AKŞAM
Çabuk ve Kolay
Türkçe öğrenmek Istlvenlere H. H, Kreider tarafından
«FIRST LESSONS İN MODERN TURKÎSH» En mükemmel kitaptır. Satış yeri:
Beyoğlu Kitap Barajı, G, E, N.
YÇoeuğununın dinç^güpbüz
ÎOZFATİN zambo h" - İLE BESLEYİNİZ ■ ■ ■ ■ 'Mal s i um , Fosfat vVitamin/f . cjıcfa/arla fiazırfanmı&frrt ,
Sene 27 — No, 9570 — Fiat! her yerde 10 kuruştur,
CUMARTESİ 9 Haziran 1945
Sahibi: Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
Açık millet vekilliklerine namzetler çoğalıyor
Seçim teftiş heyeti müracaatları kabule başladı,
şimdiden Istanbulda 5, Izmitte ve Sıvasta 35, Zonguldakta 41 zat namzetliklerini koydu
Aka Gündü? Hamdl Boşar Hakkı Tank Uj Profesör Cemil Topuzlu
Küçük bir seçim denemesi
münasebetile
Bl. memleketin millet tarafından idaresi demek olan Demokrasi, eski Yunan o site») terinde ve bugün de bir kaç küçük İsviçre Kantonunda hâlâ olduğu gibi. bütün memleket halkının, şehir meydanında toplanarak bizzat hükümet seçmesi ve kanun yapmasından başlıyarak, kendine-vekiller seçip memleket idaresini onlara bırakmasına kadar türlü şekiller geçirmiştir. Bu bakımdan denebilir ki Demokrasi bir milletin memleket idaresini bilfiil elinde tutması derecesile ölçülür. Milletlerin toprak ve nüfus hacmi büyüdükçe vasıtasız halk idaresi imkânsız olmuştur, Fakat milletlerin, inandıkları ve beğendikleri kimselere vekillik vererek idare edilmeleri şekillerinde de farklar vardır. Meselâ İsviçrede seçim Ve Meclis olduğu halde bazı şartlar İçinde kanunlar «Referendum» usulde doğrudan doğruya milletten sorulur.
Demokrasinin temeli bir milletin kendi hükümranlık hakkını kullanma şekli olduğuna göre, demokrasilerde yerleşen diğer müesseseler. eşitlik, hürriyet, adalet gibi haklar, millet idaresinin az veya çok belirmesine bağlıdır. Bundan dolayıdır ki bazı ahvalde, zorla veya isteyerek, milli iradenin tek kişiler elinde toplanması — millî menfaatler adına — milletin hükümranlık hakkına ve neticede hürriyetine sıkı kayıtlar koyar. Bitler, Alın anyayı Alman milletinin tek vekili olarak, böyle idare etmişti.
Görülüyor ki demokrasinin ilerleyiş derecesi nihayet, milletin memleketi idare hakkını — zaruri olarak — daha az sayıda bir zümreye devrederken düşünce ve iradesini en iyi şekilde kullanmasile Ölçülüyor, Bu düşünce ve inanların, memleket içinde şu veya bu şekilde toplanıp birleşmesi çeşitli partileri doğurur ve seçimlerde dağınıklığın. bilgisizliğin yaratacağı anarşiyi önler.
Bu önsözlerden vargımız şudur: Bizce partiler demokrasiyi yapmaz, demokrasinin ilerleyişi partiler doğurur. Çünkü De-mokras'. ancak halkın, başkalarına vekillik verme şekline bağlıdır.
Bundan dolayıdır ık yakında seçilecek bir kaç Millet Vekilliği için C. H, Partisinin namzet göstermemesini, ilerisi için en yerinde bir deneme sayıyoruz.
Bu deneme küçük ölçüdedir ve kısmidir, çünkü seçilecek Millet Vekillerinin sayısı azdır ve onları ₺ çecek olan ikinci seçiciler gene Parti mensuplarıdır. Fakat bun', ra birçok namzetler arasın-
dan istediklerini seçmek hakkının verilmesi dahi,, şalisi kabiliyet ölçüsü olarak bazı serbes inanların, hattâ ztimre ve cereyanların belirmesine meydan verecektir. Bu bakımdan deneme çok faydalı, İlerde alınacak daha geniş kararlar üzerinde tesirli olacaktır.
Atılan bu İlk adım, memleket içindeki genişliği ve tesirlerinden ziyade yeni ve ileri bir zihniyetin gösterisi olmak bakımından ehemmiyetlidir.
Türkiyede, büyük batı Demokrasilerinin örneği, daha doğrusu esasları üzerinde gelişecek olan demokrasi idaresi, herşeyden önce, milletin kendi iradesini kullanma tarzından, yani seçim şeklinden başlamak gerektir. Bütün yapı, partileri ve hürriyetlerde. ancak böyle sağlam bir temele dayanırsa sürekli olur. Başka türlüsü zorakldlr ve bir çok denemelerle anlaşılmıştır kİ yaşamaz.
Necmeddin Sadak
(Arkası sahife 2; sütun 5 te)
Profesör Fuat Galip Kemali
Başgil Söylcmezoğlu
17 haziran pazar günü altı ilde açık bulunan millet vekillikleri için yapılacak seçimlere alt emir, İç İşleri Bakanlığı tarafından dün vilâyete bildirilmiştir. Bu emir üzerine derhal faaliyete geçilmiş, Vali ve Belediye başkanı Dr.. Lûtfi Kırdarın başkanlığı altında kurulan teftiş heyeti adaylıklarını (nemzetllklerinb koyanların müracaat!arım kabule başlamıştır.
Teftiş heyetinde Daimi encümen üyelerinden B. Muharrem Nail! Akdo-ğu, Mehmet Ali Gökçe, İhsan Namık Koray, Blcan Balcıoğlu. Asım Engin, Ekrem Tur ve Celâl Aslanglray bulunmaktadır.
Öğrendiğimize göre, Istanbulda millet vekili, seçiminde oy kullanacak olan ikinci seçmenin sayısı 2271 dlr.
Bu seferki seçimde Cumhuriyet Halk Partisi tarafından namzet gösterilmemesi. yurtta büyük bir İlgi uyandırmıştır. 17 haziran pazar günü İstanbuldan başka Kocaeli, Zonguldak, Sivas, çorum ve Burdur'da da seçim yapılacaktır. Buralarda kimlerin namzetliklerini koydukları ve kimlerin koyacakları henüz belli olmamışsa da yalnız Kocaell’de 35 zatın müracaat ettiği haber alınmıştır. Kocaeli namzetleri arasında bulunan çlfçl Bedri Atlg, İzmit sinemalarında hoparlörlerle kendisi hakkında propaganda yaptırmaktadır.
İstanbul namzetleri
Ali Kami Akyüzün vefatı üzerine açık bulunan İstanbul millet vekilliğine müstakil olarak namzetliğini koyanlar, dün yazdığımız veçhile, karikatürist ressam Togo, evvelce Atina (Arkası sahife 2; sütun 5 te)
Suriye ve Lübnanda
Fransız aleyhtarlığı bütün Siddetile deyam ediyO'
Suriyede kıtlık tehlikesi yoktur, Ingiliz mahfilleri Fransızların
ithamlarını
reddediyorlar
Beyrut 9 (A.A.) — Afi: Fransız aleyhtarlığı bütün şiddetile devam etmekte ve bu hal Lübnan hırlstlyanlan arasında bir dereceye kadar endişe Uyandırmaktadır. Bu hırlstlyan-lâr, İngiliz'lerin, Suriycde yaptıkları gibi, sonradan müdahaleye imkân bulmak için tahrlkât yapmağa çalıştıklarını İddia ediyorlar. Lübnan hükümeti, memleketteki galeyan dola-yıslle önümüzdeki 8 gün zarfında va-zıyeta hâkim olamamaktan korkmakladır, Bakanlar Kurulu evvelki gün toplanmıştır. Lübnan gazetelerine göre, bu toplantıda telefon şebekesiyle Yakın Doğu radyo İstasyonlarına mahalli makamlar tarafından el konulması meselesi konuşulmuştur.
Kıtlık tehlikesi yok
Beyrut 9 (AA.) — Dokuzuncu ordu sözcüsü general Rennle, Suriye ve Lübnanda buğday kıtlığı nıevzuuba-his olmadığını, çünkü bu sene bol mahsul alındığını söylemiştir, İaşe güçlükleri karşısında kalınmışsa da bu. Suriye ve Lübnanlıların Fransız buğday ofisi memurlarlle İş birliği etmek istememelerinden ileri gelmiştir. Bu vaziyet karşısında İngiliz ordusu müdahale etmek ve muvakkat bir
teşkilât kurmak zorunda kalmıştır. Bu teşkilâtta münhasıran İngiliz memurları çalışmaktadır.
Gl. Rennle, bu teşkilâtın siyasi bir mahiyeti olmadığını bilhassa tebarüz ettirmiştir.
Bu teşkilâtın Fransızlara da yiyecek dağıtıp dağıtmayacağı hususunda sorulan bir suale cevap veren general Rennle, şöyle demiştir: «Biz altı senedenberl yaptığımız bu harbi.
(Arkası sahife 2; sütun C da)
HAFTA KONUŞMASI
Utla serenat -
Mandolinle gazel
Yazan: Refik Halid Karay
Yarınki AKŞAM'da
Konferans 20 haziranda kapanıyor
Londra, dünya teşkilâtının muvakkat merkezi oldu
B. Truman konferansın kapanışa
_ _ Q_
(N
oturumunda bulunmak için San Francisco’ya gidecek
Londra 9 (Radyo) — San Francisco’ dakl Reuter muhabirine göre, konferansın 20 hazirana doğru çalışmalarını bitireceği hakkındakl ümitler çok kuvvetlenmiştir. Beş büyük devlet arasında henüz halledilmemiş olan üç nokta kalmıştır: 1 — Manda altında bulunan toprakların milteveliiliği, Rusya mütcvellUlfc hedefinin İstiklâl olması noktasında ısrar etmektedir. 2 — Beyannamede tadilât, 3 — Dünya teşkilâtının, teşkilâta dahil devletlerin İç İşlerine müdahale etmemesi.
Birleşik Amerika Başkanı B. Truman, konferansın kapanış oturumunda hazır bulunmak İçin önümüzdeki hafta San Francisco’ya gidecek ve orada yirmi dört saat kalacaktır. Bu hususta tertibat alınmıştır.
Dünya teşkilâtının muvakkat merkezi Londra şehri olması sureti kati-yede kabuL edilmiştir. Dünya Emniyet kurulunun ihzari teşkilâtı Londra’da yapılacaktır. Hangi şehrin, dünya teşkilâtının daimi merkezi olacağı San Franclsco'da kararlaştirilmiya-caktır.
Beş büyük devlet sonradan teşkilâtın daimi merkezini aralarında kararlaştıracaklardır.
Beş büyük devlet arasında varılan anlaşma
Londra 9 (Radyo) — San Francisco’ da veto meselesinde bir anlaşmaya varılmış olması Loncfra ve bütün dünyada büyük bir sevinçle karşılanmıştır. Konferans görüşmeleri süratle ilerlemektedir. 10 güne kadar beyannamenin imza edileceği tahmin ediliyor.
Eld edilen nihai netice şöyle hülâsa edilebilir:
1 — Hiç bir memleket Emniyet konseyinin bir meseleyi İncelemesine mâni olıamıyacaktır
' 2 — İhtilâfla hiç bLr alâkası bulunmayan bir büyük memleket yalnız veto hakkını kullanabilecektir.
3 — Bütün büyük devletlerin tam bir muvaffakiyeti İle ancak bir İşe girişilebilecektir.
B. B. C-'nln San Francisco’dakl Özel muhabiri, bu haber yayılır yayılmaz bütün küçük milletlerin rahat bir nefes almış olduklarını bildiriyor.
B. B. C.’nln siyasi muharriri de şöyle demektedir:
«Anlaşmanın teferruatı çok ehemmiyetli noktalar İhtiva etmektedir. Fakat asıl ehemmiyetli olan nokta bir anlaşmaya varılmış olmasıdır.» Rus sözcüsünün beyanatı
San Francisco 9 (A.A.1 — Buradaki hava bir gecede değişmiş ve kötümserlikle endişeden sevinç ve İyimserliğe geçilmiştir. Yeni Milletler Cemiyetinin kısaca Birleşmiş milletler adını alacağı bildirilmiştir. Bununla harb zamanındaki İttifaka bu adı vermiş olan M. Roosevelt'ln hatırası taziz edilmek istenilmektedir.
(Arkası sahife 2: sütun fi da)

İngilizcenin feryadı
Yazan: A. ADNAN . ADIVAR |
Bugün beşinci sahifemlzde
O
DİKKATLER;
Ensiz basmalar
Yerli malı çok zaman yabancı malından daha pahalıdır. Dışardan gelen mallardan daha ucuza sattığımız yerli mallan da yok değildir: İthal malı basmalar metresi 155 kuruştan satılıyor. Bizim yerli malı basmalarımızın metresi 150 kuruştur, l’cuz değil mi?
Ama arada şu fark var: Dışardan gelen basmanın üç metresinden bir entari çıkıyor Bizim basmalar nedense ensiz oldukları için beş metre almalı kİ bir entari çıksın!
Halbuki eskiden bizim basmalarımızın da eni dışardan gelenler kadardı. Daraltmayı kim akıl etmişse yerli malına fenalık etmiştir.
Trieste anlaşması bugün imzalanıyor
(D p
Müttefikler, Avusturyamu işgali "g meselesinde henüz anlaşamadılar n
edildiğini söylemiştir. »—
M. Grew, Avusturyanın İşgali meÇj selesinde Amerika, Büyük Britanya, Rusya ve Fransanın anlaşmaya muvaffak olamadıklarını söylemiş, fakat Vlyanarun müşterek İşgali hususunda diğer üç büyük devletle mutabık bulunmıyanm Rusya olduğuna dair, Londradan gelen haberi ne teyit, ne de tekzibetmlştir.
Vaşlngton 9 (Radyo) — Vaşhıg-ton’un salâhiyetti mahfilerlnde bildirildiğine göre, mareşal Tito, hiçbir kayde tâbi olmaksızın, Trleste meselesi hakkındakl anlaşmazlığın halli İçin İngillzler ve Amerikalılar tarafından yapılmış olan teklifleri kabul etmiştir.
Londra 9 (Radyo) — Moskova radyosu, Müttefik askeri heyetlerinin yakında Tirana şehrine gideceklerini ve Arnavutluk olayları hakkında hükümetlerini daha açık bir surette aydınlatacaklarım yayınlamıştır.
Londra 9 (Radyo) — Londra, Va-şlngton ve Belgrad'dan gelen haberler, Trleste meselesinde bir anlaşmaya varıldığını teyide t inektedir. Anlaşma bugün Belgrad'da imzalanacak ve Tito askerlerinin çoğu Trleste şehrinden çekilecektir.
İngiltere ve Amerika hükümetleri, Trleste İle gerisindeki mıntakada bir Müttefik askeri hükümet kurulması hususunda ısrar etmişlerdir.
Press Assoclatlon muhabirine göTe, bugün Belgrad’da İmzalanacak olan anlaşma. Müttefiklerin bu arzusunu temin ettiği gibi, tehditlerle dolu güç bir duruma da nihayet vermektedir. Venetla - Julla vilâyetinin kime bırakılacağı salh konferansı masasında kararlaştırılacaktır.
Dış İşleri müsteşarı M. Grev, bugün yaptığı bir demeçte, M. Hopklns'In Moskovayı ziyaretinin hedefi Polonya meselesine bir hal tarzı bulmak olduğunu ve bu yolda terakkiler elde
Hükümet memleketi kararnamelerle idare edecek topyekûn seferberlik yapıldı
Londra 8 (Radyo) — Japon gazetelerinde neşredilmiş olan bir habere göre. Japon hükümeti, dlktatörvart tavırlar takınmıştır. Bundan sonra hükümet, Meclisin tasvibine arzedll-meden vücuda getirilen kararnamelerle idare edecektir.
Japon radyosu, hava »kınlarının günden güne artacağını ve nihai savaşın nasıl Japon topraklarında cereyan edeceğini halka ihtar etmLştlr.
Hükümet, İstilâya karşı koymak
(Arkası sahife 2; sütun 4 te)
Günler Geçerken
Ne kayış,
ne kablo
Çok şükür bizim gazete «kayış» kelimesini nihayet attı da tünel arabalarını çeken tel örgünün adına «kablo» dedi, çıktı. Bilindiği gibi kayış sözü ancak köseleden yapılan şeyler için kullanılır: madenden olursa kablo demek lâzım gelir. Şu var ki çoğumuzun sandığı gibi Türkçe kayış sözünün «kaymak» tan ziyade «etrafında çevirmek, döndürmek» mânasına «kaytarmak-, tan çıkmış olması ihtimali daha çoktur; ««kavuşmak — kavramak» sözleri de dikkate alınmalıdır. Hoş, mesele bu değildir,,,-ilk fırsatta kayış veya kablo ile çekilen yeraltı arabalarından kurtulmaktır. Elektriğin henüz düdüğü ötmediği bir devirde o arabaları tabiidir ki yüksek tarafa koca bacalı bir fabrika kurarak kablo vasıtasile ve buhar kuvvetile çekebilirlerdi. Allah dedelerimizden razı olsun, iyi ki bu şekilde, toprağı delerek tel halata takılı işliyen bir nakil vasıtasından {irkmemişler de İzin vermişler. Kaç nesil, yokuşa tırmanmaktan ancak o cesaretle kurtuldu.
Şaşılacak nokta, makine âleminde görülen şaşırtıcı inkılâplara aldırış edilmeden tünelin eski şeklinde bırakılarak ne şirket zamanında, ne de sonradan sayısı ikiyi geçmiyen arabalara elektrik motörü konulmaması yahut her hangi pratik ve emniyetli bir şekle sokulması cihetine yanaşılmanıasıdır. Daha tuhafı şudur: Son kaza oluncaya kadar tünelin içini aydınlatmak bile kimsenin akima gelmedi; her taraf elektrikle pırıl pırıl yanarken kimse «yahu, şu yarım kilometrelik karanlık yola da bir kaç ampul koysak!» demedi; kablonun koptuğunu haber veren veya kopunca frenleri sıkan otomatik bîr alet ilâvesi ise, daima İhmale uğradı. Şimdi içine bindiğimiz arabalar geçen umumî harb öncesinden yadigârdır; o zamandanberi hiç şüphesiz yiik bakımından daha hafifleri, sağlamları ve daha konforluları yapılırdı. Hem bütün bunlar, hepsi ne ile bilir misiniz? Elektrik idaresinin yılda l)ir iki kere müşterilerine gönderdiği «şebeke üzerinde yapılacak işler dolayısile şu tarihte cereyanın kesileceğini bildiren» mektupları açık zarfla yollıyarak puldan tasarruf sayesinde...
İcat edeceğimiz günlere daha çabuk yaklaşmak için icat edilenleri zamanında, yenilendikçe kullanmak fırsatını kaçırmamak lâzımdır.
Refik Halid Karay

Sahife i
f
V
g81M
HAFTA SONU NOTLARI

Çocuğunu mu boğmuş?
Bonomi çekildi
______ 9 Haziran 1945
Kanadada garip bir nutuk
Kısaltma bahsi uzuyor
Üsküdar - Kadıköy ve Havalisi Halk Tramvayları Türk Anonim Şirketi adına sayın B. Feridun Manyas'tan aldığım bir mektupta deniyor ki:
■Akşam gazetesinin 2 haziran 1j45 cumartesi tarihli nüshasının ikinci sahlfeslnde (Hafta sonu notları) başlıklı yazılarınızın «Mükâ-fatsız bilmece» fıkrasında « T. H. B. Ü. K. V. H. H. T. T. A. Ş. T. M. dan» şeklinde dizilmiş olan harflerin •Tasfiye Halinde Bulunan Üsküdar - Kadköy ve Havalisi Halk Tramvayları Türk Anonim Şirki 11 Tasfiye Memurluğundan» cümlesinin kısaltılmış şekil olduğunu ve bunu okuyucularınızdan Bay Feridun Özem'in gazetelerde çıkan bir ilânın üstünde görmüş olduğunu yazıyorsunuz. Bu Feridun Özem hayali bir şahsiyet değilse kendisini Hangi gazetede böyle bir İlân, görmüş olduğunu vazih bir surette bildirin eğe davet etmenizi rica ederim.
«Ben şahsen eksiraya içinden çıkılmaz bir muamma teşkil edin yersiz kısaltmaların tamamen aleyhinde ve hu konu üzerinde yazdığınız yazıların taraftarı bulunduğum İçin şirketin tasfiye halinde bulunduğu lkl~sene zarfında (kİ bu müddet içinde Tasfiye Memurluğunu da İfa etmiştim) kalemimden böyle bir İlân baslığı çıkmasına İmkân yoktur ■
ikinci tebrik
Sayın B. Feridun Manyas mektubunun bundan sonraki kısmında, geçen sefer müşkül bir bilmeceyi hallettiğinden dolayı okuyucuyu tebrike lâyık görmemi, ortada bir bilmece olmadığı için fazla buluyor, hattâ Ciddî bir müesseSeyl gülünç bir vazıyete sokmaya sevk-ettiği tein okuyucumu tahtie etmem gerektiğini İlâve ederek mektubunu bitiriyor.
Eana o mektubu gönderen okuyucum adını açık açık yazdığına ve mektubunda bir de posta kutusu numarası bulunduğuna göre her halde hayali bir şahsiyet değildir. Şüphesk bu yazıyı okursa bana gönderdiği kısaltmayı nerede gördüğünü sayın bay Feridun Manyas'a bildirecektir.
Yalnız şunu ilâve etmeliyim kİ sözıi geçen kısaltmadan dolayı Üsküdar - Kadıköy ve Havalisi Tramvayları İdaresinin tasfiye memurluğu asla gülünç, bir mevkie düşmemiştir. Çünkü bizde, Avrupa'da ve Amerika'da sözü^eçen idare kadar saygı değer nice müesseseler, hattâ devletler kısaltma modasına uymuşlardır.
Bir halk müasseseslnin başında olan sayın Feridun Manyas’ın da kısaltma aleyhten olması bundan şikâyetçi olan halkı sadece memnun edecek bir hâdisedir. Bunu öğrenmemize vesile olduğu için doğrusu sayın okuyucumuz B. Ferldhn özem'l tekrar tebrik etmekten kendim! alamıyorum.
!İİ
Yer/i Mah kullanmanın zorluğu
rj arbden evvel yeril malı kul-1~I ianmak kolaydı. Çünkü «Yerli malı» demek, «Ucuz» demekti. Şimdi harbin yarattığı yeni durumda yeril mah kullanmak güçleşmlştlr.
Bir tanıdığım var. Amerika'dan gelen diş fırçalarından bir tane almaya muvaffak olmuş. «Kaça aldın?» diye sordum: «67 kuruş!» dedi.
Bir memur tanıyorum. Çalıştığı dairede bütün memurlara birer diş fırçası dağıtacaklarmış. «Amerikan malı mı?» dedim. »Kaç kuruşa?». «Filistin malı» dedi. «150 kuruşa!»
Memleketimizde yapılan diş fırçalarının üzerindeki etiketlere bakıyorum: 282 kuruşl
Eskiden olduğu gibi yine cesaretle ve imanla: «Vatandaş yerli malı kullan!» diyebilmemiz için maliyeti ucuzlatmaktan başka çare var mı?
!■!
Kâğıt fabrikamız işliyor
Kâğıt işlerile yakından İlgili bir zattan öğrendim: limit kâğıt fabrikası beş ay evvel kitap kâğıdı ynpmıya başlıyacağı-ni, ilk partinin nisan ayının sonunda hazır olacağım İstanbul'a bildirmiş, i, İhtiyaç sahipleri talip olup beklemeye koyulmuşlar.
Nisan ayının sonu gelmiş, kâğıt gelmemiş. «Ne oldu?» diye fabrikadan sormuşlar: «Kâğıtlar mayıs sonunda hazır olacakı- cevabı verilmiş.
Mayıs sonu da gelmiş. Kâğıt yine yok. Sormuşlar. Fabrika cevap vermiş: Haziran ayı sonunda hazır olacak I
Halbuki bu müddet zarfında ts-veoten, düşünün tâ İsveç'ten iki defa kâğıt gelmiş, üçüncü partinin de yolda olduğu öğrenilmiş. İzmit' ten ise sadece haber geliyor! Keşke adını «İzmit haber fabrikası» koysaymişiz!
ŞEVKET RADO
Balkan konferansı
Feci bir ölüm
Yunanistanm bundan haberi yok
Atina 8 (A.A.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: Basın müsteşarı Zaklnthlnos'ım bildirdiğine göre, Balkan devletlerinin hudutlarını tayin etmek ve buna müteallik diğer meseleleri İncelemek üzere bir Balkan konfransı toplanacağı hakkında yabancı gazetelerde İntişar eden haberlerden Yunan hükümetinin malûmat! olmadığı gibi kendince bu haberlerin asli esası yoktur.
ZaklntMnos, Balkan memleketleri gençlik teşkilâtlarının bir kongre yapacağı hakkındakl haberleri de asılsız iddia ettiğini İlâve ve böyle bir kongre toplandığı takdirde Yunanistan'ın buna İştirak etmiyeeeğine ve o kongrede temsil edllmiyeceğine işaret etmiştir.
Bulgarlar, Yunan hududunda tahkimat yapıyorlar
Atina 8 (A.A.) — Vradlnl gazetesinin yazdığına göre, Bulgar askeri makamları, Bulgar - Yunan hududunun büyük bir kısmında son zamanlarda yo! ve tahkimat yapmağa başlamışlardır.
Sovyet - Yunan münasebetleri
Atina 8 (AA.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: Öğrenildiğine göre, Yunanistan'ın Moskova elçisi Polltls Yunan hükümeti tarafından Atina’ya çağırılmıştır. Yunan hükümeti. Yunan - Rus siyasi münasebetlerine müteallik bazı meselelerde izahat almak arzusundadır. Aynı haberlere bakılırsa, bu arada bir Sovyet temsilcisi Atlnaya gelmediği takdirde, Politls'ln Moskova'ya dönmesi muhtemel addedllmemektedlr.
Kınalıadadaki ahır
Kmalıada’da Hamam sokağında bir inek ahırının, etrafı kara sinek istilâsı altında bırakacak derecede temizliğe riayet etmediği etrafında bazı şikâyetler yapılmakta idi. Bu şikâyeti göz önilne alan Adalar kaymakamı B Cemal, derhal alâkadarlara kati emir 1er vermiş ve ahırı temizlettirdiği gibi, etrafı kaplıyan kara sineklerin üremesine meydan vermlyecek tedbirleri de aldırtmıştır.
B. Sadi Iruıak’ın gazeteoilere beyanatı
Ankara 8 — Çalışma Bakanı Dr. Sadi İtaat bugünden İtibaren vazifene başlamıştır. Bakan, beni kabul ederek şunları söylemiştir:
— Henüz beyanatta bulunacak durumda değilim. Evvelâ araştırma, sonra müspet iş, daha sonra da beyanat... şimdilik size şu kadar «öyllye-blllrim: Çalışma Bakanlığı İş hayatile İlgili hususları düzenlemek İçin kurulmuştur, Çalışanların yaşama şartlarını daha İyi bir hale koymak, çalışmanın verimini arttırma^ amacımızdır. Çalışma hayatında bulunan mesleklerin mensuplarını birbirlerinin haklarına ve ödevlerine saygılı ve milletimizin yükselmesi dileğinde birbirine yardımcı bir bütün olarak ele almak demokrasimizin prensiplerindendir. Yüksek bir emanet saydığım yeni hizmette nöbete girerken bu prensipe uygun İki kanun tasarısının, yani toprak kanunu İle işçi sigortaları kanunun Kamutayda bulunmalını müşahede etmek benim için gerçek bir mutluluktur. Bu kanunların milletimizin kalkınmasında çok büyük bir rol oynıyacakları şüphesizdir. Eski bir mensubu bulunduğum basınımızın, objektif tenkldlerinden de büyük yardımlar beklemekteyim.
Elbiselik kumaşlar
Derhal Sümerbanka satılması için katî emir verildi
Ayşenin çocuğunun cesedi bodrumdan çıkarılmış
Rami civarında Boğazköy de oturan Ayşe isminde bir kadının bir müddet-tenberl hâmile olduğu ve doğurduğu halde, çocuğunun meydanda bulunmadığı hususunda Eyüp Barcılığına bir ihbar vaki olmuş, bunun üzerine Ayşe sorguya çekilmiştir.
Ayşe, filvaki bir çocuk doğurduğunu, fakat bunun ölü doğmuş olması dolayıslle, teçhiz ve tekfin masrafından kaçınmak üzere, çocuğu evin bodrumuna gömdüğünü söylemiştir.
Savcı ve Adliye doktoru hâdise yerine giderek çocuğu gömülü bulunduğu yerden çıkarmışlar, yapılan muayenesinde ölümün tabii şekilde olmadığını gördüklerinden, morga kaldırılmasına lüzum göstermişlerdir.
Morgun vereceği rapora göre, hâdisenin iç yüzti anlaşılacaktır.
Yeni kabineyi kurmak için Romada görüşmeler oluyor
Londra 0 (Radyo) — İtalyan Başbakanı M. Bonomi istifasını vermiştir. Kabine arkadaşlarının ricası üzerine M. Bononu yeni kabine kuruluncaya kadar vazife başınma kalmayı kabul etmiştir.
Roma’da yeni kabineyi teşkil etmek içki görüşmeler devam ediyor.
Hrlstiyan demokratlar, kendi partilerine mensup bulunan M. Gasparl’-yl yeni Başbakan olarak diğer partilere kabul ettirmeye çalışıyorlar. Gene bunların teklifine göre sosyalist Nennl Başbakan muavini olacaktır.
Küçük bir seçim denemesi münasebetle
Mahsul stokları
Yeniden sökülür takılır hangarlar sipariş edildi
Ankara 8 (Telefonla) — Yaptığım tahkikata göre yurda sokulan yünlü elbiselik ■kumaşların bir kısminin piyasa ihtiyaçları İle İthalâtçılara bırakılması, diğer kısmının da memurlara dağıtılmak üzere — kârı tthalâtçıya verilmek suretti e — Sümer banka satılması hakkında Ticaret Bakanlığı tarafından verilen kararda hiç bir değişiklik yapıl mıyac aktır. Bakanlık, memur ihtlyaçlamnın süratle karşılanması için bu malların derhal Sümerbanka satılması hakkında İs-tanbulda İthalâtçı birliklerine ve diğer ilgililere kati tebligatta bulunmuştur.
Ankara fi (Telefonla) — Toprak mahsulleri ofisi umum ümdilrlüğü, 1945 yılı mahsul stoklarının muhafazası İçin 100,000 ton hacminde hangar getirtmek İçin yeni bir anlaşma yapmıştır. Evvelce Amerikadan getirilen sökülür takılır silolardan başka İngiltereye de her biri beşer bin ton hacminde sökülür takılır 20 hangar sipariş edilmiştir. Bu hangarlar ağustos ayı sonunda yurdumuza getirilmiş olacaktır.
Diğer taraftan Ticaret Bakanı B. Ralf Karadeniz, elde mevcut mahsulün kapalı yerlerde muhafazası hususunda mümkün olan tedbirleri almaları İçin bütün valiliklere bir tâ-mlm göndermiştir.
Tifüsle savaş
Ağustosta geniş ölçüde aşı ile işe başlanacak
Türk hava kurumunun îsmet İnönü’ne tazimleri
Ankara 8 (A.A.) — Türk Hava kuruntunun dokuzuncu kurultayının saygı ve bağlılık duygularım sunmak üzere seçilen kurum başkanı Erzurum Millet Vekili Şükrü Koçak’m başkanlığındaki 10 kişilik heyet bugün saat 16.45 de Cumhur Balkanımız tarafından kabul edilmişlerdir.
Millî Şefimiz delegelerle göriişmûş’-ler ve kurultay üyelerine ve kurum teşkilâtına sevgilerini ve 1yi dileklerini bildirmişler ve kurultayca alman kararların verimli ve memleket için hayırlı olmasını dilemişlerdir.
(Baş tarafı 1 inci sahifede)
Bugün bir kaç Millet Vekilinin gene Parti tarafından serbes se-çilmesile atılan bu adım, yarın daha fazla genişler, ve nihayet tek dereceli seçime kadar vanr,
Avrupada ne millet, ne devlet, ne hürriyet bırakan beş yıllık kasırgayı sarsıntısız geçiren vatanımız, bugün ve yann en mesut, en sağlam teşkilâta erişmekte güçlük çekmeyecektir. Unutmamak lâzımdır kİ demokrasi denilen türlü, şekiller, en sonunda vasıtadan başka şeyler değildir, Bu vasıtaların hizmet ettiği tek hedef, memleketi en iyi idare edecek şekli bulmaktır. Türk milleti, geçmiş zamanlan hatırlayarak, hattâ kendisini baş-kalarlle mukayese ederek, eserleri meydanda olan yirmi iki yıllık Cumhuriyet idaresi şeklînden şikâyet edemez. Bugün daha iyisini, daha ilerisini arayıp bulmaya çalışıyoruz. Tarihin bu millete na-sibettiği büyük, eşsiz İnsanları her zaman bulamıyacağımiz için Cumhuriyeti, en uzak gelecekte de sarsılmaz kılacak temel teşkilâtı Türk milletinin sağlam bünyesine iyice mal etmek istiyoruz. Bunda da başarı muhakkaktır.
Necmeddîn Sadak
Açık Milletvekillıkleli
Emine yaktığı çöplerden tutuşarak çayır çayır yandı
İskenderun 9 (Akşam) — dün feci bir vaka olmuştur.
Civardaki Eğtrci köyünde oturan Mustafa yılıdnımın karısı " bahçesinin bir kenarında biriktirdiği çöpleri imha etmek İçin kibritle tutuşturmuştur. Ot ve samanlar ahlan kibritle birdenbire alevlenmiş ve bu alevler ani olarak Emlne’yl her tarafından sarnpştır. Neye uğradığını şaşıran Emine, alevler İçinde yana yana kaçıp kurtulmak istemişse de muvaffak olamamış ve bir tarafa yığılıp kalmıştır. Hâdiseye muttali olarak neden sonra oraya gelenler, zavallı Emlne’yl ancak bir kül yığını halinde bulmuşlardır.
Burada
Emine,
Ankara 9 (Telefonla) — önümüzdeki ağustos ayında yurd İçinde bir tifüs savaşı bağlıyacaktır. Geniş ölçüde aşı yapılması ile başlıyacak olan bu savaş hakkındakl gereken tedbirler alınmıştır. Mahalli sağlık ve sosyal yardım müdürlükleri h«r vilâyetin aşı ihtiyaçlarını toplu olarak Refik Saydam hızıssıhha müessese-sinden Istiyeceklerdlr. Her vilâyet lüzumlu aşı miktarım temmuz ayı İçinde tesbit ederek bildirmiş olacaktır.
Sağlık ve Sosyal yardım Bakanlığı bu hususta bütün valiliklere bir tamim göndermiştir.
Büyük Mîllet Meclisinde
Ankara 8 (A.A.l — Büyük Millet Meclisinin bugün Şemseddln Günal-llay'ın başkanlığında, yaptığı toplantıda oturum açıldıktan sonra Cumhur Başkanlığı tarafından gelen aşağıdaki tezkere okunmuştur:
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına,
Devlet dairelerinin Bakanlıklara ayrılması hakkındakl 3271 sayılı kanunun birinci maddesine dayanılarak, çalışma hayatile İlgili işleri düzenleme, yürütme ve denetleme ile görevli olmak üzere, bir çalışma Bakanlığı kurulması ve bu Bakanlığa, Başbakanlığın teklif ettiği üzere, Konya Millet Veklil Dr. Sadi Irmuk'ın tâyini onanmış olduğunu arzederim.
Camhur Başkanı; ismet İnönü
Alkışlar ve muvaffakiyet dileklerilc karşılanan bu tezkerenin okunmasını müteakip gündemindeki maddelerin görüşülmesine geçilmiştir.
Nişasta fiatleri teshil edildi
Ankara 8 — Ticaret Bakanlığı nişasta İmal ve satrş hakkında İlgililere tebligatta bulunmuştur. Buna göre İmal edilecek nişastaların ambalaj içinde en yüksek toptan satış flati şöyle tesbit edilmiştir: Buğday nişastası kilosu 80, mısır nişastası 70 kuruştur.
İstanbul dışındaki yerlerde bulunan fabrikalarda imal edilen nlasta-ların en yüksek satış fiati de aynı ola çaktır. Perakende satışta buğday nişastası 88. mısır nişastası 77 kuruştur.
Veteriner umum müdürlüğü
Ankara 8 — veteriner işleri umum müdürlüğüne, bu vazifeyi vekâleten ifa etmekte olan mütehassıs müşavir doktor B. İhsan Athun tâyin edilmiştir.
Başbakanın çay ziyafeti
Ankara 8 (A.A.) — Başbakan Şükrü Saraçoğlu bugün saat 17 de Şehir lokantasında Türk Hava kurumu dokuzuncu kurultayı delegeleri şerefine bir çay vermişlerdir. Ziyafette Ba-‘ kanlar, kurultay başkan vekili ve Ba-I lıkesir Millet Vekili General Kâzım Özalp İle Millet Vekilleri, Basın yayın umum müdürü ye basın mümessilleri hazır bulunmuşlardır.
Çekoslovakya bizden tütün alacak
Londra 9 (Radyo) — Prag radyosu, Çekoslovak kabinesinin perşembe günkü toplantısında görüştüğü Meselelerden bahsederken Türkiye İle bir ticaret anlaşması yapılması batkındaki teklif müsveddesini müzakere ve tasvlbettiğin! ve Türklyeden tütün .■■alın almak İçin alâkadar Bakana salâhiyet verdiğini yayınlamıştır.
Japonyada diktatörlük
(Baş tarafı 1 inci sahifede) için halkın toptan, seferberliğini emretmiştir.
Japon başkumandanlığı tarafından istilâ hakkında neşredilen bir broşürde şöyle denilmektedir: cjapönlar, Müttefiklere karşı ölüme kadar çarpışacaklardır.»
Londra 9 (Radyo) — Amerikan hava kuvvetlerine mensup 100 süper uçan kale bu sabah Nagoys'daki uçak fabrikalarına akın etmişlerdir.
Londra 9 (Radyo) — Amerika Harbiye Bakanı M. Stimson, Birmanya muharebesine şimdi yalnız. İngiliz kuvvetlerinin iştirâlc etmekte olduğunu bildirmiştir.
Nevyork 9 (Radyo) — Filipin'lerde Luzon adasında general Mac Arthur birlikleri Banyanban şehrine 7 kilometre yaklaşmışlardır. Bambang şehri ele geçirilmiştir.
Mindanao adasında şiddetli bir mukavemete rağmen İleri hareket devam ediyor.
Oklnawa adasında Amerikan kuvvetleri İtomar yolu boyunca ilerlemektedirler, Okinawa adasının cenubunda Oşlma adasına yeni bir çıkarma yapılmıştır. Bu ada açıklarında 67 Japon uçağı tahribedllmiştir.
Mithat paşa kız sanat enstitüsünün sergisi
Üsküdar Mithat paşa kız sanat enstitüsü dün bir senelik çalışma semeresini gösteren bir sergi açmış ve biı de defile tertlbetmlştlr. Dört yüz talebesi olan enstitünün hazırladığı gü-zel eserleri görmek üzere Vali Dr. B Lûtfi Kırdar ve refikası, Parti il İdare heyeti reisi B. Tevflk Fikret Sılay, ve daha bir çok zatlar sergide bulunmuşlardır.
Enstitünün çalışkan müdürü bayan Muzaffer Eriş ile yirmi dört öğretmenin hazırladıkları sergi cidden muvaffak olmuştur. Yemek, ev idaresi, resim, moda, çamaşır ve nakış dairelerini gezenler kızlarımızın İstikbal İçin bir çok şeyler vadettiklerlnl görmüşler ve bu sanat müessesesinden hayranlık ve takdlrkârlık hlslerlle ayrılmışlardır.
İngiliz pamuklu fabrikaları açılıyor
Londra 9 (A.A.) — Dört seneden beri kapalı duran Lancashire'deki 11'; pamuklu mensucat fabrikası 10 temmuzda açılacaktır. j
— Takvim —
Cemaziyelâhır 28 — Hızır 35 imsak Güneş öğle tklndl Ak Yatsı E. 6.31 8.49 4.33 8.34 12.00 2.02
. 3.10 5.29 13-13 1713 20.40 22.41
(Baş tarafı 1 inci sahifede) ve Moskova elçiliklerinde bulunmuş olan bay Galip Kemali Söylemezoğlu dur. Bugün öğleye kadar 3 zat daha nemzetllklerinl koymuşlardır. Bunlardan biri Milli koruruna başkontrol
muavini ve Fenerbahçeç Gençlik kulübü umumi kâtibi B. Hayrl Celâl Ataner, diğeri Göztepede oturan Mustafa Yaltı. üçünciisü de B. Mus-
tafa Hâllet Çelebl’dlr.
Bu suretle İstanbul millet vekilliği
İçin namzetliğini koyanlar beş kişi
olmuştur.
Dün de yazdığımız gibi, bazı ikinci seçmenler Basın Birliği İstanbul başkanı B. Hakkı Tank Us’un namzetli-
ğini koymak İçin imzalı bir dilekçe hazırlamışlardır. Bu dilekçe de İstanbul seçim teftiş heyeti başkanlığına verilecektir.
Müracaat edenlerin medenî vaziyetlerini tâyin için dilekçeleri Emniyet müdürlüğüne gönderilecektir.
Namzetliklerini koyacaklar arasında eski Şehremini operatör emekli general Cemil Topuzlu, Hukuk fakültesinde ordinaryüs profesör B. Fuat Başgil, eski Liman şirketi müdürü B. Haindi Başar Ue muharrir B Hallt Fahri Ozansoy, B. Aka Gündüz ve B. Etem İzzet Benice'nln namzetliklerini koyacakları veya ikinci seçmenler tarafından konulacağı söylenmektedir.
Namzet listesinin 17 hazirana kadar hayli kabaracağı anlaşılmaktdır.
Ankra 8 — Allı seçim merkezinden buraya gelen malûmata göre, daha şimdiden Sıvasta 35. Zonguldakta. 41 namzet müracaat etmiştir.
Eski Dahiliye Vekili B. Şükrü Kaya, general Cafer Tayyar, Alâeddin Cemil. İstanbul Parti reislerinden Maz-harın da namzetliklerini koymaları ihtimalinden bahsedilmektedir.
Zincirleme ihtikâra mâni olmak için
Bazı tüccarlar İthalâtçılık, toptancılık, perakendecilik gibi İki, üç sıfatı birden kullanmakta idiler. Bu İse İthal mallarının fiatlerlnln artmalarına ve dolayıslle zincirleme İhtikâra yol açmaktadır. Bunu göz önüne alan Ticaret Bakanlığı, bir firma üzerinde toplanmış iki, üç, hattâ daha çok sıfatların kaldırılması için tetkikler y aptır m aktadır.
Halk blokunun şefi »eçim nutkunda neler «eylemiş?
Ottawa 9 fA.A.) — Reuter: Montreal Belediye başkanı ve Fransız KanadalIların partisi olan «halk blokunun» şefi Camille Houd söylediği bir seçim nutkunda şöyle demiştir:
Yarın Sovyetler Birliği, Birleşik Amerlkaya karşı harlide japonyaya katılabilir ve hattâ Alaska ve Kana-daya da hücum edebilir. Sovyetler Birliğiyle savaşmak İçin İngiltere İle Almanya arasında bir İttifak yapılması lâzımdır.
Mecburi askerlik hizmetinin aleyhinde bulunduğundan, 1940 senesinde göz altına alınmış olan Houde, Fransız KanadalIların merkezi hükümetteki haklarını ye nüfuzunu ortadan kaldırmak için îngllizlerln kütle halinde Kanadaya muhaceretlerini sağlamak için Ottawa'da plânlar hasırlanmakta olduğunu söylemiştir.
Konferans 20 haziranda kaçanıyor
(Baş tarafı 1 inci sahifede)
Rus sözcüsü Sovyet hükümetinin, dalına konferansın muvaffakiyeti» neticelenmesi arzusunu beslemiş olduğunu söylemiş ve şunu İlâve etmiştir:
Biz harbi kazanmak ve hemen sonra sulhu kaybetmek İçin savaşmadık. Siyasetimiz daima seyyal olmuştur. Biz© mutabık bulunmadığımın bir husus teklif edilir ve biz bu tekillin İyi niyete ve haklı isteklere dayandığını anlarsak onu kabul ederiz. Siz bizi ikna ettiniz biz de tezinizi kabul ettik. Henüz askıda bulunan bütün meselelere aynı iyi niyet ve karşılıklı anlayış zihniyetiyle bir hal çaresi bulacağız. Mademki görüş ayrılıkları vardı, bundan bahsetmek lâzımdı. Bugün, her zamankinden daha fazla İyimseriz ve dünya yasasının dünya baris ve güvenliğinin hakiki temeli olacağına inanıyoruz.
Daily Mail’in makalesi
Londra 9 (Radyo) — Daily Mal] gazetesi San Franelsco'da veto meselesi hakkında elde edilmiş olan neticeyi memnuniyetle kaydetmekle ve şöyle demektedir:
«Avrupa'da muhasamat sona erdiğinden beri istikbal için cesaret verici İlk hareket bu olmuştur. San Francisco görüşmelerinde verilmiş olan cıkntaz son günlerde ciddi endişeler doğurmuştu. Sovyet Rusya, bütün milletlerin artık bir daha harb istemedikleri keyfiyetini kabul etmiştir. Avrupa'da Rus İşgali altında bulunan memleketlerdeki tahdidatın kalkmasını bekli yeblllrz.t
Polonya meselesi
Londra 9 (Radyo) — Daily Trtc-graph gazetesinin siyasî muharriri yazıyor:
Haricî meseleler arasında halledilememiş bir tek mesele a*ıda kalmış bulunuyor. Bu da Polonya meselesidir. Bu, dikenli bir meseledir.
M. Davles İle M. Hopklns’ln yapmii Oldukları görüşmeler sayesinde Polonya meselesi hakkındakl görüşmelerin yeniden başhyacağı sanılmaktadır.
Suriye ve L'«hnan
(Baş tarafı 1 ine, sahifede) hoşumuza gitmiyen kimselere yiyecek vermemek için yapmadık.»
Londra’da Fransız ithamları reddediliyor Londra 9 (AA.) — Londradakl resmi mahfiller, dün, Franasanın Şam eski komutanı general Ollve Roget'-nln Suriye ve Lübnandakl İngiliz subaylarının tavrulharekelleri hakkında ileri sürdüğü İddiaları şiddetle reddetmişlerdir.
B. Grevv’in beyanatı
Vaşington 9 (Radyo)— Dün akşamki basın toplantısında gazeteciler, Amerika Dış İşleri Bakan muavini M. Grew'a şu süsül sormuşlardır:
____Yakın Doğu meselelerini halletmek İçin beş büyük devletin Iştlrâklle bir toplantı yapılacak mı?
— Böyle bir toplantı için vazıyet müsait değildir. Notayı tetkik ediyoruz ve yakında Fransız hükümetine cevabımızı bildireceğiz. Fakat cevabımızın ne olacağı hakkında size tafsilât veremem.»
Fransanın vaşlngton büyük elçisi diin akşam Başkan Truman Ue görüşmüştür. Gazetecilere M. Bennet şöyle demiştir: «Görüşmemiz samimî bir hava içinde cereyan etmiştir.»
Millet Vekillerini Davet
Tekel genel müdürlüğünden:
Kabataşta tramvay durağındaki yeni binamızın 9. 6, 945 cumartesi günü saat 16 da yapılacak açılış törenine İstanbulda bulunan savın millet vekillerimizin e§lerile birlikte şeref vermeleri rica olunur.

a Haziran 1945
AKŞAM
Sahile 3
AKŞAMDAN AKSAMA
Selâmet artık kenarda değildir!
Memleketin iç manzarasında bir kımıldanış göze çarpıyor;
Cumhuriyet Halk Partisinden başka bir parti yahut partilerin kurulması tasavvur ediliyor. Basın hüriyetinin şimdiki anlayışı yanlıştır, diye münakaşalar oluyor, Cemiyetler kurmak ve idare etmek usullerimizin başka türlü olması isteniyor, C, H. P, Milletvekili namzetlerini artık göster-miyerek ikinci seçmenlerini seçimde serbes bırakıyor. Bir toprak kanunu yürürlüğe girmek üzeredir. Yeni bir İş Bakanlığı faaliyete başlıyacak.
Bunlar hep kımıldanışlar. Harbden sonra, bütün dünyada yeni şartlara göre memleket işlerini uydurmak cehdi var. Bizde de bu var, Dahada yeni yeni tecrübelere değişmelere girişmeğe hazır olmalıyız.
Bu harbden evvel akıllı fikirli bir aile babası, evlâtlarına ve torunlarına şu yolda nasihatte bulunabilirdi:
«— Yavrularım! Benim Sultan Hâmit devrinde de, İttihat • İtilâf mücadelelerinde de, ikinci grup ve Serbes fırka tecrübelerinde de ağzım sütten yandı. Size, yoğurdu liflemeği tavsiye «defim, Aman! Bu nasihatimden ayrılmayın. İranhlann manzum bir meseli vardır:
Eğer hâhî selâmet der kenar est!
Sizde, buna uyarak, şayet se-İsmeti istiyorsanız kenarda kalınız,»
Fakat İkinci Cihan Harbinin tecrübelerinden sonra artık böyle söylenemez. «Benim neme lâzım siyaset? Bir köşede otururum, Başım dinç kalır. Kim kimi seçerse seçsin. Memleket ne türlü idare edilirse edilsin! Olsa olsa benden biraz daha eksik yahut fazla vergi alırlar. Verir, kurtulurum!» diyemez. Zira, misali meydanda: Maceracılar çıkarak milletleri uçurumlara sürüklemişlerdir. Bu seferki uçurum da, öyle, fazla vergi vermek, yahut bir oğlunu cephede kaybetmek suretinde olmamıştır. Milletlerin maddi ve mânevi mevcudiyetleri, topyekûn surette okka altına gitmiştir.
Öyleyse artık milletler, kendi büyük küçük işlerini bizzat ve tam. mânasile ele almak zorundadırlar. Âmme namına yapılan bütün faaliyetleri titizlikle taki-betmekten başka çare yoktur.
Çoluk çocuğuna yukarıki nasihati veren baba, bu sefer ister istemez şöyle diyecektir:
— Meydana düşen kurtulamaz sengi kazadan! Sizler de meydana atılın, çocuklarım. Zira, kenarda kalmak çok fena. Umumi çorbada tuzunuz bulunsun. İmkân düştükçe reyinizi veriniz, fikrinizi söyleyiniz; kendinizin ve muhitinizin menfaatlerini ortaya sererek müdafaa ediniz. Kısacası, şu memleketin işlerini demokrat usullerle yürütmeğe iyice alışınız. Milli mücadeleden ve son harbden yüksek yaradılışta şeflerin idareleri sayesinde yüz akınızla çıktınız. Fakat bu millet mazideki yakın tarihte bir takını bâdirelere sürüklenmiştir. Müstakbel tarihte, badireye sürüklenmek eskisi gibi de olmaz. Onun için, «siyasî rüşd» sahibi olmalısınız. Bu «siyasî rüşd» de ancak cemiyetin icabettirdiği bir takım faaliyetlere girişmekle, yani memleketin siyasi hayatına faal surette katılmakla olur: «Eğer selâmeti istiyorsanız kenarda değildir.»
( (Vâ - Nû)
Münir Nureddin Mızırdan döndü, çarşamba akşamı bir konser veriyor
Birkaç ay evvel konser vermek üzere Mısıra gitmiş olan değerli sanatkâr Münir Nureddin İstanbula dönmüş bulunuyor. Haber aldığımıza före umumi İstek üzerine önümüzde-kl çarşamba akşamı Saray sinemasında itina ile seçilmiş. nefis eserlerden mürekkep bir prograıhla, bir konser verecektir.
.Tekel umum müdürlüğü binası
Tekel tyntım müdürlüğünün Kabaktaki yeni binası bugün öğleden sonra açılacaktır. Bina dahilinde P. T. T. müdürlüğü bir büro açmaya karar vermiş ve faaliyete geçilmiştir.
ŞEHİR
HABERLERİ
Tünele dişli ilâvesi
Şimdilik buna imkân görülmüyor
Her yıl bir çift cer kablosu e-sklten Tünel arabaları İçki yalnız kablo masrafı olarak yılda 40 bin lira sarfa-dilmektedlr. Tünel işletmesi, Elektrik, Tramvay idaresine hiç kâr bırakmıyor. Tünelde çalışan memur ve müstahdemlerle lüzumlu diğer işler için sarfedilen para gelirden daha az değildir. Bu yüzden Tünel masraflarının azaltılması hususunda bazı fikirler ortaya atılmıştır. Bu fikirler arasında bugün için dikkati çekeni Tünel arabalarının dişli raylar üzerinde işlemelerinin teminidir.
Nazari olarak Tünel raylarına bir dişli iiaveslle arabaların bu dişler üzerinde gidip gelmelerini sağlamak kolay görünüyorsa da Elektrik, Tramvay İdaresi bunun İliç de kolay bir şey olmadığı kanaatindedir.
Tünel arabaları aynı zamanda hareket ederek biri diğerini çekmekte, bu suretle de muharrik kuvvetten istifade edilmektedir. Eğer raylara tırtıllar yapılmağa kalkılırsa aynı tırtılların araba tekerleklerine de yapılması icabedecektir.
600 metre uzunluğunda olan Tünelin çift rayları üzerine 12030 metre uzunluğunda çelik dişli yatakların konulması lcabettiği gibi, çekme kabloları kalktığı için artık arabalar da birbirini çekemlyecekierinden her arabaya müstakil muharrik motörle-rln de İlâve edilmesi zarureti hasıl olacaktır. 30 - 40 bin lira kadar tutan Tünelin yıllık çekme kayışı masrafını önlemek için yapılması teklif edilen bu yeni tertibin en az bir milyon liraya yapılabileceği tahmin ediliyor.
. Tünel arabaları bu i-nle konulsa bile yataklardaki dişillerin de zamanla aşınmaları ve her hangi bir zamanda dişlilerden birinin kırılması üzerine uzun tamirlere İhtiyaç hasıl olması muhtemeldir.
Harb dolayıslle gelmesi geciken çekme kablolarının değiştirilmesi bugün için bu yüzden mümkün görülmemektedir.
Kazanç vergisi
Maliye Bakanlığı yeni bir proje hazırlıyor
Kazanç vergisinde yapılması lâzım gelen tadilâtın esaslarını hazırlamak üzere Defterdarlıkta çalışan komisyon hazırladığı raporu tamamlamış, Maliye Bakanlığına göndermiştir. Bakanlık projede görülen bazı eksiklerin tamamlanması için Bakanlık tetkik hey t tine yeni bir proje hazırlatmaktadır. ________________
Orta okullara devam eden muhtaç Öğrencilerden hasta olup da prevantoryumda tedaviler! icabedenlere belediye yardım etmeğe karar vermiştir. Milli Eğitim müdürlüğünde prevantoryuma yatmak İçin sıra bek-liyen 60 kadar hasta öğrencinin durumu Milli Eğitim müdürlüğünün tekili! üzerine belediye daimi encümeninde dün tetkik edilmiştir. Daimî encümen, hasta bulunan öğrenciler içinde bizzat belediyeye müracaat edenlerden getirecekleri raporlarla prevantoryumda tedavilerine lüzum gösterilenlerin tedavi masraflarının belediye bütçesinden ödenmesine karar Vermiştir. ı '
Tiyatromuzun bir mevsimlik faaliyetinin bilânçosunu yapmanın muhtelif bakımdan faydası vardır. Evvelâ ondan kolaylıkla bu sanatın bir sene zarfında bizde terakki m! ettiğini, yahut yerinde mİ saydığını., hattâ nasıl bir istikamet tuttuğunu öğrenebiliriz. Bu faydayı küçümsemek kabil mi?
Burada mukadder bir suale de cevap verelim: Tiyatromuzun bugün tedenni İhtimali varit değildir, çünkü tiyatromuz bugün bir garp sahnesine benzemek ve tedenni etmemek için, bütün varlığıyla, elinden geleni yapmaktadır. Bunu hepimiz biliyoruz. Bilmediğimiz, pek iyi kestiremediğimiz bir nokta varsa o yalnız tiyatromuzun terakki etmek, .kendisinden umduğumuz gibi, bir Türk tiyatrosu olmak şerefini kazanmak İçin yaptıklarıdır. Bunu kâfi derecere bilmiyoruz.
Şehir Tiyatrosunun 1844 - 45 mevsimi faaliyetini belirten rakamları genç arkadaşımız Metin Toker Cumhuriyet’te neşretti. Yazısının büyük başlığından oynanan 14 piyesi 213.806 kişinin seyrettiğini öğrendik. Bu rakamın dram ve komedi kısımlarında oynanan 12 piyesi alâkadar eden müfredatını da dikkatle okuduk: 84.571 kişi dram kısmının, 86,810 kişi
İlkokullar
Kuzu eti
Bu senenin mezunlarına 18 haziranda diploma verilecek
ilokul son sınıf öğrencilerinin mezuniyet imtihanlarına başlanmıştır. İmtihanlar haziranın 16 sında nihayet bulacaktır. Bu sene 10 binden fazla öğrenci mezuniyet- İmtihanlarına girmektedir. Geçen ders yılında mezun olanlara nazaran bu yıl 2500 den fazla öğrenci ilkokulları bitirecektir.
Bu öğretim yılı başında istanbülda İlkokul çağında 50461 1 erkek. 49231 1 kız olmak üzere 99.692 çocuk tesblt edilmişti.- Ders yılında bu çocuklardan 44174 ü erkek, 40214 ü kız olmak üzere 843881 resmi ilkokullara, 10200 ü de özel İlkokullara devam etmişlerdir.
İlkokullarda yüzde doksan beş devam temin olunmuştur. Geçen d₺rs yılında İstanbülda resmî İlkokullarda okuyan talebe sayısı 72 bindi. Bu sene 12 bin fazla talebe okullara devam etmiştir.
Bu yıl İlkokulları bitiren talebelere 18 haziranda törenle diplomaları Verilecek, bu vesile İle bütün İlkokulların İştirak edeceği büyük bir tören yapılacaktır. Dün saat 15 te Fenerbahçe stadyomunde bu törende oy-ı nanacak millî oyunların provası yapılmıştır.
Milli Eğitim müdürlüğü, 1944 - 1945 ders yılında İstanbulun ilk öğretim faaliyetlerini 44 üncü ilkokulda açacağı bir sergi ile gösterecektir, Sergi, 18 haziranda Ffnerbahçedekl töreni müteakip açılacaktır.
İrmik tevziine ayın on beşinden itibaren başlanacak
Halka dağıtılmasına karar verilen yarımşar kilo İrmiğin haziranın 15-İnden itibaren tevziine başlanacaktır. Ekmek kartlarının başlıkları muka- ■ bilinde her semtte bulunan mutemet bakkallar tarafından verilecek irmiğin kilosu toprak mahsulleri depolarından 46 kuruşa alınacaktır, Buna nakliye masraflle bakkal kârı ilâve' edilecektir. Dağıtma temmuz sonuna' kadar devam olunacaktır.
Matbuat tarih'mizin pek mühim bir sinası:
TEODOR KASAP
' Yeni nesiller belki bu ismi İşitmemiş olabilirler, fakat Teodor Ka- , 1 ■ sabin matbuat ve hürriyet tarihimizde ne derecede ehemmiyetli bir (■ insan olduğunu anlatmak için onun yaptığı işlerden bir ikisini saya-
! lım: Teodor Kasap Türkiyede 1870 tarihinde; 1
İlk mizah gazetesini çıkaran adam
i dır. Diyojen gazetesini çıkararak, memlekete Hk Avrupai mizahı ’ sokan İnsandır. Teodor Kasap çıkardığı ilk mizah gazetesinde kimlere . muharrir olarak yazı yazdırmıştır?.. Onların muharrirlerinden ikisini v sayalım: .
Namık Kemâl, Ebüzziya Tevfik...
Teodor Kasap Namık Kemalle yalnız meslektaşlık etmemiştir. Na- , ( mık Kemal’in ve Ziya paşanın pek samimi arkadaşı İdi. Ve onlarla ' birlikte ilk zamanlar hürriyet mücadelesi için, gazetecilik bakımından ' Abdülhamid’e karşı duranların en başında bulunuyordu.
i Bizde ilk defa okuma zevkini aşıiıyan Teodor Kasap Montekrlsto ı romanını tercüme etmek suretile Türkiyede en geniş okuyucu kütlesi- ' tıl ilk kazanan insandır. Kendi hayati romanından daha meraklı
r olan «Teodor Kasap» uzun müddet
AIexandre Dumas’nın kâtibi '
olarak Pariste çalışmıştır. Misırçarşısında çıraklık ederek hayata baş- ; / liyân Ahmet Mithat efendi gibi bu gazetecilik üstadı, Teodor Kasap da i 1 manifaturacı çırağı olarak İstanbülda çalışmış nihayet o mühim İş- ı ' leriııl başarmıştır.
ı Yakında Teodor Kasap’m merakla, ibretle, alâka ile okunacak hayatını neşre başlıyacağız, (
V—----------------------------------------------------------
Tiyatromuzun talimatnamesi hazırlanırken
Seyirci sayısı
Hakiki ve geçici müşterinin farkı olmamalı mı?
komedi kısmının seyircisi olmuş.
Acaba tiyatromuza dair bilmediklerimizi ve öğrenmek istediklerimizi bu rakamların bclâgntlnde bulabilir miyiz?
İşte bu düşüncelerdir ki verilen rakamların mânasını tahlile ve bu rakamların ifade ettiklerinin tiyatromuz İçin bir muvaffakiyet sayılıp sayı Imıyacağını öğrenmek İstiyerek araştırmaya çalışıyoruz,
DRAM KISMI
Verdiğimiz rakamların mânasını iyice belirtmek için Şehir Tiyatrosunun dram kısmında 654 kişilik yer olduğunu ve piyesin temsil adedine göre seyirci vasatisini verdiğimizi dalma göz önünde tutmalarını okuyucularımızdan rica ederiz.
AtinalI Tlmon: Otuz defa oynandı. Seyircisi yekûnu 11.406 idi. Yatıl tiyatroda her gece 380 yer doluyor ve 274 yor boş kalıyordu. Demek piyes bir ay oynanacak yerde üç hafta oynamaydı yine aynı seyirci tarafından
Semiz kuzulan saklıyanlar mahkemeye verilecekler
Son zamanlarda satılan kuza etlerinin çok zayıf olduğu dikkat! çekmiştir. İyi cins kuzuların kara borsa yoliyle ve gizilce el altından satıldığı tahmin ediliyor. Btı cihet belediyenin dikkatini çektiğinden bazı tedbirler alınmasına karar verilmiştir. İstanbula kuzu gönderen bölgelerden gelen kuzular İstanbul hududuna girer girmez, aralarından hiç bir kısmı ayrılmadan doğrudan doğruya hayvan borsasma şevke dilecekler dlr. Hayvan borsasma malını sevketnıiyen kasaplar hakkında kaçak mal satmak suçuyla takibat yapılacaktır. Her kasaba verilen hayvan miktarı belli olduğundan dükkânında yalnız zayıf kuzulan teşhir ederek diğerlerini saklıyan kasaplar da milli korunma mahkemesine verileceklerdir.
Satışa çıkarılan ithal malları
Gai. Ünyon handa Ragıp Slpahl'ye dokuma tezgâhı akşamı, Gai. Hezaren cad. de Burla Blraderlcr'e motörlii tulumba. İst. Havuzlu handa Hüsnü Sebere mantar tapa, Bahçekapı Selâ-mft handa Aliş Engin’e tıraş bıçağı, Balkapan handa Mateo Alalufa çlvlt silikat dö sud, siyah nebatî boya, Gai. Tünel caddesinde M. G. O. Hâl. Vâh-ram Gesar’a makine akşamı, bakır boru, asbestos salmastra, tazyik edilmiş Amonyak gazi, İst. Mercanof handa Mehmet İbrahim Berkmfn’e dişçi malzemesi, İst, Dllslzzade handa Osman Demlrer’e sülfit dö sud, Gai. Keriber handa Hikmet İshakoğlu’na çinko üstübecl, Gai. Tahir handa Ko-vap T. A. ş. ne mürdesenk, hayvani tutkal, İst. Tahtakale cad. 8 de Anadolu kontuarına amonyutnlu krom şapı. Köprülü han 13 de Kostantln Zaharopulos'a sodyum sülfat, Bahçe-kapı Anadolu handa Çlfçl kardeşlere naftalin, İstiklâl cad. 118 de Ban Pel-tekis'e yünlü kumaş, Kuruçeşme Tramvay cad. de Tekstil Ticaret ştl. ne Mohair ipliği, Bahçekapı Anadolu handa İzmir Manifaturaca faniie.
görülebilirdi.
Doktorun Hatası: Otuz beş defa oynandı. Seyircisi 15.981 olduğuna göre demek her gece 457 yer doluyor ve 197 yer boş kalıyordu.
Vanya Dayı: Yirmi Bekiz defa oynandı. Seyircisi 11.124 olduğuna göre demek her gece 398 yer doluyor, 256 yer boş kalıyordu.
Yayla Kartalı: Yetmiş defa oynandı. Seyircisi 32.133 olduğuna göre demek her gece 459 yer doluyor ve 195 yer boş kalıyordu.
Casuslar: Yirmi beş defa oynandı. Seyircisi 10.229 olduğuna göre demek her gece 410 yer doluyor, 244 yer boş kalıyordu,
Hanri IV: On defa oynandı. Seyircisi 3698 olduğuna göre demek her gece 370 yer doluyor ve 284 yer boş kalıyordu.
Bu altı piyesin bir de umumî olarak seyirci vajsa tisini ararsak bunun da yîiade altmış be? olduğunu görüyoruz. Yüzde alftnış be» seyircinin senede
Su ihtiyacı
İlgili makamlar, ihtiyacı temin edecek tedbirlerin alınmasına karar verdiler
Bir hâtıra ve bir kitap..
Doktor ve profesör Sadi Irmak' uı Bakan okluğunu gazetelerde okuduğum zaman gözümün ö-nündc bir hâtıra canlandı. Epeyce sene oluyor Deniz aşın bir vilâyetten dönüyorduk, İstanbul» posta olan günde tıklım tıklım dolu bir vapur geldi. Daha. Mersinden her taraf tutulmuştu, Elimizde birinci mevki biletimiz olduğu halde açıkta kalmıştık. «Size kamara veririz umma gelecek postayı bekleyiniz!» diyorlardı. Dört gün beklemek lâzımdı, Hareket ettik. Bizimle beraber vapura binen üniversite hocalarından bir grup vardı. Onlar da yataksız, yorgansız, kamarası? kalmışlardı. Vapur, salon deni-ı. len yerinden makine dairesinin p» önlerine kadar yatmış uzanmış br* insanlarla dolu idi. Bazen bir ko-“ ridorun bir tarafından öteki ta-,^ rafına geçmek imkânı olmuyor- q du. Bereket nefis sıcak bir yaz ge-cesi başlıyordu. En üst güverte- q de bir tahta kanape bulmuştuk.-— İşte genç ve enerji kaynağı ha- t. lindekj üniversite hocası Sadi 05 Irmakla bu sıranın üstünde ge- -** ce yarısından çok sonralara ka- 0) dar, bütün memleket ve dünya y meselelerinden saatlerce konuş-M— tuk. Bir zelzele mıntakasından yahut buna benziyen son derece--*^ de yorucu bir işten dönüyordum.TJ Dört gece sıra ile uyumamış, to- 0) mar tomar telgraf çekmiştim. Bi- Rj tap bir halde idim, O kadar ki (D geminin süvarisi halime acıdı daf ) kendilerine yani gemi idarecilerine ait bir yatağın bana verilmesi kararlaştırıldı. Lâkin Sadi Ir-mak’ın öyle sari bir enerjisi vardı ki «ha şimdi, ha şimdi yatıyorum!» derken sabaha pek yaklaştığımızı gördüm. Bir tetkikten veya bir merasimden dönüyordu, Sadi Irmak mevzu dolu idi. Bu enerji kaynağı insanın «Çalışma Bakanı» olduğunu okuyunca «hakikaten biçilmiş kaftan!» dedim,
Gazeteler kendisinin hal tercümesinden bahsettiler. Fakat ben bu biyografide mühim bir eksiklik gördüm. Sadi lrmak’m Türkçe ve başka dillerde olmak üzere umumi kültüre, mesleğine ait otuza yakın kitabı ve Anado-luda yapılmış tıp travaylan vardır, Bilhassa son çıkardıklarından «Kendimize doğru», «Memleketimizin bazı meselelerin adlı kitabı bir çok mühim dâvalarımızı ele almaktadır.
«Çalışmaya dair» isimli yazısında milletler arasındaki büyük savaşın bir bilgi ve çalışma rekabeti halinde devam ettiğini söylemektedir.
Profesör Sadi Irmak kitabında çeşitli memleket meselelerine temas elliyor. Meselâ: Memleket hasta kasaları tesis etmek! Sadi Irmak senelerce önce bunu ortaya alınıştır. Bugün küçücük bir apandisit ameliyatı, fakir bir aileyi değil, orta halli bir evi bile sarsacak vaziyete gelmiştir. Mühim bir hastalığın tanı tedavisi için ehemmiyetli bir para vermek lâzınıdu-, Sadi Irmak'ın hasta kasaları tasavvuruna ve bu te-şekkiile hissedilnıiyecek derecede az bir para ile iştirak insanı ve ailesini hayatının sonuna kadar
— istediği doktor ve müessese vasıtasile tedavi edilmek şartile
— bir sağlık sigortası içine alıyor.
kitapta, resmi dairede iş tâki, bine kadar bütün memleket, vatandaşlık meseleleri ihmal edilmemiştir. Meselâ dairelerde alınacak tedbirleri numara ile sıralamıştır ki cidden mühimdir. 1 numaralı tedbiri aynen alıyorum:
«Dairelerde işini takibedenlerl en çok sıkan meselelerden birisi, elde evrak 15 memurun önünden geçmektir. Bir geçit resmini andıran bu tarz külliyen lüzumsuz ve faydasızdır. Her daireye bir gişe konup bir memur gelen evrakı kabul etmek ve lazım gelen izahatı almakla tavzif edilebilir. Evrakın bundan sonraki muamelesi diğer memurlarla bir hademe tarafından ve otomatik olarak taşınıp intaç edilen işler diğer bir gişede oturan memurun eline kadar gidebilir.»
Görülüyor kİ Sadi Irmak bugünkü işine bu meseleleri senelerce önce tetkik ederek ve farkında olmadan pek hazırlıklı gelmiştir, Hikmet Feridun Es
Şehre verilen Terkos suyu miktarının İhtiyacı tamamlle karşılamıya-cak miktarda olduğu görüldüğünden, Terkos gölünden Kâğıthaneye kadar İkinci bir şebeke yapmak ve şimdiki şebekenin de esaslı surette tamirini teminetmek üzere Bayındırlık Bakanlığında bir komisyon kurulmuş ve bazı. incelemeler yapılmıştı. Komisyon, bundan üç ay evvel diğer Bakanlıklarla İstanbul Belediyesi mümessillerinin de iştlrâklle yaptığı bir toplantıda malzeme. İşçi fiatlerinln yüksekliği ve bilhassa bir kısım malzemenin tedarikindeki güçlük dolayıslle bu projenin kati bir şekil alması İşini harb sonuna bırakmağa karar vermişti.
İstanbülda su eksikliği gün geçtikçe fazlalaşmaktadır. Bilhassa İki ay-danberi havalar tedrici surette ısındığından ve bu itibarla suya daha fazia ihtiyaç görüldüğünden, günlük su sarfiyatı kifayet etmemektedir. Halkın bu sıkıntısı karşısında Sular idaresinin de hiçbir tedbir alamayacağı alâkalr yüksek makamlara bll-, dizilmiştir.
Avrupada harbin bitmesi ve yolların açılması münasebetlle malzeme tedariki hususundaki güçlük oldukça hafiflemiştir. Bunu göz önüne alan ilgili makamlar İstanbulun su ihtiyacını temin edecek tedbirlerin bir an evvel alınmasına karar vermişlerdir. Bu maksatla pek yakında yen! bir toplantı yapılacak ve kati proje hazırlanacaktır. Esasen bu husustaki tetkikler hayli İlerlediğinden, yapılacak tatbikat projesi son şeklini alacak ve bu İşin nasıl başarılacağı tesblt edilecektir.
Kalıpçı sokağı parke yapılacak
Nişan!,aşında Vali konağı caddesinde taksi otomobillerinin durmasına tahsis edilen Kalıpçı sokağının parke olarak yapılmasına karar verilmiştir. Buna ait keşif plânı hazırlanmıştır. Yakında eksiltmeye çıkarılacaktır.
Ekmek kartlan
Ayın yirmisinde dağıtılmasına başlanacak
Temmuz ve ağustos aylarına mahsus halk ekmek-kartlarının basılması bitmiştir. Ekmek kartları, dar gelirlilerin kartlarlle birlikte ilçelerdeki dağıtma bürolarına haziranın on sekizinde verilecek. İlçeler de kartların tevziine ayın yirmisinde başlıyacak-lardır. Haziranın 26 sına kadar herkesin ekmek kartını almış olması lcabetmektedlr.
Bu tarihten sonra meşru mazeretleri yüzünden kartlarım almayanlara, en geç haziran sonuna kadar kartları verilecek, bir temmuzda da İlçe dağıtma merkezleri aldıkları kartların hesabını merkez tora! bürosuna vereceklerdir.
Muamele vergisi kaldırılmıyor
Son günlerde piyasada muamele vergisinin kaldırılacağı hakkında rivayetler dolaşmakta idi. Defterdarlıktan, yaptığımız tahkikata göre muamele vergisinin kaldırılacağı asılsızdır. Ancak maddelerinin hafifletilmesi hakkında İncelemeler yapılmak-' tadır.
altı piyes çıkaran bir tiyatro için çok az olduğunu söylemeye bilmem lüzum var mı?
şimdi tiyatromuzun hakiki seyirci adedini de bulmaya çalışalım:
Bu mevsim oynanan altı piyesten AtinalI Tim on’un tiyatroyu doldurmak şartlyle, 30 yerine 18: Doktorun Ha-tası'nın 35 yerine 25: Vanya Dayı’nın 28 yerine 17; Yayla Kartalı’nın 70 yerine 50; Casuslar'm 25 yerine 16; Hanri Tülin 10 yerine 6 defa oynanmasının kabil olacağını görerek ve temsillere lâzım geldiği kadar boşluk payı hesabederek bizde dram kısmının hakiki seyircisinin ancak üç hafta dolduracak sayada olduğuna hükmedebiliriz. Burada hakiki seyirciden kasdimiz şehir Tiyatrosu dram kısmının her temsiline gelenlerdir. Yaprak Dökümü'nü yüz beş defa. Yayla Kartal'ını yetmiş defa oynatan seyirciler ancak eserin telif olması yüzünden tiyatroya iltifat edenler değil.
Bu sebepten, onlar da tiyatromuzun her piyesinin seyircisi oluncaya kadar, bugünkü hakiki seyircilerini memnun etmek Istlyen tiyatromuzun piyesler! vasati olarak üç hafta oynaması ve bir piyes fazla çıkarması
SELİM NÜZHET GERÇEK (Arkası altıncı sahi fede)
Sahile 4
A K ” A M
9 Haziran 1945
YENİ YAYIN
Atletizm mevsimi başlarken
Okul spor bayramları ve yarının atlet ordusu
Yazan; ADİL GİRAY
Futbol ajanı istifa ett.
Uzun muddeltenberi İstabul futbol ajanlığını muvaffakiyetli bir şekilde İdare etmekte olan Nuri Bosut sön zamanlarda Beyoğlu Halkevi İdare heyetine tayini dolayıstle işlerinin fazlalığı yüzünden ajanlıktan istifa etmiştir. Haber aldığımıza göre Nuri Bosuttan boşalan ajanlığa eski milli takım kalecisi Fenerbahçeli Nedim Kaleci tayin edilmiş ve tayin keyfiyeti vali ve bölge başkanı doktor Lûtfl Kırdar tarafından tasdik edilerek Beden Terbiyesi umum müdürlüğüne bildirilmiştir. Çok yorucu bir İş olan şehrimiz futbol ajanlığında Nedim Kaleciye başarılar dileriz.
Hakem komitesi değişiyor
Futbol ajanının istifasından sonra hakem komitesi reisliğini yapmakta olan eski sporculardan avukat Abdullah Güz de istifa ettiğinden üç kişiden mürekkep olan futbol hakem komitesi Inhllâl etmiştir. Yeni hakem komitesi için Beden Terbiyesi umum müdürlüğüne namzetlerin İsimleri bildirilecektir.
Balkan oyunlarında Türk takımı. (Si »İl elbiseli şimdiki Beden terbiyesi Umum müdür vekili Vifdan Ahirdir)
On sene ve daha evvellerini düşünüyoruz. Bebek, Suadiye Amerikan kolejleri, İngiliz Hayskol ve Kadıköy Frerler okulunun senelik spor bayramları pek mükemmel geçerdi. O zamanlar sporun candan âşığı Türk gençleri bu bayramları gıpta ile seyrederlerken, Türk okullarının da böyle bayramlara kavuşmasını büyük bir hasret ve İştiyakla beklerlerdi. Aradan seneler geçti. Nihayet bugün hasreti çekilen günlere kavuşmuş bulunuyoruz.
Vaktiyle akalllyet kullarına İnhisar eden spor bayramlarının neşesini artık biz de tatnu? bulunmaktayız.
Bir iki senedir okullarımız senelik spor bayramlarını ciddi ve hakiki bir İnançla kutlamak yolunda âdeta ₺1-ribirlerlle yarış ediyorlar. Bu bayramları görüp de sevinmemek, ne kadar gaç kalmış olsak da, bu İşe önayak olanları takdir ve tebrik etmemek elden gelmiyor.
Yarınki spor varlığımızın temeli ve yaratıcısı mevkiinde olan okullarımızda görülen bu verimli ve hayırlı kalkınmanın spor bünyemizde oynı-yacağı büyük rolü çok yakın bir İstikbal bize gösterecektir. Bu İddiamızı misallerle, delillerle ispata kalkışmak bile lüzumsuzdur.
Eğer hâtıralarımız bizi aldatmıyorsa, vaktlle Türk atletizminde sivrilen eski şampiyonlarımızdan çoğu okul spor bayramlarının birer hediyesi ldl. Londrıada İngiltere rekorunu değiştiren, bugünde Türk Atletizm fedaras-yonu başkanı olan (İrfan Şahlnbaş) bir zamanlar Kadıköy Frerler spor bayramlarında çok alkışlanan bir atletti.
Bir zamanlar cirit şampiyonu olan (Mufahham) gene aynı mektebin öğ-rencllerlndendl.
Yüksek atlayıcı (Haydar) ilk atlama denemelerini (Hayskol) da yaptı.
(Rauf), (Çekip), (Enis), (Sedat), (Miincl), (Karakaş), (Selim), (Sami) Ve llh... gibi birçok milli atletler ilk stajlarını Bebek kolejinde yapmışlardır.
Ömer Besim, Semih, Mehmet Ali, Çlnasi, Cessml, Vlldan Ar, İt. Sildi, Vedat Abut, Fethi, Mazhar ve llh... gibi birçok atletlerimiz 0e bir zamanlar
İntizamla yapılan Galatasaray bayramlarında slvrllmlşlerdlr.
Nihat Asım, Tevflk, Enver ve daha birçok arkadaşları da Heybelideki Bahriye mektebinde spor bayramlarımı yıldızlan sayılırlardı.
Bu saydığımız ve İsimlerini unuttuğumuz daha birçok atletler vardır kİ spor bayramları bu gençlerin istidat ve kabiliyetlerinin bilinmesine ve tanınmasına sebebolmuştur.
Senelerce evvel — yazımızın başında kaydettiğimiz gibi — mahdut bir gençlik zümresini tatmin eden spor bayramları bugün umumileşmiş bulunmaktadır. Bugün bütün Use ve yüksek okullarımızda senelik spor bayramları yapılması ders programları ayarında benimsenen bir hal almıştır.
Bu, hepimizi sevindirecek en tatlı olaydır.
Geçmişi düşünerek ufak bir kıyas yaparsak, bugünkü spor bayramlarının hazırladığı yannld şampiyonları şimdiden birlbirimlze müjdellyebill-rte. Yurdumuzda sporun başlangıç güniindenberi başarılan en verimli İş okul spor bayramlarının ihyası olmuştur. desek mübalâğa etmiş sayılmamalıyız.
Yarının atlet ordusunu, şampiyon kafilesini yetiştirecek olan okul spor bayramlarını yaşatmak ve devam ettirmek için hiçbir fedakârlıktan çekinmemeliyiz. Şunu bir düstur gibi bilmeliyiz ki, memleket sporunun temeli, yurt İçinde yaşamasını sağlıya-cak elemanların yegâne kaynağı okullardır.
Yurt İçinde sporun gelişmesi, yayılması ancak okulların candan sevgi İle spora bağlanmaslle kabildir.
Demirsporun deniz bayramı
Su sporlarında son zamanlarda büyük muvaffakiyetler elde eden Demlrsporlular yarın saat 14 de Sa-matya’da bulunan lokalleri önünde bir deniz bayramı ter tlb etmişlerdir. Kulübün deniz mevsimine giriş münasebetle tertiplenen bu bayramda kürek, yelken ve yüzme müsabakası yapılacaktır.
Melih Marsilya’ya gidiyor
Fenerbahçe takımının merkez muhacimi milli atletlerimizden Melih bugünlerde Marsilya’ya hareket edecek olan ödemiş vapurunda vazifesi olduğundan Marsilya’ya gidecektir. Bu kıymetli sporcumuz Fransa federasyonu müsaade ettiği takdirde Ödemiş vapurunu Marsilya’da kaldığı müddetçe atletizm ve futbol müsabakalarına İştirak edecektir. Bu Türk sporcusuuna yabancı topraklarda muvaffakiyetler dileriz.
Su sporları mevsimi 1 temmuzda açılıyor
Su sporları federasyonunun hazırladığı 1945 yıh faaliyet programı bölgelere tebliğ edilmiştir. Bu programa göre yeni mevsim faaliyeti denizcilerin en büyük günü olan i temmuzda bağlıyacaktır, Bu münasebetle pazar gününe tesadüf eden bu açılış gününde Moda koyunda muazzam su sporları müsabakaları yapılacaktır. Ajanlık tarafından bu müsabakalara alt program hazırlanmıştır.
İstanbul atletizm birincilikleri
İstanbul atletizm bayramının 16 ncısı yarın Fenerbahçe stadında yapılacaktır. Geçen haftaki seçmelerde derece alan atletler bu müsabakalara İştirak edeceklerdir. Müsabakalara saat 15 te başlanacaktır.
RADYO
ANKARA RADYOSU:
Bugünkü program
18.00 Radyo çocuk kulübü, 18.45 Dans orkestrası. 19.00 Haberler, 19.20 Geçmişte bugün, 19.25 Dans orkestrası, 19.45 Konuşma, 20.00 Şarkılar,
20.15 Radyo Gazetesi, 20.45 Fasıl. 21.10 Salon orkestrası, 22.00 Şan soloları,
22.15 Konuşma, 22.30 Dans Müziği (pl.), 22.45 Haberlfr. ’
Kaplan ile kurt!
BEŞİKTAŞ BAHÇESİNDEN^
B Yarm gündüz I
İsmail Dümbüliü I tekmil kadrosile ■
Sabrlye Tökses ■ ŞOFÖR KIZ I Varyete. I Yârın akşam I —r™—— Taksim Altın tepe I Tel: 82900 I
100 metre serbes yüzme dünya rekordment Amerikanın yeni yıldızlarından Ford Ailen bir müsabakaya başlarken
Dördüncü sultan Muradın on yedi sene süren saltanatı OsmanlI tarihinin en kanlı devresidir. Karışıklıklar, isyanlar arasında ölen ölene idi. Muharebelerde — dahili harbler şöyle dursun, haricilerde bile — şahadetin nazarlarda eski kıymet ve şerefi kalmamış gibi İdil Zorbalar adam öldürüyordu; padişah öldürüyordu I Sadrâzam, yeniçeri ağası, bostancıbaşı öldürüyordu! İnsan hayatı o kadar harcanabilir ucuz bir meta haline girmişti ki sipahi zorbaları H. 1041 senesinde defterdar — Maliye Bakanı — Prevezell Mustafa paşa İle yeniçeri ağası Haşan Halife ve sultan Muradın sevgili nedimi Musa Çelebiyi öldürdükleri günlerde cebeciler arasında bazı taşkınlar da:
— Bre canım! Biz adam değil miyüz? Biz dahi zabitlerimizin haklarından gelüp kulluğumuzu ispat etsek ne olur?
Diye birbirini teşvik ederek ocaklarında meşhur bir «amelmande» çorbacılarının evine hücum ve bütün varını yağma ettikten sonra zavallı İhtiyarı öldürmüş, cesedini sürüyerek Atmeydanında baş aşağı bir ağaca asılmış Mustafa paşa He Ilasan Halifenin cesetleri yanına asmak istemişlerdi. Fakat sipahiler:
— Cebeciler çorbacısı bir adam mıdır kİ bunlar gibi kibar ile beraber asılsın!
Diye mâni olmuşlardı!
Öldürmenin^önemi ve cezası yoktu amma asmakta teşrifata riayet lâzım geliyordu!
Ne kadar muhakkirane ve feci şekilde olursa olsun katiller kanıksamış kalblerde lâkaytlık duygularlle, bazen en mutedil düşünceli insanlarda bile eski bir hıncı tatmin yolunda tesellilerle karşılanıyordu.
Devir, kinlerin, hırsların, İntikam arzularının feveranı devri İdi! Maktul Haşan Halife yerine Kâhyabey-llkten Yeniçeri ağası olan köse Mehmet ağa dördüncü sultan Murada sadakatle hizmet ediyordu. İçeriden, dışarıdan aldığı haberleri hemen ona yetiştiriyordu. Her İşte kendisini gösteriyordu.
Sultan Muradın edalın tesallutu karşısında gösterdiği sükûnun mu-vkkat olduğunu, hayâ perdesini kaldırmış olanlardan bir gün intikam alıp cezalarını tertlb edecek. heybet ve şevket He hareket eyliyecek bir istidatta bulunduğunu keşfetmişti, zorbalar Sultan Muradı hal'e karar verip kendisine açıldıkları vakit sadakati yüzünden bu hareketi tasvip etmlyerek bu hal' meselesini kapatmış, karardan gizlice sultan Muradı haberdar eylemiş ldl. Fitneleri uyandıran Recep paşa olduğunu, musahip Musa Çelebinin katlinde Recep ve kaptan Canpulatzade Mustafa paşaların iki yüzlü hareketlerini padişaha haber veren o olmuştu.
Köse Mehmet ağanın bu suretle gösterdiği İstikamet ve sadakat padişahça pek meşkûr görülüyor, ağa pek çok in’am ve İhsanlara nail oluyordu. Dördüncü sultan Murat hükümet ve saltanat dizginlerini eline alıp zorbaların birer, ikişer İzalesine mübaşeret edince Yeniçeri ağası köse Mehmet ağa bu hususta da kendisine pek çok hizmette bulundu.
Fakat ağa tecebbür ve taannüfü» gittikçe arttırdı. Gurur ve ihtişamı son dereceye vardırdı. Kan dökmeğe meyli yüzünden nice bigünahın da canına kıydı. Cüzi bahanelerle adam öldürmeği hiç mesabesinde saydı.
Padişah asker işlerini. İstanbullun zapturaptını onun kifayetli eline tevdi eylemişti. Mehmet ağa da siyaset umurunda büyük bir ihtimam gösteriyor, ele geçen zorbaları, rezilleri asıyor, öldürüyordu. Bu arada yeniçeriler arasında da zorba ve fesat ehli diye bir çoklarını yok etmişti; bu
SEViM-SEViNÇ
Kardeşlerin .“““
Bu Akşamki Son Konserleri
FRİÇ KERTER İdaresinde Kuvartet Caz Orkestrası refakatile.
Eminönü HALKEVİNDE Saat 21 de
Koltuklarınızı şimdiden tutabilirsiniz. Talebeye tenzilât vardır. Tel: W3W
ELHAMRA Sinemasında
Bugün Matinelerden İtibaren: 2 YENİ, FİLM BİRDEN
G i Z Ll ELLER
Muggs ve Arkadaşları LEO GORCEY
ŞARKA HÜCUM
Büyük, aşk ve macera filmi.
—ZATİ SUNGUR-^ ses Tiyatrosunda
Bu akşamdan İtibaren: Her akşam saat 9 da hayret verici temsillerine başlıyor. Yerlerinizi emelden tedarik ediniz. Tel; 49360
Yarın PAZAR saat 16 da MATİNE.
yüzden gaddarlıkla öyle bir şöhret kazanmış ldl ki yanma çağrılanlar abdest alıp vasiyetlerini ettikten sonra huzuruna çıkıyorlardı!
Köse Mehmet ağa tuttuğu teferrüt mevkiinde kalblerde böyle korku bırakmıştı.
Vezlrlâzam Tabanıyassı Mehmet paşa EL 1043 senesinde îranlılar üzerine sefere serdar olmuş, ordu ile Ha-lebe varmış ldl. Köse Mehmet ağa da yeniçerilerle birlikte orduda bulunuyordu. Yeniçeri ocağında orta çavuşu :«asan çavuşa rlzasına muhalif bir sözünden dolayı gücenmiş, dal, budak verdiği bu sözü saltanat makamına «harfendazlık» kalıbına sokarak Haşan çavuşu * bende vurmuş» bir arz ile İstanbula göndermiş ldl. Onun bu yoldaki arzları reddolunma-dığl İçin zavallı adam derhal boğdu-rulmuştu.
Ancak bu yolda nahak yere dökülen kanlar köse Mehmet ağa aleyhine ’ r cereyan uyandırıyordu. Şabanın yirmi İkisinde yeniçeriler arasında «sâderû* yiğitlerle müfsit rezillerden beş yüz kadarı ulûfe vesllesile toplaşarak:
— Biz yeniçeri ağasını, kâhyasını, kâtibini istemezüz!
Diye kıyam ettiler. Yeniçeri ağası-ı..n evine hücum ettiler. İçoğlanları:
— Biz de sizi istemezüz!
Diye bunları def’ İçin üzerlerine bir, kaç ok attılar. Yeniçerilerden bir kaçını öldürdüler. Herifler serdanekre-me gittiler ve şikâyetlerini arzettller.
Mehmet paşa — Aslı nedir? Sab-reyleytn! Görülsün, müşavere olunup bir yola konulsun!
Dediği sırada köse Mehmet ağa ile Kâhyabey Doğanhisarlı Mustafa ağa v kâtip aban efendi tarafından başçavuş Muhzlr ağa gelerek sadrâzama:
— Ağa selâm etti. Elinizi öptü. Şimdiden sonra bize ağalık ve kâhyalık gerekmez! Bizden oraya varır yoktur. Ağalığı kime verirlerse versinler!
Haberini getirdiler.
Yeniçerilerin ısrar ve İnatları do-iayısile üçünü de tebdilden başka çare kalmadı. Yerlerine yenileri tâyin edildi. Fakat berikileri bununla da yatıştırmak kabil olamadı.
— Mehmet ağa bize harb âlâtı çekerek üç, dört adamımızı öldürdü. Elbette hem kendisini, hem kâhya İle kâtibi İhzar edin!
Diye sadrâzamı sıkıştırdılar.
Köse Mehmet ağa yeniçeriler arasında aleyhindeki cereyandan daha bir hafta evvel haber almış, eşyasını yola çıkarmıştı.
Kendi yeri"- " ' ~ nfiası Meh-
met ağaya yeniçeri ağalığı hil’atl glydlrlldlğinl öğrenir öğrenmez Mustafa ağa ve Şaban efendi İle birlikte allara binip kaçmışlardı.
Sadrazam bunların firarını haber ı alınca (arayıp bulduralım!) dedL Faydası olmadı. Âsiler paşayı taşladılar. Evvelkinden ziyade hücum ederek «malâya'nl haltlara» başladılar. Sadrâzam zaruri olarak kaçan ağayı yakalamaları İçin altı bölük ağalarına ferman yazdı. Âsiler bu fermanı ellerine alarak köse Mehmet ağayı aramağa gittiler. Fakat kaçtığına kat! surette kani olunca tekrar cemiyetle sadrâzama geldiler.
— Elbette ağayı, kâhyayı, kâtibi bulup verin! Paralıyalım! İllâ ne seni, he etbaını koruz!
Diye tehditlerde bulundular. Paşa İle ağaları:
— Behey yoldaşlar! Giden adam nerede bulunur? Dün niçin salıverdiniz? diye bunları savmağa çalıştılar, olmadı. Nihayet Mehmet paşa gazaba geldi. ,
— Çıkın bre edepsizler! Padişah divanında böyle hayâsızlık olur mu?
Diye azarladı. TevabHne:
— Şunları taşra kovun!
Emrini verdi. Tevabi İle divan hademesi arasında bir:
— Bre urun!
Âvazesi koptu. Asiler yumruklar, toyakalarla dışarıya sürüldü. Seyisler, at oğlanları birer lobut, bazısı kıhçla yeniçerilere giriştiler. Bu «Köpek cengi, sarhoş savaşı» dört saat sürdü. Yeniçerilerden elliden fazlası öldürüldü. Birçoğu da yaralı düştü. Kalanları kaçtılar. Paralılar külhanlarda saklandılar. Bunun üzerine bütün ocak halkı gelip paşadan özürler dilediler.
— Bizim buna rızamız yoktur. Eşkıyanın hakkından gelinmek gerek!
Diye bin yemin ve istiğfar İle el öptüler, gittiler. Kıyam yatıştı. Paşa, fitneyi tahrik edenleri defter etti. Külhanlarda yaralılarla birlikte hepsinin haklarından geldi. Ancak Köse Mehmet ağanın İkbali sönmek zamanı gelmişti. Yalnız İkbali değil, çok geçmeden hayatı da sönecektiI
Sadrazam, olup biteni tafsllâtlle. padişaha bildirmişti.
Köse Mehmet ağa (Erazlll idam İle âleme nizam verdim!) diye böbürle-nlrdi. Bunu öğrenen Dördüncü Sultan Murat tıynetinde olan bir padişaha böyle azametfüruşluklara tahammül etmek, başkalarının minneti altında kalmak pek güç görüneceği şüpheslz-dll Sadrazamın maruzatlyle halden haberdar olan ve kaplanlık damarları kabaran Sultan Muratartık Köse ağa yi yoketmek zamanı geldiğine hükmetti I
Dördüncü Sultan Murat Kapıcılar kâhyası Nasuh paşa zade Hüşeyln
«İZAHLI MAHALLE MUHTAR VE İHTİYAR KURULLARI TÜZÜĞÜ* şimdiye kadar bu konuda yaptığı neşriyat ile dikkat) çeken B. Zuhtü Çubukçuoğlu. yukarıdaki başlıkla yeni bir eser yazmıştır. Muhtarlarla ihtiyar kurullarının vazifelerini bildiren ve Bakanlar kurulu tarafından kabul edilen tüzük esaslarına göro yazılan bu kitapta tüzük gayet iyi bir şekilde İzah edilmiş ve ilgili kanunların lüzumlu maddeleri dc gösterilmiştir.
Anayasada ve Büyük Millet Meclisi İç tüzüğünde yapılmış olan kelime değişiklikleri İle tüzükte yer almış olan yeni kelimelerin karşılıkları da alfabetik bir surette kitaba eklenmiştir.
Birçok güçlükleri çözen bu kitabı yalnız muhtarlara değil, herkese tavsiye ederiz.
FRANSIZCA ÖĞRETİM USULLERİ
Bakırköy ikinci kız ortaokulu Fransızca Öğretmeni B Hayri Ayman tarafından bu adla küçük bir eser neşredilmiştir Alâkalılara tavsiye ederiz.
TÜRK HEKİMLERİ JÜBİLESİ
Elli sene ve daha fazla tababet hayatı yaşamış Türk hekimleri şerefine yapılan jübilenin bir hâtırası olmak üzere o günkii toplantıda söylenen nutuklar, meslek hayatı elli yılı aşmış doktorların tercüme! halleri ve resimleri. toplantıya alt muhtelif resimler Türk hekimleri dostluk ve yardım cemiyeti tarafından bir kitap seklinde bastırılmıştır
BULMACA
1 2 3 4 5 a 1 8 9 10
2 — Dünya adbelerL
3 — Varak - Fasıla.
4 — Ehliyetsiz.
5 — Tersi çirçinln âletlerinden -Tersi taze değil1.
6 — Tersi bir kedi rengidir - Tersi mayi halinde bir madendir.
7 — Ayak - Gelinin güveye verdiği çeyiz parası.
8 — Tersi birleştirmedir.
9 — Ortağım - Nota
19 — Başına «N₺ gelirse ibadettir -Yaralı yan
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan sağa vg yukarıdan aşağı:
1 — KIrklareli, 2 — 1ya, Ecanlb, 3 — Rahatıkaça, 4 — Alay«t. 5 — Letafet. 6 Acıyemiyen, 7 — Raketi, Ece, 8 — Enat. Yemiş, 9 _ LIç, Vecize, 10 — İbas, Neşet.
M E V L Û T
Dursun Velioğluhun ölümünün kırkıncı günü olan 11. 6. 945 pazartesi giinü Yeni Camide öğle namazını müteakip okunacak olan mevludu şerife ihvanı dinin ve dostların teşrifleri rica olunur.
Velioğlu ailesi
ağayı Köse Mehmet ağayı, yolda, nerede bulursa katleymek üzere Anado-hıya çıkardı.
Köse Mehmet ağa, Nasuh paşa, zadeye tesadüf edip iradeyi öğrenince:
— Padişah hazretlerine ben ne mertebe hizmet ettim; saltanat nizamı bozulmuş iken umumen zorbaları izale etmekle istiklâllerinin kemaline sebeboldum. Bu işlerde sa’yim, İstikametle hizmetim makbul olduğunu bilirsiz. Senden rica ederim kl beni öl-dürmeylp huzuru hümayuna sağ götüresin. Ümidim budur ki karşısına çıkınca merhamet buyurup bana kıymazlar!
Diye birçok yalvardı. Hüseyin ağa da acıyarak Mehmet ağayı İstanbula götürdü. 1043 ramazanının 21 İnci günü huzuruna çıkarılan Köse Mehmet ağayı görür görmez. Sultan Murat katlini ferman etti Ağa, feryatlara başladı:
— Aman, devletli padişahım! Zorbaları İzalede, cülûs gailesini müdafaada can ve başımla ettiğim hizmeti nnutup bana kıymak lâyık mıdır?, Uğrunda benim gibi «makdurıınu bezi» ve düşmanlarını ifnaya bütün gayretini sarfeden kuluna vefadar olmamak şanına lâyık değildir. Bu hal, bundan sonra hizmetinde olacakları meyus etmez mİ? İşlerinde aldıkla hareket edecek kimse bulunur mu?
Diye geçmiş hizmetlerini yâd Ha ağlayıp yalvardı. Faydası olmadı. Padişah gazapla:
— Bre melûn! Hem fitne deryasını kaynatıp dalgalandırırsın! Hem zeyt yağı gibi üste çıkıp beraetl zimmet gösterirsin!
Diye çıkıştı.
— Tez, kâfirin başını kesini Söyletmeyin!
Diye ferman etti.
Cellât kılıçla Köse Mehmet ağanm başını kesti.
Kaplan kurdu böyle parçaladı 1 Süleyman Kânl trtem

İngilizcenin feryadı
yumruğu ytytin •Ibettt batırır (Farsça bir murtdan)
İngilizce Avam Kamaralında — Kök İngilizce — Güzelliğinden soyulmuş dil — Radyo ve sinema — Şaheserler ve bu basit dil — Peri masalları — İngiltere tarihi — Kelimeler tehlikeli ve hıyanet silâhlardır.
Damı altnıda asırlardan beri dünyanın en büyük en karışık meseleleri sağdan, soldan didik, didik edilerek konuşulan, verdiği kararlarla, değil yalnız Ingii-terenin, bazan bütün dünyanın mukadderatı üzerine tesir eden •Parlâmentolar Anası» nda, yani İngiliz Avam Kamarasında geçen sene bir söz geçmiş ve bu söz ne Almanlan, ne Japonları korkutmuş, sadece İngilizceyi ürkütmüştür 1944 senesi martının dokuzuncu günü Ingiliz hükümeti, «kök İngilizce» denilen ve 850 kadar kelime içinde dolaşan basit bir İngilizcenin Milletler arası İdarî ve ticarî dil olarak kabul edildiğini Avam Kamarasına tebliğ etmiştir. Lâtin kökünden. Fransız dilinden ve diğer yabancı köklerden alınmış kelimelerin Ingiliz dilinden kovulması ve bu suretle meydana gelen dilin herkese zorla kabul ettirilmesi asla bahis mevzuu olmamakla beraber fakirleştirilmiş bir İngiliz dilinin sırf ticarî ve idari işlerde kullanılmasına cevaz verilmesi bile asıl temiz İngilizcenin — ki buna «Kıral İngilizcesi» diyor'ar — gururunu yaralamıştır.
İngiliz hükümetinin sırf İktisadî ve İdarî bir kolaylık belki de biraz Dtooaganda olarak kabul ettiği bu karar üzerine J. Redvood Anderson adlı bir d'.l ehlinin English Association tarafından çıkarılan English ismindeki mecmuaya yazdığı makale çok dikkate şayendır, fbk. EnFİli'h V. 28 1945. s. 108).
Makale şöyle başlıyor: «Şüphe yok ki bir çok diller ölmüştür: fakat insan ırkının tarihinde birinci defadır ki İnsanlar kendi ana dillerini katletmeğe kalkışıyorlar. Kiralın nazırları bu öldürücü darbeye «Kıra’ Tnoilîz. çesinin hedef ettiler.»
Kök İngilizce (Basic Engu&ü) siyaset ve iktisadın işine ■’ yarar bir şey olabilir. Fakat müellife göre, bunu kullanacak halk o kadar çoğalacaktır ki o basit İngilizce günün birinde el ulağı vaziyetinden çıkarak efendi vaziyetini alabilecek ve o vakit «İngilizce hırsızlar arasına düş. muş yaralanmış ve bütün güzellik ve ihtişamından soyulmuş bir dil olacaktır.» Müellif mutlaka bir Milletler arası dil kurulacaksa bunun niçin İngilizcenin bağrından sökülmesi lâzım geldiğini bir türlü anlıyamıyor ve bu yolda kullanılabilecek bir çok uydurma dil sayıyor. Mamafih Andreson böyle uydurma milletler arası dillerin bile dünya fikri üzerinde frna tesiri olacağını ve çünkü fikri doğuran dil olduğunu ilâve ettikten sonra böyle diller ne kadar ehemmiyet alırlarsa alsınlar ası! millî dilleri eğip, büküp bozmayacağını, bu asıl millî dillerin, hızım almış giden zamanın öğütücü zorundan âzade bir sığınak, tekrar aklını başına toplıyacak bir İstikbalin darma dağınık olmuş kafalarının ara sıra bir eğilip hararetlerini söndürecekleri bir pınar olduklarını söylüyor.
Bu basitleştirilmiş tngilizçe İsterse bütün dünyaya yayılsın, kendi ruhunu kaybetmekten başka ne kazanacak? Kötü akça haline gelmiş bu dil çarşı pazarlarda sesini duyuracak ve belki de «şu beyinsiz medeniyetimizin peygamberleri, ruhanileri olan radyo ve sinema vasıtasile bütün millete, bütün Ingiliz imparatorluğuna Incil gibi okunulup üflenecektlr».
Fakat işin en fenası bu değildir; makale müellifi soruyor: «Ya Allah saklasın edebiyatımızın şaheserleri bu kök İngilizce denilen lehçeye çevrilirse? General, Franco tarafından Ispanya’da Başque dilinin yasak edildiği,‘meşhur Alman şairi Heine’ in heykeli al aşağı edilip gömüldüğü ve mekteplerden şiirleri sürülüp çıkarıldığı zaman bütün üim ve fikir âlemi hayret ve dehşete düşmüştü. Halbuki bu bar. barlıklar böyle bir basit dili caiz görüp teşvik etmek yanında nedir?»
Müellif, artık . torunlarının, yahut torunlarının oğullarının Shakespeare’in Lear’ini Miltonun Kaybolmuş cennetini, Keats'ln Odeon a grecian Um’nu bu basil dil lûgatçası içine, tıpkı bir deli gömleğine sokulur gibi, konulmuş bir halde okuyacaklarını düşündükçe hakikî bir dil ehli gibi ıstırap duyuyor. İsyan ediyor Eğer o neslin gençleri bu dehâ eserlerini aslından, okumak isterlerse mutlaka lügate bakacaklar ve aradıkları kelimelerin yanında metruk mânasını ifade eden birer hançer işareti görerek, o kelimelerin arkadan vurulduklarını anlıyac aklardır, «Artık bütün hikâyeler, peri masalları. hattâ Britanya İmparatorluğunun tarihi bile bu dille tıpkı bir biçare aptal tarafından gevelenmiş mânâsız sözler şeklinde kalacaktır». Müellif, yaşlıların bu basit dilin asıl İngilizceyi berbat edeceği zamanı gör-mlyeceklerile müteselli olduklarını söyledikten sonra makalesini şöyle bitiriyor:
»Bütün tngllizler dillerini mü. dafaa etsinler; o dil kİ Ingiltere tacının en şahane pırlantası ve Britanya imparatorluğu dominyonlarının en geniş ve en şanlı-
uiger laraıtan İngilizcenin milletler arası dil mevkiini alması için ortaya atılan fikirler arasında Londra üniversitesinde İngiliz edebiyatı profesöür Dr. İfor Evans yazdığı bir makalede evelâ milletler arası İşlerde kullanılacak bir İngilizce lügat kİ. tabı tertibi lüzumundan bahsederken diyor ki:
«Hiç bir memlekette ve muhakkak ki İngiltere ve Amerikada kelimeler kâfi bir dikkatle tetkik edilmemektedir. Nihayet şunu pekâlâ biliriz ki insanlar hayvanlardan dil ile ayrılır. Fakat insanlığımızın tek alâmeti olan bu dil ellerimize verilen en tehlikeli silâhtır. Kelimeler fikirlerimizi mübadele için kullandığımız sikkelerdir. Fakat bunlar çok oynak ve hıyanet şeylerdir. Elden ele geçtikçe kıymetleri değişir,, kelimeler olmazsa ne ilimler, ne kanaat ve İmanlar izah olunamaz kİ. İşte onların gördükleri en parlak hizmet de budur. Fakat yine onlar vasıtasile insanlar harbe sürüklenir ve kelimelerin ezilip büzülmeslle propagandalar insanın aklını, ruhunu bozar, ve işin fena tarafı da iste budum, (bk. tfor Evans. English as an International Language. Britain To-Day, 105 January 1945, s, 20.)
İnsan bu makaleleri okuyunca, İngilizcenin bünyesine yalnız iktisadi ve ticarî işler İçin gramerine asla dokunmadan kelime sayısını azaltarak basit bir dil vücuda getirilmesine karsı Ingiliz dilcilerinin şu heyecanlı hassasiyetleri karşısında onlan takdirden kendisini alamıyor,
A ADNAN . ADfVAR
1ANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR:
Vaktile Istanbuldan Amerikaya giden kadın modası..
Amerikalı kadın gazeteciler burada gördükleri hotozları o kadar beğenmişlerdi ki
IInce tüllü yaşmak — Hotozların yıldızı parlıyor — Nigâr hanımın giyinişi — Kutular içinde 15 hotoz — Muhtelif hotoz tipleri ve çeşitleri — Elbiselerini kendi biçer, kendi dikerdi — Hotozlu gazeteciler — Bir günde gezintiye yetiştirilen elbise — Hotoz giymek usulü
GÜZEL SANATLAR
Siyavüşpaşa türbesi
Eyübün bir köşesini süsleyen ve sınanın dehâsındaki kudret ve kabiliyeti gösteren bu türbe de bize kalan ecdat yadigârlarının en güzellerindendir.
İskeleden çıkıp da camiye gitmek üzere büyük cadde taklboiunursa sag kolda ve Sokoihı türbesinin tam karşısın dadır. Büyük bir sanat aş kile kurulmuş olan bu türbenin İçi .«erâpa en kıymetli çinilerle süslenmiştir.
On altıncı «srın en nadir numune-1 eril e ve erişilme? bir bilgi İle tesis edilmiş olan türbe, aslen Hırvat olup sarayda terbiye görerek (H, 9761 da mlrahur sonra silâhtar, 677 de yeniçeri ağası, daha sonra Rumeli beylerbeyi ve vezir olan Sİyaviış paşanın emrlle inşa edilmiştir
Siyavüş pa$a (H. 938 ı de İKtncl Sultan Selimin küçük kızı Fatma sultan ile evlenmiştir Fatma sultan vefat edince pederi ikinci Selimin Aya-sofyadaki türbesine defnedilmiştir.
Slyaıvüş paşa* hayatında (Güzel 31-
Feylesof Rıza Tevfik
ÖMER HAYYAM
ve RUBAİLERİ
Ömer Hayyama alt şimdiye kadar neşredilmemiş bir çok vesikalarla rübailerln en doğra tercümelerini bu eserde bulacaksınız. Tanesi ciltli olarak 350 kıırtısUır. AHMET HAIİT KİTABEYİ
Nigâr hanım odacında, son derecede meşguldür. Lâldn o şu esnada İnce ve zarif parmaklarının arasında bir kalem, şiir yazmıyor, Elinde toz pembe bîr kumaş, bunu bir mukavvaya sarmaktadır. Dalgın ve dikkatlidir. Sanatkârane meşaîsine tamaml-le kendisini vermiştir: Nigâr hanım, devrinde pek meşhur olan hotozlarından birini yapıyor.
Bu yazımızda kadın şairin en karakteristik cephelerinden birini, giyinişini, zerafetlnl ele alacağız. Zira Nigâr hanımın ta-mamile kendisine mahsus olan giyiniş tarzı ve bu sahada gösterdiği incelik yazıları derecesinde şöhret kazanmıştır.
Nigâr hanım, o kadar meşhur giyinişine rağmen, asla modaya esir olmamakla şöhret kazanmıştır. Bilâkis... Genç kızlık devrinden çıkıp da kadınlaşmağa başladığı zamanlarda yaşmak ve hotozun yıldızı blıdenbire sönmüştü. Bir takım umacı gibi çarşaflar umumileşiyordu. Bu siyah çuvalları andıran çarşaflar yaşmakla, ferace ile kıyas kabul etmez derecede çirkindi. Asla riyakârlık bilmeyen, dedikodu bile uyandırsa fikirlerini, düşüncelerini olduğu gibi dışarıya vurmaktan çekinmeyen Nigâr hanım bu vaziyet karşısında zamanının zevksizliklerine İsyan etti. Yaşmağın kolunu büsbütün ■inceltti. Ona fevkalâde bediî şekiller verdi. Yaşmak tutuşta, feracede âdeta bir «Nigâr tarzı» ortaya çıkardı. Bilhassa hotozun, üstüne yaşmak tutuşta pek fevkalâde bir İnceliği vardı.
Gelgelellm hotoz da tamamilo devrini doldurmuş, adam akıllı gözden düşmüştü. Halbuki o zamanlar kadın İçin tek serpuş buydu. Nigâr hanım hotoza meftunduk Ve bu kıyafetleri, yaşmağını, feracesini, hotozlarını o kadar kendisine yakıştınrdı kİ uzun zaman bu Şark güzelliklerini yeniden canlandırdı. Yaşattı, ayakta tuttu.
Nigâr hanımın bulduğu, onun tarzındaki hotozlar îstanbulun her tarafında pek moda olmuştu. Şair, bu meşhur hotozlarını kendi ehle ve büyük maharetle yapardı Hattâ kendisine göre, muhtelif tipler de bulmuştu, Daha yüksek, daha alçak, yumuşak ve sert olanları vardı. Hele gezme âlemlerinde hotoz büsbütün elini eteğini çekmişti, Nigâr hanım en parlak gezme âlemlerine hotozu tekrar soktu ve buralarda da moda haline getirdi.
Kendi yaptığı bu hotozlar için katiyen koyu kumaşlar kullanmaktan çekinirdi. Dalma tirşe mavisi, toz pembe, erguvan! gibi tatlı ve uçuk renkleri tercih ederdi. Sandık odasında on beşe yakın hotozu her zaman hazır dururdu. Bunların ayn ayn mukavva kutulan vardı.
Yeni tip, arkası yüksek veya basık bir hotoz bulunca bunu evvelâ kendisi giyer, bir hafta sonra bu yeni biçim hotozun hemen umumileştiğini görürdü.
Hotozlu gazeteciler..
Yalnız memleket içinde taklit edilmekle kalmaadt. tstanbulu ziyaret eden ecnebi kadınlar da hazan onun zevkinden aldıkları hâtıralarla memleketlerine dönerlerdi.
Kendisini ziyaret eden kadın gazeteciler, hele bunlar arasındaki bir kaç Amerikalı Nigâr hanımın hotozlarına bayılmışlardı Bunların kopyelcrinl, modellerini İstemişlerdi. Nigâr hanımın hediye ettiği yepyeni hotozlar kendilerin! mütehassis edecek derecede sevindirmişti. Istan bulda bunları başlarından
Nigâr hanım son zaman formda meşhur salonunda
Nigâr hanım zarif bir clbisesUe çıkarmadıkları gibi, memleketlerine de hotoz yapmağı epeyce öğrenerek gitmişlerdi. Sonra oradan yazdıkları mektupta Nigâr hanımın tarzındaki hotoz modasını Newyork'a götürdüklerini, hattâ tanıdıkları bazı zengin aileler arasında bunun âdeta yayıldığını, o zamanki Am?rİkan kadınlarının bu hotozları pek beğendiklerini yazıyorlardı. Kadiri modaları dalma Garptan Şarka gelir. Nigâr hanım ince zevkile İlk defa Garba bir kadın modası göndermişti. Hem de kadın gazetecilerin başlan üstünde.
Bir günde bitirilen kostüm..
Bu kadar İyi giyinen Nigâr hanımın üstüne başına son derecede fazla para sarfettiği zan «edilirdi. Halbuki hiç de vaziyet öyle değildi. Nigâr hanını, gayet zarif fakat pek ucuza giyinirdi. Çünkü bir çok elbiselerini kendi biçer, kendi kendi üzerine prova eder, ve kendi dikerdi. Hattâ kendisinin giyiniş tarzını çok iyi bilen, gayet yakınlarından bir:
— Son derecede iyi ve çabuk dikerdi. Hattâ bazan sabahleyin kumaşı kesip, ikindiye doğru elbisesini bltlrdiğ ve o aksam yapacağı gezintide giydiği olurdu’.. diyor:
Esasen Nigâr hanımın giyinişindeki zarafeti daha ziyade buluşlarında idi. Meselâ gayet hu-
rf
susî, pek güzel toka şekilleri, yepyeni tarzda, zarif kemerler düşünür, bunlann şekillerini çizer, madenden veya derilerden yaptırtırdı, Tokaları, kemerleri dalma böyle orijinal ve kendi bu'uşlannın eserleriydi.
Elbise, manto ve bilhassa kostüm şekillerinde de bir çok yenilikler bulmuştu. Bu suretle, hotoz, kemer, toka, elbise, kostüm buluşlarlle şair Nigânn bu cephesi, Tevfik Fikret’in gömleklerini, pelerinlerini ne kadar hatırlatıyor...
Hotozun giyinişi..
Yalnız bunları yapmak, bulmak hususundR değil, kullanmak tarzı bakımından da hususi bir zerafet gösterirdi. Meselâ hotozun şeklini bulmakla beraber onu kullanışı da başka idi. Ne t eki m Amerikalı kadın gazeteciler Türk hotozlarını aldıktan sonra onlan Nigâr hanımın giydiği zerafetle kullanmak İçin çok dikkat etmişler, ayna karşısında Uzun uzun provalar yapmışlar ve öğrenmişlerdi. Hotozun yalnız kendisini değil, giyiliş tarzım da yeni dünyaya götürmüşlerdi.
Nigâr hanım bu hotozları eğer yüksek olursa alnının üstüne hafifçe eğer, sağ kaşının üzerine iyice yaklaştırırdı. Eğer jjotoz yüksek değilse alnının ortasından biraz aşağıya indirilirdi. Yüksek hotozu ferace, yaşmakla dahi, alçaklan kostümle giyerdi.
Hotozlarım taklit edenlerden bazıları bu giyiş zerafetini de kapamadığı an İçin, başlarında aynı güzellikte durmazdı.
Hikmet Feridun Es
yavüs paşa) diye anılmıştır. Evliya Çel'bl Eyüp Sultan bahsinde 'cilt 1>: .Güzel Slyavürç paşa Kabri; çarşı içinde bir kubbel Allyede cemi taalûka-tllc medtundur, türbesi mimar “İnin binasıdır.» demektedir.
Slyavüş paşa, türbeyi evlâdı için ve Sknanın hayatında İnşa ettirmiştir. Türbenin cadde üzerindeki ct'phe inde bulunan kitabedeki hicri (1011) tarih! her nc kadar mimar Davut devrini gösteriyorsa da bu tarih yalnm SİJavuş paşanın vefatım bildirmektedir. Tarih kitabesi şöyledlr
Cüzini vezlrnn Slyavûj paşa Kİ cay olmuşdu ana sadrl âlâ Olup lütfü mebzul hâsile âme Senasın ederlerdi âlâ vü ertna Erip nâglhan ana emri Uâhi Edip İmtisal eyledi azmi ukba üruç eyleyüp ruhu paW Âlâya Ana oldıı gül zarı flrdevs me’va Dedi İntikaline tarih (Hakimi) Siyav üş paşaya adnoldu sûkna
inil
Türbenin çinileri İznik'te pişirilmiştir. Panoların, türbenin dahili kısımlarına uygun olmak üzere husırd siparişle temin edildiği anlaşılıyor. Kandil resimlerini taşıyan panolar, türbeyi ziyaret edenleri dakikalarca hayran bırakacak birer sanat zenginliği taşımaktadırlar.
Çinilerin zemini gayet parlak olup minaları çatlamamıştır. Mavi, mor, yeşil ve kırmızı renkler pek güzel İmtizaç ettirilmiş ve bunlar katiyen zemine tuşmamutır
Türbenin çinileri gerek desen ve gerek işçilik noktasından bazı hususiyetler göstermektedir. Türbe; çinicilik tekniği, desen kompozisyonu ve güzel sanatlar bakımından İncelenmeğe değer parçalarla doludur.
Kurandan ayetler yazıl) panoların güzelliği ve heyeti umumiyetindeki ahenk tlırteve büyük bir ihtişam vermektedir. Çiçek kompozisyonları İse ayrıca bir tetkik mevzuu teşkil edecek kadar nefistir. Geçin sene, bu Abideyi gezdiğim vakit; türbedar. düşmüş olan çinileri saklamakta olduğunu söylemişti. Her parçası büyük bir kıymet taşıyan bu esirler bir daha yerine konamayacak olan dört asırlık sanat hâtıralarımızdır.
NURETTİN YATMAN

Eskişehir de yaz hayatı
Eskişehir (Akşam» — Havaların ısınmasile yazlık sinemalar ve bahçeler işlemeğe başlamıştır. Bahçelere saz heyetleri getirilmiştir. Yaz. şehrimiz İçin en hareketli mevsimdir. Butun halk akşam serinliğinden istifade İçin Yalman adası civarını doldurur Zaten eğlence yerleri de burada toplanmıştır. Göksu bahçesi bu suretle tadil edilerek genişletilmiştir.
Eskişehir Belediyesinin tebliği üzerine çarşı ve caddeleri baştan başa kapatan bütün saçaklar kaldırtıl-mış ve dükkânların cepheleri boya-tılmıştır. Şehirdeki bütün binalar (evler dahil) haziran sonuna kadar badana edilecektir. Köprübaşı ile Bağlar caddesinin parkeleri yeniden yapılmış ve şehrin en işlek yeri olan bu saha güzelleştirilmiştir.
Belediye, şehrin muhtelif yerlerindeki çeşme darlığını önlemek İçin gerekil tedbirleri almaktadır.
CANLI 6 TARİHLER
OPERATÖR HAZIM PAŞA HÂTIRALARI (Şeyh-üietibba Hâzım Beillsan)
84 yıllık bir tarih - Saraylı hanunlan ameliyat • Centilmenlikte Türkler mi? Fransızlar mı? - Prens Seyfeddin’în Çamlıcada-ki havuzlu köşkünde olanlar - Talât paşa - Veliaht Yusuf İzzettin • Abdülhamidin istintakı,
OPERATÖR CEMİL PAŞA HÂTIRALARI (Eski ve meşhur İstanbul Şehremini, Cemli Topuzlu)
FATİH'in topuzunu taşıyan zat - Operatör mii, imparator mu? . aSaye-i Şahanenizde açiz,»- Alî Ferruh . 1908 Temmuzu -Fenerbalıçeııin idarecilerimi en Cemil Topuzlu'nun isteği . Abdül-hamit sinek avlıyor,. Tıp Fakültesi ve Etfai hastanesi - Kafiyeler nazır olamaz - Babanzade İsmail Hakkı - Fırkacılık gayreti - Ta-
lebeın Reşit Galip Maarif Vekili olunca...
Bütün gazete bayilerinde bulunur, Fiati 50 kuruştur. Çıkaran: TÜRKİYE YAYINEVİ - İSTANBUL.
ffnhlfp ft
AKŞAM
D Haziran 1945

■ HER AKŞAM 1 A R T D ! BİR HİKÂYE U 11 5TÜK=. J
Mısırdaki ehramlar
Yeşil pancurlu beyaz evin köşesini I dans!.. Bu kadın, Emineden başka donduğu zaman Ahmet Ferhadm yo- kimse değildi.
tunu, emekli komuşusu Hayıullah Ahmet Ferhat hayretler içindi, o ef(ndi kesti. Pek yorgun olduğu İçin'dangul dungul, o dilini düzeltcmeyen biran evvel kendisini evc atmak İste-' Eminenin bu haline bakıyordu.
yen Ahmet Ferhat zorla gülümsc-'l. Nereden öğrenmişti kİ?.. Başının Hayrtiilah efendi onun koluna girdi.! içinde bir şimşek çaktı. Üç ay önce Her halde mühim şeyler soyllycceği ..................“ jj|J- ”
anlaşılıyordu,
Hiç bir resmi vazifesi olmadığı halde ihtiyar mütekait kendisini mahallenin gönüllü kâhyası addederdi. Bu-tüıı dedikodulara, aykırı bulduğu İşlere, olana bitme karışırdı. Bu sefer fle Ahmet Ferhadm yolunu bekleyip, böyle birdenbire koluna girmesinde mutlaka birşeyler olacaktı.
Hayrullah efendi mukaddemeslz bir tarzda sordu:
— Aalzim... Sizin evde olanı biteni biliyor musunuz?..
Tamamile kabuğuna çekilmiş bir adam olan Ahmet Ferhat şaşırdı. Kendisini ilme vermiş aksaçlı bir bekârdı. Onûıı evinde ne olup bitebilirdi?..
____ Anlayamadım efendim... Başım biraz yorgun da... diye mırıldandı. Hayrıillah efendi vaktile kaptan köprüsünden makine dairesine seslendiği günlerin cerbezesi İle tekrarladı:
* — Devlethanede olan bitenden malûmatınız var mı?, diye soruyorum..
— Hayır... Ne olmıış efendim?..
Hayrullah «Neler de neler... mâyda-nozlu köfteler!,.» tarzında elini ve başını salladıktan sonra ilâve etti-,
— Siz gider gitmez devlethanede bir cümbüştür başlıyor. Efendim bir genç kadın... Denize girme kıyafetile açık pencerenin önünde sinema, tiyatro, daha doğrusu barlardaki kızlar gibi hoplaya hoplaya dansediyor. Ayaklarını başından yukarıya doğru fırlatmalar... Neler de neler efendim...
Ahmet Ferhat hayretimden boğulacakmış gibi bir halde sordu:
— Bizim evde mi efendim?..
— Evet efendim.,. Devlethanede...
— Bir yanlışlık olmasın beyefendi...
— Kabil mi efendim.., Kabil mi?.. Hani arzedeceğim nokta da başka. Kimsenin hane dorunun da hürriyetine karışacak değiliz ya... Fakat pen-fcere açıp, gramofonlarda Frenk plakları çalarak bacaklarım havalandır» havalandıra deniz kıyafetinde raks eyleyecek ne var?.. Efendime söyleyeyim, bütün semtin delikanlıları köşkün karşısındaki çayırlığa, tiyatro seyrediyorlarmış gibi, sıra sıra oturuyorlar... Bu vaziyetten malûmatınız olmadığını düşünerek «Gideyim, beyefendinin kulağını hatifçe bükeyim» dedim...
— tyl ettiniz*. İyi ettiniz amma efendim... Doğrusu son derecede hayretler içindeyim.,, İşin aslını nasıl öğrenmeli?..
— Kolayı var mirim... Yarın sabah gidiyormuş gibi mutat üzere evden çıkarsınız. Ve fakirhanenin yan penceresinden vaziyeti İskandil edersiniz. Olur, biter..,
— Öyle yapmalı efendim... Başka çare yok!..
Hayrullahtan ayrıldıktan sonra Ahmet Ferhat hayretinden âdeta aptallaşmış olduğu halde eve geldi. Babacından kalan koca konakta, bLr hizmetçi kızla oturuyordu. Eminenin böyle haltlar karıştırmasına imkân yoklu. Zira daha dilini düzelteme-mlşti. Bütün kelimeleri yanlış söylerdi. Tam mânasile dangul dungul bir insandı. Mayo ile, musiki ile dans eden artist kılıklı kadın da kim olabilirdi kİ?., çopur ve şaşı Emine?.. Kabil değil!..
Ertesi sabah her zamanki saatinde evden çıktı. Doğru Hayruliahın köşküne...- İhtiyar mütekait köşe penceresi önünde onun eline köpüklü bir kahve tutuşturarak:
— Biraz sonra dikkat buyurunuz mirim... dedi.
Hakikaten pek az sonra açık pencerelerden gramofon s sleri taşmağa, Ve kısacık mayolu bir kadın, bacak- | larını havalandıra havalandıra dans' etmeğe başladı. Hem de ne dans, nel
Harb dolayısile Mısıra giden asker Üer arasında ehramın tepesine çıkarak adını yazmak moda olmuştur
bir kere çalışırken işinde heveslensin, biraz da gözü açılsın ve kendisine bir mükâfat olsun diye onu ilk defa sinemaya göndermişti.,. O günden sonra Emlnedt kl büyük değişikliği zaman zaman farketm]$tl amma bu kadar açık bir tarzda görmemişti. Demek böyle ha!,. Hayruliahın dediği doğru idi. Evin önündeki çimenlik köyün işsiz ve güçsüz insanlarllc dolmuştu. Sıra İle oturmuşlardı. Başları yukarıda; gözleri pencerelerde...
Ahmet Ferhat hışımla eve gitti. Sırtında mayoslle kapıyı açan Emine evvejâ kaçıp saklanmak İstedi. Lâkin Ahmet Ferhat açtı ağzını, yumdu gözünü... Söylemediğini bırakmadı.
Kaçamadığı için karşısında yüzü kapalı, fakat hâlâ mayo İle duran Emine nihayet ellerini suratından hızla çekti: ,
— Ben hlzmetçlik İçin yaratılmadım!.. dedi.
Ahmet Ferhat hayretler İçinde ona dikkatle bakıyordu. Hele hele!.. Kız saçlarını da en kötü tarzda ve oksijenle boyamıştı. Şimdiye kadar Ahmet Ferhat bunun nasıl farkına varmamıştı ki?.. Sordu:
— Peki, ne yapmak İstiyorsun.?-
— Hiçi.. Artist olacağım...
— Sen?..
— Elbette ben... Olanların boynuzu yok ya... Elti Lamarın benden eksiği var da fazlası yoktur.. Madem kİ yüreğimde yatan aslanı öğrendiniz... Artık bağlasanız da durmam... Benim gibi bir cevahir parçası süpürge süpürsün, bulaşık yıkasın... Yazık değil nü?..
Ahmet Ferhat dona kaldı. Emine neler de söylüyordu!.. »Etme!.. Eyleme!..» tarzındaki sözleri para etmedi. Emine:
— Hani Mühendislerin Orta hizmetçisi Leman yok mu?.. Altın dişli Leman canım... O da artist kızdır ha... Evvelfi onunla Beyoğlunda bir bara yazılacağız. Sonra Amerikaya, Hollvi-ye (Hollvut) kaçacağız...
— Canım... Bırak böyle şeyleri Emine...
Genç kadın çopur yüzündeki şaşı gözlerini oynatarak cevap verdi:
— Rica ederim, küçük bey... istikbalime mâni olmağa kalkışmayınız... Ben Holivjye kaçacağım. Benim bulaşık yıkamam günah olur...
Ve bir sabah bohçası koltuğunun altında evvelâ bara, sonra Hollvlye kaçmak diişünceslle evden çıktı, gitti.
(Bir yıldız)
Halk evleri ve Kurumlar
Savaş köpekleri
Avrupa cephelerinde hizmet geren köpekler, sivil hayata alıştırıldıktan sonra terhis edilecekler
ŞmdJkl harb dolayısile Mısır bütün dünya milletlerine mensup asker ve sivil insanlarla dolmuştur, Bunların başlıca toplandıkları mahal Nll nehrinin garbında, Cize civarındaki Ehramlar mıntıkasıdır.
Ehramlar, bazı Firavunlar İle Mısırın eski sakinleri arasında mukaddes sayılan hayvanların defnedildikleri binalardır. En büyüğü Cheops ehramı olup AvrupalI seyirciler arasında çöl Matterhorn lsmlle meşhurdur. Mat-terhom İsviçre’nin en yüksek tepelerinden çıkılması çok güç olduğundan Alp dağlarına tırmanmak sporu İle meşgul olanlarca pek meşhurdur.
Oheops ehramı da İsviçre’deki tepe gibi bütün Nil vadisine ve Mısır çölüne nazır ve hâkimdir. Mısır’a gelen ecnebiler ve bahusus dağcılık sporu İle meşgul olanların başlıca eğlencesi bu ehramın tepesine tırmanarak bir kaç dakika etrafı seyretmektir.
Halbuki Mısırlıların kendileri kılavuz Ve tercümanlar müstesna ehrama çıkmağa hiç de heves etmezler. Tenezzülle çıkanlar bile civardaki sphlnx aslan heykelinin gölkesine kadar gelirler ve burada yiyip içtikten sonra Kahire'ye dönerler. Ehrama tırmanmaktan zevk alan Avrupacılara da şaşarlar.
Fkat Mısır’lılar Avrupacıların bu zevkinden İstifade ederek kılavuzluk gibi kârlı bir meslek edinmekten geri durmamışlardır. Mısır’h kılavuzlar günde on beş yirmi defa ehrama AvrupalI seyyah getirirler ve bunlara ehrama tırmanma^ İçin usul ve yol gösterirler. Acemi olanları destekliye -rek ehramın tepesine kadar çıkarırlar. Ehrama çıkmak o kadar tehlikeli değildir. Fakat iniş çok dikkate muhtaçtır. Ufak bir dikkatsizlik seyyahı ehramın dibine kadar yuvarlar ve meZara götürür.
Çek zengin seyyahlar kılavuzlar arasında yüksek ücr(t ve mükâfat mukabilinde ehrama çabuk çıkmak için yarışlar tertibederler. Bu yarışlarda kılavuzlar bes altı dakika içinde ehramın tepesine kadar çıkıp inerler. _____ ________
Choops ehramının yüksekliği yüz dan tahmin olunuyor. — F
altmış metredir. Binlerce seneden beri İnsanlar ehrama çıkmaktan büyük bir haz duymuşlardır. Ehramın basacak veya el ile tutunacak çıkıntı ve oyuklan çıkıp İnenlerin çokluğundan mücellâ kaya gibi düm düz olmuştur. Ehramın tepesindeki taşlara buraya çıkanların çoğu isimlerini ve ziyaret tarihini keskin filet ve bıçaklar İle hakketmelerdir. Bazı tarihler Ehlisalip senelerine kadar varmaktadır.
Son senelerde Mısır’da toplanan İngiliz, Amerikan, KanadalI, AvustralyalI, Yeni Zclândalı ve Cenubi Afrikalı subay ve askerlerin çoğu ehrama çıkarak adını ve mensup bulunduğu kıtanın numarasını ve ziyaret tarihini hakketmiştlr.
Bir semavi fifetln Mısır'daki evrak ve vesaiki büsbütün İmha edeceğini farzedellm. Böyle bir hal vukuunda ehramın tepesindeki malıktık malûmat Mısır'a muhtelif millet ve’ memlekete mensup ne kadar asker ve kıta geldiğini anlatmağa kâfi gelecektir.
Ehram milyonlarca insanin istiye-refc istemlyerek senelerce ve hattâ ömür boyu çalışmaları neticesi olarak meydana gelmiştir. Eski Yur.an seyyah ve müverrihi Herodot Mısır'a gelip ehramı ziyaret ettiği zaman bunların binasından iki bin sene geçmişti. Maahaza ehramın nasıl yapıldığı hakkında babadan evlâda intikal eden hikâye ve rivayetlerden bunların nasıl yapıldığı haklanda bazı kayıtlar 5’apahllmiştir.
Nll nehri her sene üç ay taşar. Bu müddet zarfında Nil'in şarkındaki taş ocaklarından çıkarılan ve yontulan büyük taşlar sallarla nehrin garp sahiline getirilmiş ve buradan yüz binlerce amele tarafından taşlar ehramın yapılacağı mahallere taşınmıştır.
Ehram dört bin beş yüz seneden-beri Afrika'nın yakıcı güneşine ve tahripkâr rüzgârlarına maruz kalmıştır. Bu kadar zaman dayandığma göre ehramın daha dört beş bin sene ayakta duracağı ve ancak bundan sonra çökeceği mutahassıslar tarafın-
Tiyatromuzun talimatnamesi
* Şişli Halkevinden: Evimizin müzik şefi Müfit Imşlr’in İdaresinde koro, keman, solfej ve musiki tarihi, piyano dersleri açılacaktır. İsteyenlerin 23/6/945 akşamına kadar Ev müdürlüğüne müracaatla kaydedilmeleri.
ir İst. öğretmenleri Yardım cemiyetinden: Cemiyetimiz âzasından Şişil ortaokulu öğretmenlerinden Sedat Şenural’ı evvelki gün maalesef ebediyen kaybetmiş bulunuyoruz. Keder-dide ailesine ve arkadaşlara baş sağlığı dileriz.
ir C. H. P. İşbulma - Kurtarma Yurdundan: Her türlii işlerde çalıştırılmak üzere aranılan vatandaşların Nuruosmanlyedckl Yurdumuzdan is-tentlmesl rica olunur. Hiç bir masraf alınmadan bu İstekler en kısa bir zamanda yerine getirilir. Tel: 22177
EGömlekiş^
BİRİNCİ SİNİP GÖMİJCRÇt | ( ■■ Te); 20098 Sirkeci ■■■■
(Baş tarafı üçüncü sahifede) lâzım gelir. Belediyenin yeni talimatnameye koyacağı şartlardan biri bu olmalıdır, çünkü geçici seyirciler İçin daimi seyircilerin hakkını yemek günahtır. Ve maddi yardım gören bir tiyatronun böyle hareket etmeye hakkı yoktur.
Evet Şehir Tiyatrosunun yeni talimatnamesinde her piyesin âzami olarak üç hafta oynanacağı; üstelik şu veya bu sebepten dolayı rağbet bulmıyan piyeslerin yerine derhal bLr başkasının konulacağı kaydı bulunmalıdır. Mevsim başında oynanacak eserler evvelden seçilir ve temsillerin tam programı yapılırsa, bir İhtiyat piyesin de İlâvesi şartiyle, buna laylıkla imkân bulunur.
KOMÇDİ KISMI
Komedi kısmında oturacak adedi 903 olduğunu, verdiğimiz kamların piyesti» temsil adedine göre seyirci vasatisini gösterdiğini hatırlatalım.
Meraklı Kadınlar: Otuz bir defa oynandı. Seyircisi 10.320 olduğuna göre demek her gece 333 yer doluyor ve 570 yer boş kalıyordu.
Düğün Gecesi; Elli altı defa oynandı. Seyircisi 32.684 olduğuna göre demek her gece 584 yer doluyor. 319 yer boş kalıyordu.
Ben Değilim: Yirmi sekiz defa oynandı. Seyircisi 12.750 olduğuna göre demek her gece 456 yer doluyor ve 447 yer boş kalıyordu.
ko-
yer ra-
Yukarı Köşk: Kırk iki defa oynandı. Seyircisi 18.778 olduğuna göre demek her gece 447 yer doluyor, 456 yer boş kalıyordu.
Milyoner Damat: Yirmi bir defa oynandı. Seyircisi 8.090 olduğuna göre demek her gece 386 yer doluyor ve 517 yer boş kalıyordu.
Hacı Kaptan: Yirmi altı defa oynandı. seyircisi 14.128 olduğuna göre demek her gece 548 yer doluyor, 357 yer boş kalıyordu.
Görülüyor ki komedi kısmında oynanan piyeslerin seyirci vasatisi daha hazindir: Yüzde elli üç.
şehir Tiyatrosu bu bllânçoyu oynadığı hatalı piyeslerin uğradığı tenkid-lere sözde cevap olarak neşretmişti. Yani zımnen «Piyesler şu kadar bin kişi tarafından seyredildi. Demek iddia olunduğu gibi kötü değildi.» denmek itenlyordu. Hâlbuki rakamların tahlili gösteriyor kİ tyatromuz ancak kend kendilni aldatmaktadır. Bu rakamların iftihar edilecek hiç bir cl-heyl yoktur.
Komedi kısmında oynanan piyeslerden Meraklı Kadınlar’ı 31 yerine 12; Düğün Gecesi’nl 56 yerine 37; Ben Değilim’l 28 yerine 14; Yukarı Köşkü 42 yerine 21; Milyoner Damadı 21 yerine 9; Hacı Kaptan'ı 26 yerine 16 defa oynamak kabil olacağına göre bir mevsim boyunca beyhude yere harcanan gecelere acımamak elden gelmiyor. Bütün bir mevsim yan yarıya boş koltuklar karşısında
Avrupada Amerikan silâhlı kuvvetlerinin yanı başmda çetin savaşlara iştirak etmiş bulunan ordu köpeklerinin hizmet görmesine artık ihtiyaç kalmamıştır, Vatana dönen her askerî köpek tamamen sivil hayata alışın-caya kadar terhis tezkeresi ala-mıyacaktır. Cephelerde savaşmış her köpek, tamamen bir canavar halini aldığından, derhal vatana gönderilerek sivil hayata koyu-verilmesi büyük tehlikelere sebebiyet verebliir. Cephelerden dönen bir köpek, Amerikada evvelâ Nebraska eyaletindeki Fort Ro-binson köpek talim terbiye mü-essesesine gönderilmektedir. Bu müessesede evvelce kıymetli bir askerî köpek olabilmek için gördüğü çetin talim ve terbiyeyi, badema cephelerde edindiği askerlik hayatını unutup tamamen sivilleşinceye kadar yeniden talim ve terbiyeye tabi tutulmaktadır.
Terhis edilmek için Fort Ro-binson köpek müessesesine gönderilen bir köpek evvelce nöbette keşifte veya muharebede kullanıldığı ihtimal dahilindedir. Bu köpek gece nöbet mahallinde nöbet tutmuş, ormanda gizlenen düşman nişancılarının yerini bulup yakalatmış, veya düşmanın şiddetli ateşi altında bölükler arasında, gizli emirler götürüp getirmiştir. Bu gibi önemli askerî hizmet görmüş bir köpek etrafına düşüp patlayan mermilerin gürültüsünden hiç ürkmez bir duruma gelmiştir.
Askeri talim ve terbiye görmüş her köpek, uçakta seyahate alışmış, gaz maskesi takmış, askerî tayini yemeğe alışmış ve iki bakıcısından maada herkesi düşman olarak tanımayı öğrenmiştir. Böyle bir köpeği tekrar sivil hayata altıştırmak için başta tutulacak ilk gaye ona, bütün insanların arkadaş olduğunu öğretmektedir.
Askeri bir köp?k bu kampta mütehassıs köpek yetiştiricileri-1 nin nezareti altında hususî talim ve terbiye görüp sivil hayata alıştığı tesbit edildikten sonra terhis teskeresini alır. Bu müesseseye getirilen bir köpeğin askeri hizmetteki sicili tetkik edildikten sonra, bakıcılara tevdi edilir. Onlar köpeğe yavaş yavaş sokularak oynamağa başlarlar. Evvelâ kendilerine şüpheli bir nazarla bakan hayvanı munis lâflarla ve tatlı tatlı okşayarak itimadını
kazanırlar. Kulübesi civarından geçen her köpek bakıcısı ona tatlı Sözler Söyler ve Onu okşar. Köpeğin yiyeceği ve suyu daima ayrı ayn kimseler tarafından verilir. Böylelikle harbde bütün insanları düşman olarak tanıyan köpeğe, yeniden bütün insanların müşfik ve itimada lâyık mahlûklar olduğu öğretilir.
Çök, otur, yat, dur diye emirler verilerek köpeğin itaate riayeti kontrol edilir Günlük çalışma ve gösterdiği terakki derecesi tesbit edilir. Yavaş yavaş uslu, hareket etmeğe başlayınca hayvan yeni bir talim ve terbiyeye tabi tutulur. Diğer bir çok köpekle oynamağa müsaade ediUr,. etrafında tanımadığı bir çok kişipb yaya veya bisikletle dolaştırılır, J-J kulağı dibinde gürültü yapılır,O-gerisinde tüfek patlatılır.
Bu tecrübeler esnasında, hay-'g van gayet sakin durursa köpeğe daha fazla serbesti verilir ve on g metrelik bir zincire bağlanarak.— koşup sıçramasına müsaade edilir ve ilk defa olarak sivil elbiseli in- (D sanlarla oynamağa teşvik edile- > rek sivillerin yüzüne ve kokusu- Q) na alıştırılır, Ö)
Talim ve terbiye derecesininM-son safhasında köpek heyecan >» verici şaşırtmalara alıştırılır. Kö-JÛ pek bağlı olarak, tesbit edilen bir-Q binanın yanından geçirilirken, 0 elinde salladığı bir çuval parçasile*^ bir adam geriden hayvanın üzerine doğru atlar. Şayet köpek heyecan göstermeyerek, bu yabancı'—' ile ahbaplık etmeğe yeltenirse bakıcı artık onu sivil hayata dönmek için terhis teskeresini hak ettiğini anlar.
Son defa olarak köpek bağlı olarak şehrin en kalbalık merkezinde aşağı yukarı piyasa ettirilir, Böylece son defa olarak şehir gürültüsüne, kalabalığa ve sivil hayatta karşılaşacağı her türlü gürültü ve müşkilâta alıştırılır. Askeri köpeğin sivil hayata alışması için tâbi tutulduğu talim ve terbiye devresinin uzun veya kısalığı cins ve zekâsına bağlıdır.
Bugün terhisine başlanan Amerikan ordusu hizmetinde bulunan 10.000 savaş köpeği ne olacak? Amerikan ordusu tuğgenerallerinden E, B. Gregory.şu vaidde bulunmuştur:
«Savaş köpekleri orduda gördükleri büyük hizmete mukabil derhal terhis edilerek etrafa salı-verilmeyeceğine halk emin olmalıdır. Her köpek tekrar sivil ha-vata döndüğü vakit uslu duracak ve kimseye zarar vermiyecek bir duruma gelinceye kadar ordunun köpek müesfselerindp muhafaza altında bulundurularak tailm ve terbiye görecektir.»
oyun oynamak. Yüzde elli üç vasatisinin mânası işte budur.
Şehir Tiyatrosu bu mevsim karartma dolayısile böyle olduğunu belki iddia edebilir. Fakat doğru olmaz. Böyle bir neticenin sebebi karartma değil, yalnız ve yalnız programsız seçilen piyeslerin oynanması; temsillerin yarı yarıya boş koltuklar karşısında verilmesidir. Eğer bir piyes bile daha fazla çıkanlsaydı bu vaziyet önlenmiş, bugünkü biitçe açığı kapatılmış olmaz mıydı? Elbette kapatılırdı. Fakan ne yapmalı? Tiyatromuz ^leusuiMu» asgari emek; âzami istifade siyaseti- ' satılacaktır. Yalnız köpeği satın nl bırakarak çalışmadıkça bunun a|an nakliye ücretini ver-
böyle devam edeceği aşikârdır. Bu se- .... sonra evinde hayvanı İtri •
bepten yeni nizamnamenin bu hususu , vaAar «>ı-vet- sa-
da imlisinden amltvsn». . besleyebilecek kadar senet sa
sitm ttiishet Gerçek hibi olması şarttır.
l* | Köpek, terhis edilecek duruma ı’l geldikten 3 hafta sonra, eski sa-6 hibi köpeğini almak için orduva müracaat etmezse, köpek sahipsiz addedilerek Maliye nezareti tarafından gayet ehven fiatle
Kahır Yüzünden Lütuf
Yazan: P. lVentworth Tercüme eden: Vâ - Nü
Agatha, tesir altında kalmış, ona bakıyordu. Madam Thompson'un onun üzerinde bıraktığı intiba gittikçe artıyordu. Bu kadın güzel değil, fakat pek garipti.
Amabel'in ablası, gözlerini kristale dikti. Fakat oradan akseden ışık, kamaştırıcı olduğu için bakışlarını başka tarafa çevirdi. Madam Thomp-son’un kadife üzerine konulup İyice ışık altında kalan elini görüyordu. Çirkin eller bunlar! Güdük parmaklı, yassı tırnaklı.
Bakıcı birdenbire yavaş sesle konuşmağa başladı:
— Çok heyecana kapılmışsınız. Istırap çekmişsiniz. Bir şüpheniz olduğunu görüyorum. BLr kıskançlık, İtimatsızlık. Hayatınız böylece zehirleniyor. Bedbahtsınız. Bütün bu vaziyet de bir insan yüzünden. Bir erkek. İsminin baş harfi, S dlr. Ne şekilde olduğunu tarif edeyim mİ?
Agatha, İçini çekerek:
— Evet. - dedi.
Madam Tompson, umumi hatlartie Cyrille Moreland'ı tarif etti.
— Kendisini blllûr topun İçinde görüyorum. — dedi. — Düşüncelerini
okuyabilirim, o sizi düşünüyor. Siz onun kalbini dolduruyorsunuz. Ve o kalbde sizden başka hiçbir şey yok.
Agatha, soluk soluğa:
— Bundan emin misiniz?
Bayan Thompson, sakin bLr sesle devam etti:
— Ben size ancak blllûr topun İçinde gördüklerimi söylüyorum. Bahsi geçen erkeğin kalbini, dimağını yalnız siz dolduruyorsunuz. Fakat sanırım kİ, o, aranızda beliren bulutlardan dolayı, biraz teessüre kapılmıştır. O bulutlan dağıtmak elinizde iken şayet dağıtmıyacak olursanız, bu yüzden aranız açılacaktır. Ve siz büyük ıstıraplar çekeceksiniz.
Agatha, tırnakları avuçları içinde kenetlenerek:
— Onun benden başka birini sevmediğine kani misiniz? -diye sordu.,
Bayan Thompson^
— Kocanız size taraamtie sudûcUr. Ve hislerinde samimidir. - dedi.
Odada bir sükût oldu.
Agatha mendilini çıkarıp gözlerini sildi. Kendini bir an İçinde gençleşmiş, bahtiyarlıktan kanatlanmış hissediyordu. Bu madam Thompson da.
dünyadaki kadınların en harikuladesi olacaktı. Zira, gözlerine pek şirin görünüyordu.
Oturduğu İskemleye rahatça arkasını dayadı. Geniş bir nefes aldı. Dayanılmaz bir yükü sırtından atmış gibiydi. .
Bayan Thompson, hâlâ konuşuyor.
— Siz, bay C yüzünden fena halde endişedeydiniz. Fakat, billur topun içinde başka bLr kadın da görünüyor. O kadının İsmi, A harfi ile başlıyor.
— Öyle mi? Onun hakkında ne görüyorsunuz?
— Son zamanlarda kendisiyle beraberdiniz. Aranızda bir rabıta var. Siz efendim, bay C yüzünden değil, bu A yüzünden endişe etmelisiniz.
Agatha başını kaldırdı:
— Niçin?
— Kendisini bir tehlike tehdldedl-yor. Doğrusu bu meseleyi blllûr topta pek iyi okuyamadı». İhtimal bu hususta siz beni tenvir edebilirsiniz. A'yı kristalin İçinde çok İyi görüyorum. Bir odanın İçinde bulunuyor. Burası bir yatak odasıdır. Sağ tarafta bir pencere var. Kreton perdeler. Sol tarafta yatak. Yatağın ayak ucunda bir kapı. Odanın bir duvarı, baştan] başa koyu renk bir dolapla kaplı. Bahsettiğim kadın, odanın ortasında ayaktadır. Sırtında bir gecelik entarisi var. Yatağın ayak ucundan açılan kapıya bakıyor. ve kapı yavaş yavaş
açılıyor. Bayan ürkmüştür. Hattâ dehşet İçinde kalmıştır. Bağırmak İstiyor, sendeliyor. Çok iyi görüyorum. Kapı açılıyor. Fakat bu işin daha öteki tarafını farkedemlyorum. Çünkü kalın bir sis tabakası ortalığı kaplamıştır. Bu hayali kristalin içinde ilk defa gördüm. Hayal dağıldı, sonra, tekrar şekillendi. Sizden bu meseleye dair malûmat alabilir miyim? Bu odayı, ve bu kadını biliyor musunuz?
Agatha heyecanlanmağa başlamıştı.
— Evet. — dedi. — Bana bu meseleye dair ayrıca tafsilât verebliir misiniz? ,
— Bayan A’yı büyük bir tehlike tehdide diyor. Lâkin bunun ne neviden bir tehlike olduğunu bilemiyorum. Kendisi bu hususta İkaz edilmelidir. şayet, o kadın öyle bir odada oturuyorsa, oradan hemen ayrılıp gitmeli. Çünkü tehlike odadan geliyor.
Agatha sordu:
— Meselenin ne olduğunu bana söyliyeme® misiniz?
Bayan Thompson içini çekti:
— Blllûr topun içindeki hayaller gittikçe zayıflıyor. O kadının bir merdivenden çıktığını görüyorum. İçinde bulunduğu ev pek eskidir. Merdivenin trabzanlan oymak. Kadın basamaklardan çıkıyor. Tehlike de hemen arkası sıra yürüyor.
Bayan Thompson, birdenbire:
— Ah, ah! - diye haykırdı.
Elleri takallûsla. ışık saçan topa yapıştı. ALnı da topa değdi.
Agatha, karanlıkta boğulduğunu hissediyordu. Ayağa kalktı, İskemlesini geriye itti. Sendellyerek pencereye yaklaştı. Perdeleri İtti.
Sonra, madam Thompsonu iki omuzundan yakalayıp silkmeğe başladı.
Kadın sıçrıyarak kendine geldi. Sırtnu, iskemlesinin arkalığına dayadı. Elini alnında gezdirdi; ve;
— Ne oldu? - diye sordu.
— Billur top İçinde bir şey gördünüz. Sonra bayıldınız. Gördüğünüz neydi?
— Bilmiyorum.
Agatha izahat verdi:
____SLz blllûr topun içine bakarken, benim kız kardeşimi, yerleştiği evde merdivenden çıkarken gördünüz. Ve, Şöyle haykırdınız: «İşte tehlike buradadır» Sonra bayıldınız. Acaba gördüğünüz tehlike neydi? Bunu bana söyleseniz.
Bayan Thompson, fersiz gözleriyle mânâsız mânâsız baktı.
— Hatırlamıyorum. Hiçbir şey hatırlamıyorum. Hayal dağıldı. Billur top hep böyledlr. Gördüklerimi söylerim. Derken, manzaralar dağılır, hiçbir şey hatırlamam.
Dirseklerini masaya dayadı. Başını avuçları arasına aldı. Mecalsiz oldu-
ğu hissediliyordu.
— Söylediklerime hiçbir şey ilâve edemem. Lâkin hemşireniz o evden ayrılırsa iyi eder. — dedi. — Ben her halde feci şeyler gördüm. Binaenaleyh o evden 'ayrılması lâzımdır, şimdi artık, beni lütfen yalnız bırakınız. Ücretimi soruyorsunuz? Hayır, hayır! Ehemmiyeti yok. Ne İsterseniz onu veriniz.
Madam Moreland. gittikten sonra, bakıcı kadın, kapı kapanmadan evvel yerinden hiç kımıldamadı. Sonra doğruldu. Agatha’nın masanın üzerine, kristalin yanına bıraktığı paralan alıp saydı. Lâmbayı söndürdü; ve yan taraftaki odaya geçti. Duvarda, şöminenin yanında, bir telefon vardı. Ahİ2eyl eline alıp koltuğa yerleşti. Kısa bir an sonra muhavereye girişti.
Bir erkek sesi:
— Alo!
Bakıcı cevap verdi:
— KİmsLniz? Siz misiniz? Evet, ma-’ dam Thompson. Her iş yolunda. Geldi. Hemen ağımıza düştü, değil mİ?
Pek sakil bir şekilde güldü-Muhatabı ona:
— Neler oldu? Neler bitti? - diye sordu.
— Daha âlâsı hayale bile sığmazdı. Kıymetli Cyrllle’lne dair ne söyledim-se hepsine İnandı. Kocasının düşündüğü yalnız kendisidir diye onu temin ettim. (Arkası var)

9 Haziran
AKŞAM
Sahlfe 7
Karabükte Satılık Modern Dökümhane
İstanbul Dördüncü İcra dairesinin 944/1048 ve Safranbolu İcrasının 944 144 numaralı dosyaları İle Safranboluda Karabük Demir Fabrikaları yakınında Papuççu Piııar mevkiinde elycvnı işler vaziyette bulunan ve saatte 6 ton döküm yapan ve Karabükten elektrik cereyanı alan modem sınai işler atölyesi 5990 metre arsan ile birlikte 125,000.— lira muhammen kıymetle «altlığa çıkarılmıştır. Birinci İhale 14/6/945 perşembe günü saat 14 den 16 ya kadar İkinci İhale 25/6/845 pazartesi günü saat 14 den 16 ya kadar Safranbolu İcrasından satılacaktır. Yüzde yedi buçuk pey akçeslle İstanbulda dahi Dördüncü İcra Dairesinin 944/1048 dosyası ile müzayedeye iştirak kabul edilmektedir. «7681»
İstanbul Sular İdaresinden:
1 _ Büyükadada henüz boru döşenmemiş olan sokaklardaki evlere, geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da haziran sonuna kadar su durumunun elverişli olduğu günlerde hortumla su verilebilecektir.
2 — Böyle su almak istlyenlerln hortumu sağlam olarak kendileri te-
darik etmek şart He isteklilerini Büyükadadakl şubemize bildirmeleri. __________________________________________(7693)___________________
İstanbul Valiliğinden
İstanbul defterdarlığı tarafından Kadıköy. Caferağa mahallesi. Mühürdar caddesi No, 24 de bakkal Ahmet ve Necip aleyhine 936 mail yılı İçin müstahdem vergisi hakkında temyi2 komisyonunca müttehaz 3. 11. 941 gün 2579 sayılı kararın İptali talebile Danıştay dördüncü deavi dairesi nezdinde açılan İdarî davaya ait birinci arzuhal ve ekleri, adresleri malûm olmadığı İçin davalılara tebliğ edilememiştir.
Keyfiyet. Danıştay dördüncü deavi dairesinin 6.5.944 gün 42-139/4829 sayılı kararına ve hukuk usulü muhakemeleri kanununun 141 inci maddesine dayanılarak tebliğ yerine kaim olmak üzere İlân olunur. (7692)
Diyarbakır İl Daimî Encümen Başkanlığından:
1 — Diyarbakırda Yeni şehirde 1, 2, 3 sayılarlle numaralanan üç memur evi inşası kapalı zarf usulü İle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Üç evin keşif bedeli 55205 lira 34 kuruş olup İlk teminat 4140 lira 40 kuruştur.
3 — Teklif mektuplarının 20 haziran 945 çarşamba günü saat ona kadar il daimî encümen başkanlığına verilmesi lâzımdır. Poşta gecikmeleri kabul edilmez 20 haziran 945 çarşamba günü saat on birde zarflar açılarak teklif edilen bedeller lâyık hadde görüldüğü taktirde ihale yapılacaktır.
4 — Eksiltmeye girebilmek için ilk teminat makbuzu İle grup vesikası ve İhaleden üç gün evvel bayındırlık dairesinden alınmış ehliyet vesikalarının İbrazı mecburidir.
5 — Şartname keşif Vç mukavelename parasız olarak bayındırlık müdürlüğü ile daimi encümen kaleminde görülebilir.
6 — Bu evlerin İnşa ödeneği 945 yılı özel İdare bütçesinden verilecektir. (7302)
Ankara Belediyesinden:
1 — Şehir dahilindeki muhtelif yolların şose, asfalt kaplama, tretu-var. parkelerile diğer muhtelif İnşaat işleri on beş gün müddetle ve kapalı zarf usulile eksiltmeye konulmuştur.
2 — Muhammen bedeli (369801) Ura (10) kuruştur.
3 — Teminatı (18542) lira (04) kuruştur.
4 — Teminat belediye merkez veznesine yatırılacaktır.
5 — Bu işin 22. 6. 945 cuma günü saat 11 de talibine İhalesi mukarrer bulunduğundan şartname ve keşif cetvelini görmek istiyenlerin her gün encümen kalemine müracaatları ve isteklilerin de 2490 numaralı kanunun 32 İnci maddesi sarahati veçhile tanzim edecekleri teklif mektuplarını ihale günü olan 22. 6. 945 cuma günü saat ona kadar belediye dairesinde müteşekkil encümene vermeleri.
6 — Bu İşe girmek İstiyenlerin ticaret odasına kayıtlı bulunmak ve
en az yol inşaatında 25000 metrekare beton asfalt kaplama işini İyi bir şekilde yapmış olduğuna dair vesika İbrazı ve ihaleden üç gün evvel belediye reisliğini müracaat ederek bunların teklif mektubuna eklenmesi şarttır. (7436)
Şosa ve köprüler İstanbul bölge müdürlüğünden:
1 — 9564 lira 42 kuruş keşif bedelli Küçukçekmece köprüsü İstanbul ciheti başındaki imlânın tamiratı işi,
2 — Eksiltme 26/6/945 tarihine rastlayan pazartesi günü saat 15 de Bölge Müdürlüğü Eksiltme Komisyonunda açık eksil Un e usullyle yapılacaktır.
3 — İstekliler eksiltme şartnamesi ve mukavele projesi genel ve hususi fenni şartnameleri bedelsiz olarak kalemden alabilirler.
4 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin 717 lira 34 kuruşluk muvakkat teminat vermeleri ve eksiltmenin yapılacağı günden tatil günleri hariç olmak üzere en az üç gün evvel bu gibi inşaatı yaptıklarına dair vesikalarla birlikte bir dilekçe ile bölge müdürllğüne müracaat ederek bu İşe mahsus olmak üzere vesika almaları ve bu vesikayı göstermeleri zarftır.
Bu müddet içinde vesika isteğinde bulunmayanlar ekşitmeye giremezler. «7662»
İstanbul Ticaret ve Sanayi odasından:
Necat vapurunun Port Sald'e gitmek üzere 15 haziran 1945 tarihinde İstanbuldan yola çıkacağı öğrenilmiştir. (7703)
İ
İstanbul Beledivesi İlânları
Tahmin İlk Şartname
bedeli teminatı bedeli
65853.71 6042.69 2.40 Hastanelerle diğer sıhhi müesseseler,
pansiyonlu okullar, konservatuar yatı kısmı ve .Darülûc(?ze müessesesl-nln 945 yılı aralık ayı sonuna kadar İhtiyacı İçin alınacak pirinç, fasulye, nohut, bamya, mercimek vc sair kuru erzak.
M942.4O 5597.12 2.17 Hastanelerle diğer sıhhî müesseseler,
konservatuar yatı kısmının 945 yılı aralık ayı sonuna kadar ihtiyacı olan 102150 kilo clğ süt, 30100 kilo Pastörize süt ve 47q kilo yoğurt.
Tahmin bedelledir İlk teminat miktarları yukarıda yazılı mcvaddı gıdalye salın alınmak üzere kapalı zarf usulü l|o eksiltmeye konulmuştur. Şartnameleri hizalarında gösterilen bedeller üzerinden Belediye levazım müdürlüğünden alınacaktır. İhaleleri 20 Haziran 945 çarşamba günü saat on beşte Daimi komisyonda yapılacaktır.
İsteklilerin ilk teminat makbuz veya mektupları, imzalı şartname ve kanunen gösterilmesi gereken diğer belgelerle birlikte (2490 sayılı kanunun tarlfatı çevresinde hazırlayacakları kapalı zarflarını İhale günü saat on dörde kadar Daimi komisyona vermeleri lâzımdır. «7312»

Hastanelerle sıhhi müesseseler, pansiyonlu okullar, konservatuvar yatı okulu ve Darülaceze müesscsesinln 945 yılı aralık ayı sonuna kadar İhtiyacı olan muhtelit cins yaş sebze kapalı zarf usulile eksiltmeye konulmuştur. Tahmin bedeli 60719 Ura 25 kuruş ve ilk teminatı 4285 Ura 96 kuruştur.
Şartname Ve ekleri 152 kuruş bedelle belediye levazım müdürlüğünden alınacaktır. İhalesi 20. 6. 945 çarşamba günü saat 15 de daimi encümende yapılacaktır. İstekUlerln İlk teminat makbuz veya mektupları, İmzalı şartname ve ekleri ve kanunen gösterUmesl gereken diğer belgelerlle birlikte 2490 numaralı kanunun tarif atı çevresinde hazırlıyacakları kapalı zarflarını ihale günü saat 14 de kadar daimi encümene vermeleri lâzımdır. (7309)
I
Üsküdar İskele meydanı tretuvarları üzerine sıcak bütünde sathi kaplama yapılması işi açık eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeH 2552 Ura 04 kuruş ve Llk teminatı 19! lira 40 kuruştur. Keşif ve şartnamesi zabıt ve muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir. İhalesi 18. 6. 945 pazartesi günü saat 14 de daimi encümende ya pılacaktır. İsteklilerin ilk teminat makbuz veya mektupları, İhale tarihinden üç gün evvel vilâyet nafLa müdürlüğüne müracaatla alacakları fenni ehliyet ve kanunen gösterilmesi gereken diğer bclgelerllc birlikte İhale günü belirli saatte daimi encümende bulunmaları. (7314)

Beyoğlu 5 in et Noterliğine
Gazi caddesinin küşadı ve etrafının tamimi için kamulaştırılmakta olan yerlerden Şchzadebaşında Baba Haşan Alemi mahallesinde Çıngıraklı Bostan sokağında eski 17 - 17 Mü. yeni 41 - 41/1 - 2 kapı ve kadastronun 932 nel adasında 30 parsel No. lı dosya (154 yüz elli dört Ura 50 Kr.) kıymet takdir edilmiş ve Tapudan alınan kaydından bu arsanın sahibi olduğu anlaşılan Ömer Özşehlrllye kıymetin tebUği İçin tanzim edilen ve Noterliğinizin 7464 No. suna kaydedilen İhbarnamenin İade edilen nüshasında verilen meşruhattan muhatabın adresinde bulunamadığı vs başkaca adresi taayyün edemi yerek meçhul kaldığı ve tebligat yapılamadığı bildirilmiş olmakla 3710 No. Iı Belediyeler İstimlâk kanunu mucibince miadında rıza en takrir vermediği takdirde hakkında kanuni muameleye tevessül olunacağının tebliğ makamına kaim olmak üzere İki yevmi gazetede neşir ve Hânını ve neşri muhtevi gazetelerden birer nüshasının gönderilmesini reca ederim.
İst. Vali ve RcJedlye Reisi N.
İstimlâk Müdürü; Kâmil Peklner
İşbu llânnamenin bir nüshası talep veçhile ilân edilmek üzere muhatabı Akşam gazetesine tebliğ olunur.(7690»-
SİROP HEMOGLOBİN TEGE FAZLA KAN ZAYİ ETME HALLERİNDE. KANSIZLIKLARDA. GENEL ZAFİYETTE.
HALSİZLİK. TAKATS1ZL1KDE KULLANILIR.
Otomatik Soğutma Dolapları
gelmiştir.
EN AZ CEREYAN SARFİYATI SESSİZ ve ARIZASIZ EMİN BİR İŞLEYİŞ RADYODA PARAZİT YAPMAZ
Yiyecek ve içeceklerinizi sıhhî bir surette soğutup muhafaza etmek içtn her eve lâzım ideal bir soğutma dolabı.
SATIŞ YERİ: Beyoğlu, Galatasaray No 158
ATEŞ TÜRK LIMITED ŞİRKETİ
«Philips,. Radio Acentesi
Fenerbahçe Park Otel ve Lokantası
İstanbulun en mümtaz ve güzel yerinde fevkalâde manzaralı Kadıköy Fenerbahçede büyük bir park içinde Adalara, İzmit körfezine, Moda ve Marm&raya tam nezaretli muhteşem bina ve cesim bahçe içerisinde tamamen bir nesih aile yuvası Fenerbahçe Park Otel ve lokantası yeni olarak açılmıştır. Muntazam servis, saf ve temiz hava ve TAM DİNLENME YERİ deniz banyoları ve çam ağaçlan arasında Büyük otel ve lokanta.
(Fenerbahçe nihai tramvay istasyon karşıkl sokaktadır.)
Balo, düğün, nişan ve ziyafetler için büyük ve konforlu salonlar ehven şeraitle verilir.
Pirometre alınacak
Sümerbank umum müdürlüğünden:
1 — Bir adet Pirometre satın alınacaktır.
2 — pirometre (0- - 1400 derece) olacaktır.
3 — Satmak isteyenlerin Ankarada Umum Müdürlük Satın alma Müdürlüğüne başvurmaları.
ı^MiTürkiye Şişe ve Cam Fabrikaları™™
ANONİM SOSYETESİNDEN:
Paşabalıçe Fabrikamız İçlu
150 ton çayır otu alınacaktır,
İsteklilerin şartnameyi görüp teklifte bulunmak üzere en geç 25.
0. 945 tarihli pazartesi günü saat 12 ye kadar sosyetemizin G. lata Perşembe Pazarı Samur sokak İş hanında ticaret servisine müracaatları.
İstanbul Memurlar İstihlâk Kooperatifi Müdürlüğünden:
Siyah ve beyaz ve renkli zincirli marka vç makara ipliği, çapa marka renkli kotonlar. •,
Şirketimizin Taksim, Kadıköy ve Mısırçarşısı mağazalarlyle Beşiktaş, Eyüp, Kasımpaşa ve Bakırköy şeker bayilerimizde atılmaktadır. İsli-yenler serbest alabilirler. (7671)
ZÜMRÜT YALOVA KAPLICALARI ACİLDİ
Termal oteli: Bir kişi (kahvaltı öğle ve akşam 14 liradan
yemekleri dahil)
» » İki kişi » » » 24 »
Büyük otel: Bir kişi » » » 12 »
• » İki kişi * > » 18,50 »
Çınar oteli: İki kişilik oda 5.50 »
Küçük otel: îkl kişilik oda 4,00 >
Taş otel: Bir kişilik oda 1,5ü »
Taş otel: îki kişilik oda 2,50 »
Ziyaretçiler için
Termal lokantasında tabldot 350 Kr.
Büyük gazino lokantasında 250 Kr.
Halk lokantasında bir kap yemek 70 Kr.
Vapur. Köprüden 8,50 ve 17,40) Bu seferler boğaz ve anadolu
■ : Yalovadan 6,15 ve 17,25) sahillerine aktarma verecektir.
ORKESTRA Ş E F î
Prof. Lilly D’Alpino Radomgki
20 gün kalanlara otel ücretinden % 15 tenzilât yapılır. Sayın müşterilerin hüviyet cüzdanı ve ekmek karnelerini beraberlerinde getirmeleri rica olunur, (7399)
Belediye sular idaresinden:
İdarece acele olarak kapalı zarflı eksiltme ile 16 ton kurşun boru satın alınacaktır.
Eksiltmeye ginnek istiyenlerin 11, 6. 945 pazartesi günü saat İle kadar teklif zarflarını Beyoğlunda İstiklâl caddesinde Mayer mağazası arkasında idare merkezinde muamelât dairesine vermeleri, Bugün ve saatten sonra getirilecek zarflar kabul edilmez. (7651)
Açık arttırma ile Mecburi büyük bir satış
Bu müzayedede Elişi işlenmiş nadide söfra ve çay takımları, nadide bir salon ve bir çok biblolar satılacaktır. Haziranın 10 unçu pazar günü saat 10 da, Taksimde Cumhuriyet caddesinde Belediye Bahçesi tanı karcısında 27 numaralı Ceylân apartımanın 2 nel dairesinde mtacut birinci müzayededen baki kalan emsalsiz eşya, biblo ve sofra takımları açık arttırma suretlle satılacaktır, pomiye usulü enfes bir salon takımı, bronz motlfU akaju kaplama 7 parçadan İbaret dlrektuar yatak oda takımı. 115 parçalı gayet zarif komple tabak takımı, masif bronz Louls XVI nadide bir avize. Dtkkat, şehrimizin en büyük bir müesseseye hususi bir surette ısmarlanmış ve tekmili işlenmiş zengin keten masa ve çay örtüleri. Rozental, Vlenna, İtalya biblo ve heykelleri, bakara kristal su takımları, renkh kristal vazolar, beyaz maden tattı takımları, 180 parçadan ibaret komple çatal takımı, maden peynlrlik-ler. Horasan, Saruh, Şiraz, İsparta seccade ve halıları. Büfe, masalar, sandalyalar, üstleri kristal salon masaları, keten perdeler, Slnger dikiş makinesi. Vampir elektrik süpürgesi, aynalar, yatak ve yorganlar, karyola örtüleri. Avrupa malı bavul ve valizler. Stüdyo divanlar, duvar ve konsol saatleri, takım ve borularile beraber çini soba, muşambalar, üstü kristal yazıhane ve koltuk, kristal aplikler, Odeon marka elektrikli salon gramofonu, havagaz ocağı, Poker fiş takımı, tavlalar ve saire. Fazla tafsilât için «Portakal Mobilya Evine> müracaat. Telefon 42738
Tanınmayan Şairlere:
Zengin bir cilt halinde neşredilecek olan «YENİ ŞAİRLER İMİZ u adil şiir küUlyatında yer almak kabiliyet ve arzusu bulunanların en kısa bir zamanda Posta Kutusu No. (163) İstanbul'a İsim, sarih adres ve tn güzel şiirlerinden bir kaçını göndermek suretlle müracaatları rica olunur.
NOT: Matlûba muvafık görülen şiir sahiplerine Icabeden malûmat verilecektir. Gönderilen eserin zayi halinde hiç bir mesuliyet kabul edilmez. Eserde yer alan şHrlcr arasında en çok beğenHen şiir 100 liralık bir mükâfatla değerlendirilecektir.
» 1 11
Türkiye iş Bankası
Küçük cari hesaplar
1945 ikramiye plânı
ÇEKİLİŞLER: 29 ocak, 2 Mayıs, 24 ağustos, 1 kasım tarihlerinde yapılır.
—1945 İKRAMİYELERİ ______________________
1 adet ARSA (İstanbul’da Büyük Yalı da Ada; 164, parsel No, 4, 923 M2.)
1 Adet 2000 Liralık 2000.— Lira
3 B 1600 o — 3000.— •
4 0 500 a — 2000.— »
10 * 200 » — 2000.— D
25 D 100 * — 2500 — D
100 » 40 ■ — 4000.— n
150 D 20 ü — 3000.— B
300 » 10 » 3000 — ■»
Türkiye İş Bankasına para yatırmakla yalnız para biriktirmiş ve faiz almış olmaz, aynı zamanda tallintzi de denemiş olursunuz.

Sahile 8
A fO Ş A M
9 Haziran 1945
Bunaltıcı sıcaklarda sertnlemek> sıkıcı havalarda ferahlanmak asabi hallerde sinirleri teskin için
HAŞAN LİMON ÇİÇEKLERİ «*!?'
Ancak Avrupa ve Amerikada benzerine tesadüf eaılecek derecede yüksek bir kalitede olup pek lâtif kokuludur. Basan dapelarile bülün ıtriyat mıjmljrınh satılır
Emniyet,.... Emniyet.... 8u gün ve yarın da, umumun faydalandığı faydalanacağı bu prensip ve bu nimet....
Yavrularımızı beslerken de düşünülürse onları müstakbel yurt güvenliğine sağlam bir unsur olarak yetiştirmiş oluruz
ÇAPA MARKA
HUBUBAT UNLARI
YARIN
BÜYÜKDERE
BEYAZ
P A R K’ ta
Saz - Caz - Varyete Komedi
Halk türküleri eşsiz sanatkârı ZEHRA BİLİR
Egzotik danslar kraliçesi ADALET
“KUPER,,
İNGİLİZ ZİRAİ ve BAYTARI
C«>pe. M* D.U|.JI a ».hrt, BcrkUnalcA, H«rt>
Müstahzaratı
Senelerdcnberl devamlı olarak yapılan en fennî araştırma ve tecrübeler neticesinde elde edilmektedir. ..KUPER» Dünyanın her tarafında kullanılmaktadır.
to.ı..,» umûmi »tkl|i .
RADYOkİMOK
alınca
KİLOLAR tabletler gibi erir.
\__________________
şirin Boğazlçinln tabii ve güzel manzaraları arasında
Küçük Bebek Yalı Gazinosu
açılmıştır. Her akşam çelik palas orkestrası şefi MENDEL FRİDMAN idaresinde mükemmel bir caz İcrayı terennüm etmektedir. Hoş ve eğlenceli vakit geçiriniz. Mutedil
Hatlarla nefis ve leziz yemekler, her nevi soğuk İçkiler. Temiz ve kusursuz servis.
Bayanlara mahsus gayet şık ve zarif modellerde 18 ayar altın BİLEZİKLİ SAATLERİMİZİ Borünüz.
Singer Saat Mağazası emS?anbS° 8
Her nevi mücevherat siparişleri kabul olunur. ——B
FİLİSTİN
SANAYİ SERGİSİNİ
ZİYARET EDÎNİZ
30 Mayıs - 12 Haziran 645 Pazardan maada her gün saat 9 dan 19 a kadar l’NYON FRANSEZ binasında 223, Meşrutiyet Cad.
\PEK NADİR BULUNAN
BİR FIRSAT
İstanbul Marpuççularda BARANATAN han namile maruf ve çok kıymetli 48 yazıhanesi ve 11 mağazası bulunan han İzalel şuyu dola-yıslle Sultanahmet birinci sulh hukuk mahkemesi tarafından 16. 8. 045 salı günü saat 14 den 16 ya kadar satılacaktır. Muhammen kıymeti 573480 liradır. Talip olanların İstanbul Sultanahmet tapu binasının alt katında blrtncl sulh hukuk başkâtipliğine 944/29 numara İle müracaatları.
Ambalaj bezi ve çember satışı Sümerbank Yerii Mallar Pazarları Müessesesi toptan satış müdürlüğünden:
Depomuzda mevcut tahminen beşer bin kilo miktarındaki kullanılmış ambalaj bezlerlle çemberler 15/8/945 tarihine t-esadüf eden cuma günü saat 14.30 da açık arttırma ile satılacaktır.
Malı görmek ve satışa İştirak etmek İsteyenlerin bildirlen tarihle ambalaj bezleri için bin ve çemberler İçin de yüz lira teminat akçeslle Bahçekapıda Sümerhan Birinci katta Toptan Satış Müdürlüğüne müracaat etmeleri açıklanır.
PUDRANIZIN
RENGİ
Hangisidir
HERKESİN TUALET SABUNUDUR
PSOROLİ
mm Uyuz ilâcı
BARSAK SATIŞI
KonyadakL butun kasab esnafının şehir Mezbahasında kesilen bilumum koyun, kuzu ve keçinin barsak ve sakadatı 15/6/1945 tarihinden İtibaren bir sene müddetle satılacaktır. İstekliler satış günü olan 14/6/945 perşembe günü saat 16 da Aziziye camii civarı No. 6 da bulunmaları ve bar-saklar ayrı, sakadat ayrı verlte-ecğt Hân olunur. ■■■■
İhtira ilânı
aÇüp kaplarında ve çöp toplama sandıklarında tozları havalandırmadan boşaltmak için tertibat» için 4/11/1935 tescil tarih ve 2004 sayılı, I ırÇop veya mümasilini biriktirip toplamağa mahsus kap» için 14/12/1936 tescil tarih ve 2581 saylll ve »Çöp ve saire toplamağa mahsus kab» için 26/4/1940 tescil tarih ve 2946 sayılı İhtira beratları bu defa mevkii fiile konmak üzere ahere devrüferağ veya İcar edileceğinden talip olanların Ga-, lata'da İktisat hanında, Robert Fer-rl’ye müracaatları İlân olunur.
□ Daima bir asistan doktor’a
ve bir diplomalı hemşireye
aç vardır. İsteklilerin Taksim Vakıf Hastanesine müracaatları. |
10 kadında 9 zu fena renkte bir pudra kullanırlar.

TECRÜBE EDİLECEK EN SON RENKLER
İstanbul Emniyet Sandığı Beşiktaş şubesi müdürlüğünden:
Şubemizin 321 No. lı vadesiz tasarruf hesabı sahibi Mustafa Büyük Deniz bu baptaki tevdiat cüzdanını kaybettiğini bildirmiştir. Yenisi verileceğinden eski cüzdanın hükmü kalmdaığı İlân olunur.
Fena renkte bir pudra, yüzünüze »Makyajlı» ve çirkin bir manzara verir ve sizi daha yaslı gösterir En uygun rengi bulmanın yegâne çaresi, yüzünüzün bir taralına bir renk ve diğer tarafına başka renk pudra tecrübe etmektir Bu tecrübeyi hemen bugün size parasız olarak gönderilecek Tokalon pudrasının yeni ve cazip renkiertle yapı-^ nız. Bu yeni renkler, gayet modem ve âdeta sihrimiz bir göz mesabesinde olan «Cromoscope» maklnaslle karıştırılmıştır Bu maklna, renkleri kusursuz ve taı.ı olarak seçer Artık «Makyajlı» bir yüze tesadüf edlimi-yecektlr Clld İle imtizaç eden ve tabii gibi görünen mükemmel bir pudradır. Tokalon pudrası, »krema köpüğü» ile berattı ve hususi bir usul dairesinde karıştırılmıştır Bu sayede rüzgârlı ve yağmurlu bir havada büe bütün gün sabit kalır Hemen bugün Tokalon pudrasını tecrübe ediniz ve teninize ne derece bir güzellik temin edeceğini görünüz.
soydan sünnetçi
AHMET TEMİZ
Çarşıkapı tramvay durak karşısında No. 3. T: 23B80 Marmara.
Ayrıca: Biraderi Büyük-
_ ada Halk Eczanesi » V MI___________telefon 58-37
İstanbul beşinci icra memurluğundan: 944/1368
Aksarayda Muratpaşa mahallesi Muratpaşa çıkmazında 12 No. lu evde Yusuf Kenan'a
Fatih İkinci sulh hukuk hâkimliğinden istihsal edilen ve dairemizin işbu dosyaslle İnfaza verilen 5. 11. 943 tarih ve 944/512 esas ve 388 karar sayılı ilâmı mucibince İstanbul belediyesine olan maa masarif 21 Ura 81 kuruş borcunuzdan dolayı adresinize tebliğ edilmek üzere gönderilen İcra emrinin bllâ tebliğ İade edilmesi üzerine İcra hâkimliğinse İcra emrinin 20 gün müddetle llânen tebliğine karar verilmiş olduğundan İşbu İlânın neşri tarihinden İtibaren 20 gün İçinde borcu vermezseniz tetkik merciinden veya temyiz veya ladel muhakeme yolile alt olduğu mahkemeden İcranın geri bırakılmasına dair bir karar getirilmedikçe cebri İcra yapılacağı ve yine bu müddet İçinde mal beyanında bulunmanız ve bulunmazsanız hapis İle tazyik olunacağınız ve hakikate uygunsuz beyanda bulunursanız hapisle cezalandırılacağınız icra emri yerine kaim olmak üzere tebliğ olunur. (7700)
Beyaz Yıkanır Deriden
Bayan El
Çantaları
ŞEN ŞAPKA
Mağazasında, seri halinde teşhir edilmiştir. Yenicaml No. 46
Muhasip aranıyor I
Darülaceze mütedavU serma- I yeli imalâthaneleri İçin sanayi ■ muhasebesini bilir bir muhlise- I beelye İhtiyaç vardır. Taliplerin j B müesseseye müracaatları.
Zayi — Galata nüfus memurluğundan aldığım nüfua tezkeremi ve Karamürsel askerlik şubesinde kayıtlı askerlik tezkeremi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. 307 doğumlu
Kadri oğlu Cafer Kara
Zayi — İstanbul Esnaf odasından aldığım 10275 numaralı perakendeci grup vesikamı zayi ettim.Yenisini alacağımdan hükmü yoktur. .
Seyyar meyvacr. Baba özgüler
-—RUMELİ E r r* : D DE BAG HAYVANAT —
| HİSAR İM t : U 1 r d t BAHÇESİ AÇILDI
AKŞAM
Çabuk ve Kolay
Türkçe öğrenmek Istlvenlere H. H, Kreider tarafından
«FIRST LESSONS İN MODERN TURKÎSH» En mükemmel kitaptır. Satış yeri:
Beyoğlu Kitap Barajı, G, E, N.
YÇoeuğununın dinç^güpbüz
ÎOZFATİN zambo h" - İLE BESLEYİNİZ ■ ■ ■ ■ 'Mal s i um , Fosfat vVitamin/f . cjıcfa/arla fiazırfanmı&frrt ,
Sene 27 — No, 9570 — Fiat! her yerde 10 kuruştur,
CUMARTESİ 9 Haziran 1945
Sahibi: Necmeddln Sadak — Neşriyat müdürü: Hikmet Feridun Es — AKŞAM Matbaası
Açık millet vekilliklerine namzetler çoğalıyor
Seçim teftiş heyeti müracaatları kabule başladı,
şimdiden Istanbulda 5, Izmitte ve Sıvasta 35, Zonguldakta 41 zat namzetliklerini koydu
Aka Gündü? Hamdl Boşar Hakkı Tank Uj Profesör Cemil Topuzlu
Küçük bir seçim denemesi
münasebetile
Bl. memleketin millet tarafından idaresi demek olan Demokrasi, eski Yunan o site») terinde ve bugün de bir kaç küçük İsviçre Kantonunda hâlâ olduğu gibi. bütün memleket halkının, şehir meydanında toplanarak bizzat hükümet seçmesi ve kanun yapmasından başlıyarak, kendine-vekiller seçip memleket idaresini onlara bırakmasına kadar türlü şekiller geçirmiştir. Bu bakımdan denebilir ki Demokrasi bir milletin memleket idaresini bilfiil elinde tutması derecesile ölçülür. Milletlerin toprak ve nüfus hacmi büyüdükçe vasıtasız halk idaresi imkânsız olmuştur, Fakat milletlerin, inandıkları ve beğendikleri kimselere vekillik vererek idare edilmeleri şekillerinde de farklar vardır. Meselâ İsviçrede seçim Ve Meclis olduğu halde bazı şartlar İçinde kanunlar «Referendum» usulde doğrudan doğruya milletten sorulur.
Demokrasinin temeli bir milletin kendi hükümranlık hakkını kullanma şekli olduğuna göre, demokrasilerde yerleşen diğer müesseseler. eşitlik, hürriyet, adalet gibi haklar, millet idaresinin az veya çok belirmesine bağlıdır. Bundan dolayıdır ki bazı ahvalde, zorla veya isteyerek, milli iradenin tek kişiler elinde toplanması — millî menfaatler adına — milletin hükümranlık hakkına ve neticede hürriyetine sıkı kayıtlar koyar. Bitler, Alın anyayı Alman milletinin tek vekili olarak, böyle idare etmişti.
Görülüyor ki demokrasinin ilerleyiş derecesi nihayet, milletin memleketi idare hakkını — zaruri olarak — daha az sayıda bir zümreye devrederken düşünce ve iradesini en iyi şekilde kullanmasile Ölçülüyor, Bu düşünce ve inanların, memleket içinde şu veya bu şekilde toplanıp birleşmesi çeşitli partileri doğurur ve seçimlerde dağınıklığın. bilgisizliğin yaratacağı anarşiyi önler.
Bu önsözlerden vargımız şudur: Bizce partiler demokrasiyi yapmaz, demokrasinin ilerleyişi partiler doğurur. Çünkü De-mokras'. ancak halkın, başkalarına vekillik verme şekline bağlıdır.
Bundan dolayıdır ık yakında seçilecek bir kaç Millet Vekilliği için C. H, Partisinin namzet göstermemesini, ilerisi için en yerinde bir deneme sayıyoruz.
Bu deneme küçük ölçüdedir ve kısmidir, çünkü seçilecek Millet Vekillerinin sayısı azdır ve onları ₺ çecek olan ikinci seçiciler gene Parti mensuplarıdır. Fakat bun', ra birçok namzetler arasın-
dan istediklerini seçmek hakkının verilmesi dahi,, şalisi kabiliyet ölçüsü olarak bazı serbes inanların, hattâ ztimre ve cereyanların belirmesine meydan verecektir. Bu bakımdan deneme çok faydalı, İlerde alınacak daha geniş kararlar üzerinde tesirli olacaktır.
Atılan bu İlk adım, memleket içindeki genişliği ve tesirlerinden ziyade yeni ve ileri bir zihniyetin gösterisi olmak bakımından ehemmiyetlidir.
Türkiyede, büyük batı Demokrasilerinin örneği, daha doğrusu esasları üzerinde gelişecek olan demokrasi idaresi, herşeyden önce, milletin kendi iradesini kullanma tarzından, yani seçim şeklinden başlamak gerektir. Bütün yapı, partileri ve hürriyetlerde. ancak böyle sağlam bir temele dayanırsa sürekli olur. Başka türlüsü zorakldlr ve bir çok denemelerle anlaşılmıştır kİ yaşamaz.
Necmeddin Sadak
(Arkası sahife 2; sütun 5 te)
Profesör Fuat Galip Kemali
Başgil Söylcmezoğlu
17 haziran pazar günü altı ilde açık bulunan millet vekillikleri için yapılacak seçimlere alt emir, İç İşleri Bakanlığı tarafından dün vilâyete bildirilmiştir. Bu emir üzerine derhal faaliyete geçilmiş, Vali ve Belediye başkanı Dr.. Lûtfi Kırdarın başkanlığı altında kurulan teftiş heyeti adaylıklarını (nemzetllklerinb koyanların müracaat!arım kabule başlamıştır.
Teftiş heyetinde Daimi encümen üyelerinden B. Muharrem Nail! Akdo-ğu, Mehmet Ali Gökçe, İhsan Namık Koray, Blcan Balcıoğlu. Asım Engin, Ekrem Tur ve Celâl Aslanglray bulunmaktadır.
Öğrendiğimize göre, Istanbulda millet vekili, seçiminde oy kullanacak olan ikinci seçmenin sayısı 2271 dlr.
Bu seferki seçimde Cumhuriyet Halk Partisi tarafından namzet gösterilmemesi. yurtta büyük bir İlgi uyandırmıştır. 17 haziran pazar günü İstanbuldan başka Kocaeli, Zonguldak, Sivas, çorum ve Burdur'da da seçim yapılacaktır. Buralarda kimlerin namzetliklerini koydukları ve kimlerin koyacakları henüz belli olmamışsa da yalnız Kocaell’de 35 zatın müracaat ettiği haber alınmıştır. Kocaeli namzetleri arasında bulunan çlfçl Bedri Atlg, İzmit sinemalarında hoparlörlerle kendisi hakkında propaganda yaptırmaktadır.
İstanbul namzetleri
Ali Kami Akyüzün vefatı üzerine açık bulunan İstanbul millet vekilliğine müstakil olarak namzetliğini koyanlar, dün yazdığımız veçhile, karikatürist ressam Togo, evvelce Atina (Arkası sahife 2; sütun 5 te)
Suriye ve Lübnanda
Fransız aleyhtarlığı bütün Siddetile deyam ediyO'
Suriyede kıtlık tehlikesi yoktur, Ingiliz mahfilleri Fransızların
ithamlarını
reddediyorlar
Beyrut 9 (A.A.) — Afi: Fransız aleyhtarlığı bütün şiddetile devam etmekte ve bu hal Lübnan hırlstlyanlan arasında bir dereceye kadar endişe Uyandırmaktadır. Bu hırlstlyan-lâr, İngiliz'lerin, Suriycde yaptıkları gibi, sonradan müdahaleye imkân bulmak için tahrlkât yapmağa çalıştıklarını İddia ediyorlar. Lübnan hükümeti, memleketteki galeyan dola-yıslle önümüzdeki 8 gün zarfında va-zıyeta hâkim olamamaktan korkmakladır, Bakanlar Kurulu evvelki gün toplanmıştır. Lübnan gazetelerine göre, bu toplantıda telefon şebekesiyle Yakın Doğu radyo İstasyonlarına mahalli makamlar tarafından el konulması meselesi konuşulmuştur.
Kıtlık tehlikesi yok
Beyrut 9 (AA.) — Dokuzuncu ordu sözcüsü general Rennle, Suriye ve Lübnanda buğday kıtlığı nıevzuuba-his olmadığını, çünkü bu sene bol mahsul alındığını söylemiştir, İaşe güçlükleri karşısında kalınmışsa da bu. Suriye ve Lübnanlıların Fransız buğday ofisi memurlarlle İş birliği etmek istememelerinden ileri gelmiştir. Bu vaziyet karşısında İngiliz ordusu müdahale etmek ve muvakkat bir
teşkilât kurmak zorunda kalmıştır. Bu teşkilâtta münhasıran İngiliz memurları çalışmaktadır.
Gl. Rennle, bu teşkilâtın siyasi bir mahiyeti olmadığını bilhassa tebarüz ettirmiştir.
Bu teşkilâtın Fransızlara da yiyecek dağıtıp dağıtmayacağı hususunda sorulan bir suale cevap veren general Rennle, şöyle demiştir: «Biz altı senedenberl yaptığımız bu harbi.
(Arkası sahife 2; sütun C da)
HAFTA KONUŞMASI
Utla serenat -
Mandolinle gazel
Yazan: Refik Halid Karay
Yarınki AKŞAM'da
Konferans 20 haziranda kapanıyor
Londra, dünya teşkilâtının muvakkat merkezi oldu
B. Truman konferansın kapanışa
_ _ Q_
(N
oturumunda bulunmak için San Francisco’ya gidecek
Londra 9 (Radyo) — San Francisco’ dakl Reuter muhabirine göre, konferansın 20 hazirana doğru çalışmalarını bitireceği hakkındakl ümitler çok kuvvetlenmiştir. Beş büyük devlet arasında henüz halledilmemiş olan üç nokta kalmıştır: 1 — Manda altında bulunan toprakların milteveliiliği, Rusya mütcvellUlfc hedefinin İstiklâl olması noktasında ısrar etmektedir. 2 — Beyannamede tadilât, 3 — Dünya teşkilâtının, teşkilâta dahil devletlerin İç İşlerine müdahale etmemesi.
Birleşik Amerika Başkanı B. Truman, konferansın kapanış oturumunda hazır bulunmak İçin önümüzdeki hafta San Francisco’ya gidecek ve orada yirmi dört saat kalacaktır. Bu hususta tertibat alınmıştır.
Dünya teşkilâtının muvakkat merkezi Londra şehri olması sureti kati-yede kabuL edilmiştir. Dünya Emniyet kurulunun ihzari teşkilâtı Londra’da yapılacaktır. Hangi şehrin, dünya teşkilâtının daimi merkezi olacağı San Franclsco'da kararlaştirilmiya-caktır.
Beş büyük devlet sonradan teşkilâtın daimi merkezini aralarında kararlaştıracaklardır.
Beş büyük devlet arasında varılan anlaşma
Londra 9 (Radyo) — San Francisco’ da veto meselesinde bir anlaşmaya varılmış olması Loncfra ve bütün dünyada büyük bir sevinçle karşılanmıştır. Konferans görüşmeleri süratle ilerlemektedir. 10 güne kadar beyannamenin imza edileceği tahmin ediliyor.
Eld edilen nihai netice şöyle hülâsa edilebilir:
1 — Hiç bir memleket Emniyet konseyinin bir meseleyi İncelemesine mâni olıamıyacaktır
' 2 — İhtilâfla hiç bLr alâkası bulunmayan bir büyük memleket yalnız veto hakkını kullanabilecektir.
3 — Bütün büyük devletlerin tam bir muvaffakiyeti İle ancak bir İşe girişilebilecektir.
B. B. C-'nln San Francisco’dakl Özel muhabiri, bu haber yayılır yayılmaz bütün küçük milletlerin rahat bir nefes almış olduklarını bildiriyor.
B. B. C.’nln siyasi muharriri de şöyle demektedir:
«Anlaşmanın teferruatı çok ehemmiyetli noktalar İhtiva etmektedir. Fakat asıl ehemmiyetli olan nokta bir anlaşmaya varılmış olmasıdır.» Rus sözcüsünün beyanatı
San Francisco 9 (A.A.1 — Buradaki hava bir gecede değişmiş ve kötümserlikle endişeden sevinç ve İyimserliğe geçilmiştir. Yeni Milletler Cemiyetinin kısaca Birleşmiş milletler adını alacağı bildirilmiştir. Bununla harb zamanındaki İttifaka bu adı vermiş olan M. Roosevelt'ln hatırası taziz edilmek istenilmektedir.
(Arkası sahife 2: sütun fi da)

İngilizcenin feryadı
Yazan: A. ADNAN . ADIVAR |
Bugün beşinci sahifemlzde
O
DİKKATLER;
Ensiz basmalar
Yerli malı çok zaman yabancı malından daha pahalıdır. Dışardan gelen mallardan daha ucuza sattığımız yerli mallan da yok değildir: İthal malı basmalar metresi 155 kuruştan satılıyor. Bizim yerli malı basmalarımızın metresi 150 kuruştur, l’cuz değil mi?
Ama arada şu fark var: Dışardan gelen basmanın üç metresinden bir entari çıkıyor Bizim basmalar nedense ensiz oldukları için beş metre almalı kİ bir entari çıksın!
Halbuki eskiden bizim basmalarımızın da eni dışardan gelenler kadardı. Daraltmayı kim akıl etmişse yerli malına fenalık etmiştir.
Trieste anlaşması bugün imzalanıyor
(D p
Müttefikler, Avusturyamu işgali "g meselesinde henüz anlaşamadılar n
edildiğini söylemiştir. »—
M. Grew, Avusturyanın İşgali meÇj selesinde Amerika, Büyük Britanya, Rusya ve Fransanın anlaşmaya muvaffak olamadıklarını söylemiş, fakat Vlyanarun müşterek İşgali hususunda diğer üç büyük devletle mutabık bulunmıyanm Rusya olduğuna dair, Londradan gelen haberi ne teyit, ne de tekzibetmlştir.
Vaşlngton 9 (Radyo) — Vaşhıg-ton’un salâhiyetti mahfilerlnde bildirildiğine göre, mareşal Tito, hiçbir kayde tâbi olmaksızın, Trleste meselesi hakkındakl anlaşmazlığın halli İçin İngillzler ve Amerikalılar tarafından yapılmış olan teklifleri kabul etmiştir.
Londra 9 (Radyo) — Moskova radyosu, Müttefik askeri heyetlerinin yakında Tirana şehrine gideceklerini ve Arnavutluk olayları hakkında hükümetlerini daha açık bir surette aydınlatacaklarım yayınlamıştır.
Londra 9 (Radyo) — Londra, Va-şlngton ve Belgrad'dan gelen haberler, Trleste meselesinde bir anlaşmaya varıldığını teyide t inektedir. Anlaşma bugün Belgrad'da imzalanacak ve Tito askerlerinin çoğu Trleste şehrinden çekilecektir.
İngiltere ve Amerika hükümetleri, Trleste İle gerisindeki mıntakada bir Müttefik askeri hükümet kurulması hususunda ısrar etmişlerdir.
Press Assoclatlon muhabirine göTe, bugün Belgrad’da İmzalanacak olan anlaşma. Müttefiklerin bu arzusunu temin ettiği gibi, tehditlerle dolu güç bir duruma da nihayet vermektedir. Venetla - Julla vilâyetinin kime bırakılacağı salh konferansı masasında kararlaştırılacaktır.
Dış İşleri müsteşarı M. Grev, bugün yaptığı bir demeçte, M. Hopklns'In Moskovayı ziyaretinin hedefi Polonya meselesine bir hal tarzı bulmak olduğunu ve bu yolda terakkiler elde
Hükümet memleketi kararnamelerle idare edecek topyekûn seferberlik yapıldı
Londra 8 (Radyo) — Japon gazetelerinde neşredilmiş olan bir habere göre. Japon hükümeti, dlktatörvart tavırlar takınmıştır. Bundan sonra hükümet, Meclisin tasvibine arzedll-meden vücuda getirilen kararnamelerle idare edecektir.
Japon radyosu, hava »kınlarının günden güne artacağını ve nihai savaşın nasıl Japon topraklarında cereyan edeceğini halka ihtar etmLştlr.
Hükümet, İstilâya karşı koymak
(Arkası sahife 2; sütun 4 te)
Günler Geçerken
Ne kayış,
ne kablo
Çok şükür bizim gazete «kayış» kelimesini nihayet attı da tünel arabalarını çeken tel örgünün adına «kablo» dedi, çıktı. Bilindiği gibi kayış sözü ancak köseleden yapılan şeyler için kullanılır: madenden olursa kablo demek lâzım gelir. Şu var ki çoğumuzun sandığı gibi Türkçe kayış sözünün «kaymak» tan ziyade «etrafında çevirmek, döndürmek» mânasına «kaytarmak-, tan çıkmış olması ihtimali daha çoktur; ««kavuşmak — kavramak» sözleri de dikkate alınmalıdır. Hoş, mesele bu değildir,,,-ilk fırsatta kayış veya kablo ile çekilen yeraltı arabalarından kurtulmaktır. Elektriğin henüz düdüğü ötmediği bir devirde o arabaları tabiidir ki yüksek tarafa koca bacalı bir fabrika kurarak kablo vasıtasile ve buhar kuvvetile çekebilirlerdi. Allah dedelerimizden razı olsun, iyi ki bu şekilde, toprağı delerek tel halata takılı işliyen bir nakil vasıtasından {irkmemişler de İzin vermişler. Kaç nesil, yokuşa tırmanmaktan ancak o cesaretle kurtuldu.
Şaşılacak nokta, makine âleminde görülen şaşırtıcı inkılâplara aldırış edilmeden tünelin eski şeklinde bırakılarak ne şirket zamanında, ne de sonradan sayısı ikiyi geçmiyen arabalara elektrik motörü konulmaması yahut her hangi pratik ve emniyetli bir şekle sokulması cihetine yanaşılmanıasıdır. Daha tuhafı şudur: Son kaza oluncaya kadar tünelin içini aydınlatmak bile kimsenin akima gelmedi; her taraf elektrikle pırıl pırıl yanarken kimse «yahu, şu yarım kilometrelik karanlık yola da bir kaç ampul koysak!» demedi; kablonun koptuğunu haber veren veya kopunca frenleri sıkan otomatik bîr alet ilâvesi ise, daima İhmale uğradı. Şimdi içine bindiğimiz arabalar geçen umumî harb öncesinden yadigârdır; o zamandanberi hiç şüphesiz yiik bakımından daha hafifleri, sağlamları ve daha konforluları yapılırdı. Hem bütün bunlar, hepsi ne ile bilir misiniz? Elektrik idaresinin yılda l)ir iki kere müşterilerine gönderdiği «şebeke üzerinde yapılacak işler dolayısile şu tarihte cereyanın kesileceğini bildiren» mektupları açık zarfla yollıyarak puldan tasarruf sayesinde...
İcat edeceğimiz günlere daha çabuk yaklaşmak için icat edilenleri zamanında, yenilendikçe kullanmak fırsatını kaçırmamak lâzımdır.
Refik Halid Karay

Sahife i
f
V
g81M
HAFTA SONU NOTLARI

Çocuğunu mu boğmuş?
Bonomi çekildi
______ 9 Haziran 1945
Kanadada garip bir nutuk
Kısaltma bahsi uzuyor
Üsküdar - Kadıköy ve Havalisi Halk Tramvayları Türk Anonim Şirketi adına sayın B. Feridun Manyas'tan aldığım bir mektupta deniyor ki:
■Akşam gazetesinin 2 haziran 1j45 cumartesi tarihli nüshasının ikinci sahlfeslnde (Hafta sonu notları) başlıklı yazılarınızın «Mükâ-fatsız bilmece» fıkrasında « T. H. B. Ü. K. V. H. H. T. T. A. Ş. T. M. dan» şeklinde dizilmiş olan harflerin •Tasfiye Halinde Bulunan Üsküdar - Kadköy ve Havalisi Halk Tramvayları Türk Anonim Şirki 11 Tasfiye Memurluğundan» cümlesinin kısaltılmış şekil olduğunu ve bunu okuyucularınızdan Bay Feridun Özem'in gazetelerde çıkan bir ilânın üstünde görmüş olduğunu yazıyorsunuz. Bu Feridun Özem hayali bir şahsiyet değilse kendisini Hangi gazetede böyle bir İlân, görmüş olduğunu vazih bir surette bildirin eğe davet etmenizi rica ederim.
«Ben şahsen eksiraya içinden çıkılmaz bir muamma teşkil edin yersiz kısaltmaların tamamen aleyhinde ve hu konu üzerinde yazdığınız yazıların taraftarı bulunduğum İçin şirketin tasfiye halinde bulunduğu lkl~sene zarfında (kİ bu müddet içinde Tasfiye Memurluğunu da İfa etmiştim) kalemimden böyle bir İlân baslığı çıkmasına İmkân yoktur ■
ikinci tebrik
Sayın B. Feridun Manyas mektubunun bundan sonraki kısmında, geçen sefer müşkül bir bilmeceyi hallettiğinden dolayı okuyucuyu tebrike lâyık görmemi, ortada bir bilmece olmadığı için fazla buluyor, hattâ Ciddî bir müesseSeyl gülünç bir vazıyete sokmaya sevk-ettiği tein okuyucumu tahtie etmem gerektiğini İlâve ederek mektubunu bitiriyor.
Eana o mektubu gönderen okuyucum adını açık açık yazdığına ve mektubunda bir de posta kutusu numarası bulunduğuna göre her halde hayali bir şahsiyet değildir. Şüphesk bu yazıyı okursa bana gönderdiği kısaltmayı nerede gördüğünü sayın bay Feridun Manyas'a bildirecektir.
Yalnız şunu ilâve etmeliyim kİ sözıi geçen kısaltmadan dolayı Üsküdar - Kadıköy ve Havalisi Tramvayları İdaresinin tasfiye memurluğu asla gülünç, bir mevkie düşmemiştir. Çünkü bizde, Avrupa'da ve Amerika'da sözü^eçen idare kadar saygı değer nice müesseseler, hattâ devletler kısaltma modasına uymuşlardır.
Bir halk müasseseslnin başında olan sayın Feridun Manyas’ın da kısaltma aleyhten olması bundan şikâyetçi olan halkı sadece memnun edecek bir hâdisedir. Bunu öğrenmemize vesile olduğu için doğrusu sayın okuyucumuz B. Ferldhn özem'l tekrar tebrik etmekten kendim! alamıyorum.
!İİ
Yer/i Mah kullanmanın zorluğu
rj arbden evvel yeril malı kul-1~I ianmak kolaydı. Çünkü «Yerli malı» demek, «Ucuz» demekti. Şimdi harbin yarattığı yeni durumda yeril mah kullanmak güçleşmlştlr.
Bir tanıdığım var. Amerika'dan gelen diş fırçalarından bir tane almaya muvaffak olmuş. «Kaça aldın?» diye sordum: «67 kuruş!» dedi.
Bir memur tanıyorum. Çalıştığı dairede bütün memurlara birer diş fırçası dağıtacaklarmış. «Amerikan malı mı?» dedim. »Kaç kuruşa?». «Filistin malı» dedi. «150 kuruşa!»
Memleketimizde yapılan diş fırçalarının üzerindeki etiketlere bakıyorum: 282 kuruşl
Eskiden olduğu gibi yine cesaretle ve imanla: «Vatandaş yerli malı kullan!» diyebilmemiz için maliyeti ucuzlatmaktan başka çare var mı?
!■!
Kâğıt fabrikamız işliyor
Kâğıt işlerile yakından İlgili bir zattan öğrendim: limit kâğıt fabrikası beş ay evvel kitap kâğıdı ynpmıya başlıyacağı-ni, ilk partinin nisan ayının sonunda hazır olacağım İstanbul'a bildirmiş, i, İhtiyaç sahipleri talip olup beklemeye koyulmuşlar.
Nisan ayının sonu gelmiş, kâğıt gelmemiş. «Ne oldu?» diye fabrikadan sormuşlar: «Kâğıtlar mayıs sonunda hazır olacakı- cevabı verilmiş.
Mayıs sonu da gelmiş. Kâğıt yine yok. Sormuşlar. Fabrika cevap vermiş: Haziran ayı sonunda hazır olacak I
Halbuki bu müddet zarfında ts-veoten, düşünün tâ İsveç'ten iki defa kâğıt gelmiş, üçüncü partinin de yolda olduğu öğrenilmiş. İzmit' ten ise sadece haber geliyor! Keşke adını «İzmit haber fabrikası» koysaymişiz!
ŞEVKET RADO
Balkan konferansı
Feci bir ölüm
Yunanistanm bundan haberi yok
Atina 8 (A.A.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: Basın müsteşarı Zaklnthlnos'ım bildirdiğine göre, Balkan devletlerinin hudutlarını tayin etmek ve buna müteallik diğer meseleleri İncelemek üzere bir Balkan konfransı toplanacağı hakkında yabancı gazetelerde İntişar eden haberlerden Yunan hükümetinin malûmat! olmadığı gibi kendince bu haberlerin asli esası yoktur.
ZaklntMnos, Balkan memleketleri gençlik teşkilâtlarının bir kongre yapacağı hakkındakl haberleri de asılsız iddia ettiğini İlâve ve böyle bir kongre toplandığı takdirde Yunanistan'ın buna İştirak etmiyeeeğine ve o kongrede temsil edllmiyeceğine işaret etmiştir.
Bulgarlar, Yunan hududunda tahkimat yapıyorlar
Atina 8 (A.A.) — Vradlnl gazetesinin yazdığına göre, Bulgar askeri makamları, Bulgar - Yunan hududunun büyük bir kısmında son zamanlarda yo! ve tahkimat yapmağa başlamışlardır.
Sovyet - Yunan münasebetleri
Atina 8 (AA.) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor: Öğrenildiğine göre, Yunanistan'ın Moskova elçisi Polltls Yunan hükümeti tarafından Atina’ya çağırılmıştır. Yunan hükümeti. Yunan - Rus siyasi münasebetlerine müteallik bazı meselelerde izahat almak arzusundadır. Aynı haberlere bakılırsa, bu arada bir Sovyet temsilcisi Atlnaya gelmediği takdirde, Politls'ln Moskova'ya dönmesi muhtemel addedllmemektedlr.
Kınalıadadaki ahır
Kmalıada’da Hamam sokağında bir inek ahırının, etrafı kara sinek istilâsı altında bırakacak derecede temizliğe riayet etmediği etrafında bazı şikâyetler yapılmakta idi. Bu şikâyeti göz önilne alan Adalar kaymakamı B Cemal, derhal alâkadarlara kati emir 1er vermiş ve ahırı temizlettirdiği gibi, etrafı kaplıyan kara sineklerin üremesine meydan vermlyecek tedbirleri de aldırtmıştır.
B. Sadi Iruıak’ın gazeteoilere beyanatı
Ankara 8 — Çalışma Bakanı Dr. Sadi İtaat bugünden İtibaren vazifene başlamıştır. Bakan, beni kabul ederek şunları söylemiştir:
— Henüz beyanatta bulunacak durumda değilim. Evvelâ araştırma, sonra müspet iş, daha sonra da beyanat... şimdilik size şu kadar «öyllye-blllrim: Çalışma Bakanlığı İş hayatile İlgili hususları düzenlemek İçin kurulmuştur, Çalışanların yaşama şartlarını daha İyi bir hale koymak, çalışmanın verimini arttırma^ amacımızdır. Çalışma hayatında bulunan mesleklerin mensuplarını birbirlerinin haklarına ve ödevlerine saygılı ve milletimizin yükselmesi dileğinde birbirine yardımcı bir bütün olarak ele almak demokrasimizin prensiplerindendir. Yüksek bir emanet saydığım yeni hizmette nöbete girerken bu prensipe uygun İki kanun tasarısının, yani toprak kanunu İle işçi sigortaları kanunun Kamutayda bulunmalını müşahede etmek benim için gerçek bir mutluluktur. Bu kanunların milletimizin kalkınmasında çok büyük bir rol oynıyacakları şüphesizdir. Eski bir mensubu bulunduğum basınımızın, objektif tenkldlerinden de büyük yardımlar beklemekteyim.
Elbiselik kumaşlar
Derhal Sümerbanka satılması için katî emir verildi
Ayşenin çocuğunun cesedi bodrumdan çıkarılmış
Rami civarında Boğazköy de oturan Ayşe isminde bir kadının bir müddet-tenberl hâmile olduğu ve doğurduğu halde, çocuğunun meydanda bulunmadığı hususunda Eyüp Barcılığına bir ihbar vaki olmuş, bunun üzerine Ayşe sorguya çekilmiştir.
Ayşe, filvaki bir çocuk doğurduğunu, fakat bunun ölü doğmuş olması dolayıslle, teçhiz ve tekfin masrafından kaçınmak üzere, çocuğu evin bodrumuna gömdüğünü söylemiştir.
Savcı ve Adliye doktoru hâdise yerine giderek çocuğu gömülü bulunduğu yerden çıkarmışlar, yapılan muayenesinde ölümün tabii şekilde olmadığını gördüklerinden, morga kaldırılmasına lüzum göstermişlerdir.
Morgun vereceği rapora göre, hâdisenin iç yüzti anlaşılacaktır.
Yeni kabineyi kurmak için Romada görüşmeler oluyor
Londra 0 (Radyo) — İtalyan Başbakanı M. Bonomi istifasını vermiştir. Kabine arkadaşlarının ricası üzerine M. Bononu yeni kabine kuruluncaya kadar vazife başınma kalmayı kabul etmiştir.
Roma’da yeni kabineyi teşkil etmek içki görüşmeler devam ediyor.
Hrlstiyan demokratlar, kendi partilerine mensup bulunan M. Gasparl’-yl yeni Başbakan olarak diğer partilere kabul ettirmeye çalışıyorlar. Gene bunların teklifine göre sosyalist Nennl Başbakan muavini olacaktır.
Küçük bir seçim denemesi münasebetle
Mahsul stokları
Yeniden sökülür takılır hangarlar sipariş edildi
Ankara 8 (Telefonla) — Yaptığım tahkikata göre yurda sokulan yünlü elbiselik ■kumaşların bir kısminin piyasa ihtiyaçları İle İthalâtçılara bırakılması, diğer kısmının da memurlara dağıtılmak üzere — kârı tthalâtçıya verilmek suretti e — Sümer banka satılması hakkında Ticaret Bakanlığı tarafından verilen kararda hiç bir değişiklik yapıl mıyac aktır. Bakanlık, memur ihtlyaçlamnın süratle karşılanması için bu malların derhal Sümerbanka satılması hakkında İs-tanbulda İthalâtçı birliklerine ve diğer ilgililere kati tebligatta bulunmuştur.
Ankara fi (Telefonla) — Toprak mahsulleri ofisi umum ümdilrlüğü, 1945 yılı mahsul stoklarının muhafazası İçin 100,000 ton hacminde hangar getirtmek İçin yeni bir anlaşma yapmıştır. Evvelce Amerikadan getirilen sökülür takılır silolardan başka İngiltereye de her biri beşer bin ton hacminde sökülür takılır 20 hangar sipariş edilmiştir. Bu hangarlar ağustos ayı sonunda yurdumuza getirilmiş olacaktır.
Diğer taraftan Ticaret Bakanı B. Ralf Karadeniz, elde mevcut mahsulün kapalı yerlerde muhafazası hususunda mümkün olan tedbirleri almaları İçin bütün valiliklere bir tâ-mlm göndermiştir.
Tifüsle savaş
Ağustosta geniş ölçüde aşı ile işe başlanacak
Türk hava kurumunun îsmet İnönü’ne tazimleri
Ankara 8 (A.A.) — Türk Hava kuruntunun dokuzuncu kurultayının saygı ve bağlılık duygularım sunmak üzere seçilen kurum başkanı Erzurum Millet Vekili Şükrü Koçak’m başkanlığındaki 10 kişilik heyet bugün saat 16.45 de Cumhur Balkanımız tarafından kabul edilmişlerdir.
Millî Şefimiz delegelerle göriişmûş’-ler ve kurultay üyelerine ve kurum teşkilâtına sevgilerini ve 1yi dileklerini bildirmişler ve kurultayca alman kararların verimli ve memleket için hayırlı olmasını dilemişlerdir.
(Baş tarafı 1 inci sahifede)
Bugün bir kaç Millet Vekilinin gene Parti tarafından serbes se-çilmesile atılan bu adım, yarın daha fazla genişler, ve nihayet tek dereceli seçime kadar vanr,
Avrupada ne millet, ne devlet, ne hürriyet bırakan beş yıllık kasırgayı sarsıntısız geçiren vatanımız, bugün ve yann en mesut, en sağlam teşkilâta erişmekte güçlük çekmeyecektir. Unutmamak lâzımdır kİ demokrasi denilen türlü, şekiller, en sonunda vasıtadan başka şeyler değildir, Bu vasıtaların hizmet ettiği tek hedef, memleketi en iyi idare edecek şekli bulmaktır. Türk milleti, geçmiş zamanlan hatırlayarak, hattâ kendisini baş-kalarlle mukayese ederek, eserleri meydanda olan yirmi iki yıllık Cumhuriyet idaresi şeklînden şikâyet edemez. Bugün daha iyisini, daha ilerisini arayıp bulmaya çalışıyoruz. Tarihin bu millete na-sibettiği büyük, eşsiz İnsanları her zaman bulamıyacağımiz için Cumhuriyeti, en uzak gelecekte de sarsılmaz kılacak temel teşkilâtı Türk milletinin sağlam bünyesine iyice mal etmek istiyoruz. Bunda da başarı muhakkaktır.
Necmeddîn Sadak
Açık Milletvekillıkleli
Emine yaktığı çöplerden tutuşarak çayır çayır yandı
İskenderun 9 (Akşam) — dün feci bir vaka olmuştur.
Civardaki Eğtrci köyünde oturan Mustafa yılıdnımın karısı " bahçesinin bir kenarında biriktirdiği çöpleri imha etmek İçin kibritle tutuşturmuştur. Ot ve samanlar ahlan kibritle birdenbire alevlenmiş ve bu alevler ani olarak Emlne’yl her tarafından sarnpştır. Neye uğradığını şaşıran Emine, alevler İçinde yana yana kaçıp kurtulmak istemişse de muvaffak olamamış ve bir tarafa yığılıp kalmıştır. Hâdiseye muttali olarak neden sonra oraya gelenler, zavallı Emlne’yl ancak bir kül yığını halinde bulmuşlardır.
Burada
Emine,
Ankara 9 (Telefonla) — önümüzdeki ağustos ayında yurd İçinde bir tifüs savaşı bağlıyacaktır. Geniş ölçüde aşı yapılması ile başlıyacak olan bu savaş hakkındakl gereken tedbirler alınmıştır. Mahalli sağlık ve sosyal yardım müdürlükleri h«r vilâyetin aşı ihtiyaçlarını toplu olarak Refik Saydam hızıssıhha müessese-sinden Istiyeceklerdlr. Her vilâyet lüzumlu aşı miktarım temmuz ayı İçinde tesbit ederek bildirmiş olacaktır.
Sağlık ve Sosyal yardım Bakanlığı bu hususta bütün valiliklere bir tamim göndermiştir.
Büyük Mîllet Meclisinde
Ankara 8 (A.A.l — Büyük Millet Meclisinin bugün Şemseddln Günal-llay'ın başkanlığında, yaptığı toplantıda oturum açıldıktan sonra Cumhur Başkanlığı tarafından gelen aşağıdaki tezkere okunmuştur:
Büyük Millet Meclisi Başkanlığına,
Devlet dairelerinin Bakanlıklara ayrılması hakkındakl 3271 sayılı kanunun birinci maddesine dayanılarak, çalışma hayatile İlgili işleri düzenleme, yürütme ve denetleme ile görevli olmak üzere, bir çalışma Bakanlığı kurulması ve bu Bakanlığa, Başbakanlığın teklif ettiği üzere, Konya Millet Veklil Dr. Sadi Irmuk'ın tâyini onanmış olduğunu arzederim.
Camhur Başkanı; ismet İnönü
Alkışlar ve muvaffakiyet dileklerilc karşılanan bu tezkerenin okunmasını müteakip gündemindeki maddelerin görüşülmesine geçilmiştir.
Nişasta fiatleri teshil edildi
Ankara 8 — Ticaret Bakanlığı nişasta İmal ve satrş hakkında İlgililere tebligatta bulunmuştur. Buna göre İmal edilecek nişastaların ambalaj içinde en yüksek toptan satış flati şöyle tesbit edilmiştir: Buğday nişastası kilosu 80, mısır nişastası 70 kuruştur.
İstanbul dışındaki yerlerde bulunan fabrikalarda imal edilen nlasta-ların en yüksek satış fiati de aynı ola çaktır. Perakende satışta buğday nişastası 88. mısır nişastası 77 kuruştur.
Veteriner umum müdürlüğü
Ankara 8 — veteriner işleri umum müdürlüğüne, bu vazifeyi vekâleten ifa etmekte olan mütehassıs müşavir doktor B. İhsan Athun tâyin edilmiştir.
Başbakanın çay ziyafeti
Ankara 8 (A.A.) — Başbakan Şükrü Saraçoğlu bugün saat 17 de Şehir lokantasında Türk Hava kurumu dokuzuncu kurultayı delegeleri şerefine bir çay vermişlerdir. Ziyafette Ba-‘ kanlar, kurultay başkan vekili ve Ba-I lıkesir Millet Vekili General Kâzım Özalp İle Millet Vekilleri, Basın yayın umum müdürü ye basın mümessilleri hazır bulunmuşlardır.
Çekoslovakya bizden tütün alacak
Londra 9 (Radyo) — Prag radyosu, Çekoslovak kabinesinin perşembe günkü toplantısında görüştüğü Meselelerden bahsederken Türkiye İle bir ticaret anlaşması yapılması batkındaki teklif müsveddesini müzakere ve tasvlbettiğin! ve Türklyeden tütün .■■alın almak İçin alâkadar Bakana salâhiyet verdiğini yayınlamıştır.
Japonyada diktatörlük
(Baş tarafı 1 inci sahifede) için halkın toptan, seferberliğini emretmiştir.
Japon başkumandanlığı tarafından istilâ hakkında neşredilen bir broşürde şöyle denilmektedir: cjapönlar, Müttefiklere karşı ölüme kadar çarpışacaklardır.»
Londra 9 (Radyo) — Amerikan hava kuvvetlerine mensup 100 süper uçan kale bu sabah Nagoys'daki uçak fabrikalarına akın etmişlerdir.
Londra 9 (Radyo) — Amerika Harbiye Bakanı M. Stimson, Birmanya muharebesine şimdi yalnız. İngiliz kuvvetlerinin iştirâlc etmekte olduğunu bildirmiştir.
Nevyork 9 (Radyo) — Filipin'lerde Luzon adasında general Mac Arthur birlikleri Banyanban şehrine 7 kilometre yaklaşmışlardır. Bambang şehri ele geçirilmiştir.
Mindanao adasında şiddetli bir mukavemete rağmen İleri hareket devam ediyor.
Oklnawa adasında Amerikan kuvvetleri İtomar yolu boyunca ilerlemektedirler, Okinawa adasının cenubunda Oşlma adasına yeni bir çıkarma yapılmıştır. Bu ada açıklarında 67 Japon uçağı tahribedllmiştir.
Mithat paşa kız sanat enstitüsünün sergisi
Üsküdar Mithat paşa kız sanat enstitüsü dün bir senelik çalışma semeresini gösteren bir sergi açmış ve biı de defile tertlbetmlştlr. Dört yüz talebesi olan enstitünün hazırladığı gü-zel eserleri görmek üzere Vali Dr. B Lûtfi Kırdar ve refikası, Parti il İdare heyeti reisi B. Tevflk Fikret Sılay, ve daha bir çok zatlar sergide bulunmuşlardır.
Enstitünün çalışkan müdürü bayan Muzaffer Eriş ile yirmi dört öğretmenin hazırladıkları sergi cidden muvaffak olmuştur. Yemek, ev idaresi, resim, moda, çamaşır ve nakış dairelerini gezenler kızlarımızın İstikbal İçin bir çok şeyler vadettiklerlnl görmüşler ve bu sanat müessesesinden hayranlık ve takdlrkârlık hlslerlle ayrılmışlardır.
İngiliz pamuklu fabrikaları açılıyor
Londra 9 (A.A.) — Dört seneden beri kapalı duran Lancashire'deki 11'; pamuklu mensucat fabrikası 10 temmuzda açılacaktır. j
— Takvim —
Cemaziyelâhır 28 — Hızır 35 imsak Güneş öğle tklndl Ak Yatsı E. 6.31 8.49 4.33 8.34 12.00 2.02
. 3.10 5.29 13-13 1713 20.40 22.41
(Baş tarafı 1 inci sahifede) ve Moskova elçiliklerinde bulunmuş olan bay Galip Kemali Söylemezoğlu dur. Bugün öğleye kadar 3 zat daha nemzetllklerinl koymuşlardır. Bunlardan biri Milli koruruna başkontrol
muavini ve Fenerbahçeç Gençlik kulübü umumi kâtibi B. Hayrl Celâl Ataner, diğeri Göztepede oturan Mustafa Yaltı. üçünciisü de B. Mus-
tafa Hâllet Çelebl’dlr.
Bu suretle İstanbul millet vekilliği
İçin namzetliğini koyanlar beş kişi
olmuştur.
Dün de yazdığımız gibi, bazı ikinci seçmenler Basın Birliği İstanbul başkanı B. Hakkı Tank Us’un namzetli-
ğini koymak İçin imzalı bir dilekçe hazırlamışlardır. Bu dilekçe de İstanbul seçim teftiş heyeti başkanlığına verilecektir.
Müracaat edenlerin medenî vaziyetlerini tâyin için dilekçeleri Emniyet müdürlüğüne gönderilecektir.
Namzetliklerini koyacaklar arasında eski Şehremini operatör emekli general Cemil Topuzlu, Hukuk fakültesinde ordinaryüs profesör B. Fuat Başgil, eski Liman şirketi müdürü B. Haindi Başar Ue muharrir B Hallt Fahri Ozansoy, B. Aka Gündüz ve B. Etem İzzet Benice'nln namzetliklerini koyacakları veya ikinci seçmenler tarafından konulacağı söylenmektedir.
Namzet listesinin 17 hazirana kadar hayli kabaracağı anlaşılmaktdır.
Ankra 8 — Allı seçim merkezinden buraya gelen malûmata göre, daha şimdiden Sıvasta 35. Zonguldakta. 41 namzet müracaat etmiştir.
Eski Dahiliye Vekili B. Şükrü Kaya, general Cafer Tayyar, Alâeddin Cemil. İstanbul Parti reislerinden Maz-harın da namzetliklerini koymaları ihtimalinden bahsedilmektedir.
Zincirleme ihtikâra mâni olmak için
Bazı tüccarlar İthalâtçılık, toptancılık, perakendecilik gibi İki, üç sıfatı birden kullanmakta idiler. Bu İse İthal mallarının fiatlerlnln artmalarına ve dolayıslle zincirleme İhtikâra yol açmaktadır. Bunu göz önüne alan Ticaret Bakanlığı, bir firma üzerinde toplanmış iki, üç, hattâ daha çok sıfatların kaldırılması için tetkikler y aptır m aktadır.
Halk blokunun şefi »eçim nutkunda neler «eylemiş?
Ottawa 9 fA.A.) — Reuter: Montreal Belediye başkanı ve Fransız KanadalIların partisi olan «halk blokunun» şefi Camille Houd söylediği bir seçim nutkunda şöyle demiştir:
Yarın Sovyetler Birliği, Birleşik Amerlkaya karşı harlide japonyaya katılabilir ve hattâ Alaska ve Kana-daya da hücum edebilir. Sovyetler Birliğiyle savaşmak İçin İngiltere İle Almanya arasında bir İttifak yapılması lâzımdır.
Mecburi askerlik hizmetinin aleyhinde bulunduğundan, 1940 senesinde göz altına alınmış olan Houde, Fransız KanadalIların merkezi hükümetteki haklarını ye nüfuzunu ortadan kaldırmak için îngllizlerln kütle halinde Kanadaya muhaceretlerini sağlamak için Ottawa'da plânlar hasırlanmakta olduğunu söylemiştir.
Konferans 20 haziranda kaçanıyor
(Baş tarafı 1 inci sahifede)
Rus sözcüsü Sovyet hükümetinin, dalına konferansın muvaffakiyeti» neticelenmesi arzusunu beslemiş olduğunu söylemiş ve şunu İlâve etmiştir:
Biz harbi kazanmak ve hemen sonra sulhu kaybetmek İçin savaşmadık. Siyasetimiz daima seyyal olmuştur. Biz© mutabık bulunmadığımın bir husus teklif edilir ve biz bu tekillin İyi niyete ve haklı isteklere dayandığını anlarsak onu kabul ederiz. Siz bizi ikna ettiniz biz de tezinizi kabul ettik. Henüz askıda bulunan bütün meselelere aynı iyi niyet ve karşılıklı anlayış zihniyetiyle bir hal çaresi bulacağız. Mademki görüş ayrılıkları vardı, bundan bahsetmek lâzımdı. Bugün, her zamankinden daha fazla İyimseriz ve dünya yasasının dünya baris ve güvenliğinin hakiki temeli olacağına inanıyoruz.
Daily Mail’in makalesi
Londra 9 (Radyo) — Daily Mal] gazetesi San Franelsco'da veto meselesi hakkında elde edilmiş olan neticeyi memnuniyetle kaydetmekle ve şöyle demektedir:
«Avrupa'da muhasamat sona erdiğinden beri istikbal için cesaret verici İlk hareket bu olmuştur. San Francisco görüşmelerinde verilmiş olan cıkntaz son günlerde ciddi endişeler doğurmuştu. Sovyet Rusya, bütün milletlerin artık bir daha harb istemedikleri keyfiyetini kabul etmiştir. Avrupa'da Rus İşgali altında bulunan memleketlerdeki tahdidatın kalkmasını bekli yeblllrz.t
Polonya meselesi
Londra 9 (Radyo) — Daily Trtc-graph gazetesinin siyasî muharriri yazıyor:
Haricî meseleler arasında halledilememiş bir tek mesele a*ıda kalmış bulunuyor. Bu da Polonya meselesidir. Bu, dikenli bir meseledir.
M. Davles İle M. Hopklns’ln yapmii Oldukları görüşmeler sayesinde Polonya meselesi hakkındakl görüşmelerin yeniden başhyacağı sanılmaktadır.
Suriye ve L'«hnan
(Baş tarafı 1 ine, sahifede) hoşumuza gitmiyen kimselere yiyecek vermemek için yapmadık.»
Londra’da Fransız ithamları reddediliyor Londra 9 (AA.) — Londradakl resmi mahfiller, dün, Franasanın Şam eski komutanı general Ollve Roget'-nln Suriye ve Lübnandakl İngiliz subaylarının tavrulharekelleri hakkında ileri sürdüğü İddiaları şiddetle reddetmişlerdir.
B. Grevv’in beyanatı
Vaşington 9 (Radyo)— Dün akşamki basın toplantısında gazeteciler, Amerika Dış İşleri Bakan muavini M. Grew'a şu süsül sormuşlardır:
____Yakın Doğu meselelerini halletmek İçin beş büyük devletin Iştlrâklle bir toplantı yapılacak mı?
— Böyle bir toplantı için vazıyet müsait değildir. Notayı tetkik ediyoruz ve yakında Fransız hükümetine cevabımızı bildireceğiz. Fakat cevabımızın ne olacağı hakkında size tafsilât veremem.»
Fransanın vaşlngton büyük elçisi diin akşam Başkan Truman Ue görüşmüştür. Gazetecilere M. Bennet şöyle demiştir: «Görüşmemiz samimî bir hava içinde cereyan etmiştir.»
Millet Vekillerini Davet
Tekel genel müdürlüğünden:
Kabataşta tramvay durağındaki yeni binamızın 9. 6, 945 cumartesi günü saat 16 da yapılacak açılış törenine İstanbulda bulunan savın millet vekillerimizin e§lerile birlikte şeref vermeleri rica olunur.

a Haziran 1945
AKŞAM
Sahile 3
AKŞAMDAN AKSAMA
Selâmet artık kenarda değildir!
Memleketin iç manzarasında bir kımıldanış göze çarpıyor;
Cumhuriyet Halk Partisinden başka bir parti yahut partilerin kurulması tasavvur ediliyor. Basın hüriyetinin şimdiki anlayışı yanlıştır, diye münakaşalar oluyor, Cemiyetler kurmak ve idare etmek usullerimizin başka türlü olması isteniyor, C, H. P, Milletvekili namzetlerini artık göster-miyerek ikinci seçmenlerini seçimde serbes bırakıyor. Bir toprak kanunu yürürlüğe girmek üzeredir. Yeni bir İş Bakanlığı faaliyete başlıyacak.
Bunlar hep kımıldanışlar. Harbden sonra, bütün dünyada yeni şartlara göre memleket işlerini uydurmak cehdi var. Bizde de bu var, Dahada yeni yeni tecrübelere değişmelere girişmeğe hazır olmalıyız.
Bu harbden evvel akıllı fikirli bir aile babası, evlâtlarına ve torunlarına şu yolda nasihatte bulunabilirdi:
«— Yavrularım! Benim Sultan Hâmit devrinde de, İttihat • İtilâf mücadelelerinde de, ikinci grup ve Serbes fırka tecrübelerinde de ağzım sütten yandı. Size, yoğurdu liflemeği tavsiye «defim, Aman! Bu nasihatimden ayrılmayın. İranhlann manzum bir meseli vardır:
Eğer hâhî selâmet der kenar est!
Sizde, buna uyarak, şayet se-İsmeti istiyorsanız kenarda kalınız,»
Fakat İkinci Cihan Harbinin tecrübelerinden sonra artık böyle söylenemez. «Benim neme lâzım siyaset? Bir köşede otururum, Başım dinç kalır. Kim kimi seçerse seçsin. Memleket ne türlü idare edilirse edilsin! Olsa olsa benden biraz daha eksik yahut fazla vergi alırlar. Verir, kurtulurum!» diyemez. Zira, misali meydanda: Maceracılar çıkarak milletleri uçurumlara sürüklemişlerdir. Bu seferki uçurum da, öyle, fazla vergi vermek, yahut bir oğlunu cephede kaybetmek suretinde olmamıştır. Milletlerin maddi ve mânevi mevcudiyetleri, topyekûn surette okka altına gitmiştir.
Öyleyse artık milletler, kendi büyük küçük işlerini bizzat ve tam. mânasile ele almak zorundadırlar. Âmme namına yapılan bütün faaliyetleri titizlikle taki-betmekten başka çare yoktur.
Çoluk çocuğuna yukarıki nasihati veren baba, bu sefer ister istemez şöyle diyecektir:
— Meydana düşen kurtulamaz sengi kazadan! Sizler de meydana atılın, çocuklarım. Zira, kenarda kalmak çok fena. Umumi çorbada tuzunuz bulunsun. İmkân düştükçe reyinizi veriniz, fikrinizi söyleyiniz; kendinizin ve muhitinizin menfaatlerini ortaya sererek müdafaa ediniz. Kısacası, şu memleketin işlerini demokrat usullerle yürütmeğe iyice alışınız. Milli mücadeleden ve son harbden yüksek yaradılışta şeflerin idareleri sayesinde yüz akınızla çıktınız. Fakat bu millet mazideki yakın tarihte bir takını bâdirelere sürüklenmiştir. Müstakbel tarihte, badireye sürüklenmek eskisi gibi de olmaz. Onun için, «siyasî rüşd» sahibi olmalısınız. Bu «siyasî rüşd» de ancak cemiyetin icabettirdiği bir takım faaliyetlere girişmekle, yani memleketin siyasi hayatına faal surette katılmakla olur: «Eğer selâmeti istiyorsanız kenarda değildir.»
( (Vâ - Nû)
Münir Nureddin Mızırdan döndü, çarşamba akşamı bir konser veriyor
Birkaç ay evvel konser vermek üzere Mısıra gitmiş olan değerli sanatkâr Münir Nureddin İstanbula dönmüş bulunuyor. Haber aldığımıza före umumi İstek üzerine önümüzde-kl çarşamba akşamı Saray sinemasında itina ile seçilmiş. nefis eserlerden mürekkep bir prograıhla, bir konser verecektir.
.Tekel umum müdürlüğü binası
Tekel tyntım müdürlüğünün Kabaktaki yeni binası bugün öğleden sonra açılacaktır. Bina dahilinde P. T. T. müdürlüğü bir büro açmaya karar vermiş ve faaliyete geçilmiştir.
ŞEHİR
HABERLERİ
Tünele dişli ilâvesi
Şimdilik buna imkân görülmüyor
Her yıl bir çift cer kablosu e-sklten Tünel arabaları İçki yalnız kablo masrafı olarak yılda 40 bin lira sarfa-dilmektedlr. Tünel işletmesi, Elektrik, Tramvay idaresine hiç kâr bırakmıyor. Tünelde çalışan memur ve müstahdemlerle lüzumlu diğer işler için sarfedilen para gelirden daha az değildir. Bu yüzden Tünel masraflarının azaltılması hususunda bazı fikirler ortaya atılmıştır. Bu fikirler arasında bugün için dikkati çekeni Tünel arabalarının dişli raylar üzerinde işlemelerinin teminidir.
Nazari olarak Tünel raylarına bir dişli iiaveslle arabaların bu dişler üzerinde gidip gelmelerini sağlamak kolay görünüyorsa da Elektrik, Tramvay İdaresi bunun İliç de kolay bir şey olmadığı kanaatindedir.
Tünel arabaları aynı zamanda hareket ederek biri diğerini çekmekte, bu suretle de muharrik kuvvetten istifade edilmektedir. Eğer raylara tırtıllar yapılmağa kalkılırsa aynı tırtılların araba tekerleklerine de yapılması icabedecektir.
600 metre uzunluğunda olan Tünelin çift rayları üzerine 12030 metre uzunluğunda çelik dişli yatakların konulması lcabettiği gibi, çekme kabloları kalktığı için artık arabalar da birbirini çekemlyecekierinden her arabaya müstakil muharrik motörle-rln de İlâve edilmesi zarureti hasıl olacaktır. 30 - 40 bin lira kadar tutan Tünelin yıllık çekme kayışı masrafını önlemek için yapılması teklif edilen bu yeni tertibin en az bir milyon liraya yapılabileceği tahmin ediliyor.
. Tünel arabaları bu i-nle konulsa bile yataklardaki dişillerin de zamanla aşınmaları ve her hangi bir zamanda dişlilerden birinin kırılması üzerine uzun tamirlere İhtiyaç hasıl olması muhtemeldir.
Harb dolayıslle gelmesi geciken çekme kablolarının değiştirilmesi bugün için bu yüzden mümkün görülmemektedir.
Kazanç vergisi
Maliye Bakanlığı yeni bir proje hazırlıyor
Kazanç vergisinde yapılması lâzım gelen tadilâtın esaslarını hazırlamak üzere Defterdarlıkta çalışan komisyon hazırladığı raporu tamamlamış, Maliye Bakanlığına göndermiştir. Bakanlık projede görülen bazı eksiklerin tamamlanması için Bakanlık tetkik hey t tine yeni bir proje hazırlatmaktadır. ________________
Orta okullara devam eden muhtaç Öğrencilerden hasta olup da prevantoryumda tedaviler! icabedenlere belediye yardım etmeğe karar vermiştir. Milli Eğitim müdürlüğünde prevantoryuma yatmak İçin sıra bek-liyen 60 kadar hasta öğrencinin durumu Milli Eğitim müdürlüğünün tekili! üzerine belediye daimi encümeninde dün tetkik edilmiştir. Daimî encümen, hasta bulunan öğrenciler içinde bizzat belediyeye müracaat edenlerden getirecekleri raporlarla prevantoryumda tedavilerine lüzum gösterilenlerin tedavi masraflarının belediye bütçesinden ödenmesine karar Vermiştir. ı '
Tiyatromuzun bir mevsimlik faaliyetinin bilânçosunu yapmanın muhtelif bakımdan faydası vardır. Evvelâ ondan kolaylıkla bu sanatın bir sene zarfında bizde terakki m! ettiğini, yahut yerinde mİ saydığını., hattâ nasıl bir istikamet tuttuğunu öğrenebiliriz. Bu faydayı küçümsemek kabil mi?
Burada mukadder bir suale de cevap verelim: Tiyatromuzun bugün tedenni İhtimali varit değildir, çünkü tiyatromuz bugün bir garp sahnesine benzemek ve tedenni etmemek için, bütün varlığıyla, elinden geleni yapmaktadır. Bunu hepimiz biliyoruz. Bilmediğimiz, pek iyi kestiremediğimiz bir nokta varsa o yalnız tiyatromuzun terakki etmek, .kendisinden umduğumuz gibi, bir Türk tiyatrosu olmak şerefini kazanmak İçin yaptıklarıdır. Bunu kâfi derecere bilmiyoruz.
Şehir Tiyatrosunun 1844 - 45 mevsimi faaliyetini belirten rakamları genç arkadaşımız Metin Toker Cumhuriyet’te neşretti. Yazısının büyük başlığından oynanan 14 piyesi 213.806 kişinin seyrettiğini öğrendik. Bu rakamın dram ve komedi kısımlarında oynanan 12 piyesi alâkadar eden müfredatını da dikkatle okuduk: 84.571 kişi dram kısmının, 86,810 kişi
İlkokullar
Kuzu eti
Bu senenin mezunlarına 18 haziranda diploma verilecek
ilokul son sınıf öğrencilerinin mezuniyet imtihanlarına başlanmıştır. İmtihanlar haziranın 16 sında nihayet bulacaktır. Bu sene 10 binden fazla öğrenci mezuniyet- İmtihanlarına girmektedir. Geçen ders yılında mezun olanlara nazaran bu yıl 2500 den fazla öğrenci ilkokulları bitirecektir.
Bu öğretim yılı başında istanbülda İlkokul çağında 50461 1 erkek. 49231 1 kız olmak üzere 99.692 çocuk tesblt edilmişti.- Ders yılında bu çocuklardan 44174 ü erkek, 40214 ü kız olmak üzere 843881 resmi ilkokullara, 10200 ü de özel İlkokullara devam etmişlerdir.
İlkokullarda yüzde doksan beş devam temin olunmuştur. Geçen d₺rs yılında İstanbülda resmî İlkokullarda okuyan talebe sayısı 72 bindi. Bu sene 12 bin fazla talebe okullara devam etmiştir.
Bu yıl İlkokulları bitiren talebelere 18 haziranda törenle diplomaları Verilecek, bu vesile İle bütün İlkokulların İştirak edeceği büyük bir tören yapılacaktır. Dün saat 15 te Fenerbahçe stadyomunde bu törende oy-ı nanacak millî oyunların provası yapılmıştır.
Milli Eğitim müdürlüğü, 1944 - 1945 ders yılında İstanbulun ilk öğretim faaliyetlerini 44 üncü ilkokulda açacağı bir sergi ile gösterecektir, Sergi, 18 haziranda Ffnerbahçedekl töreni müteakip açılacaktır.
İrmik tevziine ayın on beşinden itibaren başlanacak
Halka dağıtılmasına karar verilen yarımşar kilo İrmiğin haziranın 15-İnden itibaren tevziine başlanacaktır. Ekmek kartlarının başlıkları muka- ■ bilinde her semtte bulunan mutemet bakkallar tarafından verilecek irmiğin kilosu toprak mahsulleri depolarından 46 kuruşa alınacaktır, Buna nakliye masraflle bakkal kârı ilâve' edilecektir. Dağıtma temmuz sonuna' kadar devam olunacaktır.
Matbuat tarih'mizin pek mühim bir sinası:
TEODOR KASAP
' Yeni nesiller belki bu ismi İşitmemiş olabilirler, fakat Teodor Ka- , 1 ■ sabin matbuat ve hürriyet tarihimizde ne derecede ehemmiyetli bir (■ insan olduğunu anlatmak için onun yaptığı işlerden bir ikisini saya-
! lım: Teodor Kasap Türkiyede 1870 tarihinde; 1
İlk mizah gazetesini çıkaran adam
i dır. Diyojen gazetesini çıkararak, memlekete Hk Avrupai mizahı ’ sokan İnsandır. Teodor Kasap çıkardığı ilk mizah gazetesinde kimlere . muharrir olarak yazı yazdırmıştır?.. Onların muharrirlerinden ikisini v sayalım: .
Namık Kemâl, Ebüzziya Tevfik...
Teodor Kasap Namık Kemalle yalnız meslektaşlık etmemiştir. Na- , ( mık Kemal’in ve Ziya paşanın pek samimi arkadaşı İdi. Ve onlarla ' birlikte ilk zamanlar hürriyet mücadelesi için, gazetecilik bakımından ' Abdülhamid’e karşı duranların en başında bulunuyordu.
i Bizde ilk defa okuma zevkini aşıiıyan Teodor Kasap Montekrlsto ı romanını tercüme etmek suretile Türkiyede en geniş okuyucu kütlesi- ' tıl ilk kazanan insandır. Kendi hayati romanından daha meraklı
r olan «Teodor Kasap» uzun müddet
AIexandre Dumas’nın kâtibi '
olarak Pariste çalışmıştır. Misırçarşısında çıraklık ederek hayata baş- ; / liyân Ahmet Mithat efendi gibi bu gazetecilik üstadı, Teodor Kasap da i 1 manifaturacı çırağı olarak İstanbülda çalışmış nihayet o mühim İş- ı ' leriııl başarmıştır.
ı Yakında Teodor Kasap’m merakla, ibretle, alâka ile okunacak hayatını neşre başlıyacağız, (
V—----------------------------------------------------------
Tiyatromuzun talimatnamesi hazırlanırken
Seyirci sayısı
Hakiki ve geçici müşterinin farkı olmamalı mı?
komedi kısmının seyircisi olmuş.
Acaba tiyatromuza dair bilmediklerimizi ve öğrenmek istediklerimizi bu rakamların bclâgntlnde bulabilir miyiz?
İşte bu düşüncelerdir ki verilen rakamların mânasını tahlile ve bu rakamların ifade ettiklerinin tiyatromuz İçin bir muvaffakiyet sayılıp sayı Imıyacağını öğrenmek İstiyerek araştırmaya çalışıyoruz,
DRAM KISMI
Verdiğimiz rakamların mânasını iyice belirtmek için Şehir Tiyatrosunun dram kısmında 654 kişilik yer olduğunu ve piyesin temsil adedine göre seyirci vasatisini verdiğimizi dalma göz önünde tutmalarını okuyucularımızdan rica ederiz.
AtinalI Tlmon: Otuz defa oynandı. Seyircisi yekûnu 11.406 idi. Yatıl tiyatroda her gece 380 yer doluyor ve 274 yor boş kalıyordu. Demek piyes bir ay oynanacak yerde üç hafta oynamaydı yine aynı seyirci tarafından
Semiz kuzulan saklıyanlar mahkemeye verilecekler
Son zamanlarda satılan kuza etlerinin çok zayıf olduğu dikkat! çekmiştir. İyi cins kuzuların kara borsa yoliyle ve gizilce el altından satıldığı tahmin ediliyor. Btı cihet belediyenin dikkatini çektiğinden bazı tedbirler alınmasına karar verilmiştir. İstanbula kuzu gönderen bölgelerden gelen kuzular İstanbul hududuna girer girmez, aralarından hiç bir kısmı ayrılmadan doğrudan doğruya hayvan borsasma şevke dilecekler dlr. Hayvan borsasma malını sevketnıiyen kasaplar hakkında kaçak mal satmak suçuyla takibat yapılacaktır. Her kasaba verilen hayvan miktarı belli olduğundan dükkânında yalnız zayıf kuzulan teşhir ederek diğerlerini saklıyan kasaplar da milli korunma mahkemesine verileceklerdir.
Satışa çıkarılan ithal malları
Gai. Ünyon handa Ragıp Slpahl'ye dokuma tezgâhı akşamı, Gai. Hezaren cad. de Burla Blraderlcr'e motörlii tulumba. İst. Havuzlu handa Hüsnü Sebere mantar tapa, Bahçekapı Selâ-mft handa Aliş Engin’e tıraş bıçağı, Balkapan handa Mateo Alalufa çlvlt silikat dö sud, siyah nebatî boya, Gai. Tünel caddesinde M. G. O. Hâl. Vâh-ram Gesar’a makine akşamı, bakır boru, asbestos salmastra, tazyik edilmiş Amonyak gazi, İst. Mercanof handa Mehmet İbrahim Berkmfn’e dişçi malzemesi, İst, Dllslzzade handa Osman Demlrer’e sülfit dö sud, Gai. Keriber handa Hikmet İshakoğlu’na çinko üstübecl, Gai. Tahir handa Ko-vap T. A. ş. ne mürdesenk, hayvani tutkal, İst. Tahtakale cad. 8 de Anadolu kontuarına amonyutnlu krom şapı. Köprülü han 13 de Kostantln Zaharopulos'a sodyum sülfat, Bahçe-kapı Anadolu handa Çlfçl kardeşlere naftalin, İstiklâl cad. 118 de Ban Pel-tekis'e yünlü kumaş, Kuruçeşme Tramvay cad. de Tekstil Ticaret ştl. ne Mohair ipliği, Bahçekapı Anadolu handa İzmir Manifaturaca faniie.
görülebilirdi.
Doktorun Hatası: Otuz beş defa oynandı. Seyircisi 15.981 olduğuna göre demek her gece 457 yer doluyor ve 197 yer boş kalıyordu.
Vanya Dayı: Yirmi Bekiz defa oynandı. Seyircisi 11.124 olduğuna göre demek her gece 398 yer doluyor, 256 yer boş kalıyordu.
Yayla Kartalı: Yetmiş defa oynandı. Seyircisi 32.133 olduğuna göre demek her gece 459 yer doluyor ve 195 yer boş kalıyordu.
Casuslar: Yirmi beş defa oynandı. Seyircisi 10.229 olduğuna göre demek her gece 410 yer doluyor, 244 yer boş kalıyordu,
Hanri IV: On defa oynandı. Seyircisi 3698 olduğuna göre demek her gece 370 yer doluyor ve 284 yer boş kalıyordu.
Bu altı piyesin bir de umumî olarak seyirci vajsa tisini ararsak bunun da yîiade altmış be? olduğunu görüyoruz. Yüzde alftnış be» seyircinin senede
Su ihtiyacı
İlgili makamlar, ihtiyacı temin edecek tedbirlerin alınmasına karar verdiler
Bir hâtıra ve bir kitap..
Doktor ve profesör Sadi Irmak' uı Bakan okluğunu gazetelerde okuduğum zaman gözümün ö-nündc bir hâtıra canlandı. Epeyce sene oluyor Deniz aşın bir vilâyetten dönüyorduk, İstanbul» posta olan günde tıklım tıklım dolu bir vapur geldi. Daha. Mersinden her taraf tutulmuştu, Elimizde birinci mevki biletimiz olduğu halde açıkta kalmıştık. «Size kamara veririz umma gelecek postayı bekleyiniz!» diyorlardı. Dört gün beklemek lâzımdı, Hareket ettik. Bizimle beraber vapura binen üniversite hocalarından bir grup vardı. Onlar da yataksız, yorgansız, kamarası? kalmışlardı. Vapur, salon deni-ı. len yerinden makine dairesinin p» önlerine kadar yatmış uzanmış br* insanlarla dolu idi. Bazen bir ko-“ ridorun bir tarafından öteki ta-,^ rafına geçmek imkânı olmuyor- q du. Bereket nefis sıcak bir yaz ge-cesi başlıyordu. En üst güverte- q de bir tahta kanape bulmuştuk.-— İşte genç ve enerji kaynağı ha- t. lindekj üniversite hocası Sadi 05 Irmakla bu sıranın üstünde ge- -** ce yarısından çok sonralara ka- 0) dar, bütün memleket ve dünya y meselelerinden saatlerce konuş-M— tuk. Bir zelzele mıntakasından yahut buna benziyen son derece--*^ de yorucu bir işten dönüyordum.TJ Dört gece sıra ile uyumamış, to- 0) mar tomar telgraf çekmiştim. Bi- Rj tap bir halde idim, O kadar ki (D geminin süvarisi halime acıdı daf ) kendilerine yani gemi idarecilerine ait bir yatağın bana verilmesi kararlaştırıldı. Lâkin Sadi Ir-mak’ın öyle sari bir enerjisi vardı ki «ha şimdi, ha şimdi yatıyorum!» derken sabaha pek yaklaştığımızı gördüm. Bir tetkikten veya bir merasimden dönüyordu, Sadi Irmak mevzu dolu idi. Bu enerji kaynağı insanın «Çalışma Bakanı» olduğunu okuyunca «hakikaten biçilmiş kaftan!» dedim,
Gazeteler kendisinin hal tercümesinden bahsettiler. Fakat ben bu biyografide mühim bir eksiklik gördüm. Sadi lrmak’m Türkçe ve başka dillerde olmak üzere umumi kültüre, mesleğine ait otuza yakın kitabı ve Anado-luda yapılmış tıp travaylan vardır, Bilhassa son çıkardıklarından «Kendimize doğru», «Memleketimizin bazı meselelerin adlı kitabı bir çok mühim dâvalarımızı ele almaktadır.
«Çalışmaya dair» isimli yazısında milletler arasındaki büyük savaşın bir bilgi ve çalışma rekabeti halinde devam ettiğini söylemektedir.
Profesör Sadi Irmak kitabında çeşitli memleket meselelerine temas elliyor. Meselâ: Memleket hasta kasaları tesis etmek! Sadi Irmak senelerce önce bunu ortaya alınıştır. Bugün küçücük bir apandisit ameliyatı, fakir bir aileyi değil, orta halli bir evi bile sarsacak vaziyete gelmiştir. Mühim bir hastalığın tanı tedavisi için ehemmiyetli bir para vermek lâzınıdu-, Sadi Irmak'ın hasta kasaları tasavvuruna ve bu te-şekkiile hissedilnıiyecek derecede az bir para ile iştirak insanı ve ailesini hayatının sonuna kadar
— istediği doktor ve müessese vasıtasile tedavi edilmek şartile
— bir sağlık sigortası içine alıyor.
kitapta, resmi dairede iş tâki, bine kadar bütün memleket, vatandaşlık meseleleri ihmal edilmemiştir. Meselâ dairelerde alınacak tedbirleri numara ile sıralamıştır ki cidden mühimdir. 1 numaralı tedbiri aynen alıyorum:
«Dairelerde işini takibedenlerl en çok sıkan meselelerden birisi, elde evrak 15 memurun önünden geçmektir. Bir geçit resmini andıran bu tarz külliyen lüzumsuz ve faydasızdır. Her daireye bir gişe konup bir memur gelen evrakı kabul etmek ve lazım gelen izahatı almakla tavzif edilebilir. Evrakın bundan sonraki muamelesi diğer memurlarla bir hademe tarafından ve otomatik olarak taşınıp intaç edilen işler diğer bir gişede oturan memurun eline kadar gidebilir.»
Görülüyor kİ Sadi Irmak bugünkü işine bu meseleleri senelerce önce tetkik ederek ve farkında olmadan pek hazırlıklı gelmiştir, Hikmet Feridun Es
Şehre verilen Terkos suyu miktarının İhtiyacı tamamlle karşılamıya-cak miktarda olduğu görüldüğünden, Terkos gölünden Kâğıthaneye kadar İkinci bir şebeke yapmak ve şimdiki şebekenin de esaslı surette tamirini teminetmek üzere Bayındırlık Bakanlığında bir komisyon kurulmuş ve bazı. incelemeler yapılmıştı. Komisyon, bundan üç ay evvel diğer Bakanlıklarla İstanbul Belediyesi mümessillerinin de iştlrâklle yaptığı bir toplantıda malzeme. İşçi fiatlerinln yüksekliği ve bilhassa bir kısım malzemenin tedarikindeki güçlük dolayıslle bu projenin kati bir şekil alması İşini harb sonuna bırakmağa karar vermişti.
İstanbülda su eksikliği gün geçtikçe fazlalaşmaktadır. Bilhassa İki ay-danberi havalar tedrici surette ısındığından ve bu itibarla suya daha fazia ihtiyaç görüldüğünden, günlük su sarfiyatı kifayet etmemektedir. Halkın bu sıkıntısı karşısında Sular idaresinin de hiçbir tedbir alamayacağı alâkalr yüksek makamlara bll-, dizilmiştir.
Avrupada harbin bitmesi ve yolların açılması münasebetlle malzeme tedariki hususundaki güçlük oldukça hafiflemiştir. Bunu göz önüne alan ilgili makamlar İstanbulun su ihtiyacını temin edecek tedbirlerin bir an evvel alınmasına karar vermişlerdir. Bu maksatla pek yakında yen! bir toplantı yapılacak ve kati proje hazırlanacaktır. Esasen bu husustaki tetkikler hayli İlerlediğinden, yapılacak tatbikat projesi son şeklini alacak ve bu İşin nasıl başarılacağı tesblt edilecektir.
Kalıpçı sokağı parke yapılacak
Nişan!,aşında Vali konağı caddesinde taksi otomobillerinin durmasına tahsis edilen Kalıpçı sokağının parke olarak yapılmasına karar verilmiştir. Buna ait keşif plânı hazırlanmıştır. Yakında eksiltmeye çıkarılacaktır.
Ekmek kartlan
Ayın yirmisinde dağıtılmasına başlanacak
Temmuz ve ağustos aylarına mahsus halk ekmek-kartlarının basılması bitmiştir. Ekmek kartları, dar gelirlilerin kartlarlle birlikte ilçelerdeki dağıtma bürolarına haziranın on sekizinde verilecek. İlçeler de kartların tevziine ayın yirmisinde başlıyacak-lardır. Haziranın 26 sına kadar herkesin ekmek kartını almış olması lcabetmektedlr.
Bu tarihten sonra meşru mazeretleri yüzünden kartlarım almayanlara, en geç haziran sonuna kadar kartları verilecek, bir temmuzda da İlçe dağıtma merkezleri aldıkları kartların hesabını merkez tora! bürosuna vereceklerdir.
Muamele vergisi kaldırılmıyor
Son günlerde piyasada muamele vergisinin kaldırılacağı hakkında rivayetler dolaşmakta idi. Defterdarlıktan, yaptığımız tahkikata göre muamele vergisinin kaldırılacağı asılsızdır. Ancak maddelerinin hafifletilmesi hakkında İncelemeler yapılmak-' tadır.
altı piyes çıkaran bir tiyatro için çok az olduğunu söylemeye bilmem lüzum var mı?
şimdi tiyatromuzun hakiki seyirci adedini de bulmaya çalışalım:
Bu mevsim oynanan altı piyesten AtinalI Tim on’un tiyatroyu doldurmak şartlyle, 30 yerine 18: Doktorun Ha-tası'nın 35 yerine 25: Vanya Dayı’nın 28 yerine 17; Yayla Kartalı’nın 70 yerine 50; Casuslar'm 25 yerine 16; Hanri Tülin 10 yerine 6 defa oynanmasının kabil olacağını görerek ve temsillere lâzım geldiği kadar boşluk payı hesabederek bizde dram kısmının hakiki seyircisinin ancak üç hafta dolduracak sayada olduğuna hükmedebiliriz. Burada hakiki seyirciden kasdimiz şehir Tiyatrosu dram kısmının her temsiline gelenlerdir. Yaprak Dökümü'nü yüz beş defa. Yayla Kartal'ını yetmiş defa oynatan seyirciler ancak eserin telif olması yüzünden tiyatroya iltifat edenler değil.
Bu sebepten, onlar da tiyatromuzun her piyesinin seyircisi oluncaya kadar, bugünkü hakiki seyircilerini memnun etmek Istlyen tiyatromuzun piyesler! vasati olarak üç hafta oynaması ve bir piyes fazla çıkarması
SELİM NÜZHET GERÇEK (Arkası altıncı sahi fede)
Sahile 4
A K ” A M
9 Haziran 1945
YENİ YAYIN
Atletizm mevsimi başlarken
Okul spor bayramları ve yarının atlet ordusu
Yazan; ADİL GİRAY
Futbol ajanı istifa ett.
Uzun muddeltenberi İstabul futbol ajanlığını muvaffakiyetli bir şekilde İdare etmekte olan Nuri Bosut sön zamanlarda Beyoğlu Halkevi İdare heyetine tayini dolayıstle işlerinin fazlalığı yüzünden ajanlıktan istifa etmiştir. Haber aldığımıza göre Nuri Bosuttan boşalan ajanlığa eski milli takım kalecisi Fenerbahçeli Nedim Kaleci tayin edilmiş ve tayin keyfiyeti vali ve bölge başkanı doktor Lûtfl Kırdar tarafından tasdik edilerek Beden Terbiyesi umum müdürlüğüne bildirilmiştir. Çok yorucu bir İş olan şehrimiz futbol ajanlığında Nedim Kaleciye başarılar dileriz.
Hakem komitesi değişiyor
Futbol ajanının istifasından sonra hakem komitesi reisliğini yapmakta olan eski sporculardan avukat Abdullah Güz de istifa ettiğinden üç kişiden mürekkep olan futbol hakem komitesi Inhllâl etmiştir. Yeni hakem komitesi için Beden Terbiyesi umum müdürlüğüne namzetlerin İsimleri bildirilecektir.
Balkan oyunlarında Türk takımı. (Si »İl elbiseli şimdiki Beden terbiyesi Umum müdür vekili Vifdan Ahirdir)
On sene ve daha evvellerini düşünüyoruz. Bebek, Suadiye Amerikan kolejleri, İngiliz Hayskol ve Kadıköy Frerler okulunun senelik spor bayramları pek mükemmel geçerdi. O zamanlar sporun candan âşığı Türk gençleri bu bayramları gıpta ile seyrederlerken, Türk okullarının da böyle bayramlara kavuşmasını büyük bir hasret ve İştiyakla beklerlerdi. Aradan seneler geçti. Nihayet bugün hasreti çekilen günlere kavuşmuş bulunuyoruz.
Vaktiyle akalllyet kullarına İnhisar eden spor bayramlarının neşesini artık biz de tatnu? bulunmaktayız.
Bir iki senedir okullarımız senelik spor bayramlarını ciddi ve hakiki bir İnançla kutlamak yolunda âdeta ₺1-ribirlerlle yarış ediyorlar. Bu bayramları görüp de sevinmemek, ne kadar gaç kalmış olsak da, bu İşe önayak olanları takdir ve tebrik etmemek elden gelmiyor.
Yarınki spor varlığımızın temeli ve yaratıcısı mevkiinde olan okullarımızda görülen bu verimli ve hayırlı kalkınmanın spor bünyemizde oynı-yacağı büyük rolü çok yakın bir İstikbal bize gösterecektir. Bu İddiamızı misallerle, delillerle ispata kalkışmak bile lüzumsuzdur.
Eğer hâtıralarımız bizi aldatmıyorsa, vaktlle Türk atletizminde sivrilen eski şampiyonlarımızdan çoğu okul spor bayramlarının birer hediyesi ldl. Londrıada İngiltere rekorunu değiştiren, bugünde Türk Atletizm fedaras-yonu başkanı olan (İrfan Şahlnbaş) bir zamanlar Kadıköy Frerler spor bayramlarında çok alkışlanan bir atletti.
Bir zamanlar cirit şampiyonu olan (Mufahham) gene aynı mektebin öğ-rencllerlndendl.
Yüksek atlayıcı (Haydar) ilk atlama denemelerini (Hayskol) da yaptı.
(Rauf), (Çekip), (Enis), (Sedat), (Miincl), (Karakaş), (Selim), (Sami) Ve llh... gibi birçok milli atletler ilk stajlarını Bebek kolejinde yapmışlardır.
Ömer Besim, Semih, Mehmet Ali, Çlnasi, Cessml, Vlldan Ar, İt. Sildi, Vedat Abut, Fethi, Mazhar ve llh... gibi birçok atletlerimiz 0e bir zamanlar
İntizamla yapılan Galatasaray bayramlarında slvrllmlşlerdlr.
Nihat Asım, Tevflk, Enver ve daha birçok arkadaşları da Heybelideki Bahriye mektebinde spor bayramlarımı yıldızlan sayılırlardı.
Bu saydığımız ve İsimlerini unuttuğumuz daha birçok atletler vardır kİ spor bayramları bu gençlerin istidat ve kabiliyetlerinin bilinmesine ve tanınmasına sebebolmuştur.
Senelerce evvel — yazımızın başında kaydettiğimiz gibi — mahdut bir gençlik zümresini tatmin eden spor bayramları bugün umumileşmiş bulunmaktadır. Bugün bütün Use ve yüksek okullarımızda senelik spor bayramları yapılması ders programları ayarında benimsenen bir hal almıştır.
Bu, hepimizi sevindirecek en tatlı olaydır.
Geçmişi düşünerek ufak bir kıyas yaparsak, bugünkü spor bayramlarının hazırladığı yannld şampiyonları şimdiden birlbirimlze müjdellyebill-rte. Yurdumuzda sporun başlangıç güniindenberi başarılan en verimli İş okul spor bayramlarının ihyası olmuştur. desek mübalâğa etmiş sayılmamalıyız.
Yarının atlet ordusunu, şampiyon kafilesini yetiştirecek olan okul spor bayramlarını yaşatmak ve devam ettirmek için hiçbir fedakârlıktan çekinmemeliyiz. Şunu bir düstur gibi bilmeliyiz ki, memleket sporunun temeli, yurt İçinde yaşamasını sağlıya-cak elemanların yegâne kaynağı okullardır.
Yurt İçinde sporun gelişmesi, yayılması ancak okulların candan sevgi İle spora bağlanmaslle kabildir.
Demirsporun deniz bayramı
Su sporlarında son zamanlarda büyük muvaffakiyetler elde eden Demlrsporlular yarın saat 14 de Sa-matya’da bulunan lokalleri önünde bir deniz bayramı ter tlb etmişlerdir. Kulübün deniz mevsimine giriş münasebetle tertiplenen bu bayramda kürek, yelken ve yüzme müsabakası yapılacaktır.
Melih Marsilya’ya gidiyor
Fenerbahçe takımının merkez muhacimi milli atletlerimizden Melih bugünlerde Marsilya’ya hareket edecek olan ödemiş vapurunda vazifesi olduğundan Marsilya’ya gidecektir. Bu kıymetli sporcumuz Fransa federasyonu müsaade ettiği takdirde Ödemiş vapurunu Marsilya’da kaldığı müddetçe atletizm ve futbol müsabakalarına İştirak edecektir. Bu Türk sporcusuuna yabancı topraklarda muvaffakiyetler dileriz.
Su sporları mevsimi 1 temmuzda açılıyor
Su sporları federasyonunun hazırladığı 1945 yıh faaliyet programı bölgelere tebliğ edilmiştir. Bu programa göre yeni mevsim faaliyeti denizcilerin en büyük günü olan i temmuzda bağlıyacaktır, Bu münasebetle pazar gününe tesadüf eden bu açılış gününde Moda koyunda muazzam su sporları müsabakaları yapılacaktır. Ajanlık tarafından bu müsabakalara alt program hazırlanmıştır.
İstanbul atletizm birincilikleri
İstanbul atletizm bayramının 16 ncısı yarın Fenerbahçe stadında yapılacaktır. Geçen haftaki seçmelerde derece alan atletler bu müsabakalara İştirak edeceklerdir. Müsabakalara saat 15 te başlanacaktır.
RADYO
ANKARA RADYOSU:
Bugünkü program
18.00 Radyo çocuk kulübü, 18.45 Dans orkestrası. 19.00 Haberler, 19.20 Geçmişte bugün, 19.25 Dans orkestrası, 19.45 Konuşma, 20.00 Şarkılar,
20.15 Radyo Gazetesi, 20.45 Fasıl. 21.10 Salon orkestrası, 22.00 Şan soloları,
22.15 Konuşma, 22.30 Dans Müziği (pl.), 22.45 Haberlfr. ’
Kaplan ile kurt!
BEŞİKTAŞ BAHÇESİNDEN^
B Yarm gündüz I
İsmail Dümbüliü I tekmil kadrosile ■
Sabrlye Tökses ■ ŞOFÖR KIZ I Varyete. I Yârın akşam I —r™—— Taksim Altın tepe I Tel: 82900 I
100 metre serbes yüzme dünya rekordment Amerikanın yeni yıldızlarından Ford Ailen bir müsabakaya başlarken
Dördüncü sultan Muradın on yedi sene süren saltanatı OsmanlI tarihinin en kanlı devresidir. Karışıklıklar, isyanlar arasında ölen ölene idi. Muharebelerde — dahili harbler şöyle dursun, haricilerde bile — şahadetin nazarlarda eski kıymet ve şerefi kalmamış gibi İdil Zorbalar adam öldürüyordu; padişah öldürüyordu I Sadrâzam, yeniçeri ağası, bostancıbaşı öldürüyordu! İnsan hayatı o kadar harcanabilir ucuz bir meta haline girmişti ki sipahi zorbaları H. 1041 senesinde defterdar — Maliye Bakanı — Prevezell Mustafa paşa İle yeniçeri ağası Haşan Halife ve sultan Muradın sevgili nedimi Musa Çelebiyi öldürdükleri günlerde cebeciler arasında bazı taşkınlar da:
— Bre canım! Biz adam değil miyüz? Biz dahi zabitlerimizin haklarından gelüp kulluğumuzu ispat etsek ne olur?
Diye birbirini teşvik ederek ocaklarında meşhur bir «amelmande» çorbacılarının evine hücum ve bütün varını yağma ettikten sonra zavallı İhtiyarı öldürmüş, cesedini sürüyerek Atmeydanında baş aşağı bir ağaca asılmış Mustafa paşa He Ilasan Halifenin cesetleri yanına asmak istemişlerdi. Fakat sipahiler:
— Cebeciler çorbacısı bir adam mıdır kİ bunlar gibi kibar ile beraber asılsın!
Diye mâni olmuşlardı!
Öldürmenin^önemi ve cezası yoktu amma asmakta teşrifata riayet lâzım geliyordu!
Ne kadar muhakkirane ve feci şekilde olursa olsun katiller kanıksamış kalblerde lâkaytlık duygularlle, bazen en mutedil düşünceli insanlarda bile eski bir hıncı tatmin yolunda tesellilerle karşılanıyordu.
Devir, kinlerin, hırsların, İntikam arzularının feveranı devri İdi! Maktul Haşan Halife yerine Kâhyabey-llkten Yeniçeri ağası olan köse Mehmet ağa dördüncü sultan Murada sadakatle hizmet ediyordu. İçeriden, dışarıdan aldığı haberleri hemen ona yetiştiriyordu. Her İşte kendisini gösteriyordu.
Sultan Muradın edalın tesallutu karşısında gösterdiği sükûnun mu-vkkat olduğunu, hayâ perdesini kaldırmış olanlardan bir gün intikam alıp cezalarını tertlb edecek. heybet ve şevket He hareket eyliyecek bir istidatta bulunduğunu keşfetmişti, zorbalar Sultan Muradı hal'e karar verip kendisine açıldıkları vakit sadakati yüzünden bu hareketi tasvip etmlyerek bu hal' meselesini kapatmış, karardan gizlice sultan Muradı haberdar eylemiş ldl. Fitneleri uyandıran Recep paşa olduğunu, musahip Musa Çelebinin katlinde Recep ve kaptan Canpulatzade Mustafa paşaların iki yüzlü hareketlerini padişaha haber veren o olmuştu.
Köse Mehmet ağanın bu suretle gösterdiği İstikamet ve sadakat padişahça pek meşkûr görülüyor, ağa pek çok in’am ve İhsanlara nail oluyordu. Dördüncü sultan Murat hükümet ve saltanat dizginlerini eline alıp zorbaların birer, ikişer İzalesine mübaşeret edince Yeniçeri ağası köse Mehmet ağa bu hususta da kendisine pek çok hizmette bulundu.
Fakat ağa tecebbür ve taannüfü» gittikçe arttırdı. Gurur ve ihtişamı son dereceye vardırdı. Kan dökmeğe meyli yüzünden nice bigünahın da canına kıydı. Cüzi bahanelerle adam öldürmeği hiç mesabesinde saydı.
Padişah asker işlerini. İstanbullun zapturaptını onun kifayetli eline tevdi eylemişti. Mehmet ağa da siyaset umurunda büyük bir ihtimam gösteriyor, ele geçen zorbaları, rezilleri asıyor, öldürüyordu. Bu arada yeniçeriler arasında da zorba ve fesat ehli diye bir çoklarını yok etmişti; bu
SEViM-SEViNÇ
Kardeşlerin .“““
Bu Akşamki Son Konserleri
FRİÇ KERTER İdaresinde Kuvartet Caz Orkestrası refakatile.
Eminönü HALKEVİNDE Saat 21 de
Koltuklarınızı şimdiden tutabilirsiniz. Talebeye tenzilât vardır. Tel: W3W
ELHAMRA Sinemasında
Bugün Matinelerden İtibaren: 2 YENİ, FİLM BİRDEN
G i Z Ll ELLER
Muggs ve Arkadaşları LEO GORCEY
ŞARKA HÜCUM
Büyük, aşk ve macera filmi.
—ZATİ SUNGUR-^ ses Tiyatrosunda
Bu akşamdan İtibaren: Her akşam saat 9 da hayret verici temsillerine başlıyor. Yerlerinizi emelden tedarik ediniz. Tel; 49360
Yarın PAZAR saat 16 da MATİNE.
yüzden gaddarlıkla öyle bir şöhret kazanmış ldl ki yanma çağrılanlar abdest alıp vasiyetlerini ettikten sonra huzuruna çıkıyorlardı!
Köse Mehmet ağa tuttuğu teferrüt mevkiinde kalblerde böyle korku bırakmıştı.
Vezlrlâzam Tabanıyassı Mehmet paşa EL 1043 senesinde îranlılar üzerine sefere serdar olmuş, ordu ile Ha-lebe varmış ldl. Köse Mehmet ağa da yeniçerilerle birlikte orduda bulunuyordu. Yeniçeri ocağında orta çavuşu :«asan çavuşa rlzasına muhalif bir sözünden dolayı gücenmiş, dal, budak verdiği bu sözü saltanat makamına «harfendazlık» kalıbına sokarak Haşan çavuşu * bende vurmuş» bir arz ile İstanbula göndermiş ldl. Onun bu yoldaki arzları reddolunma-dığl İçin zavallı adam derhal boğdu-rulmuştu.
Ancak bu yolda nahak yere dökülen kanlar köse Mehmet ağa aleyhine ’ r cereyan uyandırıyordu. Şabanın yirmi İkisinde yeniçeriler arasında «sâderû* yiğitlerle müfsit rezillerden beş yüz kadarı ulûfe vesllesile toplaşarak:
— Biz yeniçeri ağasını, kâhyasını, kâtibini istemezüz!
Diye kıyam ettiler. Yeniçeri ağası-ı..n evine hücum ettiler. İçoğlanları:
— Biz de sizi istemezüz!
Diye bunları def’ İçin üzerlerine bir, kaç ok attılar. Yeniçerilerden bir kaçını öldürdüler. Herifler serdanekre-me gittiler ve şikâyetlerini arzettller.
Mehmet paşa — Aslı nedir? Sab-reyleytn! Görülsün, müşavere olunup bir yola konulsun!
Dediği sırada köse Mehmet ağa ile Kâhyabey Doğanhisarlı Mustafa ağa v kâtip aban efendi tarafından başçavuş Muhzlr ağa gelerek sadrâzama:
— Ağa selâm etti. Elinizi öptü. Şimdiden sonra bize ağalık ve kâhyalık gerekmez! Bizden oraya varır yoktur. Ağalığı kime verirlerse versinler!
Haberini getirdiler.
Yeniçerilerin ısrar ve İnatları do-iayısile üçünü de tebdilden başka çare kalmadı. Yerlerine yenileri tâyin edildi. Fakat berikileri bununla da yatıştırmak kabil olamadı.
— Mehmet ağa bize harb âlâtı çekerek üç, dört adamımızı öldürdü. Elbette hem kendisini, hem kâhya İle kâtibi İhzar edin!
Diye sadrâzamı sıkıştırdılar.
Köse Mehmet ağa yeniçeriler arasında aleyhindeki cereyandan daha bir hafta evvel haber almış, eşyasını yola çıkarmıştı.
Kendi yeri"- " ' ~ nfiası Meh-
met ağaya yeniçeri ağalığı hil’atl glydlrlldlğinl öğrenir öğrenmez Mustafa ağa ve Şaban efendi İle birlikte allara binip kaçmışlardı.
Sadrazam bunların firarını haber ı alınca (arayıp bulduralım!) dedL Faydası olmadı. Âsiler paşayı taşladılar. Evvelkinden ziyade hücum ederek «malâya'nl haltlara» başladılar. Sadrâzam zaruri olarak kaçan ağayı yakalamaları İçin altı bölük ağalarına ferman yazdı. Âsiler bu fermanı ellerine alarak köse Mehmet ağayı aramağa gittiler. Fakat kaçtığına kat! surette kani olunca tekrar cemiyetle sadrâzama geldiler.
— Elbette ağayı, kâhyayı, kâtibi bulup verin! Paralıyalım! İllâ ne seni, he etbaını koruz!
Diye tehditlerde bulundular. Paşa İle ağaları:
— Behey yoldaşlar! Giden adam nerede bulunur? Dün niçin salıverdiniz? diye bunları savmağa çalıştılar, olmadı. Nihayet Mehmet paşa gazaba geldi. ,
— Çıkın bre edepsizler! Padişah divanında böyle hayâsızlık olur mu?
Diye azarladı. TevabHne:
— Şunları taşra kovun!
Emrini verdi. Tevabi İle divan hademesi arasında bir:
— Bre urun!
Âvazesi koptu. Asiler yumruklar, toyakalarla dışarıya sürüldü. Seyisler, at oğlanları birer lobut, bazısı kıhçla yeniçerilere giriştiler. Bu «Köpek cengi, sarhoş savaşı» dört saat sürdü. Yeniçerilerden elliden fazlası öldürüldü. Birçoğu da yaralı düştü. Kalanları kaçtılar. Paralılar külhanlarda saklandılar. Bunun üzerine bütün ocak halkı gelip paşadan özürler dilediler.
— Bizim buna rızamız yoktur. Eşkıyanın hakkından gelinmek gerek!
Diye bin yemin ve istiğfar İle el öptüler, gittiler. Kıyam yatıştı. Paşa, fitneyi tahrik edenleri defter etti. Külhanlarda yaralılarla birlikte hepsinin haklarından geldi. Ancak Köse Mehmet ağanın İkbali sönmek zamanı gelmişti. Yalnız İkbali değil, çok geçmeden hayatı da sönecektiI
Sadrazam, olup biteni tafsllâtlle. padişaha bildirmişti.
Köse Mehmet ağa (Erazlll idam İle âleme nizam verdim!) diye böbürle-nlrdi. Bunu öğrenen Dördüncü Sultan Murat tıynetinde olan bir padişaha böyle azametfüruşluklara tahammül etmek, başkalarının minneti altında kalmak pek güç görüneceği şüpheslz-dll Sadrazamın maruzatlyle halden haberdar olan ve kaplanlık damarları kabaran Sultan Muratartık Köse ağa yi yoketmek zamanı geldiğine hükmetti I
Dördüncü Sultan Murat Kapıcılar kâhyası Nasuh paşa zade Hüşeyln
«İZAHLI MAHALLE MUHTAR VE İHTİYAR KURULLARI TÜZÜĞÜ* şimdiye kadar bu konuda yaptığı neşriyat ile dikkat) çeken B. Zuhtü Çubukçuoğlu. yukarıdaki başlıkla yeni bir eser yazmıştır. Muhtarlarla ihtiyar kurullarının vazifelerini bildiren ve Bakanlar kurulu tarafından kabul edilen tüzük esaslarına göro yazılan bu kitapta tüzük gayet iyi bir şekilde İzah edilmiş ve ilgili kanunların lüzumlu maddeleri dc gösterilmiştir.
Anayasada ve Büyük Millet Meclisi İç tüzüğünde yapılmış olan kelime değişiklikleri İle tüzükte yer almış olan yeni kelimelerin karşılıkları da alfabetik bir surette kitaba eklenmiştir.
Birçok güçlükleri çözen bu kitabı yalnız muhtarlara değil, herkese tavsiye ederiz.
FRANSIZCA ÖĞRETİM USULLERİ
Bakırköy ikinci kız ortaokulu Fransızca Öğretmeni B Hayri Ayman tarafından bu adla küçük bir eser neşredilmiştir Alâkalılara tavsiye ederiz.
TÜRK HEKİMLERİ JÜBİLESİ
Elli sene ve daha fazla tababet hayatı yaşamış Türk hekimleri şerefine yapılan jübilenin bir hâtırası olmak üzere o günkii toplantıda söylenen nutuklar, meslek hayatı elli yılı aşmış doktorların tercüme! halleri ve resimleri. toplantıya alt muhtelif resimler Türk hekimleri dostluk ve yardım cemiyeti tarafından bir kitap seklinde bastırılmıştır
BULMACA
1 2 3 4 5 a 1 8 9 10
2 — Dünya adbelerL
3 — Varak - Fasıla.
4 — Ehliyetsiz.
5 — Tersi çirçinln âletlerinden -Tersi taze değil1.
6 — Tersi bir kedi rengidir - Tersi mayi halinde bir madendir.
7 — Ayak - Gelinin güveye verdiği çeyiz parası.
8 — Tersi birleştirmedir.
9 — Ortağım - Nota
19 — Başına «N₺ gelirse ibadettir -Yaralı yan
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan sağa vg yukarıdan aşağı:
1 — KIrklareli, 2 — 1ya, Ecanlb, 3 — Rahatıkaça, 4 — Alay«t. 5 — Letafet. 6 Acıyemiyen, 7 — Raketi, Ece, 8 — Enat. Yemiş, 9 _ LIç, Vecize, 10 — İbas, Neşet.
M E V L Û T
Dursun Velioğluhun ölümünün kırkıncı günü olan 11. 6. 945 pazartesi giinü Yeni Camide öğle namazını müteakip okunacak olan mevludu şerife ihvanı dinin ve dostların teşrifleri rica olunur.
Velioğlu ailesi
ağayı Köse Mehmet ağayı, yolda, nerede bulursa katleymek üzere Anado-hıya çıkardı.
Köse Mehmet ağa, Nasuh paşa, zadeye tesadüf edip iradeyi öğrenince:
— Padişah hazretlerine ben ne mertebe hizmet ettim; saltanat nizamı bozulmuş iken umumen zorbaları izale etmekle istiklâllerinin kemaline sebeboldum. Bu işlerde sa’yim, İstikametle hizmetim makbul olduğunu bilirsiz. Senden rica ederim kl beni öl-dürmeylp huzuru hümayuna sağ götüresin. Ümidim budur ki karşısına çıkınca merhamet buyurup bana kıymazlar!
Diye birçok yalvardı. Hüseyin ağa da acıyarak Mehmet ağayı İstanbula götürdü. 1043 ramazanının 21 İnci günü huzuruna çıkarılan Köse Mehmet ağayı görür görmez. Sultan Murat katlini ferman etti Ağa, feryatlara başladı:
— Aman, devletli padişahım! Zorbaları İzalede, cülûs gailesini müdafaada can ve başımla ettiğim hizmeti nnutup bana kıymak lâyık mıdır?, Uğrunda benim gibi «makdurıınu bezi» ve düşmanlarını ifnaya bütün gayretini sarfeden kuluna vefadar olmamak şanına lâyık değildir. Bu hal, bundan sonra hizmetinde olacakları meyus etmez mİ? İşlerinde aldıkla hareket edecek kimse bulunur mu?
Diye geçmiş hizmetlerini yâd Ha ağlayıp yalvardı. Faydası olmadı. Padişah gazapla:
— Bre melûn! Hem fitne deryasını kaynatıp dalgalandırırsın! Hem zeyt yağı gibi üste çıkıp beraetl zimmet gösterirsin!
Diye çıkıştı.
— Tez, kâfirin başını kesini Söyletmeyin!
Diye ferman etti.
Cellât kılıçla Köse Mehmet ağanm başını kesti.
Kaplan kurdu böyle parçaladı 1 Süleyman Kânl trtem

İngilizcenin feryadı
yumruğu ytytin •Ibettt batırır (Farsça bir murtdan)
İngilizce Avam Kamaralında — Kök İngilizce — Güzelliğinden soyulmuş dil — Radyo ve sinema — Şaheserler ve bu basit dil — Peri masalları — İngiltere tarihi — Kelimeler tehlikeli ve hıyanet silâhlardır.
Damı altnıda asırlardan beri dünyanın en büyük en karışık meseleleri sağdan, soldan didik, didik edilerek konuşulan, verdiği kararlarla, değil yalnız Ingii-terenin, bazan bütün dünyanın mukadderatı üzerine tesir eden •Parlâmentolar Anası» nda, yani İngiliz Avam Kamarasında geçen sene bir söz geçmiş ve bu söz ne Almanlan, ne Japonları korkutmuş, sadece İngilizceyi ürkütmüştür 1944 senesi martının dokuzuncu günü Ingiliz hükümeti, «kök İngilizce» denilen ve 850 kadar kelime içinde dolaşan basit bir İngilizcenin Milletler arası İdarî ve ticarî dil olarak kabul edildiğini Avam Kamarasına tebliğ etmiştir. Lâtin kökünden. Fransız dilinden ve diğer yabancı köklerden alınmış kelimelerin Ingiliz dilinden kovulması ve bu suretle meydana gelen dilin herkese zorla kabul ettirilmesi asla bahis mevzuu olmamakla beraber fakirleştirilmiş bir İngiliz dilinin sırf ticarî ve idari işlerde kullanılmasına cevaz verilmesi bile asıl temiz İngilizcenin — ki buna «Kıral İngilizcesi» diyor'ar — gururunu yaralamıştır.
İngiliz hükümetinin sırf İktisadî ve İdarî bir kolaylık belki de biraz Dtooaganda olarak kabul ettiği bu karar üzerine J. Redvood Anderson adlı bir d'.l ehlinin English Association tarafından çıkarılan English ismindeki mecmuaya yazdığı makale çok dikkate şayendır, fbk. EnFİli'h V. 28 1945. s. 108).
Makale şöyle başlıyor: «Şüphe yok ki bir çok diller ölmüştür: fakat insan ırkının tarihinde birinci defadır ki İnsanlar kendi ana dillerini katletmeğe kalkışıyorlar. Kiralın nazırları bu öldürücü darbeye «Kıra’ Tnoilîz. çesinin hedef ettiler.»
Kök İngilizce (Basic Engu&ü) siyaset ve iktisadın işine ■’ yarar bir şey olabilir. Fakat müellife göre, bunu kullanacak halk o kadar çoğalacaktır ki o basit İngilizce günün birinde el ulağı vaziyetinden çıkarak efendi vaziyetini alabilecek ve o vakit «İngilizce hırsızlar arasına düş. muş yaralanmış ve bütün güzellik ve ihtişamından soyulmuş bir dil olacaktır.» Müellif mutlaka bir Milletler arası dil kurulacaksa bunun niçin İngilizcenin bağrından sökülmesi lâzım geldiğini bir türlü anlıyamıyor ve bu yolda kullanılabilecek bir çok uydurma dil sayıyor. Mamafih Andreson böyle uydurma milletler arası dillerin bile dünya fikri üzerinde frna tesiri olacağını ve çünkü fikri doğuran dil olduğunu ilâve ettikten sonra böyle diller ne kadar ehemmiyet alırlarsa alsınlar ası! millî dilleri eğip, büküp bozmayacağını, bu asıl millî dillerin, hızım almış giden zamanın öğütücü zorundan âzade bir sığınak, tekrar aklını başına toplıyacak bir İstikbalin darma dağınık olmuş kafalarının ara sıra bir eğilip hararetlerini söndürecekleri bir pınar olduklarını söylüyor.
Bu basitleştirilmiş tngilizçe İsterse bütün dünyaya yayılsın, kendi ruhunu kaybetmekten başka ne kazanacak? Kötü akça haline gelmiş bu dil çarşı pazarlarda sesini duyuracak ve belki de «şu beyinsiz medeniyetimizin peygamberleri, ruhanileri olan radyo ve sinema vasıtasile bütün millete, bütün Ingiliz imparatorluğuna Incil gibi okunulup üflenecektlr».
Fakat işin en fenası bu değildir; makale müellifi soruyor: «Ya Allah saklasın edebiyatımızın şaheserleri bu kök İngilizce denilen lehçeye çevrilirse? General, Franco tarafından Ispanya’da Başque dilinin yasak edildiği,‘meşhur Alman şairi Heine’ in heykeli al aşağı edilip gömüldüğü ve mekteplerden şiirleri sürülüp çıkarıldığı zaman bütün üim ve fikir âlemi hayret ve dehşete düşmüştü. Halbuki bu bar. barlıklar böyle bir basit dili caiz görüp teşvik etmek yanında nedir?»
Müellif, artık . torunlarının, yahut torunlarının oğullarının Shakespeare’in Lear’ini Miltonun Kaybolmuş cennetini, Keats'ln Odeon a grecian Um’nu bu basil dil lûgatçası içine, tıpkı bir deli gömleğine sokulur gibi, konulmuş bir halde okuyacaklarını düşündükçe hakikî bir dil ehli gibi ıstırap duyuyor. İsyan ediyor Eğer o neslin gençleri bu dehâ eserlerini aslından, okumak isterlerse mutlaka lügate bakacaklar ve aradıkları kelimelerin yanında metruk mânasını ifade eden birer hançer işareti görerek, o kelimelerin arkadan vurulduklarını anlıyac aklardır, «Artık bütün hikâyeler, peri masalları. hattâ Britanya İmparatorluğunun tarihi bile bu dille tıpkı bir biçare aptal tarafından gevelenmiş mânâsız sözler şeklinde kalacaktır». Müellif, yaşlıların bu basit dilin asıl İngilizceyi berbat edeceği zamanı gör-mlyeceklerile müteselli olduklarını söyledikten sonra makalesini şöyle bitiriyor:
»Bütün tngllizler dillerini mü. dafaa etsinler; o dil kİ Ingiltere tacının en şahane pırlantası ve Britanya imparatorluğu dominyonlarının en geniş ve en şanlı-
uiger laraıtan İngilizcenin milletler arası dil mevkiini alması için ortaya atılan fikirler arasında Londra üniversitesinde İngiliz edebiyatı profesöür Dr. İfor Evans yazdığı bir makalede evelâ milletler arası İşlerde kullanılacak bir İngilizce lügat kİ. tabı tertibi lüzumundan bahsederken diyor ki:
«Hiç bir memlekette ve muhakkak ki İngiltere ve Amerikada kelimeler kâfi bir dikkatle tetkik edilmemektedir. Nihayet şunu pekâlâ biliriz ki insanlar hayvanlardan dil ile ayrılır. Fakat insanlığımızın tek alâmeti olan bu dil ellerimize verilen en tehlikeli silâhtır. Kelimeler fikirlerimizi mübadele için kullandığımız sikkelerdir. Fakat bunlar çok oynak ve hıyanet şeylerdir. Elden ele geçtikçe kıymetleri değişir,, kelimeler olmazsa ne ilimler, ne kanaat ve İmanlar izah olunamaz kİ. İşte onların gördükleri en parlak hizmet de budur. Fakat yine onlar vasıtasile insanlar harbe sürüklenir ve kelimelerin ezilip büzülmeslle propagandalar insanın aklını, ruhunu bozar, ve işin fena tarafı da iste budum, (bk. tfor Evans. English as an International Language. Britain To-Day, 105 January 1945, s, 20.)
İnsan bu makaleleri okuyunca, İngilizcenin bünyesine yalnız iktisadi ve ticarî işler İçin gramerine asla dokunmadan kelime sayısını azaltarak basit bir dil vücuda getirilmesine karsı Ingiliz dilcilerinin şu heyecanlı hassasiyetleri karşısında onlan takdirden kendisini alamıyor,
A ADNAN . ADfVAR
1ANIMADIĞIMIZ MEŞHURLAR:
Vaktile Istanbuldan Amerikaya giden kadın modası..
Amerikalı kadın gazeteciler burada gördükleri hotozları o kadar beğenmişlerdi ki
IInce tüllü yaşmak — Hotozların yıldızı parlıyor — Nigâr hanımın giyinişi — Kutular içinde 15 hotoz — Muhtelif hotoz tipleri ve çeşitleri — Elbiselerini kendi biçer, kendi dikerdi — Hotozlu gazeteciler — Bir günde gezintiye yetiştirilen elbise — Hotoz giymek usulü
GÜZEL SANATLAR
Siyavüşpaşa türbesi
Eyübün bir köşesini süsleyen ve sınanın dehâsındaki kudret ve kabiliyeti gösteren bu türbe de bize kalan ecdat yadigârlarının en güzellerindendir.
İskeleden çıkıp da camiye gitmek üzere büyük cadde taklboiunursa sag kolda ve Sokoihı türbesinin tam karşısın dadır. Büyük bir sanat aş kile kurulmuş olan bu türbenin İçi .«erâpa en kıymetli çinilerle süslenmiştir.
On altıncı «srın en nadir numune-1 eril e ve erişilme? bir bilgi İle tesis edilmiş olan türbe, aslen Hırvat olup sarayda terbiye görerek (H, 9761 da mlrahur sonra silâhtar, 677 de yeniçeri ağası, daha sonra Rumeli beylerbeyi ve vezir olan Sİyaviış paşanın emrlle inşa edilmiştir
Siyavüş pa$a (H. 938 ı de İKtncl Sultan Selimin küçük kızı Fatma sultan ile evlenmiştir Fatma sultan vefat edince pederi ikinci Selimin Aya-sofyadaki türbesine defnedilmiştir.
Slyaıvüş paşa* hayatında (Güzel 31-
Feylesof Rıza Tevfik
ÖMER HAYYAM
ve RUBAİLERİ
Ömer Hayyama alt şimdiye kadar neşredilmemiş bir çok vesikalarla rübailerln en doğra tercümelerini bu eserde bulacaksınız. Tanesi ciltli olarak 350 kıırtısUır. AHMET HAIİT KİTABEYİ
Nigâr hanım odacında, son derecede meşguldür. Lâldn o şu esnada İnce ve zarif parmaklarının arasında bir kalem, şiir yazmıyor, Elinde toz pembe bîr kumaş, bunu bir mukavvaya sarmaktadır. Dalgın ve dikkatlidir. Sanatkârane meşaîsine tamaml-le kendisini vermiştir: Nigâr hanım, devrinde pek meşhur olan hotozlarından birini yapıyor.
Bu yazımızda kadın şairin en karakteristik cephelerinden birini, giyinişini, zerafetlnl ele alacağız. Zira Nigâr hanımın ta-mamile kendisine mahsus olan giyiniş tarzı ve bu sahada gösterdiği incelik yazıları derecesinde şöhret kazanmıştır.
Nigâr hanım, o kadar meşhur giyinişine rağmen, asla modaya esir olmamakla şöhret kazanmıştır. Bilâkis... Genç kızlık devrinden çıkıp da kadınlaşmağa başladığı zamanlarda yaşmak ve hotozun yıldızı blıdenbire sönmüştü. Bir takım umacı gibi çarşaflar umumileşiyordu. Bu siyah çuvalları andıran çarşaflar yaşmakla, ferace ile kıyas kabul etmez derecede çirkindi. Asla riyakârlık bilmeyen, dedikodu bile uyandırsa fikirlerini, düşüncelerini olduğu gibi dışarıya vurmaktan çekinmeyen Nigâr hanım bu vaziyet karşısında zamanının zevksizliklerine İsyan etti. Yaşmağın kolunu büsbütün ■inceltti. Ona fevkalâde bediî şekiller verdi. Yaşmak tutuşta, feracede âdeta bir «Nigâr tarzı» ortaya çıkardı. Bilhassa hotozun, üstüne yaşmak tutuşta pek fevkalâde bir İnceliği vardı.
Gelgelellm hotoz da tamamilo devrini doldurmuş, adam akıllı gözden düşmüştü. Halbuki o zamanlar kadın İçin tek serpuş buydu. Nigâr hanım hotoza meftunduk Ve bu kıyafetleri, yaşmağını, feracesini, hotozlarını o kadar kendisine yakıştınrdı kİ uzun zaman bu Şark güzelliklerini yeniden canlandırdı. Yaşattı, ayakta tuttu.
Nigâr hanımın bulduğu, onun tarzındaki hotozlar îstanbulun her tarafında pek moda olmuştu. Şair, bu meşhur hotozlarını kendi ehle ve büyük maharetle yapardı Hattâ kendisine göre, muhtelif tipler de bulmuştu, Daha yüksek, daha alçak, yumuşak ve sert olanları vardı. Hele gezme âlemlerinde hotoz büsbütün elini eteğini çekmişti, Nigâr hanım en parlak gezme âlemlerine hotozu tekrar soktu ve buralarda da moda haline getirdi.
Kendi yaptığı bu hotozlar için katiyen koyu kumaşlar kullanmaktan çekinirdi. Dalma tirşe mavisi, toz pembe, erguvan! gibi tatlı ve uçuk renkleri tercih ederdi. Sandık odasında on beşe yakın hotozu her zaman hazır dururdu. Bunların ayn ayn mukavva kutulan vardı.
Yeni tip, arkası yüksek veya basık bir hotoz bulunca bunu evvelâ kendisi giyer, bir hafta sonra bu yeni biçim hotozun hemen umumileştiğini görürdü.
Hotozlu gazeteciler..
Yalnız memleket içinde taklit edilmekle kalmaadt. tstanbulu ziyaret eden ecnebi kadınlar da hazan onun zevkinden aldıkları hâtıralarla memleketlerine dönerlerdi.
Kendisini ziyaret eden kadın gazeteciler, hele bunlar arasındaki bir kaç Amerikalı Nigâr hanımın hotozlarına bayılmışlardı Bunların kopyelcrinl, modellerini İstemişlerdi. Nigâr hanımın hediye ettiği yepyeni hotozlar kendilerin! mütehassis edecek derecede sevindirmişti. Istan bulda bunları başlarından
Nigâr hanım son zaman formda meşhur salonunda
Nigâr hanım zarif bir clbisesUe çıkarmadıkları gibi, memleketlerine de hotoz yapmağı epeyce öğrenerek gitmişlerdi. Sonra oradan yazdıkları mektupta Nigâr hanımın tarzındaki hotoz modasını Newyork'a götürdüklerini, hattâ tanıdıkları bazı zengin aileler arasında bunun âdeta yayıldığını, o zamanki Am?rİkan kadınlarının bu hotozları pek beğendiklerini yazıyorlardı. Kadiri modaları dalma Garptan Şarka gelir. Nigâr hanım ince zevkile İlk defa Garba bir kadın modası göndermişti. Hem de kadın gazetecilerin başlan üstünde.
Bir günde bitirilen kostüm..
Bu kadar İyi giyinen Nigâr hanımın üstüne başına son derecede fazla para sarfettiği zan «edilirdi. Halbuki hiç de vaziyet öyle değildi. Nigâr hanını, gayet zarif fakat pek ucuza giyinirdi. Çünkü bir çok elbiselerini kendi biçer, kendi kendi üzerine prova eder, ve kendi dikerdi. Hattâ kendisinin giyiniş tarzını çok iyi bilen, gayet yakınlarından bir:
— Son derecede iyi ve çabuk dikerdi. Hattâ bazan sabahleyin kumaşı kesip, ikindiye doğru elbisesini bltlrdiğ ve o aksam yapacağı gezintide giydiği olurdu’.. diyor:
Esasen Nigâr hanımın giyinişindeki zarafeti daha ziyade buluşlarında idi. Meselâ gayet hu-
rf
susî, pek güzel toka şekilleri, yepyeni tarzda, zarif kemerler düşünür, bunlann şekillerini çizer, madenden veya derilerden yaptırtırdı, Tokaları, kemerleri dalma böyle orijinal ve kendi bu'uşlannın eserleriydi.
Elbise, manto ve bilhassa kostüm şekillerinde de bir çok yenilikler bulmuştu. Bu suretle, hotoz, kemer, toka, elbise, kostüm buluşlarlle şair Nigânn bu cephesi, Tevfik Fikret’in gömleklerini, pelerinlerini ne kadar hatırlatıyor...
Hotozun giyinişi..
Yalnız bunları yapmak, bulmak hususundR değil, kullanmak tarzı bakımından da hususi bir zerafet gösterirdi. Meselâ hotozun şeklini bulmakla beraber onu kullanışı da başka idi. Ne t eki m Amerikalı kadın gazeteciler Türk hotozlarını aldıktan sonra onlan Nigâr hanımın giydiği zerafetle kullanmak İçin çok dikkat etmişler, ayna karşısında Uzun uzun provalar yapmışlar ve öğrenmişlerdi. Hotozun yalnız kendisini değil, giyiliş tarzım da yeni dünyaya götürmüşlerdi.
Nigâr hanım bu hotozları eğer yüksek olursa alnının üstüne hafifçe eğer, sağ kaşının üzerine iyice yaklaştırırdı. Eğer jjotoz yüksek değilse alnının ortasından biraz aşağıya indirilirdi. Yüksek hotozu ferace, yaşmakla dahi, alçaklan kostümle giyerdi.
Hotozlarım taklit edenlerden bazıları bu giyiş zerafetini de kapamadığı an İçin, başlarında aynı güzellikte durmazdı.
Hikmet Feridun Es
yavüs paşa) diye anılmıştır. Evliya Çel'bl Eyüp Sultan bahsinde 'cilt 1>: .Güzel Slyavürç paşa Kabri; çarşı içinde bir kubbel Allyede cemi taalûka-tllc medtundur, türbesi mimar “İnin binasıdır.» demektedir.
Slyavüş paşa, türbeyi evlâdı için ve Sknanın hayatında İnşa ettirmiştir. Türbenin cadde üzerindeki ct'phe inde bulunan kitabedeki hicri (1011) tarih! her nc kadar mimar Davut devrini gösteriyorsa da bu tarih yalnm SİJavuş paşanın vefatım bildirmektedir. Tarih kitabesi şöyledlr
Cüzini vezlrnn Slyavûj paşa Kİ cay olmuşdu ana sadrl âlâ Olup lütfü mebzul hâsile âme Senasın ederlerdi âlâ vü ertna Erip nâglhan ana emri Uâhi Edip İmtisal eyledi azmi ukba üruç eyleyüp ruhu paW Âlâya Ana oldıı gül zarı flrdevs me’va Dedi İntikaline tarih (Hakimi) Siyav üş paşaya adnoldu sûkna
inil
Türbenin çinileri İznik'te pişirilmiştir. Panoların, türbenin dahili kısımlarına uygun olmak üzere husırd siparişle temin edildiği anlaşılıyor. Kandil resimlerini taşıyan panolar, türbeyi ziyaret edenleri dakikalarca hayran bırakacak birer sanat zenginliği taşımaktadırlar.
Çinilerin zemini gayet parlak olup minaları çatlamamıştır. Mavi, mor, yeşil ve kırmızı renkler pek güzel İmtizaç ettirilmiş ve bunlar katiyen zemine tuşmamutır
Türbenin çinileri gerek desen ve gerek işçilik noktasından bazı hususiyetler göstermektedir. Türbe; çinicilik tekniği, desen kompozisyonu ve güzel sanatlar bakımından İncelenmeğe değer parçalarla doludur.
Kurandan ayetler yazıl) panoların güzelliği ve heyeti umumiyetindeki ahenk tlırteve büyük bir ihtişam vermektedir. Çiçek kompozisyonları İse ayrıca bir tetkik mevzuu teşkil edecek kadar nefistir. Geçin sene, bu Abideyi gezdiğim vakit; türbedar. düşmüş olan çinileri saklamakta olduğunu söylemişti. Her parçası büyük bir kıymet taşıyan bu esirler bir daha yerine konamayacak olan dört asırlık sanat hâtıralarımızdır.
NURETTİN YATMAN

Eskişehir de yaz hayatı
Eskişehir (Akşam» — Havaların ısınmasile yazlık sinemalar ve bahçeler işlemeğe başlamıştır. Bahçelere saz heyetleri getirilmiştir. Yaz. şehrimiz İçin en hareketli mevsimdir. Butun halk akşam serinliğinden istifade İçin Yalman adası civarını doldurur Zaten eğlence yerleri de burada toplanmıştır. Göksu bahçesi bu suretle tadil edilerek genişletilmiştir.
Eskişehir Belediyesinin tebliği üzerine çarşı ve caddeleri baştan başa kapatan bütün saçaklar kaldırtıl-mış ve dükkânların cepheleri boya-tılmıştır. Şehirdeki bütün binalar (evler dahil) haziran sonuna kadar badana edilecektir. Köprübaşı ile Bağlar caddesinin parkeleri yeniden yapılmış ve şehrin en işlek yeri olan bu saha güzelleştirilmiştir.
Belediye, şehrin muhtelif yerlerindeki çeşme darlığını önlemek İçin gerekil tedbirleri almaktadır.
CANLI 6 TARİHLER
OPERATÖR HAZIM PAŞA HÂTIRALARI (Şeyh-üietibba Hâzım Beillsan)
84 yıllık bir tarih - Saraylı hanunlan ameliyat • Centilmenlikte Türkler mi? Fransızlar mı? - Prens Seyfeddin’în Çamlıcada-ki havuzlu köşkünde olanlar - Talât paşa - Veliaht Yusuf İzzettin • Abdülhamidin istintakı,
OPERATÖR CEMİL PAŞA HÂTIRALARI (Eski ve meşhur İstanbul Şehremini, Cemli Topuzlu)
FATİH'in topuzunu taşıyan zat - Operatör mii, imparator mu? . aSaye-i Şahanenizde açiz,»- Alî Ferruh . 1908 Temmuzu -Fenerbalıçeııin idarecilerimi en Cemil Topuzlu'nun isteği . Abdül-hamit sinek avlıyor,. Tıp Fakültesi ve Etfai hastanesi - Kafiyeler nazır olamaz - Babanzade İsmail Hakkı - Fırkacılık gayreti - Ta-
lebeın Reşit Galip Maarif Vekili olunca...
Bütün gazete bayilerinde bulunur, Fiati 50 kuruştur. Çıkaran: TÜRKİYE YAYINEVİ - İSTANBUL.
ffnhlfp ft
AKŞAM
D Haziran 1945

■ HER AKŞAM 1 A R T D ! BİR HİKÂYE U 11 5TÜK=. J
Mısırdaki ehramlar
Yeşil pancurlu beyaz evin köşesini I dans!.. Bu kadın, Emineden başka donduğu zaman Ahmet Ferhadm yo- kimse değildi.
tunu, emekli komuşusu Hayıullah Ahmet Ferhat hayretler içindi, o ef(ndi kesti. Pek yorgun olduğu İçin'dangul dungul, o dilini düzeltcmeyen biran evvel kendisini evc atmak İste-' Eminenin bu haline bakıyordu.
yen Ahmet Ferhat zorla gülümsc-'l. Nereden öğrenmişti kİ?.. Başının Hayrtiilah efendi onun koluna girdi.! içinde bir şimşek çaktı. Üç ay önce Her halde mühim şeyler soyllycceği ..................“ jj|J- ”
anlaşılıyordu,
Hiç bir resmi vazifesi olmadığı halde ihtiyar mütekait kendisini mahallenin gönüllü kâhyası addederdi. Bu-tüıı dedikodulara, aykırı bulduğu İşlere, olana bitme karışırdı. Bu sefer fle Ahmet Ferhadm yolunu bekleyip, böyle birdenbire koluna girmesinde mutlaka birşeyler olacaktı.
Hayrullah efendi mukaddemeslz bir tarzda sordu:
— Aalzim... Sizin evde olanı biteni biliyor musunuz?..
Tamamile kabuğuna çekilmiş bir adam olan Ahmet Ferhat şaşırdı. Kendisini ilme vermiş aksaçlı bir bekârdı. Onûıı evinde ne olup bitebilirdi?..
____ Anlayamadım efendim... Başım biraz yorgun da... diye mırıldandı. Hayrıillah efendi vaktile kaptan köprüsünden makine dairesine seslendiği günlerin cerbezesi İle tekrarladı:
* — Devlethanede olan bitenden malûmatınız var mı?, diye soruyorum..
— Hayır... Ne olmıış efendim?..
Hayrullah «Neler de neler... mâyda-nozlu köfteler!,.» tarzında elini ve başını salladıktan sonra ilâve etti-,
— Siz gider gitmez devlethanede bir cümbüştür başlıyor. Efendim bir genç kadın... Denize girme kıyafetile açık pencerenin önünde sinema, tiyatro, daha doğrusu barlardaki kızlar gibi hoplaya hoplaya dansediyor. Ayaklarını başından yukarıya doğru fırlatmalar... Neler de neler efendim...
Ahmet Ferhat hayretimden boğulacakmış gibi bir halde sordu:
— Bizim evde mi efendim?..
— Evet efendim.,. Devlethanede...
— Bir yanlışlık olmasın beyefendi...
— Kabil mi efendim.., Kabil mi?.. Hani arzedeceğim nokta da başka. Kimsenin hane dorunun da hürriyetine karışacak değiliz ya... Fakat pen-fcere açıp, gramofonlarda Frenk plakları çalarak bacaklarım havalandır» havalandıra deniz kıyafetinde raks eyleyecek ne var?.. Efendime söyleyeyim, bütün semtin delikanlıları köşkün karşısındaki çayırlığa, tiyatro seyrediyorlarmış gibi, sıra sıra oturuyorlar... Bu vaziyetten malûmatınız olmadığını düşünerek «Gideyim, beyefendinin kulağını hatifçe bükeyim» dedim...
— tyl ettiniz*. İyi ettiniz amma efendim... Doğrusu son derecede hayretler içindeyim.,, İşin aslını nasıl öğrenmeli?..
— Kolayı var mirim... Yarın sabah gidiyormuş gibi mutat üzere evden çıkarsınız. Ve fakirhanenin yan penceresinden vaziyeti İskandil edersiniz. Olur, biter..,
— Öyle yapmalı efendim... Başka çare yok!..
Hayrullahtan ayrıldıktan sonra Ahmet Ferhat hayretinden âdeta aptallaşmış olduğu halde eve geldi. Babacından kalan koca konakta, bLr hizmetçi kızla oturuyordu. Eminenin böyle haltlar karıştırmasına imkân yoklu. Zira daha dilini düzelteme-mlşti. Bütün kelimeleri yanlış söylerdi. Tam mânasile dangul dungul bir insandı. Mayo ile, musiki ile dans eden artist kılıklı kadın da kim olabilirdi kİ?., çopur ve şaşı Emine?.. Kabil değil!..
Ertesi sabah her zamanki saatinde evden çıktı. Doğru Hayruliahın köşküne...- İhtiyar mütekait köşe penceresi önünde onun eline köpüklü bir kahve tutuşturarak:
— Biraz sonra dikkat buyurunuz mirim... dedi.
Hakikaten pek az sonra açık pencerelerden gramofon s sleri taşmağa, Ve kısacık mayolu bir kadın, bacak- | larını havalandıra havalandıra dans' etmeğe başladı. Hem de ne dans, nel
Harb dolayısile Mısıra giden asker Üer arasında ehramın tepesine çıkarak adını yazmak moda olmuştur
bir kere çalışırken işinde heveslensin, biraz da gözü açılsın ve kendisine bir mükâfat olsun diye onu ilk defa sinemaya göndermişti.,. O günden sonra Emlnedt kl büyük değişikliği zaman zaman farketm]$tl amma bu kadar açık bir tarzda görmemişti. Demek böyle ha!,. Hayruliahın dediği doğru idi. Evin önündeki çimenlik köyün işsiz ve güçsüz insanlarllc dolmuştu. Sıra İle oturmuşlardı. Başları yukarıda; gözleri pencerelerde...
Ahmet Ferhat hışımla eve gitti. Sırtında mayoslle kapıyı açan Emine evvejâ kaçıp saklanmak İstedi. Lâkin Ahmet Ferhat açtı ağzını, yumdu gözünü... Söylemediğini bırakmadı.
Kaçamadığı için karşısında yüzü kapalı, fakat hâlâ mayo İle duran Emine nihayet ellerini suratından hızla çekti: ,
— Ben hlzmetçlik İçin yaratılmadım!.. dedi.
Ahmet Ferhat hayretler İçinde ona dikkatle bakıyordu. Hele hele!.. Kız saçlarını da en kötü tarzda ve oksijenle boyamıştı. Şimdiye kadar Ahmet Ferhat bunun nasıl farkına varmamıştı ki?.. Sordu:
— Peki, ne yapmak İstiyorsun.?-
— Hiçi.. Artist olacağım...
— Sen?..
— Elbette ben... Olanların boynuzu yok ya... Elti Lamarın benden eksiği var da fazlası yoktur.. Madem kİ yüreğimde yatan aslanı öğrendiniz... Artık bağlasanız da durmam... Benim gibi bir cevahir parçası süpürge süpürsün, bulaşık yıkasın... Yazık değil nü?..
Ahmet Ferhat dona kaldı. Emine neler de söylüyordu!.. »Etme!.. Eyleme!..» tarzındaki sözleri para etmedi. Emine:
— Hani Mühendislerin Orta hizmetçisi Leman yok mu?.. Altın dişli Leman canım... O da artist kızdır ha... Evvelfi onunla Beyoğlunda bir bara yazılacağız. Sonra Amerikaya, Hollvi-ye (Hollvut) kaçacağız...
— Canım... Bırak böyle şeyleri Emine...
Genç kadın çopur yüzündeki şaşı gözlerini oynatarak cevap verdi:
— Rica ederim, küçük bey... istikbalime mâni olmağa kalkışmayınız... Ben Holivjye kaçacağım. Benim bulaşık yıkamam günah olur...
Ve bir sabah bohçası koltuğunun altında evvelâ bara, sonra Hollvlye kaçmak diişünceslle evden çıktı, gitti.
(Bir yıldız)
Halk evleri ve Kurumlar
Savaş köpekleri
Avrupa cephelerinde hizmet geren köpekler, sivil hayata alıştırıldıktan sonra terhis edilecekler
ŞmdJkl harb dolayısile Mısır bütün dünya milletlerine mensup asker ve sivil insanlarla dolmuştur, Bunların başlıca toplandıkları mahal Nll nehrinin garbında, Cize civarındaki Ehramlar mıntıkasıdır.
Ehramlar, bazı Firavunlar İle Mısırın eski sakinleri arasında mukaddes sayılan hayvanların defnedildikleri binalardır. En büyüğü Cheops ehramı olup AvrupalI seyirciler arasında çöl Matterhorn lsmlle meşhurdur. Mat-terhom İsviçre’nin en yüksek tepelerinden çıkılması çok güç olduğundan Alp dağlarına tırmanmak sporu İle meşgul olanlarca pek meşhurdur.
Oheops ehramı da İsviçre’deki tepe gibi bütün Nil vadisine ve Mısır çölüne nazır ve hâkimdir. Mısır’a gelen ecnebiler ve bahusus dağcılık sporu İle meşgul olanların başlıca eğlencesi bu ehramın tepesine tırmanarak bir kaç dakika etrafı seyretmektir.
Halbuki Mısırlıların kendileri kılavuz Ve tercümanlar müstesna ehrama çıkmağa hiç de heves etmezler. Tenezzülle çıkanlar bile civardaki sphlnx aslan heykelinin gölkesine kadar gelirler ve burada yiyip içtikten sonra Kahire'ye dönerler. Ehrama tırmanmaktan zevk alan Avrupacılara da şaşarlar.
Fkat Mısır’lılar Avrupacıların bu zevkinden İstifade ederek kılavuzluk gibi kârlı bir meslek edinmekten geri durmamışlardır. Mısır’h kılavuzlar günde on beş yirmi defa ehrama AvrupalI seyyah getirirler ve bunlara ehrama tırmanma^ İçin usul ve yol gösterirler. Acemi olanları destekliye -rek ehramın tepesine kadar çıkarırlar. Ehrama çıkmak o kadar tehlikeli değildir. Fakat iniş çok dikkate muhtaçtır. Ufak bir dikkatsizlik seyyahı ehramın dibine kadar yuvarlar ve meZara götürür.
Çek zengin seyyahlar kılavuzlar arasında yüksek ücr(t ve mükâfat mukabilinde ehrama çabuk çıkmak için yarışlar tertibederler. Bu yarışlarda kılavuzlar bes altı dakika içinde ehramın tepesine kadar çıkıp inerler. _____ ________
Choops ehramının yüksekliği yüz dan tahmin olunuyor. — F
altmış metredir. Binlerce seneden beri İnsanlar ehrama çıkmaktan büyük bir haz duymuşlardır. Ehramın basacak veya el ile tutunacak çıkıntı ve oyuklan çıkıp İnenlerin çokluğundan mücellâ kaya gibi düm düz olmuştur. Ehramın tepesindeki taşlara buraya çıkanların çoğu isimlerini ve ziyaret tarihini keskin filet ve bıçaklar İle hakketmelerdir. Bazı tarihler Ehlisalip senelerine kadar varmaktadır.
Son senelerde Mısır’da toplanan İngiliz, Amerikan, KanadalI, AvustralyalI, Yeni Zclândalı ve Cenubi Afrikalı subay ve askerlerin çoğu ehrama çıkarak adını ve mensup bulunduğu kıtanın numarasını ve ziyaret tarihini hakketmiştlr.
Bir semavi fifetln Mısır'daki evrak ve vesaiki büsbütün İmha edeceğini farzedellm. Böyle bir hal vukuunda ehramın tepesindeki malıktık malûmat Mısır'a muhtelif millet ve’ memlekete mensup ne kadar asker ve kıta geldiğini anlatmağa kâfi gelecektir.
Ehram milyonlarca insanin istiye-refc istemlyerek senelerce ve hattâ ömür boyu çalışmaları neticesi olarak meydana gelmiştir. Eski Yur.an seyyah ve müverrihi Herodot Mısır'a gelip ehramı ziyaret ettiği zaman bunların binasından iki bin sene geçmişti. Maahaza ehramın nasıl yapıldığı hakkında babadan evlâda intikal eden hikâye ve rivayetlerden bunların nasıl yapıldığı haklanda bazı kayıtlar 5’apahllmiştir.
Nll nehri her sene üç ay taşar. Bu müddet zarfında Nil'in şarkındaki taş ocaklarından çıkarılan ve yontulan büyük taşlar sallarla nehrin garp sahiline getirilmiş ve buradan yüz binlerce amele tarafından taşlar ehramın yapılacağı mahallere taşınmıştır.
Ehram dört bin beş yüz seneden-beri Afrika'nın yakıcı güneşine ve tahripkâr rüzgârlarına maruz kalmıştır. Bu kadar zaman dayandığma göre ehramın daha dört beş bin sene ayakta duracağı ve ancak bundan sonra çökeceği mutahassıslar tarafın-
Tiyatromuzun talimatnamesi
* Şişli Halkevinden: Evimizin müzik şefi Müfit Imşlr’in İdaresinde koro, keman, solfej ve musiki tarihi, piyano dersleri açılacaktır. İsteyenlerin 23/6/945 akşamına kadar Ev müdürlüğüne müracaatla kaydedilmeleri.
ir İst. öğretmenleri Yardım cemiyetinden: Cemiyetimiz âzasından Şişil ortaokulu öğretmenlerinden Sedat Şenural’ı evvelki gün maalesef ebediyen kaybetmiş bulunuyoruz. Keder-dide ailesine ve arkadaşlara baş sağlığı dileriz.
ir C. H. P. İşbulma - Kurtarma Yurdundan: Her türlii işlerde çalıştırılmak üzere aranılan vatandaşların Nuruosmanlyedckl Yurdumuzdan is-tentlmesl rica olunur. Hiç bir masraf alınmadan bu İstekler en kısa bir zamanda yerine getirilir. Tel: 22177
EGömlekiş^
BİRİNCİ SİNİP GÖMİJCRÇt | ( ■■ Te); 20098 Sirkeci ■■■■
(Baş tarafı üçüncü sahifede) lâzım gelir. Belediyenin yeni talimatnameye koyacağı şartlardan biri bu olmalıdır, çünkü geçici seyirciler İçin daimi seyircilerin hakkını yemek günahtır. Ve maddi yardım gören bir tiyatronun böyle hareket etmeye hakkı yoktur.
Evet Şehir Tiyatrosunun yeni talimatnamesinde her piyesin âzami olarak üç hafta oynanacağı; üstelik şu veya bu sebepten dolayı rağbet bulmıyan piyeslerin yerine derhal bLr başkasının konulacağı kaydı bulunmalıdır. Mevsim başında oynanacak eserler evvelden seçilir ve temsillerin tam programı yapılırsa, bir İhtiyat piyesin de İlâvesi şartiyle, buna laylıkla imkân bulunur.
KOMÇDİ KISMI
Komedi kısmında oturacak adedi 903 olduğunu, verdiğimiz kamların piyesti» temsil adedine göre seyirci vasatisini gösterdiğini hatırlatalım.
Meraklı Kadınlar: Otuz bir defa oynandı. Seyircisi 10.320 olduğuna göre demek her gece 333 yer doluyor ve 570 yer boş kalıyordu.
Düğün Gecesi; Elli altı defa oynandı. Seyircisi 32.684 olduğuna göre demek her gece 584 yer doluyor. 319 yer boş kalıyordu.
Ben Değilim: Yirmi sekiz defa oynandı. Seyircisi 12.750 olduğuna göre demek her gece 456 yer doluyor ve 447 yer boş kalıyordu.
ko-
yer ra-
Yukarı Köşk: Kırk iki defa oynandı. Seyircisi 18.778 olduğuna göre demek her gece 447 yer doluyor, 456 yer boş kalıyordu.
Milyoner Damat: Yirmi bir defa oynandı. Seyircisi 8.090 olduğuna göre demek her gece 386 yer doluyor ve 517 yer boş kalıyordu.
Hacı Kaptan: Yirmi altı defa oynandı. seyircisi 14.128 olduğuna göre demek her gece 548 yer doluyor, 357 yer boş kalıyordu.
Görülüyor ki komedi kısmında oynanan piyeslerin seyirci vasatisi daha hazindir: Yüzde elli üç.
şehir Tiyatrosu bu bllânçoyu oynadığı hatalı piyeslerin uğradığı tenkid-lere sözde cevap olarak neşretmişti. Yani zımnen «Piyesler şu kadar bin kişi tarafından seyredildi. Demek iddia olunduğu gibi kötü değildi.» denmek itenlyordu. Hâlbuki rakamların tahlili gösteriyor kİ tyatromuz ancak kend kendilni aldatmaktadır. Bu rakamların iftihar edilecek hiç bir cl-heyl yoktur.
Komedi kısmında oynanan piyeslerden Meraklı Kadınlar’ı 31 yerine 12; Düğün Gecesi’nl 56 yerine 37; Ben Değilim’l 28 yerine 14; Yukarı Köşkü 42 yerine 21; Milyoner Damadı 21 yerine 9; Hacı Kaptan'ı 26 yerine 16 defa oynamak kabil olacağına göre bir mevsim boyunca beyhude yere harcanan gecelere acımamak elden gelmiyor. Bütün bir mevsim yan yarıya boş koltuklar karşısında
Avrupada Amerikan silâhlı kuvvetlerinin yanı başmda çetin savaşlara iştirak etmiş bulunan ordu köpeklerinin hizmet görmesine artık ihtiyaç kalmamıştır, Vatana dönen her askerî köpek tamamen sivil hayata alışın-caya kadar terhis tezkeresi ala-mıyacaktır. Cephelerde savaşmış her köpek, tamamen bir canavar halini aldığından, derhal vatana gönderilerek sivil hayata koyu-verilmesi büyük tehlikelere sebebiyet verebliir. Cephelerden dönen bir köpek, Amerikada evvelâ Nebraska eyaletindeki Fort Ro-binson köpek talim terbiye mü-essesesine gönderilmektedir. Bu müessesede evvelce kıymetli bir askerî köpek olabilmek için gördüğü çetin talim ve terbiyeyi, badema cephelerde edindiği askerlik hayatını unutup tamamen sivilleşinceye kadar yeniden talim ve terbiyeye tabi tutulmaktadır.
Terhis edilmek için Fort Ro-binson köpek müessesesine gönderilen bir köpek evvelce nöbette keşifte veya muharebede kullanıldığı ihtimal dahilindedir. Bu köpek gece nöbet mahallinde nöbet tutmuş, ormanda gizlenen düşman nişancılarının yerini bulup yakalatmış, veya düşmanın şiddetli ateşi altında bölükler arasında, gizli emirler götürüp getirmiştir. Bu gibi önemli askerî hizmet görmüş bir köpek etrafına düşüp patlayan mermilerin gürültüsünden hiç ürkmez bir duruma gelmiştir.
Askeri talim ve terbiye görmüş her köpek, uçakta seyahate alışmış, gaz maskesi takmış, askerî tayini yemeğe alışmış ve iki bakıcısından maada herkesi düşman olarak tanımayı öğrenmiştir. Böyle bir köpeği tekrar sivil hayata altıştırmak için başta tutulacak ilk gaye ona, bütün insanların arkadaş olduğunu öğretmektedir.
Askeri bir köp?k bu kampta mütehassıs köpek yetiştiricileri-1 nin nezareti altında hususî talim ve terbiye görüp sivil hayata alıştığı tesbit edildikten sonra terhis teskeresini alır. Bu müesseseye getirilen bir köpeğin askeri hizmetteki sicili tetkik edildikten sonra, bakıcılara tevdi edilir. Onlar köpeğe yavaş yavaş sokularak oynamağa başlarlar. Evvelâ kendilerine şüpheli bir nazarla bakan hayvanı munis lâflarla ve tatlı tatlı okşayarak itimadını
kazanırlar. Kulübesi civarından geçen her köpek bakıcısı ona tatlı Sözler Söyler ve Onu okşar. Köpeğin yiyeceği ve suyu daima ayrı ayn kimseler tarafından verilir. Böylelikle harbde bütün insanları düşman olarak tanıyan köpeğe, yeniden bütün insanların müşfik ve itimada lâyık mahlûklar olduğu öğretilir.
Çök, otur, yat, dur diye emirler verilerek köpeğin itaate riayeti kontrol edilir Günlük çalışma ve gösterdiği terakki derecesi tesbit edilir. Yavaş yavaş uslu, hareket etmeğe başlayınca hayvan yeni bir talim ve terbiyeye tabi tutulur. Diğer bir çok köpekle oynamağa müsaade ediUr,. etrafında tanımadığı bir çok kişipb yaya veya bisikletle dolaştırılır, J-J kulağı dibinde gürültü yapılır,O-gerisinde tüfek patlatılır.
Bu tecrübeler esnasında, hay-'g van gayet sakin durursa köpeğe daha fazla serbesti verilir ve on g metrelik bir zincire bağlanarak.— koşup sıçramasına müsaade edilir ve ilk defa olarak sivil elbiseli in- (D sanlarla oynamağa teşvik edile- > rek sivillerin yüzüne ve kokusu- Q) na alıştırılır, Ö)
Talim ve terbiye derecesininM-son safhasında köpek heyecan >» verici şaşırtmalara alıştırılır. Kö-JÛ pek bağlı olarak, tesbit edilen bir-Q binanın yanından geçirilirken, 0 elinde salladığı bir çuval parçasile*^ bir adam geriden hayvanın üzerine doğru atlar. Şayet köpek heyecan göstermeyerek, bu yabancı'—' ile ahbaplık etmeğe yeltenirse bakıcı artık onu sivil hayata dönmek için terhis teskeresini hak ettiğini anlar.
Son defa olarak köpek bağlı olarak şehrin en kalbalık merkezinde aşağı yukarı piyasa ettirilir, Böylece son defa olarak şehir gürültüsüne, kalabalığa ve sivil hayatta karşılaşacağı her türlü gürültü ve müşkilâta alıştırılır. Askeri köpeğin sivil hayata alışması için tâbi tutulduğu talim ve terbiye devresinin uzun veya kısalığı cins ve zekâsına bağlıdır.
Bugün terhisine başlanan Amerikan ordusu hizmetinde bulunan 10.000 savaş köpeği ne olacak? Amerikan ordusu tuğgenerallerinden E, B. Gregory.şu vaidde bulunmuştur:
«Savaş köpekleri orduda gördükleri büyük hizmete mukabil derhal terhis edilerek etrafa salı-verilmeyeceğine halk emin olmalıdır. Her köpek tekrar sivil ha-vata döndüğü vakit uslu duracak ve kimseye zarar vermiyecek bir duruma gelinceye kadar ordunun köpek müesfselerindp muhafaza altında bulundurularak tailm ve terbiye görecektir.»
oyun oynamak. Yüzde elli üç vasatisinin mânası işte budur.
Şehir Tiyatrosu bu mevsim karartma dolayısile böyle olduğunu belki iddia edebilir. Fakat doğru olmaz. Böyle bir neticenin sebebi karartma değil, yalnız ve yalnız programsız seçilen piyeslerin oynanması; temsillerin yarı yarıya boş koltuklar karşısında verilmesidir. Eğer bir piyes bile daha fazla çıkanlsaydı bu vaziyet önlenmiş, bugünkü biitçe açığı kapatılmış olmaz mıydı? Elbette kapatılırdı. Fakan ne yapmalı? Tiyatromuz ^leusuiMu» asgari emek; âzami istifade siyaseti- ' satılacaktır. Yalnız köpeği satın nl bırakarak çalışmadıkça bunun a|an nakliye ücretini ver-
böyle devam edeceği aşikârdır. Bu se- .... sonra evinde hayvanı İtri •
bepten yeni nizamnamenin bu hususu , vaAar «>ı-vet- sa-
da imlisinden amltvsn». . besleyebilecek kadar senet sa
sitm ttiishet Gerçek hibi olması şarttır.
l* | Köpek, terhis edilecek duruma ı’l geldikten 3 hafta sonra, eski sa-6 hibi köpeğini almak için orduva müracaat etmezse, köpek sahipsiz addedilerek Maliye nezareti tarafından gayet ehven fiatle
Kahır Yüzünden Lütuf
Yazan: P. lVentworth Tercüme eden: Vâ - Nü
Agatha, tesir altında kalmış, ona bakıyordu. Madam Thompson'un onun üzerinde bıraktığı intiba gittikçe artıyordu. Bu kadın güzel değil, fakat pek garipti.
Amabel'in ablası, gözlerini kristale dikti. Fakat oradan akseden ışık, kamaştırıcı olduğu için bakışlarını başka tarafa çevirdi. Madam Thomp-son’un kadife üzerine konulup İyice ışık altında kalan elini görüyordu. Çirkin eller bunlar! Güdük parmaklı, yassı tırnaklı.
Bakıcı birdenbire yavaş sesle konuşmağa başladı:
— Çok heyecana kapılmışsınız. Istırap çekmişsiniz. Bir şüpheniz olduğunu görüyorum. BLr kıskançlık, İtimatsızlık. Hayatınız böylece zehirleniyor. Bedbahtsınız. Bütün bu vaziyet de bir insan yüzünden. Bir erkek. İsminin baş harfi, S dlr. Ne şekilde olduğunu tarif edeyim mİ?
Agatha, İçini çekerek:
— Evet. - dedi.
Madam Tompson, umumi hatlartie Cyrille Moreland'ı tarif etti.
— Kendisini blllûr topun İçinde görüyorum. — dedi. — Düşüncelerini
okuyabilirim, o sizi düşünüyor. Siz onun kalbini dolduruyorsunuz. Ve o kalbde sizden başka hiçbir şey yok.
Agatha, soluk soluğa:
— Bundan emin misiniz?
Bayan Thompson, sakin bLr sesle devam etti:
— Ben size ancak blllûr topun İçinde gördüklerimi söylüyorum. Bahsi geçen erkeğin kalbini, dimağını yalnız siz dolduruyorsunuz. Fakat sanırım kİ, o, aranızda beliren bulutlardan dolayı, biraz teessüre kapılmıştır. O bulutlan dağıtmak elinizde iken şayet dağıtmıyacak olursanız, bu yüzden aranız açılacaktır. Ve siz büyük ıstıraplar çekeceksiniz.
Agatha, tırnakları avuçları içinde kenetlenerek:
— Onun benden başka birini sevmediğine kani misiniz? -diye sordu.,
Bayan Thompson^
— Kocanız size taraamtie sudûcUr. Ve hislerinde samimidir. - dedi.
Odada bir sükût oldu.
Agatha mendilini çıkarıp gözlerini sildi. Kendini bir an İçinde gençleşmiş, bahtiyarlıktan kanatlanmış hissediyordu. Bu madam Thompson da.
dünyadaki kadınların en harikuladesi olacaktı. Zira, gözlerine pek şirin görünüyordu.
Oturduğu İskemleye rahatça arkasını dayadı. Geniş bir nefes aldı. Dayanılmaz bir yükü sırtından atmış gibiydi. .
Bayan Thompson, hâlâ konuşuyor.
— Siz, bay C yüzünden fena halde endişedeydiniz. Fakat, billur topun içinde başka bLr kadın da görünüyor. O kadının İsmi, A harfi ile başlıyor.
— Öyle mi? Onun hakkında ne görüyorsunuz?
— Son zamanlarda kendisiyle beraberdiniz. Aranızda bir rabıta var. Siz efendim, bay C yüzünden değil, bu A yüzünden endişe etmelisiniz.
Agatha başını kaldırdı:
— Niçin?
— Kendisini bir tehlike tehdldedl-yor. Doğrusu bu meseleyi blllûr topta pek iyi okuyamadı». İhtimal bu hususta siz beni tenvir edebilirsiniz. A'yı kristalin İçinde çok İyi görüyorum. Bir odanın İçinde bulunuyor. Burası bir yatak odasıdır. Sağ tarafta bir pencere var. Kreton perdeler. Sol tarafta yatak. Yatağın ayak ucunda bir kapı. Odanın bir duvarı, baştan] başa koyu renk bir dolapla kaplı. Bahsettiğim kadın, odanın ortasında ayaktadır. Sırtında bir gecelik entarisi var. Yatağın ayak ucundan açılan kapıya bakıyor. ve kapı yavaş yavaş
açılıyor. Bayan ürkmüştür. Hattâ dehşet İçinde kalmıştır. Bağırmak İstiyor, sendeliyor. Çok iyi görüyorum. Kapı açılıyor. Fakat bu işin daha öteki tarafını farkedemlyorum. Çünkü kalın bir sis tabakası ortalığı kaplamıştır. Bu hayali kristalin içinde ilk defa gördüm. Hayal dağıldı, sonra, tekrar şekillendi. Sizden bu meseleye dair malûmat alabilir miyim? Bu odayı, ve bu kadını biliyor musunuz?
Agatha heyecanlanmağa başlamıştı.
— Evet. — dedi. — Bana bu meseleye dair ayrıca tafsilât verebliir misiniz? ,
— Bayan A’yı büyük bir tehlike tehdide diyor. Lâkin bunun ne neviden bir tehlike olduğunu bilemiyorum. Kendisi bu hususta İkaz edilmelidir. şayet, o kadın öyle bir odada oturuyorsa, oradan hemen ayrılıp gitmeli. Çünkü tehlike odadan geliyor.
Agatha sordu:
— Meselenin ne olduğunu bana söyliyeme® misiniz?
Bayan Thompson içini çekti:
— Blllûr topun içindeki hayaller gittikçe zayıflıyor. O kadının bir merdivenden çıktığını görüyorum. İçinde bulunduğu ev pek eskidir. Merdivenin trabzanlan oymak. Kadın basamaklardan çıkıyor. Tehlike de hemen arkası sıra yürüyor.
Bayan Thompson, birdenbire:
— Ah, ah! - diye haykırdı.
Elleri takallûsla. ışık saçan topa yapıştı. ALnı da topa değdi.
Agatha, karanlıkta boğulduğunu hissediyordu. Ayağa kalktı, İskemlesini geriye itti. Sendellyerek pencereye yaklaştı. Perdeleri İtti.
Sonra, madam Thompsonu iki omuzundan yakalayıp silkmeğe başladı.
Kadın sıçrıyarak kendine geldi. Sırtnu, iskemlesinin arkalığına dayadı. Elini alnında gezdirdi; ve;
— Ne oldu? - diye sordu.
— Billur top İçinde bir şey gördünüz. Sonra bayıldınız. Gördüğünüz neydi?
— Bilmiyorum.
Agatha izahat verdi:
____SLz blllûr topun içine bakarken, benim kız kardeşimi, yerleştiği evde merdivenden çıkarken gördünüz. Ve, Şöyle haykırdınız: «İşte tehlike buradadır» Sonra bayıldınız. Acaba gördüğünüz tehlike neydi? Bunu bana söyleseniz.
Bayan Thompson, fersiz gözleriyle mânâsız mânâsız baktı.
— Hatırlamıyorum. Hiçbir şey hatırlamıyorum. Hayal dağıldı. Billur top hep böyledlr. Gördüklerimi söylerim. Derken, manzaralar dağılır, hiçbir şey hatırlamam.
Dirseklerini masaya dayadı. Başını avuçları arasına aldı. Mecalsiz oldu-
ğu hissediliyordu.
— Söylediklerime hiçbir şey ilâve edemem. Lâkin hemşireniz o evden ayrılırsa iyi eder. — dedi. — Ben her halde feci şeyler gördüm. Binaenaleyh o evden 'ayrılması lâzımdır, şimdi artık, beni lütfen yalnız bırakınız. Ücretimi soruyorsunuz? Hayır, hayır! Ehemmiyeti yok. Ne İsterseniz onu veriniz.
Madam Moreland. gittikten sonra, bakıcı kadın, kapı kapanmadan evvel yerinden hiç kımıldamadı. Sonra doğruldu. Agatha’nın masanın üzerine, kristalin yanına bıraktığı paralan alıp saydı. Lâmbayı söndürdü; ve yan taraftaki odaya geçti. Duvarda, şöminenin yanında, bir telefon vardı. Ahİ2eyl eline alıp koltuğa yerleşti. Kısa bir an sonra muhavereye girişti.
Bir erkek sesi:
— Alo!
Bakıcı cevap verdi:
— KİmsLniz? Siz misiniz? Evet, ma-’ dam Thompson. Her iş yolunda. Geldi. Hemen ağımıza düştü, değil mİ?
Pek sakil bir şekilde güldü-Muhatabı ona:
— Neler oldu? Neler bitti? - diye sordu.
— Daha âlâsı hayale bile sığmazdı. Kıymetli Cyrllle’lne dair ne söyledim-se hepsine İnandı. Kocasının düşündüğü yalnız kendisidir diye onu temin ettim. (Arkası var)

9 Haziran
AKŞAM
Sahlfe 7
Karabükte Satılık Modern Dökümhane
İstanbul Dördüncü İcra dairesinin 944/1048 ve Safranbolu İcrasının 944 144 numaralı dosyaları İle Safranboluda Karabük Demir Fabrikaları yakınında Papuççu Piııar mevkiinde elycvnı işler vaziyette bulunan ve saatte 6 ton döküm yapan ve Karabükten elektrik cereyanı alan modem sınai işler atölyesi 5990 metre arsan ile birlikte 125,000.— lira muhammen kıymetle «altlığa çıkarılmıştır. Birinci İhale 14/6/945 perşembe günü saat 14 den 16 ya kadar İkinci İhale 25/6/845 pazartesi günü saat 14 den 16 ya kadar Safranbolu İcrasından satılacaktır. Yüzde yedi buçuk pey akçeslle İstanbulda dahi Dördüncü İcra Dairesinin 944/1048 dosyası ile müzayedeye iştirak kabul edilmektedir. «7681»
İstanbul Sular İdaresinden:
1 _ Büyükadada henüz boru döşenmemiş olan sokaklardaki evlere, geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da haziran sonuna kadar su durumunun elverişli olduğu günlerde hortumla su verilebilecektir.
2 — Böyle su almak istlyenlerln hortumu sağlam olarak kendileri te-
darik etmek şart He isteklilerini Büyükadadakl şubemize bildirmeleri. __________________________________________(7693)___________________
İstanbul Valiliğinden
İstanbul defterdarlığı tarafından Kadıköy. Caferağa mahallesi. Mühürdar caddesi No, 24 de bakkal Ahmet ve Necip aleyhine 936 mail yılı İçin müstahdem vergisi hakkında temyi2 komisyonunca müttehaz 3. 11. 941 gün 2579 sayılı kararın İptali talebile Danıştay dördüncü deavi dairesi nezdinde açılan İdarî davaya ait birinci arzuhal ve ekleri, adresleri malûm olmadığı İçin davalılara tebliğ edilememiştir.
Keyfiyet. Danıştay dördüncü deavi dairesinin 6.5.944 gün 42-139/4829 sayılı kararına ve hukuk usulü muhakemeleri kanununun 141 inci maddesine dayanılarak tebliğ yerine kaim olmak üzere İlân olunur. (7692)
Diyarbakır İl Daimî Encümen Başkanlığından:
1 — Diyarbakırda Yeni şehirde 1, 2, 3 sayılarlle numaralanan üç memur evi inşası kapalı zarf usulü İle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Üç evin keşif bedeli 55205 lira 34 kuruş olup İlk teminat 4140 lira 40 kuruştur.
3 — Teklif mektuplarının 20 haziran 945 çarşamba günü saat ona kadar il daimî encümen başkanlığına verilmesi lâzımdır. Poşta gecikmeleri kabul edilmez 20 haziran 945 çarşamba günü saat on birde zarflar açılarak teklif edilen bedeller lâyık hadde görüldüğü taktirde ihale yapılacaktır.
4 — Eksiltmeye girebilmek için ilk teminat makbuzu İle grup vesikası ve İhaleden üç gün evvel bayındırlık dairesinden alınmış ehliyet vesikalarının İbrazı mecburidir.
5 — Şartname keşif Vç mukavelename parasız olarak bayındırlık müdürlüğü ile daimi encümen kaleminde görülebilir.
6 — Bu evlerin İnşa ödeneği 945 yılı özel İdare bütçesinden verilecektir. (7302)
Ankara Belediyesinden:
1 — Şehir dahilindeki muhtelif yolların şose, asfalt kaplama, tretu-var. parkelerile diğer muhtelif İnşaat işleri on beş gün müddetle ve kapalı zarf usulile eksiltmeye konulmuştur.
2 — Muhammen bedeli (369801) Ura (10) kuruştur.
3 — Teminatı (18542) lira (04) kuruştur.
4 — Teminat belediye merkez veznesine yatırılacaktır.
5 — Bu işin 22. 6. 945 cuma günü saat 11 de talibine İhalesi mukarrer bulunduğundan şartname ve keşif cetvelini görmek istiyenlerin her gün encümen kalemine müracaatları ve isteklilerin de 2490 numaralı kanunun 32 İnci maddesi sarahati veçhile tanzim edecekleri teklif mektuplarını ihale günü olan 22. 6. 945 cuma günü saat ona kadar belediye dairesinde müteşekkil encümene vermeleri.
6 — Bu İşe girmek İstiyenlerin ticaret odasına kayıtlı bulunmak ve
en az yol inşaatında 25000 metrekare beton asfalt kaplama işini İyi bir şekilde yapmış olduğuna dair vesika İbrazı ve ihaleden üç gün evvel belediye reisliğini müracaat ederek bunların teklif mektubuna eklenmesi şarttır. (7436)
Şosa ve köprüler İstanbul bölge müdürlüğünden:
1 — 9564 lira 42 kuruş keşif bedelli Küçukçekmece köprüsü İstanbul ciheti başındaki imlânın tamiratı işi,
2 — Eksiltme 26/6/945 tarihine rastlayan pazartesi günü saat 15 de Bölge Müdürlüğü Eksiltme Komisyonunda açık eksil Un e usullyle yapılacaktır.
3 — İstekliler eksiltme şartnamesi ve mukavele projesi genel ve hususi fenni şartnameleri bedelsiz olarak kalemden alabilirler.
4 — Eksiltmeye girebilmek için isteklilerin 717 lira 34 kuruşluk muvakkat teminat vermeleri ve eksiltmenin yapılacağı günden tatil günleri hariç olmak üzere en az üç gün evvel bu gibi inşaatı yaptıklarına dair vesikalarla birlikte bir dilekçe ile bölge müdürllğüne müracaat ederek bu İşe mahsus olmak üzere vesika almaları ve bu vesikayı göstermeleri zarftır.
Bu müddet içinde vesika isteğinde bulunmayanlar ekşitmeye giremezler. «7662»
İstanbul Ticaret ve Sanayi odasından:
Necat vapurunun Port Sald'e gitmek üzere 15 haziran 1945 tarihinde İstanbuldan yola çıkacağı öğrenilmiştir. (7703)
İ
İstanbul Beledivesi İlânları
Tahmin İlk Şartname
bedeli teminatı bedeli
65853.71 6042.69 2.40 Hastanelerle diğer sıhhi müesseseler,
pansiyonlu okullar, konservatuar yatı kısmı ve .Darülûc(?ze müessesesl-nln 945 yılı aralık ayı sonuna kadar İhtiyacı İçin alınacak pirinç, fasulye, nohut, bamya, mercimek vc sair kuru erzak.
M942.4O 5597.12 2.17 Hastanelerle diğer sıhhî müesseseler,
konservatuar yatı kısmının 945 yılı aralık ayı sonuna kadar ihtiyacı olan 102150 kilo clğ süt, 30100 kilo Pastörize süt ve 47q kilo yoğurt.
Tahmin bedelledir İlk teminat miktarları yukarıda yazılı mcvaddı gıdalye salın alınmak üzere kapalı zarf usulü l|o eksiltmeye konulmuştur. Şartnameleri hizalarında gösterilen bedeller üzerinden Belediye levazım müdürlüğünden alınacaktır. İhaleleri 20 Haziran 945 çarşamba günü saat on beşte Daimi komisyonda yapılacaktır.
İsteklilerin ilk teminat makbuz veya mektupları, imzalı şartname ve kanunen gösterilmesi gereken diğer belgelerle birlikte (2490 sayılı kanunun tarlfatı çevresinde hazırlayacakları kapalı zarflarını İhale günü saat on dörde kadar Daimi komisyona vermeleri lâzımdır. «7312»

Hastanelerle sıhhi müesseseler, pansiyonlu okullar, konservatuvar yatı okulu ve Darülaceze müesscsesinln 945 yılı aralık ayı sonuna kadar İhtiyacı olan muhtelit cins yaş sebze kapalı zarf usulile eksiltmeye konulmuştur. Tahmin bedeli 60719 Ura 25 kuruş ve ilk teminatı 4285 Ura 96 kuruştur.
Şartname Ve ekleri 152 kuruş bedelle belediye levazım müdürlüğünden alınacaktır. İhalesi 20. 6. 945 çarşamba günü saat 15 de daimi encümende yapılacaktır. İstekUlerln İlk teminat makbuz veya mektupları, İmzalı şartname ve ekleri ve kanunen gösterUmesl gereken diğer belgelerlle birlikte 2490 numaralı kanunun tarif atı çevresinde hazırlıyacakları kapalı zarflarını ihale günü saat 14 de kadar daimi encümene vermeleri lâzımdır. (7309)
I
Üsküdar İskele meydanı tretuvarları üzerine sıcak bütünde sathi kaplama yapılması işi açık eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeH 2552 Ura 04 kuruş ve Llk teminatı 19! lira 40 kuruştur. Keşif ve şartnamesi zabıt ve muamelât müdürlüğü kaleminde görülebilir. İhalesi 18. 6. 945 pazartesi günü saat 14 de daimi encümende ya pılacaktır. İsteklilerin ilk teminat makbuz veya mektupları, İhale tarihinden üç gün evvel vilâyet nafLa müdürlüğüne müracaatla alacakları fenni ehliyet ve kanunen gösterilmesi gereken diğer bclgelerllc birlikte İhale günü belirli saatte daimi encümende bulunmaları. (7314)

Beyoğlu 5 in et Noterliğine
Gazi caddesinin küşadı ve etrafının tamimi için kamulaştırılmakta olan yerlerden Şchzadebaşında Baba Haşan Alemi mahallesinde Çıngıraklı Bostan sokağında eski 17 - 17 Mü. yeni 41 - 41/1 - 2 kapı ve kadastronun 932 nel adasında 30 parsel No. lı dosya (154 yüz elli dört Ura 50 Kr.) kıymet takdir edilmiş ve Tapudan alınan kaydından bu arsanın sahibi olduğu anlaşılan Ömer Özşehlrllye kıymetin tebUği İçin tanzim edilen ve Noterliğinizin 7464 No. suna kaydedilen İhbarnamenin İade edilen nüshasında verilen meşruhattan muhatabın adresinde bulunamadığı vs başkaca adresi taayyün edemi yerek meçhul kaldığı ve tebligat yapılamadığı bildirilmiş olmakla 3710 No. Iı Belediyeler İstimlâk kanunu mucibince miadında rıza en takrir vermediği takdirde hakkında kanuni muameleye tevessül olunacağının tebliğ makamına kaim olmak üzere İki yevmi gazetede neşir ve Hânını ve neşri muhtevi gazetelerden birer nüshasının gönderilmesini reca ederim.
İst. Vali ve RcJedlye Reisi N.
İstimlâk Müdürü; Kâmil Peklner
İşbu llânnamenin bir nüshası talep veçhile ilân edilmek üzere muhatabı Akşam gazetesine tebliğ olunur.(7690»-
SİROP HEMOGLOBİN TEGE FAZLA KAN ZAYİ ETME HALLERİNDE. KANSIZLIKLARDA. GENEL ZAFİYETTE.
HALSİZLİK. TAKATS1ZL1KDE KULLANILIR.
Otomatik Soğutma Dolapları
gelmiştir.
EN AZ CEREYAN SARFİYATI SESSİZ ve ARIZASIZ EMİN BİR İŞLEYİŞ RADYODA PARAZİT YAPMAZ
Yiyecek ve içeceklerinizi sıhhî bir surette soğutup muhafaza etmek içtn her eve lâzım ideal bir soğutma dolabı.
SATIŞ YERİ: Beyoğlu, Galatasaray No 158
ATEŞ TÜRK LIMITED ŞİRKETİ
«Philips,. Radio Acentesi
Fenerbahçe Park Otel ve Lokantası
İstanbulun en mümtaz ve güzel yerinde fevkalâde manzaralı Kadıköy Fenerbahçede büyük bir park içinde Adalara, İzmit körfezine, Moda ve Marm&raya tam nezaretli muhteşem bina ve cesim bahçe içerisinde tamamen bir nesih aile yuvası Fenerbahçe Park Otel ve lokantası yeni olarak açılmıştır. Muntazam servis, saf ve temiz hava ve TAM DİNLENME YERİ deniz banyoları ve çam ağaçlan arasında Büyük otel ve lokanta.
(Fenerbahçe nihai tramvay istasyon karşıkl sokaktadır.)
Balo, düğün, nişan ve ziyafetler için büyük ve konforlu salonlar ehven şeraitle verilir.
Pirometre alınacak
Sümerbank umum müdürlüğünden:
1 — Bir adet Pirometre satın alınacaktır.
2 — pirometre (0- - 1400 derece) olacaktır.
3 — Satmak isteyenlerin Ankarada Umum Müdürlük Satın alma Müdürlüğüne başvurmaları.
ı^MiTürkiye Şişe ve Cam Fabrikaları™™
ANONİM SOSYETESİNDEN:
Paşabalıçe Fabrikamız İçlu
150 ton çayır otu alınacaktır,
İsteklilerin şartnameyi görüp teklifte bulunmak üzere en geç 25.
0. 945 tarihli pazartesi günü saat 12 ye kadar sosyetemizin G. lata Perşembe Pazarı Samur sokak İş hanında ticaret servisine müracaatları.
İstanbul Memurlar İstihlâk Kooperatifi Müdürlüğünden:
Siyah ve beyaz ve renkli zincirli marka vç makara ipliği, çapa marka renkli kotonlar. •,
Şirketimizin Taksim, Kadıköy ve Mısırçarşısı mağazalarlyle Beşiktaş, Eyüp, Kasımpaşa ve Bakırköy şeker bayilerimizde atılmaktadır. İsli-yenler serbest alabilirler. (7671)
ZÜMRÜT YALOVA KAPLICALARI ACİLDİ
Termal oteli: Bir kişi (kahvaltı öğle ve akşam 14 liradan
yemekleri dahil)
» » İki kişi » » » 24 »
Büyük otel: Bir kişi » » » 12 »
• » İki kişi * > » 18,50 »
Çınar oteli: İki kişilik oda 5.50 »
Küçük otel: îkl kişilik oda 4,00 >
Taş otel: Bir kişilik oda 1,5ü »
Taş otel: îki kişilik oda 2,50 »
Ziyaretçiler için
Termal lokantasında tabldot 350 Kr.
Büyük gazino lokantasında 250 Kr.
Halk lokantasında bir kap yemek 70 Kr.
Vapur. Köprüden 8,50 ve 17,40) Bu seferler boğaz ve anadolu
■ : Yalovadan 6,15 ve 17,25) sahillerine aktarma verecektir.
ORKESTRA Ş E F î
Prof. Lilly D’Alpino Radomgki
20 gün kalanlara otel ücretinden % 15 tenzilât yapılır. Sayın müşterilerin hüviyet cüzdanı ve ekmek karnelerini beraberlerinde getirmeleri rica olunur, (7399)
Belediye sular idaresinden:
İdarece acele olarak kapalı zarflı eksiltme ile 16 ton kurşun boru satın alınacaktır.
Eksiltmeye ginnek istiyenlerin 11, 6. 945 pazartesi günü saat İle kadar teklif zarflarını Beyoğlunda İstiklâl caddesinde Mayer mağazası arkasında idare merkezinde muamelât dairesine vermeleri, Bugün ve saatten sonra getirilecek zarflar kabul edilmez. (7651)
Açık arttırma ile Mecburi büyük bir satış
Bu müzayedede Elişi işlenmiş nadide söfra ve çay takımları, nadide bir salon ve bir çok biblolar satılacaktır. Haziranın 10 unçu pazar günü saat 10 da, Taksimde Cumhuriyet caddesinde Belediye Bahçesi tanı karcısında 27 numaralı Ceylân apartımanın 2 nel dairesinde mtacut birinci müzayededen baki kalan emsalsiz eşya, biblo ve sofra takımları açık arttırma suretlle satılacaktır, pomiye usulü enfes bir salon takımı, bronz motlfU akaju kaplama 7 parçadan İbaret dlrektuar yatak oda takımı. 115 parçalı gayet zarif komple tabak takımı, masif bronz Louls XVI nadide bir avize. Dtkkat, şehrimizin en büyük bir müesseseye hususi bir surette ısmarlanmış ve tekmili işlenmiş zengin keten masa ve çay örtüleri. Rozental, Vlenna, İtalya biblo ve heykelleri, bakara kristal su takımları, renkh kristal vazolar, beyaz maden tattı takımları, 180 parçadan ibaret komple çatal takımı, maden peynlrlik-ler. Horasan, Saruh, Şiraz, İsparta seccade ve halıları. Büfe, masalar, sandalyalar, üstleri kristal salon masaları, keten perdeler, Slnger dikiş makinesi. Vampir elektrik süpürgesi, aynalar, yatak ve yorganlar, karyola örtüleri. Avrupa malı bavul ve valizler. Stüdyo divanlar, duvar ve konsol saatleri, takım ve borularile beraber çini soba, muşambalar, üstü kristal yazıhane ve koltuk, kristal aplikler, Odeon marka elektrikli salon gramofonu, havagaz ocağı, Poker fiş takımı, tavlalar ve saire. Fazla tafsilât için «Portakal Mobilya Evine> müracaat. Telefon 42738
Tanınmayan Şairlere:
Zengin bir cilt halinde neşredilecek olan «YENİ ŞAİRLER İMİZ u adil şiir küUlyatında yer almak kabiliyet ve arzusu bulunanların en kısa bir zamanda Posta Kutusu No. (163) İstanbul'a İsim, sarih adres ve tn güzel şiirlerinden bir kaçını göndermek suretlle müracaatları rica olunur.
NOT: Matlûba muvafık görülen şiir sahiplerine Icabeden malûmat verilecektir. Gönderilen eserin zayi halinde hiç bir mesuliyet kabul edilmez. Eserde yer alan şHrlcr arasında en çok beğenHen şiir 100 liralık bir mükâfatla değerlendirilecektir.
» 1 11
Türkiye iş Bankası
Küçük cari hesaplar
1945 ikramiye plânı
ÇEKİLİŞLER: 29 ocak, 2 Mayıs, 24 ağustos, 1 kasım tarihlerinde yapılır.
—1945 İKRAMİYELERİ ______________________
1 adet ARSA (İstanbul’da Büyük Yalı da Ada; 164, parsel No, 4, 923 M2.)
1 Adet 2000 Liralık 2000.— Lira
3 B 1600 o — 3000.— •
4 0 500 a — 2000.— »
10 * 200 » — 2000.— D
25 D 100 * — 2500 — D
100 » 40 ■ — 4000.— n
150 D 20 ü — 3000.— B
300 » 10 » 3000 — ■»
Türkiye İş Bankasına para yatırmakla yalnız para biriktirmiş ve faiz almış olmaz, aynı zamanda tallintzi de denemiş olursunuz.

Sahile 8
A fO Ş A M
9 Haziran 1945
Bunaltıcı sıcaklarda sertnlemek> sıkıcı havalarda ferahlanmak asabi hallerde sinirleri teskin için
HAŞAN LİMON ÇİÇEKLERİ «*!?'
Ancak Avrupa ve Amerikada benzerine tesadüf eaılecek derecede yüksek bir kalitede olup pek lâtif kokuludur. Basan dapelarile bülün ıtriyat mıjmljrınh satılır
Emniyet,.... Emniyet.... 8u gün ve yarın da, umumun faydalandığı faydalanacağı bu prensip ve bu nimet....
Yavrularımızı beslerken de düşünülürse onları müstakbel yurt güvenliğine sağlam bir unsur olarak yetiştirmiş oluruz
ÇAPA MARKA
HUBUBAT UNLARI
YARIN
BÜYÜKDERE
BEYAZ
P A R K’ ta
Saz - Caz - Varyete Komedi
Halk türküleri eşsiz sanatkârı ZEHRA BİLİR
Egzotik danslar kraliçesi ADALET
“KUPER,,
İNGİLİZ ZİRAİ ve BAYTARI
C«>pe. M* D.U|.JI a ».hrt, BcrkUnalcA, H«rt>
Müstahzaratı
Senelerdcnberl devamlı olarak yapılan en fennî araştırma ve tecrübeler neticesinde elde edilmektedir. ..KUPER» Dünyanın her tarafında kullanılmaktadır.
to.ı..,» umûmi »tkl|i .
RADYOkİMOK
alınca
KİLOLAR tabletler gibi erir.
\__________________
şirin Boğazlçinln tabii ve güzel manzaraları arasında
Küçük Bebek Yalı Gazinosu
açılmıştır. Her akşam çelik palas orkestrası şefi MENDEL FRİDMAN idaresinde mükemmel bir caz İcrayı terennüm etmektedir. Hoş ve eğlenceli vakit geçiriniz. Mutedil
Hatlarla nefis ve leziz yemekler, her nevi soğuk İçkiler. Temiz ve kusursuz servis.
Bayanlara mahsus gayet şık ve zarif modellerde 18 ayar altın BİLEZİKLİ SAATLERİMİZİ Borünüz.
Singer Saat Mağazası emS?anbS° 8
Her nevi mücevherat siparişleri kabul olunur. ——B
FİLİSTİN
SANAYİ SERGİSİNİ
ZİYARET EDÎNİZ
30 Mayıs - 12 Haziran 645 Pazardan maada her gün saat 9 dan 19 a kadar l’NYON FRANSEZ binasında 223, Meşrutiyet Cad.
\PEK NADİR BULUNAN
BİR FIRSAT
İstanbul Marpuççularda BARANATAN han namile maruf ve çok kıymetli 48 yazıhanesi ve 11 mağazası bulunan han İzalel şuyu dola-yıslle Sultanahmet birinci sulh hukuk mahkemesi tarafından 16. 8. 045 salı günü saat 14 den 16 ya kadar satılacaktır. Muhammen kıymeti 573480 liradır. Talip olanların İstanbul Sultanahmet tapu binasının alt katında blrtncl sulh hukuk başkâtipliğine 944/29 numara İle müracaatları.
Ambalaj bezi ve çember satışı Sümerbank Yerii Mallar Pazarları Müessesesi toptan satış müdürlüğünden:
Depomuzda mevcut tahminen beşer bin kilo miktarındaki kullanılmış ambalaj bezlerlle çemberler 15/8/945 tarihine t-esadüf eden cuma günü saat 14.30 da açık arttırma ile satılacaktır.
Malı görmek ve satışa İştirak etmek İsteyenlerin bildirlen tarihle ambalaj bezleri için bin ve çemberler İçin de yüz lira teminat akçeslle Bahçekapıda Sümerhan Birinci katta Toptan Satış Müdürlüğüne müracaat etmeleri açıklanır.
PUDRANIZIN
RENGİ
Hangisidir
HERKESİN TUALET SABUNUDUR
PSOROLİ
mm Uyuz ilâcı
BARSAK SATIŞI
KonyadakL butun kasab esnafının şehir Mezbahasında kesilen bilumum koyun, kuzu ve keçinin barsak ve sakadatı 15/6/1945 tarihinden İtibaren bir sene müddetle satılacaktır. İstekliler satış günü olan 14/6/945 perşembe günü saat 16 da Aziziye camii civarı No. 6 da bulunmaları ve bar-saklar ayrı, sakadat ayrı verlte-ecğt Hân olunur. ■■■■
İhtira ilânı
aÇüp kaplarında ve çöp toplama sandıklarında tozları havalandırmadan boşaltmak için tertibat» için 4/11/1935 tescil tarih ve 2004 sayılı, I ırÇop veya mümasilini biriktirip toplamağa mahsus kap» için 14/12/1936 tescil tarih ve 2581 saylll ve »Çöp ve saire toplamağa mahsus kab» için 26/4/1940 tescil tarih ve 2946 sayılı İhtira beratları bu defa mevkii fiile konmak üzere ahere devrüferağ veya İcar edileceğinden talip olanların Ga-, lata'da İktisat hanında, Robert Fer-rl’ye müracaatları İlân olunur.
□ Daima bir asistan doktor’a
ve bir diplomalı hemşireye
aç vardır. İsteklilerin Taksim Vakıf Hastanesine müracaatları. |
10 kadında 9 zu fena renkte bir pudra kullanırlar.

TECRÜBE EDİLECEK EN SON RENKLER
İstanbul Emniyet Sandığı Beşiktaş şubesi müdürlüğünden:
Şubemizin 321 No. lı vadesiz tasarruf hesabı sahibi Mustafa Büyük Deniz bu baptaki tevdiat cüzdanını kaybettiğini bildirmiştir. Yenisi verileceğinden eski cüzdanın hükmü kalmdaığı İlân olunur.
Fena renkte bir pudra, yüzünüze »Makyajlı» ve çirkin bir manzara verir ve sizi daha yaslı gösterir En uygun rengi bulmanın yegâne çaresi, yüzünüzün bir taralına bir renk ve diğer tarafına başka renk pudra tecrübe etmektir Bu tecrübeyi hemen bugün size parasız olarak gönderilecek Tokalon pudrasının yeni ve cazip renkiertle yapı-^ nız. Bu yeni renkler, gayet modem ve âdeta sihrimiz bir göz mesabesinde olan «Cromoscope» maklnaslle karıştırılmıştır Bu maklna, renkleri kusursuz ve taı.ı olarak seçer Artık «Makyajlı» bir yüze tesadüf edlimi-yecektlr Clld İle imtizaç eden ve tabii gibi görünen mükemmel bir pudradır. Tokalon pudrası, »krema köpüğü» ile berattı ve hususi bir usul dairesinde karıştırılmıştır Bu sayede rüzgârlı ve yağmurlu bir havada büe bütün gün sabit kalır Hemen bugün Tokalon pudrasını tecrübe ediniz ve teninize ne derece bir güzellik temin edeceğini görünüz.
soydan sünnetçi
AHMET TEMİZ
Çarşıkapı tramvay durak karşısında No. 3. T: 23B80 Marmara.
Ayrıca: Biraderi Büyük-
_ ada Halk Eczanesi » V MI___________telefon 58-37
İstanbul beşinci icra memurluğundan: 944/1368
Aksarayda Muratpaşa mahallesi Muratpaşa çıkmazında 12 No. lu evde Yusuf Kenan'a
Fatih İkinci sulh hukuk hâkimliğinden istihsal edilen ve dairemizin işbu dosyaslle İnfaza verilen 5. 11. 943 tarih ve 944/512 esas ve 388 karar sayılı ilâmı mucibince İstanbul belediyesine olan maa masarif 21 Ura 81 kuruş borcunuzdan dolayı adresinize tebliğ edilmek üzere gönderilen İcra emrinin bllâ tebliğ İade edilmesi üzerine İcra hâkimliğinse İcra emrinin 20 gün müddetle llânen tebliğine karar verilmiş olduğundan İşbu İlânın neşri tarihinden İtibaren 20 gün İçinde borcu vermezseniz tetkik merciinden veya temyiz veya ladel muhakeme yolile alt olduğu mahkemeden İcranın geri bırakılmasına dair bir karar getirilmedikçe cebri İcra yapılacağı ve yine bu müddet İçinde mal beyanında bulunmanız ve bulunmazsanız hapis İle tazyik olunacağınız ve hakikate uygunsuz beyanda bulunursanız hapisle cezalandırılacağınız icra emri yerine kaim olmak üzere tebliğ olunur. (7700)
Beyaz Yıkanır Deriden
Bayan El
Çantaları
ŞEN ŞAPKA
Mağazasında, seri halinde teşhir edilmiştir. Yenicaml No. 46
Muhasip aranıyor I
Darülaceze mütedavU serma- I yeli imalâthaneleri İçin sanayi ■ muhasebesini bilir bir muhlise- I beelye İhtiyaç vardır. Taliplerin j B müesseseye müracaatları.
Zayi — Galata nüfus memurluğundan aldığım nüfua tezkeremi ve Karamürsel askerlik şubesinde kayıtlı askerlik tezkeremi kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. 307 doğumlu
Kadri oğlu Cafer Kara
Zayi — İstanbul Esnaf odasından aldığım 10275 numaralı perakendeci grup vesikamı zayi ettim.Yenisini alacağımdan hükmü yoktur. .
Seyyar meyvacr. Baba özgüler
-—RUMELİ E r r* : D DE BAG HAYVANAT —
| HİSAR İM t : U 1 r d t BAHÇESİ AÇILDI

Comments (0)