9 Ağustos 1950
Çarşamba
TEM
1
711000
nnNl oco »BAB
yen!
iten! «t
YENÎ İSTANBUL Tâ.000 Hra dağıtıyor
Beyoğlu - Müellif Caddesi 6 - 8 — Posta Kutusu : 447 - İstanbul
4
Dış politika
Kore işindeki son inkişaf
karşısına, hatırı kuvvetleri, ancak
j/ORE tecavüAi şimdi bir yandan Kore’deki muharebe meydanlarında bir yandan da Güvenlik Konseyinde muayyen bir inkişaf safhasına girmiş bulunmaktadır.
Muharebe meydanlarında, kolay İlerlemelerin zafer manzarası, son günlerde, bir çocuk balonu gibi patlamışa benziyor. Bilakis, Birleşmiş Milletlerin idaresindeki kuvvetler, mukabil taarruzlar yaparak mütecavizleri geriye atmaktadır.
Zaten hâdisenin beş altı haftalık hikâyesini şöyle bir göz önüne getirirsek, bunun dört küsur haftası zarfında, şlmallilerin iyi hazırlanmış ve ağır silâhlar ile teçhiz edilmiş taarruz kuvvetlerine, bir tümen kadar Amerikalı ve bir de cenupluların yarım yamalak kıtaları tarafından karşı konduğunu hatırlarız.
Mütecavizlerin sayılır müdafaa
son iki hafta içinde yetlştlrebiimlştir.
Bugün cephe, Kore’nin güncy-batı-sındakl köşeye münhasır kalmıştır. Bunun 100 mil kadar derinliği 50 mil kadar da eni vardır. Bu köşenin içinde, müdafaası icap eden Taygıı şehri ile Puzan limanı mevcuttur. Puzan, büyük Taygu şehrinden daha ehemmiyetlidir. Çünkü eldeki köprübaşı-mn ikmal limanıdır. Bu sebepledir ki, yetişen takviye kıtalarının İlk işi. sıkı bir hücum ile şimallUeri, limanı rahatsız etmiyecek bir mesafeye sürmek ve uzaklaştırmak olmuştur.
Muharebe meydanlarındaki İnkişaf, şimdilik bu merkezdedir.
Güvenlik Konseyindeki İnkişafa gelince, buna bugünden inkişaf demek. abestir. Bilakis, Sovyetler Konseye avdet etmek daha doğrusu —sıranın kendilerine gelmesinden faydalanarak— riyaset koltuğunu Lşgal etmekle, hem önümüzdeki inkişafı yani kararları baltalamak hem de eski kararları iptal ettirmek gayesini gütmüşlerdir.
Şimdiye kadar, onların da hazır bulunmaları ile, Konsey üç toplantı yapmıştır. Bu toplantılardan lıiç biri, Sovyetlerln propaganda ve usul o-y unların dan ibaret mayin tarlalarını temizliyerek ilerlemeye kâfi gelmemiştir.
Bu satırları yazdığımız sıralarda, Konsey yine içtima halindedir, ilk haberlere bakılırsa. Malik, celseyi a-çar açmaz. Şimal Kore’lilerin, Amerikan barbarlığından şikâyetçi telgraflarını okumuştur. 1200 kelimelik bir telgraf!
Bu şikâyetlere göre, bir yandan hastahane ve mekteplerin bir yandan da sanayi tesislerinin hava hombar-dımanlariyle dilmektedir.
Hastahane illiyet veren
fikriyle hareket edemlyeceği gibi, e-ğer kendisine, Birleşmiş Milletler gibi her halde bir kahve değirmeni durumunda olmıyan ve tesisindeki gaye her suçlu millete bütün milletler a-dına lâzım gelen ihtarı yapmak olan bir müessese, harbi durdurmasını 38 inci arz dairesine çekilmesini tar ediyorsa, bu İhtan dinlemesi zımdır.
Kaldı ki, şlmallilerin tecavüz
kanlı hesaplaşma yoliyle işgal ettikleri topraklar da, mektepleri ve hasta haneleri ile birlikte Kore topraklarıdır. Kendi topraklarının her türlü müesseseslne ve üstelik kan kardeşlerine silâhla tecavüz eden bir idarenin kanlı katilden ne farkı vardır?
Efendiler, senelerce hazırlanarak ve plânlarını yaparak, günün birinde, ellerinde palalar, cenuptaki sâkln İnsanların obalarına hücum ediyorlar. Fakat bu, barbarlık sayılmıyor. Vak t a ki, tecavüzü tecavüz diye cezalandırmak Lstİyen ve bunun haricinde hiç bir hususi hedef gütmiyen kuvvetlerin bombaları kendi obalarının üzerine düşüyor, derhal Hızlanmaya ve şikâyete başlıyorlar.
Eğer Kore bugün, cenupta ve şimalinde,
kıvranıyorsa, iller değil de
Farzedelim aşağı ellerine
leketln nâşı ellerine geçmiştir.
Bu bir kazanç mıdır?
Kardeş boğuzlıvarak baba evinin yangın arsasında hiddet ve şiddet ifritinin çubuğunu tüttürdüğünü görmek. bir marifet inidir?
Hakikat şudur ki, hakkı ve hukuku kırık bir testi gibi kenara atarak, her hangi bir meseleyi kuvvet ve şiddet ifritlerinin zincirlerini çözerek halletmek, şimdiye kadar hiç kimsenin işine yu ramam ıştır.
18 lnc| ve 19 hâkimi Avrupa, iki defa işlediği azledilmiştir!
Avrııpayı bu hale koyan hal tarzının pençesinden kurtulabilir mİ?
Şimal Kore’liler, memleketlerinin dalıa bugünden rıe hale geldiğini görüyorlarsa, lütfen buna kimin sebep olduğunu da teeblt etsinler!
Ve, bu eğer bir zihniyet is© bu zihniyetten dönsünler; yok böyle değil de dost görünen bir devlet İse, Birleşmiş Milletlerin huzuruna Ame-rlkııyı şikâyet etmek İçin değil, hürriyeti seçmek İçin çıksınlar.
tahribinden şikâyet e-
ve mekteplerine ehenı-bir memleket, tecavüz
ve
Ih-lâ-
ve
harp ifritinin pençesinde bunun mesulleri şimul-kimlerdir ?
kİ, memleket, baştan geçmiştir. Ama, mem-
uncu asırların eşsiz bu hatayı için, tarihi
üst üste rolünden
İlletli bir hiç Kore
Burlıan BELGE
7
SİYASİ İKTİSADİ, MÜSTAKİL *
Sk A
/

*1
i * l.

Te* I* eden: Hablb Edlh . TÖREHAN

r .
t
Maliye Bakanı yapılacak yardımı açıkladı
Zarar görenlere derhal alât ve edevat ile miitedavil sermaye temin edilecek — On seneden az olmamak üzere uzun vâdeli krediler açılacak, înşaat kıştan evvel ikmal edilecek
Balıkesir 8 (A.A.) gelmiş olan Maliye Bakanı Halil A-yan basın mensuplarına aşağıdaki beyanatta bulunmuştur:
Vatandaşların dileklerini dinledim. Yangından müteessir olan vatandaşlardan bir kısmı İle yardım komitesi mensuplarının da hazır bulundukları toplantıda felâketin ortaya koyduğu
Balıkesire
mevzular ile vatandaşların İhtiyaçlarını gözden geçirdim ve aşağıdaki esaslar dahilinde tedbirler alınmasını kararlaştırdım.
1 — İaşe Meselesi: Mahalli yardım komitesi tarafından bugüne kadar kendi imkânları nispetinde yürütülmekte olan iaşe yardımı genişletilecektir.
icabında





f
V

Yıl 1 — Sayı 252—10 kuruş
Abone: Türkiye İçin seneliği 32, altı aylığı 17, üç aylığı 9 Hradır. Hariç memleketler iki mislidir.
İlânlar t 6 ncı sayfada santimetresi 2 Uradır. İlânlardan hiçbir mesuliyet kabul edilmez.
Telefon : 44756 - 44757 Santral — Telgraf Adresi : Hetlo. İstanbul
ff * Af( •.


P ■


;/«' İT
■W


Menderes, tenkidde
■T ■
F
fv

•>
t

ölçü ve insaf istiyor



Nihat Erim de iktidan Göbbels
■ -I
i J ı (
V

■ ' >
*
Al





M
• I

metodlarını
kullanmakla
itham


•1
tr
*4]
Sr I
C •' -M
t ►



v


ediyor
m

Giilek te iktidarı tenkid etti
V

Kore’ye gidecek birliğin sıhhi muayeneleri yapılmaktadır. Yukarıdaki resimde muayeneye gelen kahraman Mehmetçikleri görüyorsunuz.
töreye gidecek birliğin hazırlıkları
t
Subay ve erlerin heyet muayenelerine başlandı. Subay ve erlerimizin maneviyatları çoy kuvvetli
Ankara, 8 (Hususl muhabirimiz bildiriyor) — Kore’ye gönderilmesi Ra-. Torlaştırılan 28 inci tümene bağlı birliğin subay ve erleri için heyet muayenelerine başlanmıştır. Şimdiye kadar muayenesi yapılan 300 kişi olup topçu ve istihkâm sınıfına mensupturlar. Piyadelerin muayenesine yarından itibaren başlanacak ve asgari 10 günde bütün birliğin muayenesi tamamlanacaktır.
Kore'ye gidecek asker ve subaylarla yaptığım görüşmede bunların çok neşeli ve mâneviyatlannm çok kuvvetli olduğunu müşahede ettim.
KÜREDE
Kızıllar bir
çevirme hareketi yapıyorlar
Kore, Sekizinci Ordu Karargâhı, (AP) — Doğru olduğu henüz teyid edllmiyen haberlere göre, komünistler müttefik kıtalarının çok gerilerine girmiş bulunmaktadır. Alman diğer bazı haberlere göre de. büyük bir kızıl Kore kuvveti dağlar arasından sızmaktadır.
Tokyo, 8 (AP) — General Mac Ar-thur’ün karargâhından bugün bildirildiğine göre. Güney Kore cephesinde ilerlemekte olan Amerikan birlikleri Şinju istikametinde hareketine devam etmektedir.
Amerikan kıtaları hâlâ, düşman askerlerinden mürekkep küçük cepheleri temizlemekle meşgul bulunmaktadır.
Kore cephesi, 8 (AP) — Naktong nehrinin karşı sahilinde, Şangyong’un güney batısında Kuzey Korelilerin kurdukları köprübaşma şiddetli mukabil taarruzlarda bulunan Amerikan kuvvetleri yeni takviyeler almaktadır.
8
suretiyle


ı


Yangına maruz kalanların
2 — Yangından zarar görenlerin büyük kısmını küçük ticaret erbabı İle esnaf teşkil etmektedir. Maddi imkânları zaten mahdut olan bu vatandaşlara yeniden çalışmaya baş. lıyabllmeleri İçin derhal temini lâzım gelen alât ve edevat ile müte-davil sermaye ihtiyaçları,
Maliye Bakanlığının temin edeceği imkânlardan da istifade mahalLl bankalar tarafından temin olunacaktır.
3
mahalli bankalara olan borçlarının a-lâkalı bankalar tarafından tecili kararlaştırılmıştır.
4 — Yangın sahasının plânının yapılmasına hemen başlanacak ve en kısa bir zaman zarfında inşaata girişilmesi temin edilecektir. Bu inşaatın kış mevsiminden evvel ikmali için bütün gayretler sarfolunacaktır. Plânın yapılması ve imar hareketinin hemen başlıyabilmesi için vazifelendirilen mütehassıslar Balıkesire gelmek üzeredir, inşaatın İstilzam eylediği (on seneden az olmamak üzere) uzun vadeli kredi kolaylıkları, emlâk Kredi Bankası vasıtasiyle temin o-lunacaktır. Yangın dolayısiyle hâsıl olan tacir ihtiyaçlarının icabında yangın sahası dışımla temini için belediyeye lüzumlu kredi imkânları kendi mevzuatı içinde temin olunacaktır. Bu meyanda yangın sahası içinde ve dışında buluna nEvkafa a-it sahalardan da İstifade İmkânları araştırılacaktır.
Celâl Bayarın konuşması Cumhurbaşkanı Celâl Boyar, BalIkesirlilerin dilekleriyle yakından alâkadar olmuş ve yapılacak yardımlar hakkında BaJıkeslrlilere teminat vermiştir.
Celâl Bayarın Bahkeslrde yaptığı bu konuşmanın tam metnini bugün üçüncü sayfamızda bulacaksınız.
Fuat Köprülü son Strasbourg Konferansına gitmeden evvel İrlanda Dışişleri Bakanı İle de bir görüşme yapmıştır. Paris Büyükelçimizi İrlanda Dışişleri
Yukarıdaki resimde Fuat Köprülü ve Bakanı İle görüşürken görüyorsunuz.
STRASBOURG GÖRÜŞMELERİ
Asamblede müdafaa

I
edilecek Türk tezi
Türk delegasyonunun emniyet meseleleri üzerinde duracağı bildiriliyor
Strasbourg, 8 (YİRS) — Türkiye delegasyonu bugün Strosbourg'da açılmış olan Asamble müzakerelerine iştirake hasırlanmaktadır. Türk murahhasının görüşmeler sırasında neden bahsedeceği henüz bilinmiyorsa da, alâkalı mehafil, öğleden sonra Asamblede hâlen bilhassa Önem verdiği meseleleri
• 4
beliren temayülleri vo Türk Milletinin gözönünde tutarak emniyet meselesi üzerinde duracağını tahmin etmektedir.
Fransız Sosyalist mebus Philips.
Adnan Menderes, dün An karada D. P. toplantısına İştirak etmiştir. Yukarıdaki resimde Menderesi bu toplantıda konuşurken görüyorsunuz.
KORKUSUZ TÜRKİYE!
Washington Post’un mühim makalesi
”Şu Türklere Bakınız! Silâhlı Kazakların yaşadığı memleketle Kore harp meydanlarında karşı karşıya gelmekten çekinmiyor!,,
Washington, 8 (YİRS) — VVashlng-ton Post gazetesi Türkiyenin Koreye kara kuvveti göndermesi münasebetiyle Birleşmiş Milletlere dahil memleketlerin bundan her bakımdan örnek almaları lâzım geldiğini ifade e-den samimi ve sitayişkâr bir başmakale neşretmiştlr. Gazeteye göre Türkiye beş seneden beri durmadan devam eden sinir harbine mükemmel dayanmıştır. Makalenin bir yerinde şöyle denilmektedir:
“Bu hareket korkusuzluğun bir tezahürüdür. Şu Türklere bakiniz kİ. silâhlı Kazakların yaşadığı memleketle kapı komşusu oldukları halde Kore harp meydanlarında karşı karşıya gelmeyi memnuniyetle karşılıyorlar. Muhakkak ki, bir alay veya bundan daha fazla tutan Türk kuvvetleri, tecavüze karşı muazzam bir silâh teşkil etmektedir.”
Washington Post’a göre daha başka muhtemel tehlike bölgeleri varken Koreye kuvvet göndermek delice bir hareket sayılabilirse de Türk yardımını Birleşmiş Milletlerin geniş bir temsil esası üzerinden şu yahut bu noktaya kuvvetleri gönderebilmesi ve buniın lüzumu bakımından tahlil edersek, değerini bir kat daha anlamış oluruz. Bu değer hem maddî hem de mânevidir. Mütecavizlere anlatılmalıdır kİ. Birleşmiş Milletler, silâhlı kuvvtit göndermek lâzım geldiği zaman da bütün
Murat Manşı
geçemedi
Murad, tngiltereye 2 mil yaklaştığı sırada yüzmeyi terketti
Manşı yüzerek geçmeğe teşebbüs eden Murat Güler 21 saat yüzdükten sonra İngiltere sahiline iki mil mesafede bulunduğu sırada yüzmeyi terk-etmiştir. Amerikalı kadın yüzücü Florence Chadsvick ise 13 saat 22 dakikada Manşı geçerek yen! bir kadınlar rekoru tesis etmiştir.
Arkadaşımız Vedat Etensek Türk yüzücü Murat Gülerin ailesiyle dün bir görüşme yapmıştır. Bu görüşmenin ve yarım kalan yüzüşün tafsilâtını bugün üçüncü sayfamızda bulacaksınız.
Dünya Hikâye Müsabakası
Dünya hikâye müsabakasına gönderilecek
2 Türk hikâyesi bugün seçiliyor
Dünya hikâye müsabakasına gönderilecek 2 Türk hikâyesini seçmek için bir buçuk aydan beri çalışmakta olan jüri ilk elemeyi yaptıktan sonra Üç günden beri toplantılarına devam etmektedir.
Jüri, dün yaptığı toplantıda tetkik edilmek üzere ikinci tura kalan 42 hikâyeyi okumaya devam etmiştir. Jürinin dünkü çalışmaları sonunda okunan hikâyelerden bir kısmı yeniden elenmiş bir k smı da üçüncü tura kalmıştır.
Jüri bugün saat 14 de son toplantısını yapacak ve bu akşama kadar neticeyi alacaktır. Jürinin tetklkatı uzamadığı takdirde dünya hikâye müsabakasına gönderilecek en İyi iki Türk hikâyesinin bugün seçilmesi kuvvetle muhtemeldir.
Andrö Avrupa Konseyinin askeri meseleler ile meşgul olmaması lâzım geldiğini belirttikten sonra Kore'deki tecavüzden sonra müzakereleri tâli derecede kulan mevzulara inhisar ettirmenin güç olduğunu söylemiş ve Meclisin uzun vâdeli vo merhale merhale tahakkuk edebilecek eserinin yeni taarruzlarla sekteye uğratılabilc-ceğlni tebarüz ettirmiştir. Müşahitler Churchill'ln de aynı mevzuu ele alacağını tahmin etmektedirler.
İtalyan delegesi Gachero, Avrupa milletlerine hâkimiyetlerinden fedakârlık etmelerini talep etmiş, Andre Philips de Bakanlar Komitesi rapoıu-nu “basit zabıtnameler koleksiyonu,, oturak tavsif ettikten sonra Avrupa müdafaasını bahis mevzuu ederek:
“İstediğimiz, bizi hudutlarımızda fiilen müdafaaya yetecek bir kuvvetin teessüsüdür. Bu kuvvete hepimiz birden iştirak etmeliyiz. Artık, evvelâ esarete düşüp sonra kurtarılmak İstemiyoruz. Çünkü o zaman hepimiz öl-miış olacağız.
Artık, ufak mili! kuvvetleri birleştirmek yetmez. Lâzım olan bir Avrupa ordusu kurmaktır.»
Ankara, 8 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Başbakan Adnan Menderes’in dün akşam Ankarada Sergievinde-kl parti toplantısında yaptığı konuşma bazı gazetelerde muhtelif şekillerde çıkmıştır. Bu münasebetle Başbakan Adnan Menderes gazetecilere şu beyanatta bulunmuştur: — Dün akşamki konuşmamın asıl maksadı muhalefetin tenkid vadisinde düşmekte olduğu ifratlara işaret ederek, muhalefet ve tenkidde ölçü ve insafın elden bırakıl-mamasınm demokratik rejimin menfaatine olduğu kadar, memlekette muhalefetin itibar ve sevgi kazanmasına da yarıyacağını ifade etmekten ibaretti.
Memleketin yüksek menfaatleri daima gözönünde bulundurulduğu takdirde demokratik rejimin kurulmasında ve yannın hür ve mesut Türkiyesinin İnşasında prensip ayrılıklarına rağmen iktidarla muhalefetin elele yürüyebilmesinin her zaman mümkün olabileceğini ifade ederek muhalefeti böyle bir işbirliğine davet etmek istemiştim.
Bu konuşmam vaktin geç olmasına
9 • •
binaen iyi zaptedllememiş olacak ki, gazetelerimizde başka başka intişar etmiş bulunuyor. Bu arada belki bazı gazeteler, sözlerimde mutlaka tehdit ve şiddet varmış gibi göstermeyi politikalarının icabı telâkki ederek dünkü konuşmamdan maksadımı aşan şekilde nakiller yapmak İstemiş ola-bilirler.
îşte şu kısa beyanımla dün akşamki konuşmamın gazetelerde başka başka intişar etmesinden doğan yanlış anlaşılma İmkânlarını bertaraf etmiş olacağımı zannediyorum.
Prof. Nihat Erim’in İktidardan şikâyeti
Ankara, 8 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Dünkü Ulusta Nihat Erimin yeni iktidardan şikâyet eden bir makalesi çıkmıştır. Nihat Erim, 1950 seçimlerine tekaddüm eden günlerdeki mitinglerin boşa çıktığını, büyük bir hayal sukutu ile karşılaşıldığını anlatmaktadır. Nihat Erim, devlet kadrolarında D. P. teşkilâtının arzularına göre değişiklikler yapıldığını, ,imalar ve açık ithamlarla devletin başlıca mesuliyet mevkilerinde yıllarca hizmet edenlerin kötülenmeye çalışıldığını yazmakta., muhalif milletvekillerinin tutanaklarının seçim kanunu ihlâl edilerek tahkik ettirildiğini izah etmekte ve Koreye yapılacak yardım mevzuunda diğer partilerin reylerinin alınmamasını tenkid etmekte ve bugünkü gidişi Gobbels’in totaliter görüş ve metoduna benzetmektedir.
Diğer taraftan C.H.P. Genel Sekreteri Kasım Gülek de dün Eskişe-hirde İktidara şiddetle hücum etmiştir. Kasım GÜlek'ln Eskişehirde söylediği nutkun tam metnini bugün üçüncü sayfamızda bulacaksınız.
mânasiyle “Birleşmiş Milletler0 mefhumunu hakkiyle temsil eylemektedir. Bunun şartı İse teşkilâta dahil her memleketin, dünya adına bir mesuliyet hissi taşımasıdır.
Güvenlik
Konseyind
Lake Success, 8 (YtRS) — Malik Güvenlik Konseyinin celsesini açar açmaz Kuzey Korelilerin Amerikan kuvvetlerine karşı kaleme aldıkları ithamnameyi okumuş, müteakiben Kuzeyliler hakkındaki şikâyetnameyi o-kuması için Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Muavini ve kendi vatandaşı olan Konstantin Zİşenko’ya söz vermiştir Fakat Zişenko söze başlayacağı sırada Milliyetçi Çin delegesi Çiang, Malik’e reis sıfatiyle evvelâ Güney Kore delegesini Konseye davet etmesi icap ettiğini söylemiş ve bunun üzerine Malik: “Acele etmeyiniz, bunun da sırası gelecektir0 demiştir. Bütün bu okumalar ve münakaşalar bir saat kadar bir müddet aldığından Malik Konseyin zamanını İsraf ederek bunu olur olmaz işlerle doldurmak gayesine kısmen erişmiştir.
Muradın kız kardeşi Aydın. (lün arkadaşımız Vedat Etensel ile bir konuşma yapmış ve Muradın bu İşi başaramayacağını iddia etmiştir. Yukarıdaki resimde Bayan Aydını arkadaşımızla konuşurken görüyorsunuz. (Röportaj 3 üncü sabİf emlidedir.)
Mauche Deplzlnl yüzmeye teşebbüs edip de muvaffak olamayan Türk yüzücüsü Murat Güler denize girmeden ve girdikten sonra
Sayfa 2
YENİ İSTANBUL
9 Ağustos 1950
W.A.Y. toplantısı münasebetiyle
V
Dünya Gençlik Birliği ve
•V/ •

Fikir hareketleri
.T
Federasyonu
Yazan: Şevket EVLİYAGİL
Dünya Gençlik Birliğinin İkinci büyük konseyi 13 ağustos 1950 nazar günü Yıldızdaki Şele Köşkünde toplanacak.
Aeaamblöe Mondlale de la Jeu-nesse, yani Dünya Gençlik Birliği, İngilizce söylenişinin kısaltılmış şekliyle VV.A.Y. in bu çalışmaları 20 a-ğustos tarihine kadar devam edecek ve bu çalışmalardan 45 memleketin millî gençlik komitelerini temsil e-den 250 yi mütecaviz aslî delege, U-NESCO, Beynelmilel İş Bürosu, iktisadi ve İçtimai Konseye mensup müşahitler iştirak edeceklerdir.
Büttln dünya gençliğinin hassasiyetle takip ettikleri bu toplantının mahiyeti ve şümulü hakkında okuyucularımıza gerekil malûmatı istiyoruz.
DÜNYA GENÇLİK BİRLİĞİ KUBULDUÎ
vermek
NASIL
sonra
İkinci Dünya Harbinden muhtelif teşekküller tarafından. Milli Gençlik Birlikleri arasında karşılıklı fikir teatisini temin edecek bir İrtibat kurulması ihtiyacı belirmişti. Bu İsteğin îlk tezahürü olarak Sosyal Hizmet Millî Konseyi (National Councü of Socîai Service) tarafından tertip edilen hazırlayıcı konferans, 1947 senesinin temmuz ayında Lon-drada toplandı. Türk gençliğinin de temsil edildiği konferansta. Beynelmilel Gençlik Teşkilâtının hazırlıkları yapddr Nizamnamesinin hazırlanması için de 1948 senesinin şubat a-yında yine Londrada, İdame Konseyinin toplanması kararlaştırıldı.
Dünya gençlik mümessillerinin bu konuşmalarında iki mühim mesele ortaya çıktı. Bunlardan birincisi, bütün memleketlerin müşterek gençlik dâvalarının bulunuşu ve bu problemlerin elbirliği Ue halledilebileceği. I-kincisi, gençlik faaliyetlerinin koordinasyonu İle meşgul sol temayülü! bazı federasyon ve birliklere karşı vaziyet alınmam lüzumu.
Bu noktalardan hareket eden demokratik memleketlerin çocukları (World Assembly of Youth) kısaca VV.A.Y. Teşkilâtını, uzun münakaşalar ve devamlı çalışmalar neticesinde kurmuş oldular. Birlik nizamnamesinin (kinci maddesinde VV.A.Y 'in gayesi şu şekilde anlatılmaktadır:
"Bu teşkilât, gençliğin kendi ihtiyaç ve mesuliyetler, ne alâka göstermesi ve bizzat çalışmasını temin için kurulmuştur. Dünya Gençlik Birliği, gençliğin hizmetine amadedir. Demokratik bir teşkilât olarak müstakil millî gençlik teşekkülleriyle beraber gençliğin hakiki ihtiyaçlarının tatmini ve mesuliyetlerinin ifası için çalışır.„
Aym nizamnamede gayenin tahakkuku için teşekkülün teşebbüsleri de. şu şekilde anlatılmaktadır:
a) mak, ligini
b)
hakkında malûmat toplanmasını kolaylaştırmak.
c) Gençlik teşekküllerinin metod lan, pratikleri ve faaliyetleri hak kında bilgiler yaymak.
d) Bütün memleketlerin gençlikle rl arasında fikir mübadelelerini ıier letmek.
e) Gençlik faaliyetlerinin inklşa fına yardım etmek vo karşılıklı yar dunlarla müstakil gençlik teşekkül lerinin çalışma sahalarını arttırmak
f) Müstakil gençlik teşekkülleri nin milli istişare komitelerinin lnki şafı hususunda işbirliği temin et mek.
g) Gençleri hem kendi teşekkülle rinde hem de cemiyet hayatında me suliyetlerinl müdrik olarak yetiyur mek.
üniversitesi Talebe Birlikleri mümessillerinin yaptıkları bir toplantıda bugünkü Türkiye Milli Talebe Federasyonunun temeli atılmış oluyordu. 4 nisan 1949 kongresinde, üniversite camiası haricinde kalan yüx-• sek okullar talebe teşekkülleri de Federasyonun bünyesi içine alındı. Bunu takiben Federasyona; Ankara, İzmir, Zonguldak tâki yüksek tahsil gençleri de iştirak ettiler.
Yüksek talisi 1 talebesinin ihtiyaç ve mesuliyetleri, esasları üzerine kurulmuş olan talebe teşekküllerinin tek bir bünye içerisinde temsil edilmeleri böylece tamamlanmış oluyordu.
Federasyonun gayesi ise, Türk yüksek tahsil gençlerini bir arada topîıyarak aralarındaki milli ve ilmi tesanüdü arttırmak, diğer memleket gençleriyle temaslar tesis etmek, memleketteki hakikî talebe ve gençlik teşekküllerinin inkişafına yardım etmektir.
Dün gelen delegelerden bir grup YeşULköyde
T I 1
İİF v* v^Hl
Çalışma ve işletmeler bakanlan şehrimizde
Ağustos ■ Jübileler ayı
kon-mev-
beri.
Prof. Muhlis Ete ve Haşan
Polatkan tetkiklere başladılar
Çalışma Bakanı Haşan Polatkan ve İşletmeler Bakanı Prof. Muhlis Ete dün sabah şehrimize gelmişlerdir. Bakanlar Istanbulda kendi sahalarına ait İşlerle meşgul olacaklardır.
Bakanlar, dün Vilâyete Vali ve Belediye Reisi Prof. Bakanlıklarını ilgilendiren hakkında görüşmüşlerdir.
glderek GÖJcayLe hususat
Irklar arasında saygıyı artbr-miiletlerarası anlayış ve işbir-takviye etmek.
Gençliğin ihtiyaç ve meseleleri
•17
TÜRKİYE MİLLİ TALEBE FEDERASYONU NASIL KURULDU f
9 temmuz 1948 cuma günü İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Teknik

Görülüyor ki W.A.Y, İn gayesi ile T.M.T. Federasyonunun gayeleri a-rasında bârız bir fark göze çarpmaktadır. O da, Dünya Gençlik Birliğinin ve ona dahil olan bir çok batı memleketleri gençlik teşekküllerinin, gençlik dâvasını bir kül olarak ele almaları* bir talebe tefriki yapmamalarıdır. Buna mukabil T.M. T. Federasyonu mevzu olarak yalnız yüksek talisi! gençlerini bünyesinde toplamıştır. Bunun sebebini diğer gençlik gruplarının tam mânasiyle teşkilâtlanmamasında aramak lâzımdır. Maamafih Federasyon bu noksan tarafını inkişaf ettirmek için çalışmaktadır.
Pazar günü toplanacak olan konseye iştirak edecek delegeler gelmeye başlamışlardır. Aylardan beri hummalı bir seklide çalışarak bu toplantıyı en iyi bir şekilde tertip etmeye uğraşan Türk gençleri, dünya müvaoehesinde ehemmiyetli bir imtihan geçireceklerdir. Başarılar dileyelim ve bu toplantının dünya gençleri İçin hayırlı neticeler vermesini lstiyelim.
SPOR
Gece yüzme yarışları
tstanbulda ilk defa olarak tertiplenen (Mühürdar Kupası) gece yüzme yanşlan İstanbul bölgesi yüzücüleri arasında 10 ağustos perşembe günü saat 21,30 da aşağıdaki program gereğince Lldoda yapılacaktır.
Yarışlara katılacak sporcuların yarış günü 20,30 da müsabaka mahallinde bulunmaları rica olunur.
Geçitresmh konuşma, 100 m. serbest, 200 m. serbest, 400 m. serbest. 100 m_ sırtüstü. 100 m. kurbağalama, 3X100 karışık bayrak, su topu, mükâfat tevziL
Basketbol maçları
Şişli Halkevinln tertiplemiş olduğu açık hava basketbol müsabakası finali dün oldukça kalabalık bir seyirci önünde Galatasaray Ue Kurtuluş arasında oynanmıştır. Maçın başla-masiyle beraber büyük bir üstünlük temin eden Galatasaray takımı birinci devreyi 37-11 galip bitirmiş ve ikinci devrede Kurtuluşun yaptığı 12 sayıya karşı 42 sayı yaparak oyunu 79-23 kazanmaya muvaffak olmuştur. Her iki takım da sahaya şu kadrolarla çıkmışlardır:
Galatasaray: Hüseyin, Cemil, Yalçın, Yılmaz, Barokas, Ertem, Samim, Ayhan.
Kurtuluş: Dilek, Aydın. Toros, Do-ley, Kapik, Vasil, Garo, 8ujorl, San-temarya.
Oyundan sonra hiç yenilmeden birinci olan San-Kırmızılılara Şişli Halkevi Spor Kolu Başkanı Lûtfi Arper tarafından kupaları verilmiştir.
REŞAD NURİ GÜNTEKİN
Kavak Yelleri
— 68 —
Kız bir kere daha ısrar edince âdeta sert bir sesle:
— Olmaz madmazel olmaz, dedim.
Birbirlerine rumca bir iki kelime söylediler.
Sarışın kız hırçın bir sesle:
— istemezseniz gelmeyin, dedi ve yine rumca konuşarak arkadaşını kolundan çekti, ö-teki bir adım yürüdükten sonra geri dönüp elimi sıktı ve gözleriyle dudağının ucundaki sigarayı göstererek:
— Mersi, dedi
Meydanın ışığına vermemiş oldukları İçin çehrelerini pek İyi görememiştim.
Bu beraber bira içme teklifi öteki mendeburun “Ayda gidelim, konyak İçelim” sözü nevinden bir teklif m| idi? Yoksa bunlar yaşlı bir adamdan gerçekten bira İsteyen deli dolu sokak çocuktan mı idiler? Onlarla daha uzun konuşmadığıma canım sıkılıyordu. Fakat çok kolay konuşan bir adam olduğum halde bu vaziyette kızlara söylfyecek başka lâkırdı bulamamış ve bunun için de surat asmıştım.
Ertesi gece ayaklarım beni aynı yere götürmeğe başlayınca yine onları düşündüm ve kendime kızdım. Yani ne çıkardı şu çocukları karşıdaki şu açık dükkânlardan birinin önüne kadar götürüp birer bardak bira ısmarlamaktan? f ' 336
Halide Edib Yuvarlak Masa ve Pen Kulüpleri Kongresine davet edildi
Gazetemizin 18 mayıs tarihli sayısında memleketimizde P.E.N. Kulüp, Muharrirler Cemiyetinin kuruluşunu bildirmiş ve bu hususta İzahat vermiştik. Dünyanın 68 muhtelif memleketinde millî birer cemiyet halinde o-lup Unesco’nun esaslarını bundan yirmi küsur yıl evvel atmış bulunan bu Muharrirler Cemiyetinin mümessilleri, her sene bir yerde toplanıp gre akdederler ve muayyen bir zu üzerinde görüşürler.
Unesco'nun teşekkülünden
kongre mukarreratı, ona tebliğ edilir, bir nevi direktif mahiyetini alır.
Bu sene milletlerarası kongre tn-giiterede Edinburg şehrinde toplanmaktadır. Altmış kadar millet mümessilleri buna iştirak ediyor. Mevzu ‘'Muharririn fikir hürriyeti" dir. Pek tabiî, kongreye evvelce Pen kulüplerine malik olup hâlen demirperde arkasında kalan peyk milletler iştirak etmemektedirler.
Kongreye Türkiye adına, Halide Edib Adı var dâvet edilmiştir. Bu davet şahsidir, «ira, bizim Pen Kulüp henüz teşekkül etmiştir ve daha milletlerarası bir hüviyet iktisap etmemiştir.
Halide Edib Adı var dün akşam u-çakla Londraya hareket ettL Oradan Edinburg’a giderek Pen Kulüpler kongresinden evvel 16 ve 17 ağustos tarihlerinde Unesco ile Pen Kulüplerinin müştereken akdedecekert bir “Yuvarlak Masa,, Konferansında bulunacaktır. Bu konferansa, bütün dünya milletlerinin mümtaz simaları arasından 12 muharrir ve mütefekkir dâvet edilmiştir. Akdedecekleri iki celse mukarreratı matbuata akset-tlrilmlyecek netice kongreye tebliğ edilerek orada görüşülecektir.
“Yuvarlak Masa., ya dâvet edilenler arasında Amerikanın tanınnuş muharrirlerinden Sherwood. iktisatçı Lord Patbwic Laurence, Fransadan Louis Martin Chauffier, ispanyadan sosyolog Salvador de Madariaga, Ital-yadan İgnotlo Silone, romancı ve tiyatro muharriri LinklateT, dünyaca tanınmış romancı Solom Ask, Çinli Lin Yu Taug gibi şahsiyetler vardır. Bu heyete Hindistan adına Rada Kriçna ve Unesco reisinin de İştirak etmek ihtimali vardır.
“Yuvarlak Masa,. Konferansının mevzuu, yukarıda söylediğimiz gibi “Muharririn fikir hürriyeti” dir. Pen Kulüp çitirnaının mevzuu ise “Dram,, dır. — fa.
a Lİ
Suriyeli hacıları Karşıyaka gemisi taşıyacak
Suriyeli hacıları götürmek llzere bir Türk gemisi kiralamak maksa-diyle şehrimize gelmiş bulunan Suriye heyeti. Sefir ' ’Emlr Arslan başkanlığında bir kaç günden beri yaptığı müzakerelerden sonra 11 bin tonluk Karşıyaka vapurunu seçmiştir.
Sefir, dûn akşam Ankaraya hare-etmiştir. Heyetin de yann To-ekspresiyle Şama müteveccihen çıkacağı bildirilmektedir.
ket ros yola
500 üncü fetih yılı hazırlıkları îstanbulıin Fethinin DDO üncü Yılını Kutlama dün Vali ve Belediye Reisi Gök ayın başkanlığında toplanmıştır. Toplantıda Millî Eğitim Bakanı temsilcisi, Müzeler Genel Müdürü de hazır bulunmuştur. Rumelihisarı ile Fatih medreselerinin tamiri işi ön plâna alınmıştır.

Hazırlıkları Demeğ-i Prof.
>•
Güzel Sanatlar Birliğinin 34 üncü resim sergisi Güzel Sanatlar Birliğinin 34 üncü Resim Sergisinin açılma töreni 10 ağustos perşembe günü saat 17.30 da Galatasaray Lisesi salonlarında yapılacaktır.
Kim bana ne derdi? Dese de ne çıkardı? Ben A-nadoiuda köylü olup çıkmıştım.
Biraz sonra Gezide bir gece evvelki kanapc-de sigaramı yaktıktan sonra aynı düşünceyi biraz daha işlemeğe başladım. Gerçi bu gibi tesadüfler bir defa olurdu. Fakat onlar bu gece de gelsleer teklifi bu sefer ben yapar, birini yanıma, birini diğer yanıma alarak bir birahaneye götürür, Celilenin ölümünden sonra tekrar devama başladığım kasaba sosyetelerinde yaptığım gibi açık ve İğneli şakalarla biraz vakit geçirirdim.
Gariptir ki onlar yine geldiler ve bir parça dargın ayrılmış olmamıza rağmen eski bir dostu bulmuş gibi sevinç sesleri çıkararak iki yanıma oturdular. Bu sefer ikisinin de slgaraJan yandı ve çakmak ışığında ayn ayn İkisinin de çehrelerini muayene ederek çapkın şakalar yaptım. Kırmızı saçlı kız da fena değildi fakat bir parça arsız ve yırtık bir çehresi vardı. Asıl iş ötekindeydl. Biraz sonra kollarından tutarak: “Hadi şimdi de birer bira içmeğe gidelim” diye onlan şaşırtmağa hazırlanıyordum. Fakat kırmızı saçlı kız daha evvel davranarak bana hemen aynı kelimelerle ve beni âdeta sorguya çeker gibi garip bir ciddiyetle bir gece evvelki suali tekrarladı: “Siz her akşam, her akşam niçin oturuyorsunuz burada?”
Bir gece evvel “Hiç., hava alıyorum bir parça” diye verdiğim aptal cevaba sonradan kızmış bulunduğum İçin oldukça hazırlıklıydım. Şakacı bir tavırla:
— Yalnız erkeklere böyle şey sorulmaz? dedim.
— Niçin sorulmaz?
— Belki birini beklerler de ondan?
337
W. A. Y. ikinci konseyi pazar günü Şale köşkünde toplanacak
Tertip Komitesi çalışma saatlerinin haricinde delegeleri meşgul etmek için muhtelif eğlenceler tertip edecek
önümüzdeki pazar günü açılacak olan W AY (Dünya Gençlik Birliği) ne iştirak edecek olan memleketlerin delegeleri peyderpey şehrimize gelmektedir.
İngiltere, Fransa, Amerika, Iran. İsveç ve İtalya delegeleri gelmiş bulunmaktadır. Kanada, Belçika, Danimarka, Ingiliz Gulnası, Holanda, manya ve Cezayir delegelerinin bugün gelmeleri beklenmektedir.
Aide
Gençlik Balosu
Dünya Gençlik Birliği (WAY) tan bul Konsey toplantısı münasebetiyle Taksim Belediye Gazinosunda 20 ağustos 1950 pazar günü gecesi verilecek SoLr8e Dansante, şehrimiz mahfillerinde büyük ilgi Ue karşılanmıştır.
Dünya Gençlik mümessilleriyle. Corps Diplomatique’in ve protokola dahil zevat ile muhtelif teşekküllerin davet edildiği bu geceyi hazırlamak için Türkiye MÜH Talebe Federasyonu kıymetli sanatkâr ve artistlerden istifade etmektedir.
Pragram olarak, eski İstanbul hususiyetlerini gösterir kompozisyonların, olması, müessebelerimizin reklâm İçin verdikleri kotiyonlann dağıtılması, şekerciler ve pastacılar arasında tertip edilen lokum, pasta konkurlarının yapılması geceye ayn birer hususiyet verecektir. Son derece kıymetli muhtelif cazlar geceyi biraz daha kıymetlendireceklerdir.
Millî oyunlar festivali
İs-
WAY toplantısı münasebetiyle
M.T. Federasyonunun tertip ettiği
T
D. P. lîlerîn C. H. P yi ziyareti
D.P. 11 idare Kurulu Başkanı En-
4 da tabir
ver Safder Öder başkanlığında kişilik bir heyet dün saat 17.30 C.H.P. 11 merkezine gelerek bir del ziyaret yapmışlardır. Samım!
hava içerisinde geç vakte kadar otu-rulmuştur.
30 kişilik bir talebe
bugün Londraya gidiyor
Türkiye Milli Talebe Federasyonundan 30 kişilik bir talebe kafilesi bugün hususi bir uçakla Londraya hareket edecektir.
Bu suretle ilk defa olarak bir Türk öğrenci grupu Londrayı ziyaret etmiş olacaktır.
öğrenciler Londrada kaldıkları müddetçe siyasî parti liderleriyle ve tanınmış zevatla görüşecekler, aynı zamanda1 Parlâmentoyu ziyaret edeceklerdir. Gençler ayrıca tahsil mü-esseselerinl de gezeceklerdir.
Aynı grupla T. M. T. F. niversiteliler arasında açmış yazı müsabakasını kazanan Üniversite inşaat Fakültesi nıf talebelerinden Fikret Evllyagil de hareket edecektir.
M.P. nin siyası toplantısı
Bugün saat 17 de M.P. tarafından Unkapanında siyasi toplantı tertip edilmiştir. Bu toplantıda M. P. Genel Başkanı Hikmet Bayur İle Genel İdare Kurulu Ezalarından bazılarının birer konuşma yapacakları haber verilmektedir.
Şu Açtkhava Tiyatrosu olma-saydı acaba jübileler nerede yar pılırdı? - hem jübile elli sene müstemirren bir meslekte mu-vaffakryet pösterene yapılır amma, fimdi suraf aerm'iayız, yirmi bcf oenede bir yapılıyor, bu ciheti geçelim - Ağıutbos ayı, Açıkhava Tiyatrosunu jübile u-tilâsına uğralmif bulunuyor. Bu gün ayın dokuzu, havalar rüzgârlı gittiği için /fiblfcferin bir kaçı tehir edildi, fakat bundan sonra bakınız ne olacak T Ayın J2 sinde Sadi Tek jübilesi var. 15 inde alaturka bir konser ri-yafetl, 17 ve 18 inde Talebe Federasyonunun
nnda Yerli Film miyeti «melik Konser va1 uvarı n ünde Fenerbahçe
meresi, 96 ağustosta sevimli Bedia Biat zerdin -jübilesi değil-2S senelik sahne hayatının te-eidt, M unda Türk Sahne Sanatkârları Demeği senelik mü-sameresi, ve 80 unda Demokrat Parti bayramı.
Geriye bir gün kalıyor. Henüz o gün münhal.
BtR İSTANBULLU
mü^arncrc^i, 19 Yapanlar Ce-peçesi, tt de konseri, H Klübü müsa-
millî oyunlar festivali, Millî Eğitim Bakanı tarafından açılacak, müteakiben İstanbul Vali ve Belediye Başkanı ve Federasyon Genel Başkanı birer konuşma yapacaktır. Festivale Erzurum, Sivas, Karadeniz, Elâzığ, Malafaya» Diyarbakır, Ankara, Bursa, Ege ekipleri iştirak edecek, aynı zamanda Biaritz, Venedik festivallerinde birincilik kazanan Türk ekibi ve Karayılan da katılacak, kalabalık bir koro ve orkestra memleket türküleriyle rak edecektir.
Karamanlılar gecesi
12 ağustos cumartesi akşamından sabaha kadar Bebek Belediye Bahçesinde Karamanlılar büyük bir kır balosu tertip etmişlerdir. Baloya bir çok tanınmış sanatkârlar iştirak e-decektir. Bu meyanda Münir Nured-din Selçuk da bir konser verecektir.
ile saz heyeti festivale iştt-
Birliğinin
Millî Türk Talebe
VV.A.Y. karşısındaki durumu
Bilindiği gibi Milli Türk Talebe Birliğinin W.A.Y. toplantısında Türk gençliğini temsil edecek obm Mili! Komitenin teşkiline dair görüşü münakaşalara yol açmıştı.
Bunu biran önce halletmek mak-sadiyle, lüzumlu evrak ve vesikaları hâmil bir birlik heyeti, mesul devlet makamlarlyle temas yapmak tl-zere Ankaraya gitmiştir. Dün şehrimize avdet eden heyete refakat etmiş olan Birlik başkanı Suphi Bay-kam; bu mevzuu Başbakan ve Milli Eğitim Bakaniyle konuştuklarını, mevcut gençlik teşekküllerinin hepsinin (MİUÎ Komitede) temsiline dair olan birlik görüşünün, tasvip ve kabul olunduğunu, söylemiş, bu İş için İstanbul milletvekili Hüsnü Yamanın Başbakanlıkça vazifelendirilmiş ve kendileriyle beraber gönderilmiş olduğunu sözlerine İlâve etmiştir.
Milli Türk gençlik te-Vali ve Be-Gokay ve
Bugün saat 11,30 da, Talebe Birliği ve diğer şekküllerinin iştirakiyle, lediye Başkanı Profesör
İstanbul milletvekili Hüsnü Yamanın katılacağı bir toplantı yapılacak, ve mili! komite teşkil edilecektir.
Tahranlı talebelerin temasları
Şehrimizde misafir bulunan Tahran Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğrencileri başlarında profesörleri olduğu halde Orman Fakültesini ziyaret ederek tetkiklerde bulunmuşlardır.
öğretmenlerin mehtap gezisi
öğretmen Okullarını Bitirenler Cemiyeti 28 ağustos cumartesi gecesi bir mehtap gezintisi tertip etmiştir.
Milletlerarası Banka heyeti reisi şehrimizde
Türkiyenin İktisadî kalkınma plânını hazırlamak Üzere memleketimizde bir müddetten beri tetkiklerde bulunan Milletlerarası Banka heyetinin reisi Mr. Barker dün şehrimize gelmiştir.
Mr. Barker, heyetin, tetkiklerini ağustos ayı sonlarında bitireceğini ve eylül ayında Bankaya rapor vermek üzere memleketimizden ayrılacaklarını söylemiştir.
Mr. Barker, tetkiklerinin neticesi hakkında 9 eylülde bir basın toplantısı yapacaktır.
İskenderun vapuru çarşamba günü kalyadan hareket edecek
Yeni yaptırılan İskenderun ismindeki yolcu vapurunun çarşamba günü Italyadan memleketimize doğru yola çıkacağı haber verilmektedir.
nun Ü-olduğu Teknik son st-
Atatürk'ün Sclûnik’te doğmuş olduğu evden alınarak getirilen toprak dün bir vazo İçerisinde Vali ve Belediye Başkanı Profesör Fahreddln Kerim
Gökay’a verilirken
— Kimi beklerler?
— Belki bir sevdiklerini bekler... Onların sevdikleri de olmaz mı?
— Biz de sevdikleriniz işte... îkl tane birden? *
Kız en hafiften el ve bacak şakalarına başlamıştı.
— Yok. Benim beklediğim başka, dedim.
— Biz çirkin mi?
— Yok.. Siz dalıa güzelsiniz amma siz çok gençsiniz.
Bu sözüme İkisi de güldüler. Esmer kız İlk defa lâkırdıya karışarak:
— Siz ihtiyar kari isteyorsunuz ? dedi.
Kendimi âdeta alay edilen bir insan durumunda görerek ve onun telâffuzunu tajdid ederek:
— Pek de ihtiyar kari değil elbette, dedim, amma kendime göre, yaşı benim yaşıma daha yakın...
Kız maalesef tözümdeki nükteyi ani a yamıyordu:
Saf bir tavırla:
— Yok... Küçük klz daha İyi ihtiyar karıdan, dedi.
Konuşma artık kızışmıştı:
— Küçük kız koskoca adamı ne yapsın madmazel?..
Yine esmer kız sovimli bir mâsumlukla:
— Siz fena erkeksiniz? Yok öyle değil?..
— îyl, fena o başka bahis... Fakat sîzlere göre değil herhalde... Size genç sevgililer lâzım.. Sokaklarda tüy gibi delikanlılar var... Siz ikiniz de onlardan birer tanesini kolunuza tak-malısınız anlaşıldı mı efendim...
Arkadaşından daha tiryaki olduğu anlaşılan küçük kız kanapenin üstünde açık duran
338
sigara tabakamdan bir sigara daha almıştı. Bir yandan bunları söylerken bir yandan çakmağımı mum gibi tutrak yüzünü daha iyi görmeğe çalışıyordum. Islak gibi bir parlaklığı olan kara gözleri, yine ıslak gibi görünen uzun ve düşük kaşları vardı. Sigarayı yakmale için çok boyalı dudaklarını hareket ettirirken burnunun kenarlarında ve yanaklarında ince ve zarif çizgiler beliriyordu.
Kırmızı saçlı kız öte yanımda ciddi bir sesle felsefeye başladı:
— Güzel çocuk çok sokaklarda... Ben de bilirim.. Amma para yok... Onlar bakıyor anafordan bir karı bulsun.. Ne zaman iki Ura buluyorlar, alıyorlar bir gravat...
Bunları söyledikten sonra sinirli bir tavırla birdenbire yerinden kalktı; önüme geUp iki elini omuzlanma bastırarak:
— Çok konuştuk. Haydi gidelim, dedi.
Şaşkınlığımdan:
— Nereye? diye sordum.
— Nerede gideceğiz... Sizin otel kadln a-lıyorsa sizde.Almıyorsa başka otelde, bizde...
Yine:
— öyle şey olur mu? dememe rağmen halimden ciddi bir pazarlığa yanaşmağa bazı.** bulduğumu an Uyarak lâübali vaziyetini bıraktı ve bir tezgâhtar tavrı takındı:
— Çok memnun kalacaksınız. Sizi çok eğ. lendlreccğlz. Nasıl isterseniz. Biz degU öylı herkesle gidiyor kızlar... Hep kibar efen dil ej sizin gibi
Ben yaşta bir erkek için ayıp sayılacak derecede utanmıştım. Bu utanç çehremde bir endişe şeklinde görünmüş olmalı kl kız göğsüme bir fiske vurarak temlont verdi:
339
Müessif bir kaza
Dün sabah Yeşilköy Hava Mey da* nına askeri bir Thumderbolt uçağı mecburi iniş yapmış ve hasara uğ. ram ıştır. insanca zayiat yoktur.
Balıkesir Valisinin teşekkür telgrafı
Balıkeslrin geçirdiği büyük yangın felâketi dolayısiyle İstanbul Vali va Belediye Başkam Prof. Fahreddln Kerim Gökay tarafından çekilen teessür telgrafına Balıkesir Valiliğinden aşağıdaki cevap gönderilmiştin "BalIkesirlilerin yangın felâketi dolayısıyla İstanbul halkının ve şah-, sinizin duyduğu derin alâka ve yardım arzusuna Balıkesir vatandaşla tının şükran hislerini bildirir, hürmetlerimi sunan m. „
(
Beden eğitimi yardımcı öğretmenleri Danıştaya müracaat ediyorlar
Yedi senedir Milli Eğitim Bakan* lığının muhtelif lise ve ortaokulla* nnda hizmet ettikten sonra salâhiyetsizlikleri Heri sürülerek 1949 senesinde tasfiye edilen beden öğretmenleri, yeniden kurs salâhiyet kazandıkları halde kadar ne ücret ne de memur
suna almmadıklanndan haklarını a-ramak üzere bu öğretmenler Danış-taya müracaat etmişlerdir.
eğitimi görüp bugüne kadro-
VEFAT
KAPTAN ROBİNO PERLMAN
Vefat etti. Cenaze merasiminin 9 ağustos 1950 çarşamba günü saat 13 te Yüksekkaldınm Aşkenazit Sinagogunda icra olunacağı teessürle bildirilir.
İşbu ilâ hususî davetiye yerine kaimdir.
C
i |T \ i * ( « ( *« IrZl
r -A-, J
YENt İSTANBUL
SİYASİ İKTİSADI MÜSTAIvİL GÜNLÜK GAjSETE
Sahibi t
YENt İSTANBUL NEŞRİYAT LİMİTED 6İRKETİ Müdürü; Kemal H. BAR UCA
Bu sayıda yazı işlerini fiilen idare eden :
Mithat PERİN
Negredümiyen yazılar iade edilmez.
Basıldığı yer ı
YENİ İSTANBUL MATBAACILIK LIMITED ŞİRKETİ MATBAASI
— Korkmayiniz; cüzdaniniz da isteyecek değiliz... Ne kl vereceksiniz mersi, diyeceğiz... Biz dalavereci klz deyiliz.^
Bu bizim dağ köylülerinin hindi pazarlıklarına benzeyen kaba pazarlık bütün neşe ve cesaretimi kaçırmıştı. Karabağlının keyifli bir zamanında olmayacak bir münasebetsizlikle keyfini kaçıranlara yaptığı gibi avazım çıktığı kadar:
— Hay Allah belânl versin... Somun gibi şişirdin beni, diye bağırmak istiyordum. Fakat bir akşam evvelki tecrübemle sonradan buna da pişman olmaktan korkarak sadece;
— Olmaz kızım olmaz» dedim ve ayağa kalktım.
Yine dargın ayrılıyorduk. Söze karışmayan ve tabakamla oynayan esmer kızın elinden tabakayı alarak:
— Siz tütünü seviyorsunuz; alın bir kaç tane... Sonra içersiniz.
Ona öyle yapınca ötekinin de gönlünü almak lâzım geldi:
— Siz de buyurun madmazel... Teklif yok...
O da aldı ve biraz yüzü gülerek parmağiyle çocuk tehdit eder gibi:
— Siz eyi yapmadlnlz, dedi, ama belkim yarin gece pişman olacaksinlz. Aurevolr... Yarin aksama...
Arkaya kalan küçük kızın elini okşayarak babaca bir tavırla:
— Dediğim gibi madmazel, dedim, parası var yok deme... Şuradan bir güzel delikanlı yakala... Keyfine bak.
(Devamı var)
340
9 Ağustos 1950
YENİ İSTANBUL
Savfo 3
r----------------
Günler geçerken

İsabetsizliğin devamı
Refik Halid KARAY
ISTANBULUN beş yüzüncü fctllı yılını, öyle bir tarihe yakışacak, hiç değilse ııyncak şekilde kutlamamız lâzım geldiğini on senedir durnıa-nuıcasınn yazarız. Umumî efkârın hükümetlere meranı anlatamadığı bir mesele de bu olmuştur. Resmî ağızlar evvelâ bazı vaatlerde bulunduktan sonra nihayet, meşhur 7 Eylül Kanır nam eleri Ue başımızı nâre yakan kabine, devlet bütçesinin o İşe sarfodecek beş parası olmadığını haşin bir İfade İle halka bildirmiş, hepimize üzüntü vermişti. 7 Eylül kararlarının ve o İfadenin no sahiplerine, hattâ ne de partilerine uğur getirmediğini sonradan anladık!
Fetih yılını kutlamaya karşılık bulnmıyan hükümetler _ bari, öbür cihetlerde tasarrufa riayet ettiler, İsraf ve çarçuru önlediler mi? Hayır; bakanları hususi trenle seyahat itiyadından bile vazgeçlremodlkten başka altlarına lüks otomobiller sürdüler ve ödenekleri bol keseden arttırdılar. Biltün bunlar ve bunlardan daha hesapsız, işler yapıldı; saymakla tükenmez; fakat fetih yılı İçin bütçede metelik bulunamadı.
Hiç şüphe götürmez kİ azıcık tasarrufla on yılda her senenin bütçesinden o mutlu güne bir kaç milyon ayırmak pekâlâ mümkündü. Hem para kalbolmıyncak, hem de on büyük şehrimizin bir taraftan Imnrı sağlandıktan başka diğer taraftan dünya çapında bir propagandaya yol açılacaktı. Daha rııühimmi, vazifemizi yapmış olmak ferahlığına, vicdan hafifliğine kavuşacaktık. Şimdi İçinizde rahatlık duyuyor musunuz? Duyamazsınız. Zira sadece belediyenin ve bir komisyonun bu işi başaracağına emin değilsiniz.
Bazı israflardan keserek her hangi hükümetin öyle bir dâvayA tah-slsat ayırmak İmkânını bulum ıyacağuıa kim İnanır? Istanbulda boş yüzüncü fetih yılının kutlanması, hükümet ve millet meselesi değil de sadece şehir belediyesini alâkadar edecek basit bir şey olduğuna ise kim kanar?
İstanbul, bir aralık hatalı bir görüşle Bizans ruhu sinmiş, memur ahlâkını bozucu ve bozguncu sayılmıştı. Zaman ahun yeni ve eski her hangi şehir ve kasabadan farklı bir mahiyet ve karakter taşımadığını meydana koydu. Hattâ İstanbul bir kültür merkezi sıfatlyle demokrasinin kuruluşunda Önayak olarak çok iyi çalıştı; dipdiri, dürüst, dinç olduğunu İspat etti. Bozgunculuk bu İse diyeceğim yok.
İktidardaki hükümetin eskileri gibi beş yüzüncü fetih yılını Şehir Belediyesine bırakması. komisyona havalesi İsabetsizliğin ve dar görüşün bir devamı oluyor. İlâve edeyim ki bu yıldönümünü fedakârlığa katlanarak güzelce kutlamamızı siyasî vaziyet her zamankinden fazla lüzumlu göstermekte, hattâ emretmektedir, öyle bir dönüm yılını mühlnı-semlyecek bir devlet tasavvur olunur mu? Tarih öyle bir şehri, bir bahtiyarlığı ve fırsatı kaç millete vermiştir? Şerefini do, masrafını da devletçe ve milletçe paylaşmalıyız. Demişler kİ:
Sitem hep âşinâlardan gelir bigâneden gelme»
s
Türk yüzücüsü
Manche’ta yüzen
V »
k okteyl
*
I .1
parti verilmiştir. Yukarıdaki
Ankarada Hindistan Elçiliğinde bir
resimde kokteyl partide bulunanları görüyorsunuz





Muradın annesi, kız kardeşi ve babası neler anlatıyor?
Babası, biz onu Manche Denizinde yüzsün diye mi Avru dik? diyor Annesi, oğlunun yüzerken yiyecek bulup bulm sinde. Kız kardeşi ise ”Murad Manche’ı geçemiyeı iddia ediyor paya gönder-adığı endişe-cektir!,, diye
Bay ar da Balıkesirde
mühim bir konuşma yaptı
Cumhurbaşkanı Bayar, inşaatın süratle tamamlanacağını bildirdi
Balıkesir, 8 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Geceyi şehrimizde geçiren Devlet Başkanı Celâl Bayar, sabahleyin saat 10 da refakatinde B.M.M. Başkanı, Maliye Bakanı, Balıkesir milletvekilleri ve Vali Vekili bulunduğu halde yangın sahasına gitmiştir. Yangından zarar görenlerin teşkil ettikleri kütleye ilâve o-larak halkın teşkil ettiği sevgi halkası o kadar şümullü bir hal almıştı kİ polis ve inzibat kordonu sarılmış ve Celâl Bayar halkın rahatsız edilmemesini tavsiye mecburiyetini hissetmiştir. Cumhurbaşkanı yangından zarar görenlerle konuşmuş, zararlarının nispetleri üzerinde durmuş, aile ve geçim durumları ile ilgilenmiştir. Ekmeğe muhtaç bir felâketzede "Sen iyisin ya, biz de iyi oluruz” cevabını verince Bayar "Haklısın milletçe iyi ve kuvvetli olmamız lâzım. Zorda olsak da veka-nmızı milletçe muhafaza edeceğiz.” mukabelesinde bulunmuştur.
Günün sıcağı altında toplantı ma> halli olan Nikâh Dairesine giden Cumhurbaşkanı burada esnaf ve tacirden temsilcilerle görüşmüş, bu toplantıya Bayann isteği ile Vali Vekili başkanlık etmiştir.
Burada izhar edilen temenni ve i-leri sürülen İddialardan anlaşıldığına göre harap olan 500 dükkân gayet küçük olduğu için yeniden bu kısımda ancak 200 satış yeri yapılabilecektir. Kalan 300 kişi için şehrin ticaret merkezinde boş arsa yoktur ve bunların bulunması için bütün devlet teşkilâtı elele verip imkân a-rayacaklar ve en kısa zamanda burada yeni çarşılar kuracaklardır. Ancak yapılacak yeni dükkânların sahipleri nasıl bir tercih şekli içinde seçilecektir. Bu bahiste İleri sürülen muhtelif fikirler dinlendikten sonra Cumhurbaşkanı kürsüye gelerek şu hitabede bulundular;
"Sevgili BalIkesirliler,
Buraya sîzlere geçmiş olsun demek İçin geldim. Uğradığınız felâket hakikaten büyüktür. Zarara uğrayan vatandaşlar büyük ekseriyetleri itibariyle geçim zorluğu çekenlerdir. Onların geçim müşkülâtı şimdi daha da artmıştır. Yapılan toplantının maksadı alâkalıları dinleyip ihtiyaçlarını tesbit etmekti. Bu maksadı elde etmiş bulunuyoruz. Bunlan
elde mevcut imkânlarla temin etmek üzere Hükümet derhal işe başlayacaktır. Bugünkü iktidarın bu yangın faciası ile yakından alâkadar olduğunu yaptığım temaslardan anlamış bulunuyorum. Sîzler çalışacaksınız. Hükümet yardım edecek, biz de elden gelen müzaherette bulunacağız ve bu yarayı elbirliği ile saracağız. Temenni edelim ki memleketimiz daha selâmette kalsın. Bu gibi felâket, ler tekerrür etmesin. Burada konuşan arkadaşlar inşaatın süratle tamamlanması dileğini İleri sürdüler. Bu yapılacaktır. Şahsan kani bulunuyorum. Hükümetin de aynı kanaatte olduğunu biliyorum. Sizlerl hürmetle selâmlarım.”
Devlet Başkanı bundan sonra VI. lâyeti ziyaret etmiş ve burada toplantı halinde bulunan Balıkesir milletvekilleri ve Kızılay yardım kollarının çalışmalariyle alâkalanmıştır.
Röportajı yapan: Vedat ETENSEL
Türk yüzücü
geçemedi
Atlantik Paktına
iltihak talebimiz
General Mac Arthur son Formoza seyahatinde Madam Çan-Kay-Şekle de görüşmüştür. Yukandakl resimde generali Madam Çan-Kay-Şek’in elini öperken görüyorsunuz.
Osman Şahinbaş İçişleri Bakanlığı Müsteşarı cldu
Ankara, 8 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — öğrendiğimize göre İçişleri Bakanlığı Müsteşarlığına Giresun Valisi Osman Şahinbaş tayin edilmiş-tir.
T.H.K. filosu Samsunda gösteriler yapıyor
Samsun, 8 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — T.H.K. filosu bugün sabah ve öğleden sonra iki parlak gösteri yaptı. Üç bayan uçucunun akrobasi hareketleri zevkle takip edildi. Erkek arkadaşlarından her hususta aşağı olmadıklarını isbat eden bayanlar filosundan sonra erkeklerin üçlü lupin-gini öğretmen Mehmet Esenginln paraşütle atlayışı takip etti. Akşamüstü yapılan gösterileri görmeğe bütün Samsun halkı gelmişti. Havanın sertliğine rağmen öğretmen Bayan Edibe Subaşı erkek arkadaşlarının tereddüdüne rağmen paraşütle 1400 metreden güzel bir atlayış yaptı.
Akhisarda tevkif edilen iki komünist
Akhisar, 8 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Mustafa Zeybekoğul ve Servet Trampet adlarında iki genç komünist propaganda yapmak suretiyle bugün ceza mahkemesine verilerek ilk sorgularını müteakip tevkif edilmişlerdir. Mustafa, sanat okulu öğretmenlerinden olup son günlerde Bakanlıkça vazifesinden affedilmiştir. Servet Trampet ise yoğurtçudur.
wr


Murat Güler yüzmeye başlamadan evvel bütün vücudunu
Yukarıdaki resimde, Türk yüzücüsünü Manche kıyısında yüzmeye hazırlanırken görüyorsunuz.
kremle yaghımışıır.
ızmir Radyosu faaliyete başlıyor
Kısa dalga üzerine çalışacak istasyonun neşriyatı bütün yurttan dinlenebilecek
İzmir, 8 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — İzmir kısa dalga radyosunun kurulması hususunda İzmir Belediyesinin istediği resmî müsaade gelmiştir. Bu radyo istasyonu, muvakkat bir müddet için Paraşüt kulesini anten olarak kullanacak ve tesisatı 20 ağustostan evvel İkmal edilecektir, istasyonun neşriyatı bütün yurttan dinlenecektir.
Kasım Gülek
iktidarı tenkid etti
Eskişehir,’ 8 (Hususî muhabirimiz bildiriyor) — Orta Anadoluda tetkik gezisine çıkmış bulunan C.H.P. Genci Sekreteri Kasım Gülek bugün saat 18 de Eskişehire gelmiştir. Doğru Cumhuriyet Halk Partisi merkezine giden Genel Sekreter burada toplanmış olan Partililere hitabede bulunmuştur. Gülek. Cumhuriyet Halk Partisinin muhalefet vazifesini lâyık olduğu şekilde başarmağa çalıştığına işaret ettikten sonra “C.H.P, en iyi şekilde muhalefet yapabilmek Jçin müşküllerle karşılaşmaktadır. Meclîste tutanaklarımızın tasdik edilmemesi için iktidar elinden gelen müşkülâtı göstermektedir. En hafif bir tabirle şunu şöyliyebilirim ki. iktidar serbest, samimî çalışan bir muhalefeti arzu etmiyor görünmektedir,, demiştir.
Sözlerine devam eden Genel Sekreter, ara seçimlerine temasla:
“Seçim Kanununun ruhu ihlâl edilmektedir. Ara seçimleri geldi. Seçimi tehir ettiler. Seçim Kanununu ihlâl ettiler. Neden ihlâl edildi? Herhalde halkın kendilerine, rey vereceklerinden emin olduklarından değil. Biz bu seçimleri kazanacağımızdan emindik. Bir memlekette demokrasinin esaslı şurette gelişebilmesi için idare mekanizmasının politika tesirlerinden uzak, serbest çalışması lâzımdır. Halbuki bugün idare mekanizması altüst edilmektedir.’’
Dış politika meselesine de temas e-den Genel Sekreter şöyle demiştir:
“Bu memleketin bilhassa dış tehlike mevzuubahs olduğu zaman tekvücut halinde bulunması lâzımdır. C. H. P. Türkiyenln dış politikasının partiler arası müşterek bir politika olması lâ-zımgcldiğlnde musirdir. Müşterek dış politikanın ana şartı da iktidarın dış meselelerden muhalefeti dalma haberdar etmesi ve mühim kararlar alınırken muhalefete danışmasıdır. Bu yol millî birlik için şarttır, iktidar kendi kendine karar alır, sonra muhnlefetl buna iştirake davet ederse ona müşterek dış politika denemez ve mesuliyete muhalefet katılamaz.”
kız kardeşi büyük bir
dalgalariyle
Manche Denizini yüzerek geçecek o-lan ilk Türk sporcusu Murat Gülerin Fransada Bozburun mevkiinden pazartesi günü denize girdiğini biliyoruz. Fakat Murat Manche’ın siyaha kaçan 33 kilometrelik koyu mavi ve azgın denizini aşarak Fransadan Ingiltereye geçebilecek mi? Bu neticeyi herkes merak içinde beklemektedir. Bu arada en mühimi olan Murat Gülerin annesi ile babasının ve kardeşlerinin bu husustaki düşünceleri nedir? Bunu öğrenebilmek için dün sahipleri bul lundukları Suadiye PlâJ ve Gazinosuna gittim. Mustafa Gülerin rahatsız bulunması dolayısiyle annesi Bayan Gülerle ve kız kardeşi Aydınla konuşmak kabil olabildi.
Heyecanları ilk nazarda bile belli olan Murat'ın annesi ve bu husustaki ricalarımı nezaketle kabul ettiler.
Murat Manche’ın azgın
boğuşurken bizler Suadiye Gazinosunda masa başında Manche kahramanının tatlı hayalleri ve hâtıralarını canlandırıyoruz.
Bayan Güler sanki ne soracağımı evvelden biliyormuş gibi anlatmaya başladığı sırada kız kardeşi Aydın Güler de bu haberin ciddiyetinden hâlâ şüpheli idi.
Sairi saçlarını zarif ince elleriyle düzeltip gözlerini Marmara Denizinin enginlerine daldırıp 'İmkânsız! Murat Manche’ı geçemez!,, diyordu.
Annesi ise heyecanını ve merakını gizlemek istemesine rağmen her hareketinden heyecanlı olduğunu belli e-diyordu. Bayan Güler anlatmaya başladı:
— Murat 4 seneden beri Belçikada kimya ve gıda maddeleri üzerine tahsil yapmaktadır. Bundan iki ay kadar evvel Murat, yazdığı bir mektupta bazı sürprizler yapacağını bildirmişti. Biz de bu mektuba sevinmiş Murat’ın sürprizinin gıda maddeleri üzerinde yeni bir icat olacağını tahmin etmiştik. Şimdi anlıyoruz kİ, oğlumun bu sürprizi “Manche Denizi„ni geçmek l-miş... Hakikaten güzel bir sürpriz değil mi? Murattan başka iki oğlum ve bir de kızım vardır. En büyük oğlum İşgal senelerinde doğduğu için İsmini Turan, İkinci oğlum da ismet Paşanın Lozan Muahedesinde dünyaya geldiği için adını ismet koyduk. Mustafa Bey üçüncü çocuğunun da erkek olmasını istediğinden, muradına erer ermez ismini Murat koydu. En küçükleri de kızdır. Buna da Mustafa Bey, kendi doğduğu yerin ismini “Aydın,, koydu. Fakat size şunu da söyliyeylm kİ, çocuklarımın içinde en güzeli Murattır. Geçen sene yaz tatilini geçirmek için Istanbula gelmişti. Bizlere Manche’ı yüzerek geçeceğinden veya antrenman yaptığından hiç bahsetmemişti. Allah yüzünü ak çıkarsın da Manche’ı yüzerek geçebilsin; bir Türkün Manche’ı geçmeye teşebbüs etmesi herhalde iftihar edilebilecek bir hâdisedir. Yalnız merak ediyorum a-caba oğluma yüzerken yiyecek ve su veriyorlar mı? Yoksa hiçbir şey yemeden mi saatlerce yüzecek? Bunu öğrenebilsem çok rahatlıyacağım. Hem size şunu söyliyeylm ki Muradın Man-
che’ı geçmek için denize girdiği tarih 21 yaşını bitirip 22 ye bastığı doğum gününe rastlar, Murat küçükten beri yüzmeyi çok severdi, fakat Manche’ı geçmeye teşebbüs edeceği aklıma gelmezdi. Küçük kızım Aydında yüzmek merakı daha çoktur, hem Aydın tayyareye binmeği ve Bröve almayı çok istiyor, ondakl bu merakı nasıl önli-yeblleceğim bilmem?
Bayan Güler hem konuşuyor hem de sık sık "Acaba Murat aç mı yüzüyor?" diye bana soruyordu.
Murat Gülerin annesiyle konuşurken bizlerl büyük bir dikkatle dinleyen 16 yaşındaki Aydın Güler de:
— Murat Manche’ı katiyen geçemiye-cektir. Bunun için arkadaşlarla 20 kilo çikolata bahsine girdim, ve emin olun çikolataları kazanacağım. Eğer Murat Manche’ı geçerse ben de ondan daha iyi bir derece ile Manche’ı geçebilirim. Çünkü Murat benim kadarda yüzemez ve benim yüzme stilim Murattan çok daha iyidir. Yalnız o bız-lerden daha iyi dalar... Ağabeyimin böyle bir teşebbüsüne şaşıyorum ve Manche'ı geçebileceğine de inanamıyorum, en büyük ağabeyimiz İsmet hepimizden daha iyi yüzer.
Ağabeyim fevkalâde bir sarfederek bu yüzmeyi na ne mutlu...
Madem kİ bu kadar sunuz size bir havadis de bu İşe pek heveslendim, bu hafta Adalara kadar yüzerek gidip geleceğim ve ilk antrenmanımı yapacağım”
Aydın Güler muhakkak ki bir şey söylemek istiyordu, fakat maksadının Manche olup olmadığını bir türlü söyletemedim. Yeşil hareli gözleri denizin derinliklerine dalmıştı. Biraz durakladıktan sonra hafif bir sesle:
“Murat Manche’ı geçecek, gözümle görsem inanmam!,.
Bu hususta babası ne düşünüyor diyecek oldum. Etrafımızı çevrele/en kalabalık:
— Ne düşünecek?! Adamcağız sinirden hastalandı. “Biz oğlumuzu Av-rupaya Manche’ı geçsin diye mi yolladık? Okusun adam olsun dedik. O yüzücülüğe heves etti!,, diyor.
Allah vere de başladığı işi bitlre-bllse... Söylemiyor ama babasının ü-züntüsü biraz da endişeden... Ne olsa evlât! Muvaffak olmasını İstiyor
• •
• •
kuvvet
bitirebilirse o-
merak edlyur-vereyim “Ben
Murad, Ingiltereye 2 mil yaklaştığı sırada yüzmeyi terketti
Duvr, Ingiltere, 8 (AP) — 21 yaşında bir Türk talebesi, Murat Güler, dün Greenvvlch âyariyle saat 15,30 da Manche Denizini geçmek üzere Fran-
sa sahillerinden denize girmiştir. Denize girdiği andan itibaren kimse kendisini görememiştir. Kendisi aynı zamanda bir mukavemet rekoru da kırmak niyetindedir. Denize açılmadan evvel gazetecilere verdiği beyanatta, karşı sahile denizde eğlenerek 30 ile 32 saat arasında geçeceğini bildirmişti. Güler, bir kere 48 saat denizde yüzdüğünü ve çek hoşuna gittiğini ilâve etmiştir.
Cap-Gris-Nez, 8 A.A (United Press) — Murat Güler yüzmeye başladıktan 21 saat sonra Manche'ı geçme teşebbüsünü terketmlştir. Murat Güler denizden çıktığı zaman Ingiltere sahiline 2 mil mesafede bulunuyordu.
Murat pazartesi günü yüzmeye başlarken Manche’ı otuz saatte geçmeyi ve fırtınalı havada yüzme mukavemet rekoru kırmayı istediğini söylemiştir
Murat, San Diegolu daktilo 31 yaşın-
daki Florence Chadwick’in kendİBİni geçmesi ve Ingiltere sahiline vararak Manche’ı geçme rekorunu kırması ü-zerine yüzmeyi terketnaiştir.
Duvr, 8 (AP) — 31 yaşındaki Amerikalı kadın yüzücü Florence Chad-wick 13 saat 22 dakikada Manche’ı geçerek yeni bir kadınlar arası dün5ra rekoru tesis etmiştir.
Duvr sahillerinde binlerce kişi kendisini beklemekteydi. Sahile çıkar çıkmaz, kendisini nasıl hissettiğini soran gazetecilere Mlss Chadwick şu cevabı vermiştir:
“Evet, çok iyiyim, yalnız bu kadar uzun bir yüzmeden sonra bu kaypak sivri taşlar üzerinde yürümek pek hoş olmuyor...
Hattâ, geriye doğru yüzmeye bile hazır olduğunu söyliyen Florence Chadwlck, sahile çeyrek mil kala, uir müddet istirahat etmek isteyip istemediği sualine şu cevabı vermiştir:
“Merak etmeyin, gayet iyiyim, ö-nümde sanki bir metre mesafe kalmış gibi geliyor bana. Sonuna kadar yüzeceğim.,,
Duvr. Ingiltere. 8 (/P) — Manche’ı geçmek için ikinci defa teşebbüse geçen 17 yaşındaki Amerikalı kız yüzücü Shirîey May France. bugün Green-wich âyariyle saat 15,42 de sudan çıkarılmıştır.
Shirlcy, Cap-Grls-Nez'den dün sabaha karşı Greenvvlch âyariyle saat 01.56 da suya girmişti.
Shlrley, Cap Grls’den dün sabaha karşı Greenvvhich âyariyle saat 0156 da suya girmişti.
Manajeri Budakyan. Shlrley’nln çok yorulduğunu anlayınca zorla sudan çıkarmaya teşebbüs etmiş, ancak 15 dakika kadar uğraştıktan sonra, Ingiltere sahiline 7 buçuk mil mesafe kalarak motöre almaya muvaffak olmuştur.
Salâhaddin Çoruh Tarım Bakanlığı Müsteşarı oldu
İzmir, 8 (Hususi) — Tarım Bakanlığı Müsteşarlığına eski Tariş U-mum Müdürü Salâhaddin Çuhruh, Petrol Ofis Umum Müdürlüğüne eski Osmanh Bankası Müdürlerinden Galip Serterin tâyin edildikleri bildirilmiştir.
Bu husustaki resmi müracaatın Ingiliz Dışişleri Bakanlığına vardığı bildiriliyor
Londra, 8 A.A. fAFP) — Bugün yetkili bir îngiliz kaynağından bildirildiğine göre, Atlantik Paktına iltihak hakkında Türkiye tarafından yapılan resmî müracaat Dışişleri Bakanlığına gelmiştir.
Bu talep, pek yakında, İngiltere Hü-
Amerikalıların üzüm hakkında aldıkları bir karar
İzmir, 8 (Hususî) — Amerika hükümeti. şimdiye kadar alıcı lehine tanıdığı subsite hakkını ilgaya ve bu suretle müstahsil ülkelerin yüzde 40 fazlasına üzüm satmalarım temine karar vermiştir.
Iraklı talebelerin Ankaradaki basın toplantısı
Ankara 8 (A.A.) — Şehrimizde misafir bulunan Iraklı talebe grupu başkanı Prof. Tahsin İbrahim, bugün Irak Sefaretinde basın mensuplarını kabul ederek burada gördükleri hüsnü kabulden dolayı çok mütehassis olduklarını. Türkiyenin ba. şardığı büyük inkılâplara karşı duydukları hayranlıkları belirtmiş, ve şunları söylemiştir:
"Bilhassa Türkiyenln köylüye ehemmiyet vermesi, komünizmi memlekete sokmaması bizim için önemli bir derstir. Bu mühim inkılâplarınızdan istifade etmek gayesiyle sık sık heyetlerin gelip gitmesi bize büyük faydalar Bağlıyacaktır. Ben şahsan eminim ki talebe münasebetlerinin yaptığı tesiri siyasî heyetler yapamıyor. Bunu, Pakistana geçen tale. belerinizin iyi tesirde yorum.”
Profesör
yük arzularının Türkiyeye talebe göndermek ve Türk iyeden de öğretmen ve talebe celbetmek olduğunu söylemiştir.
Bağdad'da bıraktığı çok müşahede etmiş bulunu-
sözlerine devamla
en bü-
Millî Eğitim Bakanlığına Nuri Özsan’ın Gümrük ve Tekel Bakanlığına da Seyfi Kurtbek’in tâyinleri muhtemel
Ankara, 8 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Avni Başmandan açılan • Millî Eğitim Bakanlığına Ulaştırma Bakanı Tevfik İlerinin ve Ulaştırma Bakanlığına da Seyfi Kurtbek’in tâyin edileceğine dair elan haberler a-lâkalı çevrelerde İhtiyatla karşılanmaktadır. Daha kuvvetli sayılan bir ihtimale göre Millî Eğitim Bakanlığına şimdi vekâlet etmekte olan Nuri Özsan’ın getirilmesi bahis mevzuudur. Bu takdirde Feyzi Kurtbey belki de Gümrük v.e Tekel Bakanlığını deruhte decektir.
kûmetl ile Atlantik Paktını İmzalayan 11 memleket arasında görüş teatilerine yol açacaktır.
Yetkili îngiliz çevrelerine göre, bu hususta kefeyi Türkiye lehine temayül ettirmek. Birleşik Amerikaya ait bulunmaktadır. Çünkü Türkiyenln Atlantik Paktına girmesi Amerikaya yeni vecibeler yükliyecektir.
Diğer taraftan, Dışişleri Bakanlığından bildirildiğine göre. Yunan Hükümeti Türk talebine benzer herhangi bir müracaatte bulunmamıştır.
Fuat Köprülü bugün Parîsten ayrılacak
Paris, 8 A.A. (AFP) — Türkiye Dışişleri Bakanı Fuat Köprülü dün gece trenle Strasbourg’dan Parise gelmiştir.
Bakan yarın Paristen Marsilyaya ve oradan Istanbula hareket edecektir. — Türkiyenln Paris Büyükelçisi Kuman Menemnncioğlu, Avrupa Konseyi istişarî asamblesi toplantılarında, perşembe gününe kadar müşahit sıfatiyle kalacaktır.
Beş'ktaşlı Şükrü
Italyan takımına girdi
İraktan gelen öğrenci grupu Ankarada kendilerini kargıbyanlurta birlikte
1 ^5
Lazio takımına giren Şükrü, dün uçakla Romaya hareket etti
Beşiktaş ve Milli Takımımızın sol açığı Şükrü Gülesin dün bir uçakla şehrimizden ayrılarak Italy&ya gitmiştir. Şükrü Gülesin kalyanın Lazio Takımı ile bir anlaşma yapmış bulunmaktadır. Futbolcumuz Komada 15 gün kadar kaldıktan sonra I tekrar Türkiyeye dönecek karısı ve | eşyalarını alarak büsbütün kalyaya gidecektir. Şükrü Beşiktaş Kulübü ile alâkasını kesmiş ve Lazio Kulübüne verilmek üzere Kulübünden bir bonservis almıştır.


Samsun Valisi işe başladı
Samsun, 8 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Vali Hâşim İşcan vazifesine başlamıştır. Büyük imar hamlele-lerine yakında başlanması beklenmektedir. Vali, bir iki güne kadar tetkik için kazalara gidecektir.
T AHSİL KUPONU
1 aralık 1950 de çekilecek büyük kuramıza İştirak İçin a-şağıdaki kuponlardan 90 tane getirerek bir kura numarası a-I ab i içreksiniz.
Tafsilatını her pazar günkü (YENİ İSTANBUL) da arayınız.

Yeni lstcMııTun
Kil» OM
*

Sayfa 4
YENİ İSTANBUL
9 Ağustos 1950
Memleket yazıları:
D
altın şehri
A
t
Ağustosta Paris
Yazan: Ayşe NUR
YNI DERT:
Büyük servet olan pamuğun kaynağı bu güzel şehir, yarın Türk ekonomisinde çok mühim bir rol oynamaya namzettir
SEYHAN nehrinin kıyısında Çu-kurevanın incisi olan bir şehir vardır, Bu şehir ismini ORANOS'un __(X)k— oğlu yıldız ADAN OS‘tan aldığı rivayet edilir. Efsaneye göre, ORANOS'un büyük oğlu ADANOS, bir gün şehre inmiş şehir çok hoşuna gitmiş; şehre “ADIM SENİN OLSUN” demiş, o günden beri şehrin ismi ADANA olarak kalmış.
Deniz seviyesinden 19 İlâ 29 metre yükseklikte olan şehrin 13.700 hektarlık alanında 100 bini aşkın nüfus yaşar.
Bu şehrin en eski sakinlerinin ETİLER olduğu kabul edilmektedir. Milâttan önce 9 uncu asırda Asurlar’ın, bilâhare, İranlIların, MakedonyalIların, Romalılar’m, Bizanslılar’ın, îslâmlar’ın, 926 da tekrar BizanslIlar' ın, 1155 de Konya Selçuklularının, Mısır Kölemenlerinin, İlhanlIların istilâsına uğradı. Bunlan müta-akıp Türk şovlarının en kuvvetlilerinden ÜÇOKLU han ahfâdınd&n “Ramazanoğullan” ADANA^yı merkez yaparak bir beylik kurdulor. 16 ncı asrın sonlarında Yavuz Sultan Selim Mısır seferi esnasında bu beyliğe nihayet verdi. Fakat memleketin idaresini yine Ramazanoğullarından valilere bıraktı. 19 uncu asnn başlarından, ortalarına kadar rahim Paşanın orduları Cihan Harbini müteakip işgâl etti. Bunlara karşı AdanalIlar arslanlar gibi 1921 yılında mütevüleri yerlere kovdular. Bununla, —“BENDE BU VAKAYHN ÎLK HÎSSl TE-ŞEBBÜSt) BU MEMLEKETTE. BU GÜZEL ADANADA DOĞMUŞTUR"
Yazan: Kemal Işık
Seyhan üzerinde Taşköprü: Üçüncü asırda Roma İmparatorluğu zamanında yapılmış olup, zaman saman tamire uğramış, son tamiri 1918-1919 da yapılarak modern bir hale getirilmiştir
Mısırlı tb. IstilA ettl-Fransızlar kahraman çarpıştılar, geldikleri
diyen— Büyük ATATÜRK*® millî mücadeleyi ilham ettiler.
Adana tarihî eserler bakımından da büyük bir zenginliğe sahiptir. Gör-rülecek başlıca eserler:
Seyhan üzerinde TAŞKÖPRÜ; üçüncü asırda Roma hükümdarlarından OKSANTtYOS tarafından yaptırılan bu esr, zamanımıza kadar bir çok tamirler görerek istifadeye elverişli bir haldedir. KALE-DUVARLARI BAKİYELERİ; Adananın kuruluşunda yapılmış eski şehrin surlarından parçalardır.
ULUCAMİ; Ramazanoğullarından Halil ve oğlu Piri Paşa tarafından 16 inci asırda Mısır - Türk Mimari tarzında yapılmış bir eserdir.
Bunlardan başka; YAĞCAMÎ, ÇARŞI HAMAMI, ESKİ BEDES-TAN, YTLANKALE, ANAVARZA
Muhabere alanında elektroniklerin
sağladığı hârikalar
yapmaktadır. Mesaj zaptedilir edilmez, otomatik olarak uçaktaki ten-viratlı levhada pilotun gözü önünde belirmektedir. Böylece, pilot bir an içinde bu mesajı okuyarak verilen emre nazaran harekete geçmek İmkânını bulabilmektedir.
KALESİ. KARATEPE. SAR, BAD-RAM HARABELERİ, gibi tarihi ve turlstitlk değer taşıyan eserler mevcuttur.
Adana diyince alda pamuk —beyaz altın— gelir. İklim ve toprak şartlan iyi pamuk yetiştirmeğe elverişlidir. Türkiyenin 95.000 ton olan senelik pamuk rekoltesinin 60.000 tonunu Adana ve havalisi yetiştirir. Pamuktan başka Adanada her türlü mahsulât ve sebze yetişir.
Adana bir zirai istihsal merkezi olduğu kadar, bir sanayi şehridir de. iplik ve dokuma, nebati yağ, un, çırçır ve prese, deri tütün ve sigara fahri kalan, şehrin iktisadiyatında cok mühim bir yer işgal eder. Bunlara ‘İKTİSATTA. KURULUŞ YERÎ NAZARÎ YELERİNE’’ en uygun şekilde kurulmuş fabrikalar dense yeridir. Yakında Seyhan nehri üzerindeki barajda Marsh ali yardım i yle kurulacak büyük elektrik santralı ucuz enerji temin etmek suretiyle, bu fabrikalara maliyet fiyatlannı düşürmek imkânını bahşedecektir.
VAZTN Paris kadar hazin bir şehir ■ görülmemiştir. Üç mevsim boyunca aşırı gidiş gelişi, asabi canlılığı, otomobil gürültüslyle kendilerini fazlaslyle yoran şehirden Parisliler oğustos geldi mi akın akın göçerler-Koca şehir, bazı semtlerinde met-rûk, ölü bir şehir oluverir. Geceleri Bola de Boulogne da yürür yürür de İkide bir. bir otonıobüden başka kimseye rastlayamazsınız. Buna karşılık bu mevsimde dünyanın her tarafından turist gelir Parlse. Gelir ama, her nedense turistler Paris! doldurmaz, o kuzin boşluk havasını gidermez. Pariste kalmış şehirli, kendini hayatın nimetlerinden mahrum edilmiş Allahın talihsiz bir kulu hissinden kurtaramaz. Geceleri Eiffel Kulesinin yanıp sönen feneri, onu hem avutmak, hem de talihsizliğiyle lay etmek istermiş gibi parlar.
a-
tu-de,
Ağustos ayını Pariste geçiren rlstler bile Pariste Parlsl değil başka bir havayı yaşıyormuş gibidir. Meselâ Invalldes Meydanı civarında kamp kurmuş bir gençlik teşkilâtı: Şehir ortasına çadırlar, çimen üzerinde rasgele kakılmış uzun uzun masalar, banklar... Burada her milletten 3.000 kadar genç gelip birkaç gün kalır, şehri kuşbakışı şöyle bir gezip giderler. Günde 470 franka yer içer ve kamp yatağında yatarlar. Üç yaşından kırk yaşına kadar İnsan vardır bu kampta. Saat 23 ten sabahın Utısına kadar fazla gürültü yapmamak, şorttan daha çıplak bir kıyafetle gezmemek şar-tiyle herkes orada kendi halinde hllr yaşar. Bu Babil Kulesinde fransız-cadan gayrı hemen her dil konuşulur. Gençler sabahlan çantalarını sırtlarına alıp şehri gezmek için yola düşerler.
iyi hoş ama, bunlar Parlsl şenlen-dirmiye yetmez. Yaz güneşi altında Selne kıyıları bir misil güzelleşen, Notre-Dame’ın kurşuni taş oymaları haşmetle panldıyan şehir, sanki a-sırların verdiği bir tevekkülle, dı-şarlarda hoş hayaller, m An asız zevkler peşinde koşan Parislilerin ergeç kendi kucağına pişman döneceklerini bilir ve mevsim sonunda tam hayatiyetle tekrar yaşamıya başlamak Üzere bir nesi yaz uykusuna dalar.
Dünyada mesken inşaatı
için girişilen yarış
Kısımları önceden ve seri halinde imal etme tekniğindeki yeni fikirler, mesken buhranının halline yardım etmektedir.
ŞİALDÎ, dünyanın bugüne kadar gördüğü en hummalı İnşaat ya-nşı 5 kıtada birden başlamıştır. Her tarafta evler, fabrikalar^, doklar ve barajlar kurulmaktadır. Tarih boyunca bu kadar memlekette birden bu kadar geniş ölçüde ve bu derecede sür'atle inşaat yapıldığı görülmemiştir. Bütün memleketlerin mlill endüstri faaliyetlerine dair yayınlanan son istatistiklerden de, halkı İskân etmek için ve geri bölgeleri sınalleştirmek maksadlyle dünya çapında girişilen bu programda herhangi bir gevşeme emaresi yoktur. Bilakis ikinci Cihan Savaşının hitamından 5 yıl geçtiği halde inşaat İşi gittikçe genişlemektedir.
maktadır. Çimento, ekseriyetle özel surette İnşa edilen rıhtımlara yanaşan gemilere fabrikalardan doğrudan doğruya konveyörlerle sevkcdilip yüklenir. Böylcce nakliyatta temin edilen iktisat, imalâtın yüksekliği v© ham maddelerin yerli olması sayesinde İngiliz fabrikalarından dünyanın en ucuz çimentosu imal edilir.
Fiatlaruun ucuzluğu ve kalite yüksekliği sayesinde Büyük Britanya geçen yıl 8.668.494 sterilng değerinde çimento ihraç etmiştir. 1938 de çimento ihracatı sadece 1.284.000 civarında İdi. Esasen son 10 yıl zarfında diğer cins inşaat malzemesi ihracatında da dikkate şayan yükselişler yer almıştır. Fayans ihracatı
185.000 sterllngden 1.663.000 e, âdi cam İhracatı 739.000 den 4.978.000 e, sıhhî lavazımat 643.000 den 3.310.000 e, asbestoz levha ve kiremit 316.000 öen 2.260.000 e, metal kapılar ve pencere çerçeveleri 337.000 den 1.535.000 e, elektrik sayı cilan
189.000 den 1.488.000 e, dökme demir banyolar 199.000 den 1.102.000 e, kilit ve reze 219.000 den 1.166.000 e, elektrik fırınlan İhracatı 199.000 den 1.102.000 sterlinge yükselmiştir. Bu rakamlına açıkladığı ihracattaki artış, dünyanın herhangi bir memleketi İçin İnşaat endüstrisinin harp sonrasındaki en büyük gelişme ve muvaffakiyetlerinden birini teşkil etmektedir.
EMd Abide, yeni fikir:
ikinci Cihan Savaşını müteakip Binbaşı Waller adlı bir İngiliz bu-bayının Bağdat civarındaki tarihi Cteslphon Takını seyretmesinde! bina inşaatında yepyeni bir metod doğmuştur. Gayet baait olan bu u-sul sayesinde meselâ Güney Rodezya'da hemen hemen tamamiyle yerli işçüer çalıştırmak suretiyle büyük bir jüt fabrikası İnşa edilmiştir. Cteslphon Takı, Hıristiyanlığın İlk devirlerinde Parth’lı kır ali ar tarafından Dicle Nehrinin kıyılarında inşa edilen kışlık başkentten kolan ye gâne kısımdır. Bu âbidenin merasim kapısı ve ziyafetlere mahsus salonu 33 metre lrtifaındakl cesim bir ta-kın altında olup, kemer 27 metre genlşllğlndedir. Bugün bu eBerln ancak 30 metrelik bir kısmı kalnuştır.
Elektriklerin insana ve beşeriyete neler yapabileceğini henüz öğrenmeğe başlıyoruz. Gelecekteki dünyanın biçimini henüz görmeğe başlıyoruz. Düşüncenin alabileceği uzaklıkta yeni ufuk hatlarına gözlerimizi dikiyoruz.
Elektronikler fennî, elektronların tavır ve hareketiyle ilgilidir. Elektronlar zâhiren boş mesafede ziya suretiyle seyreden elektrik zerreleridir. Radyo ve televizyon belki de e-lektronıklerin enJyi tatbikatıdır.
►- • a* « a
Birçok yıllardan beri beşer İhtiyaçlarını karşılamak için elektronikler istimal edilmeğe başlanmıştır. Sayılamayacak derecede çok elektronik â-letler geliştirdik. Bu âletlerden bir çoklan bir harika olarak gözönünde tutulmaktadır. Evet bunlar birer hâ-nka olmakla beraber bir başlangıçtan başka bir şey değildir. Son zamanlarda vücutl&nmızın hizmetlerinde de elektroniklerin kullanılması hususunda araştırmalara başladık. Tıp âleminde klinik teşhisleri İçLn e-lektronik metodlar geliştirdik. Bunlar, bozuk radyolardaki ânzalan tesbıt etmek hususunda istimal edilen tertibata benzemektedir. Electrocar-diograph ile kalb faaliyetini müşahede ve kaydediyoruz. Electroencepha-lograph beyin faaliyetini belirtmektedir. Radyo aktif iz bırakıcılarla kanserli hücreleri iğneliyoruz. Yaşama hücrelerini gençleştirmek, sağlığı emniyet altına alıp hayati uzatmak hususunda elektronik şualann nasıl tatbik edileceğini öğrenmeğe çalışıyoruz.
Bir dereceye kadar beşer beynini taklit edecek elektronik makineler inşa ettik. Bu makineler insan beyninin yapabileceğinden daha çabuk ve daha da sahih olarak hesaplayıp, hatırlayıp düşünebilmektedir.
Arzu etsek veya etmesek hayatımız, zaman ilerledikçe muğlâklık bakımından gelişmektedir ve elektronik devri için yeni bir öğretime ihtiyacımız vardır. Bunun esası da dünya çapındaki fikir yayını ve televizyon ile başarılabilir.
Böyle olmasına rağmen en İyi İcatlar henüz yapılmış delildir. Bütün sahalarda elimizde muazzam fırsatlar olmakla beraber bunlar henüz tahak-kuk etmemiştir.
Adana Çukurovanın en süratlo gelişen şehirlerinden biridir. Dünyanın en büyük şehircilik otoriterlerinden olan “HERMAN JANSEN’in” yaptığı imâr plânı, bu gelişmeyi şehircilik İlminin İstediği esaslara göre düzenlemektedir. Bu şekildeki plâna uygun çalışmalar semerelerini vermeğe ve şehir Avrupai bir çehre almaya başlamıştır.
Bugün Adana medeni bir şehrin ihtiyaç duyduğu bütün kültürel, beledi, sıhhî tesislere tam mânaslyle mâlik olmuştur.
Demir, hava, karayolları Adanaya bütün dünya İle irtibat tesis ettirmektedir.
Beyaz altının kaynağı olan bu güzel şehir, yarının millî Türk ekonomisinde çok büyük rol oynamağa namzet şehrimizdir.
Yeni neşriyat
Dünyada en ucuz inşaat metodu:
«g MŞr _, ı
K' _ j, —ğ
Ol s
îngllterede zeri halinde yapılan takma evlerden bir mahalle
Bütün büyük müzeler tarafından neşredilmesi âdet olan ve bir yıl İçindeki müze faaliyetini gösteren "Yıllıklardan,, biri do bu defa dünya müzeleri arasında mühim bir mevki İşgal eden İstanbul Arkeoloji Müzeleri tarafından türkçe ve İngilizce olarak neşredilmiştir. 1948-1949 yıllarına ait faaliyetten bahseden bu Yıllık 64 sa-hife olup 23 resmi ihtiva etmektedir. Fiyatı 160 kuruştur.
Bu Yıllık llo sessiz sadesiz çalışan Arkeoloji Müzelerinde bir çok İşler görüldüğünü öğreniyoruz. Bunlar a-rasında istanbulun antik mezarlığının İzlerinin ve imparator Arkadlua'un portresinin Bey azı t ta meydana çıkarılması ve Silâhtaragada Roma devri neykeltraşı eserlerinin bulunması ve müzece İstanbul içinde ve civarında yapılan araştırmalar kayda şayandır
Büyük Brltanyanın dünya inşaatının derlemesine en büyük yardımı, İnşaat malzemesi temini suretiyledir. Bu malzemenin başında çimento gelmektedir. Tabiî çimentonun yerine geçen kil-kireçtaşı halitası 10 uncu asrın iptidalarında Joseph Aspdin adlı bir İngiliz tarafından bulunmuştur. O tarihten beri çimento endüstrisi tedricen inkişaf etmiş olup, în-gllterede bugün 44 çimento fabrikası vardır. Bu fabrikaların ekserisi Thames Nehri mansablyle Güney lngilterede Medway vadislndedir. imalât İçin yerli maddeler kulanıl-
HİKÂYE
Fazilet dersi
M. E. Sayın
Öğrenmek ihtiyacında olduğumuz herşey
| Hicrî 19 5 0 Ağustos 9 Çarşamba Rumî
şevval 25 1369 Tem 27 1366
V AKİT VASATİ 1 EZA N1
Güneş 6.02 9.44
Ogle 13 44 5.02
tklndt 17.12 fi 54 12.00
’ Akşam 20 İT
Yatsı 22.02 1.4ü |
tmsâk 8.07 7.49
İSTANBUL (22367) 1 — Kısmet 2 — Gizil Vesika.
KISMET (26851) 1 — Kerim ile Aslı (Türkçe). 2 — Bir Dag Ma-B&iı (Türkçe).
MARMARA (23860) 1 — Leylarf-lar Açarken. 2 — Senin Olacağım.
MİLLÎ (22962) 1 — Çoban Kın 2 — Üç Şeytanlar (Türkçe).
T₺RAN (22127; 1 — Keşif A-layı (Türkçe). 2 — üç Slifthşör-lar (Türkçe). 3 — Kahramanlnr Geliyor (Türkçe).
YENİ (Bakırköy 166-126» Büyük Vals. 2 — San Gül.
I —
BEYüGLU CİHETİ
1 an : M A ED
KADIKÖY CİHETİ
İhtiyacımız
anİAeıİRblle-bir şekilde
Bütün branşlarda ve bilhassa elektroniklerde fennin gelişmesi o kadar seri ve geniş olmuştur ki. bu muğlak ve yeni makine dünyasında kendimizi konforlu bir hayat geçirmeğe hazırlanmış değiliz. Elektronik devir İçin yeni bir öğretime vardır.
Talim ve terbiye için, cek ve hatırlanabilecek
bUri ulaştırmalıyız. Elektronikler İçin en önemli olan şey. elektronların ziya süratiyle mesaj nnkledebllmeleridlr Elektronikler, enstantane olarak muhabere sağlamak bakımından bir vasıtadır, Halbuki, muhabere sağlamak bakımından bütün İmkânlardan faydalanmamıza rağmen pek az muhabere edebildiğimizi görüyoruz.
Şahıslar ve milletler birbirlerini anlamıyorlar. Muğlak düşüncelere istinat eden bir fikir dünyasında yaşıyoruz. Böyle olmasına rağmen kelimelerle muhabere etmeye çalışıyoruz. Kat’lyet İfade etmlyen muğlâk fikirleri nakletmek hususunda Badece kelimeleri kullanamayız.
Bugün basılan bütün kelimeleri hiç bir kimse okuyamaz. Halbuki, herhangi bir kimsenin dimağı bu kelimelerle belirtilen yeni zihniyet ve fikirleri, ileride başvurmak üzere kavrayıp tasnif edebilir. Mesele, elden geldiği kadar az kelime ile fikirleri ulaştırabilmektedir.
eden bir ölçüdür. Sesin süratle seyreden bir tide ve radyo vıusıtasiyk faydasız olduğunu mÜ-Konuşmanızı bitirdiği-
Muhnbore sureti, medeniyet gelişmesini İfade fevkında bir çagm pilotu konuşmanın şahede ettik
nlz vakit uçak takriben 100 mil Herkmiş bulunmaktadır. Bütün bu İhtiyaçları karşılayabilmek için tam ma-naslyle esaslı yeni bir muhabere sisteminin geliştirilmesi lâzımdı. Nabız atımı kadar kısa bir zamanda e mirler pilota değil. uçağa nrkledll-mektedir ve verilen mesajın alındığı otomatik bir şekilde bildirilmektedir, fakat bu işi pilot değil, yine uçak
\LKAZAR (42862) 1 — Kızıl
Maske (25 kısım birden).
AR (44394) 1 — Yanlış Numara.
1 — 5 Parmaklı Canavar.
VTLAS (40835) 1 — Tehlikeli
Yllar. 2—13 Numaralı Araba. BEŞİKTAŞ BAHÇESİ 1 — Kara Şeytan. 2 — Aptal Aşık. HLHAMltA I — Gece-Gündür
Renkli). 2 — Birleşen Kalbler. İNCİ 1 — Yuvaya Dönüş. 2 — ’dÜJtlk Beldesi.
İPKK 1 — Ağır ceza. 2 — Ne-•imaç! Amorikada.
MELEK (44868) 1 — öldüren Buse. 2 — Bestekâr Denizci. I.ALE (43595) 1 — Deniz Kurttan (Türkçe). 2 — Günahsız Melek.
(ARAY (41656) 1 — Cehennem Zindanı (Türkçe). 2 — Mazinin Esiri (Türkçeı
SUATPARK
Kaplanı.
SÜMER
Dansözü
5ARK
Kıralı. 2 — Kleopatra.
ŞIK 1 — Vatanım îçln. 2 — I-lam Korkusu.
TAKSİM (43191) 1 - Hint Yıldızı. 2 — Sönen Hayat
TAN 1 — Esir Kız 2 — Hürriyet Savaş» 3 — Gönüllü Kahraman.
ÜNAL (Kışlık) 1 — Damgalı Adam. 2 — Gizil Kasa.
ÜNAL (Yazlık) 1 — ÜÇ Ahbap Çavuşlar. 2 — Firari.
YEN! 1 — Kadinlann Sevgilisi,
2 — Kırbaç Altında. 3 — Tatlı Yıllar.
YILDIZ (42847) 1 — Yaman A«-kadaş, 2 — Bitmemiş Dona.
İSTA.VBII CtHETİ
ıLEMDAR (23M3) 1 — Üç /-anlar. 2 — Çooan Kızı.
IY8U 1 — Yen) Güneş 2 -Mü m D!yan.
\ZAK 1 — Dans Perisi. 2 • 4aloğlu Rüstem 3 — Hayat fırtınası.
ÇEMBERLİTA8 1 — Atlı Polie-icr (31 kısım). 2 — lhanot (Türkçe).
HALK 1 — Asi Generalin Son Emri. 2 — ölüm Postası. 3 — Öldüren Keman.

(83143) 1 — Hint 2 — Yetimonln Aşkı (42851) 1 — Ceza ir
2 — Singapur İncin.
(40380) 1 — Maceralar
H/tle (60112) 1 — Pamuk Pran-sm ve 7 CÜco. 2 — Vatan Fedaileri.
OPERA (60821) 1 — 7 Çiçek, k — Kanlı Gölge.
SÜREYYA (60*62) 1 — Port
Salt Faciası (Türkçe). 2 — U-autulmayan Aşk (Türkçe).
/IKVj
ANKARA
ANKARA (32432) 1 — Bir Hâtıra. 2 — Brodrcay Hortlakları. BÜYÜK (16031) 1 — Gönü) Yaralan. 2 — Yaşadın Aşk.
CEBECİ (13840) 1 — Denizler
Aslanı. 2 — Leylâmn Aşkı.
PARK (11131) 1 — Singapur
Casusu. 2 — Nll KıraBçesl.
SUS (14071) 13 Nnum/ınılı A-raba.
SÜMER (14072) 1 — Sahra Kıralı. 2 — Çin Ufukları.
ULUR (22249) 1 — Kahraman
Öncü. 2 — Aşk Yolculun.
YENİ (14040) 1 - Şeytan Ruhlu Kadın. 2 — îkl Sevgili.
OAR GAZİNOSUNDA İtalyan Akrobatları.
IZMÎR
ET.HAMRA: Kapanmıştır.
LALE 1 — Boka Kıralı 2 — Tehlikeli Dansöz. 3 — Çaylftk Hafiye Esrar Şehrinde.
YENİ Kapalıdır.
TAN 1 — Bek» Kıralı. 2 — Tehlikeli Dansöz. 3 — Çaylâk Hafiye Esrar Şehrinde.
UÇAK - TREN - VAPUR
GELECEK OLAN UÇAKLAR
15 35
6.45 D.H.Y. (TUık) Burna-dan — 9.60 D.H.Y. (Türk) îz-mlrden. — 15 00 D.H Y. (Türk) Erzurum - Elâzığ - Malatya • Kayseri • Ankaradan.
D.H.Y. (Türk) lekendenin, A-dana. Bameun, Ank&radan. — 15.50 BEL (înglllz) Londra, Nlı, Roma. Atmadan. — 16.00 D.H.Y. (Türk) İzmlrden. — 1X15 D.H.Y. (Türk) Bureadon. — 18 30 C.G.D T. Kahire, Bey-ruttan. — 1X35 D H Y. (Türk) An karadan. — 21.10 P.A A (Amerikan) New-York, Boston. Londra, Brükzel, Münlhten.
GİDECEK OLAN' UÇAKLAR
8.00 D.H.Y. (Türk) Balıke-

slr, îzmlre. — 8.S0 B.E.A. (Ingiliz) Atina, Roma, Nüı, Lx>n-drayn. — 8.30 D.H.Y. (Türk) Bursaya. — 9.00 L.A.Î. (Italyan) Atina, Komaya. — 9.00
D.H.Y. (Türk) Ankara, Sivas, Elftzığ, D. Bakır, Vana. — 10.05 D.H.Y. (Türk) Afyon. Antalya, Konya. Adana, Gaziantep. Urfava. — 10.15 D.H.Y. (Türk) îzmlre. — 10.30 D.H.Y. (Türk) Ankara, Samsun, Adana. îskenderuna. — 16.00 D.H. Y. (Türk) îzmire. — 17.00 D. H.Y (Türk) Ankaraya. —17.05 D.H.Y. (Türk) Bursaya. — — 22 10 P. A. A. (Amerikanı Şam. Karaşl, Delhi, KalkUta, eangkok, Hongkong'a.
GELECEK OLAN EKSPRESLER
8.30 Ankaradan. korudan (Eke.).
9.15
An-
İSTANBUL ı
GİDECEK OLAN EKSPRESLER
10.00 Ankaraya (MotOrlÜ). — 18.10 Ankara Ekspresi. — 22.20 Semplon Eks. (Avrupa).
GELECEK OLAN VAPURLAR
12.57 Açılış ve programlar. — 1X00 Haberler. — 1X15 Karışık hafif öğlo müziği (pl.>. — 1X45 Şarkılar. — 14.20 Serbest saat
— 14.30 Şarkı ve türküler (pl.).
— 14.45 Orkastra enerleri (pl.).
— 15.00 Programlar ve kapanış.
17.57 Açılış vu programlar. —
18.00 TLno RobsI ve Frank Slnat-ra Şarkılar (pl.). — 18.20 Şarkılar. — 19.00 Haberler. — 19 20 Türküler. 19.45 Radyo «âlon Orkestranı konseri. — 20.15 Konser Salonlarından büyük isimler (pl). Piyano: Jos6 îturbl. — 2.30 Teknik Üniversite Talebe Birliği adına konuşma — 20.40 İstanbul Konservatuarı Türk Musikisi tera Heyeti Konseri. "Acem Aşiran,, — 21.20 ThAls-Rndyofonlk temsil. — 22.10
M&ssenot ve Gounod operalarından müzik (pl). — 22.30 Tax Beneke orkestrasından dans müziği (pl). — 22 45 Haberlor.
— 23.00 Dans müziği (pD. — 23.80 Programlar ve kapanış.
Soldıın sağa:
1 — Hanezlne şltap eden (iki kelime). 2 — Bir kış zebzeel; Hiderln zevgülsl. 3 — Azim za-hlbl; Terzi zoru eki. 4 — Baştaki harf değişirse küçük olur; Gayeti. 5 — Şart edatı; bu. 6 !— Ağız ağıma. 7 — Baştaki harf İnce okunurea üstüne o-lur; Bir renk. 8 — Şehir; Dayananı. 9 — Yed; Şeffaf bir maddo; Efendi. 10 — Alışverişle İştigal eden büro (Mürekkep kelime).
TABANCI RADYOLARDAN SEÇME YAYINLAR
7.00 Anaların, îskenderundan. — 12.00 Glroöun. tamirden. —
12.30 Marakaz, Mudanyudan. — 15.00 Güney SU, Ka radon i «don.—
22.30 Uludağ, Bandırmadan.
GİDECEK OLAN VAPURLAR
8.00 Uludağ, Bandırmaya. — 9.00 Mersin, Ayvalığa. — 11 00 Kadoş. lzmlro (— 17.00 Sus, Mu-danyayn. 18 00 Saadet, lnııo-xa.
ANKAKAt
LONDRA»
7.40 înn Stowart vo orkestrası (1976 m.). — 8.00 Dinleyici istekleri (konser müziği) (19.78 m ). — 8 30 Hafif orkentra müziği (19.76 m). — 15.30 B BC. “Midland., hafif orkestrası (11.49 m ). — 17.15 Opera müziği (16.84 m ). — 19.15 Syd Dean ve orkestrası (13.97 m ). —
21.30 Londra “Symphony,, or* kestraoı (16.84 m.). — 28 16
“Grand Hotel,, den mUıik (26-38 m ). — 24.00 Akordeona ora müziği (25.38 m.).
Yukarıdan ayağı:
1 — Yeddinl öp (üç kelime).
2 — Mirasa konan; Çıngırağı.
3 — Güvenini sulstlmaide bulun (Mürekkep kelime). 4 — Bir başmuharrir; Boştaki harf o-kunmazsa Isthnam olur. 5 — Başına bir harf gelirse bir â-zamtfe olur; Sicimi; Otliel sanat. 6 — Bir müsamere şekil; Tersi Peygamberimizin haremi.
7 — Yap (Mürekkep kelime).
8 — Bir edat; Rtımellnln ağzının pelesengi; Bana ilk defa eh temas eden. 9 — Alaturkada bir makam; Yemişçi. 10 — Sanı çok güzel (Üç kelime).
7.28 Açılış ve program. —
7.30 M.S.Ayan. — 7.31 Harry Horllck Orkestrası (pt). — 7.46 Haberler. — 8 00 Hafif müalk (pl.). — 8 26 Günün programı ve hava raporu — 8^30 Brahma FaMaJör 3 üncü Senfonisi (pL).
— 0 00 Kapanış.
12 28 Açılış ve program. —
12.30 M S Ayan. — 12.30 Şarkılar. — 13.00 Haberler. — 13.46 Orkestra önerleri (pl.). — 13 3ü Öğle gazetoel. — 13.45 Martha Eğeri söylüyor (pl.), — 14.00 Hava raporu, akşam programı ve kapanış.
17.68 Açılış ve program. — 18.00 M.S. Ayarı. — 18.00 Şarkılar. — 18 30 ÇUlçlierle buşbaşa.
— 18.46 Caz Orkestrasından: Al Danahue (pı > — 19.00 M.8. Ayan va haberler. — 19.15 Tarihten bir yaprak. — 19.20 8on-fonlk eserler (pl.). — 20.00 Halk türküleri. — 20 15 Radyo gazetesi. — 20.30 Serbest soau — 20.35 Tarihî Türk müziği — 21.15 Ko-ı nuşma. — 21.30 Dana müzikleri (pl.). — 22.00 Konuşma. — 22 15 Hayln-Kuartct Op. 76 No. 1 (pl ). — 22.30 Şarkılar. — 22.45 M S. Ayan ve haberler. — 23.00 Pprogram ve kapanış.
EMİNÖNÜ: Sadullah (Eminönü) — Yorgi (Unkapanı) — A-rlf Neşet (Alemdar) — Salâbnd-dln (Kumkapıı
BEYOĞLU: Klnyoll (Merkea)
— Sıhhat (Merkez) — Kemal Robul (Taksim) — Fındıklı (Oa-lata) — Tuna (Galata) — Asım (Şişil) — Nişantaşı (Şişil) — Haiıcıoglu (Haz köy) — Yeni Turan (Kasımpaşa)
FATİHı İsmail Hakkı (Şohsa-debaşt) — Elem Pertev «Aksaray) — Yedlkule (Samııtyn) — Htumdl Emgen (Şehremini) — Ahmet Suat (Karagümrük) — H. Gökengin (Fenor) EYÜPı Eyüp Sultan BEŞİKTAŞt Vidin (Beşiktaş)
— Yeni (Ortaköy) — Arnavut-köy — Merkes (Bebek) KADIKÖYı Yeidoğlrmcnl (Ka-lıkOy) — Kızıltoprak — Güıte-»o — Bostancı ÜSKÜDAR: Selimiye lEYBELlADAı Heybeliada ll’YÜK ADA: Merkes
İZMİR: Yardım (Alsancak)
Halk (Basmahane) — Birlik (Kemeralti) — Cumhuriyet (Eş-refpaşn) — Karantina (Yalılar) ANKARA: Halk — Sebat —
Boyar
DÜNKÜ BlLMAÇANIN
HALLİ
Soldun »ağa:
1 — Zumun aşımı. 2 — Afi; lf&kat 3 — Dirayet; Na. 4 — AtayA; Akik. 6 — Koaal; FolL 6 — Baca. 7 — Pak; Ta. 8 — Aaoton; Kor. 9 — Kak; Üaüm al. 10 — Adilâne pay.
Yakarıdnn otağı t
1 — Sadaka- Aka. 2 — Afiyet; Sod 3 — Mlraa; Peki. 4— Atalet. 6 — Tâyin; Kola. 6 — Aferin; Nan. 7 ~ Şatafat; Me. 8 — Ki; Koca küp. 9 — Manita; Aza. 10 — Yüreği katı, .-s; vbgkû vbjrk vbgk bgk mb
s izni M D A ]
HW-
60636
01
tntanbuı Beyoğlu Anadolu yakııaı Ankara İzmir
Heyoftlu (4644 Kadıköv «U87
İstanbul 24222 Üsküdar 60945
Ankarn 00. îzmir 2222 Karşıyaka 15U0Ö
îkî çocuk anası Lora Sinek, yemek odasındaki abajura konmuş, çocuklarına uçuş dersleri veriyordu. Her üçü de oldukça iyi bir eve sığınmışlardı. Altlarındaki masada evin erkeği İle genç ve güzel karısı kahvaltı ediyorlardı. Erkeğin saçsız başı, sabah güneşi altında o kadar parlıyordu ki, ana sinek, çocuklarının ev sahibinin başına konmalarına güçlükle mâni olabildi. Ve sonra da yavrularına dönerek:
— insan üzerine cepheden uçmak avam tabakama yaraşır. Biz ahır sineği değiliz. Ne kadar belirsiz uçarsak, hayatımız o nispette tehlikeye az maruz kalır.
Dedi; ve sonra ilâve etti:
— Bilhassa cazibesi kuvvetli o-lan şeylere pike dalmak çok tehlikelidir. Zavallı babanızın başına gelenleri unutmayın. O lüzumundan fazla kendisine İtimat ettiği ve biraz da dikkatsiz olduğu için can vrememiş mİ idi?
Altlarındaki ufak masada kahvaltı faslı bitmişti. Erkek kibar bir jestle karısını öptü ve Allaha ısmarladık diyerek evden çıktı. Simdi sineklerin kahvaltı zamanı gelmişti. Küçükler bal tabağına konmuş atıştırıyorlar, anne İse, bir müddetten beri perhizde olduğundan sadece reçelle iktifa ediyordu. Son zamanlarda ona bir nefes darlığı ânz olmuştu.
Evin hizmetçileri sofrayı kaldırmağa başladıkları vakit, sineklerin kahvaltıları da henüz bitmişti. Bu sefer, sırf vakit geçirmek mak-sadlyle, ana sinek, çocuklan He beraber salonda duran büste doğru uçuş talimleri yapmaya başladı. Daha sonra, serî hareket usullerini gösterdi ve müteakip uçuşları parkta yapmaları için, çocuklarını komşu sineğe teslim etti.
Ana sinek evde yalnız kalınca, genç kadının divana uzanmış olarak kitap okuduğu salona geçti. Ev sahibesinin bir kimseyi beklediğini halinden farkediyordu. tklde bir saate baktığı, tuvaletini tazelediği, gözünden kaçmadı. Genç kadın esans şişesinin kapağını a-çınca, ana sinek fevkalâde memnun oludu. Bu koku onu âdeta mestedlyordu.
Bu arada kapı çalındı. Genç kadın heyecanla kapıya koştu. Ana sinek genç kadının bu hareketlerini yakından takip etti. Keskin sinek zekâsı, ona bu evde bir şeylerin döndüğünü anlatıyordu. Birden genç kadının:
— Hoş geldiniz sevgilini! Aman ne güzel çiçekler! Teşekkür ederini, çok naziksiniz!
Şeklindeki İltifatına kulak kabarttı. Sonra, misafir salona alındı. Güzel bir erkeğin, evli bir kadını ziyaret etmesi, Lora slnok’İn havaalanına bir türlü sığmıyordu. Hırsını yenmek için, gelen misafirin etrafında ihtar yollu bir kaç uçuş yaptı. Sonra aynaya konarak seyre daldı.
Genç kadın yakışıklı misafiri 1le beraber divana oturdu. Ufacık bir masada beraberce likör İçtiler, çikolata yediler. Bütün bunlan seyreden ana sinek, sabi rsızl anma başladı. Bu arada genç kadın cilvelerini sıklaştırdı ve erkek onu defalarca ellerinden öperek hoyo-canını teskin etti.
Bu vaziyet Lora slnek’e pek
fazla tesir etti. Âdeta üzülüyordu. Onun kadınlar hakkındakl ahlâk telâkkisi, böyle münasebetsiz hareketler karşısında rencide oluyordu. Kibar kadınların evvelâ flört etmeleri, sonra da sadakatslzllk-llklerl, onu iyiden İyiye sarıyordu. Fakat ana sineğe dokunan bu hal, sosyete kadınları için ehemmiyete değer bir şey değildi. Cemiyet İçerisinde İtibarı fazla olan böyle kimseler, ufak* şeylerle uğraşırlar mı idi? Lora sinek de pekâlâ, pı-nl pırıl parlayan ve her sabah cama şiddetle vuran yeşil renkli hemcinsine âşıktı amma, bunu a-çığa vurmak aklından bile geçmiyordu. Bu vaziyeti gördükten sonra genç kadının ihtiyar kocasına daha ziyade acıdı.
Genç erkek belki çok güzeldi. Fakat hiç de nazik değildi. Ana sinek onun konuşmasını pek kaba ve biraz da küstahça buluyordu. Hele genç kadının elini tutarak kendi kalbine götürmesini pek İğrenç bir hareket telâkki etti. Böyle bir hareket nasıl olur da bir kadının hoşuna gidebilirdi T Maanıa-flh genç kadknı her seferinden daha cazlbeü, daha heyecanlı buluyordu. Bacak bacak üstüne atmış, İpekli sabahlığı omuzundan düşmüştü. Bu sadece bir rezaletti. Şimdi Lora Sineksin hatırından ge-çiremiyeceği bir şey oldu. Genç adam güzel kadının Üzerine doğru eğildi ve neşeli bir hareketle geriye attığı başım eUyle tutarak onu öpmek istedi. Ana sinek bu vaziyet karşısında daha fazla sabredemedi. Bu olamaz diye haykıracak oldu ve ancak saniyenin binde birine sığacak bir zaman İçinde pike bir dalışla genç erkeğin burun deliğine kondu. Sonra dudakları üzerinde gezindi. Bu usulü annesinden öğrenmişti. Bunun en serin kanlı bir insanı dahi çileden çıkardığını, bir gıdıklama hissi u-y an d irdiğini biliyordu. Nitekim, bu hareket derhal tesirini gösterdi ve bakınız bundan sonra ne oldu?
Genç adam hiddetle elini burnuna \mrarak:
— Pis sinek! diye haykırdı. Lora Sinek vücudunda şiddetli bir sadme hissetti ve kınlan kanadı He divanda dayalı yastığın kıvrımları arasına düştIL
O anda genç kadın da yüzünde bir acı hissetti. Erkek,sineğe vururken eliyle onun yüzüne çarpmıştı. Kadın aynaya baktı. Bir kan damlacığının yanağından aşağıya doğru »üzüldüğünü gördü. Bu vaziyet kadını büyük bir üzüntüye boğdu. Bu kaba hareket, kadını erkekten biran içinde soğutmaya kâfi geldi. Başını kaldırdı ve sevdiği erkeğe dönerek:
— Sinek yakalama usulünüz doğrusu pek acaip! Yaptığınız işi beğendiniz mi? Demekten kendini alamadı. Sonra, yerinden kalkarak yandaki odaya geçti.
Genç adam şaşkına dönmüştü. Hâlâ gıdıklanmakta olan burnunu kaşıyarak sessizce evden çıkıp glt-tL
Ortalığı büyük bir sükût kapladığı anda, ana sinek, divanın üstündeki İpek yastığın kıvrımları arasında son nefesini veriyordu. Fazla can çekişmedi. Bir yuvanın yıkılmasına mâni olduğu için rahat, müsterih vc kahramanca öldü.
Sayfa 5
Memlekete seyyah çekmek dâvası
Habib Edip - Törehan
Tütün kongresi yarın açılıyor
Bütün seyyahların şimdi memleketlerine dönmeye başladıkları şu zamanda bu mevzuun bizde gene a~ levlendiğlnl ve bir türlü çözülemeyen bu dâvanın halli için bir takım fikirlerin Heri sürüldüğünü görüyoruz.
Bizim şimdi memnuniyetle karşıladığımız bir nokta varsa o da memleketimize gelecek ecnebilerin artık bundan sonra daha kolaylıkla pasaport alabilmeleri ve memleketimize geldikleri vakit serbestçe hareket etmeleri imkânının temin edilmiş olmasıdır. Memlekete seyyah celbi için Cumhuriyetin kuruluşundan beri birçok arzular izhar edilmiş ve hattâ bir de turist bürosu kurulmuştur. Buna rağmen bu İşin bu kadar geç kalmış olmasına bir türlü mâna ve-remiyoruz. Yeni Hükümetin az zaman içinde bu işi hiç olmazsa bu noktadan halletmiş olmasını çok iyi bulmaktayız. Çünkü bizim şimdi en fazla istediğimiz şey, mânialann kalkmasıdır. Engeller giderildikten sonra işlerde kendiliğinden inkişaflar husule gelebileceğini zannediyoruz. Hâzineye bir gelir diye düşünülen vize harçlarının hakikatte malî bir istifade temin edemediğine de kaniiz. Onun için Avrupa ve Amerika gibi turizm çerçevesine giren memleketlerin yaptıkları şekilde bizim de karşılıklı anlaşmalara katılmamız ve muayyen memleketlere karşı vizeyi kaldırmamız çok faydalı olur zanlı in dayız. Bilhassa bir çok yerlerde konsolosluklarımızın bulunmadığını düşünecek olursak bu zaruret bizim seyyah dâvamız bakımından kendini gösterir. |
Biz, memleketimize ecnebi seyyah getirtebilmek İçin ne fazla hükümet propagandasına, ne de bir zamanlar bahsedildiği gibi beş yüz odalı mükellef otellere ihtiyaç olmadığı fikrindeyiz. Memleketimiz bin bir gece hikâyelerinden başlayarak bilhassa Atatürk inkılâbından sonra kendisinden oldukça bahsedilmiş olan bîr yerdir. Muhtelif üniversitelerin şark lisanı enstitülerinde yurdumuzun a-dı geçer. Türk muharrirlerinin tercüme edilmiş roman ve eserleri bulunduğu gibi ecnebi muharrirlerin de Türkiye konusu ile ügill bir çok kitap ve makalelerini memnuniyetle görmekteyiz. Türklerin nazik insanlar olduğu, Türk topraklan üzerinde bir çok kıymetli tarihi eserlerden başka en güzel ve bedii manzaralar olduğunu bugün az çok bilenler vardır. Bu bilenlerin çok olmadığını kabul etsek bile bunların hattâ ufak bir kısmı memleketimize gelmiş olsaydı her halde bizim için muazzam bir seyyah kafilesi teşkil ederdi.
Muhakkak beş yüz odalı otele İhtiyacımız olmadığını da geçenlerde memleketimizi ziyaret eden ve memleketimizde doğmuş bir Amerikalı otelci teyit etmiştir. Memleketimizde otel miktarının kâfi olmadığım bilmekte ve bunun artmasını istemek-teylz. Fakat her şeyden evvel mevcut olanlarının ıslahı imkânlarını temin etmek lâzım gelmektedir. Bunun için İlkönce memleketimizde o-telciliğin neden ileri gidemediğinin sebeplerini aramak ve bu işle meşgul olanların düşüncelerini tetkik etmek iktiza eder. Bize öyle geliyor ki hükümet paresiyle otel yaptırtmak gibi teşebbüslere girişilecek yerde mevcut otellerimizin İnkişafını güçleştiren şeyleri artık ortaya koymak ve memleketimizde otelcilik sanatının inkişaf ihtimali ve imkAn-larını araştırmak büyük bir zaruret halini almıştır. Kâr ettiğini ve karşısına engeller çıkarılmadığını gören bir çok müteşebbislerin bu işe ehemmiyet vereceklerini ve aralarındaki serbest rekabet sayesinde fi-
vatlara da müessir olacaklarını kuvvetle ümit etmekteyiz. Çünkü mevcutların vaziyetlerinin kuvvetlendirilmesi, yenilerinin kurulmasını teşvik etmiş olacak ve bunlar da müşteri temini için lüzumlu şeyleri yapmağa mecbur kalacaklardır. Bizim için şimdi ilk safta düşünülecek nokta otelcilik sanayii ilerlemiş o-Lan memleketlerde otellerin belediye ve hükümetle olan münasebetlerini tetkik ederek memleketimiz otellerine belki daha fazla müsaade kir davranmaktır. Her halde şimdi, eskiden olduğu gibi palaslarda ikamet eden turistlerin miktarı çok azalmıştır. Bunun İçindir ki şimdi bir çok büyük otellerin büyük salon ve koridorlu apartmanları, banyolu odalara tahvil edilmekte ve fiyatlar da indirilmektedir. Artık halecan ve koşma devri olan zamanımızda günlerce odasında oturan ve manzaralara bakarak zevk alan turistlere tesadüf edilememektedir. Onun şimdi istediği en büyük şey, kendi lisaniyle maksadını anlatabilecek hizmet a-damlarını karşısında görmek, arzularının yerine getirildiğini müşahede etmek ve bilhassa medeni âlem telâkkisine göre bir temizlik bulmaktaır. Otelin müşteriyi otelde kalmağa mecbur edecek bir vaziyeti olma malıdır.Bu da ancak şehirde muhtelif eğlence ve yemek yerlerinin bulanmam sayesinde mümkün olabilir. Memleketimizin en büyük ve tarihi bir şehri olan ve turistlerin en çok gelmesini istediğimiz îstanbulda bu imkânların ne derece bulunabildiğini bir çoklarımız pek İyi takdir ederiz.
s
artık tasarruf-bir çok orta sene seyahatleri paranın sarfiya-kadar lhtiyatkâr
Şimdi seyahatler için artık sar-folunan paranın miktarı da büyük bir ehemmiyet kazanmaya başlamıştır. Vergilerin çokluğu muhtelif memleketlerin fazla kazançlı olan insanlarım hesaplı yaşamaya mecbur ettiği gibi lar başladığından, aileler de. bütün için biriktirdikleri tında kabil olduğu
bulunmakta ve paralarına mukabil mümkün olduğu kadar fazla şey elde etmek istemektedirler. Bu nokta bugünkü turistik hareketlerde en mühim bir rol oynamağa başlamıştır. Şimdi İsviçreliler Fransaya ve bilhassa Atlantik sahillerine gitmektedirler. Çünkü oralarda deniz ke-nan güzel kasabacıklann çok iyi yemek verilen otellerinde oda, kahvaltı, öğle ve akşam yemekleri için bizim para ile takriben on bir lira vermektedirler. Buna mukabil de Fransızlar Avusturya ile ispanyaya gitmektedirler. Çünkü oraların en İyi yazlık yerlerinde birinci sınıf çite ilerde yukarıda söylediğim her şeye mukabil harcadıkları para yine bizim paramızla yedi, sekiz lira maktadır. Bu misallerden ibret rak turizm işimiz için şimdilik vale kapılmamaklığımızın ve
şeyden evvel mevcut olan engelleri derhal kaldırmağa çalışmaklığımızın faydalı olacağı kanaatindeyiz.
tut-ala-ha-her
T

New-York borsasında fiyatlar yükseliyor
New-York 8 (Hususî) — New-York borsacında dün hareketli bir muamele serisinden sonra, fiyatlar hayli yükselmiştir. Dün. New-York borsasında erişilmiş olan fiyatlar senenin en yüksek fiyatlarını teşkil etmiştir.
Chicago hububat borsası değişmemiş ve alçak kapanmıştır.
Pamuk tahminleri: Ekim: 37,10; a-ralık: 37.08; mart: 37,11.
Ankarada toplanacak olan kongrede, tütüncülü ğümüz hakkında esaslı kararlar alınacak
Ankara 8 (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — Perşembe günü toplanacak olan Tütün kongresinde memleketimiz tütüncülüğünü ilgilendiren çok esaslı meseleler incelenecektir. Bunlardan en mühimmi muhtelif senelerden devredilen ve aşağı yukarı 86 milyon kiloyu bulan stok tütünlerimize satış imkânları bulmak me-
★ ★ ★
Tütün kongresi hakkında yapılan basın toplantısı
Leml Aksoy, kongrenin meşgul olacağı meseleleri izah etti
Ankara, 8 (Hususi) — 10 ağustos perşembe günü toplanacak olan Türkiye Tütün Kongresi hakkında Türkiye Tütün Kongresi Umumi Kâtibi E-konoml ve Ticaret Bakanlığı Bakanlık Müşaviri Demi Aksoy bugün saat 17 de yaptığı basın toplantısında ajans ve basın mensuplarına şu beyanatta bulunmuştur;
“Tütün mahsulü. Türklyenin başta gelen ziraî istihsal maddelerinden birisi olması itibariyle, müstahsil için mühim bir geçim vasıtası ve memleket dış ticaretinde değerli bir ihraç maddesidir. Ege, Marmara ve Kareden izin bütün sahillerinden içerilere doğru u-zanan geniş bir sahada istihsal olunan tütün, doğu illerinde de ekilmeğe başlanalıberl. memleket nüfusunun büyük bir kısmının iştigal mevzuu olmuştur.
Tütünün memleket ekonomisinde oynadığı bu mühim rol gözonünde tutulursa, hükümetin gösterdiği büyük alâka ve hassasiyetin sebepleri kolaylıkla anlaşılır.
10.8.1050 perşembe günü saat 15 te Ankarada Üniversitenin Dll-Tarih ve Coğrafya Fakültesi büyük konferans salonunda açılacak Türkiye Tütün Kongresinin tertiplenmesinden maksat ve gaye istihsalinden ihracatına kadar tütüncülüğümüzü alâkadar eden meseleleri. asıl işin sahibi olan müstahsil ve tacirlerimizin temsilcileri ile birlikte etraflı bir şekilde gözden geçirmek ve zamanın değişen icapları ve beliren İstikametleri gözönünde tutularak, gereken çalışmaları plânlı vo programlı hale getirmektir.
Bu vazifenin ve yapılacak hizmetin mühim olduğunda şüphe yoktur. Böyle esaslı bir ihraç mahsulümüze devamlı piyasalar temini için lüzumlu bütün imkânları vermek, bunun elde edilen mahsul ile mütenasip olarak inkişafını sağlamak, milyonlarca vatandaşın maişet ve refahında büyük bir âmil olacağı muhakkaktır.
Bu kongrede tütün müstahsillerimizin salâhiyetle ve tam olarak temsil olunmalarına bilhassa ehemmiyet verilmiştir. Bu suretle tütün ekicilerine alt mevzu ve meselelerin Jşe ve hakiki icaplara uygun surette gözden geçirilmesi imkânı hâsıl olacaktır.
Ekicilerin temsilinde. Tekel İdaresinin, alım sahaları itibariyle istihsal miktarları kıstas alınmış temsilcilerin bu'nlsbete göre tayini esas tutulmuştur.
Bu kongrede, tütün ekicilerimizin bu mevzuda tam vc esaslı surette teşkilâtlanmalarına doğru müsbet kararlar alınacağını ümit etmekteyiz.” Şehrimiz tütüncüleri bu aksam An karaya gidiyorlar.
Tütüncüler Birliğinde dün fevkalâde bir toplantı yapılmış ve kongreye sunulacak raporun son şekli görüşülmüştür.
İstanbul temsilcileri bu akşamki ekspresle An karaya hareket edeceklerdir.
Giden heyet arasında, İstanbul Ticaret Odasından Celâl Umur ve Cemal Çapraşık. Tütüncüler Birliğinden de, Saffet Baştimar, Bekir Tüten. Sadullah Birsel, Nuri Türkoğlu. Nazım Zeki Egemen, Hakkı Nezihi Erk. son vardır.
selesidir. Her tütün m ın takasından gelecek olan küçük büyük tütün m Us tahsilleri ile tütün tacirlerinin katılacağı toplantılara son defa çıkan Tütün Ortaklığı Kanunu bilhassa tartışma mevzuu olacağa benziyor. Tacirler bu kanuna taraftar olmadıkları gibi müstahsilden kesilen % 5 lerden birikmiş olan 40 milyon liranın müstahsile ladesine taraftardırlar.
Halbuki müstahsil ve ekiciler ise bu ortaklığın 100 milyon liralık bir Tütün Bankası şekline konulmazını ve müstahsili kalkındırmak için idamesini istiyorlar.
EĞENİN İSTEKLERİ
İzmir, 8 (Hususî) — Yarın Ankarada toplanacak tütün kongresine İştirak etmek üzere bu sabah uçakla hareket eden Ege Tütüncüler Derneği temsil* elleri, derneğin kongreye takdim ettiği raporu beraberlerinde götürmektedirler. Raporun hulâsası çudur:
Gündemde adı geçen bahislerde derneğimizin görüşleri tahmin. edilir ki, müstahsilin de görüşlerine uygun düşecektir. Biz tütün ekilecek tarlaların iyi seçilmesi, yaz nadaslarının ve çapanın zamanında yapılması, tütün tarlalarının mutlak olarak dinlendirilmedi icap ettiği kanaatindeyiz.
Karmalarda itina gösteri İm est zamanında kırılmayan tütünlerin kalitesi düşük olacağından bu noktaya ö-nem verilmesi, tütünlerin el el kırılması. baskı ile kalıplama arasında dizilerin temizlenmesi, el el basılması, ayrı ayn denklenmesi lâzımdır. Ege bölgesinde son yıllarda temizleme ve denkleme işleri ihmal edilmiştir. Miktar ve saha:
Elcim sahalarını tesbit ederken tütünlerin vasıf ve şöhretini zaafa uğratacak yerlerden vazgeçmek, Uşak, Çivril. Emet. İsparta gibi iklim şartlarının değiştiği yerlerde tütün ziraat! yapmakta taannüt göstermemek lâzımdır. Buna mukabil tütünlerimizin yetişmesine müsait yerlerde tahditten ziyade evsaf ve kalitenin yükselmesine müsait yerlerde tahditten ziyade evsaf ve kalitenin yükselmesine yardım etmek yerinde olur.
NOT: Ege Tütüncüler Derneğinin tahdide taraftar olmaması önemle karşılanacak bir müşahede olsa gerektir.
Maliyet
İkinci Cihan Harbinin tevlit ettiği hayat pahalılığı bilhassa orta ve küçük ekicilerimize tesir yapmaktadır. Tütünden başka geçim vasıtası olmayan ekicilerin İstihsal masrafları yanında geçimi için muhtaç olduğu para normal hesaplar seviyesini çoktan aştığı için maliyeti düşürmek, tarla kiralarını mutedil fiyat seviyesinin üstünde bulundurmamak şarttır. Islâh istasyonu
Tütünle İlgisi olmayan hlal tepe de tütün enstitüsü bulunması hayretle karşılanmaya değer. Kanaatimizce bu gibi müesseseler! istihsal bölgelerinde _yçmak ve tercihan Akhisar. Gâ-vurkoy gibi yerlere nakletmek lâzımdır.
Tütün ekicöiğinin meslek haline getirilmesi temenniye sayandır. Ekicilerin kendi menfaatlerini koruyacak birliklere şiddetle ihtiyaç vardır. Bu birliklerin müstakil birer varlık olarak doğmaları ve yaşamaları lâzımdır. Birlikler ve kurulacak kooperatifler ekici elinde kaldığı takdirde kuruluş maksatlarına uygun ve müstahsiline faydalı olurlar.
İç pazar
İç pazar bahsi, sermaye sıkıntım çeken çiftçinin en büyük derdidir. Devletin ticaret politikası tam bir serbes-llğe dayandığı takdirde tütün İçin tahslsen herhangi bir tedbiri tavsiye etmek yerinde olmaz. Ekici, istihsal ettiği malının bir kısmını veya tamamını dilediği gün satmakta muhtar o-lursa, borçtan kurtulur ve sermaye sıkıntısı çekmez.
Amerikan rekabeti
Tütünlerimizin büyük istihlâk merkezlerinden bir kısmı maalesef a-mansız bir Amerikan rekabetinin karsısında bulunuyor. Amerika matbua-tında gördüğümüz bazı yazılar bize A-merlknlıların muazzam bir plânda bu rekabeti temadi ettireceklerini gösteriyor. Dost Amerikanın müzaheretini temin ederek bu rekabet önlenmediği takdirde herhangi bir tedbirin faydalı olacağı kanaatinde değiliz. Aksi takdirde tütünlerimizin istikbali ümitli değildir.
Yeni Dış Ticaret rejiminin esasları
Takas usulü tamamen kaldırılıyor. Avrupa Birliğine dahil
memleketlerden yapılacak yüzde altmış serbest olacak
Tediye ithalât
Ankara, 8 (Hususi) — Yeni dış ticaret rejimimizin esasları aşağı yukarı tesbit edilmiş vaziyettedir.
Ankaradan gelen naberlere göre, yeni rejim bugün veya yarın ilân e-dılecektlr. Alâkadarlara göre yeni rejimin esasları şunlardır:
Yeni rejimde tatbikat formaliteleri asgari hadde indirilmiştir. Evvelce lisansa tâbi olan maddelerin hepsi — bir kaç madde hariç, ki adedi onu bulmaz ve tüccarı pek alâkalandırmaz — tamamen serbest bira kılmıştır. Alâkadarlar Merkez Bankasına veya şubelerine müracaat e-derek diledikleri tediye şartiyle ihraç yapabileceklerdir.
Yeni rejimde istimzaç muameleleri, kademeli müracaat usulleri kaldırılmıştır. İhracat bedellerinin tes-bâtl de sadece kambiyo hakkındaki kanunların tatbikina bırakılmıştır.
Tatbik edilecek olan yeni ticaret rejiminin esasları evvelâ Hükümetçe, yani beş altı bakanlığın işbirli-ğiyle hazırlanmıştır. Müteakiben ticaret ve sanayi erbabı Ankaraya çağrılarak fikirleri alınmış ve kendilerinden ayrıca bir rejim projesi hazırlamaları İstenmiştir. Bunlar, Hükümet projesini görmeden kendi projelerini hazırlamışlardır. Hükümetin yaptığı, kendi projesiyle tüccarın projesini karşılaştırmak olmuş ve her iki projenin ana hatlarda tetabuk ettiği anlaşılmıştır.
Hazırlıklar sırasında ithalât-ihra-cat tacirleriyle sanayi erbabına ait noktai nazarlar arasında derin ihtilâflar müşahede edilmiştir. Sanayi erbabı bazı maddelerin ihracını ve bazılarının da ithalim takyit etmek temayülünü göstermişlerdir. Tacirlerin de buna benzer itirazları olmuştur.
Bu noktai nazarlaı evvelâ kendi aralarında kısmen telif edilmiş, takat mahdut bir iki meselede yine de anlaşamadıkları görülmüştür. Yeni projede ihracatçı ve ithalâtçı tüccarla sanayici arasındaki ihtilâflar hakem gibi hareket eden Hükümet israfından iki tarafı da sıyanet edecek şekilde izale edilmiştir. Bilhassa sanayicilerin maliyet fiyatını yükselten unsurları nazan itibara alınarak bunlan düşürmek çarelerine tevessül edilmiştir.
Malûm olduğu üzere ticarî münasebetlerde bulunduğumuz memleketler üç kısımdır:
1 — Avrupalılararası Tediye Birliğine dahil 18 devletle olan münasebetlerimiz. yeni rejimle 18 devletle olan münasebetlerimizden % 60 ı li-bere edilmiş, yani bu memleketlerden yapılan ithalâttan % 60 raddesine baliğ olan maddelerin kayıtsız şartsız memlekete ithali kabul olunmuştur. Bu ahdi bir vaziyettir,
2 — Birliğe dahil olmıyan, fakat kendileriyle aynca ticaret anlaşmamız bulunan memleketler.
Bunlarla aramızdakı muahede hükümleri dairesinde ticari münasebetler cereyan edecektir.
Aramızda hiç bir ahdi münasebet mevcut olmıyan memleketler.
Bunlarla olan münasebetlerimizde ise mümkün mertebe her iki memleketin merkez bank al an arasında tediye usullerinin kararlaştırılması prensipi üzerinden hareket edilmiştir.
t
Yeni rejimin en mühim esaslarından biri şudur: Takas usulü tamamen kaldırılmıştır. Diğer bir nokta da şudur: Mutlaka ihraç etmek istediğimiz. fakat elimizde kalmış maddeler vardır. Meselâ fasulye gibi... Bir takım maddeler de vardır ki ihracını çok isteriz. Meselâ balık yumurtası; lüle taşı gibi...
Yeni rejimde elden çıkmasını istediğimiz maddelerin İhracım teşvik için bunlardan sağlanan dövizler it-
Haziran sonuna kadar dış ticaret bilançomuzun durumu
Bu senenin beş aylık ticaret devresinde
içinde bulunduğumuz senenin haziran ayı sonuna ltadar memleketimiz ihracatiyle İthalâtını mukayese edecek olursak bu beş aylık devre içinde ticaret bilânçomuzun pasif olduğunu görürüz. Filhakika bu devre zarfında memleketimizden ceman 262 milyon liralık mal ihracına mukabil 282 milyon liralık mal ithal edilmiştir. Dış ticaret bilânçomuzun bu beş aylık devre zarfındaki durumunu geçen senenin aynı devresindeki durumla mukayese edecek olursak aleyhimize olan bilânço açığının bu sene geçen senekinin iki misli olduğunu görürüz. Geçen sene haziran sonuna kadar 294 milyon liralık ihracat ve 304 milyon liralık ithalât yapılmıştı. Fakat memleketimizin mahsul vazi-
Giresunun yeni fındık rekoltesi
Rekolte bu sene
çok düşük. Fındıkçılar yardım bekliyor
Giresun (Hususi muhabirimiz bildiriyor) — ilimiz 1950-1951 fındık rekoltesi alâkadar müstahsil ve tacirlerin toplantısı neticesinde 4 milyon 500.000 kilo olarak tesbit edilmiştir. Geçen mahsul senesinde 32 milyon kilo olan rekoltenin bu sene 8 de bir nispetinde oluşu memlekette büyük bir buhran yaratacaktır. îlimlz halkı bu sene hükümetin Giresun a yapacağı yardımı hasretle beklemektedir. Bilindiği üzere 1929 senesinde de böyle az bir mahsul olmuştu. O vakit iktidarda bulunan hükümet borçlan tecil, vergileri affetmiştL İşte ilimiz halkı bu sene de hiç olmazsa böyle bir tedbir alınmasını İstemektedir.
hal hakkı olarak ihracatçıya terke-dilmektedlr.
Bazı maddeler de vardır kİ biz bunlara ithal için döviz vermeyLz. Meselâ balmumundan mamul manken gibi, hayvan postları gibi, dan-telâ, bazı baharat, ruj gibi, koku gibi...
Yeni rejimle yukarıdaki mallardan İhraç eden tacire, sattığı malın döviz bedeli ile bunlardan da getirtmek hakkı verilmektedir.
yeti bu sene geçen seneye nazaran çok daha iyi olduğu için önümüzdeki ihracat aylannda dış ticaret bilânço-muzdaki açığın azalacağı kuvvetle muh temeldir.
SERGİSİNDE
Sergide teşhir edilen mallarımız biiyiik bir alâka ile karşılandı (Chicago’ya giden hususi muhabirimiz Ertuğrul İlgin telsizle bildiriyor) — 7 ağustosta Chicago’da. Amerika Birleşik Devletlerinin Beynelmilel Birinci Ticaret Fuan açılmıştır. Memleketimizin de iştirak ettiği bu fuarda 7 paviyonumuz vardır. Fuar Komiseri olarak tâyin edilen Ticaret Bakanlığı Hususi Kalem Müdürü Nail Ar tüner ve DeDvlet Tiyatrosu Dekoratörü Tarık Levendoglu Chicago’da bulunmaktadırlar.
Teşhir edilecek eşyalarla beraber, Türkiyede yapılarak getirilen stand’lar yerlerine takılmıştır. Sergide teşhir edilen mallarımız Chicago’da büyük bir alâka görmektedir. Sergi; haftanın 5 günü tacirlere, 2 günü de halka açık olacaktır. Paviyonlanmızda Türk mallarını gösteren broşürler dağıtılmaktadır. Gazetelerde, radyolarda ve televizyon programlarında yapılacak reklâm ve konuşmalar için de alâkalılarla temas edilmiştir.
Türk paviyonu herkes tarafından takdir edilmektedir.
MEMLEKET ve DÜNYA BORSA ve P I Y A S A L A R I
İstanbul Ticaret Borsem
İzmir Ticaret Borsası
İstanbul Borsası
Devlet Tahvilleri
Kapanış
8U|fUD
Habubatı
Altınlar
£>kl kur
Gümüş, Platin
Sn aşağı En yukarı
Sn
Ecnebi Tahviller
Mısır Kradl Fonslye İUO3
Son Kapanış
23 ö. 1950
Duruma
rurk Lirası ..
Dolar ..«...
SterilnR .....
Franaıa Fran
i Sterling — 0 Dolar ......
0 Fr. Frangı 0 Lttvlçrtt Fr, 0 fcîelç. Fr .M 0 îırveç Kr... 0 Florin ...^. 0 Liret
0 Drahmi ....
0 Eflcoudofl
Ikrumlycll tubvlller 1933 Ergani ....
193S İkramiyen Milli Müdadan 1 İM) UM)
U2
Gün geçtikçe hararetlenen üzüm pi-yaaaaı elde stokların erime ve piyasaya yeni mahsul gelmesi üzerine daha da hararetlenmiş, fiyatlar da talebe muvazi olarak yükselmiştir. Pamuk piyasası gevşek fakat muameleli geçmektedir. Fiyatlarda gerileme devam etmektedir. Pamuk çekirdeği isteklidir.
Q0mü| Gr. Pistin ”
(♦) GUnlındo Boraada muamoical Leucil edilmemiş tahvilât «ahamın ora vâ talepıero g(iro uıayyim odun takribi pıyaau dcğcrlcrL
BugUn Lira
Demiryolu IV ....
Demiryolu V ....
UH9 ikramiyen — Diğerleri
Zürich Borsası (Serbest)
tariçre Frangı
8/VH/İ950 Sah
Borsalarda vaziyet
İstanbul :
Altın piyasasında durgunluk devam ediyor. Fiyatlar eski vaziyetini muhafaza etmektedir. Dün cumhuriyet altını üzerine de biraz muamele olmuştur Fakat fiyat düşüktür.
Piyasada keten tohumu satıştan İlerleme kaydetmiştir. Diğer yağlı tohum maddelerinin fiyattan da yükselme istidadındadır.
Fasulye, sade yağ gibi maddelerin fiyatlan da yükselmeğe mütemayildir.
Fındık piyasasında da bir yükseliş göze çarpmaktadır. Karadeniz vilâyetlerinden gelen haberlere göre bu aene fındık rekoltesi çok düşüktür. Bu vaziyet fiyatlara daha fazla tesir edecektir.
YABANCI BORSALAR
Ne w-York Borsası
Eski tur
353.-
234.-
38.84
38 Kb
38.80
40.—
U U4
S. S5
95.-
T. 30
65.-
63.60
61.—
34.—Nom 3û- ’•
20'2)
1ÎU21
87.83
20 20
L1L-
69.—
67.50
fağb tobamlajr ı
Ayçiçeği tohumu
Keten tohumu -------r---
Kendir lobumu ■ ------1 --
Suaam
Yer fıstığı kabuklu --- -
Kuru M ey v ular ı
Fındık (kabuklu Btvrl) «. bindik (îç tombul)
Ceviz (kabuklu) Ceviz (îç natürei)
Dokuma Ham Maddeleriı nrtik (ana mal)
Tiftik (Natürei) .........
Yapak Trakya (Kırkım)
Ham derileri
Sığır aalamura (kasap) K3. Keçi tuzlu kuru kUoau ... Koyun bava kurunu kilosu
Nebati Yağları
Zeytinyağı (E.E. tenekell) Suttnm.vağı (Raf aıra) Ayçiçeği (Rafine çıplak) Fındık vnğı (Çi)riik) ....
Trabzon Ticaret Borsası
Bradford Piyasası
Keten U>bamu (Tonu^StarlLog) Bombay
Kalknta
Ver fıstığı Hindistan
350.—
340.—
220.-
Sİ— 178—
FINDIK
a) %60 randımanlı kabuklu tombul .....
b) tç «ura kontrollü ...^
Eskişehir Ticaret Borsası
Sıra malı Anadolu 1 nıkya
140.—
170—
175.—
20/2)
IS/UJ
liftik İyi mal (Libresin:Fiyat)
Tün
• •
Şirket Tahvilleri
20.60
112.60
22.30
63.—
120.25
6—
15.25
23.50
16.26
Buğday yumuşak (Tüc.)
Buğday Ofla ____________
Arpa yemlik (dökme)
Musir «an (çuvalı) _____
Fajaulya tombul - - ----
Fasulye Çalı «ert_______
Kuşyeml ...------
Mercimek kırmızı kabuk. Mercimek yeşil
Nohut natürei ------ -
360.— 370.— 230.—
145.—
235 —
19U.-
140—
235— 1X0.-140— 135.-
Buğduy yumuşak
Buğday aert .....
Arpa ........
Külee YmK Gr.
Külçe Deguaaa Cumhuriyet Reşat
Ham İt
Gulden İngiliz .....
Fransız kok NapoHon 1JL1 M îavlçre .....
TkC. Merkez Bankam ......
Türkiye İş Bankam .....
Türk Ticaret Bankam
Arştan Çimento ......—
Şark Değirmencilik ......
Milli RcMürnnı» ........
Londra Borsası
İskenderiye Borsası
30.-
81—

80—
6.-15 20 23.25 10—
82—
64.-
37— 75—
85—
91.50 235—
22—
Düd
261-234 V4
37.06
37 10
37.18
U L/4
LA
95.50
ISO
Paruıık (Kantan—TaJian) Aahmounl Kıaa elyaftı F/G. ... Kamak Uzun elyaf!) F/G. ...
84.20
81.45
5.05
5.12
Adana Ticaret Borsası
185.—
100—
Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
Pamuk
Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk Pamuk
Akala Akala Akala yorll yeri)
54.25 »— a— 240— 196— ıeo— 172.Ş 109 —
16—
52—
6A—
42— 220— 190— 160— 180— 110—
15—
üzüm çekirdeksiz No.9 tacir A aerlal
•• B ttcrUrl
Akala
A kala
Akala yeril . vnğ) (rafine) çekirdeği —
Levanı İç Ekstra iri
Kuru llrtlm
Thompson
Krten t»humo (Buşell = L>oiar) Mİ no e* polis ............
Kalay (Llbresiz:Sent) ........
Levha-teneke (100 libre dolar)
1941 Demiryolu ı VJ ••••••«
%6 Kalkınma i ••••••«
09 11 •••«*••
• • LII eeeeoe
M 1949 İstikrazı 1
1948 istikrazı 1 L aeeeea
%6 Mili! Müdafaa 1 eeeeeea
1949 •t 1
%7 1934 Sivaa-Erzurum I...
1934 9â 99 u..vıı.w
1941 Demiryolu L~
194) 99 a.w
»7 194) 44 111...
MI1B Müdafaa 1...
%7 ev 99 Il_
%1 a 111...
• •a İV...
T.C. Ziraat Banicaaı ...
Anadolu D.Y. Tertip A/B.
•• *• %60 ........
•• ., MUmea. Senet
95.05 95.15
95.30
95.50
95—
95.50
97 60
21.80
20 40
20.30
20.56
20.10
20.10
20.*lb
20 2ı)
20.10
20.70
no—
98.-
98.-
9tt.-
98.— 100—
99—
22—
20.30
22—
21.6)
22.-
22—
21.45
22-2000 21.20

Şirket Hisse Senetleri
Buğday (Buşell=Sent) .......
Sert Kış mafısuJU No. 2 .
Kırmı» ” •• No. 2 .......
Pamuk Mlddilng (Libreal=8ent)
Ekim .........................
Anilik ......................
Mart .........................
Tlftllı (Llbre«l=Sent)
Teknns Na 1
bindik (Llbreal=Sent) Kabuklu veril iri ......
“ orta ......—
ıthaJ malı
iç IthaJ mal) —
(Libresi —Sent) .. çekirdeksiz seçme
Sayfa 8
YENİ İSTANBUL
9 Ağustos 1950
SCHHEIZERISCHER BANKVEREIN
SWISS BANK CORPORATION
Basel, Zürich, Geneve
LONDON: 99, Gresham Street, E.C.2 11c, Regent Street, S.W.l
NEW-YORK: 15, Nossau Street

0 a




* ■*!
SOCIETE DE BANOUE SUISSE

St. Gailen, Laosanne, La Chaux-de-Fonds Neuchâtel, Schaffhausen, Biel
Clıiasso, Herisau, Le Locle, Nyon, Zofingen Aigle, Bisclıofszell, Morges, Borschach
Sermaye ve ihtiyat akçesi, İsviçre Frankı : 205,000,000
Eminönü Yağcılar sokağı karşısında
---- POSTA PULU -------
KOLLEKStYON MERAKLILARINA
Türkiye Cumhuriyetinin tam temiz tek kollelzstyor.u ile blok 1928, 1929, 1930
Kadınlar Kongresi ve diğer kıymetli bloklar bir hafta müddetle satılıktır. Yük-sekkaldırım İhsan Akkaya Pul Yurdu No. 116 ya müracaat buyurulmadı.
Makine mühendisi aranıyor
İyi almanca bilen bir Türk makine mühendisi Istanbulda Almanya İle iş yapan bir müessese tarafından aranmaktadır. Dizel motör ve santralleri sahasında İhtisası olanlar tercih edilecektir. Ne zaman işe başlayabileceğini ve maaş miktarım da ihtiva eden mufassal mektupla Galata 1709 posta kutusu adresine müracaat edilmesi rica olunur.
1
BU REKLÂM KULESİ TAKSİMDE KURULMUŞ VE EN GÜZEL İLÂNLARI İSTANBUL HALKINA TAKDİM ETMEYE BAŞLAMIŞTIR.
ÇIKAR
t
BİR HESAP MESEİESİ
V
BASİT
I
A k
K 0 N T 0 fi R
İstanbul
Galata, Hovaglmyan Han Telefon: 40568
Okuyucularımıza
Gazetemiz hergün ilk uçakla Ankara ve İzmir© gönderilmekte ve derhal otomobil veya bisikletle evlere dağıtılmaktadır. Bütün gayretlerimize rağmen “YENİ İSTANBUL"un ellerine geç veya intizamsız geçtiğinden şikayeti olan abonelerimizin arzularım Ankara ve İzmir bürolarımıza bildirmelerini rica ederiz.
Büromuz doğrudan doğruya abone kaydı yapmakta ve ilân kabul etmektedir. Acele ilânlar telefonla Istanbula bildirilmektedir. Ankara Büromuzun adresi:
Kâzım Özalp Cad. No. 1/9 İlgar Apt.
Telefon: 16112 YENİŞEHİR
İzmir Büromuzun adresi;
2 nc| Kordon. Anadolu Han. kat l.
Telefon: 6068.
Ankara ve İzmir
DEUTSCHE LEVANTE-LINIE, Hamburg
Limanımızda bulunan
LUCY ESSBERGER vapuru ANVERS - ROTERDAM -HAMBURG ve BREMEN için DOĞRU POSTA eşya yükliyecektir.
z/jj

ATLAS LEVANTE LINIE, BREMEN
Bugün limanımıza gelmesi beklenen
JÜPİTER vapuru
ANVERS - ROTERDAM -HAMBURG ve BREMEN için DOĞRU POSTA eşya yükliyecektir.
N.E.P. PIRAEUS SHIPPING Co., Piraeus
Yarın limanımıza gelmesi beklenen M A R I A vapuru
PİRE için DOĞRU POSTA eşya yükliyecektir.
M A R t T 1 M
İzmir
Atatürk caddesi 126 Telefon: 59 - 56
Dünya haberleri Ecnebi muhabirlerin mektuplan
En güzel yazılar
YENİ İSTANBUL'da

yani 90
KUPON
1
OnkaMda ( Ls tanbcdota)
Lotan da. J 1
W = 5(«
T.L
90
KUPON
jitanbuiJ

Sarıyer ilçe seçim kurulu başkanlığından:
Sayı 950/324
5671, 5672 sayılı kanunla 5545 sayılı kanuna göre 13/8/1950 tarihinde ilçemiz mahalle ve köylerinde yapı-lacak olan muhtar ve ihtiyar heyetleri seçiminde 6/5/1950

tarihinde Milliyet gazetesi ile ilân edildiği üzere sandık alanları aynı mahaller olarak ipka edilmiştir. Yeni teşekkül eden Demirci köyünün 39 ve Kısırkaya köyünün 40 No. lı sandıklan da aynı köyler dahilinde bulunacaktır. Tereddüt halinde , ilgililerin mahalle ve köy ihtiyar heyetlerine veya Sa-nyer ilçe seçim kuruluna müracaat etmeleri ilân olunur.
KAYIP — 1946 haziran devre sinde Galatasaray Lisesinder Fen kolundan İyi derece ile aldığım 2921 No. lu Devlet Olgunluk diplomasını kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
1140 Okul numaralı Sahih Bafralı
GÜZEL VE FAYDALI İLÂNLAR
YENİ İSTANBUL
dadır.
▼Y ▼▼▼▼▼▼▼▼▼▼▼▼▼▼ Y ▼YYYYYXTYYT ▼TVYYYT
SUADİYE PLAJ GAZİNOSUNDA
YARIN AKSAM SABAHA KADAR
Erenköy Çocuk Esirgeme Kurumunun mükemmel Balosu Her seneki gibi zengin eğlencelerle hazırlanmıştır.
MÜNİR NUREDDİN SELÇUK ve arkadaştan
AYRICA:
Kıymetli sanatkârlar tarafından skeç, caz parçalan, milli dans ve taklitler
Otobüs temin edilmiştir.
Devlet Üretme Çiftlikleri
Merkez Atelyesi Müdürlüğünden:
1 — 4400 lira muhammen bedelli 4 ton Arap sabunu 11.81950 cuma günü saat 15 de Gazide üretme Çiftlikleri Atelyesince mubayaa edilecektir
2 — Fennî ve İdarî şartnamesi Atelye Komisyonunda görülebilir. (10472)
*
Almanya ile İş yapan tacirlerin nazarı dikkatine
Dr. HANS WEİDEMANN
Alman sigortaları Haşarat Komiserliği
Memleketimize avdetiyle faaliyetine:
Beşiktaş, Serencebey Yokuşu Çitlembik sokak No. 16/1 de başlamıştır. Telefon: 43410, Posta Kutusu 1269.
AĞUSTOS KARNELERİMİZ
Satışa Çıkarılmıştır
Gazete satan tütüncü dükkânlariyle gazete müvezzilerinden isteyiniz.
Bulamazsanız İdarehanemizden
tedarik edebilirsiniz.

Comments (0)