aksam! A C A İVI -f
A JL W, RmF AB. A* * 5öfi gJ «f H AHMKT BEDEVİ KURAN, lrıkıllp tarlhUnl-
.. „• ’ /-,, -’■. Jw Jty Mâfc t.‘;' M • .ışınlatan re nadide vesikaları ihtiva eden
„ ■ • 4 j ““*> «Üt X _ 'â »a «Sh «3® w «B» Atı.kıUp Tariiumte va JBn Tüıkler» e ilâveten
1*01İ H çf Süfİll İ Jfc"l ttraıer daha ne^retmljtlr. BQUlıı m Öner-
U ---— -------- ■ ■-. •• .......... J
Sena 3a — No. 10641 — nail her yenle 10 kuruştur. PAZAR 30 Mayıs 1948 Sahibi: Nesnteddln Sadak — Yası İslerini İlilen idare eden: C. Bildik — Aksam Matbaan
Batı Almanya hakkında 6 devlet arasında anlaşma oldu
Skandinav memleketleri
Mektep gemileri İsveç scrE’llerı açıklarında karşılaşacaklar
Yeni Kudüs şehrine taarruz başladı
Arap kuvvetlerinin her tarafta
Bir kurucu meclis teşkil edilecek
Ruhr havzası üzerinde Milletlerarası kontrol
olacak, Amerika bir Alman istilâsına karşı Fransa’va aarantı verecek
Kopenhag 29 (AA> — DanimarkalI A tılrai Vedei Stokholm radyosunun yayınladığı ve 3'candtnav memleket Lerınlo denip manevralarına dair haberi yalanlamış ve.demiştir kİ*.
«Bahis konuş uo'.an şey; tsveç, Nor veç ve Danimarka mektep gemilerinin bu yaz İsveç 3AhlUer| açıklarında yapılması karar! ışt irilmiş olan karşı layihalarıdır.»
yeniden ilerledikleri haber veriliyor
Rirleşik Milletler Güvenlik Konseyi 4 hafta için ateş kes emri verilmesini rrvıharıblerden istemeği karar verdi
Londra *0 (R) — Alınan haberler» göre Londrada; İngiltere. Amerka, Fransa, Belçika, HoLlancM ve Lük-aemburg hükümetleri arasında Almanya ya dair yapılan görüşmeler bir aııla//iM ile neticelenmiştir, şimdi tebliğ haarlanmaktadır. Tebliğ buğun tama minnacık ve yarın yapıla cak topbı.tı-iı -tasdik edildikten sonra neşrolunacaktır.
Varılan anlışmaya göre altı devlet Rhıır hnvtrst üzerinde milletlerarası kontrolü kabul etmektedir. Amerika, İleride bir Alman lâtlâst İhtimaline karşı Franşaya garanti verecektir. Fransa da buna mukabil batı Alman-yada bir kurucu pıecllsln teşekkülünü kabul edecektir.
Amerikanın durumu
Washlngton 20 — Associated Press muhabiri blldldlriyor: Batı Avrupa omletlerinden bir çoğu İla bilhassa Fraıı*jtun İleride Rusya v$ Almanya İle derde girmeleri hallnda, Birleşik Amerikanın kendilerini desteklemlye* cebinden korkmakta oldukları haber verilme Wed1r. .
Amerikanın şimdiye kadar yersiz veya esar-ms olarak vasıflandırdığı Pranganın bu konudaki endlflerl buğun Paris menşeli bit* tasın haberiyle açığa vurulmuştur. Habere göre. Dışişleri Batanı Bldautt, Amerikanın askeri garantiler vermesi İçin doğrudan doğruya Geocge Marsahll’a. mQ-racat etmştlr.
Amerikan hükûümeûtl mensupları böyle doğrudan doğruya bir mflraca-atlan haberleri olmadığını söylemlş-
Diisseldorf'lan bir görünüş
Rhur’un batlıca şehirlerinden ler. fakat Paris telgrafının, Fransız idari çevrelerinde Amerikan siyaseti hakkında duyulan had tereddüt derecesini aksetsirdıglnde şüphe olmadığını da beyan ebtnl-şiç.rdlr. Fraıı-nzter asasen ra hu-ftutakl «ndlHl»rl-nl Vaşingtüa, Lodra. ve Parlstekl Amerikan makamlarına bildirmişlerdir. B
Komünist aleyhtarı diğer batı Avrupa memleketleri da aşağı yukarı aynı hisleri besler gibi görünmektedir ler. Bu memleketler de. görünürde sû rakll bir yardun bahsinde Birleşik Amerika?* t&mamlyla bel bağlayabileceğine kant değildirler.
Yiyecek kıtlığı
Londra 20 (A.AJ — Coblentz radyo
Türkiye - Avusturya maçı
Teknik üniversite radyosu hıgiinkii maçı neşredecek
Kapalı tribün biletleri karaborsada 50 İİraya kadar çıkmış
Geçen senedenberi, tecrübe mahiyetinde olarak, çok güzel mü-Elk neşriyatı yapan teknik üniversite radyosu bugünkü Türkiye - Avusturya futbol maçım kısa dalga 42 metreden yayinilyacak-tır. Neşriyata maçın bavlıyacağı beş buçuktan bej dakika evvel çalınacak Mozat’uı Türk marştı e başlanacak, bunu müteakip maçın safhaları stattan naklen bildirilecektir.
7e«nlk Üniversitenin maça gi-demlyenlere gösterdiği bu kolaylığı ve yardımı herkes büyük memnuniyetle karşılıyacaktır.
izdihamı önlemek için anki tedbirler alındı
Ougün tnönü stadyumunda yapılacak Türk - Avusturya milli futbol maçmda izdihama ve hadiselere »nanl olmak üzer© alâkalı makamlar sıkı tedbirler almışlardır. Stadyumun istiap hacmi 17500 kişi olduğundan piyasaya ancak bu miktar bilet çıkarıldığı temin olunmaktadır. Bununla beraber sahte biletlerin de satıl-(Wh haber veriliyor.
İdarî makamlar, halkın stadyuma girişinde karışıklığı Önlemek (izere mühim wıyıda zabıta memurları yardımile tedbirler Adaklardır.
(Arkası sahile 2. sütun 6 da)
DİKKATLER;
Parmağını uzattığı yerde ağaç biterdi
Atatürk bir yün motorle Hay-darp aş adan Ûotmabahçeye oidf-UOrmus. Üsküdar sahillerindeki sapsan toprak yarlara bakmış. Parmağını uzatarak;
— Buraları niçin böyle ağaçsız? - diye sormus.
Muhiddtn Üstilndağ da oraya hemen ağaçlar diktirmiş. Simdi, o sahiller ağaç içfndedir.
Tarihin bazı stmaları hakkın da: sAyağmin bastığı yerde ot bitmez'» derler. Bizim uğurlu Atatürkiin parmağını uzattığı yerde ağaçlar biterdi. Anharada dahi Şule olmuştur.
Her sene ağaç dikme bayram lan yapılıyordu. Hani? Niçin yeni neticeler alınmıyor? Bav cins ağaçtan dikmenin htc de külfetli is olmadığını herkes bitir. İstanbulini tarihte ağaçlarUe mejhtır mesirelerini bile ağaçlanamaz-sak. Ada çamlarını elimizde öldürürsek ormanethk ve Belediye-ciHğimis sıfır alıp sınıfta dönme-. mİ’
sunun bugün bildirdiğine göre Frarına İşgal bölgesinde Laşo maddelerinin Ed ta/etsizliğine Searşı protestoda bulunmak üzera Ludwlgshaven'da ve diğer dört şehirde kısa grevler yapıl-
Sendika tcrcuîil:îlexl gene! vali taralından kabul edilmişlerdir. Bu tem sleller tazı taleplerde bulunmuşlar ve taîi çlfcUsrin durumu He iaşe maddelerinin yeter derecede olmamasından şlklyet etmişlerdir.
Oenel valinin haslraa ayından evvel bazı anormal durumlarla düzeltileceğini «öylemi^ olduğu bildirilmektedir. 1
Yunan ordusu büyük taarruza hazırlanıyar
Çeteler son çarpışmalarda mühim kayıplara uğradılar
Londra 39 (R> — Yunan Başbakanı Sofulis çetelere karşı yapılan İki aylık harekât hakkında demeçte bulunmuştur. Başbaka göre çeteler 3213 ölü, yaralı ve esir vermişlerdir. Ordunun kaybı 204 dür. Ordu, bütün Yunanls-tanı çetelerden temizlemek İçin yakında büyük taarruza geçecektir.
Pelopones’le Yunan ordusunun bazı muvaffakıyetsizliklere uğradığı kabul edilmektedir. Fakat şimdi çeteciler, uzun müddet İşgal ettikleri yerlerden atılmışlardır.
Fransız Kabinesi
Buhranın önüne geçilmesine çalışılıyor
Parla 29 lAAi — Rötar t Bchuman hükümetini tehd'.d eden çifte buhranı izale etmek lizere dûn akşam perde arkasında yapılan görüşmelere de va.ni, çdllşaJjtlr,
Başbakan kendisine 153,003 hükümet memurunu kadr» dışında bırak nıak İmkânını sasıyacak olan İktisat kanunu için Meclisten güven 07u istenmiştir. Yirmi seneden beri Fran 3iz siyasetini sarsmakta olan ikinci mesele ise, din mekteplerindeki çocuklara devlet bütçesinden bilvasıta para verilmesini sağlıyan kararname ile yeniden ortaya çıkmıştır. Bu kararname İki gün evvel Başbakan va Cumhuriyetçi Halk partisine mensap olan Bağlık Bakanı Bayan Chapuls tararından İmza odilnUştlr. Başbakan ve Sağlık Bakanı evvejce kabinenin soevaiiR' ve radikal üyeleriyle tsib»-t^TeMe bujua’mShhtt bu karımamey! İmzalamışlardır
İyi tutar alan müşahitler dün sm yillîEIerln İktisat kanununu destekle mek için bu kararnamenin geri alınmasını şart koşacaklarını söylemekteydiler.
İktisat kanunu salı günü oya kona cak ve bu kanun kabul edilmediği takdirde fırtınalarla geçen yedi aylık Hükümet başkanlığı esnasında altı defa İstifa etmek teklifinde bulunmuş o|an Schuman bu seter otomatik bir şeklide hükümetin başından çekilmek zorunda kalacaktır.
Şeker fişti indirilecek
Şeiker satışı yakında şerbet bırakılacak
Ankara 29 — tngilteıeden İthal ı?diiecok 23 bin ton şeker. 15 bin tr»n arttıcılaıak 43 bin tona çıkarılmıştır. İlk partisi dün Ll-verpol Umanında iki İngiliz gemisine yüklenmiş ve yola çıkarılmıştır. Bu gemiler, önümüzdeki ayın Uk haftasında İstanbul limanına gelmiş olacaklardır.
Alâkalı mahfillerden sızan haberler? göre, seker satışları kısa bir zaman sonra serbes bırakılacak. bu arada flatlerde de indirme olacaktır.
Arap memleketleri erkânının bir toplantısı: Kırat Abdullah. Irak Kırat Naibi Bmir Abdiililâh. Arap Birfiği ıınjMral kâtibi Aseam pasa Filistin hakkında aortıjıiyorlar
Arap kuvvetleri bir kamyonu kontrol ediyorlar
Londra 30 CR» — Arapların yeni Sudüa şehrine karşı başlıyan taarruzları hakkLnda az haber vardır. Oazze'den hareket eden Mısır kuvvetleri yeniden İler]emişlerdir. Mısır tebliğine göre kuvveler Oazzen.u 32 kilometre şimalindeki isdud şehrine girmişlerdir, frak kuvvetleri Telâ-vtv - Hayta arasında sahilden birkaç Kilometre İçeride hareket ediyor. Bv mıntakada Natanya'dau 0 kllometrv içeride iki Yahudi mili t amer esine ta fteruz edildiğini Yahudiler bildiriyorlar.
Yahudtler Tel&viv - Kudüs y|ou üzerinde Lâcron nuntakasmdakl mu harebeden bahsetmiyorlar. Halbuki' dün burada şiddetli bir muharebenin devam ettlğlnt bildirmişlerdi Arap mem1 »alarmdan gelen haberlere gö-
re; yolu açmak lsllyeu Vahudljer ta* guna uğramışlar: ağır kayıpla geri atılmışlardır.
Hava akınları
Londra 30 (Ri — Mısır uçuklan Telâvtvdekl tahkimata karşı ağır bir akın yapmıştır. Diğer mıntakalara da muvaffakiyetli taarruzlarda bulunulmuştur. İarikşaf uçaktan Yahudi zırhlı teşekküllerine hücum .etmişler dlr. İsdud’da bir Yahudi uçağı dûşü-riilraiiştiir. Bit- Mısır ayağı Muır hat jarı gerisine İnmiştir. Diğer uçaklar salimen dönmüşlerdi.
Yahudi|er Nab|ııa, Cuneya. Ram-le'dekl Arap .yığınaklarının boruoar-dıman edildiğini bildiriyorlar. Surly-uçakları Lübnan kuvvetlerinin hare ketini desteklemektedir.
/ Arkası sahile 2. sütun 5 te)
DÜŞÜ? ÇgL^R
Medsıraî kanunu r»Moll tercüme @ttflks®.=»
Kimi diyor, şöyle olsun. Kimi diyor: Böyle yapılsın. Hükümet partisi kendi zevkine göre «emniyetli» bir seçim kanunu hazırlamak niyetinde olduğunu söylüyor. Muhalifler, ha bire mitingler yaparak, kendilerini kazandıracak, yahut C. H. partisini kazan-dırmtyacak bir seçim sistemi peşinde koşuyorlar. Anlaşılıyor ki hükümet partisi. Bir. tki. ve İki buçuk numaralı muhalefet partilerini tatmin edecek bir kanun yapmıyacak. Görülüyor kİ muhalefet. hükümet ne yapsa, ne etse: «Olmadı, olmadı! - diye bağıracak, ve bu hal, C. H, partisi seçimleri kavbcdinceve. ve Demokrat parti (eğer o zamana kadar Demokrat parti kafirsa) seçimleri kazanmeaya kadar devam edecek. Bu gibi İslerden bVaraf hakem yoktur ki: «Gel. bize iyi bir seçim kanunu yap. bir seçim kanunu kİ hiç kimse itiraz edemesin» diyelim.
Bu seçim kanunu gürültüsü böylece sürüp gidecek rrl?
Aklımıza gayet basit bir çare geldi: İçerde ve dışarda herkese tam emniyet verecek, C- H partisi sabık Başvekili Celâl Bayan bile tatmin ederek kendi İdare devrindeki hürrivet ve demokrasiyi millete aratmıvacak en güzel. pn lvi. en adilâne ve hakkaniyetli seçim kanununu hükümet vaoanT'vorsa. bunun eo İvi-sini çoktan yapmış olan ve tatbik eden, seçimlerinin emniyetinde komünistlerin dahi şüphe edemedikleri bir memleket bulalım, hu demokrat memleketin secim ka-
nununu — İsviçre mi olun Fransa mı, İngiltere mı. heıneyse... — aynen tercüme edeünı va kabullenelim, kimsenin bir diyeceği kalmaz.
Başka bir memleketin seçim kanunu bize uvar mı? Her milletin kendine alt hususiyetleri vardır. Hazır elbise gibi seçim kanunu giyilir mİ?
Bu itirazın cevabı kolaydır,
Medenî kanun gibi, bir milletin en derin, en değişmez hususiyetlerine. ananelerine, din. aiı-lâk ve âdetlerine alt bir kanunıl tsviçreden, ceza kanunu gibi gene millî terbiye ve ahlâk İle alâkalı başka bir kanun tlalyadan alıp tercüme ettik, hem çok acele ve yanlış tercüme ederek tatbike kovulduk da. seçim gibi, sadu usule, tekniğe alt. millî Uars 11, alâkası olmıvan. medeni bir terbiye İşini, vemek yemek giyinmek nevinden bir İşi neden aynen taklit etmiyoruz
Seçim şöyle olmalı, böyle olmalı. Her kafadan bir ses çıkıyor. Seçimin en İyi yapıldığında bütün dünyanın ittifak ettiği memleketlerde seçim nasıl oluyorsa bizde de öyle yapılmalı. Bütün hayatımızda her medenî hareketi taklll ediyoruz da niçin kendi kendimize seçim usulleri icadına kalkışıvoruz? Yoksa Demokrasinin mucldi biz miyiz?
Hic vakit kaybetmeden bizim sc?im sistemine benzeyen mem-lr-^CHerin secim kanunlarını tercüme ve t thlk edc’lm Kimsenin bir diyeceği kalmaz,
■*

6ahife 2
AKŞAM
30 Mayıs 1948
SÖZÜN 6ELİŞİ -
Sakin kahveler, sessiz bahçeler...
Belediye, şehrimizdeki yaalık bahçe ve gazinoların tarifelerini yeniden gözdem geçirecekmiş. Aman geçirsJnl Çünkü yaz mevsiminde İstanbullular İçin kır kahvainde oturmak bir İhtiyaçtır ve tarifelerin boyuna yükselmesi yüzünden bu İhtiyaç R’l" derilmez olmuştur.
îstanbulda, şehir içindeki kahvehanelerde bir çay, bir kahve, umumiyetle 10 kuruşa veriliyor. Bir gazoz, bir şerbet 15 kuruştur. Sahipleri har halde kâr ediyorlar M müesseseleri açık duruyor. Sandalyesi bile oturulacak gibi olmıyan, dört ayağı birden yere gelmediği İçin her uzanışınızda masası bir tarafa yatan kır kahvesinde cay. kahve en aşağı 30 kuruş, ötekiler 45 kurusl Niçin? Gramofon çaldığı yahut radyo dinlettiği İçin mİ? Belediye eğer yazlık bahçe ve gazinoların tarifeleri üzerinde fiatleri ucuzlatmak maksadile duracaksa, halkı rahata kavuşturmak İçin şimdiye kadar yürütülen usulü tersine çevirmeli; gramofonlu veya radyolu bahçelerde kahveyi 10 kuruşa indirmeli, bunlarsıs bahçelerdeki kahveyi 15 kuruşa çıkarmalıdır. Çünkil radyo da. gramofon da kır gazinolarında halkı rahatsız eden müziç bir vasıtadır. Kafası çlşip sersem olan vatandaş üstelik neden daha fazla para vermeye mecbur edilsin? Kır kahveleri sırf yüksek bir tarife koparmak için.gramofonla, hoparlörle teçhiz ediliyor. Belediyemiz dr, sanki gramofon çalmak, radyo çalmak çok masraflı bir İşmiş, maliyeti pek yükseltirmiş gibi, larifeyf .yüksek tutmak İçin bunu bir sebep saymıştır.
Bu hesapsız düşünce, »adece halkın soyulmasına ve yok yere rahatsız edilmesine yol açıyor, kır kahvelerimizi kır kahvesi olmaktan çıkarıyor. Başını dinlemek için kırlara çıkmaya hazırlanan vatandaş Belediyeden sakin kahveler, sessiz bahçeler istemektedir.
Haseki darüşşifası ve çocuk hastanesi açıldı
Fatih cami ve türbesile civarını tanzim işine dünden itibaren başlandı
Demokrat Parti
Marshall’ın yen'
Kanuni Sultan Süleyman tarafın dan Mimar Sinan eseri oarak inşa e-dlldlfil halde btr milddettenbcrl harap bir holde olan ve bu kere Belediye tarafından restore edilen tarih! Haseki Darilşşlfosı İle yeniden İnşa edl len 100 yataklı Haseki çocuk hastane »inin açılma. Fatih cami ve türbesi etrafının tanziminin temel stma tö renler! tstanbujun fetih yıldönümüne tesadüf eden dün yapılmıştır.
Evvelâ Darüşşifanın açılma töreni yapılmıştır. Tam saat 10 da binanın önüne konulmuş ve Türk bayrakla rly]e süslenmiş hitabet kürsüsüne çıkan Va]l ve Belediye Reisi Dr. Lûtfl Kudur bir nutuk söylemiştir. Dr. Kırdan nutkunda Be]«dlyentn bin yataJu bir şehir hasianari vücuda ge tlrmek kararında olduğunu tekrar söylemiş ve Belediye hastanelerinin faaliyeti hakkında İzahat vermiştir.
Valiyi mütaakıp Belediye fi-.hhlye ınürurü Dr. MuhlddJn, eski milletvekillerinden olup Datüşşifanm rosto re edilmesi fikrini ilk defa ortaya atan Dr. Osman Şevki Uludağ ve en sonra da Prof. Dr. Mazhnr birer nıîtuk söyemişlerdlr.
Bunu müteakip kapıdaki korde]e kesilmiş ve davet]!]er binayı gezmişlerdir. Bina, cidden pek güzel ve iyi tâmtr ve tanzim edilmiştir.
Uzman
u
An-ter-
Ankara 30 — Demokrat Parti kara II İdare kurulu tarafından Up edilen mlUng bugün saat 11 de Cebeci meydanında yapılacaktır. Demokratlar saat 10 dan itibaren meydanda toplanmaca başladılar. Celâl Bayarla Adnan Menderesin birer nutuk söylemeleri muhtemeldir,
İra İr 29 — ödemiş Demokratlan bugün yaptıkları toplantıda iktidar partisin! çlddtle tenkfdetmlşlerdlr. Bir nutuk veren Hâmlt Şeket İnce, Halk partisinin Meçi!» çoğunluğunu. Demokrat Partinin İse millet çoğun-hjğunu teşkil ettiğini söylemişiz.
Marshall Rusya’yı itham ediyor
Bundan sonra yeni inşa edilen Ha seki hastanesi raûştemllftf-indan olan 100 yalaklı çocuk hastaneslno gidilmiştir. Yen! müesses», bu hastanenin baştabibi çocuk mütehassısı Dr. AH şükrü çavIlnln bir sütlüyle «çılnuş-Ur. Yeni hastanenin yatak odalar) 7 yaşma kadar çocukların tedavisi maksadlyle pek mükemmel surette yapılmıştır. Binanın etrafındaki Haseki hasUnesiain eski ahşap pavi-yonlari yıktırılarak burası birer park haline konulacaktr.
Bundan sonra davet]LJer büfede İzaz edilmişlerdir.
Bu meraalm bitlikten sonra gaıe-tecierle davetlilerin bir kısmı Fatih camisinin Önüne gitmişlerdir. Beledi ye, Fatih camı ve türbesiyle civarını tanzim ve caminin Akdeniz ve Kura reniz tarafındaki sekiz medreseyi birer birer restore etmeğe karar vermiştir. Fatih camisinin önünde ve arkasındaki meydanın yaya kaldırım lan tamir ve tarhları yapılacak ve aynca türbe avlusu da yeniden İnşa edilecektir. Belediye, bu sen» içinde bu tar.rim İşini ikmal edecektir. Med restlerin restore edilmesi işi WC öncü yıldönümüne kadar tamamlanacaktır.
Dün, cami meydanının ve etrafının tanzim İşini temel alma merasimi yapılmıştır.
Yeni Kudüs şehrine taarruz başladı (Bas tarafı t inci aalıifedef Kıral Abdullah Amman'a döndü
Londra 30 (R) — Arap Haber ajan sının tebliğine göre; Ürdün kıra]ı Ab dullah savaş cephelerini teftiş ettikten sonra Ammana dönmüştür. Kıra] Babülvad'da ve Kudüs - Telftvtv yo Iunda Lâtron kesiminde harekette bulunan Arap lejyonunu teftiş etmiş tir.
Güvenlik Konseyinde
Nevyork 30 (R) — Birleşmiş Millet ler Güvenlik Konseyi, uzun bir toplantıdan sonra, Filistin hakkındak! İngiliz teklifini bazı tâdillerle kabul etmiştir. Teklifte 4 hafta İçin ateş ke» emri verilmesi ve bu müddet zarfında aujb yoliyle >lr hal çaresi bul mak için görlişemcler yapılması l]eri sürülüyordu.
Rusya, 3ö saat zarfında ateş kesilmezse cezaların tatbikim iferl sürmüş, fakat bu teklif redddel]mlşt!r.
Konseyin verdiği karan mütaakıp bütün ilgljt hükümet ve makamlardan Azaplara ve Yabudilere harb malzemesi şevkinin durdurulmuı; Kudüste mukaddes yerlerin korunma u İçin tedbir alınması İstenmiştir. Birleşik Milletler aracın bir anlaşma remin 1 bulmak için görüşmeler yapa taktir.
Ate» kesilmesi 1 temmus Hat 23 e kadar devam edecektir. Bu karar kabul «dilmezse Konsey ıor]a tatbikini düşünecektir. Konsey çarşamba günü bir kere daha toplanacaktır.
Finlândiyada
Vaziyette gerginlik henüz azalmamı;
Londra 20 (AA) — Fln]ândlyacl&U durumu j'orumlıyan Spectatcr dergisi »öy]e demektedir:
Yeni bir içişleri Bakanının tâyin edilmesiyle »on hafta zarfında gergin İlgin azalmış olduğu söylenemez. B-sasen bu yeni Bakan, komünist olarak tanınmıştır. Fakat arkadaşları kendirin® pek yakında hakiki mükel leflyetler! olduğunu hatırlatacaklardır. Temmuz ayındaki seçimlerin de serbes bir şck!]de cereyan ‘edeceği pek kati değildir. Bununla beraber FLnlâmHyalılann bundan gene bağımsızlıklarını muhafaza ederek siy-rı]malan mümkündür. FJnlândiyaiı-]ax kendi araulârlyle 6ovycQCr Birliğinden vaki olacak her hangi bir taarruza mukavemet etmeyi tercih etmişlerdir. Şimdi Rusların h!ç olmazsa bir defa olsun hürriyet 'tesisini kabul edip etmlyecekjerlnl veya «arzu edljmlyen» unsurların Itaail huşu sunda ısrar edip etml ye teklerini gör mek kalmıştır.
İllimi Uran Samıuna gitti
Bir kaç günden beri şehrimizde bu kanan C. H. F. genel başkan vekili Hilmi Uran dün sabah kalkan Ankara vapuru Ue Samsuna hareket etmiştir. Hilmi Uran Karadeniz hava* lirinde hububat darlığı üzerinde tetkikler yapacak, parti teşkilâtı l)e temaslarda bulunacak ve gelecek hafta «çokla Ankaraya dönecektir.
Sol temayüllü hocaların muhakeme»
Ankara 29 — Sol temayüllü hocalar hakkında Danıştay heyeti umumiyeri lüzumu muhakeme, karan vermlçtt Haklarında Türk ceza kanununun 240 ncı maddesi gereğince açılan dâvaya asliye ceza mahkemesinde 15 haziranda başlanacaktır.
Kaçakçılığa karşı yeni tedbirler
Ankara 29 — Gümrük muhafaza genel komutanlığı İçişleri Bakanlığı vamtaslle güney İller valilerine Ba kanlat kurulunun kararma dayana mk, kaçakçılığı önlemek (here tedbirler alınması İçin tavsiyelerde bu-hın muştur.
Güney Afrikada
Yeni teçim yapılması lüzumundan bahsediliyor
tahanr.esburg 29 (AP.) — Bugün beyanatta bulucr-n alyarf müşahitler Aıftmüzteki btr kaç ay iarfında gtl-nay Afrikada yeniden genel »eçlmler yapılmasının kaçınılmaz bir ı-eruret olacağını söylemişlerdir.
MJUj-etçf Afi İkan er koalisyonunun parlâmentoda yalnız & üyelikten İbaret bir çoğunluk elde-edebildiğini be Ilrten bu müşahitler, durumun hükümet içlıı gittikçe sıkıntılı bir hal ala-«4 .i da beyan etmişlerdir.
Bu ar..da gazetelerde çıkan haberlere göre, parlâmento üyelğlr.e re-çllen Birlik partisi mensuplanndnn Voğu, kendi seçim bölgesinde kaybeden mareşal Bmnts'a parlâmentodaki yerlerin) teklif etmişlerdir. Bununla beraber. Birlik partisi liderinin bu şekilde bir kombinezonla yeniden parlâmento ûyeiiğiTir geçmek tatemi-iihmîn edilmektedir.
Pûrüand (Oregon) 29 (AA.) ___________
Amerika Dışişleri Bakanı Marshall, bugün Sovyet hükümetini, dünya sulhunu tanzim için müzakereye girişmek hususunda Amerika tarafından larfedilea gayretleri akim bırakmağa matuf kasde müstenit ve sinsi bir politika Laklbetmekla itham etmiştir. Dışişleri Bakanı bilhassa şöyle demiştir;
«Sovyet hükümeti, muhasamatın ■onundan beri dünyayı endişe ve karışıklık içinde bırakmış olan hareket ve faaliyetinden vazgeçtiği takdirde tamamlı» yeni milletlerarası bir hava yaratmış olacaktır.»
Marshall, aynı samanda Avrupa memleketlerinin Amerika ya gûvenD-mlyeceğl, Amerikalıların sonradan fikirlerini değiştlreçelleri v« bu gibi kâraraizlıkların zararlı tesirleri hesaba katılmadan Avrupanın kalkınma programı gibi şimdi Amerikanın ka bul etmiş olduğu politikadan sonradan vazgeçileceği endişesi İçinde bu-luduklannı Birleşik Amerika ya haber vermiştir.
Marshall, bununla beraber sulh İçinde emniyete ulaşmak ve dünyaya genel refahln avdetini çağlamak İçin mükemmel bir terakki kaydedildiğini belirtmiş, Birleşik Amerikanın azimle taklbettiğf siyasetin devamı en büyük güçlüklerin yenilmesini temin edece ğl ve sağlam bir sulhun temeline giden yolu aydınlatacağın] söylemiştir,
Marshall, son zamanlarda Molotov ve Stalln tarafından yapılan beyanatın hedefi Amerika ve dünya milletlerini bir anlaşmaya varılacağı ümidi İçinde bırakmak sureti!» bir propaganda zafer) elde etmekten ibaret olduğunu kaydetmiştir.
Marshall, sözlerine şöyle devam etmiştir:
«Milletlerarası müzakereler ve görüşmeler, dünya vaziyetinin İstikran ve devamlı bir sulhun gerçekleştirilmesi için gereken işbirliğini sağlıya-mamıştır. Bütün dünyanın refaha ka vuşma&ını benim kadar barareLle isteyen yoktur.»
Birleşik Amerika siyasetinin değişmesinden korkan Avrupa devletlerinin boş yere endişe ettiklerine İşaret eden Marshall, netice olarak şöyle demiştir:
«Taklbettğlmlz siyasetten hiç bir veçhile inhiraf etmemek, birinci derecede ehemmiyeti haizdir. Dünyanın halen derin bir heyecan içinde bulunduğunu anlamamız bilhassa ehem mlyetlldlr.»
7 eylül kararları
Dış ticaret dairesi başkanı bunun kâfi bir ders olduğunu söylüyor
I
İstanbul Ticaret derneğinin lop* .lanUsında bulunmak üaer» evvelki gün şehrimiz» gelen Ticaret Bakanlığı Dış ticaret dairce! başkan! Malı mut Eeyda. dûn. İstanbul Ticaret ve SaJjsyl odasında 'gazetecilerle konuş muştur.
Bugünkü iktisadi buhrana, fazla ithalâtın istihlâk edilememesinin de sebep olduğunu söyleyen Mahmut Şeyda, piyasanın darlık devresinden kurtulduğunu, satıcılar yerine şimdi piyasaya Alıcıların hâkim olduklarım anlattıktan sonra eî-cüuı!» demiştir U:
«— İthal mallarının fiatleri düş-müşiür. Daha da cılşmeri İhtimal dahilindedir. Yeni mahsulün İdrakinden sonra plyas* büyük bh fştra kabiliyeti kazanacaktır. Yen! mahsul çok tyldlr. İç İstihlâkten arttırılacak «nah sulun bol bol ihracını düşünüyoruz.
İnönü bir deniz ticaret öğrenci heyetini kabul etti
İstanbul 20 (AA.) — Cumhurbaşkanı İsmet İnönü bugün, yüksek deniz ticaret Okulundan Oğus Albnrcsm başkanlığında buluan bir öğrenci heyetini kabul buyurmuşlardır.
9 Çekoelovak memuru istifa etti
Londra 29 (AP — Çekoslovakyanm Londra büyük elçiliğine mensup 9 nıc mur, vatanlarında yarın yapılacak seçimlerin idare ve tertip tarzına karşı protesto makamında bugün ö-devlerlnden İstifa etmişlerdir. Keyfiyet elçiliğin bir sözcüs tarafından açıklanmıştır.
İstifa edenler ararında elçilik ataşe mlliterl ve havacılık ataşesi General tan Pjann He muavininin de bulundukları anlaşılmaktadır.
Bîr pilotumuz uçağile yandı
Ankara 29 — Dün sabah saat 11,20 de çift motorlu İnveder tipi öç talim uçağı Esenbofia hava meydanından kalkarak tecrübe uçuşlanna haşla-nuşlardır. Pilot Osman Ertosunun idaresindeki uçak 20 dakika kadar sü ren bir uç uç t an sonra Çubuk barajının kuzeyindeki tepelere çarpmıştır. Uçağın benzin deposu derhal ateş almıştır. Bu ani kana neticesinde tutuşan uçaktan atlayamıyan pilot Osman, uçakla birlikte yanmıştır., Mü-eeslf hâdiseyi civarda bulunan köylüler görerek alâkalılara haber vermişlerdir.
Hâdise mahalline gldeü ekipler, pilotun cesedini uçağın ankazı arasın-ckı bir kömür yığını belinde bulıruç-lardsr.
Rehit tayyarecinin cenazesi, bu gün askeri törenle kaldırılmıştır. Törende Genelkurmay İkinci başkam Muzaffer Tuğsavul ve Amerikan hava kuvvetleri adına dn albay Ferguson hazır bulunmuşlardır.
Bakanlar Kurulu dün iki defa toplandı
Ankara 29 (A.A.) — Bakanlar Kurulu bugün öyleden evvel ve Öğleden sonra toplanmıştır. Bu toplantılarda muhtelif Bakanlıklara ait gündelik İşler müzakere edilmiştir.
Hükümetin taka», ihracat primi, müdahale mübayaası gibi suni tedbirlere aynı «amanda par fi rr,. un kıymetini düşürecek olan yollara gitmemesi mukarrerdir. Zira 1 Eylül kararları kâfi bir ders olmuştur.
Bu sıırile cihan ptyasclarlle rekabet edeceğim Is gibi, gerek tiiccar, gerek müstahsil serbes piyasanın açık havası İçinde, mahsulleri kıymetlendirmek İmkânını kendi rezlş. görü» ve dirayetlerine göre temin edebileceklerdir.»
Mahmut Beyde Avusturya. Polonya, Flnlândlya belki Hollanda ve Danimarka gibi memleketlerle de tksjet anlaşmaları yapılacağını. Avusturya-nın bizden 7‘8 milyon kilo tütün satın alacağını söylemiştir. Dış ticaret dairesi başkanı btr İki gı’n daha ts-tanbulda kalarak tüccarlarla görüşecektir.
tt-
Tepkili uçak gösteri uçuşu yaptı
Ankara 29 — Gloçster Meteor pindekl İngiliz tepkili uçağı bugün
öğleden sonra Ankara Üzerinde gösteriler yapmıştır. Bu gösteriler esnasında şehirdeki nakil vasıtaları dur muş, halk evlerinden ve dükkânlarından dışarı çıkarak kıpkırmızı renk tek! uçağın sesten süratli uçuşu ve mahirane akrobasi hareketlerini sey retmlşlerdlr. Uçağn müthiş tırmanış kuvveti bilhassa hayranlığı çekmiştir.
Bıı gösteriler yapıldığı sırada müessif bir kaza olmuş; uçağın uçuşunu seyretmek için motosikletini cadde üstünde durduran bir genç, bir kam yonun sademe sİ ne maruz kalarak ayakları kesilmiştir.
Meclisin yarınki gündemi
An icara 29 — Meclisin pazartesi günü yapacağı toplan txta. Ticaret Ba kanı, Afyon milletvekili Haşan Dtnç-er!n bu senekl afyon tniibayaa flitleri hakkındak! soruaun* cevap verecektir.
Meclis gündeminde bundan başka, kimsesiz ve bakımsız çocukların himayesi kanun tasartn. gümrük muhafaza memurlarının askeri teşkilâta göre tensik! hakkın da kİ mm tasarısı vardır.
ka-
Eski Kudüs ne halde?
Londra M (AA) - B B O nln Ku-düstekl muhabiri, 11 gün muhasara dan sonra eski Kudüs Şehrinin man-aorasmı şöyle çizmektedir:
Harabeler Özerinde kesif kara dumanlar yükselmektedir. Ajırlardan-beri ilk defa olarak eski Kudüs şehrinde bir tek TahudJye Taslanmamak tadır.
Arap lejyonunun elinde bulunan Slon kapısından kadın, çocuk vo ihtiyarlardan müteşekkil kafilenin g» çişi allı sütten fazla Sürmüştür.
Arap lejyonu mensuplarını öven bir Kızılhaç subayr şunları söylemiş- ' tir:
Ürdünlü askerlerin Yahudllere kar aı yapmış oldukları muamele kadar nazik bir harekete şimdiye kadar tesadüf etmedim. Bu askerler, İhtiyar lan filon kapısına kadar kucaklarında tapmışlar ve yanmakta olan evlerdeki yaralıları kurtarmak için «a-atlarca büyük bir feragati» çalışını» lardır. ■
Son gelen haberler» göre »ski Kudüs . şehrinde el» geçirilen harb esirleri , Amman dakl bir kampa gön dr ilmişler dlr. içlerinde rijâh v» asker bulunup ( bulunmadığını anlamak özere Arap- ] lir eski Kudüs şehrindeki mahzenleri ( de dikkatle aramışlardır.
Türkiye - Avusturya maçı
(Bas tarafı 1 İnci sahifede)
Maç saati yaklaştıkça bilet karaborsasındaki flatlar yükseliyor. Kapalı tribünlerdeki yerler için 50 liraya bilet alanlar bulunduğu haber verilmektedir.
Sahte biletler
Beden Terbiyesi İstanbul Başkanığı gönderdiği btr tezkerede muhtelif kıymet ve renkerde sahte bljeterin piyasaya çıkarıldığın! bildirerek halkın uyanık buunmasuu tav siya etmektedir. Tezkerede giriş hâk kında »unlar bildiriliyor:
Resmi, nlm resmi müesseseler]© klüplere ve şahıslar adına müretteb olduğu halde alınamayan .1307 bilet saat 10 dan İtibaren Beşiktaş stadı gişelerinde «atışa, arzedijecektlr.
Stada giriş
Bugün yapılacak Türkiye - Avu» lurya milli futbol maçında İnönü stadına gir)» aşağıdaki şekilde olacak tu;
Federasyon davetlileriyle san renkli ve u(» Hra kıymetinde kapalı tribün biletlerini hâmil olanlar M/A turolkeataden;
Baaın Yayın Umum müdürlüğü kartiannı hâmil olan gazetecilerle beyaz renkli v» beş lira kıymetinde kapalı tribün biletini h&mil olanlar E v» turnikesinden;
Beden Terbiye»! Genel müdürlüğü t» Bölge asrbe» glrl» kartlarını hâm‘1 olanlar E turnikesinden;
Kiram renkli re üç Ura kıymet n de «çık Irlbtln biletini hâmil olanlar B ve N turnikelerinden stada gireceklerdir.
bölgesi

Büyük bir meydan muharebesi
Kahire 29 (AA) — Aralarında çok sıkı i» birliği yapan hava kuTvetlerl tarafından tamamlyle desteklenen Mısır. Ürdün V» Irak kıtaları dünden bert Fllbtlnde en büyük meydan mb harabesini yapmaktadırlar.
El Ahbarelyevm; bu münasebetle şunlar yazıyor: (Bu harekâtın hedefi Kudüsü kuşatan kuvvetleri yarmağa çajışan mühim Yahudi kıtalarını Lam mönaslyle İmlıa etmektir.
İstanbul Borsa sın m 29/5/1948 fiatleri
Ç B K L A R
Londra New - Terk Parla Cenevre
Amsterdam
Lizbon BrOJuel
Prag Stokbolm
1 Sterlin
100 Dolar
100 Fransıa f.
100 İsviçre t.
100 morlu
100 Belçika I.
100 Çeko kr.
100 İsveç kr. •
100 Eskudes
Arapların umumî taarruzu

Paris 30 (R) — Combat gazetesinin bildirdiğine göre; Kıral Abdullah pek yakında bütün Arap ordularına İsrail devletine karşı umumi taarruz emrini verecektir.
Aynı gazetede ilâve edildiğin» gör» bugünler İçinde cereyan edcek olan muharbeler İsrail devletinin âkıbeti-nl
tâyin edecektir.
Adalet Bakanı şehrimizde
Dün sabah husus! bir iş için şehrimize gelen Adalet Bakanı Şlnasl Devrin bu akşamki trenle Ankara'ya dönecektir.
Amerikaya g?den askerî heyet WiJ5hlngton 29 — Amerikan asker! ve sivil müessexeleriiHJe bir ay tet-klkller yapan general Fahri Ateşata İle refakatindeki subaylar Wash!n-ton’a gelmişlerdir. 2 haziranda Tür klyeye döneceklerdir.
General Fikret Karabudak silâh fabrikaları İçin Amer!itadan makineler alınacağını söylemiştir.
Kore parlâmentom
Londra 30 (R) — Yeni Kore parlâmentosu Seul'de toplanacaktır. Parlâmentoya Amerikan nuntakasında seçilen 200 savîâv İştirak edecektir.
İSHAM VZ TAHVİLÂT
% ? r»iıu Taunu»!
Kapanış
£ıraa - Erturum 1 Sivas • Erzurum 2-7
1941 Demiryolu t 20 00
1941 Demiryolu Et 20 25
1041 Demiryolu m 21.15
MIH! Müdafaa 1 30.60
Milli Müdafaa n 3010
MHP Müdafaa Ut 3032
Milli Müdafaa IV İOW
% e falril TahriHft _
Kalkınma I W.»
1041 Demirdin VI 07 20
Kritar.ma n 07 3»
Kalkmma TTI 9140
% ö iriall _
1033 Erg&nl 38.—
1938 tkranJycll 90.79
MJII1 Müdafaa 20,80
Demiryolu IV 90,80
Demiryolu V 98.3u
Anadolu Demîryprajçffüpu
Tahviller 1 - > Hisse senetleri % o Mümessil senet
8ARRAFLARDA ALTIN
Avrupaya yardım plânı
Newyork 30 (R) — Avrupaya Yardım İçin 3 aylık plân hazırlanmıştır. Muhtelit memleketlerden bir senelik İhtiyaçlarına dair tefen ilallı malûmat İstenmiştir.
Gulden Türk lirası Sterlin
30 Mayıs 1943
AKSAM
Sahlfe 3
akşamdan akşama
Bizim Lef ter
İstanbul muhtelitinin iki golünü de Fenerbahçeli Lefter yaptı. Hem sahaya sakat çıkmış. Tabiî arkadaşları da kendisini desteklediler fakat golleri o yaptı. Diğer maçlarda da temayüz ediyor. Atinadakl maçlarda da kendini gösterdi.
ihtimal sakatça olduğu İçin, İhtimal cüssesinin İngilizlere kıyasla küçüklüğünden, kaleden uzaktaki muhataralı kargaşalıklara çala pala girmiyordu. Fakat fırsattı anlarda bir satranç oyuncusu gibi kafasını işletiyor; hesaplı davranıyor. Çaktı mı: En mâkul yere pas... Bir daha çaktı m t En münasip zaviyeye gol...
Üslûbu da ona göre güzel... Çellm çalımı otuz otuz beş sene evvelin GalatasaraylI küçük Oberle'slnl hatırlatıyor.
Fakat bu, birim Lefter... Bu toprağın Lef teri... Mukadderatımız. menfaatimiz, şerefimiz, şanımız beraber olan bir vatandaş.
Halka dikkat ediyorum: Müslüman Türk çoğunluğu onu bir Ahmet’ten, bir Mehmet’ten ayırt etmiyor. Milli takımın golü Ah-med'in mi, yoksa LefterLn mi ayağile girecektir? Bunu dikkate almıyor. Takım, müşterek bir mefhumdur. Lefter de takımın uzvudur. Lefter: Bizim çocuğumuz. Her dikkatinden, lıer gayretinden, zekâsını ve adalesini her işletişinden muvaffakiyetimiz uğruna emsalsiz bir hüsnüniyeti olduğu belli. Halk bunu şaşmaz insiyakla seziyor.
— Yasa Lefter! - diye bağırıyor.
Hep bir ağızdan: — Ver Lefte-re. yazsın deftere!
Etrafımda, Rum, Ermeni, Yahudi bir çok seyirciler vardı. Onlar da bir Bülendl, bir Küçük Fikret’i, bir Cihad'ı tıpkı bizim Lefter'i alkışladığımız gibi alkışlıyorlar. Kalbi e; i beraber çarpıyor. Bu memleketin Bülent’leri, Fikret’leri, Cihatları, Lefter’Ieri hepimizindir.
Türkler, kendllerüe kaynaşan nice Rum, Yahudi, Ermeni ilim, sanat, siyaset ve zenaat adamlarım kayıtsız şartsız kendilerinden saydılar. Bunca nâzırlar, bunca hekim, avukat, profesör, muharrir. aktör, musikişinaslarımız gayri müslim ekalliyetlerdendir. Bir çokları da Osmanlı devletinin müslim ekalliyeti erindendi. Dünyanın her tarafuıda taassubun şahlandığı devirlerde, Türkiye-mizde kollektif fikri, hâkim olabilmiştir. Elbirliği ile vahdeti sağlamak mümkün olmuştur. Derken bu vahdete muhalif rüzgârlar esmiş... Öyle zıt cereyanlara tabiiz ki. — dünyanın neresinde ters İşler olmadı? — Aynı terslikler bizde de oldu. Ahmet'le Lefter kaş çatıştılar, yan bakıştılar. Fakat, bir spor sahasında, İstanbulu temsil eden ve yarın Türklyeyl temsil edecek olan takımda, Lefter, müşterek galebemiz için ruhunu ortaya koymuş:
— Yaşa Lefter... Bizim Lefteı!
Sporun: sanat, ilim ve hünerin bir centilmenliği vardır: Derhal dost elini uzatır; uzlaşmayı, bağdaşmayı, kaynaşmayı kolaylaştırır. Lefter bir tek sporcudur amma. o nevidendir; Mınakyanla-nn, Bmemeclyanlann, Arlstldlle-rin. Markoların nevinden.
Çoğunlukla azınlıkların bütün hayırhah çocukları bu topraklarda yaşıyanların — birlbirlerine tezat teşkil ctmiyen, birbirini itmam eden — şeref ve saadetlerini sağlamağı müşterek gaye saymalıdırlar. Böyle bir gayeye gidecek en küçük adımlara büyük ehemmiyet vermeli.
Bu satırları bana yazmak vesilesini verdiği için, kendi oğlumuza, can ve gönülden Ve tıpkı bütün o tnönü sahasını dolduran halk gibi, ben de haykırırım:
— Yaşa Lefterf
(VA - N û)
Sadeyağ fiatları düşmeğe başladı
Son bir hafta içinde sadeyağı 50 kuru3 kadar bir düşüklük teablt edilmiştir. Bu da yenf mahsul yağların piyasaya gelmeğe başlamasından İleri geliyor. Tüccarlar, geçen yıl mahsulü mallan bir an evvel elden Çıkarmağa çalışmaktadırlar. Bu sene sadeyağ istihsali fazla olacağı haberleri de fiatlara müessir olmaktadır. Yağ Hatlarının önümüzdeki hafta daha fazla düşmeşj bekleniyor.
Amerikan hekimliği
Dr. Ethem Vassaf diin bir konferans verdi
Amerlkada.fi dönen doktor Ethetr. Vassaf, Türk Tıp cemiyetinin dünkü İçtimaindi., cemiyet tarafından vaki davet üzerine. «Amerikan hekimi1 Sİ ve hekimlikte yeni usul ve tedaviler» mevzulu bir gonferans vermiştir.
Doktor Ethem Vassaf, kırk beş dakika süren bu konferansında, Ameri kada 12 sene devam eden mücadeleden sonra alkoUk hastalar üzerinde muvaffakiyetli keşifler yaptığını anlatmıştır.
Konferansçı, Amerikedakt hekimlerin yetişme tarzları, Amerikan he kimleri İla hastabakıcılarının müşterek insani vazifeyi nMaıl yaptıklarını İzah etmiştir.
Doktor Ethem Vassaf, en son ted* 7l usulleri ve yeniliklerini anlatırken Penicilin, Stereptomlcln İlaçlarının kudretli ve kurtarıcı vasıflarına da temaa etmU. Amerikan halkını dalma genç ve zinde tutan şeyin vlta-minler olduğunu söyüyerek vitamin mevzuunda da İzahat vermiştir.
Ethem Vassafa göre, bir sinir ve akıl hastası, cemiyetin asla feda e-demlyecegl bir İnsandır. En son ma' dent usuller ve tedavilerle deliler yüzde 90 İyileşirler. Konferansçı bu mevzu dakl izahatını: «Yalnız al ika vs şefkat, fikri takip ve mesuliyet hissi taşımak lâzımdır.» diyerek bitirmiştir.
Doktor Ethem Vassaf; alkoliklerin dünyanın her tarafında olduğu çlbl Türk İyede de tedavi edilebileceğini ve bu hususta tedavi ettikten sonra tıp cemiyetine vakalar halinde takdim edeceğini söyllyerek konfernası-nı bitirmiştir.
Memleketimize en çok ithal edilen mallar
Son aylar içinde limanımıza çok miktarda ecneb! şilep gelmektedir. Verilen malûmata göre bu şileplerin getlrdikerl mallar arasında en mühim yeri makine ve yedek akşamı tutmakta, ondan sonra suaslyle oto mobll, kamyon veems ali kara nakil vasıtaları ve akşamı, otomobil ve kamyon lâstikleri, hırdavat ve madeni eşya, elektrik aîltı vo maİTf^» sİ, inşaat demirleri ve su borulan, manifatura, pamuk İpliği, yiln İpliği, tıbbi ve kimyevi eczalar, sud kostik, kâğıt ve kırtasiye, matbaa kâğıdı, züccaclye, cam ve porselen eşya, ham ve mamûl deriler, çuval ve kanavl-çe, akaryakıt ve madeni yağlar gelmek ted ir. ________
İsviçre ile ticaretimiz
Fiatların yüksekliğinden ve teslimatın uzamasından aksamağa başladı
Sotı zamanlarda memleketimizle İıvlçre arasındaki ticaret aleyhimize bir gidiş arzetmektedlr. Bunun sebep lerlnden biri tsvlçrenln bizden almak İstediği malların Hatlarını yüksek bulması diğer sebebi da sev-klyat müddetinin uzamasıdır.
Verilen malûmata göre kuru yemişler mevzuunda İsviçre daimi müşterlerimiz arasında bulunurken bir müddetten beri Amerikan rekabeti yüzünden bu vaziyet adam akıllı değişmiş, Amerikan menşeli kuru yemişlerde yüzde 10-20 nlsbe tinde flat düşüklüğü kaydedildiği halde memleketimiz fla Her inin yük sek seviyelerini daim» muhafaza etmeleri aleyhimize bir netice doğurmuştur.
Bu arada ûvtçreye bir miktar incirle fındık satılabilmiştir. Yumur ta Hatlarında da vaziyet -aynidir. Bir aralık tavlçT&Il tâclrlcr bizden yumurta almak istemişler, fakat normal olarak on giin kabul edilen tstanbul-Ocnevre yolunun umumi yetle 23 gün sürmesi yüzünden bu firmalar tereddüde düşüp vazgeçmek zorunda kalmışlardır. Keten tohumu mevzuunda da kalitelerimizin İyi Ilğl yanında flütlerimizin da o nla-bett» yüksek oluşu keten tohumunu da ayni duruma sokmaktadır.
Yeni sigara fabrikası hakkında müzakereler Tekel idaresinin Matepede yaptıracağı yeni sigara fabrikasının kati prajelerinl getLran Amerikan mühendisleriyle idare arasında görüşme Jer on günden beri devam etmekte dlr. Yakında projeler üzerinde taıç mutabakat hâsıl olması muhtemeldir. Bundan sonra derhal inşaata geçilecek ve üç sene lolnda fabrika tamamlanacakla.
■ ı
-^zz Bir konferans
II
Çifçiye yardım
Çiftçiye tahsis edilen biçer döğer, harman ve orak makineleri
İSTANBUL HAYATI
Müjde güze! amma...
Eminönü Halkevinde bir konferans veren muharrir «Ulus» gazetesinde yazdığı öz Türkçe makalelerde ne demek istediğini dinleyicilerine konuştuğumuz dille izah etti
Ulus gazetesinde B. Nurullah' Ataç bir müddetten beri Türkçenln öz t tir kç eleştirilmesi etrafında bir takım fikirler ileri sürüyordu. Fakat bu fikirleri kısmen İûgstlardan bul duğu, kısmen d® kendisinin tiirkçe köklerden türettiği kelimelerle yazdığı için ne demek. istediğini anla mak kabil olmuyordu. Muharrir bu hafta İstanbul* gelmiş, perşembe günü Eminönü Halkevlnde bir konferans verdL Konferansını yaşayan dil He verdiği için de kendisin! dinlemeye gelenler İlk defa , olarak ne demek istediğim anladılar. Dikkate değer bası nıütaleaierı ihttva ettiği İçin konferansın kus bir hülâsasını buraya alıyorum.
B. Nurullah Ataç demek istemiş ki:
« Türkçe İsteseniz de kuruluyor, İstenilenle de kuruluyor. Bizim eskiden nesrimiz yoktu, külilyen yoktu. Fuzulinln, 3!nan paşanın nesri ne slr değildir, daha çok serbest nazma benzer. Fikir beyan etmez; söz oyun jarı yapar. Gerçi Namık Kemal'in Halit Ziya beyin nesrinde fikir bey a natı vardır, vardır ama, yine eskisinin tesiri altındadırlar. Bizim nesrimiz garpla temas etlikçe nesir olmaya başlamış, zamanla da sadeleşmiştir. Fakat ben bu manâda sadelik taraftarı değilim. Dilin yaban cı kelimelerden temizlenerek Türkçeleşmesine taraftara». Bunu milliyetçi olduğum için İstemiyorum; Netekün ırkçılar da dilin öz türkçe-leşmestnl İstemiyor; Arapça, Farsça kelimeleri pek alâ kullanıyor, itiraz etmiyorlar. Şunu da söypyeylm ki ben ırkçı değilim, Türk milleti bu dili uzun zaman benimsemiş: Arap ça, Farsça kelimeleri kullanaraktan dünyanın en büyük İmparatorluğunu kurmuşlar; bu kelimelerin zararını da görmemişler, bilâkis anlaşma-lartruı yr^ım
Ben rasyonel - akılcı olduğum için akıl yollle Türkeçnin türkçeleşmesl-nt İstiyorum.
s Erendim, bugün eski dil He alay ediyorlar. «Zukestrülâdlav hiç de nlr mİ ir.-.L# Neden denmesin? Bir zamanlar bunu diyen dedelerimiz pek efendiden aklı başında adamlarmış. Çünkü onların cZukeslrüladala. de dikleri devirlerde mektepte hem Zu'nun, hem keslr’ln, hem udla’ın ne demek olduğu öğretiliyordu. Buğun Poligon» diyorlar.
Mekteplerimizde lâtlnce öğretll-medlğl müddetçe asıl «Poligon» demek utandırıcı bir şeydir. Çünkü bunun nereden geldiğini, kökünü bllml yoruz. insan kafası 2 bin kadar keli meler alır, üst tarafınn kaimeler arısındaki benzer inlerin den lstlfare ederek hatırlar,.,»
Burada konferansçı «müşahhas» yerine Öz türkçe «Somut» kelimesini kullanmak isterken yanlışlıkla t Soyut» dedikten sonra devam etli:
«Mekteplerimizde Arapça okutul madığma göre meselâ «sanat» .demek de bize haram olmuştur. Çünkü çocuklarımı- :3un’» kökünü bllml yorjar. Onun için ben da artık «sanat» demlyeccğlm. Yerine başka l'lr kelime arıyorum. Öııce «sanat» yerine «yapmak* dan «yapıt» dedim, beğenmedim. Sonra yaratmalıdan * yaratı» dedtm. Bıı pek alâ olabilirdi. Fakat yaratmak kelimesinde bir övünme olduğu İçin vaz geçtim. Tii-
Içelmekten «Dördt» dedim. Bunu da başkaları beğenmiyorlar. «Sanat» dururken «Dörüt» denir :ni nnlf- Beğenmezlerse beğenmesinler. Ben za ten onlar beğensin diye yapmıyorum ki... Evet güzel kelime yapamıyorum ama bazan sırf ben buldum diye kelimeyi beğenmiyorlar. Bilhassa kafa kelimelerinin manâsını kendi kendimize bulabilmeliyiz.
Meselâ bugün «İstiklâl» kelimesinin ne demek olduğunu biliyoruz. Fakat bilmeyen birine «İstiklâl Ispenç horıızu demektir» deseniz Ina nır. Halbuki «bağımsızlık ispGnç ho rozu demektir* deseniz kimse inanmaz. Her halde bağlanmakla alâfcMi olan bir şeydir der. İşte «ışıklı dil» haline böyle gelecektir.
şunu da söyllyeyim kİ ben mutlaka öz türkçeye gidelim demiyorum. Eğer Arapçaya dönmek İstiyorsanız Arapçaya dönelim, fakat mekteplerimizde arapça okutmak şartlle. şark medeniyeti devri artık kapanmıştır. Yeni bir medeniyet devri açımıştır. Bizde AvrupalIlar gibi lâtlııre kökle re gidelim, tâbirlerimizi oradan alalım derseniz orta mektepten itibaren bütün mekteplerimizde lâtince okut inak şartlje o yola gidelim. Fakat «Ne ona gideriz, ne ötekine» derseniz buyurun öz türkçeye....»
«Diyorlar kİ: «Türkçe zaten sadeleşiyor. bırakalım bu İş yavaş ya vaş ojsunl» Hayır, ben yavaş yavaşa taraftar değilim. Budalalar ya vaş yavaş der, kimse bu İşle uğraş maaşa, teklifler yapmazsa yavaş yavaş dlj nasıl türkçeleşlr? Bazı ?ece yatacağız, sabahleyin bir de baka cağızkl türkçede yedi sekiz kelime temizlenmiş! olur mu böyle şeyi...»
Bu İzah gülüşmelere sebep oldu. Konferansçı devamla:
* Bir de bana sen ne haddLna kelime yapıyorsun; diyorlar. Bu söz W dırrrfnrtır plbl (»Mrünlİr-Evet ben dil âlimi reğllim. Ama bu İş âjlmln işi değildir, âlimin İşidir ya, o mânada değil, thytyacı du yan herke* bunu yapabilir. Beğen mezler. kullanmazlar o başka..»
Zaten bu işin ne kadar zor olduğunu, benim yapamayacağımı da biliyorum.»
Konferansçı daha bir çok şeyer söyledi, İtirazlara cevaplar bile verdi. Fakat bu kadarlık hülâsa ne demek İstediğini anlamak için yeter sanıyorum. Bunlar da dil bahsinde nl hayet bir fikirdir. Fakat her fikir gt bl anaşıjması İçin yaşaysa dille söy lenmesl icap etmiştir.
KAMBER
Birahane, lokanta ve gazinoların tariflerine zam
Bazı Tekel maddelerine ve bu arada rakı Hatlarına zam yapıl-(hğı için birahane, lokanta ve gazino gibi yerlerin tarifelerinin de ğlşlirilmesi için belediyeye müracaatlar yapılmaktadır. Belediye tarifelerde bu kabil yerlere, sınıflarına göre içki Hatlarına yüzde yüz, yüzde yüz elli gibi zamlar vapılmastna müsaade etmektedir. Rakı ve diğer bazı içki fi faları arttığından bu zamların da artması İcap ettiği söyleniyor. Belediye tarifeleri-tetkik etmektedir.
Bu sene yurdumuzda hava ve yağış şartlarının müsait seyri umumiyet İtibaride ekinlerin gelişmesine yaramış, bereketli bLr mahsul yılının İdrak! ümitlerini kuvvetlendirmiştir.
Hasat İşleri, devamlı ve faydalı yağışlar sebebiyle 1®-15 günlük bir gecikme İle gliney ve doğu bölgelerimizde yer yer başlamış ve başlamak üzere olup, kombinalar ve Devlet çlfllk-lerlnde de bu yöndeki hasır!ıklar tamamlanmıştır.
Memleket çlCçllerlnln bilhassa böyle bereketti bir malısul vaadeden yıl İçinde hasat ve harman İşleri bakımından makine yardımına olan İhtiyaçlarını göz önündş bulunduran Ta* um Bakanlığı, Zirai kombinalar dairesinin kendi İhtiyacından kısarak sağladığı 124 adet biçer-döğer ve 10 adet harman makinesini »ifçinln İstifadesine arz.oderek satışa çıkarmıştır. Bunlardan 54 blgerdöğer ve 2 harman makinesi satılmış olup diğerlerinin de satışına devam edilmektedir.
Zirai kombinaları satışa ayırdığı lıasat vs harman makinelerinden başka Zirai donanım kurumu tarafındım sipariş verilmiş olan 73 adet biçer döverden 2o adedi memlekete gelmiş ve satılmıştır. 55 adedinin de bugünlerde gelmesi beklenmektedir. Bunlar da sıraya konmuş olan İsteklilerine satılacaktır.
Kurumun siparişleri meyanmda 5 adet harman makinesiyle 20 adet hayvanlı çekilir biçer bağlar orak makinesi de vardır. Bunlar da yakında memlekelmlze gelecektir.
Bunlardan başka Donatım kurumu depolarında bulunan 430 adet hayvanla çekilir orak makinesi!# 204 adet hayvanla çekilir çayır makinesi kurum, depolarında satışa arzedll-mektedtr.
Tentene, saçak resimlerine yapılan zam bu yıl da alınacak
«Ane Temmuz ayında fenni tetnzllk, tente, siper ve saçak, pazar yerlerin! işgal ve sair vergi ve re simlere Belediye tarafından yapılan ve tahsil edilen zammın bu yıl içinde da alınmasına genel meclis karar vermişti. Belediye bu karan tastik İçin Bakanlar kuruluna gön drınlştl. Karar tastlk edilerek İade olunmuştur. Bu suretle bu vergL ve resimler bu sen® de zam]ı olarak tahsil edilecektir.
Ankara garajı yangını dâvası
Sanıklar ihmalden 100 er lira para cezasına mahkûm oldular
Hlndlstanda Garbi Bengale valisi olan Rajagopalachari Hindistan umunıi valiliğine tayin edilmiştir. Yakında vazifesine banlayacak: olan yeni umumi vali, bu giine kadar bu vazifeyi görmüş olan Lord Mountbatten ile konuluyor.
Hind Lideri Gandhi’nin saminil dostu olan yeni tunuıul vali, garip bir tesadüf eseri olarak Gandhlye cok benzemektedir.
Ankara 29 (Akşam) — Ankara otobüs garajı yangını dolayısile açılan dâva sona ermiş ve karara bağlanmıştır. Yangına sebebiyet vermekten değil, yangından önce otobüs garajında gereken söndürme ve korunma tertibatını almaması suretile ihmalden yargılanan sanıkların suçunu mahkeme sabit görmüştür. Verilen kararda Refik Fenrnen, Hüsnü Ylğiner, Vedat Ayseven ve Mustafa Şafak 100 er lira para cezasına mahkûm edilmişlerdir.
Refik Fcnmen altmış beş yaşını geçtiğinden dolayı, cezası altıda bire İndirilmiştir.
Karara göre otobüslerin yanmasından meydana gelen 800,000 kllsûr liralık zarar dolayısile alâkalılar. hukuk mahkemesinde tazminat dâvası açabileceklerdir.
Üniversitede yarın derslere son veriliyor Üniversitenin muhtelif fakültelerinde yarın derslere son verilecektir. İmtihanların başlama tarihleri tesblt edilerek İlân olunmuştur. Yazılı İmtihanlar ayın üçünde başlayacaktır. Hukuk Fakültesinin yazılı İmtihan!an da ayın 3 ünde başlayacak ve 13 İdde nihayet» erecektir. Sözlü imtihanların yapılacağı günler 4 Haziranda belli olacaktır.
Gazete uzun uzun İzahat veriyor: Teknik üniversiteden İki profesör otomobil İle seyahate çıkmışlar, Batı Anadolu ve Trak ya'yı dolaşıp dönmüşler.
Profesörlerin verdikleri izahata göre, dolaştıkları mıntakalardaki yolların bir kısmı orta hızla seyreden arabaların hareketine el verişti imiş, fakat bir kısmı, yaz aylarında dahi zahmetle ve ancak arabadan fedakârlık ederek geçilebilecek haldeymiş
Bununla beraber, Batı Anadolu ve Trakya’nın yol durumu, memleketin diğer bölgelerine nispetle daha iyi imiş.
Ona hiç şüphe yok. Yurdun diğer bölgelerinde yolların bir kısmı, hem mühim bir kısmı bahar ve uzun laş aylarında tama' mil* kapalı kalır, yaz aylarında da hayatı tehlikeye koymamak İçin yolcuları, stk sık otomobilden. arabadan İnip yürümeğe mecbur eder. Bu öteden beri ç(i|c uzun yıllardan beri böyledlr. Köprüler yıkılırsa uzun müddet tamir edilmez. Üstün körü tamir edilenlerin üzerinden yılklÜ vasıtalar geçemez.
Gazete, yazının sonunda şu müjdeyi veriyor:
«Bütün bunları ıslah etmek ve İşi kökünden ve rasyonel şeklde halletmek için Bayındırlık Bakanlığının bir kanun tasarışı hazırladığı ve ba mühim tasamın pek yakında Büyük Millet Meclisine sevkedlleceğt. yetkili bir zat tarafından teyldedllmiş-tlr.»
Müjde güzel amma, cidden sevinmeğe değer mİ dersiniz?.. Bence hayır. Kanunlarımızın hepsi gayelerin tahakkukunu temin edebilen birer müeyyide olabilselerdi, bugün çok mühim bir çok işlerimizde mevcut noksanlıkların, aksaklıkların yüzde doksanı veya hiç değilse yüzde ellisi ortadan kalkmış bulunurdu. Hâlen adetleri beş haneli rakamlara dayanan kanunlar arasından lıakkile tatbik edilip müspet netice alınabilenleri bir araya top-Iasak rakamları İkinci haneyi bile doldurmaz. Meclise tasarı sevkedlp kanun çıkarmak marifet değildir, asıl marifet, onu tatbik etmek, maddelerin emirlerini verine getirmektir
. ■
Buna da şükür
Gene gazetede okudum: Denizyolları İdaresi, İnönü stadında maç yapıldığı günler Kadıköyü ile İstanbul arasında yolcu münakalesinin pek güç olduğunu. Dolmabahçe İle Kadıköyü arasında çalışan hususi motörierln epeyce yolcu taşıdıklarını görmüş. idare tarafından böyle bir servis ihdasının zaruri olduğunu hissetmiş. Hollandaya ısmarlanan geniller gelince, Kadıköyü, Üsküdar. Beşiktaş, Kabataş arasında bir ring servisi açılacakmış.
Allah razı olsun şu hususi motiflerden. O hatlar arasmda bir servise öteden beri İhtiyaç vardı ve bunu yapmak da Denizyolları IdaresLnce imkânsız değildi. Fakat böyle şeylere aldırış eden, alâkadar olan yoktu. Nasıl olsa bııgün elde, eskiden kalma bir servis teşkilâtı var; vapurlar düdük çalarak iskelelerden kalkıyorlar. düdük çalarak iskelelere yanaşıyorlar ve o düdük seslerini de alâkadar âmirler, memurlar oturdukları yerden duyuyorlar ya. Tetklkata. ıslahata; tekâmüle doğru yürümek İçin uğraşıp yorulmağa ne lüzum' var?
Ve yine nasıl olsa ara sıra nakliye ücretlerine zam yapılıyor, va pur düdüklerinin kuvvetli ötmesi İçin fazla faaliyet gösterenlere ikramiyeler veriliyor yal
Tekrar ediyorum, şu husus! motörler olmasaydı, Denizyolları İdaresi daha slttln sene yeni bir servis ihdası İhtiyacını hlssetmi-yecekt.
Mamafih, buna da şükür. İdarenin, Atlantlkler, kıtalar aşın seyahat külfetleri arasında böyle ufak tefek, değersiz İşlerin farkına varıp alâka göstermesi de büyük bir nimettir, himmetleri meşkûr olsunl
Cemal Refik
Nevyorkta miIJetleraraai moda fuarı
İlgili çevrelerden verilen malûma ta güre Milletler arası Moda ftıarı salt günü New-Yorkta (Madflson Squ ar Garden de açılacaktır. MüzUai ve eğlenceli olan bu fuarda riîöda-ya müteallik her CAşlt eşya teşhir edilecektir.

gahlfe ♦ ________________
Uzayan dâvaların verdiği ıstırap
Yasan: Avukat RCjOt Kaynar
A K S A M
îkl ov önce Adalet Bakanı, Baroyu ziyaret etti. Meslek dertleri kendi 1 erine arzedillrken, mahkemelerde yapılan taliklerin tabii w mııtad ölçülen aştığı. sarahaten anlatıldı.
Sayın Bakan, bu meselenin çöğülme sİ üzerinde İsrarla durduğunu dermeyan ettikten sonra:
— On beş günü tecavüz eden talikleri, tecviz etmemek azmi tideyim. yolunda cevap verdi.
Bu derd üzerinde bihakkın endişe duyan ve bunu izhar etmekte de asla tereddüt etmîyen Adalet Bakanının, bu hpsustakl açıklamaları aşağı yukarı, şu karar Jîe son buldu.
— Aıı karada t alikler on beş günü geçmez... İstanbul mahkemelerinde de taliklerin on beş günü aşmamaları mutad ve tabiî bir hale gelecek ve bu kısa zamanda hallolunacaktır.
Avukatlık bakımından duyduğumun haz şöyle dursun, bir buçuk aylık taliklerin İçinde elem hisseden bir vatandaş sıfatile, bu karara cidden sevinmiştik...
Bakanlara göre ıkısa zamanda) tâbirinin, gerçek zaman ölçülerine ne suretle r.lsbet edileceğini serbest meslek erbab) pek bilemezler..
Ancak, aradan iki ay geçmezine rağmen. İstanbul mahkemelerindeki talikler hâlâ en az bir avdan aşağı düşmemektedir. Bir buçuk. İki aylıklarına da sık «k tesadüf etmekteyiz...
Ortalama taliklerin bir buçuk ayda yapıldığı farzedike bu duruma göre, bir yılda, hâkimin elinden bir dava, ancak aeldz defa ireçebllecekür.
Günde yirmi bazan otuz dâvaya bakmak zorunda kalan İs-
Amerika'da senede 500 milyon kitap basılıyor!
" Rüzgâr gibi geçli „ kitabı 3 milyon 625,000 nüsha satıldı!
Birleşik Amerikada 1947 yılında takriben 500,000,000 cilt kitap basılmıştır. Bu rakamda 1946 yılma nazaran 100,000,000 bir eksiklik görülmekte ise de savaştan evvelki rakama üstünlük mevcuttur. 1939 yılında neşredilen kitapların yekûnu takriben 240,000,000 İdi.
Kitap neşriyatının yükselmesine âmil olan bir çok sebepler vardır. Bu sebepler arasında ansiklopedi satışlarının günden güne artmasını, kitapların hususî kulüpler tarafından tevzi edilmesini ve mektep kitaplarını tasrih etmek lâzımdır. Son zamanlarda Birleşik Amerikada rekor addedilebilecek sayıda öğrencinin okullara devam etmesi neticesinde gayet tabiî olarak kitaplara olan îhtlvaç da pek fazla artmıştır. NeteHm, umumî kitap satışının
tanbul hâkimlerinin keşif, teşbih delûll gibi diğer vazifelerini tl ■ İlâve edersek, bir dâva üzerindeki meşguliyet imkânlarını normal saymak mümkün değildir.
İstanbul cihetinde talikler bu ynlda cereyan ederken, Anadolu tavılanndakl mahkemelere de göz atmak isteriz. Üsküdar Asliye Hukuk Mahkemesinde hâlen görülmekte olan dâva adedi bin! ahmaktadır. Buradaki hâkim, sabahın saat dokuzundan İtibaren dâvaları rüyete başlar. İnsan kudretinin fevkinde bir çalışma İle yüklenen işin hakkından gelmeğe çalışır... Adliyeye İntisap edecek genç hâkim namzetlerine nünıune olacak derecede nezaket ve faaliyet tarzı gösterir... Buna rağmen bu mahkemede de dâvalar bir buçuk ay sonraya talik edilmektedir.
Üsküdar mahkemesine bir hâkimin daha verilmesi İçin yapılan niyazlara ve ricalara umarız kİ. kısa zamanda müsbet bir cevap verilecektir. Hâkim verildi. mahkeme kurulacak, sözleri 1 e oyalanmaktan kurtulacağımız günün müjdesini bekliyoruz.
Kadıköy aslivesinde İki hukuk hâkimliği vardır. Buradaki talikler de bîr ayı bulmakla beraber. hiç olmaz ise vatandaşı ve mselek mensuplarını her gün sıkan ve çökerten bekleme derdinden masun kalıyoruz.
Hâkimlere tazminat verdirmekle, maddi durumlarına hizmet eden Adalet Bakanının, bu talik derdine de bir çare bularak on beş günlük talik keyfiyetini seyyanen tatbik edeceğini bekliyoruz. Hem vatandaşları hem de hâkimlerimizi memnun edecek bir teşkilâtla meselenin çözüleceğini umuyoruz. •
Reşat Kaynar
yüzde kırkını okul kitapları teşkil etmektedir.
Son yıllar zarfında Birleşik Amerikada kitap kulüplerinin abonelerine kitap tevzi etmeleri, küçük ebatta ucuz kitap beaan naşirlerin durmadan neşrettikleri binlerce kitapların gazete satan köşklerden bakkal dükkânlarına kadar nüfuz etmesi, son bir kaç yıl zarfında Birleşik Amerikadakİ kitap neşriyatını asın derecede arttırmıştır. 1939 yılında neşriyat âlemine giren bir cep-kltaplan naşiri bugün senede 70.000,000 kitap basmaktadır. Diğer taraftan «Ayın Kitabı Kulilbü» kitap kulüpleri sahasının önderliğini muhafaza etmektedir. Bu kulüp 1926 yılında 2000 üye İle faaliyete geçmiş ve bugün takriben. 1.000,000 abonesi vardır. «Ayın Kitabı Kulübünün İzlerini diğer
MAHKEME KORİDORLARINDA,
Muharrem efendi iç giivey isi giriyor !
— 9 —
imam nikâhı ve para teminatı meseleleri de halledildi ya, Mu-bturem efendinin keyfine pay an yok. Biranın ve sevincin teslrtie o gece otelde rahat bir uyku çekiyor. Uyku arasında yine Belkis hanımın hayalüe meşgul tabiî.
Ertesi sabah erkenden kalkıp otel kâtibinden parasını aldıktan sonra kahvehane penceresinin önüne oturuyor. Kahvesini içerken Bürhan bey de geliyor.
— Sen! otelden kurtardığım İçin öyle seviniyorum kİ, Muharrem efendi.
— Ya ben? Sevincimden aklımı oynatmadığıma şaşıyorum. Senin bu İyiliğin altından nasıl kalkacağım bilmem kİ.
— O nasıl söz. Muharrem efendi? Bir daha böyle lâflar söylersen gücenirim.
— Biliyorum, Bürhan beycl-ğlm, senin ne kadar İyi adam olduğunu çoktan anladım. Sen olmasaydın ben bu otelden nasıl kurtulabilirdim. Şu işlere hâlâ lnanamıyacağım geliyor. Uyku e rasın da rüya görüyorum zannediyorum.
— öyledir Muharrem efendi. İnsanın bazan rüya zannettiği şeyler hakikat olur. Bundan sonra kim bilir daha neler göreceksin, onları da ıüya zannedeceksin.
— İnşallah, Bürhan beye İğini. Ağzına sağlık. Senin sayende daha bir çok şeyler göreceğime hiç şüphem yok. Bana dünyayı Ben öğrettin. Yalnız olsaydım Belkis hanımın yznına yaklaşmak, yüzüne bakmak benim haddime mİ düşmüştü!
— Bunlar hep talih İşidir, Muharrem efendi. Sen talihli adam olduğun için İşlerin kendiliğinden düzeliyor. İnşallah şu nikâh işini de halledip seni eve yerleştirdikten sonra gönlüm büsbütün ferahlıyacak.
— Sağ olasın, Bürhan bey! Sabahtan beri ben de o İsi diişü-bari.
— Ne münasebet, Muhârrem efendleiğim? Belkis hanım öyle fini fini dönen* kadınlardan değildir. Dün gece sen de gördün, konuştuk, az çok anladın tabii.
— Evet, orası öyle amma İnsanın İçine bir şiiphe giriyor İşte.
Senin uğurlu ağzınla şu nikâh da bir kryılsa.
— Merak etme, biraz sonra o İşi de bitireceğiz, öğle vakti beraberce Belkis hanımın evine gideriz. namazı orada kılanz, c®-dan sonra da nikâhınızı tay aran ben.
Tenha bir yerde olsalar Muhar* rem efendi kalkıp Bürhan beyin boynuna sarılacak, gözlerini, hattâ ellerini öpecek...
öğle vakti bir otomobile binip eve gidiyorlar. Bugün Belkis daha ağır başlı olmuş. Yüzünü yaşmaklamış, uzun bir entari giymiş. Belli ki şeriat nikâhının ha-vasi şimdiden sinmiş evin içine. Belkis hanım Besmele çekerek misafirleri lçerive alıyor. Yaşmağın İçinde bir kat daha güzelleşmiş hatun. Melek nü melekl Karsısında Muharrem efendinin içinden ürpermeler geçiyor.
Yemekten sonra aptes alıyorlar, Bürhan bey sarığını sarıp imam oluyor. Muharrem efendi arkasına dikiliyor, Belkis hanım da yandaki odaya geçiyor.
Gürül gürül namazlarım kılıp dualarını ettikten sonra Belkis hanım geliyor, seccadenin üzerinde şer'l şerif üzere nikâh kıyılıyor. hanımın hazırladığı şerbetler İçiliyor. O esnada Muharrem efendi de cebinden para destesini çıkarıyor, iki bin beş yüz lirayı sayıp Belkis hamurun önüne bırakıyor:
— Al, güle güle harca.
— Ne münasebet, efendim. Evvelce de söyledim ya. ben bu parayı bankaya koyacağım. Belediye nikâhımız kıyılınca tekrar size iade edeceğim.
— Yoook. Allahını seversen böyle şeyleri aklından geçirme. Belkis hanını. Bundan sonra sen benim nikâhlı ailemsin. Aramızda naranın pulun lâfı olmaz. Ben bunları sefayı hatırla ye. keyfine bak. Ben Anadoludan tekrar para getirtirim.
Belkis hanım kayıtsızca dudak VWÇT'4lf ipaTZyı alıp »laife 8rtU sürnln altına bırakıyor.
Ce. Re.
(Devamı var)
50 kitap kulübü taldbetmiştlr. Bunlann arasında 200.000 üyesi bulunan Edebiyat Birliği, başta gelmektedir.
Birleşik Amerikada şimdi taleri ben 1,000 naşir vardır. Fakat akıl ve hayalden geçmiyecek kadar fazla satılan kitaplann sayılarının gayet mahdut olduğu muhakkaktır. Margaret Mlchell'in yazdığı «Rüzgâr Gibi Geçti* Birleşik Amerika kitap tarihinde üçüncü en çok satan eserdir. Bu eserin satışı 3.625,000 1 bulmuştur. Umumiyet İtibarile naşirler kârlarını Standard klâsiklerden ve iyi bir mevki tesis etmiş olan yazarların eserlerinden sağlamaktadırlar. tyl yer temin etmiş olan yazarların sayılan da ekse-1 riya 250 yi geçmez.
Paris mektupları
1848 ihtilâlinin yüzüncü yıldönümü Cumhurbaşkanının Macon’u ziyareti — Büyük bir ziyafet ve parlak nutuklar
Pari» (Hususi muhabirimiz yazıyor) — F.-arm, 1848 senesi ihtilâlinin yününe ü yıl dönüm ün 0, bu sen» parlak surette kutlamıştır. Bu münasebetle yapılan kutlama törenleri a-r&sında Lamartlneln vatanı olan Macond* yapılanı zikretmek lâzımdır.
Lamartin siyaset adamı
Lamartlneln şair olduğu kadar bir siyaset adamı olduğu bilinmiyordu. Bununla beraber, bizzat kendisinin yazdığı gibi şiir, hayatının ancak 30 ayini IsgaJ Stmfştlr. Halbuki Lamartine tam Muz yıl siyasetle meşgul olmuştur. 1843 ihtilali Lamartine tarafından hazırlanmış ve körüklen »iştir.
Fransız Cumhurbaşkanı Vlncent Aurlel en güzel nutuklarından birini Maron’da söyledi. Cumhurbaşkanının yaptıfh bu aeyahatte bulunmak şerefine nail oldum.
1848 İhtilâlinin arlfsılnda Lamar-tlneln taraftar ve takdirkârlan şaire doğduğu Maeon şehrinde 3000 kişilik bir ziyafet vermişlerdi.
İşte şair, o ziyafet esnasında söyledim parlak nutukta Cumhuriyetin kurulacağını haber vermişti.
Bu tarihi vakayı anmak İçin Cumhurbaşkanı Vlncent Aurîol, Maeon şehrinde verilen 2600 kişilik bir ziyafete riyaset etmiş ve hepimizin Özerinde derin bir hâtıra bırakmış olan mühim bir nutuk «öylemlştlr. Büyük şairin gölgesi, davetlilerin üzerinde dolaşıyordu.
Lamartin», o zün de nutuk söylerken, büyük bir sağanak başlamış, fakat «şirin ses! göt fürültikündan daha kuvveti çıkmış ve ateşli tösleri davetlileri şevk ve heyecana getirmişti.
Herriot, Lamartine’in müverrihi oluyor
TT»rrW SwİAİ’nn Sn «W** blı» siyaset adamı LamarUne’den, •on asrın bu siyaset adamının sİ yari hayatından bahsetmiş v» aöılerl Utun alkışlanmıştır.
Herriot büyük bir hatip, bir tarihçi ve eşsls bir yarardır. Harbden evvel Rıısyaya gitmek İçin tetanbuldan seçerken Galata rıhtımında gördüğümüz Eiine nasarsn çok Ihtlyarlamış-tır
Almsnyada geçirdiği esaret yılları, vücudunda İzler bırakmış, fakat mefkûresi, halk Özerindeki nüfuzu daha ziyade büyümüştür.
Lecomte hararetli bir Lamartine taraftarı
Fakat Lamartlne'ln bir şair oldu ftunu da unutmıyalım. Fransız Akademisi âzasından Georges Lecomte bunu bize birçok defalar hatırlatmış ve davetlileri şairin yaşadığı yerleri görmeğe götürmüştür. Lamartine, Macon'da doğmuşsa da çocukluğunu MlUey'de geçirin lş v« en güzel şiirlerinden birini bu yere İthaf etmiş. Salnt - Polnt'te muhteşem bir parkla çevrilmiş bir şatoda yaşamış ve şiirlerinden birini de, burada yazmıştır. şairin eserini sçıkbyan bu yerleri
blret birer gezdik. Meselâ Mllteyde belediye reisinin ağzından şaire alt birçok hâtıralar duyduk. Belediye reisi, bu hâtıraları posta müvezall dian ve her gün şairin mektup);-um evine götüren babasının ağzından dinlemişti.
Georges Lecomte, şair için anma törenleri yapılmasına şiddetle taraf-tarekr. Lamartine için yapılan bütün törenlerde bu gilrbüa lhtlyrı hemşe-.. rlataln hayatını anlatır ve hâtıramı anarken görüyoruz. Zira Locomte dojr* Mtteon’da doğmuştur. Şairin yaşamış JTj olduğu 61 - Point şatosunu gerdik.^'' Şatonun sahibi ve şairin ahfadından^ Marquls de Noblet şaire alt bütün eşyayı bn şatoda toplamıştır. BtD Ur £ arasında Lamartlne'ln şarka yap'ıîı — seyahatten getirdiği eşya da vardır.
Türkfyeöe ölen kızının ponrrri (D zikre şayandır. Bu portre, îngf'iz annesi tarafından resmedilmiştir. 0 c , O
Şarap fuarı
IMS ihtilâlinin yüzüncü kutrima yıldönümü, şimdi Maeon'da aç--> i O olan şarap fuarına ras!am>şt:r. Bourgogne şarabı, bütün dûnyivs Q meşhurdur. Gazeteciler, İki meşbv.r+f şarap mahzenini ziyaret ederek hn şaraptan tatmışlar. ehaltelntn sağ- ıZ lamlığuıa ve kadınlarının güzeliğine o hayran kalmışlardır. Akademi âzasından Lecomte bize şu sözleri söylemiştir:
«İçiniz dostlarımı Annemin memesinden süt içmeği bıraktığım gün-denberi İçiyorum. 81 yaşındayım re İçmekte devam ediyorum.*
losl d'Orteut
Kadıköy OPERA’da
SALI AKŞAMI Saat 21 den itibaren teni SES OPERETİ
1 — Yaşa«m Spor
2 — Fulya Bar
3 — Tövbeler Tövbesi
4 — Hoş Gör
5 — Lüküs Hayat
6 — Geçim Dünyası Bütün temsiller İçtn numaralı biletler satılıyor.
Tel: 60821
II lifli.
Emekli sahne san’atkârları
Yıllarca Türk tiyatrosuna hizmet ettikten sonra artık çalışamıyc.-ik hale gelmiş sahne sanatkarlarımıza çatısı altında barınacakları bir yurd açabilmek Jçüı kurduğumuz (Emekli Sahne sanatkârları cemiyet!) yazarına zengin bir eşya piyangosu ter-tibettlk. Tiyatroyu ve sanatkârları seven seyircilerimizden bize yardım etmelerini, ihtiyar sanatkârlar adına rica ediyorum.
Vasfl Rıza Zoüra
AŞK VE MACERA ROMANI
Fa zan: NtHAL KARA IH AĞ ARALI Tefrika No. 37
İkimizi de temize havale mİ edeyim?
— Benim uğrumda ölmen değmez.. BenJ temize havale et... Kâm
— Bakalım yaşamam değiyor mu kıy... üç aşağı beş yukarı ikimiz de aynı durumdayız. Yalnız korkulan-mınn menşei ayrı.-
Zeynep, gerçi onun istihzasına alış nnştj; fakat bu tllrinıröne değij... Genç adam bu sefer İğneyi kendin» batırıyordu.
— Menşei na^i ayrı olur?.. Senin de korkun Aji Hazımdan. mahkûmlardan... - diye söze Başlamıştı,
Orhnn İskemlesini devirerek kalk «•İleri pantolonunun cebinde, o-İçinde gidip gelmişti:
— Dervişin fikri neyse zikri oy-biuş... Senin de zikrin A]1 Hâzım. »ahkâmlar... Malfim tehlikelerden
ne korkarsın? Nefsini müdafaadan âcizsen canına tak der öjüverirsln.... Fakat öyle tehlikeler vardır kt. insanın kendi içinden gelir; korunamazsın... Sadece korkar ve beklersin.
Bu «özleri söylerken kayıtsız tavırları altında etelemeğe çalıştığı heyecanı Zeynep sezerek kendi hodbin kork uzundan symlıvermlş; alâkasının pertavsızını erkeğe çevirerek ona uzun uzun bakmıştı. Tecessüsle, hayretle, onu öğrenmek birsiyle, belki de ürüründe iılç kimseye bakmadığı gibi bakmıştı. Bonra şu kanaate varmıştır Bu aşkın teşkili, küstah, müstehzi zırh; teva-hirile tebaa taban* zıt bir ikinci hüviyeti gizlemek nıaksadlle giyilmiştir. Ve azıcık mütereddit; zihnindim geçenjeri şu kısa cümle İle hlilüea
edlvermlştl:
— Ben bir shatek&rsml
— Demek incelemenin sonunda çıkardığın netice sahtekâr lığım? Hangi yollardan giderek bu hükme vardığını sorablllT miyim?
Zeynep, yatağın kenarında oturuyordu. Erkek, bir adım ötesindeydi. Tatlı tatlı bakarak gene gülümsüyordu. Ve Zeynep onun zarı bıyıklarını okşamak mı yoksa koparmak mı )â»m geldiğini düşünüyordu.
— Sahtekârsın tabii... Bu kayıtsız tavırlarının hepsi sahte! Senin gizli bir derdin var.
— Gizli defill. Aşikâr; Zyenepl
Hâlâ gülmekte devam ederek eğilmiş; genç fcıdrnın çenesini öpüver-•niğtl.
— öpmesem büsbütün dertli olacaktım.
— îşte bu küstahlıkların da hep o gizi! derdini örtmek İçin.
— Sen beni böyle istememekte devam edersen hakikaten derifi olacağım.
Zcyiıep, şlrr.ol düşmanca sükûtunu muhafaza ederek ocağın önünde oturduğu «ırada, öğle iiıiri aralarında geçen bu münakaşayı hatırjıyûr; ölümün karadım mı yoksa denizden rol daha evvel gejrceiini hesaplayıp
'dururken zihninin bir köşesi İle olsun hâlâ onu düşünüşüne şaşıyor. Dün Ali Hâizimin hediye ettiği kitapların sahnelerini kesmekle meşgul erkeği göz uclle tetkik ederek:
«—Bu adamın mutlaka bir derdi ver. — diye İçin için «öylenlyor. — Selim glb! ara zır* dalıyor ki bu hiç de hsyıra alâmet değil »
Ve birdenbire, böyle bir terbiye «te münasebetsizi, o kibar tavırlı, ağır başlı, dost Belime benzettiği tçln kendi kendine knıyor; fakat düşüncelerini gene ondan koparamıyor. Onun hüviyetini kurcalamak mahiye’inl anjornak arzusunu duyuyor; ve tepeden ir.me soruyor:
— Sen kimsin, kuzum, kimin nesisin?
Bir saatten fazla «tiren sükû'un bir sual l|» yırtıjıvermesl. erkeği şaşırttı. Zeynebln mevcudiyetini unutmuş gibiydi. İrkildi ve kâğıt keseceği elinden yere düştü. Yüzünce gene muzip tebessümü belirerek göz kırp-ti:
— Demlnctenberi susup oturuşunu ehemmiyetli bir şeyler düşündüğüne yoruyordum da sesimi çıkarmıyordum Demek, zihninizi işgal eden yt-çâne mevzn benmlşlm?
Z'ynep kızardığım göstermemek
İçin yüzünü ocağa çevirdi. Öfkeli öfkeli:
— Sen benim sorduğum suale cevap ver. - dedi.
— Vereyim— Ben. şimdi anası, babası ve hiç bir akrabası bu dünyada bulunmayan Allahın garibi bir İnsanım. Tahsilimi bir taraftan da hayatımı kazanarak yaptım. Hâlen de zermayesiz çalışmaktayım... Sicilimin hülâsası bu_.‘
— Bu cehenneme ne demeğe geldin?
— Kendim! tedip v» ıslah maksa-dlle-
— Ne cevap!...Tefsiri bir cilt tatar.
Orhan genç kadına bir sigar* fırlattıktan sonra bir “ne de Mcndt yaktı:
— E. bakajımî DshA ne öğrenmek İstiyorsun, meraklı misafirim?
— Bu adaya gelişinin hakiki se-betlnl-, A|l Bâzımla işbirliği yaptığına göre öyle sanırını W baa ufak tefek «uçlar İşlemlşslndlr. Bir müddet gözden kaybolmayı münasip bul-muşsundur, hmaı?
e Sustu; ve karşısındakinin tek ifadesini kaçırmamak istercesine baktı.
Orhan, «bilemedin» mânasında J ulak büktükten sonra, dram aktörü
edasdle e]ini alnına götürerek .
— Ah ıM?a dettesv- «Mes det-tes>_ - dedi. [İJ
— Gazelin tam tıraşıydı I
— Gazel söyliyen kim?... îtedet değil, Fransızca mCz de! te diyor un*. Yani borçlanın.
— Demek borçlarından kaçmafc için?
____Hayır, borçlarımı ödemek uğrunda-
__ Bz^ka yerde çalışsan ödeyemeı miydin ki?
— Çalışamazdım. Neteklm çalışamadan da... Hiç bir işte dikiş tuttıl-ramadım. Hiç bir patron benim keyfi mesaim» tahammül etmedi. Gceo sabaha kadar eğlence, sabahtan öğleye kadnr uyku, paydosa yaVıı iş başına gelmek kimseye el Vermedi. V»np şu ıslahhanede nefsimi baskı altına koyayım, dedim... Olur a: Karakterim Lhtlma) kalıplanır. Muntazam mesaiye belki alışırım... G*rfli Ali Bâzım nahoş amma verdiği pura boş, dedlsı.
(Arkası vari
11) Borçlarım md iflsıa çelen bu
Fransızca kelimt ..medel» okunur.
Â
Devlet ve sanatkâr
Hoş fıkralar
Yazan: Celâl Esad Arseven
MJ]]e]tetln medeniyet ölçülerinden biri ve belki de cn mühimini »apat-tır Bu sebepledir kl medeniyeti sanattan ve »nnatı medeniyetten ayn tutmak mümkün değildir insanlar Biaffarajarda yaşadıklar» devirlerden beri sanata mühim bir yer vermişler, en karanlık Te lşkencell günlerinde bile sanatı bir tarafa atmamış lar, en acıklı gamanlarmda, muharebeler, kıtlıklar, vebalar İçinde gene sanat eserleri yaratmışlar, onda büyük bir teselli bulmuşlardır
Maddi bir menfaat temin etmlycn ( Ye sırf tabiatın güzelliklerini tasvir ( ederek bize derin bir zevk veren bu ( ftydasız İşin İnsanlar arasında bu t kadar mühim bLr yer tutması şüphe- , siz kİ ruhun ona olan bir İhtiyacı ne-tiresidir. ,
İnsanların en geri kaimi? cemi- ( yeticrl bile bu İhtiyaçtan vareste destidir. Afrika vahşilerinden, Kutup- 1 Jarda yoşıyan iptidai İnsanlara varın 1 etya kadar hepsi de sanatla alâkadar 1 dır,
İnsanın hayvanlardan farkı konuş 1 inaktır derler ve hattâ ilim, İnsanı «konuşan hayvan» diye tavsif eder. ■ Halbuki insanın hayvandan en bü- ; yük farkı, sanatla İlgili olmasıdır. .> Demek kİ insanın meziyetlerinden biri de inikattaki güzellikleri daha j iyi! duyabilmesi ve o güzellikleri İfade kabjiyetldlr.
Güzelliğin İnsan ruhunda husule getirdiği heyecan onun sade yaradı- 1 cıjık kuvvetini değil, çirkinden, yalan 1 dan, fenadan nefret etmek hislerini 1 de uyandırır ve onu tabiatın istediği 1 gibi yüksek bir insan yapar. ’
İstatistikler gösterir kl sanatkâr-lar arasında fena İnsan hemen yok ’ gibidir. Bu İtibarla sanata «faydasız» bir '? nazariyi» bakmak belki de doğ- ] ra olmaz. ,
Burada uzun uzadıya sanatın tel- 3 ■efesini yapacak değiliz. Maksadımız , «anat ve sanatkârın bir cemiyet Jçln ne kadar lüzumlu birer unsur olduklarını göstermektir,
İşte bu lüzumu idrâk eden Cum- . hurlyctlmlz, bulunduğu iktisadi güç- , lükler İçinde, sanata İcab eden ehem , mlyetl vermiş: bir Güzel Sanatlar A- ' kudemlsl kurmuş; her sene devlet ■ergileri kurarak sanatkârların eser- • Jerinl satın almak ve înflnü Arma- * Sanları tesisi ıuretiyle nakdi mükâ- 3 tatlar tevzi etmek için teşvik ve ht- 1 mnye teşebbüslerine girişmiştir. Bujo ların hepsi â]âl Fakat kâfi değil. Memleketimizin bugünkü İktisadi du nunu halkın kendi sanatkârlarını beslemeğe İmkân vermemektedir.
Güzel Sanatlar Akademisinden ye üşen ve ellerine birer ressam veya heykeltıraş diploması verilen sanatkâr] arımız cemiyet İçindeki vazifele- I rinl yapabilmek İçin evvel* yaşıya-bilmelerl lâzımdır. Mimarları bir dereceye kadar müstesna tutarsak res-•am ve heykeltıraşlarla tezyinat resmin] arının ne büyük sıkıntılar İçinde yaşadıklarını blîınlyen hemen yok gibidir. Buna bir çare olmak üzere devlet tarafından yaptırılan binalarda İnşa bedelinin yüzde beşi bu sanatkârlara sipariş edilecek duvar Terimleri ve heykellere hasredilmesi «a rarlaştırıldığı halde bîr türlü tatbik edilemedi. Her sene yaptıkları sergilerde bir. veya birkaç resim — o da sanatkârın bLr aylık iaşesine ancak yetişecek kadar bir para ile — satmak zaruretinde kalan ressamları-mB, yaşıyabılmek için bütün öğrendiklerini bir tarafa atmak ve beceremedikleri bir ticaretle uğraşmak mec buriye’Jnde kalmaktadır. Vâkıa bun- j lar içinde baz» kabiliyetler, bir resim ı hocalığı elde etmek veya baa mec- I ■malara resim yapmak gibi onların j sanet heyecanını Öldüren ve geliş- | melerine İmkân vermlyen işlere başı vurmakta İseler de bir giin onlar di kendilerini bu ıstıraplı hayata düşüren sanata ]ânet etmekte ve bir bak kal olmadıklarına teessüf eylemektedirler. Ma[ûmdur kl sanatkârlar hiçbir raman ticaret adamı olamazlar. ı
Halbuki 20 milyonluk Türk milleti içinde hakiki sanatkâr olarak çıkabilecek 20 kişiyi beslemek lcLn devletin sarfedeceğ! meblâğ nüfus başına on parayı seçme?. Bu paranın yAzlerce mislini bundan daha faydasız nere lere sarfetolyonu?
Milyonlarca Ura sar (ederek yetiştirdiğimiz bu gençlere birer dJplomn verdikten sonra bLr daha onlarla meş guj olmuyoruz. Cemiyete artık bir faydası olnuyan delilere, ficlzJJS; canilere, kaatlllere müesseseler j'b. parak yaşamalarım temin ediyoruz da bir cemiyeti yükseltecek ve onn güzelliği tanıtacak olan, önderlere blgflne kalıyoruz. V&kıa deniliyor kl sanatkâr kendi sanatlyle pekâlâ ya-şıyabillr. Fakat evvel emirde ona müsait bir saha hasırlamak lcab e-der. Bl» İse 60 yaşına ge]en bir ressamı hocalıktan tekafld ediyoruz. Bu ressamın kartviziti altında «Emekli ressam» sözünü okumak tutulan yolun nc kadar yanlış olduğunu göstermeğe kâfidir.
Büyük bir htrl İstidada sahib olan Türklerde «anatın gelişmesini ve büyük sanatkârlar yetişmesini İstiyorsak. yapılacak Iş şudur:
Kanuni Bultan Süleyman zarna-nındakl Saray nakkaşhanesL gibi bir . müessese kurmak sanatkârlar arasında yapılacak bir seçim ve bir jüri IntLhablyle oraya memleketin en mümtaz sanatkârıanndan on ressam, on heykeltıraş ve on tezyinatçı almak ve bunlara «Devlet sanatkârı» ' ünvanını vererek kendilerine refahla yaşayabilecek miktarda kaydı hayat ıjarttyle bir aylık bağlamaktır.
Devlet, bu verdiği meblâğ mukabilinde onlardan her *ene muayyen adette birer eser ister ve bunları mü- ' zekerine koyacağı gibi, yaptırdığı binaların tezyinatında da kullanabilir.
Memlekette sanat revaç buluncıya , kadar bu suretle maişet kaygısından Azade olarak çalışacak olan sanatkâr lar arasından da dünya değerinde bir veya İki sanatkârın auhnruntı bek]l-yebllir.
Bu böyle olmazsa. Güze] Sanatlar Akademisini kapama]» ve milyonlar aaı-fetmek suretiyle birçoklarının, hayatta eehi kalmasına meydan vermemelidir.

Şimdiye kadar
|fl »v
kazanmadınız mı?
Fakat
Unutmayın ki
en büyük
Âbideler de
teker teker Taşlarla yapılır.
7 Haziran
İçin alacağınız bilet
Siz de musikişinas mısınız?
SCHUMANN (Alman. Meşhur musikişinas. (1810 - 1856): Bir defa Schumann karıstle beraber saraya davet edilmişti. Dünyadan haberi olnııyan kıra], Schuman' ın değil, karısının musikişinas olduğunu zannediyordu. Piyanoda bir şey çalmasını rica etti. Bayan da kocasının bir bestesini çaldı. Kııal aon derece memnun oldu. Kocası kendisine takdim edildiği zaman sordu:
— Siz de musikişinas mısınız? Schumann:
— Ara sıra, başmetpenah. cevabını verdi.
Belki de sîzsiniz!
SCİALİAPİN FEDOR (Rus. Maruf tenor): Bir defa Parlsten Cenevre’ye gidecekti. Otomobille yola çıkmağı düşündü. Hududa gelince pasaportunu unutmuş olduğunu farkettl. Bereket versin ki îfcviçre jandarması hududu seçmesine müsaade etti. Avdette Fransa hudüdunda büyük müşkülâtla karşılaştı. Memur, hakkında yapılacak tahkikatın sonuna kadar kendisini tevkif etmek istiyordu. Rica ve minnetler para, etmedi. Yirminci defa ismini işiten Jandarma:
— Demek siz, plâklarda Volga Mahkûmları sarkışını okuyan SdaHapIn olduğunuzu iddia ediyorsunuz öyle mi?
— Ta. kendisi.
— Pek âlâ. Ben şarkıdan anlarım. Su halde şarkıyı okuyunuz bakayım doğru mu söylüyorsunuz.
Bir kaç günlük hapis tehdidi karşısında, sanatkâr bütün ru-hile şarkıyı okur. Şarkı bitince memur başım sal Uyarak:
— Eh, fena değil. Fena değil... Oldukça iyi okuyorsunuz. Belki de Scialiapin sîzsiniz. Nevse bu defalık geçmenize müsaade ediyorum.
Köylü zannettikleri Maliye Nazırı imiş!
Âlim ve devlet adamı. 1827 -
1884): Bir gün Roma direkt treninin birinci mevld kompartımanına iki Fransız bayanı girer. Orada birinci mevki yolcusuna yataşmıyacak kıyafette bir adama rastgelirter. Bayanlardan biri yüksek sesle ve fransızca:
— Galiba îtalyada köylüler de birinci mevkide seyahat ediyorlar. der.
Köylil yerine geçen adam sesini çıkarmaz. Fakat bir müddet sonra fasih bir fransızca ile bayandan, pencereyi indirmek için müsaade İster. Bayanlar, mahcubiyetten kızarırlar. Bu defa lisan değiştirerek İngilizce konuşmağa başlarlar:
— Ne de ayıp oldu! Fakat bavın lisanımızı bildiğini nereden anlardım?
Yolcu yine sesini çıkarmaz. Bir müddet sonra İngilizce lisanile bayanî®rdan sigara içmek İçin müsaade isler, ve hayretlerini gidermek İçin kendisini takdim eder:
Maliye Nazırı fiella Quintlno.
Teknede kalacak çürük
fanilalar satılıyor!..
Bir satıcı bir sırrı açıklıyor!
İşportada fanilâ satanlardan bir Görünüş
Yazan: Cemaleddin Bildik |—
i Ucuzluğun hikmeti — 12 liralık fanilalar niçin 3 liradan veriliyor?
| Islatılan yer — Halkın, her türlü hilenin sırrına vakıf olmaları lâzım ge-j len bir devirde yaşıyoruz! — Satıcının sözleri — Bu çürük mallar nasıl J ithal olundu ve nasıl piyasaya sürüldü?
olacaktır.
Muhteşem
Abidenizin belki de Eon
Taşı
açıktır.
Yunanistanda öldürülen Adalet Bakanı Lavaş ve Bakanın cenaze merasiminden bir enstantane
Piyasada kollu, yanm kollu, atlet olmak üzere öyle bir fanilâ , bolluğu var ki Mahiri utpa şad a, ı Balıçekapının muhtelit sokak s başlarında İşportaları başına ge-. çen satıcılar avaz avaz haykırı-ı yorlar:
— Mağazalara gitmeyin!.. 12 j ı liralık fanilâlar 3 liraya!..
Mağazada 12 liraya verilen bir pamuk fanilânın işportada 9 Hra tenzilâtla satılmasında sakatlık, çürüklük gibi sebeplerin âmil olabileceğini düşünerek satıcılar-. elan birine soruyorum:
— Sakalı neresinde bu fanilaların?
İşportacı, etrafındakilere de duyurmak için gırtlağını yırtar-casma bağırıyor:
— Sakatını bulana 100 lira mükâfat!..
Arkadaşı onu destekliyor:
— Yıka yıka giy’.. Üç liraya fanilâ!..
Az ileride, yine bir İşportacı başka kalitede fanilaları:
— Çifti 4 liraya! diye satıyor...
Mağaza vitrinlerinde 15 liralığı da bulunduğu halde beş liradan daha aşağıya pamuk fanilâ alınamazken işportalarda 2-3 liraya fanilâ satılmasının — sakatlığı da olmadığına göre — elbette bir püf taraD vardı. Bunu gözönünde tutarak bütün dikkatimi topladım, iyice tetkik, ettikten sonra bir fanilâ almağa de. ben niyetlendim.
Ucuzluğun hikmeti
Evvelâ tanesini 2 liradan satan Lauja.
hetmesine rağmen beğenmediğim için almadım. Tanesini 3 liradan satan işportacıya yaklaştım ve:
— Dalıa aşağı olmaz mı? diye sordum.
Surat asarak cevap verdi. Mağazada 12 liradan aşağıya satıl-mıyan fanilâyı 8 liraya verdiği 1 haide pazarlığa girişmemin ca-■ nını sıktığı belli İdi.
— Olamaz! dedi. Üç liradan . beş kuruş aşağıya olamaz... ; Aynı fanilânın kutu içinden . çıkardığı bir eşini açarak yaka-, kenarına toplu iğne İle İliştirilmiş bir etiket gösterdi:
— Bakın! dedi. 12 Hra yazıyor. Bu, mağaza fiatidir. 3 liraya veriyoruz da bir de daha aşağı olmaz mı? diye soruyorsunuz...
Fanilâyı evirdim. çevirdim, dikkatle gözden geçirdim. Hiç bir yerinde küçücük bir sakatlık göremeyince:
— Peki öyleyse, dedim, şar şunu...
Paket elimde yoluma devam ederken az evvel bana tanesi İki liradan fanilâ satmak isteyen işportacı önüme geçti:
— Siz, dedi, 1kl liraya şu sağlam fanilâyı almadınız da gidip 3 liraya çürüğünü aldınız değil1 mi?
Teknede kalan fanilâ
Paketi açtım:
— Şunun, dedim, çürük olduğunu bana İspat et bakayım...
Görünüşte sağlam olan bu üç liralık fanilânın hakikâtte çürük bir fanilâ olduğunu söyHyerek:
— Paranıza yazık oldu. dedi. Bu fanilâ yanıktır.
— Yanık mı?
— Evet yanık...
Fanilânın renginde, yanıklığı gösteren bir fark bulamayınca işportacıdan rica ettim:
— Sis fanilânın vanık olduğunu nasıl anlarsınız?
îşportacı fanilânın etek kısmını ağzına doğru götürdü, iki san timetre murabbar kadar bir yeri dilinin ucu ile ıslattı ve sonra fantiâvı bana vererek:
— Şu ıslattığım yeri, dedi, hafifçe çekiniz.
Söylediği gibi yaptım. Fanî-lâmn ıslak verini hafifçe gerdim. Bir de ne göreyim ki ıslanan yerin iplikleri pıtır pıtır gidiyor!..
İşportacı, bana bir (ır tevdi etmenin zevkini tadıyor ve gülü-


yordu. Ben ise 3 liramı sokağa atmanın acısı içinde müteessirdim.
— Gördünüz mü bayını! dedi. Bu fanilâ ya terlediğiniz takdirde sırtınızda kalır, yahut da yıkanmak için girdiği teknede...
itiraz yok!
«,-ı,s y?r>y>.ç /vlp’nlprir', gözlerini dört açmaları, her türlü hilenin sırrına vakıf olmaları lâzım gelen bir devirde yaşadığımın anlamalıyız .artık... Bu itibarladır ki fanilâ konusu üzerinde tafsilât vermekte fayda görüyorum.
Bana, piyasada çürük mânasına gelen «yanık» ın nasıl anlaşıldığını öğreten bu işportacıya teşekkür ederek ayrıldıktan sonra doğruca fanilâyı aldığım işportacıya gittim. Beni karşısında görüne? rengi değişti ve sordu:
— Bir tane daha mı?
— Hayır! dedim. İstemiyorum. Hattâ biraz evvel aldığım şu fanilayı iade etmeğe geldim.
— Sebep?
— Yanık mal da onun için.
Ne çeşit mal sattığının farkında olan satıcı hiçbir suretle itiraz etmiyerek:
— Hay hay efendim! dedi ve fanilâyı paketi ile elimden alarak üç lirayı İade etti-
Bu İşportacıyı bir kenara çekerek sordum:
— Nereden aldınız bu mallan?
— Bir mağazadan .-
— Yazık değil mİ halkın parasına...
— Bize de yazık değil mİ? Bu işten ekmek yiyeceğiz-..
— Ekmek hileli işlerle mİ yenir?
— Ne yapalım ağabey?.. Mağaza sattı, biz de aldık.
Asıl mühimmi
Çürük inallarla fakir fıkaranın parasını çekmek mevzuunda kabahatli. şüphesiz ki yalnız satıcılar değildir. Böyle memlekete ithaline edenler de bence, satıcılar kadar suçludurlar. İşportalarda sağlam fanilâ satılmıyor değil, fakat herkes bu çürükleri nasıl ayırd edecek? Mühim olaru budur...
ma Harın müsaade
Bir düzeltme
Dünkü «Nasıl gazeteci olcuları başlıklı yazının resim altındaki bir isim yanlışlıkla Suat Buyar dizilmiştir. Doğrusu Fuat Duyar’dır. Tashih
Satıcının kendisini mazur gös ternıeğe çalışan şu sözlerinin altında gizlenen en acı hakikat şu-i dur kİ, İşportacının tanesi 3 liradan halka sürmeğe çalıştığı bu fanllAlardan klmbllir kaç bin adedi 12 liradan satılmıştır!.. Ve artık mağaza, bu satışından mütevellit müşteri şikâyetleri karsısında mağazasını daha ziyade kötülemek İstememiş, deposundaki malı, İşportacılar vasıtasile elden çıkarmaktan başka çare bulamamıştır. Ticaret serbesttir. Fakat bu serbestlik, böyle teknede kalacak çürük fanilâiar misali malların satışı İle halkın parasını vurmak değildir! Yukarıda da İşaret ettiğim gibi piyasada öyle düzembaz satıcılar var ki hilelerinin püf tarafını bulmak İçin halkın onlardan daha kurnaz ve bilfiill olması iktizâ ediyor.
İNGİLİZCE. FRANSI2CA ALMANCA bilen sdan-ı
AflMrtfanf Fr«n»ıs, Ingiııs ve lo--A vlcr« bMIhîhl doğrudan flojruye
takip ederek bilgilini genişletir, gerek malumat, gerekse İş kabili. A yeti hanımından diğerlerinden oa-
bu kolaylık 7u* «Ur'et devrinde tıpkı tayyare İle seyahat eder gibi j|. lisan Öğrenmek de gramofon plaktı LINGUAIBHOHE metoduyla cok cobuk ve kolay mUmklJn olmaktadır.
temiz elvo II* yabancı dil bğreten
LINGUAPHOMg
metodu harikalar ysrarmaKtodtr.
I FAZLA DİL BİLEN
2 ADAM YERİNE GEÇER
HEMEN aşağıdaki kuponu
LİNGUAFON ENSTİTÜSÜ, Ankara Caddesi 43, İstanbul ûöresine^Konderip metodu-^ nıuj hakkında mufassal Iza* hat isteyiniz.
İfiHt :--——————
-Itfres ; ---- -----
LİNGUAFON ENSTİTÜSÜ. Ankara Cadtieal 43. kunbııl
30 Mayıs 1943
HER AKŞAM
Yazlık elbiselerin kollan
Tavası, püresi
Sshife fl
Geçen harta bahsettiğimiz cngl nar tavası İle beyendl şeklinde ng! nar püresinin hazırlanma tarzı »öyledir:
Enginar tavası: Enginarları temizledikten soura diplerini dörde bölmeli ve tuşlu suda hafi ifa haşladıktan sonra suyunun tamamiyle sürülmesi için be» on dakika kefgirde bırakmalı.
Derince bir tabak içerisine döıt beş çorba kaşığı un koymalı, ortasın* bir yumurta, biraz tuz. bir çorba katığı zeytinyağı ve azar azar akıtılan ıkksu ile karıştırmak.
Suluca bir bulamaç elde edilin
sönülen enginarları bulamaca hatıra-r*k teıegın zeytinyağında kızartmalı. Hur tarafı pembe olunca tabağa çekmeli. üzerine ince doğmamı» dereotu serpmek ve sıcak İken sofraya çıkarmalı. Bu tava enginarların Itaerlne lluıon sıkılırsa daha nefis olur.
Enginar beyendl: Dip ve etli enginarları İntihap etmeli. Ayıklayıp temizledikten sonra dörde bölmeli. Ateşte kaynayan sıcak su İçerisin» bir a« limon suyu ve tuz atmalı, hazırlanan enginarları da ilâve etmeli. Kapalı kapakla pişen enginarlar suyunu çekip yumuşayınca ateşten İndirmeli. Enginarların rengi sarı o! malıdır. Çatalla erilen dipler püre baltne gelir. Enginarların adedine ve boylarına göre hazırlanan püre miktarını tâyin etmek mümkün değildir. Göz karan İle tencereye bir miktar sade yağ koymalı, kızınca İçerisine bir veya iki çorba kaşığı un atmalı. Un rengini kaybetmeden bir tkl bardak süt İlâve etmeli, karıştırarak pişirmen. Boza koyuluğun* gelince İçerisine rendelenmiş kaşar peyniri İle ezilmiş enginarları karıştırman. Bir İki taşını kaynayınca püre koyuluğuna gelen beyendiyi tabağa boşaltmalı. yanında »alçah et yahut köfte olursa nefaseti artar.
Tashih ve itizar; Geçen haftaki mayonezli ençtar tarifinde (tabağın ortasına) denilecek yerde arkasına denilmiştir. Fırında peynirli enginar tarifinde de: (Konulan narg enginar lam içinde yüksek durmalıdır} cümlesi tertip sevhl olarak (konulan ha-vuçl olarak çıkmıjtır. Tashih eder v9 özür dileriz.
Moda haberleri
★ Yazda giyilecek manto'ar kısa kollu olacaktır.
A Organdı den yapılmtf' eldivenler yas da giyilecektir.
Jr Ktsa te ottu elbiselerle dirsekten yukarı çıkan siyah İpekli ferseden eldivenler flmdiaen giyiliyor.
A Tüyden, dantelden yapıl mi} yelpazeler modadır.
A Elbisenin renginde boncuklan yapılmış kolyeler revaçtadır.
ir Kunduralar üzerine büyilk köşe tokalar kullanılıyor.
dört
Beyaz lâke eşyayı nasıl temizlemeli?
Beyaz lake eşyayı sabunlu su ile »eınizlemek doğru değildir. Eşyadaki bîrler çıkar, fakat üzerindeki Hak) eoculabillr. En İyi usul Japonların tarzıdır.
Öeyas ipekli bir kumaş parçasını
İmparatorun enfiye kutusu
AŞK VE ZABITA ROMANI
Yazan: John D. Carr Tercüme eden: Vâ-NÛ
— Biz bu stırı biliyorsunuz. Lâkin bildiğinize vakıf değilsiniz. Eğer ben «öyliyecesk olsam, hâdiseleri zihninizden geçirecek, tahlil edecek, hâdiseleri nizama sokacaksınız, İliç de-filse şimdilik bundan kaçınmalıyız. Herşey, evet, herşey şuna bağlı: Hikâyenizi Goron'a anlatmalısınız; tıpkı bana anlattığınız şeklld» onlar* da anlatmalısınız kİ, hakikate zarar verecek tertibi zihninizde yapamayanı ntz.
Eve. mânevi bir rahatsızlık duyarak kımıldandı, durdu. Doktorsa, gözlerini ondan ayırmaksızın:
— Müsaadenizle bu iş! bir tasvirle (ah edeyim. (EUn! yeleğinin cebine soktu; bir saât çıkardı.) Meselâ bu nodlr?
— Anlayamadım... Pardon?
— Ben, elimde ne tutuyorum?
— Saat tutuyorsunuz, bay hokkabaz.

Bu sone yazlık elotaelerln koiları ekseriyetle kimono yahut rağlandır. Evde dikilen elbiselerin kollarını bu tarzda dikmek İçin nasıl blçlleceğlnl bilmeyenler pek çoktur.
Resimde görülen patronlara göre biçilen bluzların biçimi gayet İyi olur.
| Müşküllere cevap j
Yeni kadın
| Faydalı bilgiler j
Fena kokan zeytinyağı nasıl temizlenir?
Fatih A T: Fen* kokan zeytlny* gım temizlemek için beher litre zeytinyağına 120 gram heszbUe kömür almalı, hafifçe döğmell ve yağ* karıştır malı.
24 saat böyleca bırakın alı, yalnız
Ertesi gün filtre etmek İçin bir huni İçine temiz pamuk koyarak süz mell.
Sade bir şampuan
Suadiye BehlceT.: Kolaylıkla yapabileceğiniz en sade şampuan budur:
Aktardan çöven alıp bol su İle ateşe koyunuz.' tylce kaynatıp tahtalar yumuşayınca ve bir hamam tası su kalıncaya kadar kaynatınız. Bu tas suyu şampuan gibi kullanınız. Saç köklerini parmak uçarı İle masa] yaparak uValayınız. Sabunla yıkar gibi yıkayınız. Sonra bir kaç defa bol sıcak su İle saçlarınızı çalkalayınız.
Nihayet bir kahve flaeanı sirke, ya hu t limon suyu karıştırılmış bir tas ılık su İle çalkaladıktan sonra, saçlarınızı güneşte kurutunuz.
2 — Yünlü kumaş üzerine yapışan sakıa keskin bir çakı Ue dikkat ederek kazıyınız. Kalacak olan gölgeyi terebentin İle siliniz.
gayet hafit alarak zeytinyağına batır malı ve eşyayı bu bezle temizleme!!. sonra başka bir 1 ok eli İle kurulayıp parlatın alıdır.
— Nereden bildiniz? Şiddetli rüzgâr var. Tlktakını işitmiyorsunuz.
— Fakat bunun saat olduğunu biliyorum, aziz doktor.
— İşte tamam... Ben de bunu söylemek istiyordum. Bu saate bakark. beşi be» geçtiğini anlıyoruz. Elzin de arlık uyumağı niyetiniz yok.., Arabacı.
— Buyurun efendim?
— Şehro döneceğiz.
— Başüstfine. efendim.
Arabacı, sihirli bir değnekle dokunulmuş* benzedi. Arabayı süratle döndürdü. Hızla llerlemeğo başladı.
Bir an sonra )ve.
— Şlnıdl ne olacak — diye sordu.
— Şimdi yatıp uyumak lâzım. Geri katan, kısım tçln bana itimat ediniz. Goron’ta sorgu lıâkitnlnl bugün gör (irs ünü s.
— Evet, Öyle tahmin ederim.
— Sorgu lıâkluU hay Vantlec'nln
Öiçülere dikkat edilmelidir, rontar ince vücut İçindir. Kimono kollar biçildikten sonra baklava sainşası şeklinde ve her tarafı » santim uzunluğunda olan bir parçayı koî al tına koymak İcabeder. Modelde bu parçanın nasıl konduğu görülüyor.
siloeti
Amerikadan çıkan ve her tarafta kullanılan yeni bir tâbir vardır: (Ne* Loota... Bu, kadınların kabul ettikleri ince belli, bol ve uzun etekli yeni modanın Ortaya çıkardığı kadın siluetine verllea isimdir.
On be», yirmi «neden beri kadsn dm vücudun ün İnceliğini meydana çıkarmıştı.
Kua vb düz elbiseler altına giyilen biye kombinezonlar vücudun bütün biçimini meydana çıkarıyordu.
On senelik harblerln doğurduğu mahrumiyetleri» kadınlar zayıflamış, giyilen elbiselerden meydana çtkan vücut biçimleri nazara hoş görünmemeğe başlamıştır. Buna çare olarak elbiseler altına korse ve eteklik giydirilerek vücudu toplu göstermek istenmiştir.
Bu yar (nev took) olmak İçin İnce bel. yuvarlak kalça ve dolgun göğüse malık olmak şarttır. Bunu temin etmek için de pek çok biçimde ve isimde korseler Lcadodllmlştlr. Her terzinin kendi korkası ve etkcüklerl vardır. En tarla rağbet gören şu İkisidir. Korselerin (Balkone) İsmi verileni beli sıkıp göğsü çıkartanı, (Oe-plyer» denilen! beli incelten ve kalçaları yuvarlak gösterenidir.
Etekliklere gelince, bunlar üç cin» kumaştan yapılmakta ve bir kaç biçime ayrılmaktadır.
Kumaşlar: Tafta, beyaz patiska ve çiçekli basmadır. Taftadan yapılan-
şöhreti, muhataplarını dehşet altında bırakmaktadır. Fakat »İz ondan kork mayınız. Eğer adli usullera harfiyen riayet ederse. İstintak esnasında benim yanınızda bulunmama her halde müsaade etmlyoceklerdlr.
Eve, (lrkmü$ gibi haykırdı:
— Ay. demek siz yanımda (riıntya-c aksınız
—■ Maalesef avukat değilim. Şey: Galiba bir avukat tutsanız İyi olur Ben size a*lmon‘u yollayayım. (Bir an suskı ve gözlerini arabacıya dikip:) Benim yanınızda bulunup bu-lunuyonnuşum o derece fark eder nıl acaba
— Tabii öder... 8tze teşekkür dahi etmedim; halbuki siz...
— Hayır, ehemmiyeti yok... Söylediğim. gtbi. siz. hikâyenizi tıpkı bana antattığınız »ektide onlara da anlatınız. İfadeleriniz resmiyet kesbettlk-tea sonra ben harekete geçeceğim.
— Ö zamana kadar ne yupncricsı-nw?
Doktot bir müddet susup düşündü.
— KaallUn hdvltyetLııl tesblt tçln bir şalısın ifadesi pek kıymetldr. — dedi. — O d* Ned Atwooa Lâkin
_____ Ah sevgilim bir daha seni görecek miyim?
Jülyet yağmurlu bir kasım gecesi babası kolundan zorla çekerek Armana randevu verdiği yerden uzaklaştırırken yavuklusuna yukarıkl sözlerle hitabetmiş- saçları karma karışık, üstü başı sırsıklam harap ve perişan hıçkıra hıçkıra eva girmiş, başını yukarıya kaldırarak:
- Baba, niçin bana bu fenalığı yaptın, sevgilimi niçin kovdun diye sormuştu.
Babası çehresi asık, başı İki eli arasında kızının hıçkırıklarını, acı şikâyetlerini dinliyor, fakat cevap vermiyordu. O d* gözlerinde beliren göz yaşlarını kumdan saklamak İstiyordu.
JüLvat hicran ve şikâyet dolu bir sesle feryat ve şikâyetlerine devam etti;
— Biu*. soruyorum sana! Bu fenalığı bana niçin yaptın? Benim de -■taadele, aile yuvası kurmağa hakkım yok mu? Bir daha Armanı göreml-yocek miyim? diye sorduktan sonra odasına çekilerek harap ve bitkin kaıyo|as:na yıkıldı
Gene kız, yalnızlığını, kimsesizliğini, babası pürlılddet uzaktan gö-r’ınûr görünmez sevgilisinin yüzüne çöken solgunluk ve tnelâll düşüntt-yo- çl Ksn ağlıyordu.
Fakat ha]im ve yumuşat tabla(*lı olan batma, niçin kendisine karşı tu kadar gaddar ve merhametsiz davranmıştı? Jülyet sekiz yaşında iken kendisinden iki yaş daha büyük ojan Arınanla danışmıştı. O günden b?ri beraber oynuyor hiç bir zım&n yekdiğerinden ayrılmıyorlardı. Jülyet aradan İki sene geçtikten sonra bir akşam üstü okuldan eve döndüğü zaman annesinin uzak bir yere gittiğini babasından öğrenmiş ve:
— Baba, annem acaba ne zaman dönecek? diye sorunca babası derin b'r ah çekerek:
— Yevrum artık bir daha gelnü-yecek cevabını vermişti. Genç kız, babasının bu cevabı kendirine verir ve kucağına alıp okşprken gözleri yaşta dolduğunu ertesi gün de Tinos adasındaki rahibeler mektebine yatılı olarak yazdırdığını hamlıyordu. Jülyet, tam yedi sene anasını ve babasını hiç görmedi. Okulunu bitirip de döndüğü zaman babası kendisini, eski mahallesinden çok uzat yeni bir eve götürdü.
Jülyet, bu yeni muKltinSu iki 'alma hatırlıyordu. Biri annesi. öteri de çocukluk arkadaşı Arınandı. Bu iki hâtıra, genç kızın kalbini üzüyor, yüzünü daim] bir ınelâl Ije gölgelendiriyordu.
Bir gün Jülyet. çocutcluk arkadaşına sokakta tasladı. Maziye alt kıymetli bir hâtıra bulmaktan duyduğu sevincin sevkile. Armanın boynuna sarılarak öptü, tk! genç uzun uzadıya konuştular. O zaman Jülyet, iki aileyi blTbirlne düşman etmiş olan faciayı öğrendi: Genç kızın annesi. Armanın babaslle sevişmiş ve onunfa kaçırışı.
Arman He Jülyet. bu hâdiseden dolayı arkadaşlıklarını kesmeğe lüzum görmediler ve gizlice konuşmağa başladılar. Fakat İki genç arasındaki münasebet, flört sabasında kaldı. Jülyet İle Armanı saf ve lemlt bir muhabbet bağlıyordu. Derken bir giin Jülyet'ln babası, zevcesini kaçırmış olan adamın oğlu He kızuua bu münasebetini öğrenmiş ve buluşacakları yere giderek onu kolundan Çekerek zor]a eve götürülmüştü.
Dört sivri yerin ikisi kol oyuntusuna, üçüncusü kol dikişine, dördüncüsü bluz dikişine dikilmelidir
Etaglaa kol döpiyes ve kısa mantolarda. çn fazla kullanılıyor. Blueun pensleri omuzdan yapılmadığı yan dikişten alınmaktadır.
İçin
Çamaşır iplerini nasıl temizlemeli
Yatın açık havaya asılan çamaşırların İpleri tosdan pek çabuk kirlenir. Bunları temizlemek için bir tahta üzerine sannatı, sabunlu sıcak su içerisinde fırçalayarak yıkamalı, su ita duruladıktan sonra kurutma lt. Tahtaya sırmadan temizlenirse, İpler dolaşır ve açılması İçin epeyce uğraşmak icabeder.
Çamaşır mandallarına gelince bun lar klrlendlg zaman, iliştir İldikleri çamaşırları lekelerler. Buna mâni olmak İçin sabunlu sodalı su ite el tasında kaynatmalL Sonra bol da çalkalayarak temiz bir havlu kurulamalı. Gölge ve rüzgârlı bir re serilerek büsbütün kurumaya rakmalı.
bir stille ye-bı-
«7mUri»IWIIUıVIWIIIIIB...İlW.ılllllllı»Ull..h.ı.ıiWH..,Trffl'.'> lara (130'0 etekliği) deniliyor.
İslemeli fistoyla süslenen pat ıskadan olanlara (Paris etekliği) İsmi veriliyor.
Basmadan bir kaç kat kırmalı eteklikler de (Portekiz etekliği) dLr. Taftadan oXn!aj kloş kesiliyor, pilse volanlarla. «üsleniyor.
Patiskadan yapılanlar kâh kloş ve kırmalı, kâh belden büzgülü etekleri fisto İle süslüdür.
Basmadan yapılanlar belden plisidir ve eteklerine dört beş kat kırma konmuştur.
Basma ve patiska etekliklere hafif kola yapılmaktadır.
O hâdise gününden beri genç kız, ’ duyduğu teessür ve ıstırabın sevklla ağır surette hastalanmıştı. Ateşler
şimdilik Ned’ln bize hiç faydası dokunmaz. Mamafih, ben kendim de Donjon otelinde oturduğuma göre, doktorunu, tesadüfenml? gibi ziyaret ederim. Hayır. (Tekrar sustu.) En iyisi Londra’ya gitmek
Eve. doğruldu:
— Londra’ya mı? Siz mi?
— Evet... Bir günlüğüne... Buradan bir tayyara on buçukta hareket ediyor. Londradan d* Öğleden sonra bir tayyare gelebilecek. Demek kİ akşam yemeğlue burada olabilirim. Eğer mu harebe plânım tahakkuk ederse akşam yemeğine kadar İcabeden delili elde etmiş olacağım,
— Doktor Ktnrosst Benim yüzümden niçin bu derece zahmete katlanıyorsunuz?
— İnsan bir vatandaşın hapse girmesine nasıl müsaade eder? 3lz de bu fikirde değil misiniz?
— Lâtif» etmeyin.
— Lâtife mİ saydım».., Atfedere! nlz.
Haflfça güldü.
Ev», tararla on* baktı. Çiğ ışıkta yüzünün bütün İfadeleri sanki görü' nü yormuş da bundan çekinmişmiş gibi doktor IClnrosz. gizlenmek Utar
içinde kıvranarak mütemadiyen 3a- . yıkjıyor ve Armanın ismini ağsından hiç düşürmüyordu. Babası, no yapacağını şaşırmıştı. Doktorlar, genç kızı kurtarabileceklerinden ümit kos-inişlerdi. Jülyetln humması devam ediyor, evin İçi derin bir matem ve sessizlik içinde yüzüyordu. Doktorlar bir konsültasyon daha yaptılar ve gözleri yaşla dolu olarak no diyeceklerini endişe ile bek[Iyen baba un» dönerek:
— Kızınızı ancak bir mucize kurtarabilir dediler.
O mucize, ertesi gün vukubuldu. Hasta kız. bir aralık gözlerini açtığı zaman kapının eşiğinde İki gölge gördü. Fakat kim olduklarını sezâ-mlyordu. aölgeler, karyolasına doğru yavaş yavaş yaklaşıyorlardı. Onları tanıyınca, bir çığlık kopararak bayıldı. Babası, Armanı elinden tutarak Jülyetln yanına getlrmlştU ı Genç kız, biraz sonra kendine geldLf^ Babasının Armana hitabederek:
— Başkalarının günahın* alztn*^ ne kabahatiniz var ta]lhdr' yarruİ3V\. rım. dediğini, sonra kendtalae d»O dönerek:
— Affet beni kızımf Sevdiğin d*-£ ILkanlı İle mesut ve bahtiyar ol sözlerini İlâVe ettiğini İşitti ve kızının elini £2 tutarak Armana verdikten sonra: (D
— Ya bana kim acıyacak? diyerek > (D Çeviren: A.
Urfada 'O
Urfa, 29 (A.A.) — Türk Ha?*2 Kuruntunun on uçaktan müret-Jg kep bir filosu dün. Oa/ianteptenS bıırava gelmiştir, Q
Filo hava alanında vali, belediye başkanı. Türk Hava Kurumu Urfa şubesi başkanı, va binlerce halk tarafından karşılanmıştır. Filo, bugün burada gösteriler yapacak ve 31 Mayıs Pazartesi sabahı Elâzığ’a gidecektir.
f BULMACA
Soldan safla vb yukarıdan aşafliuat
1 — Terbiye görmemiş.
2 — Edlrneye giden yoL
3 — Yalvarırım.
4 — Bir İçki — Ufunetin başlangıcı.
5 — Tersi alçaktır — Çobanın çalgısı.
8 — Istanbulun bir semti.
7 — İnce törpü — Elde ederek.
8 — 8ual ediverin.
9 — Ters! fiyakalı — Valide.
10 — Tersi bLrâzamıs — Hana.
GEÇEtV BÜLMACAN1N HALLİ
Soldan safla t)8 yukarıdan aşodtyat
1 — Pahalılık: 2 — Avanak; Kap;
3 — Hasır; Kıra; 4 — Anıt; Kanarj 5 — Lar; Farika; 8 — Kamayob: T — Karayolu: 8 — Ikınıyor: 9 — Karakol: Fa: 10 — Parabutan.
ceslne elini yüzüne kapattı. Eski bir fobl’sl. Lâkin, Eve, yorgunluktan helik ve kürkünün altında tltreyerekten bu hreketln farkına varmadı. Zihnini ancak geceki vakalar işgal ediyor.
— Fevkalâde canınızı sıkmışa benziyorum. —■’ dedi. — Aşk hayatımı anlatmam İyi olmadı değil mt?
— Kendiniz de biliyorsunuz, yok hayır I
— Öyle ya, nihayet, âdeta meçhulüm otan bir İnsana sırtarımı tevdi ettim. Artık gün ışığında yüzünüze bakmaya bile utanıyorum.
— Niçin efendim? Bu dünyada benim mukadderatım, bu gibi hikâyeleri dinlemektir. Size bir sual sorabilir miyim?... Bu seferki sualim yep yeni olacak.
— Tabii tabili
— Toby Lavres hakkında bir karara vardınız mı?
— Size bu kadar kaba şeklide yol vcrselerdl ne yapardınız?... Yaman dehlendim değil mi? Üstelik de şahit muvacehesinde...
— Ona karşı hâlâ za'fınu var mı? Daim doğrusu öyle bir zanda nusınız? Bakınız, doğrudan doğruya seviyor musunuz, demiyorum d* «anda misi
nız, diyorum.
Eve, cevap vermedi Atların nalları sokakta kuru ve vazıh se3ler çıkarıyordu. Eve, birdenbire gülmeğe başladı.
— Anlaşılan aşk hususunda benim hiç talihim yok- — dedi. — Değil mİ?
Bu Sözüne başka bir »ey ilâve etmedi, Dermot da İsrarda bulu oma dk Bandelette'e geldikleri vakit saat sekiz olmuştu. Araba Angea sokağın* girerken. Eve sapsan kesilip asabiyetle dudaklarını ısırdı.
Doktor Klnross, onun arabadan inmesine yandım etti, o aralık, genç kadının bakışları hap 3a*t vLUâsmdaydı. şayet üıt katın bir pen ceresl açık olmasaydı, ev oturulmuyv hissini verecekti. Helen Lavrea. sıt-tınd* şarkkârl bir kimono, burnunda göalûk, oracıkta durmuş, kendilerin* bakıyor.
Sükftn öyle derin ta, Eve. tat» tate-mej alçak sesle konuştu:
— Arkanıza bakın!... Farckettlnta mi?... O pencerede-
— Evet.
— Selâm filân vetmek lâzım mit
— Hayır!
(Arkan pot»
30 Mapa 1048
aksam
Sahife ■>
Dalay Lama merasimle Lhassa'ya giriyor
9 milyon kişinin ruhanî reisi 14 yaşında bir çocuktur
Mısır'a iltica edenler
Dolay Lüma (oriada) iki naiole birlikti
bin
büyük sarayı vardır, odalıdır, içerisinde lar bulunmaktadır, lay Lama ekseriya baş şehrin
şmdakl yazlık sarayında oturur şehre geldiği zaman büyük merasimle İstikbal edilir.
Saray 3 büyük koğuş-Mamatıh Dadı-
Mardin 4 Jandarma Er Okul Alayı Satmalına Komisyonu Başkanlığından:
Miktarı
Cinsi
Flatı
Kuruş
Sığır eti
100
Mulıammen tutan Lira Kuruş
64000 00
" 84000 kilo „
1 — 1. tabur İhtiyacı İçin elli dört bin kilo sığır eti kapalı zart uaullyle satın alınacaktır. -
3 — İhale 14.0.948 Pazartesi saat İB de yapılacaktır. • ■
8 — Muvakkat teminat «4050> Uradır. Kati teminat ihale ba-
delinin % 15 Idir.
4 — Şartname Alay Lv. parasız görülebilir.
6 — İstekliler 2490 sayılı kanunda yazılı vesikalarlle teklif mektuplarını İhale saatinden bir saat evvel komisyona vermeleri veyahut göndermeleri. > (69851
Devlet Orman İşletmesi Elâzığ Müdürlüğünden
1 — Elâzığ Devlet Orman İç!etmesi arsasında 3 parçadan İbaret 1da* r» v® lojman Ue tavla, garaj binaları yaptırılacak tır. Binalar kflrglı ve ahşap karkas İnşaat sistemlerinde olacaktır. İlk keşir bedeli 88978 Ura 83 kuruş olup muvakkat teminatı 5688 Ura M kuruştur.
3 — Şartnameler, bilOraum projeler, keşilnâmeler, aeridöprller, mukavele projesi, eksiltme şartnamesi, Bayındırlık İşleri genel şartnamesi, Tapı tileri umumi fenni şartnamesinden İbaret otan keşif dosyası İstanbul’da orman başmühendisliğinde Ankara'da Orman genel müdürlüğü İnşaat şubesinde ve Eâzığ Devlet Orman İşletmesinde görülebilir.
3 — Eksiltme Elâzığ Devlet Orman İşletmesi müdürlük binasında mevcut eksiltme komisyonunda 14/6/1948 pazartesi günü ve saat 18 de yapılacaktır.
4 — Eksiltmeye girebilmek İçin İsteklilerin 5698 Hra 94 kuruşluk geçici teminat vermeleri ve bu işin teknik ehemmiyetinde bulunan ciğer ₺U| içi muvaffakiyetle başardığını veya idare ve denetçiliğini İspata yarar belgelerüe birlikte eksiltmenin yapılacağı günden en az «tatil günleri hariç» üç gün evvel yazı ile Bayındsrlık Bakanlığı’na Elâzığ veya İa* fanbul Bayındırlık müdürlüklerine başvurarak bu işin eksiltmesine girmek için yeterlik belgesi almaları ve bu belgeyi göstermeleri şarttır. Bu süre İçinde belge İsteğinde bulunmayanlar eksiltmeye giremezler.
5 — İsteklilerin teklif mektuplarını eksiltmenin yapılacağı saatten
bir saat öncesine kadar Elâzığ Devlet Orman İşletmesi müdürlüğüne makbuz karşılığnda vermeler! lâzımdır. Postada otan gecikmeler kabul edilmez. (7512)
(Tibet İn baş şehri olan Lhassa'-dan gelen haberlere göre Tibet ha] kının ruhani reisi o]an Dalay Lama on dört yaşına b83ması münasebetle yakında merasimle bu şehre girecektir.
Lama (Tibet) lisanında üs ta d demektir. Dalay Lama üstadların üstadı mânasına gelir. (Tibet) in hâkimi Dalay Lamadır. Halk ona bir nevi Allah göz ile bakar. Dalay La-m&lık bir sülâleye münhasır değildi. Bir nevi Badilik elan dinin ahkâmına göre Dalay tama ebedidir. Öldüğü zaman ruhu henüz pek küçük olan bir çocuğun vücudüne girer bunun İçin manastırlardaki çotuklar arısında araştırmalar yapılır ve ölen Dalay Lamaya en çok benzeyeni seçilir. Küçük ruhani itle yaşlı Lamaların sevk ve tdaresHe hareket eder.
(Tibet) in baş şehri r hassa'dır. Bu şehir bir surla çevrilidir. Hâkim bir noktada Dajay Lamanın sarayı vardır. Sokaklar dardır.
Ankara, İstanbul ve İzmir
Gazetelerine verilecek ilân

Dünyanın tepesi
Tibet asırlarca AvrupalIlara kapalı kalmıştır. Buraya girmek İsteyen bir çok AvrupalI öldürülmüştür. U-«un müddet Çin’in bir parçası olan bu memleket şimdi müstakildir.
(Tibet) e t dünyanın tepesi» derler. Bunun sebebi memleketin dünyanın en yüksek yerlerinden biri olmasıdır, (Tibet) i çeviren dağlar' şok yüksektir, bu memleketin v₺-dJRri bile denizden 13 b)n ayak yük Bektedir.
(Tibet) in ş-unaj yaylası Fransa ka dar geniştir. Buraca hesapsız tuzlu böl verdir. Yaylalarda (Yak) denilen yabani koyun ve keçi, yabani kedi tllfcL 5abt»n! köpek, glyik bulunur.
(T»bet> de yaşayış çok İptidaidir, Ticaret v(- sanat yok gibidir. Halkın çoğu çiftçi ve çobandır kendi elbiselerini kendileri yaparlar, sanat namına ya]nn çiftçilik İleridir.
tTlbet) de şimendifer yoktur, yol da pek azdır. Buraya eşya katır sırtında nakledilir.
(Tibet) İn nüfusu 5 myyon kadardır. Fakat Lama 9 mljyon Çinlinin ruban! reisidir. Baş şehir olan Lhasea kırk bin nüfusludur. Bufada bir çok mâbedjer ve Dajay Lamanın
--------ilân--------------
(24 Mayıs 1943 Pazartesi günü çıkan yangın neticesinde yanan. Beyazıt, Yeniçeriler caddesi 61 numaralı «NUMUNE BOYAHANESİ» nde kanunen hakkı bulunan alâkalıların ellerindeki makbuzlarla nihayet 11 Haziran 1948 tarihine kadar — Cumartesi ve Pazardan maada — her gün sabah saat 10 dan 12.30 a kadar, İstanbul, Sultanhamam. Camcıbajp. han 5 numaraya müracaat etmeleri; aksi takdirde haklarından feragat etmiş olarak talepleri nazan itibara alınmayacaktır.
Ahmet Elkürtk ^NiırnuneBoyahaneş^Şııl'ib^
KAKŞAMS
Abone bedeli
Türkiye
Ecnebi
Filistin’deki muharebelerin ilk günlerinde Akkâ'dan ve Yahu-dileıin işgal ettikleri diğer bazı yerlerden Mısıra bir kaç bin Arap iltica etmiştir. Bunlar İçin Portsait'te bir kamp vücuda getirilmiştir. Yukarıda bu kamptan iki manzara ve yiyecek tevzii görünüyor.
Tanm Bakanlığından:
Bakanlar Kurulunun 1/10/947 günlü ve 3/6471 sayılı kararı gereğince: Edirne 111 merkez bucağına bağlı Köşen, ElçlU, Doyran, Büyük döllük. Demtrhanlı, Muratçalı, İskender, Değirmemeni ve Tatarlar bu-* cağının Süleoğlu. Teçlueymen, Çeşme; Hacıumur, KerdeJH: Geçkini); Keramettin, ve Havsa bucağının Arpaç; Şerbett&r; HablUer; Köseömer Böftütlüdere: Oğulpaşa; Abalar; Kuzucu: Taptık; Bostanlı ve Sırp ■indiği; bucağının Ahi; Barayakpınar; Büyüklsmailce; Karabulut; Da gaç; Budakdoğanca; Kemal ve Avarız köylerinde 4753 sayılı çiftçiyi Topraklandırma kanununa göre dağıtılmak İçin arazi kamulaştırma işlerinin yapılmalına başlanacaktır. Bu husus EdJrnede çıkan «Ecirce Poatası» gazetesinde ve mahallerinde diğer münasip vasıtalarla İlân olun muştur. Ayrıca resmi gazete ile de yayımlanmek üzeredir. İlgililerin •özü geçen kanunun on birinci maddesindeki ödevleri, resmi gazete
İle yayımlanma tarihinden başlıyarak üç aylık süre İçinde yerine getirilmeleri İlân ojıtnur. 7113
2800 kuruş 5400 kuruş 1500 >
800 >
300 >
tebdili um
Senelik
fl ey lık
3 aylık
1 aylık
Adres
pu) gönderilmelidir, de adres değiştirilme*.
elli kuruşluk Aksi takdİT
Telefonlarımız-. Başmuharrir 2ıta8a Yan İşleri 20765 — tdare 20481 Müdür: 30497
İmsak Gıi. Öğle tklndl Ak Yatsı
E. «.45 8,59 4.36 8,37 12,00 158.
V. 8.18 652 13,11 11,II 20.33 2230
İdarehane: BabılU elvan
Cemal «adtr sagjg) No 13
Kapalı eksiltme ilânı
İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünden
1 — Ortikoy Yüksek Denizcilik okulu kayıkhane ve metör dershanesi İnşaatı ve tesisat İşleri kapalı zar! usullyle eksiltmeye çıkarılmıştır.
Keşif bedeli (57696» .25’ kuruştur.
Eksiltme 18/8 948 tarihinde cuma günü 15 de İstanbul Bayındırlık Müdürlüğünde toplanacak komisyon taralından yapılacaktır.
2 — Bu işe ait evrak şunlardır: Mukavele, elcilime, bayındırlık İşleri gene) ve hususi şartnameleri proje keşif hulâsasita buna müteferrl diğer evrak dairesinde görülecektir.
3 — Eksiltmeye İştirak etmek için taliplerin *4130» Ura 31 kuruşluk 1 muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz ibraz etmesi ve 948 yıljnda Ticaret odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi hamil olması, eksiltme gününden tatil günleri hariç *3» tün evvel vilâyet makamına müra* 1 ra at ederek ehliyet vesikası nlaıaal ve yukarıda 2 nel maddede yaajJ&n evrakı görüp kabul ettiğin» dair İmzalaması ve buna alt 2490 sayılı kanun mucibince hszurlajflc-.ğı teklif aaıltarmı 18/6,948 cuma günü saat 14 e ka«ar İstanbul Bayındırlık müdürtûğüne verilmesi lâzımdır. (7197)
IBu bir fenni h.ık!J:s‘.*'.r kİ: P * "
KREM PERTEV
■ Cildi temiz, piırüıeuz ve gergin I
■ tutar. BumşuJtlnktan giderir ■ I tabii B'izeJ'lğl muhafaza eder ■ (zHonHKSMCMKHaaaaı
|fradyo'’
ANKARA RADYOSU
Dafay Lamanın sar avı
Bu ukjairıki program
17,58 Açılık ve progra; 18 M. 8. ayarı; ve Radyo dans orkestrası; 18 45 Hafif melodiler (Pl.); 1» M. S.
ayan ve Haberler; 19,is Geçmişte Bugün; 19.20 Yurttan sesler; 19.45 Müzik: (Pl.); * 20,15 Pazar Gazetesi; 20,30 MÜrik; incesaz; 21.15 Müzik: TchaJkovsky: Francesca Da Rfmlnl (Pl.); 21,40 Konuşma: B, T. O. Direktörlüğü; 22 Varyete müzikleri (Pl): 22,15 Dans*müziği (Pl.); 22 45 M. S. ayarı ve Haberler; 23 Program ve kapanış.
Yarın sabah ve öçte programı
1.29 Açılış ve program; 7.30 M. S ayarı ve Operet parçaları (Pl); 7.45 Haberler; a Çeşitli hafif mtızik (PL); 8.30 Marşlar (P1.>; 9,45 Hafif Uvertürler (Pl i; 9 Kapanış.
12.29 Açılış ve program: 12.30 MS. ayarı ve Radyo salon orkestrası; 13 Haberler. 13 15 Şarkılar, türküler; 13 30 öğle Gazeteci. 13.45 Şarkılar, türküler; 14 Kapanış.
Bügiik Adada Sat ilk Kıymetli Arsa
Yörük Ali plâjı bitişiğinde yüz metre asfalt yola, İki yüz küsur metro sahile yüzü olan 24000 metre çamlı arsa metresi 3 liradan adalar Suiiı Mahkemesinde 31/6/848 tarihinde kafi satışı yapılacaktır.
İstanbul Tekel Başmüdürlüğünden
Tekirdağ Şarap Fabrlkamızca papaz karası üzümünden imal edilmiş bulunan «Trakya» adındaki kırmızı şarap 28/5/948 tarihinden İtibaren Kabataştaki Tekel Genel Müdürlüğü karşısında bulunan Memurin Kooperatifimizde satışa razedllrniştir, 70 Cl. Uk beher şişesinin satış flatı «şişe depozitosu dahil» 220 kuruştur.
1938 senesi mahsulü olan bu şarapların mlkdar itibarile az olması umumi şekilde piyasaya çıkarılmasına İmkân vermemiştir.
Arzu edenlerin kooperatife üraeaatları rica olunur. (734=3)
(Devlet Denizyolları ve Limanları İşletme Genel Müdürlüğü ilânları
.«■«■■«■■■■•.■■■•■■ifi(ıt(iiıı«if(icııııı( ııı ■■■■■■ ■■■ ılHiıım ■■■■■■ ■»■■•ıra
Haliç Fabrika ve Havuzları İşletmemizin Yiyecek işleri servisinde Barem dışı 175 Hra ücretli Mr Baş Aşçılık, 133 lira ücretli İki aşçılık ve 100 Hra ücretli üç aşçı yamaklığı münhaldir.
Aranılan vasıflar şunlardır:
1 — Türk olmak
2 — Medenî haklara sahip olmak
3 — İyi hal sahibi olmak
Bu görevlere talin olanların birer dilekçe İle Genel Müdürlüğe müracaatları bildirilir. (7164)
Kadıköy ikinci sulh hukuk yargıçlığından
48/13
Kadıköy Arayıcıbası sokak 1 No. da mukim İken Heybellada sanatoryumunda 10/12/947 tarihinde ölen Celâl fazı Nazmiye Karabaşın mirasçılarile alacaklı ve borçlularının sıfatlarını gösteren belgelerle birlikte İlândan itibaren üç ay içinde yargıçlığımıza müracaat etmeleri. . (7520)
Yüksek Denizcilik Okulu Müdürlüğünden
Çestai Mlkdaiı Çoğu Azı Kilo Kilo Muhammen flatl Lira Kuruş Çoğu tutan Lira KııruŞ Muvakkatten) İnati Lira Kuruş
Sadeyağ 2580 200U 5 80 14984 00 1122 30
1 — Okulumuza lüzumu olan saodyağ 15/6/948 «ah günü saat 15 «te satın alınmak üzere kapalı zarf usullyle eksiltmeye konulmuştur.
2 — Eksiltme belirtilen gün vc saatte müdürlüğümüzde toplanacsj
satınalma komisyonunca yapılacaktır. Şartlaşmayı görmeyi arzu edenle» okul işlemler şubesi saymanlık servisine müracaat etmelidirler. Mu vak* kat teminat müdürlüğümüzden alınacak irsaliye İle İstanbul Yüksek Okullar Saymanlığı veznesine yatırılacaktır. •
3 — Eksiltmeye İştirak edeceklerin 3490 sayılı kânunun 2 ve 3 üncü maddelerindeki şarttan haiz ve Ticaret odasının 1043 yılı belgesini almış olmalar» lâzımdır.
4 — İsteklilerin sözü geçen kanunun 32 ne) maddesi tarifatı dairesinde hazırtayp.enktarı kapalı zarflanın en gre 55 6 943 salı giinö saat !4 e kadar komisyon başkanlığına alındı karşılığı vermeleri gereklidir.
(7499»
Bahlfe 8
AKŞAM
30 M-T/is 1918

OSMANLI BANKASI
Türk Anonim Şirketi, — Tesis Tarihi: 1863
Sermayesi:
M 000.000 tnjfillı Lirası
Um yoluyla hizmet
C A MS İL
Bakkallarda Kutusu 15 kr.
lın.«uhl« Kin &(>lı
t Temizklc..FarlatmaToiu T Bakkallarda Kulusul5 kr.
KOÇ TİCARET T.A.Ş (Ankara - İstanbul - Eskişehir)
MAMULAr ŞUBESİ • İstanbul, Galata. Farmanacılar 90
Türkiye Umum Acentesi
Müracaat yeriı lASTK
Merkez! İd iresi: Gılıta Venlcaml va Beyoğlutıda, Türklyanln başlıca şehirlerinde, Parla, Marsilya, Londra. Man-çester'de ve Mısır, Kıbrıs, Irak, tran ve Flllstlnde şubeleri
ve Yugoslavya, Kumanya ve 8urtye’de Filyallerl vardır.
• 1 1 ’------------
“Ü. S.” dernek “ ÜSTÜNLÜK” demektir
Fazla Kilometre (ünku._.
• Oüç yıpranan taban kolay kolay sşınmaf.
• Oarbeya karşı koyma hassası sayesinde patlamıya azami derecede mukavemet adar.
• Hususi Reyon İpliğinden mamul olması harareta karşı mukavemeti ve sağlamlığı
' kat kat arttırır.
• Gövdesinin üştün kudreti tekrar ve tekrar sırt geçirmek İmkânım sağlar
U. S. ROYAL FLEETWAY
Her türlü banka muameleleri yapar.
Kiralık BUYÜKADADÂ
VÜNEZ1A APARTIMANLARI
Tam konfor, banyo, bol su. telefon., deniz görür lüks apartı-nıanların 25 Mayıstan İtibaren kiralanmasına başlanılmıştır.
Telefon 41958 ■■ * : 56 - 233
Satılık Otomobil
Yeni halde Pakar Klipcr Lûx 1W modeli Aero Drelv seyahat sebebllo uUlıktıx Taksimde, Modem Garajda görülür. 4. cü Vakıf Han. asma kat. d numa-•^■■^■rjya müracaat.
Cafer Fahri Dikmenin eserlerinden
Ycol arıcılık
Av ve salon köpekleri 33«4 ve polis köpeği Tavukçulukta muvaffakiyetin sırrı Nasıl tavukçuluk yapmalı? Tavukçuluk» nasıl kazanılır? Tavukları yumurtlatmak için ne yedirmelidir?
Tavuk hutalıklan
Kanarya 1
Kitapçılardan arayınız.
Tatil esnasında
Çocuklarınızı
BERLİTZ
LİSAN OKULUNA kaydettiriniz.
Bir Ecnebi Lisan
öğrenirler. HAFTADA ÜÇ DERSTİR Beyoğlu istiklâl Caddesi 294.
YAZIHANE İÇİN Yer aranıyor
Tercihan Bankalar caddesinde 2-4 odalı veya bütün kat. telefonlu teleforusua ve mobilyalı, mobilyasız. (O, H, ti,) rümuru İla İstanbul 178 posta kutusu
adresin a yazılması. I
25
25
35
M
25
150
■Zayi — İznik nüfusundan ver Um L? tezkeremi zayi eyledim. Yenisini çr kaarcagınv&an eskisinin hükmü olmadığını ilân ederim.
Emine Şeklbo Akyol
Mahkeme, tapu, icra ve noter ilânları
Bedelleri hususi şahıslat tarafından ödenen mahkeme icra, tapu ve noter Hamlan eibl resmi İlânlar eskiden olduğu gibi doğrudan doğruya «AKŞAM» İdaresi tarafından kabul edilmektedir
Üsküdar Barış Hukuk Yargıçlığından: 947’763
İstanbul Selimiye Çeşmel Kebir caddesi 5 No. da mukim Şevket Okan, aynı yerde nesdinde bulunan yeğeni küçük Huriye Güler Sönmeze kendisinin vasi tâyin edilmesini İstenil» olduğundan tahkikat neticesinde vesayete kanar verilmiştir. Müttehas karara itirazı veya İt izan olanların yutardaki d»3ya No. su ila mahkemeye müracaat etmeler! aksi halde hükmün kesinleşeceği |lân olunur.
îzmır Yollar ikinci bölge müdürlüğünden
t — Bölgemiz taşıt araçlarına lüzumlu ve Şirtnameslnda yazılı 47 adet Aeğtşlk eb'atta lâstik açık eksiltme suretlle satın alınacaktır.
2 — Muhammen bedeli 13312 Hra 50 kuruş, geçici teminatı 909 Uradır.
J — ihale 4 Haziran 948 cuma günü saat 11 de Cumhuriyet Meydanında Akdeniz Apartımanmda Yollar 2. el Bölge Müdürlüğünde müteşekkil Komisyon huzurunda yapılacaktır.
4 — İhaleye gireceklerin geçici teminatı vaktinde yatırmaları ve 918 yılı içinde ticaretle iştigal ettlğtdE dair lüzumlu belgelerin İbrazı lâzım-Ar
5 — Bu işe alt şartlaşma Müdürlüğümüzde mesai saatlerinde her gün görülebilir. (0904)
İstanbul Deniz Komutanlığından:
Taskızak Havuz ve. Fabrikaları için birinci sınıf iki bobine! ustasına lüzum vardır. Gösterecekleri liyakatlere giire İyi yevmiye verilecektir. İsteklilerin eski Tersane içi Taşkızak Havuz va Fabrikaları Müdürlüğüne müracaatları. (7418)

MKÂNI VAR MI ?
EVVET r
MİRAPON. İle Inekıl ve Yünlü çamaşırlarınızı yıkarsanız sarf edeceğiniz emek ve vakit yarı yarıya düşer.
MİRAPON. loekli ve Yünlü malzemeyi yıprandırmadan, sarartmadan keçeleştirmeden temizler va fevkalâde bir yumuşaklık verir.
MIR APO N TTzMtuZt&l
aAMte
Saİfllk «nramt
Mensucat ve Boyahane
Makineleri ve Otomobil
Kasar Makinesi otoklav. Jlgger, masura makinesi, semaver kasan. Austin marka binek otomobil ehven Hatla satılıktır. Taliplerin KazlıÇ&şttiödo MEN3UCAT SANTRAL T. A. Ş. Şirketine müracaatları.
İstanbul I. satmalına kurulu başkanlığından
Oedikpa-şadaki J. imalâthanesinde mevcut 267 adet eski eğer takımı, eğer iskeleti ve sair teferruatı tallplerLn huzuriyle ayni yerde 31/Majos/948 Pazartesi gtintl saat: 10 da pazarlık artırma-slyle LstekLIslne İhale edilecektir.
İsteklilerin belirli gün ve saatte GedLkpaşadaki jandarma İmalâthanesinde pazarlığa İştirakleri. (7522)
' 11 4
1 Haziran 1948
Çekilişinde
Güzel bir E V ' e
Sahip olmak ister misiniz?
TÜRKİYE İŞ BANKASI nın
Küçük Cari Hesaplan arasında tertip eylediği zengin İkramiye çekilişlerinden faydalanınız.
. İstanbul’da Küçük
* Yalfda Bahçeli EV Ankara’da Tasar; ruf Evlerinde Bahçeli EV
Ankara’da Güven ( Mahallesinde Bahçeli EV
P8 dolgun para ikramiyeleri
25 Ağuato* 1948
W
9
30 Aralık 1948
»
»
Her çe/riffjifo aortça bir ARSA

Gayri menkul satışı
İstanbul Emniyet Sandığından
Nalma Yılmaîtûrk A.1024newp numarasile Sandığımızdan akiği (4.5001 liraya mukabLİ Lâlelide Mesih paşa mahallesinde Ceylân sokağında oskl 3 numaralı mahallen kâgir bir apartıman seneden kâgir evin tamamını birinci derecede İpotek etmiş İdi (Hâlen üzerinde 1/2 numara vardır >
, Dosyada mevcut tapu kaydı suretinde işbu gayrı menkulün Meslhpaşa mahallesinde Ceylân sokağında kâh» eski 3. taj 7/2 kapı □ umar alı şarkan 27.8 parsel: ştmalen 25,20 parsel; garben iş parsel; cenubeu yol ile çevrili 291 kütük, 199 patla, 811 ada; 0 parsel numaralı ve 102 metre murabbaı miktarında kâgir evin tamamı olduğu ve Nalme Yılmazın Şahazana (MI.55) yüz kırk bir lira eli! beş kurruş borcundan dolayı İstanbul beşlod hra memurluğunun 8/3/948 tarih ve 942/2781 numara ile hac® vazedildiği bildirilmiştir Bu hacız Sandığın V9 müşterilerin hukukuna müessir değildir.
İkraza esas muhammin raporu mucibince İşbu gayri menkulün umum mesahası 102 metre murabbaı olup fil metre murabbaı kısmı üzerine çatı ve örtüsü ahşap Üç bukuç tatli'üç daireli kâgir apartımanm yapıl mıştır. Alt yatını katta İki oda, bir sofa, bir mutfak, bir kiler, bir heLİ Birinci katta: İki oda. bir aofı bir arada helft, hamam, ikinci katta; İki oda bir 9ofa, bir mutfak, bir heâ. bir taraça, bir sandık odası. Üçüncü katta: İki oda, bir mutfak, bir belâ, bir taraça vardır, ümum blnadal I elektrik, su. havagazı tesisatı, mevcuttur. O
Vadesinde borcun verilmemesinden dolayı yapılan takip üzerine 3202Û-No.ltı kanunun 48 ncı maddesinin matufu 40 inci moOdesine göre aatıl-C\l ması teabeden yukarda evsafı akülün lamamı bLr buçuk
müddetle açık-arttırmaya konmuştur, Satış tapu sicil kaydına göre yapıl-'-' n ıkitdır. Arttırmaya girmek isteyen (13751 Ura pey akçesi verecektir. C
Millî bankalarımızdan birinin teminat mektubu da kabul olunur. Bi-.s rlkmls birtün vergilerle, belediye ve dellallye resimleri borçluya aittir. {O Arttırma şartnamesi 3/5/948 tarihinden itibaren tetkik etmek İsteyenlere Q) Baı-dik Hukuk-lşlerl servisinde açık bulundurulacaktır. Tapu sicil kaydı>
■ sair lüzumlu izahat da şartnamede ve takip dosyasında vardır. Art-Q) Urmaya girmiş olanlar, bunları tetkik ederek satılığa çıkardan gayrig) menkul hakkında her şeyi öğrenmiş ad ve telâkki, olunur. Birinci art-M— 19 7'948 tarihine tesadüf eden pazartesi günü Cağaloglunda kâüı^ .Sandığımızda-saat 10 dan 12 ye kadar yapılacaktır. Muvakkat ihale 7(--Q pilmpsi İçin tekil! edilecek bedelin tercihan alınması lcaboden gayrt-0 menkul miıkelletlyetlle Sandık alacağını tamaırıen geçmiş olması şarttır. Ak Q) "co müsadif sah günü aynı mahalde ve aynı saatLe son arltırri'a-ı yipı'A- (j} Çaktır. Bu arttırmada gayri menkul en çok arttıranın üstünde bırakila-Jr Haklan tapu slcillerüe sabit olmayan alâkadarlar i- İrtifak hak-Vx kt sahiplerinin bu haklarını ve hususlle fala ve masarife dair iddialarını İlân tarihinden itibaren yirmi gün Içnlde evrakı müsbltelerLle beraber Bandığımıza bildirmeleri lâzımdır. Bu suretle haklarını bildirmemiş olanlarla hakları tapu slclllerile sabit olmayanlar satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Daha tasla malumat almak İsteyenlerin 948/1088 dosya No. sile Sandığımız hukuk işleri servisine müracaat etmeleri 10-sumu Hân olunur.
. — DİKKAT—
Emniyet Sandığı: Sandıktan alman gayri menkulü İpotek göıtermek isteyenlere Fen Heyetimizin koymuş olduğu kıymetin % 40 mı geçmemek üzere İhale bedelinin yarısına kada' borç vermek suretlle kolaylık göstermektedir. (7452»
GAYRI MENKUL SATIS İLÂNI
Beyoğlu suln mahkemesi başkâtipliğinden’, »43/5 saUş
Zehra Gevreğin Emine Arsebuk He şayian ve müştereken mutasarrıf olduğu Gaiatada Kemankeş mahallesinin Rıhtım caddesinde eski 58; 80. 37 yeni 66; 6«/l; 66 '2; 41 numarataj 41; 6«: 66/1 sayılı İki dükkân V» üzerindeki hanenin şuyuuntın İzalesi zımnında Beyoğlu 3 üncü sulh hukuk yargıçlığının 15 3 948 tarih ve 947/1114 sayılı ilâmı mucibince tapu kaydına göre açık arttırma sureti! e satışa çıkarılmıştır. Kıymeti mu hammenesl 76128 liradır. Müzayedeye Lşttrak etmek İsteyenler muhammen kıymetinin yüzde yedi buçuğu nispetinde pey akçesini nakit veya tahvilât veyahut da millî bankalardan birinin kefalet mektubunu müzayede başlamadan evvel satış memuru makkeme başkâtibine tevdi ederek mukabilinde alacakları makbuzla müzayedeye girebilirler. Mûzı yede başladıktan sonra pey akçesi alınmaz ve hiç bir mazeret de kabul edilmez. Gayri menkulün evsafına gelince; Bodrumlu 41 numaratajlı Galata rıhtımı boyunda ve 66/1 sayılı Kara Muştala paşa caddesindeki maluller Antalya Nakliyat şirketinin hattı İsticarında ve Karamustafa-paşa caddesinde 68 sayılı han bir sofa üzerine dört oda olup müste-ctrler tarafından işgal edilmektedir. Elektrik terkos mevcuttur.
Birinci açık arttırması 2/7'948 tarihine müsadif cuma günü saat 18 dan 17 ye kadar Beyoğlu sulh mahkemesi kalem odasında başkâtip nezdınde açık olarak yapılacaktır. Arttırma bedeli muhammen kıymetinin yüzde yetmiş beşini bulmadığı takdirde en son arttıranın taahhüdü baki kalmak şartlie müzayede on gün uzatılarak İkinci açık arttırması 12/7/948 tarihine müsadif pazartesi günü aynı saatte İcra edilerek en çok arttırana kati olarak ihalesi İcra edilecektir. İhale gününe kadar birikmiş ve birikecek belediye bina vergileri ile vakıf İcarı hissedarlara alt olup tellâllye rüsumu vb yirmi senelik taviz bedeli tapu ve kadsatro harçları vb şerefiye va İhale pulu müşteriye aittir, ttıale bedelinin gayri menkul kendisine İhale olunan tararmdan derhal veya verilecek müddet içinde mahkeme kasasına ödeme esi mecburidir. Ödenmediği takdirde ihale fesedilerek kendisinden evvel en yüksek teklifte bulunan kimse arzetmlş olduğu bedelle almağa razı olursa ona ihale edilecek o razı olmaz veya bulunmaksa yed! gün müddetle açık arttırmağa çıkarılacaktır. Yapılacak İlân alâkadarlara tebliğ edilmeyecektir. Müzayede en çok artırana Lhale edilecek ve her iki İhale de birinci İhale olunan kimse lkl lhale arasındaki farktan ve zarardan mesul tutulacaktır, thale bedeli farkı geçen günlerin yüzde beş faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın tahsil olunacaktır. İpotek sahibi alacaklılar ile sair alacaklıların gayri menkul üzerindeki hakları fala masarif ve salreye dair olan iddiaları evrakı müsbltelerlle birlikte ilân tarihinden İtibaren on beş gün içinde satış memuru bulunan mahkeme başkâtibine bildirmeleri lâzımdır. Aksi takdirde hakları tapu slclllerile sabit olmayanların satış bedelinin paylaşmasından hatrç bırakılacaklardır. Müzayedeye iştirak edenlerin bütün satış şartlarını kabul etmiş ve evvelden öğrenmiş ?e bilerek gayri menkule talip bulunmuş addedilerek sonradan ItLrazlan mesain olmayacaktır. Taliplerin satış gönünden evvel ve Hân tarihinden ItH*» ren mahkeme divanhanesine asılı şartnameyi okudıalatı ve gayri menkulü gezip görmeleri 7e fazla malûmat almak isteyenlerin 945'47 numara İle satış memuruna müracaat etmeleri lüzumu İlân olunur.
Maliye Bakanlığından:
Ekonomi Bakanlığınca, Teşkilât Kanununa alt tüzüâön 78 ine! maddesi gereğince (Trol) adiyle anılan balık, avlamağa mah-■sus ağın sürütme nevinden bulunduğu ve bunlar hakkınca cad ahkâmın uygulanması lâsımgeldlğl takarrür ettirilmiş ve keyfiyet 6/10/1947 tarihli ve 7/1988 sayılı yazı ile bUdriiImi? olduğundan bu Rğlarla Boğaziçi dahil olmak Üzer? Marmara Denizinin Akdeniz Boğazı harcine kadar gerek saMllerhıde ve gerek körfea ve limanları dahilinde ve açıklarda ve Boğazlar haricindeki sahille ılmizin üç mil açığına kadar olan mahal ve mm takalarında balık ve su mahsulleri avcılığının zabıtal saydiye nizamnamesi sere ğtnce yasak bulunduğu ve bu yasağa avkın hareket edenler bak kında bu nizamnamenin 29 uncu maddesinin uvRutonacağı ilgili lerce malûm olmak üsere İlân olunur. (7359)

Comments (0)