin geri gönderilmesi talep edilmektedir.
Dışişleri Bakan Yardımcısı Andrey Gromlko, ödünç verme ve kiralama meselesinin nazarı İtibara alındığını ve zamanında bu hususta anlayışlı bir cevap verlleceftüıi bUcUnnlstlr,
Dünkü askeri harekât
Tokyo, 7 rYİRS) — Bugün Man-.urya hududunu geçen Rus mamulâ-tı tepkili uçaklarla Amerikan uçakları arasında şiddetli bir hava çarpışması olmuş ve neticede iiç tepkili düşman uçağı tahrip edilmiştir. Uçakları kullanan pilotların Rus veya Alman olduğu tahmin edilmektedir.
Kuzeybatı Korede müttafik kuvvetim bugün düşman mukavemetine rağmen iki mil ilerlemişlerdir. BHdi-^lldiğlno göre, bu cephede kızıllar geri çekilmektedir.
Merkez kesiminde İkinci Amerikan tümenine mensup birlikler, dokuya doğru Herllycrek. kuzeydoğu kesiminde çarpışan müttefik kuvvetleriyle birleşmeye çalışmaktadır. Bu kuvvetler, Tok?F>n’un 12 mil güneydoğusun-r'4*^ d umumun, hücumlarına ma ruz kalmıştır.
Şosen elektrik tesislerine doğru ilerlemekte olan yedinci deniz piyade tümenine mensup birlikler, şiddetli düşman burumları yüzünden bütün gün ancak 1 mil ilerliyebHmlşlerdir.
“Avrupa maddî ve mânevi bir bütündür ve hür Avnıpnnın her türlü tecavüze karşı müdafaası bir zarurettir. çünkü bu müdafaa medeniyetin ve ahlâk prensiplerinin müdafaası demektir.
Türkiyeye gelince, müdafaasını sağlamak üzere muazzam fedakârlıklara katlandı. Eğer bütün hür milletler aynı iradeyi gösterir, avnı fedakârlıklara katlanırlarsa sulh yeniden teessüs eder ve bütün taarruz tehditleri bertaraf edilmiş olur.,,
Türkiye . Fransa . İtalya ittifakının Akdeniz bölgesine teşmil edilip edileniiyeeeği hakkındaki suale Köprülü şu cevabı vermiştir:
“Akdeniz bölünmez bir coğrafî bütündür. Binaenaleyh müdafaası da bölünmez bir meseledir ve vaziyeti dünyanın bu bölgesinde de müstakar hale getirmek elzemdir. Hâlen bu prensipin bilfiil tatbiki tetkik edilmektedir..,
Peykler — Pusulayı sabırdık; artık yolunnuu yıldjia göre tâyla edeceflz!^
İÇİNDEKİLER
1 KİNCİ
Türkiye ve İspanya
Sami Kohen
ÜÇÜNCÜ
Yeni bir mahalle
Refik Halid Karay
DÖRDÜNCÜ
Devlet gelirler! : Vergiler Gıyas Akdeniz
BEŞİNCİ Hindistan nerede biter, Tibet nerede haşlar T Dr. C. von F. Haimendorf
Sinema, yalnız 'eğlence vasıtası mıdır ?
A. Eşref Antikacı
Yedek Subay Okuluna gideceklerin durumu nihayet tesbit edildi
Yüksek ehliyetlilerin kayıtlarına başlandı. Diğerlerinin durumu Meclisten çıkacak kanunla teshit edilmiş olacak
Ankara 7 (T.H A.) — Bir müd-detten beri gazetelerde çeşitli yorumlara yol açan Yedek Subay Okulunun 33 üncü dönemine alınacak gençlerin ehliyet derecesi meselesi Bakanlar Kurulunca bu hususta alınan kararla hallolunmuş bulunmaktadır.
Yedek Subay Okulunun kış döne-ml İçin kayıtlar kasımda başlıyacak ve 15 kasımda bitecektir. Okulun bu dönemine lisedeki kamplariyle yüksek okul veya Üniversitede devama mecbur oldukları talim taburu hizmetlerini ikmal ederek yüksek ehliyet İhraz etmiş gençler alınacaktır. Tam ehliyetlilerin tâbi olacakları statü ile Yedek Subay Okulu tedris programlarının alacağı şekil Mecliste bulunan taşanların kanuntyet kes-betmesinden sonra anlaşılacaktır.
Fırtınadan Bursada
3 katlı bir villâ uçtu
Kökünden devrilen bir çınar da yanındaki binalan hasara uğrattı
Bursa, 7 (A.A.) — Dünden beri hüküm süren şiddetli lodos fırtınası dolayıstyle, Çekirgede üç katlı bir villâ temelinden olduğu gibi uçmuş, şehrin ortasındaki pazar yerinde bü* yük bir çınar kökünden devrilmiş ve yanındaki binalara çarparak bunlar üzerinde de hasar yapmıştır.
Diğer taraftan aldığımız malûmata göre bazı elektrik ve telefon hatları da kopmuştur.
Sayfa 2
Y E N t İSTANBUL
H Kasım 1950
Şehir koketi
■ T e i t l k i ] k l e r ■ |
Türkiye ve Ispanya
Çuvaldızı kendimize
ŞEHİR HABERLERİ
a
Yazan : Sami KOHEN
Ajans haberleri» Türk Hükümetinin İspanya ile normal diplomatik münasebetlerin tekrar tesisi maksa-diyle Madrid’e bir elçi yollamaya karar verdiğini ve Bay Esat Atanurun bu vazife İle memleketimizden ayrıldığım bildirmiştir. Bu suretle, dört seneye yakın bir Mamandan sonra, âdeta dünyanın siyasi hayatından milletlerarası bir kararla tecrit edilen İspanyanın, siyasi ve hukuki bakımdan tanınması yolunda, hükümetimiz, verdiği karar He, ileri bir a-dım atmış bulunmaktadır.
İspanyanın muhtelif milletlerarası münasebet ve hareketlerden uzak tutulmasına. kendi rejiminin özel mahiyeti ve aynı zamanda, lideri Franco-nun İkinci Cihan Harbinin fail ve mü. 8ebbipleViyle sıkı münasebetlerde bulunmuş olması sebep teşkil etmiştir. Nitekim, harbin nihayet bulmasından bir sene sonra, üç büyükler, İspanyol Milletini, siyasî bir uyanışa davet etmiş ve şimdiki rejimden dolayı, Madrid Hükümetini, demokratik devletler camiasına kabul edemiyoceklerinl belirtmişlerdi. Aynı fikir ve maksatla hareket eden Birleşmiş Milletler Kurulu da. bundan hemen hemen dört sene evvel, âza devletlerini, İspanya ile diplomatik münacebetlerinl kesmeye davet etmiş, hükümetimiz de bu karara uygun şekilde lâzım geleni yapmıştır.
İspanya, bu kararla, kendi kabuğuna çekilmek mecburiyetinde kalmakta beraber, zaman zaman dünya siyasi çevrelerinin nazarlarını üzerine çekmiştir. Bilindiği üzere, lberik Yarımadası, 1936 da, ciddî ideolojik çarpışmalara sahne olmuş, Franco^nun galibiyetiyle henüz o zamanlarda Moskovaya bağlılığı olduğu tesblt c-dilebilen İspanyol komünistleri ezilmiş, hükümet o andan beri, bu bakımdan efkârı umumlyeye tercüman olan şiddetli bir komünist aleyhtarlığı siyaseti gütmüştür.
Franko'nun, İspanya mukadderatını gelecek senelerde de idare ve tâyin etmeye namzet görüldüğü bu sıralarda ve bilhassa müşterek bir cephe kurmak zaruretleri karşısında, kendi başına bırakılması, herhalde aklıselime uygun bir hareket olmasa gerektir. Son dünya hâdiselerinden sonra, batı dünyasının kuvvetli bir blok teşkil etmesi İhtiyacı, herkesin idrakinde tazelenmiş, İspanyaya karşı alâka, Lâtin Amerika devletleri kadar Birleşik Amerlkada ve diğer memleketlerde de çoğalmıştır.
Son zamanlarda, Birleşmiş Milletlerin bu mevzu ile ilgili bir komlsyo-
nu. İspanya İle diplomatik münasebetler hususunda mevcut kararı tekrar gözden geçirmiş ve artık İlgasının daha hayırlı olacağı kanaatini serdet-miştir. Bu mesele Üzerinde, esas kararın, şüphesiz genel asambleden çıkması lâzımdır. Bu halde, İspanyanın lehte oy kazanması ihtimalleri kuvvetlidir. Zira, Sovyet blokunun muhalefetine Lâtin ve Kuzey Amerikanın Arap blokuntın ve bir çok Avrupa ve Asya memleketlerinin lehteki oylan, belki de, galip gelecektir.
Şunu mutlaka hatırda tutmak lâzımdır ki. İspanyanın hâlen millet-lerarıtsı münasebet ve hareketlerden tecrit edilmesinin esas âmili, bir çok fırsatlarda söylendiği gibi, kendi rejimi, yani demokratik esaslarla uz-laşmıyan İdaresi ise, bugün, bu gibi beynelmilel hareketlere fiilen iştirak eden bir çok memleketlerin de aynı muameleye tâbi tutulmalan lâzım gellrdk Şu nokta teslim edilir ki, Birleşmiş Milletler Teşkilâtında, faaliyetini. hattâ bu İnsani kurumun çalışmalarını baltalamak bakımından, Rusya ve diğer emlrkulu devletlerin rejimi, Madrid Hükûmetininkindcn daha demokratik ve liberal değildir. Aynı şekilde, genel asamblede temsil edüen Suudî Arabîstanda hüküm süren İdare, Ispanya mevzuubıüıls o-lunca aranan hususiyetleri de tama-hıiyle kendinde toplamış değildir. Nihayet Birleşmiş Milletler Anayasasının "Azalann kabulü., ne alt dört maddesi, bu memleketin teşkilâta a-lınmasına engel teşkil edecek hükümleri de havi değildir.
Geçenlerde Ispanya ile Portekiz devlet başkanlan arasında, bütün yarımadanın müdafaası mevzuundfi görüşmeler cereyan etmiş, yine aon zamanlarda İspanyol ordusunun yaptığı manevralarda, kuvvetinin pek ihmal edilecek cinsten olmadığı görülmüştür. Günün ciddi zaruretleri karşısında, ikinci plâna düşen mülahazaların bir tarafa bırakılıp, ispanyanın milletlerarası münasebet ve hareketlere iştirakine müsaade edilmesi zamanı artık gelmiş gibi görünmektedir. Ttlrklyenln Doğu A kelenizde müşterek bir müdnfaa sistemi kurulması yolunda gayret sarf ettiği bu sıralarda, İspanyayı da içine olarak, kelimenin hakikî mânaslyle. bir Batı Akdeniz müdafaa cephesinin tesisi belki de gerçekleşmek safhasına girmek üzeredir. Bu politika zaruretini kavraması İcap eden batı demokrasileri İçin atılacak ilk adım da, Türklyenin vermiş olduğu karar çerçevesine uygun düşmek zorundadır.

Sokak pürUlt illerinden, koma seslerinden şikâyet edip dururuz, Şüphesiz haklıyız, İnsani, kan um I, beledi nizamlara uymayan bu patırtıdan çekti timizi Allah bilir. Fakat âsabı-m un ne kadar bozarsa bozsun, halkı hisar eden qIMlltil, biti tok taraflı harekete te şikâyete srvkedrmcz.
Sunu demek istiyorum ki» his, yani hsmçerUor, pürültü etmekte hiç de satıcılardan a-çağı kalmamaktayız, İçimizden çoğu» sokaktan evimize veya ko tuşu m usa setlenIr. rap urda veya tramvayda bağıra bağıra konuşmakta bir mahzur plir-meyiz»
Bu, çok fena bir âdettir, im, zannedildiği pibi mahdut da değildir, En “mûtena” denilen semtlerde dahi, apartmanların ilet katlarına, seslenen ve pencereye çıkan yakınlarlyle hususi işlerini konuşanlara şahit olmuşuzdur.
Böyle hareket edenler içinde, üniformalarından talebe olduğu anlaşılan çocuklar da vardır. Hattâ yabancı mekteplere devam eden talebeler» Bu pfis-tvrlyor ki. hali ve vakfl yrrih-de olanlar bile, kendilerini bu fena huydan kurtaramıyorlar, ve, aynı tamunda, aile, terbiye hususunda nâfis olmadıkça yalnız mektep bir işe yaramaz. Hususi işlerimizden, iki üç kat merdiven çıkmak pahasına da otıa, umumi yerlerde yüksek sesle ve herkesi rahatsı» edecek şekilde bahsttm ameliyiz» BİR İSTANBULLU
Hilton Otelcilik Heyeti tetkiklerine devamda
Heyet en fazla Rlirpngop Mezarlığı üzerinde durmuştur. Mıuımaflh kat! yer bllAharo belli olacaktır
Birkaç günden beri şehrimizde bulunan Hllton Otelcilik Şirketinin Reisi Mr. Hllton hu sabah Amerlkaya müteveccihen Komaya hareket edecektir. Mr. Hllton’un şehrimizden ay-rlımnsı, lstanbuldn yapılacak otel İşi İle alâkalı olmayıp, kendisinin 21 kasımda New-Yorkta vermesi lâzımge-len bir nutuk içindir. Mr. Hllton bilâhare tekrar şehrimize dönecektir.
Diğer taraftan evvelki gün An karaya gitmiş olan Şirket İkinci Başkanı Mr. Houser dün şehrimize dönmüştür. Mr. Houser, kendisi İle konuşan bir muhabirimize, hükümet i-lerj gelenleri, Amerikan Büyükelçisi, İktisadî İşbirliği Türkiye Başkanı Mr. Dorr va müşaviri Mr. Junklns İle görüştüğünü bildirmiş, fakat bu hususta henüz bir açıklama yapamıya-cağını söylemiştir.
Dün, 7 kişilik heyet, Mr. Hllton İle beraber İstanbul Balşdiys Reis Muavini Suat Kutat’ın refakatinde, yapılacak olan otelin yerini tesblt İçin şehirde bir gezi yapmıştır, tel İçin muvafık yerler bu rağan Sarayı, Cihangir ve Mezarlığı gösterilmiştir.
Heyet en fazla SÜrpagop Mezarlığı üzerinde durmuştur. Mnamafüı kati yer bilâhare belli olacaktır,
Yann, şirketin İkinci Başkanı Mr. Houser mimarlar ve mütehassıslarla beraber, hükümetle temaslara devam etmek üzere tekrar Ankaraya gldo-cektlr.
Heyete o-arada Çı-öürpagop
İstanbul Deniz Komutanlığında mühim bir suiistimal hâdisesi
• — - - - - ■■ — _
Yekûnu milyonları bulan yolsuzluktan sanık olarak bir müteahhit ve bazı askerî memurlar tevkif edildiler
İstanbul Deniz Komutanlığında büyük bir suiistimal hâdisesi meydana çıkarılmıştır.
Bundan üç ay kadar evvel, Milli Savunma Bakanlığına vakadan sanık olan müteahhit hakkında bir ihbar yapılmıştır.
Alâkalı makamlar, lhbann tetkikini bir komisyona havale ederek; neticeye intizar etmişlerdir.
»Ankara» Batı Akdeniz seferinden döndü
rillı deniz sabayı, diplomatik pasaportu hav! Mr. Arthur Geoffrey Poe, Vatlkanın İstanbul ruhani delegeni H. An-(lrea Gassulo, Yunan Hâriciyesi Hukuk Müşavirlerinden Mr. JaaRon StavropuJos vardır.
Bundan başka İtalyada bulunan Milli Fedrra*yonıın« mensup otuz beş kişilik bir da i s tan bula dönmüştür.
Ve yine, Romndt, MIIAnnda gösterilerde
dlm Otyam riyasetinde kırk kişilik bir grup da gelenler arasındadır.
Yukarıdaki resimde, talebe kafilemiz görülmektedir.
Uzun bir çalışma devresinden aon-ra; Millî Savunma Bakanlığına, İhbarda bahis mevzuu suiistimalin doğruluğunu teyld eden bir rapor verilmiştir.
Bunun üzerine yüksek rütbeli su. baylardan mürekkep bilirkişi heyeti, İhbardaki hâdisenin seyir ve İnkişafını tesblt ederek, evvelâ Ö00.000 liralık ve sonra da bu suiistimalin beş buçuk milyona yükseldiği tesblt edilmiştir.
Hükümet bu müessif hâdise Üze. rinde ehemmiyetle durmaktadır. Hâdisede Heri gelen bir çok şahsiyetlerin isimleri de geçmektedir.
Bunlardan bir kısmı tevkif edilmiş, tir.
Hâdise hakkında Donanma Komu-tam Amiral Sadık Altıncan’ın malûmatına müracaat ettik. Amiral bize şunları söylemiştir:
“— Evet... Böyle müessif bir hâdise vardır. Fakat, asker! kanunumuz. içişlerimize alt haberleri basına vermekten bizi meneder.,,
Son olarak şunu da söyleyeyim kİ, alâkalı makamlar hâdise üzerinde hassasiyetle durmaktadırlar. Hakikat yakında tecelli edecektir.,,
Diğer taraftan öğrendiğimize göre suiistimal 1945 yılının iptidasında başlamış ve 1950 yılının haziranına kadar devam etmiştir.
Milli Savuıının Bakımlığının tebliği
Havacılık Kongresi |Atawd(jhtifaiî
Bittik Kurtarıcının 12 nel ölüm yıldönümü münasebetiyle cuma günü bütün yurtta İhtifaller yapılacak
dün nihayete erdi
Söz alan muhtelif hatipler çalışmaları hakkında izahat verdiler
f
Alkışlarla kabul edilen bu takrirden sonra Naki Köstem kapanış nutkunu okuyarak ezcümle demiştir ki:
“— üç haftadır Türk havacılığı bayram yapmaktadır. Çünkü I.C.A.O temsilcileri ortaşarkın havacılık problemlerini halletmek İçin Türk havacıları ile birlikte istanbulda çalışmaktadır.
Şayet vazifelerinizi görürken size yardımda bir kusurumuz olmuşsa affınızı rica ederim. Bana vermiş olduğunuz vazifeyi, hayatımın nâdir bazlarından birini duyarak yapacağım, Hepinize tekrar tekrar teşekkür eder ve en iyi temennilerimle uğurlarım.»
Kongreye bu şekilde nihayet verilirken Mr. Banca müdahale ederek söz almış ve demiştir kİ:
"— Nalci Köstem kusurdan bahsetti. Kıısıır bir tarafa fakat Türlti-yede bize karşı herkes yapması lâzım gelenden çok fazlasını yapmıştır. Bunu bilhassa belirtmek İsteriz.
Bundan sonra delegelere Şale Köşkünde bir veda çayı verilmiştir.
Delegeler dün akşamdan İtibaren memleketlerine dönmeye başlamışlardır.
heyet toplantısı
te Başkan Na-ilk olarak Tftll memorandumun
üç haftadan beri Hale Köşkünde dovam etmekte olan I.C.A.O. Milletlerarası Sivil Havacılık Kongresi dün yapılan* umum! ılo sona ermiştir.
Toplantıyı saat 15 kİ Köstom açmış ve Komiteden verilon
müzakeresine geçilmiştir. Bu memorandumda, İsrail delegesi tarafından Komiteye verilen bir rapordan bahsedilmekte ve raporun zapta geçirilmesi için Genel Kurulun tasvibi istenmekte idi, İsrail delegesi raporunda, Kahire ortaşark telsiz merkezinin değişi irilmesini istemekte, çünkü hükümetinin bu merkezden geçen sone içerisinde ancak bir mektup aldığını, bunun da ellerine geç vâsıl olduğunu bildirmekte idi.
Genel Kımıl, raporun zapta geçirilmesine karar verdi.
Telsiz merkezi için Tllrldyeye teklifte bulunulmuş, fakat Hükümetimiz bu işin masrafını deruhte edemiyo-ceğl İçin kabul etmemiştir. Merkez Kıbrısta kurulacaktır.
Bunden sonra diğer komitelerin raporlarının müzakerelerine geçilmiş ve kabul edilmiştir.
Müteakiben Î.C.A.O.
kllâtı ikinci başkanı Mr. alarak demiştir ki;
merkez te$-Banen eöz
*— Umumiyetle her sonunda verilen hararetli çok İyi İş görüldüğünden Ben bu âdetten ayrılacağım, itiraf edelim ki, yaptığımız işler bizi ta-mamlyle tatmin etmiş değildir. Konferans esnasında boş yere yapılan münakaşalarla vakit kaybedllmescy-di belki de daha fazla iş görülürdü. Fakat hepimiz buradan, yapabileceğimiz işin Azamisini görerek ayrıldığı mıza eminiz. Türk Hükümetinin, konferansın başarısını sağlamak yolunda sarfetmlş olduğu bitmek tükenmek bilmlyen gayretine candan teşekkür ederiz.,,
Mr. Banes'ten sonra Fransız delegasyonu Başkanı M. Hsgenan söz almış, Mr. Banes'ln teşekkürüne iştirak etmiş:
kongrenln, nutuklarla bahsedilir.
Uluslararası Demir Yollan Konferansı
Konferansa İştirak eden delegemiz Hüsnü Sadık Durukalın beyanatı
**— Vazifemiz bizi gece yanlanna kadar çalışmaya mecbur etmeseydi muhakkak ki hep birlikte Ankaraya giderek Hükümet ileri gelenlerine teşekkür ederdik,, demiş, delegeler namına Cumhurbaşkanı Celâl Baya-ra ve Başbakan Adnan Menderese en hararetli minnet ve şükran hislerinin İblâğını Naki KÖstemden rica eden bir takrir vermiştir.
Amsterdamda toplanan Uluslararası Demlryollan Konferansına iştirak eden delegemiz Hüsnü Sadık Duru-kal. dün Ankara vapuru ile şehrimize dönmüş ve kendisiyle konuşan gazetecilere şunları söylemiştir:
°— 11 ekimde Amsterdamda Endonezya Sarayında toplanan Demiryolları Kongresine iştirak ettik.
Demirperde devletleri dahil 23 millet. 183 delege vardı. Toplantının e-sası, Avrupa tıen seyrüsefer saatlerinin ıslahıydı. Bu arada söz alan Hollanda delegesi. HAvrupa trenlerinin sıklaştırılmasını, süratlerinin arttınlmasını, uçakla rekabet için trenlerin sürat ve konfora ihtiyacı olduğunu., söylemiştir.
Bu konferans neticesinde Amster-dam-Belgrat arası 12 saat, tstanbul-Belgrat arası 2 saat kısaltılmıştır.
Torca Ekspresi İçin kati bir netl-he alamadım. Suriye delegelerinin iştirakiyle yeni bir toplantı yapılacaktır.
Bu yıl Atatürk ihtifali Türklyenin her tarafında en yüksek Milli Eğitim müesseseslnde yapılacaktır. Is-tanbulda Üniversitede yapılacak olan bu törende ihtiram vaziyetinde durulduktan sonra Atatürk’ün kahramanlıkları hakkında bir söylev verilecek lenk rafta deniz tiyle lence nacaktır.
Aynca şehrimizdeki muhtelif Halkevlerinde de Atatürktln vefatı yıldönümü dolayısiyle ihtifaller tertip edl. lecektlr. Bu arada Eminönü Halke-vlndekl törene saat 9 da başlanacak ve Behçet Kemal Çağlarla Doğan H. Aker birer hitabede bulunacaklardır. Millî Talebe Birliği de tertiplediği ihtifalde Atatürkün yakınlarından bazı kimseleri konuşturacaktır.
Diğer taraftan C. H. P. İl idare Kurulu Başkanlığı şu tebliği neşret-mlştir.
Bayın vatandaş!
Büyük kaybımızın on İkinci yılındayız "Devletimizin banisi, milletimizin fedakâr ve sadık hâdiml. İnsanlık İdealinin âşık ve mümtaz siması eşsiz kahraman Atatürk,, II 10 kasım 1950 cuma günü saat 9.05 te gözlerimiz yaşlı, başlanmız önde anacak, kalblerimlzde yaşatacağız»
Atatürk. İnkılabımızın bayrağı o-larak her 10 kasımda kurucusu ve ebedî başkanı olarak iftihar ettiğimiz Cumhuriyet Halk Partisinin muhtelif Halkevlerinde, Halk odalannda saygıyla selâmlanarak, aziz hatıran önünde egillnccek. onun yakın arkadaşları eserinin bekçisi olan gendik mümessilleri ondan hatıralar anlatacak. İnkılaplarına olan bağlılığı ta»-leyeceklerdlr.
Bütün AtatükçOleri o gün parti politik düşüncelerden uzak olarak bu törenlere katılmaya çağınyorua.
ve Saraybumu Abidesine çe-götürülecektir. O gün her ta-bayraklar yan ya indirilecek ve vasıtaları düdük çalmak sure-matemo İştirak edecektir. Eğ-yerleri o gün İçin kapalı bulu-
S. François'nın orkestra ile konseri
Tanınmış Fransız piyano virtüözü Samson Françols, Cemal Reşld Rey idaresinde Filarmoni Demeği Senfo-nik Orkestrası 11e yann bir konser verecektir. Programda Schumann vt Liszt konçertolan vardır.
Batı Akdeniz seferini yapmakta olan Ankara vapuru dün saat 14 te 127 ton yiik, 541 yolcu ile Umanımıza dönmüştür. Gemide aynen 10 tane de otomobil vardır.
Gelen yolcular arasında Otta vb Atnşemilltertmlz Pertev Gökçe, Cenevre Ba^konnolosu Haşan Nurrlgin, Yunan Başkonsolosu George Chalstoponios, Arjantin Konsolosu Oar-los Zamboni, Prof. Melih Koçer, gazeteci 8. Nafiz Tansa, Devlet Demiryolları Ticaret ve Tarife Başkanı Cemal Devrimci, Devlet Demiryolları Hareket ve Umanlar Müdürü Zübeylr Akçudurak, Washineton Elçiliği Maliye Müşavirlik Kâtibi Orhan Scpeci, Doçent Hail t Ziya Konuralp, İn-
Türk Talebe talebe grupıı
bııhınıın Ne-
Ankara 7 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Milli Savunma Bakanlığından tebliğ edilmiştir:
Deniz Kuvvetleri Komutanlığından alman malûmata göre Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağlı İstanbul Deniz Komutanlığı yollamasında Teftiş Kurulu tarafından geçmiş senelere alt olduğu tesblt edilen suiistimal tahkikat safhasına girmiştir. Tahkikat devam etmektedir.
• Bk neticeye göre bir müteahhitle dört subay ve üç memur tevkif edilmiştir. Tahkikatın alacağı inkişafa göre bazı eşhasın tevkif edilmesi muhtemeldir. Yapılmakta olan tahkikatın selâmetle cereyanını temin İçin şimdilik daha fazla malûmat verilmesine irnkAn görülmemektedir. İstanbul Deniz Komutanlığı Asker! Yargıçlığı tahkikata hassasiyetle devam etmektedir.
Necmi Rıza, bir Mısır firmasının çevireceği filmde rol alacak
Mısırın tanınmış sinema prodüktörlerinden, bestekâr Muhammed Kehlâvi bir müddetten beri şehrimiz sanat muhitinde tetkik ve temaslar .yapmaktadır. Kehlâvl, hazırlamakta olduğu j*eni bir filmin türkçe versiyonunda tanınmış ses sanatkârı Nec-mî Rıza'ya başrolü oynamasını teklif etmiştir. Aynı fllmLn arapça kopyası Abdülvehap tarafından oynanacaktır. Dün Necmi Rıza He Mısırlı prodüktör arasında yapılan temaslar müspet netice vermiştir. Filmin yansı lstanbıılda geçen sahneleri hâvi olacaktır.
Valinin dünkü teftişleri
Vali ve Belediye Reisi Prof. Gökay dün İstanbul tarafıodaki mandıraları teftiş etmiştir. Sütlerin sağım usullerinde gördüğü aksaklıkların giderilmesi için lâzım gelen emirleri vermekle beraber süt fabrikası yapılıncaya kadar bu işin en temiz ve en sıhhi bir şekilde yapılmasını kararlaştırmıştır.
Vali ve Belediye Reisi Karagüm-rük pazariyle Ayv&nsaray ve Fati-hin yolsuz yerlerini gezmiş ve yol ihtiyacı olan yerleri tesblt etmiştir. Bu teftiş esnasında Vali ve Belediye Reisi îvazağa camüntn tamiratım da incelemiştir. Cami yıkılmaktan kurtarılmış ve kubbesi tamir olunmuştur.
Fırınlar teftiş edilecek
Son günlerde ekmeklerin bazı yerlerde yine bozuk çıktığından şikâyet edilmesi üzerine Vali ve Belediye Reisi dünden itibaren geceleri fırınların umumi suretle teftiş edilmesini emretmiştir.
Teftiş, Belediye Reis Muavinlerinden Celâl îzgi’nin başkanlığında bir ekip tarafından devamlı surette yapılacaktır.
Komünistler için konun teklifi ve
yapılan
M.T.T.B.
Şevket Mo-tarafından
Tekirdağ Milletvekili can ve 107 arkadaşı B.M.M. ne komünistlere ölüm cezası verilmesLni isteyen, bir kanun teklifinin yapılması gençlik arasında büyük bir memnuniyet uyandırmış, bulunmaktadır. Bu münasebetle Mili! Türk Talebe Birliği, milletvekillerine gösterdikleri hassasiyetten dolayı teşekkür telgrafı çekmiş ve kanun teklifini, kesinleşmiş olarak görmenin gençliği çok memnun edeceğini bildirmiştir.
Haftalık bir muallim gazetesi
İstanbul Muallimler Cemiyeti, yakında haftalık bir meslek gazetesi neşredecektir. Adı (Sesimiz) olan bu gazete, eğitim ve öğretim konulan ile olaylarını günü gününe takip edecektir, Şimdiden muvaffakiyetler dileriz.
Hür Adam gazetesinin sahibi tevkif edildi
Şehrimizde, haftada iki defa çıkan "Hür Adam,, adlı ufak gazetenin sahibi Sinan Onurla, yazı işleri müdürü Nafiz Tekinkaya, haklarında adaletin mânevi şahsiyetini tahkir suçlyle tahkikata başlanmıştır.
İki sanık dün nöbetçi sulh yargıçlığına sevkedilerek sorgulan yapılmış ve müteakiben tevkif edilmişlerdir.
TEŞEKKÜR
Pederim Eşref San Mahmudoğlu-nun, 27.10.1950 tarihinde Glresunda vefatı ve torunum Eşref Orhan Dik-men in, 28.10.1950 tarihinde tevellüdü münasebetiyle, teessürlerimize ve hislerimize gerek telgraf ve mektup gönderen ve gerekse bizzat iştirak e-den bütün dostlarımıza şükran borçlarımızın iblağına sayın gazetenizin tavassutunu saygı İle rica ederim.
Ragıp Sarı Mahmudoğla
YENİ İSTANBUL
SÎYASÎ ÎKTÎSADÎ MÜSTAKİL GÜNLÜK GAZETE
Bahlbi ı
YENÎ İSTANBUL NEŞRİYAT LİMİTED ŞİRKETİ
Müdürü: Kemal HL SAKLICA
Yan İşlerini fiilen İdare eden mesul müdür*. Sacid ÖGET
Ncfrednmlyen yazılar iade edilme».
Basıldığı yer l
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LÎMtTED ŞİRKETİ MATBAASI
PEYAMİ SAFA
YALNIZIZ
Yoksa — yani Proust terkedllen taraf olmasaydı — tam aksine, usancın itiyada zaferini görecekti, çünkü o zaman mülkiyet gururunun boş kalan yerini, bizzat elde ettiği bir hürriyet* gururiyle doldurabilecekti.
Evet, Samimin vereceği ayrılma kararında, terkedilen tarafta eski İtiyatların hasretini uyandıran büyük acılara düşmek tehlikesi yoktu. Daha doğrusu bu zevklerin yerini alan taze kıymetler vardı. Her şeyden evvel, Meralin Samlme haksız yere verdiği ıstırapları ona fazlasiyle iade ederek adalete çok benzlyen bir mukabelenin cesaretini taşımak, sonra bu ıstırapların yenilerinden, hattâ daha büyüklerinden kurtulmak ve nihayet, liyakatsiz bir sevgilinin manyetik çemberinden kurtulmak arzulan, yarım ve karşılıksız bir aşkın bütün arzulan m silip süpürebilirdi. Fakat ayrılıktan sonra bu mücadelenin ne kadar süreceğini şimdiden kestirmek mümkün değildi, işte burada Proust’un meçhul unsurlara verdiği ehemmiyetin mânası vardı. Şüphe verici ve usandırıcı bir bollukla herkesin kullandığı "gayri şuur,, veya "şuuraltı,, nın karanlık şebekesinden gelebilecek bir yığın nâhoş sürprizler neticeyi değiştirmese bile geciktirebilirdi. Buna
284
katlanmak lâzımdı. Mücadeleslz ve eziyetsiz bir zaferin değeri yoktu.
Samlm, tahlilinin neticesinden olduğu kadar, onu biraz evvelki heyecanlarından kurtarıp hislerini soğutan düşüncelerinin sakin bünyesinden do gelen bir ferahlıkla derin bir nefes aldı ve yatağına baktı. Artık uyuyabilirdi. Ishk çalarak soyunmaya başladı. Pijamasının bir ayağım geçirdiği zaman durdu. Islıkla çaldığı hava, Meralle beraber arada bir mırıldandıkları bir halk türküsüydü. Bir gün, Necip Bey Korusunun tepesinde, birbirlerinin ellerini olanca kuvvetleriyle sıkarak, uzakta bir gramofonun çaldığı bu havayı dinlemiş ve beraber sevmişlerdi. Sonra bir çok tabiat gezintilerinde ve yalnızlık anlarında beraber mırıldandıkları bu melodiyi Samimin şimdi hatırlaması, şuuraltının, biraz evvel tahmin ettiği sürprizlerinden biriydi. Pijamasının ikinci ayağını glçeremedcn, gözleri uzun müddet daldı. Ayrılma kararma hâtıralar tarafından gelen bu İlk İsyanı bastırmak için yapılacak bir şey var mıydı? Otomatik mücadelesinde ruhu yalnız bırakmak dalı a doğru olmaz mıydı? 25e-kârnn müdahalesi, deminden beri tecavüze uğradığı için şuuraltı siperlerinde bir karşı taarruza hazırlandığı anlaşılan ihtirası büsbütün azdırmaz mıydı?
Samim yorulduğu için daha fazla düşünemedi ve pijamasının ikinci ayağını da geçirdikten sonra, yıkanmak için banyoya gideceği yerde, oturdu ve bir sigara daha yaktı. Şimdi, ayrılmanın Meral üzerinde yapacağı tesirleri merak ediyordu. Bunu tahmin etmek zordu, Eğer Feriha onu Parise götürecekse, Samimin bunu şimdiden sezip ayrılması, Merale 285
ıstırap vermekten ziyade, kendisini en fena şekilde tcrkcdilmenin ıstırabından kurtaracaktı. Fakat bu bir şekil zaferi olmıyacak mıydı ? Parise gitmeye daha evvel karar veren Moral, Sam imden ayrılmayı ondan evvel istemiş demekti. O halde ben terkeden bir terkedilmiş durumunda olacağım. Şeklen terkeden. hakikatte terkedilmiş. Üstelik benim bu şekil zaferim, Morali Parlse giderken bana karşı duyacağı utançtan ve vicdan azabından da epeyce kurtaracak « 1
Fakat Samimin gururu, deminden beri biraz azalan otoritesiyle yine sesini yükseltiyor gibiydi:
"— Bütün bu tereddütlerin hepsi mânâsız. Senin ondan ayrılmaya karar vermen, artık senin için onun mevcut olmadığını kabul etmen demektir. Bir hiçlik önünde hiç bir mesele kalmaz. Düşünme. Kes.
Samlm oda kapısına doğru evvelâ sert, sonra gevşlyen adımlarla yürüdü. Durdu. Birdenbire boşalmış bir kafa İle, hiç bir şey düşünmeden tasdik etti: "Doğru,,,
Odadan çıktı, yıkandı, geldi, yattı, fakat uyuyamadı. Hâtıralar ve meseleler züınine kol kol hücum ediyordu.
vn
Niçin, efendim, peki, merhamet, kabul, niçin, ben merhameti en çok anlıyan insanım, niçin ona gideceğini benden sakladın? — Çünkü sen başka tllrlü düşünüyorsun onun hakkında. Çekindim senden. — Hayır, ne münasebet, başka türlü düşünmüyorum ben, herkes gibi düşünüyorum, herkes ona lânet ediyor. — İyi ya İşte, ben herkesten ve senden başka türlü düşündüğüm için çekindim. — Ha-386
yır, yavrum, bilLvorsun ki her gizlinin altında muhayyileyi alabildiğine koşturan bir sonsuzluk vardır ve sen bir kere bu gizliyi yarattıktan sonra, artık onun derinliğine hudut çizmekten âciz kalırsın ve dörtnala giden şüpheye dizgin vurmak senin elinde değUdir. Bunları bin kere konuştuk seninle. Biliyorsun. Bildiğin halde bu yalanı söylemende başka sebepler olması lâzım. — Hayır, Samim, vallahi, gençliğimin hayrını görmiyeyim, annemin mezarını öpeyim ki hiç bir şey gizlemiyorum senden, ay çıldıracağım, başıma kan çıkıyor, inanmıyorsun. — înanamom. Meral, çünkü ben...
Ansızın bir karanlık. Sesler ve görülmesiyle unutulması bir olan şekiller arasında kulağın içine bir fısıldayış: Vefat etti. Sonra göğüste müthiş bir sıkıntı ve başta bir ağırlık. Doğrulmak istiyor Samlm. Çırpınıyor ve sola dönüyor. Bir uzun karanlık daha. Uyanır gibi oluyor ve tekrar dalıyor. Sürüklenmek. Sürüklendin. Ne demek? O kadar iradesiz misin sen?
Gözlerini açtı. Soluyor. Bu sıkıntı nedir? Derin bir nefes aldı. Göz kapaklan düşüyor. Yine sesler. Çok net ve uzun bir cümle duydu ve hemen unuttu. Gözlerini açtı. Hatırlamaya çalışıyor. Mümkün değil. Cümle, hâlâ söyle-nlyormuş gibi zihninin bir tarafında canlı duruyor, fakat şuurundan kaçıyor. Sonra yine karanlık, uğultu, belirsiz şekiller, göğüste ve başta bir sıkılma, vücutta bir yanma. Diz kapaklarda bir silkiniş.
Sıçradı, uyandı ve yine derin bir nefes aldı. Günü hatırladı, içinde bir acılık. Derin, derin, derin. Bu dünyanın her tarafında, üstüne titrenen bazı değerler ansızın yokolmuş ve bazı 237
büyük fenalıklar, şekillere bağlı olmıyan görülmez» anlaşılmaz felâketler vukubulmuş gibi, kâinatı saran bir yıkılışın sezilmesine benzer kederli bir dehşet ürpermesi.
Kalktı, büyük ışığı yaktı ve yatağın kenarında oturdu. Etrafına baktı. Bütün eşyadan, o uyurken birbirleriyle konuşmuşlar da uyanır uyanmaz birdenbire susmuşlar gibi şuurlu bir sessizlik İntibaı geldi ona. Odanın her tarafından mânalar yağıyordu. Kapı ona bir şey söyUyecek veya söylüyor gibiydi. Bu vehmin yabancısı değildi Samim. Yalnız bu gece onun şiddeti yeniydi. Saate baktı. On ikiyi on geçiyor. Ne kadar erken. Niçin uyuyamadı? Selmin telefon edecek ona yarın sabah. Gelmesin. Bitti. Mahut şuuraltı razı değil mİ buna?
Zihnini boşalttı ve dikkatini ruhunun karanlık atmosferine daldırıp çıkardı, öfkesi devam ediyor. Nefretten başka ikinci his yok. Demek müspet alâkalar, öfkenin yorulduğu ânı beklemek için, şuurun altına siniyorlar. Belki bu stratejik bir çekiliş. Sonra karşı taarruza geçecekler. Uykudaki faaliyetleri bunu gösteriyor. Olabilir. Adi psikoloji. Bu gece belki beni uyutmazlar. îlk meydan harbi, belki, derinliğini kaybettiği İçin şeffaflaşan uykumun içinde olacak. Yazık ki bu benim yaptığım bir savaş olduğu halde onu ben göreml-yeceğim. Sabahleyin neticeyi öğreneceğim: içimde ya sevginin, ya tereddüdün veya nefretin galebesi. Fakat mücadele bitmez bir gecede. Yenilen duygular taarruza geçebilirler. Ne kadar sürer bu? Belki üç gün, belki üç yıl. Müddeti... ve neticesi meçhul.
(Devamı var) 2&S
• •
Y E .. t t S T A N B U L
Sayfa 3
8 Kasım 1950
---------------------------------------------
Günler geçerken
Yeni bir mahalle
Refik Halid KARAY
MESKEN kiralarının yükseldiğinden bizar olan Amerikalılar An kara-
da. kendilerine tahsis edilen bir arsa üzerine İki bin evlik bir mahalle kuracaklarmış; kulüblyle, gazlnoslyle, tenis kortu İle modern bir mahalle. Hem onlar kölelerine çekilerek rahat edecekler, hem da AnkaralIlar bocalan evlerden dolayı feraha kavuşacaklar. İstifademiz o kadarla mı kalacak? Belki de daha miihlm bir şey olcak: Mahalle nasıl kurulur? Göreceğiz. İnşaat ve yeni mahalleler teşkili merakına kapıldığımız. pek de başarılı neticeler alamadı itimi® şu sırada bunun faydasını kimse İnkâr edcınrz.
Fakat Amerikan mahallesinin kamp veya garnizon modeli çerden çöpten, bir müddet barınmak, sonra tası tarajh tepkiyip gidince arkada ancak nnknzı satılarak yerinde yeller eser şekilde yapılmaması şartlylc! Hattâ bunu sadece İstememekle kalmamalıyız; niimııne bir mahalle temini hususunda kendileriyle anlaşmalı, uyulmalıyız; esaslı bir mamure vücuda gelmesini sağlamalıyız, Fllvftkl ne kadar geçici mahiyetle yapılsa yeni mahallenin yine de bizim son zamanlarda şuraya buraya yerleşti reliyim İz mesken topluluklarından daha sevimli, konforlu ve hnyatlyetll olacağına şüphe yoktur. Bazı devlet İşletmeleri hariç, şimdiye kadar hoşa gidecek yeni mahalle, köy ve memur evleri yapamadığımızı İtiraf etmeliyiz.
Gerek Ankarada. gerek tstanbıılda türeyen mahalleler no sağlamlık. ne zarafet, ne de iktisat bakımından övünülecek şeylerdir. Arsalar pek küçük tutulmuştur; binalar iklim şartlarına uymaz; konfor noksan veya gözbağından ibarettir; az zamanda bozukluklarla karşılaşırsınız. Soğuktan donar, sıcaktan bunalır, İğreti gibi oturur, bir türlü sığışnnıa-dığınızı anlıyarak üzülürsünüz- Denemelerimizin hiç biri nıemnıın edici bir netice vermemiştir. Saraçoğlu «Mahallesinin hâla mâmur bir manzara alamamasına rağmen neye malnldıığııntı hepimiz biliyoruz; mesele Millet Meclisine bile aksederek tenkidlcrc uğramıştı. Levent Çiftliği etrafındaki mahallenin acayipliği ise hâlâ gazetelerin pek linkli İtirazlarına sebep olmaktadır. İlânlarını okuyup pikolarına göz gezdirdiğimiz yeni mahallelerin yarın alacakları şekle karşı da itimat besiiyenlerimİz azdır. Boğaziçinden geçerken bir tepe üstünde otuz, kırk kadar evden müteşekkil bir topluluk gözüme ilişiyor. Sadece önde bulunanlar denizi görebiliyor; ötekiler bunların arkasına saklanmış vaziyette. Halbuki arazi o küçük mahallede her evi manzaralı şekilde kurmaya müsaittir.
Diğer taraftan Marmaranm Anadolu yakasını otuz senedir berbat etmekte devam ediyoruz. Bostancıya kadar (dan kısımdan İbret dersi almadık; öte tarafını da Pendiğe doğru zevksizliğimize kurban ettik. Buralarda şüphesiz ki pek güzel, çok bakımlı, yeşillikler ve çiçekler İçinde köşkler mevcuttur. Lâkin ortada modern mânasiylc bir mahalle yoktur. Orhaııtcpe’ye mâmura kuracağımıza tüy diktik!
Anadolunıın ötesine berisine dizdiğimiz yeni köyler İse İçler acısıdır. yarı metruk durmaktadır. Bir de İsrail Devletinin yayınladığı broşürdeki köy plânlarına ve resimlerine bakınız. Çölde veya sarp nrazkle gelişen bu köyler mimarlığın ve imamlığın şaheserleridir. Şüphe edilmesin: Masraf ciheti de hesaba, kitaba. İktisat kaidelerine dayanıyordun Sadece gösteriş ve geliri ile gideri düşünülmeden girişilmiş bir yanı olamaz.
İşte bu ve sair sebeplerledir ki Ankarada bir Amerikan mahallesinin kurulacağı haberi çoğumuzun üzerimizde müspet ve müsait tesirler yaptı; fakat dediğimiz gibi kamp değil, mahalle olması şartlyle. Biz modern evsafı haiz, mükemmel bir mahalle vücuda getirecek bilgiden, elemandan ve fıtrî kabiliyetten mahrum değilir, elbette! Alâsını yapanz. Ne çare ki İşe âdi hesaplar, aşın kâr hırsı, hasis düşünceler. İltimaslar, yaranmalar ve hükümet İnşaatında da hazan suiistimaller veya fona niyetler karışıyor. Bunları önlJyecek. frenliyecek. nâzım rolü oynıyacak, hem şehri, hem hemşerivl koruyarak otorite İse namevcut: Belediye! Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan veya belediye mi hükümetten çıkar, hükümet mi belediyeden? Bu dâva hıılledllemcdl, rittt
7
Tayin edildikleri yerlere gitmekte temaruz edenler tecziye edilecek
Hakikate uymıyan raporlar veren sıhhî heyet, hükümet vesair doktorlar hakkında da cezaî ve İdarî hükümler tatbik edilecek
Ankara 7 (T H A.) — Memuriyet mahallerine gitmemek için rapor a-lanlar hakkında Sağlık Bakanlığı, teşkilâtına Valilikler eliyle bir tamim yollamıştır. Bu tamimde şöyle denmektedir:
Beden Terbiyesi istişare Kongresi
Ankara, 7 (A.A.) — Beden terbiyesi istişare kongresi, bu sabah saat 9.30 dan itibaren Mili! Eğitim Bakanı Tevfik İlerinin Başkanlığında müzakerelere devam etmiştir.
. Sabahki celsede söz alan İstanbul kulüpleri murahhaslarından Dr. Ta-1 nk özerengin ve İstanbul Milletvekili Filruzan Tekil, bugün meriyette bulunan Beden Terbiyesi Kanununun Anayasaya aykın ve antidemokratik olduğunu ileri sürmüşler ve teşkilâtın bu şekli ile bırakılmamasını. Federasyonlara hürriyet verilmesini dilemişlerdir.
Müteakiben, rahatsızlığından dolayı kongreye gelemiyen Selim Sırın Tarcajıın yolladığı rapor davetlilere okunmuştur.
Raporun okunmasından sonra. Bolu Milletvekili Zuhuri Danışman söz almış ve bilhassa mekteplerde Beden Terbiyesi mevzuunun esaslı olarak ele alınması lâzım geldiğini «öy-lemiştir.
Daha sonra kürsüye gelen Beden teribvesl Futbol Federasyonu Başkanı Ulvi ’Yenal, Türk Mili! Futbol Takımı-nın şimdiye kadar yaptığı mili! temasları ele almış ve “millî temas yapmaktan, yeniliriz korkusiyle. mazide çok kaçındık., demiş ve spor tarihimizden bazı misaller göstermiş ve “Spor spordur. İnsan yenilir de yeller de., demiştir.
Öğleden sonra saat 15 ten itibaren yapılan toplantıda. Prof. Dr. Rasim Adasal, ecnebi memleketlerde spor teşkilâtlarının nasıl kurulduğunu an-. latmış ve sözlerine “Kulüp sporu başka, mektep sporu başka, diye bunu bölmemellyiz. Karşımızda Türk sporu mevzuu bahistir,, demiştir.
Müteakiben (J/ğer bazı hatipler söz almışlar ve yarın tekrar toplanılmak üzere çalışmalara son verilmiştir.
Su tasarısı Meclise veriliyor
Ankara. 7 (ANKA) — Bayındırlık Bakanlığınca hasırlanmakta olan su-bank veya su kurulu tasarısı İkmal edilmiştir. Tasarı yakında Meclise sunulacaktır. Bu tasarı ile Bayındırlık Bakanlığının Su işleri Başkanlığı ilga edilecektir. Subank memlekette su baskınına karşı lâzım gelen tesisatı vücuda getirecek, aynı zamanda «ulama İşlerinde de çiftçi ile İşbirliği yapacaktır. Bu teşekkülün sermayesini şimdilik mevcut tesislere takdir olunan kıymetler teşkil edecektir.
Gerek Bakanlığımız ve gerekse diğer Bakanlıklar mensubu memurlar, tahvillerinde yeni memuriyet mahallerine gitmemek ve aldıkları izinlerini uzatmak için ve yine buna benzer bir çok hallerde sıhhi heyetlere ve hükümet tabiplerine müracaat e-derek buralardan rapor almaktadırlar. Çok defa bunların raporlarında gösterilen hastalıklara rağmen maalesef şurada, burada gezdikleri hattâ Ankaraya kadar gelip Bakanlıklarla temas ettikleri, hekimlerin mua. yenehanelerine ve munzam vazifelerine devam etlikleri, çalıştıkları görülmektedir.
Bundan sonra, hakikate uygun olduğunda şüphe edilen bu gibi rapor, ların sahipleri yeniden sıhhi heyetlere F.cvkedilerek sağlık durumları yeni baştan tetkik ve tesbit ettirilecektir. Aksi sabit olan raporları verenler hakkında gerek cezai ve gerekse idari takibat yapılacaktır. Memuriyet işlerinin yolunda cereyan etmesine büyük engel teşkil eden ve hekimlik mesleğine karşı itimatsızlık yaratan bu rapor İşinde bütün teşkilât mensubu arkadaşlarımızın titiz davranmasını, hassasiyetle hareket etmelerini, hilâfında hareket e-denlerin şiddetle takip edilmesinin Bakanlık emri olduğunun kendilerine duyurulmasını rica ederim.
Demokrat Parti Meclis Grupunun dünkü toplantısı
Diinkii oturumda Grup Haysiyet Divanı seçimi yapıldı
Ankara 7 (A.A.) — Demokrat Parti Meclis Grupu bugün 7.11.1950 «a-h günü saat 15 te Gnıp Başkanı İstanbul Milletvekili Fuat Hulûsi Demircilinin başkanlığında toplanarak, grup idare kurulu hesap raporunu tasvip ettikten sonra grup haysiyet divanı seçimini yaptı.
Oyların tasnifi sonunda .Ankara Milletvekili Osman Talât lltekln, Ba. lıkesir Milletvekili Müfit Erktijmm-cu, Sivas Milletvekili İlhan Dizdar. Ankara Milletvekili Ramiz Eren ve Maraş Milletvekili Abdullah Ayte-rnlz’in asıl üyeliğe, Konya Milletvekili Rıfat Alabay'ın ve Ankara Milletvekili Sadri Maksudl Arsanın yedek Üyeliğe seçilmiş oldukları görüldü.
Gündemde müzakere edilecek başka madde bulunmadığından oturuma saat 17.15 te «on verildi.
Çekoslovakya Millî Bayramı
Ankara, 7 (A A.) — Çekoslovakya Mili! Bayramının yıldönümü münasebetiyle Cumhurbaşkanımızla Çekoslovakya Cumhurbaşkanı Ekselans Klement Gottwald arasında tebrik ve teşekkür telgrafları teati edilmişti-
Kore Birliğimize dair Milli Savunma Bakanlığının tebliği
Ankara. 7 A A. (Basın - Yayın) — İki numaralı resmi tebliğ.
Milli Savunma Bakanlığından tebliğ edilmiştir.
1 — Koredekl Türk savaş birliğinin harekâtını yakından takip, ihtiyaçlarını zamanında tcablt ve temin etmek üzere. Kore Birleşmiş Milletler Komutanlığı neşelinde, birliğimizin komuta heyetinden ayrı olarak, bir temsil heyeti bulundurulmaktadır.
Gerek temsil heyetimizden, gerek diğer kaynaklardan elde edlrn kısa bilgilerin, tafsilâtlı haberler alınıncaya kadar, efkârı unuımiycyl tatmin edenıiyoceği gözönünde tutularak, ya-
Göçmenlere Kızılhaç da yardımda bulunacak
Ankara 7 (ANKA) — Bulgaristan, dan gelen göçmenlere vardım sağlamak için, Kızılay tarafından Milletlerarası Kızılhaç Teşkilâtına yapılan müracaatlara müspet cevaplar gelmiştir. tik olarak Kanada Kızılhaçı göçmenler için mühim miktarda giyecek eşyası yola çıkardığını bildirmiştir. İngiltere Kızılhaçı da aynı şe. kilde yardımda bulunacağını bildirmiştir. Göçmenlerimize yardım edecek üçüncü devlet Lihteştayn dukalığıdır. On iki askerden müteşekkil bir kuvveti bııhınan bu memleket, nakdî yardımda bulunacağını bildir-miştir.
Meclisin bugünkü gündemi
Ankara T (ANKA) — B. M. M. nln yarınki gündeminde şu meseleler bulunmaktadır:
1 — Gümüşhane Milletvekili Raşlt Gürgenle Sivas Milletvekili Mahir TÜrkay’ın vefat ettiklerine dair Başbakanlık tezkeresi,
2 — On iki milletvekilini nteşril masuniyetinin kaldırılması hakkında-ki Başbakanlık tezkerelerinin geri a-lınmasını İsteyen tezkere.
3 — Ordu mensuplan İçin 1939 yılında konulmuş olan tahditlerin kaldırıldığı hakkındaki Bakanlar Kurulu karan,
Ankara gazete bayi ve müvezzileri bir dernek kurdular
Ankara 7 (Hususî muhabirimiz bil-diriyor ı — Şehrimizdeki gazete bayii ve müvezzileri hak ve menfaatlerini korumak gayesiyle bir demek kurmuşlardır. Dernek yarın saat 10 da Halkevlnde ilk toplantısını yapacaktır.
Türk - Yugoslav müzakereleri
Ankara, 7 (ANKA) — YugoslavyalIm iç rejimi İcabı el koyduğu Türk tebaasına ait emlâk ve arazinin bedellerinin tazmini hakkında Ankarada Yugoslavya, ile akdolunnn 5 ocak 1950 tarihli protokol mucibince Bel-gratta toplanacak olan karma komisyona İştirak edecek Türk heyeti Belgrada varmış bulunmaktadır.
Heyet. Dışişleri Bakanlığı Ticaret Dairesi Umum Müdürü Settar îlkse-ren’ln riyasetinde Maliye Bakanlığı Mili! Emlâk Umum Müdürü Arif A-rıkan ve Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünden Kâmurandan mürekkeptir. Protokolün yürürlüğe girebilmesi için tasdikli nüshalarının teatisi şart olduğundan bugünlerde evvelâ protokol teati olunacak ve karma komisyon faaliyete geçmiş bulunacaktır.
Nikel 10 kuruşluklar tedavülden kaldırıldı
Ankara, 7 ıT.H.A.) — Eski nik*'l 10 kuruşluklar tedavülden kaldırılmıştır. Bu paralar bankalar vasıta-siyle 1.7.1951 tarihine kadar değiştirilecektir.
Posta hanelerdeki telefonlarda marka usulü İhdası İçin P.T.T. İdaresince tetkikler yapılmaktadır. Ayrıca önümüzdeki yıl nikel beş kuruşluklar da tedavülden kaldırılacaktır.
Helçlkndııki tahtından feragat eden esk* Kıral I,c(»pold, geçenlerde italyayı ziyaret etmiştir. Resimde, sabık Kıralı Itnlyadıı Padıııı şehrini gezmek üz^re otomobiline binerken görüyorsunuz.
yınlnnac&k haberlerin tatminkâr olması mnknndlylo - önemli haberlerin zamanında ve bekletilmeksizin avze-dîlmesl hususu müstesna tutulmak üzere» — posta zamanından doğma gecikmelere zaruri olarak katlanılmak lüzumlu ve faydalı bulunmaktadır.
2 — Koreye giden Türk savaş birliğini nakleden gemilerden birincisi J7 ekim 1950 günü saat 23.00 de Pusan Limanına girmiştir. 18 ekim 1950 sabahı, refakatlerinde iki Tilrk gazetecisi bulunan, Birleşmiş Milletler karargâhındaki Türk temsil heyeti, mezkûr limana ulaşarak Haan gemisine girmişler ve Türk şavaş hiçliği komutanı General Tahsin Yazıcı ile görüşmüşlerdir.
Seyahatin çok rahat ve iyi şartlar içinde geçliğini, yolculuk esnasında atışlar yapıldığını, iaşenin de mükemmel olduğunu, kalori miktarı 70001 aşan Amerikan usulü yemeklere henüz alışılnmarnış olmakla beraber, bu çeşit yemeklere, her gün biraz daha yakınlık hissedildiğini söylemiş ve u-zun yolculuğu, sevku İdaresinde yaptıkları Haaıı gemisi kaptanına Türk birliğinin Iskenderundnn Koreye nakli hatırası — olmak üzere hediye ettikleri bir kupa için, sözlerine şunları ilâve etmiştir:
“Bu kupayı, bizi taşıyan gemiye bir hâura olmak üzere Colomba’dan ve 300 küsur dolara aldık. Geminin centilmen kaptanı bize, bütün seyahat müddetine© direkte dalgalanan Amerikan bayrağını hediye etmek suretiyle, nazik bir mukabelede bulundu...
3 Seyahatte, hiç bir gemide vukuat olmamıştır. Ancak:
Birinci gemide: Seyahatin ilk gün-elrındo muvaffakiyetle yapılan, bir ere apandisit ve Amerikalı üçüncü kaptana da böbrek taşı ameliyatları. Amerikalılar üzerinde çok nıüaail bir tesir bırakmış, hole ameliyat Uların kısa zamanda iyileşmeleri bu müspet tesiri daha da arttırmıştır.
İkinci gemide: Merdivenden düşerek belinden incinen ve böbrekleri rahatsızlanan İki er ile, Harılık olan diğer iki er Pıısnn Limanındaki has-(ahane gemisine yatırılmış ve sıhhi durumlarının iyi olduğu öğrenilmiştir.
Zatürree olduğu tesbit edilen er Nuri oğlu Salih Güvenin durumunun iyileşmekte bulunduğu tesbit edilmiştir.
Üçüncü gemide: Sonradan Pusan Limanındaki hastahane gemisine yatırılmış olan, parmağı dolamak 1. dişi apseli 2 ve üşütmüş bir erin durumlarının iyi olduğu ve pek yakında taburcu edilecekleri bildirilmiştir.
4 — Subay, askeri memur ve gediklilerden hastalanan olmamıştır.
5 — Birliğimizi nakleden gemiler 18, 19 ve 20 ekim günleri öğleden evvel gemilerden limana indirilmiş ve hazırlanmış olan kamyonlarla doğruca İstasyona nakledilerek, yine aynı günler, Tacgu’ya gönderilmişlerdir.
General Tahsin Yazıcının bulunduğu gemi rıhtıma yaklaşırken, önlerinde Türk. Amerikan, Birleşmiş Milletler ve Kore bayrakları bulunan bir Amerikan ve Güney Kore bandosu, nöbetleşe marşlar çalmakta. Türk bandosu da gemiden buna mukabele etmekte idi.
Pusandaki ikinci ikmal komutanlığını tcmsllen bir Amerikan albayı, Pusan Vali ve Belediye Başkanı, ellerinde küçük Türk bayrakları ile mektepli kızlar. kahramanlarımızı karşılayan kalabalık arasında bulunuyorlardı. General Yazıcı, hazır bulunanların hepsine teşekkür ettikten sonra, ikmal komutanlığına giderek nezaket ziyaretinde bulunmuş, aonra, İstasyona gidilerek. General Yazıcının geldiği ikinci gemideki Türk kuvvetleri de Taegu’ya sevkedilmiştir.
Tacgu’da. birliğimizin İkametine tahsis edilen kışlalar çok İyi durumda ve birliğimiz çatı altındadır.
6 — General Yazıcı, eratın, ilk cuma namazını topluca kılmak arzularını İzhar edince Amerikalılar, derhal garnizon kilisesini boşaltmışlar, hir-liğln İmamı da burada İbadeti dinimize aykırı görmediğinden, ilk cııma namazı kilisede beraberce kılınmıştır. Uzakşarkta savaş arifesin d e, bir Türk birliğinin bu azametli ibadeti, görülecek heybetli bir manzara teşkil ediyordu.
7 — Korenln iklim şartlarının Tür-k İyeye çok benzemesi, hususi bir memnunluk uyandırmıştır. Sıhhati ve iaşe durumu da çok İyi ve mükemmel olan birliğimizin normal durumunun çok yüksek olduğu hellriilmekte ve bir Amerikan kıtasından hiç farklı olmadığı bilhassa tebarüz ettirilmektedir.
Nehru. Çini takbih etti
Bombay, 7 A.A. (United Press» — Hindistan Başbakanı Nehru, Bom-bayda verdiği beyanatta. Komünist Çinin Tibeti istilâsına telmlhen bu memleketin, kendi ideolojisini zorla kabul ettirmek için başka bir memleketle harbetmesi keyfiyetini bir türlü izah edemediğini ve anlayamadığını belirtmiştir.
Nehru şunları İlâve etmiştir:
“Asyada harp hali mevcuttur. Harp Hindistan sınırlarına dayanmış gibidir. Fakat bizi daha ziyade endişeye sevkeden, dahilen zayıf olmamızdır.,,
Ispanya, Birleşmiş Milletler kararından memnun olmadı
A,
Madrid. 7 (AP) — Ispanya Dışişleri Bakanı Alberto Martin Artajo dün akşam vermiş olduğu bir beyanatta, İspanyanın, Birleşmiş Milletler tarafından son kabul olunan .ve İspanyaya karşı tatbik edilmekte bulunan diplomatik vetonun kaldırılmasına dair olan kararından memnun olmadığını ayrıca tazminat da istediğini ileri sürmüştür.
İspanyanın aynı zamanda, Birleşmiş Milletlerin hususi teşekküllerine de girmesini mümkün kılan bu karar karşısındaki İlk resmi Ispanyol tepkisinde, İspanyanın şimdi, “itham e-dilen mevkiinden, itham eden mevkiine geçtiği,, belirtilmiştir.
Bu beyanat, bugün. Kıralcı “ABC” gazetesinde intişar etmiş olan bir mülâkat sırasında yapılmıştır.
İsrail - Ürdün ihtilâfı Güvenlik Konseyinde incelendi
Lake Success. 7 A. A. (LPS) — Güvenlik Konsey! dün akşam hudut ihlâli meselelerinde Ürdünün İsrail hakkındaki şikâyetini incelemiştir. Müzakere mevzuunu Ürdün ile İsrail arasındaki hududun tam olarak çizilmesi teşkil etmiştir. BundAn sonra İsrail temsilcisi Süveyş Kanalının ablukasının memleketine milyonla tca liraya malolduğunu konseye bildirmiş ve abluka devam ettikçe mütare-nin hiçbir ehemmiyeti olmadığını ilâ
ve etmiştir.
FRflNSflDfl
Siyasetle uğraşan idarecilerin İşlerine son veriliyor
Paris, 7 A.A. (AFP) — Parlsin 4 belediye başkanı ve 29 başkan yardımcısının vazifelerine hükümet kararnameleriyle son verilmiştir.
Yetkili çenelerden bildirildiğine göre bu belediye başkanlarlyle başkan yardımcılarının idarelerindeki belediyeler sözün tam mânaslyle siyasi merkezler haline gelmiş bulunduğundan hükümet bu kararı almıştır.
Harpten önce belediye başkanİArly-le yardımcıları ilçelerin siyasetle meşgul olmayan şahsiyetleri arasından seçilirlerdi. Hükümetin son kararı bu prensipe avdet edileceğini göstermektedir.
Paris, 7 (AP) — Paris kazalarından 28 tanesinin kaymakamları komünist oldukları İçin vazifelerinden uzaklaştırılmışlardır.
içişleri Bakanlığı bunların yerine, “siyas! partilerde faal vazifeleri olmayan kimselerin getirilmiş olduğunu., belirtmektedir.
Komünist ihtilâlinin yıldönümü
Bu
Kızıl Kore lehine büyük tezahürata sebep oldu
Mareşal Bııdenny, Sovyet Milletinin Kore halkına karşı beslediği iyi hislerden bahsetti
Moskova 7 A.A. (A.F.P,) — Kızıl Meydanda bu sabah yapılan büyük geçit, resminde Lenin’in mezarı kenarındaki tribünde bulunanlar arasında kışlık paltolarlyle Molotov, Ml-koyan, Andreyev, Kaganoviç, Kruç-çe, Çevernik ve Kesgin, asker! Ilni-formalariyle de Mareşal Voroşllov, Bıılganln ve Vasiliycvski vardı.
Mezarın yanındaki tribünde de çoğu kalpaklı kordiplomatik bulunuyor, du. Bunlar arasında da Fransa. İngiltere. Çin ve Birleşik Amerika Büyükelçileri vardı.
Londra 7 (AP) — Sovyet ihtilâlinin 33 üncü yıldönümü münasebetiyle Moskovada bulunan Kuzey Kore Endüstri Bakanı bugün verdiği bir demeçte, komünist askerlerin Korede çarpışan Birleşmiş Milletler kuvvetlerini yeneceklerini Rusyaya “tcmLn,, etmiştir.
Sovyetler Birliği Bakanlar Kurulu Başkan Muavini Nikolai Bıılganln de, dün gece yaptığı bir konuşmada, ko-mürıistlcrin Kore harbinde eninde sonunda galip gelecekleri inancını belirtmiştir
Moskova 7 (AP» — “7 kasım., geçit resmi, her yıl olduğu gibi bu yıl da Kızıl Meydanda yapılmış ve Moskova garnizonu askerleri ile bütün Sovyet silâhlı servislerini temsil eden birlikler Lenln Anıtının üzerinde yer alan Mareşal Semyon Budenny’nin önünden geçmişlerdir. Diğer kıtaları takiben, büyük çaplı motörize toplar ve tanklar da meydandan hızla geçirilmiştir. Mareşal Budenny verdiği demeçte memleketinin kurtuluşu için kahramanca mücadele etmekte olan Kore milletini övmüş. Sovyet milleti İle dünyanın diğer bütün hür-riyetsever milletlerinin Kore halkına karşı besledikleri hissiyattan bahsetmiştir.
Yıınan Kıral ve Kırallçeal milli bayram günü Metropol KiliseRİnden çıkıyorlar*
Yunanistan hususî muhabirimiz bildiriyor
Pire’de meydana çıkarılan rezalet
HADÎSE, TEHLİKELİ BÎR DÖNÜM
NOKTASI TEŞKÎL ETMEKTEDİR
Atina, 7 (Hususî muhabirimizden) — Doğrusu Yunan halkının bu yeni tecrübeye ihtiyacı yoktu. Yunanlılar “partiler rejimi,, nin kıymeti hakkında çoktan beri hiç bir hayale kapılmaz olduğu gibi memleketi idare eden bazı çevrelerin namus ve istikametine de pek inanmamaya başlamıştır. Memleket kurtulduğu günden beri birbirini velyeden rezaletler Yunan umumî efkârını Adeta altüst etti. Hem siyasî hem mal! mahiyetteki bu rezaletlerin, suiistimallerin bütün partileri lekelediği de muhakkaktır
Pire rezaleti ise doğrudan doğruya Halkçı Parti ile Lideri Çaldaris'i alâkadar etmektedir. Meydana çıkarılan suiistimal miktarı üç milyar drahmiden fazla olup işin başlıca kahramanı, Halkçı Partinin faal bir üyesi bulunmuş olan Dendrinelis adında biridir. Bu adamın. Çalda-ris’in en yakınlarından olması, muhalefete pek kuvvetli bir silâh vermiş ve meselenin nadir görülür bir şiddetle istismar edilmesine imkân bırakmıştır. Adliye şimdilik tahkikata devam etmekle meşgul; tahkikat bitmediği İçin henüz hüküm verme, vaziyet alma zamanı gelmedi; fakat muhalefet işin adlt safhasında neticeye varılmasını beklemeden daha bugünden Çaldaris’le partisini ka-
Hava sisli ve yağışlı olduğu İçin geçit resmine uçaklar iştirak etmemiştir. Budennyden bAşka Lenln Anıtında ileri gelen bir çok Sovyet İdareci de yer almış bulunmakta idi.
NEPAL KIRALI
Hindistan Büyükelçi ligine iltica etti
Yeni Delhi, 7 A.A. (United Press) — Hint Hükümeti, Nepal Kiralının Hatmandudaki HlndİAtnn Büyükelçiliğine iltica ettiğini bu akşam resmen bildirmiştir.
Elçilik, Kiralın yanında veliaht İle oğlunun bulunduğunu bildirmiştir.
itimat edilir kaynaklara göre, Kıral tedavi için Hlndistann gitmek İstemiş, hükümetinin muhalefeti üzerine Hint Büyükelçiliğine iltica etmiştir.
Irak Ana Kıraliçesinin sıhhî durumu ağırlaştı
Bağdat 7 A.A. (A.F.P.) — Anne Kırallçe Aliyenin sıhhi durumu dünden beri vahamet kesbetmişlir.
Bilindiği gibi Kırallçe Aliye bir Londra kliniğinde üç kere ameliyat edilmişti.
Uçak kazasında kaybolan altınlar
Paris, 7 (AP) — Fransız Haberler AJanftı tarafından bu sabah bildirildiğine göre, geçen cuma gllnü Mont Blanc’a düşmüş olan Hint Havayollarına alt olan yolcu uçağında 10 yol- • cüdalı gayri, bir milyon Ingiliz lirası değerinde külçe altın da bulunmaktaydı.
nun dışı etmiş ve şerefsizlikle dam-galamıştır. Halkçılar İse oldukça
f bir şekilde mukabele ederek kendilerini İtham ve mahkûm etmek hakkını ancak hiç bir günah, ve suçu olmıyanlara verebileceklerini bildirdiler. Böyle bir sözün pek kıymetli olamıyacağı aşikârdır. Rezalet ve suiistimallerin sayısı o kadar çok oldu ki, halk, bu kadar soğuk bir müdafaa ile iktifa edemiyor.
Kurtuluştan beri devam eden bu çirkef tufanı içinde temiz ve namuslu kalmış olan adliyenin vereceği hüküm ne olacaktır? B. Çaldaris’in suçsuz olduğu neticesine dahi varıl, sa, etrafını alan şüpheli kimselerden kurtulamıyacak. ailesi ve dostlarının tesiri altında kalacak kadar zayıf bir seciye taşıdığından dolayı ayıplanacaktır. Bu kadar ihtiyatsız davranan bir lider parti arkadaşlarının kendisine körükörüne itimat etmelerini bekliyemez. O itibarla halkçıların böyle nahoş bir fırsattan faydalanarak senelerden beri sürüklenmekte olan bazı hesaplan tasfiye etmeleri ihtimali vardır. Bu yeni rezaletin pek ciddî surette sarstığı Halkçı Parti hiç şüphesiz kendini toparlamıya muhtaçtır. Zaten işin alâka uyandıran cephesi de bu...
Zira şimdiki Koalisyon yerine Parlâmentoda nasıl bir hokkabazlık daha tertip edileceği meselesi o kadar mühim değildir. Zaten hakiki bir çıkmaza girildiği ve yeni seçimlere başvurmayı kimse istemediği cihetle bir uzlaşma ihtimali de henüz mev. cuttur. Bugünkü umumî efkârı istismara kalkışmak arzusunda bulunanlar yalnız General PLastiras’la B. Çuderos'dur. Fakat Yunan Istan da halk tArafından sevilmenin iki şekli vardır: Biri, geçici, ötekisi de esaslı ve devamlı olduğu için hazan en sağlam vaziyetlerin Ani bir fırtına İle devrildikleri görülür. Sağcılar ise bugünkü şartlar içinde yeni bir seçime göğüs göremezler. Teşkilâtı bozuk, ideolojisi vuzuhsuz, programdan, siyasî direktiflerden mahrum olup ellerinde mazbut bir basın da bulunmıyan sağcılar, demokratlar bloku ile boy ölçüşemezler. Bu itibarla vakit kazanmaya, kuvvetleri, ni toplamaya ve daha müsait bir vaziyet beklemeye çalışacaktır. Fakat Pire rezaleti milliyetçi sağcıla-nn bir araya gelmesine de sebep n-lacağa benziyor. Haklı ve fakat as çok tehlikeli bir mücadele açanlar her halde böyle bir netice beklemi-yordular.
Yok olmA tehlikesine düşen Milliyetçiler yeni bir siyasî formül bulmak zorundadırlar. Sağcıların hasta unsurlarından ayrılmaları ve kendi» lerine yeni şefler bulmaları şarttır. Umum! efkârın tazyiki sayesinde bazı şiddetli tedbirler alınmasını İcap ettirecek ve bu bakımdan Pire hâdisesi halkın mâneviyatında salâh vücut bulmasına yarayacaktır. Hiç bir siyasî parti, bu gibi rezaletlerden faydalannmıyacağı gibi Çaldaris’ln suçlu olduğu anlaşılsa dahi hiç bir Halkçı Partisinden ayrılmaz. Merkez Partisi de tek bir oy kazanmıyacak. Solcular İse bütün bu gürültülerden hiç bir şey umamaz, zira kozlar çoktan paylaşılmış bulunuyor... Mesuliyetlerini hisseden siyasî çevreler lüzumlu ıslahata girişirler ise —ki. böyle olacağa benziyor— bu vaziyetin yalnız millete faydası dokunabilecektir.
Bundan başka Amerika ile İlgili bazı âmillerin esaslı değişikliklere sebebiyet vermeleri İhtiriıali vardır. Müttefikler artık işin İçinden çıkamaz oldular. Onlara, yeni hükümet Koalisyonu üç sene devam eder den. mişti. Halbuki üç ay devam etmedi. Siyaset âleminin kendin» toparlaması zamanı gelmiştir. Yoksa dlktatü-rün zamanı gecikmiyecek.
Yeni İstanbul’ un sürprizi: 1.000 SAAT. Tafsilâtını yakında öğreneceksiniz.
Sayfa 4
Y E N i İS T A N B il L
A Kanım 1950

GÜNÜN
KONOMiK
Devlet gelirleri iler
Amerika mektubu
Ve
Yazan: Gıyas Akdeniz
DEVLETİN normal gelirlerinin en mUhlmml, hiç şüphesiz, vergilerdir. IstlkrAZlor bir finansman vasıtası olmakla beraber devlet geliri addolunamazlar. Milli emlâk hasılâtı, İktisadi devlet teşekkülleri gelirleri gibi gelirler İse vergilere nazaran pek cüzi kalırlar. Binaenaleyh devlet gelirleri mevzuunda vergileri birinci plânda mütalâa etmek İcap eder.
Muasır cemiyetlerin vergi telâkkisi klâsik vergi telâkkisinden çok farklıdır. On dokuzuncu asnn liberal cemiyetinin vergileri gayri Adil olmakla beraber hafif, mükellef için ödenmesi, devlet için tahsili kolay, müstakar ve fakat randımanı az olan vergilerdi. Çünkü, devlet, ikinci plânda, fonksiyonları ve masrafları mahdut bir müessese idi. Bu masrafları knrşılıı-vncak gelirlerin de mahdut olması tabii idi. Vazifeleri haddi asgariye indirilen devlete hoş bir nazarla bakılmıyor, aldığı vergiler vatandaş i-cin bir yük (ehurge) telâkki ediliyordu. Lisanımızda da ••mükellef* ve •‘mükellefiyet,, tâbirleri bu telâkkinin izlerini taşır.
Liberal kapitalizmin içtimai ve iktisadi bünyede yarattığı sarsıntılar bu telâkkileri kökünden değiştirdi. Cemiyetin iktisadi nizamının kendiliğinden teessüs etmesi icap ettiği fikrinin insanlığa çektirdiği ıstıraplar. muasır cemiyetleri, bu ıstırapları dindirmek için devletin müdahaleni lâzım geldiği düşühcesine götürdü. Mars la başlayan iradi düzenleme (Volontarizme) bütün İçtimaî ve iktisadi rejimlerin bünyesine girdi, öyle ki. dünyanın en İleri liberal memleketi olan Amerika Roosevclfin New Deal tecrübesiyle bu telâkkinin şayanı dikkat bir tatbikini yaptı. Ve muasır cemiyetler, İster liberal, ister sosyalist olsunlar, elân bu doktrinin tatbikatını yapmakta berdevamdırlar. Beveridge Plânı, Boıınet Plânı, Ho-lânda Plânı, İngiliz ve Fransız nasvo-nalizasyonu, MarshaJ plânı, Truman Doktrini bu telâkkinin fiiliyata İntikal etmiş muhtelif şeklileridir.
Bu telâkki, devleti birdenbire birinci plâna sürdü. Devlet insan refah ve saadetinin yaratıcısı oldu. Vazifeleri arttı. İçtimaî ve İktisadî bir mahiyet iktisap etti, Masrafları da o nispette yükseldi. Klâsik vergiler devletin muazzam masraflarını karşılayamaz oldu. Yeni rejimler yüksek randımanlı vergilere İhtiyaç gösteriyordu. Vergi artık bir *‘yük” olmaktan çıktı. Ferdin diğer masrafları arasında ve birinci safta bir masraf addedilmeye başladı. Vergiler ağırlaştıkça "Vergi adaleti” vergi politikasının birinci unsuru haline geldi. Vatandaş ağır vergiyi ancak âdil olmak şartiyle ö-deyebilirdL Klâsik vergi sistemlerinin karineye dayanan gayri âdil ve hafif vergileri ortadan kalkmaya, bunların yerine randımanı yüksek fakat Adil vergiler kâim olmaya başladı. Muasır vergicilik âdil verginin ölçüsü olarak “gelir"! kabul etti. Fakat "gelirdin tesbiti vergi memurlarının mükellefin tâ harimine kadar sokulmalarını icap ettiriyordu. O kadar kİ. malî kontrol ve tahkik sistemlerine "Înqul>it1on fhmle,, ismi verildi, Fakat, buna mukabil, gelir vergileri, gelir ölçüsü yanında şahsilik, müterakkilik, ayırma, asgari geçim indirimi gibi prensiplerle vergi adaletini temine çalıştı.
Gelir vergileri yanında doğrudan doğruya geliri İstihdaf etmeyen ve mükellef farkında olmadan kolayca tahsil edildiği için psikolojik bir karakter taşıyan masraf, muamele ve istihlâk vergilerinde de vergi adaleti istihdaf edildi. Bu vergilerde de büyük kütlelerin istihlak ettiği huvayicl zaruriye maddeleri istisnası; nispetlerde farklılık, verginin tamim ve teşmili gibi prensiplerle bu gayenin teminine çalışıldı. Bu suretle gelir vergileriyle muamele ve İstihlâk vergileri modem vergiciliğin ana vergileri halinde bütün memleketlerde yerleşti.
Muasır cemiyetlerde vergilerde a-dalet tesisi bakımından yapılan bu reformlar bir yandan vergi randımanlarını artırmak kin takip olunan mali gayenin tahakkukuna hizmet etmiş. fakat bu yandan da muasır vergileri konjonktürden müteessir olan ve ona tesir eden bir vüs'at ve bünyeye ulaştırmıştır. Filhakika, bugünkü vergiler âdil, randımanı yüksek ve konjonktüre karşı hassas vergilerdir. Keza, bu vergiler istihsale, arz ve talebe, fiyatlara, sermayenin teşekkül ve taazzuvuna, tasarrufa, para kirasına, ücretlere ve nihayet umumi iktisadi muvazeneye icrayı tesir eden vergilerdir.
Böylece, devlet gelirlerinin temeli olan muasır vergilere bugünkü iktisadi rejimlere uygun bir istikamet verilmiş olmaktadır. Ancak, muasır vergi sistemlerini kül halinde müta^ lâa ederken iki farklı tez karşılaşmaktadır:
1 — Bugünkü iktisadi rejimlerin vergileri hassas, ‘ randımanı yüksek ve âdil vergilerdir. Muasır rejimlerde ancak bu karakteri haiz veıgilere yer verilebilir. Vazıı konun bu sistemler haricinde bir vergi alstcmi seçmek ihtiyarını haiz değildir. Vazıı kanun iktisadi rejimi seçebilir. Fakat iktisadi rejim bir kere seçildikten sonra ona has vergi sistemi kendili* ğlnden onu takip eder (1).
2 — Hassas, âdil ve randımanı yüksek vergiler, buhran devrelerinde, randımanları azalan bütçe açıklarının artmasını mucip olduğu gibi, refah devrelerinde n yükseldiğinden masraflarının bilâ masına ve israfa kr. Binaenaleyh, bu
vergiler yanında, randımanı az gayri âdil olmakla beraber konjonktürden müteessir olmayan müstakar ve sabit gelirli basit vergilere de yer verilmesi muvafık olur(2).
Her iki tez de bir hakikat hissesi taşımakla beraber bu tezlerden hangisinin daha muvafık olduğu biraz d» her memleketin hususi şartlarına göre tâyin olunabilir. Mevzuu bahis yurtların, bu zaviyeden, esaslı bir tetkiki yapılmadıkça herhangi bir mütalâa dermeyanı yersiz olur.
Dünya yün istihsalâtı hakkında tahminler
1950 yılına nazaran her tarafta istihsalin fazla olacağı anlaşılıyor
New-York, 7 (Hususiı — Birleşik Amerika Tarım Bakanlığı 1950 yılı yün istihsalini 1.755.000.000 kilo olarak tahmin etmektedir. Bu durum 1949 vılıruı nazaran takriben 45 milyon kilo bir fazlalık ve 1936-40 va-saualne göre, 21.750.000 kilo veya vü-’e 3 nispetinde bir düşüldük belirtmektedir.
1050 yılında Birleşik Amerikanın yün istihsal&tımn 111.150.000 kilo olması beklenmekteydi. 1949 yılımla 114.030.000 kilo istihsal edilmişti.
Amerika Tarım Bakanlığı Cenubi Yarım Kürede yün istihsal edilen bel-
İstanbul Kimya Okulu öğrencilerinin Denizlide yaptıkları tetkikler
Denizli, 7 (Hususi muhabirimizden) — Yurdda tetkikler yapmakta Kimya Okulu öğrencilerinden kişilik bir grup, başlarında bir profesörleri olduğu halde Denizliye inişlerdir. Üç gündenberi şehrimizde bulunan öğrenciler, vilâyetin görülmeğe değer yerlerini İncelemişlerdir. Ezcümle, milletlerarası şöhreti bu. lunan, eşsiz traverterılerl, sulan ve zengin tarihi harabeleriyle ilim a-damlarına enteresan tetkik mevzuu olan Pamııkkale ve Hlârapolia üe Selçukoğullan zamanından kalmış cilan Akhan Kervansarayını İncele-mlşlerdir. Tarihi ve kimyasal bakımdan Önemli sayılan Pamukkale, şelu re 24 kilometre mesafededir. Bura, ya kadar gidip gelmek İçin gerekil vasıtayı Vali Hıfzı Eğenin alâkalarıyla Belediye sağlamışlar. Evvelden beri, memlekete gelen yerli ve yabancı misafirlere karşı çok mnhvi-yetkâr ve yakın davranan Denizli Belediyesi, bu defa da şehir içinde İşleyen otobüslerinden birini Öğren-ellere hasretmiştir. Belediyenin bu turistik alâkasından ve Valinin misafirperverliğinden memnun kalan öğ renci kafilesi, Buranda dahi görmedikleri misafirperverliği Denizlilerden görmüş olduklarım açıklamış, kırdır. Misafirler bu arada, şehre 12 kilometre mesafede bulunan "Gök-pınar” kaynaklarını ve Belediyenin hidroelektrik santralım da İncelemiş, lerdlr. Şehirde bulundukları üç gün zarfında kendilerini Denizli Lisesi misafir etmiştir. Bilhassa Ingiliz profesör gösterilen ilgiden hayran-lık
duymuştur.

Denizlide ekmek işi halledildi
Liberasyon listesi
olan altı
gel-
Denizli, 7 (Hususi muhabirimizden) Bugüne kadar, birçok tedbirlere rağmen halledilememiş olan ekmek İşi; Belediyenin devamlı kontrolü ve al. dığı yeni yeni önlemeler sayesinde yoluna girmiştir. Belediye çalışmalarına yardımcı olarak şehirde bir de asri fırının yapılmış olması hileli ekmek çıkaran bir kısım fırıncıların gözünü açmıştır. Zira bu ekmek fabrikası. günde 40 torba kadar un İşle-mekte. gayet pişkin ve temiz ekmek çıkarmaktadır. Aynı zamanda diğer fırınlar da bu korkunç rekabete ayak uydurmak mecburiyetinde kaldıklarından şehir ekmeği düzelmiştir. Hattâ iyi vasıfta un çıkarmayan şirketler dahi, ekmek fabrikasının Es. kişehirden un getirtmesi .üzerine unlarını ıslah etmek lüzumunu duymuşlardır. Söylenildiğine göre yakında ikinci bir ekmek fabrikası daha yapılacaktır. Başlıca gıda maddesinin düzelmesinden, dâva İle Belediyenin yakın alâkasından şehir halkı memnundur. Turhan Toker
de randjmanla-dolayı devlet lüzum kabar, sebebiyet verlr-karakteri haiz ve
(1) J, Mıırrhal, Rendcmenta ffacam et conjoncture, pga. 211-217.
(2) Aynı ckerr (J. Mıırrlıal. Kentle* ıııent flhrauK et conjoııcture) G. Pirim (urufıııdun yapılan mukaddime, pgb. 11.
Hbaşlı memleketlerde istihsal artışı bakımından vaziyetin elverişli olduğunu belirtmiştir. Böylece istihsal Kirvesine yaklaşmış bulunulmaktadır.
Koyun sayısı ve yün istihsal durumunun Avrupada takriben savaştan Önceki «eviyeye yaklaşmıştır. Bunun uııüa da artması beklenmektedir. 1950 yılımla da koyun sayılarının azalmakta olduğu Kanııda ve Birleşik A-mrrikndak! durum yün İstihsalinin artmasına bir vesile teşkil etmez.
Yün istihsal eden en önemli memleketlerden biri olduğuna İşaret eden Amerika Tarım Bakanlığı bu memleketin 1950 yılında 685.000.000 kilo yün İstihsal ettiğini belirtmiştir. Geçen sone Avustralyadn istihsal edilen yün miktArı 470.475.000 kilo tdi. A-vustralyada koyun miktarı artmaktadır ve 1950 yılının mart ayında burada 115.000.000 koyun bulunduğu tahmin edilmiştir.
YÜn Ifltihsa) eden diğer önemli memleketler şunlardır ve bunların 1950 yılına tüt istihsalâtı belirtilmektedir:
Arjaantln: 193.500.000 kilo; Cenubî Afrika Birliği: 94.500.000 kilo; Yeni Zelânda: 168.750.000 kilo; Uruguay 67.500.000 kilo; Bllyük Britanya: 38.250.000 kilo.
İspanyada zeytincilik kongresi
Muhib
Bir tacirimiz, Kongreye hususi olarak gidiyor
ispanyada toplanacak olan Milletlerarası Zeytincilik Teşkilâtı Konferansına iştirak etmek üzere tanın, mış zeytin tüccarlarından
özyiğlt dün uçakla İspanyaya gitmiştir.
Muhib özylğtt’in bildirdiğine göre konferansta zejtln yağının son iki se. nedir geçirmekte olduğu buhranı önlemek için alınacak tedbirler görüşülecektir.
Menşe şahadetnamesi üzerindeki ihtilâfların hail i r piyasada memnuniyet uyandırdı
A ÎİHt^fttnfl göre kalay, kauçuk İthal eden tacirlerle, T.C. Merkez Bankası ıırıiMiııdıı İhtilâf çıktığı yazılmıştı. Bilindikti gibi Ihtllıifın sebebi. Merkez Bankasının İthal edilen mallarda menşe şahadetnamesi üzerinde dunnaNiydı. Nltrklın Hln-gııpıır'dan muhtelif firmalara alt 100 ton kalay İthali sırasında liberasyon listesi şartlarına tâbi tutuUnamıstı.
Ekonomi ve Ticaret Bakanlığı A listesi üzerinde hâsıl olan bu tereddütlere meydan verilmemesi Içlıı, alâkadar müesse-nelere verdiği eminle, menşe şahadet namesi ffözönünde tutııl-ınııııınk suretiyle bu gibi malların Itlıallno mÜMuade etmiştir. Bakanlığın bıı emri piyasada büyük bir alâka İle karşılanmış, kalay, kuııçuk gibi, bütün dünya piyasalarında gittikçe ehemmiyeti artan bıı maddelerin İL lıullndckl ihtilâfın halli tüccar arsMindıı büyük bir memnuniyet uyandırmıştır.
Danimarkada bir nylon iplik fabrikası kuruluyor
Stokholm, 7 (Hususi) — Danimarka Hükümeti Edwards vo Ras. munen firmasına naylon İpliği İstihsal edecek bir fabrikaya lüzumlu o-lan makinelerin İthalât müsaadesini vermiştir. Makineler gelip, fabrika faaliyete geçtikten sonra ilk sene 60 bin kilo naylon ipliği istihsal edilebilecektir. Fakat firmanın gayesi yıllık istihsali 300 bin kiloya kadar yük. seltmek ve bütün tskavdlnav mem. lekotlertntn ihtiyacına cevap vermektir.
Danimarkada şimdiye kadar ne sunî ipek fabrikası ve ne de naylon fabrikası mevcut olmadığı için hariçten İthal edilen sunî ipek ve naylon iplik ve dokumalarından alınmak, ta olan gümrük yalnız mail bir gaye güdüyordu, yani himaye gümrüğü mahiyetinde değildi. Şimdi naylon iplik fabrikasının kurulması dolayı-siyle Hükümet hariçten yapılan nay. îon ithalâtına kiloda 50 oere himaye gümrüğü konmasını Maliye Komisyonuna teklif etmiştir.

Dokuma ham maddelerimizin
istihsali gelecek yıl artacak
danada üç milyon dönümlük pamuk sahası, 1951 yılında
beş milyon dönüme çıkıyor
Tiftik ve yapağı
Bilindiği gibi, Kore rafta yün, pamuk fiyatlarının artışına sebebiyet vermiştir. Nitekim memleketimizin tiftik ve yapağı «tokları, hararetli satışlar yüzünden tamamlyle eklen çıkmış gibidir. Fiyatlar da geçen seneye nazaran iki mİHİl fazla olarak tecelli etmiştir. Nitekim oğlak tipi tiftik, İstanbul
para etliği için köylü, hayvan yetiştirme işine daha çok
önem veriyor
harbi, her ta-
Hindistan-Kanada ticari münasebatı
Yeni Delhi, 7 (H.H.S.) — Kanatlanın en çok ticari münasebette bulunduğu memleketler cetvelinde Hindistan dördüncü mevkii İşgal etmektedir.
Hindistanın Kanadadan yaptığı İthalât gittikçe artmaktadır. Bahsi geçen İthalât bu «enenin haziran ayında 1.6 milyon dolur tutmuş İken, temmuz ayı İçinde 2.8 milyon dolara yükselmiştir.
Kanada İse 1950 senesi temmuz a-yında 3.1 milyon dolarlık Hint malı satın almıştır. Halbuki 1949 senesinin aynı ayında Kanadanin Hindistan ithalâtı 2.3 milyon tutmakta idi.
Son aylarda Hindistan Kanadadan bilhassa lokomotif, makine, otomobil parçaları, sentetik reçine, alüminyum ve kâğıt imaline yarayan makine İthal etmiştir. Hindistanın Kanadaya ihraç ettiği maddeler jüt, çay, biber, şom fıstığı ve dori olmuştur.
Hlndistanın jüt imalâtı
Yeni Delhi 7 (H H.S.) — Hln-dlstanın bu sene İçindeki kaba jüt imalâtı 4.5 milyon balya tahmin edilmektedir.
947-48 jüt istihsali 1.7 milyon balya, 1948-49 jüt istihsali 2.1 milyon balya. 1949-50 istihsali 3 milyon balya tutmakta idi. Jüt bakımından Hlndistanın senelik ihtiyacı takriben 5.4 milyon balyadır.
Ticaret Boı sasında 800 kuruşa kadar muamele görmüştür. Dün Borsada yıkanmış yün 540 kuruş, keçlkılı 300 kuruştan muamele görmüştür.
Dokuma ham maddelerinin yüksek fiyatla muamele görmesi, müstahsili daha ziyade bu maddelerin istihsaline teşvik etmiş bulunmaktadır.
Alınan haberlere göre, tiftik istihsal bölgelerinde hayvan yetiştirme işlerine daha ziyade heves edilmektedir. Pamuk fiyatları yükselişinin de pamuk istihsalâtımn daha ziyade artışına sebebiyet vereceği anlaşılmaktadır.
Bu hususta Adana muhabirimiz, gazetemize gönderdiği bir haberde, Adananın pamuk istihsal bölgelerinde istihsalin geçen seneye nazaran daha ziyade artacağını şimdiden bildirmektedir. Bu haberi aşağıya yazıyoruz:
Adana. 7 (Husus) muhabirimiz bildiriyor) — Bütün Çukurovada pamuk ekimi İçin hazırlıklara geçilmiş, tarlaların sürülmesine başlanılmıştı! Maliyeti Azami 45-50 kuruş olan pamuğun bu yıl 400 kuruşa «atılması, müstahsili tamamen bu İşe sevket-miştlr.
’*3 milyon dönüme yaklaşan 1950 yılı pamuk ekim sahası. 1951 de 5 milyon dönümü bulacaktır,, denilmek, tedir. Seyhan. İçel, Hatay bölgelerinde bir karış boş yer kalmamak üzere, bütün arazi pamuk İçin hazırlan-maktadır. önümüzdeki yıl rekoltenin 500 bin balyayı bula çağrı kuvvetle muhtemeldir. 500 bin balya şu demektir: Beher balya 200 kilodan 100 milyon kilo, bir kilo 4 liradan 400 milyon lira.
Pamuğun kıymetlenmesiyle arazi de kıymetlenmiş, evvelki yıllarda 60-
Köylüye verilen
pancar pnmı
dönüm tarla hâlen
75 lira olan bir
350 liraya kadar çıkmıştır. Keza bir dönüm tarlanın bir yıl için kira bedeli i«e. köy kenarında 35. köy dışında 20 liradır.
Ova hemen hemen tamamen mo-törleşmlştlr. Hâlen sırf Adana bölge-«inde 5 binden fazla traktör çalışmaktadır.
Kısa Haberler
T.C.ZİRAAT BANKASI
Vadesiz Tasarruf Hesabı ikramiyeleri
30 Aralık 1950 Çekilişinde t
1 EV
Şeker Şirketi, bu mesele hakkında izahat veriyor
Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketinden aldığımız bir mektupta şöyle denilmektedir:
Gazetenizin 2.11.1950 tarihli nüshasında (Şeker pancarı müstahsillerine şeker primi verilmiyor) başlığı İle Adapazanndan aldığınız bir iş’ara atfen neşredilen haberde, şimdiye kadar pancar müstahsiline verilmekte olan 100 kilo pancara bir kilo hesabiyle şeker priminin bu yıl kaldırılıp yalnız 4,5 kuruştan pancar bedeli ödendiği, ve bu suretle hareketin ‘Ucuzlayan şekerin acısını, biz müstahsilden tinde telâkki tedir.
Hükümetçe
İlân edilen pancar bedellerine ilâveten müstahsile teslim ettiği 100 kilo pancara mukabil bir kilo şeker primi verme usulü bu yıl da aynen tatbik edilmekte olup müstahsil pancar bedelleri ile birlikte primlerini, hattâ geçen seneden lehlerine farklı olarak nakil masrafı tenzil edilmeksizin almaktadır.
çıkarıyorlar” mahiye-edildiği iddia edilmek-
tesblt edilerek her yıl
(Ankarada, Kovaklıderede, 3 Oda, 1 Hol)
Ayrıca
1 tane 10.000, tane 1.000 lira
Bu çekilişe katılmak isterseniz, 10 Kasım 1950 tarihine kadar Bankalarımızda 150 liralık bir hesap açtırmanız ve bu parayı 30 Aralık 1950 akşamına kadar çekmemeniz lâzımdır. Her 150 liraya ayrı bir iştirak hakkı verilir»
Kanada, Iskonto haddini yükseltti
Ottawa, 7 (Hususi) — Kanada Hükümeti Iskonto haddini % 1 1/2 tan % 2 ye çıkarmıştır. Bankanın Iskonto haddi resmi faiz fiyatı olup Kanada Merkez Bankası ticaret bankalarına verdlfl kredide bu faiz haddini tatbik eder. Eski Iskonto haddi olan % 1 1/2 1944 ten beri tatbik e-dilmekte idi. Iskonto haddLnin yükseltilmesiyle. ticaret bankalarının Kanada bankasından olan kredi taleplerinin azalacağı ümit edilmektedir.
Amcrikarun pamuk İhracatı artıyor
Paris. 7 (Hususi) — Bir İktisadî işbirliğinin mensucat mümessilinin bildirdiğine göre, kasımın ortalarında Amerikanın pamuk İhracatı artabilir.
İktisadi işbirliği Paris memurlarına göre bütün vaziyet aydan aya tetkik edilmeli ve sene İçinde Amerikadan ihraç edilebilecek bütün pamuk miktarını tesbit etmeli.
1951 senesi için ekim sahalarının tahdidi kalkmıştır ve iktisadi işbirliği mümessili cari stokların asgari haddine indirilmesini tavsiye etmiştir.
Illndfatanın pamuk mahsulü
Yeni Delhi. 7 (Hususî) — Hlndie-tan Tarım Bakanlığına göre, 1950 -1951 mevsiminin ilk ekilen mahsul miktarı 7.117,000 dönümdür. Bu tahmin pamuk ekilen bütün araziyi kaplamamaktadır.
Tahmin edilen mahsul miktarı İse 2,152,000 balyadır.
Avusturya altın piyasası
Viyana, 7 (Hususî) — Birkaç aydan beri Avusturya altın fiyatlarında bir değişiklik olmamıştır» Sâf altının borsa fiyatı gram başına 43 İlâ 44 şlllngtir; halbuki satış fiyatı 47 İlâ 52 şillngtlr. Talep ve ihtiyacı karşılayacak miktar muvazeneli bir durumdadır. Diğer taraftan sâf gümüş stoku gittikçe azalmaktadır; son zamanlarda alıcılar sâf gümüşün bir kilogramına 700-750 şlling vermekteydiler. Mamafih gümüş stoklan şimdi artmaya yüz tutmuştur ve ihtiyaç İle eldeki stok ayni seviyeye gelince piyasanın istikrar bulacağı tahmin edilmektedir.
İn gi i tene . İsviçre ticaret kunuşnıaL&rı
Zürich, 7 (Hususi) — Bern’de va-caret ve tediye anlaşmalarının caret ve tediye anlaşmalarının yeni inkişaflara ve Avrupa Tediyeler Birliğinin kurulması ile hâsıl olan değişikliklere uygun olarak yenilenmesi müzakere e-dilmiştlr.
Amerikanın hububat İhracatı
)Vashlngton, 7 (Hususi) — Bu mevsimin İlk yansında hububat ihracatının geçen seneye nazaran yüzde 36 azaldığı bildirilmiştir. Tanm Bakanlığının bildirdiğine göre, temmuz . eylül arasında öevkedilen hububat ve tanm mahsulleri 98,284,000 buşeli bulmaktadır. Geçen senenin aynı zamanına rastlayan devresinde 155,112,000 buşel hububat İhrM edilmiştir.
Melodkanın Japonyaya pamuk İhracı
★ Mexico City, 7 (YtRS) — ka Hükümeti Japonyaya satmaya çalışmaktadır,
met başlangıçta bu senekl pamuk mahsulünü ihraç etmemeyi düşünmüşse de gittikçe artan fiyatlar neticesinde bu kararından vazgeçmiştir.
İran . Sovyet ticaret anlatması
★ Tahran, 7 (YtRS) — İran He Rusya orasında yapılan trompa an-
.laşmasına göre, Rusya Irana, şeker (75,000 ton), demir ve çelik, pamuklu dokuma, kâğıt ve daha bazı maddeler verecek ve mukabilinde de aynı kıymette, tütün» pamuk, keçi kılı, hayvan derial, kuru yemiş, sebze, v.s. alacaktır. AmerlkıulA pamuk tohumu mahsulü
★ VVashlngton, 7 (YÎRS) — Bu se-neki çiğit (pamuk tohumu) istihsalinin 12.800,000 short ton olacağı tahmin edilmektedir. Mamafih bu rakam geçen senekl istihsal yekûnundan yüzde 11 noksandır.
New-York’ta karabiber fij'atı •
★ New-York,*7 (YtRS) — Karabiber fiyatlarındaki düşme sona ermiştir. Yeni mahsul şubatta piyasaya çıkıncaya kadar sürülen malların az olacağı tahmin edilmektedir. Yeni mahsul fiyatlarının 1.30 ilâ 1.35 arasında teşekkül edeceği tahmin edilmektedir.





Meksi-pamuk Hükû-
7/XI/1950 Salı
Bugün
22.—
47.—
04 —
32I/33O
10ü —
Eskl
Kapanış
330.—
52.— 170—
36—
40—
94—
76.-
A
9
37.—
49—
180.— 230— 260.—
245— 210— 160— 157—
186.
160.
Dokuma bam mtıddrlerî l
Tiftik »ana mal ...........
Tiftik 'Natürel) .........
Yapuk Ir&kya (Kırkım) *•
Hum deriler ı
Sığır salamura (kasap) Ki Keçi tuzlu kuru kilosu .... Kovun hava kurusu kilonu
32— 29.08
650.— 680,— 360.—
İstanbul Ticaret Borsası
Nebati Tııglur 1
Aoytinyajçı (E.E. LcnekeU)
Sudamyuğı (Raf. sıra) ....
Ayçiçeği (Rafine çıplak) Fındık vrğı (Çürük) .......
••••••••
•••••••
Kum Meyvnlur ı
Fındık kabuklu alvrl) ...
Fındık (iç tombul 1960) ...
Cevls (kabuklu) .......
Csvls (İç natürel) ......
MEMLEKET TİCARET BORSALARI
32.— 20.08 2L— 22— 42.—
38—
39— 31.— 47— 22—
Tatlı tohumları
Ayçiçeği uohumu ...........
Keten tohumu ...............
Kendir tohumu ••••••••saeeteeı Sudanı ......
Yer rmugı kabuklu ••••
KAMBİYO ve ESHAM
Açılış Kapanış
1 Sterllııg 7.84 7.84
100 Dolar 2^).—
100 Fr. Frangı » 0.80 0,80
100 İsviçre Fr. . 64.03 64.03
100 Belçika Fr. 6.60 6.6()
100 İsveç Kr. «.» 64.12.60 64.12.5ü
100 Florin w 73.68.40 73.63.40
100 Liret 0.44.128 0.44.128
100 Drahmi ..... > 0.01.876 0.01.876
100 Escoudos .... 9,73.00 9.73.00
U)33 Ergani ... •• ••••«•«••• 22.45
IO3« İkramiye» 20.60
%6 Milli Müdafaa 1 >•••••••• 20.20
%5 1941 Demiryolu IV 08.40
%5 1043 Demiryolu V 99.76
%4 1/2 1019 tkramlyeli 06.—
%6 1941 Demiryolu VI ..... 96.70
%6 Kalkınma 1 ••••! 06.75
%6 Kalkınma 11 ..»•( 96.86
%6 Kalkınma U.1 ..... 97.25
%6 1948 istikrazı i 97.—
%6 1948 İstikrazı n .... 07.36
%6 1940 İHtlkruzı r 97.30
%7 Milli Müdafaa rv 20.20
%7 1934 SIvob-Erzurum 1 22.10
%7 1034 H-VIl 20.85
%7 19-11 Demiryolu 1 20.80
%7 HM) Demiryolu n 21.10
%7 1041 Demiryolu III 20.40
%7 Milli Müdafiin 1 20.76
%1 MIHI MüdHfua H 20.85
%7 MHI1 MUduluıı İH 21.08
%7 MIHI Müdufıuı VI. 21.40
Şirket Tahvilleri
1 T.C Ziraat Bnnkozı 20.60
Anadolu D.Y. Tertip A/B. 100.70
%60 112.W
„ ., MümcM. Senet 63.-
| Şirket Hisse Senetleri
T.C Merkez danKUsı 128.25
Türkiye İş B&nluun 30. -
Türk Ticaret Bankası 5-
1 Arılan çimento 6 50
MEMLEKET ve DÜNYA BORSA ve PİYASALARI
Hu bu but:
Buğday yumuşak (Tüc.) . Buğday Ofis ..............
Arpa /onıllk (dökme) .....
Mısır «arı (çuvalı) Faaulva tombul .... F&sulya C^lı »eri . Kuşyoml
Mercimok kırmızı kabuk. Mercimek yeşil
Nohut latürcl ............



İzmir Ticart H Borsası
ÖUgtİD tiOD Kapanış
üzüm çekirdeksiz No.O 76.5 76.5
tncir A serisi No.4 47.— 47.—
incir H serisi No. 108 . 35.— 35—
Pamuk Akala 1 ,». 427.— 427—
Pamuk Akala n 190—
Pamuk Akala. III, — 160—
Pamuk • eril *
Pamuk vağ) (rafine) ». 109.— 110—
Pam ık neklrdegl 17.— 17.-
Adana Ticaret Borsası
Birinci Akala 390—
ikinci * 370—
Blrlno Akala vadeli ... 395.— 395—
Hasır 380 -395 880/396
ikinci Akala yağmur Vemle — 850/380
Altınlar
Bugün Eakl kur
tdıy Lira
Külçe Yerli Gr. 4.47 4.46
Külçe Degussa. — 4.65
Cumhuriyet ... — —
Reşat 37— 37—
Humlt — —
Gulden 28.40 27.80
Ingiliz İO.ÖU 10.46
Fransız kok .» —« *
Napoiâon HI . —
İsviçre — —
YABANCI BORSALAR
New-York Borsası
D tin t^kl kuı
Bııftday (Buşell—Sent)
Bert Kış mahsulü No. 2 239.— 2«ı,
Kırmızı Kış mahsulü No. 2 233.— 230.—
Pamuk Mlddllng (I3hresl=:8enl)
A Tül I İÇ 40.15 40.32
Mart 40.05 40.22
Mft Jrlö •••••••••••••••••e»şB«e«••••••••••>((•• 39.74 39.89
Tiftik (Ll bresiz Sen t) r-
Taksa» No. 1 120 - 116.—
Fındık (LibrcsI-zS^nt)
Kabuklu yerli trı —
•• •• ortA (ı m •••••••••••••••• —
Levant iç ithal malı 63.- 60.-
Ekstra İri iç ith&ı malı 66.- 63.-
Kuru ıİKÜm (Llbrc«d~8ent) U t/4 U V4
Thompson çekirdeksiz seçme
Kelen tohumu (llU9ell= Doları
Minnoapolls 8.86 8.80
Kalay (Ubro~Sent) 126 — 126.—
Lovhn-teneke (100 libre dolar) 1 30 7.30
Londra Borsası
Keten tohumu (Tunu—Sterllng)
Bom hay >«••••(>••••••>• ••>••••••*•• ••• — 73.-
Kûlküta n.- 70.-
Yer fmtığı Hindistan 78.- 76.-
Bradford Piyasası
Tiftik İyi mal ‘L|bre(l=Fiyat> .. «M
” ibra malı ” ’• — M
Yün Anadolu *• •• —
“ Trakya — — |
İskenderiye Borsası
Pamıık (KanlarımTulları)
Ashmounl tCısa ulyaflı F/G ... 148.— I
Karnak Uzun olvafh F/Q — 1 uo.- 1
Birçok memlekette rağbet görerek satılmakta olan kimyevî
maddelerimi* için
TÜRKİYEDE UMUMÎ MÜMESSİLİMİZ
olacak bir firma arıyoruz. Mağaza, kapital ve herhangi bir tanışıklığa ihtiyaç yoktur. BÜYÜK KAR
Adres : Chcmısch - Techıri-sehe ProfuKt-G D. Pett Kassel Ali*mafri9 • Postfarh 316
R Kasım 1950
Y E N T İSTANBUL
Sayfa 3
Hindistan nerede biter, Tibet nerede başlar ?
Assam ile Tibet arasında
"No man's land„ de seyahat
Yazan : Dr. ChrİRtoph von Flirer Hııiıneııdorf
*---------------------
Tibet İn yol ve kervan geçen geçitlerini gifateren bir harita. Dalay Lanın lırr nn Hindininim kaçmak için haber beklemekledir. Memleketin güney sınırlarında, Slkklnı ve Dnrjce-llng komeu memleketlerinde “Allahsız Çinliler,, denTI-betln kurtulmam İçin dua edilmektedir.
>---------------------
Dal ay Lamanın sarayı olan Lhasa koleji
Dünyanın çatısında fırtına var!
Bugtln ağızlarda tekrar dolanmaya başlayan: “Hindistan nerede biter,
Tibet nerede başlar?** suali mânâsız bir sualdir. Çünkü Hindistan ile Tibet arasında hiç keşfedilmemiş, ne Hintli, ne de Tibetli olan aşiretlerin oturduğu dağlık araziler vardır. Burada ancak Hint veya Tibet kültürünün tesirinden bahsolunabilir.
Bu kültüı* hududunu tesbit etmek İçindir ki. Subansiri Nehri ve ona dökülen Kanıl a ile Khru ırmaklarını takip ederek bir keşif seyahatine çıkmağa karar verdim. Bugüne kadar kimse Subansiri‘yi bir boydan bir boya takip etmeğe muvaffak olamamış, Kamla ile Khru’nun kaynaklarını da tesbit etmek mümkün olmamıştır.
Kingdon VVards ile Ludlovv’un Tibete yaptıktan keşifler sayesinde Suyul Şu ve Tsan Şu gibi bazı ırmakların Subansiri’nln kaynaklan olduğuna kanaat getirilmişse de, Subansiri mıntıkasına girmek, şimdiye kadar hiçbir Avrupalıya nasip olmamıştır. Sebebi de, geçitsiz uçurumlar ve tropikal ormanlarla dolu olan bu mıntakada yan vahşî, cen-gâver kabileler oturması ve Tibetlilerin hiçbir seyyaha bu yolculuk için kılavuzluk etmeğe razı olmamaları idi.
Assam’a yakın oturan Dafla ve Apa Tanl kabileleri nezdinde bir senelik etnoloji tetkiklerinden sonra, güneyden Kamla ve Subansiri mın-takaJarına doğru yola çıktım. En büyük zorluk, yük ve yiyecekleri taşıyacak hamal bulmak ve onların zahmetine karşılık olarak eşyayı yüklenebilmektl. Çünkü 'buralarda para tanınmıyan bir nesnedir ve ta-
kas İçin en çok kullanılan tuz ile bezden de adamakıllı istifade edebilmek için bir alay hamalın taşıyabileceği kadarını yüklenmek şarttır. Kamla Nehrine kadar her şey yolunda gitti. Oraya kadar Apa Tanl kabilesinden gümüş rupye İle ödl-vehtleceğim hamallar bulmuştum. • Fakat Kamla Nehrine gelince, hayatlarında bu kadar geniş ve derin bir su görmedikleri .İçin onları, bizimle nehri geçmiye, kandırmak mümkün olmadı. Çaresiz Kamla’nın iki kıyısında oturan Miri kabileleri İle ahbap olup onlardan hamal almak gerekiyordu. Küçük köylerde o-turan Mlri’İer de Kamla’yı çok nadiren geçerler, çünkü nehrin üzerinde köprü yoktur, sandal denilen nesneyi de tanımıyorlar. Fakat bambudan bir nevi sal yapmasını ve kamışlarla onu suyun bir kıyısından öbür kıyısına geçirmesini biliyorlar. Böylece biz de geçmeğe muvaffak olduk ve nehrin karsı kıyısında bulunan Miri köylerinden büyük miktarda tuz ve beze karşüık yüklerimizi bir günlük yol boyunca taşıyacak adam bulabildik.
Khru ile Kamla’nın birleştikleri mevkie gelince kuzeye saptık. Günden güne daha muazzam, daha göz kamaştırıcı bir manzara ile karşılaşıyorduk. 1300 metre yüksekliğindeki yamaçlara yapışmış köylerden aşağı bakınca, uçurumun dibinde Kamla görünüyor, tepemizde de karlı dağlar 3000 metreye kadar yükseliyordu. Daha ötede Hlmalaya'nuı 8000 metrelik zirveleri gözüküyordu.
Birçok coğrafya ve etnografya problemlerini çözebileceğimiz bu
anda. İlerleyiş zorlaşmıya başladı. Her vardığımız köyde, buradan ileri gidilemez cevabı ile karşılaşıyorduk. Vadinin öte yanında bir köy görüldüğü zaman bile, bulunduğumuz köyün sakinleri bin türlü bahane İle bizi yolumuzdan alakoymaya çalışıyorlardı. Karşı köyde korkunç bir salgın olduğunu, komşu kabilelerin müthiş vahşetini ileri sürerek bize kılavuzluk etmek İstemiyorlardı. Herhalde komşu köylere yabancı yolcu götürmekten çekiniyorlardı. Çoğu zaman köyden birine öteberi hediyeler emanet ederek, onu elçi olarak karşı köye gönderiyor ve çıranın İleri gelenlerinden birkaç kişiyi bulunduğum yere gelmeye davet ediyordum. Onlar da merak edip geliyorlar, yanımda karımdan ve tercüman olarak kullandığım birkaç Miriden başka kimse bulunmadığını görünce, köyden yüklerimizi almak için adam göndermeye razı oluve-riyorlardı. Böylece uzun uzun dü dökerek bir yerden bir yere ilerlemek İmkânını buluyorduk.
Miri köylerinde dış dünya ile hiç bir bağı olmıyan bu kabilelerin yaşayışı üzerinde birçok müşahedeler yapabildim. Köyden köye maddi kültür seviyesi değişiyor, meselâ Kamla’nın güneyinde Assam’dan tedarik olunan yeter miktarda tuz, demir ve beze rastlandığı halde, nehrin öte kıyısında bunlar hemen hemen hiç yok. Bu köylerde tuz çok kıymetli nadi rottan, bez veya kumaş ise o kadar bulunmaz bir nesne ki, kadınlar ottan etekler ve bir nevi palmiyenin yapraklarından da göğüslükler giyiyorlar. Himalaya Dağlarının buz gibi ikliminde bu kı-
yafetin ne kadar acayip kaçtığım tasavvur etmek kolaydır. Demir de bu mıntakalarda çok az olduğundan, sadece silâh ve bıçak yapmakta kullanılır. ziraat âletlerine yetmez.
Bu köy sakinleri taş devirlerinde olduğu gibi tarlalarını sığır kürek kemikleri İle kazarlar.
Kuzeye birkaç günlük bir yolculuktan sonra, manzara büsbütün değişti. Hindistan İle Tibet ticaret sahalarını ayıran ve hiçbirinden faydalanamayan no man’s land’ı geçmiş bulunuyorduk. Burada kadın erkek herkes yün bezler örtünüyor, hattâ Tibet üslûbunda mücevher ve silâh taşıyorlardı. Bunları Miriler. Tibetlilerle doğrudan doğruya temasa geçmeden komşu kabileler vasıtasiyle, kürk ve deri karşılığında elde etmektedirler.
Böyle enteresan müşahedeler yapa yapa yolculuğumuza devam edecek ve muhtemel olarak Tibetliler tarafından iskân olunan yüksek Snban-siri boğazlarına beş, altı günlük bir mesafeye gelmişken, maalesef geri dönmek İcap etti. Yiyeceklerimiz sona erdiği gibi, hamallarımıza ödi-yecek tuz ve bezimiz de kalmamıştı. Hindlstana dönmekten başka çaremiz yoktu.
Bu keşif seyahatinden aldığımız neticelerin başında, ticaret veya kültürün insan nakliyesinden başka bir İmkâna sahip olmıyan mıntakalara nüfuz edemeyişi gelir. Hindistan maddî kültürünün tesiri. Himalaya Dağlarında ancak 60-70 kilometrelik bir sahaya yayılır, ötesi dünyadan tamamen ayrılmış no man’s land halinde kalır.
Sene sonundan evvel öldürüleceği bildirilen DALAİ LAMA
acaba Tibetten kaçtı mı ?
Hicri
M ahar.
27
1370
, VAHİT
GUneş Ögte İkindi Akşam Yatsı
Öğrenmek ihtiyacında olduğumuz lıerscy
19 5 0 KASIM
8
Çarşamba
VASATİ
6.37
11.58
14.41
16.M 18-32
4.58
| Runıi
Ekim
26
136*
EZANİ
1.38
6.59
».41 12.00
1.33
11.59
ANKARA PALAS PAVYONU Ge-za Sevdi İdaresinde Viyana At-raksyon Orkestrası.
SÜREYYA Orkestrası.
FA V İYONU: İspanyol
İZMİR
Söyleyin Anıma Ağ-
UÇAK. TREN-VAPUR
GELECEK OLAN UÇAKLAR
10.55 P. A. A. (Amerikan) Bey-ruttan. — 1L40 D.H.Y. (Türk) îz-mlrden. — 11.50 D.H.Y. (Türk)
Ankarsdan, — 14.50 D.H.Y. (Türk) Adana. Ankaradıın — 15.00 D.H.Y (Türk) Ankara, İzmir, Buhkcair-den.
GİDECEK OLAN UÇAKLAR
8.00 D.H.Y. (Türk) Ankara. Malatya. Elâzığ, D. Bakıra, — 8.30 D.H.Y. (Türk) Ankara, Adanu-ya. — 11.40 P. A. A. (Amerikan) Frankfurt, Brüksel, Londra, Şanon New-York‘a, — 12.30 D. H- Y.
(Türk) Ankaraya. — 14.20 D.H.Y. (Türk) Izmire. — 21.10 P.A.A. (A-merikan) Beyrut, Karuş). Delhi, KalküU, Bangkok. Hoııgkong a.
GİDECEK OLAN EKSPRESLER
10.00 Ankaraya (Motörlü).—1.8.10 Ankara Ekspresi. — 22.20 Semplon Eke. (Avrupa),
GELECEK OLAN EKSPRESLER
8.30 An karadan. — 9.15 Ankara-dan (Eks.)
GELECEK OLAN VAPURLAR
7.00 Konya, tekenderundan. — 9.00 Anafartu, İneboludan. — 12.00 İskenderun, lzmirdun. — 14.35 Sus, Mudanyadan. — 16.00 Cumhuriyet, Karadonlzden. — 22.30 Uludağ, Bandırmadan.
GİDECEK OLAN VAPURLAR
5.00 Kadeş, Kai'adcnlze. — 8.00 Uludağ;, Bandırmaya — 9 00 Sum, Mudanyaya. — 11.00 Etrüek, Izrnl-re. — 18.00 Antalya, hm roza.
BEYOĞLU
ALKAZAR (42562) 1 - Kanlı Altın. 2 — Felaket Yolcuları.
AR (44391) Memnu Mınüıka
ATLAH (40835) Öldüren Hatıralar. ELMAMl(A (42235) 1 - Benden Kaçamazsın. 2 — Aşk ve ölüm Vadisi.
İNCİ (44595) Bir Yetlmenln Romanı.
İPEK (41289) Rebeka.
LALE (43395) Memnu Mıntakü (Türkçe).
MELEK (408681 Rebekn
SlATPARK (88143) J - Vatan Kahramanlan (Türkçe), 2 — Ekmekçi Kadın (Türkçe).
SÜMER (42851) Bir Vatan Doğuyor (Filistin Harbi).
ş.ARK (40380) Bir Yetlmenln Romanı.
ŞIK (43726) 1 — Kılıçların Gölgesinde. 2 — Damgalı Doktor. 3 — Festival Yıldızı.
TAKSİM (43191) Allah Kerim
TAN (80740) 1 — Aşk Melikesi. 2— Karanlık Geçit.
ÜNAL (49306) 1 — Zafer Yaratan

Kulüpleri Çavuşlar
Bir Yetl-
TAYYARE tamum.
MELEK 1 -
2 — Kovboy LALE Atcşton Gömlek. TAN Ateşten Gömlek. YENİ Allah Kerim.
ELHAMKA Cennetin Anahtarı.
Harrov Kumarbazı.
V
CasuB, 2 — Ahlret Yolcuları (iklel de türkçe).
YENİ (8*1137» 1 — Şöhret ve Para. 2 — Sen Benlmeln.
YILDIZ i 128471 Kahraman Yahudi (Üçüncü hafta)
ISTA.A BUL
ALEMDAR (23863) 1 — Kılıçların İntikamı. 2 — İki Kalb.
AZAK (235*12) 1 — Geco Kıralı. 2 — üç Ahbap Elman Peşinde.
ÇEMBERLİTA8 (225131 menin Romanı.
AYSU (21917) 1 — Harman Sonu
Dönüşü. 2 — Zehirli Şüphe.
EMRE 1 — Gangsterler Peşinde. 2 — Kırmızı Güller.
HALK (21904) 1 —
2 — Öldüren Para (İkisi de türk-çe).
İSTANBI L (22367) 1 — Vahşi Koşu. 2 — ihtiras Kurbanları.
KISMET (26654) 1 — Kara Şeytan. 2 — Kanunsuz Kahraman. 3 — Kanunsuz Sokak.
MARMARA (23660) Bir Yetlmenln Romanı»
MİLLİ (22962) 1 — Mııhieşcm Macera. 2 — Öldüren Kapı.
TURAN (22127ı Üç Ahbap Çavuşlar Elmas Peşinde.
YEM (Bakırköy 16-126) 1 — İs-
tiklâl Fedaileri, 2 — Aşk Beetesl.
KADIKÖY
BİZİM SİNEMA (Üsküdar) 1 -Nehirler Kıroltçesi. 2 — Ateş Bck-•jlori.
HALE (Kadıköy) 1 —Aşk Adanı. 2 — lntlknrn Kılıcı.
OPERA (6S714) 1 — Parla Yıldızı. 2 — Ormanlar Kiralının İntikamı. ÜSKÖDAR SUNAR SİNEMASI 1-Vvey Baba. 2 - İstanbul Geceleri. SÜREYYA (60862) 1 - Memnu
Mıntoka. 2 — Kumarbaz Kız. YELDEGİUMENİ 1 — Şark Yıldızı. 2 — Alevden Gönüller.
ANKARA
ANKARA (232311 Slngoalln (İkinci hafta devam).
Bt'YÜK (15031) Kanlı İrmak. CEBECİ (13846) Kaliforniya Fatihi
PARK (11131) Çets.
Sİ .M EK (1407) Makine Adamlar Kıralı.
SUS (14071) Çete.
ULUS (22291) Çılgın Kalblcr YENİ (11O10) Marıtekrişto Kontesi BCYfK Rlgoletto.
KCçCK Şakacı.
GAR GAZİNOSU 7 Brynmıa Revüsü.
TİYATROLAR
Korkunç Akın.
İSTANBUL BELEDİYESİ Şehir Tiyatroları 20.30 da Oram Kmmı İHTİRAS TRAMVAYI
Yazan: Tonnesse Wtlllnme TÜrkçeal: Asude Zeybekoğlu Tolf. : 42157 Komedi kısmı GELİR VERGİSİ MEKTEBİ YENİ SES TİYATROSU
20.45 de yajnhşınm 75 inci yıldönümü vesilesiyle
tKt HAFTA ÎÇÎN HORHORA0A
R
A
ANKARA :
YAKN1Z
LEBLEBİCİ
Opera Komik 3 perde Eser: D. ÇUHAC1YAN Raynhard metodlnrına göre Rahneye konmuştur.
TeL:
MUAMMER KARACA
TİYATROSU BEL A M. t 20.30 da (Müzikli komedi) Yazan: Refik Kordag
KONFERANSLAR
Mönüler Üniversitesi Felsefe. Profesörü Ord. Prof Jonchlm Rlchler'ln ”Exl»tanslalİMinv fcİHcfe-ei” nn alt. şeci konferanslarının I-kincisi bugün saat 17 de Edebiyat Fakültesinin 14 No. iu dersanesinde verilecektir. Konferans türkçe-ye tercüme edilecektir.
D
Y
0
L
7.28 Açılış ve program. — 7.30 M. 8. Ayan
7.30 Huflf Uvertürler (pi.). — 7.45 Haberler. — 8.00 Ailen Both ve Normun Cloutler Orkestraları (pl.). — 8.25 Günün programı ve hava raporu. — 8.30 Hafif milzlk (pl.). — 9.00 Kapanış.
1.2.28 Açılış vo program. — 12.30 M. S. Ayan. —
12.30 Şarkılar. — 18.00 Haberler. — 13.15 .Salon Or-keatniMindun melodiler (pi.). — 13.30 Öğle gazoteal. — 13.45 Dört Güzeller söylüyor (pl.). — 14.00 Hava raporu, akşam programı vo kapanış.
17.58 Açılış ve program. — 18.00 M. S. Ayarı, — 18.00 Şarkılar. — 18 30 Konuşma: Çiftçilerle başba-şa. — 18.45 Caz OrkcHİrnlnrından Tuml Dorsey (pl.). — 19.00 M. S. Ayan vo haberler. — 19.15 Tarihten bir yaprak — 19.20 Cumhurbaşkanlığı Armoni Mızıkası (Şef; İhsan Kiınçer). — 20.00 Opera aryaları (pl ). — 20 16 Radyb gazetesi. — 20.80 Serbest saat. — 20.35 Tarihi Türk Müziği (İdare eden; Mesut Cemil). — 21.15 Konuşma: Hafta Arası Sohbeti
(TaliMml
SIHHÎ İMDAT
İstanbul Beyoğlu Anadolu yakası Ankara
İzmir
Beyoğlu 44644 Ankara 00 İstanbul 24222 İzmir 2222 Üsküdar 60945 K.köy 60872 Karşıyaka 15055
BEŞİKTA0 S.Recep (Beşiktaş) Ortaköy — G. Dlvnnhoğlu (Arnn-vutköyı — Merkos (Bobek)
KADIKÖY: Kadıköy (Kadıköy) Fencryolu — Erenköy - A. Cafer Caftarny (Bostancı) — Ömer Kenan (Üeküdar)
IIEVHEI .1 ADA: Heybullada
44998
60530 01
2251
FATİH t Muharrem Tanır (Şehzn-debaşı) — SaUhaddln Gürgen ıAk-uaray) — Sumatya (Snmut.va) — Haseki (Şehremini) M. Fuat Boyar (KaragümrHk) — Orhun Avcioğlu (Fener)
EYfP; Arif Beşer
BEYOĞLU: Ccrnal Atasoy (Merkez) — Llmoner
Cihangir (TnkHİm) — Sağlık (Galata) — Ziya Boy er (Galata) — Şark Merkez (Şişil) Kurtuluş
(Şişil) — Halıcıoğlu (Hunköy) Merkez (Kasımpaşa).
A


EMİNÖNÜ: Eminönü (Eminö-
nü) — Bcnfl&fton (Küçükpazar) — Ali Rıza (Alemdar) — Salâhaddln (Çarşıkapı)
bCyPkadA: Merkos ANKARA: Sakarya — Erenköy Aniyi ra
İZMİR: Tilkilik ( Ruhiiiij hn.nc) Şifa (Kememltı) — Çankaya (Al-sancak) — A’onl (Eşrefpaşn) Güzel Yalı (Yalıları
Tibet astrologları 16 yasındaki Dalay Lama'nın 1951 yılından önce Öldürüleceğini kehanet etmişlerdi. Gerçi bu kehanetin gerçekleşmesi için önümüzde daha İki ay kadar bir zaman vardır. Fakat şimdilik “Memnu şehrin” hükümdarı Mao T»e Tung’un baskısı altında Lhaaa Kalesinden ayrıldı diyorlar. Bu haberi sonradan Hindistan Radyosu yalanlamıştır.
Bir müddetten beri Himalaya Dağlarının karlı zirvelerine hâkim Tibet, uzak şark politikasının Ön plânını işgal eden meselelerin biri haline gelmiştir.
Dokuzuncu asırda kurulan Lama dini. Buddhizmin bir koludur. Bu din Tibete yerleştikten sonra, memleketin tarihi sıkıdan sıkıya onun gelişmesine bağlıdır. Lamalst manastırlar 15 İnci asra kadar “kızıl” tarikatın hakimiyeti altında kalmıştır. O zamanlan kurulan “Sarı tarikat” İsimli başka bir zümre La-malzmde bir inkılâp yaratarak, keşişlerin evlenmemesi esasını tesbit etmiş, büyücülüğü ortadan kaldırmış ve ahlâk düşkünlüğüne karşı mücadeleye girişmiştir.
Bu tarikatın boş keşişi Buddha’nın ruhunu taşıyan yeryüzündekl mümessili sayılıyor ve bundan böyle Tibette halen yürürlükte olan teokratik idare kuruluyor, 1577 de “Sarı tarikatın” baş keşişine Dalay Lama adı veriliyor.
İçerde müstakil yaşamakla beraber, Tibet sıra ile Moğolistan ve Çin’in tesiri altında kalmıştır. Hlndls-tanın Lngilizler tarafından İşgalinden sonra. Tibet kendini AvrupalIların tesirinden kurtarmak için, hudutlarını tamamen kapatmış, Lhasa’yı memnu şehir ilân etmiştir. Yalnız asrımızın başında Tİbeti görmeye • muvaffak olan bir İngiliz heyeti. Lhasa Hükümetine ticari İmtiyazlar sağlamıştır. O zamanlan “kızıl tarikat,. mensuplan Baş Keşişleri Pantşen Lanıa’yı takip ederek Çine göçmüşler ve kumbon’a yerleşmişlerdi.
Bugün 12 yaşında bulunan Pnnt-şen Lama, Mao Tse Tung’un elinde bir âlet olmuş ve Tİbeti kurtarmak, hürriyete kavuşturmak için komünist Çinin yardımına başvurmaktadır.
Pekin Radyosu ile yayınladığı mesajlarda Pantşen Lama, Mao Tse Tung’dan Tİbeti kurtarmasını rica etmiştir. Buna mukabil, hafif sesini dünyaya pek duyuranımdan Tibet Radyosu şu cevabı verdi:
“Biz sulh istiyoruz, fakat buna rağmen memleketimiz istilâya uğrarsa, son adamımıza kadar çarpışacağız. erkeklerimizin hepsi ölse bile, kadınlarımız mücadeleye davam edecektir.” Bu cümlenin tam mânasını anlamak için, kadınların üç milyon nüfuslu Tibette küçük ve bu sebepten çok itibar gören bir azınlık olduğunu hatırlatmalı.
Deniz sathının Üzerinde 4000 metre yükseklikte bulunan Lhasa Şehrine rotala adı verilen altın çatılı bir mAbet hâkimdir. Bu mâbet aynı zamanda Dalay Lama’nın 490 hususi evini İhtiva eden sarayıdır. Sarayın herkese kapalı, gizli odalarında Tibet hükümdarının milyonlar değerinde hâzineleri saklanır. Sarayın I-
Londradan yeni gelen hu fotoğraf, Tibetlu 17 yaşındaki ruhani ve dünyevi hâkimi Dal ay Ia&mayı kudretinin nişanemi olan yıldırım armasının üstünde otururken gösteriyor. 1938 de tahta geçmeden önce adı Pa Mo Ton İdi. O zamandan beri Dolay Lama bir çok unvanlar kazanmıştır: Allah Şen Re Zl-nlıı 14 üncü tet^essümü, yaşayan en büyük Buda, Allah-kıral, kıymetli koruyucu, mukaddes, nözü kuvvetli, aklı saf, İlâhi zekâya sahip ve okyanus kadar geniş İman sahibi gibi. Dala^v Lama yedi yaşında iken 1940 da tahta geçti. Gelecek sene ou sekiz yaşına girdiği zaman tanı hâkimiyet haklarına sahip olacak. Şimdi saltanat naibi, dört kişilik bir kabinenin yardımı İle memleketi İdare etmektedir. Dünyanın en hücra memleketlerinden biri olan Tibet şimdi Komünist Çinlilerin istilâsına uğramıştır.
çinde çeşit çeşit ibadet yerleri, bir manastır ve Buddha dinine alt bütün neşriyatı İhtiva eden muazzam bir kütüphane vardır.
Tibet halkı göçmendir. Memleketin karlı zirveleri arasına serpili yeşil çimenliklerde otlıyan uzun kıllı yak sığırı, Tibetlilerin bütün varı yoğudur. Yakla tarlalarını sürer, yüklerini taşırlar, yakın etini yerler, sülünü içerler, kıllarından kumaş yaparlar.
Çin İle Hint tesiri altında bulunan Tibet sanatı bir hayli gelişmiştir. Yüksek zirvelere hâkim, kocaman taraçah kale-nıâbetlerinin eteğini, dağlık araziye has karakterini hiç
(Muhip Dıranaeı 21 30 Dans parçalan (pl.). 22.00 Konuşma, — 22 15 Halk türküleri. — 22.30 Şarkılar. — 22.45 M S Ayarı vo haberler 33.00 Program ve kapanış.
İSTANBUL : -
12.57 Açılış ve programlar. — 13.00 Haberler 13.15 Rad^o Salon Orkestrası Konaerl. — 13.45 Şarkılar. 14 20 Dans miuiğl (pl ). — 14 15 Programlar ve Münir Nureddlnd.cn şarkılar (pl), — 15 (M) Program ve kapanış.
1757 Açılış ve progrumlar. — 18.00 Dana mtlzlğl (pl). — 1810 Serbest aıuıt. — 18.20 Fasıl Heyeti
Knneeri "Segâh”, — 19.00 Haberler. — 19.15 Kısa şehir haberleri — 19.20 Saz eserleri, — 19.40 Sadi Yaver Ataman Memleket Havaları ve Ses ve Sas Blrllpl Konseri» — 20.10 Serbent anat. — 20,15 Radyo gazeteni. — 20.30 Dinleyici Istoklerl-Klâslk batı müziği. — 21 15 Şarkılar. — 21.60 Uzun Mehmet hakkında konuşma. — 22.00 Konçerto (pl ). 22 45 Haberler. —
23.00 Programlar ve duna müziği (pi.). — 23.3ü Kapanış.
Lama (tininin müminleri Lhasa mâlıedlne girmezden önce eşiğinde birkaç defa yere kapanırlar
kaybetmemiş küçük kulübeler sarmaktadır. Her rnâbedin kendi ressamları vardır. Bunlar Buddha mitolojisini Çin resminden mülhem resimlerle daima canlı tutmağa ve mâ-hedi bunlarla süslemeye memurdurlar.
Asırlardan beri dünyanın en müthiş tabiatı karşısında sakin ve münzevi bir İbadet hayatı süren Tibet halkı, bugün dünyevi sarsıntılarla sarsılmaktadır.
İngilterelin Tibete gönderdiği elçi birkaç ay evvel memleketine dönüşünde “İki çocuk bir milleti ikiye bölmektedir” sözünü kullanmıştı. Aslında İki çocuk değil, dünyamızı İkiye ayıran İki görüş Tibete de nüfuz edebildi, “dünyanın çatısı” denilen zirvelere kadar ulaşabLldi demektir. Kızıl Çin bölükleri Lhasa kapılarında beklemektedirler. Tibetlilerin ordusu yoktur. Onların en büyük müttefiki tabiattır. Llıasa’ya çıkan sarp kervan yollan, motorlu ordulara elverişli değildir. Deve ve merkebin bile tırnıanamıyacağı yamaçlar çoktur. Lhasa’ya giden vol. yılda bir ay geçide elverişlidir.
Bu vaziyet karşısında Mao Tae Tung’un orduları Tİbeti “kurtarabilecekler mlT“, Tibetin yüzlerce manastırında Lama tarikatının dualan-nı koro halinde okuyan binlerce keşişin sesini topsesi mi kapiıyacak. yoksa Lhasa kâhininin kehâneti boşa mı çıkacak? Asırlardan beri içinden haber sızmayan “Memnu şehun,. akıbeti yaluuıla öğrenileceğe benziyor-
Sayla 6
- Y K N l İSTANBUL-
8 Kasım 1950
Bernard Sha'v’nun son resimlerinden biri
G. Berııard Slıaw
Hoş ve nahoş piyesler müellifi
Sinema yalnız eğlence vasıtası mıdır ?
Yıldızların insanların karakterleri üzerine tesirleri var mıdır?
Yazan : Zâlıide ÖZVEREI
46 senede 47
trlandalı münekkid, tiyatro müellifi, filozof, sosyalist, fikir adamı» büytlk edip Sha\v. atalarının Oliver Cromvvell’e kadar dayandığını iddia ederdi. Annesi müzikle meşgul oldu* ğu için, küçük yaşta sesini terbiye için annesinden ders aldı. 15 yaşına geldiği zaman Havndcl. Mozart, Bert-thoven gibi büyüklerin birer eserini tamamen öğrenmişti. Amcası tına klâsik edebiyat zevkini aşıladı. Okulda öğrencileri eğlendirmek için ders arasında '‘îlyada ve Odisey” i kendine göre tefsir ederek anlatırdı. Okulda hiç muvaffak olamadı, sevdiği hiç bir ders de yoktu. Müteaddit defa renkli kalemlerle resim yapmağa teşebbüs etti fakat kısa bir müddet sonra resme istidadı olmadığını anladı. 15 yaşında vaktinden evvel nl-gunlaşmış bir çocuktu. En çok hoşlandığı şeyler müzik, edebiyat ve grafik sanatlardı.
1871 de amcası ona az bir para mukabilinde kâtiplik buldu. Ber-nard Shaw. işi hiç sevmediği halde dört sene sabretti. 1876 da Shavv, işten ıstığfa ederek Londrada müzik tahsili için yerleşmiş olan anne ve kız kardeşinin yanma geldi. Bundan sonra dokuz sene zarfında -Edison Telefon Kumpanyasında çalıştığı az bir müddet çıkanlırsa-hep boş gezdi ve ailesinin gönderdiği para Üe geçindi. Az para ile gazetelere bazı yazılar gönderdi. 1879 dan 1883 e kadar olan zaman zarfında romanı da tecrübe etti. Romanları tutunmadı, çünkü vaktinden evvel Kıraliçe Vik-torya devrinin fazla namuskftrhğı ve ahlâk kaidelerine sıkı bağlılığı ile alay etti. Shaw. roman ile çıraklık devrini geçirmiş ve tiyatro müellif-liğinde ustabaşı olmanın yolunu tutmuştu. 1879 da Sydney Webb Üe dost oldu ve hatiplik mesleğine atıldı. Henry George’un “Terakki ve Sefalet” adlı eserini okuduktan sonra Shaw zevkle sosyalizme sarıldı. Bunu müteakip 1884 de de sosyalist Fabian Cemiyetine İltihak etti. “Fa-bian essays” makaleleri sosyalizm tarihinde gayet mühim yer tutar. Ayrıca bu müddet zarfında muhtelif gazete ve mecmualara sanat, e-debiyat, müzik ve tiyatro tenkidleri yazdı.
Shavv’ın tiyatro müellifi olarak mesleği 1885 ten 1939 a kadar, yâni Shakespeare'nin bütün hayatından daha uzun zaman sürer. Shaw, piyeslerini ‘'nahoş” ve “hoş” olmak ü-zere kendine mahsus bir tasnife tâbi tutmuştur. “Nahoş” katogorislne girenlerin hepsi cemiyet ve basın tarafından hoş görülmeyen ve seyircileri şaşırtan cinstendir. ıMadame
Kibrit kutusu büyüklüğündeki bu keman. Batı Almanyadn oturan Südclli bir keman ustanı tarafından yapılmıştır. Hiç bir noksanı yoktur.
Ecnebi karikatürleri
— Tuhaf şey!.. Size anneniz bu jaşta hâlâ gemici elbisesi giydiriyor!
piyes yazmıştır
Yazan : Giiner tZER
Warrcn*in Mesleği) gibi. Bu piyeste ShaVV. ticaret haline gelen fuhşun ekonomik bir temele dayandığını izah eder. “Dul Kadınların Evleri” adlı piyesinde ise. fakir evlerinden istifade edip gaddarca para kazanan ev sahiplerinden bahseder. "The Philan-derer-Kadın Peşinden Koşan” isimli piyesinde ise. lbsenizmi müdafaa e-der ve “yeni kadın” tipini canlandırır. “Hoş” piyesleri arasında “Kahraman ve Asker” —askerlik ve Ü-niforma ile alay eder— ve “Şeytanın Müridi,, ona para ve şöhret kazandırdı. “Candida”, “Kaderin Adn-mı” ve ”însnn ve Üstinsan” kısa zamanda Avrupa ve Amerika sahnelerinde oynanmaya badadı.
1893-1939 devresi arasında 47 piyes yazdı. Hesap edersek her seneye bir piyes düşüyor. Müteaddit defalar piyeslerini filme almak için tekliflerde bulunulduğu halde Shavv yalnız “Pygmallon” un beyaz perdede gösterilmesine müsaade etmiştir. Biog-rafısini yazan adama, piyeslerini yazarken nasıl ilham aldığını anlatarak şöyle demiştir: “Bütün piyeslerimde ekonomik tetkiklerim Mike-lanj’ın anotoml bilgisi kadar büyük rol oynadı.”
Karakterleri, umumi inaan tiplerinden ziyade mücerret zekA makineleridir. Daha doğrusu Shaw’nun ağzından konuşan ve onun fikirlerini yumurtlayan kuklalardır. Bir çok piyesleri klâsik mânada tiyatro değil, fikir münakaşasıdır. Çoğunda devrin ideolojileri ve tezat fikirleri çarpışır. Shaw, Shakespcare’i kendi devrine hitap etmediği için azarlar; aynı zamanda bu hareketiyle herkes tarafından mtlnakaşasız olarak büyük bir edip diye kabul edilen adamı tenkid edebileceğini cihana gösterir.
Shaw 17 nci asır İngiliz klâsik muharrirlerinden Dryden'in yaptığı gibi, piyeslerine önsözler koymuştur. Ekseriya bu önsözler piyeslerinde ileri sürdüğü fikirlerden daha kıymetli görüşler ve izahları ihtiva eder. Zaten Shaw vakalardan ziyade halkın reaksiyonu İle alâkadardır. Onun için tarih! hakikatlere pek aldırmaz; gayesi her piyesinde keskin hicvi İle eski inançları öldürüp yeni fikirlerin doğmasına yardım etmekti.
Shaw ölünceye kadar medeni ve modem fikirli bir İnsan olarak kAldı. Şuurunu kaybetmeden dalma yazı yazması ve eser vermesi bakımından onu Sofokles, MikelanJ, Voltaire, Goethe ve Hugo’ya benzetemiliriz. Hattâ öldükten sonra bile kimseyi ö-lüsüne dokundurtmuyor - Westmins-terde rahat rahat yatmak yerine yakılmayı tercih ediyor.
Hindistan ve Mısırda programlar
bizden başka türlü
• 1
tertipleniyor
Yazan : A. Eşref ANTİKACI
Daha sinenin meydanda yok İken “Tiyatro, mektebi irfandır.” diye sahneyi on kuvvetli telkin vasıtam telâkki eden üstad. bugün filmciliğin nnll olduğu tekemmülü görse idi, acaba ne derdi?
Beyaz perdenin öğretme ve öğrenme bahsinde ne derece ileri tesiri olduğunu gören memleketler okullarına. teknik müesses ol erin o. her yere sinemayı ithal ederek on mühim öğretici vasıta olarak faydalanmaktadırlar.
Bu kısa girişten sonra maksadımıza gelelim:
Blzdeki sinemalar, yalnız mevzulu film göstermekle İktifa etmekte ve ara «ıra programlarına bir havadis filmi veya mikl ilâve etmektedir.
Geçen vtl yaptığım seyahat esnasında gördüğüm Hint sinemalarında ise programlar, bizden çok başka şekilde tertiplenmektedir: Her göster I İkiye taksim edilmiştir; birinci devre şortlar, İkinci devre esna filin.
Birinci devre şortlarını behemehal şu filmler teşkil eder:
1 — Lokal news (memleket ha-
berleri )
2 — World nevvs (dünya haber-
leri)
Ollrnplıı Salonunun bir görünüşü
LONDRADA
1951 Otomobil Sergisi
1951 İngiliz Otomobil Sergisi Prenses Margarot tarafından Olim-pladakl .Sergi Evinde açıldı.
Sergiye, bütün İngiliz otomobil firmalariyle, başlıca Fransız, Italyan ve Amerikan firmaları iştirak etti. İngiliz arabalan geçen seneye nazaran biçim itibariyle daha modern bir’ şekil almıştır. Bilhassa Ford (İngiliz fordui. 1951 modeli Amerikan Fordıına çok benzer iki otomobil modeli çıkarmıştır. Bunlar Consul ve Zephyr Six dir. Austin. A. 70 diye modern ve spor araba yapmıştır. Şimdiye kadar yapılan Ingiliz arabaları beygir kuvveti ve süspansiyon bakımından Amerikan arabalarından kuvvetsizdi. Bu yeni model arabalar İse süspansiyon ve motor itibariyle Amerikan arabalan kadar kuvvetlidir.
Sergiyi gezen binlerce ziyaretçinin en çok dikkatini çeken Lngilizierin Triumph marka arabalarında “Road Moster., olmuştur. Geçen yıl Triumph Fabrikası Road Moster modeline daha ziyade klâsik bir spor araba biçimi vermişti. Bu yıl ise bunun aksine olarak çok modern bir biçim almıştır. Otomobil yandan tam su damlasının yarısı şeklindedir. Farlar, anten ve pencereler tamamen düğmeye basmak suretiyle otomotik o-larak açılıp kapanmaktadır.
Bizim memleketimizde bilinen ve çok kullanılan İngiliz arabalarından Austin 40. Vauxhall, Hllman, Standart (Vanguard) şekil itibariyle geçen seneninkinin aynıdır. Bazılarında çok ufak değişiklik olmuştur, A-rabalarm arasında en meşhurlarından olan Rolls-Royce, Ben t ley ve Brlstol biçim itibariyle çok sade o-lup. fiyat itibariyle 30 ilâ 50 bin Türk lirası arasındadır.
Amerikan arabalarına gelince Dodge, Chevrolet, Plymouth, Hud-son, Ford biçim İtibariyle fazla değişmemiştir. Packard, geçen scnekl güzel biçimini kaybetmiştir. Bütün Amerikan arabalarının arka camları genişlemiştir. Bu, hem şoförün arkasını rahatça görmesi ve hem de arabanın İçine fazla ışık girmesi içindir. Nash geçen senekl biçimini muhafaza etmekle beraber, bazılarının içi, kanepeleri yatırmak suretiyle yatak haline getirilmektedir
Sergide gösterilen Fransız arabaları arasında Renaud ve Citroen gibi markalar Ingiltercde yapılmaktadır. lngillzler bu arabaların patentini almışlardır, Dcl&hay Fıanaız araba-
3 — Miki
4 — öğretici film
5 — Müzikal şort veya İkinci bir
miki veyahut dn komedi
6 — Gelecek programlardan frag-
manlar
7 — Gelecek hafta filminin frAg-
manı
Birinci devre takriben 45-55 dakika devam ettikten sonra 15 dakika nrn verilir ve ikinci devrede esas film gösterilir;
Şimdi, bu çeşit program şeklinin faydalarını tahlil edelim:
1 — Memleket lınhcrlcri: Hindistan Matbuat Müdürlüğü Film Servisi tarafından hazırlanan bu filmleri, hütün Hint sinemalarının mutlak göstermeleri şarttır. Bu sayede Hindistan gibi büyük bir kıtanın hor tarafında ynşıyan holk, aynı zamanda. bir hafta evvel memleketlerinde geçen hâdiseleri görmüş ve öğrenmiş bulunuyorlar. Bu filmler sıra numarası takip eder ve her hafta sinemalara tevzi edilir,
2 — Dünya hıılırrlerl: Her hafi a, bir hafta evveline (nihayet 15 gün) ait dünya haberleri filmi gösterilmek suretiyle dünya üstündeki mühim hâdiseler, halkın bilgisine sunulmuş oluyor. Bu filmler de numa-
Yazan : Engin İSEN
lavının İçinde en pahalı olanıydı.
Italyaninr bu sergiye birkaç model arabayla iştirak ettiler. Fiyat, biçim itibariyle öteki Italyan arabalarından çok daha güzeldi. Lancia eski biçimini kaybetmemiştir.
Sergi hergün binlerce kişi tarafından gezilmektedir. Hemen hemen günün her saatinde serginin önünde 100-150 metre boyunda kuyruk vardır. U-muml olarak Lngillzler Amerikan (sıra) arabalarını çok fantnzi bulmaktadırlar. Buna mukabil bu senekl İngiliz Otomobil Sergisi bize gösterdi ki: İngiliz otomobil fabrikaları Amerikan modeli arabalar yapmağa başladılar! Buna du sebep bilhassa dolar meselesidir. Muhakkak ki herhangi bir Amerikalı araba alırken İlkönce biçimine, sonra içindeki konfora bakar. İşte lngillzler de Amerikan piyasasını kaçırmamak için ellerinden geldiği kadar arabanın biçimlerini modernleştirmekte ve içine de lâzım olan bütün konforu koymaktadırlar.
Bütün İstanbul şimdiye kadar ne eşini ve ne de emsalini görmediği bir hârika ile karşılanacaktır.
Tekmil dünyanın aşk İlahesi adını verdiği güzeller güzeli J E A N R U S S E L L ’ln en biiyük zaferi
YARIN
LÂLE
AKŞAM
- AR
Baştanbaşa renkli
YILDIZ SİNEMASINDA
KAHRAMAN VAHUDİ
VİTTORİ GASSMAN - VALENTİNA CORTESE
DÖRDÜNCÜ Zafer Haftası Başlıyor
—YURD - FİLM'
ra sırası takip eder ve her hafta yenilenir.
3 — Mikl: Memleketimizde, bu nevi filmlerin nıucldj ve piri «ayılan Walt Disney’ln yarattığı Micky Mnuse'dnn galet olarak, alclumum Mikl adı ile İsimlendirilen canlı resim filmleri, küçüklerin olduğu kadar büyüklerin de büyük bir haz ve zevkle seyrettikleri şen. neşeli espri-tür) ve güzel filmlerdir, Her programa bu cins filmlerden muhakkak bir tane konur.
4 — öğretici film: Her programda behemehal bir öğretici film göstermek mecburiyeti vardır. Bizde de buna dair vaktiyle bir kanun neşredilmiş ise de, her nedense bilâharn tatbiki unutulup gitti. Bu gibi filmlerin bulunmadığı İddia edilemez; çünkü, yalnız Ingiliz ve Amerikan öğretici filmleri, muazzam bir kütüphane teşkil eder.
5 — İkinci şort: öğretici filmden sonra bir müzikal şort yahut ikin-I bir miki veya kısa hlr komedi göstermek suretiyle halkın neşesi arttırılmış oluyor.
Bunlardan sonra, ilerideki programlarla gelecek hafta filminin fragmanları gösterilir ve verilen 15 dakikalık aranın ilk 5 dakikası, tamamen aydınlık geçer. Beş dakika bitince lâmbAİann bir kısmı karartılarak sabit projeksiyonla renkli reklâm, belediye ve sıhhat makamlarının tebliğleri gösterilir. Her biri 4 veya 6 camlık renkli resim ve gayet kısa, birer satırlık yazılardan mürekkep olan ve çok veciz ve güzel bir şekilde hazırlanmış bulunan bu belediye vo sıhhat tebliğlerinde halka» meselA çeşitli hastalıklardan korunma, kazalar, beledî tatbikat ve saire gibi lüzumlu bilgiler, gayet faydalı bir şekilde telkin edilir. Bu 15 dakikalık arada, mutena klâsik müzik plâkları çalınır ve halktan arzu edenler salonda oturarak reklâm ve tebliğleri takip eder, isteyen de dışarı çıkarak büfede vakit geçirir. Sonra, ikinci devre başlar ve esas film gösterilir.
Bu şekil program tertibinin halk kültürü bakımından çok faydalı olacağına İnandığım için, memleketimizde de bu şeklin tatbikini can ve gönülden temenni ediyorum. Bu sayede hem halkımız İstifade eder ve hem de bozan İki büyük filmi bir arada göstermek gibi fedakârlığa katlanan sinema patronları tasarruf etmiş olurlar.
Bu arada şuna dA işaret etmek isterim ki. bizde sinema ücretleri —bütün diğer şark memleketlerine nazaran— çok ucuzdur. Bize nazaran Hindistan sinemalarında Uç. Mısır ve Filistin sinemalarında İki kat ücret alınmaktadır. Hindistan ve Mısır gibi kendileri prodüktör olan memleketler, ithal filmlerinden hemen hemen filmin değeri kadar gümrük almaktadır. Buna mukabil sinemada İster yerli. İster ecnebi filmi gösterilsin fiyatlarda umumiyetle bir fark yoktur. Fakat, İthal filmleri »1e o yıl yabancı stüdyolarında meydana getirilen en yeni ve taze filmlerdir. Geçen yıl Hindistan ve Mısır sinemalarında seyrettiğim filmlerden bazılarının ancak bu sezonda piyasaya çıkabileceklerini, gazetelerde intişar eden listelerden öğrendim. Her halde malî torluklar yüzünden meydana geldiğini tahmin ettiğim bu gecikmeleri önllyebilmek için de biraz filmcilerimizi himaye etmek ve yalnız her fedakârlığı onlardan beklememek hakşinaslık olur kanaatindeyim.
e
Astroloji - ilmi nllfum ile uğraşanlar insanlarm doğum günlerini v* saatlerini teabit etmeğe öteden beri önem vermekte, şu veya bu yıldızın tesiri altında dünyaya gözlerini a-çacak olan insan yavrusunun ilerde nasıl bir varlık olacağını önceden tâyin etmenin mümkün olduğunu bile ileri sürmektedirler. Onlara göre, tesirleri altında bulunduğumuz yıldızlar, bunların güneşe olan uzaklıkları, birbirleri ve ay İle olan rabıtaları, kısaca o saatle kâinat İçindeki durumları ergeç mukadderatımızı tâyin edecektir. Biz ne kadar çok çalışırsak çalışalım, irademizi kullanmak hususunda ne kodAr fazla gayret aarfedersek edelim, oroa-kopimlzin veya talihimizin önceden çizmiş olduğu bu yoldan ayrılmak elimizden gelmez.
Bugünkü astronomlar astronojl-yl umumiyetle red etmekte, yıldızların insanlar üzerine olan tesirine inanmamaktadırlar. Modern ilim zihniyeti He çalışanlar meselâ Satürn plânetinin dünyamıza gönderdiği ö-nemll ışınların kudret ve kuvvetlerinden söz bile açmak istememekte, nihayet bu yıldızın bir kısım güneş ışıklarını aksettirdiğini ileri sürmektedirler.
Modem astronomların astrolojiyi bir ilim diye kabul edip ona bağlan-mıyacakları tabiidir. Fakat kâinattaki olayların, o geniş âlemden bir zerre diye kabul edilen insan ruhu üzerinde hiçbir tesir bırakmıyacağı-nı söylemek de doğru olmaz. Esasen astrolojinin dayandığı esaslar ve kullandığı tâbirler de tamamen psikolojik bir tabiat arzetmektedir.
Astronomlara göre eski astrolojik düşünce pek muğlâk ve karışık, daha doğrusu mitolojiktir. Fakat mito
İstanbul Belediyesinden:
5237 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununun eğlence resmine alt 27 nd maddesi gereğince Genel Meclisin 24.6.1949 gün ve 168 sayılı kararivle kabul edilen tarifenin. A ve B fıkralarının sonlarına bu kere Genel Meclisin 27.10, 3 950 gün ve 1950 514 sayılı karariyle birer bend eklenmek suretiyle aldığı şekil aşağıda gösterilmiştir.
Keyfiyet İlgililere tebliğ olunur.
A) Sinemaların tatbik edecekleri âzami bilet ücretlerini ve alınacak vergi nispetlerini gösterir
Bilet muhteviyatı
Sınıfı Mevkiler Müessese Hissesi Resim Miktarı Bilet Esmanı Resim Nispeti
1 Birinci loca 235.5 164.5 400 «Te 70
1 İkinci loca 176.5 123.5 300 (^70
1 Koltuk - balkon 59 41 100 %74
1 Birinci mevki 35.5 24.5 60 %70
1 ikinci mevki 23.5 16.5 40 %70
2 Birinci loca 181.5 118.5 300 (*•65
2 İkinci loca 151.5 98.5 250 «re65
2 Koltuk 48 ( 32 80 %65
2 Birinci iıievld 30 20 50
2 ikinci mevki 18 12 30 %65
3 I>OCA 125 75 200 %60
3 Koltuk 40.5 24.5 65 Ç-,60
3 Koltuk 37.5 22.5 60 r,60
3 Koltuk 36.5 18.5 55 «Te 50
3 Koltuk 33 17 50 %so
3 Birinci menci 32 13 45 Tr40
3 Birinci mevki 28.5 11.5 40 rao
3 Birinci mevki 26.5 8.5 35 %30
3 Birinci mevki 23 7 30 %30
3 ikinci mevki 23 7 30 %3Ö
3 ikinci mevki 19 6 25 %30
3 ikinci mevki 15 5 20 %30
BAhçe Birinci mevki 83 17 50 r(50
M1 M 32 13 45 TrlO
R 28.5 11.5 40 Tr30
»f • • 26.5 8.5 35 r(3o
ı> İkinci mevki 28.5 11.5 40 (7H0
aa w M 26.5 8.5 35 %30
M 23 7 30 (*30
M pr w 19 6 25 %30
r# M W 15 5 20 %30
Lüks, birinci ve ikinci suuf sinemalar, haftada en az bir gün halk matinesi tertip ederek bu ücretlerden en az yüzde yirmi beş ucuz tarife tatbik etmeye mecburdurlar.
Üçüncü sınıf sinemalarla açık hava sinemalarında, sinemacı, tarifede gösterilen hadler dahilinde dilediği ücreti tatbik etmekte serbesttir. Ancak, tatbik edeceği ücretleri bir beyanname ile belediye başkanlığına bildirmek zaruridir. Bu hususta yapılacak her değişiklik, üç gün evvel belediye başkanlığına bildirmek şartiyle muteber olur.
Sinema bilet ücretleriyle tâbi olacakları resim nispetlerini ve miktarlarını gösteren yukarıdaki cetvelde, birinci s ruf sinemalarda koltuk - balkon biletleri İçin gösterilen Ücret ve resim miktarları, bu yerlerin numaralı ol-masiyle meşruttur. Yer numarası olmayan biletler İçin Ücret ve resim miktarı cetvele mütenazıran, şu şekilde tesbit olunmuştur:
. Müessesr Resim Bilet Resim Sınıfı Mevkiler Hissesi Miktarı Esmanı Nispeti
1 Koltuk - balkon 50 35 85 %70
B) Tamamen yerli filmler gösterilen sinema seanslarında, bilet bedelinin yüzde yirmi beşi (ancak, aynı günde hem yeril hem ecnebi film gösterildiği takdirde, A fıkrasındaki nispete tâbidir.)
Tamamen yerli filmler gösteren sinemaların tatbik edecekleri âzami bilet ücretlerini gösterir tarife:
Bilet muhteviyatı
Sınıfı Mevkiler Müessese Hissesi Resim Miktarı Bilet Esmanı Resim Nispeti
1 Birinci loca 320 80 400 %25
1 ikinci loca 240 60 300 rc25
1 Koltuk - balkon 80 20 100 Ç725
1 Birinci 48 12 60 (•'.25
1 ikinci 32 8 40 %25
2 Birinci Loca 240 60 300 (Tr25
2 ikinci loca 200 50 . 250 rr25
2 Koltuk . balkon 64 16 80 %25
2 Birinci 40 10 50 Tr25
2 İkinci 24 6 30 %25
3 Loca 160 40 200 (Tr25
3 Koltuk 52 13 65 #25
3 H 48 12 60 Tr25
3 M 44 11 55 %25
3 40 10 50 r(25
3 Birinci 36 9 45 c;25
3 M 32 8 40 %25
S W 28 7 35 %25
3 M 24 6 30 25
3 île inci 20 5 25 (£25
3 99 16 4 20 %25
Slnoma bilet ücretleriyle tâbi olacAklan resim nispetlerini ve miktarlarını gösteren yukarıdaki cetvelde, birinci sınıf sinemalarda koltuk • balkon biletleri için gösterilen ücret ve resim miktarları, bu yerlerin numaralı ölmesiyle meşruttur. Yer numarası olmayan biletler İçin Ücret ve resim miktarları, cetvele mütenazıran şu şekilde tesbit olunmuştur:
Müessese Resim Büct Resim
Sııııf Mevkiler Hİasesl Miktarı Esmanı Nispeti
1 • Koltuk - balkon 68 17 85 (“c25
(15227)
lojide nasıl birtakım gerçekler varsa, şüphesiz kİ astrolojide de bazı hakikatler mevcuttur. Hakiki sevginin ne demek olduğunu Öğrenmiş bulunan mesut insanlar, isterseniz bahtsızlar diyelim, Venüs’ün zalim bir tanrıça olduğunu da kabul ederler. Diğer taraftan harp tanrıçası diye anılan yıldızın isminin bilhassa Ma ra olması da boş değildir. Kızıl bir ışık saçan hu yıldızın bazı milletler ve diller üzerine olan tesirinde de derin bir mâna mevcuttur.
Yıldızları okumasını, onların durumlarını binbir şekilde tefsir etmesini bilenlere göre güneşe en yakın plânet olan Venüs. İsmine lâyık bir yıldız diye kabul edilmektedir. Bugünün astronomları teleakoplariyle Venüs’ü tetkik ederken içlerinde severi diye, aşk diye bir duygunun harekete geldiğini belki sezmiyorlar ama. gene de Venüs’ü bir aşk tanrıçası diye kabul ediyorlar. Üzerinde yaşadığımız tek yıldız olan dünyada İse; evlâtlarını bağrına basan bir annenin muhabbet ve şefkati görülmektedir.
Oroskopinln en değerli tarafı karakteroloji denilen bilginin esasını teşkil etmesindedir. Bilindiği gibi 12 yıldıza göre insanlar arasında 12 esas Up kabul edilmektedir. Herhangi bir şahsın doğum gününü, saatini, yılını tam olarak hilen ve onda ay. dünya ve diğer yıldızların güneşe olan mesafe ve zaviyelerini hat.ASiz hesap edebilen bir bilgin için o şahsın kabiliyetlerini, bunların gelişme imkânı-• nı. kısaca şahsi karakterini tâyin, İşten bile değildir.
Yukarıda temas ettiğimiz 12 esas tip ve bunların karakterlerinden, bAşka bir yazımızda ayrıca bahsedeceğiz.
Sayfa 7
MAZOTLA 100 KİLOMETRE KATEDER
* J
4
Yeni Bir Hârika Sunuyor
ı L N I I t» ı n o
(15096)
ı
FEVKALADE TOPLANTIYA DAVET
8 Kasım
Dünyaya
5 TONLUK
5 TONLUK
MAGIRUS
Dikkat! Dikkat!
MAGIRUS KAMYONLARININ
• •
Müessesemiz şimdiye kadar hiçbir acentenin
Bir Senelik Garanti Mektubu
motörleri, kudret bakımından harika ve yapı bakımından ( çok pratiktir.
MAGtRUS
Kamyonlarının taşıdığı DEUTZ
ile teminat Verecektir
Sayın müşterilerimize yedek akşamın ucuzluğu hakkında fikir edinebilmeleri için en mühimlerinin fiyatlarını takdim ediyoruz : Komple piston, segman İOOT.L. Komple bile ve ana yataklar 65 T.L. Silindir 200 T.L. Ayna mahrutî 180 T.L.
DÜNKÜ BULMACANIN H.VLTJ
Soldan sağa:
1 — Moposan; Ka. 2 — İzole; A-blt. S — Ra; İlâha. 4 — Makına; Kil. 5 — Teminat 6 — Om; tyem; 1 A. T — Atatürk. 3 —Azal; Ne; AL 9 — Tur; Terazi. 10 — irade; Münif.
Yukarıdan aşağı:
1 — Mlrabo; Ati. 2 — Ozan: Mazur. 3 — Po; ît; Ara, 4 — Ali Kemal. 5 — Selamet; Te. 6 — Amiyane. 7 — Nah; Üretin. S — Belâ; An. 9 — Ki; îtirazt 10 — Atik; Aktif.
ANADOLUMUZUN
BU KAMYONLAR, EN ARIZALI YOLLARDA 14 LİTRE
Soldan aağn:
1 — Serveti Fünunculann nesir cephesinin babası. 2 — İncelik; Nida. 3 — Yukarıdan aşağı ikinci sıradaki müellifin en meşhur eseri. 4 — Açın halinden anlamıyan; Normalin üstünde zekâ. 5 — Çevrilince neti edatı olur; Tersi banka mektubu? Tersi dünyadır. 6 — Tersi askeri komut; Dermansızlık. 7 — Hassasiyetin boıulmsamdan mütevellit sinir hastalığı; Bir nota, S— Bayram (eski terim); Eski harflerden birinin okunuşu; Müteallik. 9 — Tıkırtı deposu; Çevrilince yıkılmış ev bakiyesi olur. 10 — Bir beynelmilel teşekkül; Farsça yıldız.
Yukarıdan aşaftı:
1 — Temdit ediş; Sondaki harfslz sahip. 2 — Soldan «atfa üçünoü sıradaki eserin müellifi. 3 — Çalma (argo); Bazan yüzünden pahalı o-lur. 4 — Gitme: İşaret sıfatı. 5 — Sorulan sualleri cevaplandır (iki kelime). 6 — Çevrilince hafif yemek mânasına gelir; Muvafakat. 7 — Bunaklık* Tersi nlşAne; Nida. 8 — Tersi gemi azıya alan; Bağlantı.
9 — Törpüler; Bir zeytin yağı nuv’t.
10 — Fikirleri bir.
Sanyer İcra Memurluğundan
949/209 Esas 950/14 satış Zabel Konca gül, Levon ve Yer-vant Koncagtll, Hirizantİ Arcan, Civanl, Karmela, Antonuyo, fici diye, Amabilo Kazale, Nlkoli Kiriçl ve Kâmil Aş’ın şayian mutasarrıf oldukları Büyükde-re, Büyükdere caddesindeki eski 265. yeni 261 kapı No.lu. 15.000 lira kıymeti muhammindi boş arsa mahkemenin izalei şüyu l-lâmına müsteniden açık arttırmaya çıkarılmıştır.
1 — işbu gayrimenkulun satış şartnamesi 950/14 satış No. ile herkesin görebilmesi İçin 15 gün müddetle Büyükderedekl Sanyer İcra Memurluğunda a-çık bulundurulacaktır.
2 — 30.11.1950 tarihine rastlayan perşembe günü saat 14 ile 15 arasında Sarıyer îcra Dairesinde birinci açık arttırması yapılacağından verilen bedel tahmin edilen kıymetin yüzde yetmiş beşini geçmek şartiyle en çok arttırana ihale edilecektir.
3 — Birinci arttırmasında verilen bedel yüzde yetmiş beşini bulmazsa en çok arttıranın taahhüdü baki kalmak şartlyle 11. 12.1950 tarihine rastlayan pazartesi günü saat 14 ile 15 arasında yapılacak olan İkinci arttırmasında en çok attırana ihale e-ailecektir.
4 — Arttırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin yüzde yedi buçuğu nispetinde pey akçesini satış başlamadan evvel icra veznesinde yatırmaları lâzımdır. Aksi halde arttırmaya İştirak etUrilmeyebllIrier. Keza arttırmaya iştirak edeceklerin bu gayrimenkulu daha evvelden görmüş ve beğenmiş ve dos-yaslyle şartnamesini tetkik etmiş sayılacaklarından bu hususa matuf itirazları mesmu olmaz
5 — İrtifak sahiplerinin ve İpotekli alacaklıların bu gayrimenkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair o-lan iddialarını evrakı müsbitele-riyle birlikte ilân tarihinden on beş gün içinde satış memurluğuna bildirmeleri lâzımdır. Aksi takdirde satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar.
îşbu gayrimenkulun bu ilânda ve şartnamesinde yazılı olduğu üzere satılacağı ilân olunur.
(15217)
İSTANBUL EMNİYET SANDIĞI
TASARRUF HESAPLARI İKRAMİYESİ
12 .12 .1950 Keşidesinde :
Alman tekniğinin bir hârikası olan
sarp ve dağlık yollarında üstün bir kudrette çalışacak olan
TAŞIT VASITASIDIR

HERKESİN KOLAYLIKL kullanabileceği
Dünyanın en meşhur ve az sarfiyattı DEUTZ DİESEL motörleriyle mücehhezdir.

r V*
Motor - Şanjıman - Diferansiyellerinde bir sene içinde olacak arızalar için yapamadığı bir usûlü tatbik ederek
TÜRKİYE UMUMİ MÜMESSİLİ: FEN TİCARET T. A. O

Merkez : Halaskar Gazi Caddesi 305 - 307 Şişli - İstanbul
Şubeler : Bankalar Caddesi, Cundoğlu Han No. 24 - 25 Ankara — Gümrük Meydanı No. 8 Mersin -
- P. K. 26 - Şişli
Emin Genç Dağkapı, Diyarbakır Acentesi
Göztepede bir ARSA
Ayrıca 10.000 liralık çeşitli
İKRAMİYELER::
(
Merkez ve şubelerimize 11 - 11 - 1950 akşamına kadar en azdan 50 liralık bir hesap açtırmış bulunanlar, bu çekilişe iştirak ederler.
Tevdiatınızı arttırmak
şansınızı çoğaltmak demektir.
(14771)


KONFERANS
Miinster Üniversitesi Felsefe Ordinaryüsü
İSTANBUL BELEDİYESİ İLÂNLARI
İstanbul Teknik Üniversitesi
Piyasada; hissedilen şiddetli İhtiyaç dolayısiyle HARRİS fırçaları uçakla geliyor! !f
İstanbul Sular İdaresinden:
Kâğıthane ile Terkos arasında döşenmekte olan yeni lsale hattı mevcut ana galeriye bağlanacaktır.
Zaruri olein bu ameliye dolayıslyle 9.11.1950 perşembe günü şehrin İstanbul ve Beyoğlu yakalanna Terkos suyu verilemlye-cektir.
Keyfiyet sayın halkımıza İlân olunur.
Basın - Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğünden:
Ankara Radyosunun kısa dalga neşriyatında çalışmak üzere orduca bilen bir mütercim - spiker alınacaktır.
Taliplerin izahat almak için Basm-Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü İdarî İşler Müdürlüğüne müracaatları. (15162)
İstanbul Defterdarlığından:
Mülga Av Vergileri Müdürlüğü binasında bulunan GalatA Tasfiye Vergisi Dairesi, Beşiktaş Barbaros Hayreddinin heykeli karşısındaki Beşiktaş Maliye binasına nakledilmiştir.
İş sahiplerinin bundan sonra buraya müracaatları rica olunur. (15213)
------------3 BAYAN
Tercüme İşleri İçin tÜrkçesi mükemmel, iyi fransızca veya İngilizce bilen üç bayan anyoruz. Makine ile yazanlar tercih olunur, isteklilerin aşağıdaki adrese yazmalan lâzımdır: R. R. R. 46 Posta Kutusu: 447 — Beyoğlu
Balıkesir Valiliğinden:
1 — Balıkesir — Şamlı — Ilıca yolu kim. 16-4-000—30 + 000 arasında yapılacak toprak tesviyesi işi (40175.00) lira keşif bedeli Üzerinden kapalı zarf usullyle eksiltmeye konulmuştur. 10 bin lirası 1950 de, bakiyesi 1951 de ödenecektir.
2 — ihalesi 25 kasım 1950 cumartesi günü saat 11 de Î1 Daimi Komisyonunda yapılacaktır.
3 — Bu işe alt bütün evrak her gün Bayındırlık Müdürlüsünde görülebilir.
4 — İsteklilerin 3013 lira 13 kuruş teminat yatırmaları veya bu miktar banka mektubu veya makbuzu ile ticaret odası vesikası ve ihale gününden en az Üç gün evvel (tatil günleri dahil) buna benzer 30 bin liralık İş yaptığını gösterir belge İle valilice müracaatla ehliyet vesikası almaları ve 2490 sayılı kanunun hükümlerine göre hazırlayacakları teklif mektuplarını İhale günü saat 10 a kadar komisyon başkanlığına makbuz mukabili vermeleri lâzımdır. Postada olan gecikmeler kabul edilmez. (15157)
Fen Ticaret Türk Anonim Ortaklığı Yönetim Kurulu Başkanlığından :
Ortaklığımızın inkişaf etmesi sebebiyle 250.000.— lira olan sermayenin 500.000.— liraya iblâğı Yönetim Kurulunca zarurî
görüldüğünden, bu husus hakkında görüşmek ve aşağıda yazılı olduğu şekilde gündemde bulunan madde tâdili hakkında karar verilmek ür.ere ortaklarımızın fevkalâde genel kurul toplantısına çağırtmalarına ve toplantının 9 - 12 - 1950 cumartesi günü saat 10 da ortaklımın merkezi olan Şişil. Halâskâr Gazi Caddesi 305 - 307 numarada yapılmasına karar verilmiştir.
Sayın ortaklarımızın toplantı gününden bir hafta evvel ortaklığın merkezine hisse senetlerini tevdi ederek giriş kartı almaları ve toplantı gününde hazır ’bulunmaları rica olunur.
Fen Ticaret Türk Anonim Ortakltğı Yönetim Kurulu
Prof. DrJOACHİM RİTTER
Edebiyat Fakültesi “Fındıklı” 14 numaralı dershanede beş konferans verecektir. Konferansların konulan ile gün ve saat-(15102) 17 17 17 17 17 (15102)
leri aşa&ıda gösterilmiştir. Herkes gelebilir.
6.11.1950 Pazartesi Saat
8.11.1950 Cumartesi Saat
9.11.1950 Perşembe
13.11.1950 Pazartesi
16.11.1950 Perşembe
1 — Ezistenslalism felsefesi
2 — ExİstenslalJsm felsefesi
3 — Existensiallsm felsefesi
4 — Akademik öğretim
5 — Akademik öğretim
Saat Saat Saat
de de de de de

Sayın Telefon Abonelerine:
İstanbul Telefon Başmüdürlüğünden:
1 — 111.1050 tarihinden itibaren telefon aboneleri tarafından P.T.T. merkezlerine tevdi edilecek telefon borçlan için vezne makbuzu verilmlyecek. bu paralar abonelerce telefon başmüdürlüğü namına posta havalesi olarak havale gişelerine tevdi edilecektir.
2 — Havale ücreti maktu olarak (20) kuruştur.
3 — Herhangi bir yanlışlığa mahal kalmamak üzere telefon numaralarının adreslerine İlâve olunması sayın abonelerimizden bilhassa rica olunur.
( — Bu şekilde gönderilecek paraların, münhasıran o şehrin •bonelerine alt olması İcap eder. X15°7°)
Mezbaha Paviyonu Onarımı
İstanbul Haliç Sütlücesindeki Mezbaha binasının boynuz kırma yeri İle paça ve barsakhane payivonunun tamiri açık eksiltme suretiyle yaptırılacaktır.
Keşif bedeli 21294.34 Ura ve ilk teminatı 1597.08 liradır.
Şartnamesi İstanbul Dlvanyolunda Belediye Merkez binasındaki Zabıt ve Muamelât Müdürlüğünden alınacak veya görülecektir. - ı • -
İhale 16 kasım 1950 perşembe günü saat 14.80 da İstanbul Belediyesi Merkez binasında müteşekkil Daim! Komisyonda yapılacaktır.
İsteklilerin ilk teminat makbuz veya mektubu, 1950 yılı ticaret odası vesikası ve şartnamedeki kayıtlara uyularak eksiltmeden üç gün evveline kadar İstanbul Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğünden alacakları fennî ehliyet kâğıdı ile birlikte ihale günü saat 14.30 da Daimî Komisyonda bulunmadan lâzımdır.
(14616)
Rektörlüğünden
1 — üniversitemiz Gümüşsüyü binasındaki konferans lonunda yapılacak tadilât vo tamirat işi açık eksiltmeye nulmuştur*
2 — Eksiltme ve İhalesi 21.114950 tarihine rastlıyan ı günü saat 12 do Rektörlük binasındaki Rektörlük satınalma misyonu tarafından yapılacaktır.
3 — îfin keşif bedeli 13125 on üç bin yüz yirmi beş llra-dır-
4 — Muvakkat teminat 985 liradır.
5 — Bu İşe ait şartnameler satınalma bürosunda, her gün mesai saatleri İçinde tetkik edilebilir.
6 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunda ve tanzim edilen şartnamedeki vesikalarla birlikte muayyen gün ve saatte komisyonda hazır bulunmaları ilân olunur. * (14956)
Gilndem :
1 — Sermayenin dinin 7 nci maddesinin
arttırılması ve Ortaklık Ana Sözleşme-değiştirilmesi.
abonelerine alt olması icap eder.
aa-ko-
salı ko-
Eski çekil
Yeni çekil
Sümerbank Deri ve Kundura
Sanayii Müessesesinden
30.11.1950 tarihine kadar teklif verilmesi ilân olunan 50 ton yuvarlak çeliğin kutrunun 6.40 m/m olmayıp 6.25 m/m olacağının not edilmesi rica olunur. (15265)
Hurda iç ve dış lâstik satışı
1 — Bölgemiz atölyesindo mevcut 446 adet dış ve 47 adet İç oto lâstiği açık arttırma suretiyle satılacaktır.
2 — Açık arttırma 14.11.1950 salı günü saat 16 da Etlik yolu üzerindeki yollar 4. Bölge Müdürlüğü binasında müdürlük odasında toplanacak komisyon huzurunda yapılacaktır.
3 — Muhammen bedel (iki bin yedi yüz seksen sekiz Ura elli kuruştur) (2788,50) lira olup geçici teminat (İki yüz on lira) 210 liradır.
4 — Lâstikler her gün — tatil günleri hariç — saat 10.00 -11.30 arasında bölge müdürlüğü sahasında ve bu işe alt şartname Bölge Müdürlüğünde görülebilir.
5 — İsteklilerin 2490 sayılı kanunun ahkâmına uygun olarak müracaat etmeleri ilân olunur. (14851)
Madde : 7 — Ortaklığın sermayesi, her biri 500.— Türk lirası kıymetinde 500 hisseye taksim edilmiş 250.000.— Türk lirasıdır. Bu sermayenin ne miktarının hâmiline ve ne miktarının nama muharrer hisse senetlerinden olacağım Yönetim Kurulu tâyin eder. Hisse senetlerinin tamamı nama veya tamamı hâmiline muharrer olabilir. Ancak sermayenin tamamı ödenmedikçe hâmiline muharrer hisse senedi ihraç olunamaz.
2 — Ana Sözleşmenin 17 nci maddesi gereğince yeni hisse senetleri çıkanldıgı takdirde mevcut ortaklarının rüçhan haklarını ne şekilde kullanacaklarına dair karar verilmesi.
Madde : 7 — Ortaklığın sermayesi. her biri 500.— Türk lirası kıymetinde 1.000 hisseye taksim edilmiş 500.000.— Türk lirasıdır. Bu sermayenin ne miktarının hâmiline ve ne miktarının nama muharrer hisse senetlerinden olacağını Yönetim Kurulu tâyin eder. Hisse senetlerinin tamamı nama veya tamamı hâmiline muharrer olabüir. Ancak sermayenin tamamı ödenmedikçe hâmiline muharrer hisse senedi İhraç olunamaz.
İstanbul Sular idaresinden:
İdare ihtiyacı için 15 ton kurşun alınacaktır.
Şartnamesi bedeli mukabilinde idare veznesinden alınabilir. İsteklilerin teklif bedellerinin % 7.5 u nispetinde yatıracakları trminat mcktuplariyle şartnamesi dairesinde hazırlayacakları teklif mektuplarını en geç 15.11.1950 çarşamba günü saat 12 ye kadar idare muamelât dairesine vermelert (15191)
Sayfa 8
YENİ 1 S T A N B U L
8 Kasım 1950
TOPAAl CJMll
BUŞLANM'S1'”
Me^a aşağ'ds Ziraat Ban-ederiz. .
’ Sa^ın muşteo e mıntakalan"(‘a’u J«* ""'kasma müracaattan^ nca
ARSLAN MARK*
AB ;2k.—r""T,,o’"( Meşhur A,rn®" Kürt«vatör‘er'
ATAK AD€0l
CAMIMA OENİŞlIftl
AftlNUâl
11 odrl
178 lenfim
757 Klg
TOPRAK CİNSİ
AİIRLiAl
160 Kg
28 32 »ontım
• 13 wnhm
800 Kgr
33 tenlim
lORMf •FNlşdûl
OÖVOf tOkscklJAI
SORMf 0ERİNÜ4I
İstiklâl caddesi No. 392 -394 BEYOÛLU - İSTANBUL
Tel 49244
TÜRK MOTOR A. Ş.
İzmir Satıp Bürosu
İkinci Kordon No. 60 - İZMİR
İBRAHİM BARIŞTA
Çankırı caddasl No. 57
ANKARA
TÜRKTAM
Tarım Acontalıkları Müasttsl
Abldln paşa Caddesi No. 101
ADANA
BAHRİ İÇMEN - HİKMET ÇELEBİOÛLU
Posta Caddaıl No. 4
DİYARBAKIR
SALİM KULA
lametpaıa caddesi No. 85
ELAZlâ
TİP T0MUI CİNSİ BÛRMf OSRİHLIÛI SÜRME GENİŞUSI UirlHU tâVDf 1 TÖIlEKllfil |
a a 3 A^ll 27 78 »ontım 56 tenlim 1 7 X 14 ln() 333/35OKOr
SÜRME OfRİHLİftI SÜRME oeNişıiRi AİlRllBl sOvot vOkmklIAJ
28/32 ton tim 650 K0 85 KjnHm 53 fconllm
ne UNAT ADEDİ TIRMIK UCU Aoeol tirmii ucu tOueklMI UirçJ* UMİIH8I
r» U/ VI 3 60 od* 19 lontim 315 Kont İm
aöiauöi
kudreti ile
Muvaffakiyete erişen çiftçiler FARMALL
MD Diesel modelini tercih ediyorlar...
Farmall MD Modeli, büyük. muhtelif işler yapan çiftliklerde tam bir Diesel takati temin etmektedir. Bu modelin 4-silindır-II motörü. bu derece şöhret bulmuş olan International Harvester motor-lerindeki biçim, kalite ve işleyiş hususiyetlerini bir araya getirmiştir
Esas itibarıle Farmall M Modelinin aynı olan McCormıck International Farmall MD Diesel Modeli doğrudan doğruya trak töre takılan veya çekme suretiyle idare edilen büyük boy takım âletlere sahiptir. Sağlam kudret) ayni zamanda (kuyruk mili İve kayış kasnağı va-
sıtasile büyük makineleri de çalıştırır
Evet. Modern makineleşmiş ziraatın kalbı o-lan Farmall Sistemi ile Diesel takati burada birbirine girift olmuştur. Traktörünüzü uzun saatler çalıştırıyorsanız. Dıe-selin temin ettiği tasarruftan istifade ediniz.Aynı zamanda binlerce çiftçinin daha az parayla daha fazla istihsal elde etmesine yardım eden Diesel ve Farmall Sistemleri, »un birleşmesinden de istifade etmiş olursunuz. Şayet bir benzin veya gaz motörünü tercih ediyorsanız. bu halde Farmall M Modelini görünüz.
ut*
INTERNATIONAL HARVESTER EKPORT Co CHICA80 I TOrklye OûamJ MOm««ılllıQI : TÜRK İNTER MAKİNELERİ A. 0.
İSTANBUL - ANKARA - AOANA - ESKİŞEHİR . KONTA
INTERNATIONAL


HARVESTER
Saçların Dökülmesine Kepeklenmesine ve Kaşıntılara Karsı
MUAMMER ERZAN
İnönü Caddesi No. 36 BURSA
Haşan Suvarıldı Oğullan
İstanbul caddesi No. 82
KONYA
târKEr.
rifayREr/
50 lirası
rifayRET/
Dikiş Makineleri
Vitaminli
ÇOCUĞUNUZUN SÜT ANNESİDİR
Dikiş Makineleri
KAHSt
İstanbul Galata
Türkiye ümunı Mümessili
DİLER TIBBÎ MÜSTAHZARLAR LABORATUARI
1939 sürfen taokul tim Bakanlığı mnda zayi ettim. Yenisini alacalımdan eskisinin hükmi) yoktur. Ekrem Başar
ve mütail Yeni gelen portatif yan görünüz ... edeceksiniz I
SAYIN DOKTORLARA
zayİ İlahi nenesinde Hayriye Lise aldığım 437 sayılı Or diplomamı MIHI E£i binası yangı zayi ettim
Konferans
Tıp Fakültesi
Dekanlığından :
Dünya Sağlık Teşkilatı adına Profesör Dr. Husfeldt, şehrimizde sekiz konferans verecektir. İlk konferans 13 11 1950 pazartesi günü saat 11.30 da Birinci Cerrah! Kliniği A nf İsinde verilecektir. Difter konferanslar ayrıca ilân edilecektir. 115231)
Ankara lora Tetkik
Merciinden : 950/2528
Ankara Anafartalar caddesi 162 sayılı dükkAnda ticaretle meşgul Hıfzı Menemene! kon-kurda t o talebinde bulunmuş olduğundan Ankara tera. Tetkik Merciinin 6.11.1950 gün ve esas 1950/2528 karar 950/2221 sayılı kararı He kendisine İki aylık mühlet verilmiş olduğu ilân olunur. (15245)
Bu kadar güzel... hafif ve küçük I Kolayca çantanıza veya çekmecenize sığar I
ZAYİ — Sahibi olduğum 4778 plAka sayılı kamyonumun fennî muayene cüzdanını zayi ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü olmadığını ilân ederim.
Mecidiyeköy, Yaşarbey Sokak No. 5
Mrhınrt Cöbekbaş
olduğunu not etmenizi rica ederiz. JAK GRÜNBERG HALEFLERİ HUGO ve LEON GRÜNBERG
İstanbul, Rızapaşa Yokuşu Milas Han
Galata, Hezaren Caddesi No. 84 • İstanbul • Tel- 40870
Bu kadar ehven fiaf tediye şartları I Alman PRINCESS makinesini bir hakikaten HAYRET
Bu kadar sağlam... ve elverişli I 44 TUŞLU, komple klavyeli her İyinizi görecek bir yazı makinesi I
Telefon numaramız değiştirildiğinden yeni telefon numaramızın
ÇOCUK MAMASI
Zevk Sahiplerinin DİKKATİNE :
Kıreçbumu Vapur İskelesi karşısında Kireçburnu Caddesi No- 13 te bulunan ve evvelden ben ı Boğaziçi Salonu» ismi altında çalışan gazino, bu kere 15 kasım 1950 tarihinden itibaren binanın tamamı tam konforlu bir otel olarak açılacaktır.
Bu otele Türkçe güzel bir isme İhtiyaç vardır En geç 15 - 11 • 1950 tarihine kadar gönderilen mektuplar bir heyet huzurunda açılacak ve seçilen isim sahibi, mükAfat olarak arzu edecekleri mevsimde otelde 5 gün yemekli olarak ücretsiz kalabilecektir
Mektup adresi :
Yuauf Byigiin
Kireçburnu - Kireçburnu Caddrti No, 13
■ ■■■■■! 1 ~ " " *
Üsküdar Kaymakamlığından:
Bekçi ücretlerini vermiyenlerin 1.11.1950 gününCn 11.11.1950 gününe kadar makbuz mukabilinde tahsildarlara ödemeleri, aksi takdirde haczen tahsiline gidileceği 11 An olunur. (11886)
avlumu
RADYOLARI


Comments (0)