BAYANLAR İÇİN A ¥Jr fi AH/! r8ugÜn--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Giyimde nvk, çeşit ve yenilik .Ç- .$ J jj Jr |
25 yıldanberi Patisin tanınmış atölyelerinde W ■n^®* M M
çalışan Kadın Tercisi Bayan SAMİYF METE, Be- İL W I Bl * W
yo il unda İstiklâl caddesinde ParmakKapıda 115 jV WL JE ML JBl W JBL
No da Eteni İkizler Ter zihanesinde >X bMia- “ ‘ " SON SAHÎFEMİZDE
® ı I
gene 31_No 11105 — Fıati: her ver de 10 kuruştur. PAZAR 11 Eylül 1949 Sahibi: NecmeddLn Sadak — Yazı islerini fiilen idare eden: C. Blidilc — Aksam Matbaa®
Askerî nınfrmUrdln LnUbaUr: Solda İnönü er tarafında» tatlanılan telsi» telgraf postasında, ortada Te solda zırhlı kuvvetler motorla toplar hareket halinde
Trakyada askerî tatbikat başarı İle sona erdi
Yeni bir genel müdürlük
Subay ve erlerimiz yeni silâh ve harb malzemesini mükemmel surette kullandıkları görüldü
Geniş teşkilâtla devlet üretme çi flütleri genel müdürlüğü kuruluyor
Bugün Safran köyünde büyük bir geçit resmi yapılacak
Üç günden beri Trakyada devam eden askeri tatbikat, dün saat 14 te kırmışa kuvvetlerin zaferi ile sona ermiştir.
Dün sabah. kınnıztlorın taarruza geçmelerini müteakip, muhtelif noktalan gezdikten sonra müsavi kuvvetlerin bulundukları tepeye gelen Cumhurbaşkanı İsmet İnönü bu noktadan harekâtı, katı netl-yi alıncaya kadar yakından takip etmiştir.
Bu noktada Savunma Bakanı Hüsnü Çakır. Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Abdürrah-man Nafiz Gürman, kara orduları komutanı orgeneral Nuri Yamut. deniz kuvvetleri komutanı oramiral Mehmet Ali Ülgen. hava kuvvetleri komutanı orgeneral Zeki Doğan birinci ordu komutam orgeneral Asım Tıhaztepe. askerî şura üyeleri. İstanbul vali ve belediye başkanı, generaller ve amirallerle Birleşik Amvrtka büyük elçisi, askeri yardım heyeti başkanı general Mc Brlde ve diğer davetli ecnebi misafirler de hazır bulunuyorlardı.
Tatbikat sırasında Cumhurbaşkanı İnönü, general Mc Brlde ile görüşmüştür. Bu konuşmada Mc Bride tatbikatın seyri esnasında muhabere teşkilâtının çok güzel işlediğini ve tatbikatın intizamında muhaberenin iyi bir rol oynadığını belirtmiştir.
Cumhurbaşkanı İnönü, tatbikatta bazı eksiklikler göründüğünü söylemiş. Mc Bride her tatbikatta bazı eksiklikler olabileceği mütalâasında bulunmuş' ır.
Bımdan sonra general Mc Bride, erler tarafından taşınan telsizleri görüp germediklerini Cumhurbaşkanı İnönü'ye sormuş. Cumhurbaşkanı da gördüğünü ve kumandanlle de konuştuğunu söylemiştir,
Cuınhurbaşkaru İnönü, hare-
İnönü General Mc Bride ile harekât* takip ediyor
kât sahasından ayrıldıktan sonra bir müddet kolordu karargâhında istirahat ederek generallerle görüşmüştür.
Bu defaki tatbikatta da, kara ve hava kuvvetlerine dahil subay ve erlerin, yeni harb malzemelini mükemmel surette kuliandklan görülmüştür.
Tatbikata İştirak eden birlikler geçit resmini bugün saat 16 da Safra köyü elvamda yapacaklardır. Yarın Orduevinde de manevraların tnekldi yapılacaktır.
General Mc. Bride’in intibaları
Askeri tatbikattan sonra kendlsile görüşen gazetecilere Amerikan askeri ynrdm heyeti başkanı general Mc Brlde. intihalarını şöyle ifade etmiştir: »Bütün manevralarda şüpye-siz ki bir çok hatalarla karşıla-(Arknsı s.ıbifc 2. sütun 7 de)
Başbakan Malalyadan Gaziantebe gitti
Hareketinden evvel Malatya Halkevinde bir konuşma yaptı
Ankara U fAkşam) — Yurt çifçlliğlnln zirai verimini arttırmak, istihsalini çeşitlendirmek ve mahsulün kalitesini yükseltmek, iyi tohumluk, damızlık ve fidan ihtiyacım sağlamak maksadlyle Tarım Bakanlığına bağlı yeni bir Devlet üretme çiflikleri G. müdürlüğü kurulacaktır. Üretme genel müdürlüğü, bir genel müdürün 1-daresl altında merkez kurulu He merkez dışında işletmek tûü-I düdükleri ve merkez atelyesin-de teşekkül edecek ve teftiş kurulu başkanlığı, hukuk müşavirliği, tarla ziraatı işleri müdürlüğü, hayvancılık İşleri mü-1 dürlüğü, bahçe kültürleri müdürlüğü, makine işleri müdürlüğü. ekonomi ve ziraat müdürlüğü, levazım müdürlüğü, evrak müdürlüğü ve genel saymanlık müdürlüklerinden İbaret daireler halinde çalışacaktır.
Genel müdürlük emrine ilk iş olarak tohum ve hayvan üretmek, fidan yetiştirmek maksa-diyle İşletmeler kurma işleriyle ilgili tesis, ambar, hangar, ağıl, atelye. İmalâthane, her nevi iptidai madde, tohum, hayvan, makine, malzeme, nakil vasıtaları satın almak, kiralamak, nakliye ve sigorta gibi giderlere amortisman bedellerine harcanmak üzere 120,000' liralık döner sermaye verilecektir.
Celâl Bayar
İzmir 10 — Demokrat Parti Genel başkam Celâl Bayar, yarın (bugün) yanında Adnan Menderes, Fevzi Lûtfi Karaos-m&noğlu, İzmir İl İdare kurulu başkanı Dr. Ekrem Hayri Üs-tilndağ ve kurul üyeleri olduğu halde doğruca Torbalı, Tire ve Bayındıra gidecektir Bayar akşam üstü tekrar tzmlrc döne-necektlr.
Malatya 10 — Bu sabah şehrimize gelen Başbakan Şerased-dln Günaltay şehrin muhtelif yerlerini gezdikten sonra Halkevinde bir konuşma yaparak şöyle demiştir:
c— Bugün yaşatmak İstediğimiz ve memlekette yerleşmesini bütün varlığımızla arzu ettiğimiz rejimin temeli ilk Anadolu
İhtilâlinde atılmıştı. Düşmanla blrieşen Osmanh saltanatına karşı memleketi İstilâdan kurtarmak üzere sahneye atılan vatan çocukları artık milli iradenin tecellisine ve memleket muukadderatmi kendi ellerine almaları İcap ettiğine kani olmuşlardır.»
(Arkası sahife 2, siilun 7 de*
OL
«Üsküdar’ın saltanatı»
Kırmışı taraf piyadeleri sırlılı kuvvetlerin himayesinde laarruu jcçlyorlac
Created by free version of 2PDF
(Isküderla ŞUeyi Agvay* bağlayan İsabey köprüsünü sellerden sonraki hali
Sellerin Mudanya ve Gemlikle tahribatı
40 ev tamamen yıkıldı, 36 ev oturulamıyacak hale geldi
Bursa 10 — Son yağmurların Mudanya, Gemlik ve Mustafa-kemal paşada büyük tahriba t yaptığı haber verilmektedir.
Gemlikle Mudanya yı Bursaya bağlayan yollardaki iki köprü yıkılmış Ve münakalât kesilmiştir. Mudanyada 40 ev tamamen yıkılmış, 36 ev de oturulamaz bir hale gelmiştir. Hasan-bey. Ömerbey. Mustabey mahalleleri halkı perişan bir halde kalmıştır. Felâketzedeler camilere ve sağlam kalan evlere yerleştirilmişlerdir'.
Sellerin bağlarda büyük tahribat yaptığı ve zeytin ağaçlarını köklerinden söküp attığı bildirilmektedir. Maddi zarar
iki milyon olarak tahmin edilmektedir.
Demiryolları tamiratı bir hafta uzayacak
İzmit 10 — İzmit - Tuzla demiryolu tamiratının dün akşam biteceği tahmin edildiği halde İzmit - Derince. Tuzla - Gebze ve Tavşancl - Dil iskelesi arasında görülen mühim ânzalar yüzünden yolun açılmasının daha bir hafta kadar uzayacağı söylenmektedir.
Bu mıntakalardaki demiryolu yer yer sökülmüş ve iki köprüyü de seller yıkmıştır.
Vaşington malî konferansında anlaşma
Amerika, İngiliz ve Kanada maliye bakanlarının konferansı yarın gece bitiyor
Büyük şairimiz Yahya Kemal. Üsküdar vakasındaki camlara pırıl pırıl vuran gurubu seyrederek:
Az sürer gerce fakir Üskü-darın saltanatı
Der. Üsküdarın yol saltanatı da bu derece az sürdü. tmrahorcLan iskeleye, Doğancılara ve Salacak iskelesine giden narke kaldırımı ağır aksak tamir edilerek bu eylül avı içinde hitnıisti. Gûya «bitmişti,.: çünkii kumların araya ne kadar baştan savma serpildiği yağmur yağmadan da belliydi. Halbuki son sağanaklar üzerine bütün bu havaiinin yepyeni kaldırımları bırtlamış sütsüz mısır halini almıştır.
Bari .yokuşlu semtlerde yollarımızı iklimimizin icaplarına göre yapsak... 1
Londra 11 (Radycl — VaşLng-tonda Amerikan, İngiliz ve Kanada Maliye Bakanlan arasında sterlin bölgesindeki dolar krizini gidermek İçin toplanan konferans yarın akşam sona erecektir.
Konferansın dolar sıkıntısını gidermek için kısa ve uzun vadeli tedbirler üzerinde esaslı bir fikir birliği temin etmekle biteceği ümit edilmektedir.
Esasen İngiliz. Amerikan ve Kanada Maliye Bakanları sterlin bölgesine ve gelişmemiş yerlere Amerikan sermayeslnlB a-kışını kolaylaştırman hususunda bir anlaşmaya varmışlardır. İngiltere hükümeti kendi memleketinde dolar plasmanlarını engellememek İçin elinden gelen her şeyei yapacaktır.
aVaşingtonda bulunan Fransız Maliye Bakaıu Feç Fransa-nın şimali Afrlkada Amerikan'
için gerekil kararları atmış olduğunu beyan etmiştir.
Belediye kanunu
Esaslı bir şekilde tadil edilecek
Ankara 10 — Tatbikatta bazı aksaklıklar doğurması sebebiyle hâlen mevcut Belediyeler Kanunu hükümlerinin esaslı olarak değiştirilmesine karar verilmiştir. Bu hususta ypılmosı düşünülen değişiklikleri, ilmi bir heyetin çalışmasına terket-meden önce bizzat işin başındı bulunan belediyecilerin de fikirleri alınmak maksadlyle şehrimizde muhtelif belediyeler başkanlarının katılacakları bir ___ T________________ ____________toplantı yapılacaktır. Bu husus-sermayeslnıa gelmesini teşvik tald hazırlıklar» başlanmıştır.
AHSAM
II Eylül 1940
Suhife 2
Bir sanat bahsinde hafiflikler
imarlarımız yalnız kalfalardan şikâyetçi değildirler; aralarında birbirlerinden şikâyetçi olanlar da var.
îstanbulda yapılacak Adalet Sarayı hikayesini bilirsiniz. Plân hikâyelerimizin en uzunlarından biridir. Hikâyeyi yüzdük, yüzdük, kuyruğuna getirdik. Para hazır. yer hazır. İş binanın projesine kaldı. Hazırlanan projeleri tetkik etmek üzere bir jüri kuruldu- Jüriye buradaki mütehassıslardan başka iki yabancı mütehassıs girdi. Birinciler. İkinciler, üçüncüler, iih... İlân edildi ve kıyamet de koptu:
— Vay, gene mi Sedat Hakkı Eldcro ile Emin Onat birinci geldi. Hep onlar, hep onlar. Bu memlekette başka mimar vok mu? Her mimar, istisnasız, böyle bir binayı vapar. Biraz da başkalarına imkân verelim. Yenilerde kendilerini göstersinler... Memleketimizde büyük iı.'aat daima bu iki mimarın inhisarı altında mı kalacak?. Esasen jüri projeleri lâyıkiyle tetkik etmemiştir. Vesaire vesaire .
Bunlar muhtelit mimarlık muhitlerinden yükselen seslerdir ve itiraf edelim ki aralarında, mimar olanların şövle dursun, mimar olmıvanlann dahi söylemeyeceği sözler vardır.
İstanbulda. on milyon lira sarfedilerek bir Adalet Sarayı yapacağı». Bu büyük bina her şeyden evvel ve sonra giizel olmalıdır. İstanbulun neresine yapılırsa orasını güzellestirmelidir. Ağır bir sanat mesuliyeti bahis mevzuudur. Böyle bir mevzuda mimarları sıraya koymak, birinci gelenleri «Meşhur., oldukları için bir tarafa bırakıp meşhur olmıyanı denemek, lüri kararma itiraz ederek kiiçük dedikodulara göre yelken açtırmaya kalkmak sadece hafifliktir. Bunları bahsin ciddiyetine yakıştıramıyoruz.
imar bankası heyeti yarın geliyor
Heyet, «ilo, «ulama, liman ve elektrik aantrallan in«a»ı projelerimizi inceliyecek
Yorklu bir Amerikan firmasının baş mühendisi Eugene E. Halmos da liman inşası ve imarı konusunu tetkik edecektir Banka talep edilen ikraza! için başka başka memleketlerden uzmanların tetkikinden sonra karar vermek siyasetini takip etmektedir ve bunun İçin muhtelif memleketlerdeki hususi kumpanyaların mühendisleri proje tetkik işlerini yapmaktadır.
Bu sene ocak ayında memleketimize gelen heyet ' ikinci başkanı Mr. seyahatinden sonra bu teknik tetkik memleketimize gelmesine karar verilmiştir.
Hükümetimiz aynı zamanda memleketin iktisadi kaynaklan bakımından geniş bir tetkikin yapılmasını da talep 'etmiştir. Banka bu talebi çok müsait karşılamış ve şimdi hükûmetl-•reiKiK mevzuları w »us» «=* nılzler bu mevzuu müzakere ko-kontrolu. sulama ve elektrik, e- nuşu yapmakta olduğunu bll-nerjlsl konuları vardır. New - ! dirmiştlr.
Ankara 10 (AA.) — Hükümetin tatbiki İçin Amerikadan kredi istediği ban projeleri tetkik etmek üzere devletlerarası bankaya mensup beş kişilik bir heyet memleketimize gelmek üzere yola çıkmıştır Kredi verilmesi İçin tetkik mevzuu olacak projeler hububat depolan, sulama, feyezan kontrolü, liman İnşası ve elektrik sar.trallarıdır-
Devletlerarası İmar ve Kalkınma bankası heyeti 12 ey liflide İstanbula varacaktırlar. Bankanın lkrazat dairesi müdürü G. Stevvart Mason dil heyete başkanlık etmektedir. Diğer heyet üyeleri bsnkanın İktisadî dairesinden Arthur Wu-bing ve bu projeleri tetkik edecek olan üç teknik mütehassıstan müteşekkildir. Bunlardan Fransız hidroelektrik ve suiama uzmanı J. R. de Fatgues Adana civarından inşası İstenilen Seyhan barajını tetkik edecektir Tetkik mevzuları arasında sel
ve banka Garner'ln şimdi de heyetinin
Muso'ininin
benzeri
Polis tarafından yakalanarak tımar . haneye gönderildi

Torino 10 A.A.) — AFP: To-rino'da bir rakaktan geçenler penceresi açık olan bir odadan gelen çığlıklar üzerine durmuşlardır. Biraz sonra pencerede Mussolinlye çok benziyen ve â-vazı çıktığı tadar bağıran bir adam görünmüştür Birçok kimseler hayretten donakalmış lardır. Bunlar auamır. Mussoll-nl’nin bir benzeri olduğu bildirilmesi üzerine, sükûnet bulmuşlardır.
Tam Mu&soUni tarzında nutuk veren bu ad anıt tutmak için polisin yardımına ihtiyaç basıl olmuştur. Adam, polis arabasına konulurken faşistlerin marşı Glovinozza'yı söylemeğe başlamıştır.
Adamcağız müşahede altına alınmak üzere tımarhaneye götürülmüştür.
Kıbrıs Türklerinin müşterek cephesi
Lefkoşa 10 (A A ) - (AFP): Kıbrıs adasındaki bütün Türk toplulukları, Kıbrıs'ın Yunanistan ile birleşmesine karşı mücadele etmek üzere müşterek bir cephe kurmuşlardır Müştm-1. cephe, adada İngiliz hâkimiyetin! destekleyecek, fakat İngiltere adayı terkettigl takdirde TürtJtr Kibrisin Turklycye verilmesini talep edecek lercılr.
Asya
İngilizler, komünizme karşı bir pakt yapılmasını istiyorlar
Tokyo 10 (AA.) — United Press) Asyadaki İngiliz makamları komünizme karşı bir Asya paktına taraftardırlar. Bu, pakt Amerika Birleşik devletleri tarafından da desteklene-çektir. Şu var kİ bunun İçin Asyaiıların böyle bir teşekkülü meydana getirmeleri şarttır.
Asya'daki İngiliz yüksek komiseri Maicom Me Donald bir hafta Japonyada kalmış ve Mc ArthuriJe «Dünya durumunda Asya» mevzuu üzerinde görüşmüştür. İngiliz yüksek komiseri Hong Kong’a hareket etmiştir.
Asya'daki İngiliz makamları şu noktalan bilhassa tebarüz ettirmektedirler.
1 — Kurulacak olan her hangi bir Asya veya her hangi bJr paktta Hindistan yer almalıdır.
2 — Böyle bir paktta mareşal Çang Kay Çek'in hiç bir yeri yoktur.
3 — Bir Asya paktı İlk plâna alınacak bir pakttır ve AsyalIlar teşkilâtı kurduktan sonra P-kt Ingiltere ve Amerikadan mümkün olan her yardımı görecektir.
4 — Bir Asya paktı lif komünizmin .Asya'da ilerlemesi durdurulabilir.
Akdeniz atletizm
Bugün de müsabakalara İnönü stadında saat 15 den itibaren devam edilecektir
Birinci Akdeniz atletizm birincilikleri dün İnönü stadında yalnız İtalyan ve Türk atletleri arasında yapılmağa baştandı.
Müsabakalarda, platin yağan yağmurlar yüzünden çamurlu olması dotayıriyle İyi dereceler elde edilmemiştir.
Merasime geçit resmiyle boşlandı.
Müsabakaların baş hakemi olan E. J. dolt için İngiliz, mütaakıben İtalyan ve en sonunda Türk nllll marşları çalındı. Marşlar çalımırken her üç milletin bayraktan şeref direklerine çekildi. Milli marşlardan sonra rürk atletizm federasyonu başkanı Naili Moran, İtalyan kafilesi başkanı Massi-ml’ye bir şilt hediye etti.
Bu arada Beden Terbiyesi Genel müdürü Vıldan Âşir Sıı vaşır. Milli Eğilim Bakanı adı na birinci Akdeniz atletizm birinciliklerini açlığını İlân ve bu müsabakalara İştirak etmek nezaketinde bulunan İtalyan atletlerine teşekkür etti.
Dün yapılan müsabakalarda şu neticeler ;lde edilmiştir:
100 metre neticeleri:
1 — An ton i o âlddi (t) 11.4;
2 _ Raşit öztaş T.) 11,5;
3 — Halûk Keman (1.) 11,5
4 — İlhan Tnşucu (T.I 11,6 Gülle atma neticeleri:
1 - Angclo Profeti (1.) 14,29,
2 —
3 -70.1:
4 -
Emin Tokgöz '7 ) 12,81: Yılmaz Oktay (T.) 12,
Necdet Ak>n (T.) 12.55,1:
Üç adını neticeleri:
1 — Ruhi Sanal p t T.) 14,01:
2 — Haşan Ülkü (T.) 13.73:
3 — Güner Firik (T) 13,40.
Bu müsabakaya İtalyan atletleri girmediler.
110 metre engelli:
1 — Mustafa Batman (T.) 15,3;
2 - Erdal Barkay (T.) 16.8;
3 — Erdoğan Adaş 17.) 17,5;
4 — Albano Albanese (İ.) 17,7. İtalyan atletinin sondan iki
mânla evvel ayağı mânlaya takıldığından sendeledi ve diğer iki maniayı elleriyle düşürerek müsabakayı bitirebildi.
10,000 metre:
1 — Mustafa özcan (T.) 34.42
2 — Nuri Öksüzal (T.) 35.05,0 Bu müsabakaya da İtalyan!ar
girmediler.
Ingiltereye ültimatom
Pakistan
pavyonu
Dün İzmir Fuarında törenle açıldı
Tito Dışişleri bakan vekili oldu
50,5;
51,5:
53,t:
Sırıkla atlama:
1 — Muhlddin Mun (T.) 3.73;
2 — Şetvan Toker (T.) 3,20. Bu müsabakaya da Italyan lar
girmediler.
Çekiç atma:
1 — Teseo Taddla (t.) 53.03,5:
2 — Torna Balcı (T.) 47,32 (yeni Türkiye rokoru);
3 - Âdil Bozdoğan (T.) 40,54
Dünyanın en İyi çekiç atanlarından olan Addia’nın müsabakalara İştirak etmesi, Türk atletizm tarihine yeni bir rekor kazandırmış ve Balcı kendisine ait Türkiye rekorunu 78 santimetre farkla girmiştir.
4oo metre:
1 — Antonlo Slddl (1.1
2 —Doğan Acarbay (T.)
3 — Burhan Cengtz ıT.)
4 - Vural Yücer (T.) 53.8.
Dünyanın en İyi 400 metrecilerinden biri olan İtalyan atleti Blddi’nln derecesinin düşük olması pistin yağan yağmurlardan dolayı çamurlu ve yumuşak bulunmasından ileri gelmiştir.
1500 metre:
1 — Cahit önel (T.ı 4,03,4;
2 — Ekrem Koçak (T.ı 4,20.5:
3 — tihaml Koç (T ı 4,28,S Bıı müsabakaya da ltalyan’ar
girmediler.
4 X ıoo neticeleri;
1 — Türk A takımı 45 (Ruhi, Raşlt, Halûk, Kemali;
2 — TTirk B takımı 47.3 (Rıza. Güner, ismet. Haşan).
Bu müsabakaya da ttalyanlar girmediler.
Dünkü müsabakalar İstanbul radyosu vasıtasivle yayınlanmıştır. Bugünkü müsabakalar da gene İstanbul radyosu tarafından verilecektir.
Halûk S An
îzmir 10 (Akşam) — Fuardakİ Pâklstan pavjyonu dün Pakistan büyük elçisi Mlan Beşlr Ahmet tarafından açılmıştır.
Dün bu münasebetle yapılan kabul töreninde vali. Belediye başkanı, komutanlar, konsoloslar ve gazeteciler hazır bulunmuşlardır.
Bu toplantıda söz alan büyük elçi, fuan çok cazip bulduğunu belirttikten sonra şöyle demiştir:
«— Türk milletinin yaptığı her büyük iş karşısında onu biz yapmış kadar seviniyoruz. Bu itibarla heyecan içindeyim. Gelecek senek! fuarınıza Pâklstan daha geniş ve İyi bir şeklide iştirak edecektir.
Dün İzmir fuan 100,505 kişi tarafından ziyaret edilerek yeni bir rekor tesis edilmiştir.
Marshaiı plânı Türkiye Idare-reclsl Rosse] Door bugün özel uçağıyle Ankaradan şehrimize gelerek fuan ziyaret edecek ve Amerikan paviyonunda tüccarlarla bir görüşme yapacaktır.
Erenköy
Mahkemede dün adlî tıp raporu okundu
Rus - Yugoslav ihtilâfı Birleşmiş Milletlere aksettirilmiyecek
Fenerbahçe, Demir-sporu 2-1 yendi
İzmir 10 (Akşam) Dün Alsan-cak stadında oüyük bir seyirci , kütlesi önünde oynanan Alfa? -Kanşıyaka maçını 4-1 Altay . takımı kazanmıştır.
Fenerbahçe - Demlspor maçını da Fener takımı 2-1 kazanmıştır.
Baştan sona kadar büyük bir alâka İle taklb edilen maçı seyredenler arasında Celâl Bayar da bulunmakta idi.
Ereııköyünde doktor Salih Sa-kd'in köşkünde şakağından utanca. Ue vurularak ölen oğlu Alâaddin Aytun'un ölümünden sanı kolarak birinci ağır ceza mahkemesinde yargılanmakta olan karısı Betül Aytun'un duruşmasına dün devam edilmiş ve adli tıp tarafından gelen rapor okunmuştur.
Bu raporda derhal ölmeyen bir şahsın muhtelif hareketler yapabileceği, hâdiseye kati şeklide intihar veya cinayettir denemiyeceğl bunun ancak tahkikatın seyriyle anlaşılabileceği bildirilmektedir.
D&vacı tarafında bulunan A-lâaddlnln ebeveyni buTaporun. eksik olduğunu, baa hususa tın tamamlanması İçin yeniden tıbbı adlîye gönderilmesini istediler. Mahkeme unu reddetti ve savcının esas hakkında mütalâasını serdetmesl İçin duruşmayı başka güne talik etti.
Rusyadaki Alman esirleri
Belgrad 10 (AA) — United Press: Sovyetler Birliği Ue glri-şllmlş olan soğuk harbin tam ortasında Mareşal Tito. Yugoslav dış siyasetini bizzat eline almış bulunmaktadır.
Belgrad radyosunun yaptığı kısa bir yayınla Dışişleri Bakanı KardelJI’nln Birleşmiş Milletlerde Yugoslavya?) temsil etmek üzere Nevyorka hareketinden sonra, Mareşal Tl Lobun vekâleten Dışişleri Bakanlığı vazifesini uhdesine aldığı bildirilmiştir.
Belgrad 10 (AA.) — LP8:
Dışişleri Bak anı Kardelji'nto başkanlığında bir Yugoslav heyeti Amerlkaya hareket etmiştir, Bu heyet, Yugoslavyayı Birleşmiş Milletler Genel kurulunda temsil edecektir,
Kardelji, hareketinden evvel yaptığı beyanatta, Yugoslav -Rus ihtilâfını Birleşmiş Milletlere götürmeğe lüzum görmediğini söylemiştir.
Belgrad 10 (AP) — Burada bulunan diplomatik çevreler, İtalyan sosyalist partisinin lideri Petro Mennl tarafından verilmiş olan ve «Rusyanın süngülerin uayle» Yugoslav meselelerine karışraıyacağma dair olan raporu ihtiyatla karşılamaktadırlar.
Yugöslavyanın Batı Ue Doğu arasında bağımsız bir vaziyette bulunması, onun İçin büyük bir menfaat temin etmektedir ve bu vaziyet barışçı yollarla an-lanşma yapılmasını mümkün kılabilir, tarzındaki Sovyet İddi alan, ancak harb hazırlıklarını örtmek için bir tâbiyedlr.
Balkan milletleri, Nennl'nin raporunda, Yugoslavyayı bir zahiri güvenlik İçerisinde avutmak gayesin! güden bir vesika mahiyeti görmektedirler; ve, komünistlerin mektebinde yetişmiş olan Tito, bu tâbiye İle kanacak bir kimse değildir.
Moskovadan dönmüş olan Nenni, Rusyanın silâhlı bir e-cavüz fikri beslemediğini bildirmişin
Herkes gibi Nennl dc, üç mühim mesele halledilmeden arada mevcut anlaşmaazlığın sona eremlyeceğlnl bilmektedir. Bu meseleler şu şekilde tezahür etmektedir:
1 — Komünist devletler arasında müsavat İsteyen Tlto'nun bu talebi karşısında Rusyanın takip etmekte olduğu siyasetin değişmesi kİ bu Rusyanın şlm-
diki durumuna bakılarak İmkânsız olarak görünmektedir.
2 — Yugöslavyanın liderinin şahsının değişmesi. Bu ise Tito ordusunun başında kaldıkça ve dahilde mevkii sağlam bulundukça imkânsızdır.
3 — Rusyanın. batılılar tarafından Yugoslav yaya yapılacak mali yardımın, bu memleketli) kendisinden tamamen ayrılmasına âmil ve diğer komünist memleketlere ve bilhassa Çine misal olacağı keyfiyetini anlaması.
Muhakkaktır kİ Rusyayı en fazla endişeye düşüren cihet üçüncü noktadır. Yugöslavyanın haricinde ve bilhassa Almanya-da da Titoizm yani. Moskova’nın peşinden ayrılma cereyanları başlamış bulumaktadır.
Tito da bu vazıyetin farkındadır. kendisi bağımsız bir komünist siyaseti takip etmek isterken, Rusyanın silâhlı bir müdahalesinin de imkr -na-dığını bilmektedir.
Ürdün
İspanyada Alkazar harabelerini gezdi
Toledo 10 (APı — Bâşlmi Ürdün Kıralı Abdullah bugün maiyeti ve İspanya Dışişleri Bakanlığı müsteşarı Kont Caba-real ile birlikte tarihi Toledo şehrini ziyaret etmiştrl. Kıra!, İspanyadaki Arap saltanatı dev Tinden kalma tarihi eserlerle İç harb sırasında harab olan Al-kazar harabelerini de ziyaret etmiştir.
Alkazar müdafii Orgeneral Jose Moscardo kirala, bu mus-ahkenı mevkide cereyan eden savaşın safhaları hakkında izahat vermiştir. Mütaakıben Toledo garnizonu kuvvetleri bir geçit resmi yapmışlar ve Kiril Abdullah otomobille Madride dönmüştür.
DCl
BORSA
Malta Başbakanı Ingiltereyi Amerika-ya üs vermekle tehdit etti
Valetta (Malta) 10 (AP) — Başbakan Paul Boffa, dûn akşam Mallanın tngiltereye verdl-ği ültimatomun metnini açıklamıştır.
| Ültimatomda, îngiltcrenln . Maltaya Marshall yaıdım plânından İstifade İmkânlarını sağ lamadığı takdirde, Mallanın bir referandum yaparak bu yardımı doğrudan doğruya Amerika-dan istiyeceğl ve yardıma mukabil Birleşik Amerikanın Mal-tada üs edinmesine müsaade olunacağı bildirilmektedir.
Bofra. İlk yazılan metinde, Amerika kelimesinden sonra «veya» her hangt bir büyük devlet» İbaresinin mevcut olduğunu fakat bakanlar kurulunun bu Iba reyi çıkarttığını da ilâve etmiştir.
Beri in de Almanlar tarafından bir miting yapıldı
Al-
Bertin 10 (AF) — Doğu manyadan kaçıp BerlinLn Batı İşgal keslmlernte sığman 8 binden fazla Alman bugün şehrin İngiliz kesiminde gösteri mahi-j yetinde bir miting tertiplemiş- 1 ler ve hâlâ Sovyet kamplarında | mevkuf bulundukları bildirilen 2 milyondan fazla Almanın I tahliyesini istemişlerdir.
Kayıp iki avcı uçağımız Balıkesir 10 — Eylülün 6 günü Kütabyadan havalanan
Yüzbaşı Muhteşem Esenerlc Yüzbaşı Muzaffer Gürler idaresindeki İki av uçağımızın kaybolduktan bildirilmişti. Bugün Susurluktan gelenlerin diklerine köre, uçağın Susurluğun Kalfa köyü civarındaki bir ormanlığa düşerek par çalanm iştir. Köylüler vazife
kurbanı Yüzbaşı Muzaffer Gürleri, paraşütü ağaca azılı olduğu halde, ölu olarak bulmuşlardır.
Diğer taraftan, öbür uçağın Yalova elvannda bulunduğuna dair olan haber teeyyüd etmemiştir.
Ç E K L E H
söyle-blrLsl,
Londra I Sterlin 1İZM0
Nevi Vor» 10O Dolar Î62M
Pan* 100 Fransız f. 103,901 Cenevre 100 !svl{r« I B8 737D
Amesterdam 100 Florin 106 M®
Brüksel 100 BelçlKa F. «3881
Pr»c 10Û CekoalovaK Kr 6 00
Belgrad 100 Dinar S OT
stekholr» wo lsve« Kr 77 8MO
Lizbon 100 Eskudes 11»
% «S FAİZLİ TAHVİLLER IMS I 95 S0
ANADOLb DEMİRYOLU ORUPU Tahviuet l-a »M —
Hisse senetleri « 90 «750
Mümeesll sene! 71 —
(Baş tarafı 1 inci sahifede) şırız. Esasen manevralardan maksat da bu hataları düzeltmektir. Bugün de bazı hatalar gördüğümüz gibi bir çok güzel hareketlerde müşahede ettik.
Geçen senekl manevralarla bu senekl manevraları mukayese ettiğimiz zaman açıkça belirtmek lâzmıgellr kİ. bu senek! manevra, geçen seneye nazaran daha İyidir ve hareketler çok daha gelişmiştir.
Bu gelişme, bütün Türk ordusunda göze çarpmakta, bu da programımızın güzel tatbik •dilmiş bulunmasından ileri geldiğinden kendimizi bahtiyar addediyoruz.
Muhakkak olan bir şey varsa Türk ordusu, geçen seneye nazaran çok daha İyidir ve gelecek sene muhakkak kİ daha Jyl olacaktır*
Bu mitingde verilen demeçlerde. Rusya, Almanyanın Leh işgali altındaki bölgelerden 3 milyondan fazla Almanı öldürtmek ve sürgün etmekle Suçlıındırılm ıştır.
Zeylan harası
Ankara 11 (Akşam) — Doğu hayvancılığını kalkındırmak üzere, Van gölü clvarmda tesisi kararlaştırılmış olan Zeylân Doğu harasının kurumun a başlanmıştır.
Samsun, Karaköy harası ku-
Created by free version of 2PDF
B?şbakan
(Baş tarafı 1 inci sahifede)
Başbakan bundan sonra, bugünkü rejimin, esası düşünülmüş, tesblt edilmiş ve tekâmül kaidesine göre merhale merhale yürütülmüş bir hedef olduğunu kaydetmiş ve şöyle demiştir:
(— Bugün bu hedefe erişmiş bulunuyoruz. Şimdi bizi karşılayan yeni vazife bu rejimi bütün icaplarına uygun olarak ve memleketin yükselmesini temin edeceg temeller üzerine kurarak raslıı bir hale getirmektir.»
Başbakan din meselesine de temas ederek şunları tir;
(— En mütekamil görüyoruz, kendileri hamle kudreti olan
bağlı ve hürmctkârdırlar. Biz de çataklarımıza hurafelerden â-zade hakiki mavera! varlığa müstenid bir duygu vermeğe mecburuz. Tâ kİ, insanların vicdanlarında ulviyet duygusu tecelli etsin, aile, vatan ve birbirlerine sevme rabıtaları artsın »
Başbak-m saat 22.4? ' Gazl-
»70 30.00 »30 jb.oo »90 »30 MAS »70
Gösteriyi tertipleyen liderler-
den Dr. Haine. nn™,,- aı
Abnnnynnn. hls M, baraJa
Öder - Nlesse hattını, kati Do- tlr ğu hududu olarak tammıyaca-' '
ğını .söylem İş ve şunları ilâve etmiştir: »Sovyetler, medeni bir Avrupa devletini işgal altında tutmağa muktedir vç lâyık olmadıklarım İspat etmişlerdir.
ffllrlr-hra rll”trUİmU5 °İUP b“ ay,af ,îlndc ' r 11 manda, şiftir, kovun ve at da!.
Küçük sanat kooperatifleri de sergiye iştirak edecekler
Şehrimizdeki bütün kiiçük sanat kooperatiflerinin İstanbul sergisine iştirake karar verdikleri öğrenilmiştir. Bunlardan madeni eşya sanatkârları kooperatifiyle dokumacılar, trikotaj ve çorapçılar, kunduracılar, işlemeciler, yorgancılar, saraçlar, döşemecileı ve marangozlar kooperatifleri sergi komiserliğine müracaatla sergi sarayı içinde yer alınışlar ve standlarmı inşa etmek üzere plân ve proje-aynı gayeye hizmet lerlnl hazırlamağa başlamışlardır.
Silil Müdafa* IV
% • raizLi tahvîllkb
Kalmama I
Kalkınma ü Kalkınma m 91b istikran I 918 İstikrarı D 19u Demiryolu vı •L 415 949 tahvili
%. S FAİZLİ TAHVtLLEB 1933 Ergani 3
1938 İkramiyen
MUJU MuOarua in Demiryolu IV Demiryolu V
Roma gazeteleri Greta Garbo ile alay ediyorlar
Roma 10 (AP.) — Roma gazeteleri dün akşam. Oreta Garbo-yu hiciv ile dolu yazılarla uğur-Januşlarchr.
İl Momeno gazetesi, artistin, geldiğinden beri gazetecilerin elinden kurtulamadığı için ayrıldığını söyllyerek «yazık» de-mektedlr. 1) Monmehto, Greia -----«en kalabalık caddelerinden yuyan geçse dahi kimsenin dikkatini çek-miyeceğini» İlâve etmektedir.
.------- ucın.tujr, ji Monmeı
Ingiliz makamları Asya'da Gûrbonun, Romanın
komünizmi böyle bil" pakttan buşka hiç bir şeyin durduram;-yaca^ı kanan tin de diri«.
«Batılı müttefikler. Doğu Al-manyada neler cereyan ettiğini anlamıyorlar. Sovyet İşgal bölgesindeki 13 temerküz kampııı-da millet Hltler devrindeki gibi kırılmaktadır. Fakat Sovyetler daha zeki davranıyorlar. Gaz odaları kullanmıyorlar, insanları açlıktan öldürüyorlar. Bu usul biraz daha uzun sürü- 1 yorsa da, ediyor.»
SARRAFLAHPA ALTIN
söylemiş-
milletleri için bir dinlerine
Gulden TUrU liri Sterlin Kille*
H Eylül 1M9
«Aymesi iştir kişinin...»
r
ARSAM
AKŞAM^AKŞAMffl
amirali
Sabah Gazeteleri Ne Diyor ?
Kimin bayramı |
Nadir Nadi bu günkü yansında millî bayramlarda partilerin ayn syn saflar tenkil etmemeleri gerektiğini Heri şöyle demektedir:
BLz burada bir noktaya dokunmak istiyoruz: Partlle taraşı mücadeleleri milli bayramlara kadar yaymanın yeni doğmak-Geçenlerde fatanbn!» "illn demoknulmte hesabın»
etmiş olan (nçUte AKMnla TUo- Hl olnuultfı kannallndeyte. Fosu haçkomutan Slr Arlbur po.;utlkr( »km gaje uğruna
ver’ln vali ve belediye başkanıJ yapılan bir llklr savaşıdır. Mûs-t>r tülü Kırdsra şu mektubu lerek gaye, memleketin men-gondermljUr. | raandlr: ayrılık sadece o ga-
Ekselâns, varmak İçLn seçilen yol-
Istanbuldan ayrılırken zatıâ- farda olmalıdır. Halbuki 9 Ey-lilerlne NcwcaAtle ve Surprlse lûl. Celâl Bayarın da o günkü subay vc erleri namınâ. tstan- kısa hitabesinde belirttiği gibi, bulltılarm bize karşı göstermiş butun milletin bayramıdır. 81-I. pa.u Oldukları nezaket ve misafir- yasi kanaatleri ne kadar blrbl-stilosundan' pt>rverllğe en samimi duygula-, rlndetı uzak olsa da vatandaş-ederi".. |,ar b" bayramın sevincini yü-
I Çok güzel olan şehriniz ve rc-klcrlnde beraber duyar, be-| havalisini gezip görmüş olmak- r&ber yaşarlar. O halde ayn .la cidden bahtiyarız. Ve bu ge-'ayrı saflar teşkil ederek cadI zlleri tertip edenlerin nezaketi- delere dizilmek ve siyasi bir ne minnettarız. Geziler ve mü- yarışı andırır ble zihniyetle bu nakalftt hususunda gösterilen bayramın mânasını boz-
alâka ve kolaylık bilhassa takdirle anılmıştır.
Zatıâlilerlyle müşerref olmak ve İstanbul haikıyle tanışmak fırsatı, memleketlerimiz aracında mevcut mütekabil dostluk ve iyi münasebatı takviyede büyük bir âmil olacağına e-mlnlm.
En derin hürmetlerimle.
— Filânca zat falanca felıre gitti . Feşınekâncu ut da Istaııbula teşrif buyurdu.
Heyecanlı haberlerimiz bunlar.
— Peki, gittiler, geldiler de ne yaptılar?
— Çok güzel lâf söylediler.
Halkımı», muvafıkm da. muhalifin de propaganda nutuklarından kanıksamıştır. Miting, hitabet, propaganda makalesi öylesine yıpranmıştır ki, silik ve geçme? akçeye dönmüştür. Bir yıl sonra seçimlerde hile kuvvetinden meded umanlar halâ varsa aldanıyorlar. Muvafık, muhalif parti ka lem körlerinin s‘" ’ .
kan damlasa, nafile! Âmme rımla teşekkür ederim, hissiyatı galeven etmiyccek-l tir.
Lâf ebeliğile karın doymı-yaçtığı, halkın zihninde ka-( tiye t te yer ediyor- Günün moda parolası şudur: «Lâf değil, is istiyoruz!"
En fazla iv. elbette, büküme'i elinde tutan partiden beklenir. Fakat muhalefette kalanlardan da beklenen işler vardır. Muhalifler, işten vareste sayılamazlar.

Halk Partisi, şansının dörtte birini halâ muhafaza edivor. Yüzde yirmi beş ih tim il de hiç azımsnnamaz. Çünkü, İngilterede muhafazakâr partinin yerine intihabat! kazanıp gelen bir sosyalist partisi, dört senelik müddette vcpveni bir programı tatbik edeceğini umuyor. Dört senede koskoca İn-gilterenin cehresini değiştirerek öbür seçimlere kadar halka kendini beğendirmeği ve tekrar istenmeği Eaye ittihaz ediyor. Dört senelik zaman. işte bu kadar muazzam faaliyet için kâfidir. -Şimdi Halk Partisinin önünde — Cezri inkılâplar yap mak üzere değil, günlük basit hayatımızın sathi meselelerinde ıslahat yapmak üzere — Bir senelik daha zaman var. Bu maksat uğruna bir sene az sayılamaz. Bir senede halk tatmin edilebilir; gönüller fetholunabilir.

Muhalefete gelince: «Biz iktidarda değiliz. Ne yapabiliriz? ■ iddiası yersizdir. Çünkü mevcut muhalefet, zaten müfrit devletçi değil, liberaldir. Belli başlı unsurları. servet sahibi kimselerdir, Ferdi teşebbüsle âmme menfaatini barıştıracak, mili hayatı ıslah edecek ne yararlıklar göstermek mümkün. Numune aldığımız Amerikan hayatından fertçe, yahut şirketçe milyoner o-tanlar. — hükümetin kuvvetine ihtiyaç duymaksızuı — neler yapıyorlar. Bunlar, icabında, hattâ hükümeti destekliyor. Kapitalist yarışları. muhalefetteyken de is görerek halka faydalı ola-bili-ler.
Değil kapitalist, hattâ amele partileri dahi, hükümeti ele almaksızın, umunu hayatın tanzimine hizmet edebilmişlerdir. İkinci umumî harbilen önce Avusturya sosval demokratlan işçi ha yatını ıslah için ne müesseseler. ne mahalleler, ne kooperatifler, ne sendikalar kur muşlardı. Çekoslovak sosyal demokratları da bu kabil işler yapabilmişlerdi. Türlü türlü hiristîvan sosyalist, hristiyan muhafazakâr par tileri. Keza Esaslı partilerin hangisini, iktidardayken ve değilken mütalâa etsek zam inlarım sırf lafla geçirmiyorlar.
— Basa gelirsek yapacağımızı görürsünüz! - esrarengiz tavırlar takınmak; hattâ müspet bîr proğram dahi gö^ermekstzin kuru vaid-lertic bulunmak kâfi değildir.
Muhalefetteyken ekalliyetleyken. minimini bir parti iken bile is sahasında kısmî muvaffakiyetler gösterebilmesi; halka faydalı olmanın çaresini bulmalı. Ancak ondan sonra:
— Başa gelirsek, hu yolda de* m edeceğiz! - dîye ‘ " meli.
Valiye gönderdiği mektupta İstanbul halkının misafirperverliğine teşekkür etti
Öğrenci
Maarife devri hazırlıkları tamamlandı
Ankara 10 (Akşamı — Milli Eğitim Bakanlığı aşe.-lcrl ve öğrenci yurdlannın Bakanlığa devri hakkındakt kanunun uygulanması etrafında çalışmalarına devam etmektedir. Bu cümleden olarak îstanbulda bulunan muhtelif yüksek tahsil öğrenci yurdlarlyle Türk eğitim demeği emrindeki öğrenci yurd-1 arının Bakanlığa devri hazırlıkları tamamlanmış gibidir. Bu arada yurdların ne şekilde devir ve İdare edileceği etrafında etüdler yapmak üzere İstanbul-da bir komLsyon kurulacaktır. Bu husustaki çalışmalar en kısa zamanda tamamlanarak yüksek okullar öğretimi başlamadan önce öğrenci yurdları hakkında kesin bir karara varılmış olacaktır.
sürerek
Spor ve millî şeref
VATANın başmakalesinde A-
lina hâdiselerinin millî sporumu» üzerindeki menfî tesirleri belirtildikten sonra şöyle demektedir:
Spor, bir gaye değil, bir va-
sıtadır. Bundan maksat; insanları terbiye etmek, kendilerine karşılıklı saygı, tahammül, nezaket, centilmenlik itiyatları aşılamak, maharet ve kudret hangi taraftan geürse gelsin onun karşısında hakiki sporcu sıfatüe aynı ölçülerle hayranlık duymağa ve bunu belirtmeğe gençleri alıştırmaktır.
Eğt-r bir memlekette spor, köyle neticeler yaratacak yerde parazitler yetiştirirse, zorbalık ruhunu beslerse, rakibi düşman saymak, müstakil hakemi al aşağı etmek gibi istidatlara yol açarsa, orada spor hasta demektir. Hastalık tedavi görünceye kadar dünya yüzüne çıkmamak ve milli şerefi incitecek vaziyetlere meydan vermemek en isabetli yoldur.
Her tarafta açık
General Tate
Komisyon faaliyeti.1
Dün sabah a i!eriyle beraber geldi
■erinin zarar etmeleri hakkında şunları yasmaktadır:
Trabzon veya İzmir postaları kalkarken rıhtıma kadar zah-1 met edip İnini». Göreceksiniz kİ o postaları yapan koca koca
vapurlar tıklım tıklım yolcu Amerikan asker! yardım prog- . İle. eşya İle doludur. Çok defa, ramı Türkiye heyeti hava gru-bilet almakta geç davrananla- pu başkanlığına tâyin olunan nn acente kapısından elleri tuğgeneral Rubert F, Tate dün böğürlerinde bile ıslı döndükle- ' sabah saat 9 30 da beraberinde rl vakldir.
Posta, telgraf, telefon İşi®-' rinde de vaziyet tıpkısıdır. Her üç vasıta İle haberleşme hacmi arttıkça artmıştır.
Elektrik için mevcut tesisatın gün geçtikçe artan İstihlâki karşılayamıyacak hale geldiğini, havagazı alabilmek için İs-
eşi ve 4 çocuğu olduğu halde, Mısır bandıralı Hidlv İsmail vapuru ile şehrimize gelmiştir.
General Galata yolcu salonunda Hava grupu başkan vekili albay Fergusson ve Türk irtibat subayları tarafından karşılanmış ve doğruca Park otele inmiştir.
General bugün uçakla Anka-
takbul w »kın- «« S*d'«k »e ödevine basla-
tılar çektiğini, birbirinin ardı sıra durmadan işleyen tramvay arabalarının sahanlığında, basamaklarında bile bir yer bulmanın hepimiz biliyoruz.
Bütün bu, devlet diye eliyle İşleyen müessesele-rlmiz zarar ediyorsa bunun illetini mutlaka başka yerde, başka yerlerde aramalı ve ziyam halka ödetmek yolunu ar-
sokulacak güçlüğünü
veya Bele-
yacaktır.
Adana 10 (AA.) — Bugün toplanan tahmin kurulu Çukurova ve Seyhan pamuk rekoltelerinin kat! tahminlerini tespit etmiştir. Yayınlanan rapora göre, 1949/50 senesi Çu-krova pamuk rekoltesi İki yüz seksen bin balye yani takriben elli altı bin ton olarak tespit olunmuştur. Bu rakam birinci tahmin raporundaki rakamdan otuz bin balye kadar fazladır. Son yağan zararlı yağmurlar rekoltenin daha yüksek olmasına mâni olmuştur. Son yağış Çukur ovanuı bazı bölgelerindeki pamuk mahsulüne yüzde on kadar bir zarar vermişse de tahmin kurulu zararı ortalama olarak yüzde İki tespit etmiştir. 280 bin baİyelik rekoltenin bugünkü piyasa flatlerile Çukurova müstahsiline sağlayacağı para yüz yirmi milyon lira kadardır. Seyhan ilinin susam rekoltesi de üç bin ton olarak tespit olunmuştur.
Kanaviçe ve çuval tahsisi
Hindistan nükûraetl tarafm-
6 yaşında çocuklar ilkokula alınacak mı?
Ankara 11 (Akşam) — Bazı darı memleketimize yeniden çu-gazeteler altı yaşını bitirmiş val ve kanavlçe kotası ayrıl-çocukların İlkokullara almaca- r iniştir. Ticaret ve Ekonomi Bağını yazmışlardır. Filhakika kanlığı bu durumdan İstanbul ilk öğretim kanunu öğrencisi' İzmir ve Mersin ticare-. ve sana-az dershanelere bu yaştaki ço-|yi odalarını haberdar etmiştir, cukların alınabileceğini kay-. Bu tahsis de evvelkiler gibi ih-detmektedlr. Dördüncü milli tiyaç sahipleri arasında müte-eğitlm şûrasında « yaşını bitir- saviyen taksim edilecektir, mlş bütün çocukların İlkokullara kabulleri temennisi ileri sürülmüş ise de bugün İçin bu çocukların ilkokullara seyyanen alınması mevcut kanunda değişiklik yaplmadıkça imkânsızdır.
Kanatlılar Cemiyeti tarafından memleketimizde ilk defa olarak model uçaklar İçin bir yarış tertip edilmiştir.
Hava müsait olduğu takdirde 18 eylül pazar giinû yapılacak olan bu yarışa şimdiden 100 terce amatör hazırlanmıştır. Kanatlılar Cemiyetinin modelcilik kolu şefi Osman Kandemlr ile görüşen bir arkadaşımıza, îstanbulda modelcilik hevesinin çok ileri olduğunu, muhtelif yerlerde 100 lerce talebesi bulunduğunu. her okuldan olan bu öğrencilere bir o nispette serbest amatör gençler de katılmış bulunduğunu ve hazırlanan bu mitinge pek çok öğrenci iştirak arzusunda bulunduğunu söylemiştir.
Milli Eğitim Müdürlüğü de ders yılında her okul program larına model uçak yapım işlerini de dahil etmeğe karar vermiş ve programlaştırma İş! için de Kanatlılar CemiyetLnden müfredat programının hazırlan masını İstemiştir. Müsabakaya giriş parasızdır.__
Yahudiler bizimle takasla 500 milyon liralık ticaret yapmak istiyorlar
Yahudilere yardım rr.aksadtle kurulmuş olan «Jenvish Agency» yani Yahudi ajansı adındaki beynelmilel bir teşkilâtın Filistin şubesi adına hareket eden Harry Gretske adında Amerikalı bir tüccar şehrimize gelmiş ve dün tzmire gitmiştir Bu zat. kendisiyle görüşen bir arkadaşımıza şunları söylemiştir:
(— Türklyeyle İsrail arasında ticari münasebetler kurmak istiyoruz. İzmlrde fuan gezdikten sonra Ankaraya gidip resmi çev relerle görüşeceğim. Maksadımız her iki memleket arasında takas esasına müstenit 500 milyon Türk lirası hacminde W.' ticaret anlaşması yapmaktır Her İki memleketin de birlblrlne satacağı mühim malim vardır.»
İlgililer, bunun faydalı bir teşebbüs olduğunu, ancak takas esasından vazgeçilmedikçe tahakkukunun pek güç olduğunu belirtmektedirler.
Ordu vapuru İzmir-den rötarla geldi Denizyollarından verilen ma.
lûmata göre «Ordu» vapuru az ■ bir gecikme İle dün sabah iz-I mirden limanımıza gelmiştir.
Ağvada sellerin tahribatı
Pamuk ihracatı
Polonya bizden 30 bin ton kadar pamuk alacak
gelen
Köylüye toprak ve kredi tevzii
Tercan 10 (AA.) — 10 numaralı toprak tevzi komisyonu Ho-vlk köyünde 106 çiftçi ailesine 6200, Kol köyünde 110 çiftçi ailesine 3300 dönümlük toprak tevzt etmiştir. Sarıkaya ve Kütür köylerinde geçen sene veril m İş ve tapuya tesçil edilmiş olan toprak rahiplerine bu yıl kuruluş, onarım kredisi olarak yetmiş bin lira dağıtılması İçin Ziraat bankasına emir gelmiştir.
Toprağa ve krediye kavuşan köylüler çok memnundur.
Erzurumda şiddetli yağmurlar yağıyor Trabzon 10 — üç günden beri şehrimize ve civar köylere fasılalı surette şimşek ve gök gü-rültülerile karışık yağmur yağmaktadır. Merkeze bağlı Yomra bucağının köylerine dün gece (80 gram ağırlığında dolu yag-. m iş ve yanm saat devam etmlş-d” tir Mısır ve diğer mahsuller do-za-jludan zarar görmüştür. Husule
Bulgar konsolosluğuna tecavüz iddiası asılsız çıktı
Şehrimizdeki Bulgar konsolos luğunun tecavüze uğradığı hak-kındakl İddialar üzerine vilâyet tahkikat yapmakta İdi Tahkikat sona ermiştir. Varılan neticeye göre konsoloshaneye tecavüz ettiği iddia olunan Stoya-nın vaka gecesi orada bulunmadığı tesblt edilmiş, konsolosluk da İddialarını, delil İle Ls-pat edememiştir. Stoyanın îtal-yaya gitmek İstemesi üzerine, yolculuğuna mâni olacak bir şey bulunmadığından gereken müsaade verilmiştir.
Polonyadan şehrimize bir ticaret heyeti burada temaslarına devam etmekledir. Heyet memleketimizde bilhassa pamuk alacağını ve Dunun da otuz bin ton civarında olacağını söylemektedir. Yeni pamuk mahsulünün piyasası dökümü sırasında heyetin Adana Tarsus ve Ege bölgesinde yaptığı mubayaa t ekspertiz suretiyle olacaktır.
Diğer taraftan pamuk mahsulünün bu yıl çok bo> olmasi-le beraber hemen sezon başında böyle alıcı bir heyetin gelişi müstahsili memnun etmiştir. Ad anadan gelen malûmata gö re Akala cins pamuğun tlari. yerinde 200 - 210 kuruştur.
Bu yıl yeril sarfiyat dışında ihraç edilecek pamukların çok döviz sağlıya çığı ve bu yıl m ah sulun 90 - 100 milyon kiloyu bulacağı tahmin edilmektedir.
K aradenizde fırtına
Karadenizde hüküm sûren fır tına yüzünden gemiler Amasra. Cide ve bazı diğer küçük inanlara uğramamaktadırlar.
11-
bil-

Mtıhalefr "i önünde bunun için bir senelik man vardır. Bir dalıi azım-' gelen seller tarlalar sürüp gö-sa nacak müddet değl'riir. [
(vâ - nû) ;
türmüştfir. Bu köylert'e yağmur I hâlâ devam etmektedir. I
.Ortaköy şifa yurdunda yeni bir paviyon açıldı
Şileye bağlı Ağva nahiyesiyle civarındaki köylerin sel baskınına uğradığını dûn yazmıştık 3el büyük hasarlara sebep olmuştur. Suların yavaş yavaş çekildiği Şile kaymakamlığından vilâyete bildirilmiştir Haaar miktarı henüz kati olarak teabil edilememişse de bir milyon liraya yaklaştığı tahmin edilmektedir.
Yukarda kİ resimlerde Ağvada yağmur ve seller tarafından
Ortaköy Şifa Yurduna İlâ- ^.’rif'kin' ve olarak İnşa edilen yeni has- *
tane paviyonu dün saat 15 de merasimle açılmıştır. Merasimde vali namına muavini, doktorlar ve diğer davetliler hazır bulunmuşlardır.
şif» yurdu sahibi doktor A-aiın Onur bir konuşma İle merasimi açmış, müteakiben Selim Sim Tarcan söz almıştır. V»ü muavini uğurlu olsun temenni-1 siyle kordelâyı kesmiştir. Davet __ _ _ ...
iller yeni paviyonu gezmişler ve zârj oyun havin, büfede ağırtanmışlardır. — Pınır» varmadın mı.
Takriben yanm milyon lira-,lUrkü ',ıyec(*>m. • -ya inşa edilen yeni paviyon 50 yataklıdır. Müessesedekl yatak ' sayısı bu suretle 78 e yükselmiştir.
Şehrimizde patlayıcı ve parlayıcı maddeler yapan müesseselerin durumunu incelemek ve tehlikeli görülenleri kapatmak üzere bir müddet evvel muhtelif Bakanlıklar mümessillerinin iştirakiyle kurulan komisyon faaliyetine devam ediyormuş.
Gazetelerde bu gibi haberler yazılırken, mevzu ile alâkalı hâdiselerin tarihlerini o anda katiyetle hatırlamak mümkün nlamıyaca-ğı cihetle, muharrir hataya düşmemek için müphem bir ifadeye başvurmak zorunda kalır ve «bir müddet evvela deyip geçer.
Simdi biz su komisyon haberinde gecen obîr müddet evvel» in üzerinde biraz duralım, bununla alâkalı hâdisenin hakiki tarihini araştıralım.
Sütlücede mermi ve bomba ima eden bir fabrikada 2 mart 1949 çarşamba giînıi saat 17 sıralarında vukubu-îan infilâk bir çok vatandaşların ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet verdi, yine bu infilâkın tesiriyle o civarda bulunan bir çok evler hasara uğradı O gün telâşlı bir faalivet başladı alâkalı zat ve makamlar muhtelif cephelerden tahkikat ve tetkikata giriştiler. Hâdisenin adlîyeye ait cephesinde tahkikat derinleştirilirken idari cephede de esaslı incelemeler yapıldı: sürekli toplantılar hararetli müzakereler neticesinde, istikbalde de her an vukuu muhtemel tehlikeleri önlemek üzere, patlayıcı ve parlayıcı maddeler imal eden müesseselerin süratle şehirden dışarıya çıkarılmasına ve vakın tehlike arzedenle-rin derhal kapatılmasına ka rar verildi. Bu isi yapmak için de yukarıda kaydedildiği gibi muhtelif Bakanlıklar mümessillerinin iştirakiyle bir komisyon kuruldu.
Görülüvor ki hâdisenin altı bucuk aylık lıiı mazisi var ve vatandaş kütlelerinin hayatını her an tehdit altında bulunduran tehlikeleri süratle şehir dışına atmak, yakın görülenleri kapatmak suretiyle önlemek üzere kurulan komisyon tâ o zaman-danberi hâlâ calısıvor.
Çalışmış da şimdiye kadar ne yapmış? Gazeteden ögrenîvoruz ki komisyon bu uzun çalışma devresinde, şehir dışına çıkarılması icap eden tehlikeli müesseselerin sekiz bin kadar olduğunu anlamış, bunlardan üc vüt müessesevi gezin vaziyetlerini yakından görmüş ve rapor hazırlamış.
Komisyonun daha uzun müddet bu isle meşgul olacağı anlaş ılıvormuş
İşte bizde «komisyon» denilen sevin mahivetini, ko-1 misyona havale edilen en müstacel, en mübrem islerin dahi lıataet, atalet sürüncemeleri arasında nasıl bocalayıp durduğunu bütün çıplaklığıyla gösteren tipik bir niimıı ne. .
Geçen zaman zarfında üç yüz müessese hakkında ra-l por hazırlanmış Geri kalan yedi bin yedi vüz müessese-nin raporlarını hazırlamak için geçecek zamanı da göz önüne getiriniz.
Bu kadarla bitmiyor ki. Bu komisyonun raporları
l
(Tan-
3 —
Q
0.
CM
O
o
2 0 >
0 p
■O 0 ra
2 U
İstanbul radyosu
öğle programı
1458 Acılı, ve Program, 13 Haberler. 1320 Müzik: Rumba ve aamhalır (PLİ. 13.45 Mdılk: Halil orkeatra eserleri (Pli. 14 Müzik. Sat eacrlcri; Çalanlar; Hakkı DemvUı, Şerif İÇ4U SalAliaddln Pınar, İsmail Şençalar
1 — Şeddi Araban peşrevi buru Cemil beyi, t —• Taksim.
Sar semaisi fTanburt Cemil beyi. 14.10 MU tik Şarkılar; okyan Mefharet Yıldırım. 1 — At eyle suçum .Hicaz şarkı.. 3 - Dil yareaine and t- “** ?U"'* ‘“»'J'. *
rarak (Hie« sark» (&.,(•■ t»». 3 - tamnlandıktan sonra onları Dü4 ben rlbl bir aşka .Saba »ark... tetkik İÇİn ie komİSVODİar . 4 — Gitin bu gidi» «uşak kurulacak. Daha sonra, tehlikeli müesseseler! şehir dışında barındırmak için ver arama komisyonları, istimlâk komisyonları, itirazları tetkik komisyonları, komisyonlar içinde küçük komisyonlar. küçük komisyonların büyük komisyonları... Ve bu komisyonlarla beraber. patlayıcı, parlayıcı maddeler imal eden müesseseler şehrin ortastnda faaliyete devanı edecek.
Allah muinimiz olsun!
Cemal REFİK
Profesör Burhanettin Toker
Tıp fakültesi ordinaryüs pro-hâlâ suların İçinde ilkokul ile yıkılan binaların enkazı görül- fesörlerinden Burhaneddin To-mekU'dir. [ket Avrupadan dönmüştür.
sark». (Şerif 1çUı. S — Siyah «Srule-rln «Ugak jaı-K» (Leml Atlı). S — Kellik mayanı türkü. 1’15 Müıik Halk »arkıları (Pl.) . 15 Kapana» ve program.
Akfiını prGflçirnı
1958 Afili» ve program. 19 Haberler »JO Müslte Dana mUılfll (P1-İ 1945 MUıık Şarkılar «e türküler (Pli.
«.mu 30 MUtık Hafif orkcatra parçaları VailmPi-t- 2S3® Secine halk tül kalen, o-—• . I kayan Azize Tüzem, çalan Azmi Öz-benll. 1 — Yahaüluka ■»•?. 3 — Alı
Dayı. 3 — Minarenin «leını, 4 — Tam Jiuma ku»u.
'«i — Pınara varmadın mı, 1 — Bir türkü diyeceğim. 8 — Bir fındıjm içini, 21 05 Müzik: Berı»amlna G1gU den film şarkılar! (PLİ. SI.IS Müzik Foaıl (Sultanı NlgOlı» Peşrev - Var misali • Can delmez - Andıkça keçen -Al Mimi - Takaim • Güller açını» -Bu Külzarın - Saz »emaUl. 22 Müzik: Oda müzifi II Franz Schubert «Trio No 1 SI bemo majör» Op. M. Çalanlar: Cortol Ttubad. Caaala 2! Maurtce ( — o-----------
ıtavci ılntreductloo «« Allegro» Arp yapılmış 142 fırın kontrol edl-ve yaylı sazlar flUt. Klarlnet İçin an> (grek « j cezaya çarptırılmış 8
Kapanı» ve yarınki proŞram. , rilmlŞllr.
Cezalandırılan fırınlar
Evvelki gün bütün bölgelerde geceli gündüzlü sıkı teftişler
AKSAM
11 Eylül 1049
r uzTkI
İstanbul radyosunda miizik yenilikleri
Londra sergisinde Tekel
pavyonunımmuyaffakiyeti
Mahkeme Koridorlarında
Sineğin bacağına iplik mi bağlıyayım?
Deneme yayınlarına devam eden İstanbul Radyosunda yapılması düşünülen bazı müzik yenilikleri hakkında okuyucularımıza malûmat vermek İstiyoruz. Bir vakitler Ankara Radyusunda da tecrübe edilmiş olan müzik neşriyatı arasında, ayni asırlarda yasamış olan Türk ve yabancı bestecilerin e-( serleriyle karşılayUrılmaaı «ok alâka çekici olmuştu. Şimdi İstanbul radyosu, haber aldığımıza göre bu türlü neşriyat üzerinde durmaktadır. Meselâ 1716 yılında ölmüş olan Türk bestecisi Kara İsmail Ağanın eserleriyle 17 nci asrın sqn yıllarına kadar yaşamış olan İtalyan bcsieçîsi Giovanni Bat tir ta VI-tall'nin; yaiıut 17 ccl asırda sanat musiiçimizin ölme® eserlerini bestelemiş olan Itri He meselâ Antonlo Vivaldl’nln (16781743 i; veyahut Itrinin çağdaşı elan Zatıaria Ue meselâ Diet-rich Buıctehııde’nin. eserleriyle karşılaştınlmas) müzikle ilgili yahut müzik sever dinleyiciler için dikkati çekici müzik hâdiseleri olacaktır, fanyana, birbiri ardısıra dinlenen bir be^ termale Veracinl'nin bir Adaglo'su arasında şaşılacak yakınlıkların bulunabileceği ve birbirlerinden habersiz yaşiyan iki besteci arasında benzer noktalara ûnıld edildi Sinden çok tesadüf edilebileceği şüphesizdir. Ruh ve L-fade bakımından muasır bestecileri birbirlerine bu kadar yaklaşmış görmek herhalde enteresan olacaktır.
İstanbul Radyosunda bir ama lor saati açmak da düşünülüyor. Müziği meslek olarak seçmemi? olmakla beraber bu sahada olgunlaşmış olan sanatkârlara radyo mikrofonunda yer verilecektir. Bu arada yeni yetişen istidatları da dinletip tanıtmak faydalı olacaktır. Bu genç istidatlar arasında aklımıza geliveren bir kaçını anmadan geçeni ycceğiz. Piyanist Ergıcan Saydam, Gûlseren Sadak, Mayda Arkan ve Pariste tahsilde bulunan viyolonist Ay lâ Erduran .. Bunların dışında daha bir çok genç kabiliyetlerin bulunabileceği şüphesizdir.
İstanbul Radyosunun müzik
hafızamızda tatlı bir hâtıra gibi yaşıyor btnabuluiı şehir korosu, radyomuzda vereceği konserlerle ses mu-siklsl sah.asındaki bu boşluğu dolduracaktır. Şehrimizde S on ser veren her yabancı sanatkâr Ankarayı ziyaret edemiyor; İstanbul bu bakımdan An karadan üstün-1 dür Bu artistlerin en mühim-derini İstanbul Radyosu dinleyicilerine takdim ötmek imkânına sahip olacaktır.
İstanbul Radyosu şehrimizdeki geniş İmkânlardan istifade etmek yolundadır; dinleyicilerine zevkli saatler hazırlarken memleket kültürüne de faydalı olmak cihetini dalma göBönün-de tutmaktadır.
Fikri ÇİÇEKOĞLU
An kirazla çıkan Zafer gazetesinin 2S/S/1M» tarihli sayışında şahmımı bedel talan bir yazıyı okudun. Ga. Ye müstear isim perdesi ardında şahsiyetini gizlemek mecburiyetini hisseden bîr zat. ipe sapa gelmiyen söeJerle bana hücum etmiş. Yıl-lardanberidir -Akşam» sütunlarında intişar eden yazılarımı takip eden okuyucuların», şahıs cözcimyien düşüncelerimi belirtmek yolanda olduğumu takdir etmhierdtr. Sağa sola çatmakla kolay ve ucuz şöhret kazanmak sevdasına düşen bu zata ayni ağızla cevap vermeğe, yazy yazmakta esas bildiğim kalem nezaheti müsait değildir. D halde Bay G*. Ye’yi monologa üe haşhaşa bırakmak en doğru yol olacaktır sanırım.
F. Ç-
Nuh’un gemisini ariyanla r Erzurum a
dönüyorlar
Doğu Bay rai t 10 (A_A ı -Muhabirimiz Timuçin bildiriyor:
Nuhçular Ağrı dağının batı tarafında yaptıkları araştırmalardan da bir netice alamamışlar ve dün Erzurum a gltnek üze re buradan ayrılmışlardır.
yaynını bahis mevzuu ederken Ankara Radyosuyla karşılaştırmak ve her iki şehrin müzik imkânlarını gözden geçirmek faydalı olacaktır. Ankarada rad yon un istifade edebileceği iki orkestra vardır. Cumhurbaşkanlığı filarmoni orkestrasiyle bu ■ene senfonik bir orkestra mahiyetini alacak olan devlet kon-tervaiuvan orkestrası... Buna mukabil İstanbulda bir tek senfonik şehir orkestrası mevcuttur. Geçen sene kurulan ve kon ser mevsimi sonunda başanh bir konser vermiş olan İstanbul Hekimleri yaylı sazlar orkestra-snın faaliyete devam edeceğini memnuniyetle haber aldık. Bu topluluğun ilerideki İkinci senfonik orkestraya nüve olmasını temenni ederiz. (Nasıl ki knnservatuvar yaylı sazlar orkestrası bugünkü şehir orkestrasının temeli olmuştu)
Ankaradaki Cumhurbaşkanlığı armoni muzikasi, İstanbu-la nazaran bir üstünlük arzedi-yor.
İstanbul RadsyosunuD İstifade edebileceği böyle güzide bir topluluk maalesef şehrimizde yoktur. İstanbul konservatuva-n yatılı kısmının bu boşluğu doldurmak için elden gelen gay reli esirgemly-ceğlne kaniiz. Ankaranm Istan bu 1dan bir diğer üstünlüğü de operadır. Bununla beraber geçen sene şehrimizde başlıyım yabancı operet temsillerin! gelecek yılların opera temsillerine bLr başlangıç gibi görürsek, yakında İstanbul Radyosunda da bu çeşit musikinin yer alacağını düşünebiliriz. Ankara Radyosunda eskl-dınberi dinlediğimiz oda müziği teşekkülleri vardır. İstanbul-da da bu topluluk'ara eş müzik topluluklarının çalışmakta olduğunu memnuniyetle haber a-Jıyorıız. Geçen yıl .sonlarında Ankarada teşekkül eden Ferhun de Erkin, Necdet Atak ve Salda reli! triyosu Ayarında oda müziği topluluklarının şehrimizde de kurulmasını temenni ederiz Ankara Radyosundan koro konserleri dinlemez olduk k*kl yılların koro konserleri,
C. H. P- kongreleri
C. H. P. İstanbul İh başkanlığından: Bugün merkez ilçelerinde toplanacak kongrelerin yeri ve saati aşağıda yazılıdır. Ocaklara kayıtlı izanın behemehal kongrelerinde bulunmaları rica olunur.
Adalar Uçesl: Burgaz ocağı saat 1550 da ocak binasında.
Bakılköy İlçesi: Büyükçekmece ocağı saat 14 te Halkodası binasında.
Beşiktaş ilçesi: Dikilitaş ocağı saat 10 da ocak binasında.
Beşiktaş ilçesi: Cihannüma ocağı saat 14 te ilçe merkezinde.
Beyoğlu ilçesi: Kaptanplyaie ocağı saat 10 da ocak binasında.
Beyoğlu İlçesi: Kadı Mehmet ocağı saat 15 te ocak binasında.
Eminönü İlçesi: Kadirga ocağı saat 10 da Bucak merkezinde.
Eminönü ilçesi: Kumkapı ocağı saat 15 te Bucak binasında.
Fatih Üçe sİ: Bala t ocağı saat 10 do Feneı bucak binasında.
Fatih ilçesi: Spltansellm ocağı saat 15 te Fener bucak binasında.
Kadıköy ilçesi; Erenköy ocağı saat 10 da bucak merkezinde.
Kadıköy ilçesi: Suadlye oca-jı saat 14 te ocak merkezinde.
Kadıköy İlçesi: Bostancı ocağı saat 17 de ocak merkezinde.
Kadıköy İlçesi: Haşan Paşa ocağı saat 17 de ocak merkezinde.
Sarıyer ilçesi: Rumellkavağı ocağı saat 10,30 da ocak merkezinde.
Üsküdar ilçesi: Selimiye ocuca ğı saat 10 da ocak merkezinde.
Üsküdar ilçesi: Toptaşı ocağı saat 15 te ocak merkezinde.
ile
SACİDE BELGÜN
NATIK ARAÇ
nişanlandılar.
İstanbul S Eylül 949
Sigaralarımız, tütünlerimiz, içki ve şaraplarımız, çok beğenildi
tır. Aynca, İngiliz basını stan-dımızdan sitayişle bahsetmiş ve dolayıslyle Ingiliz gazete ve mecmualarında Türk sigara ve İçkileri lehine propaganda yapılmıştır. Türk mahsullerine bilhassa ehemmiyet veren gazete ve ajanslar arasında News of the W(»rld, Public Oplnlon. Eve-nlng Standırd, Kenslngton News Evenlng News, Tobacco Nafen, Harpers WIne and Spiril Gazelle vardır. Serginin yarattığı alâka dolayısıyie 14 a-ğuslos tarihinde resmi bir müessese olan BBC den verilen İngilizce konuşma sırasında da- 1 hi Türk tütünü hakkında faydalı malumat verilmiştir. Te- ( kel standma yapılan sigara
Geçenlerde Londra'da açılan 1949 Toprak Mahsulleri sergisine İştirak eden Tekelin bu münasebetle yaptığı İşler hakkında kendisiyle görüşen bir arkadaşımıza yetkili bir zat şunları söylemiştir;
«— İngiltere piyasası birinci cihan harbinden evvel toprak mahsullerimiz İçin çok mühim mahreç teşkil ediyordu. Filhakika nispeten küçük bir arazide yerleşmiş bulunan îngilialer bilhassa fazla sigara ve içki içen bir millet olarak tanımışlardır.
Birine! cihan harbi bu piyasanın İhtiyaçlarını bilhassa A-merikadan temin etmeye basmasını ve blnnetlce Virgin i» tütünü içimine alışmasını İntaç satışı İngilterenln 1949 senesi etmiş ve birinci ve ikinci cihan barbleri arasında İngil tereye vaki tütün ihracatımız nispeten ehemmiyetsiz miktarlara lnhi- ( sar etmiştir. ,
Halen bir çok Avrupa mem-tekellerinde mevcut dolar sıkıntısı ingilterenln tütün vesalr toprak mahmulleri İhtiyacının tamamını dolar vererek Ameri-kadan temin etmesini İmkânsız kılmıştır. Binaenaleyh. İn- . giltere dolar ve İsviçre frangı ' sahası haricinden mühim nispetlerde tütün vesalr toprak 1 mahsulleri mubayaası yoluna 1 gitmektedir. Bu itibarla bugünkü durumdan faydalanılarak mamıı I terim iıi n bu piyasada
tutunması için her türlü propaganda vasıta 1 arına v$ ticari ted birlere müracaat " ’ "
znn gelmektedir.
Bu bokundan Londra'da açılan Mahsulleri memleketimiz propagandası bakımından mühim faydalar sağlamış bulunmaktadır.
Standımız, verilen direktifler üzerine Londra'nın maruf T. Roblnson Studlos Ltd. Şirket! tarafından vücuda getirilmiş ve takdir diploması kazanmış-
ediimesi lâ-
idaremizin 1349 Toprak sergisine iştiraki mahsullerinin
tütün kıraliçeler! tarafından İdare edilmekte idi. Bu üç genç kız. Ingiltere sigara acentemiz olan The Amalgamatcd Tobacco Corporation'da çalışmaktadırlar.
Sergide dağıtılan Türk tütününden mamul sigaralar İngiliz zevki ve ambalaj şekillerine uygun olup İngiliz halkı tarafından çok beğenilmiştir. ı Bunları tecrübe eden toptancı 1 ve perakendeci satıcılar bu sigar at ar m İngiliz piyasasında muvaffakiyetle satılabileceklerini tebarüz ettirmiş oldukları gibi bunların satışı İçin derhal taahhütlere gireceklerini bildirmişlerdir.
Sergide, bütün İştirak eden milletlerin şarapları açık olarak satıldığı bir şarap bahçesi vardı. Hayatlarında Türk şarabını tatmamış olan bir çok İn- , gilizler yeni bir İçki tecrübe etmek arzusu ile İzmir sek ve Tekirdeağ dömisek şarapları- t nıızı ısmarlamakta idiler. Sergide en çok İçilen Türk şarabı olmuştur. İçiciler arasında pavl-yonumuza müracaat ederek şarap sipariş edelner de olmuştur.
ra™maa..«ımB BU nÜn
ü> O İMİ EZ R Sineması BORİS KARLOFF — BASİL RATHBONE vc BARBARA O’NEİL’İ
LONDRA KALESİ
(Tower ot London)
Büyük ve temaşah filminde takdim edecektir.
Harb halinde ordular- Bir kırallçenln gaddarlığı ve cinayetleri. Yerlerinizi evvelden aldırınız.
Uk bir de senelik kirayı peşin istiyorlar. Aşağı yu kan bir dükkân sermayesi demektir. Verilir para değil ki. Velhasıl! kelâm., İstanbul kazan, oldu, ben kepçe, ikindiye kadar sütçü beygiri gibi dolaştım, işe yarar bir şey bulamadım. Yorgunluk canıma tak dedi, dizlerime kara sular indi. Bâri bir kahve içeyim de biraz yorgunluğum geçsin, dedim. Kahveye bayılırım. Ne kadar yorgun olursam olayım, az şekerli, okkalı bir kahve içtim mi, hiç birşeytm kalmaz, anadan doğmuşa dönerim. Uzatmıvabm efendim, bir kahveye girdim, ısmarladım. Hem az şekerli, hem de okkalı olsun diye garsona sıkı sıkı tembih ettim. Bir hayli bekledikten sonra kahve geldi ben de sigaramı tellendirdim, kahveden bir yudum aldım kİ şurup mu suru o «Gel buraya, garson efendi. Ben böyle mektepli işi kahveyi içe-mem. Bunu götür de az şekerli kahve vap» dedim. Suratını asarak götürdü, yenisini getirdi. Bu seferki pek fena değil. Kahvesi biraz bayat amma 2aran yok. Ne de olsa kahvedir. İkinci yudumda kemiklerimi dinlen-nu da bulamadım ya. Ev çok I girmeğe başladı mübarek, amma ateş pahasına Üste-1 Üçüncü yudumu da irime 1 sindire sindire çektim, tam yutacağım sırada dilimin üstünde yumuşak bir şey peyda oldu. Kahveyi süzerek yuttum. Dilimin ucun-dekini parmağımla çekip aldım, bir de baktım ki ööö... Az kaldı ki ciğerlerim sökülsün de ağzımdan dışarıya fırlasın.
— Dilindeki neymiş?
— Ööö... diyarum ya. anlaşana işte. Koskocaman bir karasinek. Hem de vızıldayan cinsinden. Midemin altı üstüne geldi. Garsona seslendim; «Nedir bu kepazelik. dedim. Kahvenin içinden çıkan şu murdara baksana. Al bu fincanı da temiz bir kahve getir »dedim. Keratanın oğlu özür dileyecek yerde; «Sen buraya kahve içmeğe mi geldin, gönül eğlendirmeğe mi? İşimizi bırakıp şana, kahve mi değiştireceğiz. İçtiğin kahvenin parasını ver bakalım. Burada anafor yok» diye kafa tutarak beni azarlamağa kalkışmaz mı? «Oğlum, sinekti I kahve içilir mi? Temiz bir ' kahve getir de paranı al» dedim. Kabadayılığa kalktı, «Fazla lâkırdı etme, kahvenin parasını ver» diyerek yakama yapıştı. O zaman tepem attı, tokadı çarptım suratına. Tam mânasiyle külhanbeyi imiş herif. Benimle kavgaya tutuştu, hayet mahkemelik olduk.
Kavgacı garson daha öfkeli görünüyor. Sorduk:
— Müşteri ile kavga ettin öyle mi?
Omuz silkti t
— Bırak şu enayiyi. Kâh-1 ve beğendiremedik saloz herife.
— Kahvenin içinden sinek çıkmış.
Kaş çattı:
— Kedi çıkacak değil, efendi âbi. Sinek bu. Kahveden de çıkar, çaydan da. Havada uçan sineklerin bacaklarına iplik bağlayıp tavana asacak değilim ya. Uçarken düşmüşse benim ne kabahatim var? Bir sinek için anafordan kahve mi içireceğim herife?
Mahkeme açıldı, sert ba-( kışlarla birbirlerini süzerek salona girdiler.
oy-
SU-
be-
— ÖÖÖ... ÖÖÖ... ÖÖÖ...
— Ne oluyorsun, efnedi amca? otomobilcilik mi nuyorsun?
Efendi amcanın asık ratl büsbütün buruştu:
— Alay mı ediyorsun nimle. köftehor?
— Estağfurullah. Otomobil komesi gibi ötüyorsun da onu merak- ettim.
— Benim yerimde sen olsaydın vapur gibi öterdin.
— Senin blunduğun yerde insanlar ötüyorlar demek?
— Öyle değil canım. Zevzeklisi bırak şimdi. Başıma gelenlerden haberin yok galiba.
— Duymadım, amca bey. Geçmiş olsun. Kazaya mı uğradın yoksa?
— Ne sayarsan say. Fena bir iş geldi başıma.
— Hayrola. Anlatı ver bakalım.
— Bırakmıyorsun ki anlatayım. Sen benden daha fazla konuşuyorsun, başladığım lâkırdıyı ağzıma tıkıyorsun.
— Kusura balıma. Ben biraz gavezeyimdir, hoş gör.
— Sus da beni dinle. Şeye gittim. Çok isim vardı. Hem de ayak işi. Bir ahbaba kiralık ev aradım. O-
50 yıldanberi eşi gorûlnıiyen bir film listesi
8ç film - 16 renkli - 20 Türkçe ve orijinal - 24 orijinal
Bu şaheserler bu yıl:
BeyoğJunda LÂLE — AK — ELIIAMKA Ankarada: ULUS — Kadıköyde: SÜREYYA İzmirde: LÂLE — TAN — Adanada ERCİYEŞ ve LÂLE film İle çalşOn 125 sinemada gösterilecektir.
Listeden bir kaçı :
1 — MAÖLÛP EDİLMİYENLER Gary CoopCr - Paulelte »ü'neonfluered» (Renkli
2 — YARATILAN VATAN
«SUver River»
3 — ÖLÜM MELODİSİ
• Humoresque>
4 — VEFASIZ
«The Unfaithful»
5 — GÜNAHSIZ MELEK
■A Foreign afialr»
6 — ŞAHANE VALS (Renkli)
•Emperor Wallz»
7 — HAZİN AŞK «Look befor i ou love*
8 — ÂDEMLE HAVVA
«Adam and evîlyne»
9 — ALTIN HÂZİNELERİ .Treasure of Sierra Madre»
10 — KRİSTOF KOLOMB
«Chrlstopeher Colombus»
11 _ Rto YOLU
•Road to Rio»
M — YALNIZ GİDENLER
■I Walk Alo ne»
13 — İSİMSİZ KATİLLER
«The Unsuspected.
14 — AŞK GÖLÜ (Renkli)
•The blue Lagoon»
15 — YANLIŞ NUMARA «Sorry, Wrong Number»
16 — YILMAYAN ASLAN i
•Wbisperlng Smlth» (Renkli)
17 — GÖNÜL FIRTINASI
«Desert Furya (Renkli)
lg _ Rio AŞKLARI (Renkli)
«The time. The Place. The Girlı
19 — KARANLIK GEÇİT
(Dark Fassage»
80 — ÜMİTSİZ AŞK
«Possessed»
Goddard
Errol Flynn — Ann Sherldan
Joan Crawford — John Garfleld
Ann Sherdlan — Lew Ayres
— Zachary Scott
Marlcn Dietrich — John Lund
— Jean Arthur
) Joan Fontaine Crosby
Morga ret Lockvoöd — Griflilh Jönci
Jean Simruoûs — Stevart Granger
Humphrey Bogart — Walter Hııston
(Renkli) Frederlc March — Kathleen Ryan
Bing Crosby — Dorothy Lamour — Bob Hope Burt Lancaster — Llsabeth Scott
Joan Caufleld — Cluade Rains
Bing
ni-
I Jean Simmons — Don al d
Houston
Burt Lancaster — Barbara Stanwyck
Alan Ladd — Brenda Marshall
Llsabeth Scott — Burt Lancaster
Den »İs Morgan — Jack
Carson —• Janls Palge
Humphrey Bogart — Lauren Bacall
Joan Craurford — Van Heflin
Ce. Re,
I
Emniyet müdürlüğünün başarısı
Para çoğaltma şirketi nasıl ola geçti?
Bir kale bombalandı
Yemenli silâhlı aşiretler bu kaleyi inşa etmişlerdi
Dörtler konferansı
Rusya içtima için hiç bir teşebbüs yapmadı
Beyoğlunda bir kıza görücü olarak gittik!
Geyveli İbrahim özgenin 72,500 lirasını deve yapanlar İstanbulda, Bursada ve Rizede tevldf edildiler. Hep birlikte burada muhakeme edilecek
Yeryüzünde o kadar saf İnsanlar vardır kİ, bazan bu safiyetlerinden doğan ihtiraslarla en akla gelmiyecek şeye İnanırlar ve bu inançlarının cezasını da müthiş şekilde çekmek mecburiyetinde kalırlar.
«Saf adamlar olmasa açık güzler nasıl geçinir?» sözü de bunu bize pek güze! anlatır...

•Dızdızcılık» adı verilen ve biri İki, İkiyi dört, onu yirmi, yüzü iki yüz, bini iki bin yapmak hüneri, emniyet müdürlüğü ikinci şubesini uğraştıran İşler arasındadır. İstanbul emniyet müdürlüğünün aldığı tertibat sayesinde bu işin hemen hemen bütün Turklyede belli başlı üç ustasından biri şehrimizde, İkincisi Bursada, üçün-cüsü de Rizede yakalanmış bulunmaktadırlar.
Üç dızdızcının son macerası
Bunların son ve büyük ma-ceralarile yakalanış şekilleri hakkındaki tafsilât şeyledir;
AbdûJkadir Metin adındaki yaşlı başlı bir sabıkalı, Geyve-11 İbrahim Özgen adında blriie tanışmış ve bununla manifatura ticareti yapmak üzere mutabık kalmışlardır.
Beraberce ufak tefek işler gören bu İki şahıs arasındaki dostluk biraz İlerledikten sonra bir gün AbdO Ikadlr, Geyveli İbrahim e:
— Sana öyle bir adam tanıtacağım ki, ömrün oldukça bana dua edeceksin! demiş ve bu tanıtacağı adamın Yunanlı bir tacir olduğunu ilâve etmiştir.
Abdiilkadir, İbrahim e böyle bir vâltte bulunduktan sonra bir müddet bu mevzua bir daha temas etmemiş, fakat İbrahi-mln merakı, bir kaç zaman sonra Ahdili kadirden bu Yunanlı tacirle kendisini ne zaman tanıştıracağını sormağa sevket-m iştir
Abdulkadlr, İbrahim! bu şekilde yola getirdiğini anlayınca, bir gun onu beraberine alarak Beşik taşa gitmiş ve mâruf Yunanlı tacir (?|) m ablasının erine misafir olmuşlardır.
Burada, Geyveli tbrahimle karşılaşan Yunanlı tacir, uzun boylu, kerll ferli payet şık giyinmiş şahıs, maruf sabıkalılardan Aristldl Madenoğludur.
Paralan çoğaltan makine
Evde şöyle bir sofra kurularak misafir İzaz ve İkram edilmiş, bu arada miinaaip İfşanla Aristldl Madenoglunun büyük hüneri ?! bahis mevzuu örmüştür. Bu hüner de, Aristidlde biri fkl yapan bir makinenin mev-dndiyetldir. Makinede bir iki tecrübe yapılmış, filhakika btr on liralığın İki on liralık, bir elli liralığın İH elli liralık ol-dtağnnıı gören Oeyvell İbrahl-mln bit İşe aklı yalmış ve nnıh-«ellf defalar makineye konulan yirmi ıM bin Hra ı«ıra kırk dört bin lira olmuştur.
Saf Geyvelinin nedense doymak bilmeyen ihtirası btr türlü dinmemiş, AMÜlkadJrle Ariatidlnin parlak teklifleri karşısında, nihayet tam 72,500 ıhasım bu İşe vakfetmiştir
Aristldl Maden oğlu, bu .para foftaitfna» makinesinde bittabi
bazı kimyevi maddeler de kullandığından, paralar muayyen bir müddet makinede kalmakta ve ancak bu müddet geçince çıkarılabllmekıedir.
Eyvah paralar yandı!
Geyveli İbrahim bu müddetin sonunda Arlstldl'nin evine gelip çoğaltılmış paralara kavuşacağı bir anda, pek üzgün vaziyette bulunan Aristldl; makineyi açmış ve yanmış bir sürü kâğıt parçalanın göstererek:
— Başımıza gelenleri sorma İbrahim efendi. Eczayı fazla kaçırmışız, paralar da yanmış!. Fakat madem kİ hata bende, ben bu parayı yavaş yavaş sapa tazmin ederim! demiştir.
Bu sözlerle yıldırımla vurulmuşa dönen Geyveli İbrahim ne yapacağını şaşırmış, fakat Aristidlnln parayı tazmin edeceği hakkındaki vadini yerine getirmek üzere bir müddet beklemiş, fakat başına gelen işi bir lld ahbabına anlatınca hakikî felâketi kavramış ve soluğu doğruca emniyet müdürlüğünde alarak .para çoğaltma şirketi» efradının eşkâlini vermiştir.
İkinci şube faaliyete geçiyor
Emniyet müdürlüğü İkinci şubesi derhal tahkikat ve takibata koyulmuş ve evvelâ Arls-tidi Madenoğlu ele geçmiştir. Yapılan soruşturmada Aristldl Madenoğhmun arkadaşı Abdül-kadir Metinden başka «suyolcu ahmet» namlle maruf sabıkalı Rizeli Ahmet Yıldırımın da bu İşte İştiraki olduğu ve bu İkisinin de Istan buldan uzaklaşmış oldukları tesbit edilmiştir.
İlk İş olarak Aristidl adllyeye verilmiş, evvelâ hakkmdakl tahkik alın gayri mevkuf olarak devamı kararlaşmış İse de bilâhare emniyet müdürlüğü, A-ristldlyi yeni delillerle tekrar adllyeye verince bu sefer hakkında tevkif karan çıkarılarak Cezaevine gönderilmiştir.
Istanbuldan kaçan Abdülka-dir Metin He Ahmet YıJdmm da diğer şehirler zabıtasmca aranmakta okutursun, şehrimiz emniyet müdürlüğü ikinci şube komiserlerinden Hilmi Ağan senelik mezuniyetini Bursada geçirmekte olduğu sırada Çekirgede Abdölkadtr Metinle karşılaşmış ve İstanbul zabıta-tnnea aranmakta olduğunu Mİ-diğtnden hemen yakalamağa kalkmış. Abdûlkadtr bu sırada bıçak çekerek memura saldırmak lstemlfM de kıskıvrak yakalanmış re üzerinde bulunan alta bin Ura İle Bursa acLUyesl-ne teslim edilmiştir. Bursa ad-Iiyesi de Abdülkadir Metin hakkında tevldf karan vermiş ve Cezaevine atmıştır,
»Para çoğaltma Şirketi» nkn üçüncü şaha da Rizede tutulmuş ve bu şekilde yakalama İşi tamamlanmıştır. Şimdi Abdül-ktdlr Metin Lk Ahmet Yıldırım da Bursa ve Rizedrc mahfuzen "dirimize getirtecekler ve işle-1 dikleri suçların hesabını İstanbul adliyecinde verec-klenttr.
Remzi TOZAJVOĞLÜ
Londra 10 (AP.) — Müstemleke dairesi tarafından bildirildiğine göre, İngiliz InraJlyet hava kuvvetleri (RAF' ne mensup uçaklar İngiliz himayesinde cilan Aden'de, Yemen civarından gelmiş olan silâhlı çeteler tarafından inşa edilmiş olan bir kaleyi bombalı yarak tahrip etmişlerdir.
Sömürgeler dairesinden verilen malûmata göre, karışıklık, Beihan emirlnin, Maghd Mar-gatın içinde bir misafirhane inşa ettirmesinden sonra başlamıştır.
Bunun üzerine Ytmen valisi, misafirhanenin kendi topraklarından olduğunu iddia etmiştir. Misafirhane, silâhlı Ymıen kuvvetleri tarafından ağustos ayında bir çok defalar taarruza uğramıştır. Bu taarruzlardan sonra Yemenliler bir kale İnşasına başlamışlardır, tkl tarafın İtiraz ve protestolarına rağmen kalenin İnşasına devam olunmuştur. Bunun üzerine İngillz-ler Yemen Emlri imam Ahmede kalenin İnşaatına son verilmediği takdirde RAP uçaklarının bunu bomba He tabripedecekle-rinl bildirmiştir 2 ey'Ûide İngiliz uçakları; işçileri korkutmak için kalenin yakınlarına bombalar atmışlar; İşçiler kaçmışlarsa da gene gelmişlerdir. Bunun üzerine gece kale yıkılmıştır.
Londra 10 (AA..) — «Afp>:
Ingiltere başkenti yetkili çevrelerinden bil dirildiğine göre Rusya dört dışişleri bakanının yeni bir toplan ta yapmaları hususunda ne Londrada, ne de başka başkentlerde hiçbir teşebbüse girişmiş değildir.
Bilindiği ğibl geçen haziranda Paris konferansından sonra yayınlanan tebliğe göre, dört devlet, dörtler konseyinin yeni devresin! tesbit İçin Birleşmiş Milletler nezdlndeld delegeleri vasıtaslie İstişare edeceklerdir.
Londrada dörter toplantısına dair Sovyet tekliflerinin büyük bir sevinç uyandıracağı teyld e-dllmekte, geçen haziran anlaşmaları hakkında Rusyanuı, bilhassa Avusturya barış andlaş-ması hakkında giriştiği tefsirlerde herkesin hayal sukutuna uğradığı bildirilmektedir.
Londrada şöyle deniyor: «Söv yet propagandasının uçurduğu balonlar gözden kaçırılmıyacak, İngiltere İdarecileri, batı devletlerinin Alman yad a başlanmış olan eseri tamamlamayı tercih edecekler ve Kremlinin eninde sonunda yapıcı bir kaç teklifJg bulunmasını bekllyeceklerdir.
Havada bir facia
Yazan ; Cemaleddin Bildik
Eski âdetler tam amil e bozulmuş ve kaybolmuş! — Zenginliğin ve otomobil sahibi olmanın garip bir anlatma yolu — Alnını pencere camına dayıyarak ikide bir sokağa bakan kızın asıl maksadı! — Gök gürlemesinden korkan erkek — Lâf kıtlığında asmalar budayayım...
Ercümend Ekrem Talu ve Mûnif Fehimin «Dünden hâtıralar» ından bir çotucuiuk san nevi
TUR AL
Öksürüğü keser.
Macaristanda temizleme
Komünist iki Dısba-kanı, casuslukla itham olunuyor
Budapeşte 10 (AP.l — Hükümet tarafından bildirildiğine göre, eski Dışişleri Bakanı Lasz-so Rajk ve şerikleri casusluk suçundan dolayı bir halk mahkemesinde 15 eylülde muhakeme edileceklerdir
Macar İşçi 'komünist) pratikinin en mühim simalarından biri olan Rajk haziranda tevkif edilmişti. 19 haziranda yayınla-
Uçak kazasında 23 ldşi öldü
Sault-Au-Cochon (Qnebec> 10 (AP.) — Canadlan Pacific Alr-
llnes şirketine alt olan DC — 3 tipinde bir uçak dün, St; Lau-rence nehrinin kıyılarında bir kaç yüz kadem yükselen kayalıkların üstüne düşmüştür. Kaza neticesinde 23 kişi ölmüştür.
19 yolcu ve 4 mürettebat ânl de ölmüşlerdir.
Uçakta bulunanların cesetlerinden kopmuş olan parçalar etrafa yayılmış ve ağaçlarda sallanmaya başlamışır Cesetlerin büyük bir kısmı uçağın İlerisine fırlamıştır.
Uçak yanmamıştır; bununla beraber, kazayı gören kimseler uçağın düşmesine takaddüm e-
Evet! Dünkü yazımda İşaret ettiğim gibi evlenmek İsteyen ve bir türlü aradığı evsafta kız bulamıyan mühendis arkadaşımın agabeysi rolünü takınarak görücülüğe gittik... Gittiğimiz evlerden biri Beyoğlunda. diğeri de İstanbul semtinde İdi. şimdi size, evvelâ Beyoğlunda-Id evde gördüklerimi Ve ne çeşit konuşmalara şahit olduğumu anlataym. Sonra da İstanbul semtindeki eve geçeriz.
Otobüsten indikten sonra mııhendis arkadaşımın annesi önde, biz arkada bir hayli yol yürüdükten sonra tavsiye edilen kız ailesinin apartıman
merdivenlerini çıkmağa başladık.
— Bugün geleceğimizi biliyorlar mıydı acaba?
Arkadaşımın annesi hafir bir gülümseme 11e dudak bükerek cevap verdi:
«— Bugün bu saatte geleceğimizi biliyorlardı. Niçin sorduğunuzu da anlamıyor değilim. Endişe etmeyin, müstakbel ge-linl evde bulacağız.»
Aradığımız dairenin önüne gelince, büyük hanım parmağını zile dokundurdu. Kapı arkasında öteye beriye bir koşmadır başladı!.. Ayak sesleri kesildikten sonra uzunca boylu güzelce bir kız kapıyı açtı:
«— Buyursunlaaarl»
Mühendis arkadaşımın annesine bir göz işareti çakarak görmeğe geldiğimiz kızın bize kapı açan olup olmadığını sorar gibi yaptım. «Bilmem» mânasında omuz silkti. Nihayet takdim merasiminde bu merakımız zail oldu... Meğer o, müstakbel gelin hanımın samimi arkadaşlarından biri imiş!
Es idden görücüye çıkan kızların yanında başka kız gözükmezdi. Hattâ iki kız kardeşten büyüğü görücüye çıkarılır, ablasının kısmetine mâni olur diye küçüğü odasında alıkonur, duvarda ve ayna kenarında resmi varsa onlar bile kaldırılırdı! Şimdi ise kapıyı. talip (Arkası 6 ncı sabifede)
Oksijen maskeleri
Amezikada uçukla seyahat edenlerin oksijen maskeleri kııllanm.zğa mecbur tutulmaları meselesi İncelenmektedir. 0000 metre yükseklikten aşağı uçuşlarda gaz maskesi Icullanıima-«ma ltaum olmamakla beraber Ohlo'daki havacük tıbbi lâ-boratuvan oksijen maskeleri yapmağa başlamıştır. Bu maskeler Türk parariyle seksen knnışa maiotmuklndiT. Yukankl köşe oksijen maskesinin el He açıluunı ve yüze takıldıktau sonra akhğı vaziyeti güaterljue.
Created by free version of 2PDF
nan İçişleri bakanlığnın bir teb den anlarda bir nevi infilâk 110 Rajk ve 39 şerikinin «yaban duyduklarını söylemişlerdir, cı bir devlet hesabına casustuk | - Uçakta on erkek, yedi kadın yapmaktan sanık olduklarını üç çocuk vardı. Mürettebat ÜÇ büdlrmlştlr.» 1 kişi İdL

Snhffe 8
AKS A M
11 Eylül 1949
HER AKSAM BTR HİKÂYE

HITOGHAFLA HÂDİSELER
Lena, güzel bir kadındı Biralında bir Bİirü erkek dolamıyordu Fakt hiç birine yüz vermiyordu. Kendisini seven ve hiç bir meyi eksik olmamak için esir gibi çalıdan kocası Jorja sadıktı. İmalı sözler söyliyerek ona arzu ve İştiyakla bakanlar çabucak hayal inkisarına uğruyorlar ve geri çekiliyorlardı. Yalnız kocasının dostu ve arkadaşı Hop. kadının peşini bırakmıyordu. Lenanın red cevapları onu fikrinden caydırmıyor, fırsat buldukça genç kadına aşkından bahsediyordu. Lena-nın mukavemetini kırmak, onu arzularına râm etmek İçin bütün vasıtalara başvuruyor, gürelliğini, cazibesini medhediyor, hattâ önünde göz yaşları bile dokuyordu.
Fakat Lena teslim olmuyor, Bop’un ısrar ve sebatı, gururunu okşamakla beraber kocasına sadık kalıyordu. Bir gün Bop. bir defa daha kendisine âşıkından bahsettiği zaman:
— Rica ederim ısrar etme Bop! Kocam bana sadıktır. Ona nasıl ihanet edebilirim, cevabını vermişti.
Jorj ona sadık imiş--- Ya sadık olmazsa ne yapacaktı?
Hop, bu suali kendi aklından geçirdikten sonra genç kadına da sordu?
— Kocanın sana sadık olduğunu mu sanıyorsun?
— Tabii değil mi ya? Bop. istihfafla güldü: Lena. endişe ile sordu: — Niçin gülüyorsun. Bop?
— Senin saflığına gülüyorum Lena! Kocan seni aldatıyor.
Genç kadın bu söz karşısında sarardı:
— İmkânı yok. cevabını verdi.
— Bununla beraber imkânsız dediğin şey. oluyor.
— Bunu İspat edebilir misin?
— Tabii ispat edeceğim Lena' Yarın öğleden sonra saat altıda benimle beraber gelir misin? Jorjun sana ne kadar sadık olduğunu gözlerinle görecek, saflığını da anlıyacaksın. Fakat bunu bir şartla yapacağım: Jorja bir şey sdylemlye-ceksln, bir şey de sezdlrmiye-ceksin! Kabul mü?
— Kabul! Dediğini yapmağa çalışırım.
Ertesi gün Lena ile Bop muayyen saatte buluşarak taksiye bindiler. Bop. şoföre bir adres söyledi. Şoför, söylenen yere gelince arabayı durdurdu. O zaman Bop, genç kadına döndü :
— Az sonra göreceksin, dedi.
Hakikaten az sonra başka bir taksi, bu gazinonun önünde durdu Bop taksiyi göstererek:
— işte bak Lena! dedi. Hakikaten Jorj, sarışın bir kadınla gazinonun bahçesine girdiler ve kenardaki bir masaya ot urdular.
Bop, genç kadının kulağına eğildi:
— Zannetmem kİ. bir hâdise çıkarmak istlyesin Zaten böyle bir şey senin şerefine yakışmaz sözlerini fısıldadı.
Lena. gözleri yaşla dolu olarak:
— Hayır! cevabını verdi. Bunun üzerine Bop şoföre: — Çek Eden lokantasına! dedi.
Taksi, hareket ederken Lena sordu:
— Orada ne yapacağız?
— Sinirlerini yatıştırmak için
temiz havaya İh Uy acın var.
Genç kadın, bu gezintiyi reddedecek halde değildi. Şehir dışında bir gezinti., temiz hava. belki heyecanını yatıştıracaktı. Demek kendisi peşinde dolaşan bunca erkeklerin niyaz ve istirhamlarını reddettiği halde, kocası ona İhanet ediyordu. Hiddetten boğuluyor, mütemadiyen ipekli mendilini dişleriyle didikliyor, içi intikam almak arzusu içinde yanıyordu.
Taksi, sık ağaçlı br bahçenin ortasında bulunan Eden lokantasının önünde durdu. Bop ile Lena, kenarda olr masaya oturdular. Delikanlı yemen ve şarap ısmarladı. Genç kadın-
— Hayır içmek istemiyorum, diye itiraz etti.
— Hayır, içeceksin. Bir kadeh âsabmı teskin edecek!
Lena, sersemlemiş bir halde şarabı içti. Bop, titreyen bir sesle, aşkından, kendisine ihanet eden bir kocaya sadık ve bağlı kalmanın aptallık olduğundan bahsetti. Jorjun bu hareketini bilen arkadaşlarının, Lenanın bu saflığı ile alay ettiklerini ilâve etti. Vakıa Jorjun bu ihanetini ifşa edip karısının gözlerini açması doğru bir hareket değildi. Fakan genç kadına beslediği derin aşk ve muhabbet, bu tarzda hareketini mazur gösteriyordu.
Bop. bunları söyledikten sonra genç kadına bir kadeh şarap daha İçirdi ve İlâve etti:
— Kavgaya, boşanmaya lüzum yok Lena! En iyi hareket intikam almaktır. Dişe diş...
Şarap kadehleri birbirini ta-klbettl. Genç kadın sarhoşluğun tesiri ve intikam almak birsiyle, evine günahkâr olarak döndü.
Bu yalancı ve günahkâr aşkın saadeti kısa sürdü. Bop emeline ermiş, genç kadını elde etmişti. Bir müddet sonra imzasız bir mektup. Jorja karısının ihanetini haber verdi. Kısa bir tahkikat, ihbarın doğru olduğunu meydana çıkardı. Karı koca arasında şiddetli bir kavga... Genç kadın, her şeyi itiraf etti.
Jorj, Lenaya nefret ile bakarak:
— Gözlerimle görmeseydim, inanmazdım, dedi .. Lena da:
— Ben de İnanmazdım amma kendi gözlerimle gördüm, cevabını verdi.
— Neyi gördün?
— Beni sarışın bir kadınla aldattığını... Evvelâ sen başladın.
— Ben mi? Sen delirdin mİ, Lena?
— Düşün bakayım İki ay evvel şehir dışında sarışın bir kadınla otomobilden inerek bir gazinoya girdiğini görmedim mİ sanıyorsun?
O zaman Jorj her şey) anladı. Bir kadın, kendisine mühim bir iş tevdi edeceğini haber verdi. Jorj, kadını yazıhanesine davet etti. Fakat kadın, sakin bir yerde bu meseleyi görüşmelerini teklif etti. Jorj. bu iş İçin o gazinoda onunla görüştü amma kadııı bir daha semtine uğramadı.
Şimdi Lena, Bop ile o sarışın kadın arasındaki entrikanın kurbanı olduğunu anladı. Kocasının ayaklarına kapanarak yalvardı:
— Affet beni kocacığım. Gö-
Beyoğlunda bir kıza görücü olarak gittik!
GİZLİ POLİS
(İNGİLİZ CASUSU ASHENDEN»
Yazan: Somerset Mauğham Tercüme eden: Vâ - Nû
Aşk ve macera romanı
Tefrika No 44 3
— Bu işi ancak akşamlan ya-pabi'iyoruz. — diye izah etti. — Mecburuz. Çünkü bu banyoyu Fitzgerald’lara tahsis ettiler. Eğer köpeğimizi içine soktuğumuzdan haberleri olursa hallerini tasavvur ederdiniz değil mİ? Haydi Froitzi, yıkandığın za man nasıl gözet olduğunu baya göster bakalım.
Zevali ı hayvan kuyruğunu mecalsiz mecalsiz sallıyordu. Bu yıkanma işi hiç hoşuna gitmiyordu ama, efendisine karşı yaptığı İşkenceden dolayı hiç de kin beslemiyordu. Arada sırada silkiliyor, etrafmdakllerl sabun köpüklerine boğöuyordu. Çenesini kısmaksızın. Caypor hayvanı mütemadiyen yıkıyor,
— Bu yavrucak kar gibi beyazlaşınca ne güzel olur, ne
Kahraman Mehmetçikler defi topunun başında
Gayet iyi maskelenmiş nıotör lü ağır bir top
Türkiye Zcnctıı
Senelik ZlMl ruru» kurut
e ayını ısoo > nm •
ı «yu ooo • n» •
I aylık SW ■ - •
Adres tebdili için elli Kuruşluk pul «nnderUmelldlr Aksı takdirde »d re» deglstlrllmeı
rüyorsun ya bu işte suçum, günahım yok. Bir entrikaya kurban oldum.
Jorj, metin ve kati bir sesle:
— İmkânı yok Aramızdaki münasebet, ebediyen kesildi. Şerefini bilen bir kadın, bir serserinin sözlerine İnanıp da kendisinin ve kocasının namusunu kirletmez.
Lena, ağladı, yalvardı, fakat Jorj kararından dönmedi.
— Yuvayı kendin yıktın. Cezanı çek, diyerek çıkıp gitti.
çeviren: A. HİLÂLİ
Ağır bir bava defi topu, endah ta ba?.r bir vaziyette
(Basla rafı 5 inci ıllllfcdel
olunması muhtemel kızın arkadaşı açıyor! deÛerimizi ne kadar ve kaybetmişiz!..
bulunan
Eski â-bozmuş
Genişçe, tertemiz mobilyalı, İyice dayanıp döşenmiş bir salondayız .. Evlenmek isteyen arkadaşını mühendis bir. annesi iki, ben üç, görmeğe geldiğimiz kızın annesi dört, kapı açan arkadaşı beş... Bu beş kişinin içinde asıl kız yok! Aradan on beş dakika ya geçti, ya geçmedi, orta boylu, esmer, saçlar ensesinde toplu, fıkır fıkır bir kız, ıbonjuuur, efendim!» diyerek salona girdi, ayrı ayrı hepimizin elini sıktı ve koltuklardan birine oturarak bacak bacak üstüne attı:
•— Bugün hava ne kadar da sıkıcı değil mİ?»
Belli idi kİ başka lâf bula-madlğmdan havadan bahsediyordu. Mecburen baş sal! ad k. Fakat kendisini görmeğe gelen-' lere kar.ş sıkıcılıktan bahsetmesinin sırası mıydı!.. Lâf kıtlığında asmalar budayayım...
Mühendis arkadaşımla karşılıklı, manidar bakışırken o devam ediyordu:
«— Büyük yağmurlarda hep hatırlarım... Allah rahmet eylesin büyük babam, erkek olduğu halde gök gürlemesinden pek korkardı! Her halde babam da ona çekmiş olacak, gök-gürlemesi! e kulaklarını tıkar, ar-kasmdan da şimşek çakmasını görmemek İçin gözlerini sımsıkı kapatırdı.»
A kız un! Evvelâ şimşek çakar. gök gürlemesi onu takip eder diyecek oldum. Tam kendimi zor zaptettiğim bu sırada kocası olması muhtemel bulunan mühendis arkadaşma hitaben:
Siz de korkar mısınız?» demez mi!...
Arkadaşımın oturduğu yerde ecel terleri döktüğünü farkedi-yorum. Hele o yüzü, skıntısııı-dan kıpkırmızı olmuştu! Lâkin alaylı bir cevap vermekte de gecikmedi:
— Korkarım efendim!
Genç kız kahkahalar atarak müsaade talep etti ve yerinden kalkıp salondan çıkarken sesini duyurarak.
«— Bayılırım gök gürlemesinden korkan erkeklere...»
Safi dikkat kesilmiş, hayretler içinde genç km tetkik ediyordum Bacak bacak üstüne atmış vaziyette öyle bir likör içişi vardı kİ elinde bir sigara» eksik... Liköründen bir yudum daha alarak seslendi :
«— Anne!»
«—» Ne var canikom?»
«— Babam ne diye hâlâ İnat edip duruyor da çiftliği 250 bin Uraya sa tı vermiyor
■— 400 bin liralık mal hemen verlllverir mİ a kzım!.»
(ı— Verlverslilln1»
Durup dururken çiftlikten bahsetmenin arası değildi tabii Ama ne yapsın ki küçük hanım, zengin bir aile kızt olduğunu, sıralı sırasız anlatmak istiyor!.
*
Oturduğumuz müddetçe heo evin kızı konuştu biz dinled Bu arada arkadaşı da kalk kalkıp pencerenin camına alı nı dayıyor ve sokakta bir şeyi arıyordu! Evin kuıı öfkeli I tavırla sordu :
«— Ne bakıp duruyorsun ö le ikide bir kuzum?»
(— otomobile, r
■— Canım. Iıizim otom o Bostnacıya gitti ya...»
Saatine bakarak ilâve etti •— Sabret! On dakika sor gelir, şöyle Büyükdereye kad uzanır bir hava alırız »
İçimden. «Hah! dlvroum, k çük hanımların otomobilli olduğu da açıktandı! Fakat a maksadın bu olmadığını da a lamakta da gecikmedik. Ark daşı:
■— Ben, beyci indilerin ol mobllird görmeğe çalışıyorum
, demez mi?!..
Arkadaşım müsaade rlcasiyle kalktı. Annesi ile ben de onu takip ettik. Mühendis ahbabım canı sıktlmış ve aradığını yine bulamamış olmanın üzüntüsü İçinde Allahaısmarladık der ve el sıkarken, otomobili olmadığını da anlatmağa çalışıyordu:
— Bu saatten sonra otobüsler kalabalık olur amma zar zor gideceğiz .
Bir dahaki seferde Beyoğlun-dakinden bambaşka sahneler ve konuşmalarla dolu İstanbul semtindeki kızdan ve evden bahsedeceğim Hepsi de böyle .olamaz amma evlenmek hakl-' katen pek güçleşmiş!..
Cemafeddin BİLDİK
Created by free version of 2PDF
Bir çocuk yandı
Devrek 10 i AA ı — Muhabirimiz bildiriyor:
Yenice bucağına bağlı Satuk köyünde üç ailenin yaptırdığı iki ev yanmış ve d aylık bir ço-
Mühendis arkadaşın, somurtmuş halde «gel de aı böyle oir kızı!» mânasında yüzüme çakarken evin kızı tekrar salona giriyordu. Bir elinde çikolata kutusu, diğerinde de üstüne
likör dolu kadehler dizdiği Nr.cuk da kurtarılamıyaralc ölmüş tepsi .. | tür.
Hepimize ayrı ayrı likör tut-
tu, çikolata ikram etti, tepsiyi W 1 y Jİ
de kenardaki masn üstüne bira-
karak yine eski yerine oturdu.! öu akşamki program Garibi su idi ki likör dolu bir | ,. piir,,'lar' , . , , , . . ' «»«S Şnrkılar. 15 H-berkT, 1» 15
kadehi de uzanıp alabileceği buKün. I93(> lnce 5„r
bir yere kendisi için bırakmış- hur fasiıi. zo.ıs r-a»at gawics> »..w tı, | Şarkılar. 31 Halk tüıkOIerı, 3115
Ben Wum IB6r a.
lirken düşünüyordum: Eskiden'«1$ Dan$ mut>«ı ipi i. s is naber-görücü olarak gelenlere evin tı-
kızı taralından kahve ikram e- Yarın sabah ve öğle programı dillr, «otur kızım» denmedikçe T’1 Ha,lr P3'Ca,3r 'oı' ’ 15 Ha* .... ,, I herler ve Hava raporu. S Şarkılar
«(• HMiıta el pençe tu.an a- B3S G„..„n
yakta tepsi tutardı. Şimdi bu programı. 830 Çeşitli müzik (£'l> ne lâubalilik böyle! . Oturduğu I ısa» Peşrev ve iarkıhrr, lj Haber-yetişmiyormuş gibi bir kadeh 13 15 Va's m!’’* ’f*
! 1 ı. i ı ı . J °^Ie 1’45 MUr'k: Rlluncıler.
likörü kendisi için ayrmakta da u H>„ r3poro prusıamı „
tereddüt etmiyor!... kapanış
I güzel olur; Sahibi de onunla I gezmeğe çıkmaktan gurur duyacaktır. Bütün bayan köpekler birbirlerine soracaklar: Bu kibar Buli-terrler kim acaba?» diyecekler. Ama sakın kımıldama, şimdi de yıkamak sırası kulaklarına geldi. Şehir ortasında pis kulakla doiaşamazsuı değil mi? Asalet İcabettirlyor, neylersin? Eh artık, kara burnuna sıra geldi. Oözlerinc de azıcık sabun süreceğiz pek güzel olacak.
Bayan Caypor. bütün bu gevezelikleri gülmeğe müsteld olmayan suratında bir tebessümle dinliyordu. Derken, bir hastabakıcı edasiyle havluyu aldı.
— Şimdi de suya dalacak, lıoop...
Caypor, köpeği on ayakların-
dan yakaladı: iki kere suya sokup çıkarttı. Hayvan çırpınıyordu. Nihayet, efendisi köpeği a-zad etti:
— Haydi koş annene, seni kurulasın.
Bayan Caypor, oturdu; kuvvetli bacakları arasında köpeği hareketsizleştirdl; kurulamak İşine girişti; ve kurulama vazifesini bitirdi. Alnından terler akıyor. Heyecanlı nefes nefese, fakat azabın m bitiğinden dolayı memnun; gözlerinde bir ihtiraslı rohavet, FriLzi. bize doğru İpek gibi kafasını kaldırıyor.
Caypor, coşkunlukla:
— Şu küçüğü görüyor musunuz? — dedi. — Cetleri arasında hiç değilse altmış dördünün ismi malûmdur. Hepsi de asil ırklardandır.
Merdiveni çıktığı sırada, A-shenden'ln biraz üzüntülü hail vardı.
Bir pazar günü, Caypor, dağ köşklerinden birinde yemek yemek İçin karısıyla gittiği sırada beraber gelmesini ona da teklif etti. Herkes kendi parasını kendi verecekmiş. Bayan Caypor
başına Trlolyen bir fötr giymiş; çivili potinlerini gümlete güm-lete yürüyor. Caypor sa. korolu çoraplar ve İngiliz usulü şık bir pantolonla zarifleşmiş. Ashetı-den, Lucerne’deki üç haftalık kati istirahatten sonra bu gezintiye iştirak edebilecek kadar kuvvet topladığını söyledi. Erkenden yola çıkmışlardı. Ashenden, geçireceği bugünden memnundu; fakat ne olur ne olmaz İhtiyatlı davranmalıydı. Uçurumların yanından, yürümeme-liydi. Kırabilir, belki de Caypor’ lar onun hüviyetini keşfetmişlerdir. Kadın, ona, oyun oynamakta tereddüt etmez. Caypor, neşeli bir insana da tehlikeli bir arkadaş olabilir. Fakat, hiç değilse görünüşte, bu ışıklı sabahın cazibesini Ashenden bakımından bozan hiç bir şey yoktu. Caypor’un şakaları devam edip duruyor. Kırmızı yüzünden terler akmakta; kendi şişmanlığı İle kendi alay ediyor. Nebatatta derin bilgisi olduğunu görerek Ashenden hayret etti Patikadan ayrılıp bir çiçek kopardı; karısına getirdi:
— Harikulade değil mi? — di-
ye haykırdı. Ve sah'ekâr gözlerinde bir çocuk safiyeti belirdi. — Walter Savago Landor’un bir şiirini hatırlatıyor.
Bayan Caypor. izahat verdi:
— Kocam için nebatat amatörce meşgaledir. Bazan onunla alay ederim. Çiçeklere bayılır. Bozan kasaba para vermiyecek hale geldiğimiz zam-ın. bana gül almak üzere yine para bulduğu vakidlr.
Caypor:
— Evini çiçekleyen kalbini de çiçekler, — dedi.
Ashenden, bir iki defa Caypor'un gezintiden dönüşünde bayan Fiizgerald’ da acemice bir nezaketle dağ çiçekleri verdiğini görmüştü: Çiçeklere karşı ihtirası samimiydi: ihtiyar kadına hediye ettiği çiçekler de onun nazarında kıymetli şeylerdi. Acemiler için tamamiyle mânâsız olan bu nebatat aşkı, nazarında ehemmiyetliydi. Adam bu ilme uzun zamanını vakfetmiş.
Casus:
— Ben hiç kitap yazmadım. — dedi. Yazmağa aa ihtiyaç görmüyorum. Makalelerini kâfi.
Makaleler insanı daha fazla tahrik ediyor. Lâkin buralarda bir müddet daha kalmak mecburiyetini duyarsam. Alp dağlarının nebatları hakkında bir 'etüd hazırlayacağım. Daha evvel gelmemiş olmanız yazık. Nerkislerin açılışını tasvir için insan şair olmalı. Halbuki ben biçare bir gazeteciyim.
O derece samimi görünüyordu kl yalan söylemesine ’ imkân yoktu.
Hanın bulunduğu mevkie geldikleri zaman, önlerinde dağlar ve göt açılıverdi Caypor’un bir bardak buzlu birayı İhtirasla içişini seyretmek İnsana âdeta zevk veriyordu. Bu derece basit şeylerden büyük zevkler duyan bir adama karşı nasıl sempati hissedilmez? Haşlanmış yumurta ile mantardan mürekkep öğle yemekleri lâtifti. Bulundukları han. on dokuzuncu asır seyahat hlkâylerinln resimlerine benziyordu. Buraya varır varmaz, bayan Caypor. şiddetli Cermen sayhaları çıkararak mevkiin İhtişamı hakkında met-hü senalarda bulunmuştu. Şimdi ise. içtiği şaraplarla ihtimal
mülâyimleştlği için Ashenden'e karşı daha az düşmanca tavırlar takınıyordu. Gözlerinde yaşlar pırıldamağa başlamıştı:
— İtiraf etmekten utanıyorum. Fakat bu haksız ve müthiş harbe rağmen, şu an kalbimde ancak saadet ve şükran var.
Caypor. karısının etini tuttu; ve evvelce yapmadığı şekilde, kadına. Almanca tatlı kelimeler söyledi. Ashenden onları, bu coşkun hallerinde başbaşa terkederek yürüdü; ilerdeki bir sıranın üzerine oturdu. Karşısın daki fevkalâde manzara, onu bir musiki parçası gibi sarıyor, tesir altında bırakıyordu. Fakat buna rağmen Grantley Caypor. zihnini işgalden geri kalmıyordu. İşte bîr casus kl bütün orijinallik rekorlarını kırmakta... Onun pek çok hoş tara fi an
olduğunu kabul etmek lâzımdı, iyi çocuktu; insana mütemadiyen hizmet etmeğe âmade imiş gibi bir tavrı vardı. Otelde oturan İrlandalI ihtiyar albayın Mısır harbine dair bitmez tükenmez gevezeliklerini takdire (Arkası var»
V ■
s
11 Eylül 194!)
AKSAM
Nuruasmanİye Oddfcri No. 67 : Km - K*e*
»«»* ÖZEL YENİ NESİL İLKOKULU *“ k,s,m
Yuva kısmında yer-ilikler, hususi bakım, otobüs seferleri. Küçük yaştan yabancı dtJ öğretilir. Kayıtlar her gün saat 9 dan 12 ye Kadar Eski öğrenciicri^^^ylül^ada^^ yıtlarını yenilemeleri lâzundır^^^^^^®^®
İstanbul Levazım Amirliği ilânları
KIYMETİ DÜNYACA > I TAKDİR EDİLEN I GENERAL @ELECTRIC ■
BUZDOLAPLARI \
^tediyaitâkolaylıkL
FENNİ SÜNNETÇİ
EMİN FİDAN ve oğlu LOKMAN FİDAN
Ellerinde $ünnH yopılmov mümkün olmı^onlotlo tojrodon gelenler, lennen I lünnef ^Oprlmorı ieop eden kügA bebeklerin ve yo|r büyük olanlorın (ünnet amefyeri kabinrlei'mude re yohul hvuıU hortohanelerde yapılır
BEŞİKTAŞ Eımiyef Sa-d(9> I MAÇKA Pota» kor,m Zeki
> yomndo Paja Ap. No. 2
Tel. 84395 Tel 81773
nentol
| Tekel Genel Müdürlüğü İlânları
Levazım Alım Komisyonundan
1 — Muhtelif eb-ad ve markada hurda 647 adet dış ve 447 adet İç kamyon lâstiği, aynı miktarda kolan ve ayrıca müstamel 17 adet muhtelif eb’od ve markada kamyon lâstiği açık arttırma ile satılacaktır.
2 — Arttırma 14/9/949 çarşamba günü saat 10.30 da FCa-Dalaşta Genel Müdürlüğümüz Levazım alım komisyonunda yapılacaktır.
3 — Muhammen bedel 10.460 lira olup geç;içl teminat 78S Uradır.
4 — istekliler, bu lâstikleri Ci bal i de Nakliyat şubemiz an-imrlarında her gün görebilirler.
5* 1 — Şartnamesi her gün Genel Müdürlüğüz Levazım ve evrak şubesinde görülebilir.
6 — isteklilerin, yukarıda yazılı gün ve saatte, yatırdıkları teminat makbuzları vc kanuni İkametgâhlarını gösterir belgeleriyle birlikte Levazım alım komisyonuna müracaatları ilân olunur. 12547
Hacılara Müjde: —>
Bölün muameleleri tamamlanmış olan
4.000 tonluk SELÇUK vapuru
15 eylülde ciddiye hareket edecektir. Gemide her nevi katıklı bakkaliye vo çayhane vardır. Fazla frah?t için aşağıdaki adrese müracaat ediniz,
ADAPAZARI BULU AMBARI
Tütün gümrüğü KaraU. ömL No. 4. Tel: 21786, 22251 Galata Melek Han 2 ci kat. No. 18. T. 422G7. N’ak acentası Rıhtım caddesi Nq, 19. T. 43126.
Tel:
I
Ayığıyla rina ve miktar» yazılı maddelerin kapalı zarfla eksitemlerl hizalarında yazılı gün. ram ve muhallerdeki As. Sa. AL komisyonlarında eksiltmeleri yapılcââktır. Taliplerin kanuni vezlkalariyle teklif mektuplarını ihale şalinden bir saat evveline kadar komisyona vermeleri.
Cinsi Miktarı Tutarı Teminatı
KHn Lira Lira İ
1418IIÜT
56950 17
1182 19
3087 19
1913 19
4648,55 17 2079.75 19
128,000 600,000 35,000 98,000 I 2.000
18,900
1.440.000
15.750
41.160
25,500 67975.01 37,330,05
Kapalı sarfla 0 M- uzunluğunda dip çevre 50 Sn. öç çevre 40 Sm. olmak üzere 1250 adet kavak telefon direği yerlerine teslim edilmek şartlle 28/9/949 günü saat 11 de Van As. Sa. Al. Ko. da ihalesi yapılacaktır. Tutan 20,000 Hra olup teminatı 1500 liradır. Taliplerin kanuni vesikalarile teklif mektuplarını ihale saatinden oLr saat evveline kadar komisyona vermeleri.
(3483 - 13260)
252 ton sığır eti kapalı zarfla 28/eylûl/949 günü saat 16 da İzmit As. Sa. Al. Ko. da İhalesi yapılacaktır. Tutan 352,800 lira I olup tenimatı 17.882 liradır. 65 ve 187 tonluk partilere bölünerek ihale edilir, Taliplerin kanuni vesikalarile teklif mektup- | lannı ihale saatinden bir saat evveline kadar komisyona ver- , meleri. (3433 - 13144)
4
1=) Pazarlıkla 18 kalem basım malzemeni satın alınacaktır. Muhammen bedeli 1041 lira, 40 kuruş olup kesin teminatı 156 lira 30 kuruştur.
2 —i Pazarlığı 13/eylûl/949 günü saat 14.30 da Haıblyede Lv. Sat. Al. Koni, da yapılacaktır. Şartnamesi komisyonda görülebilir. (3471 - 13259)
İstanbul Birinci icra memurluğundan: 946/341
Bir burcun temini istifası için mahcuz olup açık arttırma suretiyle paraya çevrilmesine karar verilen Fatih Hatip Mûsla-hattin mahallesi Mimarcı yû-
İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası ilânları
Avust uryadan mal getirtecek o'anlara
Yürürlüğe giren Avusturya anlaşmasına göre alâkadarlar tarafından /erilecek formüller ve talepnamelerin 14 9.949 çarşamba gününden itibaren kabulüne başlanacağı İlân olunur.
(13232)
KONAK OTELİ
Beyoğlu
NAYT - KLÜB Dans Paviyonu
Pazartesi 12.eylûJJ949 tarihinden itibaren acıktır.
•MENSUCAT'
ŞONHER Markalı Pamuk HASIL (ANKuLÖZ) makinesi ve .pamuk -ipek yün dokuma makineleri komple ve monte olarak satılıktır. Tarak, gücütel v. s. mevcuttur.
CUNORİENT
Kazlıçeşme makine deposu veya Galata Mlnerva Han'a ■ müracaat. Tel: 42092 ■
İstanbul İkinci İcra memurluğundan: 949/3634
; Evvelce Beyoğlu Tokathyan otelinde ve bilâhare Beyoğlu Refik Saydam caddesi Hacı Recep apartımanı 9 numaralı dairede mukim İken şimdi nerede olduğu bilinmeyen Davit Musa §ayorya:
Jak Mlzrahi'nin 17.7.949 tarihli dört kıt'a emre muharrer senet mucibince zimmetinizde alacağı olduğunu iddia ettiği bakiye yüz seksen bin liranın maa faiz ve icra masrafları ve avukatlık ücretiyle tahsilini terhin İçin çek poliçe ve emre muharrer senetler hakkında haciz yoluyla dairemizin s)49/3634 numaralı dosyasiyle yaptığı takibat üzerine adresinize gönde-
İstanbul Birinci icra memur- rllen ödeme emri postaca bilâ Juğundan: 949/426 tebliğ iade olunmuş ve zabıta
Borcun temini İçin macuz a- marifetiyle yapılan tahkikat Ç!» arlı™, İle »Ufl mukar- nicesinde ıkamelgihınıaın rer ISO lira Uymfllnde har ta- ™t»u) »w»eu anıa5>Urı5 ol-rar, kumaa kaplı W 4 maki», lebllsalm 4S E«n şiire ao« koltuk takımı sau» konu- uc nâ“™ SOPilmaaına karar larak 30,9,115 sal, nrı sual vertUnlısUr. Binaenaleyh, Kbu 13/S da Galata Kaledibl Ser- tarihinden İtibaren kırk darekrem sokak Dukan aparu- «s cün içinde yukarıda yazıl! man İS He. da satdaeaktır. “««S « nıasrallan ödemeniz »e Satış tutarı tahmin olunan kıy- borı',n ‘■marnına .eya bir kısmetinin 96de ıs nl bulmazsa 2 “‘”a yahut alacakhnın takibat el arttımaya bırakılarak 22/9/ 949 perşembe günü aynı saat ve mahalde en fazla arttırana peşin para ile satılacaktır. Taliplerin adı geçen yerde satış
icrası hakkına dair bir itirazınız varsa ayni müddet zarfında istida İle veya şifahe.-ı dairemize bildirmeniz ve bildirmediğiniz takdirde aynı süre içinde mal günü hazır bulünmâıan ilân beyanında bulunmanız ve borcu
lunur. 949/426 dosya He. “* “ *"
5875
ödemez veya İtiraz etmezseniz hakkınızda cebri İcraya devam edileceği ödeme emri tebliğ ye-
plne tutmak üzere Hanen tebliğ İstanbul Birinci icra memur- olunur.______________13223
tatund.n: 946/673 ( t,|anb„| B|rl„e| ler4 mcmur.
Bir borcun temini İçin mah- luğundan: 949/470
cuz olup açık arttırma İle satışı Bir borcun temini İçin mah-mukarrer 450 lira kıymetinde cuz olup açık arttırma ile satışı (kristal camlı büyük boyda ma- mukarrer 250 lira kıymetlide slf yazı masası İle maruken Bergar marka Amerikan madeni kolluğu ve 3 adet marnken kol-kapaklı 3 adet elbise dolabı
I tilki satışa konularak 21/9/949 satışa konularak 27/9/940 sah ('çarşamba günü saat 14 de Top- günü saat 14 de Beşiktaş tram-hone Denizyolları binası karşı-, vay deposu karşısı No. 13 ilâ 17 «ında 28 No. lu mahalde alenen lâstik fabrikasında alenen sa-satılacakur, Satış tutarı tahmin tılacaktır. Satış bedeli tahmin olunan kıymetlerinin % de 75 olunan kıymetin % 75 nl bulul bulmadığı takdirde 2 c| art- madiği takdirde 2 (4 satışa bı-tırmaya bırakılarak 23'9/940 cuma gûniı aynı saat ve mahalde en fazla attıranlara peşin para ile icra vc iflns ka. 112 ile 122 ci md. hükümlerince satılacağı Hân olunur, M0/763 dosya He. 5874 I
rakıltunk 29/9/949 -perşembe günü aynı saat ve mahalde on fazla arttırana peşin para İle [ icru ve iflas ka. 112 ilâ 122 dı m d hu kinlerince satılacağı İlân ! olunur, 949/07(1 dosya ile.
5878
kuşu sokak eski 8 mükerrer yeni ve en yeni 19 ve 2278 ada. 5 parsel No. da kayıtlı evvelce ahşap ev iken halen arsa halinde bulunan gayri menkulün 2/3 hissesi satılmaktadır.
Hududu: Şarkan 3 parsel Müyesser Göre vc Ahmet kızı Şerife ahşap evi. garben Mimarcı yokuşu sokağı, şlmaien 6 parsel Zehra Güzide Aygün ve Fatma Müzeyyen Ayan ve Süleyman ISadi Yenen ve İsmail Hakkı Yenen bahçeli ahşap evi. cenu-ben 4 parsel Mehmet Ziya Atzel ahşap evi ile mahdut olduğu (fakat Fener yangını neticesinde hudutlardaki gayri menkullerin de yanarak, arsa halinde bulundukları görülmüştür.)
Evafı: Meyilli yokuş üzerinde olup tamamı arsa halinde 42 metre mesahasındadır.
Takdir olunan kıymetin tamamı (220) iki yüz yirmi liradır. İşbu gayrimenkuldeki satılan hissenin 1. d arttırması 10 ekim 949 pazartesi günü saat 14 den 18 ya kadar Birinci İcra dairesi odasında yapılacak ve muhammen kıymetinin % 75 nl bulmadığı takdirde en çok arttıranın tahahhüdü baki kalmak şartiyle, artırma on gün daha uzatılarak 20 ekim 949 perşembe günü aynı saat ve mahalde en çok arttırana İhale edilecektir. Arttırma şartnamesi herke-pin görebilmesi için 14/9/949 tarihinden itibaren İcramızda a-çjk bulundurulacaktır. Alâkadarların gayri menkul üzerindeki haklarını hususiyle faiz ve masrafa dahil olan iddialarını evrakı müsbitelcriyle birlikle İlân tarihinden itibaren 15 gün zarfında icra dairesine bildirmeleri lâzımdır. Aksi takdirde hakları tapu siciliyle sabit olmadıkça paylaşmadan hariç kalırlar. Artı.rinaya İştirak edenler. gayri menkulü görmüş ve şartnameyi okumuş ve içindekileri kabul etmiş ad ve itibar olunurlar. Satış peşin para İle yapılacağı gibi alıcıya 20 günü geçmemek üzere mühlet verilebilir, Arttırmaya iştirak için kıymetinin % 7,5 nispetinde pey akçesi veya milli bir banka teminat mektubu verilmesi lâzımdır. Teliâllyc resmi, ihale pulları, tapu tescil masrafı, vakıf taviz bedeli alacağa ve müterakim vergi borçlarlle belediye resimleri satış tutarından ödenir. İsteklilerin belli gün ve saatte hazır bulunmaları ve daha ziyade tafsilât almak isteyenlerin 946/341 dosya İle İcramıza baş vurmaları lüzumu ilân olunur, 5877
— Mürebbiye aranıyor Kışın Ankarada, yazın Kalkmışta ikamet eden bir aile 2 yaşında kız, 5 yaşında oğlan çocuklarına bakacak Almmıcn, Fransızca veya İngilizce bilen bir mürebbiye aramaktadır. Müracaat Kalamış - Fenerbahçe caddesi No. 24 Tel: C03Û1

> » 12 Ankara Lv. A.
> > 10,30)
> » 11 I
> > 11.30) Ankara LvÂ
» » 11 Ankara Lv. A.
> > İL Ankara Lv. Â.
(3330 - 3334 - 12794)
Kürkçü
APOSTOL
Pat d’Astragan mütehassısı. Pat d’astragan Mantoları, satılır ve tamir yapılır. Beyoğlu, İstiklâl cad. Pi-remecl sok. No. 25/2 Atılla Ap. Santa Marta kilisesi karşısındaki sokak.
Created by free version of 2PDF
I* Bankamızda açacağınız '1091 liralık bir hesapla bu keşideye İştirak edebilirsiniz.
* Her (100) liraya ayrı bir kur’a numarası verilir.
Ar Şansınızı denemek İçin acele ediniz.
DUYURMA
Hatay Beden Terbiyesi Bölge Başkanlığından :
1 — Antakya stadyum İhata duvarı ve toprak tesviyesi İşi kapalı zarf usuliylc eksiltmeye çıkarılmıştır.
2 — Keşif bedeli (4988113) liradır.
3 - Muvakkat teminat (3739.591 liradır.
4 — ihalesi 20.9.S49 salı günü saat 11 de An takvada Beden terbiyesi bölge başkanlığındaki komisyonda yapılacaktır.
5 — İstekliler Keşif ve şartnamesini her zaman beden Ter biyesi bölge başkanlığında görülebilir.
6 — Talipler 2490 sayılı kanun hükümlerine göre Ticaret
Odası ve bu iş İçin alınmış ehliyet vesikalarile birlikte teminat makbuzlarını ve teklif mektuplarını İhaleden bir saat önce komisyona vereceklerdir. Postada olan gecikmeler kabul e-dllmlyecektir. (12618)
PHİLİPS
AMPULLARI
Tenvirat, Fotoğraf, Sinema ve Projeksiyon için ©ELMiŞTIR
Türkiye umum mümessili :
HELLİOS ELEKTRİK ve MAKİNE T. A Ş.
İstanbul, Galata Heınren Cad. 124/128.
Devlet Hava yolları Yeşilköy meydan müdürlüğünden
1 — Pazarlık yolu İle aşağıdaki malzemeler 18.9,949 salı günü saat 15.30 da satın alınacaklar.
2 — Elenmiş tüvenen kum. beher metre mikâbı 643 kuruş olup 250 metre mlkâb tutar bedeli 1607 lira 50 kuruş kırma taşı beher metre mikâbı 12 lira 39 kuruştan 245 metre mikâp tutarı bedeli 3035 lira 55 kuruştur. İnşaat çakıllı beher metre mikâbı » lira 53 kuruş olup 10 metre mikâp tutan bedeli 96 lira 30 kuruştur.
3 — bu malzemenin toplam bedeli 4738 Hra 35 kuruş 0-lup kaLİ teminatı 710 Hra 75 kuruştur,
4 — Malzemeler pazarlığın lota edildiği günden itibaren 18
gün zarfında şartnamesine uygun olarak teslim edilcektir. İsteklilerin şartnameyi Yeşilköy meydanındaki satı» alma komisyonundan tetkik edebilecekleri İlâ nolunur, İ3285
Ratılfe 8
AKŞAM
11 Eylül 1949
AKŞAM |SPOR|
Türkiye - Suriye millî futbol maçı
Bir ay sonra Türkiyede yapılacak ve ikinci karşılaşma olmıyacaktır
Suriyeli futbolcular hakkında bazı notlar
Spor muharririmiz Şazı Tez:an'ın hakemliğini yaptığı Suriye * Lübnan maçıriıla Suriye Millî lakımı
Dünya kupası maçlarının ilk turları muhtelit memleketlerde başlamış bulunuyor. Bu maçlar eleme mahiyetinde olmakta ve karşılaşan takımların yekdiğeri yle acılaşması halinde hazan bir bazan da iki maç oynanmaktadır. Beynelmilel federasyon tarafından çekilen kurada bize ilk olarak Suriye duşmuş ve galibinin Avusturya ile oynaması takarrür etmişti. Bizim federasyon ile Suriye a-rasında yapılan muhabere neticesinde bu karşılaşmanın tek maç olarak Türkiyede yapılmasında mutabık kalınmıştı. Fakat AvusturyalIlar kendileriyle yapılacak karşılaşmanın iki maç şeklinde olması hususunda ısrar etmişlerdir,
Suriye federasyonu ile yapılan anlaşma beynelmilel federasyona bildirilmiş, fakat aradan bir müddet geçtikten sonra Suriyeliler tekrar beynelmilel federasyona müracaat ederek Türkiye ile yaptıkları anlaşmanın çift maç şeklinde tadilini istemişlerdir. Beynelmilel federasyon Surlyenin bu İsteğini reddetmiş ve evvelce yapılan anlaşmanın bozulamıyaca-gını ve tek maçın da Türkiyede ekim ayı içinde oynanmasını İstemiştir. İlk defa olarak iştirak ettiğimiz dünya kupası maçlarının bize alt olan safahatını yukarıya kaydettikten sonra biraz da dnümüzdeki ay içinde karşılaşacağımız Suriye futbolcularından bahsedelim!
Malûm olduğu üzere bundan iki sene evvel Beyrut'ta (Suriye - Lübnan) milli futbol maçını İdare etmiştim. Surlyenin a-çık sayı farklyle kazandığı bu maçta Suriyeli futbolcular hakkında edindiğim kanaat müs-bettlr. O zaman futbol federasyonumuza verdiğim raporda da zikrettiğim gibi Suriyeli tut-blcular hemen hemen bizim Ayarımızda oynuyorlar. Bilhassa içlerinde santrhaflan. sottç-leri, aağlçlerl, sağ müdafllerl, kalecileri Uas oyunculardır. HeLe santrhaflan Haleb’de So-konl şirketinin müdürü olan — İsmi hatırımda kalmadı — iri yapılı, uzun boylu futbolcunun senelerce Fransanm Marsilya takımında santrbaf olarak oynamış bulunması değeri hakkında bir kanaat verecek mahiyettedir.
Bütün takım gayet süratli bir tempo He oynamağa çalışıyor. W. M şişemin in tatbikatında a-şagı yukarı muvafffak oluyorlar. Yegâne kusurları aynen bizimkilerde olduğu gibi kale ö-nünde şüt atmağı unutarak çalıma fazla Kaçmalaııdır. Ma-
Yazan: Sazi TEZCAN j mafih içlerinde çok sıkı şüt a-tanlan da yok değil hani. Bil -1 hassa sollçlerl fırsat buldukça bomba gibi güllerle kalecileri yoklayan bir oyuncudur. Aradan iki sene geçtiği için Suriye futbolunda ne gibi değişiklik olduğunu tabii bilemem. Ancak o zamanki Suriye mili! takımına göre kanaatlin bu karşılaşmanın çok çetin olacağıdır. Bu arada Suriyeli futbolcuların sert ve bazan favullu oynadıklarını da kaydetmek faydalı olur. Lübnanlılarla yaptıkları maçın İlk devresinde ve İki taraf da 0-0 vaziyette İken Suriyeli futbolcuların favulsu2 oynamalarını temin İçin bir hayli ceza düdüğü çalmak mecburiyetinde kalmıştım. İnşallah bizim maç sftkln olur.
Sırası gelmişken, bir ay gibi kısa bir zaman kalan bu maça I her hangi bir hazırlık yapılmadığına da işaret etmek lâzımdır. Federasyondaki arkadaşlar Suriyeyi nasıl olsa yenerlz gibi bir düşünceye saplanmıyarak bir an evvel harekete geçerlerse her halde faydasını görürler. Yoksa üç beş günlük bir kamp ve üstünkörü bir çalışma bizi dünya kupasının daha İlk turunda tasfiyeye uğratır kİ A-vustuya maçlarındaki başarımızın futbol âleminde meydana
getirdiği iyi İntibalar o zaman ortadan kalkar. Ve yer.iden 1yi bir derece almak için çok vakit beklemek zorunda kalırız.
10,400 metrede yeni Dunsa rekordmeni Heino
Finlftndiya atletlerinden Vil-jo Heino HelsLnkide 10,000 metreyi 20. 27, 2/01 dakikada koşarak meşhur Çekoslovakya koşucusu Zatopek'e ait Dünya rekorunu kırmıştır.
Oyman C»âgül Bordeaııx müsabakalarında 1300 metre koşusunda İugtliı Disleyi geçerek 1500 metre şatuplyouu olurken
Haftanın Notları:
Türk futboluna yükseltecek iki âmil
1 — Millî küme maçlarının kabulü, 2 — Gizli profesyonel!iğin önlenmesi
Yazan: Âdil GİRAY
Ayın birinde tslanbulda 1949-1950 resmi lig maçları başlıyor. Inglltereden davet edilen rutbol mütehassısının futbol İşlerimizi tetkik ve incelemesini, gördüklerini dinlediklerini not ederek uzun bir rapor halinde spor teşkilâtımıza sunmasını bir çok meraklılar gibi biz de müspet bir mânada tefsir etmiş İdik.
Ne yazık id umduğumuz çıkmadı. Mütehassısın ilk tavsiyesi, maçların milli küme usulünde oynanması lâzım geldiği şeklinde İdi. Bu tavsiye bizim beceriksiz İdareciler nezdlnde hüsnü kabul görmedi. Milli küme usulünün ne gibi bahanelerle bertaraf edildiğini bilmiyoruz. Bildiğimiz bir şey varsa o da milli küme maç lan arlık bizim için bir zaruret olmuştur. Türk futbolu milli küme maçlarına kavuşuncaya kadar daima bocahyacâktır. Mütehassısın parmak bastığı İkinci mühim nokta da amatörlük ve profesyonellik meselesi olmuştur.
Hiç bir kitap vg nizama tâbi olmadan idarecilerin koparabildiği kadar menfaat ve para mukabilinde futbol oynıyanların memleket sporunda oynadıkları menfi rolü kakvramak için mütehassıs olmağa lüzum yoktur.
Amatör ve profesyoneli ayırd edenıiyen memleketlerde, futbolun devamlı olarak bir buhran ve tereddüt İçinde yüzdüğü bir çok misalleri! e bütün dünyaca kabul edilmiş bir hakikattir. Senelerce evvel Fransa, İtalya, Macaristan. Çekoslovakya. Avusturya ilh gibi milletler bizim bugün içinde bulunduğumuz buhranlı anları yaşamışlardır. Bu milletlerden hiç biri bu buhranı önlemeğe muvaffak olamadıklarından çaresiz resmen profesyonel futbolu tanımışlardır. Bizde kİ buhran yeni değildir. Senelerdir hepimiz futbol işlerimizdeki amatörlük ve profesyonellik hâdiselerinden şikâyet eder dururuz. Fakat bir türlü bu işi kökünden halletmek cesaretini de gösteremeyiz. Diğer taraftan seneler geçtikçe bu buhran milli futbolun bünyesini kemirmekte devam etmektedir.
Geriye dönmek imkânsızdır. Amatörlüğe rücu etmek aklı-ı mızdan bile geçmemelidir, çünkü buna imkân yoktur. Bizde profesyonel f ut bolün resmen tanınması elbet bir çok formalitelerin ve zorlukların mahsulü olacaktır.
Bu: söylendiği ve yazıldığı kadar da kolayca başarılacak bir iş değildir. Bütün bunları tahmin ve takdir etmekle beraber kısa bir zamanda muhakkak bir karar vermek mecburiyetinde oldğunıuza da katiyetle inanıyoruz.
Çünkü Frenklerin (amatör-maron) dedikleri gizil profesyonellik, bir memleket futbolunu tahrip eden en korkunç bir hastalıktır. Esefle İddia e-debillrlz ki bu hastalığın tahribatı bizde çok İlerlemiş bir haldedir. Âcil tedbirler almazsak Türk futbol üne çok yazk olur.
Â
Şu anda futbol meraklsnın zihninde bir istifham canlanmaktadır:
— Önümüzdeki futbol mevsimi nasl geçecek? Buna verilecek kestirme cevabı şöyle hülâsa etmek mümkündür. İdarecilerimizin yeni seneye girerken tatmin edici hiç bir tedbir almadıklarına bakılırsa önü-| müzdekl mevsimin, geçmiş senelerde olduğa gibi üâdiseü ve
BordeauK müsabakalarında Tü k ve İsveç milli takımları Hr arada
Bocdeaux"da yapuan millette r arası askeri şampiyonluklarında olimpiyat meşalesi yakılıyor.
dedlkodulu geçmesi büyük bir tedbirler almak bahsinde spor teşkilâtı, hakem komitesi, bölge idaresi, klüp İdarecisi ve hakemler arasnda hiç bir zaman bir fikir beraberliği olmasına imkân yoktur. Neticede sahalarda yine oyuncu ve idareci geçimsizliği ve disiplinsizlik hâdiselerine sık sık şahit olacağız demektir.
— Geçmiş senelerde hâdiselerle dolu İran. Londra ve Atina seyahatleri benzerleri belki bu sene de tekerrür edecektir. Çünkü bu hâdiselerin baş mesulü olan. İdareciler, yine bu sene İş başatladır Bu arkadaşların bu sene daha enerjik hareket edebileceklerine pek inanamıyoruz.
— Spor teşkilâtı ve klüp idarecileri arasında bir çok ihtilâf lı anlaşmazlıkların doğması da yakın bir ihtimal İle dalma mümkündür.
Bunları yazarken diğer taraftan hâdiselerin bizi bu tahminlerimizde katiyetle tekzip etmesini de can ve gönülden temenni ediyoruz. Fakat gizil profesyonelliğin hâkim, olduğu bir spor dâvasnda mantık ve sportmenlik düsturlarının birinci plânda yer alacağına da
bir türlü ihtimal vermiyoruz, ihtimal dahilindedir.
Sebeplerine gelince:
— Hakemler yine klüp mümessilleri tarafndan seçilecektir. Spor mevzuatına aykırı düşen bu usulün bu sene önleneceğini ve hakem komitesinin daha enerjik davranacağım ne okuduk ve ne de duyduk. Demek hakem dâvas geçmiş senelerde olduğu gibi devam edip gidecektlr.
— Tekmen, favullü oyuna kaçan oyuncuların bu kötü hareketleri dalma maçların rahat ve huzurunu kaçıran bir numaralı derdi olarak devam edecektir. Buna karşı cezri
Vefa kupası
Bugün yapılacak Vefa kupası maçları şunlardır:
Saat:
13.30 Adalet - Karagümrük
15.30 Vefa - Davulpaşa
17.30 Süleymaniye - Kasım-
400 metre yüzme şampiyonu
(Arjantin) li misafirler İtalyanları yenemediler
Arjantinin sayılı takımlarından olup bir maç yapmak üzere hususi uçakla îtalyaya gelen Rlver Plate takımı Turen’dc Tortno - Slmbolo muhteliti ile oynamıştır. Maç (2-2) beraberlikle sona ermiştir. Arjantinli futbolcular yüksek bir oyun göstermişlerdir.
Maçın hasılâtı uçak kazasında ölen (Torino) lu futbolcuların ailelerine verilmiş Ur.
Frtınsada Marsilya şehrindeki havuzda kadınlar arasında yapılan yüzme yarışlarında 400 metre yarış 0,29.4 dakikada yüzülerek Fransa rekoru kırılmıştır. Yukarıkl klişede esH ırekörcıı Cinnetle Jany görünü-
yor.

Comments (0)