Sene 32 — No- 11162 — Fiâti: her yerde 10 turustıır.
PERŞEMBE 10 Ka um 1949
Sahibi: Necmeddin Sadak — Yazı işlerini fiilen İdare eden: C. Bildik — Aksam Matbaa»
Atatürk
. Askerdi, fakat m i litarist değil di
— Yakup Kadri nin Atatürk eserinden —
Atatürk'ün bizim kıtamızda bir esrar perdesi altında kalan tarafları, kendisin» askeri utıi-fornıasuu Giydirdiğimiz andan itibaren biraz daha kolay anlamdır. Gerçi. Atatürk yalnız devlet reisi olduktan sonra değil, ojiuju çok daha evvel. Milli Kurtuluş harbinin en hareketli zamanlarında bile, üniforma İle dolaşmaktan pek hoşlanın zdı. Yirmi iki gı;n suren Saka. e. meydan muharebesinden dahi onun netti bir avcı kostu-. müyle döndüğünü hatırlarım. İzmir zaferini takıp eden aylarda kendisine kaç kere Koca-tepe'de. mesul bir fotoğraf makin; inin tesbit ettiği o şaııll heyetiyle görünmesini rica et-mişiziiir: takat, hiçbir dela ricamızı kabul etmek lûttunda bulunmadı
Bunun sebebi ne idi? Atatürk meçle ;ini sevmem miydi? Hayır, bin kere hayır . O, mesleğinin üükıydı-- O, samimi ve heyecanlı bir cenk sanatkârı idi. Muharebe günlerinde, yiiziı em-, salsiz bir şevk ile parlamağa bs-.lor; neşesi ve canlılığı artar: gözlerinde, yaratış esnasındaki btr şairin, vecdi, cuşişi İlâhi kıvılcımlarım saçardı. Harp günü onun bayramı idi. Trampete sc'-leıini duyunca şahlanan cins küheylânlar gibi top tüfek gürültüleri arasında kaiılMbolarla güldüğü. ya-nındakllerle şakalaştığı Körü I lir. vücudundan taşan
desteni şetaret bütün muhitine yayılırdı. Hazan da, âdeta ço-c ıkiaşırdı. (Her büyük sanatkâr gibi her gerçek kahramanın yüreğinde de bir çocuk yatar. Zira, bunların ruhları tabiat* o kadar yakın, tabiatın saf ve ceyyit kudretleriyle o kadar aş ve arkadaştır.)
Mustafa Kemal. Sakarya harbine giderken, bir taraftan tehalükle yol hazırlıklarını yapıyor. diğer taraftan yanındakilere dönerek;
— Hey çocuklar: bum bum başladı, bilesiniz .. diye gülüyordu.
Bu haliyle tıpkı bir futbol maçına koşan sporcu bir delikanlıyı andırıyordu. Sporcu*. Evet, Mustafa Kemal, muharebeyi - kinsiz, ofkesiz ve korka-•uz - bir spor gibi yapardı ve maçlarını kazandıktan sonra ise defne çelenkleri üzerinde uykuya dalmayı hiç sevmezdi. Bütün samimi sporcular gibi fena kuvvetlere karşı cidalci mizacının ona emrettiği entral-hement’lara d?vam ederdi. OQ-aün birinde karşısında güreşerek kimseyi bulamazsa kendi nefsiyle bir sessiz cidale girişirdi.
Evet. Atatürk, sapına kadar askerdi; fakat militarist değil-Harhl şevk ve şetaretle yapardı; harbi aramazdı.
«— Harbçl olamam OtlnicO, harbin fecaatlerini herkesten iyi bilirim:» derdi.
Ve belki, bu fikrini, bu İçtihadını hareketiyle İspat etmek içindir ki, bir devlet reisi sıfa.-tıyie de kendisine o kadar yakışan ve taşımakta o kadar haklı olduğu şanlı üniformayı giymekten çekinmişti.
Taşımakta o kadar haklı olduğu; dedim. Zira harb sonrası rejimleri. nice çavuşlara, nice ıwıl:.ı!r politikacılarına birer general veya mareşal kıyafetine Kirerek nice orduların, nice dev-i-t ve milletlerin talihiyle bir öyi'iiı-.ak gibi oynamak fırsatını 'ermiştir. Hatıra gelebilir ki, A-taiüık, biraz da bunlar sırasın->'ı ■■lünmekîen tiksindiği ve idildi meşru üniformasının şe-1 rehnl esirgediği İçin milleti h-tesında daim-ı bir «ferdi millet» Bitil dolaşmayı âdet edinmişti
Atatürkün ölümünün İt ind yıldönümü münasebetiyle bu sabah yurdun her tarafında anma törenleri yapılmıştır.
şehrimizde, Eminönü Halke-vinde yapılan törende vali ve belediye reisi doktor Fahreddln Kerim Gökay, belediye ve vilâyet erkânını, C.H.P. mensupları, Şehir Meclis! Azalan ve ka labalık bir halk kütlesi hazır bulunmuştur, Tören saat tam 9.05 de C.H.P. Eminönü ilçe baş kam Fehmi Ataç tarafından açılmış ve hazır bulunanlar İhtiram sükûnuna davet edilmişlerdir. Müteakiben Cemal Güi-
En büyük yas günümüz
Bu sabah yurdun her tara-
fında anma törenleri yapıldı
tokin ve Şaziye Tflregün bflyûk Atatürke ait birer konuşma yap mışlardır.
Bundan sonra Cumhurbaşkanı İsmet tnönünun beyannamesi okunmuştur. Merasime İştirak edenler toplu halde Saray-bumuna giderek Atatürk heykeline çelenkler koymuşlardır.
İstanbul Üniversitesi konferans salonunda bu sabah heyecanlı bir merasim yapılmıştır. Öğrenciler koca salonu hınca hınç doldurmuşlardı. Profesörler de hazır ^ulunuyorlardı Saat tam 9,05 de rektör Ömer Celâl Sarç kısa bir konuşma Ue
töreni açmış ve hazır bulunanları İhtiram sükûnuna davet et iniştir Müteakiben Hukuk Fakültesi profesörlerinden Ömer Lûtfl Barkan Atatürk hakkında Mr söylev vermiştir. Bir öğren -ci AtatürkOn gençtifte hitabesini, diğer bir öğrenci de înönü-niin mesajını okumuştur. Bunları takiben Üniversiteliler Topluca Saraybumundakl Atatürk anıtına gitmişler ve hazırlanan çelenkleri koymuşlardır.
Bu sabah bütün okullarda ve Halkevlerinde merasim yapılmıştır.
Atatürk’ün Türk gençliğine hitabesi
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk İstiklâlini. Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbâlinin yeğene temeli bu-dur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazîneden mahrum etmek istiyecek dahiil ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün istiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini diişünmiyeceksin! Bu imkân ve şerait çok namusa i t bir mahiyette tezahür
(Devamı 2. nci sahlfede)
İsmet Inöniinün mılletehrtabesi
Bütün ömrünü hizmetim vakfettiği sevgili milletinin ihtiram kolları üstünde Ula Atatürk’ün fâni vücudu isti- h rahat yerine tevdi edilmiş- f» tir. Hakikatte yattığı yer, Jr* Türk milletinin Onun için ask ve iftiharla dolu olan kahraman ve vefalı göğsüdür. O
Atatürk, tarihte uğradığı- C nnz en zalim ve haksız ib* O ham önünde meydana atıl- 'yj mı$, Türk milletinin masum Jjt ve haklı olduğunu İddia ve 2? ilân etmiştir, ilk önce ehemim veli kavranmamış olan (D gür sesi, asla yıpranmıyan ® bir kuvvetle nihayet bütün »t cihanın şuuruna nüfuz et-mistir, _Q
En büyük zaferleri kazan- _ diktan sonra da, Atatürk, ömrünü yalnız Türk mi 11.-ti- -Jj nin haklarını, insanı veto CO ezel! hizmetlerini ve tarihe ® hâkkettiği meziyetlerini İs- / \ pat etmekle geçirmiştir. Mil-İçlimizin büyüklüğüne, kudretine, faziletine, medeniyet vazifelerine sarsılmaz itikadı vardı. «Ne mutlu Türküm diyene» dediği zaman kendi engin ruhunun, hic sönmt-yen aşkım ne manalı bir surette hulâsa etmişti.
Fena zihniyet ve İdare ile geri bırakılmış Türk cemiyetini. cn kısa yoldan insanlığın en mütekâmil ve en temiz zihniyetleriyle mücehhez modem bir devlet hafine getirmek Onun başlıca kavgısı olmuştu. Teşkilâtı lEsasiyemizde ve bugün hizmet başında, irfan muhitinde ve geniş halk içinde bulunan bütün vatandaşların vicdanlarında yerleşmiş olan lâik, milliyetçi, halkçı, inkılâpçı, devletçi Cumhuriyet, bize bütün evsafiyle A-tatürkün en kıymetli emanetidir.
Ufulünden beri Atatürkûn aziz adı ve hâtırası bütün halkımızın en candan duy-gulariyle sarılmıştır. Memleketimizin her köşesinde ve bütün milletçe kendisine gösterdiğimiz samimi bağlılık. devlet ve milletimiz için "kudret ve vefanın beliğ misalidir. Türk milletinin Aziz Atatürke gösterdiği sevgi ve saygı, onun niçin Atatürk gibi bir evlât yetiştirebilir bir kaynak olduğunu bütün dünyaya göstermiştir.
Atatürke tâzim vazifemizi ifa ettiğimiz bu anda, halkımıza. kalbimden gelen şükran duygularını ifade etmeği. ödenmesi lâzım bir borç saydım.
Mllletlerarasında kardeşçe bir insanlık hayatı Ata-türkün en kıymetli ideali idi. Bütün dünyada ölümünün gördüğü ihtiramı insanlığın âtisi için ümit verici bir muide olarak selâmlarım. Bu sözlerim, vazılariy-le ve toprağımızda şövalye askerleri ve mümtaz şahsiyetleriyle -asımıza iştirak eden büyük milletlere, Tüıfc milleti adına şükranlarımın ifadesidir.
Devletimizin hanisi ve milletimizin fedakâr, sadık bâdım i;
İnsanlık idealinin âşık ve mümtaz siması:
Eşsis kahraman Atatürk!
Vatan sana minnettardır. Biitiin ömrünü hizmetine verdiğin Türk Milletiyle beraber senin huzurunda tizini ile eğiliyoruz. Bütün hayatında bize ruhundaki ateşten canlılık verdin. Emin ol, aziz hâtıran sönmez meşale olarak ruhlarımızı daima ateşli ve uyanık tutacaktır.
' Ankara — 21.11.1938
Reisicumhur İsmet İnönü
sanife 2
AKŞAM
10 Kasım 1949
50ZÜN CELİMİ
Atatürk sevgisi
Atatürk sevgisi ölflrnllnttn yılMnömünde yin« kalblerden taşıp taşıp dökülüyor. Ama her kalb-den değil; onu sevmiş gibi görünenlerin kalbinden değil, hakikaten sevenlerin kalbinden. Ondan korkmuş o-tan kırın değil, ona bağlanmış olanların kalbinden.
Böyle bir ayırma yaptığım iyin Atatürkü sevenlerin bu memlekette sayıca as olduğunu söylemek istediğim zannedilmesin- Atatürk sevgisinin ölçüsü dalma memleketi kavrıyan bir ölçüdür ve öyle kalacaktır. Bunun en in an dinci İspatı, yeni yetişen nesillerin, Atatiır-kü hiç görmemiş veya ancak uzaktan görebilmiş olanların O na yürekten, münakaşam bağlı oluşu ve O'nuıı idealini kendi öz ideali bilişidir. Yalnjı bunların sayısı memleket nüfusunun yarısını çoktau geçti.
Atatürkü sevmiyenler ise Atatürk'ün bu memleket halkının refah ve saadeti iç®, medenî tasanlar topluluğunda lâyık olduğu yeri alması için kafalardan sitaıiye çalıştığı düşünceleri geri getirmekte menfaat uman bir avuç zavallıdan ibarettir. Bu gibiler zaten paradan başka hiçbir şey sevmezler. Artık Atatürkü sevmek kimseye para getirmediği için ünu aşkla sevenlerin sayısı çoğalıyor.
Atatürke nasıl bağlı olmayıı ki her şeyimizde O’n-Han bir iz vardır, üstümüzde başımızda Atatürk, eviri-mir.de, barkımızda, adımızda Atatürk, saatimizde Atatürk, takvimimizde Atatürk. Yüzümüzü medeniyet âlemine çeviren, bizi gaflet uykusundan uyandıran, nihayet bizi biz eden O değil midir?
Dışişleri Bakanının Paristeki temasları
M. Bevin’le Yakın Şark ve Doğu Akdeniz meseleleri görüşüldü
Şevket RADO
Lodos fırtınası
Telefon ve telgraf hatları bozuldu
Ankara da dahil olmak üzere bir çok yerlerle görüşülemiyor
Bursa B (A-A.) _ Şiddetli lodos fırtınası devam, etmektedir. Bazı evlerin kiremitleri ve damlan uçmuştur. Elektrik ve telefon şebekelerinde tahribat yapmış, bazı davarlar ve tahta perdeler yıkılmıştır. Gece yansı ECapaliçarşıda bir elektrik kontağı neticesi yangın çıkacağı sırada bekçiler görerek, umumi cereyanı kestirmek suretiyle, yangının önüne geçmişlerdir. Sabaha karşı civara yıldırımlar düşmüş ve şiddetli bir yağmur yağmıştır. Bu sayede ormanlardaki yangınlar tamamen sönmüştür. Uludağa kar düşmüştür.
Evvelki gece saat 23 te başh-yan lodos fırtınası bütün gece ve dün şiddetle devam etmiştir. Limandaki birçok küçük ve büyük gemiler tehlikeli durumlara. düşmüştür.
Tarsus vapurunun açık bulunan kapaklarından içeriye sular girmiştir. Sular, tâmir sebebiyle açık bulundurulan makine dairesinin bir kısmını kaplamıştır. Suların tahliyesi için hariçten müdahale etmek zorunda kalınmıştır.
Telefon ve telgraf hatları
Şiddetli fırtına yüzünden şehirlerarası telefon hatlarından bir kısmı ârıza yapmıştır. Geceden beri. Ankara, İzmir, Bursa, Eskişehir ve Adana İle konuşulamıyor. Tâmiratın ancak öğleden sonraya doğru tamam lan a-cagı ve bu şehirler arasında tele fon konuşmalarına başlanabileceği ûmld edilmektedir.
Diğer taraftan deniz altından, kablo ile giden şehir İçi telefon hatlarında da bozukluklar ol-mu-.Lur. Büyükada, Heybeli, Knrıal İle konuşulamamaktodır,
Te’sraf hatları da bozulmuştur. Ankara İle yalnız telsizle muhabere temin edilmektedir. Samsun. İzmir. Adana. Konya hatlar da arızalı olduğundan, gazelimizin çıktığı saate kadar buralarla muhabere edilememekte İdL Mamafih, akşama kadar bu hatlardan bazılarının muhabereye açılacağı umuluyor
Eüyük bir çınar devrildi
Dün akşamki fırtınada Kadıköy Kuşdili Dere sokağında bayan Münlbe'nln evinin üstüne, yalcındaki büyük çınar ağacı devrilmiştir. İtfaiyenin yetişmekle ağacın dalları kesilerek evin üstündeki ağırlık kaldırılmıştır. Kayda şayan hasar olmamıştır,
Atatürk’ün Türk gençliğine hitabesi
Sökede dolu
Söke 9 (A-A.) — Dün sabah başlıyan yağmur gece saat 21,15 te cevizden büyük doluya çevirmiştir. Bu saatte çok şiddetli fırtına devam etmekte İdi" Dolu 3 dakika kadar devam etmiş vc güney doğuya bakan bütün camlar kırılmış, birçok evlerin kiremitleri uçmuş vc fırtına a-ğaçlan kökünden sokmuştur. Fırtına devam etmektedir. Zarar ve ziyan henüz tespit edilememiştir.
1950 yılı bütçesi
Ankara 9 — Maliye Bakanlığı, 1960 yılı bütçesi üzerindeki tetkiklerin! bitirmiş, hazırladığı tasanyı Bakanlar Kurulunun tetkikine sunmuştur- Bakanlar Kurulu yann yapacağı toplantı ile bütçe müzakeresine başlı-yacaktır.
Truman - Stalin mülakatı rivayetleri vaşüjgton 0 (A.A.) — Başkan Truman'la Mareşal Stalin arasında vukubulacagı söylenen görüşme hakkında Cumhurbaşkanlığı sekreteri Rom hiç bir malûmatı olmadığını beyan etmiştir.
(Baş tarafı 1 inci sabifedo)
edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kasdedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün ordulan dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere memleketin dahilinde, iktidara sahib olanlar galfet ve dalâlet ve hattâ hiyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet fak ru zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istiklâlinin evlâdı! İşte bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
J
Ticaret ahlâkının köklenmesine lüzum var
Başbakan Çanakkalede söylediği nutu ta bu noktada ısrar etti
Dışişleri Bakanı Necmtddin Sadak gatclccll'rle görüşürken
ısındaki ticarette vasıta olan memleketteki muhtelif unsurların kaldırılarak Mısırçar.>ı şırılda?, l Türk ticaret erbabiyle
Çanakkale 9 — Bugün Balı-, kesirden şehrimize gelen Başbakan Şemscddln Günaltay, Halkevlnde yaptığı konuşmada I
Çanakkalede ilk göze çarpan doğrudan doğruya münasebette meselenin İskele işi 11c balıkçı- ' bulunulması için hükümet nez-Uk olduğunu söylemiştir. Kârlı dinde teşebbüse girişmesini Js-blr İş olan balıkçılığı bizzat memleket çocuklarının yapması ve bunun için de aralarında teşkilâtlanmak lâzım geldiğini söyledikten sonra her şey* hükümetten bekleme huyundan vazgeçilmesini tavsiye etmiştir.
Başbakan, bir taıattan her şey hükümetten beklenirken diğer taraftan da her şeye hükümet el atıyor diye şikâyette bulunulduğunu hatırlatmış ve hükümetin, vatandaşın
j temektedir.
ı Bu vesika gösteriyor kİ. daha o zaman bu ecnebi devlet, dürüst tüccarın ancak Türk olduğuna kanaat geçirmiş bulunuyordu. Demek ki o zaman memlekette yüksek bir ahlâk mevcuttu. Şimdi eski salâbetini kaybetmiş gibi görünüyor. Dürüst ve hilesiz hareket zorundayız.
_______________________________ Ticari ahlâk, umumi ahlâkın hükümetin, vatandaşın ~müç- bir şubesi sayılır. Umumi ahlâ-temian yapamıyacağı işleri ü- kımızın dürüstlüğe İstinat et-
Avrupa Konseyi Dışişleri Bakanları toplantısına işllrâk c-den ve evvelki akşam îstanbula gelen Dışişleri Bakanı Necmed-dln Sadak, dün gazetecileri kabul ederek sorularına cevap vermiştir.
Dışişleri Bakanı Paris toplan -tısını ve verilen kararlan anlatmış. sonra M. Berin İle yaptığı görülmede Türklyenln Avrupa savunma teşkilâtına katılmasını istediği hakkında gelen telgrafa dair sorulan suale şu cevabı vermiştir:
«— Mr. Bevlnhe her buluştuğumuz yerde konuşmak ikimiz İçin de âdet olmuştur. Bu defa da Fahişte bulunmamızdan İstifade ederek uzun uzadıya gö-rütük. Bu mâlkatta dünya hâdiselerini ve Türkiye İle İngil-
tereyi alâkadar eden ehemmiyetli meseleleri gözden geçirdik
Söylediğiniz, telgrafla bahsedilen Avrupa savunma teşkilâtı, Atlantik Paktının tatbikatı olsa gerektir. Türklyenln bu pakt ile ilgisi olmadığı İçin, Mr. Be-vln’den bu yolda hiçbir dilekte bulunmadım. İngiltere, müttefikimiz olduğu cihetle. Mr. Be-vin'le Yakın Şark ve Doğu Akdeniz meselelerini tabii olaıak konuştuk.»
— Üç Dışişleri Bakanı Paris-te toplanıyor. Bu hususta malûmat verir misiniz?
«— Aldığım malûmata göre, iki gün sürecek olan toplantının başlıca mevzuunu Almanya meselesi teşkil edecektir.»
— Başka bir şey konuşmıya-caklar mı?
«— Amerika Dışişleri Bakanı Mr. Acheson, Parise kadar gelir vc orada üç Dışişleri Bakanı toplanmak fırsatını bulurlarsa bugün dünyayı meşgul eden hâdiselerden bahsetmemeleri tasavvur edilemez. Meselâ Uzak Doğu meselesinin bu üç devletî yakından alâkadar etmesi tabiidir.»
— Yunan Dışişleri Bakanı De görüşmeniz hakkında malûmat verir misiniz?
t— M. Çaidarlslc iki memleket arasındaki münasebetleri ve dostluğun takviyesini görüştük. M. çaldaris. bilhassa çetelerle muvaffakiyetli mücadelesi neticesinde Yunanlstanda bugünkü iyi vaziyet hakkında bizi çok sevindiren malûmat verdi.»
Rusya Adriyatik’te bir
mesi, bilhassa faziletin esas olması, memleketin yükselmesinde başlıca âmil olacaktır. Mânevi selâmete eriştikten sonra maddî refah da dürüst bir şeklîde İnkişaf eder Dürüst hareket eden İnsanların da kazancı bu olur. Hile ve hırsızlığa İstinat eden nice servet sahiplerinin neticede nasıl perişan olduklarını çok görmüşüzdür.»
Gelibolu 9 — şemseddin Günaitay, yarın (bugün! Halkevlnde Atatürk’ün ölümü saatin-u«. .ufuoguuj.. de yapılacak törende hazır bu-îngillz Hazine Nazırı, bura- lunduktan sonra meydanda dakl sefirine gönderdiği mek- halka bir hitabede bulunacak-tupta, Türklerle İngillzler ara- ] tır.
zerine alacağını söylemiştir.
Dürüst tüccar
Başbakan, memlekette ticaret ahlâkı diye bir esasın kökleşmesi lüzumuna İşaret ederek demiştir ki:
«— İktisadi faaliyetimizin dünya ite bilhassa Avrupa ve Amerika üe inkişaf etmesi bizim için bir İktisadî ahlâk temeli üzerine kurulmasını İcabet t İrmektedir.
Bir aralık hazine! evrakı tetkik ederken 250 yu evveline giden bir vesika ile karşılaştım.

sömürgeleri
Ameliyatla tedavi
Libya ve Somali müstakil oluyor
Canilerin ruhi haletleri değişiyor
denizaltı üssü yapıyormuş
Pariste Almanyayı Batılı millet'er camiasına daha sıkı bağlamak gö, üşü.üyor
Londra 10 (R) — Muhafazakâr Parti liderlerinden Lord Tempeiwood, söylediği bir nutukta Sovyet Rusyanm Adriyatik Denizinde. Arnavutluk kıyılarında bir denizaltı üssü vücuda getirmekte olduğunu söylemiştir. Lord, bundur: sonra demiştir İd:
«Yeni bir harbde, mukabeleden korkularak atom silâhının kullanılmjyacağt fikrine İştirak etmiyorum. Fikrimce, Batıya tearuz ettiği takdirde, kendisine karşı atom bombalariyle derhal mukabele edileceği, Rusya-ya İhtar edilmelidir.»
Paris t eki görüşmeler
Paris 10 (R) — Amerikan. İngiliz ve Fransız Dışişleri Bakanlan dün toplanarak öğleden evvel ve sonra 7 saat görüşmüşlerdir. Görüşme, Almanya etrafında cereyan etmiştir. Neşrecll-
len tebliğde memnunluk verici neticeler alındığı ve görüşmelere bugün de devam edileceği bildiriliyor.
Sızan haberlere göre, Alman-yayı Batılı milletler camiasına daha sıkı surette bağlamak tat-’ kik edilmiştir. Alınan fabrikalarını sökme programına son verilirse bunun kolaylaşacağı anlaşılmaktadır. Batı Almanya Başbakanı Adenauer, Fransanın emniyet hususundaki endişelerini gidermeğe Batı Almanva-nın hazır olduğunu söylemiştir.
Müzakereyi takib etmek üzere, Hollanda Dışişleri Bakanı bugün Parise gelecektir.
ruzda bulunacağını ûmld etmiyorum. çünkü Ruslar bunun imkânsız bir şey olduğunu bilirler. Rusya, iktisadi abluka ve propaganda yapacaktır. Daha ileri gitmeğe cesaret edemiyece-ğine kaniim. Sovyetler bize hiç bir şey yapamazlar. Hiçbir şeyden korkmuyorum. Rusya ile tekrar anlaşma olacağını sanmıyorum. Böyle bir temayül olsa bile bunun tahakkuku için uzun zaman geçinesi lazımdır»
Tito, Sovyet liderleri arasında anltışamamıızlık olduğunu söylemiştir.
Nevyork 10 (R) — Birleşmiş Milletler siyasi komitesi Llb-1 ya*nın istiklâli kararını kabul] etmiştir. Libya 1952 de istiklâle ı kavuşacaktır. Somali de mûs-| tekil olacak, fakat istiklâli ancak 10 sene sonra yürürlüğe girecektir. _
Yangın başlangıcı
Beyoğlunda Ragtp paşa veresesine alt olup Behram’ın müs-teclrl bulunduğu Bahçeli hamamın tandır kısmından yan ■ gm çıkmış, bacadan çatıyı saran ateş, İtfaiye tarafından söndürülmüştür. Çatının bir kısmı yanmıştır.
BORSA
lılınbul Boreuuun. 9/J1/194» üallorl
ÇEKLEŞ
Tito’nun demeci
Kopenhag 9 — Tito. bir Danimarka gazetesine şu demeçte bulunmuştur: «Sovyetlerin. Yu-goslavyaya karşı silâhlı taar-
T; 4^.,-. lJxbon lMEtakudea »
Tıtoya yardım csham tahvilAt
Paris 10 _ Söylendiğine göre
üç Dışişleri Bakanı Yugoslav-1S1VM . ,
ya’nın vaziyetini de görüşmüş, ıtrn Demiryolu n Mareşal Tito'ya eldeu geldiği (l94* (
kadar yardım yapılmasını ia-rarlaştırnuştır.
V al inin tetkikleri
Vali w belediye reisi Ord. Prof. Dr. Fahreddln Kerim Kök-ay dün sabahleyin Elektrik Tramvay Tünel İşletmesi merkezine giderek umum müdür İbrahim Baybora’dan İşletmenin muhtelif branşları hakkında İzahat almış ve idare bütçesini tetkik etmiştir.
Evvelki gece ve dün gece valinin emriyle voli muavinlerinden Fazıl Uy badın ve Nâzım Arda. İstanbul cihetindeki karakolları teftiş etmişler ve Asayişi gözden geçirmişlerdir.
Hüsnii Zaim’in eşi bir kız çocuk dünyaya getirdi
Şam Q _ m ağustos
hükümet darbesinde dtd brütmüş olan Suriye Cnmhurboş-riinı Hüsnü Zalm‘ln eşinin 4 hrumria dünyaya Mr kız çocuk getirdiği bugün öğrenilmiştir. Anne fle bebeğin sıhhatte olduktan MMUûmeklodtr.
Ankarada bir otomobil kazası
Ankara 9 — Dûn Hava Kurumu binası önünde müessif bir taşıt kazası olmuş. Toprak Tevzi umum müdürü Ahmet Salih Korur’un İdare etmekte olduğu Jip arabası Ulus meydanına doğru ilerlerken yolun taşıtlarla kapalı olması üzerine durmak istemiş, fakat frenlerin bozuk olması sebebiyle duramamış, hızını alamıyan araba yaya kaldırımına çıkmış ve 6 metre İleride bulunan Çubuk belediye başkanı Muharrem Mutlu ile Samanpazannda oturan Niyazi Mutlu adındaki İki vatandaşa çarparak yaralanmalarına pebepolmuştur. Muharrem Mutlu hastaneye kaldmlnuştır.
' -%
Milletlerin
Garip âdetleri
Bir genç kuyuya düştü
Boyacıköyde Tebdileaklsl sokağında 10 numaralı evde oturan 1C yaşında Ali oğlu Nec-meddln dün evin bahçesinde kuyu kenarından geçerken muvazenesini kaybederek düşmüştür. Derhal itfaiye haberdar edilmiş Lse de yetişen tahlisiye eklpl Necmeddinl ölü olarak kuyudan çıkarmıştır.
1 Slv.ni - Erzurum 2-9 1941 Demiryolu İÜ mhii MOdıiaa
Milli Müdafaa n MIDI MÖdafaa 111 Milli Müdafaa IV
30.70
20.46 2055
21.00
30.—
1950
20.40
39,80 2090
MS. .75
96,X
97-
D6.S0
96.75
a.»
30.50
19.60
96.35
95»
Bugûn 4 öncii sahiiemiadedlr.
İngiltere istihsali arttıracak
Londra 10 (R) — Başbakan Alilce, Londra Belediye Başka-nının senelik ziyafetinde bir nutuk söylemiştir Bu ziyafette dış politikadan bahsetmek â-dettir. Fakat Dışişleri Bakanı Berin Paris’te bulunduğundan Başbakan sanayi hamlesi üzerinde durmuştur. Attlce İngiliz fabrikalarının lstüısnll arttırın mi itoıngeldiğini söylemiş ve bunun için çalışma saatlerinin artöntac®guu ilâve etmiştir.
fciljlir
44.211 eo.ıo
e.55 «_ıo
Londra 10 (Nafenl — Müebbet hapis cezasına mahkûm I olan Chales Hinkely isminde bir şahıs hücresinde okumakta olduğu gazetelerin birinde biı doktorun beyinde yapmakta bulunduğu ameliyat sayesinde canilerin haleti ruhiyelerini tamamen değiştirmeğe muvaffak olduğunu öğrenince derhal hapishane müdürüne müracaai ederek kendisine de aynı ameliyatın yapılmasını istemiştir Ameliyat muvaffakiyetle yapılmıştır, ve şimdi ise herkes au-nun ne netice vereceğini merak içinde beklemektedir. Bu mahkûmun suçu sahte çek yapmak idi.
Gelin otomobiline saldıranların hilesi
Feriköyde üç kabadayı tuzak kurmuş. Gelin götüren bir taksiyi durdurmak üzere yola bayrak germişler. Şoför de suikastı anlamış. Bayrağı — maalesef — devirmeğe mecbur olarak geçmiş. Gelin de kimbüir ne akıbetten kurtulmuş.
Şimdi, kabadayılar aleyhinde tuzak kurdular dîye, şoför aleyhinde de «bayrağı çiğnedi» diye takibat yapılıyormuş.
Dinler bile, kılıç altında kalıp tehdıd edilince, dinden çıkmağı müminlere miihah sayar. Hele bir taze gelin hesabına olunca, tuzağa düşmemek için şoförün gaza basması, olsa olsa yiğitliktir. Üç kabadayı ile aynı müttehem mevkiine düşünememesi âmme vicdanına uygundur.
Saltanat devrinde falakaya yatırılanlur:
— Padişahını çok yaşa! -diye ard arda bağırırlarmış Falakacı, bu nida karşısında selâma durmak zorunda kaklığından, dav aktan kurtulurlarmış. Kabadayılar, modern cemiyetimizi bu kadar saf avlıyanuya-caklarına akıl erdirmelidirler. Bayrak maalesef çiğnendi ise, unun da cezası şoföre değil, bu kabadayı dırganlara çektirîlmelîdir.
ÎO Kasım ifl’!»
8ahJfe 1
yönetmeliği
Cemal Refik
Basın kanunu Şark hizmeti
ve bu suretle mukadderatımızı ve onların mukadderatını birbirine bağlamak veya tek basımıza kalmak durumundayız. Bunun da esası, arlık tekrar edile edile harcıâlem bir hale gelen İstihsal dâvasıdır.
Mecburî hizmet ihdası düşünülüyor
Celâl Bayar Ankara’da
yeni
hazırlı-
İki müesseseye ikişt ay mühlet verildi
Milli Eğilim Bakanlığı, 1 bir izcilik yönetmeliği i yarak alâkalılara bildirmiştir. İ Bu yönetmelik okullarda izcilik çalışmalarına ilk okulların 4 iıncıi ve besinci sınıflarında baş lanmaktadır. İlk okulların beden terbiyesi derslerinde çocuklara izcilik hakkında malûmat verilecek ve bu okullarda İzcilik teşkilâtı kurulacaktır.
Milli Eğitim müdürlüğü, yeni yönetmelik hakkında izahat ver mele ve yapılacak içleri kararla] , t ırmak üzere şehrimizdeki Mili! Eğitim memurlariylç Jik öğretim müfettişlerini yakında top-lıyacaktır. Bu toplantıyı müteakip her ilçede baş öğretmenler bu maksatla müteaddit toplantılar yapacaklardır.
Devlet Bakanı Cemil Sait Barlaa’m demeci
İstihsali arttırmak
Ankara 9 — Üniversite mezunların in veya memuriyete yeni intlsab edenlerin bir iki sene Doğuda mecburi hizmet görmelerinin şart koşulması ve bunun bir nevi askerlik vasi fesi gibi kaçınılmaz, atlatılmaz bir hale getirilmesi düşünülmektedir.
Ankara 9 — D. P Başkanı Celâl Bayar, bugün Ankara'ya avdet etmiştir.
Filârmonl orkestrası bu serini Cemal sinde 14 kasım pazartesi günü verecek ve üstad Thlbaud da solist olarak iştirak edecektir Üstadın İştirakiyle ve ayrı bir programla 17 kasım perşembe günü Saray'da İkinci bir konser daha verilecektir.
•vvelki gece Par İsten uçakla şehrimize dönen Devlet Bakanı Oemll Salt Barlas dün akşamki ekspresle Ankaîaya gitmiştir. Bakan dün saat 14,30 da Etibonk İstanbul şubesinde yapılan bir ba3in toplantısında mert •jnırKBtt oay son seyahati hakkında şunları"tetkikler yapılırken, söylemiştir:
güzergâhta otomobillerin tıkandığı ilk merhale Yenlcamlln arkasında. Sullanhamamı kanundadır. Sonra Karaköy ve Bankalar caddesi vasıtaların akışını güçleştiriyor. Bunlara biz de çare arıyoruz. şimdiye kadar yaptığımlz tetkiklerden Şişhaneden İtibaren Kara köye İniş ve yine Karaköyden şişhaneye çıkış yollarını ayırmanın uygun olacağı kanaatine vardık.
Şişhaneden Karaköye İnmek İçin meylt yokuşunun orta kısmından perşembe pazarına sapan yol Tünelin önüne çıkıyor Bu yol ıslah edilirse otomobillerin kolaylıkla geçmesine elverişli hale gelecektir. Yukarı çıkmak için de yalnız Bankalar caddesi açık bırakılabilir.
Diğer taraftan Karaköyden Rıhtım yoluna sapan Bankanın önünde yayaların geçmesi için 2-3 dakikada bir otomobillerin akışı kesiliyor. Bugünkü halde başka türlü de olamaz Fakat yayalar için bir asma köprü veya köprünün altından bir geçit temin edilmelidir Bu da gün geçtikçe zaruri bir hal alıyor. Bu hususta Belediyeye teklifler yaptık. Tetkik ediliyor Herhalde çare bulunacaktır.
Vali Gazeteciler Cemiyetini ziyaret etti
Vali ve Belediye Başkam Fahreddln Kerim Gökay, dün saat dörtte Gazeteciler Cemiyetin! ziyaret etmiş ve kendisinin de üye bulunduğu cemiyete ait işler etrafında hasbıhalde bulunmuştur.
Yağ ve peynir tacirlerinden bir heyet
Yağ ve peynir tacirlerinden mürekkep bir heyet dün Belediyede Vali ve Belediye Başkanı Fahreddln Kerim Gökay'ı ziyaret etmiştir. Tacirler, kendi durumları hakkında Valiye izahat vermişlerdir. Bunların iddialarına göre peynir ve yağların pahalı oluşunun sebebi bu sene istihsalin azlığıdır.
ile konseri
Derneği senfonik mevsimin İlk kon-Reşld Rey Idare-
Geçen hafta vali ve belediye başkam coktor Fahreddln Kerîm Ookayın reisliğinde toplanan seyrüsefer komisyonu, ya ptlacak işlerin Emniyet Müdürlüğü mümessili İle Teknik Üniversite mensubu bir profesör ta rafından tespit edilmesine karar vermişti. Bu hazırlıklar ya-pılmaktadtr.
Dün Belediyede reis muavini Necati Çillerin başkanlığında 6 ncı şube müdürü ve diğer alâkalılar toplanarak şehrin seyru seferi hakkında bazı görüşmeler yapmışlardır. Bu arada şoförlet Cemiyeti başkanı bir arkadaşımıza şehrin seyrüseferi hakkında şu izahatı vermiştir:
— Altı ay evvel şehrimizde iş-iiyen motörlii vasıtaların yekûnu 7500 olduğu halde bugün 10 bini bulmuştur. Arabalar mütemadiyen artmaktadır. Yol ve caddelerimiz aynı kaldığı halde vasıtaların bu artışı bir gün seyrüseferi tamamen durduraca ğa benziyor Gün geçtikçe vaziyet daha ziyade sıkışık bir hal alıyor. Bu sebeple Sirkeci ile Taksim arasındaki yollarımızın süratle ıslahı ve daralan kısım lan açmak icap ediyor.
Sirkeci İle Taksim arasındaki
Adalet Bakanlığı tarafından bir Basın kanunu tasarısı hazırlandığı yazılmıştı. Şehrimizde bulunan Basın, Yayın ve Turizm Genel müdürü Ahmet Şükrü Esmer bu hususta şunları söylemiştir:
Bir de ihracatçı tüccarımıza bir şeyi acı ve esefle bildirmek isterim: İtaiyada yumurtanın çürük olup olmadıgun sordukları zaman: «Hayır, Türk yumurtası değil, sağlamdır» diye cevap veriliyor.»
Profesör Dr. Nihad
Reşat Belger
Prof. Dr. Nıhad Reşat Belger Avrupadaki -tetkik seyahatin den avdet etmiştir On kasım perşembe gününden itibaren hastalarını kabule bağlıyacaktır.
Atatürk . için kanun ' 19 yılın muhasebesi
Ahmet Emin Yalman VATANda yasdığı makalede diyor U: (A la türkü tarih yalnız methetmekle kalmıyacak. tenkld de
Şoförler Cemiyetinin seyrüsefer tıkanık lığını gidermek için teklif ettiği çareler
Dünya Gençlik Birliği kongresi İstan-bulda toplanacak
Dünya Gençlik Birliği icra komitesi ikinci toplantısını Brükselde yapmıştır. 2H ekimden beri devam eden toplantı 3 kasımda sona ermiş ve çok mühim kararlar almıştır. Bu toplantıya memleketimiz gençliği adına Türkiye Milli Talebe Federasyonundan. Teknik Üniversite Talebe Birliği Başkanı Mü-kerrem Taşçıoglıı Iştirâk etmiştir. Komitenin aldığı karara göre, Dünya Gençlik Birliği 1959 pfiustos konsey İçtimai tatan-buida yapılacaklır. Fransa ve Danimarka da konseyin memleketlerinde yapılmasını istemişlerdir. Bu suretle, ağustos ayında memleketimize dünyanın ______ ________ ____________
dört bir tarafından 400 kadar evvelki gün Heybeli sanatoryu-delege gelecektir. îstanbuida mıında bir veda ziyafeti tertip bir konseyin yapılabilmesi İçir, edilmiştir.
gerekli hazırlıklara Tıırklye Milli Talebe Federasyon unca girişilmiştir, Delegemiz Müker-rem Taşçıoğlu, ayrıca Dünya Gençlik Birliği daimi komitesine âza seçilmiştir.
Bu ziyafette bir hitabede bulunan başhekim Tevfık İsmail Gökçe, doktor arkadaşlarının meziyetlerinden bahsetmiş, has taneden ayrılan doktorlar da | kendisine teşekkür etmişlerdir
Heybeli sanatoryumundan ayrılan doktorlarımız
Heybeİlada verem sanııtoryo-nıu başhekim muavini doktor Mahmut Netlini Gözen'in emekliye ayrılması; kulak mütehas sisi doktor Mehmet Arınç'ın Haydarpaşa Nümune hastanesine ve Dahiliye mütehassıslarından doktor Mustafa Tiryakinin Balıklı hastanesi Verem paviyo-nuna tâyinleri münasebetiyle
izcilik çalışmaları ilkokullardan bavlıyacak
İzmitte 4 hacı tevkif edildi
İzmit 9 — Dün şehrimize dönen hacılardan dördü, cadde ortasında Arapça tekbir getirdiklerinden haklarında adli tahkikat açılmış ve bacılar tevkif edilmiştir.
ölçüde icraata atılmak cesaretini gösterdiği halde tenkide lâyık hareketlerde bulunmayan şahsiyet yoktur ve beşeri kudretin dar hududu dolayıslyle de otamaz. Müspet ve muvazeneli tenkldlerle kalmayarak. Atatürk’e karşı olan sevgi ve hürmeti kökünden baltalamağa ve millete mal olan terakki hamlelerini çürütmeğe çalışan bedbahtlar. milli düşman diye karşılanmağa lâyık mürlecUer-dlr. Bunlara karşı gözlerimiz! açık tutmağa ve vatandaşlarımızı ikaz etmeğe mecburuz.
Şuna şüphe etmiyoruz kİ bu matem gününde her İnsaf ve idrak sahibi Türk, Atatiirkün hâtırası karşısında minnet ve sevgi ile eğilecek, kendisine rahmet okuyacak, kusurlarım ve günahlarını helâl edecek ve millete olan büyük hizmteleri-nln de tam hakkım kendisine
Fakat bu yepyeni içlimi ve siyasi hareketimin atlar-bin modelini kısmen taklit-tir., diye bir tarafa bırakılırsa. ıttatürkün bariz şekilde Türk hususiyetleri ınulıas-salası olan içtimai inkılâplarımız ne durumdadır?
Cumhuriyetçilik âkı Yerli yerinde duruyor. Milliyetçilik aliyyülâlâ . Daha koyulaştı.. Lâyiklik? Devletçilik? Halkçılık? Hele inkılâpçılık ııe durumdadır?
Seneden seneye, şu acı batıralı 10 Kasım gününde olsun, bir durup kendimizi yoklamahyız. Acaba bu sene geçen seneden, geçen sene evvelki seneden, evvelki sene. Atatürk ün hükmettiği senelerden daha ileri zihniyetlerin hâmili iniyiz?
Mesele kudur.
Bilhassa genç nesiller, kendi vicdanlarında bu suallerin cevaplarını aramalıdır. Behemehal müsbep akisler beklemelidirler. Tatmin edilip inşirah ve huzur duymalıdırlar-
Küçük Mustafa Kemaller! tleri götürücü inkılâplariyle bu memleket size emanet e-dilnıiştir. Sahip sîzlersiniz.
(Vâ - NÛ)
(— Proje hazırlanırken. Basın. Yayın Umum müdürlüğünün mütalâası da sorulmuştur, Btı mütalâayı yazılı olarak bildirdik. Bu mesele hakkında benim bildiğim şudur kİ basın mevzuu üzerinde Başbakan cn geniş hürriyet taraftandır Kendileriyle vaki temaslarımdan edindiğim kanaat, Başbakanın basın hürriyetini temin uğrunda hiçbir gayreti esirge-miyecek bir devlet adamı olduğu merkezindedir. Başbakan Yardımcısı İle bugün görüştüm. İstanbul matbuatında Basın kanunu-’ hakkında çıkan yazıları okuyup okumadığını sordum Başbakan Yardımcısı şu cevabı verdi: «Okudum Henüz ortada hükûmat projesi diye bir tasarı yoktur. Yen! Basın kanunu Bakanlar Kurulunda görüşülmemiştir» dodls
Millî takım kadrosu seçildi
Ankara 9 — Futbol Federasyonu yaptığı son toplantısında 20 kasımda Ankarada oynanacak olan Türkiye - Suriye milli maçında Türk milli takım kadrosunda yer alan futbolcuları lesbit elmiştLr. Bu oyuncular şunlardır: Kaleciler: Mehmet IBeşikLaş), Abdülkadir (Demlr-spor Ankara), Erdal (Fenerbahçe!; müdafller: İskender (Demirspor Ankara», İsmet (Demirspori, Naci (Galatasaray), Murat (Fenerbahçe); haf-bekler: oalip (Vefa), Hüseyin (Beşiktaş). Mustafa Denılrs-por), Mustafa (Harb Okulu!; forlar: Şükrü (Beşiktaş!, Bülent (Beşiktaş!. Lefter (Fenerbahçe!. Küçük Sabahaddln (Harb Okulu!. Gündüz (Galatasaray ı, Fikret (Ankaragücü), Erol (Fenerbahçe). Fikret (Fenerbahçe).
Hazinedar çifliği cinayeti faili !2 sene hanse mahkûm oldu
İki seneye yakın bir zaman evvel şehir dışında Hazinedar çifliği civarında Mehmet isminde bir arkûdaşıie beraber yaptığı bir içki âlemi sırasında onu sopa İle öldüren Haşan özer'in ikinci ağır ceza mahkemesinde yapılan duruşmamı dün bitmiş ve on iki sene müddetle ağır hapse tanıtılmadı kararla şmıştır.
İki otobüs çarpıştı lamir 9 — Akhlsara 10 kilometre mesafede iki otobüs çar pişmiştir. 2 ölü. U yaralı vardır.
Yardımcı beden terbiyesi öğretmenleri
Şehrim izdeki orta okullarla II selerde vazife gören yardımcı beden terbiyesi öğretmenlerinin işlerine nihayet verilmişti. Bun lar kursa davet edilmişlerdi. Çapa lisesinde başlıyan kursa 11 yardımcı öğretmen iştirak etmektedir. Kurs 6 ay sürecek ve hitamında yapılacak İmtihanda başarı gösterenler Anadoiuda-kl okullara asil öğretmen olarak tayin edileceklerdir.
Yardımcı öğretmenlerden açılan yerlere Milli Eğilim Bakanlı ğı, asil beden terbiyesi öğretmen 1erl tayin etmiştir Bunlar 7 öğ-renmendir. Hâlen altısının tayin emri Milli Eğitim müdürlüğüne gelmiştir. Yeni beden terbiyesi öğretmenleri şunlardır. Meliha Hızal Vefa lisesine. Kadri Sülün Bakırköy orta okuluna. Hâlis Kadri Pertevnlyal ortaya. Kemal Öktem Beyoğlu or taya, Nejat Cansızoğlu Gelen-bevl ortaya, şeeaaddin Erel de Eyüp ortaya tayin edilmişlerdir
man içinde asırlık hamleler" ,k-le gelişen Cumhuriyetimi* on yıldan beri gene o dehâ- £** nın nuru ile çizdiği yolda 10 ilerliyor. "O
Ömrünü memleket, milldi 0 hizmetine vakfeden Ala-tıırk, Cumhuriyetin onuııcK Q yıldönümü nutkunda L—
karides eserini Türk gençli-O ğine emanet ederken, nııu ebediyen yaşatacak kudretin, Türk milletinin damarlarındaki asil kanda mcvcud olduğundan da emindi.
Yıllardan beri demokrasinin kökleşmesi ve gelişmesi yolunda giriştiğimiz hamlelerin sarsıntılı devreler geçirmesi tabiîdir- Sarsılacak, irkilecek, çeşitli politika Ih* tıraşlarının engelleriyle çarpışacak ve neticede hedefe ulaşacaktır, çünkü bu yolu da vaktiyle Büyük Atamızın dehâ nuru aydınlatmıştır, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan geri çeviremez.
Kısa zamanda cok şeyler yaptık, fakat daha pek cok şeyler yapmak mecburiyetindeyiz. En büyük, en mukaddes vazifemiz, medeniyet âleminde şerefli mevkiimiti muhafaza etmek için Yüce Atanın gösterdiği yolda durmadan, dinlenmeden ilerlemek. cihan medeniyetinin inkişaf hamlelerine ayak uydurmaktır. Politika gürültüleri, ihtiraz engelleri yolumuzu kesemez, kesemi vecck tir.
Ne mutlu bize ki Atatür-kii yetiştiren ve ontı kalbinde. ruhunda ebedileştiren bir mîlletiz.
' Ne mutlu. Türküm diyene!
Pakistan Müslüman Birliği Başkanı Pakistan sefirinin Lotıdradan aldığı malûmata göre buğun İstanbul» muvasalat- beklenilen Pakistan Müslüman Birliği başkanı rahatsızlığı dolayısıyla hareketini tehir etmiştir.
Başkanın 13 kasımda geleceği tahmin edilmekledir.
Uskumru akını
Uskumru akını devam ediyor. Balıkçılar Cemiyeti gönderdiği bir mektupta yanlı mekteplerle, memur ve İşçilerine yemek veren müessese ve ffcbrikalarm bu ucuz ve kuvvetli gıdadan faydalanmalarının leminL için. İhtiyaçları olan balıklan doğrudan doğruya balıkhane müzayedesinden alabilmelerine cemiyetin hiçbir menfaat gözetmeden delâlet edeceği bildiriliyor _____________
Nüfus sayımı önümüzdeki ekimde yapılacak
Ankara 9 (Akşam» — istatistik genci müdürü. 1953 yılı genel sayımı hazırlıklarına devam etmekledir. Bu husustaki kanun tasarısı Meclise verilmiş bulunmaktadır. Tasarıya göre nüfus sayımı ekim ayının soıı haftasına tesadüf eden pazar günü yapılacaktır.
Üstad Thibaud’ un orkestra
tektir. Biliyorsunuz kİ bu e- Dün gazetelerde İstanbul İcra omlk işbirliğine muvazi o- Yargıçlığının İki Uânı çıkmıştır ■k bir de siyasi teşekkül Av- Bu ilânlar Konkordato teklifLne a konfederasyonu esasını dairdir. Birinci ilâna göre Gazlamaktadır. Açık olarak latada Abit handa 30 nu-tek lâzım kİ, ya Avrupa câ- maralı mahalli ticari ikametgâh sı memleketlerine ve onla- ittihaz etmiş oian Mustafa, Ah-şarltarına ikilimden uymak met ve Muhlis Çanakçık kardeşler kollektif şirketinin alacaklılarına konkordato teklif etmek üzere mühlet verilmesi isteği kabul edilmiş ve İki aylık mühlet verilerek bir konkordato komiseri tayin edilmiştir.
İkinci İlâna göre Ayvansa -rayda Abdülvedut caddesinde 121 numaralı çeltik ve bulgur fabrikasını ticari İkametgâh ittihaz eden «Buçeî Türk Anonim şirketi» konkordato teklifi için mühlet İstemiş ve iki aylık müh let verilerek bir konkordato komiseri tayin edilmiştir.
Her iki İlânda bu mühlet kararına yedi gün İçinde her s-lacaklının İstida İle İtiraz edebileceği İcra ve iflâs kanununun 288 İnci maddesi mucibince bildiriliyor.
Tarım Bakanından bir sözlü soru önergesi
Ankara 9 — Eskişehir m İlle t ve kil i Haşan Pulatkan Büyük Millet Meclisi Daşkanlığıni bir soru önergesi vermiştir. Pulatkan bu önergesinde 1949 seçim mevsiminde; l — Çiftçiye ' ne kadar miktar tohumluk tevzi edilmiş ve bundan ne kadar köylü ailesinin islimde etmiş olduğunun. 2 — Ziraat bankasınca yapılan nakdi jardım mlk tarının ve bu para İle Ofisten veya Zirai Kombinalardan ne kadar tohumluk alınması mümkün buluduğunun. 3 — Kuraklığa maruz kalan illere ne kadar yemlik ve tohumluk yaralımı yapıldığının, 4 — Kuraklığa maruz iller çiftçisinin çift veya irat hayvanlarının kış içinde İaşeleri ve hastalıktan korunmaları İçin ne gibi tedbirler alındığının Tarım Bakanı tarafından sözlü olarak cevaplandırılmasını İstemiştir,
I Atatürk, bütün hayatını mil-
letin gözü önünde apaçık geçir- ,edecektir. büyük
mlş, son derece samimi bir Tüsfc •-
evlâdı İdi. Kelimenin tam mft-nasiyle bizdendl. O kadar ki bugün ona Ata derken öz ba-bamıaı andığımızdan ‘zerrece şüphe etmiyoruz. Bu açık kalb-11 mert Türkün bayatına dair '-------- -----------a. bugünün
ve yarının tarihçisi elbette her noktayı inceden inceye araştı -racak, gerçeği olduğu gibi göstermeğe çalışacaktır. Atatürk, hürriyetin olduğu kadar gerçe-
O tenkidden de korkardı, sıhhatli geiiş-isliyoıaak bu dikkat etmeli*
In git-müzake*
Avrupa ün de âşığı idi. noktası ne çekinir, ne mühimdi. Türk devrlmlnin n Ameri- J meşini korumak yardımı- noklatara ayrıca
Fransa bu sene bizden 10 bin ton pamuk atmak istiyor. Almanlar da bütün pamuğumuzu istediler. Bugün İstihsal ettiğimiz pamuk miktarının 4-5 mislini satabilecek durumdayız. Binaenaleyh 1952 ye kadar ne yapıp yapıp Marslıall yardımından İstihsale müteveccih istifade temin etmek zorunda-1 yız. Para kıymeti, para istikra-! n da her şeyden evvel İstihsale dayanmaktadır- Ekonomik İstiklâlimiz ve Avrupa camiasında hakiki yerimizi İşgal etmek içfn İki şey lâzımdır: Biri ucuz ve bol İstihsal, diğeriyse şahsımıza güç gelse de ve her ne bahasına olursa olsun ihracat. Memleket dâvâsının esası bundan ibarettir.
^SAMafo,AKŞAMg]
Sabah Gazeteleri Ne Diyor
AKŞAM
Sahlfe 4
10 IO-am 1549
Evvel zaman içinde
I
Bir kocakarı ilâcı

El ve parmaklarda ekzema — Abdülhâ mi d’in irâdesi — Bursa tedavisi — Avdette yapılan ilâç
Milletlerin Garip Adetleri te
Semih Mümtaz S-
Kocakarı ilâcı
Erimizde büyük babamızdan kalmış emektarlardan bir Sofi-çamtz vardı. Doksanlık bir ihtiyar kadın. Bu ekzemayı ken-
Her hakkı mahfuzdur
ERHUM babam henüz ft-
mcdl-1 divanı hümâyûn
muavini yani Eubuüidekl A-metçi beyin muavini iken bilmem nasıl olıır bir ekzemaya tutulur. Tedavi tedavi üstüne dine dert edinir. Doksan sene-bir türlü ifakat bulmaz ve eh1 İlk hâtîratını toparlamağa ko-kalero tutmaz Karnen «Beri ynlur. Birşey biliyordum ama a-taıru, parmakları sulu fena bir ekzema* Eldiven giymekle günde bir kaçını dcg. lırnırkle de başa çıkamaz Ona Bursaya gitmesini tavsiye ederler. Mev-kli iktidarda bulunan Sadrâzam Mehmet Kâmil pasa muvafık bulur ve hünkâra araeder. Cevap cıkmaı. Sadrazam da haydi cit diyemez Diyebilmiş olsaydı esasen sormMBJı. Mademki o sordu, öteki de cevap vermedi. Bursaya gitmek olmayacak demek derler başka çare arayalım kararı verilir.
Yine he kimden hekime dolaşılır. Bunu da bîlıucm nasıl olur- Hünkâr tklr.cl Sultan Ab-diilhömid cenabı mülfıkâncsl Bü mı Yıldız sarayına Kâmil paşaya iıaUu
esbâ neydi diye düşünür düşünür. Mendillerini düğümler çö-zer; şeytan aldı götürdü sata-mndı getirdi kabilinden Rumca bir şeyler mırıldanır; muvaffak olduğuhn yemin İle söylediği ilâcı arar. Nihayet buldum diye bağırarak o yaşında merdivenleri nasıl seğirHUğiul: nasıl bir neşe 11e babam m odasına koştuğunu hâlâ unutmadım. Ona gülerler. Hüsnüniyetine itimat ederler Onu daha çok se-verlcr. Fakat bulduğu İlâca epeyce gülerler. Soflçrı çırpınır, istavrozlar çıkarır, yemin ile ısrar eder.
Evimizin müdavim vc dosiia-tnabeynl hümâyûnu nnpzdan doktor Rasim ve ope-baş kâtibi ratör Hayreddin paşa profesör-:ya posa varuiasiyle baba- ler öe Sofiçaya takılmakta ı celbettlrir. !Srar ederler. Nasılsa birgün , u' «erir sara- Hayreddin paşa, canuu ne olur ya gider. .Breı dc tahkik cUlm, ne sararı olur Suflçamn göad ekzemadan çak mustaripmiş ûçık ritracsln. şu İlâcı yapalım, Bir ay İzin verdim Bursaya git- derler, yaparlar... Bir tasın I-sn, tedariye lud-nm İnşallah Vloe haarlanan suyu doldurur-favdali olur» iradcr^yle efendi- ,ar- hastanın ellerini İçine sok-miz si» yüz altın Unan buyur- beş dakika tuttururlar,
dıılar enirini ve tk-saretinl Sû- ■Sûnra «r tülbende ıslak ıslak reyyn paşadan alır. Bu meyan- sardırırlar. Yatarkec yapılan da cebi hümâyûn kl_r _ .
İtrinden biri de parayı getirmiş v« oJıır, Teşrifatı ve csulüyle tes- y^?.——t — .'.t.!?. F-.
Hm evler gider. Bu vakar dahi sürmez, akttılı kesilmeğe
SadnuriLinına haber veren pe- başlar, kurular ve derim tkî gün mnra Burmaya rrJar söner deriler müteveccihen İstanbuldan ayn- ^(’r- Hülâsa babamın hr. I
Köy meydanında halkın güzü önünde doğum I
kâtip- ÜU ameliye üzerine hasla yatar! tarafından doğan çoeuğım gö-... L..U..U,. ---- . . . bek şeridinin dişlerde kesilmesi
fcnsis'rtito. ar s«™- »“ ■W«
ridİ kesimi dolayıriyle. Pollnez-
1 ya halta arasında, çocukların göbeği çok defa düşerdi.
Göbek şeridinin kesiminde ba
Karolin adalarında çocuklar 10 yaşına kadar emzirilirler. Uç çocuğunu birden emziren analar vardır
Polinesyada, basj yerlerde gebe k;ıdm ayrı bir kulübede İkamete mecbur tutulurken, bazı yerlerde de doğum bUûmum köy halkının gözü önünde köy meydanında ölür, bu suretle oraya toplanan halk doğumu bütün teferruaLına kadar seyreder. Yeni Zelânda ve Havai a-dalannda meselâ doğuıu hiçbir yardım yapılmadan olur, diğer yerlerde, meselâ Maori adaların dfi doğumda büyük annelerin veyahut baba annelerin yardımı olur. Tidschl ı Fıçı) adalarında ebe kadınlar mevcuttur.
Doğan çocuğun göbek şeridi umumiyetle analar tarafından kesilir, bu da bir bambiis çubuğu ile yapılır. Keskin bir taşı veyahut bir mllye kabuğu da bu vazifeyi görürdü Bir çok defalar göbek şeridi dişlerle de kopardırdı. Margnesa adalarında Lamamİyle reislerinin çocuklarının doğum unda büyük analar
t km burun lana birbınne dokunmasıdır, kukanda selâmlaşan iki genç kız görünüyor.
İki türlü enflüenza, grip salgınının piştarları
İsvtçre dergisinden çeviren: B- AKSEL
kurular
söner
, şer; Hülâsa
nırva kâmBen defolur gider bir ® kabilelerde dinî merasim dc ay sürmeden! Sof iç anın bu ilâ- T*P11,r' Samca ndalanndA gö-Mahmut Ceialeddin a ney(U? Araedeyün. Sinde bir •** b‘r ‘“P® ,,e kwfllr
ya-dü-ekze-
pasa
Bursaya muvasalatından re halasının Çekirgedeki erine yeTİc.'USrtcn sonra pideyim vali paşayı görevim diyen babama bir atlı araba getirirler, hükû-mrt ‘tonağına götürürler Bu ziyaret o kadar çubuk yapılmış olur kİ Istan buldan B ayı Belenlerin kimler olduğu haberini henüz almadan vali paşa babamı karşısında görünce, «Vay nurüaynımı. deyip yerinden fırlar, istikbal ve iltifat eder ve bir ay zarfında kendisini birgün yalnız t:rakrr.ax, lütfeder b rz.b?r ezdirir, tozdurur. (Ziyafetler. e'*’?n(»Icr sazlar falan* Mahmut G'eiaUeddin paşa -Miralı hakli:»t İsimli tneshur ve muhterem tarihin müellifi» şair Naşir, edip, musikişinas kuvvetle zeki ve ferasetli bir zat idi) Lir lata!tan da ekzemalı basta kükürt banyosuna ve çelik bauyolanna mun-Uu’su-ıaıı devam eter, Mahmut Celâlcridin p.'.a ona ayni zamanda perhiz de eitjrriiği İçin, mazbut bir tedavi gömıüş olar. Olur ama inatçı hastalıkta bir iyilik emaresi bile germez İstanbul* döner. Yine bin müşkülât île işine başlar adamakıllı da zayıflar Nevmit olurlar; isi oluruna bırakırlar.
IsübUme mahlûlu1 Tuhaf değil " bu suretle Çocuğun kahra------- - man bir muharip olması, kız İ' se İyi bir ev kadını olması te-mennİKiyle Bıçakla kesilirdi.
IFidrahl adalarında komşular, doğum olan evden, dört gün müddette ateş Istlyemezler ve jvıısır ua Khoınıara i alamazlar, aksi halde göbek 11-rey he kkı verilmesi
cereyanı
Kahire 9 (Nafen) — Mısırda kadınlara rey hakkı verilmesi J İçin mücadeleye girişmiş olan baynn Doria Şefik Hindisten ve Pakîs'.an tarafından yapılan bir dıvcU kabul etmiştir. Yakında î'arasl Ue Ym| Delhlyl ziyaret Cdeeek olan Bayan Dorla Refik ■'•nr kadınlan için mücadeleye' ûcvam edeceğini bildirmiş ve hürriyetlerini kazanmış olan Türk. Hind, Pakistan kadınla-! rina hayran olduğunu söylemiştir.
mi? Hayreddin paşa merhumun , hekim hekim Sofiça diyerek kahkahası hâlâ görümün önündedir?! S. M. S- 1
Parû’de 15 hâkimin
grevi
Paris 5 (Nafen) — Adliye sarayının mahkeme salonları ısı-tılmadığuıdan 15 hâldm grev yapmağa başlamışlardır. Bunlar salonlar ısıtumadığı takdirde grev yapacaklarını Adliye
Bakanlıgına bildirmişler, ertesi rine y( günü kaloriferlerin yanmodıgını hediye görünce de celseleri tatil edip gitmişlerdir. I
- 36 —
Dudakları birleşti Bu son ö-piîşte Adria ona nümnu da tevdi etmek istıyorau. beraberinde onu bir tılsım gibi taşısın. Aynı («manda o gençlik kaynağınoan kana itana içmek istiyordu. onun için dakikalarca o vaziyette kaldılar.
— Allaha ısmarladık sevgilim
— Ailahıı ısmarladık Adria.
Kadının elleri titriyordu. Gözlerden boşanan yaşlar birbirlerini görmeğe mâni oluyordu.
— Farise sana çok şeyler göndereceğim sevgilim.
— Demek bana yazacaksın öyle mi?
— Hayır... Asla... Adresini *-vukatımn bırakacaksın. Tabii muamele İçin lâzım.
— Şu halde benden hiç haber almak ktemlyecek misin?
— Hayır, hayır... Sen artık Arlanınsın. hayatın ona alt. Ne mesut, ne de beubalıt olduğunu öğrenmek istemem. Her ikisi de bana ızlırap verir. Ben, bundan böyle «tirajı çekmek İstemiyorum Morls. Asla istemiyorum.
Grip salgını birdenbire her tarata istilâ etmeden evvel grip salgının pişdarları denilen vakalar halinde müteferrik şekilde kendilerini gösterirler Bu devrede yayılmak üzere olan grip salgınının hangi tip viruz-lu grip çeşidi olduğunu teshil etme ve ona göre bütün memleket İçin aşı ihzar cime hususunda İstifade edilir. 1943 ve 1245 senelcrlndekT grip salgınlarında aşılanma nisbi muafiyet ve İyi neticeler temin etmiştir. 1945 de Mlşlgan şehrinde aşı yaptırmamış olan halkın yüzde onu bu hastalığa ynka-landığı halde ası yapılmış otan askerler arasında gripe yakalananlar nispeti yalnız «1.2 idi. Salgın halinde bulunan griptn hangi tipten grip olduğu tesbit edilir ve yapılacak aşı ona göre hazırlanırsa alınan netice müs-peı; olmaktadır.
Londrada (Dünya Griple Mücadele Birliği ı ndü bir cemiyet kurulmuştur. Bu cemiyetin medeni memelketierde açılmış o-‘ lan şubeleri gripe alt olay ve ilmi tetklfcat sonuçlarından Lcndradakt merkezi haberdar ederler. Hollandada W( esp jeh-rinde grip hastRlığı üzerinde ’ çalışan Ve Hollanda hükûme-tinden müzaheret gören bir heyeti İlmiye son zamanlarda grip ’ı (Arkası 1 inci sahilede»
1918 senesindeki büyük salgından 30 sene sonra geçen kış içinde de ağır bir grip salgını geçirildiği mal umdur. Tıp tarihini tetkik ettiğimiz raman Taun ve diğer bazı s$rl âfetlerden daha başka mahiyette bulaşıcı bir hastalık olan gripln ilk tezahürlerine orta çağda on dördüncü asırda tesadüf ederiz. Gripin (Floransa) da kuvvetli bir şekilde kendisini gösterdiği 1387 senesinden 1945 senesine kadar olan devreyi gezden geçirirsek grip salgınının bu müddet içinde 12» defa tekerrür etmiş olduğunu ve bunlardan balasının vahim facialar meydana getirmiş olduğunu görürüz. İspanyol nezlesi denilen 1918-1919 daid büyük grip salgını insanlığa yirmi milyon kurbana mal olmuştur.
Evvelce grip salgınlarım hava teslratının terild etmekte olduğu zannedıllrdi. 1831 den sonra hekimler bu hususta başkaca âmillerin de rolü olduğunu düşünerek araştırmalara koyuldular. 1921 de doktor O-lltsky ve doktor Gates bu vadideki tetkjkatı hayli ileri götürmüşlerse de grip hastalığım doğuran Vlrus'lann kati şekilde tesbit ve tefriki ancak 1933 de kabil olabilmiştir Bu işler üzerinde çalışan âlimler (grip virüsü fasilesi) dahilinde (Enflû-enza A) ve (Enüüeuza Bı diye ismilendirdîkleri iki ayn müstakil virüs grupu tesbit ettikleri gibi bir de pek mütecanis olmayan ve ye I: diterinden farklı ve başlı başına btr fasile de-' itilebilecek kadar geniş bir grup müşahede etmişler ve bunların heyeti tımumlyesine de (Enflü-enza Y) adım vermişlerdir.
(Enfliienza A) ve (Enflûen-m B) gruplan kati şekilde tes-blt edildikten soııra bunlardan (A) tipinin (1) veya (3) senede bir, (B) tlpininse 4 veya 6 senede bir defa salgın grip halinde dünyada kendisini göstermekte olduğu anlaşılmıştır. (Y) tipi diye isim alan grip çeşidinin ise hem daha sık tekerrür ettiği hem de daha fazla nispette in-
karken mızraklarının ucunu aşağıya doğru taşırlar, mızrağın ucu yakanda taşınırsa çocuğun ruhu babasını »kip eder denilmektedir ,
Natıra «dalarında kabilelerde bir çocuğun doğum sevinçl olarak güreşler tertip olunur. Yeni Zelân elada M aort adalarında yeni doğan çocuk her türlü memnulyct İçinde doğar, kimse çocuğa el süremez, ve bu memnulyet kalkmadıkça kimse çocuğa biç bir suretle dokunamaz, Bu mcmnuiyetJerden kurtulma şu şekilde olur, Nevzadın babası ufak bir ateş üzerinde Taro denilen bir nebatın köklerinden bir miktar kavurur çocuğu kucağına alır ve çocuğun vücudunun muhtelif yerlerine bu kavrulmuş ot köklerini sürer ve bunları yer. Bu merasimden sonra çocuk tamamen daha temizlenmemiştir. Binaenaleyh ana tarafından en yaşlı akraba, babasının yaptığı gibi aynı merasimi yapar. İşbu İki merasimden sonra ancak çocuğun üzerinden bütün dini memnuiyet-lcr kalkar ve bu merasimleri müteakip çocuğa isim takılabilir. Bu y ukanda bahsolunan m e rosime Ta a (an e ve Reachlne denmektedir.
Çocuklara isim verme Pollnez-y&da hemen doğumu müteakip olur ve bu ‘sim verme için de (Dans, yarış ve İçki âlemleri) gibi eğlenceler tertiplenir. Yap adasında çocuğun halası çotuğun babasından konulacak ismi sorar ve yine çocuğun annesine söyler. Nauro adasında ço-
—— I
Mevlûdu Şerif
Ürolog Operatör Doktor
MEHMET ALİ O.MA rnn aziz ruhuna ithaf edilmek üzere vefatının İkinci yıldönümüne tesadüf eden H 1 kasım cuma günü Kadıköy Osmanağa camiinde İkindi namazını müteakip met.'idi nebevi okunacaktır Merhumu, sevenlerin, dov»-lanmıan re arzu edenlerin teşrifleri rica olunur. .
Eşi, İhsan M. OMA nEEsanraaMOMBBBal
| Hami BEKEM j
kadın en yakın göl veya nehirde, büyük adalarda doğum kulübelerinin bu gibi sulnnn ke narında kurulması âdettir, derhal bir banyo alır ve yeni do'ğan çocuk ta bu suda yıkanır. Bunu müteakip lohusanın uzun 2aman kulübesinde hiç bir erkeği görmeden kalması mecburîdir. TahiU adalarında zengin çevrelerde bu kapanış doğumdan üç ay sonraya kadar sürer. Bu müddet zarfır.da beslenme mecburiyeti vardır, baba dalma kulübeye girebilir. Fakat diğer taallûkat kulübeye ancak üstlerindeki bllümuın elbiselerini çıkardıktan sonra girebilirler
Yeni doğan çocuğun süründüğü her şey onun malı olur ve bilhassa başlyle süründüğü her şey onun sayılır. Bu müddetin hitamında fakirler, temizlik 1-çln kurbanlar feda ederler, mi. plnler ise büyük Oroa denilen merasim yaparlar
Garip merasim
Faiau sulularında erkek on ay müddetle karısından uzak kalır ve kendisi bekârlara mahsus kıı lübede yatar kalkar ve ancak yemek zamanı kulübesine gidebilir. Madun adalarında doğumla alâkalı olanlara pirinç ve balık dağıtılır ve babaya hür meten ilk defa yürüdüğü yol ü-serine pirinç taneleri serpilir. Truk adasında ise bu gibi sevineli hâdiselerde erkekler kemerlerinin içine güzel kokulu
tihabı olacağına delâlet eder. IBIU-Lewo’da papastav, göbek şe ridlnln kesiminde. Cenabı Hakka dua ederler, çocuğa uzıın
• ömür ve sthhat Afiyet dilerler İve çocuğa verilecek gıda maddelerini takdU ederler. Yeni Ze-ı IAadada çocuğun göbeğinden dü şen şerit parçası bir midye ku-buğuna konularak suya bırakı-Ur eğer midye kabuğu yüzerse çocuk mesut olarak, batarsa co-' cuk çabuk »aeeek veya kmmya ugnyacak demektir.
tkiz çocuklar
, İkiz doğan çocuklar haktan-da çok bâtıl inançlar vardır. E-‘ ğer İkiz doğan çocuklar bir erkek bir kız İse Nauro ada t arın-da erkek çocuğu öldürürler, zl-- ra çok ağır bir cürüm olarak, erkek çocuğun kız çocukla ana ralıminde temas etlikleri İleri sürülür. Yap adalarında İse İkizlerden biri kardeşlerden birine yoksa yakın ‘ '
____, a edilir, diye e/IUen çocuk geri verilmez.
Doğumu müteakip loh usa' nebatlar koyar Itır ve dışarı çı-
ölüm
Çorum milletvekili merhum sana bulaşmak sureliyle tahrl- Ferit Recai bejin eşi Basın-bat yapmakta olduğu tesbit e- Yayın ve Turizm genel müdür-dtlmlştlr. Nitekim 1942 fenesln- lüğü İstanbul ili mümessili Za-deki (Y) tipi virüsü olan grip ' ' “" ~ " .......
salgınında İngılteredr nüfusun %43 il bu hasatlığa yakalandığı
I gibi 1943 senesindeki yine bu
I tipten viruslu grip salgını es-
1 nalında da Kanada ve Arjan-I tinde bu hastalığa yakalaman-
■ Jar nispeti %îç olmuştur.
I ■■■■■ ihiiiiiiimiııııiHiııiNiııııınııınHiıııımD
hir Törümküney ile ticaret ve ekonomi bafcnrlı*ı şudc müdürlerinden Bahir Tfrümkûneyin anneleri Hatcle Kâmuran Tö-rûmküney vefat ermiştir.
Kederli aliesir.e başsağlığı, kendisine de Tanrıdan rahmetler dileriz.
akrabalma Bu he-
(Arkası 7 nci sahifrde}
Yalnız bugün için :
(Kızılay berr-^ yararına) iPEK sinemasmıd!®
Beş büyük tasım tarihi filim, BÜYÜK ATA'nm hayatı ve kendi sözleriyle sesli film. İstanbul ve Ankaredaki ce-nase törenleri Aynca :
TAKSi «e ALKAZAR Sinemalarında
İstanbul ve Ankaratîakl cenaze törenleri

— Evet, hakkın vaı. Sana hayatımdan bahsedecek uzun mektuplar göndermek İsterdim. Fakat mânâsız... Allaha ısmarladık Adria... Hiç almazsa bana bahçe kapışma kadar refakat et. Olur mu?
— Hayır, beni burada bırak. Bîr adım bile atacak halde değilim.
— Seni oraya kadar sırtımda taşırım. Hastalıktan sonra hem küçüldim, hem de hafifledin.
— Benim minimini sevgilim, MorlscJgim, beni burada bırak.
— Allaha ısmarladık Adria. Rica ederim biraz bana refakat ct, Seni bir defa daha öpmek istiyorum. Hatırlarsın, seni hep bahçede öperdim.
— Hayır, Morîs. Git, beni burada bırak. Git.,.
Morlsln ayak sesleri yavaş yavaş hafifleyerek kesildi. Mehtaplı bir gece bir hırsız gibi Veranda'dan nasıl girdiyse yine öyle sessiz, sodasız çıkıp gitU.
— Morls. Morls I diye haykırdı. Geri dön, seni seven Ad-rlanın yanına koş.
Morls bahçe kapısından çıkıp gitmişti, bu feryadı işitmesine imkân yek tu. Adria divanın ü-
îYAZAK İÜCMMA PEVEmU*ÇefU®t NAZIM DttSM,
ver— Neden benden uzaklaşıyorsun? Bu korkuya sebep ne?
_ Ne söylesem boş ve mânâsız. Adria, deliliklerce seni bozmuş. berbat etmiş.
— Fakat o hiç olmatsa sevmesini biliyordu.
Güldü:
— öyle İse neden ayrıldın?
zerine yamanarak ağladı: -Ben ne yaptım Yarabbi? Ne yaptım?»
VI
O daracık yatakta bir taraftan öbilr tarafa dönerek İçini çektiğini işitil. Korka, korka seslendi:
— Arlan...
O cevap vermedi, fakat çağrıldığını içilmişti.
— Arlan, sevgilim.
Saçlarını okşadı. Arlan 1j teksiz isteksiz yü2ünü ona çevirdi. Morls:
— Senden bir şey sormak İstiyordum, dedi.
Arlan, esneyerek:
— şimdi mİ? Gece yarınında?
— Evet. Neden beni hiç öpmüyorsun?
Arlan, hayretle gjeünû açarak:
— Bin mi?
— Yani demek istiyorum kİ neden ilk olarak sen beni öpmüyorsun? Benim aşkımı, sevgimi isteyenin sen olduğunu bana anlatmak istemiyorsun?
Arlan müstehzlyane güldü:
— Çünkü sevgilim, bana vakit bırakmıyorsun da ondan.
— Yalan söylüyorsun. Arlan Uç giın üç gece İçimi sıkarak sana dokunmadım, sürünmedim. Hattâ yanına bile sokulmadım. Kollanma atılmanı, boynuma sarılarak öpmeni isledim. Bekle din. Nx.fi> .. 6e.ı hic bir şeyin farkın» varmadın mı? Yoksa vorıuamaEİığa mı, geldin?
Cevap verm?dL ArltVnın bu sükûtu Morls'in ruhuna ağır bir cisim gibi çöküyordu. Kadı:
— Haydi no duruyorsun? Cevap ver.
— Bilmiyorum... Hatırlamıyorum...
Morls köpürdü:
— Allahım, galiba sen beni büyük bir ümitsziliğc düşürecek kelimeleri aramakla meşgulsün. Bu tahammül edilmez hissizliğin, alâkasızlığın karşısında İçimden, saçlarından tutup sürüklemek, elime bir kırbaç alıp seni düğmek arzusu [ geliyor... Arlan görmüyor musun, burada, şu odada. İkimiz barbatayız ve birbirimizi seviyoruz.
Morls âdeta bağırıyor gibi konuşuyordu. Arian kork'jsun-dan biraz geri çekildi. Arlanın ı bu hali MorbI büsbütün çıl-diLİtı:
| — İliç olmazsa şuna cevap
Yanında kalmalıydın. Bu defa susan Moris oldu. Gözlerini Arian'a dikti- Bir müddet ses çıkarmadan ona baktı. Sonra yavaşça yaklaşarak kucakladı.
— Arlan; beni eskisi kadar sevmiyorsun değil mi? inkâr etme, doğrusunu söyle- Çok değiştin.
— Ben her raman böyle idim. Tabiatımda tuç bir değişiklik yok.
— Şu halde günün birinde karı koca olduğumuz zaman, bana alt olduğunu, hiç bh* şeyin bizi ayıranuyaeağını öğrendiğin vakit belki değişeceksin.
| — Kan koca olmak bir şeyi
değiştirir mi Zannediyorsun?
, Hayır. Rica ederim, bırak da uyuyayım. Yorguı.um. Yorgunum. Yorgunum
I Bir hasta çocuk gibi bu cümleleri üç defa tekrarladı.
Morls yanından uzaklaştı. Camit tarasaya gitti. kalın perdeyi kaldırarak ışıklar içinde parıldayan Parkı seyre koyuldu. Biraz sonra derin bir düşünceye daldı. Arinnla basbaş» geçen hayatı gözönünc geldi.
Yalan söylemediğine emin olmakla beraber her sokağı
çıkışında nereye gittiğini Artandan sorar. söylediği sözleri inanmazdı. Paris»* dönüşlerinde ilk ayı Rivoll sokağında muhteşem bir otelde geçirmişlerdi. Adria’ıun verdiği para İle bit sene bol bol geçineceklerin! zannediyordu. Halbuki para çarçabuk suyunu çekti. Aıiam blı- prenses gibi giydirmek hevesine düşen Morls. hesapsız para sortiyle ona elbiseler, kürkler. mûcevh?r]?r kunduralar satın almıştı. Bu ihtivam ile onıı mBsul etmek btiyordu-Elde avuçta daha biraz nara ! varken oteli bırakıp bir apar-tıman aramas zaruretini his-
( 'iller. Fakat bulmak kolay, değildi. Bulunsa bile oldukça mühim bir hava parası vermek icap ediyordu. Bereket versin Arla-' sayesinde Mmllmcntant-taki o stflclyuju lailab’.l 'lltfr.
(Arkası var)
Asalet ve vakarı ilk bakışta göze çarpan pek fevkalâde bir insan
Eski İngiliz büyük elçisinin Atatürk hakkında radyoda demeci
Atatürk diktatör değildi. Bütün yaptıktan ile diktatörlere mahsus siyaset arasında hiçbir benzerlik yoktur
Eski Ingiliz Percy Loraıne münün onuncu yıldönümü mü- letln nefsine karşı olan lmanı-nase betiyle geçen sene Londra radyosunda bir konuşma yap- nl kâbustan kurlarmış, enerjl-mıştı- İngiltereyi uzun müddet lerine yol vermiş, eskiyen bir Ankarada temsil eden ve Ata- maziyi gömmüş, İstikbal kapıla-tiirk’ü yakından tanıyan bu zatın konuşmasını aşağıda neşre-, diyoruz:
Atatürk'ün ölümündenberi 10____________________________________
yıl geçti; harb ve münazaa ile, landmlmıştır- Kanaatimce, hak insanlık için doğabilecek daha kındaki bu görüş yanlıştır ve İyi şeylerin hülyaları üe, hatta yanh? yola sürükleyici mahl-daha da kötü şeylerin vukuu korkulan ile dolu 10 yıl; bunları sağ olarak atlatabilen hemen hemen her erkek, kadın ve çocuğun hayatlarını değiştiren 10 yıl— Fakat bu yılların akışı, Atatürk'ün bende canlı duran hâtırasını karartamadı.
Atatürk nasıl bir adamdı? Asalet ve vekarı ilk nazarda göze çarpan, kusursuz giyimli, dim dik. erkek bir vücut; keskin hatlar, nüfuz edici çellk-mavl gözler, üzerinde basan haşin çizgiler beliren umumiyetle ciddi ve oldukça sert bir çehre. Her bakışından, her hareketinden ve hattâ hareketsiz unlarında bile sezilen hâd bir hayatiyet. Dimağı ve bedeni, harekete müheyya çöreklenmiş çelik yaylara benzerdi.
Başkan olduklar, sonra, askeri üniformasını (o derece şanlı olmasına rağmen) hattâ bir geçit resmi İle selâm alırken veya orduları teftiş ederken bir kere bile tekrar giyinmiş olmaması, o insanın bariz hususiyet-lerindendir. Bu gibi merasimlerde daima kusursuz dikilmiş bir frak ve silindir şapka giyer Ve tek bir nişan takardı: İstiklâl Harbinin altın madalyası.
Kanaatimce, son derece dikkate şayan bir adamdı. Ve, her halde, pek fevkalâde bir adam olduğuna eminim. Tehlikeden korkmanın veya zorluklar kar-şısında mütereddit olmanın ne demek olduğunu hiçbir surette bilmezdi. Kendi sine has bir »ergi veya usul ile (bu iktidarı tsimlendircmlyeceğinı, zira benzerine başka herhangi bir insanda rastlamadım ı derhal ve görünürde gayret sorfetmeden, ele aldığı herhangi bir mesele veya karşılaştığı durumda, esası veya bu meselenin ruhunu, esas olmayan teferruattan ayırt ederdi. Kendi az sorumlulukları ağırdı: Bunları tamamiyle kabul ptti; asla onlardan kaçınmağa çalışmadı; onlardan asla korkmadı; bu sorumlulukları hiçbir zaman başka herhangi bir kimseye devre çalışmadı; hürmetini kazanmak için, kar-Şisınclakllerin de bizzat yüksek hlr mesuliyet hissine sahip olmaları İUZimdl. Münakaşayı ye fikir mücadelesini severdi
Bu, diğer adanılan imtihana çekmek usullerinden biri lclL Yalnız zekâlarını değil, karakterlerini dc İmtihan ederdi. Verdiği hüküm nâdiren hatalı ve nâdiren yumuşaktı. Namus-kârljğı mutlak, uzak görüşü berrak, nüfuz kudreti cani andı-ncı idi. Tabiat kendisine muhakkak w muazzam bir irade kudreti hediye etmişti. Bununla beraber, kanaatimce. Atatürk bu irade kudretini tamamiyle fuurlu bir nefis disiplini Ue bir arada kullanmıştır. Hayatın u-zun, sarp ve mütemadi bir imtihan olduğunu gayet lyj bilirdi; soruları cevapla ndırabllmek İçin hiç durmadan öğrenmiştir.
Bu insan neler yapmıştır? Ne başarmıştır? Parlak askeri hayatının haricinde ve sonradan. demek istiyorum.
Bir mutlakıyetin, despotik bir rejimin küllerinden ve zihniyetinden yeni bir siyasi vücut yoğurmuş ve kurmuştur.
Felâketli bir harbden sonra, her şeyin bitmiş (..örüldüğü bir
büyük elçisi Sir sırada Tilrk milletine karşı !-Atal. ürk'ün ölü- i mam asla sarsılmamıştır. Mll-
turu da canlandırmış, zihlnlerl-
Alganls tanla saldırmazlık
tantı sayesinde Balkanların kan dâvan sönmüştü Bu antanta yalnız Bulgaristan girmemişti îran, Irak ve yapılan Sadûbat
paktı, Türldyenln doğu sının üzerinden bir ban? garantisi teşkil etmişti. Fransa İle münasebetler İyi ve dostane idi.
Faşist İtalya İle münasebetler adaba uygun, fakat pek o kadar iyi değildi.
Büyük Britanya ile olan münasebetlere gelince, sadece tam mânaslyle bir barışma değil, fakat ayni zamanda, bugünün dahi son derecede mesut neticeleri devam etmekte olan en sıkı ve en kalbi münasebetler gelişmişti.
Nihayet kendi öz hudutları batkındaki siyasetine gelince, Kemalist cumhuriyeti, hudut-bTetl^îTnrtT’ doktrlâi-,1"» îenlde“ c^"Je" «'*'■ rini öğretmeğe ve idealerlnl 1- ' zaha uğraşmıştır,
Kemalist harekete mensup İleri gelen çalışma arkadaşları , ile birlikte, İstiklâl Harbi sıra- : sın da hazırladığı tasan mucibince, milli egemendik, üyeleri halk tarafından seçilen Büyük Millet Meclisine tevdi edilmiş ve devlet otoritesini şahsında temsil eden cumhurbaşkanını her dört yılda bir seçmek hakkı ' yine Millet Meclisine verilmiş- [ ] tir. Atatürk, Büyük Millet Mec- ] lisine karşı dalma bârlz bir hürmet göstermiştir.
İç İşler bahsinde en büyük kaygısı, her türlü şerait tahtın- , da, yalnız işllyecek değil fakat icaplara uyacak ve kendi ken- , dişini geliştirebilecek kadar hareketli. canlı bir siyasi bünye ; yaratmak idi Bu konudaki bü- , tün durumu şu şekilde hülâsa edilebilir: Kendisi, başkan si- ( falı İle, devlet reisi İcU- Büyük : Millet Meclisine karşı sorum tuluğu dolayışiyle dalma anayasa çerçevesi dahilinde hareket etmesi icap eden hükümet İse, ; memleketin idaresi üt mükellefti.
üzak görüşü inanı lam lyacak derecede keskin retıe uysa] blr Ju)aın ‘degUdL ve isabeti! idi; hâdiselerin ala- sertti. çünkü hayatı sert şart-cağı seyri, halkın duygularını. ]ar altında sarp yerlerde cere-Türkıyenln dış münasebetler, yan etmiştir. Fakat âdil'dL bahsindeki İhtiyaçlarını önce- Rendi (lkrlnl gayct vftah ola. den sezmek kabüiyetl o kadar İsabetli idi ki, çalışma arkadaşları. kendileri İçin güç ve karanlık şartlar karsısında, İttihaz. edecekleri hareket hatta hakkında Atatürk'e danışmak itiyadında idiler. Kendilerine dalma yardım etmiş, fakat e-mirle değil, nasihat yolu He— |
Atatürk’ün dış siyaseti de bir ve huzuru, barış, güvenlik, te-bonş, dostluk, barışma ve koni- rakkl ve kardeşlikte görürdü; şu memleketler yeni cumhur!- ( hiçbir zaman buna harb ve leye tin toprak bütünlüğü ğımsizlığına hürmet gösterme-, iniştir, leri kaydiyle, *—*— ------
garanti riyaseti olmuştur.
Onun devrinde Rusya İle olan anlaşmazlıklar gömülmüş, Yu-nanisLanla kavga bitmiş ve ye-sıkı münasebetler olmuş,
rını ardına kadar açmış ve milleti İle birlikte o da İmanını muhafaza etmiştir.
Atatürk diktatör olarak suni-
yettedir.
Bu kanaatimi teyid edici bir çok sebepler mevcuttur. Başlı-lıcası şudur; O. dalma, ilerideki öz gaybubetini düşünerek zemini ona göre ve şuurla İnşa etmiş, kendisinden sonra yaşayacak bir hükümet ve İdare sislenil yaratmağa çalışmış, görüşlerine mutabakatı zorla ka-
Genç şairlerin şiirlerinde ATATÜRK
sin l veya başkalarına ait top-Irakları istememiştir,
Bütün bunlarla bir «diktatör» e has siyaset arasında her hangi bir benzerlik var mıdır? Muhakkak ki verilecek cevap kesin bir «HAYIR »dır.
Neticede, Kemal Atatürk'ün eseri zamanın tecrübesine dayanmış (1939 danberi geçirilen imtihandan daha çetin bir dc-' neme pek akla gelemez) ve da-1 yanmaktadır. Türkiye yalnız kendi hudutları dahilinde müs-takar değil, fakat ayni zamanda, mustarip ve kararsız bir dünyada bir istikrar unsurudur.
Türkiye kararını vermiştir; dostlarını tanımakta, azimle ’ yoluna devam etmektedir. Taahhütlerine sAdıkür.
Atatürk'e mâlik Türkiye ta-1 lihll idi ismet İnönüye mâlik olmakla da talihlidir. Bu mem-1 leke tin talihi, çalışkan ve becerildi, disiplinli, aklıselim sa-lıibi, hür yaşamak lstlyen ve hürriyeti diğer herhangi bir ’ İnsandan kıskanınlyan bir Büyük Millet tarafından meskûn > hııIlınmasıdır
I Fakat konuşmam o insana dair idi ve hakkında son bir söz hemen hemen söylemek isterim: O hiçbir su-
rak bilir, fakat karşısındakini dalma dinlerdi. Sosyetelere girmezdi; onlun kurardı. Sadakat ister ve onu hakederdi. İktidar
1 başını hiçbir zaman döndüre-memİştir Küçüklük. Adilik göstermek onca tab'an İmkânsızdı. I İlk kaygısı Türk milletinin re-I fah ve huzuru idi. O bu refahı ’ ve huzuru, barış, güvenlik, te-( rakkl ve kardeşlikte görürdü; hiçbir zaman buna harb ve fe-ba- tih yolu Uc ulaşmayı düşünme-™ı.n» Görünürdeki sertliğine harbe kargı bir ve hissi olmayışına rağmen,
1 zannedersem, sevgi ile muhat olmak hususunda Herin bir ihtiyaç hissederdi. Boğuk kanlı muhakeme kabiliyeti, dalma soğuk bir fcalb taşındığını, delâlet etme*.
Yalnız şiirler neşreden «Kaynak» dergisi yeni çıkan yirmi üçüncü sayısını Atatürk’e hasretmiştir. Bu sayıda Atatürk'ün ölüm yıldönümü münasebetiyle Cumhurbaşkanı ismet İnönü'nün şu telgrafı da neşredilmiştir:
■Atatürk'ün yıldönümünde yüreğimiaden gelen saygıları ve minnet duygularını yeni bir sevgi hamlesiyle onun aziz hâtırasına sunuyoruz.
İsmet İnönü
M
Gene bu sayıdan Şlnasl Sabanın «Atamıza halimlıü arze-rünr adlı uzun şiirinin birinci kısmını alıyoruz.
1881 yılında Selanik üstünde, Bütün haşmetiyle ağarmış tan Bir Mehdi bekler gibi beklemiş Seal mazlum vatan.
1919 oluvermiş yıl
Bir mavi yıldırım aydınlatmış yurdu.
Bu helccanlyle. bütün a^kiyle Emrini beklemiş ordu.
Zaferler... Sonra sen başımızda geçen yıllar, Yurd memnun halinden baştan başa Seninle değişmiş ber şey; Seninle Gazi Mustafa Kemal paşa ..
Aylık Sanal ve Fiklı mecmuası V arlık'ın kasım sayısında da genç şairlerin Atalürke yazdıkları şiirler vardır. Bunların içinde candan ve gönülden Atatürk sevgisi ter t unum ediliyor. Yerimizin azlığından güzel bulduğumuz şiirlerden ancak baza parçalan aşağıya naklediyoruz.;
şair Cahil Külcbl «Atatürk'e Ağıt» başlıklı şiirinde kurtuluş savaşında Atatürk'ün Edlrnc-den Ar dalı ana kadar estirdiği zafer havasını anlattıktan sonra tamemen yeni bir eda ve buruk bir lezzetle sona eriyor:
Bu ne inançtır ki Gazi Paşa!
Atının teri kurumadan
Sürüp gittin yeni yeni savaşların peşinde!
Davullar ramalar döğenıle
Ben »eni hatırlarım.
Binip trene gerende Ben neni haiırianml
Tam iki yaşındaydım Düşman tamire girende!
Ben de gelecektim ımı anam koymadı. Küçüksün oğul dedi.
Ren giderim ana bırak dedim. Gideceğin bu yo! dedi.
Şimdi büyüdüm sürüp grldhn Felek, koydun ire bul dedi.
Cahit KÜLKBİ
Atatürk'ün ohınıüne bütün millet ağladı
Afyon'da granit rüyalar gören şehitlerlesin, Ankara kalesinde bayrağımın av-yıldızı, İyisin, güzelisin, merisin.
Ğülhane’de düşünür gözlerin, ağlarsın,.
Kasım rüzgârları alev »çJanm dağıtır.
İzmir'de mübarek r derin uzanın-> artıklara. Ordular sana Dumlııpmar'ı hatırlatır.
şimdi seni Koeatepe’yc çıkarken görüyn-nım.
Ağustos şafağında Kıvrağımın ah vurmı^ içine,
Vatandır geniş cmuztamnln rnk-r ’ cır.
Eminim, kalpağından l₺pUiu..i kadar bili duşüiull’ğum.
Şimdi pırıl: pırıl sünzıilerh İzmir yolundasın..
Mavi şimşekli bukıştann ileri rliyer.
Yetli cihan dize gelmiş önümle.
Sen Metaneti; ikin alnından öptüğü insousın.,.
Bütün bunlar ve yerimizin .darlığından buraya ulunıadığı-|mız diğer yeni yazılmış şiirler Atatürk sevgisinin Türk sikinde
Created by free version of 2PDF
Genç şairlerimizden Haşan Atatürk hüsniyle dolu bir son-Şlmşek'in şiiri «Atatürk'e Hlta-1’ bımdır» başlığını taşıyor. Atatürk sevgisi bu şiirde terlemte-dir:
ATATÜRK'E HrTABFMDIR On yıl var bizi bırakıp gittiğin Ardından bakakaldık öyle nfiçar;
O gün bugündür esen rüzgâr. Yağan yağmur inceden, TÜtcn duman haradan. Tarlaya boy atan ekin.
Köyde şehirde yaşayan insan. Âvâre gezen kişi sokakta. Güz yapraklan gibi tedirgin. Ağlayan bir bal var sana s bayrakta.
Adını çocuğuma öğrettim Sığdırdım sevgini küçük kalbine;
Gömerinin rengi gökte var,
dedim.
Saçlarının olgun başakta. Bonra. saygıyla öptürdüm resmini
Alnıtiır, dedim, yüzen şafakta...
Uzaktan yakından İşittiğim ses; Aldığım bava nefes nefes; Nammln dolup taşmakta;
Bu aziz vatanda senin Bastığm hep yer çiçek dolmuş; O büyük ve mnkaddes mecaren Gazaların mübarek olmuş;
Gaai adiD kök salmış bu toprakta... llasan ŞlfllSKK
Halim Yagçıoğlımun jiiri
bahardır:
KASIM
İşle çınar yaprakları yerde
snnbahar
Hasret yağıyor hasret yağıyor gökten On bir yıl oidıı ayrıklık
Atatürk'ten öksiizlilkler içinde vatan ağlar Cn.n-1 yürekten.
İşte güz bahçeleri bahçeleri tutuşmuş perişan Gine yüz sürmiye geldik mabedine
Az gelir Eyüp sabrı milletine Yat ışıklar içinde şeref-şan Lâyıksın Tanrının rahmetine İşte çınar yapraklan yerde sonbahar öksüzlükler içinde vatan ağlar.
Halim YAĞCİOCLU
Gene Varlık dergisinde Arif Hükmet Par. Atatürk'ü yurdun muhtelif yerlerindeki Adibeier-den ustalıkla seyrediyor. Umın gürlerinin o kısım tarım aşağıya alıyoruz:
Atam benim. Gazi âlazn. her yerde seni görüyorum Cephelerde, şiirlerde, meydanlarda. Şehitlerle içiçe, gazilerle yanyana. Samsun'da atının köpük yelesidir savrulan,
Karadeniz dalgalarına karşı. ,
kıymetli bir yeri olduğunu gösteriyor. Şairlerimiz glttıkr . artan bir iştiyakla Atatürk'ü terennüm etmektedirler, öhrn.üa Atatürk'ün yeri elbette kİ ö-nusrahıruı içindedir.

Sfthlfe B
A K. 3 A M
10 Kasım 1949

Nobel mükâfatı
uzum kuru
Nasıl yapılmalı?
Son günler zarfında dört beş mektup aldık. Hepsi ayuı suaiü soruyor: «Bu mevsim çok bol olan ünümden nasıl istifade •delim? Üzüm kürü nasıl yapılır?» Bunlara ayrı ayrı cevap vermek hep aynı »eyleri tekrar etmek demektir. Hepsine birden cevap vermeği daha doğru bulduk
Üzümün vücuda fevkalâde faydası vardır. Mideyi, bağıra sakları düzeltir. Vücudu besler, asitleri, toksinleri izale eder, cildi şeffaflaştırır. Üzümde bilhassa B ve C vitaminleri mebzuldür.
Üzüm kürü üç türüldür:
Birincisi her gün yemeklerden evvel birer salkım uzum yemektir. Sabah kalkınca 200 gram üzümü ağır ağır yenıtll ve bir sa •t sonra kahvaltı etmeli öğle ve akşam yeme klerir. den birer saat evvel gene 200 gram üzüm yemeli. Bu tertip üç hafta sürmelidir.
İkinci kür tarzı haftada iki gün yalnız üzüm yemektir. Sabah kalkınca iki yüz gram ü-züııı öğle yemeğimle bir kilo, akşam yemeğinde de 800 gram yemelidir. Pek tahammül edilemezse bir biskül yenilebilir. Gün arası susandığı zaman sıkılmış bir bardak üzüm suyu da içilebilir. Bu kür tarzı altı hafta -sürmelidir.
Üçüncü tertip en müessir olanıdır:
On yahut on beş gün süren bu kür müddetince üzümden başka hiç bir şey yenilmez. Sabah kalkınca yarün kilo, öğle yemeğinde bir kilo, akşam yemeğinde de yarım kilo üzüm ye nllmelidlr. Üzüm pek çabuk hazmolduğu için ilk günler muş küldür. Pek çabuk acıkılır. O zaman ikindi vakti bir çay fincanı üzüm suyu İçilebilir. Söylenilen miktardan fazla üzüm yenilirse faydası oltr.az bilâkis üzümden alınan fazla vitaminin vücuda zarar olabil'r.
Vücudunda ağrılar sızılar olanlar bu kürden istifade ederler. Üzüm olgun ve tatlı olmalıdır. Bu kiirü yaparken zayıflamak tehlikesi yoktur, Bilâkis kür bitince bir kaç yüz gram artmak ihtimali bil» vardır.
Üzüm kürü yapıldığı müddetçe açık havada uzun yürüyüşler, gezintiler yapılırsa kürün tesiri fazla olur.
Yalnız bu küre başlamazdan evvei bir doktora, vücudun bu küre tahammülü olup olmadığı. sorulmalıdır.
Bu senenin kışlık mantoları
Kışlık mantolar bu sene ya fevkalâde bol. ve kloş yahut beli sıkı redingot biçimi yapılıyor.
Bol mantolar kalın tüylü kumaştan ve canlı renklerden (kırmızı, yaşll, sarı, ekose) intihap ediliyor, ve ekseriyetle İçleri aynı kumaştan (gri kahve rengi, siyah, lâcivert) renkleri ile kaplanıyor.
Redingot hiçimi olanlar (İradan völurdölendcn yapılıyor. Yakalara nadiren kürk koyuluyor.
1 — San yünlüden manto, içi kahverengi yünlü tle .astarlanmıştır. Yukarıdan aşağıya kadar düğme İle iliklenmektedir,
2 — Siyah dradan manto. Kol lan japone omuz parçalıdır. Ya kası kadifedendir. Kemeri ku-
nıaşındandır.
3 — Sarı, yeşil, mavi ekoseden kloş manto. İçerisi gri yünlü ile kaplanmıştır.
4 — Gri yünlüden beli sıkı manto. Büyük reverlerlnden bavlıyarak aşağıya kadar iliklenmektedir.
5 — Kırmızı yünlüden fevkalâde kloş manto. İçerisi siyah yünlü ile astarlıdır
| Faydalı bilgiler j
MODA HABERLERİ
ir Yılan derisinden yapılan kemerler renkli yünlü elbiselere konuluyor.
* Siyah yünlü elbiseler ise dore yaldızlı deriden kemerlerle .süsleniyor.
> Yünden örme bütün elbise rnk modadır. Bunlar ekseriyetle ince yünle dantel .şeklinde örülüyor.
ir Bere şeklinde şapkalar bu kış çok rağbet bulacaktır. Ka-
Nevralji sancıları
Bu mevsimin baş gösteren nevralji sancıları çok iztlrap verir. Bu sancılan hafifletmek için bir şişeye eter koymalı ve içerisine eritebildiği kadar kâfuru atmalı. Bu ilâçla, ıslatılan bir fanile ile sancılanan yere i masaj yapılırsa çok istifade e-dillr. Yalnız bu ilâç ateşten uzak yarde hazrlanmalı ve kullanmalıdır. Eter pek çabuk parladığı için bu işler görülürken sigara. bile içilmemelidir.
Gümüş takımlarını nasıl temizlemeli?
Gümüş takımlarını temizlemek için evde yapılan ve pek ucuza malolan bir sabun tertibi:
80 gram rendelenmiş beyaz sabun 15 gram manyezi kalsine almalı, biraz su ilâve ederek bir pomat yapmalı. Bu pomatla o-ğularak silinen gümüşler pırıl pırıl olur. Bu sabun uzun müddet dayanır.
Çatlayan dudaklar
Riizg&rlı ve soğuk havalarda çatlıyan dudaklar İçin gece yatarken kakao kaymağı sürmek çok faydalıdır.
difeden, fötrden srncrtn kurdeleden yapılacaklardır.
ir Şapka ile eşarp aynı renklen yapılmaktadır.
Nis usulü ba'ık tavası
İri ve beyaz etli balıkların derisini çıkararak uzunluğuna ikiye ayırmalı, ortadaki kılçığını çıkardıktan sonra balık etlerini file şeklinde parçalara taksim etmeli ve tuz, biber İnce doğranmış maydanoz ve limon suyu İçerisinde yarım saat bırakmalı.
Diğer taraftan baiıklarm kafalarını bir İri havuç bir deste maydanoz ve bir diş s araıısa k-la az su, limon ve zeytinyağı ile pişirmen, sonra İnce tel kevgirden geçirerek sebzeleri püre ha üne getirmeli.
Limon suyunda duran balıkları alıp unladıktan sonra kızgın zeytinyağında İki tarafını nar gibi kızar t malı.
Sebze püresine bir yumurta sarısı, zeytinyağı, limon suyu ve az biber katarak mayonez gibi salça yaparak kızarmış balıkla ikram etmeli.
Ayak üşümeğine karşı
Bu mevsim bazı kimselerin ayaklan sokağa çıkınca çok üşür. Buna çare soset giymektir, fakat tuvaletin zarefetlnl bozar diye giymek Istemiyenler için ayaklarının, altına yani kunduranın (arkası kapalı olanların) içine bir kaç kat gazete kâğıdı koymak çok iyidir. Ayaklan ü-şiimeden muhafaza ettiği gibi rutubetin geçmesine de mâni o-'lur.
Müşküllere cevap
Bir Aşk Gecesi
Yazan: Karen Bramson
---- Tefrika No. 25
Terciime eden: Vâ - Nû
Kitaptan anlamıyan kadın farla ülfet etme sakın!
Tahsin bey kitap meraklısı imiş.
— Kitap okumağa bayılırım, diyor. Beni bir odaya kapatsalar, etrafıma kitapları yığsalar, kırk gün, kırk gece yemeden, içmeden okurum da Rik bile demem.
— Yaşa, be efendi amca. Şehzade düğününü de geçti senin kitap okuman. Kırk Etin kırk gece kitapların ortasında oturursa tozutur insan, amca bey.
Tehditkâr bir tavırla bizim kasketli delikanlıyı a-zariadı:
— O nasıl lâkırdı, bre cahil? Okumaktan insana zarar gelir mi? Okumıvan insanın yapraksız, meyvasız ağaçtan farkı yoktur, öyle ağacı kesip yakmak lâzımdır.
— Eyvanlar olsun, lark gün, kırk gece kitap okumadım diye boynumu vurduracaksın öyle mi?
— Cahilliği bırak, efendi oğlum Aklın varsa hemen bir kitap al. okumağa başla. Benim beynimin içerisini görüyorsun değil mi?
— Göremiyorum amma tahmin ediyorum, amca bey. Her halde Sahaflar çarşısından farkı yoktur.
— Öyledir tabii. Kafa dediğin böyle olur, insanın beyninin içinde ne kadar
Benden sana baba nasihati olsun, kitaptan anlamıyan kadınlarla münasebet peyda etmeğe kalkışma sakın
— Sizin işe kadın da mı karıştı?
— Ben Buraya niçin geldim ya .efendi oğlum? işin içine kadın karışmasaydı kitap meselesinden buralara gelir miydim ben? Altı aydan beri bütün kuvvetimle gayret ediyorum, kitabın kıymetini kadına anlatamıyorum Nedimi dinlemiyen. Füzulîden anlamıyan kadına meram anlatmak mümkün mü?
—■ Kim bu kadın, amca bey? Yenge hanımla mı anlaşamıyorsunuz yoksa? „
Derin derin içini çekti:
— Yenge hanım dedin, dertlerim depreşti. Sen hakikî yengeni görseydin ağzının suyu akardı. Tamam 20 sene kan koca hayatı geçirdik, bir günden bir güne Uj tap yüzünden aramızda geçimsizlik çıkmadı. Her akşam yemeğinden sonra ben kitabımı elime alıp köşeye çekilirdim, rahmetli hanım da öbür köşede yün örerdi. Bir defa bile ağzını açıp da; «Tahsin bev. sen kitaplarla çok uğraşıyorsun» demedi. Bazan kendi kendime okurken coşardım: «Dinle, hanım. Bak, Fuzuli ne güzel
Nobel fiıik ve vp mükafatı profesör Hess*e verilmiştir. Profesör İsviçrelidir. 1881 de doğmuştur. 1913 denberi Ebrictı üniversitesinde hocadır. Nefes alma, kanın deveranı, göl fizyolojisi ve sinir sistemi hakkın daki çaiışmalariyle meşhurdur.

İhtiyar, bir darbe yemiş gibi j sarsıldı. Dost bakışlı mavi gözleri, muhatabının düşünceleri-1 m> nüfuz etmek için çehresine bakıyor, bakıj'ordu.
Mümkün olduğu kadar likayı t bir tavır takınarak sordu:
— Peki sana doktor ne dedJ?
— Fazla bir şey söylemedi. Sadece intihar raporunu verml-yer.eginl bildirdi. Saçma «ey! Odanın içinde ne mücadele izi var: ne...
— Raporu vermeyenin .sebebini de bildirdi mİ?
— Yaranın şakakta değil, sağ göz üzerinde olduğunu iddia ediyor. Çok net bir şey değil gerçi?, şüpheli bir vaziyetmiş: bunun gibi bahaneler... Size tekrarlıyorum: çok saçma... İşta buraya, bunun için geldim. Tavsiyelerinize, nasihatlerini» ihtiyacım var... Iş sarpa sarmadan Richard’ın bu raporu ver-
meal İçin ne yapmalı?
— İş sarpa sarmadan mı?
— Değil mi ya?... İnadı yüzünden— Zavallı dul kadının başına kimbillr ne dertler açılır... İstintaklar başhyacaktır. Gazeteler makaleler yazacak.. Fitneler saçacaklar... Değil mİ, efendim?... Hattâ benim bile ismim bu neşriyata karışabilir... çünkü oradaydım... İhtimal, şahit sıfatile çağrılabilirim... Yahut da— Anlıyorsunuz de&U mİ? Bütün bu vaziyetleri zamanında durdurmak Jfizım!
Simony. ona bakmaksızın, cevap verdi:
— öyle goriintiyor... Hem bayan için... Hem de senin İçin bu şekil en iyisi...
— Ah, bana yardım edebi t-şeniz, hocam Bizi temin ederim: Bütün geoe gözüme uyku girmedi. — (Tekrar dirseklerini maaaFk dayadı, başını avuçları
Beyaz kürkler nasıl temizlenir?
Nuruosmaniye Gülseren: Beyaz kürkler şu suretle temizlenir. Kürkü bir masa yahut ütü tahtası üzerine yayımız. Bir marangozdan yahut kürkçüden tedarik ettiğiniz kayın veya ak-gürgen tahtasının testere tozunu benzin ile ıslatınız avucunuz içine bu tahta tozunu alarak kürkün üzerini bilhassa kirli olan yerlerini ovunuz. Tahta tozu kirleri alır, bunu atınız. Temizini alarak tekrar siliniz. Bir kaç defa bu amehyeyi tekrarladıktan sonra kürk temizlenir. Kürkü silkmeli ve benzinsiz kuru tahta tozu ile ovaladıktan sonra beş on dakika öyle bırakınız. Tekrar silkiniz ve nihayet talk yahut tebeşir tozu ile ovalayınız. Bu defa kürkü iyice silkmek Icabeder. Kullanırken beyaz tozlar iz bırakmaması için altından ince bir çubukla vurarak lamamiy>» temizlenmesine dikkat ediniz.
Banyo dairesinde buharın önüne geçmek
Soğuk havalarda banyo yapılacağı zaman sıcak su ile doldurulan banyodan çıkan buhar banyo dairesine siner, gö2gözü görmez hale sokar. Banyoya önce soğuk su akıtılır arkasından sıcak su doldurulursa buna mâni olunur.
İçine aldı.) — ya şu kanaate, varırlarsa ki, bu vaka, intihar değil, cinayettir... Değil mİ e-fendlm?
— öyle.
— Böyle bir kanaate varmaları, beni son derecede vdhinı bir duruma düşürecektir. — diye Jacquas devam etti. — Hiç kimse, villâya kaçta gittiğimi tesblt edemlyecek. Zira hizmetkârlar uyuyorlardı. Eve girdiğimi gören olmamıştı. Binaenaleyh, ölümünden daha sonra villâya gittiğimi Isbat edemiyeceğim .
Simony düşündü, düşündü.
— Villâya yaya mı gittin? — diye sordu.
— Hayır, taksi İle.
— öyleyse seni götüren şoför bulunur. Saat hakkında onun şehadetine baş vurulur. İstifade edersin. Şoförü buldurmak güç değildir. Martel kaçta... İntihar etmiş?
— Bayan Martel'in deyişi saat onblrde. Evin İçinde tabanca sesini yalnız o işitmiş. Görüyorsunuz ya: Eğer karışık bir vaziyet hâsıl olursa, ölüm hâdisesinden sonra eve geldiğimi ls-bat etmek müşkül olacak. Yâni saat on bire doğru...
çok kitap bulunursa kıymeti söylemiş» diye yüksek sesle o kadar artar. Sözümü din-, ona Divandan parçalar o-le, durmaden oku. I kurdum.
— Peki, efendi amca. Bu- —Demek rahmetli yenge günden itibaren ben de var hanım Arapça, farsça da bi-kuvvetle okumağa başlarım lirdi?
inşallah.
— Dur. acele etme. Abur cubur şevler okumaktan fayda gelmez. Neler okuyacağını biliyor musun?
— Onu da bilemiyorum, efendi amca, Sen neler oku-yarsun bakalım?
— Bana bakma sen. Okumadan okumaya fark vardır. Ben senelerden beri o-kuva okuya bu isin tiryakisi oldum. Kitabı elime alınca, yapraklarını bile açmadan kıymetini anlarım Her kitabın kendine p.öre kıymeti vardır. Meselâ romanlar ayrı bir fasıldır, divanlar daha fazladır. Ben divanlara çok meraklıyımdır. Füzuli’ye bayılırım. Nedimi çok severim. Nef’inin hayranıyım. Sen böyle kitaplardan bir şey anlıyamazsın. çünkü lisana aşina değilsin. Söyle bakalım, Arapça biliyor musun sen?
— Arapça mı? Şey .. Hani bir lâf vardır; .-Arapça değil mi, uydur uydur söyle» derler.
— Sus, cahil. Arapça uydurulur mu? Farsça ile aran nasıl oakalım?
— Onu da öğrenirim inşallah. Amca bey. Arap çorap derken sizin dâva gürültüye karıştı. Kitap meselesini anlatıyordunuz. Mahkemede ne işiniz var? Kitap dâvası mı açtınız?
Yüzünü ekşiterek dudak büktü; »
— Kitabın kıymetini bil-
| — Yok canım. Arapça da
bilmezdi. Füzuliden de hiçbir sev anlamazdı amma benim hatırım için anlamış gibi görünür; «Aman, hakikaten çok güzel söylemiş» diye beni okumağa teşvik ederdi. Gel de şimdiki melû; na anlat bunu. Aklı fikri moda, futbol gazetelerinde Ne Füzulîden anlıyor, ne Bakiden. Ben elime Fuzulî divanını alır almaz kadının a^,a5 kc(1’ w suratı asılıyor, homurdan- mükâfat» alan mağa başlıyor. Zamane' gençleri bövle işte Kitaptan zevk alamıyorlar.
— Yeni yenge hanım genç demek?
Gür kaşlarını oynatarak homurdandı:
— Evet, yaptığıma bin defa nedamet ettim amma o hatayı işledim bir defa. Divan edebiyatından katiyen anlamıyor. Bu yüzden sık süt aramız açılıyor. Dün gece gene ben Fuzuli divanını okurken kadının inadL tuttu, sinemalardan, terzilerden bahsetmeğe başladı. Dinliye dinliye kafam şişiyor. «Hanım, böyle saçma lâkırdıları bırak da biraz , debiyatla meşgul ol. Fuzuli okuyayım da dinle, istifade . et» dedim. Vay efendim, sen . misin söyliyen? «Ben bu ev. de fuzuli oturuyorsam dün> yalarda durmam. Terbiyesiz herif, bana hakaret etmeğe : utanmıyor musun?» diyerek i birdenbire üzerime...
____ ..... -| Efendi amca başını çevir miyen insanlarla ülfet et- di, koridorun öte başından menin neticesi budur işte, öfkeli öfkeli gelen genç ka-
— Şoförün şehadetinden istifade edersin dedim ya...
Jacques, alnını kaplıyan teri sildi.
— Ya bu adam yarım saat al danırsa? Böyle şeyler sık sık vâki oluyor, değil mi? Bir taksi şoförünün hafızasına bağlı gönül rahatı, hiç de hoş değil Korkunç vaziyet! Pek kötü bir durumda bulunduğumu kabul ediniz, hocam. Villâda değildim diyemem tabii. Hattâ hizmetkârlar beni görmemiş olsalar, doktor oradaydı. Sonra, eğer gazeteler. villâda işlenen mevhum cinayetten oahsetmeğe kalkışırlarsa şoför tam o saatte villânın önüne bir müşteri bıraktığını haber verecektir. Bahçenin kapısından İçeri girdiğime göre, patikada çimler üzerinde ayak izlerim bulunabilir. Görüyorsunuz ya. bütün bunlar, benim İçin pek müessif vaziyetler... Onun jçln, ne yapmalı ki şu doktor Richard İntihar raporunu versin de gömülme ruhsatiyesini alalım? Demek biraderiniz, onun dostu imiş?
— Evet.
— Kendisiyle konuşamaz mı? Durumun pek nazik olduğunu
ona İzah edemez mİ? Bu müessif drama polisi karıştırmanın hjç bir İşe varamıyacağını İzah edemez mi? rlem müteveffanın zevcesine, hem de bana mesleğime yarıyacak durum, şu raporun hayırhslyle verilmesidir. Bi rom uzun şerefi de bunu İcap et tlrlr. Biraderinize neler söylemeniz lâzım geldiğini siz benden âlâ biliyorsunuz. En mühim mesele, biraderinizin bu vazifeyi kabul edip etmiycceğtdir. Ne dersiniz?
— Bilemiyorum... İhtimal...
— Ah. efendim... Sise fevkalâde minnettar kalırım,.. — diye, Jacques, derin Ve rahat bir nefes aldı.
Nihayet içini dökmeğe muvaffak olmuştu.
— Eğer Rlchard bu anlaşılmaz inadında ısrar ederse hükümet doktoruna baş vurmak lâzım gelecektir. O takdirde işler büsbütün çapraşacak.
Slmony cevap vermedi. Kaşlarını çatmış, asabı parmakla-rile, masanın üstünde tambur çalıyordu.
Jacrçues. hocasının cevap wr meylşlnden mâtıu çıkaramıya-c&k derecede dalgın ve perişan-
Kedi serffisİ
Çoctık hekimi doktor
Ahmet Akkoyunlu
lakımı i alını tıaue Kalas Telefon: 88621
varisle
teşhir
dönmüştür Getirdiği en yeni modelleri Ayazpaşada Yeni Şehir Tiyatrosu karşısındaki atöiy^oe etmektedir.
salonunda ergisinde birinci iki beyaz lr₺n kedisi
dini görünce sesini kesti şehadet parmağını dudaklarının üstüne koyup bize de sus işareti yaparak uzaklaştı. O esnada mahkeme açıldığı için yenı»e hanımla konuşmağa vakit bulamadık.
Ce. Re.
dı.
— Çok gariptir. — diye devam etti. — Ekseriya hayal kurardım. Bir mücrimin vaziyetinde olmağı, bütün kanun maddelerini ve cemiyetin icra kuvvetlerini karşımda görmeği isterdim. Bir tek ferdin bütün cemiyete ve her kuvvete karşı mücadelesindeki zevki tatmak fantezisine kapılırdım Bu vahşice maçta, zekâmın polise karşı koyup koyamıyacağını denemek hevesine düşerdim... İnsan kendini ne kadar ar. tanıyor.
«Halbuki şu anda- çger polis işin İçine karışır da bir takım saçma suallere eevap vermek mecburiyetinde kalırsam halim nice olur diye düşünüyorum ve dehşete düşüyorum
Simony. muhatabını bir müddet süzdü; sonra dedi kİ:
— Eğer bLr cürüm işleseydin, seni İtiraf ettirmek ne kadar kolay olacaktı, dostum,
Jacquea, telâşla sordu:
— Niçin bu fikre kapıldınız, hocan?
— Kapıldın», slra sen çok ze-ktata,
— Düşunoeniadc ırtr tezat gö-
ze çarpmıyor mu?
— Hayır, pek öyle değil Mücrim ne kadar zeki olursa, onu yenmek o derece kolaydır. Bizzat düştüğü mugalâtaların kendi de farkına varıp yelkenleri suya indirir. Haibu ki abdal biri, beyhude yere inıd eder. Hakikatlere. bedahetlere aldırmaz Onun için dört elle yapışacak yalnız bir tek çare vardır: İnkâr, İnkâr, inkâr! Kafasını o şekilde kurtarmağa çabalar.
— Bu teşhisiniz pek doğru. Bunu hiç düşünmemşitim. — diye Jacques, boynunu eğdi.
• Simony, luzumsuz yere, gözlüğünü temizlemeğe başladı:
— İşte meselâ şu senin hâdiseyi ele alalım.
— Benim hâdiseyi mİ?... Nasıl yani?
— Yani Martel'in ölümünü demek istiyorum.
jacqucs. doğruldu.
— Martel’in ölümüne... «Benim hâdise» diye mi ad taktınız?
Baro reisi, komed. oynamaktan yorulmuştu. Azap içinde, isyan ellL Sesini yükseltip dedi ki;
(Arkası var)
l t

J



I





I
10 Kasım 1949
AKSAM
Bahlfe 7
Çürük dişler^
Radyo, «İnsan suratlı cana- tabancasını çeker us üzerlerine var» adı verilen Ben Clla'dan ateş etti. Fakat kurşunlarını bahsetti ve bu müthiş kaatllln İsabet ettlremeylnce labanca-Brimsterdc bulunduğuna haber , —*• verdi. İhtiyar diş tabibi Ouol başını çevirip de radyonun bah setmiş olduğu haydudu, elinde tabanca, muayene hanesinin kapısı önünde görünce korkusundan dona kaldı. KaaUtln muayene haneye girdiğini kimse görmedi. Çünkü o esnada diş çi odasında yapyalnızdı. Haydut. gözlerini belerterek dişçiye hitabetti:
_ Kim olduğumu bilirsin sa-
nırım dedi.
İhtiyar dişçi tlrtir titreyerek:
— Evet, evet sizi tanırım, sözlerini kekeledi.
— Âlâ... Hapishanedeki tnes-Ickdaşının başına gelenleri a-evaba öğrenmiş misin?
İhtiyar dişçi, tasdik maka-■J punda başını eğdi. Radyolar ve gazeteler. ceza evindeki doktorun fecî akıbetini bütün tafsl-I alile bildirmişlerdi. Haydut Los Montan’a hapishanesinden kaçmıştı. Ben Cllas çürük dişlerinin ağrıdığım söylemiş, hapishane idaresi de kendisini ceza evinin dişçisine göndermişti. Dişçi, çürük dişlerini pansıman edip lâstikle muvakkaten doldurduktan sonra haydud, üzerinde .saklamış olduğu tabanca ile dişçinin kamına ateş etmiş, yanında duran iki gardiyanı ol dürmüş, hastabakıcı kadınlardan birini de can siperi gibi kullanarak ve zavallı kadını hapishaneden bir kaç mU ötede ağır yaralı olarak bırakmıştı.
Ben Ciiaa yolda bulduğu bir otomobile atlı yarak Kartongo köyüne uğramıştı. Peşine düşen polislerin elinden kurttulmak 1-çin otomobili yıldırım süratilc sürdüğü için yol üzerinde oynayan çocukları çiğneyip geçmiş iki tanesini ezerek öldürmüştü
Haydudun bu canavarlığını bilen ihtiyar dişçi, tlrtir tltreye rek sordu:
— Benden ne istiyor sunuz?
— Çürük dişlerimin ağrısından ölüyorum. Hapishane dişçisinin yapmış olduğu muvakkat dolgular çıkmıştır. Dikkat el moruk, bana oyun oynamağa kalkışma. Yoksa seni köpek gibi gebertirim alimallah... Birçok defalar dişçiye gitmiş olduğum için bana ı*e yapılmak lâzım geldiğini toilinm. Senden biraz şüphelenirsem, karnına İki kurşun şikarım çözlerim! iyi anladın mı?
Ben Cilas, dişçiye bu göeda-t;ını verdikten sonra koltuğa kuruldu, başını arkadaki deri yastığa dayadı ve ığzını açlı. Dişçi, huydudun dişlerin) küçük yuvarlak aynaslyle muayene ettikten sonra:
— Dört çürük dişiniz var, diyerek hissi iptal İçin diş etlerine bir enjeksiyon yaptı. Haydut, biraz sonra çenesinin uyuş tuğunu hissetti Dişçi ir ez ile dişleri diplerine kadar açarak temizledi. sonra birer birer doldurdu, haydut, bu işler görülürken tabancasının namlusunu. ihtiyarın kamına dayamıştı. Diçi, dolguları yap tıkan sonra hayduda dönerek:
— Ağzıma, şimdi soğuk su İle çalkalayınız. Tedavi bitti. Şimdi gidebilirsiniz, dedi.
Akşam saat yediye geldiği halde dişçi görünmeyince karısı telâş etU, kocasının muayene odasına İndi, kapıy- kilitli bulduğu için caddede nöbet bekll-yen polisle birkaç kişiyi yukarıya çağırdı. Polis memuru kapıyı kırıp içeriye girdikleri zaman ihtiyar dişçiyi, koltuğa sımsıkı bağlanmış ve ağzını peşkirle tıkanmış olarak buldular, kendine gelmesi için biraz viski içirdiler. Doktor, başına gelenleri ve kenti h İni ziyaret elmiş olan şahsın kim olduğunu anlatmağa başlayınca polis memuru onu, itlmatmshkla süzmeğe başladı:
— Ne diyorsunuz doktor, haydudun elli mM ötede Blp Fort ta intihar ettiğini biraz evvel bize telefonla haber ver-
:ıte( etU. Fakat kurşunlarını
,-iinda kalan son kurşunu beynine sıktı.
İhtiyar dişçi:
— Onu ben öldürdüm, diyerek izahat verdi:
— Hahduduıı dişlerini doldururken Kartango köyünde çly-neytp öldürdüğü mini mini yavrulan hatırladım ve kaçarken otomobilinin önüne çıkacak daha bir takım masum yavrucukların kanına gireceğinden korktum.
polis aklından zoru var endişesiyle ihtiyar dişçiye bakıyordu. Doktor al dırm»yarak İlâve etti:
— Enjeksiyon ile hissini iptal dilerek çürük dişlerini doldurduğum zaman sinirleri çıkarmadın. Sinir deliklerini de dibine kadar doldurdum. Çünkü biliyordum ki, enjeksiyonun tesiri geçtiği zaman dişleri müthiş surette ağrımağa başlayınca dişçi bulunmayan unk ve ücra bir yerde bulunacak, ve dehşeti! diş ağrılarına dayana-nuyarak kendi kendini öldürecek. Görüyorsunuz ya hesap ve tahminim doğru çıktı
Canavarı ben öldürdüm.
Milletlerin
garip âdetleri
Çeviren: A. HİLÂLİ
Amerkkada Loe Angeles şehri İtfaiyesi bir taraliçe seçmlşdlr. Kırallçe resimde görülen Mis Oyd Charisse'dlr.
Mahkeme, tapu, icra ve noter ilânları Bedelleri nusuü şahıslar tarafından ödenen mahkeme, icra tapu ve noter ilânları gibi resmi ilânlar eskiden olduğu gibi doğrudan doğruya «AKşam» idaresi tarafın -dan kabul edilmektedir.
(Baş tarafı 4 üncü sahifede
cuğun adını ailenin en yaşlısı verir, Rotuma adasmda İse kabile reisi yeni doğan çocuklara İslın takar.
İsim verme merasimi
Maori adalarında isim verme, çocuğunun ebeveyninin ve bil umu m taallûksun toplu olduğu bir yerde merasimle yapılır. Bir rahip bir yeşil ağaç daimi suya batırır ve çocuğun ba şina serper, ve bu arada dualar okur, çocuğun anası bu suyun serpilmesini görmesi memnudur. Yavrular umumiyetle anaları tarafından emzirlllr, Fl-dschl adalarında ana sülünden gayrı sütün çocuğa verilmesi, ölümü İntaç edeceğinden, bu hususta son derece hassasiyet göstererek Bambûslere ana sütü doldurulur ve analar tarlalarda çalışırken çocuklar bu sütle be? lenlrdl.
On yaşına kadar emzirilen çocuklar Eskiden çocukların uzun zaman emzirilmesi pek âdetti, Ka-roiln adalarında kadınlar, çocuklarını senelerce emzirmeği kendilerine bir vazife addederlerdi. Çocuklar çok defa 10 yaşma kadar emzlrillrdl. Saraca' da bir seyyah 3 muhtelif yaşta çocuğun bir ana tarafından em irildiğini görmüştür.
Morlan adalarında çok luhal ve gülünç bir vakaya kendim şahit oldum, allı yaşında bir ço cuk anasının göğsünden bir taraftan süt emiyor, her bir yudumu müteakip anasının elinde tuttuğu tütün piposundan bir nefes çekiyordu.
Çocuklara ana sütünden gayrı. baş*01 gıda maddeleri de verilmektedir. Anaları banlan evvelâ ağızlarında İyice çiğnedikten sonra verirler, meselâ Hindistan cevizi, muz, taru ve buna mümasil adalara mahsus gıda maddeleri. Samoa’da çocuğun her yaş senesi merasimle kutlanır, meselâ çocuk ilk defa oturduğunda, çocuk ilk defa emeklemeğe ve ilk defa yürümeğe başladığında, bütün bu o laylar İçin eğlenceler merasimler yapılır. Ve bu daima böyle devam edeT, çocuklar büyüdükçe babalarına balık avlanmada ve tarlalarda yardım ederler, kızlar ise kayalıklarda gıda mad deleri ararlar, kuyulardan su çeker, taşırlar. Tapa ve hasır imalâtı Ue uğraşırlar. Samoa erkek çocukların yetişmesinde yemek pişirme de öğretilir, ve bu kabilelerde erkeğin yemek pişirmesi İcap ettiği kanaati vardır.
Grip hastalığı
(Baş tarafı 4 üncü saiıitedc)
hastalığına karşı şimdiye kadar malûmumuz elan aşılardan daha müessir bir aşı bulmağa muvaffak olmuştur. Bu husustaki çalışmalar sadece gripe karşı daha tesirli bir aşı keşfetme hususuna İnhisar etmekte olmayıp aşıdan külliyetli miktarda İhzar edebilme meselesi de bu çalışmalarda mühim yeri almaktadır. Gripe karşı kullanılan aş>yı ihzar etme meselesi oldukça muğlak bir İştir. Evvc-| İA grip v İr uslan hastanın bünyesinden alınacak, bunlar tec-rid edilecek ve sonra ücretle-* çektir. Grip vlruslan on gün' kuluçkaya yatan tavuk altında' kalmış yumurtaların İçine sev-kedSerek bu yumurtalar dahilinde gelişmekte ve tekessür etmekte olduğundan grip virüs-I arından aşı ihzar edebilme çok külfetti amellyelere lüzum göstermektedir Kinin, an tipi-rin ve Aconit gibi ir. ualeceler bırakılarak grip veya enflücnza İsimleri verilen hastalığın çeşitli (Virüs) lanna karşı umumi mücadeleye geçilmesi büyük bir terakkidir.
Dişçi
— Onu öldüren benim! diye eevap verdi.
Muayenehanede birikmiş olan halk, bir şey arılamıyor ak dişçiye şaşkuı şaşkın bakıyorlardı. Polis sözünde ısrar etU:
— Hayır doktor, haydut intihar etti. İntihar etmezden evvel. onu yolda durmuş olan o-kanobilin etrafında deli gibi dolanırken gördüler Polisler yakalamak için yanına yaklaş-dikleri samın haydut
Yecri arıcılık
Av ve salon köpekleri 8avaş ve polis köpeği Tavuk çolakta muvaffakiyetin sem Naşı) lavakçuluk yapmalı?
Tarakça lak ta nasıl kazan thr?
Tavukları yumurtlatmak İrin ne yedirmeli dir?
Tavuk bastalıklun Kanarya
Kitapçılardan arayınız
M
5S
86
85
86
Yünlü kumaş imalâtçılarının nazarı dikkatine Sümerbank Alım ve Satım Müessesesi Müd düğünden Muhtelif numaralardan Merinos Kamgarn yün iplikleri satışa çıkarılmıştır. İhtiyacı bulunan dokumacı ve fab rikatörlerin:
1 — Mevcut olanları derhal teslim edilmek,
2 — Mevcudu olmayanlar sipariş kaydedilmek, suretiyle ihtiyaçlarının karşılanmasına devam olunMdMnr.
önümüzdeki devre siparişleri için İlgililerin en geç 12.11/949 gününe kadar mıiessesemlz yünlü şubesine müracaatları rica olunur.
Müessesimiz bu konuda daha fazla bilgi istiyenlerin emirlerine daima Amade bulunmaktadır. (16872)
YENİ YAYINygŞ
■8.*- 7,1'
230 sayılı tarifenin 2. inci ekinin yürürlükten kaktığı h.
D. ncmiryollzrı Genel Müdürlüğünden :
Yerköy — Erzurum vc Malatya — Çettnkaya kısıfnlarmdaM istasyonlardan Erzurum — Hudut tasımlarındaki İstasyonlara gönderilecek samana dair 230 sayılı tarifenin 2. net eki 1949 yılı sonunda yürürlükten kalkacaktır. 15956
Blrlıtı — ZTfB/tM tarihinde kurulnrsk çimdi?» !-ndar »vçtel İdare h« yeti İr »dsre adılca 71110(1 Eksperleri Biri İkinin İlk umumi heyet toplantısı 7/U/MA (0-□0 »kısmı Türkiye Tütüncüler Hisli Sinin Ahcn - Münih hanındaki İdare merkerinde yapılmış vs idare heyeti, haysiyet divan», mürskipler aeçil-mijUr. Seçilen bayctler t»y«l«ri as»-BhtadLr.
İdare Jıeyoll üyeliklerine:
Celal Umur, Kenan Yalter. Fevri Jtılnl Kaplan. Nurt-ddla bat Ulusoy. Hnklo Doru»:, AMullnh Servet Alay-bek. Sırrı Turancı.
Haysiyet divan».
Mithat Ne«nb, Sabrt T«t«n a*ü Akcv.
MCır.ıknbc heyetine:
Cemal Çaprnıık, linet İsdcmir, th-snn Doruk.
Tütün Eksırerlnrl ÖlrUtırılıı yeni seçilen heyetlerim- rulMerlıık ba tartlar dileriz.
Lokman Hekim
(Dr. HAFIZ CEMALİ
Dahiliye TiUtehassısı
Div&nyolu No. 104 Muayene saatleri hariç ber gün L5 - 6
Tel; 23398
DOKTUK
DOĞAN KARDE$İN YENİLİKLERİ
TÜRKİYE İKTİSAT MECMUASI
Mcmlcketlmlvin »e dünyanın mO-hlm iktisadi lıâdiseler! tıicmale yeril v« ecnı-bl en saldhlyctll inuntarın yazılarını. çeıfUl istatistik ve haberleri İhtiva eUnek üzere nevre dilen bu değerli aylık İktisat dergisinin Kasıro sayan da çıkmıştır. Bu sayıda Ahmet Hamdı Bayar'ln hususi !■’t-b-bOa ve sermaye hakkın dahi yazısı Lke İsviçre Dış Ticaret Daire»; reislerinden Dr. Frty'ln TOrk - İsviçre U-îareuntn gelinmesi hakkındakı etüdü husııd otr ehemmiyet taşnnaktadr OkvyurulanrriTa tavsiye edrrlr.
Feyzi namı diğer Meşheril Hacı Mehmet Kuloglu adına kayıtlı Kadıköy İkbaliyc mahallesinin Ulusulu çıkması sokağında eski 8 mü., yeni 32, 35. 35/1 kapı ve kütük 1/33 ada 385 par sel 33 sayılı ve 1619 metre murabbaınd» bahçeli mas köşk ha ne kabili taksim olmadığından açık arttırma suretiyle satılarak bedelini mirasçılar arasında taksimine karar verilmiştir.
EVSAFI :
1 — Köşk, bahçe içinde kâin olup harici duvarları kâgtr dahlldekiler badadl ahşap bölmedir. Tavanlar yağlı boya ve kısmen müzeyyen, oda kapılan masif cilalı ağaçtandır. Köşk bir bodrum katı Ue bir zemin bir birinci kat ve bir de çatı katından İbarettir. Bahçeden girildikte 7 adet taş basamaklı merdivenden çıkılır ve bir canıekftndan geçilerek mermer döşe 11 bir dış antreye varılır. Burada binanın esas demir kapısından glrillnc? zemin katının yine mermer döşenmiş holüne girilmiş olur. Burada sağ tarafta geniş bir oda, soida biri büyük diğeri küçük oda ve tam karşıya Lsabct eden tarafta yukarıda kİ kata çıkan iki taraflı ahşap merdiven Ue bodrum kalına I-nen merdiven vardır-Bodrum katında ortada malta taşı döşeme 11 bir taşlık ve bunun etrafında da İki oda bir hamam bir belâ bir mutbak bir sarnıç bir de kömürlük vardır. Zemin katında İki taraflı ahşap merdivenle birinci kata çıkılacak olursa bu merdiven altında bir heJâ mevcut olduğu gibi birinci kata çıkarken sahanlık teşkil ettiği yerde de bir hela vardır. Birinci katta ortada bir sofa ve cepheye nazaran .«ağda bir büyük oda bir küçük oda bir mutfak sol tarafta bir büyük oda vc küçük oda vardır. Bu sonuncu odanın bir köşesi de mutfak haline getirilmiştir, çatı kalında iki oda bir mutfak mevcuttur Binada havagazı tesisatı yoktur Stı ve elektrik tesisatı vardır Binanm cephesi 12.78 metre derinliği 11.50 metredir. Aynı tapuya bağlı olan 1619 metre Kareli bahçe kısmında pek çok yetişmiş ağaç mevcuttur. Yine aynı tapuya bağlı olan arazi da hillnde evvelce köşkün müştemilâtından iken bir takım tadillerle bugün muhtelif şekilde kiraya verilmtş küçük binalar vbt dır. Bunlardan bir tanesi köşkün hemen gerisinde olup iki katlı ve 4,00x0.44 ebadında k&gir bakımsız bir binadır. Bunun dahili iptidai bir şekildedir, alt katta çamaşırlık vc tuvalet üst katta bir oda bir küçük oda bir tuvalet vardır. Bu binaya bitişik tek katlı ve bir oda bir he i âdân müteşekkil küçük bir bina mevcut olduğu gibi yine bu İki katlı binanın diğer cihetin de buna muttasıl olarak evvelce sarnıç İken şimdi odaya kftl-bedlJmlş bir yer vardır Bu kabil binalarda İkincisi 33 parselin en gerisinde olup yine iki katlı ve alt katı kftglr üst katı ahşap bir binadır. Bunun cepheye nazaran sol tarafı İki katlı olarak kiraya verilmiş ve alt katında bir mutfağı ve bir odayı üst katında bir holü iki udayı ve tuvaleti İhtiva etmektedir. Cepheye göre sağ tara( ise alt katta iki oda bir tuvaletten üst katta İki ayı: bölii?: halinde kiraya verilmiş şekilde bir tarafı bir oda ve bir yüklükten diğer tarafı bir hol bir oda bir mutfak vc bir tuvaletten teşekkül etmektedir. Bu inşaat basit ve iptidai bir halde olup dahili duvarlar sıvasız ahşap kirişler meri bir haldedir. Yine aynı parsel iistiınde 3. üncü bir bina İkinciye amut bir vaziyette kâin olup ont'tın müstakil ve tek katlıdır. Bu binada İki oda bir mutfak ve bir tuvaleti İhtiva etmektedir. Keza bu da basit bir şekilde İnşa edilmiş tir binadır.
2 _ Bu gayrı menkuller bilirkişi tarafından 40516 lira kıy mel takdir edilmiştir. Birinci artırması 15-12-949 perşembe ?ü-nû saat 10-12 arasında yapılacaktır, o gün tahmin edilen kıy metin yüzde yermiş beşi elde edilmediği takdirde en son arttıranın taahhüdü baki kalmak şartlylc İkinci arttırması 26-12-049 pazartesi günü aynı saatte yapılacaktır.
3 — tstekli olanların tahinin edilen kıymetin yüzde yedi buçuk nlsbellnde pey akçesi yatırması gerektir.
4 — Birikmiş vergilerin yüzde bir harç, satış bedelinden çıkarılacak dellâllik resmi, İhale pulları, intikal masrafları ve yirmi senelik taviz bedelleri müşterilerine alt olacaktır.
5 — Arttırma şartnamesi İlân gününden İtibaren mahkeme baş kâtipliğinde ğ-ârüteblllr.
6 — ipotek sahibi alacaklılarla diğer alâkadarların gayri menkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dair cilan İddialarını evrakı müsblte ile on beş gün içinde mahkememize bildirmeleri lâzımdır Aksi halde hnkltın tapu sicilleriyle sabit olmadıkça satış bedellerinden hariç kalacaklardır Bu mccourlyet irtifak hakkı sahiplerine de şamildir.
7 — tstekli olanların müzayedeye girmek üzere yukarıda
yazılı gün ve saatte Mahkememizde hazır bulunmaları yaym lanır. a 15997

İst. Lv. Amirliği İlânları
1) Tamamına tahmin edilen bedeli 7500 lira olan 8 kalem ilâç 15/Kasun/948 günü saat 10.30 da Harbiye Lv. Amirliği Sat. Al. Komisyonunda pazarlıkla satın alınacaktır
2) Kesin teminatı 1136 lira olup şartnamesi komisyonda görülür 4245-15656

375x12 metre tulünde taksirut yapılması açık eksiltme ile 24 kasım 949 günü saat 15 de Erzincan AsH3.Al.Ko.da İhale e-dilecektlr. Keşif bedeli 26.930 lira 95 kuruş olup teminatı 2019 Ura 82 kuruştur. Çimento verilecektir. Taliplerin belli vakitte komisyona müracaatları. 4301 — 15830

1 — Kapalı zarf usulü ile 50 Ton mercimek satın alınacaktır. 30000 lira olup geçici teminatı 2250 liradır.
2 — Kapalı zarfla eksiltmesi 28 kasım 949 günü saat 15 de İst. Harbi ye de Lv A. Sat. Al. Kom. da yapılacaktır Şartnamesi her gün komisyonda görülebilir (-
3 — Teklif mektuplarının İhale saatinden bir saat evveline kadar Komisyona verilmesi. 4233 — 15659

1) Tahmin edilen bedeli 2238 lira olan komisyonda mevcut evsaf ve şartnamesi dahilinde 373 metre buranda H/kMim'949 günü saat 10 da Harbiye Lv. Amirliği Sat. AL komi°yonunds açık eksiltme Uc satir almacacaktır.
2) Geçici teminatı 187.80 Ura olup şartnamesi komisyonda
görülür. 4320-15882
¥
1) 1)4 adet linyit sobası ve teferruatı kapalı zarfla eksiltmeye konmuştur. Tahmin edilen bedeli 13121 Ura 4g kuruş olup geçici teminatı 985 Ura 15 kuruşlur.
2) Kapalı zarfta eksiltmesi 225/Kasım'949 günü saat 16» da Harblyede Lv. A. 3ût Al kondr onunda yapılacaktır. Şartname ve nümuneleri komisyonda görülebilir.
31 Teklif mektuplarının eksiltme saatinden bir saat evveline kadar komisyona verilmiş olması. 4375-15974
1) Tamamına tahmin edUenbedeli «0 lira olan 26 adet to* paçlı ve top açsız kürek 25/kasını >949 günü saat 1150 da Harbiye Lv Amirliği Sat, Al. komisyonunda açık eksil ime ile salın alınacaktır-
2) Geçici tcmlnau 33.75 Hra olup şartnamesi görülür.
komisyonda
4371-15975
*
1) Tahmin edilen bedeli 6431.25 lira olan 85.75
mm. boyunda 380 adet kasan borusu 28 kasun/949
10 da HarblyedC L’ Amlrllfti-Sat. Al. komisyonunda açık eksil ime De satın alınacaktır.
2> Geçici teminatı 482 35 Ura olup şartnamesi komisyonda görülür. 4363-15977
metre 245 günü saat

1) Tahmin edilen bedeli 12(31 lira olan 22 kalcın malzemesiyle birlikte l adet 5 tonluk C silindiril şartnamesi dahilinde kamyon 16 kasım/949 günü saat 10.30 da Harbiye Lv. amirliği Sat. Al. komisyonunda pazarlıkla satın alınacaktır.
2» Kesin teminatı 1909.05 Ura olup şartnamesi komisyonda görülür. 4367-15970
İstanbul altıncı icra memurluğundan:
946, 548
Bir borçtan dolayı icraca hactedillp açk arttırma suretlle paraya çevrilmesine karar verilmiş olan ve aşağıda müfredatı yazılı emvalin hâlen bulunduğu mahal olan Tiinel’de Tersane caddesinde Ekrembey banında 2. No Jı 2. el katla
Adet Cinsi
| İstanbul Levazım Amirliği ilânları
1
1
4
Aşağıda cins ve miktan yazılı maddelerin kapalı zaıila eksiltmeleri hizalarında yazılı gün, saat ve mahallerdekj As. Sa. Al. Komisyonlarında yayılacaktır. Taliplerin kanunt ve-sUcalariyle teklif mektup! tır ıhı ihale saatinden bir saat evveline kadar ait oldukları komisyonlara vermeleri.
Cinsi
LAhana
Pırasa
Ispanak
Havuç
Çam kereste M. 3 Karışık reçel
Miktarı
Kilo
İOÛÜO
40 000 40000
6ÛU0
80.990
24.000
Jlermes markalı yeni yazı makinası
Fransız malı büyük maden kömürü sobası boru ve dir-seklerlle
adet Amerikan koltuk kahve rnıgl deriden mamul
Yukarda yazılı emvalin yukarda adreste İlk arttırmasının
12.12 919 cumartesi günü saat 10 dan 12 ye kadar îklııci arttırmasının 15/12'949 salı günü saat 12 den 13 e kadar satışın devam edeceğinden talip olanların belirli gün ve saatte mahalli nıeakürde tıozır bulunacak otan satış nıemurumuza müracaat etmeleri satışın peşin para He yapılacağı delikliye ve -tur masrafın müşteriye alt olduğu lifin olunur. 115957>
«Aralık/ 949 10 Diyarbakır 3/Aralık-949 10 Diyarbakır. 28/kasırn? 949 11,30 Ankara Lv. Â 4351-1353-Udu 3
Deniz Müzesi ve Arşivi Müdürlüğünden:
Müzemizde tanzim edilen kıyafet galerisi için eski bahriye, subay, erbaş ve er kıyafetleri toplanmaktadır.
Kendilerinde eski bahriye kıyafr-tlerlne alt tam veya mü-tr'errlk cşva bulunup da satmak UUyenJerin Dolmabai. • deki «nuMmia müdürlüğüne murocattlıırı. 15941
Created by free version of 2PDF
RrtTıffe 8
AKSAM
10 Kasım 1949
RADYO
İSTANBUL RADYOSU
Aküm programı
10 Koşun t SU ixrweM
14.51 ‘.çılıj ve program l’w rauerler ve seçmişte buğun.
Ebedi Saf Atatürk'ün ölümünün
11 inci yıldönümü milnueba-tiytr Cutnhurbaskatumıg Iam«( İnönü'nün o gün bu bllyUk acı dntnyıslyle büyük Türk milletine beyanatının okunma**. Cbcdl Şef Atatürk'ün Cumhuriyetin 10 uncu yılında İtlik milletine Larilıl hitabesinin kendi leşleriyle yayım. BUyÜk Ala
* lurk'Uıı i (Incil büyük kurallıyı acı» unlukları aaat M.ik* e kadar şuanı*.
22.45 Haberler 23.00 Kapanış.
ANKARA RADYOSU
Akfam programa
1B.OT Program.
19.00 M. S. ayarı. Haberler. Cecmlgta Bugün ve saat 30.15 e kadar kapan 1$. *
50.15 Radyo Gazetesi.
30.30 Ebedî şef Atatürk'ün Ölümünün ti inci yıldönümü münasebetiyle. Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü'nün O Sün bu büyük acı dolayısiyle büyük Türk mll-
SO.35 .vr.it Âlâmızın Cumhuriyetin '10 uncu yılında Türk milletine tarihi hitabesinin kendi sesleriyle yayını. Büyük Atatürk'ün i üncü büyük kuıülyutı agtg nutukları (Fılımdenl kendi sesleriyle.
Saat 22.15 e kadar kapanı*.
22.45 M S. ayarı ve Haberler. 23.00 İstlklAl marjı ve kapuııı*.
Yarın sabıb ve oğla programı
7.30 M S. ayarı.
7.31 Hafif Vverlüler (Pl.|.
8.00 Şarkılar (Pil. P
8.15 Havai müzikleri (PLİ.
8,25 Günün programı.
8.3li Bale minikleri (Pi-i. 8.00 Kapanı*.
12.28 Afül* ve program.
12.30 M s. ayarı.
12 30 Semai ve şarkılar. 13.00 Haberler.
13.15 Vata Festival orkestrası çalıyor (PLİ.
13.» Öğle Garclcsi.
13.45 Piyano ile caz parçaları (Pl.J.
11.00 Aksam programı, hava raporu
VAPURLAR;
HELLENIC LINES LIMITED
NKW - YOBK - İSTANBUL - NEWYORK CKNOVA - NBW-TOU - BONTON - FİLADRLFlYa
için eşyal ticariyi» alarak yakında hareket ödenek vapurlar'
GREÖORiOS C. III TWı.^».«n. HELENNiC WAVE apuru 12 kasıma öspa
Umumi acenteleri: 8. TOPER et Co
Galata VeU Alemdar han. Tel: 41Y2»
BULMACA
Fatih 3 sulh hukuk yargıçlığından: 949/734
Gayri menkul safcoşa
Musa. Rabla. Cemil ve Kadriye Akyıidızın iştirak halinde mülkiyet olarak mutasarrıf oldukları şehremini Uzunyusuf ma hailesi şeyh Hüsamettin sokak 1426 ada 37 parseli ihtiva eden enesld 14 eski yeni ve taj 40 kapı sayılı 126.50 M2 sahasında ve kaydında 38 parselle müşterek kuyusu var yazısı bulunan 1000 lira muhammen kıymetli ursa olbabdakl mahkeme kararına tevfikan şuyuunun izalesi zımnında Vilâyet karşısında Fatih 3. sulh hukuk yargıçlığı kaleminde satış memuru huzuru ile ve açık arttırma ile 6-12-949 Sah saat 10 dan İL re kadar satılarak muhammen kıymetinin % 75 şinl bulduğu takdirde en çok talibine kati ihalesi yapılacak, bulmadığı takdirde ikinci açık arttırması aynı yerde ve saatte 16/12/949 CUMA güntt icra olunarak en fazla arttırana İhale edilecektir.
Müzayedeye iştirak edenlerden % 7,5 nisbetlnde pey akçesi alınacaktır. TellâUye resmi, ihale pulu, taviz bedeli ve tapu harçları müşteriye alt müterakim vergi ve resimler satış be delinden ödenecektir. Müzayedeye iştirak edenler gayri menkulü görmüş ve şartlan aynen kabul etmiş farzedlllrier. Peşinen veya verilecek mehil içinde Uıale bedelinin tamamı ödenmediği takdirde İcra iflâs kanunu hükümleri tatbik olunacaktır. Mezkûr gayri menkul üzerinde her hangi şekilde hak İddiasın da bulunanların evrakı müsblteierlle satış zamanına kadar mü racaatlan 1 âzundır, aksi halde haklan tapu sicillinde kayıtlı olmıyanlar paylaşmadan hariç kalırlar.
Daha fazla malûmat almak İsteyenlerin arsayı görmeleri kadastrosunu tetkik etmeleri ve mahkemenin 49-734 sayılı dos-yastna müracaatları ilân olunur.
En dcryamkh ı
. . . Kaya
En keskin . -
Gillette bıçağıdır
Soldan aaga 1 — İntiha bat. t — Müstaceliyetle. 3 — Tersi kalıra pişirilen kaplar, 4 — Basma «K» gelirse lekeleme otur. 5 — Beser cınalerL • — Tersi mahal ve mevki demektir. 7 — Son icat edilen bomba - Yaera-senm bajl. 8 — Tersi cevizin irisi, t — Mamurlaştıran. 10 — Tersi beygirin üstüne oturur.
Yukarıdan aşağıya: 1 — Vazgeçme,
2 — Kırallçe - Bir kadın tamL 3 — Bir çocuk oyunu. « — Terakki ezmedi. S — Tanrım - Elbisenin torbacığı. 6 Tersi rezalet yapan - Burgulu çivi. 7 _ Keder. Tersi tahkir tâbirlerinden. 8 — Arabi aylarından biri -Fil islinde bir Çöl.
GEÇEN BULMACAN— HALLİ
Soldan sağa 1 — Tekirdağ. 1 — Üzeriaçt. 3 — Rahatmı*. 4 — Ada, Ka, i — Lanesra, 8 — İde, EarL T — Rota ika, 8 — An, Bakan, 9 — Sinan La. U — Is. Yakıt.
Yukarıdan aşağıya: 1 — Türkltrtun
3 - Eda. AA» ta. * — Kehanet, 4 — irade. Abay. 5 — Ritaae, Ana, • — Dun. Ratk. 7 —Aç ika ikalı. 8 — Gı«a tanal
SeneUk ztro ruruı moo kutu:
• arlık 1561 > ad ı
ı aylı sw » lok •
i aylık W.1 > - •
Hidra Elektrik tesisatı ve su yapı kısmı inşaatı yaptırılacaktır
İLLER BANKASINDAN
1 — Trabzon iline bağlı Sürmene kasabası hidroelektrik tesisatının su ve yapı kısmı İnşaatı yaptırılacaktır.
2 — İşin keşif bedeli «5630.13 lira ve geçici teminat 5532.-Hradır.
3 — İhale 25 kasım 949 cuma günü saat 15 de bankamız (hale komisyonunca yapılacak ilk inceleme sonucunun idare meclisince tasdikini müteakip kesinleşecektir.
4 — Teklif mektuplarının en geç 34 kasım perşembe günü saat 17 ye kadar bankamıza makbuz mukabilinde teslimi şarttır. Postada veya sair surette vâki olabilecek gecikmeler nazarı ltibare alınmaz.
5 — Bu işe ait İhale evrakı 5- lira bedel mukabilinde bankamızdan veya belediyesinden satın alınabilir Projeler bankamızda görülebliri.
8 — Eksiltmeye girebilmek İçin bayındırlık bakanlığına eksiltme gününden en az üç gün evvel yaptıkları benzeri işleri gösterir belgeleriyle müracaat ederek bu işi yapabilecek kabiliyette olduklarına dair yeterlik belgesi almak şarttır.
7 — Banka ihaleyi yapıp yapmamakta veya ini dilediğine vermokte serbesttir. 15760
İlan ücd yoklu'- 01»*' ’ ’ k |,|„ ,eyok«.
Acenteline mürocoul edmo-
aSÎANtUl > Gotatomrov. î®
*ŞIMnvv T-Jı41,IWMÎ18X2074
AMKAkâı**}•
1(!ifc= ««umu ’N
HER GÜN t
LONDRA He New-YorK
arasında
Çin kaili CLİPPER UÇAKLARI
oüwvö^vvJLa- 'yzA t aAZcekAvAA*
&VA-
tUNSŞRRM

Adrn» tebdili için allı ırurajjua pul gönderilmelidir nâa( takdlr-1» tarta CtağUUrUmn
Yan isleri xn« - fetar.
Müıitır 3Mtf
Maharran 14 — Kaaun *
Unaak QZ Ö4h ikindi AJl Yataı E 12/M IM .798 SU 12.04 1.M
V 5.01 fl.U 11-58 İUS 165S 1BJ0
lnarabane: Babımı «san Cemal Nadir aoka*) No U
Parlsten avdet eden
MOD EVA
ŞAPKA SALONU Beyoğlu Aznavur Pasaj No: 15/3.
ZAYİ _ îktkat Fakültesinden almış olduğum 3513 numaralı şebekemi kaybettim. Yenisini alacalımdan eskisinin hük mü yoktur
Lâtif G ân tek
7aL ı 41212-405)2 rX.2074 n .■ • » •1 • ■
TUNGSRA
1 ton çinko klorür Kristalize satın alınacaktır
Etibak İstanbul Şubesinden:
Bu husustaki şartname 12.11.949 akşamına kadar her gün satmalına servisinden teinin edilebilir. 15813
Etimesgut Numune sağlık mejkezi Baştabipliğinden
Galatasaray Lisesi Alım Satım Komisyonu Başkanlığından:
1 — Galatasaray Lisesi Ortaköy jubcsl onarım işi açık eksiltmeye konulmuştur. Keşif bedeli (3487) lira (50) kuruştur. Eksiltme (23 kasını. 94») salı günü ssta 15 de Beyoğlu İstiklâl caddesi No. 349/2 de toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
2 — Bu işe alt evrak şunlardır; Mukavele, eksiltme, bayındırlık işleri genel, hususi ve fenni şartnameleri, proje hûlftsa-lariyle buna müteferri diğer evrak Galatasaray lisesinde görülebilir.
3 — Eksiltmeye iştirak etmek için taliplerin (261) lira (58)
kuruşluk muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz İbraz etmesi ve (949) yılında ticaret odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi hâmil olması, eksiltme gününden tatil günleri hariç 3 gün evvel vilâyet makamına müracaat ederek ehliyet vesikası alması ve yukarıda 2. İnci maddede yazılan evrakı görüp eksiltme şartnamesinde yazılı kayda göre kabul ettiğine dair imzalaması şarttır 16743
I
1 — Mue.mefleınlz için hususi şartnamede yazılı evsafta alınacak bin metre (Linoleum) muşamba kapalı zarf usulile 10/11/949 tarihinden İtibaren 15 gün müddetle eksLltmeye konulmuştur.
1 — İhale 20/11/949 sah günü saat İL de Postahane caddesinde Ankara Kurumlar saymanlığı binasında toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır.
S — İşbu muşambaların muhammen beden '22000) Lira ve geçici teminatı (1650) liradır.
4 — Bu işe ait teklif zarflarının kapalı ve mühürlü olarak 2480 sayılı kanunun hükümleri dairesinde 28/11/94» pazartesi günü saat 17 ye kadar Etimesgut Numune Sağlık Merkezi Başkâtipliğine vt ihale günü İhale saatinden bir saat evveline kadar Ankara Kurumlar saymanlığında toplanacak komisyon başkanlığına makbuz mukabilinde teslimi lâzımdır.
Postada vaki gecikmeler kabul edilmez.
5 — Hususî şartnamenin İş saatlerinde Baştabipliğimizde
ve Ankara Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğünde görülebileceği ilân oluuur. (15939)
Tekel Ankara Başmüdürlüğünden:
i«— Gümrük ve Tekel Bakanlığı binası kalorifer kazanları ıslah ve tezyidi işi açık eksiltmeye konulmuştur.
2 — İşin keşif bedeli 25500,00 lira olup geçici güven akçesi 1887,50 liradır.
3 Eksiltme 25.11.949 cuma günü saat 15 de Ankara Başmüdürlük binasında yapılacaktır.
4 — Bu İşe ait keşif evrakı her gün meod saatleri dahilinde Ankara başmüdürlük binasında İnşaat Kontrol Şefliğinde görülebilir.
5 — İstekliler eksiltmenin yapılacağı günden en az tatil günleri hariç üç gün evvel bir Lslldu ile Tekel Genel Müdürlük İnşaat Şubesine müracaatla ehliyet vesikası alacaklardır. Taliplerin ehliyet vesikası almak için dilekçelerine en az bir kalemde (yüz bin) 100.000 liralık bu işe benzer İş yaptığına dair işi yaptıran İdarelerden alınmış vesikalarım raptetmeleri lâzımdır. Müddetinde vesika talebinde bulunmıyanlar eksiltme ye glremtyeceklerdir.
0— İsteklilerin belli gün ve saatte hazır bulunmaları İlân olunur. 15951
Created by free version of 2PDF
Hidra Elektrik tesisatı yaptırılacak
İller bankasından:
1 — Trabzon Lllne bağlı Sürmene kasabası elektrik aan-kralına tesis edilmek üzere 1 adet 30 beygirlik türbin grubu saUn almacaktK-, Yüksek ve alçak gerilim şebekeleri yapte-rtlac aktır.
2 — İşin keşif m edeli 135.780,75 Uradır.
3 — Geçici teminat 8 036 - liradır.
4 — Zarflar makbuz mukabilinde en geç 17 Kasım 194» perşembe günü saat 17 ye kadar Bankamıza teslim edilmelidir.
5 — Kapalı teklif zarfları, ıs Kasım 1949 ouma günfi saat 15 de toplanacak Bankamız Satmalma komisyonu tatnfm-dan açılacaktır.
6 — Postada vaki gecikmeler nazarı itibara aimmrya-caktır.
7 — Bu İşe alt şartname (10.—) lira mukabilinde Bankamız Muhasebe müdürlüğünden temin edilebilir,
8 — Bu İşe alt bilcümle Devlet ve belediye vergi ve ««İmleri. noter ve harç masrafları İşi alana alt olacaktır.
9 — Teminat mektubu mukabilinde avans verileme»,
10 — Banka İhaleyi yapıp yapmam akla veya diledlgtae vermekte serbesttir. (12574)
35 ton şekilli ateş tuğlası alınacaktır i. E. T. T. işletmelerinden:
1 — Muhammen beden sooO Ura olan yukarda yazdı mat— me 14/11/940 pazartesi günü saat 10 da pazarlıkla mubaha» edilecektir.
2 — Muvakkat temlnta 1200.- lira olup bu husustaki şartn»-meler Metrolıan levazımından parasız tedarik ediür. 18704
Açık asistanlıklar
İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Dekanlığından
Fakültemiz ahşap-çellk yapılar, sağlık tekniği, hidrolik ¥• su kuvvetleri kürsülerine birer asistan alınacaktır.
İsteklilerin yönetmeliğin 3. cü maddesindeki şartlan haiz olduklarına dâir belgeleriyle dil imtihanının yapılacağı 28.11948 tarihli pazartesi günü sabahına kadar dekanlığa müracaatta bulunmaları İlân olunur, 15942
7 £
1

Comments (0)