AKŞAM
Akşam Matbaası
Yeni Haşan Saka kabinesi
Amerikan
Barbakan: Haşan Baka
yardımı
Dışişleri: Necmeddin Sadak
Maliye: Şevket Adalan
Fuat Sirmen
Hilsnü Çaka
Cavlt Oral
Kabineye girecek geni Bakanlar
meydan vermeme-
Bayındırlık: Nihat Erim
Ulaştırma: Kasım Gölek.
Belçika
Bugün Atina Kırat sarayında evleniyor
memleketteki fikir olmağa mecbur et-
Protesto nofostnt veren Rus Dışişleri Bakanı Mololof
Bu listede yalnız Ticaret Bakanlığı yoktur. Haşan Saka, birkaç mlllet-vekillyle konuşmuş, fakat hiçbiri 71-
sandal-şunlar-Devrln,
ŞenueMin. OUnaltay
Devjet Bakam: Şemscddltı Gün*p tay
Bevin, Avam Kamarasındaki soruya cevap verdi
Emin
Erliİrgll
İçişleri: Münir HÜarev O31e
Adalet: Fuat Slrmen
Edimburg dükü
Gl. de Gaulle Londra anlaşmasını şiddetle tenkidetti
Başbakan yardımcısı: Faik Ahmet Barutçu
emrine riayet edilmesini askeri müşahitler gelerek Kudüs'te mütareke ko-temsll eden üç memleket
yazısı lâtin harflerle verilenler de muhtelif menselerden geldiği için biribirini tutmıyan imlâlarla yazılmıştır. Bunların da imlâlarını nazarı itibare almamak, mil-rettlp ve musahhihlerin tâyini île her yazıya eş imlâ vermek hakkı ve imkânı yine müretlip ve musahhihlerdedir. Bereket bu iki teknik kısmının unsurlart va-zifasever ve eskisinden iyi yetişmiş insanlardır da İmlâ şimdiki kadar olabiliyor. Fakat yine de her müessesenin imlâsı başkadır.
Vakıalar gözönünde tutularak bir musahhihler ve sermilrettip-ler kongresi yapılsa, imlâmızın vahdeti hakkında prensipler vazedilmesi kendilerinden rica edilse... l-Icyhat. başka sahip kalma-
Filistin'de yarın sabah ateşkesiliyor
Atina 10 (AP) — Eski Rumen kıralı Mlşel He nişanlısı Prenses Anne dön Hasanl hava meydanında Olos-ter Meteor İsimli İngiliz tepkili tayyaresinin gösteri uçuşlarında bulunmuşlardır. Bu gösteriyi Yunan kıralı Pavlos, Kırallçe Frederlka, Mlşel’ln annesi Kirallça Helana da seyretmişlerdir,
Mişelle Anne, bugün öğl« üzeri Sarayın dene salonunda evleneceklerdir.
(AF.) — Cumhurl-Oumhur başkan h ğı Harold Stassen'ln
Her gazetede, her kitapta, her mecmuada, ilh, başka bir imlâ...
Türkçenin bugünkü imlâsına hâkim otan kimdir. Biliyor musunuz? Ne dil kurumu, ne Millî Eğtttm Bakanlığı, ne üniversiteler. hattâ ne de bizzat müellifler; yahut gazete, mecmua, editör sekreterleri... Hiç biri değil.
Türkçenin bugünkü imlâsına hâkim olanlar, türlü türlü matbaalarda çalışan mürettipler ve. bunların yargı tayı mesabesinde bulunan m il sahhih lerdir.
Müsveddelerin yüzde 51 f (yani kahir bir kısmı) hâlâ Arap harflerile verilir. Zira eski neslin mensupları henüz ekseriyettir. Bu yazılar, milretlip ve musahhihlerin takdirine göre bir imlâ
Sahibi Necmeddin Sadak — Yazı İşlerini fiilen İdare eden: C. Bildik
Almanya’nın idaresi
sekreteri sitayişle «rBu, Birleşmiş Milletler İçin en büytik başıiridir, demiştir.
Londra 10 (R) _ Flllstlnde dün şiddetli muharebeler devam etmiştir. Irak tebliğine göre Yahudllerln Cenin mıntakasındaki hücumları tardedll-m İştir. Araplar buraya 25 kilometre mesafede Wr Yahudi köyünü ?b,ptet-mlşlerdlr Irak uçakları da muhtelif Yahudi merkezlerini bombardıman etmiştir.
Ürdün tebliğine göre Yahudiler Kudüs • Telftvlv yolu üzerinde Babül-vad'dakl Arap mevzilerine bin kişilik bir kuvvetle taarruz etmişlerse de ptisk örtülmüşlerdir,
Mısır tebliği Kudüs'ün güney varoşlarının bombardıman edildiğini, muhtelif Mısır kuvvetlerinin birleştiğini bildiriyor. Mısır uçakları Tel", avlv'c yeniden hücum etmişlerdir. 2 ı
(Bugünkü sulh, mütarekeden pek farklı değildir. Artık, ac»ba bir had» tehlikesi var tnı? sualini sormak abee kaçıyor, şimdi bahis mevzuu olan şey sadece şudur: Acaba komünistlerin avenesi Amerlkada harekete ne saman geçecekler?»
Kenney bu söylevinde, komünistlerin teşebbüs edecekleri bu şekilde bir harekete atom bombaları ve hava kuvvetlerllç karşı konulacağını İlâve etmiştir.
Marshall ve Vandenberg’ in şiddetli sözleri
Rusya Amerika ve Holandaya nota verdi
Wa3hlngton 10 yetçı Partinin namzetlerinden bugün Ayan Meclisi Tahsisat komisyonunda. Avrupaya yardım programındaki kısıntıları şiddetle tonkldet-mesl beklenmektedir. Bundan evvel, Cumhuriyetçi Partinin diğer İleri gelenleri da Mümesliller Meclisinin bu kararını şiddetle tenkMetmlşlerdl
Londra 10 (AP) — Dışişleri Bakanı Emest Bevin d(in Avam Kamarasında verdiği demeçte, Tasoyev adındaki esrarengiz Rus albayından da bahsetmiş ve bu subayın tnglttereye kendi isteği-le geldiğini, Londrada kaldığı müddet zarfında asla döğillmedl-ğinl, sonra da yine kendi arzu-silc, kararını değiştirerek, kalkıp gittiğini söylemiştir.
Londra 10 (AP) — Kıral Alime» George, damadı Prens Phlllp'i kendisine yaver tâyin etmiştir, Saray men supları şimdiye kadar İngiliz tarihinde bir kiralın, damadını yaver yaptığını hatırlamadıklarını bildirmişlerdir.
Oümriik ve Tekel: Emin Erlşlrgll
Çalışma: Tahsin Bekir Balta
İsveç memuru müşahedelere nezaret edecektir.
New-York 10 (R) — Kont Bema-dotte mütareke ahkâmının tatbikini kontrol etmek için ö devriye gemisi istemiştir. Bunları Fransa, ve Amerika verecektir.
Birleşmiş Milletler genel Kontun muvaffakiyetinden bahsederek:
caret Bakanlığını kabul etmemiştir.' Şevket Torgut'un Ticaret Bakanlığına getirileceği hakkında bir rivayet varsa da, kabul edip etmediği henüz belli değildir. Bu İtibarla yukarıdaki listenin yegâne eksik tarafı Ticaret Bakanlığıdır. Ticaret Bakanlığına kimin getirileceği bugün öğleye kadar anlaşılacaktır.
Bu defakl Haşan Saka kabinesinin, Meclisin en İyi elemanlarından ve gençlerden teşekkül ettiği görülmektedir. Bu suretle Meclisle hükümet li-
rasında daha fazla bir tccaniLs olması bekleniyor.
Sandaly al arını kaybeden Bakanlar
Yeni kabine teşekkülünde yalarını kaybeden Bakanlar dır: Adalet Bakanı Şlnasl Milli Eğitim Bakanı Reşat Şemseddln Slrer, Sağlık ve Sosyal Bakanı Dr. Bahçet Uz, Tarım Bakanı Tahsin Coş kan, Ulaştırma Bakanı Şükrü Koçak, Ticaret Bakanı Mahmut Nedim Gıin-düzajp.
Rusya’nın peyk devletlere yardımı Londra 10 (R> — Moskovada çıkan îzvestlya gazetesi, Rusların şimdi dostlarına İktisadi yardımda bulunabilecek vaziyette olduklarını yazıyor. Bu gazeteye göre Romanya, Macaristan ve Flnl&ndfyadan alınacak tazminat yarıya İndirilmiş: Finlandiya'ya 5 milyon dolarlık İstikraz teklif e-dilmlştlr.
Londra radyosunun muhabiri bu münasebetle diyor kİ: «Mahsulün bol Ölmesi Rusyanın Doğu Avrupa memleketlerine cömertçe tekliflerde bulunabilmesine müsaittir.»
Nevyork 10 (R) — Dışişleri Bakanı ! MarshaU ve Ayan Dışişleri komlsyo-I nu başkanı Vandenberg dün gece demeçte bulunarak Avrupaya yardım -tahsisatının azaltılmasına şiddetle Vlraz etmişlerdir. Mars hail «Bu meselede Amerikanın şeref ve İtibarı ba his mevzuudur. Yapılacak kısıntı İle tekmil Plân tehlikeye girebilir.» demiştir,
Vandenberg de şu söz]eri söylemiş tir: rKısıntı düşüncesizce bir harekettir ve tehlikelidir, Amerika haris ve güvenilmez bir memleket telâkki edilecektir. Buna ildir.»
Hergün 8 sahife
L- —-----—
Filistlnde şiddetli muharebelere sahne olan Yafa şehrinin
Sağlık: Fâzıl şerefeddin Bürge
Ekonomi: Cavlt Ekim
Milli Eğitim: Tahsin Banguoğla Tarım: Cavlt Ora!
Esrarengiz Rus albayı
Londra 10 (AP.) — Moskova rad yosunun bu sabah verdiği bir habere göre. Rusya Amerika İle Hollandaya bLrer nota vererek, bu memleketlerde yapılan e hara propagandası* nı pro testo etmiştir. Notalarda bu şekildeki propagandaların Birleşmiş Milletler genel kurulu kararma aykırı olduğu İşaret edilmekte ve protestonun bir kopyasının da Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Trygve LlCye gönderilmiş olduğu bildirilmektedir.
Rus notasında Amerlkada «News-week», Hollondada da İşçi partisi organı «Het Vrlje Volk- gazetesinin, Ruslara başka milletlerin İstiklâlini tehdit etmek gibi «iftiralarda, bulundukları ve Rıisyaya karşı askeri harekâtın nasıl yapılabileceğin! münakaşa ettikleri bildirilmektedir.
Hollandaya verilen notada şöyle denilmektedir: oHet Vrlje Volk» gazetesi, Sovyelter Birliğine karşı nefret ve düşmanlık uyandırmaya çalışmakta ve Sovyetler Birliğinin merkez bölgesindeki sanayi şehirlerine atom bombası atılmasını tavsiye etmektedir.
Amerlkaya verilen notada da 0Newsweek.’ mecmuasının 11 mayıs tarihli sayısında «Sovyetler Birliğine karşı Amerikan hava üslerinin ve atom bombalarının nasıl kullanılacağına dair bir plân bulunduğu ve yine bu yazıda İlk hedefin Moskova olması lâzım geldiğinin İşaret olunduğu* hatırlatılmaktadır.
Notadla İşaret edilen Birleşmiş Milletler karan, Genel Kurulun 3 kasım İMİ deki toplantısında verilmiştir.
Amerikadakı akisler
Vaşlngton 10 (AP) — Rus notası buradaki siyasi mahaflll hiç da hayrete düşürmemiştir, çünkü Rusya zaten ne zamandanberl Amerlkayı harb propagandası yapmakla İtham etmektedir. Rusyanın bundan maksadı kendi lehinde propaganda yapmak ve bu suretle iıarbcl gayeleri başkasına lsnad etmeğe çalışmaktır. Rusyanın Amerlkaya karşı İleri sürdüğü bu İsnat ve şikâyetlerin maksât (arından biri de Amerikan hükümetini gazetelere ve radyoya karşı sıkı tedbir almağa ve hürriyetine mitil inektir.
Rus notasında nın «Newsw«ek» mecmuasının memleket içi sayısında 17 mayısta çıkan bir makale olduğu anlaşılmaktadır. Bu yazı. Amerikan Hava Kurmay komutanlarından General George C. Kenney’nin Benger (Malne) de verdiği bir söylevle başlamaktadır. General, Kadın Klüpleri Birliğinde 7 mayısta verdiği bu-söylevinde şöyle demiştir:
Kiiçük Harıltın en verimli, en ucuz vasıtadır.
Krral damadını yaver tâyin etti
Londra 10 (R) — Birleşmiş Milletler mümessili Kont Bernadotte dün gece Kahlrede bir basın0 toplantısı yapmış ve Flllstlnde dört hafta miid delle ateşin kesilmesini gerek Arapların, gerek Yahudllerln kabul ettiklerini söylemiştir. Bu haber New • York’ta Ekleşmiş Milletler merkezi tarafından da İlân edilmiştir. Mütareke lı haziran sabahı Grenviç saat flyarile 6 da başlayacaktır. Kont demiştir kİ:
•— Mütarekeyi İki taraf da kabul eltl- Bundan dolayı İptida Allaha «ükicd-lim. Sonra İki tarafın da göstcTuikicri İşbirliğinden takdirle bahsetmek iizimıjır. Ateşin kesilmesi İlk adımdır. şımt>1 a5„ hedeff yûnJ barışL temin e . ,B|I. nun için Araplarla ve Yahudilerle temasa geçeceğiz.
Ateş kes temin İçin tir. Bunlar misyonunu yani Amerika, Fransa ve Belçika, tarafından gönderilecektir. Müşahitler Flllsl'ne gemilerin hareket ettiği 11 mantarda da bulunacak ve gemiler
bugün ilân edilecek
Tahsin Fazıl Şerefrddln Banpuoölu BUrgt
Sahi f e 3
AKŞAM
10 Haziran 1.04#
SÖZÜN GELİŞİ
Çocuklarımız neler okuyor?
Amerikalılar aile meseleleri ve çocuk terbiyesi mevzuları etrafında muhakkak kİ çok dikkate değer çalışmalar İçindedirler. Bilhassa yazılarla resimlerin okuyucu üzerindeki müspet veya menfî tesirlerini, bu araştırmaları İş edinmiş müesseseler o kadar inceden inceye taklbedlyorfar ki vardıkları neticeler son derece mantıki olmaları bakınnndan düşündürücüdür. Geçenlerde Ak^am gazetesi, büyüklere mahsus dergilerin çocuklar üzerinde yap tığı tesirleri araştıran, bir müessesenin vardığı neticeleri naklet-mlsl!. Her halde gözünüze çarpmıştır: Çıplak kadın resimleri, çocuklara kadını valnıs zevk peştnde koşan, hafif, uçan, hayatı ciddiye almaz bir mahlûk gibi tanıtıyormuf. Tabancalı, maskeli haydut, edebiyatının çocuklar ürerindeki tesiri ka hiç bir »aman müspet değildir. Bunları okuyarak büyüyen çocuklar en eot işleri tabancanın halledebileceğine kanaat getiriyor; hoyrat, hissiz, kan dökmekten âdeta zevk alır mahlûklar haline gel iyotlarmış.
Bunlar Amerlkada büyüklere mahsus dergilerin, çocuklar üzerinde yaptığı teslrlorl göstermektedir. Nihayet denebilir kî ana - baba bunları çocuklarına okutmamak İçin tedbirler almalı. onu fena tesir sahasından uzak tutmak uğrunda hususî bir gayret saıfetmelidir. Bu gayretin faydalı olacağı İnkâr edilemez. Fakat bizde henüz çocuğun fikir ve edebiyat dağarcığlle yakından meşgul olan ailelerin sayısı pek azdır. Kaldı kİ büyüklerin dergilerinde çocuklar İçin mahzurlu sayılan mevzular bizde, doğrudan doğruya çocuklar İçin hazırlanan dergileri doldurmaktadır. Bazı çocuk dergilerinde çıplak kadın resimlerine pek âlâ Taşlanabildiği gibi çocuk dergilerinden çoğu tabancalı, maskeli gangster cdeblyatlie doludur. Sokakta oynıyan çocukların hırsız polis oynunda hıtsız olmaya özenmeleri, adam öldüreni sevimli bulmaları. haydutluğu cazip bir İş saymaları, hiç şüphe cimiydim, bu türiü yayınların toslrlledlr. Haydut edebiyatından sakınan çocuk dergileri ancak ana - babanın teşvlklle çocukların eline geçiyor, öbür dergileri ise çocuklar gündeliklerinden ayırdıldan paralarla kendileri tedarik ediyorlar.
Bıı. çocuk terbiyesi bakımından üzerinde ehemmiyetle durulmaya değer bir meseledir.
. Şevket Radö
Gl. Salih Omurtak
Öner- Yücel dâvası
Genel Kurmay Başkanı Almanya’ya gidecek
Ayın 23 ünde nakzen görülmeğe başlıyor
Hilmi Uran'ın Giresun' daki konuşması
Demokratların Meclisi bırakarak mitingler yapmasını tenkid etti
Ankara 9 — -Cumhuriyet Halk Par tlal Gen ol başkan vekili Hilmi Uran, düa geco O İr ««u n dun şehrimize dönmüştür. Hilmi Uran. Glremında halk la yn-ptıâ» konuşmada, gittiği yerlerde halkın (7. H. p. ya karşı «ergi beşlediklerini gördüğünden baha etmiş; Parti kurultayının kararları hakkında İzahat vermiş. Cumhuriyet Hap Partilinin her mânisiyle hakiki bir tikli partisi olduğunu anlattıktan sonra Demokrat Partiye tem mİ a jcöz-lerlno «öyle devam etmiştir:
«— Büyük MlUet Meclisinde lameli edilen btr parLInln kanunların tek müzakere yeri olan Meclisi bir tarafa bırakarak, arzularını mitinglerle ileriye aürme yolunu tutması, mü-rakereden kaçarak kendi serinin aksini İşitmek hevesiyle konuşmağı ihtiyar etmeıl demektir.
Bİb, bütün gürültülerle gösterişleri! tahrik yolunun yeni bir zaruretle tekrar ele alındığının alâmetleri olarak görüyorua Ve hele meriyet mevkiinde bulunan bir kanunu tekmell-yeceklerl yolunda bir mttrakabo partisinin ağamdan dökülen ke)lme]eri işitmekle kendileri hesabına da hürün ve ıstırap duyuyorux
İçLndc yaşadığımız rejimi kanun tekmelemek için degi], her işte kanunu hâkim kılmak için kabul ettik ve biz rejimin vatandaşlar arasında kin ve nefret tohumu saçan diye değl], arkadaşlık bağlarını sağlaşın diye ka buj ettik.
Hakikat şudur kİ, Meclis memlekete karşı nalı gördüğü her fikri nereden gelmiş olunca olsun, benimser; fakat böyle bir menfaat görmediği bir telkini do nereden ve ne tarzda gelmiş olursa olsun reddeder. Kimseyi hoşnud edebilmek kaygıslyle kanun tedvin etmez.»
Celâl Bayar Hilmi Ur an'a cevap verecek
Ankara 9 — Bugün Konyaya giden Demokrat Parti Genel başkanı Celâl Boyara, Refik Kora|ton'la Kayeeri milletvekili Kâmil Gündeş, Fikri Apaydın refakat etmektedirler, celâl Bayarın, Konyad&n bavlıyacak olan bu Cenup İlleri seyahatinin on gün kadar «OreceÇl tahmin olunmaktadır.
Celâl Bayar, Konyada bir nutuk SÖylIyecek ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel başkan velcll.1 Hilmi Uranın Giresun nutkuna cevap verecektir.
Esklçehlr 9 — Kon yaya gitmek filere buradan geçen Celâl Bayar vs arkadaşları yarın (bugün) sabah Ak-felılrdo olacaklardır. Civar köyler ıl-yaret edildikten «oma cuma gönü Ilgın - Kadınhanı yollylo Konyaya gidilecektir. Cumartesi günü Konya-da bir miting yapılacak ve Celâl Bayar, nutkunu bu mitingde »öyüyece k tir. Celâl Bayar, Demokrat Partinin kurnluşundanberi Konynya l]k defa gitmektedir.
GÜNÜN MESELELERİ
Avrupa her sahada ikiye ayrılıyor
Son haftalar zarfında Avrupada milletlerarası muhtelif kongreler toplanmıştır. Bu cümleden olarak İsvlçrede Zürih şehrinde İkinci dünya liberalizm kongresi İçtima etmiştir. Kongre Avrupada liberal demokrasiye hasım devletler hariç olmak üzere, birlikler kurulması için s&rfedllen gayretleri vo daha evvel toplanan La Haye konferansının bu husustaki çalışmasını büyük memnunlukla karşıladıktan sonra şu kararları vermiştir: 1 — Avrupanın mulıtelif memleketlerinde toplanma kamplarındaki yüz blnlerca muhacirin vaziyetlerinin tâyini için alâkalı devletlere müracaat edilmesi, 3 — Serbes ekonominin kabulü, millileştirme yerine İşçinin kârdan hisse alması ve İdareye İştiraki, S — Fikir hürriyeti* nln esas şart olarak kabulü, gazete ve kitap kâğıtları üzerindeki resimlerin hafifletilmesi, 4 — Muhtelif memleketlerdeki libeıal grupların faaliyetlerini gösterir aylık bir bülten neşri.
İkinci toplantı sosyalistlerin kongresidir. Bu kongrede Nen-nl'nin başkanlığı altındaki İtalyan sosyalistlerinin vaziyeti görü-ştllmüştür. Malûmdur kİ Nenni va taraftarları komünistlerle İş birliği yapmışlardır. Halbuki İtalyan sosyalistlerinin, Sarâgot’mı başkanlığında toplanan diğer kısmı komünistler aleyhine cephe Almışlardır. Bunlar biristîyan demokratlarla birlikte çalışıyorlar. Kongre; Hennİ’nln başkanlığı altındaki grupun sosyalizm akidelerine mügayir hareket ettiğini kabul etmiş ve bunlann sosyalist enternasyonalinden çıkanlmasma karar vermiştir.
Üçüncü toplantı bu karar üzerine Varşovada yapılmışta F.u-na komünistlerle İşbirliği yapan sosyalistler iştirak etmişlerdir. Toplantıda fiaragat'ın başkanlığındaki İtalyan sosyalistlerirjn mürteci unsurlarla işbirliği yaptıkları, binaenaleyh bunlann sosyalist enternasyonaUnden çıkan! malan lâzım geldiği kararlaştı* nlmıştır. Kongre «Mürteci unsurlar* la İşbirliği yapan diğer sosyalistlerin vaziyetlerinin tetkik edlmesine de karar vermiştir.
Görülüyor ki Avrupa her sahada, bir taraftan komünistler ve onlarla işbirliği yapanlar, diğer tarafta Batı demokrasisi taraftarı an olmak üzere îldye ayrılmaktadır. ______________
Byrns’ün yeni demeci
Kaçırılmış Yunan
Ankara 9 — Genelkurmay Başkam Orgeneral Salih Omurtak, AlmanyadaH Amerikan İşgal bölgesi komutam tarafından Almanya’ya davet edilmiştir. Salih Omurtak. bugünlerde Almanya-ya hareket edecek, 10 gün kadar Almanya'da misafir kalacaktır.
Ankara D — Yargıtayca bozulmuş olan Haşan Ali - öner dâvasına 23 haziranda Ankarada 3 üncü asliye cezada yeniden başlanacaktır.
Cumhurbaşkanı
Ankara 9 (A.A.) — Cumhurbaşkanı İsmet încnil bugün İstanbul Kooperatifler Koruma Demeğinden bir heyeti kabul buyurmuşlardır.
Ankara'da nüfus başına ikişer kilo şeker veriliyor
Ankara 9 — Ankara valisi Avnl Doğan, bugün Ankara halkına hitaben neşrettiği bir beyanname İle 15 hazirandan itibaren aylık şeker istihkakının nüfus başına İki kiloya çıkarılacağını bildirmiştir.
Ordu levazımında Türk kızları
İzmir 0 (AA.) — 1947 eğitim yılın-da yüksek levazım ve muhabere kurs kırını başarı He bitirmiş eten Yüksek Ticaret ve Ekonomi okulundan 36 ve Karşıyaka k» Eğitim enstitüsünden 59 M cem an 95 kız Öğrenciye taşanlarımı! mükâfatı olarak Genelkurmay başkanlığınca çok derin ve nıânalı bir şekilde İmal ettirilip gön-, derilen rozetler bugün saat 19 da Orduçvlnde yapılan bir törenle Vali tarafından öğrencilerin göğüslerine takılmıştır.
En büyük tehlike Rusya’ dan gelecek tecavüz tehdididir
Polonya, Yunanistan'ın notasına cevap verdi

C.H.P. Divanı ayın
11 inde toplanıyor
Ankara 9 — Halk Partisi Divan) ayın 11 inde toplanacaktır. Divanın bu toplantısında Partiye alt meselelerle, bilhassa Parti teşkilâtının kuvvetlendirilmesi görüşülecektir.
Meclise verilen tasarılar
Ankara 9 — Tapulama kanun tasarısı ile Belediye yapı ve yollar kanun tasarısı Meclise gelmiş ve alâkalı komisyonlara havale edilmiştir.
Damştaydaki açık üyelikler için seçim
Ankara 9 — Büyük MUJçt Meclisi bugün Cevdet Kerim tncedâyı’nın başkanlığında toplanmış, Cumhurbaşkanlığından gelen ve Haşan Saka kabinesinin istifa ettiği, yeni kabineyi kurmaya da yine Haşan Sakanın mamur edildiği hakkındakl İki kere okunmuştur.
Bundan sonra açık bulunan Danıştay üyeliği İçin gizil oyla
çim yapılmış, S3ğlık ve Sosyal Tardım Bakanlığı Hukuk müşaviri Rlfat Göksu İle Danıştay Kanun sözcüsü i Veclhl Tönük’iin seçildikleri bildirilmiştir. Büyük Millet Meclisi cuma gilnü t-oplanacâkatır.
iez-
İki
se-
Aslanköy dâvası
- Konya 9 — Aslanköy dâvasına bu gün «aut 9,30 da Ağır cezada devam edildi. Sanıkların müdafaalarını ü-zerlne almış olan avukatlar, bugünkü duruşmada hazır bulunuyorlardı. Salon, meraklılarla doju idi. Evvelâ avukat Abdirlkadir Kemalinin uzun müdafaası okundu. Bunda sanıkların i tamamiyle «uçsuz oldukları bllldlll-yor, beraetlerl İsteniyordu. Diğer ■-vukatlar da bu müdafaadaki fikirlere tamamiyle Iştlrâk ettiklerini bildirdiler.
Duruşma, karar İçin 23 haılran çarşamba gününe bırakıldı.
Dolarla otomobil ithaline müsaade edildiği doğru değil
Ankara 9 (A.AJ — Ticaret Bakanlığından bildirilmiştir; îs t an bulda çıkan baa gazetelerde Ticaret Ba kanlığında ve takriben 15 gün evvel yeniden 100 otomobilin dolarla İthaline müsaade edildiği va mü brem ihtiyaçlar için döviz verilmezken tnı oto-'moblllere 600 bin liralık döviz tahsis olunduğu yolunda bir haber yayınla iniştir.
Verilen malûmata göre 1/12/947 tarihinden sonra piyasa İçin otomobil İthaline dolar tahsis olunmadığ!, bu haberin 29 mart 948 tarihinde- Kanada dan takasla ithaline müsaade edilen otomobillerden galat olarak yayınlandığı anlaşılmakta ve piyasada yanlış tefsirlere yol açacak mahiyetteki bu neşriyatın aslı bulunmamaktadır.
niftdelfla • (AA) — Birleşik Amerika Dışişleri eski Bakanı James Byr-n« bu »abah Pensl|vsnya üniverrite-sl öğrencilerine diploma verilmesi töreninde Böl almış ve şöyl* demiştir (Dünyanın hâlen karşılaştığı büyük tehlike Bovet|er tarafından gelebilecek tecavüz tehdididir.»
Byrnes, Birleşik Amerikanın mOı-pet bir dış siyaset takibi tavsiyesinde bulunmuş ve »özlerine şunları ilâve etmiştir: «Karşılıklı müsamaha ve saygı esasına dayanarak Sovyetlerle daima barış İçinde yaşamak arzusunda bulunduğumuzu 8ovyet liderlerine ve Rus milletine açıkça bildirecek tarzda hareket etmeliyiz.»
İki yeni çimento fabrikası
Ankara 0 — Zonguldak ve tz-mlrde 2 çimento fabrikası kurulması hususunda teşebbüse geçilmiştir.
Sağlık Bakanlığında tâyinler
Ankara S — Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı Zat İşleri ve muamelât genel müdürlüğüne Dr. Süreyya Yücel, eczacılık ve müstahzarlar genel müdürlüğüne bami Yücel tâyin edilmiştir.
il-
Kimsesiz ve bakımsız çocuklar kanunu tasarısı Mecliste
Ankara 9 — Mecliste klmsests ve bakımsız çocuklar hakkındakl tasarıyı tetkik edecek komisyon ilk toplantısını yapmış. Tokat milletvekili, Refik Ahmet Seveııgll başkanlığa, Kayseri milletvekili Balt Azmi Feytl-oğlu sözcülüğe tâyin edilmiştir.
Türk - İsveç ticaret anlaşması imzalandı Ankara 9 (A.A.) — Bir müd-tfeltcn beri Ankarada Türk ve fevte ticaret heyetleri ararında cereyan eden müzakereler 7 ha-riran 1948 tarihinde Türkiye -İsveç ticaret ve ödeme anlaşmalar un imzalanmaslle neticelenme Ur.
Yeni af kanunu
Ankara 9 — Adalet Bakanlığının hazırlamağa başladığı Af kanununun Cumhuriyet bayramında ilân edlleçe gl söylenmektedir. Bu hususta başka kati bir bilgi olmamakla beraber affın 1947 yılından önceki suçlara şamil olacağı ve âdi suçlarla, siyasi «uçların ayrı ayrı ele alınacağı söylenmektedir. Tasarının Adalet Ba kanlığı tarafından bugünlerde tetkik İçin Başbakanlığa verilmesi beklenmektedir.
Bir otomobil kaldırıma çıktı 1 ölü, 3 yaralı var
Şoför Mesudun idaresindeki 3784 numaralı kamyon dün öğleden «onra şaşkınbakkaldnn Fener yoluna doğru inmekte İken direskisyonunda vukua gelen bir ârıza İle birdenbire kaldırıma çıkmıştır.
Kamyon, bu sırada kaldırımda İlerlemekte olan vo Şaşkinbaklcalda Okul sokağında 6 numarada oturan Cahit Serdarın refikası Melâhat Serdar 11e çocukları 11 yaşında Melike, sekiz yaşında Betftl, İki buçuk yaşında Cahit ile aynı evde oturan Atillâ Dursun adında diğer bir çocuğa çarpmış, hepsin f bir tarafa yıkmıştır.
Hâdise yerine gelen halk ve zabıta memurları yaralıları Nümune hastanesine kaldırmışlar, bunlardan Cahit az sonra ölmüştür. Tahkikata Kadıköy savcılığı el koymuş, kamyon sahibi ile şoför yakalanarak haklarında kanuni takibata girişilmiştir.
Sanayicilerin toplantısı
İstanbul sanayicileri buEÜn öğleden sonra Ticaret ve Sanayi odası salonunda büyük bir toplantı yapacaklardır. Bu toplantıda muamele vergisi İle muhtelif sanayi maddelerinin ithali meseleleri hakkında görüşecektir. Sanayicilerin İddialarına göre memleketimizde İstihsal edilen öyle maddeler vardır ki bunlar hariçten ithal edilmekte ve döviz sarfına «c-bep olmaktadır.
Bugünkü toplantıda Ankaradan gelen Maliye. Ekonomi ve Ticaret Ba kanlıkları mümesllliert de hasır bulunacaklardır.
Muamele vergisi işi de. sanayii baltalayan btr mevzu olarak, bugünkü toplantıda görüşülecektir.
İstanbul vapuru geldi
İstanbul vapuru dün batı Akdeniz seferinden dönmüştür. Vapurla 25 yıldır Parlste bulunan eski Maarif ve Dahiliye Nazırı Damat Şerif paşa. Ord. Prof. TahLr Taner, Dr. Aklî Şa-kir şakar, Kemal Saraçoğlu. İstatistik genel müdürü Şefik Göktürk İstanbul vapuru yolcuları arasındadır.
İstanbul vapuru Napollye uğradığı sırada gemiyi (erkeden ve bir daha dön m İyen gemi tercümanı Adnan Molvan bulunamamıştır.
f Zarcsal Çakmak’ın rahatsızlığı
An? ara 9 — Mareşal Fevzi Çakmak üç dört gündenberi bir barsak iltihabından rahatsız yatmaktadır. Kendisine Penisilin tedavisi yapılmıştır. Mareşalin sıhhatinde b’r salah göriUmfiş. pc-nlsPfn tedavisine dc son yeril-miştir.
A Evvelki gece Yenlkapıda bir deniz gezintisi yapan Ahmet, Burhan, Mahir ve Cemal isimlerinde dört arkadaş, gece yarısından sonra sahile dönmüşler ve sandalı karaya çekmişlerdir.
Bıı «ırada bu arkadaşlar İrasında kavga çıkmış ve bu kavga, esnasında uzun boylu v® meçhul bir şahıs belirerek evvelâ Cemali, sonra da Burhanı beşer yerinden agir surette yaralamıştır. İşe el koyan zabıta yaralıları hastaneye kaldırmış, carili
Amerikan resim sergisi
Amerika Haberler servisi tarafından dün İstiklâl caddesinde Beyoğlu Akşam Kız Sanat okulu meşherinde modem Amerikan ressamlarının eser Itrinden mfiteşekkll bir «ergi açılmış tır.
Sergi bugünden İtibaren ayın 19 u-na kadar her gün umuîna açık bulun hakkında soruşturmalara girlallmi»-duruiacaktır. ~
Türkiye ve Arap âlemi
Londra 9 (AA) — Anadolu ajansının özel muhabiri bildiriyor:
Loııdrada bulunan Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Emir Faysal, İngiliz hükümetiyle temaslarına devam etmektedir. Emlrln daha on gün kadar Londradn kalacağı anlaşılmaktadır.
Enıir Faysal, TürkJyenln Arap âlemiyle olan münasebetlerine de temas ederek «Türklyenin bu husustaki hattı hareketini ancak «asil» kelimesiyle' tavsif edebilirim.» demiştir.
«Bu atom devrinde üst üste h*rb-lere girişmeğe müsaade edllemlyece-ğlnl» teyld «yllyen eski Bakan; «Netice ne olurıa olsun hürriyet ufkundaki mücadelemizden feragat edemi-yeceğimlzi iyi biliyoruz» demiştir.
Byrnfts, bundan «onra Birleşik A-merlkanın, kuvvetlerini başka mil-lellerlnkllerle birleştirmeği, Birleşmiş Milletler Kurulunu desteklemeğe hazır bulunması, vetolu veya vetosuz dünya yüzünde kanunu hâkim kılacak rejimleri takviye vo bu yolda gecikme eseri göstermlyecck bîr program tatbik etmesi gerektiği fikrini telkin İJe «özlerine «an vermiştir.
Kanser hakkında yapı’an araştırmalara yardim Nevyork B (AA) — Nafen: Amerikan atom enerjisi komisyonu kanser hakkında yapılan araştırmalara yardımda bulunacak ve bu araştirnialan destekllyecektlr. Hazırlanan programa göre tepkili bir fırında hazırlanacak olan radiozcoob'lar doktorlara ve tanınmış uzmanlara meçeanen dağıtılacaktır.
Bu tasarı için 3 milyon dolar «affedilecektir.
Verem tedavisi için yeni bir ilâç
Londra 9 (AA) — Nafen: Verem tedavisi için aspirin nevinden yeni bir ilâç keşfedilmiştir. Aclde para -amnosallcy]tques adını taşımakta 0-lan bu İlâç hap şeklinde İstimal edilmektedir.
Bu İlâç Şimdiye kadar birçok îngl-113 hastanelerinde kullanılmış olup elde edilen neticeler son derece mem nunlyet ver İddir.
Dinamolu ve kırmızı arka lâmbalı
BİSİKLET PROJEKTÖRLERİMİZ gelmiştir.
perakende ve toptan satış
E R G Ö N LTD.
Merkez Bank karşısı, Çınar Han 2. cl kat, Galata.
Londra 10 (R) — Polonya hükümeti, Polonya'da bulunan kaçırılmış Yunan çocuklarının, geıl gönderilmesi hakkındakl Yunan notasına cevap vermiştir. Bunda Polonya'da kaçırılmış hiç bir Yunan çocuğu bulunmadığı blldiıilmekte ve Yunanistan’ı terketme-ğe mecbur olanlar varsa buna hükümetin sempatisin! kaybetmesinin sebebolduğunu b.ldir-mektedir. _
381 mülteci geldi
A-mıpa kamplanndan kurtarılan mülteciler düjı İstanbul vapurlle şehrimize gelmişlerdir Gelenler 381 jnült&ck»r. Bunlardan 230u İsviçre, 41 1 Napoli ve 1)0 u Pire kamplarından kurtarıl m ıştır. Mülteciler Sirkecideki göçmenevtoe yerleştirilmişlerdir.
BORSA
İstanbul Bor sasının 9/6/1948 flatlerl
Ç1K L fe R
Londra 1 Sterlin 11.3850
New - Tork 100 Dolar 280 23
Pırla 100 Fransız f. 1.3Û60
Çenen» 100 İsviçre f. 65.727C
Amsterdam 100 Fllorin 205 5468
L12bon 100 Belçika f. 6 3887
Brökıel 300 Çekö kr. 5 60
Prag 100 İsveç kr- 77.8860
Stakholm 100 Vskudra 11M95
BSHAM VB rAHVLLAT
« 7 num TâhviUv
Kapanış
8 ıra s . Krîunyn 1 20 30
Sivas - Erzurum 2-1 20 45
1941 Demiryolu i 20 60
İMİ Demiryolu H * 20.10
İMİ Demiryolu m 20.—
Mili! Müdafaa I ■20.53
MİDİ Müdafaa n 20.—
Mili! Müdafaa JU 20.25
Milli Müdafaa 1Y 20.45
% 6 faizli TAbvüto
Kalkınma I •735
1941 Demirci u VI 87.50
Kalkınma H 87.60
Kalkınma m 87.60
% D failli TafivmU
1933 Ergani
1938 İkramiyen Milli Müdafaa Peuılryolu IV Demiryolu V _
Anadolu Demiryolu Grapu
Tahviller 1-9 Hisse senetleri % 60 Mümessil senet şirket hisseleri Merkez Bankası İş Bankası T. Ticaret Bankası Aslan Çimento
B A RRAFLAR DA ALTIN
Golden Türk lirası Sterlin
Külçe
Reşat
100.-
68.—
75.—
124.—
23.50
5.—
16.—
8a nş
33 —
51. •
5 20
30.—
-1 1948
ARSAM
Sahile 3
AK S AMD AN AKŞAMA
Denize dökülen
Kalecik ve Çubuk ovası
İstanbulda ancak elli kadar kooperatif var, fakat...
Tahsin Demiray meslekdaşı-nıızın neşrettiği «1948 Türkiye Yıllığı» isimli büyük cildi bazı malûmat edinmek için karıştırıyordum. Zem an e Ansiklopedisi denecek tarzda tertiplenmiş bu kilaola neler yok?
Ben kooperatifler babında durdum.
Son yıl içinde Türkiyenin muhtelif yerlerinde faaliyette bulunan çeşit çeşit kooperatifler İnce puntularla yalnız isim ve adresleri yazılmacasına, çift sütun olarak 8 sahifeyl dolduruyor.
İstihlâk kooperatifleri; küçük sanat kooperatifleri; tarım satış kooperatifleri: yapı kooperatifleri. Bir bakıma çok görünüyor. Fakat tahlil edelim. Çok değil, Bilâkis pek az...
Birinciler iki buçuk sahifelik yer işgal ediyor. Üçü Afyonda, ikisi Amasyada, otuz kadarı Anka tada, dokuzu Antalyada. üçü Balıkesiıde. illi... Harf sııasile böyle devam ediyor. İnsan ister istemez kendi şehrine bakıyor: Otuz sekizi İstanbul da.
Mevcudiyetlerini her giinkü havalımızda fark bile etmiyoruz. Acaba bunlar nerede ve kimlerin istihlâk kooperatifleri?
Teker teker bakalım:
Adalar istihlâk kooperatifi... Bahçıvanların kooperatifi... Basının (yani galiba bizim? Halbuki hiç temasa geçmedik.) Belediye memurlarının, Devlet De-, miıvolları 9. işletme memur ve işçilerinin; Denizyollarının; döşemeci. yorgancı, hallaçların; Emniyet sandigi memurlarının; esnaf ve küçük sanatkârların; gömlek, çamaşır, pijama imalcl ve satıcılarının, hazır elbisecile-rin. Haydarpaşa D. D. Y. mensuplarının, hazır elbiseciler ve terzilerin; daha yarısına varmadım. bu minval üzere gidiyor.
Demek ki halkta; bir cehdolmuş; bir fikir uyanmış. Fakat henüz devede kulak. Ankarada da, İs-tanbulda da nüfus farkına rağmen aynı 30 rakamı civarında istihlâk kooperatifi olması elbet azdır. Sonra bir basın kooperatifi bulunmasına rağmen bizimle temasa geçmemiş olması vahvah-hk bir haldir.
İkinci umumi harbde şöyle İktisadı manzaralar karşısında kaldık: Menşeinde bir mal 2.5 kuruş. İstanbulda perakendecide 35 kuruş. (Meselâ grepfrüt denen altın top böyleydi.) Devletçi bir rejim İçinde, kooperatifler, pahalılıkla mücadelede muvaffak olmak üzere türlü istifadeler temin edebilirlerdi. îstanbulun bugünkü pahalılık hail pürmelâU kısmen önlenebilirdi. Hâlâ da önlenebilir. Fakir halkın yararına olabilecek kooperatif bizde dumura uğramış bulunuyor; bir türlü gelişemiyor.
Pahalılıkla mücadele, amele ve memura yardım bahislerinde maaşlara zam akla geliyor da, muntazam ve fenni kooperatifler vasıtasile ucuzluğu temin ya hiç gelmiyor, ya pek az geliyor.
Gelelim küçük sanat kooperatiflerine. Onlar da kitapta aynı miktar yer işgal ediyor. îstanbu-la ait olanları ancak on dört tane, İstanbulun bilhassa bir esnaf şehri olduğu düşünülürse bundaki cılızlık büsbütün bariz.
Tarım zaten beklenemezdi; göze de çarpmıyor. Yapı kooperatiflerine gelince Ankarada ekserisi cidden muvaffak olmuş on tane; istanbulda ekserisi muvaffak olamamış ve kimi çok ters kurulmuş dokuz tane. Halbuki yapı kooperatifleri de iyi kurulmak sartile şu mesken darlığında ne mükemmel işler göremezdi.
Hülâsa, Türkiye Yıllığının bir kaç sahibesine göz atarak, nasıl İmkânları çoraklaştırdığımız anlatılıyor.
Çok teessüf edilecek bir vaziyettir. Belki de İntibahla yeniden ve tooyekûn ele alınacak bir mevzu.
(Vİ - Nü)
çöpler
Belediye müteahhit aleyhine muameleye başladı
Çöplerin sahile yakın yerlerde denize döküldüğü için Anadolu kıyılan berbad bir hale gelmiştir.
Belediye sahillerin çöplerle dolmasından mesul olanları tesbit ettirmektedir. Verilen malûmata süre İstanbulda 1700-1860 metre mikabı çöp her gîin denize dökülmektedir. Bu işi belediye bir müteahhide vermiştir. Yapılan anlaşmaya göre çöpler Fenerbahçe burnu İle Yeşilköy feneri arasındaki mevhum hattın dışına ve sahillerden üç mil uzağa dökülmesi Icâbetmekte İken ayın birinci günü römorkörün bozulması sebeblle çöpler bu mıntıkanın İçine boşaltılmıştır.
Belediyenin müteahhit hakkında maumejeye başladığı söylenmektedir. Çöplerin artık daha uzaklara Hayırsızada l|a Yassıada arasında dökülmesine başlanmıştır. Belediye, müteahhitle 1? görmenin güçlüğünü anladığı İçin kendi teşkilâtı ile bu İşi tanzim etmek üzere tetkikler yaptırıyor. Bu maksutla bir kaç çıkarma gemisinin satın alınması düşünülmektedir. Elde tahsisat vardır.
On beş yeni otobüs
Bugünden itibaren servise çıkarılıyor
İ. E. T. T. idaresi İsveçten son gelen ve gümrük muamelesi bitirilen 15 otobüsün bugünden itibaren muhtelif hatları takviye m aksa dile kul) anıl masına başlı-yacaktır.
Bu münasebetle Boğaz hatlında çalışan arabaların sayısı 10 a iblağ edilmiştir. Böylece bugünden itibaren Boğazda otobüs seferleri İki istikametten yapılacak, bir hat Bebek yoluyla Boğaza gidip Maslak ve Şişil yoluyla dönecek, diğer bir hat ise Şişil - Maslak yolundan Boğaza gidip sahili takiben Bebek yoluyla Taksime dönecektir. Bu suretle her iki İstikamette 15 dakikada bir, tek istikamette ise yarım saatte bir otobüs hareket edecektir. Pazar günleri ise her iki İstikamette 10 dakikada bir, tek İstikamette İse 20 dahlkada bir otobüs kalkacaktır.
Ticaret Odası ve Zahire Borsası umumî kâtiplerinin becayişleri
Haber aldığımıza göre, İstanbul Ticaret ve Sanayi odası umumi kâtibi B. Mahmut Pekin İle Ticaret ve Zahire borsası umıımt kâtibi B. Muhslnin becayişlerinin icrası Bakanlıkça kararlaştırılmıştır. Bu hususta kendlerine yapılacak resmî tebligattan sonra .yeni vazifelerine başlıyacak-lardır.
Temizlik idleri içjn 17 kamyon ve 3 arozöz geldi
Belediye temfenk ı5]erı müdürlüğü vasıtalarının çoğaltılması İçin İki yıllık bir program hazırlanmıştı. Bu program gereğince mubayaalar ve siparişler yapılmaktadır, verilen Uk parti siparişlerden 17 kamyonla 8 arozöz gelmiştir. Bunların karo-serlleri ve diğer kısımları ikmal edilmekledir. Bu vasıtalar bir ay İçinde •ervise girecektir. ,
Tüccar Derneğinin aylık toplantısı yarın
İstanbul Tüccar Derneğinin aylık toplantın yarın saat 16,30 da Liman lokantasında yapılacaktır.
Yaz mevsimi münasebetlle toplantılara üç aylık bir ara verileceğinden yarınki toplantıda birikmiş üç mevzu birden görüşülecektir. Bunlardan biri diş ticaret işlerinin nasıl düzenlenmesi yolunda hazırlanan komisyon raporunun müzakeresi, diğeri bugünkü piyasa buhranının sebepleri, üçüncüsü de İstanbul limanı hakındaki raporun müzakeresidir. Bunların her biri de başlı başına bir toplantı mevzuu olduğundan bu defa görüşmelerin epey uzun süreceği anlaşılmaktadır.
Sanayi Birliğinin toplantısı
Bölge Sanayi Birliği tarafından tertiplenen bir toplantı bugün saat 14,30 da İstanbul Tica-
ret ve Sanayi odası toplantı salonunda yapılacaktır. Bu toplantıda görüşülecek mevzular muamele vergisinin tâdili ve ithalât rejimimizin düzenlenmesidir.
Hayat pahalıltğt, ekonomik hayatımızda bilhassa son on yıl içinde hüküm süren perişanlığın, tabii bir neticesidir. Bu itibarla hayat pahalılığını mücerret bir mevzu olarak ele alıp çare araştır inaktan ziyade, memleketin umumi iktisadi hayatındaki düzensizliği bir kiıl halinde inceleyerek. milli hayatımızı iktisadi bünyemizin bugünkü şartlarına QÖ-re ayarlamak teabeder.
Hayat pahalılığını husule yetiren âmili# arasında, Bakanltfc-lar arası komisyonunun raporunda bir çok hakikatler vardır; orada gösterilmek istenmlyenler de Ticaret Odasının kurduğu» thtir-sas komisyonunun miltalâaana-meslnde tam bir vüzuhla gösterilmiştir. Bütün, bu sebep ve amiller ispat eder kl. bu harbde harb dışı kalmak bahtiyarlığına eren memleketimiz, refah ve servetin en yüksek seviyesine çıkabilirken sadece bilgisizlik ve beceriksizliğimiz yüzünden bugünkü acıklı duruma düşmüş bulunuyor.
Yıllardanberi iktisadi hayatımıza nizam verelim diye aldığımız sakat, birbirini tuimıyan ve ekseriya tezat teşkil eden tedbirlerle bunu şirazeslnden çıkaran
İstanbulda Topkapı müzesinde, birinci katta ölmüş bulunan bütün Sultanların resim ve minyatürlerinin muhafaza edildiği uzun bir oda vardır, Bunlar insana asırların, ötesinden ve çoğu zaman mahzun gözlerl-nin derinliklerinden bakar. Fikrimce Beyazıdın resmi en mahzunlarından biridir. Yapılış, fenadır amma, güze! bir portredir bu. Resimdeki Beyazıt, kaşları, sartkl, muhteşem kavuğunun ağırlıgyle aşağıya doğru eğilmiş gl' bi, pek enginlere dalmış ve kederli, melânkolik görünmektedir. İster ger* çek, ister hayal olsun bunun ehemmiyeti varmı ki?,.. Tabloda insanı sa ran, bir havı var. Büyük adammış Beyazıt...
Onun. Ankara yakınında Çubuk o-valarmda Aksak Timur İle harb edişini okuduğum zaman, bir düzlye kendisini hatırladım. Tarihi gölgeler kovalanabilir, bu maksatla da bu ıssız yol boyunca Ankara’dan Kale-cik'e kadar otan altmış mil mesafeyi otomobil İle gezdim, ölüm uykusuna dalmış bu muharebelerin örneği. İnsanın muhayyeleslnln gözleri önünde çabucak resimlenir, canlanır gibi oluyor.
Manzara on beşinci asırdan beri fazla değişmiş değildir. O zamanlar belki daha fazla ağaç varmış, fakat uzunca ova —Mamboury’ûln dediği gibi — tam tersine çevrilmiş bir mızrak şeklindedir, ve Aksak Tlmu-run ordularına Slvasta mola verdikten sonra, pek uzakta olmayan bir yerde Beyandın elçilik erkânının kendisine harb ilân ettiğini anladığı 1402 senesindeki gibi aynı olmalıdır. Bu ova yegâne şahitleri vahşi rüzgârlarla muhip, azametli bir birleşti İle ufkunu kapatıp gök çizgisine ulaşan" dümdüz görünüşlü tepeleriyle çok geniştir, şimdi bu ovada kudret ve sessizlik havası, bLr miktar huzur, sükûn da vardır. Topraklar ekilidir; tepelerde yoı yol kırmızı ve mor kum taşı tabakaları garip ufki nakışlar, şekliler vücuda getirmektedir; dağlara yaklaşıldı mı bölge volkanik ve huzursuzdur. Rüzgâr, İnsanın bacaklarına Mevlevi dervişlerinin ruhları gibi dolanan tozlan yakalayıp döndiire, döndilre halka-cıklar halinde havalandırır, arkasından namütenahi bir surette, bir tarladan öteklsina sıçrar ve dağ geçitlerinden kum ve topraktan değilmişçesine, garip bir nesne gibi akarak kış aylarında bu ovalan durmadan hep yalayıp süpüren müthiş, zorlu homurtu, uğultuya katışığı ö-lûlerln ruhları, Salt Aksak Timur’un adamları v» Beyandın askerleri değil, belki de Mlthrldates’l kovalarken. Pompey de bu toprakta harb ettiğinden, bizierden çok uzaklaşmış hayaletler de bütün etrafta olmalı. 8eyehatlerlm esnasında, A-kaba körfezinden, Chill'de An-tofagastaya kadar silsile nen birden fazla çölü, atla veya tayyare İle üzerlerinden geçtim. Fakat bunlardan bazıları kurşunlaş-mıştır. ötekiler de, alelâde bir muharebe adı. Lisanların -göçüp gitmesini. mahvolmasını davet eder. Rüzgârlar adlarını nakleder, sapan çok kereler miğferlere, silâh ve altına boyun eğmiştir. Tarih ve( efsaneler atlı aiaylan canlandırır ve
İnsan ölülerin bir kere daha dirildiklerini vs nabızlarıma attığını hisseder...
Bu Çubuk ovasında, Tatarlar on bin yeniçeri He karşılaştılar. Yeniçeriler arslanlar gibi dögüştüler, fakat Sırpların hıyanetine uğradıklarından bozguna uğradılar. Sultan yenildi, esir edijştü ve Akşehlrd hapsedildi. Bu münblt, fakat suskun ova o zamanlar, doğuş, muharebenin hızlı, haşin sesleri, bağırış, ça-ğirişlarlyle çınlamış olmalı. Oooh...
Böyle bir coşup hızlanan bir tempodan sonra bu şimdiki garip, müphem huzur...
Bizans Kalecik kalesinin pek yakın olduğunu biliyorum; dağ geçidi arasından, birinden diğerine otomobile ile takriben otus kilometre gidilerek varılır. Umulmadık köşelerde yan gelmiş muazzam gökleriyle çıkış, yükseliş muhteşemdir, coşkun seller yolun bir kenarındaki mavi kayalıkların arasından akar. Mahzun gözlü Sultan Beyazıt kendi OsmanlI ordularını bu aynı geçit boyunca mı seğlrttirmlşti? Kalecikten bu yana başka bir geçit yoktur... İnsan, döne kıvrıla giden bu yolu bir tezlik duygusu içinde taklbedlyor; büyük stratejik ehemmiyeti haiz olması gereken Kızıl orman ovasındaki nehirlerin çatallaşan koluna ulaşmak üzere, baştan başa yumuşak ve a$L boyalı ve Umbra manzarası andıran bir yere İniyor.
şimalde Çan kırı ya, bir de Kastamonu ya giden yol uzanır; sonra bir tanesi Ankara, biri Amasyaya, sonuncusu - da Hattousas bölgesine doğru Yozgada gider.
Bu bölgelerin, her renk nüasının değerini arttıran garip, yan şeffaf havasiyle birlikte, kehribar renkli aydınlık bu şubat sabahında mükemmel idi, fevkalâde İdi. Kalecik göründü.
Hüviyetlerinde birbirlerine benzemek havası bulunması hasebiyle, binlerce mil ötede, uzakta da olsalar bile, dünyanın her bir tarafında, insanın derhaı tanıdığı, âşinâ çıktığı bazı lâtif, şirin kasaba, şehirler var. Bugün mevcut olanlardan Bur-ges. Ravenna ve Toledo’da, nam ve nişanları artık yok olmuş bulunan Petra, Palmir vo Efes'te bu eş benzerlik vardır. Bununla beraber, bir köşeden göz uclyle bakarak veya bir yolunu bulup gökten yere düşerek, yahut da suların kenarmda veya tepelerin yamaçlarına hiç umuLmadLk. beklenmedik ve zarif bir şekilde oturmuş olarak bir sürpriz gibi karşımıza çıkan küçük büyük başka yerler de vardır. Bu kasaba, şehirlerin insanı tahrik edip ovaya sarması; onunla temas veya karşılaşması tamamlyle aşırı derecede kadıncadır. Bu küçük kasaba bahtımıza tesadüfen hoş, cazibeli çıktı. Parlak, ışıklayan bir avizeye asılı yuvarlak bir burç ağacı topu gibi sarkıyordu. Avize soluk güneş siyasiyle baştan başa şTkonan vs Bizans kalesiyle taçlanan seyrek ağaçlı, tttmsekll, İnişti, yokuşlu dağdı. Benim burç ağacı demetim de, konca gibi kümelenen hep evlerden yapılmıştı, a ün lln o anının, aydınlığıyla kazandığı kıymet ve yakınlaşma tavl-f Arkan altıncı sahifede)
A K t S I, E R
Hayat pahalılığı ile mücadele gayretleri
| bizler değil miyiz? Bu durumun mânevi mesuliyetini taşıyan aynı unsurların bugün ortaya atılıp da sBiz bu işleri şu veya bu tedbirlerle düzeltebiliriz» demelerine artık güvenüemez. Bu işlerdeki aczimiz son on senelik gayretlerimizin netfeelerile sâbit olmuş bulunmakta iken, bugün hangi mucizevi kuvvet bu mutlak ve muhakkak aczimizi ehliyet ve liyakate kalbetmlştlr ki böyle iddialara kalkışmaya cesaret o-debilelimîl
Su halde bizim yapacağımız en doğru hareket'«Bu İşleri kâfi derecede bilmiyoruz» demek faziletini göstermektir. Memlekete en büyük hizmet, ona karşı dürüstlükten ayrılmamakla olur.
Memleketimizde bir çok mütehassıs hekim varken, bazı mühim hastalıklar için icabında yabana mütehassıslara baş vuruluyor. Bunu yalnız biz değil, bizden çok daha ileri memleketler bile yapmaktadırlar. Burada bir şahsın hastalığı değil, milli bünyenin müzminleşmiş bir marazı bahis mevzuudur. Bu kadar mühim bir hâdise karşısında dünyanın belli başlı mütehassıslarına hiç vakit kaybetmeden baş vurmamak affedilmez bir hata olur. — B
Yeni tip ekmekler
önümüzdeki haftadan itibaren satışa çıkarılacak
Yeni tek tip ekmekler hakkında vilâyete gelen talimat belediyeye bildirilmiştir. Bejediye çeşni İşiyle meşgul olmaktadır. Gelen emirde yeni ekmeklerde yüzde 19 buğday, yüzde on beşer nlsbetlnde arpa ve çavdar-bulunacaktır. Bu İtibarla yeni ekmekler şimdikinden kajlte bakımından hayli farklı olması lcabediyor.
Ancak değirmenlerde henüz öğütülmemiş mısır olduğundan yeni unlara bunların karıştırılması lhtlma ]l göz önünde tutularak yeni tip ekmeklerin bunlar sarfoluncaya kadar tehir edilmesi uygun görülmektedir. Bu sebeple çeşni bu haftanın sonunda tutulacak yeni ekmekler de önümüzdeki haftadan itibaren satışa çıkarılacaktır.
Halbuki Toprak ofisten alman malûmat bunun aksinedir. Toprak ofise göre yeni tip ekmek unlan dünden itibaren verilmeğe başlanmış olduğu İçin yüzde 70 buğdaylı ekmekler yarın veya azâmi öbür gün satışa çıkarılacaktır.
Tunceli valisi
Tunceli valisi Edlb bir hafta mezuniyetle şehrimize gelmiştir. Edlb dün vali doktor Lötfi Kırdan ve diğer dostlarım ziyaret etmiştir.
Şeker dağıtımı
Esnafa tahsis edilen 500 ton şeker bîr türlü tevzi edilemiyor
İlçelerde halka şeker fişlerinin dağıtılmasına devam olunuyor. Fiş veren muhtarlıkların önleri kalabalık bir haldedir. Fi? alanlar bakkallarda kolaylıkla şeker bulamıyorlar. Toptancılardan bazı]an geç şeker aldığı İçin fişlerin tevziinden evvel bakkallara şeker verilememiştir.
Esnafa ayrılan 500 ton şekerin tevziatı bir türlü yapılamıyor. Elde mev cut olan miktarla esnaf ve imalâtçıların gösterdikleri İhtiyaç arasında büyük farklar vardır. Esnaf ve İmalâtçıların sarfettlklerl şeker miktarını bljdlren hakiki kayıtlar mevcut olmadığından tevzi edilecek miktarlar tesbit edilemiyor. Yüzlerce esnaf her gün belediyeye gelerek yapılacak tahsislerin tesbltlnl istemektedirler. Belediye, Ekonomi Ba-kaniığma müracaat ederek mamullerinde ve işlerinde şeker kullananlara verilmek üzere 200 ton şeker daha tahsis edilmesini İstemiştir. Bu tahsis yapıldığı takdirde güçlükler nbbetea azalacaktır.
Diğer taraftan bazı esnaf teşekkülleri kendi mensuplarına dağıtılmak üzere aldığı şekeri keyfi bir şekilde tevzi ettiği İçin idare heyetlerini Iskat etmişlerdir. En hararetli faaliyet şekerciler cemiyetinde görülmektedir. Cemiyet, salt günü umumi bir kongre yapacaktır. Belediye yapıldığı İddia edljen suiistimallerle meşgul oluyor.
Yalovadan bildiriliyor
Kaplıcaların şimdi en güzel zamanıdır. Yalova hakikaten zümrüt’ mevsimini yaşıyor. Her taraf yemyeşil. Mebzul ve nadide güller, cr-tancalar, ormanlardan fışkıran kır çiçekleri dekoru alabildiğine zenginleştiriyor, oteller ve bütün t«61»ler baş tan aşağı boyanmış ve badanalanmış. Her taraf tertemiz. Termel oteli terasına yeni ve şık bir kulüp yapılmış ve büyük ote] de dahil bütün oteller ve lokantalar işletmeye acil-mışlardır. Hamamlar ve banyolar yeniden tanzim edilmiş ve tedavi ban yolarına başlanmıştır. Kaplıcalarda bu senenin en bariz vasfı profesör Doktor Nihad Reşad’ın hastalarını Yalovada kabul ve tedaviye başlamasıdır.
Sayın Profesörün bu fedakârlığı kaplıca, müdavimlerini çok sevindir-miştlr. Lokantalarda yemeklere ftzft-nıl İtina gösterilmekte ve tedavide bulunanlara Bay Nihad Reşadın verdiği liste üzerinden rejim yemekleri hazırlanmaktadır. Yalovaya gidip gelmek de çok kolaylaşmıştır. Her gün İstanbuldan Yalovaya dört va-' pur gidip geliyor. Ve her vapuru İskeleden, kaplıca otobüsleri bekliyor. Pogant Vayda orkestrası Termel Otelde ve gece saat bire kadar Bar Amerikanda müşterileri eğlendiriyor, Velhasıl Yalova kaphcalan memleketin övünebileceği bir tedavi, dinlenme ve eğlence milessesesl ola rak dürüst bir idare ve mükemmel bir kadro i]o çalışıyor. Büyük fedakârlıklara katlanarak bu tekâmülü başaran Termel Limited Şirketi eld den tebrika şayandır.
İSTANBUL HAYATI
Durmıycdım, düşeriz
Yetkili makam sahiplerinin ağızlarında sakız gibi mütemadiyen çiğnenen ve uzunca fasılalarla şekil değiştiren lâkırdıyı bilirsiniz elbet. Bir zamanlar 'tetkik» şeklinde kullanılırdı. Hangi iş üzerinde konuşulsa: hangi yolsuzluktan. hangi beceriksizlikten. hangi münasebetsizlikten şikâyet edilse, alâkadar zatların ağızlarında hep aynı lâkırdı tekrarlanırdı: «Tetkik edelim... Tetkik edeceğiz... Tetkiklere başlanmıştır.»
Uzadıkça uzayan, sonu bir türlü gelmeyen bu tetkikler kabak tadı verince kelimenin şekli değiştirildi; «inceleme» oldu. Uzun zamandan beri de bunu dinliyorduk: «İncel İvelim... İnceliyeco-ğiz... İncelemelere başlanmıştır.»
Her halde, bu işler ne kadar İncelense, incel t İlse, kopanlamı-yacağı anlaşılmış olmalı W, yetkili makamlar .yine lâkırdının şeklini değiştirmek zorunda k>V dılar. Bu sefer de; «'üzerinde duQ ma» şekline girdi. Son zaman' z» da; sualler, şikâyetler, çini çAr: lak hakikatler karşısında avfy ağızlardan aynı lâkırdıları dini© meğe başladık: «Bu işin üzerinde duracağız... Bu işin üzerinde dıŞ ruyoruz.» Bazan İfadenin kirse vetlennıesl için lâkırdıya bir k£ İlme daha İlâve ediliyor: (Bu üzerinde ehemmiyetle duruviF TUZ.» 0
Ne yalan söyliyeyim, yen! sek(P benim pek hoşuma gitmedi ifth-lûm ya, bayramlarda, şenlikle^* de C. H. P. nın İstanbul merk^P binasının önünde, caddenin "D yanından öte yanına gerilen ki d) mızı afiş kurdelesinin üzerin to şu vecizevi okuruz: 0
tDURMIYALIM, DÜŞERİZ,-4
H
Sanayi tasarısı •
Yeni sanayi kanunu tasarısı, büyük sanayi ile küçük sanayii birbirinden ayırarak aralarına kati Ijadlör çizmiş. Küçük sanatlar erbabının İmal ettikleri bütün maddelerin vasıf, ölçü ve amba-l&jları tesbit edilecekmiş. Yani halıdan ayakkabına kadar bütün malların evsafı Bakanlıkça tesbit edilecek, muayyen tipler haricinde İmalât yapılamıyacaknuş.
Büyük sanayi ile küçük sanayiin birbirinden ayırd edilmesini anladık amma, şu evsaf, tip tes-bitl meselesi ııe oluyor? Gören zanneder İd, her İş bitmiş, bir leğen örtüsü kalmış!
Her yerde olduğu gibi bizde de büyük ve küçük sanayiin o kadar çok nevileri var kl. yalnız bunların vasi narını, tiplerini tesbit ve İmalâtı kontrol etmek için başlı başına ve geniş teşkilâtlı bir Bakanlık kurmak lâzım. Hükümet, bugünkü teşkilât ile bir türlü içinden çıkamadığı yığın yığın İşler arasında bir de vasıf, tip ve kontrol gailelerde uğraşmayı göze alabiliyorsa bravo!
Bir an İçin, bunu göze aldığını ve muvaffak olduğunu kabul edelim; fakat sanayi sahasında hususi teşebbüslerin İnkişaf ma âzami imkânları vermek için bugünkü devletçilik sistemimizde tadilât yapmağa çalışılırken bir yandan da vasıf, tip tahditlerde sıkıştırmanın mânası ne ola^ Akıi erecek iş değil vesselâm. Cemal Refik
Resimli hâdise
Gazeteci arkadaşlarımızdan Ragıp Şevk! Yeşim ve Faik Şenol tarafından bu adla haftalık bir gazete neşredilmesine başlahmış. gazetenin ilk nüshası dön çıknjıştır. Gazeteyi tebrik ve muvaffakiyet temenni ederiz.
Muvaffak Menemencioğ-lunun mahkûmiyet kararı bozuldu
Oiimrök kaçakçılığı yaptığı İddi-aslyle açılan dâva neticesinde, Muvaffak Menemencloğlu hakkında, lkf beraet kararını takiben Beşinci Asliye Ceza mahkemesi tarafından verilmiş olan bir sene hapis ve 21 bin lira para cezası bu defa Yargı-tayda. tetkik edilmiş ve hâdl3de suc mahiyeti görülmediğinden karar esa sından bozulmuştur.
16 milyon liralık afyon ihraç edilecek
Bu sene afyon mahsulünün iyi olacağı analşılmaktadır. Toprak Ofisinden verilen malûmata görü bilhassa Belçika, Amerika, Fransa ve İsviçre gibi memleketlere takriben 16 milyon liralık ihracat yapılacaktır.

Sahile 4
AKŞAM
Büy ük bir heyet Atlan-tide diyarını arayacak
Heyet 26 Ingiliz âliminden mürekkeptir, yanında radar cihazı da bulunacaktır
j Evvel zaman içinde j
Bazı hâtıralar
doktor Rauf paşa ve başından geçenler — Yaman Lir reçete I — İçki ve sarhoşluk — Montekarlo’da
«İktibas hakkı mahfuzdur»
SEMİH MÜMTAZ S,
Atiantide diyarından kaldığı iddia edilen Madeıe adasının baş şehri Funchdl'den bir voriinaş
Londradan gelen haberlere göre 26 Ingiliz âliminden mürekkep bir heyet yakında Açores adalarına giderek efsânevî Atiantide diyarım arayacaktır. Heyetin başında meşhur tarihçi Egerton Sykes vardır. Bu zat 25 seneden-beri Atiantide meselesi 1 e meşguldür. Bir gazeteciye demiştir kr.
« —Bazı âlimler bir zamanlar Atiantide diyarının mevcut olduğuna inanmıyorlar. Ben bunlardan değilim, hattâ AUantide'in yerini bile tayin edebilirim. Deniz altında kalan bu diyar Açores adaları civarında, 2000 metre derinliktedir.
Hepimizin yanında birçok âletler, bir de radar teçhizatı bulunacaktır. Denizin dibinde, çok derinliklerde araştırmalar yapacağız. Bu, Atiantide! bulmak için bu tarzda yapılan ilk teşebbüstür. Denizin dibinde bir çok bina enkazına ramayacağımıza eminim.»
Atiantide diyarı
Atiantide bir zamanlar Atlantik Okyanusunda mevcut olduğu idda edilen çok büyük ve esrarengiz bir adadır. Bu ada Afrika’da Dalar’dan güney Amerika-da da Venezüellaya; kuzeyde Portekiz kıyılarından Antillere kadar olan sahayı kaplıyormuş. Bir gece bir dakika süren müthiş bir zelzele neticesinde batmış ve denizin altında kalmış ve şimdi suyun üstünde görülen Açores adaları. Madc-re adası. YeşUburun adası hep eski Atlantide'ln bir parçası imiş.
AtTantide’de münblt ovalar, ormanlarla kaplı dağlar, madenler. bilhassa altın madenler! varmış. Her taraf köyler, şehirlerle dolu imiş, her yerde zenginlik göze çarpıyormuş. Bazı şehirlerin kapıları som altından imiş...
Atiantide ahalisi çok cesur ve cengâvermls. Bir çok defalar Av-rupava Afrikaya akınlar yapmışlar, Yunanlılar kendilerini güç koruyabilmişler. Atiantide orduları İlk darbeyi İkinci Ramses'den yemiş. Libyadan tardedlimiş)erdir.
Hayal mahsulü mü?
Atiantide diyarı hakkında bir
Madere adasında bir tjurup
çok muharrirler yazı yazmışlardır. Bunlardan bir kısmı bu katanın mevcudiyetini kabul ediyor, bir kısmı İse bunu hayal mahsulü sayıyor. Her ne olursa olsun Kornere Strabük, Sulon, Euripide vesair birçok Yunan muharrirleri bu kıtadan bahsetmişlerdir.
Fransız muharrirlerinden Pier-re Benoit otuz sene evvel «Atlan-tide> adlı bir roman yazmış, roman büyük merak ve alâka uyandırmıştı. Romanda kendisini eski Atlant’lann ahfadından sayan Antlnea adında bir kadın vardır Eu kadın sahrada Hapgar'da bir, sarayda yaşar. Buraya AvrupalIları cezbeder, aşk saatleri yasattıktan sonra onlan öldürür. Roman bir keşif dönüsünde bu kadının eline düşen Ik! Fransız subayının hayatım anlatır. Roman sessiz filim zamanında filme de çekilmiş, çok alâka uyandırmıştı.
Bir katil dâvası
Ankara 9 (Akşam) — 942 senesinden beri devam eden bir katil dâvası dün ağır ceza mahkemesinde karara bağlanmıştır. Değlrmendere köyünden Çakır Mustafa ve Mehmet Aliyi öldürmekten sanık Ahmet Şevlin 26 sene, tahsildar Mehmet 18 sene hapse mahkûm edilmiş, Hüseyin de beraet etmiştir.
ok tor Rauf paşa (merhum) henüz emsali tek olan bir muamele ile Avrupaya nef yed ilmezden evvel lstanbulun hemen hemen en sevimli doktolanndnn biri, sonra da çok güzel bir adamdı. Bu İki haslet ona tümen tümen hastalar koştururdu. tştn güzel bir tarafı daha vardı. Paşa çok da iyi ve muvaffak btt hekimdi. Ona hiç rahat vermezlerdi, gece gündüz evden eve koşturur dururlardı; koşa koşa muayenehanesine gider, bekleme odalarını doldururlardı.
Başından geçenler
Kendisinden duyduğum gibi nak ledeceğlm: Bir tanesi şöyje Jdl: (Beni bir evo çağırdılar. Hane sahibi fev kalbde nezaketle hüsnûkabu] gösterdi. Beni yorduğundan dolayı özür diledi. Rahatsız olan oğlunu tedavi etmekliğim ricasında bulundu ve »AİJahtan sonra size emanet ediyorum» de«ll: veda etti; arabasına bindi. Arkasında atjı yaverler, hademeler; mqkamına gitti. Biraz sonra û-nüme düştüler; hareme girdik. Bir ati rü sofadan ve koridordan geçerek kocaman bir odaya soktular. Odada şilte şilte üstüne bir yatak, etrafında konso]]u küçük küçük masalar, üzerlerinde sürahiler, bardaklar; yalağın İçinde de hasta. Acele acele yataktan fırladı. Birbiri arkasına birkaç to-mennah çaktı. Gene yatağının İçine girdi. Yorganlyle İki tarafım sıkıştırdı ve beni yonma götüren adama sert sert:
— Git git, kapıyı sıkı kapa; dedi. Sağına soluna bakındı: Bamı;
— Siz benlin irastalığınu biliyor musu&n uz? dedi.
işi anladım:
— Asla., dedim.
— Onu bende biliyorum... Dünyanın hekimi geldi; bir şey Bulamadılar. Siz de onlar gibi sudan bir reçete yazacaksınız. Gene benim derdim dert. Düşündüm, bir kolaylık buldum. Ben bir reçete hazırladım, Sisin aile dostu olduğunuzu bildiğim İçin size emniyet edeceğim. Bakın *Jmsc-ye söylemeyin. Çalmasınlar. Yalnız reçeteyi imzalayın kİ eczacı yapsın... Yorganın altından bir zincire Dağlı belki yüzlerce anahtar çıkardı, etrafındaki konsolları birer birer açmağa başladı. Bir, İki, üç, beş; yerlere kâğıt lar yuvarlandı. Bir türlü reçete (II) bulunmadı. Ben hayretler İçinde bakıyordum. Hasta denilen (crötin) az ka]sın çıldıracaktı. «Eyvah, keşfettiğim ilâcımı çaldılar* diye söyleniyordu. Nihayet buldu, ve bir beşme]» çekerek bana uzattı.,. Hâlâ hatınmda-dır bu reçete... 6ü dirhem sinameki; 2i dirhem amber 40 dirhem kırmız; ve daha bir sürü isimler... İşi alaya vurdum. Bu hezeyan reçeteyi sakın kimseye vermeyiniz, Çok mühimdir. Fakat bunları yaptırıp almazdan evvel vücudunuzu hazırlamak lâzımdır. Ben size bir su vereyim. Hcmeıı unu yaptırınız: saatte birer kaşık almağa başlayınız, üç gün sonra gel’rlm; dedim, ayrıldım. Ben odadan çıkarken o. sıkı sıkı reçetesini saklamakla meşgul oluyor, artık benim yüzüme bile bakmıyordu.)
Paşayı kapatıyorlar
Bu hikâyeyi de aynı tattan «luy-
muştum. Beni az kalsın öbür dünyaya yollıyacakjardı, derdi ve anla Lirdi: iBlr nanımın; yaşlı başlı bir ba-nuntn hem hekimi, hem de dosbuydum. Bana çok emniyet eder; hasta dostlarına beni sağlık verirdi. Giiuün birinde «Bir hastamız var. Sizinle hususi görüşmek; evet, hastalığını kimseye duyurmamak için sizi başka bir mahajde kabul etmek arzu ediyor* dedi. Aklım» bin türlü hastalık gejdl. Olur a. Kadının İhtiyata hakkı var. Pekâlâ, dedim. Bana haber veriniz, vaktiyle gelirim, demeği de unutmadım. Yalnız hastalarıma muayenehanemde baktığım saatlerde o] masın kaydını koydum. Dört beş gün sonra yaşlı başlı hastam ve «fostum bana bir tezkere yolladı; seni falan saatte, filân yerde bekjlyeceğlm, haberini verdi. Derhal anladım. V&klln-dr dediğini yaptım. Buluştuk. Kendisiyle beraber bir çatanaya bindik, denize açıldık.
FiJistin sahillerinin
g, M tıkası ve yapılan ihracat
Anadolu ajansı tarafından dünkü ı gazetelerde çıkan bir habere göre, Suriye Dışişleri Bakanlığı elçiliklere, bu arada elçiliğimize FUlstlnln Arap kuvvetleri tarafından abluka altına alındığını bildirmiş ve keyfiydin Ticaret Bakanlığına aksettirilmedi üzerine bu bakan|ıkda hareketlerini bu duruma göre ayarlamalarını, ilgililere bir tamimle bildirmiştir.
Bu vaziyet karşısında şehrimizden Flllstine yapılan İhracatın sekteye uğraması veya muayyen maddelere irca edilmesi ihtimali vardır. Dün bu hususta kendisiyle görüşen bir arkadaşımıza 'yetkili bir zat tarafından verilen malûmata göre son aylar zarfında şehrimizden Fljlstlne yapılan ihracat b’r hayli artmış o-]up bunların ç^serlyetln! peynir ve yumurta gibi gıda maddeler! teşkil etmektedir.
Hükümetin tamimi henüz İstanbul İhracatçı Birliklerine bildirilmiş değildir.
Dünya muallimleri federasyonuna gidecek murahhaslar lsviçredekl Dünya Muallimler Federasyonu kongresine davet edijen İstanbul Mualimelr Birliği, diln yaptığı bir İdare heyet! topjntısında seçilecek murahhas isini konuşmuştur.
Türklyede henüz öğretmen dernekleri mevcut olmadığından İstanbul Muallimler Birliği bu vazifeyi, kabul etmiş, esasen tsviçrede içki düşmanlan kongresine gidecek evlan bir]!k âzasından profesör Fahrettin Kerim OAkay 11c Orhan Ty-na’yı birlik mümessili olarak İsviç-reye göndermeğe karar vermiştir.
Murahhaslar önümüzdeki hafta tsviçreye hareket edeceklerdir
AŞK VE MACERA ROMANI
Yazan: NİHAL KARAMAGARALT Tefrika No. «
— Evet, korkafcm... Beynimden ge«ı lecek tehlikeden korkuyorum. Bu korku senlnklne benzemez.. Çok daha berbat bir korku.,
— Demek «enden ümit yok?
— Yo'.. Lâkin olabilirdi, ben normal bir İnsan olsaydım- Malûm va meçhul bütün kuvve]ter Ali Bâzımla ittifak etseler, gene seni benim elimden alamazlardı... Şimdi ise...
Bir an sustu; gözlerini Zeynebln göçlerinden kaçırmak i]âv« etti:
— Elim, kolum bağlı benim... En ufak bir müdahalem senin vaziyetini güçleştirmekten başka bir işe yara-mıyucakiır...
— Beni hayatın» İştJrftk ettirmen lâzım gelmez... Beni ona karşı müdafaa et, beni bir yerlere sakla, kâfi...
— Ne sıfatla sen) müdafaa ede-
yim?.. Gelen koçandır va ben hiçim... Hiç olduğum için de.„ (Güldü.) îşte onu İstikbale gidiyorum... Vaziyet hak kında kendilerin! tenvire gidiyorum.
Bon kuvvetini harcamış, bu sahnenin devamına artık tahammülü kalmamış gibi birdenbire arkasını döndü; koşar adımjarja uzaklaştı.
— Orhan nereye?
Genç adam sendeleyip kısa bir an durakladı; başını arkaya çevirdi; ve bu baş çevirişle Zeynebe ruhunu *-yan etmiş oldu.
Zeynep, bir de]l gibi onun arkasından atılmak, «Sen de beni seviyorsun. Müsaade et, akıbetlerimizi birleştirelim., Sen çıldırırsan, nasıl olsa ben de çıldırırım.» demek İstedi. Her ne pahasına olursa olsun onu alıkoymak istedi. Bir varlık halinde
Akşam yaklaşmıştı. Hava da çok güzeldi. O başka mahalle vâsi olduk. Hastamızı bulduk. Kendisini adamakıllı muayene ve bir şeyi olmadığını anlamakla hayret ettim. Asabında bile bozukluk alâmetleri bulmamıştım. Şu halde reçete vermedim. Nasihat verdim. Çok memnun ve müsterih olduğunu söyledi. Beni götüren elçiye siz de beraber doktorla yemekte burada kalınız, dedi. Vizitem! de verdiler; fakat müsaade Istemekllğl-me rağmen, avdetime İzin »ermediler. Hasta (I) konağına gitmiştir zannlyle kendi hasta ve dostumla mü.sahabete başladım. Bizi yemeğe çağırdılar. Mükellef bir rakı sofrası. Arkadaşım ehil dlj olduğu İçin başladık atıştırmağa; ve güze] gürci heı zamanki gibi şakalaşmağa, konuşmağa. Nasıl ojdu? Bu dakikaya kadar İzah ed emdim. Ertesi sabah kendimi fışırdayan ipekli bir yatağın içinde buldum. Galiba beni kangal etmelerdi. Öyle ulandım kJ... Gülerek.. Sarhoşluk çok fena şeydir.)
Yanmaz boya diye bir $ey yok
Bon zamanlarda şehrimizde bazı seyyar satıcılar, yanmaz boya diye bLr madde satmağa başlamışlardır. Yapılan reklamlara göre bu boya kullanıldığı takdirde yangın teh İlkesinin önü alınmakta İmiş. Bu hususta mütalaasını sorduğum İtfaiye müdürü B. İhsan bize şu izahatı »ermiştir:
— Yanmaz boya diye bir şey yoktur. Betonarmenin, kflrgirln, hattâ demirin maddel asllyesl bozularak küçüldüğü vaki İken yanmayan bir boyanın Icadedllmlş olduğu vak! değildir. Tecrübeten sabittir M her madde ateş karşısında mutlaka yanmağa mahkûmdur. Bu knbî| maddeler olsa olsa yangından sonra çökerler. Bu İtibarla yan mas diye reklamları yapılan bir boyanın keşfedilmiş olduğu hakikate uygun değildir.»
İlk okul imtihanları bugün sona eriyor tik okul imtihanları bugün sona ermektedir. îmtltaan neticelerinin kati rakamları henüz belli olmamakla beraber bu «ene-10 bin çocuğun İlk okulları bitirmekte oldukları anlaşılmaktadır. Bu senekl mezunlara diplomaları toplu halde ve törenle verilecektir. Alâkalılar tören hazır-liklarlle meşguldürler.
Diğer taraftan bir müddettenberl devam eden İlse bitirme İmtihanları da yann sona erecektir. Bu İmtihanların neticeleri ayın 14 ünde okullarda i]An edilecektir. Devlet olgun Juk İmtihanları ayın 21 İnde başlayacaktır.
Sinemasında danslı, şen müzikal bir karnen BRODVEYDE BULUŞALIM

| Halkevi îri - Kurumlar |
A aFtlh Halkevinden: Evimizde Piyano, Keman, Mandolin; Fransızca ve Almanca kursları açılmıştır. Kaydedilmek isteyenlerin iki adet fotoğraflarıyla evimiz idare müdürlüğüne müracaatları.
Montekarlo’da
Bir gün yine Nişten fırlamış Mon-tekarjoda oturan Rauf pa.sa.mi slya-rete gitmiştim. Derdim hem onu görmek e]ini öpmek hem de benim İçin seve seve ellerce hazırladığı «Eska-lo-p de vo* ye kavuşmaktı. Koşa koşa gittim. Kendisini meşguliyeti başında buldum. Kırmızı oğlan gelecek diye hizmetçi ve aşçıya emirler veriyordu. Beni görür görmez güldü ve «Ge|«sana bir hezeyan göstereyim. Ben sana sarhoşluk fenadır demez miyim i Bak herif neler yazıyor? Tû... Ulanmaz mecmuu. Bu a]ko] mecnunudur bu deli» dedi.
Diasına girdik. Mektubu çıkardı bir de ban» okudu ve okuttu ve derhal yırttı. Did.k didik etti sepete attı. Rauf paşanın İddiası alkolün zararı kadar faydasının da var olduğunda İdi. Kaç defa bana? Seçeceğin bir adamı anlamak İstersen onun sarhoşluğunu kollu hangi maldan olduğunu anlarsın demişti; ve sarhoşluk ha]l]e o mektubu yazan J adamı bir tllrlü affedenle m Jş. nu I merasim vermişti; tam bir sıfır.
8. M. 8. I
Ali Bâzıma meydan okumalarını İstedi. Daha birçok şeyler İstedi. Lâkin, beyninin içinde akıl saçta uyandıran bir çağırışla olduğu yerdo kaldı:
— Zeynep!.. Zeynep!.. Zeynepl
İşte vahşi kirci tamtamına vuruyor; bu sese gltnıfyecek mİ?.. Elbette gidecek... Gidebilirse gidecek... Yerde, yelken bezinin üstünde yaralı bir mahlûk gibi kıvranıyor. O beze sarılmak, bir yere yuvarlanmak; bir köstebek yuvası bulup içine dalmak; küçülmek, küçülebildiği kadar küçülin ak; sürünü sürüne .olların arasında kaybolmak... Zihninden bunlar geçiyor. Ve, gene:
— Zeynepl Zeynepl Zeynepl
Gelen Ali Hâzım . Bir emri vaki... Bu emri vftkll nasıl karşıjıya-cak?.. Böyle sepi, seni, korlmk yerlerde «UrünÜTken mİ?.. A]1 Bâzımın yanında mutlaka Feyyaz da var ve ihtimal başkaları...
Gururunu takviyeye koşan bu fl-klrlerlo ansızın doğruldu. Ayağa kalk tı_. ölüm korkusu pek çirkini.. Amma bu ölüm korkusu değil!.. Olmasın, gene çirkini .
Kararı karart
Etrafına bakındı. Az Ötede gece yaktıkları ateşin bakiyesi... Boşalmış konyak şişesi» Yiyecek kırmU]arx™
artlstleri;
JtNKS FALKENBURG MARJORtS REYNOLDS füme İlâveten 4.15 ve 9.15 ’ seanslarında
BOGDADYs
veni programlarında
HANIMELİ
Turklyenin en bü yük kadın gazetesi Haziran 1948 yaz sayısında Yazlık moda ve modellerini ren kıl resimlerile bulacaksınız. Biçki dersleri devam ediyor. 5 parçadan 20 çeşit elbise nasıl giyilir?.., Güneş banyosu - Yavrumuzun yaz oyunları. Böceklere... aman yok. Ayni motiften değişik örnekler...
Zayıflamanın sırlarını blldiriyoruzl Ne yapalım kİ çorabımız akmasın?... Yazlık ev ve Iş elbiseleri, yaz yemekleri, güzellik takvimi... manikürümüzü kendimiz yapalım, saçlarımızı kendimiz keselim. Fıkra, karikatür, roman, hikâye... 40 sayfa 50 kr. İstanbul - Tan Matbaası,
✓ II
I Bugün A R Sinemasında
Senenin Şalı eseri
MAVi ZAMBAK BARI
ALAN LADD - VERONICA LAKE
f""’""""™' BUGÜN LÂLE SİNEMASINDA Mevsimin en güzel 2 büyük filmi birden 1-KATİL ARANIYOR (ilk defa) CHESTBR MORRİSE — NANCY KELLY 2 • Öl EKİ DÜNYADA
kw»EnDtE BRACKEN - VERONİCA LAKE
I
Ve asıl mühlmml, yerde serilen yelken bezi, battaniye» Orhanja geçirdikleri gecenin bu çığırtkan delilleri kİ, her birinin ayrı ayn masumiyetini ispat edebilirsen eti
(— Beni burada bulmamajıl» Kayaların arasından çıktı.
şimdi keçi yolundan aşağı İniyor. Ali Hâzım kumsalda yalnra._ Kurt kırması köpek onu İstikbale koşmuş; bacaklarının arasında dolaşarak kuy ruk sajjıyor. Ve Ali Hâzini, yerde bir şeyler arayarak İlerliyor. Her halde, akşam ıslak toprakta bffaktıklan ayak izlerinin peşinde İlerliyor.
Zeynep, Orhanın, elleri ceplerinde; san saçları denizden gelen meltemle dalgalanarak, lftkayıt adımlar]» ona doğru yürüdüğünü gördü. Vc keçi yolundan alabildiğine koşmağa başladı. Yokuşun altında bir e-n durup nefes aldıktan sonra da ka yaların arasından onların karşısına dlklüverdL Tipin, E]be adasından kaçan Nopolfion'uıı, kendini tedibe gelen Kirnl ordusunun karşısına dikildiği pozda: «Haddlnse Vurl» der-ccslne göğsünü mevhum namlulara hedef tuLasak...
On metro mesafeden A]) Hftzımln bakışüjar.
Hayreti dehşetini bastırarak Zey-
nep. onun bütün teferruatını birden gördü. Geniş yüzünü kir sakalların kapladığı bu yorgun bakışlı, İhtiyar, kırk sekiz saat evvel kotrasına binen, o genç denecek durumda; cevval, İtinalı, küstah ve dünyayı bir pııla satmak lstlyen Ali Hfi.nm değildi. Muzip felek, sanki onun gençlik taslamasından gocunmuş: Zeynebl mahkûmlar adasında alıkoymak sureliyle hakikî yaşının elliye yaklaştığım ortaya vurdurarak ondan intikamım almıştı. Üzerine yalna uykusuz İki gecesinin yorgunluğu değil, macera}] ömrünün bütün yorgunluğu birden çöküvermiştL
Ağır adımlarla, metin ve heyecansa adımlarla karısına doğru yürüyor. Ve Zeynep geriliyor. Artık onun yalnız gözlerini görmeğe başladı. Ali H&zım silindi; yalnız gözleri kaldı. Bu gözler dürbüne yaklaşırca-sına büyüyor, büyüyor. Zeynepse büyüleniyor, onun bakışlarından bakışlarını kurtaramıyor. Omuzları çöktü. Göğsü İçeri kaçıyor; gerilediği nispette büzülüyor.
Bankı saniyeler değil de saatler birbirinin ardından koşuyor.
Orhaıım yanında bu sahneye şeyleri kalan kurt kırması, sanki şuura kavuşuverdi: «Minnet borcumu öde-
menin zamanı işte geldi.» diye düşündü. İri yan adamın robot yürüyüşünde bir tehlike vehmetmiş olacaktı kİ, Zeynebln müşfik ellet■•1® şifa bulan ard ayağını şöyle bir silke* leylp havlıya havlıya ok gibi fırladı;’ AH Hâzinim sağ bacağına yapı?11- Dct>-şet aaçan suratı tekrar göründüğü za man sakil dişlerinin arasında bir kumaş parçası vardı. Ali Hâsım, bu hücumu farketmedi bllel„ Köpeğin ou sefer gene saldırıp omuzundan da bir parça kopardığını farketmedi. Vücuduna saplanan oklara aldırmayıp hedefe doğru giden bir fil gibi hâ. lfc Zeynebe doğru ilerliyor. Köpek o-uv durdurmanın aczi İçinde âdet» gln]e sarhoş olmuş; korkunç sesler çıkararak küduymuşçasına, saldırış-* ] ar in a devam ediyor. Kocaman ağzı kana bulandı.
Zeynebln, İradesi dışındaki gerile-ylşl, sırtı bir kayaya değine İye kadar devam etti. Sonra artık gerillyemlye-ceğlnl anlayınca, Ferhadm bile dilemediği tabiatın bu en çetin parçasını, korkusundan aldığı kuvvetle delip C-ts yana geçebilirini sandı. Şöyle t.İr zorlmlı. Bırtı taşa yapıştı. Kollarını açtı. Aczinden boynu büküldü. Çarmıha gerilmiş İsa pozunu aldı. Öylece kaldı. (Arkası var)
Amerikada çifçilik tayyarelerle yapılıyor
Ziraat aleti olarak traktör de eski moda oldu
Bugün Amerikanın 34 vilâyetinde, türlerle ve diğer lerpm® makineleri Uaktör ve hasat makineleri gibi ziraat aletleri yanında tayyarelerde mühim bir yer İşgal etmektedir.
Hububat istihsalinde tatbik edilen altı büyük ameUyenla dürt tanesi tayyareler tarafından yapılmaktadır. Yetişmekte olan nebatlara musallat olan haşarata tehir serpmek, tohum Lan toplamak, tarlayı gübrelemek vo yabanî otları ayıklamak arlık tayyarelere düşen Tarifeler arasındadır.
BUhassa CaJlfornlya ve Tczas gibi arazinin geniş olduğu ve hava şartlarının müsait olduğu yerlerde tayyarelerle yapılan çlfçlllk derece geliş mlştîr. Meselâ yalnıa Calltornla’da riruate tayyarelerde müdahale ettikten sonra verim, 1942 ye nispetle dört misil fazla olmuştur.
On Jiâ on iki sene evvel tayyarelerle çifçilik yapanlar hiç yok denecek kadar azdı. Fakat bugün Amerika Ziraat dairesindeki listeye göre tayyare İle ziraat yapan 300 kumpanya vardır. Bundan başka, tayyare ile ufak çapta riraat yapanlar bu listeye dahil değildir. Bu 300 kumpanyanın yalnıa 150 tanesi Callfornladadır.
Bu yeril usulle yapılan ziraat sayesinde gerek İnsanca gerek zaman kazancından büyük İstifadeler temin edilmiştir. Ban haşaratın nebat üzerindeki tahribatı çok kısa bir zamanda olduğu İçin bilhassa zaman kazancı hepslden mühimdir. Tayyarelerle atılan haşarat zehirleri en çok bir dakikalık bir zamana İhtiyaç göstermektedir.
Meselâ geçen «ene Bacramoto’da 40 dönümlük bir arazinin Hâçlanması 10 günde bitlrilebnmiçti. Tarlanın yenındakl diğer bir bahçeye zarar vermemek İçin rüzgârm müsait olduğu saatleri de beklemek lenbedl-yordu. Bu yüzden günde ancak 20 dakika çalıgüablUyordu. Halbuki bütün bu ameliye tayyare sayesinde bir saatle bltirfleblllyor.
Bonra. »00 dönümlük bir bağı İlaçlamak İçin 20 işçinin hafta çalışması İcabetlerken, bir tayyare bu işi yanın günde bitiriyor.
Hava müsait olduğu takdirde trak-
İla günde 00 ilâ 30 dönümü, ilaçlamak . mümkünken, bir tayyare günde 000 dönümlük bir araziyi kolayca llâç-Layabllmektadlr.
1947 de Callfomla’da 031.449 dönümlük yer tayyarelerle llâçlana-bilmlştlr. Bu rakam 1940 da 290.0BG ve 1942 de 132,000 İdi ve o «enelerde de eski usuller tatbik olunuyordu.
Hububatın tayyarelerle blçllmesl henüz tecrübe mahiyetindedir. Fakat tayyarelerle tohum ekmek bilhassa Câlifornla'da geni? ölçüde tatbik o-lunuyor. Geçen sene 140,000 dönümlük bir pirinç tarlasının % 99 u havadan ekilmiştir.
Ormanlara musallat olan haşarat da aynı şekilde İmha edilmektedir. Geçen sene Pasifik sahillerindeki 413,000 dönümlük bir ormana, kısa bir zamanda 393,000 galon DDT serpilmek mrretl İle haşarat tamamen imha editaılştlr. towa ve Nebros-ka’da tarlalara musallat olan yabani otlar da aynı şekilde İmha ediliyor.
Bütün bu ameUyelerde helikopterler tayyarelerden daha verimli 1? görmektedir. Sabtl kanatlı tayyareler diğer tayyarelerden daha verimli iş olarak uçarlarken, helikopterler daha uaun müddet havada «ablt kalarak tarlanın en ufak parçalarına kadar İstediği maddeyi aerpebllmektedir. Sonra helikopterlerin bir faikıyeti daha vardır. Bunların tarla ü-zerlnde sunî olarak meydana getirdiği rüzgâr, nebat yapraklarmm alt taraflarına da tesir etmektedir.
Buna rağmen bugün Amerikada ziraat İşlerinde kullanılan tayyareler. Birinci Dünya harbinde kullanılan tayyarelerin aynıdır. Bu tayyareler Wright tipi pervanelerle çalışan 30Q 1I& 450 beygir kuvvetinde tek satıhlı, «atte 80 mil yapan tayyarelerdir, ve 1000 libre tohum taşıyabilmektedir. Topraktan 15 uyak yükseklikte uçmakta Te tarlaya İstenilen 5 eklide müessir olabilmektedir. Üstelik bu tayyarelerde kaza İhtimali diğer tayyarelere nazaran hemen hemen yok gibidir.
Kuruçeşme kömiir deposu
Yukarıda vali ve İnqüiz büyük elçisi izahat alıyorlar, aşağıda inşaatın rıhtım kısmı
Tanınmış İngiliz firmalarından Bralthwalt şirketi tarafından Ku ru çeşni ede İnşa edilmekte olan kömür deposu vo vidalı kazık ü-zerlndekl rıhtımda faaliyet hummalı bir tarzda devam etmektedir. Vali ve belediye başkanı Dr. Lûtfl Kırdar İngiltere büyük el-çLsi Slr Davld Kelly ile birlikte çalışmaları gözden geçirip İnşaat hakkında İzahat almışlardır. Ken dilerine inşaatın plânlan da gösterilmiştir Bu plânlara göı e inşa olunacak kömür deposu lstanbu-la gelen vapurların ve şehrin kömür İhtiyacının kısmı azamîsini İhtiva edebilecek vaziyette olacak tır. Deponun lrtlab hacmi 90.000 tondur. Depoda bulunacak olan beş muazzam vinçten her biri sa-
atte 200 ton kömür boşaltıp yük-iîyebilecektlr.
tnşa olunacak rıhtım da 370 metre uzunluğunda olacaktır. Rıhtımın yansının İnşası altı ay zarfında İkmal olunmuştur. Geri kalan kısmı da senenin sonuna kadar bitirilecektir.
Bir tütün düşmanının yaptığı hesap
Çünyanın her tarafında bütün sigara fabrikşlan tiryakilere sigara yçlişlfıpnek İçin gece gün-düâ çalışıyor. Bu faaliyet karsısında AmârlLalı bir tütün düşmeni İmal edileli sigaraların bolluğunu göf önünde tutarak şöyle dİt hesap yapmış.
1047 senesinde Birleşik Ameri -ı kada İmaj edilen sigaraların pde-: dİ 870,000,000,000 dır. Eğer bu al-ı gamları uouca eklemek mümkün ■ olsa, S70 milyar sigaranın boyu 10,000)0(10 mil edeceğine göre, bu uzunlukla dünyayı 640 kere sarmak mümkün olacaktır!
Yeni tip ayakkabi
İngiliz endüstrileri fuarında, fuarın Londra şubesinde yeni 1 tipte gayet enteresan bir kadın ; ayakkabısı teşhir edilmektedir.
Normal ayakkabılardan daha sağlam ve şık olduğu söylenen bu ayakkabıların hususiyeti tıv-banının kavuçukla karışık mantardan yapılmış olmasındadır 1 Normal ayakkabılardan daha . ucuza malolan bu ayakkabılar ı ayağı sıcak ve soğuktan muha-ı faza etmektedir. Aynı zamanda kapalı bordür de su ve rutubetin ı ayakkabının İçine geçmesine rnâ-nİ oluyor.
Sinir kabloları
Son zamanlarda Birleşik Amerikada, 100,000 defa büyülten elektronik bir mikroskopla 1 yapılan araştırmalar, şekil itibari! e tüpü anda-an insan asabının > tıpkı bir kablodaki teller gibi paralel bir halde gerili olduklarım açığa vurmuştur.
Massachusetts Teknoloji enstitüsünden E. De Robertls ve F. O-Schmltt İsimli İki doktor Ameri-kada yapılacak olan bazı araştırmalar neticesinde insanların : âsap şebekelerine dair bir çok esrarın öğrenileceğini ümit ettiklerini belirtmişlerdir.
Helikopter uçakları gelişiyor
Hâlen, merkezi Southampton-da bulunan Clerva şirketi, dünyanın en büyük helikopter uçağını İnşa etmektedir.
36 kişilik bu uçak bir nevi hava otobüsü şeklinde lşllyecektlr. Aynı şirket dünyanın en küçük helikopterinin de İnşasını hemen hemen bitirmiştir. Bu İki kişilik uçağın sikletl tam yükle 600 kiloyu aşmıyacaktır. Otomobil kullanmasını bilen her hangi bir kimse bu cüce Helikopteri uçurabilecek, zira bütün teçhizat çok basitleştirilmiştir. Esasen îngil-terede şimdiden posta tevzii İşlerinde Helikopter uçakları geniş ölçüde kullanılmaktadır.
Ethylene gazının tesirile olgunlaşan meyvalar Vaktlle Çinliler gayet sert olan armutları olgunlaştırmak İçin tütsü yapılan bir odaya doldurur lavmış. Çinlilerin tütsüdeki ethylene gazının meyvaları olgunlaştırdığından katiyen haberleri yok tu. Diğer taraftan 1000 yıl evvel buldukları bir usulün bütün dün yada bir çok ziraî endüstride İstimal edileceğini de belki akıllarından geçirmemlşlerdli.
Amerikada meyvalann olgunlaşmasını ve tabii renk almasını sağhyan ethylene İlk olarak portakal ve muz endüstrisinde kullanılmağa başlandı. Bu asrın başlarına doğru Florida portakalları gaz sobalarile ısıtılan vagonlarda naklediliyordu. MeyvaJann donmamasını temin etmek için bu şekilde hareket edilirken yeşil portakalların yolda renklerini değiştirdikleri görüldü.
Ethylene bilhassa son yülar zarfmda pek fazla istimal edilmeğe başlanmıştır. Şimdi, bu gaz dan faydalanmak suretlle bir çok meyvalar olgunlaştırılıyor ve aynı zamanda tabii renkleri yerlerl-ne gelmektedir. _____________
Sinemanın babası Louis
Lumiere 85 yaşında öldü
Louis kardeşi Auguste ile birlikte 1895 te ilk sinema filmini yapmıştı
Paris’ten gelen telgraflar «Sinemanın babası» adı verilen Fransız âlimi Louis Lumlâre'ln bu şehirde 85 yaşında öldüğünü haber veriyor. Louis Lumiere, kardeşi Auguste İle birlikte, bugünkü sinemayı bulmuş olan adamdır. Buluşun tarihi 1895 tir. Gerçi bu tarihten yirmi sene kadar evvel Paris’te Marey adında bir Fransız âlimi bir sinema makinesi yapmış, sonra Edison da hareketli resimler almıştır. Fakat bunlara tam rnânasile sinema filmi adı verilemez. Hakikî sinema filmini yapanlar, yukarıda söylediğimiz gibi Lumidre kardeşlerdir. Uzun münakaşalardan, tetkiklerden sonra bunu her memleket kabul etmiş, her tarafta Lumtere kardeşler için merasim yapılmıştır.
Lumlâre kardeşler bir fotoğrafçının oğludurlar. Auguste 1862 de, Louis 1864 te Besançon şehrinde doğmuşlardır. Babaları, ailesi kalabalıklaşınca bu küçük şehirde geçinmenin kolay olmı-yacağını düşünerek fotoğraf atel-yeslnl Lyon'a nakjetmlşti. İki kardeş bu şehirde okudular, tahsillerini bitirdikten sonra fotoğraf atelyesinde çalışmağa başladılar. İkisi de iyi kimyagerdi. Fotoğrafçılıkta bir çok yenilik temin ettiler. Fakat en büyük emelleri hareketli filim yapmaktı. Pek çok uğraştıktan sonra bıına muvaffak oldular. Hem alıcı, hem gösterici bir makine yaptılar ve 1895 senesinde İlk filmi vücuda getirdiler.

nl bir trenin İstasyona girişi, bir vapurun hareketi, denizde banyo yapanlar gibi basit şeylerdi. Senaryo hazırlayarak bu senaryoya göre filim çevrilmesi 1907 de başlar. İlk çevrilenler hep komik fı-llmlerdl. Bunların gelişmesinde Max Llnder, Rigacün gibi artistlerin çok himmetleri olmuştur.
Çok geçmeden büyük muharrirler senaryo hazırlamağa ve bunların çevrilmesine başlandı. Sinema mühim bir sanat şubesi halini aldı. Fransa'dan sonra Amerika'da İtalya'da biribîrlni müteakip filimler yapıldı. Makineler ıslah edildi, İlk zamanlar mevcut olan titremeden eser kah madı, Nihayet 1926 da sesli filim keşfedildi.
Kırkıncı yıl merasimi
İki kardeşten Auguste 1930 senesinde Ölmüştü. 1935 te sinemanın kırkıncı yıldönümü müna-sebetlle yapılan merasimde Louis yalnız bulundu Sorbonne'de yapılan merasimde Cumhurbaska-
Louis Lumiere
m, kabine erkânı, üniversite profesörleri bulunuyordu. Lumiere kardeşlerin mesaisinden hayranlıkla bahsedildi, Louis Lumiere nişnala taltif edildi. Dünyanın diğer memleketlerinde bu kabil merasim yapıldı Luis Lrruere, o tarihtç 71 yaşında olmasına rağmen, durmadan çalışıyordu. Emeli kabartma filim yapmaktı. Sesli filimden sonra kabartma filim de yapılırsa bunun büyük bir gelişme temin edeceği kanr-a-tindeydi. Yaptığı İlk kabartma filim hususî bir gözlükle dildi Filim esaslı surette ıslaha muhtaçtı. Louis yaşının İlerlemesi.
dünya harbinin patlaması yüzünden bu ıslahatı yapamadı ve 85 yaşında hayata gözlerini kapadı.
Sinema şimdi dünyanın en çok rağbet gören sanat şubesidir. Muhtelif memleketlerde yüz binlerce sinema ve milyonlarca seyirci vardır.
Anma töreni
Beşiktaş Jlmnsjtlk KulöbO kanlığından:
Kulübümüzün fedakâr »a unutul-maâ evlâdlan şeref ve HüsnU’nün ölüm yıllarını anmak İçin 13 Haziran 843 cifnarksl günü aaat 12.30 da Şeref «tadı karşısında Yahya efendi dergahındaki mezarları babında bir toplantı yapılacaktır.
Scvenlerfrı teşrifleri rica olunur.
bm-
Toprak Ofisi İstanbul şubesi müdürü
Haber aldığımıza göre Toprak Mahsulleri ofisi İstanbul şutoeıl mü dürü tlhaml Mazhar yakında Ame-rlkay* gidecek Ve bir «ene kadar bir-leçmlç milletler teşkllâtınuı ilgili |U-beslnde Çalınarak Aaya memleketlerinin sirant ye gıda dunınılan hakkında etOdJer yapıp bir rapor hazırlayacaktır.
Bu münasebetle Bakanlığa müracaat »den müdür bir yıl mezuniyet almıştır. Yerine kimin vekalet edeceği henüa bilinmemekle beraber tlhaml Mazhnr Tenunuz ortalarına k^dar şehrimizde kalıp yeni mahsulün depolara intikalinde de çalışacaktır.
ikinci
seyre-
zararsızdı, fakat
îlk yapılan filimden bir sahne: Trenden inenler
«TAKVİM*.
Şaban 2 — Bızif 3fl
Auguste ve Louis Lunıitre'ln 1895 teki resimleri (Louis gözlüklü olanıdır) ilk filim
Bu filim Fransa'nın cenubunda Ciotat İstasyonunda alınmıştı, bir trenJn İstasyona girişini gösteriyordu. İki kardeş bu filmi 28 aralık 1895 tarihinde Paris’te Grand CafĞ'nin »emin katında davetlilere gösterdiler.
Filîm büyük tesir yaptı. Lokomotifin dumanlar saçarak hızla üzerlerine doğru geldiğini gören bir kısım seyirciler korkarak dehşetle çıkış kapılarına doğru koştular. Bayılanlar, ezilenler oldu. Halkın sinemaya alışması İçin epeyce zaman geçmesi lâzım geldi.
İlk filimler hejr bu tarzda, ya-

Sah! Fe «
AKŞAM
10 Haziran 1948
uyumaz^
Kalecik ve Çubuk ovası
Stanley, sigarası dudağında Mar-ll’nirt gönderdiği mektubu tekrar oku du. Genç dul Şöyle yazıyordu;
»Hırsız olduğunu biliyorum. Bana okumak için verdiğin kitaplar arasında 3 ay evvel bir gardenpartide Veronikanın kaybettiği pandantifin zincirini buldum. Pandantifi sen çalınuş, elmas tartarını çıkarıp satmış, zincirini de kitap sahneleri. arasında unutmuşsundur. Hayatını tahkik etmeyi hususi bir hafiyeye havale elliğim için hüviyetini biliyorum. Bana. karşı aşkınuı bir komediden İbaret olduğunu anladım. Maksadın, servetine konmaktır. Bir hafta sonra seninle evleneceğim İçin vasiyatname-ml yazmış Ve seni kendime umumi vâris tâyin etmiştim. Birkaç gün dinlenmek için gideceğim köşkümden dö ııer dönmez., tabii bu vasiyetnameyi iptal edeceğim; Veronlka'yı do görerek kendisine zinciri İade edeceğini. O. [lıbar etmezse ben seni polise haber vereceğim.»
Stanley, derin düşüncelere daldı. Acemi bir hırsız gibi pandantifin zlû Clrini kitap sabiteler! arasında unutmak gafletini göstermişti. Şinıd ne yapıp yapıp vaziyeti kurtarmak lâzım di. Tabii Marli’nin milyonlarını elinden kaçıramazdı ya...
Kafasında sabit bir fikir yerleşti: Niganlısı, vasiyetnamesini iptal etmeden evvel ölürse, milyonları ona kalacaktı. Fakat aynı zamanda cezasız kalmalıydı. Ayağa fırlıyarak çekmeceyi açtı; Marli’nin birkaç hafta evvel kendisine göndermiş olduğu bir aşk mektubunu aldı. Nişanlısı, mektu □unda kendisini villâsına çağırıyor ve şunları ilâve ediyordu: »Biitûn işlerini bırak da yanıma gel. Sensts ya-şıyacnam. Taparcasına seni seviyorum.» Mektup iki sahifeliktl ve İkinci sahi fesinde yalnız şu satırlar yazılıydı: (Sensiz yaşıyamam. Taparcasına seni seviyorum, imza: Marli». 3u noktaya dikkat edeu Stanley’in yüzünde şeytani bir tebessüm, belirin.
*•*
Stanley, ertesi akşam Veronlka’yı evinde ziyaret etti. Meyus ve kederli göründüğü İçin, Veronika, kederinin sebebini Sordu:
— Sizi bu halde gören, birkaç gün sonra evleneceğinize inanamaz., dedi.
— Ben de bu mesele için sizi görmeğe geldim. Marli ile evlenmemeğe karar verdim. Çünkü onu sevmediğimi anladım. Yalnız arkadaşlığı hoşuma gidiyor. Sevmediğim bir kadınla evlenirsem, vicdansızca hareket etmiş olacağım.
— Kulaklarıma İnanamayacağını geliyor Mösyö Stanley! Acaba zavallı Marli’nin bu kararınızdan haberi var mı?
Kendisine kararımı mektupla bildirdim. İşte bakınız bana ne yazıyor?
Stanley, bu cevabı verdikten sonra cebinden eski aşk mektubunu çıkardı Ve Veronlka’ya «Sensiz yaşıyamam. Taparcasına seni seviyorum. İmza: Marjı. satırlarını ihtiva eden İkinci sahlfeyi okuduktan sonra ocağın içine atıp yaktı ve kederli bir eda ite;
— Marli’nin ümitsizlik şevkiyle bir delilik yapmasından korkuyorum. O-nun İçin köşküne gidip kendisin! teskine çalışacağım.
— Çok iyi edersiniz Mösyö Stanley!
Saat 5.5 ta Veronika nın telefonu çeldi. Stanley boğuk ve ağlamaklı bir sesle:
— Çok feci bir şey oldu! Marli İn-
tihar etti,, kıra haberini Veronikaya verdi.
¥**
Ertesi gün Stanley. Veronlka’ya e-vindc facia hakkında tafsilât verirken polis müfettişlerinden biri içeriye gLrdl ve Stanley’e hltab ederek:
— S!sl rahatsız ettiğimden dolayı altızınızı dilerim. Fakat nişanlınızın intiharını nasıl öğrendiğinizi lütfen anlatır inisiniz?
— Memnuniyetle... Diln saat 4,5 ta buradan hareketle nişanımın cvlno yaya gittim.. Mesafe yakındır. Köşk© 100 metre kadar yaklaştığım zaman Marli’nin taksiden İnerek köşke girdiğini gördüm.
— Kapıyı kendisi mİ açtı?
— Evet, kendisi açtı; çünkü hizmet çilerine İzin vermişti. Marli yürürken sendeliyordu. Endişe ederek adımlarımı hızlandırdım. Dış merdivenlerden çıkarken bir silâh sesi duydum. Kapı açıktı. İçeriye daldım, Marj!, e-llnde tabanca, yerde hareketsiz yatıyordu.
— Madam Marli’nin dış kapmtn ikine! bir anahtarını yapmış ve size vermiş olduğunu öğrendim.
— Evet. Fakat bir hafta evvel a-nahtarı kaybettim.
— Madam Marli’nin dış kapıyı kendisinin açtığından emin misiniz?
— Götlerimle gördüm!
Polte müfettişi sert bir sele:
— Sizi tevkif ediyorum; Madara Marli, köşkün anahtarım Londrada unutmuştu. Takside iken bunun farkına vardı ve köşke girmek için mutfağın camım kıracağım şoföre söyledi. Canı kırık, anahtar da Londradakl evinde bulundu. Bizi aldatmağa kalkıştınız. Elinizdeki ikinci anahtarla köşke girerek Madam Marll’yi öldürdünüz. Garip bir tesadüf, foyanızı meydana çıkardı. Cezanızı idam sehpasında çekeceksiniz., dedi ve kelepçelen ellerine taktı.
Çeviren: A. Hilâli
TbülmacaT
J 8 * * 8 7 8 8 10
J 1 1 1 İlil — 1
ııın 1
1 1 1 1 1 1
l 1 1 .1 '■ I ■ ■ 1
1 l 1 1 ı a 1
1 1 1 1 i 1
M 1 II T
1 1 ■
Solden sağa ve t/tıfcarıdan ajağtya:
1 — Sempatik küçük bayan
2 — Ezilerek.
3 — Bebekler böyle bağırır.
4 — Reklâm ücreti.
4 — Tersi dilsiz demektir - Başına tB. gelirse damızlık öküz olur.
0 — Kâğıt oyununda bir el tutma -Tersi apar limanın yarıdan fazlasıdır.
7 — Bir Musevi ismi - Sonuna «i. gelirse kaka değil.
8 — Tersi muhtelif renkli geyik.
9 — Tersi belinde kocaman bıçak var.
10 — Zekivetl! - ... mİ eberrin?
GEÇEN BULMACANIN HALLt
Soldan sağa ve yukarıdan ofağrya:
I — Sermayesiz, 2 — Eza, Derece. 3 — Rahmanı; Ah; 4 — Maılkedl; 5 — Adavet, Lir; 0 — Yenilerim; 7 — Erik, Ranıp; 8 — Se, Elinize; fl — icadınız; yo — Zehir,, Peçe.
(Bas tarafı üçüncü nahif ede) ycslnln birleşmesinden vücude gelen intiba garipti.
Kalecik, beyaz güzeliğl bütün pencerelerden yapılmış yüzlerce karagözlerle delik deşik olmuş bir yüze da benzetilebilirdi. Yedi tane minare kurşun kalem gibi dikilip uzanıyor ve kale de kulelerden tacını giy-mlştl. Evler, dostça, arkadaşça, öbek öbek kurulmuştur. Birbirlerini pek öyle sıkıştırmıyor, fakat sözün gelişi, beyaz elbiseli kızlar gibi oturup duruyorlardı. Ey. kayadan kalenizin dibinde müdafaanın şimal tarafın dakl kule, burç dizilerinden &z buçuk beli çöken. süslenmemiş, bezenmemiş. fakat gene de çok güzel, şirin, edalı Kalecik!... Sen, kadim zamanlarda. Selçuk veya OsmanlI komşuları olan Bizans İmparatorluğunun sınırlarını teşkil eden .Irmakla sularında aklslenerek yüzlerce yıilardanberl aşağı yukarı hiç değişmemiş olmalısın...
Beyazıdın, baştan başa altın kakmalı ve İşlemeli; hâlâ da. İstanbul-dA. Saraybumu müzesinde kusursuz, mükemmel bir halde duran bu muazzam ve hayret uyandırıcı çadırlardan birini kullanışını İnsan ne güzel ve ne kadar İyi tahayyül edebilir.
Geçmiş zafer. şaşaaların zora gelemlyen, nazik, fakat harikulade yadigârları... Hakiki küçük pencereleriyle dört köşe yapılmış olan bu şahane çadırlar, yalnız yorgun mu-| hnriplerln baıea'marına dep’J; aynı zamanda onların tam ve mükemmelliği, dörtbnşı memurluğu içinde, dışarıdaki rüzgârlı, kavgalı âlemden kaçabildiği, korunabildiği için de gayri şuur! olarak kafasına, zthnlue de tez bir rahatlık, sağlamak yaratmak kaygıslylo yapılmıştı. Sultan, kendisini öylesine pek yakında yenecek olan müthiş düşmanını se-zinllyerek, Kalecik eteklerinde tedirgin ve dağdağalı bir gece geçirmiş olmalıdır...
Romalılardan kalma taşlan İki güzel aratanlar nöbet beklediği asri köprüden nehir geçilir, şehrin soluna düşen beyaz evlerin arasındaki kupkuru yollardan kaleye yaklaşılır. Bir çok düz ve yassı damların üzerindeki zincire bağlı köpekler bavlıyarak insanı gürültülü, şamatalı bir şekilde karşılarlar. Kaleye tırmanış, her dik köşede. âdeta asılarak çıkış mahiyetin! alır, yüz yetmiş metrelik bir yol alıştan sonra tepeye varılır. Kalenin İçine açılan yegâne kapı, bir OsmanlI kemeri biçimindedir. Kalenin duvarları şimal cephesinde kalın ve Imtidatlı-dır; aşağı yukarı yedi yuvarlak ve birkaç dörtköşe burcu vardLr. Daha çok estet olan, ya Roma, yahut da İhtimal FriJ yalılar (yanı Ankara ehalisLi zamanına alt bir duvar müstesna, hapsi de Ortaçağdan kaimi' dır.
Muhavata’nın içinde bir hayli binalar vardır. Heyhat, hepsi de yerle bir olmuşlardır; ancak iki yeraltı o-da kalmıştır kİ. bunlar (fa ihtimal sarnıç İmişler. Kalenin tepesine çıkarılmış, engin ufuktaki dağ geçidine doğru tevcih edilmiş, 1879 tarilıll, alt kısmı bütün, metrûk ve güdük tıknaz bir Krupp topu İle nefis bir tarih hatası, karıştırması yapü-mtş... Kale hakkında bu kadar söz yeter... Mânzara. muhteşemdir, şahanedir,
Kalecik ülkesi, bana, neden hep Wll' ilam Blake’l hatırlatıyor? Çıplak hatlarlylo bu güneş ziyası vurmuş tepelerde otomobil l!e seyahat, bana neden, onun düşüncelerini, ta-
biat dünyasını İfade, tâbir tefsirleriyle birlikte kudretli tasvirlerini, kendisine mahsus sanat numunesini hatırlatıyor?
Bu yolculuk, gündelik ömür törpüsünün dışında apayrı bir şeydi. Bunda bir rüyanın, kesafet, hajlal-yet. bolki de bir İki mücerred şartlar vardı. Roger Fry'in bir yerde dediği gibi, bu belklde insanın iptidai kuvvetlerin nihai duyuşlarını hissetmekten İleri gelmiş olabilirdi, yöl boyunca ve etrafta insana öyle basit ve müthiş, korku verici şeylerle, garip bir tarzda dokunulabl lir bir şekilde üç unsurla sarılıyordu ki.. Bunlar da: Uzun ovaların boyunca gelip yetişen coşkun, kasırgalı rüzgârların yarattığı hava, ağır, zengin ve kederle, mahzun toprak. ya taşlardan dışarıya sızan, yahut da nehirlere akan su]ar; yer depremlerlle rahatları kaçıp işkenceye uğrayan bor renkli kel çıplak ve dev gibi kayalardır.
O kadar güzel tasvir ettiği «Cennetin Kapıları, eserinde unsurların bütün sembolizmini duyan Blake’l hatırlayışımın sebebinin, benim de tali bir şekilde aynı unsurlardan sıkılmış, veya ferahlamış da olmamdır, sanırım; su: Ruhu döğe döğe yıkıp öldüren yaşlılık gibJ basit v» sarsak toprak... Sathında vukua gelen bütün keder, hüzün ve hâdiseler örnekleri. Sonra kudretli rüzgârlardan, kasırgalardan yapılmış hava; Bloke, muhayyile perdesinin bir aralığından, yırtığından yer ile gökii daima başka bir kalıba sokar, değiştirir dbkllr. Onun, fâhattaı-runda hava ve yeryüzünün boş mesafeleri görünmlyen kanatların bhıl»rc« çarpışıyla uğuldar veya duyar ayakların ağırlığı altında atar gibidir. Ooh... Bloke, Çubuk o-vasına gelip de, çılgın bir uyuş ile rakseden yığın yığın Cumulu3 bu-lutlarlyle hayal dünyası Kalecik kasabasını görmeliydi.
Blake'in filerince bütün iâfri şeyler sembolik ve sembolik şeyler de lâfzidlr. Ne alt üst olmuş, karmakarışık bir âlemi var mı?... Bir baş kasına müphem gelen bir remiz, bir kinaye onun İçin, muhkem bir hakikatin tâ kendisi demekti. Beyazıdın askerlerinin meçhul mezarlarının ü-zerlnde savrularak ayaklarıma dolanan rüzgârlar yolunun, üstünde veya yatağının etrafındaki mesut hayaletler; indinde dost, arkadaş ruhlardı, Swlnburne‘ln dediği gibi, yeryüzü kabuğu şeklinde ddkilmlg O-lan bütün ruhlar onu teselli veya tehdit ederlerdi, her yaprakla melekler büyür, yetişirdi. Her dakikanın atışı bir İlâhin ayağı imiş gibi tıkırdardı. Nebatların sevimli kümelerinin altında parlak, beyaz yüzlerin ve beyaz saçların yüzdüğünü görür, onu saran rüzgârlar ona ölülerin, aynı zamanda da dirilerin hayaletlerin! taşır; yahut da bunlar ona gördüğü tarlalar ve kayalardan gelirlerdi. Dalma çifte hayal İle yaşar, bunu yer İle gök arasındaki Rüyalar Cennetinde üçüzleştirir ve bu hal derin vecd ve hhamlı coşkunluk anlarında dört kat olurdu. Bıı Anadolu toprağı, benim gözüme de FuseU, Ooyu ve Blake’Ln kendisini de canlandıran, aynı garip, müphem, tabiat üstü manzarayı taşımaktadır.
Kasabanın batisına doğru, ovayı kucaklıyarak, şen bir çayla insana işaretler öden dar bir ova uzanır. Yarım mil ilerisinde, kenariarriSı bir mezarlığın mukaddes emanetleri olan ve üzerlerinde Ermeni haç-
MAHKEME KORİDORLARINDA:
Yara dediğin, yiğitlik nişanesidir!
İkisinin de yüzleri gözleri şişmiş, kan bulaşık bezlerle sarılmış, Koridorun iki köşesine dikilmişler, asık suratla etrafa bakınıyorlar. Ara sıra göz göze gelince kaşları büsbütün çatılıyor, omuzları kalkıyor, yanak adalelerini o.vnata oynata diş gıcırdatıyorlar.
Vehbinm yanına yaklaştık. Aba ceketli, orta boylu/tıknaz, kırkına yakın biı- adanı,
— Geçmiş olsun, ahbap. Kavga mı ettiniz?
— Şu rezil serseriyi ayağımın altına alıp tahta kurusu gribi ezecektim amma olmadı.
— Gücün yetmedi mi?
Öfkeli öfkeli bakarak kollarını kıvırıp adalelerini gerdi.
— Onun gibi dört tanesi vız gelir bana. Leşini yere serecektim amma polisler işe karıştı.
— Sen de epeyce hırpalanmışsın. Baksana, yüzün gözün kan içinde, gömleğin de parçalanmış.
— Çocuk gibi lâf etmesene. Dans oynamadık, kavga ettik. Boğuşurken zedelenmez mi insan?
— Neden kavga etliniz?
— İşte onu sor da soy üyeyi m. Akşam üzeri bizim kan ile beraber gidiyorduk.
— Nikâhlı karın mı?
— Ağzını topla, bey kardeşim. Nikâhsız karı olur mu? Öylesine dost deıier.
— Peki, darılma. Sonra ne oldu?
— Hava rüzgârlı idi. Cigara yakmak için duvarın dibine sokuldum. ceketimin yakasını kaldırdım. kibriti- çaktım. O sırada karı bir kaç adım ilerledi. Ciga-ramı yakıp başımı çevirince bir de baktım ki şu hergele bizim karıya balta oluyor. Hemen yaklaştım; «Heey, andavallı. Aç gözünü! Her kuşun eti yenmez. So-kokta elâlemin karısına sululuk etmeğe utanmıyor musun? Hadi, bas bakalım buradan, başımı belâya sokma!» dedim. Herif sulu mu sulu. Ağzı da rakı kokuyor. «Andavallı sensin. Çekilmezsem ne olacakmış? Âlemin karısına sen ne karışıyorsun?» diye kafa tutmağa kalktı. Sokakta hır çıkmasın diyerek ben gene aşağıdan aldım; «Doğru yoluna git, belâ çıkarma. Bu avrat benim nikâhlı karım.- dedim. «Bırak bu lâfları, Nikâh mikâlı sökmez bize. Hanım ablanın bir koluna da ben gireyim de hep beraber bîr yere gidip eğlenelim», demez mi! Goz-
ları kakılı kalın, alçak sekiz köşeli taşların önünden geçilir.
Alpageslerlyie meşhur Rîıoae o-vasulda olduğu gibi, bu ovanın aşağısında yukarısında tünemiş, her birisi elma, kayısı ve yeşil mısır hasadı vadeden bahçesiyle, hepsi de, boş, bir t3kım tek katlı, pembe, mavi ve sarı evler görerek şaştım. Bu evlelrn hepsi de kışın boştur, lâkin tutulmuşturlar. Buraları miinblt ve can yoldaşı bahçeleri eken Kalecik ©halisinin sayfiyesidir. Kapılar yarı açıktır., her köşkte alçak bir şömine vardır. Ocak süpürülmüş ve şubat- gün eş L camsız pencerelerden süzülerek yoklaya deneye sert kiremitleri öpmekte idi. Coşup akan sular... Bir değirmen, eski bir köprü, uzaklarda buza çalan mavi bulut’ lar... Burası Arkadya mı?...
LADY KELLY
terimin içine yıldırım düştü sandım, üzerine çullanıverdim. Allaha şükürler etsin ki yanımda bıçak yoktu. Şimdi sen söyle, efendi kardeşim. Bıçağım olsaydı da şu hergeleyi eşşek cennetine gönderseydim haksız çıkar mıydım? Benim kabahatim var mı bu işte?
— Orasını mahkeme bilir.
Deyip ayrıldık, Hal il in yanını gittik. O daha öfkeli görünüyor. Kavgada fazla hırpalandığı besbelli. Konuştuk:
ı — Fena boğuşrpuşsunuz, ahbap.
— Sen olsan boğuşmaz mısın? Herif eceline susamış, geldi benim başıma belâ oldu.
— Kavgaya asıl sen sebebai-muşsun, sokakta karısına takılmışsın.
Avuçlarının içine tükürüp bl-ribirine sürttükten sonra kaim kıllı sarkık bıyıklarını tuttu, koparacakmış gibi çekerek büktü, kıvırdı, burnunun iki yanma çengelledi. Bıyıklarını çekerken yüzünü buruşturmasından belit ki yaralan acıyor, fakat kabadayılık şerefine bu acıya tahammül ediyor! Dik dik yüzümüze baktı:
— Ben erkek değil miyim, kardeşim?
— Bırak şimdi bu lâfları da kavgayı anlat bakalım.
— Yoook... Evvelâ sen bana cevap ver. Erkek değil miyim ben?
' — Kılığın kıyafetin benziyor anıma...
— Hah, öyle söyle işte. Ben erkek adamım. Kanyı gözüme kestirmesem yanına yaklaşmazdun.
— Âlemin nikâhlı karısını nasıl gözüne kestirirsin?
— Boş ver böyle masallara. Nikâhlı karısı olduğu ne malûm?
— Nikâhsız bile olsa, bir erkeğin yanından kadın alınır mı?
— Ben karıyı almak istemedim ki. lıep beraber eğlenelim dedim.
— Böyle eğlenceler insanın burnundan, gelir. Bak, yaralat içinde kalmışsın.
Omuz silkti:
— Ona da boş ver, efendi kardeşim. Yara dediğin, yiğitlik "nişanesidir.
Ce. Re.
jRÂ/DYÖf
ANKARA RADYOSU
Bu akşamki program
17,58 Açılış ve program; 18 Dans müziği (PLİ; 18,30 Konuşma; 18,45 Müzik: Şarkılar; 19 M. a.ayarı ve Haberler; 19.15 Geçmişte Bugün; 19.20 Tarihi Türk müziği; 20 Türküler; 20.15 Radyo Gazetesi; 20,30 Ser-bes saat; 20,35 Radyo salon orkestrası; 21.15 Karışık şarkılar; 21,45 Konuşma; 22 Müzik: (PD; 22,15 Dans müziği (Fi.); 22,45 Haberler; 23 Program ve kapanış.
Yarın sabah ve öğle programı
7.29 Açılış ve program; 7.30 M. S. ayarı ve Hafif müzik (Fİ.): 7.45 Hi‘ herler; 8 şarkılar (PD; 8,15 Balet müzikleri (Pl.l; 8,45 Hafit melediler (Pl.ri 9 Kapanış.
12.29 Açılış "ve program; 12,30 M. 3. ayarı ve Çeşitli orkestra eserleri (Pl.l; 13 Haberler; 13.15 Radyo salon orkestrası; 13,30 Öğrie Gazetesi; 13,45 Salon orkestrasının devamı: 14 aK-panış.

f—-------------------------------------
İmparatorun enfiye kutusu
AŞK VE ZABITA ROMANI
Yazan: John D. Carr Tercüme eden: Vâ-Nû
*r°frilra No.
— Babam aşağı İndi, enfiye kutusunu bize gösterdi.
— Evet... Başkan Goron. dün, bana söyledi: Polis, cinayetin ferdası, enfiye kutusunun parçalarını almış; bir hafta müddet çalıştıktan sonra, bu harlkulâde, tarihi kulu tamir ©dilmiş.
Toby. iskemlesinde doğruldu; ve öksürüp sesine berraklık verdi. Bir çıkar yol bulmuş gibiydi.
— Kutu eski haline m! getirilmiş? — diye sordu.
— Evet, Fakat bütün kıymetini kay betmiş olmasından korkarım, — diye Goron alaylı alaylı cevap verdi.
Dermot’un son sözleri üzerine, İstintak hâkimi, yazı masasının çekmesini tekrar açarak parmakları ucunda kiiçük bir nesneyi dikkatle tuttu Sanki düşürecek de kıracakmış pib! çekiniyordu. Sonra bu nes-revl doktor Klnross’a uzattı.
Sir Maurice Lawes bundan hic de
ettiği bu antikaya karşı hane, halkının gösterdiği lâkayıtlığa pek üzülmüştü. Aile âzası da yatmağa gittiler zannederim.
«Faka siz bay Toby Lawes. bir türlü uyuyamaduıız. Gecenin birinde kalktınız, salona ladiniz. Eve Nelll’e telefon eltiniz.
Toby, başıyla tasdik işareti yaptı. Evc’e göz ucuyla kaçamak baktı. Genç kadına bir şey söylemek istediği, fakat cesaret edemediği belliydi. Bıyığım ha kıvırıyor! ha kıvırıyordu. Eve de önüne bakıyordu.
Dermot Kinross, Toby’nln bu kaçamak bakışını farkettt:
— Telefonla muhavereniz bir kaç dakika siirdıü. Ne konuştunuz?
— Pardon?
— Soruyorum: Ne konuştunuz?
Toby, gözlerini doktor Klnross’a azap içinde çevirdi:
— Canım konuştuklarım teferrüa-tlylo nasıl aklıma gelsin?... Durun bakayım, kısmen haytırlıyorum. {Elinin terslyl dudaklarını sildi.) O akşam seyrettiği mbı piyesten bahsettim.
Eve. hafifçe gülümsedi:
— Sevdiğimiz piyeste bir Faşistlik mevzuu vardı. — diye izah etti, —
memnun olmazdı herhalde. Deniz fenerinin ışığı İmparatorun Enfiye Kutusu üzerinden geçerken, pembe akikten pırıltılar hasıl etti. Her parçasını ayrı ayrı ışıldattı. Fakat enfiye kutusu gene de donuk kalıyor. Bütün sathına bir arıza gelmişti belli. Dermot, meclisteki] ere bu kutuyu gösterdi. Parmaklarının ucunda, çevirdi.
— Bütün parçacıkları balık zamkı ila yapıştırmışlar. Öyle kİ, artık kutunun açılinaşı kabil değil. Bu meşakkatli İşi yapan adam, kim bilir, belki, de kör olma derecelerine gelmiştir. Lâkin, acaba, sîzler bu kutuyu sağlamken görmüş muüydhmuz?
Toby. bir nevi asabiyetle:
— Evet. — dedi. — Biz bunu sağlamken görmüştük. Ne olacakmış?
Dermont enfiye kutusunu mÜ3tan-tiğe İade etti:
— Saat on biri biraz geçerken Bir Maurice Lawes, odasına çekildi. Elde
sahi! Babamın koleksiyonu için yeni bir parça aldığını da haber verdim, ...— Lâkin, bu parçanın ne olduğunu sarili olarak söylemediniz, değil mİ?
— Hayır!
Dermot Kinross, Toby’y’e dikkatle baktı.
...— Vakanın diğer safhaları hakkında. başkan Goron’un bana söylediklerinden İstifade edılyorum. Bu muhavereden sonra odanıza çekilmişsiniz. Saat. biri azıcık geçiyormuş. Yukarı çıkarken, babanızın henüz yatmadığını görmüşsünüz, çünkiı, kapının, altından ışık sızdığı dikkatinize çarpmış. Babanızı rahatsız etmemlşslnla, doğru mu?
— Doğru!
— Sir Maurice'in bu derece ;eç vakitlere kadar oturmak âdeti değildi, sanırım?
Helen e, öksürüp Toby'nin yerine cevap verdi:
— Hayır... Biz de geç vakitlere kadar bozan otururuz ama âlemin anladığı mânada değilAMaurice, umumiyetle gece yarısı dedi miydi yatat-dı
Dermot. başıyla bir tasdik İşaretL yaptı. 1
Toby, bu mevzu yüzünden rencide olmuştur diye üzülmüş. Bu bahis, o anda zihnini kurcalamış diye tasavvur ediyorum.
Toby. asabiyetine hükmetmeğe çalışarak:
— çok rica ederim, dinleyiniz beni, Eve! — dedi. — Nişanlandığımız zaman slzo haber vermiştim. Demiştim kİ... şey--- demiştim ki. ben, olmam İcabet t iği şeklide bir insan değilim. Bunu önceden haber vermiştim, değil mi? Binaenaleyh, siz, bana, dün akşam düşünmeksizin söyledılgim sözden dolayı niçin o kadar gücenesiniz? Benden ne demeğe nefret edesiniz? Ben’ muvazenemi tamamlle kaybetmiş gibiyim.
Evet lılç cevap vermedi.
Dermot Kinross:
— Gene şu telefon meselesüıe avdet edelim. — Teklifinde bulundu. — Seyrettiğiniz piyesten bahsetmemişsiniz, mesele bundan İbaret mİ?
— L&havle!.., No konuştuğumuz o
— çok ehemmiyetli!
— Çok ehemmiyetli.
— Pekâlâ, öyleyse... Pikniğe dair bir şeyler söyledim. Ertesi gün piknik yapacaktık. Fakat tabii yapamadık. Ha,
— Siz Lady Helena Lewes, geceleyin biri çeyrek geçe kalktınız. Zevcinizin çalışma odasına gittiniz. Kendisin© gelip yatmasını söy Uy ©çektin iz. Enfiye Kutusu hakkındakl düşüncelerinizi J* bildirecektiniz. Kapıyı vurmaksızm Ç» lığına odasını açtınız. Avize yanmıyor du. Yegâne ışık yazı masasının üzerindeki lâmbadan geliyordu. Kocanızın sırtı size dönük oturduğunu gördünüz. Fakat, gözünüz miyop olduğu İçin, bir gayritablillk s ezmedir, ri. Ancak yaklaştıktan sonra, kanın farkına vardınız.
Helena’mn kirpiklerinde yaşlar belirmişti.
— Bütün bunları tekrarlamak lcabeder? — diye sordu.
Dermot:
— Evet, maalesef lcabeder. - dedi. -Şimdi bu dramı sükûn İçinde mütalâa ediyoruz. Bağırıp çağıran hâdiUeîeri artık susturmuyoruz.
, Devam ediyorum.
»Polis çağrıldı. İki genç Lawes kardeşler. bayan NellTin e7İne gitmek için sokağı geçmek tecrübesinde bulundular. Nöbet bekllyen P0İ13 mâni olup komiser gelinceye kadar kendilerini ı bırakmadı.
I (Arkası var}
10 Haziran 194^
AKSAM
Sahlfe 7
Elektriğin bahçecilikte istimaline başlandı
Bahçeleri elektrikle ısıtmak suretile kışın bile turfanda çiçek ve sebze elde ediliyor
Satılık emlâk
htanbul Defterdarlığından.
Kıymeti Teminatı
_______________Ura Ura poeyaNo. Cteıl İHOİ/âAâ İfiaAhda1Kınah"Hamam v« Çarşı cad.
•Elektrik» kelimesi İnsanın akima yekten ampul, soba, buz dolabı ve radyo gibi her gün kulajıdığunu. ev yaları getirir. Bununla beraber, konuyu Lakibetmemiş olan halkın malû matı olmaksızın, büsbütün başka bir alanda elektrik büyük terakkiler kaydetmiştir. Son zamanlarda tn-gllterede yapılan keşifler ve birkaç yıldanberi tatbik edilen tecrübeler neticesinde bahçecilikte elektrik istimali gittikçe tas mm Om etmektedir.
Böylece toprağın cinsi, İklim ve işçilik, şartlanma ıslahı yolu İle bahçelerin veriminin arttınlabiJecegl ümtt edilmektedir. Bu tecrübeler geçenlerde Londra elektrik mühendisleri enstitüsünde bahis mevzuu edilmiştir.
Tatbik edilmekte olan usulün gayesi, toprağı ısıtmaktır. Bunun için, toprağa, mahdut voltajlı bir transformatör tarafından cereyan verilen galvanizli bir çelik rezistans gö-Biülmektedılr. Isıtılması Jsabeden bahçe büyükse, teller bir ağ teşkil edecek şeklide döşenir. Ucuza mal olan bu usul sayesinde, toprağa aynı dereceyi muhafaza eden bit isi temin edilmekte, nebatların büyümesi ticll ve ânl hava değişikliklerine karşı korunmaları mflmkiln olmaktadır.
Elektrik sayesinde, enbatlara hararet gibi, ışık da temin etmek mümkündür. Kölen bahçelere güneş ışığından daha uzun müddet suni ışık temini İçin tessler kurulmuştur. Böylece nebatlara bilhassa büyümelerine daha nâfl kısa dalga şualar verilebilmektedir. Tecrübeler neticesinde sabit olduğuna göre, nebatlar gözle görülür güneş şualarının hepsinden faydalanmakla beraber, en fazla kırmızı şualardan İstifade ederler.
Enstitünün konferansında yeni teknik hakkında İzahat veren Rea-dlng Üniversitesi bahçecilik profesörü Dr. Stoughton. flüresan tüpler
gibi «1 tevettürlü ışık Tertû tasLs-ler istimalinin, küçük bahçeler İçin İyi neticeler verdiğini ve çiçeklerin büyümesinin istenildiği gibi kontrol edilebildiğini söylemiştir. Halta bu usulle karan patlarının çiçek açışını aralık ayına kadar geciktirmek mümkün olabilmektedir.
Toprağı ısıtmak bahsinde elde edilen başarıları da çok parlaktır. 30 X 1.80 metre eb'admdâblr limonluğa 6.80 X 1.80 metrelik bir fil» tesis edilmiş ve bu tellere ıı voltluk daim! cereyan verilmiştir. EBektlrlk sarfiyatı ancak saatte bir kilovat o-lup. o yıl zarfında bu küçük limonluktan 20.000 dometes fldesl va bir milyon marul fldesl alınmıştır.
Diğer bir. tecrübe de şu neticeyi vermiştir: Elektrikle ısıtılan toprağa aralık ayindin patates ekilmiş ve mahsul martta alınmıştır Bütün bu tecrübelerden «elektrikli bahçeciliğin. tarıma sağbyablleceği büyük imkanlar meydana çıkmaktadır. Bu imkânlar, bilhassa yiyecek buhranı çekilmekte olan bu devirler İçin çok önemlidir.
Hattâ bugün elektrik İstimaliyle toprağın bünyesine tesir «etmek bile mümkün olmaktadır, Cameron Brown vo Ooldlng firması, toprağı sterllre eden, bir makine İcadetmiş-tlr. Bu aletin toprağa verdiği cereyanla muzır bakterilerin öldürülmesi mümkün olmaktadır. Aynı zamanda yine bu filetle nebatların kendileriyle köklerini da sterliz© etmek kabildir, lngllterede İnkişaf eden bu tecrübeler saye;İnde, nebatların hastalıklarına karşı yeni mücadele u-suîler! teklim öl ettirilmektedir.
Bütün dünya memleketlerinin yiyecek darlığı çekmekte oldukları bu devirde, elektriği tarım hizmetine koymak hususunda İngiliz bilginleri tarafından sarfedilen gaytetler her taraftaki uzman, bahçıvan vo çiftçileri çok İlgilendirecek mahiyettedir.
•da, | parMl yral M kapı «ayılı »4 Mİ •no. •n «t
•»01/M44 Beyoğlu, (Kasımpaşa) Çatma Meeclt mah. Ttthua Kaptan *0. 888 adfc, » paael «n w kİ t mük. 12 Hkl v« yeni M kapı «ayılı 37JS0 Ma orn. H8
■mlnönO, (Lâleli) Meethpaşa znoh. Budar*-t*sı «o, 809 ada, 19 parsel eski 5 yeni 10 kapı «ayılı 48 M2 «raa. 8880 •1«
M801/7448 Eminönü, Çarşı moh. Parçacılar «o. >748 a-4a, 10- parsel eski ve yeni 1 kapı «ayılı 0.18 kû kârglr peyko mahalli. «00 40
N30I/333/1 Eminönü, (Mercan) Da y aha tun mah. Kız •
laragusı ham ait kat 831 “da, 22 parsel eski 2 kapı sayılı 1,50 M2 oda. ISO If
Di 1/1298/1 Eminönü, (Mercan) Dayahatun mah. Çakmakçılar yokuşu Büyük yeril han altı kat 259 «da, 26 parsel yeni 8 kapı sayılı 43 M2 odanın 8/8 payı 2250 189
D. 1/1198-219 Eminönü, (Mercan) Dnyahatun mah. Çakmakçılar yokuşu Büyük yeni han 3 üncü kat 259 eda, eski va yeni 12 kapı «ayılı 40,50 M2 kârglr edanın 2/4 payı. 1300 98
85111/10 EmlnBnO, Mercan mah. İğneci han üst kat 839 ada, eskf fi kapı sayılı 21 M2 oda. 750 M
52301/8085 Eminönü, Dayahatun mah. Mahmutpaşa yokuşu Kalcılar hanı alt kat 830 aktı. 49 parsel eski 26 yeni 32 kapı «ayılı 29 M2 kfirglr oda. 18M 135
»2301/3003 Fatih, (Samatya) Abdi Çelebi mah. Pulcu so. 1270 ada. 148 parsel en eski 64 mOk. eski yeni vo taj 68 kapı sayılı 91 M2 arsa. 455 85
52301/7522 Fatih, (Samatya) Hacı Evhadettln mah. Hacı Manav so. 1082 ada. 13 parsel eski yeni ve taj 153 kapı sayılı 50 M2 arsa. 300 23
D. 8/2978-1 Beşiktaş eski dhannüma yeni Yıldız mah. eski Yıldız yeni Serencebey so. eski 15 tnük. yen| 1, 3. 5/1 kapı sayılı 125 M2 arsa. ısûo 113
124/10131 Beykoz. Kavakdere cad, eski 13 yeni 21 kapı sayılı 196 M2 aısa. 1960 147
Röntgen mütehassısı alınacak
Türkiye Demir ve Çelik Fabrikaları Müessesesinden (Karabük)
Mûessesemlz Bağlık Koruma Servisinde İstihdam olunmak filtre bir Röntgen mütehassısı alınacaktır. Geçmiş hizmetler barem derecesi göz önünde tutularak barem dışı (400) 025 liraya kadar ücret verilebilecektir.
İsteklilerin aşağıda yazdı belge asıl veya tasdikli örneklerini bağlayacakları dilekçelerlle en geç 25/Haziran/948 tarihine kadar Müessesemlze başvurmaları rica olunur. (7591)
1 — Kimlik cüzdanı
2 — Terhis teskeresi
8 — Hizmet Belgesi
4 — Diploma ve ihtisas belgesi
Kapalı eksiltme ilânı
İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünden
1 — Ortaköy Yüksek Denizcilik okulu kayıkhane ve motor dershanesi inşaatı ve tesisat İşleri kapalı zarf usullyle eksiltmeye çıkarılmıştır.
Keşif bedeli «57606» «25» icunıştur.
Eksiltme 18/6/048 tarihinde cuma günfl 15 de İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Bu İşe ait evrak şunlardır: Mukavele, eksiltme, bayındırlık İşleri genel ve hususi şartnameleri proje keşif hülâsaslle buna müîeterri diğer evrak dairesinde görülecektir.
3 — Eksiltmeye İştirak etmek için taliplerin «4130b lira 31 kuruşluk muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz İbraz etmesi ve 943 yılında Ticaret odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi hamil' olması, eksiltme gününden tatil günleri hariç «3» gün evvel vilâyet makamına noura' eaat ederek ehliyet vesikası alması ve yukarıda. 2 nel maddede yazılan evrakı görüp kabul ettiğine dair İmzalaması ve buna alt 2490 svyıh kanun mucibince hazırlayacağı teklif zarflarını 18/0/048 cuma günü saat 14 • kadar İstanbul Bayındırlık müdürlüğüne verilmesi lâzımdır. 17’97)
Yukarıda yazılı gayrimenkuller 30/6/948 çarşamba günü saat 15 de Mlliî Emlâk müdürlüğündeki komisyonda ayrı ayrı açık arttırma ile satılacaktır. İsteklilerin nihayet saat 15 e kadar yatıracakları teminat makbuzları ve nufus cüzdanlarile satış günü komisyona, fazla bilgi İçin sözü geçen müdürlüğe başvurmaları. (Teminatlar Önceden de yatinlılabilir.) (8161)’
Floryada satılık arsalar
İstanbul Defterdarlığından s
Dosya No. Cinsi Kıymeti Teminatı
Lira Lira
İzmir Defterdarlığından
1 — îzmire bağlı Bornova bucağı hükümet konağında yapılacak (20067) yirmi bin altmış yedi Hra (26) yirmi altı kuruş keşif bedeli! onarma 26/5/948 tarihinden İtibaren 23 gün müddetle açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Eksiltme 18/6/948 tarihîne rastlayan Cuma günü saat 9.30 da îzmlr Defterdarlığı MIHI Emlâk Müzayede salonunda yapılacaktır.
3 — Geçici teminat 1506 Hra olup İhaleden sonra İhale bedeli üzerinden % 15 şe iblâğ edilecektir.
4 — İstekliler bu işe alt keşlfname ve şartnameyi İzmir, Ankara ve İstanbul Defterdarlıkları Millî Emlâk Müdürlüklerinde her gün iş saati an dahülnde görebilirler.
8 — Eksiltmeye girmek İsteyenlerin, bu İşi yapabileceklerine dair İzmir, Ankara ve İstanbul Bayındırlık Müdürlüklerinden alacakları ehliyet belgeleri, geçici teminat makbuzları ve nüfus hüviyet cüzdanları He birlikte 2 ci maddede yazılı gün ve saatta Eksiltme Komisyonuna müracaatları. (6884)
Created by free version of 2 PDF
1-6524/2-173-3 Bakırköy, Yeşilköy, (Şenllkköyü) Florya
çiftliği arazisinden ı ada, 3 parsel 2370
M2 tarja. 3500 ,2«3
» » -0 Bakırköy, Yeşilköy. (Şenllkköyü) Florya
çiftliği arazisinden 2 8da, 3 parsel 2800
M2 tarla. 4200 315
» » -7 Bakırköy. Yeşilköy, (Şenllkköyü) Florya
çiftliği arazisinden 2 ada, 3 parsel 2000
M2 tarla. 5000 375
» » -10 Bakırköy, Yeşilköy, (Şenjlkköyû) Florya
çiftliği arazisinden 3 ada, 0 parsel 2900
M2 tarla. 3700 278
> > -14 Bakırköy, Yeşilköy. (Şenlikköyü) Florya
çiftliği arazisinden 4 ada, 2 parsel 2900
M2 Urla. 5800 435
> > -15 Bakırköy, Yeşilköy, (Şenllkköyü) Florya
çiftliği arazisinden. 4 ada, 3 parse] 2400
M2 tarla. 6000 43b
Kula elektrik tesisatı yaptırılacak
iller Bankasından:
1 — Kula kasabasının komple ecktrJk tesisatı yaptırılacakta;.
2 —. Tekmil tesisatın keşli bedeli 138,557,91 liradır.
3 — Geçici teminat 8.177,90 Uradır.
4 — Teklifler kapalı zarfla en geç 5 Temmuz 1943 pazartesi akşamına kadar İller Bankası Ticaret İşleri Müdürlüğüne makbuz mukabilinde teslim edilecektir.
6 — Şartnameler 8 lira mukabilinde Ticaret servisinden temin edilebilir.
8 — Banka ihaleyi,yapıp yapmamakta serbesttir.
7 — Postada vaki olacak gecikmeler kabul edilmez. (6311)
Fransa sefahatinden donen İngiliz veliahdı -prenses Elizdbelh. kocası Edinburq dükü ve kız kardeşi prenses Marf/aret ile birlikte gemiciler menfaatine verilen bir sııvarede
İstanbul Kız Lisesi Satınalma Komisyonundan:
1 — İstanbul kız lisesi binası onarımı açık eksiltmeye çıkarılmıştır. Keşif bedeli 4999 lira 98 kuruştur. Eksiltme 28/hazlran/ 1948 tarihinde pazartesi günü saat (11) de ilseler saymanlığında toplanacak okul komisyonu tarafından yapılacaktır.
2 — Bu işe ait evrak şunlardır: Mukavele, eksiltme, Bayındırlık İşleri genel, özel ve fennî şartnameleri proje keşif hülâsasllc buna miiteferrl diğer evrak okul dairesinde görülecektir.
3 — Eksiltmeye İştirak etmek İçin taliplerin (375) liralık muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz ibraz etmesi ve 948 yılın da ticaret odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi hâmil olması ve eksiltme gününden tatil günleri hariç (3) gün evvel vilâyet makamına müracaat ederek ehliyet vesikası alması ve yukarıda ikine] maddede yazılan evrakı görüp eksiltme şartnamesinde yazık kayda göre kabul ettiğine dair İmzalaması şarttır. Ticaret ve esnaf odası aldat makbuzları belge yerine geçmez. (8149)
> -19 Bakırköy, Yeşilköy, (Ştnllkköyü) Florya
çiftliği arazisinden 5 ada. 2 parsel 2050
M2 tarla. 3950 223
» -24 Bakırköy, Yeşilköy (Şenllkköyü) Florya
çiftliği arazisinden o ada, 8 parsel 2900
M2 tarla. 29 218
» -25 Bakırköy, Yeşilköy, (Şenllkköyü) Florya
çiftliği arazisinden 8 ada, 12 parsel 2000
M2 tarja. 3200 240
> -32 Bakırköy, Yeşilköy, (Şenllkköyü) Florya
çiftliği arazisinden 8 ada, 7 parse] 3850
M2 tarla. 3850 289
> -89 Bakırköy, Yeşilköy, (Şen)lkkflyü) Florya
çiftliği arazisinden 9 ada, 11 parsel 2900
M2 tar]a. 3100 233
» -38 Bakırköy, Yeşilköy, (Şenllkköyü) Florya
çiftliği arazisinden 9 ada, 10 parsel 2000
M2 tarla. 3100 233
> -41 Bakırköy, Yeşilköy, (Şenllkköyü) Florya
çiftliği mazisinden 11 ada. 3 parsel 2900
M2 tarja 5200 300
» -42 Bakırköy, Yeşilköy, (Şenllkköyü) Florya
Çiftliği arazisinden 11 ada, 4 parsel 2900
M2 tarla, 5200 300
» -43 Bakırköy, Yeşilköy, (Şenllkköyü) Florya
çiftliği arazisinden 11 ada, 15 paısei 2900
M2 larlu. 6800 435
Ankara Belediye Başkanlığından:
1 — Belediye sıhhi imdat hizmetinde kullanılmak üzere iki adet sıhhi İma d t otomobilinin satın alınması müteahhit namı hesabına açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — Muhammen bedeli 17850 liradır.
3 — Muvakkat teminatı 1338.75 Ura olup Belediye merkez veznesine yatırılacaktır.
4 — Bu işin İhalesi 25/6/1948 Cuma günü saat 16 da Belediye binasında Encümende yapılacaktır.
5 — şartname ve diğer evrakları tutanak ve muamelât müdürlüğü kaleminde her gün görülebilir.
6 — isteklilerin belli gün. ve saatte teminatları Ue birlikte komisyona
müracaatları. 7918
Mahkeme, tapu, icra we noter ilânları
Bedelleri hususî şahıslat taralından ödenen mahkeme icra, tapu ve noter İlânları ıribl resmi İlânlar eskiden olduğu gibi doğrudan doğruya «AKSAM» jdaresi tarafından i şahın ed lmektedlr


Ç'K-uk nekinu Doktur
Ahmet Akkoyıınlu
Fim: n raiımnane Palas
M Dr. A. Asım Onur d
Orta köy Şifa Yurdu ■ Şehir gürültüsünden uzak: bir yerde büyük bir parkın İçinde ve çamların ortasında fevkalade güzel manzaralı, çok temiz • e lyl bakımlı? kadın, erkek her türlü hastalara açık husus! hastane. Sinirlerini ve yorgunluğunu dinlendirmek ve neka-hat devrini geçirmek lstlyen-lere mahsus yegâne müessese,
Telefon: 84421
Yukarıda yazılı tarladan müfrez arsalar 28.0.948 pazartesi günü saat 15 de Millî Emlâk müdürlüğündeki komisyonda ayrı ayn açık artırma İle satılacaktır. Çaplan gösterir harita mevcuttur.
İsteklilerin nihayet saat 15 le satış güntl komisyona, fazla makbuzları ve nüfus cüzdanlarile satış günü komisyonca, fazla bilgi İçin sözü geçen müdürlüğe başvurmaları. (Teminatlar önceden de yatırılabilir.) (7986)
A.Y.Z.E. Orman Fakültesi Dekanlığından:
Fakültemiz kadrosunda, açık bulunan 2ı) Ura maaşlı memurluğa «Memurin kanununun 4 maddesinde yazılı vasıfları haiz» isteklilerin onaylı belgelerini beraberlerinde getirmek şartllo 21.8.948 gününe kadar Dckan-kğınuza müracaatları, (7888)
Askeri posta 18768 K. lığından;
1947 yılı Milli Savunma kurslarını başaran yüksek tahsil kız öğrencilerine 12 Haziran 948 cumartesi günü saat 15 do Harblyede Ordu-evlnde rozet dağıtma töreni yapılacaktır. Bu kursları başaran kız ög rencliei'ln nüfus hüviyet cüzdanları veya belgolerlje bulunmaları 8048
Erzurum Valiliğinden:
Erzurum şehri İçme su şebekesinden bir kısmının tesis ve inşasının yaptırılması kapalı zarf usullyle eksiltmeye çıkarılmıştır.
1 _ Bu İşin keşif bedeli (88461» seksen sekiz bin dörtyüz aitmiş bir liradır.
2 — İhalesi 30/6/948 pazartesi günü saat 18 da 1) makamında te şekkül edecek komisyonda yapılacaktır.
3 — Bu İşe alt münakaşa evrakı şunlardır: sözleşme projesi, eksiltme şartnamesi, Bayındırlık İşleri genel şartnamesi, hususî ve fenni şart name, tevziat şebekesi palânı, keşif ve vahidi flat cetvelleri,, boru döşenmesi işlerine alt fenni şartname su İşleri şartlaşmalarına alt genel hükümler cedvelldlr.
4 — İstekliler bu münakaşa evrakım özel muhasebe ve Bayındırlık müdürlüklerinde okuyabilirler.
6 — isteklilerin bu İşe girebilmeler! İçin İhale gününden Üç gün evvel ti makamına dilekçe ile müracaat ederek ehliyet vesikası alına lan ve «5673» be? bin Bİtıyüz yetmiş üç liralık geçici teminatını yatırdığına dair makbuz veya teminat mektubunu ve 048 yılında ticaret odasında kayıtlı olduğuna dair vesaiki hâmil olması ve 2490 sayılı kanun gereğince hazırlayacağı teklif mektubunu ihale saatinden bir caat evvel sıra numaralı makbuzlar karşılığında artırma ve eksiltme ko misyonu başkanlığın» vermeleri ve ve bu İşe benzer 40 bin liralık işi ikmal ettiğine dair vesaik ibraz etmeler! ve yukarıda üçüncü maddede yazılı evrakı görüp kabul ettiğine dair İmza etmeleri lâzımdır.
Teklif mektuplarına alt zarfın postada yukııbııjn.cak gecikmelerin kabtı] edilmeyeceği İlân olunur. 8103
î. E. T, T. Umum Müdürlüğünden:
Tesisat muayenesi, ceıeyan temini, arıza g:daıilnıeil ve sair sebepler İle müşteriler nezdlııe giden memur ve müstahdemlerimizden hüviyet varakası İstenilmesi lüzumunun sayın abonelerl-pıJze bir defa daha lıatııdatuız.
Hüviyet varakasını hâmil bu gibi memur ve müstahdemlerimizden şikâyeti olan abonelerimizin, doğrudan doğruya Metro Han 2 ikinci kat 17 No. lı odada, müşteriler dairesi rnüfel‘işliğine (Telefon 44800) müracaat etmeleri rica olunur. (8175)
10 Haziran 1948
Bahife 8
Küçük Cari Hesaplar
25 Ağustos 1948 çekilişinin ikramiyeleri , (Ankara’da Tasarruf Evleri Mahallesinde bahçe j Fiçinde iki katlı ve bodrumlu. 6 oda. 2 sofa, veranda. balkonlar, tam konforlu.)
1 Arsa (İstanbul'da Suaâiıje’de)
ısa
TÜRKİYE İŞ BANKASI
küç^^MiOJari-^
En verimli ve en ucuz vasıtadır!
Doğrudan doğruya Akşam’ın ilân servisine müracaat.
Telefon: 20681
SANOGYL
Antiseptik Tıbbî
DİŞ MACUNU
Dişlerin beyazlığını temin eder. Ağız kokusunu giderir ve dişleri hastalıktan korur.
Lâboratoire Villette, Paris
YAZIHANE DEVRt^BBa Bankalar caddesinde üç oda mobilyalı ve her türlü konforu haiz gayet mükemmel bir yazıhanenin tamamı devredilecektir.
Alâkadar olacakların bizzat kendilerinin 43B80 numaralı telefonla Kemal’e müracaAt et-■■■■ meleri rica olunur.
İş bulmak istiyorsanız; işçi, dadı, aşçı arıyorsanız; ■ emlâk, arsa, eşya alıp satmak arzusunda iseniz: V
1 X 5000 Liralık
1 X 2000
2 X 1000 5X 500

14 X 200 Liralık
25 X 100
25 X 50
150 X 20
»
■o
»
hesabında en az 100 lirası olanlar bu çekilişe
Bankamızdaki
katılacaklardır. Her 500 Lira İçin ayrı bir lana numarası.
Henüz bankamızda hesap açtırmamış olanlar, sizler de talihinizi deneyiniz!'
— — ■ - ■■■ ' II. ! I..w ■!
Daktilo Bayan Aranıyor
Büyük bir ticarethane, iyi Türkçe ve Fransızca bilen bir daktilo bayan aramaktadır. İngilizce veya Almanca bilenler tercih olunur. İsteklilerin P. K. 1557 ye tercümeihal ve sarih adreslerini mektupla bildirmeleri rica olunur.
IHSAN SAMImhb H öksürük Şurubu
9 öksürük ve nefes darlığı, boğ-fl maca ve kızamık öksürükleri için ra pek tesirli ilâçtır.
Emm Herkes kullanabilir
ZAYt — Nüfus cüzdanımla beraber askeri terhis tezkeremi zayi ettim. Yenisini çıkaracağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Karagiimrük: Nesllşah M. Küçük çeşme so. 7. No. da Haşan oğlu 321 Doğumlu Ahmet Kocaelll
— PİYANGO TEHİRİ --------------------------
Yan? afları ifetiştiricile ri ve sahipleri cemiyetinin g Piyangosunun çekilişi görülen lüzum üzerine 4/Temmuz/ g E oaıt t-nrihina tehir olunmuştur. B
— Nakliye Eksiltmesi —
Balıklı Rum Hastahanesine aid 566-1000 ton marln-Jave maden kömürünün Zonguldak kömiir havzası limanlarından Istanbula kadar nakli için mukarrer eksiltme 15/0/948 tarihli sajı'günü saat 15 de ya pılacağından eksiltmeye İştirak etmek İsteyenlerin 1000 Jlra teminat paraslyle beraber Galatada Büyiik Balıkjı Hanın 09 No. lu odasında nazır bulunmaları.
— SATILIK KAMYONET —.
(Jeep WİUys Overjand» markajı ve BM plâka No. ]u bir yeni sa- R Un a]ııi3iı kamyonet arttırma İle satılacağından artırmaya İşti- E râk etmek İsteyenlerin evvelce kamyonetin bulunduğu S'.râservljerde E Mişelin garajında bunu görmeleri ve tecrübe etmeleri ve 22/6 'MS I sa]ı günü saat 15 de 750 Jlra teminat parnslfe beraber Gajatada Bü- E ı yük Balıklı Hanın 69 No. lu odasında hazır bulunmaları. i ■
Balıklı Rum Hastanesine
Ait Zonguldak limanlarından İstanbul» denizden naklolunacak 564-1000 ton maden kömürünün, motörlln yanaşacağı Kuruçeşme veya Unkapan veya Bakırköy iskelelerinden Balıklı Rum Hastahane-sl kömür istif yerine kadar kamyonlarla taşınması İçin mukarrer eksiltmenin 15/6/948 tarih]! sap günü saat 16 da yapıajcâğlndan eksiltmeye iştirak etmek İsteyenlerin 500 Hra teminat paraslyle beraber Gajatada Büyük Balıklı Hanın 6D No.Ju odasında hazır bu[un-nıa|arL
Flüoresant lâmbalar hakkında
î. E. T. T. Umum Müdürlüğünden:
1. — Yapılan muayene neticesinde Flüoresant tenvirat tesisatlarında görülen noksanlar kendilerine mektupla bildirilmiş o-lan ahonelerimize, bu eksiklikleri İzale İçin evvelce verilen mühlet 1/7/1948 gününe kadar temdit edilmiştir. Bu tarihten sonra, gerekil İslâhatı yaptırmamı? olan abonelerin tesisatlarına cereyan, verilmeğe devam edilmfyecektir.
2. — İdaıemizce muayenesi yapılmamı? flüoresant tenvirat
tesisatlarına cereyan verilmlyeceğlnden bundan böyle tesisatlarına flüoresant lâmba koyduracak abonelerden, bu işi yaptırdıktan sonra, İdaremize tahriren malûmat vererek tesisatlannm muaye nesini istemeleri rica olunur, (8174)
Mak ara ve düğme safın alınacaktır
Etibank İstanbul şubesinden:
Bankamız ihtiyacı İçin 87 000 adet siyah ve beyaz makine vp el makarası ile 200.000 adet büyük, küçük düğme satın alınar caktır.
Taliplerin en geç 15 6 1948 akşamına kadar tekliflerin! kapalı zarfla bankamız holündeki teklif kutusuna atmaları.
Müfredat listeleri h?r gün satmalına servisinden temin edilebilir.
pnnka İhaleyi k'
veya tamamen yapıp yapmamakta aer-

Macunu
T. C
Ziraat Bankası
İKRAMİYE PALHI
İstanbul Asliye 8 İnci Hukuk Hâkimliğinden:
İLAN TASHİHİ
Dünkü Nüshamızda TÜRKİYE! EMLAK VE KRED
BANKASINA
alt İnşşat Hânında tip numara lannı gösteren kolonda (6A) olarak gösterilen a odalı ev, (6B.) vo (7BJ olarak gösterilen 9 odalı oy. HA.) olacaktır. Tashih olunur,
I. inci sınıl VEREM ve DAHİLÎ HAS TAUKLAH MÜTEHASSISI Dr. Sadık Bilgiseven Muayenehane: Fatih tramvay cad. Kristal kıraathanesi karşısında Pazardan başka her gün saat 3.38 - 8 arasında.
»48-57
Beyoğlu Şişil Büyükdeıe caddesinde kâin Levent çiftliğinden müfrez mükerrer 9 No. lu. bir tarafı kendi köşk ve tarlası ve bir tarafı Yorgl Bekâroğlu bir tarafı Büyük dere cad desi bir tarafı harap su bacaları İle mahdut B dönüm kayden 34 zira miktarındaki arazi Beşiktaş tapusunun dit 3 sahile 10 sır» 6 ve 13/4/931 tarlhlle Yorgl E|agöz namına kayıtlı İze de 35 seneyi mütecaviz bir zamandanberl sahibi çıkmadığından bijâ niza tasarruf eylediğinden bahisle bu arazinin kaydının namına tesellini d&vaci Kemen çeeloğlu taralından talep edilmekle bu talebinin iki gazete He 15 gün müddetle Hân edilmeline mahkemece karar verilmiş olduğundan kararı mahkeme dairesinde İlân olu nur.
Tasarruf Hesaplan
A
ireated by free version of 2PDF
Devlet Orman İşletmesi Kiire
Müftü r lügiin de n :
1 — Küre Deylet Orman işletmesi arsasında 3 parçadan İbaret idare binası ve lojman, garaj, tavla binaları yaptırılacaktır. Binalar kargır ve ahşap karkas İnşaat sistemlerinde olacaktır. İlk keşif bedeli (38171) lira 52 kuruş olup muvakkat teminatı 2862 lira 88 kuruştur. •
2 — Şartnameler bilumum projeler, keşifnameler. serldöperller. mu kavele projesi, eksiltme şartnamesi, Bayındırlık işleri Genel şartnamesi. yapı işleri umumi fenni şartnamesinden İbaret olan keşif dosyası îatanbnlda Orman baş mühendisliğinde, Ankarada Orman Genel'mü-dürlüğü İnşaat şubesinde ve Küre Dev]et Orman işletmesinde görü lebljlr.
3 — Eksiltme Küre devlet orman İşletmesi müdürlük binasında mevcut eksiltme komisyonunda 25 Haziran 1948 cuma günü saat 15 de yapılacaktır.
4 — Eksiltmeye girebilmek İçin İsteklilerin 2862 Hra 86 kuruşluk go çlcl teminat vermeleri ve bu işin teknik ehemmiyetinde bulunan diğer bîr İŞİ muvaffakiyetle başardığını.veya l dnre ve denetlediğim Is-bata yarar bclgelerlle birlikte eksiltmenin yapılacağı günden en az (ta ttl günleri hariç) üç güfl evvel yazı İle Bayındırlık Bakanlığına Kasta-monl veya İstanbul Bayındırlık mü dürlüklerlne baş vurarak bu İşin eksiltmesine girmek İçin yeterlik belgesi almaları ve bu belgeyi göstermeleri şarttır.
Bu süre İçinde belge İsteğinde buluıımayanalr eksiltmeye giremez
4
4
4
40
120
240
400
Hesaplan 50 liradan
Aşağı düşmiy enler e bu yıl verilecek ikramiyeler:
1,500
500
250
20
10
tane
liralık
ler.
5 — İsteklilerin teklif mektuplarını eksiltmenin yapılacağı saatten bir saat öncesine kadar Küre Devlet Orman İşletmesi Mildürdü-ğiine makbuz karşılığında vermeleri lâzımdır. Postada olan gecikmeler kabul edilmez. 8185
Yükleme - Boşaltma yaptırılacak
Toprak Mahsulleri Ofisi Seyhan bölge M üdürlüğünden:
1 — Mersindeki teşkilâtımız aııbarlarma gelecek veya buralardan diğer mahallere sovkedilecek ofisimize alt hububat, bakliyat ve sair maddelerin bir yıl müddetle yükleme ve boşaltma işleri açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Eksiltme 14.6.948 tarihine rastlıyan pazartesi günü saat 15 de Adanada Seyhan bölge müdürlüğü binasında teşekkül edecek hususî komisyon önünde yapılacaktır.
3 — İstekli kimselerin 2000 lira geçici teminatlarını eksiltme saatinden bir saat önceye kadar ofis veznesine yatırmaları ve a-lacakları makbuzlarlle komisyona baş vurmaları lâzımdır.
4 — Bu İşe ait şartlaşma sözleşme taşanları 5 lira karşılığında İstanbul, Seyhan bölge müdilrlüklerile Mersin anbar .şefliğinden temin edilebilir. (8157)
r
Tekel Genel Müdürlüğü İlânları
]
Malzeme Alım Şubesinden:
1 — Mevcut şartname resim ve niimunesl mucibince 10 adet mantarlıma makinesi açık eksiltme usu|lyie yaptırılacaktır.
2 — Tamamının muhammen bedeli 14.854,40 lira olup muvakkat teminatı 1.114,08 liradır,
3 — Eksiltme 22/8/1948 salı günü saat 11 de Kabataş Genel müdür lüğü malzeme alım şubesindeki komisyonda yapılacaktır.
4 — Şartname ve resmi bir Ura mukabilinde sözü geçen şubeden alı nablllr. «Nümunesl Paşabahçe fabrikasında görülecektir.»
5 — Bu işe girecek müteahhidin İhale tarihînden en az üç gün ev ' ve] müskirat fabrikalar şubesine bir dilekçe ile müracaat ederek daha evvel bu veya buna mümasil bir İş yaptığını gösterir belgesini İbraz ede rek eksiltmeye iştirak vesikası almaları lâzımdır.
0 — İsteklilerin belirli gün vo saatte güvenme paralan ve kanuni vesaikle birlikte mezkûr komlsyonamüracaatlan İlân olunur. _______________________________ TMl
»
>
»
»
>
» »
ÇEKİLİŞ GÜNLERİ:
16 Şubat, 10 Mayıs, 28 Temmuz, 29 İkramiyeler, hesaplan bir yılda
100 liradan aşağı düşmlvenlere
200 liradan aşağı düşmi.yenlere
500 liradan aşağı düşmiyenlere
fazlaslle ödenecektir.
>
Aralık
% % %
10
15
20
İKRAMİYE ÇIKMAYAN YERLER İÇİN
21 Haziran ve 10 Aralıkta ayrıca yapılacak çekilişlerde $tı kramlyeler
verilecektir:
2 Tane 500 liralık 1.000
2 > 250 » 500
40 > 50 » 2.000
80 > 20 » 1.600
100 » 10 »■ 1.000
Bu ikramiyeler de hesaplarındaki paralar bir
yılda 100 liradan aşağı düşnıty enlere % 10 lazlasile ödenecektir.
ilân:
İstanbul vilâyetinde mukim olup kayd ve tescil için bu güne kadar şahsî davetname almamış veya gönderilen davet-nameye henüz cevap vermemiş bulunan Yugoslavya tebaasının, Yugoslavya Halk Federatif Cumhuriyetinin tabiiyet kanununun ahkâmına tevfikan kayd ve tescil muamelesinin ikmali ve hüviyet varakalarının kat’İ pasaportlarla tebdili hususunda hüviyet varakaları ve altışar adet fotoğrafla beraber mutlaka ve şahsan Yugoslavya Halk Federatif Cumhuriyeti Jeneral Konsolosluğuna müracaatları lâzımdır.
Alâkadarların bu kerte de müracaat etmedikleri takdirde haklarında Yugoslavya Halk Federatif Cumhuriyetinin tabiiyet kanunu ahkâmı tatbik edilecektir. Müracaatlar şu. veçhile olacaktır:
İsimleri A.B.C.D, harflerlle başlayanlar 17 Haziran saat 10—12 de İsimleri E.F.G.H, harf]erl]e baklanlar 18 Haziran saat 10—12 de İsimleri İ.J.K.L, harflerlle başlayanlar i» Haziran saat 10—12 de İsimleri M.N.O.P, harflerlle başlayanlar 21 Haziran 10—12 da İsimleri R.S.T.U, harflerlle başlayanlar 22 Haziran saat 10—12 de İsimleri V, Z, harflerlle başlayanlar 23 Haziran saat 10—12 de Bu İlân, bugüne kadar henüz kayd ve tescil ve hüviyet varakalarını kati pasaportlarla tebdil muamelesini ikmal et-Tnlyenlcri alâkadar etmektedir.
Yugoslavya Halk Federatif Cumhuriyeti Jeneral Konsolosluğu
BcV0ğln_tştiklâl_Çadrieşl|Nu|471/^M^^^M
İstanbul jandarma Saîınalma Kurulu B aşkanlı ğmdan t
1 _ Toplu jandarma kıtalarındaki koşum ve tevhit semerlerinin yağlanmasında kullanılmak iizere 50 IU 100 kiloluk kutular İçinde ceman 500 Kg. Yunusbalıgı yağı evsafına göre pazarlıkla satın alınacaktır.
Pazarlığı 14/6/S48 pazartesi günil saat 14 de Takslm-Ayazpaşadakl J, Müfettişlik binası İçindeki kurulumuzda yapılacaktır.
SCO lira olup İlk teminatı 07,5 Ura-llk teminatlarına alt malsandığl balık evsafı her gün kurulumuzda 0085
2 — Yağın tahmin edilen bedeli dır. İsteklilerin belirli gün ve saatte makbuzlan l]e pazarlığa iştirakleri görülebilir-

Comments (0)