AKŞAM

'CHEVROLET,
Olamohlllnkln bakımım
Şn/rsl* S«itL» Ul»»yonunJ* Mr.tn «dinli. *
FAYSAL HAYDAR TAPGAN
BUrükdOrfr Cad 23 — Telefon ır.ıJSfi — giyil
Sene 33 — No. 11559 — Fiat! her yerde 10 kuruştur.
SALI 12 Aralık 1950
Sahibiı Necmeddln Sadak — Yazı İşlerini fiilen idare eden C. Bildik — Akşam matbaası
f--------
Attlee bu sabah Londrada
Meclis, Koreye asker şevki kararını tasvib etti
Cepheyi gezen general Mac Arthur, Türk birliklerinin Birleşmiş Milletler birliklerine
Nevyork 12 (Radyo1 — İngiliz ve Amerikan aFdçı kuvvetleri Hungnam köprubaşındaki kuvvetlere iltihak etmişlerdir.
General Mac Artlıur, dün hususi uçağı ile Kore cephesini gezmiş ve teki ar Tokyoyo dönmüştür. Mac Arlhtır, 8 inci ve 10 uncu Anmııkan ordularını kontrol elliğini söylemiş ve bu kuvvetlerin savaş kabiliyetlerini muhafaza ettiklerini bildirmiştir. General, umumi bir ricat harekelinde bulunarak düşmana bire karşı on zayiat verdirildiğini ve bu sayede Müttefik, kuvvetlerin fazla hırpalanmadan gerideki hatlarına çekl-lebilmelerinln mümkünleştiğini bildirmiştir.
Doğu sahilindeki Vunsan limanı bugün Müttefik donanmasına mensup gemiler tarafından bombalanmıştır
General Mac Arthur'ün cepheyi ziyaret ettiği bir sırada Oüney Kore Cumhurbaşkanı Syngman Rhee de bir demeç vererek Seul'Ün müdafaa edileceğini ve bu hususta 8 İnci ordu (Arkası 2 nci sahifede}
örnek olduğunu söyledi
Yetil müdafaa batlarına (ekilmekle olan Birleşmiş Milletler kuvvetleri bfr köprüden g*eerlerktb
İsveç takımı geldi
isveçli futbolcular, Yeşilköy hava alanında kendilerini karşılıyanlar arasında
Dumandan bunalanların feryudı
Ciğerleri zayıf otan vatandaşlar. nakil vasıtalarımızda iki ateş arasında kalıyorlar:
1 — Kamaraya gir, tavşan kaçırırcasına bir duman! Hele Boğazın ve Haliç'ln küçük vapurlarında! Keza, bütün vagonlarda sigara içiliyor.
2 — Sıhhati bozuk vatandaş. öksürerek, güverteye fırlıyor, yahut pencereyi açıyor. Bu netameli havalar-du grip salgınına yakalanıyor.
Üç maç yapmak üzere davet edilen tsveçin İletsingborg futbol takımı dün hususi bir Kolanda uçağı İle şehrimize gelmiştir.
On altısı futbolcu olmak üzere on dokuz kişiden mürekkep olan kafilede bulunan şahıslar şunlardır:
Kafile başkanı: Sture Nedeni uhl, antrenör: Al bin Dahi, gftze fec I: Edwardsson
Futbolcular: Kari Svetısson, Hans, Malmströn. Hnrry Zlg-
ler, Sven - Ove Svensson, 9tan-dy Appeltoft, Ake JÖnsson. NllB Jöıısson, Sven Sandell. Kari
Benglsâon, Kari tVlkdahl, Stlg !
Persson, Ake FTatık. Bylve . Perason, John Karlssoıı, Oar-hard Andersson, Bertil Karls-son.
Truman — Attlee Konuşmasına dair ilk Sovyet tepkisi Pravdada çıktı
Başbakan itirazlara cevap vererek meselenin hukukî cihetini anlattı
Başbakan Ko-
ıns
Singapurda kargaşalık
Miislümanlar polisle çarpışıyor
Hâdise, bir müslüman dadı tarafından büyütülen Hollandalı bir kızın ailesine tetlim edilmesinden çıktı. 5 ölü, 30 kadar y a.r a I ı var
ı t - ■
Londra 12 (Radyo) — Dün Slngapurd» kargaşalıklar çıkmış, 5 kişi ölmüştür. 30 kadar
Amerikada fevkalâde ahval ilânı
Truman, parti liderlerini toplantıya davet etti
Nevyork 12 (Radyo) — Başkan Truman Amerlkada fevkalâde ahvalin İlânını müzakere etmek üzere iki partiye mensup kongre liderlerini yarın-Beyaz sarayda bir toplantıya davet etmiştir.
Fevkalâde ahvalin Hânı ile Başkan Truman, 1946 da ikinci cihan harbinin sona «nnestle Lerkettlğl bazı İstisnai salâhiyetleri tekrar İhraz edecektir.
Demokrat çoğunluk lideri Senato Scott Lucas, Başkan Tru-manla yaptığı görüşmeden sonra, Başkanın, kongre şeflerine müracaatla, Amerikanın top ye-Kûn seferberliğe ne ölçüde gitmesi gerektiği hakkında danışmak niyetinde olduğunu bildirmiştir. Senatör, şahsan «İnsan ve sanayi» kaynağı bakımından memleketin tam bir seferberlik
yaralı vardır. Hâdise. miULÜ-man btr dadının büyüttüğü Ho-landalı bir kızın ailesine teslim edilmesinden çıkmıştır. Sokaklarda dolaşan nümayişçiler o-tomoblllerl ve otobüsleri devirerek ateşe vermişlerdir. Kalabalığı dağıtmak İçin gelen polis kuvveti, kargaşalığı yatıştırmağa muvaffak olamayınca, takviye kuvvetleri İstenmiş ve nümayişçiler bu suretle hâdiseyi daha çok büyütmüşlerdir.
Polis kuvvetleri, müslüman dadı tarafından büyütülen Mana Bertha adındaki Holandalı kızın bulundgu katollk manastırını kordon altına almıştır.
Çarpışmalar, müslüman halka mensup bazı müfrit kuvvetlerle polis kuvvetleri arasında olmaktadır.
(Arkası 2 nel sahifede)
Fransa B milli takımı, bugün________________________________________
hususi uçaklariyle Allnaya mit-1 yapması İcap etliği fikrinde ol-tevecclhen hareket edecek vo ! duğunu ve Hatlarla ücretlerin yarın Yunan milli takınu He kontrolüne taraftar bulundofiu karşılaşacaktır. | nu söylemiştir.

Vatandaşı sarhoşların şerrinden müdafaa etmek kadar tütün içenlerin dumanından siyanet diye de bir mesele vardır. Dünyanın her tarafının, tütünden tiksi-neıılerin başlarını sokacakları bir kamara, bir vagon bulunur. Devlet vasıtalarından bıınu istemek ihsanlarımızın halikıdır.
— «Vatandaş dinlemiyor!» denemez.
hte, tramvayların misaFi: Yasak ciddiyetle tatbik edil, dibinden kimse sigara içmiyor. Devlet Deniz ve Demir yolları. go-sekPk vüzünden. kaidelere riayet ettirmiyor.
Dün saat 18 da. Muallimler Birliğinde mütefekkir ve muallim Ahmet Rıza İçin tertıb edilmiştir
Törende söz alan Prof. Ziyaertdin Fahri ile Prof. Hilmi Ziya, üstadın tarihi ç&phesiyle, İlmi tarafını belirten birer konuşma yapmışlardır
Yukarıdaki resimde, toplantıda bulunanlardan bir kısmı görülmektedir.

Meşhur viyolonsel Kosado dün saat 18 de Kalyadan şehrimize gelmiş ve Yeşilköy hava alanında Mulılddln Sadak tarafından karşılanmıştır. Diğer sanatkâr İstanbul» bilhassa istirahat İçin geldiğin söylemiştir
Sanatkâr ayın 18 inde Saraysinemasında bit kon>cr verecek tir.
itizar
Geçen ay İçinde gazetelerde bir havadis çıkmıştı: Şehircilik mütehassısı M. Pro-ıt bağlı olduğu makama bir mektup yasarak, bu mektupta kendi yaptığı İstanbul plânının kendisinin de lamyamıyacağı bir şekilde değiştirilmiş olduğunu söylediği yanlıyordu, Bunun üzerine bir çok yanlar yasıldı. Böyle bir mektubun M. Prosl’tan alınıp alınmadığı ve bilhassa bu mektupta aynen böyle bir İfade bulunup bulunmadığı ne tekrlb, ne de teyid edilmişti. Ben de ma'raz-ı hacetteki bu sukiitu İkrar telâkki ederek «muhterem M. Prosl’tan plânı bu kadar bozulduktan sonra hiç olmazsa istifa etmesi beklenir.» mealinde Akşamda bir başmakale yazmıştım. (5/Xl 1950). Şimdi bazı taraflardan İşitiyorum kİ M. Prost böyle bir mek-iup belki yazmamıştır, yazmış olsa bile öyle br İfade mevcut değildir. Plân halikındaki o ifadesi mevcut olmadığı (akılirde kendisinin de değişiklikleri zararlı bulmamış olıluğıı anlaşılıyor demektir.. Üst tam Ti İlmi. teknik ve bediî meselelerdir. Bu hususta fikir beyan etmek hana ılüşmez. O lıaide mektup hengamesi vâki değilse hana düşen bir iş kalıyor ki o da gazetelerin ısrarla yazdığı ve «makam-î a id» inin tekzib etmediği mektup ortada olmadığı müddetçe yazdığım o yazıdan dolayı M. Prost'a itizarlarımı beyan etmektir.
A. ADNAN - AD1VAR
Pek yakında AKŞAM sütunlarında
‘"ir'ANINMIŞ bir tarihçimizle tarihi bilgisi “ bir ressamın müştereken hatırladığı bu tefrika yakın mazimize ilk defa açılan bir olacaktır.
Eski Zamanın ■
MERAKLI ■
VAKALARII
MUM»...Illlillll.ilimin.lllllllillıllllltlIllliillilliMIIIIIIIMB
—- Hesaplara baktım Ilızabcy, açık var.
— Aman beyefendi. Demokrat bütçesinde bile var!(
Bahife 2
12 Aralık 1950
SÖZÜN GELİŞİ
Hükmü halka bırakmalı
Tanınmış piyes muharriri arkadaşımız Cevad Fehmi Başkut’un, içinde reyini kullanan vatandaşta alay edildiği ileri sürülerek Şehir Tiyatrosunda oynanacak bir komedinin repcrtu varıl an kaldırılması geçen haftamı. cıı mühim tiyatro hâdisesini teşkil etti. Müellif, Ga-»ctecilcr Cemiyetinde eserini muharrirlere okuduğu zaman Ankaradâ bulunduğum için iddianın isabeti hakkında şahsan bir f’kir edinmem kabil olmadı. Fakat dinleyenler iddianın vârid olmadığını ilân eltiler. Demek ki müsamahalı bir tenkid anlayışı bu eseri sahne* J çıkarmakta bir mahzur görmemektedir.
Bana öyle geliyor ki hadise, bir sanat eseri hakkında İdari makamları işgal eden zevatın hüküm yürütmeğe kalkmalarından çıkmıştır. Bu usulün sakat olduğu, piyesler oynanmadan evvel Basil ve Yayın Umum Müdür, lüğünde sansür edildiği zamanlarda anlaşılmış, bir İki memurun şahsi telâkki ve tefsirleri sanat eserlerinin kırpılmasına veya ölümüne sebep olduğu görülerek bu sansürden — pek isabetli bir düşünce ile — vazgeçilmiştir. Gazeteler ve kitaplar neşredilmeden evvel hiçbir kontrole tâbi olmadıklarına göre piyesler üzerinde bu hassasiyetin devam etmesi cidden şaşılacak şeydir. Piyes oyûansaydl da kanunî mahzura adalet makamları elkoysaydı elbette M müdahale, yolunda cereyan etmiş olurdu.
Ankara’da bulunduğumun sırada hükümete mensup salâhiyetti bir zatla bu mevzu üzerinde yaptığımız hasbıhal sonunda anladım ki e-serin sadece Belediyenin malı olan Şehir Tyatrsounda oynanması mahzurlu görülmüştür. Bşka herhangi bir tiyatroda oynanmasına kimsenin bir şey demediği anlaşılıyor. Fakat buna rağmen biz. Demokrat Parti hükümetinden, seçim mevzuu üzerine kurulmuş bir komedinin bir Belediye tiyatrosunda bile oynanmasını! müsaade etmesini istiyoruz. Eğer kendisiyle güzel alay ediliyorsa lıalkınnz bunun sanat değerini anlayacak olgunluktadır. Eğer alay iyi değilse yine mesele yok. Eser repertuvardan kendi kendine yuvarlanır.
İdari makamların bu türlü müdahaleleri münakaşaların uzayıp gitmesinden başka hiçbir şeye yaramayacaktır.
Şevket RADO
Meclis, Koreye asker sevkı
kararını tasvibetti
(Baş tarafı 1 tacı sahifede)
ti. Takrir sahipleri Osman Bö-lükbaşı İle arkadaşı Kemal
• . . «uBuaşı ifKrur suz ajıııas ıavcuı
Türkoğlmıun görüşmeleri za-|İM dc ver|lmCfn v(; Sllkl Yırcah
letler Anayasası hükümlerine göre bu İşe girişilmiş olduğunu tekrar belirtti. Bu sırada BÖ-lii kbaşı tekrar söz almak İstedi
Alivre satışlarda depozito yatırılacak
Ankarada yakışıklı ve şık dolandırıcı^ 1700 lira dolandıran Tevfik I'iki et Ayten polis tarafından yakalandı
Ankara 12 (Akşam ) — Dün şehrimizde enteresan bir dolan-dıncılık hâdisesinin şık ve yakışıklı bir falU yakalanmıştır. Tefvik Fikret ayten adında bir genç, iki lıafta önce şehrimize gelmiş, parasız kalınca Yenişehir semtinde dolandırıcılığa başlamıştır. Yaptığı oyunlarda şayanı dikkat bir karasızlık gös termiş ve elbise makyaj değiştirerek allı gün faaliyette bulunmuştur.
Dolandırıcılıklarında kullandığı usullerden birisi Yenlşehl-rin çift antreıi apartımanla-nndan istifade etmektir. Bu a-partimanların önüne otomobille gelen. Fikret, yanında elli lira bütün para olduğunu söylemekle, bozulamıyacağı cevabını a-hnca bir miktar para verilmesini söylemektedir Bu oyunuı muhtelif yerlerde tekrar etlen Fikret, başka b’r oyrın da tat-
blk etmiştir. Fikret, gayet ciddi bir eda İle, tanınmış pastanelere gitmekte ve bir miktar pasta sipariş etmektedir. Fakat yanında para olmadığı için eve getirmelerini ve 50 lira, 100 Ura gibi büyük bir para vereceğini söyUyerek üstüzıü de istemektedir, Fara üstü ile pastallar gelince. Fikret butları hiç alâkası bulunmayan apar t imanların,
kapısında almrJcta Ve pastaları bir köşeye koyup paraları cebine attıktan sonra savuşmaktadır.
Diin Posta caddesinde böyle bir dolandu'jcıhk yaptıktan sonra taksi ile kaçan Fikret, kurbanlarından biri olan taksi sahibi tarafından tanınmış ve polise ihbar edilmiştir, polis kısa zaman içinde Fikretl yakalamıştır.
Fikret bir hafta için 1700 lira dolandırmıştır.
Atlee
Sağlık Bakanı
man zaman gürültülere ve münakaşalara sebep oldu.
Müstakil milletvekili Hamdullah Suphi Tânnövertn altı saat, sinir bozucu münakaşalardan sonra yaptığı konuşma Meclisle sakin bir havanın, dogmasına sebep oldu. Bilhassa Tannöverin teferruat üzerinde durmağı zail görerek hakiki düşmanı gösterişi her iki parti tarafından alkışlarla karçılan-dn
Sert münakaşalara yol açan Kore İstizah takririnin müzakeresine şöyle başlandı:
Takrir okunduktan sonra Başbakan Adnan Menderes kürsüye gelerek Birleşmiş Mîlletler andlaşmasının 42 ve 43 üncü maddelerini İzah ettikten sonra Korede bir te'dlp hareketine girişilmiş olduğunu söyledi ve dedi ki:
«— Buna hukuki anlamda harb demek asla doğru olamaz. Nitekim Birleşmiş Milletler a-zaları da hâdiseyi bu mânada telâkki etmiş bulunuyorlar. O kadar kı şimali Koreye karşı harekâtın nihayet bulmak üzere olduğu anlarda şahsiyeti dü-vellycyc sahip bir memleket tarafından vukub'ilmuş olan mü-dnhele keyfiyeti dahi vak'flya bir harb mahiyeti vermiş değildir. Bu şartlar dairesinde memleketimizin Küreye yaptığı sevkıyatın Anayasa hükümlerine uygunsuz düştüğü İddiası her türlü hukuki mesnetten mahrum ve hayli lnsafcıv bir iddiadan başka bir mâna ifade etmez.»
Bölükbaşı ne diyor?
Müteakiben, istizah takriri sahibi Osman Bölükbaşı söz aldı, Koredekl aziz şehitlerin mânevi huzurunda eğildiğini söy-llyerek bahsi uçan Osman Bii-İükbaşı:
*— Başbakana göre. Koreye asker gönderme sulhu koruma hareketidir. Birleşmiş Milletler emrine asker verirken resmi geçit yapsın diye vermedik. A-nayasa mahkemenin verdiği ö-iüm cezasın m dahi Mecliste tasdikini şart koşar ve bir vatandaşın hayatı üzerinde titiz davranırken, hükümet asker gönderme kararını nasıl verir? Gönderdiğimiz askerin bu millet İçin sempati yarattığını kimse inkâr edemez. Fakat Meclisten karar alınmadan nasıl gönderilmiştir?»
Dedi. Vc vergi tarhında dahi Meclisin karar vermesi İcab e-derken bir «kan vergisi» olan bu harekette Meclisin kararının alınmış olmamasına akıl erdiremediğini söyledi.
Başbakan işin hukukî cihetini anlattı
Tekrar söz alan Başbakan, evvelce muhtelif vesilelerle söylemiş olduğu gibi işin huknkı cihetini anlattı ve Birleşmiş Mil-
sök alarak:
(— Arkadaşlar, bu karar Meclisten geçseydi gönderirdik diyorlar. Sonra da Meclise müracaat etmeden nasıl gönderirsiniz, diyorlar. Biz bu kararla insanlığı, blnnctlce kendi emniyetimizi korumak için taahhütlere girişmiş bulunuyoruz. Biz Yunanistandakl. Ilftbtşlstan-dakl günlerin btr daha yaşanmamasını İstiyoruz.» dedi.
Kemal Türkoğlunun sualleri
Bundan soııra istizah sahiplerinden Kemal Türko&lu söz aldı vc şu sualleri sordu!
Kore 1çtn kabinece alınmış bir karar var mıdır?
Kabinede İtiraz eden var mıdır?
Giden birliğin sayısı mahdut mudur?
Birleşmiş Mîlletlerden kaçı Koreye savaş birliği göndermiştir?
Gönderilen birlik standart birlik midir?
Karar. Resmi Gazetede intişar etmiş midir?
Menderesin cevapları
Kemal Türkoğlunun bu suallerine Adnan Menderes cevap verdi ve bilhassa «Gönderilen bîrUk standart birlik midir?,> suali üzerinde durarak şöyle dedi:
«— Standart birlik midir? tâbirini bu işle meşgul olmıyanlar bilmezler. Standart: birlik tâbiri, yarıl zayiat olduğu takdirde yerine takviyeler gönderilecek midir, gönderilmiyecek midir?
Arkadaşlar, dikkat etmenizi rica ediyorum. Takviye gönderecek miyiz, göndermlyecek miyiz? İki İhtimalde de hükümet zor bir dıırnm karşısında bırakılmak isteniyor. Yani oraya takviye gönderilecek diyecek o-lursam, millete dönüp diyecekler kİ. Koreyl Yemen haline getirdiler. Göndermlyeceğlm diyecek olursam, bu sefer beraber hareket ettiğimiz milletlere dönüp diyecekler ki, İşte bunların ahde vefası bundan ibarettir.
Arkadaşlar; memleket menfaatlerinin şu onda bu suale cevap vermemekte olduğunu arzederlm. Meclis toplantı halindedir. Koreye takviye gönderip göndermemek meselesi toplu bulunduğumuz zaman buraya gelmiş olacaktır ve İcraya geçildiği zurnan tekrar burada biz! sorguya, gensoruya çekebilirler. Hattâ sehpaya getirebilmek iktidarına sahip insanlar olarak konuşurlar.»
Bölükbaşmm endîşesi
Osman Bölükbaşı tekrar U-zun bir konuşma yapmak İstediyse de, usule uygun görülmedi Ve Bölükbaşı kısaca;
(— Türkiyenin emniyeti temin edilmedikçe asker gönderilmesine taraftar değiliz» dedi. Bıı esnada (Hah şöyle, fikrini açık söyle sesleri 1...»
Dışişleri Bakanı: Bölükbaşı-nın bu son sözlerini cevaplandırarak- memleket emniyetinin Birleşmiş Milletler safında olduğunu. bunun İçin de Birleşmiş Milletler anlaşmasının ve Anayasasının vecibe ve taah-hüterini yerine getirmenin kendi emniyetimiz bakımından zarurî olduğunu belirtti.
Faik Ahmet Barutçu konuşuyor
On beş dakikalık aralıktan sonra, ccise açılınca, Halk Partisi namına Faik Ahnıet Barutçu kürsüye geldi ve Birleşmiş Milletler Anayasasının tahmil ettiği vecibeler, hükümetin hukuki ve siyasî görüşü etrafında izahat verdi ve iktidarın kendine göre bir anlayış tarzı bulduğunu, fakat bunda İsabet olmadığını, yardımın bir mecburiyet değil- bir teVteccülı mahiyetinde bulunduğunu, Amerikanın (ta parlâmentodan karar almadan asker gönderdiğini, fakat onların Anayasasının bu İmkânı verdiğini söyledi. Bu kabil meselelerde vatandaşı ikna etmek gerektiğini, bunun da Mecliste müzakere ve münakaşa İle kabil olduğunu ani attı.
Hamdullah Suphinın sözleri
Saat 21 de müstakil milletvekili Hamdullah Suphi Tann-över, kürsüye geldi. Halk Partililerin de, Böliikb aşının da yAn lış düşündüklerini. Rusyanuı şimdi 300 milyonu aştığını, bu büyük düşman İçin tek cephe halinde çalışmak lcabcttlğinl, gönderdiğimiz askerlerin Korede değil, Kafkas sırtlarında harb etmekte olduğunu kabul etmemiz İcabecedeğlnl, muazzam devletlerin bile birbirlerine dayanamazdan duramadıkları bir zamanda, bizim btr tecavüz karşısında müdafaamızı yalnız yapamıyacağıın.zj izah etti ve:
(— Böyle tehlikeli günlerde birbirimizden ayrı olabilir miyiz? C. H. P; D. P. bütün ana meselelerde vatan, tehlikelerinde bir tek sese sahip olarak konuşabilir. îç kavgaları bırakacağız.. Arkadaşlar Vaktiyle A-nadolıı İstilâya uğradığı zaman milletçe nasıl birleşmişsek böyle birleşeceğiz. İki partinin vazifesi müşterektir. Yekpareyiz, aynı hamurdanız. ı Alkışlar.)» dedi.
Birkaç hatip daha bu mevzuda görüştükten sonra «kifayeti müzakere» takrirleri verildi ve kabul olundu.
Bu sırada hükümetin izahatının tasvibini isteyen bir takrir verildi, açık leye kondu, 351 kişi İştirak etmişti. 311 1 lehte. 39 u leyhte rey verdi. BLr kişi de müstenkif kaldı.
Toplantıya ■rece saat yirmi dördü on geçe sun verildi.
İzmir ticaret odasının yürürlüğe giren kararı, alıcı ile satıcı arasındaki anlaşmazlıkları ortadan kaldırmış oluyor
. fznılr 12 (Akşam) — Alıcı ile satıcı arasında bazı anlaşmazlıklara yol açan alivre pamuk satışları, İzmir Ticaret ve Sanayi Odası İdare Heyetinin yaptığı fevkalâde bir toplantıda aldığı kararla ihtilâf mevzuu olmaktan çıkmış, yepyeni esaslara bağlanmıştır.
Tüccar arasındaki anlaşmazlık. pamuk flütlerinin son artışları karşısında o derece çoğalmış ve genişlemiştir ki bu yüzden bir çok. tüccar, mahkemeye düşmüşlerdi.
Bu defa Ticaret ve Sanayi O-dası İdare Heyetinin aldığı ve dünden itibaren yürürlüğe gi-
ren karara göre bundan böyle borsada yapılacak bilcümle a-llvre satışların % 10 karşılıkları depozito olarak tticcar tarafından borsaya yatırılacaktır. Bu depozito yatırılmadıkça a-livre satış muamelesi tekemmül etmeyecektir.
Herhangi bir alivre . satışta, vakit geçtikçe malın kıymeti artarsa satıcı tüccar, alıcıdan depozitonun arttırılmasını talep etmek hakkına, yine bu karar gereğince, malik olacaktır.
Yeni karar, İzmir tüccarları arasında çok müsait karşılanmıştır. Tüccarlar artık, satışların bol keseden yapılamıyaca-ğına işaret etmektedirler.
Kadın memurlar
Boyanmamaları hakkında bîr tamim yayınlandı
Ankara 11 — Milli Eğitim Bakanlığı tarafından teşkilâta yapılan yeni bir tamimde, Bakanlığın bütün dairelerinde çalışan bayan memurların ve öğretmenlerin bundan böyle hiç bir şekilde ruj ve oje sürünmüş bir halde çalışamıyacaklan, ayrıca siyah önlük giymeğe mecbur oldukları bildirilmiştir.
Alınanyanın silâhlanması
Dışişleri Bakanları
Brükselde toplanacaklar
Vaşlngton 12 (A.A.) — «Alp»: Fransa, Birleşik Amerika ve İngiltere Dışişleri Bakanlarının 20 aralıkta Brükselde toplanacakları. yetkili bir kaymaktan öğrenilmiştir.
Dışişleri Bakanlan bu toplan Ularında halen Bakan yardım-cilannın Londrada İnceledikleri Almanyanın yeniden silâhlanması ile k-uzey Atlantik paktı silâhlı kuvvetlerine bir başkomutan tayinini tasdik edeceklerdir.
Korede Türk birliği
Selim Sarper, Türkiyenin iftihar duyduğunu söyledi
Nevyork 12 (Radyo' — Birleşmiş Milletler siyasi komitesi, Çinin Koreden çekilmesi hak-kındaki talebin müzakeresini bugüne tehir etmiştir.
Ukrayna delegesi Yunan ve Tiırk askerlerinin Kore harbine iştiraklerini takbih etmiş ve her iki memleketin bundan fay da ummaları lâzım geldiğine 1-şaret etmiştir.
Selim Sarper de söz alarak Koreye asker göndermekle Türkiyenin Amerikaya ve barışa yardımdaj bulunduğunu söylemiş ve Türkiyenin bundan iftihar duyduğuna İşaret etmiştir.
Göçmen ailelere

(Baştarafı 1 inci sahifede) nin komünizm emperyalizmi olduğunu söylemiştir.
Sovyet tepkisi
Moskova il (AJL) — (United Press): Truman - Attlee tebliğine karşı lik Sovyet tepkisi bugün «Prevda» gazetesinin ilk sahifeainde intişar etmiştir
Pravda, Anglo Amerikan kararlarını «2 inci dünya harbi arifesinde mütecaviz devletlerin hareketlerine» benzetmekte ve tebliği şu şekilde tefsir etmektedir:
1 — İngiliz ve Amerikalılar tecavüzü bitirmek niyetinde değiller. Zira Korede bir yenisine başlamışlardır.
i — Yeni bir harb İçin çalışmaları hızlandırmağa karar ver inişlerdir.
3 — Formozaya ait Kahire ve Potödamda varılan kararları redderek, Truman, Attleeyl İn-gilterenin Çinde güttüğü siyaseti değiştirmeğe zorlamıştır.
Ortaokul ve liselerde yılbaşı tatili
Ankara 12 (Akşam} — Ortaokul ve liselerin yılbaşı tatilleri I ocak tarihinde başhyarak bir hafta devam edecektir. Bu hulustaki emir Milli Eğitim müdürlüklerine gönderilmiştir. O-kullar 8 ocak pazartesi günü derslere başhyacaklardır.
Bugün bir basın toplantısı yapacak
Şehrimizde bulunan Sağlık ve Sosyal Yardım Bakam doktor Ekrem Hâyri Üstündağ, yanında şehrimiz sağlık müdürü doktor Faik Yargıcı, Bakanlık sağlık İşleri genel müdürü ve teftiş heyeti başkanı olduğu halde dün vilâyete gelerek vali ve belediye başkan mı ziyaret etmiştir.
Bakan, bu ziyaretinde şehrimiz hastaneleri meselesi ile verem hastanelerine İlâve edilecek yeni yataklar ve Valde-bagında kurulacak yeni çocuk sanatoryumu meseleleri etrafında vali ve belediye başkanı ile görüşmüştür.
Sağlık Bakanı bugün saat 1? de gazeteciler cemiyetinde basın toplantısı yapacaktır.
Bir kadını dolandırmak isti yenler yakalandı
Kâzım, Tahsin ve Emin adlarında üç şahıs. Tahtakalede Yemiş Hanı odabaştsı Ugazlı Emine Kayaya, birer kilo sıkletinde beş parça sahte külçe alim satarak 20 bin lirasını dolandırmak lalar iken Emniyet Müdürlüğü İkinci şube memurları tarafından yakalanmışlardır.
Şabah Gazeteleri Ne Diyor?
Kore, nereye gidiyor?
CUMHURİYETte «Kore nereye gidiyor?» başlıklı yazı, bu İşiq. akıbetini şöyle belirliyor :
«Amerika Kurmay Başkanı General Omar Bradleyln bir Amerikan dergisinde İntişar eden ve Amerikanın askeri siyasetini açıklıyan makalesinde bu salâhiyeti! zat, A-merikanm kuvvetlerini bir takım «dlverslyon - şaşırtma» harisleriyle yıpratmak niyetinde olmadığını söylemiştir. Binaenaleyh, Amerikanın Koreye dört başı mamur bir büyük ordu göndererek Çinlilerle harbetmesl ihtimali yoktur; lâkin artk bu İşin harbslz veya harbe hemen, hazır hale gelmedikçe halle-dllemlycct’ğlne İnanmış olan Amerika ve Batı devletleri süratle sllâhanmağa ve askeri kudretlerini arttırmağa karar vermişlerdir. Bu Lş ne kadar çabuk biterse o kadar zaman sonra, başta Amerika olduğu halde, Balı vc nıede- Kediye kedi niyet dünyaslyle Sovyet Rus-nlhaî gelişmesi bu olabilir.»
ya arasında çatışma resmen bağlıyacaktır. Kore harbinin

înkisar duyan memurlarımızla • hasbıhal SON POSTA'da Selim Ra-gıp Emeç; «İnkisar duyan memurlarımızla hasbibal» başlıklı yansında, memurların 1951 bütçesinde «Gelir Vergisi» nin faydalarından malınım bırakılması mevzuuna temas ederek şöyle diyor:
«Bu heyecanın şiddetiyle mütenasip bir netice vermemiş bulunuyorsa, bunun sebebi ve mesuliyeti; Demokrat Parti İktidarının eline harap ve perişan bir mirasın bırakılmış olmasındandır.
Mamafih sebep ve müesser ne olursa olsun: bugünkü vaziyetin bir kısım vatandaştan ve bu arada memur kütlesini müteessir etmesinin ö-nüne geçmek kabil olamıyor.»

demeli
gazetesi;
11
YENİ SABAH «Kediye kedi demeli» başlıklı
yazısında bütçeye temas e-diyor vc şöyle diyor:
«Gerek Büyük Millet Meclisi âzası, gerek Cumhurbaşkanlığı makamı ve bazı hükümet daireleri kendi tahsisatlarından fedakârlıklara razı olmak suretiyle büyük bir himmet şarfetmlşlerdir Hiç olmazsa eski İktidar mensuplarının en başlarında gelen bir zatm dediği: «Benlnl tahsisatımdan kısılmakla mı bütçe denk olacak?» gibi bir vâhi ve muzır cüme sarfedlJ-mcmlşlir amma memleket bakımından, birinci plânda gelen, şu veya bu zatın yolluk ve yıllığından kısılma değil- bütçenin umumî manzarasında, detım olmasıdır. Bu kırpıntılar az olmuş ise, daha mühim fasıllardan, İndirmelere gayret olunmalıdır. Hele, bütün harb yıllarının ve sonrasının mihnetini çekmiş olan faziletli memurlara kanunun vadettlği bir Mart ferahlığını esirgemek bizce en büyük bir hata olur.
Zorlukları boynuzlarından yakalamağı bilmeli ve kelimelerden korkmıyarak konuşmalıdır.»
Müttefik kuvvetler
(Baş tarafı 1 inci sahifede) kumandanı general Walker'İD kendisine teminat verdiğini bil dirmlştlr. Rhee, komünist Çinlilerin Kore işine karışmaları üzerine KorenJn ikiye bölünme tehlikesinin tekrar, zuhur ettiğini söyliyerek bunun Güney KoreUlerce kabul edilemlyeteğini tebarüz ettirmiştir.
Batı Korede, lOO.CıOO kişilik Müttefik ordusu 38 inci arz dairesinin güneyindeki müdafaa hatlarına çekilmiştir. Müttefikler, komünist Çinlilerin 38 inci arz dairesini geçmeleri ihtimali ni gözönüne gel İrerek hasırlanmaktadırlar. Diğer taraftan bildirildiğine göre Seul'un müdafaası bu cepnede yapılacaktır.
Evler tefrik ve ısıtma vasıtaları temin edildi
Ankara 12 (Akşam) — Ankara vilâyetinde Barındırılacak göçmen ailelerinin iaşe ve iskân İşleri üzerindeki çalışmalar sona ermiş bulunmaktadır. Merkez ve mülhak Üçeler göçmen aileleri için evler tefrik ederk ısıtma vasıtalarını da temin etmişlerdir. Şehrimizde göçmenler için para ve eşya teberrü-unda bulunacak vatandaşların bağışlarını toplamak üzere 15 aralıktan itibaren komite emrindeki ekipler faaliyete geçecekler ve para, eşya yardımı toplayacaklardır
KKK BİRLİKLERİ
Seul 11 (T.aJ’J — Dün güney Kore'nin merkezi Seul do-I taylarında Türk • Amerikan ve İngiliz birliklerini teftiş eden general Mac Ar t hur. bilhassa Türk karargâhını ziyareti esnasında; Türk teknisyenlerinin paletli ve tekerlekli vasi laların süratle tamiri nususundakl ba-, şarjlarına karşı derki hayranlığım belirtmiş ve bu yolda da ıTurklerin diğer Birleşmiş Milletler birliklerine örnek olduğunu söylemiştir.
Üsküdar ceza evindeki cinayet tahkikatı
Üsküdar hapishanesinde katilden mahkum olarak yatmakta bulunan İsmail Akyûce He yİ ne adam öldürmekten mahkûm Rahmi Koç ve eruln ticaretinden mevkuf Abdülka^lr- koğuşta kabadayılık tesisi meselesinden kavga etmişler ve uç-, lan sivrilendirilmiş karyola de-| mirleriyle birbirlerine hücum i edip yaralamışlardır. Bunlardan İsmail Akyiice ölmüş, diğer ileri tedavi altına alınmıştır.
Singapurda
(Baş tarafı birinci sahilede)
Singapur hükümeti, gece radyo İle 5 dilde yaptırdığı yayınlarda. şehir halkını evlerine çekilmeğe davet etmiştir. Bu a-rada askeri birlikler ve polis 8 saatten beri sürmekte olan karışıklık ve çarpışmaları bastırmağa çalışmaktadır.
Polis ve askerler, karışıklık çıkaran halk topluluklarını ğıtmak için göz yaşartıcı bombalan kullanmaktadır, hailelerden silâh sesleri inektedir.
dağa® Mt-gel-
Olgunlaşma enstitüsünde sergi açıldı Diin saat 15. te Olgunlaşma Enstitüsünde, talebeler tarafından yapılan İşleri teşhir etmek maksadlyle, bir sergi açılmıştır. Sergi açılmadan önce Enstitü müdiresi Reha Övûç- mektebin kısa bir tarihçesini yapmış ve sözlerine söyle son vermiştir:
«— Bu yıl 350 öğrencimiz vardır. Enstitünün, her sene daha fazla bir alâka topladığına şah» oluyoruz. Buraya 1S45 tc geldik. Beyoğlu muhitinde bu beş yıllık çalışma sonunda yetiştirdiğimiz genç İstidatlar övünülecek kimselerdir.»
Bundan sonra kordeleyl kesen Vali Gökay da «Sîzlerin daha bLrçok seneler muvaffakiyetle bu sergiyi devam ettirmenizi temenni ederim, demiştir.
1
AKŞAM
Eahlfe 3
12 Aralık 1950
AKŞAMDAN — AKŞAMA
Bu ne kadar çok spor aksatasıdır?
Sporcular, liberal On dokuzuncu Asrın tacirlerini EreçtL Yirminci Astın diplomatlarını geçti: Seyahat rekorlarını çatır çatır kırdılar...
Bu hafta: Hop tayyareye Put .. Nereye? Mısıra,,. Yalın: Geren hafta gidilmişti Hayır o, Filistine idi... Büyüklerdi... Evvelki hafta? Güreşçilerdi... Gelecek Imf-ta? Amerikalılar geliyor... Öbin- hafta Amerikaya gidilecek .. Daha öbür hafta vapurla, lâtif bir Yunanistan seyahati . Bas döndürücü bî. faaliyet. C'il yavrusu gibi dağılıyorlar!
haftalar da: A takımı Filistinde maçta B takımı Mısırlılarla maçta... Ertesi hafta rövanşları...
Bu ne kadar cok spor aksalıdır.?
Hem de fena aksata değil: 50 Frava karaborsada bilet sa* diyor.
Btı arada da. «Terzi kendi şükrünü d’kemez!» hesabı. bi7'uı buradaki lig maçları kj» '■ vor.
d» derece hazırlan mağa vak’t bulamaksızıtı gidiyo^ ru’ ki. Yahudılere 5 - l ve-nî’d^ğîmiz oluyor. Gençlerimiz de. eminim hiç icab etmezken, Mısırlılara 3 - 0 mağlûb oldu. «İslim arkadan gelsin!» e benziyen beynelmilel temaslar bunlar; Ç’ünkii. beynelmilel gösteri, ler, azimli, sabırlı, devamlı mîllî beden terbiyesinin önüne geçtiler; beden terbiyesi mefhumu çok arkada kaldı çok! Sayın idareciler, gizli profesyonelleri önlerine katıp haydi seyahate. O da lâfın gelişi ya: Neden gizli? Kimden gizli? Herkes görüyor, farkediyor: Bal gibi profesyoneller... Ara yerde. profesyonel olmıyanlar varsa ileride maalesef onlar da profesyonel olurlar. Yahut. aile vaziyetleri lüzum göstermez de olmazlar. Hani eski devrin tulumba heyetlerinde kişizadeler de varmış, çalışır, para almazlarmış, «Sanat sanat içindir!» derlermiş. Bizde de şimdi hakiki amatör kalabilen sivrilmiş futbolcular, güreşçiler o kabil Yakında boksörlerden rekordmen zuhur ederse yüzücülerden de, bisikletçilerden de bu akıbeti bekleyin.
Bir fasit daireye yakalanmış bulunuyoruz. Gerçi, bu beynelmilel temaslar ifratı, yalnız bizim (kabul ettik) dememize bağlı değil, karşı taraflar da. bilhassa beynelmilel teşkilât da bunları körüklüyor. Fakat hangi idareci. alkışlı ve doluşmuş bir seyirci kütlesi karşısında pusulayı şaşırıp harekete geçmez? Gûya beynelmilel amatör spor temasları, beden terbiyesini geliştirecekti. hakikatte, öyle mİ oluyor? Hep aynı şahıslar, bedava reklamlı muazzam turistik seferlere çıkıyorlar. Milletlerin beden terbiyesi için ayırdığını çıtır çıtır harcıyorlar.
Seri halinde devam eden bu kampanyamızla, beyne!, milel teşkilâtı? dikkatini çekeriz. İleride, biziın bu protestomuza iltihak edeceklerin çoğalacağından eminiz, ifrata varılmasın. Senede bir iki beynelmilel temas kâfi, vafidır. Hattâ iki senede bir temasın bile ne zararı var acaba? Asıl vazife: Geniş tabakaların beden terbiyesiy-dî. O, unutulmasın. Maksat cambazlık değildir.
(Vâ - Nû)
Tıo fakültesi 3 sene müddetle Cerrahpaşa hastanesini istiyor
Üniversite tıp fakültesi de-k::nlığınnı, 3 sene müddetle Cerrahpaşa hastanesinin tamamen kendisine verilmm-lnl belediyeden istemeğe karar verdimi söylenmektedir.
.Dekanlık, üç seneye kadar üniversite hastanelerinin ta-ri'.nnlaımcafcını, q zamana kadri r Cerrahpaşa hastanelinden istifade etmeği düşünmektedir.!
Su sıkıntısı gideriliyor Boruların döşenmesi bu sabah bitti
şehrin su şebekesinin İkinci bir galeri İle terkos gölüne bağlanmakta ve bıı maksatla iki senedir borular döşenmekle olduğu malûmdur.
Boruların düşenmesl bu sapalı tamamlanmıştır. Sular İdaresi. yeni galerinin su isale kudretini bugünlerde tecrübe edecektir.
Sulat- müdürü dün kendisiyle görüşen arkadaşımıza venl galerinin Mayıs ayından itibaren şehre günde yüz bin lon su vermeğe başlıyacagmı. boruların döşenmesi bittikten sonta Terkos fabrikasında elektrik ve tulumba tesisatının kurulmasına başlanacağını söylemiştin______________
üniversite
sitesi
Yeni yıl bütçesine yarım milyon lira tahsisat kondu
Langa bostanları civarında kurulacak üniversite silesi için hükümet bu yıl bütçesine yarım milyon lira tahsisat koymağa karar vermiştir.
Bu sitenin kuruluşu hakkında vali ve belediye başkam profesör Gökay şu izahatı vermiştir:
«— Malûmdur kİ siteler yavaş yavaş meydana gelir. Yeni üniversite sitesini de birdenbire kurmak mümkün değildir. YenL siteye her vilâyet kendi pavyonunu İnşa edecektir. Ayrıca belediyelerin yardımı ve hayırsever zatların teberruları ile buradaki pavyonlar çoğaltılacaktır. İşletilmesi de mütedavil sermaye İle olacaktır.
30 OCAK 1951
keşidesine girecek
Bayan Hesaplarına Her 250 lira için
bir kur a numarası verilecektir, HESAP AÇTIRMAKTA ACELE EDİNİZ
AKBANK
Metresinin burnunu koparan adam
Kopardığı burnu cebine atarak kaçtı
Geçenlerde Salm Barutoğlu adında bir şahıs, ıkl senedir beraber yaşadığı metresi Nezihe Ocaklıyı, para yüzünden aralarında çıkan kavga sonunda, burnunu ısırıp koparmak suretiyle yaralamıştı.
Hâdisenin tafsilâtına gelince: Bakırköy Kartaltepe mahallesi İncirli yolu 28 3 numarada oturan Nezihe Ocaklı Ada-pazannda Semerciler mahallesi halkından olup duldur İki senedir Bakırköydo oturmakla ve Salm Barutoglu ile metres hayatı yaşamaktadır. Hayli zengin olan Nezihe iki senedir Saime bakıp hergürı harçlığını vermektedir. Nezihe bir ara eski evini satmış ve vakanın cereyan ettiği yeni evi yaptırmıştır. Aybaşına rastlıyan bir gece eve gelen Sainı. kiracılardan yeni evin ilk kirası olan 25 lirayı almıştır. Biraz sonra gelen Nezihe bunu öğrenince Sainıe çıkışmış ve:
«— Ben evimin Ulc kirası He rnevlııı okutacaktım. Bana ver o parayı» deyince Salın buna çok kızmış ve kadını yere yatırıp ayağını kırmak istemiştir.
Bunun üzerine Nezihe feryat etmeğe başlamış, buna büsbütün kızan Salın kadının burnunu ısırarak koparmış ve kopan parçayı da cebine koyarak kaçmıştır.
Kadının feryatlarına yetişen Kartaltepe polis karakolu Ne-zlheyl en yakın hastaneye kaldırmıştır.
Mütecaviz şiddetle aranmaktadır.
50 yaşından sonra ilkokul imtihanı
Belediye ne iş görür? — Yaşlıların imtihan heyecanları — işsizlik hem var, hem yok! — ilkokul diploması ile iş bulanlar,..
Arkadaşımız, 35 - 50 yaş arasındaki ilkokul mcrunları ile konn.şınur
İlkokul bitirme imtihanlarının yapıloığı salondayız. Her yaşla yirmi kadar erkek ve kadın, kâğıtlarınüzerine eğilmiş durmadan yazıyo^ur. Ara-sıra ahularda e avuçlarda biriken terler mendillerle siliniyor, gözler salonda dolaştırıldıktan sonra t°kraı İmtihan kâğıtlarının üzerinde ouruyor. Kızaran yüzlerden vc derin derin nefes alışlardan anlıyoruz, ki hepsi heyecanlıdır Zaten İmtihandan kını heyecanlanmaz?
işte imtihan:* girenlerden bayan Fani. Tam elli yaşında İmiş. (Yanında oturun üç çocuk babası Harun Atay da M yaşında.
İşsizlik
Hemen her yerde işsizlikten sık sık bahscılıidiğkııl siz de işltmişslnlzdir Üniversite mezunlarının bile iş bulamadığından yana yakıla bahsedilir. Çok doğruda Geçenlerde E-mlnonu kaymakamlığı, bekçi maaşlarlyle uğraşmak üzere bir muhasebe memuru almak İçin İmtihan açmıştı. Hu İmtihana girenler urasında yüksek okul ve fakülie mezunu gençlerin bulunduğunu gazeteler yazdı.
Buna mukabil ayda bir Eminönü maarif memurluğunda açılan İlkokul 1 dürme imtihan- j lartna İş bulmak için bir çok vatandaş girmektedir. Yaş kay-' di bulunmadığından bu imli-hanlara girenlerin ekseriyetini | oi.uz ve daha yukar* yaştakiler • teşkil etmektedir Muvaffak ol-dukian takdirdi bunlara verilen ilkokul (ı plomalan resmi ( ve hususi müesseselerde iş but- : malarına kili geliyormuş-. i
İmtihan sorusu ve cevaplar j İmtihan so.ularınoan birisi: | «Belediye ne 1., görür ve şehirli- j ler belediyeye hasıl yardım ederler?» şeklinde idi.
Selanik Dcvıet hastanesinde 15 sene baş lıcnşlrelik. yapan ve İstar.bulda blı hastanede çalışmak için kendisinden Hkokul diploması İstenen bayan Fani Nlkolayldls'e bu soruyu nasıl cevaplandırdığını soıdum. Detil kİ:
— Şehrin ve şehirlilerin hor türlü İhtiyaçtıu brlrıılvf temin eder. Biz de tıcıedh-yı iki tüllü yardımda bulunuruz Birisi maddi yardım kİ belediyenin bütçesi bu p:«:ulard₺n meydana gelir. Diğeri mânevi yardımdır Bunu htvrerHiU vtmifelerl diye hulâsa edebiliriz
Cevap yernkie idi Fakat belediye şehrin ve şelv: illerin her tıirlu ihtiyacını temin ediyor mu? Her ne ise şimdi cjarah karışlırmıyahm
Karacaköy o man hakim memur vekili olan. asil olarak vazifeye tâyini irin kendisinden ilkokul diploması İsten r-n 28 yadında iki çocuk babası Yusuf özuyar da bin! dinliyordu Ona da sordum:
— Bu İmtihana Iklııcl defa giriyorum, dedi Birincide kazanamamıştım. Bıı sefer daha İyi hazırlandım
— Belediye sualine ne cevap verdini»?
— Belediye sokakların temizliği, su ve elektrik- işleriyle meşgul olur Yolsuz bereketlere de mâni olur. Meseıü ekmeği noksan ve hamur çıkaran fırıncıları cezalardım Evlenme işlerine de bakar Fikirlere ve yabancılara yurdundu bulunur, Gelirini de halktan topladığı elektrik, su parasından ve yol-
Kadın tasarrufu
39 yıl evvelki ■ AKŞAM» m bugünkü tarihe raslayan nüshasında bir karikatür: Bacak bacak üstüne atmış bir katlın, karsısında süklüm püklüm duran kotasına lıi-tabediyor:
— Bu sene paltonu tersine çevirttin. Tasarruf ettiğin kırk lirayı ban» utacağın kürklü mantoya ilâve et. iyi bir şey olsun.
Anlaşılıyor ki 30 yıl evvel (1? kadınlar, kocalarının paltolarım çevirtmelerine mukabil kürklü manto isliyorlardı. Şu halde değişen ne?
suz hareketler? yazdığı cezalardan temin eder
Kendi kendimi Oh1 Ne âlâ! dedim. Keşke bu anlattıkları gibi olsa .
Büyük çocuğu ilkokul öğrencili olan 37 yaşındaki Harun Atay da orman işletmesinde memur olmak ic)n bu İmtihana giriyormuş.
Belediye sorusunu şöyle cevaplandırmış:
— Belediye, şehirlilerin temizlik ve sılıhî dıırıımlariyle meşgul olur. Çehirlllc. de belediyeye her hususta yardım eder. Bu yardim imece ve teberru şeklinde olur
3 sene Ziraat bankasında çalışan ve kadroya geçmek için kendisinden ilkokul diploması istenen Hüseyin Karala da belediye sorusuna şu cevabı vermiş:
- Belediye, şehrin Asayişi İle mükelleftir. Su ve elektrik işleriyle de meşgul olur Esnafın yiyecek ve İçeceği pahalı salmamasına belediye dikkat eder. Emirlerini dlntemlycnlere cez» yazar.
İmtihana girenlerin ekserlye-Ll iş için diploma almak İsliyorlar. Daha küçük yaşta olanlar İse ortaokul im İlhanlarına girmeğe hazırlandıklarını söylediler.
Çocukluk çağanca okuyup ilkokul diploması alamıyanlar açılan bu imtihanların çok faydalı olduğu muhakkaktır
Elinde fakülte diploması olduğu halde ış bulam lyanlara raslanırken ilkekul diploması İle İş bulanların becerikliliğine I hayret etmemek mümkün ol-Imuvor.
i Fakat ben hâlâ düşünüyorum: Belediye şehrin ve şehirlilerin her türlü ihtiyacını temin İle mükelleftir Değil mİ? Peki bu bozuk sokaklar ne? Esnaf hileleri günden giine şeytanın bile akıl erdiremlyeceğl derecede inkişaf ederken belediye nc güne duruyor? Yok »a bu yaşlı İlkokul öğrencilerinin tarif ettiği belediye, bitim bele-ye değil midir?
, Sadeddin GOKÇUPiNAR
F)ARİSİN lüks otellerinden birinde güzel bir tesadüf dört meşhur şahsiyeti bir araya ge-* tirmişt ir: Ray Susar Rolünsem. karısı. Maurlce Chevallcr ve Geor ;c Carpenlier, Ayrı ayrı branşlardaki lıu dört şöhret gayet neş’tli bir aksam yemeği yedi' ten sonra kendi aralarında bir lakım eğlenceler tertip etmişlerdir, Birinci resimde Clıevalier'yi piyano çatarken, Robinsonu da .şarkı söylerken görüyorsunuz. Diğer resim tundrada yapılan ping-pong şam______________________ piyıınasına iştrak eden Fransız Haguenauer'i gösteriyor.
Hal, müdür bekliyor!
Diğer taratan da belediye hali genişletmek istiyor
Uzun müddetten beri hal müdürü olan Ali Yaver emekliye ayrılmıştır. Ali Yaverin hastalığı dol ay ıs He hal İdaresi 3 aydır vekâletle Idure edilmekteydi. Üç ay bugün dolmuştur. Hâl müdür vekili belediye müfettişlerinden Orhan Hançerlioğlu valiyi ziyaret ederek haldeki vazife müddetinin sona erdiğini bildirmiş ve asıl vazifesi olan müfettişliğe dönmek İstediğini söylemiştir.
Orhan Hançerlioğlu müdür vekili vazifesine bir kaç gün daha devam edecek, bu müddet zarfında hale asaleten bir zat tâyin olunacaktır
Diğer taraftan öğrendiğimize göre belediye hal binasını genişletmeğe karar vermiştir. Bu maksatla geçen senek! bostan sergileri başka yere nakledilmişti ,Bu suretle boşalan sahada asıl binaya İlâve olarak yeni bir pavyon inşa olunacaktır. Yeni binanın 750 bin liraya çıkacağı hesaplanmıştır.
Belediye, yeni bütçesine bu bina için yarım milyon Hra tahsisat koyacaktır.
Kuru yemiş ihracatı
Noel münasebetiyle piyasa hararetleniyor
Mevsim başından beri çok durgun giden kuru meyva piyasasının bu hafta İçinde canlanacağı anlaşılmaktadır, zira Noel yortularının yaklaşması dolayısile bazı yabancı firmalar .şehrimizde ve tamirdeki ihracatçılarla temaslara başlamışlardır.
Bıı temaslar neticesi müsait fiatlerle kuru nıyeva İhraç edileceği tahmin .-'dilmektedir.
Diğer taraftan kabuklu ceviz piyasası da hararetlenmlş-tlr. Bazı ecnebi firmaların iç ceviz talep etmeleri üzerine ihracatçılarımız piyasadan müsait fiatlerle ceviz mubayaasına başlamışlardır. Hâlen ceviz 150-160 kuruş üzerinden muamele görmektedir.
Cevizin İhraç durumu, İhracat rejiminin 3 sayılı zait üstesinde yer alıp almıyacağı hususunda da bu günlerde hükümetçe yeni bir karura varılması beklenmektedir.
Vali iyileşti, vazifesine başladı
Bir kaç gündür gripten rahatsız bulunan vali ve belediye başkanı profesör Gckay, tamamen iyileşmiş ve dün sabahtan itibaren vilâyete gelerek vazifesine başlamıştır.
Trenin çiğnediği işçi öldü
Hereke (Akşam) — Marşandiz katarının altında kalarak iki bacağı He bir kolunun kesildiğini evvelce bildirdiğim Fehmi Yıldız, tedavi için kaldırıldığı numune hastanesinde ölmüştür.
RADYO
İSTANBUL RADYOSU
Öğle ve aksam programı
13.57 Açılı) ve program 13,00 Haberler
13.15 Öftle kanseri Pl
l3.4Se Şarkılar. CKııyan- Susan Gll-
11.20 Romuma
H.jo Türküler oyun ruvsUn Pili,ıs Programlır ve dan- n üılgl Pl. 15,00 Kapama.
I7.5T Açılı* W programlar
18.00 Darın mürlgl Pl
İB.JÖ Karudenbukn x*let.
IH.I» Haberler,
19.15 K>sa »hlr habeılvri
:'J.2« Mandolin kuarteti konseri
19.40 Şarkılar. Chuyaı. MııallA Yakar,
20,18 Radyo Ça-ftcsl,
20,3Û Müzik dünyalında.* ccsllll örnekler Pl.
2110 Radyo kiV-le TUrk mujikı»l birliği korı«*rı.
21,M) Şiir dünyamız Koı(u(an: Behçet Kemal Cağlar
22.00 s »s eserleri.
22.20 San tololan.
23.15 Haberler.
2.1,00 Programla,- dan? n*'U«l Pl
İSTANBU11;= = HAYATI'
Gelir vergisi ve memurlar
Demokrat Parti muhale, fette iken, her sene bütçe yekûnunun kabardığını, gelir faslında milyonlarca liralık açık bulunduğunu söyleyerek iktidarı şiddetle tenkid eder, hükümetin, Meclise denk biitcc getirmesini isterdi.
Sayın Adnan Menderes kabinesi iş başına geçtiği günden beri de mütemadiyen tasarruftan bahsediliyor .bütçede masrafların indirileceği söyleniyordu.
Büyük ümitlerle beklenen 1.151 bütçesi nihayet karamıza çıktı, fakat umduğumuz gibi değil. Gecen sene hutt esindeki 154 milyon li-LL ralık açık, yeni yıl bütccsin-Q de 232 milyonu da asmıs.n Bunun yetmiş milyon kiiMjrÇ^ lirasının karşılığı var. fakatq_ mütebaki açığın karşılığı O ancak tahmini bir takım ge-lü rakamlarına istinad edi- O yor. -jz
Demek ki denk bütçe vap- l— mak. açık kapatmak karşı- O dan göründüğü kadar kolay, ağızdan söylendiği kadar (D basit bir is değilmiş. O
Tasarruf meselesine ge-*^ linçe, filvaki, bazı gider fa-sıllannda kısıntılar yapıla-^* rak geçen vıl bütçesine na-^ zararı 214 milyonluk bir ta- ÇP sarrııf sağlanmış amma bu arada gelir vegisinin me- (D murlar cephesinden yüz mi milyon lirava yakın bir'*-' meblâğın bütçede varidat faslına intikal ettirildiği anlaşılıyor.
Maaş farklarından yüz yirmi milyon tasarruf mak-sadiyle gelir vergisinin memur ve hizmetlilere tatbikinin bir sene daha geri bırakılacağı hakkındaki rivayetleri alâkalı zatlar t ey id veya tekzib etmiyorlar, bu mevzu üzerinde konuşmaktan çekiniyorlar, gazetecilerin suallerine kaçamaklı, müphem cevaplar veriyorlar. Bu kuvvetli emâreler. rivayetlerin asılsız olmadığını gösteriyor.
Halbuki gelir vergisinin tamamivle adalet esasına istinad ettiği, bunun tatbikî ile vatandaşlar kazandan nispetinde mükellefiyete tâbi tutularak memlekette vergi adaletinin tahakkuk etti, rileceğ'ı, sabit gelirli zümreyi teşkil eden memurların da maaş farklarından favdala-tıarak geçim yüklerinin hafifleyeceği alâkalı makamlar tarafından vakm zamana kadar ısrarla tekrarlanmakta idi.
Sayın Maliye Bakanı Halil Ayan'ın, 13 Ekim 1950 ta. rihinde gazetelerde çıkan beyanatının şu kısmına bîr göz atalım:
«Gelir vergisinin İkinci Kısmını teşkil eden, memurlara tatbik cihetine gelince, muhaliflerimiz bu hususta da bozguncu neşriyat yaparak Dfınok-rat Parti hükümetinin gelir vergisini memurlara tatbik etmeyeceğini İleri sürmüşler. 1951 bütçesinin bu suretle geniş bir açığı olacağını buna sebep göstermişlerdir. Bu gibi menfi propagandalar tamamen asılsızdır. Gelir vergisi kanun hükümleri gereğince 1951 yılı başından itibaren yürürlüğe girecek ve memurların maaşları kanunda belirtilen hükümler dahilinde artmış olacaktır.»
Sayın Başbakan Yardımcısı da beyanatında bunları teyid ve tekid etti.
Gerek memurlar ve gerekse hükıımet namına temenni ederiz ki bugün dolasan şayiaların mahiyeti Ma. Iiye Bakanının söylediği gibi olsun. Aksi takdirde memur kütlesinin lıayal inkisarı çok ıstıraplı olacağı gibi bu kadar kuvvetli teminattan niikûlün umumi efkâr üzerinde yapacağı tesir, hükümete karşı itimadı fena halde sarsar.
Cemal REFİK
AKSAM
12 Aralık 1950
Sah i îe 1
Şehit Tiyatrosu dram kısmında
Dilsizlerin Dili
— aS —
Brccon. haşin bir
■'arın ve zina ço-'sl Remzi, sev-ı halasım affet-ne tezat, bu ne hod-
“-----------------
Casuslar Merkezi I İSTANBUL !
Amerikan gizli ajanı North’un casusluk
Binbaşı Hugh maceraları

den kötü (idam Yahyayı evine kabul edip resmini yapıyor ve nihayet kollarına düşüyor? Neden düşkü'1 euktannır glllsl Nevi-mlyor? Bu t binlik?...
B«ı başlıca üç ıol gibi, diğer roller de bir nevi müphemiyet perdesi İçinde kalmıştır. Bıı perde ise bizim sadece kuklalar görmemize sebeb olmuştur. Mc-«İS: İOmBIm (Mlıllı Kip«: . Dyskoü’on S»,
pek dursa bir «Um. pct Um t. j bir .«»» (urunurken blnten- olduR]„ra, 1Uı^„İ2. bire Ulu OMUI... Buna d. re-, B(r rtM1Un
bep karısının lükse olan diiş-|r^ sor(jU-künliîğü imiş. Halbuki karısı, Perihan (Nermln Sarovıri bi«*;
.haftada bir iki defa sinemaya
Gazetecilik. ressamlık, ro- t inancılık, yetim çocuklara yar- I dım inınıllan. siyaset, sosyete 1 kadm'ari ve daha başka birçok ( şey ha’ ^’nda pek urun umumî ( nazari.',■-•'er; bütün beşeri fena- ( iıkları kendisinde toplamış kötaî 1 bir adamla, bütün İnsani mezi- l yeVcri salısında e emelmiş, dul ve yetimin hâmisi, dürüstlük 1 niimuncsl başka bir adamın I blrblrlyie yanş eder gibi yaldır- I Jı Irn'ime.'er. parlak cümleler, l veelZîlet Istım»! ederek giriştikle-! bir hitabet müsabakası; iç- i llmni, ahlâki, felsefi düşünce- 1 terin serdcdilmesi... Bunların i hmsl, ve daha birçok başka : Kt»'Jer var... Fakat piyes nerede?... Şahıslar, karakterler ne- • rede?... Hayat nerede?... |
Çünkü bir piyeste güzel söz-' gitmekle pekâlâ iktifa eden bir ler parlak cümleler, umumî na- kadın gibi göründü!... Daha ar-rariyeler değil de hor şeyd3n ' ta plândaki rollerin, yani «sl-"vrel hayat aranır, zira bir ti- .Uıouetfc lerin hüviyetleri, şah-. ....■ k... re._. s.— ■ etciiAri uüeKi.ı>iıı kI1I|{ kaldı.
Kendisini dev ayansında gören şair. (Buavl Tedül. delişmen zengin kadın tSolme Arcıman), onun kocası (Neşet Berküren). çocuğunun ölü olduğunu bllnıl-yerek kollarında taşıyan fakir kadın (Fatma Andaç) herkesçe yede de tiyatro bir kürsü oi- j pek malûm tiplerdir; takat-maktan yanm asırdan beri kur-j maalesef bıırada hiçbiri bir lulmuştur. Bunu «Dilsizlerin canlılık, biraz hayal göstereme-dlli> müellifi her halde biliyor j dİ, yani kuklalıktan insanlığa dur fikrindeyim.
O halde neden bir «piecu 4 these» yazmak hevesine kapılmış? Kaldı ki bu piyesin tezini juymetü bir hassa müşahede e-de pek farkedemedim. Müellif j dilmektedir. Bu hassa da nükte ne demek, ne göstermek istiyor? kabiliyeti ve zekâdır. Sennüret-Feruı'’- galebesini? İyiliğin I t|p Haşanın bir aralık: «Ben MKiyn çarpılmağa mahkûm o-' karıma kürk mantoyu aldım bl-Ikinmu mu? tel» demesi, — bunu Necml Oy
«Dilsizlerin dlll;, nde göze ne güzel söyledi, esasen bütün ça-pan en büyük noksan (Uyat- rolünü mükemmelen oynadı — rocu göztyle görmek kabiliyeti-' daha sonra gayet yerinde gelen d!r.« Uzun uzun meclisler, vaka şa replik: «Amerlkada olma-sa De hiçbir al&kası olmtyan ba- ( birde (jiur mu?» Bu zekânın, bu hk’er üzerinde bitmez tüken- nükte kabiliyetinin birer nüme: fikir teatisi. Halbuki blyat- munesldlr ro lisanı, (dlrec! >, kısa, sinirli-1 Eminim ki Sevgi Sanla, tezli canlı olması lâzım değil midir? ,piyesler!- me'odrame7an terke-Ancak böyle bir lisanla, bu Msa- , diP komediler varmağa başlarsa m kullanan şahıslat canlanabl- büyük muvaffakiyetler elde e-llr. bir hüviyet elde eder.
Ne yazık kİ. İki saatten fazla bir zaman müddetlnce hitabe-!p-!n! dinlediğimiz şahıslar ken-di'rrinl bize tanıtamadılar. E-▼et- Remzi (Hüseyin Kemal G -men) dürüst bir adamdır; y-hvn iKânl Kıpçak) ise fena bte artanıdır. Fakat ne İslerler? F^r'lerl nedir? Niçin mütema-«*■“•0 karşılaşırlar ve boy öleiı-FîHer? Evet Nevin (Gülistan F-ıte) salim görüşlü, hassas t*r sanatkârdır. Fakat niçin kr. :dlslnl bir canavar gibi ür-klı'-nn, aynı zamanda da cezbe-r --II. I
Şark İnci - Çemberiitaş - Marmara Sinemalarında P.EKS Plim» e ait gösterilmiş olan VATAN KURTARAN KADTN - KRALİÇE KRİSTİN - BİR YETİME-NİN ROMANI - APOKALİPS filmlerinde kupon toplayanlar arasında çekilen kur'ada kazanan numalarar 13 ARALIK çarşamba gününden itibaren sinemalarda asilmiş bulunacaktır. .
Talihliler hediyelerini İS ARALIK CUMA gününden İtibaren en geç 30 ARALIK CUMARTESİ 13 e kadar Beyoğlunda Yıl-k diz sineması üzerinde REKS İlimden almaları rica olunur
W.— ----------- t
yatro eseri her şeyden evvel ha-. siyelleri büsbütün silik yatın bir nevi gölgesi, âdeta ak- — sidir. Zamanımızın tiyatro te-tâkkisl budıır, zannederim.
Romantik devrinden sonra
Avrupa müelliflerine ârız olan hitabet hastalığı 50 seneden beri tarihe karışmıştır. Bu sa-
i'azan: Van Wyck Mason
Çeviren: Nihal Karamağaralı
SPOR "■w
----------..»W
Dünyanın söhretSr gol kıralları
— Dyakov bundan emin mi?.. Georgcl. itiraf etti:
— Hayır, pek emin değil...
Tarcl-evhanılı
kara sarı bir renk almış iki cehennem zebanisini son nefesinde bile hatırlayacak.
Yere diz çökerek lğiidl; kefen yerine kahve rengi bir çula sarılıp iple sımsıkı bağlanarak mezara uzatılmış İnsan şekline baktı.,
Dimitri'ye emir verdi:
— Feneri yaklaştırın!... Söyle adamlarına cesedin kafası hizasındaki toprağı dn temizlesinler.
Köylülerden oiri çapayı ala-
karla örtülü tarlalar arasında hayalet nıksad kaybolamas mı?
Dimitrl gideceği yeri iyi ezberlemiş. Köyü.*: sınırından çıktılar; derin tekerlek izleriyle arızalanmış t«» yokuştan tırmanmağa başladı! .ar
Hugh. boyun atkısını kulaklarına doğru biraz daha kaldırdı; zihninden şunlar geçiyor:
«— Bu havada m «ur açmak-
la uğraşanlar Kimlerse, her hal- i
de ekmeklerini hak eriyorlar.» t
Yokuş bitince şurasında burasında tek liik ağaç'ar görü- frak toprağı yana doğru tırmık-nen bir düzlüğe vardılar. İndi; kelimenin tanı m&naslyle
Dimitrl, birdenbire durdu: ve yerde delik açmağa çalışan bir
Norveçe giden Rus takımının masraf listesi — En çok gol atan millî takımlar
_ Kuıutn nerede Mılm su Mrtn.Mre « m» *’(
beyinli VH.ak. k»? Oelrn ° u>d» k»nn nliındnn slvrtlmtt kdpes» mnslynrdu ı *" * ki. fkkruvçl Mlll’h hııliın elllrlı
yükselemedi.
ı Diğer taraftan «Dilsizlerin dili» müellifi Sevgi Sanh'da pek
Amerikalı ajanları ziyarete bir kaç tahta haçın tepesi Hugh bütün dikkatini önün-eöndcrelim ıHugh'ura dikkatini çekli deki çukurda toplamıştı.
Bsme; ' | — Hepiniz burada bekleyin! I Yine emir verdi:
... imkânsız, gidemez. — de- - diye Dimitri arkas-na dönüp — Simdi de ölünün kafasını dİ — Soğuk almış hasta, yatı- homurdandı. tmeydana çıkarın!
yor... Yok yok. numara yapıyor Binbaşı Hugh Norih. meslek Mezar kaacdanndau bir! ke-zannetme! Daha demin dere- hayatında bir cuk seferler nice merinden koca bir bıçak alarak ceslnt aldım, ateşi otuz dokuz... korkunç sahne trde hazır bu- ipleri kesti; kefen vazifesini Dimitri kaim sesiyle araya lunmuitu ama hiç bir znman gören çulu gevşetti.
kanîlı: ' (bu kadar garip bir sahnede rol j Hugh, birdenbire, çukurun et-
— Hastalığı nedir dersin? 'almamıştı. Gö-mcden anlıyor; rafında toplanmış, kendisini
— V al ahi bilmem amma, gri- hallerinden belli ediyorlar. Erle' seyreden suratları farkederek:
be benziyor... Temenni ederim in süâlu ‘ ^«.«ı-»-*— —■ *—
değildir. Zira gripln İspanyol nezlesi denen bir tehlikelisi var kİ. Romanyads salgn haldeymiş. Velvalee’nln tifo olması ihtimali de aklıma geliyor. Yediğimiz türlü pis yiyecekleri düşünsenize.
Hugn, lasayc gctuncoıunv* . **« w «»■ için hayli kuvvet sarfedlyordu. zarda...
eaiyoTiar. ısnc .ocyrcucn surutıarı larKcuercft.;
■ gibi, Bulgaryalı İkil —Çekilsinler bu adamlar
genç köylünün otomatik ta- mezardan. — dedi. — Çıksınlar jbancaları da her an patlamağa dışarı!
hazır bulundu:uluyor Heyecanı gittikçe artıyor: Fa-
BUjbaşı:
I — Anlaşılıyor, Erle, sen de kış «caba yanılmadı mı? Ya, tah-sporlan taraflısısm! —dedi— minleri doğru çıkmazsa? şimdi (Yazık, evimizde ne skilerimiz, arlık önünde bir tek yol var; Hugh, lâkayt görünebilmek ne de konyak «jlşelprı bize lnt!- Hakikati keşfe doğru gitmek.
- .Zihninden bunlart geçirerek
Heyecanı gittikçe artıyor: Fa-razlyesinl tatbike girişti; fakat
için hayli kuvvet sarfedlyordu. zarda... |’---------- ---------— =-----------
Mevzuu değiştirerek, bu şartlar I Eric Brecon öksürdü: ve ye-jÇulu çekti; bu sırada karlar altında Phoebus Skoulorls'in nJyle kaşlarında biriken karlan rüzgârın girdabma kapılıp ten-
I. . . f—ı -11---- J-LJ... — re.-----
■ ouyuK muvnıraıuyeuer eıae e-'decektlr. O zaman eserini ne büyük memnuniyetle alkışbya-eagız!
Ekrem Lr-t RET
MUAMMER KAKACA O P R İt 8 T 1
MAKSİM
Her aksım MJ» (ta
TERK 05 "VLEHİVOD
Cumartesi pa sal la dr mali i-ıfnattc-i’ mailce nenen, h- talebeye
trnrlldı Pimrner -«tamları temsil voMıu.
TvHlon- 4JIIM
z
HIHUU» r.ıuouuu j ------------ ----
mezarı açılacak mı, açılnuyacak 1 temizledi, mı diye öğrenmek istedi. Tam bu antla Dimitrl yanla-;
Dimitri, cevap verdi: fnna gelerek grııpu yine peşine.
— Hava kararınca mf2ar a- taktı: mezarın açıldığı yere gö-çılacak... Hava rapoıu daha da türdü. Karın, içine yağmasına kar yağacağını vadediyor, tşl- - ----------- "-------------- A-
miz İştir.
XXiH
SABAHIN GÖZÜ
Hava da komünistlerin dımcısı oluyordu Gece saat se- ■ klzde, Hugh, mezarın açılış sahnesinde hazır bulunmak S- ; zere mahut casuslarla birlikte, yanlarına geniş omuzlu, abdal 1 suratlı iki genç Bulgaryahyı da abp evden çıktıkları zaman, dondurucu bir rüzgâr esiyordu. Gittikçe şiddetini arttıran karla k— köyün pis sokaklarında canlı mahlûk namına hl\ bir şey bırakmamış; İnsanlar barınaklarına çekilmiş; hayvanlar da ortadan silinmişlerdi Eğer ca-! susların karargâh yaptıkları ev ! tarassut altında ise, bu **>*^7* üzerine alanla&n durumu her |_ K'“SIî-halde pek feci idi
Dimitri yol gösteriyordu. Kar- hu, siz kimseye İtinat etmez da ayakları kasarak, ve yüzüne' n’,e8nl’'> merhametsize? çarpıp cildini yakan tipiye '.-afiften küfürler savurarak önden gidiyordu.
Hugh. kol halinde giden bu meşum insania. ın arasında asıl adı Ben Granıunt olan vatan ıhainl Erle Breecıı'la bir hizada (beliren bu manzoray, ömrünün gldJyor. Vç hasmımn. yanından sonuna kadar ıınutanuyacak: bir adını uzaklaşmamak huşu-^Mc-zann üstüne gerilmiş yelken sunda gösterdiği gây*etle İçin bezine durmadan yığılan kar-için eğleniyor. Şayet arzu etse, lan: bir bıçak yarası gibi yanl-onu kolayca benzetip karanlıkta mış toprağı; ve fenerin ışığında
Itenin altına doldu: ve toprağa yapışmış bir tutam siyah saçı örttü.
I Hugh. menfur kefeni biraz ______ daha açınca, fenerin sarımsı 0:1 w**»" «x»l~
tüne rrnn^ı.r KS„R rüzu mtydana nHveMl. Fakat
kürek kara Rni.uk mtK.ru> ja- !“>•“' k»n vd“llk de’
nına y.S.lmı*.
B.. Kİ ei.ren.ei İM klaljdl. A- merhameula Wtm, da ölünün yaklarında ayakkabı yoktu, dia-ıtrine kadar ayaklarını belle ” sarmışlardı. İri yarı adamlardı. Maskelenmiş bir gemici fenerinin ışığında, iğlllp dogruluşları ■Hugh'e, çocukluğunda dinlediği masallardaki devleri hatırlattı.
I Dimitri, tenteyi işaret ederek var:
aıuuırıuıu lllt— H-ıAr-ıı. v.,n.
kaneık rtsakr btat-SVa emir vmll:
1 — Haydi, İn mezara, ne keşfedecekmişsin görelim. Amma dikkat et, bir. Iıalt karıştırayım deme!
I Diz kapakları-hizasındaki kısa paltosunun beline tabanca
yar-
I Hugh. bıkkın bir eda de:
I* _ Rey Yaraht,!! —dedi— Ya
misiniz?
Gcorgdl. cevap verdi:
— İtirazınız pek mürtetiane. binbaşım •... Neyse haydi işe başlayın!
Hugh. ses çıkarmadan mezara yaklaştı, «»özlerinin önünde
niye müddetle, toprak rengini almağa başlama bu yüze, gözlerini kırpmaksızın baktı, baktı. Phoebus Skoutaris hakkında (boş. mânâsız bir adam» denilmesinin sebebini şimdi anlıyor. Zira .bu çehrede safiyetin gü-rclli&l vnr; JucB UZUD burnu | klâsik Yunan ırama..-
(Arkası var)
Z’
Meşhur Viyolonsel Üstadı
Czl.S.SM DO
Resitali S A R A Y ‘ da
Piyaııo'da bERDİ 18 Aralık Saat Pazartesi 21 de Biletleri çkede satılıyor.
STATZEIt
KON TiYA
— 18 —
Bu İsrar karşısında. Burhan gülümsedi. Muallânıu güzel saçlarını okşadı
— Niçin gitmemi istiyorsun?
— Çünkü o yarın gt-iccek.
— Bundan ne çıkar?
— Bir daha l^rîua-.jıamalı-sınız
Burhan öfkesini yenerek sordu:
— Niçin karşılaşmıyalım? Yeniden nişanlandı diye mi?
Kıa haykırdı:
— Yeniden mİ nişanlandı? Kiminle?
Büyük bir hayret ifade eden bu ınıal karşısında, genç adam, ona bir ip ucu verdiğini farket-tl. Fakat artık ok yaydan fırlamıştı, İzahat vermekten başka çaresi kalmadı:
— Pamuk tüceannuı milyon-larlle nişanlandı.
Kız:
— Ya! - d“dl.
İkisi de sustular
Muallâ, daha iyi düşünebilmek için bütün melekelerini seferber etmlşii.
Sonra, büyük bir rikkatle ve alil bir çocukun kalb eşrannı
anlamak hunusundalçt şaşılacak insiyakde. Burhanın yaralarını jarmcia savaştı; ve bu aşkı izah etil:
| — Sen bu işe hiç eseflenme ve hemen buradan git Gerçi bugün '•ok ıstırap çekiyorsun. Fakat maazallah onunla evlen-reydin, bir gün daha faz]» ıstırap çekerdin. Belki de bıi hatanın tamiri n.ümkür. olmazdı. Umduğundun pek tara bir zaman zarfında unu unutacaksın. O, senin aşkınla, şefkatinle «iktifa etmiyecek. senden bütün varlığını alacalın Hayatını, artistlik kabiliye'inl kendi sükselerinin emrinde kullanacaktı. Böyle hJr kadının hodbinliği nerelere kadar von? tasavvur edemezsin. Senin vaziyetindeki bir erkek için, cahil, fakat Radık velev âciz bir kızla evlenmek, kendj güzelliğine tapınan ve dünyada başka hiç bir şeyi gözü görmeyen bu tip kadınlarla evlenmekten daha iyidir. Böyle kadınların nazarında ehemmiyeti! olan yalnız fcendlleııdlr. Başka hiç bir şevi görmezler, öbürlerine gelince iyi huylu köpekler gibi sadıktırlar. Sen nıa-
AŞK VE MACERA ROMAN1
dem kl erkeksin, bütün kuvvetini toparlanjnn lcabediyor. Bir kadına zebun olmamalısın. Kendini feda etmemelisin. Bizi de feda edcmtfZiin
Miminin aleyhinde söylemediğini bırakmıycrdu.
Bu bariz hakikatlerden gocunarak, Burhan kestirip attı:
— Rica ederim, bana artık ondan hiç bahsetme1
Alil kız, ısraım beyhudcllğini anladı:
— Peki, Buınan. Bahselml-yeyim. Fakat, sen buradan git!
Elini uzattı: delikanlı bu eli tuttu; Muallânır. buz kesildiğini ve titrediğini anladı.
Muhabbetle:
i — Muallâctgını, üşümüşsün! — dedi.
Kızın nahif vücudu tepeden tırnağa titriyordu;
—Evet doğru. — dedi.—İhtiyatsızlık etmişim. Geceler netameli.
Acele İle kalkıp Burhan pencereleri kapattı. Sonra lâmbayı yaktı ve Muallânın bembeyaz kesilmiş olduğunu gördü.
— Buraya, bu açık pencereli yere geldiğine hata ettin.
Muallâ. Miminin mermer heykeline hnyrauhkla hakıyordu. Heykeltraş, onun bu bakışını gördü; ve âdeta özür diler gibi mahzun bir gülümseyişle:
— Çok güzel değil mi? —dedi.
Muallâ, sanal eserlerini takdir etmekte undan daha coşkundu.
Tasdik etti:
— Çok güzel.
Ve sonra ilâve etti;
— Bu eserin bitmemiş halini
Bugün futbola başladıkları günetenberi attıkları gol sayısı İle dünyada başta giden futbolcular şöyle sıralanmaktadır:
İngiliz H. Carter şimdiye kadar (202) gol atmıştır, ttalyada rekor şehrimize gelerek Beşik-taşa antrenörlük eden (Meaz-zalnın »272> gol İle yaptığı rekordur. Fakat geçenlerde meşhur 'Piola) bu rekoru kırmıştır. Son maçta yaptığı goller-1 den sonra İtalya rekoru (273)! gol ile (Plolai ya geçmiştir.
Rus futbolcularının otel faturaları!..,
Norveçe gelerek bir kaç maç yapan Sparlak, takımı bir otelde misafir edilmiştir Yapılan anlaşmaya göre Rus takımının bütün masrafları ödenecektir. Maçların sonunda Rus İdarecilerinin Norveçli idarecilere verdikleri masraf listesi herkesi şaşırtmıştır.
Bu listenin yekûnu Ruslarla yapılan üç maçtaki hasılattan üstün olduğu görülmüştür. Rus oyuncuları yaptıkları bütün masrafları listeye geçirmişlerdir. Nihayet Norveç İller Rus sefarethanesine müracaat ederek işi halletmek yolunu bulmuşlardır.
Milletlerarası futbol federasyonu genel sekreteri
Milletlerarası futbol federasyonu genel sekreteri (Schric-ker) in müddeti dolduğundan yakında yeni sekreterin seçimi yapılacaktır. Yeni sekreterliğe talipler meyanında (75) namzet bulunmaktadır. En kuvvetli namzet olarak şimdilik İtalyan
......1 -
federasyonu başkanı Barıusl-nln İsmi geçmektedir
Birikirlerine fazla gol atan takımlar
Belçika ve Hollanda milli takımları sık sık aralarında maçlar yaparlar. Bu maçlar diğer milli maçlarda nadir görülen gol bolluğu ile şöhret bulmuştur.
İşte bir kaç misal :
1950 de: Belçika 7 Hollanda 2 1900 da: Belçika 5 Hollanda 0 1910 da: Hollanda 7 Belçika 0 1934 te: Hollanda 9 Belçika 3 1938 da: Hollanda S Belçika 0 1940 da: Belçika 7 Hollanda 1 Genç takımda oynayan baba ve ikf oğlu!
Bir Portekiz klübüııün genç futbol takımında Iîç oyuncu vardır kl her maçta seyircilerin büyük tezahüratına vesile teşkil ederler, Bu oyunculardan biri genç yaşta dul bir kadın İle evlenmiş babadır. Dul kadının da İki oğlu vardır. Bu İki delikanlı, üvegi babaları gibi şimdi aynı takımda oynamaktadırlar
YENİ
ses rî v a i ki ıstı
Pnzirtchınaer. lxnKâ
İd n«r gün ooı 30«S de
■ A F X U D I I *■ Fanla il O t er a KolulH
3 oer.'e 1 tat* r
£s-- Piene Loys ve g Unıls de Grarnont'datı Münir Sarri £*«•■’ Müzik; lû-langcr — Btasnenet - Gluck

İ
Elen Opereti Temsilleri
SARAY da bugün
Matine 16,30 da İ YİNEKA TU OKUMU
Suare 2J.30 da SERYANİ STO VOSFORO
Yarın akşam M E L EK Sinemasında
GLENN FORD - GLORİA de HAEVEN gib. iki zari! çiftin beraber çevirdikleri
AŞKIN MUCİZESİ
DİLSİZLERİN DİLİ
: Sevgi Sanlı Dram ıcumında k=amlnn Kom«l Bmund» tenutll i’oktuı
Pazjıı cOnlerl 113» a* Matine Cumartesi ve çarşamba günleri 14.30 d» çocuk Tiyatrosu
ALİ -MARMARA
K.
f'
t The Doctor and the giril
Filmi hakiki aşkın mucize yaratabileceğini ispat eden harikulâde bir eserdir.
Biletlerinizi şimdiden aldırınız.
Müteaddit ve ısrarlı istek üzerine
YILDIZ Sineması

Müdüriyeti, büyük muvaffakiyetler kazanan ve ÎNGRİD BERGMAN tarafından temsil edilen RENKLİ JANDARK
Süper filminin 8 inci ve son hafta olarak iraeslne karar •, vermiştir. Bu fırsatı kaçırmayınız;.
Seanslar: 2 - 4.30 - 7 ve suare 9.30 dadır,
a

tercih ediyorum. Kalbi de taşın içinde saklanmış bulunuyor.
Bu eser, tapıııırcasma bir aşkın eseriydi. Heykeliraşın modeline, saatlerce nasıl baktığı mermerde görünüyordu. Dudaklar buseyi davet eden bir tebessümle gülüyordu
Muallâ, heykeli seyretmekten kendini alamıyordu. Artık soğuğu bile hissetmrz olmuştu.
Burhan, endîşe ile ona yaklaştı:
— Seni oduna götüreyim... Kucağıma alayım
— Hayır, koluna abanırım.
— Pek ağır değilsin, canım.
Muallânın itirazına rağmen Burhan bir kavrayışta onu kucağına aldı; ve hafifliği karşısında hayret'e kaldj. Yüküne rağmen merdivenler! kolayca çıktı. Yatağıma yanındaki kol-
tuğun üzerine kızı bıraktı.
— Çok kuvvetlisin. Burhan!
— Kuvvetliyim ama. küçüğüm, yine de senin cesaretin, metanetin bende yok.
öperek Mullânın kulağına mırıldandı:
— Yann gideceğim. Sözünü dinliyorum. Şimdi memnun oldun mu?
Muallâ sordu:
— Onu görmeden mi?
Burhan azimle:
— Onu görmeden! —dedi.
Muallâ. erkeğin elini bir müddet tuttu:
— Seni ne Kadar sevdiğimi tasavvur edemezsin. Beni bahtiyar ettin, «enin de bahtiyar olmanı istiyorum Ben. sana hayatımı vermeğe hazırım. Fakat. hayatımın kıymeti var mı acaba? öyle değersiz bir hayat ki. Allah bile bunu geri almağa üşeniyor.
— Sus, sus! Benim küçük a-Icılsızun... Haydi, rahat uyu bakalım...
Ertesi sabah, sö2ünü tuttu. Erenköy(le ra ayrılıp İrtanbulda bir akrabasının evine misafir gitti, Muallâ, >;ck hastulanmışti.
Yatağından çıkamaâı Fakat, elde ettiği zaferdeı. dolayı çok sevinçli idi.
X
MİMİ NİN DÖNLŞÜ
Bütün civar talkı Mimini'nln nişanlısından .«ynldığı. tekrar buluşup nişanlandığı dedikodusu ile meşguldü Zenginin malı züğürtüıı çene-ıini yorar, dedikleri gibi, pamuk lüccaımm milyonları, konuyu kon-şiıyu meşgul ediyordu. Çayet. buraya taşınırlarsa yeni evhlerif bir şenlik, bir hayat getireceklerim konuşuyorlardı.
«— Deli kız kısmı-tl kaçır-masa... Güzelliğine iazla güveniyor- diyorlardı.
Fikirler hen bu istikamete döndüğü için Burhunın evinden ayrılarak İstanbulda bir akrabasına misafir glımesl, günün mevzuunu teşkil etmedi.
Mimi de Ereaköyüıie döndükten sonra. Burhanın kendisini ziyaret edeceğini umuyordu. Bir kaç gün beyhude yere bekledi; Burhan gelmediği için hayretle kaldı.
Bûyiıkbabasıua sorup duruyordu:
t-lrkası vnr)

Sahlfe 6
AKSAM
12 Aralık 1950

Unutulmayan bir yıldız: Rodolfo Valentino
SİNEMA, sinesinde milyonlarca insanı toplayan muazzam bir mabet haline geldi artık,- biıııyanm dört bucağı sinema ve yıldız hayranları ile dolu. Bu merakla hayranlığı illet derecesine bile vardıranlar var. Böyle olduğu halde sinema mabedinin baş döndürücü kargaşalığı arasından şimdiye ancak bir mabut çıktı: Ro-dolfo Valentino. Sinema tarihi onu yıldız olmaktan ziyade. bir ııcvi efsane kahramanı şeklinde kaydediyor. Kusursuz erkek güzelliği ve noksansız san atkâr ruhu İle o buna lâyıktı zaten.
Bilindiği gibi Valentino çok genç yaşında ve tam muvaffakiyetin şahikasına yükseldiği sıralarda mânâsız l>ir apandisit yüzünden ölüp gitmişti. Onu tlâlı mertebesine çıkaran da bu vakitsiz olıım olsa gerek. Yoksa, ihtiyarlamağa başladıktan soııra- gözlerindeki kadife yumuşaklığını, cildindeki mehtap pürüzsüzlüğünü kaybedecek. devrini ikmal edecek ve nankör dünya tarafından unutulup gidecekti.
Valenttno'nun hayatı İsimli fllnıde Valentino rolünü oynayan Tqny Dexter
Halbuki Valcnllno o kadar unutulmadı ki şimdi başından sonuna kadar onun hayatım gösteren büyük bir film çevriliyor.
Filmde, Valentlnn'yıı, Toııy Deslcr isimli bir artist temsil edecektir. Yüzlerce, binlerce namzet atasında. Va-lentino'ya en çok benzeyenin Tony olduğu hususuna ilgili jüri ittifakla karar vermiş.
Çalışmalar boyunca, stüdyo kapıları kilitli tutulduğu için mevzu etrafında hiç bir şey bilinmiyor. Fakat isminden de anlaşılacağı gibi bunu talimin etmek hiç dc zor değil. En hareketli safbatarlyle, mrşhıır yıldızın hayatı perdeye aksettirilecek. Eseri lıa-v*rhyanların işe uzak ma iriden başladıklarına şüphe yok.
/"
Sol israfta sahici Vakntlno, saj tarafta da benzeri görülüyor
1922 de çevrilen «Beyond Ihe roeks. İsimli rilmde Vaientlnı İle Glorla Ssvarucon
— - ———— ı ■ R
Unutulmamak bakımından sinema dünyasının en talihli yıldızı şüphe yok ki Rodolfo Valentino'dur. Çok genç yaşta ölen bu erkek güzelinin hayatı şimdi filme alınıyor. Bu vesileyle Valentino’nun kısa bir lıal tercümesini veriyoruz.
Rndolfo Valentino fi Mayıs 1»'»5 te Balyanın Castcllane-ta isimli küçük bir kasabasında doğmuştu. Babası Italyan ordusunda süvari yüz-başısıych. Annesi Fransızdı. Valentino, macerapeıeşt bir karakterde olduğunu çok küçük yaşlardan itibaıcn belli etmeğe başlamıştı. On yedi yaşına geldiği »aman onu evde lutamar olmuştular. Nihayet on sekiz yaşına geldiği zaman yani 1913 de kalkıp Anut ikaya gitti.
0=5) V KOCAMAN şehirde,
J birdenbire tek başına ve parasız kalan dclikanlt ilk günlerde adanı akıllı tereddüde kapılarak ne yııpacağı-ıtt şaşırıyor. Fakat kararı karar. Başarıya giden yolu buluncaya kadar kendisine verilecek her turlıi işte çaltş-nıaga hazır. Böylecc, kısa bir zaman sonra, gece lokallerinde dansetmege başlıyor. Kazancı şimdilik haftada 51) dolar. Ona bir de katlın part-
7

ingrıd Bergman
İR kaç sene evvel tn-
grid Bergman çok sev-
diği arkadaşlarından birine şöyle demişti: »Hayatta en çok arzu ettiğim şey mesut bir yuva kurup, bütün dünyanın nazarlarından uzak 5-sude bir ömür sürmektir.»
Yıldızın bu arzusu yerine gelmiş olacak ki, bugün r> -grld Bergman ile Roberto hakikaten mesut bir yuva kurmuşlardır. Fakat bütün dünyanın nazarlarından uzak c-larak mı? İşte orası meçhul...
Şimdilik aşık kan koca arasında yalnız iki tanecik anlaşmazlık vardır: Birincisi İngrid gayet az İtalyanca bildiği İçin her ikisi de Fransızca konuşmak mecburiyetinde kalıyorlar. İkinci anlaşmazlık birincisinden biraz daha mühim: Roberllnonun boyu biraz kısa olduğu için, kan koca sokağa çıktıkları vakit İngrid alçak topuklu ayakkabı giymek mecburiyetinde kalıyor. Halbuki İngrid Bergman alçak topuklu a* yakkaplardan nefret eder.
B İR zamanlar perdede takdlrkârlarım teshir eden Rita. şimdi yalnız Ali Hanın prensesliğini yapmakla iktifa ediyor. Rlia bugünkü rolünü, eski rolünden daha İyi benimsemiştir. Hat'A şâhâne yıldızın itiraf ettiği gibi, yakışıklı bir koca, masallarda tesadüf edilen elbise ve mücevherler .îsviçrede kış eğlenceleri, dünyanın en ha-llskan yarış atlan, en gözde oian kimselerin saraylarındı verilen partiler, uçsuz bucaksız masraflarla kurulmuş bir dekor içinde rol yapmak bembeyaz bir perdede rul yapmaktan daha kolaymış
Son günlerde Ali Hanın karısının filim çevirmesine müsaade etmediğine dair bir lakım rivayetler çıkmıştır. Fakat bu rlvayeterln aslı yoktur. Hem Ali Han. hem de Ağa Han- ailelerinde bir filim yıldızının bulunmasından memnun olacaklarını söylemişlerdir .
Estiler oğlunu artist yapmayacak
STHER WİI£İA.MS. Ben ' Oage İte evlendikten sonra meşhur yıldız olması nispetinde ideal bir eş olmasını dildiği İçin de şöhret bulmuştu Onların mükemmelen anlaşması. maddeten olduğu kadar manen de birbirini desteklemesi. kavgasız gürültüsüz yaşı-yarak mesut bir ömür sürmesi herkesi imrendiriyordu. Yegâne eksikleri bir yavruydu. Ben Jr. dünyaya geldikten sonra saadetleri İki ile zarbedildi. Şimdi Esther oğlu için, hususi bir ınürebbiye tutmuş bulunuyor. Kendisi stüdyoya gitmek zorunda kaldığı zamanlar, yavru bu müşfik kadına teslim edilmektedir. Fakat genç anne yinp de rahat edemiyor. İşi biter bitmez otomobilini yıldırım gibi sürerek eve dönmesinden oğluna ne kadar düş-
kün olduğu besbelli.
Geçenlerde bir gazeteci yıldıza oğlunu da artist yapmak niyetinde olup olmadığını sormuş Aldığı cevap şu:
— Hayır. Onu artist yapmak
niyetinde değilim,
— tftçln?
— Artistler şahsi hürriyetten mahrum oluyor O da benim gibi aile ödevlerini İhmal etmek mecburiyetinde kalmamalıdır.
>^1
12 Aralık 1950
AKÇA M
Sahlfe 7
Hür dünyayı müdafaa çalışmaları başladı
Bazı senatörler, umumî İktisadî seferberlik ilân edilmesini teklif ediyorlar
Washmgton 11 «A.A.I Rcul-er Birleşik Amerika hükümeti ileri ' gelenleri neşrinden 24 saat son-, ra tatbik ililecek tecavüze karşı hiir dünyanın müdafaası hokkandaki Truman - ALt.lee programı üzerinde pratik çalışmalara başlamışlardır.
Milli Müdafaa Bakanı George Marcshall. Âyatı Meclisi tahsisat komisyonundun silâh imalâtını hızlandırmağa ve silâhlı korvetleri arttırmağa matuf 18 milyon dolarlın kanun projesinin derhal kabulünü talep etmiştir.
Âyan Metlisi İler gelen şahsiyetleri tasar.tun gelecek hafta kabul «dileceği fikrindedirler. Bazı Âyan üyeleri hükümetin umumi iktisadi referberilk İçin «fevkalihl? ahval» İlânını teklif etmektedirler.
Kuzey Atlantik paktı teşkilâtı askeri komisyonu ve Bakan yar düne ilan konseyi salı günü Londrada toplanacaktır.
Bu toplantıda, Truman ile AtUce'nin vardıkları karar uygun olarak general Dvlght Ei-senhower'in kuzey Atlantik paktı. Avrupa ordusu yüksek komutalıgma tâyini hususun-1 da bazı müspet neticelere varılması beklenmektedir.
General Elsenhower*İn mer-
Unutulmayan bir yıldız: Rodolfo Valentino
(Baştarafı 6 acı sahifede) ■er- veriyorlar. Adı: Bonnlr Crtass. Bu fasıl ııorn al şartlarla birinci büyük harbin ilânın» kadar sürüp gidiyor. Amerika da seferberlik ilân edilir edilmez Valentino da orduya rırmek üzere müracaat ediyor. Fakat gözleri «ayır olduğu için ona askere alznıyortor. Tekrar dans hayalına dönüyor. New York sosyetesine mensup bütün kadınlar ona hayrandır. Bu arada Ronnie evlendiği için yeni bir partner buluyor: Joan Kan er. Haftalığı da 75 dolara çıkmıştır.
Bir lıaç sene durum böy-lece sürüp ('iliklen sonra tesadüfler onu noUywoocTa kadar götürecektir. Arzda parasız kaldığı. çok sıkıntılı günler geçirdiği dc oluyor. Başlangıçta kendisine verilen roller gayet ehemmiyetsizdir. Nihayet "The big liftle person» isimli filmde ön plânda bir rol almağa muvaffak oluyor. Delikanlının sen elerden beri peşinde koştuğu hayaller hakikat olmağa bağlamıştır arlık. Haftalığı türdenbire 125 dolar oluyor. İkinci filmi: .A suciety sc.n-sation» dır. Bu arada Los Angeles'in en mühim tiyatro* lannda dans ta etmektedir. 1 Şöhreti ve girzellfğj yavaş yavaş dillere destan olmağa başlıyor. Sinema muhitinin en tanınmış kimseleri ona dostluklarını vermektedir. Kadınlar etrafımla pervane kesaiijur âdeta. Fakat o kimseyi görecek durumda değildir. Çünkü Jean Acbcr isminde bir geuç kın seviyor. Kıx da otu tutkundur. Cç dört günlük flört faslından sonra yıldırım nikâhı ile hemen evleniyorlar. Fakat süratle yanan »şk a(pçj ayni süratle sönüyor. Kısa bir müddet sonra boşanıyorlar.
Arlık, sağdan soldan kontrat teklifleri yağmaktadır. Birbiri ardı sıra Ajıokalisin dört şövalyesi", ■■Unchnrted Sea*->„ -Camillr», Şeyhin oğlu J ■Moran of the l.ady Letly-, "Beyor>(! the roeks . "Kloml and sangı*, ..The young ra-jah.. isimli fllmlrri çeviriyor »e dünyanın parasım kaza-myor.
Rıı arada Natacha Itambo-va ile sevişip evleniyorlar. Fakat tik karısından boşanalı bir sene olmadığı için yeniden evlenmeğe kanunen hakkı yoldur. Haber bir anda duyularak bütün dünyaya ya- . yıllıyor. Valen lino'nun düşmanları lıırna bir skandal mahiyeti vermeğe nfcraşıyor-
kezinin Paris yakınında olması [beklenen komutanlık teşkilâtı üzerindeki çalışmalarına başlamak maksadlyle önümüzdeki 10 gün içinde uçakla Avrupaya hareket edeceği sanılmaktadır.
Mevcut kanaat general Elsen howerin Birleşik Amerika orduları genci kurmay başkan muavini general Alfved Gruent heri kurmay başkam sıfatiyle yanına alacağı yolundadır,
Korede ateş kesilmesi uıaksa-diyle yapılan görüşmeler baklandaki haberler Wash1ngtonda endişe İle beklenmektedir.
Birleşmiş Milletleı merkezinden Dışişleri Bakanlığına telefonla verilen ntr haberde Çin (atalarının 38 inci ara dairesinde durması yolunda komünist Çin hükümetine yapılan teklif hakkında Hint heyet! başkanı general Rau’ya cevap geldiği bildirilmektedir
Avrupa iktisadi işbirliği teşkilâtı temsilcileri VVashington' da, MarsTıall yardım plânı mer-[kezinde toplanarak kuzey Atlantik paktı devletlerinin silâhlanması için lüzumlu olan nadir lıaın maddelerin tevzii me-, leşinde Başkan Truman He lAttlee'nin vardıkları kararların teferruatını tesblt edeceklerdir.
lar, kısmen de muvaffak oluyorlar. Bereket kanunî müddet dolar dolmaz sevgililer ikinci bir İzdivaçla hirltşerek dedikoduyu Önlüyorlar. Uzun bir balâyı seyahatinden sonra tekrar çalışma faslı »e yeni filmler: Monrieur Be-ancanvo, «The saînted derili, -Cobra», -The Eagte»... Bir kaç sene sonra da tekrar boşanma ve yeni bir İzdivaç. Bu seferki karısı meşhur Pofa Negri’dir.
Valculino'nım hayatımla bu devreye tesadüf eden meraklı bir vak’a var. şikagtı-daki gazetelerden birinde, Valeni ino'n un kadın kılıklı erkek olduğunu iddia eden-bir yazı çıkıyor. Delikanlı derhal yazı işleri müdürünü bîr boks maçına daret ediyor. Yazı işleri müdürü güçlü kuvvetli bir adamdır. Böyle olduğu halde elli bin kişiyi aşan (yansından fazlası kadın tabii) muazzam bir seyirci kitlesi karşısında Valentino, müdiirii kolaylıkla nakaut ediyor.
Dalıa sonra 1926 Ağustosunun sıcak bir sabahında da kendisi basit bir apandisit yüzünden Azraile nakaut olacaktır.
fe**~? İMDİ her sene. Ağustos ayının sıcak bir sabahında orta yaşlı kadınlarla erkeklerin gruplaT halinde onun mczarmı 'ziyaret ettiği ye çiçeklere garkcllîğj görülüyor. Ayrıca siyahlar giymiş, yüzü tülle örtülü bir kadın da tek başına ayni mezara gidip diz çökerek dua ediyor-
İşte sinema mabedinin yegâne mabudu Rtıdulfo Valen-tino’nun hayatı ve ölümü.
Adnan Tahir
Abone bedeli
TOrkiys Ecinni ı
Senelik ZHOü kurun MOU kurut
B ■vJık ısa; • 2DHO a
s aylık tiw • l«iü •
Adres tetxuil İçin elli runMlUk pul gönderilmelidir Ak»l ukdlr de adrr» değiştirilmez
Telcfonlanroır Başmuharrir 3ÜSB5 ran isleri »Vl« - lüarr Mî) Mtidin anın
Habiıllavval 2 — Kutun M
lmıak Cü. O$1o İkin a' Ak. Yattı E. 12.» ÎJM T Tl 0,47 12.00 1,80 V. SJO 7.14 17 AB 14.Z11 ir.41 111,10 luart'nnne: UHflumil UftOıtin civarı
Cemil Naıllr «okalb No 13
Karadeniz seferleri
Yolculuğu imkân nispetinde kısaltmak düşünülüyor
Karadeniz hattının ıslahı ve bu hattaki tekel elerin yolcu kesafetine göre suuflandurılnıası meselesin! tetkik eden komisyonun hazırlayıp genel müdürlüğe verdiği rapor bir çok esaslı görüşleri ihtiva etmektedir. Bu arada öğrendiğimize göre raporda bilhassa, Karadeniz haltı yolculuğunu imkân nispetinde kısaltmak, gemilerin bazı küçük İskelelere uğramalarını programdan kaldırmak tâli İskeleler arasında daha küçük gemilerle münakaleyi temin etmek, yük nakliyatını yolcu nakliyatından ayırmak lüzumu üzerinde durulmaktadır. ________________
Rus basınının tenkidleri
Amerika, Japonyayı kendi emrinde kullanmak istiyormuş
Moskova 11 (AP) — Sovyet basını bugün, Birleşik Amerikanın, Japonyayı, »Asya hâkimiyetinin tesisi» işinde kullanılacak Amerikan hâkimiyetinde silâhlı bir faşist devleti haline getirmekte olduğu yolundaki iddialarını yeniden İleri, sürmüştür.
Birleşmte Milletlere gönderilmiş olan komünist Çin delegesi Wu'nun bir beyanatım tefsir eden gazete, Asyadakl Amerikan tecavüzünün -Kore harbinden çok evvel» Formoza-nın ele geçirilmesi 11e hazırlanmış olduğunu ve Wu'nun, Amerikalıların, çini ele geçirmeye çalışmış olan Japonların İzinden gittiklerini ispat etmiş olduğunu İleri sürmektedir.
Bütün Moskova gazeteleri. Amerikanın Japonya ile barış andlaşması imzalamak istediğin! belirten yazılar ııeşretmlş-Jerdlr.
Londra 11 (AP) _ Rus komünist partisinin organı Prav-| da gazetesi bugün, Başkan Truman He İngiltere Başbakanı AtUce’nin Kore harbine - son vermek istemediklerini İteri sürmüştür.
Gazete, Moskova radyosu tarafından yayınlanan bir başmakalesinde, Truman - At tice görüşmesinden sonra neşredilmiş olan müşterek tebliğe atıfla «Bu tebliğ, Kore harbine son verilmek İstendiğini ifade etmemektedir; bilâkis, iki devlet adamının bu ümitsiz maceraya devam hususunda anlaştıklarını belirtmektedir." denekledir.
Amerlkada çıkan «Cincinnah Posta gazetesinin yazdığına göre Türklyedım Amerikaya külliyetli miktarda eroin İhraç edilmektedir.
Bu gazetenin 26 kasım 950 nüshasında son seneler İçinde Amerlkada eroin kullananların adedinin artmakta olduğu belirtildikten soma şöyle denmektedir:
»Beyaz zehir düşkünleri bütün Amerika'da olduğu gibi Clncinnatl'de de kesin bir artış göstermektedirler Federal polis çevreleri bu artışın ikinci dünya savaşından sonra ortaya çıkmış olan yeni bir kaçakçılık sistemiyle İlgili bulunduğunu bildirmiştir.
Eroin, morfinden en az elli kat kuvvetlidir Dolııyıslyle bu beyaz zehirln büyük miktarlarda ve kaçakçının üatünde büyük yer tucocak surette kaçırtmasına lüzum kalmamaktadır.
Bundan dolayı ikinci dünya savaşından sonra kaçakçı ağları, gemicilerden faydalanmağa başlamışlardır. Her gün Amerika'ya binlerce gemici ayak bastığından, bunların teker teker araştırılması İmkânsız olmakta ve bunlar da ufak eroin miktarlarını Amerika'ya sokmaktadırlar.
Eroinin getirildiği en büyük kaynak Türkçe’deki fabrikalar İle Türkiye ve İran dolaylarındaki afyon yetiştirme bölgeleridir. Kaçakçılığın artmış olması Halleri dc düşürmüş ve eroinin yayılmasını bu suretle kolaylaştırmışta- Son zamanlara kadar eroin düşkünlerinin ortalama yaşı 34 Lü Şimdi bu yaş ortalama 21 e düşmüştür.
Amasya adliye binasında hırsızlık Amasya 10 (Akşam) — 3 Aralık 950 gecesi Amasya adliye binasının İçinde bulunan emanet dairesine hırsız girerek, suçlulardan müsadere edilmiş otan beş tabanca, bir kaç bıçak. ayakkabı ve saire çalmıştır.
Hırsızın hüviyeti henüz tesibit edilememiştir. Zabıta tahkikata devam etmektedir.
Mum ışığında evlenme
Otelci kabul etmeyince İngiliz asilzade evlenmeğe mecbur kaldı
Rusyanın Ingiltere ile Amerikaya bir müracaatı
Londra 11 (AP) — Rusya, bugün. İngiltere ve Birleşik Amc-nkayü müracaatla Karede barışçı bir anlaşmaya vusul arzularını İspat İçin, oradaki askeri hareketlerine nihayet" vermelerini ve «Çine karşı herhangi b!r istilâcı hareketten tevakki el melerini» talep etmiş-' tir.
Taconıa (Washington) 11 (api — 66 yaşında olan bir İngiliz asilzadesi İle nişanlısı dün gece, büyük otomobil yolu üzerinde bulunan küçük bir otel sahibesinin, kendi oteline gelmiş olan bu çiftin evli olmadıklarını İleri sürmesi üzerine, mum ışığında evlenmişlerdir.
Essez Kontu ile New York'da doğmuş olan nişanlısı 37 yaşındaki Mildred Carlson kendilerinin, Seattle'de yüksek mahkeme- hâkimi Henry Clay Agneıv tarafından evlendirildikleri zehabında idiler.
Kontun masraflarını eşi görmektedir. .Bu bir İş seyahat! değildir^ diyen kont, seyahatlerinin otomobille yapılacağını da kaydcLmlşllr.
Ürgüpte ilk kar
Ürgüp (Özel) — Havaların birdenbire soğuması üzerine fasılnh yağan yağmur kara çevrilmiştir.
İlçe içinde karın kalınlığı 15-20 santim olmuştur. Sular donmakta. hararet sıfırın altında 8-10 arasında tchalüf etmektedir.
Amerikaya Kızılay eroin ihracı yardımı
Mahkeme Koridorlarında
Ayaküstü arsa ticareti
Bir Amerikan gazetesi Türkiyeden ihracat yapıldığını yazıyor
Merkez yönetim kurulunun aldığı son kararlar
Davacı elli yaşlarında, güler yüzlü, temiz kıyafetli bir adam. Anadoluda ticaret yapıyormuş. Koridorda konuştuk, macerasını anlattı:
— Bizim kazada ahalinin çoğu rençperdir. Bir zamanlar ben de eski kundura tamir ederdim. Muharebe senelerinde buğday para edince eski pabuçlarını tâmir ettirenler azaldı, herkes yeni ayakkabı giymeğe başladı. Bunun üzerine benim işim bozuldu. Dostlar, ahbaplar; «Bre Ahmet efendi, sende hic mi akıl, iz'an yok? Elâ-lem cayır cayır para kazanırken sen bu eskici dükkânında ne diye oturuyorsun? Bugünkü günde İstanbulda taşı tutsan altın olur. Babadan kalma iyi kötü bir evin var. Şunu sat, elin beş on kuruş sermaye tutsun. O para ile ticaret yapr kazanmanın yohına bak. Bu Işde biz de sana yaldım ederiz.> diyerek zihnime girdiler. Onlara uydum, dediklerini yaptım. Allahın izniyle, sayenizde o işi de becerdim, çok şükür, beş on kuruş sahibi oldum.
— Allah versin, babalık. Sen de hârb zenginlerinden-sin desene.
— Yok, büyük zengin değilim amma, hamdolsun, memlekette bir ev yaptırdım, bir de mağaza kurdum. İşler’ eskisi gibi değilse de nâmerde muhtaç olmuyoruz, geçinip gidiyoruz. Dükkân kapısı Hak kapısıdır, akmasa da damlar.
— Peki, burada ne arıyorsun?
— Mal almak için geldim. Senede bir, iki defa gelirim buraya.
— Adiiyede mi mal alıyorsun?
— Yok canım, adliyeden mal alınır mı? Yâni îstan-bula gelirim demek istiyorum.
— Şimdi burada ne bekliyorsun?
— Hâkim beye derdimi anlatacağım da. mahkemenin açılmasını bekliyorum.
— Derdin nedir? —
Gözlerini kadıya dikti:
— Şu çakır gözlü herif bana ne oyunlar etti bilsen! Ağzımdan girdi, burnumdan çıktı, yere çarptı beni.
— Kavga mı ettiniz?
— Hayır, kavgalı gürültülü işlere girmem ben. Hele böyle gurbet diyarında döğüsüp çekişmek bana gelmez. Bir alış veriş meselesinde tuzağa düştüm, paı-a kazanalım derken elimdeki paraları kaptırdım.
— Nasıl oldu? Cüzdanını mı çarptılar?
— Öyle değil, efendi oğlum. Otelirt altındaki kahvede otururken çakır gözlü herif içeriye girdi, bana selâm verdi. Eh. Tanrı selâmını almak lâzım. Yüzüme gülerek âsinalık gösterince, herhalde biı yerde görüştük, o beni tanıdı da ben onu u-nuttum. diyerek buyur ettim. karşıma oturdu. Dereden. tepeden konuşurken; «İşler nasıl gidiyor?» diye sordu ;«Eskisi gibi değil. A-Iıs verişlerde muharebe zamanının tadı kalmadı. Ma-ğazava mal almak için geldim amma pivasa durgun. Götüreceğim mallardan dişe dekunur bir kâr ummuyo-yorum.» dedim. Bunun üzerine herif içini çekerek dik dik yüzüme baktı; «Ah, babacığım! Anadoluda tüccarlık edenlerin hepsi senin gibi ise vazıklar olsun. Bu zamanda mal götürüp mağazada satmakla Dava kazanılır mı? Alış verişin daniskası İstanbuldadır. Benim beş on kuruş sermayem olsa o-turduğum verde tıkır tıkır para kazanırım. Bıı işlerin kurduyum amma sermave yok. Hele şu sırada elimin altında öyle bir kelepir var ki, varım saatin içinde iki bin lira kazanmak işten bile değil. Velâkin, bu isi çevirmek için sermaye lâzım, Cok değl. bin bes yüz lira olsa elverir.- dedi. Bunu duyunca kulak kabarttım. Ticaret adamı böyledir. Nerede kâr görürsen o tarafa el atacaksın. Para kazanmak için her işe girişmek lâzım.
Kızılay Derneği merkez yönetim kurulu son toplantısında şu kararlan almıştır:
1 — Bigadiç zelzele felaketzedelerine 3,500 lira ve 108 çadır gönderilerek yapılan yardımdan başka, bu bölgedeki yer sarsıntıları devam ettiğinden açıkta katan halkın barındırılması maksadiyle yaptırılacak barakalar İçni 50,000 liranın şartlı bağışlarla temin o-lunamıyan kısmının Kızılayca tamamlanmas1;
2 — Trabzon’daki muhtaç halka 5.000 liraya kadar mahrukat yardım: yapılması;
3 — Tunceli yasak bölgesine dönen halktan muhtaç durumda bulunan 1330 vatandaşa nüfus başına 50 şer kilo buğday dağıtılmak suretiyle kışlık yiyecek yardımı sağlanmağı.
Bulgaristan'dan gelmekte o-lan muhacirlere yardım mevzuu üzerinde hassasiyetle durulmuş ve şimdiye kadar yapılan yardımlar gözden geçirildikten sonra: kitle halindeki bu muhaceretin çok şümullü bir memleket meselesi olduğu belirtilerek. yardım toplama ve dağıtma işlerinin bir merkez! komite tarafından tanzim ve İdare edilmesine karar verilmiştir.
Ayrıca, göçmenlerin sıhhatini kontrol etmek ve korumak, a-ralarında bulaşıcı hasi alıkların yayılmasını ve yurda sirayet etmesini önlemek maksadlyle, Çorlu’da 50 yataklı br hastanenin Kızılay tarafından teçhizi muvafık görülmüştür.
Yine bu toplantıda alınan kararlara göre tzmirdc Buca'-da Kızılay Gençlik Kampı ve Transit Ambarları binalarına muhacir yerleştirmek suretiyle mümkün olan yardımın yapılmasına çalışılacaktır.
Uludağ ve Bandırma
İki vapurun muvazenesi bozuk değilmiş
Denizyolları idaresinin Marmara seferleri İçin inşa ettirdiği Bandırma ve Uludağ va-purlarmın muvazenelerinin bozuk olduğu. Marmara denizinde telemelerinin mahzurlu bulunduğu yolundaki İddialar üzerine mütalâalarına müracaat ettiğimiz İlgililerin verdikleri malûmata göre, gemilerin muvazeneleri bozuk değildir, ancak fazla derin olmadıkları için sallanmakladırlar.
Anlulrada yüksek tahsil gö içliğinin Kore İçin yi|>lığı mliingılt-n hh enstantane
— Eeyyy?.. Anlat bakalım. Sent dinliyoruz, babalık.
~ 1 yİ si böyle işte. Kâr dediğin. yalnız benim memleketteki dükkânımda olmaz ya. İş bilen adam her yerde kazanır. Yarım saatin içinde iki bin liıa kazanç kaçınlır mı? Herife bir kahve ısmarladım; «Ben de senin din kardeşinim. Şükürler olsun, beş on kuruş param da var. Eğer sahiden kârlı bir işin ü-zerinde isen şunu beraber yapalım. Sermaye benden, işi «evirmek senden. Sonra kâri paylaşırız.» dedim. Bu sefer herif kendini naza çekmeğe başladı. «İş bittikten sonra sen paralan cebine atıp kazançtan benim pa. yımı vermezsen ne yaparım?» diyor. «Hiç merak etme. Ben Müslüman adamım. Kazancın yarısı şenindir.» diyerek dinime. İmanıma yemin ettim. Bunun üzerine herif; «Şu sırada tstan-bulda arsa işleri çok para getiriyor. Ben bir kadın tanıyorum. Kocasından kalma bir arsası var. Bugün sokağa atsan altı, yedi bin lira fiden Velâkin. ihtivar kadının böyle alış verişlere aklı ermediği için, su arsamı sat, diye bana yalvarıyor. Bin bes vüz liraya verecek. Halbuki arsanın üç bin beş vüz liraya müşterisi hazır. O a-dam da. «ille şu arsayı bana alıver.» dive etrafımda pervane gibi dönüyor. Kadın benden başka kimsenin sözüne güvenmez. Simdi benim elimde bin bes vüz lira olsa arsayı karıdan alıp kerf-dime maledeceğlm. sonra ö-bür httife satacağım.» dedi. Böyle bir fırsat kaçırılır mı, efendi oğlum?.
Ce. Re. (Sonu yarın)
İspanyol trupu yarın geliyor
105 sanatkârdan mürekkep İspanyol revüsü, İspanyol bandıralı hususi bir vapurla yarın sabah limanımıza gelecektir. Vapur saat 9,30 da Galata rıhtımına yanaşacak ve milli elbiselerini giymiş olduktan halde güvertede bulunarak Türk. İspanyol milli marşlarını okuyacaklardır.
14 Aralık pcrşeınhc günü saat 12 de Taksim âbidesine merasimle çelenk konacak ve 15 Aralık cuma günü de basın mensuplan İle hükümet erkânına vapurda bir kokteyl parti verilecektir.
Trup Atlas sinemasında üç suvaro verecek ve 16 Aralık sabahı limanımızdan Mısıra müteveccihen hareket edecektir.
BULMACA
Soiaan » - Kiubl umumi
a — Dünyn ulerivle nli!:a»> olmn.l-rafc." a _ Tersi b.'r daıu elden
«el, 4. j- iflüanla ıiUlc-ılUk. 5 — Banruı (G» Belir» rorl» nlınadır -Ter?' ntrna. 6 - Nida TcıSl Dtgd KlorljlC u#r»wn. 1 — Tem. «lal eki -Sonum» (O» Belirte Fr»r»u Isulı-kâmltlrldlr, » - Büyük anne - Bir clus lüfek. ı> — Haslım •&>• Reline kımıldrb’inız dcmr“tlr ie — Tersi tekerin |ınm ma»ıtlesl(tlr
Yukarıdan ajıK-*»»' ı — stmnUi kemscylnlz. 2 — ‘laçh mdııFan. 3 — Rom.ıtiım.ı alAmtilvrindrn HlHim( •Aı ucliriv cgrtK verfl«r»U*n bir emirdir. 4 — W»d« Amirler. 5 — Hane - Yalvnrmn - iki r>ü.ı. d — Ok «ıbl ktrplk.Tr 7 Kunlkc -Su olur, tt — Tvr»' mototrilr i-.iareyi ver.
GSÇpH BULMACANrr, HALLJ
Soldan «Ma: 1 — AmnuMiıı t — Gırmcaoı. 3 - laı Vlsn, I
Rarpak, S — sı. Kılın ivııenâ1?. 7 — Ketti, lln, a - Akutaın, S> — Elmas. Ma. 1(I — »rene' >n
Yukarıdan k - ARısiıktcl.
2 — NUaiyc. L. ı( 3 - » r. I*«iii-i-4 — Ou». Pcllk-n ı S - M vale. Var. B — Salkım», i - On». Mcfüml. i» — iNıka. Znmao
AKSAM
12 Aralık 1950
E M M A
B A K K E
N Y H A U G
Türkiye için Umıınıi aecıJtetrri-
Continental Levent Line
Servis: Vapur Acenteliği
Sevdiklerinize bir
15 günde bir muntazam posta YüLCU ve EŞYAYI TİCARİYE
A\hAKA
kursumaa
Yılbaşı Yaklaşıyor
Sevdiklerinize ve dostlarınıza takdim ede-
ı ceğiniz hediyelikler İçin hiç tereddüt etmeden
MAĞAZASINI
N G K
ziyaret ediniz.
En son gelen kadın ve erkekler için cep
kol saatleri, bayanlara pırlarttah ve
pant'.in liflerin
ssh bilezikler, çiçekle
bulacaksınız
ngln ve müntehap çeşitlerini
İSTANBUL — Eınımmu
Ankara Palas Oteli
turt sokak No. 2 A altında İniıiJU raddesi

>lONtORDlA LİNE
AMERİKA - AKDENİZ ve TÜRKİYE arasında
Vapıııu 20 Aralık'ta limanımızda beklCnmek-lç ve 24 Aralık ta NAPOLİ - CENOVA - NEVJ YOKK - Fİ-LÂDELFİYA - BALTİMOR ve BOSTON'U hareket edecektir
Vapuru 28 Aralık'ta 1 i ma n ımız d bekleomekte ve 1 Ocak’ta PİKE - NAPOLİ - ÇENOVA - NEW YvRK - Fİ-LÂDELFİYA - BALTÎMOR v BOSTON'U hareket edecektir vapurlar yolcu ve egyayl ticariye kabul edeceklerdir.

Antalya Umumî Nakliyat T. A. Ş.
Vapur acentelimi servisi - Sirkeci. İstanbul Tel: 21320
GAlRİMENKll SATIŞ İLÂNI
İstanbul ikinci icra memurluğundan; 5’72
Bir borca mukabil merhun I Eminönü Molla Fenari mahallesinde NurüösmanJye çarşıkap; caddesinde eski 17. 17 mükerrer, yeni 17. 19. 19/î kapı, 2718 ada 04 parsel numaralı, altında dükkân ve bodrumu mevcut tamamı 14200 lira muhammen kyınıetll gayrımenkulün 1/2 hissesi açık arttırma usuluyle 8 1/951 pazartesi günü saat ll den 12 ye kadar İstanbul ikinci icra dairesinde paraya çevrilecektir.
Gayrimenkulun vasfı'
Gayrimenkul, Eminönü Molla. Fenarî mahallesinin Çarşıkapı Nüruosmaniye sokağında 11 No- lü ev ve 19 No. 1U dükkân, I 19/1 numaralı bodrumdur.
Binanın beden duvarları kâr-glr. dahili akşamı kısmen ahşap olup elektrik, su. havagazı tesisatı mevcuttur.
10/L No. lu bodrum:
Sokaktan iki basamakla İni-( len ve tek kanallı demir kapı-, dan girilen zemini çimenin şaplı olup pide ve kebap ocağı vardır. Tavanı potrel voltolu-dur.
19 No. lu dükkân:
Sokaktan iki basamakla çıkılan zemlnL kırmızı çini döşeli ahşap camekân ve stor kc- . penkli. tavanı potrel voltolu. sabit camlı dolabı olan vc arkaya geçilen kapısı bulunan 1 dükkânda Mehmet Bican Öz-yagci kiracıdır.
17 No. lu ev: Zemin kat:
Sokaktan tek kanatlı demir ı kapıdan girilen zemini moza-ylk çini döşelL antre ve koridor üzerine merdiven altı ve , zemini mozaylk çini döşeli, , duvarı fayans kaplı, kurnalı, termosifonlu hamamdır.
Birinci kat:
Ahşap merdivenle çıkılan ve bir kapıdan girilen zemini karo mozaylk döşeli antre, iç İçe iki oda, karo mozaylk çini döşeli koridor üzerinde sabit tezgMıl», ı mozaylk evlyeli mutfak, fayans : lAvabolu mermer taştı, helâıjır. , îkinel kat:
Birinci katın ayni tertibat, teşkilât ve evsaftadır. Ahşap kısım boyalı Lse de kısmen bozulmuştur, Birinci katta ayda ı 50 liraya Mehmet Topal, ikinci , katta ayda 50 liraya Sebatı at ■ Taşkın kiracıdır,
Gayrımenkulün cephesi bl- ı rlncl ve İkinci katlarda tuğla derz İle tezylnatlıdır.
Hududu: Tapu kaydı gibLdlr. |
Yüz ölçüsü: Kadastronun ■ 2718 ada, 84 parsel sayılı tesbi- , tine göre 27_.Ç0 metre murab-baıdır. ■'
İşbu gayrimbnkulün şartna- i mesl herkisin görebilmesi için ■ . tarihi Uftı^dan İtibaren daire- , nin muayyçn mahallinde açık ı ve asılıdır.'
Arttırmaya.* iştirak İçin nyt- , hammen kıymetin.% yedi.bu- ; ouğu nlsbetinde (Teminat ola- . rakı nakit veya bu değerde . milli bir banka mektubunun ı tevdii şarttır.
Gayrimenkul 8/1'051 pazartesi günü saal 11 den 12 ye ı kadar tellâl tarafından üç defa I batırıldık tan sonra en çok art- l tiranın üstünde bırakılacaktır. Ancak o gün talip çıkmaz veya ! teklif edilen bedel tahinin olu- l Jian kıymetin % yetmiş beşini : tecavüz etmez ve bu gayrımen- ı külle temin edilmiş alacaklıla- : rın alacağının tamamlyle satış masraflarını geçmezse en çok j
H OLIVlF.it mıd SONS Ltd, BOÛl AKDENİZ Limanları arasında nıuntamuh sefer Bu ayin 18 - 21 iıufe limanımıza muvasalat tu ı beklediğimiz S S
MIREILLF. (>1 HTER
Eski BAUAl.T Vapuru 1 İsminimızdun hareketle İZMÎR’e uğrayacak ve her iki limandan: PİRE - İSKENDERİYE -PORT SAİL- - BEYRUT ve KIBRIS için eşyayı ticariye ve yolcu kabul edecektir, Ocak 1951den itibaren: S S MIKEU-LE OL1VIER ve Ş/S RAVMüND OLİVIER Vapurları: İSKENDERİYE -SAİD - BEYRUT RI3 - PİRE - O SELANİK - KAVALA - İSTANBUL - ÎZMİZ ve PİRE arasında her 15 günde bir muntazam sefer yapacaklardır.
Fazla malûmat ve tafsilât için:
Ol.İVI EK ve Şksi. Ltd.
İstanbul Acentalığı - Galata. Veli Alemdar han. kat 3. No. 29 a müracaat.
M Telefon: 44215 M
ZAYİ — Beyoğlu İş banka-smdan almış olduğum 48835 No lu K. E. H. cüzdanımı 2ûyl ettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur.
Olirnlıia Zolo
arttıranın taahhüdü baki kalmak şar tiyle açık arttırma 18/1/951 perşembe günü saat II ile 12 arasına bırakılacak ve o gün muayyen saatte en çok arttıranın üstünde bırakılacaktır. Ancak bu arttırmada daiıl en çok bedel satış İsteyenin alacağına rüçhanı bulunan alacakların mecmuunu ve paraya çevirme masraflarını geçmezse satış yapılmayacaktır.
Satış bedelinin peşinen ödenmesi lâzımdır. Ancak alıcıya yirmi günü geçmemek üzere münasip mehil verilebilir. Metilin verilmesi mecburi değil İhtiyaridir.
Alıcı derhal veya verilen mehil İçinde satış bedelini tamamen ödemeye mecburdur. Aksi takdirde ihale feshedilecek ve içra ve iflâs kanununun 133 üncü maddesi mucibince muamele yapılacaktır.
İpotek sahibi alacaklılarla diğer alâkadarların gayrimenkul üzerindeki haklarını ve hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarım evrakı müsbl-teleriyle birlikte tarihi İlândan itibaren on beş gün zarfında icra dairesine bildirmeleri Jâ-■z iııı dır. Aksi halde hakları tapu siciliyle sabit olmadıkça paylaşmadan mahrum kahrlğr.1
Arttırmaya İştirak edenler gayrimenkulu görnjiiş. tapu kayıt örneğini, çapı, takdirî kıymet raporunu, İşbu İlânı ve şartnameyi okumuş ve lüzumlu malumatı almış ad ve olunurlar.
Tellaliye, ihale pullan, masrafları ve 20 senelik bedeli alıcıya ve diğer borçları borçluya aittir.
Alıcıların belli gün ve saatte İstanbul ikinci İcra dairesinde hazır bulunmaları vc dalıa fazla malûmat almak isteyenlerin dairemizin 049/5372 sayılı dosyası ile her zaman müracaat edebilecekleri ifân olunur. , [ (17İ84),1
, 1701 tcncs*o^e *caıJ
oKlmi»1"- Uk SQ scn4 son.. umb-iH""'"
.....
„ıe«® P"un'J .
başlanmi5»,r-1
•Idisadis’
EN AZ PARAYA . EN BOL AYDINLIK
Sürpriz Gömleği
Almakla 3 hediye almış olursunuz.
1 inci Hediye SÜRPRİZ GÖMLEĞİ
Memleketimizde hiç bir gömlete bulunmayan en yüksek evsafi haiz 575 kuruştan 21 liraya kadar 50 cins ve 1000 tlen fazla renk ve deseni vardır. Kalitesine göre en ucuza satılan gömlektir,
2
ncı Hediye
Yılbaşına kadar
Hediye S Ü
SÜRPRİZ TAKVİMİ
gömlekle beraber parasız verilir.
RPRİZ
SEYAHATİ.
3 üncü
1 EV, 2 OTOMOBİL, 2 AVRUPA 5000 den fazla
İKRAMİYE KUPONU
RADYO. I Bl’2
HAMBURG - ASVIIRS - LONDRA - TÜRKİYE arasında tnrartezunı posta
K Z* /X Vapuru 25 aralıkta ümanımız-
IV İ /A l"s s-J dn beklenmekte ve 31 aralıkta
eşyayı ticariye alarak hareket edecektir. Türkiye Umumi Acenteleri ANTALYA UMl’MÎ NAKLİYAT T. A. Ş.
Açık eksiltme ilânı
İstanbul Bayındırlık müdürlüğünden:
1 — Pendik Bakteriiojl enstitüsünde yapılacak çışitll tesisat işleri açık eksiltmeye çıkarılmıştır.
Keşif bede'i (24Şüû' Uradır.
Eksiltme 2’./12/95G tarihinde perşembe günü saat 15 de İstanbul Bay* tutarlı. Müdürlüğünde toplanacak komisyon tarafından yapılacaktır
2 — Bu İşe alt c ıak şunlardır: Mukavele EkslltmP bayındırlık işleri eeoel hususi ve fenni şartnameleri preje keşif hülâsasUe buru mûtelerrl diğer evrak dairoslr.de görülecektir.
3 — Eksiltmeye İştirak etmek İçin taliplerin 1844 Hra 25
kuruşluk muvakkat teminat yatırdığına dair makbuz ibraz etmesi ve 950 ydında Ticaret odasında kaydı bulunduğuna dair belgeyi hâmil olması eksiltme gününden tatil günleri hariç «3» gun evvel Vilâyet makamına müracaat edtrek enilyet vesikası alması ıe yukarıda İkinci maddede yazılan evrakı görüp eksiltme şartnamesinde yazılı kayda göre kabul ettiğine dair İmzalaması şarttıı 116344 i
İstanbul Deniz Komutanlığından
İzmlttekl deniz araçlarına 175 lira ücretli iki islim çarkçısı alınacaktır. Ayrıca birer tayın bedeli verilir.
İsteklilerin evrakı müsblteleriyle limitteki İkmal müdürlüğüne müracaatları.
Tekel Gene! Müdürlüğü İlânları
BALİNA
taviz j veı-g!
merkezi
17074
Şık Bayanların beklediği
BALİNA
Fermuarlı Lâstik Çizmeleri
TOPTAN SATIŞ IÇ1N MÜRACAAT YERLERİ
Ahmet Şükrü Yücel, Bürhanettin lîaşal (-e oriatelan—Carşıkam.
Rafael de Toledo ve mahdumları — Carşıkapı,
Göz Mütehassısı
□r.Cemil Görür
L'agaluğlu Nurunum aniye caddesi Alay apnrtınıan» Pazardan oaşko net gtlo ; saat 14 ten 17 ye kadar Telefon: 79058
ZAYİ — İstanbul giriş gümrüğünün 13880 sayılı beyannamesine alt (317251 numaralı iraıl makbuzu zayi eûJlnılğtlr.
Ziyamdan kayıt sureti alınacağından eskisinin hükmü yoktur.
Burlıan Çetinse
Lokman Hekim I (Dr. HAFIZ CEMAL) Dahiliye Mütehassısı
Divanyolu No. 10-1 Muayene saatleri Pazar hariç her gün 2.5-5 i Tel: 23308 ı
1
Satmalına Komisyonu Başkanlığından
1 — Mevcut şartnamesine göre 1/1/951 tarihinden. 31.12 951 tarihine kadar İstanbul bira fabrikası tahmil ve tabiiye işleri pazarlığa konmuştur.
2 — Pazarlık 20 12/950 çarşamba günü saat 10.30 da Kabalaş genel müdürlük satın alma komisyonunda yapılacaktır.
3 — Şartnamesi her gün sözü geçen komisyonda görülebilir.
4 - İsteklilerin beUrlt gün ve saatle 600 liralık İlk gü-
venme parasına alt makbuzları ve kanuni vesaikiyle birlikte mezkûr komisyona müracaatları İlân olunur. (17032)
£n çok dayanan :n çok parlayan
y Kadıköy Asliye Birinci Hu-hkuk Yargıçlığından; 850/1011 ; Erenköy Etem Efendi caddesi p3 numarada Zaven Eibokoğlu ^tarafından Kurtuluş Gûlser
Ap. 2 numarada Fevzi ve Simin Vahak aleyhlerine acılan alacak dâvasının yargılaması sırasında:
Mfiıkul satışı ilânı
Üsküdar İ.-ra memurluğundan: 950 461 T
Borçtan dol‘yi mahcuz ve açık arturma suretiyle paraya çevrilmesine İm*ar verilen Çu-
l'bııkludu Mesuvlık üstü mev-■ kiindckl tepede borçlu Halit i: Erdogar.ıı alt '{5 nunnuuyı ta-L fiyatı 2500 liru değerindeki gece İkondu enkaza..!! birinci açık arttırması 22/L?/.95tı cuma günü 'saat 14 de muhammen kıymetin % 7â lııt bulmadığı takdlı-| de İkinci arttırma 26/13/050 ^salı günü aynı yer ve saatte
Davalılardan Fevzinin ikametgâhının meçhul bulunması ııascbile daveuye ve dâva ar-uhtıll llftnen tebliğ edilmiş, bu erre gelmediğinden hakkında lyap kararı verilerek yargıla-nsı 23/12/950 saa 11.30 a ta-: edilmiş bulunduğundan
ezkftr gün ve Faatte gelmediği veya kanuni -bir vekil göndermediği taJcdlrUe usülûp 40L inci maddesi gereğince bir daha muhakemeye kıbııl cdiinıiyerek gıyabında ılıııışnıa :cru ve hüküm verilect'M tebliğ yerine geçmek iizere İlân olunur.
117127>
satılacaktır.
Tellaliye rüsumu ve ihale pulu bedeli müşteriye aittir. İsteklilerin mahallinde httZır bulunacak memıruna müracaatları ilin olunur. (17128)

Comments (0)