V, „ , BUGÜN 0^8 İNCİ SAYFADA
AKŞAM
O 1 U L M U
9
PAL
Traş bıçaklarının kiralıdır.
Sene 52 — No. 11284 — Hail; her perde W kuruştur.
PAZAR 12 Mart 1950
Sahibi: Necmeddin Sadak — Yan İslerini lülen İdare eden C. Bildik — Aksam Matbaası.

Porsuk ve Sarı sudan sonra
Seyhan nehri taştı
İki köy ve devlet çiftliğine ait arazi su altında kaldı
Eskişehir’de taşan sular kamilen çekildi, tabiî
Tarsus 11 (AA.) — Son günlerde bölgemize yağan yağmurlar dolayısiyle Seyhan nehri taşmış ve ilçeye bağlı, Kefeli, Köklü köyleriyle Devlet çıfiiğine ait olan arazi sular altında akl-mışVır. Kaymakam, alınan tedbirleri yerinde incelemek üzere su baskınına uğrayan bölgelere hareket etmiştir.
hayat avdet etti
Bevin Stras-burga gidiyor
Avrupa Meclisi Bakanlar toplantısında bulunacak
Tanınmış piyanist Iturbi’
nin Valiyi ziyareti
Eskişehırde
Eskişehir 12 — Büyük bir sel felâketine sebeb olan Sansıı ve Porsuk tamamen yataklarına çekilmişlerdir, şimdi alt katlan sıı dolan evlerdeki suların boşaltılmasına çalışılıyor. Şimdiye kadar 700 evin sulan boşaltılmıştır şehirde normal hayat avdet etmiştir. Yarından İtibaren okullar açılacaktır.
Felâketzedelere her taraftan -yardım gelmektedir. Bütün fı-yrınlar çalışmağa başlamıştır.
Bu defaki felâkete sebep, Porsuk değil, Sarısudur. Bu gibi hâdiselerin tekerrür etmemesi için şimdi Sansuda da baraj yapılacaktır. Bu lnşatın 2,5 - 3 milyon liraya malolacağı .tahmin ediliyor.
Seyhan'ın son feyezanında su altında kalan pamuk fabrikam
Seçim hazırlıkları
Cumhuriyet Halk Partisine »e lemokrat Partiye namzetlik için müracaatlar


Amerikan yardımı
Eskişehir 11 _ İktisadı İşbirliği teşklâtı Türkiye İcra komitesi başkanı Russel Dorr ve maiyetindeki zevat, bugün Anka-radan uçakla şehrimize gelmişlerdir. Amerikan heyeti muhtelif ziyaretlerde bulunmuş, akşam üzeri gene uçakla Ankara-ya dönmüştür.
İstanbulun yardımı
Eskişehir felâketzedelerine İstanbul'dan yapılacak yardımları teshil edip mahalline ulaştırmak İçin şehrimizde kurulan komisyon Vali ve Belediye Başkanı Prof. Fahreddin Kerimin riyasetinde dün bir toplantı yapmış ve bu toplantıda İstanbul Müftüsü, Rum Patriği. Üniversite Rektörü, Baro ve Etibba Odaları Başkanlar», Musevi ve Ermeni cemaatleri balkanlarının da komisyona İştiraklerinin ricası kararlaşmıştır.
Dün şehrimizdeki bir kışım ticari müesseselerln yaptıkları yardım yekûnu 20 bin lirayı bulmuştur.
Yemin eden
şehrimizde seçim hazırlıklarına alt faaliyet bir hayli İlerlemiş bulunmaktadır. Muhtelif kazalarda seçim defterlerinin asılmasına devam ol uı* m ak tadır. Ayın yirmi sekizine kadar bütün kazalardaki defterlerin tamamlle asılmış bulunması icap etmektedir. Bu defterleri tetkik edip de İsimlerine ras-layamıyanların seçim, kurullarına başvurması ve bu yolda İsmini deftere geçirtmesi lâzımdır.
Diğer taraftan tstanbulda milletvekili iği adaylığını koy-
Londra 12 (R) — İngiliz
Dışişleri Bakanı Bevin Avrupa Meclisi Bakanlar toplantısında bulunmak üzere mart sonunda Strasburg’a gidecektir. Bevin bu münasebetle gelecek muhtelif memleketlerin başlıca şahsiyetleri İle görüşecektir.
Fransa İle bir anlaşma yapan Almanyadakl Sarre havzası üye olmak İstiyor. Batı Almanya hükümeti bu anlaşmayı tanımamaktadır. Bu beple vaziyet naziktir.
Almanyanm
Lehistana notası
Londra 12 (R) — Almanya hükümeti Lehistan’a bir nota vererek Doğu Almanya'dan kitle halinde çıkarılan Almanları Batı Almanyaya kabul et-mlyeceğinl bildirmiştir. Yalnız buralarda akrabası olan 25 kişi müstesnadır.
se-
bin
Belçika kırallığı
Brüksel 12 _ Belçika Kıralı Liopold’un tahtına dönüp dön-miyeceği hakkında halk bugün rey verecektir. Kıral, oyların yüzde elli beşinden az alırsa oğlu lehine tahttan vazgeçeceğini söylemiştir.
İngiliz kabinesi
Yarın yeni bir imtihan geçirecek
Londra 12 (Nafen) — Yarın Ingiliz hükümeti yeni blr İmtl-han. geçirecektir. Muhalefet, mesken dâvasını ortaya atmış ve bu hususta hazırladığı takriri Avam Kamarasına vermiştir. Bu mesele yarın müzakere edildiği sırada İşçi partisinin yeniden itimat meselesini ortaya atacağı anlaşılmaktadır.
orak üzere gerek C.H.P., gerek İngiliz İşçi hükümeti pazar-D.P. ve M.P. mahfillerine b*_ ;__, __:i...
çok müracaatlar yapılmakta-'^ günü yenlde'n”müşküllerle dır (karşılaşacak ve İkinci bir Lmtl-
Kaza seçim k— -------------;__________ ____ ______
«Çilen C HP. temsilcileri dûn iuü„«ktrr’’aeie’mlhltaâki^ öttalon sonra partinin vilâyet t„aI,nd^ vrrıluı, oıan meraennde bir loplantı vıpmu lklncl blr ukl|r d! hütümeUn lktlsadi etmiş
nm ovnn nrırra «nn Ar. nnr - yg bu huSUSta IHÜZakerC OÇÜ* masını İstemiştir.
bIr(tesı günkü imtihanı atlatırsa ,f“~ısolı günü yeniden müşküllerle 'karşılaşacak ve İkinci bir İmtl-komisyonlarına handan geçmek mecburiyetinde
komisyonlarına seçilen partilerin vazife ve salâhiyetlerinin ne olduğu üzerinde bir görüşme yapmışlardır.
Aynı şekildeki faaliyet Demokrat Parti merkezinde de olmaktadır.
■-w.....t
Ey süt kuzusu!
Güreş millî takımı seçmeleri
Ahmet -Şenol FazlTyı tuşa getiriyor
L Yazısı üçiineii sahlfcmlzde]
Vali ve Belediye başkanı ile gürüştükleri, piyanist felâketzedeler için konser verecek
Cuma günü saat tam 14,30 da Vilâyet Konağının önünde bir otomobil clurdu-İçinden Kontlay miiesseseslnln müteşebbisleriyle birlikte İturbl İndi ve binaya girdi. Bu güler yüzlü ve çevik sanatkârın üstünde açık kahve rengi bir elbise var. İturbi, Istan bula geldiği günden beri yapılan bütün davetleri reddetmiş, Park Oteldeki dairesinden dışan çıkmıyormuş. Öğleye kadar yatıyor, öğle yemeğini yemek üzere 15 dakika kadar lokanta kısmına inip sonra tekrar yukarı çıkıyormuş. Bu sebeple kendisiyle görüşmek bir mesele olmuş. Bununla beraber sanatkâr valimizle görüşmek i-çin kendisi randevu İstemiş.
Valinin odasına girdiğimiz zaman Dr. Fahreddin Kerim Gökay, çalışma masasının başında, telefonla konuşuyordu. Görüşmeyi kısa kesip telefonu kapadı ve kalkıp güler yüzle I-turblye doğru llerllyerek elini uzattı.
Vali — Hoş geldiniz, Mösyö İturbl. Tanıştığımıza çok memnun oldum-
İturbl — Teşekkür ederim ek-seia.ru. sizinle tanışmaktan şe-’ref duydum.
Vali — Ziyaretiniz İstanbul şehri İçin dalma kıymetli bir hâtıra olarak kalacak. Çarşamba günkü konserinizde bulundum ve derin bir zevk duydum.
İturbl — Teşekkür ederim. Demek Batı müziğini seviyorsunuz?
Vali — Hem de nasıl... Evimde birkaç yüz plâklık koleksiyonum da var. Her fırsatta Batı müziğini dinlerim.
İturbl — Mükemmel bir şey. Fransızcayı da çok güzel konuşuyorsunuz Valilikten önce ne yapıyordunuz?
Vali — İstanbul Üniversitesinde nöropslkanaliz hocasıy-dım. Birçok talebeler yetiştirdim, Onlarla daima İftihar ederim. Gençliği çok severim
İturbl — Psikanaliz sahasında bu derece derin bilginiz o-luşuna çok sevindim. Siz sanatkâr psikolojisini de gayet İyi bileceksiniz her halde.
Vali — Eh, oldukça bilirim.
piyanist Jose Iturbi
Epey konuştular. Bu arada Prof. Gökay, İs tan bulun henüz kusursuz bir konser salonuna malik olmadığını, ancak, yapılmakta olan Opera binası bitince bu eksiğin de tamamlanacağını söyledi ve sanatkârdan orkestramız hokkandaki düşüncesini sordu. İturbl: cMükemmel bir orkestra» dedi ve şef Cemal Reşit Rey’l de hayli överek «şa-
yanı hayret bir dLnamlzml var»Q diye anlattı. Vali de onu ta-A manılıyarak (Evet, psişik âleıııLÇ\| çok. zengin bir sanatkârdır» de-M_
O
Vali — İstanbula evvelce hiç geldiniz mi? O
İturbl — Evet, geldim. Bun-'^ dan 20 - 21 yıl önceydi. Hangi * yıl ve hangi ay olduğunu kati surette hatırlıyamıyorum. Yalnız bildiğim bir şey varsa, mevsim ilkbahardı. Hava çok güzel- 2?
M-
Blr an durdular- Sonra tekrar ***
— Ekselans, sizden bir ricada "O bulunmağa geldim.
— Rica ederim; buyurun.
— Bundan birkaç gün önce . Esklşehlrde vuku bulan ve bir-/} çok vatandaşınızın, açıkta, perişan kaim asiyle neticelenen seylâp felâketi beni çok üzdü. Uçaktan indiğim andan beri gördüğüm hüsnü kabule esasen nasü teşekkür edeceğimi bilemiyordum. Bu acı hâdise karşısında ben de basit ve âcizane bir yardımda bulunmak İstiyorum. Müsaade ederseniz bir
(Arkası sahile 2; «ütün G da)
Vefa Lisesinin yıl dönümü
(D
> O
(D ro P

Bir kadın yandı
Dünkü toplantıda bulunanlardan bir kısmı
Bclediye, 7 kilodan kuzuların kesilmesine olacakmış. Maalesef, katliâmından sonra... kii, her yıl olduğu gibi, bu yıl da — bir aydanberi — kuzular, şâir Muallim Naci-yi mezarında hüngür hüngür ağlatacak şekilde bı-çaktan geçirilip duruyor.
| Kara kışın ortasında, her yıl, biiıısaf kasap, bıçak o- ’ yuuunu oynar. Ahali haşlar sızlanmağa, matbuat başlar homurdanmağa, belediye başlar tedbir aramağa .. | Sunu topyekûn bir netice-
1 ye bağlasak. Dedelerimiz, Ifıdırellczden önce kuzu kesmemeği anane saymış-1 lnr. Bunu da ananevi esas-
hafit mâni 1950 Çiin-
Gözleri görmeyen, kulakları duymayan kadın kurtarılamadı
Vefa lisesinin 78 İnci yıldönü- latmışlardır. mü m ün ase be t II e dün «Vefa ' Okul direktörü Necdet Evri-boza günün adiyle Vefa lisesi mer 78 yıllık Vefa lisesinin, bu mezunları demeği tarafından yıl Yüksek Muallim mektebi Vefa lisesinde blr tören tertip binasının alınmaslle genişlctil-edilmiştlr.
Törene, öğrencüer korosunun söylediği İstiklâl marşile boşlanmış, Vefalı Saim ağabeyin ruhunu taziz İçin bLr dakika sükût edilmiştir.
Mütaakıben yaşlı ve genç Vefa lisesi mezunlan konuşmalar yapmışlar, hâtıralarını an-
diğinl mevcudun 1200 olduğunu söyliyerek:
«— Fakat biz kemiyete değil keyfiyete ehemmiyet veriyoruz, Vefa lisesi mezunlarına [diploma değil İlse kültürü ve-rpceğlz» demiştir.
Konuşmalardan sonra davetlilere boza İkram edilmiştir.
Dün gece saat 19 da Yedlku-ölmeslyle neticelenen blr yangın ölmesiyle neticelenen blr yağın olmuştur,
Yangın, Hacımanav sokağında Evantlyeyc ait 78 nmraralı üç katlı evde Dimilrlnln oturmakla olduğu İkinci katta bıra-j kılan bir mangaldan sıçrayan kıvılcımla çıkmış, o sırada evin üst katında, gözleri görmeyen, kulakları İşitmeyen 70 yaşında Olemblya IsmnJdekJ kadından başka kimse bulunmaması do-layısiyle ateş kısa zamanda büyümüştür.
İtfaiye geldikten sonra söndürme ameliyesi başlamış, fakat lara dayıyorlarmış. O zaman'ltfaJJ'c>'e »Varide yaşlı bü kadın bu zamandır memleketin ik- [ Kaldığı hakkında hiç kimse bir timi, hayvanat ilminin kıt-,-'i0? söylemediğinden, yalnız bu idelerini değiştirmiştir ki. blna yanarak yangın söndürül-kımılar, ilkbaharın ortasına i ha,de Olemblya kurtarıla-kad ar yaşatılanı asm, jmaraış vc yanarak ölmüştür.
I Mantık, insaf, iktisat, ted- Neden sonra tşln farkına van-bir, basiret, anane hülâsa ,nıak JlWeye bildirilmişse de her şey, kuzuların kesilme enkaz arasından ancak Oıembl-. zamanını esaslı ve kati bil- J™1» cesedi çıkarılabilmiştir, î şekilde tesbit etmemizi jcllp tahkikata savcılık el koymuş-| ettiriyor. [tur.
Vilâyetle Belediyenin ayrılması işi tekrar komisyona havale edildi. (Gazeteler)
Kızlar — Sevgilimizi... Söyle bize: Senin gönlün kimdedir?...
Fahreddin Kerim — Muvı boncuk Kimdeyse!...
I
Sabite 2

II Sabah Gazeteleri Ne Diyor?
Tenkide tahammül
Demokrasi ile tenkid yapışık kardeşler gibidir. Birinin olduğu yerde öteki mutlaka bulunur. Onuıı için biz bir taraftan demokrasiye alışırken bir taraftan da tenkide alışmak torundayız. Münakaşalarımız mutlaka efendice olmalı ve tenkidierc cevap verirken bize nc denmiş ise ona çorap vermeğe çalışmalıyız. Hakikat başka nasıl meydana çıkar?
Halbuki bizde tenkidlerin sebep olduğu münakaşalar derhal şahsiyata, kirli çamaşırlara dökülüyor. Bir vilâyet gazetesinde gözüme çarptı: Muharrir yazdığı bir yazıda muarızına cevap verirken onun soyundan, Türklüğünden şüphe ettiğini söylüyor. Zaten kimin nesi olduğu. bu topraklaı-a nasıl geldiği belli değilmiş! Evinde entari ile vc yalınayak dolaşırmış. Çocuğu iki sene sınıfta kaldığı için orta mektepten ancak «belge» ile çıkabilmiş. Bir dilenciye on para verdiğini şimdiye kadar gören yokmuş. Bilmem hangi kazadaki tarla meselesinde...)>
Aman Allahını! Bir münakaşanın nerelere sürüklendiğini görüyor musunuz? Adam ne demiş de kendisine böyle bir cevap veriliyor? Anlamak kabil değil. Üstelik gazete; -biz şahsiyatla uğraşmayı sevmeyiz. Fakat bu soysuz, kalemi elinden bırakmazsa devam etmek zorunda kalacağız!® gibi sözler söylüyor.
Peki ama adam ne demiş? Hangi bahiste kalem yürütmüş? Çıldırmak işten değil. Bununla beraber o zatın da tenkidine şahsiyat karıştırmadığı iddia edilemez. Çünkü münakaşalarımız umumiyetle böyledir. «Falan yol kötü yapıldı- derseniz «senin ne mal olduğunu biz biliriz. On sene evvel...» diye başlayan bir cevap alabilirsiniz. Halbuki «yol kötü yapıldı» nın cevabı yolun iyi yapıldığını ispat eden sözler değil midir?
Biraz tenkille tahammül ve biraz iddiaya cevap, lıele seçim arifesinde şahsiyetleri pazara çıkarıp harcamaktan çok sakınalım. Şevket RADO
Akil Muhtar günü
Büyük âlimin hâtırası hürmetle anılacak
Bugün Prof. Âkil Muhtar özden in ölümünün, birinci yıldönümüdür. Bu münasebetle büyük âlim doktorun hâtırası hürmetle anılacaktır. 3 üncü sahifemizde kıymetli doktora ait Dr Bedı S. hsuvaroğlunun bir yazısı vardır.
40 kilo altın götüren kadın yolcu
Denizyolları İdaresine gelen bir malûmata göre, önümüzdeki çarşamba günü Batı Akdeniz seterinden limanımıza dönecek olan «Giresun »vapuruna Ce-nova'dan bir kadın yolcu binmiştir. Söylendiğine göre, yanında «1{J kilo altın bulunduran ve bu altınların resmi gümrük muamelesini yaptırmış olan bu kadın yolcu Pireye gitmektedir. Beraberinde 40 kilo altın taşımak cesaretinde bulunan bu. kadın; alâkalılara, Türk gemilerinin en emniyetli vasıtalar olduğunu söylemiştir.
Türkiye ve Arap Devletleri
Arap devletlerine askerî anlaşma projesi verildiği haberi asılsız
Ankara 11 (A.A.) — Bazı Lübnan gazetelerinin, Atina radyosuna atfen, hükümetimizin A-rap devletleri hükümetlerine 5 sene müddetli askeri ve İktisadı anlaşma projeleri tevdi ettiği yolunda bir haber neşrettikleri öğrenilmiştir.
Mezkûr haberin tamamen a-sılsız olduğu Dışişleri Bakanlığından bildirilmiştir.
Af kanunu
Tasarının müzakeresine bu hafta başlanıyor
Ankara 12 (Akşam) — Mahdut birkaç suç İçin hükümetçe hazırlanmış olan Af Kanunu tasarısının Adalet komisyonunda müzakeresinin bitirilerek Meclise gönderildiğini, bu dar hudutlu kanunun daha müsait şart ve kayıtlarla diğer suçlara da teşmil edilmesi için milletvekillerinden 80 imzalı blı takririn hazırlandığını bildirmiştim.
At Kanunu tasarısının müzakeresine bu hafta İçinde başlanacak ve kısa zamanda görüşmeler bitirilerek kanunlaşmış şeklini alacaktır.
Klâsik Türk eserleri
Ankâra H (A.A.) — Amerikanın Marshall plânına dahil olan memleketlerin müzik programında çalınmak üzere hazırlanmış olan klâsik Türk müziği uçakla Parise gönderilmiş bulunmaktadır. Bu program beş eserden mürekkeptir.
Necll Kâzım Aksesin viyolonsel ve orkestra İçin yazmış olduğu Pocm, Ulvi Cemalin Kö-çekçeler süeti ile senfonisinin ikinci kısmı, Adnan Saygunun Sihirli dansı ve Ferld A i narın Prelüdü ile iki dansı.
Klâsik Türk eserlerini Mar-shall plânı çerçevesi dahilinde dünyaya tanıtmak için girişilmiş olan bu hareket memnunlukla karşılanmıştır.
Ortadoğu
Amerikan diplomatlarının toplantısı sona erdi
Kahire 11 (AF.) — 50 Amerikalı diplomatla Vaşingtondan gelen İdareciler bugün Kahire-de yapmakta oldukları konferansı bitirmişler ve Orta Doğudaki Amerikan siyasetiyle ilgili 5 madde İhtiva eden tavsiyeleri kaleme almışlardır.
14 Yakın ve Orta Doğu memleketinde vazife gören bu Amerikalı diplomatlar 5 gündenberi burada konferans halinde bulunmakta idiler. Moskovadaki Amerikan elçiliğinin birinci şek reteri Ray L. Thurston müşavir sıfatiyle toplantıya iştirak etmiştir.
Thurston’un toplantıda hazır bulunuşu, gayri resmi fakat iyi malûmat sahibi çevrelerde şu kanaati uyandırmıştır: Konferans sırasında görüşülen konulardan biri de, komünizmin petrolden yana 2cngln Orta Doğu bölgesine yayılmasının ne yolda önlenebileceğidir.
Yetkili bir şahsiyet Tlıurston* un şimdi Yakın ve Orta Doğu memleketlerden bir çoklarını ziyaret edeceğini söylemiştir.
Bîr işçi mangaldan çıkan karbon gaziyle zehirlendi
Ramide Topçularda Kışla civarında Teodorosa alt kurşun imalâthanesinde çalışan otuz yaşlarında Salim adında bir işçi, dün gece fabrikadaki İşini bitirdikten sonra, fabrikanın duş mahalline girerek yıkanmakta iken burada yakılan mangaldan çıkan karbon gazl-le zehirlenerek ölmüştür.
Sovyet Rusyada seçim
Londra 12 (R) — Svoyet Rus-yada bugün Yüksek Sovyet Meçlisi üyeleri seçimi yapılacaktır. Ortada yalnız bir liste vardır. Bu listedeki namzetlerin seçilecekleri muhakkaktır.
Acaba nasıl çıkacak?
Nadir Nadi CUMHURİYETİ* Basın Kanunundan, bahisle diyor ki:
»Tenkid okşayıcı olamaz; hazan haksız fakat çok defa sert ve acıdır. Buna tahammül e-demiyecek bir İnsan, gazeteleri ceza tehdidi altında ezmeğe çalışmaktansa, memleket hizmetinde vazife kabul etmemeyi tercih etmelidir. Âmme uğruna kendini ortaya atan, millet yolunda mücadele etliğini söyleyen bir ferd. başka türlü düşünen vatandaşların yersiz, aşırı, hattâ haksız da olsa, hücumlarına göğüs germeyi bilmelidir..
Yalan haber, iftira, hakaret gibi suçları meydana getiren unsurlar hakkında hukuk ilminin ortaya koyduğu bir takım prensipler vardır. Bu prensipler gözönünde bulundurulduğu takdirde, bugün Batı memleketlerinde yürürlükte olan basın hürriyetini yurdumuzda gerçekleştirmek, aynı zamanda bu hürriyetin kötüye kullanılmasın: bir dereceye kadar önlemek kabildir.
Bir dereceye kadar derken sadece realist olmak kayguslle konuşuyorum. En ağır müeyyidelerle bile meselâ hırsızlık or-, tadan kaldırılamıyacağı gibi, basın suçlan da elbette bütün bütün yokediiemlyecektlr. Ceza nın mahiyeti ne olursa olsun suç dalma bir istisnadır. Fakat yazı yazan insanların sık sık mahkeme koridorlarında sü-
rüklendiği, yahut yarın ne o-lacağız koritusUe titrediği bir cemiyette hürriyetten bahsetmek de doğrusu bir cesarettir.» *
Memurların maaş teadülü
Selim Ragıp Emeç SON FOSTA ’ıla diyor ki:
•Bareme tâbi bulunan devlet hizmetinde de, devletin İktisadı teşekkülünde de orta tahsillinin maaşını (150), liseyi bitirmiş olanmkinl (175), yüksek tahsillin irsini nazarî olarak (200) liradan başlatıp bunlnr-dan iktisadi devlet teşkilâtında çalışana bir derece aşağıdan maaş vermek adil bir hareket değildir.
Kaldı kİ devletin en yüksek kademesindeki bir memurun asli maaşının; yine iktisadi devlet teşkilâtındaki »e beraber ( 150) lira olarak tesbit edip bunlardan birine C1000), ötekine (875) lira ödemek te, haklı ve doğru bir tasarruf addolunamaz. Tasarruf,, masraftan yapılır, geçimi gittikçe güçleşen memurdan değil, az masraf yapmak israftan kaçmak vc memuru doyurmak; bütçeyi denkleştirmeye çalışmanın en mâkul yoludur, o
*
Aceleye ne lüzum var?
YENİ SABAH bu başlıklı yazısında toprak tevzi kanunundan bahisle diyor ki:
Meclise, tekrar bir
projesi arzedilmiş bulunuyor. Halk Partili mebus Remzi Yü-reglrin ifadesinden anlıyoruz ki dört yıl dan beri Saraçoğlu kanunu hemen hiç tatbik edilmemiş gibi bir şeydir. Sekiz milyon köylüye toprak dağıtmak bahis mevzuu İken ancak (40,000) kLşi böyle bir haktan faydalanabilmiştir. Bu da o kanunun tatbik kabiliyetinin çok olmamasından imiş! Şimdi yeni bir kanun lâyihası sunulmuştur. İnsaf buyrulsun, dört yıl evvel çıkarılan bir ana ve on. milyonları İlgilendiren bir kanun neden bir günde, bizzat Halk Partili milletvekillerinin İtirazlarına rağmen çıkarıldı da, üzerinde uzun ve derin tetkikler yapılmadı? Dört yüz yıldır «Türklyede sürmüş gitmiş bir toprak dâvasını bir celsede halletmeği düşünmek’ ve buna bir acelelik vasfı vermek mantıkî ve caiz midir?
Bu acelenin hiç bir faydası olmadığı ve kanunun tatbik edilmediği sabit oluyor. Şimdi ikinci bir hamle yapılıyor. O da yine aceleye ve dar bir va-klte rashyor, Millet Meclisi, yakın bir zamanda dağılacağına göre böyle temelli ve memlekete şamil bir mevzuun yeni Meclisçe, ve çok etraflı hattâ Meclis dışı mütehassısların da reyleri alınarak, hazırlanmasına ne mâni vardır. Bu telâşın saiki ne?
Ceza kanununumuzda yapılmak istenilen tâdiller de öyle
değil mi? Onlar da pekâlâ yekunun nl Meclise bırakılabilir.»
Güreş millî takımı seçmeleri
Diin gece başlayan müsabakalara bu gece de spor ve sergi sarayında devanı^ edilecektir
önümüzdeki hafta Stokholm-da yapılacak olan dünya Gre-ko - Romen şampiyonasına İştirak edecek milli eklpl seçmek üzere dün Spor ve Sergi Sarayında muhtelif sıkletlerde müsabakalar yapılmıştır.
Eski güreşçilerden müteşekkil sekiz kişilik bir jüri tarafından takib edilen güreşlerde orta hakemliğini Nuri Hoca yapmıştır. Güreşler 15 dakika devam etmiştir. Ancak İki tuştan sonra güreşe devam edilip edilmemesine jüri heyeti karar veı-miştir. Yapılan müsabakalar şunlardır:
hk müsabakayı 57 kiloda Nasuh Akarla Süha Harman yapmıştır. 6 dakika nihayetinde atılan kur a neticesinde Nasuh altta, Süha üstte güreşirken Süha, Nasuha bir tuş yaptı. Karar gereğince güreşe devam edildi İkinci üç dakikada Nasuh üstte, Süha altta. Bir netice vermedi. Son.üç dakikaya de iki güreşçi ayakta güreşerek geçirdiler. Jüri heyeti uzun münakaşalardan sonra bu güreşin kararını, iki güreşçinin diğer müsabakalarını gördükten sonar vermeği ilân ati,
İkinci müsabaakyı 67 kiloda Ahmet Şenol İle Fazlı Annç yaptılar. Birbirlerini birkaç defa köprüye getirdiler. tkisl de çok teknik bir güreş çıkardılar. Çok heyecanlı geçen müsabakadan sonra jüri heyeti llifakla Ahmet Şenol'u galip ilân etmiştir.
Üçüncü müsabakayı 52 kiloda emektar güreşçi Hüseyin Erkmen ile Ali Yücel yaptılar-15 dakikalık güreş neticesi jü-rl heyeti kararı, bu iki müsabıkın ileride yapacağı güerşlerde verilecektir.
Dördüncü müsabakayı 31 kiloda Âdil Candemir ile Murat Hersekli yaptılar. Âdil Cande-mlr, ilk anda Muradı tuşa getirdi. Esasen Murat yeni bir pehlivan olduğu için İkinci bir defa da tuşa geldi ve iki defa tuşla rakibini yenmiş olan Âdil Candemir jüri heyetinin ittifa-kıyle galip geldi.
Beşinci müsabakayı 57 kiloda Halil Kaya ile Melih Ener yaptılar. Halil Kaya İlk tuşu beşinci dakikada yaparak Melihin sırtım yere getirdi. Halil, yedinci dakikada ikinci tuşu da da yapınca, Jüri heyeti tarafından galip ilân edildi.
Altıncı müsabakayı «2 kiloda Cemal öztürk ile Mehmet Oktav yaptılar. Jüri heyeti bu mü-
saba kanın neticesini, bu iki güreşçinin diğer güreşlerinden sonra ilâ netmeği kararlaştırdı-Yedinci müsabakayı 62 kiloda Ahmet Bulut İle Nureddin Zafer yaptılar. Nureddin Zafer, Ahmet Bulut’a dördüncü dakikada tuş yaptı. 12 nçi dakikada Ahnıedi İkinci defa tuşa getiren Nureddin Zafer, jiiri heyetinin ittllakıyie iistün ilân edilmiştir.
Sekizinci müsabakayı 67 kiloda Tevflk Yüce ile Fazlı Anııç yaptılar. Üç dakika içinde Tevflk Yüce, rakibine ki defa tuş yaptığından, jüri heyeti tarafından galip ilân edildi.
Dokuzuncu müsabakayı 52 kİ -loda Hüseyin Erkmen ile Halit Balamir yaptılar. 15 dakikalık
Konya Milletvekillikleri
400 kişi adaylık için Halk Partisine başvurdu
Konya 11 (Aksam) — Konya-mn bu devrede çıkaracağı 17 Milletvekilliğine aday gösterilmek için Halk Partisine müracaat edenlerin sayısı dört yüzü bulmuştur. İstekliler arasında Konya eski Milletvekilleri, Halk Partisi idare heyeti, il daimî encümen azalan. serbes torlar bulunmaktadır.
dok-
Tel - Aviv'(lehi maç
F. Bahçe dünkü maçı 3- 0 kazandı
Stadyumda 20 bin kişi vardı, halk büyük
sevgi tezahürü gösterdi
Fenerbahçe takımı diin Tel -Aviv’de Hapoel Musevi takımı İle karşılaşmıştır. Stüdyoda 20 bin seyirci vardı. Halk t akımı-mızı çok alkışladı, binlerce W Türkçe! «Yaşasın Fenerbahçe» diye bağırdı.
Maç süratli, ve heyecanlı başladı. Fener daha ağır basıyor, fakat Hapoel gol yapmasına mâni oluyordu.
I 16. ncı dakikada Fikretin or-1 taladığı topu Halit bir kafa İle ağlara taktı. Biraz sonra Hapoel .aleyhine verilen bir ceza vuruşunu Fikret çekerek Fenerin ikinci golünü kay de muvaffak oldu. Çok geçmeden de birinci devre 2-0 sona erdi.
İkinci devreye Hapoel, kadrosunda bir hayli değişiklik yaparak çıktı. Fenerbahçe birinci devrede olduğu gibi yine üstün ve sistemli oynadı, fakat İS nc» dakikada bir netice alınamadı. Bu sırada Haildin Cemale verdiği bir pası Cemal solla çektiği bir şütle Fenerin üçüncü golünü kaydetti.
Fener bu vaziyette hücumlarına devam ederken bava iyice kararmıştı. O kadar kİ hakem topu kontrol edemiyor ve oyun-
cuları da göremiyordu. Bu sebeple hakem oyunu bu devrenin 2G nci dakikasında tatile mecbur oldu ve maç 3-0 Fenerin galibiyetiyle bitti.
İkinci maç salı günü Petha -Tikva sahasında oynanacaktır. Maçların cereyanını Tel - Aviv radyosu Türkçe neşrediyor.
Galatasarayın Bursadaki maçı
Bursa 11 — Bugün saat 15 te Bursa muhtelitiyle Galatasaray futbol takımları arasında yapılan müsabaka çok heyecanlı geçmiş. Galatasaray, 1 - 0 sahadan galip ayrılmıştır.
Ordu karması futbol takımı
Ankara 11 (A.A.) — Türkiye ve İran Harb Okullar! yie Orda karma takımları arasında futbol maçları, kuvvetli bir ihtimalle, 29 nisan ve 1 mayıs günler! yapılacaktır.
Genelkurmay Spor kurulu bu karan Federasyona bildirmiş ve 19 Mayıs stadyomunun o günlerde kendilerine tahsisini İzlemiştir.
Piyanist Iturbi

güreşten sonra jüri heyeti karını bilâhare bildireceğini ilân etti.
Onuncu müsabakayı 57 kiloda Süha Harman İle Kemal De-mirsüren yaptılar. 15 dakikalık güreş neticesinde Jüri heyeti Sühayı üstün bulmuştur.
On birinci müsabakayı 87 kiloda Muharrem Candaşla Murat Hersekli yaptılar. Dördüncü dakikada Muharrem Candaş. üst üste iki defa tuş yaptığından, jüri heyeti tarafından galip ilân edildi.
Müsabakalara bu gece de devanı edilecektir.
Yaşar Doğu, bugün Paklstan-dan döndüğü takdirde, müsabakalara katışacaklar.
Halûk SAN
Abaza Basri
İdam cezasına mahkûm edildi
(Baş tarafı 1 İnci sabifede) konser vereyim, ve bunun bütün hasılatı Eskişehir felâketzedelere tahsis edilsin.
Vali — Bu mükemmel bir şey o-lur. Bütün hemşerilerim adına size çok teşekkür ederim. Konseri ne zaman arzu ederseniz verebilirsiniz.
İturbl — Eminönü Halkevi salonunun çok nıüsaid olduğunu söylediler. Ayın 14 ü size s münasip mİ?
Vali — Pek münasip.
Bir müddet daha görüştüler. İturbl, kendisine ikram edilen Türk kahvesini pek sevdi. Sonra Prof. Gokaya veda ederek, ayrıldı ve Valinin hususî kaleni müdürü Nabl Vp, ona salonları gezdirmeğe başladı. îturblye, bu binanın vaktiyle OsmanlI İmparatorluğunun Sadrazamları tarafından m?kam ittihaz edildiği anlatıldı. Sanatkâr da bitta bl ortadaki toplantı salonunu büyük bir merakla gezdi. Hele tavandaki motiflerin altından olduğunu öğrenince ağzı açık kaldı.
İturblyi salonun dibindeki çalışma masasının önüne götürdüler.
— İşte, dediler, burada zamanın Sadrazamı otururdu Masanın üzerinde gördüğünüz şu eski telefon makinesi de i$-tanbula gelen ilk telefondur.
İzmit 11 — Paraya tamamı muhtelit kimseleri öldürmek ve öldürmeğe teşebbüs suçlarından Kocaeli ağır ceza mahkemesinde yargılanmakta olan ve «Kocaeli Canavarı» İsmiyle anılan Abaza Basri De kendisine muhtelif zamanlarda yataklık etmiş bulunan Tevflk'in duruşmaları bitmiş ve karar tefhim olunmuştur.
Mahkeme; esbabı mucibell kararın uzun izahından sonra, Basrlnln ölüm cezasına çarptırılmasına, Tevfik'in de W sene müddetle ağır hapse konulmasına karar verildiğini tefhim etmiştir.
Her oturuma gelişinde olduğu gibi, gayet şık giyinmiş olan Abaza Basri. karan sükûnetle dinlemiş ve mahkemeden çıktıktan sonra Nevşehir cezaevine naklolunmuştur.
BORSA
ESHAM VE TAHVİLAT
% 7 FAİZLİ TAHVİLLER Sivas - Erıurum I Sivas - Erzurum 2-7 İMİ Demiryolu I İMİ Demiryolu II İMİ Demiryolu IH
Milli Müdafaa Killi Müdafaa H Milli MOdntoa Ht
MIIIT Müdafaa IV
Piyanist bütün bunları derin bir hayretle seyretti.
— Buyurun, koltuğa oturabilirsiniz, dediler, önce tereddüd etti Sonra güldü:
— Bari bir kaç saniye İçin do Sadrazam olayım
Ve koltuğa yerleşip telefonu eline aldı. Herkes kahkaha ile gülüyor.
Bir aralık kendisine, Eskişehir felâketzedeleri için vereceği kon serde hangi parçaları çalacağını sordum.
— Hepsini henüz tesblı etmedim, dedi. Bazılarını söyliyeyim: Beethoven’den «Sonata Appassionato», Debussy’den «Clair de luna», Chopin'den «Poloniase», ayrıca iki arabesk de var. Bildiğiniz gibi bunların hepsi tanınmış eserlerdir Hele şimdi Anıerikada Chopin deyince akla. meşhur polonezi geliyor. Bura da Cornel Wilde İle Merle Oberon’un çevirdikleri «Chopin* in hayatı» adındaki filim sebep oldu. O filimden sonra bir plâk firması ChGpln’in polönezinden yalnız Amcrikada dört milyon nüsha sattı.
— Caz müziği hakkında ne düşünüyorsunuz?
— Benim caz müziğinin müptelâsı olduğumu ve her yerde onu çaldığım katiyen doğru değildir. Bu sebeple benden caz müziği çalmamı istlyedler hayal kırıklığına uğruyorlar.
— İyi amma, çevirdiğiniz İllimle r de caz müziği çaldınız.
— Doğru. Fakat onları kontrat icabı çaldım ve sonra da hepsini unuttum. Caz müziğinin güzel numunelerini ben de severim. Meselâ Ropsodie in blue
20?»
20.70
2L1Û
2210 ya bayılırım. Sonra boogi boo-
2130 gie'yi de beğenirim. Amma bu 21.15]
11.1*
21 ÜS
Müdafaa! hukuk günü
Milli Mücadeleye temel teşkil eden «Müdafaai Hukuk cemiyetinde» vazife almış memleket evlâdlarının, hâtıralarını anmak maksadiyle dün Eminönü Halk-evinde büyük bir tören yapılmıştır.
Türkiye Kredi Bankası A. 0

Yeııi Postane karşısında
Bankamızda bir tasarruf hesabınız var mı? Şayet henüz yoksa,
15 MART AKŞAMINA KABAK En âz 100 lira yatırınız. Böyle ce 14 NİSAN 1950
de Bankamız tarafından çekilecek olan bu yılın ikinci İkramiyesine İştirak edebilirsiniz. Fazla tafsilât gişelerimizden alınabilir.
Tahviller 1-Z Hiss-e »en elleri % Cfi Mümessil senet ursa.— 67.50 |
ŞİHKET HİSSELERİ
Merkez Bankası 13L— |
İJ Bankası 27.M
T. Ticaret Bankası t—
ArsLan Çimento 1725
SAHHATLAHDA ALTIN Salıklar
Gulduı 39.50
Türk liran 44.U
Sterlin 52
Külçe 5,92
Ke>al M 20 j
da .benim caz müziğine müptelâ olduğum mânasına gelmez ki. Ben, hayatin akışına uyabilen bir insanım Sabahları bir karış suratla kalkıp da «Beethoven öldü» diyen karamsar müzik adamlarından değilim. Müziğin güzeli olursa pekâlâ dinler ve zevk alırım.
O sırada yanımda duran bir dostu:
— Meselâ, dedi. M. İturbl aynı zamanda birinci sınıf a-matör bir boksördür. İnanmazsanız pazulanna bakın.
ttprbi gülüyordu. Sağ pazu* suna yapıştım. Hakikaten demir gibiydi. Istanbuldan sonra nereye gideceğini sordum:
— Cöte d’Azur, İspanya, Brük sel,. Anvers, Paris, sonra da A-merika.
—Yem misiniz?
— Evet, senaryosu rafından yazılmış ve Metro -Goldvln - Mayer şirketi tarafından filime çekilecek yeni bir eserde rol alacağım
Şahap BALCiUGLU
bir filim çevirecek
Amerlkaya dönünce, Jean Dalrymple ta-
Rahmetli şair Ziya Paşadan özür dileriz
Şair Ziya Faşa torunu Nadire Erci imzasiyle bir mektup aldım. İsim ve yer tasrihlerini ('”) lere çevirerek aşağıya naklediyo; rum:
Felâketzede1
lere yardım
tstanbulda yardın faaliyeti hararetle devam ediyor
Dün Akşam (**•> tiyatrosunda falanca zatın jübilesine. — sanat sever sıfatiyle ve daima olduğu gibi — zevcimle gittik. Son perdeye kadar nezih bir şekilde devam eden muhtelif grup ve sanatkârların zevkle görüp dinlediğimiz eserlerinden sonra, (••*) tiyatrosunda çalışan bay (***) ile bayan (•••) sahneye çıktılar. Sarhoş taklidi yaparak, sahne arkadaşîyle âşıktaşlığa kalkan bay (***) bir arnlık:
mısraını söyledikten sonra:
— Bak. bak! Köpoğlu köpek nasıl lâf etmiş? — demez mi?
Orada, bütün tiyatronun seyircileri önünde sözle kendisini rezil
etmek zevcim için mümkündü. Fakat mâni oldum ve derhal kalktık. Sanki bu . sözlerden rencide olmuş gibi, hemen hemen bütün seyirciler de tiyatroyu terket-tiler.
Muhterem beyefendi; şimdi müsaadenizle size sorayım: Sanat bu mudur? Millete. tarihe, ebediyete mal, olmuş bir zati an bu şekilde ı bahsetmeğe bir sanatkârın dili nasıl varır?
Yalnız biz yakınlarının değil, belki bütün münevver seyircilerin içlerimizde açtı ğı yarayı kısmen olsun izale için kaleminizden istiane ediyorum. Belki bu aktörü, şimdiden sonra olsun bu gibi hareketlerden alıkoyarsı-nız.
Benim fikrim:
Artistliğin ilk şartı, sanat icra eden insanın, kendisini ortalama halktan daha yukarıda hissettirmesidir.
Eğer bir ilmimizde, bir tiyatromuzda muvaffakiyet-sizlik oluyorsa, bunun asıl sebebi, «artist» i, bir »zena-at cücesi» görmesidir. Ona da, bilgisizlikle, ruhsuzluğa ilâve edilmiş bu gibi patavatsızlıklar, çiğlikler sebep oluyor. Aralarında bu tarz muvazenesizler baş göste- 1 rince, öbür sanatkârlar da, ceremeyi çekiyorlar...
— Ne yapalım? Olmuş gayri... Bir defaya mahsus! — ilahi denemez.
Meşhur tarihî fıkrayı bir kere daha hatırlatacağım.
Sultan Mahmut, Karagöz seyrediyormuş. Knrngözü oynatan, rol icabı, uşağa bir isim takıp seslenmiş:
— Mahmut!
Padişah, cevap vermiş:
— Lebbeyk !
Karagözcü, kırdığı potıı anlamış. Derhal oyunu tatil etmiş:
— Yıktım perdeyi, eyledim viran...
Padişah:
— Zarar yok. affettim! — dediyse de, itizarda bulunmuş:
— Ben artık bu mesleğin ehli olpmıva''ağımı anlıyorum. Bunaklığa ilk adımlatmışım. Kâbeye göçerek ömrümün geri kalan kısmını dua ve geçireceğim.
Kâbeye
fitli
teşbih ile
Vali ve Belediye Başkanı o ,
dinaryüs Profesör Fahredd ,
Kerim Gökay’ın teşebbüsü üz ,
rlne tstanbulda Eskişehir fel! ketzedeleri için iane toplanma sına hummalı bir şekilde do1 vam edilmektedir. Bağışlan lal tanbul Valiliğinde müteşeker Eskişehir yardım komitesi fcpl' bul etmektedir. Komitenin telefon numarası 20461 dlr. lir.
Dün de bağışta bulunan njc_ esseselerle zatların lslmleijn_ yazıyoruz: tu-
OsmanlI Bankası 2500. irM Bankası 1000, Selanik BanP11 100ı), Hollanda Bankası lı1"^ Merkez Bankası 3000, Zlr^®’ Bankası 2500, Emniyet San-2500, tş Bankası 2500, tfda‘ Bankası 500, Banka Home p ' yals İtalyana 1C00, BankoMa~ Roma 1000, Yapı Kredi Bar sı 1000, Ekspres Lokantasılrli^ Sürpriz Gömlekleri 500. P05"
Cemal Ozan eliyle cenıaakur" toplanan 455. Azmi Sebat &ına gazası 300, Kız Koleji fşçosa-151.5, Nurettin Gökay 250. Kça*-işçlleri 100, Cemal Azmi 100bas-ker Şirketi 1500. Mustafa Nffvrc-Demlröz ve ortakları 500, 'ller-lan tuğla fabrikası 500, Nactler-11 100. Dr. Taptas 500, Burlakur-raderler ve şürekâsı 2000, ildiği ğan Sigorta şirketi 500. Papıay®* vekili Monsenyör Andrea üşlc-sula 500, Mustafa Topbaş ka_ şeriki 100. Özgüven karddıun" 100. Kâzım Nihat 100, Ali Pişirken 100 hra vermişlerdi r;nre” için
Konya 11 (Akşam) — Kojnie-Kızılay Cemiyeti Eskişehir ko-lâketzedelerine ilk yardım fırmak üzere bin beş yüz lira grmış dermiştir- Daha geniş ölç yardım İçin bütün dernelçak-harekete geçerek bol mlktame-yiyecek ve giyecek toplamışlıonu dır. Öğretmenler Birliği de id an tün öğretmenleri yardıma dhlç vet etmiştir.
Muzaffer Te Reşat VtMıran
----——- -ıda
Yakın şark*®
Y de
verem kursıft
ra-
Hazırlıklar devam bu ediyor» Dr. Berthe£ bugün geliyor
____________ İne
Birleşmiş Milletler Sag'^u Teşkilâtının şehrimizde vücuc^, getirmeğe karar verdiği kakın^. doğu memleketleri verem mu^ cadele mütehassısı ve hcmşlr yetiştirme kursunun açılma ha zırlıklan İlerlemektedir Bu kurs için Sultanahnıettekl verem dispanseri binasının tâdil ve tamirine başlanmıştır. Cenevre-den gönderilen dispanser malzemesi de gümrükten çıkarıl- ( mıştır- Bu dispanserin açılmasına ve kurs İşlerinin organize edilmesine memur olan Birleş-m iş Milletler Sağlık Teşkilâtı mütehassıslarından doktor Ber-ther telklkat için Mısıra gitmişti. Doktor Berther bugün uçakla şehrimize gelecek ve memur olduğu işlerin hitamına kadar Istan bulda kalacaktır.
Birleşik Amerlkada umumiyet ltlbarile sıcak kahve, naylon çorap, çamaşır yıkama vc ayakkabı boyama gibi bir çok servisler İçin otomatik makinalar satılmaktadır. Bu makinalar bir deliğe kâfi miktarda bozuk para atıp bir düğmeye basmak veya bir kolu çekmek suretiyle çabuk ve kolay işlemektedir. Pek tabii olarak mağazalarda, lokantalarda, fabriklarda, tren İstasyonlarında, sinema ve umumi halka tahsis edilmiş olan diğer yerlerde bu maklna-ların çeşitlerini görmek kabildir. Ekseriya bunların büyüklükleri birbirlerinden farklıdır.
Otomaitk makinalarlü daha fazla, sigara, çiklet, şeker satılmakladır. Bu sene Amerikada takriben 1.500.000 otomatik makine aşağı yukarı 5 milyar 20o milyon parça şeker veya çiklet satacaktır. Bu arada 400.000 nıaklnanın 2 milyar, 535 milyon paket sigara satacağı tahmin edilmektedir. Şişeler içinde İspirtosuz İçkiler satan otomatik makinaların sayısı takriben 40.000 dlr. Bu arada mendil, sıcak kahve, naylon çorap ve diğer maddeler satan otomatik makinalar da vardır. Netice ltlbarile bu sene otomatik maklnalarda satılacak malların 1.000.000.000 dolar gellreceğl tahmin edilmektedir.
Son zamanlarda, hususi bir organizasyon olan Otomatik Makinalar Milli Birliğinin yaptığı bir toplantıda bir çok yeni makinalar açığa vurulmuştur. Bu çeşitli makinalann sattıkları mallar şunlardır: Aspirin, dondurma, blskül, golf toplan, lavanta, kitaplar, diş fırçalan, buz parçalan.
Yeni makinaJardan birine kifayet edecek kadar para atıldığı takdirde bir elektrik traş
makinasmdan altı dakika
1 faydalanmak kabildir. Altı dakikadan sonra ayni makLna, ' traş olan müşteriye traş sonunda kullanılan losyondan 1 sunmaktadır. Henüz tam ma-1 naslle geliştirilmemiş olan bir ‘ makina da sıcak sandviç satacaktır. Müşteri gelip seçinceye 1 kadar sandviç donuk bir vazl-' yette beklemektedir. Müşteri ! yiyeceği sandviçi seçer seçmez.
■ bu sandviç radar esasına Istl-’ nad eden bir pişirme Ue süratle ' ısıtılmaktadır.
■ Fevkalâde yenilik sayılablle-' cek yeni bir makina da nıey-1 dana getirilmiştir. Bu makina ’ üç çeşit soğuk yemek ve çorba ' veya kahve gibi bir çeşit sıcak ‘ İçilecek satabilecektir. Diğer
■ Larallan bir makina da aort.
’ çeşit kahve satmak İmkânı -----------
' nj «asiamanud.r. Bu matına- w1 ™'™”
' nm «tvL.lndtn faydalanma* MuMttml »umar yuaundrn n)' surcilyîe Eörs siyah döJdOSûnu rormu,. Suat
■ kahvr. ıtkerll kahre. ktemalı (!“■ «»"" oMutunu re
kahve, krvmah sekerli kahve İçirebileceğin1 tojkn.Lyl.r
E NDinlenme _ .---------------------kampları
1^11113111^ bölgede d inle n-ıe kampları açılacak juk I »Tl İlerlen terbiyesi genel miidür-
A B A &U M 11 ğü, 5 muhtelif bölgede dlnlen-
e ve eğlenme kampları aça-“k tır.
_ ■ •• Bu kamplardan mümkün ol-
H31* Di# Tl OHC^ kadar çok kimsenin fay-■ banabilmesi İçin kamplar 15
İI £>/f t* kısa müddet11 devreler-
/ (((/ ( 1açılacaktır. Yalnız Erciyaş e w a . • ımpı onar günlük devrelere
JF I fi 14) fil Fmil ire tertlblenmlştir.
Kamplara yabancılar da ka-J Q liI edilecektir.
/ f jf£((x O fjErciyaş dağevl müstesna ol-_ak üzere aşağıdaki bütün ımplar Ağustos sonuna kadar ra;ık kalacaktır.
geBergamanın Kozak yaylasın-deıkl Kozak Dağevl 1 Haziran-cdm İtibaren beş devre, Boluda öfind gölündeki Dağevl 15 Hazirandan itibaren dört dev-yc. Erdek teki Zeytin Dağı deniz aımpı 15 Hazirandan itibaren le?rt devre. Ordudaki Vona dersiz kampı 1 Temmuzdan Itlba-mn dört devre, Kayserldekl Er-jpyaş Dağevl 1 Ağustostan itibaren dört devre zarfında ıüşterl kabul edeceklerdir.
H Kozak ve Aband Dağevlerl rılın ve Zeytin Dağı ve Vona j^eniz kampları mevsimin her jjühü günlük kampçılara açık “ulunacaktır.
Kamplarda halka mahsus ama müddetleri zarfında alılacak günlük ücretler, beş ilbayı geçmemektedir. Vona de-’lz kampının ücret! daha az "lup 3-4 lira arasındadır.
' Daha fazla malûmat almak zıteyenlerin Nisan ayı içinde eden Terbiyesi Genel Mûdür-iğüne başvurmaları tavsiye »dilmektedir.
İzmir (Akşam) — Kumar yüzünden çıkan bir münakaşa, bir cinayetle neticelenmiştir. Kaatiller Muzaffer Yıldırım ve kardeşi Reşat Yıldırun'dır.
öldürülen genç Suat Aktaş .idmdadır ve 23 yaşındadır. Hâdise şöyle olmuştur:
x Suat Aklaş; Mezarlık başı
dört mevkiinde Yan İzmir Alinin 'kahvehanesinde otururken Re-
Airyım'ın 13 şubat 1050 tarihli sayısında «Alman deniz ticaret filosu yeniden doğuyor» başlıklı bir yazı yazmıştım. Deutsche - Levan tc - Lirde kumpanyasının, gazetelerde çıkan ve Martha Russ adlı şilebin Alman ve Türk limanlan arasında muntazam seferlere bavlıyacağını bildiren İlânı üzerine yazdığım o yazıda adı geçen gemi limanımıza geldi ve 1 Mart salı günü, kumpanyanın İstanbul mümessili olan M- Yannl Besis gazetecileri, İstanbul gümrüğü erkânını ve Kambiyo müdürünü gemiye davet etti.
Davetliler, Alman biralarını. Türk ve Amerikan Vlrjlnya tütünü ile yapılmış Alman sigaralarını, eskiden pek nefis olan fakat şimdi eski nefasetini çok kaybetmiş bulunan Alman purolarını İçerken bugünkü Alman deniz ticaret filosu hakkında, kumpanyanın gemi İle beraber geren temsilcisi, eski bir Alman açık deniz kaptanından bugünkü Alman deniz ticaret filosu hakkında bir hayli malûmat aldım.
Martba Russ şilebi
Bu şilep, daha ziyade kereste taşımak için 1949 yılı İçinde yapılmış ve 1950 başında inşası ikmal edilmiş küçük, fakat modem btr yük gemisidir, 1500 gros tonluktur. Kömür yakar, sürati de 11,5 mildir. Harbden önce aynı kumpanyanın 17 inil yollu büyük ve güzel şilepleri Alman limanlariyle İstanbul ve İzmir limanlan arasında süratli yük nakliyatı yaparlardı. Martha Russ şüeblnin küçük ve yolsuz olmasının sebebi, harbden sonra, mağlûp Almanyaya galip müttefiklerin önce 4000 ve geçen yıldan İtibaren de 7500 gros tonluğa kadar gemi yapmalarına müsaade etmelerinden İleri gelmektedir. Alman-yanm daha büyük gemi yapması yasak edildiği gibi süratin de âzami 12 mil olması şart koşulmuştur. İşte bu tahditler yiizündendlr kd Martha Russ, küçük Te-volsuz bir şileptir.
Et kombinası
Ayak var amma, yorgan yok!
Bizim belediyenin bir çok işleri gibi bütçesi de acayiptir Zaten işlerindeki garabet de bütçesinin acayipliğinden ileri geliyor ya. Pek çok şeyler yapmak ister, parasızlık elini kolunu bağlar. «Yorganına göre ayak uzatmalı. diye bir söz vardır. Gel gelelim, bizimkinin ayağı var amma altına uzatmak için yorganı yok. İstanbul şehri kocamaaan bir delik, belediye bütçesi küçücük bir yama. Çeksen uzamaz, diksen kapamaz.
Her yıl Şehir Meclisinin bütçe müzakereleri larca devam eder. Üyeler tenkidler savururlar, ’ ’ ' ler ileri sürerler ve neticede bütün bu gayretler bütçenin varidat faslındaki yekûn rakamlarına çengellenip kalır.
Meclisin belediyeye havale ettiği işlerin en başında «halk dilekleri» gelir. Yıldan yıla bütçe müzakerelerinde bu dilekler tazelenir ve her sene hep ayni şeyler tekrarlanır.
hafta-
istek-
7«va Paşanın mukaddes bi'dvrimiz hâtırasından n-ziir diler, ruhuna rahmet okuruz.
Senin yüksek ilhamının mahsulü njce nice mısralar, beyitler, yirminci asrın ortasında bize ekseriya yol gösteriyor, paşum. Ayni eserler, torunlarımızın torunları tarafından da sevilecek, okunacaktır.
(Vâ-Nû)
İçtimaî siyaset konferansları
İstanbul Ünlvpi’sltesi iktisat fakültesi İçtimaiyat eıjjLltü-sü tarafından halli için «İçtimai siyâset konferansları» tertip edilmiştir. Eminönü Halkevlnde saat on sekiz otuzda verilecek olan konferansların mevzuları vc günleri şunlardır:
1 — Garp memleketlerinde
işçilerin durumu (O. Prof. Ger-hard Kessler tarafından) 14 mart salı, 2 — İşsizlik ve işsizliğe karşı mücadele (O. Prof. AJferd İsaac tarafından) 21 mart salı, 3 — Ücretler ve flat-
............ |CF (prof> Re5ad Naıbandogıu umumî l tarafından) 28 mart salı, 4 — Sosyal sigortaların mahiyet ve vazifeleri (Dr. Ekmel Zadll tarafından) 4 nlsan salı, 5 — çalışan kadınların durumu (Avukat Medlha Oral tarafından) 11 nisan salı. 6 — Türkiye sanayiinde işçi barındırma (Prof. Ahmet AH tarafından) 18 nisan salı. 7 — İşçi sendikalarının 'mahiyet ve vazifeleri (Doç. Dr.
Uâve et- Orhan Tuna tarafından) 25 nl-pan salı.
Romanyada kadınlar hususî kamplara gönderildi Bükreş 11 (AP) — Romen hükümeti dün akşam, bütün genel evlerin kapatıldığını bildirmiştir. Resmi Romen haberler ajansı bu evlerde bulunan kadınların «yeniden terbiye ■ edilmek üzere» hususi merkez- ’ı lere gönderildiğini mektedlr.
Şehrimizde yardımcı tesi* yerleri aranıyor
Doğu vilâyetlerinin kalkınması programına dahil olan et kombinası tesisi işine başlanmıştır.
Şarkta kesilerek büyiik İstihlâk merkezlerine sevkedllecek ola o etlerin bu merkezlerde muhafaza edilerek peyderpey piyasaya çıkarılması İçin yardımcı tesisler yaptırılacaktır,
Memleketin en mühim istihlâk merkezi olan şehrimizde Doğuda kurlumasına oaşlanan et kombinasının yardımcı tesisleri için münasip yerler ar anmasına karar verilmiş ve bu maksatla bir hafta evve) Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Mü • dür Muavini Ekrem Barlas şehrimize gelmişti.
Ekrem Barlas şehrimizde vü-cudc getirilecek soğuk hava depoları için alâkalılarla birlikte münasip yerler aramıştır Bu maksatla Haydarpaşada ve Ye-nikapı civarında tetkikler yapılmıştır.
Ekrem Barlas dün uçakla Anka ra ya dönmüştür.
Pastörize süt fabrikası
Şehrimizde kurulmasına karar verilen pastörize sü! fabrikasının hazırlıkları İlerlemektedir. Kuruluş İçin lüzumıu olan sermaye hususi şahıslar, bankalar ve belediye tarafından temin olunacaktır. Ziraat ve İş Bankaları bu tesise sermaye koymağı kabul etmişlerdir. Diğer bankalarla müzakere de-! vam etmektedir.
Umumi Meclis âzası NL Te-klnrip, bu senek! belediye bütçesine pastörize süt fabrikası için tahsisat konulmadığını görerek meclise bir takrir vermiştir. Takrirde fabrikanın kuruluşuna belediyenin iştirak etmesi ve bu lş için bütçeye tah-ı slsat konulması İstenmekledir.
Vali Kartala gitti
Vali ve Belediye Başkam profesör Fahreddln Kerim Gökay dün sabah Kartala gitmiştir.
Vali akşama kadar ilçede kalmış. civarı dolaşmış, halkın dilek ve şikâyetlerini dinlemiş akşam üzeri dönmüştür.
ıı umu
Seçim kurulları başkanla» yemin ettiler
İstanbul İl seçim kurulu başkam Ue kazalardaki seçim kurulları başkanJan olan hâkimler dün, İstanbul adllyeslnde encümen odasında bir toplantı yapmışlar ve seçim kanunu ahkâmı mucibince, vazifelerinde .bitarafane hareket edeceklerine Idalr ant içmişlerdir.

Şu günlerde umumi meclis yine bütçe müzakereleriyle meşgul. Gazete haberlerinden öğrendiğimize göre hararetli tartışmalar, çekişmeler oluyormuş. Âzadan biri belediyenin idare mas-ralfannın fazlalığına temas ederek lüzumsuz müşavirliklerin lağvını ve bazı müdürlüklerin birleştirilmesini istemiş.
Olur mıı, efendim? Müşavirlikler kaldırılır, müdürlükler birleştirilirse belediye teşkilâtı daralır. Koskoca İ tanbula küçücük bir belediye yakışır mı?
Vaktiyle yine ayni mevzu üzerinde dedikodular olmuş, o devrin belediye reisi İstanbul belediyesini Londra belediyesiyle mukayese ederek; «onlara nispetle bizim belediyenin kadrosu çok dar!» demişti. Doğrudur, daraltmağa değil, daha da genişletmeğe çalışmalı. Para bulup iş yapamıyor, hiç değilse teşkilât genişlesin de şehrin azametiyle mütenasip bir •"•edivemtz olsun!
Âzadan sayın operatör Cemil Topuzlu da, geçen sene izah ettiği halk dileklerini yine aynen tekrarlamış, şehrin bakımsızlığından şikâyetle. yıllardanberi yapılan imâr olanlarının dolaplarda çürüdüğünü söylemiş.
Üzülecek ne var bunda, sayın paşam? Yapılan plânlar çürürse canımız sağ olsun. Belediyemizin imâr müdürlüğü, imar mütehassısı, İmâr mühendisleri ne güne duruyorlar? Yeni yeni plânlar yapılır, çürüyenlerin yerlerine konur. İcap ederse dışardan başka mütehassıslar da getirtiriz, daha âlâ plânlar çizdirir»!
Muhterem Topuzlu, parasızlıktan da dert yanmış, dört milyonu aşan bütçe a-çığtm kapatmak iizete İçişleri Bakanlığından yardım istenmesi lüzumunu belirtmiş. Garip tesadüfe bakınız ki, muhterem operatör bu teklifini ileri sürdüğü sırada Çalışma Bakanlığından bir telgraf gelmiş. Müstacel olarak çekilen telgrafta, yeni çıkan bilmem kaç numaralı kanun gereğince iş ve işçi bulma teşekküllerine yardım için belediye bütçesinde tahsisat ayrılması isteniyormuş.
Bir bakanlık teşkilâtı için bütçesinden vardım tahsisatı ayıran belediye ne yüzle kalkar da diğer bir bakanlıktan kendine yardım ister?
Ne diyelim, Allah yardımcısı olsun!
Cemal Refik
Yedikule verem hastanesi
, Yedikulede vücude getirilmekte olduğunu yazdığımız 330 rataklı verem hastanesi cumar-esl günü saat 15 te Sağlık ve losyai Yardım Bakanı Kemali hayezlt tarafından törenle a çılacaktır. Bu yeni hastane, ^ağlık Bakanlığının, Verem Sa-naş Demeğinin ve bilhassa Sağ-"k ve Sosyal Yardım Müdürü jpktor Faik Yargıcının jahsi “.yretlyle açılmaktadır.
çı Normal olarak bir hastane-Hıı kuruluşunda bir yatak on n liraya mal olduğu halde ye® hastanede 1500 liraya çıka-kl .
^raıştır.
h(T
e': ISTANHUl RAIIVOSO , öğle ve aksam prorramlan la-
Ju” 00
X
lâ.ıs 15.85 UJ.W 1137
19.30
1».00
19.15
19.25
20.15 KI5 21.00
21.16
21.30 24.35 22,43 33.no 33.15 23.45 24,00
1ADYO
ve
«Pl.».
Y enikapıda yaralama
Ycnlkapıda kahvehane işleten ve kumculuk yapan Tayyar Ue Edip vc Nevzat adlarında İki kardeş, aralarındaki bir kum boşaltma meselesinden kavga etmişlerdir. Bu kavga sonunda Tayyar bıçakla her İki kardeşi muhtelif yerlerinden ağır surette yaralamıştır. Bunlardan Nev-zatiın sıhhi durumu tehlikededir.
İstanbul üniversitesi fen fakültesi dekanlığından
İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesinin davetlisi olarak şehrimizde bulunan Göttlngen'do Max Planck «eski KaLser WU-helm» Cemiyeti başkanlanndan ve Nobel mükâfatını haiz Prof. Dr. Helsenberg, aşağıda yazdı gün ve saatlerde Fen Fakültesi umumi fizik enstitüsünde «Lâleli» konferanslar verecektir. Giriş serbesttir. 2771
1 _ 6.3-1950 Pazartesi saat 18
2 — 7.3.1950 salı »
3 — 8.31950 Çarşamba »
4 __ 9.3.1950 Perşembe »
5 — 13.3.1950 Pazartesi »
6 — 14,3.1950 Sah •
Ayrıca
‘3.3.1950 cuma günü saat
felsefi ea&starına dair» umumi
ıa
18
16
16
18
ıı
Dalga sahalarının kuvantate-o tisinde yeni İnkişaflar
>
»
»
>
»
»
do
bk
«Modern Atom fiziğindeki konferans verecektir.
Hafif piyano eserleri «Pl.». Şarkı vc türküler. Akile Artun MUJaCaal Hukuk gilnü mcrasl-
Şnrkı ve türkUler «PL».
Car mllxl«i «Pla. Konserto «Pl » Programlar ve kapanı*. Afili* ve programlar. Dans mılıJgi «PJ.». tmperlo Ar*KenUno «Pl.». Haberler.
Mek.ılka melodileri «pl.». Şatkı ve türküler. Safiye Aylâ. Dans müzlftt.
Snrkı vc türküler
Spor hasbıhalleri,
Fasıl heyeti konseri.
Müzik.
Dans müziği (P1». Haberler.
orgla hafif melodiler «Pl ». Dans müziği «PL».
Hafif müzik «Pl.» Programlar Vc kupanı*.
ANKARA RAIIVOSU
öğle ve akşam programları
56 Açılı* vc program.
M M. S. ayarı ve tncesar (Kürdil! Hlcjıkûr fasit).
M) M S. ayarı ve Haberler.
15 Geçm*ite Elınttln.
Kİ Şevket Yüccmz orkestran.
50 Akıamm Karma müziği »Pl.».
15 Radyo GsMtesL
10 Mızraplardan nağmeler.
15 Hatif melodiler «Pl.».
15 Müzikle gezi.
X) Konuşma: Spor saati (GOnün halleri eril.
I' Dans müziği «Pl.».
15 M. S. ayarı ve Haberler.
XI Program ve kapanış
Yarın sabahki program
10 M S. ayarı.
)l Marslar »PL».
15 Haberler ve hava raporu.
» Hatif müzik «Pl.».
a CünOn programı.
» Hatır orkestralar çalıyor «Pl.». >0 Kapanı*.
OksiirÜPÜ
E SAYIN DOKTOR ve ECZACILARA
J
— Hexametll — Dlamlno Isopropanol) gelmiştir.
2 cc. lük 10 Ampulluk kutuların KENDE SATIŞ FİATI : 410 KURUŞTUR.
O
D
İ X
Kimleri dinliyoruz ; 16
Yarın Matrnr terden
jlüılılş ve harikulade
SPİKERLER
Düşman Kardeşler
um
Sab ah Gaz eteleriNe Diyor?
(Türkçe sözlü)
ViCTOR MATURE
Baş rollerde :
- COLEEN GRAY
Ankara Radyosunda konuşan spikerle kimlerdir? — Geçmişte bugünü kim okuyor — 12 dille neşriyat — Spor saatini ldm hazırlıyor?
Kuzum bugün Radyoevi-ne gidiyorsanız şu spikerlerle de konuşsanız». Her zaman seslerini duyarız, kendilerini hiç tanımayız»
İşte Radyoevinde röportajlara gittiğim günlerde herkesten «t sık bu lâfları işitiyordum. Spikerler umumiyetle herkesin merakım mucip Olurlar. Meselâ Ajans haberlerini okuyan, radyo programını takdim eden spikerler kimlerdir? Geçmişte buğun, deki kalın »caİİ erkek nasıl bir insandır?
İşte şimdi Ankara Radyosunun spikerler dalrestadeylz. Geniş Ve sıcak bir oda. Rahat koltuklar. Bir de büyük radyo. Burası spikerlerin İstirahat salonu. Şimdi size spikerleri tantalim. Şu orta boylu Ke" mal Kataloğlu Ankara Radyosunun yegâne erkek spikeri o. Kemal Kalaloğlundon ayrı bir yazıda bahsedeceğiz.
Ankara radyosunda ve kız spiker var.
Radyonun en eski Emel Gaz i mı hal 12 senedenbe-rl radyoda çalışmaktadır. Kendisi hâlen kısa dalga baş spikeri olduğundan uzun dalgada sesini işitemiyoruz.
Neyylr Sezeu ve Nadide Ülker 5 senedir spikerlik etmektedirler. Neyylr Sezen lise mezunudur. Nadide Ülker de Dll-Tarih'den mezun olmuştur.
Hazin Güran bize iki buçuk aened enberi sesini dinletmektedir. Hâlen Hukuk fakültesine devam etmektedir.
Dürnev Tunasell ve Mukaddes Gceaydın spikerliğe bavlıyalı 1 ay olmuştur. Dümev Tunaseh Boğaziçi lisesi mezunudur ve 22-23 yaşlarında kadardır.
Mukaddes Gözaydın da Dil -Tarih fakültesinin Almanca Edebiyatı kısmında talebedir.
Geçmişte bugün
İşte kız spikerlerimiz bunlar. Şimdi gelelim «Geçmişte bugün» ü ve «Radyo gazetesini» Okuyan zata. Herkesin, pek çok merak ettiği bu spiker kendisinden bahsedilmesini biç arzu etmemektedir. Sebebine gelince. Kendisi bu mevzuda bazı şeyler anlattı. Ben de haklı boldum. Onun İçin «Geçmişte bugün» spikerinin İsmini yaz-mıyacağun. Maamafih şu kadarını soy üyeyim. Bu zat hâlen 34 yaşındadır. Siyasal Bilgiler Okulu mezunudur. Ve 7 sene-denberl Radyodan sesini dinletmektedir.
Ses. mikrofonda o derecede değişmektedir kİ ben İstirahat salonunda konuş Luğum spikerlerin hiç birini seslerinden tanıyamadım. Sırası gelen spikerler yandaki çalışma odasına geçiyorlar. O zaman seslerini radyodan işitiyoruz. Tanımanın İmkânı yok. Bambaşka bir ses oluyor.
e
IP EH Sinemasında filmlerin en muazzamı
radyosunun 12 yabancı dülca-
■ ■■■ " ya.je.
ir.

ra —.
neşriyat yaptığını bilir. Bu bancı diller şunlardır:
Ordu. Arapça, Farsça, Ru-u-mence, Bulgarca. Elerce, Strp-ıp Hırvatça, Fransızca. İngLllzce,o-Almanca, Macarca ve Lehçe.
Yabancı dil neşriyatında ça-]ç lışaıı spikerlerin ekserisi, llsa-k-nuıı konuştukları memleket-) lerde doğup büyümüşler veya= çok uğun zaman o memelket-lerde bulunmuşlardır. |
Ordu lisanında konuşan Davut Barlas arapça spikeri Remzi Galib Elçi, farşça spikeri İsmail Namık Ergunkan. numence spikeri Hilmi Arer, bulgurca spikeri Ömer Akkan, | Elence spikeri İzzet Başaran, hırvatça spikeri Abdullah Darende, İngilizce spikeri Taşhan aynı zamanda Yayın '
clnillk yapmaktadırlar. ib-
Almanca spikeri Kemal Akar tıp fakültesinde talebedir. Ma-, 5 carca spikeri Hal aşı Kun Türk-gft_ olûgdur ve üniversitede çalışmaktadır. Lehçe spikeri Edvln' Rljl de PolonyalIdır ve serbes1* mütercimlik yapmaktadır.
Acaba nasıl çıkacak?
Nadir Nadi CUMHUR*YETte Basın Kanunundan bahisle diyar ki:
«Tenkld okşayıcı olamaz; basan haksız fakat çok defa sert ve acıdır. Buna tahammül e-demiyecck bir İnsan, gazeteleri ceza tehdidi altında ezmeğe çalişmakUnsa, memleket hizmetinde vazife kabul etmemeyi tercih etmelidir. Âmme uğruna kendini ortaya atan, mîllet yolunda mücadele ettiğini söyleyen bir ferd, başka türlü düşünen vatandaşların yersiz, aşırı, hattâ haksız da olsa, hücumlarına göğüs germeyi bilmelidir.
Yalan haber, iftira, hakaret gibi suçları meydana getiren unsurlar hakkında hukuk ilminin ortaya koyduğu bir takım prensipler vardır. Bu prensipler gözönünde bulundurulduğu takdirde, bugün Batı memleketlerinde yürürlükte olan basın hürriyetini yurdumuzda gerçekleştirmek, aynı zamanda bu hürriyetin kötüye kullanılmasını bir dereceye kadar önlemek kabildir.
Bir dereceye kadar derken sadece realist olmak kayguslie konuşuyorum. En ağır müeyyidelerle bile meselâ hırsızlık ortadan kaldirıiamıyacağı gibi, basın suçlan da elbette bütün bütün yokedllemiyecektlr. Ceza nın mahiyeti ne olursa olsun suç dalma bir istisnadır. Fakat yazı yazan insanların sık sık mahkeme koridorlarında sü-
projesi arzedilmiş bulunuyor. Halk Partili mebus Remzi Yü-reglrln ifadesinden anlıyoruz kİ dört yıldanberl Saraçoğlu kanunu hemen hiç tatbik edilmemiş gibi bir şeydir. Sekiz milyon köylüye toprak dağıtmak bahis mevzılu iken ancak (40,000) kişi böyle bir haktan faydalanabilmiştir. Bu da o kanunun tatbik kabiliyetinin çok olmamasından İmiş! şimdi yeni bir kanun lâyihası sunulmuştur, İnsaf buyrulsun, dört yıl evvel çıkarılan bir ana ve on milyonları ilgilendiren bir kanun neden bir günde, bizzat Halk Partili milletvekillerinin itirazlarına rağmen çıkarıldı da. üzerinde uzun ve derin tetkikler yapılmadı’ Dört yüz yıldır «Türklyede sürmüş gitmiş bir toprak dâvasını bir celsede halletmeği düşünmek ve bıına' bJr acelelik vasfı vermek man-! tiki ve caiz midir?
Bu acelenin hiç bir faydası olmadığı ve kanunun tatbik
Seyfl
Basın
müdürlüğünde müter-
a-Fransızea spikeri Fa tin Gü -fiiller İsvlçrede doğmuş ve tahsilini de orada ikmal etmiştir Uzun müddet Anadolu ajansın da çalışmıştır. Hâlen serbef mütercimlik yapmaktadır. Fraı sızcayı muhakkak ki türkçedeı çok daha iyi konuşmaktadır, at-
L
Yabancı dille neşriyat
Dinleyicilerin pek azı Anka-
Spor saati
Dinleyicilerin ve bllhass; sporla alâkadar olanların me rak ettikleri kimselerden bilmede pazar geceleri haftanın spo>dan hareketlerini anlatan spikertre-dlr. Spor saatinde dinlediğimiz bu ses Ulus gazetesinin değerli elemanlarından biri olan Gazanfer Kunt’a aittLr. Gazanfer pazar günleri büyük bir faaliyet içindedir, bu saati bizzat kendisi hazarlar ve okur. Gazanfer Kunt hâlen 29 yaşındadır ve iki aylık evlidir. Arkadaşları arasında bilhassa çok güzel giyinmesiyle tanınmıştır.
İşte sîzlere radyo spikerlerinin kısa hâl tercümeleri.
Tefrika No- *70
izahat isterken, onun sesindeki türemeyi farkediyor. Teselli ediyorlar. Kaba taslak mânasly-ie: «çıkmadık canda ümit vardır» diyorlar. Sonra, ardı arkası gelmeyen tavsiyeler; sonra sokak kapısı kapanıyor.
Doktor odaya dönmüyor. Naz. Iı, onun, salonda durmadan gidip gelen ayak seslerini dinleyerek tekrar dalıyor-
Tekrar uyanıyor. Bu sefer sakından bir münakaşa aksetmek-tedir. Sesler ,arasıra rüzgârla ş-çıiıp kapanan biı pencereden duyulur gibi kâh »âzıh kâlı müphem, kopuk cümleler halinde kulaklarına geliyor. Anlıyor ki. doktor, Vahdete kon sült asyonu anlatmakladır.
— ...Hastanede iıiçbir doktor benim gibi bütün gece baş ucunda nöbetçilik etmlyeckellr. Tut lurrna artık!.. Beyhude sarsılmasına lüzum görmediler.
— Demek, hiç ümit yok?
— Ümit yok olsa, ben şimdi seninle böyle sakin sakin konuşabilir miyim?
— Sakin sakin konuştuğun kendi rivayetin... Halindeki pe-
diklendiği, yahut yann ne o- 1 lacağız korkuslle titrediği bir I cemiyette hürriyetten bahseb-mek de doğrusu bir cesarettir.»
★ 1
Memurların maaş 1
teadülü 1
Selim Ragıp Emeç SON POS-TA’da diyor ki:
•Bareme tâbi bulunan devlet | hizmetinde de, devletin iktfca- , di teşekkülünde de orta tahsil- ■ linin maaşını (150), liseyi bl- 1 lirmiş Olanmklni C175), yüksek ■ tahsillin inklnl nazari olarak (200) liradan başlatıp bunlardan iktisadi devlet teşkilâtında çalışana bir derece aşağıdan maaş vermek adil bir ha- ,
; roket değildir.
Kaldı kİ devletin en yüksek , kademesindeki bir memurun asli maaşının; yine iktisadi devlet teşkilâtındaki İle bera-ı bor (1501 lira olarak teshil edip bunlardan birine (1000), ötekine (875) lira ödemek te, _
ı haklı ve doğru bir tasarruf ad- edilmeği sabLt oluyor. Şimdiüdı YENİ . dolunamaz. Tasarruf, masraf- ji^ncl bir hamle yapılıyor. O tan yapılır, geçinil gittikçe!da yine aceleye ve dar bir va-gîıçjeşen memurdan değil, az kite raslıyor. Millet Meclisi, masraf yapmak israftan kaç- yakın bir zamanda dağılacağı-j inak ve memuru doyurmak; na göre böyle temelli ve mem-, bütçeyi denkleştirmeye çalış- lekete şamil bir mevzuun yeni manın en mâkul yoludur.» Meclisçe, ve çok etraflı hattâ
* Meclis dışı mütehassısların da
■ Aceleye ne lüzum r'”"“
na ne mâni vardır. Bu telâşın
. Var? saik! ne?
. YENİ SABAH bu başlıklı Ceza kanununumuzda yapıl -. yazısında toprak tevzi kanu- mok istenilen tâdiller de öyle : nuntlan bahisle diyor ki: değil mi? Onlar da pekâlâ ye-
■ Meclise, tekrar bir kanun ni Meclise bırakılabilir.»
Yarın Akşam
ATLAS
SİNEMASINDA
Bütütı rakipleri heyecanla... Merakla saracak bir film...
şaheser.
harikulade Harlkulâde bir
VATAN HAİNİ
A II.
Başlıca Yaratıçılan:
ROHERT TAYlrOR El İZABETH TAYLOR
d,hl Muharrir STENDHAL’ın meşhur «Kırmızı ve Siyah -Romanından alınan
ÎAHRET YOLCULARI
O Û_ CM
O
O
E 0 >
0 p
Güreş millî takımı seçmeleri
Dün gece başlayan müsabakalara bu gece de spor ve sergi sarayında devam, edilecektir
Önümüzdeki hafta Stokholm-da yapılacak olan dünya Gre-ko - Romen şampiyonasına iş-tirâk edecek milli eklpi seçmek üzere dün Spor ve Sergi Sarayında muhtelif sıkletlerde müsabakalar yapılmıştır.
Eski güreşçilerden müteşekkil sekiz kişilik bir jüri tarafından takib edilen güreşlerde orta hakemliğini Nuri Hoca yapmıştır. Güreşler 15 dakika devam etmiştir. Ajıcak İki tuştan sonra güreşe devam edilip edilmemesine jüri heyeti karar vermiştir. Yapılan müsabakalar şunlardır:
-».rai munceşemdlr. Bazı
mihraplar oyma tekerlekli arabalarda kurulmuştur ve merasimlerde caddelerden İplerle, merasim filleri veya kendilerini dine hasretmiş rakkaseler taraf urdan çekilmektedir. Büyük Brahman mabetleri olan şehirlerdeki insanlar daima hareket halindedirler. Çünkü bu şehirlerde mütemadi merasimler yapılmaktadır.
Bu merasimlerin en mühimini Mahamakha bayramıdır. Bu bayram on İki senede bir Kum-
ANKARALI
rişanlığı görmüyorsun.
— Perişanlığıma sebep yalnız Nazlııun hastalığı değil. Senin tevkifin ve bu sabahki hadise. .
— Yavaş!
Rüzgâr camı tekrar kapattı; muhavere mırıltılarla kayboldu. «Senin tevkifin ve bu sabahki hâdise...» Nazlı bu sözlerin ne mânaya geldiğini kavramağa çabalarken Vahdetin sualini duydu:
— Nasıl itiraf ettirdin?
— Polis romanlarından öğrendiğim usulle: Derhal hücuma geçtim. Şüpheyle değil, emniyetle konuştum:
•Cinayet sahnesinde başka, başka markalarda çifte tabancanın rol oynadığını polis tes-blt etti, dedim. Cemilin cesedinden çıkarılan kurşun, hakikati ortaya koydu. Bundan dolayı, artık suçu üzerine yüklemeniz için Nazlının tabancasını saklamanıza lüzum kalmadı. Getirin bana o tabancayı!» Benden dalma çekinmiştir. Nedense ona korku telkin ederini. Gözlerinde mecnunane bakışları belirdi. Sarardığını ve bayılacakmış gibi ayakta sendelediğini...

Ustad Viyolonist
M A R U C H toE i F T M A N
Ve meşhur Piyanist
İSTHERS ORNESTEiN
GALA KONSERİ u 21 Mart Salı 21 de
» TEŞEKKÜR
vMart tarihinde ani ölümile ri derin acılar İçinde bıra-s eşim, babanu?, kaymba-

sabakanın neticesini, bu iki güreşçinin diğer güreşlerinden sonra ilâ netmeği kararlaştırdı. Yedinci müsabakayı 62 kiloda Ahmet Bulut İle Nuıeddicı Zafer yaptılar. Nureddln Zafer, Ahmet Bulut a dördüncü dakikada tuş yaptı. 12 nel dakikada Ahmed! ikinci defa tuşa getiren Nureddin Zafer, jüri heyetinin Ittifakıyle üstün ilân edilmiştir.
Sekizinci müsabakayı 67 kiloda Tevfik Yüce ile Fazlı Annç yaptılar. Üç dakika içinde Tevfik Yüce, rakibine ki defa tuş yaptığından, jüri heyeti,, ' mihraplara gelenler hem — di ve hem de meslekleri duada bulunurlar.
Dilenciler
Güney Hindisinnın en İlim hususiyetlerinden biri de muhtelif sınıf dilencilerin mevcudiyetidir. Bu dilenciler hangi sınıfa mensup iseler o kisveler üstlerinde olarak bir yerden diğer bir yere giderek, pazar mahallerinde ve sokaklarda dilencilik ile geçinirler. Bunlar hattâ hazan sınıflarına göre
güreşten sonra Jüri heyeti karını bilâhara bildireceğini İlân e tü.
Onuncu müsabakayı 57 kiloda Süha Harman İle Kemal De-mlrsüren yaptılar. 15 dakikalık güreş neticesinde Jüri heyeti Sühayı üstün bulmuştur.
On birinci müsabakayı 81 kiloda Muharrem Candaşla Murat Hersekll yaptılar. Dördüncü dakikada Muharrem Candaş. üst üste iki defa tuş yaptığından. jüri heyeti tarafından galip ilân edildi.
Müsabakalara bu gece de de-
ANASTAN NOMİDİS’in w merasimine İştirak eden ık gönderen, telgraf ve fonla acılarımızı paylaşan 1ı dostlarımıza teşekkürle* izi bildiririz.
şi. Sofin Nomidis
uçuklan: İstefo Nomidis.
pko Nomidis, Talya Ynanidi. tunadır »imİtri Ynanidi.
ken-içln
mü-
Belediye iktisat müdürlüğü
Şehrimizin İktisadi meseleleriyle meşgul olarak bu işleri halk lehine tanzim etmekle mükellef olan belediye iktisat işleri müdürlüğünün kadrosu, üzerine aldığı vazifeleriyle kıyas edilmeyecek derecede dardır.
5-10 memurdan ibaret bulunan bu müdürlük, belediye bütçesi hazırlanırken, iktisat müdürlüğü mevcudu 13 olan belediye murakıplarının arttırılmasını ve hiç değilse 20 kişilik yeni bir murakabe kadrosu verilmesini istemişti. Bu teklif kabul edilmemiştir .
■O
0 ra S? u
saat *10.30 da ORAM KISMI
KATİL Yazan: Rıchard Voss
Türkçesi: Cemal Rıfat
KOMEDİ KISMI
HANIMLAR
T E KZİ UANESİ
Yazan: Georges Fej-dau
Türkçesi: Mahmur Yesarl Pazartesi akşamlan Orarp A iyin, re» Salı* aksam lan Konur Kju*.ıınna lemsi! yomu:
AVANTÜR FİLMİ.
Ateş üzerinden atlama
üzerinden atlamak (Arkası f> ncı sahifede)
Yauın: Milli Mücadelede Atatürk’ün İstanbul istlhbur.it «11 emekli albay AZİZ HUDAÎ
Yayınlayan: Muntlim Fuad Güeü-yener Yayınevi Büyük Postane karşısında Meydancık handa, FUttl:
MUAMMER KARACA OPERET
Maksimde Saat 2Q.3D da
Osman Biltes
Maıuıeier c'-u u leşi oazaı 15 Le

ÇERÇEVE 0151
---YA2AN? NWAL ^APAMACAKALt -
AŞK VE MACERA ROMANI

— Yavaş, doktorcuğum!
Epeyce uzun süren bir mırıltılı fasıladan sonra doktorun heyecanlı sesi tekrar yükseldi:
— ... Hizmetçinin bodrum penceresinin kilidini bozduğunu, geceleri sevgilisini oradan içeri aldığını bahçıvan vasıtasıyla işitmiş. Kilidin zincirde iğreti sallandığını biliyormuş.
— Cemilin geleceğin! nereden öğrenip de peşine takılmış?
— Öğrenmesine hacet yok. Cemil, önce ona uğramış. Zil zuma sarhoşmuş. Vakit geç olduğundan evde herkes yatmışmış... Vedia hanım kapıyı ona kendisi açmış. Salona girmişler. Cemil, Nazlının yaşayış tarzı hakkında sualler sormuş. Vedia hanım sizin durumunuz dan ve Nazlının gebeliğinde'! bahsetmiş... Cemil, deliye don-
muş. Nazlıya gidip hesap soracağını söylemiş Bunun üzerine münakaşa etmişler... Vedia hanım: -Ben sana gösteririm.» tehdidiyle odadan fırlamış. Silâhını almış. Cemil sarhoş adımlarıyla karlara bata çıka gidinceye kadar, o kestirmeden evi bulmuş bile...
Doktorun anlattıklarını hayalinde takib c-derken Nazlı, yine kâbus gördüğü vehmine kapılıyordu. Demek, eve giren yengesi?.. Cemili öldüren o?
Hisleri allak bullak oldu. Sonra duruldu; öfkesi, nefreti, tiksintisi tortu halinde dibe çökerek yüreğini merhamet kapladı. Zovallı Vedia! Zavallı Ve-diacık! Vedia da hasta... Vediaya da acınır. Gençlik senelerini ümitsiz sevgisiyle tüketmiş. Kendisi doktora nasıl bir
kere yakalanmışsa, o da Cemde yakalanmış. Bu bakımdan talihleri birbirine benzemiyor mu? Zavallı Vediacık! Onu vurmağı göze alacak kadar ne izliraplar çekil.
Bu düşüncelerle için için ağlarken yine Vahdetin b'ır sualini duydu:
— Cemili kendi evinde niçin öldürmemiş de...
— Nazlıdan da nefret ediyor... Bir taşla iki kuş vurmak istemiş, ikisine İki kurşun... Lâkin, Nazlı, ona bu fırsatı vermiyor. Vedia hanımın hiç beklemediği bir sahne cereyan ediyor. Nazlı, tabanca ile Cemili karşılıyor; an tereye doğru tetiği çekiyor ve Cemil içeri girerken bayılıyor. İşte, Vedianın plânı o sırada kafasında doğmuş: Yalnız Cemili öldürmek
ve cinayeti Nazlıya yüklemek... Nazlının ayıldığı zaman ne yapacağını hemen hemen kestirmiştir. Köşeye gizlenip bekliyor. Nazlı, kendine geliyor. Cemilin cesediyle karşılaşınca, evden fırlıyor. Vedia hanımın da istediği budur. İki tabancayı alıp ve mevcudiyetine dair izleri yok ettikten sonra sıvışıyor.
Nazlı. Vahdetin İç geçirdiğini duydu:
— Acınır mı diyeceksin ama, ber *eye rağmen acıyorum şu kadına.
Doktor, tasdik etU:
— Cidden acınacak halde... Sustular.
Nazlı, içi sızlayarak Vedianın İzmırden ilk gelin geldiği zamanki halini hatırladı. Nasıl uçan, hayat dolu ve neşesini sirayet ettirmesini biten bir kadındı. şehirden sayfiyeye naklettikleri gün, onu. tatile kavuşmuş on beş yaşındaki bir genç kır. sevinciyle, kırmızı basmasının eteklerini havalandırarak evden bahçeye, seğirtirken hayalinde gördü. «Öbür dünyadaki cenneti ne yapayım? Bu dünyanın cenneti bizim oldu.—
diye gülüyordu.— Burada bir
cennet hayatı yaşayacağız.»
Cennetlerini cehenneme çeviren Ce mildir.
Nazlı, için için ağlayarak daldı.
Bu defa kedine gelişinde odada, beyazlar giyinmiş iri kıyım bir hastabakıcı -peydahlanmışı» Ortalığa nizam veriyor; pancur lan itiyor ,camj açıyor. Ginıcjii bir sabahın derüz kokulu ruz gârlyle odanın geceden ka’nıu havasını dağıtıyor. Şezlongla Berili bir yatağı kaldııiyor, toz alıyor. Gidiyor, geliyor... Nazlı, kafasında hiç bir aşinalık sakıntısı olmadan onun hareketlerini kayıtsızca seyrccüyur. Sonra yine dalıyor yine uyanıyor. Vahdet başucundadtr. Koltukla iki büklüm: kederle, ezii-tnlşçeslne oturmaktadır. Has.u-bakıcı şezlonga ilişmiş: mavi yünden sarkıntıiı bir şey örüyor. •’
Uyandığını farkedlnce hc.r.en ilâç mı dayıyorlar. Nazlı, merhamet uyandıran bir tevekkülle içiyor. Sonra yine başnu yastıklara bırakıyor. Tekrar dalıyoı. tekrar uyanıyor. Günler geçti (Aı kası varı
Ulaştırma
konuları :
DÜNYADA
1
Pikaptı (Pick-ııp) uçakları
Satış makineleri
Kızıl düşes
Posta ve ticaret eşyası nakliyatında ve her türlü kurtarma işlerinde kullanılan pikaptı uçaklardan memleketimizde de istifade edilemez mi?
Yazan:
lliisnü Sadık DURUKAL
Bankalarda, ticaret ve sanayi müe .se seterin de veya gazete İdarehanelerinde olsun veyahut posta, telgraf merkezlerinde olsun binalar dahilindeki muhtelif servisler veya bürolar arasında evrak veya diğer maddelerin süratle ve kolaylıkla nakillerini temin maksadiyle öle denheri, bazı ınc-kantk nakil vasıtalarından İstifade edildiği malûmdur. Pnömatik (Pneuma-tinuei veya pikap (Pick-up) İsimleriyle anılan bu mekanik nakil tertiplerinin gördürülecek İşlerin hacimlerine vc mahiye’terine göre bLr takım huşu lytteri vardır. Bunlardan, pnümatlk sistemi, font horular içinde boşaltılmış veya sıkıştırılmış hava ite kartuş tabir cdl-ler. i l: parçadan yapılmış silindir şeklindeki saç kutuların gönderilmesi esasına dayanır. Nakledilecek evrnk bu kartuşlar içine konularak yollanır. Paris ve Londra gibi büyük şehirlerde posta, telgraf merkezleri arasında uzunluk toplamı yüz-tere» kilometreye varar. pûö-matik şebekeler mevcut olup telgrafların alıcılarına .süratle ulaştırılması için bu mekanik nakil vasıtasından geniş mikyasta istifade edilmektedir.
Pikap sistemi ise. daha ziyade binalar içinde ve katlar arasında evrakın, telgraf tomarlarının veya posta maddelerinin nakillerini sağlar. Bu sistem, binalar içindeki muhtelif bürolar arasına konulan kablolardan ibarettir Motorla tahrik edilen bu kablolar üzerine ihtiyaç nispetinde madeni kıskaçlar tesblt edilmiş olup kabloların yolu üzerindeki hususi kapları yakalamak ve icabeden mahallere bırakmak üzere, bu kıskaçların açılıp kapanmalarına yarayan ayrıca tertibat da mevcuttur. Evrak veya diğer maddeler bu hususi kaplar içine konulmak suretiyle bunların bürolar arasında nakil ve tevzllerl tenıtn edilmektedir. Bir de kablo yerine kayış kullanılması esasına dayanan bantlı pikap sistemi vardır. Uzun zamandan beri, binalar dahilinde kullanıldığını söylediğimiz pikap sisteminin 11*38 den itibaren, Amerlkada uçakları da tatbik edildiğini ve pl-kaph uçaklardan muhtelif nakliyat işlerinde laydaianıldıguu görüyoruz.
Biz bu yazımızla pikaptı uçaklardan ve bunlardan ne gibi nakliyat işlerinde İstifade edildiğinden kısaca bahsetmek İstiyoruz:
Pikap sistemi tatbik edilen uçakların yere inmeksizin yüklerini boşaltabilmeleri, keza uçuş halinde iken yerden yük alabilmeleri bu uçakların göze çarpan belli başlı hususiyetini teşkil etmektedir.
Pikap sisteminin uçaklara tatbiki keyfiyeti, bunların yere inmelerine ve hava meydanlarının kolaylıklarından faydalanmalarına hacet kalmaksızın uçaklarla kara arasındaki irtibatı sağlamak gibi çok mühim bir İhtiyacı karşılamakta-
dır ki bu sayede hem zamandan hem de masraftan tasarruf gibi havacılık trafiğinde hiç ihmal cdllmiyecck verimli neticeler elde edilmiş oluyor. Plkaplı uçaklardan bilhassa, uzak mesafeler arası havacılık trafiğinde çok istifade edilmektedir.
Pikap slstemlntn. yerdeki insanların icabında uçuş halindeki uçuklara alınmasından tutunuz da. ticaret vc sanayi ihtiyaçlarının karşılanmasına, postaların alınıp verilmesine, planörlerin veya uçakların yedekte çekilmesine kadar, bir çok hususlarda mühim faydalar temin etmekte olması pikaptı uçakların faaliyet sahasını hayli genişletmiştir.
Milletlerarası postalar birliği dergilerinde bu uçakların posta nakliyatında ve çeşitli kur-tmma işlerinde kullanıldığına dair enteresan malûmata tesadüf edilmektedir. Pikapla uçaklardan karada, denizde, su baskınında. karla kapanan çevrelerde. dağlık yerlerde, çöllerde. bataklıklarda, sazlık yerlerde vc gemilerde her çeşit kurtarma işlerinde istifade edildiği anlaşılıyor. Bu uçakların ayni zamanda normal nakliyat işlerini de yapmakta olması, karaya veya suya inmeden muhtelif bölgelerde ve hava meydanları üzerinde uçmak suretiyle yere İnip kalkmak İçin vakit kaybedilmesini de önlemesi gibi temin ettikleri kolaylıklar bunların kullanış fırsat ve imkânlarını arttırmış oluyor.
Diğer taraftan plkaplı uçakların gerek uçak üstündeki mekanizması, gerek kara İstasyonu teçhizatı çok basit olduğundan bunların kullanılması da hiç bir zorluk göstermemektedir.
I Plkaplı uçakların yukarıda bir kısmını saydığımız İhtiyaçları karşılamaları dolayıslle bunlardan memleketimizde de İstifade edilebileceği fikrindeyiz. Su baskınına uğrayan mahallerde malıs ur kalan yurd-daşları kurtarmak, deniz karalarında veya diğer hallerde bu uçaklardan İstifade etmek pekâlâ mümkündür. Meselâ, geçenlerde topraklarımız yakınlarında dost memleketlerden birine mensup bir uçağın denize düştüğünü gazeteler yazmıştı. Bu ve benzeri durumlarda plkaplı | uçaklarla kurtarma amellyesl-| nin kolaylıkla temin edileceğine şüphe yoktur.
İstanbula Fransız turistleri geliyor
11 Nisanda Mesajeri Marltim kumpanyasının la Marseillalse lüks gemisi ile İstanbula takriben 400 Fransız seyyahı gelecektir.
Cemi akşam üzeri Umana girecek ve Boğazda bir gezinti yapacaktır. Seyyahlar gece şehlre çıkacaklardır. Kafile ertesi gün âbideleri ve müzeleri ziyaret edecek, öğle yemeğini şehirde yiyecektir. Gemi, limanda İkinci bir gece geçirerek ertesi sabah erkenden hareket edecektir.
Birleşik Amerlkada umumiyet itibarlle sıcak kahve, naylon çorap, çamaşır yıkama ve ayakkabı boyama gibi bir çok servisler İçin otomatik makin al ar satılmaktadır. Bu makin al ar bir deliğe kâfi miktarda bozuk | para atıp bir düğmeye basmak veya bir kolu çekmek suretiyle çabuk ve kolay işlemektedir. Pek tabii olarak mağazalarda, lokantalarda, fabriklarda, tren İstasyonlarında, sinema ve umumî halka tahsis edilmiş olan diğer yerlerde bu m akmaların çeşitlerini görmek kabildir. Ekseriya bunların büyüklükleri birbirlerinden farklıdır.
Otomaltk maklnalarla daha' fazla, sigara, çiklet, şeker sa-Lılmakladır. Bu sene Amerlkada takriben 1.500.00ü otomatik makine aşağı yukarı 5 milyar 200 milyon parça şeker çiklet satacaktır. Bu
400.000 makln&nın 2 milyar, 535 milyon paket sigara satacağı tahmin edilmektedir. Şişeler İçinde İspirtosuz İçkiler satan otomatik muklnaların sayısı takriben 40.000 dlr. Bu arada mendil. sıcak kahve, naylon çorap ve diğer maddeler satan otomatik maklnalar da vardır. Netice ltlbarile bu sene otomatik maklnalarda satılacak malların 1.000.000.000 dolar getireceği tahmin edilmektedir.
Son zamanlarda, hususi bir
Yeniden tevkif edildi
veya arada
organizasyon olan Otomatik Maklnalar Milli Birliğinin yaptığı bir toplantıda bir çok yeni nıakinalar açığa vurulmuşlar. Bu çeşitli maklnalann saltıklan inallar şunlardır: Aspirin, dondurma, blskül. golf toplan, lavanta, kitaplar, diş fırçalan, buz parçalan.
Yeni maklnalardan birine kifayet edecek kadar para atıldığı takdirde bir elektrik traş makinasından altı dakika faydalanmak kabildir. Altı dakikadan sonra ayni makina, traş olan müşteriye traş sonunda kullanılan losyondan sunmaktadır. Henüz tam ma-nasile geliştirilmemiş olan bir makina da sıcak sandviç satacaktır. Müşteri gelip seçinceye kadar sandviç donuk bir vaziyette beklemektedir. Müşteri yiyeceği sandviçi seçer seçmez, bu sandviç radar esasına Istl-nad eden bir pişirme 11e süratle ısıtılmaktadır.
Fevkalâde yenilik sayılablle-
cek yeni bir makina da meydana getirilmiştir. Bu makina üç çeşit soğuk yemek vc çorba veya kahve gibi bir çeşit sıcak içilecek satabilecektir. Diğer taraftan bir makina da dört çeşit kahve salmak imkânı m sağlamaktadır. Bu maklna-nın servisinden faydalanmak suretiyle arzuya göre siyah kahve, şekerli kahve. kremalı kahve, kremalı şekerli kahve içmek kabildir.
-^|PENiZCi~LiK|^
Limanımıza gelen ilk Alman ticaret gemisi
Harpten önce 140.000 tonluk bir filo ile çalışan Deutsche - Levante -Linie şimdi hepsi 4500 ton tutarında 3 gemi ile işe başladı
Fransa'da (Kızıl Düşes) adı verilen kıralcılık taraftarı ve Franco’nun şiddetli düşmanı bir kadın vardır. Geçende bir aralık tevkif edilen ve hapiste bir kaç hafta kaldıktan sonra serbes bırakılan Kızıl Düşes, hakiki ismiyle güzel Valence Düşesi şimdi yeniden tevkif edilmiştir.
Kumar yüzünden cinayet
Muzaffer »e Reşat Yıldırım

İzmir (Akşam) — Kumar yüzünden çıkan bir münakaşa, bir cinayetle neticelenmiştir. Kaatlller Muzaffer Yıldırım ve kardeşi Reşat Yılchmn’dır.
öldürülen genç Suat Aklaş adındadır ve 23 yaşındadır. Hâdise şöyiç olmuştur:
Suat Aktaş; Mezarlıkbnşı mevkiinde Yan İzmir Alinin 'kahvehanesinde otururken Re-[şat Yıldırım gelerek, kardeşi Muzafferi kumar yüzünden nl-
dögebileceğinl söylemiştir.
Bundan sonra kahvehane dı-
Meşhur bîr İngiliz tiyatro münekkidi geliyor
Modern tiyatro, Shakespeare ve Shakcspeare’l filme alma mevzunlu konferanslar verecek olan Mr. Alan Dent’ln yann İngll tereden tayyare He gelmesi beklenmektedir.
Londranın meşhur Mr, Alan Dent'i tiyatro, filim ve edebiyat müneklcldllği sahasında geniş tecrübe vc şöhreti olan değerli bir zattır.
şına çıkan Reşat!a Suat boğuşmağa başlamışlar. Suad; Re-şadı altına almıştır Reşat bu vaziyette İken bıçağını çekerek kalbi yakınına ve baldırına saplamış. Muzaffer de yetişerek tabanca ile Suadın karnına a-U‘ş elmiş, karsaklarını parçalamıştır.
Suat kaldırıldığı Memleket hastanesinde ölmüş, hâdiseden sonra kaçan Reşat vc Muzaffer Yıldırım, Eşrcfpaaada gizlenmişlerse de İki gün sonra karakola teslim olmuşlardır.
Son İngiliz seçimi: Geceleyin bir beyaz levhaya aksettirilen seçimin, neticelerini öğrenmek üzere toplanan halk.
Edimede bölge basketbol turnuvası
Edirne (Akşam) — Bir müddette nberi devam etmekte olan bolce basketbol turnuası sona ermiş ve Edimespor takımı bölge basketbol şampiyonu olmuştur.
Akşam'ın 13 şubat 1950 tarihli sayısında «Alman deniz ticaret filosu yeniden doğuyor* başlıklı bir yazı yazmıştım. Deutsche - Levante - Llnle kumpanyasının, gazetelerde çıkan ve Martha Russ adlı şilebin Alman ve Türk limanlan arasında muntazam seferlere baş-lıyacağını bildiren İlânı üzerine yazdığım o yazıda adı geçen gemi limanımıza geldi ve 7 Mart salı günü, kumpanyanın İstanbul mümessili olan M. Yannl Besls gazetecileri, İstanbul gümrüğü erkânını ve Kambiyo müdürünü gemiye davet ettL
Davetliler, Alman biralarını, Türk ve Amerikan Vlrjinya tütünü İle yapılmış Alman sigaralarını, eskiden pek nefis olan fakat şimdi eski nefasetini çok kaybetmiş bulunan Alman purolarını içerken bugünkü Alman deniz ticaret filosu hakkında, kumpanyanın gemi ile berabcT gelen temsilcisi, eski bir Alman açıt deniz kaptanından bugünkü Alman deniz ticaret filosu hakkında bir hayli malûmat: aldım.
Martha Russ şilebi
Bu şilep, daha ziyade kereste taşımak İçin 1949 yılı içinde yapılmış ve 1950 başında İnşası İkmal edilmiş küçük, fakat modern bir yük gemisidir. 1500 gros tonluktur. Kömür yakar, sürati de 11,5 mildir. Harbden önce aynı kumpanyanın 17 mil yollu büyük ve güzel şilepleri Alman Umanl ariyle İstanbul ve İzmir limanlan arasında süratli yük nakliyatı yaparlardı Martha Russ şilebinin küçük vt yolsuz olmasının sebebi, harb-den sonra, mağlûp Almanyaya galip müttefiklerin önce 4000 vs geçen yıldan İtibaren de 7500 gros tonluğa kadar gemi yapmalarına müsaade etmelerinden Ueri gelmektedir. Alman-yanm daha büyük gemi yapması yasak edildiği gibi süratin de âzami 12 mil olması şart koşulmuştur. işte bu tahditler yüzündendlr ki Martha Russ, küçük ve yolsuz bir şileptir.
Alman millî bayrağı yerine...
Almanya, Birine! Dünya Harbinden sonra eski «Siyah - kırmızı - beyaz* bayrağı torkede-rek onun yerine «Siyah - kırmızı - san» bayrağı kabul etmişti. Hitler iktidar mevkiine gelince Demokrat Almanyanm bu yeni bayrağını ortadan kaldırmış ve onun yerine ticaret filosu için ortasında beyaz bir daire ve bu dairenin İçinde gamalı haç, köşesinde de küçük bir «taytı - beyaz Alman haçı bulunan kırmızı Nazi bayrağını kabul etmişti, ikinci Dünya i Harbinden sonra, bu Nazi bay-
rağı da İlga edilmiş ve yerine gene «Siyah - kırmızı - san» demokrat Alman bayrağı ikame edilmiştir.
Gemiye giderken kıç gönderinde bu yeni Alman bayrağı yerine «Mavi - beyaz - kırmızı - beyaz - mavi» ufki çizgilerden mürekkep bir bayrak gördüm. Bu renksiz ve milliyetsiz bayrak. Amerikan -İngiliz - Fransız işgal kuvvetlerinin Alman kara sulan dışında sefer yapan ve yabancı limanlara giden Alman gemilerine çektirdiği bayrak İmiş Mağlûbiyet acı şeydir- işte galipler, mağlup Almanyaya. gemilerinde kendi milli bayrağını bile çektirmiyorlar. Yeni Alman milli bayrağı, küçük geminin küçük salonunda, şanlı bayrağımızla Deutsche - Levante -Linie *nln forsu arasında dalgalanmıyor. sadece mahzun mahzun duruyordu.
Bugünkü Alman ticaret filosu
Verilen malûmata göre, bugünkü Alman deniz ticaret filosu 300 bin tondan ibarettir. Harbden evvel 1939 başında Alman ticaret filosu 4.492.000 tonluk 2466 gemi İdL 1939 eylülüne kadar yapılan gemiler bu tonajdan hariçtir. Bu 4 buçuk milyon ton umumiyetle yeni, büyük ve süratli gemilerden mürekkepti. 1939 başında Nor-veçten sonra, dünyanın beşinci tonajına sahlb olan Almanya-nın 1939 eylülünde harb başladığı zaman. 4.835.000 tonluk 1990 gemiye sahlb olan Norve-çl de geçerek dördüncü olduğunu kabul etmek yanlış olmaz. Hep yeni gemilerden mürekkep o azameti! tonaj nerede, şimdiki küçük, eski gemilerden mürekkep 300 bin ton nerede? Hem bu 300 bin tonun İçinde. Alman kara sularında çalışan en küçük tenekncler de dahildir Alman açık deniz ticaret filosunun bugünkü hakiki tonajını bilmiyorsak da bütün Alman tonajı ya batmış veya taksim edilmiş olduğu İçin Almanların işe yeniden (fışladıklarına ve açık denizlerde sefer yapabilecek pek az gemiye sahih olduklarına şüphe yoktur
Alman tersaneleri ne halde?
Harbden evvel pek genişlemiş olan ve bir yıl içinde, yani 1938 de 481 000 lonhık ticaret gc misi ve aynca yüz binlerce tonluk her sınıftan harb gemisi yapan Alman tersanelerinden, şimdi eser kalmamış gibidir. Alman bahriyesinin resmi tersaneleri ve meşhur gemi inşaat firmalarının tezgâhlan, ya ı tahrip, yahut da taksim edilmiştir. Büyük Ilımalardan Sal-
dıray denizaltımızı yapan Krupp - Germanla, Yavuzu ve 45,000 tonluk Tirpitz zırhlısını' inşa eden Hamburgdakl Blohm und Voss, 26,000 tonluk muharebe kruvazörlerini yapan Kiel’ deki Deutsche Werke, muhrip ve denizaltı inşaatında mütehas sis olan Bremen'dekl Deschinag, Stettin'dekl Vtılkan. Danzig’de-ki Schicbau gibi meşhur tersaneler artık gemi yapabilecek halde değildirler. Yalnız bazı küçük tersaneler çalışmaktadır kİ, bunlar da 1904 te bizim yandan çatklı Bağdat, Basra, Halep vapurlarını yapmış olan Kiel’dekl Hu-wald Werke, Hamburgdakl Deutsche Werft İle StüJcken gibi küçük müesseselerden ibarettir.
Müttefikler sunî benzin yapan Alman fabrikalarını kamilen taksim ve tahrlb etmişlerdir. Almanyada sentetik ben-yjn ve petrol yaparak vaşaktır. Alman gemi tezgâhlarının eski halini bulması için uzun yıllara ihtiyaç vardır. Batmak bilml-yen 45.000 tonluk Btemark zırhlısın!. 50 bin küsur tonluk muhteşem Bre m en ve Europa irans-atlantiklerinL harb İçinde do 1200 den fazla denizaltı yama bu muazzam inşaat tezgâhlan, yeniden kurmak İçin, evvelâ Almanya ya 7500 gros '.ondan büyük ve 12 milden fazla süratli gemi yapmağı meneden tahditler kaldırılmalıdır. Al -manya, hür ve müstakil bir devlet olarak tekrar ortay-ı çıkmalı. bütün hayatıru olduğu gibi, deniz ticaret filosunu da İstediği gibi kurabilmelidir -
Halbuki Almanya, henüz barışa ve birliğine kavuşamamıştır ve İşgal altındadır Alman şehirleri gibi Alman sanayii de harbdekl müthiş bombardı' manlar, harb sonrasındaki ganimet taksimler! ve iktisadi kıskançlık tahripleri yüzünden bir harabe halindedir A’maa vapur şirketinin mümessili;
— 50 yaşındayım; 50 yıl daha yaşasam. Aimanyanm ■ I haline geldiğini göremem: diyordu.
İşte Almanyayı 1000 sene dünyaya hâkim kılmak malihulya?! peşinde koşan meczup Hltler'in marifeti!
_______________A. D. D.
Kadlköyde inşa edilecek mendirek
Şehir hatları işletmesi tarafından Kadıköyde înel Burnunda inşa edileceğini evvelce yazdığımız mendirek üzerindeki çalışmalar ilerlemektedir Bu hususta proje vesalr hususlar hazırlanmış ve İnşaat eksiltmeye çıkarılmıştır. Eksiltmeyi mütaakıp inşaata derhal başlanacak ve yeni mendirek en kısa zamanda bitirilecektir.

16 yaşında bir talebe arkadaşını öldürdü
Ankara 11 (Akşam) — Evvelki gün şehrimizde feci btr cinayet işlenmiş. 16 yaşında bir ortaokul talebesi, arkadaşını bıçakla öldürmüştür, ismet Eraçar temindeki bu çocuk, mahaite arkadaşlarından Hatllln kendisine fena sözler söylemesine kızarak bıçağını çekmiş ve H alili kalbinden vurarak öldürmüştür İsmet savcılıkça tevkif edilmiş ve dün muhakemesi görülmek üzere adliyeye getirilirken ölen Halllln arkadaşı Namık da, İsmeti Adliye binasında bıçağtyle yaralamıştır.
lamel hastaneye, Namık da cezaevine gönderilmiştir.
Parsl'to kışlık slrkde numara yapan bir aralan hastalanmıştır. Yukarıda Targa adındaki aralan bir baylar tarafından muayene edilirken sersemlemiş bir vaziyetle görülüyor.
Aşk kurban/J
Mahke;
ihtimallerle kafa yarmağa lüzum görmiyerek:
— Adam sen de, ha beni sevkı a sevmemiş, •hemmiyeti Ben onu
Bu, bana yeter,
Kızım kapıdan girince odanın içi aydınlandı
DEVIİT DENİZYOLLARI
S&HİZ YOLCULUĞUNA RAĞBET ARTTI
CunMu cmnlzi nraurvyacı sanallık. çeslllı eğlence çok eilo(ı ae
Devlet Denizyollarının lüks yolcu gemılen aradığınız bulun hususi yellere satupun
bunun var san-sevlyorum Her
mlş, ne kl-ya... haîde Flören benim olacak, diye düşündü ve Nevyorka varır varma* doğruca gepç kadının evine gltü .Dairesine girer mez:
— Fleron. dedi, servetim şeyim elden gitti. Yalnız FZ—
Derken, genç kadın endişeli ve heyecanlı bir sesle sözünü kesti:
— Süs Henrl...Fazla söze lü-lum yok. Sen en iyi dostum değil misin? diye sordu.
— En İyi dostun olduğumu sana bunca defa göstermedim mi? İcabederse yine ispat ederim. Söyle bana, derdin nedir? | — Dinle neni Henrl! Ben çok u.uu-ur — u. kadl,
nıml Düşün bir defa, önumüz-! deki hafta Bili İle evlenecektim. I Henrl bu söz üzerine şaşkına I dündü. Ümitsiz ve elemli bir sesle sordu: ' — Bili lle mi evleniyorsun?
— Evet. Billin iyi bir şöhreti olmadığını biliyorum, fakat ne __ ,-r-,____ kİ onu seviyorum. O daha d» bana tapıyor.
' ' — Demete bir gangsterin ka-
Avukat. ycdlğL müthiş darbe- nsı olacaksm ha?...
yi büyük bir tevekkül ve soğuk- ' —Bunu söyleme Henrl 1 Bilin
kanlılıkla karşılayan bu atlet. bazı kötü İşlere karıştığı doğ-Vucutlu ve yakışıklı delikanlıyı rudur, Fakat kalbi o kadar 1yi-tevccciih ve muhabbetle »üz- dlr kİ... Bundan sonra kimse-düklen sonra alâka ile sordu: İnin kılma bile dokunmıyacağı-
— Şimdi geçiminizi temin İçin na dair bana söz verdi. Şimdi □e yapacaksınız?
Henrl, omuz silkerek:
— Muayyen hiç bir plânım yok. cevabını verdi.
Avukat Ceferson, sordu:
— Belki bir iş bulmak huşu- 'Fakat Bili .daha tetik davrana-Bunda size yardım edebilirim, yak hasmını öldürmüştü.
Acaba ne İş yapabilirsiniz? I _ Anlıyorum Fieron! Bilil
— Bilgilerim çok az mösyö seviyorsun.
Ceferson! Bu güne kadar yalnız | — Evet Hendi. seviyorum! atlar, eğlenceler ve kadınlarla Sen iyi kalbll bir genç olduğun meşgul oldum. 1 ’
Avukat, esefle başını salladı:
— İş arayan bir genç İçin | bunlar oğünülecek vasıflar ve ! meziyetler değil. Her halde sİ- ' zlnle alâkadar olacağım, dedi. !
Henrl ayağa kalkarak avukatla vedalaşırken, hüzün ve elemle gülümsedi ve:
— Benim İçin zahmete girmeyiniz, cevabını verdi.
Henrl, avukatın yanından ayrıldıktan sonra Nevyorka dön- | mek üzere otomobiline bindi. luıutt w,Jllwlı £„v U11 UCB«. Şimdi kafasında bir plân tasar- kalmamıştı. Fakat hayır... Belliyordu, Vaziyetin bu şekli al- ki bu ümitsiz vaziyetinde sev-ması, belki kendisi İçin daha1, hayırlı olacaktı, Çoktanberl çil-dır asıya sevdiği güzel Fleron He evlenebilecek ve hayatını bir nizama koyabilecekti.
Otomobilini Nevyork yolunda ' hızla sürerken birdenbire zihnini «Acaba Fleron, beni seviyor ' mu?» suali altüst elti. Henrl. genç kadının kendisini sevdiğinden emin olmadığını samimiyetle kendi kendine itiraf etti.
Vakıa Fleron. kendisine büyük bir dostluk ve samimiyet gösteriyordu, fakat- kendisine aşkından bahsettikçe genç kadın kaçamaklı cevaplar veriyor, Un «ıretle Henrlyl ne ümitsizliğe i^aüyor. ne de cesaretlendiriyordu. ____
Nihayet Henrl. böyle şüpheli 2300
mütat
gir-
İhtiyar Ledingtoh öldüğü zaman vasiyetnamesini tatbike memur avukat Cefersen, müteveffanın biricik oğlu Henrlyl Ncvyorktan davet etti. Henrl, lüks otomobilini, avukatın evi önünde durdurduktan sonra sosyeteye mensup insanlara mahsus ağır ve lâkayıt adımlarla içeriye girdi
Avukat, delikanlıya
başsağlığı temennilerinden sonra davetinin sebebini anlattı.
— Şunu esefle haber vereyim ki, babanızın servetinden bir seç t bile kalmamıştır, dedi.
— Babamın üç fabrikası ne oldu?
— Bu fabrikalar çoktanberl İflâs halindedir. Fakat babanız, vaziyetini düzelteceği ümidiyle bu İflâsı, bugüne kadar gizli tutmuştu. Kendisi ölünce, şimdi hakikat meydana çıkacak.
— Hiç olmazsa alacaklılar, paralarını alabilecekler mİ?
■__Alacaklarının üçte birini bedbaht ve talihsiz bit
alabilirlerse Allaha şükür et- ‘ **
■inler.
Delikanlı .avukatın bu sözü
üzerine;
— Ne vazife, diye hayıflandı ve ilâve etti:
— Münasip gördüğünüz gibi
hareket ediniz mösyö Cefersont . Babamın servetini tasfiye ettik- yapayım ten sonra ne kadar borcu '
kaldığını lütfen bana bildiriniz.
,her bir
onu Park Layn'l öldürmekle İtham ediyorlar, Fakat iyi hatırlarsın. Bu, bir cinayet değil, bir düello İdi. Çünkü Park tabanca ile Bill'e hücum etmişti-
İçin beni anlayacaksın.
Henrl:
| — Anlıyorum Fleron! Senin İçin ne yapmak lâzım geldiğini düşüneceğim, cevabını verdikten sonra genç kadının evniden çıkıp gitti.
Zavallı Henrl, kendisine bugüne kadar müreffeh bir hayat sürmesini temin eden babasının servetini ve yeni bir hayat kurmasına kuvvet ve cesaret verecek olan Fleronun muhab-■ betini kaybetmişti. Artık nazarında hayatın hiç bir değeri
diği Fierona bir hayrı dokunabilirdi.
Ertesi günü, Henrlyl evinde ölü olarak buldular. Kalbine bir kurşun sıkarak İntihar etmişti. Sağ elinde: «Park Laynl ben öldürdüm. Bili masumdur» cümleleri yazılı bir kâğıt tutuyordu.
Hanım teyze gözlerini yuvalarında fırıl iril döndürerek karşımıza dikildi:
— Kızımın o günkü halini görseydiniz şakkadak düşer de bayılırdınız.
— Geçmiş olsun, sızlandı mı kızın?
— Sus, ağzından sın. Kırk bîr buçuk . lah, aslan gibi evlâdım neden hastalan iyotmuş?
Darılma, teyze hanım. Kızımın halini görseydiniz bayılırdınız, dedin ya.
— Elbette bayılırdınız. Bu yaştan sonra yalan mı söy-İiyeceğim? Nah, inanmazsan git de karıya sor. O bile gördüğü zaman az kaldı kİ küçük dilini yutsun.
— Ne oldu, anlat hele. Biz de yutalım dilimizi.
— Deliye bak. Anlatmakla clur mu ayol? Onun tarifine insan dili döner mi? Gözlerinizle görmeliydiniz ki ağızlarınızın suları şırıl şırıl aksın.
— Görelim bari, teyze hanını.
— Sen sahiden delisin vallahi. Sizin maskaranız mı benim kızım?
— Estağfurullah...
Sert bir el işareti yaptı:
— Haydi haydi. Aklını başına at da adam gibi konuş. Eğer sahiden bir niyetin varsa evvelâ anneni gönder bakalım. Beni de kendin gibi deli mi sanıyorsun? O aptallığı bir defa yaptım ben. Bundan sonra öyle çürük tahtalara basar mıyım? Evlâdımı pazar malı gibi önüne gelenin karşısına çıkaracağım öyle mi? Hımmm... Onun tırnağının ucunu bile göremezsin.
— Peki, teyze hanım Senin dediğin gibi olsun.
— Elbette benim dediğim gibi olacak. Kız anası ben değil miyim? Pazarcı bile malını keyfinin istediğine satar. Soyunu sopunu bilmediğim bir karının Jâkır-dısivie yavrumu ateşe atar mıyım? Mesrureciğim sanki ev köşelerinde kalmış da küflenmiş. Onun gibi kırk tane kızım olsun. Elimi öpüp de basma tac edenlere veririm. Bana iyi bak, oğlum. Senin bildiğin kız analarından değilim ben. Öyle bir evlât yetiştirdim ki cihanı âlemde emsali bulunmaz. Güzellik onda, şirinlik onda, terbiye onda. Yemeğinden dikişine kadar elinden gel-miyen iş yoktur. İç çamaşırlarını kendisi diker. Kombe-lezonuna bir tente işledi, yedi iklim dört bucaktan kadınlar, kızlar geldiler de örnek aldılar. Ben böyle kız yetiştiririm.
— Allah bağışlasın, teyze hanım. İnşallah hayırlı bir kısmet çıkar da mürüvvetini de görürsün.
Elini sallayıp dudak büktü:
— Şükürler olsun, Cena-| bı Allah kısmetiyle beraber
başladılar. Rahmetli efendinin vasiyeti vardır: «Meşru -reyi yirmi yaşından evvel evlendirme sakın» demişti.
— Hâlâ yirmi yaşını doldurmadı demek?
— Ne gezer? Geçen kiraz ayında on sekizini bitirdi, on dokzuna bastı. Etrafında pervane gibi dönenler var. Memurlar mı ararsın, tüccarlar mı istersin? Amma velâkin ben hepsini reddediyorum.
— Kızın evlenmek istemiyor mu?
— İstemez oiur mu? O da bir yuva kurmak ister tabiî amma şöyle münasip bir kısmet çıksın diye bekliyoruz.
— Mahkemede ne işin var. hanım teyze?
— Ne işim olacak, şu ka rmın yüzünden kalktım da geldim buralara. Onun bize ettiklerinden haberin yok galiba.
— Duymadık. Nasıl oldu bu iş?
— Orası uzun hikâye. Anlatsam şaşırır da kalırsın. Meğer bu dünyada neler oluyormuş! Az kaldı ki yavrucağımın canına kasdet-sin, kâfir kahpe. Dur. başından anlatayım da dinle. Günlerden salı mıydı, çarşamba mıydı, iyice hatırlı-yamıyorum.
Parmak boğumlarını sayarak devam etti:
— Pazar bir, cumartesi iki, cuma üç. perşembe dört. Tamaaam. Perşembe idi. Sabahleyin bizim kapı çalındı, şu karı karşıma dikildi Tanıdığım bir insan değil amma Tanrı misafiri diyerek buyur ettim. Malûm ya, bir evde yetişkin kız bulunursa misafir eksik olmaz. Uzatmıyalım efendim, kadını misafir odasına aldım, hal hatır sordum. Ondan sonar lâkırdıyı kendisi açtı; «Hanımcığım, ben hayırlı bir iş için geldim. Yakın akrabamdan bir bey var. Hem genç, hem de kazancı yerinde. Kendisi mühendistir. Evlenmek istiyor, alacağım kız uzun boylu, esmer olsun, diyor. Öteye beriye soruştururken sizi sağlık verdiler, esmer güzeli bir kız olduğunu söylediler. îşte bunun için rahatsız etlim sizi» dedi. «Kızım henüz on dokuzunun içinde. Şimdilik evlendirmeğe niyetli değilim. Fakat mademki buralara kadar yorulup gelmişsiniz kendisini bir defa görünüz» dedim. Kız mutfakta idi. Haber verdim, alelâcele giyinip geldi. Misafirle görüştü, sonra kahve yapıp getirdi. Ondan sonra efendime söyli-yeyim, karı kalkıp giderken kapının ardında bana; «Hanımcığım, Allah bağışlasın, kızın hakikaten güzel. Ter biyesi de yerinde. Ben çok beğendim. Fakat oğulmu-zun bir şartı daha var. be nim beğendiğim kızı bir defa da kendisi görmek isti . yor. Malûm ya. yeni usul aşındırmağa evlenmeler böyle. Sizin için
rahat-
yel al-nıaşal-
■K3 PROF Dr imi
SELİHATTİN erk
BULMACA
çeviren: A. HİLÂLİ
Zayi — İstanbul üniversitesi saymanlığından aldığım 111481/22701 No. lı İmtihan harcı makusunu kaybettim. Yenisini alacağımdan eskisinin hükmü yoktur. __ ______
İstanbul Üniversitesi Hukuk yerdi onu bana. Daha OB al-Fakültesl 7/8 sömestr talebesi tısının içinde iken talipler 2220 Kâzım Erg ün eşiklerimizi
. . ..—,
Sfenks Uykuda
Aşk ve Macera Romanı
Yazan: J. D. Cart
k—Te f ıika
— Pek fazla şeyler söylemedi. Fakat vaziyeti kavrayabllmeme kâfi gelecek derecede İzahat verdi. Bununla beraber...
Doktor Fell, koltuğunun kenarına bir yumruk İndirdi:
— ... Bununla beraber, bir tek menfi delil kâfi değildir. Şimdi artık kaatlll bulmamız lâzım geliyor.
— Hüviyetini tesblt edebilmek için bari en ufak bir İp ucuna sahip bulunsaydık...
— Ne ulak ip ucu?... Ben Margot’u Kimin öldürdüğünü biliyorum. — diye doktor Fel1. basit, bir eda ile, olağan bir şey söylüyormuşçasına. cev^p verdi. — Dün akşam Thorley’i Büyük Galeride istintak elti-ftînıdenberi kaatuı tcsblt etini; bulnuyorum.
Pencerenin önünde duran Holden birdenbire döndü.
Tercüme eden: (Vâ • Nû) No. 42
Doktor sordu:
— E, bakalım? Siz de benim söylediğim iş yapacak mısınız? Ncw - Bond'dakl adrese gitmeniz lcabediyor, Oraya polisten şimdilik kimseyi gönderemem. Çünkü, şu anda heriflerle görüş anlaşmazlığımız var.
Holden, razı oldu:
— Peki... Fakat, ne keşfetmek niyetlndesinlz?... Dorls Locke'ın dediğine göre...
— Doris Locke’ın mı? Onun bu İşle ne alâkası var?
— O yerin adresini bana Doris Locke verdi.
Holden, genç kızla muhaveresini doktor Feli’e anlattı. Doktor. gözleri testeke-rlek açılarak söylenenleri hayretle dinledi:
— Kadınların sezişi ne müthiş şeydir. — dedi.
Holden, devam elti:
— Mamafih, şu da var ki...
Margot öleli altı ay oluyor, apartıman belki de boş kalmamış, kiraya verilmiştir?
Doktor Fell, başını salladı:
— Bilâkis, öyle zannediyorum ki, aradığımız şeyleri orada bulabileceğiz. Buna dair delillerim var. Maalesef şu anda, buradan ayrılamıyacağun. çünkü İşim var.
Donald, tozlanmış camlardan dışarı baktı; tepede Devereu*’ terin aile mezarlığını gördü. Yerlerinden oynamış tabutların manzarası hâlâ gözlerinin önün deydi. Bu hayali kendinden u-zakl aştı ramıyordu.
Doktor. Fell, ne derse desin, onca muamma mezarlıkta. Doktor Fell'l yeniden zorladı, ona hakikati söylettirmek istedi. Fakat, şişman doktor somurtarak baktı:
— Hayır. — diye cevap verdi. Olup bitenleri keşfetmek size düşer. Biraz zihninizi yoracak olursanız, bunda muvaffak da olursunuz. Ben size, ancak bu muammayı hal yoluna doğru sevkede bilirim,
Doktor Fell, gözlerini bir an kapadı:
— Lahdin kapısını açlığımız

I
(Baş tarafı 4 üncü sabifeda' burada da yayılmıştır Bu ateş üzerinde dolaşma bilhassa adak adayanlar tarafından yapılmaktadır. Bu olay Dravpa-dinin sandukası önünde yapılmaktadır. Dravpadl beş erkek kardeşten ibaret olan Panda-valarla beraber yaşamakta İdi ve daima bu âdete göre ateş üzerinde yürür ve bu suretle beş kocasının başka mahalle sürüldüğü zaman, yalnız kaldığında İffetini ispat ederdi. Bu merasim maksadlle o gün
bu ibadet vazifesini İfa ede-, çekler evvelâ oruç tutarlar ve bu maksatla İlâhların sandukası önünde dua ettikten sonra, bu ilâhın resmi ateşin yandığı mahalle getirilir. Rahip evvel emirde müneccimlere vaziyeti sorar, muvafıksa san bir kisveye sanlı ve çiçeklerle süslü olarak yanan ateş içinden yürür ve geçer. Buradan geçtikten sonra ayaklarını bir süt kabına batırır ve bunu mütaa-kıp hazırun ateşin İçinden yürür ve geçerler.
Son zamanlarda bu âdet de tamamen değişmiştir. Şimdi yanan ateş yerine, yerlere serilen çiçeklere basarak bu İbadet tarzı da daha İnsani bir şekle sokulmuştur.
anı tamamı tamamına hatırlıyor musunuz?
— Şimdi karşımdaymış da bakıyormuşum gibi, teferrua-tlyle...
— Alt reze gıcırdadı.
— Hâlâ işitiyor gibiyim.
— Poils müfettişi Crawiord, analıları soktuğu zaman kilit hiç müşkülâtsız harekete geçti.
— Demek, kilide dokunmuşlar! Bundan ben de şüpheleniyordum İSiain mühür...
Doktor Fell, gülümsedi:
— Benim mühür orijinal mühürdür. Ve kimse el değdiremedi. İşte, size vereceğim İp ucu bunlardan İbarettir. Varın gerisini siz düşünün. Neticeyi de çLk&rın. Esasen, bu mevzu göründüğü kadar sizi alâkadar da etmez.
— Peki nasıl?... Ben...
— Hayır, şu esnada sizi işgal eden başlıca mevzu, Celia’nın deli olup olmadığıdır. Onun Cürüm İşlemediğine elbette kanisiniz. Fakat, on Un aklından şüphe ediyorsunuz. Doğru mu söylüyorum?
Holden, yumruklarını sıktı:
— Şu anda. Cella, lle behemehal konuşmalı, görüşmeli, an-
i
«TÜRKİYE CÜMHURIYE-İ ZİRAAT BANKASI Vadesiz Tasarruf Mevduatı sahipleri arasında 10 Mart 950 tarihinde yapılan keşidede ikramiye kazanan talihliler:
Hemşire okulunda kep giyme töreni
Huydarpaşadakl Numune hastanesine bağlı olarak faaliyette bulunan hemşire ve laborant okulunda bu çarşamba öğleden sonra Kep giyme merasimi yapılacaktır-
Merasimde Sağlık Müdürü, hastanelerin baş hekimleriyle mütehassısları ve diğer davetliler hazır bulunacak ve yapılacak törenle birinci sınıftan 1-klncl sınıfa geçenlere hemşireler kepi giydlrilecektir.
bir mâni oyksa yarın bizim mühendis beyle beraber gelelim. Siz de kendisini görmüş olursunuz» dedi. Dışarıda kızıma danıştım, o da; «Eski zaman kızları gibi gözü kapalı gelin olacak değilim ya. Gelsin de kendisini görelim bir defa» diyerek razı oldu.
(Maceranın sonunu varın nakledeceğim.)
Ce. Re.
15000 Ura Ankara’da 35518 hesap sahibi Muazzeze çıkmıştır.
10000 lira Konya’da 8816 hesap sahibi Battal'a çıkmıştır.
500 Lira kazananlar:
Soldan »ngn: 1 — Minimini »ekerli çörek. 2 — TOrkiyenın dev adamı, 3 — Tersi kalın halat, « - Meymenet - Rutubet. 5 — Haftanın bir rti-nu - Bir edat. 6 — Oğlanın bası - Un elenirken kalburda kalan. 7 — c«rme organımız - Odun olcUaÜ. U — Tembellik. 8 — Bir şeyin sağlamlığını yok eden. 10 — Hicap - lnnııar idaresi.
Yukarıdan atafrya: 1 — Bir hamur yemeği. 2 — Yakma bırakma. 3 — işaretler - Tavlanın âletlerinden, « — Vâdeden - Tersi seyrek dokuma, i — Taksim et - ilâç listesi. 6 — İnanç -Balın tabii kabı, 7 — Nûrin yapılı -Bir soru. 8 — Erkek - Dikiş maldnesi parçası.
GEÇEN BULMACANIN HALLİ
Soldan sağu: 1 — Tekerlek. 2 — Ebe, Âlle, 3 — Damaklar. « — Abile, Ne. 4 — Virane. S — ilmetsla, 7 — Ekinliyi. 8 — Duy. Fraâ. 9 — Eşek. En, 10 — Nunak. Ev.
Yukarıdan afagıye. 1 — Tedaviedea 2 — Etubılkıışu. 3 — Kcmlrmıycn. ■I — Alaen. Ka. 5 — RAkcnUt. 6 — Ul. Esire, 7 — Elan, tyane, 8 — Ke-
Ankara'da 4072 hesap sahibi P. T. T. Yardım Sandığı, 37757 hesap sahibi Hüsnü, Nazilli'de 2830 hesap sahibi Dfıryle, Bingöl’de 589 hesap sahibi Hacı, Malkara'da 161 hesap sahibi Tufan, Boyabat'ta 461 hesap sahibi Ahmed. Salihli’de 1218 hesap sahibi Mehmed ve İsmail, Zonguldak'ta 3305 hesap sahibi Fuad, Burdur’da 3543 hesap sahibi Sac ide, Rize'de 514 hesap sahibi Reşit, Bunlardan başka 100 ve 250 ILra olmak üzere 70 aded çeşitli ikramiye de muhtelif Bankalarımızdaki hesap sahiplerine çıkmıştır.»
■İlil ııı ııııt«ııuııııııııuııwııııuıııuuıııııııuıııııııuııumıııınııııiHiıuııııınuımııiMi
laşmalıyım.
Doktor Feil. onu caydırmağa çabalamadı :
— Evet. — dedi. — İhtimal en İyisi de budar. Tekrarlıyorum: Bu kızcağız deli dtğlldir. Ancak size şunu bildireyim ki...
Holden, kanıya doğru yürümüşken durdu.
— Şunu bildireyim ki — diye doktor Fell devam etti. — Polis, nazariyesinl kurarken, kısmen hakikatlere istinat etmiş oluyor. Bir nokta üzerinde, yalnız bir nokta üzerinde Cella yalan söyledi. Vaziyeti karmakanşik eden de budur. Fakat, yalan söylemiş olması, onu sizin karşınızda perişan etti.
— Gidip onu bulayım. Ben...
— Pekâlâ, pek münasip... Fakat, saat kaç?
Holden, pencereden baktı; ahırların üzerindeki saate göz attı,
— On İkiyi beş geçiyor... Saati neden sordunuz?
— Eğer treni kaçırmak İstemiyorsanız, buradan on dakikaya kadar çıkmalısınız.
Koridorun kanısı arkasına kadar açıldı- mebus Derek Hurst Göre pür heyecan görün-
ÇocuR beKimı doktor
Ahmel Akkoyunlu
raksım • talimhane
Palas. Telefon: «2621

Sivas C. Savcılığından:
1 — Sivas cezaevinin 950 akça yılı belediye tipi beheri 750 gram ekmek İhtiyacı şartnamesine uyularak kapalı zart usu-lyile eksiltmeye konulmuştur.
2 — 27.3.950 pazartesi saat 15 te C. Savcılığında kapalı zart usulü ile ihalesi yapılacak ve mezkûr saate kadar teklif mektupları kabul edilecektir.
3 — Asgarî IkJ yüz bin yedi yüz elli adet ekmek alınacak, muvakkat teminat 395 lira 23 kuruştur.
4 — thale, teslim ve tesellüm masrafları özel ve genel vergiler ve mukavele sona erinceye kadar pul masraflarını müteahhit verecektir.
5 — Fazla tafsilât C. Savcılığından ve cezaevi müdürlüğünden alınabilir. 2891
dü. f
— öhö... Buraya gelişimi affediniz. — dedi. — Belki de ra-’ halsiz etmişlerdir Fakat, seslerinizi duydum. Evin içinde kimseyi bulamadığım İçin...
Odada bir kaç adım attı. Oü-lümsemeğe gayret ediyor, fakat muvaffak olamıyordu.
— Doktor Fell! Margot'un cesedini mezardan çıkarıp muayene ettirmek üzere polisin müsaade İstediğini duydunuz mu?
— Evet.
— Peki, buna mâni olmağa niçin uğraşmıyorsunuz? Böyle bir rezaleti bastırmanın usulleri pekâlâ vardır, biliyorum, öyleyse niçin tedbirini zamanında almamalı? (Omuz silkti.» Zaten bu meselenin saçma olduğundan eminim.
— Bu işin saçmalığı neresinde?
— Her tarafında... Ben, baştan aşağı macerayı biliyorum. (Mebus haşinleşmişti.) Thorley nereye gitmiş olabilir?
— Son gördüğüm sefer Wi-destalrs malikânesindeydl. Dorls Locke'la muhavereye dalmışlardı. İhtimal hâlâ orada-|dır.
, — Hayır, otomobile binmiş,
Londra'ya gitmiş. Ne maksatla, 'nereye gitmşi olabilir?
Eğer mebus Derek, bu sözleriyle muhatapları üzerinde bir tesir bırakmak İstediyse, umduğundan daha fazla bir tesir yaptı. Çünkü, doktor Fell'ln ağzı açık kaldı. Gözlerini tes-tekerlek açtı; sapsarı kesilerek bir an konuşamadı:
— Ah. aman yarabbl! — dlyo mırıldandı. — Böyle bir ihtimali nasıl oldu da aklımdan geçirmedim? (Bıyıklan ürpe rıyordu.) A «irim Holden! Kaybedecek bir dakikamız yok. Bu treni katiyen kaçırmamalısınız. Holden! Dinleyin benli
Fakat, Holden, Celia’nın peşine gitmişti bile...
Donald Holden genç kızın kapısına vurdu. Ve cevap beklemeksizin içeri girdi.
Cella, kırallçe Anne üslûbundaki tuvalet masasının karşısına, uzunlamasına pencerenin yanma oturmuştu. Giyinmesi bitmişti, saçlarını fırçalıyordu-Gözlerl aynada karşılaştı.
Holden, derhal .«ordu: (Arkası var)
AKSAM
Sahtfe 7
KiNiNLi
12 Mart Pazardan itibaren
ULUS
Yeni makinesinde basılıyor
e=»
Zengin hediyeli
BÜYÜK MÜSABAKA
GRİPİN
BAŞ, DİŞ, NEZLE, ADALE, SİNİR, ROMATİZMA
ağniarma karsı dalma muvaffakiyetle kullanılmaktadır,
GRİPİN
GRİP, NEZLE gibi hastalıkların başlangıcında bir çok fenalıkların önüne geçer.
Dört saat ara İle günde ÜÇ kaşe alınabilir.
(ULUS) Gazetesi 12 Mart Pazar gününden itibaren YENİ BÜYİÎK ROTATİF MAKİNESİNDE basılacak ve bir çok yeniliklerle çıkacaktır. Bu münasebetle (ULUS) gazetesi ZENGİN HEDİYELİ bir müsabaka tertip etmiştir. Bu müsabakanın başlıca hediyeleri arasında şunlar vardır.
Son model bir otomobil — Batı Akdeniz seyahati — Doğu Akdeniz seyahati — Buz dolabı — Dikiş makinesi Yüz ellişer, yüzer, kırkar ve onar liralık banka hesapları, bisikletler — Elektrik ütüleri ayrıca yüzlerce okuyucuya çeşitli hediyeler
müstahzaratı
Harp yıllarındaki eksikliği günbegün telâfi etmekte Te
çeçldierinl imkân nlabe tinde arttırmaktadır.
Hâlen muntazam olarak piyasaya araedilen m (İştah-
saratnna :
TIBBÎ MÜSTAHZARLAR ITRİYAT
PERTEV ŞURUBU 1ÎKHİRİ SÜREYYA ÇOCUK PUDRASI
DİŞ MACUNU
DİŞ TOZU RADYO8EPT1L DA W ER
KARBONAT, NBVRISAL
KOMPTrtMRT.RR.
KREM PERTEV Yağlı KREM PERTEV Yağsız TUVALET PUDRALARI BRİYANTİN
ERYİANTÎN MAYİ SÜRME
VE SAİRE.
Uçan Gölgeler
Yasan.: Server Bedi ULUS Gazetesi 12 Mart Pazar gününden itibaren Server Bedi’in çok güzel bir romanını tefrikaya bağlıyacaktır. UÇAN GÖLGELER sevişen iki insan kalbinin geçirebileceği en büyük imtihandır.
Yankee Paşa
Yazan: Edison Nakşall
Gene Pazar gününden itibaren ULUS bu büyük Macera romanını da tefrikaya bağlıyacaktır. Yan kee Paşa Amerikadan kalkarak güzel ROSANA'yı Salen Limanından Tatar Haremlerine kadar takip eden adamın, fevkalâde sürükleyici hikâyesidir
D. Denlsyoltan ve Limanları mensuplan yardım cemiyeti
Çocuk fotoğrafı
YENİ BİR MÜSABAKA
ULUS, 12 yaşma kadar o-lan yavrularımızın katılabileceği İKİNCİ BİR MÜSABAKA daha tertip etmiştir. Bu müsabakaya iştirak eden çocukların resimleri ULUS gazetesinde neşredilecek ve kazananlara güzel hediyeler verilecektir. Mü-saa kanın hedefi en Fotoje-nibk ve sevimli yavruyu seçmektir.
Diğer yenilikler
Pazardan itibaren
ULUS Gazetesi, Pazar gününden itibaren, Avrupa-nırt en yeni ve en modem baskı makinesinde basılmağa başlanacağından, hususiyetlerinden faydalanarak okuyucuları için bazı yenilik ler daha hazırlamıştır. 12 Marttan itibaren bu yenilikler peyderpey okuyuculara sunulacaktır .
pirinç unları, temin ettiği kalori ve vitamin
bakımından en sıhhî çocuk gıdasıdır.
Süt çocuklarının beslenmesinde yardımcı gıdaların ehemiyeti büyüktür.
ARI
SAÇLARINIZ KAÇ
YAŞINDADIR?
D. Denizyolları ve Limanlan mensuplan yardım derneğinin »/Mart//1950 tarihinde toplanan Genel Heyetince
10/Mart/1950 tarihinden İtibaren ölüm yardımının. (1000) liradan (1250) ve mâlûllyet yardımının da (500) liradan (800)
liraya iblâğına karar verildiği İlân olunur.
Sayın Doktorlara
Penicillîne G. Procaine Abbott 300.000 U. Şınngalı 3.000.000 ü. şişelerde eczanemize geldiğini ve eczanemizin bugün nöbetçi olduğunu saygılarımızla arzederiz. REBUL ECZANESt: KEMAL MÜDERRİSOĞLU
Beyoğlu — Ağacamii yanında Tel: 40354.
İstanbul Hudutlu Sorumlu eldiven
ve kadın çantası imalci ve dericileri istihlâk kooperatifi İdare Kurulu Başkanlığından:
Kooperatifimizin Genel Kurulu 28. Mart. 1950 tarihine rastlayan pazar günü saat (10) da Beyoğlu Sıraselvllerdeld Hal-kevinde âdi olarak toplanacaktır. Sayın üyelerimizin İlân edilen gün ve saatle gelmeleri rica olunur.
GÜNDEM :
1 — İdare Kurulu ve MüarUp raporlarının okunması.
2 —* İdare Kurulunca tanzim olunan 1949-1950 senesine alt bütçe ve kadronun tasdiki,
3 — İdare Kurulunun tasdi M,
4 — Statüye uyularak üçüncü ve yedek mOrakibln seçilmesi
■^■■konservatuar türk musikisi konseri mhh
MUHAYYER FASLI
14 Mart salı saat 18 de şehir Komedi Tiyatrosunda. (3005) I
Kimya, ıtriyat, tıbbî müstahzarat sanayicilerine
Ticaret ve Sanayi Odasından :
Muamele Vergisi komisyonu raporunda zümremizi İlgilendiren kısımlar üzerinde rnesiekdıışlarınıızla görüşmek iizere 14 3'05ü salı giıniı saat ■ ıe odamız içtima salonunu teşrifleri ehemmiyetle rica •«unuı. 2010
Takeometre Ölçmeleri
nln ikinci tab'ı yeni ilâvelerle çıkmıştır.
Satış yerleri: Beyoğlu Kitap Sarayı, Tepebaşı Sergladis Ankara caddesi Üniversite Kltabevlerl, Galata Lâtif Han Doğan Yürük Teclmevl- Fiyatı 4 Uradır.
JBUÇEL Türk Anonim Şirketi Yönetim Kurulundan
Şirketimizin 1949 yılı hissedarlar genel kurulu âdi toplantısı gündemde yazılı hususları görüşmek üzere 31/Mart/1950 cuma günü saat 15 te İstanbul Ayvansaray. Abdülvedüt Caddesi 121 No dakl merkezinde yapılacağından hissedarların teşriflerini ve toplantı gününden en geç bir hafta evveline kadar sahip oldukları hisse senetlerini şirket merkezine tevdi ederek giriş kartı almalarını rica ederiz.
GÜNDEM :
1. — Şirketin 1949 yılı Yönetim Kurulu ve denetçi raporla-riyle bilanço ve kâr ve zarar hesaplarının okunması,
3. — Rapor ve hesapların tetkik ve tasdiki ile Yönetim Kurulunun ve denetçilerin ibrası,
3. — 1949 yılı neticeleri hakkında karar alınması,
4. — Yönetim Kurulundan ayrılan üyeler yerine yenilerinin seçilmesi ve Yönetim Kurulu tahsisatının tesblti,
5- — Denetçi seçimi ve ücretinin tâyini,
5. — Yönetim Kurulu üyelerine şirketle İş yapmak hulusunda yetki verilmesi.
İstanbul üniversitesi Rektörlüğünden:
Üniversiteye bağlı Tıp. Hukuk, İktisat, Fen, Edebiyat ve Orman fakülteleriyle Dişçi ve Eczacı okullarında mevcut bilim kollan için doçentlik İmtihanı açılacaktır.
İsteklilerin Mart/1050 sonununa kadar, imtihana girmek istedikleri bilim kolunu ve yabancı dili göstererek bir dilekçe ile Fakülte Dekanlıklarına başvurmaları ve bu dilekçeye:
a) İsteklinin Üniversiteler kanununun 18 inci veya altıncı maddelerindeki şartları haiz bulunduğunu bildiren belgelerin asıllan veya Noterlikçe tasdikli suretleri,
b) İmtihan harcı olarak (50) liranın Üniversite veznesine teslim edildiğine dair makbuz,
e) İsteklinin İlmi araştırma ve yayınlarının listesi,
d) Doçentlik tezinin basılmış veya yazı makinesinde yazılmış olarak altı nüshası (kapalı zarf İçinde).
e) Tezin muhtevası hakkında bir sahlfeyl geçmemek üze-
re hazırlanmış bir özetin altı nüshasını bağlamaları lâzımdır. 42872)
■KH SAT1IJK
Ruberold imâline elverişli KÂĞIT ve MUKAVVA
İmalâthanesi
Haliçln en işlek yerinde çalışır vaziyette bütün te-slsntiyle beraber bir mukavva fabrikası şahlıktır. İsteklilerin Galata Voyvoda Cad. Bozkurt han 3 üncü kat No. 25 - 26 ya mü-racaatlan. Telefon: 41845
Doktor
MEDİNE MEnMETOĞLÛ
Çocuk Hastaılklan Mütehassısı. Boğanağa Mithat
Paşa Cad. No 31 den aşağıdaki adrese nakletmiştir. Boğanağa Büyük Haydar efendi sokak No, 15. Tel:
25790 Cuma. Pazar hariç
her gün saat 16-19 kadar
muayene ——
Diş macunu
Eczanelerde ve Itriyat mağazalarında arayınız. Türkiye Eczacıları Deposu
Zayi — (Gümrük vP Tekel Bakanlığı Müfettişi 8) ibaresini taşıyan resmi mühür kaybedilmiştir. Hükümsüz olduğu İlân olunur. Müfettişlik
HANNOVER
Ticaret Fuan: 29 Mart - 2 Nisan 1950

Sanayi Fuarı: 3-14 Mayıs 1950
Ticaret Fuarını kaçırmamak için acel etmeniz lâzım. Döviz, vize ve seyahat işlerinde kolaylık.
Her türlü malûmat ve izahat için : Türkiye Mümessili Dr. O. Zeki Torgay MehmetH, İstanbul - Galata, Aslan Han.
Telefon: 42065 Telgraf: Metanetli İstanbul
Dünyanın her yerinde
İhracat işleri ite meşgul
L I G N I M P E X Döşeme, tahta ve kâğıtçılık işlerinde dış ticareti i-dare eden millî bir teşebbüs.
Budapeşte, V Nador — U. 4. Tel: 182 - 960
Telgraf; Lignimper, Budapcşt.
ı İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası ilânları Serbest ticaret rejimi hakkında İstanbul Ticaret ve Sanayi Odasından
Dünya ticaretinin yüzde seksenini temsil eden memleketler arasında gümrük tarifeleri ve ticaret genel anlaşması hakkında eylülde yapılacak müzakereler İçin Bakaniıklarası bir komisyon tarafından hazırlıklar yapılmaktadır. Komisyon, devletler tarafından bizden gümrük resimlerinin indirilmesi talebinde bulunulması muhtemel olan ve bir listesi Odamıza gönderilen maddelerden hangileri üzerinde - milli ekonomimizin gelşlmesine halel gelmeden - İndirmeler yapılması muvafık olacağına dair Ticaret ve Sanayi erbabının mûtaleasııu istemektedir.
Bilumum tacir ve sanayicilerimizi daha fazla malûmat almak ve İştigal etlikleri maddeler hakkında mütalea vermek üzere İster yazı İle İster şLfahen Odamızın ticari ve sınaî tetkikler şubelerine müracaat etmeğe ve alâkadar oldukları maddenin dahil bulunduğu meslek heyetlerinin peyderpey Hân olunacak İç ti malarına davet eyler.___________(2909)
[İSTANBUL BELEDİYESİ 1LÂNLAR1|
Unkapanında Yavuz Sinan mahallesinin Çeşme meydanı sokağında eski 20 yeni 11 No. lı iki katlı kagir bina ankazı satılmak üzere kapalı zarf usullle arttırmaya konulmuştur.
Keşif bedeli 2200 lira re ilk teminatı 165 liradır.
Şartnamesi Dlvanyolıuıda Belediye Merkez binasındaki Zabıt ve Muamelât Müdürlüğünden alınacak veya görülecektir.
İhale, 23 Mart 950 perşembe günü saat 15 de Belediye merkez binasında müteşekkil Daimî Komisyonda yapılacaktır.
İsteklilerin ilk teminat makbuz veya mekluplannı havi olarak hazulıyacakiarı kapalı zarflarını ilinle günü saat 14 e kadar Daimi Komisyona vermeleri lâzımdır. (2818)
!?hlfe 8 - - AKŞAM 12 Mart 195|)
AK ŞAM [s p or, |
Beşiktaş - Vefa maçı
Haftanın dedikodusu
Türk basketbol ve İstanbul kupası
Kasımpaşa-Emniyet maçı birinci KÜME sonuncusunu meydana çıkaracak
Birinci devre lig maçlarında Beşilctaşın G - ! yendiği Vefa takımının Beşiktaş kalesine tehlikeli lıir akışı
İstanbul lig maçları geçen hafta yapılan Brşlktaş - Fenerbahçe tnaçı ile resmen bitti. Fakat bu arada kar ve muhalefeti hava dolayıslyle tehire Uğrayan üç maç kaldı. Bunların ikisi buğun ve birisi gtlecek hafta yapılacaktır.
Bu seneki maçlar fevkalâde hesaplı ayarlanmış okluğundan ligler sonuna kadar heyecanını muhafaza etil. Narıl etmesin kİ son olarak yapılan Beşiktaş -Fenerbahçe maçının Dittiğini ilân eden hakem düdüğüne kadar şampiyonluğu hangi takımın kazanacağı beli) değil-, dİ. Milli küme dolayıslyle büyük bir ehemmiyet kesbeden dördüncülük ise ancak geçen hafta cumartesi günü yapılan Vefa - Emniyet maçından sonra kati olarak anlaşıldı Kümenin »onunculuğuna gelince, hangi kulübün düreceği bugün belli olacak.
Evvelce tehir edilen Kasımpaşa - Emniyet Beşiktaş - Vefa maçları bugün yapılacaktır.
Görünüşe ve takımların bugünkü durumlarına göre Beşiktaş - Vefa maçının ehemmiyetli olması icap ederse de bu maçın neticesi gerek Beşiktaşın şampiyonluğu ve gerekse Vefanın dördüncülüğü üzerinde bir tesir icra edecek mahiyette olmadığından bu karşılaşma her lkl takım için önümüzdeki milli küme maçlarına güzel bir İdman olmaktan yukarı çıkamı-yacaktır. çünkü bu kulüpler şimdiye kadar aldıkları puanlarla ligdeki veziyetlerlnl tarsln etmişlerdir. Bu bakımdan gerek mağlubiyet ve gerekse galibiyet derecelerine hiç bir suretle tesir demez.
Yazan: Şazi TEZCAN
yüzden çok çekişmeli geçeceği muhakkaktır. Şimdiye kadar aldıkları puanlara göre kuvvet-lerl müsavi görünen bu Lkl ku-
lübün bugünkü karşılaşmada elde edecekleri netice kulüplerinin istikbali üzerinde rol oynayacağından çok dikkatli ve âsablarına hâkim olarak oynamaları İcap etmektedir.
Haftanın notlan
İstanbul bölgesi iki takımla temsil edilemez mi ?
Yazan; Adil GİRAY
Asıl mühim olan maç Kasımpaşa ile Emniyet arasındadır. Bu karşılaşma küme sonuncusunu meydana çıkaracağından kulüplerin bütün varlıklarını ortaya dökecekleri ve maçın bu
Futbol federasyonumuz, olgun idarecilere yakışan, herkesi tatmin ve memnun edecek yerinde bir karar almıştır. Bu güzel kararın Akdeniz kupası maçlarına İştirak edecek genç milli takımımızı seçmek üzere Ankara, İstanbul ve İzmir temsili genç takımları arasında bir turnuva yapılacaktır. Bu mühim turnuva gelecek cumartesi ve pazar günleri İnönü stadında cereyan edecektir. İlk gıin İstanbul - izmlrle karşılaşacak bu maçın galibi pazar günü Ankara genç takımı ile oynıya-caktır. Bu turnuvadan gaye milli takıma namzet olarak gösterilen elemanları gözden geçirmek olduğunu düşünerek başka bir tertip düşünülemez nü?
İstanbul bölgesinde Ankara ve İzmlre nazaran daha fazla sayıda eleman vardır. Bu hakikati gözönünde tutarak İstanbul bölgesinin bu turnuvada ayrı ayrı İki takımla temsil edilmesi yabana atılmıya-çak bir fikir olarak Heri sürülemez mi?
istanbulun İki takımla maçlara katılması turnuvayı her bakımdan daha cazip ve faydalı bir şekle sokar. Şöyle kİ: Cumartesi günü Llk maçı İs-
Göztepe İzmir şampiyonu
Altay İkincisi oldu
Son İki sene zarfında oldukça büyük bir varlık olduğunu ispat eden basketbolümüzün iyi eller tarafından İdare edildiği zaman neler yapabileceğini son Galatasaray - Mldway uçak gemisi maçında gördük. Mldway uçak gemisi oyuncularından müteşekkil takanlar müteaddit İstanbul klüplerinin takımtarlle bir çok maçlar yaptılar. Hemen şunu İlâve edeyim kİ Mldway uçak gemisinde bir basketbol sahası olduğu gibi 18 tane de basketbol ekibi vardır, işte bunların arasından en iyi yedi oyuncudan müteşekkil olan en kuvvetli Mld-way basketbol ekibi Galatasa-rayla iki maç yaptı. Birincisini kazandı. İkincisini bir sayı farklle kaybetti. Fakat son maç Türkiye de bugüne kadar görülmemiş bir teknik, sürat ve nefasette oynandı.
Oyıından sonra bir tercüman vasıtaslle Amerikan denizcilerinin kaptanı teğmen aynen şunları söyledi:
«Biz Türkiyede böyle bir basketbol ekibi bulacağımızı katiyen ummuyorduk. Takım halinde oynamasını fevkalâde biliyorlar. Bilhassa Dr. Ali, Hüseyin, Yalçın, Yılmaz, Erdoğan, Cemil. Samim’den müteşekkil ekibiniz Amerikada kolej takımları klasmanında on uncudan sonra muhakkak yer alabilir. Basketbolü ferd oynamaz takım oynar. Takım halinde İyi -
çalışan ekip de dalma kazanır. I Çok çetin maçlarla geçen Bunu GalatasaraylIlar bizi yen- haftalardan sonra lige İştirak eden sekiz takım arasında Göztepe İkinciden üç puan ileride farkla şampiyon oldu. Lig ikinciliği şimdiye kadar İzmlrde ender görülen çekişmelere sahne oldu. Ligin son maçı olan K, S. K - Altay karşılaşmasının bitmesine kadar İkinci olacak takım belli değildi. Bu maçın sonunda Altay iknlcillğl, A. Ordudan averlajla almağa muvaffak oldu.
Böylece M. Eğitim kupası maçlarında Tzmiri temsllen An-
dikleri için bir İltifat olsun diye söylemiyorum. Bu şekildeki çalışmalarına devam ederlerse korkmadan Amerikada maç yapabilirler.»
ve
İzmir takımlarının en kuvvetli tarafları — Göztepe, Suriye ve Lübnana gitti
Suriye ve Lübnana giden İzmir futbol şampiyonu Göztepe takımı dilerini istasyonda uğurlayanlar arasında
oyuncuları ken-

tanbul B takımı İzmlrle oynar. Aynı gün İkinci karşılaşmayı İstanbul A takımı İle Ankara takımı yaparlar. Pazar günii ise birinci karşılaşmayı İstanbul B takımı Ankara ile İkinci maçı da İstanbul A takımı İzmlrle yapar.
Bu şekilde tertiplenecek turnuva daha enteresan olacaktır.
Bir noktayı daha belirtmek İstiyoruz: — ■*—4
Bütün Avrupa memleketlerinde olduğu gibi bizim federasyon da bu turnuva, münase-betlle üç kişilik bitaraf bir seçme komitesi kuramaz mı? Federasyon âzalan dışında bilgi ve görüşlerine inandığımız üç kişiden mürekkep bu komitenin lkl gün devam eden maçları gördükten sonra seçecekleri oyuncular muhakkak kİ milli takımımızın hakiki elemanlarını teşkil edecektir. Seçme komitesini kurmakla federasyon bazı dedikoduların da önüne geçmiş olacaktır. Diğer taraftan federasyonumuza karşı bu vesile ile umumi bir İtimat ve İnanç havasının doğmasına şahit olacağımız da tabiidir. Bu durum şüphesiz kİ memleket futbolunun çok hayrına olacaktır.
Son gelen Fransız İtalyan spor gazeteleri de Türk basketbolundan sitayişle bahsetmektedirler. Bilhassa nisanın altısı İle onu arası yapılacak olan milletlerarası İstanbul kupası basketbol karşılaşmasına da gerek Fransızlar ve .
gerek Italyanlar seve seve ka- kara ve İstanbul takımları ile tışacaklarmı yazmaktadırlar, [deplasmanlı karşılaşmalar ya-Fakat bizde bu hususta bir pacak olan iki takım belli oldu: ses seda yok. Üç aydan beri Altay ve Göztepe.
yapılacağı ilân edilen bu bas-1 Muhakkak kİ ne Göztepe ve ketbol turnuvası için Spor ve Altay, ne rte Ankaranın birinci Sergi Sarayı hilâ hazırlanma- ve İkincisi M. Eğitim kupasında mıştır. Milli basketbol takımı »k üç sırayı alamyıacaklar. Bu namzetleri henüz seçilmemiş- sıralar yine İstanblun üç meçtir. hur takımı (F. Bahçe, G. Saray,
Kulağımtza çalındığına göre Beşiktaş) arasında paylaşıla-25 ve 26 mart günleri Spor ve çaktır. Asıl mücadele bundan c—»ı o—uı- .................... 1 sonraki dereceleri almak İçin
İzmir,, Ankara ve İstanbulun dördüncüsü arasında geçecektir. İşte, gaylerl güzel oynayarak dördüncü ve beşinci sırayı almaktan başka bir şey olmayan İzmirln iki takımının son dııru-mu şöyledlr :
. Göztepe: Ligde yaptığı on dört maçın 10 unu galibiyetle, 2 sini beraberlikle bitiren Göztepe iki defa da mağlûp olmuştur. Mağlûbiyetlerin biri Alfayadır. Attığı gol adedi (28), yediği (18) dlr. izmirln en az gol yiyen takımı Göztepenln, en İ kuvvetli tarafı, müdafaasıdır.
Semih, Saracettin, Mehmetten mürekkep haf hattı tamın ve
İstanbuldaklnden tam altı I aynı zamanda İzm irin en iyi hafta sonra başlayan İzmir lig ı hattıdır. For hattı müdafaa ka-maçiarı, geçen hafta sona erdi.‘dar muvaffak olmayıp bu hatta en İyi oyuncular, iki açıklar (Nezihi, Menıduh) ve santrfor (Alâaddln) dlr. Alâaddln takımın en golcü elemanıdır ve 10 goLlç İlgin gol kiralıdır.
Al taya gelince: Ligin son haftalarına kadar hiç de İyi bir durumda olmayan bu takım son üç maçında gayet iyi oynayıp attığı 14 golle vaziyetini düzelterek ikinciliği averajla Altur-ordudan almıştır. Yaptığı 14 maçın 9 unu galibiyet, birini beraberlik, dördünü de mağlubiyetle bitiren Altay 38 gol atmış, 21 gol yemiştir. Ligin en çok gol atan takımı olup, iz-mlrin en >51 for hattına sahiptir, En iyi oyuncuları sağ bek Kemal, sol haf Salahaddin, sol açık Cihat ve for hattının üç ortası EdvLn, Bayram ve Ferld-dir.
Sergi Sarayında bir Avusturya ekibi İle muhtelif boks maçları yapılacakmış. Bu durum muvacehesinde Spor ve Sergi Sarayının zemini ancak bu tarihten sonra tahta döşenebtle-ccktLr. Yani takımımıza antrenman yapmak için zaman kalmamaktadır. Esasen millî takım elemanları da henüz ortalıkta mevcut değildir.
Bütün bunlar neden İleri geliyor biliyor musunuz? bilgisizlikten!... Programsız, meden yapılan işler böyle netice verir. AvrupalIların dikkatle takip ettikleri bu turnuva cıvık çıkmasa bari.
Halûk SAN
düşün-ancak
Kaçakçı futbolcular
Yunan millî takımı beki M ura di s mahkum oldu
Mısırda yaptıkları maçtan dönüşte Atina gümrüğünde yapılan sıkı araştırmada bavullarında kaçak mallar bulunan Muradls, Nikolopos ve 8a rafla mahkemeye verilmişlerdir. Bun lardan Muradis on beş ay hapis cezasına çarpılmıştır. Yunan federasyonunun bu 3 oyuncuyu müebbeden boykot edeceği zannedilmektedir.
iki takım büyük bir M. Eğitim kupası başlamasını öekll-
şimdi bu heyecanla maçlarının yorlar. şüphesiz aynt heyecanı İzmirln sporseverleri de duyuyordun Çünkü uzun zamandan-beri hasret kaldıkları İstanbul takımlarını tekrar görecek, onların oyunlarını zevkle seyredeceklerdir.
Göztepe takımı Suriye ve Lübnana gitti
İzmir (Akşam) — İzmir futbol şampiyonu Göztepe takımı, hususi karşrlaşmalar yapmak için Suriye ve Lübanana gitmiştir. Altay ile diğer kulüplerden üç oyuncu ile takviye edilen Göztepe takımı .ilk maçını 12 martta Hateb’de yapacaktır. Suriyeli sporcular, Türk sporcularını hududumuzda karşılamışlardır.

Bugünkü maçlar
İNÖNÜ STADINDA
Saat 13.30 Kasımpaşa - Emniyet. Hakemi: Feridun Kılıç.
Saat 15.30 Beşiktaş - Vefa Hakemi: Mustafa Giıventürk
Yunan basketbol takımı
Yunan basketbol takımı mayısta Kahlre'ye gidecek ve orada Mısır milli takımı ile lkl maç yapacaktır.
Yunan millî takımı Itlaya’ya gidiyor
Yunan milli takımı 2 nisanda İtalya’ya giderek İtalyan genç milli takımı ile karşılaşacaktır. Yunan milli takımı İtalyada üç maç yapacaktır.
Adil Candaş Murad ı tuşa getirmeğe uğraşıyor
Halil Kaya Melih”! tuşa getiriyor

Comments (0)